Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı"

Transkript

1 Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı Muharrem Özen - Önder Tozman ** Özet: Ceza hukuku uygulamasında kamu görevlisi çok önemli bir kavramdır. Çünkü Ceza Kanununda bazı suçların oluşabilmesi için failin ya da mağdurun kamu görevlisi olması aranmaktadır. Bazı suçlar bakımından ise kamu görevlisi ağırlaştırıcı bir unsur olarak öngörülmüştür. 1 Haziran de yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 6/1-c maddesinde kamu görevlisi tanımlanmıştır. Bu tanımda kamu görevlisi kamusal faaliyetin yürütülmesine katılan kişi olarak belirtilmektedir. Türk Ceza Kanununun kullandığı kamusal faaliyet terimi yerleşmiş bir kavram değildir. Soruna çözüm bulabilmek için öncelikle 765 sayılı Kanun dönemindeki içtihatların hâlâ geçerli olduğunu yani kamu görevi görenlerin kamu görevlisi olduğunu kabul etmek gerekir. Bunun yanında, kanun koyucunun bu hükmü getirmekteki amacı göz önünde tutularak kamu hizmetini görenlerden sadece sınırlı bir kısmını da kamu görevlisi saymakla, kavramın çok geniş anlaşılmasının ve böylece hukuk devleti bakımından sakınca doğurmasının önüne geçebilir. Anahtar Sözcükler: Memur, kamu görevlisi, kamu hizmeti, kamu görevi, kamusal faaliyet. The Civil Servant Concept in Turkish Criminal Law Abstract: Public Servant is a vital concept in the practice of Criminal Law, since under Turkish Penal Code, some actions are considered crime only if the perpetrator/victim is a civil servant Turkish. Moreover, with respect to some crimes, the perpetrator/victim s civil servant status is seen as an aggravating factor. Article 6/1-c of Turkish Penal Code No. 5237, which was put into effect on 1 June 2005, defines the term public servant as a person who holds a government position by election or appointment and who participates in public activities and actions. The term public activity, being used by the Turkish Penal Code is in fact not an embedded concept. Therefore, the problem of determining who is and who is not a public servant still persists in the practice of penal codes. In order to eliminate this problem, firstly, case laws reported when Law No. 765 was in force should be taken as basis. In others words, people conducting civil services should be considered public servants. Besides, in view of the lawmaker s purpose in enforcing the said provision, regarding only a small part of those conducting public services as civil servant might prevent inclusive understanding of the civil servant concept, thus avoiding drawbacks in respect of constitutional state. Key Words: Government official, civil servant, public service, public duty, public activity. Doç. Dr., Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi. ** Dr., Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi. Amme İdaresi Dergisi, Cilt 42 Sayı 4 Aralık 2009, s

2 26 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 42 Sayı 4 GİRİŞ Ceza hukuku uygulamasında, kamu görevlisi, fail veya mağdur olarak, bazen bir suçu diğer suçtan ayıran ön koşul ya da kurucu unsur, bazen de ağırlaştırıcı neden olduğundan, çok önemli bir kavramdır. Gerçekten, bazı suçları sadece kamu görevlisi işleyebilir, yani faili sadece kamu görevlisi olabilir; bazı suçlar ise sadece kamu görevlisine karşı işlenebilir, yani bu suçların mağduru kamu görevlisinden başkası olamaz. Kamu görevlisi sıfatı ayrıca suçta cezayı ağırlaştırıcı neden olabilir. Buna göre, ceza kanununda öngörülen ve herkes tarafından işlenebilen bazı suçları kamu görevlisi işlediğinde cezası ağırlaştırılır. Kamu görevlisinin suçun mağduru olduğu bazı suçlarda ise, faile, suçun kamu görevlisi olmayan herhangi bir kişiye karşı işlenmesi halinde verilecek cezadan daha fazla ceza verilir. Bu bakımdan ceza uygulamasında kamu görevlisinin kim olduğunun belirlenmesi son derece önem kazanmaktadır. Kamu görevlisi 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun (TCK) genel hükümleri içeren Birinci Kitabında Tanımlar başlıklı 6. maddesinin 1/c bendinde tanımlanmıştır. Buna göre, Ceza kanunlarının uygulanmasında kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi anlaşılır sayılı TCK dan önce yürürlükte olan 765 sayılı mülga TCK da ise memur terimi kullanılmaktaydı ve bu kavram kanunun genel hükümler kitabında değil özel hükümler kitabında tanımlanmaya çalışılmıştı. Bu kanunun yürürlükte olduğu dönemde ceza uygulamasında memur kavramından ne anlaşılması gerektiği konusunda doktrinde değişik görüşler ileri sürüldüğü gibi, uygulamada da Yargıtay ve Danıştay her somut olayda dava konusu kişinin memur olup olmadığını belirlemeye çalışmaktaydı. Ayrıca birçok özel kanun da TCK nın memur tanımına girmeyen kendi personeli hakkında memur sayılır ya da memur gibi cezalandırılır gibi hükümler getirmekteydi sayılı TCK bu karışıklığın giderilmesini sağlamak iddiasıyla memur kavramı yerine kamu görevlisi kavramını tercih etmiştir. Biz bu çalışmamızda yeni TCK nın getirdiği bu kavramı incelemek istiyoruz. Bu kavram acaba gerçekten de mülga TCK dönemindeki tartışmaları bitirecek midir? Kamu görevlisi kavramından ne anlaşılmalıdır? Özellikle, 5237 sayılı kanunun ilgili maddesinin gerekçesinde memur kavramından daha geniş olduğu belirtilen bu kavramın sınırlarını nasıl çizmek gerekir? Sorunun özgürlükler ve demokratik hukuk devleti bakımından önemi olduğunu da vurgulamak gerekir. Zira kavramın dar ya da geniş anlaşılmasına göre özgürlüğü kısıtlanan ya da cezası ağırlaştırılan kişilerin sayısı da artacak ya da azalacaktır. Bu nedenle konuyu geniş anlamda ele almayı ve anayasal boyutunu da incelemeyi tercih ettik. Bu bakımdan Türk anayasalarında memurun nasıl ele alındığını kısaca inceleyecek ve ceza uygulamasında kamu görevlisi kavramıyla ilişkisini ortaya koymaya çalışacağız. Diğer yandan konunun idare hukukuyla da yakın ilişkisi olduğunu belirtmek gerekir. Esasen 765

3 Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı 27 sayılı TCK döneminde memuru açıklamak için idare hukukunun tanım ve kavramlarına sıklıkla başvurulmuştur. Bu bakımdan idare hukukundaki memur anlayışına da kısaca değinmek istiyoruz. Ayrıca 5237 sayılı TCK nın kamu görevlisi kavramının sınırlarını çizebilmek için mülga 765 sayılı TCK nın memur kavramının nasıl anlaşıldığını da ortaya koymak gerekir. Zira yeni TCK her ne kadar yeni bir kavram getirdiyse de bu kavramın memur kavramından tamamen farklı olduğu ve dolayısıyla da o dönemdeki anlayışın tamamen ortadan kalktığı söylenemez. Belirttiğimiz bu sıralama çerçevesinde konunun sınırlarını çizmeye çalıştıktan sonra kamu görevlisi sıfatının ceza uygulaması bakımından ne anlam ifade ettiğini ve daha sonra da 5237 sayılı TCK nın kamu görevlisi kavramının nasıl anlaşılması gerektiğini ortaya koymaya çalışacağız. Ayrıca 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren Yargıtay ın bu konuda vermiş olduğu bazı kararlara da işaret edilecektir. Son olarak kamu görevlisi sıfatının ceza kovuşturması bakımından ne anlam ifade ettiği konusu da kısaca incelenecektir. TÜRK ANAYASALARINDA MEMUR Kanunu Esasîye Göre Memur 1876 tarihli Kanunu Esasî de memur tanımı yapılmamıştır. 1 Osmanlı döneminde kanunları yorumlama yetkisi bulunan Danıştay ın tarihli kararında memur niteliğinin saptanmasında belirleyici öğenin görevlinin görevlendiriliş biçimi değil, gördüğü kamusal görev olduğu belirtilmiştir (Selçuk, 1997: 88) Anayasasına Göre Memur 1924 Anayasasında memurlara ilişkin ayrıntılı bir hüküm bulunmamaktadır Anayasası memur konusunu 92, 93, 94. maddelerinde düzenlemiştir. Anayasa, 92. maddesinde siyasi hakları olan her Türkün, yeterliğine ve hak edişine göre, devlet memuru olabilme hakkına sahip olduğunu açıkladıktan sonra, 93. maddesinde de memurların özlük haklarının kanunla düzenleneceğini belirtmiştir Anayasası memur tanımı yapmamış, sadece özlük hakları ile ilgili her türlü düzenlemenin yapılmasını kanun koyucuya bırakmıştır. Ancak Anayasanın öngörmüş olduğu geniş çaplı ve genel nitelikli bir kanun, 1924 Anayasası döneminde çıkarılamamıştır Anayasasına Göre Memur 1961 Anayasasının memurlarla ilgili düzenlemeleri içeren 117, 118 ve 119. maddelerine baktığımızda, 1924 Anayasasına göre daha geniş düzenlemeler getirildiğini ve memurların teminat altına alındığını görmekteyiz maddenin 1. fıkrası Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre 1 Kanun-u Esasi metni için bkz. Gözübüyük-Kili, 1985: 4 vd. 2 Bkz. Gözübüyük-Kili,1985: 129.

4 28 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 42 Sayı 4 yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar eliyle görüleceği ni belirtmiştir. Anılan maddenin 2. fıkrası ise 1924 Anayasasında olduğu gibi, memurların özlük haklarının kanunla düzenleneceğini açıklamıştır. Görüldüğü üzere, 1961 Anayasasında da memur kavramının açık bir tanımı yapılmamıştır. Aslında burada memurun değil, hizmetin tanımı yapılmıştır (Şekercioğlu,1974: 11). Ancak bazı yazarlar 117. maddenin genel bir memur tanımlaması yapmış olduğu kanaatindedir (Güran, 1984: 199, Güran, 1989: 42) Anayasasına Göre Memur 1982 Anayasasının 128. maddesi de ana hatlarıyla 1961 Anayasasının 117. maddesi ile aynı içeriğe sahiptir. Anayasanın bu hükmünün 1. fıkrasında Devletin kamu iktisadi teşebbüslerini ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği belirtilmektedir. Fıkradan anlaşılacağı üzere 1982 Anayasası da memur tanımından kaçınmıştır. Nitekim 128. maddenin gerekçesinde dolaylı bir biçimde de olsa memuru tanımlama yoluna girmekten kaçınıldığı belirtilmekte ve böyle bir tanımın unsurlarına Anayasada yer vermenin imkansızlığına işaret edilmektedir. Doktrinde bunun iki nedeni olduğuna vurgu yapılmaktadır: İlk olarak, çoğunlukla anayasaların genel ilkeleri belirten, ayrıntıya girmeyen ve bu işi kanunlara bırakan bir yol izlemesidir. İkinci neden ise, memur kavramının, değişen kamu hizmetleri kavramına bağlı olarak zaman içinde değişiklikler göstermesidir. Böylece, memur ve kamu görevlisi tanımlamaları, çalıştırılma biçimleri ve buna göre kendi içlerindeki ayrımları, anayasa dışındaki hukuksal metinlere ve ilke olarak kanun koyucunun iradesine ve takdirine bırakılmıştır (Giritli vd., 2001: 407; Duran, 1984: 201; Gözler, 2003: 577). Aksi görüşte olan idare hukukçularına göre ise Anayasa nın 117. maddesinde memurun tanımı yapılmıştır. Örneğin Güran a göre, Anayasa koyucu memurları, yasama organını da yanına alarak hareket eden hükümetlere karşı korumak, hukuki güvencelere kavuşturmak, böylece idare cihazının belkemiğini oluşturan düzenli, güçlü, yetenekli, tarafsız bir kamu görevlisi çekirdeğinin doğmasını, gelişmesini ve ayakta kalmasını sağlamak istemiştir (Güran, 1980: 185. Aynı yönde: Güran, 1984: 199; Tan, 1992: 61; Aslan, 2007: 47) Anayasasının 1961 Anayasasından farklı olarak getirdiği diğer bir husus da, söz konusu kamu hizmetlerinin memurlar yanında diğer kamu görevlile- 3 Aslan a göre 1961 Anayasası nda ilk defa memur statü hukuku kimliğine kavuşturulmuştur. Bundan önceki Anayasalarda daha çok liberal bir anlayış hakimdir Anayasasından sonra statü hukukunun çekirdeği sayılabilecek düzenlemeler yapılmışsa da ilk olarak1961 Anayasasıyla statü hukukuna dayalı kamu personel rejimi kabul edilmiştir. Statü hukukuna dayalı personel rejiminin en önemli anayasal ilkeleri ise kamu hizmetine girme serbestliği ve memurların maaş karşılığı istihdamıdır. Bkz. Aslan, 2006: 321 vd., 361 vd

5 Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı 29 rince de yürütüleceği hükmünün yer almasıdır. 4 Bu düzenleme konusunda idare hukukçuları arasında değişik görüşler ortaya çıkmıştır. Duran a göre, Anayasa, kamu hizmeti görevlilerinin tümünü, yani memur ve diğer kamu görevlilerini tek bir personel kategorisi içinde kaynaştırıp aynı genel kurala tabi kılmış, memurlarla diğer personel arasında ayrıma gerek kalmamıştır (1986: 18; 1984: 205. Aynı yönde: Akıllıoğlu, 1988: 171). Kanlıgöz e göre ise 1961 Anayasasının 117. maddesinin lafzına göre hareket edildiğinde memur kavramına dahil edilmesi gereken, ama aslında kanunlarla ondan farklı statülerde düzenlenmiş olan hakim ve savcılar, üniversite akademik personeli gibi kamu görevlileri, 128. maddede, diğer kamu görevlileri adı altında ayrılmakla onların statüsünün kanun koyucu tarafından memurlardan farklı olarak düzenlenebilmesi, uygulamanın ihtiyaçlarına da uygun bir biçimde meşrulaştırılmıştır. Böylece Anayasa memurlar ile memur sayılmayan diğer kamu görevlilerini birbirinden ayırarak memur kavramını gerçek anlamına özgülemiş olmaktadır (1993: 189). Kanlıgöz görüşüne destek olarak, Anayasa Mahkemesinin 1961 Anayasası döneminde verdiği bir kararı da örnek olarak göstermektedir. 5 Gülmez ise, diğer kamu görevlilerinin de memurlar gibi maddede anılan üç kuruluşun genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri yerine getirmek üzere istihdam edilebileceğini ve iki personel türü arasında bu düzey ya da bu çerçevede bir ayrım yapılmasının Anayasanın anlatımı karşısında olanaksız olduğunu belirtmektedir. Yazara göre ayrım, ancak nitelik, atanma, görev ve yetki, hak ve yükümlülükler, aylık ve ödenekler ile diğer özlük işleri konusunda kanunla yapılacak düzenleme çerçevesinde öngörülebilir. Ülkemizde bu açıdan hakim ve savcılar, üniversite personeli ile Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin statüleri farklı farklı düzenlenmiştir. Bu farklı düzenlemelere sahip personeller diğer kamu görevlileri kapsamına girer (1988: 26, 27. Aynı yönde: Pınar, 2000: ; Atay, 2006: 671; Aslan, 2007: 52). Gözler e göre, memurlar ve diğer kamu görevlilerini birbirinden ayırmak gerekir. Çünkü memurlar kanuni ve nizami diğer kamu görevlileri (sözleşmeli personel ve geçici personel) ise akdi bir statüye tabidir (2003: 576). Görüldüğü üzere doktrinde Anayasanın 128. maddesi karşısında değişik görüşler ve eleştiriler ileri sürülmektedir. Söz konusu eleştirilerin önemli bir kısmı Anayasanın kullandığı kavram ve deyimlerin sistematik olmaması ve anlamlarının Anayasa koyucu tarafından açıklanmış olmamasından kaynaklanmaktadır 4 Kavramın tarihsel olarak ortaya çıkışı ve kavram hakkındaki üç farklı anlayış konusunda bkz. Aslan, 2007: 50 vd. 5 AMK, tarih ve E. 1968/44, K. 1969/768, RG , Anayasa Mahkemesi 1961 Anayasası döneminde verdiği bu kararında hakimleri kamu görevlisi saymakla birlikte, memur olarak kabul etmemiştir.

6 30 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 42 Sayı 4 (Kanlıgöz, 1993: 176). Kanaatimizce de Anayasanın 128. maddesinde geçen diğer kamu görevlileri kavramından sözleşmeli personel ve geçici personel i anlamak gerekir. Devlet Memurları Kanununda (DMK) memurlar dışında sözleşmeli personel ve geçici personel sayılmaktadır. İşte bu iki grup Anayasa da belirtilen diğer kamu görevlileri kategorisine girmektedir. 6 Anayasa Mahkemesi de çeşitli kararlarında diğer kamu görevlilerinden ne anladığını belirtmiştir. Yüksek Mahkeme, Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun bazı maddelerinin iptali ile ilgili kararında, Anayasanın 128. maddesinde geçen diğer kamu görevlileri nin, memurlar ve işçiler dışında kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerde yönetime kamu hukuku ilişkisi ile bağlı olarak çalışanlar olduğu sonucuna varmıştır. Yüksek Mahkeme ayrıca, bu ilişkinin doğal sonucunun, bunlar hakkında özel kurallar bulunması ve bu nedenle de bütçeden ödeme yapılması olduğuna vurgu yapmıştır. 7 Anayasa Mahkemesi; kamu iktisadi teşebbüsleri personel rejimini düzenleyen 308 sayılı KHK nın iptaliyle ilgili olan davada da diğer kamu görevlileri nin; genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri yürüten ve atamaya tabi personel olarak anlaşılması gerektiği sonucuna varmıştır. 8 İDARE HUKUKUNDA MEMUR İdare hukukunda memur tanımının, çok karmaşık olduğu, tek anlamda kullanılmadığı ve hiçbir ülkede devlet memurlarının benzer bir yapı sergilemediği sık sık söylenegelmiştir. 9 Buna göre, çeşitli ülkelerin kanun koyucuları kendi ülkelerindeki siyasi, sosyal ve teknik gerekleri göz önünde tutarak memuru tanımlamakta ve bu suretle ortaya birbirine benzemeyen bir takım tanımlar çıkmaktadır. Hatta bir ülkenin çeşitli kanunlarında memur ayrı ayrı tanımlanmakta ve bu kanunun uygulamasında şunlar şunlar memur sayılır gibi tabirlere rastlanmaktadır. Bu nedenle memurun her zaman ve her mekanda, hatta her olayda uygulanabilecek tam ve kesin bir tanımını bulmak güçleşmektedir (Onar, II, 1966: 1074; Erdoğdu, 1972: 8; Keyman, 1962: 183; Yarsuvat, 1964, 680; Selçuk, 1997: 88; Giritli vd., 2001: 405). Bununla birlikte bütün ülkelerce kabul edilen esas iki unsur ise kamu görevi yapmak ve daimi bir surette idare kadroları ve hiyerarşisi içinde bulunmaktır (Onar, II, 1966: 1075; Giritli vd., 2001: 406; Şekercioğlu, 1974: 11; Pınar, 1987: 6). 6 Bkz. Gözler, 2003: 580 vd. Danıştay 8. Dairesi ise diğer kamu görevlileri tabirinden kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında çalışan personelin anlaşılması gerektiğine karar vermiştir tarih ve E. 1992/1385, K. 1993/730 sayılı bu karar için bkz. Gözler, 2003: 580, dn AMK, tarih ve E. 1987/16, K. 1988/8 sayılı kararı; RG AMK, tarih ve E. 1988/5, K. 1988/55 sayılı kararı; RG ; Anayasa Mahkemesinin diğer kamu görevlileri ile ilgili verdiği diğer kararlar ve eleştirisi için bkz. Kanlıgöz, 1993: Bkz. Onar, II, 1966: 1074; Keyman, 1962: 183; Erdoğdu, 1972: 8; Başköy, 1993: 215.

7 Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı 31 Türkiye de de bugüne kadar memur ve memurluk üstüne çok konuşulmuş ve çok şey yazılmıştır. Devlet yönetimini güçlü ellere verme çabası zaman zaman memur ve memurluk kavramlarını yeniden tanımlama arzusu şeklinde kendisini göstermiştir. Bu arzunun Osmanlı İmparatorluğu nun son döneminden başladığı, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra da devam ettiği ifade edilmektedir (Erdoğdu, 1972: 7). Böylece bizim kanunlarımızda da memurun kim olduğu veya kimin memur olduğu açık bir şekilde yer almamıştır 10 Kuramsal açıdan idare hukukuna göre memur, kavramın genel ve ortak öğeleri gözetilerek, kendisine bir kamu hizmeti verilen, yönetimin sürekli, yerleşip oturmuş, olağan kamu hizmetleri kadrosu içine girmiş ve bu kadronun dereceleri içinde kaynaşmış kimsedir (Onar, II, 1966: ; Gözübüyük - Akıllıoğlu, 1992: 145; Şekercioğlu, 1974: 11). Memur, kamu hizmetleri kadrosuna daimi olarak girmiş, onunla birleşmiş ve onun içinde kaynaşmış kimsedir. Bu sebeple kadro ve memur hizmetin unsurlarıdır, yani mütemmim cüzleridir ve ondan hiçbir surette ayrılamazlar. Kamu i- dare örgütü, kadro ve memur bir bütün teşkil eder ve aynı kurallara tabidirler. Bu nedenle memurun kadrodaki görev ve işinden başka iş aleminde bir uğraşı yoktur. Memur kendisini daimi bir surette kamu hizmetine adamış ve hizmetin kadrosu, hiyerarşisi içinde kaynayarak kaybolmuş, yani iş hayatında, hukuki bakımdan ferdiyetini kaybetmiştir. Onun hizmetten ayrılabilmesi de hizmetin gereklerine göre ayrı bir takım kurallara tabi olduğu gibi bazen de imkansızdır (Onar, II, 1966: 1077). 11 Memur kendisine bir kamu hizmeti verilen kimsedir. Memur sıfatının tayini için ilk olarak bakılacak nokta; kişinin ifa ettiği faaliyetin konusunun içeriğidir. Bu faaliyet devlete ait bir faaliyet olsa da kamu hizmeti mahiyetinde bulunmadığı takdirde onu yapan kimse memur sayılmaz (İsbir, 1977: 25). İdare hukuku açısından da kamu hizmeti, devlet ya da diğer kamu tüzel kişileri ya da bunların gözetimi ya da denetimi altında bir özel girişim tarafından genel ve ortak gereksinimleri karşılamak ve gidermek, kamu yararını 10 Memur sözlüklerde şu şekillerde tanımlanmaktadır: Devlet hizmetinde aylıkla çalışan kimse, görevli, bir işle görevlendirilmiş olan kimse, Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük, C. II; 1005; Emir almış kimse, bir işle vazifelendirilen kimse, devlet hizmetinde maaş veya ücretle çalıştırılan kimse, görevli, Devellioğlu, 1998: 611; devlet hizmetini bir meslek olarak benimsemiş kişilerin ortak adı, kamu kurum ve kuruluşlarında asli ve sürekli bir kamu hizmetini genel idare esaslarına göre yürütmek üzere atanmış, bu hizmeti karşılığı aylık, ücret veya ödenek alan, nitelikleri, hakları, yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunlarla düzenlenmiş kişi, Bozkurt vd.: 164; Halk dilinde memur devlet veya diğer kamu kurumlarından ücret alan kişidir. Yarsuvat, 1964: Nitekim DMK ya göre memurluktan çekilmek isteyen memur, olağanüstü bir mazereti yoksa yerine atanan kimsenin gelmesine veya çekilme isteğinin kabulüne kadar görevine devam eder. Yerine atanan kimse bir aya kadar gelmediği veya yerine vekil atanmadığı takdirde, üstüne haber vererek görevini bırakabilir (m. 94/3). Savaş halinde, olağanüstü hallerde veya genel afetlerin olduğu yerlerdeki memurlar, yerlerine atanacaklar gelip görevlerine başlamadıkça görevlerini bırakamazlar (m. 96). Bu zorunluluklara uymayan memurlar, mali ve cezai sorumluluklarının yanında bir daha devlet memurluğuna alınmazlar (m. 97).

8 32 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 42 Sayı 4 sağlamak için yürütülen, kamuya sunulmuş bulunan sürekli ve düzenli etkinliklerdir (Onar, I, 1966: 13). 12 Türk yazılı hukukunda ilk memur tanımını 1926 tarih ve 788 sayılı Memurlar Kanunu (MK) yapmıştır:... kendisine devlet hizmeti tevdi olunan ve sicilli mahsusunda mukayyet olarak umumi ve hususi bütçelerden maaş alan kimseye memur denir (m. 1). Buna göre bir kimsenin memur olabilmesi için kendisine bir devlet hizmetinin verilmesi, özel bir sicilde yazılı olması, genel ya da özel bütçelerden birinden maaş alması gerekmektedir. Bu tanım her ne kadar dar ise de yukarıdaki kuramsal tanıma uymaktadır. Zira sicilde kaynaşmış olmak, kamu göreviyle kaynaşmaktan başka bir şey değildir (Selçuk, 1997: 91) Anayasasının 117. maddesinin 2. fıkrası Memurların, nitelikleri, a- tanmaları, ödevleri ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir demektedir Anayasasının bu maddesine dayanarak tarihli 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK) çıkarılmıştır. Bu kanunun değişik 4. maddesi, kamu hizmetlerinin memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle görüleceğini belirttikten sonra (A) bendinde memuru şöyle tanımlamıştır: Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın devlet ve diğer kamu tüzel kişilerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu kanun uygulamasında memur sayılır. DMK, asli ve yardımcı hizmetler ayrımını benimsemesine rağmen (DMK. m. 36) kendisinden önceki memur kanununun aksine her iki tür hizmetin de memurlar eliyle görüleceğini hükme bağlamıştır. Böylece memur kavramını daha önce yardımcı hizmetlerde istihdam edilen hizmetlileri de içine alacak şekilde genişletmiştir (Kanlıgöz, 1993, 189, Aslan, 2006: 329). DMK nın belirtilen bu düzenlemeleri karşısında, devlet memurunun taşıması gereken nitelikler şu biçimde sıralanabilir: 1-Devlet memuru, devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri ve kamu tüzel kişiliğine sahip diğer kamu kuruluşlarında çalışır, 2-Devlet memuru, genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken kamu hizmetlerini yerine getirir, 3- Devlet memurlarının gördüğü görevler asli ve sürekli görevlerdir (Giritli vd., 2001: 409). CEZA HUKUKUNDA KAMU GÖREVLİSİ Ceza Hukuku Bakımından Kamu Görevlisi Kavramının Önemi Kamu görevlisi, fail veya mağdur olarak, bazen bir suçun meydana gelmesi için ya da diğer suçtan ayıran ön koşul, bazen de ağırlaştırıcı neden olduğundan, ceza hukuku uygulamasında çok önemli bir kavramdır (Erman, 1947: 238; Selçuk, 1997: 30; Yaşar, 1966: 843; Çağlayan, 1959: 39; Bengü, 1944: 119). Bu 12 Ayrıca kamu hizmeti kavramı hakkındaki teoriler ve açıklamalar için bkz. Onar, I: 13 vd.

9 Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı 33 kavram özellikle Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar yönünden büyük önem taşımaktadır (Toroslu, 2007: 73). Türk Ceza Kanununun uygulaması bakımından bazı suçlarda failin veya pasif süjenin yani mağdurun kamu görevlisi olması şartı aranırken bazı suçlar bakımından ise kamu görevlisi sıfatı suçun ağırlatıcı sebebi olarak öngörülmüştür. 13 Özellikle 5237 sayılı TCK nın özel hükümler kitabının Millete ve Devlete Karşı Suçlar başlığını taşıyan dördüncü kısmın Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar başlıklı birinci bölümünün içinde yer verilen suçların çoğunda failin bir kamu görevlisi olması suçun meydana gelmesinin bir ön koşulu olarak öngörülmüştür. Ayrıca diğer bölümler içinde yer alan birçok suçta da failin veya mağdurun kamu görevlisi olması ya suçun oluşması için bir ön koşul ya da nitelikli hali olarak düzenlenmiştir sayılı Türk Ceza Kanunu nda kamu görevlisi sıfatı bazı suçlarda faillik için aranmıştır. Örneğin; zimmet (m. 247), irtikap (m. 250), rüşvet (m. 252), görevi kötüye kullanma (m. 257) gibi suçlarda failin kamu görevlisi sıfatına sahip bulunması zorunludur sayılı TCK da bazı suçlar bakımından ise kamu görevlisi sıfatı ağırlatıcı neden olarak kabul edilmiştir. Örneğin kasten yaralama yı düzenleyen 86. maddenin 3. fıkrasının (d) bendinde; Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle suçun işlenmesi cezayı ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilmiştir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma yı düzenleyen 109. maddenin 3-d bendinde, bu suçun, Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanmak suretiyle işlenmesi halinde cezanın bir kat artırılacağına hükmedilmiştir. TCK nın, verilerin yok edilmesi suçunun nitelikli hallerini düzenleyen 137. maddesinde, suçun a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi nitelikli hal olarak belirtilmiştir. Suç delillerini yok etme suçunun düzenlendiği 281. maddenin ikinci fıkrasında; Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır denilmek suretiyle yine kamu görevlisi sıfatı nitelikli hal olarak öngörülmüştür. Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçunun düzenlendiği 282. maddenin ikinci fıkrasında da; Bu suçun kamu görevlisi tarafından veya belli bir meslek sahibi kişi tarafından bu mesle- 13 Doktrinde bu konuda gerçek görev suçları ve gerçek olmayan görev suçları ayrımı yapılmaktadır. Buna göre gerçek görev suçlarında failin kamu görevlisi olması suçun bir unsuru iken, gerçek olmayan görev suçlarında kamu görevlisi sıfatı yalnızca suçun niteliğinin değişmesine neden olmaktadır. Bu ayrıma göre gerçek olmayan görev suçları kamu görevlisi olmayan kişiler tarafından da işlenebilir; ancak bu takdirde kamu görevlisi olmayan kişin işlediği suçun adı değişecektir. Bu ayrım özellikle kamu görevlisi olmayan kişinin suça iştirak etmesi bakımından önem taşır. Gerçek görev suçlarında kamu görevlisi suçun bir unsuru iken gerçek olmayan görev suçlarında cezayı ağırlaştıran nedendir. Gerçek olmayan görev suçlarına iştirak edenler temel suç tipinden dolayı cezalandırılır. Buna karşılık gerçek görev suçlarında diğer suç ortakları kamu görevlisinin bu sıfatını bilmesi şartıyla kamu görevlisinin işlediği suça iştirakten dolayı cezalandırılabilir; bilmiyorsa cezalandırılamaz. Tezcan vd., 2007: 682.

10 34 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 42 Sayı 4 ğin icrası sırasında işlenmesi halinde verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır denilmektedir sayılı TCK da kamu görevlisi sıfatı her suça uygulanabilen genel nitelikli bir hal olarak öngörülmemiştir. Gerçekten 765 sayılı TCK nın 251. maddesinde bir memur vazife sırasında bir kimse aleyhine cürüm işlerse kanunda yazılı olmayan hallerde o cürme kanunen terettüp eden ceza üçte bir miktar artırılır denilmek suretiyle, suç failinin memur olması bütün cürümleri kapsayan genel bir ağırlatıcı sebep sayılmıştı. Diğer yandan bazı suçlarda mağdurun kamu görevlisi olması öngörülmüş o- labilir. Örneğin TCK nın görevi yaptırmamak için direnme suçunu düzenleyen 265. maddesine göre, Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir ve tehdit kullanan kişi cezalandırılır. Maddeden anlaşılacağı gibi bu suç sadece kamu görevlisine karşı işlenebilir. Ayrıca 5237 sayılı TCK da mağdurun kamu görevlisi olması bazı suçlar bakımından nitelikli hal olarak da öngörülmüştür. Örneğin, TCK nın kasten adam öldürme suçunu düzenleyen 82. maddesinin 1-g bendinde ve kasten yaralama suçunu düzenleyen 86. maddenin 2-c bendinde, suçun Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi; işkence suçunu düzenleyen 94. maddenin 2- b bendinde, suçun Avukata veya diğer kamu görevlilerine karşı görevi dolayısıyla işlenmesi; hakaret suçunu düzenleyen 125. maddenin 3-a bendinde, suçun Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi; mala zarar verme suçunun nitelikli hallerini düzenleyen 152. maddenin g bendinde, suçun, Sona ermiş olsa bile, görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak işlenmesi nitelikli hal olarak öngörülmüştür. 765 sayılı TCK nın 273. maddesinde mağdurun memur olması durumu, Kanunun ahkam-ı mahsusa ile tasrih eylediği ahvalin haricinde, her kim veya diğer devlet memurlarından biri aleyhine sıfat ve hizmetlerinden dolayı bir cürüm işlerse, o cürüm için kanunen muayyen olan ceza altıda birden üçte bire kadar artırılır denilerek genel bir ağırlatıcı sebep sayılmışken, 5237 sayılı TCK da böyle bir hükme yer verilmemiştir. Failin veya mağdurun kamu görevlisi olmasının faillik bakımından aranan bir koşul ya da suçun ağırlatıcı bir sebep sayılmasının esasını, kamu görevlisinin suiistimallerine, keyfî ve yetki dışı hareketlerine karşı fertleri korumak veya kamu görevlisini halkın tecavüzlerine karşı daha özel bir şekilde korumak düşüncesinde aramak gerekir (Erman, 147: ). Gerçekten kamu görevlileri, sıfat ve görevleri dolayısıyla idareye karşı kamu görevlisi olmayan fertlere oranla daha kolay suç işleyebilecek durumdadırlar (Erman, 1947: 237; Bengü, 1944: 123; Çağlayan, 1959: 40). Özellikle, istifade ettiği hukuki koruma ve e- linde bulunan güç, vasıta ve kolaylıklar kamu görevlisini suç işlemeye yönelte-

11 Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı 35 bilir (Bengü, 1944: 122). 14 Bundan başka kamu görevlisi tarafından işlenen tüm bu suçlar dolayısıyla sonuç olarak devlet idare ve mekanizması tehlikeye maruz kalır (Erman, 1947: 237; Çağlayan, 1959: 40). Memur/kamu görevlisi sıfatının faillik bakımından aranan bir koşul ya da a- ğırlaştırıcı neden sayılmasıyla Ceza Kanununun uygulamasında iki sonuç elde edilmek istenmektedir (Bengü, 1944: 122): Öncelikle, suça yönelen kamu görevlisini suçu tasavvurunda canlandırmaya başladığı andan, suçu oluşturan hareket veya hareketleri yapacağı ana kadar geçecek zaman içinde ve kat edilecek yol üzerinde bir noktada tutmak ve kötü tasarrufundan vazgeçirmek amaçlanmıştır. Kamu görevliliği sıfatına bağlanan diğerlerinden daha ağır bir ceza tehdidi ile, suçunu tasarlayan kamu görevlisinin düşünce tartısında zarar tarafının fayda tarafından ağır basmasını sağlayarak onu suçu işlemekten alıkoymak istenmiştir. İkinci olarak, ceza tehdidine rağmen suç işleyen bir kamu görevlisi, bu suçu işlemekle, temsil ettiği makam, yetki ve iktidar itibarıyla, kendisine doğal olarak izafe edilen, diğer herhangi bir kimseye olandan daha üstün güveni sarsmış ve bu güvenin sarsılması, kamu düzenini de olağandan daha fazla bir şekilde bozmuş olacaktır. Bu güvenin olağandan daha ciddi surette sarsılması, güveni sarsılanların ve kamu düzeninin, olağandan daha ciddi surette tepkilerine meydan vermektedir. Şunu da belirtmek gerekir ki bir kamu görevlisi görevi gereğince yerine getirdiği bütün faaliyetler dolayısıyla bu sıfatını koruyacaktır. Kamu görevlisinin, bu sıfatı herhangi bir nedenle ortadan kalktıktan sonra da bu sıfatının devam ettiği sırada işlediği eylemlerden dolayı sorumlu olacağı kabul edilmektedir. Nitekim 765 sayılı TCK nın 280 nci maddesinde, memur sıfatının unsur veya a- ğırlaştırıcı sebep sayılması hallerinde memurdan bu sıfatın zail olmuş bulunması veya cürmün vukuu esnasında vazifesini ifa halinde bulunmaması bu kaidenin tatbikine mani değildir denilmekteydi sayılı TCK da böyle bir hükme yer verilmemişse de, kamu görevlisi görevi gereğince yerine getirmiş olduğu bütün faaliyetler dolayısıyla bu sıfatını muhafaza edeceğinden, ayrıca böyle bir hükme yer vermemek bir sakınca doğurmayacaktır. Böylece, kamu görevlisi sıfatının faillik bakımından arandığı ya da nitelikli hali sayıldığı hallerde, işlenen suçla kamu görevlisi arasında illiyet bağı kurulabildiği durumda kamu görevlisi sıfatının sona ermiş olması önemli olmayacaktır. Başka bir deyişle suç işleyen kamu görevlisinin eylemi, bu sıfatı sona erdikten sonra ortaya çıkmış olsa bile nedensellik bağı kurulabildiği sürece kamu görevlisi olarak cezalandırılacaktır (Artuk vd., 2008: 748). 14 Nitekim TCK nın 266. maddesine göre, kamu görevlisinin görevi gereği elinde bulundurduğu araç ve gereçleri bir suçun işlenmesi sırasında kullanması genel bir ağırlatıcı neden olarak kabul edilmiştir.

12 36 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 42 Sayı 4 Mağdurun kamu görevlisi olmasının ağırlaştırıcı neden sayılmasının esasını ise, kamu görevlilerini tecavüzlere karşı korumak ve kamu görevlilerine karşı işlenecek suçların, kamu görevlileri tarafından işlenen suçlarda olduğu gibi, devlet idaresi ve mekanizmasına zarar verebileceği düşüncesi oluşturmaktadır (Erem, 1947: 237; Çağlayan, 1959, 40; Okuyucu-Ergün, 2008: 9). Demek oluyor ki, kamu görevlisi olmanın esas alındığı suçlarda kimlerin sözü geçen sıfata sahip bulunduğunu saptamak gerekmekte; kamu görevliliği sıfatı bir kere bu bakımdan ceza hukukunu ilgilendirmektedir. Fakat memurlar ve kamu görevlileri hakkında yapılacak ceza kovuşturması yönünden de kamu görevlisi sıfatı ceza hukukunu ilgilendirir (Erman, 1947: 237). Gerçekten 4 Aralık 1999 tarihinde yürürlüğe giren 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun a göre; bu kanuna tabi memurların ve diğer kamu görevlilerinin görevlerinden dolayı işledikleri suçlardan dolayı, belli idari mercilerce ön soruşturma yapılıp izin verilmedikçe, savcılık tarafından soruşturma başlatılamaz. Böyle olunca, bir kimse hakkında yapılacak soruşturmanın 4483 sayılı kanuna göre mi yoksa genel hükümlere göre mi yapılacağı sorusu, bu kişinin kamu görevlisi olup olmamasına göre değişecektir (Yarsuvat, 1964: 681; Artuk vd., 2008: 747). 765 SAYILI MÜLGA TCK NIN MEMUR ANLAYIŞI 765 s. TCK m sayılı TCK döneminde, ceza uygulamasında memurun kim olduğu TCK nın 279. maddesine göre belirlenmekteydi. 765 sayılı TCK nın 279. maddesine göre: Ceza Kanunu tatbikatında: 1-Devamlı veya muvakkat surette teşrii, idari veya adli bir âmme vazifesi gören devlet veya her türlü amme müesseseleri memur, müstahdemleri; 2-Devamlı veya muvakkat, ücretli veya ücretsiz, ihtiyari veya mecburi olarak teşrii, idari veya adli bir âmme vazifesi gören kimseler memur sayılır. Ceza Kanunun tatbikatında âmme hizmeti görmekle muvazzaf olanlar; 1-Devamlı veya muvakkat surette bir âmme hizmeti gören devlet veya diğer âmme müessesenin memur ve müstahdemleri; 2-Devamlı veya muvakkat, ücretli veya ücretsiz, ihtiyari veya mecburi surette âmme hizmeti gören diğer kimselerdir. Gerçekte 765 sayılı TCK nın 279. maddesi bir memur tanımı vermemekte, maddede yer alan bazı kimselerin Ceza tatbikatında... memur sayılacağı... nı ifade etmekteydi. (Erman, 1947: 236; Yarsuvat, 1964: 684). Diğer yandan bu hükümde asli gayenin, yasama-yürütme-yargı görevleriyle ilgili olması şart koşulmuş, devlete dahil bir kuruma bağlı olmak, görülen işin kamu görevi olmasına karine sayılmış, fakat bunun dışında da kamu görevlilerinin bulunabile-

13 Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı 37 ceği açıklanmıştır. Maddede ayrıca kamu hizmetlileri kavramı da yer almıştır. Gerek kamu görevinin ve gerekse kamu hizmetinin icrası devamlı olabileceği gibi geçici de olabilir; hizmet icrasının ücretli veya ücretsiz, ihtiyari veya mecburi olmasının önemi yoktur. Çünkü görev veya hizmet kavramı geçici bir zaman için olsa dahi sürekli sayılmıştır. Bunlar 765 sayılı TCK da idare hukuku anlamında memurun esas tutulmadığını gösterir (Erem, III, 1985: 82). Kamu Görevi-Kamu Hizmeti Ayrımı 765 sayılı TCK döneminde memur tanımının saptanmasında en çok tartışılan konu kamu görevi ile kamu hizmeti ayrımında odaklanmış ve bu kavramlar nedeniyle idare hukukunun tersine ceza hukukunda nesnel bir memur kavramı geliştirilmiştir (Erem, II, 1993: 1493). İtalya da da bu konu ve ayırım çok ciddi tartışmalara ve çelişik yargı kararlarına konu olmuştur. Çünkü orada da kamu görevlisi ile kamu hizmeti yapmakla görevli olan kimse ayrımı, kamu görevi ve kamu hizmeti ayrımıyla bütünleşmektedir. Kanunun gerekçesinde de bunun çözümünün kanun koyucuya değil, idare hukuku bilimine ve yargıya bırakıldığı belirtilmiştir sayılı TCK döneminde doktrinde çoğunluklu görüş Kanunda kamu görevi ve kamu hizmeti ayrımının benimsendiği yönündedir. 16 Az sayıdaki bazı yazarlar ise bu terimleri eş anlamlı kabul etmişlerdir. 17 Kamu görevini kamu hizmetinden ayırmak ve bu konuda çıkan sorunları çözmek için doktrinde bazı teoriler geliştirilmiştir. Bunların en önemlileri gaye ve idari işletme teorisidir. Gaye teorisine göre, devletin görevlerinden bir kısmı asli görevdir. Bu görevler olmadan devlet düşünülemez. Bir kısmı ise kamu için yararlıdır. Asli görevleri yerine getirenler asıl memurlardır. Bunlara kamu görevlileri diğerlerine kamu hizmetlileri demek doğru olur (Erem, III, 1985: 78; Erman, 1947: 245). Kamu görevi devlet tarafından kamu yararı gerçekleştirilmesi zorunlu görülen faaliyetleridir. Bunun en açık niteliği devletin bu görevi yerine getirmesinin zorunlu oluşudur. Oysa kamu hizmeti devletin devlet olarak gerçekleştirmeye zorunlu olmadığı hizmetlerdir. Bunlar özel kişilere de bırakılabilir. Devlet isterse bunları kendi faaliyet sahasına almaktadır. Bu sebeple, Ceza Kanunu, bunlar arasından, memur gibi cezalandırılmaları gereken halleri ayrıca göstermiştir. Fakat asli olan ve olmayan gaye ayrımı her şeyden önce siyasal bir ayırımdır ve çeşitli görüşlere göre değişiktir (Kunter, 1947: 765; Şekercioğlu, 1974: 15; Erem, III, 1985: 79; Gözübüyük, II: 1172). 15 Bkz. Soyaslan, 2000: Bkz. Erman, 1947: 242; Kunter, 1947: 759; Şekerciğlu, 1974: 19; Gözübüyük, 1970: 8; Çağlayan, 1959: 47; Yarsuvat, 1964: 683; Demirbaş, 1987: 254; Kavas - Kavas, 1985: 59; Fırat, 1986: 51; Toroslu, 1998: 207; Artuk, 2000: Bkz. Dönmezer, 1944: 822; Bengü, 1944: 21; Nuhoğlu, 1999: 527.

14 38 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 42 Sayı 4 İdari işletme teorisine göre, devlet idaresi bir üstünlük hakkı verir. Diğer işlemler ise basit bir işletme tasarrufundan farksızdır. Birincisinin görevlileri memur, ikincisinin kamu hizmetlisidir (Erem, III, 1985: 79). Üstün iradenin o- luşmasına katılan kişiler bir kamu fonksiyonu ifa ederler. Bunlar memurdurlar. Bu gibi yetkilerden yoksun bulunup da üstün ve hakim devlet idaresinin oluşması bakımından rol oynamayan kimseler ise kamu hizmeti görürler ve kamu hizmeti yapan kimselerdir (Erman, 1947: 248). Bu iki teori yanında takdir hakkı teorisi ve fikri maddi faaliyet teorileri de i- leri sürülmüştür. Ayrıca gaye ve idari işletme teorisini birleştiren teoriler de bulunmaktadır (Bkz. Şekercioğlu, 1974: 15; Erem, III, 1985: 79-80; Kunter, 1947: 765; Erman, 1947: 249). 765 sayılı TCK nın hangi teoriyi kabul ettiği konusuna gelince; 765 sayılı TCK, kamu görevi-kamu hizmeti ayrımını reddeden teoriyi benimsememiştir. Bunu maddenin yazılış biçiminden anlayabiliriz madde 1. fıkrasında kamu görevlisini tarif etmiş, asli gayenin yasama-yürütme-yargı görevleriyle ilgili olmasını şart koşmuş, devlete dahil bir kuruma bağlı olmayı, görülen işin kamu görevi olmasına karine saymış, fakat bunun dışında da kamu görevlilerinin bulunabileceğini açıklamıştır maddenin gerek memur, gerek hizmetliyi tarif eden her iki fıkrasının ikinci bentlerinde diğer kimseler ibaresi kullanılmıştır maddenin 2. fıkrasında kamu hizmetlileri kavramı da ayrıca kabul edilmiştir. Kanun bu suretle memur ile kamu hizmetlisi ni ayırmış, birincinin tarifinde kamu görevi kavramını, ikincide kamu hizmeti kavramını esas almıştır. Ayrıca bir devlet kuruluşuna bağlılık koşulu terk edilmiş ve diğer kimseler tabiri ile ikinci bir ayırım yapılmıştır (Erem, III, 1985: 81; Erman, 1947: 265). Bu ayırımlar dolayısıyla 765 sayılı TCK nın bazı hükümlerinde sadece memur terimi, bazılarında ise memur ile birlikte kamu hizmetlisi terimi kullanılmıştır. Örneğin; Devlet İdaresi Aleyhine İşlenen Suçlarda (m. 202, 203, 206, 208, 209, 210) yalnız memur denildiği halde, 483. maddede sadece hıdemati ammeden biri ile muvazzaf bulanan şahıs ve 138, 200, 201, 236. maddelerde memur veya âmme hizmetini ifa ile mükellef olan kimse tabirlerine yer verilmiştir (Bkz. Erem, III, 1985: 82; Çağlayan, 1959: 47; Demirbaş, 1987: 254). Yargıtay ve Danıştay Kararlarında Kamu Görevi-Kamu Hizmeti Ayrımı Yargıtay ve Danıştay kararlarında da kamu görevi ve kamu hizmetinin birbirinden ayrıldıkları görülmektedir. Danıştay çeşitli kararlarında bu ayrıma değinmiştir. 18 Danıştay 1. Dairesi, tarihli bir kararında; kamu hizmeti ifa edenlerin de Ceza Kanununun uygulamasında memur sayılacağını belirtmiş, odacıların kamu hizmeti görmedikleri gerekçesine dayanarak, kamu hizmeti ile 18 Örnek kararlar için bkz. Pınar, 2000:

15 Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı 39 kamu görevini birbirinden açıkça ayıramamakla birlikte, birinciler için otorite memuru, ikinciler için de temşiyet memuru demekle örtülü bir ayırım yapmıştır. 19 Danıştay 2. Dairesinin tarih, 3435 esas ve 315 sayılı kararında ise görevlinin Memurin Muhakemat Kanununa (MMK) tabi olabilmesi için kamu görevi yapması aranmıştır. 20 Yargıtay uzun yıllar boyunca bu konuda istikrarlı bir çözüme gidememiştir. Birçok kararlarında kamu hizmeti görenlerin kimler olduğunu saptayamamış ve çelişkiye düşmüş olduğu gibi bazı kararlarında ise kamu göreviyle kamu hizmetine eş anlam vermiştir. 21 Ancak Yargıtay bu konuda bazı istisnalar yapmak gereğini hissetmiş ve kamu hizmeti ile kamu görevini ayırdığını gösteren kararlar vermiştir. 22 Yargıtay ın sonraları genel çizgi itibarıyla gaye teorisini benimsediği görülmektedir. 23 Ancak Yargıtay bazı kararlarında gaye teorisini değil, idari işletme teorisini ölçüt almıştır. Bu kararlarında; kamu görevi gören kişinin devlete ait icrai karar alma yetkisine iştirak etmesi, yani kamu otoritesinin kullanılmasını gerektiren bir işleve sahip olması gerektiğini belirtmiştir. Diğer bir ifadeyle devlete ait hukuki bir iktidar ve salahiyetin kullanılması suretiyle gerçekleştirilen 19 Danıştay 1. Dairesi,, E. 3092, K , T Bu kararın metni için bkz. Çağlayan, 1959: Danıştay 2. Dairesi, E:1994/210, K:1995/987, T Bu kararın metni için bkz. Zafer, 1998: Örneğin; cezaevi gardiyanları kamu hizmeti gördükleri için memur sayıldıkları (4. CD., , E: 8287, K: 1660) gibi, haklarında Barem Kanunu tatbik edilmeyen ölçme memurları da, gördükleri işin kamu hizmeti olması nedeniyle memur sayılmıştır. (4. CD., , E. 6665, K. 6631) Böylece, devletin, belediyelerin ve diğer kamu kurumlarının bütün memur ve müstahdemlerinin ve bu anlamda tramvay biletçilerinin de Ceza Kanununun tatbikatında memur sayılmasına karar verilmiş (CGK., , E: 4/87, K: 78) ve bu şekilde memur tabiri bir hayli genişletilmiş bulunmaktaydı. Kararlar için bkz. Çağlayan, 1959: 50; 4. CD nin tarihli 8237/1660 sayılı kararı gardiyanları, kamu görevi görmelerine rağmen, hem kamu hizmetlisi hem memur saymıştır. Karar için Bkz. Şekercioğlu, 1974: Örneğin; belediyenin ticaret kastıyla işlettiği otobüslerde çalışanlarla (4. CD., , E: 7301, K: 7992), kamu hizmeti görmesi itibarıyla 279. maddenin ikinci fıkrasında zikredilenlerden olmakla beraber, belediye çöpçüsünün, maddenin birinci fıkrasına nazaran memur sayılamayacağına (4. CD., , E: 1696, K: 1665), belediye su işleri usta başının (4. CD., , E. 3182, K: 3558), belediye tellalının (4. CD., , E: 1482, K: 3470), telefon hat bakıcısının (4. CD., , E: 6679, K: 12779), belediye park bekçisinin (4. CD., , E: 12902, K: 17295), Ceza Kanununun uygulamasında memur sayılamayacağına karar vermiştir. Buna karşılık; belediye elektrik işletme memuru (4. CD:, , E: 7757, K: 7589), İşçi Bulma Kurumu Plasmanı (4. CD., , E: 1943, K: 7287), Devlet Hava Yolları Meydanı Müdürlüğü Satış Bürosu memuru (5. CD., , E: 1090, K: 1383), Müftü (4. CD., , E: 3890, K: 5209), seçim göreviyle görevlendirilen kimseler (4. CD., , E: 12982, K: 12920), Seçim Kurulu Reis ve azaları (3. CD., , E: 1447, K: 10424), Ceza Kanununun uygulamasında memur sayılmıştır. Kararlar için bkz. Çağlayan, 1959: Devlete ait kuruluşlarda çalışanların Türk Ceza Kanunu uygulamasında memur sayılabilmesi için, öncelikle bu kuruluşun devletin amacı gereği yerine getirmek zorunluluğunda olduğu bir işi yani kamu görevini yapıyor olması gerekir. Yargıtay ın bazı kararlarında da kabul edildiği gibi, kamu görevi devletin amacı gereği bizzat yerine getirmek zorunda olduğu işlerdir. Bu görevin en belirgin niteliği zorunlu oluşu, başka bir anlatımla devletin bu görevi zorunlu olarak yerine getirmek ödevinde olmasıdır. Bunlar dışında kalan işler ise, kamu görevi değil kamu hizmetidir. TCK nın 279. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kamu hizmeti yapanlar memur sayılmazlar. 4. CD., E:1995/853, K:1995/5042, T , YKD, C. 22, S. 1, 1996: 94.

16 40 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 42 Sayı 4 faaliyetler kamu görevidir. 24 Devlete ait hukuki iktidar ve yetkilerin kullanılması halinde ya doğrudan işleme tabi tutulan kişilerin kişisel özellikleri ve mülkiyetleri sınırlandırılmakta veya kişilerin hukuki statüsünde, hukuki durumunda değişiklik yaratılmakta ya da dolaylı olarak bu sonuçları doğuracak bir sürece katılması söz konusu olmaktadır (Erman - Özek, 1996: 482). Gerçekten fert bir hukuki tasarruf veya fiilde bulunmak suretiyle hukuki bir yetki veya iktidar kullandığı veya bunların ifasına kamu hukuku usulüne uygun bir şekilde katıldığı takdirde kamu görevi, bu şartların olmaması halinde kamu hizmeti mevcuttur (Erman, 1947: 251) SAYILI TCK: KAMU GÖREVLİSİ 5237 sayılı TCK nın Düzenlemesi 5237 sayılı TCK da 765 sayılı TCK nın memur kavramı benimsenmemiş 25 ve bunun yerine kamu görevlisi terimi tercih edilmiştir. Kamu görevlisi 5237 sayılı TCK nın 6. maddesinin 1-c bendinde tanımlanmıştır. Buna göre, Ceza Kanunlarının uygulamasında, kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi, anlaşılır. Bu tanıma göre, bir kişinin kamu görevlisi olup olmadığının ölçütü kamusal faaliyet olarak belirtilmiştir. Kamusal faaliyetin ne olduğu ise madde gerekçesinde şöyle açıklanmıştır: Kamusal faaliyet, anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan siyasi bir kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesidir. Bu faaliyetin yürütülmesine katılan kişilerin maaş, ücret veya sair bir maddi karşılık alıp almamalarının, bu işi sürekli, süreli veya geçici olarak yapmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Bu bakımdan örneğin mesleklerinin icrası bağlamında avukat veya noterin kamu görevlisi olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Keza kişi bilirkişilik, tercümanlık ve tanıklık faaliyetinin icrası kapsamında bir kamu görevlisidir. Askerlik görevi yapan kişiler de kamu görevlisidirler. Bu bakımdan örneğin bir suç vakıasına müdahil olan, bir tutuklu veya hükümlünün naklini gerçekleştiren jandarma subay veya erleri de kamu görevlisidirler. Maddenin gerekçesinde kimlerin kamu görevlisi olmadığı da vurgulanmıştır: Kamusal bir faaliyetin yürütülmesine ihale hukukuna dayalı olarak katılan kişi kamu görevlisi değildir. Bu halde özel hukuk hükümleri çerçevesinde özel hukuk ilişkisi söz konusudur ve ceza kanununun 24 Örneğin CGK., , 410/595. Aynı doğrultuda: CGK, , 500/673; , 41/168, Zafer, 1998: 216; Selçuk, 1997: Madde gerekçesinde eski kanunun memur anlayışının benimsenmemesinin nedeni şöyle açıklanmıştır: 765 sayılı TCK daki memur tanımının doğurduğu sakıncaları aynen devam ettirecek olan tanım, tasarı metninden çıkarılarak; memur kavramını da kapsayan kamu görevlisi tanımına yer verilmiştir. Yapılan yeni tanıma göre, kişinin kamu görevlisi sayılması için aranacak yegane ölçüt, gördüğü işin bir kamusal faaliyet olmasıdır. TBMM Adalet Komisyonu Raporunda: keza, kamu görevlisi kavramının benimsenmesiyle, kimlerin ceza kanunu uygulamasında memur sayılacağı konusunda yersiz ve anlamsız tartışmalara, çeşitli kanunlarda yer verilen kazuistik hükümlere son verilmesi amaçlanmıştır denilmiştir.

17 Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı 41 genel hükümlerinden hareketle bu faaliyete ihale hukuku ilişkisine dayanarak katılan kişilerin sorumluluğu yoluna gidilebilir. Kamu Görevlisi Konusundaki Görüşler 5237 sayılı TCK nın kamu görevlisi tanımından anlaşılacağı üzere, temel sorun kamu görevlisinin belirlenmesinde ölçüt olarak kabul edilen kamusal faaliyetten ne anlaşılması gerektiğidir. Kamu görevlisi ve kamusal faaliyetten ne anlaşılması gerektiği konusunda doktrinde değişik görüşler dile getirilmiştir: Artuk vd. ye göre, 765 sayılı TCK döneminde kamu görevi ve kamu hizmeti ayrımında kullanılan ölçütlerden, 5237 sayılı TCK da yer alan kamu görevlisini tanımlamada kullanılan genel idare esaslarına (kamu hukuku usulüne göre) göre hizmetin yerine getirilmesi hususunun açıklanmasında yararlanılabilecektir (2007: 743). 26 Toroslu ya göre, kamusal faaliyetin tanımı yapılana kadar 765 sayılı mülga TCK döneminde Yargıtay içtihatlarında kamu görevinin belirlenmesi için kabul edilen anlayıştan yararlanılabilir. Bu anlamda devletin herhangi bir faaliyeti yalnızca veya daha çok devlete ait hukuki bir yetki ve iktidarın kullanılması amacıyla örgütlendirildiğinde kamu görevi yani kamu faaliyeti söz konusudur; bu sıfattaki faaliyete katılanlar da kamu görevlisidir (2007: ). 27 Tezcan vd. ye göre, 765 sayılı TCK. döneminde Erman dan esinlenerek Yargıtay ın da benimsediği ve ifa edilen görevin amacını, fonksiyonun niteliğini dikkate alan ölçüt hâlâ geçerlidir. Buna göre devletin yerine getirmek zorunda olduğu asli görevleri yapanlar kamu görevlisidir. Kamu otoritesi adına yürütülen bir faaliyetin icrasına kamu hukuku usulüne göre (Any. m. 128 deki genel idare esaslarına göre) iştirak eden herkes kamu görevlisidir. Buradaki ölçüt az ya da çok kamu otoritesine ait bir iktidar ve yetkinin kullanılmasıdır (2007: 686). 28 Özgenç e göre ise, 765 sayılı TCK nın 279. maddesindeki tanımın bir yanlışlığı bulunmaktaydı. Yanlışlığın nedeni şuydu: Bir kamu görevi bir kamusal faaliyete görevli olarak katılan kişileri ifade etmektedir. Görevli olan kişiler açısından bakıldığında kamu görevlisi ifadesi kullanılır. Buna karşılık bir kamu görevinden yararlanan kişiler açısından meseleye bakıldığında bu bir kamu hizme- 26 Artuk vd. sözünü ettiği ölçüt yukarıda incelediğimiz kamu görevi-kamu hizmeti ayrımında Erman ın çerçevesini belirlediği ve Yargıtay ın da birçok kararında kullandığı idari işletme ölçütüdür. 27 Toroslu nun önerdiği ölçüt de 765 sayılı TCK döneminde kamu görevi-kamu hizmetini ayırmada kullanılan kriterlerden idari işletme teorisini ifade etmektedir. 28 Tezcan/Erdem/Önok un bahsettiği ölçütler kamu görevi-kamu hizmeti ayrımında gaye ve idari işletme teorilerini birlikte kullanan karma teoriye uymaktadır.

18 42 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 42 Sayı 4 ti olarak ifade edilir. Bu kamusal faaliyeti yürüten kişiler açısından ise kamu görevidir. 29 Yazara göre kamu görevlisi statüsünün kazanılabilmesi için, kamu faaliyetinin yürütülmesine kamu hukuku usulüne göre, Anayasa daki ifadeyle (m. 128) genel idare esaslarına göre iştirak etmesi gerekir (2006: 99. Aynı görüşte: Artuk vd., 2007: 743). Böyle bir durumda az ya da çok mutlaka kamu otoritesine ait iktidar ve yetki kullanılmaktadır. Kamu görevlisinin bu göreve seçimle veya tayin yoluyla getirilmesinin, devamlı (örneğin DMK ya göre kişinin bir memuriyet görevinde istihdamı) veya geçici (örneğin bilirkişi, tercüman hatta tanık kamu görevlisidir) olarak bu görevi üstlenmesinin bu görev nedeniyle kişiye para veya sair bir menfaat temin edilip edilmemesinin bir önemi yoktur. Bu açıklamaların sonucu, kamu görevlisi kavramı ile memur kavramının eş anlamlı olmamasıdır. Çünkü memur emreden-emredilen ilişkisi içinde hiyerarşinin hakim olduğu bir personel yapılanmasında emredilen anlamına gelmektedir. Oysa kamu görevlisinde böyle bir durum yoktur ve bu nedenle kamu görevlisi kavramı memur kavramına göre daha geniştir. Memur bir kamu görevlisi çeşididir; ancak her kamu görevlisi memur değildir (2006: 99) Soyaslan a göre, TCK da tanımlanan kamu görevlisi kavramı idare hukukundaki kamu görevlisi kavramından daha geniştir. Buna göre artık yeni TCK ya göre devlet veya kamu kurumları adına çalışan bir kurumun müdürü ile sair personeli, odacısı, kapıcısı ve şoförü arasında fark kalmamış, hepsi kamu görevlisi sayılmış, böylece mülga 765 sayılı kanun dönemindeki memur tanımının kapsamı genişletilmiştir (2005: 494). Özbek e göre kamusal faaliyet, yapılan işin anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan siyasal bir kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesidir (2005: 179). Giritli vd. ye göre, devletin (idarenin) kendisine verilen görevleri Anayasa nın 128. maddesinde belirtilen genel idare esaslarına göre yerine getirirken yaptığı idari, icrai (etkili-kamu gücüne dayanan), tek yanlı, kamu yararını gerçekleştirmeyi amaçlayan idari işlem ve eylemlere katılan herkes kamu görevlisi olarak kabul edilmelidir. Yazarlara göre, yeni TCK döneminde önceki dönemde memur sayılmayan bazı (imam-hatip, vaiz, belediye işçisi, hademe, hasta bakıcı, ceza evi aşçısı) kimselerin artık bir biçimde kamusal etkinliklere katılmaları nedeniyle kamu görevlisi sayılacağı anlaşılmaktadır (2006: ). Atay a göre, kamusal faaliyet maddede idare hukuku anlamındaki faaliyetlerin yani kamu hizmetlerinin görülmesinin ötesinde, kamusal yetki ve ayrıcalık kullanılarak yürütülen faaliyetleri içermektedir. Bu nedenle kişinin devlet or- 29 Özgenç in Adalet Bakanlığı nca Hakim ve Savcılara Yönelik olarak Ankara da 4 Ocak 2005 günü başlayan Yeni TCK ile ilgili Eğiticilerin Eğitimi Seminerinde yaptığı konuşma dan aktaran: Gökcan - Artuç, 2008: 34.

19 Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı 43 ganları içinde yasama yürütme ve yargının içinde yer alması ve bunların içinde yer almamakla birlikte mevzuat gereğince kamusal usul ve esaslardan hareketle yetki kullanarak bir kamusal faaliyette bulunanlar kamu görevlisi olarak ifade edilmektedir. Kişinin DMK veya niteliği ister özel isterse kamu hukuku olsun özel bir kanunda öngörülen statüde çalışması ya da istisnai nitelikte memur sayılan fiili memur niteliğini taşıması önemli olmayıp kamusal faaliyette bulunması kamu görevlisi sayılması için yeterlidir. Dolayısıyla kişinin atama, seçim veya fiili memur olması durumunda kamusal faaliyette bulunması, kamu görevlisi sayılmasını gerektirecektir. Bu durumda TCK nın tanımladığı kamu görevlisi kavramı DMK nın tanımından daha geniş niteliktedir (2006: 676). DEĞERLENDİRME Öncelikle belirtmek gerekir ki, 5237 sayılı TCK nın 6/1-c maddesindeki hüküm ile kanun koyucu 765 sayılı mülga TCK dönemindeki memur kavramının kapsam ve sınırlarına ilişkin gerek öğretideki gerekse uygulamadaki tartışmaları bitirmeyi amaçlamıştır. Ancak getirilen kamu görevlisi terimi ile bu a- macı gerçekleştirmede başarılı olunamamıştır. 30 Zira 5237 sayılı TCK, bilinmeyeni bilinmeyen başka bir kavramla tanımlamaya çalışmıştır. Gerçekten 5237 sayılı TCK kamu görevlisini tanımlarken kamusal faaliyet i esas almakta, bu kavramın aşağıda da işaret edileceği üzere idare hukukunda bir karşılığı ise bulunmamaktadır. Böylece önceki dönemdeki karışıklıklar ortadan kaldırılmak istenirken bilinmeyen bir kavram getirilmiş, bu kavramın nasıl anlaşılması gerektiği konusunda çok farklı yaklaşımlara kapı aralanmıştır. Nitekim yukarıda görüldüğü gibi, doktrinde bu kavram nedeniyle artık neredeyse devletle bir biçimde irtibatı olan herkesin kamu görevlisi sayılacağı görüşünde olanlar olduğu gibi, kavramı daraltmaya çalışan yazarlar da vardır. Maddenin gerekçesinde sayılan kişilerden anlaşılacağı gibi kanun koyucu da bu kavramın geniş anlaşılmasından yanadır. Ancak gerekçede verilen örnekler kavramın sınırını çizemeyeceği gibi, kamu görevlisinin bu kadar geniş anlamda ele alınması kanaatimizce hukuk devleti açısından da sakıncalıdır. 31 Bu kavramın 765 sayılı mülga TCK da yer alan memur kavramından daha geniş olduğu açıktır. Bu itibarla belirtelim ki kamusal faaliyet kavramının öncelikle kamu görevi ni kapsadığı konusunda kuşku bulunmamaktadır. Bu anlamda Yargıtay ın 765 sayılı TCK dönemindeki memuru belirlemedeki ölçütleri geçerliliğini korumaktadır. Buna göre devletin yerine getirmek zorunda olduğu asli görevleri yapanlar kamu görevlisidir. Bir başka deyişle kamu otoritesi adına yürütülen bir faaliyetin icrasına kamu hukuku usulüne göre katılan herkes kamu 30 Aksi görüşte: Artuk vd., 2007: 741. Yazarlara göre istihdamı değil, kişinin icra ettiği fonksiyonu esas alan bu düzenleme yerinde olmuştur. 31 Aynı yöndeki görüş için bkz. Tezcan vd., 2007: 684.

20 44 Amme İdaresi Dergisi, Cilt 42 Sayı 4 görevlisidir. Buradaki ölçüt az ya da çok mutlaka kamu otoritesine ait bir iktidar ve yetkinin kullanılmasıdır (Tezcan vd., 2007: 687). Ancak, 5237 sayılı TCK da kamu görevlisinin tanımından ve ilgili maddenin gerekçesinden anlaşıldığı kadarıyla kanun koyucunun amacı eski TCK daki memur anlayışının sınırlarını genişletmektir. Yeni TCK bakımından, 765 sayılı TCK döneminde kamu hizmeti gördüğü için memur sayılmayan birçok görevlinin kamusal faaliyetin yürütülmesine katılması dolayısıyla artık kamu görevlisi sayılacağı anlaşılmaktadır. Nitekim TCK nın 6/1c maddesinin gerekçesinde, maddede memur kavramını da kapsayan kamu görevlisi terimine yer verildiği açıklanmaktadır. Bununla birlikte bu kavramın bir sınırının olması gerektir. Ö- zellikle ceza hukukunun yapısı bunu gerektirmektedir. En son başvurulması gereken yaptırımları içeren bir hukuk dalı olan ceza hukukunda kavramlar özgürlükler lehine yorumlanmalıdır. Yukarıda da değindiğimiz gibi sorun kamusal faaliyetin kapsamının ne olduğunu belirlemektir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, TCK nın 6. maddesinin başında geçen Ceza kanunlarının uygulamasında ibaresi ile ceza hukukunda i- dare hukukundan farklı bir kamu görevlisinin öngörüldüğü vurgulanmaktadır. Hem ceza hukuku hem de idare hukuku bakımından ortak bir kamu görevlisi tanımının getirilmeyişinin önündeki en önemli engel bu iki hukuk dalının amaçlarının farklı olmasıdır. Gerçekten idare hukuku anlamında kamu görevlisinin belirlenmesinde istihdam ilişkisi belirleyici bir unsurdur. Diğer yandan idari faaliyetin tanımı, idarenin bu faaliyeti yerine getirene veya üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu belirler. Ceza hukukunda ise kamu görevlisi kategorisinin belirlenmesindeki amaç, bir yandan bu kategoriye girenlere daha etkin bir cezai koruma sağlamak, diğer yandan ise daha ağır bir cezai sorumluluk yüklenen bu kategoriye kimlerin girdiğini açık bir biçimde saptamaktır. Ancak amaçları aynı olmasa da ceza hukukunun, idare hukukunun getirdiği ölçütlerden, bunlar ceza hukukunun gereklerine aykırı olmadığı sürece yararlanmasının önünde bir engel yoktur (Okuyucu-Ergün, 2008: 11). Kamusal faaliyetin ne olduğu konusunda idare hukukuna başvurulduğunda terim olarak böyle bir kavrama yer verilmediği, ancak bazı durumlarda kamu hizmeti deyiminin faaliyet, iş, uğraş anlamında kullanıldığı ifade edilmektedir. Bu anlamda kamu hizmeti/faaliyetinin, bir kamu kurumunun, ya kendisi ya da yakın gözetimi altında özel girişim eliyle kamuya sağlanan hizmet olduğu belirtilmiştir (Tezcan vd., 2007: 687). 32 Ancak idare hukuku anlamındaki kamu 32 Benzer bir başka tanıma göre kamu hizmeti; yasama organınca kamu hizmeti olarak nitelendirilen idare ya da onun denetim ya da gözetimi altında özel kişilerce, kamu yararı amacıyla, kamusal bir ihtiyacı tatmin için yapılan faaliyete verilen isimdir. Akyılmaz, 2003: 331. Yine; kamu hizmeti, özel bir hukuki rejime uygun olarak idare örgütü tarafından bizzat ve/veya bunların yakın denetim ve gözetimi altında yürütülen, yürütülmesinde kamu yararı bulunan ve bu hususun da siyasal karar almaya yetkili devlet organınca öngörüldüğü faaliyetlerdir Atay, 2006: 480. Anayasa Mahkemesi de kamu hizmetini bir kararında tanımlamıştır: Kamu hizmeti, devlet ya da diğer kamu tüzel kişileri tarafından ya da bunların gözetim ve denetimleri altında, ge-

KAMU YÖNETİMİ. 9.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

KAMU YÖNETİMİ. 9.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER KAMU YÖNETİMİ 9.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER 1 Kamu hizmetlerinin yürütülmesi birçok unsur yanında olmazsa olmaz unsur işgücü gereksinimidir. Kamu görevlileri, kamu hizmetinin işgücü unsurunu oluştururlar.

Detaylı

KAMU PERSONEL HUKUKU KISA ÖZET HUK303U

KAMU PERSONEL HUKUKU KISA ÖZET HUK303U KAMU PERSONEL HUKUKU KISA ÖZET HUK303U 2 Sayfa 2 1.Ünite Temel Kavramlar ve Anayasal İlkeler KAMU GÖREVLİLERİ Türkiye de Kamu Görevlilerinin Soyağacı Kamu Görevlileri Kamu i Seçilmişler Yükümlüler Gönüllüler

Detaylı

www.vergidegundem.com

www.vergidegundem.com Fax: 0 212 230 82 91 Damga vergisi uygulamasında Resmi Daire Av. Gökçe Sarısu I. Giriş Damga vergisi, hukuki işlemlerde düzenlenen belge ya da kağıtlar üzerinden alınan bir vergidir. Niteliğinin belirlenmesinde

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/8

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/8 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/35757 Karar No. 2012/1051 Tarihi: 23.01.2012 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2012/3 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/8 KAPSAM DIŞI PERSONEL İDARİ YARGININ

Detaylı

26 Ağustos 2003 Tarihli Resmi Gazete. Sayı: Harcırah Kanunu Genel Tebliği. (Seri No:37)

26 Ağustos 2003 Tarihli Resmi Gazete. Sayı: Harcırah Kanunu Genel Tebliği. (Seri No:37) Harcırah Kanunu Genel Tebliği (Yurt İçinde ve Yurt Dışında Daimi Bir Göreve Naklen Atananların Harcırah Harcırah Kanunu Genel Tebliği (Yurt İçinde ve Yurt Dışında Daimi Bir Göreve Naklen Atananların Harcırahına

Detaylı

KAMU PERSONEL HUKUKU

KAMU PERSONEL HUKUKU KAMU PERSONEL HUKUKU 1- Konu Başlığı Kamu Hizmetinin Personeli (Onar, 1065-1283) Memur Hukuku- Amme Hizmetleri Personeli (Mukbil Özyörük) Kamu Görevlileri (Tan, 488) Kamu Görevlileri (Gözler, 614) İdarenin

Detaylı

KAMU ĠHALE MEVZUATI. c) İhaleyi yapan idarenin ihale yetkilisi kişileri ile bu yetkiye sahip kurullarda görevli kişiler.

KAMU ĠHALE MEVZUATI. c) İhaleyi yapan idarenin ihale yetkilisi kişileri ile bu yetkiye sahip kurullarda görevli kişiler. 26- ĠHALEYE KATILAMAYACAK OLANLAR KAMU ĠHALE MEVZUATI 4734 SAYILI KAMU ĠHALE KANUNU Ġhaleye katılamayacak olanlar Madde 11- Aşağıda sayılanlar doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak, kendileri

Detaylı

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA Davanın Konusu : Uyuşmazlık, davacının 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere

Detaylı

2014 YILI MAHALLİ İDARELER SEÇİMİNDE ADAY OLMAK İSTEYEN KAMU GÖREVLİLERİYLE İLGİLİ REHBER

2014 YILI MAHALLİ İDARELER SEÇİMİNDE ADAY OLMAK İSTEYEN KAMU GÖREVLİLERİYLE İLGİLİ REHBER 2014 YILI MAHALLİ İDARELER SEÇİMİNDE ADAY OLMAK İSTEYEN KAMU GÖREVLİLERİYLE İLGİLİ REHBER A- İLGİLİ MEVZUAT Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 76 ncı maddesinin son fıkrasında; hakimler ve savcılar, yüksek

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/35581 Karar No. 2016/298 Tarihi: 12.01.2016 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2016/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 VAKIF ÜNİVERSİTELERİNDE İŞ SÖZLEŞ-

Detaylı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ Ankara, 14 Kasım 2013 PERSONEL BİRİMLERİ TÜM ÇALIŞANLARIN; İşe alınmaları, İstihdamı, sözleşmelerinin tanzimi ve uygulanması, Atama, yükselme ve diğer özlük hakları, Sosyal haklar ve

Detaylı

TÜRK CEZA KANUNUNDA KAMU GÖREVLİSİ KAVRAMI CONCEPT OF PUBLIC SERVANT IN TURKISH PENAL CODE

TÜRK CEZA KANUNUNDA KAMU GÖREVLİSİ KAVRAMI CONCEPT OF PUBLIC SERVANT IN TURKISH PENAL CODE TÜRK CEZA KANUNUNDA KAMU GÖREVLİSİ KAVRAMI CONCEPT OF PUBLIC SERVANT IN TURKISH PENAL CODE Burcu DEMREN DÖNMEZ* Özet: 2005 yılında 5237 sayılı TCK nın yürürlüğe girmesiyle birlikte, ceza hukukunda pek

Detaylı

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGININ GÖREV ALANI

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGININ GÖREV ALANI İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU İDARİ YARGILAMA AÇIK DERS MATERYALİ USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGININ GÖREV ALANI İDARİ YARGININ GÖREV ALANININ ÖLÇÜTÜ Uyuşmazlığın idari işlevden kaynaklanması

Detaylı

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet 3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet Fikret İlkiz Anayasaya göre; herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde

Detaylı

2015 YILI 25. DÖNEM MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMİNDE ADAY OLMAK İSTEYEN KAMU GÖREVLİLERİYLE İLGİLİ REHBER

2015 YILI 25. DÖNEM MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMİNDE ADAY OLMAK İSTEYEN KAMU GÖREVLİLERİYLE İLGİLİ REHBER 2015 YILI 25. DÖNEM MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMİNDE ADAY OLMAK İSTEYEN KAMU GÖREVLİLERİYLE İLGİLİ REHBER A- İLGİLİ MEVZUAT Türkiye Cumhuriyeti Anayasası nın 76. maddesinin son fıkrasında; hâkimler ve savcılar,

Detaylı

ASTSUBAY KADROSUNA ATANAN VEYA FİİLEN BÖYLE BİR KADRODA GÖREV YAPAN PERSONELİN MALİ HAKLARI

ASTSUBAY KADROSUNA ATANAN VEYA FİİLEN BÖYLE BİR KADRODA GÖREV YAPAN PERSONELİN MALİ HAKLARI ASTSUBAY KADROSUNA ATANAN VEYA FİİLEN BÖYLE BİR KADRODA GÖREV YAPAN PERSONELİN MALİ HAKLARI ÖZET : Gerek 657 sayılı kanun ve gerek 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili maddeleri ve Anayasamızda

Detaylı

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; kamu kurum ve kuruluşları ile iktisadî, ticarî ve malî sektörlerde üretim, tüketim ve hizmet

Detaylı

Aile Hekimliği Kanunu

Aile Hekimliği Kanunu Aile Hekimliği Kanunu 24.11.2004 tarihinde 5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun yürürlüğe girdi 11.10.2011 tarih ve 663 Sayılı KHK'nin 58. maddesi ile "Aile Hekimliği Kanunu" adını

Detaylı

24 Aralık 2007 PAZARTESİ. Sayı : MAHKEMESİ KARARI. Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : İTİRAZIN KONUSU :

24 Aralık 2007 PAZARTESİ. Sayı : MAHKEMESİ KARARI. Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : İTİRAZIN KONUSU : 24 Aralık 2007 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 26736 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas Sayısı Karar Sayısı Karar Günü İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : İTİRAZIN KONUSU : 1 / 13 I - OLAY

Detaylı

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Sayı : 80755325-105.05.07-1116 09/02/2016 Konu : Geçici Personele Ek Ödeme Yapılması ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) İlgi : 09.10.2015 tarihli

Detaylı

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru 1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri 2. Suçun Yapısal Unsurları 3. Hukuka Aykırılık Unsuru 4. Ceza Sorumluluğunu Kaldıran ve Azaltan Nedenler 5. Suçun Özel Görünüm Biçimleri 1 6. Yatırım

Detaylı

Cinsel taciz suçu TCK. nun 105 inci maddesinde düzenlenmiştir. Burada;

Cinsel taciz suçu TCK. nun 105 inci maddesinde düzenlenmiştir. Burada; Cinsel taciz suçu TCK. nun 105 inci maddesinde düzenlenmiştir. Burada; (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101 T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/15329 Karar No. 2013/8585 Tarihi: 29.04.2013 İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/1 5510 S. SGK/101 5510 SAYILI YASANIN YÜRÜLÜĞÜNDEN ÖNCE MEMUR VE İŞTİRAKÇİ OLANLARIN

Detaylı

KAMU GÖREVLİLERİNİN GÖREV SUÇLARINDA SORUŞTURMA USULÜ

KAMU GÖREVLİLERİNİN GÖREV SUÇLARINDA SORUŞTURMA USULÜ T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI KAMU GÖREVLİLERİNİN GÖREV SUÇLARINDA SORUŞTURMA USULÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ RAŞİT ZENGİN TEZ DANIŞMANI DOÇ. DR. FARUK

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO İnfaz ve Güvenlik Hizmetleri Programı Genel Hukuk-1 Dersleri Kamu Hukuku Alt Dalları (Anayasa Hukuku, İdare Hukuku, Ceza Hukuku) ve Bu Dallar ile İlgili Temel

Detaylı

Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi alikemal.yildiz@bahcesehir.edu.tr

Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi alikemal.yildiz@bahcesehir.edu.tr Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi alikemal.yildiz@bahcesehir.edu.tr ANAYASAL KURALLAR Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir (Ay. m. 56/1). Çevreyi geliştirmek,

Detaylı

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi 02.11.2011 tarihli ve 28103 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname

Detaylı

TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı

TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı Yargıtay, tanımı Anayasa ile yapılan, işlevleri, mensupları ve bunların seçimi ve diğer kuruluş esasları, Anayasa'da

Detaylı

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ TÜRK HUKUK SİSTEMİ İdari Yargı Adli Yargı Askeri Yargı Sayıştay Anayasa Mahkemesi İDARİ YARGI SİSTEMİ İdarenin eylem ve işlemlerine karşı açılan davaların görüşüldüğü,

Detaylı

BİR AVUKAT YANINDA AYLIKLI OLARAK ÇALIŞAN AVUKATIN DURUMUNUN AVUKATLIK YASASI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

BİR AVUKAT YANINDA AYLIKLI OLARAK ÇALIŞAN AVUKATIN DURUMUNUN AVUKATLIK YASASI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ BİR AVUKAT YANINDA AYLIKLI OLARAK ÇALIŞAN AVUKATIN DURUMUNUN AVUKATLIK YASASI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Güneş GÜRSELER * Hiçbir planlama yapılmadan birbiri ardına açılan hukuk fakültelerinin yılda ortalama

Detaylı

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin 30.11.2007 Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin 30.11.2007 Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin 30.11.2007 Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır Doç. Dr. Tuğrul KATOĞLU* * Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Ceza

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/17402 Karar No. 2011/19618 Tarihi: 30.06.2011 İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161 CEZAİ ŞART KARŞILIKLIK İLKESİ BAKİYE ÜCRETİN YANINDA CEZAİ ŞARTINDA İSTENEBİLECEĞİ

Detaylı

İdare Hukuku Ve İdari Yargı Alanında Anayasa Değişikliği İle İlgili Bazı Öneriler

İdare Hukuku Ve İdari Yargı Alanında Anayasa Değişikliği İle İlgili Bazı Öneriler İdare Hukuku Ve İdari Yargı Alanında Anayasa Değişikliği İle İlgili Bazı Öneriler Arş. Gör. Ahmet Kürşat ERSÖZ* * S. Ü. Hukuk Fak. İdare Hukuku ABD. Mevcut anayasamızda idare hukukuna ilişkin olan hükümler

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/2023 Karar No. 2016/12470 Tarihi: 26.05.2016 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2017/2 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 HALK EĞİTİM MERKEZİ KURS ÖĞRET-

Detaylı

Beraat Eden Sanıklar Müdafiinin Vek âlet Ücreti

Beraat Eden Sanıklar Müdafiinin Vek âlet Ücreti Beraat Eden Sanıklar Müdafiinin Vek âlet Ücreti Av. Coşkun ÖZBUDAK* * Ankara Barosu. 1. Giriş Bilindiği gibi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT), beraat eden sanık yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi

Detaylı

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU Konusu: İlgili Mevzuat: Bakanlığımız 4/B Sözleşmeli Personellerine ödenen Ek Ödemeden sigorta prim kesintisi kesilip kesilmeyeceği, 31.05.2006 tarihli 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX BIRINCI BÖLÜM ANAYASA HUKUKUNUN KISA KONULARI 1. 1961 Anayasası ile 1982 Anayasası nın Hazırlanış ve Kabul Ediliş Süreçlerindeki Farklılıklar...1 2. Üniter, Federal ve Bölgeli

Detaylı

Makale Başlığı: Kamu Yönetimi Personel Rejim ve Uygulamaları Üzerine Bir İnceleme

Makale Başlığı: Kamu Yönetimi Personel Rejim ve Uygulamaları Üzerine Bir İnceleme Makale Başlığı: Kamu Yönetimi Personel Rejim ve Uygulamaları Üzerine Bir İnceleme Resim Bekir DURUSOY Şube Müdürü İletişim: e-posta: durusoydb@gmail.com.tr Cep: 0 505 845 17 67 Özgeçmiş 1968 yılında Kırıkkale

Detaylı

: Büro Çalışanları Hak Sendikası (Büro Hak-Sen) GMK Bulvarı 40/2 Kat 2 Maltepe / ANKARA

: Büro Çalışanları Hak Sendikası (Büro Hak-Sen) GMK Bulvarı 40/2 Kat 2 Maltepe / ANKARA T.C. Devlet Personel Başkanlığı 01.11.2017 Başvuruda Bulunan Başvuru Konusu : Büro Çalışanları Hak Sendikası (Büro Hak-Sen) GMK Bulvarı 40/2 Kat 2 Maltepe / ANKARA : T.C. Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenen

Detaylı

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. HAFTA: OSMANLI ANAYASAL GELİŞMELERİ [Türk Anayasa Hukukukun Bilgi Kaynaklarının Tanıtımı:

Detaylı

Türk Rekabet Hukukunda Tekerrür

Türk Rekabet Hukukunda Tekerrür Türk Rekabet Hukukunda Tekerrür 12. Rekabet Hukuku ve İktisadında Güncel Gelişmeler Sempozyumu 6 Mayıs 2014 Bahadır BALKI Sinem UĞUR Türk Rekabet Hukukunda Tekerrür Türk Hukuk Sisteminde Tekerrür İdari

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 T.C YARGITAY 22.HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/15013 Karar No. 2013/4250 Tarihi: 01.03.2013 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21 VAKIF ÜNİVERSİTELERİNDE ÇALIŞAN- LARIN KIDEM İHBAR TAZMİNATI HAKLARININ İDARİ

Detaylı

ŞİRKETLER TOPLULUĞUNDA HÂKİM VE BAĞLI ŞİRKETLERİN KONTROL ÖLÇÜTÜ

ŞİRKETLER TOPLULUĞUNDA HÂKİM VE BAĞLI ŞİRKETLERİN KONTROL ÖLÇÜTÜ ŞİRKETLER TOPLULUĞUNDA HÂKİM VE BAĞLI ŞİRKETLERİN KONTROL ÖLÇÜTÜ Ufuk ÜNLÜ 43 * ÖZ Güncel ve kanuni tabiriyle şirketler topluluğu olarak adlandırılan holdinglerin, ticari alandaki sayıları gün geçtikçe

Detaylı

ÖZET. Anahtar Kelimeler: Kamu görevlisi, memur, kamu görevi, kamusal faaliyet, kamu hizmeti

ÖZET. Anahtar Kelimeler: Kamu görevlisi, memur, kamu görevi, kamusal faaliyet, kamu hizmeti ÖZET 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile getirilen önemli yeniliklerden biri, özel ceza kanunları ve ceza içeren tüm kanunlar için geçerli tanımlara yer verilmiş olmasıdır. Bu tanımlardan biri de kamu görevlisi

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/7568 Karar No. 2014/13812 Tarihi: 21.05.2014 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8 İŞ SÖZLEŞMESİNİN VAR OLUP OLMADIĞI- NIN BAĞIMLILIK ÖLÇÜTÜNE GÖRE BELİRLE-

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/7939 Karar No. 2012/15559 Tarihi: 03.05.2012 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2012/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8 İŞ SÖZLEŞMESİ VEKALET VE ESER

Detaylı

5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU NA GÖRE GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU

5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU NA GÖRE GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU HUKUKU ANABİLİM DALI 5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU NA GÖRE GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU Ramazan BEDİR YÜKSEL LİSANS TEZİ Danışman Yrd. Doç. Dr. Berrin AKBULUT

Detaylı

TEMEL YASALAR /DÜZENLEMELER

TEMEL YASALAR /DÜZENLEMELER GİRİŞ Gelişen bilişim teknolojilerinin bütün kamu kurumlarında kullanılması hukuk alanında bir kısım etkiler meydana getirmistir. Kamu tüzel kişileri tarafından bilgisayar teknolojileri kullanılarak yerine

Detaylı

TÜRK KAMU YÖNETİM SİSTEMİ

TÜRK KAMU YÖNETİM SİSTEMİ İdarenin Bütünlüğü İlkesi : Hiyerarşi Ünite 11 Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi / Yerel Yönetimler TÜRK KAMU YÖNETİM SİSTEMİ Dr. Hande ÜNSAL 1 Ünite 11 İDARENİN BÜTÜNLÜĞÜ İLKESİ HİYERARŞİ Dr. Hande ÜNSAL

Detaylı

İdari Yargının Geleceği

İdari Yargının Geleceği İdari Yargının Geleceği Av. Zühal SİRKECİOĞLU DÖNMEZ* * Ankara Barosu. İdari Yargının Geleceği / SİRKECİOĞLU DÖNMEZ Ülkemiz Hukuk Fakültelerinde iki Ana Bilim dalı vardır: Özel Hukuk ve Kamu Hukuku. Özel

Detaylı

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Esas Sayısı : 2015/109 Karar Sayısı : 2016/28 1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Anayasa nın 2. maddesinde

Detaylı

Muharrem İLDİR 08.10.2014 Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü muharremildir@bbdas.com.

Muharrem İLDİR 08.10.2014 Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü muharremildir@bbdas.com. Muharrem İLDİR 08.10.2014 Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü muharremildir@bbdas.com.tr GELİR VE KURUMLAR VERGİSİNDE TAHAKKUK VE TAHSİLAT ESASININ GEÇERLİ OLDUĞU

Detaylı

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA: Sanık. 30/08/2014 tarihinde emniyet görevlileri tarafından yapılan üst aramasında uyuşturucu olduğu değerlendirilen madde ele geçirildiği, ekspertiz raporu uyarınca ele geçirilen maddenin uyuşturucu niteliğine

Detaylı

SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA ÖRGÜTLENME SUÇLARI (TCK m )

SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA ÖRGÜTLENME SUÇLARI (TCK m ) Dr. Erkan SARITAŞ SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA ÖRGÜTLENME SUÇLARI (TCK m. 220-221) İSTANBUL ARŞİVİ İÇİNDEKİLER SUNUŞ...VII ÖNSÖZ... XI İÇİNDEKİLER... XVII KISALTMALAR LİSTESİ...XXIX GİRİŞ...1 I. KONUNUN MAHİYETİ

Detaylı

TÜRK YARGI SĠSTEMĠ CEZA MAHKEMELERĠ-I Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı

TÜRK YARGI SĠSTEMĠ CEZA MAHKEMELERĠ-I Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı TÜRK YARGI SĠSTEMĠ CEZA MAHKEMELERĠ-I Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı GENEL OLARAK Adli Yargı İlk derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş ve Hakkındaki Kanunun

Detaylı

M. Gözde ATASAYAN. Kamu Hizmetlerinin Süreklilik ve Düzenlilik İlkesi

M. Gözde ATASAYAN. Kamu Hizmetlerinin Süreklilik ve Düzenlilik İlkesi M. Gözde ATASAYAN Kamu Hizmetlerinin Süreklilik ve Düzenlilik İlkesi İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI KISALTMALAR...XXI GİRİŞ...1 A. «KAMU HİZMETİ» KAVRAMI...1 1. Kamu Hizmetinin Klasik Tanımı...1

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI GENEL OLARAK Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 148. maddesinde yapılan değişiklik ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmıştır. 23 Eylül 2012

Detaylı

DEVLET MEMURLARININ TEDAVİ YARDIMINA İLİŞKİN ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Cuma, 03 Nisan :58 -

DEVLET MEMURLARININ TEDAVİ YARDIMINA İLİŞKİN ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Cuma, 03 Nisan :58 - 3 Nisan 2009 CUMA Resmî Gazete Sayı : 27189 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Esas Sayısı : 2005/152 Karar Sayısı : 2009/14 Karar Günü : 29.1.2009 İTİRAZ YOLUNA BAŞVURANLAR 1- Danıştay Beşinci Dairesi Esas Sayısı:

Detaylı

CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN DA BELİRLENEN İLKELER

CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN DA BELİRLENEN İLKELER İnfaz hukukunun temel ilkeleri, İnfaz hukukunun diğer hukuk dalları ile ilişkisi, Uluslararası hukukta infaz hukuku, İnfaz sistemleri, Ülkemizde bulunan ceza infaz kurumları İNFAZA İLİŞKİN EVRENSEL İLKELER

Detaylı

Prof. Dr. Çetin ARSLAN Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı

Prof. Dr. Çetin ARSLAN Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çetin ARSLAN Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Ceza Hukukun en tartışmalı konularından biri de; Genelde tüzel kişilerin, Özelde ise tüzel

Detaylı

V. : 4/7/2001, : 631 : 10/4/2001, : 4639 : 13/7/2001, : 24461 : V

V. : 4/7/2001, : 631 : 10/4/2001, : 4639 : 13/7/2001, : 24461 : V 973 MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN MALİ VE SOSYAL HAKLARINDA DÜZENLEMELER İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME Kanun Hük. Kar. nin

Detaylı

İçindekiler İKİNCİ BAB HÜRRİYET ALEYHİNDE İŞLENEN CÜRÜMLER. Birinci Fasıl Siyasi Hürriyet Aleyhinde Cürümler

İçindekiler İKİNCİ BAB HÜRRİYET ALEYHİNDE İŞLENEN CÜRÜMLER. Birinci Fasıl Siyasi Hürriyet Aleyhinde Cürümler İçindekiler Önsöz 5 İçindekiler 7 Kısaltmalar 15 Yararlanılan Kaynaklar 16 İKİNCİ BAB HÜRRİYET ALEYHİNDE İŞLENEN CÜRÜMLER Birinci Fasıl Siyasi Hürriyet Aleyhinde Cürümler Siyasi Hakların Kullanılmasını

Detaylı

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN Kanun No: 4787 Kabul Tarihi : 09/01/2003 Resmi Gazete Tarihi: 18/01/2003 Resmi Gazete Sayısı: 24997 AMAÇ VE KAPSAM Madde 1 - Bu Kanunun

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/1856 Karar No. 2014/215 Tarihi: 16.01.2014 İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1 REKABET YASAĞI SÖZLEŞMELERİNDE GÖREVLİ MAHKEMENİN TİCARET MAHKE- MESİ OLDUĞU

Detaylı

ASİSTAN VE UZMAN HEKİMLERİN YASAL HAK VE SORUMLULUKLARI

ASİSTAN VE UZMAN HEKİMLERİN YASAL HAK VE SORUMLULUKLARI ASİSTAN VE UZMAN HEKİMLERİN YASAL HAK VE SORUMLULUKLARI Av.Mustafa GÜLER TTB Hukuk Bürosu Klimik AGUH 2016 Temel Eğitim Programı KONU BAŞLıKLARı Hak ve Yükümlülükler Mecburi Hizmet Eş ve sağlık mazereti

Detaylı

denetim mali müşavirlik hizmetleri

denetim mali müşavirlik hizmetleri SİRKÜLER 25.11.2013 Sayı: 2013/020 Konu: 90 SAYILI K.H.K. NİN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMASI NEDENİYLE ŞİRKETLERİN ORTAKLARINA, ÇALIŞANLARINA, İŞTİRAKLERİNE VE DİĞER TÜZEL VE GERÇEK KİŞİLERE FAİZ KARŞILIĞI VERDİKLERİ

Detaylı

Ceza Hukuku Özel Hükümler (LAW 307) Ders Detayları

Ceza Hukuku Özel Hükümler (LAW 307) Ders Detayları Ceza Hukuku Özel Hükümler (LAW 307) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Ceza Hukuku Özel Hükümler LAW 307 Güz 3 2 0 3 6 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin

Detaylı

SAVUNMANIN ÖZETİ : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur. T.C. ANKARA 7. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2007/1198 KARAR NO : 2008/419 DAVACI :... VEKİLİ : Av. Zafer DİNÇ Mithatpaşa Cad. 34 F No:29 Kızılay -ANKARA DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI - ANKARA

Detaylı

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI. Denizli KASIM 2013

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI. Denizli KASIM 2013 HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI Denizli 07-10 KASIM 2013 Grup Adı Grup Konusu : Ceza Grubu 6. Grup : İhaleye Fesat Karıştırma Suçları, Zimmet, Rüşvet, İrtikâp, Görevi Kötüye

Detaylı

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T. 31.3.2014 AVUKATIN BAŞKA BİR AVUKATA KARŞI ASİL YA DA VEKİL SIFATIYLA TAKİP EDECEĞİ DAVA ( Barosuna Bir Yazı İle Bildirmemesi/Türkiye

Detaylı

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN 6405 TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN Kanun Numarası : 3002 Kabul Tarihi : 8/5/1984

Detaylı

SPKn İDARİ PARA CEZALARI

SPKn İDARİ PARA CEZALARI SPKn İDARİ PARA CEZALARI Av. Ümit İhsan Yayla Sermaye Piyasası Kanununda Halka Açık Şirketlerle İlgili Suç ve Yaptırımlar ile Önemli Nitelikte İşlemler Paneli İstanbul 27.06.2014 Sunum İçeriği Ceza Vermeye

Detaylı

Taşeron işçilere kadro çalışması hakkında her şey

Taşeron işçilere kadro çalışması hakkında her şey On5yirmi5.com Taşeron işçilere kadro çalışması hakkında her şey Taşeron işçilere kadro müjdesinin ardından, konuyla ilgili merak edilen sorulara AK Parti Ekonomi işleri Başkanlığı, Ekonomi Bülteni'nde

Detaylı

NATURE OF THE ACTS OF FORGERY ON EXPERT REPORTS

NATURE OF THE ACTS OF FORGERY ON EXPERT REPORTS BİLİRKİŞİ RAPORU ÜZERİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN SAHTECİLİK FİİLLERİNİN NİTELİĞİ Yrd. Doç. Dr. Güneş Okuyucu Ergün ÖZET Belgede sahtecilik suçları, TCK'nın 204 ilâ 212. maddeleri arasında; "Yargı mercileri veya

Detaylı

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar Dt. Evin Toker dtevintoker@gmail.com Şiddet Nedir? Dünya Sağlık Örgütü (WHO) şiddeti; fiziksel güç veya iktidarın kasıtlı bir tehdit veya gerçeklik biçiminde bir

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire Esas No : 2012/4237 Karar No : 2012/7610 Anahtar Kelimeler: Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi, Yatırım Teşvik Belgesi, Muafiyet Özeti: Yatırım teşvik mevzuatı koşullarına

Detaylı

T.C. GEBZE BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV TANIMLARI. Karar Tarihi: 07/03/2008 Karar No: 84 Sayfa 1/6 BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ:

T.C. GEBZE BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV TANIMLARI. Karar Tarihi: 07/03/2008 Karar No: 84 Sayfa 1/6 BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ: Karar Tarihi: 07/03/2008 Karar No: 84 Sayfa 1/6 T.C. GÖREV TANIMLARI AMAÇ: BİRİNCİ BÖLÜM Madde 1) Bu yönetmeliğin amacı 5393 Sayılı Belediye Kanunu nun 48 nci maddesi, ISO 9001-2000 kapsamında, Görev,

Detaylı

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak J.T.G.Y.K. 1 Amaç MADDE 1 - Bu Kanun, Türkiye Cumhuriyeti Jandarma Teşkilatının görev, yetki ve sorumluluklarına, hizmetin getirdiği bağlılık ve ilişkilere, teşkilat ve konuşa ait esas ve usulleri düzenler.

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSLARI EK DERS ÜCRETLERİ.

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSLARI EK DERS ÜCRETLERİ. 1 T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSLARI EK DERS ÜCRETLERİ Satım KAYA İLGİLİ MEVZUAT Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin

Detaylı

MİLLİ GÜVENLİK KURULU VE MİLLİ GÜVENLİK KURULU GENEL SEKRETERLİĞİ KANUNU

MİLLİ GÜVENLİK KURULU VE MİLLİ GÜVENLİK KURULU GENEL SEKRETERLİĞİ KANUNU 6219 MİLLİ GÜVENLİK KURULU VE MİLLİ GÜVENLİK KURULU GENEL SEKRETERLİĞİ KANUNU Kanun Numarası : 2945 Kabul Tarihi : 9/11/1983 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 11/11/1983 Sayı : 18218 Yayımlandığı Düstur

Detaylı

Sayı : [02] /556/ /01/2013

Sayı : [02] /556/ /01/2013 T.C. ADALET BAKANLIĞI Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Sayı : 49453461-045.02[02]-504-2013/556/2392 29/01/2013 Konu : Yakalanan araçların teslimi... CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA 1 / 5 İlgi : 04/01/2013 tarihli

Detaylı

Ceza Hukukuna Giriş. Ceza Hukukuna Giriş (Özgenç)

Ceza Hukukuna Giriş. Ceza Hukukuna Giriş (Özgenç) İzzet Özgenç Ceza Hukukuna Giriş 2 İnsan: Algılama yeteneği İrade yeteneği Kişiliğini serbestçe tekâmül ettirmek Kişilik Tekâmül İrade serbestisi 3 Davranış normları Muhatap İnsan Davranış normları Yükümlülük

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN TEMEL HUKUK BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? Yargı nedir? Türk hukukunda yargının bölümleri Anayasa Yargısı İdari Yargı Adli Yargı TEMEL HUKUK YARGI Yargı, devletin hukuk

Detaylı

MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN

MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN Kanun No. 4483 Resmi Gazete Tarih: 4.12.1999; Sayı: 23896 Amaç MADDE

Detaylı

ÜNİVERSİTESİ 2016 YILI FAALİYET RAPORU

ÜNİVERSİTESİ 2016 YILI FAALİYET RAPORU N E C M E T T İ N E R B A K A N ÜNİVERSİTESİ 2016 YILI HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ FAALİYET RAPORU 1 İÇİNDEKİLER : I- GENEL BİLGİLER A- Misyon ve Vizyon B- Yetki, Görev ve Sorumluluklar C- Birime İlişkin Bilgiler

Detaylı

Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı *

Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı * Hakemli Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı * Av. Hüseyin Aydın *1 ÖZET 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile getirilen önemli yeniliklerden biri, özel ceza kanunları ve ceza içeren tüm kanunlar için geçerli

Detaylı

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU TÜZEL KİŞİLER İÇİN ŞİKÂYET BAŞVURU FORMU

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU TÜZEL KİŞİLER İÇİN ŞİKÂYET BAŞVURU FORMU KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU TÜZEL KİŞİLER İÇİN ŞİKÂYET BAŞVURU FORMU EK-2 Şikâyetçinin Unvanı TÜRK EĞİTİM-SEN Adresi Talatpaşa Bulvarı No:160 Kat:6 Cebeci-ANKARA Telefon No 0 312 424 09 60-64 Faks No 0 312

Detaylı

TEMEL HUKUK. Hukuk ve Kaynakları

TEMEL HUKUK. Hukuk ve Kaynakları TEMEL HUKUK Hukuk ve Kaynakları HUKUK NEDİR Hukuk, toplumsal yaşam içinde kişilerin birbirleriyle ve toplumu temsil eden güçle ilişkilerini düzenleyen ve uyulması, toplumu temsil eden güç tarafından yaptırıma

Detaylı

EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLARIN SİGORTALILIĞINA İLİŞKİN YAŞANAN TEREDDÜTLER

EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLARIN SİGORTALILIĞINA İLİŞKİN YAŞANAN TEREDDÜTLER EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLARIN SİGORTALILIĞINA İLİŞKİN YAŞANAN TEREDDÜTLER ve ÖNERİLERİ Süleyman TUNÇAY* 1-Giriş: T.C. Anayasasının sosyal güvenlik hakkı başlıklı 60 ıncı maddesinde, Herkes, sosyal güvenlik

Detaylı

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI (Kavramlara Dair Bir Bilgilendirme) Akın Gencer ŞENTÜRK, Avukat İzmir, 16.11.2018 Anayasamız, Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı

Detaylı

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi nin 24 Şubat 2014 tarihli Kırkaltıncı Birleşiminde Oybirliğiyle kabul olunan Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası Anayasanın 94 üncü

Detaylı

SIVACI ve BOYACI GİBİ VERGİDEN MUAF ESNAF ÖLÜMLERİNİN İŞ KAZASI YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

SIVACI ve BOYACI GİBİ VERGİDEN MUAF ESNAF ÖLÜMLERİNİN İŞ KAZASI YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ SIVACI ve BOYACI GİBİ VERGİDEN MUAF ESNAF ÖLÜMLERİNİN İŞ KAZASI YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ Vakkas DEMİR * I- GİRİŞ: Sıvacı, boyacı, yapı ustası ve şap ustası gibi şahısların yaptıkları işler, 193 sayılı

Detaylı

İŞ MAHKEMELERİ KANUNU

İŞ MAHKEMELERİ KANUNU 2243 İŞ MAHKEMELERİ KANUNU Kanun Numarası : 5521 Kabul Tarihi : 30/1/1950 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 4/2/1950 Sayı : 7424 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3 Cilt : 31 Sayfa : 753 Madde 1 İş Kanununa

Detaylı

Sayı: 18/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

Sayı: 18/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi nin 27 Ocak 2014 tarihli Otuzsekizinci Birleşiminde Oyçokluğuyla kabul olunan Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi

Detaylı

6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUN UNUN AMACI VE KAPSAMI

6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUN UNUN AMACI VE KAPSAMI 6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUN UNUN AMACI VE KAPSAMI AMAÇ 2010 yılında 5982 sayılı Kanunla Anayasanın 20. maddesine eklenen ek fıkra Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını

Detaylı

Sirküler Rapor Mevzuat 06.08.2015/141-1 YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK YAYIMLANDI

Sirküler Rapor Mevzuat 06.08.2015/141-1 YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK YAYIMLANDI Sirküler Rapor Mevzuat 06.08.2015/141-1 YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK YAYIMLANDI ÖZET : Yayımlanan yönetmelik değişikliği ile Yeminli Mali Müşavirler

Detaylı

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Kamu Yönetimi. Hafta 12. Yrd. Doç. Dr. Hale BİRİCİKOĞLU

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Kamu Yönetimi. Hafta 12. Yrd. Doç. Dr. Hale BİRİCİKOĞLU SAKARYA ÜNİVERSİTESİ Kamu Yönetimi Hafta 12 Yrd. Doç. Dr. Hale BİRİCİKOĞLU Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Sakarya Üniversitesi ne aittir. "Uzaktan Öğretim" tekniğine uygun olarak hazırlanan

Detaylı

İDARİ PARA CEZALARINDA UYGULAMA

İDARİ PARA CEZALARINDA UYGULAMA İDARİ PARA CEZALARINDA UYGULAMA Dr. Ahmet OZANSOY 1. Giriş İdari para cezaları, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu na 1 göre uygulanmaktadır. Belediyelerde uygulayıcılar arasında genellikle encümen para cezası

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU NA GÖRE İŞVEREN VE İŞVEREN VEKİLİ KAVRAMLARININ ANALİZİ

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU NA GÖRE İŞVEREN VE İŞVEREN VEKİLİ KAVRAMLARININ ANALİZİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU NA GÖRE İŞVEREN VE İŞVEREN VEKİLİ KAVRAMLARININ ANALİZİ Bünyamin ESEN* 33 I- GİRİŞ 30.06.2012 tarihinde Resmi Gazete de yayımlanarak aşamalı olarak yürürlüğe girmeye başlayan

Detaylı