YEM AMACLI KULLANILMAK İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON863xMON810xNK603 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "YEM AMACLI KULLANILMAK İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON863xMON810xNK603 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU"

Transkript

1 YEM AMACLI KULLANILMAK İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON863xMON810xNK603 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU RAPORUN HAZIRLANIŞ GEREKÇESİ VE DAYANAKLARI: Bu rapor, genetik olarak değiştirilmiş MON863xMON810xNK603 kodlu mısır çeşidi ve ürünlerinin (MON863xMON810xNK603 den oluşan, içeren veya üretilen ürünler) yem amaçlı kullanımı için, 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu ve ilgili yönetmelik uyarınca Biyogüvenlik Kurulunun tarih ve 6 nolu toplantı kararı ile oluşturulan ve bu doğrultuda görevlendirilen Bilimsel Risk Değerlendirme Komitesi tarafından hazırlanmıştır. Raporun hazırlanmasında, Biyogüvenlik Kanunu ve kanunun uygulanması ile ilgili yönetmelikler, Rio Bildirgesi, Cartagena Biyogüvenlik Protokolu ve ilgili AB direktifleri gibi ulusal ve uluslararası düzenlemeler dikkate alınmıştır. Rapor hazırlanırken MON863xMON810xNK603mısır çeşidi ile ilgili ithalatçı firma tarafından dosyada sunulan belgeler, risk değerlendirmesi yapan muhtelif kuruluşların (EFSA, WHO, FAO, FDA, OECD) görüşleri ve bilimsel araştırmaların sonuçları ile farklı ülkelerde üretim ve tüketim durumları göz önünde bulundurulmuştur. İTHALATÇI KURULUŞLAR: Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Derneği İktisadi İşletmesi, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği İktisadi İşletmesi (BESD-BİR), Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUM-BİR) ÇEŞİDİ ÜRETEN KURULUŞ: Monsanto Company 800 N. Lindbergh Boulevard, St.Louis, Missouri USA ÇEŞİDİN GELİŞTİRİLME AMACI VE ÜRETİMİ: MON863xMON810xNK603 mısır çeşidi, Monsanto firması tarafından 3 farklı transgenik mısır çeşidinin klasik ıslah yöntemiyle melezlenmesi sonrası elde edilmiştir. Çeşit içinde yer alan MON863 Bacillus thuringiensis bakterisinden kın kanatlılardan mısır kök kurtlarına (Diabrotica spp.) insektisit özelliliğindeki cry3bb1, MON810 Bacillus thuringiensis bakterisinden Lepidoptera takımından zararlı mısır kurdu (Ostrinia nubilalis) ve mısır koçan kurdu (Sesamia spp.) na etkili cry1ab, NK603 den de glifosat herbisitine toleransı sağlayan CP4 epsps genlerini taşımaktadır. Adı geçen 3 farklı çeşit mümkün olabilen 3 kombinasyon içinde (MON863xMON810, MON810xNK603, MON863xNK603) şeklinde ikili melezlenmesi sonucu oluşan hatlar( çift melez döller)birbirleriyle melezlenerek MON863xMON810xNK603 mısır çeşidi elde edilmiştir. MON863xMON810xNK603 mısır çeşidini oluşturan ebeveynlerle ilgili veriler her bir çeşit ile ilgili olarak hazırlanan raporlarda ayrıntılı olarak verilmiştir. RİSK ANALİZİ VE DEĞERLENDİRMESİ: MON863xMON810xNK603 transgenik mısır çeşidi ve ürünlerine ait bilimsel risk analiz ve değerlendirmesi, bu çeşidin geliştirilmesinde kullanılan gen aktarım yöntemi, aktarılan genin moleküler karakterizasyonu ve ürettiği protein, besin değeri, olası alerjik, toksik etkileri ve çevreye gen kaçışı ile oluşabilecek riskler dikkate alınarak yapılmıştır. MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 1/17

2 Bu çeşitle ilgili bilimsel risk değerlendirilmesi yapılırken, çeşitle ilgili ithalatçı firma/firmalar tarafından başvuru dosyalarında sunulan belgeler, risk değerlendirilmesi yapan kuruluşların (EFSA, WHO, FAO, FDA) raporları ve bilimsel araştırmaların sonuçları (alerjik ve toksik etki analizleri, genetik değişimin kararlılığı, morfolojik ve agronomik özellikler, hedef dışı organizmalara etkisi vb.) ile farklı ülkelerde üretim ve tüketim durumları göz önünde bulundurulmuştur. MON863xMON810xNK603 mısır çeşidi ile yapılan hayvan besleme çalışmaları da incelenerek bu transgenik çeşidin yem olarak kullanımı sonucu ortaya çıkabilecek riskler değerlendirilmiştir. Ayrıca bu çeşide ait tohumların kaza ile doğaya yayılarak yetişmesi halinde ortaya çıkabilecek tarımsal ve çevresel riskler de dikkate alınmıştır. 1. Moleküler Karakterizasyon 1.1. Aktarılan genleri taşıyan vektörlerin yapısı ve gen aktarım yöntemi MON863xMON810xNK603 transgenik mısır çeşidi, genetik olarak değiştirilmiş YieldGard Rootworm mısır (MON 863), YieldGard Corn Borer mısır (MON810) ve Roundup Ready mısır (NK603) çeşitlerindeki özelliklerinin klasik ıslahı ile birleştirilmesi sonucu Monsanto firması tarafından oluşturulmuştur. Bu çeşidin oluşturulmasında ilave bir genetik modifikasyon yapılmamıştır. MON863 mısır çeşidi, bazı kınkanatlı böcek zararlılarına (corn rootworm; Diabrotica spp.) karşı koruma sağlayan, yaban tipi cry3bb1 geninden değiştirilerek oluşturulan cry3bb1 genini içermektedir. Gen B. thuringiensis subsp. kumamotoensis bakterisinden alınmış ve PV-ZMIR13 plazmit vektörü içinde yapılandırılmıştır. MON863 çeşidine gen aktarımı partikül bombardımanı ile yapılmıştır. MON863 çeşidinde bulunan diğer gen aminoglikozit grubu antibiyotikleri (kanamisin ve diğerleri) fosforilasyon ile inaktive edererek direnç sağlayan ve seçici markör olarak kullanılan nptii (neomisin fosfotransferaz type II)genidir ve Escherichia coli Tn5 transpozonundan aktarılmıştır (EFSA 2004a). Yapılan bioinformatik analizler aktarılan DNA parçası ve bitki DNA arasında her iki 5 ve 3 ucunda mitokondrial DNA nın varlığını göstermiştir. EFSA (2005) raporuna göre kromozomal bitki genomunda organel ile ilgili DNA nın mevcut olduğunu yada transformasyon sırasında geçtiğini bunun da doğal bir olay olduğunu bildirmektedir. Bu DNA ile ilgli anlamlı diziler (ORF-open reading frame) analiz edilmiş ve oluşacak peptidin bilinen alerjen, toksin veya diğer proteinlerle bir homoloji oluşturmadığı bu nedenle de sağlık açısından bir sorun yaratmayacağı kanısına varılmıştır (EFSA, 2005). MON810 çeşidinde bulunan cry1ab geni, Lepidoptera takımı böceklere karşı toksik etkilidir ve gram pozitif özellikte adı geçen zararlılara etkili olan B. thuringiensis subsp. kurstaki bakterisinden alınarak, PV-ZMBK07 plazmit vektöründe yapılandırılmıştır. Bu transgenik çeşidin oluşturulmasında partikül bombardımanı kullanılmıştır. Söz konusu cry1ab proteininin böcek öldürücü etkisinin, mısır ekimi çok fazla yapılan ABD de Lepidoptera takımından farklı böceklere (Ostrinia nubilalis, Diatraea grandiosella, Diatraea crambidoides, Diatraea saccharalis, Helicoverpa zea, Spodoptera frugiperda, ve Papaipema nebris) karşı da etkili olduğu bilinmektedir (EFSA 2003a, 2005). NK603 çeşidi, PV-ZMGT32 plazmidinin MluI enzimi ile kesimi sonrası jelden izole edilen ve Agrobacterium CP4 suşunun (cp4 epsps) epsp geni içeren parçasının mısıra partikül bombardımanı ile aktarımı sonucu oluşturulmuştur. Gen Glifosat herbisitine karşı toleranslığı sağlamaktadır. NK603 çeşidinde aktarılan cp4 epsps geni yanısıra kloroplast DNA sına ait bir parçacığın varlığı da saptanmıştır. Ancak EFSA (2005) raporunda bu kloroplasta ait DNA nın varlığının yeni bir özellik katmayacağı ve güvenlik açısından sorun yaratmayacağını belirtmiştir. Yapılan bioinformatik analizler sonrası aktarılan gen parçasının bilinen toksik ve alerjener ile homoloji oluşturmadığı ifade edilmiştir (EFSA, 2005). MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 2/17

3 1.2. Aktarılan genlerin moleküler yapı, ekspresyonu ve kararlılık analizleri MON863xMON810xNK603 mısır çeşidi ile yapılan Southern blot analizleri, aktarılan ilgili genlerin tek bir çeşitte toplandığını doğrulamıştır. MON863 çeşidine ait yabancı genin varlığı, EcoRV enzim kesimi sonrası yapılan hibritlemede cry3bb1 probunun kullanımı sonucu 10 kb lik bir parçanın belirlenmesi ile doğrulanmıştır. MON810 çeşidinden aktarılan yabancı genin varlığı ise EcoRI ve NcoI kesimi sonrası yapılan hibritlemede cry1ab probunun kullanımı sonucu 2.8 kb lik bir parçanın belirlenmesi ile doğrulanmıştır. NK603 ye ait yabancı bölgenin varlığı ise EcoRV enzim kesimi sonrası yapılan hibritlemede ctp2-cp4-epsps probu kullanımı sonucu 2.8kb ve 3.8kb lik parçaların belirlenmesi ile doğrulanmıştır. İlgili özelliklerin varlığının nesillerde korunması ile ilgili yapılan çalışmalar, yabancı genlerin ilgili transgenik mısır çeşidinde kararlı bir şekilde korunduğunu göstermiştir. MON863xMON810xNK603 mısır çeşidine ait tohumlarda bulunan cry3bb1, cry1ab ve cp4 epsps protein seviyeleri immünokimyasal analizler ile belirlenmiş, MON863, MON810 ve NK603 çeşitlerinde bulunan protein seviyeleri ile benzer olduğu bildirilmiştir. (MON863xMON810xNK603 mısır çeşidinde nptii protein miktarının tespit edilebilir seviyede olmadığı belirlenmiştir.) EFSA raporunda ise cry3bb1, cry1ab, cp4 epsps ve nptii proteinleri ile ilgili değerlendirmelerin daha önceki çalışmalarda, ilgili çeşitlerde ayrı ayrı yapılmış ve olumlu görüşler belirtilmiştir (EFSA, 2005). MON863xMON810xNK603 mısır çeşidi üç farklı transgenik mısır çeşidinin klasik olarak hibritlenmesi ile oluşturulmuş ve her çeşide ait olan yabancı gen MON863xMON810xNK603 F1 mısır hibrit tohumlarında gözlenmiştir. Aktarımı yapılan yabancı genler Mendel kurallarına uygun olarak, tek dominant gen olarak aktarılmıştır ve bu Southern blot analizi ile doğrulanmıştır (CERA,2011). MON863xMON810xNK603 çeşidinde ve ebeveyn mısırlardaki (MON863, MON810 ve NK 603) proteinlerin ifade düzeyleri (cry3bb1, cry1ab, cp4 epsps ve nptii) tarla denemeleri yapılarak elde edilen tanelerde araştırılmış nptii dışında diğer proteinlerin düzeyinin değişmeden kaldığı ancak nptii nin MON863xMON810xNK603 ve MON863 de tesbit edilemeyecek düzeyde olduğu bildirilmiştir (EFSA, 2005). 2. Kimyasal Bileşim ve Tarımsal Özelliklerin Risk Analizi 2.1. Kimyasal bileşim analizi MON863 Tarla denemelerinde elde edilen MON 863 mısır, transgenik olmayan mısır (MON 846) ve ticari mısır melezlerinin tane ve hasılında kimyasal analizler gerçekleştirilmiştir. Karşılaştırmalarda, MON 863 mısır ve kontrolü arasında palmitik asit düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmiştir. Ancak bu farklılık, doğal biyolojik değişim sınırları içinde kalmıştır (EFSA, 2004a; George ve ark., 2004). MON810 MON810 mısırın yapılan tarla denemeleri sonucu elde edilen mısır tanelerinde besin madde analizlerinden 8 amino asit, ham selüloz, kalsiyum ve β-tokoferol seviyeleri kontrol mısıra (MON818) göre MON810 mısırda anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Ancak, bazı bileşenlerin konsantrasyonları MON810 mısır ve kontrol mısır hattı için, literatürde bildirilen aralıklar içinde bulunurken, histidin ve sistin düzeyi (MON810 mısır ve kontrolü) literatürde bildirilenlere göre daha yüksek, kalsiyum düzeyleri ise literatürde rapor edilen seviyelerin altında saptanmıştır (EFSA, 2009). Farklı bölgelerde ve farklı yıllarda yapılan tarla denemelerinde elde edilen MON810 mısırın besin madde analizlerinde, kontrol (MON820) mısır tanelerine göre nem ve palmitik asit içeriği artarken, metiyonin ve triptofan düzeyleri azalmıştır. Hasıl mısırda ise ham protein düzeyinde artış gözlenmiştir. Sonuç olarak, MON810 mısır, genetiği değiştirilmemiş eşdeğerleri ve geleneksel mısır çeşitleriyle karşılaştırıldığında benzer kompozisyonda olduğu ifade edilmiştir (EFSA, 2009). MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 3/17

4 NK603 Değişik dönemlerde yapılan tarla denemelerinden elde edilen NK603 mısır ve GD olmayan kontrollerinde besin madde analizleri, mineraller (kalsiyum, bakır, demir, potasyum, magnezyum, manganez, sodyum, fosfor ve çinko), vitamin E, amino asitler, yağ asitleri, ADF, NDF, fitik asit, tripsin inhibitörleri, furfural ve ferulik asit, p-kumarik asit ve rafinoz analizleri yapılmıştır. Bu analizler sonucunda, NK603 mısır çeşidi ile genetiği değiştirilmemiş eşdeğeri arasında farklılıklar gözlense de, bu farklılıklar doğal biyolojik değişim sınırları içinde kaldığı ifade edilmiştir (EFSA, 2003 b). MON863xMON810xNK603 Tarla denemeleri, Arjantin'de tek bir sezonda ( ) iki farklı coğrafi bölgede dört farklı yerde ve üç tekrar gruplu yapılmıştır. MON863xMON810xNK603 mısır hibritler ve transgenik olmayan kimyasal bileşim analizleri yapılmıştır. Tahıl örneklerinde protein, yağ, kül, nem, asit deterjan lif (ADF), nötr deterjan lif (NDF), total diyet lifi (TDF), amino asitler, yağ asitleri, mineraller (kalsiyum, bakır, demir, magnezyum, manganez, fosfor, potasyum, sodyum ve çinko), vitaminler (B1, B2, B6, E, niasin ve folik asit), fitik asit, rafinoz ve ikincil metabolitler (furfurala, ferulik asit ve p -kumarik asit). Mısır hasıllarında protein, yağ, kül, nem, ADF, NDF ve mineraller (kalsiyum, fosfor) karbonhidrat değerleri belirlenmiştir. Elde edilen değerler OECD tarafından uluslararası kabul görmüş rehberlik değerleriyle karşılaştırılmıştır. MON863xMON810xNK603 mısır ve kontrolünden elde edilen tanelerin kimyasal bileşimleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar gözlenmiştir. Ancak bu farklılıklar, tutarlı bulunmamıştır. Tutarlı farklılıklar sadece oleik asit, linoleik asit ve niasin içeriğinde gözlenmiştir. Örneğin, oleik asit düzeyleri kontrol mısır tanelerinde toplam yağ asitlerinin %29,48 iken, MON863xMON810xNK603 mısırda %31,73 'e yükselmiştir. Bu değerlerin ticari mısır çeşitleri için elde edilen (%22,02-35,24) aralıklar içinde olduğu görülmektedir. Linoleik asit değerleri kontrol mısırda %53,06 iken, MON863xMON810xNK603 mısırda %50,63 'e düşmüştür. Ticari mısır çeşitlerindeki linoleik asit aralığı içinde (% 48,77-62,71) yer aldığı gözlenmiştir. Niasin düzeyleri, kontrol mısırda 20,81 mg/kg KM, bulunurken, MON863xMON810xNK603 mısırda 18,13 mg/kg KM ye azaldığı bulunmuştur. Bu değerlerin ticari mısır çeşitlerinden elde edilen (18,23 31,02 mg/kg, KM), önceki saha denemelerinden elde edilen (14,1-36,3 mg/kg KM) ve literatürde bildirilen (9,3-70 mg/kg KM) aralıklar içinde olduğu gözlenmektedir. Buna ek olarak, Dunlap ve ark, (1995) tarafından da mısır tanelerindeki yağ asidi kompozisyonunun, mısır çeşitleri arasında, özellikle genetik faktörler nedeniyle önemli ölçüde değişebileceği bildirilmektedir. Bu nedenle MON863xMON810xNK603 mısırdaki bu küçük analiz farklarının biyolojik açıdan anlamlı olmadığı bildirilmiştir (EFSA, 2005). 2.2.Tarımsal özelliklerin analizi Genetiği değiştirilmiş (GD) ve genetiği değiştirilmemiş mısır çeşitleri arasındaki farkları, tüm özellikler bakımından ortaya koyabilmek için son yıllarda çok sayıda araştırma yapılmıştır. GD mısır çeşitleri biyoteknolojik yöntemlerle elde edildiği için, bu yeni çeşitlerde sadece amaca, yani hastalığa/ böceklere/ yabancı otlara dayanıklılık bakımından değişiklik meydana gelmektedir. Dolayısıyla yapılan araştırmaların sonucu; önemli tarımsal özellikler (tohum ve çiçek morfolojisi, bitki boyu, vejetasyon süresi vb.) bakımından böceklere ve herbisitlere dayanıklılık geni aktarılmış olan MON863xMON810XNK603 ile geleneksel hibrit mısır çeşitleri arasında bilinen tarımsal ve biyolojik karakterler ile yabancı ot rekabeti bakımından farklılığın olduğuna dair kesin bir bulgu rapor edilmemiştir (EFSA, 2007). 3. Çevresel Risk Değerlendirmesi Ülkemizde GD bitkilerin yetiştirilmesi kanunen yasak olduğundan çevresel risk değerlendirmeleri; MON863xMON810XNK603 mısır çeşidinin kullanımı dikkate alınarak hayvan yemi şeklinde tüketimi sonrası sindirim sisteminden başlayıp dışkı ve gübre şeklinde indirekt şekilde maruz kalma, GD ürününü taşıma, depolama ve işleme esnasında kazayla çevreye yayılma riskleri ile sınırlı tutulmuştur. MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 4/17

5 3.1. Genetik değişiklikten kaynaklanabilecek yayılma potansiyeli Doğada bulunan bitkiler arasında en yüksek enerji stoğuna sahip olan mısır bitkisi Dünya da 159 milyon hektar alanda ekilmekte ve yaklaşık 817 milyon ton tane üretimi yapılmaktadır. Ülkemizde 2009 yılı verilerine göre 592 bin hektar ekim alanında yaklaşık 4.2 milyon ton tane üretilmiştir. Dünya ortalaması olarak, üretilen mısırın yaklaşık %27 si insan beslenmesinde, %73 ü hayvan beslenmesinde kullanılmaktadır (FAO, 2009). Mısır, yazlık bir sıcak iklim bitkisi olup, Türkiye koşullarında kışın tarımının yapılma şansı yoktur (Kırtok, 1998; OECD, 2003). Koçan üzerinden dökülen mısır tanelerinin toprağa karışarak kış koşullarını atlatıp, ilkbaharda çimlenip neslini devam ettirme şansı da bulunmamaktadır. Koçan üzerinden dökülen mısır tanelerinin de hayatta kalması çok zordur ve uzun yıllar Türkiye de yetiştirilmesine rağmen kültüre alınan alanlar dışında kendiliğinden gelişen mısır bitkisine rastlanmamaktadır. Ayrıca mısırın Türkiye de tozlaşma potansiyeline sahip yabani türleri bulunmamaktadır. GD mısır kültüre alınmadığı için de yerli çeşitlere polen akışı riski çok az görülmektedir. Mısır bitkisi Amerika orijinli bir bitki olup, Amerika kıtasının keşfinden sonra Kuzey Afrika üzerinden Türkiye ye getirilmiştir. Dolayısıyla Türkiye mısır bitkisinin orijin merkezi değildir ve Türkiye de endemik bir mısır türü de bulunmamaktadır. Bununla birlikte mısır bitkisinin asırlardan beri Türkiye de yetiştiriliyor olması sebebiyle sayısız lokal populasyon ve ıslah edilen çok sayıda yerli çeşidi mevcuttur. Her ne kadar ıslah edilen çeşitlerin ve lokal populasyonların ihtiva ettikleri ekstrem derecede özel karakterler, literatürlere yansımamış olmakla birlikte bu çeşit ve populasyonlar biyolojik çeşitlilik açısından önem taşımaktadır. Yem ve gıda amaçlı ithal talebinde bulunulan MON863xMON810XNK603 mısır çeşidi kültüre alınmasa da kontrol edilemeyen faktörler sebebiyle yerli çeşitlere ve lokal popülasyonlara polen kaçışı riskini çok az da olsa potansiyel olarak taşımaktadır. Ülkemizde GD bitkilerin yetiştirilmesi kanunen yasak olduğundan çevresel risk değerlendirmeleri; MON863xMON810XNK603 in kullanımı dikkate alınarak hayvan yemi olarak tüketimi sonrası sindirim sisteminden başlayıp dışkı ve gübre şeklinde çevreye bırakılması şeklinde ve GD ürününün taşınması ve işlenmesi esnasında kazayla çevreye yayılma riskleri ile sınırlı tutulmuştur Gen transfer potansiyeli Herhangi bir genin transfer olabilmesi; DNA nın doğrudan horizontal transferi veya ilgili geni taşıyan tohumlardan oluşan bitkilerin tozlaşması ile vertikal gen transferi ile mümkün olmaktadır Bitkiden bitkiye gen transferi Mısır yabancı döllenen bir bitkidir. Çiçeklenme periyodu boyunca bir mısır bitkisi 5 milyondan fazla polen üretebilmektedir (Kurt, 2010). Buna bağlı olarak bir bitkiden diğer bir bitkiye polen geçişi, dolayısıyla gen akışı doğal bir süreçtir. Türkiyede GD mısırdan gen kaçışı olasılığını sınırlandıran faktörler: GD ürün tarımının Türkiye de kanunlarla yasaklanmış olması, Türkiye nin mısır bitkisinin gen merkezi olmaması, Mısır tarımının sınırlı alanlarda yapılması, Mısır tohumlarının dormansi göstermemesi, Uygun koşullar altında çimlenip gelişebilmeleri, Tohumların yenmesi ve yüksek nem içeriğinden dolayı özel muhafaza koşulları dışında kolayca çürümesidir. Mısır, uygun koşullarda tarımsal ekosistem içerisinde canlılığını sürdürebilen bir bitkidir. İthali talep edilen MON863xMON810xNK603 mısır çeşidi sadece yem amaçlı olarak MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 5/17

6 kullanılacaktır. Bununla birlikte kontrol edilemeyen faktörler (kaza, dikkatsizlik, kasıt vb.) ile çok az da olsa çevreye yayılma olasılığı vardır. GD mısır kültüre alındığında belirli böceklere ve herbisitlere karşı dayanıklılık geni içermesi, herbisit ve insektisit kullanılması sonucu yabancı otlarla ve böceklerle mücadele açısından mısır yetiştiriciliğinde önemli bir avantaj sağlamaktadır. Ancak GD mısır, herbisite ve böceklere dayanıklılık geni dışında hastalıklara dayanıklılık, diğer kültür bitkileri ile rekabette üstünlük, ekstrem koşullarda yaşamını sürdürme, dormansiye sahip olmama gibi özellikler bakımından geleneksel mısır çeşitlerine göre bir farklılık içermemektedir. Bu durumda da mısır üretim alanları dışındaki farklı ekolojilerde kendiliğinden yetişerek, yaşamını sürdürme şansı bulunmamaktadır. Ayrıca tarla denemeleri MON863xMON810xNK603 mısır çeşidinin geleneksel mısır çeşidine göre aşırı bir yayılma, farklı bir gelişme ya da doğaya uyum sağlama özelliğinin bulunmadığını göstermiştir. Ayrıca mevcut literatür incelendiğinde söz konusu çeşitin doğada kalabilme, kışı geçirebilme gibi farklı bir özellik taşımasına yönelik herhangi bir bulguya da rastlanmamıştır Bitkiden bakteriye gen transferi EFSA (2004d) de ayrıntılı olarak belirtildiği gibi doğal koşullarda GD bitkilerden bakterilere gen transferi mikorganizmalar arasında homolog rekombinasyonlar olması dışında hemen hemen imkansız görülmektedir. Çeşidin taşıdığı cry3bb1, nptii, cry1ab ve cp4 epsps genleri prokaryotik organizmalarda çok sınırlı bir aktiviteye sahip ökaryotik promotörlerin kontrolu altındadır. Ayrıca GD bitkilerde ifade edilen bu genetik özellikleri taşıyan genler doğal olarak mikroorganizmalarda yaygın olarak bulunmaktadır. MON863xMON810xNK603 mısır çeşidi içerisinde MON810 dan gelen cry1ab geni hedef böceklere toksisiteyi artırmak amacıyla amino asit dizisi değiştirilmiş cry1ab proteinini kodlamaktadır. Bu değiştirilmiş genin sindirim sistemi, dışkı veya topraktaki bakterilere olası transferi gerçekleştiğinde oluşturulan toksin açısından bu mikroorganizmalara daha yüksek bir rekabet gücü kazandırması ve belirli çevrelerde ekolojik açıdan olumsuz bir etki yaratması olasıdır (EFSA, 2005). MON863 mısır hattı ise neomisin fosfotransferaz II enzimini kodlayan tam bir nptii genini taşımaktadır. Bu gen MON863 çeşidinin oluşturulması sırasında seçici markör olarak kullanılmıştır. Bu MON863xMON810xNK603 mısır çeşidinde de mevcuttur. Yapılan incelemeler (EFSA, 2004c) nptii seleksiyon markörünün kullanımının çevre, insan ve hayvan sağlığı açısından bir risk oluşturmayacağını göstermektedir. Bu sonuç Avrupada insan ve hayvan hekimliğinde neomycin ve kanamycin in sınırlı olarak kullanılması, bakteri popülasyonlarında bu genin yaygın olarak bulunduğu ve farklı alemlerde yer alan bitkiden bakteriye yatay gen transferinin (Bennett et al., 2004) çok düşük bir risk oluşturduğu temeline dayanmaktadır. nptii geni geçmişte emniyetle kullanımı kanıtlanmış ve iyi bir seleksiyon markörü olarak bilinmekte (Nap et al., 1992; Redenbaugh et al., 1994) olmasına karşın, son yıllarda yapılan plazmit markör kurtarma çalışmaları in vitro da nptii geninin bitkiden bakteriye (Streptococcus gordonii) transfer olabileceğini göstermiştir. Yapılan in vivo denemelerde ise bu transferin gerçekleşmediği görülmüş ancak tükürük ve dışkıda yatay gen transferinin mümkün olabileceği gösterilmiştir (Kharazmi ve ark., 2002, 2003) Hedef olmayan organizmalar ile etkileşim potansiyeli Cry proteinlerinin çevreye dağılarak toprakta varlığı dikkate alındığında humik asit, kil ve organik madde-mineral kompleksine bağlanması sonucu bozunmadan kalabileceği düşünülebilir (OECD, 2007). Ancak bu konuda yapılan bir kaç çalışma topraktaki GD bitkilerde bulunan Cry proteinlerinin toprakta kalıcı olmadığı gibi herhangi bir birikimin de söz konusu olmayacağını göstermektedir (Ahmad ve ark.,2005; Baumgarte ve Tebbe, 2005; Dubelman ve ark., 2005; Head ve ark., 2002; Herman ve ark., 2001; 2002; Hopkins ve Gregorich, 2005; Krogh ve Griffiths, 2007). MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 6/17

7 Sonuç olarak MON863xMON810xNK603 mısır çeşidindeki Cry toksinlerinin çevrede mısır tanelerinin kazara dökülmesi veya hayvan dışkılarının çevreye dağılması sonrası suya veya toprağa karışan miktarın çok düşük olacağı ve lokal olarak kalacağı belirtilmektedir. Bu koşullar altında potansiyel olarak duyarlı olan hedef dışı organizmaların bu proteinlere maruz kalma olasılığı düşüktür. 4.Yem Güvenliğinin Değerlendirilmesi 4.1. İşlemenin etkisi Mısır ıslak ve kuru öğütme işlemleri kullanılarak, gıda, yem maddeleri veya katkı maddesi olarak kullanılan çok çeşitli ürünlerine dönüştürülmektedir. MON863xMON810xNK603 mısırın yem üretim ve işleme etkilerinin geleneksel mısırdan üretilenlerden herhangi bir farkının olması beklenmemektedir. 4.2.Toksikolojik değerlendirmeler MON863 EFSA (2005) panel raporunda yer alan veri ve değerlendirmelere göre MON863 çeşiti ile yapılan 90 günlük subkronik sıçan besleme çalışmasında söz konusu mısırın tüketilmesiyle ilgili ters bir etki oluşturmadığı bildirilmiştir. Panel raporunda, cry3bb1 proteinin indirekt olarak düşük olasıkla alerjik etkisi yaratabilmesi ya da tüm bitkinin alerjik etkisi dışında doğrudan alerjik bir risk yaratmayacağı belirtilmiştir. Aynı raporda MON863 mısırının etlik piliçler ile yapılan besleme çalışmalarında da olumsuz bir etkiye neden olmadığını ifade edilmiştir. Ayrıca MON863 mısırın besleyici özelliklerinin, geleneksel olarak yetiştirilen mısırın besleyici özelliklerinden farklı olmadığı rapor edilmiştir (EFSA, 2004 a, b). Vendemois ve ark. (2009) tarafından yapılan bir çalışmada gıda ve yem olarak kullanılan 3 ana ticari genetiği değiştirilmiş mısır (NK 603, MON810 ve MON863), sıçanlara yedirilerek alınan kan ve organlarında karşılaştırmalı analizler yapılmıştır. 2 farklı laboratuarda ve 2 farklı tarihte yapılan bu çalışmada yaklaşık 4-6 haftalık erkek ve dişi Sprague-Dawley ırkı sıçanlar kullanılmıştır. Her grupta 20 erkek ve 20 dişi tutulmuş, ancak her grupta 10 sıçandan kan ve idrar örnekleri alınmıştır. Çalışma OECD rehberi ve standartları kullanılarak yürütülmüştür. Her tip genetiği değiştirilmiş mısır için yalnız 2 besleme kürü kullanılmıştır (%33 veya %11 oranında genetiği değiştirilmiş mısır içeren bir yem). Kontrol için de 2 farklı kontrol grubu tutulmuştur (aynı miktarda en yakın özellikte veya ana hat mısır içeren yemler). Diğer 6 gruba ayrıca başka normal (genetiği değiştirilmemiş) referans mısır hatları içeren yemler yedirilmiştir. Denemelerin sonunda kontrol gruplarıyla karşılaştırıldığında MON863 yedirilen dişi sıçanlarda serum glukoz ve trigliseritlerinde yaklaşık 40 artış, karaciğer ağırlığında %7 artış ve tüm vücut ağırlığında %3.7 oranında artış tespit edilmiştir. Ayrıca dişilerde kreatinin düzeyi, kandaki üre azotu ve idrarda klor atılımının arttığı, ama erkeklerin böbrek fonksiyonlarında (kreatinin, ve idrarda sodyum, potasyum ve fosfor) daha fazla varyasyonlar bulunduğu kaydedilmiştir. MON863 yedirilen erkek sıçanlarda dikkat çeken kronik bir nefropatiyle böbrek ağırlıkları %7 oranında düşmüş, vücut ağırlıkları ise %3.3 oranında azalmıştır. Bunun yanı sıra erkeklerde albumin, globulin ve alanin aminotransferaz gibi bazı karaciğer parametrelerinde de farklılıklar olduğu belirtilmiştir. Sonuçta MON863 yedirilen sıçanlarda plazma kreatinin düzeyi ile kronik hücreler arası nefropatiyle ilişkili iyon geri alınmasındaki artış nedeniyle böbrek yetmezliği görüldüğü bildirilmiştir. Bu durum Monsanto firmasına bağlı olarak çalışan Hammond ve ark (2006) nın bildirdiği raporlarda da belirtilmiştir. Bununla beraber Hammond ve ark (2006) nın sonuçlarında, kullandıkları sıçan ırkının özellikle yaşlanma nedeniyle bu tür patolojik durumlara duyarlı olduğu için böbrek fonksiyonlarındaki bozulma reddedilmiştir. Halbuki Vendemois ve ark. (2009) nın çalışmasında bu durumun arkasına sığınılmaması gerektiği belirtilmiştir. Zira deneyin sonunda sıçanlar hala 5 ay gibi genç sayılacak bir yaşta olduklarından bu değerlendirmelerin yanlış olduğu belirtilmiştir. Daha da önemlisi böbrekteki bu bulguların deneme yapılan bütün gruplarda tespit edilmediği, yalnızca MON863 e özel olarak tespit edildiği görülmüştür. MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 7/17

8 Böbrek fonksiyonlarının bozulmasına ya genetiği değiştirme teknolojisinin doğasında bulunan mutajenik etki ya da MON863 tarafından üretilen yeni mutant Bt toksin şekillerinin neden olabileceği yorumu yapılmıştır. NK603 Genetik olarak değiştirilmiş olan NK603 mısırı değişim farklı promotörler ile cp4 epsps geninin birbirinden sadece bir amino asit farklılığı olan 2 değişik cp4epsps proteinini oluşturmaktadır. Yapılan bioinformatik analizler ve deneysel hayvanlarla yapılan besleme denemeleri bu küçük değişikliğin protein yapısında, toksisitesinde ve alerjenitesinde bir değişiklik oluşturmadığını göstermiştir (EFSA, 2005). Ayrıca EFSA panel raporunda 90 günlük subkronik sıçan besleme çalışmalarını da içeren hayvan besleme çalışmaları sonrası, NK603 ün genetiği değiştirilmemiş eşdeğeri kadar güvenli olduğunu bildirmiştir. ABD ve Avrupa daki tarla çalışmlardan alınan tohumları analiz de NK603 ün genetiği değiştirilmemiş benzerleriyle aynı bileşime sahip olduğunu göstermiştir (EFSA, 2003a, b). Vendomois ve ark. (2009) tarafından yapılan bir çalışmada dünyada hem gıda hem de yem olarak kullanılan 3 ana ticari genetiği değiştirilmiş mısır (NK 603, MON810 ve MON863), sıçanlara yedirilerek alınan kan ve organlarında karşılaştırmalı analizler yapılmıştır. 2 farklı laboratuarda ve 2 farklı tarihte yapılan bu çalışmada yaklaşık 4-6 haftalık erkek ve dişi Sprague-Dawley ırkı sıçanlar kullanılmıştır. Her grupta 20 erkek ve 20 dişi tutulmuş, ancak her grupta 10 sıçandan kan ve idrar örnekleri alınmıştır. Çalışma OECD rehberi ve standartları kullanılarak yürütülmüştür. Her tip genetiği değiştirilmiş mısır için yalnız 2 besleme kürü kullanılmıştır (%33 veya %11 oranında genetiği değiştirilmiş mısır içeren bir yem). Kontrol için de 2 farklı kontrol grubu tutulmuştur (aynı miktarda en yakın özellikte veya ana hat mısır içeren yemler). Diğer 6 gruba ayrıca başka normal (genetiği değiştirilmemiş) referans mısır hatları içeren yemler yedirilmiştir. NK603 mısır ile elde edilen sonuçların cinsiyete bağlı olduğu ve fizyolojik bozukluk açısından erkeklerin dişilerden daha duyarlı olduğu görülmüştür. Elde edilen değişikliklerin en yüksek doz verilen (%33 GD mısır verilen grup) grubun erkeklerinde ve en önemli farklılıkların da erkeklerin böbreklerinde görüldüğü bildirilmiştir. İdrardaki iyon dengesinin bozulması ve kreatinin klerensinin artışıyla beraber nitrojen düzeyinin azalmasının böbrek hasarını işaret ettiği rapor edilmiştir. Ancak yazarlar bu değişikliğin glifosat kalıntısı nedeniyle olabileceğine ve böbreklere yönelik toksisitenin varlığını kesin olarak ortaya koyabilmek için uzun süreli besleme denemelerinin yapılması gerektiğine işaret etmişlerdir. MON810 Cry1Ab proteinin akut toksisitesinin olmadığı ve MON810 mısırın tüketimine yönelik 90 günlük subkronik sıçan besleme çalışmaları sonrası olumsuz bir etki yartmadığı belirtilmiştir (EFSA, 2005). EFSA paneline sunulmuş olan bu raporda yürtülmüş olan toksikolojik çalışmanın iyi planlandığı ve istatistik olarak uygun şekilde dizayn edildiği sonucuna varılarak MON810 daki bu değişikliğin herhengi bir alerjenite oluşturmadığı ve olumsuz bir etki yaratmadığı sonucuna varılmıştır. MON810 ile ilgili etlik piliç besleme çalışmalarında da olumsuz bir etki görülmemiş olup değerlendirme sonrası MON810 mısır çeşitinin beslenme özellikleri açısından genetiği değiştirilmemiş eşdeğerinden farklı olmadığı ifade edilmiştir (SCP, 1998b, EFSA 2004a, b). Walsh ve ark (2011), MON810 mısır içeren yemle domuzlarda yaptıkları 31 günlük besleme sonucunda bazı önemli sonuçlar elde etmişlerdir. Çalışmada toplam 32 adet sütten kesilmiş 28 günlük yaşta erkek domuz kullanıldığı, domuzların rastgele 2 gruba ayrıldığı, bir gruba genetiği değiştirilmemiş mısır (Pioneer PR34N43), diğer gruba genetiği değiştirilmiş mısır (Pioneer PR34N44 ten elde edilen MON810) içeren yemlerin verildiği, pelet şeklinde hazırlanan yemlerin içeriğinin ve kimyasal yapısının aynı olmasına dikkat edildiği (her rasyondaki mısır içeriği %38.88 oranında), belirlenen tüm mikotoksinlerin oranının Avrupa Birliği mevzuatında belirtilen maksimum kabul edilebilir düzeylerin altında bulunduğu, pestisit kalıntıları yönünden ise yemlerin temiz olduğu belirtilmiştir. Yaptıkları analizlerde genetiği MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 8/17

9 değiştirilmiş mısır içeren rasyonun nişasta, suda çözünen karbonhidrat, asit deterjan lif (ADF) ve sukroz içeriğinin genetiği değiştirilmemiş mısır içeren rasyondan sırasıyla %2,2; %1.03, %0.55 ve %1 oranında daha fazla, enzime dirençli nişasta içeriğinin ise %2.35 oranında daha az bulunduğunu bildirmişlerdir. Nötral deterjan lif (NDF), asit deterjan lignin, sindirilebilir enerji, kimyasal kompozisyon ve amino asit konsantrasyonu yönünden ise her 2 rasyonun benzer olduğu ifade edilmiştir. Hayvan refahına uygun olarak barındırılan domuzların çevresel değişikliklerden uzak tutuldukları, 0, 7, 14, 21, 28 ve 31. günlerde bireysel vücut ağırlıkları ve yem tüketimi yönünden kayıtlarının tutulduğu ve 31. gün uygun bir şekilde ötanazi edildikleri, ayrıca son yemin ötanaziden 3 saat önce verildiği kaydedilmiştir. Domuzlarla yapılan çalışmanın 14. gününe kadar domuzlar arasında yem tüketimi, ortalama canlı ağırlık kazancı ve yemden yararlanma oranında bir değişiklik kaydedilmediği belirtilmiştir. Ancak günler arasında MON810 mısırla beslenen domuzların daha fazla yem tükettikleri ve buna karşılık yemden yararlanma oranının daha düşük olduğu belirtilmiştir. Ayrıca MON810 mısırla beslenen domuzların günlük olarak (0-30. gün ortalaması) daha fazla yem tükettikleri ve istatistiksel olarak önemli olmasa bile günlük olarak daha fazla canlı ağırlık kazandıkları bildirilmiştir. Domuzlarda MON810 mısır içeren yemle yapılan bazı besleme çalışmalarında yem tüketimi ve ortalama günlük ağırlık kazancı arasında GD mısırla GD olmayan mısır arasında bir fark görülmemesine rağmen bazı araştırmalar Walsh ve ark (2011) nın buldukları sonucu destekler niteliktedir. Custodio ve ark (2006) Bt11 mısır tüketen domuzlarda (baştan sona, yani 17 kg canlı ağırlıktan 120 kg canlı ağırlığa varana kadar sürekli tüketenlerde) ortalama günlük yem tüketiminde artış belirlerken 60 kg dan sonra yapılan beslemede (120 kg olana kadar) bu değişikliğin olmadığını belirtmişlerdir. Yine benzer bir çalışmada MON810 mısır tüketen domuzların ortalama canlı ağırlık kazancında artış olduğu bildirilmiştir (Piva ve ark., 2001). Ancak açıklanan son 2 araştırmada bunun nedeninin GD mısırlardaki daha düşük fumonisin B varlığına bağlanmıştır. Aynı şekilde zebra balıklarında yapılan çalışmada elde edilen daha yüksek ağırlık kazancı da MON810 mısırdaki daha düşük mikotoksin varlığına bağlanmıştır (Sissener ve ark. 2010). Halbuki Walsh ve ark (2011) nın yaptıkları çalışmada MON810 mısır tüketimini takiben domuzların yem tüketimi, canlı ağırlıkları ve büyüme oranlarında artış olmasına rağmen, yemlerde yapılan analizlerde mikotoksin düzeyinin AB mevzuatının kabul edilebilir sınırının altında belirlendiği ileri sürülmüştür. Dolayısıyla diğer araştırmacıların canlı ağırlıktaki ve yem tüketimindeki artışı mikotoksin seviyelerinin düşüklüğüyle açıklamaları bu çalışmayla geçerliliğini yitirmektedir. Walsh ve ark (2011) na göre bu fark GD mısırdaki sindirim enzimine dirençli nişastanın GD olmayan mısırda bulunan nişastadan daha az olmasına bağlanmıştır. Çünkü Willis ve ark. (2009) yaptıkları bir çalışmada bütün lif çeşitlerinin tokluğa eşit bir şekilde etki etmediğini ve tokluğa en fazla etki edenin dirençli nişasta olduğunu bildirmişlerdir. Walsh ve ark (2011) na göre GD mısırla beslenen domuzların daha fazla yem tüketmelerinin nedeni olarak bu duruma işaret edilmiştir. Walsh ve ark. (2011) nın yaptıkları besleme çalışmasında domuzların kalp, karaciğer ve dalak ağırlıklarında gruplar arasında önemli bir fark tespit edilmemiştir. Ancak MON810 mısır tüketen domuzların böbrek ağırlıklarında önemli bir artış olduğu belirlenmiştir. Bu da olası bir böbrek toksisitesinin belirtisi olabilir. Bununla beraber gerek böbrek ve gerekse muayene edilen diğer organlarda herhangi bir histopatolojik değişiklik görülmemesi, ayrıca kanda yapılan biyokimyasal analizlerde böbrek ve karaciğer fonksiyonlarının etkilenmemesi bu durumu şüphede bırakmıştır. Bunun yanında Seralini ve ark (2007) ile yine aynı araştırıcı grubu olan Vendomois ve ark. (2009) dan başka bu çalışmayı destekleyen bir kaynak bulunamamıştır. Walsh ve ark (2011) böbreklere yönelik toksisiteden söz edilebilmesi için plazma üre konsantrasyonunun artması gerektiğini halbuki plazmadaki üre konsantrasyonunun değişmediğini belirtmişlerdir. Ancak aynı araştırıcılar daha uzun süreli besleme çalışmalarında, GD mısırla beslenen domuzların 30 günden sonra serum üre konsantrasyonlarının arttığına dair bulgulara sahip olduklarını makalelerinde beyan etmişlerdir. MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 9/17

10 Seralini ve ark. (2007) nın yaptıkları ve GD mısır tüketen sıçanlarda buldukları hepatorenal toksisite belirtileri MON863 mısırla yapılmış olduğundan burada irdelenmemiştir. Ancak Vendomois ve ark. (2009) tarafından yapılan çalışmada 3 ana ticari genetiği değiştirilmiş mısır (NK 603, MON810 ve MON863), sıçanlara 90 gün boyunca yedirildikten sonra elde edilen sonuçlar daha bir çarpıcıdır. 2 farklı laboratuarda ve 2 farklı tarihte yapıldığı, OECD rehberi ve standartları kullanılarak yürütüldüğü ifade edilen bu çalışmada yaklaşık 4-6 haftalık erkek ve dişi Sprague-Dawley ırkı sıçanların kullanıldığı, her grupta 20 erkek ve 20 dişi tutulduğu, ancak her grupta sadece 10 sıçandan kan ve idrar örnekleri alındığı belirtilmiştir. Çalışmanın sonuçları cinsiyete ve genellikle doza bağlı bir şekilde test edilen 3 GD mısır çeşidinin tüketiminin yan etkilere neden olabileceğini açıkça göstermektedir. Bu 3 GD mısır çeşidi arasında farklılık olmasına rağmen etkilerin çoğunluğunun böbrek ve karaciğer ile besinleri detoksifiye eden organlarla ilgili olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca kalp, adrenal bez, dalak ve hematopoietik sistemle ilgili etkilere de dikkat çekilmiştir. Yazarlar bu verilerin hepatorenal toksisite belirtilerine vurgu yaptığı sonucuna varmışlardır. Ayrıca, genetik modifikasyonun istenmeyen direkt veya dolaylı sonuçlarının da göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade etmişlerdir. MON810 mısırın olumsuz etkilerinin bulunduğu başka bir çalışmada Sagstad ve ark. (2007) somon balıklarının (Salmo salar L.) yemlerine nişasta kaynağı olarak düşük veya yüksek oranda katılan MON810 mısırı hem izojenik yönden ona yakın GD olmayan mısırla hem de başka cinsten GD olmayan referans bir mısır çeşidi ile karşılaştırmışlardır. Herhangi bir yanlışlığa yol açılmaması için çalışmada kullanılan GD mısır ile GD olmayan mısır çeşitlerinin Monsanto firmasından, referans mısırın (Suprex mısır) ise Hollanda dan temin edildiği belirtilmiştir. Rasyonların aşağıda belirtildiği gibi 5 farklı şekilde Norveç Balıkçılık ve Su Kültürü Enstitüsünde hazırlandığı kaydedilmiştir; 1) Nişasta kaynağı olarak yalnız suprex mısırın kullanıldığı Referans rasyon, 2) Düşük miktarda genetiği değiştirilmemiş mısır (150 g/kg) içeren rasyon, 3) Yüksek miktarda genetiği değiştirilmemiş mısır (300 g/kg) içeren rasyon, 4) Düşük miktarda genetiği değiştirilmiş mısır (150 g/kg) içeren rasyon, 5) Yüksek miktarda genetiği değiştirilmiş mısır (300 g/kg) içeren rasyon, Yapılan analizler neticesinde rasyonların protein, yağ, nişasta, yağ asitleri, amino asitler, vitamin ve mineral içerikleri yönünden eşdeğerde oldukları ve rastgele 5 gruba ayrılan balıklara 82 gün boyunca bu şekilde verildikleri belirtilmiştir. Sagstad ve ark. (2007) balıklarda yaptıkları denemelerin sonunda katalaz (CAT) enzim aktivitesini diğer gruplarla karşılaştırıldığında, GD mısır (hem düşük hem yüksek miktar grubunda) tüketen balıkların karaciğerinde düşük, bağırsaklarda ise daha yüksek bulduklarını belirtmişlerdir. GD mısır tüketen balıkların hem karaciğer hem de bağırsaklarındaki superoksit dismutaz (SOD) enzim aktivitesi ile karaciğerdeki HSP70 (heat shock protein 70) protein düzeyinin diğer gruplarla karşılaştırıldığında daha yüksek bulunduğunu ifade etmişlerdir. Bağırsaklardaki HSP70 düzeyinin Western blot ile belirlenemediği belirtilmiştir. Sagstad ve ark. (2007) tarafından yapılan bu çalışmanın sonunda karaciğer SOD etkinliğinde artış ve CAT etkinliğindeki düşme yalnızca GD mısır tüketen balıklarda görülmüştür. Bunun nedeni GD mısırda bulunan bazı öğelerin karaciğer hücrelerinin antioksidan sistemlerine yönelik sekonder etkiden kaynaklanabileceği sonucuna varılmıştır. SOD enzimleri ise bir grup metalloenzimdir ve serbest superoksit anyonlarının hidrojen peroksit ve O 2 ye dönüşümünü katalize ederek reaktif oksijenlerin düzeyini azaltır. Hidrojen peroksit daha sonra CAT enzimi tarafından O 2 ve suya detoksifiye edilir. Yapılan çalışmada GD mısır tüketen grupların daha az yem tükettikleri tespit edilmiştir. Bunun CAT enziminin düşüklüğüyle ilgili olabileceği düşünülse de bütün balıkların iştahının ve gelişmesinin iyi olması nedeniyle üzerinde durulmamıştır. Çalışmada yüksek miktarda GD olmayan mısır tüketen balıklarla yüksek miktarda GD mısır tüketen balıkların akyuvar düzeyleri karşılaştırıldığında, GD mısır tüketen balıkların granulosit düzeyinde artış, lenfosit düzeyinde azalma, toplam granulosit+ monosit düzeyinde artış görülmüş, monosit düzeyindeki artışın MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 10/17

11 ise önemli olmadığı belirlenmiştir. Bu durumun GD mısırın karaciğer metabolizması üzerine olan sekonder etkilerinin güçlü bir göstergesi olduğu belirtilmiştir. Ayrıca karaciğerdeki HSP70 protein düzeyinin GD mısır tüketen balıklarda daha yüksek çıkması da bu durumu desteklemiştir. Çünkü HSP70, çeşitli stres faktörlerine yanıt olarak oluşan koruyucu bir proteindir. Sagstad ve ark. (2007) GD mısırla beslenen balıkların bağırsaklarındaki SOD ve CAT enziminin artışını, MON810 mısırdaki delta endotoksinin varlığına bağlamışlardır. Başka çalışmaların sonuçlarıyla destekledikleri iddialarında sindirim kanalının yabancı DNA ve proteinlerle ilk temas yeri ve giriş yolu olması nedeniyle olası stres yanıtlarının ilk burada görüleceğini ifade etmişlerdir. Böylece sonuçların orta düzeyde streslere yanıtın bir göstergesi olduğu kanısına varılmıştır. GD mısırın immün sisteme yönelik olumsuz etkilerini ortaya koyan başka bir çalışma Finamore ve ark. (2008) tarafından yapılmıştır. Finamore ve ark. (2008), MON810 mısır tüketen korunmasız (yeni sütten kesilen 21 günlük ve aylık yaşlı) farelere (erkek Balb/c) karşı bağırsak ve çevresel immun yanıtları değerlendirmişlerdir. MON810 mısır veya onun ana hattı GD olmayan mısır içeren (%50 oranında) yemlerin sütten kesilmiş farelere 30 ve 90 gün verildiği, yaşlı farelere ise sadece 30 gün verildiği belirtilmiştir. Deneyin sonunda gruplar arasında ortalama canlı ağırlık ve yem tüketimi açısından, ayrıca dalaktaki lenfositlerin proliferasyonunda farklılık görülmediği bildirilmiştir. Ancak kontrol grubuyla karşılaştırıldığında MON810 mısırla beslenen farelerin bağırsak ve çevresel kısımlarında T ve B hücreleri ile bazı diğer hücrelerin oranında farklılıklar bulunduğu, ayrıca serum sitokin düzeylerinin de arttığı belirtilmiştir. Bu değişimlerin en çok, GD mısırla 30 gün beslenen sütten kesilmiş farelerde bulunduğu, 90 gün beslenenlerde yalnızca B hücrelerinin artış gösterdiği kaydedilmiştir. Yaşlı farelerde görülen değişikliklerin ise 30 gün beslenen farelerde görülen değişikliklerle aynı olduğu saptanmıştır. Finamore ve ark. (2008), bu sonuçların çok genç ve yaşlı farelerin immunolojik bozulmaya daha duyarlı olduğunu gösterdiğini, farelerin 111 günlük olana kadar (90 günlük besleme+21 günlük yaş) kazandıkları dirençle birlikte bozukluğun azaldığını ifade etmişlerdir. Elde edilen değişikliklerin bağışıklık sisteminin önemli bir şekilde bozulduğuna kanıt olması için daha ileri araştırmaların yapılması gerekir. Ancak bu veriler genetiği değiştirilmiş ürünlerin güvenlik değerlendirmelerinde yaşın olduğu kadar tüm bitkinin bağırsak ve çevresel bağışıklık yanıtının değerlendirilmesinin önemine dikkat çekmektedir. Bt mısır ile yapılan ve bazı olumsuz sonuçlara varılan 3 nesil besleme çalışması ise Kılıç ve Akay (2008) tarafından yapılmıştır. Kılıç ve Akay (2008) tarafından yapılan çalışmada Bt mısırla beslenen sıçanların üçüncü nesil yavrularında histopatolojik incelemeler için mide, duodenum, karaciğer ve böbrekler alınmış, glomerul çapı, böbrek korteksinin kalınlığı ve glomerüler hacim belirlenmiş, serum örneklerinde üre, üre-nitrojen, kreatinin, ürik asit, total protein, albumin ve globulin miktarı belirlenmiş, aspartat aminotransferaz, alanin aminotransferaz, alkalin fosfataz, gamma glutamiltransferaz, kreatin kinaz ve amilazın enzim etkinliği ölçülmüştür. Bulgulara göre GD mısırla beslenen ve beslenmeyen sıçanlar arasında yapılan karşılaştırmada organ ağırlıklarında önemli bir farklılık görülmemiş, ancak karaciğer ve böbreklerde bazı histopatolojik bulgular elde edilmiştir. Ayrıca kreatinin, total protein ve globulin düzeylerinde de değişiklikler tespit edilmiştir. Çalışmada bütün gruplarda yavru ölümleri görülmesine rağmen Bt mısır içeren yemleri tüketen grupta yavru ölümlerinin daha fazla olduğu tespit edilmiştir. GD mısır ile beslenen sıçanların sindirim kanalı, karaciğer ve böbrek dokularında histopatolojik açıdan çok önemli değişikliklere rastlanmamış, ancak kısa süreli besleme çalışmaları ile kıyaslandığında karaciğer ve böbrek dokularında ve serum enzim seviyelerinde bazı farklılıklar tespit edildiği bildirilmiştir. Vücudun biyotransformasyon ve detoksifikasyonundan sorumlu organı olan karaciğerde görülen değişikliklerin burada gerçekleşen metabolik olayların özelliğine bağlı olduğu belirtilmiştir. Bt mısır tüketen sıçanların hepatositlerinde görülen granüler dejenerasyonlar, sitoplazmik organellerdeki deformasyonları ve hücre içi sıvı birikimindeki artışı göstermektedir. Çekirdek zarında tespit edilen düzensizliğin metabolik olaylar, çekirdek-metabolizma arasındaki moleküllerin geçişindeki değişiklik ve çekirdek işlevlerinin artışı nedeniyle olabileceğine dikkat çekilmiştir. Aynı çalışmada proksimal tübül hücrelerinin mikrovilluslarında yer yer bozulmalara da MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 11/17

12 rastlanmış, ancak bunun yaygın olarak görülmediği belirtilmiştir. Bozulmuş hücrelerin tübül lümenine atılmasıyla dokuda yenilenmenin başladığı tespit edildiği bildirilmiştir. Ayrıca tüm gruplarda görülmekle birlikte Bt grubuna ait böbreklerde daha sık karşılaşılan bir başka durum ise dokudaki kanamaya bağlı olarak tübüller arasında oluşan boşlukların görüldüğü ifade edilmiştir. Bunun pek çok nedeni olabileceği göz önünde bulundurulsa de Bt mısır tüketen grupta daha fazla gözlenmesi dikkat çekmektedir. Seralini (2005) de % 33 oranında MON 863 Bt mısır ile 90 gün beslenen erkek sıçanların böbrek ağırlığında azalma, tübüllerde değişiklikler, inflamasyon, yenilenme bozuklukları ve dişilerde kan şekerinde yükselme gözlemiştir. Kılıç ve Akay (2008) ın çalışmasında inflammasyon gözlenmediği, tübüllerde dejenerasyon başlangıcı, glomerulus hacminde ve çapında ise azalma olduğu bildirilmiştir. Glomerulus hacmindeki azalmanın iskemik böbrek hastalıklarında görülen ve renal işlevlerde azalmayı gösteren bir durum olduğu ifade edilmiştir. Bu da yukarıda belirtilen böbrek toksisitesine yönelik önemli bir bulgu olarak değerlendirilmiştir. MON863xMON810xNK603 CP4 EPSPS ve CP4 EPSPS L214P transgenik proteinlerin güvenliği (NK603 için) (EFSA, 2003a,b) ile Cry3Bb1 ve nptii proteinlerin güvenliği (MON863 için) (EFSA 2004a,b) EFSA tarafından, Cry1Ab proteinin güvenliği (MON810 için) (SCP, 1998b) ise Bitki Bilimsel Komitesi tarafından önceden değerlendirilmiştir. Proteinlerin fonksiyonel özellikleri göz önüne alındığında ifade edilen proteinler arasında bir etkileşme olasılığı bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Ancak komitemiz MON863 MON810 NK603 ile ilgili olarak EFSAya sunulan bu raporu inceleme şansı olmadığı ve bu konuda başka kaynak bulunmadığı için de bu çeşitle ilgili EFSA panel raporundaki değerlendirmeleri dikkate almıştır Proteinler dışındaki yeni bileşiklerin toksikolojik değerlendirmesi Proteinler dışında yeni bileşikler olmadığı için bu değerlendirmeye gerek duyulmamıştır Tüm gıda/yemin toksikolojik değerlendirmesi Subkronik oral toksisite EFSA 2005 raporunda bu çeşitle ilgili olarak Sprague Dawley sıçan ırkında OECD 408 rehberine göre yapılan 90 günlük subkronik oral toksiste çalışmaları değerlendirilmiştir. Bu çalışmada her grupta 40 hayvan bulunan 3 grup (her grupta 20 erkek 20 dişi) kullanılmıştır. 90 gün boyunca hayvanlara %33 mısır içeren bir yem verilmiştir. Kontrol grubuna %33 oranında benzer bir mısır verilirken diğer 2 gruba ya %33 transgenik mısır veya %11 transgenik mısır+%22 kontrol mısırı içeren yem verilmiştir. Çalışma süresince hayvanlar görünüm ve davranışları yönünden günlük, vücut ağırlıkları ve yem tüketimleri yönünden haftalık olarak kontrol edilmişlerdir. Deney sonunda hayvanların serum ve idrar kimyası ile hematolojik değerleri içeren klinik patolojik ölçümler ve izole edilen doku ve organlar daha ileri mikroskopik tekniklerle incelenmişlerdir. Buna göre; -Deney gruplarıyla kontroller arasında çok az sayıda farklılık elde edilmiştir. Kanda hücre sayımının sonuçları %11 transgenik mısır tüketen dişilerde nötrofillerin ortalama absolut miktarının, kontrolle karşılaştırıldığında arttığını göstermiş, ama %33 transgenik mısır yiyenlerde bu farklılık görülmemiştir. -İdrar hacmi, kontrol grubuyla karşılaştırıldığında her 2 deney grubunda da düşük bulunmuştur. Erkek kontrol grubundan 10 hayvandan 3 ü yüksek idrar hacmine sahipti. Ancak bu gözleme neden olan başka özellikler gözlenmedi. Ayrıca dişi kontrol grubunda anormallikler gözlenmedi. Bu nedenle bu bulguların toksikolojiyle ilgili olamayacağı sonucuna varılmıştır. -%11 transgenik mısır tüketen deney grubunun erkeklerinin epididimis (erbezin üstündeki oluşum) ağırlıkları, kontrol grubuyla karşılaştırıldığında daha yüksek bulunmuştur. Bununla beraber %33 oranında transgenik mısır tüketenlerde farklılık görülmemiştir. Ayrıca epididimis ağırlıkları vücut ağırlığı ve beyin ağırlığıyla oranlandığında gruplar arasında farklılık MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 12/17

13 gözlenmemiştir. Bu nedenle bu bulguların toksikolojiyle ilgili olamayacağı sonucuna varılmıştır Allerjenite MON863xMON810xNK603 mısır çeşidinde ifade edilen trangenik proteinlerin muhtemel allerjenitesi ana hatlar olan MON863, MON810 ve NK603 mısırlarla ilgili olarak daha önce değerlendirilmiştir. Bunlarla ilgili yeni bir bilgi olmadığından yeniden değerlendirmeye gerek olmadığı sonucuna varılmıştır Tüm genetiği değiştirilmiş bitkinin allerjenitesinin değerlendirilmesi Mısır tozu ve mısır poleniyle ilgili çok nadiren de olsa alerjik vakalar bildirilmektedir. Mısıra gıda alerjisi nadirdir (Moneret-Vautrin ve ark., 1998). Ama IgE bağlayan proteinler mısır ununda bulunmuştur (Pastorello ve ark., 2000; Pasini ve ark.,2002). Mısır alerjisi atopik hastaların çok az bir kısmında belirlenmiştir. Ayrıca deri ağrı testi (SPT) pozitif olan ve mısıra karşı IgE antikoruna sahip bir çok kişi solunum alerjisine maruz kalmış ve yalnızca bir kaç tanesi mısıra oral yoldan maruz kaldığında gerçek gıda alerjisi görülmüştür (Pasini ve ark.,2002; Jones ve ark.,1995). Bunun için mısır proteinlerine oral duyarlılık çok nadirdir Genetiği değiştirilmiş yemin beslenme ile ilgili değerlendirmeleri MON863xMON810xNK603 mısırın beslenme ilgili değerlendirmeleri yaklaşık 6 hafta içinde tam boyuta gelmeleri ve hızlı büyüme oranlarına sahip olmaları nedeniyle etlik piliçlerde yapılmıştır. Bu denemelerde etlik piliçlere %55-60 oranında MON863xMON810xNK603, ve genetiği değiştirilmemiş mısır (DKC46-26) transgenik olmayan 5 ticari mısır içeren rasyonlar verilmiştir. Her bir yem 100 hayvan bulunan ve ayrı kafeslerde tutulan gruplara verilmiştir. Hayvanların performansı canlı ağırlığı, yem tüketimi ve mortalite değerlerine bakılmıştır. Deneme bitiminden sonra post mortem olarak karkas ve tüketilebilir kısımların ağırlıkları ile tüketilebilir kısımların kompozisyonu analiz edilmiştir. Deneme grubuyla kontrol mısırı tüketen tavukların göğüs eti ve kanat ağırlıklarının arasında önemli farklılıklar tespit edilmiştir. Ortalama göğüs eti ağırlığı MON863xMON810xNK603 tüketen hayvanlarda kg, kontrollerde kg olarak bulunmuştur. Kanatların kısmi ağırlıkları deneme grubunun soğuk karkas ağırlığın % si ve kontrol grubundakilerin % oranında bulunmuştur. Ancak bu farklılıklar kayda değer derecede önemli olmayıp, diğer referans hatlarla beslenen tavuklarda tespit edilmemiştir. GENEL SONUÇ ve ÖNERİLER MON863xMON810xNK603 mısır çeşiti herbiri 3 farklı genetik özelliğe sahip GD mısır çeşitinin klasik ıslah yöntemi ile melezlenmesi yoluyla elde edilmiş bir çeşitdir. Bu çeşidin tüm değerlendirilmeleri mevcut literatürler ışığında hem kendisi hemde ebeveynleri dikkate alınarak yapılmıştır. MON863xMON810xNK603 mısır çeşidi ve bu çeşidi oluşturan ebeveynler ile ilgili kaynaklar ve komitemizin önceki raporları dikkate alındığında; özellikle MON863 ve MON810 mısır çeşitlerinin hepato-renal toksisite başta olmak üzere, dalak, immün sistem, genito-üriner sistem dahil çoklu organ ve sistem zedelenmesini rapor eden yayınların varlığı, MON863 mısır çeşidinin nptii antibiyotik direnç geni taşıması ve bu genin bitkiden bakterilere yatay gen geçişinin mümkün olabileceğine ilişkin yayınların varlığı, MON810 mısır çeşidinin genetik kararsızlığı dikkate alınarak, MON863xMON810xNK603 mısır çeşidinin yem olarak kullanılmasının risk taşıyabileceğine oybirliği ile karar verilmiştir. MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 13/17

14 KAYNAKLAR Ahmad, A., Wilde G.,E., Zhu K., Y. (2005). Detectability of Coleopteran-specific Cry 3Bb1 protein in soil and its effect on nontarget surface and below-ground arthropods. Environ. Entomol., 34: Baumgarte, S., Tebbe, C.C. (2005). Field studies on the environmental fate of the Cry1AB Bt toxin produced by transgenic maize (MON810) and its effect on bacterial communities in the maize rhizosphere. Mol. Ecol., 14: Bennett, P.M., Livesey, C.T., Nathwani, D., Reeves, D.S., Saunders, J.R., Wise, R. (2004). An assessment of the risks associated with the use of antibiotic resistance genes in genetically modified plants: report of the Working Party of the British Society for Antimicrobial Chemotherapy. J. Antimicrob. Chemother., 53, /3/418.pdf. CERA, (2011). Determination of the Safety of Monsanto s Combined trait product corn: MON 810 x NK 603 x MON 863 For Direct use Food, Feed, and Processing. Custodio, M.G., Powers, W.J., Huff-Lonergan, E., Faust, M.A., Stein, J. (2006). Growth, pork quality, and excretion characteristics of pigs fed Bt corn or non-transgeniccorn. Canadian Journal of Animal Science, 86(4): /A Dubelman, S., Ayden, B., Bader, B., Brown, C., Jiang, C., Vlachos, D. (2005). Cry1Ab protein does not persist in soil after 3 years of sustained Bt corn use. Environ. Entomol., 34: Dunlap, F.G., White, P.J., Pollak, L.M., (1995). Fatty acid composition of oil from exotic corn breeding materials. Journal of the American Oil Chemists' Society, 72, EFSA, (2003a). Application for authorization of MON 863 MON 810 NK603 maize in the European Union, according to Regulation (EC) No 1829/2003 on genetically modified food and feed EFSA, (2003b). Opinion of the Scientific Panel on Genetically Modified Organisms on a request from the Commission related to the safety of foots and foot ingredients derived from herbicide-tolerant genetically modified maize NK603 for which a request for placing on the market was submitted under Article 4 of the Novel Food Regulation. (EC) No 258/97 by Monsanto. The EFSA Journal, 9, EFSA, (2004a). Opinion of the Scientific Panel on Genetically Modified Organisms on a request from the Commission related to the Notification (Reference C/DE/02/9) for the placing on the market of insect protected genetically modified maize MON 863 and MON 863 x MON 810, for import and processing, under Part C of Directive 2001/18/EC from Monsanto (Question No EFSA-Q ) Opinion adopted on 2 April The EFSA Journal, 49: EFSA, (2004b). Opinion of the Scientific Panel on Genetically Modified Organisms on a request from the Commission related to the safety of foods and food ingredients derived from insect-protected genetically modified maize MON 863 and MON 863 x MON 810, for which a request for placing on the market was submitted under Article 4 of the Novel Food Regulation (EC) No 258/97 by Monsanto (Question No EFSA-Q ). EFSA Journal 50, /gmo/gmo_opinions/383/opinion_gmo_07_en1. Pdf. EFSA, (2004c). Opinion of the Scientific Panel on Genetically Modified Organisms on the use of antibiotic resistance genes as marker genes in genetically modified plants. EFSA Journal, 48, opinions/ 384/opinion_gmo _05_en1.pdf MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 14/17

15 EFSA, (2005). Opinion of the Scientific Panel on Genetically Modified Organisms on an application (Reference EFSA-GMO-BE ) for the placing on the market of insectprotected glyphosate-tolerant genetically modified maize MON863 x MON810 x NK603, for food and feed uses, and import and processing under Regulation (EC) No 1829/2003 from Monsanto1 (Question No EFSA-Q ). The EFSA Journal 256, 1-25 EFSA, (2007). Opinion of the Scientific Panel on genetically modified organisms on an application (Reference EFSA-GMO-NL ) for the placing on the market of insectresistant genetically modified maize 59122, for food and feed uses, import and processing under Regulation (EC) No 1829/2003, from Pioneer Hi-Bred International, Inc. and Mycogen. Seeds, c/o Dow Agrosciences LLC (Reference EFSA-Q ). The EFSA Journal, 470: 1-25 EFSA, (2009). Applications (EFSA-GMO-RX-MON810) for renewal of authorisation for the continued marketing of (1) existing food and food ingredients produced from genetically modified insect resistant maize MON810; (2) feed consisting of and/or containing maize MON810, including the use of seed for cultivation; and of (3) food and feed additives, and feed materials produced from maize MON810, all under Regulation (EC) No 1829/2003 from Monsanto. The EFSA Journal, 1149: FAO (2009). FAO Statistical Yearbook. Finamore, A., Roselli, M., Britti, S., Monastra, G., Ambra, R., Turrini, A. and Mengheri, E. (2008). Intestinal and Peripheral Immune Response to MON810 Maize Ingestion in Weaning and Old Mice. J. Agric. Food Chem, 56: George, C., Ridley, W.P., Obert, J.C., Nemeth, M.A., Breeze, M.L., Astwood, J.D Composition of grain and forage from corn rootworm-protected corn event MON 863 is equivalent to that of conventional corn (Zea mays L.). J. Agric. Food Chem., 52: Hammond, B., Lemen, J., Dudek, R., Ward, D., Jiang, C., Nemeth, M., Burns, J. (2006). Results of a 90-day safety assurance study with rats fed grain from corn rootwormprotected corn. Food Chem. Toxicol., 44: Head, G., Surber, J.B., Watson, J.A., Martin, J.W., Duan, J.J. (2002). No detection of Cry1Ac protein in soil after multiple years of transgenic Bt cotton (Bollguard) use. Environ. Entomol., 31: Herman, R.A., Evans, S.L, Shanahan D.M., Mihaliak, C.A., Bormett, G.A., Yound, D.L., Buehrer, J. (2001). Rapid degradation of Cry1F delta-endotoxin in soil. Environ. Entomol. 30, Herman, R.A., Wolt, J.D., Halliday, W.R. (2002). Rapid degradation of the Cry1F insecticidal crystal protein in soil. J. Agric. Food Chem. 50, Hopkins, D.W., Gregorich, E.G. (2005). Decomposition of residues and loss of the δ- endotoxin from transgenic (Bt) corn (Zea mays L.) in soil. Can. J. Soil Sci., 85: Jones, S.M., Magnolfi, C.F., Cooke, S.K., Sampson, H.A. (1995). Immunologic crossreactivity among cereal grains and grasses in children with food hypersensitivity. J. Allergy Clin. Immunol., 96(3): Kharazmi M, Hammes WP, Hertel C., Construction of a marker rescue system in Bacillus subtilis for detection of horizontal gene transfer in food. Syst Appl Microbiol Dec;25(4): Kharazmi M, Sczesny S, Blaut M, Hammes WP, Hertel C., (2003) Marker rescue studies of the transfer of recombinant DNA to Streptococcus gordonii in vitro, in foods and gnotobiotic rats. Appl Environ Microbiol. 69(10): MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 15/17

16 Kılıç, A. and Akay, M.T. (2008). A three generation study with genetically modified Bt corn in rats: Biochemical and histopathological investigation. Food and Chemical Toxicology, 46: Kırtok, Y. (1998). Mısır Üretimi ve Kullanımı. Ç.Ü. Zir. Fak. Tarla Bitkileri Bölümü. Kocaoluk Basım ve Yayınevi, Tarsus Krogh, H., Griffiths, B. (2007). ECOGEN Soil ecological and economic evaluation of genetically modified crops. Pedobiol., 51: Kurt, O. (2010). Bitki Islahı. OMU Ziraat Fakültesi Yayın No: 43 (3. Basım). Moneret-Vautrin, D.A., Kanny, G., Beaudouin, E. (1998). L'allergie alimentaire au maïs existe-t-elle? Allerg. Immunol., 30(7): 230. Nap, J.P., Bijvoet, J. and Stiekema, W.J. (1992). Biosafety of kanamycin-resistant transgenic plants: an overview. Transgenic Res., 1: OECD (2003). Consensus document on the biology of Zea mays subsp. Mays (Maize). Series on Harmonisation of Regulatory Oversignt in Biotechnology. OECD (2007). Consensus document on safety information on transgenic plants expressing Bacillus thuringiensis-derived insect control proteins. Series on Harmonisation of Regulatory Oversignt in Biotechnology. Pasini, G., Limonato, B., Curioni, A., Vincenti, S., Cristaudo, A., Cantucci, B., Dal BelinPeruffo, A., Giannattasio, M. (2002). IgE-mediated allergy to corn: a 50 kda protein, belonging to the Reduced Soluble Proteins, is a major allergen. Allergy, 57(2): Pastorello, E., Farioli, F., Pravettoni, V., Ispano, M., Scibola, E., Trambaioli, C., Giuffrida, M., Ansaloni, R., Godovac-Zimmermann, J., Conti, A. (2000). The maize major allergen, which is responsible for foodinduced allergic reactions, is a lipid transfer protein. J. Allergy Clin. Immunol., 106(4): Piva, G., Morlacchini, M., Pietri, A., Piva, A., Casadei, G. (2001). Performance of weaned piglets fed insect-protected (MON810) or near isogenic corn. J Anim Sci 79(Suppl. 1):106(Abstr 441). Redenbaugh, K., Hiatt, W., Martineau, B., Lindemann, J., Emlay, D. (1994). Aminoglycoside 3 -phosphotransferase II: review of its safety and use in the production of genetically engineered plants. Food Biotech., 8: Sagstad, A., Sanden, M., Haugland, Ø., Hansen, A.-C., Olsvik, P.A., Hemre, G.-I. (2007). Evaluation of stress- and immune-response biomarksers in Atlantic salmon, Salmon salar L., fed different levels of genetically modified maize (Bt maize), compared with its nearisogenic parental line and a commercial suprex maize. Journal of Fish Disease, 30: SCP, (1998a). Opinion of the Scientific Committee on Plants regarding submission for placing on the market of genetically modified, insect-resistant maize lines notified by the Pioneer Genetique S.A.R.L. Company (notification No C/F/95/12-01/B). /food/fs/sc/ scp/out 10_en.html SCP, (1998b). Opinion of the Scientific Committee on Plants regarding the genetically modified, insect resistant maize lines notified by the Monsanto Company. Seralini, G.E. (2005). Report on MON 863 GM maize produced by MONSANTO Company. Controversial effects on health reported after subchronic toxicity test: a confidential rat 90 day feeding study, June.Access: user_upload/themen/gentechnik/bewertung_monsanto_studie_mon863_seralini.pdf. MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 16/17

17 Seralini, G.E., Cellier, D., de Vendomois, J.S. (2007). New analysis of a rat feeding study with a genetically modified maize reveals signs of hepatorenal toxicity. Arch. Environ. Contam. Toxicol., 52(4): Sissener, N.H., Johannessen, L.E., Hevrøy, E.M., Wiik-Nielsen, C.R., Berdal, K.G., Nordgreen, A. and Hemre, G.I. (2010). Zebrafish ( Danio rerio) as a model for investigating the safety of GM feed ingredients (soya and maize); performance, stress response and uptake of dietary DNA sequences. British Journal of Nutrition, 103, pp 3-15 doi: /s Vendomois, J.S., Roullier, F., Cellier, D. and Seralini, G.E. (2009). A Comparison of the Effects of Three GM Corn Varieties on Mammalian Health. International Journal of Biological Sciences. Int. J. Biol. Sci., 5(7): Walsh, M.C., Buzoianu, S.G., Gardiner, G.E., Rea, M.C., Ross, R.P., Cassidy, J.P. and Lawlor, P.G. (2011). Effects of short-term feeding of Bt MON810 maize on growth performance, organ morphology and function in pigs. British Journal of Nutrition. pp.1-8 Available on CJO 2011 doi: /s Willis H.J., Eldridge, A.L., Beiseigel, J., Thomas, W., Slavin, J.L. (2009). Greater satiety response with resistant starch and corn bran in human subjects. Nutr Res., 29: MON863xMON810xNK603 (Yem amaçlı) Sayfa 17/17

GIDA AMAÇLI KULLANILMAK İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON863xMON810xNK603 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU

GIDA AMAÇLI KULLANILMAK İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON863xMON810xNK603 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU GIDA AMAÇLI KULLANILMAK İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON863xMON810xNK603 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU RAPORUN HAZIRLANIŞ GEREKÇESİ VE DAYANAKLARI: Bu rapor, genetik

Detaylı

GIDA AMAÇLI KULLANILMAK ÜZERE İTHALATI İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON863xMON810 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU

GIDA AMAÇLI KULLANILMAK ÜZERE İTHALATI İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON863xMON810 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU GIDA AMAÇLI KULLANILMAK ÜZERE İTHALATI İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON863xMON810 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU RAPORUN HAZIRLANIŞ GEREKÇESİ VE DAYANAKLARI Bu rapor,

Detaylı

GIDA AMAÇLI KULLANILMAK ÜZERE İTHALATI İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON863xNK603 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU

GIDA AMAÇLI KULLANILMAK ÜZERE İTHALATI İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON863xNK603 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU GIDA AMAÇLI KULLANILMAK ÜZERE İTHALATI İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON863xNK603 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU RAPORUN HAZIRLANIŞ GEREKÇESİ VE DAYANAKLARI Bu rapor,

Detaylı

GIDA AMAÇLI KULLANILMAK ÜZERE İTHALATI İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON810 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU

GIDA AMAÇLI KULLANILMAK ÜZERE İTHALATI İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON810 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU GIDA AMAÇLI KULLANILMAK ÜZERE İTHALATI İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON810 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU RAPORUN HAZIRLANIŞ GEREKÇESİ VE DAYANAKLARI: Bu rapor, genetik

Detaylı

Kanatlı Beslemede Yemler Yönetim ve Değerlendirme Stratejileri

Kanatlı Beslemede Yemler Yönetim ve Değerlendirme Stratejileri Kanatlı Beslemede Yemler Yönetim ve Değerlendirme Stratejileri 2017-2018 ZZT424-Kanatlı Hayvan Besleme Ders Notları Prof.Dr.Necmettin Ceylan Ankara Üniversitesi-Ziraat Fakültesi-Zootekni Bölümü Kanola

Detaylı

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları Hayvan Beslemede Vitamin ve Minerallerin Önemi Vitaminler, çiftlik hayvanlarının, büyümesi, gelişmesi, üremesi, kısaca yaşaması ve verim vermesi için gerekli metabolik

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da bir yıllık sürede, bebeğin en önemli gıdasını anne sütü

Detaylı

Karaciğer koruyucu DAHA İYİ DAHA SAĞLIKLI, DAHA İYİ VERİMLİ SÜRÜLER İÇİN HEPALYX

Karaciğer koruyucu DAHA İYİ DAHA SAĞLIKLI, DAHA İYİ VERİMLİ SÜRÜLER İÇİN HEPALYX Karaciğer koruyucu DAHA İYİ Karaciğer fonksiyonu Antioksidan aktivite Protein sentezi Anti-fibrotik aktivite Süt Verimi Süt Proteini Metabolik Sağlık Performans Bağışıklık Karlılık DAHA SAĞLIKLI, DAHA

Detaylı

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık ÖZEL FORMÜLASYON DAHA İYİ Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALİYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA İÇİN AGRALYX

Detaylı

Toksisiteye Etki Eden Faktörler

Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksik etki (toksisite) Tüm ksenobiyotiklerin biyolojik sistemlerde oluşturdukları zararlı etki. 2 Kimyasal Madde ile İlgili Faktörler Bir kimyasal maddenin metabolizmasında

Detaylı

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ Prof. Dr. Metin ATAMER Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Aralık 2006 ANKARA Sütün Tanımı ve Genel Nitelikleri Süt; dişi memeli hayvanların, doğumundan

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir.

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir. NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir. Tüm hayvanlar besinleri sindirmek için enzimleri kullanırlar. Bunlar hem hayvanın kendi sentezlediği hem de bünyelerinde

Detaylı

YEM AMAÇLI KULLANILMAK İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ 59122xNK603 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU

YEM AMAÇLI KULLANILMAK İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ 59122xNK603 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU YEM AMAÇLI KULLANILMAK İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ 59122xNK603 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU RAPORUN HAZIRLANIŞ GEREKÇESİ VE DAYANAKLARI Bu rapor, genetik olarak değiştirilmiş

Detaylı

GDO VE DĠĞER BĠYOTEKNOLOJĠLERDE RĠSK DEĞERLENDĠRMESĠ

GDO VE DĠĞER BĠYOTEKNOLOJĠLERDE RĠSK DEĞERLENDĠRMESĠ GDO VE DĠĞER BĠYOTEKNOLOJĠLERDE RĠSK DEĞERLENDĠRMESĠ 29 MAYIS 2013 / ANKARA Mazlum BEKTAġ GIDA MÜHENDĠSĠ GIDA VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Eğitim ile İlgili Bilgiler Avrupa Komisyonu Sağlık ve Tüketiciyi

Detaylı

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Özellikle çocuk ve adölesanlarda protein, kalsiyum ve fosfor alımı nedeniyle; kemiklerin ve dişlerin gelişiminde Önemlidir.

Detaylı

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Özellikle çocuk ve adölesanlarda protein,

Detaylı

GIDA AMACIYLA İTHALİ İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ (Bt11 x GA21) MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU

GIDA AMACIYLA İTHALİ İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ (Bt11 x GA21) MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU GIDA AMACIYLA İTHALİ İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ (Bt11 x GA21) MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU 1. RAPORUN HAZIRLANIŞ GEREKÇESİ ve DAYANAKLARI Bu rapor, Streptomyces

Detaylı

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLERİN KALİTE BİLEŞENLERİ

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLERİN KALİTE BİLEŞENLERİ YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLERİN KALİTE BİLEŞENLERİ Tüketicinin dikkate aldığı faktörler: Bu kalite bileşenleri tüketici talepleri ile ilişkilidir. Bunlar fiziksel faktörler (tohumun görünüşü, rengi, kokusu,

Detaylı

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM: DÜNYA KANATLI HAYVAN ÜRETİMİ 2. BÖLÜM: YEM HAMMADDE DEĞERİNİN SAPTANMASI VE YEM FORMULASYONU

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM: DÜNYA KANATLI HAYVAN ÜRETİMİ 2. BÖLÜM: YEM HAMMADDE DEĞERİNİN SAPTANMASI VE YEM FORMULASYONU İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM: DÜNYA KANATLI HAYVAN ÜRETİMİ 1. Dünya hayvan üretimi 2. Kanatlı eti üretimi 3. Yumurta üretimi 4. Kanatlı üretiminin geleceği 5. Dünya yem üretimi 2. BÖLÜM: YEM HAMMADDE DEĞERİNİN

Detaylı

YEM BİTKİLERİNDE KALİTE TAYİNİ ve KULLANIM ALANLARI. Hazırlayan: Arş. Gör. Seda AKBAY TOHUMCU

YEM BİTKİLERİNDE KALİTE TAYİNİ ve KULLANIM ALANLARI. Hazırlayan: Arş. Gör. Seda AKBAY TOHUMCU YEM BİTKİLERİNDE KALİTE TAYİNİ ve KULLANIM ALANLARI Hazırlayan: Arş. Gör. Seda AKBAY TOHUMCU 1. Giriş 2. Kaliteli yem ne anlama gelir? 3. Hayvanların Yem Tercihi 4. Yemin sindirilebilirliği 5. Yem Bitkisinin

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA CIVCIV IÇIN OVOLYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA CIVCIV IÇIN OVOLYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta verimi Kabuk kalitesi Civciv kalitesi Döllülük Çıkım oranı Karaciğer sağlığı Bağırsak sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA

Detaylı

BOVİFİT FORTE İLE AVANTAJLARINIZ Optimal laktasyon başlangıcı Yüksek yem tüketimi İyi doğurganlık Yüksek süt verimi Uzun damızlık ömrü

BOVİFİT FORTE İLE AVANTAJLARINIZ Optimal laktasyon başlangıcı Yüksek yem tüketimi İyi doğurganlık Yüksek süt verimi Uzun damızlık ömrü BOVİFİT FORTE İLE AVANTAJLARINIZ Optimal laktasyon başlangıcı Yüksek yem tüketimi İyi doğurganlık Yüksek süt verimi Uzun damızlık ömrü BOVİFİT FORTE ÜRÜN ÖZELLİKLERİ Kurutulmuş bira mayası ve keten tohumu

Detaylı

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER İnsan vücudunun yaklaşık %4-5 i minareldir.bununda yarıya yakını Ca, ¼ ü fosfordur. Mg, Na, Cl, S diğer makro minerallerdir. Bunların dışında kalanlar

Detaylı

YEM AMACLI KULLANILMAK İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON810 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU

YEM AMACLI KULLANILMAK İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON810 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU YEM AMACLI KULLANILMAK İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON810 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU RAPORUN HAZIRLANIŞ GEREKÇESİ VE DAYANAKLARI: Bu rapor, genetik olarak değiştirilmiş

Detaylı

Önemli bir yem hammaddesi: Mısır

Önemli bir yem hammaddesi: Mısır Önemli bir yem hammaddesi: Mısır Besinsel Özellikleri Mısır; diğer tahıllar, tahıl yan ürünleri ve enerji sağlayan diğer hammaddeler ile karşılaştırıldığında standart bir hammaddedir. Birçok kanatlı rasyonunda

Detaylı

NIRLINE. NIRLINE ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır!

NIRLINE. NIRLINE ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır! ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır! KONU Yağ Asidi Profillerinin Hayvan Beslemedeki Önemi ve Analizleri İLGİ ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini,

Detaylı

Glifosat içerikli herbisitlerin gelin böceği (afidlerin predatörü) gibi yararlı böcekleri öldürdüğü bildirilmektedir.

Glifosat içerikli herbisitlerin gelin böceği (afidlerin predatörü) gibi yararlı böcekleri öldürdüğü bildirilmektedir. TRANSGENİK BİTKİLERİN İNSAN SAĞLIĞI VE ÇEVRE ÜZERİNE ETKİLERİ Prof.Dr.SERPİL ÜNYAYAR Genetik Modifikasyon (Değişiklik) Genetik değişiklik organizmanın DNA sının değişmesidir. DNA nın bir bölgesi değiştirilerek

Detaylı

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ Protein Değerlendirilmesi Enerji Kullanımı Süt Kalitesi Karaciğer Fonksiyonları Döl Verimi Karlılık BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI

Detaylı

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması Pestisit; herhangi bir istenmeyen canlının (zararlı organizma), yayılmasını engelleyen, uzaklaştıran ya da ondan koruyan her türlü bileşik ya da bileşikler karışımıdır. Tarımda pestisitler, zararlı organizmaları

Detaylı

HAYVAN BESLEMEDE BİYOTEKNOLOJİ PROF.DR. SAKİNE YALÇIN

HAYVAN BESLEMEDE BİYOTEKNOLOJİ PROF.DR. SAKİNE YALÇIN HAYVAN BESLEMEDE BİYOTEKNOLOJİ PROF.DR. SAKİNE YALÇIN BİYOTEKNOLOJİ Biyolojik organizmaların, sistemlerin veya olayların üretim ve hizmet safhalarında kullanılması İnsanların yararı için, genetik bilginin

Detaylı

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek,

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek, YEMLERİ EVREK & ÇİPURA L 1 Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek, Çipura ve Alabalık yemlerinin

Detaylı

Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi

Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi Emine OLHAN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü GDO GMO Transgenik Biyoteknolojik yöntemlerle

Detaylı

PROJE SONUÇ RAPORU. Proje No: BAP -SÜF YB (AÖ)

PROJE SONUÇ RAPORU. Proje No: BAP -SÜF YB (AÖ) TC MERSİN ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJELERİ BİRİMİ PROJE SONUÇ RAPORU Proje No: BAP -SÜF YB (AÖ) 2009-6 Belirli Oranlarda Nükleotid Katkılı Yemlerle Beslenen Alabalıklarda (Onchorynchus mykiss

Detaylı

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. 1 BESLENME BİLİMİ 2 Yaşamımız süresince yaklaşık 60 ton besin tüketiyoruz. Besinler sağlığımız ve canlılığımızın devamını sağlar. Sağlıklı bir

Detaylı

Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO

Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO Doğal Ürünler! Bu ürünler tamamen doğal koşullarda üretilen ürünlerdir. Kimyasal gübre ve tarım ilacı kullanmadan, doğal tohumlarla üretilirler. Organik Ürünler!

Detaylı

Kanatlılara Spesifik Performans Katkısı

Kanatlılara Spesifik Performans Katkısı Kanatlılara Spesifik Performans Katkısı İÇERİĞİ Kanatlı hayvancılık sektörü genetik calışmalar, yem teknolojisi ve beslenme rejimlerindeki bilimsel ilerlemelerle sürekli gelişmektedir. Dünyada artan kaliteli

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #3

YGS ANAHTAR SORULAR #3 YGS ANAHTAR SORULAR #3 1) Bir insanın kan plazmasında en fazla bulunan organik molekül aşağıdakilerden hangisidir? A) Mineraller B) Su C) Glikoz D) Protein E) Üre 3) Aşağıdakilerden hangisi sinir dokunun

Detaylı

GIDA AMACIYLA İTHALİ İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ (MON 89034 x NK603) MISIR ÇEŞİDİ ve ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU

GIDA AMACIYLA İTHALİ İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ (MON 89034 x NK603) MISIR ÇEŞİDİ ve ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU GIDA AMACIYLA İTHALİ İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ (MON 89034 x NK603) MISIR ÇEŞİDİ ve ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU 1. RAPORUN HAZIRLANIŞ GEREKÇESİ ve DAYANAKLARI Bu rapor, glifosat

Detaylı

YEM AMACIYLA İTHALİ İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ NK603 X MON810 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU

YEM AMACIYLA İTHALİ İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ NK603 X MON810 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU RAPOR : YEM AMACIYLA İTHALİ İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ NK603 X MON810 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU RAPORUN HAZIRLANIŞ GEREKÇESİ VE DAYANAKLARI Bu rapor, Lepidopter

Detaylı

.. YILI SAĞLIKLI BESLENME KURS PLANI MODÜL SÜRESİ. sahibi olmak * Beslenme Bilimi * Beslenme Biliminin Kapsamı 16 SAAT.

.. YILI SAĞLIKLI BESLENME KURS PLANI MODÜL SÜRESİ. sahibi olmak * Beslenme Bilimi * Beslenme Biliminin Kapsamı 16 SAAT. .... YILI KURS PLANI KURS MERKEZİNİN ADI ALAN ADI KURSUN ADI KURSUN SÜRESİ AY HAFTA GÜNLER DERS SAATİ KONULAR. AİLE VE TÜKETİCİ BİLİMLERİ 18 SAAT MODÜL VE YETERLİLİK MODÜL SÜRESİ TOPLAM SÜRE BAŞLAMA TARİHİ

Detaylı

Mardin İlinde Üretilen Mısır Nişastasının Spesifikasyon Değerlerine Uygunluğunun Belirlenmesi - doi: 10.17932/ IAU.

Mardin İlinde Üretilen Mısır Nişastasının Spesifikasyon Değerlerine Uygunluğunun Belirlenmesi - doi: 10.17932/ IAU. Mardin İlinde Üretilen Mısır Nişastasının Spesifikasyon Değerlerine Uygunluğunun Belirlenmesi - doi: 10.17932/ IAU. IAUD.m.13091352.2015.7/25.13-17 Nurten BOZDEMİR 1 Murat ÇİMEN 1* Seyhan AKÇAN 1 Özet

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları Süreyya ÖZCAN Besin Öğeleri Canlının yaşamını devam ettirmesi için gerekli olan kimyasal element veya bileşiklerdir. Hücrelerin

Detaylı

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Proteinlerin yapısında; Karbon ( C ) Hidrojen ( H ) Oksijen

Detaylı

Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları. Süreyya ÖZCAN

Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları. Süreyya ÖZCAN Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları Süreyya ÖZCAN Besin Öğeleri Canlının yaşamını devam ettirmesi için gerekli olan kimyasal element veya bileşiklerdir. Hücrelerin

Detaylı

Performans ve Besin Değerleri. broyler. cobb-vantress.com

Performans ve Besin Değerleri. broyler. cobb-vantress.com Broyler Performans ve Besin Değerleri broyler cobb-vantress.com Giriş Bu kitapçık, Cobb500 broylerleri için saha ve karkas hedeflerini ve bunlara ulaşmayı sağlayacak önerileri kapsamaktadır. Kitapçıkta

Detaylı

Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler

Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler VI. ULUSAL MOLEKÜLER BİYOLOJ VE BİYOTEKOLOJİ KONGRESİ Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler Yrd. Doç. Dr. Yılmaz Kaya Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji

Detaylı

- Çok genel olmayan sağ taraf abomasum yer değiştirmelerinde gözlenen semptomlar biraz daha farklıdır.

- Çok genel olmayan sağ taraf abomasum yer değiştirmelerinde gözlenen semptomlar biraz daha farklıdır. semptomları ketozisin belirtilerine benzer. yem tüketiminin durması veya kesilmesi, sınırlı bağırsak hareketi, normal vücut ısısı, süt veriminin azalması, halsizlik ve rahatsızlık ortaya çıkar. - Çok genel

Detaylı

İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm HİJYEN ve SANİTASYON İkinci Bölüm GIDA HİJYENİ, TANIMI ve ÖNEMİ Üçüncü Bölüm PERSONEL HİJYENİ

İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm HİJYEN ve SANİTASYON İkinci Bölüm GIDA HİJYENİ, TANIMI ve ÖNEMİ Üçüncü Bölüm PERSONEL HİJYENİ İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm HİJYEN ve SANİTASYON Hijyenin Tanımı ve Önemi... 1 Sanitasyon Tanımı ve Önemi... 1 Kişisel Hijyen... 2 Toplu Beslenme Sistemlerinde (TBS) Hijyenin Önemi... 3 Toplu Beslenme Sistemlerinde

Detaylı

Mustafa KABU 1,Turan CİVELEK 1. Afyon Kocatepe Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıklar Anabilim Dalı, Afyonkarahisar

Mustafa KABU 1,Turan CİVELEK 1. Afyon Kocatepe Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıklar Anabilim Dalı, Afyonkarahisar Mustafa KABU 1,Turan CİVELEK 1 1 Afyon Kocatepe Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıklar Anabilim Dalı, Afyonkarahisar Süt sığırı işletmelerindeki en önemli sorunlarda birtanesi periparturient

Detaylı

MEMEDEN BARDAĞA AKAN DOĞALLIK ÖZKAN ŞAHİN U.Ü.KARACABEY MYO GIDA TEKNOLOJİSİ PROGRAMI/SÜT OPSİYONU

MEMEDEN BARDAĞA AKAN DOĞALLIK ÖZKAN ŞAHİN U.Ü.KARACABEY MYO GIDA TEKNOLOJİSİ PROGRAMI/SÜT OPSİYONU MEMEDEN BARDAĞA AKAN DOĞALLIK ÖZKAN ŞAHİN U.Ü.KARACABEY MYO GIDA TEKNOLOJİSİ PROGRAMI/SÜT OPSİYONU MEMEDEN BARDAĞA AKAN DOĞALLIK Dünya nüfusundaki hızlı artış ile teknolojik gelişmeler insanları tarımsal

Detaylı

Tarifname. ENDOJEN MAGP1 EKSPRESYONU ARTIM NĠTELĠĞĠ SERGĠLEYEN LĠPOLĠTĠK BĠLEġENLER ĠÇEREN BĠR KOMPOZĠSYON

Tarifname. ENDOJEN MAGP1 EKSPRESYONU ARTIM NĠTELĠĞĠ SERGĠLEYEN LĠPOLĠTĠK BĠLEġENLER ĠÇEREN BĠR KOMPOZĠSYON 1 Tarifname ENDOJEN MAGP1 EKSPRESYONU ARTIM NĠTELĠĞĠ SERGĠLEYEN LĠPOLĠTĠK BĠLEġENLER ĠÇEREN BĠR KOMPOZĠSYON Teknik Alan Buluş, endojen magp1 ekspresyonu artıma yönelik oluşturulmuş, lipolitik bileşenler

Detaylı

2006 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI

2006 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 2006 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 1. BÖLÜM 1. I. Adaptasyon II. Mutasyon III. Kalıtsal varyasyon Bir populasyondaki bireyler, yukarıdakilerden hangilerini "doğal seçilim ile kazanır? D) I veii E)

Detaylı

22.04.2015 MBG 112 BİYOLOJİ II BİTKİLERDE ÜREME VE BİYOTEKNOLOJİ YRD. DOÇ. DR. YELDA ÖZDEN. Döl almaşı

22.04.2015 MBG 112 BİYOLOJİ II BİTKİLERDE ÜREME VE BİYOTEKNOLOJİ YRD. DOÇ. DR. YELDA ÖZDEN. Döl almaşı MBG 112 BİYOLOJİ II BİTKİLERDE ÜREME VE BİYOTEKNOLOJİ YRD. DOÇ. DR. YELDA ÖZDEN Döl almaşı Angiospermlerde; Baskın döl sporofit, Gametofit indirgenmiş, Sporofit üreme yapısı olan çiçeği oluşturur. Ovaryum

Detaylı

MIKOTOKSINLERIN NEDEN OLDUĞU SAĞLIK VE PERFORMANS KAYIPLARINA SON

MIKOTOKSINLERIN NEDEN OLDUĞU SAĞLIK VE PERFORMANS KAYIPLARINA SON Toksin İnaktivatörü DAA YÜKSEK Yem ijyeni Yem Alımı Sağlık Kondisyonu Performans Bağışıklık Karlılık MIKTKSINLERIN NEDEN LDUĞU SAĞLIK VE PERFRMANS KAYIPLARINA SN UNIKE PLUS VE UNIKE T, DENGELENMIŞ FRMÜLASYNA

Detaylı

TARIM VE TARIM DIŞI ALANLARDA KULLANILAN PESTİSİTLERİN İNSAN SAĞLIĞI, ÇEVRE VE BİYOÇEŞİTLİLİĞE ETKİLERİ

TARIM VE TARIM DIŞI ALANLARDA KULLANILAN PESTİSİTLERİN İNSAN SAĞLIĞI, ÇEVRE VE BİYOÇEŞİTLİLİĞE ETKİLERİ TARIM VE TARIM DIŞI ALANLARDA KULLANILAN PESTİSİTLERİN İNSAN SAĞLIĞI, ÇEVRE VE BİYOÇEŞİTLİLİĞE ETKİLERİ Dr. Aydan Alev BURÇAK Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Bitki Sağlığı Araştırmaları

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

BESLENME VE SAĞLIK AÇISINDAN KEÇİ SÜTÜNÜN NİTELİKLERİ

BESLENME VE SAĞLIK AÇISINDAN KEÇİ SÜTÜNÜN NİTELİKLERİ BESLENME VE SAĞLIK AÇISINDAN KEÇİ SÜTÜNÜN NİTELİKLERİ Keçi, kuru ve sıcak yerlerde ve özellikle tarımsal açıdan geri kalmış bölgelerde yaşayan insanlar için çok önemli bir besin ve gelir kaynağıdır. Gerek

Detaylı

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF Kolayaöf.com

Detaylı

Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Problemi - Ekonomi ve Sağlığ

Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Problemi - Ekonomi ve Sağlığ Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Problemi - Ekonomi ve Sağlığ ığa Etkileri Süreyya ÖZCAN 16-17 Ekim 2007, Bursa Hayvan Yeminde Bulunan Mikotoksinler Aflatoxin B1, B2, G1, G2 Deoksinivalenol (DON, vomitoxin)

Detaylı

Gıda Güvenliği, GDO lar ve Sağlıklı Beslenme. Yrd.Doç.Dr.Memduh Sami TANER (Ph.D.)

Gıda Güvenliği, GDO lar ve Sağlıklı Beslenme. Yrd.Doç.Dr.Memduh Sami TANER (Ph.D.) Gıda Güvenliği, GDO lar ve Sağlıklı Beslenme Yrd.Doç.Dr.Memduh Sami TANER (Ph.D.) SAĞLIKLI BESLENME Vücudumuzda dakikada 10 milyon hücre ölür ve bir o kadarı da yenilenir. Ortalama 100 günde (beyin ve

Detaylı

YEM AMACIYLA İTHALİ İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ (Bt11 x GA21) MISIR ÇEŞİDİ ve ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU

YEM AMACIYLA İTHALİ İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ (Bt11 x GA21) MISIR ÇEŞİDİ ve ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU YEM AMACIYLA İTHALİ İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ (Bt11 x GA21) MISIR ÇEŞİDİ ve ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU 1. RAPORUN HAZIRLANIŞ GEREKÇESİ ve DAYANAKLARI Bu rapor, Streptomyces viridochromogenes

Detaylı

Mikotoksin nedir? En sık karşılaşılan mikotoksinler; Aspergillus Penicillium Fusarium Alternaria

Mikotoksin nedir? En sık karşılaşılan mikotoksinler; Aspergillus Penicillium Fusarium Alternaria Mikotoksin nedir? Aspergillus Penicillium Fusarium Alternaria belirli nem ve ısı koşullarında oluşturdukları fungal metabolitler En sık karşılaşılan mikotoksinler; o aflatoksinler, o okratoksin, o trikotesen,

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #1

YGS ANAHTAR SORULAR #1 YGS ANAHTAR SORULAR #1 1) Yıkımları sırasında Tüketilen O2 miktarı 2) H2O2 H2O2 H2O2 Grafikte bazı organik bileşiklerin yıkımları sırasında tüketilen oksijen miktarı verilmiştir. Buna göre organik bileşiklerin

Detaylı

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? İMMUNİZASYON Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? Canlıya antijen verdikten belli bir süre sonra, o canlıda

Detaylı

Farmakoloji IV (2 0 2)

Farmakoloji IV (2 0 2) Farmakoloji IV (2 0 2) 1 Kardiyovasküler sistem fizyolojisi, hastalıkları ve tedavide kullanılan ilaçlar 2 Konjektif kalp yetmezliği ve tedavisinde kullanılan ilaçlar 3 Aritmi ve tedavisinde kullanılan

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

Kalbimizden Toprağa... ÜRÜN TANITIM KATALOĞU.

Kalbimizden Toprağa... ÜRÜN TANITIM KATALOĞU. Kalbimizden Toprağa... 2018 ÜRÜN TANITIM KATALOĞU www.olkatarim.com 01 İ Ç İ N D E K İ L E R 02. Olka Tarım Hakkında 03. Solucan Gübresi Hakkında 04. Solucan Gübresi Özellikleri 05. Ürün Bilgileri 06.

Detaylı

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI Dr. K.Necdet Öngen Tükettiğimiz gıdaların güvenilirliği hayati derecede önemlidir Gıdalarımızdaki pestisit kalıntıları konusunda neyi ne kadar biliyoruz? Tükettiğimiz gıdalar

Detaylı

TEBLİĞ. a) 29/12/2011 tarihli ve 28157 3 üncü mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine dayanılarak,

TEBLİĞ. a) 29/12/2011 tarihli ve 28157 3 üncü mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine dayanılarak, 15 Ağustos 2014 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29089 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TEBLİĞ TÜRK GIDA KODEKSİ DEVAM FORMÜLLERİ TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2014/32) Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı; devam

Detaylı

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir?

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir? Tükettiğimiz imiz gıdalarg daların n güvenilirlig venilirliği i hayati derecede önemlidir KALINTILARI Dr. K.Necdet Öngen Gıdalarımızdaki pestisit kalıntıları konusunda neyi ne kadar biliyoruz? Tükettiğimiz

Detaylı

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları Balık Beslemede Balık Unu na Alternatif Yemler Bezelye Konsantresi Günümüzde balık yemi formülasyonlarında yaygın olarak kullanılan yukarıda adı geçen bitkisel

Detaylı

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Tarih boyunca; İnsan diyeti, Aktivite kalıpları, Beslenme durumu. Paleolithic dönemden beri: Diyet kalıpları, Fiziksel aktivite

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik 2. Ders YB 205 Beslenme İkeleri 2015 Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr BESLENME Dünya Sağlık Örgütü (WHO-DSÖ)

Detaylı

TÜRKİYE BEYAZ ET SEKTÖRÜ

TÜRKİYE BEYAZ ET SEKTÖRÜ TÜRKİYE BEYAZ ET SEKTÖRÜ 1. GİRİŞ Beyaz et insan beslenmesinde besin değeri açısından tartışılmaz bir öneme ve yere sahiptir. Tavuk eti; uluslararası terminolojide Kanatlı Eti kavramı içinde değerlendirilmektedir.

Detaylı

ADIM ADIM YGS- LYS 92. ADIM KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

ADIM ADIM YGS- LYS 92. ADIM KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI ADIM ADIM YGS- LYS 92. ADIM KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI GENETİK MÜHENDİSLİĞİ Belirli bir amaca yönelik olarak genetik madde üzerinde yapılan çalışmaları içerir. Canlıların

Detaylı

DAMIZLIK ROSS 308. BROYLER DAMIZLIK Karma Yem Besin Madde Değerleri 2016

DAMIZLIK ROSS 308. BROYLER DAMIZLIK Karma Yem Besin Madde Değerleri 2016 DAMIZLIK ROSS 308 BROYLER DAMIZLIK Karma Yem Besin Madde Değerleri 2016 Giriş Bu kitapçık; Ross 308 (yavaş tüylenen) damızlık sürüleri için beslemeye ilişkin tavsiyeler içermektedir ve Ross Damızlık Sevk-İdare

Detaylı

GIDA ENDÜSTRİSİNDE SOYA KAYNAKLI PROTEİNLERE ALTERNATİF ARAYIŞLARI

GIDA ENDÜSTRİSİNDE SOYA KAYNAKLI PROTEİNLERE ALTERNATİF ARAYIŞLARI GIDA ENDÜSTRİSİNDE SOYA KAYNAKLI PROTEİNLERE ALTERNATİF ARAYIŞLARI Yrd. Doç. Dr. Levent Yurdaer AYDEMİR Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Gıda Mühendisliği 05-07 Ekim 2016, EDİRNE Pazar büyüklüğü:

Detaylı

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres nedir? Olumsuz koşullara karşı canlıların vermiş oldukları tepkiye stres denir. Olumsuz çevre koşulları bitkilerde strese neden olur. «Biyolojik Stres»: Yetişme

Detaylı

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile uygulanan kültürel önlemlerden biri de tarım ilacı uygulamalarıdır.

Detaylı

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI SAĞLIK BİLİMLERİ ENSİTÜSÜ İ Yüksek Lisans Programı SZR 101 Bilimsel Araştırma Ders (T+ U) 2+2 3 6 AD SZR 103 Akılcı İlaç Kullanımı 2+0 2 5 Enstitünün Belirlediği

Detaylı

TOKSİN BAĞLAYICILAR. - Captex T2. - Sorbatox

TOKSİN BAĞLAYICILAR. - Captex T2. - Sorbatox TOKSİN BAĞLAYICILAR - Captex T2 - Sorbatox MİKOTOKSİNLER: Bazı mantar türlerinin normal hayati fonksiyonlarının sonucunda oluşan metabolitlerdir. Bilimsel olarak adlandırılmış 200 den fazla mikotoksin

Detaylı

İLAÇ, KOZMETİK ÜRÜNLER İLE TIBBİ CİHAZLARDA RUHSATLANDIRMA İŞLEMLERİ ECZ HAFTA

İLAÇ, KOZMETİK ÜRÜNLER İLE TIBBİ CİHAZLARDA RUHSATLANDIRMA İŞLEMLERİ ECZ HAFTA İLAÇ, KOZMETİK ÜRÜNLER İLE TIBBİ CİHAZLARDA RUHSATLANDIRMA İŞLEMLERİ ECZ 961 1. HAFTA İLAÇ Hastalıkların teşhisi, tedavisi, profilaksisi (hastalıktan korunma) cerrahi girişimlerin kolaylaştırılması ve

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

Tarımsal Biyoteknolojiye Giriş

Tarımsal Biyoteknolojiye Giriş Tarımsal Biyoteknolojiye Giriş Adnan Menderes Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji TAB 101 Muavviz Ayvaz (Yrd. Doç. Dr.) 14. Hafta (17.12.2013) 1 -GDO ların olası fayda ve zararları 2 GDO ların olası faydalarını

Detaylı

Vitaminlerin yararları nedendir?

Vitaminlerin yararları nedendir? Vitaminlerin yararları nedendir? Vitamin ve mineraller vücudun normal fonksiyonlarının yerine getirilmesinde, büyüme ve gelişiminde çok önemlidir. Az miktarlarda yeterlidirler. Gebelikte anne yanında bebeğin

Detaylı

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi Prof. Dr. Yasemen YANAR Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölüm Başkanı Tarih boyunca medeniyetler

Detaylı

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

gereksinimi kadar sağlamasıdır. Yeterli beslenme, vücudun yaşamı ve çalışmasını sürdürebilesi için gerekli olan enerjinin sağlanması anlamına gelir. Dengeli beslenme ise, alınan enerjinin yanında bütün besin öğelerini gereksinimi kadar

Detaylı

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA ESER ELEMENTLER İnsan vücudunda en yüksek oranda bulunan element oksijendir. İkincisi ise karbondur. İnsan vücudunun kütlesinin %99 u sadece 6 elementten meydana gelir. Bunlar:

Detaylı

YEM AMAÇLI KULLANILMAK İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON863xMON810 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU

YEM AMAÇLI KULLANILMAK İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON863xMON810 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU YEM AMAÇLI KULLANILMAK İSTENEN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ MON863xMON810 MISIR ÇEŞİDİ VE ÜRÜNLERİ İÇİN BİLİMSEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU RAPORUN HAZIRLANIŞ GEREKÇESİ VE DAYANAKLARI Bu rapor, genetik olarak

Detaylı

FİZYOLOJİ ANABİLİM DALI

FİZYOLOJİ ANABİLİM DALI 2.1.3. FİZYOLOJİ ANABİLİM DALI : Bursa Bölgesindeki Holstein İneklerde Kuru Dönem ve Laktasyonun Çeşitli Evrelerinin Bazı Kan Parametrelerine Etkisi : - İşbirliği Yapan Kuruluş(lar) : - : Nurten GALİP*,

Detaylı

Bir populasyonun birey sayısı, yukarıdaki büyüme eğrisinde görüldüğü gibi, I. zaman aralığında artmış, II. zaman aralığında azalmıştır.

Bir populasyonun birey sayısı, yukarıdaki büyüme eğrisinde görüldüğü gibi, I. zaman aralığında artmış, II. zaman aralığında azalmıştır. 2000 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 1. Bir populasyonun birey sayısı, yukarıdaki büyüme eğrisinde görüldüğü gibi, I. zaman aralığında artmış, II. zaman aralığında azalmıştır. Aşağıdakilerden hangisinde

Detaylı

Gübre Kullanımının Etkisi

Gübre Kullanımının Etkisi 1 Gübre Kullanımının Etkisi Tarımsal üretimi artırmanın en kolay yollarından biri gübre Dünyada gübre kullanımı sürekli artıyor. En çok tüketilen azotlu ve fosforlu gübreler Kirlilik açısından ahır gübresi

Detaylı

Biyolojik Risk Etmenleri

Biyolojik Risk Etmenleri Biyolojik Risk Etmenleri Mesleki tehlikeler Biyolojik, Biyomekanik, Kimyasal, Fiziksel (+radyolojik) Psikososyal TANIMLAMA Çalışma yaşamında biyolojik risk etkenleri denildiğinde akla, herhangi bir enfeksiyona,

Detaylı

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi 1 Verim Arzının Zaman İçinde Değişimi Verim Arzının dış görünümü olan iş verimi işin tekrarlanması

Detaylı

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek,

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek, ALABALIK YEMLERİ 1 Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek, Çipura ve Alabalık yemlerinin yanında

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #7

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #7 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #7 1) 48 saat karanlıkta bekletilen bir saksı bitkisinden bu sürenin sonunda bir yaprak kopartılmış (1. yaprak) ve bitki aydınlık ortamda 12 saat bekletilmiştir. Bu sürenin sonunda

Detaylı