HABER BÜLTENİ. Haber Özetleri. Irak. 7 Kasım 2007

Transkript

1 HABER BÜLTENİ 7 Kasım 2007 Haber Özetleri Irak Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, Bağdat yönetiminin, terör örgütü PKK'ya karşı ''somut ve ciddi önlemler'' almasının ardından, Türkiye'nin terör örgütüne karşı büyük bir sınır ötesi operasyon düzenleme olasılığının daha az olduğuna inandığını söyledi. Zebari, Reuters Ajansı'na yaptığı açıklamada, İstanbul'da hafta sonunda yapılan genişletilmiş Irak'a komşu ülkeler toplantısı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı George W. Bush arasındaki görüşme ve PKK'nın Irak'ın kuzeyindeki hareketlerini engellemek için atılan adımların, artan gerginliğin azalmasına katkısı olduğunu bildirdi. Öte yandan Zebari, İran'ın, ''Irak'taki Şii militanların faaliyetlerini azaltmalarına ve böylece Irak'ta güvenlik durumunun iyileşmesine katkı sağladığını'' söyledi. Hoşyar Zebari verdiği demeçte, İran'ın bu tutumunun olumlu bir gelişme olduğunu ve ABD- İran-Irak üçlü güvenlik görüşmelerinin yeni turunun verimli geçmesini sağlayacağını bildirdi. Zebari, İran'ın Mehdi Ordusu ve diğer Şii militanlar üzerinde etkisinin olduğunu belirterek, İran'ın bu militanlar üzerindeki kontrolleri sayesinde ülkede güvenlik koşullarının son dönemde iyileştiğini kaydetti. Zebari, Amerikalılar'ın, 9 İranlı'nın serbest bırakılacağını açıklamasını memnuniyetle karşıladıklarını kaydederken, İranlılar'ın serbest bırakılması için ABD nezdinde geçmişte yoğun çaba gösterdiklerini söyledi. Zebari, ''Bu gelişmeler sayesinde, İran-Irak ve ABD arasında yapılacak olan yeni tur güvenlik görüşmeleri daha verimli geçecek'', dedi. (AA)(REUTERS) Irak hükümetinin, ülkede güvenliği sağlamaya yönelik olarak İran'ın sunduğu planı reddettiği bildirildi. Irak hükümet sözcüsü Ali El Dabbağ imzasıyla AFP'ye gönderilen resmi bir bildiride, "Irak'ın, İran Dışişleri Bakanlığı nın sunduğu güvenlik planını reddettiği ve bölgedeki hiçbir ülkenin içişlerine karışmasına izin vermeyeceği" belirtildi. Dabbağ bildiride, Irak'ın çok uluslu gücün yerini kendi ulusal güçlerinin almasını hedeflediğini, bunu yapmak için başka hiçbir güce ihtiyacı olmadığını belirterek, "Irak hükümeti, İran'la iyi ve ayrıcalıklı ilişkileri korumaya çalışırken, Irak dostu tüm ülkelerin mevcut siyasi süreci destekleme sözünü hatırlatır", ifadesini kullandı. İstanbul'da düzenlenen Genişletilmiş Irak'a Komşu Ülkeler Toplantısında İran, yabancı güvenlik şirketlerinin ülkeden çıkarılması ve güvenlik güçlerine terörist gruplarla işbirliği yapmayan milislerin katılmasını da içeren güvenlik planının ayrıntılarını açıklamıştı. (AA)(AFP) Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun, "Türkiye-ABD ve Irak arasında terörle mücadele konusunda oluşturulan yeni bir üçlü mekanizmanın 1

2 söz konusu olmadığını" söyledi. Başbakan Erdoğan'la ABD seyahatine katılan Orgeneral Saygun, Roma'da St. Regis Grand Otelinde, Türk basın mensuplarına Washington'daki görüşmeleri değerlendirdi. Görüşmelerin ardından basında yer alan "yeni bir üçlü mekanizma''ya ilişkin sorular üzerine, "Üçlü mekanizma diye bir şey yok. Buna bir tür kırmızı telefon diyebiliriz" açıklamasında bulunan Orgeneral Saygun, "Şöyle: Sadece, benle Petraeus, ABD Genelkurmayı İkinci Başkanı'yla operasyonel konuların koordinesi için. Zaten mevcut kanallar var. Bu daha sık kullanılmış olacak. Yani daha önce bildiğimiz mekanizmalar gibi kurulmuş bir yeni mekanizma yok. Mesela, orada yapılacak herhangi bir şeyi, benim telefon açıp Irak'taki komutanla veya Washington'dakiyle koordine etmem gibi... Yoksa, yeni bir şey yok", ifadesinde bulundu. Orgeneral Saygun, "Kırmızı telefon vakit kazandıracak bir şey mi?" sorusunu ise "Evet, tabii ama bu, teşkil edilmiş yeni bir süreç falan değil. Yani telefon açıp konuşma imkânımız olacak", şeklinde yanıtladı. Ergin Saygun, ABD'deki temasların kendilerini tatmin edip etmediğine ilişkin soruyu ise "Tatmin konusuna girmeyin. Tatmin meselesi başka bir şeydir. Bu siyasi makamlarımızın yaptığı bir görüşmedir. İki taraf terörle mücadeledeki kararlığını göstermiştir", karşılığını verdi. (AA) Avrupa Komisyonu'nun dış ilişkilerden sorumlu üyesi Benita Ferrero Waldner, terör örgütü PKK'ya karşı Türkiye ile Irak'ın birlikte mücadele etmelerini görmek istediklerini belirtti. AB Dönem Başkanı Portekiz'in ev sahipliğinde başkent Lizbon'da yapılan Avrupa Akdeniz Dışişleri Bakanları toplantısına katılan Ferrero Waldner yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin tek başına hareket etmesini istemediklerini" kaydetti. "Iraklı yetkililerle, topraklarını terörist faaliyetler için kullandırmamaları konusunda konuştuklarını" ifade eden Ferrero Waldner, "Biz terörizme karşı mücadelenin iki ülke arasında olmasının en iyi çözüm olduğunu düşünüyoruz, tüm otoriteler ile birlikte. Örneğin ETA'ya karşı İspanya ve Fransa'nın birlikte yaptıkları mücadele gibi. PKK'ya karşı Türkiye ve Irak'tan görmek istediğimiz bu. Uygunsuz bir hareket görmek istemiyoruz", dedi. Ferrero Waldner ayrıca, "dünyanın neresinde olursa olsun her türlü terörist saldırıyı kınadıklarını" söyledi. Bu arada AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana, "AB, PKK'ya karşı mücadelesinde Türkiye'ye yardım edecek mi?" sorusuna karşılık, "Evet, bunu göreceksiniz", dedi. (AA) Irak'ın kuzeyindeki sözde yönetimin, petrol üretiminin paylaşılmasını öngören 7 yeni sözleşmeyi onayladığı bildirildi. Sözde yönetimden yapılan yazılı açıklamada, Doğal Kaynaklar Bakanı Dr Aşti Havrami, petrol üretiminin paylaşımına ilişkin 7 yeni sözleşmenin imzalandığını ilan eder. Bu yeni sözleşmelerin imzalanmasıyla, Irak'ın kuzeyinde 20 kadar uluslararası petrol şirketi faaliyet gösterecektir. Yeni 5 sözleşme ise müzakere aşamasındadır", denildi. Irak'ın kuzeyindeki sözde yönetim, Ağustos 2007'de çıkarılan yerel petrol ve gaz yasası uyarınca 10 kadar sözleşme yapmıştı. Yasanın çıkarıldığının ilan edilmesinden beri ise sözde yönetim üçüncü kez uluslararası anlaşmaları resmen duyurmuş oldu. Irak Petrol Bakanı Hüseyin Şahristani ise, ilk sözleşmelerin imzalanmasının meşru olmadığını söylemişti. ABD de bu sözleşmeleri eleştirmiş ve Bağdat'taki merkezi hükümetle "lüzumsuz gerginlik" yarattığını açıklamıştı. (AA) 2

3 İran, Irak'ın kuzeyindeki Erbil kentinde konsolosluk açtı. Erbil'de sözde yönetimin parlamento binasının yakınındaki İran Konsolosluğunun hizmete girmesi dolayısıyla düzenlenen törene, Irak ın kuzeyindeki sözde yönetimin yetkilisi Neçirvan Barzani ve İran Konsolosu Kazımi Kumi ile Rusya konsolosluğu yetkilileri katıldı. İran Konsolosu Hasan Kazımi Kumi, bölgenin istikrarı ve refahı için konsolosluğa büyük görev düştüğünü belirterek, "Biz de bu bölgenin güçlerinden biriyiz. Bölgenin refahı için bu konsolosluk çok önemli", dedi. Neçirvan Barzani ise açılan konsolosluk binası nedeniyle İran'a şükranlarını dile getirdi. Öte yandan İran ın Süleymaniye de bir konsolosluk açtığı bildirildi. (AA)( Birleşmiş Milletlerin eski silah denetçisi Hans Blix, ABD'nin, Suudi Arabistan'daki askeri güçlerine bir seçenek olarak Irak'ta daimi asker bulundurmaya yönelik gizli bir planı olabileceği endişesi taşıdığını söyledi. Blix, Sydney'de Avustralya Yayın Kuruluşu radyosuna yaptığı açıklamada, "bir korkum, ABD'nin Irak'ta kalmaya yönelik gizli bir düşüncesi olması", dedi. Blix, buna neden olarak da Amerikan askerlerinin Suudi Arabistan'dan ayrılmak zorunda kalabileceklerini gösterdi. Hans Blix, "Amerikan askerlerinin Suudi Arabistan'da daha fazla kalamayacaklarını hissettiklerinde, Irak'ın Suudi Arabistan'dan daha laik ve bölgede ikinci büyük petrol rezervlerine sahip olması nedeniyle bir sonraki yer olabileceğini" kaydetti. Washington'un stratejik nedenlerle askerlerini İran'a yakın tutmayı istediğini de ifade eden Blix, İran'ın nükleer programı konusundaysa bunun değerlendirilmesi için daha çok zaman gerektiğini olduğunu söyledi. Blix, ABD'nin Irak'a harekâtı başlattığı Haziran 2003'e kadar, Irak'ta kitle imha silahlarını arayan BM heyetinin başında yer alıyordu. Eski İsveç Dışişleri Bakanı da olan Blix, yılları arasında Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun başkanlığını yapmıştı. (AA)(AP) Kerkük polisinden bir yetkili yaptığı açıklamada, Irak birlikleri ile Kerkük polisi tarafından Havice İlçesine düzenlenen operasyonda Sünni Irak İslam Devleti örgütünün önemli bir yetkilisinin yakalandığını bildirdi. ( Dün akşam Kerkük e bağlı olan Dakuk a Amerikan birlikleri ve Irak polisi tarafından baskın düzenlendiği bildirildi. Türkmenlerin yaşadığı Dakuk İlçesine yapılan baskında 4 kişinin öldürüldüğü açıklandı. ( Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev Suriye nin başkenti Şam da dün bir araya geldi. Düzenlenen basın toplantısında, iki liderin Ortadoğu ve özellikle Irak ın durumunu görüştüğü açıklandı. İki liderin Irak ın birlik ve bütünlüğüne vurgu yaptığı bildirildi. ( Irak'ta yola döşenen bombaların patlaması sonucu 5 Amerikan askerinin öldüğü bildirildi. Irak'taki Amerikan ordusunun sözcüsü Tuğamiral Greg Smith, başkent Bağdat'ta düzenlediği basın toplantısında, askerlerin dün düzenlenen iki ayrı bombalı saldırıda hayatını kaybettiklerini ifade etti. Smith, Irak'ta tutukladıkları 9 İranlıyı da yakında serbest bırakma niyetinde olduklarını belirterek, bu kişilerin tutuklu kalmalarına gerek kalmadığı ve bundan sonra Irak'ın güvenliği için tehdit oluşturmayacakları kanaatine varıldığını söyledi. (AA)(AFP) 3

4 Amerikan ordusu açısından 2007, daha sona ermeden Irak'ta en kanlı yıl oldu. AFP'nin çıkardığı bilânçoya göre, yılbaşından bu yana Irak'ta öldürülen Amerikan askerlerinin sayısı 850'ye yükseldi. Bu, Irak 2003 Martında istila edileli beri Amerikan ordusunun bir yıl içinde verdiği en büyük kayıp oldu. Amerikan ordusu 2003'te 486, 2004'te 846, 2005'te 844, 2006'da ise 821 kayıp vermişti. (AA)(AFP) Irak'ta, başkent Bağdat'ın kuzeybatısındaki Tartar Gölü civarında, içinde 22 cesedin bulunduğu bir toplu mezar ortaya çıkardı. ABD ordusundan yapılan açıklamada, cesetlerin 3 Kasımda Irak ve Amerikan askerlerinin ortak operasyonu sırasında bulunduğu belirtildi. (AA)(AP) Ortadoğu Türkiye, gelecek hafta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı ağırlayacak. ABD'nin Annapolis kentinde Ortadoğu barış sürecinin tartışılacağı kritik zirve öncesinde, sürecin tarafları İsrail ve Filistin liderleri, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün davetlisi olarak Türkiye'ye resmi ziyarette bulunacak. AFP'nin haberine göre, İsrail Başbakanı Ehud Olmert dün Cumhurbaşkanı Peres ile yaptığı görüşmenin ardından, 11 Kasımda Ankara'yı ziyaret edecek olan Peres'in, ziyareti çerçevesinde TBMM'ye hitap edeceğini açıkladı. Olmert, açıklamasında İsrail'in Arap dünyasına yakınlaşması açısından Türkiye'nin büyük bir rol üstlenebilecek, önemli ve dost bir ülke olduğunun da altını çizdi. Ankara temaslarını 13 Kasıma kadar sürdürecek olan Peres, TBMM'ye hitap eden ilk İsrail Cumhurbaşkanı olacak. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da Kasımda Türkiye'yi ziyaret edecek. Bu çerçevede, yabancı diplomatik kaynaklara göre, Peres ve Abbas'ın, 12 Kasım akşamı Cumhurbaşkanı Gül'ün vereceği yemekte bir araya gelmesi bekleniyor. Bu ziyaretler sırasında, Batı Şeria'da Ankara Forumunun çabaları doğrultusunda planlanan sanayi bölgesi projesi mutabakat zaptının da Gül, Peres ve Abbas tarafından ortaklaşa imzalaması öngörülüyor. (AA) İsrail Başbakanı Ehud Olmert, ABD'nin desteğindeki Annapolis barış konferansının, bu ayın son haftasında yapılacağını söyledi. İsrail Başbakanı, Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile görüştü ve son gelişmelerle ilgili kendisine brifing verdi. Görüşmeden sonra açıklama yapan Olmert, konferansa ilişkin resmi davetiyelerin henüz gönderilmediğini belirtirken, İsrail'in, Suriye'nin de konferansa katılmasını istediğini belirtti. Öte yandan Filistin basınına yansıyan haberlere göre, konferans 26 Kasımda yapılacak. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın, dün Ramallah'ta bir araya geldiği Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a, konferansın ilke olarak 26 Kasımda yapılacağını söylediği kaydedildi. İsrail Başbakanı ise konferansa ilişkin tam tarih vermedi. Olmert, Suriye'nin konferansa katılımından yana olduklarını belirtti ve "Suriye'nin katılmasının doğru bir şey olduğuna inanıyoruz. Filistinlilerle sürecin başarılı olmasının, Suriye ile benzer bir süreci cesaretlendireceğini umuyorum", dedi. Olmert, iki taraf arasındaki en önemli uzlaşmazlık konuları olan Kudüs, sınırlar ve Filistinli mültecilerin durumuyla ilgili görüşmelerin konferanstan sonra başlayacağını ve her somut hareketin, ABD'nin desteğindeki Yol Haritasıyla uyumlu olacağını belirtti. İsrail Cumhurbaşkanı 4

5 Şimon Peres ise Annapolis zirvesinin büyük bir fırsat olduğunu kaydetti ve her şeye anında bir çözüm getirmeyecek olmakla birlikte, Arap liderleriyle de konuştuğunu ve bir güven ortamının yanı sıra iyimserlik bulunduğunu ifade etti. Peres, "Bu Oslo'dan farklı" derken, 10 yıldan fazla süre önceki barış sürecine işaret etti ve o zaman kimsenin birbirine güvenmediğini kaydetti. (AA) İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, ABD'de yapılması planlanan Annapolis toplantısının Filistinlilerle ortak zemin bulunmasına imkân tanıyacağını bildirdi. Livni, Portekiz'in başkenti Lizbon'da düzenlenen Avrupa ve Akdeniz Dışişleri Bakanları toplantısının sonunda yaptığı açıklamada, Annapolis toplantısının sürecin bir parçasını oluşturacağına ve buradan çıkacak sunucun önemli olacağına dikkat çekti. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas tarafından alınan güvenlik önlemlerine atfen Filistinlilerin doğru adımlar attığını belirten Livni, Arap ülkelerinden "ılımlı Filistinlileri" desteklemelerini de istedi. Livni, "Arap dünyasından, bu süreci ve Filistinlilerin İsrail ile barışa ulaşmak için yapmaları gerekecek uzlaşmaları desteklemesini bekliyoruz", diye konuştu. (AA)(AP) Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in temsilcisi, eski başbakanlardan Yevgeni Primakov, Suriye'de, Devlet Başkanı Beşşar Esad ile bir araya gelerek, Esad'a Putin'den mesaj iletti. Suriye Resmi Haber Ajansı SANA'nın haberinde, Ortadoğu uzmanı olan Yevgeni Primakov ile Esad'ın Ortadoğu ve ABD'nin girişimiyle yakında yapılacak, İsrail-Filistin barış sürecine ilişkin barış konferansını görüştüğü bildirildi. Haberde Primakov'un, Esad'a, Putin'in ''bölgedeki durum ve ikili ilişkiler'' ile ilgili notunu ilettiği kaydedildi. Primakov'un, Esad'a, Ortadoğu gezisinin amaçları ve ''Rusya'nın Annapolis'te yapılacak uluslararası toplantıya ilişkin görüşleri'' ile ilgili olarak bilgi verdiği de ifade edildi. Bu arada ABD'de düzenlenecek konferansa çağrı alan Suriye, toplantıya ancak İsrail'in işgal ettiği Golan Tepeleri'nin iadesinin de gündeme alınması koşuluyla katılacağını bildirdi. (AA)(AP) Kafkasya ve Orta Asya Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin AB ile müzakere sürecinde yapması gerekenler bulunduğunu belirterek, "Reform süreci devam edecek. Bundan kimsenin şüphesi olmasın", dedi. Gül, bazı sorunların hallolması için de AB'nin üzerine düşenleri yapması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısı öncesinde iki ülke arasında çeşitli alanlarda ikili işbirliği anlaşmaları imzalandı. Abdullah Gül ve Aliyev, ayrıca Stratejik İşbirliğine Dair İlke Beyannamesi'ne imza attı. Görüşmede bölgesel ve çok taraflı güncel konular üzerinde de görüş alışverişinde bulunduklarını belirten Gül, "Yukarı Karabağ sorununun Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü çerçevesinde, uluslararası hukuk ilkelerine uygun olarak, barışçı yollardan çözüme kavuşturulmasını arzuluyoruz. Güney Kafkasya'da kalıcı barışın tesisi ve korunması için Türkiye'nin elinden gelen katkıyı sağlamaya hazır olduğunu vurgulamak istiyorum", dedi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev de konuşmasında Türkiye'nin Azerbaycan'ın en büyük müttefiki olduğunu ifade ederek, "Ermeni meselesinde Türkiye'nin önemli desteğini gördük. Bugün de 5

6 bu desteği hissediyoruz. Azerbaycan da Ermeni iddialarına karşı Türkiye'nin yanındadır. Türkiye'ye karşı haksız ve asılsız iddialar son bulmalı. Ermeni iddialarının tarihi ve bilimsel dayanağı yok", diye konuştu. Aliyev, Türkiye'nin terörle mücadelesine de değinerek, Türkiye'nin bu yönde aldığı tüm kararları desteklediklerini söyledi. (AA) İran Savunma Bakanı Mustafa Muhammed Neccar'ın 3 günlük ziyaret için Ermenistan'ın başkenti Erivan'a gittiği bildirildi. Ermenistan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Neccar'ın Ermenistan Savunma Bakanı Mihail Harutiunyan ile bir araya geldiği belirtildi. Neccar'ın perşembe günü Devlet Başkanı Robert Koçaryan ile görüşmesi, İran ve Ermenistan'ın perşembe günü askeri işbirliği anlaşması imzalaması bekleniyor. (AA) Avrupa Birliği Avrupa Birliği Komisyonu nun 82 sayfalık İlerleme Raporu dün yayımlandı. Raporda, Nisan daki cumhurbaşkanlığı seçimi ile başlayan siyasi krize geniş yer ayrıldı. Raporda, ordu 27 Nisan da laikliğin zayıflamasından kaygı duyulduğuna ilişkin bir bildiri yayınlayarak, seçime doğrudan müdahale etti ifadesine yer verildi. Anayasa Mahkemesi nin 367 kararı nın tarafsız olmadığına ilişkin tartışmaların hatırlatıldığı raporda, Ordudan gelen açıklamalara ve siyasi sürece müdahale çabalarına rağmen, anayasal kriz demokratik sürecin üstünlüğünü teyid etti, denildi. 22 Temmuz seçimlerinden çıkan Meclis in Türkiye deki siyasi çeşitliliği daha çok temsil ettiği belirtilmesine karşın, yüzde 10 barajının düşürülmesinin önemine vurgu yapılan raporda, 60. hükümetin Türkiye nin temel haklarda uluslararası standartları yakalaması için anayasal değişiklikler yapmayı planladığı belirtildi. PKK ve Irak ın kuzeyindeki durum konusuna da değinen ilerleme raporunda PKK nın Irak tan Türkiye yi hedef alan eylemlerinin önemli bir güvenlik sorunu olduğu, Irak ın kuzeyine Irak a bir askeri operasyon olasılığının Türkiye de geniş bir şekilde tartışıldığı kaydedildi. Türk Ceza Kanunu nun 301. maddesi örnek gösterilerek ifade özgürlüklerinin kısıtlandığı belirtilen raporda, ayrıca terörle mücadele yasasının ifade özgürlüğünü kısıtlayan unsurlarının da kaygıya neden olduğu kaydedildi. Malatya da 3 Hıristiyan ın ölümü ile sonuçlanan saldırı dışında başka yerlerde de din adamları ve ibadethanelere saldırıldığı ve Ruhban Okulu nun henüz açılmadığı vurgulandı. Kürtçe yayına getirilen kısıtlamalar ve siyasi alan ile kamu hizmetlerinde Türkçe dışındaki dillerin kullanılmaması eleştirilirken; yeni Meclis e Güneydoğu dan daha çok milletvekili girmesi memnuniyetle karşılandı. Ancak kültürel haklara yönelik kapsamlı bir strateji eksikliğine dikkat çekildi. Gazeteci Hrant Dink suikastine ilişkin soruşturmada polis ihmallerine dikkat çekilirken, Dink in cenazesine Ermeni temsilcilerin davet edilmesi ve Akdamar Kilisesi restorasyonu Türkiye nin attığı sembolik adımlar olarak nitelendirildi. Avrupa Birliği nin Aralık 2006 da Ankara ile müzakereleri 8 başlıkta askıya aldığını hatırlatan raporda, Türkiye nin ek protokolü uygulamamaya devam ettiği kaydedildi. İlerleme Raporu yla birlikte yayımlanacak strateji belgesinde de 2 yıldan bu yana Türkiye de Avrupa Birliği ne yönelik hiçbir reformun gerçekleştirilmediğine dikkat çekildi ve 2008 yılında Ankara nın, Avrupa Birliği uyum yasalarına ivme kazandırmasının önemine vurgu yapıldı. (NTV) 6

7 AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn, Türkiye'nin halkını korumak için sürdürdüğü terörizme karşı mücadelesinde desteklenmesi gerektiğini söyledi. Rehn, AB Komisyonunun Türkiye İlerleme Raporunun açıklanmasının ardından Brüksel'de düzenlediği basın toplantısında çeşitli değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı. Türkiye'nin terör örgütü PKK'nın saldırılarına hedef olduğunu, AB'nin her türlü terör eylemini kınadığını, Türkiye ve Irak'tan sorunları diyalog ve uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde çözmeleri beklentisinde olduklarını anlatan Rehn, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı George Bush ile yaptığı görüşmenin önemine değindi. Türkiye'nin Irak'ın kuzeyine olası bir askeri müdahalesine ilişkin bir soruyu yanıtlayan Rehn, spekülasyonlardan kaçınılmasını isteyerek, siyasi çözüm şansları üzerinde durdu ve "ölçüsüz askeri harekâtlardan" kaçınılması beklentisini dile getirdi. Türkiye'nin, ciddi terörizm sorununu çözmek için Irak ve uluslararası toplum ile işbirliği çerçevesinde çözüm arayışlarını sürdürdüğünü hatırlatan Rehn, Başbakan Erdoğan ve Türk hükümeti ile son gelişmeleri değerlendirmek için temas çabalarının devam ettiği mesajı verdi. Olli Rehn, Türkiye'nin halkını terörizme karşı koruma mücadelesinin herkes tarafından desteklenmesi gereği üzerinde dururken, Türkiye, Irak ve uluslararası toplumun siyasi çözüm için cesaretlendirilmesi gerektiği, terörizme karşı mücadelede ölçülü bir şekilde güç kullanılmasının söz konusu olabileceği mesajı verdi. Türkiye-AB ilişkilerine yönelik değerlendirmelerinde AB'nin verdiği sözleri tutması ve adil olması gereğine işaret eden Rehn, Türkiye'nin zor bir dönemi başarıyla geride bıraktığını, hızı kesilen reformların artık tekrar canlandırılmasının beklendiğini, AB'nin bu reformlara destek vermesinin kendi menfaatleri icabı olduğunu anlattı. AB Komisyonunun Türkiye raporunun çok sert veya yumuşak olarak nitelendirilemeyeceğini belirten Rehn, Ceza Kanunu'nun 301. maddesinin değiştirilmesi veya kaldırılması beklentisini tekrarladı. Türkiye'nin AB'ye katılım müzakerelerinde teknik açıdan kaydedilen olumlu gelişmelere de işaret eden Rehn, sağlık ve taşımacılık gibi iki başlıkta hiçbir teknik sorun kalmadığını, bu konularda siyasi sorun da görülemeyeceğini, dolayısı ile bu alanlarda müzakerelerin en kısa zamanda başlatılmasına hiçbir AB üyesi ülkenin karşı çıkmaması beklentisinde olduğunu söyledi. (AA) Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten, Türkiye'de planlanan anayasa değişikliğinin, ''demokratik devleti güvence altına almak için hayati önem'' taşıdığını belirtti. AB İlerleme Raporunun açıklamasından sonra yazılı açıklama yapan Hollandalı parlamenter Oomen-Ruijten, AP'nin son Türkiye kararındaki önerilerin AB Komisyonu tarafından dikkate alınmasından memnuniyet duyduğunu kaydetti. Türkiye konusunda ''(AB ile Türkiye arasındaki) ekonomik ilişkilerin, Türk toplumunun sosyal uyumunun ve (AB ile Türkiye arasında) enerji, ulaştırma ve lojistik işbirliğinin güçlendirilmesine dikkat edilmesini'' isteyen Oomen-Ruijten, ''Son seçimlerin ardından Türk hükümeti aldığı güçlü yetkiyi gerekli reformları gerçekleştirmede kullanmalıdır. Planlanan anayasa değişikliği, demokratik devleti güvence altına almak için hayati önemdedir. Umarım yapılacak reformlarda geniş katılımlı kamuoyu tartışması gerçekleştirilir ve TBMM'de fikir birliği yakalanır'' ifadelerine yer verdi. Öte yandan, anayasa tartışmalarının zamanı gelen diğer reformların yapılmasını engellememesi beklentisini dile getiren Oomen- Ruijten, bu kapsamda ''TCK 301'in yürürlükten kaldırılmasını, basın ve ifade 7

8 özgürlüğünün garanti altına alınmasını ve Vakıflar Kanunu'nun kabul edilmesini'' saydı. AP Sosyalist Grubundan yapılan açıklamada ise ''Türkiye'de reform sürecinin yavaşlamasından üzüntü duyulduğu'' belirtilerek, bunun bir ölçüde 2007'nin seçim yılı olmasıyla açıklanabileceği ifade edildi. ''Fakat şimdi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü bir yetkisi var. Bunu kullanarak reform sürecini tamir etme fırsatını değerlendirmelidir'' diyen Sosyalist Grubun Başkanvekilleri Jan Marinus Wiersma ve Hannes Swoboda, 301'inci maddenin en kısa zamanda kaldırılması çağrısında bulundular. ''Sosyalist Grup, AB'nin Kuzey Kıbrıs'a (KKTC) mali yardım ve doğrudan ticaret sözünü eksiksiz yerine getirmesi konusunda mücadelesini sürdürecektir'' denilen açıklamada, Türkiye'nin de bu kapsamdaki taahhütlerini yerine getirmeye ve (Kıbrıs sorununa) kapsamlı çözüm bulunması halinde askerlerini geri çekmeye hazır olması istendi. (AA) AB Komisyonu, "namuslu vatandaşlarını terörizme karşı daha iyi korumak" amacıyla üye ülkelere yeni öneriler paketi hazırladığını, bu çerçevede Türkiye gibi aday ülkelerle işbirliğine de açık olunacağını bildirdi. AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Franco Frattini, Brüksel'de düzenlediği basın toplantısında, öneri paketi hakkında ayrıntılı bilgiler verdi. BM ve AB polisi raporlarının verilerine değinen, son dönemde 11 AB üyesi ülkenin terörist saldırılara hedef olduğunu hatırlatan Frattini, terörizme karşı yeni önlemler alınırken vatandaşların güvenlik haklarının ön plana çıkarılacağını, ancak fikir ve düşünce özgürlüklerine zarar vermemeye özen gösterileceğini anlattı. Terörizmin AB için de ana tehdit ve sorun olduğunu söyleyen Frattini, AB Komisyonu'nun önerileri hakkında bilgiler verirken, terörizme teşvikin AB ülkelerinde yasal olarak cezalandırılabilir olacağını, internetin terörist örgütler tarafından kullanılmasının engelleneceğini, bu amaçla kullanılan 2 bine yakın internet sitesinin varlığının tespit edildiğini söyledi. Hava taşımacılığı şirketlerinin uçak yolcuları hakkında bireysel bilgileri üye ülkelerin yetkililerine aktarmalarının isteneceğini bildiren Frattini, adli ve polisiye işbirliğinin artırılması için önlemler getirildiğini ifade etti. Frattini, patlayıcı maddeler konusunun önemine de değinerek AB'nin çalınmış patlayıcı maddeler ve bomba malzemeleri alanında ortak bir veri tabanı oluşturacağını, böylece üye ülkelerin bilgilendirileceğini ve uyarılacağını belirtti. AB Komisyonu, üye ülkelerin terörizme karşı mücadele alanında "uyumlu yasal önlemler" almasını da istiyor. Frattini, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın terörizme karşı ortak mücadele konusunda AB'ye yönelik eleştirilerini hatırlatan ve AB'nin yeni stratejisinin bu alanda getireceği olası değişiklikleri soran bir gazeteciyi yanıtlarken, öneri paketinin aday ülkeleri kapsamadığını, ancak PKK'nın AB tarafından da terör örgütü olarak tanındığını, dolayısıyla ellerinde terör örgütü PKK üyelerine ilişkin bilgiler olması halinde bunların Türk yetkililere aktarılabileceğini, işbirliğine açık olunacağını söyledi. Frattini, AB'nin öncelikle kendi bünyesinde güvenlik önlemlerini artıracağını, ardından Türkiye gibi aday ülkelerle somut işbirliğini geliştirme fırsatlarını değerlendireceğini ifade etti. (AA) AB dönem başkanlı Portekiz'in ev sahipliğinde başkent Lizbon'da düzenlenen 9. Avrupa-Akdeniz Dışişleri Bakanları Toplantısının katılımcıları, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy tarafından gündeme getirilen "Akdeniz Birliği" önerisinin tartışılıp incelenmesini istedi. Türkiye'yi Devlet Bakanı Mehmet Aydın'ın temsil ettiği, 42 ülkeden bakan ve 9 uluslararası kuruluşun 8

9 temsilcilerinin katıldığı toplantıda, "Akdeniz Birliği" önerisi gündem dışı da olsa konuşuldu. Portekiz Dışişleri Bakanı Luis Amado, "yeni bir fikir üzerinde çalışılması, tartışılması gerektiğini, Akdeniz'de, başta Arap dünyası ile ilişkilerde karşılaşılan soruları gidermek ve yeni bir siyasi strateji geliştirmek için tüm olasılıkları incelemek zorunda olduklarını" belirtti. Avrupa Komisyonu'nun dış ilişkilerden sorumlu üyesi Benita Ferrero Waldner ise "ilginç bir fikir" olarak değerlendirdiği önerinin, "Euromed projesini güçlendirebileceğini" kaydetti. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn da "Henüz tam detayları bilmiyoruz. Barcelona Süreci'ni (1995'de başlatılan Euromed süreci) tamamlayabilecek tüm girişimler tartışılmalı, ama bu projeye finansman sağlanması konusunda bir sorun olduğu malumdur", dedi. Libya Dışişleri Bakanı Abdül Rahman Şalgam da kuzey Afrika ülkeleri yetkililerinin 30 Kasım'da Fas'ın başkenti Rabat'ta bir araya geleceklerini ve bu öneriyi tartışacaklarını söyledi. Avrupa Komisyonunun dış ilişkilerden sorumlu üyesi Benita Ferrero Waldner, Fransa'nın Akdeniz ülkelerinden birlik oluşturma teklifinin Türkiye için AB adaylığının alternatifi olmadığını söyledi. "Akdeniz Birliği" önerisini geçen Mayısta gündeme getiren Sarkozy, ekimde Fas'a yaptığı ziyaret sırasında, Fransa AB'nin dönem başkanlığını devralmadan yani Haziran 2008'den önce AB ve Akdeniz ülkelerinin bir araya gelerek, bu projenin temellerinin atılmasını istemişti. (AA) Diğer Haberler ABD Temsilciler Meclisi'nin 3 milletvekili, terör örgütü PKK'yı kınayan, Türk halkı ve hükümetiyle dayanışmayı vurgulayan ve ABD yönetimini, terör örgütü PKK ile mücadelede yeni bir özel temsilci atamaya çağıran bir tasarı sundu. ABD Kongresi'ndeki Türk dostluk grubunun kurucularından Demokrat Parti Florida Milletvekili Robert Wexler, Cumhuriyetçi Parti Kentucky Milletvekili Ed Whitfield ile Demokrat Parti Florida Milletvekili Alcee Hastings tarafından sunulan tasarıda, ABD Başkanı George W. Bush yönetimi, Irak hükümeti ve Irak'taki sözde Kürt yönetimi, Irak ın kuzeyinden kaynaklanan PKK saldırılarını durdurmaya çağrılıyor. Tasarı ayrıca, Türk halkı ve Türk hükümetiyle dayanışma duygularını vurgularken, Bush yönetiminden bir an önce, PKK ile mücadelede özel temsilci pozisyonuna yeni bir isim atamasını istiyor. Bağlayıcılığı olmayan, ancak kongrenin hassasiyetini sergileyen tasarıda, ABD ve NATO müttefiki Türkiye arasındaki uzun dönemli ortaklık da bir kez daha teyit edildi. ABD Başkanı George W. Bush ile Beyaz Saray'da bir araya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Washington'dan Roma'ya hareketinden önce görüştüğü kongre üyeleri arasında, tasarıyı sunan 3 milletvekilinin de bulunduğu öğrenildi. (AA) Afganistan'ın kuzeyinde bir fabrikayı ziyaret eden milletvekili heyetini hedef alan intihar saldırısında 90 kişinin öldüğü, 50 kişinin yaralandığı bildirildi. Hastane yetkilileri, patlamada ölenlerin sayısının yaklaşık 90 olduğunu duyurdu. Yetkililer, ölenler arasında muhalefet sözcüsü Mustafa Kazemi'nin de bulunduğu 6 milletvekilinin olduğunu bildiriyor. Öte yandan Taliban sözcüsü Zebiullah Mücahid, saldırıyı Taliban'ın düzenlemediğini belirterek, 1'i eski bakan en az 5 milletvekilinin öldüğü saldırının, milletvekillerinin parlamentodaki rakipleri tarafından düzenlenmiş olabileceğini öne sürdü. Mücahid, ''Bu 9

10 milletvekillerinin hepsi geçmişte mücahitti, çok sayıda sivil öldürdüler. Belki birileri öç almaya çalışmıştır'', dedi. Bu arada Afganistan'ın kuzeyindeki Baglan'da bir fabrikayı ziyaret eden meclis heyetini hedef alan alan intihar saldırısı, ülkede özellikle 2001'de Taliban rejiminin devrilmesinden sonraki en kanlı saldırı oldu. (AA)(AP)(REUTERS) Afganistan'ın kuzeybatısında, NATO güçlerinin düzenlediği hava saldırısında onlarca Taliban militanının ve sivillerin öldüğü bildirildi. Afganistan Savunma Bakanlığı sözcüsü Zahir Azimi, Afganistan ordusu ve NATO kara kuvvetleri tarafından desteklenen hava saldırısının, Badgis civarındaki bazı bölgeleri hedef aldığını, ölenler arasında üst düzey bir Taliban komutanının yer aldığını kaydetti. Bölgede yaşayan görgü tanıkları, saldırıda bazı evlerin de hasar gördüğünü ve ölen siviller olduğunu aktardı. Bölge halkından Lal Muhammed saldırıda iki çocuğunun öldüğünü, Devlet Başkanı Hamid Karzai'nin olayla ilgili soruşturma yapılması için heyet oluşturmasını istediklerini söyledi. Savunma Bakanlığı sözcüsü Azimi, saldırıda "sivil kayıp" olmadığını kaydetti. Afgan yetkililer ve yardım kuruluşları, bu yıl düzenlenen operasyonlarda 370'den fazla sivilin öldüğünü belirtiyor. Bu arada, Day Kundi vilayetinde motosiklet ve kamyonetlere binmiş yaklaşık 60 Taliban militanının, gece yarısı bir ilçe merkezini basarak polis güçlerini bölgeden uzaklaştırdığı ve kasabanın kontrolünü ele geçirdiği bildirildi. Day Kundi valisi Sultan Ali Uruzgani, Karjan ilçesinde düzenlenen baskında polisin çekilmek zorunda kaldığını, çıkan çatışma sırasında bir militanın öldüğünü bir polisin yaralandığını kaydetti. Karjan'daki çatışmaların 5 gün önce başladığını belirten Uruzgani, o günden beri militanların bir tepeden kasabaya havan topu saldırıları düzenlediğini ve ana yolu kapattıklarını söyledi. Uruzgani, Afgan hükümetinden ve NATO güçlerinden destek kuvvet istediğini, ancak bölgeye henüz yardım ulaşmadığını kaydetti. (AA)(AP)(REUTERS) Sırbistan'ın, Kosova'nın statüsüyle ilgili yapılan müzakerelerde, Hong Kong modeli bir çözüm önerisinde bulunduğu, ancak Kosova heyetinin tam bağımsızlıkta ısrar ederek öneriyi reddettiği bildirildi. Sırbistan Başbakanı Vosijlav Kostunica, Kosova'nın statüsüyle ilgili müzakerelerin gelecek oturumunda, Kosova için köklü özerkliğin yanı sıra Hong Kong modelini de içeren ikili bir öneride bulunacaklarını söyledi. Kostunica, Sırbistan resmi haber ajansı Tanjug'a yaptığı açıklamada, "Biz hem köklü bir özerklik, hem de Çin'in içinde Hong Kong'un statüsüne benzer bir statü üzerinde anlaşmayı kapsayan ikili bir öneride bulunacağız. Bu öneriyle Brüksel'de Kosova eyaleti için en yüksek özerklik ihtimalinin, somut, gerçekçi ve mümkün bir çözüm olduğunu göstereceğiz", dedi. Sırbistan'ın bu önerilerinin Viyana'da dün yapılan görüşmelerde Kosova heyeti tarafından reddedildiği belirtildi. Kosova basını, Viyana müzakerelerinde en üst düzeydeki Sırbistan müzakere heyetinin, Kosova'nın nihai statüsü olarak önerdiği genişletilmiş özerklik için Hong Kong'u örnek gösterirken, Kosova Birlik Ekibinin ise bağımsızlıkta ısrar ettiğini yazdı. Kosova Birlik Ekibi Uzmanlar Koordinatorü Blerim Şala, son müzakerelerin tarafların anlaşamayacağını her zamandan çok ortaya koyduğunu açıkladı. Şala, tarafların daha 120 yıl görüşseler de takındıkları tutum yüzünden uzlaşmayacağını vurguladı. Bu arada BM Genel Sekreterinin Özel Temsilcisi Baş Müzakereci Martti Ahtisaari'nin vekili Albert Rohan, Almanya'da yayın yapan "Deutschlandradio"ya verdiği demeçte, tarafların 10

11 tutumlarında uzlaşmaya yönelik bir hareket olmadıkça müzakerelerden sonuç alınamayacağına dikkat çekti. Müzakerelerin 20 Kasımda Brüksel'de devam etmesi bekleniyor. (AA) Kosova'nın nihai statüsüne ilişkin müzakerelere katılan Kosova heyetinde yer alan Haşim Taçi, Kosova'nın 10 Aralık'tan kısa süre sonra bağımsızlık ilanı için tarih belirleyeceğini söyledi. Kosova Kurtuluş Ordusu UÇK'nın eski lideri Taçi, Avusturya'da yayımlanan Die Presse gazetesine yaptığı açıklamada, "10 Aralık'a kadar uluslararası takvime uyacağız ama hemen sonra Kosova gereken kararları alacak ve bağımsızlık ilanı için bir tarih belirleyecek", dedi. Şimdilerde muhalefetteki Kosova Demokratik Partisi'nin lideri olan Taçi'nin 17 Kasım'daki seçimlerde başbakan olma ihtimalinin güçlü olduğu belirtiliyor. (AA)(AFP) Pakistan'ın kuzeybatısındaki Svat vadisinde radikal İslamcı militanlar bir kasabayı ele geçirdi. Militanlar ve polisten yapılan açıklamalara göre, yüzlerce militanın saldırdığı Matta kasabasındaki polis ve askerler sayılarının azlığı nedeniyle çatışmaya girmeden silahlarını bıraktılar. Militanların lideri Movlana Fazlullah'ın sözcüsü Seraceddin, kasabada ele geçirilen 3 polis karakolu ve bir askeri kontrol noktasındaki asker ve polislerin serbest bırakıldığını söyledi. Kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir güvenlik yetkilisi, kasabadaki militan mevzilerine karşı helikopterlerle başlatılan saldırıların devam ettiğini bildirdi. Svat vadisinde Taliban benzeri katı kuralları yaymak isteyen Movlana Fazlullah'ın taraftarlarına karşı düzenlenen operasyonlarda Temmuz'dan bu yana binden fazla kişi öldü. Svat vadisine gönderilen binlerce polis ve asker de halen bölgede kontrolü sağlayamadı. (AA)(AP) Suudi Arabistan Kralı Abdullah, Vatikan'da, Roma Katolik Kilisesi'nin ruhani lideri Papa 16. Benediktus ile görüştü. Tarihi görüşmenin, Papa'nın kütüphanesinde yarım saat sürdüğü ve tarafların tercümanlar aracılığıyla görüştüğü kaydedildi. Görüşmeden sonra Kral'ın Papa'ya, geleneksel mücevherlerle süslü altın bir kılıç, altın ve gümüş palmiye ağacı ile deve süren adam heykeli hediye ettiği kaydedildi. Vatikan'dan yapılan açıklamada da, görüşmenin sıcak bir havada geçtiği ve Hıristiyanlar, Müslümanlar ile Yahudiler arasında barış, adalet ve ahlaki değerlerin teşviki için dinler arası ve kültürlerarası diyaloğun gerekliliği konusunun ele alındığı bildirildi. Açıklamada, görüşmede, İsrail-Filistin anlaşmazlığına adil çözüm gerektiğinin öneminin vurgulandığı da belirtildi. Vatikan'ı veliaht prens ve başbakan yardımcısı sıfatlarıyla 2 kez ziyaret eden Kral Abdullah'ın, daha sonra Vatikan Devlet Sekreteri Kardinal Tarcisio Bertone ile görüştüğü bildirildi. Çıktığı Avrupa turu kapsamında İngiltere ve İsviçre'yi ziyaret eden 84 yaşındaki Kral'ın, Almanya ve Türkiye'yi de ziyaret etmesi bekleniyor. (AA)(AP)(BBC) Dünya Basını Times, Avrupa Komisyonu'nun dün yayımladığı Türkiye ilerleme raporuyla ilgili haberinde ifade özgürlüğüne yönelik sınırlamaların Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği önünde engel oluşturduğunu yazıyor: "Türkiye geçen yıl çok az ilerleme 11

12 kaydetti. Avrupa Birliği, Türkiye'nin işkenceyi sona erdirme, azınlık hakları ve ifade özgürlüğünü iyileştirme konularındaki başarısızlığını öne çıkarttı. "İngiltere, Avrupa Komisyonu gibi, Türkiye'yi reformlara sadece tam üyelik perspektifinin teşvik edebileceğini düşünüyor." Financial Times ise başyazısında, "Ankara Avrupa Birliği üyeliği için ihtiyaç duyduğu reformlara devam etmeli", diyor: "Türkiye, Irak ın kuzeyindeki PKK'ya karşı harekâta hazırlandığı bir dönemde Avrupa Birliği'nin raporunu görmezden gelebilir. Bu büyük bir hata olur. "Türkiye'yle Avrupa Birliği'nin bütünleşmesi, sonunda, hem Türkiye, hem Avrupa hem de Batı'nın çıkarına. Şimdi bu ödüle ulaşmak zor gibi görünse de, hep böyle olacağı anlamına gelmiyor." Gazete, Avrupa Birliği'nin, Fransa, Almanya ve Avusturya'daki Türkiye karşıtı havaya koşut olarak Ankara için koşulları ağırlaştırdığını belirterek şöyle devam ediyor: "Bu arada, Bush Yönetimi'nin Ortadoğu politikası nedeniyle 10 Türk'ten 9 u Amerika'ya sırtını döndü. Avrupa Birliği ve Amerika'nın politikaları nedeniyle Türkiye Batı'ya yüz çeviriyor. "Ancak böyle karanlık bir ortama karşın Avrupa Birliği'nin ilerleme raporu dengeli. Avrupa Komisyonu, yaz aylarında orduyla Erdoğan hükümeti arasında yaşanan krizi demokratik bir şekilde geride bırakan Türkiye'nin reformlara yeniden başlamasını istiyor. "Ankara'nın ayrıca, Türklüğe hakareti suç sayan 301'inci maddeyi kaldırması ya da değiştirmesi ayrıca Kürtlerin haklarını iyileştirmesi gerekiyor. "Komisyon, yakın zamanda iki müzakere başlığının daha açılmasını istiyor ve enerjiden çevreye, askeri işbirliğinden Ortadoğu'ya kadar geniş bir yelpazede Türk kurumlarıyla daha sıkı ilişkiler kurmak istiyor. Financial Times, "Ancak Türkiye, Nicolas Sarkozy gibi muhaliflerinin manevralarını şüpheyle izlemeye devam edecek", diyor: "Fransa Cumhurbaşkanı bir akil adamlar komisyonunun 'da AB'nin nerede olması gerektiği konusunu değerlendirmesi gerektiğini söylüyor ve Türkiye'ye Avrupa Birliği yerine Akdeniz Birliği'ni öneriyor. İkincisi içeriksiz bir öneri. "Fakat gerçekten sonuç almak üzere oluşturulmuş bir akil adamlar komisyonu, Türkiye'nin avantajına olur. Ve bu Türkiye'yi 2020'lerde şimdikinden daha büyük bir stratejik değer haline getirebilir. Independent gazetesi başyazısında ilerleme raporunun dayatmacı olduğunu ve yanlış bir zamana denk geldiğini belirtiyor: "Türkiye savaşın eğişinde. Avrupa Birliği'nin ilerleme raporu daha kötü bir zamana rastlayamazdı. Aynı şekilde raporun tonu da daha uygunsuz olamazdı. "Aslında komisyonun raporunda söylenenlerin çoğu makul şeyler. Son iki yılda gerek ifade özgürlüğü gerekse azınlık hakları alanındaki reformlar yavaşladı. "301'nci madde, hala ordunun muhaliflerini ve Ermeni katliamını gündeme getirenleri susturmak için kullanılıyor. Türkiye'nin Kıbrıs'la ilişkilerini normalleştirmeyi reddetmesi de önemli sorunlardan biri. "Erdoğan Hükümeti, reformlara ve Avrupa Birliği'ne bağlı olmasına karşın, bir tarafta askerin tehditkâr tavrı, diğer tarafta Kürt terörizmi var. İşte özellikle bu yüzden Avrupa Birliği'nin dayatmacı raporu yerinde değil. "Türkiye, özellikle Erdoğan döneminde önemli reformlar yaptı. Sorun Türkiye'nin reformlardan vazgeçmesi değil. Sorun, hükümetin seçimlerden önceki süreçte asker ve yargıyla yaşadığı gerginlikten kaynaklandı." Independent, "Bu zor anında Avrupa Birliği'nin Erdoğan'a destek vermesi gerektiğini" belirtiyor ve AB'nin Türkiye'ye karşı tavrını sorguluyor: "Gerçek sorun, Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin üyeliği konusundaki heyecanını 12

13 kaybetmeye başlaması. "Birlik, bu hedefine hala bağlı olmasına karşın, özellikle Fransa ve Avusturya gibi üyelerin direnci artıyor. Türkiye'yi reformların hızı konusunda azarlamak ve Kuzey Kıbrıs'ı yalnızlığa terk etmek, Ankara'nın üyeliği meselesini ötelemenin bir aracı haline gelmeye başladı. "Bu çok yanlış olur. Türkiye'nin üyeliği, Avrupa Birliği'nin İslam dünyasıyla ilişkilerinde devrim yaratacak. Bu Türkiye'nin kazanılması yolunda önemli bir teşvik olacak. Brüksel'de dün yayımlanana benzer yıllık raporları, bir dostumuz olarak Türkiye'yle ilgili kaygılarımızı ifade etmek için kullanmalıyız, evlilikten vazgeçmeye yönelik bahaneler uydurmak için değil. " 13