Kızıldeniz Güneyindeki Deniz Haydutluğu Olayları, Siyasi ve Hukuki Sonuçları

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Kızıldeniz Güneyindeki Deniz Haydutluğu Olayları, Siyasi ve Hukuki Sonuçları"

Transkript

1 ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ JEOPOLİTİK TARTIŞMALAR SERİSİ OJT-3 Kızıldeniz Güneyindeki Deniz Haydutluğu Olayları, Siyasi ve Hukuki Sonuçları ANKARA

2 13 NİSAN 2009 SUNUŞ Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) tarafından Jeopolitik Tartışmalar adı ile ülkemiz için önemli olarak mütalaa edilen konularda bir seri toplantının yapılması planlanmıştır. Yapılması planlanan toplantıların maksadı; ülkemizin karşı karşıya kaldığı veya kalabileceği jeopolitik konularda, ulusal çıkarları gözeterek uygun politika ve stratejiler tespit edilmesine katkıda bulunmaktır. Toplantılar davetlilerin huzurunda açık bir şekilde yapılmakta, elde edilen sonuçlar kullanıcılar ve kamuoyu ile paylaşılarak bu maksat gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu toplantılardan üçüncüsü 17 MART 2009 saat te Kızıldeniz Güneyindeki Deniz Haydutluğu Olayları, Siyasi ve Hukuki Sonuçları başlığı altında panel şeklinde ORSAM da icra edilmiştir. Panele aşağıda belirtilen ve toplumun çeşitli kesimlerinden konu üzerinde değerlendirme yapabilecek nitelikte çok değerli konuşmacılar katılmıştır, bilgilerini ve yorumlarını bizimle paylaşmışlardır. E. Tümg. Sayın Armağan KULOĞLU Oturum yöneticisi ORSAM Başdanışmanı E. Tüma. Dr. Sayın Deniz KUTLUK Panelist Türk-ARGE Ynt.Krl.Üyesi Doç. Dr. Sayın Sadi ÇAYCI Panelist Uluslararası Hukuk Koordinatörü Dr. Sayın Jale Nur ECE Panelist Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Sayın Serhat AKÇA Panelist TRT-INT TV (TRT-TÜRK TV) Toplantıya yapılan konuşmalardan çıkarılan önemli sonuçlar EK-A ve konuşmalar EK-B de sunulmuştur. Saygılarımla. Hasan KANBOLAT EKLER: ORSAM Başkanı EK-A: Sonuçlar EK-B: Konuşmalar

3 EK-A SONUÇLAR 1. Asya- Avrupa ticaretinin 2015 yılına kadar % 5,6 büyüyeceği tahmin edilmektedir. Ucuz işçilik ve hammadde kaynaklarının genelde Asya da olması nedeniyle; doğal kaynaklar Asya ya, nihai kaynaklar ise Asya dan Avrupa ve Amerika ya taşımacılık talebini doğurmuştur. 2. Deniz ticaretinde Çin in artan ihracatı göz önüne alındığında; Çin ana hat olmakla birlikte, Uzakdoğu dan Güney Amerika ya, Afrika ve Doğu Avrupa gibi pazarların güçlülüğü ve Çin in büyümesi devam edecektir. 3. Denizcilik sektörüne başlıca etki eden yasa dışı uyuşturucular, yasa dışı faaliyetler, kaçak yolcular, deniz haydutluğu ve terörizmdir. 4. Basında ve günlük dille korsanlık ve deniz haydutluğu terimleri yanlış kullanılmaktadır. Korsan bir bayrak altında, belirli bir birliğe veya otoriteye bağlı olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Korsanlık, arkasında bir devletin bulunduğu ve onun hoşgörüsü ile başka devletlere açık denizde yapılan haksız kazanç sağlayan olayları ifade etmektedir. Deniz haydutluğu kavramında ise düzenli bir siyasi teşkilata dâhil olmayan, arkasında bir bayrak otorite olmayan, faaliyetlerini yerel olarak sürdüren küçük çaplı gruplar vardır. Deniz haydutluğu devletin hoşgörüsü olmaksızın gemi kaçırma ve esir olaylarıdır. Örneğin, Somali deki ve dünyanın diğer yerlerindeki olaylar deniz haydutluğudur. 5. Açık denizlerde korsanlık ve silahlı soygun küresel ve bölgesel güvenlik durumunun dolaylı sonuçlarındandır. Küresel bağlamda deniz ticareti faaliyetlerini ve ekonomiyi olumsuz yönde etkilemektedirler. Doğurduğu mali kazançların çekiciliği, bunun küresel ve bölgesel terörist örgütler tarafından kullanılması uluslararası barış ve güvenlik ortamına yönelik tehdit oluşturmaktadır itibariyle deniz haydutluğu istatistiklerine bakacak olursak, en çok Endonezya, Somali, Nijerya, Bangladeş, Brezilya nın Santos Limanları deniz haydutlarının saldırılarına maruz kalınan en riskli yerler olarak göze çarpmaktadır. 7. Güvenlik uzmanlarına göre deniz haydutluğu stratejik deniz ticareti olan yerlerde gerçekleştirilmektedir. Shock Point denilen ana ticaret güzergâhlarında, tanker veya yük trafiğinin geçtiği noktalarda gerçekleştirilmektedir. 8. Günümüzde deniz haydutları genellikle ticari ağırlıklı olmakla beraber, ideolojik nedenlerle de saldırılarda bulunmaktadır yılında 120 saldırı olmuş, 40 dan fazla gemi haydutlar tarafından ele geçirilmiştir. 37 si Türk olmak üzere 300 den fazla (hatta bazı kaynaklarda bu sayı 600 dür) kişi rehin alınmış, 2008 yılı verilerine göre 30 milyon dolar fidye alınmıştır. 10. Akdeniz de deniz haydutluğu olaylarının olamamasının nedeni NATO tarafından oluşturulan Akdeniz Gücüdür. Aynı zamanda ABD başta olmak üzere konteynır güvenliğini sağlamaya yönelik adımlar atılmıştır. 11. Anayasamızın ilgili maddesine bakıldığında ilk yazan şey, silahlı güç kullanılması ile ilgili konularda ön koşulun uluslararası hukuka uygunluk olduğudur. Dolayısıyla uluslararası hukuka uygunluk şartı yoksa bundan ötesi dikkate alınmamalıdır. 1

4 12. Denizde güç kullanma karada sınır ötesi güç kullanmadan çok farklı bir şeydir. Söz konusu korsan olunca korsana karşı güç kullanılması harp gemileri açısından bir haktır. Harp gemileri savaştıklarını batırma hakkına da sahiptirler. İdeali, gemileri boşaltıp kendisine ait bir limana çekip orda bunun, Deniz Af ve Müsadere Mahkemeleri nin kurulmasıyla yargılanmasını sağlamak. 13. Deniz haydutluğunu önlemek için ifade edilen önerilerin bir bölümü şöyledir: Etkin fiziksel güvenlik, iyi bir kriz yönetimi, ülkeler arasındaki karşılıklı operasyonel yardım, etkin bir liman, kıyı denetim ve kontrolü, denizcilik şirketlerinde işe alımların ve güvenlik sorgularının yeterince titiz yapılması, yükleme limanından (destinasyon) varış limana kadar çok iyi bir güvenlik zincirinin oluşturulması. Mikro ölçekte ise nakit para yerine kredi kartı bulundurma gibi çözümler, geminin seyir planlaması ile ilgili varış limanı, kargo cinsi, gemideki yeri, numarası gibi bilgilerle kontrol altında olması. Bunlara ek olarak, hukuki alt yapının tamamlanması gerekmektedir. Ulusal seviyede ise yetki ve sorumluluk boşlukları askeri kuvvet kullanmaktaki çekinceler ve çıkar alanlarının farklı olması nedeniyle yeterli önlemler alınamamaktadır. 14. Sorunun çözümü için bölgesel iş birliği yapılması gerekmektedir. Fakat köklü bir çözüm isteniyorsa siyasi istikrarsızlık, açlık (bugün Somali de 3,5 milyon kişi açtır), işsizlik gibi büyük ölçüde iktisadi sorunların olduğu Somali ve diğer bölgelere iktisadi yardım yapılması bölge ülkelerinin refah düzeyinin arttırılması, dolayısıyla da siyasi istikrarsızlığın ortadan kaldırılmasına yönelik çabaların gösterilmesinin deniz haydutluğu sorununu kökten çözeceğine inanılmaktadır. 15. Deniz haydutluğunu önleme çalışmaları kapsamında, Birleşmiş Milletlerin çağrısı üzerine alınan uluslararası tedbirler bağlamında Türkiye de Giresun isimli bir firkateynle bu çalışmalara dâhil olmuştur. 2

5 EK-B Kızıldeniz Güneyindeki Deniz Haydutluğu Olayları, Siyasi ve Hukuki Sonuçları Panel Konuşmaları Armağan Kuloğlu: Anayasa Mahkememizin Sayın eski Başkanı, değerli silah arkadaşlarım, değerli izleyiciler ORSAM tarafından bir seri olarak düzenlenmekte olan jeopolitik tartışmalardan üçüncüsüne hoş geldiniz. Bildiğiniz üzere birinci tartışmamızda Irak taki yerel seçimleri ve Irak ın geleceğine ilişkin beklentileri konu alan bir panel düzenlemiş ve bununla ilgili sonuç raporlarını da sizlere ulaştırmıştık. Bunu takiben çok güncel bir konu olan Küresel Ekonomik Kriz ve Bu Krizin Muhtemel Siyasi ve Ekonomik Etkilerini ifade eden bir paneli de geçen hafta düzenlemiş bulunmaktayız. Bugünkü tartışmamızın konusu belki herkesi çok fazla ilgilendirmiyor ama dünyada hakikaten ilgi çeken bir konu: Deniz haydutluğu olayları ve bunun siyasi ve hukuki sonuçlarıdır. Bildiğiniz üzere deniz haydutluğu yeni bir konu değildir. Ancak son zamanlarda gittikçe artış gösterdi ve arttığı bölge Kızıldeniz in güneyi, özellikle de Aden Körfezi dir. Çünkü burada bir Somali var, Somali de tam bir devlet otoritesi tesis edilmiş durumda değil ve buradaki halkın yoksulluğu gibi sebepler bu konuya doğru eğilimi daha da arttırmaktadır. Çok kolay bir kazanç kapısı oluşturmaktadır. Git, bir gemiyi rehin al, fidye iste, parayı al ondan sonra kullan; kolay bir yol ama bu uluslararası hukuk açısından bir takım unsurlar yaratmakta ve özellikle uluslararası güvenlik eksikliği yaratıyor ve diğer bir taraftan da deniz ticaretinde önleyici bir durum arz ediyor. O bakımdan önleyici bir husus. Kendi başına tedbir alınırsa kaos ortamı doğabilir. Bunun için alınacak tedbirlerin mutlaka organize olması gerekiyor. Bu bakımdan BM devreye girmiş durumda hatta AB ve NATO da bu konuya ilgi göstermiş bulunmakta, ama esas itibariyle BM görevi çerçevesinde bildiğiniz üzere Türkiye de buraya bir firkateynle katılmış ve bir müşterek deniz gücü oluşturulmuştur. O bölgedeki deniz haydutluğunu önleme konusunda bir takım tedbirler alındı ve önlenmeye çalışılıyor. İşte bu konuyu bugün inceleyeceğiz. Size Panelistlerimi takdim etmek istiyorum. Dr. Jale Nur ECE (Özelleştirme İdaresinden-Denizcilik Danışmanlığı), E. Hâkim Albay Sadi ÇAYCI, E. Tüma. Deniz KUTLUK ve son olarak da Serhat AKÇA (TRT-İNT, medya mensubu). İlk olarak sözü Dr. Jale Nur ECE ye vermek istiyorum. İlk konuşmacılar konuşmalarını bitirdikten sonra kısa bir aramız olacak ve sonrasında konuşmacılarımızın eklemek istedikleri varsa kısa bir süre verilecek ve sonrasında soru-cevap bölümüne geçip toplantımızı kapatacağız. Buyurun Jale Hanım söz sizde. Dr. Jale Nur ECE: Sağ olun Başkanım, değerli panelistler ve izleyiciler. İlk olarak Deniz haydutluğunun tanımı ile başlayıp deniz haydutluğunun nedenleri, dünyadaki tehlikeli bölgeler ve alanlar, alınan önlemler ve önerilerle sunuşumu tamamlayacağım. İlk olarak dünya deniz ticaretinden kısaca bahsetmek istiyorum. Bugün ABD ve Avrupa, Uzak Doğu ya ve Çin denizi ve Hint okyanusuna inen dünya deniz ticaretindeki en kısa yol Cebelitarık Boğazı Akdeniz den Süveyş Kanalı ve Aden Körfezi yoluyla Hint denizine ve Güneydoğu Asya ya inmektedir. Dünya deniz ticaretine baktığımız zaman, 2008 yılında dünya çapında % 8,4 lük büyüme olacağı tahmin edilmişti. Uzakdoğu pazarı ise dünya ticaretinde önemli bir hacme sahiptir. Asya- Avrupa ticaretinin ise 2015 yılına kadar % 5,6 büyüyeceği tahmin edilmektedir. ABD ve AB eksenli küresel büyüme, Çin ve diğer Asya üretime yönlenmiş ve ucuz işçilik ve hammadde kaynaklarının genelde Asya da olması nedeniyle; doğal kaynaklar Asya ya, nihai kaynaklar ise Asya dan Avrupa ve Amerika ya taşımacılık talebini getirmiştir. Çin in de artan ihracatı deniz ticaretinde Çin ana hat olup, Uzakdoğu dan Güney Amerika ya, Afrika ve Doğu Avrupa gibi pazarların güçlülüğü devam edecek ve büyümesi de devam edecektir. Dünya ticaretinin işleyişi ise dünya denizlerinin küresel güvenliği ile mümkündür. Denizcilik sektörüne başlıca etki eden yasa dışı uyuşturucular, yasa dışı faaliyetler, kaçak yolcular, deniz haydutluğu ve terörizmdir. Dünya üzerinde hareket halinde e yakın ticaret gemilerine olan saldırıların yarattığı etkiler küresel ekonomiyi de direkt olarak etkilemektedir. Uluslararası Denizcilik Örgütünün raporuna göre deniz haydutlarının deniz teröristleriyle potansiyel bir tehlike olduğu belirtilmektedir. Çünkü bu tip organizasyonlar dar bir coğrafi bölgede hareket etmekte, benzer taktikleri uygulamakta, birbirleriyle örtüşmekte ve aralarındaki etkileşimin de gittikçe arttığı belirtilmektedir. Bugün, deniz haydutluğu yarın deniz korsanlığına geçebilir. Önce deniz haydutluğu ve korsanlığı tanımını net olarak ayırmak istiyorum. Basında ve genelde korsanlık yanlış kullanılmaktadır. Fakat Somali deki ve dünyanın diğer yerlerindeki olaylar deniz haydutluğudur. Korsan bir bayrak altında, belirli bir birliğe veya otoriteye bağlı olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Korsanlık, arkasında bir devletin bulunduğu ve onun hoşgörüsü ile başka devletlere açık denizde yapılan haksız kazanç sağlayan olayları ifade etmektedir. Deniz haydutluğu kavramında ise düzenli bir siyasi teşkilata dâhil olmayan arkasında bir bayrak otorite olmayan, faaliyetlerini yerel olarak sürdüren küçük çaplı gruplardır. Deniz 3

6 haydutluğu devletin hoşgörüsü olmayan gemi kaçırma ve esir olaylarıdır. BM 1982 Deniz Hukuku Sözleşmesi UNCOS un % 100, 10. Maddesi deniz haydutluğu ile ilgili olmaktadır. Buna göre 101. Maddedeki tanıma göre bir özel geminin veya bir özel uçağın mürettebatı veya yolcuları, açık denizde bir gemiyi veya uçağı, yasa dışı şiddet veya alıkoyma fiili işlemektir. Uluslararası Denizcilik Örgütü de deniz haydutluğunu tanımlarken 1982 BM Deniz Hukuku Söz. e atıf yapmakta ve silahlı soygun olayları olarak da ayrıca tanımlamaktadır. Bugün dünyada baktığımız zaman, 3 çeşit deniz haydutluğu türü mevcuttur. Bunlardan birinci tür yine Uluslararası Denizcilik Örgütü tarafından düşük düzeyde saldırılar olarak tanımlanmaktadır. Genelde limanda demir atmış veya demir atma yerlerine gelen gemilere yapılan saldırılardır. Bu tip saldırlar en çok Malaka Boğazında görülmektedir ve alınan önlemlerle bu tip saldırılar azaltılmıştır. En fazla saldırı kanallardan geçişte olmaktadır. Bugün Tore Boğazı, Malaka Boğazı, Babürmüddah Boğazı Kızıldeniz in Aden Körfezi çıkışında olur; çünkü kanallar kıyıya yakın dar boğazlardan oluşmaktadır. Gemiler burada hızlarını azaltmakta ve bu da saldırı için iyi bir fırsat olmaktadır. İkinci deniz haydutluğu türü ise genelde açık denizde karasularında gemilere yapılan saldırılar ve soygunlardır. Uluslararası Denizcilik Örgütü bu tür saldırıları da orta düzey saldırılar olarak görmektedir. Şu anda Somali de, Aden Körfezinde gördüğümüz saldırılar, orta düzeyli bu saldırılar ikinci kısım içindedir. Yükün çalınması, mürettebatın soyulması, rehin alınma işlemleri özellikle son zamanlarda bu tip eylemlerde artış olmaktadır. Burada genellikle deniz haydutları iki ana gemi olarak ki kaçırılan bir balıkçı gemisi lojistik gemi olarak kullanmakta, operasyonları buradan gerçekleştirmektedir. Çünkü gittikçe deniz haydutlarının teçhizatının artması ve teknolojiden yararlanmaları daha hızlı botlar kullanmaları nedeniyle kıyılarda olan saldırılar yavaş yavaş açık denizlere doğru genişlemektedir. Unutulamamalıdır ki açık denizlerde meydana gelen haydutluk olaylarında lojistik ana gemilere ihtiyaç vardır. Üçüncü tip saldırı ise sigortadan para almak için Fantom Ship denilen hayalet gemi fenomeni gibi yasa dışı ticari amaçlar için deniz haydutluğunun organize edilmesidir. Burada kaçırılan gemi boyanmakta, sicili değiştirilmekte, numarası değiştirilmekte, parçalanmakta veya bu şekilde saldırılarda sigortadan para alınmaktadır. İyi eğitimli kişiler tarafından, daha organize suçlardır. Bunlar örgütlenmiş kriminal suçlar olarak tanımlanmaktadır. Bugün deniz haydutluğu istatistiklerine bakacak olursak, en çok Endonezya, Somali, Nijerya, Bangladeş, Brezilya nın Santos Limanları deniz haydutlarının saldırılarına maruz kalınan en riskli yerler olmaktadır. Son 4 yıl içerisinde saldırıya uğrayan 10 dan fazla gemi olduğu belirtilmektedir yılından beri de deniz haydutluğu saldırılarında artış olmuştur ki özellikle 1991 yılından beri bu artış fazlalaşmıştır. Uluslararası Denizcilik raporuna göre yılları arasında 515 saldırı meydan gelmiş, gemi yolcuları ve mürettebatlarına yönelik olarak 628 rehin alma, 90 ı fidye istemek için kaçırma, 15 ölü ve 39 yaralanma ve 15 kayıp olmuştur. Giderek de bu sayı artmaktadır. Somali de ise vaktimizin kısıtlılığı ile tüm istatistikleri veremiyorum, şu anda korsanların elinde 12 gemiyle 250 kişiye yakın mürettebat rehin bulunmaktadır. Deniz haydutları bahsettiğim gibi hızlı gemilere sahiptir ve ana gemiden operasyonlarını yapmaktadırlar, başta deniz haydutları 2 milyon dolar fidye istersen bin dolara kadar pazarlıklar sonucu inmektedir (pazarlığın gücüne göre). Aden Körfez inde ise 2009 yılında Bahama bandıralı LPG tankeri kaçırılmıştır. Nijerya açıklarında Fransız bayraklı bir gemi saldırıya uğradı. Yunan bandıralı bir taşıyıcılık gemisi de Somali açıklarında kaçırılmıştır. Şimdi çok önemli hususlardan bir tanesi de deniz haydutluğunda maalesef ki haydutluk raporlarının Uluslararası Denizcilik Örgütünün belirttiğine göre yüzde 50 si raporlanmamaktadır. Bunun da nedeni kaçırılan gemilerin fazla zaman kaybetmesi, varacağı limana geç varması, sigorta masraflarını eğer bildirdiği halinde masrafların artması, limanda kaldığı sürelerin günlük yaklaşık 10 bin dolar kadar maliyeti olması gibi nedenlerde maalesef birçok gemi sahibi gemisinin kaçırıldığını bildirmek istemiyor, Kuala Lumpur da Uluslararası Korsanlık veya Uluslararası Denizcilik Örgütüne. Yani bu basında bildiğiniz rakamlar net olan bilgiler değildir. Deniz haydutluğu bölgelerine geçersek, güvenlik uzmanlarına göre deniz haydutluğu stratejik deniz ticareti olan yerlerde gerçekleştirilmektedir. Shock Point dediğimiz ana ticaret güzergâhlarında tanker veya yük trafiğinin geçtiği shock pointlerde gerçekleştirilmektedir. Somali, Aden Körfezi, Kızıldeniz, Endonezya takımada suları ve Nijerya sularında artmaya devam etmektedir. Küresel denizlerde meydana gelen saldırıların yaklaşık % 25 i Somali, Endonezya gibi bölgelerde meydana gelmektedir. Diğer riskli bölgeler ise Nijerya, Tanzanya, Peru, Bangladeş, Malezya ve Güney Çin denizi de yer almaktadır. Oranlar olarak dikkate aldığımızda saldırı oranı % 20 ile Bangladeş birinci sırada gelmekte, Endonezya % 21 de Malaka ve Singapur boğazlarında ise son yıllarda haydutluk vakaları azalmıştır. Çünkü burada Malezya polisinin güvenlik önlemleri için en son sistemlerin kullanılması, trafik ve radar sistemlerinin kullanılması sonrası korsanlık oranında azalma vardır. Deniz haydutluğu ve korsanlığın nedenlerine geçersek; artan ticaret hacmine paralel olarak dünyada deniz ticareti dolayısıyla deniz trafiğinin ve dünyadaki limanların artması ifade edilebilir. Bugün yaklaşık dünyada 7000 konteynır limanı ve muazzam bir konteynır sirkülasyonu vardır. Tabii bu deniz haydutları için de limanlara inmeleri yönünde büyük bir avantajdır. Artan deniz ticaretinin Malaka ve Aden Körfezi Kızıl Deniz in çıkışındaki Hürmüz Boğazı, Süveyş Kanalı ve Panama Kanalı gibi yoğun kullanılan ticaret yollarından geçmesi, ticaret rotalarının riskli bölgeler üzerinde olması, Asya krizinin 4

7 Güneydoğu Asya da devam eden etkisi, düşük ücretlere karşılık yüksek gıda fiyatlarının bu bölgede işsizliği ve diğer suçları arttırması, yetersiz kıyı ve liman gözetimleri, yönetim boşluklarının da olması sebebiyle maalesef kıyı yönetiminde çok büyük boşluklar yaratmaktadır. Bölgedeki siyasal yozlaşma, rüşvet, yönetimdeki boşluklar ve imtiyazlı davranma Bazı devlet yöneticileri korsanlarla birlikte hareket etme eğilimi göstermektedir. Filipinler, Endonezya, Çin ve Somali de örgütlü olan deniz haydutlarının direkt veya dolaylı devlet ve bürokrasi ile ilişkili olma eğilimi vardır. Günümüzde deniz haydutları genellikle ticari ağırlıklı olmakla beraber, ideolojik nedenlerle de saldırılarda bulunmaktadır. Bahsettiğim gibi deniz, terörizm için de potansiyel tehlike oluşturmaktadır ların başından beri Somali de iç savaş çıkması, 2006 yılında İslami mahkemeler ülkeye hâkimdi, daha sonra aralık ayında diğer güçlerin özellikle Etiyopya destekli kabilelere el koyma, iç karışıkları körükledi. Burada bir otorite söz konusu olmamaktadır. Eski balıkçıların, Çin, Rusya gibi devletlerin bu bölgede balıkçılık yapmaları ve kaynakları bitirmeleri ile deniz haydutluğu olaylarına karışmaktadırlar. Söz konusu bölgelerde deniz polislerinin yetersiz oluşu. Burada önemli olan bir nokta deniz haydutluğunun tarih kadar eski olmasıdır. Müslümanların İberya Yarımadasından kovulmasından sonra Cezayir e yerleşen deniz haydutları Akdeniz deki faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Eskiden olduğu gibi şimdilerde de aynı taktikler uygulanmaktadır. Ticaretin yoğun ama otoritenin zayıf olduğu yerlerde olmaktadır. Burada Somali ye baktığımızda, Doğu Afrika, Aden Körfezi ve Hint Okyanusu kıyılarında 3200 km sahil şeridine sahip, Etiyopya nın doğusunda yer almakta olup, Kızıldeniz ve Hint Okyanusuna kıyısı olan ülkedir. Burada Somali petrol sevkiyatının gidiş yolu üzerindedir. Uzak Doğu ya bağlantının en kısa yolu olmasıyla stratejik bir konumdadır. Aynı zamanda çok önemli bir nokta, Uranyum, demir, kalay gibi birçok hammadde kaynakları yapılan son çalışmalarda petrol ve doğalgaz rezervlerinin de olması ülkeyi stratejik kılmaktadır yılından beri iç savaş ve açlık sürmektedir. Unutmayalım Somali bağımsızlığını 1960 yılında kazanmıştır. Somali nin Yemen ile birlikte kontrol ettiği Aden Körfezinde yılda gemi geçmektedir. Petrol taşımacılığının % 12 den fazlası bu bölgeden yapılmaktadır. Bugüne kadar 500 e yakın deniz haydutluğu olayı görülmüştür yılında 120 saldırı olmuş, 40 dan fazla gemi de haydutlar tarafından ele geçirilmiştir. 37 si Türk olmak üzere 300 den fazla, hatta bazı kaynaklarda bu sayı 600 olarak gösterilen kişi rehin alınmış, 2008 yılı rakamıyla 30 milyon dolar fidye alınmıştır. Her yıl bu bölgede 4-5 Türk gemisi saldırıya uğramaktadır. Somali deki deniz haydutları kıyıdan 50 mil uzağa kadar uzanmakta, % 75 oranında olaylar artış göstermektedir. Deniz haydutluğunun 1 ile 16 milyar Amerikan Doları civarında bir maliyeti vardır. Çok kısa mevzuata geçmek istiyorum; deniz haydutluğu ile ilgili mevzuat yine 1982 BM UNCOS deniz hukuku sözleşmesinin Maddelerinde belirtilmektedir. Ayrıca Uluslararası Denizcilik Örgütü de deniz terörizmine ve haydutluğuna ilişkin bir sürü çalışmalar yaparak konvansiyonlar çıkartmıştır. Uluslararası güvenlik yönetim kodu ve uluslararası gemi ve liman güvenlik sistemi, güvenlik tüzüğü, denizde can güvenliği sözleşmesi, SOLAS 74 e eklenmiştir. Ayrıca 1988 Viyana Uyuşturucu ile mücadele sözleşmesi, denizde seyir güvenliği için yasa dışılığı önleme sözleşmesi (SUAL Söz.), Uluslararası Denizcilik Örgütünün kararları, yönergeleri, genelgeleri; bunlara ek olarak otomatik tanıma sistemleri uygulamaları her gemi için zorunlu tutulmuştur. Ayrıca uzak mesafeden gemilerin tanımlanması ve izlenmesi için (Long range identical system) oluşturulan çalışmalar başlamıştır. Kıyı devletinin 1 mil mesafeden takibini sağlamaktadır. Terörizme karşı gümrük ticaret ortaklığı, Asya daki korsanlık faaliyetlerine karşı yapılan anlaşmalar, bilgi paylaşım merkezinde tesis edilmektedir. Son olarak BM Güvenlik Konseyinin kararlarıdır kararının 2. Maddesinde burada bölgede askeri gemi ve uçakları konuşlandırmak, silahlı soygun işlemini yapan gemilere el koyma ve etkisiz hale getirilmesi suretiyle korsanlık ve deniz haydutluğuyla mücadeleye aktif olarak katılma çağrısında bulunulmaktadır in 3. Maddesinde silahlı soyguna karışan kişilerin soruşturma işlerini kolaylaştırmak için düzenlemeler imzalanmasına davet edilmektedir. Ancak Somali geçici hükümetinin izni alınması koşuluyla BM Güvenlik Konseyinin 1841 sayılı kararının 10. Maddesinde Somali sularına, BM üyesi olan ülkelere tarihine kadar girme hakkı tanınmaktadır. Bu kapsamda da TSK bildiğiniz üzerine Aden Körfezi ne Somali Kıyıları ve Arap Deniz i bölgelerinde 17 Şubat 2009 yılı itibariyle bir gemiyi görevlendirmiştir. Aralarında Gökova firkateyninin de bulunduğu NATO görevi 12 Aralıkta sona ermiştir. Aynı zamanda Aden Körfezi nde Rusya, Malezya ve Hindistan Deniz Kuvvetleri devriye olarak gezmektedir. Hint Okyanusunda 20 kadar savaş gemisi söz konusudur. Başlangıçta Somali sularında olan deniz haydutluğu olaylarının gittikçe deniz haydutlarının teçhizatlarının artması ve teknolojinin de etkisiyle hızlı botlar sayesinde kıyıdan uzaklık artmaktadır. Son dönemlerde kaçırılan 100 milyon dolarlık Sirius Star adındaki petrol tankerini kıyıdan 450 mil açığında haydutlar rehin almıştır. Bunun içinde istihbarat çok önemlidir. Haydutlar 500 bin dolar istihbarat parası ödemişlerdir. Pakistan dan Kenya ya kadar 6,5 milyon kilometrelik alan söz konusudur. Bir savaş gemisinin 20 kilometrelik bir alanı kontrol edebileceğini düşünürsek, kontrol altına alınması gereken olay fazla ve zordur. NATO Hint okyanusuna 2008 başından beri 100 e yakın geminin saldırıya uğrağını, 100 milyon dolar fidye ödendiğini belirtmektedir. Genelde gemiler artık özellikle intertanko tankerler birliği bir açıklama yapmıştır ki tankerlerin artık % 30 artan maliyet ki bu da 30 bin dolar fark etmektedir, Kızıl Deniz ve Aden Körfezinden 5

8 geçmek yerine, Ümit Burnundan geçirmeyi tercih etmektedir. Geçen yıl Aden Körfezinden 18 tanker geçerken, bu yıl sadece 3 büyük tanker geçmiştir. Ayrıca bu bölgelerde kıyı koruma, deniz polisi, gümrük ve diğer kuruluşlar da önlem almaktadır. İş birliği paylaşımı çok önemlidir Deniz Hukuku Söz. 10. Maddeye göre bu bölgede iş birliğine gitme imkânını tanımaktadır. Bu kapsamda Endonezya, Singapur, Malezya tarafından bir iş birliği koordine edilmektedir. Bu Malaka Boğazındaki haydutluk olaylarını da azaltmıştır. Akdeniz de deniz haydutluğu olaylarının olamamasının nedeni NATO tarafından oluşturulan Akdeniz gücüdür. Aynı zamanda ABD başta olmak üzere konteynır güvenliğini sağlamaya yönelik adımlar atılmıştır. Dünyada muazzam bir konteynır dolaşımı olduğu için, maalesef % 1 den az limanlarda x-ray, gama-rayler tarafından taranmaktadırlar; çünkü teçhizatlar pahalıdır. Limanlarda deniz haydutluğu ve korsanlığı için muazzam bir potansiyel teşkil etmektedir. ABD de bu kapsamda konteynır güvenliği uygulamasını başlatmıştır. AB de de Atalanta operasyonunu başlatmıştır. Bu operasyona Fransa, Yunanistan, İngiltere, Hollanda, Almanya ve İtalya gibi ülkeler katılmışlardır. Ayrıca Avustralya, Güney Kore ve Japonya nın gemileri de bölgede bulunmaktadır. BM Güvenlik Konseyinin aldığı bir kararla burada de ABD öncülüğünde bir müşterek görev gücünün kurulması kararlaştırılmıştır. Ülkemiz de buna iştirak etmiştir. Temaslarda burada kurucu üye olarak katılmıştır. Şimdi deniz haydutluğunu önlemek için önerilere geçtiğimizde; etkin fiziksel güvenlik, iyi bir kriz yönetimi, ülkeler arasındaki karşılıklı operasyonel yardım ki bu deniz haydutluğu olaylarını oldukça azaltmaktadır. Etkin bir liman, kıyı denetim ve kontrolü yine merkezi otoritenin hüküm sürdüğü boşluklardan bu pek sağlanamamaktadır. Denizcilik şirketlerinde işe alımların ve güvenlik sorgularının yeterince yapılması, istihbarat gerçekten haydutlar için en önemli hususlardan bir tanesidir. Bir yükleme limanından (destinasyon) varış limana kadar çok iyi bir güvenlik zincirinin oluşturulması ve burada tabii ki NATO güçleri veya birleşik savaş güçleri bunu sağlamaktadır şu anda. Öteki de iş birliğinin geliştirilmesi, deniz haydutluğu raporlarının standart formatlarda hazırlanması ki bu önlemleri alma açısından bu raporları alma doğruluğu çok önemlidir. Haydutluğa karşı alınacak önlemler de önemli parametreler verebilmektedir. Etkin bilgi toplama ve paylaşma, kıyı personeli ve mürettebatın eğitimi, öldürücü olmayan teçhizatın kullanılması. Gemilerde kurşun geçirmez yelekler, miğferler, gece görüş cihazları, göz yaşartıcı ve su bombaları gibi teçhizatlar kullanılabilinir. Gemide teknik olarak değişiklere gidilebilinir. Örneğin kurşun geçirmez köprü üstü camların kaplanması, makinenin uzaktan kumanda ile devre dışı bırakılması. Kurtarma merkezinin paylaşım merkezlerinin kurulması, teknolojilerden de daha önce bahsettiğim gibi yararlanılması etkinliği arttıracaktır. Tüm bu önlemleri alırken en önemli hususlardan en önemlisi gene yükün trafiğine, geminin yük türüne göre önlemlerin alınmasıdır. Her bir bölgedeki yük trafiği farklıdır ve alınacak standart tedbirler Somali gibi bölgelerde yeterli olmayabilir. Bu nedenle bölgelerin yük trafik özelliklerine göre uygun tedbirlerin alınması gerekmektedir. Şüpheli gemilerin aranması gene en önemli hususlardan biri lojistik desteğin, kara desteğinin kesilmesidir. Bugün Somali de kaçırılan gemiler, ülkenin özerk bölgesi kuzeykuzeydoğudaki Putland bölgesindeki Elt limanına götürülmektedir. Burada lojistik destek kazanıldığı sürece deniz haydutluğunu azaltsanız da tam olarak kökünü kazıyamazsınız. Dost-Düşman Tanı transborderlarının gemiye monte edilmesi. Burada güvenlik planlarının hazırlanması, gemi içinde alınacak önlemler, 4 tarafını telle çevirmek gibi. Komando birliklerinin yerleştirilmesi de söz konusudur ama bu pek avantajlı olmayabilir. Komando birlikleri yerleştiği zaman, uluslararası denizcilik kuralına göre gemide silahlı personel bulundurulamaz ama dışarıdan kiralarsanız bu sefer korsanların şiddet düzeyini artırabilir, gemiyi batırabilir. Çevre kirliliği dahil çok daha büyük facialara neden olabilecek konumdadır. Burada yine ele geçirilen korsan ve haydutların nasıl yargılanacağı, uluslararası antlaşmalarının düzenlemelerinin yapılması gibi düzenlemeler gerektirir. En son Kenya da bu yönde kararlar verilmiştir. Mikro ölçekte ise nakit para yerine kredi kartı bulundurma gibi çözümlerdir. Geminin seyir planlaması ile ilgili varış limanı, kargo cinsi, gemideki yeri, numarası gibi bilgilerle kontrol altında olması. Burada genel olarak uluslararası hukuk açısından kısaca özetlersek, temel unsurların önce hukuki alt yapının tamamlanması gerekmektedir. Suç unsurları, idare yetkileri ve yargılama esasların belirlenmesi, uluslararası alanda mevcut diğer alanlarda ise istihbarat takibi, kontrol, koordinasyon ve bilgi dağıtımı gibi alanlarda yoğunlaşmaktadır. Burada ulusal seviyede ise yetki ve sorumluluk boşlukları askeri kuvvet kullanmaktaki çekinceler ve çıkar alanlarının farklı olması nedeniyle yeterli önlemler alınamamaktadır. Uluslararası düzeyde önlemler alınmadığı için, ulusal düzeyde gemi düzeyinde alınan önlemlerde de ancak pansuman çözümler olmaktadır. Sonuç olarak, her yıl ortalama geminin geçtiği Aden Körfezi nde, deniz haydutluğu vakaları % 300 oranında artış göstermiştir. Gemi rota değiştirerek Süveyş Kanalı yerine Ümit Burnu nu kullanmaya başladı. Bu da maliyetleri % 30 arttırmaktadır. Burada belirtilen önlemlerin ivedilikle alınması ve deniz haydutluğunun terör boyutuna geçmesinin kesinlikle önlenmesi gerekmektedir. Ayrıca deniz haydutlarının uluslararası sularda yakalanması durumunda, burada ortaya çıkabilecek hangi ülkenin nasıl yargılayacağı gibi yasal sorunlar boşluklar doğurmaktadır. Gerekli yasal düzenlemenin bir an önce yapılması gerekmektedir. Bunlardan sonra sorunun çözümü için bölgesel iş birliği yapılması, ama tam bir köklü çözüm istiyorsak, siyasi istikrarsızlık, açlık 6

9 (bugün Somali de 3,5 milyon kişi açtır), işsizlik gibi büyük ölçüde iktisadi sorunların olduğu Somali ve diğer bölgelere iktisadi yardım yapılması bölge ülkelerinin refah düzeyinin arttırılması, dolayısıyla da siyasi istikrarsızlığın ortadan kaldırılmasına yönelik çabaların gösterilmesi deniz haydutluğu sorununu kökten çözeceğine inanmaktayım. Teşekkür ederim. Armağan Kuloğlu: Biz teşekkür ederiz Sayın Ece, sunumunuzda korsanlığın ve haydutluğun farkını anlattınız ve deniz haydutluğuna uygun bölgeler hakkında bilgi verdiniz. Biz sadece Somali de zannediyorduk ama birçok başka bölgelerde de olduğunu gördük. Ancak Somali de son zamanlarda bu konunun artış göstermesi dikkatleri üzerine çekmiş olmakta. Bu konuda istatistikî bilgiler verdiniz ama raporlamanın tam yapılmadığını, ticaret gemisi sahipleri tarafından külfet getirdiğinden, bu raporlar yapılmadığından istatistikî bilgilerin eksik olduğunu söylediniz. Alınan fidye ve rehin alınan kişi sayısını gördüğümüz zaman hakikaten konunun çok büyük boyutlara ulaştığını bize gösterdiniz. Bu konuya ilişkin çözüm önerilerini gösterdiniz. Teşekkür ediyoruz ve sözü gecikmeden hemen Sayın Çaycı ya veriyorum. Doç. Dr. Sadi Çaycı: Teşekkür ediyorum. Bütün dinleyicileri saygıyla selamlıyorum. Beni buraya çağırdığınız için ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum. Efendim konuyla ben yaz ayından beri yakın şekilde ilgilenmeye başladım. Daha sonra ORSAM ın isteği üzerine bu konuyu daha ciddi bir şekilde araştırma ihtiyacı duydum. Bir rapor hazırlamaya çalıştım. Bu rapor toplantı girişinde size yayınlanmış şekilde sunulmuş durumda. Ben şimdi yapacağım sunumda bu raporda yer alan hususları yeniden söylemek ve özetlemek yerine, tabii ki çıkış noktası aynıdır, güncellediğimiz en son bilgilerle durum nedir, ne gibi değerlendirmeler yapılabilir, ne gibi boşluklar vardır anlamında size bilgi vermeye çalışacağım. Tabii arkadaşımın da belirttiği gibi bu olaylar yeni değildir. Çok çok eski çağlardan beri, uluslararası barış ve güvenliği derinden etkileyen yasa dışı eylem örneklerinden en tipik birisi. Hatta Çiçero nun halen de literatürde yer bulan bir deyişi var, o zaman deniz haydutlarını tüm insanlığın düşmanı olarak nitelendirmiş. Bölge genel olarak bakıldığı zaman, bize 1990 ların başında gittiğimiz Somali yani bize pek yabancı olmayan bir bölgede icra buluyor. 90 lı yıllarda Türkiye nin oraya ilgisi kara operasyonları ile ilgiliydi. Şimdi sanki tiyatronun ikinci perdesi açıldı ve deniz operasyonları çerçevesinde oluşmakta ve aynı zamanda Somali nin kuzeydoğu bölgesinde Yemen ile Somali arasında kalan çok geniş bir deniz alanında icra edilen yasa dışı olaylar. Çok kaba bir istatistik verirsek, 2008 yılı içinde bu bölgede 100 den fazla saldırı meydan gelmiş, bunlardan 42 tanesi başarılı olmuş ve 815 mürettebat deniz haydutları tarafından rehin alınmıştır ve hâlâ en son elde ettiğim bilgilere göre 6 gemi bu deniz haydutları tarafından tutulmaktadır. Dediğim gibi bu olay tarihin içinden gelen eski bir kavrama dayanmasına rağmen ilk defa, geçtiğimiz yaz Ukrayna denizcilik şirketine ait Rus tankları yüklü bir geminin bu korsanların eline geçmesinden sonra basında geniş yer bulmaya başlamıştır. Bu üstteki resimde geminin kendisini görmektesiniz. Alttaki resimde de korsanlarla beraber gemi mürettebatını görüyorsunuz. Korsanlar en alttaki tekne kısmında ve duruşlarından da belli en üstteler. Mürettebata seyirci olarak orta kısımda durmaktadır. Bu Gemi 4 ay kadar tutulduktan sonra fidye karşılığında serbest kalmış durumdadır. Daha da büyük yankı Suudi Arabistan a ait Sirius isimli çok büyük bir tankerin aynı korsanlar tarafından ele geçirilmesinden sonra cereyan etti. 15 Kasım 2008 itibariyle el koydu deniz haydutları ve 10 Ocak 2009 tarihinde de bu geminin fidye karşılığı serbest bırakıldığını görüyoruz. Resimlerde de gördüğünüz gibi örüntüleri de basında yer aldı. İlk defa bu olayla biz farkına vardık ki bu gibi sahneler sadece macera filmlerinde cereyan etmiyor, gerçek hayatta da aynen cereyan edebiliyor. İstenilen fidye küçük bir uçak tarafından atılıyor. Paraşütle atılan paraları toplamaya çalışan haydutların tekneleri dalgalardan alabora oluyor. Bu arada da 8 tane haydut ölüyor. Çok çok karışık film sahnesi gibi bir olay bu. Arkadaşımız tanım konusunda da açıklamıştır, korsan; zamanında geçerliliği olmuş tarihi bir hukuk kavramı, bugün ise bir anlamı yok. Bugün kullanılan kavram deniz hukukunda, deniz haydudu terimidir. Deniz veya hava haydudu kavramı da daha geniş bir kavram denizdeki silahlı soygun veya silahlı soyguncudan da ayırt etmemiz gerekiyor. Bu ikisi farklı, hedefleri farklı, neticede maddi ortak ama hedefleri farklı. Deniz haydutlarının eylem türleri başlıca gemilere el koyma ve kaçırma şeklinde tanımlanabiliyor. Amaç yine arkadaşımızın belirttiği gibi tümüyle kişisel kazançtır. Fidye isteme ve kâr elde etmektir. Ama bunun sonucu uluslararası toplumu ve güvenliği doğrudan ciddi şekilde etkilemektedir. Hem ortak güvenlik bakımından hem de deniz ticareti bakımından engel teşkil etmektedir. Daha da büyük tehlike, zaman içindeki gelişmelerle deniz haydutlarının oluşturdukları kazançların bölgede faaliyet gösteren diğer terör örgütleriyle ve diğer organize suç örgütleriyle iş birliği ilişkisine geçme tehlikesidir. Halen de bu yolda bilgiler var. Ama çok önemli bir dereceye ulaştığı söylenmiyor. Beklenen bir tehlike olarak işaret etmekte yarar var. Bütün bu olayları deniz ticaretiyle uğraşan topluluk içinde izlemek için oluşturulan merkez, uluslararası ticaret odasının bir merkezidir. Merkez Malezya nın Kuala Lumpur şehrindedir. International Maritime Bureau şeklinde deniz haydutluğu ile ilişkili tüm yerlerin temas noktası burasıdır. İhbar ve rapor noktası da burasıdır. Aracı bir makam 7

10 olarak burayı düşünmek mümkündür. Somali nin kendi içindeki durumu iyi anlayamadığımız takdirde, bugün cereyan eden deniz haydutluğu olayların hangi şartlarda ortaya çıktığını anlamamız ve ne yapılması gerektiğini değerlendirmemiz o şekilde güçleşir. Deniz hukuku bu konuda ne diyor konusunda bakacağımız yer hem uluslararası örf ve adet hukukudur hem de bugün yürürlükte olan antlaşmalar hukukudur. Açık denizlerdeki gemi statüleriyle ilgili kural bayrak yasasıdır. Dolayısıyla bir gemi hangi ülkenin bayrağını taşıyorsa yani hangi ülkede kayıtlıysa, kural olarak açık denizde sadece o bayrağın sahibi olan devlet bu gemi ve üzerinde barındırdığı yolcu ve yük üzerinde birtakım yetkiler kullanabilir durumdadır. Bunun işte istisnası uluslararası hukuk bakımından şimdi ele aldığımız deniz haydutluğu konusudur. Bu gibi açık denizlerdeki istisnai durumlar varsa o zaman bölge de bulunmakta olan uluslararası hukuka göre yetkili sayılan savaş gemileri ve devletçe görevlendirilen uçaklar ve taşıyıcıları bu gibi kuşkulu hallerde ziyaret haklarına sahiptirler. Gelişen koşullara göre bu gemilerde arama yapmak, hukuka aykırı malzemeleri bulmaları halinde el koyma şeklinde işlemler yapma yetkisine sahiptirler. Nihayet bayrak devleti şartlar oluştuğunda bu suçlarla ilgili kovuşturma yetkisine sahiptir. Bir başka olgu da kesintisiz izleme hakkıdır. Deniz haydutluğu sözleşmesi bugünkü anlaşmalar hukukunda 1982 tarihli BM Deniz Hukuku Sözleşmesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiştir. Arkadaşım bunları söylemişti, bu yüzden başlıkları tekrar hatırlatmayla yetineceğim. Öncelikle uluslararası toplumun üyeleri deniz haydutluğu ile mücadele için iş birliği yükümlülüğü altındadırlar. Tabii bu çok güzel bir temenni ama uygulamada nasıl işlediğini örnekleriyle göreceğiz. İkincisi bölgede böyle bir durumda karşılaştığında her devlet açık denizde veya herhangi bir devletin egemenliğine tabii olmayan bir yerde gerekli önlemleri alma ve uygulama yetkisine sahiptir. Dolayısıyla uluslararası hukuku gerekçe göstererek bir şey yapacak durumda olmadıklarını söyleyen ülkelerin bu beyanlarının uluslararası hukukta dayanağı yoktur. Uluslararası hukuk gayet açık bir şekilde bu yetkiyi bütün devletlere tanımıştır. Tabii ki her yetki tanınırken, bu yetkinin sonucu olarak sorumluluk vardır. Bu yetkiyi herhangi bir devlet başka bir şeyler elde etmek için, bu yetkiyi kötü yönde kullanarak bir eylem oluşturmuşsa ve hedef alınan gemide bundan dolayı hasar ve zarara uğramışsa tabii ki o devlet onun kayıplarını karşılama durumunda olabilecek, bu da yine deniz hukukunda yazan bir olgudur. BM Güvenlik Konseyi konuya, olayların tırmanışı üzerine el koymuştur. Konseyin bu konu hakkındaki kararları değerlendirirken iki ayrı boyutunu göz önüne almak gerekir. Yansıda iki örnek verdim. Birinci kategorideki Güvenlik Konseyi kararları Somali nin kendi sorunlarıyla ilgili konulardır. Somali nin kendi durumunun düzeltilmesi için ne yapılması gerektiği gibi önlemleri kapsayan kararlardır. İkinci boyut şimdi ele aldığımız deniz haydutluğu boyutudur ve bu konudaki en son karar da 16 Aralık 2008 tarihlidir sayılı karardır. Somali açıklarındaki Deniz haydutluğu ve silahlı soygunlarla ilgili olarak deniz hukuku sözleşmesinde tanınan yetkiler teyit edilmiştir. Yardımcı hukuki bir dayanak olarak denizdeki seyir güvenliğine karşı yasa dışı eylemleri bastırılması sözleşmesine atıf yapılmıştır. Bundan sonra da hangi kapsamda ne gibi önlemlerin alınacağı yolunda yetkilenme anlamında karar verilmiştir ve uluslararası toplumun üyeleri yetkilendirilmiştir. Uluslararası harekât, bu kararların başlamasından da önce, uluslararası hukukun biraz önce arz etmeye çalıştığım genel hükümleri içerisinde bir grup devletler tarafından kendiliğinden uygulanmıştır. Dolayısıyla değişik ülkelerden gelen gemilerle oluşan Birleşik Görev Kuvvetleri bölgede görev yapmaya başlamışlardı. Daha sonra NATO güçleri göreve dâhil oldu. Ondan sonra da AB tarafından oluşturulan deniz gücü görev yapmaya başladı. Harekât alanı arkadaşımızın da belirttiği gibi çok geniş ve Amerikalı üst düzey yetkilinin belirttiğine göre; bugünkü koşullarda değil orda mevcut bulunan gemiler, dünyadaki tüm donanmaları oraya yığsanız bizim arzu ettiğimiz düzeyde her yeri el altında kontrol edebilmemiz mümkün değildir. Öyleyse başka ölçülerde başka önlemlerin alınması gerekiyor. Demin söylediğim gibi NATO orda bir harekât yaptı. 24 Ekim den, 12 Aralık 2008 tarihine kadar. Bu harekât şuanda bitmiş durumda ben burada hukuk bakımından önemli olduğu için de, Türkiye olarak da ilgilendirmekte olduğumuz için de, bu NATO harekâtının hukuki boyutuna çok kısa değinmek istiyorum. Uluslararası barış ve güvenlikle ilgili alanlarda harekât başka bir şeydir, ortak güvenlikle ilgili konu başka bir şeydir, NATO ve ortak savunma başka bir şeydir. Şimdi BM nin Somali bölgesindeki cereyan eden olaylarla ilgili ortak güvenlikle ilgili önlemlerdir. Soru: Ortak güvenlik ile ilgili bu önlemler konusunda NATO nun askeri kanadı ne kadar yetkili olabilir ki, bugünkü Kuzey Atlantik Antlaşmasının içeriğinde askeri boyut ortak savunmayla sınırlıdır. Bu harekât gerekli midir? Gereklidir ama gerekli olması bu harekâtın yapılabileceği anlamına gelmez, benim kişisel düşüncem Kuzey Atlantik Antlaşmasının Ortak Güvenlik Harekâtıyla ilgili konuları kapsayacak şekilde geliştirilmesi ve genişletilmesi zorunluluğudur. Dolayısıyla bu hususu not etmek gereklidir. Ondan sonra halen sürmekte olan Avrupa Birliği harekâtı var. Görev kapsamı ve alanı aynıdır. Uluslararası hukuk ve BM Güvenlik Konseyi kararları açısından dayanağında da bir değişiklik yoktur. Bu harekât sürmektedir. Bu resimde başarılı bir önleme harekâtında bir görüntü var. Bu küçük botlar deniz hareket timlerini taşımaktadır. Ortadaki tekne bir korsan teknesi, tam saldırıya geçmek üzereyken durdurulmuş ve el konulmuştur. İşte hukuk ve asker bakımından esas büyük sorun ise böyle bir başarı sağlasanız bile, bundan sonra ne olduğu noktasında başlamaktadır. Yakaladığınız, ele geçirdiğiniz kişilere ne yapabilirsiniz? Uygulamaya baktığınız zaman bu çeşitli 8

11 ülkelerin karşılaştığı durum uluslararası hukuk ne derse desin, orda görev yapan her ülke kendi mevzuatına göre yetkili olduğu için netice itibarıyla ya ilgili devlet yargı yetkisinin olmadığını söylemektedir, bölgedeki devletler bu kişileri devralmaya yanaşmamaktırlar dolayısıyla sonuçta yakalanan kişiler büyük ölçüde serbest bırakılmaktadır. Bunlardan çok azı mahalli otoritelere teslim edilmişse de yine yapılan gözlemlere göre bunlardan bir kısmı kendileri bırakıldıkları yerden kaçıp uzaklaşıyorlar, gözaltına alınan ve tutuklanan kişilerde birilerinin ödediği rüşvet mekanizması sayesinde yine serbest kalıyorlar. Dolayısıyla hukuk askıda kalmış oluyor. Elimden geldiği kadar süremi aşmamaya çalıştım, ikinci turda sorular ve zaman olursa konuşmaya devam etmeyi düşünüyorum, teşekkür ederim. Armağan Kuloğlu: Çok teşekkür ederiz Sayın Çaycı. Konunun daha çok uluslararası hukuk açısından durumunu ortaya koydunuz ve özellikle bir noktanın altını çizdiniz; NATO bir savunma örgütü, Kuzey Atlantik Antlaşması ortak savunma doktrinine göre teşkilatlanmış ve antlaşma şartları da buna göre düzenlenmiş, dolayısıyla NATO nun da ortak savunmadan ortak güvenlik konusuna doğru bir geçiş yapması, yetkilenmesi hususunda antlaşmada bir dizi değişiklik yapılması zaruretinde bulunulmasını izah etmeye çalıştınız. Haydutluk olayından sonra yakalananlar hakkında yeterli işlem yapılmadığından ve caydırıcı olmadığından bu konunun da mutlaka gündeme getirilmesini ve tedbir alınmasını ifade ettiniz. Şimdi ben sözü Sayın Dr. Deniz Kutluk a bırakıyorum, buyurun. Dr. Deniz Kutluk: Teşekkür ediyorum Sayın Başkan, sayın izleyenler size sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Anlatılanlar kapsamında kalan boşluklara yönelmeye çalışacağım. Öncelikle neden bu konunun önemi arttı, buna değinmek isterim. Arkasından Modus Operandi nedir? Sonra aktörler, bu anlatılanlar kapsamında hangi aktörlerle karşı karşıyayız ve bu aktörlerin bu sorunlar karşısında aldığı tedbirler nelerdir; diğer taraftan da bu tedbirlerin alınmasında güçlük gösteren durumlar varsa nelerdir? Bir de olabilirse mevcut durumdan ileriye nasıl gidilebilir konusunda kişisel düşüncelerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Unutulmuş bir konu olan bu olayların bir anda öneminin artması, şimdi malumlarınız dünyadaki düzeni sağlamak üzere 2. Dünya Savaşından sonra BM kuruldu. Bu örgütün bir iktisadi kolu olan Uluslararası Denizcilik Örgütü, 1980 li yılların başında danışman bir örgüt olmaktan, düzenleyici bir örgüt olmaya dönüştü. Bu örgüt 1984 ten bu yana özellikle Malaka Boğazı ndaki korsanlık faaliyetlerinden dolayı tedbirler arayışı içerisindeydi ve bu çareleri yani 20 yıldır ciddi bir şekilde gündemde tutuyordu. Başlangıçta raporlama sistemi daha sonraları ise tedbir alma ve örgüt olma şeklinde geliştirmekteydi. Bugünkü karşılaştığımız durum ise biraz coğrafi senaryoyu değiştirmiştir. Özellikle kıyıdaş devletin içinde bulundurduğu uluslararası terminolojide başarısız devlet (failed state) kavramında geçen bir durum Somali de mevcuttur. Bundan dolayı Malaka da iş birliği yapılarak, özellikle deniz polisi güçlendirilerek, hatta bir gemiyi de Türkiye den almışlardır, müdahale gücü artarak izleme (monitoring) aletleriyle durumu kontrol altına alırlarken bunun tam tersi olan Aden Körfezi, Somali nin mil açıklarına kadarki alanda, Somali nin yarattığı iç düzen bozukluğundan korsanlık, deniz haydutluğu ki bu terimi daha teorik buluyorum, halk dilinde korsanlık daha geçerlidir, artmış bulunuyor. Aktörleri kimler? Önce uluslararası toplum çünkü uluslararası toplum bu durumlardan dolayı kompleks sorunlarla karşı karşıyadır, ekonomileri yavaşlamaktadır. Zaten günceldeki ekonomik kriz ile bu konu daha dikkat çekicidir. Uluslararası ticaret aksamaktadır. Uluslararası ticaret ulaşım ihtiyacını doğurmaktadır. Dünyadaki deniz ulaşımı, toplam ulaşımın % 92 sini oluşturmaktadır. Dolayısıyla deniz ulaşımının durması demek, ulaşımın durması ve ekonominin sekteye uğraması anlamına gelmektedir. Kayıplar vardır. Bu kayıplar gecikmeden doğmaktadır, on misline yaklaşan sigorta primlerinin artmasından kaynaklanmaktadır, zamandan kaynaklanmaktadır, yatırım risklerinden kaynaklanmaktadır çünkü istikrarsız bölgelere yatırım yapılmamaktadır. Dolayısıyla maliyet artışları olmakta ve serbest pazardaki rekabetin bozulmasına yol açmaktadır. Bu yüzden uluslararası toplum bu aktörlerin birincisidir. İkinci aktör Somali ve içerisindeki dengelerdir. Jale Hanım bahsettiği gibi, aşağı yukarı 2000 millik bir kıyı şeridine sahip, iç düzeni 1990 lardan bu yana bozuk olan, 2006 yılından itibaren de Etiyopya nın müdahalesiyle baskı altına girmiş olan ülke içerindeki güç odakları var, bunlar içerisinde siyasi aktörler var ların sonlarından itibaren balıkçılar var. Balıkçılar, kendi kıyılarına başkaların gelip kendi balıklarını tutmasından şikâyetçilerdir. Bunlarda iç düzen bozuk ve tedbir alamadıkları için reysen harç alma yoluyla baş etmeye başlangıçta çalışmaktadırlar. Bunu ödemeyenlerin gemilerine el koymaya başlamışlardır. Zaman içerisinde bu el koyma korsanlığın bugünkü durumuna da dönüşmüştür. Şimdi daha büyük gemilere, balıkçılıkla uğraşmayan ticaretle uğraşan gemilere el koymaktadırlar. Somali nin sosyal örgütü tamamen parçalanmış şekildedir. 7.5 milyon ülkede, 2,5 milyon insan açlıkla karşı karşıyadır. Tamamen dıştan gelecek yardımlarla ayakta kalmaktadır. Toplumun 1 milyonu yer değiştirmiştir. Kaldıkları yerlerde barınma ve sığınma sorunlarıyla karşı karşıyadırlar. Ülke içerisinde war lord denen savaş tacirleri egemendir. Siyasi aktörler arasındaki güç mücadelesi devam etmektedir ve bu arada kârlı 9

12 bir alan olan korsanlıkla başlamışlardır. Buradan elde ettikleri gelirlerle daha iyi imkânlara kavuşmaktadırlar. Uydu iletişimi, iyi bir istihbarat altyapısı, dünya ticaret örgütünün limanlarında istihbarat elemanı bulundurma gibi tekniklerle gemi başına geçen sene yarım milyon, 2008 de 1 milyon dolar civarında fidye elde etmektedirler. Tabii bir diğer aktör, ticaret gemilerinin kendisidir. Ticaret gemileri kapasite olarak belli zafiyetlerle bu bölgeden geçmektedirler. Birincisi bu gemiler buradan geçmektedir, çünkü aksi alternatifi ümit burnunun dolaşılmasıdır. Bu süreyi gün uzatmaktadır. Denizde kalınan her gün sigorta primini, gemicilere verilen paraları ve amortisman giderlerini, pazara giden geç Pazar mamullerinin maliyetini arttırmaktadır. Bütün bunlardan dolayı bir zarara sebep olmaktadır. Fakat gemilerin içerisindeki personel sayısı da büyükleriyle mukayese edilemeyecek ölçüde azdır. Ekonomik anlayışına göre 300 bin tonluk bir gemide 13 personel bulunmaktadır. Üçüncü aktör Birleşmiş Milletlerdir. Barışı korumak, uluslararası ortamda istikrarı sağlamak görevleri arasındadır. BM nin bu konuda 1 Ağustos 2008 kararı vardır. Bu kararla Somali kara sularında gerektiği şiddette kuvvet kullanılmasına izin vermektedir. Zaten malum açık denizde güç kullanma haklarıydı ama şimdi kara sularında da bu hakkı vermektedir. Zaten burada korsanlık veya deniz haydutluğu teriminin hukuki anlamına baktığımız zaman temel problemin açık deniz, iç ve kara sular ayrımında olduğunu görürüz. Açık denizlerdeki tüm devletlerin harp gemileri müdahale yetkisine sahipken, kara ve iç sularda o egemen ülkenin müdahale yetkisinde olacağı normal olarak varsayılır. Ama egemen ülke Somali gibi bir başarısız devlet örneği gösteriyorsa, o zaman buna kim müdahale edecek? Sorun buradadır. Bu sorunu aşmak için Güvenlik Konseyi böyle bir karar almıştır. Aynı kararı Uluslararası Denizcilik Örgütü de istatistikî amaçlarla 2000 li yılların başında buna dâhil etmiştir. Burada BM nin başka kararları da var. Aralık ayında aldığı 2 karar; arkadaşlarımızın bahsettiği gibi bir tanesi korsanlıkla mücadelede bir yıl boyunca bu bölgede caydırıcılık sağlamaya çalışırken yine BM nin 1846 sayılı kararıyla Atlanta harekâtına da yeşil ışık yakmaktadır. Tabii bir de burada aktör olarak BM nin üyesi olan ulusal güçler var. Bu ulusal güçler, ekonomik kayba uğrayan devlet statüsündeler sonra bunları düzeltmek için siyasi karar alabilen özelliklere sahipler. Tabi ki bu siyasi tedbirler içinde askeri müdahaleleri ortaya koyacak kapasiteye sahipler. O zaman tedbirler nelerdi? Tedbirler Ağustos 2008 öncesi bölgede 2003 ten itibaren devam eden özellikle denizde terörizm, war on terror at sea diye tanımlanan tedbirlerin bir parçasıydı. Bu Irak a müdahale, 9/11 olayından sonra dünyaya terörle karşı mücadeleyi empoze ettiği, Afganistan daki mücadelenin denizdeki devamı olarak görülebilinir. Bunun Akdeniz ayağı NATO nun Active Endevaour ile devam ediyordu. Bunun bir de Basra Körfezi ndeki Task Force 150 denen bir görev grubuyla yaklaşık 37 devletin katılımıyla 2003 ten bugüne kadar sürdürülmekteydi. Bu güç Ağustos 2008 ten bu yana şekil değiştirmeye başladı ve başka güçlerle takviye edilerek, görev bölümlemeleri yapıldı. Çünkü 2008 yılı korsanlık hareketlerinin en tepe dönemini oluşturuyordu. Bunun üzerine Amerika daki Centcom, Task Force 150 yi ikinci görevini görevlendirerek Somali Bölgesinde maritime security operation ı başlattı. Deniz güvenliğini sağlamak üzere bir dizi kendi içerisinde teknik tanımlamayı içeren bu tedbirlerle Amerika bölgede bağımsız olarak tedbir almaya başlamıştı. Bunun arkasından meşhur eylül olayı Sirius Star gemisinin kaçırılışı vardır. Bu olay uluslararası bir ivme yaratmıştır. Bir yandan BM Güvenlik Konseyi harekete geçerken bir yandan 20 devlet inisiyatifini görüyoruz. Bu devletler bir araya gelerek askeri güç kullanma ve bölgedeki korsanlığı dizginleme kararını göstermeye çalıştılar. Bu kararın siyasi çerçevesi çizilirken, hukuki çerçevesinin bazı üye devletler için çizilmemiş olduğu görüldü. Çünkü Türk hukukunda çok fazla sıkıntı olmamakla beraber bazı ülkeler deniz gücünün deniz polisi olarak kullanılmasına karşı kısıtlamaya gitmişlerdir. Fransa örneğinde olduğu gibi de bazı ülkeler tam tersini yapmaktadırlar. Onların kuvveti polis gücü olarak da kullanılabiliniyor. Bu bakımdan alınan tedbirlerin bir hukuki çerçeveyle tanımlanması gerekmekte idi. Bu bakımdan biraz önce sözünü ettiğimiz 20 devletin inisiyatifi aralık ayında alınan BM Güvenlik Konseyinin kararıyla takviye edildi. Bu kararlar kapsamında 20 ülkenin ki bunun 8 tanesi NATO ülkesidir bölgede askeri harekât yürütüyorlar. Bunlardan Amerikan gücü en büyük olanı ve karaya müdahale etmeyi de üzerinde barındırıyor. Ciddi bir ani müdahale gücünü denizde bulunduruyor. Bu ciddi bir caydırıcılık yarattı. Artık korsanlar bu gemilerin denizde devriye gezip gezmediğini öğrenmeden denize çıkmamaya başladılar. Harp gemileri denizdeyse, korsanlar limanda kalmaya başladı. Ayrıca harp gemileri geçen her gemiyi sorgulamaya, gemilerin içine girmeye, içindeki bilgilerle istihbarat bütünleşmesi yapmaya, korsanların gemilerini yakalama ve tespit etmeye, istihbarat raporları oluşturmaya, bu raporları yaymaya, gören bilenlerin takibini sağlamaya, uydularını bölgeye kaydırmaya ve havadan gözetlemeyi arttırmaya başladılar. Tabii bu tedbirler mutlak bir başarıya ulaşabilirler mi? Öncelikle karşımızda hukuki bir sorun var. Neden? Çünkü bir ticaret gemisi nihai olarak korsanlar tarafından ele geçirildiğinde müdahale etmeye kalktığınız zaman 6-7 değişik hukuki süjeyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Çünkü bu geminin bir bayrak devleti var. Bir sahiplendiği kişi var. Bir kiralandığı hukuki firma var. Bir narbur sahibi var. Bir personel kompozisyonu var. Bu her biri farklı devletlerden olabiliyor. Bir navlu sigortalaması var. Dolayısıyla siz müdahale ettiğiniz zaman birbirinin içine geçmiş tüm bu faktörler etkileniyor. Nihai olarak ortaya çıkan sonuçların rücu ettirilmesi için aranan hukuki kişilerin çeşitliliği arttıracak hukuki sonuçlar doğurabiliyor. Bu 10

13 bakımdan bir ele geçirilmiş ticaret gemilerini doğrudan dışarıda bulunan askeri gemilerin müdahaleleri teorik olarak kolay olarak görülürken, pratikte bunun büyük bir zorluğu vardır. İkincisi bu harekât alanı çok büyük, milkare ve Akdeniz den büyük bir deniz haline geliyor. Bugün Akdeniz den 50 bin gemi geçmekte, bunların tamamını kontrol etme hayalci olur. Bu bölgede ise günde 100 kadar gemi geçiyor ama alan bu kadar büyük olunca, gemiyle her birine destek sağlama aynı anda mümkün değildir. Bir harp gemisi helikoptere sahipse aşağı yukarı 200 milkare alanı tarayabilir. 200 milkarelik 20 tane gemi, 4000 milkarelik alanda sürekli etkinlik sağlaması zordur. Ayrıca bir başka konu daha var. Bu derecedeki harp gemilerinin aşağı yukarı 1 milyon dolarlık maliyeti vardır. Ayda 20 milyon dolar zararla, siz ayda kaç milyon dolarlık ticaret kaybını önleyeceksiniz, bunun hesabını iyi yapmak gereklidir. Öte yandan denizde başarılı olsanız dahi bu başarı aslında karadaki Somali nin parçalanmışlığı gerçeğini değiştirmez. Aşikâr ki değiştiremez. O zaman ne kadar süredir bu işi yapacaksınız. Burada da bir sorun var. Ticaret gemilerinin de kendi içinde zafiyetleri var. Düşük hızla gidiyorlar. Oysa müdahale eden korsanlar daha yüksek hızla hareket ediyorlar. Burada dikkatsiz bir gözetleme işlevi olduğunu da görmekteyiz. Yorgun personel ve üzerine alışkanlıklarıyla hareket eden bu kitle savaşçı da değildir, üstelik kozmopolitler. Her ülkeden gelen kişiler her işi biliyor ama savaşmayı bilmiyorlar. Üstelik bunlar silahsızlar. Ticaret gemilerinde Türk hukukunda da silahlı personele izin verilmemektedir. Silah taşıyan gemi personelli gemiler bazı limanlara kabul ettirilmiyor. Peki diyelim ki gemiler girmesin Körfeze, geçmesinler Süveyş ten; güneyden dönsünler bu sefer de ticaret baltalanıyor. Öte yandan açık denizde müdahale edebiliyorduk. Peki, kara sularında bu iş yapılırsa ne olacak? Çünkü sonuç olarak karaya yakın olarak geçilmesi gereken yerler var. BM de karasularında müdahale etme yetkisini tanıdı. Zorluklar gerçekten çok fazla ve bu zorlukların gelecekte de devam edeceği görülmektedir. Peki, neler önerilebilinir? Önce zannediyorum ki Somali nin devlet egemenliği altındaki kara alanındaki güvensizliğin ortadan kaldırılması gerekir. Burada görev uluslararası topluma düşüyor. Çünkü bu devlet 20 yıldır bu halde ve bunu da kendi kendine toparlamayacağı açıktır. Buradan çıkan çıkarlarında uyumlaştırılması en büyük zorluğudur. Karadan müdahale edilebilir mi? Mevcut kompozisyonda yapılabilinir. Sürdürülebilinir mi? Burada sıkıntı vardır. Çünkü Afganistan da, Irak ta neler olduğunu biliyoruz. Somali de de neler olacağı buradan çıkartılabilinir. Gemicilerin tedbirleri arttırabilinir mi? Bir ölçüde arttırılabilinir. Gemiler hızını arttırabilir. Örneğim 30 knot bir gemi için çok hızlı ama ağırlık tona yakın olunca hem hız hem de manevra zorlaşıyor. Gemilerde tim de bulundurulabilinir. Sigortadan da bu konuda bir indirime gidilerek, bu kaynaklarla güvenlik de sağlanılabilir. Böyle bir durumda bir hukuki değişim gerekir mi sorusunu da ikinci bölümde tartışırız. Gemiye çıkmak isteyen korsanların yüksek basınç sistemiyle geri püskürtülmesi, yüksek projektörle karanlığı aydınlatma ve gözlerin görünmez hale getirilmesi gemilerin alması gereken tedbirler arasında sayılıyor. BM kararından bir yıl sonra durum tekrar gözden geçirilip nereden nereye varıldığının muhasebesi yapılması gerekecek. Benden önceki konuşmacı konuyu NATO nun yetkili olup olmadığına getirdi, bende de satır başı notlarımda bu mevcut. NATO ortak güvenlik kaygılarında ekonomik güvenliği de ele almaktadır. NATO enerji bakımında da dışarıdan beslenen bir yapıdadır. Bu ekonomik güvenliğe kaygı düşerse, NATO müdahale hakkını kullanmak zorundadır. Öte yandan NATO da diğer deniz kuvvetleri gibi sadece deniz ulaşım yollarının güvenliğini sağlamakla sorumludur. Deniz ulaştırma yolları şayet riske girmişse bu dünyanın neresinde olursa olsun müdahaleye neden olabilir. Esasen NATO bir denizci örgüttür. Adına bakın Kuzey Atlantik Konseyi yani NATO, Avrupa ile Amerika yla Atlas okyanusu üstünden bağlanmaktadır. Dolayısıyla kendi deniz kuvvetleri oldukça güçlü ve rakipsiz olan NATO zaten deniz kuvvetleri kendine bir rol aramaktaydı. Dolayısıyla bu rolü bulmuş görünmektedir. Benim kanaatime göre NATO bu bakımdan yerinde hareket etmiştir. Son olarak, geçmişte de gördüğümüz gibi NATO, BM kararlarının uygulayıcısıdır. Yetkiyi oradan alırsa, siyasi olarak kendi askeri siyasi gücünü kullanmaya karar verebilir. Dolayısıyla bunun örnekleri Afganistan da görülmüştür. Bosna Harekâtı örnektir. Bu konuda NATO içerisinde uzlaşma sağlanabilir mi? Burada tereddüt var. NATO içerisinde açık denize çıkamayan ülkeler vardır. Bu konu onları etkilemektedir. Bundan dolayı konsensüs ile bir karar alınmasının zor olduğu kanaatindeyim. Saygılar sunuyorum. Armağan Kuloğlu: Çok teşekkür ederiz Sayın Amiralim konunun önemini bir defa daha ortaya koydunuz ve özellikle BM nin karar almasındaki zaruret ortaya çıktı çünkü açık denizde olduğu zaman her ülke kendi gemisini korumak için birtakım tedbirler alabilir ama kara suları içerisine geldiğiniz zaman ülkelerin egemenliği söz konusu oluyor. Buralarda da tedbir alınması lazım. Somali de devlet otoritesini sağlayamayan, egemenliğin sorumluluğunu taşıyamayan bir konumda olduğundan BM den böyle bir karar çıktı. 20 ülke katılıyor, bunlardan sekizi NATO ülkesi; karaya müdahale gücü de ABD de var. Şu anda caydırıcı olduğu görülüyor. Ancak bir yıl sonra muhasebesi yapılacak. Bir de alınacak tedbirlerin sürdürülmesi konusu önem taşıyor. NATO konusuna gelince yetkili mi, değil mi? NATO nun doğrudan olmasa da en azından dolaylı olarak bu konuda yetkili 11

14 olabileceğini belirttiniz. Ancak bu konunun NATO ülkeleri arasında konsensüs sağlama hususunu bir sorun olarak ortaya çıkabileceğini ifade ettiniz, açıklamalarınız için teşekkür ediyoruz. Evet, Sayın Akça söz sizin efendim. Serhat AKÇA: Teşekkür ediyorum, konusunda yetkin isimlerle, siz saygı değer konukların huzurunda konuşmak benim gibi bir televizyon gazetecisi için bile çok zor. Televizyon ekranından binlerce kişiye seslenmek kolay; ama burada gerçekten yetkin isimlerle sizlere hitap etmek benim için biraz heyecan verici. Ben konunun medya üzerine yansımaları şeklinde durmak istiyorum. Önce bir fotoğraf çekerek konuya başlayacağım. Konuyla ilgili birkaç başlık aktarmak istiyorum. Kim bu korsanlar? Somalili korsanlar değil, doğrudan Amerikan korsanları. Bir diğer başlık Somali ye demokrasi mi gelecek? Bir başka başlık, Kara Şahin in intikamından da öte, Somali Korsanları - PKK ve Blackwater gibi başlıklar gidiyor. Yeni Osmanlı nın Somali seferi bir başka makalenin başlığı olarak yer alıyor ve 10 Mart Salı günü geçen haberde Somali de Şeriat İlan edildi belirtilmiş. Böylece medyaya yansımaları konusunda kısa bir fotoğraf çektik. Korsan mı, haydut mu tartışmasına değinildi. Terim olarak haydut kavramının daha doğru olduğu ifade edildi. Ancak medyada korsan kullanılmaktadır. Neden korsan kullanılıyor? Öncelikle daha popüler. Yani korsan dediğiniz zaman daha çok ilgi çekiyorsunuz. Karayip Korsanları diye bir film var, Karayip haydutları diye bir film yok, dolayısıyla medya da popüler olanı tercih ediyor ve korsan kelimesini kabul etmiş durumda. Aslında burada ince bir nokta var, şimdi yetkin isimler burada bunu açıkladılar, çok net bir biçimde de ortaya koydular. Korsan dediğiniz zaman arkasında bir ülkenin de olması gerekiyor. Acaba medya bir ironi mi yapıyor? Burada haydut olduğunu bilerek mi korsan ifadesini kullanıyor? Bilmiyorum ben sadece bir soru işareti olarak nokta koyuyorum. Birkaç tane daha soru soracağım ve bu sorularla birlikte belki ikinci bölümde yanıtlar alabileceğimizi düşünüyorum. Peki, kim bu haydutlar, yani Somalili hakikaten bir avuç çapulcu mu? Yoksa biraz önce bir makalenin başlığından aktardığım gibi Amerika nın our boys yani bizim çocuklar dediği gibi Amerika nın adamları mı acaba? Bu da bir soru işareti çünkü Türk basınına yansıyan haberlerde hem de uluslararası haberlerde gündeme gelen bunla ilgili birtakım iddialar var. Yabancı ajanslar özellikle bu Somalili haydutların ya da ben korsan kullanmayı tercih ediyorum. Somalili korsanların haberlerini geçerken özellikle Somalili Korsan sunumu yapılıyor ama bunlar gerçekten Somalili mi bilinmiyor ama ajansların haberlerinde Somalili Korsanlar vurgusu var. Bundan kim zarar görüyor? Aden Körfezi nden 20 bin yıllık olarak geçmekte olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla pek çok ülke zarar görüyor, ama başka kimler zarar görüyor? Buradan asıl zararı kim alabilir diye şöyle bir düşündüğümüz zaman, Hindistan çok ön plana çıkıyor. Hindistan kim? Yeni Dünya Düzenindeki büyük güçlerden birisi olmaya aday ve Mısır etkileniyor, Süveyş Kanalında sıkıntı doğuyor. Somali nin toplumsal yapısından bahsetti Sayın Kutluk, dolayısıyla ben çok kısa iki not söylemek istiyorum. Dörtte üçü, günde ortalama 2,3 dolarla yaşamını sürdürüyor ve balıkçılık orada çok yaygın. Fakat balıkçılık konusunda da yine sıkıntılar var. Çünkü Avrupalı ve Asyalı başka balıkçılar adamların elinden ekmeğini aldıkları için ve orada özellikle zehirli atık konusunda sıkıntılar yaşandığı için de balıkçılık hususunda bazı sorunlar söz konusu. Balıkçılıktan gelir elde eden kişileri de haydut olarak değerlendirmek, haydutluk olarak yeni bir iş kapısı olarak değerlendirilebilir. Medyada yaratılan bir algı imajı var. Bu nedir? Durum kontrolden çıktı ve acil bir müdahale gereklidir diye göreve çağıranlar var. ABD yi ve uluslararası gücü kimler çağırıyor? Uluslararası Denizcilik Bürosundan bir açıklama var, müdürü diyor ki durum şimdiden kontrol edilemez halde, ABD ve uluslararası toplum bu tehdidi sonlandırmalı. Uluslararası Denizcilik Bürosunun bu şekilde çağrı yapması normal. Peki ne var orada, nasıl bir durum var? Cibuti de ABD nin bölgedeki en büyük üslerinden biri var. Ama ABD askerleri ne hikmetse haydutlara karşı bir müdahale etmiyor, ama bunu ben demiyorum. Haydutların liderlerinden Şamur İdabur diye bir kişinin verdiği bir beyanat var, diyor ki Somali sularında en dost güçler ABD li güçlerdir. Bizi yakalıyorlar ve serbest bırakıyorlar çünkü onlara zarar vermeyeceğimizi biliyorlar diyorlar. Somali aslında ABD için yeni bir noktada değil. Yani hemen hatırlamak gerekirse, Kara Şahin Düştü filmini de söyle bir hatırlarsak insani yardım organizasyonu söz konusuydu. Amerika da bu organizasyonu sağlamak için bulunuyordu da 18 askerini kaybedip, 2 askeri de sokaklarda sürüklenmişti orada. Peki, bu saldırıyı kim yapmıştı? Oradaki Somalili General Aidit e bağlı güçler gerçekleştirmişti. Şimdi ABD yi göreve çağıran biri demişti ki, Uluslararası Denizcilik Bürosu, bir diğer kişi ise bu geçici hükümette bakanlık yapan General Aidit in oğlu. Kim bu derseniz ise? Amerika da eğitim almış, ABD vatandaşı ve eğitim almakla yetinmemiş, deniz piyadeliği de yapmıştır. ABD gelmeli ve duruma el koymalı diye çağrı yapanların başında gelmekte. Şimdi uluslararası güçler görevde, gittiler oraya, orada çalışıyorlar ama bir de bir şey var, özel bir şirket söz konusu Blackwater. Blackwater hatırlanacak belki, Irak ta karşımıza çıkmıştı. Blackwater hususunda o kadar çok soru işareti var ki zaten kısa bir araştırma yaptığınızda şaibe ve Blackwater bir takım soru işaretleriyle bulmak söz konusudur ve Blackwater da Somali de görevlendiriliyor. Korsanlarla nasıl bir mücadele olacağını ben gerçekten merak ediyorum. İnternette dolaşırken Somalili korsanların nasıl Mısır ı etkilediklerine dair bir makale gördüm. Onunla bitirmek istiyorum, Mısırlı akademisyen diyor ki Mısır ve Kızıldeniz e kıyısı olan ülkeler krize çözüm için elinden geleni yapmazsa o bölge 12

15 uluslararası güçlerin kontrol altına girecektir. Kendi hükümetini ve Kızıldeniz e kıyısı olan devletleri uyarıyor. Ben ikinci bölümde daha çok faydalanacağımı düşünüyorum, çok teşekkür ederim. Armağan Kuloğlu: Teşekkür ederiz Sayın Akça, medyada konunun nasıl yer bulduğunu ifade ettiniz ve zarar gören doğrudan ülkeler olduğu gibi, dolaylı ülkelerin de bulunduğunu ifade ettiniz. Neden Somali? Somali hem fakir hem devlet otoritesi zayıf hem de balıkçı, dolayısıyla hepsi bir araya geldiğinde geçim yolunu haydutlukta bulmuşlar. Ülkelerde bunu önlemeye çalışmaktalar. Bundan sonraki bölümlerde konuşmacıların ilave açıklamaları ve soru- cevap bölümüne geçeceğiz. Armağan Kuloğlu: Evet ikinci periyotta eksik kalan hususlar için beşer dakika söz vereceğiz. Tabi kullanmak isteyene, kullanmak istemeyen kullanmayabilir. Bir diğerine de devredebilir. Evet, sizin söyleyeceğiniz bir şey var mı evvela? Siz bir yarım saat konuşmuştunuz da. Dr. Jale Nur Ece: Daha fazla zaman almayayım. Söyleyecek çok şey var. Armağan Kuloğlu: Hayır varsa yani bir iki cümle alabiliriz. Yoksa geçelim. Soru cevapta da konuşabiliriz. Dr. Jale Nur Ece: Tamam soru cevapta, başkanım. Armağan Kuloğlu: Sadi Hocam sizde var mı? Doç. Dr. Sadi Çaycı: Efendim 22. yansıya gelebilirsek bir şey söyleyeceğim tamamlayıcı olması bakımından. Şimdi efendim biliyorsunuz biz Türkiye olarak da şu anda devam etmekte olan harekâta bir gemiyle katılmış, rol almış durumdayız. Bunun o zaman bizim hukukumuzdaki yeri nedir? Şimdiye kadar hep uluslararası hukuktan bahsettik. Bu konuda tabi ki bakacağımız yer kendi anayasamız. Anayasamızın ilgili maddesine baktığımız zaman ilk yazan şey, silahlı güç kullanılması ile ilgili konularda ön koşul uluslararası hukuka uygunluktur. Dolayısıyla uluslararası hukuka uygunluk şartı yoksa bundan sonrasını düşünmeye gerek yok. O olayda Türkiye nin silahlı güç kullanmaya hukuken yetkisi yok diye bir sonuca varmamız gerekir. Bunu niye söylüyorum? Uluslararası hukuka uygunluk bir ön şarttır. Ama bazen zannedildiği gibi tek şart da değildir. Bu Irak Savaşı sırasında da oldu, diğer yerlerde de oldu. Hükümet, meclisi devre dışı bırakıp Güvenlik Konseyi nin bu konuda kararı var, biz ona uyarak bunu yaptık dedi, diyebilir mi, bunu anlatmak istiyorum. Diyemez! Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nin icra organı veya bu manâda bağlısı değildir. Türkiye Cumhuriyeti elbette uluslararası hukuka uyacaktır. Ama artı, şimdi bu yansıda gördüğünüz gibi Türk hukukundaki koşullara da uyacaktır. Nitekim Somali de cereyan eden deniz haydutluğu olaylarıyla ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nin uluslararası topluma yetki verdiğini gördük. Anayasadaki ikinci önemli ön koşul TBMM nin bu konuda hükümete yetki vermesidir. Bu koşul da yerine getirilmiştir. Ama yine yanlış anlaşılabilen bir konudur bu. Meclisin verdiği karar da uygulanması zorunlu bir karar değildir, icrai bir karar değildir. Çünkü meclis icra organı değildir. Aynen bir kanun çıkarıp hükümete belli bir konuda yetki vermek ne anlama geliyorsa, hükümetin talebi üzerine hükümete verdiği yetki de isterse kullanacağı, isterse derken de keyfinde anlamında söylemiyorum. Yani gerekirse kullanabileceği, gerek görmezse kullanmayacağı bir yetkilendirme olarak anlamak lazım. Kriz yönetimi ve çatışma yönetimiyle ilgilenenler bilirler, bazen örneğin kriz yönetiminin bir aracı olarak da böyle bir işlem uygulanmış olabilir karşı tarafa bir mesaj vermek maksadıyla. Dolayısıyla gerçekten böyle bir karar alınır, ama uygulanmaz. Bir başka konu uygulamayla ilgili; bizde başkomutanlık kavramı çok gündeme getirilen bir kavram değildir. Genellikle Genelkurmay Başkanlığı ve Başbakan arasında bu konu yürütülür bir şekilde. Oysa anayasamıza baktığımız zaman ve özellikle de TBMM iç tüzüğüne baktığımız zaman gördüğümüz hüküm başkomutanlık diye bir kavram olduğudur. Kural olarak da bunun cumhurbaşkanı olduğudur. Hatta şimdi Somali Harekâtı ile ilgili durumda tam söz konusu olduğu gibi meclisin aldığı kuvvet kullanma kararının uygulanmasından sorumlu makam da TBMM iç tüzüğüne göre cumhurbaşkanıdır. Yani resmen komuta yetkisini meclisin kararının gereğinin yerine getirilmesinin takibini yapmak, yönlendirmek sorumluluğu meclis iç tüzüğüne göre cumhurbaşkanına verilmiş bir görevdir. Anayasamıza göre, savaşta bu yetki genelkurmay başkanı tarafından kullanılacaktır. Ben bunu belirtmek istedim. Teşekkür ederim. Armağan Kuloğlu: Teşekkür ederim. Evet, Sayın Kutluk söz sizde. Dr. Deniz Kutluk: Evet önce Sayın Çaycı nın açıklamalarına karşı görüşleri muhafaza ediyorum. Son açıklamasına geri döneceğim. Şimdi konuştuklarımıza görsel destek sağlayacağımı söylemiştim. Şimdi bu 13

16 gördüğümüz yansı dünya denizlerindeki herhangi bir anda bulunan gemi trafiğini yansıtmaktadır. Görüleceği gibi Ümit Burnu, Somali, evet yoğundur ama dünya deniz taşımacılığı da öyledir. Armağan Kuloğlu: Kahverengiler gemi mi? Dr. Deniz Kutluk: Evet, hepsi gemi bunların. Her biri ufacık ufacık gemiler. Çok yoğun bir alanda çok fazla bir faaliyetten bahsediyoruz. Bu deniz taşımacılığı dünya ekonomisinin bel kemiğidir. Onun için kuralları son derece sarih, bayrak devletlerinin sorumlulukları son derece net. Uygulaması halinde doğacak müeyyidelerden kaçınması hemen hemen mümkün değil, esaslara bağlanmıştır ve müthiş bir düzen içinde çalışır. Şimdi bu düzeni Somali de bozmaya çalıştıklarında, karşılaştığımız problemin çeşitli boyutlarına baktık. Önce hacmini bir görelim neden bahsettiğimizin diye açıkladım. Diğer yansıya geçelim. Tabi burada Somali ye bakarken devlet nelerden oluşur, onları bir hatırlayalım diye bunu koydum. Şimdi burada Somali nin bir ülkesi var, bu ülkenin kara, deniz ve hava ülkesi var. Ama bunlar üzerinde Somali devletinin bir denetimi yok. Hani biz dolayısıyla diyoruz ki Somali devleti artık devlet statüsünü taşımamaktadır. Ama bunu ortadan kaldıracak bir görüşe sahip değiliz. Yani Somali devlet olarak self-determinasyonunu yıllar önce kullanmış. Ama onun vakum halinde olduğunu ve karşımıza deniz ulaştırmasında bir sorun halinde olduğunu göstermek için böyle bir sunum var burada. İlerleyelim. Bu da işte söz konusu olan korsanlıksa bu korsanlığın iç suları ve kara sularında aslında bir önceki yansıdaki devletin deniz ülkesi ve ulusal sularında devletin gücüyle sağlanması, önlenmesi gerektiğini, bunun dışında da herkesin buna yetkili olduğunu konuştuk. Devam edelim. Şimdi deniz taşımacılığı gerçekten kompleks bir iş. Gördüğünüz gibi burada her bayrak bir başka alanı temsil ediyor. Bu geminin bir kiralayıcısı var, bir sigorta yapıcısı var, tekrar sigortayı satın alıp daha düşük primle sigortalayanı var. Bir sahibi var geminin. Geminin bir bayrak devleti var. Bir yöneticisi var, bir şirkete bağlı gemi o yönetiyor, tasarruflarda bulunuyor. Hatta ben geçenlerde hukuk fakültesinde bir konferansta öğrencilere dedim ki; siz bu manager (yönetici) şirketin hukuk müşavirisiniz ve geminiz kaçırıldı. Şimdi tavsiyede bulunacaksınız hukuken. Malı, sahibi, bayrak devletini herkesin hakkını koruyacak bir tavsiyede bulunacaksınız. Yakınınızda da NATO devletinin harp gemileri var. Müdahale ister misiniz, isterseniz doğacak zararı kime rücu edeceksiniz, demiştim. İşte kargo var. Birazdan bir örnek göstereceğim. Bu kargo konusunda yapılan en büyük geminin fotoğraflarını getirdim. Göreceksiniz ki namütenahi büyük bir çıkardan bahsediyoruz. Yani milyon dolarlık bir gemiden bahsediyoruz. Geminin kendi değeri 113 milyon dolar, üzerinde 16 bin tane konteynır taşıyor. Her bir konteynır asgari 10 bin dolar değerinde. Çünkü bir konteynırın zaten ücreti 2 bin dolar civarında oluşuyor. Yani çarpın, bölün. Yarım milyon dolarlık bir varlık denizde ve korsan buna müdahale ediyor. Devam edelim. Tabi bu da dünyada deniz taşımacılığı biraz evvel gördüğünüz noktanın biraz daha sembolize edilmiş şekli. Devam edelim. Enerji taşımacılığı ne kadar boru hatlarıyla yapılıyor görünse de sonuçta her boru hattı bir denize ulaşır ve ondan sonra deniz taşımacılığı haline gelir. Burada da buna ait bir örnek veriyoruz. Devam edelim. Bu da ona benzer bir şey. Tabi bu korsanlık sadece gemilere yönelmiyor özünde. Bu tip deniz platformları da baskı altında. Devam edelim. Bunlar birkaç milyon ton ağırlığında olan platformlar, yani gemilerin 4-5 misli büyüklüğünde olan platformlar ve şayet korsan eylemleri sonucunda petrol taşıyan bir gemi denize petrol zararlısını saldığı takdirde deniz ekonomisi şu baskılar altına giriyor; birden bire demin 300 milyon dolarlık dediğimiz gemi değeri yaklaşık 5 milyar dolarlık zarar veriyor çevreye. Bu zararın da tabi telafisi mümkün olmuyor. Telafisi mümkün olan kısmın maliyeti bile 5-6 milyar doları buluyor. Evet geçelim. Dedik ki Operation Active Endeavour NATO nun denizde yapılan terörizme karşı reaksiyonudur yılından beri yapılıyor. Şu an konuştuğumuz Somali bölgesi de Akdeniz den daha büyük dedik. Akdeniz den biraz daha büyük Somali yi kontrol edecek olan. Burada daimi olarak bu üye ülkelerin donanmaları bulunuyor ve bu trafiği denetim altında tutuyorlar. Bu trafik içerisinde korsan unsurları yakalamaya çalışıyorlar. Patlayıcı taşıyanlara, nükleer kaçakçılığa ve diğer hususlara müdahale ediyorlar. 500 civarında da Karadeniz de günlük trafik var, 7 bin civarında Akdeniz de günlük var. 20 ila 30 bin arasında da Aden Somali açıklarında trafik var. Evet, geçelim bunu. Bu bir önceki yansının İngilizce tanımlaması, bu da katılımcıları. Devam edelim. Şu büyük gemiye bir gelelim. İlave, bu trafik. Şimdi bakın bu dünyanın en büyük konteynır gemisi halen. Yeni yapılan bir gemi ve korsanların da birinci derece hedefi konteynır gemiler. Çünkü en değerli, yani en çok konteynır gemilerine saldırıyorlar. İlerleyelim. Bu, uçak gemisinden büyük. Doç. Dr. Sadi Çaycı: Kimin bu gemi? Dr. Deniz Kutluk: Bu Hollanda sanıyorum. Devam edelim, bakın bu gemiye yanaşan korsanın aşağı yukarı nispi durumu bu kadar. Buna saldıran korsanın durumu şu. Yani böyle bir vasıtayla gemiye yaklaşıyor. Devam edelim. Geminin işte kapasitesi, hızı -bakın bu hız çok önemli- bu hız korsandan kurtulmasını sağlıyor. Ayrıca bu yeni bir tarz gemi inşası. Bu gemi dört günde okyanus geçiyor ki muhteşem bir sürat. Devam edelim. Değeri 145 bin 14

17 milyon dolar. Üzerindeki 16 bin tane konteynırı çarpın bölün, aşağı yukarı 250 milyon dolar değerinde mal var. Kendi değeriyle beraber 500 milyon dolarlık bir sigorta primi üretiyor bu gemi. 500 milyon dolarlık sigorta primini % 2 den fiyatlandırdığınız zaman ortaya çıkan rakam sizin bu gemiyi denizde uzun süre alıkoymakla, korsan müdahalesine maruz kalarak alıkoymakla korsana fidye ödemek arasında bir muhasebe yaptığınızda fidye ödemek daha ucuza geliyor. Onun için bugüne kadar kurtulan gemilerin hemen hemen hepsi fidye ödeyerek kurtuldu, hiç müdahale edilmedi baştan söylediğimiz hukuksal komplekslikten dolayı. Devam edelim. Evet, bunlar da olan biten olayların yılbaşı itibariyle bir özeti. Bu da benim, bir geri gelin, hukuk öğrencilerine yönelttiğim bir nispi sual, onları düşünmeye ve derslerini biraz daha ciddiye almaya teşvik etmek amacıyla. Evet, bunu kapatabiliriz. Şimdi güç kullanmak, denizde güç kullanmanın TBMM ile ilişkisinden Sayın Çaycı bahsetti. Şimdi burada farklı değerler var. Farklı kavramlar var. Neden? Şimdi bir harp gemisi zaten açık denizde güç kullanmak üzere yapılır. Harp gemisi bulunduğu yere ülkesinin siyasi gücünü taşır. Harp gemi komutanı düşmana, zaten düşman angaje olduğu için, kuvvet kullanır. Başkasından talimat almasına gerek yoktur. Elindeki planları tatbik eder. Harp gemisi kritik zamanlarda, yani savaşla sulh arasında kritik zamanlarda düşmana kullanacağı gücü sınırlandırır. Bu, genel politikanın parçasıdır. Harp gemisinin savaşın ne kadar hızla geçilmesiyle ilgili aldığı talimatın parçasıdır. Bu parça uygun olarak kullanacağı gücü limitler ve bunu biz angajman kurallarıyla yönetiriz. Arzu edilenden hızlı bir tırmanma, çatışmaya sürüklenme yaşanmaması ve siyasi müzakerenin güç kullanma emarelerinin sonuç vermesi gerekir. Bunun için limitli güç kullanır. Bunu da merkezi otorite angajman kurallarıyla yönetir. Angajman kuralları kendi yapısı içerisinde kimileri üst komutana, kimileri genelkurmay başkanına, kimiyse başbakana yöneltilmiş yetkilerle sevk edilir. Dolayısıyla denizde güç kullanma karada sınır ötesi güç kullanmadan çok farklı bir şeydir. Söz konusu korsan olunca korsana karşı güç kullanılması harp gemileri açısından bir haktır, kullanırlar. Harp gemileri savaştıklarını batırma hakkına da sahiptirler. İdeali, gemileri boşaltıp kendisine ait bir limana çekip orda bunun yargılanmasını sağlamaktır. Deniz Af ve Müsadere Mahkemeleri nin kurulmasıyla yargılanmasını sağlamak. İdeal durum budur. Ama siz bu şekilde kendi ana kıtanızdan 4 bin 5 bin kilometre ötede bunu yaparken tabi ki taşınma, ulaştırma, eskort verme, kaçma kaybolmaya karşı tedbir, fırtınaya karşı tedbir, yedekleme cihazı, gemisi gibi problemleri çözme riskiyle karşı karşıya olduğunuz için batırma yetkisini de özgürce kullanırsınız. Ticaret gemisini de batırabilirsiniz, korsan gemisini de batırabilirsiniz. Bu konuda Amiral Dönitz örneğin, İkinci Dünya Harbi nde batırdığı ticaret gemileri için Nürnberg de Alman Deniz Kuvvetleri Komutanı yargılanmamıştır. Bu nedenle bir sorgulamaya dahi söz konusu edilmemiştir. Neden? Çünkü bu uluslararası hukukun tanıdığı ve bunu uluslararası geleneksel hukukla tescil ettiği, başka yerlerde de yazdığı kuralların devamı olduğu için. Bugün de durum aynıdır, güç kullanma açısından bugün de o ülke bayrak devletinin siyasi görevlendirmesi kapsamında kendisine verilen görev emirleri, sağlanan angajman kurallarıyla her yaptığı adımı uzaktan kontrol altında tutulan bir hamle yapmaktadır. Dolayısıyla bu bakımdan bir sınır ötesi birlik kullanılması gibi TBMM nin kararlarına konu olması doğrusu beni bu konuyla uzaktan yakından ilgilenen bir kişi olarak şaşkınlıkla karşı karşıya bırakmıştır. Hâlâ da bu şaşkınlığımı giderememiş durumdayım. Bunları da sizinle paylaşmak istedim. Teşekkür ederim. Armağan Kuloğlu: Cevap hakkınızı kullanacak mısınız? Evet buyurun. Doç. Dr. Sadi Çaycı: Efendim şimdi askeri güç kullanılmasında üç ayrı boyutu birbiriyle karıştırdığınız zaman yanlış yorumlar yapabilirsiniz. Gelişmekte olan bir stratejik durum çerçevesinde o olaya karşı bir tepki, bir çözüm için askeri güç kullanmaya karar verip vermeme bir konudur. Bu genellikle Use of Force diye bilinir. Latincesi us at bellum dur. İngilizcesi Law on War dur. Yani belli bir durumda sizin güce başvurmanız yetkiniz var mı yok mu, o durumda güç kullanabilir misiniz, bu bir boyuttur. Rules of Engagement bu karar verildikten sonra kimin ne zaman, nerede, neye karşı, hangi coğrafyada, ne zaman, ne derecede güç kullanacağı ve bunun sınırlarının ne olacağıyla ilgili bir boyuttur. Bu iki boyutu birbirinden ayırt etmek gerekir. Üçüncü bir boyut daha var. Yetkili organ devletin organı, bu meclistir, karar verdi. Emir de verildi. Çatışma kurallarını da uyguladınız ve bunun sonunda bazı insanlar size teslim olur, bazı insanları siz yakalar ve ele geçirirsiniz veya harekât devam etmekte iken ister kara harekâtı olsun, ister deniz, ister hava harekâtı olsun, harekât alanında başka insanlar da bulunur, başka mallar da bulunur, çevre de bulunur. İşte bu unsurlara karşı nasıl davranacağınız Code of Conduct davranış kuralları bölümünü ilgilendirir. Dolayısıyla bu üç boyutu birbirinden ayırt etmek gerekir. Use of Force, Rules of Engagement ve Code of Conduct birbirine karıştı mı doğru hukuki tahlil yapmak mümkün değildir. Angajman kuralları harekât görevinin alınmasından sonraki bir konudur. Barış zamanında kendini savunmaya ilişkin size yönelik bir şey var. Bunun zaten kanunu olmaz, bu zaten inherent right diye geçer. Doğal haktır bu, hiçbir kanuna bakmazsınız. Birisi bıçağı almış sizin üstünüze geliyorsa bilmem hangi numarayı arayayım, şunu mu yapayım bunu mu yapayım, kanun bana izin veriyor mu diye bakmazsınız. Gerekeni yaparsınız. Bu askerlikte de 15

18 böyledir, bu başka bir şey. Ama bizim konuştuğumuz konular bunun çok dışında bir boyut taşıyor. Bir de şunu örneğin NATO çerçevesinde karıştırmamak lazım. NATO bir ortak savunma örgütüdür askeri boyut açısından. Bu da ancak beşinci maddede yazılı coğrafyadaki hedeflere yönelik silahlı bir saldırıya karşı tepki verme için iş birliğini öngören bir mekanizmadır. Şimdi bu belgeyi imzaladığınız zaman, bu otomatik bir mekanizma değildir. Ortaklaşa kendini savunma için hazırlıklı olmak, eğitim yapmak, tatbikat yapmak başka bir şeydir, fiilen harekât yapmak bambaşka bir şeydir. Birincisinde hükümetler yetkili olabilirler. Ama gerçek düğmeye basma anlamında meclisten geçilmeden NATO çerçevesinde bir başka ülkeyi savunmak için bir yere araç, asker, gereç gönderemezsiniz. Eğitim, tatbikat için gönderirsiniz, ziyaret için gönderirsiniz. Ama meclisin haberi olmadan Baltık ülkelerinin hava sahasını korumak için uçak görevlendiremezsiniz. Ben bunları basından öğrendiğim için söylüyorum. Aynı şekilde başka herhangi bir yere de, dediğim gibi eğitim tatbikat başka bir şeydir, bu bir hazırlıktır ama fiili görev icrası anayasa ve yasalardaki hükümlere uygun olarak Türkiye Cumhuriyeti yasama ve yürütme organının yetkilerine giren konulardır. Teşekkür ederim. Dr. Jale Nur Ece: Hocam, bir şey ilave edebilir miyim? Doç. Dr. Sadi Çaycı: Tabi. Dr. Jale Nur Ece: Anayasanın 92. maddesine göre meclisten izin isteme, müttefiklerle ortaklaşa hareket etmek konusunda 92. maddeye göre meclisten izin istenmesi gerekmez mi? Gerekiyor, çünkü meclisteki tutanaklarda da meclisten izin istenirken anayasanın 92. maddesine göre izin istenmesinin uygun olacağı şeklinde belirtilmiştir. Doç. Dr. Sadi Çaycı: Ben de tam bunu söyledim zaten. Evet. Dr. Jale Nur Ece: Evet siz söylediniz. Dr. Deniz Kutluk: Galiba iki defa cevap hakkım doğdu zannediyorum. Armağan Kuloğlu: Atış serbest. Dr. Deniz Kutluk: Evet. Görüş ayrılığı şurada oluşuyor: Şimdi bir muharebe ortamıyla karşılaşırsan kompleks karar süreçleri var ve bunlar zamanla yarışarak alınan kararlar ve uluslararası tartışma yaratılmamış süreçlerden geçerek uygulama yapılıyor. Bunu hukukçunun mantığına oturtmaya çalışırsanız çoğu kez tepiyor geriye. Şimdi anayasal bir ülke içerisinde vatandaşların yönetimle ilişkilerinin nihai olarak varacağı noktaları düzenleyen bir çarktır. İçinde yazılan her şeyin uygulandığını söylemek hem mümkün değil, o bir ulaşılacak hedef olarak görülüyor anayasada. Anayasa ayrıca usulüne uygun olarak kabul edilen uluslararası yasaları da kendi uygulamasında mecaz olarak kabul ediyor. İşin anayasal hukuk açısından açıklanması için keşke eski Anayasa Mahkemesi başkanımız burada olsaydı katkıları olurdu, ama ben bir muharip unsurum. Ben bu işleri fiilen yapmış görevlerden geliyorum. Uluslararası ortamda silah kullanarak deneylerini yaşadım. Bugün Sharp Guard Harekâtı boyunca yani eski Yugoslavya nın parçalanması döneminde Sırbistan a karşı uygulanan Birleşmiş Milletler ambargo kararı ve ambargoyu delmek isteyenlere karşı güç kullanma kararı boyunca deniz kuvvetleri Adriyatik Denizi nde üç yıl görev yaptı ve ben bir döneminde komutan olarak silah kullanma yetkisi ile tesis edilmiş olarak orda bulundum. Bu yetkiyi bana kim verdi? NATO verdi. Usule uygun muydu? Uygundu. Çünkü benim NATO da temsilcim var. O bu kararı onaylamasaydı bu karar oluşamazdı. NATO daki bu kişi zaten 240 sayılı Türk yasasına göre uluslararası görev ve kararlara imza atmak üzere dışişleri bakanı tarafından otomatik yetkilendirilmiş bir kişi, daimi temsilci büyükelçi. Dolayısıyla hukuka uygun. 240 sayılı yasa, anayasanın verdiği dışişleri bakanının hükümet adına yapacağı temsille ilgili yetkiyi kullanıyor, o da anayasaya uygun. Ben onun aldığı siyasi kararın icra organı olan askeri komitenin görevlendirdiği bir Task Force un parçasıyım. Bu görev kuvvetinin içerisinde benim görev kuvveti komutanım var. O bana diyor ki: Şu üç gemi geliyor, mesafeleri 100 km, angaje ol ve davranışlarını derhal olarak imha et! ve ben de bunu yapıyorum. Aynı şekilde üsse gönderdiğimiz uçak filoları var aynı dönemde. Havada hazırlar ve sürekli olarak aşağıda bir problem oldukça müdahale ediyorlar başka bir ülkenin hava sahasında. Başka bir ülkenin hava sahasında; Yugoslavya nın hava sahasında, Sırbistan ın, Karadağ ın hava sahasında müdahale ediyorlar, bomba atıyorlar, aşağıdaki kuvvetleri silahla destekliyorlar, insanı bile öldürüyorlar. TBMM den karar falan var mı? Yok. Bana Büyük Millet Meclisi bir görev verdi mi? Hayır. Ben bu kriz anında Ankara yı arıyorum ilave bir talimat verip vermeyeceğini soruyorum. Elim ateşleme butonunun üzerinde. Bastığım an yüzer yüzer adam öldüreceğim. Bayrak yetkili sensin, durumu değerlendir. Savaş var mı o esnada? Hayır, yok. Savaşı önleyici bir hareket var, ambargo harekâtı var. Şimdi uluslararası hukuka bunlar uygundur. Uluslararası hukukun güç kullanma tanımlamalarına uygundur. İstediğiniz zaman bu 51. maddeyi tatbik 16

19 edersiniz. İstediğiniz zaman bunları kolektif hukuk sisteminin parçası olarak görürsünüz. Şu veya bu şekilde hukuku güce uydurursunuz. Sonuçta hukuk nedir? Nihai olarak düzeni sağlar, dünya düzenini sağlar. En tepeden en dibe kadar toplumdaki bireylerin düzen içinde yaşamasını sağlar. Yani hukuk bir amaç değildir, hukuk bir araçtır. Siz Yugoslavya da Bosnalıları dörder beşer bin insanlar Sırp katilleri keserken bir şey yapamamış olmanın çaresizliği ile konuyu Birleşmiş Milletlere götürmüşsünüz ve oradan bu kararları çıkartmışsınız. Birleşmiş Milletler, dünyada düzenli başka kuvvet olmadığı için bu görevi NATO ya vermiş. Siz NATO nun bir üyesi olarak oraya askeri güç yollamışsınız. NATO nun verdiği kararların altına imza atarak güç kullanıyorsunuz, yetkiyi delege etmişsiniz en alttaki adama. Bu kara sınırı geçilerek kuvvet kullanmaktan çok farklı bir şeydir. Bunun mukayesesi bile yapılmamalıdır. Teşekkürler. Armağan Kuloğlu: Evet, Haldun Paşam, buyurun. Mikrofonu alabilir miyiz? Haldun Solmaztürk: Efendim tabi çok hassas bir konu. Yani belki bir harekâta girdiğiniz zaman en hassas konu bu. Yani ne derler, o zurnanın zırt dediği yer burası. Şimdi ben hasbelkader bunları uygulayarak geldim. Yani bu işin, nerden nereye geliyor, içinde bulundum ve sıkıntılarını da yaşadım. Şimdi bu, Türkiye de gündeme ilk Kore Harekâtı nda geldi. Çünkü o zaman Demokrat Parti Hükümeti hani kendi demokrasi anlayışı bugün de az çok onu görüyoruz, ben kelleyi sayarım, daha çok kelle beni destekliyorsa ben hiç kimseye sormadan istediğimi yaparım zihniyetiyle aynı zihniyet tekrar hortladı geldi. O zaman Kore ye Türk Silahlı Kuvvetleri nin savaşmak üzere gitmesi kararını kendisi verdi ve bunu meclise götürmedi ve bu sonra birçok defa tartışıldı. Kesinlikle hukuka aykırıydı. Yani Türk Silahlı Kuvvetleri işte Kore tugayının Kore ye savaşmak üzere gönderilmesi hükümet kararıyla oldu. Ama bu, o zaman da bizim iç hukukumuza aykırıydı. Bugün de iç hukukumuza aykırıdır. Ha ondan sonra Somali Harekâtı geldi, ondan sonraki harekât Somali ydi. Somali de meclis kararı alındı. Biz Somali ye gittiğimizde Sharp Guard Adriyatik te devam ediyordu. Onun için de meclis kararı alındı ve daha sonra geriye intikal eden hava kuvvetleri filolarımız vardı. Bunlar için de meclis kararı alındı. Yani bir Kore Harekâtı istisnadır. O zamandan sonra meclis kararı alınmayan Türk Silahlı Kuvvetleri nin hiçbir muharebe harekâtı yoktur, kesinlikle. Şimdi peki o zaman o ne, bu ne? Yani NATO içinde alınan kararlar var. Şimdi NATO da bir barış zamanı planlama var. Yani ihtimalat planlaması, contingency planning. Bir kere bunun, bu planlamanın başlaması için contingency durumları yukarda DPC de yani Savunma Planlama Komitesi nde, yani NATO nun en üst siyasi organında bu karar alınır. Ama sadece planlama durumunu belirler isim olarak. Bunun ayrıntısına yetki veren askeri komitedir. Yani siyasi karar alınmadan, askeri komiteden geçmeden hiçbir NATO komutanlığı planın üzerinde çalışmaya başlayamaz bile. Plan hazırlandıktan sonra belli onay süreçleri vardır, gelir bir yere, sonuçlandırılır ama hâlâ plandır. O planın hayata geçirilmesi için yine aşağıdan teklif gelmesi, yukardan siyasi otoritenin yani siyasilerin mutlaka karar alması gerekir NATO da. Şimdi NATO Adriyatik te, Bosna Hersek te, Kosova da bu harekâtlara girişmek için bu süreçlerin hepsi yapıldı, tamamlandı. Planlara siyasi onay verildi. Bu onay verilme aşamasına her ülkenin ayrı ayrı veto etme hakkı vardır. Yani ben onay vermiyorum, diyebilir. Dolayısıyla NATO örneğin, Adriyatik te Sharp Guard ı başlatmak için siyasi kararı aldı. Askeri komutanlıkların hazırladığı planları onayladı. Bunlar uygulanabilir, dedi. Bu otomatikman ülkelerin buna kuvvet vermesi anlamına gelmiyor. Yani NATO da bizim Türkiye olarak NATO planının mesela Sharp Guard ın Adriyatik te uygulanmasına bizim onay vermemiz Türkiye olarak bizim otomatikman buraya gemi göndermemiz sonucunu vermez, vermedi zaten. Orda biz onay vermiş olmamıza rağmen ayrıca meclisin tekrar karar alması lazım. Yani ben şuraya NATO nun DPC nin şu kararıyla onaylanmış bu plana iki gemiyle, üç filoyla, bir tugayla katılıyorum diye hükümetin meclise tezkere gönderip tezkerenin mutlaka onaylanması lazım. Ondan sonra ancak buraya gönderilebilir. Rules of Engagement burada olur mu olmaz mı? Bazen olur, bazen olmayabilir. Yani bu da çok hassas bir konu. Yani Rules of Engagement aşağıya bırakılabilir mi, yani askeri komutanlıklara veya NATO nun kabul etmiş olduğu Rules of Engagement ı kabul eder mi? Bu da aslında meclisin yetkisinde. Yani meclis diyebilir ki: Hayır ben buraya bunu gönderiyorum ama benim gönderdiğim kuvvetler NATO nun Rules of Engagement a değil, şu şu şunlara tabi olacak veya şunlara tabi olacak, bunlara tabi olmayacak da diyebilir. Yani milli anlamda nihai yetki tümüyle meclistedir, pratikte de böyle olmuştur, diye biliyorum. Armağan Kuloğlu: En son Giresun gemisinin gönderilmesinde çıkan meclis kararında hangi çerçeve içerisinde hareket edeceği de belirtilmiş diye biliyorum. Haldun Solmaztürk: Orası gayet tabi. Çünkü nihai en üst yetkili yani tartışmaya kesinlikle kapalı bence meclisin Armağan Kuloğlu: Neyi yapacağını, neyi yapmayacağını tek tek söylemesi gerekir. 17

20 Haldun Solmaztürk: Öyle olması gerekir. Aksi halde oradaki askeri komutan saçını başını yolar ve bütün sonuçlardan şahsen sorumlu olmak zorunda kalır. Bu tabi adil bir şey değil. Ama tekrar söylüyorum, mesela Kore de öyle oldu. Mesela Somali ye giderken biz Mersin de gemiye binerken benim koltuğumun altına tutmuş durumda kararları ve Rules of Engagement ları. Teşekkür ederim. Dr. Deniz Kutluk: Evet, Haldun Bey in açıklaması tabi benim şaşkınlığımı ortadan kaldırmış durumda değil. Ama konuyu daha fazla gündemde tutmakta anlamlı değil. Armağan Kuloğlu: Peki, soruları alalım varsa. Evet, önden başlayalım. İzzet Paşam sizden başlayalım. İzzettin Gürdal: Teşekkür ederim. İzzettin Gürdal, emekli tuğgeneral. Efendim hemen biraz önce tartışılan konuyla ilgili benim bir sorum olacak. Somali bölgesine gönderilen bir deniz gücünün ana olarak şu üç görevi olabilir diye düşünüyorum. Bunlardan bir tanesi caydırıcılık yaratmak. Yani gemilere haydutlar tarafından el konulmasına engel olucu caydırıcılık faaliyetlerinde bulunmak olabilir. Haydutluğa teşebbüs edildiğinde engellemek görevi olabilir, istihbarat görevi olabilir veya haydutlar tarafından ele geçirilen bir geminin kurtarılması olayı olabilir. Şimdi sorum şu: Bizim oraya gönderdiğimiz Giresun gemisinin ana olarak görevi bu üç hususu da kapsıyor mu? Teşekkür ederim. Armağan Kuloğlu: Meclis kararında var bunlar. Kapsıyor. Meclis kararında var tek tek sıralanmış. Dr. Jale Nur Ece: Sayın başkanım, benim Powerpoint sunumunda tezkerenin kapsamı var isterseniz onu lütfen gösterelim. Armağan Kuloğlu: Evet, tabi. Dr. Jale Nur Ece: Gördüğünüz gibi Somali toprakları üzerinde korsan, deniz haydutları ve silahlı soygun yapan kişilere yönelik herhangi bir kara operasyonunda görevlendirilmeyecek. Deniz haydutluğu, korsanlık yaptığından şüphe duyulan tekneleri telsizle sorgulayacak. Bayrak devletinin rızası halinde bu gemilere çıkacak. Geminin bayraksız olması durumundaysa uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde müdahalede bulunabilecek. Türk ticaret gemilerine refakat ve koruma sağlayacak. Korsan, deniz haydutluğu ve silahlı soygun yapanların saldırısına uğrayan ticaret gemilerine yardım edecek. Gerektiğinde deniz haydutlarını yakalayacak, korsanları gözaltına alacak, sorgulayacak. Delil toplama dâhil her türlü adli kolluk işlemlerini yapacak. Bu kişilerin kullandığı deniz araçlarına müdahale edecek, durduracak, etkisiz hale getirecek ve el koyacaktır. Kapsam bundan ibarettir. Armağan Kuloğlu: Evet, her şey böyle olacak. Dr. Deniz Kutluk: Bir geri gelebilir misiniz yansınızda? Dr. Jale Nur Ece: Tabi. Dr. Deniz Kutluk: İlk bölümüne yani. Armağan Kuloğlu: Var mı söyleyeceğiniz bir şey? Deniz Kutluk: Var. Şimdi tabi birinci madde gayet makul. Çünkü bölgede bir kara harekâtı yapılması için de bir tertiplenme var. Somalililerin kara topraklarına Amerikalıların müdahale etmesi söz konusu. Çünkü Somali deki askeri durum Habeşistan ın Amerikan desteğiyle müdahale ettiği durumdan aleyhte bir gelişim seyri içerisinde ve bu transfer hükümeti denen hükümetin çökmesi söz konusu şu anki gelişmeler itibariyle. Dolayısıyla Amerika bu harekâtı muhtemelen bir kara harekâtıyla taçlandırmak istiyor idi en azından kendi yönetimi el değiştirmeden önce ve gönderdiği kuvvetlerin kompozisyonundan bu sonuca varabiliriz ve Amerika, 5. Filosu bölgede olduğu için her an buraya müdahale edecek daha üstün kuvvetleri de buraya getirebilir. Task Force 150 den kuvvet çekebilir vs. Şimdi bakın gemide telsizle sorgulamak, zaten uluslararası hukukta her harp gemisi her gemiye yapabilir bunu. Yetkiye gerek yok. Birleşmiş Milletler Üçüncü Deniz Hukuku Sözleşmesi nin ilgili maddeleri var. Bayrak devletinin rızası halinde bu gemilere çıkacak. Şimdi korsan şayet bir ülkenin bayrak devleti uzantısı olarak, deniz haydudu değil de başlangıçta sunulan tanımlar kapsamında, bir devletin denizdeki politikasının bir parçası olarak korsanlık yapıyorsa zaten böyle bir gemiye de her ülkenin müdahale hakkı vardır. Bunun için de 18

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 ( STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 Yeni Dönem Türkiye - Suudi Arabistan İlişkileri: Kapasite İnşası ( 2016, İstanbul - Riyad ) Türkiye 75 milyonluk nüfusu,

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

Dünyanın meşhur su kanalı ve boğazları

Dünyanın meşhur su kanalı ve boğazları Dünyanın meşhur su kanalı ve boğazları Dünayadaki su yolları çağlar değişse de stratejik önemini muhafaza ediyor. 11.06.2017 / 13:10 Uluslararası ticaretin en önemli güzergahlarını barındıran dünya üzerindeki

Detaylı

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI 5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ Prof. Dr. Atilla SANDIKLI Karadeniz bölgesi; doğuda Kafkasya, güneyde Anadolu, batıda Balkanlar, kuzeyde Ukrayna ve Rusya bozkırları ile çevrili geniş bir havzadır.

Detaylı

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI Genel Değerlendirme Haziran 2014 2012 yılı dünya seramik sağlık gereçleri ihracat rakamlarına bakıldığında, 2011 yılı rakamlarına nazaran daha az dalgalanma gösterdiği

Detaylı

15 Ekim 2014 Genel Merkez

15 Ekim 2014 Genel Merkez ÇİN Yatırım Fırsatları Paneli 15 Ekim 2014 Genel Merkez İş Dünyamızın Saygıdeğer Mensupları, Değerli MÜSİAD üyeleri, Değerli Basın Mensupları, Toplantımıza katılımından dolayı teşekkür ediyor, Sizleri

Detaylı

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL UNCTAD Dünya Yatırım Raporu Türkiye Lansmanı Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü nün (UNCTAD) Uluslararası Doğrudan Yatırımlar

Detaylı

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DENİZ EMNİYETİ VE GÜVENLİĞİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DENİZ EMNİYETİ VE GÜVENLİĞİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DENİZ EMNİYETİ VE GÜVENLİĞİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI 1. Deniz Emniyeti ve Güvenliği () Yüksek Lisans (YL) Programında,

Detaylı

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ INSTITUTE FOR STRATEGIC STUDIES S A E STRATEJİK ARAŞTIRMALAR ENSTİTÜSÜ KASIM, 2003 11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ 11 EYLÜL SALDIRISI SONUÇ DEĞERLENDİRMESİ FİZİKİ SONUÇ % 100 YIKIM

Detaylı

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı 1 DÜNYA ve TÜRKİYE POLİPROPİLEN ( PP ) DIŞ TİCARET ANALİZİ Barbaros Demirci ( Genel Müdür ) Neslihan Ergün ( Teknik Uzman Kimya Müh. ) PAGEV - PAGDER DÜNYA TOPLAM PP İTHALATI : Dünya toplam PP ithalatı

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi Haziran 2017 2 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 MAYIS İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Detaylı

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU İhracat taşımalarımızın %55 i (~685.000) Ortadoğu ve Körfez Ülkelerine, %30 u (~380.000) Avrupa Ülkelerine, %15 i ise (~185.000) BDT ve Orta Asya

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014 Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye ile Kürdistan arasındaki ekonomik ilişkiler son yılların en önemli rakamlarına ulaşmış bulunuyor. Bugünlerde petrol anlaşmaları ön plana

Detaylı

TÜRKİYE DE DENİZ STRATEJİSİ ÇERÇEVE DİREKTİFİ KONUSUNDA KAPASİTE GELİŞTİRME PROJESİ ( )

TÜRKİYE DE DENİZ STRATEJİSİ ÇERÇEVE DİREKTİFİ KONUSUNDA KAPASİTE GELİŞTİRME PROJESİ ( ) TÜRKİYE DE DENİZ STRATEJİSİ ÇERÇEVE DİREKTİFİ KONUSUNDA KAPASİTE GELİŞTİRME PROJESİ (06.04.2016) Saygıdeğer Büyükelçiler, Avrupa Birliği (AB) Delegasyonunun Çok Değerli Temsilcileri, Sayın Basın Mensuplarımız

Detaylı

KRUVAZİYER TURİZMİNDE DÜNYA VE İZMİR, TÜRKİYE KRUVAZİYER PLATFORMU NUN ÇALIŞMALARI

KRUVAZİYER TURİZMİNDE DÜNYA VE İZMİR, TÜRKİYE KRUVAZİYER PLATFORMU NUN ÇALIŞMALARI KRUVAZİYER TURİZMİNDE DÜNYA VE İZMİR, TÜRKİYE KRUVAZİYER PLATFORMU NUN ÇALIŞMALARI DÜNYA KRUVAZİYER PAZARI NEREYE GİDİYOR? Hazırlayan: Mine Güneş Kruvaziyer destinasyonlar içerisinde, son yıllara kadar

Detaylı

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL Title of Presentation Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL İçindekiler 1- Yeni Büyük Oyun 2- Coğrafyanın Mahkumları 3- Hazar ın Statüsü Sorunu 4- Boru Hatları Rekabeti 5- Hazar

Detaylı

Brezilya Plastik Ambalaj Sanayi Araştırması

Brezilya Plastik Ambalaj Sanayi Araştırması Brezilya Plastik Ambalaj Sanayi Araştırması Brezilya Nüfus açısından, 205 milyon kişi ile dünyanın 5 nci büyük ülkesi olan Brezilya, son dönemde sağlanan ekonomik büyüme ve refah düzeyinin artması ile

Detaylı

Samsun-Kavkaz Tren Feri Hattı faaliyette

Samsun-Kavkaz Tren Feri Hattı faaliyette Samsun-Kavkaz Tren Feri Hattı faaliyette Şubat 19, 2013-2:34:27 Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Samsun-Kavkaz Tren Feri Hattı'na ilişkin, ''Buradan çıkan vagonlar Anadolu'ya,

Detaylı

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme ( 2017-2021 Türkiye - Malezya ) Türkiye; 80 milyonluk nüfusu, gelişerek

Detaylı

KONYA DIŞ TİCARET BÜLTENİ

KONYA DIŞ TİCARET BÜLTENİ HABER BÜLTENİ 12.05.2014 Sayı 27 Konya Ticaret Odası (KTO) tarafından Türkiye İstatistik Kurumu ndan ve Türkiye İhracatçılar Meclisi nden alınan verilere dayalı olarak Konya nın dış ticaretinin durumu

Detaylı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI İhracat Genel Müdürlüğü PAZARA GİRİŞ KOORDİNASYON YAPISI VE HEDEF ÜLKELER

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI İhracat Genel Müdürlüğü PAZARA GİRİŞ KOORDİNASYON YAPISI VE HEDEF ÜLKELER T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI İhracat Genel Müdürlüğü PAZARA GİRİŞ KOORDİNASYON YAPISI VE HEDEF ÜLKELER 4 Haziran 2012 SUNUŞ GÜNDEMİ Pazara Giriş Koordinasyon Yapısı Yeni Yaklaşım Pazara Giriş Komitesi Ülke Masaları

Detaylı

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU 15,5 Milyar Dolar İle Tüm Zamanların En Yüksek Kasım Ayı İhracatı Kasım ayı ihracat verilerine göre kasımda ihracat geçen yılın aynı dönemine

Detaylı

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU İhracat taşımalarımızın %55 i (~685.000) Ortadoğu ve Körfez Ülkelerine, %30 u (~380.000) Avrupa Ülkelerine, %15 i ise (~185.000) BDT ve Orta Asya

Detaylı

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/ 1 Sayın Meclis Başkanım,/ Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/ 2018 yılının/ ilk meclis toplantısına hoş geldiniz diyor,/ sizleri saygılarımla selamlıyorum./ Sözlerime başlarken,/

Detaylı

Amerikan Stratejik Yazımından...

Amerikan Stratejik Yazımından... Amerikan Stratejik Yazımından... DR. IAN LESSER Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve Jeopolitik Aldatma veya bağımsız bir Kürt Devletinden yana olmadığını ve NATO müttefiklerinin bağımsızlığını

Detaylı

Aylık Dış Ticaret Analizi

Aylık Dış Ticaret Analizi EKİM YÖNETİCİ ÖZETİ Bu çalışmada, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından her ayın ilk günü açıklanan ihracat rakamları temel alınarak Türkiye nin aylık dış ticaret analizi yapılmaktadır. Aşağıdaki analiz,

Detaylı

Terör Olayları ve Enerji Zinciri : İstatistiksel bir İnceleme

Terör Olayları ve Enerji Zinciri : İstatistiksel bir İnceleme Terör Olayları ve Enerji Zinciri : İstatistiksel bir İnceleme Giriş Dünyadaki terör olaylarının ne kadarının enerji kaynaklarına yönelik olduğu veya bu olayların temelinde kaynak kontrol etme kaygılarının

Detaylı

Türkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler

Türkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler Türkiye ve Kitle İmha Silahları Genel Bilgiler Nükleer Silahlar ABD nin nükleer güç tekeli 1949 a kadar sürmüştür. Bugün; Rusya, İngiltere, Fransa, Çin, İsrail, Hindistan ve Pakistan ın nükleer silahları

Detaylı

Türkiye de Yolsuzlukla Mücadelenin Kurumsal Altyapısı. Dr. Genç Osman YARAŞLI Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanı

Türkiye de Yolsuzlukla Mücadelenin Kurumsal Altyapısı. Dr. Genç Osman YARAŞLI Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanı Türkiye de Yolsuzlukla Mücadelenin Kurumsal Altyapısı Dr. Genç Osman YARAŞLI Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanı Ankara, 7 Temmuz 2005 1 GİRİŞ Yolsuzlukla mücadele konusunda toplumsal ve siyasal konsensüsün

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2018 HALI SEKTÖRÜ Mart Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2018 MART AYI İHRACAT PERFORMANSI 2018 yılı Ocak-Mart döneminde Türkiye nin toplam ihracatı

Detaylı

Ulaşım Coğrafyası. Konu 10 Ulaşım biçimleri (Deniz ulaşımı)

Ulaşım Coğrafyası. Konu 10 Ulaşım biçimleri (Deniz ulaşımı) Ulaşım Coğrafyası Ulaşım Coğrafyası Konu 10 Ulaşım biçimleri (Deniz ulaşımı) DENĐZ ULAŞIMI Deniz Ulaşımı Deniz ulaşımının kökeni M.Ö. 3200 yıllarına kadar uzanmakta olup Mısır kıyı denizciliği ile başlamıştır

Detaylı

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ Hazırlayan ve Derleyen: Zehra N.ÖZBİLGİN Ar-Ge Şube Müdürlüğü Kasım 2012 DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİNDE ÜRETİM VE TÜKETİM yılında 9.546 milyon

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2018 HALI SEKTÖRÜ Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2018 OCAK AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılında Türkiye nin toplam ihracatı 2016 yılına kıyasla

Detaylı

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010 Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali Piyasaların Geleceği Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010 IMF Büyüme Tahminleri 12 10 8 6 4 2 0-2 -4-6 -8-10 2006Ç1 2006Ç4 2007Ç3 2008Ç2 2009Ç1 2009Ç4

Detaylı

2013 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU

2013 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU 2013 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU A.T.S.O DIŞ TİCARET SERVİSİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2013 AĞUSTOS/

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Nisan döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ 2010 YILI DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ 2010 yılı Ocak-Mart döneminde, Türkiye deri ve deri ürünleri ihracatı % 13,7 artışla 247,8 milyon dolara yükselmiştir. Aynı dönemde

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Mart Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 MART AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Mart döneminde Türkiye nin toplam ihracatı

Detaylı

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGIN SETA Abdullah YEGİN İstanbul

Detaylı

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL 24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL UNCTAD Dünya Yatırım Raporu Türkiye Lansmanı Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü «UNCTAD» ın Uluslararası Doğrudan Yatırımlara ilişkin olarak hazırladığı Dünya Yatırım

Detaylı

GTİP 3924 Plastikten sofra, mutfak, ev, sağlık veya tuvalet eşyası

GTİP 3924 Plastikten sofra, mutfak, ev, sağlık veya tuvalet eşyası GTİP 3924 Plastikten sofra, mutfak, ev, sağlık veya tuvalet eşyası Haziran 2013 1 Genel kod bilgisi: VII PLASTİK VE PLASTİK ÜRÜNLERİ; KAUÇUK VE KAUÇUK ÜRÜNLERİ 39 Plastikler ve mamulleri 3924 Plastikten

Detaylı

HAZİRAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

HAZİRAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU HAZİRAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU Ocak-Haziran İhracat taşımalarımızın %49 u (~297.000) Ortadoğu ve Körfez Ülkelerine, %35 i (~208.000) Avrupa Ülkelerine, %16 sı ise (~100.000)

Detaylı

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI Source: Pexels Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli Ödeme Davranışları, Euler Hermes Ekonomik Araştırmalar YÖNETİCİ ÖZETİ

Detaylı

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010 Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010 Avrupa kıtasından Amerika kıtasına, Orta Doğu Ülkelerinden Afrika ülkelerine kadar geniş yelpazeyi kapsayan 200 ülkeye ihracat gerçekleştiren

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2011 OCAK - ARALIK İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2011 OCAK - ARALIK İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2011 ARALIK AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ Ocak 2012 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2011 OCAK - ARALIK İHRACAT

Detaylı

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU İhracat taşımalarımızın %55 i (~685.000) Ortadoğu ve Körfez Ülkelerine, %30 u (~380.000) Avrupa Ülkelerine, %15 i ise (~185.000) BDT ve Orta Asya

Detaylı

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU 2018 yılı içerisinde Türk araçlarının karayolu ile taşımacılık yaptığı ülkelerin harita üzerinde gösterimi OCAK-HAZİRAN 2018 İHRACAT VERİLERİ

Detaylı

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT Zeytin Dalı Harekâtı Suriye DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT 2018 Önemli Gelişmeler Zeytin Dalı Harekâtının Hukuki Dayanakları Uluslararası Hukuk Bakımından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin terörle mücadele

Detaylı

Temmuz Ayı Tekstil Gündemi

Temmuz Ayı Tekstil Gündemi Temmuz Ayı Tekstil Gündemi 05.08.2016 Temmuz Ayı Tekstil Gündemi «Bangladeş de 5 yeni denim firması kuruluyor» «Etiyopya devasa endüstriyel tekstil parkı açacak» «Hindistan, İran tekstil pazarını keşfediyor»

Detaylı

2014 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU

2014 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU 2014 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU ATSO DIŞ TİCARET SERVİSİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2014 AĞUSTOS

Detaylı

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu 2016 yılında 126 ülkenin ordusu değerlendirilmiş ve dünyanın en güçlü orduları sıralaması yapılmıştır. Ülkenin sahip olduğu silahlı gücün yanında nüfusu, savaşabilecek ve askerlik çağına gelen insan sayısı,

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Mayıs döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

Ülkelerin Siber Savaş Kabiliyetleri. SG 507 Siber Savaşlar Güz 2014 Yrd. Doç. Dr. Ferhat Dikbıyık

Ülkelerin Siber Savaş Kabiliyetleri. SG 507 Siber Savaşlar Güz 2014 Yrd. Doç. Dr. Ferhat Dikbıyık Ülkelerin Siber Savaş Kabiliyetleri SG 507 Siber Savaşlar Güz 2014 Siber Savaş Kabiliyeti Nasıl Ölçülür? Cyber War The Next Threat to National Security and What to Do about it, Richard Clarke, 2010. Siber

Detaylı

KONYA DIŞ TİCARET BÜLTENİ

KONYA DIŞ TİCARET BÜLTENİ HABER BÜLTENİ 08.01.2014 Sayı 22 Konya Ticaret Odası (KTO) tarafından Türkiye İstatistik Kurumu ndan ve Türkiye İhracatçılar Meclisi nden alınan verilere dayalı olarak Konya nın dış ticaretinin durumu

Detaylı

A.Ü. HUKUK FAKÜLTESİ DENİZ KAMU HUKUKU FİNAL SINAVI YANIT ANAHTARI 05 Ocak 2014; Saat: 14.30

A.Ü. HUKUK FAKÜLTESİ DENİZ KAMU HUKUKU FİNAL SINAVI YANIT ANAHTARI 05 Ocak 2014; Saat: 14.30 A.Ü. HUKUK FAKÜLTESİ DENİZ KAMU HUKUKU FİNAL SINAVI YANIT ANAHTARI 05 Ocak 2014; Saat: 14.30 1. Aşağıdaki cümlelerden YANLIŞ olanı işaretleyiniz. a) 2. Dünya Savaşı ndan sonra deniz hukuku alanında birincisi

Detaylı

Piyasaya Hazırlık Ortaklık Girişimi

Piyasaya Hazırlık Ortaklık Girişimi Piyasaya Hazırlık Ortaklık Girişimi Geleceğin Karbon Piyasaları Şekilleniyor Pazara Hazırlık Ortaklık Girişimi (PMR) Kyoto Protokolü nün ilk yükümlülük döneminin sona ereceği 2020 yılı sonrası yeni iklim

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Eylül 2016 2 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2016 AĞUSTOS İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME Yılın İlk 8 Ayında

Detaylı

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015 Sayın YÖK Başkanı, Üniversitelerimizin Saygıdeğer Rektörleri, Kıymetli Bürokratlar ve Değerli Konuklar, Kalkınma Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanan Yükseköğretimin Uluslararasılaşması Çerçevesinde

Detaylı

İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI

İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI Gizem ERİM Araştırma Raporu Ekonomik Araştırmalar ve Proje Müdürlüğü KONYA Ekonomik Araştırmalar ve Proje Müdürlüğü Ağustos, 2017 1 İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ... 3 2. DIŞ

Detaylı

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU 2016 PAGEV 1. DÜNYA PLASTİK MAMUL SEKTÖRÜNDE GELİŞMELER 1.1. DÜNYA PLASTİK MAMUL ÜRETİMİ Yüksek kaynak verimi, düşük üretim ve geri kazanım maliyeti ve tasarım ve uygulama zenginliği

Detaylı

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir. İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim ŞAHİN nin Entegre Sınır Yönetimi Eylem Planı Aşama 1 Eşleştirme projesi kapanış konuşması: Değerli Meslektaşım Sayın Macaristan İçişleri Bakanı, Sayın Büyükelçiler, Macaristan

Detaylı

T.C. MUĞLA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Deniz ve Kıyı Tesisleri Şube Müdürlüğü

T.C. MUĞLA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Deniz ve Kıyı Tesisleri Şube Müdürlüğü T.C. MUĞLA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Deniz ve Kıyı Tesisleri Şube Müdürlüğü DENİZ TURİZMİNDE YEREL YÖNETİMLERİN ROLÜ Hazırlayan ve Sunan Kpt. Cem HODOĞLUGİL Muğla Muğla 1480 km ile Türkiye nin en uzun kıyı

Detaylı

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ Dr. Tuğrul BAYKENT Baykent Bilgisayar & Danışmanlık TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ Düzenleyen: Dr.Tuğrul BAYKENT w.ekitapozeti.com 1 1. TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK KONUMU VE ÖNEMİ 2. TÜRKİYE YE YÖNELİK TEHDİTLER

Detaylı

DENİZ TİCARETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HABER BÜLTENİ

DENİZ TİCARETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HABER BÜLTENİ DENİZ TİCARETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HABER BÜLTENİ 15.8.216 Yük İstatistikleri, Temmuz 216 Yük elleçlemesi %1, arttı Sayı:Y-7 Limanlarımızda gerçekleşen toplam yük elleçleme miktarı 216 yılı Temmuz ayında bir

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74 i Bu sayıda; Ağustos Ayı Dış Ticaret Verileri, 2013 2. Çeyrek dış borç verileri değerlendirilmiştir. i 1 İhracatta Olağanüstü Yavaşlama

Detaylı

Başlıca İthal Maddeleri : Petrol yağları, buğday, palm yağı, otomobil, gübre, iş makineleri

Başlıca İthal Maddeleri : Petrol yağları, buğday, palm yağı, otomobil, gübre, iş makineleri Etiyopya ve Seramik Sektörü Bilgi Notu GENEL BİLGİLER Resmi Dil : Amharikçe, Oromo, Tigrinya, Somaliae, İngilizce Başkenti : Addis Ababa Yüzölçümü : 1.127.127 km2 Nüfus : 88,4 Milyon(2013 tahmini Önemli

Detaylı

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te Mart 25, 2008-12:00:00 AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bölücü terör örgütüne yönelik

Detaylı

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu DÜNYA EKONOMİSİ Teknoloji, nüfus ve fikir hareketlerini içeren itici güce birinci derecede itici güç denir. Global işbirliği ağıgünümüzde küreselleşmişyeni ekonomik yapının belirleyicisidir. ASEAN ekonomik

Detaylı

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter 2013 yılı, dünya ekonomisi için finansal krizin etkilerinin para politikaları açısından

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Ağustos 2017 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME Yılın İlk 7 Ayında

Detaylı

2017 YILI TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

2017 YILI TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU Uzman - Berkalp Kaya 23.01.2017 berkalp.kaya@und.org.tr 2017 YILI TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU Türk araçlarının taşımacılık yaptığı ülkelerin harita üzerinde gösterimi. İHRACAT TAŞIMALARI

Detaylı

ANTARKTİKA TÜRK ARAŞTIRMA İSTASYONU NUN YERİ VE TÜRK KUTUP ARAŞTIRMA GEMİSİ: (Seyir Rotaları, Personel Yapısı, Gemi Kapasitesi)

ANTARKTİKA TÜRK ARAŞTIRMA İSTASYONU NUN YERİ VE TÜRK KUTUP ARAŞTIRMA GEMİSİ: (Seyir Rotaları, Personel Yapısı, Gemi Kapasitesi) ANTARKTİKA TÜRK ARAŞTIRMA İSTASYONU NUN YERİ VE TÜRK KUTUP ARAŞTIRMA GEMİSİ: (Seyir Rotaları, Personel Yapısı, Gemi Kapasitesi) Yük. Müh. Hamdi Sena Nomak* İstanbul Teknik Üniversitesi, Denizcilik Fakültesi

Detaylı

Türk Deniz Görev Grubu

Türk Deniz Görev Grubu Türk Deniz Görev Grubu Ağustos 2015 1 1 İçindekiler Türk Deniz Görev Grubu... 2 TDGG 2010 Yılı Aktivasyonu... 4 TDGG 2011 Yılı Aktivasyonu... 5 TDGG 2014 Yılı Aktivasyonu... 6 1 Türk Deniz Görev Grubu-TDGG

Detaylı

Enerji ve İklim Haritası

Enerji ve İklim Haritası 2013/2 ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Enerji ve Çevre Yönetimi Dairesi Başkanlığı Enerji ve İklim Haritası Uzm. Yrd. Çağrı SAĞLAM 22.07.2013 Redrawing The Energy Climate Map isimli kitabın çeviri özetidir.

Detaylı

Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi

Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi Basın Bülteni 26 Haziran 2013 YASED, UNCTAD 2013 Dünya Yatırım Raporu nu açıkladı Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi 2012 yılında dünyada yüzde 18

Detaylı

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, 2013 0

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, 2013 0 Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, 2013 0 ŞEKERLİ VE ÇİKOLATALI MAMULLER SITC No : 062-073 Armonize No : 1704-1806 TÜRKİYE DE ÜRETİM Türkiye de şekerli ve çikolatalı mamuller sektörünün başlangıcı,

Detaylı

www.salthukuk.com facebook.com/salthukuk twitter.com/salt_hukuk 1 İçindekiler Milletlerarası Hukuk Çift-İ.Ö. 2. Dönem - Part 5 Pratik - 1 2-10

www.salthukuk.com facebook.com/salthukuk twitter.com/salt_hukuk 1 İçindekiler Milletlerarası Hukuk Çift-İ.Ö. 2. Dönem - Part 5 Pratik - 1 2-10 www.salthukuk.com facebook.com/salthukuk twitter.com/salt_hukuk 1 İçindekiler Milletlerarası Hukuk Çift-İ.Ö. 2. Dönem - Part 5 Konu sayfa Pratik - 1 2-10 1 www.salthukuk.com facebook.com/salthukuk twitter.com/salt_hukuk

Detaylı

SN. YETKİLİ DİKKATİNE 25.08.2015 KONU: 2016 YILI YAPI-İNŞAAT VE ELEKTRİK FUARLARI SİRKÜ BİLGİLENDİRMESİ

SN. YETKİLİ DİKKATİNE 25.08.2015 KONU: 2016 YILI YAPI-İNŞAAT VE ELEKTRİK FUARLARI SİRKÜ BİLGİLENDİRMESİ SN. YETKİLİ DİKKATİNE 25.08.2015 KONU: 2016 YILI YAPI-İNŞAAT VE ELEKTRİK FUARLARI SİRKÜ BİLGİLENDİRMESİ Türkiye milli katılım organizasyonunun, T.C. Ekonomi Bakanlığı'na izin başvurusu yapılmış olup, Türkel

Detaylı

F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER

F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER 20. yy.da meydana gelen I. ve II. Dünya Savaşlarında milyonlarca insan yaşamını yitirmiş ve telafisi imkânsız büyük maddi zararlar meydana gelmiştir. Bu olumsuz durumun

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi Mayıs 2017 2 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Detaylı

Türkiye İstişare Toplantısı. Kıtalararası Lojistik Üssü Türkiye. Mersin

Türkiye İstişare Toplantısı. Kıtalararası Lojistik Üssü Türkiye. Mersin Türkiye İstişare Toplantısı Kıtalararası Lojistik Üssü Türkiye Mersin 27.01.2018 1 Sayın Bakanım, Sayın Valim, Sayın Milletvekilim, Uluslararası Nakliyeciler Derneği Genel Başkanı, İş ve Siyaset Dünyasının

Detaylı

T.C. Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü Ankara 08.01.2013

T.C. Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü Ankara 08.01.2013 T.C. Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü Ankara 08.01.2013 Konu : 390319000000 GTİP no lu GPPS ve HIPS ithalatına % 3 oranında gümrük vergisi uygulanmasının kaldırılma talebi Sayın Bakanlığınızın,

Detaylı

CAM SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ 2006. T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

CAM SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ 2006. T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi CAM SANAYİİ Hazırlayan Birsen YILMAZ 2006 T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi TÜRKİYE'DE ÜRETİM Cam sanayii, inşaat, otomotiv, meşrubat, gıda, beyaz eşya, mobilya,

Detaylı

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU 1. Dünya Seramik Sektörü 1.1 Seramik Kaplama Malzemeleri SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU 2007 yılında 8,2 milyar m 2 olan dünya seramik kaplama malzemeleri üretimi, 2008 yılında bir önceki yıla oranla %3,5 artarak

Detaylı

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 yılına iyi başlayan ülkemiz halı ihracatı, yılın ilk dört ayının sonunda bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla % 23,1 oranında artarak

Detaylı

Grafik 1: Endonezya Un İthalatı Grafiği (Temmuz Mart 2013 )

Grafik 1: Endonezya Un İthalatı Grafiği (Temmuz Mart 2013 ) 2012/13 hasat yılında dünyadaki toplam buğday ihracatının 12.2 m/t olacağı beklenmektedir*. Bu rakamın Şubat ayı tahmininden (12.9 m/t) %6 daha az olmasının en büyük sebebi Endonezya da 5 Aralıkta 200

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ Mayııs HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA

Detaylı

Uluslararası Demiryolu Taşımacılığında Türkiye nin Yeri Hacer Uyarlar UTİKAD

Uluslararası Demiryolu Taşımacılığında Türkiye nin Yeri Hacer Uyarlar UTİKAD Uluslararası Demiryolu Taşımacılığında Türkiye nin Yeri Hacer Uyarlar UTİKAD 10.09.2015 UTİKAD Türk Taşımacılık ve Lojistik Sektörünün Çatı Kuruluşu Temsil ve Organizasyonlar Eğitim ve Yayınlar Projeler

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi Aralık 2017 Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017

Detaylı

CEZAYİR ÜLKE RAPORU 11.11.2015

CEZAYİR ÜLKE RAPORU 11.11.2015 CEZAYİR ÜLKE RAPORU 11.11.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Cezayir e ihracat yapan 234 firma bulunmaktadır. 30.06.2015 tarihi itibariyle Ekonomi Bakanlığı

Detaylı

Dünya Halı Pazarları ve Türkiye nin Durum Tespiti. Fazıl ALKAN Ar-Ge ve Mevzuat Şubesi 2008

Dünya Halı Pazarları ve Türkiye nin Durum Tespiti. Fazıl ALKAN Ar-Ge ve Mevzuat Şubesi 2008 Dünya Halı Pazarları ve Türkiye nin Durum Tespiti Fazıl ALKAN Ar-Ge ve Mevzuat Şubesi 2008 Dünya Halı İthalatı (Milyon $) 12.000 10.000 8.000 7.621 8.562 9.924 10.536 11.241 6.000 4.000 2.000 0 2002 2003

Detaylı

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi HALI SEKTÖRÜ 2014 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ EKİİM 2014 1 2014 YILI EYLÜL AYINDA HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemizin halı ihracatı

Detaylı

Madde 87 Açık denizlerin serbestliği

Madde 87 Açık denizlerin serbestliği Açık denizler Madde 87 Açık denizlerin serbestliği 1- Açık denizler, sahili bulunsun veya bulunmasın bütün devletlere açıktır. Açık denizlerin serbestliği, işbu Sözleşmede yer alan şartlar ve diğer uluslararası

Detaylı

Cam Sektörü 2013 Yılı Değerlendirmesi

Cam Sektörü 2013 Yılı Değerlendirmesi Cam Sektörü 2013 Yılı Değerlendirmesi Temmuz 2014 1 Milyar $ I. Cam Sektörü Hakkında 80 yıllık bir geçmişe sahip olan Türk Cam Sanayii, bugün camın ana gruplarını oluşturan düzcam (işlenmiş camlar dahil),

Detaylı

MART 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

MART 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU MART 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU İhracat taşımalarımızın %55 i (~685.000) Ortadoğu ve Körfez Ülkelerine, %30 u (~380.000) Avrupa Ülkelerine, %15 i ise (~185.000) BDT ve Orta Asya

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu Deri ve Deri Ürünleri Sektörü Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜMÜZÜN YILI MAYIS AYI İHRACAT PERFORMANSI yılı mayıs ayında, Türkiye

Detaylı

DİYARAKIR DIŞ TİCARETİ 2014

DİYARAKIR DIŞ TİCARETİ 2014 DİYARAKIR DIŞ TİCARETİ 2014 Nisan 2015 Hikmet DENİZ İçindekiler 1. İhracat... 2 1.1. İhracat Yapılan Ülkeler... 3 1.2. 'ın En Büyük İhracat Partneri: Irak... 5 1.3. İhracat Ürünleri... 6 2. İthalat...

Detaylı

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ STRATEJİK VİZYON BELGESİ ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ Ekonomi, Enerji ve Güvenlik; Yeni Fırsatlar ( 20-22 Nisan 2016, Pullman İstanbul Otel, İstanbul ) Karadeniz - Kafkas coğrafyası, tarih boyunca

Detaylı