Dünya gördü ama. Ankara hala uyuyor. Hasta çok PARA YOK! İzmir Büyükşehir'den BEDAVA internet! Bakanlıktan İzmir'e AB ofisi

Transkript

1 SAYFA 1 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI CHP deki CHP deki ve ve meclisteki meclisteki üyeliğinden üyeliğinden istifa istifa ettiğini ettiğini açıklayan açıklayan Fatma Fatma Esen Esen Kabadayı, Kabadayı, ikinci ikinci bir bir açıklama açıklama yaptı yaptı HENÜZ, ANLATACAKLARIMI ANLATMADIM Çeşme de yapımı süren RES lere ilişkin mücadelesiyle tanınan Fatma Esen Kabadayı, CHP deki ve meclisteki istifasını açıklamasının ardından bir açıklama daha yayımladı -CHP DEN İSTİFA, MECLİSTEN BELKİ Geçtiğimiz günlerde CHP deki ve meclisteki üyeliğinden istifa ettiğini açıklayarak tüm okları üzerine çeken CHP Çeşme İlçe Meclis Üyesi Fatma Esen Kabadayı bir açıklama daha yayımlayarak; CHP den istifam kesindir ancak meclis üyeliğim konusunda istişare yapacağım. Bağımsız devam edebilirim dedi. devamı 16 da Karşıyaka'nın turizmi üniversiteye emanet! Eğitim, kültür ve sanat konularında ortak projeler üreten Karşıyaka Belediyesi ve Yaşar Üniversitesi, işbirliği halkasına bu kez de turizmi ekledi. İki kurum, Karşıyaka'nın yıllarını kapsayan Turizm Master Planı'nı hazırlayacak 15 Şubat 2015 Pazar ÖRNEK OLMAK İSTİYORUZ İmza töreninde konuşan Başkan Akpınar "Karşıyaka'yı kültür, sanat, spor ve turizmde marka kent yapmak için mücadele ediyoruz. Bugüne kadar da örnek projeler hayata geçirdik. Hedeflerimize bir bir ulaşırken, turizm çalışmalarımızı, Yaşar Üniversitesi'nin marka değeri ile tamamlamak bize mutluluk verecek. İlçemizin Turizm Master Planı'nı hazırlayacağız ve kentimiz turizm yönünden nasıl gelişir, hangi yatırımlar yapılmalıdır bunları ortaya koyacağız" dedi. devamı 16 da Bakanlıktan İzmir'e AB ofisi AK Parti İzmir Milletvekili ve Dışişleri Komisyonu üyesi Rifat Sait, 19 Şubat'ta İzmir'de Avrupa Birliği Bakanlığı Ofisi açılacağını açıkladı. AK Parti İzmir Milletvekili Sait, "AB Bakanlığı Ofisi'ni perşembe günü inşallah hizmete açacağız. Önümüzdeki günlerde Başbakanlık Ofisi de açılacak. Tüm bunlar hükümetin İzmir'e verdiği önemin göstergeleridir" dedi. devamı 16 da Dünya gördü ama Ankara hala uyuyor Türkelli İleri Biyolojik Atıksu Arıtması nın temel atma töreninde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, hükümeti eleştirdi. Kocağlu, "3 uluslararası ödül aldık ama hala göremiyorlar" dedi CONTALARI İYİ SIKIN Avrupa Birliği standartlarında arıtma sayısı ve kişi başına düşen arıtma miktarıyla Türkiye liderliğini koruyan İzmir Büyükşehir Belediyesi nin arıtma seferberliği sürüyor yılında Menemen ilçesinde 100 bin kişilik ileri biyolojik atık su tesisini hizmete alan Büyükşehir, ilçenin ikinci arıtmasının temelini Türkelli de attı. Açılışta konuşan Kocaoğlu, "2014 yılında İzmir e 3 uluslararası ödül verildi. Para harcayarak yapamayacağı tanıtımı yaptık yılında bu ödüllerin daha büyüklerini bekliyoruz. Demek ki çalışırsak oluyor. Birileri İzmir de, Türkiye de görmüyor ama adam uzaydan mı bakıyor, ne yapıyor; dünyada görüyor diye konuştu. Aliağa, Menemen ve Foça Belediye Başkanlarını uyaran Kocaoğlu, "Aliağa, Menemen ve Foça belediye başkanlarından isteğim var: Sanıyorum çöp kamyonlarının contalarında eskime oluyor ve çöp suları zaman zaman yollara dökülüyor. Bu da Türkelli hemşehrilerimizi rahatsız ediyor. Kamyon contalarının sık sık değiştirilmesi sanıyorum sorunu çözecektir. dedi. Katı atık depolası tesisi sorununa da değinen Kocaoğlu, "Bu tesisleri kimse ilçesine istemiyor. Büyükşehir Belediyesi kentin bütünde bakmak ve değerlendirmek zorunda, kentliye karşı görevlerini optimumum noktayı bulup orada projelerini gerçekleştirmek zorundadır" dedi.»16 da "Sevgililer Günü"nün vazgeçilmez hediyesi çiçeklere yoğun talep oldu, alışverişini son ana bırakanlar, klasik kutu içindeki kırmızı güle 10 lira ödeyerek sevdiğini mutlu etme olanağına kavuştu. İzmir Çiçekçiler Odası Başkanı Kış, "Sadece İzmir'de 4 milyon daldan fazla yerli gül satışı oldu" dedi. devamı 16 da Timuçin Gündem yazdı RAKAMLARIN DİLİNDEN ÜLKEMİZ-3 9 da >> Sabit İnce yazdı PARALEL İSRAİL BAĞLANTISI 8 de >> Hasta çok PARA YOK! Çin ipeğine yenilen Türk ipeğinin yıllara direnen öyküsü, Hindistan da söze geldi. İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Elvan Özkavruk Adanır, Türkiye deki ipekböceği yetiştiriciliği ve ipek dokumaların üretimini anlattı, sergi açtı. Prof. Adanır, "Hindistan daki sergimiz ve sunumumuz, katılımcıların büyük dikkatini çekti" dedi. devamı 9 da Her daireye bir otopark dönemi! YENİ ÖDÜLLER GELECEK Çicekçide sevgili bayramı İEÜ'den Türk ipeği tanıtımı Son on yılda iş yükümlüğünün en az on kat arttığını söyleyen İzmir Tabip Odası Başkanı Kaptaner, buna karşılık izin günleri ile maaşın sürekli tırpanlandığını söyledi. Başkan Kaptaner, "Örneğin yargıçların, Silahlı Kuvvetler mensuplarının, milletvekillerinin maaşlarının çok altına inmiştir. Yaşayabilmek için, performans ödemesi alabilmek için çılgın gibi hasta bakmak zorunda bırakılıyor hekimler. İleri yaştaki meslektaşlarımızın emekli maaşları, bakımevinde kalmalarına dahi yetmiyor" şeklinde konuştu. devamı 8 de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, otopark sorununu çözmek için harekete geçti. Yeni düzenlemeye göre, yeni yapılarda, otopark sorununun kendi parseli içinde çözülmesi gerekecek TAPUYA İŞLENECEK Sorunun binanın parselinde çözülmesinin mümkün olmadığı durumlarda "otopark sertifikası" uygulaması devreye girecek. Türkiye'de ilk olacak uygulamayla, bölgeden ya da belediyelerce işletilen yol boyu otoparklardan her daire için bir yer ayrılacak, bu bölüm tapuda tescillenerek daireyle birlikte alınıp satılacak. Uygulamayla, parselinde otopark yeri ayrılamayan daireler için, bölgeden ya da belediyelerce yol boyu otopark işletmeciliği çerçevesinde tescillenen yerlerden bir alan ayrılacak. Tapuda, bu alanın belirlenen bağımsız bölüme tescili kaydıyla sertifika düzenlenecek. Konut, sertifikayla bir bütün olarak alınıp satılacak. devamı 14 te İzmir Büyükşehir'den BEDAVA internet! İzmir Büyükşehir Belediyesi, pilot uygulamasına Pasaport ta başladığı kablosuz internet hizmetinin kapsamını genişletiyor. Bir kez alındıktan sonra 24 saat geçerli olan şifreyle Gündoğdu Meydanı, Kültürpark, Konak Meydanı, Pasaport, Âşık Veysel Rekreasyon Alanı, Tarihi Havagazı Fabrikası, Buca Hasanağa Spor Kompleksi ve Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi nde yayın yapan kablosuz istasyonlardan internete girilebilecek. Aynı zamanda kentli numarasıyla da giriş yapılabilecek kablosuz internet hizmetinin Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi nde kapalı salonlarda, Havagazı Fabrikası ve Âşık Veysel Rekreasyon alanında ise hem kapalı hem de açık alanlarda verilmesi planlanıyor. devamı 8 de

2 SAYFA 2 S AH 15 Şubat 2015 Pazar Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ), Yıldız ve Davutpaşa kampüslerindeki Osmanlı eserlerini restore ederek, eğitim ve araştırma amaçlı olarak kullanıma sunuyor 14 Şubat Sevgililer Günü'nde sevdiklerine hoş bir sürpriz yapmak isteyen İzmirliler, Konak Belediyesi'nce düzenlenen Aşkım Kırmızı Bir Gül adlı etkinlikte buluştu. Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür ve Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen gecede tiyatro sanatçısı Hakan Gerçek ile müzisyen Vedat Sakman, tanınmış şairlerin aşka adanmış şiirlerini müzik eşliğinde sevenlerle buluşturdu. AŞKLARINI ÖLÜMSÜZLEŞTİRDİLER Yoğun ilgi gören Aşkım Kırmızı Bir Gül adlı şiir ve müzik dinletisine gelen çiftler, dinleti öncesi fuaye alanında Sevgililer Günü'ne özel hazırlanan pano ve balondan kalpler önünde fotoğraf çektirerek anı ölümsüzleştirdi. Aşkın, şiir ve müzikle dile geldiği gecede ikiliye vokalde Simge Yıldırım, kemanda Oya Uysal, basgitarda Zafer Akdoğan ve davulda Bülent Tekelioğlu eşlik etti. Aşka ve sevgiye vurgu yapan sahne dekoruyla dikkat çeken dinletide tiyatro sanatçısı Hakan Gerçek, Nazım Hikmet ten Orhan Veli ye, Attila İlhan dan Cemal Süreya ya kadar Türk Edebiyatı nın en bilinen aşk şiirlerini kaleme almış şairlerin dizelerini sevenler için okudu. Müzisyen Vedat Sakman'da sevgiye dair şarkıları seslendirdi. Şiirin müzikle harmanladığı geceye katılan davetliler, sahnelenen başarılı performans sayesinde unutulmaz bir Sevgililer Günü yaşadı. (HABER MERKEZİ) Yıl: 4. Sayı: Şubat 2015 Pazar

3 SAYFA 3 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYİŞ Şubat Pazar Perşembe Karnını doyurmak için telefon çalan çocuğa yağmadan 10 yıl hapis Eskişehir de karnını doyurmak için bir öğrencinin telefonunu bıçak zoruyla aldığı gerekçesiyle yargılanan 16 yaşındaki H.T., silahla yağmalama suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. H.T.'nin yetiştirme yurdunda kaldığı ve sabıkasının olmadığı belirtildi. Olay, yaklaşık 3 ay önce merkez Odunpazarı Ticaret Meslek Lisesi civarında meydana geldi. İddiaya göre, 16 yaşındaki H.T. Ticaret Meslek Lisesi nin yanında, B.T. adlı öğrenciden önce para istedi, olmayınca, mesaj çekme bahanesiyle telefonunu aldı, 'mesaj çeker gibi' yaparken kayıplara karıştı. B.T. durumu ailesine bildirmesi üzerine konuyla ilgili polise şikayette bulundu. Yapılan çalışma neticesinde D.T. nin telefonunu çalan H.T. yakalandı ve polisteki ifadesinin akabinde savcılığa sevk edildi. H.T. savcılık ifadesi sonrasında Bir kişinin malını karşı koymaya mecbur kılmak suretiyle yağma suçundan tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildi. Hakime, hakkındaki iddiayı kabul eden, ancak çocuğa bıçak çekmediğini anlatan H.T., Geçen gün adli kontrol için huzurunuza gönderilmiştim. Ancak kalacak yerim olmadığı için yine akşam sokakta geceledim. Sabahleyin karnım acıktığı ve üşüdüğüm için kendime para bulmanın yollarına koyuldum. dedi. Bunun için Ticaret Meslek Lisesi'nin bulunduğu yere gittiğini, orada bir çocuğun karşısına çıktığını ve bir yeri arayacağını belirterek telefonunu istediğini aktaran H.T., olayı şöyle anlattı: Çocuk telefonunu verdi. Ama bıçak göstermedim. Kamyonun arkasına geçip sonra kaçtım. Telefonu Mazlum adlı bir kişiye 250 TL ye sattım. İzin verirseniz gidip okulun orada o çocuğu bulabilirim. Parayla hamama gidip yıkandım, sigara aldım. Sonra arkadaşlarla lokantaya gidip karnımızı doyurduk. Bana bir şans daha verin. Adıyaman Menzil e gidip tövbe etmek istiyorum. H.T. nin avukatı Esra Ör ise müvekkilinin samimi beyanda bulunduğunu, yağma suçunun oluşmadığını ve tutuksuz yargılanmasını istedi. Ancak mahkeme, H. T. yi sabit ikametgahı olmadığı, kaçması, saklanması, delilleri yok etmesi ve suç şüphesinin güçlü olması nedeniyle tutuklanmasına karar verdi. Cezaevine gönderilen H.T. ile ilgili hazırlanan iddianamenin akabinde Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi nde Silahla yağma suçundan dava açıldı. 16 yaşındaki H. T. Ağır Ceza Mahkemesi nde hakim karşısına çıktı. Pedagog eşliğinde duruşmaya çıkan H.T., savcılık ve nöbetçi mahkemede verdiği ifadelerin kendisine ait ve doğru olduğunu söyledi. Hakime, olayda bıçak kullanmadığını kaydeden H.T., Telefonu zorla da almadım. SMS atmak için rica ettim ve oda bana telefonunu verdi. Ben de telefonu alıp gittim ve sonra sattım. Parasıyla yemek yedim, banyo yaptım. diye konuştu. Son sözünde, yaptığı olaydan pişman olduğunu anlatan sanık H.T., Pişmanım. Çalışıp para kazanacağım ve telefonun parasını arkadaşa vereceğim. dedi. 16 yaşındaki mağdur D.T. de, olayın öğle arası okul çıkışı meydana geldiğini belirterek, Sanığı tanımam. Yanıma geldi. Telefonunda dakika ve SMS var mı diye sordu? Yok dedim. O da inanmadı. Telefonunu çıkar dedi, vermek istemedim. Bıçak çekti, sonra korkumdan telefonu verdim. Alıp gitti telefonum geri verilmedi. diyerek olayı anlattı. Savcı ise mütalaasında, sağın olay günü yanına yaklaşarak telefon etmek için telefonunu istediği, kontörüm yok deyince sanığın inanmayarak üzerinde taşıdığı ancak ele geçmeyen bıçakla teşhir ettiği ve telefonu alarak kaçtığı, bu nedenle sanığın ilgili maddelerce cezalandırılmasını istedi. Dosyayı son kez inceleyen mahkeme başkanı sanıkla ilgili kararını açıkladı. Mahkeme 16 yaşındaki sanık H. T. nin bıçakla yağma suçunu işlediğinin sabit görüldüğünden eylemine uyan TCK nın 149/1-a maddesince suçun işleniş şekline göre 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Mahkeme sanığın duruşmadaki durumu ve samimiyetini göz önüne alarak önce 6 yıl 8 aya, sonra 5 yıl 6 ay 20 güne indirdi. Mahkeme 16 yaşındaki çocuğun cezasında ertelemeye veya para cezasına çevirmeye gitmedi. SANIĞIN BIÇAĞI BİLE BU- LANAMADI AMA VERİLEN CEZA ÇOK YÜKSEK H. T. nin avukatı Esra Ör ise müvekkiline verilen cezayı temyiz için Yargıtay a taşıdı. Avukat Örs, sanığa verilen cezanın yüksek olması ve ertelenmemesine ise şaşkınlıkla karşıladı. Sanığın 16 yaşına girmiş kalacak yerinin bulunmadığını, ayrıca müvekkilinin bıçakla bir tehdidin olmadığını ve suç aleti bıçağın bile bulunmadığını kaydeden Avukat Ör, söz konusu eylemin yağma suçunun unsurları içerisinde değerlendirilmemesi gerektiğini kaydetti. Sanığın sabıkasız olduğunu, fakat sabit ikametgah sahibi olmasa da kendisinin henüz çocuk olduğunu vurgulayan Avukat ör, müvekkilinin olay öncesinde Eskişehir Erkek Yurdu'nda kaldığını hatırlattı. YARGITAY'DAN GERİ DÖ- NECEĞİNİ İNANIYORUZ Avukat Ör, şöyle dedi: Sanık gibi birçok kimsesiz çocuğun aileleri olmadığını halde sokaklara bırakılmasında ilgili kurumlar sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınmakta. Bu durum kimsesiz çocukların yetiştirilmesi ve suç işleme ihtimaline karşı bir önlemden ziyade toplumu ve çocukları tehlikeye atmaktan başka bir şey değildir. Verilen ceza çok fazla. Kararın Yargıtay dan döneceğine inanıyoruz. (CİHAN) Çaldığı telefonla yakalandı İzmir de cezaevi firarisi olan ve 23 dosyadan 38 yıl 8 ay kesinleşmiş hapis cezası ile aranan şahıs, oto hırsızlığı operasyonunda yakalandı. Asayiş Şube Müdürlüğü Oto Hırsızlığı Büro Amirliği ekipleri, M.K. isimli şahsın hasarlı arabaları satın alıp motor ve şase numaralarını çalıntı otolara uyarlayarak, "change oto" tabir edilen şekilde piyasaya sürdüğü yönünde bilgiye ulaştı. Yapılan araştırmaların ardından Seferihisar bölgesinde düzenlenen operasyonda M.K., "change" olduğu anlaşılan i- İzmir in Karşıyaka ilçesinde, iki kişiye kapkaç yaptığı iddia edilen üç zanlı, mahkemece yakalandı. K.Ş. (39) isimli kadın, 7 Şubat 2015 günü saat sıralarında bir sokakta yürüdüğü sırada iki erkek şahıs, omzunda bulunan çantasını alarak kaçmaya başladı. Zanlılar hızla uzaklaşırken üzerinden şoku atan kadın, polise haber verdi. Bir gün sonra ise 15 yaşındaki C.Y., bir AVM den çıkıp servise bindiğini, yanında oturan üç erkek şahsın, inerken k- endisine ait cep telefonunu alarak kaçtığını beyan ederek şikayette bulundu. Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve ki otomobille birlikte yakalandı. Ekiplere sahte kimlik gösteren M.K. nin, parmak izinden gerçek kimliği tespit edildi. Cezaevi firarisi olmasının yanısıra 23 dosyadan 38 yıl 8 ay kesinleşmiş hapis cezası ile arandığı belirlenen M.K., tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan Bornova ilçesinde şüphe üzerine durdurulmak istenen sürücü Ç.G., arabadan inerek kaçmaya başladı. Kısa süren kovalamaca sonucu yakalanan şahsın sahte kimlik kullandığı, arabada da başka arabaya Dolandırıcılık Büro Amirliği ile Güven Timleri ekiplerinin ortaklaşa çalışmaları sonucu, D.B. (21), K.G. (20) ve Ö.B. (21) isimli şüpheliler, 9 Şubat tarihinde C.Y. den çalınan cep telefonuyla birlikte yakaladı. İşlemleri tamamlanan üç zanlı, çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. (CİHAN) Cezaevi firarisi oto hırsızlığı operasyonunda yakayı ele verdi ait bir çift plaka bulunduğu tespit edildi. Asayiş Şube Müdürlüğü O- to Hırsızlığı Büro Amirliği'nce yapılan araştırmada bahse konu plakaların çalıntı olduğu, bir gün önce Bornova bölgesinden yine Ç.G. tarafından çalınarak Kemalpaşa civarında ormanlık bir alana saklanan arabaya ait olduğu saptandı. O araba da bulunarak, teknik incelemenin ardından sahibine teslim edildi. Şüpheli Ç.G., işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı. (CİHAN) Fabrika çatısından düşerek hayatını kaybetti TarSUSmayacak Aydın ASTİM Organize Sanayi Bölgesi nde bir fabrikada kalan İlhami Cenger hayatını kaybetti. Sabah fabrika çalışanları tarafından ölü bulunan 56 yaşındaki Cenger in, fabrikanın çatısından düştüğü belirlendi. Olay, sabah işçilerin fabrikaya gelmesiyle ortaya çıktı. Kapıyı açan işçiler, içeride yerde yatan birini gördü ve cankurtaran çağırdı. Bunun üzerine gelen 112 Acil Sağlık ekibi, şahsın öldüğünü tespit etti. Görgü şahitleri, İlhami Cenger in eşinden ayrı yaşadığını, başka bir yerde çalıştığını ve yeri olmadığı için yaklaşık bir yıldır fabrikada kaldığını söyledi. Olay y- erinde yapılan incelemede, Cenger in fabrikaya girmek için arka taraftan merdiven dayadığı, çatıdan girmeye çalıştığı sırada bastığı plastik çatı kaplamasının kırılması sonucu düşerek öldüğü tahmin ediliyor. Cenaze, otopsi için hastane morguna gönderildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. (CİHAN) Mersin in Tarsus ilçesinde, bıçaklanarak öldürüldükten sonra benzin dökülerek yakılan 20 yaşındaki Özgecan Aslan için halk sokağa döküldü. Çağ Üniversitesi Psikoloji 1. sınıfta okuyan Aslan'ın, evine gitmek için bindiği minibüsün şoförü Ahmet Suphi Altındöken (26) tarafından bıçaklanarak öldürüldüğü, daha sonra onun babası Necmettin Altındöken (50) ve arkadaşı Fatih Gökçe (20) tarafından üzerine benzin dökülerek yakıldığı iddia ediliyor. Bu gelişmeler üzerine sosyal medyada örgütlenen Tarsuslular, bugün şehrin en işlek caddesinde toplanarak yürüyüş yaptı. Sloganlar atarak vahşi cinayeti kınayan vatandaşlar, ellerinde pankartlarla yürüdü. Grup adına bir konuşma yapan Eğitim-Sen Tarsus Şube Başkanı Yasemin Yücel, cinayeti nefretle kınadıklarını söyledi. Bütün kadın cinayetlerinin sorumlusunun AKP hükümeti olduğunu iddia eden Yücel, "Hepimiz Özgecan'ız. Bunlar münferit olaylar değildir. Bazen yolcu otobüsünde, bazen yolcu duraklarında, bazen sokak ortasında, Türkiye de her gün beş kadın öldürülüyor. AKP hükümetinin erkek egemen politikalarının sonucu olan bu cinayetlerin takipçisi olacağız. Bizler, başka Özgecan'ların ölmesini istemiyoruz. Bu iktidarın yakasına yapışacağız, h- esap soracağız. 6 yaşındaki çocuğun başını örten bu zihniyete fırsat vermeyeceğiz. Bir olacağız, diri olacağız. dedi. Geniş güvenlik önlemleri altında yapılan yürüyüş, olaysız şekilde sona erdi. Katillerin idam edilmesini istedi Mersin'in Tarsus ilçesinde 3 gündür kayıp olarak aranan ve öldürüldükten sonra bir dereye atılarak yakıldığı anlaşılan üniversitesi öğrencisi Özgecan Aslan (20), il merkezinde gözyaşları arasında toprağa verildi. Kızının tabutuna sarılan acılı baba Mehmet Aslan "gelinliğini getirin" diye feryat etmesi yürekleri dağladı. Anne Songül Aslan ise katillerin idam edilmesini istedi. Özgecan Aslan'ın tabutunu taşıyan kadınlar cenaze namazını da erkeklerle birlikte kıldı. Üniversiteli Özgecan Aslan'ın cenazesi Mersin Devlet Hastanesi morgundan alınarak şehir mezarlığına getirildi. Yakınlarının yardımı ile ayakta durabilen anne Songül Aslan "Kızım benim, güzel kızım melek yüzlü bebeğim benim" diyerek ağıtlar yaktı. Anne Aslan gazetecilere yaptığı açıklamada kızını öldürenlerin, vahşetin durdurulması için en büyük cezayı almasını istediğini belirtti. "Masum bir kızın ölmesine neden olanların benim kızımdan beter olmasını istiyorum" diyen acılı anne "Bu hakkın yerde kalmamasını istiyorum. İdam edilsin" diye ifade etti. Bu sırada devreye giren abla Beste Aslan'da "İşkence edilsin, idam edilsin. Hapse atılması yetmez" ifadesini kullandı. "Konuşmasını benim kızımın hiçbir suçu yok" diye sürdüren acılı anne şunları söyledi: "Özgecan melek gibi kalbi, temiz yüreği temiz, her konuda herkese iyilik yapan bir insandı. Hedefleri vardı. Okuyup adam olmak, psikolojiyi bitirip kendine iş yeri açmak hedefindeydi. Hep çalışıyordu. Hep başarılı idi. Ama yapamadı, maalesef. Bir dolmuşa binip de evine gelirken, bu katliamın olmasına ben akıl sır erdiremiyorum. Aklım ermiyor. Kızımın tek hatası, dolmuşa binip evine mi gelmek. Cümle kuramıyorum. Bir şey bilemiyorum." KIZIMA GELİNLİĞİNİ GİYDİRİN Mezarlığa cenaze aracı ile getirilen Özgecan Aslan'ın tabutunu kadınlar musalla taşına koydu. Bu sırada tabuta sarılan baba Mehmet Aslan "Gelinliğine getirin" diyerek göz yaşlarına boğuldu. Ablası Beste'de tabuta sarılırken cenaze namazı sonrası babanın sık sık kızını fotoğrafına baktığı görüldü. Cenaze namazını kadınlar erkeklerle birlikte kıldı. Baba Mehmet Aslan kızının defnedilmesi sırasında da tabutu bırakmak istemeyerek kızının cenazesine sarıldı. Acılı babayı yakınları güçlükle uzaklaştırdı. (CİHAN) O'nu idam edin Mersin'in Tarsus ilçesinde 3 gündür kayıp olarak aranan ve öldürüldükten sonra bir dereye atılarak yakıldığı anlaşılan üniversitesi öğrencisi Özgecan Aslan (20), il merkezinde gözyaşları arasında toprağa verildi. Kızının tabutuna sarılan acılı baba Mehmet Aslan "gelinliğini getirin" diye feryat etmesi yürekleri dağladı. Anne Songül Aslan ise katillerin idam edilmesini istedi.

4 15 Şubat 2015 Pazar Muğla'nın Bodrum ilçesini Rusya'ya ve Rusça konuşan ülkelere tanıtmak amacıyla Moskova'da açılacak "Bodrum Tanıtım Ofisi" ile ilgili imzalar atıldı TÜTEV Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜTEVSİAD), Taipei-Tayvan Ekonomi ve Kültür Misyonu ve Tayvan Kültür Derneği temsilcilerini 'Türkiye-Tayvan Sanayi Ve Ticaret Buluşması' programı kapsamında Ankaralı iş adamlarıyla buluşturdu. Ostim ve İvedik Organize Sanayi Bölgeleri nde faaliyet gösteren sanayici ve iş adamlarının yoğun ilgi gösterdiği programda derneğin yönetim kurulu üyeleri de hazır bulundu. Programa Taipei-Tayvan Ekonomi ve Kültür Misyonu adına Ticaret Ateşesi Philip J.P. Fan, yardımcıları Maggie H.N. Lee, Kübra Harput, Tayvan Kültür Derneği Başkanı Prof. Dr. Kemal Besler, Genel Sekreter Harun Yaşar, Yang Xiaotong katıldı. Program, Yang Xiaotong un canlı piyano resitali eşliğinde, kokteyl ile başladı. Bayan Xiaotong un, ünlü sanatçıların eserlerinden oluşan dinletisini tamamlamasının ardından sunuşlara geçildi. TÜTEVSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Aykut Açıkgöz, dernek faaliyetleri ve hedefleri hakkında bilgiler verdi. Açıkgöz, TÜTEVSİAD ın girişimcilik, yüksek teknoloji, inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarına vermiş olduğu desteklerle birlikte, sosyal sorumluluk bilinciyle tüm sanayici ve iş adamlarına yönelik yapılan çalışmaları aktardı. TÜTEVSİAD tarafından düzenlenen iş-fuar gezileri, ikili iş görüşmeleri, seminer, eğitim ve panellerle, Ankara da faaliyet gösteren iş adamı ve sanayicilerin gelişimine katkı sağladıklarını belirtti. Düzenledikleri bu programın bir başlangıç olduğunu, yeni programlarla Türkiye-Tayvan arasında yeni ticaret ve kültür köprüleri kurmanın temellerini atmayı hedeflediklerini dile getirdi. Tayvan Kültür Derneği Başkanı Prof. Dr. Kemal Besler, Türkiye nin ve Türklerin Uzak Doğu da varlığını hissettirebilme adına faaliyetler yapılması hedefiyle, Aralık 2014 te, Ankara da, Tayvan Kültür Derneği ni kurduklarını aktardı. Besler, Tayvan, gelişmiş demokratik kurumları, sevecen halkı, dürüst ve çalışkan insanları, insan hakları ve hukuk devleti konusunda sağladığı güvencelerle, iki halk arasında yakın bağların kurulması noktasında ideal bir ülkedir. dedi. Besler, Ankara da faaliyet gösteren iş adamı ve sanayicilerin, Tayvan la buluşmalarını sağlayan TÜTEVSİAD ve Yönetimi ne teşekkür ederek, konuşmasını tamamladı. Prof. Dr. Kemal Besler den sonra Taipei- Tayvan Ekonomi ve Kültür Misyonu adına Ticaret Ateşesi Philip J.P. Fan ve yardımcısı Kübra Harput, 'Tayvan da ki Ekonomik Gelişmeler, İş Fırsatları ve Yatırım Ortamı ' başlıklı bir sunuş yaptı. Mr. Fan tarafından İngilizce olarak yapılan sunuş, Kübra Harput tarafından simültane olarak Türkçe ye çevrildi. Tayvan ın makroekonomik verileriyle sunuşuna başlayan Fan, Türkiye-Tayvan arasındaki ticaret hacminin 1,7 milyar dolara ulaştığını vurguladı. Fan, Tayvan da düzenlenecek fuarlar hakkında da kısa bilgiler verdikten sonra, fuarlara katılmak isteyen iş adamlarının, yol ve konaklama harcamalarının bir bölümünün Tayvan Ticaret Merkezi (TAITRA) tarafından karşılanabildiğini söyledi. Yapılan sunumların ardından, katılımcıların soru ve katkıları alındı. Programın sonunda, TÜTEVSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Aykut Açıkgöz ve Prof. Dr. Kemal Besler, Philip J.P. Fan a teşekkür ederek, günün anısına plaket takdim etti. (CİHAN)

5 1Şubat Perşembe Pazar Bakliyat fiyatları, geçen seneye göre ortalama yüzde 15 oranında arttı. En çok fiyat artışı, kırmızı mercimek ve bulgurda yaşandı Ankara GİMAT toptancılar sitesinden derlenen bilgiye göre, kırmızı mercimeğin toptan fiyatı 1 lira bulgurun ise 50 kuruş yükseldi. Pirinç fiyatında ise herhangi bir değişiklik olmadı. Sektör temsilcilerinin verdiği bilgiye göre, bakliyattaki fiyat artışındaki sebebin doların son zamanlardaki yükselişi etkili oldu. Ankara GİMAT toptancılar sitesinde 16 yıldır bakliyat işi yapan Türker Türkyılmaz, geçen seneye göre en çok fiyat artışı mercimek grubunda olduğuna söyledi. Türkyılmaz, Yeşil mercimek fiyatlarımız 1 lira 75 kuruş gibiydi geçen sene şimdi ise 3 buçuk civarına geldi. Kırmızı mercimek fiyatlarımız gene 2 lira seviyesindeydi şimdi 3 lira 50 kuruş seviyesine yaklaştı. Yani en çok mercimek grubunda artış oldu. Birazda buğdayın fiyat artışından dolayı bulgura da 50 kuruş civarında zam geldi. Bulgurda geçen sene 1 lira 20 kuruş civarındaydı şimdi ise 1 lira 75 kuruş civarına geldi. Barbunyanın fiyatı ise geçen sene 4 lira civarındaydı şimdi 6 lira civarında. Diğer ürünlerimiz geçen seneyle aynı fiyatta. Şu anda dolar fiyatları bildiğiniz gibi arttı onun içinde bunlarda piyasayı etkiliyor. Bazı ürünler dışarıdan ithal geliyor Türkiye de olmadığı için mesela mercimeklerde ithal geliş çok olduğu için doların artmasıyla fiyatlar yükseldi. Şu anda satışlarımızda düşüyor açıkçası yani biraz tepki alıyoruz bu konuda fiyatların artışından dolayı. Müşteri geldiğinde bir daha aynı fiyattan alamayınca bize tepki gösteriyor ama bizden kaynaklanan bir durum değil piyasa böyle biraz dolar artınca bu konu da bizi zorladı. diye konuştu. Sinop Boyabat ta bakliyat işi yapan Hakkı Güner de doların yükselmesinden dolayı bulgurda ve kırmızı mercimekte yükseliş olduğunu belirtti. Güner, Doların yükselmesinden dolayı Meksika dan gelen nohutta bir yükseliş var. Bunun yanı sıra ithal fasulyelerde de bir yükseliş görünmektedir. Piyasa çok durgun satışlar çok az miktarda oluyor. Mesela bundan 5 ay önce bulgurun toptan fiyatı bin 300 ila bin 400 liraydı. Şu anda bin 600 bin 800 liraya dayandı. Kırmızı mercimek 3 liraydı 3 lira 80 kuruş oldu. Sezon açıldığında Meksika cinsi ithal beyaz nohut üç liraydı şu anda toptan fiyat 3 bin 700 lira. Beyza fasulyede de 5 liraydı 12 milim şu anda 5 lira 600 e çıktı 12 milim fasulyenin fiyatı. Bakliyat grubunda yüzde 10 luk yüzde 15 lik bir fiyat artışı var. Satışlarda bir durgunluk var insanlar artık 5 er kilo 10 ar kilo almıyor kilo kilo alıyor ve pirinçte de bulgurda da en düşük kaliteyi tercih ediyor. Ankara Gimat ta gıda toptancılığı yapan Yaşar İnan ise Toprağa bağlı ürünlerde geçen seneye göre bir fiyat artışı olduğunu söyledi. İnan, Kırmızı mercimek geçen sene 2 lira 70 kuruştu bu sene 3 lira 74 kuruş civarında. Makarnayı 1 lira 35 kuruş civarından alıyorduk geçen sene bu sene 1 lira 80 civarında oldu. Çay 10 lira civarındayken 14 lirayı buldu yani çayda bayağı iyi artış var. Toz şeker de yüzde 10 luk bir artış var. Buna göre bazı yükselmeler var. ifadelerini kullandı. (CİHAN)

6 17 15 Şubat Per Pazar embe Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç,"Özel yurtların da Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun çalışanları tarafından denetlenmesinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından denetlenmesinden daha iyi olduğunu ve olabileceğini düşünüyorum"şeklinde konuştu Maliye Bakanı Şimşek,"Türkiye, yıldır terör sorunuyla karşı karşıya. Bir Kürt meselesi var. AK Parti hükümetlerine kadar bu soruna güvenlik penceresinden bakıldı.şimdi biz diyoruz ki 'gelin, kardeş, beraber olalım. Kürtler, Türkler ve diğer bütün kesimler daha çok demokrasi ve özgürlük ekseninde, kardeşlik hukuku içinde gelin, sorunları çözelim"dedi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin yıldır terör sorunuyla karşı karşıya bulunduğunu, AK Parti hükümetlerine kadar Kürt meselesine güvenlik penceresinden bakıldığını belirterek, "Şimdi biz diyoruz ki 'gelin, kardeş, beraber olalım. Kürtler, Türkler ve diğer bütün kesimler daha çok demokrasi ve özgürlük ekseninde kardeşlik hukuku içinde gelin, sorunları çözelim" dedi.şimşek, partisinin İl Kadın Kolları'nın Vali Nafiz Kayalı Gençlik ve Spor Merkezinde düzenlenen 4. Olağan Kongresi'nde kadınların kendileriyle gurur duymaları gerektiğini söyledi.ak Parti'li kadınlar sahada destek verdikleri için partinin son 12 yılda ülkeyi değiştirdiğini, çok daha ileri götürdüğünü anlatan Şimşek, Türkiye'nin hiçbir dönemde olmadığı kadar ekmeğini büyüttüğünü, refahını arttırdığını, özgürlükleri ve demokrasinin standartlarını yükselttiğini anlattı."her şeyden önce bırakın kadınlarımızı eve hapsetmeyi, Türkiye'nin dünyanın en iyileri arasına girme sürecinde kadınların olmazsa olmaz olduğunu biliyoruz. Partimiz de bu çerçevede hareket ediyor" diyen Şimşek, şöyle konuştu:"ak Parti hükümeti döneminde kadınlara her alanda çok ciddi destekler sağlandığı en önemli konu eğitimdir. 2002'de ortaöğretimde 100 erkek öğrenci başına sadece 72 kız öğrenci vardı. AK Parti döneminde sadece 12 yılda ortaöğretimde 100 erkek öğrenci başına kız öğrenci sayısını 72'den 95'e çıkardık. Zorunlu eğitimi 12'ye çıkardık. İnanıyorum ki yüzde yüze çıkacak. Fırsat eşitliği açısından eğitim her şeyin başıdır. Dolayısıyla bırakın kadınlarımızı eve hapsetmeyi, öyle bir zihniyete sahip değiliz. Tam aksine onlara eğitim vererek iş hayatında birçok alanda önlerini açtık."birçok alanda Türkiye'nin değiştiğini ve dönüştüğünü vurgulayan Şimşek, cumhuriyetin ilanından 2002'ye kadar 57 hükümetin değiştiğini anımsattı.şimşek, her hükümetin ortalama ömrünün 17 ay olduğuna dikkati çekerek, "17 ayda orta ve uzun vadeli program yapabilir misiniz? 2023 vizyonu ancak istikrarla oluyor ve 2071'lerden bahsediyoruz. İstikrarla Türkiye'yi büyütüyoruz. Avrupa'da büyük borç krizi yaşandı. Türkiye'yi 1990'lı yılların sonunda hasta adam görüyorlardı. Bugün hasta adamlar Avrupa'da. Niye? Türkiye'nin bugün borcunun milli gelire oranı yüzde 33'tür. Avrupa'da 28 ülkenin ortalaması yüzde 96'dır" diye konuştu.önceliklerinin eğitim olduğunu vurgulayan Şimşek, sözlerine şöyle devam etti:"kadınlarımızın, kızlarımızın eğitimine öncelik vermişiz. 234 bin derslik yapmışız. Bizden önce 79 yılda 76 üniversite vardı. Şimdi 176 üniversite var. Bütün bunlar Türkiye'nin geleceğinin parlak olduğunu gösteriyor. Petrolümüz ve doğalgazımız yok. Önemli değil, insanımız var. En büyük kaynağı Türkiye'nin uzun vadeli geleceğine, eğitime harcıyoruz. İkinci temel önceliğimiz altyapı. Bizden önceki hükümetlerden kat ve kat fazla yatırım yapmışız. Dünyanın en büyük havalananından birisini İstanbul'da yapıyoruz. Gerçek milliyetçilik budur. Vatandaşın sağlığını, eğitimini önceliklendirmek, altyapı sorunlarını çözmektir.türkiye'yi çok daha ileri taşıyacak araştırma ve geliştirmeye önem veriyoruz. Artık Türkiye'nin teknoloji üretme zamanı gelmiştir. Dünyada büyük bir küresel aktör, siyasi ve ekonomik anlamda artık gelme süreci hızlı şekilde başlamıştır. Domates de üreteceğiz ama tablet bilgisayar da üreteceğiz. Bir tablet bilgisayar, bir kamyon domatese bedeldir. Onu da üreteceğiz, onu da katma değeri yüksek ürünlerde yoğunlaşacağız. Uzun vadede çözüm arayışındayız. Eğitim, altyapı, bunlar çok önemli unsurlardır."şimşek, eski Türkiye'de milli savunma ihtiyaçlarının yüzde 75'inin ithal edildiğini dile getirdi.ak Parti'yle milli savunmada dışa bağımlılığı yüzde 40'a düşürdükleri bilgisini veren Şimşek, şunları kaydetti:" Bu, gerçek milliyetçilik, gerçek vatanseverliktir. Oraya, buraya bağırmak ve çağırmakla olmuyor. Gerçek milliyetçilik, ülkenin birlik ve beraberliğini sağlamaktır. Türkiye, yıldır terör sorunuyla karşı karşıya. Bir Kürt meselesi var. AK Parti hükümetlerine kadar bu soruna güvenlik penceresinden bakıldı. Bir sonuç elde edildi mi? Hayır yılda Türkiye, terörle mücadeleye 350 milyar dolar harcamış. Şimdi biz diyoruz ki 'gelin, kardeş, beraber olalım. Kürtler, Türkler ve diğer bütün kesimler, daha çok demokrasi ve özgürlük ekseninde, kardeşlik hukuku içinde gelin, sorunları çözelim.' Bunun içeride ve dışarıda istismarını yapanlar, istemeyenler harekete geçiyorlar çünkü düşünün Türkiye, önümüzdeki yıl içinde teröre 350 milyar doları heba edeceğine kalkınmaya, eğitime, sanayiye, bilime harcasa Türkiye yi kimse tutar mı?çözüm süreci, Türkiye'nin güçleneceği bir süreçtir çünkü kaynaklarını ve enerjisi boşa değil, tam aksine ülkenin kalkınmasına harcanacaktır. Türkiye, yeniden ayağa kalkacaktır.""türkiye, iç huzuru ve barışı tesis ederse Avrupa'yla arayı kapatacak" diyen Şimşek, bunun için reform ve istikrar gerektiğini söyledi.çözüm sürecinin Türkiye'nin büyüme modeli olacağı bilgisini veren Şimşek, "Doğuda nüfus çok genç. Batman'da nüfusun yüzde 60'ı 25 yaş altındadır. Çok genç nüfus var. Dolayısıyla oralarda huzur olursa, kardeşlik tesis edilirse Türkiye, çok daha güçlenecek. Yanı başımıza bir bakalım. Suriye'deki insanlık trajedisini gözler önüne serelim. 300 bin insan hayatını kaybetti. Halbuki reform yapılsa, demokratikleşme sürecine girilmiş olsa bugün Suriye bambaşka yerde olacaktı" ifadesini kullandı. Irak ve Yemen'deki durumun da birbirinden farklı olmadığına dikkati çeken Şimşek, "Kafkaslar'da, kuzeyde sorun yok mu? Maalesef bu türden karmaşık etnik sorunlar daha çok demokrasi ve temel hak, özgürlük ortamında çözülememiş. AK Parti hükümetiyle çok karmaşık sorunları daha çok demokrasiyle, daha çok temel hak özgürlük ekseninde birlik ve kardeşlikle çözmek istiyor. Güneydoğu'da HDP, bunu istemiyor. Bundan nemalanıyor. Batı'da da bunu istemeyenler var. Dışarıda zaten dünya ülkeleriyle rekabet halindeyiz" değerlendirmesinde bulundu. Şimşek, Türkiye'nin bu sorunu çözmesi halinde daha da güçleneceğine işaret ederek, "Türkiye, bu sorunu çözerse o kadar güçlenecek ki... Türkiye'nin tarihi derinliği var. Türkiye, yeni bir ülke değil: Güçlü kültürü, zenginliği olan ülkedir. Bunu biliyorlar, o nedenle yara olacak ki bunlar o yaraları deşsin. AK Parti, bunun farkında. AK Parti, sorun çözmeye çalışıyor" ifadesini kullandı.insanların gösteri yapma hakkı ve özgürlüğü bulunduğuna dikkati çeken Şimşek, konuşmasını şöyle tamamladı:"tabii ki insanlarımızın gösteri yapma hakkı var. Kendilerini ifade edecekler ama hiç kimsenin kamunun veya vatandaşın malına ve canına kastetme hakkı yoktur. Başkasının iş yerini yakma, şehirlerimizi savaş alanına döndürme hakkı yok. Molotofkokteylleriyle otobüsleri yakmaya hakkı olabilir mi? HDP yi bir noktaya kadar anlarsınız. Onlar bugüne kadar şiddeti arkasına alarak devam etti. MHP, bu kuyruğa nasıl takılıyor? Hangi mantıkla iç güvenlik reformuna karşı çıkıyor? CHP, hangi mantıkla? Bu tür olayları ve tedbirleri engellemeye karşı çıkar. İşte burada renkler ortaya çıkıyor çünkü onlar 'Türkiye, istikrarsızlaşsın biz de ondan nemalanalım. İktidar zayıflasın' diyor. Böyle bir mantık olabilir mi? Bu ülke hepimizin. O nedenle istikrara sahip çıkmamız lazım.birçok ülkeyi karıştırıyorlar. Birçok ülkeye dışarıdan, içeriden manipülasyon söz konusu. Her şeye rağmen istikrarımıza sahip çıkmamız lazım. Güçlü hükümet olmazsa Türkiye'nin bu sorunları yönetmesi çok çok zorlaşır. Bizim mutlaka her zamankinden daha fazla çalışıp koşturmamız lazım. İç güvenlik reformu yapılacak. 2000'li yıllara da 1990'lı yılların sıkıntılarını gidermek için Avrupa'dan çok daha özgürlükçü ortam getirmişiz. Batı Avrupa standartlarında birtakım yetkiler veriyoruz çünkü kamu düzeni olmadan huzur olur mu? O nedenle bu iç güvenlik reformuna karşı çıkan muhalefeti anlamakta zorluk çekiyoruz."maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Günübirlik piyasa hareketi üzerine ben genelde yorum yapmıyorum. Burada tabiki kurla ilgili tasarruf, herhangi bir müdahale olacaksa onu Merkez Bankamız değerlendirir" dedi.şimşek, Karabük Valisi Orhan Alimoğlu'nu ziyaretinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. (AA) Çevre ve Şehircilik Bakanı Güllüce,"Konut fazlası deniliyor, bu da bir propagandanın yolu. Yani herhalde akılları sıra bir siyaset yapılıyor. Türkiye'de konut fazlası olmaz, pazarlama problemi olabilir. İkisi aynı şey değil."şeklinde konuştu

7 17 15 Şubat Per Pazar embe Milli Eğitim Bakanı Avcı,"Herhangi bir vilayetimizde bir okulun penceresinin camı kırık diye haber yapılıyor, arkasından 'Eğitimimiz ne hale geldi', 'Eğitim çöktü', 'Milli Eğitim Bakanlığı öğrencilerine sahip çıkmıyor' vesaire gibi münferit olaylar üzerinden sistematik bir kampanya yürüyor"şeklinde konuştu Milli iradeye tuzak kuranların karşısında boyun eğmediklerini belirten Başbakan Davutoğlu,"Milli iradeyi kim tehdit ederse, karşısında bizi bulacak. İster 27 Mayıs ister 12 Mart ister 12 Eylül ister 28 Şubat ister e-muhtıra 2007 ister bugün paralel çete şeklinde olsun hepsine hitaben, Sivas'tan haykırıyoruz, milli iradeyi egemen kıldık, egemen kılacağız"dedi Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Hangi alanı alırsanız alın, hangi göstergeyi alırsanız alın, eğitim son 13 yılda ikiye katlanmıştır; olumlu göstergeler itibarıyla" dedi. Avcı, Halk Eğitimi Merkezi Konferans Salonu'nda düzenlenen AK Parti İl Kadın Kolları 4'üncü Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, milli eğitimde kadınların daha ön plana çıkması için çalıştıklarını söyledi. Bakanlığının yönetici kadrolarında kadınların daha fazla yer alması gerektiğini belirten Avcı, "Milli Eğitim Bakanı olarak bir eksiğimizi, bir zaafımızı da burada itiraf etmem lazım. Maalesef Milli Eğitim Bakanlığı olarak, AK Parti teşkilatlarının ulaştığı bu seviyeyi yakalayabilmiş değiliz. 81 İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz var, maalesef bir tane kadın milli eğitim müdürümüz var" ifadesini kullandı. Kadın yönetici sayısını okul, ilçe ve şube müdürlüklerinde dengelediklerini dile getiren Avcı, buna karşın daha üst düzeyde bunun çok olduğunu anlattı. Avcı, şöyle devam etti: "Bu, sebepsiz değil. Bu, daha önce kadınların önüne çekilmiş olan bariyerlerin bugüne yansıması. Maalesef kadınlar, eğitimci kadınlar bu koşuya epey geriden başlayabildi. Şimdi biraz hızlandırmaya çalışıyoruz. İnşallah önümüzdeki yıllarda Milli Eğitim Bakanlığında yönetici kademelerde de kadınlarımızın payını layık olduğu düzeye taşıyacağız. Ayrıca bu Milli Eğitim Bakanlığı açısından şu bakımdan gerekli; öğretmen kadrolarımızın da büyük çoğunluğu kadınlar, öğretmenlerin yarıdan fazlası kadınlarımız. Gerçekten hamdedebileceğim icraatlardan biri belki de en başında geleni; bugün birçok okula gittiğim zaman başörtüsüyle görevlerini yapan öğretmenlerin gözündeki o yaşı, o teşekkürü görmek, bir milli eğitim bakanının yaşayabileceği en büyük mutluluk. 28 Şubat döneminde görevini yapamaz hale gelmiş, giyimi kuşamı yüzünden veya sadece kadınlar da değil tabii erkekler de görevden uzaklaştırılmış, bugünkü moda tabirle mobbinge yani yıldırmaya, bürokratik yıldırmaya maruz bırakılmış ve dolayısıyla öğrencilerinden, çocuklarından ayrı düşmüş öğretmenlerimizin tekrar görevlerini yapabilir hale gelmesi, en büyük mutluluğumuz oldu." Eğitime yönelik karalama çalışmaları yapıldığına değinen Avcı, bunun devam edebileceği ve hazırlıklı olmaları gerektiği konusunu yinelemek istediğini belirtti.kara propaganda ve dezenformasyonun özellikle yoğunlaştığı, bundan sonra da muhtemelen böyle süreceği alanlardan birinin eğitim olduğuna dikkati çeken Avcı, şunları kaydetti:"son dönemde en çok bu alandaki birtakım tezgahların tekerine çomak soktuk. Onun için gün geçmiyor ki malum yayın organlarında, televizyonlarında, gazetelerinde eğitimin çöktüğüne, Milli Eğitim Bakanlığının iflas ettiğine, eğitimin yazboz tahtası haline geldiğine dair pek çok haberler, yorumlar okuyorsunuz, görüyorsunuz. Bunlar sebepsiz değil, sistematik bir kampanya. Herhangi bir vilayetimizde bir okulun penceresinin camı kırık diye haber yapılıyor, arkasından 'Eğitimimiz ne hale geldi', 'Eğitim çöktü', 'Milli Eğitim Bakanlığı öğrencilerine sahip çıkmıyor' vesaire gibi münferit olaylar üzerinden sistematik bir kampanya yürüyor. Oysa rakamlara baktığımız zaman şunu görüyoruz; son 13 yılda eğitimde hangi değişkeni alırsanız alın, ister okul sayısına bakın, ister derslik sayısına bakın, ister eğitim teknolojilerinin eğitime uyarlanmasına bakın, ister öğretmen sayısına bakın, ister öğretmenlerimize yönelik hizmet içi eğitime bakın, ister derslik başına düşen öğrenci sayısına bakın, ister taşımalı eğitim, süt yardımı, burslar, eğitimin bütün göstergelerinde son 13 yılda Cumhuriyet tarihini katlayan hamleler yapılmıştır. Hangi alanı alırsanız alın, hangi göstergeyi alırsanız alın, eğitim son 13 yılda ikiye katlanmıştır; olumlu göstergeler itibarıyla. Bunu da bildikleri için özellikle burada bu kara propagandayı yürütmeye çalışıyorlar."daha sonra gerçekleştirilen seçime tek aday olarak giren Melahat Yalçın, İl Kadın Kolları Başkanlığı görevine getirildi.kongreye, AK Parti Yalova Milletvekili Temel Coşkun, Bursa Milletvekili Tülin Erkal Kara, Sinop Milletvekili Mehmet Ersoy ve partililer katıldı. (AA)

8 SAYFA 8 SONDAKiKA GAZETESİ >> İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com PARALEL İSRAİL BAĞLANTISI Nihayet ortaya yavaş yavaş çıkıyor. Gülen'i Amerika'ya İsrail yerleştirmiş ve Amerikalılarla Foxman adlı bir yahudi tanıştırmış. Hatta bir kilise temsilcisi Gülen'i Hz İsa'ya bile benzetmiş. Yok artık demeyin. Demek ki Peygamber gibi safsataları kendileri üretmemiş, birileri akıllarına düşürmüşler. Akşam gazetesinin haberine göre bütün bunlar bir yahudi araştırmacının hazırladığı tez ile ortaya dökülmüş. Paralel yapının lideri Gülen in İsrail ile bağlantısı Dr. Efrat Aviv in çalışmasıyla ispatlandı. Aviv, Gülen'in Yahudilerden büyük destek gördüğünü ve ABD deki üst düzey kişilerle de Yahudi lobisinin tanıştırdığını tezinde belirtti. İsrail de bulunan Bar Ilan Üniversitesi, Orta Doğu Çalışmaları Bölümü nden Dr. Efrat E. Aviv in yazdığı Fetullah Gülen in Yahudi Diyaloğu adlı akademik çalışması, cemaatin İsrail ve dünyadaki birçok Yahudi ile son derece gizli ve çıkara dayalı bir ilişkisi olduğunu ortaya koyuyor. Akademik makalede Gülen in Türkiye de ve yurtdışındaki Musevilerle temasları detaylarıyla anlatılıyor. ANAHTAR ABRAHAM FOXMAN Makalede yazılanlara göre ABD deki Musevi İftira ve İnkarla Mücadele Birliği Başkanı Abraham Foxman, Gülen i Washington daki üst düzey anahtar kişilerle tanıştırdı. Yine makalede bir Uniterian Kilisesi temsilcisi, Fetullah Gülen i Hz. İsa ya benzetiyor. Şimdi hala bir tereddütünüz var mı? Kime çalıştığı, kim olduğu, amacının ne olduğu konusunda. O zaman okumaya devam edelim: ÜST DÜZEY KİŞİLERLE TANIŞTIRDIK Jacobson görüşmeye ilişkin şunları ifade ediyor: Birileri bizimle Gülen i tanıştırmak istediler. Buluşmada ben, Abe Foxman ve bir arkadaşımız daha bulunuyordu. Bizimle iletişime geçen kişiler bizden Gülen i Washington'daki üst düzey kritik öneme sahip insanlarla tanıştırmamızı istediler. Biz de bu yardımda bulunduk. İstanbul daki görüşmemizde Gülen kendisinin İsrail ve Musevilerle iyi ilişkiler kurmak istediğini söyledi. Sonrasında New York ta yardımcısıyla da görüştük. TEPKİLER ÜZERİNE ÖZÜR DİLEMİŞTİ ADL Başkanı Foxman Ermeni tehciri konusunda Türkiye aleyhine sarfettiği sözlerden dolayı büyük tepki toplamış ve Erdoğan a bir mektup yazarak Size ve Türk halkına büyük saygımız var. Türk halkını ve liderlerini zor durumda bırakmayı hiçbir zaman arzu etmedik. Son birkaç gün içinde size ve Türk halkına yaşattıklarımızdan duyduğumuz derin üzüntü sebebiyle bu mektubu yazıyorum demişti. Foxman özür mektubunda Aramızdaki bağları güçlendirmek için yollar aramaya devam edeceğiz. Son tartışmalarla birlikte aramızdaki dostluğun gerilmiş olduğunu bilmek bizim acımızı bir kat daha arttırıyor ifadesini kullanmıştı. PROVOKATİF SÖZLERİYLE TANINIYOR Paralel yapının başındaki isim olan Fetullah Gülen in, merkezi ABD de olan İftira ve İnkarla Mücadele Birliği (The Anti-Defamation LeagueADL) Başkanı Abraham Foxman la olan ilişkisi bir başka gerçeği daha ortaya koyuyor. Türkiye, Foxman ı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti hükümeti karşısındaki provokatif sözleriyle de tanıyor. Büyükşehir Belediyesi'nden kablosuz internet hizmeti! İzmir Büyükşehir Belediyesi, pilot uygulamasına Pasaport ta başladığı kablosuz internet hizmetinin kapsamını genişletiyor. İzmirliler, yoğun kullanılan sekiz noktadaki kablosuz internet hizmetinden ücretsiz faydalanabilinecek. Büyükşehir Belediyesi, İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) ile birlikte hayata geçirdiği kablosuz internet projesi için ihaleye çıkıyor. Sekiz noktada kurulması planlanan WizmirNET kablosuz ağına bağlanan İzmirliler akıllı telefon, tablet ve taşınabilir bilgisayarlarından açık alanda da internete girebilecek. Kimlik doğrulama sayfasından kayıt olup cep telefonlarına gelen şifreyi yazarak, internet hizmetinden ücretsiz faydalanabilecekler. Bir kez alındıktan sonra 24 saat geçerli olan şifreyle Gündoğdu Meydanı, Kültürpark, Konak Meydanı, Pasaport, Âşık Veysel Rekreasyon Alanı, Tarihi Havagazı Fabrikası, Buca Hasanağa Spor Kompleksi ve Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi nde yayın yapan kablosuz istasyonlardan internete girilebilecek. Aynı zamanda kentli numarasıyla da giriş yapılabilecek kablosuz internet hizmetinin Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi nde kapalı salonlarda, Havagazı Fabrikası ve Âşık Veysel Rekreasyon alanında ise hem kapalı hem de açık alanlarda verilmesi planlanıyor. Belediyenin farklı medyalar üzerinden yaptırmış olduğu anketler de yine kablosuz internet hizmeti üzerinden İzmirlilere ulaştırılacak. (HABER MERKEZİ) 8 GÜNCEL SAYFA 9 MAVi KIRMIZI SARI 15 17Şubat Şubat Pazar Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >> 9 GÜNCEL Şubat Şubat Pazar Perşembe İZMİR TABİP ODASI: GÜNDEME DAİR Timuçin GÜNDEM tgundem64@hotmail.com RAKAMLARIN DİLİNDEN ÜLKEMİZ-3 HEKİM MAAŞI ÇOK AZ Son on yılda iş yükümlüğünün en az on kat arttığını söyleyen İzmir Tabip Odası Başkanı Kaptaner, "Buna karşılık izin günlerimiz ve maaşımız sürekli tırpanlanıyor" diye konuştu İ zmir Tabip Odası Yönetim Kurulu, hekimlerin son on yılda iş yükümlüğünün en az on kat arttığını ve sınırsız sayıda hastaya bakmak zorunda bırakıldıklarını açıkladı. Hekimlerin hastalanmasının adeta yasaklandığını belirten, yönetim kurulu adına Başkan Opr. Dr. Suat Kaptaner, buna rağmen hakettikleri ücretleri alamadıklarını söyledi. Bu konuda, "Artık yeter" dediklerini belirten Kaptaner, Çünkü hastalandığında, geçinemeyecekleri bir ücrete mahkum olmaktadırlar. Hekimlerin yıllık izin kullanabilmeleri adeta yasaktır, çünkü dinlenebilmek için yıllık izin kullandıklarında, geçinemeyecekleri bir ücrete mahkum olmaktadırlar. Sabaha kadar nöbet tutup ertesi gün çok sayıda hasta bakmak zorunda kalan hekimlerden, güler yüzlü hizmet bekleniyor. Bu TOKİ'den her kente ayrı tasarım dönemi Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Mehmet Ergün Turan, Türkiye'de konut beklentilerinin 10 yıl öncesine göre farklılaştığını belirterek, önümüzdeki dönemde kentlerin geleneklerine uygun farklı tasarımlara ağırlık vereceklerini söyledi. Turan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yılları arasında 649 bin konut üreterek rekora imza attıklarını, bu konutlarda ortalama 3 milyon 300 bin kişinin yaşadığı düşünülürse bazı Avrupa ülkelerinin nüfusundan daha fazla kişiye kaliteli barınma imkanı sağladıklarını kaydetti. TOKİ konutlarının yüzde 85'inin orta ve dar gelirlilere yönelik olduğuna işaret eden Turan, 2015 yılında 50 bin konut inşa edeceklerini, bu konutların yüzde 40'ının kentsel dönüşüm projeleri kaynaklı olarak gerçekleştirileceğini ifade etti. Türkiye'de son dönemde konut tercihlerinin değiştiğini, TOKİ'nin de kendisini disipline ederek şehirlerin kültürlerini yansıtan mimari anlayışa uygun projelere yöneldiğini anlatan Turan, şöyle konuştu: "Projelere sadece barınma olarak bakmıyoruz, yaşam alanı olarak da bakıyoruz. Geleneklerimizden gelen unsurlar projelerimizde yer alacak. Esnafla vatandaşların bir arada yaşadığı, caddesi, meydanları, bir kültürleri olan mahalleleri, yeni yaşam alanlarını oluşturuyoruz. TOKİ olarak da artık kalite noktasında bir üst evreye geçtik. Prensip olarak 'hiçbir şehirde en yüksek binalar TOKİ'nin yaptığı konutlar olmayacak' diyoruz. Genel disiplin olarak yatay mimariyi benimsiyoruz. Bir eleştiri var, 'yatay mimariye geçilince yeşil alanlar daralacak' diyorlar. Ancak öyle değil. Biz şehir merkezlerinde yüksek mimariye karşıyız. Daha düşük katlı mimari projelerle yaşam alanlarını genişleteceğiz. Yaklaşık altı aydır bu disiplinle çalışıyoruz. Gelenekle, geleceği birleştiren konseptle proje üretiyoruz." Doğal taşları daha çok kullanacağız Her kent için farklı konut projelerini hayata geçirmeye çalıştıklarını dile getiren Turan, şehirlerin geleneksel dokularına uygun konut projelerinin ağırlık kazandığını söyledi. Türkiye'nin zengin ve farklı taş kaynakları olduğunu kaydeden Turan, "Artık projelerimizde doğal taşları daha çok kullanacağız. Nevşehir Ürgüp'te model olacak bir projemiz var. 923 sosyal konut yapıyoruz, yolu düşen vatandaşlarımızın görmesini istiyorum. Tamamı yöresel taşlardan imal edilmiş üç katlı konutlar yaptık. Mardin'de yeni bir proje geliştirdik. Mardin'in yöresel mimarisinden esinlenerek bugünkü normları taşıyan konutlar yapacağız. Kars'ta, Bursa'da, Manisa'da, Çorum'da farklı projeler yapıyoruz" diye konuştu. Gelecek dönemde özellikle dar ve ve orta gelir grubu vatandaşlara yönelik konut projelerine önem vereceklerini, yeni bir atak dönemine girdiklerini sözlerine ekleyen Turan, kentsel dönüşüm projelerinin çalışmaları içinde önemli bir pay tutacağına dikkati çekti. TOKİ'nin yurt dışında Pakistan, Sri Lanka ve Endonezya'da projeler yaptığını da kaydeden Turan, "Somali'de 10 bin konutla ilgili çalışıyoruz. TOKİ sektöre açılım yapmak için kısa ve orta vadede yurt dışında da faaliyet gösterecek. TOKİ'yi birikimlerimizi yurt dışına taşıyabilecek yapı haline getirmeyi düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. (AA) durumda çalışan hekimler, güler yüzlü ve nitelikli hizmet bekleyen hasta ve hasta yakınlarından şiddet görür hale geldiler yıl çalışıp emeklilik döneminde dinlenmesi gereken hekimlerin durumu, kabul edilebilecek düzeyi çoktan aştı. 30 yıl çalışmış hekimler, TL emeklilik ücreti almaktadırlar. Yıllardır bu durumu düzeltmek için hiçbir adım atılmıyor. Tersine 65 yaş üzerindeki emekli hekimlerin hala çalışabilmeleri için yönetmelik düzenlemeleri yapılıp kadro sınırlaması olmaksızın çalışmaları sağlanıyor. Hiç kimse, 65 yaş üstü hekimler neden hala çalışmak zorunda kalıyor diye sormuyor. 30 yıl çalışmış bir hekim, bugün dolar düzeyinde, yani neredeyse birçok ülkenin işsizlik maaşı düzeyinde emekli maaşı alıyor. İleri yaştaki meslektaşlarımızın emekli maaşları, bakımevinde kalmalarına dahi yetmiyor. şeklinde konuştu. HEKİMLERİN MAAŞI DİĞER KAMU ÇALIŞANLARININ ALTINDA Çalışan ve emekli hekimlerin maaşlarının, kendi düzeylerindeki kamu görevlilerine göre düşük kaldığını söyleyen Kaptaner, "Örneğin yargıçların, Silahlı Kuvvetler mensuplarının, milletvekillerinin maaşlarının çok altına inmiştir. Yaşayabilmek için, performans ödemesi alabilmek için çılgın gibi hasta bakmak zorunda bırakılıyor hekimler. Ellerinin altına can teslim edilen hekimler gibi değil, robot gibi hasta bakar hale getirildik. Robotların yüzü gülmez, robotlar şefkat gösteremez. Hiçbir meslek mensubu yoktur ki hekimler gibi en ufak bir hatasında binlerce, milyarlarca, hattâ trilyon düzeyinde tazminat ödemek durumunda kalabilsin. Evet doğrudur, hekimlere canımız teslim ediliyor ancak bunun karşılığı verilmiyorsa hekimler mucize yaratamaz, hekimler insanüstü varlıklar değildir. Çalışan ve emekli hekimlerin ücretlerinin acilen iki katına çıkarılmasını istiyoruz. Artık mazeret dinlemek istemiyoruz. Nasıl ki hekimler, bir can kurtarabilmek için hiçbir mazeret göstermiyorsa, gösteremiyorsa hekimlik yapmaya devam edebilmek için ücret sorunumuzun acilen düzeltilmesini istiyoruz." dedi. (CİHAN) AKP politikaları yüzünden ülke yaşanmaz oldu DSP İzmir İl Başkanı Selçuk Karakülçe, AKP hükümeti tarafından Meclis'ten geçirilmek istenen İç Güvenlik Kanunu tasarısını eleştirdi. Karakülçe, İnsanları sorgusuz sualsiz evlerinden, ocaklarından aldılar ki almaya da devam edecekler. Demek ki bunun arkasında daha büyük bir beklenti var. Hırslarını alamadılar, intikamlarını alamadılar ki daha sınırsız bir yetki vermek peşindeler. dedi. DSP İl Başkanı Karakülçe, gündemdeki konuları değerlendirdi. Karakülçe, Kılıf bulmak adına her türlü çabayı sarfediyorlar. Başbakan, 6-7 Ekim olaylarını mazeret olarak gösteriyor. Bir taraftan olayları engellemeye, yani onlara uzanan olayları engellemeye çalışan memurları oradan oraya sürerken bir taraftan bu şiddeti halkın verdiği yetkilerle şımarık mirasyediler olarak değerlendiriyorum. 12 yıldır halkın oyunu aldıklarını iddia ederek ama halktan bu kadar uzaklaşan, halkı bu kadar öteleyen, sadece halkı değil ırk, din, dil, cinsiyet aklınıza ne geliyorsa köylüsü, emeklisi hepsini dışlamış, ötelemiş vaziyetteler. Tabii bunun karşılığında diyorlar ki, Biz yüzde 50 oy alıyoruz. İyi kardeşim, yüzde 50 oy alıyorsun da diğer yüzde 50 yi ne yapıyorsun? Yüzde 50, sen ben değil mi? Diğer yüzde 50 bu ülkeye emek veren, hizmet eden, üreten insanlar değil mi? Maalesef AKP şımarıkkp İKTİDARI ŞIMARIK Mİ- lığını son haddine kadar yaşıyoruz. RASYEDİ Hedefimiz, 2015 yılı 7 Haziran Türkiye nin frensiz bir seçimlerinden itibaren AKP vaziyette gittiğini ifade eden sürecini noktalandırmak. İnsanlar Selçuk Karakülçe, AKP iktidarını, birbiriyle bile konuşamaz oldu. uygulayan memurlara da seyirci kalabilip onların yetkilerini arttıran ve insanları sorgusuz sualsiz evlerinden, ocaklarından aldılar ki halen almaya devam edecekler, demek ki bunun arkasında daha büyük bir beklenti var. Hırslarını alamadılar. İntikam diyeceğim, halâ intikamlarını alamadılar. Daha sınırsız bir yetkiyle artık ülkede özgürlük ve demokrasi adına ya da bunların gelişmesi adına herhangi bir tutanağın kalmadığı... İnşallah yasa geçmez. Geçmemesi adına elimizden geleni yapmamız gerekiyor. diye konuştu. A dedi. Ülkenin AKP politikaları sebebiyle yaşanır olmaktan çıktığını ileri süren DSP İl Başkanı Karakülçe, Biraz kendi egemenliğini üreten, geliştiren insanlar, Acaba nereye gitsem? diyor. Bu ülkede gelecek görmemeye, kendi geleceklerini, özellikle genç nüfus kendi geleceklerini başka ülkelerde aramaya başladı. Oysa bu ülke, gerek tarihi gerekse edindiği miras itibariyle birçok ırkların, kavimlerin, dinlerin sığınma noktası olmuştur ama bugün ülkenin getirildiği noktada artık dindarı, hukukçusu, eğitimcisi, sağlıkçısı, her bir kelimenin altından kafamdan binbir tane örnek geçiyor, hepsi ötelenmiş hissediyor kendini. Bunlar, muazzam bir yolsuzluğun üzerini örtmek için yapılıyor. dedi. (HABER MERKEZİ) Aile şirketlerine 'Veliaht dersi İşletmelerin kurumlaşması ve ihracatçıların yurtdışı pazarlarda güç kazanması için çeşitli eğitimler düzenleyen Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), bu kez de şirketlerin ikinci, üçüncü kuşak temsilcilerine yönelik, "Veliaht Motivasyonu ve Prometheus'un Gücü" eğitimi düzenledi. Eğitim, bu alandaki çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Meltem Onay tarafından, Türkiye Aile İşletmeleri Derneği'nin (TAİDER) katkılarıyla EİB'de verildi. Aile işletmelerinin sürdürülebilir olması için pek çok önemli noktaya değinilen eğitimde, "Ben zaten bu işletmenin veliahtıyım. Nasıl olsa bir gün bulunmam gereken yere geleceğim. Dedem, babam çok çalışmışlar, halen de çalışıyorlar. Bana fırsat verseler ben de onlara yardımcı olabilir miyim acaba?" diyen ikinci ve üçüncü kuşağa da önerilerde bulunuldu. Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jak Eskinazi nin ve TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Şerife İnci Eren in açılış konuşmalarını yaptığı eğitim, EİB üyeleri tarafından yoğun ilgi gördü. EİB Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, aile işletmelerini önemsediklerini belirterek, TAİDER in yaptığı çalışmaları takdirle karşıladıklarını söyledi. Eskinazi ise, Birlik olarak, ihtiyaca ve beklentiye cevap verecek türde güncel bilgiler içeren eğitimler düzenliyor ve bunların sonucunda güzel geri bildirimler alıyoruz. İzmir de aile şirketlerinin oldukça fazla olduğunu düşündüğümüzde, şirketlerin geleceğini yönlendirici, kurucular ve yeni kuşaklar arasındaki ilişkiyi düzenleyici, yetki sorumluluk bilincine dikkat çekici bir eğitim düzenleme ihtiyacını duyduk. TAİDER ile yaptığımız eğitimin, aile şirketlerinin geleceği açısından olumlu bir katkı koyduğunu düşünüyorum. dedi. Eğitimin sonunda TAİDER Başkanı Eren, Ünlütürk e plaket takdim ederken Ünlütürk ise Eren e, Türk ihraç ürünlerinden kuru meyve sepeti verdi. TAİDER Yönetim Kurulu Üyesi Aydın Buğra İlter de Prof. Dr. Onay a teşekkür plaketi takdim etti. (CİHAN) 486 şişe içki ele geçirildiği anlatan Vali Toprak, yasadışı su ürünleri avcılığında ise bin 577 balıkçı teknesinin kontrol edildiğini, 637 kişiye 825 bin lira para cezası kesildiğini aktardı. Ayrıca İçişleri Bakanlığı'nın geçen ekim ayında, hizmetin yerinde olması için başlattığı uygulama çerçevesinde 9 bin 752 kişinin ifadesinin alındığını belirten Toprak, Böylelikle insanlarımızın ayağına gidilmiştir. Ben burada herkese teşekkür ediyorum. Koordinasyon içinde suç ve suçluluğun ortadan kaldırılması, vatandaşlarımızla güvene dayalı olayların önlenmesi için canla başla çalışıyorlar. dedi. Peki, ileri teknolojiyle aramız nasıl? ; Enerjiyi çıkarırsak dış ticaret açığımızın yüzde 98 i ileri teknoloji ürünlerinden kaynaklanıyor. Yaptığımız ihracatta ileri teknolojinin payı yüzde 3. Bir kaç ilgi çekici araştırma sonucu daha sunalım sizlere; Türkiye vatandaşlarının yüzde 71 i ülkesinin bilimsel ve teknolojik başarılarından gurur duyuyor, ama bu başarıların ne olduğunu pek bilmiyor. Türkiye de hükümetin büyük çıkar lobileri tarafından yönlendirildiğini düşünenlerin oranı yüzde 49. Bu oran Norveç te yüzde 5, ABD de yüzde 64. Türkiye de yurttaşların geneli hükümetin yolsuzluk ile mücadelede başarılı olduğunu düşünüyor. (Raporun 2013 tarihli olduğunu -yani 17 Aralık öncesinde yayınlandığını- unutmayalım.) Türkiye deki en yozlaşmış kurumun hangisi olduğu sorusuna verilen yanıt; siyasi partiler. Yozlaşmışlık indeksinde siyasi partilerin Türk insanından aldığı not on üzerinden sekiz. Ve korkutucu bir rakam daha verelim; 2014 yılı itibariyle bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödememiş toplam kişi sayısı 3 milyon 183 bin kişi. Peki, bu raporlar, istatistikler, rakamlar ekonomimizle ilgili neler söylüyor olabilir? ; Hükümet Kemal Derviş reformlarını çok iyi uyguladı, biz de dünyanın genel büyümesinden çok iyi faydalandık. İkisinin birleşmesi son 12 yılın özetidir. Bu büyümenin nefesi bitti, yeni bir başarı öyküsü lazım, ama ortada yok. Bu öyküyü yaratabilecek yüksek teknoloji ihracını, katma değerli hizmet/ürün üretimini gerçekleştiremiyoruz. Gerçekleştiremiyoruz, çünkü eğitim sistemimizden toplumsal yapılanmamıza dek kendi insanına güvensizlik, takım halinde çalışamamak, ezbercilik, tutuculuk gibi özellikler baskın çıkıyor. Bu esnada başarı öyküsü yaratan diğer ülkeler dünyanın ilk 10 una girmek üzere bizi geçti gidiyor. Kendimizi tanımak adına rakamlara bakmak her zaman faydalıdır; Türkiye, sağcı, muhafazakâr ve olaylara cinsiyetçi pencereden bakan vatandaşların çoğunlukta olduğu bir ülke. Karşılıklı iyilikten ziyade, insanlarda kurallara uyma güdüsü baskın. Vatandaşlar Türkiye yi değiştirdiğini iddia eden siyaset kurumunu (parti belirtmeksizin) Türkiye nin en yozlaşmış kurumu olarak tanımlıyor. (Ama yine de başarılı buluyorlar, bu da bir Türkiye çelişkisi.) Tüketim toplumu kültürü ve ucuz mal/hizmet üretiminin bileşkesi sonucunda, bireysel ve kurumsal planda borçlanma rekor seviyelere çıkıyor, bu da orta vade için büyük tehlike arz ediyor. Bu borcu uzun dönemde ödememizi sağlayacak, yükte hafif, pahada ağır ürün/hizmet ihracını gerçekleştirecek mekanizmalardan yoksunuz. Sonuç: Umut var mı peki? Cumhuriyet tarihinden gelen yapısal sorunlar çözülüyormuş gibi yapılarak çözülemiyor. Ancak 2010 larda yapılacak önemli, sonuca yönelik reformlar 2050 lerin Türkiye sini rekabetçi hale getirebilir. Göstergeler çok fazla yoruma cevaz bırakmayacak oranda sarih. Çok çalışmalı ve daha çok üretmeliyiz. Demokrasi ve evrensel insan hakları tüm müesseseleri ile sağlıklı çalışmalı. Hukuk, Silahlı Kuvvetler, Emniyet, Eğitim ve Ekonomi ile bir bütün teşkil eden devlet mekanizmaları siyasallaştırılmamalı. Baki olan, olması gereken devlettir. İktidar ya da kişileri değil. İktidarlar gelir ve göçerler. Politikler din bezirgânlığından vazgeçmelidir. Ve yine hukuk her türlü baskı ve yıldırmadan arındırılmalı. Tam bağımsız olabilmelidir. Vicdanlar icara verilmemelidir. Millet kamplara ayrılmamalıdır. Düşünce ve basın özgürlüğünün önü açılmalıdır. Her alanda dışa bağımlılık en aza indirilerek istihdamda yaşanan önemli sorunlar giderilmeli. Beyin gücümüz, yerinde ve en etkili biçimde kullanılmalı. Genç nesil geleceğe güvenle bakabilmeli. Asgari ücret ayıbı bir an evvel ortadan kaldırmalıdır. Üniter yapı muhafaza edilmelidir. Hepsinden önemlisi, sorunları çözebilmek için milli birlik ve beraberliğimizi, dirliğimizi sıkıntıya sokmadan dağ gibi sorunların var olduğunu öncelikle kabullenmeliyiz. Sağlıcakla kalın. İEÜ'den Hindistan'da Türk ipeği tanıtımı İZMİR, 425 KAMERAYLA KORUNUYOR İzmir Valiliği'nde, şehrin 2014 yılı asayiş değerlendirmesi yapıldı. Toplantıya Vali Mustafa Toprak başkanlık ederken İl Emniyet Müdürü, İl Jandarma Komutanı ve Sahil Güvenlik Ege Bölge Komutanı da hazır bulundu. Şehrin güvenliğiyle ilgili basın mensuplarını bilgilendiren Toprak, şehir güvenliği yönetim sistemi kapsamında 67 izleme noktasında 271 kamera ve 154 plaka tanıma sistemi ile toplam 425 kamera bulunduğunu, mobisi sisteminin tamamlanmasına da yüzde 40'lık bir bölüm kaldığını anlattı. Geçen yıl 2 bin 154 kaçakçılık olayı yaşandığını, 3 bin 115 kişinin yakalandığını, 3 milyon 922 bin 364 paket sigara, 581 kg. tütün, 970 bin 848 makaron, 18 bin SiYAH MAVi KIRMIZI SARI İzmir'in nüfusunun 4 milyon 113 bin 72 kişi olduğunu, yüzde 87'sinin polis, yüzde 13'ünün ise jandarma sorumluluk alanında bulunduğunu söyleyen Vali Mustafa Toprak, "2014 yılı içerisinde 134 bin 901 olay meydana geldi, bu olaylarda 116 bin 416 kişi yakalandı. Bu olaylar içerisinde özel olarak narkotik suçlarında 9 bin 484 olayda 12 bin 560 kişi yakalanmış, bunlardan da 563 kişi tutuklanmıştır. Geçen ekim ayında kuruluşu yapılan Narkotimlerimiz ise 162 olaya müdahale edip önemli bir başarı elde ettiler. şeklinde konuştu. Terörle mücadele kapsamında 171 olayda 289 kişinin yakalandığını, 29 kişinin tutuklandığını belirten Vali Toprak 142 bomba, bomba düzeneği ve molotof kokteyli, 48 gaz fişeği, 2 bin 631 adet de gösterilerde kullanılan malzeme ele geçirildiğini söyledi. Ayrıca 139 ölümlü trafik kazası olurken bu kazalarda 169 kişinin can verdiğini, 10 bin 551 yaralanmalı kazada ise 15 bin 55 kişinin yaralandığını anlatan Toprak, 2 milyon 95 bin 574 denetimde 148 milyon 242 bin 60 TL ceza kesildiğini açıkladı. (CİHAN) Çin ipeğine yenilen Türk ipeğinin yıllara direnen öyküsü, Hindistan da söze geldi. İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Elvan Özkavruk Adanır, Türkiye deki ipekböceği yetiştiriciliği ve ipek dokumaların üretimini anlattı. Adanır, ipeklerden keçelerle birlikte hazırladığı geleneksel Türk sanatları desenlerinin kullanıldığı kıyafetlerden sergi açtı. Hindistan da düzenlenen Uluslararası İpekböceği ve İpekçilik Kongresi kapsamında sunum yapan Prof. Dr. Adanır, çeşitli ülkelerden bilimadamları ve üreticilere Türk ipekçiliğini anlattı. Türkiye nin çeşitli şehirlerinde ipek üzerine araştırmalar yaptıklarını, özellikle Ödemiş ipeği üzerine yoğunlaştıklarını aktaran Adanır, Türkiye de ipekböceği yetiştiriciliğinin, 1990 larda neredeyse durma noktasına geldiğini gördük ancak son yıllarda hem teşvik hem de Çin ipeğinde yaşanan kalite düşüşüyle birlikte Türk ipeği üretimi yeniden canlandı. Hindistan daki sergimiz ve sunumumuz, katılımcıların büyük dikkatini çekti. Çin, uzun yıllar dünya piyasasına çok ucuza mal sürdü. Ülkeler ilk başta bu durumdan memnun olurken ürün kalitesinde yaşanan sorunlar nedeniyle ülkemize ilgi yeniden artıyor. dedi. (HABER MERKEZİ)

9 SAYFA 10 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 DENİZLİ HABERLERİ 15 Şubat 2015 Pazar Sevgi Eli 10 yılda KİŞİYE UMUT OLDU C ocuklarda alt ıslatma ve ıḋrar yolu enfeksıẏonu Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğine bağlı Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Yeşim Edirne Elcümen, çocuklarda sık görülen idrar yolu enfeksiyonu ve 2,5 yaşını geçmiş çocuklarda yaşanan alt ıslatma konularının ciddiye alınması gerektiğini belirterek ebeveynleri uyardı. Çocuklarda görülen üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra en sık rastlanan enfeksiyon hastalığının idrar yolları enfeksiyonları olduğunu belirten Op. Dr. Yeşim Edirne Elcümen, bu hastalığın çocuklarda kalıcı böbrek hasarına yol açabileceğini vurguladı. Elcümen; İdrar yolu enfeksiyonu, idrar yolunun herhangi bir bölümünü etkileyen bir enfeksiyondur. Bu enfeksiyonun en önemli sebebi bakterilerdir. İdrarda normalde bakteri bulunmaz. Mesane veya böbreğe bakteri girip idrarın içinde çoğalırsa idrar yolu enfeksiyonu meydana gelir. Bu tür enfeksiyonların en yaygını sistit bir diğer adıyla mesane enfeksiyonudur. Bir diğer tür enfeksiyon böbrek iltihabıdır, piyelonefrit olarak da adlandırılır. Böbrekte hasarın tamiri olmadığı için piyelonefrit istenmeyen bir durumdur. İdrar yolu enfeksiyonu, erkek çocuklarda 1 yaştan önce olmakla birlikte tüm çocuklarda sık görülür. Sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren erkek çocuklarda sünnet ile tedbir almak mümkündür. Eğer bu hastalıkta erken tanı ve tedavi yapılamazsa, sonuç böbrek yetmezliği olabiliyor ifadelerine yer verdi. İdrar yolu enfeksiyonunda belirtiler çocuğun yaşına göre değişiklik gösterir Çocuklarda özellikle yüksek ateş ortaya çıktığında idrar yolu enfeksiyonlarından şüphelenilmesi ve bu yönde de inceleme yapılması gerektiğini belirten Op. Dr. Yeşim Edirne Elcümen, belirtilerin çocuğun yaşına ve enfeksiyonun düzeyi ve ağırlığına göre değiştiğini kaydetti ve şöyle devam etti; Çocuklarda idrar yolu enfeksiyonu ateşsiz de seyredebilir. Fakat genelde belirtiler çocuğun yaşına göre değişiklik gösterir. Yeni doğan döneminde yüksek ateş, sarılık, emmeme, kilo alamama, huzursuzluk, konvülsiyon gibi bulgular görülebilir. Süt çocuklarında da iştahsızlık, bulantı, kusma, ishal, kabızlık, solukluk, huzursuzluk gibi belirtiler ortaya çıkar. Büyük çocuklarda ise belirtiler daha yönlendiricidir. Karın ağrısı, az veya sık idrara çıkma, yanma, kanlı idrar, ateş ve idrar kaçırma gibi bulgular bulunabilir. Ateş çok yüksek seyrediyorsa, kusma, yan ağrısı varsa piyelonefriti ( böbrek iltihabını ) akla getirir. Bu durumda böbreklerin zarar görmemesi için tedaviye hemen başlanması gerekir diye konuştu. Uz. Dr. Yeşim Edirne, idrar yolu enfeksiyonunu önlemek için ailelere bazı uyarılarda da bulunarak; bebeklerde bezi sık değiştirip altının kirli kalmamasını sağlamanın, özellikle kızlarda alt temizliğini önden arkaya doğru yapmanın önemli olduğunu söyledi. Denizli'de hayırseverlerin yardımlarını maddi durumu iyi olmayan ihtiyaç sahibi vatandaşlara ulaştıran Denizli Büyükşehir Belediyesi Sevgi Eli, 56 bin 575 kişinin imdadına koştu. 14 Şubat Sevgililer Günü'nde 10'uncu yılına giren Sevgi Eli, Denizlili hayırseverlerin bağışlarıyla büyümesini sürdürüyor Denizli'de hayırseverlerin yardımlarını maddi durumu iyi olmayan ihtiyaç sahibi vatandaşlara ulaştıran Denizli Büyükşehir Belediyesi Sevgi Eli, 56 bin 575 kişinin imdadına koştu. 14 Şubat Sevgililer Günü'nde 10'uncu yılına giren Sevgi Eli, Denizlili hayırseverlerin bağışlarıyla büyümesini sürdürüyor. Denizli'de ihtiyaç sahipleri ile hayırsever vatandaşlar arasında köprü görevini yürüten Denizli Büyükşehir Belediyesi Sevgi Eli, 10 yılda binlerce vatandaşa el uzattı. 14 Şubat Sevgililer Günü'nde 10'uncu yılına giren Sevgi Eli, Denizlililerin bağışlarıyla büyümesini sürdürüyor. Denizli il merkezinde yaptığı hizmeti ilçelere de taşıyan Denizli Büyükşehir Belediyesi Sevgi Eli, çaresiz ve ihtiyaç sahibi vatandaşların umudu olmaya devam ediyor. Bugüne kadar, "Bir elin verdiğini diğer el görmeyecek" prensibi ile hareket eden ve Denizli Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı'na bağlı olarak hizmet veren Sevgi Eli, bugüne kadar 56 bin 575 kişiye gıda, kıyafet, ev eşyası, hasta ve çocuk bezi gibi çeşitli yardımlarda bulundu. 791 aileye 6 bin 624 parça ev eşyası yardımında bulunan Sevgi Eli, 10 yılda ilçelerde ve merkezde ihtiyaç sahibi toplam 56 bin 575 kişiye gıda, kıyafet ve eşya yardımı yaptı. Denizli Büyükşehir Belediyesi Sevgi Eli 20 bin bağışçı sayısına ulaştı. Sevgi Eli, yangın yaralarını sarıyor Denizli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı'nın müdahale ettiği yangınların ardından ihtiyaç halinde hemen devreye giren Sevgi Eli ekipleri, mağdur ailelerin de yaralarını sardı. Yangının söndürülmesiyle birlikte devreye giren Sevgi Eli, mağdur durumda kalan ailelerin ihtiyaçlarını tespit ederek başta ev eşyası olmak üzere çeşitli yardımlarda bulundu yılında Sevgi Eli ekipleri merkez ve ilçelerde 57 yangında mağdur kalan ailelere sahip çıktı. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, 10 yıl önce başlanan bu yürüyüşün Türkiye'ye örnek olduğunu söyledi. Sevgi Eli'nin 14 Şubat Sevgililer Günü'nde kurulmasının ayrı bir önemi olduğunu vurgulayan Başkan Zolan, Sevgi Eli'nin hiçbir ayrım gözetmeden ihtiyaç sahibi tüm vatandaşların umutlarını mutluluğa dönüştürdüğüne işaret etti. Türkiye'ye örnek proje Belediye başkanlığı döneminde Sevgi Eli'nin mimarı olan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve bu oluşuma büyük emek veren eşi Ayşen Zeybekci ye teşekkür eden Başkan Zolan, şöyle konuştu: "Sevgi Eli'ni bağışlarıyla büyütüp yaşatan hayırseverlerimize de canı gönülden teşekkür ediyorum. Türkiye ye örnek bir proje haline gelen Sevgi Eli, hayırsever Denizli halkımızın destekleri ile büyümeyi sürdürecek." Sevgi Eli'nin özellikle yangınlarda itfaiye ekipleri ile koordineli hareket ettiğine dikkati çeken Başkan Zolan, "Sevgi Elimiz yangında mağdur olan ailelerimizin imdadına hemen koşuyor. İtfaiye ekiplerimiz evlerdeki yangını, Sevgi Elimiz ise yüreklerdeki yangını söndürüyor. Sevgi Eli bugün olduğu gibi bundan sonraki süreçte de hayırseverlerimiz ile ihtiyaç sahiplerimizi buluşturmaya, vatandaşlarımızın yaralarını sarmaya devam edecek" dedi. HABER MERKEZİ Merkezefendi Belediyesi nde e- ruhsat dönemi başladı Merkezefendi Belediyesi nde internet sitesi üzerinden Yapı Ruhsat Takip Sistemi kullanıma açıldı. Vatandaşların belediyeyle olan işlemlerini kolaylaştırmak için her geçen gün yeni bir gelişme ile çalışmaya devam eden Merkezefendi Belediyesi, son olarak e- Ruhsat uygulaması ile Yapı Ruhsat Takip Sistemini hizmete sundu. Merkezefendi Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü Proje Kontrol ve Yapı Ruhsat birimi için geliştirilen " Yapı Ruhsat Takip Sistemi belediye toplantı salonunda tanıtıldı. Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu başkanlığında, Belediye Başkan Yardımcıları ile Mimar ve Mühendisler Odası temsilcileri ve yapı denetim firma yetkililerinin de katılımıyla gerçekleştirilen Yapı Ruhsat Takip Sistemi tanıtım toplantısında, programın amaç ve hedefleri için hazırlanan sunum gerçekleştirildi. Hedefimiz, şeffaf hizmet vermek Ruhsat durumlarının internet üzerinden kolayca sorgulanabileceğini ifade eden Başkan Muhammet Subaşıoğlu, Vatandaş odaklı hizmet anlayışı çerçevesinde hayata geçirilen e-ruhsat hizmeti sayesinde, yapılanma anlamında yüzde oranında ruhsat başvuruları Merkezefendi Belediyemize yapılıyor. Bu sistem sayesinde halkımız bundan sonra, belediyeye gelmek zorunda kalınmadan, güncel veriler üzerinden tek tuşla ruhsat durumu takibi yapılabilecek. Ayrıca vatandaşlar proje kontrol işlem sonuçlarını, varsa proje eksikliklerini görebilecekler. Bu hizmetten yaralanacak vatandaşlar gerekli sorularını da sistem üzerinden iletebilecek. Böylece vatandaşlarımız, e-ruhsat sisteminin devreye girmesiyle birlikte hem zamandan tasarruf edecek, hem de istedikleri bilgilere daha hızlı ve kolay bir şekilde ulaşabileceklerdir. Hedefimiz, güçlü iletişim, en uygun süre ve üstün şeffaflık elde etmek dedi. HABER MERKEZİ Merkezefendi Belediyesi nde hizmet araçları takip sistemi ile izleniyor Merkezefendi Belediyesi kurulduğu günden bu yana kurumsal yapılanmada örnek uygulamalarını hayata geçirmeye devam ediyor. Yeni kurulan sistemle hızlı ve etkin bir şekilde araç takibi yaptığını vurgulayan Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, Geçen ay yağan karşı yağışından sonra eksiklerimizi belirledik ve bu yönde hem teknolojik hem de araç yatırımımızı güçlendirdik. Bu doğrultuda araç takip sistemimizi kurduk. Bu sistemimiz ile belediye hizmetlerinin kesintisiz ve hızlı bir şekilde yapılmasını öncelik haline getirdik. Belediyemiz Fen İşleri Müdürlüğünde bulunan 13 adet hareketli iş makinalarımız ve araçlarımız artık anlık olarak 7 gün 24 saat takip edilebilecek. Karla mücadele ederken bu araç takip sistemimizle hangi aracımız hangi mahallede ne kadar sürede çalıştı hepsini online olarak görebiliyoruz. Bu sayede hizmet kalitemizi daha da arttırmış olduk dedi. Epilepsi için doktorunuza görünün Epilepsinin nöron denilen beyindeki sinir hücrelerinin anormal, aşırı elektriksel boşalımlarıyla ortaya çıkan beynin fonksiyon bozukluğu olduğunu ve elektriksel boşalımın olduğu bölgeye ve beynin diğer bölgelerine yayılımına göre çeşitlilik gösterdiğini açıklayan Nöroloji Uz. Dr. Hayri Okumuş epilepsinin halk arasında daha çok sara hastalığı olarak bilindiğini ancak bu bilginin yanlış olduğunu söyledi. Okumuş, gelişmiş ülkelerde epilepsinin görülme olasılığının daha az olduğunu gelişmekte olan ülkelerde ise gebelik ve doğum hizmetlerinin daha yetersiz olması ve doğum sonrasında kafa içi enfeksiyonlarının ve kafa travmalarının daha fazla görülmesi nedeniyle daha çok ortaya çıktığını, erken çocukluk yaşlarında ve 65 yaş üstünde sıklığının arttığından bahsetti. Epileptik nöbetlerin beynin etkilenen bölgesine bağlı olarak çok çeşitli olabildiğini ve kısmi nöbetlerde beynin bir kısmının tutulduğunu anlatan Uz. Dr. Hayri Okumuş nöbet esnasında kişinin davranışlarında oluşan farklılıkları şu şekildi açıkladı: Nöbetler ellerde ve ayaklarda ritmik hareketler, uygunsuz kokular alma, görsel ve işitsel halüsinasyonlar, korku panik hali, aşırı sinirlilik, baş dönmesi atakları, sersemlik, aşırı terleme, idrar kaçırma, konuşamama, aynı kelimeyi tekrarlama şeklinde olabilir. Bazılarında beraberinde bilinç kaybı da vardır, çevre ile temasları yoktur. Sorulara normal uygun yanıt vermezler. Sabit ve hareketsiz bakarlar, yüz buruştururlar, anlamsız davranışlar ağız şapırdatma, çiğneme, yürüme koşma soyunma gibi hareketler yapabilirler. Jeneralize dediğimiz nöbetlerde ise beynimizin iki tarafında yaygın tutulum vardır ve hepsinde de bilinç kaybı olur. Absans dediğimiz birkaç saniyelik dalmalar şeklinde nöbetler olabilir ya da kaslarda kasılma ile aniden düşme ve ardından art arda kasılmalar şeklinde olabilir dedi. HABER MERKEZİ

10 mbe 15 Şubat 2015 Pazar

11 SAYFA 12 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Ak Parti Genel Merkez Sosyal İşler Başkanlığınca düzenlenen Tıbbi ve Tehlikeli Atıkların Toplanması ve Değerlendirilmesi Çalıştayları nın sonuncusu gerçekleştirildi. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, burada yaptığı konuşmada, çalıştayın, insan ve insan sağlığı için çok önemli bir konu başlığı olduğunu söyledi. Sağlıklı insanın, sağlıklı çevreyle mümkün olabileceğine işaret eden Müezzinoğlu, Türkiye o- larak çevre sağlığını ne kadar güçlü götürebilirsek, insan sağlığını da o kadar güçlü desteklemiş ve onun altyapısını oluşturmuş oluruz ifadesini kullandı.türkiye nin özellikle tıbbi atıklar konusunda son yıldır önemli yasal düzenlemeler yaptığını ve tedbirler aldığını, uygulamada da önemli başarılara imza attığını dile getiren Müezzinoğlu, Toplantının, gerek tıbbi teknolojinin ve tıbbi tedavi araçlarının her geçen gün çoğalması, kimyasalların her geçen gün artması ve tıbbi işlemlerin farklı farklı boyutlar kazanması nedeniyle, gerek Tıbbi Katı atıkların, gerekse tıbbi kimyasal sıva atıkların her yıl güncellenerek, dinamik ve vizyoner bir bakış açısıyla değerlendirilmesi ve sağlıklı bir çevrenin oluşturulabilmesi, korunabilmesi açısından çok önemli olduğuna inanıyorum. dedi. Müezzinoğlu toplantıya AK Parti Genel Merkezinin öncülük etmesinin, Manisa Demirci Celalbayar üniversitesi Demirci Eğitim Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Mustafa Bakaç a Demircili İş adamlarının destekleri devam ediyor. Manisa Demirci Eğitim Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Mustafa Bakaç ı Demircili iş adamları bağrına bastı,demircili iş adamı Tayfun Dede Kendisinin sanayici bir iş adamı olarak Demirci Eğitim Fakültesine yapmış olduğu katkılardan çok mutluluk duyduğunu,mezuniyet törenlerinede her sene katıldığını ve bu mezuniyet törenlerinin kendisine ayrı bir haz verdiğini bu yüzden de sayın Dekanımız Prof.Dr.Mustafa Bakaç ın her zaman yanında olacağını ve desteklerinin devam edeceğini söyledi. -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe Başbakan Ahmet Davutoğlu nun eşi Sare Davutoğlu nun duyarlılık göstermesinin, kendileri için ayrı bir güç kaynağı olduğunu kaydetti. Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce de 1993 ten beri atık yönetimiyle ilgili çok önemli yol alındığını, önemli çalışmalar yapıldığını söyledi. Sağlık Bakanlığı ve yerel yönetimlerle AK Fakülte Dekanı Prof.Dr.Mustafa Bakaç ise Manisalı iş adamlarının kendisine 15 Şubat 2015 Pazar Tehlikeli atıklara karşı ortak mücadele önerisi AK Parti Genel Merkez Sosyal İşler Başkanlığınca düzenlenen Tıbbi ve Tehlikeli Atıkların Toplanması ve Değerlendirilmesi Çalıştayları nın sonuncusu gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Hotar, "Eksikliklerin belirlenmesi için kurumları biraraya getirdik" diye konuştu Parti Genel Merkez Sosyal İşler Başkanlığınca düzenlenen Tıbbi ve Tehlikeli Atıkların Toplanması ve Değerlendirilmesi Çalıştayları nın sonuncusu gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Hotar, "Eksikliklerin belirlenmesi için kurumları biraraya ge- vermiş olduğu bu desteklerden çok mutluluk duyduğunu ve kendisininde bundan haz tirdik" görüşerek, gelişmelere göre mevzuat düzenlemesi ve uygulamalarda değişiklik yaptıklarını anlatan Güllüce, katı atık ve atık su konusunda ciddi yatırımlar yapıldığını, önemli tesisler kurulduğunu belirtti. Buna ilişkin projelerin devam edeceğini iade eden Güllüce, 2023 vizyonlarında, Türkiye de katı atık probleminin çözülmesinin de bulunduğunu kaydetti. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar da toplumsal adalet ve güvenliğin tesisi ve korunmasının devletin temel görevleri arasında bulunduğunu söyledi. Halkın huzur ve güven içinde, sağlıklı ve güçlü yapıda hayatını sürdürmesinin, bu görevin hakkıyla yerine getirilmesine bağlı olduğunu vurgulayan Hotar, bireylerin, temel hak ve hürriyetlerden en üst düzeyde yararlanabilmesini sağlamanın, ancak adalet ve güvenliğin bulunduğu böyle bir ortamda mümkün olduğunu kaydetti. Hotar, Sosyal İşler Başkanlığının, sosyal politikalar, toplumsal gruplar, çevre, sağlık gibi birçok konuda toplumsal refahı sağlanması ve gelişmesine fayda sağlayacak çalışmalar yaptığına işaret etti. Çalıştayın ilkinin geçen yıl 28 Mart ta düzenlendiğini bildiren Hotar, çalıştayın Ankara, Hacettepe ve Gazi Üniversitelerinin yetkilileri, özel hastane, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, Ankara Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi temsilcileri ile Kamu Hastaneleri Kurumu birim sorumlularının katılımıyla gerçekleştirildiğini belirtti. Sosyal İşler Başkanlığının, ülkede önemli sağlık ve çevre sorunlarının başında gelen Türkiye de atık yönetimi konusunda eksikliklerin belirlenmesi için kurumları bir araya getirdiğini anlatan Hotar, bu çerçevede ülke geneline uygulanabilir atık yönetim planının oluşturulması amacıyla çalışmaların başlatıldığını bildirdi. (HABER MERKEZİ) Manisalı işadamından Dekan Bakaç'a destek Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center alarak bir Demircili gibi tam özveri ile çalıştığını anlattı. (HABER MERKEZİ) Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK Şubat Pazar Perşembe "Kepçe kulak" hasta ediyor Velileri uyaran Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serel, "Okul çağı döneminde arkadaşları tarafından 'kepçe kulak' lakabının takılması ve bu şekilde anılması, psikolojik travma nedeni olabilir. Bu yüzden kepçe kulak ameliyat edilmelidir" dedi Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Serel, "Okul çağı döneminde arkadaşları tarafından 'kepçe kulak' lakabının takılması ve bu şekilde anılması, psikolojik travma nedeni olabilir" dedi. Serel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kulakların kafayla açısının fazlalığının dikkati çekecek kadar belirgin olmasının halk arasında "kepçe kulak" diye tanımlandığını söyledi. İnsanları estetik anlamda kötü yönden etkileyen kepçe kulak sorununun ufak cerrahi operasyonla ortadan kaldırıldığına dikkati çeken Serel, şöyle konuştu: "Kulağın bu şekilde olması beden sağlığı açısından sorun yaratmamaktadır ancak kişinin dış görünüşüyle ilgili bazı sorunlara neden olabilmektedir. Özellikle çocukluk çağında bu, önemli psikolojik rahatsızlıklara neden olabilir. Okul çağı döneminde arkadaşları tarafından kepçe kulak lakabının takılması ve bu şekilde anılmak, gelişme dönemindeki çocukta psikolojik travma nedeni olabilir. İleriki yaşlarda bu durum şapka takarak kulaklarını gizleme, fotoğraf çektirirken bunu gizleyecek şekilde poz verme, kızlarda saç bandı kullanma ve kulağı kapatacak şekilde saç modellerini tercih etme gibi sakınma davranışlarıyla pekişir. Kepçe kulak ameliyatı genellikle küçük çocuklara okul öncesi yapılır. Çocuğun psikolojik olarak kötü etkilenmemesi için okul öncesi bu ameliyatı yaptırmak önemlidir. Eğer çocuk bu durumu önemsiyorsa okula başlamadan ameliyat olması da oldukça önemlidir." Bu ameliyat için hastanede yatmak gerekmez Kepçe kulakla ilgili iki temel sorun bulunduğuna dikkati çeken Serel, birincisi kulağın "antiheliks" denen kıvrımlarından birinin silik olması, diğeri ise kulağın kafayla yaptığı açının fazla olmasından kaynaklandığını anlattı. "Çoğunlukla bu i- ki sorun bir arada bulunur" diyen Serel, "Ameliyatta yapılan işlem kulağın arkasından yapılacak girişimle bu silik olan kıvrımı tekrar oluşturmak veya belirginleştirmek, aynı zamanda da açıyı daraltmaktır. Bu ameliyat için hastanede yatmak gerekmez. Ameliyat sonrası ilk birkaç günlük pansuman, bu bölgede oluşacak ameliyata bağlı 'ödem' dediğimiz şişliğin az olması için uygulanır. 2-3 gün sonra pansuman açılarak tenisçi bandı giydirilir. Bu bant ilk bir hafta sürekli, daha sonra da iki hafta akşamları yatarken kullanılır. Pansuman açıldıktan sonra aksi durum yoksa hasta banyo yapabilir." şeklinde konuştu. Serel, kepçe kulak ameliyatının ardından kişide ağrı olmadığını ya da hafif derecede olduğunu belirterek, "Çoğunlukla ağızdan alınacak ağrı kesicilerle üstesinden kolayca gelinebilir. Bu ameliyatla ilgili son söz, kepçe kulak ameliyatı 'günübirlik cerrahi' dediğimiz hastanede kalmayı gerektirmeyen, ameliyat sürecinin günlük yaşantıyı çok aksatmayacağı, hasta ve hekim açısından tatminkar sonuçları olan girişimdir" diye konuştu. (AA) "Grip diye gitti, serumdan öldü" haberine soruşturma Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanlığınca, Nusaybin'de hayatını kaybeden bir kişiyle ilgili "Grip diye gitti, serumdan öldü" iddiasının yer aldığı haberler üzerine soruşturma başlatıldığı bildirildi. Sağlık Bakanlığının yazılı açıklamasında, medyadaki "Grip diye gitti, serumdan öldü" başlıklı haberlerde yer alan iddialara ilişkin Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanlığı tarafından soruşturma başlatıldığı belirtildi. Habere konu olan hastanın, 2 Şubat 2015 günü karın ağrısı şikayetiyle Nusaybin Devlet Hastanesi Acil Servisine başvurduğu, muayenesi ve tetkiklerinin yapıldığı ve dahiliye uzmanı tarafından yapılan muayenesinde herhangi bir sorun tespit edilmediği için taburcu edildiği belirtildi. Söz konusu hastanın, 3 Şubat 2015 günü karın ağrısı şikayetiyle tekrar acil servise başvurduğu, yapılan muayene ve tetkiklerinin ardından dahiliye kontrolü istendiği, uzmanın, hastanın detaylı tetkiklerini istediği, sonuçlar çıkana kadar da acil serviste gözlem altına aldığı kaydedilen açıklamada, "Ancak hasta sonuçlarının çıkmasını beklemeden hastaneden ayrılmıştır. Evde durumu ağırlaşan hasta tekrar acil servise getirilmiştir. Burada yapılan ilk müdahalenin ardından Mardin de özel bir hastaneye sevk edilmiştir. Ancak hasta yapılan tüm müdahalelere rağmen maalesef hayatını kaybetmiştir" ifadesine yer verildi. (AA) Hemofilide uzun süreli kanamalar çok tehlikeli Makam odaları yoğun BAKIM ÜNİTESİ OLDU Batman Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde yatak sorununu çözmek için hastane yöneticilerine ait 6 makam odası 38 yataklı yoğun bakım ünitesine dönüştürüldü. Aralarında hastanenin başhekiminin de bulunduğu 6 yönetici için çatı katında prefabrik odalar yapıldı. Batman Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde yöneticilere ait makam odaları, hastanedeki yatak sorununun giderilmesi amacıyla yoğun bakım ünitesine dönüştürüldü.batman'da 48 yıl önce hizmete giren ancak artan hasta sayısı nedeniyle yatak sıkıntısı yaşanan hastanede, sorunun çözümü için makam odaları hastalar için dizayn edildi.başhekim Halit Demir, kendisi de dahil hastane yönetimine ait 6 makam odasının 38 yataklı yeni doğan yoğun bakım ünitesine dönüştürdü. Demir, hastane yöneticileri için çatı katında prefabrik odalar yaptırdı.demir, yaptığı açıklamada, 40 doktorun görev yaptığı, günde ortalama 2 bin 500 hastanın müracaat ettiği hastanede yatak sıkıntısının çözülmesi için yöneticilerin odalarından feragat ettiğini söyledi.kendisi de dahil yöneticilerin artık 5 katlı hastanenin terasındaki prefabrik odalarda hizmet vereceklerini ifade eden Demir, boşalttıkları odalarda ise 38 hastanın sağlık hizmeti alacağını anlattı.demir, kış mevsiminde artan hasta talebini karşılamayı hedeflediklerini belirterek, "Hasta yoğunluğunu azaltmak için gerçekleştirdiğimiz çalışmayla odalarımızda artık hastalarımız yatıyor. 6 oda 38 yataklı yeni doğan yoğun bakım ünitesine dönüştürülmüş oldu" dedi. (AA) Kanamanın hemen durdurulması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Fışgın, "Kanamaya yatkın genetik bir hastalık olan hemofilide, kanamaların sakatlık ya da hastanın kaybıyla sonuçlanma riski var" dedi Medical Park Bahçelievler Hastanesi Çocuk Hematoloji Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Tunç Fışgın, kanamaya yatkın genetik bir hastalık olan hemofilide, kanamaların sakatlık ya da hastanın kaybıyla sonuçlanma riski bulunduğunu belirterek, "Hemofilili çocuklara sahip ailelerin kanamalardan korunmak için tedbirler alması, kanamaların ilk tedavisini hemen yaparak sağlık kurumuna başvurması gerekir" dedi. Fışgın, bir nevi kanın pıhtılaşamaması hastalığı olan, çoğunlukla genetik geçiş gösteren, vücutta kanın pıhtılaşma sisteminde rol alan proteinlerin eksikliği veya yokluğu nedeniyle ortaya çıkan hemofili hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Pıhtılaşma bozukluğu yaratan ve X kromozomundaki çekinik bir genle taşınan, vücutta pıhtılaşma faktörlerinden faktör 8 veya faktör 9'un eksikliği sonucu ortaya çıkan hemofilinin genellikle erkeklerde görülen genetik bir hastalık olduğunu kaydeden Fışgın, bu grubun "kolay kanayan çocuklar" o- larak da bilindiğini dile getirdi. Tunç Fışgın, ailede benzer hastalık öyküsü olabileceği gibi hastalığın yeni bir genetik mutasyon sonrası da oluşabileceğini, genellikle 5 bin ile 10 bin doğumda bir görülen bu hastalığa sahip Türkiye'de 5 binin üzerinde, dünyada ise 400 bin civarı kişi olduğunu aktardı. Kanama durumunda yapılması gerekenler Kanama durumunda en önemli tedavi yöntemlerinin soğuk baskı, eklemi yüksekte dinlendirme ve en erken sürede damar içine faktör ilaçlarının verilmesi olduğunu dile getiren Fışgın, hemofili hastalarının eklem ve kas içi kanamalarını erken dönemde hissedebildiğini, ilk 1 saat içinde erken dönemde yapılan faktör ilaçlarının birçok sakatlığın gelişmesini engellediğini anlattı. Fışgın, bu nedenle hastalara ve ailelerine iğneyle damar Tedavide en önemli konu eğitim Hemofilinin kalıcı bir tedavi yönteminin olmadığını, hastalığın kanamalarla ölümcül olabileceği belirten Fışgın, sakatlığın da en korkulan sonuçlardan olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Fışgın, "Ancak hasta çocukların iyi bir tedavi ve takiple sağlıklı bir şekilde yetişkin çağa ulaşması mümkün. Son yıllarda gen tedavisiyle kalıcı tedavi yapma konusunda ümit verici çalışmalar yapılıyor. Yaşam boyu süren hastalıklarda en önemli nokta çocuk ve ailenin ayrıntılı bilgilendirilmesi ve eğitilmesi, acil durumlarda hekime ulaşabilme, deneyimli merkezlerin sayılarının artırılması ve hastalıkla kaliteli bir yaşam sürebilme becerisinin kazandırılması" diye konuştu. içi tedavi edebilme becerisinin kazandırılması gerektiğini kaydederek, hemofilinin, "doktoru danışman olarak gören, kendisini özenli bir hemşire gibi yetiştiren" nadir hastalıklardan olduğunu bildirdi. Evde tedavi oranlarının en yüksek olduğu hastalık grubu olan hemofilililerin bu olumlu noktaya gelmesinde en önemli faktörlerin sağlık kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve aileler olduğunu aktara Fışgın, doğum sonrası göbeği düşen bebeklerde, göbekten kanamanın uzun süre sızma şeklinde devam ettiğinde, ilk aylarda aşı sonrası uzun süreli durmayan kanamalar veya büyük morluklar gözlendiğinde, yürümeye başlayan çocukların ayaklarında sayıca çok fazla ve çok yaygın morluk görüldüğünde doktora başvurulması gerektiğini vurguladı. Fışgın, ayrıca ayak bilekleri ve dizlerde şişlik, kızarıklık, ağrı ve ısı artıyorsa sünnet sonrası durmayan kanama geliştiyse diş fırçalamayla diş etlerinde kanama, burun kanamaları, vücutta morluklar oluşuyorsa da hemofili şüphesiyle doktora başvurulması gerektiğinin altını çizdi. Damar içine faktör ilacını yapabilme becerisinin hasta ve/veya aile bireylerine kazandırılmasının en önemli eğitim faaliyeti olduğunu belirten Fışgın, bu faaliyetlerin hemofiliyle ilgili dernekler aracılığıyla gerçekleştirildiğini, hasta ve yakınlarının eğitimden yararlanabilmek için bu derneklerle iletişime geçmesinin önemine değindi. (AA)

13 SAYFA 14 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 15 1ubat Şubat Perşembe Pazar OTOPARK SORUNU TARİHE KARIŞACAK Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ilk kez başlatacağı "otopark sertifikası" uygulamasıyla, bölgeden ya da belediyelerce işletilen yol boyu otoparklardan her daire için bir yer ayrılacak, bu bölüm tapuda tescillenerek daireyle birlikte alınıp satılacak Poyrazcan dan Ortadoğu ve Afrika çıkarması Dünyanın en büyük gıda fuarlarından birisi olan ve 4 bin 500 uluslararası firmanın katılımcı olarak temsil edildiği, 20 binden fazla markalı ürünün sergilendiği Gulfood Dubai 2015 e katılan Poyrazcan Zeytinyağı, lezzetiyle dünyaca ünlü şeflerden tam not aldı. Birleşik Arap Emirlikleri nin Dubai şehrinde 8-12 Şubat 2015 arasında düzenlenen fuarda Türkiye yi temsil eden Poyrazcan, açtığı stantla 170 ülkeden yaklaşık 80 bin kişiye ulaştı. Türkiye nin en kaliteli zeytinlerinden üretim yapan markalarının Ortadoğu, Afrika, Kanada ve Avustralya dahil gelen lezzet ustalarının takdirini aldığını belirten Poyrazcan Gıda Genel Müdürü Soykan Yanya, kendilerine ödüllü şeflerin tam not verdiğini söyledi. Geçirdikleri dört günde olumlu eleştiriler aldıklarını ifade eden Yanya, Bu fuarın, ihracatımızda önemli bir hamle yapmamıza vesile olacağını düşünüyoruz. Ortadoğu ve Afrika ülkeleriyle iş bağlantıları gerçekleştirdik. Poyrazcan olarak, iç piyasada olduğu kadar dış piyasada da çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bundan sonraki fuarlarda da markamızın tanıtımına devam edeceğiz. diye konuştu. (CİHAN) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, başta büyükşehirler olmak üzere ülke genelinde yaşanan otopark sorununu kökten çözmeye hazırlanıyor. Türkiye'de ilk olacak "otopark sertifikası" uygulamasından, belediyelerin "otopark hesabı" oluşturmasına kadar getirilecek birçok düzenlemeyle, Türkiye'de park yeri sorununun yaşanmadığı yeni bir dönem başlayacak. Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce'nin "otopark sorununu çözmek için devrimci nitelikte" olduğunu belirttiği düzenlemeye ilişkin ayrıntılar netleşiyor. Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğünce yapılan çalışmayla, bugünün koşullarına göre yetersiz kaldığı ifade edilen İmar Kanunu'ndaki o- topark maddesi revize edilecek, bu kapsamda yeni bir yönetmelik çıkarılacak. O- toparklara ilişkin mevcut tebliğde "üç konut için bir o- topark" şartı yer alırken, bu durum bugün "Hemen her ailenin bir aracı bulunduğu, hatta ikinci ve üçüncü araçların da kullanıldığı" göz önüne alınarak değiştirilecek. Düzenlemeye göre, yeni yapılarda, otopark sorununun kendi parseli içinde çözülmesi gerekecek. Sorunun binanın parselinde çözülmesinin mümkün olmadığı durumlarda "otopark sertifikası" uygulaması devreye girecek. Türkiye'de ilk olacak uygulamayla, bölgeden ya da belediyelerce işletilen yol boyu otoparklardan her daire için bir yer ayrılacak, bu bölüm tapuda tescillenerek daireyle birlikte alınıp satılacak. Uygulamayla, parselinde otopark yeri ayrılamayan daireler için, bölgeden ya da belediyelerce yol boyu o- topark işletmeciliği çerçevesinde tescillenen yerlerden bir alan ayrılacak. Tapuda, bu alanın belirlenen bağımsız bölüme tescili kaydıyla sertifika düzenlenecek. Konut, sertifikayla bir bütün olarak alınıp satılacak. Kontrolsüz otopark işletmeciliğine son Belediyelerin, otoparkla ilgili düzenleme yetkileri bulunmasına karşın işletmeciliğine yönelik kanundan gelen yetkileri bulunmuyor. Düzenlemeyle, artık otoparkların tasarımından yapımına ve işletmesine kadar bütün yetkiler belediyelere verilecek. Böylece bu konudaki boşluk giderilerek, kontrolsüz otopark işletmeciliği ortadan kaldırılacak. Kanunda, belediyelerin o- topark hesabı oluşturmasına yönelik bir düzenleme de bulunacak. Otopark işletmeciliğinden elde edilen tüm gelirler bu hesapta toplanacak. Bu gelirin de sadece yeni otopark alanları oluşturulması, kamulaştırma yapılması ve otoparkların inşası ile işletmesinde kullanılması zorunlu tutulacak. Planlama aşamasında da ana arterlerin kesişme noktasına 500 metre mesafede, oradaki yoğunluk göz önünde bulundurularak otopark alanları oluşturulması gerekecek. Yatak odası modeli uygulanabilir Yetkililer, bu çalışma kapsamında, Japonya'dan Hong Kong'a, İngiltere'den İspanya ve Amerika'ya kadar birçok ülkedeki otopark uygulamaları ve yönetmeliklerin incelendiğini vurguladı. Hong Kong modelinde "bir evdeki yatak odası sayısı kadar o- topark" zorunluluğu bulunduğunu belirten yetkililer, hastane binalarında ise metrekare, yatak ve poliklinik sayısının devreye girdiğini bildirdi. Hangi tür yapı ve konutun ne kadar otopark ihtiyacı olduğunun, bu yönetmelik çalışmasında netlik kazanacağını i- fade eden yetkililer, Hong Kong'taki "yatak odası modelinin" de uygulanabileceğini kaydetti. Yetkililer, "Ancak şu an kesin bir şey var, şimdiki gibi 3 haneye bir otopark olmayacak. Bir hanenin en az bir otoparkı olacak" ifadelerini kullandı. (AA) Öğrencilere öğle yemeği verilsin Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Metin Aydın, okul sütü projesinin anaokulundan ilköğretim sonuna kadar devam etmesini, lise sonuna kadar bütün öğrencilere de öğle yemeği verilmesini önerdi. Aydın, yaptığı yazılı açıklamada, çocukların sağlıklı beslenmesi, büyüme ve gelişmeleri yanında okul başarısı içinde önemli olduğuna dikkati çekti. Çocukların beslenme desteğinin sadece okul çağında değil, doğumdan 18 yaşına kadar devam etmesi gerektiğine dikkati çeken Aydın, "Okullarda yapılan süt dağıtımı işlemi doğru bir uygulama olsa da yeterli olmayıp bunun tüm çocuklara dengeli öğle yemeği desteği şekline getirilmesi zorunludur. Hükumetimizin üç çocuk doğurma projesi ancak bu uygulamalar yapılırsa anlamlı olur. Aydın Tabip O- dası olarak, ülkemizin kaynaklarının tüm çocuklara dengeli ve sürekli şekilde kullanılmasını öneriyoruz. Devlet doğan bütün çocuklara koşulsuz ve karşılıksız ekonomik yardım yapmalıdır. Okul sütü projesi hiç bir siyasi beklenti gözetilmeksizin köy kent ayrımı yapılmaksızın tüm ana sınıfı, anaokulu ve ilkokullarda sürekli şekilde verilmelidir. Liseyi bitirene kadar tüm okul öğrencilerine okullarda öğle yemeği verilmelidir." dedi. Aydın, sütün çocuk gelişiminde önemine dikkati çekerek, hükumetin "Okul Sütü Projesi, çocukların beslenmesinin desteklenmesinde gerçekten takdire şayan" diye konuştu. (AA) bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: 1. Mermer, tebeşir, alçı taşı gibi birçok taşın özünü oluşturan kalsiyum oksit. Kesin. 2. Bayağı, sıradan. Uyarma, uyarı. 3. Bir tür cam kap. Bir bağlaç. 4. Namzet. Kanın içinde dolaştığı kanal. 5. Avrupa da bir başkent. Fütüvvet şeyhi. 6. Tohumların ezilip yağ çıkarıldığı yer. 7. Kesintilerden sonra geri kalan miktar, safi. Güzel kokulu bir tür küçük kavun. 8. Suyolu, ark. 9. Çiçek tozu. Arapçada su. 10. Kül, toz gibi şeyleri karıştırmak. 11. Danışıklı dövüş. Tanrıtanımaz, dinsiz. 12. Açık olma, açıklık. 13. Çanakkale ilinin bir ilçesi. İstanbul un bir semti. 14. İlenme, beddua. Bozukluk, aksaklık. 15. Üç katlı bir balık ağı. Şikâr. 16. Bir renk. Posta sürücüsü. 17. Bir malın satış ve sürüm değeri. Lityumun simgesi. 18. Seciye, karakter. Kutsal inanç. 19. Bir şirket türü. Şaşma anlatan ünlem. 20. Dingil. İlave. Otomobillerin ön kısmında bulunan aydınlatma aracı. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. Kendini beğenmiş, sevimsiz. Kalp biçimindeki yapraklarının altı kırmızımtırak, üstü koyu yeşil, gövdesi sürünücü ve etli bir süs bitkisi. 2. Eskiden lise derecesindeki okullara verilen ad. Yankı, akis. Tanrısal. Pirinç ve şeker kamışından elde edilen bir tür rakı. 3. Söylenti. Kara batmamak için ayağa takılan bir tür örgülü ayaklık. Çini. 4. Kuru soğuk. Zincirden yular ya da ayak kösteği. İçki meclisinde içki dağıtan kimse. 5. Asya da bir ülke. Hedef. Duyuru. Aydın ilinin bir ilçesi. 6. Para veya makam sahibi kimse. Layık olma, yaraşırlık. Herhangi bir kas kümesinin irade dışı hareketi. 7. İlçe. Belirti. Bir göz rengi. Bilgin. 8. Gerekenden eksik. Yalan, uydurma söz. Riyaziye. 9. Ağır, korkulu, çok tehlikeli. Çelik çomak oyunu. Bulgaristan ın para birimi. Yaprakların düz ve parlak olan bölümü. 10. Önde bulunan. Çizgilerin, yüzeylerin, katı cisimlerin birbirlerine rastladıkları ve kesiştikleri yer. Gecikme.

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >> 15 SPOR SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 15 17Şubat Şubat Pazar Perşembe Göksu:"İki puan kaybettiğimiz için üzgünüz" 1-1 PTT 1. Lig'de, sahasında Osmanlıspor ile 1-1 berabere kalan Karşıyaka'nın teknik sorumlusu Mustafa Ati Göksu, 2 puan kaybettikleri için üzgün olduklarını söyledi. Göksu, maçın ardından düzenlenen basın toplantısında, maçta erken gol bulunca futbolcularının skoru koruma telaşına kapıldığını belirtti. İkinci yarıda oyunun üstünlüğünün genelde kendilerinde olduğunu dile getiren Göksu, şunları söyledi: "Oyuncularımız ligin ilk yarısında Ankara'da kaybettikleri maçın rövanşını almak istediler ama olmadı. İki puan kaybettiğimiz için üzgünüz. Umarım önümüzdeki maçlarda bu puan kaybını telafi ede- ceğiz." Osmanlıspor Teknik Direktörü Uğur Tütüneker ise maçın henüz 5. dakikasında yedikleri golle geriye düştüklerini hatırlattı. Maçın ikinci yarısında daha iyi oyun ortaya koyduklarını ifade eden Tütüneker, şöyle konuştu: "İkinci yarı yakaladığımız birkaç pozisyonu değerlendire- bilirdik. Son zamanlarda yakaladığımız pozisyonları değerlendirememe sıkıntımız var. Zemin çok kötüydü, hava da inanılmaz soğuktu. İki takımdan da iyi futbol çıkmadı. Bu futbolun karşılığı bir puandı. Deplasmanda öyle veya böyle bir puan almak iyidir. Yukarılarda kalmak için seri yakalamak istiyoruz." Deplasman canavarı F.Bahçe! Kısa kulvar sürat pateni dünya kupası Erzurumda yapıldı Uluslararası Buz Pateni Federasyonu (ISU) ve Türkiye Buz Pateni Federasyonu tarafından Erzurum'da düzenlenen Kısa Kulvar Sürat Pateni Dünya Kupası 6. Ayak Yarışları kapsamında bayrak yarışları yapıldı. Palandöken Olimpik Buz Pateni Salonu'nda bugün başlayan şampiyona kapsamında organize edilen bayrak yarışlarına Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 9'u kadın 21 takım katıldı. Bayrak yarışlarında erkek takımları 5 bin, kadın takımları ise 3 bin metrede mücadele etti. Erkeklerde dörder takı- mın katıldığı eleme yarışlarında Çin, Güney Kore ve Hollanda birinci, Rusya, İtalya ve İngiltere ikinci, Fransa, Kanada ve Kazakistan üçüncü olurken, Japonya, Türkiye ve Belçika ise dördüncü sırada yer aldı. Kadınlarda ise Kanada, Çin ve Güney Kore birinciliği kazandı. İtalya, Rusya ve Japonya ikinci, Polonya, Fransa ve Macaristan ise üçüncülüğü elde etti. Şampiyonada yarın kadınlar ve erkeklerde bin ile bin 500 metre etaplarında eleme, repesaj yarışları ile bayrak yarışlarının yarı final etabı gerçekleştirilecek. Türkiye Buz Pateni Federasyonu Başkanı Dilek Okuyucu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şampiyona için beş etapta puan alan ülkelerin Erzurum'a geldiğini vurgulayarak, "Burada 18 ülke yarışma hakkı elde etti. Türkiye de bu ülkelerden biri. Biz ev sahibi olduğumuz için değil, diğer etaplardan puan topladığımız için burada yarışıyoruz" dedi. Başkan Okuyucu ayrıca, yarışmaların yarın ve pazar günü Çin, Kanada, Güney Kore, ABD ve Avrupa genelinde canlı yayınlanacağını söyledi. (AA) Basketbol THY Avrupa Ligi Top 16 turu F Grubu'nda iki Türk takımının karşılaştığı maçta Fenerbahçe Ülker, Anadolu Efes'i deplasmanda 7771 mağlup etti. İki takımın da sert savunmalarla başladığı maçın ilk sayıları Fenerbahçe Ülker'den Goudelock'la geldi. Takımların skor üretmekte zorlandığı maçın ilk 5 dakikası 5-5'lik eşitlikle geçildi. Kenardan gelen Preldzic'in oyunu yönlendirmesi ve Oğuz Savaş'a asistleriyle üstünlüğü eline alan Fenerbahçe Ülker, skor açısından kısır geçen ilk çeyreği önde tamamladı. İkinci çeyreğe pota altında Vesely'i kullanarak başlayan sarı-lacivertliler, Goudelock'un 3 sayılık basketiyle 5-0'lık seriyle 12. dakikada farkı 7'ye çıkardı: Ivkovic'in aldığı moladan sonra oyuna iyi dönen Anadolu Efes, 15. dakikada Draper'in sayılarıyla öne geçti: Vesely'nin pota altındaki skorer oyunuyla tekrar öne geçen sarı-lacivertliler, soyunma odasına üstün gitti. Karşılıklı basketlerle başlayan üçüncü çeyrekte her iki takım da pota altından sayılar üretti ve 25. dakika Fenerbahçe Ülker'in 4240'lık üstünlüğüyle geçildi. Dengeli giden maçta sarı-lacivertliler, Nemanja Bjelica'nın son saniye basketiyle 4. çeyreğe önde girdi. Son çeyrek büyük çekişmeye sahne oldu. Final periyoduna çok iyi başlayan Anadolu Efes, 5-0'lık seriyle 33. dakikada 4 sayılık üstünlük yakaladı: Heurtel'in etkili oyununa Fenerbahçe Ülker Vesely, Preldzic ve Bjelica'yla cevap verince son 2 dakikaya 64-64'lük eşitlikle girildi. Savunmadaki agresifliğini artıran Fenerbahçe Ülker, Zisis'in hücumdaki etkinliğiyle son 1 dakikaya önde girmesine rağmen (66-68), Anadolu Efes Perperoglou'nun kritik 3 sayılık basketiyle bitime 38.9 saniye kala tekrar üstünlüğü yakaladı: Obradovic'in molasından sonra Goudelock'un üzerine kurulan oyundan, bu oyuncusuyla 3 sayılık basket bulan Fenerbahçe Ülker, 31.5 saniye kala tekrar öne geçti: Anadolu Efes'in top kaybını iyi değerlendiren sarı-lacivertliler, taktik faullerden bulduğu sayılarla maçı kazandı i d r e F ı t l A ş a Y 5 Yıldızlar ve 1 ı s a n o y i p m a Ş r Türkiye Halte Altı Ferdi Yıldızlar ve 15 Yaş nası, Trabiyo mp Şa r lte Türkiye Ha zon'da başladı. or Salo19 Mayıs Kapalı Sp iyonanın mp şa n ne nle nu'nda düze lter FeHa ye rki seronomisine, Tü Mevlüt i kil ve an şk Ba u on derasy zmetleri ve Ataseven, Gençlik Hi lettin Yazıcı, ma Spor İl Müdürü Ce ve Spor İl MüGençlik Hizmetleri Müdürü Birdal be Şu dürlüğü Spor antrenörler Öztürk, sporcular ile iyonaya kamp şa de ren katıldı. Tö çişinin ardıntılan sporcuların ge Halter Fededan konuşan Türkiyei Ataseven, kil ve an şk Ba rasyonu uların Yıldızdereceye giren sporc sı hazırlık na lar Dünya Şampiyo da yer alacaun kampı aday kadros rız burada izğını belirterek, "Uma lerimiz geleeş lediğimiz genç kard ülkemize e ind ris içe n cek zama tirecektir. Onönemli dereceler ge n ve bizleri ları yalnız bırakmaya Trabzon en desteğini esirgemey iyoruz" der ed halkına da teşekkü ından şampidi. Konuşmaların ard an kişilere yonaya desteği bulun diyeler sunulplaket ve çeşitli he devam eder du. 15 Şubat'a kada ilden 314'ü cek şampiyonaya 34 ak üzere erkek, 118'i kadın olmığı bildirildi. 432 sporcunun katıld risinde baöte yandan, gün içe e yarışan bazı yanlar kategorisind sağlayamaini es ng de lar sporcu erine düüz ın rın ba r yınca halte iyonaya mp şa şürdü. Konya'dan rı kaldırba, ak km Ça şe Ay katılan nınca barla zo a ad sır mak istediği anda n so tan rın altında kalmak A) (A ı. rd rta ku kendini

15 CHP deki ve meclisteki üyeliğinden istifa ettiğini açıklayan Fatma Esen Kabadayı, ikinci bir açıklama yaptı Çeşme de yapımı süren RES lere ilişkin mücadelesiyle tanınan Fatma Esen Kabadayı, CHP deki ve meclisteki istifasını açıklamasının ardından bir açıklama daha yayımladı -CHP DEN İSTİFA, MECLİSTEN BELKİ - BENİ BIRAKIN ÇEŞME YE BAKIN - HENÜZ ANLATACAKLARIMI ANLATMADIM -İŞTE, KABADAYI NIN O MEKTUBU; 15 Şubat 2015 Pazar Türkelli İleri Biyolojik Atıksu Arıtması nın temel atma töreninde konuşan Başkan Aziz Kocaoğlu, Artık birinci vazifemiz, yeni bağlanan 9 ilçede su, kanal, dere ıslahı ve arıtma problemlerini çözmektir dedi