T.C. ĐSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESĐ ( CMK 250 MADDESĐ ĐLE YETKĐLĐ ) DURUŞMA TUTANAĞI

Transkript

1 T.C. ĐSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESĐ ( CMK 250 MADDESĐ ĐLE YETKĐLĐ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2009/191 CELSE NO :37 CELSE TARĐHĐ : BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN ÜYE :HASAN HÜSEYĐN ÖZESE ÜYE :SEDAT SAMĐ HAŞILOĞLU C. SAVCISI :MEHMET ALĐ PEKGÜZEL C. SAVCISI :NĐHAT TAŞKIN KATĐP :MEHMET ALĐ ALTUNKAYNAK Mahkeme başkan Köksal Şengün ile üye hâkimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu dan oluşan mahkeme heyeti tarafından 09 Şubat 2010 tarihli oturum açıldı. Tutuklu sanıklardan Levent Ersöz, Mehmet Haberal, Fatih Hilmioğlu ve Mustafa Dönmez dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi. Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Tutuksuz sanıklardan Hüseyin Nazlıkul ile Sanık müdafilerinden Sanıklar Adil Serdar Saçan, Ahmet Tuncay Özkan, Birol Başaran, Hüseyin Vural Vural, Đlyas Çınar müdafii Av. Celal Ülgen, Sanıklar Adil Serdar Saçan, Ahmet Tuncay Özkan, Birol Başaran, Hüseyin Vural Vural, Đlyas Çınar müdafii Av. Hüseyin Ersöz, Sanık Muzaffer Öztürk müdafii Av. Gıyasettin Azatlı, Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet Haberal müdafii Av. Dilek Helvacı, Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet Haberal müdafii Av. Yasemin Antakyalıoğlu, Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Đlkay Sezer geldikleri görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı. Açık yargılamaya devam olundu. Sanık Hüseyin Öztürk, Hüseyin Keskin huzura alındı. CMK nun 147 ve 191. maddesindeki yasal hakları kendisine izah edildi. Mahkeme Başkanı : Avukatınız var mı? Hüseyin Keskin: Var efendim. Mahkeme Başkanı : Kim bu avukatınız? Hüseyin Keskin: Celal bey Mahkeme Başkanı : Efendim Hüseyin Keskin: Celal Ülgen Mahkeme Başkanı : Avukatınız mı? Celal Bey, şeyi konuşur musunuz? Sanık Hüseyin Keskin müdafii Av. Celal Ülgen: Evet efendim vekaletnameyi daha sonra ibraz edeceğiz, ancak bu celse. Mahkeme Başkanı : Hüseyin Öztürk ün müdafisiniz? Sanık Hüseyin Keskin müdafii Av. Celal Ülgen: Hüseyin Keskin in müdafiliğini yapacağım. Mahkeme Başkanı : Müdafiiniz Hüseyin Keskin: Evet Sayın Başkanım. Mahkeme Başkanı : Müdafiiniz hazır. Hüseyin Keskin: Hazır Başkanım. Mahkeme Başkanı : Susma hakkına sahipsiniz suçlandığınız konularla ilgili. Hüseyin Keskin: Evet Mahkeme Başkanı : Hakkınızda lehinizde olan bütün delilleri toplatma hakkına sahipsiniz. Buna göre savunmaya hazır mısınız? Hüseyin Keskin: Hazırım Başkanım.

2 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:2 SANIK HÜSEYĐN KESKĐN SORGU VE SAVUNMASINDA: Mahkeme Başkanı : Buyurun. Hüseyin Keskin: Sayın Başkan Değerli Üyeler öncelikle yüce mahkemenizi Saygıyla selamlarım. Sayın Başkanım Sarıkamış a gezmeye yani tatile diye gittim, Başıma gelmeyen kalmadı, durum belli alenen, apaçık belli. Daha öncesi Kubilay Seyhan ben Avşa adasında yani Balıkesir Đl Jandarmadan karakol dağıtımım oldu Avşa adasına. Askerliğimi yapmak üzere gittim, turizm jandarmasıydım kendisini orda tanıdım, komutanımdı, şoförlüğünü yaptım. Ondan sonra işte devriyemiz falan oldu. Yani askerlik şeyimiz oldu Sayın Başkanım. Kendisi bir abi kardeş ilişkimiz oldu belli bir zaman sonra hatta bana söylemişti dedi sen askerliğini bitirince dedi beni aramazsın, sormazsın dedi. Ben ararım dedim sevdiğim insanı dedim ararım dedim, böyle söyledim. Aradım kendisini askerliğimi bitirdikten sonra, takriben işte 1 sene sonra telefon numarası zaten bende vardı. Kendisini aradım, şu an kendisi yani şok yani böyle şey şok geçirdi. O Hüseyin falan filan, görüştüm dedim komutanım nasılsınız, iyi misiniz falan böyle görüştüm. Muhabbetimiz oldu. Kaç, 3 senede toplasanız inanın belki 20 sefer aramışımdır oda hep böyle bir ilişkimiz oldu. Nasılsın, iyi misin? Bayramlarda seyranlarda Sayın Başkanım bu komutanla münasebetim budur Ertaç Giray, Ertaç Giray ın ben korumalığını yapmadım, koruması değilim, yani ben kendisini babam vesilesiyle tanıyorum. Babam emeklilik davasında avukatlık konusunda yardımcı oldu kendisi ordan tanırım. Ben Tesko firmasında çalışıyordum, gemi, gemi işi yapıyorum. Orda çalışırken 17 Ekim 2008 iyi hatırlıyorum Sayın Başkanım. Kendisinin o Tesko firmasından aradım dedim Sayın komutanım dedim nasılsınız, iyi misiniz dedim. Oda aradan baya bir zaman geçti 4, 5 ay sonda aradım. Nasılsınız, iyi misiniz halimi hatırımı sordu dedim ki ben geleceğim dedim komutanım oda şok geçirdi. Nereye geleceksin? Sarıkamış a, oda şaka yaptığımı falan zannetti hatta burda kendisinin ifadesinde de var, şok geçirdi dedim geleceğim dedim komutanım dedim. Niye hayırdır falan, dedim gelmek istiyorum dedim Sarıkamış ı görmek istiyorum dedim yani söylediğim bu tamam dedi bu inanmadı yani kendisi hala inanmıyor. Dedim ki ben dedim bileti alıyorum dedim Tuzla da ikamet ediyorum Kaynarca da terminal var, eşyamı topladım, annem de burdadır kendisi her şeye de bizzat kendisi şahittir. Kendisini de götürecektim hatta dedim gel kendisi babaannem o zaman yatalaktı evdeydi kendisini bırakamadığı için gelemedi yoksa ben annemi de alıp gidecektim Sayın Başkanım gittim aldım biletimi çıktım. Yani bilseydim ben bunların başıma geleceğini gerçekten ne giderdim ne uğrardım telefon münasebetim olurdu. Samimiyetimle söylüyorum yemin ederim ki benim orda iddianamede yazılan atılan suç herhangi bir somut delil yok, bir tane silah yakalattım bunu daha önce de size söyledim bir tane silah. Onu da kendisinden habersiz aldım, evet ben orda Sarıkamış ta bana inandırıcı o ben yakalandığımda bana hiç böyle bir yaklaşımda bulunmadılar sanki böyle iftira atar gibi geliyor yani sen bunu tanıyorsun, bunu yapıyorsun sen bunun için geldin emniyette böyle ifade veriyorlar şey böyle üzerime geliyorlar Sayın Başkan yani öyle bir üstüme geldiler ki ben bunu anlatamam size. Daha geleceğim Sayın Başkan, bana işte Sarıkamış a gittim, 2 gün kaldım kendisinde Soğuksu diye bir yer var orda piknik yaptık. Kendisinin arabası da yok, kendisiyle bir minibüsle gittik kendi arkadaşları asker değil kendisi şeyi üniformasını çıkardı hafta sonuydu Pazar günüydü hiç unutmuyorum. Pazar günü çıktık öyle bir tur attık, gezdirdi bana Sarıkamış ı gezdirdi. Allahüekber dağına çıktık, böyle kısadan gördüm çok merak ediyordum o dağı çünkü orada Sarıkamış şehitlerimiz var merak ettiğim bir yer yani bu birde şöyle var Sarıkamış a hitaben ben sanki orada bir şey yapacakmışım gibi bu Sarıkamış olmayabilirdi bu Silivri de olabilirdi. Burada ki taburda olabilirdi ben buraya da gelebilirdim. Đstanbul da olabilirdi, Antalya da olabilirdi. Yani her yer olabilirdi illa burası değil ya Sarıkamış için değil. Bana samimi duygularımla gelmedi zaten. Ben bir şey söylüyorum Ertaç Giray bana diyor ki şimdi Sayın Başkanım yakalandım ben hamama girecektim sabah komutan içtima yapıyordu, karakolda içtima alıyordu. Đçtima alırken ben dedim ki bohça falan alayım dedim bir dedim hamama gireyim bir de ben rahatsız olurum başkasının evinde hani afedersiniz yıkanmak işte 2

3 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:3 yani eşi de evde ben kalkıp ta eşiyle oturacak değilim. Sabah çıktım beraber gittim karakoldan dedim ki komutanım bir poğaça alayım beraber dedim burda bir kahvaltı yapalım sonra dedim akşam olunca bakarız dedim. Akşamı da göremedik velhasıl kelam Sayın Başkanım şey yaptım aldım asker verdi yanıma yolu bilmediğim için indim aşağıya böyle bir rampa vardı, rampadan indim aşağıya boğazlarım rahatsızdı. O değişik hava bir de Sarıkamış eksilerde olduğu için boğazlarım rahatsızdı Sarıkamış Devlet hastanesine gittim. Sarıkamış devlet hastanesinde muayene oldum. Belimde de silah vardı, vardı belimde silah vardı ama herhangi bir birisini vuracak, her hangi birisine bir şey yapacak, her hangi bir şey tek başınayım kimse yok yani ne yapabilirim ben? Yani bir şey yok ortada. Hamama gireyim dedim hamamın kapısında bekliyorum. Boğaca almadım ilk önce Sarıkamış Devlet hastanesine şeye sordum dedim ki bekledim kapalıydı saat 9 du. Saati hiç unutmuyorum 9 du Sayın Başkanım. Gittim hamamın kapısında bekledim dedim ki bari dedim şurada oturayım da boğaca yiyeyim. Elime alırım dedim karakola dedim orda olmazsa komutanla beraber yeriz. Kendi kendime bunu düşünüyorum, bunu tasarlıyorum. Sordum orda ben bilmiyorum dedim ki bakar mısınız dedim burda dedim işte pastane gibi bir yer var mı? Dedi ki köşeyi dönüyorsun dedi hemen dedi şeyde Emniyet Müdürlüğünü bilmiyorum Emniyet Müdürlüğü varmış orda köşeyi dönmemle rüzgârın uçuşması böyle belimde yırtmaçlı silah göründü. Ben kendim gösterdim yani benim üzerimde her hangi bir iftira bu adam uzun boylu eşkali verilmiş Hüseyin Keskin işte Sarıkamış a gelecek suikast yapacak bilmeme ne yapacak böyle bir şey yok. Ben kendi kendimi yakalattım. Yani buda benim bir tecrübesizliğim çok komik bir durum kendi kendimi yakalattım. Polis gördü bana şeyi şeyi sordu dedi ki sen silah taşıyor musun dedi? Dedim gördünüz dedim taşıyorum dedim. Ruhsatlı mı ruhsatsız mı dedi? Dedim ruhsatlı ama bende ruhsatsız dedim. Kimin adına dedi? Ertaç Giray ın adına dedim. Ben orda söylemedim kendisinden habersiz aldığımı söylemedim çünkü yani söylemedim bunu da gençliğime vermenizi diliyorum Sayın Başkanım yani ben o ifadeyi verdiğimde 23, 24 yaşıma girmiştim, şimdi 26 yaşında yani 26 yaşından gün aldım. Bana karakolda işlemler yapıldı, silahı teslim ettim ben orda çıkacağımı tahmin ediyordum yani ben ifade verip Ergenekon işte Ertaç Giray Ergenekon a bağlı o, bu yemin ederim hani en sevdiğim değerler üstüne yemin ediyorum ki yani Allah şahittir bir tek Allah ı şahit tutuyorum ben öyle bir şey bilmiyorum. Ertaç Giray ın hakkında ben hiçbir şey bilmiyorum bana üzerime öyle geliyor ki Ertaç Giray ın sanki ben işte adamın hakkında biliyorum, adamın hakkında bir deliller bir şeyler yani hakkında bir şey biliyorum gibi geliyor üstüme böyle yani iftira atacak gibi geliyor. Ben bu düşünceyi anladım, bunu sezdim, bunun kanaatini yani anladım. Başıma bir şeyler geleceğini anladım ama ben bu denli geleceğini bilmiyordum. Sayın Başkanım ben oturduk işte komutanım geldi komutanım dedim silahı yakalattım dedim geldi kendisi oturduk gülüyoruz böyle şimdi Allah var yukarda şimdi ben onlara kötü diyemem. Çay içtik, oturduk kendileri de zaten benle pek ilgilenmediler. Ama yukarda emniyet müdürü ilçe emniyet müdürü sağ olsun yani herkesi aramadığı kişi kalmadı yani beni ateşe atanda bir yönden o oldu. Ben bir şey demiyorum yani ortada hiçbir şey yok benim söylediğim de bir şey yok Ertaç Giray ı araştırmış işte Zekeriya Öztürk o bu bana sorulan kişi Zekeriya Öztürk ü tanıyor musun dedi? Tanıyorum dedim. Levent Temiz telefonum var ben yalan söylemedim zaten tanıdığımı söylüyorum ama yani zaten ben örgüt üyesi olsam örgütü dahil olmuş olsam beni yönlendirmiş olsa ben bu adamları ikrar etmem, kabul ettiğimi söylemem. Niye söyleyeyim ki? Zaten bir şey yapacağım ya da bir şey olacak gibi sezdirmiş olurum öyle bir şey yok. Yani öyle bir üstüme yakışıksız Sayın Başkanım yani gerçekten yakışıksız. Oturuyorum böyle işte ifade vereceğim tamam dedim emniyet müdürü geldi ilçe emniyet müdürü sorabilirsiniz Sayın Başkanım Sarıkamış Đlçe Emniyet Müdürü ismini tanımıyorum böyle yapılı bir insan oturuyorum komutanım dedim ifade mi alacaklar o dedi ben karakola çıkayım dedi. Çıkarsın dedi bir şey olmaz savcılar dedi 6136 dan dedi silahtan dedi para cezasına çevirirler dedi, çıkarız dedi sen dedi canını sıkma dedi, tamam dedim ben hiçbir şey demedim sakinim çünkü çıkacağımı biliyorum ve gerçekten çıkacağımı biliyorum. Sayın 3

4 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:4 Başkanım ifade verdim yok vermedim geldi müdür, müdür bey geldi. Senin dedi yanında bulun dedi savcı dedi, avukat dedi her neyse dedi terör örgütünün dedi üyesi dedi. Böyle söyledi. Şimdi o Sarıkamış ta ki vermiş olduğum ifade biraz yani vermemem gerekirdi, yeri değildi ama o hitaben terör kelimesi duyduğum zaman ben bu benim kusurumdur, böyle bir parlama yaptım yani böyle bir parlama derken böyle şey konuşmadım fevri konuşmadım. Dedi ki sen işte bu terör örgütü üyesi avukatlığını yapıyor bilmem ne. Ben dedim ki terör örgütü üyesi değilim, ben terör örgütü bilmiyorum yani bana öyle üstüme geliyorlar ki işte Muzaffer Tekin i tanıyor musun? Bunu tanıyor musun? Tanımıyorum ben görmedim adamı. Veli Küçük ü tanıyor musun? Đşte bu adamı tanıyor musun? Buradan belki birkaç kişinin ismini sordu, tanımıyorum dedim ben tanımam Zekeriya Öztürk ü zaten tanıyorum ama nasıl tanıyorum? Bunu bile fırsat vermediler. Ben adamı ofiste tanıdım, adamı ofiste gördüm, Zekeriya Öztürk ismi bu, kendisini de şu an tanıyorum ama yani beraber kalmıyorum oda Silivri de aynı şeyde 4 nolu da kalıyor, bende 4 nolu da kalıyorum ama ben onla beraber kalmıyorum geldiğimden bu yana tek koğuşa attılar beni başka birilerini verdiler yanına onlarla kalıyorum. Ben adamı tanıyorum dediysem bana bir fırsat bile vermediler. Yani bu adamı nasıl tanıdın? Nasıl, tanıyor diye yazdılar oraya Sayın başkanım ifade verdim işte terör örgütü falan dedim ki ben dedim ifade veriyorum dedim ben dedim terör örgütü üyesi değilim. Şimdi terör örgütü dediğiniz akla gelen lanet olası bu PKK, bu olaylar işte insanın aklına gelen bunlar. Bende bunu kendime hazmedemedim, bunu düşünemedim yani bunu düşünmeden hareket ettim. Bir öfkeyle yani burda öfkeyle vaadi karıştırdılar ben bir vaatte bulunmadım bunlara böyle yapacağım. Bunları böyle işte aşacağım keseceğim diye öyle bir şey zaten demedim. Ben söyledim ben dedim terör örgütü değilim. Her hangi bir örgüt üyesi de değilim. Ben vatanımı, milletimi seviyorum. Bu devlet için bu millet için ölürüm. Ha gerekirse ben orda söyledim Kuzey Irak a giderim dedim çok komik bir kelime söyledim yani hatta iddianameye baktım geçenlerde güldüm nasıl söyledim? Ben böyle bir hataya nasıl düştüm diye kendi kendime güldüm yani düşmemeliydim. Bunu ben söyledim ama bu yapacağımdan değil, bu benim bir öfkemdi, öfkemi dile getirdim Sayın Başkanım öfkemi dile getirim ben bir vaatte bulunmadım. Ben buradan çıkıp da bunu yapacağım, bunu edeceğim diye bir vaatte bulunmadım zaten geçmişim belli geçmişimde herhangi bir ne derneğe üyeyim, ne bir partiye üyeyim, ne bir yani hiçbir şeye üyeliğim yok, hiçbir şey bilmem, hayatımda içki kullanmadım, yani uyuşturucu nedir onu bunu bilmem, hiçbir şey bilmem, işimi bilirim, işimi bilirim, işimi yaparım yani sabıkam yok bana bu şekilde üstüme gelmelerinde ki sebep nedir Sayın Başkanım? Yani üstüme öyle geldilerdi yani ben çıkamadım, işin içinden çıkamadım yani ben eğer bunların buraya kadar aksedeceğini bilmiş olsaydım ben orda susma hakkımı kullanırım. Đstanbul Emniyetinde ve savcılıkta vermiş olduğum ifadeleri şu anda kabul ediyorum o şekilde ifade verdim. Başıma geleceğini ben bilmiyordum yani gerçekten bilmediğimden başıma bunların geleceğini. Ben bunları samimiyetimle söylüyorum Sayın Başkanım. Yani daha nasıl söyleyeyim bilmiyorum ki ben suçsuzum ben bir suç işlemedim. Bir suç işleyecekken üzerime de alınmadım. Ha bu adam bu adam bunu yapacak. Đşte bir ihbar üzerine uzun boylu işte o anda siyah takım elbise vardı üzerimde siyah takım elbiseli bir çocuk, işte zayıf o bu bunu yakalayın, yani her hangi bir Interpol gibi aranma şeyim yok. Ben kendi kendimi yakalattım ve bir insan böyle bir şey olmuş olsa kendi kendini yakalatabilir mi Sayın Başkanım? Yani gülüyorum kendim ben yani düşmezdim ben duruma ama işte düştüm yani kendimi yakalatmazdım yani en azından o silahı göstermezdim ama gördüler ama orda yakalanmazdım Đstanbul da yakalanırım yani yakalanacaktım biliyordum çünkü eve koymuyordum silahı eve çünkü küçük kardeşim var burda Sayın Başkanım küçük kardeşim var. Alır bakar bir şey yapar yani oynar bodruma saklıyordum eve götürmüyordum, bodruma koyuyordum orda duruyordu oraya koydum orada duruyordu oraya koydum orada duruyordu çünkü yani silahı yerine koyacaktım bende kaldı silah ofis tanıştı silah bende kaldı kendisinden habersiz aldım orda kendisi verdiğini söylüyorum ama bu tamamen düzmece benim düzmecem. Afedersiniz ben o anlamda söylemiyorum yani bunu ben kendim uydurdum yani o bana kendisi silah vermedi al 4

5 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:5 bunu sende kalsın falan demedi o adamı da töhmet altına soktum yani zan altına soktum o adamı da olmayacak hale soktum kendim ayrı zaten Allah a şükür buraya tek geldim yani kimsenin ocağına ateşi düşürmedim. Yani kimsenin başını yani bir şey söylemedim yani bu adam budur ama o adamın ben öyle kurtulacağımı düşünerekten o şekilde ifade verdim Sayın Başkanım. Yani başka çarem yoktu çünkü adamı kalkıp yanında ben ne diyebilirim ki yani gizli mi aldım diyebilirdim adamın silahını. Adamın yanına gitmişim yani öyle mi diyeyim? Ama Đstanbul Emniyetinde doğrusun söyledim dedim ki ben bu adamdan habersiz aldım bu silahı yerine koyacaktım koyamadım, fırsatım olmadı çünkü ofis gitti. Hanımına aradım hanımı beni tanır annemi de tanır, aile dostumuz, kaynanası beni tanır Ertaç Giray ın, oğlu tanır, kızı tanır yani ailesi beni tanıyor, kayınbiraderi tanır hepsi abim, amcam diyorum yenge diyorum hepsi beni tanır, beni severler bir evladı gibi severler, evladı gibi seviyorlar yani bir hata yaptım ama onlarda onun farkında ama şimdi hataya da böyle yani burda benim geleceğim söz konusu Sayın Başkanım burda benim hayatım kararacak, hayatım bitebilirde. Öyle düşünüyorum ben burda 16 aydan beri neler çekiyorum Sayın Başkanım. Burda yani sağlığımdan oldum, sağlığımdan oldum. Yani bunlar önemli değil tamam oldu yani olan oldu ama yani bir hata yaptım kabul ediyorum ama benim orda herhangi anlatılan iddianamede anlatılan gibi değil. Yani öyle bir şey yapacakmışım, bunu vuracakmışım bu bir öfke, öfkemi dile getirdim. Şimdi bu Tokat olayı olmuştu diyeceksiniz ki afedersiniz sanane diyeceksiniz doğru Banane kabul ediyorum Banane şimdi bir yurttaş olarak Türk milleti yani vatanımı milletimi sevdiğim için söylüyorum orda 7 tane şehit asker oldu, burda herkes bir öfkesini kustu, herkes öfkesini dile getirdi. Şehit annesi işte onlar yurttaş olanlar milliyetçi kesimler vs. herkes belki sizlerde öfke yağdırdınız ama şimdi benimde öfkem belki dediğim gibi yersizdi ama bana terörist dedikleri için ben o şekilde söylemek sorunda kaldım yani zorunda kaldığımı söylüyorum Sayın Başkanım. Çünkü öyle geldiler ki üstüme yani anlatamam size Sayın Başkanım onlara geleceğim Sayın Başkanım yani öfkemi dile getirdim, öfkemi dile getirmem onlar vaat anladı dedi ki bu adam Hüseyin Keskin buraya bunu böyle yapacak işte böyle olacak diye kendilerince şey yapmışlar iddia makamı da sağ olsun beni hayatım boyunca kimseyi ben kırmadım yani kimsenin canını yakmadım geçmişimde belli orda Kürt-Türk çatışması çıkaracakmışım yani ben hayatım boyunca kimseyi birbirine düşürmedim ben Allah tan korkarım. Yani ben Allah a hesap vereceğim daha doğrusu yani ben onun hesabından kalkamam. Ben kimseyi birbirine düşürmem. Kürdü de ben kardeşim görüyorum, Türkü de ben kardeşim görüyorum ama her insan lanet eder bu teröre ben de lanet ettim. Bu lanetim beni olmayacak yere getirdi. Şimdi bu Tokat olayında bir tanesi pankart asmış kimin astığı belli değil, istese bulurlardı, biz açılım değil kelle istiyoruz diye pankart var. Đşte Başbakana suikast yapacaklar ya buralara geliyorum ki Sayın Başkanım benim hiçbir işim yok. Ben burada 16 aydan beri tutukluyum. Ya ben bir şey yapmadım, adamlar yine en azından bir faaliyeti var, bir şey yapacak emeri var benim oda yok. Benim bir şeyim yok varsayım Hüseyin bunu yapacakmış, Hüseyin bunu edecekmiş Hüseyin bunu yapmış diye bir şey yok ki, yok bir şey yok. Yani bu adam bunu yapmış buraya gelmiş desem zaten huzurunuzda derim ki Sayın Başkanım ben çıkıp suçluyum derim, ben suçsuzum ben bir şey yapmadım. Yani veyahut yapacakken alınmadım. Adam bunları söylüyor, herkes öfkesini dile getiriyor kahrolsun, lanet diyor, Allah belasını versin diyor işte teröristin onun şehit annesi beni de alın diyor, ben de gidip de çalışayım diyor, bende vuruşayım diyor. Herkes beni de alın diyor. Yani ben kötü bir şey söylemedim. Ben bir öfkemi dile getirdim. Bu öfkem beni buraya kadar getirdi, Sarıkamış ta ki vermiş olduğum ifadem Sayın Başkanım ben onu ikrar etmiyorum, söyledim, ben söyledim ama söylemememde ki sebep bu. Yani ben bunu böyle yapacağım diye bir husus yok, bir delil yok. Tek başınayım zaten. Silah zaten antika bir silah, silah çalışmayan bir silah yani ağır bir silahla, bir talimatla işte ben bu zamana kadar kimsenin adamı olmadım olmamda. Yani ben kimsenin benim haysiyetim var, onurum var, şerefim var ben kimsenin adamı olmam bana kimse o afedersiniz o cüreti gösteremez. Ben kimsenin öyle şeyi olamam. Hayatımda bir tek emir altına girdim oda askerliktir, oda herkes yani 5

6 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:6 girmiştir. Ben başka kimsenin emri altına girmedim, girmem çünkü benim bu yapım değil, karakterim değil rica, ricada zaten bu konuma getirmez beni rica farklı olur. Sayın Başkanım yani durumum belli, apaçık belli, ben söylediğimi söylüyorum 16 aydan beri tutukluyum tamam belki ruhsatsız silah yakalattım suçumdur dedim, kabul ediyorum, ettim onu da söylüyorum habersiz aldım, kendisine yani söylüyorum burda habersiz aldım, bana kendisi vermedi. Ben bir şey yapacak zaten şey değil burda Ertaç Giray 50 sefer aramış, Zeki Yurdakul Çağman ben bu adamı hayatımda görmedim, hiç tanımıyorum ben bu adamı Zeki Yurdakul Çağman ı hayatımda görmedim. Nasıl birisidir? Ne iş yapar? Uzun boylu mu? Karakaşlı mı? Hiç bilmiyorum Sayın Başkanım vallahi bilmiyorum buraya yazmışlar ben buna baktım yani çıkamıyorum işin içinden çıkamıyorum bir suçum yok. Yani ben bir sözden diyorum buraya kadar nasıl geldim, nasıl kendi kendimi bu kadar nasıl ben ateşe attım diye düşünüyorum ama yaptığım da bir şey yok yani kötü bir şey söylemedim ki, ya bir şey söylemedim. Ülkem adına vatanım adına ben yani lanet okumadım. Ya da bir bir şey çıkıp da sokaklarda ben yani ne bileyim Sayın Başkanım ben hain değilim, ben burda ihanetten suçlanıyorum. Ben anlamam hükümet yıkmak, devirmek, örgüt üyesi, örgüt üyeliği işte burada terör örgütü altında çalışmış profili yani terör örgütünün tam aradığı profilmişim. Ben hayatım boyunca benim 1 tane hiçbir yere üyeliğim yoktur. Ne bir parti, ne bir işte kulüp, ne bir kahve ne bir hayatım boyunca ben hep uzak durdum. Evimi bildim, işimi bildim, arkadaşlarımı bildim, arkadaşlarımda belli kendisi şu an kaptan gemiden geldi beni izlemeye geldi kendisi Sayın Başkanım kaptan gemiden kendisi kaptan buraya geldi benim için. Ve kendisi benim kardeşim gibi çok sevdiğim arkadaşım, dostum. Gezdiğim insanlar belli benim hayatım boyunca serseri bir afedersiniz işte böyle şeylik yok hayatımda yok. Ailem belli, yani ailemde belli, ailemde var, ailem zaten perişan oldu benim için zaten yani perişan oldu sevgisinden perişan oldu. Ortada hiçbir şey yok yani neden oldu, ne yaptım diye düşünüyorum yani kimseye de bir şey yaptığım yok, kimsenin ahını da almadım. Kimseden ah da almadım. Hani diyorum belki bir şey yaptım olabilir yani böylede düşünüyorum ama beterin beteri var. Allah gene canımdan etmedi yani siz Sayın Başkanım lütfen Allah aşkına ya ben bir şey yapmadım, ben suçsuzum, ya benim bir suçum varsa da ben cezasını çekerim. Ben bir şey demiyorum ama benim suçum yok, bu burda ki söylenenler yani benim düşündüklerimle birbirini tutmuyor. Yani birbirini tutmuyor derken yani böyle bir şey düşünmüyorum ben böyle bir düşüncem yok. Ama ben burda böyle bir düşünceye gelmişim, bunu yapacakmışım. Varsayımdan burda 16 aydan beri buradayım Sayın Başkanım. Sevdiklerimi kaybettim, babaannemi ben tutuklandım, babaannemi kaybettim, telefonda burda helalleştim, kendisi kaybettim ve çok seviyordum kendisini göremeyeceğim diye hiç aklımın ucundan geçmiyordu. Kendisinin ruhu şad olsun diyorum buradan. Size bir sefer daha burda Cuma günü talepte söylemiştim, kız kardeşimin düğünü var demiştim, bir suçum yok, bari ona gideyim, gidemedim nasip değilmiş. Kardeşim orda yani mutlu gününde olamadım. Bende mutluluk yaşayamadım. Olamadım, olsun yani ben önemli olan adaletin tecelli etmesi benim için önemli en önemli olan o, en benim mutluluk şeyim bu. Sayın Başkanım ben mümkün olduğu kadar kısa tutmak istiyorum çünkü bir şeyim yok, yani ben bir şey yapmadım. Yani bunu ikrarla söylüyorum yani ben suçsuzum, ben bir şey yapmadım ama suçum varsa ben çekmeye razıyım yani çekerim en azından suçum var derim bilirim derim ki benim suçum var 16 aydan beri ben daha geçen gün beyin emarım çekildi, yarın yine gidiyorum sonuçlarını söyleyecek düşünmekten, stresten dizlerim tutmuyor, dizlerim böyle kontrolsüz bir şekilde atıyor. Bunları niye söylüyorum düşünmekten Sayın Başkanım düşünüyorum çünkü ne yaptım diyorum yani bir suçum olması lazım yok, ne yaptım diyorum 2 şey, benim 2 şey hayatımı yani buraya beni getirdi. 1; Sayın Başkanım silah, 2; Ertaç Giray ı tanımam bu. Ertaç Giray ı tanımasaydım zaten silah olmayacaktı, Ertaç Giray ı tanıdığım için buraya geldim, ben o ifadeyi normalde Sarıkamış ta değil de Đstanbul Emniyetinde verdim beni yemin ederim kaale bile almadılar. Almadılar Sarıkamış ta öyle bir şeye girdim ki sanki vali geldi öyle görüyorlar böyle şey oldum artık Hüseyin Keskin sen bizim artık bizim için önemli adam oldun diyor bana. Böyle 6

7 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:7 söylüyor, ben bunu anladım dedim ki tamam dedim şimdi dedim ben burda bir de Ertaç Giray ı ben orda ifademde şey yazıyor Ahmet uzman çavuş diye birisi. Ben bunu kendim uydurdum, bunu söyledim, ben bunu öyle bir hayal bu adam öyle birisi yok. Đsterseniz beni bundan cezalandırabilirsiniz. Ben bu adamı böyle birisi yok, ben böyle bu adamı niye söyledim? Babamı almasınlar diye. Çünkü öyle bir durum ki Hasan ı tanıyorum desem Hasan ı alacaklar bir ateş vardı yani o ateşe şimdi kendimi attım, öyle düşündüm, şimdi başkalarını da atmaya da gerek yok, böyle söyledim burda şimdi Đstanbul Emniyeti de, savcılık ( 1 kelime anlaşılmadı) ilk defa burada söylüyorum, ilk defa buraya söylüyorum, yani huzurunuzda söylüyorum Sarıkamış hala bilmiyor. Ahmet uzman çavuş diye birisi yok, babam beni tanıştırdığı için babamın ismini söylemedim. Beni babam tanıştırdı çünkü desem baban nerden tanıyor diyecek babamı da alacaklar. Babam bakacağı kardeşlerim var, ailem var, sorumlu olduğu, evine akşam ekmek götürecek ne bileyim yani ailesi şeyi var. Hadi ben neyse yani benim sorunum yok. Evli değilim, bekarım sorumluluğum yok ama babamı alacaklar diye ben Ahmet uzman diye birisini söyledim vallahi billahi ben yani böyle birisi yok varsa böyle bir iddia hakkımda Ahmet diye birisi varsa ben terör örgütü üyesini kabul edeceğim. Bu bir düzmecedir, ben kendim yaptım, bun ben kendim söyledim babamı almasınlar diye söyledim. Yani Sayın Başkan öyle bir şey altında kaldım ki yani bana samimi duygularla yaklaşmıyorlar ki. Ben onlara samimi cevap vereyim sen bunu tanıyorsun şimdi bana Đstanbul emniyetinde şey sordular, Doğu Perinçek sordular bana isim hatırlamıyorum bir tek Doğu Perinçek i medyadan, basından bildiğim için isim söyledi işte Ahmet i tanıyor musun, Mehmet Đ tanıyor musun? Tanımıyorum, tanımıyorum dedim, Doğu Perinçek i tanıyor musun? Tanıyorum dedim böyle yaptım safım tanıyorum dedim, tanıyor dedi yazım dedi aynen böyle, yaz dedim ki bir dakika dedim tanıyorum ama dedim benim o adamla münasebetim yok hayatımda hiç görmedim ki Doğu Perinçek i. Şimdi oda çıkabilir yani Doğu Perinçek i tanıyor falan ben hayatım boyunca Doğu Perinçek i görmedim, bilmiyorum hiç görmedim Doğu Perinçek i ben basından biliyorum. Bir tek basında gördüm. Hayatım boyunca görmediğim yüz yüze gelmediğim bir adam, Đşçi Partisinin Genel Başkanı olduğunu biliyorum onu da yani artık yani kardeşime söyleseniz kardeşim bile artık televizyondan, basından artık o da biliyordur kimin ne olduğunu. Şimdi kardeşim 9 yaşında Ergenekon terör örgütünü abimin diyor burda haksız yattığını biliyor şey çizmiş abim diyor haksız yere yatıyor diyor bana şey gösteriyor. Suçsuz diyor size hatta hitaben yazmış, Hâkim amca diyor benim abim diyor suçsuzdur diyor lütfen diyor bırakın. Sayın Başkanım yani gerçekten yani zor durumdayım yani sabrım var Allaha şükür, metanetliyim ama yapmadığım bir suçtan buraya gelmem beni çok üzüyor, beni yıkıyor, beni derinden üzüyor, ben suça meyilli bir insanda değilim. Yani 25 sene ben hayatım boyunca hiçbir canlıya kıymamış bir adamım hayatım boyunca ilk defa silah aldım. Bir askerde gördüm G-3 piyade tüfeği büyük, bir de o aldığım antika silah. Başkada silah görmedim görseydim zaten aha bunun gibi yakalatırdım. Muhakkak yakalatırdım ya, yüzde 100 yakalatırdım. Belki 1 sene sonra yakalatırdım, zaten burda 1 sene geçmeden yakalattım yani onu da yakalatacaktım. Yakalatsaydım zaten belli olurdu. Hayatım boyunca silah yani yakalatmadım, heves ettim benim bir gemiye hevesim vardı, birde silah hevesim vardı. Oda bitti artık yani hevesim var derken yani birini vuracak görüntüsü hoşuna gidebilir yani ya olabilir yani. Sayın Başkanım ben içtenlikle ve doğrulukla söylediğim için böyle izah ediyorum yani bunu yanlış anlamasını istemiyorum Sayın Başkanım yani ben bir şeye heves ettim diye ben onu hevesi gerçekleştireceğim diye söz konusu da değil. Hayatım boyunca silahla hiç uğraşmadım bir tek bu oldu, silahı da ben kendim yaptığımı da söyledim. Mazot ile, zaten gemici, tersaneci olduğum için elimden bu iş geldiğinde söylüyorum çünkü mesela elektrikten ben anlamam ama gemi işinden anlarım, geminin girmediğim delik, girmediğim bütün her şeyini bilirim yani. Yani çevremde zaten arkadaşlarımda kaptan, tersaneci, gemici zaten biz şu an o işi yapıyoruz. Buradan Allah nasip ederde eğer yani çıkarsam da yani babamın yanında zaten bu işi yapacağım, tersaneci olarak işimde belli, çalışacağım yerde belli Sayın Başkanım gerçekten yani anlatırken yani nasıl diyeyim yani kanaatimce Sayın Başkanım yetmez mi bu kadar? Yani bu 7

8 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:8 ızdırap, bu işkence yetmez mi? Yani 16 aydan beri tutukluyum, yani sizden istirham ediyorum lütfen Allah aşkına ben bir suç işlemedim yani ben bir şey yapmadım yani iddianamede varsayımla burda duruyorum, bu adam bunu yapmış diye iddia yok ki. Bir iddia yok yani bu adam bunu yapmış diye bir iddia yok. Ertaç Giray ı babam vesilesiyle tanıdım, babam tanıştırdı. O zaman zarfı içerisinde çalışıyordum, Ertaç abinin yanına girdim çalıştım, ofis boy alarak çalıştım. Zekeriya Öztürk onun kendi avukatlığını yaptığı için kendisi gelir giderdi ordan tanırım ben Zekeriya Öztürk ü ben dışarıda hayatım boyunca görmedim, hayatım boyunca dışarıda hiçbir yerde oturup bir bardak çay içmişliğimde yoktur. Varsa burda şey olsun çıksın. Ben kendisini tanımam, kendisinin bir tek Zekeriya Öztürk olduğunu biliyorum. Başkada bilmiyorum hakkında bilgim yok. Gelirdi kendisi hatta bir gün benim telefon münasebeti de ordan çıktı bana telefon Ertaç abi telefon açtı oğlum dedi ben Tuzla da oturuyorum, Şişli ye gidiyorum. Bana telefon açtı oğlum dedi Zekeriya abin kapıda kalmış dedi anahtar bende var, oğlum Zekeriya abin dedi kapıda kalmış dedi ne zaman gideceksin dedim 1 saat sonra ordayım tamam dedi bende dedi işte duruşmadaydı kendisi tamam dedi ben 1 saat sonra ordayım dedim. Gidiyordum açıyordum Ertaç abi falan geliyordu 11 de kendisi içeride otururdu bilgisayarda, bende ayrı bilgisayarda otururdum Ertaç abiyle konuşurdu yarım saat bir saat çıkarlardı giderlerdi bu yani. Bir gün böyle 2 sefer böyle kapıda kaldı ya Hüseyin dedi tam kapıdayız hiç unutmuyorum adım gibi eminim çünkü burda benim hakkıma şey olduğu için telefon numaramı istedi Hüseyin dedi işte bu telefon münasebeti buradandır. Hüseyin dedi ben dedi ara sıra gelirim geliyorum dedi. Sen bazen gelip gelmiyorsun dedi anahtarda yok dedi bende ya dedi öğreneyim dedi nerdesin? Ne zaman geleceksin? Çıksın eğer bu telefon tapeleri çıkması gerekiyorsa çıksın benim konuştuğum hepsi örgüt içerikli bir tane bir şey yoktur bulamazsınız Sayın Başkanım Zekeriya Öztürk te. Nerdesin en fazla 20 saniyedir hadi bir dakika nerdesin geliyor musun burada mısın, kaç dakika kaldı? Bu, zaten 3 4 sefer aramıştır. 19 sefer ben görüşmedim bile onunla. Telefon numaramı aldı ben verdim, ben bunların başıma geleceğini bilseydim verir miydim? Ben vermezdim, vallahi vermezdim. Zekeriya Öztürk, kendisini zaten tanımıyorum benim münasebetim yok. Verdim numaramı beni aradı bir iki sefer Ertaç abiden izin istemiş demiş ki; anahtarı alayım yani Hüseyin geç geliyor bana izin istedi anahtarı bir tane ben kendim yaptırdım anahtarı verdim kendisine daha da beni aramadı, arayış o. Beni aramasına sebep bu. Zeki Yurdakul Çağman da onun telefonundan kendisinin arkadaşı onun telefonundan aramıştır beni, çünkü çeşitli numaralardan arıyordu beni, birkaç tane numaradan aradı beni 535 li numaradan. Ben hatta alo falan dedim bir tek kayıt olduğu numarası kendisinin 532 li diye bir numarası var başka da numarası yok. Sayın Başkanım, Ertaç Giray belli malum ben adamın yanında çalışıyorum Ertaç Giray ın yanında çalışıyorum. Yani ofis boy olarak çalışıyordum, ben korumalığını da yapmadım yani burada ben orada bir de varsayımla söyledim dedim ki varsayım burada adamın koruması olsam suç mudur? Yani silahı bende, e suç dedi orada bir tana bayan komiser vardı, o söyledi. Orada işte bende biraz öfkelendim için Sayın başkanım orada öfkemi vaat diye karıştırdılar, ya bu adam bunu yapacakmış diye gene söylüyorum sayın başkanım, beni böyle ateşe atın, ben hem kendim attım bilmiyordum çünkü ben buraya geleceğimi tahmin etmedim, bilmiyorum düşünmedim çünkü. Hiç düşünmedim. Ya ben buraya Ergenekon u bilmiyorum ki, ben bu konuda geriydim Sayın başkanım cahildim. Ya ben Ergenekon ben hatta şunu zannettim beni tutuklayacaklar üç sene ceza verecekler ben gidip yatacağım işte üç sene bitince çıkacağım. Ben buraya geleceğimi tahmin etmedim, yemin ederim Sayın başkanım vallahi billahi hiç bilmiyorum ben sizleri bilmiyorum, buraya geleceğim burada konuşacağım talep edeceğim, hayatım boyunca ben avukat görmedim ki, avukat gördüm de yani avukatım olmadı avukatlık bir iş yapmadım. Kimseden illegal bir iş yapmadım birisine yani bir şey yapmadım avukatlık bir işim olmadı. Ama burada suçlandım silahlı terör örgütüne bilerek isteyerek üye olmak ne zaman ve nerde ben üye olmuşum kime yardım etmişim, kime ne yapmışım? Silah burada silah yazıyor. Bir tek kabul ettiğim silahtır, silah çıkmıştır. Başka benim burada kabul edeceğim bir şey yok Sayın başkanım. 8

9 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:9 Ben ifade de verdim ama burada ki ifade ben Sarıkamış ta yani oradaki terörist demesinden dolayı açılmıştır o konu onu demeseydi, bende o kelimeyi demezdim. Đşte silahı ben aynı bu ben işte Aktütün olayında falan onu karıştırmazdım, silah ondan aldığımı söylemezdim, o verdiğini gene söylerdim ama buraya ta ki gelene kadar ama gene bunu söylerdim ama Aktütün olayını karıştırmazdım. Bir de Sayın Başkanım yani Sarıkamış emniyetinde vermiş olduğum ifade şey beni karşıladıklarında böyle dediler; savcı geldi şimdi ben kötülemiyorum bir de organize müdürü geldi, dedi ki biz dedi senin evladın baban sayılırız dedi. Buyurun dedim, içeri gittik beni soydular dedim herhalde bana işkence yapacaklar öyle diye tahmin ettim. Dedi ki soyun onu da çıkar bunu da çıkar çıkardım hepsini. Ha bana dedi ki; işte ben sormadım neye yani ne yapacaksınız ne edeceksiniz diye. Sende dedi Ergenekon dövmesi arıyoruz dedi. Dedim ki o nasıl bir şey dedim Ergenekon dövmesi işte Türk bayraklı dedi, böyle bir şey dedi simgesini gösterdi, Türk bayraklı. Oramı kaldırıyor böyle ayağımı kaldırıyorum arıyor bende dövme arıyor. Ben gülüyorum tabi yani yok öyle bir şey yani Ergenekon olduğunu, Ergenekon u bilmiyorum ki dövmeyi bileyim hayatımda dövme bile yaptırmadım. Đşte buraya geleceğim Sayın başkanım, bana polis geldi diyor ki, ya bu kadar beni şey altına soktular yani gidiyorum bana şeyi soruyor polis ben diyor ölümü diyor göze aldım diyor seni götürmek için. Bana bunu söyledi, ölümü göze aldım diyor, niye? Sormuyor işte ben ölümü göze aldım diyor. Bir gidiyoruz eskortla böyle dört beş araba açılın kaçın hava limanına, yav diyorum Allah aşkına bir şey yok diyorum ya vallahi diyorum bir şey yok, müdüre söylüyorum yani yav hırsımdan ağlayacağım nerdeyse yani böyle bir şeyi göstermek çünkü insanın bir şey olduğunu şey eder. Đstanbul emniyetinde beni kale bile almadılar, demedi ki biri bu adamın suçu nedir diye bana sormadı bile Ergenekon dediler güldü geçti gitti. Vallahi billahi, Sarıkamış ta öyle değildi, Hüseyin dedi sen bizim artık önemli adam oldun dedi, yav oradakiler karıştırdı Sayın başkanım. Benimde biraz tecrübesizliğimden kaynaklanan böyle vermiş olduğum ifade beni yaktı işte, ama yapacağım bir şey değil yani bu yapacağım yani göstermiyor delil yok. Yapacağım tek başıma ben ne yapabilirim? Tek başıma gidip ben ne yapacağım? Zaten telefon komutanla konuşmam belli, geliyorum diyorum. Hanımına, çocuğuna bebek aldım ufak kızı var bebek aldım onu bile iddianame geçirdiler şey iddianameye diyorum o Sarıkamış taki ifadeye geçirdiler. Çocuğuna bebek aldı. Ne yapsaydım şey mi, boş mu gitseydim elim boş mu gitseydim. Yâda ben geldim, hediye bir yere gidildiği zaman usuldür adaptır bir hediye alırsın. Onu yani suç diye mi koydular bilmiyorum ki, yani bende bir şey arıyorlar sanki. Yani yok yani yok bir suçum yok, bilmiyorum Sayın başkanım. Sayın başkanım, bir an önce sizin sorularınıza geçmek istiyorum, yani yok bir suçum yok. Yani Allah biliyor ben Allah ı şahit tutuyorum benim tek şahidim Allah tır eğer anneme sormak istediğiniz bir şey varsa annemde burada benim tek şahidim her şeyimi bilir, Annem benim her şeyimi bilir, her şeyimi anlatırım iki gün geçer belki bir gün anlatmam ikinci gün muhakkak en doğrusunu anlatırım. Benim gizlimi saklımı her şeyimi annem bilir, oda burda sormak istiyorsanız ben kendisiyle ne anlaştım ne konuştum buradadır kendisi sorabilirsiniz, sormak istiyorsanız sorabilirsiniz kendisini de götürecektim Allah tan götürmemişim, Allah tan götürmemişim. Sayın başkanım, söylemek istediğim bu kadar, bana büyük bir sabır gösterdiğiniz için size çok teşekkür ederim savunmamı burada bitiriyorum Sayın başkanım. Mahkeme Başkanı:" Bitirdiniz mi savunmanızı? Sanık Hüseyin Keskin: Bitirdim Sayın başkanım. Mahkeme Başkanı:" Klasör 144 dizi 155 teki emniyet ifadesi okundu, soruldu. Sanık Hüseyin Keskin: Evet, doğrudur. Mahkeme Başkanı:" Klasör 144 dizi 152 deki emniyet ifadesindeki 2. cevap okundu, soruldu. Sanık Hüseyin Keskin: Sayın başkanım ben o numarayı yalnız özel hat için almıştım, kız arkadaşım için almıştım. Yani özel olduğu için ondan dolayı yani pek oraya yazılmış ama o yani şey olarak değil. 9

10 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:10 Mahkeme Başkanı:" Klasör 144 dizi 152 deki emniyet ifadesi 2. cevabı kaldığı yerden okundu, soruldu. Sanık Hüseyin Keskin: Evet o çok eski askere falan gitmemiştim o 18 yaşında falan. Mahkeme Başkanı:" Klasör 144 dizi 151 deki emniyet ifadesi 2. cevap okundu, soruldu. Sanık Hüseyin Keskin: Bakılırsa zaten böyle bir şey olmadığı. Mahkeme Başkanı:" Klasör 144 dizi 150 deki emniyet ifadesi kaldığı yerden okundu, soruldu. Sanık Hüseyin Keskin: Evet, doğrudur. Mahkeme Başkanı:" Ahmet bahsettiğiniz Ahmet. Sanık Hüseyin Keskin: Ahmet o yok öyle birisi yok, babamı almasınlar diye söylemiştim onu öyle birisi yok Sayın başkanım. O babamdan dolayı. Mahkeme Başkanı:" Klasör 144 dizi 150 deki emniyet ifadesinin 1 cevabı okundu, soruldu. Sanık Hüseyin Keskin: Evet, doğrudur. Mahkeme Başkanı:" Doğru mu bu ifade? Sanık Hüseyin Keskin: Đfadeyi verdim. Mahkeme Başkanı:" Klasör 144 dizi 149 daki emniyet ifadesinin 1 cevabı okundu, soruldu. Sanık Hüseyin Keskin: Sayın başkanım, burada da söylüyor. Ben o da çekindiği korktuğu için söylememiş, Hüseyin bana silahın işte ruhsatlı olduğunu söylemedi işte burada birde koruması diye yazmış albayın koruması mı birde savcının koruması diye söylemiş ama bu çekindiğinden dolayı söylemiş hani beni de almasınlar diye. Bu bildiği için ya o da öyle söylemiş ben silahı ona gösterdim. Silahın ruhsat Ertaç Giray ın olduğunu da biliyor dahi biliyor hepsini biliyor, ben gösterdim biliyor yani. O da korktuğundan söylememiş. Mahkeme Başkanı:" Klasör 144 dizi 149 daki emniyet ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu. Sanık Hüseyin Keskin: Evet, doğrudur. Ama Ahmet. Mahkeme Başkanı:" Klasör 144 dizi 148 deki emniyet ifadesinin 1 cevabı okundu, soruldu. Sanık Hüseyin Keskin: Evet, doğrudur başkanım. Zaten kendim diyorum teslim edecektim koyacaktım diyorum burada. Mahkeme Başkanı:" Klasör 144 dizi 148 deki emniyet ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu. Sanık Hüseyin Keskin: Vururum demek yani kafasına odun vururum demeye getirdim. Burada öyle vururum değildi Sayın başkanım, iyi biliyorum hatırlıyorum çünkü dedim. Mahkeme Başkanı:" Klasör 144 dizi 148 deki emniyet ifadesinin 3 ve 4. cevabı okundu, soruldu. Sanık Hüseyin Keskin: Evet, doğrudur. Mahkeme Başkanı:" Klasör 144 dizi 210 daki savcılık ifadesi okundu, soruldu. Sanık Hüseyin Keskin: Evet, doğrudur Sayın başkanım, ben şeyi söylemeyi unuttum da pardon, bu tehlike bir tehlike iki. Tehlike iki annemi kaydettim tehlike bir babamı kaydettim. O da Sarıkamış emniyetinde tam tehlike bir diye yazınca müdür şey bir şey var zannetti. Yani bakabilirsiniz babam hala şu anda kullanıyor, annemde o telefonu hala kullanıyor yani. Mahkeme Başkanı:" Klasör 144 dizi 214 teki hâkim ifadesi okundu, soruldu. Sanık Hüseyin Keskin: Evet, Sayın başkanım. Sanık hakkında Sarıkamış asliye ceza mahkemesinin 2008/279 esas sayılı dava dosyasıyla açılan 6136 sayılı kanuna muhalefet ile ilgili dava dosyası birleştirme kararı verilerek bu dosyayla birleştirildiği. Gelen dosyanın incelenmesinde sanık hakkında 6136 sayılı yasanın 13/1 maddesine muhalefet suçundan dava açıldığı. 10

11 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:11 Bu dava dosyasıyla yargılandığı Sarıkamış asliye ceza mahkemesinde sorgu ve savunmasının tespit edildiği ve daha sonra birleştirme kararı verilerek bu dosyayla bu dosyanın birleştirildiği anlaşıldı. Birleşen dosyadaki emniyette verdiği ifade okundu. Mahkeme Başkanı:" Emniyette bunları söyledin. Sanık Hüseyin Keskin: Sarıkamış emniyetinde mi? Mahkeme Başkanı:" Evet. Sanık Hüseyin Keskin: Evet Sayın başkanım. Mahkeme Başkanı:" Vuracaktım, asacaktım, kesecektim dedin. Sanık Hüseyin Keskin: Yok onu demedim Sayın başkanım. Ben. Mahkeme Başkanı:" Görsem vuracaktım dedin. Sanık Hüseyin Keskin: Yok sayın başkanım, onu bir öfke olarak söylemiştim. Mahkeme Başkanı:"Öyle bir beyan yazılmış yani, emniyette. Sarıkamış emniyetinde. Sanık Hüseyin Keskin: Sarıkamış ın emniyetteki beyanı mı Sayın başkanım? Mahkeme Başkanı:" Evet. Sanık Hüseyin Keskin: Yok Sayın başkanım. Mahkeme Başkanı:" Sarıkamış taki ben bu silahı taşımaya başladım özellikle Aktütün karakolu baskınından sonra bende vatan hainlerine karşı bir aşırı bir intikam duygusu oluştu ve Türkiye genelinde vatan hainlerinin izlerini sürmeye başladım ve karşıma çıktıkları esnada intikam alacaktım zaten ben bugün Đstanbul iline geri dönecektim, söyleyeceklerim bundan ibarettir demişsin. Sanık Hüseyin Keskin: Yok Sayın başkanım. Kabul etmiyorum. Mahkeme Başkanı:" Emniyette. Sanık Hüseyin Keskin: Yok kabul etmiyorum Sayın başkanım, kabul etmiyorum. Söyledim de kabul etmiyorum yani öfke olarak söyledim. Mahkeme Başkanı:" Öfke olarak söyledin. Sanık Hüseyin Keskin: Öfke olarak bir vaat değil yani bunu yapacağım diye değil Sayın başkanım. Şimdi herkes çıkıp söylüyor yani yapacağından değil ki Sayın başkanım. Mahkeme Başkanı:" Aynı dosyada Sarıkamış Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadesi okundu. Ancak kendisinin Cumhuriyet savcısı, Ertaç Giray ın yanında çalıştığım ancak kendisinin bürosunun iki üç ay önce kapandığı kendisi o tarihte kendi adına kayıtlı olan silahını bürosunun kapanması nedeniyle geçici olarak bana bırakmıştı. Olay gününde ben Sarıkamış ilçesi merkezinde polis memurlarına yakalandım. Kubilay Seyhan ın yanına gelmiştim evinde kaldım bu silahı gördü ben kendisine silahın yanında çalıştığım avukata ait olduğunu söyledim. Hatta kendisi bana silahın ruhsatlı olup olmadığını sordu, bende ruhsatlı olduğunu söyledim. Demişsin. Sanık Hüseyin Keskin: Evet silahı söylemiştim Sayın başkanım. Mahkeme Başkanı:" Geçici olarak bana bıraktığını söyledin. Sanık Hüseyin Keskin: Yok öyle bir şey yok. Mahkeme Başkanı:" Sanığa nüfus kaydı okundu, soruldu. Sanık Hüseyin Keskin: Doğrudur başkanım. Mahkeme Başkanı:" Savcı bey var mı bir sorunuz? Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Sayın başkanım, müsaadenizle sanık Hüseyin Keskin e birkaç soru sormak istiyorum. Sanık Hüseyin Keskin, şu ana kadar ne işlerle meşgul oldunuz anlatır mısınız? Sanık Hüseyin Keskin: Sayın başkanım ben tersaneciyim. Gemi işinde çalıştığım firmalar bellidir, babamın yanında da çalıştım, babamdan dolayı anlaşamadım onun pek şeyine uymadığım için, babamın yanında da çalıştım çıktım. Şeyde Tesko diye bir firmada çalıştım, daha önce zaten biraz boşlukta gezdim yani çalışmadım, budur. 11

12 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:12 Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Herhangi bir kişinin korumalığını yaptınız mı? Sanık Hüseyin Keskin: Kesinlikle hayır. Sayın başkanım, yani tarih vermediniz yani, 2004 ten bu yana derseniz bir tek babamın yanında çalıştım, bir tek de Tesko firmasında çalıştım. Onun haricinde zaten zaman dolu, bir de Elektro Deniz diye bir firmada babamın arkadaşının yanında çalıştım, onun dışında yani zaten. Mahkeme Başkanı:" Birde Ertaç Giray ın yanında çalıştın. Sanık Hüseyin Keskin: Pardon Ertaç Giray ın yanında çalıştım pardon evet. Đlk zaten onun yanına girdim ilk. Mahkeme Başkanı:" Đlk çalışmanız orada mı? Sanık Hüseyin Keskin: Đlk çalıştığım yer orası. Askerden geldim, yani takriben iki üç ay falan oldu, beş ay falan oldu yani ben yani o kadar hatırlıyorum. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Sarıkamış ta ziyaretine gittiğinizi söylediğiniz astsubay Kubilay Seyhan sizin daha önce emekli bir askerin ve emekli savcının korumalığını yaptığını söylediğinizi ifade etmiş. Bu konuda ne diyorsunuz? Sanık Hüseyin Keskin: Bu konuda size söylemiştim Sayın başkanım, bu konuda ben silahın kendisine ruhsatlı olduğunu söyledim. O kendisi çekindiğinden korktuğundan dolayı söylemiş yani herhangi birisinin korumalığını yapmış değilim. O albay nereden çıktı onu bilmiyorum yani böyle birisi yok yani onu nasıl söylemiş onu nasıl getirmiş oraya ben hiç tahmin edemiyorum. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Siz Ertaç Giray ın yanında ne zaman çalışmaya başladınız tam tarih verebilir misiniz? Sanık Hüseyin Keskin: Tam tarih bilmiyorum ama takriben söylerim yaklaşık iki ay üç ay oynayabilir. 2007, 2007 nin hava kıştı. Son Şubat yo 2006 nın sonlarına doğru sayın başkanım yani Ekim o zaman.ekim, Kasım o zaman. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Siz Sarıkamış da yakalandıktan sonra emniyette vermiş olduğunuz bir ifade var. o ifadeniz taze bir ifade tarihten yaklaşık olarak 6 ay önce diye bahsediyorsunuz. Yani yakalandığınız tarih 10. ayın 20 si öyle midir veya 18 i? Sanık Hüseyin Keskin: Yakalandığım tarih 20 Ekim Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: 20 Ekim tarihten 6 ay öncesi de 2008 in Nisan ayı yapar yılının Nisan ayı yapar. Sanık Hüseyin Keskin: Nisan, evet. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Yani 6 ay önce Ertaç Giray ile tanıştığınızı ve onun yanında çalışmaya başladığınızı ifade ediyorsunuz. Sanık Hüseyin Keskin: Evet burada, burada işte o silahtan dolayı söylemediğim bazı şeyler var hani gizli aldığım, habersiz aldığım bu oraya gelmesin diye orada 6 ayı ben ordan biraz şey yaptım sayın başkanım bu hani babamın tanıştırdı diye Ahmet bu şekilde. Mahkeme Başkanı:" Aklın yerinde yani. Yanı onları öyle oturtmaya çalışıyorsun, düşünebiliyorsun yani. Sanık Hüseyin Keskin: Oturtmaya çalışıyorum babamı almasınlar diye sayın başkanım çünkü o durum öyle bir yani durum ki, babamı almasınlar diye ben şey yaptım. Böyle düşündüm yani üç dört ay böyle. Mahkeme Başkanı:" Orada babanla ilgisi yok, savcı beyin anlattığı yerde babanla ilgisi yok. Sanık Hüseyin Keskin: Anladım, anladım orada silahtan dolayı yani ben adamın yanında çalışıyorum çıkıyorum, çıktıktan sonra silahı alıyorum. Bu ordan ayı tutturamadı bu yani. Yani ben silahı ondan habersiz aldığımı söylüyorum ama işte burada iki üç ay orada. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: 2006 yılının sonunda çalışmaya başladıysanız 6 ay çalıştıysanız ne zaman ayrıldınız ordan 2006 yılında mı? Sanık Hüseyin Keskin: 2007 nin, 2006 son, 2007 nin aynen sene sonunda aynı tarihlerde. 12

13 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:13 Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: 6 ay yani 2006 da başlıyorsunuz. Sanık Hüseyin Keskin: Yo hayır hayır pardon. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: 6 ay diyorsunuz ve 2007 nin sonu oluyor nasıl. Bir yıl yapar? Sanık Hüseyin Keskin: 2006 nın, 2006 nın sonuna doğru. Tabi sonuna doğru eminim 2006 nın sonuna doğru yani Kasım, Aralık o zamanlar 2007 nin de sonuna doğru yo 2007 nin Ocak, Şubat, Mart ya o zamanlar çıktım eminim. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Ne kadar çalıştınız yanında kaç yıl? Sanık Hüseyin Keskin: 1 sene 2 ay falan. Yani bir sene, iki ay. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Yani bu 6 ay tabiri doğru değil o zaman? Sanık Hüseyin Keskin: O 6 ay doğru. Yani doğru derken. Mahkeme Başkanı:" Bir insan bir yerde çalıştığını bilmez mi bir sene, bir seninin yarısıdır altı ay. Yani bir altı ayla bir senenin farkını fark edecek kadar herhalde bilgi beceriye sahipsin. Sanık Hüseyin Keskin: Biliyorum sayın, biliyorum sayın başkanım nın, tabi 2006 nın Kasım ya Aralık o zaman kıştı hatta böyle ilkbahara doğruydu iyi hatırlıyorum ilkbahara doğruydu çıktım ayrıldım işten. Mahkeme Başkanı:" Ne kadar çalışarak ayrıldın? Sanık Hüseyin Keskin: Đşte bir sene ben bunu düşünmedim sayın başkanım. Bir sene falan yani 14 ay falan çalıştım diye düşünüyorum. Yani bu ayda, aylarda yani tutturamıyorum sayın başkanım, yani ayları hatırlamıyorum ki, ben girişi orada bir şey yapmadım ki, bir tutanak ibraz etmedim ki ben bu tarihte girdim hadi öteki işyerlerinde var. Giriyorsun kayıt yapılıyor ama burada öyle bir kaydım yok. Sadece ay olarak hatırlıyorum, yıl olarak hatırlıyorum da iyi hatırlıyorum sonunda 2007 nin de sonuna doğru yani Ocak Şubat iyi hatırlıyorum. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: 2007 nin Ocak ında mı ayrıldınız ordan? Sanık Hüseyin Keskin: Ocak, Şubat o zaman. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Sanık Hüseyin Keskin: Ay olarak hatırlamıyorum. Yani ay olarak bilmiyorum. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Ay önemli değil yıl olarak soruyorum siz 2008 yılının Ekim ayında yakalandınız ifadenizde 6 ay önce. Sanık Hüseyin Keskin: Yıl olarak evet 2007 nin, 2007 de. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Yanında çalışmaya başladığınızı ifade ediyorsunuz şimdi 2006 yılında çalıştım diyorsunuz de ayrıldım. Sanık Hüseyin Keskin: Sayın savcım. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Ayrıldıktan yakalanma tarihinize kadar olan süre yaklaşık bir yıl. Sanık Hüseyin Keskin: Tabi evet, evet o kadar oldu evet, evet. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Bir yıl boyunca bu silah sizde mi durdu? Sanık Hüseyin Keskin: Hayır kesinlikle hayır. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Nasıl? Sanık Hüseyin Keskin: Bir yıl boyunca bende durmadı sayın başkanım. Ofisteydi silah ben çıktım aradan bir zaman geçti işte o 6 ay ordan. O zaman geçti bende anahtar vardı. aldım silahı çıktım budur yani silah bende duralı 4 aydır. Silah bende 4 ay durdu. Belki o kadar da durmadı bilmiyorum. Mahkeme Başkanı: Adam ofisi kapadı, adam ofisi kapadı maddi yönden falan bir telefon görüşmem var, öyle anlatıyorsun. Sanık Hüseyin Keskin: O işte ben aldıktan sonra oldu. Mahkeme Başkanı: Yani kapanmış, kapanmış ofiste anahtarın var gidip açıyorsun orayı, başkasına ait yeri. 13

14 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:14 Sanık Hüseyin Keskin: Evet açtım aldım ve kendisine de zaten ara sıra gidiyordum, oraya gidince. Mahkeme Başkanı: Kapalı değil mi orası bitti orası? Sanık Hüseyin Keskin: Anahtar, hayır ofis kapalı değil sayın başkanım ofis devam ediyor. Ben aldıktan sonra oluyor ya aldıktan sonra 1 ay sonra kapanıyor, 2 ay sonra kapanıyor. Bilmiyorum, hatırlamıyorum ama kapandığını iyi biliyorum. Hanımını arıyorum silahını teslim edeceğim, koyacağım ofis kapandığını söylüyor. Hatta gittim almadan önce, aldıktan sonra gittim orada şeye sordum kapıcı vardı Đbrahim abi diye birisi var dedi ki ofis kapandı dedi, yengeyi aradım ofis kapandı dedi, silahı da bende kaldı. Yani ay olarak ben şimdi tutturamıyorum, ay olarak ben nasıl hatırlayacağım. Ama 2006 yı iyi hatırlıyorum sonuydu, 2007 ninde sonuydu. Açıklık getirebildim mi? Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Ertaç Giray ifadesinde şöyle diyor, Hüseyin Keskin benim yanıma 2005 yılı sonlarına doğru müvekkilim olan babası Đbrahim Keskin tavsiyesi üzerine yanımda ofis boy ve sekreter olarak çalışmaya başladı. Sanık Hüseyin Keskin: 2005 Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Kendisi 7 ay kadar çalıştı, bu beyana ne diyorsunuz? Sanık Hüseyin Keskin: Bu beyan doğru değil, ben çünkü iyi, yani girdiğim zamanı iyi hatırlıyorum. Zaten 2005 te ben askerdim sayın başkanım, askerdim 85/1 askerlik yaptım ben yani araştırabilirsiniz ben askerdim. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Ne zaman terhis oldunuz? Sanık Hüseyin Keskin: 2006 nın Mayıs ayında yani orada 4, 5 ay zaman süresi var. Dedim ya ilk Ertaç Giray ın yanına girdim sayın başkan. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: 7 ay çalıştı konusuna ne diyorsunuz? Sanık Hüseyin Keskin: Nasıl? Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: 7 ay çalıştı konusuna ne diyorsunuz? Sanık Hüseyin Keskin: 7 ay çok, ben 7 ay çalışmadım. O biraz hafızası şey yani unutuyor. Mahkeme Başkanı: Daha mı az çalıştın? Sanık Hüseyin Keskin: Nasıl, yok 1 sene çalıştım sayın. Mahkeme Başkanı: Daha fazla çalıştın. Sanık Hüseyin Keskin: 1 sene çalıştım, iyi hatırlıyorum ben işte askerden geldim 2, 3 ay sonra Mayıs ta geldim iyi hatırlıyorum böyle bir zaman zarfı geçti işte Kasım dı, 2006 nın Kasım ya da Aralık gibiydi. Ay olarak hatırlamıyorum ama o zamandı kıştı, girdim işte 2007 nin sene sonuna doğru böyle gene soğuktu hava kıştı iyi hatırlıyorum, oradan hatırlıyorum çıktım. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Klasör 144, sayfa 149 da Sarıkamış emniyet müdürlüğünde verdiğiniz ifade de Ertaç Giray ile ismini vermek istemediğiniz emekli personel ile yaklaşık 6 ay önce yani bu 2008 in Nisan ayına tekabül ediyor. Şişli de ki ofisine gidip tanıştığınızı ve yakın koruma olarak göreve başladığınızı beyan ediyorsunuz. Sanık Hüseyin Keskin: Bu Ahmet. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Yine klasör 144, sayfa 194 te Đstanbul terörle mücadele şube müdürlüğünde alınan ifadenizde Uzman Çavuş olduğunu beyan eden Kartal da dernek veya kahvede tanıştığım 1.70 boylarında göbekli, seyrek saçlı, 90 kilogram ağırlığında, esmer tenli Ahmet isimli şahıs aracılığıyla Ertaç Giray la tanıştığınızdan söz ediyorsunuz. Yani her iki ifadenizde böyle bir şahsı söylemeniz daha sonra da savcılık ifadenizde bunu inkar etmenizin nedeni nedir? Sanık Hüseyin Keskin: Babamı almasın diye söylemiştim sayın başkanım, oda tam doğrusu bu bunu ilk defa hem savcılıkta söylemedim, hem de Sarıkamış ta söylemedim. Đlk defa size söylüyorum, babamı almasınlar diye böyle bir yani şeye başvurdum, yani bağışlayın yani ne diyeyim babamı almasınlar diye yaptım. Ben Ahmet diye birisini tanımıyorum. Ahmet diye birisini 14

15 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:15 ben görmedim, bilmiyorum. Bu böyle hayal bir adam, varsayımda bir adam gerçekten böyle birisi yok eğer varsa telefonumda Ahmet diye birisi, Uzman Çavuş diye birisi varsa böyle bir görüştüğüme dair birisi varsa yani ben kabul edeceğim dedim zaten bunu da söyledim öyle birisi yok. Ben bunu Ahmet, Mehmet te diyebilirdim Hasan da diyebilirdim. Aklıma Ahmet geldi o anda ya bunu söyledim. Babamı almasınlar diye sayın başkanım çünkü Sarıkamış taki vermiş olduğum ifade de adam öyle bir, yani emniyet beni öyle bir sıkıştırdı ki ya resmen iftira atacak, yani bu adamı tanıyorsun. Böyle der gibi yaklaşıyorlar üstüme sayın başkanım. Bende babamı almasınlar diye işte söyledim orada yaklaşımını söyledim bana güven vermediler. Sarı yani Đstanbul emniyetinde vermiş olduğu güveni vermediler bana. Mahkeme Başkanı:" Đstanbul emniyetinde söylemişsin. Sanık Hüseyin Keskin: Đstanbul emniyetinde ben Ahmet. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Đstanbul emniyet müdürlüğünde verdiğiniz ifade bu. Sanık Hüseyin Keskin: Onu hatırlamıyorum belki doğru da olabilir ama ben yani onu ikrar etmiyorum. Onu yani ikrar etmiyorum ben. Doğru olabilir. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Size (1-2 kelime anlaşılamadı) Sanık Hüseyin Keskin: Yani ben kabul etmeden şey yapmadı. Yani aydınlatabilirim bu konuda şimdi biraz heyecandan söylemiyorum sayın başkanım. Eğer soracağınız bir şey varsa ben cevaplayım cevaplarım yani benim gizli saklı bir şeyim yok Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Bakınız klasör 144 sayfa 193 PDF sayfası size sormuşlar günü saat 09:30 sıralarında Sarıkamış ilçe emniyet müdürlüğü ekiplerince yakalandınız. Yakalandığınızda üzerinizde bulunan 9 mm. çapında brovning marka seri nolu MKE yapımı silah ile 3 adet dolu fişek elde edilmiştir. Elde edilen silah ve fişekler kime ait diye sormuşlar. Siz de aynen şöyle cevap vermişsiniz. Yakalandığımda üzerimden çıkan silah ve fişekler daha önce yanında çalıştığım Ertaç Giray a aittir. Ertaç Giray ile tanışmam kendisinin asker olduğunu söyleyen ve aynı zamanda uzman çavuş olduğunu beyan eden kartal da ismini bilmediğim ancak yerini bildiğim. Kahve veya dernek olarak işletilen yerde tanıdığım 1.70 boylarında göbekli seyrek saçlı 90 kilolarında esmer tenli Ahmet isimli şahıs vasıtasıyla olmuştur. Kartal da annemin yanına gittiğimde çay içmek için gittiğim kahvede 2007 yılı içerisinde Ahmet isimli şahısla tanıştım. Şahıs kendisinin asker olduğunu söyledi. Bu şahısla bir müddet sonra samimiyetimiz arttı. Ahmet isimli şahsa işsiz olduğumu söyledim. O da beni Ertaç Giray isimli şahsın Şişli de bulunan avukatlık bürosuna götürdü. Ertaç Giray a durumumu izah etti. Ertaç a, Ertaç Giray a elemana ihtiyacı olup olmadığını sordu. Ertaç Giray da kendisinin elemana ihtiyacı olmadığını ancak bir müddet yanında çalışmasını daha sonra başka bir işe yerleştireceğini söyledi bu şekilde Ertaç Giray ile Ahmet isimli şahıs vasıtasıyla tanıştım. Ertaç Giray ın avukatlık bürosunda ofis boy olarak işe başladım. Avukatlık bürosunda yedi sekiz ay kadar çalıştım. Bu zaman zarfında Ahmet isimli şahıslar birkaç kez telefonlar hal hatır sormak için görüştüm. Bu şahısla görüşmelerim numaralı telefonumla yaptım. Şahsın telefonu da bende kayıtlıydı ancak daha sonra silindi. Şu anda Ahmet isimli şahsın bende telefon numarası yok, şeklinde beyanlarınız var. Sanık Hüseyin Keskin: Yok, ben söyledim. Mahkeme Başkanı:" Dinleyin, dinleyin. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Yani bu Đstanbul emniyet müdürlüğünde terörde verdiğiniz ifade Sarıkamış değil. Sanık Hüseyin Keskin: Tamam. Đşte ben bunu şimdi unuttuğum için söylüyorum sayın başkanım. Ben unuttum gerçekten unuttum. Öyle birisi yok ben Sarıkamış da verdiğimi hatırlıyorum iyi hatırlıyorum ama emniyette işte ben silahı gizli aldığımı söylediğimi onu söyledim diye biliyorum ama onu karıştırdım orda. Ben o işte babamı almasınlar diye söyledim sayın başkanım. Budur. Ahmet diye birisi yok Ahmet diye birisini tanımıyorum eğer varsa diyorum eğer 15

16 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:16 yani çıksın Ahmet diye zaten söylemişim telefon numarası yok kayboldu yani yok öyle birisi yok ben bunu kafadan attım yani sayın başkanım uydurdum babamı almasınlar diye söyledim. Sarıkamış ta da söyledim. Ben emniyette ben tam doğruları anlattığımı biliyordum ama demek ki. Mahkeme Başkanı:" Baban Ertaç Giray ı nereden tanıyor? Sanık Hüseyin Keskin: Emeklilik döneminden yani emekli olacak zamandı o avukatlık konusunda yardım ediyor. Mahkeme Başkanı:" O Maltepe de avukat bey şişli de nereden gidip gelip tanışıyorlar? Sanık Hüseyin Keskin: Nasıl tanışmışlar bilmiyorum sayın başkanım. Mahkeme Başkanı:" Nasıl tanıştıklarını biliyor musun? Sanık Hüseyin Keskin: Yok bilmiyorum. Müvekkili zaten sayın başkanım. Ya babam söylüyordu müvekkilim diyordu. Ertaç Giray söylüyor müvekkilim diyor. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Silahı ilk olarak ne zaman aldınız? Sanık Hüseyin Keskin: Silahı ben 2007, 2008 in yaz ayıydı yazdı yaz ayıydı evet yazdı. Üç dört ay bende kaldığını iyi biliyorum. Fazla kalmadı zaten. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Daha önce alıp tekrar yerine koyma olayınız oldu mu? Sanık Hüseyin Keskin: Yani alıyordum derken işte böyle aldım o bodruma belime koyuyordum çünkü eve şey yaparken alma nedeni o çünkü ben almadım bir süre. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Nereden aldınız silahı tam olarak tarif eder misiniz büronun neresinden? Sanık Hüseyin Keskin: Şey vitrin vardı vitrinden aldım. Vitrin var zaten hemen görünüyor. Açıyorsun alıyorsun. Görünüyor zaten. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Şarjörü var mıydı? Sanık Hüseyin Keskin: Şarjör yoktu. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Mermi var mıydı? Sanık Hüseyin Keskin: Mermi orada vardı. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Şarjörü nereden temin ettiniz? Sanık Hüseyin Keskin: Şarjörü ben arkadaşımdan temin ettim. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Çalışıyor muydu silah atış yaptınız mı? Sanık Hüseyin Keskin: Atış yok ateş etmedim. Zaten mermisi özel onun mermisi şey o kuru şey antika silah ateş etmiyor ki, yani şarjör bile arkadaşımın kurusıkı tabancası vardı ordan olduğunu o da olmuyor yani. Zar zor şey yaptım öyle. Mahkeme Başkanı:" Baya uğraş vermişsin yani tabancayı o hale getirebilmek için. Sanık Hüseyin Keskin: Ya uğraş verdim sayın başkanım. Heves ettim. Ama sayın başkanım heves ettim. Ya bu bir hevesti. Hani heves ettiğim için geldim ben hayatımda elime bir tane silah geçti. Şarjör yok, antika silah, 1930 yapımı yani elde tutulacak bir silah değil imkanım yani imkanımda. Mahkeme Başkanı:" Ele geçmedi eline geçirdin yani adamın haberi olmadan şeyi açarak yani onun adı da başka şeye de döner. Sanık Hüseyin Keskin: Ama orda. Mahkeme Başkanı:" Çalışmadığın bir yer. Sanık Hüseyin Keskin: Çalıştım daha önce çıktım. Mahkeme Başkanı:" Daha önce çıktığın da çalışmadığın orada bir bağlantın olmayan bir yer. Gidiyorsun açıyorsun alıyorsun silahı çıkıyorsun dışarıya kapıyorsun. Đzahı ne bunun? Nasıl izah edeceksin bunu? Ya sadece ona merakım mı diyeceksin? Sanık Hüseyin Keskin:" Başka ne diyebilirim sayın başkanım. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Emniyet ifadenizde Ertaç Giray dan silahını dolabındaki çekmecesinden. Sanık Hüseyin Keskin: Çekmece. 16

17 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:17 Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Tahminen 2008 in Nisan ayında kendisinin haberi olmadan bir kez aldım. Ben bu silahı hava atmak için yanımda bir gün taşıdıktan sonra silahı yerine bıraktım. Böyle bir olay oldu mu? Sanık Hüseyin Keskin: Öyle bir olay olmadı bunu ben neden söyledim hani aldığım için söyledim. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Đfadenizi niye böyle verdiniz? Sanık Hüseyin Keskin: Đşte ben bunu aldığım söyledim, daha önce aldığım söyledim yanında çalışıyorum diye böyle söyledim. Yani sayın başkanım ben. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Bu silahı başka kişilere gösterdiniz mi arkadaşlarınız? Sanık Hüseyin Keskin: Yok hayır Kubilay Seyhan gördü. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Yine diyorsun bu silahı çevremdeki çoğu arkadaşıma hava olsun diye gösterdim. Sanık Hüseyin Keskin: Hava ama şimdi buda bir şey varsayım sayın başkanım. Bu da varsayım. Đşte ben burada töhmet altına soktular beni. Yani burada sen adam tetikçi altına soktu yani ben hava gibilerinden olsun diye çünkü öyle bir durumla karşılaştılar ki sayın başkanım. Yani ben. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Sen söylemedin mi bunları emniyette avukatın yok muydu? Sanık Hüseyin Keskin: Yoktu. Kimse yoktu. Avukat varda avukat pek benden taraf olmadı. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Yani sizin söylemediğiniz şeyleri mi yazdılar? Sanık Hüseyin Keskin: Hayır söylemediğim bir şey yazılmadı. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Siz bunları söylemediniz mi yani. Okumadan mı imzaladınız? Sanık Hüseyin Keskin: Okumadan imzaladım evet. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Böyle bir şey söylemediniz mi Nisan ayında alıp tekrar hava atmak için gösterdikten sonra yerine koydunuz? Sanık Hüseyin Keskin: Dedim, dedim, dedim ama işte ben bunu diyorum varsayımla söylüyorum diyorum başkanım. Böyle bir şey yok yani varsayımla söylüyorum. Đlk defa aldım silahı hani beni şey görsünler bu silahı hani hevesli öyle görsünler diye. Buraya beni tetikçi olarak hani öyle görüyorlar ya sayın başkanım. Bana sen buraya suikast yapmaya mı geldin bunu yapmaya mı geldin diye soruyorlar ben de böyle heves olsun diye söylenti olsun diye böyle bir şey söyledim. Hep bir şey şey yaptım. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Silahı bırakmak için ne zaman gittiniz büroya? Sanık Hüseyin Keskin: Ne zaman, bundan aldıktan iki ay sonra falan iki ay mı üç ay mı öyle bir şey olmalı. Zaten ofis kapanmıştı. Çoktan kapanmıştı. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Buradaki ifadenizde şöyle diyorsunuz, 2008 in Haziran ayında silahı bırakmak amacıyla Ertaç Giray ın bürosuna gittim doğru mu? Yani Mayıs ayında aldığınızı söylüyorsunuz Haziran ayında bırakmak için gittim diyorsunuz doğru mu? Sanık Hüseyin Keskin: Haziran işte orda bir çelişki var yani ben onu tam olarak şey yapamıyorum. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Çelişki şöyle Haziran ayında gittim diyorsunuz ve kapıyı çaldım kapıcı da taşındıklarını söyledi diyorsunuz. Ertaç Giray da ifadesinde 29 Temmuz da büroyu taşıdığını söylüyor Haziran ayında daha faal olduğundan bahsediyor. Yani burada bir çelişkiniz var onu sormak istiyorum. Sanık Hüseyin Keskin: Đşte ben aldıktan sonra kapanmış. Yani orada bir. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Yani Haziran da gittim büro kapalıydı diyorsunuz. Ama açıktı diyor Ertaç Giray. 17

18 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:18 Sanık Hüseyin Keskin: Ben bilmiyorum kapalıydı ama Haziran, Haziran olduğunu bilmiyorum ya. Bilmiyorum. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Đfadeniz bu şekilde bu sıcağı sıcağına alınan ifadeniz. Yakalandığınızda 2008 yılında 2 yıl önceki ifadeniz. Sanık Hüseyin Keskin: Tamam 2008 Haziranda zaten ben silahı aldım sayın başkanım. Haziran aylarında ben silahı aldım. Söyledim sayın başkanım yaz aylarıydı aldım iki üç ay dört ay mı öyle bir şey bende silah kaldı. Geri götürecektim zaten o zaman da yani 2008 de kapandı ofis. Ben 2008 de gittim 2008 de kapandı ofis sayın başkanım de kapandı. Ben aldıktan sonra belki bir ay belki iki ay sonra kapandı. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Siz silahı bırakmaya gittiğinizde nerede çalışıyordunuz? Sanık Hüseyin Keskin: Esko diye bir firmada çalışıyordum. Adresleri belli. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Ne zaman başladınız orada işe? Sanık Hüseyin Keskin: Hazirandı, hiç unutmuyorum Haziranın biriydi. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Başladıktan ne kadar sonra gittiniz? Sanık Hüseyin Keskin: Nasıl? Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Đşe başladıktan ne kadar sonra gittiniz? Sanık Hüseyin Keskin: Buraya gelmeden yakalanmadan üç gün önce yani 17 Ekim çıktım. 18 Ekim de yola çıktım 17 Ekimde. Mahkeme Başkanı:" Silah için oraya ne zaman gittin büroya? Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Silah için büroya ne zaman gittiniz onu öğrenmek istiyoruz. Sanık Hüseyin Keskin: Büroya ne zaman gittim işte ondan bir iki ay önce falan gittim. Yani hatırlamıyorum gün olarak ben bilmiyorum bunları ben eğer böyle başıma geleceğini bilseydim hepsini gün saatini tutardım. Hepsini tutardım. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Şimdi 2007 nin sonunda ayrıldınız bürodan. Anahtar sizde kaldı zaman zaman girip çıkıyorsunuz büroya öyle mi habersiz. Sanık Hüseyin Keskin: Hayır. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Nasıl oluyor nasıl alıyorsunuz? Sanık Hüseyin Keskin: Bir sefer girdim çıktım aldım. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Kimse yok muydu büroda siz girdiğinizde? Sanık Hüseyin Keskin: Hayır kimse yoktu. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Sonra telefon mu açtınız silahın sizde olduğuna dair? Sanık Hüseyin Keskin: Nasıl? Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Silahın sizde olduğuna dair Ertaç Giray veya eşine telefon açtınız mı? Sanık Hüseyin Keskin: Hayır. Silahın bende olduğuna dair değil. Ertaç abi dedim burada mı dedim. Ofis dedim kapanmış dedim. Evet, Ertaç amcan ofisi kapatmış dedi. Kapattı dedi. Bunu söyledim, kendisine dedim ulaşamıyorum dedim telefonu dedim kapalı. Yurt dışında dedi. Bunu söyledim. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Tesko dan ayrılmanızın nedeni nedir? Sanık Hüseyin Keskin: Arkadaşlık ortamında biraz huzursuzluk oldu. Odur. Gemide saat 12 ye kadar gemide kalmıştık gemi de bitecek dediler. 12-1, 12-1 hep gide gide zaten babamın vermiş olduğu ifadesinde de öyle gün geliyordu ben açıkta gemide çalışıyordum. Yani Kara yüzü görmedim hep denizde görüyordum o şekilde. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Ayrıldıktan kaç gün sonra Sarıkamış a yola çıktınız? Sanık Hüseyin Keskin: 3 gün sonra Sarıkamış a yok yok üç gün pardon. 18

19 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:19 Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Bu üç gün içerisinde kimlerle görüştünüz? Sanık Hüseyin Keskin: 17 Ekim, 18 Ekim vardım iki gün zaten Sarıkamış taydım pazartesi günü yakalandım. Đki gün Sarıkamış da kaldım 17 Ekim de yola çıktım. Akşam yola çıktım. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Tesko dan ne zaman ayrıldınız tam olarak? Sanık Hüseyin Keskin: 17 Ekim, 17 Ekim. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Ayrıldığınız gün yola mı çıktınız hemen? Sanık Hüseyin Keskin: Tabi hemen o gün yola çıktım 17 Ekim. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Çıkarken herhangi bir kişiyle görüşme yaptınız mı? Sanık Hüseyin Keskin: Kubilay Seyhan ile görüştüm. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Efendim. Sanık Hüseyin Keskin: Kubilay Seyhan ile komutanımla, zaten ondan bir hafta önce de ofisin telefonuyla görüştüm. Sonra kendi cep telefonunu aradım. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Kubilay Seyhan sizin geleceğinizi pek ümit etmediğini söylüyor ifadesinde. Sanık Hüseyin Keskin: Evet, evet, evet. Orada bir de ben şey konuştum hani beni çağırıyor gibilerinden ama öyle ben kendi kendimi davet ettirdim o da beni kendisine icabet etti tabi beni çağırdı budur yani. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Silahı götürdünüz yanınızda. Sanık Hüseyin Keskin: Tabi silahı evet. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Kendisi gördüğünde ne dediniz? Sanık Hüseyin Keskin: Kendisi gördü. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Astsubay gördü sizde silahı ne dediniz? Sanık Hüseyin Keskin: Baktı kimin o dedi. Ertaç Giray ın adına dedim. Bu emekli savcı dedim. Bunu söyledim ben iyi biliyorum iyi söyledim burada söylemedi diyor ben söyledim. Yani o çekindiğine korktuğuna söylememiş yani ben söyledim. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Ruhsatı var mı diye sordu mu size? Sanık Hüseyin Keskin: Sordu evet var dedim. Ertaç Giray ın adına kayıtlı dedim. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Senin ruhsatın var mı diye sordu mu? Sanık Hüseyin Keskin: Bana yani bana adamın yanına misafir gitmişim bana ne diyebilir yani. Sormadı. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Yani senin ruhsatsız silah taşıdığını biliyor muydu astsubay? Sanık Hüseyin Keskin: Şimdi bu o adamın adına ruhsatlı olduğu için oradan benim ruhsatsız tabi biliyor. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Yani herhangi bir müdahale etmedi? Sanık Hüseyin Keskin: Misafir gitmişim nasıl müdahale etsin olabilir mi? Yani ben gittim şimdi adam beni kimse yapmaz bunu. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Sizi nerelere götürdü? Sanık Hüseyin Keskin: Soğuksu diye bir yere gittik. Yani böyle bir ormanlık, böyle tam Alahüekber dağını görüyor. Şöyle tam gitmedim de yani görünümü o şekilde. Evinden iki kilometre uzakta. Ateş yaktık, piknik yaptık. Herhangi bir öyle bir görüşme olmadı. Sayın başkanım. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Siz oradaki ifadenizde şöyle diyorsunuz Sarıkamış taki ifadenizde. Aktütün karakol baskınından sonra vatan hainlerine karşı aşırı bir intikam duygusu oluştu ve Türkiye genelinde vatan hainlerinin izini sürmeye başladım. Karşıma çıktıkları esnada. Sanık Hüseyin Keskin: Tamam hepsini biliyorum hepsini. 19

20 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:37 Sayfa:20 Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Đntikamını alacaktım yani vatan haini olarak kimleri görüyorsunuz? Kimin izini sürdünüz? Bu konuyu bir açıklayın ikinci olarak yine Đstanbul terörle mücadelede verdiğiniz ifadede de Aktütün baskınından sonra terör olaylarından etkilendiğinizi gerekirse savaşacağınızı terörle mücadele edeceğinizi, bu vatan için öleceğinizi, gerekirse Irak a kadar gideceğinizi, Sarıkamış yada başka bir yerde eylem yapmayı düşünmediğinizi beyan ediyorsunuz. Bunu açıklayabilir misiniz? Sanık Hüseyin Keskin: Şimdi, hepsini biliyorum ben cevaplayım, hepsini biliyorum açıklarım. Sayın başkanım, sayın üyeler, burada bunun evveliyatına dönülmüyor yani bu olay ben bunu söyledim ama bu adam bunu buradan söyledi. Niye söyledi diye soran yok. Niye söyledin, söyleyim. Ama bunu savunmamda da söyledim. Ertaç Giray a adam müdür indi aşağıya terörist dedi senin yanında bulunduğun savcı dedi terörist dedi. Bunu söyleyince ben terör örgütünü bir tek PKK terör örgütü bilirim. Hayatımda terör örgütü bilmem. Hiçbir şey bilmem yani bu örgüt mörgüt o bu hiçbir şey bilmem. Gerçekten bilmiyorum, bir tek bildiğim PKK terör örgütü. Bende ona bir öfkeyle söylediğim bir şey. Bunu orada ifademi veriyorum ya ifademi verirken söylediğim. Oradan yola çıkıyor yani burada söylemek istediğim bu yani. Yani ilk etapta ben oturdum işte ifade vereceğim Aktütün karakoluna işte şöyle böyle, böyle değil bana sorduklarından dolayı ben bir öfke buda benim kusurum. Hemen böyle bir şey yaptım orada bunu söyledim. Yani bunun başlangıcı budur. Başlangıç böyle oldu. Ben direk etapta hemen Aktütün intikamını alacağım böyle oldu o zaman suçluyum kabul ediyorum. Suçluyum. Gerçekten suçluyum kabul ediyorum. Ama ben böyle girmedim. Bana o terörist Ertaç Giray senin yanında bulunduğun savcı işte terörist bana hitaben orada zaten başladı. Öyle deyince bende bunu söyledim. Ben terörist değilim ben vatanımı milletimi seviyorum. Ben gerçekten şimdi burayı bilmiyorum neyle karşılaşacağımı bilmiyorum. Akıbetim ne olacak onu bilmiyorum. Böyle bir durumla karşı karşıyayım manzara yani böyle ifade verdim ben terörist değilim acaba adamların soru kafasında soru işareti kalıyor. Askerlik yaptığı komutan şimdi bir şey mi yapacak yani çıkamıyorum yani sayın başkanım gerçekten. Budur yani bunun öncesi bu. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Sarıkamış emniyet ifadeniz okundu. Şimdi isterseniz bir daha okuyabilirim orada size ne Ergenekon terör örgütü sorulmuş. Ne terör örgütü denilmiş. Yani normal 6136 sayılı kanuna muhalefetten işlem yapılmış yani size orada silahı nereden aldınız, kimden aldınız o tür sorular sorulmuş. Sanık Hüseyin Keskin: Bakın burada söylüyorum her şeyi bak az önce ne dedim her şey. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Tutanakta böyle bir şey yok yani. Sanık Hüseyin Keskin: Burada başladı dedim. Senin yanında bulunduğun savcı Ergenekon terör örgütünün avukatlığını yapıyor. Ben ifade vermiyorum. Bakın sayın başkanım ifadeyi vermiyorum. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Sarıkamış da ki ifadenizden bahsediyorum orada hiç terör örgütünden bahsedilmiyor. Sanık Hüseyin Keskin: Sarıkamış tan bahsediyorum işte Sarıkamış tan. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Ergenekon dan bahsedilmiyor. Đşte hiçbir şey yok o ifadenizde ben isterseniz okuyabilirim yani. Size hiçbir şey sorulmamış yani Ergenekon ile ilgili terör örgütüyle ilgili. Sanık Hüseyin Keskin: Ergenekon nasıl. Bana sorulmadı oradaki müdürün gelmiş olduğu sorduğu soru bana yani sayın savcı ben burada yani iyi hatırlıyorum iyi biliyorum gözümün önünde bana sordu. Senin yanında bulunduğun savcı terör örgütü üyesi avukatlığını yapıyor. Böyle bir aşağılayıcı beni aşağılıyor. Yani ben de örgüte üyeyim ben de bu ifadeyi o yüzden verdim. Örgüt değilim üye değilim. Yani orada bana söylüyor orada bana sorulan soru Ergenekon terör örgütü sorulmuyor ama olay buradan patlıyor. Az önce de söyledim sayın başkanım. Yani buradan (1 kelime anlaşılamadı). Mahkeme Başkanı:" Yani onlar kayıtlarda yok o dediğiniz şeyler. 20