TÜRKİYE DİYANET VAKFI islam ARAŞTIRMALARI MERKEZi YAYlNLARI. Sempozyumlar 1 Paneller "KUTLU DOGUM" llmf1bplantısı Syınpt,si um.
|
|
- Iskender Közen
- 5 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 TÜRKİYE DİYANET VAKFI islam ARAŞTIRMALARI MERKEZi YAYlNLARI Sempozyumlar 1 Paneller ı. 4 ı. u 1 u s ı ararası Tht~ P lntı~rnatioııal "KUTLU DOGUM" llmf1bplantısı Syınpt,si um islam, ıslam, Gelenek Tradition ve and Yenileşme change İstanbul1996
2 TÜRKİYE'DE İSLAM. DÜŞÜNCESİNİN GELECEGİ ve İSLAMi DÜŞÜNCE GELENEGİ 1 Dr. Tahsin Görgün Türkiye Diyanet Vakfı islöm Araştırmaları Merkezi 1. Giriş 2. Türkiye'de islam Düşüncesinin Bulunuş Şekli 3. islami Düşünce Geleneği 4. Türkiye'de islam Düşüncesinin Geleceği ve islamidüşünce Geleneği: Bazı Müşahedeler 5. Netice ve Bazı Mütalaalar. 1. Giriş ı. ı. Erol Güngör, 1981 yılında yayımlanan Islamın Bugünkü Meseleleri adlı eserinde, Batı medeniyetinin yayılmasının neticesinde insanlığın düştüğü durumu tahlil edip, İslam'ın insanlığın mevcut durumdan kurtulması konusunda bir alternatif teşkil ettiğini vurgularken, mevcut meseleleri iki temel noktada telhis eder: Mevcut yaygın anlayış bütünsel bir hakikat fikrinden uzaklaşmış olduğu gibi, dayandığı temel değerler de iktisadi ve Bu çalışmada, gazeteci-yazarların, şalrlerln ve sanat ehlinln görüşleri konu dışında bırakılarak, üniversite çevrelerinde tedris ve araştırınayla meşgul olan Ilim adamlannın çalışmalan üzerinde durulacaktır. Burada "düşünce" lle bir düşüncenin lzhan olarak ortaya konulan "eserler" birbirinden tefrlk edilmektedir. Düşünce Insanın bir-durumudur; bu durum kendisini muhtelif şeklllerde Izhar eder. Yani biz burada her ne kadar eseriere müracaatla "düşünce" hakkında konuşacaksak da, eserler sadece düşüncenin mahsulü olarak bize, "düşünce" hakkında lpuçlan veren "eser"ler (veya delil) olarak yardımcı olacaklardır. Kısaca biz bir "zlhnlyet" hakkında konuşacagız. Bu tebllgln hazırlanması esnasında ve daha sonra okuyarak görüşlerini Ifade eden sayın Dr. Harun Anay, Dr. Mustafa Ertürk, Dr. Mustafa Slnanoglu, Dr. Adnan Aslan, Dr. Hilal Görgün ve Dr. Isınail Kara'ya katkılanndan dolayı teşekkür etmek Istiyorum. Tabii olarak yazının bütün fikri sorumlulugu yazara aittir. 141
3 isli-im, GELENEK ve YENiLEŞME 1 ISLAM, TRADITION and CHANGE sosyal bir adaletsizliği hakim duruma getirmiştir 2 Onun bütün meselelerin kaynağı olarak gördüğü fenomen ise, modernizm kavramıyla ifade edilmektedir3. Yani müslümanın bugünkü meseleleri, modernizmin hakim olduğu bir dünyada.jl}üslümanca yaşamanın önündeki engellerle uğraşmaktan ibarettir. Ancak mesele sadece müslümanları ilgilendirmiyor; çünkü söz konusu problemler, islam dünyasının dışında ortaya çıkmış bir zihniyetin yaygınlaşmasından kaynaklanmaları hasebiyle müslümanların neden olduğu problemler olmadığı gibi, müslümanlar bir anlamda kendi dışlarında ortaya çıkmış ve daha sonra şu veya bu şekilde onları da tesir altına/alanına almış bir tavrın kurbanıdırlar 1. Meselelerin kaynağı müslümanlar olmadığı için, müslümanlar ve islam insanlığın içine düştüğü durumdan kurtulması için bir imkan olarak durmaktadır. islam'ın bir imkan olduğunun farke-. dilerek, bunun gereğinin yapılması, herkesten önce bu dinin mensupları için düşünülebileceğinden dolayı, onların gayretleriyle bilkuvve sahip olunan bu imkan bilfiil bir durum haline gelebilir. Bu durumda müslümanların kurtuluşu, diğerlerine de -en azından kurtuluşu ne yönde aramaları gerektiği konusunda- bir ışık tutacağı için, onların da kurtuluşunun sebebi/vesilesi olacak bir potansiyeli haizdir. Yani müslümanların kurtuluşu başkalarının kurtuluşunu bil kuvve mündemiçtir. Güngör' e göre, islam, insanlığın bulunduğu bu durumdan kurtulabilmesi için, tarihte dayandığı bütünsel hakikat anlayışı, bu hakikatin kavranması konusunda gösterdiği bilgi elde etme vasıtalarını birbirine irca etmeyen yaklaşım şeldi ve taşıdığı sosyal adalet ilkeleriyle, gerekli bütün ilkeleri haizdir. Yapılması gereken şey, bütünsel bilgi anlayışıyla modernizmin ortaya çıkardığı ircacı ve dolayısıyla inkarcı ilim anlayışının aşılması ve sosyal adalet ilkelerine içinde yaşanılan şartlarda geçerlilik kazandırmaktır. Bu da, ilim ve fikir adamlarıyla sanatkarların gayretlerinin neticesinde olacaktır. Çünkü "İslam esas itibariyle bir değerler sistemidir; her değer sistemi tarihi şartlara belli bir intibak gösterir. islam vaktiyle belli bir kültür birikimi, belli bir coğrafya ve tarih içinde doğmuş, o şartlar çerçevesinde belli bir uygulama imkanına kavuşmuştu. O değer sisteminin başka bir zaman ve mekfmda uygulanması elbette farklı olacaktır ve bu fark sistemin ilkelerinde değil maddi görünüşünde olacaktır. Böyle bir uyanış için mutlaka Abbftsf hilafetinin idare sistemi veya Çin'den ispanya'ya kadar fütuhat yapan ordular gerekmez. Bunların şimdi olmayışı da İslam'a dayanan bir medeniyetin artık söz konusu olamayacağı manasma gelmez... 2 E. Güngör, /sldmın Bugün/cü Meseleleri, Istanbul ı 98 ı, s. 75; benzer tenkitler için b k. S. H. Nasr, Insan ve Tabiat (çev, Nabi Avcı), Istanbul ı982, özellllde ikinci bölüm. 3 Burada "modern" Ilc "modernizm" arasında bir tefrik yapmak gerekmektedir. Buna göre "modern" sadece mevcut bir durumu ifade eden tamamen tasvirf bir kelimedir. Buna karşıiık "modernizm" mevcut durumu 'olması gereken' durum olarak görerek, bu durumu 'kendinde degerll' kabul eden bir tavırdır. Modernist tavır, mevcudu, onu ortaya çıkaran nedenleri ve mevcudun oluşma sürecini normatif bir bakışla degerlendlrerek, mevcudu tarihiyle birlikte dogrunun ölçüsü olarak kabul eder. Modernizm, ifade şekllleri farklı olsa da, birçok düşünürün düşüncesinin ve olup bltenin öylece olmasında tayin edici bir konumda bulunan sistemlerin ideolojik ortak paydasını teşkil etmektedir. 4 Müslilmıinlann nasıl olup da kendi dışlarında ortaya çıkmış bir tav n n kurbanı haline gelebildiideri kendi başına bir meseledir. Ancak bu mesele en azından bu teblig çerçevesinde bizi dogrudan ilgiiendirmiyor. 142
4 TÜRKiYE'DE islam DÜŞÜNCESiNiN GELECEGI ve ISLAMi... Tebliğ: Dr. Tahsin GÖRGÜN Her çağ kendi imkanlarıyla islam'a yeni yorumlar getirecektir ve herhalde çağımızın imkanları islam prensiplerine daha geniş bir uygulama sahası verecek durumdadır 5." Erol Güngör, daha önce Said Halim Paşa'nın gerçekleşmesinden korktuğunun6 başa gelmesinden sonra 7, tekrar bir durum tesbiti yapmaktadır. Bu durum tesbiti, aynı zamanda bir değerlendirme olduğu için, sadece ne olduğunu değil, olması gerekene göre ne durumda olunduğunu da ele alarak, kısaca temas edilen bazı teklifleri de ihtiva etmektedir. Teklifierin esası, yukarıdaki ifadelerden de anlaşılacağı gibi, modernliğin kabul edilerek; onun içinde taşıdığı ve kendi sonunu getiren araziardan (parçalanmış bir hakikat anlayışı veya hakikat fikrinin terki ile sosyal adaletsizlik) temiztenerek benimsenmesi fikrine dayanmaktadır. Böyle olunca da, mesele bir anlamda modernliğin İslamileştirilmesi noktasında düğümlenmektedir. Bu yaklaşım şekliyle Güngör, islamcı düşüncenin 1980'li yıllardaki bir hulasasını da ver- mektedir. Ancak meselenin göründüğü kadar basit olmadığı, XX. yüzyılda yaşanan bir dizi tecrübeyle ortaya çıkmıştır. islam dünyasının muhtelif yerlerinde yaşayan bazı mütefekkirlerin ve oluşturulan bazı müesseselerin ulaştıkları neticeler, bize daha derin ve daha köklü düşünmemiz gerektiğini düşundürmeye başlamıştır. Şimdiye kadarki düşünce nisbeten zahiri ve daha çok aksülamel denilebilecek bir tavrı benimsediği için, bir taraftan kendi konusunu ve konumunu karşısına çıkana göre tayin ederek, karşısına çıkanın mahiyetini sorgulamanın gerekliliğini farkedememiştir. Diğer taraftan mevcudun bir tarihi oluşum süreci olduğu gibi, mevcut karşısında takınılacak tavnn da tarihi dayanaklan olabileceği düşünülememiştir. Daha derin düşünme derken, içinde yaşadığımız gerçekliği (mevcudu) bütün boyutlarıyla yeniden kavramayı ve daha köklü derken de islam! düşünce geleneğinin ışığında bugünkü meselelerimizi tayin ve tesbit etmeyi kastediyoruz. Tebliğimizde bu nokta-i nazardan Türkiye'deki islam düşüncesinin mevcut durumunu gözden geçirerek, islam! düşünce geleneğinin islam düşüncesinin geleceği açısından kıymeti üzerinde duracağız. 5 E. Güngör, islamın Bugünlıü Meseleleri, s Said Halim Paşa 'nın bu konudaki görüş ve teklifleri Buhranlanmız (Istanbul ) Isimil eserde toplanmıştır; (bu eserin Iki ayrı sadeleştiriimiş yayını mevcuttur. M. Ertugrul DUzdag tarafından hazırlanan birinci sadeleştiriimiş metinde (birçok baskısı mevcuttur) bazı yerler atianmıştır (mesela b k. asıl metin s. 30; Iz Yayıncılık tarafından neşredllen sadeleştiriimiş metin s. 39); Ikinci sadeleştlrme, N. Ahmet özalp tarafından yapılmış ve Thplumsal Çözülme adı altında (Istanbul 1983) yayımlanmıştır). 7 Prens Said Halim Paşa, Buhranlarımız, Istanbul , "Fikrimlzce bütün bu fenalıkları tevlld eden, medenlyyet-1 Garblyye'yl anlamayarak tatbik edlşlmlzdlr. Hey'et-1 lctlmalyyenin kavanln-1 tekamülatına blhakkın vakıf oimadıgımızdandır ki mllel ve akvamın kavanln ve nlzamatıyla kavanln-1 esaslyycslnl iktibas edecek olursak umor ve ldarede onlar derecesinde nall-l tekemmülat oiacagımız ltikadında bulunuyoruz. Bu ltikad-ı meş'um yüzünden h usule gelen fenalıkların fıkr ve ta'dmı uzun sürer. Yalnız şurasını söylemek kafidir ki bu ltlkad bizim kendi kendimizi bir ısiaha kabillyetlmlz olmadıgı zannını tevlld etmek suretiyle nefslmize olan ltlmadımızı seib etmekdeve bu suretle başkalarının da bize karşı ltlmad ve hürmetini sallb olmaktadır" (s. 13). Said Halim Paşa'nın bu lfadelerde tasvir ettlgl tavır, bütün neticeleriyle bugün ortada oldugu gibi, bu tavır mezkor alanlarla sınırlı kalmayara k, hayatın bütün alanlarına, Ilimden glylme, giyimden günlük hayata kadar yaygınlaşmıştır. 143
5 ISLAM. GELENEK ve YENiLEŞME 1 ISLAM, TRADITION and CHANGE önce geleneğe göre ne durumda olduğumuza iki misal vererek açıklık getirmekte fayda vardır. Bu misaller, islamf düşünce geleneğinin geçerliliğinin su götürmez durumda olduğu zamanlarda yaşamış iki müellifın eserlerinden seçilmiştir. B unlardan birincisi, N asfrüddfn-i Tilsf ( ö. 6 72/12 74) diğeri Kınalızade Ali Efendi'dir (ö. 979/1572) Nasfrüddfn-i Tilsf, içinde yaşadığı gerçeklik hakkında olanla olması gereken arasındaki ilişkiyi kurarken şöyle demektedir: "Önce kalem ri- ı cali gelir ki bunlar bilimlerin ve çeşitli bilgi alanlarının ustaları, fakihler, kadılar, ka tipler, muhasipler, hendeseciler, müneccimler, hekimler ve şairlerdir. Bunların varlığı bu dünyanın ve öteki dünyanın düzenine bağlıdır. Unsurlar içinde bunlara su karşılık gelir. İkinci olarak, kılıç ricali vardır i cengaverler, mücahidler, gönüllüler, devriyeler, sınır bekçileri, nöbetçiler, kahramanlar, saltanatı destekleyenler ve devleti koruyanlar. Bunların müdahalesiyle dünyanın teşkilatı biçim alır. Tabii unsurlar içinde ateş bunların karşılığıdır. Üçüncüsü iş erbabıdır, bir bölgeden diğerine mal götüren tacirler, esnafıar, zanaatkarlar ve vergi müstelzimleri. Bunlar olmadan günlük hayatın zuhuru imkansızdır. Unsurlar içinde bunlar hava gibidir. Dördüncüsü, ziraat erbabıdır, ekinciler, çiftlikte çalışanlar, rençberler ve zerzevatçılar. Bunlar bütün toplulukların beslenmesini örgütlerler. Bunların katkısı olmaksızın ferd Ierin hayatta kalması bahis konusu bile olmaz. Thbii unsurlar arasında toprak bunlarla aynı yeri tutar" 8 Türkiye'de İslam düşüncesinin geleceği üzerinde düşünülürken, kendi şartlarımızda bu ifadeleri yeniden nasıl söyleyebileceğimiz en önemli meselemiz gibi gözüküyor. Burada yeniden söyleme, kesinlikle söylenenin tekran demek değildiri içinde yaşanılan gerçeklikle (mevcut), Tilsf'nin kench içinde yaşadığı gerçeklikle kurduğuna benzer bir bağ kurma söz konusudur. itiraf edelim ki biz, günümüz için henüz Nasfrüddfn-i Tilsf'nin kendi şartları için söylediği fıkirlerin benzerini söyleyecek durumda değiliz. Dikkat edilecek olursa Tilsf, iki seviyeyi birbirinden tefrik ediyor. Bunlardan birincisi, toplumsal düzenin unsurları. Bunlar dört kısma ayrılıyor. Bu unsurların her birisi, işlevleri (fonksiyon) açısından diğerinden tefrik edilmekle, içinde yaşanılan gerçekliğin kavramlmasında fonksiyonel bir bakış açısının bulunduğu ortaya çıkıyor. Bu noktada ikinci olarak ontolojik bir seviyeye işaretle, varlık düzeni ile sosyal düzen arasında bir uyum, bir tekabül olduğu/olması gerektiğinden hareketle, küllf bir dünya görüşü ile, toplum üzerinde düşünmenin nasıl birlikte yürüdüğünün bir örneğini sunmaktadır. Tilsf'nin mezkilr ifadelerinde genel topluma bakışta geleneğin bir tezahür şeklini gördüğümüzde şüphe yoktur. Yani bu ifadelerde genel olarak toplum üzerinde islamf düşünce geleneğinde nasıl düşünilidüğünü tesbit etmek mümkündür. Bu düşünüş şeklinde farklı seviyelerin birbirinden 8 The Naslrean Btlılcs (lnglllzce'ye çev. G. M. Wickens), London 1964, s. 230; krş. Norman Itzkowltz, Osmanlı Imparatorluğu ve Isidmi Gelenek (çev.!. özel), Çıdam Yayınları, Istanbul 1989, s ; burada fikirterin tarihl söz konusu olmadıgı için iktihas edilen lfadelerin tarihi kökenl üzerinde durulmayacaktır. Aynca bir düşünce, kökeni ne olursa olsun, bagiamından çıkanlarak, başka bir baglam içinde yeniden ifade edilince, anlam deglştirlr. Bu yönden de, zatııren aynı gibi gözükse de, başka blr düşünce haline gelir. 144
6 TÜRKiYE'DE islam DÜŞÜNCESiNiN GELECEGi ve islami... - Tebli~: Dr. Tahsin GÖRGÜN tefriki ve bu seviyeler arasında bazı alakalar kurmak, düşünme usulünün önemli bir unsurudur. Demek oluyor ki gelenek, küllf bir bakış açısı ile, içinde yaşanılan gerçekliğin muhtelif seviyelerde tahlil ve terkibini öngörmekte ve ancak bu şekilde tefekkürün insicam kazanmasını sağlayarak nazari. ve arnelf sürekliliği bu noktada aramaktadır Tılsf'den sonra yaşayan ~Himlerden Kınalızade Ali Efendi "Adalet Dairesi" adı altında şu fikirleri beyan etmektedir: "Mülk zabt eylemez i!ia leşker Leşkerl cem'!demez illa mal Malı cem' eyleyen raiyyettir Raiyyeti kul ider padişah-ı aleme, adi Adidir mucib-i salah-ı cihan Cihan bir bagdır, divan devlet Devletin nazımı şeriattır Şeriata olamaz hiç haris illa mülk" 9 Bu cümleler, her ne kadar tasvirf bir üslupla ifade edilmişlerse de, normatifbir muhtevayı da haizdirler. Yani olan hakkında konuşulurken olması gereken söylenmektedir. Bu bakış şekli, sadece bazı şeylerin kabul edilemez olduğunu söylemekle iktifa etmez; olması gerekene göre bulunulan durumu tesbit eder. Bundan dolayı bu düşünce, bazı normatif taleplere dayalı zorlama gayretlerle değil, mevcudu sürekli olması gereken yönüne doğru dikkatli bir dönüştürme gayreti ile, atbaşı beraber yürümek zorundadır10. Yani ideallerden taviz vermeyen bir gerçekçilik, bu ifadelerde kendisini izhar eden geleneğin ayıncı hususiyetini teşkil etmektedir. Bu ifadeler, kapalı devre sistemi şeklinde düşünülen nizam-ı alem şuurunun izharından ibarettir. Bu şuur, hem ideali hem de gerçekliği gözden uzak tutmayıp, ikisini birlikte düşünerek, ikinciyi birinciye doğru dönüştürme gayretini, fıkrin kendisi etrafında döndüğü mihver olarak korumayı başarmıştir. Burada özellikle dikkati çeken nokta, ideallerle gerçekliği kavrayış arasında kurulan ilişkidir: Gerçeklik sürekli ideal noktai nazarından taşıdığı yer ve değer açısından görülmekte olduğu gibi, ideal de gerçeklikle alakası kurularak, anlaşılır ve kabul edilebilir bir şekilde ifade edilmektedir. Hele zikredilen 'adalet dairesi'nde süreklilik ve unsurlar arasındaki alaka şuuru, amaç ile vasıtayı eriten, her şeyi diğeri ile alakah ve ona bağımlı olarak görerek, kainatta mevcut küllf bir nizarn şuuruna tekabül eden bir içtimalsiyasi nizarn anlayışı taşıdığı için, sürekliliği onu tahakkuk ettiren unsurların birbiri ile alakasıyla birlikte korunarak ve birini diğerinden tecrit etmeyerek görmede aramanın çok özel bir numunesini takdim etmektedir 11 9 Kınalızade All Efendi, Ahialc-ı 'Aldi, Buiak 1248, s. 49; krş. Itzkowitz, a.g.e., s O Düşüncede inhitatın asıl nedenini de bu noktada aramak gerekmektedir. ll Gazzllif, thydil 'ulılmi'd-din, Kahire 1967, ı. 23 "enne makasida'i-halki mecmuatun ll'd-dfn ve'd-dünyll ve!ll nizama li'd-dfni illa bi nizllmi'd-dünyll fe inne'd-dünya mazraatü'l-llhire ve hiye'l-filetü'l-mevsil!etü!la'ilahi azze ve celle llmen ittehazeııa Illeten ve menzilen llmen yettehizuhll müstekarren ve vatanen ve leyse yüntezamu emrü'd-dünyll illa bi amllii'l-adem!yyfn. Ve a'mfilühüm ve hirllfühüm ve sınll'atühüm tunhaslru fı selllseti aksam..: 145
7 ISLI-iM, GELENEK ve YENILEŞME 1 ISLAM, TRADITION ıand CHANGE Kısaca söylemek gerekirse, biz şu anda İslamf düşünce geleneğinden çok gerideyiz. Meselemiz aynı zamanda, bir zamanlar. sahip olduğumuz gelenekle aramızda ortaya çıkmış olan mesafenin nasıl aşılacağı meselesidir. Burada ele alacağımız meseleleri, biraz daha anlaşılabilir hale getirebilmek için, birkaç soruyla şöylece sıralayabiliriz: ı. Türkiye'de bir islam düşüncesinden söz edilebilir mi? Evetse, ne anlamda? 2. islamf düşünce geleneğinden ne anlamda söz edilebilir? 3. islamf düşünce geleneği bizim için ne ifade ediyor? 2. Türkiye'de islam Düşüncesinin Bulunuş Şekli 2.1. Bu tebliğde İslam düşüncesi ifadesiyle, müslümanların düşündükleri kastedilerek, müslümanların davranışları ve aralarında kurdukları davranış koordinasyonundan tefrik edilmektedir. Aslında düşünülmeden gerçekleştirhep davranış olmadığı gibi, her düşünce de bir davranış bağlamında ortaya çıktığı için, düşünce ile davranışı en genel anlamda birbirinden tefrik etmek mümkün olmasa da, burada dar anlamıyla düşünce ile davranış ve davranişların koordinasyonundan ortaya çıkan toplumsal ilişki düzenleri birbirlerinden farklı iki alan olarak görülerek, bunlardan birincisi söz konusu edilecektir. 2. ı. ı. İslam ile islam düşüncesi (veya islami düşünce) arasında bir fark vardır. Bu nokta, din ile tedeyyünün tefrikinin mantıkf ve gerçek bir neticesidir12. Din ve tedeyyün arasında yapılacak bir tefrik, bize hem geleneğin mahiyetini tayin, hem de bu tayine bağlı olarak gelenek karşısında nasıl bir tavır takınılması gerektiği konusunda epeyce yardımcı olabilir1 3 { Buna göre din, yüce Allah'ın gönderdiği, sabit, sınırları belli, ilahf ve mutlak olandır. Buna karşılık ted~. dinin belirli şartlar altında yaşayan insanın ve a toplumun hayatmda tecessum e mış a ı ır. Dm ilahf olması hasebiyle ne kadar mükemmel ise, tedeyyün de mutla ın, insanın eksikli inde esasını bulan, belirli zaman ve inekan içın e, noksan tarafından kavranıp gerçekleştirilmesı olması hasebiyle, başında eksik olmaya mahkum, ama zorli!l!u bır gayrettir.(_ancak burada şuna dikkat etmek gerekir: Tedeyyündeki elçsiklik, fertler söz konusu olduğunda geçerlidir, toplum söz konusu olduğunda, birbirlerinin eksiklerini tamamlayan fertterin davranışlarının hepsi nazarı dikkate alındığında asgariye iner. Çünkü bir ferdin hayatında eksik olarak bıraktığı veya yeterince hassas olmadığı noktalarda başka fertler olması gerekenden daha fazlasını yaparak bir denge unsuru oluşturabilir ve böylece 12 "Din" lle "tedeyyün" arasındaki tefrlk ve bunun temellendlrllmesl, bu tebligin sınırlarını aşan bir çalışmayı zarurl kıldıgı Için, burada derlnllglne ele alınmayacak, sadeec bazı noktalara lşaretle lktlfa edlleccktlr. 13 Benzer bir tefrlk Için b k. Erol Güngör, /slamın Bugünlcü Meseleleri, s : "... Dini n esası degişmez, onun esasını teşkll eden kaynaklar, Insaniann özel yorumlarından müstakll olarak, hiçbir deglşmeye ugramaksızın durur. Din deglşmedlgl halde Insanların onunla liglll anlayışları deglşlyorsa, o zaman bu degişmenln sebepl~rlnl dinde veya Insanlarda degll, fakat onların dışında birtakım kaynaklarda aramamız lazımdır. Başka bir Ifadeyle söylersek, Insanları deglştlren, her devrln Insanına başka türlü tesir eden, dolayısıyla Insaniann şahısiarına degll onların zamanlarına baglı bulunan birtakım arnlllerden bahsetmemiz dogru olur." 146
8 TÜRKiYE'DE islam DÜŞÜNCESiNiN GELECEGI ve islami... - Tebliğ: Dr. Tahsin GÖRGÜN dinin toplum hayatında mümkün olduğunca mükemmel bir şekilde tezahür etmesini sağlarlar. işte bundan dolayıdır ki, bir dönemde gerçekleşen tedeyyünün keyfiyetini tayin ederken dayanılacak esas, fertlerin qurumu değil, cemaatin durumunu yansıtan toplumsal icma veya çoğunluğun tavndır (cumhurun görüşü). Din ile tedeyyün, mutlak ile sınırlı, mükemmel ile noksamn bir araya gelerek tezahür ettiği bir ilişki ile birbirine bağlıdırlar. Din ilahf olduğu gibi, tedeyyün insanfdir. Tedeyyün, mutlakın sınırlının şahsında ve sınırlı vasıtasıyla gerçekleşmesidır. Bu gerçekleşme, bunu gerçekleştirenlerin mutlakı kabule yönelik ka'biliyetleriyle alakah olarak, mıitlakı belirli bir oranda yansıtarak tahakkuk eder. Mutlakın tahakkuk şekli asıl olarak iki şekilde oluı': Birincisi fikir alanında, tefekkür, tezekkür, zikir ve itibarla gerçekleşirken, ikincisi amel alanında insanların tekil davranışlarında, insanlar arası ikili veya çok taraflı ilişkilerin yanında insanlar arasında ortaya çıkan velayet ilişkilerinde tezahür eder. Biz burada, mutlakın fikir alanında tefekkür olarak tahakkukunu ele alarak, tedeyyünün fikir alanında nasıl gerçekleştiği üzerinde duracak ve buna islamı düşünce 14 adını vereceğiz. İslamf tefekkür, mutlakın fikir alanında, tezahür etmesidir. Bunun imkanını, asıl olarak mutlakın (yani vahyin) lisanı olması sağlar. Mana ve lafzın hangisinin ilahı olduğu tartışmasından sarfınazar ederek, denilebilir ki, insan lisanında ifade edilen mutlakın, içine insanların zihnı vasıtası ile girdiği kalıp gereği insan lisamnın bütün hususiyetlerini gösterdiği açıktır. Mutlakın anlaşılmasını, ifade edildiği vasıtanın insanf olması sağlar. Aksi takdirde, mutlakın anlaşılması imkanı ortadan kalkardı. öncelikle tesbit edilmesi ve unututmaması gereken temel hareket noktası budur. İslamf tefekkür, mutlakın anlaşılması gayretiyle ortaya çıkmış, saf zihnf gayretin bir neticesi değildir. Tefekkür, sürekli bir şeyle ilgili olarak gerçekleştiği için, kendi başına amaç olamadığı gibi, zihnin hiçbir şeyle alakası olmadan herhangi bir faaliyette bulunması da mümkün değildir. Ancak zihnin faaliyette bulunurken kurduğu alakalar sahte alakalar olabilir ki, bu durum düşünceyi sahteleştirir. Asıl tefekkür yaşamlan hayatta gerçekleştiği için, hayatın içinde olur ve yaşamlan hayatla doğrudan ilgilidir. Yaşamlan hayat ise, kavramlan bir dizi gerçeklik alanlannın kesiştiği noktada sürer. Bundan dolayı tefekkür, hayatın içinde gerçekleştiği gerçeklik alanlarıyla ilgili olmak zorundadır. Daha kısa bir ifade ile, tefekkür hayatın içinde gerçekleştiği çerçevenin kavranmasına, tasavvur ve tasdikine yöneliktir. Bu çerçeve, istesek de istemesek de bizi kendi varlığından haberdar ederek meseleler ortaya koyar. Ancak her ne kadar, gerçekliğin kendisini izhan, gerçekliğin kendisinden kaynaklamy orsa da, tezahür edenin kavranmasını tayin ve teşkil eden kategoriler, gerçeklik dışı veya gerçeklik üstüdürler (veya daha farklı bir gerçeklik alanına dahildirler). Bir tefekkürü islamı yapan, insan ile çevresi arasındaki kavrama ilişkisini tayin ve tesbit eden 14 Islami tefekkür" ve "Islami düşünce" lfadelerlnl eş anlamlı olarak kullanacagız. 147
9 islam. GELENEK ve YENiLEŞME 1 ISLAM, TRADITION and CHANGE Kategorilerin, dine dayanmasıdır. islamı tefekkür, tedeyyünün fikir alanında gerçekleşen halidir. islamı tefekkürü mümkün kılan, dinin kendisiyle ifade edildigi vasıtanın, yani lisanın, insanı olması ve Usanın tabiatı geregi ancak anlamlı (doğru) şekilde kullanılmasıyla varlıgını, yani geçerliligini korumasıdır. Lisan, bir taraftan gerçeklikle alakah oldugu halde~!;liger taraftan kendi başına bir gerçeklik alanı oluşturur. Lisanla ifade edilmiş olan din, muhteva olarak Usandan bagımsız, ancak içine girdigi form icabı lisanı olmakla, bulunuş şekli olarak Usanın bulunuş şekline benzerlik arzeder. Bu haliyle ve mutlak anlamıyla din gerçek üstüdür. D inin gerçek üstü olması, gerçek dışı veya gerçeklikle ilgisiz olması anlamına gelmez. Dinin gerçek üstü olması, onun bulunuş şekliyle, tezahür eden gerçeklik karşısında, onun farkında ve şuurunda olan insana sürekli.bir imkan alanı sunması ve ona her halükarda geçerlilik imkanı saglayabilecek bir var oluş şekline sahip olmasından kaynaklanır (bundan da layı, İslam kıyamete kadar geçerli olma imkanına sahiptir). Dinin mutlak hususiyeti, tedeyyün haline geldiği zaman insanileşerek, zaman ve mekaniçinde bir görünüş arzetmesi ile çelişmez; aksine bu durum onun, gelişmeyi yücelmeyle birlikte düşünüp bunun da ancak mutlakla ilgili ve ona bagımlı oldugunu farkederek dine inanan insanlar var oldugu müddet, muhtelif tedeyyün şekillerinde gerçekleşerek devam edecegi anlamına gelir. Kısaca bu,(dinin bir tane olmakla birlikte, tedeyyünün toplumdan topluma, asırdan asıra, hatta insandan insana farklılık arzedebilir bir hususiyeti olmasının esasını teşkil eder. Yani islamı tefekkür, belirli bir zaman ve mekan içinde, dinin, o zaman ve mekanda yaşayan insanın içinde bulundugu gerçeklikle ilgili tasavvur ve tasdiki olarak gerçekleşmesidir. ) Düşünce bir şeyle ilgili oldugu için, İslam düşüncesi içinde yaşanılan gerçekliginıs dinininsana verdigi genel çerçeve içindekavranması ile ilgilidir. İçinde yaşanılan gerçeklik, insanın dışında bulunur ve insana kendi varlığını hissettirir. Gerçeklik münfail olmadıgı gibi, insan da münfail değildir. Gerçeklik kendi başına var oldugu gibi, insan da kendi başına var olmakla, her ikisi de birbirleri karşısında hem fail hem meful durumunda oldugu için, gerçekliğin insan tarafından kavranması, insanın failiyyeti neticesinde olmakla birlikte, bu failiyyet gerçekligi kurmaz; olanı anlamlandırarak kavrar.ı 6 Diğer taraftan gerçeklik insandan bagımsız olarak var ol- 15 Gerçekllllin boyutlarıyla (geçmiş, gelecek ve an), gerçeklik seviyelerini (alanları) birbirinden tefrlk etmek gerekir. Bu konuya llerlde biraz daha teferruatlı şekilde temas edilecektir. 16 Burada "gerçeklik" derken, Insana bagımlı olsun veya olmasın onun dışında bulunan ve onun karşısında varlıgını hissettiren maddi veya mfinevi varlıkları kastediyoruz. Insanın her türlü gerçekillll kavramasının netleesinde ortaya çıkan "düşünce" de kendi başına bir gerçeklik alanı teşkil eder. Mücerred gerçekilk derken, biz bu tebll!l çerçevesinde, her türlü müracaatın kendisine döndü@ esas anlamında "mah!okatı" kastediyoruz. Bu gerçekilgin yanında ve bununla Ilgli! Ikinci, hatta üçüncü bir seviyede de bir gerçekiikten söz edllebliir. Gerçeklik seviyelerini birbirinden tefrik etmeyenler, gerçekllllin sanki tamamen Insan tarafından kuruldu!lu zehfibına.kapıimışiardır (mesela bk. P. Berger- T. Luckmann, The Social Constructlon of Rea/Jty, Penguin, Middiesex 1984). Ancak bütün bunlar, kendi başına bir mesele teşkil ettilll Için, bu tebll!l Içerisindetekrar söz konusu olmakla birlikte, geniş bir şekilde daha başka bir vesileyle ele alınacaktır. 148
10 TÜRKiYE'DE islam DÜŞÜNCESiNiN GELECEGi ve islami... - Tebliğ: Dr. Tahsin GÖRGÜN duğu için, insana kendisini hissettirerek, onu kendisini kavramaya zorlar. Din bulunuş şekli itibariyle gerçek üstü olduğu için, fiziki gerçeklikten daha farklı bir varlık alanına sahiptir. Bundan dolayı o, fiziki gerçekliğin dışında bulunarak, onda vuku bulan değişikliklerden etkilenmez. Daha başka bir ifadeyle, din kendi başına bir gerçeklik alanı oluşturur; dinin bu hususiyeti, insana din dışında veya dine rağmen insanın karşısına çıkan gerçeklik karşısında bir imkan olarak verilmiş olmasındandır. insan içinde yaşadığı gerçekliği kavrayarak varlığını sürdürdüğü gibi, gerçeklik de insan tarafından kavramrken anlam kazanır. Yani gerçekliğin kavranması süreci dinden bağımsız olmamakla birlikte, bu sürecin neticesinde ortaya çıkan kavrayış, ne saf gerçekliktir ne de dindir; gerçekliğin dine müracaatla anlamlandırılmış hali olmakla, dinden ve gerçeklikten daha farklı bir "gerçeklik" teşkil eder. insanlar için genellikle tayin edici olan gerçekliğin bu halidir. Düşünce gerçekliğin belirli bir anlam düzeni içinde kavranması demek olduğu için, gerçekliğin bulunuş şekline bağlı 1 ona bağımlı bir şekilde, şekil ve muhteva kazanır Türkiye'de islam düşüncesi, şuurlu veya şuursuz olarak tarihe yönelmiştir (hangi nedenle olursa olsun, siyası, fikrf, ideolojik veya başka). BU durum bir taraftan, islam düşüncesinin bulunuş şeklinin tesbiti açısından önemli ise de, bundan daha önemlisi, tarihe yönelmenin vazgeçilmezliğidir. Tarihe yönelmekle, islam düşüncesi, kendi kendisini yeniden kurarken, hangi kaynaklardan besleneceği konusunda bir tercih yapmıştır ve bu tercihe hem genel insanlık tecrübesi açısından hem de olması gereken açısından bakıldığında, herhangi bir itiraz yapılamaz gibi gözüküyor. İtiraz olsa olsa bunun olup olmaması noktasında değil, şu ana kadar yapıldığı gibi olup olmaması noktasında düşünülebilir ki, bu mesele mevcut şartlarda ister istemez ortaya çıkmaktadır Tarihe yönelme, ister istemez araştırma konularını (fikirler olsun mütefekkirler olsun) tarihi bir perspektiften görmeyi de birlikte getirmektedir. İçinde yaşanılan gerçekliğin bir parçası olmayan konular, anlaşılabilmesi için, ortaya çıktıkları şartlarda ele alınma zamretini birlikte getirirler. Düşüncede tarihi şartları nazarı dikkate alma, tarihi şartların değişmesine bağlı olarak düşüncede de bir değişmeyi önceden kabul ettiği için, zorunlu bir izafiyetçiliği düşüncenin söylenınemiş ön şartı haline getirir. Bu demek oluyor ki, tarih araştırmaları, açıkça ifade edilsin veya edilmesin, bir tarihselciliği de tazammun etmektedir. Bundan dolayı Türkiye'de islam düşüncesi, girdiği yol icabı -bazı örneklerini görmeye başladığımız- bir tarihselciliğe düşme tehlikesiyle karşı karşıyadır Tarihe yönelme, mevcut haliyle içinde yaşanılan gerçeklikten uzaktaşma anlamına da geldiği için, tefekkürün asıl besleyici unsuru olan içinde yaşanılan gerçekliğin tecrübesi ve bu tecrübenin ortaya çıkardığı meselelerle uğraşma ya terkedilmekte veya tehir edilmektedir. Kısaca ifade 149
11 ISLAM. GELENEK ve YENiLEŞME /ISLAM, TRADITION and CHANGE edilecek olursa, tarihe yönelmiş bir araştırmacı, mevcut şartlarda araştırmacı oluyor; ama mütefekkir olma şansını büyük ölçüde yitiriyor Thrihe yönelme, tarihin bizim için ne anlama geldiği sorusu cevaplan dırılınadan gerçekleştiği için, hemen hemen sadece bahis mevzuu edilen konuların "aydınlatılması" gibi, ne işe yarayacağı belli olmayan bir amaçla yürüyor. Bu ise meseleyi -ciddi olarak kendisini bu konuya verenlerde orta-_. ya çıktığı gibi- sadece saf entelektüel bir gayretten ibaret hale getiriyor. İslam düşüncesinin tarihe yönelmesiyle, Türkiye'deki makro siyaset ve buna bağlı olarak ilim siyaseti arasında önemli bir alaka var gibi gözüküyor. Bunu kısaca şöylece özetleyebiliriz: Türkiye'deki makro siyaset, meselelere islam! çözüm arayışını engeliernektedir (en azından öngörmemektedir). Burada söz konusunun üniversitelerdeki akademisyenler olduğu ve bu akademisye.nlerin de netice itibariyle devlet memurları kanununa tabi olarak çalıştıkları düşünülecek olursa, meselelere İslam! çözüm aramanın -yakın bir zamana kadar- Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleriyle muhatap olmayı göze almak demek olduğu da hatırlanınca, ilim adamının niçin tarihe yönelmek zorunda kaldığı daha kolay anlaşılabilir. İkinci husus, yani ilim siyasetinin bu konuya tayin edici bir tesiri olması, ilim idealinin Batılılar'daki ilmin benzerine ulaşmak olarak görülmesinden kaynaklanmaktadır. Batılılar'daki ilim ise, İslam söz konusu olduğunda, tamamen tarih araştırmaları etrafında dolaşmaktadır. ünlü bir müsteşriğin dediği gibi 18, Batı'da islam araştırmaları yapanların müslümanların meselelerini halletmek gibi bir gayretleri yoktur; onlar için bizzat islam ve müslümanlar meseledir. İslam kültürü de olsa olsa bu açıdan bir anlam ifade etmektedir. Kısaca ifade etmek gerekirse, mevcut makro siyaset ve ilim siyaseti, Türkiye'deki İslam düşüncesini, tarihe yönelik islam araştırmaları haline getirerek, "müsteşrikleşmesinin" önemli siliklerinden sayılmalıdır Türkiye'deki islam düşüncesi, bugünü kendisine konu etmediği -istisnalar zülfü yare dokunmayacak konularda oldukça sınırlı bir şekilde mevcuttur- için, tarih araştırmaları içinde bulunmaktadır. Bu bulunuş şekliyle, bir taraftan araştırmacıların bugünle ilgili meseleleri tarihe taşıyarak, orada hal çareleri aramaları gibi oldukça garip bir yola girmiştir. Diğer taraftan bugünü doğrudan kendisine konu etmediği için, bugünü tanımak gibi bir teşebbüs başından engellenmiştir Mevcut haliyle Türkiye'de islam düşüncesi, hiçbir alanda geleneği olmayan Türkiye gerçeğinin bir parçası olarak, geleneği olmayan araştırma gayretlerinin toplamından ibarettir. Geleneğin olmayışı, mesele tayiı 7 Bu nokta, lllm adamlarıyla mütcfckklrlerln birbirinden ayrılmasını ve Ilmi eserlerle, fikri eserlerin birbirlerinden farklı telakki edilmesini de birlikte getirmektedir. Bunun neticesinde, Ilmi çalışmalar, lktlbası ve dlp notu çok ama, lllm adamının kanaatlerinin ya hiç zlkredllmedlgl veya çok kısa bir şeklide zlkredlldlgl eserler olarak ortaya çıkmaktadırlar. Kendi kanaatını katmadan söz konusu fillmlerin Ifadelerini (fikirlerini degll) nakletmek Ilmi obje~tllllgln bir gereili glbl görlllerek, fikir lllm adamı kavramının dışında bırakılmaktadır. Bu boşluk bazı gazeteci yazariara Türkiye'nin düşilnürlerl (l) olma fırsatını vermektedir. 18 C. H. Becker, "Der Islam als Problem", Der Islam, 1 (ı9ıo), s. ı-21; söz konusu Ifadeler Için bk. s. ı. ıso
12 TÜRKiYE'DE islam DÜŞÜNCESiNiN GELECEGi ve isli-imi... - Tebliğ: Dr. Tahsin GÖRGÜN nini engellediği gibi, mesele çözümünde de bir standart üzerinde anlaşmayı engellemiştir Şu andaki bulunuş şekliyle İslam düşüncesi, acelecilik ve genel ifadelere ulaşma gayreti içinde teferruatı gözden uzak tutma 'halini yaşıyor. Teferruatı gözden uzak tutma, ne kadar genel, ne kadar önemli, ne kadar program açısından düzenli sözler söylenirse söylensin, derinlik ve derinlikte esasını bulan sağlamlığı başından kaybetmeyi de birlikte getirdiği için, hakkında söylendiği alimierin kanaatlerini yansıtmayı bir kenara bırakın, alimierin fikirleri değil sözleri söz konusu edildiği için, fikirlerin tekran bile gerçekleşmemektedir. Bunun yerine, alimierin tercüme edilebilen sözlerinden derlemeler, ilmf araştırmaların en yaygın ortak özelliğini teşkil ediyor. İlmf çalışmalar, genellikle geniş alanlan (asırları ve mezhepleri) kendilerine konu edindikleri için, ister istemez sathf kalıyorlar. Sadece ifadelerin birbiri ile zahirf ilişkisinin kurulmasından ibaret olduğu için, ulaşılan neticeler ka-. ba anlamda genel bir bakıştan ibaret olmaktan öteye geçemiyor. Genel bakış ise, her ne kadar bakış açısı olarak düşüncenin vazgeçilmez unsuru ise de, mevcut haliyle özelden genele giderek ulaşılmış neticeleri veya özeli anlayabilmek için oluşturulmuş bir "dünya görüşü" hüviyetini arzetmeyerek, sadece geniş bir alanı ifade ettiği için, her şeyin kendisinde bulunduğu teferruatı ve tekili kuşatamamakta, bunun neticesinde, söz konusu ettiği düşünürlerin düşüncesinde bulunan incelikleri kavrayamamakta ve bu kavrayamayışını da, bu incelikleri 'lüzumsuz teferruat' veya 'kılı kırkyaran' bir bakış şekli olarak değersiz görerek, meşrülaştırmaya çalışmaktadır. Halbuki düşünülmüşü anlama gayreti ister istemez, söz konusu düşünürün düşüncesini ifade ederken kullandığı her kavramın mukabilini ve bunlar arasındaki ilgiyi, düşüncenin ortaya çıktığı ve dolayısıyla ilgili olduğu gerçekliği unutmadan, kurmayı zorunlu kıldığı için, en azından düşünürün düşüncesine denk bir düşünceyi şart koşar. Her düşünür, içinde yaşadığı gerçekliğin önüne koyduğu meselelerle uğraşmış tır. Kendi içinde yaşadığı gerçeklikten habersiz olarak bir düşünürü anlamak imkansiz olduğu için, araştırma konusu edilen mütefekkirin düşündüğünü yeniden düşünme gayreti, başında anlamsızlaşmakta ve ister istemez terkedilmektedir. Düşünülmüşü anlama gayreti olmayınca, ortaya entelektüel bir körlük çıkmakta ve bu, anlaşılmamış geleneğin zaten işe yaramaz olduğu iddiasıyla birleşmektedir Şimdilik Türkiye'de İslam düşüncesi, islamı düşünce geleneğiri.in tanınması ve sorgulanması şeklinde gerçekleşti (gerçekleşiyor). Birçok vesileyle birçok yerde ifade edildiği gibi, mesele "doğru İslam "ın veya islam 'ın "doğru anlaşılması". Şimdiye kadar yaşamış müslümanların islam'ı yanlış (veya bizim adımıza da) anladığı gibi bir düşünceyi çağrıştıran bu bakış açısı, en müfrit şekli ile bir taraftan islam düşünce geleneğinin de ötesinde Kur'an'ın tarihselleştirilmesinde intaç ederken, diğer taraftan geleneğin. kendisinde tecessüm ettiği eserlerdeki ifadelerin tekranndan ibaret olarak kaldı. ister modernist-tarihselci olsun, isterse gelenekçi olsun, mevcut İslam ısı
13 ISLAM. GELENEK ve YENiLEŞME 1 ISLAM, TRADITION and CHANGE düşüncesi, tslam'ı, içtimaf, siyasf ve tefekkür tarihi ile özdeşleştirmişe benzeyen yaklaşım şekilleriyle, kendilerini tarih karşısında hakim (hüküm verici) bir konumda gördükleri için, konularını anlamaya değil muhakeme etmeye çalışmaktadırlar. 1 9 Ancak şu noktanın artık anlaşılması gerekir: Alimierin hatalarını bulmak, bizim ri:ıeselelerimizi çözmüyor. Çünkü onlar da biz de kendi haya"'_ tımızı yaşıyonız. Bu hayatın şartlarını ne onlar ne de biz tayin ettik. Onlar'' kendi karşılarına çıkan meseleleri çözmekle ibtila edildiler; biz de kendi karşımıza çıkan meseleleri çözmekle ibtila ediliyoruz. Onların kendi meseleleri karşısında takındıkları tavrı kavramak, bizim şu anda karşımızda bulunan meseleleri çözerken nasıl bir tavır almamız gerektiğini tesbitte yardımcı olacaktır. Çünkü onların tavrını ve usulünü kavramak, mümkünün ne anlamda gerçek olduğunu ve nasıl gerçekleştiğini, belirli tarihf şartları nazarı dikkate alarak anlamak demektir Türkiye'de İslam düşüncesi, üniversite bünyesinde halen bir meşruiyet mücadelesi vermektedir (mesela felsefe, sosyoloji, eğitim alanları, ilahiyat fakülteleri dışında islam düşüncesine kapalıdır). Yukarıda kısaca işaret edilen ilim siyaseti, islamf düşünce geleneğine müesseseler içinde bir yer öngörmediği için, mevcut meseleler karşısında düşünülürken bile, Batı'da ulaşılan neticeleri nakletmekle iktifa etmekte ve bu konuda 'bizim geçmişimizin herhangi bir kıymetinin olup olmadığı' sorusunu bile gündem dışinda bırakmaktadır. 20 üniversitelerdeki islam araştırmaları faaliyeti, öngörülmediği ha.lde, ad hoc bir şekilde ilave edildiği için, sistemin arzu ettiği plana yabancı bir unsur olarak kalmıştır. Bu yabancılık, sadece sistem açısından değil, aynı zamanda İslamr'araştırmalar açısından da söz konusudur. Yani hem sistem böyle bir araştırma alanına şimdiye kadar ilgisiz kalmıştır, hem de İslam düşüncesi sisteme. 2.1 ı. öyle gözüküyor ki, karşımızda duran en ciddi mesele, en önemli meselenin zihnf-fikrf mi, arnelf mi olduğu noktasında düğümlenmektedir. Türkiye'de mevcut islam düşüncesi, meselenin daha çok zihnf-fikrf olduğu varsayımına dayandığı için (dikkat edilecek olursa, en verimli -başarılı değilolunan alan tefsir ve klasik kitapların tercümesi alanıdır), geri veya geç kalmışlık haleti ruhiyesi içinde, Batı'dan ne noktada geri kalındığı sorusunu mevzubahis haline getirerek, mevhum bir geleneği (kitaplarda bulunan) bu noktada sorumlu tutmakta ve geleneği sorgulayar.ak bir çözüme ulaşılacağı zannı ile, geleneği sorgulamaktadır. Mevcut haliyle geleneğin sorgulanması, onu oluşum düzeni ve bütünlüğü içinde kavramayı, yani bir geleneğin nasıl ortaya çıkabildiği ve bu geleneği gelenek yapan hususiyetleriyle ortaya çı- karınayı ön görmediği için, ne geleneği anlayabilmekte ne de yöneltilen tenı 9 A. Yaşar Ocak, "Günümüz Türkiyesinde lsi~mf Düşüncenin Bir Tahlil Denemesi ve Tarih Perspektifi", Dünden Bugüne ls/dm Dünyasında Zlhnlyet Değişiklikleri ve Çağdaş/aşma Sempozyumu, Bursa 1990, s ; Mustafa Aydın, "Günümüzde lsl~m'ın Doj1;ru Anlaşılmasında Tarihi Birikimin Önümüze Çıkardıgı Bazı Engeller", 1. islam Düşüncesi Sempozyumu, Bildir/ler-Tartışmalar, Istanbul 1995, s Erol Güngör ve Arniran Kurtkan gibi Ilim adamları istisna kablllndendlr. 152
14 TÜRKiYE'DE ISLAM DÜŞÜNCESiNiN GELECEGI ve ISLAMi... - Tebliğ: Dr. Tahsin GÖRGÜN kitler hedefine ulaşabilmektedir. Yapılan sadece seçilen bazı lfadelere karşı çıkılınası veya seçilen bazı sınırlı örnekler vasıtasıyla geleneği mahkum etmekten ibarettir Bu nedenlerden dolayı, Türkiye'deislam düşüncesinin halihazırdaki bulunuş şekli, bir kısmına işaret edilen eksikliklerine rağmen, yukarıda özellikle vurgulandığı gibi girdiği yol itibariyle olması gereken durumdadır ve bu bulunuş şeklinin (usul tartışmaları veya usul üzerinde düşünmeyle) kendi kendisinin farkına varmasıyla daha yeni bir veche ve buud kazanacaktır. Türkiye'de İslam düşüncesinin bulunuş şekli ile, geleceği arasında nasıl bir bağ kurulabileceği sorusu ancak, geleneğin teşekkül ve devamı ile bulunuş şekli arasındaki ilgi kurulduktan sonra anlamlı olarak sorulabilir (anlamlı soru, cevabın nerede ve ne yönde bulunabileceği konusunda ön malumat mevcutsa, var demektir!). Daha başka bir ifade ile, İslam tefekkürünün geleceği, geleneğin daha yakından tanınması He düşünülebilirler arasına girebilir özet olarak Türkiye'de islam düşüncesi bugüne kadar genellikle tarih araştırmaları vasıtasıyla gerçekleşmekte ve bu araştırmalar vasıtasıyla beslenmektedir. Bu araştırmalarda ortak özellik, muhtelif dönemlerde olup bi tenin tasvirinin yanında muhtelif alimierin ve onların eserlerinde' ne dediklerinin tanıtılmasından ibarettir. Thrih araştırmaları, daha çok siyasi olaylar ve düşünce alanında yoğunlaşırken ( içtimar ve iktisadr tarih çok istisnai bir araştırma alanı olarak kalmaktadır), araştırma konusu haline getirilen konuların, daha çok tasvir! yapılmaktadır. Thrih araştırmaları, her ne kadar yaygın araştırma şekli ise de, bu araştırmalar metodolajik tartışmalarla birlikte yürütülmemektedir. islami araştırmaların bugünkü aşamasında, şimdiye kadar yapılanlar üzerinde düşünerek, araştırmaları genel geçer ilkelere bağlama gayreti, eksikliğini epeyce hissettiren bir konudur. Türkiye dışında yaşayan araştırmacılardan, özellikle Fazlurrahman'ın eseri, Türkiye'de tarihseki bir yaklaşım şeklinin ortaya çıkmasına zemin hazırlarken, s. Hüseyin Nasr'ın eseri, R. Guenon'un yanında, Batı karşısında daha tenkidl bir tavır takınılması noktasında epeyce destek sağlamışa benziyor. Bunlar gibi mütefekkirlerin eserlerinin tanındığı ilk dönemlerde bunların doğrudan tesiri altına giren birçok genç ilim adamı ve mütefekkir, zamanla bu mütefekkirleri tanıyarak, aşma başarısını gösteı:dikleri şayatı.-ı zikir bir durumdur. Bu nokta, Türkiye'de islam düşüncesinin geleceği hakkında konuşurken, tefekkürün kendine gelmesi ve kendisinin farkına vararak, kendi iç dinamiklerini oluşturma gayretinin başlama işaretini vermesinden dolayı oldukça anlamlıdır. Günümüzde, geleneğin eserlerinde tecessüm ettiği alimler hakkında derlenen malumat yavaş yavaş geleneği oluşturan ortak hususiyetlerin ortaya çıkmasını ve tesbit edilmesini de, bu araştırmaları yapanlara -şuurlu veya şuursuz olarak- birlikte kazandırdığı için, en azından konular ve ko- 153
15 ISLI-iM, GELENEK ve YENILEŞME 1 ISLAM, TRADITION and CHANGE nular hakkındaki kanaatlerle ilgili olarak azımsanmayacak bir bilgi birikiminin yavaş yavaş zenginleşerek devam ettiğini görüyoruz. Ancak şu anda eksikliği hissedilen en önemli husus, söz konusu edilen alimierin düşüncelerinin yeniden inşası ve problemierin bu noktainazarla ele alınmasında yeterli -hatta herhangi- bir gayretingöze çarpmıyor olmasıdır. Eserler, düşünmeyi öğrenmenin bir vasıtası olarak değil de, bilgi kaynağı olarak görüldüğü için, onlarda neler söylendiğinin tesbiti kendi başına amaç hali-"'\ ne gelmekte, bu da araştırmacının mütefekkir olmasını engellemektedir 21 Günümüzde İslam tefekkürü, henüz içinde yaşanılan gerçeklikle karşı karşıya gelerek, bu gerçekliğin ortaya çıkardığı meselelere çözüm arama gayretine girişmiş değildir. Bundan dolayı kendisini tarih araştırmalarının satır aralarında gizleyerek, epeyce gizli bir şekilde bulunmaktadır. Fikir ken-. disini daha çok seçilen konularda, sözle ifade edilmeyen yaklaşım şekillerinde ifade ettiği için, herhangi bir gelenek oluşturamamıştır. Düşünce daha çok tarihe yönelik zihnı ve entelektüel bir gayretten ibarettir. Bu nedenle tefekkürün ilmlleşmiş olmasından bahsetmek için henüz erken gözüküyor. Bir anlamda tarihte ulema tarafından tartışılmış olan meselelerin, şu veya bu şekilde yeniden gündeme getirilmesi, mevcut İslam düşüncesinin esasını oluşturmaktadır. Bu durum ilk bakışta, içinde yaşanılan gerçekliğe bir ya- \ bancılaşma gibi gözüküyorsa da, bu alanda yapılan çalışmaları, daha sonra gündeme gelecek konuları ele alırken, eskilerin karşıianna çıkan meseleleri nasıl çözdükleri konusunda bir fikir oluşturacağı için, hazırlık çalışmaları olarak değerlendirmek daha sağlıklı bir görüş gibi gözüküyor. 3. islami düşünce Geleneği 3.1. islamı düşünce geleneği, yukarıda yaptığımız din ile tedeyyün arasındaki tefrikle kısaca işaret edildiği gibi, bizden önce yaşamış müslümanların karşıtarına çıkan meselelerin tanımı, tasviri ve çözümü konularında ortaya koydukları düşüncelerin bilinen, anlaşılır, kabil-i tatbik ve içinde yaşanılan gerçekliğin ilgili alanında olup bitenin kendisine bağlı olarak tarif ve tayin edildiği (yani geçerli olmuş) insicamlı ilkeleri ifade eder. önce zikredilen bu hususiyederi kısaca gözden geçirdikten, yani geleneğin hususiyetlerini ortaya koyduktan sonra, islamı düşünce geleneğinin bazı özellikleri üzerinde duracağız. 3. ı. ı. Gelenek, bilinen, anlaşılır, kabil-i tatbik ve ilgili olduğu alanda olup bi tenin kendisine bağlı olarak tarif ve tayin edildiği (yani geçerli) insicamlı ilkelerden ibarettir. Bu ilkeler, günlük hayat alanında sıradan insan ilişkileri için söz konusu olabileceği gibi, çok daha karmaşık cemaatler arası ilişkiler için de söz konusudur. Bundan dolayı geleneği olan toplumlarda, herkes neyi nasıl tarif edeceğini, kime ve neye karşı nasıl davranacağını bilir ve buna uyar Gelenekten bahsetmek, onun varlığını kabul etmek demektir. Ancak, geleneğin var oluş şeklini tayin etmeden, onun ne anlamda var ol- 21 Iki tane misal Için bk. N. Taylan, Gazzdli'nln Düşünce Sisteminin Temelleri, BJlgl-Mantılc-lman, Istanbul 1989; E. Yüksel, Arnldl'de Bilgi Teorisi, Istanbul
16 TÜRKiYE'DE islam DÜŞÜNCESiNiN GELECEGi ve islami... - Tebli~: Dr. Tahsin GÖRGÜN duğu sorusunu tam olarak cevaplamış sayılmayız. Varlık üzerinde konuşulurken, genellikle iki tip varlıktan söz edilir. Bunlardan birincisi,.zorunlu varlıktır ki, böylesi bir varlığın varlığı mutlaktır. Kendi kendine kaiındir. Bu anlamda, zorunlu varlık, yani vacibü'l-vücfıd yüce Allah'tır.lkincisi ise varlığı mümkün olan, yani varlığını kendi dışında başka bir şeye borçlu olan varlıklar kastedilir. Mümkün varlıklar, kısaca mahlfıkattır. Mahlukat da kendi içinde birçok kısma ayrılırsa da, teferruatı şu anda bizim konumuz açısından önemli değildir. Mümkün varlıklar arasında insanın özel bir yeri vardır. Bu özel yer, ona verilen (ve teferruatı şu anda bizi doğrudan ilgilendirmeyen) imkan ve kabiliyetlerle alakalıdır. insan mesela isteyebilir, irade edebilir, bilebilir, düşünebilir, tasavvur edebilir, hıfzedebilir ve bazı ilkelere göre davranabilir bir varlıktır. Onun var oluşu bütün bu saydığımız ve saymadığımız bir dizi kabiliyetinin gerçekleşmesi ile sürer gider. Zikredilen hususiyetlerden sonuncusu olan, bazı ilkelere göre hareket edebilirlik, bir taraftan ilkelere sahip olmayla ve onları öğrenip anlamayla alakah olduğu gibi, bundan daha önemlisi, ilkeler geliştirme ve ilkeleri gerçekleştirmedir. insanın ilkeler geliştirebilip bunları gerçekleştiren varlık olması, geleneğin var oluş şeklini tesbit etme açısından oldukça önemlidir. Çünkü gelenek bu kabiliyette esasını bulur. Eğer ilkelerin geliştirilm e ve gerçekleştirilmesinden söz ediliyorsa, onların imkanı ve daha önemlisi insanla ilgili olduğu vurgulanıyor demektir. ilkelerin insanla ilgisi, bir taraftan ortaya çıkış aşamasında ve geçerlilik açısından, insana bağımlı olması anlamına gelir. insanlar geliştirdikleri ilkelere bağlı iseler, ilkeler geçerlidirler; bağlı değillerse geçerli değillerdir. Diğer taraftan, geçerli hale gelmiş olan ilkelerin içine doğmuş insanlar için bu ilkeler, fizik! gerçekliğe benzer bir konum arzederler. Ancak onlar, kendi varlıklarını, fizik! varlıklardan farklı olarak, insanlar tarafından benimsenmiş olmalarına ve onları benimseyenlerin onlara uymalanna borçlu olduklanndan dolayı, insanın karşısına daha farklı bir şekilde çıkarlar. Onlar bir taraftan insana etrafını tarif ederlerken, diğer taraftan da neyi nasıl yapmaları veya yapmamalan gerektiğini "söylerler". Bunların farkında olmayan veya farkında olmakla birlikte onlara uymayanlar, bu ilkeleri kabul ederek benimsemiş olan diğer insanlar tarafından en azından "garip" karşılanırlar. ilkelerin ortaya çıktıklan durumda, onları ortaya çıkaranlada ortaya çıkan ilkeler arasındaki ilişki, bir mülkiyet ilişkisi gibidir; ilkeleri ortaya çıkaranlar onlar üzerinde istedikleri gibi oynayabilirler. Çünkü henüz onlar geçerlilik noktasında, söz konusu ilkelerin kendilerine bağımlı olduklarının şuurundadırlar. Ancak ilkeler ortaya çıktıktan sonra onlarla karşı karşıya gelen insanlar için durum epeyce farklılık arzeder. Bu insanlar ilkeleri karşılarında "geçerli olan" olarak bulurlar; ilkelerin bulunuş şekli, onları kabul eden insanların davranışlarıdır. Onlar için artık, neyin nasıl yapılacağı bellidir. Söz konusu olan, onların öğrenilip anlaşılmasıdır. Eğer ortada öğrenilebilir, 155
17 ISLAM. GELENEK ve YENiLEŞME 1 ISLAM, TRADITION and CHANGE anlaşılabilir, kabil-i tatbik, geçerli ve insicamlı ilkeler varsa, o zaman bir gelenek ortaya çıkmış demektir. Bir geleneğin içinde doğmuş olan insan veya insanların çevresi bilinen bir çevredir. Gelenek insana sadece bazı tarifler vermez; bunun da ötesinde öylece tarif edilen çevreyle nasıl ilişki kurolabileceğini de gösterir. insan insan olurken, bu tarifleri ve ilişki formlarını içselleştirerek benimser. Gelenek"'::, bu içselleştirme ve benimseme sürecinde kendisini yeniler/yenilenir. Daha önce bulunan gelenek, benimsenenle özdeş değildir; bir şekilde başkalaşmıştır. Ancak bu başkalaşma, bir tohumdan veya bir çekirdekten çıkan bir bitkinin aynı türden bir bitki olmakla birlikte başka bir bitki olması gibidir. Bütün bunlara ek olarak, gelenek, açıkça ifade edilenlerin (melfuz) yanında, açıkça ifade edilemeyen, ancak katılmakla yani parçası olunınakla kavrarrabilen melhuz bir dizi unsuru da ihtiva eder. Bir gelenek, sadece objektif ve intersübjektif tesbit edilebilir unsurların toplamından ibaret değildir; o kendisini oluşturan unsurların toplamından daha fazla bir şeyler ihtiva eder ki, esas bu melhuz veche, geleneğin taşıyıcıları tarafından nakledilir. Geleneği yitirmiş olan toplumların ancak, kendileri yeni bir gelenek oluşturarak varlıklarını devam ettirebilmeleri ve eski geleneğin anlaşılamazlar arasına girmesinin esas nedenini burada aramak gerekir. 3. ı Türkiye de islam düşüncesi, islamf düşünce geleneğini de nazarı dikkate alarak, kendi geleneğini oluşturmak zorundadır. Çünkü eskinin ihyası zikredilen nedenlerden dolayı -en azından mevcut şartlardamümkün olan alan içinde gözükmüyor. Eski ancak bize, kendi şartlarında nasıl oluştuğu ve nasıl işlediği noktasında, bir geleneğin nasıl ortaya çıkıp devam ettiği konusunda maltirnar vermesi açısından, vazgeçilmez zengin örnekler takdim etmektedir. Geleneğin nakli, aslında, sadece nakledenlerin işi değildir; geleneğin içine giren fertlerin, geleneğin kendilerinde tecessüm ettiği şahıslardan, onlarla ilişkileri esnasında, geleneği hem melfuz hem de melhuz vecihleri ile kazanmalarıyla -yani benimsemeleriyle- gerçekleşen, çok özel bir süreçtiı-22. Geleneğin en önemli hususiyeti, onu benimseyenlere mümkünün ve gerçekliğin bir veehesini anlaşılabilir hale getirerek, bu anlaşılan çerçeve içinde henüz anlaşılamamış (veya yanlış anlaşılınakla birlikte doğru olduğu zannedilen) bir dizi vakıayı sunmasındadır. Anlaşılmış olan, sürekli anlaşılınamış olanla sınırlanır. Anlaşılmış olan, ister istemez sınırlanabilir bir vahdet teşkil ettiği için, henüz anlaşılmamış olanla mukayyettir. Bu kayıt, gelenek haline gelmiş bilinenin bir nizarn oluşturmasından kaynaklanır. Her sistem gibi, gelenek de sınırlıdır; ancak bu sınırlılık geleneğin bir durumu açısından söz konusudur. Çünkü bir gelenek, en azından ona tabi olan insanlar açısından, sınırsız mesele çözme imkanları ihtiva eder. Bu nedenle 22 M. Polanyl, lmpljzltes Wissen (The Taclt Dimension, New York 1966'nın Almanca tercümesi), Frankfurt 1985, s. 58 vd. 156
MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL
Önsöz Klasik ilimler geleneğimizin temel problemlerinden birine işaret eden tevil kavramını en geniş anlamıyla inanan insanın, kendisine hitap eden vahyin sesine kulak vermesi ve kendi idraki ile ilâhî
DetaylıİSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ
DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ KISA ÖZET
DetaylıÖN SÖZ fel- sefe tarihi süreklilikte süreci fel- sefe geleneği işidir
ÖN SÖZ Hepimiz biliyoruz ki, felsefede cevaplardan çok sorular önemlidir. Bu, felsefede ortaya konulan görüşlerden çok, onların nasıl oluşturulduklarına dikkat çekmek bakımından son derece önemlidir. Felsefeyi
DetaylıEğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ
Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Giriş Ana hatlarıyla İslam dini programı, temel sayılan programlardan sonra daha ileri düzeylere yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu programı takip edecek ders
DetaylıTahsin Görgün-Yayınlar ve Çalışmalar 1. Tahsin Görgün (Kısa Özgeçmiş)
Tahsin Görgün-Yayınlar ve Çalışmalar 1 Tahsin Görgün (Kısa Özgeçmiş) 1961 yılında Sivas ta doğdu. Sivas İmam-Hatip Lisesini bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi nde lisans eğitimi yaptı
DetaylıTemel Kavramlar Bilgi :
Temel Kavramlar Bilim, bilgi, bilmek, öğrenmek sadece insana özgü kavramlardır. Bilgi : 1- Bilgi, bilim sürecinin sonunda elde edilen bir üründür. Kişilerin öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile çaba
DetaylıTÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri
TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni
DetaylıBen Allah ın (cc) kitabıyla kendini keşfeden ve O nunla bir anlam ifade eden her insan gibi, Eşref-i Mahlukat bir varlığım.
Değerli okurlarım! Her vesileyle söylüyorum. Ben Allah ın (cc) kitabıyla kendini keşfeden ve O nunla bir anlam ifade eden her insan gibi, Eşref-i Mahlukat bir varlığım. O hayatımda olmadığı zaman ben bir
DetaylıISLAM YASASI Kısım Yasal Durum Kamu hukukunun bir kurumu
ISLAM YASASI 25.2.2015 1.Kısım Yasal Durum Kamu hukukunun bir kurumu 1. Avusturya İslam dini cemaatleri, anayasanın (Staatsgrundsgesetz) -vatandaşların genel haklarıyla ilgili- 15.maddesine göre kabul
DetaylıİSLAMİ TEFEKKÜR GELENEĞİ VE ÖNEMİ
bilimname VI, 2004/3, 87-115 İSLAMİ TEFEKKÜR GELENEĞİ VE ÖNEMİ Doç. Dr. Tahsin Görgün İSAM tahsing@yahoo.com 1.Giriş Günümüz Türkiye sinde ve İslam dünyasında değişim (tegayyür veya tebeddül), yaşanılan
DetaylıTefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)
ARAŞTIRMA ALANLARI 1 Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı alanlarına dair araştırmaları kapsar. 1. Kur an tarihi 2. Kıraat 3. Memlükler ve
DetaylıTel: / e-posta:
1-Sempozyuma Davet: ULUSLARARASI CÂMİ SEMPOZYUMU (SOSYO-KÜLTÜREL VE MİMARÎ AÇIDAN) 01-02/ Ekim/ 2018 Tarih boyunca câmiler Müslümanların itikat, ibadet, ilim, sosyal, kültürel ve mimari açıdan hayatın
DetaylıİÇİNDEKİLER BÖLÜM - I
İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I Eleştirel Düşünme Nedir?... 1 Bazı Eleştirel Düşünme Tanımları... 1 Eleştirel Düşünmenin Bazı Göze Çarpan Özellikleri... 3 Eleştirel Düşünme Yansıtıcıdır... 3 Eleştirel Düşünme Standartları
DetaylıDENETİM MESLEĞİNDE MEVZUAT PARADOKSU - YETKİ PAYLAŞIMI. Prof. Dr. Ünal TEkİNaLP. İhsan Uğur DELIkaNLI Yücel akdemir Nazmi karyağdi
4/28/11 12:00 PM Page 67 DENETİM MESLEĞİNDE MEVZUAT PARADOKSU - YETKİ PAYLAŞIMI Prof. Dr. Ünal TEkİNaLP kürşad Sait BaBUçcU İhsan Uğur DELIkaNLI Yücel akdemir Nazmi karyağdi GENEL OTURUM II 1 u?nal tekinalp:layout
Detaylıİçindekiler GENEL PRENSİPLER. Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI :
İçindekiler B Î R İ N C İ K İ T A P GENEL PRENSİPLER Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI : 1. Hukuk ne demektir? Sah. 1 2. Hukuk bir ilim midir?» 1 3. Hukuk nizamı ve hukuk mekanizması» 3 4. Beşerî cemiyetler»
DetaylıİRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN
İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGIN SETA Abdullah YEGİN İstanbul
DetaylıBu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.
Sevgili Meslektaşlarım, Kıymetli Katılımcılar, Bayanlar ve Baylar, Akdeniz bölgesi coğrafyası tarih boyunca insanlığın sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine en çok katkı sağlayan coğrafyalardan biri
Detaylı2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ
1 2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ DÜZENLEYEN Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü SEMPOZYUMUN GEREKÇESİ Yüce Allah, tekamül ve gelişime
DetaylıBatı Toplumuna İlk Kez Rakip Çıkardık
Batı Toplumuna İlk Kez Rakip Çıkardık İslam Coğrafyasının en batısı ile en doğusunu bir araya getiren Asya- Afrika- Balkan- Ortadoğu Üniversiteler Konseyi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde resmen kuruldu.
Detaylıald tanımı "hürriyet" kavramının bir tanımını yapmam tanım denemesine içindedir. Bu içinde, insan, birtakım * "-
ald tanımı "hürriyet" kavramının bir tanımını yapmam tanım denemesine içindedir. Bu içinde, insan, birtakım * "- ProfDr.; UU Fakültesi Öğretim 1 aşıp kendisini kılabilecek bir öz niteliğe bir ifade ile
Detaylı"Medeniyet" Üsküdar'da tartışılacak
On5yirmi5.com "Medeniyet" Üsküdar'da tartışılacak Bağlarbaşı Kültür Merkezi 9-10 Şubat tarihlerinde 'Yüceltme ve Reddiye Arasında Medeniyeti Anlamak' başlıklı uluslararası bir sempozyum yapılacak. Yayın
DetaylıYılmaz Özakpınar İNSAN. İnanan BIr Varlık
Yılmaz Özakpınar İNSAN İnanan BIr Varlık Yılmaz Özakpınar; 1934 te Boyabat ta doğdu. 1957 de İs tanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü n den, 1960 ta Cambridge Üniversitesi Biyoloji Fakültesi
DetaylıMehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya
ÖTÜKEN MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya Üniversitesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu. 2008 yılında
DetaylıTBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu
v TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ÖNSÖZ Yirmi birinci yüzyılı bilgi teknolojisi çağı olarak adlandırmak ne kadar yerindeyse insan hakları çağı olarak adlandırmak da o kadar doğru olacaktır. İnsan
DetaylıDERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Çin Halk Cumhuriyeti nde Toplum ve Siyaset PSIR 452 7-8 3 + 0 3 6. Ön Koşul Dersleri -
DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Çin Halk Cumhuriyeti nde Toplum ve Siyaset PSIR 452 7-8 3 + 0 3 6 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü İngilizce Lisans Seçmeli
DetaylıERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. DUYURU 2014/10
05.07.2014 ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. DUYURU 2014/10 İŞVERENLERİN ŞAHSINA AİT OLUP ÇALIŞANLARA KULLANDIRILAN MESKENLER İÇİN GAYRİMENKUL SERMAYE İRADI KAPSAMINDA BEYAN GEREKİR
DetaylıMİSYON, VİZYON VE DEĞERLER
MİSYON, VİZYON VE DEĞERLER KURUMSAL KÜLTÜRÜMÜZ VE DEĞERLERİMİZ KURUMSAL KÜLTÜRÜMÜZ VE DEĞERLERİMİZ GÜVEN Dürüstlüğümüz, doğruluğumuz ve etik iş uygulamalarımız ile güven kazanırız. Doğruluk ve yüksek
DetaylıPROBLEME DAYALI ÖĞRENME VE SOSYO- KÜLTÜREL DEĞİŞİM: Demokratik Bireyin Biçimlendirilmesi Sorunu
PROBLEME DAYALI ÖĞRENME VE SOSYO- KÜLTÜREL DEĞİŞİM: Demokratik Bireyin Biçimlendirilmesi Sorunu Dokuz Eylül Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dilbilim Bölümü Prof. Dr. Semiramis Yağcıoğlu MODERNLEŞME
DetaylıGÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ
GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ I.SINIF I.YARIYIL FL 101 FELSEFEYE GİRİŞ I Etik, varlık, insan, sanat, bilgi ve değer gibi felsefenin başlıca alanlarının incelenmesi
DetaylıİLK İTİRAZ, CEVAP, TEMYİZ VE KARAR DÜZELTME SÜRELERİ
İLK İTİRAZ, CEVAP, TEMYİZ VE KARAR DÜZELTME SÜRELERİ *TABLODA YER ALAN İLK İTİRAZ VE CEVAP BİLGİLERİ 6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU NA GÖRE DÜZENLENMİŞTİR. ASLİYE HUKUK ASLİYE TİCARET SULH HUKUK
DetaylıAYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI
ALANLAR ve ÖNCELİKLER AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI 1- Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı na dair araştırmaları 1. Kur an tarihi 2. Kıraat
Detaylıİçindekiler. Değişim. Toplumsal Değişim. Değişim Eğitim ilişkisi. Çok kültürlülük. Çok kültürlü eğitim. Çok kültürlü eğitim ilkeleri
İçindekiler Değişim Toplumsal Değişim Değişim Eğitim ilişkisi Çok kültürlülük Çok kültürlü eğitim Çok kültürlü eğitim ilkeleri Değişim Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde; bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin
DetaylıKELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI
7. KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ UYGULANMASI 7.1. KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ TEMEL FELSEFESİ VE GENEL AMAÇLARI Kelam; naslardan hareketle inanç esaslarını ve insanın düşünce yapısına ilişkin temel
DetaylıDil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri
Dil Gelişimi Yaş gruplarına göre g temel dil gelişimi imi bilgileri Çocuklarda Dil ve İletişim im Doğumdan umdan itibaren çocukların çevresiyle iletişim im kurma çabaları hem sözel s hem de sözel olmayan
DetaylıİSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ
Editörler Prof. Dr. İsmail Erdoğan - Doç. Dr. Enver Demirpolat İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Yazarlar Prof. Dr. İsmail Erdoğan Doç.Dr. Enver Demirpolat Doç.Dr. İrfan Görkaş Dr. Öğr.Üyesi Ahmet Pirinç
DetaylıİLK İTİRAZ, CEVAP, TEMYİZ VE KARAR DÜZELTME SÜRELERİ
İLK İTİRAZ, CEVAP, TEMYİZ VE KARAR DÜZELTME SÜRELERİ *TABLODA YER ALAN İLK İTİRAZ SÜRESİ VE CEVAP SÜRESİ BİLGİLERİ 6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU NA GÖRE DÜZENLENMİŞTİR. Asliye Hukuk Asliye Ticaret
DetaylıŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU
e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IV/2 (Güz 2011), ss. 179-183. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU Halil İbrahim Bulut, Araştırma Yayınları, Ankara, Nisan 2011,
DetaylıÖğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;
Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM FELSEFE TARİHİ I Ders No : 0070040158 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili
DetaylıMARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI
MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Maruf Vakfı Genel Merkezinin Açılışına Katıldı. Maruf Vakfı Genel Merkez açılışı, Vakfımızın Zeytinburnu ndaki merkezinde
DetaylıİSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,
Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Ders No : 0070040072 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü
Detaylıkişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler
1 Örgüt Kültürü Örgüt Kültürü kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler bütünüdür. 2 Örgüt kültürü, temel grupsal
DetaylıArtık cemaat değil dindar bireyiz
On5yirmi5.com Artık cemaat değil dindar bireyiz Sosyolog Abdurrahman Arslan la İslam/Modernlik/ Post Modernlik üçgeninden kapitalizme, aileden eğitime pek çok konuyu konuştuk. Yayın Tarihi : 26 Aralık
DetaylıT.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi
T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 11.1.2017 Diploma Program Adı : HUKUK, LİSANS PROGRAMI, (ÖRGÜN ÖĞRETİM) Akademik Yıl : 2016-2017 Ders Adı GENEL KAMU
DetaylıYapılandırmacılık ve Proje Tabanlı Öğrenme S
Yapılandırmacılık ve Proje Tabanlı Öğrenme S.233-237 Kaynak II; Eğitimde Program Geliştirme Yazar;Ö.DEMİREL Hazırlayan; İrfan ERDİN 2005-2006 Tablo ve Slaytları Düzenleyen; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ,M.A.Evren
DetaylıESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu
ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI
DetaylıİSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME
190 HATA İLE ÖLDÜRME Hata ile öldürme iki kısma ayrılır: 1- Öldürülen kimsenin isabet alması istenmemesine rağmen ona isabet etmesi ve onu öldürmesidir. Bir ava atış yapılırken bir insana isabet etmesi
DetaylıSORU : CEVAP: SORU: CEVAP:
SORU : Yediemin deposu açmak için karar aldım. Lakin bu işin içinde olan birilerinden bu hususta fikir almak isterim. Bana bu konuda vereceğiniz değerli bilgiler için şimdiden teşekkür ederim. Öncelikle
DetaylıDERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Türk Düşünce Tarihi PSIR
DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Türk Düşünce Tarihi PSIR 441 7-8 3 + 0 3 5 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü İngilizce Lisans Seçmeli Dersin Koordinatörü
DetaylıDers Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS
DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURÂN A ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR ILH333 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli
Detaylı1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru
1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri 2. Suçun Yapısal Unsurları 3. Hukuka Aykırılık Unsuru 4. Ceza Sorumluluğunu Kaldıran ve Azaltan Nedenler 5. Suçun Özel Görünüm Biçimleri 1 6. Yatırım
Detaylı17-18 - 19 Mayıs 2013. Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi. Türkiye de İslamcılık Düşüncesi Sempozyumu
17-18 - 19 Mayıs 2013 Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi 1 ve İslam dünyasında soğuk savaş sonrası dönemin şartları içerisinde tekrar tartışılmaya başlanan düşüncesi ve hareketi iki-üç asırlık tarihi
Detaylı15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu
Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Bashar al-assad ın Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve Bayan Hayrünnisa Gül onuruna verilen Akşam Yemeği nde yapacakları konuşma 15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye
Detaylı34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME
34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME Aynı konudaki 96 sayılı sözleşmenin onaylanması sonucu yürürlükten kalkmıştır ILO Kabul Tarihi: 8 Haziran 1933 Kanun Tarih ve
DetaylıYapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir.
Yapılandırmacılık, pozitivist geleneği reddetmekte; bilgi ve öğrenmeyi Kant ve Wittgeinstein'nın savunduğu tezlerde olduğu gibi özneler arası kabul etmektedir. Bu bakış açısından yapılandırıcı öğrenme,
DetaylıTürkiye'de İslamcılık Düşüncesi Sempozyumu
On5yirmi5.com Türkiye'de İslamcılık Düşüncesi Sempozyumu Zeytinburnu Belediyesi 17-18 ve 19 Mayıs tarihleri arasında Türkiye'de İslamcılık Düşüncesi Sempozyumu gerçekleştiriyor. Yayın Tarihi : 6 Mayıs
DetaylıT.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Sayı : 11395140-105[VUK1-19974]-107246 18.04.2017 Konu : İletişim, etkili yöneticilik vb. konularda
DetaylıDERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Jeopolitik POLS
DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Jeopolitik POLS 411 7-8 3 + 0 3 5 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü İngilizce Lisans Seçmeli Dersin Koordinatörü Dersi Verenler
Detaylı------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ
------------- İSLAM DÜNYASI ------------- İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Platformu (İSTTP); TASAM öncülüğünde İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletlerin temsilcileri ile dünyanın
DetaylıSosyoloji. Konular ve Sorunlar
Sosyoloji Konular ve Sorunlar Ontoloji (Varlık) Felsefe Aksiyoloji (Değer) Epistemoloji (Bilgi) 2 Felsefe Aksiyoloji (Değer) Etik Estetik Hukuk Felsefesi 3 Bilim (Olgular) Deney Gözlem Felsefe Düşünme
DetaylıKALİTE GÜVENCE SİSTEMLERİ
KALİTE GÜVENCE SİSTEMLERİ Kalite Güvencesi ve Kalite Güvence Sistemleri Ürün kalitesi, gerek ISO tarafından belirlenmiş ölçülere ve gerekse Türkiye de TSE nin ortaya koyduğu standartlara göre belli bir
DetaylıSirküler 2013/16 Sahte Ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleyenler, Kullananlar Ve Bunlara İştirak
Sirküler 2013/16 Sahte Ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleyenler, Kullananlar Ve Bunlara İştirak Edenler İçin Getirilen İlave Yaptırımlar Sirkülerin Konusu Bu Sirkülerimizde, 11 Nisan 2013
DetaylıBir süre önce Büyük günlük gazetelerimizden birinin Genel Yayın Müdürü medya dünyasına yeni bir konu atarak bir tartışma başlattı.
YÜKSEKÖĞRETİMDE İLETİŞİM FAKÜLTELERİ *Prof. Dr. Ateş VURAN Bir süre önce Büyük günlük gazetelerimizden birinin Genel Yayın Müdürü medya dünyasına yeni bir konu atarak bir tartışma başlattı. Bu saygın Genel
DetaylıBAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığında, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneğinin girişimleriyle Yunanistan'dan gelen Batı Trakyalı öğrencilerle
DetaylıEbû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu
Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu Cilt/Volume: II Sayı/Number: 1 Yıl/Year 2016 Meridyen Derneği hadisvesiyer.info Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları 2012, 472 sayfa.
DetaylıDBY Ajans. This book has been supported by the Office of Scientific Research Projects of Istanbul Medeniyet University Istanbul, Turkey - March 2014.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimince desteklenmiştir. Proje Numarası: 458 Kitabın Adı: Büyük Doğu Kapaklarında Portreler, Toplum ve Gençlik Yazarlar: Ahmet
DetaylıKazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak
Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Hanlığı ve Kazakistan konulu bu toplantıda Kısaca Kazak
Detaylıİslam Ahlâk Düşüncesi Projesi
Ahlâk Düşüncesi Projesi İSLAM İSLAMAHLÂK AHLÂKDÜŞÜNCESİ DÜŞÜNCESİ PROJESİ PROJESİ düşüncesi düşüncesiiçerisinde içerisindepek pekçok çokdisiplin disiplintarafından tarafındantartıtartışılagelmiş şılagelmiş
DetaylıK A N A Y A N Y A R A K A R A B A Ğ
KANAYAN YARA KARABAĞ Astana Yayınları KANAYAN YARA KARABAĞ Derleyen: Yrd. Doç. Dr. Bahadır Bumin ÖZARSLAN Bu eserin bütün hakları saklıdır. Yayınevinden izin alınmadan kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz,
DetaylıMİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Mit, Mitoloji, Ritüel DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Kelime olarak Mit Yunanca myth, epos, logos Osmanlı Türkçesi esâtir, ustûre Türkiye Türkçesi: söylence DR. SÜHEYLA SARITAŞ
DetaylıDers Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri
Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : 00004003 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim
DetaylıT.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi
T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 12.1.2017 Diploma Program Adı : HUKUK, LİSANS PROGRAMI, (ÖRGÜN ÖĞRETİM) Akademik Yıl : 2016-2017 Ders Adı UYGARLIK
DetaylıSOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS BİLGİ PAKETİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS BİLGİ PAKETİ 1. Program Bilgileri Amaç: Bölümümüzün amacı, öğrencilerimize sadece geçmişle ilgili bilgi ve disiplinleri değil aynı zamanda
DetaylıTARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ
İlim Dallarının Düşünce Temellerini Araştırma Enstitüsü TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ TARİHSEL EPİSTEMOLOJİYE GİRİŞ Alparslan AÇIKGENÇ Yıldız Teknik Üniversitesi 15 Ekim 2011 Ankara Gelenek, bir toplumdaki
DetaylıÖğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;
Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : KELAM TARİHİ Ders No : 0070040093 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim
DetaylıTürk Yönetim Tarihi (KAM 315) Ders Detayları
Türk Yönetim Tarihi (KAM 315) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Türk Yönetim Tarihi KAM 315 Her İkisi 3 0 0 3 5 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin Dili
Detaylıİmam Abdüsselam Yasin Derneği, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesiyle ortaklaşave Dayanışma
The Foundation for Research in Islamic Sciences İmam Abdüsselam Yasin Derneği, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesiyle ortaklaşave Dayanışma İMAM ABDÜSSELAM YASİN NİN NEBEVİ YÖNTEM NAZARİYESİNDE DEĞİŞİM;
DetaylıGELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ
GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ Ahmet AKDAĞ 1. Dr. Özer ŞENÖDEYİCİ : Şenödeyici, 1981 yılında Kocaeli de doğdu. İlk ve ortaöğrenimi bu şehirde tamamladıktan sonra 1999 yılında
DetaylıTragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl
Platon'un Devleti-2 Platon, adil devlet düzenine ve politikaya dair görüşlerine Devlet adlı eserinde yer vermiştir 01.08.2016 / 15:01 Devlet te yer alan tartışmalar sürerken, Sokrates varoluştan varolmayışa
Detaylı3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK
3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? 04 22 OCAK TÜRKÇE ÖĞRENME ALANI: DİNLEME 1. Dinleme Kurallarını Uygulama 1. Dinlemeye hazırlık yapar. 2. Dinleme amacını belirler. 3. Dinleme amacına uygun yöntem belirler.
DetaylıNitel Araştırmada Geçerlik ve Güvenirlik
Nitel Araştırmada Geçerlik ve Bilimsel araştırmanın en önemli ölçütlerinden biri olarak kabul edilen geçerlik ve güvenirlik araştırmalarda en yaygın olarak kullanılan iki en önemli ölçüttür. Araştırmalarda
DetaylıI. ULUSLARARASI SOSYAL VE EKONOMİK ARAŞTIRMALAR ÖĞRENCİ KONGRESİ
I. ULUSLARARASI SOSYAL VE EKONOMİK ARAŞTIRMALAR ÖĞRENCİ KONGRESİ Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen I. Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Öğrenci Kongresi,
DetaylıEğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi
Eğitim Tarihi Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi Türk ve Batı Eğitiminin Tarihi Temelleri a-antik Doğu Medeniyetlerinde Eğitim (Mısır, Çin, Hint) b-antik Batıda Eğitim (Yunan, Roma)
DetaylıTEST ÇÖZME TEKNİKLERİ
TEST ÇÖZME TEKNİKLERİ HAZIRLAYAN: Handan SAMİ ALPAY Psikolojik Danışman Test çözmede üç unsur önemlidir. Bilgi: Öğrenme ile kazanılır. Tekrar ile pekiştirilir. Test çözme tekniğini kullanmanın temelini
DetaylıHiç kimse imtiyaza sahip değil
Hiç kimse imtiyaza sahip değil Aralık 22, 2014-8:03:00 Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Hiç kimse hukuk devleti içinde imtiyaza sahip değildir" dedi. Davutoğlu, Makedonya'ya hareketi öncesi Esenboğa Havalimanı'nda
DetaylıÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA
ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA KİTABIN YAZARLARI Prof. Dr. AŞKIN KESER Lisans, yüksek lisans ve doktorasını Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü nde
DetaylıYÖNETMELİK ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ TÜRK DÜNYASI FELSEFE ARAŞTIRMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ
26 Ekim 2014 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29157 Üsküdar Üniversitesinden: YÖNETMELİK ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ TÜRK DÜNYASI FELSEFE ARAŞTIRMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam,
DetaylıİSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI!
İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI! Türkiye nin gündemine damgasına vuran önemli toplumsal ve politik konularının tartışıldığı
DetaylıBirinci İtiraz: Cevap:
Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci
DetaylıOBJEKTİF TARİHİ YORUM METODU İLE OBJEKTİF ZAMANA UYGUN YORUM METODU ARASINDAKİ İLİŞKİ
OBJEKTİF TARİHİ YORUM METODU İLE OBJEKTİF ZAMANA UYGUN YORUM METODU ARASINDAKİ İLİŞKİ YORUM KAVRAMI Betül CANBOLAT Kanun hükmü, yasama organının tercih ettiği çözümün yazılı olarak ifade edilmesidir. Kullanılan
Detaylısemih yalman hayal et ki ol çünkü hayalin kadarsın ve hayalin olacaksın dreamstalk hayal peşinde
semih yalman hayal et ki ol çünkü hayalin kadarsın ve hayalin olacaksın dreamstalk hayal peşinde Hayal ne? Hayalin ne? Hayalin yok mu? Hayalin var ama mı? Hayal varoluş sebebini bulmak demek. Ruhunun sesini
DetaylıEHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.
EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha
DetaylıŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de
ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de Çaturanga, dört çatu yol ranga anlamlarına gelir. Şatranc-ı Urefa,
DetaylıİÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7
İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 GİRİŞ / Bilal Kemikli...9 1. Din Edebiyat İlişkisi...9 2. Tasavvuf: İrfan ve Hikmet...12 3. Türk-İslâm Edebiyatı: Konu ve Kapsam...16 4. Türk-İslâm Edebiyatının Kaynakları...18 a.
Detaylı2. ISRAIL VE YAHUDILIK KONFERANSI BANDIRMA DA GERÇEKLESTI
Portal Adres 2. ISRAIL VE YAHUDILIK KONFERANSI BANDIRMA DA GERÇEKLESTI : www.salom.com.tr İçeriği : Gündem Tarih : 31.10.2018 : http://www.salom.com.tr//haber-108505-2_israil_ve_yahudilik_konferansi_bandirmada_gerceklesti.html
DetaylıArsa Karşılığı İnşaat İşlerinin Vergilendirilmesinde Ne Değişti?
Arsa Karşılığı İnşaat İşlerinin Vergilendirilmesinde Ne Değişti? Mehmet Batun Yeminli Mali Müşavir 1. Giriş Kat karşılığı veya diğer adıyla arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi arsa sahibinin sözleşme
DetaylıGiresun/Bulancak Sarayburnu Camii
GİRESUN 2014 İslami İlimler Fakültesi; 08 Eylül 2012 tarih ve 28405 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu nun 25 Temmuz 2012 tarih ve 2012/3527 Sayılı Kararı ile Giresun Üniversitesi
DetaylıHZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNDE KADINLARIN YERİ Levent Öztürk, Ayışığı Kitapları, İstanbul 2001, 246 s. Fatmatüz Zehra KAMACI
sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 9 / 2004 s. 219-223 kitap tanıtımı HZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNDE KADINLARIN YERİ Levent Öztürk, Ayışığı Kitapları, İstanbul 2001, 246 s. Fatmatüz
DetaylıAristo Metafiziği ile Gazali Metafiziğinin Karşılaştırılması- SH. Bolay.Kültür Bak. Yay. 1976 s.46-53
Güç-Fiil Anlayışı Aristo bundan önceki bahiste, madde için gerçekleşmesi gereken bir güç ve imkân, form için de maddedeki güç'ü gerçekleştiren bir prensip demişti. Şimdi form'un madde'de gerçekleşmesini
DetaylıKonu Başlığı: Türk Vergi Sistemindeki Vergilerin Ekonomik Kaynağına Göre Tasnifi
GENEL VERGİ TEORİSİ IV Konu Başlığı: Türk Vergi Sistemindeki Vergilerin Ekonomik Kaynağına Göre Tasnifi Kavramlar: Gelirden Alınan Vergiler, Servetten Alınan Vergiler, Harcamalardan Alınan Vergiler Kavramlara
DetaylıArap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.
Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor. Bugün her şeyi sorgulayan genç beyinlere ikna edici cevaplar
Detaylı