KLĠNĠĞĠMĠZDE JĠGANTOMASTĠLĠ HASTALARDA UYGULANAN SERBEST MEME BAġI VE SÜPEROMEDĠOSATRAL PEDĠKÜLLÜ MEME KÜÇÜLTME TEKNĠKLERĠNĠN KARġILAġTIRILMASI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KLĠNĠĞĠMĠZDE JĠGANTOMASTĠLĠ HASTALARDA UYGULANAN SERBEST MEME BAġI VE SÜPEROMEDĠOSATRAL PEDĠKÜLLÜ MEME KÜÇÜLTME TEKNĠKLERĠNĠN KARġILAġTIRILMASI"

Transkript

1 T.C ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ PLASTĠK, REKONSTRÜKTĠF VE ESTETĠK CERRAHĠ ANABĠLĠM DALI KLĠNĠĞĠMĠZDE JĠGANTOMASTĠLĠ HASTALARDA UYGULANAN SERBEST MEME BAġI VE SÜPEROMEDĠOSATRAL PEDĠKÜLLÜ MEME KÜÇÜLTME TEKNĠKLERĠNĠN KARġILAġTIRILMASI Dr. Aysun BÖLÜKBAġI MAMAK UZMANLIK TEZĠ TEZ DANIġMANI Prof. Dr. Cemil DALAY ADANA

2 TEġEKKÜR Uzmanlık eğitimim süresince bilgi ve deneyimlerini bizimle paylaşan başta tez hocam Prof. Dr. Cemil DALAY olmak üzere tüm öğretim üyesi hocalarıma; Asistanlık süreci boyunca birlikte çalıştığımız bölümümüzden mezun olmuş ve halen asistan olarak görev yapan arkadaşlarıma, tüm hemşire ve personel arkadaşlarıma, Uzmanlık eğitimim süresince sabrını ve sevgisini eksik etmeyen sevgili eşim Alp MAMAK a, sevgisiyle ve varlığıyla her an mutlu olduğum biricik oğlum Alp KAAN a, bir an bile desteklerini esirgemeyen sevgili annem, babam ve kardeşlerime sonsuz teşekkürler. Dr. Aysun BÖLÜKBAġI MAMAK I

3 ĠÇĠNDEKĠLER TEŞEKKÜR... I İÇİNDEKİLER... II TABLO LİSTESİ... III ŞEKİL LİSTESİ... IV KISALTMA LİSTESİ... V ÖZET ve ANAHTAR KELİMELER... VI ABSTRACT and KEY WORDS... VII 1. GİRİŞ GENEL BİLGİLER Tarihçe Meme Anatomisi Memenin Vasküler Anatomisi ve Lenfatik Drenajı Arteriyel Beslenme Memenin Venöz Drenajı Memenin Lenfatik Drenajı Memenin İnnervasyonu Normal Meme Fizyolojisi Meme Hipertrofisi Etiolojisi Meme Küçültme Ameliyatları Cerrahi Endikasyonları Ameliyat Teknikleri Liposakşın ile Meme Küçültme Derinin Wise Patern Ters T Skarlı Meme Küçültme Kısa Skarlı Teknikler Serbest Meme Başı Greft Tekniği GEREÇ ve YÖNTEM İstatistiksel Method BULGULAR Hastaların Genel Özelliklerinin Değerlendirilmesi Hastaların Meslek ve Sosyoekonomik Seviyeleri İle Seçilen Yöntem Arasındaki İlişki Hastaların Vücut Kitle İndeksi İle Sosyokültürel Seviyeleri ve Seçilen Yöntem Arasındaki İlişki Hastaların Tanılarının Değerlendirilmesi Hastaların Ameliyat Öncesi ve Sonrası Ölçümleri ile Çıkarılan Doku Miktarlarının Değerlendirilmesi Hastaların Operasyon ve Hastanede Yatış Süreleri Hastalarda Oluşan Komplikasyonların Değerlendirilmesi Yapılan Sekonder Cerrahi Girişimlerin Değerlendirilmesi Hasta Memnuniyetinin Değerlendirilmesi TARTIŞMA SONUÇ ve ÖNERİLER KAYNAKLAR ÖZGEÇMİŞ II

4 TABLO LĠSTESĠ Tablo No Sayfa No Tablo 1. Majör ve Minör Endikasyonlar Tablo 2. Hastaların Genel Özellikleri Tablo 3. Hastaların Sigara Ġçme ve Ek Hastalığa Sahip Olmaları ile Seçilen Yöntem Arasındaki ĠliĢki Tablo 4. Sosyoekonomik ve Kültürel Düzeylere Göre Seçilen Yöntemin Analizi Tablo 5. Hastaların Vücut Kitle Ġndeksleri Ġle Sosoyoekonomik Kültürel Seviyeleri Arasındaki ĠliĢki Tablo 6. Vücut Kitle Ġndeksleri Ġle Seçilen Yöntem Arasındaki ĠliĢki Tablo 7. Hastaların Tanılarına Göre Grup Dağılımı Tablo 8. Gruplar Arası Ölçümlerin ve Çıkarılan Doku Miktarlarının KarĢılaĢtırılması Tablo 9. Hastaların Ameliyat Süreleri ve Hastanede YatıĢ Sürelerinin Analiz Bulguları Tablo 10. OluĢan Komplikasyonların Sınıflandırılması Tablo 11. Ek Hastalık Varlığı ve Tanılarının Komplikasyon OluĢması Ġle Ġlgili ĠliĢkileri Tablo 12. Gruplar Arası Sekonder Cerrahi GiriĢimlerin Değerlendirilmesi Tablo 13. Hasta Memnuniyetinin Değerlendirilmesi III

5 ġekġl LĠSTESĠ ġekil No Sayfa No ġekil 1. Meme anatomisi... 5 ġekil 2. Memenin arteriel beslenmesi... 8 ġekil 3. Memenin venöz sistemi... 9 ġekil 4. Memenin lenfatik drenajı ġekil 5. Memenin innervayonu ġekil 6. Ġnferior piramidal dermal flep tekniği ġekil 7. Superior tabanlı dermal pedikül tekniğinin ameliyat öncesi iģaretlemeleri ġekil 8. Vertikal skar mamoplasti tekniği ġekil 9. Serbest nipple greft tekniği ġekil 10. Tüm hastaların mesleki durumları ġekil 11. Sosyoekonomik ve kültürel seviyelerine göre seçilen yöntemin grafiksel gösterimi ġekil 12. Vücut kitle indeksi (BMI) ile seçilen yöntem arasındaki iliģkinin grafiksel gösterimi ġekil 13. Grup I ve II nin sağ memesinden çıkarılan doku miktarları oranını gösteren grafik ġekil 14. Grup I ve II nin sol memesinden çıkarılan doku miktarları oranını gösteren grafik ġekil 15. Grup I ve II nin her iki memesinden çıkarılan toplam doku miktarlarının karģılaģtırılmasını gösteren grafik ġekil 16. Hasta memnuniyetini gösteren grafik IV

6 KISALTMA LĠSTESĠ ABD : Amerika Birleşik Devletleri BMI : Vücut Kitle Endeksi BJMH : Bilateral jüvenil meme hipertrofisi BPMH : Bilateral postlaktasyonel meme hipertrofisi MKH AN : Midklavikuler hat areola nipple mesafesi FSH : Folikül stimülize edici hormon LH : Luteinizan hormon RNA : Ribonükleik asit SÇ : Sternal çentik V

7 ÖZET Kliniğimizde Jigantomastili Hastalarda Uygulanan Serbest Meme BaĢı Meme Küçültme ve Süperomediosatral Pediküllü Meme Küçültme Tekniklerinin KarĢılaĢtırılması Amaç: Bu çalışmamızın amacı kliniğimizde jigantomastili hastalara uygulanan serbest meme başı greft tekniği ve süperomediosantral pedikül ile yapılan meme küçültme ameliyatlarını karşılaştırarak hangi hastaya hangi yöntemin kullanılmasının uygun olacağını göstermektir. Gereç ve Yöntem: Bu amaçla retrospektif olarak Haziran tarihleri arasında yapılmış olan 220 jigantomastili hastanın 118 tanesine ulaşıldı. 61 hasta serbest meme başı greft tekniği ile 51 hasta ise süperomediosantral pediküllü meme küçültme tekniği ile ameliyat edildi. Tüm hastaların yaş, boy, kilo, vücut kitle indeksi (BMI), doğum sayısı, sosyoekonomik - kültürel seviye, meslek, ek sistemik hastalık varlığı, sigara kullanımı, preop ölçümlerde elde edilen sağ ve sol sternal çentik areola nipple mesafesi, perop dönemde sağ ve sol memeden çıkarılan dokunun formol kullanılmadan önceki ağırlığı, toplam çıkarılan miktar, postop sternal çentik areola nipple mesafesi, ameliyat süresi, hastanede kalış süresi, komplikasyon varlığı, sekonder girişim yapılıp yapılmaması kaydedildi. Memnuniyet durumları 5 üzerinden derecelendirildi. Bulgular: Çalışmaya alınan hastaların % 81,4 ü ev hanımı, % 82,2 si orta ve düşük sosyoekonomik seviyeye sahipti. Grup I hastalarının yaş ortalaması 47,3±10,7, Grup II hastalarının ise 37,4±11,5 bulundu. Grup I hastalarının BMI ortalaması 37,1±6,0 kg/cm 2, Grup II hastalarının ise 32,1±5,4 kg/cm 2 bulundu. Ek hastalık oranlarına baktığımızda Grup I deki hastaların % 38,8 inde, Grup II deki hastaların ise % 15,7 sinde ek sistemik hastalık varlığı tespit edildi. Bu oranlar istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Grup I hastalarından çıkarılan toplam doku miktarı 3636,2±1038,4 gr, Grup II hastalarından çıkarılan toplam doku miktarı ise 2324,8±450,6 gr olarak saptandı. Komplikasyon ve memnuniyet oranlarına bakıldığında her iki grupta anlamlı bir fark saptanmadı. Grup II de dört areola nekrozu meydana geldi. Çalışmaya alınan hiçbir hastada sistemik komplikasyona rastlanmadı. Sonuç: 1000 gr dan daha fazla doku çıkarılması gereken jigantomastili hastalarda seçilecek yönteme karar verirken hastanın yaşı, BMI i, ek hastalık varlığı, postmenapozal dönemde olup olmaması göz önünde bulundurulmalıdır. 40 yaş üstü, postmenapozal dönemde bulunan, BMI i 30 un üzerinde olan ve ek sistemik hastalığı olan kişilerde hiç düşünmeden serbest meme başı küçültme tekniği kullanılmasını klinikçe önermekteyiz. Diğer koşullarda süperomediosantral pediküllü meme küçültme tekniği oldukça güvenli bir şekilde uygulanarak uzun dönemde daha kalıcı fonksiyonel ve estetik sonuçlar sağlamaktadır. Anahtar Sözcükler: Meme hipertrofisi, jigantomasti, serbest meme başı greft ile meme küçültme tekniği, süperiomediosantral pediküllü meme küçültme tekniği. VI

8 ABSTRACT Comparision of Free Nipple Technique & Superiomediocentral Pedicle Technique for Reduction Mammaplasty in Gigantomastia Applied In Our Clinic Aim: The aim of this study is to show which technique is appropriate to use in which patient for breast reduction mammaplasty in gigantomastia with comparison of free nipple graft technique and superiomediocentral pedicle technique that are administered to patients in our clinic. Materials and Methods: For this purpose, retrospectively; reached 118 patients with Gigantomastia in 220 patients which has done reduction mammaplasty between June of the patients were operated with free nipple graft technique, 51 of the patients were operated with the superiomediocentral pedicle breast reduction technique. All patients are recorded with; age, height, weight, body mass index (BMI), number of births, socio - cultural level, occupation, the additional presence of systemic disease, smoking, preoperative measurements obtained from the right and the left nipple, the areola from the sternal notch distance, and the right time perop the left breast removed before the use of formalin weight of the total tissue amount, postoperative sternal notch nipple areola distance, operation time, hospital stay, complications, and if secondary intervention has done or not. Satisfaction of the patients was graded over five. Findings: 81.4% of the patients was housewives, 82.2% percent had moderate, and low socioeconomic level. Average age found 47.3 ± 10.7 in Group I Patients, and 37.4 ± 11.5 in Group II patients. Group I patients with average BMI of 37.1 ± 6.0 kg / cm 2, while patients in Group II, 32.1 ± 5.4 kg / cm 2 found. When we look at additional disease rates; in 38.8% of Group I patients, and, in 15.7% of Group II patients, the presence of systemic disease was detected. These rates were found statistically significant. A total amount of tissue resected from Group I patients were found to be ± g, and a total amount of tissue resected from Group II patients were found to be ± grams. Looking at satisfaction and complication rates there was no significant difference in both groups. In Group II, four-areola necrosis occurred. Systemic complications didn't occur in any of the patient in this study. Conclusion: When deciding on the method of choice in patients with gigantomastia, which there is the need of tissue resection over 1000 g from one breast; the patient's age, BMI, the presence of additional disease, to be in postmenopausal period, should be considered. Our clinic recommend the use of the technique of free nipple reduction, in patients; over 40 years, who is in the postmenopausal period, who's BMI is over 30 and who has additional systemic disease; without any doubt. In other conditions; superiomediocentral pedicle breast reduction technique is quite safe to apply to get more permanent long-term functional and aesthetic results. Key Words: Mammary hypertrophy, gigantomastia, free nipple graft reduction mammaplasty, superiomediocentral pedicle reduction mammaplasty. VII

9 1. GĠRĠġ Meme hipertrofisi jüvenil dönemde ve doğum yaptıktan sonraki periyodda meme dokusunda ve glandüler epitelde hiperplazinin olmasıyla karakterizedir. Etiyolojide genetik geçiş de bildirilmekle birlikte daha çok östrojene aşırı duyarlılık gösterilmektedir. Meme büyüklüğü arttıkça klinik bulguların hem fizyolojik hem psikolojik olarak artması sebebiyle bu tip hastalar meme küçültme operasyonu yaptırmak amacıyla tarafımıza başvurmaktadır. Genç kadınlarda psikolojik sıkıntılar ağır basarken yaşça büyük olan kadınlarda ise fiziksel semptomlar daha ağır basar. Bu tip hastalar günlük yaşamlarında daha bol kıyafet giyerken meme bedenini küçük gösterecek şekilde öne doğru eğilerek yürürler ki bu da postür bozukluğuna neden olmaktadır (1). Bunların yanında sırt ve omuz ağrılarının olması, sütyen askı izlerinin derin olması, meme altı olukta özellikle yaz aylarında olmak üzere dermatit ve döküntülerin olması, fiziksel aktivitenin sınırlanması kişinin sosyal yaşantısını çok etkilemektedir (1). Bunlardan ötürü günümüzde meme küçültme operasyonları sık uygulanmakta olup popülaritesi gün geçtikçe artmaktadır. Tabi ki sonuçların estetik ve fonksiyonel olması hastaların yaşamlarını daha pozitif düzeyde etkilemektedir. Günümüzde değişik yöntemlerle meme küçültme operasyonları uygulanmaktadır (2). Hedeflenen amaç daha küçük meme elde ederken memenin fizyolojisini bozmadan kozmetik sonuçlar sağlamak ve bunu uzun süreli kalıcı kılmaktır. Yapılan her tekniğin kendine özgün avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır (2). Biz de kliniğimizde çok sayıda meme küçültme operasyonları uygulamaktayız. Buradan yola çıkarak Haziran yılları arasında özellikle jigantomastili yani her bir memeden en az 1000 gr üzerinde doku eksizyonu yaptığımız hastalardaki seçtiğimiz yöntemler olan süperomediosantral pediküllü ve serbest meme başı küçültme mamoplastisi tekniklerinin birbirine göre avantaj ve dezavantajlarını göstermek ve klinik olarak jigantomastili hastalara yaklaşımımızı sunmayı amaçladık. 1

10 2. GENEL BĠLGĠLER 2.1. Tarihçe Meme büyüklüğü tarih boyunca seksapalite ve doğurganlığın simgesi olarak kabul edilmiştir. Fakat aşırı düzeyde olan meme büyüklüğü deformasyon olarak kabul edilmiş ve 19. yy'ın başlarından itibaren meme küçültmeye yönelik ameliyatlar geliştirilmiştir. Meme küçültme operasyonu ilk kez 6. yy'da jinekomasti için tanımlanmıştır. Schaller 19. yy'da meme amputasyon mamoplastisini tanımlamış ve Dieffenbach 1848 de inframamarial skar olacak şekilde alt pol küçültme mamoplastisini gerçekleştirmiştir. 19. yy'ın sonlarında Pousson memeyi küçültmek ve kaldırmak amacıyla üst polden kama şeklinde fazla meme dokusunun çıkarılmasını önermiştir. İlk kez Morestin meme başının yer değişikliğini kullanmıştır. Bu süre içerisinde meme küçültme operasyonları uygulanmış olsa da 1920 lere kadar daha güvenilir teknikler geliştirilememiştir. Wise a göre meme küçültme ameliyatlarının modern tekniklerinin gelişmesi pitoz düzeltilmesi ve meme başının (nipple) yer değiştirilmesi görüşlerini popülarize eden Aubert ile başlar 3. Thorek 1922 de memenin alt polünün transvers amputasyonunu ve meme başının serbest greft şeklinde yer değiştirilmesini savunmuştur 3,4,5. Günümüzde ise bu teknik Wise ın ters T skar tekniği ile kombine edilerek hala kullanılmaktadır. Aubert 1923 de vasküler komplikasyonları azaltmak amacıyla meme dokusu ile cildin ayrılmasının önemini özellikle vurgulamıştır de Passot meme başı yer değişikliğini memenin üst tarafında düğme iliği insizyonu yaparak çıkartılmasını tanımlamıştır. Schwarzmann 1930 da meme başının süperomedial dermal pedikül ile korunarak yer değiştirilebileceğini savunmuştur. Bu gelişme meme küçültme operasyonlarında meme başının canlılığının korunarak yer değiştirilmesi açısından evrim niteliğinde bir gelişme olmuştur. Biesenberger parankimal pedikül tabanlı ters T skarlı giderek kesme prensibi ile yapılan cilt eksizyonunun olduğu meme küçültme operasyonu tanımlamıştır. Fakat bu prosedürde geniş bir cilt serbestleştirilmesi, fazla dokunun çıkarılması ve yeniden şekillendirme yapılmasından dolayı yüksek oranda cilt ve areola nekrozları meydana gelmiştir 3,5,6. 2

11 1950 lerde daha güvenilir teknikler tanımlanana kadar en çok popüler olan teknik bu olmuştur. Meme küçültme operasyon teknikleri geliştikçe nipple areola kompleksinin canlılığının korunması en önemli ilgi odağı haline gelmiştir. 5 Aufricht cilt eksizyonu ve şekillendirilmesinin önemini 1949 da yaptığı yayında vurguladı. Bames ve Penn in Güney Afrika da ki ameliyat öncesi meme üzerinde çizim yapmaları modern cilt eksizyonlarının temeli olan 1956 da Wise ın anahtar deliği paternini geliştirmesine hız kazandırdı. 1 Nipple canlılığını korumak için horizontal dermoglandüler bipediküllü flep kullanan Strombeck Schwarzmann ın tekniklerini geliştirdi.1960 larda Wise ın anahtar deliği cilt eksizyonu paterni ile birleştirilen Strombeck in tekniği en güvenilir teknik olarak kabul edildi. Skoog ise süperolateral dermoglandüler pedikül tekniği kullandı de McKissock bu yaklaşımı vertikal bipediküllü flep şeklinde geliştirdi ki bugün hala bu tekniği kullanan bazı cerrahlar bulunmaktadır. Pitanguy ve Weiner 1960 larda süperior pedkiküllü Wise ın anahtar deliği deri paternini içeren tekniği popülarize etti lerin ortasında Courtiss, Georgiade, Goldwyn, Ribiero ve Robbins his ve vaskülaritenin artması amacıyla geniş tabanlı inferior pedikülü geliştirdiler. Bu operasyonlar Wise deri paterni ile kombine edilerek yapıldı. Güvenilir, tekrarlanabilir ve değişik beden ve büyüklükteki memelere uygulanabilir olması nedeniyle çok popüler hale geldi. 1 Uzun dönem sonuçlara bakıldığında hoş olmayan inferior vertikal skarın uzaması, meme üst polünde hacim kaybının olmasıyla karakterize bottom out deformitesi ile yüz yüze kalındı. Orlando ve Guthrie bottom out deformitesini azaltmak amacıyla süperomedial pedikülü popülarize etti. Deformitenin nedeninin ise yerçekimi etkisi olduğu belirtildi. Güney Amerika ve Avrupadaki bazı cerrahlar inferior pedikülün aşağı doğru düşmesi ve uzun horizontal hipertrofik skar oluşturabilmesi sebebiyle süperior pedikül tabanlı kısa skar oluşturabilme tekniklerini araştırdılar. Bunlardan önde gelenler ise Lassus, Lejour, Marchac, Peixoto, Goes ve Benelli dir. 1 Bu hareket Kuzey Amerika ya da yayılarak birçok tekniğin gelişmesini sağladı ki bunlardan bazıları ise Hammond ın mamoplastisi (kısa skar, periareolar ve inferior pedikül tekniği), Hall-Findlay in modifikasyonu ve Lejour un tekniğidir. Vertikal mamoplasti tekniği mastopeksi düzeltilmesi için ilk defa Lötsch (1923), Dartigues (1924) ve Passot (1931) tarafından tanımlanmıştır. 7,8,9,10,11 Bu teknik Arie (1957) 3

12 tarafından tekrar meme redüksiyonu için sunulmuş, Lassus tarafından (1969 ve 1981) modifiye edilmiş, daha sonra Lejour ve ark. (1981) tarafından tekrar ele alınmış ve Marchac ve DeOlarte (1982) tarafından geliştirilmiştir. Son zamanlarda ortaya sürülen ve en çok bilinen superior dermal pediküllü vertikal skar tekniği Lejour unkidir. 1 Benelli ve Goes fazla pitozu olmayan orta derecedeki küçültmelerde, vertikal veya meme altında skar olmayan sirkumareolar küçültme ameliyatını ortaya koymuşlardır. 12,13 Balch tarafından ise santral teknik tanımlanmıştır Meme Anatomisi Meme küçültme operasyonlarında birçok farklı tekniğin bulunması, bu tekniklerin daha fonksiyonel ve estetik görünümlü meme yapmak için zaman içerisinde gelişmesi ve hangi hastaya hangi tekniğin kullanılmasının daha iyi olduğunu anlayabilmek için anatominin bilinmesi çok önemlidir. Seçilen yöntemin güvenilir bir şekilde uygulanması vasküler sorunları, iyileşme sorunlarını ve duyusal değişiklikleri en aza indirmek ve ameliyat sonrası fonksiyonun ve elde edilen estetik şeklin uzun dönem kalıcılığını sağlamak açısından gereklidir. 3 Meme şekli ve boyutu birçok anatomik ve ırksal faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterir. Erişkin kadın memesi konik şeklinde 3-5 cm yüksekliğinde ve cm çapında olup, normalde ağırlığı gr dır fakat mestrüel dönemlerde ve özellikle laktasyonda artar. 15 Obes kişilerde ağırlığı daha fazla olabilir en öenmli etken yağ dokusunun artmasıdır. 4 Meme tabanı pektoralis major kası üzerinde 2. ve 6. kostalar arasında yer alır. Memenin alt polü üst polünden daha dolgun bir yapıya sahiptir.1 Memenin aksilla içerisine oblik şekildeki olan uzantısı Spence kuyruğu olarak adlandırılmıştır. 5,14 Memenin inferomedial kısmı pektoral kası olduğu kadar rektus abdominis kasın süperior kısmını da kapsar. Lateralde ise serratus aneterior kasının üzerinde bulunur. Ektodermal kabartıdan oluşan nipple, inframamarial çizginin hizasında bulunur ve midklavikular hattın hafifçe lateralinde, 4-5. kosta seviyesindedir. Meme başının büyük bir kısmı sirküler ve longitidünal düz kas liflerinden oluşmuştur. Genç kadınlarda iyi gelişmiş bir memede midkalvikular hat sternal çentik mesafesi cm arasındadır. Nipple ve sternal çentik arasında oluşan eşkenar üçgenin kenarları ise 21 cm dir. 1 4

13 Matür bir meme parenkimi lobuloalveolar yapı ve duktusların meydana getirdiği yaklaşık 20 adet glandüler lobdan oluşmuştur. 3,5 Bu loblar bağ doku ile çevrelenmiştir ve birçok lobüllere ayrılırlar. Bu lobüller arası sayıda alveollere bölünür ve bunlar basement membranı oluşturan bir kılıf ile çevrelenmiştir. 4 Bu loblar diğer loblarla bağlantılıdır ve birbirlerinden ayrı lob olarak değerlendirilemez. Tüm loblar ana kanallara drene olurlar ve bunlar meme boyunca uzanır. Her bir ana kanal meme ucuna yaklaştığı zaman kapanarak dilate olur ve laktiferöz sinüsleri oluşturarak süt depolamak için rezervuar görevi görür (Şekil 1). Laktasyon için bazı kanalların glandüler dokudaki devamlılığının korunması gerekmektedir. Bu nedenle anne sütü vermeyi düşünen hastalarda uygun tekniği seçmek önemlidir. 3 ġekil 1. Meme anatomisi Nipple sirküler pigmente areola tarafından çevrelenir. Areolanın derisi lanugo kılları, apokrin ter bezleri, küçük sebase glandları ve Montgomery glandlarını içerir. 5

14 Çapı mm arasında değişir. 4 Montgomery glandları areolanın epidermisi içerisindeki Morgagni tüberküllerine açılır ve bu bezler laktasyon sırasında meme başı ve areolayı yağlandırarak emme işini kolaylaştırırlar. Bunlar gebelikte büyür ve sekresyonları artar. Postmenapozal dönemde ise involüsyona uğrarlar. Areola sirküler ve radial yönde uzanan düz kas lifleri içermektedir ki bunların işlevi areolanın kontraksiyonunu sağlayarak ve meme başının tabanını sıkıştırmaktır. 4 Meme dokusunu kaplayan cilt ince olup kıl folikülleri, sebase glandlar ve ekrin ter bezlerini içerir. Dermisin altında meme dokusu superfisyal fasyanın süperfisyal ve derin tabakaları tarafından sarılmıştır. Bu yukarıda servikal fasya, aşağıda superfisyal abdominal Cooper fasyası ile devam eder. 4 Superfisyal fasyanın derin tabakası daha iyi gelişmiştir ve kısmen pektoral fasya üzerinde uzanarak altındaki pektoralis majör kasının üzerini örter. Memenin superfisyal fasyasının derin tabakası ile göğüs duvarının pektoral fasyası arasında bir bursa vardır. Cerrahi diseksiyon sırasında bu bursal düzey retroglandüler bölümle ilişki içerisindedir ve göğüs duvarı üzerinde memenin hareketine katkıda bulunmaktadır. 3 Superfisyal fasyanın derin tabakası retromamarial boşluğu geçerek pektoral fasya ile birleşir ve memenin posterior asıcı ligamentlerini oluşturur yılında Astley Cooper tarafından meme glandının pektoral kas fasyasına suspansör ligamentlerle tutunmuş olduğu tanımlanmıştır. 1 Cooper ligamentleri olarak bilinen suspansör ligamentler bağ dokunun fibröz kalınlaşması ile oluşur. Süperfisyal fasyanın derin tabakasından memeyi örten cildin dermisine dek uzanır ve parankimal yapıların birbirinden ayrılmasını sağlar.3 Bu ligamentler memenin şeklinin korunması için önemlidir, meme dokusunu pektoralis major fasyası ve üzerindeki deriye tutundurarak memeyi sabitlerler. 3,5 Bu deri kılıfı, içerisindeki meme dokusunun bazı hareketlerine izin verir ve meme dokusuna destek sağlar. Memenin glandüler dokusunun yanında adipöz doku, nörovasküler ve bağ dokusu yer almaktadır. Yağ dokusunun miktarı hastanın kilosu, genetiği, yaşı ve hormonal durumuna bağlı olarak değişir. Yağ doku miktarı meme küçültme ameliyatı planlanırken, hastanın ek morbiditesi hesaplanarak teknik seçimi ve liposakşın kullanılıp kullanılmayacağı planlanır. 1 6

15 2.3. Memenin Vasküler Anatomisi ve Lenfatik Drenajı Arteriyel Beslenme Memenin vasküler anatomisini anlayabilmek için birçok anatomik çalışma yapılmıştır. Maliniac 1943 yılında 103 kadaverik kadın memesinde röntgenografik çalışma yapmıştır. Mathes ise vasküler desteği daha iyi tanımlayabilmek için diseksiyonlar ve lateks ve baryum enjeksiyonları kullanmıştır. Yapılan bu çalışmalar göstermiştir ki memenin arteriyel desteğinde başlıca üç kaynak vardır. Bunlar; 1. İnternal mamariyal arterin mediyal perforan dalları (mediyal tabanlı fleplerin ana beslenme kaynağı) 2. Lateral torasik arter (lateral tabanlı fleplerin ana beslenme kaynağı) 3. Torakoakromiyal arter (süperior tabanlı fleplerin ana beslenme kaynağı, aynı zamanda lateral ve inferior fleplere katkı sağlar) 2 İnternal mamariyal arter subclavian arterden çıkar, klavikula ve 1. kaburga arkasından aşağıya doğru inerek ilerler. Sternum lateralinde seyreder ve 1-6. kaburgaların kartilaj yapılarının arkasında seyreder. Sternumun yaklaşık 2 cm lateralinden interkostal bölgelerden çıkan anterior perforatörler memenin subkutanöz dokusunda ilerler. En çok katkısı olanlar 2 ve 5. Kaburga arasından çıkan interkostal perforatörlerdir. 1 Başlıca memenin medial bölümü olmak üzere total meme kan akımının % 60 ını sağlarlar. 1 Bu perforatörler nipple bölgesine doğru uzanır, burada lateral torasik arter ve interkostal damarlarla geniş bir vasküler ağ kurarlar. Posterior perforatör dallar interkostal aralıkların daha lateralinden çıkarak memenin posterior bölümünün vasküler desteğini sağlar. 4 Lateral torasik arter aksiller arterden çıkar. Bazen değişkenlik göstererek torakoakromial veya subskapuler arterden de çıkabilir. 4,5 Perforan dallarını pektoralis majör kasının lateralinden meme dokusunun tabanına doğru gönderir. 4 Memenin toplam kan akımının % 30 u lateral torasik arter tarafından sağlanır. 1 Memenin alt lateral bölümünün arteriel desteğinin çok az bir kısmı ise aortadan çıkan 3-4 ve 5. posterior interkostal arterlerin anterior ve lateral dallarından sağlanır. Nipple ve periareolar bölgenin vasküler desteği başlıca lateral torasik arterin dallarından sağlanır ve bunlar areola çevresinde internal mammarial arterin dalları ile anastomoz yaparak pleksus oluşmasını sağlarlar. 7

16 Memenin vasküler yapısını göstermek amacıyla yapılan çalışmalar lateral torasik arterin terminal dalları, internal mamariyal arter ve torakoakromiyal arterlerin muskulokutan dalları ve beraberindeki venlerle vasküler ağ oluşturmada direk ilişki olduğunu göstermiştir. 2 Yapılan bu anatomik çalışmalarla vasküler yapıların tanımlanması cerrahın değişik tekniklerde dermoglandüler flep seçmesine ve areola nipple kompleksinin canlılığının devam etmesine büyük katkı sağlamıştır. Areola nipple kompleksinin ve glandüler dokunun canlılığını korumak için areola nipple kompleksini dermal kan akımından ayırmamak ve glandüler dokunun kutanöz kan akımı ile devamlılığının korunmasını sağlamak gerekir. 4 ġekil 2. Memenin arteriel beslenmesi 8

17 Memenin Venöz Drenajı Memenin venöz sisteme arteriyel sisteme eşlik eder. Yüzeyel ve derin venöz sistem olmak üzere ikiye ayrılır. ġekil 3. Memenin venöz sistemi Yüzeyel sistem transvers ve longitudinal olmak üzere ikiye ayrılır. Transvers damarlar (% 91) memenin medial doğrultusu boyunca subkutanöz olarak yer alır ardından derinleşerek multiple perforan damarlar aracılığıyla internal torasik vene dökülür. Longitudinal venöz sistem (% 9) ise suprasternal bölgeye doğru uzanarak alt boyun bölgesinde yüzeyel venlere dökülür. 4,5,14,16 Memenin derin drenaj sistemi içerisinde üç grup ven vardır. İnternal torasik venin perforan dalları derin sistemin en büyük damarını meydana getirir ve innominate vene dökülür. 5,14 Meme laterali, toraks duvarı ve pektoral kaslar aksiller vene drene olur. Diğer derin drenaj sistem toraks duvarı içerisinde interkostal venler arasında bulunur ve vertebral venlere, azygos venlere ve superior vena kavaya drene olur. 4,5,14 9

18 Memenin Lenfatik Drenajı Memeyi drene eden dört temel lenfatik yol vardır. Bunlar ise kutanöz, internal torasik, posterior interkostal ve aksiller yollardır. 4,5,14 (Şekil 4). Lenfatikler vasküler yapıları takip eder, kapakçıkları vardır ve venöz akım boyunca lenfatik akıma rehberlik ederler. Deri lenfatikleri çoğunlukla aksiller lenf nodlarına drene olurlar. Lenf akımının çoğu aksiller bölgeden olmasına rağmen internal torasik kanallar ise yaklaşık % 20 ye yakın kısmını da taşımaktadır. 4,14 ġekil 4. Memenin lenfatik drenajı Memenin areolar bölgesinde subareolar lenf ağı (Sappey) bulunur, buradan anterior pektoral lenf nodlarına drenaj olur. Retroareolar meme lenfatikleri Rotter nodları denilen arteriopektoral lenf nodlarına ve Grozzman ın yolu denilen derin aksiller lenf nodlarına drene olurlar. 1 10

19 Memenin lenfatik drenajının % 97 ye varan kısmı aksiller bölgeye olmaktadır ve kapakçıklar venöz akım boyunca lenf akımının devamlılığını sağlarlar. 4,5 Lenf akımının çoğu meme dokusunu çevreleyen stromadan kaynaklanır. Aksiller nodları 5 gruba ayrılır. 5,17 Bunlar; lateral pektoral kasın altındaki eksternal mammariyal nod ve pektoralis majör kası ile pektoralis minör kasları arasında bulunan Rotter nodları adı verilen interpektoral nodlar, skapular nodlar, aksiller ven lenf nodları, santral aksiller nodlar ve subklaviküler lenf nodlarıdır Memenin Ġnnervasyonu Memenin duyusal innervasyonu 2 6. interkostal sinirler tarafından olmakta iken meme derisinin yukarı kısmının duyusal innervasyonu servikal pleksusun 3. ve 4. dallarından çıkan supraklavikular kutanöz dallardan sağlanır. Lateral innervasyon ağırlıklı olarak 3 6. İnterkostal sinirlerin lateral kutanöz dallarının anterior kısımlarından olmaktadır. Medial innervasyon ise 2 6. interkostal sinirlerin anterior kutanöz dallarından sağlanır. Nipple ın duyusal innervasyonu 3., 4. ve 5. anterior ve lateral kutanöz sinirlerden olmaktadır. Courtiss ve Goldwyn 4. İnterkostal sinirin en önemli nipple innervatörü olduğunu belirtmişlerdir. Bu; plastik cerrahi öğretisinde bir dogma haline gelmiş olsa da Sarhadi nippleın duyusal desteğinde 3 5. İnterkostal sinirlerin lateral kutanöz dalları ile 2 5. İnterkostal sinirlerin anterior kutanöz dallarının desteğini göstermiştir. Sarhadi 4. İnterkostal sinirin lateral kutanöz dalının nipple a direk girdiğini göstermiş ve 2 dalını tanımlamıştır. Yüzeyel dalı yüzeyel parankime direkt olarak geçer, derin dal ise pektoralis major fasyasının inferolateralinden geçerek areola içerisine girer. 1 Ayrıca nipple-areolanın dermisinde lokalize Krause nin uç noktaları ve Ruffini cisimcikleri bulunmaktadır. Dokunma ve emme gibi mekanik stimülasyonlara ve sıcaklık değişimlerine karşı oldukça hassas etki gösterirler. 4 Bunlar nipple-areolanın stimülasyonuna fazlasıyla katkıda bulunurlar. 4 11

20 ġekil 5. Memenin innervayonu 2.5. Normal Meme Fizyolojisi Meme gelişimi boyunca 3 majör evre geçirir. Başlangıç fazı doğum ve puberte arasında olan dönem olup meme stromasının ve glandüler dokunun büyüme evresini içerir. Meme duktusları uzayıp kanal haline gelerek ilerleyen dönemde süt depolamak için hazır hale gelirler. Meme gelişimini etkileyen çok sayıda hormon vardır. Bunlar östrojen, progesteron, prolaktin, insülin, tiroksin ve büyüme hormonudur. Pitüiter kaynaklı FSH ve LH östrojen ve progesteron salınmasını sağlayarak puberte döneminde ve gebelik süresince memenin gelişimine neden olurlar. Progesteron terminal glandüler komponentte güçlü bir etki yaparak alveoler epitel hücrelerinin süt salgılayan hücrelere dönüşmesini sağlarlar. Mestrüel siklus döneminde meme boyutunda ve yoğunluğunda değişiklik meydana gelir. Dinlenme fazında duktuslar düz ve iki tabaka küboidal hücre ile döşenmiştir, terminal duktus alveolü ise tek tabaka küboidal hücre ile döşelidir. Majör 12

21 boşaltma duktusları psödostrafiye kolumnar epitel ile kaplıdır. Stromal doku dansitesi artar. Menstrüel siklusun proliferatif fazında 3 ve 7. günler arasında östrojen seviyesi yükselir. Bu durum intraduktal epitel hücrelerinin proliferasyonunu sağlayarak, poligonal B hücrelerini 2-3 tabaka arttırır ve duktus lümeninin daralmasına neden olur. Bu fazda stroma yoğunlaşmıştır ve fibroblast ile plazma hücre sayısı yüksek düzeyde artmıştır. İkinci hafta veya luteal faz süresince progesteron seviyesi artarak epitelial proliferasyona neden olur. Bazal tabakada myoeitelial hücreler daha belirgin hal alır. Kolumnar A hücreleri ise yüksek RNA seviyesinden dolayı görünür hale gelir. Bu dönemde inflamatuar hücreler daha az belirgindir. 1 Üçüncü hafta olan sekretuar faz döneminde memeyi östrojen, progesteron ve prolaktin etkiler. Prolaktin seviyesi steroid üretimi ile birlikte artar. Metabolik hormonlar alveoler hücre içerisinde yağ damlacıklarının oluşmasına neden olmaktadır. Bu aşama sırasında stroma içerisinde su tutulmasına bağlı olarak meme hacmi % oranında artar. Bu; östrojen aktivitesinin sonucu olarak histaminin mikrosirkülasyon üzerindeki etkisiyle oluşmaktadır. Prolaktin lümen epitel hücrelerindeki RNA içeriğini ve ribozom miktarını arttırır, stroma proliferatif fazın yoğunluğundan değişikliğe uğrayarak, sıvı dolu alanlar ve venöz konjesyonun belirgin olduğu ödematöz hale gelir. Premenstrüel dönemdeki rahatsızlığın asıl kaynağı budur. 1 Siklusun son fazında östrojen ve progesteron seviyesi düşmeye başlar. Lümendeki sekresyonlar geçici olarak dururken stroma eski yoğun ve ödematöz olmayan haline geri döner. Menapoz östrojen ve progesteronun azalması ile androjenik hormonların predominant hale gelmesiyle karakterizedir. Glandüler epitelde parsiyel gerileme olmasıyla karakterize glandüler involusyon olur ve stromanin hücresel yoğunluğu ile vaskülaritesi azalır Meme Hipertrofisi Etiolojisi Her iki memenin nihai boyutuna ulaşması genellikle ilk gençlik yıllarının sonlarında tamamlanır. Fakat bazen erken yetişkin döneme de uzayabilir. Bu durum hipertrofi, jigantomasti, asimetri veya pitozis ile sonlanabilir. Aşırı düzeyde kilo alımı 13

22 da meme hipertrofisine neden olabilir. Meme hipertrofisinin olması ise hastalarda bir takım fizyolojik ve psikolojik rahatsızlıklara neden olur. Meme hipertrofisi nedeni östrojene verilen anormal yanıt olduğu tespit edilmiştir. Jabs meme hipertrofisi olan kadınlarda normal sayıda östrojen reseptörü, normal kan östrojen seviyesine karşılık aşırı end organ cevabı olduğunu öne sürmüştür. Stroma elemanları (yağ ve fibröz doku) artarken glandüler doku azalır. Eliasen de duktal hiperplazinin hipertrofik meme komponenti olduğunu fakat obes olmayan kadınlarda malignensi riskini arttırmadığını göstermiştir. Juvenil meme hipertrofisi geç çocukluk veya erken adolesan dönemde meydana gelir ve ilk kez 1670 lerin başında Durston 18 tarafından tanımlanmıştır. Jüvenil hipertrofi tek veya çift taraflı olabilir, ancak hastaların genelinde her iki memenin simetrik olarak büyümesi ile karakterizedir. 19 Tek bir taraftan en az 1000 gr üzerinde doku eksizyonu gereken hastalarda ise jigantomastiden bahsedilir ki bu genellikle erken adölesan dönemde başlar ve vücut ağırlığından bağımsızdır. Özellikle bu hastalar çok daha semptomatiktir. Bu hastaların cerrahi planlaması hem fonksiyonelliği korumak hem de estetik sonuç elde etmek açısından oldukça zordur. 20 Meme hipertrofisi ile birlikte parankim dislokasyonunun oluşması ve nippleareola kompleksinin aşağı doğru yer değiştirmesi ise birçok faktöre bağlı olarak meydana gelmektedir. Bu durum genetik özellikler, kilo alıp verme, yer çekimi, laktasyon, konjenital malformasyonlar, endokrin hastalıklar, glandüler hipertrofi veya atrofi, derinin biomekanik özelliklerindeki değişiklikler, kas-parenkim arasındaki adezyonun gevşemesi, deri-parenkim arasındaki adezyonun azalması, meme suspansör ligamentlerin elastikiyetinin azalması ve sütyen kullanmama alışkanlığı gibi birçok faktör tarafından belirlenmektedir Meme Küçültme Ameliyatları Cerrahi Endikasyonları Meme küçültme ameliyatları, rekonstrüktif ve estetik cerrahi ameliyatları arasında bulunmaktadır. Bu ameliyatlarda en önemli amaç ağırlık ve hacmi azaltırken, estetik görünümü ve fonksiyonel işlevi korumaktır. 14 Son yıllarda önem estetik sonuçların geliştirilmesine ve duyu ile fizyolojik işlevin korunmasına kaymıştır. 14

23 Memelerin gereğinden büyük olması kişilerde fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkların olmasına bu ise söz konusu kişilerin meme küçültme ameliyatlarına yönlenmesine neden olur. Büyük memeler birçok fiziksel rahatsızlıklara ve şikayetlere yol açar. En sık şikayetler sırt ve boyun ağrısı, omuz ağrısı ve bu bölgede göğüslerin ağırlığına bağlı olarak sütyen askı izleri, iskelet sistemi üzerindeki artmış yüke bağlı zayıf vücut postürü, meme altı oluklarda terlemeye bağlı maserasyon ve kronik dermatit bulguları ile ulnar sinir traksiyonuna bağlı ulnar sinir parestezileri olarak sayılabilir. 4,14,22,23,24,25,26,27,28,29 Diğer ağrı sendromlarında olduğu gibi bu durumlar ilerleyici fiziksel disfonksiyonlara, iş gücü kaybına ve egzersiz intoleransına yol açabilir. Bunlardan başka birçok psikolojik rahatsızlık da meydana gelmektedir. Özellikle genç kızların memelerinden utanması nedeniyle daha küçük göstermek için omuzların öne doğru bükük ve eğik şeklindeki duruşları uzun dönemde ciddi postür bozukluğuna neden olmaktadır. Aynı zamanda bu kişiler kendi bedenlerine uygun kıyafet ve sütyen bulmakta zorlandıklarını ifade etmektedir. Bu durum ise kişinin fit görünememesine neden olur. Tablo 1. Majör ve Minör Endikasyonlar 1 Majör Minör Çok büyük meme olması Omuz ağrıları Boyun ve sırt ağrıları Fiziksel veya seksüel utanma duygusu Tekrarlayan dermatit Egzersiz intoleransının gelişmesi Egzersiz sırasında nefes alıp vermede zorluk Kıyafet ve sütyen bulmada zorluk Omuzlarda sütyen askı izlerinin ve hiperpigmentasyonun bulunması Meme küçültme ameliyatı için başvuran hastalardan ayrıntılı anamnez alınmalıdır. Ailesinde meme kanseri öyküsü ve meme kanseri risk faktörleri araştırılmalı, risk grubu hastalarına ve 35 yaş üstü her hastaya mamografi istenmelidir. Meme ve her iki aksiller bölge kitle veya LAP açısından muayene edilmeli, deri değişiklikleri, varsa strialar, distorsiyon ve skarlar dikkatlice not edilmelidir. Var olan asimetrinin cerrahi sonrasında da devam edebileceği hastaya belirtilmelidir. Meme 15

24 cildinde strialar varsa operasyondan sonra daha görünür hale gelebileceği söylenmelidir. 1 Meme küçültme ameliyatı için en iyi zaman meme gelişiminin tamamlanmasından sonraki dönemdir. Ancak genç kızlarda psikolojik gelişimi daha olumlu etkileyeceği düşünülüyorsa, meme gelişimi tamamlanmadan da ameliyat yapılabilir yaşlarındaki bayanlar gecikmiş olsalar dahi, hayat boyu yakındıkları bu şikayetlerin çözümünü isteyebilirler. Kaynaklardaki bir çok çalışma meme küçültme ameliyatlarının sırt, boyun, omuz ağrısı gibi somatik belirtileri ortadan kaldırması, hasta tatmini ve yaşam kalitesini arttırmasıyla ilgili faydaları desteklemektedir. 22,24,26,27,30, Ameliyat Teknikleri Meme küçültme ameliyatları birçok farklı teknikle yapılabilmektedir. Her tekniğin kendine özgü vasküler yapılarının korunması, anlaşılma kolaylığı, uygulanabilirliği, teknik dizaynı, en az izin olması, hissiyatın korunabilmesi ve sonucun uzun süreli kalması açısından değişik avantaj ve dezavantajları vardır. 8 Günümüzde çeşitli meme küçültme teknikleri güvenli bir şekilde uygulanmaktadır. Meme dokusunun zengin vaskülarizasyonu ve nipple-areola kompleksinin vasküler bütünlüğünü korumanın öneminden dolayı, meme küçültme ameliyatı tekniklerinin çoğu bu kompleksin vasküler beslenmesinin korunması üzerine geliştirilmiştir. 32 Özellikle üreme çağındaki kadınlarda yapılacak olan meme küçültme ameliyatlarında nipple areola kompleksinin canlılığının, duyusunun korunarak galaktoferöz kanalların da bütünlüğünün bozulmaması oldukça önemlidir. 32 Laktasyonu koruma ve emzirmenin başarılı olabilmesi amacıyla bir pedikülün kullanılması çok daha iyi olacaktır. 33 Meme küçültme ameliyatlarında plastik cerrahların geneli, kalıcı sonuç sağlayabildikleri, rahat uyguladıkları ve tecrübe ettikleri bir ya da iki teknik tercih ederler. Meme küçültme ameliyatları yöntemleri deri eksizyonunun şekli ve kalacak skara göre çeşitlidir. 14 Wise paternde glandüler rezeksiyon, planlanan areolar pediküle göre uygulanmakta ve deri eksizyonu ters T şeklinde sonlanmaktadır. 8 Ters T skarlı popüler teknikler çok yönlülük, büyük, orta ve küçük meme küçültmelerinde kolayca uygulanabilme açısından birçok plastik cerrah tarafından kullanılmaktadır. 14 Ancak daha az skar, daha iyi şekil ortaya çıkarabilecek tekniklerin arayışı özellikle 1950 yıılarından sonra çok artmış 2 periareolar, vertikal, oblik, Z ve L skar tekniklerinin 16

25 gelişmesini sağlamıştır. Nipple areola kompleksinin korunmasının zor olduğu (aşırı büyük ve ağır pitozu olan yaşlı hastalar gibi) kişilerde de vasküler pedikülün kullanılmadığı serbest nipple tekniği de wise patern ile ya da vertikal skarlı meme küçültme tekniğine uygun olarak yapılmaktadır. 34 Meme fonksiyonları, meme küçültme ameliyatı ile risk altına girer. Hastalarda kullanılan tekniğe ve küçültmenin derecesine bağlı olarak his ve laktasyon yeteneğinde azalmalar olabilmektedir. 3 Meme küçültme ameliyatı tekniklerinin diğer olası komplikasyonları arasında yağ nekrozu, hipertrofik skarlar, nipple-areola kompleksinin tam veya kısmi nekrozu, asimetri, yetersiz küçültme, fazla küçültme, enfeksiyon, meme şeklinde zamanla bozulma, nipple-areola kompleksinin estetik olmayan yerleşimi sayılabilir LiposakĢın ile Meme Küçültme Liposakşın ile meme küçültme yöntemi ilk kez 1985 yılında Grazer ve sonrasında Teimourian tarafından öne sürülmüştür. Teimourian eksizyonel küçültmeye yardımcı olarak liposakşını önerirken Matarasso ve Courtiss 1991 yılında 9 hastalık bir seride eksizyonel küçültme olmaksızın yalnız liposakşın ile meme küçültme tekniğini kullandıklarını göstermişlerdir. Hastaları elastik cilde sahip olma, yağ oranı daha fazla olan meme dokusunun olması ve pitozun olmadığı normal nipple pozisyonunun olduğu kişilerden seçmişlerdir. Erken yapılan yayınlarda 500 ml den daha az aspirasyon yapılabileceği söylenirken Courtiss 835 ml ye varan aspirasyon yapılabileceğini söylemiştir. Başlangıç serilerinde herhangi bir komplikasyon olmadan geniş skarların olmadığı yöntem oldukça tatmin edici olmuştur. Meme bedeni dramatik olarak değişmemiş ama hipertrofik skar veya keloidden korkan hastalar için iyi bir tercih olmuştur. Daha sonradan Gray 45 hastalık serisinde 2250 lere varan aspirasyon yaptığını yayınlamıştır. Cilt retraksiyonunun ve pitozisin düzelmesinin oldukça memnun edici olduğunu belirtmiştir. 1 Liposakşın ile meme küçültmede esas konu yağ nekrozunu arttırması yönündeydi. Fakat Courtiss ve ardından Lejourun takiplerindeki hastalarda travmatik kalsifikasyona dair herhangi bir bulgu olmadığı yayınlandı. Ultrasonik liposakşında ultrasonik enerjinin malignensiye dönüşümü sağlayabileceği henüz net olarak 17

26 açıklanamasa da Walgenbach ve arkadaşları ultrasonik liposakşından sonra yapılan histolojik analizlerde destrüktif bulgu ile karşılaşılmadığını yazmışlardır Derinin Wise Patern Ters T Skarlı Meme Küçültme Pediküllü meme küçültme ameliyatları arasında en çok kullanılan tekniktir. Hasta ayakta iken preop dönemde çizimleri yapılır. Nipple yüksekliği inframamariyal oluk hizasına gelecek şekilde işaretlenir. Bu da hastanın boyuna bağlı olarak değişiklik gösterir (sternal çentiğin cm aşağısı). Bu teknikte vertikal kenarların uzunluğu areola kenarı ile inframamariyal oluk arasındaki mesafe 4,5 5 cm olacak şekilde bırakılmalıdır. Uzun bırakıldığı takdirde postoperatif dönemde bu hastalarda bottom out deformitesi meydana gelebilir. Horizontal skar ise inframamariyal çizgide olacak şekilde mediale ve laterale uzatılır. Birçok pedikül ile uygulanabilir. 1. Ġnferior pedikül teknik: Bu teknikte nipple areola kompleksinin canlılığı inferior tabanda dermal parankimal pediküle bağlıdır. Bu teknik Robbins, Courtiss ve Goldwyn ile Georgiade ve arkadaşları (1979, 1983) tarafından tanımlanmıştır. 14 Georgiade ve arkadaşları gr arası meme dokusu çıkarılması gereken değişik ölçülerdeki memeler için bu tekniğin kullanılabileceğini belirtmişlerdir. 3,5 En çok tercih edilen bir teknik olmasının sebepleri; büyük miktarda doku çıkarılabilmesi, güvenilir olması, komplikasyon oranının düşük olması, hızlı yapılabilmesi, öğrenilmesinin kolay olması, nipple duyarlılığının korunması ve nipple-areola kompleksiyle deri fleplerinin beslenmesini çok az azaltması ile tatmin edici sonuçlar vermesinden kaynaklanmaktadır. 3,5,31 Dezavantajları ters T skar şeklinde uzun bir skara sahip olması, alt kutup meme derisinin esnemesi ve yer çekiminden dolayı glandüler dokunun memenin inferioruna kayması sonucu, üst kutupta boşluk yaratan bottom out deformitesinin oluşmasıdır. 3,31 Wise paterne göre deri çizimi yapıldıktan sonra inferior tabanlı dermoglandüler pedikül meme altı çizgisinde 7-9 cm tabanlı ve areola çevresinde 2 cm olacak şekilde işaretlenir. Areola çapı 4 cm olarak hazırlanır. 3,5 Pedikül cildi dezepitelize edildikten sonra pedikül sınırlarından itibaren süperior, lateral ve medialdeki fazla doku eksize edilir. Deri fleplerinin kalınlığı 1,5-2 cm olacak şekilde doku çıkarılır. Hasta yarı oturur pozisyona getirilerek nipple-areola yeni yerine yerleştirilir. Böylece meme başlarının 18

27 çok mediale konumlandırılması engellenmiş olur. Lateral ve medial flepler dermal pedikül üzerinde birbirine yaklaştırılarak sütüre edilir. Bu pedikülün kullanımını sınırlayan en önemli faktör ise inframamariyal oluk ile nipple arasındaki mesafedir. Bu uzunluk 20 cm yi geçtiği takdirde pedikül güvenilirliği azalır. ġekil 6. Ġnferior piramidal dermal flep tekniği 2. Süperior Pedikül Teknik: Süperior tabanlı dermal flep tekniğini ilk kez 1973 te Weiner tanımlamıştır. Özellikle 500 gramın altında doku eksizyonu gerektiren orta derecedeki meme hipertrofisi ve pitozu olan hastalar için uygun olduğu belirtilmiştir. 3,5 Yeni nipple-areola yerleşimi midklaviküler (MKH) hatta meme altı katlantı seviyesinin, hafifçe aşağısına göre ayarlanır.3,5 Sternal çentikten (SÇ) yeni areolaya uzaklık hastanın boyuna bağlı olarak değişmekle birlikte ortalama cm kadardır. AB ve A B çizgilerinin uzunluğu 5 7 cm olacak şekilde ayarlanır. Hastalara göre rezeksiyonun genişliğine karar verilir ve dermal pedikülün tabanı buna göre ayarlanır. Tahmin edilen çıkarılacak doku miktarına göre BB arasındaki uzaklık ayarlanır. Bu 8-10 cm arası olduğu zaman ortalama 500 gr kadar doku çıkarılmaktadır. Bu uzaklık 14 cm e kadar uzatılabilir ve bu durumda her bir memeden 1500 gr a kadar doku 19

28 çıkartılabilir. Yeni areola dairesel bir işaretleyici ile çapı 3,5-4 cm olacak şekilde işaretlenir (Şekil 7). ġekil 7. Superior tabanlı dermal pedikül tekniğinin ameliyat öncesi iģaretlemeleri Bu teknik güvenli bir teknik olmasına rağmen en büyük dezavantajı glandüler doku yoğunluğu fazla olan hastalarda pedikülün kendi üzerine katlanmasının zor olmasıdır Strombeck Horizontal Bipedikül Teknik: Strombeck tarafından 1960 yılında tanımlanmıştır. Wise paterni esas alarak cildin meme parankiminden ayrılmasına karşı çıktı. Bu teknik birçok cerrah tarafından kullanıldı fakat nipple areola kompleksinin horizontal bipedikül ile yerine taşınmasının zor olması ve nippleda his kaybının olması en büyük dezavantajıydı. McKissock ve diğer dermoglandüler pediküllerin gelişmesiyle bu teknik tamamen terk edildi McKissock Vertikal Bipedikül Teknik: McKissock tarafından 1972 de tanımlanmıştır. Strombeck in tersine süperiordan inferiora uzanan ince, dermoglandüler bir pedikül kullanılır. Flap kendi üzerine katlanarak nipple yeni yerine yerleştirilir. 20

29 Sternal çentik nipple arasi mesafesi 40 cm nin üzerinde olan hastalar için oldukça güvenilirdir. Nipple ın duyusu Strombeck ten daha iyidir. Hala bazı cerrahlar tarafından tercih edilmektedir Lateral Pedikül Teknik: Skoog ve Nicolle lateral dermal pedikülün nipple areola kompleksinin canlılığının korunmasında çok daha güvenilir olduğunu söylemişlerdir. Botta ve Rifai nipple 15 cm den daha fazla yer değiştireceği durumlarda lateral dermoglandüler pedikülün kullanılmasına karşı çıkmışlardır. Bu teknik ABD de ilgi görmemiş olsa da Avrupa da ve Skandinav ülkelerinde hala kullanılmaktadır. 6. Medial Pedikül Teknik: Medial pedikül teknik ilk olarak Nahabedian tarafından yayınlanmıştır. Bu pedikülün en önemli avantajı flep rotasyonunun vertikal ve süperior pediküle göre daha rahat olmasıdır. Medial pedikülün içerisine özellikle 2. Ve 3. İnterkostal aralıktan gelen internal mamariyal arter perforatörleri katılır Ġnferior Pedikül Tekniğinin Santral Modifikasyonu: Meme küçültme ameliyatlarının diğer modern tekniklerine benzer şekilde, bu tekniğin tanımlanmasında çok önceki eski yöntemlerden esinlenilmiştir. Balch tarafından tanımlanan bu teknik vertikal pedikül tekniği ile inferior piramidal tekniğin modifikasyonu olarak düşünülebilir. 14 Pedikül tabanı göğüs duvarı kas yapıları üzerinde yer alır ve herhangi bir deri sınırı ile devamlılık sağlanmaz. Deri geniş bir şekilde serbestleştirilir ve glanddan teğetsel eksizyonlar yapılır. Hester ve arkadaşları tarafından da daha sonra tanımlanan ve oldukça popüler olan bu teknikte ameliyat öncesi minimal işaretleme kullanılır ve freehand sitilindeki deri azaltılması geniş esnekliğe katkıda bulunur. 3 Orta ve büyük meme hipertrofilerinde bu teknik uygulanabilir. Geniş miktarda deri serbestlemesi yapılmasına rağmen teknik oldukça güvenlidir. Dezavantajı inferior pedikül tekniğindekine benzer şekilde ters T skar kapanışı ile ortaya çıkan büyük izler ile olasılıkla deri ve glandın ayrılması sonucu ortaya çıkan tekrarlayıcı pitozis ve bottom out deformitesidir Kısa Skarlı Teknikler Wise paternin uzun dönem sonuçlarında bottoming out deformitesinin gelişmesi ve uzun ters T skarlarının olması plastik cerrahları kısa skarlı tekniklerinin araştırılmasına yönlendirdi. Kısa sürede yeni prosedürler geliştirildi ve tüm dünyada kabul gördü. 21

30 1. Vertikal Meme Küçültme: Vertikal mamoplasti tekniği mastopeksi düzeltimi amacıyla ilk kez Lötsch (1923), Dartigues (1924) ve Passot (1931) tarafından tanımlanmış ve daha sonra Lassus tarafından tekrar geliştirilmiştir. 7,8,9,10,11,18 Lassus un tanımladığı şekilde memenin inferior bölümünden deri, yağ ve glandın blok halinde çıkartılması, memenin santral kısmından doku çıkartılması, superior pediküllü nippleareola kompleksinin yer değişimi, deri serbestlemesinin yapılmaması ve ameliyatın vertikal skarla sonlandırılması bu tekniğin temel prensiplerini oluşturmuştur. 6 Lassus deri serbestlemesinin yapılmamasının, komplikasyonların önlenmesi ve uzun süreli kalıcı sonuçların sağlanması için anahtar nokta olduğunu belirtmiştir. 6 Daha sonra Lejour bu tekniğe deri serbestlemesi ve liposuction ekleyerek modifiye etmiştir. 1 Lejour glandüler dokunun yeniden şekillendirilmesinin, kalıcı sonucu sağlamak için gerekli olduğunu ve deri ile şekillendirmeye güvenilmemesi gerektiğini belirtmiştir. 36 Hall Findlay ise bu tekniği süperomedial pedikül kullanarak modifiye etmiştir. Bu tekniğin avantajları yatay insizyonun ortadan kalkması, areolar düzleşmenin ve periareolar tekniklerin sonucu olan deri toplanmasının olmadığı güzel bir meme şeklinin olması, hızlı yapılabilmesi, güvenilir olması, çeşitli boyutlardaki memelere uygulanabilmesi ve komplikasyonlarının az olmasıdır. 1,18,36 Dezavantajları ise öğrenilmesinin zor olması, ameliyat sonrası erken dönemde kabul edilebilir bir hale dönmesi birkaç hafta sürebilecek, hoş olmayan meme şeklinin olmasıdır. 3,18,31 Standart işaretleme yöntemi hasta ayakta iken yapılır. Meme altı oluk çizgisi ve göğsün orta hattı işaretlenerek belirlenir (Şekil 8). Memenin vertikal aksisi meme altı oluktan aşağı doğru ve iki meme arası orta çizgisinden yaklaşık cm uzaklıkta. Meme altı katlantı yeri seviyesine göre yeni nipple yerleşimi belirlenir. Bu nokta genellikle sternal çentikten cm ve orta hattan cm uzaklıktadır. Meme medial ve laterale itilerek daha önce çizilen meme meridyen çizgisi hizasında işaretleme yapılır. Alttaki sınır meme altı katlantı yerinin 2-4 cm yukarısında olacak şekilde belirlenir. Bu noktada medial ve lateral çizgiler birleştirilir. Periareolar bölge cami şeklinde çizilir ve uzunluğu cm olacak şekilde ayarlanır. Areola çapı 4-4,5 cm hesaplanır. Areolanın 3-4 cm aşağısını kapsayacak şekilde çizimler doğrultusunda periareolar bölge deepitelize edilir. Daha sonra lateral vertikal çizimlerin en üst seviyesinden insizyonla girilir, 1 cm kalınlığında flepler hazırlanır ve insizyon oblik olarak aşağı doğru uzatılır ve meme altı katlantı seviyesinde 22

MEME KÜÇÜLTME AMELİYATLARINDAN İNFERİOR PİRAMİDAL PEDİKÜL İLE VERTİKAL MAMOPLASTİ-KISA SKAR TEKNİKLERİNİN PROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

MEME KÜÇÜLTME AMELİYATLARINDAN İNFERİOR PİRAMİDAL PEDİKÜL İLE VERTİKAL MAMOPLASTİ-KISA SKAR TEKNİKLERİNİN PROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PLASTİK, REKONSTRÜKTİF VE ESTETİK CERRAHİ ANABİLİM DALI MEME KÜÇÜLTME AMELİYATLARINDAN İNFERİOR PİRAMİDAL PEDİKÜL İLE VERTİKAL MAMOPLASTİ-KISA SKAR TEKNİKLERİNİN

Detaylı

MEMENĐN LENFATĐK ANATOMĐSĐ

MEMENĐN LENFATĐK ANATOMĐSĐ MEMENĐN LENFATĐK ANATOMĐSĐ Dr. N. Zafer Utkan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Meme Kanseri Sempozyumu Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 10 Mart 2010 Lenfatik Sistemin Genel

Detaylı

PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ

PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ PLASTİK CERRAHİ MEME KÜÇÜLTME VE DİKLEŞTİRME MEME KÜÇÜLTME Meme küçültme ameliyatı, kadının dış görünümünü düzeltmek amacıyla yapılan kozmetik bir ameliyat gibi bilinmekle

Detaylı

- Bodylogic Sistemi hastalarınız için uygun çapta, projeksiyonda ve hacim ölçülerindeki doğru meme protezini seçmenize yardımcı olur.

- Bodylogic Sistemi hastalarınız için uygun çapta, projeksiyonda ve hacim ölçülerindeki doğru meme protezini seçmenize yardımcı olur. HASTA KONSÜLTASYONU - Bodylogic Sistemi hastalarınız için uygun çapta, projeksiyonda ve hacim ölçülerindeki doğru meme protezini seçmenize yardımcı olur. Ayrıca, hastanın göğüs duvarı ve meme özelliklerine

Detaylı

"WİSE ÖLÇÜ KALIBININ GEÇERLİ OLABİLECEĞİ M AMOPLASTİ LER(*) Dr. Namık K, BARAN(**), Dr. Cemal ettin ÇELEBİ(***) Dr. Seyhan ÇENETOĞLU(****î ÖZET

WİSE ÖLÇÜ KALIBININ GEÇERLİ OLABİLECEĞİ M AMOPLASTİ LER(*) Dr. Namık K, BARAN(**), Dr. Cemal ettin ÇELEBİ(***) Dr. Seyhan ÇENETOĞLU(****î ÖZET "WİSE ÖLÇÜ KALIBININ GEÇERLİ OLABİLECEĞİ M AMOPLASTİ LER(*) Dr. Namık K, BARAN(**), Dr. Cemal ettin ÇELEBİ(***) Dr. Seyhan ÇENETOĞLU(****î ÖZET Son on yıl içinde bütün iri ve pitotik memelerde «Wise» kalıbı

Detaylı

TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Özet: Göğüs duvarı anatomisi Kesitsel anatomi Varyasyonel görünümler Toraks

Detaylı

Onkoplastik meme cerrahisi ve yenilikler

Onkoplastik meme cerrahisi ve yenilikler Onkoplastik meme cerrahisi ve yenilikler Dr. Lütfi Eroğlu Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik cerrahi Anabilim Dalı Mastektomi ile ilgili ameliyatların tarihsel süreci

Detaylı

Meme Küçültme Ameliyatları ve İnferior Pedikül Tekniği

Meme Küçültme Ameliyatları ve İnferior Pedikül Tekniği Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Reduction Mammaplasty and Inferior Pedicle Technique Sarper YILMAZ *, Mutlu SAYDAM *, Ali Rıza ERÇÖÇEN *, Ergin SEVEN *, Mehmet KARAKÜLAH *, Ömer KEVEN * ÖZET Meme

Detaylı

DİKEY İZLİ MEME KÜÇÜLTMEYÖNTEMİ AŞIRI BÜYÜK MEMELERDE GÜVENLİ BİR İŞLEM MİDİR? Eray COPCU,NazanSİVRİOĞLU,ÇaghanBAYTEKİN,BanuKOÇ,Şule ER

DİKEY İZLİ MEME KÜÇÜLTMEYÖNTEMİ AŞIRI BÜYÜK MEMELERDE GÜVENLİ BİR İŞLEM MİDİR? Eray COPCU,NazanSİVRİOĞLU,ÇaghanBAYTEKİN,BanuKOÇ,Şule ER ADÜ TıpFakültesi Dergisi2005;6(2):9-13 KlinikAraştırma DİKEY İZLİ MEME KÜÇÜLTMEYÖNTEMİ AŞIRI BÜYÜK MEMELERDE GÜVENLİ BİR İŞLEM MİDİR? 1 1 1 1 1 Eray COPCU,NazanSİVRİOĞLU,ÇaghanBAYTEKİN,BanuKOÇ,Şule ER

Detaylı

T.C. Sağlık Bakanlığı. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniği. Şef: Prof.Dr.

T.C. Sağlık Bakanlığı. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniği. Şef: Prof.Dr. T.C. Sağlık Bakanlığı Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniği Şef: Prof.Dr.Adnan UZUNİSMAİL SUPERİOR PARSİYEL SANTRAL PEDİKÜL DESTEKLİ VERTİKAL SKAR REDÜKSİYON

Detaylı

MEME KANSERİ. Öğr.Gör.Dr.Aylin ERDİM M.Ü. SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI

MEME KANSERİ. Öğr.Gör.Dr.Aylin ERDİM M.Ü. SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI MEME KANSERİ Öğr.Gör.Dr.Aylin ERDİM M.Ü. SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI KANSER Cancer İngilizce yengeç YENGEÇ düşmanını kıstırdıktan sonra sıkıca tutuyor, yavaş

Detaylı

Skinfold Ölçümleri (SÖ)

Skinfold Ölçümleri (SÖ) Skinfold Ölçümleri (SÖ) Skinfold kaliper kullanılarak vücut yağ yüzdesi tahmin edilebilmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki bu yöntem altın standart değildir. Deri altı yağ dokusunun vücuttaki toplam yağ

Detaylı

ORİJİNAL ARAŞTIRMA ORIGINAL RESEARCH. GİRİŞ GEREÇ VE YÖNTEM. N.Sinem Çiloğlu, Afet Öncel

ORİJİNAL ARAŞTIRMA ORIGINAL RESEARCH.  GİRİŞ GEREÇ VE YÖNTEM. N.Sinem Çiloğlu, Afet Öncel ORİJİNAL ARAŞTIRMA ORIGINAL RESEARCH TÜRK PLASTİK REKONSTRÜKTİF ve ESTETİK CERRAHİ DERGİSİ 2014 Cilt 22 / Sayı 1 WISE PATERN SÜPEROMEDİAL PEDİKÜL VE İNFERİOR PEDİKÜL MEME KÜÇÜLTME TEKNİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILIMASI

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi Özgün Araştırma / Original Investigation Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi Effect of Body Mass Index on the Determination of Bone Mineral Density in Postmenopausal

Detaylı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Meme kanserli hastalarda ana prognostik faktörler: Primer tümörün büyüklüğü

Detaylı

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalp kası beyinden sonra en fazla kana gereksinim duyan organdır. Kalp kendini besleyen kanı aortadan ayrılan arterlerden alır. Bu arterlere koroner

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU TÜRKİYE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ GASTROENTEROLOJİ CERRAHİSİ KLİNİĞİ DR.TAHSİN DALGIÇ GİRİŞ Laparoskopik kolorektal cerrahi son

Detaylı

Greftler ve Flepler. Doç. Dr. Burak KAYA. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi A.D.

Greftler ve Flepler. Doç. Dr. Burak KAYA. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi A.D. Greftler ve Flepler Doç. Dr. Burak KAYA Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi A.D. Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Form ve Fonksiyon Greft Flep İmplant Materyalleri

Detaylı

BÜYÜME. Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir.

BÜYÜME. Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir. BÜYÜME Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir. 2 BÜYÜME Örneğin doku büyümesi gerçekleşerek vücut ağırlığı ve boy uzunluğunda

Detaylı

ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI

ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI 27.11.2014 GEBELİK VE LAKTASYON DÖNEMİNDE MEME KANSERİ Dr.Pınar Uyar Göçün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 41 y, kadın Sağ memeden

Detaylı

Dr. Ayşin Çetiner Kale

Dr. Ayşin Çetiner Kale Dr. Ayşin Çetiner Kale FOSSA AXILLARIS Boyun ile kol arasında, üst ekstremiteye geçiş alanı sağlayan kapı Toraks yan duvarının üst bölümü ile kolun üst bölümü arasında kalan piramidal boşluk Önden ve arkadan

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

MASTEKTOMİ VE HEMŞİRELİK BAKIMI. Uzm. Hem. Emine Üstünova Acıbadem Atakent Hastanesi 6. Kat Sorumlu Hemşiresi

MASTEKTOMİ VE HEMŞİRELİK BAKIMI. Uzm. Hem. Emine Üstünova Acıbadem Atakent Hastanesi 6. Kat Sorumlu Hemşiresi MASTEKTOMİ VE HEMŞİRELİK BAKIMI Uzm. Hem. Emine Üstünova Acıbadem Atakent Hastanesi 6. Kat Sorumlu Hemşiresi İçerik Planı Meme Cerrahisi Meme Cerrahisinde Pre Operatif Hemşirelik Bakımı Meme Cerrahisinde

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

Kas Koruyucu Torakotomiler 1. Anterolateral: Latissimus dorsi medial kenarın- Göğüs Cerrahisi Rauf Görür

Kas Koruyucu Torakotomiler 1. Anterolateral: Latissimus dorsi medial kenarın- Göğüs Cerrahisi Rauf Görür Torasik İnsizyonlar Torasik İnsizyonlar İdeal bir torakotomi kesisi, lezyona en kolay ve güvenli şekilde ulaşmayı sağlayan, postoperatif minimal fonksiyon kaybına yol açan, kozmetik sonuçları iyi en küçük

Detaylı

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde Sunum Planı İnvaziv Girişimler Santral Venöz Kateter Uygulamaları Kardiyak Pacemaker Arteriyel Kanülasyon SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar iv yol Uzun süreli iv yol ihtiyacı Hemodinamik monitorizasyon

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

Dr. Ayşin ÇETİNER KALE

Dr. Ayşin ÇETİNER KALE Dr. Ayşin ÇETİNER KALE Spatium intercostale Birbirine komşu kostalar arasında bulunan boşluk İnterkostal kaslar tarafından doldurulur. Spatium intercostale V. a. ve n. intercostalis ler kostanın alt kenarı

Detaylı

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN.

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN. BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof Dr Zehra AYCAN zehraaycan67@hotmail.com Büyüme Çocukluk çağı, döllenme anında başlar ve ergenliğin tamamlanmasına kadar devam eder Bu süreçte çocuk hem büyür hem de gelişir

Detaylı

MEME KANSERİ TEDAVİSİ KOMPLİKASYONLARI KURSU Sinir ve Damar Yaralanmaları. Dr. Betül BOZKURT

MEME KANSERİ TEDAVİSİ KOMPLİKASYONLARI KURSU Sinir ve Damar Yaralanmaları. Dr. Betül BOZKURT MEME KANSERİ TEDAVİSİ KOMPLİKASYONLARI KURSU Sinir ve Damar Yaralanmaları Dr. Betül BOZKURT Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Meme ve Endokrin Cerrahi Bölümü Mastektomi veya aksiller diseksiyondan

Detaylı

REDÜKSĐYON MAMOPLASTĐ YAPILAN HASTALARDA DÖRT FARKLI TEKNĐĞĐN UZUN DÖNEM SONUÇLARININ YENĐ BĐR YÖNTEM ĐLE ANALĐZĐ

REDÜKSĐYON MAMOPLASTĐ YAPILAN HASTALARDA DÖRT FARKLI TEKNĐĞĐN UZUN DÖNEM SONUÇLARININ YENĐ BĐR YÖNTEM ĐLE ANALĐZĐ T.C. ĐNÖNÜ ÜNĐVERSĐTESĐ TIP FAKÜLTESĐ REDÜKSĐYON MAMOPLASTĐ YAPILAN HASTALARDA DÖRT FARKLI TEKNĐĞĐN UZUN DÖNEM SONUÇLARININ YENĐ BĐR YÖNTEM ĐLE ANALĐZĐ UZMANLIK TEZĐ Dr. Cemal FIRAT PLASTĐK REKONSTRÜKTĐF

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz Olgu Sunumu Olgu: 60y, E 2 ayda 5 kilo zayıflama ve karın ağrısı şikayeti ile başvurmuş. (Kasım 2009) Ailede kanser öyküsü yok. BATIN USG: *Karaciğerde en büyüğü VIII. segmentte 61.2x53.1 mm boyutunda

Detaylı

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği Dr. A. Nimet Karadayı Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği MEME TÜMÖRLERİNDE PATOLOJİ RAPORLARINDA STANDARDİZASYON Amaç, hasta

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

LAPAROSKOPİK SURRENALEKTOMİ DENEYİMLERİMİZ

LAPAROSKOPİK SURRENALEKTOMİ DENEYİMLERİMİZ LAPAROSKOPİK SURRENALEKTOMİ DENEYİMLERİMİZ Bülent Çitgez 1, İsmail Akgün 1, Ayhan Öz 1, Gürkan Yetkin 1, Feyza Yener Öztürk 2, Mehmet Mihmanlı 1, Mehmet Uludağ 1 1 Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma

Detaylı

TÜRK PLASTİK REKONSTRÜKTİF VE ESTETİK CERRAHİ DERNEĞİ

TÜRK PLASTİK REKONSTRÜKTİF VE ESTETİK CERRAHİ DERNEĞİ TÜRK PLASTİK REKONSTRÜKTİF VE ESTETİK CERRAHİ DERNEĞİ FLEP KURSU KONGRE PROGRAMI 2018 Baş & Boyun Bölgesi Oturumu TOPLAM SÜRE: 60 Dakika Baş & Boyun Bölgesi Flepleri Bölgenin Damar Anatomisi (5 dakika)

Detaylı

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir? VÜCUT BAKIMI 1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir? A) Anatomi B) Fizyoloji C) Antropometri D) Antropoloji 2. Kemik, diş, kas, organlar, sıvılar ve adipoz dokunun

Detaylı

D E F O R M İ T E L E R İ

D E F O R M İ T E L E R İ GÖĞÜS ÖN DUVARI D E F O R M İ T E L E R İ DRATALAYŞAHİN Kas iskelet sistemi anomalileri ile veya izole halde kosta, kıkırdak ve sternumu değişik şekillerde etkilemiş olabilen konjenital toraks deformiteleri

Detaylı

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ Dr. Filiz Yenicesu Düzen Laboratuvarı Görüntüleme Birimi Meme Kanserinde Tanı Yöntemleri 1. Fizik muayene 2. Serolojik Testler 3. Görüntüleme 4. Biyopsi Patolojik

Detaylı

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri DOKU Dicle Aras Doku ve doku türleri Doku Bazı özel görevler üstlenmiş hücre topluluklarıdır. Bir doku aynı yönde özelleşmiş hücre ve hücreler arası maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İntrauterin

Detaylı

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR.

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR. SAYFA NO 1/5 MEME KÜÇÜLTME AMELİYATI AYDINLATILMIŞ ONAM FORMU Hasta Adı Dosya No Tarih / Saat..... Yöntem: Her ne kadar büyük memeler çağlar boyunca dişiliğin işareti ve kadının besleme yetisinin sembolü

Detaylı

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM Nadirdir!!! Üst aerodijestif sistem malinitelerinin % 5-10 u, tüm malinitelerin ise %0.5 i hipofarinks kanserleridir. Kötü seyirlidir!!! İleri evrede başvurmaları ve

Detaylı

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ HAYAT PROGRAMI (2014 2017) TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ

Detaylı

İneklerde Sütçülük özellikleri. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

İneklerde Sütçülük özellikleri. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ İneklerde Sütçülük özellikleri Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Herhangi bir sığırın verimliliğini belirleyen ekonomik ömür süresini etkileyebilme yeteneğine sahip ve kalıtım yolu ile generasyonlara belirli ölçülerde

Detaylı

Toraks Anatomisi. Hazırlayan : Dr. Necati Çıtak

Toraks Anatomisi. Hazırlayan : Dr. Necati Çıtak Toraks Anatomisi Hazırlayan : Dr. Necati Çıtak Linea İnterspinalise özgün nirengi noktaları Th4 korpusunun alt kenarı hizasından 2.kostanın sternuma bağlandığı yerden (Louis açısı) Mediastinumu, superius

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

MENOPOZ. Menopoz nedir?

MENOPOZ. Menopoz nedir? MENOPOZ Hayatınızı kabusa çeviren, unutkanlık, uykusuzluk, depresyon, sinirlilik, halsizlik şikayetlerinin en büyük sebeplerinden biri menopozdur. İleri dönemde idrar kaçırma, kemik erimesi, hipertansiyona

Detaylı

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması Op. Dr. Savaş Baba, Doç. Dr. Barış Saylam,Op. Dr. Hüseyin Çelik, Op. Dr. Özgür Akgül,Op. Dr. Sabri Özden, Ass. Dr. Deniz Tikici, Ass. Dr.

Detaylı

ADOLESANLARDA FĠZĠKSEL BÜYÜME VE CĠNSEL GELĠġME

ADOLESANLARDA FĠZĠKSEL BÜYÜME VE CĠNSEL GELĠġME ADOLESANLARDA FĠZĠKSEL BÜYÜME VE CĠNSEL GELĠġME Adolesans ; çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemidir * Fiziksel Büyüme * Cinsel Gelişme * Psikososyal Gelişme Büyüme ve gelişme, adolesansta belirgin bir

Detaylı

MEME KANSERİNİ NASIL RAPORLAYALIM. Serpil Dizbay Sak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji ABD

MEME KANSERİNİ NASIL RAPORLAYALIM. Serpil Dizbay Sak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji ABD MEME KANSERİNİ NASIL RAPORLAYALIM Serpil Dizbay Sak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji ABD Rehber ve Protokoller NHSBPS http://www.cancerscreening.nhs.uk/breastscreen /publications/nhsbsp58-low-resolution.pdf

Detaylı

Fizik Tedavide Antropometrik Ölçümler. Prof. Dr. Reyhan Çeliker

Fizik Tedavide Antropometrik Ölçümler. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Fizik Tedavide Antropometrik Ölçümler Prof. Dr. Reyhan Çeliker Antropoloji nedir? Antropoloji İnsanı, biyolojik yapısını, bedensel özelliklerini, kültürel yapısını, sosyal davranışlarını inceleyen bilim

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU 11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU DUYU ORGANLARI Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamda mevcut fiziksel, kimyasal ve mekanik uyarıları alan

Detaylı

Deri, vücudun sa lam ve koruyucu dı örtüsüdür. Salgı bezleri, tırnaklar,tüyler ile deri bir organ ve sistemdir. En geni organdır (Yakla ık 1.

Deri, vücudun sa lam ve koruyucu dı örtüsüdür. Salgı bezleri, tırnaklar,tüyler ile deri bir organ ve sistemdir. En geni organdır (Yakla ık 1. Deri, vücudun sa lam ve koruyucu dı örtüsüdür. Salgı bezleri, tırnaklar,tüyler ile deri bir organ ve sistemdir. En geni organdır (Yakla ık 1.5-2 m 2 ) Deri esas olarak iki tabakadan olu ur Üst deri (Epidermis)

Detaylı

SÜRRENAL HASTALIKLARDA CERRAHİ YAKLAŞIM

SÜRRENAL HASTALIKLARDA CERRAHİ YAKLAŞIM SÜRRENAL HASTALIKLARDA CERRAHİ YAKLAŞIM S.B.Ü İSTANBUL EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ GENEL CERRAHİ KLİNİĞİ Dr. Feyzullah ERSÖZ ADRENAL BEZLERİN ANATOMİK ÖZELLİĞİ Retroperitoneal yerleşimlidirler Sağ ve

Detaylı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı

Detaylı

PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.TIP FAKÜLTESİ ABD

PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.TIP FAKÜLTESİ ABD PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.TIP FAKÜLTESİ ABD İntrapulmoner hava yolları (Segmenta bronchopulmonalia) Bronchus principalis (primer) Bronchus lobaris (sekundar) Bronchus segmentalis (tersiyer)

Detaylı

YÜKSEK TİBİAL OSTEOTOMİ

YÜKSEK TİBİAL OSTEOTOMİ YÜKSEK TİBİAL OSTEOTOMİ Doç. Dr. Tahsin BEYZADEOĞLU Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji AD. Yüksek Tibial Osteotomi AMAÇ Mekanik yükü, hastalıklı bölgeden, daha sağlıklı bölgeye

Detaylı

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA Vücut Kompozisyonu Çocukluk ve gençlik dönemi boyunca beden kompozisyonu sürekli değişkenlik göstermektedir. Bu değişimler; kemik

Detaylı

Cinsel Kimlik Bozuklukları

Cinsel Kimlik Bozuklukları Endokrinolog Gözü ile Cinsel Kimlik Bozuklukları Dr. Kürşad Ünlühızarcı Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Cinsel Kimlik Bozukluğu (Transseksüalite) Bir kişinin normal seksuel

Detaylı

Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını. birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların

Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını. birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların uzandığı fibroelastik bir kapsülle sarılıdır. Dalağın orta çizgisindeki hilumda kapsül

Detaylı

MEMENİN PAGET HASTALIĞI. Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi

MEMENİN PAGET HASTALIĞI. Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi MEMENİN PAGET HASTALIĞI Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi Meme başındaki eritamatöz ve ekzamatöz değişiklikler ilk kez 1856 da Velpeau tarafından tariflenmiştir. 1874 de ilk kez Sir James

Detaylı

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak PARKİNSON HASTALIĞI Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND

Detaylı

VÜCUT KOMPOSİZYONU 1

VÜCUT KOMPOSİZYONU 1 1 VÜCUT KOMPOSİZYONU VÜCUT KOMPOSİZYONU Vücuttaki tüm doku, hücre, molekül ve atom bileşenlerinin miktarını ifade eder Tıp, beslenme, egzersiz bilimleri, büyüme ve gelişme, yaşlanma, fiziksel iş kapasitesi,

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

İntraoperatif Rekürren Laringeal Sinir Monitorizasyonunda Tekrar Kullanım Güvenlimidir? Doç. Dr. Barış Saylam Ankara Numune EAH Meme Endokrin Cerrahi

İntraoperatif Rekürren Laringeal Sinir Monitorizasyonunda Tekrar Kullanım Güvenlimidir? Doç. Dr. Barış Saylam Ankara Numune EAH Meme Endokrin Cerrahi İntraoperatif Rekürren Laringeal Sinir Monitorizasyonunda Tekrar Kullanım Güvenlimidir? Doç. Dr. Barış Saylam Ankara Numune EAH Meme Endokrin Cerrahi Giriş-Amaç RLS (rekürren laringeal sinir) paralizisi

Detaylı

Santral (merkezi) sinir sistemi

Santral (merkezi) sinir sistemi Santral (merkezi) sinir sistemi 1 2 Beyin birçok dokunun kontrollerini üstlenmiştir. Çalışması hakkında hala yeterli veri edinemediğimiz beyin, hafıza ve karar verme organı olarak kabul edilir. Sadece

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

PROF. DR. ERDAL ZORBA

PROF. DR. ERDAL ZORBA PROF. DR. ERDAL ZORBA Vücut Kompozisyonu Çocukluk ve gençlik dönemi boyunca beden kompozisyonu sürekli değişkenlik göstermektedir. Bu değişimler, kemik mineral yoğunluğundaki artış, beden suyundaki değişimler,

Detaylı

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR? YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR? Vücudun, büyümesi yenilenmesi çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin yeterli miktarda alınmasıdır. Ş. İKİBUDAK BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ SAĞLIKLI BİR Y AŞAMIN

Detaylı

MEME KÜÇÜLTME AMELİYATI

MEME KÜÇÜLTME AMELİYATI 1 İÜ ONKOLOJİ ENSTİTÜSÜ MEME KÜÇÜLTME AMELİYATI AYDINLATILMIŞ ONAM FORMU Bu form yapılacak ameliyatla ilgili olarak hasta ve yakınlarını bilgilendirmek için hazırlanmıştır. Okutularak onaylatılması yasal

Detaylı

MEME KANSERİ TARAMASI

MEME KANSERİ TARAMASI MEME KANSERİ TARAMASI Meme Kanseri Taramanızı Yaptırdınız Mı? MEME KANSERİ TARAMASI NE DEMEKTİR? Kadınlarda görülen kanserlerin %33 ü ve kansere bağlı ölümlerin de %20 si meme kanserine bağlıdır. Meme

Detaylı

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği

Detaylı

SUTURASYON UMKE.

SUTURASYON UMKE. SUTURASYON UMKE Katlarına uygun olarak kapatılmalı. * Acil serviste kapatılan yaralarda genellikle 3 tabaka vardır. Fasia, ciltaltı doku ve cilt. * Kat kat kapatma: Scalp, parmak, el,ayak, tırnak, burun

Detaylı

Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan

Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan oluşur. Bu kemik ve kıkırdak yapılar toraks kafesini

Detaylı

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ İnfertilite (Kısırlık); döl oluşturma yeteneğinin azalması ya da yokluğu ile karakterize edilen tıbbi bir durumdur. Hem erkeklerde, hem de kadınlarda

Detaylı

TOS (Toraksın Çıkım Sendromu)

TOS (Toraksın Çıkım Sendromu) TOS (Toraksın Çıkım Sendromu) Akif Turna!! Cerrahpaşa Tıp Fakültesi! Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı!! Bölüm 47 ANATOMİ ANATOMİ Sinir Basısı Hastaların %95 i: Ağrı ve parestezi.! Genelde segmental, n. ulnaris:

Detaylı

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı. GİRİŞ Süt rengi Şilus un peritoneal kaviyete ekstravazasyonudur. Oldukça nadir görülen bir durumdur. Asit sıvısındaki trigliserid seviyesi 110 mg/dl nin üzerindedir. Lenfatik sistemin devamlılığında sorun

Detaylı

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu Doç. Dr. Halil Coşkun Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu GİRİŞ 2010 verilerine göre dünyada erişkinlerde (20-79 yaş) diabet prevalansı %6,4 (285 milyon). 2030 da bu oranın %7,7 ye (439 milyon) yükseleceği öngörülüyor.

Detaylı

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ DR. FZT. AYSEL YILDIZ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ, İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI Talasemi; Kalıtsal bir hemoglobin hastalığıdır. Hemoglobin

Detaylı

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ SUNU PLANI Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik bakım amacı Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik

Detaylı

MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR?

MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR? MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR? Dr. Nebil BAL Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Adana Arş ve Uyg Mrk 1 Malign Melanoma Deri Mukozal 2 Malign Melanoma Biyopsi

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Parsiyel ayak ve Syme protezleri ile yürüyüş bozuklukları ve çözümleri 8.hafta. Prof.Dr. Serap Alsancak Ankara Üniversitesi

Parsiyel ayak ve Syme protezleri ile yürüyüş bozuklukları ve çözümleri 8.hafta. Prof.Dr. Serap Alsancak Ankara Üniversitesi Parsiyel ayak ve Syme protezleri ile yürüyüş bozuklukları ve çözümleri 8.hafta Prof.Dr. Serap Alsancak Ankara Üniversitesi Parsiyel ayak amputasyonlarında yürüyüşü etkileyen vegözardı edilmemesi gereken

Detaylı

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği Ergenlik Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği Nelerden konuşacağız? Ergenlik nedir? Ergenlik sürecinde vücutta nasıl değişiklikler olur? Üreme organları nelerdir ve nasıl

Detaylı

30.12.2014. Anne Sütünün Önemi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi

30.12.2014. Anne Sütünün Önemi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı 15.Hafta ( 22-26 / 12 / 2014 ) ANNE SÜTÜNÜN ÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ Slayt No: 22 Bebeğin bağışıklık sisteminin gelişimini kolaylaştırır. Bebekte kulak enfeksiyonları

Detaylı

MEME KANSERİ ve ERKEN TEŞHİS. Dr.Koray Öcal Mersin Tıp Fak.Genel Cerrahi AD.Meme-Endokrin Cerrahisi Grubu

MEME KANSERİ ve ERKEN TEŞHİS. Dr.Koray Öcal Mersin Tıp Fak.Genel Cerrahi AD.Meme-Endokrin Cerrahisi Grubu MEME KANSERİ ve ERKEN TEŞHİS Dr.Koray Öcal Mersin Tıp Fak.Genel Cerrahi AD.Meme-Endokrin Cerrahisi Grubu MEME KANSERİ NEDİR? Meme süt bezleri ve burada üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan oluşan

Detaylı

İçerik AKUT APANDİSİT TANISINDA TESTLERİN DEĞERİ VE KULLANIMI. Testler. Öykü ve fizik muayene. Öykü

İçerik AKUT APANDİSİT TANISINDA TESTLERİN DEĞERİ VE KULLANIMI. Testler. Öykü ve fizik muayene. Öykü 1 2 AKUT APANDİSİT TANISINDA TESTLERİN DEĞERİ VE KULLANIMI İçerik Karın ağrısı olan hastanın akut apandisit olup olmadığını değerlendirmede kullandığımız testlerin değerliliği kullanımları tartışılacaktır

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Yetişkinde Gergin Omurilik Sendromu ve Eşlik Eden Toraks Deformitesi Gergin omurilik, klinik bir durumdur ve zemininde sebep olarak omuriliğin gerilmesi sonucu

Detaylı

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ MENOPOZ DÖNEMİ BU EĞİTİMDE NELER PAYLAŞACAĞIZ? Menopoz nedir?

Detaylı

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Pelvis, lokomotor sistemin en fazla yük taşıyan bölümüdür. İçindeki majör damar, sinir ve organ yapıları nedeniyle pelvis travmaları kalıcı sakatlık

Detaylı

SEROMA, ENFEKSİYON, FLEP NEKROZU

SEROMA, ENFEKSİYON, FLEP NEKROZU SEROMA, ENFEKSİYON, FLEP NEKROZU Dr. Kerim Bora YILMAZ MEME KANSERİ TEDAVİSİ KOMPLİKASYONLARI KURSU 2 Nisan 2016, Ankara 1 Seroma Meme cerrahisi sonrası en sık komplikasyon Mastektomi / MKC sonrası cilt

Detaylı

oporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri

oporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri Osteoporoz Tanı ve Tedavi oporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri Prensipleri Dr. Ümit İNCEBOZ Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Dr. Ümit İNCEBOZ Balıkesir Üniversitesi Tıp

Detaylı

Nonreküren Nervus Laryngeus Inferior. Dr. Emin S. Gürleyik

Nonreküren Nervus Laryngeus Inferior. Dr. Emin S. Gürleyik 1 Nonreküren Nervus Laryngeus Inferior Dr. Emin S. Gürleyik Nervus laryngeus inferior (NLI, rekürens) tiroit cerrahisinin en önemli yapısıdır. Bunun nedeni, bu sinirin yaralanmasının tiroidektomi komplikasyonları

Detaylı

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ HAZIRLAYAN:FZT.MELTEM ERASLAN DANIŞMAN:PROF.DR.İSMET MELEK Obezite (şişmanlık),vücutta aşırı ölçüde

Detaylı

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR?

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR? KEMOTERAPİ NEDİR? Kanser hücrelerini tahrip eden kanser ilaçları kullanılarak yapılan tedaviye kemoterapi denir. Bu tedavilerde kullanılan ilaçlara antikanser ilaçlar da denir. Kanserin türüne göre kemoterapinin

Detaylı