EDİRNE İL MERKEZİNDE YAŞ ARASI POPÜLASYONDA UYKU KALİTESİNİN YORGUNLUK ÜZERİNE OLAN ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "EDİRNE İL MERKEZİNDE YAŞ ARASI POPÜLASYONDA UYKU KALİTESİNİN YORGUNLUK ÜZERİNE OLAN ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ"

Transkript

1 T.C TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Doç. Dr. Ayşe ÇAYLAN EDİRNE İL MERKEZİNDE YAŞ ARASI POPÜLASYONDA UYKU KALİTESİNİN YORGUNLUK ÜZERİNE OLAN ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ (Uzmanlık Tezi) Dr. Züleyha KIYUNAT EDİRNE

2 TEŞEKKÜR Uzmanlık eğitimim boyunca gösterdiği her türlü destek ve yardımlarından dolayı Trakya Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. H. Nezih Dağdeviren e, yardımlarını ve katkılarını esirgemeyen tez danışmanım Doç. Dr. Ayşe Çaylan a, Doç. Dr. Serdar Öztora ya ve Yrd. Doç. Dr. Önder Sezer e, eğitimimde emeği geçen tüm hocalarıma, sevgili aileme ve birlikte çalıştığım tüm asistan arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunarım. 2

3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ VE AMAÇ... 1 GENEL BİLGİLER... 3 UYKUNUN TANIMI... 3 NORMAL UYKU... 4 UYKUNUN NÖROANATOMİSİ VE NÖROFİZYOLOJİSİ... 5 UYKU-UYANIKLIK DÖNGÜSÜ... 6 UYKU GEREKSİNİMİ... 7 UYKU BOZUKLUKLARI... 7 UYKU KALİTESİ VE UYKUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ UYKU HİJYENİ YORGUNLUK TANIMI VE ÖZELLİKLERİ YORGUNLUĞUN TİPLERİ YORGUNLUĞUN DEĞERLENDİRİLMESİ VE ÖLÇÜMÜ GEREÇ VE YÖNTEMLER BULGULAR TARTIŞMA SONUÇLAR ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR EKLER 3

4 SİMGE VE KISALTMALAR ASM CDC EEG GH ICSD KYS NREM PSG PUKİ PYÖ REM VKİ : Aile Sağlığı Merkezi : Center for Disease Control (Hastalık Kontrol Merkezi) : Elektroensefalografi : Growth Hormone (Büyüme Hormonu) : The International Classification of Sleep Disorders (Uluslararası Uyku Bozukluğu Sınıflaması) : Kronik Yorgunluk Sendromu : Non-Rapid Eye Movement : Polisomnografi : Pittsburg Uyku Kalitesi İndeksi : Piper Yorgunluk Ölçeği : Rapid Eye Movement : Vücut Kitle İndeksi 4

5 GİRİŞ VE AMAÇ Uyku, insan ömrünün yaklaşık üçte birini kapsamaktadır (1). Uyku, yüzyıllar öncesinden beri merak edilen ve araştırılan bir konu olmasına rağmen; elektroensefalografi (EEG) kayıtlarının 1930 lu yıllarda yapılmaya başlanmasıyla uyku araştırmalarında önemli ilerlemeler sağlanmıştır (2). Uyku ile ilgili araştırmalar günümüzde de önemini koruyarak devam etmektedir. Uyku, vücudun dinlenmesini sağlayan bir hareketsizlik hali, tüm vücudun yaşama yeniden hazırlandığı aktif bir yenilenme dönemidir (3). Düzenli, tekrarlanan ve geri döndürülebilen bir durumdur. Uyku sırasında kişi tüm uyaranlara karşı uyandırılabilecek bir bilinçsizlik durumu yaşamakta, çevre ile iletişimi kısmi, geçici ve periyodik olarak kesintiye uğramaktadır (4). Uyku kalitesi; kişinin uyandıktan sonra kendini zinde, yeni bir güne hazır hissetmesi olarak ifade edilmektedir. Yaşam tarzı, iş yaşamı, sosyal yaşam, çevresel faktörler, ekonomik durum, genel sağlık durumu ve stres gibi birçok faktörden etkilenebilmektedir (3). Uyku ve düzenindeki bozulmalar kişiyi olumsuz yönde etkilemektedir. Dikkat dağınıklığı, anksiyete, depresyon, halüsinasyon, ağrıya karşı duyarlılığın artması, iştahsızlık, boşaltımda güçlük gibi birçok sorunun ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Ortaya çıkan bu sorunlar ise kişinin yaşam kalitesinin bozulmasına, morbidite ve mortalite artışına sebep olmaktadır (5). Yapılan araştırmalar uyku problemlerinin yaygın olarak görülmesine rağmen, uykunun sağlık açısından fazla önemsenmediğini göstermektedir (5). Uyku bozukluğu prevalansının %20-30 arasında olduğu belirtilmektedir (6). Uyku bozuklukları bireyin okul veya iş başarısını, sosyal hayatını, evlilik ve diğer ilişkilerini, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilmekte; iş ve trafik kazalarına neden olabilmektedir (7). 1

6 Yorgunluk; hissedilebilen, zengin klinik bulgularla birliktelik gösterebilen ve genelde geçici olabilen bir şikayettir. Fiziksel ve mental enerji yokluğu veya halsizlik hissi olarak ifade edilmektedir. Toplumda yaygın olarak görülmekte ve kişinin bireysel, sosyal, mesleki ve ruhsal fonksiyonlarını kısıtlamaktadır (8,9). Yorgunluk etyolojisi tam olarak bilinmemekle beraber psikososyal faktörlerin başında anksiyete, stres ve motivasyon düşüklüğü gelmektedir. Yorgunluk sağlıklı kişilerde aşırı fiziksel ve zihinsel aktivite sonucunda görülebilmekte iken, bazı kronik hastalıklarda hastalık ve tedavi etkilerine bağlı olarak görülebilmektedir (10). Yorgunluk, öznel bir tanım olması nedeniyle çoğu zaman gözden kaçan ve hekimler tarafından ihmal edilen bir şikayet olmaktadır. Yorgunluğun kişiye özel bir deneyim olması nedeniyle hastalar tarafından derecelendirilen ölçekler ile değerlendirilmesinin daha uygun olduğu belirtilmektedir (8,9,11). Uyku; temel insan gereksinimlerinden biri olup, bireyi korumaya yönelik bir yaşam aktivitesidir. Yorgunluk da bireylerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir şikayettir. Uyku kalitesi ve yorgunluk ile ilgili çalışmalar incelendiğinde popülasyonların sınırlı olduğu görülmektedir. Bu çalışmada, daha geniş bir kitleye ulaşmak için Edirne il merkezindeki yaş arası popülasyonun sosyodemografik özelliklerinin, uyku kalitesinin, yorgunluk düzeylerinin araştırılması, çalışmanın sonunda da uyku kalitesinin yorgunluğa etkisinin değerlendirilmesi, biyopsikososyal yaklaşımda bulunan birinci basamak hekimlerinin uyku kalitesi ve yorgunluk hakkındaki farkındalıklarının artmasını sağlayacak veri ve sonuçlara ulaşılması amaçlanmıştır. 2

7 GENEL BİLGİLER UYKUNUN TANIMI İnsanın fiziksel, sosyal, duygusal ve entellektüel ihtiyaçları bulunmaktadır. Bu temel ihtiyaçlar karşılanamadığı zaman bireyin iyilik hali bozulur. Uyku bunlardan bir tanesidir; ruh, zihin, bedeni yenilemek gerektiğinde stres ve sorumluluklardan uzaklaşıldığı bir rahatlama olarak tanımlanmaktadır (12). Uyku kişinin duyusal veya diğer uyaranlarla uyanabileceği bir bilinçsizlik hali, bireyin yaşamını sürdürebilmesi açısından temel fizyolojik bir gereksinimdir (13). Uykunun yenilenme, enerjiyi koruma, yaşlanma sürecine direnç, immünolojik, termoregülasyon, önemli beyin bölgelerinin korunması, korneal anoksinin önlenmesi, nöronal bütünlüğün devamını sağlamak gibi fonksiyonları bulunmaktadır (14). Uykunun fiziksel ve psikolojik yenilenmeye katkısının olmasının yanı sıra üretkenlik, verimlilik, hafıza, konsantrasyon gibi bilişsel işlevlerde de olumlu etkileri bulunmaktadır. Bütün bu etkileri göz önüne alındığında uyku bireyin sağlığını etkileyen önemli bir değişkendir (5,15). Uzun süreli uykusuzluk bağışılık sistemi, ısı kontrolü gibi vücudun düzenleyici sistemlerinde bozulmaya sebep olur. Ayrıca yorgunluk, dikkat dağınıklığı, sinirlilik, ağrıya karşı duyarlılığın artması, boşaltım problemleri, derinin esnekliğini kaybetmesi de uykusuzluk sonucunda meydana gelebilir (16). NORMAL UYKU Uyku, bireyin duyusal veya diğer uyaranlarla uyanabileceği bir bilinçsizlik durumu olmasıyla, bireyin uyandırılamadığı bilinçsizlik durumu olan komadan farklıdır (17). Yaşam üç evreden oluşmaktadır. Bu evreler uyanıklık, uykunun iki alt dönemi olan non-rapid Eye 3

8 Movement (NREM) ve Rapid Eye Movement (REM) dönemleridir. Her dönemin kendine özgü nöroanatomik, nörofizyolojik, nörofarmakolojik özellikleri bulunmaktadır. Fakat bu evreler için spesifik bölgeler henüz net olarak bilinmemektedir. Uyku ve uyanıklık regülasyonunda medulladan beyin sapına, hipotalamusa ve bazal ön beyine doğru uzanan çok sayıda merkez ve nörotransmitter rol oynamaktadır. Bunların hiçbiri uyku veya uyanıklıktan tek başına sorumlu değildir (14,18). Uyku, fizyolojik ve davranışsal süreçlerin beraber rol aldığı bir durumdur. Tipik olarak kişinin uzanmış, gözlerinin kapalı, hareketsiz olduğu ve diğer tüm göstergelerin uykuyu işaret ettiği bir tablo olarak tanımlanmaktadır. Fakat uykuda yürüme, konuşma, diş gıcırdatma gibi alışılmadık bazı davranışlar görülebilir (18). Uykunun, çok derin uykudan çok hafif uykuya kadar değişen farklı düzeyleri bulunmaktadır. Uykunun temel olarak her gece birbirini ardı ardına izleyen iki farklı evresi bulunmaktadır. Bu evreler; yavaş dalga uykusu (hızlı göz hareketlerinin olmadığı-non rapid eye movement, NREM) ve paradoksal uyku (hızlı göz hareketlerinin olduğu-rapid eye movement, REM) olarak adlandırılmaktadır. Bu iki tip birbirinden ve uyanıklıktan kesin sınırlarla ayrılmaktadır (17,18) Uyku NREM dönemi ile başlar, yaklaşık 90 dakika sonra REM dönemi gelir. Gecede 4-5 siklus yaşanır (14). 1- NREM (Non-Rapid Eye Movement) Hızlı göz hareketlerinin olmadığı dönemdir. Dört evreden oluşur. Evre 1: Tüm gece uykusunun %2-5 ini, Evre 2: Tüm gece uykusunun %45-55 ini, Evre 3: Tüm gece uykusunun %3-8 ini, Evre 4: Tüm gece uykusunun %10-15 ini oluşturur. Birinci ve ikinci evreler hafif veya yüzeyel uyku, üçüncü ve dördüncü evreler ise derin veya yavaş dalga uykusu olarak değerlendirilmektedir (14). Yüzeyel uyku, uyku ve uyanıklık arasındaki geçişi oluşturmaktadır ve bu dönemde kişiler kolaylıkla uyandırılabilir. Derin uykuda insanların uyandırılabilmesi için daha şiddetli uyaranlara ihtiyaç vardır. Evre 3 ve 4 fiziksel dinlenmeyi sağlar. Büyüme hormonu (GH) özellikle bu evrede salgılanır, hücre yenilenmesi ve onarım bu evrede hızlanır. Vücut ısısında düşme görülür. Bu döneme anabolik dönem de denmektedir (1,4). 4

9 Kalp hızı, solunum sayısı azalır ve düzenlidir. Kan basıncı düşer. Üst hava yolu kas tonusu ve üst hava yolu direnci artar (19,20). EEG paterni genelde senkron, uyku iğcikleri, K-kompleksleri gibi özgün dalgalar ve yüksek voltajlı yavaş dalgaların bileşiminden oluşmaktadır. Uykunun büyük kısmının geçtiği dönemdir. Uykunun başlangıcı, sağlıklı bir insanda NREM ile olmaktadır. Bireyin uykuya giriş yaptığı evrenin normal uyku ve patolojik uyku ayrımında önemi bulunmaktadır (18). 2- REM (Rapid Eye Movement) Genç erişkinde uyku süresinin yaklaşık %20-25 ini kapsar, 5-30 dakika sürer ve 90 dakikada bir tekrarlanır (18,20). Solunum ve göz kasları dışındaki iskelet kaslarında atoni görülmektedir. Hızlı göz hareketlerinin görüldüğü evredir. Bilişsel ve fizyolojik aktivitelerde artış olmaktadır. Birbirini izleyen tonik ve fazik değişimler görülmektedir. Kalp atımında taşikardi ve bradikardi dönemleri, solunum sayısında ve derinliğinde değişimler olmaktadır(1). Kalp ve solunum hızının düzensizleşmesi rüya görmenin karakteristik özelliğidir (17). Bu evrenin önemli bir görevi nöronlarda membran stabilizasyonunu sağlamaktır. REM döneminden yoksun bırakılan kişilerde psikiyatrik bozuklukların daha sık görülmesi, bu dönemin ruhsal dinlenmemizi sağladığını düşündürmektedir (4,16). Tonik ve fazik olmak üzere iki alt tipi vardır. EEG de aktivasyon, kas atonisi ve epizodik hızlı göz hareketleri görülür. Uyku boyunca periyodik olarak ortaya çıkar. Kişi çok uykulu ise REM uykusunun süresi kısalır, hatta ortadan kalkar. Gece boyunca gittikçe daha fazla dinlenme olacağından REM süreleri uzar. Bu dönemde kişinin uyandırılması kolaydır. Rüyaların %80 inin görüldüğü evredir. Bu evrede uyanıldığında rüyaların yaklaşık %80 inin hatırlandığı belirtilmektedir. Paralitik bir vücutta aktive olmuş beyin olarak tanımlanabilmektedir (14,17,18). Kişi beynindeki aşırı aktiviteye rağmen uyumakta olduğu için bu uyku tipi paradoksal uyku olarak da adlandırılmaktadır (17). UYKUNUN NÖROANATOMİSİ VE NÖROFİZYOLOJİSİ Uyanıklık beyinsapında retiküler aktive edici sistemde lokalize iken, NREM in bulbus ve önbeyinde, REM in ponsta olduğu belirtilmektedir (14). REM uykusunun oluşumunu ponsta vestibüler çekirdeklerin, atoniyi ise perilocus coeruleus un sağladığı belirtilmektedir. Fakat bu evrelerin fonksiyonlarını açıklamak için bu bölgeler yeterli değildir. Uyku sırasında merkezi sinir sistemindeki reorganizasyon devam etmektedir. Aynı anatomik bölgenin stimülasyonu ile REM uykusu ve uyanıklık 5

10 dönemlerinde birbirinden farklı motor aktivite etkileri görülmektedir. REM döneminde diyafram ve ekstraoküler kaslar hariç, bütün kaslarda aktif paralizi görülmektedir. Beyinsapındaki inhibitor sistemler motor eksitatör sistemi baskılarken aynı zamanda direkt olarak spinal motornöronları inhibe etmektedir. NREM evresinde talamus relay modundan (duysal uyaranın hemisferlere ulaşmasına izin verilme dönemi) osilatör moduna (duysal uyaranın geçişini önleme dönemi) çevrilmektedir. Talamus ve korteks NREM in evre 3 ve evre 4 ündeki yavaş dalgaların oluşumundan sorumludur. REM uykusunda talamus tekrar osilatör moddan relay moduna döner. REM uykusunda uyanıklıktaki gibi duysal uyaranların geçişine izin vardır fakat korteks bu uyaranları değerlendirmeye almamaktadır (14,21). UYKU-UYANIKLIK DÖNGÜSÜ Organizmanın bir günlük fizyolojik ritimlerini ifade etmek için sirkadiyen ifadesi kullanılmaktadır. 24 saatlik olan uyku-uyanıklık döngüsü ya da gece-gündüz döngüsü sirkadiyen ritim olarak adlandırılır. Memelilerde sirkadiyen düzeni belirleyen bölge anterior hipotalamusta yer alan sağ ve sol suprakiyazmatik nükleus (SCN) dir. SCN uyku-uyanıklık döngüsü de dahil olmak üzere fizyolojik, davranışsal ve biyokimyasal pek çok diürnal düzenin belirleyicisidir. Sirkadiyen ritmin iki temel görevi bulunmaktadır: birincisi uyku uyanıklık ritmini çevresel koşullara uygun olacak şekilde düzenlemek; ikincisi hangi fazın gündüz hangi fazın gece olacağını belirlemektir. Böylece insanın yaşama adaptasyonunu kolaylaştırmış olur. Örnek olarak gece uykusunun sonlarına doğru plazma kortizol seviyesi, vücut ısısı, sempatik otonomik aktivite artar. Uyku başlangıç saati yaklaştığında ise vücut ısısı düşer, melatonin salınımı başlar. Uyku uyanıklık döngüsünün zamanlaması bedensel ve çevresel koşullara göre değişiklik gösterebilir. Vardiyalı çalışma, belirgin saat farkı bulunan bölgelere sık yolculuk yapmak gibi durumlar, sirkadyen ritimde sapmalara neden olmaktadır. Yapılan çalışmalar bu durumun insanda hormon düzeyleri, otonom sinir sistem aktivitesi, bilişsel fonksiyonlar, uykunun yapısını olumsuz etkileyecek şekilde sonuçlara sebep olduğunu göstermektedir (21,22). Sirkadiyen ritimde önemli olan başka bir etken ise melatonindir. Pineal bezden salgılanır. Aydınlık-karanlık ritmindeki nöroendokrin belirleyici olarak düşünülebilir. Uyku sırasında kan düzeyi yüksek iken, uyanıklıkta düşüktür (21,22). Serotoninin de uyku regülasyonunda rol aldığını gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Serotoninin salınımının artması, uyku latansını ve gece uyanmalarını azalttığı, salınımının azalması ise REM uykusunun süresini kısalttığı belirtilmektedir (23). 6

11 İnsanlar uyku-uyanıklık döngüsünü kendi iradeleri ile değiştirme girişiminde bulundukları zaman insomni ortaya çıkabilmektedir (21,22). UYKU GEREKSİNİMİ İnsanın temel ihtiyaçlarından biri olan uykunun gereksinimi yaş, cinsiyet, sağlık durumu, beslenme, aktivite, çevresel ortam ve kişisel özelliklerine göre farklılık göstermektedir (16). Tüm yaş gruplarında uykunun süresi ve bileşenleri farklılık göstermektedir. Uykuda geçen süreden çok uyku uyanıklık döngüsünün düzenli sürdürülmesine dikkat edilmesi önerilmektedir. Bir kişinin dinlenmesi için 4 saatlik uyku yeterli olabilirken başka biri için 10 saatlik uyku gerekebilir (12). Prenatal dönemde siklik bir aktivitenin bulunduğunun belirlenmesi, uyku-uyanıklık siklusunun doğum öncesi dönemde de var olduğunu göstermektedir (23). Miadında doğan bir bebek 24 saatin yaklaşık %70 ini uykuda geçirmektedir. Genelde uykuya REM döneminde başlamaktadır ve toplam uykusunun %50 lik gibi büyük bir oranını REM uykusu oluşturmaktadır. 3-6 aylık dönemde sirkadiyen uyku paterni görülmeye başlar. 6. aydan sonra uyku giderek gece saatlerine yoğunlaşır. NREM-REM döngüsü 3 aylıkken 45 dakikalık sürede olurken, 1 yaş civarında bu süre 60 dakikaya çıkar yaşlarında ise sağlıklı erişkinde görüldüğü gibi 90 dakikaya ulaşmaktadır (23,24). Adölesanlar ve genç erişkinlerin uyku ihtiyacı yaklaşık 8-10 saattir. Yetişkinliğin ileri dönemlerinde uyku ihtiyacı 6-8 saat olarak değişmektedir. Yaşlılıkta ise uyku ihtiyacı 6 saate kadar düşmektedir (12). 20 yaş civarında uyanıklık sayısının az olduğu, uyku etkinliğinin yüksek olduğu uykular mevcut iken, bu durum yaşla beraber değişmektedir. 35 yaş civarında derin uyku oranı azalma gösterirken, REM uykusunun toplam uyku süresine oranı sabit kalmaktadır (23). Yaşlandıkça uykuyu başlatma ve sürdürme yeteneği azalmaktadır. Toplam uyku süresi azalır ve yüzeyelleşir. Uykuda daha sık bölünmeler ve uyku başlangıcında uzun süren uyanık kalma hali olmaktadır. Gün içerisindeki uyuklamaların sayısı ve süresi artmaktadır. Işığa bağlı kontrol edilen melatonin seviyesi yaşlılarda düşmektedir, bunun sonucunda uyku zamanının her 10 yıl için 1 saat öne kaydığı ve yaşlı bireylerin erken saatlerde yatıp erken saatlerde uyanmalarının görüldüğü belirtilmektedir (23). UYKU BOZUKLUKLARI İnsanoğlunun hayatının yaklaşık üçte birlik bölümünü oluşturan uykunun bozuklukları bireyde mortalite ve morbidite artmasına sebep olabilirken diğer taraftan komorbit hastalıkların da morbidite ve mortalitelerinde artışa sebep olmaktadır. Uyku bozukluklarının 7

12 yol açtığı kognitif etkilenmeler, bireyin performansını etkiler, yaşam kalitesini düşürür, iş verimini azaltır, sosyal yaşamını, evlilik ve diğer ilişkilerini olumsuz yönde etkiler, iş ve trafik kazalarına sebep olabilir. Bu problemler mortalite ve morbiditeyi arttırmasının yanı sıra cinsel işlev bozuklukları, horlama gibi estetik boyutu olan kaygılara da sebep olur (7,25,26). Uykuyla ilişkili hastalıklar erişkin yaş grubunda sıkça görülmektedir ve yaş arttıkça görülme sıklığı artar (12). Toplumun %90 ı hayatlarının bir döneminde uykusuzluk yaşamaktadırlar. Kronik uykusuzluk görülme sıklığı ise yaklaşık %30 dur. İnsanların %10 u ise uykusuzluk sorunu için ilaç kullanmaktadır (27). American Academy of Sleep Medicine tarafından yayınlanan son sınıflamada uyku bozuklukları 7 alt grupta incelenmektedir. Amerikan Uyku Bozuklukları Birliği ne göre Şubat 2014 te yayınlanan Uluslararası Uyku Bozuklukları Sınıflaması (The International Classification of Sleep Disorders, ICSD-3) na göre bu alt gruplar şu şekildedir: 1. İnsomniler 2. Uykuyla ilişkili solunum bozuklukları 3. Hipersomniyle birlikte seyreden santral hastalıklar 4. Sirkadiyen ritim bozuklukları 5. Parasomniler 6. Uykuyla ilgili hareket bozuklukları 7. Diğer uyku bozuklukları (28) İnsomniler Uyku için gerekli ortam ve şartların bulunmasına rağmen, uykuya başlamada ya da uykuyu devam ettirmede güçlük, sık uyanma, erken uyanma ve tekrar uykuya dalamama ve bunun sonucunda dinlendirici olmayan, gündüz işlev bozukluklarına neden olan bir durum olarak tanımlanmaktadır (29). İnsomni, bir şikayet olarak görülmesinin yanı sıra, birçok hastalığın semptomu şeklinde de görülebilir (30). Primer ve sekonder olarak incelenebilir. Hiçbir neden bulunamayan durumlarda oluşan insomni primer olarak değerlendirilirken, tıbbi veya psikiyatrik bozukluklar, uykuda solunum bozuklukları veya diğer uyku bozukluklarının bir bileşeni olarak görülen insomni sekonder olarak değerlendirilir (31). Kadınlarda erkekler oranla daha fazla görülür ve yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar. Peri ve post menopozal dönemde arttığını gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Sosyoekonomik düzeyin düşük olduğu bireylerde uykusuzluk daha fazla görülmektedir. Astım, hipertansiyon, koroner arter hastalığı, gastroözofagial reflü, migren gibi tekrarlayıcı, kronik hastalıkları bulunan kişilerde insomni oranları yüksektir. İlaç kullanan ve sigara içen kişilerde de 8

13 uykusuzluk yüksek oranlarda görülmektedir (32). Uyku hijyeninin bozuk olması da uykusuzluk şikayetini arttıran nedenlerdendir (31). ICSD-3 e göre gruplandırılması şu şekildedir: 1. Kronik insomni 2. Kısa süreli insomni 3. Diğer insomniler 4. İzole semptom ve varyantlar Fazla yatakta kalanlar Kısa süre uyuyanlar (28) Uykuyla İlişkili Solunum Bozuklukları Uyku sırasında solunum işlevinde meydana gelen patolojik düzeydeki değişikliklere bağlı olarak gelişen, morbidite ve mortalite artşına yol açan klinik tabloya verilen isimdir (4). Bu gruptaki uyku bozukluklarının klinik belirtilerinde gündüz aşırı uykululuk hali, horlama, nokturnal poliüri, gece terlemesi, nocturnal özofagial reflü bulunmaktadır. Gündüz dinlendirici olmayan uyku atakları görülmektedir. Sabah görülen baş ağrısı tipiktir. Kesin tanı polisomnografi ile konur (7,33). ICSD-3 e göre gruplandırılması şu şekildedir: 1. Obstüktif uyku apne sendromu 2. Santral uyku apne sendromu 3. Uyku ile ilişkili hipoventilasyon sendromları 4. Uyku ile ilişkili hipoksemi sendromu 5. İzole semptom ve varyantlar Horlama Katatreni (28) Hipersomniyle Birlikte Seyreden Santral Hastalıklar Aşırı uykululuk halinin görüldüğü hastalıklar, gece uyku bozukluğu ve sirkadiyen ritim bozukluğu dışarıda tutularak bu grupta değerlendirilmiştir (28). Narkolepsi; gündüz aşırı uykululuğu, uyku atakları, REM uyku evresine ait uyku paralizisi, hipnogojik halüsinasyonlar gibi bulguları içeren bir hastalık olarak tanımlanmaktadır (34). ICSD-3 e göre gruplandırılması şu şekildedir: 1. Narkolepsi tip 1 2. Narkolepsi tip 2 9

14 3. İdyopatik hipersomni 4. Kleine-Levin sendromu 5. Medikal hastalıklara bağlı hipersomni 6. İlaç ve madde kullanımına bağlı hipersomni 7. Psikiyatrik hastalıklara bağlı hipersomni 8. Yetersiz uyku sendromu 9. İzole semptom ve varyantlar Uzun uyuyanlar (28) Sirkadiyen Ritim Bozuklukları Başka bir hastalık ya da uyku bozukluğu ile açıklanamayan, uyku-uyanıklık döngüsünün bozulduğu durumlarda ortaya çıkan uyku bozukluklarını içermektedir. Endojen sirkadyen saatteki değişiklikler, endojen saat ile çevresel koşulların arasındaki uyumsuzluk bu gruptaki uyku bozukluklarına sebep olabilir. Klinik tablo biyolojik, davranışsal ve çevresel faktörlerce şekillenir (35,36). ICSD-3 e göre gruplandırılması şu şekildedir: 1. Gecikmiş uyku-uyanıklık fazı bozukluğu 2. İleri uyku-uyanıklık fazı bozukluğu 3. Duzensiz uyku-uyanıklık ritmi bozukluğu saatlik olmayan uyku-uyanıklık ritmi bozukluğu 5. Vardiyalı calışma 6. Jet-lag 7. Spesifiye edilemeyen sirkadiyen ritim bozuklukları (28) Parasomniler Genelde çocuk yaşlarda başlayan, ileri yaşlarda azalarak kaybolan, nadir olarak erişkin yaşlarda da ortaya çıkabilen, uyku, kısmi uyanıklık, uykuya geçiş sırasında görülen anormal hareket ve davranışlardır. Santral sinir sisteminde oluşan patolojik bir aktivasyonun, otonom sinir sistemi ve iskelet kaslarına aktarımına bağlı bilişsel süreci ve iskelet kaslarını etkileyen bir klinik tablodur. Santral sinir sisteminin maturasyonu ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Uykunun farklı evrelerinde görülebilir (37). Taşikardi, pupillerde dilatasyon, terleme görülebilir (14). ICSD-3 e göre gruplandırılması şu şekildedir: 1. Non-REM ilişkili parasomniler 10

15 Arousal bozuklukları Konfüzyonel arousallar Uykuda yürüme Uyku terörü Uyku ilişkili yeme bozuklukları 2. REM ile ilişkili parasomniler REM uykusu davranış bozukluğu Tekrarlayıcı izole uyku paralizisi Kabus bozuklukları 3. Diğer parasomniler Exploding head sendromu Uyku ilişkili hallusunasyonlar Uyku enurezis Medikal durumlara bağlı parasomniler İlaç veya madde kullanımına bağlı parasomniler (28) Uykuyla İlgili Hareket Bozuklukları Hastalar tarafından bacaklarda karıncalanma, batma, gıdıklanma veya rahatsız edici herhangi bir his olarak tarif edilen, alt ekstremitelerde periyodik, tekrarlayıcı hareketlerin görüldüğü, bedenin sallanması, başın sallanması, çarpması gibi durumların ortaya çıktığı uyku bozuklukları grubudur (38-40). ICSD-3 e göre gruplandırılması şu şekildedir: a. Huzursuz bacak sendromu b. Periyodik bacak hareketleri c. Uyku ilişkili bacak krampları d. Uyku ilişkili bruksizm e. Uyku ilişkili ritmik hareket bozuklukları f. İnfantların benign uyku myoklonusu g. Uyku başlangıcında propriospinal myoklonus h. Medikal hastalıklara bağlı uyku ilişkili hareket bozuklukları i. İlac veya madde kullanımına bağlı uyku ilişkili hareket bozuklukları j. Spesifiye edilemeyen uyku ilişkili hareket bozuklukları (28) 11

16 Diğer Uyku Bozuklukları Uyku ile ilişkili medikal ve nörolojik hastalıkların ve madde kullanımına bağlı oluşan uyku bozuklukları bu grupta değerlendirilir (28). UYKU KALİTESİ VE UYKUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ Uyku kalitesi, uykunun nicel ve nitel birçok özelliklerini kapsamaktadır (16). Uyku kalitesini etkileyen etmenler arasında cinsiyet, yaş, ilaç kullanımı, kafein alımı, bitkisel çaylar, meditasyon, bilişsel durum, anksiyete, depresif semptomlar, fiziksel aktivite, uyku zamanı alışkanlığı, müzik, vücutta herhangi bir ağrının varlığı ve çevresel faktörler sayılmaktadır (27). Uyku kalitesinin bozulması kişilerin duygu, düşünce ve motivasyonunun bozulmasına sebep olmaktadır. Yetersiz uyuyanlarda fiziksel, bilişsel, duygusal çökkünlük görülmektedir. Yorgunluk, bezginlik, dikkatte azalma, ağrıya karşı duyarlılığın artması, irritabilite, konfüzyon, halüsinasyon, iştahsızlık ve boşaltımda güçlük gibi durumlar görülebilmektedir. Ayrıca yaşamı tehdit eden kazalar, iş ve günlük hayatta uyumsuzluklar görülebilir (41). Uykunun değerlendirilmesinde öncelik esas semptomu belirlemek ve buna odaklanmaktır. Bunun için öykünün ayrıntılı sorgulanması gerekmektedir. Daha sonra dikkatli bir fizik muayene yapılmalıdır. Gerekli laboratuvar tetkikleri ile beraber çeşitli ölçekler yardımı ile uyku kalitesi, uykululuk hali değerlendirilmelidir. Bu ölçeklerden bir tanesi Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksidir (4,7). Son aşama ise polisomnogrofi (PSG) ile uykunun kaydedilmesi aşamasıdır. Polisomnografi, fizyolojik uykunun ve uyku sırasında meydana gelen değişikliklerin ortaya konması, değişik uyku hastalıklarının tanısı, tedavisi ve tedavi etkinliğinin belirlenmesi amacıyla yapılan, uyku sırasındaki parametrelerin 6 saat veya daha fazla süre ile kaydedilmesi ve ardından rapor yazılması işlemidir. Gece yapılması esastır. Polisomnografi sırasında elektroensefalografi, elektrookülografi, elektromiyografi, solunum parametreleri, periyodik bacak hareketlerinin kaydı yapılmaktadır (42). UYKU HİJYENİ Uyku hijyeni; uykuya geçişi engelleyen, yavaşlatan alışkanlıkların yaşam tarzından çıkartılması anlamına gelmektedir. Yapılan çalışmalarda uyku hijyeninin düzenlenmesiyle uyku problemi yaşayan kişilerde önemli ölçüde yararlar sağlandığı görülmektedir. Uyku hijyeninin kötü olması uyku kalitesini azaltmaktadır (27). 12

17 Her sabah aynı saatte uyanmak, aynı saatlerde yatış zamanının sağlamak, yatma zamanından 3-4 saat öncesine kadar yorucu fiziksel aktivitelerden kaçınmak, günlük düzenli aerobic egzersizler yapmak, uygun ısı ve ışıkta, sessiz bir uyku ortamı seçmek, yatağı sadece uyumak için kullanmak, yatma saatine yakın yemek yenmemesi fakat yatağa aç gidilmemesi, uyku zamanından en az 6 saat öncesine kadar alkol, kafein ve nikotin kullanımının kısıtlanması, gündüz uykusunun kaldırılması, dakikada uykuya dalmada problem varsa yatakta kalmadan kalkılması, yatağa uykulu iken gitmek, hafta sonları ölçüsüz ve fazla uykudan kaçınmak, ortam değişikliğinin denenemesi uyku hijyeni için önerilen faktörlerdir (30,43). YORGUNLUK Yorgunluk Tanımı ve Özellikleri Yorgunluk, bazen tek başına bir hastalık olarak görülürken bazen de çeşitli terimlerle ifade edilen, çok sayıda hastalığa eşlik eden bir şikayet olabilmektedir. Tıp tarihi boyunca hakkında düşünülmüş ve iyileştirilmeye çalışılmış bir durumdur (44). Yorgunluk; sürekli ve bunaltıcı bir bitkinlik, enerji yoksunluğu, geçici, fiziksel ve mental kapasiteyi azaltan bir duygu olarak tanımlanabilmektedir (45,46). Günlük hayatta çoğu zaman karşılaşılan bir semptom olmasının yanı sıra fiziksel ve ruhsal birçok kronik hastalıkta ortaya çıkabilmektedir. Atık ürünlerin birikme süreci, kas zayıflığı gibi durumlarda ortaya çıkan ve engellenmesi zor bir tükenme hissi ile karakterizedir (47). Yorgunluk ile ilgili değişik tanımlamalar yapılmıştır. Genel olarak tükenmişlik duygusunu içeren subjektif bir kavram ya da güçsüzlük hissinin eşlik ettiği, enerji azalması ile ortaya çıkmış tükenmişlik sendromu bunlardan birkaçıdır. Piper ise yorgunluğu psikolojik ve somatik faktörlerin rol aldığı kompleks bir algı şeklinde tanımlamaktadır (47). Yorgunluk, kişinin nesnel gücüyle beraber öznel deneyimlerini de kapsamaktadır. Hastalar yorgunluğu halsizlik, güç ve performans azlığı, zayıflık, enerjisizlik, bitkinlik, konsantrasyonda güçlük, motivasyon eksikliği, uykusuzluk, depresyon olarak tanımlamaktadırlar. Walker ve Avant yorgunluğun dört yönünden bahsetmişlerdir. Bunlar; Fiziksel, emosyonel ve bilişsel faktörlerin rol aldığı, bedeni tümüyle etkileyen bir deneyim olması, Hoş olmayan bir duygu olması, Kronik ve acımasız bir kavram olması, 13

18 Kişinin kendi algısına bağlı, subjektif bir tecrübe olmasıdır (48,49). Yapılan çalışmalarda yorgunluk kavramının bütüncül bir yaklaşımla değerlendirildiği ve subjektif özelliğinin ön planda tutulduğu görülmektedir (47). Yorgunluk birçok nedeni ve farklı boyutları olan bir kavram olduğu için nedenini ortaya koymaya yönelik standart bir model bulunmamaktadır (48). Yorgunluğun uykululuk halinden ayrımının yapılması önemlidir. Uykululuk hali çoğu zaman dikkatsizlikle beraber esnemenin olduğu ve uyanık kalmak için mücadele edilen bir durumdur. Yorgunlukta çoğu zaman dinlenmek sonrasında iyileşme görülürken, uykululuk halinde dinlenmek veya oturmakla artış olmaktadır (45). Bazı kaynaklarda yorgunluğu belirleyen major ve minör özellikler tanımlanmaktadır (47). Majör özellikler: Enerji azlığının sürekli olarak sözel ifadesi, Alışılmış rutinlerin devam ettirilmesinde yetersizlik. Minör özellikler: Rutin görevleri yapmak için ek enerjiye gereksinimi olduğunu hissetme, Fiziksel yakınmalarda artış, Emosyonel olarak değişken ya da duyarlı olmak, Konsantrasyon yeteneğinde bozulma, Performansta azalma, Letarjik durum ya da isteksizlik, Libidoda azalma, Çevreye ilgisizlik, Sosyal aktiviteleri yerine getirememe, Uyumaya rağmen enerji toplayamamadır. YORGUNLUĞUN TİPLERİ Yorgunluk değişik şekillerde sınıflandırılabilmektedir ve kişiye göre farklılık gösteren subjektif bir kavramdır. Uykusuzluk, çok çalışmak, gebelik gibi fiziksel stres nedeniyle, ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı kişilerde fizyolojik yorgunluk oluşabilir. Düzensiz ya da yetersiz uyku uyuyanlarda, diyet yapanlarda, aşırı ya da çok az egzersiz yapanlarda ve uzun süreli yoğun çalışanlarda fizyolojik yorgunluk görülme ihtimali artar. Enfeksiyon, endokrin düzensizlik, kardiyovasküler hastalıklar, anemi, ilaç kullanımı, kanser, bağ dokusu hastalıkları 14

19 gibi durumlarda fiziksel yorgunluk görülebilmektedir. Depresyon, stres, anksiyete ve uyum sağlama reaksiyonu gösteren hastalıklarda psikolojik yorgunluk görülürken, bütün nedenlerin birlikte görüldüğü durumlarda da yorgunluk oluşabilir (49,50). Lokal yorgunluk ve merkezi yorgunluk olarak iki temel tipte incelenebilir. Lokal Yorgunluk Kaslar çalışma kapasitelerini sürdüremezler, performans geçici olarak düşer ve gelen uyarılara cevap yeteneği bozulur. Kaslarda gerginlik, kramp ve güç kaybı görülür. Lokal yorgunluk kaslarda laktik asit birikimi, glikojen, protein, kreatin fosfat, adenozin trifosfat (ATP) depolarının tükenmesi, elektrolitlerde azalma veya mikro travmalar sonucunda ortaya çıkmaktadır (49). Merkezi Yorgunluk Lokal yorgunlukların vücutta birikmesi sonucunda oluşur. Vücudun yenilenme mekanizmasını sağlayan nöroendokrin sistem etkilenir. Bunun sonucunda; Fiziksel performansta azalma, Vücut ağırlığını kontrol etmede güçlük, Devamlı kas ve eklem ağrıları, Yenilenmenin gecikmesi ve yorgunluğun devam etmesi, Uyku düzeninde bozulmalar, Reaksiyon zamanının yavaşlaması, Koordinasyon güçlüğü, Karar vermede zorluk, Mutsuzluk, gerginlik, alınganlık, sıkıntı hissi, Sosyal anlamda iletişim güçlüğü, Unutkanlık, Uyanıklığın azalması, Uyuşukluk hali ortaya çıkabilir (49). Yorgunluk akut ve kronik olarak da sınıflandırılmaktadır. Akut yorgunluk; sağlıklı kişilerde görülür, harcanan enerji miktarı ile doğru orantılıdır ve kısa sürelidir. Günlük yaşam aktivitelerinde azlık, yetersiz ve dengesiz beslenme, 15

20 uykusuzluk, iş ve sosyal yaşantıdaki sorumluluğun artması gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. İyi bir uyku sonrasında, stres ya da aktivitenin azalmasıyla düzelme görülebilmektedir (49). Kronik yorgunluk; en az 6 ay süredir devam eden yorgunluktur (49). Kronik yorgunluk sendromu veya idiyopatik kronik yorgunluk olarak sınıflandırmak gerekir (50). Bir ay veya daha fazla süre uzamış veya tekrarlayan yorgunluğun olduğu durum uzamış yorgunluk olarak değerlendirilir. Altı ay veya daha fazla süren fakat, yorgunluğun ciddiyeti ve kriterlerini tam olarak karşılamayan tip idiyopatik kronik yorgunluk olarak değerlendirilir (50,51). Kronik yorgunluk sendromu (KYS); organik veya ciddi psikiyatrik hastalık gibi bir neden olmadan gelişen, yorgunlukla beraber kas-iskelet ağrısı, uyku bozukluğu, konsantrasyon bozukluğu ve baş ağrısının görüldüğü, sakatlayıcı ve tedavisi zor olan bir hastalıktır. Hastanın kişisel, sosyal, eğitimsel, mesleki ve ruhsal fonksiyonları kısıtlanmaktadır (8). KYS için Center for Disease Control (CDC) tanı kriterleri-1994 A- Ciddi açıklanamayan yorgunluk( en az 6 ay) 1. Yeni başlamamış ve belirlenmemiş 2. Devamlı bir egzersizin sonucu oluşmamış 3. Dinlenmekle geçmeyen 4. işlevsellikte bozulmaya yol açan B- Kronik yorgunlukla birlikte en az dört semptomun varlığı 1. Hafıza ve konsantrasyon kaybı 2. Boğaz ağrısı 3. Lenf nodu hassasiyeti 4. Kas ağrısı 5. Çoklu eklem ağrısı 6. Yeni başlayan baş ağrısı 7. Dinlendirici olmayan uyku 8. Egzersiz sonrasında ağrı (44,51) YORGUNLUĞUN DEĞERLENDİRİLMESİ VE ÖLÇÜMÜ Yorgunluk, tüm hekimlerin sıkça karşılaştıkları ve tedavide güçlük yaşadıkları bir şikayettir. Fiziksel ya da psikiyatrik herhangi bir hastalığın belirtisi olabildiği gibi, belirli bir hastalığı olmayan bireylerde de tek başına ortaya çıkabilmektedir. Çoğu zaman temel şikayetin yorgunluk olduğu, çok sayıda fiziksel ve psikiyatrik belirtinin eşlik ettiği, fakat 16

21 herhangi bir fiziksel veya psikiyatrik hastalıkla, muayene ve laboratuar yöntemiyle nedeni açıklanamayan durumlar hekimleri zorlamaktadır (44). Yorgunluk, bireyi iş hayatından aile hayatına ve daha birçok yönden etkileyen bir durum olması nedeniyle birinci basamakta yaklaşımı önemli bir konudur (52). Birinci basamaktaki başvuruların yaklaşık %20 sini oluşturmaktadır ve en sık karşılaşılan yedinci şikayettir (45,53). Yorgunluğun iki pik yaptığı dönem bulunmaktadır. Birinci pik adölesan ve erken yetişkinlik dönemi iken ikinci piki 60 yaş üzeri dönemde görülmektedir (52). Yorgunluğun değerlendirilmesi için belli bir yöntem yoktur. İdeal olan hastanın bunu kendisinin değerlendiriyor olmasıdır (47). Yorgunluğu değerlendirmeye başlarken hastayı dinlemek, bunun hasta için ne anlama geldiğini anlamaya çalışmak, nedeni ortaya koyacak bir ipucu yakalamaya çalışmak gerekir (53). Örneğin; psikojenik kökenli yorgunlukta hasta daima yorgundur, günün ilerleyen saatlerinde daha iyi hissedebilmektedir. Organik sebebe bağlı olanlarda ise yorgunluk ilerleyen saatlerde iyice artabilmektedir (54). Öykü ve Fizik Muayene Birinci basamağa başvuran hastada detaylı alınan öykü ve yapılan fizik muayene, hem maliyet etkin davranmayı hem de taramaya yönelik isabetli olmayı sağlayacağından önemlidir. Tıbbi öykü ile beraber psikososyal ve mesleki öykünün de alınması gerekmektedir (52). Laboratuvar tetkikleri: Testlerin yorgunluk şikayetine odaklanılarak yapılmasından ziyade bulgulara bağlı olarak yapılması önerilir. Bir yıldan daha fazla süredir yorgunluk şikayeti olanlarda laboratuvar testlerinin genelde yararı yoktur. Tarama amaçlı tam kan sayımı, sedimantasyon hızı, rutin biyokimya testleri, idrar analizi, gebelik testi, tiroid testleri, yaşa ve cinsiyete uygun kanser tarama testleri yapılabilir. Kanser tarama testleri yorgunluk nedenini tam olarak açıklamamakla birlikte hasta ve doktor açısından güven vericidir (50). Ölçek-test kullanımı: Bu amaçla kullanılacak ölçek veya testin kısa, spesifik ve anlaşılması kolay olması gerekmektedir. Bu ölçeklerden bazıları Yorgunluk İçin Görsel Benzerlik Sklası, Profile Mood Scale, Pearson and Byar s Fatigue Scale, Piper Yorgunluk Ölçeği dir (47). 17

22 GEREÇ VE YÖNTEMLER Bu araştırma, Edirne İl Merkezinde bulunan 19 Aile Sağlığı Merkezinde kayıtlı olan yaş arası kadın ve erkek nüfusunda uyku kalitesinin yorgunluk üzerine olan etkisinin araştırılması amacıyla prospektif, tanımlayıcı desende tasarlanmıştır. Çalışma evrenini örneklemi yapılan, Edirne İl Merkezinde bulunan 19 Aile Sağlığı Merkezinde kayıtlı olan yaş arasındaki gönüllü kadın ve erkek nüfusu oluşturmaktadır. Edirne il merkezindeki 19 Aile Sağlığı Merkezine Aralık 2014 ile Haziran 2015 tarihleri arasında kayıtlı yaş arası nüfus önce cinsiyet sonra yaş dağılımına göre oranlanarak tabakalandırılma yapılmıştır. %1 fark ve %95 güvenirlikle anlamlı bulmak için 1521 bireyin çalışmaya alınması hesaplanmış olup olgu kaybı göz önünde tutularak Edirne il merkezinde bulunan 19 Aile Sağlığı Merkezinde kayıtlı yaş arası, 790 erkek ve 810 kadın olmak üzere 1600 gönüllü olgu çalışmamızın örneklemini oluşturdu. Etik kurul onayı (Ek 1) ve Edirne İl Halk Sağlığı Müdürlüğü onayı (Ek 2) alındıktan sonra tarihinden itibaren Edirne İl Merkezinde bulunan, Karaağaç Aile Sağlığı Merkezi izin vermediği için, 18 Aile Sağlığı Merkezine kayıtlı, çalışmaya katılmayı kabul eden 793 erkek ve 775 kadın olmak üzere 1568 olgu ile görüşüldü. Edirne il merkezindeki 19 Aile Sağlığı Merkezine Aralık 2014 ile Haziran 2015 tarihleri arasında kayıtlı olmak, yaş arasında olmak ve çalışmaya katılmayı kabul etmek araştırmaya alınma kriterleri olarak belirlendi. İletişimi engelleyecek bir problemin bulunması, çalışmaya katılmayı kabul etmemek, 20 yaşın altında olmak ve 64 yaşın üstünde olmak araştırmaya alınmama kriterleri olarak belirlendi. Katılımcıların kayıtlı oldukları ASM lerde, araştırmacı tarafından yüz yüze görüşülerek anketlerin doldurulması sağlandı. Araştırmamızda hastaların kimlik bilgileri 18

23 toplanmadı. Araştırmaya katılacak olan bireyler sözlü olarak bilgilendirildi ve onayları alındı. Bu bilgilendirme ve onam alma süreci, çalışma anketinin giriş bölümünde bulunan, araştırmayı açıklayan ve katılımlarını isteyen bir metin yardımıyla sağlandı ve çalışmaya katılmayı kabul ettiklerini bildiren gönüllüler çalışmaya alındı. Çalışmada veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan bir anket kullanılarak toplandı. Ankette, katılımcıların kilo, boy, sosyodemografik ve medeni durum bilgileri, sigara, alkol, kahve ve çay içme alışkanlığı bilgileri, kronik hastalık varlığı, egzersiz yapma ve uyku problemi varlığında neler yaptıklarını sorgulayan 22 soru bulunmaktaydı. Ek olarak bireylerin uyku kalitesini değerlendiren 23 soruluk Pittsburg Uyku Kalitesi İndeksi (PUKİ), yorgunluk durumlarını değerlendiren 27 soruluk Piper Yorgunluk Ölçeği (PYÖ) ankete dahil edildi. Araştırmada uygulanan anketler Ek-3 de görülmektedir. Pittsburg Uyku Kalitesi İndeksi (PUKİ) Pittsburg Uyku Kalitesi İndeksi 1989 yılında Buysse ve ark. (55) tarafından geliştirilmiş, 1996 yılında Ağargün ve ark. (56) tarafından Türkçe ye uyarlanarak geçerlilik ve güvenilirlik çalışması yapılmıştır. Ölçeğin cronbach iç tutarlılık katsayısı 0.80 olarak hesaplanmıştır. Son bir ay içerisindeki uyku kalitesini subjektif olarak ölçmeye yönelik bir testtir. Ölçek toplam 23 sorudan oluşmaktadır. Sorulardan 18 tanesi kendini değerlendirme sorusudur. 19. soru puanlamaya katılmamaktadır. 5 soru ise kişinin eş veya oda arkadaşı tarafından cevaplanmaktadır ve puanlamaya katılmaksızın sadece klinik amaçlı kullanılmaktadır. Kendini değerlendirme soruları uyku süresini, uyku latansı, uyku ile ilgili problemlerin sıklık ve şiddetini belirlemektedir. Ölçeğin puanlamasına katılan 18 soru 7 bileşen puanı şeklinde gruplandırılmıştır. Her madde 0-3 puan şeklinde değerlendirilmektedir. PUKİ nin puanlanması: Bileşen 1 (öznel uyku kalitesi): Kişinin kendi uyku kalitesini nasıl değerlendirdiğini ifade etmektedir. 6. sorunun puanlanması ile elde edilir. Puanlama Tablo 1 de görülmektedir. Cevap Bileşen puanı Çok iyi 0 Oldukça iyi 1 Oldukça kötü 2 Çok kötü 3 19

24 Bileşen 2 (uyku latansı): Kişinin uykuya geçmesi için gereken süreyi ifade etmektedir. 2. ve 5a sorularının toplamlarının puanlanması ile elde edilir. Soru 2; Soru 5a; Cevap Puan Cevap Puan \<15 dakika 0 Hiç dakika 1 Haftada birden az dakika 2 Haftada bir veya iki kez 2 >60 dakika 3 Haftada üç veya daha fazla 3 Soru 2 ve 5a nın toplamı Bileşen puanı Bileşen 3 (uyku süresi): Kişinin gece boyunca uykuda geçirdiği toplam süreyi ifade etmektedir. 4. sorunun puanlanması ile elde edilir. Cevap Bileşen puanı >7 saat saat saat 2 <5 saat 3 Bileşen 4 (alışılmış uyku etkinliği): Kişinin yatma saati, uyanma saati ve uykuda geçirdiği süre gibi normal uyku alışkanlıklarını ifade etmektedir. Soru 1, 3 ve 4 ile hesaplanır. Alışılmış uyku etkinliği(%)= soru soru 1 ve 3 arası süre Alışılmış uyku etkinliği Bileşen puanı >%85 0 % %

25 <%65 3 Bileşen 5 (uyku bozukluğu): Kişinin uyku sırasında horlama, öksürme, aşırı üşüme, sıcaklama gibi durumları ifade etmektedir. 5b, c, d, e, f, g, h, i, j sorularının tek tek puanlanmasının ardından hepsinin toplamının puanlanması bileşen puanını verir. Cevap Puan Hiç 0 Haftada bir kez 1 Haftada bir veya iki kez 2 Haftada üç veya daha fazla 3 Soru 5b-j toplamı Bileşen puanı Bileşen 6 (uyku ilacı kullanımı): Kişinin uyku ilacı kullanma durumunu ifade etmektedir. 7. sorunun puanlanması ile elde edilir. Cevap Bileşen puanı Hiç 0 Haftada bir kez 1 Haftada bir veya iki kez 2 Haftada üç veya daha fazla 3 Bileşen 7 (gündüz işlev bozukluğu): Kişinin sahip olduğu uyku değişikliklerinin günlük yaşam aktiviteleri üzerine etkisini ifade etmektedir. 8 ve 9. soruların puanlanması ile elde edilir. Soru 8 cevap Puan Hiç 0 Haftada bir kez 1 Haftada bir veya iki kez 2 Haftada üç veya daha fazla 3 21

26 Soru 9 cevap Puan Hiç problem oluşturmadı 0 Yalnızca çok az problem oluşturdu 1 Bir dereceye kadar problem oluşturdu 2 Çok problem oluşturdu 3 Soru 8 ve 9 toplamı Bileşen puanı Tüm hesaplamalar sonucunda 7 bileşenin puanları toplanarak toplam PUKİ puanı elde edilmiş olur. Toplam ölçek puanının 5 ve üzerinde olması uyku kalitesinin kötü olduğunu, 5 in altında olması ise uyku kalitesinin iyi olduğunu göstermektedir. Ölçekten en az 0 en fazla 21 puan alınmaktadır. Ölçeğin doldurulması ortalama 5-10 dakika, puanlanması 5 dakika sürmektedir. Piper Yorgunluk Ölçeği (PYÖ) Barbara F. Piper ve ark. (57) tarafından yorgunlukla ilgili çok yönlü ölçme modelini (Bütünleşmiş Yorgunluk Modeli-Integrated Fatigue Model) değerlendirmek amacıyla geliştirilmiş bir ölçektir. Yurtdışında yorgunluğun subjektif değerlendirmesi için yaygın olarak kullanılmaktadır. Can ve ark. (11) tarafından 2001 yılında bu ölçeğin Türkçe ye uyarlanması yapılarak, geçerlilik ve güvenilirliği yapılmıştır. PYÖ ilk oluşturulduğunda 42 sorudan oluşmaktayken zamanla yapılan değişikliklerle bugün 27 sorudan oluşmaktadır. 22 soru visual anolog scale (VAS) şeklinde 0-10 puan üzerinden değerlendirilmektedir. 5 soru puanlamaya katılmamaktadır. Bireyin yorgunluğa ilişkin subjektif değerlendirmesi dört alt boyut altında incelenmektedir. 1- Davranış/Şiddet Alt Boyutu Yorgunluğun günlük yaşam aktivitelerine etkisini ve şiddetini değerlendirmektedir. 6 sorudan oluşmaktadır. Soru 2, 3, 4, 5, 6, 7 yi içermektedir. 2- Duygulanım Alt Boyutu Yorgunluğa atfedilen duygusal anlamı değerlendirmektedir. 5 sorudan oluşmaktadır. Soru 8, 9, 10, 11, 12 yi içermektedir. 22

27 3- Duyusal Alt Boyutu Yorgunluğun fiziksel, mental, emosyonel semptomlarını değerlendirmektedir. 5 sorudan oluşmaktadır. Soru 13, 14, 15, 16, 17 yi içermektedir. 4- Bilişsel/Ruhsal Alt Boyutu Yorgunluğun bilişsel fonksiyonlar ve ruhsal durum üzerine etkisini değerlendirmektedir. 6 sorudan oluşmaktadır. Soru 18, 19, 20, 21, 22, 23 ü içermektedir. Bütün bu sorulara ek olarak ölçekte, puanlamaya katılmayan, yorgunluğa dair verilerin değerlendirilmesi açısından önemli olan 5 soru bulunmaktadır. Bu sorulardan 1. soru yorgunluğun devam ettiği süreyi sorgulamaktadır. 24, 25, 26, 27. sorular bireyin yorgunluğa ilişkin düşüncelerini sorgulayan açık uçlu sorulardır. PYÖ nün puanlanması: Alt boyut puanları o alt boyutu oluşturan soruların puanlarının toplanıp madde sayısına bölünmesiyle hesaplanır. Total yorgunluk puanı ise tüm soruların puanlarının toplanıp toplam madde sayısına bölünmesiyle elde edilir. Eğer herhangi bir soru cevaplanmadıysa o sorunun ait olduğu alt boyut puan ortalaması alınır ve elde edilen puan o sorunun puanı kabul edilir. Elde edilen puan ortalamaları sonucunda 0 puan yorgunluğun olmadığını, 1-3 puan hafif derecede yorgunluğu, 4-6 puan orta derece yorgunluğu, 7-10 puan yorgunluğun şiddetli olduğunu göstermektedir. Vücut Kitle İndeksi (VKİ) hesaplanması: Anket formuyla elde edilen cm cinsinden boy bilgileri önce metreye çevrildi (cm/100) ve bu değerin karesi alındı (m 2 ). Ağırlığın (kg) boyun karesine bölünmesiyle elde edildi. (kg/m 2 ) İSTATİSTİKSEL ANALİZ Araştırmada elde edilen verilerin istatistiksel analizleri SPSS 19 (Statistical Package for the Social Sciences, version 19, seri no: ) istatistik programı kullanılarak yapıldı. Araştırmadaki Pittsburg Uyku Kalitesi İndeksi, Piper Yorgunluk Ölçeğinin alt boyutları olan davranış/şiddet, duygulanım, duyusal, bilişsel/ruhsal alt boyutlarının verilerinin normal dağılıma uygun olmadığı saptandığı için çalışmamızda non-parametrik testler kullanıldı. Bu 23

28 değişkenlerin histogram grafikleri Şekil 1, Şekil 2, Şekil 3, Şekil 4, Şekil 5, Şekil 6 da görülmektedir. İstatistik yöntem olarak tanımlayıcı istatistikler, Spearman korelasyon analizi, Mann- Whitney U, Kruskall Wallis H ve Ki-kare analiz testleri kullanıldı. İstatistiksel anlamlılık düzeyi (p) ilgili testlerle birlikte gösterildi (p<0,05 olduğunda anlamlı, p>0,05 olduğunda anlamsız kabul edildi). Şekil 1. Pittsburg Uyku Kalitesi İndeksi toplam puanının histogram grafiği Şekil 2. Davranış/Şiddet alt boyutunun histogram grafiği 24

29 Şekil 3. Duygulanım alt boyutunun histogram grafiği Şekil 4. Duyusal alt boyutunun histogram grafiği 25

30 Şekil 5. Bilişsel/Ruhsal alt boyutunun histogram grafiği Şekil 6. Piper Yorgunluk Ölçeği toplam puanının histogram grafiği 26

31 BULGULAR Araştırma Edirne il merkezinde bulunan Aile Sağlığı Merkezlerinde kayıtlı, örneklemi hesaplanmış yaş 775 kadın (%49,4) ve 793 erkek (%50,6) olmak üzere 1568 olguda yapıldı. Katılımcıların yaşları 39,78±12,60 yıl (en düşük 20 yıl, en yüksek 64 yıl) olarak bulundu. Katılımcılar yaş dağılımları bakımından yaş arası 228 (%14,5) kişi, yaş arası 196 (%12,5) kişi, yaş arası 196 (%12,5) kişi, yaş arası 187 (%11,9) kişi, yaş arası 166 (%10,6) kişi, yaş arası 165 (%10,5) kişi, yaş arası 170 (%10,8) kişi, yaş arası 151 (%9,6) kişi ve yaş arası 109 (%7,0) kişi olarak 9 grupta sınıflandırıldı. Katılımcıların yaş gruplarına göre oransal dağılımları Şekil 7 de gösterilmiştir. Şekil 7. Katılımcıların yaş gruplarına göre göre dağılımları 27

32 Katılımcıların VKİ leri 25,88±4,44 kg/m 2 (en düşüğü 16,16 kg/m 2, en yükseği 46,87 kg/m 2 ) olarak hesaplandı. Dünya Sağlık Örgütü uluslararası obezite sınıflandırmasında yer alan temel kesişim noktalarına göre VKİ leri değerlendirilen katılımcıların zayıf, normal, fazla kilolu ve obez olmak üzere dağılımları saptanmıştır. Katılımcıların VKİ sınıflandırılmasına durumlarına göre dağılımları Şekil 8 de gösterilmiştir. Şekil 8. Katılımcıların Beden Kitle İndeksi sınıflamasına göre dağılımları Katılımcıların VKİ değerlendirildiğinde 1568 kişi arasında 271 (%17,3) obez ve 599 (%38,2) fazla kilolu birey bulundu. 271 obez katılımcının 142 si (%52,4) kadın, 105 i (% 47,6) erkek ve 599 fazla kilolu katılımcının 222 si (%37,1) kadın, 377 si (%62,9) erkek olarak saptandı. Obez katılımcılar en fazla yaş arası grupta dağılırken fazla kilolu katılımcıların en fazla yaş arası grupta dağıldığı saptandı. Ailedeki birey sayısı 3,42±1,32 kişi (en az 1 kişi, en fazla 10 kişi) olarak bulundu. Medeni durumlarına bakıldığında 1052 si (%67,1) evli, 387 si (%24,7) bekar, 62 si (%4,0) boşanmış, 50 si (%3,2) dul ve 17 si (%1,1) ayrı yaşıyordu. Sahip olunan çocuk sayısı incelendiğinde 516 (%32,9) kişinin çocuğu yok, 787 (%50,2) kişinin 1veya 2 çocuğu, 265 (%16,9) kişinin en az 3 çocuğu vardı. Katılımcıların öğrenim durumlarına bakıldığında, okuryazar olmayan 24 (%1,5), okuryazar olan 28 (%1,8), ilkokul mezunu olan 250 (%15,9), ortaokul mezunu olan 159 (%10,1), lise mezunu olan 510 (%32,5), yüksek okul mezunu 160 (%10,2), üniversite mezunu 28

33 olan 415 (%26,5) ve diğer mezunu 22 (%1,4) kişi idi. Katılımcıların öğrenim durumlarına göre dağılımları Şekil 9 da gösterilmiştir. Şekil 9. Katılımcıların öğrenim durumlarına göre dağılımları Katılımcıların meslekleri incelendiğinde 321 (%20,5) kişi ev hanımı, 23 (%1,5) kişi işsiz, 273 (%17,4) kişi memur, 245 (%15,6) kişi işçi, 129 (%8,2) kişi kendi işi, 194 (%12,4) kişi emekli, 208 (%13,3) kişi özel sektör çalışanı ve 175 (%11,2) kişi öğrenci olarak bulundu. Katılımcıların çalışma durumu incelendiğinde 693 (%44,2) kişi çalışmıyor, 601 (%38,3) kişi gündüz çalışıyor, 249 (%15,9) kişi vardiyalı çalışıyor ve 25 (%1,6) kişi diğer olarak bulundu. Katılımcıların çalışma durumlarına göre dağılımları Şekil 10 da gösterilmiştir. 29

34 Şekil 10. Katılımcıların çalışma durumlarına göre dağılımları Katılımcılardan 619 (%39,5) kişide en az bir kronik hastalık bulunmaktaydı. Kronik hastalığı bulunanların 266 sında (%17,0) hipertansiyon, 135 inde (%8,6) diyabet, 80 inde (%5,1) hiperkolesterolemi, 81 inde (%5,2) eklem hastalığı, 62 sinde (%4,0) psikiyatrik hastalık, 16 sında (%1,0) kanser, 97 sinde (%6,2) başka bir hastalık bulunmaktaydı. Katılımcılardan kronik hastalığı bulunanlardan 519 (%33,1) kişi bu hastalık ile ilgili düzenli bir ilaç kullanmakta olarak bulundu. Katılımcıların 211 inin (%13,5) ailesinde bakmakla yükümlü olduğu kronik hastalık tanısı veya kanser tanısı olan yakını vardı. Katılımcıların sigara kullanımlarına bakıldığında 769 (%49,0) kişi içmiyor ve daha önce hiç içmemiş, 231 (%14,7) kişi daha önce içmiş ve bırakmış, 568 (%36,2) kişi içiyor olarak bulundu. Alkol kullanımları değerlendirildiğinde 947 (%60,4) kişi kullanmıyor, 464 (%29,6) kişi sosyal içici, 88 (%5,6) kişi hafta 1 veya 2 gün içiyor, 31 (%2,0) kişi haftada 3 gün içiyor, 37 (%2,4) kişi haftada 3 günden fazla içiyor, 1 (%0,1) kişi diğer olarak bulundu. Kahve alışkanlıkları değerlendirildiğinde 673 (%42,9) kişinin her gün kahve içme alışkanlığının olmadığı, 895 (%57,1) kişinin her gün kahve içme alışkanlığının olduğu saptandı. Çay içme alışkanlıkları değerlendirildiğinde 300 (%19,1) kişinin her gün çay içme alışkanlığının olmadığı saptanırken, 1268 (%80,9) kişinin ise her gün 5,9±4,19 bardak (en az 1 bardak, en fazla 30 bardak) çay içme alışkanlığının olduğu hesaplandı. 30

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ İnsomni Dr. Selda KORKMAZ Uykuya başlama zorluğu Uykuyu sürdürme zorluğu Çok erken uyanma Kronik şekilde dinlendirici olmayan uyku yakınması Kötü kalitede uyku yakınması Genel populasyonda en sık görülen

Detaylı

Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım. Dr. Hakan KAYNAK

Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım. Dr. Hakan KAYNAK Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım Dr. Hakan KAYNAK Uykusuzluk Birçok kişi için = Uyku ilacı Uyku hekimi için =??? Kabus 1979 Sınıflaması Diagnostic Classification of Sleep and Arousal Disorders

Detaylı

UYKU UYANIKLIK DÖNGÜSÜ. Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D.

UYKU UYANIKLIK DÖNGÜSÜ. Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D. UYKU UYANIKLIK DÖNGÜSÜ Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D. Uyku tanımı Uyku Fizyolojisi (uyku evreleri) Sirkadiyen ritim Uyku yoksunluğu İdeal uyku Uyku ile ilgili bazı hastalıklar

Detaylı

ICSD3: Parasomniler. Farklar & Yenilikler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa

ICSD3: Parasomniler. Farklar & Yenilikler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa ICSD3: Parasomniler Farklar & Yenilikler Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Nöroloji AD, Manisa Uyku bozuklukları sınıflaması Ortak bilimsel dil kullanmak Standart tanı ve tedavi yaklaşımları için uygun zemin Hastalık

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( ) HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK (2.0.20) Gülay Turgay, Emre Tutal 2, Siren Sezer Başkent Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Diyaliz Programı

Detaylı

PARASOMNİ. Prof.Dr.E.Esra OKUYUCU MKÜ Tıp Fak, Hatay

PARASOMNİ. Prof.Dr.E.Esra OKUYUCU MKÜ Tıp Fak, Hatay PARASOMNİ Prof.Dr.E.Esra OKUYUCU MKÜ Tıp Fak, Hatay Sunum Plan: Giriş REM/nREM Nedenler Tedavi Parasomniler Uyku, kısmi uyanıklık ya da uykuya geçiş sırasında yapılan anormal hareket ve davranışlardır

Detaylı

Açıklama 2008-2010. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2008-2010. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 20082010 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU VE UYKU Hypnos (Uyku Tanrısı) Nyks (Gece Tanrısı) Hypnos (uyku tanrısı) ve Thanatos (ölüm tanrısı) Morpheus

Detaylı

vardiyalı çalışma ve uyku bozuklukları

vardiyalı çalışma ve uyku bozuklukları vardiyalı çalışma ve uyku bozuklukları Dr.İbrahim Öztura Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku-uyanıklık ritmi Sirkadiyen ve homeostatik süreçlerin etkileşimi sonucu uyku ve

Detaylı

BİLİNÇ. Doç. Dr.Lütfullah Beşiroğlu

BİLİNÇ. Doç. Dr.Lütfullah Beşiroğlu BİLİNÇ Doç. Dr.Lütfullah Beşiroğlu 1 Tanım Belirli bir anda aktif olan düşünce, duygu, algı ve anıların tümüne olan FARKINDALIK hali. İzlenimlerimiz ve eylemlerimiz üzerinde bilgi sahibi olmak Farkındalık

Detaylı

Melek ŞAHİNOĞLU, Ümmühan AKTÜRK, Lezan KESKİN. SUNAN: Melek ŞAHİNOĞLU. Malatya Devlet Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi

Melek ŞAHİNOĞLU, Ümmühan AKTÜRK, Lezan KESKİN. SUNAN: Melek ŞAHİNOĞLU. Malatya Devlet Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi DİYABET HASTALARININ HASTALIK ALGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ Melek ŞAHİNOĞLU, Ümmühan AKTÜRK, Lezan KESKİN SUNAN: Melek ŞAHİNOĞLU Malatya Devlet Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi Amaç: TURDEP-2

Detaylı

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ Egemen Ünal*, Reşat Aydın*, Gülnur Tekgöl Uzuner**, Oğuz Osman Erdinç**, Selma Metintaş* *Eskişehir Osmangazi Üniversitesi

Detaylı

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Dr. Hasan KARADAĞ Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Gündüz aşırı uykululukta genel popülasyonun % 4-6

Detaylı

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012 REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012 REM uyku iliģkili parasomniler; REM uyku davranıģ bozukluğu Tekrarlayan izole uyku paralizisi Kabus bozukluğu REM UYKU DAVRANIġ BOZUKLUĞU

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

Uyku Bozuklukları Sınıflaması ve Ayırıcı Tanısı

Uyku Bozuklukları Sınıflaması ve Ayırıcı Tanısı Uykuda Solunum Bozuklukları Dizisi: 10 Uyku Bozuklukları Sınıflaması ve Ayırıcı Tanısı Oğuz KÖKTÜRK* * Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, ANKARA Dizinin daha önceki bölümlerinde

Detaylı

Yazar Ad 41 Prof. Dr. Haluk ÖZEN Cinsel hayat çocuk yaştan itibaren hayatımızın önemli bir kesimini oluşturur. Yaşlılık döneminde cinsellik ayrı bir özellik taşır. Yaşlı erkek kimdir, hangi yaş yaşlanma

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir

Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir Aynı zamanda sağlıksız yaşam stilinin birikmiş etkilerinin

Detaylı

14 Aralık 2012, Antalya

14 Aralık 2012, Antalya Hamilelerde Uyku Bozukluğunun Sorgulanması ve Öyküden Tespit Edilen Huzursuz Bacak Sendromunda Sıklık, Klinik Özellikler ve İlişkili Olabilecek Durumların Araştırılması A Neyal, G Benbir, R Aslan, F Bölükbaşı,

Detaylı

Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu

Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu Prof. Dr. Hakan Kaynak Uykum Uyku Bozuklukları Merkezi Normal Uyku Uykunun Dönemleri Nasıl Uyuyoruz? Richardson GS: The human circadian system

Detaylı

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR Dr. Sibel Özkurt Pamukkale Üniversitesi Tıp T p Fak. Göğüs s Hastalıklar kları Anabilim Dalı Organizmanın çevreyle iletişiminin değişik şiddette uyaranlar

Detaylı

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Dr. Gülcan Güleç, DR. Hikmet Hassa, Dr. Elif Güneş Yalçın, Dr.Çınar Yenilmez, Dr. Didem

Detaylı

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği

Detaylı

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kronik Böbrek Hastalığı (KBH); popülasyonun

Detaylı

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları) DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları) Şermin Yalın Sapmaz Manisa CBÜ Tıp Fakültesi Çocuk Ergen Ruh Sağlığı

Detaylı

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Mehmet Emin Demirkol Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı AMAÇ Bu çalışmada

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ DERYA DUMAN EMRE ERDEM Prof.Dr. TEVFİK ECDER DİAVERUM GENEL MERKEZ ÖZEL MERZİFON DİYALİZ MERKEZİ GİRİŞ Son yıllarda önem

Detaylı

ICDS 3 İnsomnia sınıflaması. Dr. Fuat Özgen

ICDS 3 İnsomnia sınıflaması. Dr. Fuat Özgen ICDS 3 İnsomnia sınıflaması Dr. Fuat Özgen Uykusuzluğun Genel Kriterleri: A. Uykuya başlamada güçlük, uykuya devam ettirmede güçlük ya da çok erken uyanma ya da kronik nitelikte dinlendirici olmayan düşük

Detaylı

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU ICSD-2 (International Classification of Sleep Disorders-version 2) 2005 Huzursuz bacaklar sendromu Uykuda periyodik hareket bozukluğu Uykuyla

Detaylı

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kaliteli yaşam; kişinin temel ihtiyaçlarını karşıladığı,

Detaylı

Nurhak Demir İbrahim Öztura Barış Baklan Dokuz Eylül Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Klinik Nörofizyoloji Bilim Dalı

Nurhak Demir İbrahim Öztura Barış Baklan Dokuz Eylül Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Klinik Nörofizyoloji Bilim Dalı Nurhak Demir İbrahim Öztura Barış Baklan Dokuz Eylül Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Klinik Nörofizyoloji Bilim Dalı 53 yaş, erkek, lise mezunu, esnaf, evli Yakınma 1: 10 yıldan beri yürürken ayağın

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR Feray Gökdoğan 1, Duygu Kes 2, Döndü Tuna 3, Gülay Turgay 4 1 British University of Nicosia, Hemşirelik Bölümü 2 Karabük

Detaylı

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR? Yaşlılık YAŞ NEDİR? Yaş;Kronolojik ve Biyolojik yaş olarak iki biçimde açıklanmaktadır. İnsan yaşamının, doğumdan içinde bulunulan ana kadar olan bütün dönemlerini kapsayan süreci kronolojik yaş ; içinde

Detaylı

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri Didem Yüzügüllü, Necdet Aytaç, Muhsin Akbaba Çukurova Üniversitesi Halk Sağlığı

Detaylı

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM Yaşlıların Psiko-Sosyal Özellikleri İnsanın yaşlılığında nasıl olacağı ya da nasıl yaşlanacağı; yaşadığı coğrafyaya, kalıtsal özelliklere, Psiko-sosyal ve Sosyo-ekonomik şartlara,

Detaylı

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ Yrd. Doç. Dr. Tahsin Gökhan TELATAR Sinop Üniversitesi SYO İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü 28.03.2017 Uluslararası

Detaylı

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI Bariatrik ameliyatlar sadece kilo kaybı sağlayarak fiziksel değişim sağlamazlar, asıl önemli olan kilo kaybı sonrası vücudumuz için bu 7 önemli

Detaylı

Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar)

Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar) Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar) Dr. Hikmet YILMAZ XVII. Uyku Tıbbı Hekimliği Sertifikasyon Kursu Uyku Tıbbı Teknisyenliği Sertifikasyon Kursu 26 Şubat-2 Mart 2014 Spice Otel, Belek, Antalya

Detaylı

Parkinson hastalığında Uyku yapısı Eşlik eden uyku bozuklukları Gündüz uykululuk Bektaş Korkmaz, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz

Parkinson hastalığında Uyku yapısı Eşlik eden uyku bozuklukları Gündüz uykululuk Bektaş Korkmaz, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz Parkinson hastalığında Uyku yapısı Eşlik eden uyku bozuklukları Gündüz uykululuk Bektaş Korkmaz, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Klinik

Detaylı

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır Ruhsal Travma Değerlendirme Formu APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır A. SOSYODEMOGRAFİK BİLGİLER 1. Adı Soyadı:... 2. Protokol No:... 3. Başvuru Tarihi:...

Detaylı

Uyku Bozukluklarına Bağlı Oluşan Metabolik ve Kronik Hastalıklar. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Uyku Bozukluklarına Bağlı Oluşan Metabolik ve Kronik Hastalıklar. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU Uyku Bozukluklarına Bağlı Oluşan Metabolik ve Kronik Hastalıklar Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU OSAS ve kardiyovasküler hastalıklar OSAS ve serebrovasküler hastalıklar OSAS ve hipertansiyon OSAS ve şeker metabolizması

Detaylı

Yaşlılıkta Uyku Doç. Dr. Turan Atay

Yaşlılıkta Uyku Doç. Dr. Turan Atay Yaşlılıkta Uyku Doç. Dr. Turan Atay 14. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi, 6-10 Ekim 2013, Bodrum Anlatım Planı Normal (fizyolojik) yaşlanmada değişiklikler uykudaki Demansta (AH tipi) uyku REM Uykusu Davranış

Detaylı

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü Amaç Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Uyku Bozuklukları Laboratuvarı nda tetkik edilen 86 hastanın klinik ve polisomnografik

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi Dr. Sinem Sevil DEĞİRMENCİ Prof.Dr.Gökay AKSARAY Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Giriş

Detaylı

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor? Ebru Turgut 1, Yunus Emre Sönmez 2, Şeref Can Gürel 1, Sertaç Ak 1 1 Hacettepe

Detaylı

YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU. Boy/kilo / BKİ):

YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU. Boy/kilo / BKİ): ÖYKÜ YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU Adı Soyadı: Doğum tarihi/yaş: Cinsiyeti: Eğitimi: Medeni durumu: Çocuk sayısı: İşi-mesleği: Gelir kaynakları: Boy/kilo / BKİ): Şu anki sağlık sorunları: Sosyal güvence: Emeklilik

Detaylı

UYKU HASTASINA KLİNİK YAKLAŞIM. Dr.Burcu Oktay Mardin Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği

UYKU HASTASINA KLİNİK YAKLAŞIM. Dr.Burcu Oktay Mardin Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği UYKU HASTASINA KLİNİK YAKLAŞIM Dr.Burcu Oktay Mardin Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği Uyku ile ilişkili yakınmalar genel popülasyonda oldukça yaygındır. 7 kişiden 1 i kronik uyku problemi Uykusuzluk

Detaylı

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ Doç.Dr. Cemil ÇELİK Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Sunumun Hedefleri Genel Bilgiler mtbi

Detaylı

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen hemen tüm insanlar değişik nedenlerle baş ağrısından

Detaylı

HOŞGELDİNİZ. Diaverum

HOŞGELDİNİZ. Diaverum HOŞGELDİNİZ 1 HEMODİYALİZ HASTALARININ DİYALİZ KLİNİKLERİNDEN BEKLENTİLERİ Gizem AKYOL¹, Nergiz TEKYİĞİT¹,Ayşegül TEMİZKAN KIRKAYAK¹,Fatma KABAN²,Filiz AKDENİZ²,Tevfik ECDER²,Asiye AKYOL³ 1-Diaverum Özel

Detaylı

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı? İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı? Burcu Zeydan, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Detaylı

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ A.D. Madde deyince ne anlıyoruz? Alkol Amfetamin gibi uyarıcılar Kafein Esrar ve sentetik kannabinoidler

Detaylı

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ HAZIRLAYAN:FZT.MELTEM ERASLAN DANIŞMAN:PROF.DR.İSMET MELEK Obezite (şişmanlık),vücutta aşırı ölçüde

Detaylı

UYKU ADLİ TIBBI. Psk. Çiğdem Ünlü Çeber

UYKU ADLİ TIBBI. Psk. Çiğdem Ünlü Çeber UYKU ADLİ TIBBI Psk. Çiğdem Ünlü Çeber Adli Psikoloji Günleri 21-22 Mart 2013 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi 50. Yıl Amfisi ANKARA Uyku nedir? Uyku, organizmanın çevreyle iletişiminin,

Detaylı

Narkolepsi..Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi

Narkolepsi..Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi Narkolepsi Doç.Dr.Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi Klasik Tanım Gündüz z aşıa şırı uykululuk Katapleksi Uyku paralizisi Hipnogojik halüsinasyonlar Genişletilmi letilmiş

Detaylı

TİP 1 DİYABETİ OLAN İNSÜLİN POMPASI KULLANAN BİREYLERE BAZAL İNSÜLİN DOZ DEĞİŞİKLİĞİ EĞİTİMİ VERMELİ MİYİZ?

TİP 1 DİYABETİ OLAN İNSÜLİN POMPASI KULLANAN BİREYLERE BAZAL İNSÜLİN DOZ DEĞİŞİKLİĞİ EĞİTİMİ VERMELİ MİYİZ? TİP 1 DİYABETİ OLAN İNSÜLİN POMPASI KULLANAN BİREYLERE BAZAL İNSÜLİN DOZ DEĞİŞİKLİĞİ EĞİTİMİ VERMELİ MİYİZ? Sacide Kılıç* Alime Selçuk Tosun** Elif Eliş* *Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Endokrinoloji

Detaylı

Menopozda Öz-bakım. Doç.Dr.Nevin Hotun Şahin İ.Ü Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi

Menopozda Öz-bakım. Doç.Dr.Nevin Hotun Şahin İ.Ü Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Menopozda Öz-bakım Doç.Dr.Nevin Hotun Şahin İ.Ü Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Yapılan araştırmalar, kadınların menopozun ne olduğunu, bedenlerinde meydana gelen değişikliklerin

Detaylı

BİLİNÇ FARKLI BİLİNÇ DURUMLARI. PSİ153 Psikolojiye Giriş I- Prof.Dr. Hacer HARLAK

BİLİNÇ FARKLI BİLİNÇ DURUMLARI. PSİ153 Psikolojiye Giriş I- Prof.Dr. Hacer HARLAK BİLİNÇ FARKLI BİLİNÇ DURUMLARI Bilinç durumları Uyku, rüyalar, uyanıklık, hipnoz, meditasyon BİLİNÇ Bilinç= Zihin mi? Bireyin dışsal ve içsel uyaranların - yani çevredeki olayların, bedensel duyuların,

Detaylı

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya... UYKU Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya... Sırça tastan sihirli su içilir, Keskin Sırat koç üstünde geçilir, Açılmayan

Detaylı

Sirkadiyen Ritim Bozuklukları. Dr. Sinan Yetkin GATA Psikiyatri AD. Başkanlığı

Sirkadiyen Ritim Bozuklukları. Dr. Sinan Yetkin GATA Psikiyatri AD. Başkanlığı Sirkadiyen Ritim Bozuklukları Dr. Sinan Yetkin GATA Psikiyatri AD. Başkanlığı Kısa Nörobiyoloji Uyku ve uyanıklığı sağlayan nöronal sistemler iki ayrı sistem tarafından da yönetilir: (İki süreçli model,

Detaylı

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ HAYAT PROGRAMI (2014 2017) TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ

Detaylı

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD 7 Ekim 2010 MADDE KULLANIM BOZUKLUKLARI DSM IV Madde bağımlılığı Madde

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

(İnt. Dr. Doğukan Danışman) (İnt. Dr. Doğukan Danışman) *Amaç: Sigara ve pankreas kanseri arasında doz-yanıt ilişkisini değerlendirmek ve geçici değişkenlerin etkilerini incelemektir. *Yöntem: * 6507 pankreas olgusu ve 12 890 kontrol

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Adana İl Merkezi Acil Servis Hekimlerinin Sağlık Profillerinin Belirlenmesi

Adana İl Merkezi Acil Servis Hekimlerinin Sağlık Profillerinin Belirlenmesi Adana İl Merkezi Acil Servis Hekimlerinin Sağlık Profillerinin Belirlenmesi Dr. Erhan KAYA, Prof. Dr. Ferdi TANIR Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Sözlü Bildiri 05.04.2018.

Detaylı

Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa

Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa Nokturnal paroksismal olaylar Jeneralize & parsiyel epileptik nöbetler Parasomniler Normal uyku varyantları

Detaylı

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Hangi Böbrek Hastalarına Ruhsal Destek Verilebilir? Çocukluktan yaşlılığa

Detaylı

Çocuklarda Uyku ve İlgili Sorunlar

Çocuklarda Uyku ve İlgili Sorunlar Çocuklarda Uyku ve İlgili Sorunlar Doç. Dr. Osman Sabuncuoğlu Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocukluk ve Uyku elele gider Anne baba ve hekimler

Detaylı

Dr.İbrahim Öztura. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı

Dr.İbrahim Öztura. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Dr.İbrahim Öztura Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı & Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi Uyku Bozuklukları ve Epilepsi İzlem Merkezi Gündüz(asıl) uyanıklık dönemi boyunca ortaya

Detaylı

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindekipayı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 Akılcı İlaç Kullanımı;

Detaylı

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler Diyabet nedir? Diyabet hastalığı, şekerin vücudumuzda kullanımını düzenleyen insülin olarak adlandırdığımız hormonun salınımındaki eksiklik veya kullanımındaki yetersizlikten

Detaylı

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM Demografik anlamda yaşlılığın sınırı 65 yaş olarak benimsenmektedir. 65-74 arası erken yaşlılık, 75-84 yaş arası yaşlılık, 85 yaş ve üzerindekiler ileri yaşlılık dönemidir. Yaşlanma

Detaylı

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ Doç. Dr. Okan Çalıyurt Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD, Edirne Temel Kavramlar Madde kötüye kullanımı Madde bağımlılığı Yoksunluk Tolerans

Detaylı

SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM

SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM Günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri de kalp hastalıklarıdır. Bu kavram içinde birçok farklı hastalık bulunsa da, dünyada ve ülkemizde

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri 1 Öğrenim Hedefleri Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının, yaşam dönemlerine göre kadın sağlığına olan etkilerini açıklar, Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ile kadına

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ 22.10.2016 Gülay Turgay 1, Emre Tutal 2, Siren Sezer 3 1 Başkent Üniversitesi Sağlık

Detaylı

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi Dr. SiğnemÖZTEKİN, Psikolog Duygu KUZU, Dr. Güneş CAN, Prof. Dr. AyşenESEN DANACI Giriş: Ayrılma anksiyetesi bozukluğu,

Detaylı

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu Sağlık Hizmetlerinin Özellikleri Ergenin yaşına, gelişim düzeyine uygun Bireysel, kültürel ve sosyoekonomik farklılıklara

Detaylı

Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu

Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu D O K U Z E Y L Ü L Ü N I V E R S I T E S I N Ö R O L O J I A N A B I L I M D A L ı ( D a m l a Ç e l i k, Ö z l e m A k d o ğ a n, N u r h a k D e m i r, U l u

Detaylı

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Hastalarında Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı Tedavisi Sonrası Kaybolan veya Yeni Ortaya Çıkan Uykuda Periyodik Bacak

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Hastalarında Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı Tedavisi Sonrası Kaybolan veya Yeni Ortaya Çıkan Uykuda Periyodik Bacak Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Hastalarında Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı Tedavisi Sonrası Kaybolan veya Yeni Ortaya Çıkan Uykuda Periyodik Bacak Hareketlerinde Siklik Alternan Patern Analizi Eser Buluş,Gökçen

Detaylı

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir.

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir. Metabolizma, bedeninizdeki kimyasal tepkimelerin toplamını ifade eden sihirli bir sözcüktür. Özellikle orta yaşlar ve sonrasında görülen kilo artışlarının, çabuk yorulma, halsizlik ve yorgunlukların başlıca

Detaylı

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan Psikososyal Güvenlik İklimi Psikososyal güvenlik iklimi, örgütsel iklimin spesifik bir boyutu olup, çalışanların psikolojik

Detaylı

09/11/2015 ANEMİ (KANSIZLIK)

09/11/2015 ANEMİ (KANSIZLIK) ANEMİ (KANSIZLIK) Vücut dokularında enerji oluşumu için gerekli kimyasal işlemlerde kullanılacak oksijeni taşıyacak yeterlilikte kırmızı kan hücresi bulunamaması veya bulunanların bu görevi yapamayacak

Detaylı

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker****

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker**** YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker**** *Fulya Acıbadem Hastanesi Sorumlu Hemşire, **Fulya Acıbadem Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlu

Detaylı

RATLARDA ANNE YOKSUNLUĞU SENDROMUNA ZENGĠNLEġTĠRĠLMĠġ ÇEVRENĠN ETKĠSĠ. Serap ATA, Hülya İNCE, Ömer Faruk AYDIN, Haydar Ali TAŞDEMİR, Hamit ÖZYÜREK

RATLARDA ANNE YOKSUNLUĞU SENDROMUNA ZENGĠNLEġTĠRĠLMĠġ ÇEVRENĠN ETKĠSĠ. Serap ATA, Hülya İNCE, Ömer Faruk AYDIN, Haydar Ali TAŞDEMİR, Hamit ÖZYÜREK RATLARDA ANNE YOKSUNLUĞU SENDROMUNA ZENGĠNLEġTĠRĠLMĠġ ÇEVRENĠN ETKĠSĠ Serap ATA, Hülya İNCE, Ömer Faruk AYDIN, Haydar Ali TAŞDEMİR, Hamit ÖZYÜREK Hayatın erken döneminde ebeveyn kaybı veya ihmali gibi

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

Tüm Uyku Teknologları Derneği. Uyku laboratuarı Akretidasyon Formu.? Telefon:.? Faks:..? E-posta:.? Web Sayfası:.

Tüm Uyku Teknologları Derneği. Uyku laboratuarı Akretidasyon Formu.? Telefon:.? Faks:..? E-posta:.? Web Sayfası:. Tüm Uyku Teknologları Derneği Uyku laboratuarı Akretidasyon Formu Tarih: A) ÇALIŞANLAR 1. Uyku laboratuarının Adı:? Adres:? Telefon:.? Faks:..? E-posta:.? Web Sayfası:. 2. Uyku laboratuarı Yönetimi:? Uyku

Detaylı

YAŞLI SAĞLIĞI DALAMAN DEVLET HASTANESİ EĞİTİM BİRİMİ

YAŞLI SAĞLIĞI DALAMAN DEVLET HASTANESİ EĞİTİM BİRİMİ YAŞLI SAĞLIĞI DALAMAN DEVLET HASTANESİ EĞİTİM BİRİMİ yaşlılıkta hastalıkların önlenmesi (birincil korunma) ilkeleri 1. İleri Yaşta Bağışıklama 2. Kanserden Korunma 3. Yeterli ve Dengeli Beslenme 4. Yaşlılıkta

Detaylı

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005 Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005 Travma Nedir? Günlük rutin işleyişi bozan, Aniden beklenmedik bir şekilde gelişen, Dehşet, kaygı ve panik yaratan, Kişinin anlamlandırma

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARININ UYKU SORUNLARI VE ETKİ EDEN FAKTÖRLERİN İNCELENMESİ

HEMODİYALİZ HASTALARININ UYKU SORUNLARI VE ETKİ EDEN FAKTÖRLERİN İNCELENMESİ HEMODİYALİZ HASTALARININ UYKU SORUNLARI VE ETKİ EDEN FAKTÖRLERİN İNCELENMESİ Serap YURDUSEVER 1, Ayşe Gül TEMİZKAN KIRKAYAK 1, H.Müjgan SİFİL 1, Şengül ÖZDEMİR², Fatma KABAN³, Filiz AKDENİZ³, Tevfik ECDER³,

Detaylı

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Doç. Dr. Fatih Öncü Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikolojik taciz Bedensel Ruhsal Bedensel ve ruhsal Çalışma hayatında mobbing veya psikolojik

Detaylı

HORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI. Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi

HORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI. Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi HORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi TANIM Horlama ve buna eşlik eden solunum düzensizlikleri ile karakterize klinik tablolardır.

Detaylı

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ 17.02.2014 PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ Yrd. Doç. Dr. Aydoğan: Uykusuzluk Sağlık Sorunlarına Davetiye Çıkarıyor Güzel bir uykunun önemini en iyi uykusuzluk çekenler bilir. Güzel, dinlendirici bir uyku,

Detaylı

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak PARKİNSON HASTALIĞI Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND

Detaylı

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindeki payı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 DSÖ tahminlerine

Detaylı