KÜLTÜR VE TURİZM BAKANIMIZ PROF. DR. NUMAN KURTULMUŞ TURİNG DE

Transkript

1 ARALIK 2017 SAYI: 392 TÜRKİYE TURİNG ve OTOMOBİL KURUMU BELLETENİ / MAGAZINE of THE TURKISH TOURING AUTOMOBILE CLUB KÜLTÜR VE TURİZM BAKANIMIZ PROF. DR. NUMAN KURTULMUŞ TURİNG DE

2 TODAY, 3,500 PEOPLE WILL DIE ON THE ROAD BUGÜN YOLLARDA KİŞİ HAYATINI KAYBEDECEK... SUNUŞ I 2 KASK STOP WHEN YORULDUĞUNUZDA YOU RE MOLA VERİN TIRED ANTOINE GRIEZMANN ULUSLARARASI FUTBOL OYUNCUSU ANTOINE GRIEZMANN INTERNATIONAL FOOTBALL PLAYER SUPPORT THE FIA S MANIFESTO FOR GLOBAL ROAD SAFETY AT FIA.COM #3500LIVES FIA NIN FIA.COM DAKİ KÜRESEL YOL GÜVENLİĞİ MANİFESTOSUNU DESTEKLEYİN #3500LIVES WITH THE SUPPORT OF THE TARAFINDAN DESTEKLENMEKTEDIR

3 SUNUŞ I 1 Dr. Bülent KATKAK Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Değerli Üyelerimiz ve Okuyucularımız, 6 Kasım Pazartesi günü başarılarla dolu mazisine bir yıl daha ekleyerek 94 seneyi geride bırakan Türkiye Turing ve Otomobil Kurumunda geçtiğimiz aylar, yeni bursiyer öğrencilerimizin belirlenmesi, kültür, sanat ve eğitim programlarımızın hazırlanması gibi yoğun çalışmalarla geçti. Turing in 5 yıldır başarılı öğrencilere vermekte olduğu burslar için yurdumuzun her köşesinden toplam öğrenci internet üzerinden müracaatta bulundu. Belli bir seviyeyi tutturan öğrenciler, tecrübeli eğitimcilerden oluşan bir heyet tarafından 3 hafta boyunca mülakata alındı. Titizlikle yapılan değerlendirmeler sonucunda 83 üniversitenin 112 farklı bölümünden 16 sı doktora, 67 si yüksek lisans olmak üzere toplam 601 öğrenci Turing bursiyeri oldu. Bu öğrencilerimiz iki aydır sadece burslarını almakla kalmıyor, talepleri doğrultusunda İstanbul Genel Merkezimizde ve Ankara Şubemizde düzenlenen eğitim, kültür, sanat ve gezi programlarına da iştirak ederek kendilerini geleceğe hazırlıyorlar. Kapak dosyamızda da göreceğiniz gibi 4 Kasım Cumartesi günü Turing, tarihi bir heyecan yaşadı. Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Numan Kurtulmuş Genel Merkezimize teşrif ettiler. TTOK tarafından iki yıllık bir çalışma ile tamamlanan UNESCO Dünya Mirası 360 projemizin tanıtım toplantısında konuşan Sayın Bakan Kurtulmuş, bundan böyle Turing ile daha sıkı bir işbirliğinin de müjdesini verdi. Bu arada kurumumuzun paydaşı olduğu tamamlanan başka projeleri de var. Bunlardan 16.Yüzyıl Dahisi Matrakçı Nasuh projesi Saraybosna dan başladığı serüvenini 9 ülkede 10 şehir dolaşarak Budapeşte de bitirdi. Tamamlanan bir diğer proje de İstanbul Şehir Üniversitesi ile birlikte uygulanan Unutma İstanbul: İnsanları, Eserleri, Mekanları ve Tarihiyle İstanbul un Görsel Belleği projesi oldu. Biten ve devam etmekte olan projelerimize emeği geçen herkese tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum. Dergimizin bu 392. sayısıyla birlikte sizlere Turing Sigorta Acentemizin hediyesi olan, eski sayılarımızda yayınlanan fotoğraflardan oluşan masa takvimini takdim ediyoruz. Güzel bir yıl boyunca kullanmanızı diler, Allianz yetkili acentesi Turing Sigorta nın hizmetinizde olduğunu hatırlatırız. Dergimizin, Yönetim Kurulumuzca muntazaman yayınladığı son 16 sayısında, Turing e hizmet etmiş 16 eski başkanımızı görev sırasına göre sizlere tanıtmaya çalıştık. Vefat etmiş olanlara Allah tan rahmet, yaşayanlara da hayırlı uzun ömürler dileriz. Bu sayımızdan itibaren ise Turing in kıdemli üyeleri ile yapılacak röportajlarla, kendilerini sizlere tanıtacağız. İlk röportaj teklifimizi kabul ederek zevkle okuyacağınız söyleşiyi yapan Sayın Mustafa Gümüştekin Atabinen e çok teşekkür ediyor, sağlıklı uzun ömürler diliyor, siz değerli okuyucularımıza da selam, sevgi ve saygılarımı arz ediyorum.

4 İçindekiler Aralık 2017 / Sayı: 392 Kapak KÜLTÜR VE TURİZM BAKANIMIZ NUMAN KURTULMUŞ TURİNG DE Tülay Taşdemir Turing Arşivi 26 Dünya MALTA Haluk Dursun Bülent Katkak 4 30 Turing İSTANBUL İLÇE BELEDİYELERİNDE MOTO-KURYE EĞİTİMİ VE DONATIMI Tuğrul Katkak Turing Arşivi Türkiye GERZE Begüm Yavaş Gerze Belediyesi Arşivi 32 Sohbet MUSTAFA GÜMÜŞTEKİN ATABİNEN 16 Tülay Taşdemir Aile Arşivi 42 Nostalji 1968 MERCEDES-BENZ Ural Ataman Klasik Otomobil Müzesi Arşivi 46 Turing MATRAKÇI NASUH PROJESİ TAMAMLANDI Beste Gürsu

5 48 Turing İSTANBUL SANATLARI SERGİSİ Uğur Taşatan Turing Arşivi İÇİNDEKİLER I 3 ARALIK 2017 / SAYI: 392 Mimari ESKİ ODALAR 52 H. Necdet İşli & İsmail Büyükseçgin TÜRKİYE TURİNG ve OTOMOBİL KURUMU Adına Sahibi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bülent Katkak Yönetim Kurulu Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Av. Nurettin Yaşar Mim. İsmail Büyükseçgin, Mim. İlhan Turan Ali Düşmez, Harun Maden, Av. Şeref Dursun Özdemir İçin, Prof. Dr. Cemalettin Şahin Seyit Ali Demirer Test Sürüşü C3 AIRCROSS 58 Burcu Çetinkaya Citroen Arşivi Denetim Kurulu Celil Güngör, Hacı Biner, Özcan Tunçel Onur Kurulu Tevfik Sulu, Prof. Dr. Vahdettin Engin Prof. Dr. Ahmet Arı Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Tülay Taşdemir Genel Yayın Yönetmeni Tuğba Subaşıoğlu Görsel Yönetmen Selim Cayık Çeviri Ezgi Arslan Yapım-Yayın Turing KÜLTÜR-SANAT Begüm Yavaş Turing UNUTMA İSTANBUL PROJESİ Harun Avcı Turing EĞİTİM Tülay Taşdemir Merve Özbek Turing ANKARA ŞUBESİ NDE KÜLTÜR SANAT Recai Bayram ENGLISH SUMMARY MTT İletişim ve Reklam Hizmetleri Şehit Muhtar Cad. Tan Apt. No: 13/13 Taksim İstanbul Tel: / Faks: mottoproject.com / info@mottoproject.com Baskı Ajans Es Litros Yolu 2.Matbaacılar Sitesi No:ZC 7 P.K Topkapı/İstanbul Tel: Sertifika No: Yayın Türü Yerel, Süreli Turing Dergisi, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu nun ücretsiz olarak 3 ayda bir yayınladığı kurumsal dergidir. Turing Dergisi, MTT İletişim ve Reklam Hizmetleri tarafından T.C. Yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf, ilüstrasyon ve konuların her türlü hakkı mahfuzdur. İzinsiz kaynak dahi gösterilerek alıntı yapılamaz. Adres: Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Sanayi Mahallesi, Seyrantepe Girişi / İstanbul Tel: (4 Hat) Faks: / turing@turing.org.tr

6 4 I DÜNYA I MALTA

7 DÜNYA I MALTA I 5 DİNDAR ŞÖVALYELER ADASI MALTA Haluk Dursun / a.h.dursun@hotmail.com Bülent Katkak

8 6 I DÜNYA I MALTA Malta Adasının en belirgin özelliği nedir? diye düşündüğünüzde aklınıza belki şövalyeleri cevabı gelebilir. Peki, Şövalyelerin en belirgin özelliği nedir? diye sorulduğunda cesaret, macera ruhu, savaşçılık şeklinde cevaplar verebilirsiniz. Bunların hepsi doğru sayılabilir ama en önemli hususiyetleri dindar olmalarıdır. İşte Malta nın bu yüzünü öyle gelir gelmez klişelerinin, manastırlarının sayıca çokluğuna bakarak değil de, bir gece şehrin meydanında toplanan ve çoğunluğunu genç kızların oluşturduğu bir grubun elimize tutuşturduğu kırmızı bir zarftan anladık. Özel olarak tasarlanmış bu zarfta başlık olarak İngilizce Bu benim doğum günüm, misafirim olun diyordu. Zarfın alt köşesinde iki parmak izi bulunuyor ve altındaki yazıda da Bunlar benim parmak izlerim, sizin için zarfı hazırlarken ortaya çıktılar, benim hala yaşadığıma işarettirler diyordu. Zarfın içindeki kağıtta da Aşağıdaki meydanda kalabalık bir misafir grubuyla, 24 Aralık ta, saat de kutlayacağımız doğum günüme bekliyorum. diyerek Sevgiler şeklinde bitiriyor ve davet sahibi en altına kendi ismini yazıyordu: İsa. Malta da, Hz. İsa adına yapılan bu Noel kutlamasında gençler bize mevlit şekerini andıran şekerler dağıttıktan sonra, güle oynaya yanımızdan ayrıldılar, arkalarından bakakaldık. Bu apostolik gelenek, Malta nın en belirgin özelliğidir. Aziz Julians Meydanı nda rastladığımız bu sahneden sonra, Valetta nın merkezinde Cumhuriyet Caddesi nde akşamları bando mızıka takımının her gece yaptığı olağan resmi olmayan geçitlerini de büyük bir neşeyle izledik. Bizdeki selamsız bandosunu andıran bu bando, en önde idare heyetinin temsilcileri, arkada başıbozuk takımından meydana gelen bandocular, aralarında çocuklar, turistler, tabii Bülent Katkak la beraber biz dolanıp durduk. Yürüyüş kolu, Aziz John Kilisesi nin önüne kadar gidiyor, oradan sonra tekrar geri dönüyordu.

9 DÜNYA I MALTA I 7 Biz orada gruptan ayrılıp, Saray Meydanı nda Cordino Cafe ye geçiyorduk tarihinden kalan bu kafe, hemen karşısındaki büyük kütüphaneye ve üstatlar sarayına bakıyordu. Belle Epoque döneminden kalma güzel bina, bir zamanlar otel olarak kullanılmış. Bademli kurabiyeleriyle meşhur. Daha çok yaşlılar ve turistler tercih ediyor. E, biz de hem yaşlı hem turist olduğumuza göre yorulunca kapağı oraya atıyorduk. Yalnız, günde ortalama 8 saat yürüyorduk dersem yorulduğumuza siz de hak vereceksiniz ve can kurban böyle yaşlılığa diyeceksiniz.

10 8 I DÜNYA I MALTA

11 DÜNYA I MALTA I 9

12 10 I DÜNYA I MALTA Malta, tipik bir Akdeniz memleketi, bunu çayırlarında rezene otu, bayırlarında firincir görünce hemen anlıyorsunuz. Çam, selvi ağaçları, adanın ortasındaki yayla bölgesinde üzüm bağları bu tabloyu tamamlıyor. Malta devleti, en büyüğünün adı malta olan adadan meydana gelmiş. Dolayısıyla dört tarafı deniz. Hemen hemen her burnu döner dönmez karşınıza büyük veya küçük bir koy çıkıyor. Bu koylara genellikle Hıristiyan azizlerinin ismi verilmiş. Denize hakim tepelerde sayısız kale, şato ve klişe var. Adanın merkezinde ise Medina adı verilen eski şehir bulunuyor. Yine Medina da eski mescit sokağı ve meydanı isimlerine rastlıyorsunuz ama mescidin meydanı var, kendisi yok.

13 DÜNYA I MALTA I 11

14 12 I DÜNYA I MALTA Malta da Osmanlıların Sultan Abdülaziz zamanından kalma Müslüman mezarlığı var. Bu Müslüman mezarlığının hemen yanındaki otobüs durağının ismi ise Ottoman (Osmanlı). Yanda başkent Valetta nın aziz isimlerini taşıyan onlarca koyundan bir tanesi ve turistlere Malta hatıraları satan mobil mağaza.

15 DÜNYA I MALTA I 13 Malta nın halkı, kuzey Afrikalı Araplardan ve Sicilyalı İtalyanlardan meydana gelmiş melez bir millet. Kısa boylu, kısa boyunlu, şişman halk. Ülkede İngiliz egemenliğinden kalma idari, ticari ve lisanî özellikler görülmekle beraber Levanten tarzı evleri, Latin alfabesiyle yazılan Arapça lisanları, balıkçı koylarındaki şirin sandallarıyla tarih doğa ve turizminin kaynaşmasını sergiliyor.

16 14 I DÜNYA I MALTA

17 DÜNYA I MALTA I 15 Malta da tarih deyince akla gelen Hıristiyan şövalyeler ve onların belalısı Osmanlı denizcileri. Turgut Reis in feth edemeden şehit olduğu bu ada, şimdi Türklerin açtığı kebapçı ve pideci dükkânlarıyla dikkat çekiyor. Bu dükkânlarda Türkiye den yayın yapan televizyon kanalları izleniyor. Hangi yayın mı? Tabii ki İtalyan liginden yapılan şifresiz futbol karşılaşmaları. Kaynak: Emanname Dergisi, Sayı: 6

18 16 I SOHBET I MUSTAFA GÜMÜŞTEKİN ATABİNEN Mustafa Gümüştekin Atabinen Tülay Taşdemir / tulay.tasdemir@turing.org.tr Turing & Aile Arşivi

19 SOHBET I MUSTAFA GÜMÜŞTEKİN ATABİNEN I 17 Turing in kuruluşunun 94.yılı münasebetiyle, Kurumumuzun ilk Başkanı merhum Reşit Saffet Atabinen i rahmet ile yâd ederken, dergimizin bu sayısında Osmanlı Devletinin son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarına tanıklık etmiş Atabinen ailesinin çocuklarından Mustafa Gümüştekin Atabinen ile röportaj yapmanın anlamlı olacağını düşündük. Kendisini ziyarete gittiğimiz Beşiktaş Yıldız daki evi, mimarisi ile adeta Gördüm, yaşadım, tanıklık ettim. der gibiydi. İçeriye girdiğimizde ise salondaki çini soba, köşedeki piyano, duvardaki tablolar, siyah beyaz resimler ve sayın Atabinen in samimi sohbeti bizi adeta nostaljik bir yolculuğa çıkardı. Sohbetimizi gerçekleştirirken her anından büyük haz aldığımız ve misafirperverlikleriyle adeta mahcup olduğumuz Sayın Atabinen ailesine teşekkür ederiz. Sayın Gümüştekin Atabinen, kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz? 19 Ocak 1928 de Beşiktaş Yıldız da Sultan Abdülhamid in Seraskeri Mehmet Rıza Paşa nın konağında dünyaya geldim. Babam Reşit Saffet Atabinen, Danişmentlerin Tosya kolundan, Mızıka-i Humayun eski Miralayı Saffet Bey ile Şemseddin-i Simavi torunlarından Fatma Saliha Hanım ın oğlu, annem ise Serasker Mehmet Rıza Paşa nın torunu ve Şükrü Paşa ile Kevser Hanım ın kızı Nurhayat Hanım dır. Ablam Nükhet ve kardeşim Gültekin olmak üzere 3 kardeşin ortancasıyım. Orta ve lise eğitimimi Saint Michel Fransız Lisesinde tamamladım. Sonrasında her ne kadar tıbba merakım olsa da kan görmekten korktuğum için, avukatlık eğitimi almak üzere İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine kaydoldum ve başarı ile okulumdan mezun oldum. Avukatlık mesleğimi emekli oluncaya kadar sürdürdüm. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Kış aylarını, 5 katlı, içeriden merdiven ile birbirine bağlanan Taksim Cumhuriyet Caddesi 135 numaralı binada, anneannem, annem, babam, kardeşlerim ve hizmetkârlarla birlikte geçirirdik. İlkokulu Taksim de, lise çağında ise kâh yürüyerek kâh tramvay ile Saint Michel Fransız Lisesine giderdim. Tatil günleri ise ya Taksim de gezer ya da sinemaya giderdik. O zamanlar İstanbul bugünkü gibi değil, aksine çok tenhaydı. Bazı geceler pencerenin önüne oturup, geçen arabaları sayarak vakit geçirirdim. O vakitler İstanbul da otomobil sayısı çok azdı. Hele geceleri geç vakit bir saatte caddeden geçen on otomobil sayamazdınız. Yaz mevsimi gelip, okullar tatil olduğunda bütün aile Yıldız daki Serasker Rıza Paşa Konağı na gelirdik m 2 alana sahip bahçe içinde beş katlı, yine merdivenlerle birbirine bağlanan büyük bir konaktı.

20 18 I SOHBET I MUSTAFA GÜMÜŞTEKİN ATABİNEN Babam yurt dışı seyahatlerine gittiğinde biz de bunu fırsat bilip, mermer havuzu, bronz heykelleri, çam ve manolya ağaçları ile küçük bir Emirgan Korusu veya Yıldız Parkı nı andıran bahçemizde gönlümüzce eğlenir, davet ettiğimiz kız ve erkek arkadaşlarımızla, o zamanın gündemdeki caz müziği eşliğinde danslar edip, eğlenirdik. Annem yumuşak huylu bir kadındı. Ancak babam seyahatten döndüğünde konak yine bir ciddiyete bürünür, cazın yerini klasik müzik alır, her şey yerli yerine otururdu.geriye baktığımda çocukluk ve gençliğimin en mutlu günlerini burada geçirmiş olduğumu düşünürüm. Kalabalık bir ailede büyüdüm. Babam Reşit Saffet Atabinen dönemin önde gelen entelektüel isimlerinden biri olduğundan çevresi de bir hayli genişti. Dolayısıyla çokça misafir ağırlanır, büyük davetler verilirdi.ülke genelinde tanıdık simalar o dönemde evimizde toplanır, önemli mevzular hakkında toplantılar yaparlardı. Babam yabancı misafirlerini de konakta ağırlardı. Bu nedenle annemin çok sayıda yardımcısı vardı. Hatta tüm kardeşlerim ile birlikte hepimizin ayrı dadısı vardı. Evimizde hep bir telaş olduğunu hatırlıyorum. Turing, babanız Reşit Saffet Atabinen tarafından kurulmuş, kısaca hem Turing ten hem de babanızdan bahsedebilir misiniz? Sarıyer de Mesarburnu nda bir yalıları olan babam Reşit Saffet Bey, Serasker ailesine damat olmadan 1917 yılından önce bir ara Akaretler de Atatürk ün daha doğrusu annesi Zübeyde Hanım ın komşusu imiş. Ayriyeten Latife Hanım ın kardeşi Vecihe Hanım annemin amcası Süreyya Paşa nın oğlu, yani yeğeni Hayri İlmen Bey ile evli. Dolayısıyla Mütareke ve Cumhuriyet yıllarında aralarındaki yakınlık artarak devam etmiş. Turing, Kurtuluş Savaşı sonrası 1923 yılında Türk Seyyahi Cemiyeti adıyla Atatürk ün talimatı ile babam tarafından kurulmuş. Ben doğduğumda Turing in 5. yılıymış. Babam Reşit Saffet Atabinen in öngörüsü çok kuvvetliydi. Memlekete turist getirmeden önce ivedilikle yapılması gereken şeyler olduğunu bildiğinden Ekonomi Bakanlığı na turizm kalkınma programı hazırlayarak sunmuş. Bu programda bir turizm siyasetinin oluşturulması, devlet kurumlarının turizm hareketi içine dâhil edilmesi, tanıtım çalışmalarının yapılması, turistik yerlerin ve müzelerin belirlenmesi, yeni yolların yapılarak uluslararası trafik işaretlerinin yollara yerleştirilmesi, otellerin belli bir standardının olması, tercümanlık ve rehberlik ile ilgili düzenlemelerin yapılması, ülkeye girişte pasaport işlemlerinin kolaylaştırılması, gümrük işlemlerinin Büyükbabası Saffet Bey Babaannesi Fatma Sabiha Hanım

21 SOHBET I MUSTAFA GÜMÜŞTEKİN ATABİNEN I 19 hızlandırılması ve en önemlisi turizm bilincinin oluşması gibi konulara yer vermiş. Babam çok yoğun çalışan bir kişiydi. Zamanının çoğu ya bağlı bulunduğu kurumların işleri ile ya da yurt dışında geçerdi. Bazen haftalarca görmediğimiz olurdu. Yaptığı her işe çok titizlendiğini hatırlarım. Konakta olduğu zamanlarda saatlerce çıkmadığı bir çalışma odası vardı. Burada Fransızcası çok iyi olduğundan sürekli çeviriler yapar, okur ya da Fransızca metinler yazardı. O yıllarda hayatımızın odak noktasında Turing vardı. Turing, babamın kendi elleri ile büyüttüğü çocuğu gibiydi. Dönemin şartlarında kısıtlı imkanlarla gerçekleştirilen, günümüzde amacını daha iyi anladığım faaliyetlerdi bunlar.

22 20 I SOHBET I MUSTAFA GÜMÜŞTEKİN ATABİNEN

23 SOHBET I MUSTAFA GÜMÜŞTEKİN ATABİNEN I 21 Edirne Karagücü (1953) Sizin Turing ile babanız dışında bir ilişkiniz oldu mu? Aslını isterseniz Turing ile çok sıkı ilişkilerim olmadı. Çünkü ben babamın ilgilendiği alanlar dışında ihtisas yaptığım avukatlık mesleği çerçevesinde kendimi geliştirdim. Babam vefat ettiğinde 37 yaşındaydım. Kendi yaşantımı zaten belli bir düzene oturtmuştum. Ailenizden bahsedebilir misiniz? Eşim Sevim Hanım ile rahmetli annem Nurhayat Hanım ın tavsiyesi ile tanıştım. Eşim, Erzurumlu bir aile dostumuzun kızı idi yılında evlendik yılında Mehmet Reşit, 1962 yılında ise Ahmet Oğuz isimli oğullarım dünyaya geldi. Evlendiğimizde bir süre Yıldız daki konakta ailem ile birlikte kaldık. Büyük oğlum Mehmet o konakta dünyaya geldi. Rahmetli babam bir süre sonra bize Beşiktaş Yıldız da, bugün de ikamet ettiğimiz iki katlı evi yaptırınca oraya taşındık. O gün bugündür bu evde yaşıyoruz. Babası R.Saffet Atabinen, Annesi Nurhayat Hanım Büyükbabası Saffet Bey

24 22 I SOHBET I MUSTAFA GÜMÜŞTEKİN ATABİNEN Annesi Nurhayat Hanım, babası R.Saffet Atabinen, eşi Sevim Hanım ve kayınvalidesi Emine Hanım ile nişan merasimi Çocukluğunuzun İstanbul unu merak ediyoruz Bizim çocukluk dönemimiz çok mutlu geçti. Şimdi sizlere hikaye gibi gelebilir. O zamanın İstanbul u başka bir şehirdi. Şehrin üstünde adeta sükûnet hüküm sürerdi. Ne gürültü ne trafik ne de fazla insan vardı. O dönemin nüfusu ile şu andaki nüfusu karşılaştırırsanız ne demek istediğimi anlarsınız. Etrafta birbirinden selamı esirgemeyen insanlar vardı. Yaz olsun kış olsun sokaklar hep tenhaydı. İnsanlar nezaketli, daha terbiyeliydi. Kış günleri kar ve tipi başlayınca çok mutlu olurduk. Kartopu oynayarak neşe ile okulumuza giderdik. Akşam eve döndüğümüzde ertesi gün yine kar yağsın diye dua ederdik. Evimizin salonunda büyük bir çini soba vardı. En büyük eğlencelerimizden biri bu soba üzerinde mısır patlatmaktı. Yaz ayları ise bambaşkaydı İstanbul da. Öyle deniz kenarına gidip, tatil yapan bir aile değildik. Daha önce de belirttiğim gibi yazın okul tatil olunca Yıldız daki konağa taşınırdık. Tabii o zamanki Yıldız dan bahsediyorum. Gün batarken ufka bakıp, Taksim, Şişli sırtlarının kızıla bürünmesi; tabiatıyla şimdiki uzun binalar olmadığı ve konak da konum itibari ile yüksekte kaldığı için, Üsküdar dan Şişli ye kadar görüş hakimiyeti vardı; güneşin son huzmesi adeta bahçemizi bir hayal alemine çevirirdi. Bu kez gece olunca pencereden mehtabı izlemek en büyük zevkimiz olurdu. Dalardık uzun uzun mehtaptaki Boğaz a. Ne yazık ki o güzel günler artık hayallerimi süslüyor. Bazen o düşünüyorum da, o zamanın şairleri bugünkü İstanbul a bakıp, ne hissederler merak ediyorum. Lakin İstanbul anlatılarak anlaşılmaz, yaşayıp görmek lazım. Çocukluğumun İstanbul u bugünün cıvıl cıvıl gibi görünen dünyası değil. O zamanın şehr-i İstanbul u yeknesak, ölçülü ama huzur verici idi. İşte hala bu yaşımda bile aradığım İstanbul bu

25 SOHBET I MUSTAFA GÜMÜŞTEKİN ATABİNEN I 23

26 24 I SOHBET I MUSTAFA GÜMÜŞTEKİN ATABİNEN Sarıyer Futbol Takımı Edirne de (Mayıs 1955) Neler yapmaktan hoşlanırsınız? Kitap okumayı ve yazmayı çok severim. Belki de edindiğim alışkanlıkların en güzeli. Hatta 15 sene önce yanlış hatırlamıyorsam, babamın Fransızca yazmış olduğu kitaplardan bir-iki tanesini Türkçeye çevirdim. Onun dışında bir dönem spora çok meraklıydım. Özellikle de futbola. Rahmetli dedem Şükrü Paşa Beşiktaş Jimnastik Kulübü kurucularından, ondan miras ben de koyu Beşiktaşlıyım. O dönemin Beşiktaş genç takımında, sonrasında ise Sarıyer Spor Kulübünde kaptan olarak kalecilik yaptım. Futbolun yaşantımın şekillenmesinde büyük rolü olmuştur. Yazınızda da bahsettiğiniz üzere farklı bir çevrede büyüdüm. Tabiri caiz ise bir dediği iki

27 SOHBET I MUSTAFA GÜMÜŞTEKİN ATABİNEN I 25 edilmeyen bir çocukluk dönemi geçirdim. Ne acıdır ki gerçek hayatın aslında böyle olmadığının geç de olsa farkına vardım. Sporla uğraştığım yıllar mevcut çevremin değişmesine vesile oldu. Her istediğimi yerine getiren insanların dışında, başka insanların da bulunduğu farklı bir ortamla karşı karşıya geldim. Başlangıçta beni hayrete düşüren bu gerçekle dünyaya zor da olsa adapte oldum. Ekmek kavgası, yaşam kavgası veren, kimsenin gözünün yaşına bakmayan gerçek insanların arasına katılarak yepyeni bir yaşamım başladı. Neticede bu imtihan, meslek ve özel hayatımda, daima dürüstlük ve doğruluktan yana olmama vesile olmuştur. Tabii bize de kitap ve hediyeler getirmeyi hiç ihmal etmezdi. Sualinize gelince, ben babamla yurt dışına hiç seyahat etmedim. Size tuhaf gelecek ama seksen dokuz yaşındayım, bugüne kadar hiç yurt dışına çıkmadım. Babanızın gerek resmi gerekse turistik amaçlı dünyanın farklı yerlerine seyahatlere gittiğini biliyoruz. Siz de kendisine bu gezilerde eşlik eder miydiniz? Rahmetli babam, sizin de belirtmiş olduğunuz gibi, yurt dışına çokça seyahate giderdi. Bunların çoğu resmi ziyaretler olurdu. Ama babam bu iş seyahatlerini oldukça keyifli hale getirir, gittiği yerlerde görülmesi yapılması gereken ne varsa zamanı yettiği müddetçe uygulamaya çalışırdı. Seyahat dönüşlerinde ise edindiği tecrübelerini, gördüklerini mutlaka dostları ile paylaşır, onları da bilgilendirirdi.

28

29 KAPAK I 27

30 28 I KAPAK Turing in 94. yılını geride bırakmasına 2 gün kala 4 Kasım Cumartesi günü Turing Genel Merkez Salonumuzda UNESCO Dünya Mirası Türkiye 360 adlı projesinin tanıtım toplantısı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Prof. Dr. Numan Kurtulmuş un teşrifleriyle gerçekleşmiştir. Davetli konuklar arasında kamu kurum ve kuruluşların temsilcileri ile Turing in üye ve bursiyerlerinin katılım gösterdiği program genç piyanist Güneş Yakartepe nin mini konseriyle başlamıştır. Konser bitiminde Turing in tanıtım videosu izlenmiş, ardından Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bülent Katkak, kurumun faaliyetleri hakkında davetlilere kısaca bilgi vererek 2 yıl önce UNESCO Dünya Mirası Türkiye 360 adlı projesine başladıklarında Dünya Miras Listesi nde 15 kalıcı, 60 geçici eserin olduğunu şimdilerde ise 18 kalıcı 70 geçici eser olduğunu, ancak bu sayının da yeterli olmadığını dünya listesine girecek yüzlerce kültürel ve doğal mirasımızın bulunduğunu belirtmiştir. Sayın Katkak, Turing in geçmişte olduğu gibi bugün de dünya tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan, eşsiz doğa güzellikleri ve zengin kültürel mirasa sahip olan ülkemizin tanıtılmasına yönelik gerçekleştirdiği projenin, yapılacak yeni çalışmalara örnek olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etmiştir. İstanbul Valisi Sayın Vasip Şahin ise konuşmasında, Turing in gerçekleştirdiği bu projenin ülkemizin dünya çapında tanınırlığına büyük katkı sağlayacağını belirterek emeği geçen herkesi tebrik etmiştir. UNESCO Dünya Mirası Türkiye 360 Proje Koordinatörü Sayın Mustafa Aksay ise UNESCO Dünya Mirası Türkiye 360 projesinin Türkiye nin dört bir yanındaki miras alanının toplamda 3 saatlik video çekimlerinin kurgulanarak, İngilizce seslendirmeyle, Türkçe alt yazılı hazırlandığını, profesyonel anlamda bu büyüklükte dünya miras alanlarının herkesin izlenimine sunulmasının bir ilk olduğunu belirtmiştir.

31 KAPAK I 29 UNESCO Dünya Mirası Türkiye 360 adlı projenin tanıtım filminin izlenmesinin ardından yaptığı konuşmada T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, projenin hayata geçirilmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederek, bu çalışmanın bir başlangıç olduğunu, ülkemizin tanıtımına katkıda bulunan Turing in örnek projesini Bakanlık olarak desteklediklerini, bu alanda yapılacak yeni projelerle de iş birliği içerisinde olacaklarını söylemiştir. Sayın Kurtulmuş; Anadolu nun asırlardır farklı medeniyetleri farklı kültürleri bir arada barındırarak, insanlığın buluştuğu, beraber, birlikte, barış içinde yaşadığı, dünyanın en zengin kültürel mirasına sahip kütüphanesi, arşivi olduğunu belirterek, bu kıymetli değerlerimizin korunması ve tanıtılması hususunda tüm kurumların üzerine düşen sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini vurgulamıştır. Tüm davetlilere UNESCO Dünya Mirası Türkiye 360 tanıtım DVD ve Cardboard gözlükleri takdim edilmiştir.

32 30 I TURİNG İSTANBUL İLÇE BELEDİYELERİNDE MOTO-KURYE EĞİTİMİ VE DONATIMI Tuğrul Katkak / tugrul.katkak@turing.org.tr Türkiye Turing ve Otomobil Kurumunun 25 Aralık 2014 te başlattığı ve üçüncü sene-i devriyesine giren Moto-Kurye Eğitimi ve Donatımı projesi bünyesinde toplam motosiklet sürücüsüne ücretsiz güvenli sürüş eğitimi verilirken tüm katılımcılara ECE güvenlik sertifikalı kask ve yüksek görünürlük özelliğine sahip yelek hediye edildi. İstanbul un ilçe belediyelerinden gelen talep üzerine Turing, Beyoğlu ve Kartal Belediyelerinde de eğitim organizasyonu düzenledi. Bu organizasyonlardan ilki, 11 Ağustos 2017 tarihinde Beyoğlu Belediyesi nde gerçekleşti. Hizmet sektörü faaliyetlerinin oldukça yoğun olduğu Beyoğlu ilçesinde görev yapan motorlu kuryelerin davet edildiği organizasyonda Turing, toplam 80 motosiklet sürücüsüne ücretsiz güvenli sürüş eğitimi verdi ve tüm katılımcılara reflektif yelek hediye etti. Beyoğlu nda faaliyet gösteren restoranlar da organizasyona destek vererek katılımcılara öğle yemeği ikram etti. Eğitimin sonunda Turing yeleklerini giyen ve öğle yemeklerini yiyen motosiklet sürücülerine, Beyoğlu Belediye Başkan Danışmanı Ekrem Çakmaktaş ın hazırlattığı pastadan ikram edildi. Çakmaktaş, bu eğitim sayesinde motorlu kuryelerin hem kendilerini hem de Beyoğlu sakinlerini tehlikeye atmadan görevlerini yapacaklarına inancının tam olduğunu belirtti.

33 TURİNG I 31 Diğer eğitim organizasyonu ise Kartal Belediyesinde gerçekleşti. 1 Ekim 2017 de, yağmurlu bir pazar sabahı Hasan Ali Yücel Kültür Merkezini dolduran 40 motorlu kurye; Turing in düzenlediği Güvenli Motosiklet Sürüş Eğitimi ne katılım sağladı. Yarım gün süren eğitimde, kırk motosiklet sürücüsü, güvenli sürüş teknikleri, koruma ekipmanları ve trafikte karşılıklı hoşgörü konularında bilgilendirildi. Eğitimin sonunda tüm katılımcılara Turing tarafından, reflektif yelek ve Motosiklet El Kitabı hediye edildi.

34 32 I TÜRKİYE I GERZE

35 TÜRKİYE I GERZE I 33 SAKİN YAŞAYAN ŞEHİR GERZE Begüm Yavaş / begum.yavas@turing.org.tr Gerze Belediyesi Arşivi Yeşilin hâkimiyet kurduğu Karadeniz coğrafyasında, Türkiye nin en mutlu şehri Sinop un küçük ve şirin bir balıkçı kentidir Gerze. İlk adının Carusa olduğu tahmin edilen ve zamanla Gerze adını alan şehir, antik dönemden 1459 daki Osmanlı hâkimiyetine kadar birçok farklı uygarlığın yerleşim alanı olmuş. Sadece zengin tarihi mirasıyla değil, kültürel çeşitliliği ve kendine özgü doğal güzellikleriyle de dikkat çeken kent, Kuzeyin İncisi olarak anılmakta.

36 34 I TÜRKİYE I GERZE Gerze, Cittaslow hareketine üye ve dünyada salyangoz logosuyla temsil edilen özel şehirlerden biri aynı zamanda. Yaşamın Kolay Olduğu Kentlerin Uluslararası Ağı olan Cittaslow, kendi yerel kimliğini ve karakteristik özelliklerini korumanın çok zor olduğu günümüz dünyasında, tek tip ve tüketim odaklı yaşam tarzına bir tepki olarak, 1999 yılında İtalya nın Greve in Chianti kentinde ortaya çıktı. Dünyada hızla yayılan bu hareket, geçmişin kültürel zenginliğini bugüne taşımayı ve yaşam kalitesini yükseltmeyi amaç edinen şehirleri bir araya getiriyor. Cittaslow kriterleri çerçevesinde projeler geliştiren ve bunları başarıyla uygulayan Gerze de Şubat 2017 de bu zincire katılmaya hak kazandı. Böylece 30 ülkeden toplam 233 üyesi bulunan Cittaslow un, Türkiye deki sakin şehir sayısı da 14 e yükseldi. Tabiatın renklerin binbir tonuyla boyandığı sonbahar, bu sakin şehri görmenin belki de en güzel zamanıdır. Yaz aylarında deniz turizminin hareket kattığı şehirde, yaşam kendi ritmine döner ve doğa bambaşka bir kompozisyon oluşturur bu mevsimde. Ben de güneşli bir sonbahar günü geldiğim Gerze yi, yemyeşil orman dokusunun denizle kucaklaştığı bir noktadan, limandan başlıyorum gezmeye.

37 I GERZE I Fotograf: Ercan Arslan

38 36 I TÜRKİYE I GERZE

39 TÜRKİYE I GERZE I 37

40 38 I TÜRKİYE I GERZE Limandan ayrılıp şehir merkezine gelince,meydanın tam ortasında büyük bir horoz heykeliyle karşılaşıyorum. Yalnızca Denizli nin değil, Gerze nin de sembolü olan horoz, siyah renkli ve parlak tüylü bir görünüme sahip olup, halk arasında Hacı Kadı adıyla anılıyor. İhtişamlı görünümüyle Yakup Ağa Konağı ise horoz heykelinin hemen karşısında duruyor. İç süslemelerinin Rusya dan gelen sanatkârlar tarafından yapıldığı bilinen bu konak, şehrin en özel yapıları arasında.

41 TÜRKİYE I GERZE I 39 Kalkan Balıklarını Tutan Tekneler: Sonbahar aylarında Trabzon dan gelen balıkçılar nisan ayına kadar kalkan balığı avlarlardı. Balıklar İstanbul a gönderilirdi lı Yıllar: Selvi Dibi Meydanı, Eski Hükümet Konağı, kahvehaneler, kasap dükkanı ve fırın Köşk Feneri, Köşk Bahçesi, Köşk Hamamı ve Çevresi Çarşı Önü: Hükümet Binası, kahvehaneler, kayıklar, ağaçlık, sol üstte eski Gazi Mustafa Kemal İlkokulu ve eski İnkılap İlkokulu Zamanında klasik Osmanlı mimarisinin eşsiz güzellikteki ahşap evleriyle ünlüymüş Gerze. Ta ki 13 Şubat 1956 da bir mangaldan çıkan ve şehrin neredeyse tamamını yok eden korkunç yangına kadar. Şiddetli lodosa maruz kaldığı için tarihinde birçok yangın felaketi yaşayan kent, 1956 yangınında üç saat gibi kısa bir sürede, geçmişine ait her türlü belgeyle birlikte Osmanlı dan kalma mimari dokusunu da büyük ölçüde kaybetmiş. Yakup Ağa Konağı, bu felaketten şans eseri zarar görmeden bugüne ulaşabilen ve Osmanlı ruhunu yaşatan birkaç evden biri. Toplanan yardımlar sonucu yangın evleri adıyla konutlar inşa edilen şehirde zamanla yaralar sarılmış. Bugünse yangın evleri, bahçelerindeki mis gibi kokan çiçekleriyle apayrı bir güzellik katıyor Gerze ye Yılları: Yangından sonra sahiplerine teslim edilen evlerin görünümü

42 40 I TÜRKİYE I GERZE

43 TÜRKİYE I GERZE I 41 Gözün alabildiğine uzanan orman dokusu içinde devam eden yolum, adı gibi gizlenen Saklıgöl Şelaleleri ile Gerze Boyabat yolu üzerinde yer alan ve yaklaşık dört asır önce yapıldığı tahmin edilen Dere Cuma Camii ne düşüyor. Daha sonra Köse Dağı nın yükseklerinden seyrediyorum şehri bir kez de. Gerze ve onun hemen ardında belli belirsiz görünen Sinop un silueti, yeşilin ve mavinin birbirine karıştığı rengârenk bir tabloyu düşündürüyor bana. Geçmişten bugüne miras kalan el sanatları, geleneksel dokuyu canlı tutmaya devam ediyor burada. Ahşabı şekillendirerek ona ruh veren Gerzeli ustalar, model gemi yapımı ve ahşap oyuncak sanatının en güzel örneklerini veriyorlar. Sadece ustalar değil bu sanatları hayatta tutan, belediyenin destek olduğu atölyelerde çalışan Gerzeliler de sıkı sıkıya bağlılar kendi kültürel miraslarına. Şehrin sakin ve huzurlu atmosferinden aldığı ilhamla estetik bakış açısını, sabrını ve çalışkanlığını sanatla taçlandıran yöre halkı, el sanatlarının yanında müzikle de yakından ilgileniyor. Birçok noktasında salyangoz logosuyla birlikte Yavaşlayınız Gerze desiniz tabelasıyla karşılaşacağınız bu kentte hayat; zamanın dışında, doğa ve sanatla iç içe yaşanıyor adeta. Türkiye nin en kuzey noktasında yer alan Sinop un bu Şirin Gerze si; tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerinin yanında insanlarının samimiyeti ve misafirperverliği ile sükûneti ve huzuru bir arada sunuyor misafirlerine.

44 42 I NOSTALJİ I 1968 MERCEDES-BENZ 1968 MERCEDES-BENZ Ural Ataman Klasik Otomobil Müzesi Arşivi / info@atamanmuseum.com 1954 yılında 300 ile başlayan, bugün artık efsaneleşmiş SL serisinin en şık, en alçak siluetine sahip W 113 ler, yılları arasında 230, 250 ve 280 modelleri ile üretildi. Amerikan standartları ile Amerika için üretilen ve Florida`da bir açık arttırmadan satın alınarak müzemizde şanzımanı ve döşemeleri yenilenen bu 280 SL, tavan şekline verilen Pagoda ismi ile tanınır. Bu isim otomobilin tasarımını yapan Fransız heykeltraş ve boyacı Paul Bracq`ın konkav şeklinde ve sökülebilen tavan tasarımından gelmektedir. 1960`lı yılların en popüler Mercedes`i ünvanını taşıyan Pagoda, 230 serisiyle 1963 yılının Mart ayında Cenevre Otomobil Fuarında tanıtıldı. Bir önceki model 190 SL`nin dingil aralığına sahip ve aynı yılın 220 modelinin kısaltılmış şasisi ile 220SE`nin motorunu kullanan bu SL ler 100 km`de 16,5 litre benzin harcıyor. W 113 SL`ler, platform şeklindeki şasileri, ön ve arka süspansiyonları ve monokok gövdeleri ile tamamen 190 SL`lerin tekniğini kullanıyor. 280 SL`de motor ve şanzıman çok iyi uyum sağladığından, en hızlı viteste 10 mile (16 km) kolayca düşüp, tekrar yükselebiliyor. Yumuşak hatlara sahip olmaması ve yüksek fiyatı ile eleştiri alan SL, iyi stili, yüksek performansı ve çok iyi yol tutuşu ile sınıfında dünyanın en mükemmeli olarak gösteriliyor.

45 1963 yılında 2200 cc.`lik Daimler Benz M 127 II motoruyla tanıtılan 230 SL`nin bir sonraki modeli 250 SL de 2496 cc. ve serinin bu son modeli 280 SL`de de 2778 cc.`lik M130 motoru kullanıldı. Yapısı ve tasarımına oranla 1715 kg ağır bir gövdeye sahip olmasına rağmen iyi yol tutuşu ve yüksek hızda seyredebilmesi ile tanıtıldığı ilk yıl 1963`de, Eugen Bohringer`in pilotluğunda Spa Sofia Liege Rally`sinde birinci oldu. W 113 SL`ler Coupé ve Cabrio olarak iki seçenekle tanıtıldılar. Coupé modelinin Pagoda tavanı çıkarıldığında, Cabrio olarak kullanılabiliyor. Cabrio modelinin üstünü ise hem Pagoda tavan hem tente ile kapamak mümkün. Sadece iki kişilik olan bu model Roadster adını alıyor. Tentesiz olan Coupé`de, arkada, 230`larda bir, 250 ve 280`lerde iki kişi oturabiliyor. Amerika`da tavanı sökülüp, tente yerinde oturma olanağı veren Coupé`ler California Coupé adı ile tanımlanıyorlar. NOSTALJİ I 1968 MERCEDES-BENZ I 43

46 44 I NOSTALJİ I 1968 MERCEDES-BENZ 230 SL`lerin önce 250 SL, sonra 280 SL modeline kadar, 9 sene içinde motorlarında modifikasyonlarla değişim olmasının sebebi ise Amerika. Mercedes Benz, bu ülkeye bu otomobili ihraç edebilmek için Amerikan standartlarındaki egzos duman atığı, emniyet kanunları gibi şartları taşıması gerekiyordu. 250 SL ile ön panel gösterge aydınlatması, emniyet kemeri ve göğüse çarpmadan yana kırılabilen direksiyon simidi istekleri gerçekleştirildi. Motor hacmi 2496 cc.`ye yükselirken ekstra tork elde edildi. Opsiyon olarak 5 vitesli, düz, ZF (Zahnradfabrik Friedrichshafen) imalatı şanzıman getirildi. Arka frenler de önler gibi diske çevrildi. Fakat otomobil 85 kg ağırlaştı. Alüminyuma dönüştürülen gövdenin bazı parçaları, hafifletilmeye hiç yardımcı olamadı ve performans düştü. 250 SL`ler yaklaşık bir sene üretimde kalabildi. Amerika`nın ikinci standart şartları için 280 SL geliştirildi. 250`nin M 129 motoru, 2778 cc. hacimli M 130 ile değiştirilerek, Avrupa için 170 hp olan motor gücü, Amerika için aynı hacimle 180 hp`ye yükseltildi. Ve yeni Amerikan standartlarına uyum sağlanarak üç noktadan sabitlenen emniyet kemeri, çarpmadan etkilenmeyi azaltacak körüklü direksiyon kolonu ve farklı jant kapakları kullanıldı. Gösterge tablosu ve tüm ikazlar daha fazla aydınlatıldı. Açılır tavanlarda kilitli mandal sistemi kullanıldı. Bu arada benzin tüketimi artarak, düz şanzımanlarda bir galonla 19 mil, otomatiklerde 17 mil yapıldığı saptandı. Yeni 5 vitesli opsiyon ZF şanzıman için fazladan 500 dolar ödeniyordu. Fakat tercih 4 hızlı otomatik şanzımanda oldu.

47 NOSTALJİ I 1968 MERCEDES-BENZ I 45 Pagoda SL ler, üretildikleri 9 yıl içinde, yıl başına ortalama 5400 adet satıldı. Böylece bu modelde atalarından çok daha fazla başarı sağlandı. Üretilen SL`nin adedi Amerika`ya ihraç edildi. Tüm W 113 Pagoda`lar adetle, 1971 yılının Mart ayında üretimden kaldırılıp, yerini R 107 gövdeli 350 SL`ye bıraktığında bu Roadster`in fiyatı Alman Mark`ı idi. ÖZELLİKLER Motor Çap x Strok Vites Kutusu En Yüksek Hız Daimler Benz M130, 6 Silindir, Düz, OHC, Benzinli, 2778 cc. (169,5 cu. inch), 180 Beygir, 5750 Devir 86.5 x 78.8 mm Otomatik, 4-ileri, senkronize, yerden 195 kms Hızlanma kms. 11 s. Gövde Çelik (+Alüminyum), Monokok Şasi Süspansiyon Çelik, platform Ön, salıncak, helezon yay ve amortisör Arka, esnek dingil çubuğu, helezon yay ve amortisör Elektrik Sistemi 12 Volt / 55 Amper s. Frenler Dingiller Arası Uzunluk Genişlik Yükseklik Ağırlık Ön İz Genişliği Arka İz Genişliği Hidrolik, ön arka disk 2400 mm 4285 mm 1760 mm 1320 mm 1715 kg 1485 mm 1485 mm Lastik Ölçüsü 185 HR 14

48 46 I TURİNG MATRAKÇI NASUH PROJESİ TAMAMLANDI Beste Gürsu / bg@bestegursu.com (İKASD) İstanbul Kültürlerarası Sanat Diyalogları Derneği tarafından hazırlanan 16.Yüzyıl Dahisi Matrakçı Nasuh projesi T.C. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ın himayelerinde, 2015 yılı Mayıs ayında Matrakçı Nasuh un ata toprakları Saraybosna 'dan yola çıktı. Belgrad, G20 zirvesi Antalya, İstanbul, Viyana, Tokyo, Paris, Roma, Vaşington dan sonra, son durağı Budapeşte de Kanuni Sultan Süleyman ın vefat ettiği topraklarda Macaristan Ulusal Müzesi'nde dünya turunu tamamladı. Proje kapsamında, oniki bayan sanatçı tarafından hazırlanan çini ve hat levhalardan oluşan 41 adet eser, 2017 yılında Roma, Vaşington ve Budapeşte de sergilendi Temmuz 2017 tarihleri arasında Roma da T.C. Vatikan Büyükelçisi Sayın Mehmet Paçacı nın ev sahipliğinde sanatseverler ile buluştu. Societa Geografica İtaliana da gerçekleşen açılış programında Matraki belgeseli Avrupa ilk gösterimi yapıldı.

49 TURİNG I Ekim 2017 tarihleri arasında ise Amerika Birleşik Devletleri nde, T.C. Vaşington Büyükelçisi Sayın Serdar Kılıç ve Diyanet Kültür Merkezi Amerika ev sahipliğinde, T.C. Vaşington Büyükelçiliği ve DCA İslam Müzesi nde, iki ayrı mekanda gerçekleştirildi. "16.Yüzyıl Dahisi Matrakçı Nasuh" projesi 22 Kasım / 28 Aralık 2017 tarihleri arasında, T.C. Budapeşte Büyükelçisi Sayın Şakir Fakıllı ve Macaristan Ulusal Müzesi ev sahipliğinde Budapeşte de tamamlandı. Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Başkanı Dr. Bülent Katkak, Macaristan Türkiye arasındaki ortak Tarih ve kültürel bağlara dikkat çeken konuşması ile serginin açılışı gerçekleştirdi. Tüm ülkelerde açılış ve etkinlik süresinde, resmi Türk makamları, yabancı misyon şefleri, elçilik görevlileri, Türk vatandaşları, uluslararası basın, bölge halkı ve sanatsever turistler tarafından ilgi ile izlendi. 3 kıta, 9 ülke, 10 şehir de gerçekleştirilen proje, Başbakanlık Tanıtma Fonu, Dış İşleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, UNESCO Türkiye Milli Komitesi, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, PTT, THY, Daily Sabah, A Haber, Sabah, Art and Life Production, İnsan ve Sanat, CC Tercüme ve Global İletişim ortağı Anadolu Ajansı desteği ile gerçekleştirildi.

50 48 I TURİNG TURİNG İSTANBUL SANATLARI ÇARŞISI NDA İSTANBUL SANATLARI SERGİSİ Uğur Taşatan / ugurtasatan@gmail.com Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu'nun, Cedid Mehmet Efendi Medresesi nde faaliyet gösteren İstanbul Sanatları Çarşısı, 19 Ekim 2017 Perşembe günü İstanbul Sanatları Sergisi ne ev sahipliği yaptı. Turing tarafından esaslı bir onarımdan geçirilen İstanbul Sanatları Çarşı'sı bünyesine katılan yeni sanatçılarla Türk kültür ve sanatına katkı sağlamaya devam ediyor.

51 TURİNG I yılından itibaren İstanbullu sanatçılara ev sahipliği yapan ve sanatseverlere hizmet eden çarşı küratörlüğünü Uğur Taşatan ın yaptığı hat, tezhip, ebru, kat ı, minyatür, çini, porselen ve kitre bebek eserlerinden oluşan İstanbul Sanatları Sergisi ile Kültür Sanat Sezonuna Merhaba dedi. Serginin açılışını, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz ile Turing Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bülent Katkak gerçekleştirdi. Sayın Yılmaz, açılış konuşmasında serginin hazırlanmasında emek ve gönül verenlere, hizmet edenlere teşekkür etti.

52 50 I TURİNG Sayın Dr. Bülent Katkak ise 30 yıllık İstanbul Sanatları Çarşısı nın ilk sergisini düzenlediğini, Turing olarak günümüzde bu kıymetli sanatların güzel ve doğru bir şekilde icrâ edilmesi, sanatkârların desteklenip, yeni ustaların yetişmesine destek olup, kültürel miraslarımızın yaşatılması ve korunmasına devam edeceklerini ifade etti. BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, İstanbul Vakıflar 1.Bölge Müdürü Sayın Mürsel Sarı, Ayasofya Müzesi Müdürü Hayrullah Cengiz, Topkapı Sarayı Müzesi Müdür Yardımcısı Gülendam Karal, Hisarlar Müzesi Müdürü Süleyman Faruk Göncüoğlu, TTOK Yönetim Kurulu üyeleri Özdemir İçin, İsmail Büyükseçgin ile birçok seçkin davetli ve sanatseverin katıldığı sergide İstanbul a özgü ikramlar sunuldu. 1 hafta boyunca açık kalan sergiye yerli ve yabancı misafirler yoğun ilgi gösterdi.

53 Turing İstanbul Sanatları Çarşısı nda gerçekleşen İstanbul Sanatları Sergisi ne katılan sanatçılarımız: Veysel Kucuras, Zeynep Yüksel, Kenan Yüksel, Uğur Taşatan, Ersin Yıldızhan, Mihrican Naldöven, İffet Koç, Bedia Ünman, Sevil Alpaydın, Ayşe Özkan, Aysel Kaya Çağlayan, Selma Yurtlu, Ece Oğuz ve Merve Özdeş. TURİNG I 51

54 52 I MİMARİ I ESKİ ODALAR Sekbanbaşı Konağı

55 MİMARİ I ESKİ ODALAR I 53 İSTANBUL DAKİ İLK OSMANLI KIŞLASI ESKİ ODALAR Tarihçi H. Necdet İşli & Y. Mimar İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com

56 54 I MİMARİ I ESKİ ODALAR Tulumbacıbaşı Konağı (Fotograf: S.H.Eldem İstanbul Anıları s. 184) İstanbul un fethini müteakiben Fatih in Beyazıt ta inşa ettirdiği sarayı ile hemen bitişiğinde yaptırılan ilk yeniçeri kışlası Eski Odalar, günümüzde Şehzadebaşı Camiisi karşısında Direklerarası Şehzadebaşı Caddesi, Genç Türk Caddesi, Onsekiz Sekbanlar Sokağı ve Vidinli Tevfik Paşa Caddesi nin çevrelediği yapı adalarını kapsayan alanda bulunuyordu. Kışla üzerine ilk neşriyat 1929 da Süheyl Ünver tarafından 2. Beyazıt Suyolu Haritası - Kışla Atmışbir Kapısı ve yanında Derviş Osman Türbesi 2. Beyazıt Suyolu Haritası - Eski Odalar ın vaziyeti

57 MİMARİ I ESKİ ODALAR I 55 yapılmıştır. 16 sayfalı 9 şekil çizimli bu önemli fotoğrafsız yayında Tarihimiz yeniçeri anlatımlarıyla doludur. Fakat bunların oturdukları kışlalar hakkında ufak bir malumata tesadüf imkânı çok azdır. demektedir. Vezneciler de Kapamacılar Çarşısı (Direklerarası) arkasındaki Acemi Oğlanları Kışlası (Eski Odalar) na ait 11. sayfada verilen çizimler ve 7. sayfada verilen Matrakçı Nasuh tan alınan çizimleri günümüzde kontrol imkânı hiç kalmamıştır. Kışla nın tesis sahası tamamen tahrip edilmiştir. Ayrıca geçmişte, 1717 de ve 1755 te kışla yanmış ve tekrar yaptırılmıştır. 26 bölük odası ve 47 si ocaklı olmak üzere 73 oda, bir cami, bir tekke, bir hamam ve 26 ahır bulunan kışladan günümüze mimarisi değiştirilmiş bir hamam kalmıştır. Bu bölgeye ait devam eden çalışmamızda bulabildiğimiz eski görselleri arz ediyoruz. Matrakçı Nasuh Minyatüründe Eski Odalar

58 56 I MİMARİ I ESKİ ODALAR Kışla Bölük Odası kalıntısı (Fotoğraf: Necdet İşli) Acemi Oğlanlar Kışlası hamamı ve mescidi Fatih devri eserleri idi. İlk kuruluşunda ahşap olduğu bildirilen kışla odalarının birkaç kez yandığı tarihlerde kayıtlıdır. Mevcut tespitlerimizde kalan odaların taş olduğu görülmektedir. Kışla mevcudu hakkında verilen sayılar çelişkilidir tarihlerinde Direklerarası tabir edilen sıra dükkânların kışla tarafının kaldırıldığı ve hamamın cadde önüne çıktığı bilinmektedir. Sekbanbaşı Konağı Rölövesi 1958

59 MİMARİ I ESKİ ODALAR I 57 Acemi Oğlanlar Kışlası Hamamı Hamam kışladan geriye kalan tek yapıdır. Ancak yapısı büyük ölçüde değişikliğe uğramış ve günümüzde Celal Ağa Konağı Oteli nin içinde otel hamamı olarak kullanılmaktadır. Acemi Oğlanlar Mescidi Şehzadebaşı Caddesi ile Vidinli Tevfik Paşa Caddesi nin kesiştiği noktada bulunmakta olan mescit, Vidinli Tevfik Paşa yolu genişletilirken yıktırılmıştır. Kışla Bölük Odası ve Kapısı Kışla Bölük odalarından kalan son örnek 1970 lerde yapılan apartman inşaatında yıkılmıştır. Bir sıra kesme taş, iki sıra tuğla şeklinde klasik örgü sistemiyle yapıldığı resimlerde görülen yapının boyutu yaklaşık 3,5 m x 5m dir. Bölük Odası Kalıntısı Benzeri kalıntılar, Kanuni Sultan Süleyman devrinde yaptırılan ikinci kışla olan Yeni Odalar bölgesinde de tespit edilmiştir. Tulumbacıbaşı Konağı Konakta, Ordunun hekim ihtiyacını temin için 1827 te Cerrahhane kurulmuştur. Konaktaki Cerrahhane 1839 da Galatasaray a nakledilmiştir. Sekbanbaşı Konağı Günümüzde mevcut olmayan, kışladaki üst düzey rütbelilere ait Sekbanbaşı Konağı nın elimizde mevcut 1958 tarihli rölövelerinden, 16.yy yapısı olduğu anlaşılmaktadır. Fatih Sultan Mehmet in İstanbul u fetheden ordusunda, Sekbanbaşı olan Hamza Bin Hızır ın, fetih sırasında şehit olup defnedildiği, günümüzde de mevcut olan Onsekiz Sekbanlar haziresinin yanı başında bulunmaktaydı. Kışlanın 61 Kapısı Tek görselinin kaynağı 2. Beyazıt suyolu haritasıdır. Arşiv belgesinde bu kapının yanında Taht-ı Hümayun Kasrı ve tebdil odasının bulunduğu H te tamir gördüğü bildirilmektedir. Osman Baba Türbesi Kışla duvarı önünde caddede 1909 senesinde sökülüp, Şehzade Camii sinin köşesindeki, İstanbul un ortasını işaret eden sütünün arkasına nakledilmiştir. Süheyl Ünver çizimi Eski Odalar Kışla Bölük Odası (Fotoğraf: Necdet İşli) Kaynaklar Kapıkulu Ocakları, İ. Hakkı Uzunçarşılı, 1943 Ankara TTK Belleteni Sayı 160. Frof. Dr. Süheyl Ünver Yeniçeri Kışlaları 1976 Ankara İstanbul Anıları S.H.Eldem İstanbul. 2. Beyazıt Suyolu Haritaları M.Kazım Çeçen 1997 İstanbul

60 58 I TEST SÜRÜŞÜ I C3 AIRCROSS C3 AIRCROSS LA AİLECEK BODRUM TURU Burcu Çetinkaya/ bbcetinkaya@gmail.com Citroen Arşivi Otomobil testleri eskiden kolay olurdu. Sürekli oradan oraya seyahat ederken bir sırt çantası alırdım, yolumuz nereye düşerse giderdim arkadaş olurduk test ettiğim otomobille. Şimdiyse bebek bezi, kıyafetleri, kendi kıyafetlerim sürekli oğlumun yemeklerini üzerime dekor yapması riskiyle karşı karşıya olduğum için ekstra kıyafet, bebek arabası derken, haliyle biraz kalabalık oluyoruz. Mehmet Celal ile yolculuk hem daha keyifli hem de biraz daha zahmetli oluyor tabii ki. Bu detayları aslında bambaşka bir konuya girmek için anlattım. Artık benim için otomobili sevme önceliklerim çok farklılaştı. Tabii ki yarışçı ruhum, direksiyona geçtiğimde ortaya çıkıyor ama önce bagaja sığabilmekle başlıyor iş. Bagaja sığamadığımda kendi şahsi otomobilimde yaptığım gibi tepeye bir portbagaj eklemek lazım, o da otomobil testlerinde mümkün olmuyor. Arka koltuğa bebek koltuğu ve ıvır zıvır eşyalar sığmazsa yine sıkıntı çıkıyor. Bütün bu şartlar altında zaten ya kısa süreli otomobil testleri yapıyorum ya da beni anlayan markaların tekliflerini değerlendirebiliyorum. Citroen C3 Airbump lansmanı için Bodrum a davet geldiğimde hem geniş bagaj hacmiyle hem de tarzıyla tam da buna uygun bir otomobille tanışma fırsatım oldu.

61 İlk izlenimlerim, heyecanlı, dinamik, yepyeni bir tasarımla enerji veren, rahat özellikle benzinli versiyonu için bir o kadar da sportif bir otomobille tanıştığım oldu. Detaylara geçmeden önce dizel modeli daha az test ettim ama ben tercihimi benzinliden yana kullanıyorum. Bence daha başarılı. İnsanların yepyeni bu dinamik modeli gördüklerindeki tepkileri ise gerçekten kayda değerdi, çok fazla soru soran oldu, kendimi Citroen satış elemanı gibi hissetmeye başladım. Genelde dinamik ve yenilikçi tasarımlı tüm marka ve modellerde tecrübe ettiğim bir durum olsa da annem de bu sorulara dahil olup, fiyatından, özelliklerine beni soru yağmuruna tutunca bir değişik oldu. Annem İstanbul dan kaçıp, yaz kış Gümüşlük e yerleşenlerden olduğu için test sürüşleri Bodrum dan geçerse fırsattan istifade mutlaka hasret gidermeye çalışıyoruz ama sanırım bu kez biraz pahalıya patlayacak gibi. Çünkü C3 Aircross la ilgilendiği kadar başka bir araç test sürüşümle ilgilendiği olmamıştı. Bütün bu detayları hızlıca geçtikten sonra sıra C3 Aircross a yerleşip, test sürüşüne geçmeye geldi. Minik misafirimiz arkaya geçeceği için haliyle ona eşlik edecek bir yol arkadaşı lazımdı. Bebek arabamızı ve diğer eşyaları rahatça bagaja yerleştirdikten sonra keyifli yolculuk başladı. TEST SÜRÜŞÜ I C3 AIRCROSS I 59

62 60 I TEST SÜRÜŞÜ I C3 AIRCROSS Kısmen arka koltuğa Mehmet Celal in yanında, kısmen direksiyonda tamamladığım test sürüşünde ilk önce 1.2 PureTech 110 beygirlik benzinli aracı denedim. Bodrum merkezden Yalıkavak a doğru gittiğimiz yolculukta ilk hissiyatım atak, keyifli, dinamik, genç iç tasarımıyla insana enerji veren farklı bir otomobille tanıştığımdı. Otomatik şanzıman oldukça akıcı, keyifli ve rahattı. Yolu yarılayıp, sıra arka koltuğa geçmeye geldiğinde ise eskiden alışık olmadığım başka bir test şekliyle tanışıyordum. Arka koltuğun diz mesafesi, arka koltuğun çocuk oyunları için elverişli olup olmadığını kısaca test edip, son derece memnun kaldıktan sonra, çocuk kilidi devrede olduğu için camı açıp, haliyle arka camlarla da tanışıp, araçla kısa süreli vedalaştım.

63 TEST SÜRÜŞÜ I C3 AIRCROSS I 61 Yemek çatalı, bıçakları Mehmet Celal den kurtarma denemeleri ve yolda gördüğümüz kedilerle arkadaş olup, köşe kapmaca oynadıktan sonra sıra aracın basın tanıtımına geldi. Burada da 1.6 Blue HDİ 100 beygirlik dizel ve düz vitesli diğer versiyonla da tanıştım. Duyduğum en etkileyici haberlerden birisi 85 gövde kombinasyonu ve 5 kabin tasarımı seçeneği ile kişiselleştirme çağını yakalamış bir otomobil olmasıydı. Zengin donanım seçenekleri, geniş bagaj hacmi, dinamik tasarımı, Grip Control ve yokuş iniş desteği gibi ek özelliklerini ve dört farklı tavan rengi seçeneğini artıları arasında dinledikten sonra bu kez dizel motorlu modelle yapacağımız test sürüşüne geçtik. 100 beygirlik dizel motorlu versiyondan içeriye biraz yansıyan motor hırıltısı ve gaza bastığımdaki farklı hissiyat konforu azıcık etkiledi. Ama yola çıktıktan sonra yeterli olan torku ve sürüş keyfiyle o açık kapandı. Dizel versiyon 5 ileri manuel şanzımana da sahip olduğu için sürüş keyfini o anlarda daha sportif ve olumlu buldum. Şehir içi trafiğinde ise uzun süreli kullanımlarda bu tabii konfordan biraz vazgeçmek anlamına da gelecektir. Genel olarak dinamizmi, rahatlığı, çok seçenekli donanımları ve tasarımıyla oldukça güzel bir yol arkadaşı oldu C3 Aircross. Bu arada aynı platformu paylaştığı C3 ile yerden yüksekliği arasında olan 20 mm lik yükseklik farkı direksiyona geçtiğinizdeki farklı hissiyatı açıklayan en önemli unsurlardan. Sonuçta hem sportif ve dinamik bir araç, hem de bir SUV özgürlüğüne sahip. Detaylarda ise ufak keyifler gizli. Mesela iki farklı modül halinde kaydırılabilen arka koltuklar alışılagelmişin dışındaki rahatlığa yönelik detaylardan. Yine segmentindeki en geniş bagaj hacmine sahip olması (410 lt-520lt) da günümüzde artan hacim ihtiyacına iyi bir cevap olmuş. Yani özetle C3 Aircross ile Bodrum da vedalaştık ama annemin yorumlarına bakılırsa tekrar karşılaşacak gibiyiz

64 62 I TURİNG I KÜLTÜR SANAT TURİNG DE KÜLTÜR SANAT Begüm Yavaş / begum.yavas@turing.org.tr Türkiye Turing ve Otomobil Kurumunun yaz döneminde düzenlediği Seyrantepe de Yaz Akşamları konserlerinin 12 Eylül Salı akşamki konuğu, Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu solistlerinden Atakan Akdaş oldu. Türk müziğinin en güzel eserlerinden seçtiği repertuarıyla dinleyicilere unutulmaz bir gece yaşatan Akdaş a saz sanatçıları; Emre Erdal (klasik kemençe), Atilla Akıntürk (kanun) ve Pelin Değirmenci (tanbur) eşlik etti. Seyrantepe de Yaz Akşamları konserlerinin son misafiri ise yine Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu solistlerinden Bekir Ünlüataer di. 26 Eylül Salı akşamı gerçekleştirilen konserde saz sanatçıları; Volkan Ertem (çello), İsmail Karaşin (kanun) ve Sercan Halili nin (klasik kemençe) eşlik ettiği Bekir Ünlüataer, verdiği muhteşem konserle dinleyenleri mest etti. Kurumumuz her cumartesi bir gelenek haline getirdiği Seyrantepe Genel Merkez Salonundaki kültür sanat etkinliklerinin sezon açılışını ise 14 Ekim de gerçekleştirdi. Yeni sezonda da yoğun ilgiyle karşılanan etkinliklerimize birbirinden değerli konuşmacı ve sanatçılar katıldı.

65 TURİNG I KÜLTÜR SANAT I 63 Bu sezondaki ilk konuğumuz, Klinik Psikolog Dr. Mehmet Dinç oldu. Yanı Başımız Hayat başlıklı konferansında bireylerin kendini tanıması ve sevmesinin önemine dikkat çeken Mehmet Dinç, mutluluğun inşa edilmesi ve hayata dair farkındalığın artması konusunda misafirlerimize bilgi ve deneyimlerini aktardı. 11 Kasım Cumartesi günü Ruh Sağlığımızı Korumak başlıklı konuşmasıyla tekrar misafirlerimizle buluşan Dinç, bu kez ruh sağlığının korunması adına yapılması gerekenler ve bireylerin çevreleriyle doğru ilişki kurmasının önemi üzerinde durdu. 21 Ekim Cumartesi günü, moderatörlüğünü Prof. Dr. Orhan Kural ın yaptığı ve İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan ile İstanbul Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı Dr. Erdoğan Kocayiğit in konuşmacı olarak katıldığı Bugün Tütün Kontrolünde Hangi Noktadayız? ve Yeşil Dedektör Uygulaması adlı panel gerçekleştirildi. Sigara kullanımının zararlarına değinilen panelde, sigara yasağına dair ihlallerin bildirilebileceği bir mobil uygulama olan Yeşil Dedektör ün nasıl kullanılacağına dair bilgiler de verildi. Tamer Karadağlı ya Birinci Sarıay Özel ödülünün takdim edilmesinin ardından ise program son buldu. Geçtiğimiz dönemlerde olduğu gibi bu sezon da devam eden ve 14 Ekim ile 18 Kasım tarihlerinde misafirlerimizle buluşan Müzikli Maarif Takvimi; içinde bulunduğumuz ayda dünya tarihine mâl olmuş olayların musiki dünyamıza yansımalarını mercek altına aldı. Mehmet Güntekin in hazırlayıp sunduğu programda, konu edilen müzisyenler veya olaylarla ilgili eserler, usta kanuni Ahmet Meter eşliğinde Yaprak Sayar ve İbrahim Suat Erbay tarafından icra edildi. Panelin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi katkılarıyla, Eda Karaytuğ ve Göksel Baktagir Bir Telden Bir Dilden isimli konserleriyle Türk Sanat Müziğinin en güzel eserlerinden oluşan repertuarlarını icra etti.

66 64 I TURİNG I KÜLTÜR SANAT 28 Ekim Cumartesi günü, Ekolojik Yaşam Uzmanı ve Araştırmacı Yazar Erkan Şamcı dinleyicilerimizle bir araya geldi. Doğala Dönüş adlı konuşmasında, günlük hayatımızda yaygın olarak kullandığımız kimyasalların zararlarına dikkat çeken ve bunların yerine kullanılabilecek doğal ürünlerin formüllerini veren Şamcı, misafirler tarafından ilgiyle dinlendi. 4 Kasım Cumartesi günü Tasarımdan Geleceğe başlıklı konuşmasıyla konuğumuz olan Dr. Mimar Sinan Genim ise mimari tasarımın ülkemizdeki gelişimini, yurt dışındaki tasarımlardan örnekler vererek ve görsellerle pekiştirerek ele aldı. Konferansın ardından Türk Halk Müziği sanatçısı Mehmet Erenler İBB katkılarıyla konuğumuz oldu. Sanatçı; Erenlerin Gönül Telinden adını verdiği konserinde, birbirinden güzel eserlerin yer aldığı güçlü repertuarıyla dinleyenlere muhteşem bir müzik ziyafeti sundu. Türk Musiki Vakfı nın işbirliğiyle Mehmet Güntekin idaresinde, sazendeler; Ahmet Meter (kanun), Lütfiye Özer (kemençe), Aziz Şükrü Özoğuz (keman), Tanju Erol (klarinet), Bilen Işıktaş (ud), Volkan Ertem (viyolonsel) ile hanendeler; Hakan Hataylı, İlhan Yazıcı, İbrahim Suat Erbay, Mehmet Kemiksiz, Emel Güntekin, Yaprak Sayar, Merve Kıvılcımer ve Aynur Ezgi Yüksel in oluşturduğu İstanbul Fasıl Topluluğu, Seyrantepe de Fasıl Meclisi adıyla Kurumumuzda her ay icra ettiği konserlerine 4 Kasım da yeni sezondaki ilk konseri olan Muhayyer Faslıyla devam etti.

67 TURİNG I KÜLTÜR SANAT I Kasım Cumartesi günü İBB katkılarıyla konuğumuz olan, ülkemizin en önemli arp sanatçılarından Şirin Pancaroğlu; solist Bora Uymaz ile saz sanatçıları; Ali Tüfekçi (ney) ve Meriç Dönük (arp) eşliğinde Çengname adını verdikleri Klasik Müzik Konseriyle misafirlerimizle buluştu. Yoğun ilgiyle karşılanan sanatçılar, güçlü repertuarlarıyla dinleyenlere muhteşem bir konser verdi. 25 Kasım Cumartesi günü İBB katkılarıyla konuğumuz olan Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, Gündelik Hayatın Kültürel Yansımaları: Güzel Zamanlar başlıklı konuşmasında; bugün dünyada git gide yaşanan belirsizliğe ve dolayısıyla geleceğin umut vermediğine değinerek, geçmişte yaşanan güzel zamanlar ı değerlendirdi. Türk sinemasının usta yönetmeni Halit Refiğ in eşi Prof. Dr. Gülper Refiğ, 18 Kasım Cumartesi günü İBB katkılarıyla konuğumuz oldu. Tarih Yeniden Yazılıyor başlığını verdiği söyleşide Anadolu tarihinde kadının önemine değinen Gülper Refiğ; bilgi birikimini farklı bakış açısıyla ele alarak aktardı. Konferansın ardından yine İBB katkılarıyla misafirimiz olan Türk Halk Müziğinin değerli ismi Emel Taşçıoğlu ise saz sanatçıları, Murat Süngü (çello), Selçuk Murat Kızılateş (bağlama), Kenan Elmas (nefesli saz), Şeyhmus Fidan (klasik gitar), ve Barış Songur (bendir) eşliğinde Türk Halk Müziğinin en güzel türkülerinden seçtiği repertuarıyla dinleyenlere unutulmayacak bir müzik ziyafeti sundu.

68 66 I TURİNG TURİNG DEN UNUTMA İSTANBUL PROJESİ Harun Avcı / harun.avci@turing.org.tr Merve Özbek Öğrencilere sağladığı eğitim, öğretim ve kişisel gelişim desteği kapsamında faaliyetler yürüten Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, katılımcılara farklı bir bakış açısı kazandıran Fotoğrafçılık eğitimini her dönem olduğu gibi bu dönemde de devam ettirmektedir. Bu etkinlikler çerçevesinde Kurumumuz, İstanbul Kalkınma Ajansı ve Şehir Üniversitesi paydaşlığında Unutma İstanbul: İnsanları, Eserleri, Mekanları ve Tarihiyle İstanbul un Görsel Belleği adlı projeyi gerçekleştirdi.

69 TURİNG I 67 İstanbul un tarihi, sosyal ve kültürel değerlerinin kesiştiği fotoğraf rotalarını öğrencilerimiz ile beraber ziyaret ettik. Gençlerimize İstanbul u, bir kerede fotoğraf rotaları üzerinden tanıtarak; oluşturduğumuz fotoğrafları nasıl tasnif eder ve koruruz temalı bir panel ile entegre, teorik ve pratik fotoğrafçılık eğitimi yürüttük. Bu rotalarda öğrencilerimizin çektikleri birbirinden güzel fotoğrafları ise İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi'nde düzenlediğimiz bir sergi üzerinden fotoğrafseverlerle buluşturduk. Sergiye seçilen fotoğrafların özne, ışık, kompozisyon ve kadraj öğelerini eğitmenimiz ve katılımcılarla beraber tekrar irdeledikten sonra öğrencilerimize katılım sertifikalarını dağıttık. Öğ rencilerimizin eğitim esnasında çektikleri fotoğraflarında yer aldığı projenin somut çıktıları ise yayımlanacak olup, hazırlık aşamasındadır.

70 68 I TURİNG TURİNG GENEL MERKEZDE EĞİTİM Tülay Taşdemir / tulay.tasdemir@turing.org.tr dönemi Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu bursiyerlerinin belirlenmesinin ardından öğrencilerimizin talepleri doğrultusunda İngilizce (Elementary, Intermediate, Upper), YDS İngilizce, TOEFL, Fransızca A1, İspanyolca A2, Arapça A1, Arapça B1, Osmanlıca (Başlangıç, Rika), Kamu Personeli Seçme Sınavı, Diksiyon, Fotoğrafçılık dersleriyle toplamda 14 farklı kurs açılmıştır. Ankara ve çevresinde okuyan öğrencilerimiz için ise Turing Ankara Şubemizde İngilizce ve Diksiyon dersleri başlamıştır.

71 TURİNG I 69 TURİNG ANKARA ŞUBESİ NDE KÜLTÜR SANAT Recai Bayram / bayramrecai@gmail.com Turing Ankara Şubemizin Ankara daki üyelerimiz ve bursiyer öğrencilerimiz için düzenlediği kültür-sanat ve eğitim programları devam ediyor. 28 Ekim Cumartesi günü Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Gürbüz, 94. Yılında Türkiye de ve Dünyada Cumhuriyet Tecrübesi başlıklı söyleşisiyle konuğumuz oldu. Hocamız, Cumhuriyet kavramının ülkemizde ve dünyada nasıl tanımlandığını örnekleriyle ele alarak değerlendirdi. 04 Kasım Cumartesi günkü konuşmacımız Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü Bilal Tırnakçı idi. Bilgi Güvenliği konusunda güncel bilgiler vererek İnternet ve sosyal medya ne kadar güvenli, sanal ortamda güvende olmak için ne yapmalıyız? gibi konular değerlendirildi. Program, katılımcılarımız tarafından yoğun ilgi gördü.

72 70 I TURİNG Sağlık Bakanı Danışmanı Dr. Saim Kerman Dünya da ve Türkiye de İlaç başlıklı konuşmasıyla 11 Kasım da konuğumuz oldu. Bir ilacın hazırlık macerası, denekler üzerinde test edilip onay alınma süreci ve ülkemizdeki araştırmalar çerçevesinde ilaç sektörünün geleceği hakkında son derece ilgi gören bir konferans gerçekleştirildi. Katılımcılarımız sorularıyla programa ilgi gösterdi. TTOK Ankara şubesi olarak kültür sanat faaliyetlerimizde öğrencilerimizin, kendi belirledikleri bir konuda sunum yapmalarını önemli görüyoruz. Bu çerçevede 18 Kasım Cumartesi günü Atılım Üniversitesi öğrencisi Ayşegül Şahin, Kaynak Araştırmalarında İnternet ve Online Kütüphanelerin Kullanımı başlıklı bir seminer ile ödev ve tez yazımında öğrencilerimizin ihtiyaç duyacağı çok önemli bilgi ve tecrübeleri paylaştı.

73 TURİNG I Kasım da RTÜK Daire Başkan Yardımcısı Dr. Yaşar Uğurlu Medya ve Eğitim başlıklı bir konuşma yaptı. Günümüzde medyanın, özellikle çocuklar üzerindeki etkilerini psikolog gözüyle ele alarak tecrübelerini aktardı. Öğrencilerimizden yoğun ilgi gören program son derece verimli geçti. Milli Eğitim Bakanlığı Programlar ve Öğretim Materyalleri Daire Başkanı Turgut Bağrıaçık ile 28 Ekim, 11 ve 25 Kasım tarihlerinde Kitap Atölyesi Programı gerçekleştirildi. 25 Kasım Cumartesi günü Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rıza Gökler Geleceğimizi ve Kariyerimizi Planlamak konulu bir konferans verdi. Çocukluk yıllarının hayatımızı ne boyutta etkilediği, kariyer planlamasında isabetli kararlar vermenin püf noktaları gibi konuları psikolog gözüyle değerlendirdi. Program öğrencilerimizin sorularıyla devam etti.

74 72 I TURİNG I SUMMARY Page 1 I PRESENTATION Dr. Bülent Katkak TTOK President Page 4 I WORLD Malta Dear members and readers, On 6 November, Touring and Automobile Club of Turkey celebrated its 94th anniversary, which means for us 94 years of productivity and success. In the past months, the Club worked to select new scholarship students and to prepare culture, arts and education schedules. The Club has provided scholarships to many students in five years from among 10,886 who applied over the Internet. Those who qualified were interviewed over 3 weeks by a group of experienced professionals. When assessments were over, a total of 601 students from 112 different departments in 83 universities began to receive scholarship. These students not only receive scholarships, but also are free to attend trainings; courses; culture and arts programs and trips held by our Istanbul Headquarters and Ankara branch, thus equipping themselves for a bright future. As you see on the cover, the Club had a joyful experience on 4 November: Minister of Culture and Tourism Numan Kurtulmus visited our Headquarters. Minister Kurtulmus spoke at the promotion meeting of our Unesco World Heritage 360 project, which was in preparation for two years, and gave good news about possible collaborations with the Club. There were other projects in which our Club was a shareholder. Matrakchi Nasuh 16th Century Genius project completed its journey, which began in Sarajevo and ended in Budapest after visiting 10 cities in 9 countries. Another finalized project was one where we worked together with Sehir University. It is titled Never Forget, Istanbul: the City s Visual Memory through its People, Artifacts, Places and History. I present my thanks and regard to all who has contributed to these projects. In this 392nd issue of our magazine, we would like to present you with a desk calendar which involves photographs from previous issues, courtesy of Touring Club Insurance Agency. We wish the calendar marks good memories for you, reminding that Allianz official branch Touring Club Insurance Agency is always there for you. In the last 16 issues, we have introduces our chairmen to you as per their service periods. We present condolences to those who passed away and wish many joyful years to come to those who are with us. From this issue on, we will be introducing senior Club members through interviews. Hereby, we would like to thank Gumustekin Atabinen, who agreed to have the first interview with us, and to wish him a long and happy life. We also present our love and regards to you, our readers. What is the most outstanding characteristic of the island of Malta? One could easily say, its knights. When it comes to the outstanding characteristics of these knights, we could list bravery, adventurousness and fighting skills. However, their most striking trait is being religious. We saw this side of Malta not by looking at its numerous religious structures, but by a red envelope given to us by a group of young people. Within this envelope was written It is my birthday, come and be my guest. There were two fingerprints on the envelope itself, captioned These are my fingerprints that emerged while I prepared this envelope for you. They are proof that I m still alive. On a piece of paper in the envelope was written I am expecting you to attend to my birthday on December 24, at 10pm, to celebrate together with a crowd of guests. And it ended with Lots of love and with a signature: Jesus Christ. We witnessed this at the Saint Julians Square. Later, we watched a non-official parade performed every night at the Republic Street in central Valetta by the marching band. Malta is a typical Mediterranean country - you can see this in their natural fennel and Indian fig growth. The scene is perfected by pine trees, cypress trees and vineyards. The State of Malta consists of islands, the largest of which is the Island of Malta. Therefore, the country is surrounded by water. You frequently come across bays wherever you look. These are often named after Christian saints. There are a myriad of castles, forts and churches overlooking the sea. At the city center, there is an old town called Mdina. There are street and square names suggesting that there used to be a small mosque here. The Maltese society mostly consists of African Arabs and Sicilian Italians. The country still has administrative, commercial and linguistic traits from English colonialist times; however, the current language is Arabic written in the Roman alphabet. It has levantine-style houses, fishermen villages and dainty little boats, it merges history and tourism. History of Malta reminds us of Christian knights and their eternal bullies, Ottoman sailors. Famour Ottoman sailor Turgut Reis died before he could conquer this island. But Turkish people are now present with their food venues. In these venues, Turkish TV channels are always on.

75 TURİNG I SUMMARY I 73 Page 16 I INTERVIEW Mustafa Gümüştekin Atabinen Could you tell us about yourself? I was born in Besiktas, Istanbul on 19 January 1928 in Seraskeri Mehmet Riza Pasha Mansion. My father Resit Saffet Atabinen and my mother Nurhayat were both children of deep-rooted and prominent families of Istanbul. Between my elder sister Nukhet and my brother Gultekin, I am the middle child. I studied middle and high school in Saint Michel. Afterwards, as much as I was into medicine, I couldn t study it since I cannot stand seeing blood. I enrolled in Istanbul University Faculty of Law and graduated with a high average. Until I retired, I worked as a lawyer. How was your childhood? During winter, we used to reside in Taksim, Istanbul in a 5-story building together with my grandmother, mother, father, siblings and housekeepers. I went to primary school in Taksim as well. When I attended Saint Michel High School, I went there either on foot or by tram. On weekends and holidays, we strolled around in Taksim or went to the movies. Then, Istanbul was quiet and peaceful unlike today. Some nights, I used to sit by the window and count the passing cars. There were also very few cars in Istanbul then. Especially at night, you almost couldn t see any. Touring Club was founded by your father, Resit Saffet Atabinen. Could you tell us of the Club and your father from your perspective? Before my father married my mother, i.e. before 1917, they were neighbors with Ataturk and his mother Mrs. Zubeyde for a while in Akaretler, Istanbul. Touring Club was founded with the name Turkish Travelers Association on 1923, the same year the Turkey wa announced a republic. When I was born, they were celebrating the Club s 5th anniversary. My father had a strong vision. He was very hard-working. He used to spend his time mostly working or traveling abroad for work. There were times we didn t see him for weeks. I remember that he was meticulous in everything he did. When he worked at home, he had a study room in the mansion where he would stay for hours. He spoke French well. He used to translate texts from French or write in French. Those years, the focus of our life was the Club. It was like my father s child. It was a project which, as I understand now, was undertaken with great difficulty due to the conditions of the time. Were you interested in Club activities apart from your father? To be honest, I was not that interested. I was mostly interested in performing law and I tried to improve myself in related areas. I was 37 years old when my father passed away. By then, my life was already on its own track. Could you please tell us about your family? I met my wife Sevim through my mother. She was the daughter of a family friend. We married in She gave birth to our son Mehmet Resit in 1955 and our other son Ahmet Oguz in After we got married, we lived with my family in the mansion in Yildiz, Besiktas. My elder son Mehmet was born there. Then, my late father built a two-story house in Yildiz and we moved there. Since then, we have been living there. How was Istanbul when you were a child? My childhood was a happy one. Now, it will sound like a fairytale to you. Istanbul was a whole different city back then. Peace and quiet ruled the city. There was no traffic, noise or crowd. If you compare population statistics, you ll know what I mean. People always greeted each other. Streets were quiet in summer and winter alike. People were kinder and better mannered. What are your hobbies? I like reading and writing. These may be the best habits I ve obtained so far. If I remember correctly, 15 years ago, I translated a couple of French books that my father wrote to Turkish. Besides, I was into sports for a time, especially soccer. My late grandfather Sukru Pasha was one of the founders of Besiktas Gymnastics Club, which makes me an inherent Besiktas supporter. I played as a goalkeeper in Besiktas youth squad, and later in Sariyer Sports Club. It is known that your father often traveled abroad on business or personal reasons. Would you sometimes accompany him? As you mentioned, my father used to travel a lot. Most of these trips were official visits. But my father knew how to have fun on these trips and tried to do all the touristic things to be done in a city as much as his time allowed. Whenever he returned, he would share his experience with his friends. Of course, he wouldn t miss to bring us presents. Since you asked, I never traveled abroad with my father.

76 74 I TURİNG I SUMMARY Page 26 I COVER Club Hosts Minister of Culture and Tourism Numan Kurtulmus Touring and Automobile Club of Turkey proudly presents a great project: 360-degree videos of 15 cultural and natural heritage sites in Turkey, and also of 60 sites on the temporary list, were taken and published on YouTube and also on the official website of the General Directorate of Promotion. This was an effort to preserve and promote our social structure and culture-arts assets. 2 days to the 94th anniversary of the Club s foundation, on 4 November, a project meeting was held in our Headquarters with the attendance of the Minister of Culture and Tourism, Prof. Dr. Numan Kurtulmus. Among the attendees were representatives from public services and Touring Club members and scholarship students. The event began with a concert by pianist Gunes Yakartepe. After the concert, the promotional video of the Club was shown and Chairman Dr. Bulent Katkak informed the audience about the activities of the Club. He spoke about the time when they started the UNESCO World Heritage Turkey 360 project 2 years ago, and related that there used to be 15 permanent and 60 temporary cultural heritage sites in Turkey, but now this number is 18 permanent and 70 temporary. He told that this number also isn t sufficient, because we have hundreds of cultural and natural heritage sites. Istanbul Governor Vasip Sahin also spoke, saying that this Touring Club project will greatly contribute to Turkey s reputation worldwide and congratulating all those who cooperated. Minister of Culture and Tourism, Prof. Dr. Numan Kurtulmus also thanked everyone who made any contribution to the project, stating that this is only the beginning and that the Ministry supports this exemplary project by Touring Club and all other projects that will be initiated in this field. Numan Kurtulmuş expressed that Anatolia is an ancient land which hosted countless civilizations and cultures throughout history and is known to be a place where different people have lived together in harmony and where the richest cultural heritage library and archives of the world exist. He also remarked that all related institutions must take due responsibility in preserving and promoting our assets.

77 TURİNG I SUMMARY I 75 Page 30 I TURING Motorcycle Couriers Trained and Equipped in Istanbul District Municipalities Page 32 I TURKEY Gerze Touring and Automobile Club of Turkey initiated the Motorcycle Courier training and equipping project in December 2014 and the it still continues at full pace. So far, 20 thousand bikers and couriers were given safe riding trainings and provided with EVE safety certificated helmets and high-visibility vests - all free of charge. Upon demand from Istanbul s district municipalities, the Club held trainings in Beyoglu and Kartal districts. On 11 August 2017, the first training was held at Beyoglu Municipality. The motorcycle couriers working in Beyoglu district were invited and 80 couriers were provided with safe riding training and reflective vests free of charge. Restaurants in Beyoglu also wished to contribute to the event by providing meals to attendees. Following the training and the meals, the riders and the Beyoglu Mayor Ekrem Cakmaktas enjoyed a celebration cake together. Cakmaktas stated that he believes this training will allow motorcycle couriers to perform their duty in a safe manner without risking the lives of Beyoglu residents. The other training was held at Kartal Municipality. On 1 October 2017, 40 motorcycle couriers were invited to Hasan Ali Yucel Culture Centre and attended the Safe Riding Training. In this half-day training, riders learned about safe riding techniques, protective equipment and tolerance in traffic. At the end of the event, all participants were presented with reflective vests and Motorcyclist s Hand Book. Gerze is a small fishermen s village in Sinop, the happiest city in Turkey, in the Black Sea region where green dominates the landscape. It is believed that the name Gerze evolved from ancient Carusa. The town was home to many civilizations from antiquity until Ottoman rule in It is known as the Pearl of the North because of its rich historical heritage, cultural diversity and unique natural beauty. Moreover, Gerze is one of the special towns represented by a snail logo in the Cittaslow movement, which is the International Network of Easy and Slow-Moving Towns. The movement began in 1999 in Greve in Chianti, Italy and it was born as a reaction to the modern consumerist society where local identity and characteristics are difficult to preserve. The movement is spreading rapidly across the world, aims to project the history to present day and brings together cities that aim to increase quality of life. Gerze was realizing projects within the framework of Cittaslow criteria and was involved within the movement in February Thus, the number of towns in Turkey which are part of the Cittaslow movement was raised to 14.Gerze Lighthouse, the first modern lighthouse built by Turkish engineers, is one of the landmarks of the town. Coastal fishery is one of the most important means of living here. Downtown, in the middle of the town square. we see a giant rooster statue. Roosters are the symbol of Gerze and this statue represents a black, shiny one, known as the Haci Kadi (Pilgrim Judge) by the folk. Right across the statue is the magnificent Yakup Agha Mansion. With its interior decoration made by Russian artists, the mansion is one of the most special structures of the town. Gerze used to be famous for its wooden houses of classical Ottoman architecture. However, on 13 February 1956, there was a great fire caused by a barbeque and it consumed almost the whole town. The town itself is exposed to warm southern winds, and thus had many fire incidents. The municipality supports trainings and workshops, which is another element that keeps the past alive with the efforts of locals. The town folk is also interested in music, gaining inspiration from the peaceful and quiet atmosphere of the town. There are many spots where one can see Slow down, you are in Gerze along with a snail logo. All in all, this is a town where you can forget time and space and live in harmony with nature and arts.

78 76 I TURİNG I SUMMARY Page 42 I NOSTALGIA 1968 Mercedes Benz W 113 series, vehicles with the lowest and most elegant silhouette of legendary SL series, was produced between 1968 and 1971 in models 230, 250 and 280. This 280 SL, manufactured to American standards for the US, was bought in an auction in Florida, its transmission and upholstery was reconditioned in our museum. The model is known as Pagoda and it is named after French scupltor and painter Paul Bracq, who designed the concave detachable roof. In 1963, 230 SL model was introduced with a 2200 cc. Daimler Benz M 127 II engine, while the next model, 250 SL, was introduced with a 2496 cc. engine. The last model of the series, 280 SL, has a 2778 cc. M130 engine. With a weight of 1715 kg, it is relatively heavy for its structure and design. The reason for the engine modifications performed from the 230 SL to 280 SL in 9 years is the American standards. Mercedes - Benz had to observe American standards regarding exhaust emissions and safety issues in order to sell this car in the US market. 250 SL saw changes in the front panel lighting, seatbelt and lateral-tilting steering wheel. Engine volume was increased to 2496 cc. and extra torque was earned. ZF (Zahnradfabrik Friedrichshafen) manufactured optional 5-forward manual transmission was introduced. Rear brakes were turned into disk brakes like the front brakes. However, the automobile was now heavier by almost 200 lbs (85 kg). Some parts of the body began to be produced of aluminum, but this reduced performance while having no effect on weight. 250 SL was only produced for a little less than a year. Then, 280 SL was developed to meet American standards for the second time. 250 s M 129 engine was replaced with 2778 cc. M 130, while the engine power, which was 170 hp in Europe, was raised to 180 hp. Also, seatbelts with three-point hitch, bending steering wheel coloumn to decrease impact and different wheel caps were employed. The dashboard and warning lighting level was increased. Locking latch systems were used for the sliding roof. Meanwhile, gas consumption increased as well - manual transmission made 19 miles with a gallon, while automatic made 17. The new 5-forward transmission option ZF cost an extra 500 USD. Thus, 4-forward automatic transmission was preferred. Page 46 I TURING Matrakchi Nasuh Project Finished Matrakchi Nasuh 16th Century Genius project initiated by Istanbul Intercultural Art Dİalogues Foundation (IKASD) and supported by President Recep Tayyip Erdogan, Prime Ministry Promotion Fund, Ministry of Foreign Affairs, Ministry of Culture and Tourism, UNESCO Turkish Committee, Touring and Automobile Club of Turkey, PTT, THY, Daily Sabah, A Haber, Sabah, Art and Life Production, İnsanveSanat, CC Translations and Anadolu News Agency. In May 2015, the project began in Sarajevo, the native land of Matrakchi Nasuh. It continued in Belgrade, G20 Summit Antalya, Istanbul, Vienna, Tokyo, Paris, Rome, Washington and then Budapest, the land where Suleiman the Magnificent passed away. Mehmet Pacaci, Turkish Ambassador in Vatican, hosted the event in Rome between 5-28 July 2017 at the Societa Geografica Italiana, which marked the first exhibition in Europe. In Washington, Ambassador Serdar Kilic and Religious Affairs Centre hosted events in two different venues between 6-13 October 2017 and invited foreign heads of mission, embassy officials, official Turkish posts in Washington, Turkish citizens, international press and local people. Matrakchi Nasuh 16th Century Genius project was brought to an end between 22 November - 28 December 2017 in Budapest, with an event hosted by Sahir Fakilli, Turkish Ambassador in Budapest, in Hungary National Museum. Touring and Automobile Club of Turkey Chairman Dr. Bulent Katkak attended the event and gave a keynote speech, pointing to the cultural and historical links between Turkey and Hungary.

79 TURİNG I SUMMARY I 77 Page 48 I TURING Istanbul Arts Exhibition in Touring Club Istanbul Marketplace The Cedid Effendi Madrasah in Sultanahmet is operated as an arts marketplace by the Touring and Automobile Club of Turkey. On 19 October 2017, Istanbul Arts Exhibiton was held there. The marketplace was renovated with great efforts bu the Club and is a great contribution to Turkish culture and arts. The marketplace, home to artists all over Istanbul since 1987, hosted Istanbul Arts Exhibition, which was curated by Ugur Tasatan and displayed works of caligraphy, ornamentation, miniature, ceramic, porcelain and gum dolls. The exhibition was opened by Istanbul Director of Culture and Tourism Dr. Coskun Yilmaz and Touring and Automobile Club of Turkey Chairman Dr. Bulent Katkak together. Coskun Yilmaz thanked all those who contributed to and served in this event. Bulent Katkak expressed that this is the first time in 30 years he organized an exhibition in the Istanbul Arts Marketplace abd that these valuable arts and crafts must be performed, artists be supported and new masters be educated. He stated that the Club will continue to help preserve our cultural heritage. BDDK Chairman Mehmet Ali Akben, Hisarlar Museum Director Suleyman Faruk Goncuoglu, TACT Board Member Ismail Buyuksecgin, Istanbul Foundations Director of 1st District Mürsel Sari, Director of Hagia Sophia Museum Hayrullah Cengiz, Vice Director of Topkapi Palace Museum Gulendam Nakipoglu and many other important figures attended the opening. The exhibition was open for one week and highly popular among local and foreign guests alike. Artists in the exhibition: Veysel Kucuras, Zeynep Yuksel, Kenan Yuksel, Ugur Tasatan, Ersin Yildizan, Mihrican Naldoven, Iffet Koc, Bedia Unman, Sevil Alpaydin, Ayşe Ozkan, Aysel Kayacaglayan, Selma Yurtlu, Ece Oguz and Merve Ozdes.

80 78 I TURİNG I SUMMARY Page 52 I ARCHITECTURE First Ottoman Quarters in Istanbul: Eski Odalar (Old Rooms) Page 58 I TEST DRIVE Touring in Bodrum with C3 Aircross As A Family Mehmet the Conqueror had a Palace built right after he conquered Istanbul. Beside the Palace, janissary quarters named Eski Odalar were built. The first publication naming the quarters was made by Suheyl Unver on It consisted of 16 pages and 9 illustrations, with the following caption: Our history is filled with janissary stories. However, few of these actually give information about their quarters. Today, the illustrations made by Matrakchi Nasuh and shown on the 7th page, and also the illustrations on the 11th page, stand no chance of being compared to the actual structure. The site is completely destroyed. Moreover, in 1717 and 1755, there were fires and following renovations. The quarters consisting of 73 rooms in total, a mosque, a dervish lodge, a hammam and 26 stables are gone - only the hammam stands with an altered architecture. We are and will be posting visuals regarding this site. Eski Odalar quarters, hammam and mosque were buildings of Mehmet the Conqueror era. The quarters were made of wood, and history reveals that they underwent a couple of fires. The remaining rooms are made of stone. There is no certain information regarding the population of the quarters. Testing automobiles used to be easy. I used to take my backpack and just go places to test cars. But now, with my son and his clothes, diapers, food, stroller and extra clothes for myself, I cannot travel that light. Traveling with my son, Mehmet Celal, is much more fun but it s also exhausting. Now, I can only travel for short periods to test automobiles and I only work with brands I feel closer to myself. When I was invited to Bodrum for the launch of Citroen C3 Airbump, I came across a car that was fit for me with its style and spacious luggage compartment. When I began to drive, my first impression was that the car was agile, enjoyable, dynamic and energetic with its youthful interior design. Automatic transmission was smooth and comfortable. Halfway to our destination, I hopped onto the back seat and a whole different testing experience was awaiting me. The knee space was very convenient for a child to play. The child lock was activated, so I rolled down the window and tested it as well. Then, it was time for me to meet the 1.6 BlueHDI 100 hp diesel version with manual transmission. One of the most attractive things I heard about the car was that there are 85 body design and 5 interior design combinations available. With its numerous accessories, spacious luggage compartment, dynamic design, features like grip control and downhill assist, and four different ceiling colors, the diesel version was waiting for us to test it. The noise of the 100 hp diesel engine could be heard and the feeling of comfort was somewhat jeopardized when I stepped on the gas. However, when we hit the road, its fulfilling torque and enjoyable drive compensated for the downsides. Since the diesel version has a 5-forward transmission, I found the driving style more sportive and desirable. But this would mean abandoning a certain level of comfort if you re driving in urban traffic for long hours. Generally speaking, C3 Aircross dynamic nature, comfort level, several accessory options and design made it a wonderful travel mate. One of the most significant factors that deem this model different from other C3 models and create a difference in the driving experience is that it is 20mm higher from the ground. All in all, this car is both sportive and dynamic, and as free as an SUV. The details hold little pleasures. For example, back seats that can be slid backwards in two modules is an extraordinary comfort element. It also has the largest baggage compartment throughout its segment (410 lt-520 lt).

81 TURİNG I SUMMARY I 79 Page 62 I TURING Culture and Arts at Touring Club Each summer, Touring and Automobile Club of Turkey organized concerts named Summer Nights in Seyrantepe. On 12 September, the guest solo singer was Atakan Akdas from the Presidential Turkish Classical Music Choir. Akdas was accompanied by valued performers Emre Erdal (classical kemancha), Atilla Akinturk (qanun) and Pelin Degirmenci (tanbur). On 26 September, our guest was Bekir Unluataer, a solo singer from the Presidential Turkish Classical Music Choir. He was accompanied by Volkan Ertem (cello), Ismail Karasin (qanun) and Sercan Halili (classical kemancha) and he enchanted the audience. The Club held the traditional seasonal launch of the culture and arts events at Seyrantepe Headquarters on 14 October. In the new season, esteemed speakers and artists attended the events. Our first guest this season was clinical psychologist Dr. Mehmet Dinc. At the conference titled Life Happens Beside Us,. He also delivered his knowledge and experience about building happiness and increasing life awareness. On 11 November, Dr. Mehmet Dinc was our guest again with his speech titled Maintaining a Healhty Mind which was about how to take care of one s mental state and the importance of building healthy relationships with one s surroundings. Between 14 October and 18 November, within the scope of our traditional Musical Calender, important and historical musical events of the month were examined. During this month, works related to musicians or important events in question were performed by Yaprak Sayar and Ibrahim Suat Erbay. On 21 October, a panel titled Where are We Standing in Tobacco Control? and Green Detector Practice was held, moderated by Prof. Dr. Orhan Kural. Speakers were Istanbul University Medical School Department Head of Chest Diseases Prof. Dr. Zeki Kilicarslan and Istanbul Public Health Department Vice President Erdogan Kocayigit. At the event, Sariay (Yellow Crescent) Foundation gave out its first awards. Following the panel, Eda Karaytug and Goksel Baktagir gave a classical Turkish music concert, which was sponsored by Istanbul Metropolitan Municipality. On 28 October, ecological living expert and writer Erkan Samci gave a speech titles Back to Nature, where he spoke about the negative impacts of everyday chemicals on nature and revealed homemade alternatives to use instead. Following the conference, Turkish folk music artist Mehmer Erenler gave a concert. On 4 November, architect Dr. Sinan Genim gave a speech titles From Design to Future, which was about the historical development of architectural design in Turkey, consolidating his point by giving examples from other countries. Istanbul Fasil Band, gave their monthly concert in our Seyrantepe headquarters on 4 November. On 11 November, one of the most prominent harp players in Turkey, Sirin Pancaroglu, together with singer Bora Uymaz and musicians Ali Tufekci (reed flute) and Meric Donuk (harp) gave a classical Turkish music concert. On 18 November, Prof. Dr. Gulper Refig, the wife of famous director Halit Refig, was our guest. On 25 November, Prof. Dr. Suleyman Seyfi Ogun was our guest with his speech titled Cultural Reflections of Daily Life: Good Times. Following the conference, Turkish folk music singer Emel Tascioglu and musicians Murat Sungu (cello), Selsuk Murat Kizilates (baglama), Kenan Elmas (winds), Seyhmus Fidan (classical guitar) and Baris Songur (frame drum) gave a concert with a repertoire of selected Turkish folk songs. Page 66 I TURING Project Never Forget, Istanbul Touring and Automobile Club of Turkey has been conducting educational and personal development activities for students for many years. Each season, and this season as well, the Club provides photography classes to aspiring photographers. Within the scope of these activities, the Club has initiated a project named Never Forget, Istanbul: the City s Visual Memory through its People, Artifacts, Places and History with the collaboration of Istanbul Development Agency and Sehir University. During the project, we visited socially and culturally valuable photography routes with our students. We introduced Istanbul to young people using these photography routes. Later, we held a panel to explain how to classify and protect photographs and educated our students in theory and practice. Afterwards, we held an exhibition at Sehir University to display the photographs taken on these photography routes. We studied the photographs from the perspectives of subject, light, composition and frame, and then we gave out certificates to our students.

82 80 I TURİNG I SUMMARY Page 68 I TURING Education in Seyrantepe Page 69 I TURING Culture and Arts at Touring Club Ankara After Touring and Automobile Club of Turkey determined its scholarship students for the school year, 14 courses in total were introduced upon our students demand. These are English (Elementary, Intermediate, Upper Intermediate), English for YDS (Foreign Language Exam), TOEFL, French A1, Spanish A2, Arabic A1, Ottoman (Beginner), KPSS (Public Personnel Selection Exam), Elocution and Photography. For those who study in and around Ankara province, TACT Ankara branch also provides English and Elocution courses. Touring and Automobile Club Ankara branch continues to organize culture, arts and training events for scholarship students and members in the province of Ankara. On 28 October, Yildirim Beyazit University Department of Humanities and Social Sciences lecturer Prof. Dr. Vedat Gurbuz gave an interview titled The Republic Experience in the World and in Turkey in its 94th Year. The professor explained and exemplified the concept of Republic in Turkey and all around the world. We held a book workshop with Turgut Bagriacik, Ministry of Education Head of Programs and Training Materials. On 4 November, our guest speaker was Bilal Tirnakci, General Director of Ministry of Education Innovation and Education Technologies Department. He gave the latest updates about information security, scrutinizing subjects like the safety level of the Internet and social media and how to remain safe online. The program was in high demand. Dr. Saim Kerman, consultant to the Minister of Health, was our guest on 11 November with his speech Medicine in the World and in Turkey. He informed the audience about the preparation of a drug, its experimentation and research process and the future of the pharmaceutical industry. The audience supported the conference with their attention and questions. As the Ankara branch of the Club, we find it crucial for our students to make presentations on a subject of their choosing. Within this scope, Aysegul Sahin, a student in Atilim University, gave a seminar titled Using the Internet and Online Libraries during Literature Research where she revealed a lot of information and experience that could be useful for students while preparing projects and writing theses. On 18 November, RTUK (Supreme Council of Radio and Television) Chairman Dr. Yasar Ugurlu gave a speech titled Media and Education. As a psychologist, he assessed the effects of media especially on children and conveyed his experience. We held a book workshop with Turgut Bagriacik, Ministry of Education Head of Programs and Training Materials. On 25 November, Yildirim Beyazit University Department of Health Sciences Asst. Prof. Dr. Riza Gokler spoke in a conference titled Planning our Career and Future. He touched upon subjects such as the effects of childhood on adult life and tips about effective career planning. The program was improved with the questions from our students.

83 TODAY, 3,500 PEOPLE WILL DIE ON THE ROAD BUGÜN YOLLARDA KİŞİ HAYATINI KAYBEDECEK... SUNUŞ I 81 KASK LOOK BEFORE GEÇMEDEN ÖNCE YOLA BAKIN CROSSING KARŞIDAN KARŞIYA FELIPE MASSA FIA FORMULA 1 ONE YARIŞÇISI RACING DRIVER FIA NIN FIA.COM DAKİ KÜRESEL YOL GÜVENLİĞİ MANİFESTOSUNU DESTEKLEYİN #3500LIVES SUPPORT THE FIA S MANIFESTO FOR GLOBAL ROAD SAFETY AT FIA.COM #3500LIVES TARAFINDAN WITH THE SUPPORT DESTEKLENMEKTEDIR OF THE

84 TODAY, 3,500 PEOPLE WILL DIE ON THE ROAD BUGÜN YOLLARDA KİŞİ HAYATINI KAYBEDECEK... SUNUŞ I 82 KASK USE A CHILD SAFETY SEAT ÇOCUK KOLTUĞU KULLANIN MICHELLE YEOH ACTRESS, OYUNCU, YAPIMCI PRODUCER VE AND UNDP BM GELİŞME GOODWILL PROGRAMI AMBASSADOR İYİ NİYET ELÇİSİ SUPPORT THE FIA S MANIFESTO FOR GLOBAL ROAD SAFETY AT FIA.COM #3500LIVES FIA NIN FIA.COM DAKİ KÜRESEL YOL GÜVENLİĞİ MANİFESTOSUNU DESTEKLEYİN #3500LIVES WITH THE SUPPORT OF THE TARAFINDAN DESTEKLENMEKTEDIR