Aleksitimi: Bir Gözden Geçirme

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Aleksitimi: Bir Gözden Geçirme"

Transkript

1 Türk Psikiyatri Dergisi I: 3 (1990) Aleksitimi: Bir Gözden Geçirme Dr. 1. Ferhan DEREBOY * ÖZET: Aleksitimi, başlangıçta psikosomatik hastalara özgü olduğu sanılan belirli kişilik özelliklerini tanımlamak amacıyla ortaya atılmış bir kavramdır. Ancak, yapılan çok sayıdaki çalışma, çeşitli psikiyatrik ya da bedensel rahatsızlıkları olan kişilerin de aleksitimik özellikler sergileyebildiklerini göstermiştir. Bu yazıda, kavramın tarihsel öncüllerinin yamsıra, aleksitiminin klinik ve demografik yönü, etiyolojisi, ölçülmesi ve tedavisine ilişkin çalışmalar gözden geçirilmektedir. Ayrıca, kavramın duyguların deneyimlenmesindeki bireysel ya da sosyo-kültürel farklılıkların anlaşılmasına yönelik önemli açılımları irdelenmektedir. SUMMARY: Alexithymia The concept of alexithymia was proposed to denote certain personality characteristics which were thought initially to be peculiar to psychosomatic patients. Extensive research on this subject, however, revealed that also patients with a wide range of psychiatric or medical disorders may present alexithymic characteristics. The present article reviews the concept of alexithymia, including its historical background, clinical and demographic features, possible etiology as well as measurement and treatment of alexithymic characteristics. It also discusses the important implications' the concept has for the study of individual or socio-cultural differences in experiencing emotions. Aleksitimi terimini ilk kez Sifneos (1972), Yunanca köklerden türeterek kullanmaya başlamıştır. Yunanca'da; a: yok, lexis: söz, thymos: duygu anlamına geldiğine göre, terim Türkçe'ye şöyle çevrilebilir: Duygular için söz yokluğu. Aleksitimi * Uzm. Dr., Baylor College of Medicine, Houston, A.B.D. kavramı temelde üç kişilik özelliğini kapsar: (1) Duygulan tanıma ve tanımlama zorluğu. (2) düşlem (fantasy) yaşamında kısırlık, (3) işevuruk düşünme (operational thinking). Doğuşundan bu yana aleksitimi, gerek klinisyenler gerekse araştırmacı ve kuramcılar arasında yoğun ilgi toplayan bir kavram olagelmiştir. Aleksitiminin yeni bir kavram oluşuyla açıklanamayacak boyuttaki bu ilginin belli başlı nedenleri şöyle sıralanabilir: Birincisi; aleksiümi kavramı yalnızca psikosomatik bozuklukların değil; başta posttravmaük bozukluklar, madde bağımlılıkları ve bedenselleştirme bozuklukları gelmek üzere çeşitli psikiyatrik bozukluklann da altında yatan düzeneklerin anlaşılmasında önemli bir ipucu olabilir. İkincisi; aleksitiminin etiyolojisini aydınlatmaya yönelik çalışmalar, bireyin duygulanım gelişiminin (affect development) hangi aşamalardan geçtiğini ve her aşamada duyguların nasıl deneyimlendiğini anlamamıza katkıda bulunabilirler. Üçüncüsü; eğer aleksitimi dinamik yönelimli terapilerin başarıyla sonuçlandırılmasının önündeki en önemli engelse (Krystal 1988); terapiye alınan hastaların aleksitimik özelliklerinin farkedilmesi ve etkin biçimde ele alınması, klasik yöntemlerle başarısızlığın kaçınılmaz olduğu pek çok durumda başarıyı geürebilir. Dördüncüsü; aleksitimi üzerine yapılacak sosyodemografık çalışmalar, bir toplumun çeşitli kesimleri arasındaki ya da değişik kültürler arasındaki 'duygusal yaşantı' farklılıklarının anlaşılmasına ışık tutabilir. ALEKSİTİMİ KAVRAMININ TARİH- SEL ÖNCÜLLERİ Aleksitimi kavramının ortaya çıkışı, psikosomatik hastalar üzerindeki klinik gözlemlerin zaman içinde giderek netlik ve bütünlük kazanmasının bir sonucu olarak görülebilir. Ruesch (1948), analitik terapiye aldığı psikosomatik hastalar üzerindeki gözlemlerinden yola çıkarak şu saptamalarda bulunuyordu: Bu hastalar gerginliklerini sözel ya da simgesel yollarla boşaltamadıklarından, 'gerginlik-

2 İcrine gömülmüş' durumdadırlar vc gerginliklerini boşaltmanın tek elverişli yolu, bedensel kanalları kullanmaktır. Ruesch, 'infantil kişilik' olarak adlandırdığı bu kişilik yapısının psikosomatik hastalıkların temelinde yatan sorunun özünü oluşturduğu görüşündeydi. 1949' da yayınladığı bir yazısında MacLcan, psikosomatik hastalarda duygulan söze dökme konusunda zihinsel bir yetisizlik bulunduğundan söz etmekteydi. Bu hastaların duygulan, neokortekse ulaşıp sözel yollarla simgesel anlatım bulamadıklan için, otonom yollarla anlatım bulmakta; yani bir tür 'organ dili'ne çevrilmekteydiler. 1954' de Freedman ve Sweet, duygularını taııımlayamayan psikosomalik hastalan 'duygu cahilleri' (emotional illiterates) olarak adlandırıyorlardı. Bu hastalar bunaltılannı bedensclleştirmcklc öylesine başanlıydılar ki; duygusal yaşamlarının farkında bile olmuyorlardı de, Fransız psikanalistlcri Marty ve M'Uzan, psikosomatik hastalarda gözledikleri belirli bilişsel özellikleri tanımladıklan tarihsel yazılannı yayınladılar. Yazarlar, bu hastalann somut, yararcı, şimdiye dönük ve bilinçdışı düşlemlerden kopuk düşünce tarzını 'işevuruk düşünme' (pensee operatoirc) olarak adlandırmaktaydılar. Düşlem yokluğu, bu hastalann göze çarpan bir diğer yönüydü. 1968' de Krystal, nazi toplama kamplarından kurtulanlar üzerindeki gözlemlerine dayanarak, ağır posttravmatik durumdaki kişilerin, duygulannı tanımak vc tanımlamakta zorluk çektiklerini, düşlem yaşamlannın da kısır olduğunu bildirmekteydi yılında Raskin'le birlikte yayınladığı yazısında da, bu kez madde bağımlılığı olan kişilerde benzer özellikleri gözlediğini bildiriyordu yılında Nemiah ve Sifneos, yirmi psikosomatik hastanın görüşme kayıtlannı inceleyerek şu sonuçlara vardıklarını bildiriyorlardı: Hastalann çoğunun, duygulannı sözlerle anlatmak ya da tanımlamak konusunda zorluğu vardı; çağrışımlan içrel düşlemlerden çok, dış olaylara dayanmaktaydı. Görüşmeci, bu hastalan donuk, ölgün, renksiz, sıkıcı bulmakta ve engellenme (frustration) duygusuna kapılmaktaydı. Bunların sonucu olarak, hastayla doktor arasında iletişimsizlik doğmaktaydı yılına gelindiğinde Sifneos, özellikle psikosomatik hastalarda yıllardır çeşitli klinisyenler tarafından gözlenmiş ve bildirilmiş olan; duygulan tanımama ve tanımlayamama, işevuruk düşünme, düşlem yaşamında kısıtlılık, çatışma ya da engellenme durumlanndan kaçınmak amacıyla devinime başvurma gibi özellikleri 'alexilhymic' özellikler olarak adlandırmıştır. Bu terimi seçmesinin nedeni, anılan özelliklerin en çarpıcı olanını; yani duygulan dile getirmek için uygun sözleri bulmak konusundaki özgül zorluğu altını çizerek belirtme düşüncesidir (Sifneos 1973). KLİNİK ÖZELLİKLER Aleksitimik kişiler görünüşte çevreleriyle uyum içinde yaşamaktadırlar. Ancak, görünüşteki bu yüksek toplumsal uyum düzeyinin 'yalancı normallik' olduğu belirtilmektedir. Çünkü yakından bakıldığında, bu kişilerin kendi ruhsal gerçekleriyle pek oz ilişki içinde oldukları vc robot gibi mekanik bir tarzda yaşadıklan görülmektedir ^McDougall 1982). Yaratıcılıktan yoksundurlar (Krystal 1988). Başkalarıyla eşduyum (empathy) yapma yetenekleri zayıftır (Krystal 1979). Duygusal yaşamlarındaki kısıtlılık, bazen duruşlarındaki katılıkla vc duygularının yüzlerinden anlaşılamamastyla kendini belli eder (Nemiah vc ark. 1976). Genellikle bedensel semptomlardan yakınma eğilimindedirler (Shipko 1982, Cooper vc Holmstrom 1984, Faryna vc ark. 1986). Nemiah (1975), histerik ve obscsif kişiliklerde de görülebilen duygu ve düşlem yokluğunun aleksitimik bireylerde görülenden aynmını şöyle koymaktadır: Duygu ve düşlem yokluğu histerik kişilikte psikolojik çatışma alanıyla sınırlı kalırken; aleksitimik kişide her alana yayılmış durumdadır. Öte yandan, obscsif hastanın sergilediği düşlem zenginliği aleksitimik hastalarda görülmez. Başlangıçta, aleksitiminin psikosomalik hastalarda sık karşılaşılan ve süreklilik gösteren bir kişilik özelliği olduğu düşünülmekteydi (Sifneos N 1973). Oysa daha sonraki gözlemler, bazı durumlarda aleksitimik özelliklerin geçici olarak ortaya çıkabileceğini ortaya koymuştur (Frcybcrgcr 1977; Kcltikangas-Jarvincn 1987). Aleksitimik özelliklerin sürekli mi (trait) yoksa durumluk mu (state) olduğu konusunda beliren bulanıklığa, Freybergcr'in birincil vc ikincil alcksitimi aynmının büyük oranda açıklık getirdiği söylenebilir. Frcybcrgcr'c göre (1977), birincil alcksitimi psikosomatik hastalarda bedensel bozukluklann ortaya çıkması vc sürmesine yatkınlık sağlayan önemli vc sürekli bir etmendir. Öte yandan ikincil alcksitimi, kanser gibi ağır bedensel hastalığı olan kişilerde, diyaliz lıastalannda, yoğun bakım ünitesinde yatmakla olan ölüm tehlikesi altındaki hastalarda, ağır travma geçiren kişilerde geçici yada kalıcı olarak ortaya çıkabilen bir durumdur. PSİKOSOMATİK ALEKSİTİMİ BOZUKLUKLARDA Çeşitli psikosomatik hasta gruplannda aleksitiminin görülme sıklığını belirlemeye yönelik çalışmalar şu sonuçlan vermişlerdir: Bronşial astımda % 42 (Kleiger ve Jones 1980), kronik bronşit / amfızemde % 44 (Feiguine ve Johnson 1984), akciğer tüberkülozunda % 57 (Kleiger ve Jones 1980 a), hipertansiyonda % 47 (Gage ve Egan 1984) ve % 41 (Paulson 1985), ülseratif kolitte % 15 (Jâckson 1977), migrende % 16 ( Fedcrman vc Mohns 158

3 1984), romatoid artritte %27.5 (Fernandez ve ark. 1989). Sonuncusu dışında bu çalışmalarda kontrol grubu kullanılmamış olması, sonuçların yorumlanmasını güçleştirmektedir. Bununla birlikte aleksitiminin normal kişilerde görülme sıklığının yaklaşık % 5 olduğu gözönüne alınırsa (Blanchard ve ark. 1981), bu oranların oldukça yüksek olduğu söylenebilir. Psikosomatik ve psikiyatrik hasta gruplannın karşılaştırıldığı çok sayıdaki çalışma, aleksitimik özelliklerin ilk grupta anlamlı ölçüde yoğun olduğu sonucunu vermiştir (Sifneos 1973, Lolas ve von Rad 1982, Taylor ve Doody 1985 ). Az sayıdaki araştırmada ise iki grup arasında anlamlı bir lark bulunamamış (Lesser ve ark. 1979), ya da aleksitimi beklenenin tersine psikiyatrik hasta grubunda yüksek bulunmuştur (Shipko 1982 ). Psikosomatik hastalarla sağlıklı kişilerin karşılaştırıldığı araştırmalar birbirini tutmayan sonuçlar vermiştir. Bir psikosomatik bozukluk olarak kabul edilen morbid şişmanlığı olan kişilerde, normal kilolu kişilere göre aleksitimik özelliklerin anlamlı ölçüde yoğun olduğu bildirilmiştir (Legoretta ve ark. 1988). Başka bir araştırmada, romatoid artritli hasta grubunun aleksitimi skorlarının normal kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde yüksek olduğu gözlenmiştir (Fernandez ve ark. 1989). Mammografı sırası bekleyen kadınlar üzerinde yapılan bir araştırmada, sonradan göğüs kanseri olduğu anlaşılan kadınların aleksitimi skorlarının, kanser teşhisi almayan gruba göre belirgin biçimde yüksek olduğu görülmüştür (Todarello ve ark. J989). Öte yandan Shipko (1982), psikosomatik hastalarla normal kontrollar arasında aleksitimi yönünden anlamlı bir fark bulamamıştır. Aleksitimik özellikler gösteren ve göstermeyen psikosomatik hastaları, hastalığın gidişi yönünden karşılaştıran araştırmalann sonuçlan, aleksitiminin psikosomatik hastalığın gidişi üzerinde bir rolü olabileceğini düşündürmektedir. Bu desenle yapılan çalışmalar, hastalığın aleksitimik kişilerde daha ağır seyretme eğiliminde olduğunu göstermektedir (Dirks ve ark. 1981, Gage ve Egan 1984). Anılan araştırma bulgulanna dayanarak, aleksitiminin psikosomatik hastalığa yatkınlık yaratan bir kişilik boyutu olduğu söylenebilir. Ancak daha ileri giderek, aleksitiminin psikosomatik hastalıklann başlaması ve sürmesinde temel etmen olduğunu düşünmek yanılgıya düşmek olacaktır. Çünkü, her psikosomatik hastada aleksitimik özellikler gözlenmediği gibi; her aleksitimik insanda da psikosomatik hastalık görülmemektedir. Aynca yukanda verilen sayılar, aleksitimiyle psikosomatik hastalık arasındaki nedensel bir ilişkinin değil; orantısal (correlational) bir ilişkinin anlatımlarıdır. Arada nedensel ilişki varsa bile, bu ilişkinin başlangıçta düşünülenin tersi yönde olabileceği de göz önünde tutulmalıdır. Yani psikosomatik hastalarda gözlenen aleksitiminin, hastalığın yolaçtığı medikal sorunlara ikincil olarak onaya çıkmış olması da olasıdır. Smith (1983), medikal sorunlan nedeniyle diğer bölümlerce izlenmekte olup psikiyatri konsültasyonu istenen hastalann % 30'unurı aleksitimik olduğunu bildirmektedir. Araştırmacı bu hastalan psikosomatik olanlar ve olmayanlar olarak gruplandırdığında, gruplar arasında aleksitimi yönünden bir fark bulamamıştır. Wise ve arkadaşlannın (1988) benzer bir çalışması da aynı sonucu vermiştir. Bir izleme çalışmasında ise, medikal hastalığın akut döneminde psikosomatik hastalann daha aleksitimik olduğu gözlenirken; yaklaşık iki yıl sonra medikal sorunlann büyük ölçüde düzelmiş olduğu bir dönemde yapılan ikinci bir değerlendirmede, psikosomatik olan ve olmayan hasta gruplan arasında aleksitimi yönünden anlamlı bir fark bulunamamıştır (Keltikangas -Jarvinen 1985,1987). Bu konudaki bulanıklığın giderilebilmesi ve aleksitimi - psikosomatik hastalık ilişkisinin doğasının açıklığa kavuşturulabilmesi için, gerıiş ölçekli prospektif çalışmalara gerek duyulduğu söylenebflir. PSİKİYATRİK ALEKSİTİMİ BOZUKLUKLARDA Aleksitimiyi psikosomatik hastalara özgü bir kişilik özelliği olarak düşünmek yanlış olur. Yapılan çalışmalar, kimi psikiyatrik bozukluklarda aleksitimik özelliklerin oldukça sık gözlendiğini bildirmektedir. Aleksitimik hastaların bedensel yakınmalar getirme eğilimi, çeşitli yazarlar tarafından belirtilmiştir (Cooper ve Holmstrora 1984). Yapılan bir çalışmada, bedenselleştirme (somatization) bozukluğu olan hastalarda aleksiümik özelliklerin, hem normal kontrol grubuna hem de psikosomatik hasta grubuna oranla anlamlı ölçüde yüksek olduğu bulunmuştur (Shipko 1982). Psikojenik ağn bozukluğu tanısı almış hastalarda da, aleksitimik özellikler yüksek oranda görülebilmektedir (Blumer ve Heilbronn 1982, Demers- Desrosiers ve ark. 1983, Papciak ve ark / 87). Madde bağımlılıklarında aleksitimik özellikler olarak nitelenebilecek kişilik özelliklerinin gözlendiği önceden beri bildirilmekteydi (Krystal ve Raskin 1970). Yapılan karşılaştırmalı araştırmalar, alkoliklerde ya da kalıtımsal yönden yüksek alkolizm riski altında bulunanlarda, aleksitimik özelliklerin belirgin biçimde yüksek olduğunu göstermektedir (Krystal ve ark. 1986, Finn ve ark. 1987, Haviland ve ark. 1988). Madde bağımlılarının da % 50'sinin aleksilimik olduğu bildirilmektedir (Haviland ve ark. 1988). Ağır travma geçiren kişilerde aleksitimik özelliklerin ikincil olarak oıtaya çıkabildiği çeşiüi yazarlar tarafından bel'rıilmiştir (Krystal 159

4 1968, 1979, Frcybcrgcr 1977). Son zamanlarda yapılan istatistiksel çalışmalar bu gözlemleri doğrulamış ve post-travmatik stres bozukluğunda alcksitiminin yüksek oranda görüldüğünü ortaya koymuştur (Shipko vc ark. 1983, Krystal vc ark. 1986). Aleksitimik özelliklerle karşılaşıldığı bildirilen diğer psikiyatrik hastalık grupları arasında; bunaltı bozuklukları (Rabavilas 1987), maskeli depresyon (Blumcr vc Hcilbroıın 1982), karakter nevrozları (Krystal 1982/83), cinsel sapkınlıklar (McDougall 1982) sayılabilir. Laııgs (1978), alcksitimi terimini kullanmamakla birlikte, ııarsisistik hastalarda gözlemlediği simgesel olmayan iletişim tarzından sözetmektedir. Feiguinc vc arkadaşları (1988), psikiyatri polikliniğine başvuran karışık hasta popülasyonunun % 7.6'sının aleksitimik olduğunu bildirmişlerdir. H.Ü.T.F. Psikiyatri Bölümünde yapılan araştırmada, terapi gören hastalann %30'unun belirgin aleksitimik özellikler sergilediği bulunmuştur (Dcrcboy 1990). DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER Alcksitiminin genci nüfus içinde görülme sıklığını belirlemeye yönelik çalışmaların sayısı azdır. Amerika'da sağlıklı üniversite öğrencileri arasında yapılan bir çalışmada, kızların % 1.8' inin, erkeklerin %8.2' sinin aleksitimik olduğu bildirilmiştir. (Blanchard vc ark. 1981). Alcksitiminin erkeklerde daha sık görüldüğünü bildiren başka araştırmalar da yayınlanmıştır (Smith 1983, Feiguinc ve ark. 1988). Ancak, eşeyler arasında anlamlı bir fark bulunmadığını bildiren araştınnalar da kabarık sayıdadır (Kleiger ve Jones 1980, Krystal vc ark. 1986, Martin ve Pihl 1986, Wise ve ark. 1988). Yine de, bugüne dek hiçbir araştırmada aleksitiminin kadınlarda daha sık gözlendiği bildirilmediğine göre, erkeklerde aleksitimik özelliklerin biraz daha yaygın olduğu düşünülebilir. Alcksitimiyle yaş arasında bir ilişkinin bulunmadığını bildiren çalışmalar çoğunluktadır (Paulson 1985, Krystal vc ark. 1986, Martin vc Pihl 1986). Görccc az sayıdaki araştırmada ise, yaşla alcksitimi arasında doğru orantı (positive correlation) olduğu bulunmuştur (Kleiger vc Jones 1980). Öğrenim düzeyiyle alcksitimi arasında bir ilişki bulunmadığını bildiren araştırmaların (Apfcl vc Sifneos 1979, Kleiger ve Jones 1980, Martin vc Pilıl 1986, ıvrystal ve ark. 1986) yanısıra; öğrenim düzeyi yükseldikçe aleksitiminin azaldığını bildiren çalışmalarda yayınlanmıştır (Faryna ve ark. 1986, Rodenhouser ve ark. 1986). Aleksitimiylc sosyoekonomik düzey arasındaki ilişki konusunda da araştırma sonuçları birbirini tutmamaktadır. İki değişken arasında bir ilişki bulunmadığını bildiren araştırmalann (Paulson 1985, Martin ve Pihl 1986) yanısıra; düşük toplumsal kesimden gelen kişiler arasında aleksitiminin daha sık görüldüğünü bildiren araştırmalar da yayınlanmıştır (Blanchard vc ark. 1981, Smith 1983). Aleksitiminin değişik kültürlerde farklı yoğunlukta bulunabilcccği öngörülmektedir (Lesser 1981). Gelişmekte olan ülkelere kıyasla, gelişmiş ülkelerde duyguhırır daha iyi aynştınlmtş vc adlandırılmış olması (Lcff 1973); bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde aleksitiminin görccc yaygın olabileceğini düşündürmekledir. ETİYOLOJİ Organik Kuramlar Aleksitiminin elyolojisine ilişkin önemli iki nörofizyolojik açıklamadan ilki, komiss urotomili hastalarda aleksitimik özellikler gözlenmesinden kaynaklanmıştır. Bu gözlemden yola çıkan araştırmacılar, aleksitimik kişilerde sağ-sol hemisfer bağlantısındaki kesiklik (işlevsel komissürotomi) yüzünden; sağ hemisfer işlevi olan birincil süreç düşünccylc, sol hemisfer işlevi olan ikincil süreç düşüncc arasındaki ilişkide kopukluk olduğunu öne sürmekledirler (Hoppc vc Bogcn 1977). Bu varsayımı sınamak vc geliştirmek amacıyla koınissürotomili hastalar üzerinde bir dizi çalışma yapılmıştır (TenHouten vc ark. 1986, 1988). Bu varsayımı destekleyen bir gözlem de. korpus kallozum agenezisi olan bir hastanın yoğun aleksitimik özellikler scrgilcmcsidir (Buchanan vc ark. N 1980). MacLcan'ın 1949' da ileri sürdüğü görüşlere dayanılarak Nemiah (1975) tarafından geliştirilen diğer kuram, aleksilimiyi striatum işlevlerindeki bozukluğa bağlamaktadır. Bu kurama göre, aleksilimiklcrde limbik sistemden kalkan duyusal uyarılar (sensory inputs), striatumda aşırı biçimde süzülmeye uğradıkları için neokortekse ulaşamamakta ve bilinçli duygusal yaşantılar niteliğine bürüncmcmcktcdirlcr. Aleksitiminin organik bir temeli olabileceği düşüncesini destekleyen çeşitli gözlem ve araştırmalar bildirilmiştir. Kaplan vc Wogan'in deneysel çalışmasında (1976/77), ağnlı uyaran verilirken hayal kurmanın ve buna eşlik eden sağ hemisfer etkinliğinin, algılanan ağn şiddetinin artmasını önlediği gözlenmiştir. Aleksitimik kişilerin psikosomatik hastalık geliştirmeye yatkın oluşlannın, sağ hemisfer etkinliğinin ağn üzerindeki bu tavan etkisinden yoksun olmalanyla açıklanabileceği düşünülmektedir. Sağ hemisfer konuşma merkezlerini tutan bir lezyon nedeniyle aprozodik olmuş bir hastada aleksitimik özellikler gözlendiği bildirilmiştir (Fricchione ve Howanitz 1985). Yalnızca sağ elini kullanan kişilerde, her iki elini ya da yalnızca sol elini kullananlara göre aleksitimik özelliklerin anlamlı ölçüde yoğun olduğu bulunmuştur (Rodenhouser vc ark. 1986). Aynca ikizlerle yapılan çalışmalar, aleksitiminin kalıtımsal bir yönü olabileceğini düşündürmekledir (Hcibcrg 160

5 ve Heibcrg 1977). Psikanalitik Kuramlar Psikosomatik bozuklukların Alexander' la başlayan geleneksel açıklaması (1950), acı verici algı, duygulanım ya da düşlemlerin yadsınması (denial) kavramına dayandınlmıştır. Bu açıklamanın aleksitimi için de geçerli olduğu düşünülebilir. Ancak, psikosomatik hastalara özgü bir savunma gibi düşünülen yadsımayı, bastırmadan kesin bir biçimde ayınnak pek kolay değildir (Nemiah 1975). Bu nedenle, yadsıma kavramına dayanan genel açıklamaların aleksitimiye yol açan özgün sorunu anlamamızı kolaylaştırmak bir yana, zorlaştırdığı bile söylenebilir. Aleksitiminin etiyolojisine ilişkin özgün açıklamalardan en kapsamlı ve bütünlüklü olanı, Krystal'in kuramlaştırmasıdır (1968, 1970, 1979, 1982/83, 1988). Krystal'c göre, duygular başlangıçta bedensel, ayrışmamış ve sözelleşmemiş yaşantılardır. Duygulanım gelişimi boyunca, duygular giderek aynştınlır (differentiation), bcdensellikten çıkarılır (desomatization) ve sözelleştirilirler (verbalization). Bu gelişim süreci üzerinde, bebeklik travmasının (infantil trauma) durdurucu; erişkin travmasının da geriletici bir etkisi vardır. Kimi aleksitimikler geçirdikleri travmatik yaşantılar nedeniyle, duygulanım gelişiminin ilk dönemine saplanmış ya da gerilemiş kişilerdir. Travma sonrası gelişmiş aleksitiminin en kesin göstergesi, eşlik eden haz alamama (anhedonia) durumudur. Krystal, aleksitimiklerde gözlediği düşlem yokluğu, yaratıcılık yoksunluğu ve kendine bakım (self-care) eksikliğini; bebeklik travması nedeniyle anneyle sembiyoz içinde olma yanılsamasının zamanından önce kırılmasına bağlamaktadır. McDougall (1982) ve Taylor (1977), aleksitimik özelliklerin psikotik nitelikteki çatışma ve bunaltılara karşı bir savunma olduğu düşüncesindedirler. von Rad' a göre (1984) aleksitimi, aynlmabireyleşme sürecindeki aksama nedeniyle, öztemsili (self-representation) ve kimlik duygusunun bozuk gelişmiş olmasının bir sonucudur. Wolffa göre (1977), aleksitimik kişilerin anne ve/veya babaları, çocuklannın duygusal öz-anlatımını (emotional self-expression) ve oyunculuğunu (playfulness) reddeden kişilerdir. Böyle bir ev ortamında büyüyen çocuk, duygu ve düşlemlerini paylaşmak konusunda pekiştirme alamadığı için, başkalarıyla duygusuz bir yolla ilişkiye giren bir 'sahte-öz' (false-self) geliştirecektir. Bilişsel Kuramlar Aleksitiminin etiyolojisini bilişsel terimlerle açıklayan iki kuramdan ilki Lazarus'un ; ikincisi de Piaget'nin görüşlerine dayanmaktadır. Lazarus'a göre (1982), duyguların altında bilişsel değerlendirmeler yatar. Bilişsel değerlendirmenin en ilkel biçimi dil öncesi ve bilinçdışıdır; gelişkin biçimi ise sözel simgelerde anlatım bulur ve bilinçlidir. Lazarus'un bu düşüncelerinden yola çıkan Martin ve Pihl (1985) aleksitimiyi şöyle açıklamaktadır: Aleksitimiklerde bilişsel değerlendirme, en alt düzeyde ve tam anlamıyla simgesel olmayan bir biçimde yapılır. O nedenle, kimi etkileşimler stresli olarak değerlendirildiğinde ve strese bağlı bedensel değişiklikler/bozulmalar (somatic disturbances) ortaya çıktığında; kişi, ne stres içinde oldu-ğunun bütünüyle farkındadır, ne de buna eşlik eden duygulan tam anlamıyla yaşamaktadır. Stresi tanımadığı için stresli durumlardan kaçınamaz. Six düşülen stresli durumların yol açtığı bedensel bozulmalar, sonuçta psikosomatik hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olur. Daha sonra yapılan deneysel araşlırmalann, bu kuramı tümüyle olmasa bile bir ölçüde destekleyen sonuçlar verdiği söylenebilir ( Martin ve Pihl 1986, Rabavilas 1987) Piaget'nin bilişsel gelişim evrelerinden esinlenen ikinci kuram Lane ve Schwartz (1987) tarafın-^ dan geliştirilmiştir. Bu kurama göre, duygu olarak deneyimlenen ne varsa 'duygusal uyanışın' (emotional arousal) bilişsel işlemden geçişinin sonucudur. Gelişme boyunca, bilişsel işlemler yapısal dönüşümlere uğradıkça, deneyimlenen duygulann yapısı da değişim geçirir. Piaget'nin bilişsel gelişim için tanımladığı beş evre, duygusıü gelişim için de tanımlanabilir. Alt evrelerde, duygular aynştınlmamış ve bedensel nitelikteyken; üst evrelere doğru gidildikçe, ayrıştınlmış ruhsal yaşantılar niteliğine bürünür. Bu genel bakış açısından aleksitimikler, alt evrelerde takılıp kalmış kişilerdir. TEDAVİ YAKLAŞIMLARI Dinamik Yönelimli Psikoterapi Aleksitimik hastalann dinamik yönelimli psikoterapiden yarar görmeyecekleri kanısı yaygındır (Sifneos 1973, Krystal 1982/83). Daha ötesi, Krystal (1979, 1982/83), sonuç alınamayan psikoterapilerde, başansızlığı getiren en önemli etmenin aleksitimi olabileceği düşüncesindedir. Bununla birlikte bu kötümserlik, yalnızca klasik teknikle uygulanan psikoterapiler için geçerlidir. Terapi tekniğinde yapılacak kimi uyarlamalarla, aleksitimik hastaların terapisinin etkin kılınabileceğini öne süren yazılar azımsanamayacak boyuttadır. Freyberger (1977, 1985), aleksitimik hastayla etkin bir terapi sürecine girilebilmesinin ön koşulunun, hastanın oral-narsisistik gereksinimlerini karşılayabilen bir ilişkinin kurulması olduğu görüşündedir. Destekleyici yanı ağır basan terapinin ilk adımı, hastanın hipokondriyak kaygılan konusunda içini dökmesine izin vererek, kendisinden sözetmeye başlamasını sağlamaktır. İkinci adım, düşlem ve duygularla yüklü bir dil kullanarak, duygularını 161

6 söze dökme konusunda hastayı özendirmek; üçüncü adım da, derine inmeyen yorumlarla, hastada bir ölçüde 'çatışma bilinçliliğinin' (conflict consciousness) gelişmesini sağlamaktır. Böylecc, bedensel yakınmalarıyla geçmiş yaşantıları ve şimdiki sorunları arasındaki ilişkiyi görmeye başlayan hastanın aleksitimik özellikleri giderek silinmeye başlar.krystal de (1979, 1982/83, 1988), başlangıçta destekleyici bir tutum takınarak aleksitimik özelliklerin üstüne gitmek gerektiği düşüncesindedir. Önerdiği teknik uyarlama dört ilkeye dayanır: (1) Duygulanım ve bilişiminde ne tür bir sorunun sözkonusu olduğunu hastaya açıklıkla anlatmak. (2) Duyguya katlanma gücünü (affect tolerance) arttırarak, duygularını sinyal olarak kullanmaya başlamasını sağlamak. (3) Hastanın kendine bakımındaki (self-care ) azlığı ele alarak yorumlamak; yani kendine bakma, kendini yatıştırma türü işlevlerin, hastanın anne-temsilinin (maternal representation) bir parçası olarak kaldığı için öztemsilinin parçası olamadığını, bu nedenle de hasta tarafından üstlenilcmediğini göstermek. (4) Duygulannı adlandırması, söze dökmesi konusunda hastayı özendirmenin yanısıra, eşduyum (empathy) konusundaki eksikliğini göstermek. VVinnicott'ın psikoterapiye ilişkin görüşlerinden esinlenen Wolff (1977), terapide yapılması gereken işin aleksitimik hastaya oyun oynamayı öğretmek olduğunu öne sürmektedir. Oyun, kimi düşlemler hastayla paylaşılarak ve bu düşlemlerdeki özlemler, duygular vc bedensel duyumlar inceden inceye araştınlarak oynanır. Taylor (1977), görüşmeler boyunca terapistte uyanan can sıkıntısı, ölgünlük ve engellenme duygulanna, hastanın yansıtmalı özdeşiminin (projective identification) yol açtığı kanısındadır. Başka deyişle, terapistin bu duygulan, gerçekte hastanın çok derinlerde yatan vc terapiste yansıtılan bilinç dışı duygularıdır. Karşı-aktarımın bu biçimde anlaşılması vc hastaya aktarım yorumu olarak dönmesi, alcksitimi örtüsünü giderek aralar ve ortaya psikotik nitelikte bir aktanm çıkar. İyileşme, bu aktarım yaşantılarının terapide işlenmesiyle (working through) sağlanır. Diğer Yaklaşımlar Aleksitimik hastalar için önerilen diğer terapi yaklaşımları arasında; davranışçı terapi (Sifneos 1973), etkileşim grubu (Apfel-Savitz ve ark. 1977), psikodrama ve geştalt terapisi (Wolff 1977), "biofeedback" (Rickles ve ark. 1982) ve hipnoz (Schraa ve Dicks 1981) sayılabilir. Flannery (1978), açıklanamayan bedensel yakınmalan olan hastalara düşük doz nöroleptik verilmesini önermiştir. Blumer ve Heilbronn ise (1982), maskeli depresyon düşünülen ya da süreğen ağnlardan yakınan hastalara antidepresan ilaç başlanmasını salık vermektedir. ALEKSİTİMÎYİ ÖLÇME SORUNU Aleksitimik özellikleri nesnel biçimde ölçmeye yönelik geçerli vc güvenilir bir yöntem geliştirme çabaları, kavramın doğuşuyla birlikte başlamıştır ve günümüzde de sürmektedir. Bugüne cck çeşitli ölçme yöntemleri geliştirilmiş, bu yöntemlerin geçerlik ve güvenirliklerini sınamak amacıyla da çok sayıda psikometrik çalışma gcrçeklcşlirilmiştir. Daha öncc başka gözden geçirme yazıları nda (Taylor ve Bagby 1-988; Dcreboy 1990) ayrıntılı biçimde ele alınmış ve irdelenmiş olan bu araştırmaların sonuçlanna burada tek tek değinilmeyecek; geliştirilen ölçme yöntemlerinin genel bir tanıtımıyla yclinilecektir. Aleksitimiyi ölçme yöntemleri dört kümede incelenebilir: Sormacalar (questionnaires), öz-bildirim ölçekleri (self-report scales / sclf-ıating scales), sözel içerik çözümlemeleri (verbal contcnt analysis) ve yansıtıcı (projcclivc) tcsllcr. Sormacalar Sifneos (1973) tarafından geliştirilen 'Beth Israel Questionnaire' ile Krystal vc arkadaşları (1986) tarafından geliştirilen 'Alexithymia Provoked Response Questionnaire'^ ortak özelliği, sorulann görüşmeci tarafından yanıllanmasıdır. Sormacalann sakıncalı yanı, görüşmecinin deneyiminin, yanlılığının ve görüşme sırasındaki etkileşimin değerlendirmeyi etkilemesidir. Öz-bildirim Ölçekleri Bugüne dek altı ölçek geliştirilmiştir: 'Schalling-Sifneos Personality Scale' (Apfcl ve Sifneos 1979), 'Denver MMPI Alexithymia Scale' (Kleiger ve Kinsman 1980), 'Irvine MMPI Alexithymia Scale' (Shipko ve Novijello ), 'Toronto Alexithymia Scale' (Taylor ve ark. 1985), 'Anolog Alexithymia Scale' (Faryna ve ark. 1986) ve 'Schalling-Sifneos Personality Scale,Revised' (Sifneos 1986). 'Toronto Alexithymia Scale'(TAS): 26 soruluk bir öz-bildirim ölçeğidir (Taylor ve ark. 1985). Yapılan çok sayıdaki çalışmanın gösterdiği gibi, TAS'in geliştirilmesinde faktör analitik bir yaklaşımın temel alınmış ve psikometrik ölçümlere dayanılmış olması, ölçeğin geçerlik ve güvenirlik açısından istenen nitelikte olmasını getirmiştir. Ölçeği Türkçe'ye uyarlama çalışmasında da TAS'in geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu görülmüştür (Dereboy 1990). Kesme noktası olarak 10 ya da 11 skorlannın alınması durumunda TAS'in verimliliği % 87 olmakta; başka deyişle, aleksitimik olanlarla olmayanlan % 87 doğrulukla ayırt edebilmektedir. Konuşma Örneklerinin Çözümlenmesi 162

7 Aleksitimik kişilerin düşlem ve duygu yaşamlarındaki kısırlığın, konuşma örneklerinin sistemli biçimde incelenmesiyle saptanabileceği düşüncesinden yola çıkılarak, konuşma içeriğini çözümlemeye yönelik çeşitli yöntemler kullanıma sokulmuştur. İncelenecek konuşma örneklerini, hastalann TAT ya da Rorschach kartlanna verdikleri yanıtlar (tek yönlü konuşma - monadic speech); ya da görüşme kayıtları (iki yönlü konuşma - dyadic speech) oluşturmaktadır (Taylor 1984). Aleksitimik özelliklerin karşılıklı konuşma ve etkileşim sırasında daha belirgin duruma geldiği, o nedenle iki yönlü konuşma örneklerinin daha doğru sonuç vereceği belirtilmektedir (Lolas ve vonrad 1982). Bugüne dek geliştirilen çözümleme yöntemleri arasında 'Gottschalk-Glesser Method' (Gottschalk 1974), 'Giessen Speech Analyser' (Overback 1977), 'Electronic Verbal Analysis' (Lolas ve von Rad 1982) ve 'Affect Vocabulary Score' (Taylor ve Doody 1985) sayılabilir. Konuşma örneklerini çözümleme yöntemleri, hem geçerlik ve güvenirliklerinin kuşkulu olması, hem de uygulanmalannın zor ve zaman alıcı olması nedeniyle klinik kullanım için elverişli görünmemekledirler. Yansıtıcı Yöntemler Demers-Desrosiers ve arkadaşlan (1983) taraflından geliştirilen 'Scured Archetypal Nine Test' (SAT-9), ilginç ve umut veren bir ölçme aracıdır. Acklin ve Bernat'ın (1987)'Rorschach Aleksitimi İndeksi' geliştirmeyi amaçlayan çalışması ise, Rorschach testinin aleksitimiyi ölçmeye yönelik kullanımı konusunda önemli bir aşama olarak değerlendirilebilir. SONUÇ Aleksitimi üzerine yapılan çok sayıdaki araştırma ve kuramsal çalışma, son yılların psikiyatri yazını içinde önemli bir yer tutmaktadır. Konuya değişik yönlerinden yaklaşan bu çalışmalann daha şimdiden önemli sonuçlar verdiği söylenebilir. Klinik çalışmalar, aleksitiminin yalnızca psikosomatik hastalıklara değil; çeşitli psikiyatrik bozukluklara da yatkınlık yaratabilen bir kişilik özelliği olduğunu ortaya koymuştur. Bu bulgu, özellikle bedenselleştirme bozukluklan ve madde bağımlılıklannın etiyolojisinin aydınlatılması açısından önemli görülmektedir. Aynca, aleksitimik özelliklerin kimi bedensel hastalıklara ya da ruhsal travmalara ikincil olarak ortaya çıkabildiğinin anlaşılması, aleksitiminin bir savunma işlevinin de olabileceğini ortaya çıkarmıştır. Aleksitimik hastaların tedavisini konu edinen çalışmalar, bu kişilerin özellikle dinamik yönelimli psikoterapi için son derece "zor" hastalar olduklannın anlaşılmasını getimıiş ve bu hastalarla etkin bir terapi sürecine gelebilmek için ne tür yaklaşım değişiklikleri gerektiği üzerinde düşünülmesini sağlamıştır. Aleksitimik özellikleri ölçmeye yönelik geçerli ve güvenilir yöntemler geliştinneyi amaçlayan çalışmalar, çok sayıda ve giderek daha yete rli ölçme araçlannın geliştirilmesine yol açmıştır. Aleksitiminin kökenlerini fizyolojik, bilişsel, psikanalitik ya da sosyo-kültürel terimlerle açıklamayı amaçlayan çalışmalarsa, zorunlu olarak, duyguların deneyimlenmesi açısından bireyler ya da değişik topluluklar arasındaki farklılıklara! nereden kaynaklandığı sorusuna yanıt bulmaya yönelmişlerdir. Bunun bir yansıması olarak, gerek gelişim psikologlannın gerekse psikanaliük kuramcıların 'duygulanım gelişimi' (affect development) konusuna giderek daha çok eğilmeye başladıkları gözlenmektedir. Aleksitimi, yalnızca birsysel düzeydeki değil; sosyo-kültürel düzeydeki' duygusal yaşantı" farklılıklannın da anlaşılmasında bir anahtar kavram rolü oynamaya adaydır. Bu nedenle, kavramın klinik bilimler ve ruhbilimin yanısıra, sosyal bilimlere yönelik açılımlarının da olabileceğini düşünmek yanlış olmaz. Sonuç olarak, aleksitiminin yalnızca klinik açıdan önemli bir kavram olmadığı söylenebilir. Çünkü kavram, bilim dünyasını çok daha geniş kapsamlı ve can alıcı bir soru üzerinde yeniden düşünmeye zorlamaktadır: Duygulann doğası, işlevi, anlamı ve gerekliliği. KAYNAKLAR Acklin MW, Bemat E (1987) Depression, alexithymia and pain prone disorder : A Rorschach study. J Pers Assess. 51: Alexander F (1950) Psychosomatic Medicine - Its principles and application. WW Norton Company & Inc \'ew York Apfel-Savitz R, Silverman D, Bennett MI (l')77) Group psychotherapy of patients with somatic illness and alexithymia. Psychother. Psychosom. 28: Apfel RJ, Sifneos P (1979) Alexithymia: Concept and measurement. Psychother. Psychosom. 32: Blanchard EB, Arena JG, Pallmeyer TP (1981) Psychometric properties of a scale to measure alexithymia. Psychother. Psychosom. 35: Blumer D, Heilbronn M (1982) Chronic pain js a variant of depressive illness. J Nerv Ment Dis 170: Buchanan DC, Waterhouse J, West SC (1980) A proposed neurophysiological basis of alexithymia. Psychother. Psychosom. 34: Cooper DIİ, Ilolmstrom RW (1984) Relationship between alexithymia and somatic complaints in a nonral sample. 163

8 Psychother. Psychosom. 41: Demers-Desrosiers L, Cohen KR, Catchlove RFH ve ark. (1983) The measure of symbolic function in alexithymic pain patients. Psychother. Psychosom. 39: Dereboy IF (1990) Aleksitimi öz-bildirim ölçeklerinin psikometrik özellikleri üzerine bir çalışma. Uzmanlık Tezi, Ankara Dirks JF, Robinson SK, Dirks DL (1981) Alexithymia and the psychomaintenance aspects of bronchial asthma. Psychother. Psychosom. 36: Faryna A, Rodenhauser P, Törem M (1986) Development of an Analog Alexithymia Scale. Psychother. Psychosom. 45: Federman R, Mohns E (1984) A validity study of the MMPI alexithymia subscale conducted on migraine headache outpatients. Psychother. Psychosom. 41: Feiguine RJ, Johmon FA (1984) Alexithymia in chronic bronchitis/emphysema patients-communication of subjective symptomatology. Psychother. Psychosom. 41: Feiguine RJ, Jones NF, Kassel P.A- (1988) Distribution of alexithymic characteristics within an adult outpatient population. Psychother. Psychosom. 50: Fernandez A, Sriram TG, Rajkumar S ve ark. (1989) Alexithymic characteristics in rheumatoid arthritis: A controlled study. Psychother. Psychosom. 51: Finn PR, Martin J, Pihl RO (1987) Alexithymia in males at high genetic risk for alcoholism. Psychother. Psychosom. 47: Flannery JG (1978) Alexithymia II: The association with unexplained physical distress. Psychother. Psychosom. 30: Freedman MB, Sweet BS (1954) Some specific features of group psychotherapy and their implications for selection of patients. Int J Group Psychother. 4: Freyberger H. (1977) Supportive psychotherapeutic techniques in primary and secondary alexithymia. Psychother. Psychosom. 28: Freyberger H, Kilnsebeck HW, Lempa W ve ark. (1985) Psychotherapeutic interventions in alexithymic patients. Psychother. Psycosom. 44: Fricchione G, Howanitz E (1985) Aprosodia and alexithymia - A case report. Psychother. Psychösom. 43: Gage BC, Egan KJ (1984) The effect of alexithymia on morbidity in hypertensives. Psychother. Psychosom. 41: Gotlschalk LA (1974) Quantification and psychological indicators of emotions: The content analysis of speech and other objective measures of psychological states. Int J Psychiat.Med 5: Haviland MG, Shaw DG, Mac Murray JP ve ark. (1988) Validation of Toronto Alexithymia Scales with substance abusers. Psychother. Psychosom. 50: Heiberg A, Heiberg A (1977) Alexithymia - An inherited trait? Psychother. Psychosom. 28: Hoppe KD, Bogen JE (1977) Alexithymia in twelve commissurotomised patients. Psychother. Psychosom. 28: Jackson M (1977) Psychopathology and pseudonormality in ulcerative colitis. Psychother. Psychosom. 28: Kaplan CD, Wogan M. (1976/77) Management of pain through cerebral activation: An experimental analog of alexithymia. Psychother. Psychosom. 27: Keltikangas-Jarvinen L. (1985) Concept of alexithymia I - Prevalence of alexithymia in psychosomatic patients. Psychother. Psyhosom. 44: Keltikangas-Jarvinen L. (1987) Concept of alexithymia II - The consistency of alexithymia. Psychother. Psychosom. 47: Kleiger JH, Jones NF (1980) Characteristics of alexithymic patients in a chronic respiratory illness population. J Nerv Ment Dis 168: Kleiger JH, Kinsman RA (1980) Development of an MMPI alexithymia scale. Psychother. Psychosom. 34: In- Krystal H (1968) Massive Psychic Trauma. New York, ternational Universities Press Krystal H, Raskin H (1970) Drag Dependence Detroit, Wayne State University Press Krystal H. (1979) Alexithymia and psychotherapy. Am J Psychother. 33: Krystal H (1982/83) Alexithymia and the effectiveness of psychoanalytic treatment. Int J Psychoanal. Psychother. 9: Krystal H (1988) Integration and Self-Healing - Affect, Trauma, Alexithymia. The Analytic Press Inc, New Jersey Krystal JH, Güler EL, Cichetti DV (1986) Assessment of alexithymia in posttraumatic stress disorder and somatic illness-introduction of a reliable measure. Psychosom. Med 48: Lane RD, Schwartz GE (1987) Levels of emotional awareness: A cognitive - developmental theory and its application to psychopathology. Am J Psychiatry 144: Langs R (1978) Some communicative properties of bipersonal field. Int. J. Psychoanal. Psychother. 7: Lazarus RS (1982) Thoughts on the relation between emotion and cognition. Am Psychologist 37: Leff JP (1973) Culture and differentiation of emotional states. Br. J Psychiatry 123: Legoretta G, Bull RH, Kiely MC (1988) Alexithymia and symbolic function in the obese. Psychother. Psychosom. 50: Lesser IM, Ford CV, Friedman CTH (1979) Alexithymia in somatizing patients.gen Hosp Psychiat. 1: Lesser IM (1981) A review of alexithymia concept. Psychosom Med 43:

9 Lolas F, Rad M von (1982) Psychosomatic disease and neurosis: A study of dyadic verbal behavior. Comp Psychiat 23: MacLean PD (1949) Psychosomatic disease and the "visceral brain". Psychosom Med 11: Martin JB, Pihl RO (1985) The stress - alexithymia hypothesis: Theoretical and empirical considerations. Psychother. Psychosom. 43: Martin JB, Pihl RO (1986) Influence of alexithymic characteristics on physiological and subjective stress responses in normal individuals. Psychother. Psychosom. 45: Marty P, de M'Uzan M (1963) La "pensee operatoire". Revue Francaise de Psychanaiyse (suppl.) 27: McDougall J (1982) Alexithymia: A psychoanalytic viewpoint. Psychother. Psychosom. 38: Nemiah JC, Sifneos PE (1970) Psychosomatic illness: A problem in communication. Pscyhother. Psychosom. 18: Nemiah JC (1975) Denial revisited: Reflections on psychosomatic theory. Psychother. Psychosom. 26: Nemiah JC, Frcyberger H, Sifneos PE (1976) Alexithymia: A view of psychosomatic process. Modem Trends in Psychosomatic Medicine - 3 içinde. Yayımlayan: Hill OW, Butterwords, London Overback G (1977) How to operationalize alexithymic phenomena - Some findings from speech analysis and the Giessen Test Psychother. Psychosom. 28: Papciak AS, Feuerstein M, Belar CD ve ark. (1986/87) Alexithymia and pain in an outpatient behavioral medicine clinic Int J Psychiat. Med 16: Paulson JE (1985) Stale of the art of alexithymia measurement. Psychother. Psychosom. 44: Rabavilas AD (1987) Electrodenmal activity in low and and high alexithymia neurotic patients. Psychother. Psychosom. 47: Rad M von (1984) Alexithymia and symptom Psychother. Psychosom. 42: formation. Rickles WH, Onoda L, Doyle CC (1982) Biofeedback as an adjunct to psychotherapy. Biofeedback Self Regul. 7: 1-33 Rodenhauser P, Khamis HJ, Faryna A (1986) Alexithymia and handedness - a pilot study. Psychother. Psychosom. 45: Ruesch J (1948) The infantile personality : The core problem of psychosomatic medicine. Psychosom. Med 10: Schraa JC, Dicks JF (1981) Hypnotic treatment of the alexithymic patient: A case report. Am. J. Clin Hypnosis 23: Shipko S (1982) Alexithymia and somatization. Psychother. Psychosom. 37: Shipko S, Alvarez. WA, Noviello N (1983) Towards a teleological model of alexithymia : Alexithymil and posttraumatic stress disorder. Psychother. Psychosom. 39: Shipko S, Noviello N (1984) Psychometric properties of self-report scales of alexithymia. Psychother. Psychosom. 41: Sifneos Pli.(1972)Shori - Term Psychotherapy and Emotional Crisis Cambridge, Harvard University Press Sifneos PE (1973) The prevalence of alexithymic characteristics in psychosomatic patients. Psychother. Psyohosom. 22: Sifneos PE (1986) The Schalling-Sifneos Perscnality Scale Revised. Psychother. Psychosom. 45: Smith G Jr (1983) Alexithymia in medical patients referred to a consultation / liason service Am J Psychiatry 140: Taylor GJ (1977) Alexithymia and the countertransference. Psychother. Psychosom. 28: Taylor GJ ( 1984) Alexithymia : Concept, measurement, and implications for treatment. Am J Psychiat. 141: Taylor GJ, Doody K ( 1985 ) Verbal measures of alexithymia : What do they measure. Psychother. Psychosom. 43: Taylor GJ, Ryan D, Bagby RM (1985) Toward the development of a new self-report alexithymia scale. Psychother. Psychosom. 44: Taylor GJ, Bagby RM (1988) Measurement of alexithymia - recommendations for clinical practice and future research. Psychiat. Cli N Am 11: TenHouten WD, Seifer MJ, Siegel PC (1988).Mexithymia and the split brain VII. Evidence from graphologic signs. Psychiat. Cli N Am 11: TenHouten WD, Hoppe KD, Bogen JE.ve ark. (1986) Alexithymia: An experimental study of cerebral commissurotomy patients and normal control subjects. Am J Psychia:. 143: Todarello O, La Pesa MW, ZakaS ve ark. (1989) Alexithymia and breast cancer. Psychother. Psychosom. 51: Wise TN, Jani NN, Kass E ve ark. (1988) Alexithymia : Relationship to severity of medical illness and depression. Psychother. Psychosom. 50: Wolff H.H. (1977) The contribution of interview situation to the restriction of fantasy life and emotional expression in psychosomatic patients. Psychother. Psychosom. 28:

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış Sedat Batmaz 1, Emrah Songur 1, Mesut Yıldız 2, Zekiye Çelikbaş 1, Nurgül Yeşilyaprak 1, Hanife

Detaylı

Yardımcı Doçent Psikoloji Haliç Üniversitesi 2000 Yardımcı Doçent Psikoloji FSM Vakıf Üniversitesi 2011

Yardımcı Doçent Psikoloji Haliç Üniversitesi 2000 Yardımcı Doçent Psikoloji FSM Vakıf Üniversitesi 2011 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Gaye (Enbiyaoğlu) Saltukoğlu 2. Doğum Tarihi : 1945 3. Unvanı : Yardımcı Doçent 4. Öğrenim Durumu Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Psikoloji Hacettepe Üniversitesi 1969 Yüksek

Detaylı

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD. Obezitede Anksiyete Bozuklukları ve Depresyon Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD. Açıklama 2008 2010 Araştırmacı: Sanofi Danışman: Teva, BMS Konuşmacı: Lundbeck Obezite giderek artan bir toplum sağlığı

Detaylı

Aleksitimi: Psikolojik Bir Semptom Mu, Yoksa Bir Kişilik Özelliği Mi?

Aleksitimi: Psikolojik Bir Semptom Mu, Yoksa Bir Kişilik Özelliği Mi? Türk Psikoloji Yazıları, Aralık 2012, 15 (30), 25-33 Aleksitimi: Psikolojik Bir Semptom Mu, Yoksa Bir Kişilik Özelliği Mi? Hejan Epözdemir Hacettepe Üniversitesi Özet Yunanca bir kavram olan aleksitimi,

Detaylı

Oya Mortan Sevi 1, Yasin Genç 2, Gürkan Odabaşıoğlu 2, İlkay Soykal 3, Özgür Öztürk 4 ABSTRACT ÖZET

Oya Mortan Sevi 1, Yasin Genç 2, Gürkan Odabaşıoğlu 2, İlkay Soykal 3, Özgür Öztürk 4 ABSTRACT ÖZET Alkol Bağımlılığında Aleksitiminin Anksiyete, Sosyal Anksiyete, Benlik Saygısı ve Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğuyla İlişkisi: Karşılaştırmalı Bir Çalışma The Relationship Between Alexithymia

Detaylı

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar Emine Çölgeçen 1, Ali İrfan Gül 2, Kemal Özyurt 3, Murat Borlu 4 1 Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dermatoloji Ana Bilim

Detaylı

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları Doç. Dr. Özen Önen Sertöz Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Ankara,

Detaylı

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD Meslekte Ruh Sağlığı A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD Çalışan Sağlığı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından sağlık, kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal bakımdan tam

Detaylı

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ ------------------------------------------------------------------------------------------------- 1 KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ ------------------------------------------

Detaylı

Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı Klinik Psikoloji Bilim Dalı

Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı Klinik Psikoloji Bilim Dalı Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı Klinik Psikoloji Bilim Dalı ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDE ÇOCUKLUK ÇAĞI TRAVMALARI VE BAĞLANMA BİÇİMİNİN DEPRESYON VE KAYGI BELİRTİLERİ

Detaylı

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Dr. Gülcan Güleç, DR. Hikmet Hassa, Dr. Elif Güneş Yalçın, Dr.Çınar Yenilmez, Dr. Didem

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD Çalışmalarda birinci basamak sağlık kurumlarına başvuran hastalardaki psikiyatrik hastalık sıklığı, gerek değerlendirme ölçekleri kullanılarak

Detaylı

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...

Detaylı

GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI I. YARIYIL PSI 501 İleri İstatistik Zorunlu 3 0 3 8 Seçmeli Seçmeli 3 0 3 8 II. YARIYIL Seçmeli Seçmeli 3 0 3 8 Seçmeli Seçmeli 3 0 3 8 III. YARIYIL

Detaylı

Asistanlıkta Psikoterapi Eğitimi Neden Önemlidir? Doğan Şahin İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Sosyal Psikiyatri Servisi

Asistanlıkta Psikoterapi Eğitimi Neden Önemlidir? Doğan Şahin İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Sosyal Psikiyatri Servisi Asistanlıkta Psikoterapi Eğitimi Neden Önemlidir? Doğan Şahin İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Sosyal Psikiyatri Servisi Başta ABD olmak üzere birçok ülkede tıp ve uzmanlık eğitiminde (psikiyatri dışı)temel

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Dönem V Psikiyatri Staj Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü: Dönem Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı: Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Yrd. Doç. Dr. Baran GENCER Yrd. Doç. Dr. Oğuz GÜÇLÜ Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

Depresyon Hastalarında Aleksitiminin Bedenselleştirme ve Uyku Kalitesi Üzerine Etkisi

Depresyon Hastalarında Aleksitiminin Bedenselleştirme ve Uyku Kalitesi Üzerine Etkisi Araştırma Makalesi / Research Article 65 Doi: 10.4274/npa.y6335 Depresyon Hastalarında Aleksitiminin Bedenselleştirme ve Uyku Kalitesi Üzerine Etkisi The Effect of Alexithymia on Somatization and Sleep

Detaylı

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri Zeka Geriliği nedir? Zeka geriliğinin kişinin yaşına ve konumuna uygun işlevselliği gösterememesiyle belirlidir. Bunun yanı sıra motor gelişimi, dili kullanma yeteneği bozuk, anlama ve kavrama yaşıtlarından

Detaylı

Arel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Klinik Psikoloji (Doktora)

Arel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Klinik Psikoloji (Doktora) KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı: Ali Engin Uygur TC Kimlik No: 37234670204 Doğum Yeri, Tarihi: İstanbul, 29.05.1984 Medeni Durumu: Bekar Askerlik Durumu: Sağlık Teğmen (Psikolog) olarak tamamlandı, 26.07.2013

Detaylı

SOSYAL FOBİ. Sosyal fobide karşılaşılan belirtiler şu şekilde sıralanabilir.

SOSYAL FOBİ. Sosyal fobide karşılaşılan belirtiler şu şekilde sıralanabilir. SOSYAL FOBİ Sosyal ortamlarda başkaları tarafından inceleme altında tutulduğu korkusu performans gösterilmesi gereken durumlarda eleştirilme yada küçük düşme korkusunun yaşanmasıdır. Ve kişi bu korkunun

Detaylı

ALKOL BAĞIMLILARINDA ALEKSİTİMİ VE DEPRESYON, ANKSİYETE VE KİŞİLİK BOZUKLUKLARI İLE İLİŞKİSİ

ALKOL BAĞIMLILARINDA ALEKSİTİMİ VE DEPRESYON, ANKSİYETE VE KİŞİLİK BOZUKLUKLARI İLE İLİŞKİSİ ALKOL BAĞIMLILARINDA ALEKSİTİMİ VE DEPRESYON, ANKSİYETE VE KİŞİLİK BOZUKLUKLARI İLE İLİŞKİSİ Alexithymia Among Alcohol Dependent Patients and It s Relationship with Depression, Anxiety and Personality

Detaylı

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi *Kenar İ. Ayşe Nur, **Sezai Üstün Aydın, *Alper Zıblak *Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI Bilgisayar ve internet kullanımı teknoloji çağı olarak adlandırabileceğimiz bu dönemde, artık hayatın önemli gereçleri haline gelmiştir. Bilgiye kolay, hızlı, ucuz ve güvenli

Detaylı

Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2017; 9(4):

Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2017; 9(4): Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2017; 9(4):478-485 Konu Dizini Subject Index (ENGLISH) A addiction 398 adult 263 alcohol use disorders 63 anorexia nervosa 301, 329 antidepressant

Detaylı

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU Dahili Servisler Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHP) Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), her 10 çocuktan birinde görülmesi, ruhsal, sosyal

Detaylı

Aleksitimi: Tedavi Girişimleri

Aleksitimi: Tedavi Girişimleri Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2014; 6(1):22-31 doi: 10.5455/cap.20130515054141 Aleksitimi: Tedavi Girişimleri Alexithymia: Treatment Interventions Miray Şaşıoğlu, Çağla

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

ERGENLERDEKİ ALEKSİTİMİK ÖZELLİKLER İLE KİŞİLER ARASI İLİŞKİ TARZLARI VE PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

ERGENLERDEKİ ALEKSİTİMİK ÖZELLİKLER İLE KİŞİLER ARASI İLİŞKİ TARZLARI VE PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ ERGENLERDEKİ ALEKSİTİMİK ÖZELLİKLER İLE KİŞİLER ARASI İLİŞKİ TARZLARI VE PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ ELİF KUYUCU IŞIK ÜNİVERSİTESİ 2018 ERGENLERDEKİ ALEKSİTİMİK ÖZELLİKLER

Detaylı

Rehabilitasyonda Sanatın Kullanımı. Doç.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

Rehabilitasyonda Sanatın Kullanımı. Doç.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Rehabilitasyonda Sanatın Kullanımı Doç.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Açıklama 2012-2013 Araştırmacı: Yok Danışman: Yok Konuşmacı: Yok Şizofreni Hastaları

Detaylı

ULUSLARARASI TRAVMA ÇALIŞMALARI PROGRAMI - İSTANBUL - NEW YORK İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ

ULUSLARARASI TRAVMA ÇALIŞMALARI PROGRAMI - İSTANBUL - NEW YORK İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ BİRİNCİ AY EĞİTİMLERİ ULUSLARARASI TRAVMA ÇALIŞMALARI PROGRAMI - İSTANBUL - NEW YORK İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ Düzey Tarih Gün Zaman Seminerin Konusu Eğitimciler 25/10/13 26/10/13 27/12/13 Cuma 18:00-20:00

Detaylı

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ A.D. Madde deyince ne anlıyoruz? Alkol Amfetamin gibi uyarıcılar Kafein Esrar ve sentetik kannabinoidler

Detaylı

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Lohusalık döneminde ruhsal hastalıklar: risk etkenleri ve klinik gidiş Doç.Dr. Leyla Gülseren 25 Eylül 2013 49. Ulusal

Detaylı

Duygu Düzenleme sorununun bir çok psikolojik belirtinin arka planında yer aldığı tespit edilmiştir.

Duygu Düzenleme sorununun bir çok psikolojik belirtinin arka planında yer aldığı tespit edilmiştir. Duygu Düzenleme sorununun bir çok psikolojik belirtinin arka planında yer aldığı tespit edilmiştir. Duygu düzenleme, başlangıçta duygulanımın düzenlenmesi YA DA kendiliğin düzenlenmesine bağlı olarak gelişen

Detaylı

Açıklama 2008 2010. Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.

Açıklama 2008 2010. Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur. Açıklama 2008 2010 Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur. Gençlerde DEHB nin Öğrenim Hayatı Üzerine Etkileri Dr Aytül Karabekiroğlu Samsun Mehmet Aydın Eğitim ve Araştırma

Detaylı

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi Selçuk Özdin 1, Aytül Karabekiroğlu 2, Arzu Alptekin Aker 2, Recep Bolat 2, Servet

Detaylı

ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİLER & KİŞİLERARASI İLİŞKİLER TERAPİSİ PSİKOTERAPİ KURAMLARI II

ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİLER & KİŞİLERARASI İLİŞKİLER TERAPİSİ PSİKOTERAPİ KURAMLARI II ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİLER & KİŞİLERARASI İLİŞKİLER TERAPİSİ PSİKOTERAPİ KURAMLARI II ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİLER Temel varsayımlar Danışanlar hem kişisel hem de üyesi oldukları sosyal ağlar temelinde, kaynaklar

Detaylı

Prof.Dr. İBRAHİM FERHAN DEREBOY

Prof.Dr. İBRAHİM FERHAN DEREBOY Prof.Dr. İBRAHİM FERHAN DEREBOY Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Ruh Sağlığı Ve Hastalıkları Anabilim Dalı Eğitim Bilgileri 1975-1982 Lisans Hacettepe Üniversitesi Tıp Pr. Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Ruh 1985-1990

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ ADVİYE ESİN YILMAZ. 1. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl. Doktora Klinik Psikoloji ODTÜ Y. Lisans Klinik Psikoloji ODTÜ 2002

ÖZGEÇMİŞ ADVİYE ESİN YILMAZ. 1. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl. Doktora Klinik Psikoloji ODTÜ Y. Lisans Klinik Psikoloji ODTÜ 2002 ÖZGEÇMİŞ ADVİYE ESİN YILMAZ 1. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Doktora Klinik Psikoloji ODTÜ 2007 Y. Lisans Klinik Psikoloji ODTÜ 2002 Lisans Psikoloji Hacettepe Üniversitesi 1998 2. Profesyonel

Detaylı

Yönetilen Yüksek Lisans ve Doktora Tezleri Esra Arda: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Anabilim Dalı Adli Tıp Ensititüsü Yüksek Lisans-1990

Yönetilen Yüksek Lisans ve Doktora Tezleri Esra Arda: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Anabilim Dalı Adli Tıp Ensititüsü Yüksek Lisans-1990 Yönetilen Yüksek Lisans ve Doktora Tezleri Esra Arda: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Anabilim Dalı Adli Tıp Ensititüsü Yüksek Lisans1990 Hidayet Taşdöven: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Anabilim

Detaylı

Aleksi mi Boyutlarının Depresyon ve Anksiyete Belir leri ile İlişkileri

Aleksi mi Boyutlarının Depresyon ve Anksiyete Belir leri ile İlişkileri Türk Psikiyatri Dergisi 2007; 18(4):333-343 Aleksi mi Boyutlarının Depresyon ve Anksiyete Belir leri ile İlişkileri Dr. İrem MOTAN 1, Dr. Tülin GENÇÖZ 2 Özet / Abstract Amaç: Bu çalışmanın amacı, aleksitimi

Detaylı

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler. 0212 542 80 29 Uz. Psk. SEMRA EVRİM 0533 552 94 82 DUYGUSAL ZEKA Son yıllarda yapılan pek çok çalışma zeka tanımının genişletilmesi ve klasik olarak kabul edilen IQ yani entelektüel zekanın yanı sıra EQ

Detaylı

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç Aile Krizleri 1. Normal gelişimsel krizler (Yaşam döngüsü aşamaları) 2. Aileye özgü krizler (Ailede hastalıklar, ölümler, boşanmalar, göç,

Detaylı

Zorunlu Dersler 20501D1KPJ601 Klinik Psikolojinin Temelleri 20501D1KPJ602 Psikoterapi Yaklaşımları 20501D1KPJ603 Psikopatoloji

Zorunlu Dersler 20501D1KPJ601 Klinik Psikolojinin Temelleri 20501D1KPJ602 Psikoterapi Yaklaşımları 20501D1KPJ603 Psikopatoloji Zorunlu Dersler 20501D1KPJ601 Klinik Psikolojinin Temelleri Klinik psikolojinin ve psikoloğun tanımı, rolü, diğer disiplinlerle ilişkileri, psikolojinin diğer alt alanları ile etkileşimi; klinik psikolojide

Detaylı

PROF DR. SELÇUK ASLAN yılında Prof. Dr. ünvanı aldı. Çalışma alanları: Bilişsel Davranışçı Psikoterapi uygulamaları:

PROF DR. SELÇUK ASLAN yılında Prof. Dr. ünvanı aldı. Çalışma alanları: Bilişsel Davranışçı Psikoterapi uygulamaları: PROF DR. SELÇUK ASLAN ÖZGEÇMİŞ 1969 yılında doğdu, 1993 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinden Mezun oldu 1999 yılı sonunda Gazi Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalında Psikiyatri uzmanlık eğitimini

Detaylı

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi Dr. SiğnemÖZTEKİN, Psikolog Duygu KUZU, Dr. Güneş CAN, Prof. Dr. AyşenESEN DANACI Giriş: Ayrılma anksiyetesi bozukluğu,

Detaylı

THD 7th International Medical Hypnosis Congress

THD 7th International Medical Hypnosis Congress THD 7th International Medical Hypnosis Congress AWARENESS AND HYPNOSIS Istanbul-TURKIYE 12 14th April, 2013 Bu kongre ESH (Avrupa Hipnoz Derneği) tarafından 20 ECH (European Certificate of Hypnosis/ Avrupa

Detaylı

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi Dr. Sinem Sevil DEĞİRMENCİ Prof.Dr.Gökay AKSARAY Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Giriş

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Önsöz... v

İÇİNDEKİLER. Önsöz... v İÇİNDEKİLER Önsöz... v BÖLÜM 1 SPOR VE SPOR PSİKOLOJİSİ Spor... 1 Spor Psikolojisinin Gelişmesi... 2 Spor Psikolojisinin Alanları... 5 Spor Psikologları... 6 Spor Psikologlarının İşlevleri... 7 BÖLÜM 2

Detaylı

Ön Söz. Charles E. Schaefer. vii

Ön Söz. Charles E. Schaefer. vii Ön Söz Oyun terapisi, 20. yüzyılın başlangıcından bu yana çocuklarla kullanılan başlıca psikoterapötik müdahale olagelmiştir. Oyun Terapisinin Temelleri (İkinci Basım) kitabının amacı, okuyucunun oyun

Detaylı

Aile İçi Şiddet Olgusuna Poliklinikte Psikoterapötik Yaklaşım. Bir yöntem olarak destekleyici psikoterapi. Dr. Özge Doğanavşargil-Baysal

Aile İçi Şiddet Olgusuna Poliklinikte Psikoterapötik Yaklaşım. Bir yöntem olarak destekleyici psikoterapi. Dr. Özge Doğanavşargil-Baysal Aile İçi Şiddet Olgusuna Poliklinikte Psikoterapötik Yaklaşım Bir yöntem olarak destekleyici psikoterapi Dr. Özge Doğanavşargil-Baysal AÇIKLAMA 2015-2017 Araştırmacı: Yok Konuşmacı: Yok Danışman: Yok Aile

Detaylı

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi Uzm. Dr. Gökhan Öz Prof. Dr. Cengiz Kılıç Giriş Mizofoni: Çeşitli hafif seslerden belirgin

Detaylı

Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması

Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması Deniz Ceylan, Berna Binnur Akdede, Emre Bora, Ceren Hıdıroğlu,

Detaylı

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Ebru Turgut 1, Yunus Emre Sönmez 2, Şeref Can Gürel 1, Sertaç Ak 1 1 Hacettepe

Detaylı

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ. PSİ154-PSİ162 Psikolojiye Giriş II

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ. PSİ154-PSİ162 Psikolojiye Giriş II PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ Psikolojik bozukluklar nasıl iyileştirilir? Tedavi için uygun kişi kimdir? En mantıklı tedavi yaklaşımı hangisidir? Bir terapi biçimi diğerlerinden daha iyi midir? Herhangi

Detaylı

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Yrd. Doç. Dr. FATİH ÇINAR TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim teknolojisi

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Yrd. Doç. Dr. FATİH ÇINAR TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim teknolojisi TEMEL KAVRAMLAR Eğitim Öğrenme Öğretme Ortam Teknoloji Araç - gereç Öğretim materyali Eğitim teknolojisi Öğretim teknolojisi İletişim EĞİTİM: Davranışçı yaklaşıma göre eğitim, bireyin davranışında kendi

Detaylı

Obezitede Tedaviye Yanýt ve Aleksitimi

Obezitede Tedaviye Yanýt ve Aleksitimi ARAÞTIRMA Obezitede Tedaviye Yanýt ve Aleksitimi Artuner Deveci 1, M. Murat Demet 2, Bilgin Özmen 3, Sabriye Özkay Kafesçiler 4, Erol Özmen 5, Zeliha Hekimsoy 3, Feyzullah Güçlü 3 1 Uz.Dr., 2 Doç.Dr.,

Detaylı

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji www.gunescocuk.com Çocuk ve ergen psikiyatrisinde

Detaylı

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing) EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME (Eye Movement Desensitization and Reprossesing) Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Panik Atak ve Sınav Kaygısı ndan Kısa Sürede Kurtulmanın

Detaylı

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) 521 81 00 : gsaltukoglu@fsm.edu.tr

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) 521 81 00 : gsaltukoglu@fsm.edu.tr AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ VE YAYIN LİSTESİ 1. Adı Soyadı : Gaye (Enbiyaoğlu) Saltukoğlu İletişim Bilgileri Adres : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) 521 81 00 Mail : gsaltukoglu@fsm.edu.tr

Detaylı

RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER

RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER Sağlık Dünya Sağlık Örgütü tanımlaması Biyolojik, ruhsal ve sosyal iyilik hali. Tıp Özgül bir kurama ve bu kuramdan biçimlenen yöntemle belirlenen uygulamalarla biyolojik,

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. YAŞAR KUZUCU

Yrd.Doç.Dr. YAŞAR KUZUCU Yrd.Doç.Dr. YAŞAR KUZUCU Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik Ve Psikolojik Danışmanlık Eğitim Bilgileri 1990-1995 Lisans Ankara Üniversitesi 1995-1999 Yüksek Lisans Ankara Üniversitesi 1999-2006

Detaylı

Emine Sevinç Tok. İzmir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü. Gürsel Aksel Bulvarı No: 14 35350 Üçkuyular İzmir

Emine Sevinç Tok. İzmir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü. Gürsel Aksel Bulvarı No: 14 35350 Üçkuyular İzmir Emine Sevinç Tok İzmir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Gürsel Aksel Bulvarı No: 14 35350 Üçkuyular İzmir sevinc.tok@izmir.edu.tr EĞİTİM 2009-devam Klinik Psikoloji Doktora Programı

Detaylı

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii BÖLÜM I GELİŞİM 1. ÜNİTE GELİŞİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR, GELİŞİMİN TEMEL İLKELERİ VE GELİŞİMİ ETKİLEYEN ETMENLER... 1 GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR...

Detaylı

YASLANMA ve YASAM KALİTESİ

YASLANMA ve YASAM KALİTESİ YASLANMA ve YASAM KALİTESİ Tufan Çankaya İzmir, 2003 Giriş: Doğal süreç; Doğum, büyüme-gelişme, üreme, ölüm Ölüm, yaşamın hangi döneminde meydana geliyor? Genç ölüm - Geç ölüm Dünya topluluklarına bakıldığında:

Detaylı

Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü

Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü Yük. Hem. Gül Şav Özaydemir Danışman Hemşire EUKAM E.Ü.T.F. Radyasyon Onkolojisi ABD XIX. Ege Onkoloji Günleri 6-7 Nisan 2015 İzmir «Kanserle mücadele

Detaylı

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol 1 Acibadem University Medical Faculty 2 Maltepe University Medical

Detaylı

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse Perinatal Depresyon gebelik süresince veya gebeliği takip eden ilk 12 ay boyunca

Detaylı

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU Çocuğun Adı- Soyadı: Cinsiyeti: TC Kimlik No: Görüşmecinin Adı- Soyadı:

Detaylı

pecya Tip II Diabetik Hastalarda Psikiyatrik Belirtiler ve Kan Şekeri Kontrolü*

pecya Tip II Diabetik Hastalarda Psikiyatrik Belirtiler ve Kan Şekeri Kontrolü* Tip II Diabetik Hastalarda Psikiyatrik Belirtiler ve Kan Şekeri * Murat KULOĞLU*, Aziz KARAOĞLU**, Murad ATMACA***, Yusuf ÖZKAN****, A. Ertan TEZCAN***** ÖZET Psikosomatik bir hastalık olarak da tanımlanan

Detaylı

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ AİLE HEKİMLİĞİ KLİNİĞİ KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ

Detaylı

AĞRIİLE HUZUR EVİ OLUR MU? DR. FİLİZ ŞÜKRÜ DURUSOY

AĞRIİLE HUZUR EVİ OLUR MU? DR. FİLİZ ŞÜKRÜ DURUSOY AĞRIİLE HUZUR EVİ OLUR MU? DR. FİLİZ ŞÜKRÜ DURUSOY GİRİŞ Yaşlılık Dünya Sağlık Örgütü tarafından 65 yaş ve üzeri dönem olarak tanımlamakta; Fiziksel görünüm, güç ve rol kaybı yaşanılan, yaşlılık dönemindeyeti

Detaylı

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125:168 78. Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125:168 78. Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL. Dr Ali Bozkurt Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125:168 78. Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL. The bereavement of the widowed. Dis Nerv Syst 1971;32:597

Detaylı

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi Spor Bilimleri Dergisi Hacettepe 1. ofsport Sciences 2004, 15 (1),49-64 Dave/li Derleme EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi Ziya KORUÇ, Perlearı BAYAR Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri

Detaylı

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Hangi Böbrek Hastalarına Ruhsal Destek Verilebilir? Çocukluktan yaşlılığa

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA GİRİŞ: Yaygın anksiyete bozukluğu, birtakım olay ya da etkinliklerle ilgili olarak, bireyin denetlemekte zorlandığı,

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ VE TEŞEKKÜR KİTABIN YAPISI VE KAPSAMI YAZAR HAKKINDA 1. BÖLÜM ÜSTÜN YETENEKLİLİKLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE KURAMSAL ÇERÇEVE

İÇİNDEKİLER SUNUŞ VE TEŞEKKÜR KİTABIN YAPISI VE KAPSAMI YAZAR HAKKINDA 1. BÖLÜM ÜSTÜN YETENEKLİLİKLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE KURAMSAL ÇERÇEVE İÇİNDEKİLER SUNUŞ VE TEŞEKKÜR... v KİTABIN YAPISI VE KAPSAMI... vii YAZAR HAKKINDA... ix 1. BÖLÜM ÜSTÜN YETENEKLİLİKLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE KURAMSAL ÇERÇEVE 1.1. ÜSTÜN YETENEKLİLİĞE TARİHSEL BAKIŞ...

Detaylı

PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ PROGRAMI

PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ PROGRAMI ANADAL EĞİTİM PROGRAMI ZORUNLU DERSLERİ 1.Sınıf/1.Yarıyıl in ön koşulu var mı? *** in önceki eğitim programında eşdeğer bir dersi var mı? **** 1 YDİ101 YDF101 YDA101 2 ATA101 Temel Yabancı Dil (İngilizce)

Detaylı

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU Kurum ve kuruluşla ilişki bildirimi Bulunmamaktadır. Şiddet ve Suç Saldırganlık Şiddet Bireyin

Detaylı

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi Yavuz Ayhan, Ayşe Elif Anıl Yağcıoğlu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Araştırmacı Danışman Konuşmacı

Detaylı

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta Giriş DEHB (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu), çocukluk çağının en sık görülen

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Bölüm 3. Bilişsel Kavramsallaştırma 29 Bilişsel Model 30 İnançlar 32 Davranışın Otomatik Düşüncelerle İlişkisi 36.

İÇİNDEKİLER. Bölüm 3. Bilişsel Kavramsallaştırma 29 Bilişsel Model 30 İnançlar 32 Davranışın Otomatik Düşüncelerle İlişkisi 36. İÇİNDEKİLER Bölüm 1. Bilişsel Davranış Terapisine Giriş 1 Bilişsel Davranış Terapisi Nedir? 2 Bilişsel Davranış Terapisinde Altta Yatan Teori Nedir? 3 Araştırmalar Ne Diyor? 4 Beck, Bilişsel Davranış Terapisini

Detaylı

A RESEARCH ON THE RELATIONSHIP BETWEEN THE STRESSFULL PERSONALITY AND WORK ACCIDENTS

A RESEARCH ON THE RELATIONSHIP BETWEEN THE STRESSFULL PERSONALITY AND WORK ACCIDENTS tesi Sosyal Bilimler Dergisi 6 31 Bahar 2017/1 s.471-482 Asena Deniz ERSOY 1 Osman BAYRAKTAR 2 ÖZ A RESEARCH ON THE RELATIONSHIP BETWEEN THE STRESSFULL PERSONALITY AND WORK ACCIDENTS ABSTRACT Expressed

Detaylı

Üçüncü baskıya ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür. 1 Giriş 1

Üçüncü baskıya ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür. 1 Giriş 1 XI İçindekiler Üçüncü baskıya ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür Sayfa vii viii x 1 Giriş 1 Tanımlar: Kültürlerarası psikoloji nedir? 3 Tartışmalı konular 5 Konu 1: İçsel olarak ya da dışsal olarak

Detaylı

Dr. Dursun Hakan Delibaş Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi 21. KES ( /Antalya)

Dr. Dursun Hakan Delibaş Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi 21. KES ( /Antalya) Dr. Dursun Hakan Delibaş Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi 21. KES (19-22.04.2017/Antalya) Psikosomatik Hastalıklar Travma İlişkisi Araştırmalardan örnekler Sonuç Sunum

Detaylı

Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi (TLDP) Eğitimi Modül-I Ağustos 2016 İbrahim Sarı MD, MSc

Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi (TLDP) Eğitimi Modül-I Ağustos 2016 İbrahim Sarı MD, MSc Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi (TLDP) Eğitimi Modül-I 20-21 Ağustos 2016 İbrahim Sarı MD, MSc PSİKOTERAPİ-DER Telefon: 0(532) 160 23 78, 0(541) 963 89 87 Email: psikoterapider@gmail.com www.psikoterapiegitimleridernegi.org

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Telefon : +90 (312) FOTOĞRAF : Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 06800, Beytepe Ankara

ÖZGEÇMİŞ. Telefon : +90 (312) FOTOĞRAF : Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 06800, Beytepe Ankara ÖZGEÇMİŞ Arş. Gör. Yasemin Kahya E-Posta : yaseminoruclular@hacettepe.edu.tr Telefon : +90 (312) 297 8325 FOTOĞRAF Adres : Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 06800, Beytepe Ankara

Detaylı

ŞİZOFRENİDE ENDOFENOTİP ALTERNATİF FENOTİP ARAYIŞI:LİSAN BOZUKLUKLARI

ŞİZOFRENİDE ENDOFENOTİP ALTERNATİF FENOTİP ARAYIŞI:LİSAN BOZUKLUKLARI ŞİZOFRENİDE ENDOFENOTİP ALTERNATİF FENOTİP ARAYIŞI:LİSAN BOZUKLUKLARI Uzm. Dr. Erguvan Tuğba ÖZEL KIZIL Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Nöropsikiyatri Araştırma Birimi Şizofreni, etyolojisinde

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Şebnem Akan Klinik Psikolog

Yrd. Doç. Dr. Şebnem Akan Klinik Psikolog Yrd. Doç. Dr. Şebnem Akan Klinik Psikolog Son yıllarda depresyon ve OKB nin kavramsallaştırılmasında ve tedavisinde davranışlara ve bilişlere yapılan aşırı vurgu, bu belirtileri yaşayan kişilerin duygusal

Detaylı

Gerilim tipi baş ağrısı erişkin yaşta % oranında yaygın görülür.

Gerilim tipi baş ağrısı erişkin yaşta % oranında yaygın görülür. En sık görülen baş ağrısıdır. Boyun baş ağrısı birlikteliği olarak da bilinir. Başta sıkışma, ağırlık tarzında künt bir ağrı mevcuttur. Başın tümünde hissedilen ağrılar genelde başın ön ve arkasında lokalizedir.

Detaylı

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir. Konversiyon bozukluğu, altta yatan organik bir neden bulunmaksızın ortaya çıkan, bayılma, felç olma ve duyu kaybı gibi nörolojik belirtilerdir. Hastalar

Detaylı

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları Prof. Dr. Tevhide Kargın Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları Tanım: Kabaca değerlendirme bir birey hakkında

Detaylı

ARAŞTIRMA TÜRLERİ R. ALPAR

ARAŞTIRMA TÜRLERİ R. ALPAR ARAŞTIRMA TÜRLERİ R. ALPAR ARAŞTIRMA TÜRLERİ Araştırmanın yapılacağı yer, amaç, kapsadığı zaman ve veri toplama biçimine göre değişik biçimlerde sınıflandırılabilir. Araştırmanın kapsadığı zamana göre:

Detaylı

ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN LIFE SATISFACTION AND VALUE PREFERENCES OF THE INSTRUCTORS

ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN LIFE SATISFACTION AND VALUE PREFERENCES OF THE INSTRUCTORS VII. Uluslar ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN LIFE SATISFACTION AND VALUE PREFERENCES OF THE INSTRUCTORS gursoymeric10@gmail.com, ramazankaratay@gmail.com ÖZET incelenmesidir. Çal demo Anahtar Kelimeler:

Detaylı

1.Hafta. Klinik Psikoloji Nedir? Kimlere Klinik Psikolog Ünvanı Verilir? Prof.Dr.Nilhan Sezgin ders yılı Prof.Dr.

1.Hafta. Klinik Psikoloji Nedir? Kimlere Klinik Psikolog Ünvanı Verilir? Prof.Dr.Nilhan Sezgin ders yılı Prof.Dr. 1.Hafta Klinik Psikoloji Nedir? Kimlere Klinik Psikolog Ünvanı Verilir? Prof.Dr.Nilhan Sezgin 2018-19 ders yılı 8.11.2018 Prof.Dr.Nilhan Sezgin, 1 Psikoloji davranışı inceleyen temel bir bilimdir ve canlıların

Detaylı

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) Sosyal Psikoloji Uygulamaları HUKUK SAĞLIK DAVRANIŞI KLİNİK PSİKOLOJİ TÜKETİCİ DAVRANIŞI VE PAZARLAMA POLİTİKA ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ SOSYAL

Detaylı

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018 AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018 Lösemiye bağlı Psikososyal Geç Etkiler Fiziksel Görünüm (Saç

Detaylı

Epileptiklerde Aleksitimi. Hasan HERKEN *, Münife NEYAL **, Özer E. YETKIN *, Aylin HENG İRMEN **, Koray ESG İ *, Abdurrahman NEYAL *** ÖZET.

Epileptiklerde Aleksitimi. Hasan HERKEN *, Münife NEYAL **, Özer E. YETKIN *, Aylin HENG İRMEN **, Koray ESG İ *, Abdurrahman NEYAL *** ÖZET. Hasan HERKEN *, Münife NEYAL **, Özer E. YETKIN *, Aylin HENG İRMEN **, Koray ESG İ *, Abdurrahman NEYAL *** ÖZET Duyguların kelimelerle ifadesinde zorluk olarak tan ımlanabilecek olan "aleksitirni", duyguları

Detaylı

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar 225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar Bilgi Nedir? Bilme edimi, bilinen şey, bilme edimi sonunda ulaşılan şey (Akarsu, 1988). Yeterince doğrulanmış olgusal bir önermenin dile getirdiği

Detaylı

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD 7 Ekim 2010 MADDE KULLANIM BOZUKLUKLARI DSM IV Madde bağımlılığı Madde

Detaylı