34 Maariften Yetiþenler Nuyan Sav 48

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "34 Maariften Yetiþenler Nuyan Sav 48"

Transkript

1

2 indeks 2 N D E S I 8 K7Portre Konuk Yazar Saynur Defne Sarýsoy 86 Tezel Duyurularýmýz 36 Saðlýk Dr. Aydýn Aksoy Gurme Coconot Bizim Dünyamýz 38 Saðlýk HLC Hairline Clinic 40 Kiþisel Geliþim Prof. Dr. Nuray Karancý Gezi Rehberi Cave House 12 Kariyer Burcu Arýcý Aktüalite 34 Maariften Yetiþenler Nuyan Sav 48 i n d e k s

3 indeks 3 Yayýn Kurulu Suzan Bilgen Özgün ( 81) (Baþkan) Þenol Sarýsoy ( 82) (Baþkan Yardýmcýsý) Can Çýðýrgan ( 80) Aydan Þahin Ercan ( 82) Seda Özbulut Uzbek ( 95) Ayda Uçul ( 81) Yazý Ýþleri Müdürü M. Kutluhan Olcay ( 93) 46 Çocuk Prof. Dr. Nejat Akalan Yaþam Kalitesi Dr. Mehmet Tümer Moda-Tasarým Zeynep Tunuslu 80 Katkýda Bulunanlar Ayfer Niðdelioðlu ( 81) Boðaç Çekinmez ( 99) Demet Aydýn ( 83) Yapým-Baský Ajans-Türk Basým A.Þ. Arzu Akgün (Koordinatör) Ýstanbul Yolu 7. km. Necdet Evliyagil Caddesi No: , Ankara Tel : Fax : Sosyal Sorumluluk Milli Kütüphane Konuþan Kitaplýk Bölümü 56 Kültür-Sanat Sibel Köse Kitap Reneta Sibel Yolak 85 Renk Ayrýmý Filmsan Okur önerileri ve yorumlarý için info@kolej.org Yönetim Yeri TED ANKARA KOLEJÝ MEZUNLARI DERNEÐÝ Kýzýlýrmak Cad. No: Akay / Ankara Tel : Fax : Keyif Coccinella 72 Bilim-Teknoloji Hüsnü Akalýn Hobi Cengiz Engin Uzman Makalesi M. Aydýn Karaöz 74 Ýmtiyaz Sahibi Ankara Kolejliler LTD. ÞTÝ. adýna Bülent Baðdatlý ( 81) 5500 adet bastýrýlmýþtýr. Dernek üyelerine ücretsiz daðýtýlmaktadýr. Yazýlarýn hukuki mesuliyeti röportaj sahiplerine ve yazarlarýna aittir. Basým Tarihi: 25 Aralýk 2008 Yayýn Türü: Yerel süreli - 2 aylýk ISSN: KAPAK 74 Spor Pertev Öngüner 27 Aralýk 1919 Ulu önder Atatürk ün Ankara ya geliþi Cumhurbaþkanlýðý Atatürk Müze Köþkü 77 Türk Eðitim Derneði Kampüs KolejIN 87 Torch Kaybettiklerimiz

4

5 baþkandan mesaj 5 YENÝ BÝR YILA MERHABA DERKEN Bülent BAÐDATLI 81 TED Ankara Koleji Mezunlarý Derneði Genel Baþkaný Sevgili Kolejliler, Yine dopdolu ve çok renkli bir dergiyle karþýnýzdayýz. Yayýn Kurulu olarak sizlerin de talep ve beklentileri doðrultusunda dergimizi içerik ve tasarým açýsýndan her yeni sayýda bir adým daha ileriye götürmenin mutluluðunu yaþýyoruz. Mezunlar Derneði olarak yaklaþýk iki ayý aþkýn süredir ayrý kaldýðýmýz bu dönemde pek çok faaliyet ve kutlamalarda bulunduk. Bu çalýþmalarýmýzý dergimiz sayfalarýnda bulacaksýnýz. Bu dönemde gerçekleþtirdiðimiz etkinliklerimizden biri 12 Ekim de ikincisi yapýlan Uçurtma Þenliði oldu. Rüzgarlý bir hava olmasýna raðmen mezun ve öðrencilerimizin yoðun katýlým gösterdikleri bu günde yine çok keyifli saatler geçirildi. Okulumuz kampusunun gökyüzü rengarenk uçurtmalarla doldu. Çok sevilen bu etkinliðimiz gelecek yýllarda da devam edecek. Yine bu dönemde Ulu önder Atatürk ün büyük zorluklarla kurduðu Cumhuriyetimizin 85. yýldönümünü hep birlikte coþkuyla kutladýk. Atatürk ün bizlere emanet ettiði bu deðerli armaðaný, onun yolundan giden takipçileri olarak, sonsuza kadar korumaya bir kez daha ant içtik. Ulu önder Atatürk ün ölüm yýl dönümü olan 10 Kasým da, yine biraz hüzünle ama ayný zamanda gurur ve hasretle, O nu andýk. Ulu önderimizin 70. ölüm yýl dönümünde O nun kurduðu okul olan TED Ankara Koleji nin birer mezunlarý olarak, Atatürk e ve bizlere býraktýklarýna olan baðlýlýðýmýzý bir kez daha gösterdik. Bu amaçla Atatürk Haftasý etkinlikleri kapsamýnda Atatürk ün sevdiði þarkýlarýn seslendirildiði bir konser düzenledik. Mezun ve öðrencilerimizin yoðun katýlým göstererek, bizleri memnun ettiði bu konser, 15 Kasým da Devlet Resim ve Heykel Müzesi nde gerçekleþtirildi. Konserde Kültür Bakanlýðý Ankara Devlet Klasik Türk Müziði korosu bizlere keyif dolu saatler yaþattý. Geçtiðimiz aylarda yaþadýðýmýz güzel ve özel anlardan biri de 24 Kasým Öðretmenler Günü oldu. Okulumuzda görev yapan çok deðerli öðretmenlerimizle birlikte okulumuzdaki törende yer almanýn kývanç ve mutluluðunu yaþadýk. Yaþamýmýzda çok þey borçlu olduðumuz öðretmenlerimize, bu vesileyle bir kez daha teþekkürlerimizi sunmak istiyorum. Dergimizin bu sayýsýnda, kapak konusu olarak, Mustafa Kemal Atatürk ün Ankara ya geliþine yer verdik. Bu amaçla, dergimizin kapaðýna, Atatürk ün ömrünün en uzun yýllarýný geçirdiði þu an müze olarak kullanýlan ilk Cumhurbaþkanlýðý konutu olan, Çankaya Köþkü nü taþýdýk. Dergimiz sayfalarýnda da geniþ yer verdiðimiz Müze Köþk ün haberinin hazýrlanmasýna yardýmlarýný esirgemeyen Müze Müdürü Sayýn Seda Þentürk e katkýlarýndan dolayý teþekkür ederiz. Dergimiz sayfalarýnda ayrýca, pek çok konuda mezunlarýmýzla yaptýðýmýz röportajlarý bulacaksýnýz. Bizleri kýrmayarak, deðerli zamanlarýndan fedakârlýkta bulunan, yazý ve röportajlarýný bizlerden esirgemeyen mezun ve dostlarýmýza çok teþekkür ederiz. Sevgili arkadaþlar, Spor Kulübümüz pek çok branþta mücadele etmektedir. Birinci ligde oynayan Erkek Basketbol Takýmýmýz, ikinci ligde mücadele eden Kýz Voleybol Takýmýmýz, yine bölgesel ligde oynayan Kýz Basketbol Takýmý ve üçüncü ligde oynayan Erkek Voleybol Takýmýmýzýn tüm maçlarýna destek için mezun ve ailelerimizi bekliyoruz. Onlarý bu gururlu ama zorlu yolda yalnýz býrakmayýp, desteklerimizi esirgemeyelim. Yazýma burada son verirken, tüm mezunlarýmýzýn geçmiþ Kurban Bayramýný en içten dileklerimle kutlar, gelmesine sayýlý günler kalan yeni yýlý gönlünüzce, sevdiklerinizle ve saðlýkla geçirmenizi dilerim. Bir sonraki sayýmýzda buluþmak üzere sevgi ve saygýlarýmla... Bülent Baðdatlý Genel Baþkan ARALIK2008 kolejliler

6

7 konuk yazar 7 Niye bu kadar Issýz laþtýk? Çaðan Irmak, doðrusu iyi iþ çýkardý. Sinema adýna yönetmenliðini deðerlendirmek, sinema eleþtirmenlerinin iþi olduðundan, böyle bir gayret içine girmeyeceðim. Benim iyi iþ ten kastým, bir kesimin nabzýný tutmak ve gündem yaratmak adýna yakaladýðý baþarýyla ilgili daha çok. Issýz Adam vizyona girer girmez, gazetelerin köþe yazýlarýnda, arkadaþ toplantýlarýnda yazýlmaya, konuþulmaya baþlandý. Hatta bana kýsa aralýklarla, en az üç arkadaþýmdan Issýz Adam a gittin mi mesajlarý gelince, kendimi sosyal bir olgudan geri kalmýþ gibi hissettim ve kendimi sinemada buldum. Yoksa izleyeceðim yoktu. Bilirsiniz, birileri birþeyden çok bahsedince beklentiniz artar, kusur aramaya baþlarsýnýz. Ben de haliyle biraz daha eleþtirel gözle izlemiþ olmalýyým ki, aðlamaktan bitap düþmedim ve ruhumda derin izler býrakmadý. Ancak çevremdeki insanlarýn üzerinde býraktýðý etki ve kendinden bu denli söz ettirmesi adýna farklýydý benim için. Kadýnerkek herkesi, bu yalnýzlaþma hikayesi içten içe çok etkiledi. Filmdeki kadýn veya erkekle, uzaktan yakýndan ilgisi olmayan nice insan, durup hayatýný sorgulamaya baþladý. Çoluk çocuða karýþmýþ, düzenli hayatlar kurmuþ arkadaþlarým, bana telefon açýp Ýyi de biz niye bu kadar aðladýk bu filmde? diye sorar oldular. Cevabý aslýnda çok basit. Giderek hepimiz yalnýzlaþýyoruz. Hepimizin içindeki hüzün giderek büyüyor. Daha bireysel, daha içe dönük, daha ben merkezci hayatlar içine kendimizi hapsediyoruz. Buna da güzel kýlýflar uyduruyoruz. Kimimiz zamansýzlýktan yakýnýyor, kimimiz dengini bulamamaktan, kimimiz çok çalýþmaktan, kimimiz parasýzlýktan, kimimiz yorgunluktan. Herkesin bir hikâyesi, herkesin bir bahanesi var. Sonuç deðiþmiyor, yalnýzlaþýyoruz. Kimimiz küçük bir ailenin içine kilitliyoruz kendimizi, kimimiz daha da yalnýzlýðý seçip, tek baþýnalýða endeksliyor hayatýný. Kabul edelim, geçen yýllar hepimizin moralini bozuyor. Öyle veya böyle yaþanmýþlýklarýn aðýrlýðý çöküyor üzerimize. Onun için bize gençliðimizi hatýrlatan þeylerin peþine düþüyoruz farkýnda olmadan.. Son yýllarda 70 lerin, 80 lerin müziði çok popüler oldu, niye hiç düþündünüz mü? Müzik kalitesi daha yüksekti belki, daha duyguyla yapýlmýþ parçalar vardý, tamam ama hepsi bu mu? Hayýr, bize kaybettiklerimizi geri getiriyor da ondan. Her bir parçada ruhumuzun körpe yanlarý tekrar kýpýrdanýyor içimizde de ondan. Issýz Adam, iþte bizi çocukluðumuzun, gençliðimizin o parçalarýyla da vurdu. Unutmuþ olduðum o þarkýlarý tekrar dinlerken, ruhumun derinliklerinde pekçok aný canlandý. Yüzleþmek zorunda olduðum gerçek de; bir daha yaþanmayacak olmalarýydý. Yaþarken kendimizde farketmediðimiz büyük deðiþimler, iþte böyle savunmasýz anlarýmýzda, bir þarkýyla gelip vuruyor darbeyi. Yüzlerimizde artan çizgiler, yýllarýn izleri kliþesine hiç girmeyeceðim, ondan daha önemlisi; ruhumuzun geçirdiði evrim. Ýþte tam da burada çýkýyor yalnýzlýk karþýmýza. Kendimizi köþeye sýkýþmýþ hissediyoruz. Biraz bizim kuþaðýn zorluðu da buradan geliyor. Aile kavramýnýn önemiyle büyütüldük, sonra kadýn erkek rollerinin deðiþtiði bir dönemde kendimizi yetiþkin olarak bulduk. Eskinin öðretilen dav- Defne Sarýsoy'86 ranýþlarý bizim üstümüzde biraz eðreti kaldý, uyum saðlamaya çalýþtýk, çoðumuz beceremedik. Ama yeni þablonlar da geliþtiremedik. Ne anne babalarýmýz gibi olabildik, ne de tam anlamýyla özgür... Ruhumuzun karanlýklarýyla kendimiz bile yüzleþmek istemiyoruz artýk, kaldý ki bir baþkasýna gösterelim. Aslýnda kalabalýk duran sýfatlarýn arkasýnda bütün çaresizliðiyle duran biziz. Ýþte Issýz Adam, Alper in hüznünde bize kendi çaresizliðimizi gösterdi. Bunun için, hepimiz durup düþünmek zorunda kaldýk. Düþünmek de yetmedi, kendimiz gibi olanlarý bulmalýydýk, sayýca ne kadar çoksak, o kadar avunacaktýk. Bilmem bir avuntu olur mu sizin için, sayýmýz çokmuþ arkadaþlar... Bir baktýk ki, etrafýmýzda bir sürü Issýz adam, bir o kadar da Issýz kadýn geziniyormuþ meðer. Öyle görünüyor ki, önümüzdeki yýllarda gittikçe daha fazla hüzünlü yalnýzlýklarýmýz a sarýlýp uyumak zorunda kalacaðýz. Mutluluðu yakalayýp, bunu içine sindiren o küçük azýnlýk içindeyseniz, aman þeytana uymayýn, ýssýz laþmanýn özenilecek bir yaný yok. Ha çoktan kronik ýssýzlardan olmuþsanýz, o zaman yüreðinizden vuracak daha çok filmler geçecek hayatýnýzdan... Ama unutmayýn, gerçek sevginin arayýþý hiç bitmeyecek... Son nefeslerimize kadar... ARALIK2008 kolejliler

8 portre 8 Sadece ses tonu, diksiyonu ve ekrana yakýþan görüntüsü ile deðil haberi izleyiciye yaþatýrcasýna veriþi ile de akýllarda iz býrakan bir isim Saynur Tezel 85. Canlý yayýn sýrasýnda istemediði bir durumda tepkisini ortaya koymaktan çekinmeyen disiplinli haberci, þimdilerde ailesine daha fazla zaman ayýrmak için SKY Türk'teki programýný sonlandýrdý. Kendisi her ne kadar bu yoðun tempoyu tekrar istemediðini söylese de ekranlarýn bu baþarýlý haber editörü ve programcýsýný haber izleyicileri arayacaklardýr. Saynur Tezel, bu yoðun temposunda bize de vakit ayýrarak, Kolejli arkadaþlarýna ve sevenlerine dergimiz sayfalarýndan "merhaba" dedi. Saynur Tezel'85 Büyük çoðunluk sizi düzgün ve akýcý Türkçenizle sunduðunuz haber programlarýndan tanýyor. Sizin haberciliðe baþlamanýz nasýl oldu? Televizyonculuða 1993'te Sabah Gazetesi ndeki bir iþ ilaný ile baþladým. O ilaný görünceye kadar bir yýl bankacýlýk, iki yýl da marketing alanýnda çalýþmýþtým. Özal nesli olduðumuz için bu ikisi en gözde mesleklerdi. Ama açýkçasý gönlümce yaptýðým seçimler deðildi. "Ýyi bir okulda oku, geçerli bir kariyerin olsun" babýnda, herkesi mutlu etmek için, popüler deyimiyle "mahalle baskýsý" sonucu attýðým adýmlardý. Herhalde fena da deðildim ki o iþ ilanýna baþvurmaya karar verdiðimde dünyada pazarlama alanýnda önde gelen bir þirketten ara kademe yöneticisi olarak transfer teklifi almýþtým. Yaþým hayli küçük olmasýna raðmen dünya devi bir þirket bana çok iyi imkânlarla kapýsýný açýyordu. Televizyonculukta ise adeta stajyer gibi sýfýrdan baþlayacaktým. Fakat çok riskli de olsa haberciliði denemek istedim. Aslýnda hiç de maceracý filan deðilimdir. Herhangi bir iþte mümkün olduðunca olasýlýklarý hesap edip, riski minimize etmek için akýllara ziyan çalýþýrým ama o küçücük iþ ilaný için gözümü kararttým. Bir gün ofisimde çalýþýrken fakstan geçti. Körfez Savaþý'nda CNN International'ýn yaptýðý yayýncýlýktan nasýl etkilendiðimi bilen ve "keþke böyle bir þey Türkiye'de olsa veya ben ABD'ye gidip þansýmý denesem" gibi en uçuk hayalimi paylaþtýðým bir yakýným göndermiþti. Meðer ATV'nin kuruluþu içinmiþ. Gittim konuþtum. Amerika ve Ýngiltere'den özel bir ekip toplanmýþtý ve Türkiye'nin ilk haber kanalýný kurmaya çalýþýyorlardý, týpký CNN International gibi bir projeydi. Bunu görünce benim o saðlamcý kiþiliðim kapýdan uçup gitti. Tam sayýyý bilmiyorum ama epeyce bir baþvuru içinden 25 kiþiyi seçtiler. Onlardan biri de bendim. Çok az bir maaþla, daha önceki iþimde bir yöneticiyken neidüðü belirsiz bir çaylak olarak öyle hesapsýz bir maceraya atýldým. Neyime güvendiysem?! Bize çalýþtýðýnýz bir gününüzü anlatabilir misiniz? Þüphesiz günleriniz yoðun bir tempoda geçiyor. Hem de akýl almaz yoðun ve açýkçasý artýk beni de kara kara düþündüren bir tempo bu. Çünkü bundan 2 yýl önce hayatýmýn en deðerli varlýðý, bebeðim dünyaya geldi ve ben ne yazýk ki akýllara zarar iþ yüküm nedeniyle O'nun en güzel zamanlarýný hep yarým yamalak yaþadým. Ama Ekranlarýn en yürekli kadýn habercisi kolejliler ARALIK2008

9 portre 9 yanlýþ anlamayýn bu "yük"ten kimseyi sorumlu tutuyor deðilim, bizzat ben yarattým çünkü. Yok yok aslýnda düþününce benim bir günahým yok. Asýl sorumlu "ben bu iþi býraktým artýk" diye kenara çekildiðim bir dönemde karþýma çýkýp beni yeniden "zehirleyen" HaberTürk'ün eski Genel Yayýn Yönetmeni ve sevgili arkadaþým Melih Meriç'tir. Þaka bir yana Melih meslektaþlýktan öte, dost olarak bana o kararsýz dönemimde çok deðerli bir destek verdi ve bu iþe devam etmek istemediðimi düþündüðüm bir noktada (tam bir yýl dýrdýrlarýmý çekerek) beni tam tersine inandýrdý. Melih'e önce "ben artýk ekrana çýkmam, sadece yazarým" dedim. Hiç "hayýr" demedi ve gayet ustalýkla (týpký bir büyüðün huysuzlanan çocuða tahammülü gibi) "ama ekran da senin iþinin parçasý" diyerek ikna etti. "Yazmadýðým haberi ekranda veremem. Sadece kendi haberime sahip çýkabiliyorum" dedim, O da, "gel neyi, nasýl istiyorsan yap" dedi. Iþýklar içinde yatsýn Ufuk Güldemir'in medyada kurduðu tek özgürlük adasýna beni de aldýlar ve böylelikle 2005'in baþýndan buyana yapmayý sürdürdüðüm "BUGÜN" programýna baþladým. Ekranda her akþam 22:00'deki program için sabahtan baþlýyorum çalýþmaya. Bebeðimi sabah 09:30'da anaokuluna býraktýktan sonra evde ajanslarý taramaya, canlý yayýndaki açýklamalarý (örneðin Salý günkü TBMM grup toplantýlarýný) dinlemeye ve yazmaya oturuyorum. Sonra saat 14:00 gibi, evde yazdýklarýmý cd'ye alýp kanala gidiyorum. Kanalda bilgisayar baþýndan tekrar kalkýþým ancak ekrana hazýrlýk; yani saç, makyaj vs. için. O da yayýna 5-6 dakika kala olabiliyor. Ekranda yaklaþýk saat kalýyorum. Eve gidiþim ise çoðu zaman 00:30-01:00'i buluyor. Cambazlýk gibi bir þey ama kesinlikle bu rutini deðiþtireceðim. SKY Türk'ten ayrýldýktan hemen sonra bir baþka kanal "BUGÜN"ü kendileri için yapmamý istedi ama hayatýma ve her þeyden çok sevdiðim aileme, biricik bebeðimin yüzüne baktýktan sonra artýk kolay kolay böylesi akýllara zarar bir tempoya döneceðimi zannetmiyorum. Tecrübeli ve bu iþi iyi yapan biri olarak, bu mesleði tercih eden genç okurlarýmýza neler önerirsiniz? Sizce iyi bir haber sunucusunun sahip olmasý gereken özellikler nelerdir? "Ýyi" olmak istiyorlarsa öncelikle haberin "sunucusu" olmamasý lazým. Bence haber sunulmamalý, okunmamalý, sadece ve sadece anlatýlmalý. O nedenle ben fizik, boy, pos, endam, diksiyon vs. bunlarý kesinlikle tali görüyorum. Bu sözlerimden Türkçe'nin yaþatýlýp, güçlendirilmesi ve güzel kullanýmýna emek vermiþ büyüklerimiz sakýn alýnmasýnlar. Elbette kamuoyuna hitap eden herkes bir siyasetçiden, öðretmene, medya mensubuna kadar ana dilini kusursuz konuþmalý. Dil milletin kendisidir, öz benliðidir. Ama diksiyon kursuna giderek de haberci olunmaz. Zaten artan bir oranda ekran artýk haberi "okuyanlar"dan, "bilenler"e geçiyor. Bunun böyle olacaðýný bana ilk, ATV'nin kuruluþ aþamasýnda, projenin baþýndaki Amerikalý televizyoncu Jerry söylemiþti. Eðitim sýrasýnda "senin ekranda olman gerektiðine inanýyorum" dedi. Benim de aklýmda sadece muhabirlik vardý ve açýkçasý spikerlik hiç cazip gelmiyordu. Bunun üzerine "Jerry sen benim nasýl Türkçe konuþtuðumu bile bilmiyorsun" bahanesi ile (ki o dönemde bu, iþi yapmanýn tek koþulu, yani son derece kuvvetli bir bahaneydi) itiraz ettim. O da bana "merak etme onu da sordum, çok sorun yokmuþ" deyip güldü. "Ben haberi yapan kiþi olmak istiyorum" diye aðzýmdaki baklayý çýkarýncaysa, "Zaten Amerika'da bu iþi yerel aksanlara sahip insanlar bile yapýyor. Önemli olan bir metni okumak deðil, haberi anlatmak. Sen hem haberi yapan, hem de anlatan biri olabilirsin" dedi. Ve "anchor" kelimesini ben ilk kez bu konuþmada duydum. Þimdilerde Türkiye'de mesleðin zirvesi olarak tanýmlanan, Amerika'daysa esasýný teþkil eden bu "anchor"lýk teklifine pek aklým yatmadý, bir iki itiraz ettim ama sonunda beni "bak ekranda adama ihtiyacýmýz var, bana güven" vs. deyip ikna etti. Öyle gümbürtüye gittik yani. Hatta çok komik bir baþka þey de oldu. Diksiyon kurallarýný bilmediðim Türkçe'nin eðitimini vermemi de istediler. 1999'da Marmara Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi'nden bu yönde bir talep geldi. Onlara da "ben bu dilin kurallarýný bilmem" dedim ama yine ikna edemedim. Sorumluluk konusunda takýntýlý olduðum için de konuyla ilgili bulabildiðim ne kadar kitap, makale varsa yutarak bir ders programý hazýrladým, 3 sene de ders verdim. O arada ben de Türkçe öðrenmiþ oldum. Sadede gelirsek; diksiyon kursu, saç, makyaj, canlý yayýn atraksiyonlarý vs. ile bu iþ olmaz. Bu sadece kadýnlar deðil, erkekler için de geçerli. Önce çok iyi bir eðitim, bunun ötesinde iflah olmaz bir merak ve araþtýrma duygusu ve nihayetinde sanýrým biraz da mazohist olmak gerekiyor. Ne yazýk ki bu iþ (eðer hakký ile yapmak istiyorsan) "rahat" veya "az çalýþýlarak" yapýlabilecek bir þey deðil. Ülkemizde ne yazýk ki kadýn 'anchor' sayýsý çok az. Sizce bu, kadýnlarýn bu iþe ilgi duymamasýndan mý, yoksa bu mesleðin halen bir erkek mesleði olarak görülmesinden mi kaynaklanýyor? Siz sanýrým sadece genel amaçlý kanallarýn ana haber bültenlerinden bahsediyorsunuz. Yoksa haber kanallarýnda gerek haber, gerek ekonomi, gerekse spor konusunda bu iþi hakkýyla yapan, benim jenerasyonumdan çok deðerli kadýn anchorlar var. Ekrandaki kadýnlar daha ancak on yýlý aþkýn bir süredir birilerinin yazdýklarý yerine "kendi sözünü" söylüyor. Ali Kýrca, Uður Dündar, Mehmet Ali Birand gibi duayenlerin ana haber bültenlerinde olmasý da tesadüf veya "cinsiyet ayýrýmý" vs. deðil bence. Artýk haberciliðe yýllarýný vermiþ insanlarýn ekranda haberi "anlatmalarý" zamaný. Ekran yüzleri arasýnda yarým asýrdýr erkekler bu iþe emek vermiþ, biz daha doksanlarýn ikinci yarýsýna doðru bu iþe baþlamýþýz. Kadýnlarýn da sýrasý gelir ama önce emek vermeleri lazým. Yayýn saatine kadar internette ya da telefonda sohbet edip, kendini bir kadýn olarak da harika ARALIK2008 kolejliler

10 portre 10 hissetmene yardýmcý olacak þahane bir makyaj ve saç yaptýrmak, yayýndan yarým-bir saat önce birilerinin yazdýðý 3-4 satýr anonslarý okuyup noktalama düzeltmesi yapmakla yetinirsen "neden kadýnlara bu iþi yaptýrmýyorlar" diye hayýflanamazsýn. Mesleðinizin zorluklarýndan bahseder misiniz? Keþke þu an burada olmasaydým, bu haberi vermeseydim dediðiniz anlar yaþadýnýz mý? Teknik anlamda beni zorlayan bir durum olmasý zor. Bir arýza ya da hata olsa, haber paketlerinin montajlarý, konuk, canlý baðlantý vs. yetiþmese, ekran kendisini toparlayana kadar yayýný sürdürüyorum. Bir yerde daha söylemiþtim, býraksanýz 20 saat konuþurum. Ama yazarken de, bazen ekranda da inanýlmaz duygusallaþtýðým, öfkelendiðim haberler var. Dinmeyen terör saldýrýlarý, þehit acýsý, çocuklara, çaresiz insanlara yapýlan suistimaller, canlarýna kasteden ihmaller, haksýzlýklar beni hakikaten periþan ediyor. Hele de konunun muhatabýný yayýna almýþsam ve canlý mülakat yapýyorsam o tepkilerim hepten açýða çýkýyor. Ekranda tepkilerinizi çok açýk ortaya koyuyorsunuz. Bu bir tarz mý? Bu bana hep soruluyor. "Kasýtlý mý yapýyorsunuz" derseniz cevabým hayýr. Haber paketlerini yazýyorum ama o paketlerin anonslarýný yazmýyorum, daha doðrusu zamaným kalmýyor ve yazamýyorum. O nedenle ekranda o haberi doðaçlama anons ediyorum, yani anlatýyorum. Hal böyle olunca, yani önümden geçen bir metin bulunmayýnca bir sohbette nasýl konuþuyorsam öyle oluyor yayýn. Duygum veya tepkim, adýný siz koyun, bu yüzden belli oluyor herhalde. Ama nadir de olsa ekranda mülakat yaparken sert tartýþmaya girdiðim anlarý soruyorsanýz o baþka. Evet böyle durumlar oldu ama asla bunu planlayarak yani "olay çýksýn da seyredilsin" gibi küçük hesaplarla yapmadým. Zaten alacaðým tüm konuklarla yayýn öncesinde konuþurum. Rating uðruna tuzak kurmam, iki karþýt görüþ alýp polemik de yaptýrtmam. Tercihim bir durumu, bir iddiayý haberleþtirmek ve o haberin, o iddianýn hedefindeki kiþiye ya da uzmanýna "doðru mu? doðrusu nedir?" diye sormaktýr. Bu nedenle de genelde telefon açýp "bu gece katýlýr mýsýnýz" dediðim bir kiþiden, hangi görüþe mensup olursa olsun - bir toplantýlarý yoksa ya da uykularý gelmiyorsa - ret yanýtý pek almam. Haa ama þu oldu; yayýndan önce habercilik ve yasal zorunluluklar çerçevesinde özel sýnýrlarý belirtmeme raðmen bu mutabakata hiç varýlmamýþ gibi benim programýmý kullanarak, cevap hakký doðuracak þekilde birilerini hedef alan, hakarete kalkýþanlar ya da asla savunulamayacak bir durumda "ne var ki bunda" tarzý sözde had bildirmeye çalýþanlara sert tepki verdim. Benim ve yayýncýlýðýn kýrmýzý çizgileri ihlal edilirse cevapsýz býrakmam. Yoksa kýzgýnlýk, rating arayýþý vs. bunlar söz konusu deðil. Son olarak TED Ankara Koleji'yle ilgili neler söylemek istersiniz? TED deyince benim aklýmda tek kelime var; özlem Kolej'in Kurtuluþ'taki o ilk yerleþkesinde geçirdiðim 11 yýlý hep keyifle ama bir o kadar da buruk anýyorum. Liseden mezun olurken en yakýn arkadaþýmla sarýlýp dakikalarca aðlamamýz, okulun kapýsýndan bir daha kol kola giremeyeceðimizi bilmenin getirdiði hüzün hiç aklýmdan çýkmadý. Neyse ki sonrasýnda ODTÜ gibi yine çok özel, hayatýmýn en güzel yýllarýný geçirdiðim çok iyi bir eðitim camiasýna katýldým ama TED her zaman bir baþkaydý Çünkü ilk aþk neyse benim için Kolej de o Bir çocuðu anne kucaðýndan alýp, üniversite kapýsýna kadar taþýyan çok köklü bir eðitim kurumu ve bunu yaparken de hep insan denen varlýðý bir bütün olarak, yani hakkýný vererek geliþtirmeyi ön planda tutuyor Okuduðum 11 yýl boyunca "sadece dersler"le ilgilendiðimi hiç hatýrlamýyorum. Beni gözlemleyen hocalarým her yýl mutlaka 2 veya daha fazla ders dýþý faaliyete yönlendirirlerdi. Bu tabi sadece benim için deðil tüm öðrenciler için geçerliydi. En az bir enstrüman çalmak, bir spor dalýnda iddialý olacak kadar eðitilmek, dans, müzik, tiyatro ve insana, dünyaya dair tüm güzelliklere kapý aralamak gibi hedefi vardý eðitimin. Yani özgüvenli bireyler yetiþtirmeye odaklanmýþtý. Mesela o 11 yýl boyunca ben hiçbir öðretmenle tatsýz aný hatýrlamýyorum. Özellikle orta okuldan itibaren (þimdiki ilk öðretim 6-7-8'inci sýnýflar) neredeyse arkadaþ gibi davranmýþlardý bize. Evet gerçek bir disiplin vardý ama bunu hiç bunaltýcý bir baský olarak hissetmezdik. Derste inanýlmaz sýra dýþý ama son derece sevimli ve saygýlý espri de yapardýk, en aðýr sýnava da girerdik. Bu bir kültür ve insaný gerçekten hayata hazýrlýyor. Þimdi 2 yaþýnda olan kýzým için de Ýstanbul TED'den baþka seçenek gelmiyor aklýma. Bakalým kýsmet Saynur Tezel ÖZGENTÜRK 85 4 Mart 1968'de Ankara'da doðdu yýlýnda TED Ankara Koleji'nden 1989 da ODTÜ Uluslararasý Ýliþkiler Bölümü'nden mezun oldu. Üniversitenin ardýndan Ýstanbul Tütünbank'ta ve Bilfar Holding'de çalýþtý.1992 yýlýnda ATV'de göreve baþlayan Tezel, ayný zamanda Sabah Grubu bünyesindeki Aktüel Dergisi'ne yazýlar yazdý yýlýndan 2001 yýlý sonuna kadar NTV'de ana haber kuþaðý sorumluluðu ile birlikte, çeþitli dönemlerde, muhabirlik, program yapýcýlýðý ve sunuculuðu görevlerini üstlendi. NTV'deki çalýþmalarýnýn yanýsýra yýllarý arasýnda Marmara Üniversitesi Ýletiþim Fakültesi'nde öðretim üyeliði yaptý yýllarý arasý CNNTürk'te görev yaptý yýllarý arasýnda eþi Ali Özgentürk'ün sahibi olduðu Asya Film Filmcilik Ltd. Þti'de danýþman olarak çalýþan Tezel, 2005 yýlýnda ise HABERTÜRK'te yapýmcýlýðýný üstlendiði "BUGÜN" programý ile mesleðe geri döndü. 2008'in Þubat ayýna kadar HABERTÜRK'te hazýrlayýp sunduðu günlük haber programý "BUGÜN", 2008'in Nisan ayýndan Kasým baþýna kadar da SKYTÜRK'te ekranlara geldi. Film yönetmeni Ali Özgentürk'le 2002'de evlenen Saynur Tezel Özgentürk'ün Simay adýnda 2 yaþýnda bir kýzý var. kolejliler ARALIK2008

11

12 kariyer 12 Coþku ve heyecanlarým resimlerime yansýyor Kendini bildiði andan beri resimle iç içe bir hayat sürmüþ Burcu Arýcý 84. Nasýl olmasýn ki, TED Ankara Koleji'nin en sevilen resim öðretmenlerinden Tülay Arýcý, insanýn annesi olunca resme kayýtsýz kalmasý mümkün mü? Burcu Arýcý'nýn Kolej'e baþlamasýyla evdeki eðitimi okulda da devam etmiþ. Bugün Türkiye'yi yurtdýþýnda temsil eden, önemli sergilerde adý geçen Arýcý, bununla da yetinmeyip üniversitede sevilen bir hoca, televizyonda beðenilen bir sanat programý sunucusu olarak baþarýsýný sürdürüyor. Arýcý'nýn bizleri tüm sýcaklýðý ve sevecenliðiyle misafir ettiði Baþkent Üniversitesi'ndeki atölyesinde, oldukça keyifli bir sohbet gerçekleþtirdik. Resimle tanýþmanýz nasýl oldu? Ne kadar süredir resim yapýyorsunuz? Resimle tanýþmam doðal ortam içinde oldu, çünkü benim annem TED Ankara Koleji'nin eski resim öðretmeni Tülay Arýcý. Ben gözümü açtýðým anda zaten annemin resim yaptýðýný görerek büyüdüm. Neredeyse bütün hayatým annemle birlikte resim sergilerine giderek, bütün resim sanatçýlarýný tanýyarak geçti. Benim daha yürümeden yürütecin içinde resim yaparken fotoðraflarým vardýr. Gerçekten soluk almadan, hiç ara vermeden doðduðumdan beri resim yaptým, hâlâ da yapýyorum, ölene kadar da yapacaðýmdan hiç þüphem yok. Resimlerinizde kullandýðýnýz teknik ve konular nelerdir? Resimlerimde kullandýðým teknik zaman zaman deðiþti. Örneðin ilk öðrencilik yýllarýmda çok yoðun olarak yaðlý boya, kara kalem çalýþýrdým. Bunlar zaten resim sanatýnýn geleneksel teknikleridir. Ancak daha sonraki yýllarda astým hastalýðým ortaya çýktý. Astýmla beraber yaðlý boya ve tinerin yürümesi zor olduðu için akrilik boyaya geçtim. Akrilik boyanýn görüntü olarak yaðlý boyadan hiçbir farký yok. Baktýðýnýz zaman yaðlý boya mý, akrilik mi anlayamazsýnýz. Tek farký su bazlý olmasýdýr. Yani fýrçayý tinere deðil de suya batýrýp, boyaya batýrýyorsunuz. Çok kullanýþlý, parlak, çabuk kuruyan bir boya. Bir de ben resimlerimin konusu ne olursa olsun çok büyük bir coþku ve heyecanla yaparým. Çünkü mizacým bu ve kullandýðým tekniðin benim o ruhsal gelgitlerimin hýzýný yakalamasý gerekiyor. Dolayýsýyla da akrilik boya benim için uygun bir boya oldu. Resimle ilgili konularým aslýnda, hayatýn içinde beni besleyen her þey. Resmime baktýðýnýzda temel kiþilik özelliklerimi çok net görüyorsunuz. Özellikle master dönemine kadar beni etkileyen her þeyin resmini yaparken, bir süre sonra fark ettim ki, Türkiye'de ressamlar batýlýlaþmanýn çok fazla etkisi altýnda kalarak fazla batýlý türde resim yapýyorlar. Türkiye bir anda Avrupalý ya da Amerikalý gibi resim yapan sanatçýlarla doldu. Çünkü bunun bir þekilde kültürümüze empoze edildiðini hepimiz zaten biliyoruz. Ýþte bu da sanata bi þekilde yansýdý. Ben de çaðdaþ Türk sanatýnýn oluþmasý ve korunmasý için kendi topraklarýmýzdan, kendi öz kültürümüzden yola çýkarak resim üretmek gerektiðine inandým. Master döneminden beri Orta Asya Türklüðü, Þamanizm ve yörüklerle ilgili çalýþmalar yapýyorum. Ay- kolejliler ARALIK2008

13 kariyer 13 ný anda halk bilim çalýþmalarý da yaptým. Bu halk bilim çalýþmalarý doðrultusunda ruhumu ve beynimi donatýrken, bir yandan da bütün bunlar renklere döküldü, fýrçaya aktarýldý. Yani genelde þu anda kullandýðým tema öz kültürümüzü yaþatmaya yönelik. Ama çaðdaþ bir dille yapmaya çalýþýyorum. Bunu yaparken de hem atalarýmýza saygýyý saðladýðýma inanýyorum, hem de kendi kimliðimizi koruyarak sanat eseri üretmenin gerekliliðine inanýyorum. Resim yaparken size özel bir çalýþma yönteminiz var mý? Bir resme baþlamadan önce duygusal olarak nasýl bir hazýrlýk dönemi geçiriyorsunuz? Öncelikle kuramsal olarak biriktiriyorum kendimi. Yani öylesine 'hadi caným çok resim yapmak istedi, oturayým da iki tane fýrça süreyim þu tuvale' gibi baþlamýyorum hiçbir çalýþmaya. Mutlaka hepsinin bir çýkýþ noktasý, bir hedefi oluyor. Dolayýsýyla da mutlaka bir araþtýrma sürecim oluyor. Konuyla ilgili önce zihnimin ve ruhumun birikmesi gerekiyor. Sonraki aþama ise gerçekten bir çýrpýda çok hýzlý bir þekilde bitivermesi gereken bir süreç. Çok heyecanlý ve coþkulu türde bir resim ruhum var benim. Coþku denen þey anlýk zaten. Ruhsal gelgitler söz konusu oluyor, duygunuzun hýzýný siz de yakalayamýyorsunuz. Genelde 5, 6 güne sarkan resimler benim çalýþmalarýmda hiçbir zaman baþarýyla sonuçlanmaz. Çünkü o coþku ve heyecan, o dinamizm anlýk duygularýmda var. Onun bir çýrpýda aktarýlmasý gerekiyor. Bunun da tabii dünya sanatýnda bir adý var, ben figüratif soyut dýþa vurumcuyum. Dýþa vurumculuk, sanatçýnýn iç dünyasýný sanata aktarmasý olarak tanýmlanabilir. Neden soyut resim yapmayý tercih ettiniz? Somut çalýþmak bir süreçtir. Ýlk eðitim almaya baþladýðýnýzda gördüðünüz her objeyi her imgeyi, insan bedenini, saksýda çiçeði, sandalyeyi, masayý, her þeyi gördüðünüz gibi yapmayý öðrenirsiniz. Bu ayný zamanda hem tekniði öðreten þeydir size, hem de doðru görüp, doðru algýlayýp, doðru aktarma becerisi kazandýrýr. Fakat bunu nereye kadar yapabilirsiniz. Eðer sanatçý olmak gibi bir hedefiniz varsa, doðayý bir yere kadar kullanýp ondan sonra gözünüzü kapatýp doðanýn üzerinizde kalan etkisinin resmini yapmanýz gerekiyor. Onun adý da soyut sanattýr. Ýmgeleri ve doðayý gözlem yapmaktan, tasvirden bir þekilde uzaklaþýyorsunuz ama asla terk etmiyorsunuz. Bakýyorsunuz ve üzerinizde kalan etkiyi aktarýyorsunuz. Soyut benim keyifle kullandýðým sanat dilim. Ama her resmimde mutlaka figürü, doðayý çaðrýþtýran biçimler vardýr. Resimlerinizde sizi etkileyen akým ve sanatçýlar var mý? Özellikle eðitim aldýðým dönemlerde Adnan Turani'den çok etkilenmiþtim. Ondan hâlâ çok hayranlýkla bahsedebilirim. Bana göre Türkiye'de soyut resmin kurucularýndan, öncülerinden, çok önemli bir isimdir. Dünya sanatýna baktýðýmýz zaman ben Picasso'yu çok fazla seviyorum. Þadal'ý, Sedan'ý çok severim. Genelde ruhsal veya düþünsel yanýný ve sürecini sanatýna aktarmýþ sanatçýlarýn çalýþmalarýný çok beðeniyorum. Yurtiçi ve yurtdýþýnda birçok sergiye katýldýnýz ve ödüller aldýnýz. Bunlarla ilgili bilgi verir misiniz? Ressam bir anneyle büyümenin çok büyük getirisi var. Annem dünyada ve Türkiye'de var olan tüm yarýþmalara hem kendi öðrencilerinin hem de benim resimlerimi gönderirdi. Dolayýsýyla ben ilk dünya birinciliðimi 5 yaþýmda kazandým. Üç dünya birinciliðim, sayýsýný bilemediðim kadar Türkiye birinciliðim, dünya ikinciliðim, yurtiçi ve dýþýnda resim dalýnda aldýðým bir çok ödülüm var. Þu anda Türkiye'de çok büyük resim yarýþmalarý yapýlýyor ama bunlara katýlmaktan hoþlanmýyorum. Sebebini bilmiyorum. Ya resimde ödül almaya karþý bir doyumum var, ya da gereksiz buluyorum. Çünkü artýk profesyonel anlamda sanat yapýyorsunuz, hocalýðýný yapýyorsunuz. Böyle bir düþüncemden dolayý artýk katýlmýyorum resim yarýþmalarýna. Yurt içinde ve yurt dýþýnda, çok fazla sansasyon getirmiþ, çok iyi izlenimler býrakmýþ sergilerim de oldu. En son Hamburg'ta geçen yaz bir sergi açtým Mart'ta Hamburg'ta yine bir kiþisel sergim olacak. Dünya genelinde 3000 den fazla ressamýn içinden yapýlan elemede Türkiye'den sadece ben seçildim. Bir de Letonya'nýn baþkenti Riga'da Haziran'da Seramik Sanat Sempozyumu ve workshoplarý var. Oraya da Türkiye'den ressam ve uygulamacý olarak tek ben gidiyorum. Workshoplarda seramik, porselen üzerine kendi sanatsal dilimi uygulayacaðým. Neden yurt dýþýnda tercih edildiðimi söylemek istiyorum. Çünkü ben yaptýðým resimlerde çaðdaþ bir teknik kullanýyorum. Ama Türklüðüm renklerimde, biçimlerimde seziliyor, hissediliyor. Dolayýsýyla da batýda, batýlý sanatçý kendisi gibi çalýþaný deðil de kendisi gibi çalýþýp, kendi kökenini kendi kültürünü yansýtan çalýþmalarý tercih ediyor. Çünkü biz farklýyýz ve bunu kullanmamýz, sanata da yansýtmamýz gerekiyor. Siz ayný zamanda Baþkent Üniversitesi'nde öðretim üyeliði ve Kanal B'de program yapýyorsunuz. Biraz bunlardan bahseder misiniz? Baþkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarým ve Mimarlýk Fakültesi'nde öðretim görevlisiyim. Bu yýlýn sonlarýnda alanýmda doçent oluyorum. Fakültede hem güzel sanatlar bölümü seçmeli derslerine giriyorum, hem de resim stüdyosunda öðrencilere ders veriyorum. ARALIK2008 kolejliler

14 kariyer 14 Fakültedeki Grafik Tasarýmý Bölümü öðrencilerine desen dersini veriyorum. Ýç mimari bölümündeki öðrencilerime de renk ve desen dersini veriyorum. 2004'de üniversitede iþe baþladýktan 10 gün sonra Kanal B'de iþe baþladým. Çok keyifli bir süreç oldu. Rektörümüz Mehmet Haberal sanata çok açýk, açýk görüþlü, çaðdaþ bir insan. Onun desteði ve onayýyla sanat programlarý devam etti. Ben sunucuyum, yapýmcý ve sunucu dil birliði de çok etken oldu programýn bu kadar uzun süreli olmasýnda. Türkiye'de benim programým dýþýnda hem yetiþkinler hem de çocuklar için yapýlan baþka bir resim sanatý programý yok. Programýn içeriði resim sanatý, resim yapýyorum, yaptýrýyorum. Hem de her hafta dünya sanat tarihinden bir sanat akýmýný anlatýyorum. Uygulamamý da bu sanat tarihi akýmýndan yola çýkarak yapýyorum. Bir yandan da konuklarýmý anlatýyorum, onlarýn yaptýklarý iþleri tanýtýyorum. Konuk olarak ressam olan da geliyor, seramikçi, heykeltýraþ olan da. Ama bankacý olup resim yapan da geliyor. Belli sýnýrlarý ve kliþeleri olmayan, izleyiciye çok fazla katkýsý bulunan, bize çok güzel geri dönüþleri olan bir program. Her cumartesi saat 12.00'de Kanal B'de izleyiciyle buluþuyor. Anneniz Tülay Arýcý'nýn da öðretmen olduðu, TED Ankara Koleji gibi bir okuldan mezun olmanýzýn sonraki hayatýnýzda ne gibi avantajlarý oldu? TED Ankara Kolejli olmak müthiþ bir avantaj getirdi. Her þeyden önce, evdeki eðitim sürecimin okulda da sürme þansý oldu. Annem evde annemdi, okulda öðretmenimdi, bu mükemmel bir þey. Çünkü her zaman çok güven hissettiðim, çok tatlý kanatlar altýndaydým. En önemli kýsmý da þu, ben ilkokul yýllarýmda içe dönük, çok yumuþak baþlý ama çok çekingen bir kiþiliðe sahiptim. Bana göre TED'in kazandýrdýðý en önemli þeylerden biri sosyal yapý. Orada müthiþ bir þekilde sosyalleþip, insan iliþkileri konusunda çok ciddi bir eðitim aldýðýmý düþünüyorum. Çünkü hayatýmý insan iliþkileriyle sürdürüyorum. Bir kiþi iþe gider, 3 kiþiyle 5 kiþiyle diyalog kurar ama ben býrakýn her hafta yüzlerce öðrenciyle muhatap olmayý, ekrana çýkýp, yüzlerce binlerce insana hitap ediyorum. Bu TED'in bana verdiði sosyal güvenle ilgilidir. Ayrýca TED Ankara Koleji bana göre iyi Ýngilizce eðitim veren gelmiþ geçmiþ en iyi okuldur. Benim en büyük þansým annem ve babamýn beni TED Ankara Koleji gibi bir okulda okutmuþ olmalarý. Anneniz resimlerinizi nasýl buluyor, eleþtiriyor mu? Annem resimlerimi eleþtirir ve çok da sever. Onun eleþtirisi benim için çok önemlidir. Bir resmim bittiðinde ilk yaptýðým þey, hemen cep telefonumla resmini çekip, anneme mesaj atmak. Büyük bir heyecanla "Anne çabuk resmime bak nasýl olmuþ" diye soruyorum. O ne derse doðrudur, duygum hâlâ vardýr içimde. Her açýdan eleþtirir, çok zor beðenen biridir. Bu yüzden ilk danýþtýðým kiþidir. E ne de olsa benim öðretmenim baþka kime danýþacaðým, tabii ki ilk ona danýþacaðým. Dr. Burcu ARICI 84 Burcu Arýcý Ankara'da doðdu yýlýnda TED Ankara Koleji'nden mezun olan Arýcý, bir süre Almanya Münih'te sanat eðitimi aldý. Ardýndan Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ne birincilikle girdi. Burada Prof. Dr. Adnan Turhani, Mustafa Ayaz, Mürþide Ýçmeli, Nuri Abaç, Hayati Misman, Halil Akdeniz gibi önemli isimlerden dersler aldý yýlýnda birincilikle mezun olarak, üniversitenin Yüksek Þeref listesine geçti. Mezun olduktan sonra Adana'ya yerleþti. Bir süre Çukurova Üniversitesi Eðitim Fakültesi'nde öðretim görevlisi olarak çalýþtýktan sonra Mersin Üniversitesi Kurucu üyesi ve Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nde araþtýrma görevlisi oldu. Ayný üniversitede masterýný da tamamlayan Arýcý, Hacettepe Üniversitesi'nde doktorayý kazanmasýyla Ankara'ya döndü yýlýndan bu yana Baþkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarým ve Mimari Fakültesi'nde öðretim görevlisi olarak çalýþýyor. Petek adýnda bir kýz çocuðu sahibi olan Arýcý, dört yýldan bu yana Kanal B'de "Sen De Dene" adlý beðenilerek izlenen, sanat içerikli programýn sunuculuðunu yapýyor. kolejliler ARALIK2008

15

16 aktüalite 16 Atatürk'ün Ankara daki Evi Küçük bir bað evi olarak inþa edilmesine raðmen bir ülkenin kaderini belirleyecek en önemli kararlarýn alýndýðý Cumhurbaþkanlýðý Atatürk Müze Köþkü, Ulu önder Atatürk'ün yaþamý boyunca en uzun süre ikamet ettiði yerdir. Köþk, 2002 yýlýnda baþlayýp, 2007'de son bulan restorasyon çalýþmalarýnda Ata'nýn ölümünden önceki özellikleri dikkate alýnarak yeniden tadilat görmüþ ve ziyaretçilere açýlmýþtýr. Cumhurbaþkanlýðý Atatürk Müze Köþkü'nün önemi ve Köþk'te yapýlan bakým onarým çalýþmalarýný Müze Müdürü Seda Þentürk'ten öðrendik. kolejliler ARALIK2008

17 aktüalite 17 Müze Köþk'ün tarihi hakkýnda bilgi verir misiniz? Atatürk'ün burayý seçmesindeki nedenler nelerdi? Hangi dönemlerde burayý ev olarak kullanmýþtýr? Bugün Cumhurbaþkanlýðý Atatürk Müze Köþkü olan binanýn, 19. yüzyýl sonlarýnda bað evi olarak yapýldýðý tahmin edilmektedir. Atatürk, 27 Aralýk 1919'da Ankara'ya geldiðinde önce Ziraat Okulu'nu daha sonra buradaki sýkýþýklýk nedeniyle taþýndýðý Ýstasyon Þefi Köþkü'nü hem ev hem de çalýþma yeri olarak kullanmýþtýr. Ankara'nýn rolünün milli mücadelenin merkezi olarak belirginleþmesi ve Atatürk'ün iþlerinin yoðunluðunun çoðalmasý, Atatürk için uygun ve daimi bir konut ve çalýþma mekâný arayýþýna giriþilmesine sebep olmuþtur. Arayýþ sonucunda, o gün bað evi olan bu yapý, Ankara Belediyesi tarafýndan Ruþen Eþref'in giriþimi ve Ankara Müftüsü Rýfat Börekçi'nin aracýlýðýyla, Bulgurluzade Mehmet ve Rifat Beyler'den liraya satýn alýnarak, 30 Mayýs 1921 tarihinde kendisine Ankaralýlar'ýn hediyesi olarak verilir. Mustafa Kemal ayný gün köþkü, milli orduya baðýþlamýþ ve "Ordu Köþkü" adýyla tapu tescili yapýlan bina, Milli Savunma Bakanlýðý'nýn mülkiyetine devredilmiþtir. Atatürk, burada, küçük bir onarým ve düzenlemeden sonra yaþamaya ve çalýþmalarýný yürütmeye baþlamýþtýr. 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetimizin ilanýyla köþk, Cumhurbaþkanlýðý Konutu olmuþtur. Binanýn bu iþlevi, Atatürk 1932 yýlýnda, Müze Köþk'ün hemen yanýna yapýlan renginden dolayý "Pembe Köþk" olarak isimlendirilen ve hâlâ resmi Cumhurbaþkanlýðý Konutu olan yapýya taþýnana kadar sürmüþtür. Atatürk'ün Pembe Köþk'e taþýndýktan sonra da özellikle içinde geniþ bir kütüphanenin olduðu Çalýþma Odasý'ný zaman zaman kullandýðý bilinmektedir. Anlaþýlacaðý üzere, bugün Atatürk Müze Köþk olan yapý, tarihimizin belki de en önemli dönemini oluþturan yýllarý arasýnda, Atatürk tarafýndan konut olarak kullanýlmýþtýr yýllarý arasýnda gerçekleþtirilen çok geniþ kapsamlý ve bilimsel restorasyon ve renovasyon çalýþmalarýnýn ardýndan, Cumhurbaþkanlýðý Baþyaverliði bünyesinde, Atatürk Müze Köþk Müdürlüðü kurulmuþ, müzeye iliþkin çalýþmalar Baþyaverliðe baðlý Müze Müdürlüðü tarafýndan yürütülmeye baþlanmýþtýr. Köþk hangi yýllarda tadilat geçirmiþtir? Yazlýk kullaným amacýyla yapýlmýþ olan bu yapý, Atatürk için satýn alýndýktan sonra kýsa bir onarýmdan geçirilmiþ; konut ve çalýþma mekâný olarak ilk düzenlemesi, Atatürk'ün üvey amcasý Albay Hüsamettin Bey'in kýzý Fikriye Haným tarafýndan gerçekleþtirilmiþtir. Bað evini bir devlet baþkanlýðý konutuna dönüþtürmek ve Atatürk'ün Latife Hanýmla kurmuþ olduðu aile hayatý için uygun bir ortam oluþturmak amacýyla, yýllarýnda yapýyý en belirgin þekilde deðiþtiren mimar Vedat Tek tarafýndan tasarlanan ve uygulanan geniþletme çalýþmalarý yapýlmýþtýr. Latife Haným'ýn etkisinin yoðun olarak hissedildiði bu geniþletme çalýþmalarýyla 350 m2 olan yapý, yaklaþýk 800 m2'ye ulaþmýþtýr yýlýnda binaya Ýstanbullu tesisat müteahhidi Pavlidis tarafýndan kalorifer sistemi ve Erzurumlu Nafiz Bey tarafýndan da manevi evlatlarýn odalarý için bir kat eklenmiþtir yýlýnda kulenin üst katý Selahattin Refik tarafýndan Atatürk için ek bir çalýþma odasý olarak yeniden düzenlenmiþtir yýllarý arasýnda, bilimsel kimlikleri uluslararasý düzeyde kabul görmüþ deneyimli uzman ve akademisyenlerin danýþmanlýðýnda ve yönetiminde gerçekleþtirilen binanýn, objelerin ve eserlerin kapsamlý restorasyon ve renovasyon çalýþmalarý, her türlü alt yapý sorununu çözecek þekilde gerçekleþtirilmiþtir. Binanýn, objelerin ve eserlerin olaðan bakým ve kontrolleri belirlenen aralýklarla gerçekleþtirilmekte, gerekli müdahaleler yapýlmaktadýr. Geliþmiþ iklimlendirme sistemi devamlý olarak kontrol altýnda çalýþmakta bina, objeler ve eserler için en saðlýklý ortam saðlanmaktadýr yýlýnda baþlayýp 2007'de son bulan restorasyonda Köþk'te ne tür onarým ve düzenlemeler yapýldý? yýllarý arasýnda gerçekleþtirilen restorasyon çalýþmalarýna yön verecek bazý ilkeler belirlenmiþtir. Köþk, 1938'de Ata'nýn ölümünde bulunduðu duruma göre restore edilmiþ ve bu þekilde döþenmesine çaba gösterilmiþtir. Gerekmedikçe hiç bir yapý öðesi, eþya ya da kumaþ yenisi ile deðiþtirilmemiþ, sadece temizlenip, güçlendirilerek yerlerinde býrakýlmýþlardýr. Bu kapsamda yapýlan çok yönlü arþiv ve literatür çalýþmalarý ile bina ve çevresinde yapýlan fiziksel araþtýrmalar yapý üzerinde bilinmeyen birçok yeni bilgiyi ortaya çýkarmýþ, bunlara göre gereken uygulama kararlarý alýnmýþtýr. Sergi Salonlarý dýþýnda ana binanýn hiçbir bölümünde Radyo-Sigara Bölümü ARALIK2008 kolejliler

18 aktüalite 18 tanýtýcý ya da açýklayýcý bilgi içeren yazýlý etiket ya da plakalar bulunmamaktadýr. Bunun sebebi, teþhir edilen eþyalarý deðil; Atatürk'ün yaþamýný öne çýkarmaktýr. Dolayýsýyla, Ata'mýzýn yýllarý arasýnda bu evde kullanmýþ olduðu orijinal eþyalar kullanýlmýþ; gerekli onarýmlarý yapýlarak evin birer parçasý olarak yaþamlarýna devam etmeleri saðlanmýþ, sonraki dönemlerde yapýlan müdahaleler ayýklanmýþtýr. Restorasyon sýrasýndaki uygulamalardan yapýya iliþkin olanlarý; statik, dýþ duvarlar, sýva ve derzler, ahþap öðeler, boyalý ve cilalý yüzeyler, bezemeli yüzeyler, çevre düzenleme ve teþhir - tanzim çalýþmalarý olarak, eþyaya yönelik olanlarý da; mobilyalar, döþemelik kumaþ ve perdeler, metaller ve saatler, tablolar, cam ve porselenler, halýlar ve piyano olarak sýralamak mümkündür. Köþk'te bulunan odalarýn bir kýsmýndan bahseder misiniz? Yemek Salonu: Bu son derece yalýn, mütevazý bað evinin Cumhurbaþkanlýðý Konutu'na dönüþtürülmesi sürecinde, en önemli vurgu Yemek Salonu'nun inþasý ve tüm konuttaki tavan süslemelerinde görülmektedir. Köþk'ün en özenle tasarlanan mekâný, güney cepheye bina boyunca iki kat olarak eklenen bölümün ilk katýnda yer alan Yemek Salonu ve güneybatý köþesindeki Radyo ve Sigara Salonu denilen kule bölümüdür. Latife Haným'ýn bu odanýn dekorasyonu için Ýngiltere ve Fransa Büyükelçilikleri'nden dekorasyon kitaplarý istediði yazýlý kaynaklardan anlaþýlmaktadýr. Geleneksel Türk evi unsurlarý ile batýlý yaþam tarzýnýn yansýmalarý olan modern mobilyalar bir arada görülmektedir. Ocak geleneksel Türk evlerinin bir özelliðiyken, sekizgen türkuaz çiniler ise Selçuklu sanatýnýn bir yansýmasýdýr. Salonda kullanýlan dönemin modern mobilyalarý, batýlý yaþam tarzýný yansýtmaktadýr. Sanýrým bu noktada þu konuyu belirtmemiz gerekir; Ýstiklal Savaþý sýrasýnda, 1921 yýlýnda Atatürk'ün taþýnmasýyla, bir anlamda ordu karargâhý olarak kullanýlan eski bað evi, 1924'te tamamlanan geniþletme çalýþmalarýndan sonra Büyük Millet Meclisi ile birlikte Dev- Yemek Salonu let'in yönetim merkezi olma özelliði kazanmýþ, ülkeyle ilgili en önemli kararlar, genellikle, bu Yemek Salonu'nda bulunan sofrada, Atatürk, çalýþma arkadaþlarý, konunun uzmanlarý ve devletin ileri gelenleri arasýnda tartýþýlarak verilmiþtir. Atatürk'ün yaþadýðý yýllardaki düzenlemeye uygun olarak, tabaklarýn yanýnda bulunan not defterleri, bu sofranýn bir ziyafet sofrasýndan çok çalýþma masasý olarak deðerlendirilmesi gerektiðini göstermektedir. Konular tartýþýlýrken, bu sofranýn baþýnda, Atatürk'ün yanýnda düþüncelerini aktarmak için yararlandýðý bir karatahta olduðunu biliyoruz. 28 Ekim 1923 gecesi, Atatürk burada, "Arkadaþlar, yarýn Cumhuriyeti ilân edeceðiz." demiþtir yýlýnda Atatürk Pembe Köþk'e taþýnana kadar tüm devrimler bu binada planlanarak gerçekleþtirilmiþ, gerektiðinde yabancý devlet konuklarý bu alçak gönüllü mekânlarda aðýrlanmýþtýr. Kütüphane: yýllarý arasýnda Atatürk tarafýndan Yatak Odasý olarak kullanýlan bu oda, 1924'te bir kitaplýk ve kolejliler ARALIK2008

19 aktüalite 19 Kütüphane Giriþ Holü Banyo Yeþil Salon Misafir Yatak Odasý Yatak Odasý Çalýþma Odasý Elçi Kabul Odasý çalýþma odasýna dönüþtürülmüþtür. Kitaplýkta, Fransýzca, Osmanlýca, Almanca ve Ýngilizce olmak üzere "Çocuk Ruh Saðlýðý", "Borsa Rehberi", "Dinler Tarihi", "Askeri Manevralar" gibi çeþitli konularda Ata'nýn kültürel birikimini geliþtirdiði kitaplar bulunmaktadýr. Bu odanýn çok önemli bir özelliði de Atatürk'ün "Nutuk"un büyük bir bölümünü bu mekânda kaleme almýþ olmasýdýr. Çalýþma Odasý: Kütüphanenin yetersiz kalmasý üzerine, 1924 yýlýnda kulenin üst katýnda Latife Haným'a çalýþma odasý olarak hazýrlanan bölümün, 1930 yýlýnda Atatürk için ek bir çalýþma odasý olarak yeniden düzenlenmesine karar verilir. Ulus'taki Ýþ Bankasý merkez binasýnýn iç donanýmýný ve mobilyalarýný çok beðenen Atatürk, burayý yapan Selahattin Refik'ten bu yeni odayý da yapmasýný ister. Özel olarak tasarlanmýþ siyah yazý masasý ile avize, siyah cilalý, nefti muare kumaþ kaplý modern koltuk ve iskemleler ve yere serilen beyaz ayý postu ile yeni kütüphanenin tasarýmý tamamlanýr. Ortaya çýkan sonuç Türkiye'deki modern mimarinin baþlangýcý sayýlabilecek, çok özgün bir art - deco mekândýr. Yatak Odasý: 1924 yýlýnda tamamlanan büyütme sýrasýnda bina boyunca güney cepheye eklenen iki katlý bölümün üst katýnda yemek salonunun üstünde banyolu bir yatak odasý bulunmaktadýr. Dinlenmeye çok az vakti olan Atatürk için Yatak Odasý'nda; büyük pencereler, pastel renkli duvarlar, perdeler, döþemelik kumaþlar ve yalýn bir biçimde bezenmiþ tavaný ile son derece huzurlu ve aydýnlýk bir ortam oluþturulmaya çalýþýlmýþtýr. Mobilyalar, seçkin ancak sadedir. Þömine üzerinde Ata'mýzýn annesi Zübeyde Haným'ýn bir fotoðrafý bulunmaktadýr. Banyonun zemini ve duvarlar beyaz renkli fayansla kaplýdýr. Ayný renkte küveti, alafranga tuvaleti, lavabo, bide ve ayak küveti ile son derece sade bir görünüme sahiptir. Otuz dakikaya ayarlý sauna saati dikkat çekicidir. Gelen ziyaretçi sayýsý ile ilgili bilgi alabilir miyiz? Okullar dýþýnda görmek için gelenler oluyor mu? Müze ziyaretçi sayýsý dönemsel olarak deðiþmekte, Ekim ayýnýn baþýndan Haziran ayýnýn sonuna kadar olan dönemde gerek hafta içi randevulu gruplarda gerekse hafta sonu gelen ziyaretçilerde, müzemizin küçük bir mekân oluþu ve gelen ziyaretçilerin onbeþer kiþilik gruplar halinde rehberlerimiz eþliðinde gezdikleri düþünüldüðünde, göz ardý edilemeyecek bir yoðunluk yaþanmaktadýr yýlýnda (Nisan- Aralýk) müzemizi kiþi, 2008 yýlýnda þu ana kadar civarýnda kiþi gezmiþ bulunmaktadýr. Müzemize baþta ilköðretim okullarý olmak üzere geniþ bir çevreden ilgi olduðunu söyleyebilirim. Atatürk Müze Köþk, yurtdýþýndan resmi heyetler, yine yurtdýþýndan gelen turistler, diðer þehirlerden Ankara'yý görmeye gelen vatandaþlarýmýz, gençler ve özellikle Cumhuriyet tarihi ilgilileri tarafýndan gezilmektedir. Her kesimden artan ilgi bizi sevindirmektedir. Müzeyi ziyaret etmek isteyenler için, açýlýþ saatleri ve günlerini öðrenebilir miyiz? Toplu ziyaretler için önceden yapýlmasý gereken baþvuru iþlemleri var mý? Müzemizi hafta içi (Salý, Çarþamba, Perþembe, Cuma) ziyaret etmek isteyenler önce veya numaralý telefonlardan bizlere ulaþarak randevu almalýdýrlar. Yapýlan görüþmede, ziyaret günü ve saati belirlendikten sonra, kendilerinden ziyaret izni için Cumhurbaþkanlýðý Baþyaverliði'ne hitaben resmi bir baþvuru yazýsý ve ziyarete gelecek kiþilerin eksiksiz olarak isimlerini içeren bir liste istenir. Bu iþlemler son derece basittir, ziyaret etmek isteyenler, belirttiðim numaralardan bize ulaþtýklarý takdirde kendilerine yardýmcý oluyoruz. Cumartesi ve Pazar günleri ziyaret etmek isteyenler ise 13:00-17:00 saatleri arasýnda 5 no'lu nizamiyeden giriþ yaparak herhangi bir randevu veya baþvuru olmaksýzýn müzemize gelebilirler. ARALIK2008 kolejliler

20 aktüalite 20 Ýsmet Ýnönü'yü anma konseri Cumhurbaþkanlýðý Senfoni Orkestrasý konser sezonunu 10 Ekim'de piyanist Ýdil Biret'in konseriyle baþlatmýþtý. CSO tarafýndan, Aralýk tarihlerinde ise, Ýsmet Ýnönü'nün anýsýna 'Ýsmet Ýnönü'yü Anma Konseri' düzenlenecek. Þef Ender Sakpýnar yönetimindeki orkestrada piyanist Verda Arman konuk edilecek. Konserde Johannes Brahms'ýn 'Piyano Konçertosu' ile Ulvi Cemal Erkin'in '1. Senfonisi' seslendirilecek. Saat 20.00'de baþlayacak konserler, CSO Konser Salonu'nda gerçekleþtirilecek. Ankara Sanat Tiyatrosu ndan Ölüm ve Kýz Güney Amerikalý Yazar Ariel Dorfman'ýn 'Ölüm ve Kýz' adlý oyunu Ankara Sanat Tiyatrosu'nda (AST) sergileniyor. Oyun, Þili de 1974 yýlýnda Salvatore Allende yönetimine karþý, CIA destekli General Augusto Pinochet denetimindeki ordunun yaptýðý darbenin ardýndan ülkedeki tüm ilerici - gerici kiþi ve topluluklara karþý baþlayan yoðun baský döneminde geçiyor. Bu dönemde ülkedeki aydýnlara, öðrencilere, emekçi ve devrimcilere dönük kaybetme, iþkence, yargýsýz infaz sonucu ülkede muhalif olabilecek tüm unsurlarýn sindirilmesini konu ediniyor. Oyunun baþ kahramaný Paulina Salas ve Gerardo Escobar'ýn, ülkeden kaçmaya çalýþanlara yardýmcý olmasý sebebi ile, Paulina'nýn göz altýna alýnmasý ile ilerleyen oyunda, Paulina'nýn maruz kaldýðý iþkence ve tecavüzler, Gerardo ile evliliðine giden yol anlatýlýyor. 'Ölüm ve Kýz' oyunu 20, 21, 26, 27 ve 28 Aralýk tarihlerinde Ankara Sanat Tiyatrosu'nda sergileniyor. Türk Þiirinin acý kaybý Fazýl Hüsnü Daðlarca "Ne korkuyorsun uyanýp geceleri / Ölüm, yaþayacaðýný yok edebilir / Yaþadýðýný deðil." F.H. Daðlarca Geçtiðimiz Ekim ayýnda Çaðdaþ Türk Þiiri'nin kurucularýndan Fazýl Hüsnü Daðlarca'yý kaybetmenin üzüntüsünü yaþadýk. Son 40 yýldýr "Türkçe'nin Yaþayan En Büyük Þairi" olarak anýlan Daðlarca, Türk edebiyatýnýn en çok eser veren þairlerinden biriydi ayný zamanda. Tedavi gördüðü hastanede 94 yaþýnda hayata gözlerini yuman þair, ardýnda yüzlerce akýllarda yer etmiþ eser býraktý. Onun þiirlerinin en büyük özelliði hiçbir þair ya da akýmýn etkisi altýnda kalýnmadan, insan ve insan hayatýnýn temel konu olarak alýnmasýdýr. Daðlarca, çok üretken bir þair kimliðiyle, hiçbir þairden etkilenmemiþ, hiçbir akýmýn etkisinde kalmayarak, þiirlerini üretmiþtir. Onun sanat anlayýþýný þu cümlesi özetler: Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulunduðumuz zamaný, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü iþaret etmelidir. 26 Aðustos 1914 Ýstanbul doðumlu olan Daðlarca süvari yarbayý Hasan Hüsnü Bey'in oðludur. Ýlköðrenimini Konya, Kayseri, Adana ve Kozan'da, orta öðrenimini Tarsus ve Adana ortaokulundan sonra girdiði Kuleli Askeri Lisesi'nde 1933 yýlýnda tamamladý. 1935'te piyade subayý göreviyle Doðu ve Orta Anadolu'nun ve Trakya'nýn pek çok yerini dolaþtý. Ordudaki hizmeti on beþ yýlý doldurunca, ön yüzbaþý rütbesiyle askerlikten 1950'de ayrýldý yýllarý arasýnda Çalýþma Bakanlýðý'nda iþ müfettiþi olarak Ýstanbul'da çalýþtý. Buradan ayrýldýktan sonra Ýstanbul Aksaray'da "Kitap" kitapevini açtý ve yayýncýlýða baþladý. Ocak 1960-Temmuz 1964 yýllarý arasýnda dört yýl Türkçe isimli aylýk dergiyi çýkardý. Ýlk yazýsý 1927'de Yeni Adana Gazetesi'nde yayýnlanan bir hikâyedir. Daha sonra Ýstanbul Dergisinde 1933'te çýkan "Yavaþlayan Ömür" adlý þiiriyle adýný duyurmaya baþladý. Varlýk, Kültür Haftasý, Yücel, Aile, Ýnkýlâpçý Gençlik, Yeditepe ve Türk Dili dergilerinde þiirleri çýktý. Bugüne kadar kendisine bir çok ödül verilen þair 1967'de ABD'deki Milletlerarasý Þiir Forumu tarafýndan "En iyi Türk Þairi" seçildi. kolejliler ARALIK2008

21 aktüalite 21 Bilkent Senfoni Orkestrasý ndan Yýlbaþý Konserleri Bilkent Senfoni Orkestrasý'nýn (BSO) gelenekselleþen Ankaralýlara keyifli dakikalar geçirten, yýlbaþý konserleri bu yýl 27 Aralýk Cumartesi ve 28 Aralýk Pazar günü gerçekleþtiriliyor. Saat 20.00'de baþlayacak olan konserler Müzik Direktörü daimi þef Klaus Weise tarafýndan yönetilecek, kornoda Cem Akçora olacak. Uluslararasý kariyerine opera ile baþlayan Weise, Bern Operasý'nda Daimi Þef olarak çalýþtý yýlýnda Fribourg en Brisgau Operasý'nda Müzik Direktörlüðü yapmasýnýn ardýndan, 1981'de Theatre de Kiel'e katýlarak yýllarýnda konuk þef olarak Stockholm Kraliyet Operasý, New York Þehir Operasý gibi uluslararasý operalarda prodüksiyonlar yönetti yýllarýnda Müzik Direktörlüðü görevini sürdüren Weise, Avrupa, ABD, Ýsrail ve Asya'da turneler gerçekleþtirerek; Madrid Devlet Orkestrasý, Ýspanyol Radyo Orkestrasý, Lizbon Devlet Orkestrasý ile Hamburg ve Çin'deki filarmoni orkestralarýný yönetti. Uluslararasý basýnýn yoðun ilgi gösterdiði Wesie, önde gelen tüm Alman, Fransýz ve Ýspanyol orkestralarýný yöneterek, pek çok konsere de imza attý. Yýlbaþý konserleri biletleri, Bilkent Konser Salonu giþesi dýþýnda, Dost Kitabevleri (Kýzýlay, Kavaklýdere, Ankuva), Beymen (Arjantin Caddesi) ve Diapason'dan (Kavaklýdere) temin edilebilir. Ücretsiz servisler ise, Tunus Caddesi, Sýhhiye Köprüsü ve Milli Kütüphane önünden, konserden bir saat önce kalkacaktýr. Puccini nin ölümsüz eseri Manon Lescaut Ankara Devlet Opera ve Balesi, Puccini'nin ölümsüz eseri "Manon Lescaut"yu, 46 yýl aradan sonra Ankaralý seyircilerle buluþturuyor. Ankara Devlet Opera ve Balesi Baþrejisörü Murat Göksu, tarafýndan sahnelenen eser, 2009 sezonu boyunca izleyicilerle buluþacak. Ünlü besteci Puccini'nin doðumunun 150. yýldönümü nedeniyle sahnelenen eser, tutkulu ve hüzünlü bir aþk hikayesini konu alýyor. Orkestra þefliðini dönüþümlü olarak Tulio Gagliardo Varas ve Alessandro Cedrone yaptýðý eserin konusu kýsaca þöyle: "Ýnsan yaþamýndaki denge, insanýn doðasý ve aklýnýn ahengini yakalamasýyla varolur. Ne zaman ki insanýn doðasý ve aklý arasýndaki denge bozulur, o zaman kaos baþlar Paris'te bir manastýra gitmek üzere kumar ve para düþkünü abisiyle yolculuða çýkan Manon'un kaosu, yolculuðu sýrasýnda vergi tahsildarý faþist ruhlu yaþlý zengin Geronte ve hep birlikte geceyi geçirecekleri handa fakir delikanlý Des Grieux ile tanýþmasýyla baþlar. Des Grieux, Manon'a aþýk olur. Ancak, yaþlý zengin Geronte de Manon'u çok beðenmiþtir. Bunu kýzýn abisine üstü kapalý bir þekilde açar. Paraya karþý zayýf olan Lescaut kardeþini bu zengin adama vermeye razý olur. Bunu öðrenen Des Grieux, Manon'u birlikte Paris'e kaçmaya ikna eder. Birlikte giderler. Manon, saf ve bakir bir delikanlý olan Des Grieux'nün aþkýna sahip olur. Ancak Des Grieux ile parasýz sýkýntýlý aylar geçirdikten sonra, içindeki doyumsuz ruhuna boyun eðer, insaný kul eden parayý ve ihtiþamý seçer. Ýklim deðiþikliði resimlerle anlatýlacak Birleþmiþ Milletler Çevre Programý'nýn (UNEP), Bayer AG ile birlikte düzenlediði 18. Uluslararasý Çocuk Resim Yarýþmasý'nýn bu yýlki temasý "Ýklim deðiþikliði: Önümüzdeki Zorluk". Dünyanýn dört bir yanýndaki çocuklar, iklim deðiþikliðiyle mücadele yollarý hakkýndaki görüþlerini kâðýda dökmeye davetliler. Son baþvuru tarihi 15 Ocak 2009 olan 18. Uluslararasý Çocuk Resim Yarýþmasý, 6 ila 14 yaþlarý arasýndaki tüm çocuklarýn katýlýmýna açýk. Global yarýþmanýn birincisi, seçilecek iki ikinci ve dünyanýn çeþitli bölgelerinden kazananlar, 2009 yýlýnda çocuklar arasýnda düzenlenecek uluslararasý çevre etkinliðine katýlmaya davet edilecekler, Bayer ve UNEP'in düzenleyeceði bir törenle ödüllerini alacaklar. Katýlýmcýlar, çok cazip para ödülleri ve diðer çeþitli ödüller de kazanma þansýna sahipler. UNEP, resimleri New York'taki Birleþmiþ Milletler Genel Merkezi'nde ve farklý yerlerde sergileyecek yýlýndan beri, 100'den fazla ülkeden 190 bin çocuðun, dünyanýn durumu hakkýndaki korkularýný ve umutlarýný ifade ettikleri bu resim yarýþmasý, Bayer ile UNEP arasýnda 2004 yýlýndan beri sürdürülen ortaklýðýn tamamlayýcý bir parçasý ve devamý. Ayrýntýlý bilgi için: ARALIK2008 kolejliler

22 aktüalite 22 TED Ankara Koleji Mezunlarý Derneði olarak tüm mezunlarýmýzýn, öðretmen ve idarecilerimizin, veli ve öðrencilerimizin yeni yýlýný kutluyor, saðlýk, baþarý ve mutluluklar diliyoruz. 24 Kasým Öðretmenler Günü Tüm Yurtta ve Okulumuzda Kutlandý 80 mezunumuz Pýnar Ülkülü'nün babasý Sayýn Orhan Ülkülü, eski bir veli, öðretmen ve þair olarak "Öðretmenin Umudu" adlý þiirini bizlerle paylaþtý. ÖÐRETMENÝN UMUDU Bu sabah bir baþkaydý yer yüzüm, Bu sabah renk renkti ortalýk... Bu sabah aydýnlýk Bir sýnýfa baþlamýþtý günüm. Böyle güleç deðildi sýralar, Böyle deðildi kara tahta eskiden, Böyle deðildi onlarýn tanýdýðým yüzleri, gözleri, gözleri, gözleri... Bana bakýyordu yeniden; Beni dinliyordu herbiri, Geçip gitmiþ yýllarýn yýllarýn ötesinden... Ýþte ön sýrada çelimsiz, ince bacaklý Çiðdem, Ak bir gömlek geçirmiþ sýrtýna, geldiðimden habersiz Dinliyordu bir hastanýn kalbini, Eðilmiþ bir yatak üstüne... Yanýnda Ayþe Kara, Taramýþ saçlarýný arkaya Ve bir yüksek kürsüye çýkmýþ Anlatýyordu Atatürk ü kendinden daha mutlu, daha mutlu çocuklara... Arka sýrada Fatma Konca, Elinde bir büyük fýrça, Bir duvarý, bir evi boyuyordu kendi boyunca!... Bir gemi duruyordu yanda, bacasý duman duman, Ýçinde bizim Kazým Ýleri, Olmuþ korkusuz bir kaptan, Aþýyordu korkunç denizleri!... Saðýnda Mustafa Yurderi, Elinde bir pergel bir cetvel, Yürütmek için trenleri, Deliyordu daðlarý bir güzel! Onun ötesinde Osman, Altýnda bir kamyon kocaman, Unutmuþtu sýfýr aldýðýný Hesaptan, coðrafyadan, Sayýyordu kilometreleri, köprüleri, dereleri... Ama kendinindi arabasý, Evi vardý, tarlasý vardý, Çoluðu çocuðu vardý çoktan, Hoþnuttu yaþamaktan... Bu sabah uykusuz deðildi gözleri Bu sabah soluk deðildi, hasta deðildi, Tanýdýðýnýz küçücük yüzleri; Üþümüyordu elleri, Kanamýyordu dizleri, Unutmuþlardý beni seni onu, Unutmuþlardý sizleri, Unutmuþlardý unutmuþlardý, eski ve acý günleri... Bu sabah baþka sabahtý, aydýnlýk ve arý Bu sabah mutluydum Bu sabah onlarý duydum onlarý gördüm bu sabah... (1962) kolejliler ARALIK2008

23 duyurularýmýz 23 TED Ankara Koleji 91 Mezunlarý Koruluðu oluþturuldu TED Ankara Koleji 91 mezunlarý bir araya gelerek, bir koruluk oluþturdular. Koruluðun oluþturulmasý için 818 mezun arasýndan 90 mezun maddi destek ve diðer mezunlar da manevi destek verdi. Ahmet Bülent Özer'91 öncülüðünde yapýlan çalýþmada 1,500 adet 1,25 boyunda sedir aðacý Balýkesir'den getirtildi. 91 mezunlarý 29 Ekim Pazar günü saat 13:30'da koruluðun oluþturulacaðý Konutkent ile Park Caddesi arasýnda yer alan Atatürk Orman'ý içindeki yerde buluþarak, koruluðun ilk aðacýný diktiler. Özer, konuyla ilgili olarak dergimize yaptýðý açýklamada, "Bu etkinliðimizin amacý; tüm Türkiye çapýnda belki diðer Kolej mezunlarýnýn ve hatta bu konuya duyarlý diðer okul mezunlarýnýn bu gibi aktiviteler ile aðaçlandýrma seferberliði baþlatabilmektir" dedi. 91 mezunlarý tarafýndan baþlatýlan bu faaliyet, diðer dönem mezunlarýnýn da dikkatini çekmiþ. Özer, 92 ve 96 mezunlarýnýn da koruluðun geniþletilmesi için kendileriyle irtibata geçtiklerini, hedeflerinin koruluðu 10,000 aðaçlýk bir alana dönüþtürmek olduðunu ifade etti. Konuyla ilgili olarak Ahmet Bülent Özer'e numaralý telefondan ulaþýlabilir. Beypazarý Gezisi TED Ankara Koleji Mezunlarý Derneði tarafýndan 23 Kasým Pazar günü Beypazarý Gezisi düzenlenmiþtir. Düzenlenen günde mezunlarýmýz birlikte olmanýn keyfini çýkardýlar. ARALIK2008 kolejliler

24 duyurularýmýz 24 Devlet Klasik Türk Müziði Korosu ndan Atatürk'ü Anma Konseri TED Ankara Koleji Mezunlarý Derneði, 15 Kasým 2008 günü Devlet Resim ve Heykel Müzesi Konser Salonun'da Atatürk'ü Anma Konseri düzenledi. Ankara Devlet Klasik Türk Müziði Korosu'nun Klasik Türk Müziði'nden örnekler seslendirdiði konsere çok sayýda mezunumuz katýldý. Ankara Devlet Klasik Türk Müziði Korosu'nda tanbur sanatçýsý olarak görev yapan Tevfik Soyata'nýn yönettiði konserin sunuculuðunu Elif Arslan yaptý. Konserin bitiminde Dernek Baþkaný Bülent Baðdatlý, Tevfik Soyata'ya bir plaket sundu. kolejliler ARALIK2008

25 duyurularýmýz 25 Point Bowling, Antalya'da Kolejliler'i bekliyor 1985 mezunumuz Murad Sadun tarafýndan Antalya'da açýlan Point Bowling, 2006 yýlýndan bu yana faaliyet göstermektedir. Antalya Lara Bölgesi'nde 1800 m2'lik bir alana sahip olan Point Bowling, bar, bistro, restaurant, kids garden, bowling (10 lane), rodeo ve arcade bölümlerinden oluþmaktadýr. Kolejlilere %20 indirim saðlayan ve Kolej köþesiyle dikkat çeken merkez, tüm aile bireylerine tek bir merkezden seslenerek güzel, kaliteli ve eðlenceli vakit geçirtmeyi amaçlamaktadýr. Point Bowling, TED Ankara Koleji mezunlarýný Happy Hour'larda aðýrlayarak ev sahipliði yapmaktadýr. Torch'ta anlamlý buluþma 13 Kasým 2008 Torch'da ve 59 dönem mezunlarýmýzdan bir kýsmý buluþarak, keyifli bir gün geçirdiler. Mezunlarýmýz arasýnda Erdem Tulgar'57, Oktay Erentürk'56, Feridun Kara'57, Cevat Ertay'56, Basri Ekni'56, Osman Kabalak'56, Cengiz Özdemir'58, Azmi Binerbay'56 ve Erman Bilgen'59 bulunuyordu. 78 mezunlarý Ankara Tenis Kulübü nde buluþtu 78 mezunlarýmýz Ankara Tenis Kulübü nde biraraya geldiler. 20 Kasým 2008 tarihinde gerçekleþen organizasyonda 78 mezunlarý 78 üstü katýlýmla buluþtular. ARALIK2008 kolejliler

26 bizim dünyamýz mezunlarýnýn 2. Geleneksel Toplantýsý Bizler 82 TED Ankara Koleji mezunlarý olarak gerçekten çok þanslýyýz. Çünkü yýllar önce okul sýralarýnda, koridorlarda baþlayan arkadaþlýðýmýzý giderek daha da güçlenen baðlarla bugünlere taþýyabildik. Önceleri küçük gruplar halinde baþlayan birlikteliklerimiz sevgili Murat Ayaþ'ýn Yahoo Grubunu kurmasý ve her geçen gün gruba yeni dönem arkadaþlarýmýzýn katýlýmýyla kocaman bir aileye dönüþtü. Böylece kimi zaman Ankara'da, Ýstanbul'da hatta uzak kýtalardaki þehirlerde, kimi zaman Kurufasulye'de, yýlbaþý partilerinde, kimi zaman meyhanelerde, fasýllarda, karlý Ýstanbul gecelerinde, bruchlarda, boðazda teknelerde, yýl balolarýmýzda, geçtiðimiz yýl Ankara'da 82'liler 1. Geleneksel Toplantýsý'nda ve son olarak da 15 Kasým gecesi Ýstanbul Tarabya Torch'da düzenlediðimiz 82'liler 2. Geleneksel Toplantýsý'nda bir araya geldik. O gece yenilenmiþ, daha da bir güzel olmuþ sýcacýk lokalimiz karþýladý bizi, sanki bir ev partisindeydik ve týpký evimizdeymiþ gibi rahattýk. Neler mi yaptýk? Yedik, içtik, kahkahalarla güldük, halaylar çektik, avaz avaz "Bozkýrda Yeþil Bir Yuva"yý söyledik, nostaljik parçalar eþliðinde danslar ettik, piyangolar çektik, yeni evlenenleri ve doðum günü olanlarý kutladýk. Bu toplantýlarý unutulmaz kýlan herkesin hiçbir ortamda olamayacaðý kadar yapmacýktan uzak, gerçek hayatta giydiði zýrhlarýndan arýnmýþ, gerçekten kendisi gibi olmasý. Ýþte bu yüzden her seferinde, her toplantýnýn tadý damaðýmýzda kalarak, en güzel arkadaþlýklarý, dostluklarý paylaþarak ayrýlýyoruz. O gece de zaman öylesine hýzlý aktý ki, yine birbirimize doyamadýk, yine sohbetler yarým kaldý, yine hasretler bitmedi. Gecenin sonunda yüzümüzde kocaman gülümseme, yüreðimizde sýmsýcak sevgi ve ayaklarýmýzdaki sýzýlarla ayrýlýrken bir sonraki toplantýnýn planlarýný yapmaya baþladýk bile. Geceye ait katýlan arkadaþlarýmýzýn bazýlarýnýn geceyle ilgili düþünceleri þöyle: Gecenin dans þampiyonu Erdoðan: "Ýþte bir muhteþem buluþmanýn inanýlmaz keyfini yaþadýk ve yaþýyoruz hep beraber. Emeði geçen bütün arkadaþlar, ellerinize, kollarýnýza saðlýk, verdiðiniz emeklere sonuna kadar deðdi. Banu Tozkoparan: "Özen ve emek sarf edildiði gayet net olan fevkalade bir geceydi. AAA ekürisi (Aycan, Aslýhan, Aydan), Rengin, Tufican, Uður, Hayyam için ellerinize, gönlünüze saðlýk, bundan iyisini þu an düþünemiyorum." Sibel Cabi: "Geç kaldým bu güzel akþama teþekkür etmek için. Ne kadar isteyerek gelmiþim ki doktor ayakta kalma dediði halde hiç oturmadýðýmýz gibi herhalde mutluluktan ertesi gün de hiç bir aðrý ve yorgunluk taþýmadým. Erdoðan'ýn dediði "SEVGÝ" bu olsa gerek." Ülkem Aydýn: "Bugüne kadar yapýlan ve yapýlacak olan küçüklü büyüklü toplantýlara ek olarak yýlda bir kez çook kalabalýk toplanmayý gelenek haline getirelim diyerek geçen yýl baþlattýðýmýz 82 Mezunlarý Geleneksel Yýllýk Toplantýsýnýn ikincisinin gerçekleþmiþ olmasý beni çok mutlu etti." Dr. Ümit Yazman'ýn yorumu ise geceye damgasýný vurdu: "Görmek ve söylemek lazým ki, böyle toplantýlarýn baþarýsýnýn ardýndaki sýr herkesin iyi niyetli, hesapsýz ve kasmadan, en sahici ve yapmacýklýktan uzak halleri ile bir araya gelmesi, kimsenin eðleniyor gibi yapmadan eðleniyor olmasýdýr. Bu gecelerin görünen yüzünde, paylaþtýklarýnýzý hatýrladýðýnýz ve paylaþamadýklarýnýzý telafi etmeye çalýþtýðýnýz ortamlarýn keyfini yaþarsýnýz. Farkýnda olduðunuz ve size keyif veren bir süreçtir. Görünmeyen yüzünde ise, kýrklý yaþlarýnýzý aþarken yalnýz olmadýðýnýzý görürsünüz. Var oluþunuzda, önünüzdeki sürenin geride býraktýðýnýz süreden muhtemelen daha kýsa olduðu gerçeði pusuya yatmýþ beklerken, siz kendinizi "teen" yaþlarýnýzýn müzikleri eþliðinde zamana baþkaldýrmýþ ve ayný kaderi paylaþtýðýnýz insanlarla çevriliyken daha güvende hissedersiniz. Farkýnda olmadýðýnýz ve sizi çok rahatlatan bir süreçtir. Sonuç olarak bunlarýn hiçbirini düþünmezsiniz.. Ýçersiniz, gülersiniz ve dans edersiniz. Eðlenirsiniz. Ben de öyle yaptým.." Aydan Ercan'82 kolejliler ARALIK2008

27 bizim dünyamýz 27 Mezunlar Orkestrasý kuruldu TED Ankara Koleji'ndeyim, evet daha dün gibi koridorlarýnda koþturduðumuz, dersler, sýnavlar, öðretmenlerle boðuþtuðumuz günler gözlerimin önünden geçiyor. Bir öykünün parçasýyým sanki. Öyküleri okurken "acaba bunlar yaþanmýþ mýdýr, hayal ürünü müdür" diye kendi kendime sorardým. Þimdi anlýyorum ki, her öyküde bir yaþanmýþlýk varmýþ Beni bu duygulara sürükleyen þey tekrar TED'de, hem de o çok sevdiðim orkestramla birlikte TED'de oluþumdu. "TED Ankara Koleji Mezunlar Orkestrasý kuruluyor, bahar konserinde sahne alacaklar!" diye her tarafta duyurular yapýlýyordu, orkestra þefimiz Ahmet Hoca'm da beni arayýp haber verdiðinde kanatlanmýþtým. "Obuam yok!" diyecek oldum, Ahmet Hoca o kolayca çözüm bulan sesiyle "Aaa o da bir þey mi, obuan hazýr Çýnar" demiþti. Bir heyecan ki demeyin gitsin. Ýnternette gruplar kuruldu, koordinasyon ekipleri oluþturuldu ve eskiden olduðu gibi pazar günü çalýþmalarýna hemen baþladýk. Üniversitelerimizin o çok yoðun ders koþturmacasý arasýnda yeni kampüsümüzdeki odamýza uçarak gidiyorduk, herkes birbirini o kadar çok özlemiþti ki... Orkestranýn kattýðý o güzel dostlarý tekrar görmek, onlarla birlikte Ahmet Hocamýzýn karþýsýnda tekrar çalmak ne büyük duyguydu anlatamam Çalýþmalar ilerledikçe, "acaba yeniden ayný güzellikte çalabilecek miyiz" kaygýsýný üzerimizden atmýþtýk. Derken o büyük gün geldi: 31 Mayýs Bir cumartesi akþamý saat 19.00'da, eskilerde olduðu gibi konser coþkusu aynen canlanmýþtý. Erkekler smokinlerini, kýzlar da siyah elbiselerini giyinmiþler, hala ortaokuldaymýþ gibi çocuksu heyecanlarýyla ODTÜ Kültür Kongre Merkezi, Kemal Kurdaþ Salonu'nda sahnedeki yerlerini almýþlardý. Ve o büyük an geldi, Ulvi Cemal Erkin'in dans rapsodisi "Köçekçeler", ilk heyecanla baþladý. Sahnede enstrümanlarýmýza üflediðimiz sesin uyandýrdýðý haz, Türk Beþleri'nin en lirik bestecisi olan Ulvi Cemal Erkin'in duygusallýðýyla birleþince ortaya kolay unutulamayacak anýlar çýktý. Artýk sadece çalýyorduk, taaa ki alkýþlarý duyduðumuzda kendimize gelebildik. Ardýndan yine Belçikalý bestesi Franz Von Suppe'nin büyük bir eseri olan "Leichte Kavallerie" üvertüründe trompetler eþliðinde süvari alayýnýn kalk borularýný, atlarýn týrýs gidiþlerini ve su baþýndaki dinlenme molasýný belirgin bir þekilde dinleyicilere aktardýk. Ardýndan popüler valslerin en etkileyici örneklerinden biri olan "Donauwellen Walser" yani Tuna Dalgalarý, Fransýz besteci Georges Bizet'in opera eseri Carmen ve Strauss'tan Radetsky Marþý geldi... Eskiden olduðu gibi Ahmet Hoca, arkadaþlarýmýz, ailelerimiz ve bizi izleyen öðretmenlerimizin sevgi dolu gözleri içinde profesyonelliðimizi ortaya koymuþtuk. TED Ankara Koleji tarihinde, güzel ve büyük bir buluþma gerçekleþmiþti. O güzel TED kucaðýnda bize yýllarca yer aldýðýmýz nefesli sazlar orkestrasýnda tekrar çalma zevkini tattýran Ahmet hocamýza, arkadaþlarýmýza ve yuvamýz TED'e çok teþekkür ediyoruz. Çýnar Yeþil 06 Ressam Balkan, 22'nci sergisini Ýzmir'de açtý TED Ankara Koleji 1960 mezunu ressam Monad Balkan, 22. kiþisel sergisiyle Ýzmir'de sevenleriyle buluþtu. Konak Belediyesi Güzelyalý Kültür Sanat Merkezi Sanat Galerisi'nde 31 Ekim 2008 tarihinde açýlan sergi, 19 Kasým 2008 tarihine kadar açýk kaldý yýlýnda Ýstanbul'da doðan sanatçý, daha sonra ailesiyle Ankara'ya yerleþti; "Ýstanbul asýllý Ankaralý ressam" olarak tanýndý. Annesi ressam Esma Balkan'ýn yanýsýra aile dostlarý olan devrin seçkin ressamlarýndan küçük yaþta çok dersler aldý. Balkan, daha sonralarý resim bilgi ve eðitimini Avustralya'da 'Sidney Julian Ashton Art School' da ilerletme olanaðý buldu. Balkan, resimlerinde genellikle kafeler, sokaklar, restoranlardaki yaþantýlarý konu almaktadýr. Ýnsan öðesini günlük yaþantýlar içerisinde yansýtýrken figürlerin hareketlerini yakalamaya çalýþmakla kalmayýp hareketin öncesini ve sonrasýný da izleyiciye aktarmaya ayrý bir önem vermektedir. Ýnsanlarýný zaman zaman kalabalýk bir yalnýzlýk, bazen mistik, bazen de mizahi bir umarsýzlýk içerisinde yorumlamaktadýr. Portrelerinde yüz ifadesi ön plana çýkmaktadýr. Sanatçý resimlerinde insan öðesini ana unsur olarak kullanmakta, onlarý günlük yaþantýlarý ve mekanlarý içerisinde hikaye etmektedir. ARALIK2008 kolejliler

28 bizim dünyamýz 28 Sonbahar rüzgarýnda Kolej uçurtmalarý TED Ankara Koleji Mezunlarý Derneði'nin ikincisini düzenlediði Uçurtma Þenliði, yine çok keyifli ve geniþ katýlýmlý geçti. Ekim ayýnýn ikinci Pazar günü yapýlan organizasyonda uçurtmalar, sonbahar rüzgarýnda farklý bir güzellikte gökyüzünde havalandýlar. Ýkinci þenliðe ilkine katýlamayanlarýn yaný sýra katýlýp da çok memnun kalan mezunlar ve öðrenciler de büyük ilgi gösterdiler. Þenlikte inþaatý devam eden KolejIN Ankara Tesislerinin tanýtýmý da yapýldý ve isteyen veli ve mezunlar tesisi yakýndan gezme fýrsatý buldular. Ýkinci Uçurtma Þenliðinde farklý olarak En Küçük Uçurtmacý, En Yüksek Uçurtma ve En Güzel Uçurtma sahiplerine de birer plaket verildi. Gönül Danýþman'78 Bu etkinliðe ilk defa katýlýyoruz, ilkine gelemedik, merak ettik geldik. KolejIN'e en yakýn arkadaþlarým üye oldu. Biz de üye olmayý düþünüyoruz. Oðlum Can Burak Danýþman da TED Ankara Koleji'nde okuyor. KolejIN'den beklentimiz Kolej ruhunu yaþatmasý ve arkadaþlarýmýzla bir arada olabilmek. Erdal Aygüneþ'78 Baharda da yapýlmýþ fakat ben ilk defa geliyorum. Yeni bir etkinlik olduðu için nasýl bir etkinlik olduðunu görmek istedik. Kuru Fasulye gibi diðer etkinliklere sürekli katýlýyoruz. KolejIN'e üye olalý iki sene oldu. Bana kalýrsa çok geç kalýnmýþ bir tesis. Tamamlandýðýnda çok iyi bir yer olacaðýný düþünüyorum. Ýlerde tüm mezunlarýn yararlanabilmeleri, Kolej ruhunun yaþatýlmasý için bu tesisin çok gerekli olduðunu düþünüyorum. Zuhal Saðlam Eþim Çaðlar Saðlam 1987 Kolej mezunu, çocuklarým Kolej de okuyor. Þenlik çok eðlenceli keþke hava da daha güzel olsaydý. KolejIN Tesislerine üye olduk ve biran önce açýlmasýný bekliyoruz. Tesis evimize çok yakýn olduðu için bütün günümüzü burada geçiririz diye düþünüyorum. kolejliler ARALIK2008

29 bizim dünyamýz 29 Selçuk Pehlivanoðlu 81 Mezunlar Derneðimiz son birkaç yýldýr baþlattýðý ataklarý devam ettiriyor. Uçurtma Þenliði gibi etkinlikler mezunlarýmýzýn ve ailemizin üyelerinin bir araya gelmesine çok büyük etken oluyor. Bu ikinci þenlikte de hava koþullarýna raðmen çok iyi bir katýlým var. Ýnsanlar birbirleriyle çocuklarýyla beraber bu eðlenceyi yaþýyorlar. Önemli olan birlikte güzel bir þeyler hissedebilmek. Mezun derneklerinin en önemli görevleri de budur. Yakýnda tüm Türkiye'deki TED Mezun Dernekleri, federasyon haline dönüþtükten sonra, bu tür faaliyetler Türkiye çapýnda daha fazla yapýlmaya baþlanacak. KolejIN Tesisleri yýllardýr yapýlmasý gereken bir yapý. KolejIN'i tanýtýcý bu tür faaliyetler, onun hýzlanmasýnda, tanýnmasýnda, herkesin yer almasýnda ve katký payý vermesinde büyük bir etken olmaktadýr. Umarým bu çalýþmalarla üye sayýmýz bugünkü rakamlarýn çok daha üzerine çýkar ve KolejIN'i çok daha süratli bir þekilde bitiririz. Bülent Baðdatlý'81 Bugün ikincisini düzenlediðimiz Uçurtma Þenliði bundan sonra da geleneksel hale gelecek. Çünkü üye ve velilerimizin katýlýmý çok iyi. Havanýn biraz rüzgarlý olmasýna raðmen gayet memnunuz. Önümüzdeki yýl ilkbahar ve sonbaharda olmak üzere yine iki kere yapýlacak. Ama sonbaharda yapýlacak olaný biraz daha öne çekmeyi düþünüyoruz. Bu tür etkinliklerin amacý KolejIN'i üyelerimize ve velilerimize tanýtmak ve bu vesileyle Kolej camiasýna katkýda bulunmak. Bugün üyelikler alýnmýþ ve bi lgilendirmeler yapýlmýþ, bu çok sevindirici. Bunlarýn devamý gelince amacýmýza ulaþmýþ olacaðýz. Deniz Özme Sürücü'81 Çok güzel ve baþarýlý bir organizasyon, her þey düþünülmüþ. KolejIN Tesisleriyle ilgili burada bilgi aldým. Ankara'da olursam en kýsa zamanda üye olmayý düþünüyorum. Tesiste bulunacak olimpik havuz, tenis kortlarý, spor salonlarý, arkadaþlarýmýzla bir araya gelebileceðimiz lokaller cazip geliyor. Öykü Yalçýn'94 Kolej camiasý içinde çok uzun zamandýr varým. Bu uçurtma þenliði hem mezunlarý bir araya getirmek hem de derneðimizin en önemli faaliyeti olan KolejIN'i tanýtmak açýsýndan çok önemli. KolejIN'in tanýtýlmasý ve üyeliklerin artýrýlmasý için, Dernek büyüklerimizle birlikte çalýþmalar yapýyoruz. Uçurma Þenliði çok güzel geçiyor, çok hoþ bir ortam var. KolejIN'in mezunlarýmýzýn sýk sýk bir araya geldiði bir ortam olmasýný ümit ediyorum. Banu Akýn En Küçük Uçurtmacý, Aslan Çimþit Kýzým Zeynep Akýn birinci sýnýfta. Öncekine gelemedik, ilk defa geldik. Organizasyon çok güzel. Çocuklar koþarak geldiler. KolejIN'e henüz üye olmadýk ama eþimle düþünüyoruz. Üye olduktan sonra tesisin tüm sosyal imkanlarýndan bol bol faydalanmayý umuyorum. Bu tesis bize ailecek bir arada olma imkaný saðlayacak. Çocuklarýmýz için çok faydalý olacaðýndan eminim. En Güzel Uçurtmanýn sahibi Nurhan Aydýnalp (3/A) En Yüksek Uçurtmanýn sahibi Efehan Yakýn (4/T) ARALIK2008 kolejliler

30 bizim dünyamýz 30 TED Ankara Koleji Vakfý Özel Lisesi Müdürü Aydýn Ünal: Baþarýlý Olmak Her Öðrencinin Hakkýdýr TED Ankara Koleji Vakfý Özel Lisesi'nde müdür oluncaya kadar geçen süreçte kariyer geliþiminizi özetleyebilir misiniz? Öncelikle sözlerime, TED Ankara Koleji Vakfý Özel Lisesi Müdürü olarak, öðretim yýlýnýn ve geleceðin TED Ankara Koleji Vakfý Okullarý için baþarýlý ve tarihsel misyonumuza uygun olarak geçmesi temennisiyle baþlamak isterim yýlýnda Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coðrafya Fakültesi Tarih Bölümü'nün Yakýnçað Kürsüsü'nde yüksek öðrenimime baþladým ve 1986 yýlýnda mezun oldum. TED Ankara Koleji Vakfý Özel Lisesi Müdürlüðüne 01 Eylül 2008 tarihinde atanan Sayýn Aydýn ÜNAL'la kendisi ve okulumuzla ilgili konularda bir söyleþi yaptýk yýlýnda Kolej'de eðitim ordusuna katýldým. Kolej dýþýnda bir öðretim kurumunda görev yapmadým; yani mesleði ve yöneticiliði Kolej'de öðrendim. Kýsaca, Kolej benim için yeni bir hayatýn baþlangýcý oldu dersem yanlýþ olmaz. Öðretmenlik görevine baþladýktan 3 yýl sonra yýllarý arasýnda Kat Müdür Yardýmcýlýðý ve o yýllarda Okul Koruma Derneði tarafýndan açýlan ve geniþ bir öðrenci grubuna hizmet veren Üniversiteye Hazýrlýk Kurslarý Müdür Yardýmcýlýðýna atandým. Bu dönemde Okul Müdürümüz Sayýn Ý.Hakký Mergenci ve Rahmetli Ýlknur Karaova'dan ve Müdür Baþ Yardýmcýmýz Ruhiser Mergenci'den çok þey öðrendiðimi þimdi daha iyi anlýyorum. Okulumuzdaki iþlerin yoðunluðu dolayýsýyla öðretim yýlýnda Genel Muavin olarak görev aldým. Aslýnda o dönemde müdürümüz olan Ýlknur Hocam'ýn beni uygun görüp atadýðý bu görev, bir anlamda Müdür Baþ Yardýmcýlýðýna hazýrlýk ve idareciliðin bu seviyesini öðrenme süreci olarak geçti diyebilirim. Bu dönemin sonunda, yýllarý arasýnda Müdür Baþ kolejliler ARALIK2008

31 bizim dünyamýz 31 Yardýmcýlýðý görevine getirildim. Bu dönemde okul müdürümüz, Kolej mezunu olan Sayýn Bilge Nazikioðlu idi. Bu dönem, ders geçme ve kredili sistemin uygulandýðý farklý ama zevkli bir dönem oldu benim için. Kolej kültürü ve iklimi konusunda Bilge Hocamdan öðrendiklerimi asla inkâr edemem yýllarý arasý benim için, tarih öðretmeni olarak Kolej öðrencilerine yararlý olma çabasý ile geçti öðretim yýlýnda ikinci kez Müdür Baþ Yardýmcýlýðý görevine atandým ve bu görevimi 1 yýl, Kolej mezunu Sayýn Nilgün Gökçora'nýn okul müdürlüðü sýrasýnda yürüttüm. 01 Eylül Haziran 2008 tarihleri arasýnda ise kat müdür yardýmcýlýðý ve ÇAGEP Kurslarýndan sorumlu Müdür Yardýmcýsý olarak görev yaptým ve bu dönemde yine Kolej mezunu Sayýn Melike Toklucu okul müdürüm oldu. Nilgün Hocam ve Melike Hocam'dan öðrendiklerim, yöneticilik kültürümün olgunlaþmasýnda etkili oldu dersem doðru olur diye düþünüyorum. 27 Haziran 2008 tarihinde Vakýf Yönetim Kurulumuzun kararý ile okul müdürlüðü görevini üstlendim. Aslýnda ben okul müdürlüðü yerine okul yöneticiliði veya eðitim yöneticisi demeyi tercih ediyorum. Son günlerde "yönetim" yerine "yönetiþim" kavramýnýn kullanýlmasýndan da büyük keyif alýyorum. Özetlemek gerekirse, 22 yýllýk mesleki yaþantýmýn 15 yýldan fazlasý yöneticilik ve planlama ile ve geniþ öðrenci gruplarýyla yaþama ve öðrenme dönemi olarak geçti diyebilirim. Kolej sadece akademik anlamda deðil, spor, kültür, sanat vb. alanlarda öðrencisini donanýmlý yetiþtirmeyi hedefleyen bir okul. Ayný zamanda öðrencinin kiþisel geliþimine de önem veriyor. Bu alanda neler yapýlmakta, planlanan yeni faaliyetler var mý? Gerçekleþtirdiðimiz eðitim ve öðretim etkinlikleri birbirlerini tamamlayan bir bütündür. Öðretim etkinliklerinde, öðretilmesi istenen konu ile ilgili olarak öðrencilerimize bilgi, beceri ve davranýþ kazandýrmak esastýr. Eðitim etkinliklerinde ise, öðrencilerin toplumumuzun bir bireyi olarak yetiþtirilmesi amaçlanmaktadýr. Bu genel yaklaþýmýn dýþýnda þunlarý söylemek isterim; bireyin bir bütün olarak kendini geliþtirmesi için spor, kültür ve sanat alanýndaki yeteneklerini kullanabileceði ortamlarýn yaratýlmasý hepimizin ortak amacýdýr. Okulumuzdaki temel ilke þudur: Öðrencilerimizden gelen ve eðitim - öðretim kadrolarýmýzýn uygun bulduðu her türlü sosyal, kültürel ve sanatsal çalýþmalara destek olmak. Bildiðiniz gibi spor alanýnda, özellikle basketbol,voleybol,hentbol gibi takým sporlarýnýn yanýnda yüzme, masa tenisi, badminton gibi bireysel sporlarýn öðrencilerimizin ilgisini çektiðini söylemek gerekir. Bu konuda spor kulübümüzün çalýþmalarý da kamuoyunca bilinmektedir. Kültür ve Sanat Haftasý geleneði yýllardýr okulumuzda devam ediyor. Resmin her dalý, müziðin her alanýnda öðrencilerimizin kendilerini geliþtirdiði herkesçe bilinmektedir. Bu arada hayatýmýza yeni girmeye baþlayan ve Genel Müdürümüzün de üzerinde çok durduðu Ýnovasyon, Tübitak, proje çalýþmalarý, Kalem Ýzleri Dergisi, TED Evrim Gazetesi'nin yaný sýra Debate Club'da görev alan öðrencilerimizin de ülkemizi Türkiye dýþýnda temsil etmeye devam ettiklerini söylemek gerekir. Düþündüðümüz temel plan þu: Her öðrenci, yeteneðini okulumuzda bulunduðu sürede geliþtirecek düþünsel ve sanatsal zenginliði olan bir etkinlikte, projede yer almalýdýr. Bu konuda öðretmenlerimizin desteði ve rehberliði hep devam edecektir. Bu alanlardaki etkinlikler ile 21. yüzyýl insanýný yetiþtirmeyi hedefliyoruz. Beceriler alanýndan bakýldýðýnda öðrencilerimizde temel becerileri; yani okuma alýþkanlýðý ve yazma becerileri, aritmetik becerileri, konuþma ve dinleme becerilerini sürekli geliþtirmek istiyoruz. Düþünme becerilerine gelince, bunun içinde öðrenme becerisi, akýl yürütme, yaratýcýlýk, karar verme ve problem çözme dikkat çekiyor. Ayrýca öðrencilerimizin kiþilik özellikleri, kendisine ve çevresine saygý duyma, sorumluluk alabilme, toplumdaki diðer bireylerle iletiþim kurabilme becerilerinin geliþtirilmesi de en önem verdiðimiz konulardan. Bütün bunlar öðrencilerimize zenginleþtirilmiþ eðitim ve öðretim ortamlarýnýn sunulmasý ile mümkündür diye düþünüyorum. Tabii bütün bunlarýn yanýnda teknoloji kullanýmý ve bilgiye ulaþma sürecinin hep aklýmýzda bulunmasý gerektiðini de söylemek isterim. TED Ankara Koleji'nin eðitim sistemi hakkýnda neler söyleyebilirsiniz? Resmi ifade ile söylemek gerekirse TED Ankara Koleji Vakfý Okullarý "Yabancý Dille Öðretim Yapan Okullar" statüsündedir. Yani matematik ve fen dersleri Ýngilizce olarak yapýlan bir okuldur. Öðretimde amaç tam öðrenmeyi saðlamaktýr. Bilgi teknolojilerini kullanmaktýr. Bilgiye ulaþma yollarýný öðrenciye öðretmektir. Bilindiði üzere eðitimde en önemli insan unsuru öðretmendir. Bu nedenle hýzla deðiþen dünyanýn gerektirdiði, çaðdaþ ölçüler ve hedefler doðrultusunda toplumlarý geliþtirmede toplumun lideri ve yönlendiricisi olan öðretmenlerin rolü büyüktür. Toplumdaki deðiþim ve geliþimin doðal öncüleri öðretmenlerdir. Bu noktada okulumuz bilgi, beceri ve deneyimleri üst düzeyde olan deðerli bir öðretmen kadrosuna sahiptir. Bu deðerli kadro, yüklendikleri sorumluluklarýn ve misyonun farkýnda olarak hareket etmektedir. Eðitim sisteminde uygulanan programýn esasýnda iki temel amaç saklýdýr. Bunlardan birincisi, tüm öðrencileri hem Milli Eðitim Temel Kanunu'na hem de Kolej'in de içinde yer aldýðý Kalite Yönetim Sistemi'ne uygun bireyler olarak yetiþtirmek, ikincisi ise yüksek öðrenime hazýrlamaktýr. Bu anlamda bakýldýðýnda okulumuz bu iki temel amaca yýllardýr hizmet etmiþtir. Þöyle ki okulumuzda uygulanan programlar göz önüne alýndýðýnda, 9.sýnýftan itibaren öðrencilerimizin ilgi, istek, yetenek ve amaçlarýna uygun alanlarda öðrenim aldýklarýný görürsünüz. Okulumuz yapýsal olarak Fen ve Türkçe Matematik alanýnda öðrenim gören ve yüksek öðrenime geçiþte bu alanlara uygun meslekleri seçen öðrencilerden oluþmaktadýr. Rakam vermek gerekirse, öðrencilerimizin % 80'i Fen Bilimleri ve Türkçe-Matematik alanlarýnda, % 20'si de Sosyal Bilimler ve Yabancý Dil alanýnda öðrenim görmektedir. Eðitim ve öðretim çalýþmalarýmýz, yerleþkenin bizlere ve öðrencilere sunduðu olanaklar çerçevesinde zenginleþtirilmiþ ortamlarda yapýlabilmektedir. Kitap, dergi, kaset, CD, video kaset, müzik notasý, disket, VCD, harita, tez ve DVD'den oluþan toplam eðitim ve ARALIK2008 kolejliler

32 bizim dünyamýz 32 öðretim materyali kapasitesine sahip kütüphane ile araþtýrma kütüphanesindeki çalýþmalarýn yaný sýra elektronik sýnýf ve konferans salonundaki sunumlarla cep sinemasýndaki eðitici film gösterileri devam etmektedir. Müzisyen öðrencilerimizin gerek Kolej Sokaðý gerekse Bilim Merkezi salonunda yaptýklarý müzik sunumlarý da büyük ilgi çekmektedir. Kýsaca, yaparak ve yaþayarak öðrenme sürecinin gerekleri yerine getirilmeye çalýþýlmaktadýr Lise Kýsmý'nda ÇAGEP'ten sonra uygulanan programlar ve UB Programý hakkýnda bilgi verebilir misiniz? Aslýnda ÇAGEP'ten sonra ifadesi çok da doðru deðil. Çok Amaçlý Geliþtirme ve Eðitim Programý diye tanýmladýðýmýz ve 1994 yýlýnda açýlan ve yýllarca okulumuza gerek yurt içinde gerekse yurt dýþýndaki baþarýlarýyla haklý bir gurur ve heyecan yaþatan ÇAGEP halen devam etmektedir ve bu programýn son öðrencileri öðretim yýlýnda okulumuzdan mezun olacaklar ve program da böylece sona erecektir. Þu anda ÇA- GEP 11. ve 12. sýnýf kurslarýnda yüksek öðrenime, okuldaki öðretmenlerinin zengin bilgi ve deneyimlerinden yararlanarak hazýrlanan önemli bir öðrenci grubu vardýr. Hatta bu öðrencilerimizin ÇAGEP 12'de yer alanlarýnýn 2009 ÖSS sonuçlarýnýn herkesi þaþýrtacaðýna inancým hiç deðiþmedi ve bize büyük bir sevinç ve gurur yaþatacaðýna inandýðým bu sonucu birlikte göreceðiz. Motivasyonu ve beklentileri yüksek, okuluna ve öðretmenlerine güveni tam, baþarmak için emek ve çaba harcayan çok deðerli öðrencilerin olduðunu biliyor ve takip ediyoruz. Sorunuza gelince her öðrenim kurumunun birincil hedefi istikrarlý bir baþarýyý yakalamaktýr ve öðrencilerinin potansiyellerini üst seviyede kullanmaktýr. Bunun gerçekleþmesi, deðiþim, dönüþüm ve yeni programlarýn hayata geçirilmesiyle mümkün olabilir. Bu durum, kuruma dinamizm kazandýrýr. Bu konuda atýlan adýmlarýn ilki ÇAGEP, diðeri de 1999 yýlýnda baþlatýlan Uluslararasý Bakalorya Programý (UB) olmuþtur. Fazla detaya girmeden belirtmek gerekirse, Türkçe'siyle Uluslararasý Bakalorya Diploma Programý (UBDP), merkezi Cenevre'de bulunan International Baccalaureate (IB) tarafýndan uygulanan ve yaþ arasý öðrenciler için hazýrlanmýþ, geniþ kapsamlý, üniversite öncesi iki yýllýk bir programdýr. UBDP dünyada 196 ülkede 1588 okulda uygulanmakta ve 102 ülkedeki bini aþkýn üniversitede UB diplomasý kabul edilmektedir. UB diplomasýný alan öðrenciler ülkemizdeki vakýf üniversitelerinde diploma notuna göre %25 ile % 75 aralýðýnda deðiþen oranlarda burs kazanabilmektedirler. Belirli koþullarý saðlayarak programa dahil olan öðrenciler 9. ve 10.sýnýfta Hazýrlýk UB, 11. ve 12 sýnýflarda ise UBDP için öðrenim görmektedirler. Ýleri ve standart düzeylerde alýnan dersler dýþýnda öðrenciler 100 saatlik Bilgi Kuramý, 150 saatlik CAS (Yaratýcýlýk, Bedensel Hareket ve Hizmet) ve 4000 kelimelik araþtýrma teziyle ilgili görevlerini de yerine getirmek durumundalar. Her yýl Mayýs ayýnda yapýlan UBDP sýnavlarýnda baþarýlý olan öðrenciler diplomalarýný almaktadýrlar. Programýn, öðrenim yöntem ve teknikleri bakýmýndan yararlý olduðunu ve geniþ bir öðrenci grubunun bu programdan yararlandýðýný belirtmek isterim. Okulumuzda UB Programý dýþýnda Öðretim yýlýndan itibaren Bilim Ýnsaný Yetiþtirme Programý (BÝY) adý altýnda yeni bir akademik program da hayata geçirilmiþtir. Þu anda, 9. ve 10. sýnýf düzeyindeki 4 þubede toplam 70 öðrencinin öðrenim gördüðü bu programýn temelinde Fen ve Sosyal Bilimler alanýnda ilgi ve yetenekleri yüksek olan öðrencileri yüksek öðrenime hazýrlamak, üstün nitelikli bilim adamý yetiþmesine kaynaklýk etmek yatmaktadýr. Ýnanýyorum ki yüksek öðrenime geçiþ sistemindeki deðiþikliklere veya bilimsel ve teknolojik geliþmelere uygun olarak önümüzdeki süreçte ihtiyaçlar doðrultusunda yeni programlar da uygulamaya konulacaktýr. Bu programlarýn hayata geçirilmek istenmesinin temelinde, zenginleþtirilmiþ öðrenim programlarý sunan bir okul olma felsefesi yatmaktadýr. Lise mezunlarýnýn üniversite sýnavýndaki baþarý oraný nedir? Bu oranla ilgili yeni hedefler var mý? Aslýnda bu soruya verilebilecek çok fazla cevap var diye düþünüyorum. ÖSS sonuçlarýndan, gurur duyduðumuz baþarýlar elde ettiðimiz herkes tarafýndan bilinmektedir. Bu konuda web sayfamýzda her türlü detay vardýr. Elif Uysal ve Erkan Aktakka gibi ÖSS birincilerimizi hatýrlýyorum. Ýsimlerini þu anda sayamadýðým ilk binde yer alan çok deðerli öðrencilerimiz hep oldu. Söyleþi sýrasýnda da belirttiðim gibi okulumuz sadece akademik alanda baþarýlar elde etmeyi amaçlayan bir kurum deðil diye düþünüyorum. Geçmiþe baktýðýmýzda bankacýlýk, týp, siyaset, sanat, spor ve medya dünyasýnda baþarýlý yüzlerce mezunumuz var. Kolej'in zenginliði ve gücü de burada yatmaktadýr. Aklýma ilk gelenler Sayýn Filiz Akýn, Reha Muhtar, Mithat Bereket Bu noktada þunu da belirtmek gerekir; Kolejimiz baþarýlý insan ve þampiyon yetiþtirmenin matematiksel deyimle formülünü biliyor (Bu formül üst düzeyde bilgili, tecrübeli ve kendisini Kolej'e adamýþ öðretmenlerimizin varlýðýdýr.) ve bu konuda tarihsel bir birikime ve baþarý alýþkanlýðýna sahiptir. Sü- kolejliler ARALIK2008

33 bizim dünyamýz 33 rekli toplam kaliteyi ve baþarýyý yakalama çabasýný yöneticiler ve öðretmenler olarak sürdürme gayretindeyiz. Ancak baþarý oraný göreceli bir kavramdýr. Öðrencilerimizden kaçýnýn bir yere yerleþtiði mi, yoksa öðrencilerin aldýklarý puanlar mý, yoksa öðrencilerin yerleþtikleri bölümler veya üniversiteler mi kriter olarak alýnacak. Bu, nereden ve nasýl baktýðýnýza göre deðiþir diye düþünüyorum. Yüksek puanlý bir öðrenci, düþük puanlý olan; ama ideal edindiði bir yeri ve bölümü seçebilir ya da çok istediði bir bölüm olduðu için çok popüler olmayan bir üniversiteyi tercih edebilir. Ya da burs imkanlarýndan yararlanýp çok yüksek puanla çok köklü olmayan bir üniversiteyi seçebilir. Burada önemli olan öðrencinin kendisine uygun olan ve istediði bir yere yerleþmesidir. Sýnavda aldýðý puan onun geçmiþteki ve gelecekteki olasý baþarýsýný tam olarak göstermeyebilir. Özel üniversite olgusu ve bu üniversitelerde sunulan kültürel olanaklara göre tercih yelpazesinde ciddi bir deðiþim olduðunu görmek mümkündür. Yine de þunu belirtmek isterim ki bizler, amaçlarý, ilgi ve yetenekleri farklý olan kalabalýk bir öðrenci grubuna eðitim ve öðretim hizmeti vermekteyiz. Turizm bölümüne girmeyi hedefleyenden tutun, Genetik Mühendisliði'ne, Hukuk Fakültesi'nden tutun Konservatuvar'a gitme hedefi olan öðrencilerimiz vardýr. Bizler öðrenim sürecinde yeteneklere uygun öðrenme ortamlarý sunma çabasýndayýz. Kolej tarihinde ÖSS baþarýlarý her yýl % 80'in üstünde olmuþtur. Bu noktada temel hedefimiz, öðrencilerimizin 4 yýllýk öðrenim sürecinde ilgilerini, yeteneklerini tanýmalarýna olanak verecek etkinlikler içerisinde olmalarýný saðlamak, kiþiliklerini geliþtirmek, akademik becerilerini geliþtirirken hem ÖSS' de baþarýlý olmalarýný saðlamak hem de yüksek öðrenim sürecinde fark yaratacak bilgi birikimi ve becerileri kendilerine kazandýrma gayreti içerisinde olmaktýr. TED Ankara Koleji'nde insan kaynaklarýnýn geliþtirilmesiyle ilgili neler yapýlmaktadýr? Deðerli öðretmenlerimizin mesleki anlamda geliþmelerini sürdürmek amacýyla planlanan programlar var mýdýr? Kurumlarýn gücü insan kaynaklarýnýn zenginleþtirilmesiyle eþdeðerdir diye düþünüyorum. Bugün insana yapýlan yatýrým en ciddi yatýrýmdýr ve bizler, eðitim hizmeti veren kiþileriz. Ankara Koleji'nde öðretmen olmak ciddi bir akademik donaným, üst düzey pedagojik formasyon ve ciddi bir emek ister. Ancak bilginin çok hýzlý deðiþtiði dünyamýzda öðrenen okul, sürekli geliþim ve deðiþime hazýr öðretmen yaklaþýmý daha büyük bir önem taþýmaktadýr. Yaþam boyu öðrenme, artýk hepimizin izlediði ve gerçekleþtirmeye çalýþtýðý bir yaklaþým olmaya baþlamýþtýr. Bu konuda okulumuzun, geçmiþ yýllarda gerçekleþtirdiði uygulamalarý vardýr. Þöyle ki, uzun bir dönem alanlarýnda uzman üniversite öðretim elemanlarýnýn katkýlarýyla Antalya Seminerleri süreci insan kaynaklarýnýn geliþtirilmesine yönelik bir adýmdý. Ýletiþimden, grupla çalýþma tekniklerine kadar bir çok konuda sunumlar yapýldýðýný hatýrlýyorum. Ayrýca her yýl yapýlan programlar gereði belirlenen öðretmenlerimiz, yurt dýþý ve yurt içi eðitim seminerlerine katýlmaktadýrlar. Öðretmenlerimizde, özellikle yurt içinde yapýlan seminerlere sunumlarýyla katýlma ve bu baðlamda kendilerini geliþtirme istek ve arzusu devam etmektedir. Þubat ve Haziran döneminde ihtiyaçlara göre belirlenen konularda tüm öðretmenlerimiz Yaþam Boyu Eðitim Seminerleri'ne katýlarak bilgilerini yenileme olanaðý bulmaktadýrlar. Bu konuda, okulumuzla üniversite iþbirliðinin geniþletilerek devam etmesi olumlu bir adým olacaktýr, diye düþünüyorum. Stajyer öðretmenlerimizi geliþtirme programý ve oryantasyon çalýþmalarýný da bu arada belirtmek isterim. Bu program ve çalýþmalarýn, stajyer öðretmenlerimizin hem kendilerini hem okulumuzu hem de öðrencilerini tanýmalarýný ve geliþtirmelerini saðladýðýný düþünüyorum. Ayrýca zümrelerimizin kendi içlerinde yaptýklarý çalýþtay diyebileceðimiz çalýþmalarý da var. Bilgi ve deneyimin diðer öðretmenlerimize aktarýlmasý, geliþim sürecinin önemli bir halkasýný oluþturmaktadýr. Aslýnda bu soruya kýsaca þöyle cevap vermek en doðrusudur: Biz, Ankara Koleji yöneticisi, öðretmeni ve öðrencisi olarak hep birlikte öðrenen ve öðrendikçe geliþen ve güçlenen bir kurumuz. Kolej'de öðrenciler tarafýndan çok sevilen bir hoca olduðunuzu biliyoruz. Kolej sizin için neler ifade ediyor, öðrenebilir miyiz? Birinci soruda da belirttiðim gibi Kolej benim için ikinci bir okul, yeni bir yaþam oldu dersem doðru olur. Burasý Mustafa Kemal Atatürk'ün okulu ve okulumuzdan mezun olan herkes Türkiye'nin geleceðine yön verebilecek bir donanýma ve düþünsel birikime sahip olmaktadýr. Böyle bir okulun, býrakýn yöneticisi olmayý, öðretmeni olmak bile önemli sorumluluklar yüklemekte, bir o kadar da onur vermektedir insana. Düþünün bir kez, öyle bir okulda görev yapýyorsunuz ki, o okulun bütün mezunlarý yöneldikleri bütün alanlarda baþarýlý oluyorlar, mutlu oluyorlar ve okullarýna dönerek bu baþarýlarýný öðretmenleri ile paylaþýyorlar. Ben Kolej'i dalgalarý gittikçe geniþleyen, geniþledikçe büyüyen, büyüdükçe güçlenen bir deniz gibi görüyorum. Geçmiþinden aldýðý güçle geleceðe güvenle bakan insanlarýn yetiþtiði bir "kurum-aile" olarak kabul ediyorum. Bu ailenin diplomasýz mensubu-yöneticisi olmaktan her zaman gurur duyacaðýmý belirtmek istiyorum. Sevilen hoca tanýmlamanýzdan çok mutlu olduðumu belirtmek isterim; ama nedenini doðrusu ben de bilmiyorum demek aslýnda çok da samimi bir cevap olmaz. Þöyle söylemek belki daha doðru; Kolej'de Müdür Baþ Yardýmcýlýðý, Kat Müdür Yardýmcýlýðý, ÇAGEP yöneticiliði ve öðretmenlik görevleri aþamalarýnýn hepsinde öðrenciler ve okulumuz için doðru olan iþleri yapmanýn ötesinde, doðru tutum ve davranýþlar sergileme ve bunu yaþamýn doðal bir parçasý olarak gerçekleþtirme çabasýnda olmaya hep özen gösterdim diyebilirim. Kolej'e; dolayýsýyla öðretmenine, öðrencisine, velisine ve tüm çalýþanýna deðer verdiðimi, onlarý önemsediðimi, yaþantýmla ve davranýþlarýmla bu duygularý kendilerine hissettirdiðimi söylemem herhalde ayýp olmaz. Ýki sözü çok severim: "Rüzgar eken fýrtýna biçer" ve "Sevgiyle yapýlan her þey güzeldir." Ýnsan yetiþtirmenin, akademik yeterliliðin ötesinde sevgi, emek, çaba ve sabýr istediðini de herhalde belirtmek gerekir. Sevgili Aydýn Hocamýza bu güzel söyleþi için çok teþekkür ediyor ve sevenleriyle dolu bu seçkin ortamdaki görevinde baþarýlar diliyoruz. ARALIK2008 kolejliler

34 maariften yetiþenler 34 Nuyan Sav'48 Çocuklara adanmýþ bir ömür Türk Maarif Cemiyeti Yeniþehir Koleji'nden 1948 yýlýnda mezun olan Avukat Nuyan Ölçer Sav, meslek yaþamýnýn büyük bir kýsmýnda çocuklar için çalýþmýþ. Sav ýn çocuklara olan sevgisi ve çalýþmalarý katýldýðý çeþitli derneklerde hýz kazanmýþ. "Yaþamýn en güzel, en mutlu dönemi acaba okul yýllarýna mý rastlar? Galiba öyle..." Bu yýl Türk Maarif Cemiyeti Yeniþehir Koleji'nden mezuniyetinin 60. yýlýný kutlayan Nuyan Ölçer Sav'48, bunca yýllýk yaþamýna bir çok güzel aný sýðdýrmasýna raðmen, okul yýllarýnýn en mutlu yýllarý olduðunu düþünenlerden. Nuyan Sav, 1931 yýlýnda Bursa'da doðar. Ailenin Ankara'ya taþýnmasýyla Nuyan Haným, ilkokul dördüncü sýnýfta Türk Maarif Cemiyeti Yeniþehir Koleji'ne yazýlýr. Bir dönem Ýstanbul'a taþýnmalarý gerekse de tekrar Ankara'ya dönerek eski okuluna kaydolur ve lise sona kadar burada devam eder. Nuyan Sav, "Hayatýmýn en güzel anlarý orada geçti" dediði Kolej'den 1948 yýlýnda mezun olduktan sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girer. Mezuniyetten sonra sýnýf arkadaþý olan Atilla Sav ile evlenir. Ýlk iþi olan Bayýndýrlýk Bakanlýðý'na baðlý Devlet Su Ýþleri'nde Kolej'de aldýðý Ýngilizce eðitim sayesinde Hukuk Müþaviri olarak iþe baþlar. Yabancýlarla ortak yapýlan Türkiye'nin bu ilk barajlarý projesinde çalýþan tek Türk olma mutluluðunu yaþar. Burada beþ yýl çalýþtýktan sonra ilk çocuðu Aydýn Sav'74 dünyaya gelir. Çocuklarýna kendi bakmak istediði için iþten ayrýlýr. Sav'ýn Kolej'le baðlantýsý çocuklarý aracýlýðýyla yeniden baþlar. Çok çalýþkan ama hareketli ve yaramaz bir çocuk olan ve sürekli ceza alan oðlu yüzünden hemen kolejliler ARALIK2008

35 maariften yetiþenler 35 hemen her gün Kolej'e gidip, öðretmenleriyle görüþmek zorunda kalacaktýr. Oysa yaramazlýklarý yüzünden bir dönem annesini çok üzen Aydýn Sav, Kolej'den mezun olduktan sonra Týp Fakültesi'ni kazanýr ve yýllar sonra Türkiye'nin önemli beyin tümörü uzmanlarý arasýnda yer alýr. Kýzý Özden Sav'77 ise oðlunun tersine okulda uslu bir öðrenci olarak bilinir. Kolej'den mezun olduktan sonra Özden Haným annesinin mesleðini seçerek, hukuk okur. Harward Üniversitesi'nde doktora yapar. Daha da önemlisi yýllar önce Nuyan Haným'ýn kazandýðý ama çocuklarýnýn yanýnda olmak için kullanamadýðý Yale Bursunu aradan geçen 30 yýl aradan sonra kýzý Özden Sav da kazanýr. Tüm eðitim masrafýný bu bursla karþýlayan Özden Haným, hâlen Londra da hukuk müþaviri olarak görev yapmaktadýr. Çocuklarýnýn ortaokula gidecek yaþa gelmesiyle, Nuyan Haným yeniden iþ hayatýna döner. Eþiyle birlikte serbest olarak ticaret avukatlýðý yapmaya baþlar. Fakat onun asýl ilgisini fakültedeki yýllarýndan bu yana çocuk hukuku çekmektedir. Çocuk hukukuyla da yakýndan ilgilenirken, bir dönem yabancýlarýn Keçiören Çocuk Yuvasý'ndan evlat edinmelerine yardýmcý olur. Þimdi torunlarým dediði 12 çocuðun Fransa ve Amerika'dan evlat edinilmelerini ve iyi bir þekilde yetiþtirilmelerini saðlar. Bu 12 çocuk ve aileleri yýllar sonra dahi Nuyan Sav'la irtibatlarýný koparmadan görüþmeye devam ederler. Bu toplantýlardan birçoðuna mezun olduktan sonra iliþkilerini hiç koparmadýklarý edebiyat hocasý, Cavidan Tümerkan da katýlýr. "Öyle hatýralarýmýz var ki, zaten bir araya gelince çocuk gibi oluyor insan" diyen Nuyan Haným arkadaþlarýyla bir araya geldiklerinde Kolej anýlarýný paylaþtýklarýný ve çok mutlu dakikalar geçirdiklerini belirtiyor. Kutu ve baykuþ koleksiyonu Tüm bu yoðun çalýþmalarý arasýnda farklý uðraþlara da zaman ayýrmýþ Nuyan Haným. Bu uðraþlarýndan ikisi baykuþ biblosu ve küçük kutu kolleksiyonu. Nuyan Haným, her iki koleksiyonundan da övünerek bahsediyor. Nasýl bahsetmesin ki, dünyanýn çeþitli ülkelerinden alýnmýþ birbirinden deðerli, farklý materyallerden yapýlmýþ ve genellikle el emeði 850'ye yakýn kutucuk ve bir o kadar deðerli 150'ye yakýn baykuþ biblosu evin ev sahipliðini yapýyor. Sav'ýn tek tek numaralandýrdýðý bu deðerli kolleksiyonda görenleri hayrete düþürecek güzellikte el sanatlarý örnekleri bulunuyor. Islah evinden çýkan çocuklar için ev Çocuklara olan sevgisi onu 1990'lý yýllarda bir çocuk derneðinde üyeliðe kadar götürür. Çocuklar için çalýþmalarý bu tarihlerden sonra hýz kazanýr. En önemli çalýþmasý ise suç iþlemiþ çocuklarýn ýslah evinden çýktýktan sonra barýnacaklarý bir yerin açýlmasýna ön ayak olmasýdýr. Adalet Bakanlýðý Çocuk Þubesi'nden tanýdýðý bir bayan ile birlikte bir proje hazýrlar. Proje için bir sponsor da bularak, 1993 yýlýnda Batýkent'te bir evin alýnmasýný saðlar. Önceleri tek baþýna koþturarak yürüttüðü projeye, Mogan Lions Derneði ve Gama Eðitim Vakfý da katký saðlar. Ýlk yýl 12 çocuk yerleþtirilir eve. Bu yýla kadar toplam 100'e yakýn ýslah evinden çýkmýþ okumak isteyen çocuk bu evde barýnmýþ, topluma kazandýrýlmýþtýr. Daha sonra bu çocuklar için bir de dernek kurulur; Özgürlüðünden Yoksun Gençlerle Dayanýþma Derneði (ÖZ-GE DER). Yeme-içme, giyim gibi çocuklarýn tüm ihtiyaçlarýný bu dernek karþýlar. Çocuklar ev içinde kendi iþlerini yapmakla ve okullarýný devam ettirmekle yükümlüdürler. Hollanda'da uygulanan bu ev projesi Türkiye'de ilk defa denenmiþ. Nuyan Haným, amaçlarýnýn bu uygulamayý tüm Türkiye'ye yaymak olduðunu fakat bunun için yeterli imkan bulamadýklarýný söylüyor. Son dönemlerde Nuyan Haným'ý en çok üzen konu ise bu evin Adalet Bakanlýðý tarafýndan satýlmak istenmesi. TED Ankara Koleji Mezunlarý Derneði Onur Kurulu üyeleri arasýnda bulunan Nuyan Sav, Kolej'den mezun olduktan sonra da sýnýf arkadaþlarýyla buluþmaya devam ederler. Ýlk on yýl çok fazla görüþme fýrsatý bulamayan okul arkadaþlarý on yýlýn sonunda her yýl düzenli aralýklarla kendi aralarýnda bir araya gelir, anlamlý plaketler verir ve özel günler düzenlerler. Hatta bu toplantýlara o dönemden hayatta kalan hocalarýný da davet ederler. ARALIK2008 kolejliler

36 saðlýk 36 EECP ile kalp hastalýklarýnda kansýz tedavi Koroner arter ve kolleteral dolaþým nedir? Koroner arter, kalbi çepeçevre saran ve kalp kasýna gereken kaný saðlayan arterlerdir. Kolleteral dolaþým damarlarýn, yeterli miktarda kanla beslemesi gereken dokulara iletilecek kan, arterlerde meydana gelen týkanýklýk nedeni ile iletilemediði zaman, vücut bazý hallerde, saðlýklý arterlerden, kan alamayan dokulara kan akýþýný saðlamak için, küçük damarcýklar geliþtirir / açar. Bir arterden bir baþka artere kanal oluþturan bu tür damarcýk aðýna Kolleteral Dolaþým denir. Bu damarcýklarýn tabii olarak oluþmasý yavaþ bir süreçtir. Kalp hastasý olan kiþinin vücudu genelde kendisine bir rahatlama saðlayacak ve semptomlarýný azaltacak bu damarcýk oluþumunu bekleyecek zamaný yoktur ve dýþ desteksiz bu kolleteral aða yeterince geliþim saðlayamaz. Anjina Pectoris ve kalp yetersizliði nedir? Sözlük anlamý ile "Göðüste Týkanma" anlamýna gelir. Koroner arter hastalýðýnýn en yaygýn belirtisidir. Anjina þikayeti olan hastalarýn çoðunluðu, zihni, fiziksel veya hissi stresler sonucunda belirginleþen göðüs aðrýsýndan þikayet ederler. Bu rahatsýzlýklar, hastalarda, deðiþik þekillerde, ancak yaygýn olarak, nefes darlýðý, yorgunluk, hazýmsýzlýk, baþ dönmesi, göðüste - kolda - boyunda veya çenede aðrý þeklinde kendini belli eder. Kalp yetersizliði, kalbin kardiyak fonksiyonlardaki anormalliðe baðlý olarak dokulara yeterli kan pompalamamasý veya bunu artmýþ doluþ basýnçlarý altýnda yapmasýdýr. EECP nedir ve hangi hastalýklarýn tedavisinde kullanýlýr? EECP koroner arter hastalýklarý ve kalp yetmezliði tedavisinde kullanýlan, ülkemiz için yeni sayýlabilecek, ancak Amerika'da yaygýn olarak uygulanan bir tedavidir. Dünyada en sýk görünen ve ölüm nedenlerinin baþýnda yer alan koroner kalp hastalýklarýnýn seyri sýrasýnda ortaya çýkan kalp krizi, kalp yetersizliði ve ölüm gibi üzücü olaylarýn önlenmesi konusunda yapýlan çalýþmalar "EECP" tedavisinin yararlarýný ortaya çýkarmýþtýr. EECP giriþimsel olmayan, atravmatik, hiçbir risk taþýmayan, sarf malzemesi kullanýlmayan, hastane yatýþý gerektirmeyen, etkin, sonuçlarý uzun süre devam edebilen kalýcý bir tedavi yöntemidir. EECP tedavisi, kalbi besleyen koroner damarlarýn ve ince uç dallarýnýn geniþlemesini, bu dallar arasýnda kolleteral adý verilen baðlantý dallarýnýn (doðal By-pass) açýlmasýný ve yeni kýlcal damarlarýn oluþmasýný saðlamaktadýr. Böylece kalbi besleyen koroner damarlarda daralma ve týkanma olan koroner kalp hastalarýnda, kalpte kanlanma eksikliði düzelmekte, koroner yetersizliðine baðlý olarak ortaya çýkan göðüs aðrýsý, yorgunluk, nefes darlýðý, çarpýntý gibi þikayetler azalmakta, hatta kaybolmakta, kalp krizi riski azalmakta, yaþam kalitesi de artmaktadýr. Hasta ayakta tedavi görmekte ve EECP tedavisi sonrasýnda hastanede yatak iþgal ediþi, acil servise müracaatý ve doktora baþvurma oraný azalmakta veya ortadan kalkmaktadýr. EECP tedavisi günde bir saat, 35 gün süreyle kolay uygulanan bir yöntemdir. Bir saatlik tedaviden sonra hastalar evlerine veya iþlerine gidebilirler. Uluslararasý çok merkezli çalýþmalar göstermiþtir ki EECP tedavisi alan hastalarýnýn %88'de etkinliði 5 yýl sonra da devam etmiþtir. Yapýlan testler bilimsel çalýþmalarla da kanýtlanmýþtýr. EECP tedavisi, FDA tarafýndan kalp yetmezliði, stabil angina, unstabil anjina, kardiyojenik þok, akut myokard enfaktüsü hastalýklarýn tedavisinde kullanýlmak üzere onaylanmýþtýr. EECP tedavisinde kullanýlan cihazýn, CE sertifikasý, ISO ve diðer onay belgeleri vardýr. EECP tedavisi nasýl uygulanmaktadýr? EECP tedavisine baþlayan hasta, günde 1 saat, haftada 5 gün, 35 gün süre ile ayaktan tedavi görür. Tedavi süresince hiçbir aðrý ve sýzý hissetmez. Hiçbir yaþam riski taþýmaz. Son derece güvenli bir tedavi yöntemidir. Tedavi sýrasýnda enjeksiyon dahil hiçbir müdahale yapýlma- kolejliler ARALIK2008

37 saðlýk 37 Güçlendirilmiþ Harici Kontrpulsasyon (EECP-Enhanced External Counterpulsation) tedavisi koroner kalp hastalarýnda, kalp krizi, kalp yetmezliði ve diðer durumlarda kalbi korumak için damar sertliðini geciktiren ve kan dolaþýmýný artýran kansýz bir yöntem. Türk Kardiyoloji Derneði'nin Kasým 2001 yýlýnda onayý ve Türk Tabipler Birliði'nin Ocak 2002'de birim fiyatý tespitiyle EECP tedavisi, ülkemizde de 6 merkezde uygulanmaya baþlamýþ. Kalp rahatsýzlýklarýnda büyük kolaylýk getiren EECP tedavi yöntemini Ýstanbul Cerrahi Hastanesi Kardiyoloji Uzmaný Dr. Aydýn Aksoy 75, dergimiz okurlarý için anlattý. dýðý için hasta hiçbir acý ve sýkýntý hissetmez. Bu süreyi gazete, kitap okuyarak, müzik dinleyerek geçirebilirler. Bu tedavi hangi hastalara uygulanýyor? Daha önce By-pass olmuþ veya balon tel - kafes tedavisi yapýlmýþ ancak tekrar damar týkanýklýðý geliþmiþ olan, mevcut tedavi yöntemleri uygulandýðý halde þikayetleri devam eden, damar yapýsý uygun olmadýðý için ameliyat olamayan, eþlik eden hastalýklardan dolayý ameliyat olmasý riskli kabul edilen, ameliyat veya balon, stent tedavisini kabul etmeyen ve kalp yetmezliði olan hastalarda uygulanabilir. EECP tedavisinin kimlere yapýlmasý sakýncalýdýr? Son üç ay içerisinde By - Pass ameliyatý geçirmiþ, vücutta pýhtý bulunma olasýlýðý olan, bacaklarda iyileþemeyen açýk yarasý olan, ciddi aort yetmezliði olan, kontrol altýna alýnamayan yüksek tansiyonu olan ve hamile veya olma olasýlýðý olanlarda kullanýlmamalýdýr. EECP tedavisinin yararlarý nelerdir? EECP tedavisi kalbe dönen kan akýþýný arttýrýr. Kalbin gevþeme safhasýnda, kalbe daha fazla oksijen gitmesini saðlar. Bacaklardan sývazlanan kanýn kalbe doðru pompalanmasýyla sadece kalbe dolan kan miktarý deðil ayný zamanda vücudun, böbrek ve beyin dahil olmak üzere, hayati organlarýna, kalbe ek yük getirmeden kan akýþýný arttýrýr. Bacaklara baðlanan hava torbalarýnýn ayný anda sönmesi ile kalbin iþ yükü azalmakta ve kalbin performansý yükselmektedir. Kalbe kan akýþýnýn saðlanmasý, doku beslenmesini arttýrýr. Týkalý veya hasarlý kan damarlarý etrafýnda yeni kan damarý aðýnýn oluþmasýný arttýrýr. Göðüs aðrýsý sýklýðýný ve aðrýnýn þiddetini azaltýr veya yok eder. Kas yorulmasýna neden olan laktik asit oluþmasýný azaltýr. Oksijenli kanýn kalbe akýþýnýn saðlanmasý neticesinde, kalp yetmezliði olanlarda kalp kaslarýný güçlendirir. Kiþinin fonksiyon kapasitesini arttýrýr. Kiþinin yaþam kalitesini arttýrýr. Kalp krizi riskini azaltýr. Göðüs aðrýsý ilaçlarýnýn kullaným ihtiyacýný azaltýr veya kaldýrýr. EECP tedavisinin olumlu etkileri tedavi süresince devam edeceði gibi, tedavi bittikten sonra da uzun yýllar devam eder. Hiçbir yan etkisi olmadan, genellikle tüm tedavi olanlar tarafýndan tolere edilir. EECP tedavisinden sonra ne gibi iyileþmeler gözlenmektedir? Hastalar daha uzun mesafeler yürüyebilmekte, daha aðýr paketler taþýyabilmekte ve göðüs aðrýsý olmadan daha aktif olabilmektedirler. Hastalarda göðüs aðrýsý ataklarý nadiren görülmektedir. Hastalar anti - anjin ilaçlara daha az gereksinim duymaktadýr. Yeniden iþlerine dönebilmekte, bahçelerine, yemeðe çýkabilmekte, seyahat edebilmekte, tenis, bowling ve golf oynayabilmektedirler. Sosyal hayatlarýna daha katýlýmcý olmalarý konusunda kendilerine güven duymaktalar, gönüllü aktivitelere katýlmakta ve göðüs aðrýsý korkusu duymadan egzersiz yapabilmektedirler. Dr. Aydýn AKSOY 75 Dr. Aydýn Aksoy, 11 Mayýs 1958 tarihinde Ankara'da doðdu. Ýlk orta ve lise eðitimini TED Ankara Koleji'nde tamamladý senesinde Ankara Üniversitesi Týp Fakültesi'ne girdi ve 1981 senesinde mezun oldu. Ýlk ihtisasý olan dahiliye-iç hastalýklarý için 1981 senesinde Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi iç hastalýklarý bölümüne girdi ve 1987 yýllarýnda Ýngiltere'de Royal Postgraduate Medical School Hammersmith Hospital klinik farmakolojide araþtýrma görevlisi ve kardiyoloji bölümünde ekokardiografi ve doppler bölümü ile anjio-kateter laboratuarýnda asistan olarak çalýþtý. Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi'nden 1987 senesinde iç hastalýklarý ve 1992 senesinde kardiyoloji uzmanlýklarýný aldý senesine kadar Adana Seyhan Hastanesi'nin kardiyoloji þefi olarak çalýþmalarýný sürdüren Dr. Aksoy bu tarihte Bodrum Universal Hastanesi Ýnvaziv Kardiyoloji Departmaný þefi olarak çalýþmaya baþladý ve 2006 senelerinde ayný hastanenin Baþhekimi olarak görev yapan Dr. Aksoy, 2007 baþýnda Ýstanbul Cerrahi Hastanesi'nde Kardiyoloji Bölümünü ve anjiografi-kateter laboratuarýný kurdu üzerinde Koroner Anjiografi ve Giriþimsel Kardiyolojik iþlem gerçekleþtiren Dr. Aksoy çalýþmalarýný halen Ýstanbul Cerrahi Hastanesi'nde devam ettirmektedir. ARALIK2008 kolejliler

38 saðlýk 38 MEDÝKAL ESTETÝK UYGULAMALAR Laser Epilasyon Ýstenmeyen tüylerden kurtulmanýn en hýzlý ve en saðlýklý yoludur. Soðutma sistemli lazer tekniði ile yapýlan lazer epilasyon ile lazer ýsýsý cilde zarar vermeden doðrudan kýl kökünü yok eden ýsýya dönüþür. Ortalama 5-6 seans sürer. Lazer Epilasyon da temel amaç, lazer ýþýnýný doðru dozda kýl köküne ulaþtýrarak, tekrar kýl üretemeyecek þekilde hasar verdirip kýl hücresinin yeni kýl üretmesini engellemektir. Eðer lazer ýþýnýnýn doðru dozu ayarlanamazsa, kýl kökleri yeteri kadar tahrip olmaz, yeterli dozdan daha aþýrý doz uygulanýrsa, cilte tahriþ ve yanýk lekeleri oluþturabilmektedir. Gözleri özel gözlüklerle korumak þartý ile göz kapaklarý hariç tüm vücut bölgelerindeki tüylere lazer epilasyon uygulanabilir. Bilinçsiz lazer epilasyon uygulamalarý sonucu kýllarý sadece incelip azalmayanlar hatta artanlar, lazer epilasyon sonrasý kalýcý yanýk izleri ile yaþayanlar maalesef giderek artmaktadýr. Mutlaka çok deneyimli bir lazer epilasyon merkezi seçmelisiniz. Saç Mezoterapisi Saç mezoterapisi saçý korumak ve canlandýrmak için bilimsel olarak etkili bir yoldur. Saç dökülmesini normal seviyeye indirmek, saçlarý daha kaliteli, daha parlak, daha canlý hale getirmek ve bir miktar da yeni saç çýkýþýný aktif hale getirmek için uygulanan bir yöntemdir. Saç mezoterapisinde insülin iðnesinden daha ince özel enjektörler vasýtasýyla mezoterapi karýþýmý cildin alt tabakasýna yani saç köklerinin olduðu yere verilir. Ýlk ay, 3 veya 4 seans (bir hafta arayla), ikinci ay (15 gün arayla) 1-2 seans, daha sonra ayda 1 seans þeklinde tedavi ile paket programlar halinde kisiye özel hazirlanmaktadir. Ortalama etki süresi 3-4 yýldýr Saçlarýnýzý dökülmeye karþý dirençli kýlmak ve korumak, daha güzel gözükmesini saðlamak ve saçlarýnýzda bir miktar sýklaþma temin etmek saç mezoterapisi ile mümkündür Saç sorununa ne kadar genç yaþta ilgi gösterilir ise sonuçlar o kadar iyi olur. Radyo Frekansý ile Ýncelme ve Selülit Tedavileri Selülit sorunu ve bölgesel incelme, eriþkin kadýnlarýn %85-98 ini etkileyen kozmetik bir problemdir. Týbbi olmayan adýyla selülit, vücudun deðiþik yerlerinde ortaya çýkan portakal kabuðu görünümüne verilen addýr. Vücut þekillendirme tedavlerinin öncelikli hedefi, kiþilerin istedikleri vücut tipine ulaþmalarýný saðlamaktýr. Ýkinci önemli hedef ise, tedavi sonunda incelme saðlanan bölgelerin kontrol altýnda tutulmasýdýr. Uygulamada hedef, yað dokusunun parçalanmasý ve derinin alt tabakalarýna derinlemesine nüfus edilmesidir. FDA tarafýndan onaylý Sellüliti etkili biçimde tedavi eden medikal cihazlar tercih edilmelidir. Saç Ekimi Fue Teknik ile saç ekiminde canlý saç kökleri, çeþitli donor bölgelerden (ense, sakal, göðüs vs) ince (0,6 0,8 mm arasý deðiþen ebatlarda) iðneler ile tek tek alýnýr. Doðal hali ile alýnan bu graftler, ekim yapýlacak alana, dýþarda hiç bir iþlem yapýlmaksýzýn doðrudan ekilir. Fue teknik ile saç ekiminde, graftlerin ekileceði kesiler önceden açýlmaz. Her bir graft için önce ince bir kesi açýlýr, açýsý verilerek kök yerleþtirilir. sonra yeni bir kesi açýlýr, yeni bir kök yerleþtirilir. Bu biraz daha meþakkatli, hasta ve ekip için bir parça yorucu bir tekniktir, ancak en doðal sonucun elde edilmesi için gereklidir. Bu nedenle Fue Teknik ile saç ekiminde her seans kök ekilebilmekte, seanslar ardarda tekrarlanarak operasyon bitirilmektedir. Saç ekiminden sonra ki süreçle ilgili kiþiyi operasyonu gerçekleþtiren doktoru mutlaka bilgilendirecektir. Saç ekimi sonrasýnda ilk kontroller yapýlana kadar ekilen kökler bir travmaya karþý korunmalý, özen gösterilmelidir. Ilk yýkamalarda dikkatli olunmalý alým bölgesi özenle temizlenmeli ve tavsiye edilen ilaçlar düzenli alýnmalýdýr. Operasyon sonrasý 2. gün ve 1. hafta kontrolleri yapýldýktan sonra daha rahat olunabilir. Özellikle diyete ve egzersizlere dikkat edilmeli, gerekli besinler ve vitaminler alýnmalý ve bir iki haftalýk süreçte aðýr egzersizlerden kaçýnýlmalýdýr. BEYHAN ÖZKESEN HLC Hairline Clinic Koza Sk. 60/11 GOP/ ANKARA (312) kolejliler ARALIK2008

39

40 kiþisel geliþim 40 Afetler ve Travmatik Yaþam Olaylarý: Psikolojik Tepkiler ve Psikolojik Ýlk Yardým Afetler ve özellikle travmatik yaþam olaylarý oldukça yaygýn olarak karþýlaþtýðýmýz ve bizleri derinden sarsan olaylardýr. Bu olaylarýn bizlerde yaratabileceði psikolojik tepkileri ve bu durumlarda uygulanan psikolojik ilk yardým yöntemlerini bilmek bu konularda kendimize ve baþkalarýna destek verebilmenin ilk adýmýdýr. Prof. Dr. Nuray Karancý 69 ODTÜ Psikoloji Bölümü Afetler, belirli bir coðrafi bölgede nispeten aniden ortaya çýkan, kolektif stres yaratan, önemli ölçüde kayýp yaratan, toplumun yaþantýsýný sekteye uðratan ve kendi baþa çýkma kaynaklarýný aþan olaylardýr. Afetler büyük bir kitleyi doðrudan veya dolaylý olarak etkileyebilir. Bu kitle içerisinde afete maruz kalanlar, afetten yakýnlarýný kaybedenler, mal varlýðýný kaybedenler, arama kurtarma ekipleri, afet çalýþanlarý, gönüllüler, görgü tanýklarý, medya mensuplarý ve yazýlý/görsel medyayý takip edenler ile afet olayýna yol açanlar ve gizli afetzedeler ('bana da olabilirdi' diye düþünenler) yer alýr. Genel olarak afetleri; doðal afetler (deprem, sel, kasýrga, toprak kaymasý vb.) ve insan kaynaklý/teknolojik afetler (büyük uçak/trafik kazalarý, terör olaylarý, büyük yangýnlar, savaþlar, nükleer ve kimyasal kazalar vb.) olmak üzere ikiye ayýrabiliriz. Afetler gibi travmatik yaþam olaylarý da, önceden tahmin edilemez, kontrol edilemez olaylardýr. Bu olaylara kendinizi hazýrlayamaz ve olanlarý etkileyemezsiniz. Genel tanýmý ile 'travmatik olay' ruhsal açýdan zorlayýcý ve kiþinin baþa çýkma yeteneðini aþan olaylardýr. Kiþinin, ölümle veya kiþisel bütünlüðüne yönelik tehdit edilmesi, aðýr bir yaralanma veya yaralanma tehdidine maruz kalmasý ve benzer olaylara tanýk olmasý ve bu olaylar karþýsýnda aþýrý korku, dehþet veya çaresizlikle tepki vermesi durumu 'travmatik yaþam olayý' olarak tanýmlanabilir. Travmatik olaylar zarar görebilir olduðunuzun farkýna varmanýzý saðlar ve her türlü þeyin her an olabileceði bilincini elde edersiniz. 'Bana olmaz', 'burada olmaz' derken, bir anda yaþam ve dünya ile ilgili beklentileriniz sarsýlabilir. Afet sonrasý travmaya baðlý yaþanan psikolojik tepkileri dört dönemde inceleyebiliriz: Psikolojik Þok Dönemi: Ýlk 24 saat veya daha uzun sürebilen fizyolojik uyarýlmanýn yoðun yaþandýðý, algýda hassasiyetin oluþtuðu, kýsýtlanma, mantýklý düþünememe, karar verememe, acý hissetmeme, hatýrlama ve dikkati yoðunlaþtýrma güçlüklerini içeren, panik ve donma reaksiyonlarýnýn görülebildiði evredir. Tepki Dönemi: Afet tehlikesinin üzerinden yaklaþýk 2-6 gün geçmiþ ve travma yaþayan birey kendisini güvende hissetmeye ve ne olduðunu fark etmeye baþlamýþtýr. Bu dönemde kaygý, korku, öfke, sinirlilik, umutsuzluk, çaresizlik, üzüntü, suçluluk, utanç, suçlama, güvensizlik, kendini yalnýz ve kopuk hissetme gibi duygusal karmaþalar yaþanmakta ve titreme, bulantý, çarpýntý, adele aðrýlarý, baþ dönmesi, yorgunluk, yerinde duramama, uyku sorunlarý, iþtah deðiþimleri gibi bedensel/fizyolojik tepkiler gözlenebilmektedir. Ýþlemleme ve Üzerinden Geçme Dönemi: Afetzedenin artýk afet ile ilgili konuþmak istemediði, aniden öfkelenebildiði, kaybettikleri için yas tuttuðu, yalnýz kalmak istediði ve kiþilerle iliþki kurmada güçlük yaþadýðý dönemdir. Ýyileþme/Yeniden Oryantasyon Dönemi: Olanlarýn kabul edilmeye baþlandýðý, tepkilerin þiddetinin azaldýðý, günlük hayata dönük, gelecekle ilgili planlarýn yapýldýðý ve afetzedenin kendini duygusal olarak daha iyi hissettiði dönemdir. Afetler sonrasý psikolojik bozukluklar meydana gelebileceði gibi, olumlu sonuçlar da gözlenebilmektedir. Travma sonrasý geliþim olgusu, travmatik bir olayla mücadele çabalarý sonucunda ortaya çýkan olumlu (biliþsel, duygusal, davranýþsal) dönüþümü anlatmaktadýr. Travmaya baðlý geliþim alanlarý þunlardýr: kolejliler ARALIK2008

41 kiþisel geliþim 41 Kendilik Algýsý: Bireyin özgüveninin ve kendine yeterliliðinin güçlenmesi, olumsuzluklarla baþa çýkma becerilerinin artmasý, zarar görebilirlik algýsýnýn geliþmesi, aný yaþama isteðinin kuvvetlenmesi Kiþilerarasý Ýliþkiler: Baþkalarýna yoðun yakýnlýk, empati, fedakarlýk, sevgi-þefkat gösterilmesi ve yeni açýlýmlar getirilmesi, destek olunmasý, yardým edilmesi Yaþam Felsefesi: Yaþamýn kýymetini anlama, yaþamý bir hediye olarak algýlama, önceliklerin deðiþmesi, manevi geliþim ile birlikte, anlam ve amaçlarýn belirginleþmesi ve bilgeliðin artmasý Akut stres bozukluðu, travma sonrasý stres bozukluðu, gerçeði inkar etme, patolojik-uzatýlmýþ yas, afetler sonrasý meydana gelebilecek psikolojik bozukluklar arasýnda sýralanabilir. Kadýnlar aðýrlýklý olmak üzere; yoðun kayýp yaþayanlar, sosyal destek eksikliði olanlar, psikososyal sorunlarý bulunanlar, aile problemleri yaþayanlar, yakýn geçmiþte kayýp yaþamýþ olanlar kiþilik özelliklerine de baðlý olarak (iyimserlik; yeterlilik; kontrol; öz saygý vb.) afetlerden daha çok etkilenebilirler. Oluþabilecek psikolojik bozukluklarýn üstesinden gelmek amacýyla, sýkýntýlarýn azaltýlmasý, sakinleþtirme, sosyal destek, psikoeðitim, kaygý yönetimi vb. psikososyal desteðe baþvurulabilir. PSÝKOLOJÝK DESTEK : GENEL ÝLKELER Afet sonrasý olumsuz olaylarýn azaltýlmasý, normalleþtirme ve normal yaþama dönüþ için paylaþým/bilgilendirme saðlanmasý, katýlýmýn ve kontrol duygusunun desteklenmesi, profesyonel yardým-tarama saðlanmasý ve afet çalýþanlarýnýn hazýrlýklý olmasý önemlidir. Afetler sonrasý yapýlacak müdahalelerde beþ ana prensip bulunmaktadýr; güvenlik duygusu vermek, sakinleþtirmek, öz yeterlilik ve toplumsal yeterlilik duygusunu teþvik etmek, baðlantýlý olma duygusunu geliþtirmek, umut aþýlamak. Aþaðýda sýralanan baþlýklar hepimize rehber olacak niteliktedir. 1. Temas ve baðlantý kurmak Kendinizi tanýtýn (isim, organizasyon, rolünüz, izin almak), yardým istenmesini beklemeyin, kendiniz aktif olarak ulaþýn, acil ihtiyaçlarý saptayýn (su, yiyecek, giyecek gibi) 2. Güvenlik ve rahatlýk saðlama (fiziksel ve psikolojik) Güvenli ve sakin bir ortam yaratýn, empati gösterin, güven verin, sakince afet/travmatik olay yaþayanlarýn yanlarýnda bulunun, rahatsýz edici uyaranlardan uzaklaþtýrýn. Özellikle medyada gösterilen travmatik görüntü ve haberlerden uzak tutun. 3. Sakinleþtirme, dengeleme (Stabilizasyon) Çok ajite veya içine kapanmýþ olanlara özel olarak ilgi gösterin, anlamaya çalýþýn, yanlarýnda sakince durun, olacaklarla ilgili bilgi verin, dinleyin, afetzedenin konuþmasýný teþvik edin, konuþmaya, teselli etmeye çalýþmayýn, boþ sözler vermeyin, dikkatini daðýtmaya çalýþmayýn. 4. Ýhtiyaçlarýna yönelik bilgi toplayýn 5. Ýhtiyaçlarýna yönelik pratik yardým verin 6. Sosyal destek kaynaklarý ile baðlantý kurun (aile; arkadaþ; toplumsal destek kaynaklarý) 7. Çok etkilenenleri profesyonellere yönlendirin 8. Kendiniz için öz-bakýmý ihmal etmeyin (beslenme; uyku; gevþeme; destek; paylaþým) Prof. Dr. Nuray KARANCI 69 Prof. Dr. A Nuray Karancý, 1969 yýlýnda TED Ankara Koleji'nden mezun olmuþtur yýlýnda ODTÜ Psikoloji Bölümünü'nden Psikoloji Lisansý ný aldýktan sonra Ýngiltere'de, 1976 yýlýnda Liverpool Üniversitesi'nden Y. Lisans ve 1980 'de Hull Üniversitesi'nden Klinik Psikoloji alanýnda doktora derecesini almýþtýr yýlýndan beri Orta Doðu Teknik Üniversitesi, Psikoloji Bölümü'nde klinik psikoloji alanýnda öðretim üyesi olarak görev yapmaktadýr. Depresyon, kaygý bozukluklarý, yeme bozukluklarý, cinsel iþlev bozukluklarý ve þizofreninin kökeni ve psikolojik tedavisi ile ilgili çalýþmalarý vardýr. Karancý, 1993 ten bu yana depremlerin psikolojik etkileri ve psikolojik ilk yardým ve destek programlarý, afet yönetiminin psikolojik boyutlarý, afetlere hazýrlýklý olma ve zarar azaltma konularýnda halk eðitim programlarýnýn geliþtirilmesi ve uygulanmasý konularýnda uygulamalý ve temel araþtýrmalar yürütmektedir. Travma geçirenler için bireysel ve grup ortamlarýnda psikolojik anlamlandýrma çalýþmalarý da yürütmüþtür. Türk Psikologlar Derneði Travma Birimi Baþkaný olan Karancý, Avrupa Psikoloji Dernekleri Afet, Travma ve Kriz Çalýþma Grubu Türkiye temsilcisidir. Afetlerin psikolojik etkileri, psikososyal destek programlarý, halk bilinçlendirme programlarý ile ilgili çeþitli araþtýrmalarý ve yayýnlarý bulunmaktadýr. ARALIK2008 kolejliler

42 gurme 42 Müþterilerine her zaman en iyiyi ve kaliteliyi sunmayý hedef edinen Coconot Cafe, yeni dekoru ve konseptiyle de göz dolduruyor. Coconot Cafe deki deðiþiklikleri Suat Baþar 83 dergimiz sayfalarýna anlattý. Coconot'ýn kuruluþ hikayesini sizden dinleyebilir miyiz? Coconot café, Ankara'daki cafe konseptini dünya mutfaðý ve farklý bir servis anlayýþý ile damak tadýný bilen insanlarýn öðlen, öðleden sonra ve iþ çýkýþý uðrayýp benzeri olmayan menüsünden seçtiði lezzetleri, dinledikleri kaliteli müzik eþliðinde en iyi þekilde müþterilerine sunmak için 2003 senesinin Þubat ayýnda kuruldu... Þimdilerde yeni bir yapýlanmaya gidiyorsunuz, bize yeni konseptinizi tanýtýr mýsýnýz? Coconot'ta ne gibi deðiþiklikler oldu? Yine çok beðeneceðinizi umduðumuz sýcacýk, lezzetli, dinamik, oturmaktan hiç sýkýlmayacaðýnýz bir Coconot yarattýk; aslýnda Coconot'taki yenilikleri sýralamak bir hayli zor. Lezzet tutkunlarý için yepyeni ana

43 gurme 43 le buluþtu yemekleri, salatalar, Ýstanbul Dükkan kasaptan getirttiðimiz steak etleri; herhalde hep aradýðýnýz az, orta ve iyi piþmiþ ayný zamanda dövülmemiþ et yeme þansýný size meþe kömürü ýzgara farký ile sunacak. Bununla birlikte 'Shurasko stili menü" ile öðlen saatlerinde "12:00-15:00" arasýnda birbirinden leziz salata ve garnitürlerle sýnýrsýz barbeküden faydalanabileceksiniz; birbirinden güzel fondüler tadacaksýnýz. "Georgette"i ise akþam iþ çýkýþý uðrayabileceðiniz ve gece 02:00'ye kadar eðlenceli vakit geçirebileceðiniz bir mekan olarak Coconot'ýn içine yerleþtirdik. Neden böyle bir yenilenmeye gerek duydunuz? Müþterilerimize yeni tatlarý, yeni ambians ve konseptleri, ilklerle yaþatmak bize keyif veriyor. Belki bunun için böyle bir yenilemeye gitmiþizdir. Coconot'ýn yeni yüzü ile bizi bekleyen sürprizler olacak mý? Coconot'ýn yeni yüzünde sizin de farkedebileceðiniz bir çok süpriz var. Coconot'taki özel yemekler ve özel sunumlar, siz yemek yerken Georgette'te çalan daha önce hiçbir cafede denenmemiþ ve dinlemediðiniz farklý bir müzik dinleme þansý, Georgette'teki konsept partiler ve bu partilerde özel olarak hazýrlanan ve þimdiden çok ilgi gören kokteyllerimiz Vanilla Lagoon, Chocolate Martini, Apple Mojito olarak sýralayabiliriz Potansiyel müþteri portföyünüzü kimler oluþturuyor, hedef kitleniz kimler? Bir ailenin her ferdine hitap edebilecek bir konseptimiz var. Genç bir grup keyifli sohbetler yaparken, bir anne bebeðiyle gelebilir, bir grup iþ adamý toplantý yemeði yaparken, bir çift sevgili bir þeyler içmeye gelir ve ayný anda geniþ bir aile de kapýdan içeri girebilir... Sizinle ayný sektörde faaliyet gösteren iþletmelerden ne gibi farklarýnýz var? Bizimle ayný sektörde faaliyet gösteren iþletmelerden farkýmýz tecrübemiz, ekibimiz, dekorumuz ve en önemlisi standart lezzet ve hizmet anlayýþýmýz. Coconot'ta spesiyal yemeklerinizden örnekler verir misiniz? Coconot'ta özel yemeklerimiz ve içeceklerimiz var; Shurasko stili menümüz "masanýza sýcak sýcak sýnýrsýz olarak servis edilen salata, garnitürler ve beþ çeþit et". Daha önce de bahsettiðimiz gibi herhalde herkesin Ankara'da aradýðý Ýstanbul Dükkan kasaptan getirttiðimiz az, orta ve iyi piþmiþ ayný zamanda dövülmemiþ etlerimiz, özel sunumunda dana külbastýlý yemek salatamýz, farklý bir fajita sunumumuz, organik sebzeli tavuk ýzgaramýz, risottolu minyon bonfilelerimiz, So-Soo bonfilemiz ve fondülerimiz olarak sýralayabiliriz... Kolejlilerin kendilerini özel hissetmeleri için birþeyler yapýlacak mý? Kolejli ruhuna çok inandýðýmýzý söyleyebiliriz, Kolejliler olarak sizlere kendinizi özel hissetmenizi saðlayacak indirimlerimiz, ikramlarýmýz olacak; sadece Kolejli olduðunuzu söylemeniz yeterli Arjantin Cad. Attar Sok. No: 6 Gaziosmanpaþa Çankaya/Ankara Tel: ARALIK2008 kolejliler

44 gezi rehberi 44 Kapadokya büyüsünü Cave House'da yaþayýn Ünü Türkiye sýnýrlarýný aþan Kapadokya gibi burada 2004 yýlýnda faaliyete geçen 4ODA Cave House oteli de ününü dünya geneline taþýmýþ ve kurulduðu günden bu yana çok sayýda yabancý misafir aðýrlamýþ. Butik otel tarzýnda hizmet veren 4ODA Cave House, mezunlarýmýzdan Elvan Sülün Özbay'81 tarafýndan açýlmýþ. Doðal ve tarihi güzellikler bakýmýndan adeta bir cennettir Türkiye. Her mevsimin ayný anda yaþanabildiði, her yöresinde ayrý zenginliklerin bulunduðu güzel ülkemizin bir bölgesi vardýr ki, ünü ülke sýnýrlarýný aþar. Doða ve tarihin dünya üzerinde en güzel bütünleþtiði yerdir Kapadokya Bölgesi. Bölgede coðrafik olaylar sonucu oluþan Peribacalarý'ný tarihi süreçte insanoðlu kendi amaçlarý doðrultusunda kullanmýþ, ibadethane yapmýþ, ev yapmýþ ve binlerce yýllýk yaþlý medeniyetlerin izlerini günümüze kadar taþýmýþtýr. Týpký Kapadokya gibi burada 2004 yýlýnda faaliyete geçen 4ODA Cave House oteli de ününü dünya geneline taþýmýþ ve kurulduðu günden bu yana yabancý misafirleri aðýrlamýþ. Butik otel tarzýnda hizmet veren 4ODA Cave House, mezunlarýmýzdan Elvan Sülün Özbay'81 tarafýndan açýlmýþ. Aslen Ayvalýklý olmasýna ve denizi çok sevmesine raðmen Elvan Haným, Kapadokya'nýn büyüsüne kapýlarak burada kalmýþ ve 19 senedir ailesiyle burada yaþýyor. Elvan Özbay, turizme yabancý deðil. Ýlk olarak 1982 yýlýnda Etap Marmara Oteli'nde resepsiyon bölümünde çalýþarak turizme atýlan Özbay, üniversiteden mezun olduktan sonra yýllarca profesyonel turist rehberliði yapmýþ. Çok sevdiði bu kolejliler ARALIK2008

45 gezi rehberi 45 mesleðini de hâlen sürdürüyor. Eþinin mesleði dolayýsýyla Ürgüp'te yaþamaya baþladýktan sonra turizmin içinden gelen biri olarak bu butik oteli açmýþ. 4ODA Cave House adýndan da anlaþýlacaðý gibi, kayanýn oyulmasýyla oluþturulmuþ. Binlerce yýl önce Esbelli Kayasýnýn oyulmasý sonucu meydana gelen yapý, uzun yýllar bölge halký tarafýndan ev olarak kullanýlmýþ. Otele dönüþtürülürken de yapýnýn genel özelliklerinin yok edilmemesine önem verilerek çok hoþ bir görüntü elde edilmiþ. Birbirinden baðýmsýz beþ odadan oluþan butik otelde ayrýca tüm misafirlerin ortaklaþa kullanabilecekleri salon ve kahvaltý odasý bulunuyor. Odalarda doðal klima 4ODA Cave House'da odalarýn hepsi Kapadokya manzaralý. Tüm odalardan Kapadokya'daki güneþin batýþýný izleyebilir, bu eþsiz güzelliði yaþayabilirsiniz. Buradaki kayalarýn en önemli özelliði, içinde bulunanlarý yazýn sýcaktan, kýþýn soðuktan koruyor olmasý. Kayalar yazýn dýþarýdaki sýcaklýðý içeriye geçirmeyerek serinlik veriyor, kýþýn ise içerdeki sýcaðý tutarak dýþarý kaçmasýný önlüyor. 4ODA Cave House odalarý da bu doðal klima özelliðini taþýyor. Otelde yemek olarak sadece kahvaltý var gibi görünse de bu diðer otellerden bildiðiniz kahvaltýlardan çok farklý. Kahvaltý içinde yöreye özgü tadlarýn da bulunduðu çok bol çeþitli ve kaliteden ödün verilmeden hazýrlanarak misafirlere sunuluyor. Odalarda ayrýca su ýsýtýcý, çay-kahve çeþitleri ve su ikram ediliyor. Otelin bir özelliði de gelen misafirlerini ev yapýmý viþne likörü ile karþýlamasý. Þaraplarýyla ünlü bölgenin en iyi kalite þaraplarýný da otelde bulmanýz mümkün. Misafirlerin çoðunluðu yurtdýþýndan 4ODA Cave House'un müþteri portföyünü çoðunlukla dýþ ülkelerden gelen misafirler oluþturuyor. Otele genellikle Amerika, Kanada, Güney Amerika ve Avustralya gibi ülkelerden turistler geliyor. Hindistan, Güney Afrika ve Avrupa ülkeleri turistleri de otel müþterileri arasýnda bulunuyor. Türkiye'den gelen müþterilerini ise genellikle bayram, yýlbaþý ve kýþ tatillerini fýrsat bilerek yakýn illerden gelen misafirler oluþturuyor. Kaya oyma butik otellere gelecek olan misafirlerin bu yapýlarýn özel olduðunu bilmeleri gerektiðini belirten Elvan Özbay, kapalý mekanlarda sigara içilmediðini, ufak ölçekli iþletmeler olduðu için çocuklara yönelik programlar olmadýðýný ve yaz dönemleri içinde çok az sayýda kaya otelde havuz olduðunu ifade ediyor. Daha çok kültür aðýrlýklý turlarýn yapýldýðý Kapadokya, doða ve balon turlarý ile de oldukça ünlü. Buraya gelen her turistin tüm bu eþsiz güzellikleri gökyüzünden balon ile seyretmesi nerede ise olmaz ise olmazlardan. Ayrýca ilk kez gelenlerin, rehber eþliðinde en az 1 gün gezmesi, yöreyi ve tarihi anlamalarý açýsýndan da önemli. Kapadokya ve 4ODA Cave House tüm büyüsü ve farklý atmosferiyle siz müþterilerini bekliyor. Yýlýn hangi mevsiminde olursanýz olun, günlük hayatýn sýkýntýlarýndan uzaklaþmak istediðinizde 4ODA Cave House'a sýðýnabilir, inanýlmaz zevkli dakikalar geçirebilirsiniz. Esbelli Sok. No:46 ÜRGÜP Tel: Fax: info@4oda.com Elvan Sülün ÖZBAY yýlýnda TED Ankara Koleji'nden mezun oldu. Ýstanbul Üniversitesi Ýngiliz - Amerikan Dili ve Edebiyatý'ný bitirdi. 1982'den bu yana turizmle uðraþan Özbay, 1989 yýlýnda Profesyonel Turist Rehberi olarak çalýþmaya baþladý.

46 çocuk 46 Çocuklarda beyin ve sinir hastalýklarý Çocuk nöroþirürji (beyin ve sinir cerrahisi) dalý uzmanlarýnýn en çok uðraþtýðý konularýn baþýnda beyin tümörleri geliyor. Çocukluk çaðý beyin tümörleri çocuklarda lösemiden sonra en sýk görülen rahatsýzlýðý oluþturuyor. Çocukta baþ aðrýsý, kusma, dalgýnlýk, kiþilik deðiþikliði, havale geçirme ya da bir takým yeteneklerde gerileme gibi belirtiler gösterebilen tümörler, vakit geçirilmeden bir uzmana baþvurmayý gerektiriyor. Çocuk beyin ve sinir sistemi hastalýklarý konusunda Hacettepe Üniversitesi Týp Fakültesi, Nöroþirürji Uzmaný Prof. Dr. Nejat Akalan 74, bizleri bilgilendirdi. Uzmanlýk dalý olarak çocuk beyin cerrahisini seçme nedenleriniz nelerdir? Çocuk beyin cerrahisi, beyin cerrahisinden çok farklý bir dal deðil. Sadece beyin cerrahisi içinde özel bir ilgi alaný. Ýhtisasým bitip bir süre beyin cerrahisinde uzman olarak çalýþtýktan sonra, bölümün de uygun görmesi ile çocuk beyin cerrahisini özel ilgi alaný olarak seçtim. Hacettepe Beyin Cerrahisi nin özellikle Çocuk Beyin Cerrahisi Bölümü, çocuk hastanesinin de çok geliþmiþ olmasý nedeni ile oldukça aktif bir bölümdü. Neredeyse tüm eriþkin yataklarýnýn üçte biri kadar çocuk yataðýna sahip bir çocuk servisi vardý ve Türkiyenin hemen her yerinden bebek ve çocuk hastalar refere edilirdi. Bu nedenle gerek hastalýk çeþitliliði, gerekse iþ yükünün benim istediðim gibi oldukça tatminkar olmasý nedeniyle, benim ve bölümümün de özel isteði ile bir kiþinin bu özel ilgi alanýnda çalýþmasýna karar verildi. Bu þekilde baþladým. Çocuk nöroþirürji bölümünün en çok ilgilendiði hastalýklar hangileridir? Çocuk nöroþirürji bölümünün eriþkin bölümden en önemli farký, öncelikle sinir sisteminin doðuþtan gelen hastalýklarla ilgilenmesidir. Çünkü doðuþtan gelen sinir hastalýklarý genellikle çocuklarýn büyümesini beklemeden, hekime götürmeyi ve tedaviyi gerektirir. Bu bütün Türkiye deki beyin cerrahisi klinikleri için aynýdýr. Fakat bize, konumumuz ve Hacettepe çocuk hastanesinin çok geliþmiþ ve çok iyi bir merkez olmasý nedeniyle daha çok tümörler ya da tedavisinde komplikasyon çýkabilecek, beyin cerrahisi yaný sýra baþka çocuk bilim dallarýnýn da tedaviye katýlmasýný gerektirecek hasta grubu gelir. Cerrahi tedavilerin bitiminde kemoterapi, radyoterapi gibi ek tedavilere ihtiyacý olan çocuklar da geldiði için iþ yükümüzün küçük bir kýsmýný doðuþtan gelen hastalýklar, büyük bir kýsmýný tümörler ve epilepsi cerrahisi oluþturuyor. Nöroþirürji hastalýklarýnýn çocuklarda görülme sýklýðý nedir? Bu hastalýklara çocuklarda hangi yaþ aralýklarýnda daha sýk rastlanýlmaktadýr? Konjenital hastalýklar doðumla birlikte ilk bir yaþta belirtilerini gösterirler. Omurilik ya da beyni ilgilendiren geliþim anormalleri doðumda kendini belli eder, o yüzden bunlar genellikle doðumdan hemen sonra beyin cerrahisine baþvururlar. Ama diðer hastalýklar ki beyin tümörleri gibi eriþkinlerde de görebildiðimiz türden hastalýklar, her yaþta hatta çocukluk yaþýnýn her devresi için faklý sýklýkta ortaya çýkarlar. Kaba bir fikir vermek gerekirse, çocukluk çaðý beyin tümörleri çocuklarda lösemiden sonra en sýk görülen hastalýktýr. Maalesef çok nadir görülen hastalýklar da deðil. Dört beþ bin çocuktan birinde rastlýyoruz. Bizim nüfusumuzun özellikle de genç nüfusumuzun büyüklüðünü göz önüne alýrsanýz, diðer geliþmekte olan ya da geliþmiþ ülkelere göre çok daha fazla çocuk hastayla karþýlaþýyoruz. Çocukluk çaðý tümörleri genellikle 2-5 yaþ ile 5-10 yaþ arasýnda bir artýþ gösterip bu yaþlarda taný almaktalar. Çocuk beyin tümörlerinde belirtiler nelerdir? Santral sinir sistemi fonksiyon olarak da hacim olarak da çok farklý birimlerden oluþuyor. Bu daha çok tümörün köken aldýðý hücreye ve de tümörün büyüdüðü yere göre farklýlýk gösteriyor. Beyin, omurilik sývýsý yollarýný erken dönemde týkayacak þekilde büyüyen tümörler öncelikle beyin içerisindeki boþluklarý geniþleterek hidrosefali ait belirtileri veriyorlar. Kafa içinde basýnç artýþý sonucunda bulantý, kusma, baþaðrýlarý ve zaman- kolejliler ARALIK2008

47 çocuk 47 la bilinç bozukluklarý ortaya çýkýyor. Diðer önemli bir grup tümör ise, çok yavaþ büyüme hýzýna sahip olup, bulunduklarý bölgenin fonksiyonunu bozarak, ya da yavaþ ilerleyen kol ve bacak güçsüzlükleri ile; veya sara nöbeti oluþturarak belirti veriyorlar. Yine bebek ve çocuklukta en sýk gördüðümüz beyincik tümörleri yine tümörün çevre dokuda oluþturabileceði fonksiyon bozukluðundan çok beyin omurilik sývýsý yollarýný týkamalarý sonucu kafa içindeki basýncý arttýrarak belirti veriyorlar.benzer þekilde, davranýþ bozukluðuna neden olabilecek tümörler beynin belirli yerlerinde geliþtiyse, örneðin ön loblarýnda geliþtiyse ya da þakak bölgesinde tempoal loblarda geliþtiyse, sara nöbeti ve kiþilik deðiþiklikleri, öðrenme güçlükleri, davranýþ deðiþiklikleri þeklinde kendini gösteriyor. Aileler hangi durumlarda çocuklarýný bir uzmana göstermelilerdir? Tümörlerin ya da çocuk beyin cerrahisini ilgilendiren diðer rahatsýzlýklarýn çok tipik, her hastada ayný olan belirtileri azdýr. Özellikle bebek ve çocuklarda, beyin dokusunun zararlý etkilere olan toleransý oldukça iyidir. Bu tolerans, yaþa, rahatsýzlýðýn baþladýðý beyin bölgesine ve patolojinin büyüme ve yayýlma kapasitesine göre farklýlýklar gösterir. Bu yüzden tümden gelimden yola çýkarak, þu belirti varsa þu rahatsýzlýk var, bu yoksa önemsemeyin deme gibi bir þansýmýz yok. Anneler bu konuda bizlerden çok daha duyarlý ve çocuklarýndaki deðiþiklikleri çok erken hissedebiliyorlar. O yüzden herhangi bir rahatsýzlýk durumunda eðer anne çocuðunun doðal halinde bir farklýlýk hissediyorsa, doktora danýþma ihtiyacý hissediyorsa, mutlaka danýþmasý gerekir. Tabii çoðu zaman hastanýn getirildiði ilk doktor biz olmuyoruz. Öncelikle çocuk doktorunun kontrolünden geçiyor. Beyin cerrahisi hastalýklarýnýn þöyle bir belirtisi olur, hiç vakit kaybetmeden beyin cerrahisine gidin demek, çocukluk hastalýklarý sinir sistemi için pek mümkün deðil. Çocukluk çaðý tümörleri tedavi edilmezlerse zamanla ne tür sorunlar ortaya çýkabilir? Belirli bir boyuta eriþmeden ve kafa içi basýncýný arttýrarak hayatý riske sokmaya baþlamadan kolay tanýnmadýklarý nedeni ile oluþan taný gecikmeleri tedavi þansýný azaltan en önemli faktör. Tedavi zamanýnda yapýlsa bile vücudun tekrar bu tümörü oluþturma kapasitesine sahip olan kötü huylu tümörlerde mutlaka ek tedaviler gerekiyor. Kötü huylu tedavilerde çocuðun yaþýna ve tümörün cinsine uygun olarak, cerrahi tedaviye ek olarak ilaç tedavisi, kemoterapi, ýþýn tedavisi yapýlabiliyor. Bu erken tedaviler sonucu çocukluk çaðýnda eriþkinde görülen ayný derecede malign dediðimiz kötü huylu tümörlere göre yaþam þansý ve beklenen yaþam süresi çok daha uzatýlabiliyor. Týbben belirli kanser türleri dýþýnda hastalýktan tamamen arýnmayý saðlayamýyoruz. Cerrah olarak da bizim iþimiz bu tip tümörlerde, tümörü çýkararak, bebeði ya da çocuðu tekrar oluþmasýný önleyeceði yan tedavilere hazýrlayabilmek. Nöroþirürji hastalýklarýnda çocuklara uygulanan tedavi yöntemleri hakkýnda bilgi verir misiniz? Çocuklara uygulanan tedaviler ile yetiþkinlere uygulanan tedaviler farklýlýk gösteriyor mu? Sinir sistemi hastalýklarýnýn tedavisinde eriþkinlere göre çocuklardaki en büyük fark, henüz geliþmesini tamamlamamýþ bir sistemle uðraþýyor olmamýz. Sinir hücresi doðumdan sonra çoðalmaz, doðumla birlikte ayný kalýr diye bir kural var. Ama beynin her hücresinin kendi içindeki geliþmesi ve deðiþime uðramasý yaþýna kadar sürüyor ki bu öðrenme sürecini oluþturuyor. Bu yüzden beyin cerrahisini ilgilendiren hastalýklarda özellikle cerrahi hastalýklarda eriþkinlerde uyguladýðýmýz prensiplerin aynýsýný uygulama þansýmýz yok. Yapýlan tedavi, hastalýðý gidermenin yaný sýra geliþmekte olan beyne yan etkide bulunabilir. Bunun tam tersi de mümkün. Eriþkinlerde tolare edilebilir ya da takip edilebilir bir takým rahatsýzlýklar, çocuklarda öðrenmeyi, beynin geliþmesini etkilediði için daha çabuk davranmak gerekebilir. Bu yüzden tedavi prensipleri temelde ayný olmakla birlikte hangi yöntemin nasýl seçileceði ve ne zaman uygulanacaðý eriþkinden çok büyük farklýlýk gösteriyor. Çocuk beyin ameliyatlarýnda anestezi farklýlýk gösteriyor mu? Çocuklarýn ameliyata hazýrlanma sürecinde anne babalara önerileriniz nelerdir? Anestezinin çocuklarda göstereceði farklýlýk muhakkak. Birçok merkezde ve özellikle bizim merkezimizde sadece çocuk beyin cerrahisi üzerine uzmanlaþmýþ kiþiler var. Çocuklarýn en basit anlamda ebat olarak farklý olduðunu düþünürseniz, çocuklarýn cerrahisi sýrasýndaki kan ihtiyacý, akciðer kapasitesi, oluþacak kayýplara olan dirençleri ya da dirençsizlikleri çok büyük önem kazanýyor. O yüzden hastalýklarý farklý olduðu kadar anestezisi, ameliyata hazýrlanmalarý ve ameliyat sonrasý bakýmlarý da her hastalýk için ve çocuk olduklarý için ciddi farklýlýklar gösteriyor. TED Ankara Koleji nin bir mezunu olarak, okulunuzla ilgili düþüncelerinizi alabilir miyiz? TED de geçirdiðimiz devreler Türkiye nin de çok karýþýk olduðu dönemlerdi. Çok fazla 68 kuþaðý sayýlmasam bile onun son dönemlerine yetiþtim. Bu yüzden þimdiki öðrencilere göre biraz daha gerilimli bir eðitim yaþantýmýz oldu. Ama her zaman için orda tanýdýðým öðretmenlerime, arkadaþlarýma ait anýlarýmý hâlâ saklýyorum. Her dönemin sizde býraktýðý bir iz var. Kolejli olmaktan her zaman mutlu oldum. Yaþantýmýn hiçbir döneminde baþka bir eðitim kurumuna özendiðim ya da Kolejli olduðum için piþman olduðum bir dönem olmadý. Prof. Dr. Nejat AKALAN 74 TED Ankara Koleji'nden 1974 yýlýnda mezun olan Nejat Akalan, 1980 yýlýnda Ankara Üniversitesi Týp Fakültesi'ni bitirdi. Ardýndan 1986 yýlýnda Hacettepe Üniversitesi Týp Fakültesi Nöroþirurji Anabilim Dalý'nda uzmanlýk eðitimini tamamladý. Akalan, 1994'te doçent, 2000'de profesör oldu yýlýnda ABD'de Seattle, Washington'da Washington Üniversitesi Týp Fakültesi Nöroþirurji Anabilim Dalý'nda çalýþtý. Akalan, 1989'da Türk Nöroþirurji Derneði A. Þükrü Ýskefyeli Araþtýrma Ödülü'nü kazandý. Nejat Akalan çocuk beyin cerrahisi ve epilepsi ile ilgilenmektedir. ARALIK2008 kolejliler

48 yaþam kalitesi 48 Yorgunlukla savaþýnýzda, hýzla enerji yüklenmenin yollarý Ayný anda birden çok iþ yaptýðýmýz hayatýmýzda yorgunluða karþý koyabilmemizi saðlayacak bazý yöntemler olduðunu biliyor musunuz? Dr. Mehmet Tümer'81 Aile Hekimliði Uzmaný Saat öðleden sonra 3'ü gösterdiðinde çoðumuz kendini pili bitmiþ ve bitkin hisseder. Bir kaç saat içinde iþ gününüz sona erecek olmasýna karþýn, diðer yapacaklarýnýz ve sorumluluklarýnýz aklýnýza gelince yatana kadar geçecek süreyi nasýl tamamlayacak gücü bulacaðýnýzý düþünürsünüz. Eðer çalýþan bir kadýnsanýz, ev ve çocuklarla ilgili görevleriniz daha henüz baþlayacaktýr. Alýþveriþ yap, yemek hazýrla, çocuklar ve ev ödevleriyle ilgilen, "egzersiz yap", yaþlý ebeveynlerine yardým et, ikinci iþinizin gereklerinden sadece birkaçýdýr. Yukarýdaki satýrlarý okumak bile insaný yorarken tüm bu iþleri yapabilmek için arada enerji dopingleri yapabilmeniz için size birkaç strateji. Bu stratejilerin bazýlarý anýnda size enerji yüklerken, bazýlarý da uzun vadeli reçetelerdir. Uygulamanýz ve fayda görmeniz dileðiyle. Enerji veren besinler Aklýnýza hemen çikolatalý-þekerli atýþtýrmalar gelebilir, fakat þeker yüklemesi sizi bir saat içinde tekrar halsiz ve bitkin býrakacaktýr. Tüm ani enerji artýrýcý þekerli besinlerde sonuç aynýdýr. Eðer enerji almak istiyorsak, kompleks karbonhidratlar ve protein içeren besinleri birlikte almalýsýnýz. Kompleks karbonhidratlar tam tahýllý ekmeklerdir. Örneðin tam tahýldan yapýlmýþ bir kraker ile az yaðlý peynir kombinasyonu veya fýndýk ezmesi ve bir dilim tam tahýl ekmeði. Buradaki püf noktasý protein ve kompleks karbonhidratýn, basit karbonhidratlara göre daha yavaþ sindirilmesi ve böylelikle kan þekerinizi daha yavaþ yükselterek daha geç düþmesini de saðlamasýdýr. Kahvaltýda lif ve karbonhidrat oraný yüksek beslenme Sabah kahvaltýnýz liften ve karbonhidrattan zengin olduðunda sizi öðlen yemeðine kadar aktif halde tutacaktýr. Yapýlan araþtýrmalar bu tezi doðrulamýþtýr; yüksek karbonhidratlý kahvaltýya yüksek ve düþük lif oranlý yiyecekler eklenerek gruplara verilmiþ ve yüksek yað oraný içeren kahvaltý alan kiþilerle karþýlaþtýrýlmýþtýr. Yapýlan deðerlendirmeler, yüksek karbonhidrat ve yüksek lif oraný içeren kahvaltý sonrasýnda öðlen yemeðine kadar geçen sürede kiþilerin en yüksek performansta olduklarýný göstermiþtir. Bu araþtýrma International Journal of Food Sciences and Nutrition dergisinde yayýmlanmýþtýr. Sabah bu tür bir kahvaltý yapmak için tercih etmemiz gereken yiyeceklere bazý örnekler verelim: Tam tahýl ekmekleri kullanýlarak hazýr- kolejliler ARALIK2008

49 yaþam kalitesi 49 lanmýþ tostlar, lif oraný yüksek kahvaltý gevrekleri sayýlabilir. Bir kase yüksek lifli kahvaltý gevreðinde 14 gram, 1 dilim tam tahýl ekmeðinde 6 gram lif bulunur. Günlük olarak alacaðýmýz lif hedefi gram olamlýdýr. Buna karþýn çoðumuzun günlük alýmý gramlar civarýnda kalmaktadýr. Arada mola verin Multi tasking (çok görevli) çalýþmak, bir çok iþin bir arada ve hýzla yapýlmasýný saðlar. Fakat unutmayýnýz ki, arada birkaç dakika mola verip hiçbirþey yapmadan gevþemeye ayýracaðýnýz zaman; uzun bir çalýþma gününde ortaya çýkýp sizi verimsiz hale getirecek yorgunluk belirtilerini ortadan kaldýracaktýr. Küçük aralar verme alýþkanlýðý profesyonel iþ hayatýnda ve profesyonel sporcularda bilimsel olarak da denenmiþ ve etkisi ortaya konmuþtur. Luisiana Üniversitesi nde yapýlan ve Computers and Industrial Engineering Dergisi nde yayýmlanan bir çalýþmada; araþtýrmacýlar; bilgisayar baþýnda çalýþan bir gruba üç deðiþik tip çalýþma-dinlenme çizelgesi uygulatmýþlardýr. Çalýþanlardan kýsa ve sýk mola uygulayan grup en az yorgunluk hisseden ve en verimli iþ üreten grup olmuþtur. Araþtýrmacýlar, 15 dakikada bir 30 saniye ara ve 2 saatte bir de 14 dakika ara veren çalýþanlarýn diðer çalýþanlardan daha hýzlý ve verimli çalýþtýðýný göstermiþtir. Hareket edin- yürüyün Anýnda enerji depolamak ve doping etkisi almak istiyorsanýz; yoðun iþ temponuzdan 10 dakikalýðýna sýyrýlýn ve kendinizi yollara veya yapamýyorsanýz iþ yerinizin koridorlarýna atýn. Yapýlan araþtýrmalar 10 dakikalýk bir yürüyüþün yorgunluk hissini ortadan kaldýracaðýný göstermiþtir. California State Üniversitesi, Long Beach Kampüsü nden Prof.Dr. Robert Thayer yaklaþýk 20 yýl önce bir araþtýrma yaparak, yayýnlamýþtýr. Bu çalýþmadaki 18 denek, 12 deðiþik çalýþma gününde ya bir þekerleme yemiþler veya 10 dakika yürümüþlerdir. Tahmin edeceðiniz gibi yürüyüþ yapanlar, þekerleme tüketenlere göre daha çok enerji kazanmýþlardýr. Yürüyüþ sonrasý 2 saat kadar enerjik hissedilirken; þekerleme tüketimi sonrasýnda anýnda bir iyilik hali ve arkasýndan eskisinden daha yorgun ve enerjisiz hissedilen bir dönem saptanmýþtýr. Mola verin ve meditasyon yapýn Meditasyonun yorgunluðu azalttýðý pek çok bilimsel çalýþma ile de gösterilmiþtir. Fakat sanýlanýn aksine meditasyon yapmak için, baðdaþ kurup mum yakmak ve mantra öðrenmek gerekli deðildir. Mini meditasyonlar harikalar yaratabilir, sadece üç dakika kendinizi sakinleþtirmeniz ve koþuþturmayý býrakmanýz yeterli olur. Bu mini meditasyon kendinizi yenilemenizi ve enerjinizi kontrol etmenizi saðlar. Sabah yatakta meditasyon yapýp pozitif bir baþlangýç yapmak ve gün içinde ara ara tekrarlamak enerjinizi artýrýp stresinizi azaltacak ve hayatýnýzda büyük bir farka neden olacaktýr. Size tüm gereken iþ yerinizde sessiz bir ortam ve ayýrdýðýnýz 3 dakikadýr. Enerji vampirlerinden kurtulun Enerjinizi artýracak uzun vadeli bir strateji olarak, çevrenizde mümkün olduðunca pozitif kiþiler bulundurun. Tabii ki her zaman bunu baþarmak imkansýzdýr ama unutmayýn ki negatif ve sürekli yakýnan insanlar enerjinizi azaltmaktan öte vücudunuzda stres reaksiyonlarýna da neden olurlar. Bu tür kiþiler enerji vampirleri olarak tanýmlanabilir. Stres enerjinizi azaltan birinci faktördür. Stresle adrenal hormon düzeyleriniz deðiþir ve enerjiniz düþer. Enerjinizi düþüren insanlarý inceleyin, birlikte olduðunuzda strese giriyor musunuz bakýn. Birlikte olduktan birkaç dakika sonra kýsa bir kestirme ihtiyacý duyuyorsanýz bilin ki enerjinizi tükenmekte. Gerisi size kalmýþ. Yeni yýlýn yaklaþtýðý günlerde, bol enerjili az stresli bir yýl geçirmenizi dileriz. Siz de tam gece yarýsý yukarýdaki tavsiyeleri hayatýnýza sokmayý dileyin, farký fark edin. ARALIK2008 kolejliler

50 sosyal sorumluluk 50 Sesler dünyasýna siz de katýlýn Gönüllü okuyuculuk yapýn! Hiçbir engel öðrenme isteðinin önüne geçmemelidir. Farklý alternatifler olsa da öðrenme ihtiyacýný gideren, hayata bakýþ açýlarýný belirleyen en önemli kaynak kitaptýr. Bu yüzden her bireyin bu kaynaða kolayca ulaþýmý saðlanmalý ve önündeki engeller kaldýrýlmalýdýr. Görme engellilerin kitap okuma ihtiyaçlarýnýn giderilmesi için gönüllü okuyuculuk teþvik edilmeli ve gönüllü okuyucu sayýsý artýrýlmalýdýr. Dünyanýn hemen hemen her ülkesinde olduðu gibi Türkiye de de, görme engellilerin en yüksek düzeyde kitap okuma olanaðýna kavuþmalarý için yoðun çaba sarfedilmektedir. Sesli kitaplýklarýn bulunduðu çeþitli resmi kurum ve kuruluþlarda görme engellilere yönelik çeþitli hizmetler sunulmaktadýr. Konuþan Kitaplýðýn tarihi ve hâlen yürütülen çalýþmalarla ilgili bilgi aldýðýmýz Millî Kütüphane Konuþan Kitaplýk Bölümü Þefi Ramazan Bakýrcý, birimin ilk olarak Görme Engelliler Bölümü adý altýnda 1955 yýlýnda Adnan Ötüken in desteði ile kurulduðunu belirtiyor. Daha sonra 1986 yýlýnda Konuþan Kitaplýk olarak isim deðiþtiren bölümün kuruluþ amacý; ortaokulu dýþarýdan bitirecek görme engelliler için Braille ders kitabý hazýrlamak olsa da, körler okullarýnýn açýlmasý ile bu iþten vazgeçilerek, Braille daktilosu ile tek nüsha olarak roman, öykü ve þiir yazýmýna baþlanmýþ. Bu çalýþmalar sürerken, Milli Kütüphane nin yeni binasýnýn yapýmý tamamlanarak, Görme Engelliler Bölümü 15 m2 lik alandan 50 m2 lik bir alana geniþlemiþtir. Ardýndan kaset kitaplarýn daha saðlýklý bir ortamda okunmasý için eski adý ile Oran Lions Kulübü yeni adý ile Mogan Lions Kulübü 1991 yýlýnda kayýt stüdyosu kurarak, kuruma bir de Türkçe kitap okuma sesli bilgisayarý baðýþlamýþ yýlýnda ise; Konuþan Kitaplýk ýn günün teknolojisine uygun hale getirilmesi için, Türkiye de ilk kez, akýllý teyp ve CD çalarlardan oluþan 8 kullanýcýlý oldukça geliþmiþ bir sistem kurularak engellilerin hizmetine sunulmuþ. Bu sistemde, okuyucular panellerde bulunan akýllý CD ve kasetçalarlar ile teyplerin ve CD çalarlarýn üzerindeki düðmeleri tek tek aramaya gerek kalmadan klavye aracýlýðý ile iþlemleri sesli olarak yapmaya baþlamýþtýr. Ayrýca bu sitem sayesinde okuyucular ortak bir kitabý dinleme imkanýna sahip olduðu gibi mp3 ve benzeri formatlardaki CD leri de çalabilmektedir. Görme engelliler için geliþmiþ teknoloji Zamanla bilgisayar teknolojisinde meydana gelen geliþmeler, Braille ve sesli kitaplýklarýn yapýsýnda da deðiþiklikler meydana getirmiþ, sistemin yaþattýðý sorunlarýn çözümü için bilgisayarlý dijital kayýt sistemine geçilmiþtir. Bu kapsamda Milli Kütüphane Baþkanlýðý bünyesinde kurulan dijital kayýt stüdyosunda 5 adet kabinde, bilgisayara dayalý olarak eþ zamanlý kayýt yapýlmaya baþlanmýþtýr. Konuþan Kitaplýk bünyesinde görev yapan Onur Bal tarafýndan yapýlar bu kayýtlar, dijital ortama geçirilerek, geliþmiþ düzenleme araçlarý ile düzenlenerek, Metus Library arþivleme yazýlýmý ile arþivlenmesi saðlanmaktadýr. Bu özellik ayrýca, kullanýcýlarýn kitap adý, yazar adý, basým yýlý, ISBN numarasý gibi eriþim uçlarýný kullanarak dinlemek istedikleri dosyaya ulaþýmlarýna da kolaylýk sunmuþtur. En son teknoloji kolejliler ARALIK2008

51 sosyal sorumluluk 51 ile desteklenmiþ bu sistem, güvenli ortamda arþivlenen kitaplarýn gelecek nesillere aktarýmýna da yatýrým yapmýþtýr. Gönüllü okuyucu olmak için... Milli Kütüphane de görme engellilere yönelik kitap okuma, gönüllülük esasýna dayanýyor. Bakýrcý, gönüllü okuyucu olmak isteyen herkese kapýlarýn açýk oluðunu fakat bunun için bazý þartlar aradýklarýný belirtiyor. Öncelikle gönüllü okuyuculuk için düzenli aralýklarda gelerek baþlanan kitabýn bitirilmesi þart. Ayrýca okuyucunun ses rengi, diksiyonu, Türkçe yi güzel konuþabilmesi önemli. Bunun için gönüllü okuyucu olmak isteyenlerden, kitap okumaya baþlamadan önce; teatral, manzum, tekerleme ve düzyazýdan oluþan bir metni, belirli bir süre içerisinde, takýlmadan okumalarý isteniyor. Böylece, okuyucularýn ses rengi belirlenerek okuyacaðý kitap türlerine karar veriliyor. Görme engelli insanlar için ses faktörü çok önemlidir Gönüllü okuyucularýn Türkçe yi düzgün konuþmasý, ses renginin kulaðý týrmalamamasý, diksiyonunun düzgün olmasý, kitabýn doðru takip edilebilmesi açýsýndan þarttýr. Gören insan için kitabýn düzgün yazýlýp yazýlmamasý ya da kitabýn yýpranmýþ olup olmamasý nasýl çok önemliyse, görme engelli insanlar için de yukarda saydýðýmýz unsurlar ayný derecede önem taþýmakta. Milli Kütüphane de halen 50 ye yakýn gönüllü okuyucu bulunuyor. Görme engellilerin vermiþ olduklarý talepler doðrultusunda gerçekleþtirilen kitap okumalarýnda, ÖSS, KPSS, OKS sýnavlarýna yönelik hazýrlýk - test kitaplarý aðýrlýkta bulunuyor. Fakat arþivde bunlar dýþýnda farklý kategorilerde 1200 e yakýn kitap mevcut. Ayrýca gelen istek üzerine farklý dillerde kitaplarýn da okunmasý saðlanýyor. Þu an Türkçe dýþýnda sadece Ýngilizce kitap bulunuyor. Fakat diðer dillerde de olmasý için çaba harcanýyor. Ýngilizce kitaplar arasýnda gönüllü okuyucular arasýnda bulunan Ela ve Ayþe Alara kardeþlerin okuduklarý Ýngilizce çocuk kitaplarý büyük beðeni topluyor. Sürekli basýn aracýlýðýyla gönüllü okuyucu aradýklarýný dile getiren Bakýrcý, TED Ankara Koleji nden öðrencilerin de zaman zaman okuyuculuk için baþvuruda bulunduklarýný belirtiyor. Bakýrcý ayrýca TED Ankara Koleji Psikolojik Danýþma ve Rehberlik Müdürü Zerrin Koyunpýnar ýn da gönüllü okuyucu olmasýndan büyük mutluluk yaþadýklarýný ifade ediyor. Bu iþe zaman ayýrabilecek, diksiyonu düzgün herkesi okuyucu olmaya davet eden Ramazan Bakýrcý ve Onur Bal, bu iþin çok zevkli olduðunu belirtiyorlar. Web sitesinden indirilebiliyor Milli Kütüphane nin görme engellilere sunduðu bir diðer önemli hizmet ise okunan bu kitaplarýn kurumun web sitesinden indirilebilmesi. Kayýt yaptýran görme engelli okuyucular, istedikleri miktarda kitabý limitsiz buradan indirebiliyorlar. Sitede farklý kategorilerde 1200 e yakýn kitap bulunuyor. Siteye kayýt yaptýrmak için form doldurularak, özürlülük raporunun Onur Bal a iletilmesi yeterli oluyor. Bir gönüllü okuyucu hikayesi Jale Anýl Bu çok ayrý bir þey, insanlarýn bunu yaþamasý gerek, yaþasýnlar ve hissetsinler bu sözler, on yýldýr Milli Kütüphane de gönüllü okuyuculuk yapan Jale Anýl a ait. Jale Haným bir tesadüf sonucu varlýðýndan haberdar olduðu birimde þu ana kadar 128 kitabý seslendirmiþ. Emeklilik sonrasý hayatýný nasýl deðerlendireceði konusunda düþünmeye baþladýðý 1998 yýlýndan itibaren gönüllü okuyuculuk yapan Jale Anýl, bir arkadaþý vesilesi ile Konuþan Kitaplýk tan haberdar olmuþ. Sonrasýnda, Milli Kütüphane ye giderek, görme engellilere gönüllü okuyuculuk yapma isteðinde bulunan Anýl, yaptýðý iþten büyük keyif aldýðýný belirterek, Görme engelliler yaþamýn içinde var olan bireyler, bizden eksileri yok, bilakis artýlarý var. Bu artýlarýyla da bizim eksiklerimizi tamamlama yönünde yardýmcý oluyorlar þeklinde konuþuyor. Anýl a göre Konuþan Kitaplýk Bölümü nün bugünkü seviyesine ulaþmasýnda, Milli Kütüphane Baþkaný Tuncel Acar ýn bu bölüme gösterdiði özenin payý büyük. Gönüllü okuyuculuða edebi kitaplar okuyarak baþlayan Anýl, test kitaplarý okuma yönünde talepler alýnca baþarýsýzlýk korkusu ile önce ürktüðünü, fakat talebin ardýndan 3 yýl test kitaplarýna aðýrlýk verdiðini belirtiyor ve seslendirdiði ilk test kitabýný almaya geldiklerinde yaþadýðý gururla karýþýk bir anýsýný þöyle anlatýyor: Bir gün Ramazan Bey in odasýna girdim, bir kalabalýk var. Öðrendim ki, benim seslendirdiðim bölümü almaya gelmiþler, o anda çok duygulandým, ben sorumluluðumu biliyordum ama, siz benim sorumluluðuma daha fazla sorumluluk kattýnýz dedim. O gün ciddi olarak anladým ki, bu alanda çok eksiðimiz var. Devlet onlara kabartma kitap bastýrmadýðý için kendi olanaklarý ile hazýrlanmaya çalýþýyorlar. Özellikle emekli öðretmenleri okuyucu olmaya davet eden Anýl, gönüllü okuyuculuk ile kendi ufkunuzu da geliþtiriyorsunuz, çünkü; paylaþýyorsunuz, bilgi alýþveriþi yapýyorsunuz, okuduðunuz her kitaptan aklýnýzda kalanlar ile bilgi hazinenizi geliþtiriyorsunuz diyor. Gönüllü okuyuculuk için: / ARALIK2008 kolejliler

52 moda-tasarým 52 Kaledekskop kadýn Zeynep TUNUSLU 80 Moda Tasarýmcý Sevgili arkadaþlarým Kolejliler, Bizim okuldan çok tasarýmcýlar, sanatçýlar çýktý, öðrendiðimiz bilgiler yanýnda en çok öz güvenimiz yüksek çýktýk okulumuzdan. Ben de giysi tasarýmýný seçtim, yeni bir yýl baþlýyor. Yeni günlerde yeni sürprizlere açýk en iyi þekilde hayatý yaþamak, etrafýmýzdakilerle paylaþmak ve enerjimizi hep yüksek tutmak için neler baþlayýp neler bitiyor? Yeni akýmlarý nasýl takip etmek gerekiyor, hep genç ve trend kalmak için. Giyinmek kiþiliðimizin dýþa vurumu, karþýlaþtýðýmýz yeni kiþilere hayatý nasýl algýladýðýmýz ile ilgili bir ipucu. Moda sürekli yeni vaatler, yükselen renkler ve yeni boyutlarla bize kendimizi en iyi þekilde ifade etmemiz için yeni baþtan hazýrlanýyor. Moda sahnesi bir performans gösterisi olup tradisyonel ve modernimsi karýþýmýný bizlere sunuyor. Bu ilkbahar yaz trendleri de çok feminen, vücuda dokunup giden geniþ volüm taþýyan siluetlerden oluþuyor. Yeni boyutlar doðallýðýn ardýndaki enerjiyi vurgularken, 2009'un öne çýkan akýmýnda kelebek kollu kesimler, yuvarlatýlmýþ omuzlar, saçaklar, kývrýmlarla yeni hacimli elbiseler baþý çekiyor. Yumuþak dökümlü vücut kývrýmlarýný yalayan kumaþlarda ipek satenler, jarselerle elbiseler Helenistik Dönemin yeni yorumuyla yeniden karþýmýzda. Tek omuzlar hemen hemen her koleksiyonda var. Parýltýlý kumaþlar, büyük düðümlerle sýrt detaylarý, burkulmuþ askýlar göze çarpýyor. Siyah ve beyaz bazen solo kullanýlýrken, bazen hayvan desenlerinde buluþuyor. Pastel, ten renkleri doðal tonlar ve gölgeleri olan kum tonlamalarý ve gölgeleri ekolojik dengeye dikkat çeken ölçüde sýklýkla tasarýmcýlarýn koleksiyonlarýnda kullanýlmýþ. Yeni baþrole çýkan renk ise mavi. Hem tam Matisse tablolarýnýn mavisi, yanýnda Ege mavileri, kobalta kadar indigo mürekkep mavileri kullanmýþ tasarýmcýlar. Birkaç ton maviyi de degrade "açýktan koyuya" kullanmýþlar. Mavinin peþinden vazgeçilmez kum tonlarýnýn yaný sýra, yeþilimsi altýn metalic sarý ýþýltýlara kadar geniþ bir scalada kullanýlýyor. Coral rengi ve doðal mercanlar, büyümüþ deniz dibindeki doðal bitkiler, özellikle deniz kenarý 'toga kaftanlarýn' kelebeksi formlarýnda yaka ve bele takýlan kemerleri süslüyor. Makreme örgü, denizci düðümleri, halat burulmuþ ipler en gözde aksesuarlar, ilkbahar yaz sezonunda. Desenler: Etnik rüzgar her sezon yeniden yorumlanýyor. Massai sanatýndan grafiti desenlere hayvan yüzlerinin çok yakýn plan deforme edilmiþ þekillerine kadar kullanýlýyor. Ana temalar: Altýn: Çikolata kaðýdý görüntülü ya da yeþile dönük doreler yazýn ana metalik renklerini oluþturuyor. Kýrmalar: Geçen sezonun devamý kýrmalarla bedende 3 boyutlu hareket devam ediyor. Düðüm: Burkulmuþ ya da düðümlenmiþ detaylarý sýrt dekoltesinde belde ve etekte sýklýkla göreceðiz. Asimetrik omuzlar: Tek kol, tek omuz giysiler heykelsi bir form saðlýyor. Önümüzdeki ilkbahar yaz deðiþimler böyle. Sevgiyle kalýn. kolejliler ARALIK2008

53

54 keyif 54 Her zaman farklý ve özel tatlar arayanlar için Sektöre giriþi henüz çok yeni olmasýna raðmen Ankara'da bir marka olma yolunda hýzla ilerleyen Coccinella Pasta Evi, 100'e yakýn ürün ve benzersiz çeþitleriyle pastacýlýk anlayýþýna yeni bir soluk getiriyor. Ürün çeþitleri arasýnda farklý dünya lezzetlerinin yanýnda, klasik tatlarýn çaðdaþ sunumlarýna da yer veren Coccinella, müþteri istek ve önerilerine göre de çeþitlerini artýrýyor. Yýldýz'daki merkezlerinin açýlýþýndan 6 ay gibi kýsa bir süre sonra Beysupark taki ilk þubesini de açan Coccinella'nýn baþarýsýnýn sýrrý, sunduðu özel lezzetlerde ve müþterilerine yaklaþýmýnda saklý. Coccinella, çok kýsa bir süre içinde Ankara'da kendini kanýtlamýþ bir lezzet duraðý haline geldi. Bunun birincil nedeni hiç þüphesiz, kuruluþ hikayesine giden profesyonel yol Coccinella'nýn iþletmesini Saadet ve Suna Kavak kardeþler yapýyorlar. Suna Haným'ýn pastacýlýða duyduðu ilgi ve merak sonucu, pastacýlýk eðitimi almak üzere Amerika'ya gitmesi ve Türkiye'ye dönüþünün ardýndan, eðitimi süresince öðrendiklerini, özel tatlar üreterek deðerlendirmek istemesiyle, Coccinella'nýn lezzetli serüveni de baþlýyor. Saadet ve Suna Kavak, ilk önce 2007 Mayýs ayýnda Yýldýz'da merkezlerini açýyorlar.. Pasta evine yakýþýr mý sorusu ile tedirginlik yaþansa da, iþletmeye, Ýtalyanca'da uður böceði anlamýna gelen 'Coccinella' ismi veriliyor. Kýsa sürede çevrede çok beðenilen ve aranýlan bir pastaneye dönüþüyor. Önceleri küçük çapta baþladýklarý bu sektörde, þimdiki ustalarý ile tanýþýnca, ustanýn birikimlerinden de istifade ederek hizmet konseptini biraz daha büyütme yoluna gidiyorlar. Sonrasýnda klasik tatlarýn yeni yorumlarýný arayan, lezzet düþkünü Ankaralýlar ve Ankara da yaþayan yabancýlar tarafýndan keþfediliyor ve gelen talepler ile altý ay sonra ilk þubesi bu kez Beysupark-Çayyolu nda "merhaba" diyor. Alýþýlmýþ pastane tarzýndan farklý bir konseptte hizmet veriyor Coccinella Pasta Evi. Müþterilerine özel, tamamen elde ve her biri kendi özel hamuru ile tümüyle pastörize süt ve süt ürünlerinden üretilmiþ, beklentiler doðrultusunda denenmemiþ lezzetler sunuyor. Klasik tatlarda dahi farklýlýðý kolayca hissedilebilen, ustanýn yeteneðini ve deneyimini katabileceði formüller ile üretiliyor tatlar. Coccinella ürünlerinde, hiçbir tatlý - tuzlu çeþidi ayný hamurun farklý versiyonlarý olarak üretilmiyor, her birinin hamur tarifinin farklýlýðý ürün çeþitliliðini destekliyor. Coccinella'nýn önemli bir özelliði ise vitrinde sergilenen ve sunulan ürünlerin bir günden fazla tutulmamasý. Ürünler ikinci kez vitrinde tutulmuyor yerine yenileri konuluyor. Yani bu pastanede aldýðýnýz ürünlerin tazeliðinden kuþkulanmanýz için bir neden yok. Malzeme girdilerinde kalite ve tazelik; üretimde ustanýn tecrübe birikimi ve titizliði ile öne çýkýyor. Klasik tatlardan hemen hemen herkes tarafýndan sevilen tatlý profiterol bile farklý burada. Çünkü yapýmýnda gerçek çikolata ve kaliteli, bol antep fýstýðý kullanýlýyor. Kýsaca, Coccinella hizmet konsepti; kaliteli malzeme, kaliteli ustalýk ve kaliteli sunumda özetleniyor. Kendi içinde iddialý, sakin, huzurlu, ayný zamanda romantik mekan tasarýmý ile derinden ilerlemeyi hedefleyen Coccinella, farklý lezzetlerde devamlýlýðý saðlamak için kendisini sürekli geliþtirmeyi de ihmal etmiyor. Ekip olarak kolejliler ARALIK2008

55 pasta sektörünün öncü ülkelerinden Fransa, Avusturya, Belçika'ya gidiyorlar, pastaneleri, imalathaneleri geziyorlar ve farklý tatlar deneyerek dönüyorlar. Yani bu iþe, hem emek, hem para, hem de zaman harcýyorlar. Bu iþin bu þekilde yapýlmasý gerektiðine inanan Saadet Haným'a göre, Coccinella'nýn farklýlýðý da buradan geliyor. Saadet Haným, bugün bulunduklarý konumdan son derece memnun, gururlu ve heyecanlý. Varolan müþteri portföyü ile sürekli görüþüyor, iþletme içerisinde bir kaybolmuþluk durumuna izin vermediði için, müþteriler patronlara kolayca ulaþabiliyor. Huzurlu bir ortamda farklý tatlar denemek isteyen, damak tadý düþkünleri için mutlaka gidilmesi gereken keyifli bir adres Coccinella. Yýldýz Coccinella Pasta Evi Kiþinev Caddesi No: 5 Yýldýz - Çankaya / Ankara Tel: Angora Evleri Coccinella Pasta Evi Angora Caddesi 206 / 4 Beysukent / Ankara Tel: Coccinella daki özel tatlardan bazýlarý Croissant Hakiki Pýnar tereyaðýndan ve 1.sýnýf undan uzun ve titiz bir emek sonucu ortaya çýkan Fransýz kahvaltý çöreði. Palmiye Özel tereyaðý ile yapýlmýþ, çýtýr çýtýr, gevrek Fransýz orijinli kurabiye. Ýstenirse çikolataya batýrýlabilir. Sacher Kakaolu iki kek arasýna ince bir kat kayýsý marmeladý sürülüp, üzerine ganaj çikolata ile sývanan bir Avusturya klasiði. Kaþar Peynirli Çubuk Milföy hamurunun çubuk formuna getirilerek eski kaþar, baharat ve kýrmýzý toz biber ile fýrýnlanmýþ hali. Armut Karamelli Pasta Kakaolu pandispanya kekleri arasýna armut parçalarý ve çikolata musla dolduruluyor, en üstüne karamel döþeniyor. Alman Pastasý Brioche hamurundaki nefaset ve hafiflik, içindeki krema ile birleþince unutulmaz bir tad doðuyor. Adet veya pasta formu mevcuttur. ARALIK2008 kolejliler

56 kültür-sanat 56 Sibel Köse'86 "Hayalimin peþinden koþabildiðim için þanslýyým" Caz müziðine ilginiz nasýl baþladý? Müziðin bu türünü seçmenizdeki etkenler neler oldu? Orta okul sýralarýnda tamamen tesadüf eseri dinlediðim Ella Fitzgerald - Count Basie Orchestra kayýtlarý benim bu müziðe aþýk olmama sebep oldu. Ella'nýn sýcaklýðý ve müthiþ emprovizeleri benim ilgimi kamçýladý ve zamanla farklý þarkýcý ve müzisyenleri keþfetmeye baþladým. Üniversite yýllarýnda okul arkadaþlarýmdan oluþan grupta þarký söylemeye, kulüp ve konserlerde müzik yapmaya baþladým. Ayný yýllarda tanýdýðým ve Türkiye'nin en önemli caz müzisyeni olan Tuna Ötenel'in grubunda yer almaya baþlamamla bu büyük ustanýn yanýnda hem müziði daha incelikli bir þekilde tanýmaya hem de ülkemizdeki diðer önemli caz müzisyenleriyle tanýþmaya fýrsatým oldu. Yine ayný yýllarda Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatlarý Bölümü bünyesinde Polonyalý müzisyenler tarafýndan caz atölyeleri düzenlenmeye baþlandý. Bu atölyeler sýrasýnda tanýþtýðým ve uzun yýllar Ankara'da eðitim çalýþmalarýný sürdüren Janusz Szprot'un önayak olmasýyla 80'li yýllarýn sonunda ilk kez yurt dýþýnda, Polonya'da caz yaz okuluna katýldým. Geçti- kolejliler ARALIK2008

57 kültür-sanat 57 Türkiye'nin sayýlý kadýn caz müziði vokallerinden olan Sibel Köse'86, daha ortaokul yýllarýnda bu müziðe gönül vermiþ. Müziðe tesadüfen baþlamýþ olmasýna raðmen Köse, doðuþtan varolan yeteneðini önemli caz müziði isimlerinden dersler alarak geliþtirmiþ ve bugün caz müziðinde önemli bir yere gelmiþtir. Geçtiðimiz günlerde Ankara Caz Müziði Festivaline de katýlan, caz festivallerinin aranan sanatçýsý Sibel Köse ile dergimiz okurlarý için keyifli bir söyleþi gerçekleþtirdik. ðimiz üç senedir ayný okulda eðitmenlik yapýyorum ve beraberimde benim o zamanki halime benzeyen hevesli Türk katýlýmcýlarýn bu yaz okuluna katýlmasýndan da gurur duyuyorum açýkçasý. Caz müziðinin derinliði, doðaçlamaya açýk özgür yapýsý, þarký sözlerindeki içtenlik, bir yandan kiþisel ifadeyi vurgularken ayný zamanda da müzisyenlerin iletiþimine dayalý bir icra içermesi ve spontanlýðý, yani hep ana ait bir müzik türü olmasý beni cezbetti sanýyorum. Türkiye'de caz müziði dendiðinde akla ilk gelen kadýn seslerden birisiniz. Size göre baþarýnýzýn üzerindeki etkenler nelerdir? Hayalimin peþinden koþabildiðim için kendimi çok þanslý buluyorum. Müziðe duyduðum sevgi, ailemden almýþ olduðum çalýþma disiplini, eðitimimin saðladýðý dünya insaný olabilme niteliði, doðamdan kaynaklanan insan sevgisi, maceraperestlik, farklý kültürlere duyduðum merak, ilerleme arzum ve sahip olmaktan þükran duyduðum yetenek þu anda olduðum yere gelmemi saðladý sanýrým. Ayrýca çevremin verdiði destek, bugün sahip olmaktan son derece mutlu olduðum yeryüzünün farklý yerlerindeki güzel dostlarým bana ev sahipliði, yarenlik, rehberlik ettiler. Füsun Levent, Jean Loup Longnon, Ajlan Büyükburç, Bogdan Holownia ve þu an ne yazýk ki burada hepsinin adýný anamayacaðým pek çok güzel insanýn desteðini aldým her zaman. Ben baþarýyý alýnan bir ödülde, çýkýlan bir tepede, varýlmýþ bir yerde görmüyorum artýk. Doðru olduðunu hissettiðiniz yolda ilerleme cesareti ve dikenlere, engellere, güçlüklere, iniþ çýkýþlara raðmen yolun güzelliðini keþfetmek ve tadýný çýkartmak olarak görüyorum. Gelecek için planlarýnýz, hedefleriniz neler? Devam etmek. Olabildiðince olgun, yaratýcý, daha iyi, güzel, anlamlý ve bütüne yansýyan bir þekilde yola devam etmek ve mümkünse yol üzerinde daha sonra geleceklere minik ipuçlarý, izler býrakmak. Yurtiçi ve yurtdýþýnda yer aldýðýnýz çalýþma, proje ve festivaller hakkýnda bilgi verir misiniz? Ankara'da çeþitli kulüplerde þarký söyledim, özellikle Mimarlar Derneði'nde yýllarca müzik yaptýk. Bu arada konserler de oluyordu. Polonya'ya ilk gidiþimden sonra defalarca gitme fýrsatým oldu. Burada katýldýðým Uluslararasý Caz Vokalistleri Yarýþmasýnda birinci seçilmemin ardýndan farklý festival ve konserlerde yer aldým. Bir yandan þarký söylemeye devam ederken, diðer yandan kendimi geliþtirmeye çalýþtým yýlýnýn sonunda Ýstanbul'a yerleþtim. Müzisyenlerin davetleri ve çeþitli organizasyonlar aracýlýðýyla Türkiye'nin yanýsýra dýþ ülkelerde de konser ve festivallerde yer aldým. Fransa, Almanya, Hollanda, Ýspanya, Yunanistan, ABD, Rusya, Kuveyt, Dubai, Bahreyn, Fas, Senegal, Güney Afrika'ya kadar uzandý bu yolculuk. Düetlerden büyük orkestralara farklý formatlarda sahne aldým. Tuna Ötenel'in "Sometimes", Önder Focan'ýn "Focan Tunes Sung by Vocalists", Ahmet Gülbay Trio'yla kaydettiðimiz "Bossa Lova", Oðuz Büyükberber'in "Velvele", Jean Pierre Gallis - ARALIK2008 kolejliler

58 kültür-sanat 58 Apopsis 7 grubunda yaptýðýmýz "Songseeker", Sarp Maden'in "Bence" albümü yer aldýðým kayýtlarýn baþlýcalarý. Þarký söylediðim önemli festivallerden bazýlarý ise Ankara Caz Festivali, Ýstanbul Caz Festivali, Fete de Jazz (Fransa), Jazz in Marciac (Fransa), Jazz au Senegal, TurkeyNow (Hollanda), Münster Caz Festivali (Almanya), SAJE - South African Jazz Educators Conference (Güney Afrika), Gulf Jazz Festival (Kuveyt, Dubai). Ülkemizde belli þehirlerde, belli dönemlerde caz festivallerinin yapýlmasýnýn caz müziðinin daha çok tanýnýp sevilmesi için yeterli olduðunu düþünüyor musunuz? Sizce daha baþka neler yapýlabilir? Sizin de belirttiðiniz gibi sadece belli þehirlerde düzenlenen bu etkinliklerin daha yaygýnlaþmasý arzularýmdan biri. Ýstanbul, Ankara ve Ýzmir dýþýnda Adapazarý, Afyon, Alanya, Antalya, Bodrum, Bursa, Denizli, Diyarbakýr, Eskiþehir, Konya, Kuþadasý, Isparta ve Samsun'da konserler verdim geçtiðimiz yýllarda. Kiþilerin idealizminin yanýsýra üniversitelerin desteklediði bu organizasyonlarda gördüðümüz ilgi heyecan vericiydi her seferinde. Güzel ülkemizin faklý köþelerinde emek verdiðimiz müziði icra etmek biz müzisyenler için ne kadar önemliyse, ilk kez bu müziði dinleyecek birinin heyecaný da o kadar önemli. Her yapýlan konuþmada bu arzumu dile getiriyorum zaten. Diðer ve çok önemli bir konu ise aslýnda sanatýn her dalýnda olmasý gereken ve cazda da eksik olan eðitim çalýþmalarý. Ustalarla hevesli yetenekli gençleri bir araya getirecek samimi atölye çalýþmalarý, müziðin kültürel alanda nasýl bir önemi ve anlamý olduðunu yansýtan ve geçmiþten geleceðe uzanan yolu gösteren her türlü söyleþi, dinleti, performans çok önemli. Sizin beðendiðiniz, örnek aldýðýnýz, takip ettiðiniz müzisyenler kimler? Baþlangýç noktalarým tüm dünyanýn bildiði caz ustalarý elbette. Ella Fitzgerald, Sarah Vaughan, Billie Holiday, Carmen Mc Rae, Betty Carter, Shirley Horn, Nat King Cole, Dinah Washington, Nina Simone, Jon Hendricks, Bobby Mc Ferrin, Anita O'Day, Mel Thorme, Cannonball Adderley, Duke Ellington, Miles Davis, Charlie Parker, Bill Evans, Dizzy Gillespie, Stan Getz, Sonny Rollins, Benny Golson, Max Roach, Roy Haynes, Elvin Jones, John Coltrane, saymakla bitmez. Cazýn yanýsýra Brezilya müziðini de severek dinliyorum. Günümüz sanatçýlarýndan Dianne Reeves ve Cassandra Wilson'ý takip ediyorum en çok. Sibel KÖSE Ankara doðumlu. Ýlk, orta ve lise oðrenimini TED Ankara Koleji'nde tamamladýktan sonra 1991 yýlýnda ODTÜ Mimarlýk Fakültesi, Mimarlýk Bölümü'nden mezun oldu yýllarý arasýnda SANART-Türkiye'de Görsel Sanatlarý Destekleme Derneði'nde görev aldý. Üniversite yýllarýnda amatör bir grupla baþladýðý caz müziði çalýþmalarýný daha sonra profesyonel boyuta taþýdý. 20 yýla yaklaþan zaman içerisinde caz vokalisti olarak farklý çalýþma ve projelerde yer aldý. Köse, caz müziði çalýþmalarýna hâlen devam ediyor. Burada adýný sayamayacaðým ve ülkemizde bu müziðe emeði geçmiþ deðerli müzisyenlere de buradan saygýlarýmý sunuyorum. Onlarýn varlýðý hayatlarýmýzý ve yolumuzu aydýnlatýyor. Mezunu olduðunuz TED Ankara Koleji ile ilgili düþüncelerinizi alabilir miyiz? Okulumun bana kazandýrdýklarý için müteþekkirim. Ýlkokuldan lise sona kadar ve çok þanslý bir dönemde Kolej'de olduðum için bu ülkede görebildiðim en iyi eðitimi aldýðým inancýndayým. Özellikle yabancý dil -ki þu anda benim için hayati bir konu- konusunda aldýðýmýz eðitimin önemi çok büyük. Aldýðýmýz diksiyon ve yabancý dil dersleri, Türk Edebiyatý olduðu kadar Shakespeare'den James Joyce'a uzanan okumalarýmýz, çok sevdiðim matematik dersleri (sevgili Hilmi Selbes hocamýzý anmadan geçemeyeceðim) aklýma ilk gelen ve ancak bugün ne kadar ayrýcalýklý bir eðitim aldýðýmýzý bana hatýrlatan noktalar. Ders dýþý kültürel faaliyetler de beni çok etkiledi. Ýlkokul döneminde okul korosunda, orta okuldaysa müzik öðretmenimiz Aydan Enç'in çalýþmalarýný yürüttüðü Amerikan Folk Grubu'nda þarký söyledim. Ayný zamanda þarký söyleyen bir dinleyici olduðum için dinlediðim farklý müzik türleri içerisinde cazýn ayrý bir yeri olmaya baþladý. Lise yýllarýnda Ýngilizce öðretmenimiz Dirayet Uluð'nun sahnelediði Curson Mc Cullors'ýn "Member of the Wedding" oyununda siyahi dadý rolünü canlandýrdým. Sevgili hocamýn ýsrarýyla yanmýþ mantarla yüzümü boyayýp, oyun sýrasýnda mýrýldandýðým blues'lar caza doðru ilk adýmlardý galiba. Daha sonraki yýllarda Amerika'da siyahi kültürün geliþimiyle ilgili okuduðum kitaplarda bu oyunun ilk defa ana karakterlerden birinin siyahi olmasý anlamýnda bir kilometre taþý olduðunu öðrendim. Bizleri birer dünya insaný olarak yetiþtiren, ülkemizin ileriye ve diðer kültürlere açýlýmýný saðlayacak adýmlar atmamýzý saðlayan okuluma, tüm deðerli öðretmen ve çalýþanlarýna burada sizin aracýlýðýnýzla teþekkür ederim. kolejliler ARALIK2008

59

60 kitap 60 Reneta Sibel Yolak'tan yeni kitap Masal Gibi Aþklara Yazar Reneta Sibel Yolak'ýn geçtiðimiz aylarda çýkan son kitabý "Masal Gibi Aþklara" aþkýn deðiþik hallerinin anlatýldýðý, gerçek hayattan derlenmiþ hikayelerden oluþuyor. Bundan önceki kitaplarýnda daha çok kiþisel geliþim konularýna yer veren Yolak, yeni kitabýný okuyucularýn da yaþamlarýndan çok þey bulacaklarý aþk hikayeleri ve aþka dair her konuya ayýrmýþ. Yolak ile kitaplarý ve Kolej'den sonraki yaþamý üzerine bir söyleþi gerçekleþtirdik. Yazarlýða baþlamanýz nasýl oldu? Daha çok hangi konularda yazmayý seviyorsunuz? Yazarlýða baþlamamda ailemin ve çevremin çok büyük etkisi var. Devamlý teþvik ve pozitif yönlendirme. Yazý yazmaya küçük yaþlarda baþladým. Ýlkokul çaðlarýndan itibaren TED Ankara Koleji'nde de okulun açýlýþ konuþmalarýný yazar ve okurdum. Yazý dallarýnda katýldýðým bir çok yarýþmada ödüllerim var. Daha çok kiþisel geliþim konularý ve ahlâki deðerlerde yazmayý seviyorum. Çünkü etrafýmda bana malzeme olan o kadar çok kiþi ve olay var ki, onlarý gözlemliyor ve yazýyorum. Ayrýca kiþisel geliþimde yazarken bir sürü þey de öðreniyor ve araþtýrýyorum. Zaten çok meraklý ve öðrenme isteði olan biriyim. Çok soru soran ve araþtýran biri olduðum için gazetecilik mesleði tam bana göre.. Evrensel Aydýnlanma Terapisi ve Mutlu Olmanýn Yollarý gibi okuyucular tarafýndan çok sevilmiþ ve yüze yakýn baský yapmýþ kiþisel geliþim kitaplarýnýz bulunuyor. Bunlar ve diðer yazmýþ olduðunuz kitaplardan bahseder misiniz? Evrensel Aydýnlanma Terapisi gerçek hayattan alýnmýþ hikayelerden oluþuyor. Bu hikâyeleri yazmaya baþlamamýn nedeni insanlara "mesaj vermek". Hikâyeleri yazarken çevremdeki olaylarý inceleyip, belirttiðim kaynaklardan da yararlanarak, kendi üslubumu da ekleyerek, yeni karakterler yarattým. Günümüzde manevi deðerlerin yok olmasý, hýzlý hayat koþullarý ve çevrenin de etkisiyle kiþiliðimizden ve inançlarýmýzdan ödünler veriyoruz. Fakat içimizdeki inanç, kiþilik ve ümitlerimiz, hayallerimiz, azmimiz ve yaþanan hayat tecrübeleri insaný daha da güçlendirmeli, iyilik ve güzelliðin içimizden gitmesine izin vermemeliyiz. Unutmamalýyýz ki her yapýlan iyilik sahibine geri döner. Bu hikâyeleri okuyanlar gerçek hayatta da doðru ve güzel yoldan ayrýlmazlar ümidiyle bu kitabý yazdým. Mutlu Olmanýn Yollarý kitabýmda da gerçek hayattan alýnmýþ hikayelerin yaný sýra reiki, pozitif düþünme, meditasyon teknikleri, aromaterapi, renklerin gücü, kristallerle þifa, bitkilerle terapi konularýnda bilgiler yer alýyor. Kiþisel geliþim meraklýlarý için ideal. Son kitabýnýz Masal Gibi Aþklara, deneme türünde yazdýðýnýz, aþký, sevgiyi anlatan bir kitap. Okuyucular bu kitapta baþka neler bulacaklar? Bu kitabýn içinde aþkýn tüm halleri, sevgi, dostluk, evlilik ve aile konularýnda bilgiler ve gerçek hayattan derlenmiþ hikayeler ve sözler bulunuyor. Bazý hikayelerde aðlayacak, bazýlarýnda sinirleneceksiniz. Çünkü gelen tepkiler hep böyle. Çoðu onlarý duygulandýrdýðýmý ve aðladýklarýný söylüyor. Yalnýz bu bir hikaye kitabý deðil. Ýçinde aþk öðütleri, aþk sözleri, aþkla ilgili her þey var. Her karakterde sevginin içinde olacak, romantizmin doruðunda, bulutlarýnda yaþayacaksýnýz. Bence okuyucular bu kitapta da kendi hayatlarýndan kesitler bulacaklar. Çanakkale Belediyesi evlenen tüm çiftlere bu kitabý hediye ediyor. Yazmakta veya yayýna hazýrlamakta olduðunuz yeni kitaplarýnýz var mý? Bunlarý bize tanýtabilir misiniz? Yaþam Mucizesi adlý kitabým yayýnlanmak üzere. Korkularýmýzla baþ etmek, zihinsel çalýþma, rüyalar, beyin gücü, ruhsal ve fiziksel detoks, güzellik reçeteleri, gülme terapisi, faydalý bilgiler ve öðütler, zayýflama teknikleri, faydalý maskeler ve gerçek hayattan alýnmýþ hikayelerle süslediðim bir kitap. Ayrýca baþka yerlerde bulamayacaðýnýz uzun bir çalýþma sonrasý özenle derlediðim Geleceði Anlatan Sözler, adlý bir kitabým da basým aþamasýnda. Barbi'nin Dünyasý adlý roman tarzý bir kitabý yarýladým. Ayrýca Sevgi Çiçekleri, Geliþim Hikayeleri, Gönül Bahçesi, Ümit Adasý adlý yarýladýðým ama henüz bitirmediðim kitaplar hazýrlýk aþamasýnda. Amacým yayýnevleri beðenirse kitaplarýmla yurt dýþýna açýlmak. Kitaplarýmýn diðer dillere çevrilerek, tüm dünyada okunmasýný istiyorum. kolejliler ARALIK2008

61 kitap 61 Yazarlýk dýþýnda farklý mesleklerle de ilgilendiðinizi görüyoruz. Bize biraz bunlardan bahseder misiniz? Asýl branþým Ýngilizce öðretmenliði. Bu branþta bir sürü seminere katýldým ve hâlâ katýlýyorum. Ýngilizce öðretmenliði yaparken müzik bilgimi çocuklara þarkýlar öðreterek, dans bilgimi danslar ve showlar hazýrlayarak kullandým. Spora her zaman ilgim vardý. Profesyonel step ve aerobik öðretmeni olmadan önce de çok aktif spor yapardým. Ailem özellikle annem tüm sanat dallarýna meraklý ve teþvik edicidir. Küçük yaþlardan itibaren bale ve tenis dersleri aldýrdý. Yýllarca tenis ve basketbol oynadým. Profesyonel step ve aerobik öðretmeni olduktan sonra hip hop dans türü bir sürü master classa katýldým. Bir ara bir spor kulübünde step ve aerobik öðretmeni olarak çalýþtým. BUMED (Boðaziçi Mezunlar Derneði'nin) squash bayanlar ikincisi oldum. Hillside Spor Kulübü'nde racquetball ve squasta birincilik, ikincilik, Colliseum Spor Kulübü'nde squashta dördüncülük derecelerim var. Bir ara AÝKÝDO yaptým. Daha sonra kristallerle terapi, yaþam koçluðu, reiki, aromaterapi dallarýnda kiþisel geliþim seminerlerini baþarýyla bitirdim. Karuna reiki, Usui reiki, Kundalini reiki master oldum. Genç Geliþim Dergisi'nde her ay yazýlar yazýyorum. Müzik dalýnda ise çok küçük yaþlarda bir sürü konsere katýldým. Piyano, org, akordion çalýyordum. Kolej'in bando takýmýna seçildiðimde bana saksafon çalmayý da öðretmiþlerdi. Hiç unutmam. Piyano resitaline seçilmek için konservatuardan hocalar gelmiþ ve Kolej'de bizi dinlemiþlerdi. O gün piyano üstünde ellerim titriyordu ama seçilince çok mutlu olmuþtum. Anneannem ud, annem keman, ablam da piyano çalar. Müzik sevgisi aileden geliyor. Daha sonra bir arkadaþýn ýsrarý üzerine besteler yapmaya baþladým. Resim ise içimde çok büyük bir sevgiydi. Beni asýl yönlendiren hazýrlýk resim öðretmenim Mehmet Küçükince'dir. Bir vazo çizmemizi istediðinde üç tane resim getirmiþtim. O üç resimden birini annem, birini ablam, birini de sýkýldýðým için ben yaptým. Hocam her halde anlamýþ olmalý ki benim yaptýðým yamuk resme 10 diðerlerine 8 ve 9 verdi. O günden sonra tüm resimlerimi kendim yaptým. Öyle bir güven ve istek aþýlamýþtý ki Mehmet Hoca artýk çok çalýþýyordum. Hatta resimlerim seçilerek müdür katlarýna asýlmaya baþladýðýnda mutluluktan uçan ben, daha sonraki resim yarýþmalarýna katýlmakla kalmayýp kuzenlerimin de resimlerini yapmaya baþladým. Yýllar içinde birçok öðretmenden resim dersleri alarak resim atölyelerinde çalýþtým. Kiþisel ve karma sergilere katýldým. Beni en mutlu eden þeylerden biri de müzayedelere resimlerimin seçilmesi ve sergilenmesi oldu. Bir sürü yarýþmada dereceler aldým. Kiþisel ve karma resim sergileri, taký atölyesinde çalýþmamla devam etti. Artýk ressam olarak çaðrýlýyordum. Daha sonra kitaplar yazmaya baþladým. Önceleri Þalom Gazetesi'nde, Göztepe Kültür Dergisi'nde BUMED Dergisi'nde yazýyordum. Daha sonra Doðan Holding Basýn Enstitüsü ve Boðaziçi Üniversitesi'nde görsel ve basýlý medya elemanlarýný seçerek düzenlediði gazetecilik hizmet içi seminerini bitirdim. Bir yazýnýzda okulunuz TED Ankara Koleji'ne olan sevginizden de bahsediyorsunuz. O günlerden ve okulunuzdan aklýnýzda en çok yer eden anýlar nelerdir? Lise sonda Ýstanbul'a taþýndýðýmýzda bana okul arandý. Samimiyetle söylüyorum ki okullarý gezindiðimde buna Highschool, Robert Lisesi, Üsküdar Amerikan da dahil, TED Ankara Koleji gibi bu kadar sosyal etkinlik, bu kadar güzel yapýsý bu kadar aktif bir okul daha bulamadým. Niþantaþý Anadolu Lisesi güzel bir okul olmasýna raðmen TED Ankara Koleji'ndeki o havayý hiçbir zaman alamadým. Lise sonda öðrenciyken bütün Niþantaþý Anadolu Lisesi'ni ve her þubedeki öðrenciyi tanýyordum. Okul bana öyle küçük geldi ki, Ankara Koleji'nin o muhteþem yapýsý, alt tüneli, görkemli bahçesini ve tüm arkadaþlarýmý aradým. Yeni bir þehir, yeni bir okul, yeni bir çevre, arkadaþlar ve üniversite sýnavý stresi bana her gün "Kolejimi özledim" dedirtti. TED Ankara Koleji bizim için çok özel. Ablam, kuzenlerim, halam ve amcam da bu okulun mezunu. Ayrýca sosyal faaliyet ve aktiviteler, arkadaþlýklar da çok güzeldi. Mesela satranç oynamayý orada öðrendim. Her turnuvada kura çekilir ve her ne hikmetse okulun santranç birincisi daha ilk kurada karþýma rakip olarak gelirdi. Okuldaki anýlarý yazsam herhalde bir kaç kitap olur. Türkiye'de bir çok okulun açýlmasý çok güzel ama TED Ankara Koleji gibi seçkin ve asýrlýk okullar azýnlýkta. TED Ankara Koleji'nin sizin özel ve sosyal hayatýnýza katkýlarý ne þekilde oldu? Bana disiplin, özgüven kazandýran, bakýþ açýmý þekillendiren harika bir okul. Kýsmet olursa çocuklarýmýn da bu okulda okumalarýný çok isterim. Ayrýca Ankara'ya her gittiðimde ziyaret ettiðim nostalji yaþadýðým anýlarýmý canlandýrdýðým bir yer. Ablam ve ben hala okul marþýný severek söyleriz. Seçkin öðretmenleri, teþvik edici yarýþmalarý ve düzeniyle hala ayakta ve hep ayakta kalacak. Bir sürü seçkin Atatürkçü öðrenci ve milletvekili yetiþtirmiþ ve hala yetiþtiren kaliteli bir okul. Liderlik aþýlayan, baðýmsýz düþünce gücü veren, sevgi dolu, sosyal bir okul. Hâlâ oradaki arkadaþlarýmdan bir kýsmýyla görüþüyorum. Reneta Sibel YOLAK 85 Reneta Sibel Yolak Ankara'da doðdu. Orta öðrenimini 1985 yýlýnda TED Ankara Koleji nde bitirdikten sonra (son sýnýf Niþantaþý Anadolu Lisesi), üniversite eðitimini Boðaziçi Üniversitesi Ýngilizce Öðretmenliði Bölümü'nde tamamladý. Daha sonra ayný üniversitenin Psikolojik Rehberlik ve Danýþmanlýk Bölümü'nde master yapan Yolak, Boðaziçi Üniversitesi'nde Gazetecilik Hizmet Ýçi Seminerine katýldý. Yolak, yazarlýðýn yaný sýra gazetecilik de yapmakta çeþitli gazete ve dergilerde yazmaktadýr. ARALIK2008 kolejliler

62 kitap 62 MEZUNLARIMIZIN Y APITLARI Dr. Nejat Akar'71 Bozkýr Çocuklarýna Bir Umut Dr. ALBERT ECKSTEIN " 1935 yýlý sonbaharýnda Ýstanbul - Ankara ekspresi gecenin içinde yol alýrken, Dr. Albert Eckstein, Nazilerin iktidara geliþini, göçe zorlanan Yahudileri, Türkiye'den gelen daveti, Dusseldorf Týp Akademisi'ndeki görevinden alýnýþýný, yarým kalan araþtýrmalarýný ve geride býraktýðý yakýnlarýný düþünüyordu. Pencereyi açtý; bozkýrýn serin, tertemiz havasýný içine çekti " Dr. Nejat Akar'71 tarafýndan kaleme alýnan, "Bozkýr Çocuklarýna Bir Umut-Dr. Albert ECKSTEIN" kitabý Ord. Prof. Dr. Albert Eckstein'in öyküsünü içeriyor. Kitapta bir Türk dostu, Cumhuriyet tarihinin unutulmuþ kahramanlarýndan biri olan Eckstein'in Türkiye'de geçen 15 yýllýk öyküsü günlükler, fotoðraflar, anýlar, belgeler ve tanýklýklarla anlatýlýyor. Nazilerin iktidara gelmesiyle Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan Dr. Eckstein, Ýç Anadolu'dan Karadeniz'e, Akdeniz sahilinden Toroslar'a, yüzlerce köyde incelemelerde bulundu. Fotoðraflar çekti, köylülerle dost oldu, hastalarýnýn baþýnda sabahladý, pek çok çocuða þifa verdi. Onun çabalarýyla, Türkiye'de çocuk ölümleri önemli bir düþüþ gösterdi. Deðerli doktorlar yetiþtirdi. Ardýnda, Prof. Bahtiyar Demirað, Prof. Sabiha Özgür, Prof. Ýhsan Doðramacý gibi modern çocuk hastalýklarý kliniklerinin kurucularýný býraktý. Prof. Dr. Nejat Akar 1952 yýlýnda Ankara'da doðdu. TED Ankara Koleji sonrasý 1971 yýlýnda Ankara Üniversitesi Týp Fakültesi ne girdi. 1982'de Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Uzmaný, 1989'da doçent ve 1995'de profesör oldu. Etimesgut Hava Hastanesi'nde ve Mustafa Kemalpaþa Devlet Hastanesi'nde zorunlu hizmetlerini yaptý. Ýtalya ve ABD'de moleküler genetik konusunda çalýþmalarda bulundu yýlý TÜBITAK Araþtýrma Teþvik Ödülü ve 2000 yýlý Ankara Üniversitesi Ödülü araþtýrma ödülü sahibi. Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü kurucu baþkaný. Thrombosis Research ve Open Nitric Oxide dergilerinin editörler kurulunda yer alýyor. 230'un üzerinde uluslararasý yayýný var. 1987'den itibaren kurmuþ olduðu Ankara Üniversitesi Týp Fakültesi Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Anabilim dalý, Pediatrik Moleküler Genetik bilim dalýnda öðretim üyesi olarak çalýþýyor. Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü kurucu baþkaný olan Akar, Ece Akar ile evli. E- Posta: akar@medicine.ankara.edu.tr Mehmet Buðra Önder 92 Bir ilk kitap: Bulduðun Gibi Býrak "Ýçeri girdik. Kendimizi geniþ bir alanýn baþýnda bulduk. Karþýmýzda da yan yana iki kapý vardý. Birinin üzerinde 'Sahte Gerçekler' diðerinde ise 'Gerçek Hayaller' yazýyordu." Yukarýda küçük bir alýntý yaptýðýmýz Mehmet Buðra Önder'in "Bulduðun Gibi Býrak" adlý bu ilk romaný þaþýrtýcý bir kurgu ile yaþamýn dilimlerini ustaca eklemleyerek onlarý, aþkýn büyüsü içinde anlam bütünlüðüne taþýyan, günümüz insanýnýn açmazlarýný þiirsel bir derinlikte sorgulayan sýra dýþý, çarpýcý ve özgün bir yapýt olarak karþýmýza çýkýyor. Roman türünün bir örneði olan kitap geçtiðimiz Temmuz ayýnda Fark Yayýnevi tarafýndan piyasaya sürüldü. Bulduðun Gibi Býrak romanýnýn baþ kahramanýnýn adý Gülin. Kitapta onun bir dönem yaþadýklarý, hayata bakýþý, hayatý anlamlandýrma ya da anlama adýna hissettikleri anlatýlýyor. Önder bunu, yerine göre aþkýn büyüsü yerine göre günümüz kadýnlarýnýn beklentileri, hisleri üzerinden sunmaya çalýþýyor. Mehmet Buðra Önder kitabýyla ilgili olarak þunlarý söylüyor: "Þu ana kadar, tarafýma gönderilen, özellikle bir çok 'kadýn okura' ait elektronik postada, kadýnlarýn bakýþ açýsýný ve hislerini güzel yansýtabildiðimin dile getirilmiþ olmasýndan dolayý çok memnunum." TED Ankara Koleji'nden 1992 yýlýnda mezun olan Önder, Gazi Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlýk Fakültesi, Ýnþaat Mühendisliði Bölümü'ne girdi yýlýnda bu bölümden mezun olduktan sonra ayný bölümde 2000 yýlýnda Yüksek Lisans eðitimini tamamladý yýlýnda Anadolu Üniversitesi Ýþletme Fakültesi Ýþletme Bölümü'nü bitirdi. Önder, 2006 yýlýnda girdiði Ankara Üniversitesi Ev Ekonomisi Yüksek Okulu, Çocuk Geliþimi ve Eðitimi Bölümü'nde doktora programýna hâlen devam ediyor. kolejliler ARALIK2008

63

64 hobi 64 Cengiz Engin'87 Fotoðraf bazen bir anýdýr, bazen bir dýþavurum Cengiz Engin, sanatý seven ve sanatla iç içe yaþayan bir aile ortamýnda büyümenin ayrýcalýklarýný her dönemde hissetmiþ. Küçük yaþlarda onu da etkisi altýna alan, dedesinin fotoðraf sanatýna olan tutkusu, üniversite yýllarýnda onun hayatýnda da önemli bir yer edinmeye baþlar. Fotoðraf çekmeye o yýllardan itibaren aralýksýz devam eden ve sürekli kendini geliþtiren Cengiz Engin, bugün Afsad'da fotoðraf üzerine seminerler de veriyor. Fotoðrafla tanýþmanýz nasýl oldu? Espri yaptýðýmý sanmayýn ama dünyaya gözümü açtýðým anda, dedem sayesinde fotoðrafla tanýþmýþým diyebilirim. Dedem rahmetli her önemli olayda üçayak sehpasýný kurar, körüklü Voiglander marka makinesi ile 6x9 fotoðraflarýmýzý çekerdi. Her yaþgünü ve önemli olaylarda, yýldönümlerinde Akay yokuþundaki Foto Akay'a gider, ailecek stüdyo fotoðrafý çektirirdik. Evde sadece benim küçüklüðüme dair deðil, onlar da birer TED mezunu olan annemin ve dayýmýn küçüklüklerine ve hatta dedemin ve anneannemin de küçüklüklerine varan binlerce fotoðraf, rulo negatif ve cam negatif arþivi bulunmaktadýr. Benim için uzun yýllar sýradan bir detay olan bu fotoðraflama / arþivleme olayýnýn herkese nasip olmayan bir ayrýcalýk olduðunu çok sonralarý anladým. Küçüklüðümde kendimi bildim bileli resim yapýyordum desem, yalan olmaz. Karakalem, yaðlýboya ve pastel her türlü teknikte resimler yaptým. Lisede seçmeli olarak aldýðým resim derslerinde Yýldýz Gürbüz hocamýn çok deðerli katkýlarý olmuþtur. Konservatuarda piyano bölümünde okumuþ olan ve Cemal Reþit Rey'in öðrencisi olan anneannem ve sanata deðer veren fotoðraf tutkunu dedem, 'hangi mesleði yaparsam yapayým sanattan uzak kalmamamý, resim yapmayý hiç bir zaman býrakmamamý' her fýrsatta söylüyorlardý. Resim ve sanat tutkusu lise döneminde ve üniversitenin ilk yýllarýnda doruk noktasýna ulaþtý yýlýydý. Üniversitedeki bir arkadaþýmla, bir binanýn penceresindeki yansýma hakkýnda bir konuþma yapýyorduk. Yanýmdaki bas-çek makine ile o yansýmanýn fotoðrafýný çektim. Bu fotoðraf benim, fotoðrafýn sadece gerçekliðin nesnel bir temsili deðil, ayný zamanda fotoðrafçýnýn öznel tercihlerinin de bir yansýmasý olabileceðine dair sahip olduðu sanatsal niteliklerin farkýna varmamý saðladý. Derhal üniversitenin fotoðrafçýlýk topluluðuna üye oldum. Topluluðun karanlýkodasý benim için keþfedilmeyi bekleyen büyülü bir dünya gibiydi. Karanlýkodada yaptýðým denemeler fotoðrafa tutkuyla baðlanmamý saðladý. O günden bu yana fotoðraf, benim hayatýmda bambaþka bir yere sahip oldu. Uzun süredir fotoðraf çeken biri olarak, sizden fotoðrafýn bir tanýmýný yapmanýzý istersek neler söylersiniz? Fotoðraf teknik olarak; gerçekte var olan bir nesneden yansýyan ýþýðýn belirli bir süre boyunca, ýþýða duyarlý bir yüzey üzerinde oluþturmuþ olduðu izdir. Dolayýsýyla, temelde "gerçeklik"tir, "geçmiþ"tir ve "bir olayýn ve duygunun aktarýmý, yansýmasý"dýr. Fotoðrafýn yazým diline paralel bazý nitelikleri vardýr. Nasýl ki yazý dilini kullanarak, alýþveriþ listesi, tebrik kartý, aþk mektubu, edebi bir metin veya akademik bir makale yazýlabilir ve bunlarýn herbiri birbirinden farklýdýr. Fotoðraf tekniði kullanýlarak oluþturulmuþ olan her görüntü de birbirinden farklýdýr. Bu nedenle fotoðrafa dair tek bir taným yapýlmasý istendiðinde, söylenebilecek tek kelime bunun sadece bir 'ifade tekniði' olduðudur. Sonuç görüntünün ne olduðu o tekniði kullanan kiþinin niyetine baðlýdýr. Benim için fotoðraf; bazen bir anýdýr; bazen de bir dýþavurumdur. kolejliler ARALIK2008

65 hobi 65 kýzýlötesi fotoðrafçýlýk en çok kullandýðým uygulamalardýr diyebilirim. Size göre iyi bir fotoðraf bakan kiþiye neler anlatmalýdýr? Herþeyden önce salt çekilen nesnenin ilginçliðinin veya güzelliðinin fotoðrafýn iyi ya da kötü olmasýyla hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü böylesi fotoðraflara gösterilen ilgi, fotoðrafa deðil, fotoðraflanan nesneye karþý gösterilir. Ýyi fotoðraf, çekilen nesne ya da olay sýradan dahi olsa, o nesneye dair fotoðrafçýnýn yorumunu içermelidir. Sadece belirli bir ânýn yakalanmasý maharetine dayalý, fotoðrafçýlýðý avcýlýkla özdeþleþtiren fotoðrafçýlýk anlayýþý ya da 'ben böyle birþey gördüm, istedim ki sizler de görün' mantýðýyla çekilmiþ olan fotoðraflar; iyi fotoðraf için çok sýð yaklaþýmlardýr. Ýyi bir fotoðraf salt gerçek dünyadan çalýnmýþ olan bir görüntü deðil, fotoðrafçýnýn düþüncelerini de yansýtan bir yorum olmalýdýr. Fotoðraflarýnýzda aðýrlýklý olarak kullandýðýnýz yöntem ve teknikler nelerdir? Farklý teknik uygulamalarýn ve müdahalelerin fotoðrafik ifade olanaklarýný zenginleþtirdiðine inanýyorum. Bu nedenle teknik anlamda sürekli olarak bir arayýþ içinde olduðumu söyleyebilirim. Yaygýn olarak kullanýlmayan teknikleri, farklý uygulamalarý keþfetmekten çok keyif alýyorum. Türkiye'deki renkli kýzýlötesi filmle yapýlmýþ olan ilk saydam gösterisine 2002 yýlýnda; Türkiye'de açýlmýþ olan nadir siyah beyaz kýzýlötesi sergilerden birine de 2004 yýlýnda imza atmýþ olmaktan büyük gurur duyuyorum. Fotomontaj uygulamalarý, seri anlatýmlý fotoðraflar ve Katýlmýþ olduðunuz sergiler nelerdir? Bugüne kadar katýlmýþ olduðum sergilerin sayýsýný ben de bilmiyorum civarýnda olduðunu tahmin ediyorum. Ancak benim için önemli olan birkaç sergiyi saymam gerekirse, 1997 yýlýnda Ýzmir ve Ankara'da açtýðým EX isimli kiþisel sergi, 1997 yýlýnda Ankara'da açtýðým FELIS isimli kiþisel sergi, 2002 yýlýnda Ankara, Mersin, Bursa ve Ýstanbul'da tekrarlanmýþ olan KIZILÖTESÝ DURAKLAR saydam gösterisi, 2004 yýlýnda Ankara, Mersin ve Adana'da sergilenmiþ olan isimli (siyah-beyaz kýzýlötesi) atölye sergisi, 2005 yýlýnda Ankara'da sergilenmiþ olan SENTAKS isimli (seri anlatýmlý fotoðraflar) atölye sergilerini söyleyebilirim Afsad'da ayný zamanda eðitmenlik de yapýyorsunuz. Hâlen vermekte olduðunuz seminerlerin detaylarýndan ve kimlerin daha çok katýldýklarýndan bahseder misiniz? 1996 yýlýndan bu yana Temel Eðitim ve Temel Karanlýkoda seminerleri veriyorum. Temel eðitim seminerlerine her yaþ ve eðitim düzeyinden, fotoðrafa ilgi duyan kiþiler katýlmaktadýr. Fotoðraf çekiminin temelleri ve film banyosunun, agrandisman baskýnýn temelleri uygulamalý olarak aktarýlmaktadýr yýlýndan bu yana sorumlusu olduðum atölyede fotoðrafýn farklý ifade olanaklarýný tanýtmaya yönelik eðitimler vermekteyim. Konularý çok çeþitlilik göstermektedir. Aþýrý grenlilik, ýþýkla boyama, high-key, siyahbeyaz ve renkli kýzýlötesi film kullanýmý, seri anlatýmlý fotoðraf, görsel günlük, kompozit fotoðraf teknikleri, vb.. Atölye çalýþmalarýna temel fotoðraf bilgisine sahip, uygulama konusunda herhangi bir eksiði olmayan dernek üyeleri katýlmaktadýr yýlýndan bu yana da, dönemsel olarak "Fotoðraf Okuma, Yorumlama ve Deðerlendirme Teknikleri" seminerini aktarmaktayým. Bu seminere de fotoðrafla ilgilenen her düzeyden kiþi katýlabilmektedir. ARALIK2008 kolejliler

66 hobi 66 Ankara'daki fotoðraf kurumlarý hakkýnda ne düþünüyorsunuz? Bu kurumlarýn fotoðrafa ve fotoðrafçýya katkýlarý nelerdir? Fotoðraf dernekleri herþeyden önce sosyal bir ortam olmalarýnýn yaný sýra, fotoðraf adýna üretim - paylaþým - tartýþma ortamý olanaðý saðlamalarý açýsýndan toplumda kültür-sanat bilinci oluþturmakta ve üyelerine toplum içinde nitelikli bireyler olabilmeleri adýna gerekli altyapýyý saðlamaktadýrlar. Bireylerin tek baþlarýna imkan saðlamalarý güç olabilecek sergilere - yayýnlara katýlmalarýný, eðitim ve gezi faaliyetlerinin içinde bulunmalarýný, fotoðraf camiasýndan usta isimlerle buluþabilecekleri söyleþi ortamlarýný saðlayabilmektedir. Bu anlamda Afsad'ýn özelinde konuþmak gerekirse, bir çok konuda öncü ve kurumsal yapýsý oturmuþ bir fotoðraf derneði olduðunu rahatlýkla söyleyebilirim. Fotoðrafla ilgili yapmayý düþündüðünüz planlarýnýz nelerdir? Eþim Ajda Alçýn Engin, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoðrafçýlýk bölümünde master yaptý. Þu anda profesyonel olarak özel gün fotoðrafçýlýðý (doðum ve düðün çekimleri) yapmaktadýr, çok iyi bir fotoðrafçýdýr. Kendisiyle birlikte iki sene önce baþlamýþ olduðumuz belgesel içerikli bir projemiz vardý. Ancak gerek eþimin, gerekse benim yoðun iþlerimiz ve ikiz bebeklerimiz nedeniyle ortak belgesel projemize bir süre ara vermek zorunda kaldýk. En yakýn zamanda tekrardan kaldýðýmýz yerden devam etmek ve kýsa süre içinde bu projeyi tamamlamak istiyoruz. Bunun yaný sýra fotoðrafýn farklý ifade olanaklarýný keþfetmeye, denemeye ve öðrenmeye de devam ediyorum. Fotoðrafla ilgilenmeyi düþünenlere önerileriniz nelerdir? Fotoðrafýn makine ve ekipman demek olmadýðýný söylemek istiyorum. Pahalý bir dolmakalem kullanan bir yazar, kurþun kalem kullanan bir yazardan daha iyi eserler üretmez. Önemli olan içeriktir. Benzer þekilde iyi fotoðraf da, pahalý bir ekipmanla olmaz. Bütçelerine uygun, iþlerini görebilecek asgari niteliklere sahip bir makine ile baþlasýnlar. Birçok iyi fotoðrafçý, fotoðrafçýlýk hayatýna sýnýrlý teknik yetenekleri olan Zenith marka makinelerle baþlamýþtýr. En üst model makine alma yönündeki teknolojik fetiþizmi bir kenara býrakýp, fotografik içerikle ilgilensinler. Bol miktarda usta fotoðrafçýlarýn çalýþmalarýný incelesinler. Çalýþmalarý sadece biçimsel yönden deðil, arka planýndaki fikirsel yaklaþým olarak da anlamaya çalýþsýnlar. Teknik, anlatýlmak istenen içeriðe uygun olduðu sürece anlamlýdýr. Sýrf ilginçlik olsun diye teknik müdahale hevesine kapýlmasýnlar. Cengiz ENGÝN yýlýnda Ankara'da doðdu yýlýnda TED Ankara Koleji'nden, 1993 yýlýnda ODTÜ Endüstri Mühendisliði Bölümünden mezun oldu yýlýndan bu yana Endüstri Mühendisi olarak çalýþmaktadýr. Engin, iþinden arta kalan zamanlarda fotoðraf çekiyor, fotoðraf üzerine yazýlar yazýyor ve çeþitli düzeylerde fotoðraf eðitimleri veriyor yýlýndan bu yana Ankara Fotoðraf Sanatçýlarý Derneði (Afsad) üyesi olan Engin, evli ve biri kýz - biri erkek 2,5 yaþýnda ikiz çocuk sahibidir. Eþi Ajda Alçýn Engin profesyonel olarak fotoðrafçýlýkla uðraþmaktadýr. kolejliler ARALIK2008

67

68 uzman makalesi 68 GLOBAL FÝNANS KRÝZÝ VE TÜRKÝYE'YE ETKÝLERÝ Krizin Sebepleri M. Aydýn KARAÖZ'74 Oyak Anker Bank Yönetim Kurulu Üyesi Bir süreden beri hepimiz Amerika'da baþlayan ve sonrasýnda, baþta diðer sanayileþmiþ ülkeler olmak üzere bütün dünyaya dalga dalga yayýlan çok büyük bir finansal krize þahit olmaktayýz. Bu krize giden adýmlarý kýsaca özetlemek gerekirse; 1) ABD'nde 2000'li yýllarýn baþýndan bu yana aþaðý doðru seyreden faiz hadleri konut kredilerine olan talebi artýrmýþ ve 2) Bunun sonucunda artan emlak fiyatlarý gayrimenkul sahiplerine ilave ipotekli borçlanma imkaný saðlamýþtýr. 3) Bu arada düþük gelir grubuna açýlan (subprime) konut kredilerinin toplam konut kredileri portföyündeki payý giderek artmýþtýr. 4) Bankalar yeni kredi açabilmek için bu portföydeki alacaklarýna dayalý menkul kýymet ihraç ederek borçlanma yoluna gitmiþlerdir. 5) Ancak gayrimenkul fiyatlarýnýn düþmesi üzerine alacaklarýný tahsil etmekte zorlanmaya baþlayan bankalar, bu borçlarýný ödeyemez duruma gelince Aðustos 2007'den itibaren likidite krizinin öncü iþaretleri alýnmaya baþlanmýþ ve güven ortamý giderek kaybolmuþtur. Dolayýsýyla, bugün yaþanmakta olan krizin merkezinde yer alan en önemli sebeblerden birinin düþük kaliteli alacaklara dayanarak çok yoðun bir þekilde kullanýlan türev ürünler ve yapýlan menkul kýymet ihraçlarý olduðunu söyleyebiliriz. Bu noktada ilginç olan bir husus; sözü edilen enstrümanlarýn yine büyük bir finansal krizden, 1982 yýlýnda Meksika'nýn dýþ borçlarýný ödeyemeyeceðini ilan etmesiyle doruk noktasýna çýkan Latin Amerika borç krizinden sonra ivme kazanan finansal inovasyon çalýþmalarý neticesinde ortaya çýkmýþ olmalarýdýr. Bilindiði üzere, o zamana kadar sendikasyon kredileri yoluyla Latin Amerika ülkelerine çok fazla borç vermiþ olan uluslararasý bankalar, paralarýný alamayýnca borç ertelemenin yanýsýra, bu alacaklarýnýn önemli bir bölümünden vazgeçmek durumunda kalmýþlar, kredi riskini tek baþlarýna taþýdýklarýndan dolayý da büyük zararlara uðramýþlardýr. Çare olarak, riskin bankalardan yatýrýmcýlara geçirilerek daðýtýlmasý ve etkin bir þekilde idare edilmesi fikrinin aðýrlýk kazanmasý sonucunda, uluslararasý finans piyasalarýnda bilanço dýþý menkul kýymete dayalý iþlemlerin (securitisation) ve türev ürünlerin (swap, forward/future ve option) önemi ve hacmi hýzlý bir þekilde artmaya baþlamýþtýr. Geriye dönüp bakýldýðýnda, söz konusu finansal inovasyon sonucu yeni enstrümanlarýn sisteme dahil edilmesiyle yanlýþ yapýldýðýný düþünmek herhalde mümkün deðildir. kolejliler ARALIK2008

69 uzman makalesi 69 Ancak, denetim otoriteleri ve kredi derecelendirme kuruluþlarý da dahil olmak üzere, hiç kimsenin insan doðasýnýn bu denli agresif bir risk iþtahý ile hareket edeceðini öngörmemiþ olmasýndan bahsetmek daha doðru olacaktýr. Nitekim, 2007 yýlý sonu itibariyle bütün dünya ülkelerinin milli gelirlerinin toplamý 60 trilyon $ civarýnda iken, bu enstrümanlarýn hacminin bunun 2-3 misli seviyesine ulaþmýþ olmasý finansal kaldýraçýn ne denli yoðun kullanýldýðýnýn en açýk göstergesidir. Aslýnda risk yönetiminin temel kurallarýný dahi göz ardý ederek bugünkü durumun ortaya çýkmasýnda payý olan profesyoneller, sadece kendi bankalarýný zora sokmakla kalmamýþ, yaratýlan finansal kaosun tüm dünyaya yayýlan etkisiyle hem sanayileþmiþ hem de geliþmekte olan ülkelerin büyük sýkýntýya girmelerine sebep olmuþlardýr. Nitekim, yaþamakta olduðumuz ve adeta bir tsunami etkisi yaratan krizde sermayeleri erimeye baþlayan (Lehman Brothers gibi) bazý finansman kuruluþlarý batmýþ, (Citi Group, Merrill Lynch, Dresdner Bank gibi) geride kalan dev bankalar ise ancak devlet desteðiyle veya baþka bir kuruluþ tarafýndan satýn alýnarak ayakta durmaya gayret eder hale gelmiþlerdir. Geçtiðimiz aylar içinde yüzmilyarlarca dolar yardým alan bu finansal kuruluþlarýn ayakta kalabilmek için daha ne kadar paraya ihtiyacý olduðu bilinmediði gibi, devletlerinden yardým talebinde bulunan þirketlerin listesi de uzamaya baþlamýþtýr. Nitekim bu zamana kadar saðlanan desteðe ilaveten dünyanýn en büyük finans gruplarýndan CITI için yeni bir kurtarma paketi açýklanmýþtýr. Avrupa ülkelerindeki durum ise ABD'den farklý deðildir. Baþta Ýngiltere, Almanya, Fransa, Ýtalya, Belçika ve Hollanda olmak üzere birçok ülkede bankalarýn batmasýný önlemek üzere hükümetler öncelikle mevduat garantisi vermek gibi tedbirler almýþlar ve çok büyük miktarlara varan sermaye desteðinde bulunmuþlardýr. Uluslararasý finans piyasalarýndaki þiddetli depremin hem sanayileþmiþ hem de geliþmekte olan ülkelerdeki etkileri dikkate alýndýðýnda, krizin reel sektörü de tehdit etmeye baþlayan genel bir ekonomik krize dönüþmekte olduðunu görmekteyiz. Nitekim ABD'nde iflasýn eþiðinde olan 3 otomobil üreticisi firmanýn devlet desteði saðlamaya çalýþtýðýný hepimiz takip ediyoruz. Benzer þekilde Avrupa Birliði de, bugüne kadar finans sektörüne verdikleri yüzmilyarlarca Euro'luk desteðe ilaveten, reel sektörü ayakta tutabilmek için 200 milyar $ tutarýnda yeni bir paket açýklamýþtýr. Bu türden örnekleri çoðaltmak mümkündür. Bundan sonra ne olacaðý, krizin ne zaman dip noktasýna ulaþacaðý herkesin merak ettiði bir konudur. Ýyimser tahminler 2009 ortasýna doðru ABD'nde nisbi bir iyileþmenin baþlayacaðý yönündedir. Ancak bu durumun, krizden çýkýþ emarelerinin bütün dünya ekonomilerinde ayný anda hissedileceði anlamýna gelmeyeceði aþikardýr. Diðer taraftan, halihazýrda sadece konut finansmanýndan doðan sýkýntýnýn yaþandýðý, bunun devamýnda iþyeri finansmaný ve kredi kartý ile ilgili zorluklarýn da ortaya çýkabileceðine iliþkin öngörüler piyasalarý tedirgin bir bekleyiþ içinde tutmaya devam etmektedir. Hangi senaryo geçerli olursa olsun, bütün dünya topyekün bir ekonomik durgunluða girmektedir. Baþta sanayileþmiþ ülkeler olmak üzere bütün ülkelerin ekonomik büyümelerinin 2009 yýlýnda önemli ölçüde yavaþlayacaðý, hatta eksiye döneceði öngörülmektedir. Dünyada 2002'den bu yana yaþanmakta olan likidite bolluðu ortadan kalkacaktýr. Institute of International Finance'in rakamlarýna göre 2007 yýlýnda geliþmekte olan ülke ekonomilerine akan fonlarýn toplam tutarýnýn 900 milyar $ civarýnda olduðu dikkate alýndýðýnda, 2009 ve sonrasýnýn bilhassa bu ülkelerin dýþ kaynak ihtiyaçlarý bakýmýndan ne denli zorlu geçeceðini anlamak daha kolay olacaktýr. Geldiðimiz noktada, sadece finansal kuruluþlarda deðil bütün firmalarda risk yönetiminin önemi artmýþ görünmektedir. Ayrýca, uluslararasý finans mimarisinin tekrar yapýlandýrýlmaya ihtiyacý olduðu açýktýr. Nitekim, Kasým ayý ortalarýnda yapýlan G-20 toplantýsýnda da bu yönde görüþmelerin yapýldýðýný biliyoruz. Bu süreçte devletlerin düzenleyici rolünün önemi ve aðýrlýðý açýk olmakla beraber, uluslararasý kuruluþlardan kredi derecelendirme firmalarýna kadar bütün piyasa oyuncularýnýn katkýda bulunabileceði katýlýmcý ve þeffaf bir yol izlenmesinin hayati olduðunu düþünüyoruz. Krizin Türkiye'deki Etkileri Uluslararasý finans dünyasý globalleþmenin en çabuk ve net bir þekilde hissedildiði alanlardan biridir. Hele hâlen yaþamakta olduðumuz ölçekteki þiddetli bir krizin dünyanýn diðer bölgelerinde de hissedilmemesi mümkün deðildir. Bu çerçevede, maalesef Türkiye de bu ekonomik depremden payýný almaya baþlamýþtýr; döviz fiyatlarý aþýrý bir dalgalanmaya girmiþ, borsa endeksi önemli ölçüde düþmüþ, gösterge faiz haddi %20'lerin üstüne çýkmýþ ve güven ortamý zayýflamýþtýr. Bu tür zamanlarda, hýzla kaybolan güven ortamýný mümkün olduðunca muhafaza etmek en önemli ve öncelikli konudur. Çünkü, takdir edileceði üzere, güven ortamýnýn yeniden inþasý mevcut durumu muhafaza etmekten her zaman daha masraflýdýr. Bu yönde atýlmasý gereken adýmlardan birincisi alýnacak tedbirlerde proaktif olmaktýr. Gerekli tedbirlerin herhangi bir gecikme olmaksýzýn zamanlýca uygulamaya konmasý halinde, bunlarýn maliyetinin olabilecek en düþük seviyede kaldýðý hatta bazýlarýnýn sýfýr maliyetle güven ortamýný saðlamaya yardýmcý olduðu tecrübeyle sabittir. Ýkinci olarak, beklentilerin yönetilmesi büyük önem taþýmaktadýr. Bunun için baþta iþ dünyasý olmak üzere toplumun her kesimiyle samimi ve inandýrýcý bir diyalog içinde olmak elzemdir. Üçüncü olarak, üretilen bilgilerin doðru, þeffaf ve tutarlý olmasýna dikkat edilmeli ve bu bilgilerin iyi zamanda olduðu gibi zor zamanlarda da paylaþýlmasýna devam edilmelidir. Son birkaç aydan bu yana olan geliþmelere bakýlacak olursa, güven ortamýný muhafaza etmekte ülke olarak iyi bir sýnav verdiðimizi düþünmek biraz zordur. Finansal krizin reel sektöre bulaþtýðýný söylemek de yanlýþ olmayacaktýr. Esasen 2004'ten bu yana hýz kaybetmeye baþlayan ekonomimiz zor bir zamanda bu krize yakalanmýþ durumdadýr. Korkulan husus, artan enflasyon ve düþmeye devam eden büyüme rakamlarý neticesinde halihazýrda bütün sektörleri kaplamýþ olan tedirginliðin ve sýkýntýlarýn 2009 yýlýnda daha da derinleþmesidir. Krizin ekonomimiz üzerindeki ilk etkilerinin aþaðýdaki alanlarda hissedileceðini söyleyebiliriz: ARALIK2008 kolejliler

70 uzman makalesi 70 M. Aydýn KARAÖZ 74 Halen Oyak Anker Bank Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalýþmakta olan Aydýn Karaöz, TED Ankara Koleji nden 1974 yýlýnda mezun olduktan sonra, A.Ü. Hukuk Fakültesi'nde okumuþ, mezuniyetinin ardýndan, Harvard Law School'da "New Financial Instruments in International Capital Markets" konulu master çalýþmasýyla LL.M. derecesini almýþtýr. Çalýþma hayatýna 1980 yýlýnda Hazine Müsteþarlýðý'nda baþlayan Aydýn Karaöz, 2003 yýlýnda Dýþ Ekonomik Ýliþkiler Genel Müdürlüðü, Yabancý Sermaye Genel Müdürlüðü, Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüðü ile Teþvik ve Uygulama Genel Müdürlüðü'nden sorumlu Müsteþar Yardýmcýsý iken kamu sektöründeki görevinden ayrýlmýþtýr. Bu görevinden önce yýllarý arasýnda Dýþ Ekonomik Ýliþkiler Genel Müdürü olarak hizmet veren Aydýn Karaöz, diðer birçok konunun yanýsýra devletin bütçe ve proje finansmaný amaçlý dýþ borçlanmasýndan sorumlu olarak çalýþmýþtýr. Ayrýca Ýþ Bankasý'nda Yönetim Kurulu Denetçisi ( ), Türkiye Teknoloji Geliþtirme Vakfý ( ), Türk Eximbank ( ), Council of Europe Development Bank ( ), Black Sea Trade and Development Bank ( ) ve Oyak Bank ta ( ) Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmýþtýr. 1) Büyüme Güven ortamýnýn zayýflamasý insanlarýn tüketim giderlerinde bir azalmaya sebebiyet vermektedir. Benzer þekilde, yüksek seyreden faizlerin de etkisiyle özel yatýrým harcamalarýnýn da ertelendiði görülmektedir. Bu durumda, resmi makamlar tarafýndan %3.5-4 olarak öngörülen 2009 yýlý büyüme hedefinin gerçekleþmesi zordur. Bu konudaki hakim kanaat, en yüksek %2 civarýnda bir ekonomik büyüme ile önümüzdeki yýlý tamamlayacaðýmýz yönündedir. Bu ortamýn ilk ortaya çýkan sonucu ise iþsizliðin artmasýdýr. 2) Özel Sektörün Kredi Borçlarý Ülkemizde 2001 yýlýnda yaþanan ekonomik krizden sonra gerçekleþtirilen yapýsal düzenlemeler bankalarýmýzý eskiye oranla daha saðlýklý duruma getirmiþtir. Bankalarýn kredi verebilmeleri için en önemli kaynaklarýndan biri yurt dýþýndan saðladýklarý finansman imkanlarýdýr. Ancak mevcut koþullar çerçevesinde bankalarýn yeni kredi alma imkanlarý daralacaðý gibi, vadesi dolacak olan sendikasyon kredilerinin de iyimser bir bakýþla ancak %50-70 oranýnda yenilenebileceði tahmin edilmektedir. Bu noktada, mevduata verilen garantinin artýrýlmasý hiç olmazsa mevcut yurtiçi tasarruflarýn bankacýlýk sisteminde kalmasýný saðlamak bakýmýndan önemlidir. Nitekim, batý ülkelerinde ilk alýnan tedbirlerden biri bu yönde olmuþtur. Diðer taraftan, son yýllardaki ekonomik konjonktür KOBÝ'ler de dahil olmak üzere her büyüklükteki özel sektör firmalarýnýn da döviz cinsinden orta/uzun vadeli borçlanmalarýna imkan tanýmýþtýr. Þirketlerin taþýdýklarý kur riski yüküne ilaveten yeni finansman imkanlarýnýn da daralmýþ olmasý, bu borçlarda kredi riskinin ortaya çýkmasý ihtimalini artýrmaya baþlamýþtýr. Bu tehlike bilhassa KOBÝ'ler bakýmýndan daha büyüktür ve zora giren bilanço sýkýntýlarýnýn zincirleme bir etki yaratmasýndan endiþe edilmektedir. Bu ortamda zayýflayan þirket bilançolarý bankalarýn tedirginliðini artýrmakta ve ticari kredilerde de bir daralmanýn ortaya çýkmasý kaçýnýlmaz hale gelmektedir. 3) Ýhracat Gelirlerinin Azalmasý Bütün göstergeler dünya ticaret hacminde ciddi bir daralmaya iþaret etmektedir. Buna ilaveten, ülkemizin ihracatýnýn %60'lýk bölümünün yapýldýðý Avrupa ülkelerindeki ekonomik büyüme tahminleri önemli ölçüde aþaðý doðru revize edilmiþtir. Doðal olarak, ihracatýmýz bu ekonomilerdeki daralmaya paralel olarak azalacaktýr. 4) Dýþ Finansman Ýhtiyacý Ülkemizin iç tasarruflarýnýn yetersiz olmasý, büyüme için dýþ kaynaklarýn kullanýlmasýný zaruri kýlmaktadýr. Nitekim, Türkiye'nin yýllar itibariyle büyüme performansý incelendiðinde dýþ kaynaðýn varlýðý ile büyüme oranlarý arasýnda paralel bir iliþki olduðu kolayca görülecektir. Geçtiðimiz yýllarda dünyadaki likidite bolluðunun etkisiyle gerek yabancý yatýrýmlar gerekse borçlanma yoluyla kolayca yurda gelen fonlar dýþ finansman bakýmýndan rahat bir dönem yaþanmasýný saðlamýþtýr. Ancak deðiþen dünya konjonktürü önümüzdeki dönemde yeni kaynaklarýn bulunmasýný zorlaþtýracaktýr. Buna mukabil, IMF ile yapýlacak yeni bir stand-by düzenlemesinin bu zorluklarý aþmada yardýmcý olacaðý düþünülmektedir. Ancak, IMF desteðinin deðeri bilinmekle beraber, sürdürülebilir bir dýþ finansman programýnýn baþarýyla uygulanabilmesi için asýl ve önemli olanýn ülkenin uzun dönemde izlediði strateji olduðu gözden uzak tutulmamalýdýr. Mevcut kriz ortamýnda zaman hergün yeni bir tahribat yaratarak hýzla akýp gitmektedir. Ülkemize çok pahalýya mal olan 2001 krizinden sonra inþa etmeye baþladýðýmýz daha güçlü zemin için ulusca büyük fedakarlýklarda bulunduk. Bu zeminin kaybolmasýna mahal vermemek için ihtiyaç duyulan tedbirlerin hýzla alýnmasý gerekiyor. kolejliler ARALIK2008

71

72 bilim-teknoloji 72 Türkiye de bilim merkezleri Hüsnü AKALIN 63 Renko Ltd. Þti. Toplumlarýn eðitim düzeyi, ülkelerin geliþmesinin en önemli faktörlerinden biridir. Sadece çocuklar deðil tüm toplum eðitim çalýþmalarýnýn hedefi olmalýdýr. Teknolojik geliþmenin temel unsuru da fen eðitimidir. Günümüz anlayýþýnda bilgisayar ve teknolojik aksesuarlar ile eðitim vermek yaygýn hale gelmiþtir. "Çaðdaþ eðitim bu þekilde olmalýdýr" gibi bir düþünce ön plana çýkmaktadýr ve bu durum çocuklarý sanal bir aleme doðru itmektedir. Topluma ve özellikle de geleceðin büyükleri olan çocuklarýmýza gerçeði göstermenin, dokunarak, eðlenerek ve kalýcý öðrenmenin önemli araçlarýndan bir tanesi toplum, bilim ve teknoloji merkezleridir. Burada ilk olarak "Bilim Merkezi" nedir sorusuna cevap vermek gerekir. Bilim Merkezi, bilim, teknoloji ve eðitim alanlarýný temsil eden ve bu alanlarýn tüm özelliklerini kendi içinde birleþtiren bir yapýdýr. Bu yapýda amaç, bilgi toplumu yaratmak, bilime ve teknolojiye karþý bir ilgi uyandýrmak ve tüm bunlarýn bireysel ve toplumsal önemini vurgulamaktýr. Bu merkezler baþta çocuklar olmak üzere toplum ile bilimi buluþturmaktadýr. Kiþiler, bu merkezlerde bilimin temel kavramlarýný eðlenceli bir þekilde zorlanmadan, sýnýrlanmadan, deneyerek öðrenebilme þansýna sahip olmaktadýr. Ayrýca fen bilimlerine olan ilgileri artmakta ve kendilerine zor gelen bilimsel kavramlarýn aslýnda etraflarýnda var olduðunu görüp bu alana daha çok yönelebilmektedir. Bilim Merkezlerinde çocuklar bazý sorulara yanýt ararken ayný zamanda gizil öðrenmeler yaþamaktadýr. Bu sorulardan bazýlarý, - Kendimi bir iple yukarý çekebilir miyim? Bunu nasýl baþarabilirim? - 1kg aðýrlýkla 5kg'lýk bir aðýrlýðý kaldýrmak mümkün müdür? - Bir florasaný fiþe takmadan yakmak mümkün müdür? - Tek ayaðýmý ve elimi oynatarak uçmam mümkün mü? - Koni þeklinde bir materyal itmeden yokuþ yukarý yuvarlanabilir mi? - Fýsýldayarak konuþursam 10 m ileride duran arkadaþým benim sesimi nasýl duyabilir? Çocuklarýn Bilim Merkezlerini dolaþýrken aklýna takýlan bu sorular onlarýn sorgulama ve araþtýrma duygusunu arttýrýrken ayný zamanda da onlara yaparak yaþayarak öðrenme fýrsatý tanýmaktadýr. Bu da eðitimde þu an izlenmekte olan en temel anlayýþtýr. Bilim Merkezi konsepti aslýnda yeni ortaya atýlmýþ bir fikir, çalýþma deðildir. Geçmiþi 16.yüzyýla kadar uzanan bu fikir, ülkemizde yeni yeni önemsenmeye baþlanmýþtýr. Oysaki geliþmiþ ülkelerde Toplum ve Bi- kolejliler ARALIK2008

73 bilim-teknoloji 73 ve bilim merkezlerine bakýþ Renko Ltd. Þti. olarak temel amacýmýz bu merkezleri ülkemizde yaygýnlaþtýrmak ve bu merkezler için gerekli ürünlerin yerli üretimini saðlamaktýr. Þu an aktif olarak beþ farklý ilde bilim merkezi çalýþmalarýmýzý baþarýlý bir þekilde yürütmekteyiz. Hem ülkemizde bu çalýþmalarýn ilerlemesi hem de yerli üretim ve teknik destek saðlama açýsýndan gösterdiðimiz gayretin haklý gururunu yaþamaktayýz. Toplumu bu konuda bilinçlendirme aþamasýnda ilgili kiþi ve kurumlarý da ayný gayreti göstermeye davet ediyoruz. Hüsnü AKALIN 63 lim Merkezleri her þehir ve bölgede çok sayýda bulunmakta ve aktif olarak toplumu bilinçlendirme çalýþmalarýna devam etmektedir. Ülkemizde Bilim Merkezleri konusundaki eksikliði gidermek amacý ile son senelerde ODTÜ Toplum ve Bilim Merkezi, ÝTÜ Bilim Toplum Uygulama Araþtýrma Merkezi, Þiþli Belediyesi Bilim Merkezi, Rahmi M. Koç Müzesi, Feza Gürsey Bilim Merkezi gibi merkezler kurulmuþtur. Ýsteðim bu tesislerin zaman içinde büyümesi ve yurt genelinde yaygýnlaþmasýdýr. Hüsnü Akalýn, 1963 TED Ankara Koleji mezunu olup ODTÜ Fizik bölümünde lisans eðitimini tamamlamýþtýr. Lisans eðitiminden sonra University of Essex Opto-Elektronik alanýnda yüksek lisans yapmýþtýr. ODTÜ Fizik Bölümü, TÜBÝTAK-SAGE ve Hacettepe Fizik Bölümü'nde araþtýrmacý ve öðretim görevlisi olarak çalýþtýktan sonra 1985 yýlýnda Renko Firmasý'ný kurmuþtur. Renko Ltd. Türkiye'de üniversite ve lise fizik laboratuarlarý için fizik deney setleri ve ayrýca Bilim Merkezi ürünleri üreten profesyonel, önder bir kuruluþtur. ARALIK2008 kolejliler

74 spor 74 Kolej'in Milli Takým a kazandýrdýðý isim Pertev Öngüner Basketbolla ilgilenenlerin yakýndan tanýdýðý bir oyuncu Pertev Öngüner. Basketbola henüz Kolej'de ilkokul ikinci sýnýftayken baþlayan Pertev, bugün geleceðin en ümit veren sporcularý arasýnda bulunuyor. Baþarýlarýyla adýndan sýk sýk söz ettiren, TED Ankara Kolejliler'den Türk Telekom'a transfer olan Pertev Öngüner'le spordaki baþarýlarý ve gelecek hedefleri üzerine görüþtük. Bizlere kendini tanýtýr mýsýn? Basketbolla tanýþman ne zaman ve nasýl oldu? Ankara da 15 Ocak 1991 yýlýnda doðdum. TED Ankara Koleji'ne 1998 yýlýnda ikinci sýnýftayken baþladým. Bu sene lise sondayým yýlýnda geçirdiðimiz trafik kazasýnda babamý kaybettim. Annemle birlikte yaþýyorum. Önceleri basketbola çok ilgim yoktu. Babam eskiden futbolcu olduðu için futbola çok meraklýydým. Babamla birlikte futbol maçlarýna giderdik. Sonra ilkokul ikinci sýnýfta basketbol kurslarýna baþladým. Üçüncü sýnýfta beden eðitimi dersinde basketbol oynarken, hocam Ali Þahin takým antremanlarýna katýlmamý istedi. Ve böylece basketbol takým çalýþmalarýna baþladým. O günden itibaren aralýksýz Kolej'in basketbol takýmýnda oynadým. Bu sezon baþýnda Türk Telekom'a transfer oldum. Bunca yýl Kolej'de oynadýktan sonra baþka bir takýma geçmek nasýl bir his? Aslýnda Kolej'den ayrýlmak zor oldu benim için. Kolej, basketbol anlamýnda benim doðup büyüdüðüm yerdi. Hem TED'de okuyor, ayný zamanda da okul ve kulüp takýmýnda oynuyordum. Bu anlamda hep Kolej'in içindeydim. Benim buraya gelmemde büyük katkýlarý nedeniyle Kolej'e çok teþekkür ediyorum. Aslýnda benim Ýstanbul'daki bir takýma transfer olmam bekleniyordu. Çünkü özellikle Efes Pilsen ve diðer büyük Ýstanbul takýmlarýndan teklifler aldým. Teklif almak güzel ama insanýn bir yere konsantre olmasý gerekiyor. Daha sonra Telekom'dan teklif aldým. Beþ yýllýk bir kontratým var ve Telekom'da oynadýðým için mutluyum. Telekom'un maddi manevi her açýdan benim için doðru yer olduðunu düþünüyorum. Tek hedefim oynadýðým kulüpte ilerlemek, A takým ve 1.lig seviyesinde oyuncu olmak. Bu yýl Genç Milli Takýmý'na da çaðýrýldým. Milli takýmda oynamak ayrý bir duygu. Ýlk kez Lise 1'deyken milli takým davetimi aldým ve Lise 2'de yýldýz milli takýmla Avrupa Þampiyonasý'nda oynadým. Milli takýma Türkiye'nin birçok yerinden önemli kulüplerden oyuncular geliyor. Þimdi 2009'daki Avrupa Þampiyonasý'na hazýrlanýyoruz. Basketbolu okulla birlikte yürütmenin zorluklarýný yaþadýn mý? Zaman zaman bunun zorluklarýný yaþadým. Bir noktadan sonra ikisinden birini tercih etmek zorunda kalýyorsunuz. Eðer basketbolu profesyonel olarak düþünüyorsanýz, tercihinizi basketboldan yana kullanmak zorundasýnýz. Çün- kolejliler ARALIK2008

75 spor 75 kü spor için çok büyük zaman harcamanýz gerekiyor. Disiplinli yaþamanýz gerekiyor. Özel yaþamýnýza dikkat etmeniz gerekiyor. Ben tercihimi daha çok basketboldan yana kullandým. Ama tabii ki eðitimim de benim için çok önemli. Bu yýl bir de üniversite sýnavý var. Elimden geldiði kadar hem derslerimi hem basketbolu bir arada götürmeye çalýþýyorum. Ama öncelik yine basketbol benim için. Bu sene son senem olduðu için biraz daha fazla zorluk çekiyorum. Takýmda bir tek ben okula gidiyorum. Bu yüzden gündüz antremanlarýna katýlamýyorum. Bu açýðý kapatmak için okuldan sonra her gün çalýþýyorum. Haftada hiç boþ vaktim yok. Sabah sekizden dörde kadar okuldayým. Okuldan sonra kulübe gidiyorum. Eve gelmem akþam dokuzu buluyor. Okul dýþýndaki zamanýmýn çoðunluðunu basketbolla geçiriyorum diyebilirim. Ailenin basketbola yaklaþýmý nasýl oldu? Babamýn ve annemin isteði üzerine basketbola yönelmiþtim. Özellikle babam basketbolcu olmamý çok istemiþti. Ailemin hiçbir zaman dersler konusunda bir baskýsý olmadý, böylece basketbola daha rahat odaklanýyordum. Babamý kaybettikten sonra annem de bana her zaman destek oldu, her konuda arkamda oldu. Hem hocalarým, hem ailemle hiçbir sýkýntým olmadý. Onlara çok teþekkür borçluyum, buraya gelmemde emekleri büyüktür. Basketbolda kendine örnek aldýðýn kiþiler var mý? Genelde herkes Amerika'daki oyuncularý kendine örnek alýr. Türk Telekom'daki Serkan Erdoðan'ý çok beðeniyorum. O da bir Kolej mezunu ve basketbola Kolej'de baþlamýþ bir oyuncu. Avrupa'da iyi yerlere gelmiþ biri. Onu hem izlemekten çok zevk alýyorum hem de bir çok yönden kendime benzetiyorum. Ayrýca Harun Erdenay ve Ýbrahim Kutluay da örnek aldýðým oyuncular arasýnda. Ýlerisi için neler yapmak istiyorsun, hedeflerin nelerdir? Basketbolcu olmak çok zor bir þey. Daha 17 yaþýndayým ve hiçbir zaman ben basketbolcu oldum demedim. Önümde çok uzun yýllar olduðunu düþünüyorum. Daha çok çalýþmam gerektiðini biliyorum. Ýlerisi için, Telekom'la uzun süreçli bir kontratým var. Bu süreçte de elimden geleni yapýp, beþ yýlýmý en iyi þekilde deðerlendirmek istiyorum. A takýmda birinci lig seviyesinde iyi yerlere gelmek istiyorum. Sonrasýnda da Avrupa ya da Amerika'da oynamak isterim. Eðitimimi devam ettirip, basketbolla birlikte yürütebileceðim bir üniversitede okumak istiyorum. Bu, Hacettepe ya da Ankara Üniversitesi spor akademisi olabilir. Yoðun tempolu çalýþtýðým için dershaneye gidemiyorum. Öncelikle hedefim spor akademisi ama sýnavda alacaðým puana göre de tercih yapabilirim. Basketbolu seven ilerde bu dalda kariyer yapmak isteyenlere neler önerirsin? Basketbolcu olmak için en önemli þey disiplinli çalýþmak; basketboldan, antremanlardan taviz vermemeliler.. Hayatlarýnýn her alanýnda basketbol her zaman en önde olmalý. Bunun dýþýnda mutlaka bir potansiyel, bir yetenek gerekiyor. Yetenek olmadan sadece çalýþmanýn da yeterli olduðunu söylemiyorum. Potansiyelin yanýnda programlý çalýþmak ve biraz da þansýn katkýsýyla iyi bir oyuncu olunabileceðini düþünüyorum. TED Ankara Koleji ile ilgili neler söylemek istersin? TED Ankara Koleji'nin çok büyük bir camia olduðunu düþünüyorum. Mezun olduktan sonra da Kolej hayatýmda hep olacaktýr. Þu an basketbolda buraya gelmemde de Kolej'in büyük bir katkýsý var. Okul olarak çok iyi bir eðitim verdi, çok geniþ bir sosyal çevre kazandýrdý. Bu arada bana verdikleri destek için baþta Süha Günel olmak üzere tüm Yönetim Kurulu'na teþekkür etmek istiyorum. Ve öncelikle benim bu günlere gelmemde çok büyük katkýsý olan antrenörüm Hakan Midilli'ye çok þey borçlu olduðumu söylemeliyim. Kolej benim çok þey borçlu olduðum bir camia. Kolej'de hem kulüp takýmý olarak hem de okul takýmý olarak çok büyük baþarýlarýmýz oldu. Türkiye þampiyonluðumuz, ikinciliðimiz. dördüncülüðümüz oldu. Hep can yakan bir takým olduk. Çünkü bizim dýþarýdan alýnan oyuncularýmýz pek olmadý, hep okulda oynayan oyuncular daha çok ön plandaydýk. Çeþitli ödüllerin de var, bunlardan da bahseder misin? 2006 yýlýnda San Antonio Spurs Summer Camp'da Amerika'da En Deðerli Oyuncu ve En Ýyi Guard ödülleri aldým. Bunun yaný sýra takým olarak, Türkiye Þampiyonluðu, ikinciliði; dördüncülüðü, Milli takýmla, Avrupa dördüncülüðü ve birçok özel turnuvada birinciliði yaþadýk. Bir çok maç yaptýn. Bunlar arasýnda asla unutmam dediðin var mý? 2007 Avrupa Þampiyonasý'nda Yunanistan'la yaptýðýmýz maçý hiç unutamýyorum. Bu maçý hayatým boyunca unutamam. Bazen tekrar tekrar kasetlerini izliyorum. Girit Adasý'nda Yunanistan'la çeyrek final maçý yaptýk. Yunanistan'la kendi seyircisi önünde oynamak çok zordu. Çok sert bir maç oldu. Tribünde seyircimiz çok azdý kadar Yunan taraftara karþýn beþ altý seyircimiz vardý. Maçýn ilk iki periyodunda Yunanistan 20 sayý öndeydi. 20 sayý basketbol için önemli bir farktýr. Ama milli takým formasýný giyince farklý bir duygu oluyor. Son saniyesine kadar azimle oynadýk, maçý biz kazandýk ve yarý finale çýktýk. Benim için unutulmaz bir maçtý. ARALIK2008 kolejliler

76 spor 76 Bayan Voleybolda lig hasretimiz bitti sezonunda klasman grubunda 3.olduktan sonra Bayanlar voleybol 1. liginden çekilen takýmýmýz voleybol sezonunda tekrar salonlarda. Geçen sene sezon öncesi kura çekiminden önce ligden çekilen takýmýmýz, bu sezon mücadelesine voleybol 2. liginden baþladý, Voleybol liglerinin açýlýþ maçý da olan ilk maçýmýz öncesinde TED Ankara Koleji Mezunlarý Derneði Baþkaný Sn. Bülent Baðdatlý takým kaptanýmýz Nihal Ýþçi'ye baþarýlý bir lig temennisiyle çiçek takdim etti. Bir sene aradan sonra voleybol sahalarýna aðýrlýklý olarak TED Ankara Koleji'nde okuyan öðrencilerin oluþturduðu yeni bir takýmla dönen, ana sponsor olarak Ýba Kimya ve NTF firmalarýnýn mali desteðini alan, TED Ankara Koleji Mezunlarý Derneði spor komitesi "Die4you" ve sporcu ailelerinin tribünlerden desteklediði, Ýbakimya TED Ankara Kolejliler Bayan voleybol takýmýmýzýn ilk maçýný kazanmasý tribünler ile birlikte teknik heyeti de sevindirdi. Ýlköðretim Okulumuz Yýldýz Kýz Voleybol Takýmýnýn Türkiye Þampiyonu olmasýný müteakip 13 Mayýs 2008 tarihinde sitesinde yayýnlanan röportajda bayan voleybol takýmýmýz Teknik Direktörü Sn. Yusuf Çavuþoðlu; "Baþarýnýn olduðu yerde destek oluyor. Sahada 3-0 sürekli yenilen bir takýma ne kadar destek olunur ki... Geçen sene 1. lig klasman grubunda üçüncü olmuþtuk.. Tabii maçlarý kazandýkça seyirci sayýsý, oradaki ortam, tribünlerin neþesi artmýþtý. O kadar güzel oldu ki, hatta Federasyon Baþkaný bile Kolej gitmemeli 1. ligde olmalý, renk katýyor demiþti. Bunu bana söyleyen çok insan oldu. Siz bir renktiniz, Kolej olmak, kolej çocuklarýnýn oynuyor olmasý, oraya gelen insanlar, çok önemliydi. Ama olmadý. Ben o zaman yine geliriz dedim. Çünkü biz camiayýz; camialar her zaman vardýr. Die4you bu manada bizim sesimiz olmalý. Die4you camiada etkili bir grup oldu, etkili ve seviyeli. Gerek maçlarda takýma destek gerekse yazýlarýyla insanlarý onurlandýrarak, motive ederek Bizim yanýmýzda olur ise biz daha kýsa dönemlerde, daha iyi yerlere geliriz" diyordu, aradan çok fazla zaman geçmedi, Bayanlar Voleybol 2. liginde mücadelesine baþlayan takýmýmýz bugüne kadar oynadýðý 6 maçýn 4'ünü kazandý. Hedefte önce "play off"lar sonrasýnda ise tekrar 1. lig var. Aydan Özkazanç 79 kolejliler ARALIK2008

77 Türk Eðitim Derneði 77 Türk Eðitim Derneði 29 Ekim'in anlamýný layýkýyla dolduran bir kutlama gerçekleþtirdi 80 yýldýr gururla taþýdýðý meþalesiyle eðitim dünyasýný aydýnlatan Türk Eðitim Derneði, Türkiye tarihinin en büyük kývancýný simgeleyen Cumhuriyet Bayramý'ný, yine Türkiye adýna son derece anlamlý bir amaçla buluþturdu. Türk Eðitim Derneði, maddi yetersizlikler nedeniyle öðrenim göremeyen öðrencilere burs saðlamak amacýyla Cumhuriyet Balosu düzenledi. Baloya, Türk Eðitim Derneði Genel Baþkaný Selçuk Pehlivanoðlu, TED Yönetim Kurulu Üyeleri, Ankara Valisi Kemal Önal, Ankara'nýn önde gelen isimleri ve kanaat önderlerimiz ile burslu öðrencilerimiz katýldý. Bugüne kadar 45 binden fazla öðrenciye burs imkaný saðlayan Türk Eðitim Derneði, 25 Ekim 2008 Cumartesi günü Ankara Palace (Devlet Konuk Evi) salonunda düzenlediði Cumhuriyet Balosu'ndan elde ettiði geliri maddi olanaklarý yeterli olmayan ancak baþarýlý öðrencilere burs olarak aktardý. Eðitimde Yeni Ufuklar IV: Hizmet-içi Eðitimlerde Yeni Yönelimler Bilim Kurulumuz tarafýndan her yýl geleneksel olarak düzenlenmekte olan Eðitimde Yeni Ufuklar Sempozyumunun dördüncüsü 6-7 Kasým 2008 tarihinde Ankara Bilkent Otel Sakarya Salon da gerçekleþtirilmiþtir. Konusu Eðitimde Yeni Ufuklar IV: Hizmet-içi Eðitimlerde Yeni Yönelimler olarak belirlenmiþ olan sempozyuma Milli Eðitim Bakanlýðýnýn Temsilcileri, Türk Eðitim Derneði Yönetim Kurulu, Türk Eðitim Derneði Bilim Kurulu ve Türk Eðitim Derneði Gönüllüler Kurulu üyeleri, TED Okullarý yöneticileri ve öðretmenleri, üniversite öðretim elemanlarý, öðretmenler ve öðrenciler katýlmýþtýr. TED Bilim Kurulu Baþkaný Prof. Dr. Berrin Akman ve TED Genel Baþkaný Selçuk Pehlivanoðlu nun açýlýþ konuþmalarýyla baþlamýþ ve iki gün devam etmiþ olan sempozyumda 1. günün ilk oturumunda TED Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Servet Özdemir Türkiye deki Hizmet Ýçi Eðitimlere Genel Bakýþ konulu bir sunum yapmýþtýr. 2. oturumda TED Bilim Kurulu Baþkan Yardýmcýsý Doç Dr. Selahattin Gelbal, toplantýdaki tartýþmalara bir zemin oluþturmasý amacýyla, hizmet içi eðitimler sýrasýnda öðretmenlerden toplanmýþ görüþleri katýlýmcýlarla paylaþmýþtýr. 1. günün son oturumunda Yeni Yönelimler konulu Panel, TED Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Yasemin Koçak Usluel Oturum Baþkanlýðýnda gerçekleþmiþtir. Panelde Hacettepe Üniversitesi Eðitim Fakültesi öðretim üyesi Prof. Dr. Petek Aþkar, Ankara Üniversitesi Uzaktan Eðitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Nurettin Þimþek ve Osmangazi Üniversitesi Eðitim Fakültesi öðretim üyesi Doç. Dr. Selahattin Turan panelist olarak yer almýþlardýr. 2. gün TED Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Servet Özdemir baþkanlýðýnda gerçekleþtirilen ilk oturumda Milli Eðitim Bakanlýðý Öðretmen Yetiþtirme ve Eðitimi Genel Müdürü Ömer Balýbey, Öðretmen Yeterlikleri konusunda, Milli Eðitim Bakanlýðý Hizmet Ýçi Eðitim Daire Baþkaný Ahmet Fikret Bayraklý Milli Eðitim Bakanlýðýnýn Yaptýðý Hizmet içi Eðitimler ve Sonuçlarý konusunda ve Milli Eðitim Bakanlýðý Teftiþ Kurulu Baþkaný Muzaffer Doðan Öðretmenlerin Hizmet içi Eðitimlerinde Denetimin Rolü konusunda sunumlar yapmýþlardýr. Sempozyumun son oturumunda Türkiye de Hizmet Ýçi Eðitim Uygulamalarýnýn Etkililiði ve Çözüm Önerileri konulu panel yapýlmýþtýr. Oturum Baþkanlýðýný TED Bilim ve Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Özlem Özkanlý nýn yürütmüþ olduðu panele, Gürkaynak Yurttaþlýk Enstitüsünden Prof. Dr. Ýpek Gürkaynak, Gazi Üniversitesi Gazi Eðitim Fakültesinden Prof. Dr. Ziya Selçuk, ODTÜ Sürekli Eðitim Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hüseyin Vural ve Sabancý Üniversitesi Eðitim Reformu Giriþimi Koordinatörü Neyyir Berktay sempozyuma panelist olarak katýlmýþlardýr. ARALIK2008 kolejliler

78 kampüs 78 TED Ankara Koleji nde Cumhuriyet ve Atatürk sevgisi 80 yýllýk bir Cumhuriyet kurumu olan TED Ankara Koleji'nde, Cumhuriyetin 85. yýl kutlamalarý tam bir þölen havasýnda geçti. TED Ankara Koleji Özel Lisesi Korosu, 26 Ekim tarihinde, Anýtpark'ta, 81 ilden gelen 2 bine yakýn gönüllünün görev aldýðý, 51 koro ve 7 bandodan oluþan "85. Yýl Cumhuriyet Korosu"nda baþkentlilere konser verdi. Ýncek Kampüsü'nde, 29 Ekim günü gerçekleþtirilen Cumhuriyet Bayramý törenleri ise oldukça renkli geçti. ÇOKSESLÝ KORO BÝR KOLEJ GELENEÐÝ Anýtparktaki dev Cumhuriyet Korosu'nda yer alan TED Ankara Koleji Çoksesli Korosu, aslýnda bir Kolej geleneði yýlýnda müzik öðretmeni Ziya Aydýntan tarafýndan kuruldu ve kuruluþundan bu yana katýlmýþ olduðu yarýþmalardan çeþitli ödüllerle döndü. Koro, daha önce 5 kez katýldýðý Polifonik Korolar Þenliklerinde "Müzikalite ve Müzikal Dinamikler", "Eser Yorumlamada Koro Þef Uyumu ve Koro Disiplini", "Çalgý Eþlikli Yapýt Yorumlamada Baþarý", "Sahne Görünümü ve Sempati", "Polifonik Müziðe Hizmet Þilti" ödüllerine deðer bulundu. Çalýþmalarýný ders dýþý zamanlarda yapan koronun repertuarýnda Barok dönemden, çaðdaþ müziðe kadar her dönemden eserler bulunmakta. Koroyu kuruluþundan bu yana çalýþtýran deðerli öðretmenler ise þunlar: Ziya AYDINTAN, Nevzat ÖZGÜL, Gönül OYMAN, Muammer ALTINOK, Filiz KAPÇAK, Esin KA- YAN ve Serdar DÝLEKCAN. 100 lise öðrencisinden oluþan koro, 18 yýldýr TED Ankara Koleji Müzik Öðretmeni ve Müdür Yardýmcýsý Serdar Dilekcan'ýn þefliðinde çalýþmalarýný sürdürüyor. Gazi Eðitim Fakültesi Müzik Eðitimi Bölümü'nden 1985 yýlýnda mezun olan Dilekcan, 2000 yýlýnda Viyana'da, 2001 yýlýnda Berlin'de düzenlenen AMIS International Honor Band and Choire Festivallerine de katýldý. CUMHURÝYETÝMÝZÝN 85. YILINI KUTLADIK 29 Ekim Cumhuriyet Bayramý kutlamalarý nedeni ile TED Ankara Koleji'nde okullarýn koridorlarý birbirinden güzel süslemelerle donatýldý. Öðrenciler ise her zaman olduðu gibi müzik, spor, dans ve hitabet yeteneklerini en güzel biçimiyle törenlerde sergileyerek Cumhuriyet'e ve Atatürk'e olan baðlýlýklarýný dile getirdiler. Bando, nefesli ve yaylý sazlar orkestrasý, söz ve müzik korolarý, salon danslarýndan, modern dansa, halk oyunlarýna varýncaya dek düzenlenen pekçok etkinlik, törenlerde beðeni ile izlendi. Cumhuriyet Bayramý töreninde Ýlköðretim Okulu Müdürümüz Merih Törüner, günün anlam ve önemine iliþkin yaptýðý konuþmada öðrencilerine seslendi: "Laik Türkiye Cumhuriyetine sahip çýkacak ve bu doðrultudaki hedeflere ulaþmakta zorluk çekmeyeceksiniz. Yarýnlarýmýz sizlerle aydýnlanacak. Sizler- kolejliler ARALIK2008

79 kampüs 79 le mutlu olacaðýz. Ýstiklal ve Cumhuriyetimizi sizler, koruyacaksýnýz. En büyük vazifeniz budur. Cumhuriyet bayramýný yalnýzca bugün deðil, hergün yaþatmanýzý diliyor, bayramýnýzý kutluyorum." diyen Merih Törüner'in konuþmasý büyük alkýþ aldý. Ýlköðretim öðrencilerimizin canlandýrdýðý "Selanik'ten Cumhuriyet'e" isimli kompozisyon baþarýlý dramatizasyonu ile dikkat çekti. Þef Ahmet Ünlü yönetimindeki Ýlköðretim Okulu Bandosunun çaldýðý marþlara, TED Ankara Koleji Yönetim Kurulu Genel Saymaný Mehmet Tümer, TED Ankara Koleji Vakfý Genel Müdürü Sevinç Atabay, Ýlköðretim Okulu Müdürü Merih Törüner ve Anaokulu Müdürü Nilgün Kaynaroðlu, coþku ile eþlik ettiler. Lise Kýsmýnda gerçekleþtirilen Cumhuriyet Bayramý töreninde Lise Müdürü Aydýn Ünal, öðrenci, öðretmen ve velilerin Cumhuriyet Bayramlarýný kutladý. TED Ankara Koleji'nde öðrencilerin Atatürk ilke ve inkýlaplarýný özümseyerek yaþadýklarýna verilebilecek en güzel örneklerden biri 29 Ekim töreninde, TED Ankara Koleji Özel Lisesi Atatürkçü Düþünce Topluluðu üyesi 12-E sýnýfý Koray Erbaþý'nýn yaptýðý konuþmaydý. Koray Erbaþ, övgü alan konuþmasýnda: "Tarih bugüne ýþýk tutmaktadýr. Cumhuriyet ve ulus devlet düþmanlarý, bugün de amaçlarýndan vazgeçmemiþtir, Ama þu unutulmamalýdýr ki Mustafa Kemal'in ýþýðý, Türk ulusunu aydýnlatmaya devam etmektedir. Cumhuriyet'in ilke ve devrimlerini sulandýrmak, yeniden yorumlamak isteyenlere, farklý bir Türkiye hayali kuranlara karþý Atatürk gençliði, devrimlerden ve Cumhuriyet'ten yana taraftýr. Atatürk gençliðinin devrimleri ve Atatürk ilkelerini korumaktaki kararlýlýðý sýnanmamalýdýr. Bu kararlýlýðý sýnamaya kalkanlar, gereken cevabý 1923'te olduðu gibi bugün de alacaktýr. Anlayýþýmýz bellidir. Atatürk'ün de belirttiði gibi, "Türk gençliði, devrimlerin ve Cumhuriyet'in sahibi ve bekçisidir." dedi. TED Okullarý EUROMED SCOLA Konferansýnda Ülkemizi Temsil Etti Kasým 2008 tarihlerinde Fransa- Strasbourg da Avrupa Parlementosu kapsamýnda düzenlenen EuroMed Scola programýna Türkiye den TED okullarý davet edildi. TED Ankara Koleji nden ve TED Kayseri Koleji nde 5 er öðrencinin, Politika ve Diplomasi Kulübü direktörü Bürçek Dinçler in baþkanlýðýnda katýldýðý konferansýn hedefi; Fas, Cezayir, Libya, Suriye, Lübnan, Ürdün ve Türkiye gibi akdeniz ülkelerinin sosyal, ekonomik ve siyasal problemlerini Avrupa Parlementosu bünyesinde çözüp, birliktelik saðlamaktý. Konferansta öðrenciler, 5 ayrý komitede; insan haklarý, eðitim, Akdeniz ülkelerinde kadýn haklarý, göçmenlik ve sorunlarý, yaþam düzeylerinin yükseltilmesi, ve toplumlar arasý eðitim gibi konularý tartýþtýlar ve yazdýklarý karar tasarýlarýný parlementerlerin de bulunduðu Genel Kurula sundular. Müzakerelerin ve buna baðlý olarak da oylamalarýn yapýldýðý Genel Kurulda, TED Ankara Koleji öðrencilerinden 10- H sýnýfýndan Baþak Aslan, kendi komitesinde tartýþýlan göçmenlik ve sorunlarý konusunda hazýrlanan raporu genel kurula sundu ve delegelerden gelen sorularý yanýtladý. Ayrýca, 11-F sýnýfýndan Gamze Karaca ve Barýþ Þen, 11-E sýnýfýndan Kaðan Ýmamaoðlu,10-H sýnýfýndan da Gediz Çýnar müzakere süresince karar tasarýlarýna yaptýklarý eklemeler ve diðer ülkelerin delegelerine yönelttikleri sorularla, oturum baþkaný ve yardýmcýlarýnýn takdirlerini kazandýlar. Çok yoðun ve son derece tartýþmalý geçen komite çalýþmalarýnda ve genel kurulda oldukça baþarýlý olan öðrenciler, ülkemizin ve TED okullarýnýn adýný uluslararasý platformda bir kez daha duyurdular. ARALIK2008 kolejliler

80 kampüs KASIM DA ATAMIZI ÖZLEMLE ANDIK Ulu Önder Atatürk'ü, aramýzdan ayrýlýþýnýn 70. yýldönümünde okulumuzda düzenlenen törenlerle özlemle andýk. 10 Kasým sabahý, Anaokulu, Ýlköðretim ve Lise Kýsmýmýzda, saat 09:05'te saygý duruþu ve Atatürk büstüne çelenk koyma ile baþlayan törenlerde, Ýstiklal Marþýmýz okunurken bayraklar yarýya indirildi. Törende öðretmen ve öðrencilerimiz, okuduklarý þiirlerde, söyledikleri marþlarda, yaptýklarý konuþmalarda eþsiz lider Mustafa Kemal Atatürk'ü ve O'nun en büyük emaneti olan Cumhuriyet'i anlamanýn ve yaþatmanýn önemini vurguladýlar. 10 Kasým'da Lise Müdürü Aydýn Ünal, Müdür Yardýmcýlarý, sporcu öðrenciler ve sýnýf temsilcilerinden oluþan bir heyet, Anýtkabir'i ziyaret etti. TED Ankara Koleji'nde Atatürk'ü Anma Haftasý nedeni ile de pek çok etkinlik düzenlendi. Atatürk'ün Gençliðe Hitabýnýn 81. yýlý dolayýsýyla Ýlköðretim Okulu II. Kademe Sosyal Bilgiler Zümresi "Mustafa Kemaller Tükenmez " adlý þiir ve kompozisyon yarýþmasý düzenledi. Yarýþmada dereceye giren öðrencilere ödülleri verildi. Lise Kýsmýnda ise öðrencilerimiz Türk Dili ve Edebiyatý öðretmenleri Ahmet Akaracý rehberliðinde "Atatürk'ü Anlamak ve Yorumlamak" adlý bir sunum gerçekleþtirdiler. 10. sýnýf öðrencileri Atatürk haftasý boyunca, Genel Kurmay Baþkanlýðý tarafýndan hazýrlanan "ATATÜRK" belgeselini izlediler I sýnýfý öðrencilerinin Tarih öðretmenleri Fatma AKKUÞ rehberliðinde, düzenlediði "Atatürk ve Din" konulu konferans ise büyük beðeni ile dinlendi. MUSTAFA ÞERÝF ONARAN VE RÜÞTÜ ASYALI'DAN "DESTAN ÞAÝRÝ NAZIM HÝKMET" TED Ankara Koleji Vakfý Özel Lisesi Türk Dili Kulübü ve Öðrenci Meclisi Yönetim Kurulu'nun katkýlarý ile þair Mustafa Þerif Onaran ve Devlet Tiyatrolarý Baþ Rejisörü Rüþtü Asyalý, TED Ankara Koleji Özel Lisesi'ne konuk oldular. Mustafa Þerif Onaran, Türkiye'nin adýný dünyaya onurla sunan þair Nazým Hikmet'in hayatýný ve geniþ alanlara yayýlmýþ, çok önemli özellikler içeren þiirleri arasýndan destanlarýný irdelerken, Rüþtü Asyalý da Nazým'ýn þiirlerine büyülü sesiyle can verdi. Destan þairi olarak Nazým Hikmet'in konu edildiði dinletide Rüþtü Asyalý, Nazým Hikmet'in Kurtuluþ Savaþý'nda halkýn mücadelesinin ve kahramanlýðýnýn konu edildiði "Kuvai Milliye" destanýndan kesitler okudu. Mustafa Þerif Onaran öðrencilere, "Kuvai Milliye Destaný, Anadolu insanýnýn gücünü gösteren bir destandýr. Bu destanda adý çok öne çýkarýlan paþalar yoktur. Halk vardýr. Kadýnlar ve kadýnlarýn gücü vardýr. Þu sözümü sakýn unutmayýn. Hepimizin içinde gizli bir kahraman vardýr. Yurdumuzun gerçeðine inanan bir insan hiçbir zaman yenilmeyecektir. Bu laik toplum dünya ile bütünleþtiði taktirde önemli bir güç olabilir." öðüdünü verdi. kolejliler ARALIK2008

81 kampüs Mimar 1000 Okulda Projesi TMMOB Mimarlar Odasý Ankara Þubesinin yürütmekte olduðu proje kapsamýnda 06 Kasým 2008'de TED Ankara Koleji Özel Anaokulunda bir çalýþma yapýldý. Projenin gönüllü mimarlarýndan biri olan Ayþe BOZYEL, el sanatlarý dersinde o 6 yaþ Lila Sýnýf ile projenin "Hayalimdeki Ev" konulu uygulamasýný gerçekleþtirdi. Çalýþmada öðrenciler, "Evinizin geçmiþte mi gelecekte mi olmasýný isterdiniz?" sorusu üzerine düþünerek, bir oyun oynadýlar. Hayallerinde canlandýrdýklarý bu evleri anlatýp, daha sonra da çeþitli malzemeler kullanarak uygulamalý çalýþma yaptýlar. Oyunun baþlangýcýnda, bir ucu geçmiþi, diðer ucu geleceði temsil eden halat çocuklara gösterilerek, "Hayal ettiðin ev hangi zamanda? sorusu soruldu. Sonra da çocuklar, halatýn, tercih ettiði zaman dilimini temsil eden tarafýna geçerek, hayallerindeki evi anlattý. Öðrenciler, çalýþmanýn son aþamasýnda, kendilerine daðýtýlan malzemeleri kullanarak, hayallerindeki evleri oluþturdular Mimar 1000 Okulda Projesi ile ilgili detaylý bilgi için: SPORDAKÝ BAÞARILARIMIZ Alara Özoðul (10-I) Yýldýz Basketbol Milli Takýmý Sera Özelçi (9-Y) Yýldýz Basketbol Milli Takýmý Pertev Öngüner (12-M) Basketbol Genç Milli Takýmý Murat Berke Erdemli (9-M) Sutopu Milli Takýmý Mesut Çebi (11-M) Yýldýz Hentbol Milli Takýmýnda Barýþ Þýhmanoðlu (11-P) Yýldýz Hentbol Milli Takýmýnda Duygu Þen (7-F) Artistik Buz Pateni Balkan Kupasý'nda Türkiye Beþincisi Ecem Savun (11-S) Artistik Buz Pateni Cumhuriyet Kupasý Türkiye Üçüncüsü Cem Doðanay (5-M) Artistik Buz Pateninde Türkiye Üçüncüsü Kadir Gökberk Yapýcý (9-G) Ankara Satranç Ýl Birinciliði Gençler Kategorisinde Bronz Madalya Biatlon Cumhuriyet Kupasý'nda Türkiye Derecesi Can Koçlar (10/I) Eskrim Ankara Birinciliði'nde Flore Dalýnda Ankara 2.si Metin Batuhan Köse (7/Ý) Eskrim Ankara Birinciliðinde, Epe dalýnda Ankara 3. sü Taylan Bozkaya (8/N) Eskrim Ankara Birinciliðinde, Epe dalýnda Ankara 4. sü 1-2 Kasým 2008 tarihinde Adana'da yapýlan Biatlon Cumhuriyet Kupasý'nda Ýpek AKÞÝN (7-F) Türkiye ikincisi, A. Artun YALÇIN (7-U) Türkiye üçüncüsü, Atakan Türker Özsert (5-O) Türkiye ikincisi oldu. ARALIK2008 kolejliler

82 kampüs 82 Öðretmenler Günü Ýncek Kampüsü nde Kutlandý TED Ankara Koleji'nde Öðretmenler Günü, 21 Kasým 2008 tarihinde Ýncek Kampüsü Bilim Merkezinde düzenlenen kokteyl ve törenle kutlandý. 700'e yakýn idareci, öðretmen ve çalýþanýn katýldýðý tören, sýcak ve duygu dolu bir atmosfer içinde geçti. Törende, 10, 20, 25 ve 30. çalýþma yýlýný doldurmuþ olan öðretmen ve çalýþanlar TED Ankara Koleji Vakfý tarafýndan hizmet plaketleri ile onurlandýrýldýlar. Saygý duruþu ve Ýstiklal Marþýnýn okunmasý ile baþlayan törende açýlýþ konuþmalarýný TED Ankara Koleji Vakfý Okullarý Genel Müdürü Sevinç Atabay ve Vakýf Yönetim Kurulu Baþkaný Sunullah Salýrlý yaptý. Sevinç Atabay konuþmasýnda: "Sizden biri, bir meslektaþýnýz olarak, liderimiz Atatürk'ümüzün Cumhuriyetinin okulunda, görev yapmanýn onurunu ve gururunu taþýdýðýmýzý biliyorum. 80 yýllýk bir kurumu,siz omuzlarýnýzda, taþýdýnýz. Kurum olarak nice 80 yýllarda Öðretmenler Gününü, saðlýklý ve huzurlu olarak kutlamak dileði ile hepinize saygý ve sevgilerimi sunuyorum" dedi. TED Ankara Koleji Vakfý Yönetim Kurulu Baþkaný Sunullah Salýrlý, öðretmen ve çalýþanlara seslendiði konuþmasýnda: "Mezunu olmaktan gurur duyduðum okulumuzun öðretmenlerinin "Öðretmenler Günü"nü gönülden kutluyor, eðitim faaliyetlerimizin en iyi þekilde sürdürülmesi için destek birimlerimizde görev yapan tüm çalýþanlarýmýza teþekkür ediyor, kaybettiðimiz bütün öðretmen, eðitimci ve çalýþanlarýmýzý bu vesile ile rahmetle anýyorum." dedi. Töreni, Lise Kýsmý Müzik Öðretmeni ve Müdür Yardýmcýsý Serdar Dilekcan ve Ýlköðretim Okulu Beden Eðitimi Zümre Baþkaný Zerrin Benli sundu. TED Ankara Koleji Mezunlarý Derneði Baþkaný Bülent Baðdatlý, tüm öðretmenlerin nezdinde Genel Müdür Sevinç Atabay'a çiçek sundu. Törende 24 Kasým 2008 itibarý ile kurumda 10, 20, 25 ve 30. çalýþma yýlýný doldurmuþ olan 60 öðretmen ve çalýþana, TED Genel Baþkaný Selçuk Pehlivanoðlu, TED Ankara Koleji Vakfý Yönetim Kurulu Baþkaný Sunullah Salýrlý ve Yönetim Kurulu Ýkinci Baþkaný Ersin Eroðlu, Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Ahmet Çörtoðlu, Yönetim Kurulu Genel Saymaný Mehmet Tümer, Yönetim Kurulu Üyeleri Önder Bülbüloðlu, Denizhan Sungur, Melih Zaim ve Genel Müdür Sevinç Atabay tarafýndan hizmet þiltleri takdim edildi. Plaketlerin verilmesinin ardýndan tören, Ýlköðretim Okulu Müzik Öðretmeni ve Zümre Baþkaný Aydan Yýlmazlar yönetimindeki "Öðretmenler Korosu"nun konseri ile devam etti. Sevilen sanat müziði þarkýlarýný seslendiren koro, konuklara eðlenceli ve hoþ dakikalar ya- kolejliler ARALIK2008

83 kampüs 83 þattý. Lise öðretmeni Ebru Derece, solo olarak seslendirdiði "Rüya gibi uçan yýllar" parçasý ile büyük alkýþ topladý. Öðretmenler Korosunun ardýndan Lise Kýsmý Öðrenci Grubu Kehribar sahne alarak tüm arkadaþlarýnýn gönül bahçelerinden topladýklarý birbirinden güzel çiçekleri þarkýlar olarak öðretmenlerine sundular. Grubun solisti Barýþ Türkeri, muhteþem sesi ve güler yüzü ile okuduðu þarkýlarla öðretmenleri coþturdu. Barýþ'a, Irmak Özvarýþ (Keman), Zeynep Gürsel (Def), Elif Keskin (Darbuka), Elif Deniz Oðuz (Çello), Yiðit Iþýk (Gitar), Gülce Itýr Perçin (Flüt), Elif Selen Yavuz (Piyano), Günce Bayram (Gitar), Alaz Ýlker (Klarnet), Oya Neva Demirkol (Kanun) enstrumanlarýyla eþlik etti. Gecenin sürprizi ise hediye çekiliþi oldu. Öðretmenler arasýndan belirlenen 23 þanslý kiþiye çeþitli hediyeler verildi. Öðretmenler günü nedeni ile düzenlenen tören, Müzik öðretmenleri Canan Torun, Burcu Yücel, Yaþam Akkol, Levent Akkol, Cüneyt Erkan ve Fýrat Kabukçu'nun verdiði solo konser ile son buldu. TED Ankara Koleji Öðretmen ve Çalýþanlarý Baþöðretmen Atatürk'ü Ziyaret Etti TED Ankara Koleji Vakfý Okullarý öðretmen ve çalýþanlarý 24 Kasým Öðretmenler Günü dolayýsýyla Anýtkabir'de Baþöðretmen Atatürk'ü ziyaret etti. Anýtkabir'deki tören Atatürk'ün mozolesi önünde saygý duruþuyla baþladý. TED Ankara Koleji Vakfý Okullarý Yönetim Kurulu Baþkaný Sunullah Salýrlý, okulumuz adýna mozoleye çelenk býraktý. Çelenk koyma töreninin ardýndan Yönetim Kurulu Baþkanýmýz Sunullah Salýrlý, Anýtkabir özel defterini imzaladý. Salýrlý, yazýsýnda TED Ankara Koleji Vakfý Okullarý öðretmenlerinin Ulu Önder Atatürk'e olan baðlýlýðýný þu sözlerle ifade etti: Baþöðretmenim, TED Ankara Koleji Vakfý Okullarý olarak, ilke ve devrimlerinden asla ödün vermeden görev yapan öðretmenlerimizle birlikte huzurlarýndayýz. Cumhuriyeti emanet ettiðin fikri hür, vicdaný hür, irfaný hür nesiller yetiþtiren öðretmenlerimiz, eðitim bayraðýný 80 yýldýr en yükseklerde dalgalandýrýyorlar. Ülkemizin aydýnlýk geleceðine, eðitimle ulaþýlacaðýna olan inancýmýzla yüce huzurunda, bir kez daha saygý ile eðiliyoruz. Ruhun þad olsun. Sunullah Salýrlý TED Ankara Koleji Vakfý Yönetim Kurulu Baþkaný ARALIK2008 kolejliler

84 kolejin 84 ENGÝN ÝNANÇ'60 / ERGÜN ALKAN'63 NAÝL TOKCAN'61 DENÝZ COÞKUNSU'70 y ü k s e k k a t k ý p a y l a r ý n ý z d a n BÜLENT YILDIZ'74 OSMAN ÞENOL'79 K ARTAL USLUEL'81 kolejliler ARALIK2008

85 kolejin 85 NÝZAMETTÝN ÝREN'71 A YÞE SEVER'72 NEÞE ÖZDEMÝR'74 d o l a y ý t e þ e k k ü r l e r ÖMER AYDINER'85 BÝROL AKMAN'87 ÜNER KARABIYIK'95 ARALIK2008 kolejliler

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden ünite 1 OKUL HEYECANIM TEST 1 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yanlýþtýr? Hayat Bilgisi Vatan ve ulus sevgisinin öðrenildiði yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr?

Detaylı

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Kýzýlcaþar Geleceðe Hazýrlanýyor Gelin Birlikte Çalýþalým ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Mart 2014 ALPER YILMAZ Halkla Bütünleþen MUHTARLIK Ankara Gölbaþý Kýzýlcaþar Köyünde 4 Mart 1979

Detaylı

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Fiskomar. Baþarý Hikayesi Fiskomar Baþarý Hikayesi Fiskomar Gýda Temizlik Ve Marketcilik Ticaret Anonim Þirketi Cumhuriyetin ilanýndan sonra büyük önder Atatürk'ün Fýndýk baþta olmak üzere diðer belli baþlý ürünlerimizi ilgilendiren

Detaylı

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ çevresine. Bu adý ona bir kuyrukluyýldýz vermiþ. Nasýl mý

Detaylı

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve MD Mülteci Danýþma M TOHAV e-bülten n S AYI: 2 TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Ýletiþim Bilgileri Adres: Yýldýrým Mah. Ziyademirdelen Sok. N0: D: 1 Suruç/ÞANLIURFA Tel: 0 (414) 611 98 02 TOHAV Suruç

Detaylı

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn. ünite1 Türkçe Sözcük - Karþýt Anlamlý Sözcükler TEST 1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? Annemle þakalaþýrken zil çaldý. Gelen Burcu ydu. Bir elinde büyükçe bir poþet, bir elinde bebeði vardý.

Detaylı

TABLO-2'nin devamý. Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý

TABLO-2'nin devamý. Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý Atama Yapýlacak Kadro Unvaný: Stajyer Kontrolör (Ýdari) Atama Yapýlmasý Planlanan Kadro Sayýsý: Ýdari+Mühendis Kadrolarý Toplamý : 5 Test Aðýrlýklarý: GY:0,1, GK:0,1, HU:0,2,

Detaylı

MedYa KÝt / 26 Ýnsan Kaynaklarý ve Yönetimi konusunda Türkiye nin ilk dergisi HR DergÝ Human Resources Ýnsan Kaynaklarý ve Yönetim Dergisi olarak amacýmýz, kurulduðumuz günden bu yana deðiþmedi: Türkiye'de

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler

ünite1 Sosyal Bilgiler ünite1 Sosyal Bilgiler Ýletiþim ve Ýnsan Ýliþkileri TEST 1 3. Ünlü bir sanatçýnýn gazetede yayýnlanan fotoðrafýnda evinin içi görüntülenmiþ haberi olmadan eþinin ve çocuklarýnýn resimleri çekilmiþtir.

Detaylı

Simge Özer Pýnarbaþý

Simge Özer Pýnarbaþý Simge Özer Pýnarbaþý 1963 yýlýnda Ýstanbul da doðdu. Ortaöðrenimini Kadýköy Kýz Lisesi nde tamamladý. 1984 yýlýnda Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü nü bitirdi.

Detaylı

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::. Membership TÜM ÇEVÝRÝ ÝÞLETMELERÝ DERNEÐÝ YÖNETÝM KURULU BAÞKANLIÐINA ANTALYA Derneðinizin Tüzüðünü okudum; Derneðin kuruluþ felsefesi ve amacýna sadýk kalacaðýmý, Tüzükte belirtilen ilke ve kurallara

Detaylı

Matematik ve Türkçe Örnek Soru Çözümleri Matematik Testi Örnek Soru Çözümleri 1 Aþaðýdaki saatlerden hangisinin akrep ve yelkovaný bir dar açý oluþturur? ) ) ) ) 11 12 1 11 12 1 11 12 1 10 2 10 2 10 2

Detaylı

Sessizliktir Her Þeyin Ötesi. Hani, sýradan hayatlar vardýr; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn. sessizliðini akseder suretleri.

Sessizliktir Her Þeyin Ötesi. Hani, sýradan hayatlar vardýr; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn. sessizliðini akseder suretleri. Sessizliktir Her Þeyin Ötesi Aldous Huxley Hani, sýradan hayatlar vardýr; bir ucu hiçliðe yolcu; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn sessizliðini akseder suretleri. O suretlerin en dokunaklý sessizliðini, hiçliðini

Detaylı

Mart 2010 Otel Piyasasý Antalya Ýstanbul Gayrimenkul Deðerleme ve Danýþmanlýk A.Þ. Büyükdere Cad. Kervan Geçmez Sok. No:5 K:2 Mecidiyeköy Ýstanbul - Türkiye Tel: +90.212.273.15.16 Faks: +90.212.355.07.28

Detaylı

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? ünite1 Sosyal Bilgiler Kendimi Tanıyorum TEST 1 3. 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? A) Nüfus cüzdaný B) Ehliyet C) Kulüp kartý D) Pasaport Verilen

Detaylı

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012 7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012 KÝMLER KATILABÝLÝR? Yarýþma, Türkiye Cumhuriyeti sýnýrlarý dahilinde veya yurtdýþýnda okuyan T.C. vatandaþlarý veya K.K.T.C vatandaþý, 35 yaþýný aþmamýþ, en az lise

Detaylı

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði, üyeler arasýndaki haberleþme aðýný daha etkin hale getirmek için, akademik çalýþmalar yürüten bilim insaný, antrenör, öðretmen, öðrenci ve ilgili

Detaylı

Mart 2010 Proje Hakkýnda NBÞ sektörünün ana girdisi olan mýsýrýn hasadý, hammadde kalitesi açýsýndan yetiþtirilmesi kadar önemli bir süreçtir. Hasat sýrasýnda gerçekleþtirilen yanlýþ uygulamalar sonucunda

Detaylı

T.C. MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI EÐÝTÝMÝ ARAÞTIRMA VE GELÝÞTÝRME DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI KENDÝNÝ TANIYOR MUSUN? ANKARA, 2011 MESLEK SEÇÝMÝNÝN NE KADAR ÖNEMLÝ BÝR KARAR OLDUÐUNUN FARKINDA MISINIZ? Meslek seçerken

Detaylı

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor TD 161.qxp 28.02.2009 22:11 Page 1 C M Y K 1 Mart 2009 Sayý:161 Sayfa 6 da 2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor Saðlýkta Dönüþüm Programý nýn uygulanmaya baþladýðý 2003 yýlýndan bu yana çok

Detaylı

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ IPA Cross-Border Programme CCI No: 2007CB16IPO008 BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ SINIR ÖTESÝ BÖLGEDE KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLÝ ÝÞLETMELERÝN ORTAK EKO-GÜÇLERÝ PROJESÝ Ref. ¹ 2007CB16IPO008-2011-2-063, Geçerli sözleþme

Detaylı

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / 2008. Sayýn Makina Üreticisi,

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / 2008. Sayýn Makina Üreticisi, ... /... / 2008 Sayýn Makina Üreticisi, Firmamýz Bursa'da 1986 yýlýnda kurulmuþtur. 2003 yýlýndan beri PVC makineleri sektörüne yönelik çözümler üretmektedir. Geniþ bir ürün yelpazesine sahip olan firmamýz,

Detaylı

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar Öðrencinin Adý ve Soyadý Doðum Yeri ve Yýlý Fakülte Numarasý Bölümü Yaptýðý Staj Dalý Fotoðraf STAJ BÝLGÝLERÝ Ýþyeri Adý Adresi Telefon Numarasý Staj Baþlama Tarihi Staj Bitiþ Tarihi Staj Süresi (gün)

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýdaki þekillerden hangisi bu dört þeklin hepsinde yoktur? A) B) C) D) 2. Yandaki resimde kaç üçgen vardýr? A) 7 B) 6 C) 5 D) 4 3. Yan taraftaki þekildeki yapboz evin eksik parçasýný

Detaylı

SENDÝKAMIZDAN HABERLER

SENDÝKAMIZDAN HABERLER SENDÝKAMIZDAN HABERLER Sendikamýza Üye Ýþyerlerinde Çalýþanlardan Yýlýn Verimli Ýþçisi Ve Ýþvereni Seçilenlere Törenle Plaketleri Verildi 1988 yýlýndan bu yana Milli Prodüktivite Merkezi (MPM) nce gerçekleþtirilen

Detaylı

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK TOPLAM KALÝTE YÖNETÝMÝ VE ISO 9001:2000 KALÝTE YÖNETÝM SÝSTEMÝ UYGULAMASI KONULU TOPLANTI YAPILDI GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK YÝBÝTAÞ - LAFARGE GRUBUNDA KONYA ÇÝMENTO SANAYÝÝ A.Þ.

Detaylı

d es ý KÝTAGAMÝ Nasýl Yapýlýr

d es ý KÝTAGAMÝ Nasýl Yapýlýr 20 ad d es et en kal ý içe ride bý KÝTAGAMÝ Nasýl Yapýlýr Kitagami Desenleri Cem ÖNGÝDER 2017 Kitagami Nasýl Yapýlýr Hazýrlayan: Cem Öngider 2017 Ýstanbul Merhaba, Çok uzun zaman önce baþladýðým ancak

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83 ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... 2 Mart 2005 Hürriyet Gazetesi Oto Yaþam Eki'nin Editörü Ufuk SANDIK, "Dikiz Aynasý" köþesinde Oda Baþkaný Emin KORAMAZ'ýn LPG'li araçlardaki denetimsizliðe

Detaylı

01 Kasým 2018

01 Kasým 2018 Geri Dönüþüm Markasý... www.adametal.com.tr 01 Kasým 2018 Ada Metal Demir Çelik Geri Dönüþüm San. ve Tic. A.Þ. 1956 yýlýndan bu yana, özellikle metal sektöründe, fabrikalarýn üretim artýklarýný toplayýp

Detaylı

2014 2015 Eðitim Öðretim Yýlý ÝSTANBUL ÝLÝ ÝLKOKULLAR ARASI 2. Zeka Oyunlarý Turnuvasý 7 Mart Silence Ýstanbul Hotel TURNUVA PROGRAMI 09.30-10.00 10.00-10.45 11.00-11.22 11.35-11.58 12.10-12.34 12.50-13.15

Detaylı

DENÝZ LÝSESÝ KOMUTANLIÐI Denizcilik tarihin en eski ve en köklü mesleðidir. Bu köklü ve þerefli mesleðin insanlarýnýn eðitimi için ilk adým atacaklarý Deniz Lisesi, bu güne kadar Türk ve dünya denizcilik

Detaylı

TABLO-2 A GRUBU KADROLARA PERSONEL ALIMINA ÝLÝÞKÝN BAZI BÝLGÝLER

TABLO-2 A GRUBU KADROLARA PERSONEL ALIMINA ÝLÝÞKÝN BAZI BÝLGÝLER TABLO-2 A GRUBU KADROLARA PERSONEL ALIMINA ÝLÝÞKÝN BAZI BÝLGÝLER AÇIKLAMALAR: Bu tabloda daha az yerde daha fazla bilgi verebilmek için bazý kýsaltmalar yapýlmýþtýr. Testlere verilecek aðýrlýklar gösterilirken

Detaylı

21-23 Kasým 2011 Çeþme Ýzmir www.tgdfgidakongresi.com organizasyon Ceyhun Atýf Kansu Caddesi, 1386. Sokak, No: 8, Kat: 2, 06520 Balgat / Ankara T:+90 312 284 77 78 F:+90 312 284 77 79 Davetlisiniz Ülkemiz

Detaylı

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI Yarýþmanýn Amacý 1. ÝTHÝB 1.ÝTHÝB Teknik Tekstiller Proje Yarýþmasý, Ýstanbul Tekstil ve Hammaddeleri Ýhracatçýlarý Birliði'nin Türkiye Ýhracatçýlar Meclisi'nin katkýlarýyla Türkiye'de teknik tekstil sektörünün

Detaylı

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr. MALÝYE DERGÝSÝ Temmuz - Aralýk 2011 Sayý 161 Sahibi Maliye Bakanlýðý Strateji Geliþtirme Baþkanlýðý Adýna Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü Yayýn Kurulu Baþkan Füsun SAVAÞER Üye Ali Mercan AYDIN Üye Nural KARACA

Detaylı

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi 10 Faaliyet Raporu Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi Ýçindekiler Yönetim ve Denetim Kurulu Temettü Politikasý Risk Yönetim Politikalarý Genel Kurul Tarihine Kadar Meydana

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi... ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Fiziksel Özelliklerim............ 10 Duygularým................... 11 1. Haftanýn Testi............... 13 Yapabildiklerim - Hoþlandýklarým.. 15 Günümü Planlarým.............

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ EÐÝTÝM SEMÝNERÝ RESÝMLERÝ Çimento Ýþveren Dergisi Özel Eki Mart 2003, Cilt 17, Sayý 2 çimento iþveren dergisinin ekidir Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Projesi Sendikamýz

Detaylı

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154 MALÝYE DERGÝSÝ Ocak - Haziran 2008 Sayý 154 Sahibi Maliye Bakanlýðý Strateji Geliþtirme Baþkanlýðý Adýna Doç.Dr. Ahmet KESÝK Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü Doç.Dr. Ahmet KESÝK MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER Yayýn

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýda verilen iþlemleri sýrayla yapýp, soru iþareti yerine yazýlmasý gereken sayýyý bulunuz. A) 7 B) 8 C) 10 D) 15 2. Erinç'in 10 eþit metal þeridi vardýr. Bu metalleri aþaðýdaki

Detaylı

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek söyleyemem. Ýþlerin paylaþýmý yüzünden aramýzda hep kavga

Detaylı

KPSS PUANLARI. Avrupa Birliði Genel Sekreterliði. Atama Yapýlacak Kadro Unvaný: Avrupa Birliði Uzman Yardýmcýsý ( Uluslararasý Ýliþkiler )

KPSS PUANLARI. Avrupa Birliði Genel Sekreterliði. Atama Yapýlacak Kadro Unvaný: Avrupa Birliði Uzman Yardýmcýsý ( Uluslararasý Ýliþkiler ) KPSS PUANLARI AÇIKLAMALAR: Bu tabloda daha az yerde daha fazla bilgi verebilmek için bazý kýsaltmalar yapýlmýþtýr. Testlere verilecek aðýrlýklar gösterilirken testler harflerle ifade edilmiþtir. Harflerin

Detaylı

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU. ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU. Sendikamýz Yönetim Kurulu Üyesi Erhan KAMIÞLI, 28 Mart 2001 tarihi itibariyle H.Ö. Sabancý Holding Çimento Grubu Baþkanlýðý'na atanmýþtýr.

Detaylı

DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ

DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ ÝKK TOPLANTISI ÞUBEMÝZDE GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ 4 Kasým 2010 tarihinde ÝKK toplantýsý Þubemizde gerçekleþtirildi. ÞUBEMÝZ SOSYAL ETKÝNLÝKLER KOMÝSYONU TOPLANDI Þubemiz sosyal etkinlikler komisyonu 05 Kasým 2010

Detaylı

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi 12 1 KOBÝ'lere AB kapýsý Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi 2 3 Projenin amacý nedir Yurt dýþýna açýlmak isteyen yerli KOBÝ'lerin, Lüksemburg firmalarý

Detaylı

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme - 1 8 Konuþmayý Yazýya Dökme El yazýnýn yerini alacak bir aygýt düþü XIX. yüzyýlý boyunca çok kiþiyi meþgul etmiþtir. Deðiþik tasarým örnekleri görülmekle beraber, daktilo dediðimiz aygýtýn satýlabilir

Detaylı

1 Sinmiþ analar, kavruk çocuklar Her sene bazý çevreler ve kiþiler "kadýnlar günü de ne demek, erkekler günü diye bir sey var mý ki'' "Aslýnda bir gün deðil, her gün kadýnlar günü

Detaylı

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI ENCÜMEN VE KARARLAR ÞUBE MÜDÜRLÜÐÜ 5393 Sayýlý Belediye Kanununun 35. maddesi gereði Baþkanlýk Makamýnca Encümen Gündemine girmek üzere havale edilen

Detaylı

ÖNSÖZ. Güzel bahar günlerini ve sýcacýk anlarý birlikte paylaþmak dileðiyle

ÖNSÖZ. Güzel bahar günlerini ve sýcacýk anlarý birlikte paylaþmak dileðiyle ÖNSÖZ Biliþim Sektörünün deðerli çalýþanlarý, sektörümüze katký saðlayan biliþim dostlarý, Bilindiði üzere Türkiye Biliþim Derneði, Biliþim Sektörünün geliþmesi amacýyla tam 38 yýldýr çalýþmalarýna aralýksýz

Detaylı

ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ

ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ 210 ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ Örnek Restorasyonlar Sergisi Vakýf eseri için restorasyon, adeta ikinci bahar demektir. Zor, çetin ve ince bir iþtir. Bu nedenle, tarihi ve kültürel deðerlerimizin baþarýlý

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN 1300-3623

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN 1300-3623 MALÝYE DERGÝSÝ ISSN 1300-3623 Temmuz - Aralýk 2007, Sayý 153 YAZI DANIÞMA KURULU Prof. Dr. Güneri AKALIN Prof. Dr. Abdurrahman AKDOÐAN Prof. Dr. Figen ALTUÐ Prof. Dr. Engin ATAÇ Prof. Dr. Ömer Faruk BATIREL

Detaylı

15 Tandem Takým Tezgahlarý ndan Ýhtiyaca Göre Uyarlanabilen Kitagawa Divizörler Kitagawa firmasýnýn, müþterilerini memnun etmek adýna, standartý deðiþtirmesi yeni bir þey deðil. Bu seferki uygulamada,

Detaylı

DÜZENLEME KURULU YÜRÜTME KURULU. Sezai ONARAL Sami KAZICI Ünal AYDIN Tayfun BEÞE Nevzat BARAK Yaþar BASKIN Hasan AKTAÞ Abdi ÇALIÞIR

DÜZENLEME KURULU YÜRÜTME KURULU. Sezai ONARAL Sami KAZICI Ünal AYDIN Tayfun BEÞE Nevzat BARAK Yaþar BASKIN Hasan AKTAÞ Abdi ÇALIÞIR BÝRÝNCÝ DUYURU DÜZENLEME KURULU Deðerli Meslektaþlarýmýz, Yeminli Mali Müþavirler Odalarý olarak 8 odanýn ortaklaþa ilk defa düzenlediði "I. Yeminli Mali Müþavirlik Denetim ve Tasdik Sempozyumu" 13-17

Detaylı

SAYFA 15 28 ARALIK 2018 Genç futbolcu Oðuzhan Batman tekrardan sahalara dönmek için gün sayýyor. Genç futbolcu ameliyat oldu Rýfat KARA Yeni Çorumspor U19 takýmýnýn baþarýlý futbolcusu Oðuzhan Batman sakatlýðý

Detaylı

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Proje Yönetimi ÝÇÝNDEKÝLER Konular 5 Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23 Araç 1: Araþtýrma sorularý Araç 2: Belirsiz talimatlar Araç 3: Robotlar 28 Örnek

Detaylı

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi Sunuþ Bu kitap Uluslararasý Çalýþma Örgütü nün Barefoot Research adlý yayýnýnýn Türkçe çevirisidir. Çýplak ayak kavramý Türkçe de sýk kullanýlmadýðý için okuyucuya yabancý gelebilir. Çýplak Ayaklý Araþtýrma

Detaylı

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði Türkiye Biliþim Derneði, biliþim sektöründe çalýþan üst ve orta düzey yöneticilerin mesleki geliþimi ve dayanýþmalarýný geliþtirmek amacýyla her yýl düzenlediði

Detaylı

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ. Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ. Her yeri altýn kaplý olan bu sarayda onlarca oda, odalarda pek çok

Detaylı

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen. Gesundheitsamt Freie Hansestadt Bremen Sozialmedizinischer Dienst für Erwachsene Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung Yardýma ve bakýma muhtaç duruma

Detaylı

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10 07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10 'HEDEFÝMÝZ EN BÜYÜK 10 EKONOMÝ ARASINA GÝRMEK' Baþbakanýmýz, Ulusa Sesleniþ konuþmasýnda Türkiye'nin potansiyelinin de hedeflerinin de büyük

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýdaki seçeneklerden hangisinde bulunan parçayý, yukarýdaki iki parçanýn arasýna koyarsak, eþitlik saðlanýr? A) B) C) D) E) 2. Can pencereden dýþarý baktýðýnda, aþaðýdaki gibi parktaki

Detaylı

Delil Avcýlarý göreve hazýr Emniyet Genel Müdürlüðü, Kriminal Polis Laboratuarý Dairesi Baþkanlýðý tarafýndan Bursa Ýl Emniyet Müdürlüðü Olay Yeri Ýnceleme ve Kimlik Tespit Þube Müdürlüðü bünyesinde "Olay

Detaylı

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008 OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008 6 Eylül 2008 CUMARTESÝ Resmî Gazete Sayý : 26989 YÖNETMELÝK Millî Eðitim Bakanlýðýndan: OKUL ÖNCESÝ

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Kanguru Matematik Türkiye 2018 3 puanlýk sorular 1. Leyla nýn 10 tane lastik mührü vardýr. Her mührün üzerinde 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 rakamlarýndan biri yazýlýdýr. Kanguru sýnavýnýn tarihini þekilde görüldüðü gibi yazan Leyla,

Detaylı

2015-2016 KISA PROGRAM NÝLÜFER ROTARY KULÜBÜ UR. 2440. BÖLGE BES ve EÐÝTÝM ASAMBLESÝ 26-29 MART 2015 Sevgili Dostlarýmýz; U.R. 2440. Bölge 2015-2016 Dönemi BES ve Eðitim Asamblesine hoþ geldiniz. Önemli

Detaylı

BASIN DUYURUSU (25.08.2002) 2002 Öðrenci Seçme Sýnavý (ÖSS) Yerleþtirme Sonuçlarý

BASIN DUYURUSU (25.08.2002) 2002 Öðrenci Seçme Sýnavý (ÖSS) Yerleþtirme Sonuçlarý BASIN DUYURUSU (25.08.2002) 2002 Öðrenci Seçme Sýnavý (ÖSS) Yerleþtirme Sonuçlarý 16 Haziran ve 23 Haziran 2002 tarihlerinde yapýlan Öðrenci Seçme Sýnavý (ÖSS) ve Yabancý Dil Sýnavý (YDS) sonuçlarýna aðýrlýklý

Detaylı

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar 2017 Öðrencinin Adý ve Soyadý Doðum Yeri ve Yýlý Fakülte Numarasý Bölümü Yaptýðý Staj Dalý Fotoðraf STAJ BÝLGÝLERÝ Ýþyeri Adý Adresi Telefon Numarasý Staj Baþlama Tarihi Staj Bitiþ Tarihi Staj Süresi (gün)

Detaylı

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve MD Mülteci Danýþma M TOHAV e-bülten n S AYI: 3 TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Ýletiþim Bilgileri Adres: Yýldýrým Mah. Ziyademirdelen Sok. N0: D: 1 Suruç/ÞANLIURFA Tel: 0 (414) 611 98 02 TOHAV Suruç

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3 ünite1 Sosyal Bilgiler Sosyal Bilgiler Öðreniyorum TEST 1 3. coðrafya tarih biyoloji fizik arkeoloji filoloji 1. Ali Bey yaþadýðý yerin sosyal yetersizlikleri nedeniyle, geliþmiþ bir kent olan Ýzmir e

Detaylı

Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not

Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not 1. Anne Özlemi Ýlkbaharýn tatlý güneþi, Yeþilbað köyünde bütün çatýlarý, avlularý, tarlalarý, dað yollarýndaki keçileri ýsýtmaya baþlamýþtý yine. Tuna bu köyde yaþayan çocuklardan biriydi. Ablasý Suna

Detaylı

Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden

Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden çaðdaþ demokrat muhasebeciler grubu Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden YÖNETÝM KURULU BAÞKAN ADAYI ALÝ METÝN POLAT 1958 yýlýnda Çemiþgezek'te doðdu.

Detaylı

Deðerli Meslektaþlarým, Ýstanbul KBB- BBC Uzmanlarý Derneði 'nin 20-23 Eylül 2012 tarihleri arasýnda KKTC- Girne Cratos Otel'de gerçekleþtireceði 4. Kongresi'ne sizleri davet etmekten büyük mutluluk ve

Detaylı

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz! Asýlsýz iddia neden ortaya atýldý? Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz! 19 Haziran 2004 tarihinde, Ovacýk Altýn Madeni ile hiçbir ilgisi olmayan Arsenik iddialarý ortaya atýlarak madenimiz

Detaylı

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri Barodan Haberler Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Baromuzca Akþehir Ýlçesinde Türk Medeni Kanunu'nda Edinilmiþ Mallar ve Tasfiyesi ile Aile Konutu konulu konferans gerçekleþtirildi. Meslektaþlarýmýzýn

Detaylı

BURSA BADEMLÝ BADEMLÝBÜLTEN KURULUÞ: 27.05. / CHARTER: 21.06. / KULÜP NO: 83357 BAÞLIKLAR : 198. TOPLANTIMIZ - Terzioðlu Çiftliði Brunch En iyi bireyler kendilerinden çok ait olduðu toplumu düþünen, onun

Detaylı

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler 2008-75 SSK Affý Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit - 2008/75 Sirküler Sosyal Güvenlik Kurumu'na Olan Prim Borçlarýnýn Ödeme Kolaylýðýndan Yararlanmamýþ Olanlara, Tekrar Baþvuru Ýmkâný Ge

Detaylı

0.2-200m3/saat AISI 304-316

0.2-200m3/saat AISI 304-316 RD Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip hava kilidleri her türlü proseste çalýþacak rotor ve gövde seçeneklerine sahiptir.aisi304-aisi316baþtaolmaküzerekimya,maden,gýda...gibi

Detaylı

4691 sayýlý Teknoloji Geliþtirme Bölgeleri Kanunu kapsamýnda kurulan ULUTEK TEKNOLOJÝ GELÝÞTÝRME BÖLGESÝ, Uludað Üniversitesi Görükle Kampüsü içerisinde 471.000 m2 alanda hizmet vermektedir. 2006 yýlýnda

Detaylı

17 ÞUBAT kontrol

17 ÞUBAT kontrol 17 ÞUBAT 2016 5. kontrol 3 puanlýk sorular 1. Ahmet, Beril, Can, Deniz ve Ergün bir çift zar atýyorlar. Ahmet Beril Can Deniz Ergün Attýklarý zarlarýn toplamýna bakýldýðýna göre, en büyük zarý kim atmýþtýr?

Detaylı

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu. ünite1 Sözcükte Anlam Türkçe 1. TEST 1 k e l e b e k o v a ç i ç e y d a l g a a u m ü z i k e n a k a ð ý t Bulmacada aþaðýda ý verilen sözcüklerden hangisi kullanýlmamýþtýr? 3. Aþaðýdaki altý çizili

Detaylı

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. C i h a n D e m i r c i Damdaki Mizahçý 90 Yaþýnda Eskimeyen Bir Usta: Haldun Taner Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. 1986'da yitirdiðimiz Haldun Taner

Detaylı

Saman-i Viran-i Evvel Camii (Çukur Çeþme Camii)

Saman-i Viran-i Evvel Camii (Çukur Çeþme Camii) 264 Âbideler Þehri Ýstanbul Saman-i Camii (Çukur Çeþme Camii) camiinin minaresi deðiþik bir biçimde inþâ edilmiþtir. Süleymaniye Camii nin doðusunda arka cephesinde yer alan ve Çukur Çeþme Mescidi olarak

Detaylı

Ýçindekiler Kayseri Ýli Yardým Derneði Ýstanbul Þubesi Adýna Sahibi, Dernek Baþkaný Yayýn Yönetmeni Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü M. Orhan CEBECÝ Dergi Komisyonu Gamze POSTAAÐASI Rýfat DEDEMAN Danýþma Kurulu

Detaylı

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller: Ayna-Gazetesi-renksiz-11-06.qxp 26.10.2006 23:39 Seite 2 Çocuklarda Ateþ Deðerli Ayna okuyucularý, bundan böyle bu sayfada sizleri saðlýk konusunda bilgilendireceðim. Atalarýmýz ne demiþti: olmaya devlet

Detaylı

Bütün talepleri karþýlýyacak en optimal ürünler: Seramik döþemesi için ARDEX.

Bütün talepleri karþýlýyacak en optimal ürünler: Seramik döþemesi için ARDEX. Bütün talepleri karþýlýyacak en optimal ürünler: Seramik döþemesi için ARDEX. Sorunlar yok: Sadece çözümler var! Yüksek kalitedeki özel-yapý malzemeleri ile ilgili ARDEX ilk adresinizdir. Ürün yelpazesi

Detaylı

T.C. MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI EÐÝTÝMÝ ARAÞTIRMA VE GELÝÞTÝRME DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI HANGÝ OKULDA OKUMAK ÝSTEDÝÐÝNE KARAR VERDÝN MÝ? Genel Liseler Fen Liseleri Sosyal Bilimler Anadolu Spor Güzel Sanatlar Askeri

Detaylı

Yeni zirvelere doðru, mükemmellikle... ÝNÞAAT, TAAHHÜT VE MÜHENDÝSLÝK GÜÇLÜ BAÞLADI GÜCÜNE GÜÇ KATARAK DEVAM EDÝYOR! Deðerlerimiz Vizyonumuz Mevcut kültür, iþ ahlaký ve deðerlerini muhafaza ederken, tüm

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Hangi þeklin tam olarak yarýsý karalanmýþtýr? A) B) C) D) 2 Þekilde görüldüðü gibi þemsiyemin üzerinde KANGAROO yazýyor. Aþaðýdakilerden hangisi benim þemsiyenin görüntüsü deðildir?

Detaylı

OTOMATÝK KAPI SÝSTEMLERÝ

OTOMATÝK KAPI SÝSTEMLERÝ OTOMATÝK KAPI SÝSTEMLERÝ com Hakkýmýzda Firma Hakkýnda Otomasyon sektörünün önde gelen firmalarýndan olan ECM ENDÜSTRÝYEL OTOMATÝK KAPI SÝSTEMLERÝ, kurulduðu tarihten bu yana uzmanlaþtýðý her alanda, ülkemizde

Detaylı

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn 4. SINIF COÞMAYA SORULARI 1. BÖLÜM 3. DÝKKAT! Bu bölümde 1 den 10 a kadar puan deðeri 1,25 olan sorular vardýr. 1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn toplamý kaçtýr? A) 83 B) 78 C) 91 D) 87

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Oda Yönetim Kurulu Baþkaný Emin KORAMAZ ýn yaptýðý, 21 Haziran Dünya Güneþ Günü dolayýsýyla Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarýnýn Kullanýmýna Ýliþkin

Detaylı

Gelir Vergisi Kesintisi

Gelir Vergisi Kesintisi 2009-16 Gelir Vergisi Kesintisi Ýstanbul, 12 Mart 2009 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2009/16 Gelir Vergisi Kesintisi 1. Gelir Vergisi Kanunu Uyarýnca Kesinti Yapmak Zorunda Olanlar: Gelir Vergisi

Detaylı

Ýlk 1 Mayýs Þiiri Ve Nezihe MERÝÇ

Ýlk 1 Mayýs Þiiri Ve Nezihe MERÝÇ Ýlk 1 Mayýs Þiiri Ve Nezihe MERÝÇ Nezihe MERÝÇ BÜKÜLMEZ, Amele Cemiyeti'ne üye olmuþ, düzyazýlarýnda da toplumcu görüþlerini açýklamýþtýr. Yaþar Nezihe'nin, 'yoksullarýn' ve 'acýlarýn' þairi olarak tanýtýlmasý,

Detaylı

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Yargýtay Kararlarý T.C Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Davalý þirketin ayný il veya diðer illerde baþka iþyerinin

Detaylı

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir 2008-96 Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir Ýstanbul, 19 Kasým 2008 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2008/96 Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir 4857 sayýlý

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 Kanguru Matematik Türkiye 07 4 puanlýk sorular. Bir dörtgenin köþegenleri, dörtgeni dört üçgene ayýrmaktadýr. Her üçgenin alaný bir asal sayý ile gösterildiðine göre, aþaðýdaki sayýlardan hangisi bu dörtgenin

Detaylı