ANİİŞİTME KAYBINDA İNTRATİMPANİK VE SİSTEMİK STEROİD TEDAVİSİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ANİİŞİTME KAYBINDA İNTRATİMPANİK VE SİSTEMİK STEROİD TEDAVİSİNİN KARŞILAŞTIRILMASI"

Transkript

1 T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KULAK BURUN BOĞAZ ANABİLİM DALI ANİİŞİTME KAYBINDA İNTRATİMPANİK VE SİSTEMİK STEROİD TEDAVİSİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Dr. Emrah KARA UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. M. Fikret ÇETİK ADANA-2008

2 TEŞEKKÜR Eğitimim süresince yaptıklarıkatkılardan dolayı, öncelikli olarak tez danışmanım Prof. Dr. M. Fikret Çetik e ve değerli hocalarım Prof. Dr. Can Özşahinoğlu, Prof. Dr. Çağatay Akçalı, Prof. Dr. Levent Soylu, Prof. Dr. M. Mete Kıroğlu, Prof. Dr. L. Barlas Aydoğan ve Doç. Dr. Ülkü Tuncer e, yetişme sürecimde akademik ve manevi desteğini her zaman hissettiğim Uzm. Dr. Süleyman Özdemir e, tezime yaptıklarıkatkılardan dolayı, başta Dr. Özgür Sürmelioğlu olmak üzere emeği geçen tüm asistan arkadaşlarıma, verileri elde etmede bana yardımcıolan değerli odyolog arkadaşlarıma, eğitim süresince verdikleri destekten ötürü başta Nebahat Salman, Cennet Çimen ve Nazmiye Avşaroğullarıolmak üzere tüm hemşire arkadaşlarıma ve çalışkan KBB personeline, istatistiksel analizlerdeki yardımlarından dolayı biyoistatistik bölümüne, var olduğumdan bu yana maddi ve manevi hiçbir desteğini esirgemeyen aileme ve tez aşamasında gösterdiği sabır ve manevi destek için sevgili eşime teşekkür ederim. Dr. Emrah KARA II

3 İÇİNDEKİLER TEŞEKKÜR II İÇİNDEKİLER III-IV TABLO LİSTESİ V ŞEKİL LİSTESİ VI KISALTMALAR VII-VIII ÖZET VE ANAHTAR SÖZCÜKLER IX ABSTRACT KEY WORDS X 1. GİRİŞ 1 2. GENEL BİLGİLER Prognoz Etiopatogenez Viral Teori Vasküler Teori İmmünolojik Teori İç Kulak Membran YırtıklarıTeorisi Neoplaziler Menenjit Sifiliz Ototoksik İlaçlar Nörolojik Bozukluklar Psikojenik Bozukluklar Travma Tanı Muayene Odyolojik İncelemeler Laboratuar Testleri Radyolojik İnceleme Tedavi Genel Önlemler Steroidler Vazodilatörler Volüm Genişleticiler ve Vizkoziteyi Azaltan Ajanlar Hiperbarik O2 Tedavisi (HBO) Antiviral Tedavi Kontrast Maddeler Stellat Ganglion Blokajı Vitaminler Otoimmün Tedavi Cerrahi Tedavi Diğer İlaçlar Tedavisiz İzlem GEREÇ VE YÖNTEM Çalışmaya Dahil Edilme Kriterleri Prosedür Tedavi Protokolleri İntratimpanik Enjeksiyon Tekniği 28 III

4 3.5. SonuçlarıDeğerlendirme Kriterleri BULGULAR Sonuçlar Komplikasyonlar TARTIŞMA SONUÇ VE ÖNERİLER 59 KAYNAKLAR 61 ÖZGEÇMİŞ 70 IV

5 TABLO LİSTESİ Tablo no Sayfa No Tablo 1. Ani işitme kaybında prognozu etkileyen faktörler 3 Tablo 2. Ani İşitme Kaybına Yol Açan Nedenler 4 Tablo 3. Ani İşitme Kaybında Standart İncelemeler 16 Tablo 4. Ani İşitme Kaybında Kullanılan Ajanlar 17 Tablo 5. Steroidlerin Yan Etkileri 20 Tablo 6. IT ve Sistemik Steroid grubuna ait verilerin karşılaştırılması 31 Tablo gün tedaviye cevabıdeğerlendirilen hastaların dağılımı 33 Tablo ayda tedaviye cevabıdeğerlendirilen hastaların dağılımı 33 Tablo db altıhastalarda IT ve Sistemik Steroid grubuna ait 34 verilerin karşılaştırılması Tablo günde 90 db altıgrupta tedaviye cevabıdeğerlendirilen 35 hastaların dağılımı Tablo ayda 90 db altıgrupta tedaviye cevabıdeğerlendirilen 35 hastaların dağılımı Tablo 12. Literatürde saptanan IT steroid uygulamasıbaşarıoranları 51 V

6 ŞEKİL LİSTESİ Şekil no: Sayfa no Şekil 1. IT Steroid grubu (Grup 1) ve Sistemik Steroid grubunda 32 (Grup 2) tedavi sonrası2. ay PTA ve SDS deki gelişme Şekil 2. IT Steroid grubu (ITS) ve Sistemik Steroid grubu (SS) için 45 TÖPTA, TSPTA (10. gün) ve PTA 2.ay ortalamaları Şekil 3. IT Steroid grubu (Grup 1) ve Sistemik Steroid grubu (Grup 2) 46 için TÖPTA (10. Gün), TSPTA ve 2. ay PTA (pta2ay) değerlerinin şematizasyonu Şekil 4. İntratimpanik enjeksiyon tekniği 52 Şekil 5. Yuvarlak pencere yoluyla iç kulağa steroid verilmesi 54 amacıyla dizayn edilen Silverstein MicroWick VI

7 KISALTMA LİSTESİ ABR: İşitsel BeyinsapıCevapları(Audiotory Brainstem Response) AİK: Ani İşitme Kaybı AMA: Anti Mitokondrial Antikor ANA: Anti Nükleer Antikor BOS: Beyin Omurilik Sıvısı DM: Diabetes Mellitus ENG: Elektronistagmografi HBO: Hiperbarik Oksijen HES: Hydroxietylstarch HT: Hipertansiyon IT: İntratimpanik IT-Dex: İntratimpanik Dekzametazon IV: İntravenöz MP: Metilprednizolon MR: Manyetik Rezonans MS: Multipl Skleroz OPM: Oval Pencere Membranı PAN: Poliarteritis Nodosa PG: Prostoglandin PTA: Saf Ses Ortalaması(Pure Tone Average) RA: Romatid Artrit RF: Romatoid Faktör SAR: Stapes Adale Refleksi SDS: KonuşmayıAyırt Etme Skoru (Speech Dicrimination Scores) SLE: Sistemik Lupus Eritematosus SNİK: Sensörinöral İşitme Kaybı SSS: Santral Sinir Sistemi TMPA: Trimetilfenilamonyum TÖPTA: Tedavi Öncesi Saf Ses Ortalaması TÖSDS: Tedavi Öncesi KonuşmayıAyırt Etme Skoru VII

8 TSPTA: Tedavi SonrasıSaf Ses Ortalaması TSSDS: Tedavi SonrasıKonuşmayıAyırt Etme Skoru ÜSYE: Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu YPM: Yuvarlak Pencere Membranı VIII

9 ÖZET Ani İşitme KaybıTedavisinde İntratimpanik ve Sistemik Steroid Tedavisi Karşılaştırılması Amaç: İdiopatik ani işitme kaybında (AİK) etkinliği kanıtlanmıştek ilaç steroidlerdir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda, intratimpanik (IT) olarak verilen steroidlerin yüksek perilenf konsantrasyonu sağlayarak, daha fazla işitme kazancısağladığına yönelik sonuçlar mevcuttur. Bu çalışmadaki amacımız, IT steroid tedavisi ile sistemik steroid tedavisinin etkinliklerini karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntemler: Bu prospektif çalışmada, Ocak 2005 ile Eylül 2008 arasında kliniğimize AİK şikayeti ile başvuran 60 hasta dâhil edildi. Bu hastalardan 29 u IT steroid grubuna (ITSG), 31 i sistemik steroid grubuna (SSG) dâhil edildi. IT enjeksiyonda 4 mg/ml konsantrasyonundaki dekzametazon, 5 gün ardıardına uygulandı. SSG de ise 1 mg/kg metilprednizolon, 10 günde kesilecek şekilde oral olarak verildi. Değerlendirmelerde hastaların saf ses ortalamaları(pta), konuşmayıayırt etme skorları(sds), 10 db üzerinde işitme gelişmesi gösteren hasta yüzdeleri 10. gün ve 2. ayda her iki grup için istatistiksel olarak karşılaştırıldı. Bulgular: ITSG de 10. gün ve 2. aydaki ortalama PTA kazançlarısırasıyla 31,38 ve 37,55 db olurken, SSG deki kazançlar sırasıyla 19,35 ve 20,68 db de kaldı. ITSG de 10. gün ve 2. aydaki ortalama SDS kazançlarısırasıyla % 35,24 ve % 37,52 olurken, SSG deki hastaların kazancı% 20,13 ve % 19,61 olarak bulundu. Ayrıca ITSG de 2. ayda, 29 hastanın 25 i (% 86,2), SSG de ise 31 hastanın 16 sı(% 51,6) 10 db üzeri işitme kazancısağladı. Sonuç: İntratimpanik steroid tedavisi sistemik steroid tedavisine göre işitme kazancı yönünden daha iyi sonuçları, steroidlerin sistemik yan etkilerini oluşturmadan vermektedir. Örnek sayısıdaha fazla olan çalışmalarla, verilecek steroidin cinsi, uygulama dozu, sıklığıve süresi gibi faktörlerin aydınlatılmasına ihtiyaç vardır. Anahtar kelimeler: İntratimpanik, steroid, ani işitme kaybı, tedavi IX

10 ABSTRACT Comparision of Intratympanic and Systemic Steroid Treatment in Idiopathic Sudden Sensorineural Hearing Loss Purpose: Steroid is the only proven drug in idiopathic sudden sensorineural hearing loss. In the recent studies, it has been suggested that; steroids delivered through the intratympanic route obtained higher perilymph levels, resulting better hearing outcomes. The purpose of this study is to compare the hearing outcomes of the two routes of steroid treatment, intratympanic route and systemic route. Materials and Methods: In this prospective study, 60 consecutive patients with idiopathic sensorineural hearing loss treated between January 2005 and September 2008 were enrolled. 29 were in the intratympanic steroid group (ITSG) and 31 were in the systemic steroid group (SSG). In the ITSG, 5 intratympanic injections of dexametazon were performed with the dose of 4 mg/ml, consecutively. Oral metylprednisolon was given with the dose of 1 mg/kg, tapered every 2 days and stopped at 10 days, in the SSG. The pure tone averages (PTA), speech discrimination scores (SDS) and the percentage of the patients who made an improvement more than 10 db were analyzed in 10 th day and 2 months after the treatment statistically. Results: The improvement in PTA in 10 th day and 2 nd month after treatment was and db, in the ITSG and and db in the SSG, respectively. The improvement in SDS in the same time period was 35.24% and 37.52% in the ITSG and 20.13% and 19.61% in the SSG, respectively. Also, 25 of 29 patients (86.2%) in the ITSG and 16 of 31 patients (51.6%) in the SSG made an improvement more than 10 db on PTA in the 2 nd month control. Conclusion: Intratympanic steroids gave better hearing results than systemic steroids with no steroid side effects. Studies with more sample sizes will identify the best steroid for injection, application time, frequency and dose. Key words: intratympanic, steroid, sudden sensorineural hearing loss, treatment X

11 1. GİRİŞ Ani işitme kaybı(aik) dakikalar veya saatler içinde gelişen sensörinöral işitme kaybınıifade eder. Tanımından bu yana geçen 60 yılıaşkın süre boyunca etiolojisi için 60 ın üzerinde faktör ortaya atılmışve tedavisi için bir o kadar ajan denenmişolmasına rağmen, etkinliği ispatlanmışve dünya çapında kabul gören tek ajan steroidlerdir. AİK nın spontan geri dönüşü değişik çalışmalarda % arasında gösterilmesine rağmen, steroidin tedavide kullanılmasıile bu oran % arasında bildirilmiştir. Steroidlerin etkinliği kanıtlanmışolsa da, yüksek doz steroid tedavisinin birçok kısıtlamaları ve dezavantajları mevcuttur. Özellikle diabetes mellitus (DM), hipertansiyon (HT), ve gastrointestinal sistem rahatsızlığıolan hastalarda yüksek doz steroid kullanımıoldukça sakıncalıolmakta ve ek tedavilere ihtiyaç duyulmakta, bazı olgularda ise tedavinin bırakılmasıgerekmektedir. Ayrıca steroidlerin kan-beyin bariyerini yeterli oranda geçememesi, bu nedenle iç kulak sıvılarında yeterli oranda konsantre olamamasınedeniyle klinisyenler, hem ilacın sistemik yan etkilerinden korunmak, hem de yuvarlak pencere membranlarından (YPM) emilimini sağlayarak daha yüksek perilenf konsantrasyonuna ulaşmak için ilacıtranstimpanik olarak uygulama yoluna gitmişlerdir. Bu amaçla yapılan hayvan deneylerinde, lokal (transtimpanik) uygulanan steroidlerin sistemik yola göre daha yüksek perilenf seviyeleri sağladığıve sistemik dolaşıma minimal geçişgösterdiği bulunmuştur. Transtimpanik steroidlerin AİK tedavisindeki etkinliğini göstermek için yapılan pek çok çalışmada, bu tedavi yönteminin genelde sistemik steroidlerden fayda görmeyen hastalarda kurtarma tedavisi olarak planlandığıve sonuç olarak sistemik steroid tedavisinden fayda görmeyen hasta grubunun değişik oranlarda transtimpanik steroid tedavisinden yararlandığıbulunmuştur. Bu çalışmadaki amacımız daha önce tedavi almamış AİK hastalarında, intratimpanik (IT) steroid tedavisi ile sistemik steroid tedavisinin etkinliklerini karşılaştırmaktır. 1

12 2. GENEL BİLGİLER AİK, 3 günden kısa sürede gelişen, ardıardına 3 frekansta 30 db ve üzerinde sensörinöral işitme kaybı(snik) şeklinde tanımlanmaktadır. Hastaların çoğu dakikalar içerisinde işitmesinin azaldığından bahsederken, kimi hastalar uyandıklarında bir kulaklarının işitmediğinden yakınırlar. Olay çoğunlukla tek taraflıolduğundan bazı hastalar, telefon ile konuştuklarısırada bir kulakta duymama şikayeti ile başvururlar. Hastaların birçoğunda tinnitus en sık eşlik eden semptomdur. Dengesizlik ve vertigo vakaların hemen hemen yarısında görülür. İnsidans üzerinde yapılan pek çok epidemiyolojik çalışmada, hastalığın de 5 ile 20 arasında değişen sıklıkta görüldüğü belirlenmiştir. 1 Ancak hastalığın spontan düzelme oranının yüksek olmasıyüzünden kayıtlara geçmemesi nedeniyle gerçek insidansın bunun çok üzerinde olduğu tahmin ediliyor. AİK genelde unilateral olarak görülür. Bilateral tutulumlar nadir olarak rapor edilmiştir. ABD, Avrupa ülkeleri ve Japonya da yapılan ve AİK için büyük seriler üzerindeki çalışmalar, özellikle epidemiyolojik verilerin değerlendirilmesi açısından çok faydalı bilgiler sağlamıştır vakanın değerlendirildiği bu çalışmalarda en sık etkilenen yaş grubunun yaşaralığında olduğu ve K/E oranının hemen hemen eşit olduğu ortaya çıkmıştır Prognoz AİK da prognozu etkileyen birçok faktör ortaya konulmuştur. (Bakınız Tablo 1) İleri yaşta veya çocukluk yaşgrubunda AİK nın görülmesi negatif prognostik faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. 2

13 Tablo 1. Ani işitme kaybında prognozu etkileyen faktörler - Yaş - Tedavinin gecikme süresi - İşitme kaybının derecesi - Odyogramın şekli - Konuşmayıayırt etme skorlarının (SDS) derecesi - Vertigo - Diabetes mellitus - Elektronistagmografide (ENG) azalmışkalorik aktivite 1,4 Tedaviye cevap veren hastaların büyük çoğunluğu, ilk 2 hafta içerisinde tedavi alan gruptan oluşmaktadır. 5 Birçok çalışma AİK nin bir acil olduğunu, tedaviden faydalanma zamanının kısıtlıolduğunu ve 4 haftadan sonra tedavi sonuçlarının çok sınırlıolacağınıbelirtmişlerdir. 3 İşitme kaybının derecesi arttıkça tedaviden alınan başarıoranıda düşmektedir db arasıişitme kaybıolan hastalar tedaviden maksimum fayda görürken, 90 db üzerinde işitme kaybıolan hastaların prognozu oldukça kötüdür. 6 Total veya totale yakın (> 90 db) işitme kayıplıhastaların % 25 kadarında kısmen bir düzelme görülebilir. Ancak hiçbir tedavi yönteminin bu hastaların düzelme sürecine katkı sağlamadığınıbildiren çalışmalar da mevcuttur. 7 Benzer şekilde SDS düşük olmasıda benzer sonuçlar doğurmaktadır. Vertigonun varlığıbirçok çalışma tarafından kötü prognostik faktör olarak bildirilmiştir. Ancak yapılan bazıçalışmalarda vestibüler semptomlarla tedavi başarısı arasında ilişki saptanamamıştır. Şunu da belirtmek gerekir ki, bu çalışmaların birçoğu küçük örnek gruplarına sahiptir ve istatistiksel veri için ideal sonuçlarısağlamıyor olabilir. Birçok yazar odyogram şekli ile prognoz arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur. Yükselen tip, yani düşük frekanslarıdaha fazla etkileyen işitme kayıplarının tedaviye daha fazla yanıt verdiği, alçalan tip, yani yüksek frekanslarıdaha fazla etkileyen işitme kayıplarında ise prognozun kötü olduğu ortaya konmuştur. 5 3

14 DM nin varlığınegatif prognostik faktör olarak belirtilmiştir. Bu hastalığın retinopati ve nefropati gibi mikroanjiopati yoluyla, koklear kan akımında değişikliklere yol açtığıve bu etkiyle AİK ye da neden olabileceği düşünülmektedir. Bazıyazarlar ENG de azalmışkalorik aktivitenin prognozu kötü etkilediğine dair veriler elde etmiştir. 1, Etiopatogenez AİK tedavi yaklaşımıaçısından otolojik bir acildir. Etiolojisinde pek çok faktör suçlanmasına rağmen genelde vakaların çoğu idiopatiktir. (Bkz Tablo-2) Tablo 2. Ani İşitme Kaybına Yol Açan Nedenler - Enfeksiyöz nedenler (Sifiliz, Lyme hastalığı, toksoplasmosis, kabakulak, kızamık, kızamıkçık, CMV, HZV, EBV) - Diğer enfeksiyonlar (Labirentit, menenjit, ensefalit) - Vasküler nedenler ( Hipertansiyon, atheroskleroz, makroglobulinemi, polisitemia vera, orak hücreli anemi, emboli, vertebrobaziler iskemi, Buerger hastalığı) - Tümörler (Akustik nörinom, diğer pontoserebellar köşe tümörleri, lösemi, melanom, metastatik karsinomlar, karsinomatöz menenjit) - Travma (Barotravma, akustik travma, temporal kemik kırıkları, iç kulak dekompresyon hastalığı, labirent kontüzyonu, otolojik cerrahi, lomber ponksiyon) - Ototoksik ilaçlar (Aminoglikozidler, loop diüretikleri, salisilatlar, non-steroid antienflamatuar ilaçlar, oral kontraseptifler, vankomisin, eritromisin, azitromisin, kinin, interferon, cisplatin) - Otoimmun hastalıklar (SLE, RA, PAN, Takayasu hastalığı,wegener granülomatozu, Polimiyozit ve dermatomyozit, Progresif sistemik skleroz, Sjögren sendromu, Cogan sendromu, Behçet hastalığı,hashimoto, Graves, Edinilmiş immun hemolitik anemiler, otoimmun trombositopenik purpura; - Diğer hastalıklar (Myasthenia gravis, glomerulonefritler, demyelinizan hastalıklar, üveit, ülseratif kolit, sarkoidoz, immun yetmezlikler, alerji) - Endokrin ve metabolik bozukluklar (DM, Hipotiroidi, Böbrek yetmezliği) - Konjenital anomaliler (Mondini displazisi, genişvestibuler akuadukt) - Nörolojik Hastalıklar (Migren, Multiple Sklerozis) - Endolenfatik hidrops 4

15 Hughes, yaptığıbir çalışmada, AİK ye neden olduğu bilinen; enfeksiyöz, travmatik, neoplastik, immünolojik, toksik, dolaşımsal, nörolojik, metabolik nedenlerin bulunduğu 55 maddelik bir liste yayınlanmıştır. 8 Nedenler çok çeşitli olsa da, şu an için en çok kabul gören teoriler viral, vasküler, otoimmün ve iç kulak membran yırtılmalarıteorileridir Viral Teori Viral labirentit teorisi ilk olarak 1957 yılında Van Dishoeck ve Bierman tarafından ortaya atılmıştır. 9 AİK de viral etiolojiyi destekleyen dört temel olay mevcuttur Serolojik olarak gösterilen aktif viral enfeksiyon 2- AİK ile aktif viral üst solunum yolu enfeksiyonu (ÜSYE) birlikteliği 3- Histopatolojik olarak postmortem temporal kemiklerde virüs saptanması 4- İç kulağa virüs penetrasyonunu gösteren hayvan çalışmaları Viral labirentit uzun yıllardır AİK etiolojisinde en çok üzerinde durulan teoridir. Bunu kanıtlamak üzere yapılan çalışmalarda HSV tip1, HZV, CMV, İnfluenza A3 ve B, Parainfluenza B, Rubella, Kabakulak, Kızamık a karşıakut veya subakut antikorlar bulunmuştur Viral etiolojiyi destekleyen diğer çalışmalarda hastaların % 25 ile % 40 ında AİK ile eşzamanlıüsye saptanmıştır. 9,13-15 Bu konuyu araştıran diğer bir kontrollü çalışmada AİK lıhastalarda % 60 oranında yükselmişserum viral titreleri gözlenirken, normal hasta populasyonunda bu oran % 40 olarak bulunmuştur. 12 Veltri nin çalışmasında ise 49 AİK li hastanın 24 ünde birden fazla virüse karşıimmün reaksiyon gösterilmiştir. 11 Viral etioloji, insan postmortem çalışmalarında da araştırılmıştır. Schuknecht in çalışmasında 11 AİK li kadavranın korti organında ve tektorial membrandaki histolojik değişikliklerin, viral labirentitteki değişikliklerle oldukça benzerlik gösterdiği bulunmuştur. 16 Ayrıca sistemik viral enfeksiyon oluşturulan gine domuzu modellerinde 17 ve CMV viral labirentitinde, 18 spiral ganglionda viral partiküller ve iç kulağa viral penetrasyonu doğrulayan inflamatuar reaksiyonlar gösterilmiştir. Ancak virüs titreleri ile işitme kaybışiddeti ve frekans arasındaki ilişkiyi araştıran incelemelerde kayda değer sonuç alınmamıştır. 19 5

16 Kabakulak ve HZV labirentiti iyi tanımlanmışaik etiolojik faktörlerindendir. Özellikle kabakulak virüsü AİK li hastaların perilenflerinde izole edilmiştir. 20 Ayrıca BatıAfrika da görülen bir arena virüs enfeksiyonu olan Lassa ateşinde hastaların 2/3 ünde AİK geliştiği gösterilmiştir. 8,21 Son zamanlarda özellikle HIV virüsü ile enfekte kişilerde AİK sıklığının arttığına dair raporlar yayınlanmıştır. Burada HIV, direkt olarak labirentite yol açmadığı, immüniteyi azaltarak diğer virüslerin aktivasyonuna neden olarak labirentit gelişimini kolaylaştırdığısavıortaya atılmıştır. 22 EBV ve enterovirüs enfeksiyonu ile bağlantılı AİK gelişen nadir raporlarda mevcuttur. 23 Ancak teoriye karşıçıkan yazarlar, yapılan randomize kontrollü çalışmalarda antiviral ilaçların tedaviye anlamlıdüzeyde katkısının olmadığınısavunmaktadırlar Vasküler Teori Koklea posterior serebral dolaşımın terminal dallarıile beslenmektedir ve anostomoz arterleri yoktur. İç kulağın kanlanmasınısağlayan labirentin arter, ortak koklear arter (spiral modiolar arter) ve anterior vestibüler arter olmak üzere iki dal verir. Ortak koklear arter ise, vestibulokoklear arter ve posterior vestibüler arter dallarına ayrılır. Koklear arter, labirentin arterin diğer dallarıgibi bir uç arterdir ve kollateral beslenmesi yoktur. O yüzden bu damarlarıetkileyen her türlü hadise işitme ve denge fonksiyonlarınıbozabilecek olaylarıtetikleyebilir. AİK nin enfarktıdüşündüren ani başlangıcı, sistemik vasküler hastalığıolan kişilerde AİK sıklığının artışıve hayvan modellerinde vasküler oklüzyon ile oluşturulan koklear değişikliklerin histopatolojik olarak gösterilmesi vasküler teoriyi popüler hale getirmiştir. Ayrıca orak hücreli anemi, Buerger hastalığı, makroglobulinemi gibi hiperkoagulabilite durumlarında, yağ embolisi, atheroskleroz, mitral valv hastalıklarında ve polistemia vera gibi kan viskozitesinin arttığıhastalıklarda AİK sıklığının artmasıvasküler hadiselerin bu hastalığın etiopatogenezinde rol oynadığını göstermektedir. 27 Lösemi ve antikoagülan kullanımısonucu oluşan labirent içi hemorajilerde, poliarteritis nodosa (PAN) gibi vaskülitler sonrasında ve koroner by-pass operasyonu sonrasıoluşan mikroemboliler ile AİK oluştuğu gösterilmiştir. 6

17 Hiperlipideminin, atheroskleroza yol açarak AİK gelişme riskini artırdığı düşünülüyor. Bunu araştıran bir çalışmada, 155 AİK li hasta ile aynısayıda sağlıklı kontrol grubuna uygulanan tetkikler sonucunda, AİK grubunda hiperkolesterolemi ve hipertrigliseridemi anlamlıoranda yüksek bulunmuştur. 28 Bu savıdestekleyen başka bir yayında, 1 aydan uzun süre önce AİK tanısıalmış ve kolesterol seviyeleri yüksek olan hastalara diyet ve lipid düşürücü ilaçlar uygulanmış ve özellikle düşük frekanslarda anlamlıişitme kazançlarısağlanmıştır. 29 İşitme kaybının ani olarak ortaya çıkması, vazospazm, tromboz veya emboli sonrasıortaya çıkan transient iskemik atak veya stroke gibi nörolojik hastalıkların mekanizmasınıçağrıştırıyor. Bu teoriyi desteklemek için Pearlman ın yaptığıçalışmada, labirent arter oklüzyonu oluşturulan hayvan deneylerinde 60 saniyelik anoksi sonrasıkoklear mikrofonik kaybolurken, 30 dakikalık anoksi sonrasıise tüm koklear potansiyeller kalıcıolarak kaybolduğu gösterilmiştir. 30 Ancak bu teoriyi çürüten bazıbulgularda mevcuttur. Kokleanın kanlanması bazalden apekse doğru seyreder. Buna göre labirent arterdeki bir tıkanıklık veya vazospazmın apeksi, yani düşük frekanslarıdaha çok etkilemesi mantıklıgibi görünmektedir. Fakat bu öngörü, düşük frekanslıişitme kayıplarının çoğunlukla spontan olarak düzelmesi veya tedaviye iyi cevap vermesi nedeniyle örtüşmüyor. 3 Ayrıca eğer labirentin arterde bir tıkanıklık oluşursa, hem vestibüler hem de işitsel fonksiyonların etkilenmesi muhtemel gözüküyor. Ancak AİK li hastaların yarısından daha azında vestibüler semptomlar görülmektedir. Labirentin arter oklüzyonu oluşturulan hayvanlarda yapılan histopatolojik incelemelerde spiral ganglion hücrelerinde ve korti organında orta derecede hasar, ductus cochleariste fibrozis ve yeni kemik oluşumu (labirentitis ossifikans) gösterilmiştir. 3 Ancak AİK li hastalarda yapılan postmortem temporal kemik çalışmalarında labirentitis ossifikans gösterilememiştir. 31,32 Hastalığın atherosklerozu olan yaşlıhastalarda görülme sıklığıartarken, DM gibi atheroskleroz gelişimini hızlandıran hastalıklarda prognozu kötüleştirmesine rağmen insidansının artmamasıve hastalığın gençlerde de görülebilmesi vasküler teoriyi savunan araştırmacıların cevaplamasıgereken sorular olarak karşımıza çıkmaktadır. 7

18 İmmünolojik Teori Otoimmün iç kulak hastalığıilk olarak 1979 yılında McCabe tarafından tarif edilmiştir. 33 Ancak AİK nedeni olan immünolojik kaynaklıfakat otoimmün olmayan etiolojilerde olabilir. Endojen veya ekzojen tetikleyiciler inflamatuar süreci başlatabilir. Sürecin başlamasıda, spesifik veya çapraz reaksiyon veren otoantikorlar, dolaşımda bulunan immün kompleksler ve hücre bağımlıimmün yanıt gibi pek çok immün mekanizmalarıtetikleyerek işitme kaybıve denge bozukluğuna yol açabilir. AİK li hastaların hücresel ve humoral immüniteyi baskılayacak dozlardaki steroid tedavisinden fayda görmesi immünolojik mekanizmaların etiopatogenezde etkisi olduğunu destekler niteliktedir. Ayrıca bu hastalarda serumda çapraz reaksiyon veren antikorların bulunmasıda teorinin destekçileri tarafından delil olarak sunulmaktadır. Romatoid artrit (RA), sistemik lupus eritematosus (SLE), PAN ve Cogan hastalığı gibi otoimmün kökenli hastalıklarda AİK görüldüğü rapor edilmiştir. Ancak ANA, AMA, anti-dna, RF gibi otoantikorların çoğunun bu hastalarda negatif olmasıve yapılan çalışmalarda spesifik bir tür otoantikor bulunamamasıda teorinin zayıf halkasınıoluşturmaktadır İç Kulak Membran YırtıklarıTeorisi İntrakoklear membran yırtıklarıözellikle Meniere hastalığının patofizyolojisini açıklayan bir teori olarak ortaya atılmıştır. Yapılan araştırmalara sonucunda endolenf ve perilenfin karışmasının hastada ani denge bozukluklarına ve SNİK ye yol açtığı bilinmektedir. Ancak burada membran rüptürüne neden olan olay endolenfatik hidropstur. AİK li hastalarda ise endolenfatik hidropsu kanıtlayan veya düşündüren ciddi bir çalışma yoktur. Ancak membran yırtıklarınımekanik veya akustik travmaya, intralabirentin hemorajiye ve ağır egzersiz ve valsalva gibi intralabirentin basınç artışına neden olan mekanizmalara bağlayan teoriler ortaya atılmıştır. 8

19 Labirent membran rüptürleri genel olarak scuba dalgıçlarında, uçak yolculuğu yapanlarda, ağır egzersiz yapan bireylerde, ayrıca hapşırma, zorlu defekasyon veya miksiyon yapanlarda ve yüksek sese maruz kalan bireylerde görülebilir. AİK ile membran rüptürlerinin bağlantısıözellikle 70 li yıllarda araştırılmaya başlanmışve bunu açıklayan 2 teori ortaya atılmıştır. Basınç artışının BOS basıncı artışından kaynaklandığıve buna bağlıolarak membran rüptürünün oluştuğunu iddia eden teoriye eksplosif teori, valsalva veya intraabdominal basınç artışıgibi etkenlerden kaynaklandığınıiddia eden teoriye ise implosif teori adıverilmiştir. Eksplosif teoriye göre, stres veya barotravma gibi BOS basıncınıartıran olaylar sonrasında basınç koklear aquadukt yoluyla skala timpaniye iletiliyor. Buradan YPM ye ulaşan enerji perilenf fistülüne neden oluyor. Ayrıca skala timpaniye iletilen enerji basiller membran, skala media ve reissner membranıyoluyla skala vestibüliye, oradan da oval pencereye iletilen enerji sonucu oluşan basınç OPM (Oval Pencere Membranı) rüptürüne neden oluyor yılında Harker tarafından yapılan deneysel çalışmada, BOS basıncıyükseltilmişhayvanların % 83 ünde YPM de bulging meydana geldiği gösterilmiştir. 34 İmplosif teoriye göre ise, valsalva gibi tubotimpanik basınçta ani artışa neden olan faktörler sonucunda enerji OPM ve YPM ye iletiliyor. Bunun sonucunda da eksplosif teoride anlatılan yolun tersine bir zincirleme reaksiyon oluşturarak reissner ve basiller membran rüptürleri oluşturarak AİK, vertigo ve tinnitusa yol açtığıdüşünülüyor. Goodhill in 1976 yılında yaptığıklinik çalışmada, labirent membran rüptürü oluşturabilecek öykü veren 76 hastanın 59 una cerrahi eksplorasyon yapılmışve bunların 47 sinde perilenf fistülü saptanmıştır. Çalışmada etkilenen kulakların 33 ünün sol kulak olduğu belirtilmiştir. Ayrıca bu 47 hastanın 21 inde cerrahi onarım sonrası değişik derecelerde işitme kazancısağlamışlardır. Burada önemle not edilmesi gereken diğer bir bulgu ise, işitme iyileşmesi gösteren grubun hemen hepsinin ilk 13 gün içinde eksplore edilen vakalar oluşudur. 35 Bir başka teoride ise oval ve yuvarlak penceredeki konjenital açıklıklardan veya timpanik basınçta artışa neden olan manevralar sonucunda orta kulağa açılan bu pencerelerden perilenf fistülü gelişmekte ve perilenf kaybıyla beraber hastada AİK geliştiği savunulmaktadır. Stapes cerrahisi sırasında intrakoklear basıncıyüksek olan 9

20 hastalarda perilenfatik taşma (gaucher) sonucu SNİK gelişmesi bu teoriye destek olmaktadır. Buna rağmen AİK li hastaların çoğunun, öyküde buna benzer bir olay tariflememesi cevaplanmasıgereken sorulardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. İntraoperatif floresein çalışmalarında ve AİK geçirmişolguların postmortem temporal kemik incelemelerinde fissula ante fenestram ve yuvarlak pencere bölgelerinde konjenital olarak bulunan otik kapsül açıklıklarından perilenf fistülü gelişebileceği savunulmuştur. Fakat bu dehissansların perilenf fistülü olmayan vakalarda da olabileceği ayrıca AİK li olguların çoğunda bu açıklıkların bulunmadığı gösterilmiştir. 36, Neoplaziler Akustik nörinom (Vestibüler schwannoma) AİK ye en sık yol açan neoplazidir. Akustik nörinomlu hastaların % 5-10 unda AİK ilk bulgu olarak ortaya çıkmaktadır. AİK olan hastalardaki sıklığının, değişik yayınlarda %1 ila % 4 kadar olduğu belirtilmektedir. Tümörün büyüyüp labirentin arteri oklüde ederek AİK ye yol açtığı iddia edilmektedir. AİK ye yol açan akustik nörinomlar genelde daha küçük ve sıklıkla intrakanaliküler yerleşimlidir. Oluşan işitme kaybıgenellikle orta ve yüksek frekansları tutar ve sıklıkla ağır veya derin işitme kaybımevcuttur. AİK nin tedaviye cevap vermesi altta yatan bir akustik nörinomu ekarte ettirmez. Tedavisiz düzelen olgularda bile yapılan incelemelerde akustik nörinom saptanmıştır. 22 Serebellopontin açıve meatus akustikus internus lokalizasyonundaki diğer tümörler de SNİK ye yol açabilir. Bunlar arasında menengiom, araknoid kist, kolesteatoma, hemangiom ve metastatik neoplaziler yer alır. Tanıiçin sıklıkla gadoliniumlu Manyetik Rezonans (MR) yeterli olmaktadır. Özellikle T1 ağırlıklıkesitlerde çok küçük tümörlerde bile oldukça yüksek oranlarda tanınabilmektedir. Yapılan çalışmalarda AİK li olguların % kadarında anormal MR bulgularıelde edilmiştir. 38 ABR de (Audiotory Brainstem Response) tanıya yardımcıolabilir. 10

21 Menenjit Labirent, aquaductus koklea yoluyla meninksler ile bağlantılıdır ve meninkslerde patolojiye yol açan bir etken, bu yol ile labirente geçerek patolojiye neden olabilir. Ayrı bir yol olarak mikroorganizmalar internal akustik kanal, temporal kemikle meninksler arasındaki konjenital dehissanslar ve her bireylerde görülen perinöral ve perivasküler aralıklar yoluyla labirentite yol açarak AİK yapabilir. Menenjitin otik tutulumu genellikle ağır ve ileri derecede SNİK ye yol açar. Menenjit tablosu ağır olduğu için çoğu zamanda hastanın şuuru kapalıolduğundan SNİK genelde fark edilmez. İşitme kaybıhasta düzeldikten sonra fark edilir. S. pneumonia, H. influensa tip b, N. menenjitis bakteriyel menenjit sonrasıen sık SNİK ye yol açan etkenlerdir. Kabakulak, kızamık hastalıklarısırasında SNİK gelişebilir Sifiliz Sifiliz insidansının penisilin kullanımısonrasıdramatik bir şekilde düşmesi sonucu, sifiliz sonrasıaik gelişmesi nadir bir klinik durum haline gelmiştir. Ancak özellikle son 20 yıldır sifilizin artmasıbuna bağlıaik sıklığının artışınıda beraberinde getirmiştir. Sifilizin konjenital, sekonder ve tersiyer formlarının üçüne de bağlıolarak AİK tablosu oluşabilir. Klinik olarak ani veya hızla ilerleyen SNİK mevcuttur. BOS kültürleri çoğunlukla negatiftir. Tanıiçin en spesifik yöntem FTA-ABS testidir. Sebebi bulunamayan AİK hastalarıiçerisinde, otosifiliz insidansı% 6,5 olarak bulunmuştur. 39 Sifilize bağlıolarak gelişen menenjit sonrasında subaraknoid aralıkta bulunan spiroketler, koklear akuadukt yoluyla perilenfe ulaşarak akut labirentite yol açıyor. Bu şekilde kokleaya ulaşan spiroket antijenleri, endolenfatik kese ve kanalda bulunan makrofaj ve lenfosit gibi immün hücreler tarafından alınarak immünglobülin deşarjıve interlökin-2 salınımına neden oluyor. Bunun sonucunda kan dolaşımındaki lökositler labirente invaze oluyor. İnflamatuar mediatör salınımına bağlıolarak kokleada ekstraselüler matriks formasyonu ve fibrozis gelişiyor. Bu da labirent ossifikasyonunu 11

22 tetikliyor. Oluşan tüm bu immün yanıt korti organı, stria vaskülaris, spiral ganglionda ve koklear sinirde dejenerasyona yol açıyor. Bazıdurumlarda yuvarlak hücre infiltrasyonu ve inflamatuar fibrozis endolenfatik kese ve kanalıoblitere edip endolenfatik hidropsa neden olabiliyor. Bu tablo Meniere hastalığınıtaklit edebiliyor. Yapılan bir çalışmada sifilize sekonder gelişen endolenfatik hidropsun tüm Meniere hastalarıiçindeki insidansı% 6 olarak bulunmuştur. 40 Kortikosteroidler, otosifilizde oluşan vasküliti azaltarak ve spiroket yıkımısonucu oluşan immün reaksiyonu engelleyerek etki gösterir. Ancak 8. sinir atrofisi veya otik kapsül rezorpsiyonunu engelleyemezler. Tedavide kullanılan penisilin ve steroid kombinasyonunun, % arasında fayda sağlandığınıgösteren çalışmalar mevcuttur Ototoksik İlaçlar Şimdiye kadar yaklaşık olarak 96 değişik farmakolojik ajanın ototoksik olduğu belirlenmiştir. 22 Ancak bu ilaçların çoğu orta ve uzun dönemde işitme kaybı yapmaktadır. Ototoksik ilaçlar içinde AİK yaptığıen iyi bilinen ilaç grubu aminoglikozidlerdir. Özellikle neomisin toksisitesi hızlıbaşlar ve ileri derecede işitme kaybına neden olur. Bunun yanında kanamisin, tobramisin, amikasin, dihidrostreptomisin AİK ye neden olabilir. İlacın kesilmesiyle bazıdurumlarda işitme kaybıgeri dönebilir ancak dönüş1 hafta ile 6 ayıbulabilir. İkinci en sık AİK gözlenen grup ise diüretiklerdir. Etakrinik asit, bumetanid, piretanid, indakrinon, azosemid, furosemid bu grupta yer alır. İşitme kaybıtipik olarak ani başlayan, bilateral, simetrik işitme kaybışeklindedir. Non-steroid antienflamatuar ilaçlar, prostoglandin metabolizmasıüzerinden işitme kaybıyapabilir. Prostoglandin azalmasıkoklear kan akımınıazaltır ve sıklıkla hafif orta derecede işitme kaybıyapar. Etkileri genelde doz bağımlıdır. Sıklıkla ilacın kesilmesiyle işitme kaybıgeri döner. 22 Ayrıca vankomisin, cisplatinium, nitrogen mustard, vinkristin, vinblastin, eritromisin, oral kontraseptifler AİK etyolojisinde yer alır. 12

23 Bu ilaçların toksisitesini kolaylaştıran bazıetkenler mevcuttur. Etkileri genellikle doz bağımlıolarak ortaya çıkar. Bu nedenle, hastada nefropati sonucu kreatinin klirensinin düşmesi, uzun süreli ve yüksek doz uygulanan tedaviler ototoksisiteyi kolaylaştırmaktadır Nörolojik bozukluklar Multiple skleroz (MS), santral sinir sisteminde (SSS) demiyelinizasyonla giden bir hastalıktır ve hastalığın değişik evrelerinde % 4-10 oranında SNİK gelişebilir. Genellikle tek kulak tutulur. MS te AİK, demiyelinizasyon plaklarıkoklear nükleusu veya inferior colliculusu tutarsa görülebilir. Migren vizüel auranın eşlik ettiği izole bir başağrısıdır. Baziller migren olarak adlandırılan tipinde epizodik vertigo ve fluktuan SNİK görülebilir. Yapılan bir çalışmada 50 baziller migrenli hastanın % 46 sında bilateral alçak frekanslarıtutan SNİK görülmüştür Psikojenik Bozukluklar Pseudohipoakuzi olarak adlandırılan bu grupta hastalar genelde sekonder kazanç için simulasyon yaparlar. Ancak bu hastaların iyi bir anamnez, diapozon testleri ve odyolojik inceleme sonrasısimulasyon yaptıklarıortaya konur Travma Travma sonrası AİK nin patofizyolojisi diğer faktörlere göre daha iyi tanımlanmıştır. Mekanik travma sonucu olan AİK lerde genelde transvers temporal kemik fraktürü sonucu labirent yaralanmasışeklinde ortaya çıkar. İşitme kaybıgenelde totaldir ve vestibüler kayıpta tabloya eşlik eder. Ayrıca stapes subluksasyonu sonucu gelişen perilenf fistülü de travmatik AİK mekanizmalarıiçinde yer alır. Akustik travma da AİK gelişen durumlar içinde yer alır. Özellikle yüksek frekanslıve sürekli sesler daha çok AİK ye yol açar. Akustik travmalarda korti 13

24 organında direkt mekanik hasar izlenir ve iletilen enerji stapes tabanından koklea bazaline doğru olduğu için en sık yüksek frekanslar etkilenir. Barotravma ise genellikle iletim tipi işitme kaybıyapar. Ancak dalgıçlarda ani su yüzüne çıkma sonucu dekompresyon hastalığıgeliştiğinde, koklea kanlanmasının bozulduğu ve SNİK geliştiği görülmüştür Tanı AİK li hastalar çok değişik klinik tablolar ile kliniğe başvurmaktadırlar. Çoğu hasta tipik olarak dakika ve saatler içinde tek kulakta işitme azlığı, çınlama şikayetlerinin geliştiğinden veya sabah kalktıklarında bir kulaklarının işitmediğinden yakınarak başvurmaktadırlar. Bazıhastalar ise kulakta dolgunluk veya çınlama şikayeti ile başvurduktan sonra yapılan incelemeler sonucu AİK tanısıalmaktadırlar. Bu tabloda hastadan alınan anamnez çok önemlidir. İşitme kaybının ne kadar sürede geliştiği, çınlama, baş dönmesi gibi semptomların eşlik edip etmediği sorgulanmalıdır. Yakın zamanda geçirilmişbir otolojik operasyon veya varolan otolojik hastalık öyküsü sorgulanmalıdır. Mekanik, akustik veya barotravma öyküsü anlamlı olabilir. İşitme kaybının fluktuasyonlar göstermesi ve valsalva ile başdönmesi oluşması perilenf fistülünü düşündürür. Eşlik eden hastalıklar özellikle hipertansiyon, atheroskleroz, hiperkoagülasyonla giden hastalıklar ve tromboza yatkınlık yaratan durumlar atlanmamalıdır. Yakın zamanda kullanılan ilaçlar, özellikle ototoksik ilaç kullanımıgöz ardıedilmemelidir. Varolan ya da yeni geçirilmişbir ÜSYE öyküsü anlamlıolabilir. Menenjit veya ensefalit geçirmişhastaların, labirentit geçirmişolabileceği akılda tutulmalıdır. Sifiliz gibi spesifik enfeksiyonlar, dalışveya uçakla yolculuk öyküsü mutlaka sorgulanmalıdır Muayene Tüm hastalara tam bir kulak burun boğaz muayenesi yapılmalıdır. Otoskopik incelemede AİK li hastalarda genelde müspet bir bulgu saptanmaz. Diapozon testleri mutlaka yapılmalıdır. Perilenf fistülü şüphesi olan hastalarda valsalva uygulamasıtanı koydurucu olabilir. Hastaların yarıya yakın kısmında vestibüler fonksiyonlar 14

25 etkileneceğinden yürüyüştestleri, romberg testi yapılmalıdır. Vestibüler semptomları olan hastalarda kalorik testler de yapılabilir Odyolojik İncelemeler İlk etapta hastaya tam odyolojik test yapılmalıdır. Bunlar hava ve kemik yolu eşiklerini, konuşmayıayırt etme skorlarınıve akustik empedans testlerini içermelidir. Tanıiçin odyolojik testte ardıardına 3 frekansta 30 db ve üzeri sensörinöral kayıp saptanmalıdır. İşitme azlığıyüksek veya düşük frekanslarıtutabileceği gibi seçicilik göstermeyerek tüm frekanslarıda tutabilir. Timpanometrik incelemelerde genelde orta kulak basıncınormal olarak bulunur. Stapes adale refleksi (SAR), işitme kaybının ağır veya derin olduğu durumlarda alınmaz. SDS, odyogramın şekli ve işitme kaybının ciddiyetine bağlıolarak değişiklik gösterebilir. Rutin odyolojik testleri yapamayan, uyum sağlayamayan veya simulasyondan şüphelenilen hastalarda ABR yapılmalıdır. Otoakustik emisyonlar da faydalıolabilir Laboratuar Testleri Tüm hastalara rutin olarak tam kan sayımı, kan biyokimyası, tiroid fonksiyon testleri, kan lipid profili, sedimantasyon ve koagülasyon testleri yapılmalıdır. Spesifik enfeksiyon ajanlarınıayırt etmek için özellikle sifiliz, HSV tip1, CMV, rubella, toksoplazma, EBV, HZV, kabakulak için serumdaki antikor seviyeleri istenmelidir. Otoimmün etiolojiyi aydınlatmak için ise, ANA, AMA, anti-dna, RF gibi otoimmün markerlar istenmelidir Radyolojik İnceleme Serebellopontin köşe tümörleri AİK etiolojisinde yaklaşık % 1 olarak görülse de her hastadan mutlaka gadoliniumlu MR istenmelidir. Bazıhastalarda temporal kemik 15

26 BT çekilmesi faydalıolabilir. Özellikle genç hastalarda genişvestibüler aquaduktus ve Mondini aplazisinin AİK etiolojisinde yer aldığıunutulmamalıve yüksek rezolüsyonlu temporal kemik BT incelemesi uygulanmalıdır. MS kliniğinde de AİK görülebileceğinden, çekilecek MR hem posterior fossayı hem de serebral kesitleri içermelidir. Tablo 3. Ani İşitme Kaybında Standart İncelemeler - Anamnez - Muayene (Otoskopi, Nörolojik muayene, Diapozon testleri) - Odyolojik İncelemeler ( Hava ve kemik yolu eşikleri, SDS, Akustik empedans, Otoakustik emisyon, ABR) - Vestibüler Testler ( Romberg, Fistula testi, Kalorik test) - Laboratuar Testleri - Tam kan sayımı, Kan biyokimyası, Tiroid fonksiyon testleri, Kan lipid profili, Sedimantasyon ve Koagülasyon testleri - Sifiliz, HSV tip1, CMV, Rubella, Toksoplazma, EBV, HZV, Kabakulak için serumdaki antikor seviyeleri - Otoimmün markerlar (ANA,AMA, anti-dna, RF) - Radyolojik İncelemeler (Temporal kemik BT, Serebral ve Posterior fossa MR, Ekokardiyografi, Karotis renkli doppler ultrasonografi) Kalp kapak hastalığıveya atherosklerozu olan hastalarda, trombüsler yoluyla mikroemboliler oluşabileceğinden bu tip riskli hastalarda ekokardiyografi ve karotis renkli doppler ultrasonografi gibi incelemelere gerek duyulabilir Tedavi AİK, SNİK nedenleri içinde sık rastlanılan bir sebep değildir. Tüm SNİK olan hastalar içinde görülme sıklığıyaklaşık olarak % 1 dir. Klinisyenlerin AİK üzerinde bu kadar yoğun olarak durmasının sebebi ise hastalığın SNİK nin nadir geri döndürülebilir sebepleri içinde olmasıdolayısıyladır. 16

27 Bir hastalığın tedavisi neden olan etkene yönelik planlanır. Ancak AİK nın etiolojisi ve fizyopatolojisi net olarak aydınlatılamamıştır. Etioloji için birçok teori ortaya atılmıştır. Bu teorilerin hiçbiri AİK nin fizyopatolojisini tam olarak aydınlatmasa da, her birinin bir kısım hastada kabul edilebilir olduğu ortadadır. Etiolojinin çeşitli olmasıve sıklıkla bulunamaması, bulunsa bile araştırma sürecinin tedaviyi geciktirmesi nedeniyle, birçok klinik AİK nin multipl etiolojilerine yönelik, birçok ajan içeren tedavi kombinasyonları(protokolleri) kullanmaktadırlar. Bu kombinasyonlar içinde sıklıkla steroidler, vazodilatörler, antiviral ajanlar, hiperbarik oksijen, karbojen inhalasyonu, plazmaferez gibi ajanlar ve uygulamalar yer almaktadır. (Bkz-Tablo-4) Tablo 4. Ani İşitme Kaybında Kullanılan Ajanlar - Steroidler - Vazodilatörler (Histamin, Papaverin, Nikotinik asit, Pentoksifilin, Prostoglandin E 1, Nifedipin) - Karbojen inhalasyonu ( %95 O 2, %5 CO 2 ) - Hiperbarik O 2 - Vizkoziteyi düşüren ajanlar ( Dekstran, Heparin, Kumadin, Fibrinojen/LDL aferez tedavisi, Batroksobin, Pirasetam) - Antiviral Ajanlar (Asiklovir, Valasiklovir, Famsiklovir) - Diatrizoate meglumin (Hypaque) - Stellat Ganglion Blokajı - Vitaminler (Vitamin E, Vitamin C, Nikotinik asit) - Otoimmün Tedavi (Azotiopürin ve Siklofosfamid) - Cerrahi tedavi (Perilenf Fistül Onarımı) - Magnezyum, koenzim Q10 AİK nin tedavisinde çok sayıda ajan kullanılmıştır ancak bunların birkaçının tedavide etkili olabileceği gösterilmiştir. Ayrıca AİK nin yüksek spontan geri dönüş oranı, tedavide kullanılacak ajanın ne kadar etkili olduğunu değerlendirmeyi zorlaştıran bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan çalışmaların çoğunun randomize ve çift 17

28 kör olmamasıayrıca kontrol grubunun olmamasıetkin olarak lanse edilen ajanın tedavi sonuçlarının reel olarak değerlendirilmesini kısıtlamaktadır Genel Önlemler AİK tanısıkonan hastalarda yatak istirahati, tuzdan fakir diyet, sigara, alkol ve kafein kullanımının bırakılması, stresten uzak durulması, intraabdominal basıncı arttıracak faktörlerin önlenmesi gerekir. Hasta sessiz bir odada istirahata alınmalıdır. Psikolojisi bozulan hastalarda ise gerekirse psikiyatri konsültasyonu istenmelidir Steroidler İster tek başına, ister diğer ilaçlarla kombine olsun, şu an için AİK tedavisinde en çok kullanılan ajan steroidlerdir. Steroidlerin viral etken, otoimmün olay veya vasküler bir hadise sonucu iç kulakta oluşan inflamasyonu geri döndürerek etki gösterdiği düşünülmektedir. 5 Steroidler AİK tedavisinde üzerinde en çok araştırma yapılan ajan olmuştur. Daha önce de AİK tedavisinde kullanılmasına rağmen asıl etkinliği 1980 yılında Wilson un yaptığıçalışma ile ispatlanmıştır. 6 Randomize, çift kör, plasebo kontrollü olarak yapılan bu çalışmada steroid ile tedavi edilen grupta % 61, plasebo alan grupta ise % 32 işitme gelişmesi sağlanmıştır. Diğer bir sonuç olarak ise, başlangıçta db arasında işitme kaybıolan hastalar, steroidden daha fazla fayda gördüğünden bu bölge steroid efektif bölge olarak isimlendirilmiştir. Ayrıca 90 db ve üstü işitme kaybıolan hastaların steroide yanıtının sınırlıolduğu belirtilmiştir. Bu çalışma halihazırda steroidlerin AİK tedavisindeki etkinliğini gösteren en iyi çift kör, kontrollü, randomize çalışmadır. Her ne kadar steroidlerin AİK tedavisindeki etki mekanizmasıtam olarak bilinmese de, yapılan çalışmalarda koklear fonksiyonlarıetkilediği gösterilmiştir. Son yıllarda yapılan araştırmalarda iç kulakta glukokortikoid ve mineralokortikoid reseptörleri bulunmuştur. 43 Steroidlerin bu reseptörler vasıtasıyla koklea fonksiyonlarını düzenlediği öngörüsü ortaya atılmıştır. Ayrıca steroidlerin kokleaya olan etkilerini sıralayan pek çok yayında steroidlerin; labirentteki inflamasyonu azalttığı, 44 koklear kan 18

29 akımınıarttırdığı, 45 kokleayıiskemiden koruduğu, 46 gürültü kaynaklıişitme kaybından koruduğu 47 ve iç kulakta de novo protein sentezini kontrol ettiği 48 gösterilmiştir. Birçok yazar steroidlerin AİK başlangıcından itibaren ilk 4 hafta içinde etkili olduğunu, hatta ilk 2 hafta içinde en fazla cevap alındığınıbelirtmişlerdir. 3,5 Tedaviye başlama süresi uzadıkça başarıoranıazalmaktadır. AİK tedavisinde Wilson un çalışmasından bu yana sistemik uygulanılan steroidler tedavinin temel taşıhaline gelmiştir. Bu tedaviye cevap oranıdeğişik çalışmalarda % 49 ile % 89 arasında değişmektedir. 2 Buna rağmen % arasında hasta sistemik steroid tedavisinden fayda görmemekte, ek olarak hastaların bir kısmısteroidlerin sistemik yan etkileri nedeniyle ya tedaviyi yarım bırakmakta ya da var olan diğer bir hastalık nedeniyle steroidi kullanamamaktadır. Özellikle peptik ülser, glokom, DM, HT, osteoporoz hastalarıve hamilelikte steroidlerin kullanımıya kontrendikedir ya da kullanımıoldukça kısıtlanmıştır. Steroidlerin iç kulakta etkin olan optimum dozu bilinmemesine rağmen, steroidlerin iç kulaktaki daha yüksek konsantrasyonlarının, işitme kaybının geri döndürülmesinde daha etkin olacağıdüşünülmektedir. Ancak steroidler kan beyin bariyerini zayıf oranda geçtiklerinden, iç kulak sıvılarındaki konsantrasyonunu arttırmak için intravenöz (IV) veya oral yolla daha yüksek steroid dozları gerekmektedir. Özellikle Almanya da AİK tedavisinde 250 mg/gün prednizolon standart tedavi olarak kullanılmaktadır ve bu tedavinin daha yüksek perilenf konsantrasyonu sağladığıgösterilmiştir. 49 Ancak tahmin edilebileceği gibi daha yüksek plazma seviyesi, daha çok sistemik yan etki anlamına gelmektedir. Ayrıca femur başıaseptik nekrozu gibi yan etkilerinin tek doz sonrası gerçekleşebildiği de unutulmamalıdır. Bu amaçla araştırmacılar steroidi lokal olarak verme yoluna gitmişlerdir. IT farmakoterapi ilk olarak Schuknecht tarafından, 1956 da 14 Meniere hastasını aminoglikozid ile tedavi ederken kullanılmıştır. 50 Uzun yıllardır YPM ve OPM nin bazımaddelere karşıgeçirgen olduğunu bilen araştırmacılar, steroidlerin orta kulak kavitesine verilerek bu membranlardan iç kulak sıvılarına ulaştırılmasıiçin IT yolun kullanılabileceğini düşünmüşlerdir. Bu amaçla yapılan hayvan deneylerinde IT yolla uygulanan steroidlerin sistemik yola göre daha yüksek perilenf seviyeleri sağladığıgösterilmiştir. Parnes ın yaptığı çalışmada 19

30 hidrokortizon, metil prednizolon (MP) ve dekzametazon; oral, IV ve IT olarak uygulanmıştır. Sonuç olarak da IT yolla uygulanan MP nin en yüksek perilenf seviyesini, en uzun süre sağladığıbulunmuştur. 51 Bu çalışmada IT enjeksiyon sonrası MP, 24 saat boyunca perilenften izole edilebilirken, IT uygulanan dekzametazon 6 saat boyunca perilenfte bulunabilmiştir. Ayrıca Chandrasekhar ın çalışmasında IT yolla verilen steroidler, IV yola göre daha yüksek perilenf konsantrasyonu sağlamıştır. 5 Tablo 5. Steroidlerin Yan Etkileri Gastrointestinal - Peptik ülser, Pankreatit sistem Kardiyovasküler - Kalp debisi ve damar tonusunda artış, Hipertansiyon sistem Kas-İskelet Sistemi - D Vitamin antagonisti, Kalsiyum emiliminde azalma, Osteoblastik etki azalma, Osteoklastik etki artış, Osteoporoz, Ense, gövde ve yüzde yağ birikimi, Çocuklarda ve adölesanlarda büyümede yavaşlama, Çizgili kaslarda erime, Femur başıaseptik nekrozu Üriner Sistem - Sodyum ve su tutulumu, Potasyum, kalsiyum ve hidrojen atılımı Hemopoetik Sistem - Eritrosit, polimorf nüveli lökosit ve trombosit artışı, Eozinofil, bazofil, monosit ve lenfositte azalma, Tromboza yatkınlık Glukoz - Glukoneogenezde artış, Glukoz uptake azalması, Glikojen Metabolizması üretiminde artış, Hiperglisemi Protein Metabolizması - Karaciğer hariç protein sentezinde inhibisyon, Protein yıkılımında artış, Negatif azot dengesi Yağ Metabolizması - Yağhücresine glukoz girişinde azalma, Lipolizi hızlandırma, İnsülin düzeyinde artışve iştah artışı Genital Sistem Erkekte plazma testosteron seviyesinde düşme, Kadında ovülasyon inhibisyonu ve amenore Cilt - Ciltte atrofi ve strialar, Kıllanma, Yara iyileşmesinde gecikme Santral Sinir - Hafif uyarıcıetki, İştah artışı, Konvülsiyon eşiğinde azalma, Sistemi Depresyon, İntrakranial basınç artışı Göz - Katarakt, Glokom 20

31 Bunlarıizleyen araştırmalarda sistemik steroid tedavisinden fayda görmeyen hastaların ortalama % sinde IT steroid ile değişik derecelerde işitme kazancı sağlanmıştır. Buna binaen yazarlar IT steroidlerin sistemik steroid tedavisinden fayda görmeyen hastalar için bir alternatif olabileceği sonucuna varmışlardır. Fakat IT tedavinin, hiçbir tedavi modalitesine cevap vermeyen hastalarda bile yüksek oranlarda işitme kazancısağlamasısonucu bazıyazarlar, bu uygulamanın ilk basamak tedavi olarak uygulanmasıgerektiğini düşünmüşlerdir. Yapılan sınırlısayıda ilk basamak IT tedavi çalışmasında, sistemik steroid sonuçlarına benzer veya daha iyi sonuçlar elde edilmiştir. 51,52 Steroidlerin IT uygulanmasının 2 teorik avantajıbulunmaktadır. Birincisi, bu yolla uygulandığında steroid direkt olarak iç kulağa açılan membranlardan emilerek yüksek perilenf seviyelerine ulaşılabilir. İkincisi ilaç topikal olarak uygulandığıiçin, sistemik yan etkilerinin ortaya çıkmasıengellenmişolur. Ancak bu tedavi tekniğinde tedavi gruplar genelde küçüktür ve steroid dozu, hangi steroidin kullanılacağı, uygulama şekli, uygulama sıklığıgibi konular yanıtsız kalmıştır Vazodilatörler AİK de vazodilatör tedavi kullanılmasıetiolojinin vazospazm, tromboz veya emboliye bağlı olduğu düşünülerek uygulanmaya başlanmıştır. Burada amaç, vazospazmıortadan kaldırmak ve koklear kan akımınıartırarak hipoksinin yarattığı etkileri geri döndürmektir. Bu amaçla kullanılan ajanlar sıklıkla; histamin, papaverin, nikotinik asit, pentoksifilin, prostoglandin (PG) E1, nifedipin olmaktadır. Ayrıca karbojen ( % 95 O2, % 5 CO2) inhalasyonu serebral vazodilatasyon yoluyla perilenf O2 basıncınıartırarak etki gösterir. Yukarıda sıralanan bu ilaçlar genelde tek başına kullanılmazlar ve sıklıkla diğer ajanlarla kombine edilirler. Karbojen ile ilgili yapılan çalışmalarda, bu ajanın inhalasyonunun mikrovasküler vazokonstüksiyona yol açmadan periferal oksijenasyonu artırdığıgözlenmiştir. Fisch in 1983 te yaptığıçalışmada, karbojen inhalasyonu ile papaverin+ dekstran kombinasyonu 21

Vestibüler Sistem ve Vertigo Prof. Dr. Onur Çelik

Vestibüler Sistem ve Vertigo Prof. Dr. Onur Çelik Vestibüler Sistem ve Vertigo Prof. Dr. Onur Çelik www.onurcelik.com Vestibuler sistem Periferik Otolitik yapılar Utrikulus Sakkulus Semisirküler kanallar Vestibüler ganglion Vestibüler sinir Vestibuler

Detaylı

Periferik Vestibüler Hastalıklar

Periferik Vestibüler Hastalıklar Periferik Vestibüler Hastalıklar Onur Çelik www.onurcelik.com Tıp Fakültesi 5. Sınıf Öğrencileri ve Aile Hekimleri İçin Hazırlanmıştır Vestibüler Sistem Santral Vestibüler nukleuslar Talamus Serebellum

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; KRİYOGLOBÜLİN Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; Kriyoglobülin kanda bulunan anormal proteinlerdir ve 37 derecede kristalleşirler. Birçok hastalık sırasında ortaya çıkabilirler ancak vakaların %90ı Hepatit

Detaylı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik

Detaylı

13/11/2018 Salı UZMANLA KLİNİK- POLKLİNİK VİZİTİ. 14/11/2018 Çarşamba POLKLİNİK VİZİTİ. Hekimin Hukuki Sorumlulukları Av. Sevim Ülkümen Çanak

13/11/2018 Salı UZMANLA KLİNİK- POLKLİNİK VİZİTİ. 14/11/2018 Çarşamba POLKLİNİK VİZİTİ. Hekimin Hukuki Sorumlulukları Av. Sevim Ülkümen Çanak Saat 12/11/2018 08: 30 10: 00 10: 00 10: 50 11: 00 11: 50 13/11/2018 14/11/2018 Hekimin Hukuki Sorumlulukları Av. Sevim Ülkümen Çanak 15/11/2018 Solunum Sistemi ve Kardiyovasküler Sistem Muayenesi Prof.

Detaylı

ANİ İŞİTME KAYBI SALİH BAKIR KBB NOTLARI

ANİ İŞİTME KAYBI SALİH BAKIR KBB NOTLARI ANİ İŞİTME KAYBI 119 ANİ İŞİTME KAYBI TANIM Ani işitme kaybı (AİK) birkaç dakika ile gün arası değisebilen süreler içinde gelişen sensorinöral işitme kaybı olarak tanımlanabilir yada Winson un oldukça

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul Öğrenim hedefleri Mezenterik vasküler olay şüphesi ile gelen hastayı değerlendirmede kullanılan

Detaylı

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bruselloz Brucella cinsi bakteriler tarafından primer olarak otçul

Detaylı

H60 Otitis eksterna H60.0 Dış kulak apseleri H60.1 Dış kulak sellüliti H60.2 Malign otittis eksterna H60.3 Enfektif otitis eksterna, diğer

H60 Otitis eksterna H60.0 Dış kulak apseleri H60.1 Dış kulak sellüliti H60.2 Malign otittis eksterna H60.3 Enfektif otitis eksterna, diğer Dış kulak hastalıkları (H60-H62) Otitis eksterna H60 H60.0 Dış kulak apseleri Aurikula veya dış kulak yolunda vezikül Aurikula veya dış kulak yolunda karbonkül Aurikula veya dış kulak yolunda fronkül H60.1

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 0-05 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 0 Nisan 05 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP A TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP A TEORİK DERS PROGRAMI SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 0-05 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP A TEORİK DERS PROGRAMI Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 7 Kasım 0 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 0-05 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 09 Şubat 05 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

OTOAKUSTİK EMİSYONLAR. Mehmet AKŞİT, Ph.D DUYSEL Odyolojik Tanı Merkezi

OTOAKUSTİK EMİSYONLAR. Mehmet AKŞİT, Ph.D DUYSEL Odyolojik Tanı Merkezi OTOAKUSTİK EMİSYONLAR Mehmet AKŞİT, Ph.D Otoakustik Emisyonlar Thomas Gold (1948) Tüylü hücrelerin aktif elemanlar olabileceğini ve bunları aktivasyonundan emisyonların elde edilebileceğini öne sürdü.

Detaylı

İşitme Fizyolojisi Gürültüye Bağlı İşitme Kaybı Fizyopatolojisi. Dr. Şule DOKUR Halk Sağlığı Uzmanı

İşitme Fizyolojisi Gürültüye Bağlı İşitme Kaybı Fizyopatolojisi. Dr. Şule DOKUR Halk Sağlığı Uzmanı İşitme Fizyolojisi Gürültüye Bağlı İşitme Kaybı Fizyopatolojisi Dr. Şule DOKUR Halk Sağlığı Uzmanı Ses: Ses, dalgalar halinde yayılan bir enerjidir. Sesin oluşması için bir titreşim hareketi gerekli olup,

Detaylı

Periferik Fasiyal Sinir Paralizileri. Doç.Dr. Sarp SARAÇ

Periferik Fasiyal Sinir Paralizileri. Doç.Dr. Sarp SARAÇ Periferik Fasiyal Sinir Paralizileri Doç.Dr. Sarp SARAÇ Anatomi Supranükleer Nükleer İnfranükleer Serebellopontin açı İnternal akustik kanal Labirintin segment Timpanik segment Mastoid segment Ekstrakranial

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 0-05 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 08 Eylül 0 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

10/04/ /04/2019 Pazartesi. Çarşamba

10/04/ /04/2019 Pazartesi. Çarşamba 1 08/04/2019 09/04/2019 10/04/2019 11/04/2019 12/04/2019 08: 30 10: 00 10: 00 10: 50 11: 00 11: 50 12: 00 13: 00 Öğle arası Öğle arası Öğle arası Öğle arası Öğle arası 13: 00 13: 50 İç Staj Tanıtımı Doç.

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

08/02/2019 Pazartesi 06/02/2019. Cuma 08: 30 10: 00 UZMANLA KLİNİK- POLKLİNİK VİZİTİ. Çarşamba UZMANLA KLİNİK- POLKLİNİK VİZİTİ

08/02/2019 Pazartesi 06/02/2019. Cuma 08: 30 10: 00 UZMANLA KLİNİK- POLKLİNİK VİZİTİ. Çarşamba UZMANLA KLİNİK- POLKLİNİK VİZİTİ Saat 04/02/2019 05/02/2019 06/02/2019 07/02/2019 08/02/2019 08: 30 10: 00 10: 00 10: 50 Solunum Sistemi ve Kardiyovasküler Sistem Muayenesi Prof. Dr. Ertan AYDIN 11: 00 11: 50 Hekimin Hukuki Sorumlulukları

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 05-06 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 07 Eylül 05 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

Romatolojik Aciller. Sistemik Lupus Eritemtozus. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. Dr. M. Murat Özgenç

Romatolojik Aciller. Sistemik Lupus Eritemtozus. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. Dr. M. Murat Özgenç Romatolojik Aciller Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. Dr. M. Murat Özgenç Sistemik lupus eritematozus (SLE) vücut boşluklarında poliserozite yol açan deri, renal, hematolojik, nörolojik bulgularla

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI.

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI. SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 08-09 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI. Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 5 Nisan 09 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü Tip 1 diyabete giriş Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü ENTERNASYONAL EKSPER KOMİTE TARAFINDAN HAZIRLANAN DİABETİN YENİ SINIFLAMASI 1 - Tip 1 Diabetes

Detaylı

İşitme Fizyolojisi Gürültüye Bağlı İşitme Fizyopatolojisi

İşitme Fizyolojisi Gürültüye Bağlı İşitme Fizyopatolojisi İşitme Fizyolojisi Gürültüye Bağlı İşitme Fizyopatolojisi 15-16 Eylül 2017 İSTANBUL Dr. Şule DOKUR (MD) Halk Sağlığı Uzmanı Ses: Ses, dalgalar halinde yayılan bir enerjidir. Sesin oluşması için bir titreşim

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D.

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D. Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D. Sunu Planı Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi ve fizyolojisi Etiyoloji Klinik Tanı Tedavi Tanım ve Epidemiyoloji

Detaylı

NEFRİTİK SENDROMLAR. Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013

NEFRİTİK SENDROMLAR. Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013 NEFRİTİK SENDROMLAR Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013 NEFRİTİK SENDROM NEDİR? Akut böbrek yetmezliği bulguları ile gelen bir hastada gross hematüri, varsa tanı nefritik sendromdur. Proteinürü

Detaylı

Ani İşitme Kaybında İntratimpanik Steroid Tedavisi ile Hemodilüsyon ve Vazoaktif Tedavi Kombinasyonunun Karşılaştırılması

Ani İşitme Kaybında İntratimpanik Steroid Tedavisi ile Hemodilüsyon ve Vazoaktif Tedavi Kombinasyonunun Karşılaştırılması J Kartal TR 2011;22(1):20-24 doi: 10.5505/jkartaltr.2011.18199 KLİNİK ÇALIŞMA ORIGINAL ARTICLE Ani İşitme Kaybında İntratimpanik Steroid Tedavisi ile Hemodilüsyon ve Vazoaktif Tedavi Kombinasyonunun Karşılaştırılması

Detaylı

4.SINIF İÇ HASTALIKLARI STAJ PROGRAMI Öğretim Üyeleri: Prof. Dr. Mehmet BAŞTEMİR, Doç. Dr. Selman ÜNVERDİ, Yrd. Doç. Dr.

4.SINIF İÇ HASTALIKLARI STAJ PROGRAMI Öğretim Üyeleri: Prof. Dr. Mehmet BAŞTEMİR, Doç. Dr. Selman ÜNVERDİ, Yrd. Doç. Dr. 4.SINIF İÇ HASTALIKLARI STAJ PROGRAMI Öğretim Üyeleri: Prof. Dr. Mehmet BAŞTEMİR,, GRUP 1 Stajyer Öğrenciler için Haftalık Çalışma Programı* 1. Hafta (16-20 Ekim 2017) Saat 16 Ekim 2017 Pazartesi 17 Ekim

Detaylı

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Kuramsal Ders Diabetes mellitus: Tanı, sınıflama ve klinik bulgular Nilgün Başkal.

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Kuramsal Ders Diabetes mellitus: Tanı, sınıflama ve klinik bulgular Nilgün Başkal. 1. HAFTA Volüm dengesi bozuklukları Böbrek hastalıklarında tanısal yöntemler Diabetes mellitus: Tanı, sınıflama ve klinik bulgular Nilgün Başkal Diabetes mellitus komplikasyonları Sevim Güllü Artritlere

Detaylı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 03.05.2016 OLGU 38 yaşında evli kadın hasta İki haftadır olan bulantı, kusma, kaşıntı, halsizlik, ciltte ve gözlerde

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI.

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI. SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 08-09 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI. Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 03 Eylül 08 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı Tiroidit terimi tiroidde inflamasyon ile karakterize olan farklı hastalıkları kapsamaktadır

Detaylı

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler: LÖKOSİT WBC; White Blood Cell,; Akyuvar Lökositler kanın beyaz hücreleridir ve vücudun savunmasında görev alırlar. Lökositler kemik iliğinde yapılır ve kan yoluyla bütün dokulara ulaşır vücudumuzu mikrop

Detaylı

İlaç ve Vaskülit. Propiltiourasil. PTU sonrası vaskülit. birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir.

İlaç ve Vaskülit. Propiltiourasil. PTU sonrası vaskülit. birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir. PTU sonrası vaskülit İlaç ve Vaskülit Propiltiourasil birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir. Propiltiourasil Daha çok P-ANCA pozitifliği PTU ile tedavi

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ. Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ. Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI Üveit nedir? Üveit atağı nedir? Gözün iris (gözün renkli kısmı), siliyer

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

OTOİMMUN HASTALIKLAR. Prof.Dr.Zeynep SÜMER

OTOİMMUN HASTALIKLAR. Prof.Dr.Zeynep SÜMER OTOİMMUN HASTALIKLAR Prof.Dr.Zeynep SÜMER İmmun tolerans Organizmanın kendinden olan antijeni tanıyarak bunlara karşı reaksiyon vermemesi durumuna İMMUN TOLERANS denir Otoimmunitenin oluşum mekanizmaları

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI.

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI. SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 08-09 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI. Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 0 Şubat 09 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count TAM KAN SAYIMI Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count Tam kan sayımı kanı oluşturan hücrelerin sayılmasıdır, bir çok hastalık için çok değerli bilgiler sunar. Test venöz kandan yapılır. Günümüzde

Detaylı

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ OSTEOARTRİT Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ Eklem kıkırdağından başlayıp, eklemlerde mekanik aşınmaya ve dejenerasyona yol açan kronik bir eklem hastalığıdır. LİTERATÜRDEKİ İSİMLERİ ARTROZ DEJENERATİF ARTRİT Yavaş

Detaylı

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Kuramsal Ders Diabetes mellitus: Tanı, sınıflama ve klinik bulgular Nilgün Başkal

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Kuramsal Ders Diabetes mellitus: Tanı, sınıflama ve klinik bulgular Nilgün Başkal 1. HAFTA Volüm dengesi bozuklukları Böbrek hastalıklarında tanısal yöntemler Diabetes mellitus: Tanı, sınıflama ve klinik bulgular Nilgün Başkal Diabetes mellitus komplikasyonları Sevim Güllü Artritlere

Detaylı

MENİERE HASTALIĞI. Onur Çelik

MENİERE HASTALIĞI. Onur Çelik MENİERE HASTALIĞI Onur Çelik Ataklar halinde ortaya çıkan ve başlıca vertigo, işitme kaybı, çınlama ve kulakta dolgunluk hissi gibi semptomlardan oluşan bir klinik tablodur. Diğer periferik vestibüler

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKTA KORTİKOSTEROİD KULLANIMI. Dr. Gökhan Keser Reçete Günleri 19 Nisan 2012

BİRİNCİ BASAMAKTA KORTİKOSTEROİD KULLANIMI. Dr. Gökhan Keser Reçete Günleri 19 Nisan 2012 BİRİNCİ BASAMAKTA KORTİKOSTEROİD KULLANIMI Dr. Gökhan Keser Reçete Günleri 19 Nisan 2012 KORTİKOSTEROİDLERLE TEDAVİ YARAR ZARAR Kortikosteroid Endikasyonları Yerine koyma tedavisi Hidrokortizon Alerji,

Detaylı

VASKÜLİTİK NÖROPATİ TEDAVİ REHBERİ Hazırlayanlar: Dr. Can Ebru Kurt, Dr. Yeşim Parman, Dr. Ersin Tan

VASKÜLİTİK NÖROPATİ TEDAVİ REHBERİ Hazırlayanlar: Dr. Can Ebru Kurt, Dr. Yeşim Parman, Dr. Ersin Tan VASKÜLİTİK NÖROPATİ TEDAVİ REHBERİ Hazırlayanlar: Dr. Can Ebru Kurt, Dr. Yeşim Parman, Dr. Ersin Tan Kas ve sinirlerdeki damarların çapları 50 ila 300 μm arasında değiştiğinden vaskülitik nöropatiler çoğunlukla

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

İÇ HASTALIKLARI. Dahili Nörolojik semiyoloji ve endokrinolojik hastaya yaklaşım-tiroid muayenesi

İÇ HASTALIKLARI. Dahili Nörolojik semiyoloji ve endokrinolojik hastaya yaklaşım-tiroid muayenesi 1.GÜN 2.GÜN 4.GÜN 5.GÜN 6.GÜN 7.GÜN 8.GÜN Lökomotor sistem semiyolojisi Lökomotor sistem semiyolojisi Üriner sistem semiyolojisi Üriner sistem semiyolojisi Solunum sistemi semiyolojisi Solunum sistemi

Detaylı

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader OLGU 1 İkinci çocuğuna hamile 35 yaşında kadın gebeliğinin 6. haftasında beş yaşındaki kız çocuğunun rubella infeksiyonu geçirdiğini öğreniyor. Küçük

Detaylı

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır. POTASYUM K+; Potasyum yaşam için gerekli önemli bir mineraldir. Hücre içinde bol miktarda bulunur. Hücre içindeki kimyasal ortamın ana elementidrir. Hergün besinlerle alınır ve idrarla atılır. Potasyum

Detaylı

ENDOJEN POSTERİOR ÜVEİTLERDE MEDİKAL TEDAVİ YÖNTEMLERİ DR ŞENGÜL ÖZDEK

ENDOJEN POSTERİOR ÜVEİTLERDE MEDİKAL TEDAVİ YÖNTEMLERİ DR ŞENGÜL ÖZDEK ENDOJEN POSTERİOR ÜVEİTLERDE MEDİKAL TEDAVİ YÖNTEMLERİ DR ŞENGÜL ÖZDEK Uveitler - Prognoz %22 sinde en az bir gözde kanuni körlükle sonuçlanmakta Morbidite İMMÜN MEKANİZMA Ön Üveit: MHC class I/CD8+ sitotoksik

Detaylı

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM NEDİR? Nefrotik sendrom ; proteinüri (günde 3.5gr/gün/1.73 m2), hipoalbüminemi (

Detaylı

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir AMAÇ Radyolojik olarak algoritm Tanı ve bulgular Tedavi sonrası takip İnvazif Asperjilloz Akciğer

Detaylı

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD GT, 62 y, kadın Nüks tiroid papiller CA Kitle eksizyonu (özefagus ve trake den sıyırılarak) + Sağ fonksiyonel; sol radikal

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET

KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLULARI DIABETES MELLITUS Diabetes mellitus, direkt olarak insülin direnci, yetersiz insülin salımı veya aşırı glukagon salımı

Detaylı

GÖZ ACİLLERİ. II-Çift görme. III-Travma. IV-Ani görme kaybı. I-Kırmızı göz. A.Sebepleri. 1. Bakteriyel konjonktivit. 2. Alerjik konjonktivit

GÖZ ACİLLERİ. II-Çift görme. III-Travma. IV-Ani görme kaybı. I-Kırmızı göz. A.Sebepleri. 1. Bakteriyel konjonktivit. 2. Alerjik konjonktivit GÖZ ACİLLERİ I-Kırmızı göz II-Çift görme III-Travma IV-Ani görme kaybı I-Kırmızı göz A.Sebepleri 1. Bakteriyel konjonktivit 2. Alerjik konjonktivit 3. Keratit 4. Episklerit ve sklerit 5. Üveit 6. Subkonjunktival

Detaylı

Değerlendirme. Seksüel Anamnez Detaylı bir medikal ve psikolojik anamnez Partnerle görüşme Medikal anamnez Seksüel anamnez

Değerlendirme. Seksüel Anamnez Detaylı bir medikal ve psikolojik anamnez Partnerle görüşme Medikal anamnez Seksüel anamnez Dr. MANSUR DAĞGÜLLİ Epidemiyoloji Memnun edici seksüel performansa izin verecek yeterli ereksiyonu sağlamak ve devam ettirmedeki kalıcı yetersizlik Hem etkilenen kişiler hem de onların partner ve ailelerinin

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALARINA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR? A) ANAMNEZ (ÖYKÜ,

Detaylı

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur. NÖR 23 NÖROLOJİ Dr. Ali Kemal ERDEMOĞLU /1 Dr. Ersel DAĞ /2 Dr. Yakup TÜRKEL /3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS NOR 7001 MAKALE SAATİ Nöroloji alanında yabancı dergilerde güncel gelişmelere yönelik yayınlanan

Detaylı

24 Ekim 2014/Antalya 1

24 Ekim 2014/Antalya 1 Kronik Böbrek Hastalığının Kontrolü ve Yönetimi Doç. Dr. Öznur USTA YEŞİLBALKAN Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi İç Hastalıkları Hemşireliği o.u.yesilbalkan@ege.edu.tr 24 Ekim 2014/Antalya 1 SUNUM

Detaylı

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon Dr.Canan Aykut Bingöl Yeditepe Üniversite Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Kardiak Arrest 200 000-375 000 kardiak arrest/yıl (ABD) %20 spontan dolaşım sağlanıyor

Detaylı

Ses Kısıklığı Nedenleri:

Ses Kısıklığı Nedenleri: Sesin oluşumunda temel olarak üç sistem rol oynamaktadır. Bu sistemlerden birincisi jeneratör sistemdir. Jeneratör sistem basınçlı hava çıkışını sağlayan akciğerler tarafından oluşturulur. İkincisi vibratuar

Detaylı

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU... EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU İÇİNDEKİLER Önsöz...iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xv Şekiller

Detaylı

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD Kronik enflamatuar hastalıklar, konak doku ve immun hücreleri arasındaki karmaşık etkileşimlerinden

Detaylı

Nebile ÖZDEMİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi

Nebile ÖZDEMİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi Nebile ÖZDEMİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi TÜRKİYEDE BÖBREK NAKLİ 1975 yılında canlı 1978 yılında kadavra E.Ü.T.F Hastanesi Organ Nakli Uygulama ve Araştırma Merkezi 1988

Detaylı

Nonimmun Hidrops Fetalis Tanı ve Yaklaşım. Prof. Dr. Acar Koç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı

Nonimmun Hidrops Fetalis Tanı ve Yaklaşım. Prof. Dr. Acar Koç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Nonimmun Hidrops Fetalis Tanı ve Yaklaşım Prof. Dr. Acar Koç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Sıklık: 1 / 2500 4000 NIHF Tanı Kriterleri: Ascit Plevral efüzyon

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Uzman Dr. Mehtap Ezel Çelakıl DR.MEHTAP EZEL ÇELAKIL 4YAŞ ERKEK HASTA Şikayeti:

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

APHAB Memnuniyet Anketi Kullanılarak İşitme Cihazı Memnuniyeti ve Performansının Değerlendirilmesi. Eyüp KARA¹, Ahmet ATA޹, Zahra POLAT².

APHAB Memnuniyet Anketi Kullanılarak İşitme Cihazı Memnuniyeti ve Performansının Değerlendirilmesi. Eyüp KARA¹, Ahmet ATA޹, Zahra POLAT². APHAB Memnuniyet Anketi Kullanılarak İşitme Cihazı Memnuniyeti ve Performansının Değerlendirilmesi Eyüp KARA¹, Ahmet ATA޹, Zahra POLAT² 1 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi KBB ABD, 2 İstanbul

Detaylı

Ölümcül Santral Sinir Sistemi Hastalıkları I epidural, subdural, intraparankimal kanamalar

Ölümcül Santral Sinir Sistemi Hastalıkları I epidural, subdural, intraparankimal kanamalar Ölümcül Santral Sinir Sistemi Hastalıkları I epidural, subdural, intraparankimal kanamalar Uzm. Dr. Yusuf Ali Altuncı Ege Ünv. Acil Tıp Anabilim Dalı Olgu 1 25 yaşında inşaat işçisi Yüksekten düşme E2M3V2

Detaylı

Ateş Nedeniyle Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğine Yatırılarak Takip ve Tedavi Edilen Hastaların Değerlendirilmesi

Ateş Nedeniyle Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğine Yatırılarak Takip ve Tedavi Edilen Hastaların Değerlendirilmesi Ateş Nedeniyle Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğine Yatırılarak Takip ve Tedavi Edilen Hastaların Değerlendirilmesi Dr. Işıl Deniz Alıravcı Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesi 02.04.2015 GİRİŞ Ateş

Detaylı

Kalp Kapak Hastalıkları

Kalp Kapak Hastalıkları BR.HLİ.085 içerisinde kanın bulunduğu dört odacık vardır. Bunlardan ikisi sağ, ikisi ise sol kalp yarımında bulunur. Kalbe gelen kan önce sağ atriuma gelir ve kalbin sağ kulakcığı ve sağ karıncığı arasında

Detaylı

İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN

İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN 08.15-09.00 Genel muayene semiyolojisi N.YILMAZ SELÇUK 09.15-10.00 Genel muayene semiyolojisi N.YILMAZ SELÇUK 10.15-11.00 Kardiyovasküler sistem semiyolojisi M.YEKSAN 11.15-12.00

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

KPR SIRASINDA TROMBOLİTİK TEDAVİ. Dr ERTAN SÖNMEZ ACİL TIP A.B.D

KPR SIRASINDA TROMBOLİTİK TEDAVİ. Dr ERTAN SÖNMEZ ACİL TIP A.B.D KPR SIRASINDA TROMBOLİTİK TEDAVİ Dr ERTAN SÖNMEZ ACİL TIP A.B.D KPR de trombolitik neden düşünülmüş? 1- Kardiyak arrestlerin %50-70 i PE veya AMI ya bağlı 2- Dolaşımın durmasına bağlı intravasküler mikrotrombüslerin

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

Referans: e-tus İpucu Serisi K.Stajlar Ders Notları Sayfa:353

Referans: e-tus İpucu Serisi K.Stajlar Ders Notları Sayfa:353 23. Aşağıdakilerden hangisi akne patogenezinde rol oynayan faktörlerden biri değildir? A) İnflamasyon B) Foliküler hiperproliferasyon C) Bakteriyal proliferasyon D) Aşırı sebum üretimi E) Retinoik asit

Detaylı

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku

Detaylı

Beyin Kan Akımı B.O.S. ve Beyin Metabolizması. Dr Şebnem Gülen sebnem@baskent.edu.tr

Beyin Kan Akımı B.O.S. ve Beyin Metabolizması. Dr Şebnem Gülen sebnem@baskent.edu.tr Beyin Kan Akımı B.O.S. ve Beyin Metabolizması Dr Şebnem Gülen sebnem@baskent.edu.tr Beyin kan akımı Kalp debisinin %15 i 750-900 ml/dk Akımı regüle eden ve etkileyen üç temel faktör; Hipoksi Hiperkapni

Detaylı

Temel İşitme Muayenesi. Dr. Şule DOKUR Halk Sağlığı Uzmanı

Temel İşitme Muayenesi. Dr. Şule DOKUR Halk Sağlığı Uzmanı Temel İşitme Muayenesi Dr. Şule DOKUR Halk Sağlığı Uzmanı İşitme Muayenesi İnsan sesi Diyapozon Odyometri kullanılarak yapılır. İnsan sesi ile muayene: Normal insan 6-7 m den fısıltı sesini duyar Fısıltı

Detaylı

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14 HEREDİTER SFEROSİTOZ İNT.DR.DİDAR ŞENOCAK Giriş Herediter sferositoz (HS), hücre zarı proteinlerinin kalıtsal hasarı nedeniyle, eritrositlerin morfolojik olarak bikonkav ve santral solukluğu olan disk

Detaylı

Vaskülitler R.TUNÇ Vaskülitler R.TUNÇ Uygulama-Vizit Uygulama-Vizit

Vaskülitler R.TUNÇ Vaskülitler R.TUNÇ Uygulama-Vizit Uygulama-Vizit İÇ HASTALIKLARI 1.GÜN 08.15-09.00 Genel sistem semiyolojisi N.Y. SELÇUK 09.15-10.00 Genel sistem semiyolojisi N.Y. SELÇUK 10.15-11.00 Kardiyovasküler sistem semiyolojisi K. TÜRKMEN 11.15-12.00 Kardiyovasküler

Detaylı

Arı sütünün besinsel içeriği aşağıdaki tabloda yer almaktadır

Arı sütünün besinsel içeriği aşağıdaki tabloda yer almaktadır Arı Sütü Arı sütü koyu kıvamda jelatinöz vasıfta olup beyaz-sarı renktedir. Arı sütü için uluslararası üretim standartları bulunmayıp Brezilya, Bulgaristan, Japonya ve İsviçre de uygulanan ulusal standartlar

Detaylı

her hakki saklidir onderyaman.com

her hakki saklidir onderyaman.com Orşit Orşit, testis içinde ağırlıklı lökositik eksuda ve dışında seminifer tübüllerde tübüler skleroza neden olan testisin inflamatuar lezyonudur. İnflamasyon ağrı ve şişliğe neden olur. Seminifer tübüllerdeki

Detaylı

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. Aslı KANTAR Akut rejeksiyon (AR), greft disfonksiyonu gelişmesinde major

Detaylı

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3 24 P. I. AĞRAS ve Ark. GİRİŞ Ürtikeryal vaskülit histolojik olarak vaskülit bulgularını gösteren, klinikte persistan ürtikeryal döküntülerle karakterize olan bir klinikopatolojik durumdur (1). Klinikte

Detaylı

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ İNFLAMASYON VE ONARIM İNFLAMASYON Yaralanmaya karşı dokunun vaskülarizasyonu yolu ile oluşturulan bir seri reaksiyondur. İltihabi reaksiyon.? İnflamatuar

Detaylı

Sunum Planı. Hayatı Tehdit Eden. Enfeksiyon. Kimler Risk Altında? Nasıl Sınıflanıyor MSS Enfeksiyonları

Sunum Planı. Hayatı Tehdit Eden. Enfeksiyon. Kimler Risk Altında? Nasıl Sınıflanıyor MSS Enfeksiyonları Sunum Planı Hayatı Tehdit Eden Enfeksiyonlar Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp Anabilim Dalı MSS Enfeksiyonları Ensefalit Erken dönemde oldukça benign bir görüntü Yoğun yumuşak doku nekrozu Sistemik toksisite Yüksek

Detaylı

Serap BALAS. Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Serap BALAS. Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Serap BALAS Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kemoterapi, hematoloji ve onkolojide bir tedavi seçeneğidir. Kanser tedavisinde hastalığın sürecini yavaşlatmak, geriletmek

Detaylı

Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu

Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu Türk Pediatrik Hematoloji Derneği Hemofili/Hemostaz/Tromboz Alt Çalışma grubu tarafından 25 Eylül 2010 tarihinde düzenlenen

Detaylı