Niyazi Beki. Kur an-ı Kerim de, namazla alâkalı şaşırtıcı sayısal tevafuklar

Transkript

1 Kur an-ı Kerim de, namazla alâkalı şaşırtıcı sayısal tevafuklar YAYIN NO: 257 genel yay n yönetmeni: Ergün Ür yay nevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yay nlar bask, cilt: Vesta Ofset tel: İkinci bask : Mayıs, 2010 Zafer Yay nlar, Zafer Yay n Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey mh. Deve kald r m cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar- stanbul,türkiye Tel: (0 212) , Fax: (0 212) bilgi@zaferyayinlari.com isbn: C o p y r i g h t Z a f e r Y a y n l a r. H e r h a k k m a h f u z d u r. Niyazi Beki

2 İçindekiler takdim...7 Giriş: Ebced hesabı nedir?...15 Tevafuk nedir?...18 Fatiha suresi ve 7 Rakamı tevafuklu 7 münacat...39 Konu ile ilgili İbn Kayyim in bir mütealası...42 Beş vakit namaz ve sayısal esrarı...49 Beş vakit namaz...54 Namazın 17 şifreleri...58 Salat kelimesinde 17 mührü...67 Mirac mucizesi ve namaz...71 Kur an da ikindi namazı (Salat-ı Vüstâ)...91 Namaz tesbihâtındaki sırlar Ayete l-kürsi ve 17 sayısı Ezan ve Namaz, ezan ve ümmet Kur an da mescit Ümmet ve salat-ı kübra Kur an genelinde 17 sayısı ve namaz Namazın 17 Sayısı ile ilişkisinin hikmeti Sonuç Münacaat kaynaklar...181

3 Takdim SAYILARIN dili var mıdır? sorusuna olumlu mu, olumsuz mu cevap vermek gerekir? Allah ın(cc) 99 ismi vardır. Arşı taşıyan melekler 8 tanedir. Cehennemin in 19 tane zebanîsi vardır. Cennet in 8 kapısı bulunur. Ashab-ı Kehf, mağaralarında sene kalmışlardır. Ahad kelimesi Kur an-ı Kerim de 33 defa geçmektedir. Kur an-ı Kerim de göklerin sayısının 7 olduğu zikredilir ve bu ifade 7 kez tekrarlanır. Ayların sayısı Allah katında 12 dir ve ay anlamındaki ŞEHR kelimesi, Kur an-ı Kerim de tam 12 defa geçmektedir.

4 Gün anlamındaki YEVM kelimesi de Kur an ı Kerim de senenin günleri sayısınca tam 365 defa, otuz günlük süreye işaret etmek üzere GÜNLER kelimesi ise, 30 defa geçmektedir. Namaz anlamındaki SALÂT kelimesi 67 defa, ZE- KAT kelimesi de 32 defa olmak üzere Kur an-ı Kerim deki toplamları 99 dur ki, bu Esma-i Hüsna nın sayısıdır. Ayrıca SALAT kelimesi türevleriyle beraber yine 99 defa zikredilmektedir. MAĞFİRET (bağışlama) kelimesi, CEZA kelimesinin tam iki katı biri 234, diğeri 117 kadar zikredilmiştir. Kur an-ı Kerim de daha böyle bir sürü sayı ve tevafuk vardır. Acaba bunların ma düdleri, yani bunlarla sayılan nesneler öyle denk geldiği için mi bu sayılar zikredilmiştir, yoksa bunların bir anahtar rolleri var mıdır? Doğrusu, insanların eylem ve tasarruflarında bu anlamda bir tesadüften söz edilebilir ama, hiç bir işi abes olmayan Allah ın kelamındaki sayıların da rastgele olmayacakları açıktır. Kur an-ı Kerim in her harfinin olduğu gibi, her sayısının ve her tevafuğunun da sonsuz anlamları olmalıdır. Çünkü o Allah ça bir dizindir. Kısaca sayıların da bir dili vardır. Ama bu dilin kuralları bulunmadığından, ondan anlaşılanların şaşmaz doğru kabul edilmesi doğru olmayabilir. Şöyle de diyebiliriz: Bir sayı eğer Allah ın kelamında zikrediliyorsa, onun mutlaka, ma düdünün miktarını bildirmenin ötesinde de manaları vardır. Bu manaları insanlar bazen anlayabilirler ve onlar sayesinde tabiatta tesadüfün bulunmadığını farkeder ve imanlarını artırabilirler. Hatta bunlardan istikbale matuf işaretler de çıkarabilirler. Bazen de anlayamazlar ve anlaşılmasını zamana ve bilimlerin inkişafına bırakırlar. anladıklarının yanlış olma ihtimalleri de olur. Öyleyse, şöyle bir kural koymamız gerekir: a- Kur an-ı Kerim de aslolan, onun kelimelerinin zahir manalarıdır. b- O nun her ifadesi sonsuz işaretlerle doludur. c- Bu sonsuz işarî manalar, zahir manaların anlaşılma ölçüsü değil, aksine zahir manaları, o sonsuz işarî manalarının anlaşılma ölçüsüdür. Bunun anlamı şudur: Kur an-ı Kerim in linguistik, etimolojik, semantik ve gâî manalarını çok iyi bilenler, ya da Hz. Ali nin ifadesiyle, Allah ın kendilerine nâfiz bir akıl verdiği kiseler ondan sonsuz işaretler çıkarabilirler. Ama bütün bunların bir anlam ifade edebilmeleri, Kur an-ı Kerim in zahir manalarıyla çatışmamalarına bağlıdır. Eğer bu yolla istinbat edilen bir mana ya da işaret, onun kesin bir zahir

5 manasıyla zıtlık arzediyorsa orada bir çıkarsama hatası var demektir. Yani bu çelişik durumda iki taraftan birinde kesin hata vardır ve elbette hata haşa Allah ta değil, kuldadır. Çünkü zahirin ölçüleri objektiftir, onun işaretlerinin ölçüleri ise subjektiftir. Öyleyse zahirin onlara ölçü kabul edilmesi gerekir. Çünkü onları test edebileceğimiz bir başka ölçümüz yoktur. Bu gerçeği ve orta yolu kavramayan bazı insanlar, 19 Fitnesi gibi fitnelere kapıldılar ve Kur an-ı Kerim i kendi istinbatlarına değil, kendi istinbatlarını Kur an ı kerim e ölçü görme hatasına düştüler. saptılar ve sapıttılar. Kur an ın ifadesi ile, bu sayı kendiler için bir fitne kılınanlardan oldular. Gerçekten de şu anlamdaki ayet ne kadar manidardır: (Cehennemin) Üzerinde on dokuz (görevli melek) vardır. Biz, Cehennnemin görevlilerini sadece meleklerden yaptık ve onların sayısını küfre düşenler için salt bir fitne (zorlu bir imtihan) kıldık ki, kendilerine kitap verilenler yakinen anlasınlar, müminlerin de imanları artsın, kendilerine kitap verilenlerin ve müminlerin şüphesi kalmasın. Kalbinde nifak olanlar ve küfre girenler de desinler ki, Allah bu örnekle neyi kastediyor? İşte Allah dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğine de hidayet verir. Rabbinin ordularını ancak o bilir. Bu, insanlık için bir öğütten başka bir şey değildir. (74/31) Dikkat edilirse sapmayacak müminler, kitabın zahirine sarılanlar ve onu ölçü alanlardır. Çünkü bu sayıların şu veya bu şekilde ölçü olduklarına, yani ölçü olma biçimlerine dair bir delilimiz yoktur. bunlar isabetli ya da isabetsiz ictihad ve istinbatlardır. İçtihadlar ise zannidir. İmdi zannî ve insan buluşu olan bir delille, Kur an-ı Kerim in mesela bazı ayetlerinin uydurma ve ekleme olduğunu söylemekten büyük sapıklık olabilir mi? Bu insan, kendi istinbatını, tevatürle gelen Allah kelamına tercih etmiş olmaz mı? Bir kısım insanlar da bu hataya yine hata ile tepki gösterdiler ve sayıların hiçbir anlamı olmadığı hatasına düştüler. Oysa bu da sonuçta Kur an-ı Kerim in rastgele dizilmiş bir kitap olduğu anlamına gelir. 19 un, ya da başka sayıların, ma düdlerinin miktarını göstermekten başka manaya gelmiş olmayacaklarını, buna itibar etmenin Bahailer i taklid etmek ve onların tuzaklarına düşmek olduğunu söylediler. Oysa Bahailer in 19 sayısına bağlı bir düzen geliştirmiş olmaları, onun hiçbir şeye işaret etmeyeceğini değil, onların zahire zıt olan batını esas alarak saptıklarını ve küfre düşmüş olduklarını gösterir. Görüldüğü gibi, bu konuda da bütün incelik, şaşmaz bir ölçü kullanabilmektedir. Allah ölçüyü koymuştur ki, ölçmede haksızlık etmeyesiniz. (55/7-8) 10 11

6 İşte, elinizdeki kitabın bu ölçüleri kullanmasını bilen bir müellifin kaleminden çıktığını ve onun Kur an-ı Kerim in gaybî işaretlerinden bir kısmını yakalamayı başardığını düşünüyorum. Tanıyabildiğim kadarıyla bu konudaki ilmi ve daha önemlisi, ahlâkına Kur an-ı Kerim renginin sinmiş olması, onun bu kadarını yapabilmesi için yeterlidir. Bu kitabı okurken tereddüte düştüğüm ve zorlama gibi gördüğüm bir iki nokta olmadı değil. Ancak bunları benim anlamamış olmam mümkün olduğu gibi, müellifin tartışılabilir istinbatları da olabilir. Ama bize göre ölçü doğrudur ve bu çalışma kesinkes anlamayı gerektiren işaretler taşımaktadır. Bu itibarla muhterem Niyazi Beki Beyefendi yi tebrik eder, Kur an deryasından çıkaracağı başka incileri beklerken kitabın faydalı olmasını da Allah tan niyaz ederim. Prof. Dr. Faruk Beşer Bu kitabı, ilk iki üstadım ve küçük yaştan beri namaz hocalarım olan ebeveynime ithaf ediyorum. Rahmana kavuşan ruhları şad, kendilerine cennet kapıları kuşad olsun. Amin! 12

7 Giriş: Ebced Hesabı Nedir? EBCED HESABININ menşei hakkında farklı rivâyetler vardır. İslâm öncesinde 22 harften meydana gelen ve Ebced, Hevvez, Huttî, Kelemen, Sa fas, Kareşet kelimelerinin sayısı olan 6 rakamı gözönünde bulundurularak, Medyen hükümdarlarından altı kişinin adı, İlâhî isimlerin altı anahtarı, hafta günlerinin adı v.s. gibi kesin bilgiyi ifade etmeyen değişik rivayetler sözkonusu edilmiştir. 1 Tâhirü l-mevlevî ye göre, Arap ebcedinin İbranî ve Arâmî alfabesinden alındığına şüphe yoktur. 2 Nitekim Arap edebiyatının ünlü isimlerinden Müberred ve Sîrâfî gibi âlimlere göre de Arap ebcedi, yabancı menşe lidir bk. İbnu n-nedim, el-fihrist, 6; Tâhiru l-mevlevî, Edebiyat Lügatı, 38; Cerrahüğlu, İsmail, Tefsir Usulü, 18; Yakıt, İsmail, Türk- İslâm Kültüründe Ebced Hesabı ve Târih Düşürme, bk. Tâhirü l-mevlevî, a.g.y. 3- bk. a.g.y. 15

8 Ebced düzenini Arap alfabesinin ilk tertibi; harflerin taşıdığı sayı değerlerine dayanan hesap sistemi 4 şeklinde tarif eden Türkiye Diyanet Vakfı tarafından çıkarılan İslâm Ansiklopedisi nin verdiği bilgiler de, bu sistemin, İbrânîce ve Ârâmîce nin de etkisiyle Nabatîce den Arapçaya geçmiş bulunduğu ve Hz. Peygamber (asm) devrinde de olduğu gibi kullanıldığı şeklindedir.5 İbn Aşûr gibi bazı âlimlerin bildirdiğine göre, ebced hesabı, kadim zamandan beri kullanılagelen bir sistemdir. Hz. Davud (as.) un kitabındaki bazı neşideler bu hesabın simgelerini taşıyor. Yine Romalıların bu sistemle rakamlar kullandıkları bilinmektedir. Bu sistemin Araplara, Romalılar veyahut Yahûdiler tarafından geçtiği tahmin edilmektedir.6 Keşfu z-zünûn da, cifir ve ebced ilminin, konunun uzmanları olan mânevî ilimlerde derinleşen simalar için bir çok esrarın anahtarı hükmünde bulunduğu ve Hz. Ali tarikiyle özellikle Ehl-i Beyte tevârüs eden bir ilim olduğu belirtilmiştir. Bu ilmin eski peygamberlerin kitaplarında da yer aldığına dair rivâyetlere işaret eden Çelebi, Bu ilme, ancak âhirzamanda gelecek olan Hz. Mehdî, hak- kıyle vâkıf olur diyen bazı âlimlerin görüşlerine de yer vermiştir.7 Kur an-ı Kerim deki cümleler, kelimeler, harfler siyak ve sibak açısından nazara alındığında, mücessem Kur an olan alemdeki mezkur hikmet ve faydalar, Kur anda daha mühim bir esas olarak nazara arz edecektir. Çünkü kainat mahluktur, Kur an ise ilm-i ilahiden tereşşuh etmiş kelam-ı ezelîdir. Kur an-ı Kerim in 40 vech-i i cazından birisi de gözle görülen ve müşahede edilebilen i caz nakşıdır. Matematiksel olarak izah ve tespiti mümkün olan i caz boyutu da bu 40 vech-i i cazdan biri olarak düşünülebilir. Kitapta kullanılan riyazî makam, matematik değer manasına gelir. Bu iki ifade de ifadenin Ebced değeri anlamında kullanılmıştır. Ebced ile ilgili bu kısa bilgiden sonra, sizleri Namazın Sayısal Mucizeleri kitabı ile başbaşa bırakmadan önce, elinizdeki bu ikinci baskı için Zafer Yayınları adına emek veren Özkan Öze ye ve ilk baskı üzerinden yaptığı tashihler için Zafer Karlı ya teşekkürlerimi bildiririm.. 4- bk.. İslâm Ansiklopedisi, X/ Bk.. a.g.e., a.g.y. 6- bk. ibn Âşûr, Muhammed Tahir el-cezairî, et-tahrir ve t-tenvîr, I/ bk. Kâtib Çelebi, Keşfu z-zünûn, I/

9 Tevafuk Nedir? BU KİTABIN asıl konusu olan, namazın sayısal mucizeleri ne geçmeden önce, sık sık dile getireceğimiz tevafuk kavramı üzerinde kısaca durmakta fayda görmekteyiz. Tevafuk kelimesinin sözlük anlamı, iki veye daha çok şeyin birbirine uygun ve muvafık olmasıdır. Bir rastgelme halidir. Tesadüf ile tevafuk arasında şöyle bir fark gözetilmektedir: Tesadüf, bir rastlantının, bir denk gelmenin, kendi kendine, şuursuzca, hiçbir iradenin altında olmadan gerçekleştiğinin iddia edildiği durumlarda kullanılır. Tevafuk ise, bir kast ve bir iradenin neticesi olarak, şuurlu bir rastlantıyı tarif eder. Kısaca, var olduğu ileri sürülen tesadüfler, kendi kendine olurken, tevafuklar bir ilmin ve iradenin ürünüdür. Kur an daki tevafuklar ise, Allah ın sonsuz ilmini gösteren, bir münasebet zinciri içerisindeki denk düşme, bilinçli bir rastlantı ve iradeye bağlı olduğunu gösteren bir gerçekler silsilesidir. Kur an daki tevafukların pek çok çeşitleri vardır. Bazı âlimler on adetten fazla çeşidinin olduğunu söylemişlerdir. 1 Genel olarak tevafukları, lafzî ve manevî olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür. Kullanılan kelimelerin, âyetin mânâsına uygun bir anlam ifade etmesi; harflerin, âyetin maksadına uygun seçilmesi; âyet numaralarının, mânâsına uygun hakikatler ifade etmesi; âyet, kelime ve harflerin tekrar sayıları ile, mânâları arasında bir münasebetin bulunması; aynı veya ayrı sahifelerin içerisinde yer alan Allah lafza-i celâl gibi, ilk göze çarpan önemli kelimelerin birbirine bakması; yine bir âyet bir cümle veya bir kelimenin anlamı ile ebced değerinin birbirine uygunluk göstermesi gibi tevafukun birçok çeşidini saymak mümkündür. Nitekim bu çalışmamızda değişik tevafuklarla ilgili örnekler görülecektir. 1-Said Nursi, Zülfikar, (Osmanlıca) s

10 Kur an daki Tevafukların İlmî Değeri: Tevafukların, bir kast, bir irade ve bir ilmi gösterdikleri ölçüde bir değer ifade edecekleri açıktır. Kur an da, (kâinatta olmayan) tesâdüfün imkânsız olduğuna inananlar için, bütün tevafukların ilmi bir değer ifade etmesi tabiîdir. Mutezileler in, Batiniler in, Cehmiyeler in vb. yanlış fırkaların dayanakları da çoğu zaman Kur an olduğuna göre, elbette ölçüsüz bir şeyler aramak ve el yordamı ile hareket etmek yanlıştır. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki, bir hakikatı yanlış değerlendirenlere küsüp de gerçeği inkar etmek akıl kârı değildir. Mesela; bir kimse, bir hadis-i şerife yanlış bir mânâ verse, hadisi inkar mı, yoksa hadisin asıl mânâsını göstererek onun haysiyetini ve şerefini korumak mı gerekir? Elbette bu sorunun cevabı müsbettir. Aksi takdirde, hadislerde uyulması emredilen ümmetin büyük ekseriyetini teşkil eden ve Sevad-ı azam denilen Ehl-i sünnetin, inzivaya çekilip, meydanı ehl-i bid ate bırakması lazım gelir. Bu ise, hakikate terstir. Bazıları da hak bildikleri bir takım gerçeklerin ehliyetsiz ve yanlış bir yolda gidenlerin elinde gördükleri için onu inkar etmekte bir beis görmezler. Bu davranış, Hz. Ali nin meşhur tavsiyeleri arasında yer alan Önce hakkı tanıyın, sonra insanları hak ölçüsüne göre tanımaya çalışın tavsiyesine aykırıdır. Bediüzzaman ın da belirttiği gibi, eğer bir tevafuk, değişik yönlerden bir hadiseye baksa, ona uygun düşse, makam ve mânâya münasip olsa, böyle bir tevafuk işaret derecesine çıkar. Böyle durumlarda Bu tevafukla şu ayet, şu hâdiseye işaret ediyor denilebilir. 2 Yine, bir ifadenin içerisinde yer alan kelimelerin diziliş şekilleri ve harfleri, o ifadenin anlamına ne kadar yakın olsa, ne kadar münasebet iplikleriyle bir örgü kurabilse, o ifadenin ulvileşmesine o ölçüde katkı sağlar. Bu husus, belağat ilminin önemli bir kaidesidir. 3 İşte, Kur an ın kelime ve harflerinde değişik şekilde görülen ve doğru olarak gösterilebilen tevafuklar, bir belağat ve edebî sanat ifade ettikleri gibi, aynı zamanda gaybî haberler veren birer işaret lambaları görevini görürler. Şu var ki, dikkatsizler, bu manevî trafik lambalarını görmeden geçebilecekleri gibi, manevî kazalara da sebebiyet verebilirler. Allah tan bu gibi manevî ifrat ve tefrit kazalarından bizi korumasını dilerim. 4 Bediüzzaman ın da ifade ettiği gibi, Kur an-ı Kerim in 2- age., agy. 3- Said Nursi, Muhakemat, s Krş: Said Nursi, Zülfikar, (Osmanlıca) s , 20 21

11 pek çok açıdan mucizevî yönleri olduğu gibi, kelimelerinde, cümlelerinde ve nazmında da birçok harikalar vardır. Madem ki Kur an ın âyet ve kelimelerinin gösterdiği hakikatlerde mucize izleri vardır, elbette o âyet ve kelimeleri teşkil eden harflerinde de onun mucizevî işaretleri olacaktır. Kudret sıfatının kelimeleri olan moleküller ve harfleri olan atomlar, Allah ın birliğini ve sonsuz kudretinin mucizelerini gösterdiği gibi, elbette kelam sıfatından gelen Kur an ın molekülleri hükmünde olan kelimeleri ve atomlar hükmünde olan harfleri de çok mânidar i caz işaretlerini göstereceklerdir. 5 Çünkü Kur an her şeyi kuşatan bir ilimden geldiği için, ifadesinden anlaşılabilen bütün mânâlar kastedilmiş olabilir. İnsanların cüz i ve dar havsalalarından çıkan ifadeleriyle kıyaslanamaz. Müfessirlerin binler hakikatları ifade eden tefsirleri bunun delilidir. Bununla beraber onların açıklayamadıkları Kur an ın daha pek çok hakikatları, özellikle, harflerinde ve sarih mânâsından başka işari mânâsında pek çok önemli ilimler vardır. 6 Allah ın, sonsuz ilmiyle her şeyi nasıl kuşattığını ve her şeyi nasıl bir bir saydığını gösteren tevafuk tablolarını ve kelimelerin aritmetik değerlerinin Kur an nazarındaki 5- B.Said Nursi, 29. Mektubun ikinci makamı (basılmamış),varak, B. Said Nursi, Zülfikar (Osmanlıca), s.533 değerini anlamak için Kur an ın kendisine bakmak yeterlidir. Şimdi konuyu açacak bir- iki misâl verelim: a-abdullah İbn Mesud şöyle diyor: Besmelenin harfleri, cehennem zebanilerinin sayısı kadar olup 19 tanedir. Dolayısıyle, bu 19 zebaniden kurtulmak isteyen, 19 harfli Besmeleyi okusun. Bunu okuyan kimse için Allah, bu harflerden her birisini, bir zebaniye karşı bir zırh yapar. Cehennem meleklerinin kendileri de bütün işlerini Besmele çekerek yaparlar. Bütün güçlerini de besmeleden alırlar. 7 Görüldüğü gibi, İbn Mesud, sayısal bir tevafuk tablosuna göre bir tefsir yapmıştır. Aslında bu çeşit tefsirler, merfu olarak, yani Hz. Peygamber (asm.) den öğrenilerek yapılır. Çünkü, gaybî bir mesele olan zebanilerin durumunu ve Besmele ile bilgilerini başka şekilde kesin olarak bilmek imkânsızdır. b- İbn Atiyye ve Savi gibi müfessirlerin anlattığına göre: Kadir Suresi nde Ramazan ayının günleri sayısı kadar; 30 adet kelime yer almıştır. Bu kelimelerden Kadir Gecesi ne ait bir zamir olan Hiye o edatının, surenin 27. kelimesi olarak zikredilmesi, Kadir Gecesi nin Ramaza- 7- Kurtubi, 1/

12 nın 27. gecesinde olacağına bir işaret sayılmıştır. 8 Bazı alimlere göre Kadir Gecesi anlamındaki Leyletü l-kadr terkibinin 9 harfi vardır ve bu terkip surede üç defa tekrarlanmıştır. 3x9=27 yapar. Bu tevafuk da Kadir Gecesi nin, Ramazanın 27. gecesinde olduğunu gösterir. 9 c- Cemaatle namaz kılan bir kimse, rükûdan kalkınca, seslice Rabbena ve leke l-hamd. Hamden kesiren tayyiben mübareken fih duasını okumuştur. Hz. Peygamber (asm.) namazdan sonra o duayı kim okudu, otuz küsur meleğin onu ilk yazmak için birbiriyle yarıştıklarını gördüm buyurmuştur. 10 Alimler, söz konusu duanın harflerinin de otuz küsur olduğunu gözönünde bulundurarak, duanın harfleriyle, meleklerin sayısı arasında sayısal bir orantının varlığından söz etmişlerdir. İbn Atiyye, bu çeşit tevafukların ifadelerin lafzından doğrudan anlaşılan ilimler gibi kuvvetli olmamakla beraber, işarî tefsir açısından çok güzel tesbitler olduğunu söylemiştir. 11 d- Bilindiği gibi, Hz. Muhammed (asm.) 611 tarihin- 8- age.,agy.; Savi (Celaleynle birlikte), 4/ Savi Tefsiri, a.g.y. 10- Kurtubi, 1/ age., agy. de peygamber olarak gönderilmiştir. Bunu ilan eden ayet Kur an da iki yerde zikredilmiştir: 1- Bakara suresinin 252. ayeti Şüphesiz Sen gönderilmiş peygamberlerdensin. 2- Yâ-Sin suresinin üçüncü ayeti Şüphesiz Sen gönderilmiş peygamberlerdensin. Bu cümlenin harf sayısı (okunmayan vasıl hemzesi hariç) 13 tür. 13 harften meydana gelen bu cümlenin ebced değeri ise, 13 ün 47 katı olan 611 dir. Âyetin matematik değeri, anlamını teyit etmekte ve O nun peygamber olduğu miladî tarihi vermektedir. e- Abese Suresi nin ilk iki ayetinin mealleri şöyledir: A mânın kendisine gelmesinden ötürü yüzünü ekşitti ve geri döndü. İşte bu üslupta bir harikalık vardır. Çünkü cümlede kullanılan Abese fiili malum olmasına rağmen faili zikredilmemiştir. Bu üslup alışageldiğimiz ifade tarzlarının dışındadır. Ancak Kur an-ı Hakim burada mucize bir belgeyi göstermiştir. Şöyle ki; açıktan zikredilmeyen cümlenin faili, bizzat Abese (Yüzünü ekşitti) fiilinin ebced değerinin içerisindedir. Evet bu kelimenin ebced değeri 132 olup Muhammed isminin karşılığıdır. Yine kendisinden yüz çevrilmiş adamın da ismi verilmemiş ancak, onu da, el

13 A ma kelimesinin ebced değerinde şifrelemiştir. Evet bu kelimenin ebced değeri 143 tür. Söz konusu adamın ismi olan Abdullah ın ebced değeri de 143 tür. Bu makamda görülen bu tevafukları kör tesadüf rüzgârlarına havale edenler, ciddi bir yanılgı içerisindedirler. f- Kur an da Hz. Peygamber (asm.) e hitaben, Eğer seni vefat ettirirsek.. cümlesi üç defa zikredilmiştir. Bunlardan birincisi Yunus Suresi nin 46. âyetinde geçmiştir. Ayetin meali Eğer onları tehdit ettiğimiz (azabın) bir kısmını sana (dünyada iken) gösterirsek (ne a lâ); yok (onu göstermeden) eğer seni vefat ettirirsek nihayet onların dönüşü de bizedir. (O zaman onlara neler olacağını göreceksin.) Sonra Allah onların yapmakta olduklarına da şahittir. Ayette azabın bir kısmının Hz. Peygamber (asm.) e gösterilebileceği hususu vurgulanmıştır. Mekke de inen bu surede belirtilen azabın bir kısmı Bedir Savaşı nda gerçekleşmiş ve Hz. Peygamber (asm.) e gösterilmiştir. Âyette ifade edilen Hz. Peygamber (asm.) in vefat haberi de çok harika bir tarzda ihbar-ı gaybî nevinden söz konusu yapılmıştır. Şöyle ki: Eğer seni vefat ettirirsek cümlesinin geçtiği üç sure ve ayet numaraları da Hz. Peygamber (asm.) in ömrü olan 63 ü gösteriyor. Âyet ve sure numaraları şöyledir: Yunus 10 /46 Ra d 13/40 Ğafir 40/77. Buna göre, ayet numaralarının toplamı: 163 tür. Sure numaralarının toplamı ise, 63 tür. Eğer seni vefat ettirirsek cümlesinin harfleri 9 dur. 63 sayısı 9 un 7 katıdır. Vefatı haber veren bu cümlenin harfleriyle beraber ebced değeri 632 dir. Bu da Hz. Peygamber (asm.) in Miladi vefat tarihidir. İşte tevafuk penceresinden gaybî haberlerin birkaçının göz önündeki görüntüsü! 26 27

14 Fatiha Suresi ve 7 Rakamı FATİHA SURESİ NİN nüzul sırası, 5 tir. 5 vakit namazda okunması şarttır. İlk kelimesi... nun harf sayısı, 5 tir. Kur an da bu kelime ile başlayan surelerin sayısı da 5 tir. Âlimler Allah a hamd etmeyi ifade eden bu kelimenin tekrar sayısını küllî ve umumî mânâda nimetlerin çeşitleriyle orantılı olarak değerlendirmişlerdir. Bu âlimlere göre surelerin başlarında tekrarlanan hamdlerin sayısı genel olarak nimetlerin sayısı ile tevafuk etmektedir. Çünkü, saymakla bitmeyen Allah ın insanlara bakan nimetleri, genel olarak beş kısımda mütalaa etmek mümkündür: 1-İnsanların ilk yaratılış nimeti, 2- Yaratıldıktan sonra dünya hayatında geçici de olsa bir nevi bekaya mazhar olması, 3- Ölümden sonraki ikinci yaratılış, 4- İkinci hayat olan ahiret memleketinde ebcedi olarak bekaya mazhar kılınması, 5- Gerek dünya ve gerek ahiret hayatının saadetini temin eden Allah ın hidayet nuruna mazhar olması. Buna göre Fatiha Suresi, Allah ın maddî ve manevî bütün nimetlerini gözler önüne seren Kur an ın bir giriş bölümü olduğu için hamd ile başlamıştır. En am Suresi nde ilk yaratılışa dikkat çekildiği, Kehf Suresi nde dünyadaki bekaya mazhariyetten söz edildiği, Sebe Suresi nde ikinci yaratılış söz konusu yapıldığı, Fatır Suresi nde de, ahiret hayatındaki beka konusu işlendiği için hamd ile başlamışlardır. 12 Bu kadar tevafukların hem de çok güzel mânâlar ihtiva eden tevafukların tesadüfe havalesi imkânsız olduğuna göre, Kur an, tevafukları çok ince hesaplarla gözönünde bulundurmuş denilebilir. Fatiha nın bir adı el-kur anu l-azîm dir. Bu terkibin eb- 12- Krş. Haşiyetu ş- Şihab ala Sureti l-enam,4/2; Said Nursi, İşaratü'l-İcaz (Arapça), s

15 ced değeri ile harflerinin toplamı: 85x17=1445 dir. Bu tevafuk, bu surenin hadis-i kudside Salât olarak ifade edilmesine uygundur. Çünkü, çarpanlardan 85 rakamı, beş vakit namazın sayısının, namazın rek at sayısı olan 17 ile çarpımıdır. 17 ise, namazın rek at sayısıdır. Seb u l-mesânî (Tekrarlanan Yedi) Bilindiği gibi, Kur an-ı Kerim, Fatiha Suresi ni Seb u l- Mesânî olarak adlandırmıştır. Konu ile ilgili Hicr Surenin 87. ayetinin meâli şöyledir: Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi ayeti ve Yüce Kur an ı verdik. Yedi ayet ten bahseden Hicr Suresi nden önce 14 sure geçmiştir. (14=2x7) Yedi ayet tabirinin geçtiği ayet numarası, 87 dir. Son rakamı 7'dir. Bu ayetin harf sayısı 35 tir. (35=5x7) Bu ayetin kelime sayısı bir cihette 7 dir. Ayetin yedi anlamındaki Seb an kelimesine kadarki harf sayısı: 14 dür. (14=2x7) Yedi anlamındaki Seb an kelimesinin ebced değeri (tenvin elif sayılır) 133 dür. (133=19x7) Eğer tenvin geçişte olduğu gibi, nun sayılsa, bu takdirde ebced değeri 182 dir. (182=26x7) Bu ayetin Kur an daki sıra numarası 1889 olup, yine bir farkla, 270x7 dir. Bu ayetten sonra Kur an da 4347 ayet vardır. 4347=621x7 dir. Hz. Peygamber (asm.) den rivayet edilen bir hadis-i şerife göre, bu yedi ayet, namazların her rek atında tekrarlanan Fatiha Suresi dir. İmam Ahmed in Müsned inde rivayet ettiğine göre, Übeyy bin Ka b, Fatiha Suresi ni Hz. Peygamber (asm.) e okumuş, bunun üzerine Rasulullah (asm.) şöyle buyurmuştur: Nefsim kudret elinde tutan Allah a yemin olsun ki, okuduğunun bir benzeri ne Tevrat ta, ne İncil de, ne de Zebûr da ve ne de Kur an da indirilmiştir. O Seb u l-mesânî (tekrarlanan yedi ayet) ve bana indirilen yüce Kur an dır. 13 Bu hadis-i şerif, adı geçen Hicr Suresi ndeki ayete işaret etmektedir. Buhâri nin rivayet ettiği bir hadiste de, Hz. Peygamber 13- İmam Ahmed, Müsned, 4/211,

16 (asm.), Said b. el-mualla ya hitaben şöyle buyurmuştur: Sana öyle bir sure öğreteceğim ki o, Kur an daki surelerin en büyüğüdür; el-hamdu lillahi Rabbi l-alemin diye başlayan Fatiha suresidir. O, Seb u l-mesani ve bana verilen Yüce Kur an dır. 14 Görüldüğü gibi, Kur'an bu sureye Tekrarlanan Yedili anlamında Seb'u'l-Mesanî adını vermiştir. Kur'an'ın burada dikkat çektiği iki husus vardır: 7 sayısı ve tekrar kavramı. Şimdi Fatiha Suresi nde bu iki hususun nasıl gerçekleştiğini hep birlikte görelim: Fatiha Suresi nin ayet sayısı 7 dir. Surede kullanmadığı hece harflerinin sayısı (Peltek s, c, hı, z, ş, zı, f ) 7 dir. Kullanılmayan 7 harfin ebced değeri, 7 nin tam katı değildir! 2390 dır. (2390=341x7+3) Kullanılan hece harflerinin sayısı 21 dir. (elif, b, t, he, d, zel, r, s, sad, dad, tı, ayın, ğ, kaf, k, l, m, n, h, v, y) (21=3x7) Bu 21 harfin ebced değeri, 3605 dir. (3605=515x7) 14- Buhârî, Fezailü'l-Kur an,9; Tirmizi, Sevabü l-kur'an, aynı zamanda 5x721 dir. 5 sayısı sûrenin nüzul sırasına, 721 sayısı kullanılmayan ve kullanılan hece harflerine (7 ve 21) uygundur. 15 Şeddeleri 14 dür. (14 =2x7) İlk ayet Besmele nin ilk kelimesi Bismillah ın ebced değeri 168 dir. (168=24x7) Besmele dışındaki ilk ayetin ebced değeri 581 dir. (581 =83x7) ayet 56 kelime ve harften meydana gelmiştir. (56=8x7) 7. ayetin ilk cümlesinin ebced değeri 1806 dır. (1806 =258x7). Ve bu yedinci ayet: Kendilerine nimetler verdiğin kullarının yoluna ilet. Gazabına uğramış, yahut sapmış olanların yoluna değil. 15- Ne harika incelik ve ince bir hesap! Kullanılmayan 7 harfin ebced değeri 7'nin katı değilken, kullanılan harfler, 7'nin üç katı olan 21 adettir. Bu harflerin ebced değeri ise, 7 nin katıdır! 16- Bir harika bir tevafuk daha! 83 sayısı Cemil isminin ebced değeridir. Bu rakamı gösteren ayet Allah a hamd etmekten bahsediyor. Hamd ise Cemil in yaptığı cemale karşı bir şükürdür. Ayrıca bu sûrenin okunduğu beş vakit namazın adı olan Salat-salavat kelimelerinin Kur an daki tekrar sayısı da 83 tür

17 Allah yolunu gösteriyor. Yanlış yolları tıkıyor. Ayetin ebced değeri ise, Allah diyor ve 7 rakamını gösteriyor! Çünkü, Fatiha Suresi 7 ayettir ve bu ayet 7. ayettir. Bir başka harika tevafuk da şudur: Ebced değeri 66 olan Allah a hitaben Sadece sana kulluk ederiz cümlesinde yer alan ve Allah a ait bir zamir olan şeddesi dahil Sana anlamındaki İyyake kelimesinin son harfi ve Sen anlamındaki k zamiri, surenin 66. harfidir. Bu tevafukla bu zamirin Allah a ait olduğu gözler önüne serilmiştir. Fatiha Suresi nin harfleri (Allah ve Rahman isimlerinin medleri dahil) 147=21x7 dir. Kelimelerin sayısı ise, 35=5x7 dir. Harf ve kelimelerin toplam sayısı: 182=26x7 dir. Kur an ın Fatiha ya verdiği isim olan Seb an in ebced değeri de 182 dir. Buraya kadar olan kısımda, Fatiha Suresi nin 7 rakamı ile olan mucizevî tevafuklarını gördünüz. Şimdi tekrarlanması ile ilgili örneklere geçebiliriz. Mesanî (tekrarlanan) üzerine Fatiha suresi, biri Mekke de, biri Medine de olmak üzere iki defa nazil olmuştur. Günde beş vakit namazda sadece farzlarda 17 defa tekrarlanır. Fatiha da 7 kelime ikişer kullanılarak Mesani anlamı çok güzel bir şekilde gösterilmiştir. İkişer defa tekrarlanan kelimeler: Allah, Rahman, Rahim, İyyake, Sırât, Vav (atıf edâtı) ve Aleyhim. Bu tekrarlanan 7 kelimenin harf sayısı (Allah ve Rahman medleri sayılır): 63 tür. Bu sayı Hz. Peygamber (asm.) in ömrüne uygun olduğu gibi, bu sûrede kullanılan 21 hece harfinin de 3 katıdır. (63=9x7) Fatiha da ebced değeri 7 yi gösteren iki harf kullanılmıştır: Ayın, Zel. Bunlardan ebced değeri 70 olan ayın harfi 6 defa; ebced değeri 700 olan Zel harfi ise, bir defa kullanılmıştır. Böylece toplam ebced değeri 707 olan bu iki kelime, toplam olarak 7 defa kullanılmıştır. Bu iki harfin geçtiği ayet numaralarının toplamı da 7 yi gösteriyor. Şöyle ki; Ayın lar üçe bölünmüş ilk üç tanesi, iki ve beş numaralı ayette geçmiştir. 2+5=7. Diğer 3 ayn ile birlikte zel harfi de, 7 numaralı ayette geçmiştir

18 Fatiha nın ayet sayısı da, Kur an da bir kez daha Mesâni (tekrarlanan) sırrını göstermiştir. Evet, bütün Kur an da 7 ayetli sure iki tanedir: Fatiha ve Mâûn. Fatiha suresinin bir adı Salat (Namaz) dır. Kur an da Salat kelimesinin en son geçtiği sûre Mâûn Suresi dir! Fatiha nın nüzûl sırası 5 vakit namaza uygun olup 5 dir. Mâûn Suresi nin nüzul sırası ise, farz namazların rek at sayısına uygun olup 17 dir. Bu iki sûre arasında tam 105 sûre yerleşmiştir ki, bu sayı: 15x7 dir. Bunlar da bir nevi Mesâni sırrıdır. Fatiha nın başında bulunan el-hamdu lillah cümlesi, Fatiha ile birlikte şu 5 sûrenin daha başında geçmiştir: Fatiha (1/2) En âm( 6/1) Kehf (18/1) Sebe (34/1) Fatır (35/1) el-hamdu... kelimesinin harfleri 5 tir. İlk defa başında kullanıldığı sûrenin (Fatiha) nüzul sırası 5 tir. Ve 5 vakit namazda okunması gereklidir. Son geçtiği surenin tertip sırası (5x7=)35 dir. Tekrar sayısı 5; sûre numaralarının toplamı 94; âyet numaralarının toplamı 6, toplam: 105(=15x7) dir. Bütün Kur an da ayetleri 7 sayısını gösteren surelerin isimleri ve ayetlerinin sayısı şöyledir: Fatiha 1/7, Meryem 19/98, Enbiya 21/112, Furkan 25/77, Saffat 37/182, Ahkaf 46/35, Tûr 52/49, Saf 61/14, Nuh 71/28, Cin 72/28, Müddessir 74/56, Abese 80/42, Leyl 92/21, Mâûn 107/7 Görüldüğü gibi, ayetleri 7 yi gösteren sûrelerin sayısı, (2x7)14 tür. Bu sistemde ilk sûre ile son sûrenin ayet sayısı tam 7 dir. Yani ilk ve son sûreleri âyet sayısı ile, 7 yi gösteren sûrelerin sayısı aynıdır. Aynı zamanda bir çift halinde tekrarlanma (Mesânî) da söz konusudur. Sûrelerin tertip numaraları: 758 Bu sûrelerin ayet sayısı ise: 756 (108x7) dir