Emek ve Özgürlük Emekçilerin Diliyle Emekçilere Sesleniyor

Transkript

1 ÖZGÜR ÜLKE ÝNSANCA BÝR YAÞAM ÝÇÝN HALKIN SESÝ ÖZEL SAYI: 4 75 Krþ emekozgurluk09@gmail.com Tankýnýz ne güçlü generalim, Siler süpürür bir ormaný, Yüz insaný ezer geçer. Ama bir kusurcuðu var; Ýster bir sürücü. 11. Sayfa Hýrsýzlara Kadro, Öðretmenlere Kelepçe Geleceðimizi Çalamazsýnýz! Emek Özgürlük Emekçilerin Diliyle Emekçilere Sesleniyor 8. Sayfa Özgür Ülke Ýnsanca Yaþam Yolunda Ýnançla Yürüyoruz Emek Özgürlük, 4. sayýsýyla emekçilerle buluþuyor. Halk gazetesi gerçeðin sesi olarak Emek Özgürlük, emperyalizm iþbirlikçilerinin yalan rüzgarlarýna karþý emekçilerin gerçek gündemini dile getiriyor, karanlýða karþý aydýnlýðýn ýþýklarýný taþýyor. Sömürücülerin çýkarlarýný savunan, onlarýn sofrasýndan beslenip, onlarýn türküsünü söyleyen satýlýk medyanýn satýlýk kalemlerine karþý, e- mekçi halkýn, ekmeðini alýnteriyle kazanan insanlarýn sesini duyurmaya çalýþýyor. Halk gazetesi emekçilerin, e- zilenlerin özgür ülke insanca yaþam taleplerinin taþýyýcýsý olarak E- mek Özgürlük, bugünkü insanlýk dýþý, ahlakdýþý çürümüþ düzenden zarar gören, yoksulluðu ezilmiþliði kader olarak gösterenlere isyan eden bütün halk kesimlerinin çýðlýðýdýr. Emek Özgürlük, uzun o- nurlu bir tarihten gelerek halklarýn aydýnlýk geleceðine doðru yol alan devrimci sosyalist hareketin din, dil, ýrk ayýrmaksýzýn bütün emekçilere seslendiði bir mücadele platformu, bir emek kürsüsüdür. Uzun onurlu bir geçmiþ Bir ucu Spartaküslere, Tomas Münzer lere, Bedreddinlere, Pir Sultanlara yoksullarýn o muhteþem ayaklanmalarýna dek uzanýyor. Diðer ucu kendilerinden önceki bütün sömürücülere hizmet eden, onlarýn çanaðýný yalayan düþünce akýmlarýný paramparça eden sosyalizmin büyük ustalarýna uzanýyor. 3. Sayfa Bir kanser gibi yayýlan taþeron sistemi güncesiz iþçileri birleþmeye zorluyor ÝSKÝ Ýþçisi köleliðe karþý direniyor Nurettin Soysal ýn Altý Aylýk Ömrü Kaldý... Cezaevleri Yeni Ölümlere Gebe Kürt Mevsimlik Ýþçileri Yine Gurbet Yollarýnda Üç Kuruþ Nafaka Uðruna... 5 Okullar Açýlýyor Kayýtlar Baþladý Cepte Metelik Kalmasýn Kolombiya da Yerli Lideri Katledildi Beyaz Adam Hala Bildiðini Okuyor Biz taþeron iþçiler olarak birleþe birleþe kazanacaðýmýzý düþünüyoruz. Ýstanbul da biz direniþe baþladýðýmýzda 59 tane iþçi eylemi vardý. Ama hepsi sendikalar, federasyonlarýn isteðiyle oldu. Ýski deki eylemin arkasýnda ne bir sendika, ne bir konfederasyon, ne bir sivil toplum örgütü, ne bir dernek var; yalnýzca iþçilerin kendi özrisiyle yaptýðý bir eylem. Son söz olarak artýk sendikalarýn da kendine bir çeki düzen rmesi lazým. Taþeron bir kanser gibi yayýlýyor. Artýk sendikalarýn kendilerine gelip kendi sýnýfýnýn sesine kulak rmesi lazým. Ama onlar kulak rmese bile biz baþaracaðýz. 6. Sayfa Göç Yoksulluðun Durmadan Kanayan Yarasý Þakirpaþa Mahallesi Bildiðimiz yoksulluk tan deðil de gerçek yoksulluktan, dip yoksulluðundan söz ediyorsanýz eðer, emin olabilirsiniz. Adana nýn Þakirpaþa Mahallesi, tam da o dediðiniz yerdir. Koca bir þehrin kenarýnda, sonu SA ile biten otellere hiç uzak olmayan bir yerde, gerçek bir yoksulluk mekanýdýr Þakirpaþa... Ortalýkta dolanan panzerler, kirli su kanallarýndan akýntýlarý, çamurlu yollar Sayfa HALKIN GÜNDEMÝ Kýrýntýlarý Deðil Halk Demokrasisini Ýstiyoruz Türkiye bir kez daha çapraþýk yol ayrýmlarýndan nesnelerin biçimini deðiþtiren aynalarýn arasýndan geçiyor. Meydanlarda baðrýþ çaðrýþ ortalýk yýkýlýyor, hiç beklenmedik adamlar demokrasi þampiyonluðuna soyunuyor, kavramlar sloganlarýn içi boþalýyor, sað nedir, sol nedir, ilericilik nedir gericilik nedir, herkesin zihni karýþýyor li yýllarda siyaset yapmak da, siyasal alanda birey olarak bir karar rmek de bir emekçi için zor. 12 Eylül cellatlarýnýn anayasasýyla otuz yýldýr memleketi paþa paþa yönetip emekçilere kan kusturmuþ olanlar birden çü kesiliyor. Elinde urganla gezerek idam sehpasý arayanlarla halkçýlýk adý altýnda ýrkçýlýðýný gizleyenler canciðer kuzu sarmasý. Faþizmi sadece üniformalýlar la ilgili bir þeymiþ gibi gösterip her Allahýn günü bizi çanaklarýný yaladýklarý sivil patronlarýnýn yanýna çaðýranlar var. Bir yandan kendisine sosyalistim deyip öte yandan hiç sýkýlmadan AKP nin deðirmeni için sokaklarda oy dilenenler var. Sýrf Kürtlerle ayný fotoðraf karesinde görünmemek i- çin düzen muhalefetiyle ayný karede görünmeyi tercih edenler var. 2. Sayfa

2 ÝNSANLIK ONURU HALKIN GÜNDEMÝ 13 Eylül sabahýnda Türkiye yeni bir Türkiye olmayacak, böyle söyleyenler ya aptaldýr ya da emekçileri aptal sanýyor. Et çýkarsa Cumhuriyet elden gidecek, hayýr çýkarsa demokrasi baþka bahara kalacakmýþ gibi saçmalýklarý durup dinlenmeksizin üstümüze püskürtenler düpedüz yalan söylüyorlar; üstelik zekamýzý da küçümseyip bize hakaret ediyorlar. Emperyalizm iþbirlikçi oligarþi tarafýndan yönetilen bu ülkede, faþizm demokrasi sorununu bu düzeyden ele alanlarýn bir bölümü biliriz, düzen partileridir, anlarýz; ama baþkalarý bunu bize gerçekmiþ gibi yutturmaya çalýþýrsa öfkeleniriz, çünkü sol bu kadar ayaða düþmeyi hak etmiyor. Türkiye çapraþýk bir geçitten geçiyor. Kürt sorununun geldiði nokta, geçmiþte yaþananlardan farklý çok ciddi bir noktadýr. Uzunca bir süredir inisiyatifi sürekli biçimde elinde tutan hamleler yapan Kürt hareketi bu kez Demokratik Özerklik adý altýnda bir politik hat geliþtiriyor kendi koþullarýný dayatýyor. Henüz karmaþýk akýbeti belirsiz gibi görünüyor ama bunun dikkate alýnmasý gereken bir politik geliþme olduðu kesin. Öte yanda, çok büyük çaplý ortalýðý alt üst edecek düzeyde deðil belki ama önemi iþçi direniþleri yaþanýyor, bitenlerin yerine yenileri baþlýyor; kriz en çok iþçi sýnýfýný zorluyor patlama dinamiklerini biriktiriyor. Devrimcilerin henüz büyütemediði bu filizler geleceðe yönelik iþaretler olarak önümüzde duruyor. Bütün bunlarýn arasýnda hem tekellerin kendi aralarýnda, hem de politik alanda tasfiyeler birbirini izliyor; Türkiye nin ilk 500 þirketi arasýnda Ýslami firmalar belirgin bir aðýrlýk kazanýrken hükümet kendi çetesini kurabilmek i- çin her alanda daha sert adýmlar atýyor. Durum devrimcileri göre çaðýran bir durum aslýnda ama bu çaðrýya yanýt olabilecek bir kapasite henüz mevcut bulunmuyor. Dolayýsýyla kendi gündemini yaratamayanlar önlerine konulan gündem üzerinden yürümek zorunda kalýyorlar. Sýkýntý da burada düðümleniyor zaten. Bu durumu fýrsat sanýlan gündem düðümleri ü- zerinden çözme umudu, herkesi biraz savuruyor. Sýnýr çizgileri, kavramlar bir kez daha harmanlanýyor, zaten çürümüþ olan kavramlar dünyasý daha beter kokuþuyor. Uzun söze gerek yok. Devrimcilerin bu tasfiye oyunlarý içinde yer almasý, bunu bir fýrsat olarak görmesi doðru deðil, daha kötüsü bu yararlý da deðil. 13 Eylül günü izledikleri müthiþ taktikler den ötürü kimsenin boyu bir milim bile uzamayacak. Bu oyuna katýlmamak, Kürt hareketinin ne yapacaðý ile de ilgili deðil esasen. Kürt hareketinin yarýn karar deðiþtirmesi, bu orta oyununu daha ciddileþtirmez. Emek Özgürlük Cephesi, bu referandum oyununa katýlmayacak. Bu, klasik bir boykot tutumundan öte bir þey. Emek Özgürlük Cephesi, bu birbiri ardýna yýðýlýp bizi emekçileri kendi girdabýna çeken, yanýlgýlarý büyüten karmaþanýn dýþýna çýkmak, onu cepheden reddederek yürümek, bu yol sýrasýnda da kendi haritasýný kullanmak gerektiðine inanýyor. Bu meselede ne tutum alacaðýmýzdan daha önemli olan þey, bizim genel o- larak ne yapmak nasýl yapmak istediðimiz bunu yapmaya cüret edip edemeyeceðimizdir. Asýl referandum bu konuda yapýlýyor. Bizim oyumuz ise belli... Katliamda Sýra Nurettin Soysal a mý Geliyor? Güler Zere'ye Özgürlük kampanyasýyla gündeme gelen cezaevlerindeki sessiz katliam sürüyor. Geçen sayýmýzda 15 yaþýnda girdiði cezaevinden cenazesi çýkan Abdullah Akçay'ýn durumunu anlatmýþtýk. Ölümün eþiðindeki bir diðer hükümlü ise Nurettin Soysal. Doktorlarýn 6 aylýk ömrü kaldý dediði Soysal için Adli Týp Kurumu ayný duyarsýzlýðý sergilemeye devam ediyor. Lenf Kanseri hastasý olan 16 yýldýr cezaevinde tutulan Soysal, 3 Aðustos akþamý fenalaþarak kaldýðý Diyarbakýr D Tipi Cezaevi'nden Dicle Ünirsitesi Týp Fakültesi Hastanesi yoðun bakým servisine kaldýrýldý. Doktorlarýn 6 aylýk ömrü kaldý dediði Nurettin Soysal için Adli Týp Kurumunun kararý ise "kemoterapi sonuçlarýnýn beklenmesi" yönünde oldu. Yani kesinleþmiþ bir ölüm yeterli olmuyordu Adli Týp'taki cellatlar için; Ölümün bir de parmaklýklar ardýnda gerçekleþmesi gerekiyordu. Öyle de yaptýlar zaten; Nurettin Soysal, insan haklarý savunucularýnýn tüm çaðrýlarýna raðmen, Dicle Ünirsitesi Týp Fakültesi'nden tekrar cezaevine gönderildi. Av. Keziban Yýlmaz, bir daha rahatsýzlanmasý durumunda Soysal'ýn hastaneye yetiþemeyebileceðini söyledi. NURETTÝN SOYSAL Geçtiðimiz yýl içinde 37 kiþi cezaevinde yaþamýný yitirdi. Bu yýlýn ilk 7 ayýnda ise 24. Bunlardan Osman Yiðit hakkýnda henüz iddianame bile hazýrlanmamýþtý. Yani henüz resmen üzerine atýlý bir suçlama bile yoktu. Önlem" olarak tutuklu bulunan Osman Yiðit, çocukken geçirdiði kalp ameliyatý nedeniyle dikkat ettiði saðlýðýnýn cezaevinde bozulmasý karþýsýnda hiçbir þey yapamadý. Nurettin Soysal'ýn durumu, hale cezaevlerinde bulunan ölümü bekleyen 104 hasta tutukludan belki de en acil olaný. Halen yoðun bakým ünitesinde yaþam mücadelesi ren Soysal için "kemoterapi tedavisinin sonucunun beklenmesi" kararýný ren Adli Týp Ýhtisas Kurulu raporunda patoloji uzmaný imzasý yok. Tüm bunlar rilen kararlarýn bilimsel deðil siyasi olduðunu açýkça ortaya koyuyor. Yoksa Ergenekon davasýndan yargýlananlara gösterilen uygulama ile bizlere yapýlan arasýndaki farký hiçbir bilim dalý açýklayamaz. (Ýstanbul EÖ) Yusuf Akbaba da Öldürülüyor... Yusuf Akbaba 18 yýldýr cezaevinde. Ýleri derecede diabet hipertansiyon hastasý. 18 yýl boyunca 7 farklý cezaevine gönderilen Yusuf Akbaba, son olarak Eskiþehir H Tipi Cezaevine konuldu. Burada ilaçlarý rilmeyen ya da tarihi geçmiþ ilaçlar rilen Yusuf Akbaba bilinçli olarak ölüme sürükleniyor. Devletin cezaevlerinde sessizce katletme politikasýnýn yeni bir kurbaný olmaya aday. Abant Ýzzettin Baysal Ünirsitesi nin Adli Týp 3. Ýhtisas Kurulu nun raporlarýna raðmen cezaevinde tutulmaya devam edilen Yusuf Akbaba nýn günde iki defa kan þekeri testi yaptýrmasý gerekirken temel týbbi ihtiyaçlarý bile karþýlanmýyor. Böylece Yusuf Akbaba da cezaevlerindeki 104 hasta tutsaktan biri olarak hücresinde çoðunlukla yarý baygýn bir biçimde ölümü beklemeye devam ediyor. (Ýstanbul EÖ) Kayýp Yakýnlarý Kýyat ýn Açýklamalarý Ýçin Suç Duyurusunda Bulundu 3 Aðustos ta katýldýðý bir TV programýnda halen Ergenekon kapsamýnda yargýlanan birçok askerin iþlediði cinayetlerin üslerinin bilgisi dahilinde iþlendiðini açýklayan Emekli Korgeneral Atilla Kýyat ýn sözleri üzerine ÝHD Ýstanbul Þubesi üyeleri Yakýnlarýný Kaybedenler Derneði, sorumlular hakkýnda suç duyurusunda bulundu. Dönemin siyasi iktidar sahipleri yetkilileri olan Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Ýsmail Hakký Karadayý, Mehmet Aðar, Necmettin Erbakan, Doðan Güreþ, OHAL valileri diðer tüm yetkililer hakkýnda soruþturma açýlmasý talebiyle Ýstanbul Cumhuriyet Savcýlýðýna 6 Aðustos günü dilekçe ren dernek üyeleri, yýllardýr vurguladýklarý gerçeklerin Atilla Kýyat ýn aðzýndan yinelendiðini belirttiler. (Ýstanbul EÖ) Adana Karataþ Kadýn Hapishanesi nde Koþullar Aðýrlaþýyor 2 Gitti Berivan Geldi Berivan Çocuk Cephesinde Deðiþen Bir Þey Yok! Batman da düzenlenen gösteride tutuklanan gönderdiði mektuplarla kamuoyu vicdanýna seslenen Batmanlý Berivan, TMK daki deðiþiklik nedeniyle serbest býrakýlýrken, Urfa da ise yeni bir Berivan (15) tutuklandý Geçtiðimiz günlerde Urfa da 15 Aðustos nedeniyle düzenlenen þölenin ardýndan gözaltýna alýnan Berivan P. Ýle birlikte 3 çocuk, Örgüt propagandasý yapmak Görevli memurun görevini yapmasýna karþý direnmek suçlamalarý ile tutuklandý.kýzýnýn tutuklanmasýna tepki gösteren baba Ali P., çocuklarýn düzmece bir senaryo ile tutuklandýðýný belirterek, Çocuklarýn sanki Urfa yý bombalayacak alt üst edecek bir hazýrlýk içindeymiþler gibi gözaltýna alýnýp tutuklandý dedi. TMK da deðiþikliðin çocuklarýn tutuklanmasýna engel olmadýðýný ifade eden baba Ali P., Hani nerde bahsettikleri insan çocuk haklarý? Bunlar hak hukuku sadece kendileri i- çin kullanýyor. Kürtler 7 den 70 e düþman görülüyor. Yoksa 15 yaþýndaki bir kýz çocuðunun 40 yaþýndaki bir polise ne kadar direnebileceðini varýn siz hesap edin dedi. Ayný olaydan tutuklanan M.Y. nin (16) a- ðabeyi Ý.Y. nin (16) babasý Halil Y. de AKP nin ikiyüzlü politikalarýný sürdürdüðünü belirterek, Bir taraftan çocuk haklarýný tanýyorum diyerek yasada düzenlemeye gidip kendisini þirin gösteriyor, diðer taraftan da ayný sebeplerle ayný yasalarla Kürt çocuklarýný cezaevine atýyor dedi. (Ýstanbul EÖ) Türkiye hapishaneleri tarihinin her döneminde yaþanan olumsuzluklarla, ölümlerle her zaman gündemde olmuþtur. Gün geçmiyor ki cezaevlerinde sorunlar yaþanmasýn. Karataþ Kadýn Hapishanesinde yaþanan ranza sorununa Adananýn kavurucu sýcaklarýna raðmen su sýkýntýsý da eklendi. Karataþ ta 18 kiþilik koðuþlarda tutsak kalýyor ranzalar ikiþer-üçer paylaþýlýyor. Yaþanan bu sorun çözüme kavuþturulmadan bilinçli olarak yaþatýlan su sorunu tutsaklar için büyük sýkýntý oluþturuyor. Günlük ihtiyaçlar giderilemiyor, su çok kýsýtlý kullanýlýyor. Bu sorun ise cezaevi yönetimince ertelendi. Kavurucu sýcaklarda tutsaklar için sýkýntý yaratan sorun tutsaklara karþý kullanýlmaktadýr. Hapis cezasýný yeterli bulmayanlar, susuzluðu, havasýzlýðý vb. ekleyerek yeni cezalandýrma biçimleri yaratarak tutsaklardan intikam almaya, cezaevlerini birer iþkence evine dönüþtürmeye çalýþýyorlar. (Adana EÖ) emek BARÝKAT/Aylýk Sosyalist Dergi / Özel Sayý 4 Aðustos 2010 Fiyatý: 75 krþ (KDV Dahil) Sahibi Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Timuçin Kýlýç Yönetim Yeri: Þehit Muhtar Mah. Nane Sk. 15/3 Beyoðlu / Ýstanbul Basýldýðý Yer: Özdemir Matbaacýlýk Davutpaþa Cad. Gün San. Sitesi C Blok No: 242 Topkapý/ÝSTANBUL Tel:

3 Emek Özgürlük Emekçilerin Diliyle Emekçilere Sesleniyor Yaþam Yolunda Yürüyoruz 3 GERÇEK Özgür Bir Ülke Ýnsanca GÜNDEM 1. Sayfadan Devam Üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda iþçi sýnýfýnýn davasýný u- mutla, inançla, dirençle savunmuþ kahrýný çekmiþ olan Mustafa Suphilerden bu yana akýp gelen devrimci hareketin þehitler silsilesi, Emek Özgürlük ün eklendiði gurur dolu bir mirastýr larýn sonunda 70 lerin baþýnda devrimi sosyalist hareketimizin temellerini atan, muazzam cesaretleri derin politik öngörüleriyle ülkenin tarihini yeniden biçimlendiren Mahir Çayan larýn ayný dönemde devrim davasýný idam sehpalarýndan iþkencehanelere kadar her yerde her zaman dirençle savunan Denizlerin, Yusuflarýn, Hüseyinlerin Kaypakkaya larýn kanla þerefle çizilmiþ kýpkýrmýzý çizgisi Emek Özgürlük ün hiç sapmadan üzerinden yürüdüðü çizgidir lerin ikinci yarýsýndan sonra devrimci sosyalist hareketin ikinci dönemini inþa ederek oligarþik diktatörlüðe kök söktüren, en karanlýk zamanlarda, 12 Eylül cuntasýnýn soluk aldýrmayan baský günlerinde bile bir an olsun geri adým atmadan mücadeleyi sürdüren Tamer Arda larýn, Atilla Ermutlu larýn, Nurettin Gürateþ lerin yolundan yürüyen Emek Özgürlük, cuntanýn idam sehpalarýnda devrimin bayraðýný hiç elinden düþürmeyen Ahmet Sanerlerin, Kadir Tandoðanlarýn ýþýklý hattýný savunuyor. Emek Özgürlük, bu devrimci sosyalist davayý emekçilerin adalet isteklerini savunmak, bu davayý büyütmek için çýkýyor. Emek Özgürlük, Amerikan emperyalizmi baþta olmak üzere bu topraklarýn iliðini sömüren bütün emperyalistleri, iþbirlikçileriyle birlikte defetmek, özgür bir ülke kurmak için yola çýkanlarýn sesidir. Emperyalizmin askeri, siyasi, ekonomik, kültürel bütün kurumlarýný yaþadýðýmýz topraklardan söküp atmak, emekçi halkýn iktidar olduðu özgür bir ülke yaratmak bütün emekçilerin ortak isteðidir. Emek Özgürlük, emperyalistlerle birlikte, onlarýn sofrasýndan beslenerek semirmiþ olan bütün tekelci patronlarýn, bizim yoksulluðumuzla kasalarýný dolduran bütün kan içici haramilerin saltanatýna son rmek, emekçilerin bütün ekonomik kaynaklar üzerinde söz, yetki karar sahibi olduðu yeni bir ülke yaratmak isteyenlerin sesidir. Ýþçi sýnýfýnýn halkýmýzýn sýrtýndaki bu kenelerden kurtulmasý, bütün e- mekçilerin ortak isteðidir. Emek Özgürlük, halkýn en küçük kýpýrdanýþýný bastýrmak için beslenen organize edilen bugünkü faþist baský düzenini ortadan kaldýrarak, emekçi halkýn kendi kendini halk meclisleriyle halk örgütleriyle yönettiði halk demokrasisini kurmak isteyenlerin sesidir. Özgürce yaþamak, baský zulüm düzeninde deðil emekçilerin her alanda her bakýmdan e- gemen olduðu bir demokrasi içinde çocuklarýmýzýn geleceðini kurmak bütün emekçilerin ortak isteðidir. Emek Özgürlük, özgür bir ülke insanca yaþam hedefinde somutlanan özgür demokratik bir ülkeden bir an bile ara rmeksizin sosyalizme yürümek, insanlýðýn yeni bir uygarlýk evresine adým atmak isteyenlerin sesidir. Sömürmeden-sömürülmeden yaþamak, dürüstçe çalýþarak onurluca yaþamak bütün emekçilerin ortak isteðidir. Emek Özgürlük, yaþadýðýmýz topraklar üzerinde ya da dünyanýn herhangi bir köþesinde, uluslar halklar arasýnda eþit, özgür kardeþçe olmayan hiçbir iliþkiyi meþru görmeyen, halklarýn özgürlüðünü eþitliðini, özel olarak Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkýný savunanlarýn sesidir. Baský zulmün sona ermesi, halklarýn kardeþçe kucaklaþmasý, bütün emekçilerin ortak isteðidir. Emek Özgürlük, baþta Filistin olmak üzere bölgemizdeki dünyamýzdaki emperyalizmin pençesinde olan bütün halklarý kardeþi sayan, emperyalizmi Siyonizmi bölgemizden kovmak isteyenlerin sesidir. Ezilen halklarýn yaný baþýnda olmak, bütün emekçilerin ortak isteðidir. Emek Özgürlük, insan onuruna yakýþýr konutlarda saðlýklý bir kent-doða-insan iliþkileri zincirinde yaþamak isteyen, en temel yaþamsal ihtiyaçlarýn tümüyle ücretsiz olduðu, çocuklarýmýzýn yaþlýlarýmýzýn yaþamlarýnýn tümüyle garanti altýnda olduðu koþullarý yaratmak isteyenlerin sesidir. Ýnsanca koþullarda yaþamýný sürdürmek, bütün emekçilerin ortak isteðidir. Emek Özgürlük, bütün soyguncu özel hastanelerin kapatýldýðý koþullarda eþit, özgür tümüyle ücretsiz saðlýk hizmeti almak, saðlýklý bir çevrede, saðlýklý ürünler kullanarak hasta olmama hakkýný kullanmak isteyenlerin sesidir. Ýtilmeden-kakýlmadan, havyan muamelesi görmeden soyulmadan týbbýn imkanlarýndan yararlanmak, tüm yaþamýný garanti altýnda hissetmek bütün emekçilerin ortak isteðidir. Emek Özgürlük, yoksullarla zenginler arasýndaki uçurumun bir sonucu olarak doðan özel okullarýn dersanelerin tamamýnýn ortadan kaldýrýldýðý koþullarda, özgür, eþit, ücretsiz anadilde bilimsel eðitim almak isteyenlerin sesidir. Eðitim hakkýna bir insan hakký olarak doðuþtan sahip olmak bütün e- mekçilerin ortak isteðidir. Emek Özgürlük, çocuklarýn çalýþmalarýnýn yasaklandýðý koþullarda, tümüyle sosyal günceye baðlý olarak eþit iþe eþit ücret ilkesiyle çalýþmak isteyenlerin sesidir. Ücretli kölelik yerine özgür üreticiler olmak bütün emekçilerin ortak isteðidir. Emek Özgürlük, erkek egemen toplum yapýsýnýn paramparça edildiði koþullarda toplumun tümüyle eþit bireyleri olarak yaþamak, üretmek yaþamý örmek isteyen kadýnlarýn sesidir. Ev köleliðini, zorbalýðý eþitsizliðin her türünü yok etmek bütün emekçilerin ortak isteðidir. Emek Özgürlük, geleceðimiz olan çocuklarýmýzýn sokak çetelerinden uyuþturucunun pençesinden kurtarýlarak topumun üretken onurlu bireyleri olarak yaþamasý için mücadele edenlerin sesidir. Sokaklardaki çamur deryasýndan çocuklarýmýzý çekip almak bütün emekçilerin ortak isteðidir. Emek Özgürlük, özellikle son otuz yýlda çürütülen dayanýþma geleneklerimizi yeniden inþa etmek, bugünkü yabancýlaþmýþ bireycileþmiþ insan tipini deðiþtirmek isteyenlerin sesidir. Yeni bir dünyada, komþumuzla yeniden tanýþmak, insanca dayanýþmacý yeni bir kültür inþa etmek bütün emekçilerin ortak isteðidir. Emek Özgürlük, bütün dini inançlar, mezhepsel inanýþlarýn, etnik azýnlýklarýn baský altýna alýnmadan özgürce varlýðýný sürdürmesini isteyenlerin sesidir. Kimsenin inanýþýndan ötürü ikinci sýnýf insan sayýlmamasý bütün emekçilerin ortak isteðidir. Emek Özgürlük, bu ortak sestir; aklýn, vicdanýn adaletin sesidir. Gazetemiz bütün emekçilere, iþte bu geçmiþten gelerek bu gelecek perspektifiyle ulaþýyor. Emekçilerin diliyle, onlarýn kalbinden geçeni görerek anlayarak konuþuyor. Bin türlü TV kanalýnýn, bin türlü paçavra gazetenin her gün karmakarýþýk ettiði aklýmýzý, zihnimizi bütün o ýrkçý gerici düþüncelerden temizlemek için çýkýyor. Son derece çapraþýk yol ayrýmlarýndan geçen Türkiye de, bütün kavramlarýn yüzlerce komplo teorisiyle iðdiþ edilerek yozlaþtýrýldýðý günümüzde, halkýn emekçilerin yalýn somut gerçeðini ortayla koymak için çýkýyoruz. Biz, düz konuþuyoruz; sözümüzü doðrudan, evirip çevirmeden, emekçi dürüstlüðüyle söylüyoruz. Ve gerçeði söylüyoruz; tek bir emekçi bu gazetenin tek bir satýrýnda yazýlý olanýn yalan olduðunu düþünürse kendimizi o zaman baþarýsýz sayarýz. Yolumuz, gerçeðin yoludur. Özgür bir ülke, insanca bir yaþam için yýlmadan, usanmadan yürüyeceðiz. Yolumuz açýk olsun! Emek Özgürlük, sýcak ekmek gibi her seferinde emekçilerin ellerine ulaþacaktýr. 23 Aðustos 2010 Emek Özgürlük

4 SOKAK SOKAKTAN GELEN SES Sokaklar çýðýrtkanlardan geçilmiyor bugünlerde. Kimi bizi EVET demeye çaðýrýyor, kimisi ise HAYIR. Et çaðrýsý yapanlarýn kimlikleri açýk. Her geçen gün POLÝTÝKA aðýrlaþan sömürü zulüm düzeninin sahipleri, bizlere lütfettikleri kadar demokrasi için sevinmemizi, kendi sömürü zulüm düzenlerini onaylamamýzý istiyor. Hayýr çaðrýsý yapanlara göre ise bu hükümete karþý çýkmak için onlarýn istediðini yapmamamýz gerekiyor. Ýlk bakýþta doðru gibi görünse de iki tarafýn da sýkýþtýklarý alan belli. Var olan emek gücü sömürüsüne dayalý kapitalist rejime kimin hakim olacaðý kavgasý. Bu durumu biraz daha açmak için bu referandumun, a- nayasa deðiþikliðinin nereden çýktýðýný biraz inceleyelim. Yaklaþýk 8 yýldýr iktidarda olan AKP, bu süre içinde devletin birçok kademesindeki kadrolaþmasýný tamamladý. Ancak yüksek yargý makamlarýnýn kendine özgü yapýsý iþleyiþi nedeniyle Anayasa Mahkemesi, Hakimler Savcýlar Yüksek Kurulu vb. gibi kurumlarýn içinde bu kadrolaþmasýný yeterince saðlayamadý. Bunun önündeki engelleri aþmak i- çin de bu anayasa deðiþikliði gündeme geldi. Yani demokrasi makyajýyla süslenerek bize yutturulmaya çalýþýlan iþin aslý bu. Þimdi kendimize þunu soralým. Yüksek yargý organlarýna AKP ye yakýn tipler gelse ne olacak, mevcut olanlar yerinde kalsa ne olacak. Biz, emekçiler için ne deðiþecek. Yýllardýr ulusal kimliðinin kavgasýný caný pahasýna sürdüren Kürtler için ne anlam ifade ediyor tüm bunlar. Maden ocaklarýnda, tersanelerde canlarýný ren, sendikalaþtýðý, hakkýný a- radýðý, hatta bazen bunlarýn hiç birini yapmadýðý halde kendini kapýnýn önünde bulurmiþ olan iþsizler için bu iki seçenekten hangisi, neyi ifade ediyor? HÝÇBÝR ÞEYÝ. Peki bizim için hiç olan bu seçime karþý tavrýmýzý nasýl gösterebiliriz. Bir türküye de konu olan halk deyiþiyle söylecek olursak cahil ile sohbeti keserek. Bizim yoksulluðumuzun, acýlarýmýzýn, çilelerimizin farkýnda olmayan hiç u- mursamayan, bunlarý öðrenmek, çözmek ya da hiç olmazsa gündeme getirmek gibi bir derdi olmayanlara; sözün kýsasý bizim dertlerimiz konusunda son derece cahil olanlara diyeceðimiz söz budur: Biz sizin oyuncaðýnýz deðiliz, bizi kendi oyununuza alet edemeyeceksiniz; Sizin koyduðunuz sandýða gitmiyoruz.. Siyasi literatürdeki karþýlýðýyla BOYKOT. Onlar, bizleri kandýrmak için ellerindeki oy pusulalarýný binbir türlü þekilde süsleyerek yeniden yeniden önümüze sürebilirler. Ama biz ne AKP nin kadrolaþmasýna destek olacaðýz, ne de AKP düþmanlýðý saplantýsýnýn yarattýðý bir u- fuk daralmasýyla sistemin baþka bir cenahýnýn peþine takýlacaðýz. Biz bu sömürü zulüm düzenini BOYKOT ediyoruz. Et de desek, Hayýr da desek sürecek olan bu rejimi istemiyoruz. Emeðimizi, alýnterimizi, kanýmýzý çalan, utanmaksýzýn daha fazlasýna da göz diken tüm hýrsýzlarýn saltanatýný yýkmak istiyoruz. Kimsenin aç kalmadýðý bir ülkeyi kurmak içindir kavgamýz. Ve bu ülke, asla bir sandýktan çýkmayacaktýr. O- nu biz, kendi ellerimizle kuracaðýz. Sokaktan sesler geliyor. Ama sadece EVET-HAYIR diyenlerin sesleri deðil. Baþka sesler de geliyor. Emeðine, alýnterine, onuruna geleceðine sahip çýkman için seni kavgaya dat edenlerin sesleri... Bu sese kulak rin. Emek Özgürlük Cephesi nin sesine Sokaklardan Sesler Geliyor... BAZ ÝSTASYONU ÝSTEMÝYORUZ! Güngören ilçesine baðlý sanayi mahallesinde yaþayan insanlar endiþe içinde. Bunun nedeni bu mahallede yaklaþýk üçyüz metre ara ile iki baz istasyonunun bulunmasý. Bu mahallede yaþayan insanlar Emek Özgürlük muhabirine þöyle diyor: özellikle mülk sahibi olan insanlar olarak çocuklarýmýzýn gelecekte kanser olabileceði korkusu taþýyoruz. Çünkü kiracý olan taþýnýp gidebilir ama mülk sahipleri için bu biraz daha zor. Televizyonlarda izliyoruz, internetten de araþtýrýyoruz baz istasyonlarýnýn rdiði zararý. Baz istasyonlarýnýn binalarýna kurulmasýna izin ren mülk sahipleri bu iþten ciddi para kazanýyorlar. Onlarýn çýkarý için biz çocuklarýmýzýn saðlýðýný hiçe saymayýz. Bu istasyonlarýn kaldýrýlmasý için bir þeyler yapmamýz gerek. Ýhmal bize çok aðýr bedeller ödetebilir. Çok geç kalmadan bir þeyler yapmamýz gerekiyor. Belki bir imza toplayarak bu iþe baþlayabiliriz. Bilinçli insanlar bu duruma duyarsýz kalmamalý. (Ýstanbul EÖ) Göç Yoksulluðun Durmadan Kanayan Yarasý Þakirpaþa Mahallesi Bildiðimiz yoksulluk tan deðil de gerçek yoksulluktan, dip yoksulluðundan söz ediyorsanýz eðer, emin olabilirsiniz. Adana nýn Þakirpaþa Mahallesi, tam da o dediðiniz yerdir. Koca bir þehrin kenarýnda, sonu SA ile biten otellere hiç uzak olmayan bir yerde, gerçek bir yoksulluk mekanýdýr Þakirpaþa... Tarihi aslýnda çok eski... Seyhan ilçesine baðlý olan mahallenin adý eski valilerden birinden geliyor. Ama ondan geriye yýkýntý bir konak kalmýþ sadece. Þu anda 200 bine yakýn nüfusu ile kentin en kalabalýk mahallelerinden biri. 70 lerin sonu ile 80 lerin baþýnda ekonomik nedenlerden dolayý göçen Kürtler yoðunlaþmýþ mahallede larda ise faili meçhuller köy yakmalardan sonra yoksul Kürt nüfus iyice artmýþ, zaten Adana nýn her köþesi Kürtlerle dolup taþmýþ. Genellikle Kürtlerin yaþadýðý bir mahalle olmakla birlikte Arap Türkler de var. Doðal o- larak yurtser bir aðýrlýðý olan mahalle bunun da bir sonucu olarak belediyenin göz ucuyla bile görmediði bir mahrumiyet bölgesi gibi... Belediye hizmetleri yok denecek kadar az. Toprak yollar hala var. Mahallenin ortasýnda kalan pis su kanalý onca uðraþa raðmen kapatýlamadý hastalýk yayýyor, dayanýlmaz bir kokuya sahip. Yazýn ilaçlamanýn yapýlmamasý sivri sineði azdýrýyor, kýþýnsa çamur deryasýndan geçilmeyen yollar mahalleliyi çileden çýkarýyor. Mahalleli imza topladýktan sonra birkaç sokak asfaltlanmýþ, ama o kadar... Kuzey Adana da (zengin Adana) üç beþ villa için bile yol çalýþmasý yapýlýrken Þakirpaþa ya kimsenin elini sürdüðü yok. Ýþsizlik en temel sorun... Her dört gençten ü- çü iþsiz. Yazlarý tarlalarda yevmiyeli olarak çalýþan kesimi gençler oluþturuyor. Çoðunluk ise Güngören ilçesine baðlý Tozkoparan mahallesinde yaþayan halk kentsel dönüþüm projesine karþý çalýþmalarýný yürütürken yeni bir sorunla daha karþý karþýyalar. 35 yýldýr mahallede bulunan Osman Ülkümen Lisesi Anadolu Lisesine çevrilmiþ durumda. Mahalle halký diyor ki: Osman Ülkümen Lisesi Anadolu Lisesine çevrilirken; 1-Tozkoparan halkýnýn ihtiyaçlarý iradesi düþünülmedi. 2- Üç ilköðretim okulu bulunan bunlarýn yýllýk mezun sayýsýnýn ortalama 600 öðrenci olduðu düþünüldüðünde bunlarýn yüzde yirmisinin Anadolu lisesi kazandýðý hesaplandýðýnda geriye kalan yaklaþýk (çoðu yoksul) öðrencinin öðrenim hayatýyla oynanmýþtýr. ÞAKÝRPAÞA HALKI NE ÝSTÝYOR? Bir an önce bizlerin sorunlarýna da ilgi göstermelerini, burada insanlarýn yaþadýðýný unutmamalarýný istiyoruz. Her semtte uygulanan hizmetlerden ayrýmcýlýk yapýlmaksýzýn bizler de yararlanmak istiyoruz (yol, ýþýklandýrma, park, pazar...) Burada Kürt halkýna uygulanan baskýlarýn, ön yargýlarýn son bulmasýný, mahallemizdeki panzerlerin çekip gitmesini istiyoruz. Kýsacasý; bizler insan gibi,insanca yaþamak istiyoruz. Panzerlerin gölgesinde yaþamak istemiyoruz. Özgürce yaþamak istiyoruz. yine tarýmda, konfeksiyon atölyelerinde, sanayi sitesinde çalýþýyor. Kiminle konuþsan dertler ayný... Ama asýl kamu hizmetlerinden yaralanamamak mahalleliyi çileden çýkarýyor. Ýki çocuk annesi Songül ablamýzla konuþuyoruz, bizleri burada unutuyorlar diyor: yollarýmýz asfaltlanmýyor, su kanallarý kapatýlmýyor. Bir dinlenme parký dahi yok. Ulaþým bir sorun. Sivrisinek bir sorun. Songül abla, iþsizliðin hep sofralarýnýn baþ köþesinde olduðunu, yaþamýn çekilmez bir hal aldýðýný dile getiriyor. Mahalleden baþka bir abla ise, mahallede panzerler silahlarýyla dolaþan polisleri anlatýyor. Sokaklarda gezerek mahalleye korku salýp, ürkütmek istiyorlar diyor. (Adana EÖ) Tozkoparan ýn Çocuklarý Cahil mi Kalsýn? 3- Mahallede Ergün Öner Mehmet Öner Anadolu Liseleri bulunduðu halde hemen duvar bitiþine ayrý üçüncü bir Anadolu Lisesi açmanýn Tozkoparan halkýnýn çocuklarýna bir katký saðlamayacaðýna, aksine maðduriyet yaratacaðýna eminiz. Tozkoparan halký Emek Özgürlük gazetesi muhabirine bu nedenlerden dolayý konuyla ilgili hukuki yollara baþvuracaklarýný mücadelelerini sürdüreceklerini belirttiler. Tozkoparan halký ilk etapta, Ýstanbul Ýl Milli Eðitim Müdürlüðüne göndermek üzere yukarýdaki üç maddeyi içeren bir imza kampanyasý baþlatmýþ durumda. Kampanyaya katýlmak isteyenler Daimi Halk Pazarýnda bulunan Tozkoparan Mahallesi Derneði ne baþvurabilir. (Ýstanbul EÖ) Emek Özgürlük Cephesi: Mücadeleden Baþka Yol Yok! 4 Emek Özgürlük Cephesi, Tozkoparan halkýnýn gerek kentsel dönüþüm projesine karþý yürüttüðü mücadeleyi, gerek Osman Ülkümen Lisesinin Anadolu Lisesine çevrilmesine yönelik baþlattýklarý imza kampanyasýný desteklediðini gazetemize þu sözlerle açýkladý: Kentsel dönüþüm projesi adý altýnda Toki ye peþkeþ listesi ne bir yenisi daha, Tozkoparan eklenmiþ durumda. Mahalle bir yandan yapýlacak yýkýma karþý mücadele sürdürürken diðer yandan eðitim sisteminin mahalle öðrencilerine dayattýðý sürgün politikasýna karþý mücadele rmektedir. Yap-boz oyununa dönen eðitim sisteminde hedeflenen, tüm düz liselerin zamanla (sýnav sistemiyle yerleþtirilmek kaydýyla) Anadolu liselerine dönüþtürülmesidir. Bu gerekçe dar gelirli aileler için ciddi sýkýntý sonuçlar doðuracaktýr. Bu süreçte halkýn ekonomik yapýsý göz önünde bulundurulduðunda, yoksul mahallelerde yaþayan öðrencilerin bir çoðu Anadolu liselerine yerleþememektedir yerleþemeyecektir. Çünkü birçoðu dershanelere gidememektedir. Devlet okullarý öðrenci alýrken önceliði mahalle sýnýrlarý içinde ikamet edenlere tanýmaktadýr. Bu durumda (Tozkoparanda düz lise kalmadý) Tozkoparan halkýnýn çocuklarý öðrenimleri için ikamet mi deðiþtirecek? Ýkamet sorununa çözüm bulunabileceðini varsaysak bile, bu kez öðrenciler mahallenin dýþýndaki herhangi bir okula gitmek için yol parasý rmek zorunda kalacaklar. Dolayýsýyla devlet eliyle maðdur edilen yine emekçi yoksul halk olacak. Emek Özgürlük Cephesi diyor ki; özgür bir ülke insanca yaþam istiyoruz! Parasýz eðitim istiyoruz. Bunun yolu mücadele etmekten örgütlenmekten geçer, bundan baþka çýkar bir yol yok. (Ýstanbul EÖ)

5 Üç Kuruþ Nafaka Uðruna Binlerce Kilometre Yol Eziyet... EMEK HABERLERÝ Kürt Ýþçiler Yine Gurbet Yollarýna Düþtü Yine yaz aylarý geldi... Yine binlerce Kürt iþçi, akýnlar halinde, yollarda kayýplar rerek gurbet ekmek yollarýna düþtü... Çoðu köyleri yakýlmýþ boþaltýlmýþ olduðu için Diyarbakýr ýn, Mardin in kenar mahallelerinde yoksulluk içinde yaþayan Kürtler, yaz gelince birkaç kuruþ kazanabilmek için Karadeniz Ege yollarýný tutuyorlar. Bu yýl, ýrkçýlýk sezonu önce Giresun daki Günlik Toplantýsý ndan Kürtler gelmesin kararý çýkmasýyla baþladý. Sonra tepkiler gelince birden genelgeler ardý ardýna yayýnlandý akýl almaz bir kibarlýk gösterisi baþladý. Bütün mülki amirler neredeyse yaþasýn halklarýn kardeþliði diyecek kadar Kürt sevgisiyle doluydular. Sonradan iþin aslý anlaþýldý ama. Tersine gönderilen genelgeler toplama kampý genelgeleriydi. Ýçiþleri Bakanlýðý, valilere gelen Kürtleri belli yerlerde tutma, sýk sýk kimlik kontrolleri aramalarla baský altýna alma mümkünse kentlere sokmama emri rmiþti. Bu yýlýn macerasý böyle baþladý iþte. Yine uzun yollar bu kez çadýr kamplarý... En çok Ordu Giresun vardý hedefte, Sakarya, Bolu diðer fýndýk ü- retilen yerler. Örneðin Sakarya bunlardan biriydi. Trenlerle, otobüslerle Sakarya ya gelen iþçiler, genelgeye uygun olarak þehir merkezine dahi sokulmadan transit geçiþlerle, esir kampý koþullarýndaki fýndýk bahçelerine gönderildiler, bazýlarý ise köylerdeki ahýrlara mahkum edildi. Þimdi, Sakarya nýn Akyayla, Hendek, Karaöcek, Gümüþova, Cumayeri gibi ilçe köylerinde en aðýr koþullarda kýþýn yiyeceði ekmeðini çýkarmaya çalýþýyorlar. Bir buçuk iki ay sabah den akþam a kadar, günde en fazla 20 TL ücretle çalýþan iþçilerin yemekleri ise, kendilerine ait. Baþlarýna dikilen çavuþ adý rilen kontrolcülerin her türlü aþaðýlamalarýna da maruz kalan 14 yaþýndan 70 yaþýna iþçiler için hayat kendi tabirleriyle çekilmez durumda. Sabah 7 den akþam 7 ye kadar çalýþýyoruz. 20 TL para riyorlar, bu yetmiyormuþ gibi bir de üzerine bizi hor görüyorlar diyorlar. Keþke kendi memleketimizde iþimiz olsaydý. O zaman buraya gelmezdik. Memlekete gidiyoruz aç periþanýz. Keþke bizim yollarda çektiðimiz çileleri bir görseniz diyor fýndýk iþçileri. Þehir merkezlerine sokulmuyorlar. Yerli araç sahipleri onlarý taþýmýyor. Güney Afrika da yýllar önce lanetlenen ayrý ýrklara ayrý araç kuralý Sakarya da iþliyor. Ben bizzat tanýk oldum diyor biri, Adam ahýrdan hayvanlarý çýkartýp, insanlarý kalmalarý için ahýra sokuyor. Sonuçta, Hani Türk- Kürt kardeþtir diyorlar ya. Hani kardeþtik, ama ben her türlü ayrýmcýlýða maruz býrakýlýyorum. Böyle kardeþlik mi olur? diye soruyor Kürt iþçiler. Ýþin kötüsü, bunu yapanlarýn çoðu da büyük çikolata tekelleri tarafýndan iliðine kadar sömürülen, fýndýðýný yok pahasýna satan küçük üreticiler... Nurullah Ercan Yeniden Sahnede... Madenci Ailelerine Vazgeç Baskýsý Bursa da Bükköy Madencilik te 19 iþçinin öldüðü grizu faciasýnýn ardýndan, iþçilerin yakýnlarý tarafýndan açýlan dava sürüyor. Önceki gün görülen duruþmanýn ardýndan açýklama yapan iþçilerin yakýnlarý, maden patronu Nurullah Ercan ýn Ramazan da erzak paketleri daðýtarak kendilerine þikâyetlerini geri almalarý konusunda baský yaptýðýný dile getirdiler. Bursa da 10 Aralýk 2009 tarihinde meydana gelen maden faciasýnda gerekli iþçi saðlýðý günliði önlemleri alýnmadýðý için 19 iþçi iþ cinayetine kurban gitmiþti. Yaþanan iþ cinayetinin ardýndan 19 iþçinin taksirle ölümüne sebep olmak la suçlanan 7 kiþinin yargýlanmasýna 19 A- ðustos günü devam edildi. Duruþmada, ölen iþçilerin yakýnlarýnýn Avukatý Metin Çetin, Nurullah Ercan ýn ölenlerin yakýnlarýyla tek tek pazarlýk ederek onlarý tehdit ettiðini belirtti tutuklanmasýný talep etti. Satýn almak Ýstiyor Ýþ cinayetine kurban giden iþcilerden Þenol Kurt un annesi Güldenir Kurt, Bize onun receði erzak para lazým deðil. O para benim oðlumu geri getirmeyecek. Anne olarak ihmali yüzünden yavrumun mezara girmesine neden olan Nurullah Ercan ýn bir gün dahi olsa tutuklanmasýný istiyorum. Jandarma ile giden geliyor ama imam ile giden dönmüyor derken, yine madendeki faciada yaþamýný yitiren Ali Kazan ýn kýzý Hanife Kazan ise þunlarý söyledi: Fakirliðimizden yararlanan Nurullah Ercan bize yardým paketi para gönderiyor. Tepki gösterince Borç recektim diyor. Þikâyetimizi geri almayacaðýz. Sonuna kadar mücadele edeceðiz. Onun cezaevine gireceði günü görmek yaþamak istiyoruz Seri Katil Bu, Ercan ýn ilk iþ katliamý da deðil. Daha önce ayný kömür ocaðýnda meydana gelen patlamada 4 iþçi ölürken 19 Kasým 2000 tarihinde de Nurullah Ercan a ait Kayaaltý Linyit Ocaðý nda meydana gelen iþ kazasý sonucu 7 iþçi hayatýný kaybetmiþti. Bu cinayetlerin ardýndan da Ercan herhangi bir yaptýrýmla karþýlaþmamýþtý. Nurullah Ercan, bugün de hala elini kolunu sallayarak yeni ölüm kuyularý açmaya devam ediyor Patronlar Ýþ Kazalarý Sorununu Çözdü: Ýþçiler Kendi Kendisini Öldürüyor Son aylarda ardý ardýna gelen iþ cinayetleri konusunda sorumluluðu üzerinden atmak isteyen patronlar bir rapor hazýrlatarak, kazalarý iþçilerin üzerine yýkma yolunu seçtiler. Türkiye Metal Sanayicileri Sendikasý nýn (MESS) yaptýðý iþ kazalarý meslek hastalýklarý na iliþkin araþtýrmada, kazalarýn yüzde 80 inin çalýþanlarýn günsiz hareketlerinden kaynaklandýðý iddia e- dildi. MESS Üyelerinde Ýþ Kazalarý Meslek Hastalýklarý Ýstatistikleri araþtýrmasýna göre, üye iþyerlerinde 2009 da 4 bin 643 iþ kazasý yaþandý. Sonuçlara göre, iþletmelerdeki ekonomik krizin etkilerinin aðýr þekilde hissedildiði 2009 yýlýnda, çalýþma saatlerinde bir önceki yýlýn rilerine göre önemli bir düþüþ yaþandýðýna iþaret edilerek, bunun nedeninin de sanayi üretiminin gerilemesi, yani iþçileri çok çalýþtýracak kapasitenin olmamasý! Raporda iþrenlerin koruyucu tedbirlerden kaçýnmasý 10 liralýk kemerden bile tasarruf etmesi gerçeði gözardý edilirken suç iþçilere yýkýldý. Raporda dikkatsiz çalýþma, günsiz hareketler arasýnda yüzde 65 lik oranla ilk sýrayý alýrken, bunu kiþisel koruyucu kullanmama, donaným aletleri günsiz kullanma takip etti. Kýsacasý rapordan anlaþýlan þu: Bir yýlda neredeyse bin kiþinin ölümü, patronlar kâr hýrsýndan deðil, iþçilerin intihar etme duygusundan kaynaklanmýþ... Tuzla daki filika katliamý her gün yaþanan cinayetlerin tek sebebi buymuþ! On Milyon Kayýtdýþý Çalýþan Emekçi Var! DÝSK hazýrladýðý raporda hükümetin 'iþsizlik azaldý' söyleminin altýnda kayýtdýþý çalýþmanýn yaygýnlaþmasýna dikkat çekerek 10 milyon kayýtdýþý çalýþanýn olduðunu belirtti. Raporda, TÜÝK tarafýndan açýklanan rilere göre, iþsizlik oranýnýn önceki yýlýn nisan ayý dönemine göre 2,9 puan düþtüðü anýmsatýlan raporda, ancak iþsizlik rilerinde yaþanan düþüþün, kayýtdýþýnýn güncesiz çalýþmanýn yaygýnlaþmasýnýn gölgesinde kaldýðý ifade edildi. Raporda, 2008'in ayný döneminde yaklaþýk 2 milyon 333 bin olan iþsiz sayýsýnýn, son açýklanan resmi rilere göre yaklaþýk 3 milyon olduðuna dikkat çekilerek, iþsiz sayýsýnýn 2 yýlda yüzde 32 artýþ gösterdiði belirtildi nisan ayý dönemi için açýklanan istihdam rilerine göre, kayýtdýþý istihdam edilenlerin sayýsý bir önceki yýlýn ayný dönemine göre 905 bin kiþi artarak, 8 milyon 842 binden 9 milyon 747 bine ulaþtý. Geçici bir iþte çalýþanlarýn sayýsý nisan dönemi için 2009'da 1 milyon 221 bin iken, 2010'da 1 milyon 537 bin düzeyine ulaþtý. Güncesiz geleceðinden endiþeli olan bu kesimin sayýsýndaki artýþ ise 316 bin. Ýþsiz kalma nedenlerinin baþýnda iþin güncesiz geçici olmasý geliyor. Türkiye'de yaklaþýk her 10 ücretliden sadece 1'i geçici bir iþte çalýþtýðý halde, iþsizlerin yüzde 31'ini geçici iþlerde çalýþtýðý için iþsiz kalanlar oluþturuyor. 5

6 EMEKÇÝNÝN EVRENÝ Bir kanser gibi yayýlan taþeron sistemi güncesiz iþçileri birleþmeye zorluyor ÝSKÝ Ýþçisi Köleliðe Karþý Direniyor Onlar Ýski iþçileri... Aylardýr güncesiz çalýþmaya karþý direniyorlar. Onlarla bir yaz sýcaðýnda görüþtük. Direniþten, su havzalarýna kadar birçok konuda sohbet ettik. Ama ýsrarla vurguladýklarý bir þey vardý: Günceli iþ, insanca yaþam... EÖ: Öncelikle sizi tanýyabilir miyiz? -Ýsmim Ercan Ballýoðlu. 8 senedir Ýski iþçisiyim. EÖ: Direniþ sürecinden bahseder misiniz? Nasýl baþladý, neler yaptýnýz, ne durumdasýnýz? -10 Mart 2010 da Ýski müdürü artýk taþeron iþçi çalýþtýrmayacaðým. Bu iþleri kendimiz yapacaðýz dedikten sonra biz iþimizden olduk. Biz de ne yapabiliriz diye düþünmeye baþladýk. Böylece direniþe geçtik kiþiydik baþlangýçta kiþilik mahkemeler açýldý. Sonra insanlar gelmemeye baþladýlar. Ýski, direniþi kýrmak için 21 günlük görevlendirme yaptý. Grevi daðýtýn, 21 gün gidip çalýþsýnlar dedi. Biz arkadaþlar 21 günlük görevlendirme olmaz dedik. Sonra baktýlar direniþ devam ediyor 1 aylýk 2 aylýk görevlendirme yaptýlar. Bu süreçte kiþi daha direniþi býraktý. Biz onlara kýzmýyoruz tabii. Gidebilirsiniz ama en azýndan oralarda bizim gözümüz kulaðýmýz olun dedik. O süreçten sonra kalan insan sayýsý kiþiydi. Bir Taksim yürüyüþü yaptýk, Büyükþehir yürüyüþü yaptýk. Sonra direniþleri birleþtirelim dedik Direniþteki Ýþçiler Platformu nu kurduk. 1 Mayýs kürsü iþgali, ondan sonraki 24 Mayýs taki kürsü iþgali yapýldý. 2 Nisan da Tekel eylemine destek amacýyla 10 arkadaþ Ankara ya gittik. Bize sahip çýkan bir örgütümüz yok, sendikamýz yok. Tes-Ýþ diye bir sendika var. Tam bir hanedan. Taþeron iþçilerle ilgilenmiyoruz deyip bize kapýyý gösterdiler. Biz de örgütlenmeliyiz dedik. Sýrf Ýski için deðil, Bedaþ, Ýgdaþ için örgütlendik. Enerji-Sen diye baðýmsýz bir sendika var. Onlarla görüþüyoruz. 1 Mayýs ta, 26 Mayýs ta, 2 Nisan da Tekel direniþinde direniþ çadýrlarýnýn kaldýrýlmasýnda sendikal bürokrasiyi gördük. Yönetimde esas unsurlar, iþçiler olsun diye yola çýktýk. Dernek çatýsý altýnda toparlanmayý düþünen arkadaþlarýmýz var. Ýki koldan yürüyoruz. Hem sendika hem de dernek çalýþmasý olarak. Biz güncesiz çalýþmaya karþý direniþ geliþtirdik. Bizler 6 yýllýk, 8 yýllýk elemanlarýz. Nereye kadar sürecek? Ýski Genel Müdürü ne biz þunu da söyledik: Madem taþeron iþçilere rmiyorsunuz, burada 6 yýllýk, 8 yýllýk elemanlar var. Bu iþi biliyoruz. A dan Z ye kadar her bölümünde çalýþtýk. Bir ses çýkmadý. Ama ÝSKÝ, 30 Temmuz günü yeniden bir ihale yaptý yine taþeron firmalara rdi un sonunda taþeron iþçilere iþ rmeyeceðim derken 6 ay sonra ne deðiþiyor da tekrar taþeron firmalara ihale riyorsunuz. Bu iþi sonuna kadar götürmeye kararlýyýz, güncesiz çalýþmaya karþý. EÖ: Þu anda direniþin kaçýncý günündesiniz günündeyiz. EÖ: Peki bu süreçte karþýlaþtýðýnýz güçlüklerden bahseder misiniz? -Arkadaþlarýn çoðu dün e gittiðinde icra kaðýdýyla karþýlaþýyor. Hala tazminatýný alamayan arkadaþlarýmýz var. Türkiye deki sendikal hareket bize sahip çýkmaz. Sahip çýkmalarýný beklemiyoruz. Biz onurumuzla direniyoruz. EÖ: Türkiye de son dönemde taþeron iþçilerin daha doðrusu klasik iþ kolu üzerinden örgütlenemeyen iþçilerin direniþlerini görüyoruz. Ýþte UPS, Paþabahçe de direnen kadýn iþçi Türkan Albayrak buna örnek, siz buna bir örneksiniz ama bu konuda sendikalarýn son derece ilgisiz yetersiz kaldýðýný görüyoruz. Ne düþünüyorsunuz bu konuda? -Bizim rdiðimiz örgütlü mücadeleyi had safhaya çýkarmamýz lazým. Taþeron iþçi köle deðil. Biz 21. yüzyýlda yaþýyoruz Roma daki köleler gibiyiz. Ýþten çýkarýr, 3-4 ay maaþ rmez... Bütün taþeron iþçilere bunlarý anlatmalýyýz. Biz, Çelmer, UPS örneði... bütün direniþleri birleþtirmeliyiz. Sendikal bürokrasiyi gördünüz. Tekel de yaþadýnýz en yakýn. Ama son dönemde bazý kýpýrdanmalar var. DÝSK taþeron iþçiler arasýnda örgütlenme kararý almýþ. Eylül de bir çalýþmalarý var. Çalýþmaya bizi dat ettiler. Bu taþeron çalýþma kanser gibi bütün iþ alanlarýna yayýlmýþ durumda. Çapa da saðlýk iþçileri taþerona karþý direniþteydi. Taþeron rezil bir þey. 6 yýllýk, 8 yýllýk elemaný pat diye kapýnýn önüne koyabiliyorlar. Sendikal bürokrasiyi de dize getirmek lazým. Sendika yönetimlerine girebilirsek, söz sahibi olup onlarý deðiþtirebilirsek sonuç alýrýz. Zor bir iþ. Ama bizim iþçiler olarak bir gücümüz var. Gücümüz var, moralimiz de var. UPS de destekte bulunmak, Çelmer e destekte bulunmak. Mesela bir gece yaptýk. Çelmer geldi, biz oraya gittik. Biz ancak birleþirsek kazanabiliriz. EÖ: Son dönem açýsýndan baktýðýmýzda güncesiz, taþeron iþçilerin birlikte bir hareketini de görüyoruz. Direniþteki Ýþçiler Platformu bunun bir örneði. Bu konuda ne düþünüyorsunuz. Bu iþçilerin birlikte, ayný sendikaya üye olmalarý mümkün mü? Birleþik tek bir sendika konusunda düþüncelerinizi öðrenebilir miyim? -Herhalde zordur. Þimdi biz taþeron iþçileriz. Sendika olmasý lazým. Bu saðlýkta da böyle, öðretmenler açýsýnda da böyle, Ýski de de böyle. Þimdi yeni anayasada diyorlar ki bir fabrikaya 3-4 tane sendika girebilecek. Bu deðil. Bu iþçiyi bölmektir, baþka bir þey deðil. Taþeron sistemi gittikçe yaygýnlaþýyor. Geçen gün Kadýköy belediyesindeydik, baþkanla konuþtuk. Baþkan bize dedi ki grev var ama benim iþlerim devam ediyor, çöpler toplanýyor, her þey iþliyor. Bu AKP belediyesinde de var, CHP belediyesinde de var. Sistemle ilgili bir þey, ucuz emek meselesi. EÖ: Kadrolu iþçilerle dayanýþmanýz nasýl? -Kadrolu iþçilerin bize çok yararý var. Taþeron artýk kanser gibi. Ýþte madenlerdeki ölümlerin yüzde 70 i taþeron firmalarda. Kömür iþletmelerinde en son 10 sene önce olmuþ kaza. O günden beri yüzde 70 taþeron firmalarda yýlý, Ýski nin özelleþtirilme yýlý. Þu anda zarar ediyormuþ gibi gösteriliyor. Bundan 3-4 yýl önce en iyi çalýþan iþletme olarak gösteriliyordu. Suya da zam geldi. Diyorlar ki þu anda Ýski nin 2,5 milyar dolar borcu var. Peki bu paralar nereye gitti. Seçim yatýrýmlarýna gitti. Bizim kabahatimiz ne? Ben yýllardýr Ýski de vatandaþa hizmet götürüyorum. Ben senin personelinim. Bu mahkeme kararlarýyla da ispatlarým. Ben fazla bir þey istemiyorum... Ý- þimi istiyorum. Günli iþ istiyorum. Günli bir gelecek istiyorum. Kadrolu mu olur, sözleþmeli mi olur, Ýski nin kendi bünyesinde mi olur... Ýstanbulun 39 ilçesindeki 39 þubesinden birinde çalýþmaya hazýrým... EÖ: Direniþ açýsýndan bundan sonraki planlarýnýz neler? -Planýmýz örgütlenme. Sendika ya da dernek çatýsý altýnda örgütlenmeyi düþünüyoruz. Çalýþan arkadaþlarýmýz da var onlar 6 da bizden haber bekliyor. Þu anda direniþin yönü o taraf. Maddi manevi yorulmuþ durumdayýz. Ama taþeron iþçiler ile ilgili bir çalýþmayý buradan baþlatmak istiyoruz. EÖ: Son olarak söylemek istediðiniz bir þey var mý? -Biz taþeron iþçiler olarak birleþe birleþe kazanacaðýmýzý düþünüyoruz. Ýstanbul da biz direniþe baþladýðýmýzda 59 tane iþçi eylemi vardý. Ama hepsi sendikalar, federasyonlarýn isteðiyle oldu. Ýski deki eylemin arkasýnda ne bir sendika, ne bir konfederasyon, ne bir sivil toplum örgütü, ne bir dernek var; yalnýzca iþçilerin kendi özrisiyle yaptýðý bir eylem. Son söz olarak artýk sendikalarýn da kendine bir çeki düzen rmesi lazým. Taþeron bir kanser gibi yayýlýyor. Artýk sendikalarýn kendilerine gelip kendi sýnýfýnýn sesine kulak rmesi lazým. Ama onlar kulak rmese bile biz baþaracaðýz. Size komik bir olay anlatayým, 2 Nisan da Tekel iþçilerine desteðe gittik. En önde tekel iþçisi, itfaiye iþçisi biz kol kola duruyoruz. O anda müdahale etti polis ben gözaltýna alýndým. Ýki tane polis koluma girdi. Hangi örgüt dedi. Dedim ne örgütü. Yeniden sorunca, dedim ÝSKÝ. Ya bu yeni bir örgüt mü dedi. Dedim ASKÝ var Ankara da duydunuz mu et dediler, biliyoruz. Bende ÝSKÝ iþçisiyim dedim. Ya bu iþçiymiþ, yanlýþlýkla almýþýz dediler. Yani bakýþ açýsý bu. ÝSKÝ nin genel müdürleri, bunlar örgüt elemaný, sendikalar bunlara bakýyor diyorlar. Yok öyle bir þey. Hepimizin 4-5 aylýk kiralarý duruyor. Her an kapýnýn önüne konulabiliriz... Aslýnda tüm bu yaþananlar kendi yandaþlarýný seçim öncesinde iþe almak için yapýlan bir senaryo... Ýstanbul a hiç yaðmur yaðmasa da iki yýllýk suyu var barajlarda diyorlar. Sonra da suya zam yapýyorlar. Taþeron öyle bir sistem ki AKP si de CHP si de ayný. Ezilen yine iþçi sýnýfý oluyor. Bu sistemin deðiþmesi lazým. Ýþçi sýnýfýnýn birlikte hareket etmesi lazým. Ama ne yazýk ki bölünmüþ. Bugün Hak-Ýþ in tutumunu görüyorsunuz, Memur-Sen in tutumunu görüyorsunuz; 1 Mayýs kürsü iþgalinde resmen Türk- Metal den iþçiler bize saldýrdý. Hepsine þunu söyledim ayný sýnýftayýz. Bu yüzden birleþe birleþe kazanacaðýz. Baþka çaremiz yok. Önümüzde çok zorlu bir yol var. Ancak bu kaostan böyle çýkabiliriz.

7 EMEKÇÝNÝN EVRENÝ Direndiler, Teslim Olmadýlar Sonunda Haklarýný Kazandýlar Çel-Mer Ýþçisinin Zaferi Ne Kadar Para... DÝSK e baðlý Birleþik Metal Ýþ Sendikasýna üye olduklarý gerekçesiyle iþten çýkarýlan Çel-Mer iþçileri direnerek kazandýlar. Fabrika önünde sürdürdükleri direniþlerini 1 Aðustos günü fabrika iþgaline dönüþtüren iþçiler, kararlýlýklarýnýn dirençlerinin karþýlýðýný aldýlar. Kocaeli nin Çayýrova ilçesinde 19 Haziran da baþlayan iþten çýkarmalar, direniþin de fitilini ateþlemiþti. Direniþle birlikte dayanýþmanýn da boyutlandýðý Çel-Mer fabrikasýndaki süreç, iþten çýkarýlan iþçilerin iþgaliyle doruk noktasýna ulaþtý. Fabrikanýn vincine týrmanarak Sendika Hakkýmýz Engellenemez pankartýný asan iþçiler 4 gün direndiler. Ýþrenin direniþi kýrmak için iþten çýkardýðý iþçilerin yerine aldýðý 10 iþçinin iþgalin baþlamasýnýn ardýndan fabrikayý terketmesi de direniþi güçlendiren bir olgu oldu. Bu arada sendikalar, devrimci kurumlarýn desteði yoðundu. Bölgedeki bütün devrimci kurumlarla birlikte Emek Özgürlük Cephesi nin de destek rdiði direniþ 6 Aðustos günü zaferle sonuçlandý. Ýþçiler, sendika iþren arasýnda Kocaeli Valiliðinde yapýlan görüþme sonucunda iþten çýkarýlan 12 iþçinin pazartesi iþbaþý yapacaðý iþrenin sendikalý olarak iþe geri dönen iþçiler adýna sendikanýn yapacaðý yetki baþvurusuna itiraz etmeyeceði belirtildi. Ýþten çýkarýlan diðer 11 iþçinin de tazminatlarýnýn ödeneceði açýklandý. Anlaþmaya varýldýðý haberinin iþgali sürdüren iþçilere ulaþmasý üzerine fabrikanýn vincinden inmeye baþlayan Çel-Mer in direniþçi iþçileri onlara destek olmak için orada bulunanlar, Yaþasýn ÇEL- MER direniþimiz, Direne direne kazanýyoruz, Ýþgal, grev, direniþ, Zafer direnen iþçinin olacak sloganlarýný haykýrdýlar. Fabrikanýn önünde bekleyen iþçi ailelerinin de katýlýmýyla zafer halaylarý gelecek direniþler mücadeleler için umut oldu. Çel-Mer çelik fabrikasýndaki direniþ zafer, son günlerde boyutlanarak kendine yeni kanallar arayan sýnýf hareketi için bir klavuz niteliði taþýyor. Çeþitli demokratik kitle örgütü devrimci yapýlarýn desteklerini hiç çekmediði direniþ, iþçilerin ailelerinden de büyük bir sahiplenme dayanýþma ile güçlendi. (Ýstanbul EÖ) O Kadar Günlik... Yeni Bir 17 Aðustos'ta 90 Bin Ýnsan Ölebilir Türkiye'deki 17 milyon civarýndaki yapý stokunun yüzde 67'sinin ruhsatsýz kaçak olduðu, 7,5 7,7 olacak muhtemel iki depremde sonucunda; 70 bin ile 90 bin arasýnda insanýn hayatýný kaybedebileceði belirtildi. Marmara depreminin 11. yýl dönümünde Makine Mühendisleri Odasý (MMO) Yönetim Kurulu Baþkaný Ali Ekber Çakar, mevcut yapý denetim yasanýnýn iptal edilerek yeni bir yasa çýkarýlmasýný isteyerek, 'Bütün kamu yapýlarý yasa kapsamýna alýnmalý, TOKÝ, KÝPTAÞ gibi kuruluþlar yeni yapý denetim sistemine dahil edilmeli' dedi. Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduðunu yineleyen Çakar, Türkiye topraklarýnýn yüzde 93'ünün, nüfusunun sanayi kuruluþlarýnýn yüzde 98'inin, barajlarýnýn yüzde 95'inin enerji santrallerinin yaklaþýk yüzde 50'sinin deprem bölgeleri içinde yer aldýðýný hatýrlattý. Çakar, Marmara Depremi'nin maliyetini TÜSÝAD'ýn 17 milyar dolar, DPT'nin milyar dolar, Dünya Bankasý'nýn ise milyar dolar olarak belirlediðine de dikkat çekti. Çakar, büyüklüðü 7,5 7,7 olacak muhtemel iki depremde sonucunda; 50 bin ile 60 bin arasýnda aðýr hasarlý bina, 500 bin ile 600 bin arasýnda evsiz aile, 70 bin ile 90 bin civarýnda ölü, 120 bin ile 130 bin civarýnda aðýr yaralý, 400 bin civarýnda hafif yaralý, bin ile 2 bin noktada su sýzýntýsý, 30 bin doðalgaz servis kutusunda gaz çýkýþý, 140 milyon ton enkaz, 1 milyon kiþi için kurtarma operasyonu, 330 bin çadýr, 50 milyar dolar civarýnda maddi kayýp tahmin edildiðini bildirdi. Çakar, Marmara depremi sonrasýnda kamusal yapý denetim alanýnýn ticarileþtirerek özelleþtirildiðini bunun sorunlarý çözmediðini ifade ederken, yapý sigortasý mesleki sorumluluk sigortasý sistemine bir an önce geçilmesini istedi. Kýsacasý birileri oy, para vb. peþinde koþarken ne zaman geleceði hiç belli olmayan bir felaketin korkunç sonuçlarýyla baþ baþa kalacak olan biziz. Onlar ise bu konuyu bile yeni para kazanma alanlarý (deprem sigortalarý, özelleþtirilen yapý denetimi vb.) haline getirerek kasalarýný doldurmanýn peþindeler. Acýlarýmýzdan para kazanmak için pusuda bekliyorlar. Bu iðreç yaratýklarý defettiðimiz günler geldiðinde doða ile birlikte gün içinde yaþamanýn yolunu bulmak bizim için hiç de zor olmayacak. (Ýstanbul EÖ) 7 Dünyada Genç Ýþsizlerin Oraný Tarihte Görülmemiþ Boyutlarda Ýþsizlik Dünyanýn Geleceðini Sakatlýyor Uluslararasý Çalýþma Örgütü (ÝLO), dünyada gençler arasýndaki iþsizlik oranýnýn geçen yýl 81 milyon iþsizle yüzde 13 gibi rekor bir seviyeye ulaþtýðý bildirildi. Gençlerdeki bu iþsizlik seviyesinin 'kayýp bir kuþak' yaratma riskini beraberinde getirdiði tespitinde bulunan ÝLO, bu gençlere iþ olanaklarý saðlamak için destek programlarýnýn uygulanmasýný istedi. Uluslararasý Çalýþma Örgütü ILO'nun gençlerin istihdamý konusu ile ilgili yayýnladýðý raporda, dünyada gençler arasýndaki iþsizliðin hiç olmadýðý kadar üst düzeye ulaþtýðý bu yýl içinde daha da artmasýnýn beklendiði tespiti yapýldý. Raporda, iþsizlerin oranýnýn 2007'de yüzde 11.9'dan geçen yýl yüzde 13'e yükseldiði kaydedilerek, bu oranýn bu yýl hafif bir artýþ göstererek yüzde 13.1'e yükseleceði ertesi yýl ise yüzde 12,7'ye düþeceði tahmininde bulunuldu. ILO, 2007'den beri 7.8 milyon artan iþsiz gençlerin, 'kayýp bir kuþak'' yaratma riskini beraberinde getirdiðini, bu gençlerin iþ piyasasýndan çýktýklarýný kendilerine doðru dürüst bir yaþam saðlayacak bir iþ ümidini kaybettiklerini kaydetti. Uzmanlarýn kaleminden çýkan kayýp kuþak gibi süslü sözcükler sizi aldatmasýn. Bizleri bekleyen tehlike, iþ bulup çalýþamadýðý için açlýktan ölmemek uðruna her þeyi yapmaya hazýr; Kýsacasý üç kuruþ için insanlýktan çýkabilecek bir yaþayan ölüler güruhunun yetiþmekte oluþu. Gençliði çürütmek için yýllardýr pompalanan uyuþturucu, cinsellik, marka tapýnýcýlýðý gibi araçlarýn bile yanýnda çok daha masum olduðu bu zalimce politikalar, en büyük silahý umut olan biz genç emekçilerin geleceðimiz kurtuluþumuz için yürüttüðümüz savaþýmýmýza engel olamayacak. Týpký daha öncekiler gibi... Elektrik Özelleþti, Cepler Yanacak! IMF-Dünya Bankasý sermayenin talimatlarý doðrultusunda sürdürülen ö- zelleþtirmeler özellikle AKP hükümeti döneminde yaygýnlaþtýrýldý. Kâr eden her kamu kuruluþu sermayeye peþkeþ çekildi, bunlarýn faturalarý da her anlamda iþçi emekçilere ödettirildi. Benzer bir durum bugün enerji sektöründe yaþanýyor. Elektrik gaz daðýtýmý üzerinden gerçekleþtirilen ihaleler, hükümetin burjuvaziye hizmette sýnýr tanýmadýðýný gösterdi. Ýhaleleri alan þirketin azami kâr edebilmesi için tüm düzenlemeler yapýldý, bu þirketin zarar etmesi durumunda faturanýn dolaysýz olarak emekçilere kesilmesi saðlandý. Elektrik Mühendisleri Odasý (EMO), daðýtým özelleþtirmelerinin gerçekleþtirilmesinden önce, alýcý þirketlerin kârlarýný garanti altýna alan bir tarife metodolojisinin hazýrlanarak uygulamaya konulduðunu belirtiyor. Buna göre; Daðýtým þirketlerinin, satýn aldýklarý enerjinin maliyetini, iþletme giderlerini, kayýp kaçak bedellerini, yatýrým için kullandýklarý kredileri bu kredilerin faizlerini, tarifeye yansýtacaklardýr. Sokak aydýnlatma bedellerinin yükü, özelleþtirme sonrasýnda daðýtým þirketlerinin bu tahsilat zorluðuna düþmemeleri için Hazine üzerine yýkýlacak. Yani bizim cebimizden çýkacak. Elektrik Daðýtým AÞ ye (TEDAÞ) ait olan mülkiyetin iþletme devri yapýlarak, iþletme hakký devir bedeli de tarifeye yansýtýlacak. Kayýp kaçak oranýný öngörülen düzeyden daha fazla düþürürse þirket, tüketiciden düþürdüðü düzeyden deðil hedeflenen yüksek düzeyden kayýp kaçak bedellerini tahsil etmeye devam ederek, bu parayý da kasasýna koyacak. Kýsacasý, zamlar kapýda! Tek fatura ödememek bile artýk evninizin karanlýkta kalmasý anlamýna geliyor. Öyle görünüyor ki, önümüzdeki günler yaþamsal ihtiyaçlarýmýz için diþe diþ mücadele edeceðimiz günler olacak.

8 GENÇLÝK VE GELECEK KPSS Kopya Skandalýnýn Üstü Örtülmek Ýsteniyor Suçlananlardan Týk Yok Bu ülkede hýrsýzlarýn dolaþtýðýný hatta kol gezdiðini biliyorduk. Onlarý bu gazetenin deðiþik sayfalarýnda defalarca sergiledik, suçüstü yakalandýklarý durumlarý ortaya koyduk. Ama bu defa karþýlaþtýðýmýz hýrsýzlýk karþýsýnda biz de ne diyeceðimizi bilemiyoruz. KPSS den bahsediyoruz. Bu yýl yapýlan sýnavda yaklaþýk 350 kiþi tüm sorularý doðru olarak yanýtlayarak geçti sýnavý. Keþke bunun eðitim sisteminin bir baþarýsý olduðunu söyleyebilseydik. Ya da keþke bu durumdan hareketle iþsizlik öyle bir boyuta ulaþtý ki, insanlar memur kadrolarýna girebilmek için canla baþla çalýþýp rekor sonuçlar elde ettiler haberini yapýyor olsaydýk. Ama öyle deðil. Dünya yolsuzluk literatürüne girecek bir tablo var karþýmýzda. Zamanýnda torpilin önüne geçmek için icad edilen sýnav sisteminin Hýrsýzlara Kadro, Öðretmenlere Kelepçe Geleceðimizi Çalamazsýnýz! Kayýtlar Baþladý Cepte Metelik Kalmasýn Ýlköðretim kayýtlarý baþladý. Okul Aile Birliði makbuzlarý bastýrýldý. Banka hesaplarý açýldý. O- kul malzemeleri piyasasý canlandý. Paralý eðitimin bütün aktörleri makyajlarý, kostümleri soygun araçlarýyla tam kadro karþýmýzdalar. Hepsi de emekçilerin umutlarýnýn özlemlerinin bir parçasý olan çocuklarý üzerinden onlarýn cebindeki son meteliklere de gözlerini dikmiþler, müþteri bekliyorlar. Bir ülke düþünün ki nüfusun belli bir kesiminin gittiði camilerin elektriði, suyu, doðalgazý ücretsiz olsun da nüfusun tamamýnýn yararlandýðý okullarýn borcu yüzünden elektriði, suyu kesilsin. Gerçi KPSS kopyacýlarýný öðretmen yapmak için acele edenlerin insafýna kaldýðýmýza göre hiç olmazsa elektrik suyun ticarethane tarifesinden hesaplanmadýðýna dua etmemiz gerekiyor herhalde. Adým adým kuþatýldýk. Baþlangýçta her þey çok masumdu. Tebeþir parasý, fotokopi parasý diye baþladýlar. Sonra bu ihtiyaçlarýn arkasý kesilmez oldu. Çünkü bu mantýðý meþrulaþtýrdýklarýna inanýyorlardý. Fakat þunu unutuyorlardý; cebimizde bir þey kalmadý. Krizin, iþsizliðin pahalýlýðýn her geçen gün boyutlandýðý þu günlerde bu tablonun tek bir anlamý vardý: Emekçinin çocuklarý okumasýn. Cahil kalsýn ki rahatça sömürebilelim, kandýrabilelim, tarikatlarýn, çetelerin oyuncaðý olabilsin. Onlarýn bize biçtiði bu elbiseyi giymeyeceðiz. Kayýt parasý ödemeyeceðiz. kendisi bir torpile dönüþtü. Öyle ki karý-koca, kardeþ ya da akraba olup da tüm sorularý doðru yanýtlayanlarýn sayýsý bile tek baþýna bu yolsuzluðu ispatlamaya yetiyor. Ayný adreste oturan 10 eþ, kardeþ ya da akraba ikilisinin de sýnavda bu baþarý yý elde etmesi eðer olasýlýk teorisi ile açýklanabiliyorsa, bu açýklamaya bir þey demeyecek olanlarýn evrim teorisine gýkýný bile çýkarmamasý gerekir. Peki varýný yoðunu ortaya koyup, yýllarca dersanelere, test kitaplarýna paralar yedirip, dirsek çürütüp, sosyal hayatýný sýfýrlamak pahasýna sýnava çalýþanlar... Þanslý topluluða yaklaþabilenler haricindekiler için söylenecek tek þey seneye tekrar deneme tavsiyesi... Bu ülkenin egemenleri son günlerde suni denge olgusunu gerçekten çok zorlamaya baþladýlar. O Atamasý Yapýlmayan Öðretmenler Platformu nun (AYÖP) çaðrýsýyla 15 Aðustos ta ülkenin dört bir yanýndan gelip Ankara Abdi Ýpekçi Parký nda toplanarak oturma eylemine baþlayan öðretmenler, eylemlerinin üçüncü gününde polisin saldýrýsýna uðradýlar. KPSS de hýrsýzlýk yaptýðý gün be gün ortada olanlara dokunamayanlar, a- tanma haklarý çalýnanlara kelepçe vurdular. 8 saat sonra serbest býrakýlan öðretmenler, ertesi gün gözaltýna alýnmalarýný protesto etmek için Milli Eðitim Bakanlýðý önünde bir basýn açýklamasý düzenlemek istediler. Ancak hýrsýzlara gücü yetmeyen polisin oluþturduðu abluka sonucunda bakanlýða yaklaþamadýlar bile. Kýzýlay Meydaný nýn baþka bir köþesinde açýklamayý yapmak zorunda kalan AYÖP lülerden 5 kiþilik bir heyet, açýklama sonrasýnda bakanlýða, sorunlarýný iletmek üzere görüþmeye gitti. Aldýklarý yanýt sizinle görüþmek istemiyoruz oldu. 21 Aðustos günü Sakarya Caddesi nde yeniden bir basýn açýklamasý yapan atanamayan öðretmenler sorunlarýný, yaþadýklarýný bir kez daha paylaþtýktan sonra yýllardýr birçok haksýzlýðýn kaynaðý olan KPSS nin bu yýl yaþanan kopya skandalýndan sonra tüm geçerliliðini, meþruluðunu yitirdiðini belirterek artýk kimin kazanacaðýnýn önceden belli olduðu bu sýnav için hazýrlanmayacaklarýný da belirttiler. AYÖP lülerin günlerce süren eylemleri, ailelerden, tüm devrimci gruplardan, sendikalardan diðer demokratik kitle örgütlerinden de destek gördü. 8 kadar da günmesinler polis joplarýna. Yýllarýn e- meði diye birþey sözkonusu olduðunda, geleceðe dair tüm umutlarýnýn sönmesiyse gerçekleþen en a- politik insanlar bile birþeyler yapabilir krizinin en günilir kesimler olarak bakýlan, son derece dindar Ankara Mobilyacýlar esnafýnýn sokaklarda yaptýklarýný, nasýl panzer taþladýklarýný unuttular galiba. Bu arada Milli Eðitim Bakaný Nimet Çubukçu nun yaþanan tüm kopya (yolsuzluk) tartýþmalarýna raðmen öðretmen atamasýnýn yapýlacaðýný açýklamasý da baþka bir yangýndan mal kaçýrma operasyonu olarak karþýmýza çýkýyor. Halen binlerce iþsiz öðretmenin bakanlýk bünyesindeki okullarda iþ bulamadýðý bu ülkede daha KPSS den 43 puan alan bir torpilli nin nasýl olup da sözleþmeli öðretmen olarak alýndýðýnýn açýklamasýný yapmamýþ olan bakanlýk, o denli acele ediyor ki insan ister istemez onlarýn da bu iþin bir parçasý olduðunu düþünmeden e- demiyor. Mantýklarý karakol polisiyle ayný. Sizi götürürlerken söyledikleri suçun yoksa mahkemeden býrakýlýrsýn cümlesinin ardýnda yatan mahkemeyi de baðladýk gizli anlamý, burada da öyle bir durum varsa sonradan gereken düzeltmeyi yaparýz gibi geçiþtirme cümlelerin içinde okunabiliyor. Bizler sokaklara çýkýp hakkýmýzý aramazsak, istediklerini yapacaklar. Ama þimdiden cýlýz da olsa, tepkiler baþladý. Herkes tek bir aðýzdan þunu söylüyor hýrsýz olmayan kendini savunur, bu iftirayý temizlemeye çalýþýr. Þimdi bu hýrsýzlýk ithamýnýn sadece bu haberleri okuyan beyinlerde, sesizce deðil, sokaklarda, meydanlarda, yaþamýn her alanýnda birlikte yüksek sesle haykýrýlmasý gerekiyor. E- meðimizi, alýnterimizi, geleceðimizi size çaldýrmayacaðýz. Biz, aptal deðiliz aptal yerine konulmaktan da -her insan gibi- hoþlanmýyoruz. Bizden bunu kabul etmemizi beklemeyin. Ve böyle düþünen binlerce insanýn öfkesinin yakanýza yapýþmak üzere harekete geçen güçlü bir el olduðunu da asla aklýnýzdan çýkarmayýn. Yakýnda o eli hissedeceksiniz. Okullar Açýlýyor, Dikkat! Kitaplardan Herþey Çýkabilir! Okullar açýlýyor, çocuklar yakýnda sýralarý dolduracak. Peki onlarý nasýl ders kitaplarý bekliyor? Irkçý, ayrýmcý anlayýþlarla kaleme alýnmýþ, kadýnýn toplumsal rolünü arka plana atan belki de en önemlisi özel mülkiyeti, emek sömürüsünü açýk ya da gizli kutsayan bir dolu saçmalýkla dolu kitaplar. Böylece sokaklarda dolaþan linçci, sokaklarý kadýnlara dar eden, gördüðü her yabancýyý saldýrý nesnesi olarak algýlayan bir toplum adým adým ortaya çýkarýlýyor. Üçüncü sayfa haberleri bize ne oldu diye manþetler attýðýnda ise çoktan iþ iþten geçmiþ oluyor. Birkaç örnek rmek gerekirse, "Türküz, bütün baþlardan üstünüz", "Batýr Karadeniz e, hamsilere yem olsun diyeceðim ama... gavur etiyle beslenen hamsiden hayýr mý gelir", "Türk dili dünyada en güzel, en zengin en kolay öðrenilebilecek bir dildir", "Baba ailenin geçimini saðlayan kiþidir, anne, babanýn yardýmcýsý olarak ailenin beslenmesi, çocuklarýn bakýmýný, aile içinde sevgi ortamýný saðlayan kiþidir." Çocuklarýmýzýn içinde böylesi cümleler geçen kitaplarla eðitilmesi ürkütücü. Ama bundan daha vahim þeyler de var. Özellikle Kürt nüfusun yoðun yaþadýðý mahallelerdeki okul öðretmenlerini eðitim den geçiren, onlara brifingler ren terörle mücadele uzmanlarýnýn anlattýklarýný kitaplar da yazmýyor. Irkçýlýðýn en berbat örneklerini kürt çocuklarýný ehlileþtirilmesi gereken vahþi hayvan yerine koyan, öðretmenlere ajanlýk taktikleri ren, ailelerle nasýl hangi biçimlerde nereye kadar iliþki kurulmasý gerektiðini belleten bu eðitim ler riyor. Tüm bunlara raðmen insan olmayý baþarmak tuzaklarla dolu bir ormandan kurtulmak kadar zor ama armaðan ettiði þey de bir o kadar deðerli...

9 HALKLARIN KARDEÞLÝÐÝ Ne olacak þimdi? Kanlý saldýrýlar dendi, kalleþçe vuruyorlar denildi. Tam da demokrasiye geçerken denildi... Bütün bunlarýn ortasýnda PKK tuttu eylemsizlik ilan etti. Kýsa ya da uzun, göreceðiz. Ama bir þey kesin; ipler yine onun elinde. Ýstedikleri var; hükümetin de bu konuda ne yapacaðýný göreceðiz. Böylece kararý isteyen devlet midir, onu da öðrenmiþ olacaðýz. Ama artýk iþin geldiði nokta þu: PKK, istediði zaman istediði yere vurabilecek yeteneðe sahip. Yüzbinlerce insaný da hareket ettirebiliyor. Buna karþýn devlet, bütün o BBG evi böbürlenmelerinin fos çýktýðý bir noktaya geldi dayandý. Orduya saldýrmak için görevlendirilmiþ Fetullah medyasý ne derse desin, ne kadar komplo teorisi üretirse üretsin, bu iþte aslýnda ordunun da suçu yok. Bu bir gerçek: Halka bu kadar yaslanan, onun açýk desteðini arkasýna alan bir silahlý gücü kimse yenemez. Ne sýnýr ötesi maceralar, ne teknik araçlar, ne de özel ordu adýyla kurulacak lejyoner birlikleri bu iþi çözemiyor. Çözemiyor, çünkü karþý karþýya olunan þey bir halk gücü. Kocaman þehirlerde garnizonlar karakollar artýk kuþatýlmýþ gibi duruyorlar. Sokaklarda çatýþan çocuklar, kadýnlar uzaydan gelmiyor; orada yaþýyorlar. Akþam da evlerine dönüp ertesi güne hazýrlanýyorlar. Devletin çetrefil sorusu: Ne olacak þimdi? Yeni bir topyekun savaþ konsepti mi gelecek; yoksa baþka bir yol mu aranacak? Ama artýk herkes farkýnda; tek bir yol var. Ne yapýlmasý gerektiðini gidip bizzat Kürt halkýna sormak. Sorunun sahibi o; sorunun çözüm yolunu da o biliyor. Devletin genlerinde bu alýþkanlýk yok elbette. Ama artýk baþka bir kaçýþ yolu da yok. Kürt sorununun nasýl çözüleceði sorusunu medya maymunu a- çýk oturumcular deðil, Kürt halký yanýtlayacaktýr. Tam doðru yanýtý rip rmeyeceðini bilemeyiz; ama sorunun muhatabý da onlar, yanýt da onlarda... FIRAT IN ÖTE YAKASI PKK Eylemsizlik Ýlan Etti Ama Operasyonlar Sürüyor Çözüm Halkýn Kendi Ýradesindedir Bölgede ilk toplu mezar olarak bilinen, 22 yýl önce Siirt Belediyesi ile askeriyenin çöplük olarak kullandýðý PKK kadrolarýndan Mahsum Korkmaz ýn da (Agit) aralarýnda bulunduðu 200 ü aþkýn kiþinin gömüldüðü Kasaplar Deresi ndeki toplu mezarýn açýlmasý için Korkmaz ailesi harekete geçti. Korkmaz ýn ailesi, Bir kemik de olsa ziyaret edeceðimiz bir mezarlarý olsun. Gelin þehitlik yapalým çaðrýsýnda bulundu larda çatýþmalarda yaþamýný yitiren PKK liler kaybolan onlarca kiþinin Newala Kasaba ya atýldýðý tespit edilmiþ, 9 cesedin oraya gömüldüðü resmi olarak kabul edilmiþti. Korkmaz ýn ablasý Maþallah Korkmaz, kardeþi nin cesedinin param parça edilerek, kafasýna kum doldurduklarýný belirtiyor; cenazeyi istediklerinde ise rmediklerini anlatýyor. Korkmaz, ama en sonunda, dozerle kardeþimin de arasýnda bulunduðu 4-5 kiþi tugay komutanlýðý bahçesinde kazýlan çukura toplu þekilde gömülüyor. Daha sonra üstü beton döküyorlar. 6 ay sonra cesetler oradan çýkarýlýp, Kasaplar Deresi ne (Newala Kasaba) atýlýyor diye anlatýyor. Gazeteci Günay Aslan tarafýndan yazýlan Kasaplar Deresi adlý kitabýný hatýrlatan Korkmaz, Kitap ta Newala Kasaba da sivil PKK lilerin toplu bir þekilde ayrý dönemlerde atýldýðý belirtiliyor. Bu nedenle buranýn açýlmasý için ÝHD Batman Þubesi ne baþvurduk dernek aracýlýðýyla savcýlýða baþvuru yapacaðýz dedi. Newala Kasaba: Vahþetin Perdesi Bundan 22 yýl önce Aralýk 1988 tarihinde, köylülerin ihbarý üzerine Kasaplar Deresi ne onlarca kiþinin gömülü olduðu haberi gazeteci Günay Aslan tarafýndan ortaya çýkarýldý. Ýlk araþtýrmada Kasaplar Azadiya Welat e 8.ci Kilit! Yayýn hayatýna baþladýðý 2006 yýlýndan bu yana 7 defa kapatma cezasý alan Kürtçe yayýn yapan Azadiya Welat Gazetesi bir kez daha kapatýldý. Ýstanbul 14. Aðýr Ceza Mahkemesince PKK Propagandasý yaptýðý gerekçesiyle 21 Aðustos günü bir ay süreyle kapatýlan gazetenin eski yazý iþleri müdürü Vedat Kurþun da 13 Mayýs ta toplam 166 yýl hapis cezasýna çarptýrýlmýþtý. Gazetenin iki yazýiþleri müdürü daha halen cezaevinde. Gazete bu yýlýn baþýndan bu yana 3.cü kapatma cezasýný aldý. Günlük yayýn yapan tek Kürtçe gazete olan Azadiya Welat ýn durumu, Kürt dili üzerindeki baskýlarýn sadece küçük bir göstergesi. Açýlým diye diye gelinen nokta bu. Daha öncesinde herhangi bir haberi ya da yazýyý gerekçe gösteren mahkemeler, gazetenin 21 Aðustos tarihli sayýsýnýn tamamýný toplatma gerekçesi yaparak görülmemiþ bir karara da imza attýlar Aðustosta ilan edilen tek taraflý eylemsizlik kararý, karþýlýðýný bulmamýþa benziyor. Kararýn açýklanmasýndan bu yana ordu birliklerinin 12 kara operasyonu gerçekleþtirdiði, ajanslara ulaþan bilgiler arasýnda. Bu operasyonlarda toplam 6 gerilla 5 asker öldü. Ateþkes ilanýnýn ardýndan 14 Aðustos günü Hakkari Þemdinli kýrsalýnda operasyona çýkan ordu güçlerinden iki asker, çýkan çatýþmada öldü. Ayný gün Dersim, Cizre Çukurca da da ordu operasyon yapýyordu. 15 Aðustosta Van Erciþ Dersim de operasyon yapan ordu, 16 Aðustosta da Hakkari Çukurca da gerillalarla çatýþmaya girdi. Bu çatýþmada 2 özel harekat askerinin öldüðü belirtiliyor. 17 Aðustosta Muþ Varto, Þýrnak Gabar, Hakkari Yüksekova, Þýrnak Çukurcada operasyonlar yaþandý. 18 Aðustosta Van, Batman, Siirt Besta da operasyonlar yaþanýrken sýnýrötesinde bulunan Zap Haftanin de top atýþýna tutuldu. 19 Aðustos günü Van Erciþ kýrsalýnda çýkan çatýþmada ise iki gerilla yaþamýný yitirdi. Ertesi gün de Hakkari Þemdinli kýrsalýnda yaþanan çatýþmada 4 gerilla yaþamýný yitirdi. Uzun süren çatýþma sýrasýnda bir uzman çavuþun da öldürüldüðü bilgisi geldi. Ayný gün Dersim in iki bölgesinde, Hakkari Yüksekova da sýnýrötesindeki Besta bölgesine bombalar atýlýyordu. Tüm bu geliþmeler devletin geleneksel politikalarýndan vaz geçmediðinin bir göstergesi. Özellikle Abdullan Öcalan ile yapýlan pazarlýklar sonucu a- teþkesin ilan edildiði haberlerinin kamuoyunda yankýlandýðý bir süreçte bunu pratikle yalanlama kaygýsýnýn daha kaç cana mal olacaðýný ilerideki günler gösterecek. Tablonun bir ay önceki halini gözünüzün önüne getirdiðinizde þu çok açýk. Kendini örgütlü gücüyle ifade eden Kürt halký, yaþadýðý topraklardaki tüm geliþmelerin iplerini de elinde tutuyor. Bir ay önce þiddetli bir savaþýn yaþadýðý yerlerde þu günlerde ordu birliklerinin operasyonlarýna hiç ara rmemesine raðmen kayýplarýn sayýsýnda önemli bir azalma var. Bu somut durumun bedelleri oldukça aðýr da olsa Kürt halký bunu fazlasýyla ö- demeye hazýr olduðu defalarca gösterdi. Ancak bu somutluðun hukuksal siyasal üstyapýsýnýn tarihteki yerini almasý i- çin bütün ziller çalmaya baþladý. Operasyonlarýna ara rmese de devlet de artýk eskisi gibi yönetemeyeceðinin farkýnda. Ancak dünyalarý farklý olan insanlarýn bu duruma iliþkin çözümleri de farklý olacaktýr elbette. Ama süreç ne kadar uzarsa uzasýn insiyatifi elinde tutan taraf, yani Kürt halký bu gücünün karþýlýðýný da alacaktýr. Mahsum un Ailesi: Newala Qasaba Açýlsýn Þehitlik Yapýlsýn! Deresi nde çürümeye yüz tutmuþ 9 cesede ulaþýldý. Ancak daha sonra kazý durduruldu. Siirt Cumhuriyet Savcýsý Mustafa Erdoðu, Devletin prestij meselesi olduðunu belirterek çöplüðün açýlmasýný istemedi. O tarihte olaya tanýk olan köylüler, cenazelerin bazen askeri çöp arabalarýyla getirilerek buraya atýldýðýný üzerine çöp döküldüðünü anlatýyorlar. Köylülerin anlatýmýna göre, çatýþmalarda yaþamýný yitiren PKK liler ya da kaçýrýlarak kaybedilen onlarca kiþi, Kasaplar Deresi ne a- týlýyordu. 4 Mayýs 1989 tarihinde soru ö- nergesini yanýtlayan dönemin Ýçiþleri Bakaný Aksu, Kasaplar Deresi ne 12 Eylül den sonra 8 kiþinin cesedinin gömüldüðünü, konunun Cumhuriyet Savcýlýðý na intikal ettirildiðini Siirt Valiliði nce de takip edildiðini açýklamýþtý. (Dersim EÖ) Ormanlarý Yakanlar Ýnsanlarý da Yakar Günlerdir Dersim de ormanlar yanýyor. Askeri operasyonlarla birlikte baþlayan orman yangýnlarý geçtiðimiz günlerde bir basýn açýklamasýyla protesto edildi. Ama sadece ormanlar deðil, insanlar da yakýlýyor. Beþiri Cumhuriyet Savcýsý nýn hazýrladýðý tutanakta çatýþmada yaþamýný yitiren 5 gerillanýn kimliði tespit edilemeyecek derecede yanmýþ olduðu kayýtlara geçti. Mersin de ise polislerin elinden kaçan oðlunu korumaya çalýþan baba Nezir Borak tartýþtýðý polislerce baþýndan vuruldu. Halen Mersin Ünirsitesi Týp Fakültesi Hastanesi yoðun bakým ünitesinde yaþam mücadelesi ren Nezir Borak ýn ailesi yakýn mesafeden ateþ eden polisleri teþhis etmesine raðmen henüz tutuklanan kimse yok.

10 DÜNYANIN HER RENKTEN HER DÝLDEN Bugünlerde Pakistan'da bir can pazarý yaþanýyor. Yaþanan selin ardýndan hala ulaþýlamayan birçok yerleþim yerinde binlerce insan doða ile baþ baþa. Kendi ORTA YERÝ baþýnýn çaresine bakmaya çalýþýyor. Baþarýsýzlýðýn cezasý salgýn hastalýklar ya da çoðu durumda ayný þey demek olan ölüm. Peki bu kader mi? Þimdi biraz gerilere gidelim. Hint Okyanusunda yaþanan korkunç tsunami olayýný anýmsayanýnýz var mý? Deprem sonrasý oluþan dev dalgalar kýyý bölgelerinde yaþayan binlerce insanýn hayatýna mal olmuþtu. Ancak ayný bölgede bir adada askeri üsse sahip olan ABD, uydu teklonojisi sayesinde önceden farkettiði felakete karþý önlemini alýp, tüm askeri üs personelini bölgeden uzaklaþtýrmýþtý. ABD'nin yapacaðý tek þey haber rmekti. Bu sayede binlerce insanýn hayatý kurtulabilirdi. Ama yapmadýlar. Çünkü tüm emperyalistler insanlýk düþmanýdýr. Þimdi yeniden Pakistan'a dönelim. Bir türlü yardým ulaþtýrýlamayan bölgelerden birinde Usame Bin Ladin'in olduðunu duysa, ABD oraya ulaþmakta hiç sýkýntý yaþamazdý. Ama yardýmdan çok katliam amaçlý olarak. Pakistan'da yaþanan selin de uydu teklonojisi ile topladýklarý rileri bilgisayar modellemesi aracýlýðý ile deðerlendiren uzmanlara sahip olanlar için çok büyük bir sürpriz olmadýðýný tahmin edebiliriz. Ama insanlýk düþmaný bir ideolojinin þekillendirdiði emperyalistlerin elindeki teknoloji, sadece insanlarý öldürmek için yoksul halklara, sömürge uluslara ulaþabilir. Yoksa bugün Pakistan'da ölümle yüz yüze olan binlerce insana yardým götürmek, ya da onlarý seli önceden haber rmek, gereken önlemleri almak günümüz teklonojisi açýsýndan olanaksýz deðildir. Ama para için insan öldürenler sadece kiralýk katiller deðildir. Emperyalistlerin yanýnda onlarýn yaptýðý oldukça masumdur. Sadece köpek mamasý için harcadýklarý parayla binlerce insanýn yaþamasýný saðlayabilecek olan emperyalistler bunu yapmazlar. Çünkü onlarýn gözünde sömürge ülkelerin halklarý gereksiz birer fazlalýktýr. Her fýrsatta sayýlarýnýn azalmasý, azaltýlmasý gereklidir. Bu kendi günlikleri açýsýndan gerekli olduðu gibi, dünyanýn tüm kaynaklarýný deli gibi tüketmeleri için bu kaynaklardan kýrýntý düzeyinde bile yararlanan herkes onlar için ortadan kaldýrýlmasý gereken birer rakiptir. Onlar dünyaya bu gözle bakarlar. Bu yüzden saçma sapan þovlarla dünya kamuoyu uyutulurken, sömürü katliam çarklarý insan kanýyla dönmeye devam eder. Ta ki bizler, ezilen dünya halklarý o çarklara çomak sokana deðin Peru da Grev Gösteriler Pakistan, Sel, Sömürgeler Emperyalizm... Peru'nun güneydoðusunda bulunan Quillabamba kentinde yaþayanlar, 5 Aðustos günü kendi bölgelerinden çýkarýlýp, kendilerine 5 dolardan satýlan ama yurtdýþýna 1 dolara satýlan doðalgazýn nakledilmesini protesto ettiler. Protesto gösterilerine polisin saldýrýsý sonucu 18 kiþi aðýr yaralandý. Sendikalar, kitle örgütleri kýzýlderili örgütleri, sözkonusu soyguna benzeyen gaz ihracatý durdurulana kadar grev yapacaklarýný açýkladýlar. Ýhracatý yapan Camisanin þirketi, Peru LNG ortaklýðýyla gazýn %50'sini ABD'li Hunt Oil þirketine, %20'sini Ýspanyol Repsol, %20'sini Güney Kore þirketi SK'ya, kalan %10'unu ise Japon Marubeni þirketine satmakta. Kýsacasý Peru lular arýlar gibi balý üretip þekerli suyla kandýrýlmaya razý olmayacaklarýný sokaklarý doldurarak haykýrýyorlar. Yalancýnýn Mumu Yatsýya Kadar Yanmaya Mahkum Honduras ta Bir Hayalet Olmasýn? Bizlere Neler Söylendi Ne Oldu? Bundan yaklaþýk 20 yýl öncesiydi. Sovyetler Birliði baþta olmak üzere sosyalist bloðun birçok ülkesinde karþý-devrimler birbirinin ardý sýra gerçekleþirken Emperyalizmin ideologlarý "tarihin sonu" diye bir türkü tutturmuþtu. Onlara göre kapitalizm-sosyalizm çatýþmasýyla þekillenen tarih sona ermiþti. Artýk dünyada çatýþmalar, kavgalar, darbeler, cuntalar, iþkenceler sona erecek, sonsuz bir demokrasi ortamýnýn kapýlarý açýlmýþ olacaktý. O günden bu yana akan kanýn haddi hesabý olmadý oysa. Yine yalan söylemiþlerdi bize. Onlarýn söylediklerinin tam aksine geçmiþte Sovyetler Birliði'nin askeri siyasal gücünün oluþturduðu dengeden dolayý istediði gibi at oynatamayan emperyalistler Bosna'da, Somali'de, Kongo'da, Ruanda'da, Irak'ta, Afganistan'da, Filistin'de, Çeçenistan'da katliam üstüne katliam yapmaktan geri durmadýlar. Honduras'da Olanlar Askeri darbelerin sona erdiði yalaný da birçok defa ortaya çýktý, çýkýyor. Orta Amerika Ülkelerinden Honduras'da halkýn desteði ile iktidara gelen Manuel Zelaya, 2009 Haziran'ýnda devrildi. Darbeciler %65 boykot edilen seçimlerle milyarder iþadamý Porfirio Lobo'yu devlet baþkaný yaptýlar. Böylece darbe öncesine ait kazanýmlar da birer birer týrpanlanmaya baþladý. Devrik baþkanýn döneminde "Tarým Reformu'nun Baþkenti" olarak nitelenen Aguan Vadisi'nin büyük muz çiftliklerinde çalýþan geçmiþ kazanýmlarýný korumaya çalýþan 10 iþçi askerlerce geçtiðimiz yýl içinde katledildiler. Çalýþanlarýn aleyhine olan yeni tarým sözleþmelerini imzalamayý reddeden kooperatifler ise þantaj, baský çeþitli tehditlerle karþý karþýyalar. Ordunun Düþmaný Kooperatifler Tüm yeni-sömürgelerde olduðu gibi Honduras'ta da halka karþý, bir iç savaþ gücü olarak ABD tarafýndan þekillendirilen ordunun düþmaný ise kooperatifler. Aguan Çiftçileri Birlik Hareketi'nin geliþtirdiði muhalefet, ordunun her türden baský þiddetiyle karþý karþýya kalýyor. Devrik lider Zelaya döneminde kullanýlmayan tarýmsal arazileri iþgal ederek kullanýma açan topraksýz köylüler, ordu tarafýndan zorla emek rdikleri topraklardan kovuluyorlar. Elbette tüm darbe süreçlerinde olduðu gibi bütün bu operasyonlar basýnýn kamuoyunun bilgisinden gizlenerek yürütülüyor. Önce bölgelere giriþ çýkýþlar yasaklanýyor. Tüm bilgi sýzma kanallarý kapatýldýktan sonra operasyonlar baþlýyor. Kolombiya da Yerli Lideri Katledildi 10 Tüm tecrit çabalarýna raðmen ulaþan haberlere göre yeni sözleþmeyi imzalamayý reddeden La San Isidro, El Despertar, San Esteban La Trinidad kooperatiflerinden üçü askerler tarafýndan daðýtýlmýþ durumda. Despertar La Aurora kooperatifleri ise direnmeye devam ediyor. Bunlardan La Aurora kooperatifine Haziran ayýnda ordu tarafýndan düzenlenen saldýrýda 17 yaþýndaki Oscar Yovani Ramirez katledildi. Katledilen Ýnsanlar Katledilen Hukuk Týpký 12 Eylül Türkiye'sinde olduðu gibi bugünkü Honduras'ta da devletin beðenmediklerini savunmak zor iþ. Aðustos ayýnýn baþlarýnda kooperatiflerin haklarýný savunan avukat Mario Portillo nun da tutuklandý. Kooperatiflerini silahla korumaya çalýþan çiftçiler Dennis Javier Ramos Flores, Anner Alejander Ayala Juan Angel Resinos Garcia da avukatla birlikte tutuklananlar arasýnda. Ve Amerika'nýn Gerçek Sahipleri Amerika kýtasý, Kolomb tarafýndan "keþfedilmeden" önce de vardý. Ve elbette ki orada yaþayan insanlar tarafýndan "biliniyordu". Kendilerini insanlýkla özdeþ gördükleri, daha doðrusu kendilerinden olmayanlarý insandan saymadýklarý için hala bu "keþif" palavrasýný sürdüren egemenler için orada yaþayan yerlilerin vahþi hayvanlardan farký yoktu. Aradan 500 yýldan fazla geçmiþ olmasý bu anlayýþý pek fazla deðiþtirmemiþe benziyor. Honduras'ta 7 Aðustos'dan beri kayýp olan yerli lideri Maria Teresa Flores iþkenceyle katledilmiþ olarak bulundu. Honduras Köylü Örgütleri Koordinasyon Komitesi üyesi Honduras Köylü Örgütü lideri olan Flores, cunta yönetimine muhalif bir isimdi. Flores in katledilmesine iliþkin bir açýklama yapan Honduras Halk Direniþi Ulusal Cephesi lideri Carlos H. Reyes, ülkemiz askeri darbenin ardýndan aðýr sistematik bir baský rejimi altýnda yaþýyor. Flores cinayeti tamamen politik bir cinayettir. Toplumsal hareketlerin liderlerinin üyelerinin katledilmesi kararýný renler, ABD Büyükelçiliði nin danýþmanlýðýyla bu ülkenin en yüksek koltuklarýnda oturanlardýr sözlerini sarf etti. Honduras Tutuklu Kayýp Yakýnlarý Komitesi de yaptýðý açýklamada Floresin katledilmesini kýnadý Honduras ta sistematik insan haklarý ihlallerinin bir devlet politikasý olarak iþlediðini belirtti. Ýþte size "barýþ, demokrasi huzur" içindeki bir dünya tablosu. Yukarýdaki Honduras'la ilgili yazýmýzda belirtmiþtik. Amerika'nýn gerçek sahipleri yerlilerin kaderi yüzyýllardýr deðiþmedi. Hala katlediliyorlar sömürülüyorlar. Geçtiðimiz günlerde Kolombiya'da da bir yerli lider, Luis Alfredo Socarrás Pimienta evinin önünde katledildi. Ülkenin kuzeyinde bulunan la Guajira eyaletinin Riohacha kentinin Wayúu yerli topluluðu þefi olan Pimienta, doðal olarak da yerli haklarýnýn aktif savunucularýndan biri olarak egemenlerin hedef listesindeydi. Cinayet sonrasýnda Wayúu yerlilerinin yaþadýðý bölgeye 12 Wayúu yerlisinin daha öldürüleceðine dair bir tehdit mektubunun asýldýðý bildiriliyor. Eyalette sadece bu yýl on yerli katledildi. Kolombiya'da önceki devlet baþkaný halk düþmaný Alvaro Uribe'nin iktidarý döneminde 1400 yerli katledilirken 74000'den fazlasý da zorla göç ettirildi. Kolombiya Ulusal Yerli Örgütü'nün yaptýðý açýklamaya göre ülkedeki 102 yerli topluluðundan 64'ü yok olma tehlikesiyle karþý karþýya. Beyaz adam iktidarda olduðu sürece yerliler için deðiþen birþey yok. Madenci, Her Yerde Patronlarýn Kurbaný... Þili de 33 Maden Ýþçisi Toprak Altýnda 3 Aðustos gününden beri Þili'de 33 maden iþçisi topraðýn altýnda. Ülkenin kuzeyindeki San Jose bakýr madeninde yerin 450 metre altýndaki bir tünelin çökmesi sonucu mahsur kalan iþçilere hava, besin su ulaþtýrýlacak kanallarýn açýldýðý belirtiliyor. Dünyanýn her yerinde olduðu gibi maden iþçilerinin ailelerinin ocak önündeki bekleyiþleri sürüyor. Zonguldak'taki, Bursa'daki, Balýkesir'deki, Çin'dekiler gibi. Dünyanýn bütün kan emicileri yeryüzünden sökülüp atýlana kadar.

11 KÜLTÜR VE SANAT Dersim-Ovacýk arasýnda uzanan Munzur Vadisi'nde, hektarlýk bir alan 1971 yýlýnda Milli Park olarak ilan edilmiþtir. Türkiye'nin en büyük milli parklarýndan biri olan "Munzur Vadisi Milli Parký", Dersim kent merkezine 8 km uzaklýkta baþlayýp, vadi boyunca Munzur Daðlarýna kadar uzanmaktadýr. Bu bölgenin milli park olarak ilan edilmesinde etken olan riler, baþta akarsu kaynaklarý gözeler olmak üzere zengin doðal riler, endemik bitki türleri yöreye özgü hayvan türleri ile zenginleþen bitki örtüsü yaban hayvan varlýðýdýr. Munzur Vadisi florasýnda 1518 çeþit bitki türü vardýr. Bu bitki türlerinin 43 çeþidi dünyada sadece Munzur Vadisi'nde yetiþen bölgeye has endemik bitki türüdür bu sayý birçok Avrupa ülkesinden bile fazladýr. Bölgede faaliyete geçen Uzunçayýr barajýnýn dýþýnda þu an yapýlmasý planlanan sekiz baraj projesi bulunuyor. Bu barajlarýn tuttuðu sular oluþacak göletler nedeniyle adý Milli Park olan bu coðrafyanýn kaybedilmesine yol açacak hem insanlar hem de bölge flora faunasý bundan geri dönülemez zararlar görecektir. Ýþte riler: Munzur vadisi yok olacak. Barajlar gerçekleþirse yýl sonra vadi yerine bir bataklýk göreceðiz. 43 tanesi sadece Munzur bölgesine özgü toplam 1518 bitki türü ortadan kalkacak. Binlerce dönümlük orman yok olacak. Dünyaca ünlü kýrmýzý pullu alabalýk yaþama ortamýný kaybedecek. Hayvancýlýk, arýcýlýk tarýmsal üretim aðýr darbe yiyecek. Ýl merkezinin özellikle Ovacýk ilçesiyle baðý kopacak. 60'tan fazla köy sular altýnda kalacak, böylece boþ köylere dönmek mümkün olmayacak, dolu olanlarda yaþam sona erecek. Türkiye'nin en fazla göç ren ili bu özelliðini derinleþtirecek. Arýtma sistemi bile olmadan kurulan Uzunçayýr barajý yöre halkýnýn saðlýðýný Munzur Barajlarla Yok Ediliyor da ciddi þekilde tehdit etmektedir. Bölgede; kolera, tifo, dizanteri, sýtma gibi hastalýklarýn boy göstermesi beklenmektedir Paris, 1979 Bern, 1973 Washington, 1999 Kyoto, 2000 Kahire çevre sözleþmeleri, 1992 Rio Habitat anlaþmasý kararlarý ile de Munzur vadisi çevresi koruma altýndadýr. Buna raðmen Munzur vadisi DSÝ Genel Müdürlüðünün baraj projelerinin hedefindedir. Anayasa yasalar görmezden geliniyor; uluslararasý sözleþmelerin altýna imza atýlmamýþ gibi davranýlýyor. Aç gözlü sermaye anlayýþý hiçbir hukuk estetik deðer tanýmýyor. Her þey "daha fazla ekonomik çýkar" "ekonomik kaynak" için yapýlýyor. Oysa ki Munzur barajlarýndan elde edilecek enerji yüzde 1 bile deðil. Proje bu yönüyle rantabl da deðil. Yapýlmasý planlanan 8 barajýn toplam maliyeti 1 milyar dolar. Eðer enerji isteniyorsa yüksekliði binlerce metre olan Munzur daðlarýna güneþ (solar) enerjisi sistemleri kurulabilir. Böylece çevre tahribatýna yol açýlmaz; ayrýca bu projenin toplam maliyeti sadece 60 milyon dolar. Önümüzdeki sorun sadece çevre sorunu ile sýnýrlý bir tartýþma deðildir. Bir bölgenin, doðanýn, kültürün, kimliðin dilin varlýk yokluk sorunudur. Dersim tarihten gelen baþ eðmez maðrur geleneðini sürdürecek mi? Kimliðini deðerlerini geleceðe taþýyabilecek mi? Sorun budur. Dersim, büyük baskýlara maruz kalmýþ bir bölge. Yüzlerce köyü boþaltýlmýþ, gýda ambargolarýnýn "olaðanüstü yönetimlerin" aðýrlýðý altýnda nefesi kesilmeye çalýþýlmýþ bir bölgenin þimdi sular altýnda boðulmaya çalýþýldýðý görülüyor. Tüm bu yaþananlardan ötürü bu bölge gerek yerel halktan gerekse uluslararasý platformlardan destek beklemektedir. Ýþçi Sýnýfýnýn Sadýk Oðlu: BERTOLT BRECHT perdede de gösteren bir tarzý geliþtirmeye çalýþtý. Müziklerini uzun süre birlikte çalýþmalar yaptýðý Kurt Weill'in hazýrladýðý Üç Kuruþluk Opera'sý belki de Brecht'en en bilinen yapýtlarýndan biridir. Yaþamý boyunca birçok tiyatro oyunu þiir yazan Brecht'in epik tiyatro üzerine de birçok çalýþmasý bulunmaktadýr. 14 Aðustos 1956'da yitirdiðimiz Brecht, ölümünün ardýndan yaþamýný her döneminde vurguladýðý komünist kimliðine raðmen, týpký Nazým Hikmet gibi sanatsal yeteneði deðiþik yönlere çekilmeye çalýþýlan bir sanatçý olmuþtur. Ama yine Nazým Hikmet gibi onun da sýnýf tavrý çok berrak olduðu için tüm bu çabalar boþa çýkmýþtýr. Çünkü Brecht'in eserlerini en iyi anlayanlar, o eserlerde kendi duygularýný bulanlar, yine iþçiler olmuþtur. Asýl ismi Eugen Berthold Friedrich Brecht olan Bertold Brecht, 10 Þubat 1898'de Almanya'nýn Augsburg kentinde dünyaya geldi. Ýki emperyalist paylaþým savaþýný da yaþayan Brecht, çeliþkilerin en çýplak haliyle çatýþma halini aldýðý bu tarihsel dönemde iþçi sýnýfýnýn mücadelesinin sanat cephesinde yer aldý. Tiyatro yazarý, yönetmeni teorisyeni olduðu kadar þiirleriyle de adýný tüm dünyaya duyurdu. Kendisini komünist olarak tanýmlamaktan sakýnmadý. Bu, Nazi iktidarý döneminde Brecht gibi toplama kamplarýndan kurtulmayý baþarabilenler için sürgün demekti. Deðiþik ülkelerde sürgün hayatý yaþayan Brecht, savaþtan sonra Doðu Berlin'e yerleþti. Diyalektik materyalizmi tiyatro sanatýna uygulamaya çalýþan Brecht, epik tiyartro türünün teorisini pratiðini geliþtirdi. Bugüne kadarki tiyatro oyunlarýnýn seyircinin sahnedeki karakterlerle özdeþleþmesi üzerine kurulu, seyirciyi edilgenleþtiren yapýsýný reddetti. Seyirciyi oyunun bir parçasý haline getiren, günlük hayatta mizansen dediðimiz yapaylýðý reddedip hayatýn çeliþkilerini GENERALÝM TANKINIZ NE GÜÇLÜ Tankýnýz ne güçlü generalim, Siler süpürür bir ormaný, Yüz insaný ezer geçer. Ama bir kusurcuðu var; Ýster bir sürücü. Bombardýman uçaðýnýz ne güçlü generalim, Fýrtýnadan tez gider, filden zorlu. Ama bir kusurcuðu var; Usta ister yapacak. Ýnsan dediðin nice iþler görür, generalim, Bilir uçurmasýný, öldürmesini, insan dediðin. Ama bir kusurcuðu var; Bilir düþünmesini de. 11 KASIRGA TABURU Mehmet Sebatlý Daha önce Che'nin "Savaþ Anýlarý" ya da "Bolivya Günlüðü" kitabýný okuyanlar için kitabýn dili çok tanýdýk gelecektir. Sonuçta bir roman yazýyor olmanýn rdiði edebi kaygýlar bir kenara býrakýldýðýnda karþýmýza gerilla yaþamýndan uzunca bir kesit sunulmaktadýr. Yýllardýr yanýbaþýmýzda sürmekte olan bir savaþýn içinden yazýlan bir kitap Kasýrga Taburu. Üstelik hiçbir abartýya kaçmaksýzýn, zaaflarý, yetmezlikleri, çeliþkileri ile, olduðu gibi sunulmaktadýr tüm gerçeklik. Yani karþýmýzdaki bir "resmi tarih" denemesi deðildir. Zaten sözkonusu hareket de gücünü kendi gerçekliði karþýsýndaki bu dürüstlüðünden almaktadýr. Yazar, gerillanýn kendi dilini kullandýðý için "portatif" gibisinden artýk oturmuþ söylemleri hiçbir açýklama yapmaksýzýn geçse de romanda yüreði ateþiyle yananlar için kapalý olan hiçbir þey yok. Yanýbaþýmýzdaki kardeþ Kürt Halkýnýn mücadelesinin görünen deðil de derinliklerinde yatan dinamiklerini kavramak için Kasýrga Taburu bulunmaz bir fýrsat. HALKIN SÖZLÜÐÜ KÝTAP SOSYAL-ÞOVENÝZM Geçen sayýmýzda kýsaca açýkladýðýmýz þönizm politikasýnýn "sol" adýna yapýlan türüne sosyal þönizm denir. Sosyal þönizm "büyük devlet olmanýn avantajlarý" olgusundan hareketle ezilen uluslarýn ayrýlma hakkýnýn reddedilmesidir. Günümüzdeki karþýlýðý kardeþ Kürt ulusunun mücadelesini ABD emperyalizminin politik uzantýsý olarak gösterme, Türkiyenin parçalanmasýnýn çok korkunç bir þey olduðu propagandasý yapma, Kürt halký adýna yapýlan her politik çabayý emperyalist politikalarla iliþkilendirme olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Öyle ki bu politikayý benimseyenler sýnýf temelli politik ayrýmlarý hiçe sayarak her ikisi de Kürt olduðu için Barzani ile kuzey kürtlerinin politik yönelimlerinin týpa týp ayný olduðunun propagandasýný bile yapmaktadýr. Görünüþü ne olursa olsun sosyal þönist politika yürütenlerin solla hiçbir ilgisi yoktur. Ýlk emperyalist paylaþým savaþýnda "kendi" burjuvazilerinin yanýnda saf tutan 2. Enternasyonal partilerinin Lenin tarafýndan sergilenen politik iflaslarýndan bu yana sosyal þönizim sola düþman, halka düþman bir politika olarak marksizmin tarihindeki yerini almýþ, yani çöpe atýlmýþtýr. Bugün hortlayan sosyal þönizmin marksizmle ilgisi yoktur. Marksizm þu ya da bu ulusun deðil, uluslararasý proletaryanýn ideolojisidir. Her ne adýna yapýlýrsa yapýlsýn baþka bir ulusu baský altýnda tutmanýn, bu durumu sürdürecek statükolara sahip çýkmanýn marksizmle insanlýkla hiçbir ilgisi yoktur.

12 dünden yarýna mektuplar... Ýsyan, gerçekten nasýl bir þey? Geçtiðimiz aydý sanýrým, yolum düþmüþ Ýnönü stadýnýn önünde oralarda bir yerdeyim. Ortalýkta garip bir siyahlýk var. Daha doðrusu, siyah giysili binlerce insan kapýlarda, duraklarda, parklarda kaynaþýp duruyor. Özel bir ayin gibi Önce "Çarþý"dan þüphelendiysem de, sonra tamam, anladým, bir metal durumu ile karþý karþýyayýz. Sakallar kýzýl, tiþortlar kesinlikle kapkara, küpeler, takýp takýþtýrma durumlarý tastamam! Geçti gitti otobüs, yine bildiðimiz renk düzenine geri döndük. Geçti gitti ama oturup düþünmeden de edemedim. Bunun anlamý ne? Toplumun genel bildik düzenine, bilinen alýþkanlýklara aykýrý olmak; öyle mi? Daha önce de bir kez Yedikule Zindanlarý'ndaki bir konser öncesinde geçerken tanýk olmuþtum. Ara sokakta duran bir kelli felli araba, içinde yaþý hafif geçkince göbeði hafif hallice bir çift. Önce kravatlar, bluzlar çýkarýlýyor, katlanýp kenara konuluyor (ütüsü bozulmasýn!), sonra siyahlar giyiliyor konser alanýna! Muhtemelen akþam dönüþünde "hey süperdi" denilecek, sonra da elinin körü! Ertesi sabah iþ var, "hay Allah projeyi de bitirmemiþtim" filan durumlarý yani. Peki bunun anlamý ne? Aykýrý olmak Güzel! Güzel ama ortada bir gariplik yok mu? Yani o giysiler diðer teferruat, bir süre sonra birbirinden farksýz "baþka türden" bir üniforma haline dönüþmüyor mu? Ayný yerlere bir fotoðraf... bir tarih... takýlan, ayný þeyleri yapan, giderek sözcük hazineleri birbirine eþitlenen birbirini aþaðý doðru çeken bir tablo çýkmýyor mu ortaya? Siyah güzel; bir de onun tam tersi var, renk cümbüþü giyinenler Ýyi, o da güzel. Daha doðrusu güzele zaten yakýþýyor. Tamam bizi çocukluðumuzdan baþlayarak üniformalara, belli giyim kuþam tarzlarýna mahkum eden bir resmi saçmalýðýn köküne kibrit suyu ekelim; yýkýlsýn putlar! Cetlle etek boyu ölçülmüþ, okul önündeki berbere sýfýr numara çektirilmiþ bir milletin evlatlarýyýz biz, ne yapsak azdýr, ne giysek haktýr! Hatta daha da çýldýrsak na'solsa raporumuz var! Ama bu, isyan mý? Aykýrýlýk mý? Ýþte bak onu bilemem dostum. Orada dur; fena halde kuþkudayým iþin o bölümünde. Bir; bu, yeni türden bir üniforma sürü hali deðil mi? Ýki; renkler deðiþince ruhlar deðiþiyor mu? Gençlik zamanýnda azýcýk kýzýl bayrak sallayan ne kadar deðiþiyorsa, sanýrým burada da ayný þey yaþanýyor. Ýþ güç, ev bark, derken, arada bir 1 Mayýs'a gelinmesi gibi arada bir Metallica konseri! Þimdi metalci, yarýn nalbur! Ya da þimdi "emo", yarýn etek döpiyesli sekreter haným! Peki isyan ne demek o zaman? Aykýrý olmanýn anlamý ne? Ernesto Che Guevara! Eh, biliyorum, þimdi bu kadar prestijli bir isimle üstlerine çullanmak çocuklara haksýzlýk oluyor ama ne yapayým, isyan dendi mi akla o geliyor gelmeli de zaten. Madenler... kömür madenleri. Kapitalizmin can damarýydýlar petrol bulunup yaygýnlaþana kadar. Hala da iþçi kaný yutup kapitalistlerin kasalarýna para akýtmaya devam ediyorlar. Fotoðraf 1903 yýlýnýn ABD si. Þimdinin imparatorluk heslisi olan süper gücü, þu kadarcýk çocuklarýn emeklerini sömürerek, onlarý yerin yedi kat dibinde karýn tokluðuna çalýþtýrarak bu hale geldi. Yýllar sonra bu fotoðraf dünyanýn Türkiye sindeki öðrencilerin eline geçti. Paylaþýlmasý gereken bir þeydi onlar için, hemen bir takvim bastýrdýlar üzerine bu fotoðrafý koydular. Böylece hem öðrenci derneðine gelir saðlayacak, hem de insanlýk tarihinden bir kesiti paylaþmýþ olacaklardý. Bunu gerçekleþtirdiklerinde fakültenin dekaný onlarý odasýna çaðýrdý. Ve þu soruyu sordu: Bu çoçuklar neyiniz olur? Yine ABD de eðitim görmüþ fakülte dekanýnýn ufku, dünyasý böyle bir þeydi iþte. 12 Eylül mantýðý, YÖK aracýlýðýyla böylelerini dekan yapýyordu baþýmýza. Belki hiç çocuk olmamýþtý, belki hiç umursamamýþtý kaloriferlerini ýsýtan kömürlerin nereden nasýl geldiðini, belki hizmet ettiði sermayenin hangi birikimlerin (siz isterseniz buna cinayet ya da soygun da diyebilirsiniz) oluþtuðunu hiç merak etmemiþti. Þimdi buradan birlikte yanýtlayalým isterseniz kendisini. O çocuklar bizim umutlarýmýz olur, o çocuklar bizim inançlarýmýz olur, o çocuklar bizim öfkemiz olur, o çocuklar bizim sevdamýz olur, o çocuklar bizim insanlýðýmýz olur, o çocuklar bizim kardeþimiz olur, o çocuklar bizim bugünümüz-yarýnýmýz, geçmiþimiz geleceðimiz olur, o çocuklar insanlýðýn baþýna bela olan sömürücülerin neyi olamazsa iþte bizlerin o su olur. Sadece fotoðraftakiler mi? Daha oraya sýðamayacak olan milyonlarcasý var yeryüzünün dört bir yanýnda. Hala kanlarýyla, canlarýyla oyun nedir bilmeden, bazen büyümek nedir onu bile bilemeden kölelik çarklarýnýn diþlileri arasýnda eziliyorlar. Ama yitip gitmiyorlar, bir marka spor ayakkabýsý olup, bir Hint dokumasý olup, bir sýcak poðaça olup, parlatýlmýþ bir ayakkabý olup, yani yaþamýmýzýn her yanýný saran emekleriyle hep varoluyorlar. Ve biz onlara (ya da onlar bize) tüm kötülüklerin ortadan kalktýðý bir dünyayý kurana deðin bu varoluþ da sürecek. Nereden geliyor Che? Az çok tuzu kuru bir aileden, deðil mi? Týp öðrenimi görmüþ, ki çoðu insana nasip olmaz; gezmedik memleket býrakmamýþ, ki çoðu bunu yapamaz. Sonunda ne yapmýþ? Bir yere gelmiþ sonunda, öyle kara kara düþünüp, uzun uzun mülahazalar yaparak deðil, Meksika'daki kampa katýlmasýný anlatýrken "gece boyunca Fidel'le konuþtuk" diyor, "sabah gerilla grubunun bir üyesiydim artýk!" Ve sonra yýllar geçiyor, devrim bile kesmiyor hýzýný. Çekip baþka ülkelere gidiyor savaþmak için. Kongo'da yeniliyor düpedüz, morali bozuk, üstelik hasta. Ama daha bir ay sonra Bolivya'yý planlamaya baþlýyor bile! Tamam, uyarmana gerek yok, biliyorum, Taksim'de "takýlan" oðlanlarý kýzlarý tutup Che silahýyla vurmak biraz aðýr. Ama derdim o deðil dostum. Ýyi, Che olmasýnlar, anladým. Ama bu yaþadýklarýnýn da gerçekten, "harbiden" bir isyan durumu olduðunu sanmasýnlar hiç olmazsa. Deðil. Olsa ne iyi ama deðil. Mevcut düzenden, o düzenin hiç olmazsa bir köþeciðinden nefret etmek iyi, baþlangýç olarak iyi en azýndan. Bunu isyanýn kendisi saymýyorsak eðer! Ýsyandan söz ediyorsak çünkü, topyekun bir tutumdan söz ediyoruz demektir. Bugünkü iðrenç düzeni deðiþtirmek istiyor musun? Bunun için Sierra Maestra'ya deðilse de üç adým ötedeki hasta tutsaklar yürüyüþüne gidiyor musun? Yaþamýný bu isyana göre deðiþtirip yeniden inþa ediyor musun? Ýþte mesele bu dostum. Hepsi bu Kendine iyi bak, umudunu diri tut. Gelecek sen nasýl istiyorsan öyle gelecek! Seyrantepe Köprüsünü Yýktýrmadý Seyrantepe Huzur Mahallesini kente baðlayan TEM karayolu üzerinden geçen köprü, Galatasaray Spor Klübu nün stadyum inþaatýnýn çevre düzenlemesi gereði yýkýlmak istenince mahalleli direniþe geçti. Söz rdikleri halde yerine üst geçit yapmaksýzýn köprüyü yýkmaya baþlayanlarýn yoksul emekçi insanlarý kent dýþýna kovmaktan baþka niyetleri olmadýklarý açýk. Mahalle halký bu bilinçle köprüsünü yýktýrmamak için direndi. 3 yýkým ekibini de eli boþ geri döndüren mahalleli, polis eþliðinde gelen yýkýmcýlarý da taþlarýyla haklýlýklarýndan aldýklarý güçle direnerek amacýna ulaþtýrmadý. Karayollarýyla yapýlan protokol sonucu 10 Eylül e kadar üst geçit yapýlma sözü aldýktan sonra yýkýma izin ren Huzur Mahallesi halký, bu sözde durulmamasý durumunda yeniden eyleme geçecek. Stadyum inþaatý nedeniyle yaz sýcaðýnda toz i- çinde kalan, pencerelerini açamayan, 10 gün sularý kesilen, yer yer elektrikleri kesilen mahalle halký insanca yaþama hakký için mücadele ediyor. Evlerinin bulunduðu bölgenin zenginlere peþkeþ çekilmeye çalýþýldýðýný belirten mahalleliler, yetkilelerle görüþmeye çalýþtýklarýnda kendilerinin insan yerine konmadýðýný da söylediler. Mahalleliler, tek yumruk olup direndikleri için talancýlara izin rmediklerin rmeyeceklerini de eklediler. (Ýstanbul EÖ)