KOROİDAL NEOVASKÜLARİZASYONLU OLGULARDA FOTODİNAMİK TEDAVİNİN GÖRSEL SONUÇLARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KOROİDAL NEOVASKÜLARİZASYONLU OLGULARDA FOTODİNAMİK TEDAVİNİN GÖRSEL SONUÇLARI"

Transkript

1 T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Prof. Dr. Haluk ESGİN KOROİDAL NEOVASKÜLARİZASYONLU OLGULARDA FOTODİNAMİK TEDAVİNİN GÖRSEL SONUÇLARI (Uzmanlık Tezi) Dr. Sezin AYKAÇ EDİRNE-2009

2 TEŞEKKÜR Uzmanlık eğitimim boyunca mesleki bilgi ve manevi desteğini esirgemeyen sayın hocam Prof. Dr. Sait Erda ya, uzmanlık eğitimim ve tez çalışmamda, bilgi ve tecrübeleriyle destek ve yardımını esirgemeyen Prof.Dr. Haluk Esgin e, her zaman yanımda olduklarını hissettiğim değerli hocalarım Prof.Dr. Nazan Erda ya, Yrd.Doç.Dr. Ömer Benian a ve Doç.Dr. Vuslat Pelitli Gürlü ye ve beraber çalıştığım tüm doktor arkadaşlarıma, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı çalışanlarına, Biyoistatistik Anabilim Dalı ndan Uzm Dr İmran Kurt a ve fedakarlıktan kaçınmayan sevgili annem, babam ve eşim Dr Bilal Aykaç a teşekkür ederim.

3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ VE AMAÇ... 1 GENEL BİLGİLER... 2 GÖZ ANATOMİSİ... 2 RETİNA ANATOMİSİ... 2 YAŞA BAĞLI MAKULA DEJENERASYONU... 4 KOROİDAL NEOVASKÜLARİZASYONUN YAŞA BAĞLI MAKULA DEJENERASYONU DIŞINDAKİ NEDENLERİ KOROİDAL NEOVASKÜLARİZASYONUNDA TEDAVİ FOTODİNAMİK TEDAVİ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR GEREÇ VE YÖNTEMLER BULGULAR TARTIŞMA SONUÇLAR ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR EKLER

4 SİMGE VE KISALTMALAR AREDS ETDRS EULÇ FDT FFA KNV LogMAR PED RPE TAP VIM VIP YBMD : Age Related Eye Disease Study : Early Treatment Diabetic Retinopaty Study : En Uzun Lineer Çap : Fotodinamik Tedavi : Fundus floresein anjiografi : Koroidal Neovaskülarizasyon : Logaryhtm of Minimum Angle of Resolution : Pigment epitel dekolmanı : Retina Pigment Epiteli : Treatment of Age Related Macular Degeneration with Photodynamic Therapy : Visudyne in Minimally Classic Choroidal Neovascularisation : Verteporfin in Photodynamic Therapy : Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu

5 GİRİŞ VE AMAÇ Koroidal neovaskülarizasyon (KNV), maküla altındaki koroidal kan damarlarının kontrolsüz olarak çoğalmasıdır. Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu (YBMD), miyopik dejenerasyon, travma veya idiopatik nedenlerle KNV meydana gelebilir. (1). YBMD, 65 yaş üzerinde santral görme kaybı ve körlüğün en sık sebebidir (2,3). YBMD nin daha sık ve yavaş görme kaybına yol açan kuru tip ve KNV ile seyrederek hızlı ve ağır görme kaybı ile sonuçlanan neovasküler tip olmak üzere iki farklı formu mevcuttur (4). KNV nin YBMD den sonra en sık ikinci nedeni patolojik miyopidir (5,6). Fotodinamik tedavi (FDT), hedef bölgede uygun dalga boyu ve şiddetteki ışık ile uyarıldığında aktif hale geçerek fotokimyasal reaksiyonların başlamasına neden olan fotosensitif bir ilaçla uygulanan tedavi yöntemidir. Makülada subfoveal ve jukstafoveal bölgede gelişen KNV lerin tedavisinde retinaya en az hasar vermesi nedeni ile tercih edilen tedavi yöntemi, verteporfin ile FDT dir (7). FDT, YBMD ye bağlı subfoveal KNV de birinci yılda görme kaybını anlamlı derecede yavaşlatan bir tedavi yöntemidir (8-10). FDT nin onay almış endikasyonları; YBMD, miyopi ve oküler histoplazmozis sendromuna ikincil gelişen subfoveal baskın klasik KNV (11) olsa da, Polipoidal koroidal vaskülopati gibi nadir görülen hastalıkların tedavisinde de etkili olduğunu bildiren çalışmalar mevcuttur (12,13). Bu çalışmanın amacı subfoveal veya jukstafoveal KNV li gözlerde verteporfin ile FDT nin görme keskinliği üzerine olan etkisini araştırmaktır. 1

6 GENEL BİLGİLER GÖZ ANATOMİSİ Göz küresi, orbita adı verilen göz çukurunda, çevresinde yağ ve bağ dokusu desteği olacak şekilde yerleşir. Göz küresi üç temel katmandan meydana gelir. En dışta sklera tabakası ve kornea, ortada damarsal tabaka olan uvea (koroid, silier cisim ve iris), en iç katta ise retina tabakası bulunmaktadır (14). RETİNA ANATOMİSİ Retina, dışta retina pigment epiteli, içte duyusal retina ve olmak üzere iki laminer tabakadan oluşur. Işık mikroskobu bulgularına dayanarak retina dıştan içe doğru 10 ayrı kat şeklinde incelenmektedir. Bu katmanlar dıştan içe doğru retina pigment epiteli, koni ve basiler, dış limitan membran, dış nükleer kat (Fotoreseptör nukleusları), dış pleksiform kat, iç nükleer kat, iç pleksiform kat, sinir lifleri katı (Ganglion hücre nükleusları), müller hücre terminal uzantıları ve bazal membrandır (14). Retina anatomik olarak üç farklı bölgeye ayrılır (14): Ora Serrata Ora serrata limbusa yaklaşık olarak 6-8 mm mesafade silier cisim ile retinanın birleştiği bölge olarak tanımlanır. Periferik Retina Fotoreseptör olarak basil hücrelerinin çoğunlukta olduğu alandır. 2

7 Maküla Optik diskin 4 mm temporalindee ve 0.8 mmm inferiorunda yer alır. Maküla kapiller yapıı içermez ve sadece koryokapillaristen beslenir. Umbo, foveola, fovea, parafovea ve perifovea hep birlikte makülayı meydana getirirler (Şekil 1) ). Şekil 1. Maküla anatomisi Fovea: Fovea, ince taban, 22º lik eğim (clivus) ve kalın bir kenardan ibarettir. Foveanınn kenarı (margo fovea) biyomikroskopik olarak, çapı 1.5 mmm (1500 µ) ve kalınlığı 0.55 mmm olan iç limitan membranın halka benzeri bir yansıması olarak görülür (15). Foveola: Yoğun olarak konilerin yer aldığı 350 µ çaplı ve 150 µ kalınlığındaki fovea çukurluğudur, ganglion hücresi içermez. Foveola, kapillerlerin oluşturduğu bir halka ile çevrelenir. Bu damarlar µ genişliğinde foveolar avasküler zonu (FAZ) oluştururlar. Foveola merkezine umbo ismi verilmektedir ve en keskin görmeyi sağlayan bölümdür, çapıı µ dur (16). Parafovea: Foveayı çevreleyen 0.5 mm genişliğinde eki bölgedir. Retina bu mesafedee bipolar,ganglionn hücreleri ve sinir lifleri katını içermektedir. Koni-basil oranı 1:1 dir (17). Perifovea: Maküla bölgesinin genişliğinde bir kuşaktır (17). periferik zonudur. Parafoveayıı çevreleyen 1.5 mmm 3

8 RETİNANIN HASTALIKLARI Retina hastalıkları şu başlıklar altında incelenebilir (1): 1. Retinanın vasküler hastalıkları 2. Koroidal hastalıklar 3. Fokal ve yaygın korioretinal enflamasyonlar 4. Konjenital retina hastalıkları 5. Herediter retinal ve koroidal distrofiler 6. Sistemik hastalıklara bağlı retinal dejenerasyonları 7. Periferik retina hastalıkları 8. Edinsel maküla hastalıkları a. Santral seröz korioretinopati b. Vitreoretinal anomaliler c. Valsalva retinopati d. Purtscher retinopati e. Terson sendromu f. Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu (YBMD) g. Koroidal neovaskülarizasyonun YBMD dışındaki nedenleri i. Oküler histoplazmozis sendromu ii. Anjioid streaks iii. Patolojik miyopi iv. Polipoidal koroidal vaskülopati v. Travma vi. İdiopatik YAŞA BAĞLI MAKÜLA DEJENERASYONU Gelişmiş ülkelerde 65 yaşın üzerindeki kişilerde santral görme kaybının başta gelen nedenidir (2,3). Hastalık öncelikli olarak koryokapillaris, Bruch membranı ve retina pigment epitelini etkiler (18). Nedeni tam olarak bulunamamış olmakla beraber mültifaktöriyel bir etyolojiye sahip olduğu bilinmektedir. YBMD nonneovasküler (kuru veya atrofik) ve neovasküler (yaş veya eksudatif) olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Bir diğer ayırım ise erken ve geç YBMD olarak yapılabilir. Erken YBMD, drusen ve retina pigment epiteli (RPE) anomalilerini içerirken, geç YBMD ise jeografik atrofi, RPE dekolmanı, KNV yi ve diskiform skarla seyreder (19). 4

9 Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonunda Epidemiyoloji Hastalığın insidansı yaşla birlikte artmaktadır. Framingham çalışması (20), YBMD sıklığını Amerikalılarda yaşlarında %2, yaşlarında %11, 75 ve üzerindeki yaşlarda ise %28 olarak bildirmiştir. Beaver Dam çalışmasında (2) 75 yaş üstünde neovasküler YBMD nin 5 yıllık insidansı %5.4, yaş arasında ise %1.3 olarak bulunmuştur. Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonunda Risk Faktörleri 1. Yaş: İleri yaşın YBMD için önemli bir risk faktörü olduğu kesin olarak kanıtlanmıştır (21). 2. Cinsiyet: Framingham Çalışmasında (20), YBMD nin kadınlarda daha sık olduğu bulunmuştur. Beaver Dam çalışmasında (2) ise erken YBMD insidansının 75 yaş üstünde kadınlarda erkeklerden 2.2 kat daha sık olduğu görülmüştür. 3. Irk: Erken ve geç YBMD nin beyazlarda siyah ırka göre daha sık olduğu bildirilmiştir (22). 4. İris rengi: Gözdeki melanin pigmentinin ışığa bağlı oksidatif hasardan koruyucu olduğu düşünülmektedir (23). 5. Kırılma kusuru: Erken YBMD ile hipermetropi arasında zayıf da olsa bir ilişki olduğuna dair bir çalışma mevcuttur (24). 6. Katarakt cerrahisi: Katarakt cerrahisinin neovasküler YBMD sıklığını artırdığı ileri sürülmektedir (25,26). Kataraktın ultraviole ışınlarına karşı koruyucu bir etkiye sahip olduğu ve ayrıca cerrahi sonucu gelişen inflamatuar olayların etkisinin olabileceği düşünülmektedir. 7. Sigara: Sigara kullanımı ile YBMD ilişkisini ortaya koyan pek çok çalışma bulunmaktadır (27,28). Sigara kullanımının, trombosit kümelenmesini ve fibrinojen düzeyini artırdığı belirlenmiştir. Ayrıca oksidatif strese, lipid peroksidasyonuna ve plazma antioksidanlarının düşmesine yol açarak YBMD gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir 5

10 (29). Sigara içen erkeklerde eksudatif YBMD gelişiminin içmeyenlere göre 10 kat daha sık olduğu bildirilmiştir (27). 8. Antioksidanlar ve beslenme: Antioksidan enzimler (Glutathion peroksidaz, süperoksit dismutaz, katalaz), C vitamini, E vitamini, karotenoidler (alfa ve beta karoten, kriptoksantin, lutein, zeaksantin), ayrıca selenyum, çinko, bakır, magnezyum gibi eser elementler fotooksidasyon ve lipid peroksidasyonuna bağlı serbest radikallerin yol açtığı fotoreseptör hasarını önler ve tamir ederler. Age related eye disease study (AREDS) çalışmasında (30) vitamin C, vitamin E, beta karoten ve çinko alımının YBMD ilerlemesini yavaşlattığı gösterilmiştir. AREDS in 22 nolu raporunda (31) ise karotenoidlerin, C ve E vitamininin hastalığın ilerlemesine herhangi bir etkisinin olmadığı bildirilmiştir. Omega 3 yağ asitlerinin de YBMD patogenezinde koruyucu olabileceği düşünülmektedir. 9. Kardiyovasküler faktörler: İleri YBMD gelişme riskini, karotis arter bifurkasyon noktasında aterom plağı varlığının 4,5 kat; ana karotis arterde aterom plağı varlığınının ise 2 kat artırdığı gösterilmiştir (32). Yüksek kan basıncı ile YBMD arasında hafif-orta düzeyde bir ilişki olduğu ve hipertansiyonun süresinin değerlendirilmesinin gerektiği belirtilmiştir (33). 10. Hormonal faktörler: Östrojen tedavisi alan postmenapozal kadınlarda neovasküler YBMD riskinin düşük olduğunu öne süren bir çalışma olduğu gibi (34), arada hiçbir ilişkinin bulunmadığını belirten başka bir çalışma da mevcuttur (35). Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonunda Patogenez Bruch membranı 5 tabakadan oluşmaktadır. Bunlar sırayla: RPE'nin bazal membranı, iç kollajen tabaka, elastik tabaka, dış kollajen tabaka ve koryokapillarisin bazal membranıdır. Bu temel yapı yaş ilerledikçe birtakım birikintilerin toplanması ve eşlik eden birtakım yapısal değişiklikler ile normal görünümünü kaybetmektedir. Bruch membranındaki ilk dejenerasyon belirtisi, bazal lineer depozit adı verilen veziküler, granüler ve filamantöz yapıdaki materyalin, iç ve dış kollajen tabakada birikmesidir. Birçok araştırmacı bazal lineer depozitlerin, RPE kaynaklı olduğunu ve fotoreseptör hücrelerin dış segment materyallerinin RPE tarafından fagositozu ile oluştuğunu düşünmektedir (36). Bazal lineer depozitler, Bruch membranında kalınlaşmaya ve su permeabilitesinde azalmaya yol açarlar. Su permeabilitesinde azalma, besin ve atık değişiminde bozulmaya yol açarak yumuşak drusen 6

11 gelişimine zemin hazırlayabilir (37). Aynı zamanda Bruch membranında yaşa bağımlı olarak giderek artan miktarlarda lipid birikir. Bu lipid birikimi, kendi mekanik etkisinin yanı sıra membranın geri kalan bölgelerinde de yapısal bir takım bozukluklara yol açar. Yine yaşlanma ile birlikte Bruch membranının fibröz tabakalarında yer alan kollajen lifleri ve elastik fibrillerde sayıca artış ve dizilimlerinde bozulmalar olur (36). Sonuçta oluşan bu değişiklikler ile RPE hücre ölümü meydana gelir. RPE hücreleri, fotoreseptör hücreleri ve koryokapillaris için esansiyel olduğundan RPE hücre ölümünü fotoreseptör ve koryokapillaris atrofisi izler (37) Bruch membranında gözlenen yapısal bozukluklar ve zamanla oluşan birikintiler, membranın immünolojik açıdan aktif bir doku haline gelmesine yol açmakta ve makrofajların, dev hücrelerin, komplemanın ve immün komplekslerin eşlik ettiği düşük dereceli bir inflamasyona sebep olmaktadır (37). Vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF), homodimerik bir proteindir ve normal gözlerde RPE'nin koroide bakan tarafından salgılanır. Reseptörleri koryokapillarisin RPE ye komşu kenarında bulunur. RPE'nin koroid üzerindeki trofik rolü VEGF ile ilişkilidir. Bu sebepten dolayı VEGF sekresyonunun artışı KNV patogenezinde önemli rol oynar. Endotel hücreleri için VEGF potent bir mitojenik ajandır ve vasküler permeabiliteyi arttırır. VEGF sekresyonunu tetikleyen faktörün ne olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte bölgesel hipoksi ve inflamatuar sitokinlerin rolü olduğu düşünülmektedir. VEGF, sekrete edildikten sonra koryokapillaristeki reseptörlere bağlanır. Endotel hücre proliferasyonu ve migrasyonu, lümen oluşumu, komşu kapiller füzyonu ile oluşan yeni damarlarda dolaşım başlar. Ayrıca vasküler permeabiliteyi arttırarak intraretinal sıvı birikimine neden olur. Bunlardan başka inflamatuar sitokinlerin salınımına sebep olarak inflamasyon ve anjiogenezis döngüsünün devam etmesini sağlar (38). Patogenezdeki vasküler hipoteze göre ise serebrovasküler ve koroidal dolaşımda yaygın direnç artışı olur. Eğer koroidal direnç artışı serebrovasküler direçten fazlaysa koroidal perfüzyon düşer ve osmotik basınç artar. Koroid kan damarları RPE den osmotik basınca karşı pompa işlevinden sorumludur. Sonuçta metabolik artıkların yığılmasıyla drusen oluşur. Koroidal direnç artışı serebrovasküler dirençten daha az ise bu durumda yüksek koroidal perfüzyon var demektir. Bu da KNV gelişimi için predispozan bir faktördür. Chen ve arkadaşları (39) asimetrik eksüdatif YBMD olan hastalar üzerinde yaptıkları çalışmada, KNV li gözlerin druseni olan gözlere göre pulsatil oküler kan akımının daha fazla olduğunu göstermişlerdir. Sonuç olarak bu bulgular YBMD nin vasküler patogenezini desteklese de 7

12 pulsatil kan akımı değişikliklerinin eksüdatif YBMD nin sebebi mi, yoksa hastalığa ikincil mi oluştuğu tam olarak açıklık kazanmamıştır. Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonunda Klinik Belirtiler Yaşa bağlı maküla dejenerasyonunda, belirtiler tipik olarak bulanık görme ve metamorfopsidir. Özellikle loş ortamlarda okuma güçlüğü görülür. Karanlık adaptasyonunda azalma olur. Şikayetler, ani görme kaybı olan bazı durumlar dışında, çoğunlukla yavaş gelişir. Neovasküler YBMD de görme kaybı daha hızlı ilerler. Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonunda Sınıflama Kuru tip yaşa bağlı maküla dejenerasyonu: YBMD li olguların %80 ini kuru tip oluşturmaktadır. Kuru tip YBMD; drusen, RPE değişiklikleri ve jeografik atrofi ile karakterizedir. 1. Drusen: Klinik olarak drusen retinanın altında fokal, beyazımsı sarı atıklar olarak görülür. Bruch membranı ile RPE tabakası arasındaki hücre dışı birikintilerdir. Bunlar her zaman maküla dejeneresyonuna ilerlemez ve yalnızca normal yaşlanma bulgusu olarak kalabilir. Aynı hastada zaman içerisinde farklı drusen formları oluşabilir. Drusen zamanla beyazlaşabilir, kenarları keskinleşebilir, pigment birikebilir, kalsifiye olabilir veya gerileyebilir, yerinde incelmiş retina pigment epiteli veya jeografik atrofi alanları ortaya çıkabilir (40,41). Klinik olarak drusen, sert, yumuşak, regrese veya kalsifik olarak sınıflandırılabilir. a) Sert drusen: Keskin sınırlı, yuvarlak, sarı-beyaz birikintiler olarak görülürler. Genellikle tek bir sert drusenin büyüklüğü 63 μ nun altındadır. FFA da erken ve orta venöz fazda hiperfloresan gözükürler. KNV gelişimi için risk oluşturmadıkları kabul edilmektedir (42). b) Yumuşak drusen: Sınırları belirsizdir, genellikle 63 μ dan büyüktürler μ dan büyük yumuşak drusen, drusenoid PED adını alır. FFA da geç ve hafif hiperfloresans gösterirler. Büyük yumuşak drusen, bazal lineer depozitlerle Bruch membranının kalınlaşmasını gösterir; bu depozitler plazmadaki suda çözünen moleküllerin difüzyonu için bariyer oluştururlar, Bruch membranında lipidleşme sağlarlar ve RPE bazal membranı ile Bruch membranının iç kollajen tabakası arasında KNV nin gelişebileceği potansiyel bir ayrılma düzlemi oluştururlar (42) yaş arası bireylerin %0.6 sında, 75 yaş üzeri 8

13 bireylerin ise %9 unda görüldüğü bildirilmiştir (43). KNV gelişimi için risk oluşturmaktadırlar (43). a) Retiküler psödodrusen: En çok üst temporal ark boyunca görülen, sarı- beyaz, sınırları belirgin olmayan lezyonlardır. Başlangıçta ayrı ayrı duran lezyonlar daha sonra dallar oluşturacak şekilde birleşir ve sınırları belirsiz bir ağ tabakası halini alır. Gerçek drusen değildirler, koroid perfüzyonunda azalmayı gösterirler. 40 yaş üstü prevalansı %0.7 olarak bulunmuştur. Retiküler psödodrusenli gözler, KNV için risk taşırlar (44). Retiküler psödodrusenli ve üç yıl takip edilen hastaların %66 sında bir veya iki gözde KNV geliştiği bildirilmektedir (45). b) Gerileyen/Regrese Drusen: Drusenin beyazlığının artması, sınırlarının silikleşmesi, pigment birikintilerinin oluşması ve kalsifikasyon oluşumu drusenin gerilediğini gösteren bulgulardır. İncelmiş retina pigment epiteli veya jeografik atrofi alanları drusenin gerilemesiyle ortaya çıkar. Jeografik atrofiden önce görülebilen bu form "nonjeografik atrofi" olarak da tanımlanır ve pigment birikintileri, hipopigmentasyon ve üzerindeki nörosensoryel retinada incelme ile karakterizedir. 2) Retina pigment epitel değişiklikleri: Fokal RPE hiperpigmentasyonu, kuru tip YBMD nin önemli bir bulgusudur. Fokal hiperpigmentasyon FFA da hipofloresansa yol açar. Gerileyen drusen veya bir seröz pigment epitel dekolmanını takiben retina pigment epitel atrofisi gelişebilir. Tek taraflı neovasküler YBMD gelişen hastaların diğer gözlerinde yumuşak drusen ve fokal RPE hiperpigmentasyonu varlığında 5 yıllık KNV gelişim riski %58-73 olarak bulunmuştur (46). 3) Jeografik Atrofi: Kuru tip YBMD deki görme kaybı genellikle foveal bölgeyi tutan jeografik atrofiye bağlıdır. Jeografik atrofi, kuru tip YBMD nin son evresidir. En az 175μ çapında bir sahada koroid damarlarının görünmesine yol açan, keskin sınırlı yuvarlak veya oval, hipopigmentasyon-depigmentasyon ya da RPE nin tam kaybı ile karakterize alan olarak tanımlanmıştır. Beraberinde sensoryel retina ve koryokapillaris atrofisi de mevcuttur. YBMD nin %12-21 inde jeografik atrofiye bağlı ciddi görme kaybı gelişmektedir (47). Jeografik atrofi, 5-10 yıl içerisinde körlüğe yol açmaktadır ve bilateral olmaya meyillidir (48). Neovasküler yaşa bağlı maküla dejenerasyonu: YBMD li olguların, görme kayıplarının yaklaşık %90 ından neovasküler YBMD sorumlu tutulmaktadır. Neovasküler YBMD; KNV, subretinal sıvı, maküla ödemi, retinal, subretinal ya da RPE altı kanama, 9

14 retinal ya da subretinal lipid eksudaları, RPE dekolmanı, RPE yırtığı, subretinal ya da retinal diskiform skar oluşumu ile karakterizedir (49). 1) Retina pigment epitel dekolmanı: RPE altında fibrovasküler doku, hemoraji, seröz mayi ya da drusen birikimiyle oluşur. RPE dekolmanı, altta yatan bir KNV nin habercisi olabilir. Pigment epitel dekolmanı (PED), hücrelerin pompa fonksiyonunun bozulmasından ya da RPE hücreleri arasında sıkı bağlantıların kopmasından kaynaklanabilir. a) Fibrovasküler PED: Gizli KNV lerin bir alt grubudur. FFA da fibrovasküler PED in dolması yavaş ve lekelidir. b) Hemorajik PED: RPE altında kanamaya bağlı olarak koyulaşma ve elevasyonla karakterizedir. FFA da floresansın maskelendiği görülür. c) Seröz PED: RPE de kubbe şeklinde ayrılmayla beraber FFA da yoğun diffüz hiperfloresans ve göllenme ile karakterizedir. d) Drusenoid PED: Geç fazda hafif boyanma vardır, sızıntı görülmez. Tüm anjiografi boyunca değişmez. 2) Retina pigment epitel yırtığı: KNV li olan gözlerde, fibrovasküler veya seröz PED varlığında ya da laser fotokoagülasyon uygulamasından sonra gelişebilir. Seröz pigment epitel dekolmanlarında %10 sıklıkta gözlenmiştir. Yırtık, RPE nin alttaki sıvının veya fibrovasküler dokunun gerilme gücüne dayanamaması sonucu gelişir. Yırtık oluştuktan sonra, serbest RPE kenarı retrakte olur ve kendi üzerine katlanır. Açığa çıkan koryokapillaristen sızan sıvı nedeniyle seröz retinanın akut dekolmanı da gelişebilir. FFA da, RPE nin olmadığı alan erken fazdan itibaren keskin sınırlı parlak bir hiperfloresans şeklinde görülür. Bu parlak alanın kenarında RPE nin kıvrılarak kendi üzerine katlandığı alan hipofloresandır. 3) Koroidal neovaskülarizasyon: Yaş tip YBMD nin en tipik ve önemli lezyonudur. Koroid kaynaklı anormal kan damarlarının Bruch membranını geçerek nörosensoriel retina altında ve içerisinde gelişmesi KNV olarak tanımlanmaktadır. KNV, FFA bulgularına göre klasik ve gizli (okkült) olmak üzere iki şekilde görünür (50). FFA da lezyonun en az %50 si klasik bileşenden oluşuyorsa lezyon baskın klasik, %50 den azı klasik bileşenden oluşuyorsa lezyon minimal klasik, tamamı gizli bileşenden oluşuyorsa lezyon gizli / okkült olarak tanımlanır (8). a) Klasik koroidal neovaskülarizasyon: FFA da neovasküler membranın koroidal fazda hiperfloresans göstermeye başlar. Klasik membranın sınırları belirgindir, yeni damar ağının endotel bağlantıları gevşek olduğundan, FFA ilerledikçe sızıntı artar ve lezyon sınırları 10

15 belirsizleşir. Üzerinde bir nörosensoryel retina dekolmanı bulunduğu takdirde floresein sızıntısı sensoryel retina altındaki boşlukta göllenir. b) Gizli / okkült koroidal neovaskülarizasyon: İki farklı gizli floresans paterni tanımlanmıştır. Bunlar kaynağı belirsiz geç faz hiperfloresans ve fibrovasküler PED dir (51). - Kaynağı belirsiz geç hiperfloresans: FFA nın geç fazında, RPE düzeyinde sınırları belirsiz lekeli bir hiperfloresans şeklinde görülür. Geç fazda boya subretinal mesafede göllenir. Sızıntının kaynağı erken fazda görülmez. - Fibrovasküler PED: FFA da sınırları belirgin ya da belirsiz olabilir. FFA nın orta fazında hiperfloresansla karakterizedir, ancak bu klasik KNV kadar parlak değildir. Koroidal neovaskülarizasyon, foveal avasküler zonun (FAZ) merkeziyle ilişkisine göre 3 gruba ayrılmaktadır (52). Lezyon, foveaya en yakın FAZ merkezinden μ mesafede ise ekstrafoveal, μ mesafede ise jukstafoveal, fovea merkezinin altında ise subfoveal olarak tanımlanmaktadır. 4) Diskiform skar: YBMD nin doğal seyri, diskiform skar ile sonlanır. KNV ye eşlik eden fibröz doku, KNV ile birlikte klinik olarak görünür hale geçtiğinde diskiform skar olarak tanımlanır. Diskiform skarlar, sarı-beyaz renktedir. Skar dokusunda RPE hiperplazisinin derecesine göre hiperpigmentasyon görülür. Skar çevresinde veya üzerinde hemoraji ya da lipid bulunabilir. Çoğu zaman foveayı tutar ancak bazen kurtulan fotoreseptör adacıkları nedeniyle iyi bir görme düzeyi olabilir. KOROİDAL NEOVASKÜLARİZASYONUN YAŞA BAĞLI MAKÜLA DEJENERASYONU DIŞINDAKİ NEDENLERİ Patolojik Miyopi Patolojik veya dejeneratif miyopi D üzerinde kırma kusuru veya 26 mm den uzun glob aksiyal uzunluğu olarak tanımlanmaktadır. Patolojik miyopi, KNV oluşmasında YBMD den sonra en sık rastlanan ikinci etyolojik nedendir ve patolojik miyopların % 5-10'unda görülür (5,53). Patolojik miyopide görülen KNV nin %50 sinden çoğu subfovealdir (53). Bruch membranı yırtıkları olan lacquer cracks (lacquer çatlağı), patolojik miyopların %4,3 ünde görülmektedir ve KNV lerin yaklaşık üçte biri maküladan geçen bir lacquer crack üzerinde gelişir (6,53). Yoshida ve arkadaşları (6) tarafından yapılan bir çalışmada, doğal seyrinde miyopik KNV den 10 yıl sonra %96,3 gözde görme keskinliği 1/10 ya da daha düşük seviyeye doğru ilerleme göstermiştir. Patolojik miyopiye bağlı oluşmuş 11

16 ekstrafoveal ya da jukstafoveal KNV lerde konvansiyonel lazer fotokoagulasyon tedavisinin vizyonu stabilize ettiği görülmüştür (54). Bunun yanı sıra VIP (Vertoporfin in Photodynamic Therapy ) çalışma grubunun patolojik miyopi ayağında, FDT uygulanan hastaların ikinci yıl sonuçlarında gözlerin %54 ünde görme keskinliğinin korunduğu tesbit edilmiştir (55). İdiyopatik Koroid Neovaskülarizasyonu Görünür bir retina patolojisine bağlı olmaksızın gelişen KNV ler idiyopatik olarak tanımlanmaktadır. Görme prognozu bu gözlerde YBMD veya diğer nedenlerle ilişkili KNV lere göre bir miktar daha iyi görünmektedir. Yapılan bir çalışmada, ortalama 7 yıl kadar takip edilen 19 gözün yalnızca %5 inde ileri derecede görme kaybı gelişmiştir (56). Doğal seyrin nispeten iyi karakterine, tedavi kararı alırken dikkat etmek gerekir. Bu nedenle idiyopatik subfoveal KNV lerin laser fotokoagulasyon tedavisi uygun bir seçim değildir. İdiyopatik koroidal neovasküler membranların FDT sonuçları ile ilgili bir çalışmada 8 gözün 8 gözü ortalama 13.5 ay takip edilmiş ve % 65 inde görme keskinliği artmıştır (57). Bir başka çalışmada ise 17 gözün 17 gözü FDT sonrası 1 yıl boyunca takip edilmiş ve görme keskinliği stabilizasyonu %94 olarak elde edilmiştir (58). Polipoidal koroidal neovaskülarizasyon Yanuzzi ve arkadaşları (59), 1990 yılında patogenezin tam olarak bilinmemesinden ötürü, idiopatik polipoidal koroidal vaskülopati olarak tanımladıkları hastalıkta, sıra dışı koroidal vasküler anomaliye sahip damarlardan kaynaklanan kanama ve sızıntı sonucu, çok sayıda tekrarlayıcı özellikte serösanjinöz PED ve sensoriyel retina dekolmanları ortaya çıkar. Polipoidal vaskülopatide nadiren retinal kanama ya da vitreus kanaması görülebilir. Fundus muayenesinde eleve polipoidal, kırmızımtırak turuncu renkte lezyonların görülmesi ya da indocyanine green fundus angiography (ICGA) de lezyonun saptanmasıyla tanı konulur. Fotodinamik tedavi sonrası 2 yıllık izlemde, polipoidal vaskülopatili %79 gözde vizyonun stabil kaldığı ya da arttığı ve lezyonun tekrarlama oranının %64 olduğu saptanmıştır (60). Travmatik koroidal neovaskülarizasyon Bruch membranı elastik olmadığından, künt göz travmasına bağlı koroidde rüptür gelişebilir. Rüptür direkt olarak kuvvetin uygulandığı bölge ya da indirekt olarak travmanın tam karşısında oluşabilir ve iyileşirken fibrovasküler proliferasyon, fibröz nedbe dokusu ve RPE hiperplazisi görülür, iyileşme 3 haftada tamamlanır (61). 12

17 Travmadan aylar, yıllar sonra nedbe dokusunun atrofik ya da fibröz kısmından KNV gelişebilir. Buna bağlı olarak gelişen seröz eksuda ya da kanama görme azalmasına yol açabilir. KOROİDAL NEOVASKÜLARİZASYONDA TEDAVİ Laser Fotokoagülasyon Uzun süre YBMD de etkisi kanıtlanmış tek tedavi olmuştur. Ancak belirgin KNV de etkili olması, lasere bağlı görme kaybı gelişebilmesi, nüks oranının yüksek olması bu tedavinin kısıtlılıkları olarak sayılabilir. Laser fotokoagülasyon günümüzde çoğunlukla ekstrafoveal KNV lerin tedavisinde uygulanmaktadır (62-64). Maküla Translokasyon Cerrahisi Maküla translokasyonunda, santral nörosensoriyel retina mobilize edilerek sağlıklı subretinal dokuların bulunduğu bir bölgeye yeniden yerleştirilmektedir (65). FDT uygulamalarından sonra cerrahi yöntemler ağır subretinal hemorajilerin geliştiği gözlerle sınırlı kalmıştır. Submakuler Cerrahi Teorik olarak submaküler cerrahide, foveadaki retinal fotoreseptörler korunarak alttaki KNV nin uzaklaştırılması planlanmıştır. Klinik çalışmaların çoğunda sonuçlar yüz güldürücü değildir (66,67). Transpupiller Termoterapi Transpupiller termoterapide biyomikroskoba monte edilmiş 810 nm bir diod lazer kullanılarak ısı, pupil alanından koroid ve retina pigment epiteline iletilir. Uygulanan alanda nekroz oluşturarak etki eder (68). Antianjiojenik Tedavi Neovasküler YBMD ile ilgili histopatolojik çalışmalarda makrofajların ve diğer antiinflamatuar hücrelerin gösterilmesi KNV lerin gelişmesinde inflamatuar teoriyi desteklemekte ve antiinflamatuar ajanlar bir tedavi seçeneği olarak ortaya çıkmaktadır (37). Anekortav asetat, neovasküler YBMD deki KNV lerin tedavisinde yararlı olabilecek 13

18 anjiyostatik bir steroiddir. Vasküler endotel hücrelerinin bazal membranından geçer ve yeni damarların oluşmasını inhibe eder. Anti Vasküler Endotelyal Büyüme Faktörü Tedavisi Proliferatif diabetik retinopatide iskemik retinadan kaynaklanan en önemli anjiyojenik büyüme faktörü olan VEGF, eksudatif YBMD deki KNV oluşumunda önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle anti VEGF etkili ilaçlar üzerinde çalışmalar sürmektedir. Fotodinamik Tedavi Fotodinamik tedavi, özel dalga boyuna duyarlı bir maddenin (Verteporfin gibi) intravenöz olarak verilmesi ve daha sonra verilen maddenin, uygun dalga boyu ve şiddetteki diyod lazer ile lezyon bölgesinde fotoaktive olmasını sağlayarak KNV nin ablese edilmesi esasına dayanan bir tedavi yöntemidir. Fotodinamik tedavide kullanılan verteporfin, sentetik bir benzoporfirin türevidir. FDT de sentetik fotosensitize edici ajan olarak kullanılmaktadır. Verteporfin %5 dekstroz solüsyonu içinde sulandırılmakta ve solüsyonun tamamı 30 ml ye tamamlanmaktadır. Hastaya, 6 mg/m 2 dozunda verteporfin, içinde filtre bulunan bir pompa yardımı ile dakikada 3 ml yi geçmeyecek şekilde 10 dakikada infüze edilmektedir. Laser uygulaması, enjeksiyonun başlamasından 15 dakika sonra 689 nm boyunda 83 saniye süresince yapılmaktadır. Verteporfinin yarılanma ömrü 5-6 saattir. Tamamına yakını fekal yoldan, %0.01 den azı idrar yoluyla atılmaktadır. Karaciğer yetmezliği olan hastalarda verteporfin metabolizması yavaşlamakta ve yarı ömrü %20 oranında uzamaktadır (69). Fotodinamik tedavinin oküler amaçlı iki önemli uygulama alanı mevcuttur. Bunlar; oküler tümörlerin (İris melanomu, silier cisim melanomu, koroid melanomu, retinoblastom) tedavisi ve oküler neovaskülarizasyonların (Kornea neovaskülarizasyonu, iris neovaskülarizasyonu, KNV) geriletilmesidir. Her iki uygulama alanında da fotokimyasal reaksiyonlar sonucunda damar lümeninde tıkanma ve bu sayede klinik düzelme sağlanır (69,70). Fotodinamik tedavi iki basamaklı bir tekniktir. Birinci adımda ışıkla aktive edilen bir ilacın IV infüzyonu uygulanır, ikinci adımda ise oksijen varlığında, (ilaç tarafından absorbe edilen bir dalga boyunda) termal olmayan ışıkla ilacın aktivasyonu gerçekleştirilir. Işığa duyarlı ilacın hedef bölgedeki hücreler tarafından alınmasından sonra ışık enerjisine maruz kalmasıyla enerji seviyesi yükselir. Işığı absorbe eden ilaç tekil (S0) durumdan uyarılmış 14

19 tekil (S1) duruma geçer. Daha sonra moleküller elektron seviyelerinde çaprazlaşmalar sonucunda uyarılmış tekil (S1) durumundan uyarılmış üçlü (T1) duruma geçer. Gerek aktive olmuş ilaçtan enerjinin moleküler oksijene transferi (Tip 2 mekanizma), gerekse enerjinin diğer moleküllere transferi (Tip 1 mekanizma) ile ortaya çıkan süperoksit, hidroksil ve diğer serbest radikaller fotodinamik tedavideki doku tahribatını sağlar. İşlem daha sonra trombosit aktivasyonuna, damar geçirgenliğinde artışa, kan akımında staza ve damar sisteminin kapanmasına neden olur (70). Fotodinamik tedavinin immunolojik mekanizmalar üzerinde de etkisi olduğu bilinmektedir. FDT uygulanan hastalarda interlökin-1b, interlökin-2 ve tümör nekrotizan faktör-7 alfa gibi sitokinler artar. YBMD li gözlerde FDT ile inflamatuar yanıtın indüklenmesi, belki de KNV nin tekrarlamasına neden olmaktadır (70). Fotodinamik tedavinin avantajı tedavi süresinde neovasküler doku altındaki fotoreseptörlere en az hasar vererek koroidal neovasküler dokuyu geçici olarak etkilemesidir. Böylece görme keskinliğinin azalmasına yol açacak daha ileri hasar olmadan KNV nin yıkımı gerçekleşir. Lipofilik özellikteki verteporfin intravenöz olarak verildiğinde, kanda dolaşan düşük dansiteli lipoproteinlere bağlanır. Koroidal neovasküler lezyonlarda bulunan endotelyal hücrelerin, normal vasküler dokuya göre dahafazla LDL reseptörüne sahip olması nedeniyle verteporfin-ldl kompleksleri koroidal neovasküler doku tarafından hızla absorbe edilir. Laser uygulamasının başlamasıyla ilaç lazerle aktive olur ve daha selektif olarak KNV bölgesinde serbest radikal oluşumuna neden olur (69,70). Fotodinamik tedavi sırasında ve sonrasında görülen komplikasyonlar: 1) Sistemik komplikasyonlar: Fotodinamik tedavi ile ilgili ciddi sistemik komplikasyonlara rastlanmaz. Bunun nedeni vertoporfinin hızlı metabolizması ve eliminasyonudur. Sistemik komplikasyonlar (Baş ağrısı, bulantı, kusma, karın ağrısı, diare, ağız kuruluğu, nefes darlığı, baş dönmesi, hiperestezi-parestezi) %1-5 oranında görülür ve genellikle kendiliğinden gerilerler. Tedavi uygulamasını durdurmayı gerektirmezler (71). 2) Oküler komplikasyonlar: Fotodinamik tedavi nin oküler komplikasyonları; geçici görme azalması, ciddi görme azalması ve nadir görülen komplikasyonlardır. Geçici görme azalması ilk birkaç günde ortaya çıkar ve birkaç günle, birkaç hafta içinde kendiliğinden geriler. FDT sonrası oluşan lokal infiltrasyon nedeniyle oluştuğu düşünülmektedir. En sık görülen oküler komplikasyondur. Treatment of age related macular degeneration with photodynamic therapy (TAP) ve Verteporfin in photodynamic therapy (VIP) çalışma grubu 15

20 sonuçlarına göre bu komplikasyona %17 oranında rastlanmıştır (10,71). Ciddi görme azalması, tedavi uygulamasını takip eden 1 hafta süre içinde 4 sıra ve üzerinde görme azalması olarak tarif edilir (71,72). 3) Sırt ağrısı: Sırt ağrısı genelikle infüzyon sırasında hissedilir. %2 oranında rastlanan bir komplikasyondur (71). 4) Fotosensitivite reaksiyonları: Fotosensitivite reaksiyonları, vücut yüzeyinde biriken vertoporfirinin FDT yi takip eden ilk günlerde güneşe doğrudan maruz kalınması sonucu aktive olması ile ortaya çıkan dermatolojik değişikliklerdir. TAP çalışmasında bu komplikasyona % 2.2 oranında rastlanmıştır (71). FOTODİNAMİK TEDAVİ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR Preklinik çalışmalar; deneysel koroid melanomlarının tedavisinde, nöroretinal veya RPE bazal membranına hasar olmadan tavşan koroidindeki damar oklüzyonunda, maymunlarda laser hasarı sonrasında indüklenen KNV den kaçağın kesilmesinde verteporfinin etkili olduğu gösterilmiştir (8,73) Tüm bu bulgular verteporfin tedavisinin insanlarda KNV tedavisinde değerli olabileceğini göstermiştir. Faz I ve Faz II Çalışma Sonuçları Faz I/II araştırması KNV li hastaların tedavisinde güvenilirlik ve maksimum tolere edilebilecek dozların değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Faz I ve Faz II çalışmasında tek tedavinin sonuçlarını bildiren yayınlarda 142 hastada verteporfin ile FDT nin kısa süreli etkileri ve güvenliği araştırılmış, ilacın dozu, infüzyon süresi, laser dozajları ve ilacın başlanmasından sonra laser tedavisinin uygulanma zamanlanması, parametrelerde değişiklik yapılarak oluşturulan 5 farklı tedavi protokolü üzerinden değerlendirilmiştir. En yüksek laser dozunun (150 J/cm 2 ) vizüel kayıpla birliktelik gösteren bazı nonperfüze nörosensörial retinal alanlar yarattığı, tüm tedavi protokollerinin %76 sında tedaviden sonraki birinci haftada floressein kaçağının kesildiği ancak 3 ay sonra KNV de %95 oranında yeniden floressein kaçağının ortaya çıktığı saptanmıştır ve hastaların hiçbirinde fotosensivite reaksiyonunun görülmediği bildirilmiştir (74). Bu çalışma sonucuna göre klasik komponenti bulunan KNV hastalarında fotodinamik tedavi uygulamasındaki parametreler şunlardır: 1. Altı mg/m² vertoporfin 10 dakika süresince intravenöz yolla vücuda verilir. 2. İlaç infüzyonunun başlamasından 15 dakika sonra ışık uygulaması yapılır. 16

21 3. 50J/cm² ışık dozundaki 689nm dalga boyunda lazer ışını 83 saniye süresince hedef bölgeye uygulanır. 4. Takiplerde lezyonda sızıntı tespit edilirse üçüncü ayda tekrar tedavi uygulanır. Faz I/II çalışmasında, 31 hastada başlangıç tedavilerinden 2-4 hafta sonra tedavi tekrarlandığında ikinci tedaviden ortalama 4-12 hafta sonra floresein kaçağı tekrar ortaya çıksa da başlangıçla kıyaslandığında, floressein kaçağının aktivitesinin multipl tedavilerle azaldığı ve multipl tedavilerin yan etkileri artırmadığı rapor edilmiştir (74). Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu ya da başka nedenlerle ortaya çıkan subfoveal KNV lerin tedavisinde kullanılmak üzere, verteporfin ile yapılan FDT uygulama biçiminin, etkinlik ve güvenilirliğinin belirlenmesi için klinik geliştirme programları ve çok merkezli çalışmalar düzenlenmiştir. Bu çalışma protokolleri: 1. Treatment of age related macular degeneration with photodynamic therapy (TAP) 2. Verteporfin in photodynamic therapy (VIP) 3. Visudyne with altered light in occult with no classic choroidal neovascularization (VALIO) 4. Visudyne in minimally classic choroidal neovascularization (VIM) 5. Visudyne in early retreatment trial (VER) 6. Japanese age related macular degeneration trial (JAT) 7. Verteporfin therapy in age related macular degeneration (VAM) 8. Verteporfin in the Ocular Histoplasmosis Syndrome (VOH) Treatment Of Age Related Macular Degeneration With Photodynamic Therapy Yaşa bağlı maküla dejenerasyonuna sekonder gelişen subfoveal KNV nin verteporfinle fotodinamik tedavisi ile ilgili, çok merkezli, çift kör, plasebo kontrollü, rasgele yöntemli iki klinik deneme şeklinde tasarlanmış bu çalışmaya, Avrupa ve Kuzey Amerika daki 22 oftalmoloji kliniği katılmıştır. YBMD ye ikincil subfoveal KNV li 609 hastaya ait 609 göz rasgele yöntemle verteporfin tedavisi (402 göz) ya da plasebo tedavisi (207 göz) uygulanan olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Bu çalışmanın amacı verteporfin tedavisinin plasebo ile karşılaştırıldığında YBMD ye ikincil subfoveal KNV li gözlerde görme kaybı riskini azaltıp azaltamayacağının saptanmasıdır (8). Bu çalışmanın 2 yıllık sonuçlarında; 1. Fotodinamik tedavi, görme kaybı riskini belirgin olarak azaltmaktadır: 24 ay boyunca 3 sıradan az görme keskinliği kaybı olan baskın klasik lezyonlu 17

22 hastaların, plasebo (39 hasta) ve verteporfin (81 hasta) ile yapılan tedavi sonucuna göre iki grup arasında %28 (p<0,001) mutlak fark saptanmıştır (71). 2. Fotodinamik tedavi hastalığın ilerlemesini durdurmaktadır (71). 3. Fotodinamik tedavi kontrast hassasiyet kaybını önlemekte ve sabit tutmaktadır. 24 ay boyunca kontrast hassasiyet kaybı yaşayan hastalar arasında kaybın değerlendirilmesi için kullanılan Snellen eşeline göre ölçülen harf skoru verteporfin tedavisi uygulanan grupta 0.2 harf oranında düşüş gösterirken, plasebo grubunda bu skor 6.4 harf oranına düşmüştür (71). 4. Fotodinamik tedavi lezyonlarda sızıntıyı durdurmaktadır. TAP çalışma grubunun 24 aylık sonuçlarında FDT uygulanan grupta %45, plasebo grubunda %21 oranında sızıntının tamamen gerilediği gözlenmiştir (p<0,001) (71). 5. Fotodinamik tedavi, YBMD ye sekonder subfoveal KNV lerde etkinliği kanıtlanmış ilk tedavi yöntemidir (8). Verteporfin In Photodynamic Therapy Bu çalışmaya TAP çalışmasından farklı olarak hem YBMD, hem de patolojik miyopi hastaları dahil edilmiştir. VIP çalışmasının YBMD grubuna alınan 339 hasta arasından sadece gizli KNV si bulunan 258 hastadan elde edilen görme keskinliği değişiklikleri ile tüm YBMD hastalarından (339 hasta) elde edilen sonuçlar benzer olarak bulunmuştur. FDT uygulanan hastaların analizi yapıldığında lezyonun küçük (4 MPS disk alanına eşit ya da küçük) ve başlangıç görme keskinliğinin düşük olduğu (20/50 nin altında) hastalarda daha iyi görme sonuçları elde edildiği ortaya çıkmıştır (10). Verteporfin in Photodynamic Therapy çalışmasında değerlendirilen diğer grup patolojik miyopi nedeniyle subfoveal KNV gelişmiş hastalardan oluşmaktadır. Bu çalışmaya YBMD hastalarından farklı olarak 18 yaşın üstünde ve -6,00 dioptrinin üzerinde kırma kusuru bulunan hastalar alınmıştır. 12 aylık takip sonucunda tedavi uygulanan hastaların %72 sinde görme keskinliği korunurken, plasebo uygulanan hastaların ise ancak %44 ünde görme keskinliği korunabilmiştir. YBMD hastalarının çalışma sonuçlarından farklı olarak, VIP çalışmasındaki patolojik miyopi hastalarının çoğunda FDT sonrası hastaların görme keskinliklerinde artış olduğu gözlenmiştir (55). 18

23 Visudyne With Altered (Delayed) Light In Occult With No Classic Choroidal Neovascularization Saf okült KNV si olan ve klasik membrana ait bulgusu olmayan hastalarda lazer uygulamasını infüzyondan 15 dk yerine 30 dk sonra başlatmanın vizüel ve anjiyografik sonuçlara etkisi karşılaştırılmıştır (75). Verteporfin In Minimally Classic Choroidal Neovascularisation Bu çalışmada YBMD nedeniyle minimal klasik KNV si bulunan 117 hasta değerlendirilmiştir. Bu çalışmada ışık dozu 50 J/cm2 ve 100 J/cm2 olmak üzere iki farklı tedavi protokolü uygulanmıştır. VIM çalışmasının birinci yıl sonuçları ışık şiddetinin gerek 50 J/cm 2, gerekse de 100 J/cm 2 olarak uygulandığı FDT gruplarında plasebo gruplarına göre daha iyi görme sonuçların alındığını göstermiştir (9). Visudyne In Early Retreatment Trial Visudyne in Early Retreatment Trial çalışmasında amaç, ilk 6 ay boyunca FDT tedavinin 12 haftadan önce tekrarlanmasının etkinliği araştırılmıştır. Bu çalışma sonucunda erken tedavinin daha etkin olduğuna dair bir kanıt bulunamamıştır (76). Japanese Age Related Macular Degeneration Trial Çalışmanın amacı, Japon YBMD hastalarında verteporfinin etkinliğinin araştırılmasıdır. Bu çalışmada elde edilen anjiyografik ve vizüel sonuçlar TAP çalışmasında beyaz hastalarla alınan sonuçlara benzer, hatta daha iyi olarak bulunmuştur (77). Verteporfin Therapy In Age Related Macular Degeneration Fotodinamik tedavi konusunda klinik deneyimi arttırmak ve yan etkileri incelemek için tasarlanmış bir çalışmadır (78). Verteporfin In The Ocular Histoplasmosis Syndrome Oküler histoplazmozis sendromu nedeniyle gelişen subfoveal KNV li hastalarda FDT nin etkinliğinin değerlendirildiği bir çalışmadır (79). 19

24 GEREÇ VE YÖNTEMLER Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Retina Biriminde Mart 2005 ve Eylül 2008 tarihleri arasında yaşa bağlı maküla dejenerasyonu (YBMD), dejeneratif miyopi, travma ve idiopatik nedenlerle koroidal neovaskülarizasyon (KNV) tanısı ile, veya polipoidal koroidal vaskülopati tanısı ile fotodinamik tedavi (FDT) uygulanan 104 hastanın (120 göz) dosyası retrospektif olarak incelendi. FDT ile kombine tedavi seçenekleri uygulanan 33 hasta, takip süresi 1 aydan kısa olan 7 hasta, glokomu olan 1 hasta, proliferatif diabetik retinopatisi olan ve bu nedenle panretinal fotokoagulasyon uygulanan 1 hasta çalışma dışı bırakıldı. Çalışmaya 62 hastanın 76 gözü dahil edildi. Çalışma gözüne FDT sonrası katarakt cerrahisi uygulanmış olması ya da KNV ye yönelik FDT dışında başka bir tedavi seçeneğine geçilmesi halinde takip süresi bu işlemlerin yapıldığı tarihte sonlandırıldı. Fotodinamik tedavi öncesi hastaların görme keskinlikleri standart olarak 5 metre mesafeden Snellen eşeli ile ve 4 metre mesafeden Early Treatment of Diabetic Retinopathy Study (ETDRS) eşeli ile alındı. Hastaların biyomikroskop ile ön segment muayenesi ve 78 diyoptiri nonkontakt lens ile fundus muayenesi yapıldı. Anjiografik muayene ve değerlendirmeler TRC-50IX Fundus Kamera ve Topcon IMAGEnet 2000 (Topcon Co. ltd, Japonya) programıyla yapıldı. Fotodinamik tedavinin yararları ve yan etkileri hakkında hastalar bilgilendirildi ve yazılı izin belgesi alındı (Ek 1). FOTODİNAMİK TEDAVİ UYGULAMASI Topcon IMAGEnet 2000 programı içindeki FDT programı (Imagenet, Topcon America Corporation, NJ, USA) kullanılarak, fundus floresein anjiografi (FFA) 20

25 görüntüleri içinde arteriovenöz fazdaki en net görüntü seçildi ve KNV nin en uzun lineer çapı (EULÇ) ölçüldü. %1 Tropicamid damla (Tropamid, Bilim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. Türkiye) ile pupillalar dilate edildi. Onbeş miligramlık Verteporfin (Visudyne, Novartis Pharma AG, Basel, Switzerland) flakon içine 7 ml distile su eklenerek, Verteporfin tozu çözülene kadar çalkalandı ve 2 mg/ml olacak konsantrasyona getirildi. Fotodinamik tedavi uygulamasında gerekli verteporfin dozunun (6 mg/m²) belirlenmesi için, hastaların boylarına ve ağırlıklarına göre vücut yüzey alanları hesaplandı. Vücut yüzey alanına göre dozu belirlenen Verteporfin içeren çözelti, toplam 30 cc olacak şekilde, %5 lik dekstroz eklenerek infüzyona hazır hale getirildi. 50 cc lik enjektöre çekilen çözelti infüzyon pompasına yerleştirilerek kronometre 15 dakikaya ayarlandı. 30 cc lik ilaç intravenöz olarak toplam 10 dakikada verildi. Hasta biyomikroskopa oturtuldu. Topikal anestezi için tedavi edilecek göze %0.5 Proparakain HCI oftalmik solüsyon (Alcaine, Alcon Pharmaceuticals LTD, A.B.D.) damlatıldı. Uygulama sırasında Mainster Wide Field kontakt lens kullanıldı. Lazerin hedef büyüklüğü, lezyonun EULÇ sinden (Kenarlarından 500 er µ geçecek şekilde) 1000 µ daha büyük olacak şekilde ve hedef ışın, optik diskin temporal sınırına en fazla 200 µ yaklaşacak şekilde ayarlandı. Verteporfin, infüzyonunun bitiminden 5 dakika sonra 689 nm dalga boyundaki nontermal diot lazer ışını (Zeiss Jena GmbH, Jena, Germany), 600 mw/cm² enerji ve 50 J/ cm² doz ile 83 saniye süresince lezyon üzerine uygulandı. Lezyonun EULÇ sinin maksimum spot çapı olan 6000 µ u geçmesi halinde, spot önce sızıntı olan yeri maksimum kapsayacak şekilde konumlandırılarak sonrasında lezyon üzerinde gezdirildi. İki göz tedavi edilecekse öncelikli olarak görme keskinliği iyi olan gözden başlandı. Bir göz bittikten sonra, spot çapı yeniden ayarlanarak diğer gözün tedavisine geçildi. Hastalara FDT sonrası 48 saat doğrudan güneş ışığına ya da parlak oda ışığına maruz kalmamaları ve koruyucu gözlüklerini kullanmaları önerildi. 21

26 HASTA TAKİBİ Hastalar FDT sonrası 3, 6, 9, 12. aylarda kontrollere çağrıldı. Her kontrolde en iyi düzeltilmiş görme keskinliği (Snellen ve ETDRS eşelleri ile) alındı ve snellen değeri LogMAR a çevrilerek kaydedildi (Tablo 1). Tablo 1. Görme keskinliği denklik tablosu Ondalık Sistem Snellen Eşdeğeri (Feet) 22 LogMAR / / / / / / / / / / / / / / / / / * 20/ ** 20/ LogMAR: Logarythm of minimum angle of resolution. *: 0,01= parmak sayma; **: 0,001=El hareketi. Her kontrolde biyomikroskop ile ön segment muayenesi, göz içi basıncı ölçümü, 78 diyoptirilik lens ile fundus muayenesi yapıldı. Tedavi öncesi ve sonrasında ilk bir yıl 3 er ay

27 ara ile; bir yıl sonrasında yıllık olarak veya vizyon düşüklüğü olması halinde FFA çekildi. FFA görüntüleri, lezyon büyüklüğünün ölçümü, nüks veya fibrosis gelişiminin saptanması ve sızıntı varlığının değerlendirilmesi için kullanıldı. Lezyonun büyümesi, lezyon kenarında hemoraji gelişmesi, subretinal sıvı varlığı veya artışı ve görme keskinliğinde azalma olması nüks kriteri olarak kabul edildi. Nüks saptanması halinde FDT tekrarlandı. Retrospektif olarak hasta dosyaları, fotoğraf ve FFA görüntüleri incelenerek; yaş, cinsiyet, hasta göz (sağ/sol), takip süreleri, uygulanan FDT sayısı, KNV etyolojisi, lezyon çapı, lezyonda koroid hemorajisi, seröz dekolman veya pigment epitel dekolmanı varlığı kaydedildi. Koroidal neovaskülarizasyonlu gözler etyolojilerine göre; neovasküler YBMD si olan (n=62) ve neovasküler YBMD dışı etyolojiye sahip olanlar (n=14) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Neovasküler YBMD ye ikincil KNV si olan gözler, görme keskinliği korunma oranının saptanması için 15 harf ve altında görme keskinliği olanlar (n=33) ve 15 harf üzerinde görme keskinliği olanlar (n=29) olmak üzere iki ayrı grup halinde incelendi. Başlangıç görme keskinliği 15 harf altında olan gözler ise, <1 harf olanlar (n=12) ve 1-15 harf olanlar (n=21) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Başlangıç görme keskinliği <1 harf olan gözlerin takipleri süresince 1 harf artma oranı, başlangıç görme keskinliği 1-15 harf arasında olan gözlerin en az 5 harf artma veya en az 5 harf azalma oranları hesaplandı. Görme keskinliği 15 harf üzerinde olan gözlerin görme keskinlikleri değişimi bulundu. Görme keskinlikleri; harf azalma (Ağır derecede görme kaybı) harf azalma (Orta derecede görme kaybı) 1-15 harf azalma (Hafif derecede görme kaybı) Değişiklik yok 1-15 harf artma harf artma harf artma olarak derecelendirildi. Hafif derecede görme kaybı, görme keskinliğinde değişiklik olmaması ya da artış olması görme keskinliği korunması olarak tanımlandı. Neovasküler YBMD li gözler lezyon yerleşimine göre jukstafoveal ve subfoveal olarak iki ayrı grup şeklinde değerlendirildi. Jukstafoveal KNV li gözlerin 3, 6, 9 ve 12. aylarda LogMar ünitesi cinsinden ve ETDRS eşeli ile alınmış median ve ortalama görme keskinlikleri 23

28 kaydedildi. 12. ayda görme keskinliği korunma oranı, görme keskinliğinde 15 harften fazla artış ve 30 harften fazla azalma oranı hesaplandı. Spearman korelasyon analizi kullanılarak jukstafoveal KNV li gözlerde 12. aydaki görme keskinliğinin başlangıç görme keskinliğinden farkı ile hasta yaşı, başlangıç görme keskinliği ve EULÇ arasında korelasyon analizi yapıldı. Subfoveal KNV li gözler için de aynı bulgular değerlendirildi. Neovasküler YBMD ye bağlı subfoveal KNV li gözler; lezyon tiplerine göre baskın klasik (klasik KNV nin tüm lezyon alanının %50 veya daha fazlasını kapladığı KNV tipi), minimal klasik (klasik KNV nin tüm lezyon alanının %50 sinden daha azını kapladığı KNV tipi); ve gizli KNV (klasik KNV komponentinin bulunmadığı KNV tipi) olacak şekilde 3 gruba ayrılarak incelendi (8). Her grubun ayrı ayrı 12. aydaki median ve ortalama görme keskinlikleri bulundu. 12. ayda görme keskinliği korunma oranı, görme keskinliğinde 15 harften fazla artış oranı ve 30 harften fazla azalma oranları saptandı. Yaşa bağlı makula dejenerasyonu dışında diğer etyolojilere (dejeneratif miyopiye ve travmaya bağlı KNV, idiopatik KNV ve polipoidal koroidal vaskülopati) sahip gözler olgu bazında değerlendirilerek görme keskinliği değişimi incelendi. Çalışmaya başlamadan önce 2008/123 protokol no lu bu çalışma için, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Yerel Etik Kurulu nun onayı (Karar no: 17/13) alındı (Ek 2). İstatistiksel analizler, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi İstatistik Bölümünde MINITAB INC. (seri numarası: WCP ) paket programı kullanılarak yapıldı. Nicel verilerin normal dağılıma uygunluğu Kolmogorov-Smirnov testi ile incelendi ve normal dağılıma uygunluk göstermediği için iki bağımlı grup karşılaştırmasında Wilcoxon testi kullanıldı ve tanımlayıcı istatistikler medyan (%25-%75 persantil) biçiminde gösterildi. Korelasyon analizinde Spearman korelasyon testi kullanıldı. 24

29 BULGULAR Çalışmaya fotodinamik tedavi (FDT) uygulanan 62 hastanın 76 gözü dahil edildi. Hastaların 28 i (%45.1) kadın, 34 ü (%54.8) erkek olup, yaş ortalaması 67.6 ± 9.6 yıl (39-92) idi. Hastaların 14 ünün (%22.5) bilateral göz tutulumu, 48 inin (%77.4) tek göz tutulumu mevcut idi. Çalışmaya dahil edilen gözlerin 62 si (%81.5) neovasküler YBMD ye bağlı koroidal neovaskülarizasyon (KNV), 14 ü (%18.4) ise YBMD dışı etyolojik nedenler [8 i (%10.5) idiopatik KNV, 3 ü (%3.9) dejeneratif miyopi, 2 si (%2.6) travmatik KNV, 1 i (%1.3) polipoidal koroidal vaskülopati] ile takip ve tedavi edildi. Ortalama takip süresi 14.3 ± 9.4 (1-40) ay idi (Tablo 2). Tablo 2. Çalışmaya alınan gözlerin tedavi öncesi bulguları YBMD ye bağlı FDT uygulanan gözler n (%) YBMD dışı etyolojiyle FDT uygulanan gözler n (%) KNV lokalizasyonu Subfoveal 50 (%80.6) 8 (%53.3) Jukstafoveal 12 (%19.4) 6 (%46.7) Başlangıç ETDRS eşeli (harf) 13.5± ±22.7 görme Snellen eşeli 0.2± ±0.4 keskinliği ortalaması LogMAR (ünite) 0.9± ±0.7 Baskın klasik 27 (%43.5) 7 (%50) KNV tipi Minimal klasik 15 (%24.2) 1 (%7.2) Gizli 20 (%32.3) 6 (%42.8) ETDRS: Early treatment diabetic retinopathy study ; FDT: Fotodinamik tedavi; KNV: Koroidal neovaskülarizasyon; LogMAR: Logarythm of minimum angle of resolution ; YBMD: Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu. 25

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI. Dr Alparslan ŞAHİN

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI. Dr Alparslan ŞAHİN DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI Dr Alparslan ŞAHİN Periferik retina dejenerasyonları Dejeneratif miyopi Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu Periferik retina dejenerasyonları Retina periferinde ora serrataya

Detaylı

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI Dr Alparslan ŞAHİN Periferik retina dejenerasyonları Dejeneratif miyopi Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI Dr Alparslan ŞAHİN Periferik retina dejenerasyonları Dejeneratif miyopi Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI Dr Alparslan ŞAHİN Periferik retina dejenerasyonları Dejeneratif miyopi Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu Periferik retina dejenerasyonları Retina periferinde ora serrataya

Detaylı

Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) İlk Muayenede Hikaye (Anahtar ögeler) Semptomlar (metamorfopsi, görmede azalma, skotom, fotopsi, karanlık adaptasyonu) (II-, GQ, SR) Tedavi

Detaylı

Prof.Dr. A. Hakan Durukan GATF Göz Hastalıkları Anabilim Dalı

Prof.Dr. A. Hakan Durukan GATF Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Prof.Dr. A. Hakan Durukan GATF Göz Hastalıkları Anabilim Dalı TOD Tıbbi Retina Birimi 1. Retina Günleri, 2013 Finansal İlinti Beyanı Sunumda adı geçen ruhsat/izin sahipleri veya ürünlerle herhangi bir

Detaylı

MAKULA HASTALIKLARI. Prof.Dr. Solmaz AKAR

MAKULA HASTALIKLARI. Prof.Dr. Solmaz AKAR MAKULA HASTALIKLARI Prof.Dr. Solmaz AKAR MAKULA HASTALIKLARI Makula arka kutupta yaklaşı şık k 5mm çapında oval bölgedir. b Ksantofil pigmenti içerir. i Birden fazla ganglion tabakası vardır MAKULA HASTALIKLARI

Detaylı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Tanım Prematüre bebeklerde retina damarlarının gelişim bozukluğu ile karakterize bir hastalıktır.

Detaylı

Diyabetik Retinopati Tanı, Takip ve Tedavisi

Diyabetik Retinopati Tanı, Takip ve Tedavisi Diyabetik Retinopati Tanı, Takip ve Tedavisi Diyabeti olan her hasta diyabetik retinopati riski taşır. Gözün anatomisi nedeni (resim 1a) ile iyi görüyor olmak göz sağlığının kusursuz olduğu göstermez,

Detaylı

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) İlk Muayenede Hiakye (Anahtar ögeler) AVD semptomları (II+, Retina dekolmanı, ilişkili genetik bozukluklar

Detaylı

Diyabetik Retinopati (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

Diyabetik Retinopati (İlk ve Takip Değerlendirmesi) Diyabetik Retinopati (İlk ve Takip Değerlendirmesi) İlk Muayenede Hikaye (Anahtar ögeler) Diyabetin süresi (II++, GQ, SR) Geçmişteki glisemik kontrol (Hemoglobin A1c) (II++, GQ, SR) İlaçlar (II, GQ, SR)

Detaylı

DİABETİK RETİNOPATİ VE TEDAVİSİ

DİABETİK RETİNOPATİ VE TEDAVİSİ DİABETİK RETİNOPATİ VE TEDAVİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Diabetes Mellitus Endojen insülinin yokluğu veya hücre içine giriş yetersizliğine bağlı Genel popülasyonun

Detaylı

DİABETİK RETİNOPATİ VE TEDAVİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları

DİABETİK RETİNOPATİ VE TEDAVİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları DİABETİK RETİNOPATİ VE TEDAVİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Diabetes Mellitus Endojen insülinin yokluğu veya hücre içine giriş yetersizliğine bağlı Genel popülasyonun

Detaylı

Miyopik Koroid Neovaskülarizasyonlar nda Fotodinamik Tedavi Uygulamalar

Miyopik Koroid Neovaskülarizasyonlar nda Fotodinamik Tedavi Uygulamalar BÖLÜM 13 Miyopik Koroid Neovaskülarizasyonlar nda Fotodinamik Tedavi Uygulamalar OLGU1: M YOP K KORO D NEOVASKÜLAR ZASYONU fi KAYET VE H KAYES Yirmiiki yafl nda bayan hasta sol gözde 10 gündür çarp k görme

Detaylı

Proliferatif Diabetik Retinopati de Cerrahi Tedavi

Proliferatif Diabetik Retinopati de Cerrahi Tedavi Proliferatif Diabetik Retinopati de Cerrahi Tedavi Prof. Dr Berati Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi 1.Retina Günleri Hilton, İstanbul, 2013 Görmeyi tekrar sağlamak Vitreus hemorajisi Traksiyonel Dekolman

Detaylı

FOVEA YERLEŞİMLİ KOROİD NEOVASKÜLER MEMBRANLARIN VERTEPORFİN İLE FOTODİNAMİK TEDAVİSİ VE KLİNİK SONUÇLARIMIZ

FOVEA YERLEŞİMLİ KOROİD NEOVASKÜLER MEMBRANLARIN VERTEPORFİN İLE FOTODİNAMİK TEDAVİSİ VE KLİNİK SONUÇLARIMIZ T.C S.B. Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göz Hastalıkları Kliniği Şef: Prof. Dr. Hasan H. Erbil FOVEA YERLEŞİMLİ KOROİD NEOVASKÜLER MEMBRANLARIN VERTEPORFİN İLE FOTODİNAMİK TEDAVİSİ VE KLİNİK SONUÇLARIMIZ

Detaylı

Yafla Ba l Makula Dejeneresans nda Fotodinamik Tedavi Uygulamalar

Yafla Ba l Makula Dejeneresans nda Fotodinamik Tedavi Uygulamalar BÖLÜM 12 Yafla Ba l Makula Dejeneresans nda Fotodinamik Tedavi Uygulamalar KLAS K A IRLIKLI SUBFOVEAL KORO D OLGU1: NEOVASKÜLAR ZASYONU fi KAYET VE H KAYES Yetmiflbefl yafl nda erkek hasta sa gözde 1 y

Detaylı

YAŞA BAĞLI MAKÜLA DEJENERASYONUNA BAĞLI KOROİD NEOVASKÜLER MEMBRANLARINDA İNTRAVİTREAL BEVACİZUMAB, VE FOTODİNAMİK TEDAVİ YÖNTEMLERİNİN GÜVENİLİRLİĞİ

YAŞA BAĞLI MAKÜLA DEJENERASYONUNA BAĞLI KOROİD NEOVASKÜLER MEMBRANLARINDA İNTRAVİTREAL BEVACİZUMAB, VE FOTODİNAMİK TEDAVİ YÖNTEMLERİNİN GÜVENİLİRLİĞİ T.C S.B. Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göz Hastalıkları Kliniği Şef: Prof. Dr. Hasan H. Erbil YAŞA BAĞLI MAKÜLA DEJENERASYONUNA BAĞLI KOROİD NEOVASKÜLER MEMBRANLARINDA İNTRAVİTREAL BEVACİZUMAB,

Detaylı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ. Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ. Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı 1 Tanım Prematüre bebeklerde retina damarlarının gelişim bozukluğu ile karakterize bir hastalıktır.

Detaylı

Maküla Hastalıkları DERMAN. Faruk Öztürk. Resim 1. Maküla Anatomisi. Derman Tıbbi Yayıncılık 1

Maküla Hastalıkları DERMAN. Faruk Öztürk. Resim 1. Maküla Anatomisi. Derman Tıbbi Yayıncılık 1 Kitap Bölümü DERMAN Maküla Hastalıkları Faruk Öztürk Anatomi: Maküla, gözün arkasında retinanın merkezi kısmında bulunan 5-6 mm lik yer kaplayan ışığa çok duyarlı bir bölgedir. Burada ganglion hücre tabakası

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

Günümüzde Fundus Floresein Anjiyografinin Yeri. Dr. Hürkan Kerimoğlu, FICO N. E. U. Meram Tıp Fakültesi

Günümüzde Fundus Floresein Anjiyografinin Yeri. Dr. Hürkan Kerimoğlu, FICO N. E. U. Meram Tıp Fakültesi Günümüzde Fundus Floresein Anjiyografinin Yeri Dr. Hürkan Kerimoğlu, FICO N. E. U. Meram Tıp Fakültesi Sunumda adı geçen ruhsat/izin sahipleri veya ürünlerle herhangi bir finansal ilintim yoktur 1871 Adolf

Detaylı

Amaç: Temel refraksiyon açıklaması ve myopi, hipermetropi ve astigmatizmatizma izahıve nasıl düzeltilebildiklerini anlatmak.

Amaç: Temel refraksiyon açıklaması ve myopi, hipermetropi ve astigmatizmatizma izahıve nasıl düzeltilebildiklerini anlatmak. DÖNEM 3 DERSLERİ.. GÖZÜN ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ GÖZ MUAYENE YÖNTEMLERİ KIRMA KUSURLARI VE TEDAVİSİ ŞAŞILIK VE TEDAVİSİ GÖZ YAŞI YAPISI, DRENAJ VE HASTALIKLARI KIRMIZI GÖZ GLOKOM OPTİK SİNİR VE GÖRME YOLLARI

Detaylı

FOTODİNAMİK TEDAVİ SONUÇLARIMIZ

FOTODİNAMİK TEDAVİ SONUÇLARIMIZ T.C ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI FOTODİNAMİK TEDAVİ SONUÇLARIMIZ Dr. Zeynep Buket CANSEVER TIPTA UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Merih Banu SOYLU ADANA-2008

Detaylı

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI i T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI YAŞ TİP YAŞA BAĞLI MAKULA DEJENERASYONU NEDENİYLE İNTRAVİTREAL RANİBİZUMAB, BEVACİZUMAB, PEGAPTANİB VEYA BUNLARIN ARDIŞIK TEDAVİLERİ

Detaylı

GİRİŞ-AMAÇ YÖNTEM-GEREÇLER

GİRİŞ-AMAÇ YÖNTEM-GEREÇLER PS1018 Retinal Ven Tıkanıklığı Bulunan Hastalarda Tedavi Başarısını Etkileyen Özellikler Ufuk Adıgüzel, Nurgül Kuş Mersin Üniversitesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, Mersin GİRİŞ-AMAÇ Retina ven tıkanıklıkları

Detaylı

Maküla Hastalıkları. Faruk Öztürk DERMAN MEDICAL PUBLISHING 175

Maküla Hastalıkları. Faruk Öztürk DERMAN MEDICAL PUBLISHING 175 Faruk Öztürk ANATOMİ: Maküla, gözün arkasında retinanın merkezi kısmında bulunan 5-6 mm lik yer kaplayan ışığa çok duyarlı bir bölgedir. Burada ganglion hücre tabakası birkaç kattır ve iç tabakalarında

Detaylı

Retina ven dal tıkanıklıgı yaş arası en sık Optik diskten 1-2 DD mesafede, çarprazlaşma bölgelerinde %77,7 temporal dal

Retina ven dal tıkanıklıgı yaş arası en sık Optik diskten 1-2 DD mesafede, çarprazlaşma bölgelerinde %77,7 temporal dal Dr. Gülipek Tigrel Retina ven dal tıkanıklıgı 60-70 yaş arası en sık Optik diskten 1-2 DD mesafede, çarprazlaşma bölgelerinde %77,7 temporal dal Risk faktörleri Kardiovasküler hast. Hipertansiyon(%70)

Detaylı

Anjioid Streaks e Bağlı Gelişen Koroid Neovaskülarizasyonunda Argon Lazer Fotokoagülasyon ve Fotodinamik Tedavi Sonuçları

Anjioid Streaks e Bağlı Gelişen Koroid Neovaskülarizasyonunda Argon Lazer Fotokoagülasyon ve Fotodinamik Tedavi Sonuçları Anjioid Streaks e Bağlı Gelişen Koroid Neovaskülarizasyonunda Argon Lazer Fotokoagülasyon ve Fotodinamik Tedavi Sonuçları Treatment Outcomes of Argon Laser Photocoagulation and Photodynamic Therapy in

Detaylı

Visudyne (Verteporfin) desteği ile Fotodinamik Tedavi

Visudyne (Verteporfin) desteği ile Fotodinamik Tedavi Visudyne (Verteporfin) desteği ile Fotodinamik Tedavi Bu bilgi size bilinçli bir karar verebilmeniz için sunulmaktadır. Bu onamayı gözden geçirirken, kendinize dilediğiniz kadar süre tanıyınız ve bu izne

Detaylı

Üç Yıllık Anti-VEBF Tedavisi Sonrası Klinik Değiştiren Bir Yaş Tip Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonu Hastası

Üç Yıllık Anti-VEBF Tedavisi Sonrası Klinik Değiştiren Bir Yaş Tip Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonu Hastası YAŞA BAĞLI MAKULA DEJENERASYONU Üç Yıllık Anti-VEBF Tedavisi Sonrası Klinik Değiştiren Bir Yaş Tip Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonu Hastası A Neovascular Age Related Macular Degeneration Patient Who Showed

Detaylı

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne

Detaylı

(3) Tedavinin etkinliğine (tedaviye cevapsızlık/yetersiz cevap) yönelik değerlendirme kriterleri aşağıdaki gibidir:

(3) Tedavinin etkinliğine (tedaviye cevapsızlık/yetersiz cevap) yönelik değerlendirme kriterleri aşağıdaki gibidir: 4.2.33- Göz hastalıklarında ilaç kullanım ilkeleri (1) Bevacizumab, ranibizumab, aflibersept, deksametazon intravitreal implant ve verteporfin etkin maddelerini içeren ilaçların; üçüncü basamak sağlık

Detaylı

a) Başlangıç tedavisine göre görme keskinliğinde artış olmaması veya görme keskinliğinin azalması veya

a) Başlangıç tedavisine göre görme keskinliğinde artış olmaması veya görme keskinliğinin azalması veya 4.2.33- Göz hastalıklarında ilaç kullanım ilkeleri (1) Bevacizumab, ranibizumab, aflibersept, deksametazon intravitreal implant ve verteporfin etkin maddelerini içeren ilaçların; üçüncü basamak sağlık

Detaylı

RETİNA DAMAR HASTALIKLARI. Prof. Dr. İhsan ÇAÇA

RETİNA DAMAR HASTALIKLARI. Prof. Dr. İhsan ÇAÇA RETİNA DAMAR HASTALIKLARI Prof. Dr. İhsan ÇAÇA Oftalmik bir dalı olan ilk arter, common carotid a in internal Carotid arterin dalıdır. Oftalmik arter bir kaç dala daha ayrılır. Santral retinal arter optik

Detaylı

YAŞA BAĞLI MAKULA DEJENERASYONUNDA VASKÜLER ENDOTELYAL BÜYÜME FAKTÖRÜ (VEGF) GEN POLİMORFİZMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

YAŞA BAĞLI MAKULA DEJENERASYONUNDA VASKÜLER ENDOTELYAL BÜYÜME FAKTÖRÜ (VEGF) GEN POLİMORFİZMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI YAŞA BAĞLI MAKULA DEJENERASYONUNDA VASKÜLER ENDOTELYAL BÜYÜME FAKTÖRÜ (VEGF) GEN POLİMORFİZMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI YAŞA BAĞLI MAKÜLA DEJENERASYONU TEDAVİSİNDE FOTODİNAMİK TEDAVİ VE İNTRAVİTREAL TRİAMSİNOLON ENJEKSİYONU TEDAVİSİNİN ETKİNLİĞİNİN VE KOMPLİKASYONLARININ

Detaylı

Miyopik Makülopati. Myopic Maculopathy YBMD DIŞI MAKÜLA HASTALIKLARI

Miyopik Makülopati. Myopic Maculopathy YBMD DIŞI MAKÜLA HASTALIKLARI 162 YBMD DIŞI MAKÜLA HASTALIKLARI ÖZ Yüksek miyopi özellikle genç populasyonda görme kaybının önde gelen nedenidir. Birçok gelişmiş ülkede yasal körlüğün önemli nedenlerinden biridir. Patolojik miyopiye

Detaylı

RETİNA DEKOLMANI PROF. DR. ŞENGÜL ÖZDEK

RETİNA DEKOLMANI PROF. DR. ŞENGÜL ÖZDEK RETİNA DEKOLMANI PROF. DR. ŞENGÜL ÖZDEK Histoloji Anatomi RETİNA DEKOLMANI Sensoriyel retinanın retina pigment epitelinden ayrılmasına retina dekolmanı denir. Görülme sıklığı 1 / 10000, 80 yaşına kadar

Detaylı

Turkish Title: İdiopatik Parafoveal Telenjiektazide Epiretinal Membrana Bağlı Diffüz Retinal Kalınlaşma

Turkish Title: İdiopatik Parafoveal Telenjiektazide Epiretinal Membrana Bağlı Diffüz Retinal Kalınlaşma DOI: 10.14235/bs.2018.2008 Manuscript Type: Case Report Turkish Title: İdiopatik Parafoveal Telenjiektazide Epiretinal Membrana Bağlı Diffüz Retinal Kalınlaşma Turkish Running Head: İdiyopatik Parafoveal

Detaylı

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI YAŞA BAĞLI MAKÜLA DEJENERASYONU TEDAVİSİNDE İNTRAVİTREAL PEGAPTANİB SODYUM UYGULAMASI İLE FOTODİNAMİK TERAPİ VE DÜŞÜK DOZ FOTODİNAMİK

Detaylı

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir.

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir. TERCİH EDİLEN YAKLAŞIM MODELİ KILAVUZLARI İÇİN ÖZET KARŞILAŞTIRMALI DEĞERLENDİRMELER Giriş Bunlar Akademinin tercih edilen yaklaşım modeli kılavuzlarının özet kriterleridir. Tercih edilen yaklaşım model

Detaylı

YAŞA BAĞLI MAKÜLA DEJENERESANS HASTALARINDA GENİŞ AÇILI DİJİTAL FUNDUS OTOFLORESANS GÖRÜNTÜLERİNDE PERİFERİK RETİNAL DEĞİŞİKLİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

YAŞA BAĞLI MAKÜLA DEJENERESANS HASTALARINDA GENİŞ AÇILI DİJİTAL FUNDUS OTOFLORESANS GÖRÜNTÜLERİNDE PERİFERİK RETİNAL DEĞİŞİKLİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ YAŞA BAĞLI MAKÜLA DEJENERESANS HASTALARINDA GENİŞ AÇILI DİJİTAL FUNDUS OTOFLORESANS GÖRÜNTÜLERİNDE PERİFERİK RETİNAL DEĞİŞİKLİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Detaylı

Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER

Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER Yazar Ad 139 Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER Yaşın ilerlemesine bağlı olarak göz sağlığında değişiklikler veya bozulmalar olabilir. Bu değişikliklerin tümü hastalık anlamına gelmemektedir. Ancak diğer

Detaylı

Neovasküler Yafla Ba l Makula Dejeneresans n n Anjiografik Özellikleri

Neovasküler Yafla Ba l Makula Dejeneresans n n Anjiografik Özellikleri BÖLÜM 2 Neovasküler Yafla Ba l Makula Dejeneresans n n Anjiografik Özellikleri Neovasküler yafla ba l makula dejeneresans (YBMD) anormal kan damarlar, retina pigment epitelinin (RPE) seröz veya hemorajik

Detaylı

Fotodinamik Tedavi ile lgili Klinik Çal flmalar

Fotodinamik Tedavi ile lgili Klinik Çal flmalar BÖLÜM 8 Fotodinamik Tedavi ile lgili Klinik Çal flmalar Yafla ba l maküla dejenerasyonu ya da baflka nedenlerle ortaya ç kan subfoveal koroid neovaskülarizasyonlar n n tedavisinde kullan lmak üzere verteporfin

Detaylı

Polipoidal Koroidal Vaskülopati Olgular nda Fotodinamik Tedavi

Polipoidal Koroidal Vaskülopati Olgular nda Fotodinamik Tedavi T. Oft. Gaz. 39, 441-445, 2009 Polipoidal Koroidal Vaskülopati Olgular nda Fotodinamik Tedavi Fevzi fientürk (*), Serra Arf Karaçorlu (*), Hakan Özdemir (*), Murat Karaçorlu (*) ÖZET Amaç: Bu çal flman

Detaylı

Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonunda Subfoveal Koroidal Neovaskülarizasyonun Verteporfin ile Fotodinamik Tedavisinin Orta ve Uzun Dönem Sonuçları

Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonunda Subfoveal Koroidal Neovaskülarizasyonun Verteporfin ile Fotodinamik Tedavisinin Orta ve Uzun Dönem Sonuçları Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonunda Subfoveal Koroidal Neovaskülarizasyonun Verteporfin ile Fotodinamik Tedavisinin Orta ve Uzun Dönem Sonuçları Medium and Long Term Results of Photodynamic Therapy With

Detaylı

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Kahramanmaraş 1. Biyokimya Günleri Bildiri Konusu: Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Mehmet Aydın DAĞDEVİREN GİRİŞ Fetuin-A, esas olarak karaciğerde

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ. Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ. Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI Üveit nedir? Üveit atağı nedir? Gözün iris (gözün renkli kısmı), siliyer

Detaylı

Fotodinamik Tedavi Uygulama Protokolu

Fotodinamik Tedavi Uygulama Protokolu BÖLÜM 9 Fotodinamik Tedavi Uygulama Protokolu OLGU SEÇ M KR TERLER Fotodinamik tedavi yafla ba l makula dejeneresans ve di er nedenlere ba l koroid neovaskülarizasyonlar nda etkinli i çok merkezli randomize

Detaylı

Polipoidal Koroidal Vaskülopati Olgularında İntravitreal Bevacizumab Tedavisi

Polipoidal Koroidal Vaskülopati Olgularında İntravitreal Bevacizumab Tedavisi Polipoidal Koroidal Vaskülopati Olgularında İntravitreal Bevacizumab Tedavisi Intravitreal Bevacizumab Therapy in Patients with Polypoidal Choroidal Vasculopathy Fevzi ŞENTÜRK 1, Serra ARF KARAÇORLU 2,

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

Glokom. Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik

Glokom. Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik Glokom Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik Tarihçe Glokom terimi eski Yunanca da gri-mavi anlamına gelen (glaukos) kelimesinden türemiştir. Hipokrat, glokomu yaşlı insanlarda görülen ve pupillanın mavimsi bir

Detaylı

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku

Detaylı

DİABETİK RETİNOPATİ 2007 NEREDEYİZ,NE YAPIYORUZ

DİABETİK RETİNOPATİ 2007 NEREDEYİZ,NE YAPIYORUZ DİABETİK RETİNOPATİ 2007 NEREDEYİZ,NE YAPIYORUZ Diabet insidansı,türkiye de %2-7 arasında bildirilmiş 20 yıl sonra insüline bağlı diabetiklerin %99 ve bağlı olmayanların %60 ında bir tür retinopati,hepsi

Detaylı

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Mesut YILDIZ, Sait ALİM, Sedat BATMAZ, Selim DEMİR, Emrah SONGUR Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir.

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir. TERCİH EDİLEN YAKLAŞIM MODELİ KILAVUZLARI İÇİN ÖZET KARŞILAŞTIRMALI DEĞERLENDİRMELER Giriş Bunlar Akademinin tercih edilen yaklaşım modeli kılavuzlarının özet kriterleridir. Tercih edilen yaklaşım model

Detaylı

5 Pratik Dermatoloji Notları

5 Pratik Dermatoloji Notları AİLE HEKİMLERİ İÇİN 5 Pratik Dermatoloji Notları En Sık Görülen Dermatolojik Hastalıklar İçindekiler Vitiligo Eritema Multiforme Ürtiker Uyuz Tahta Kurusu / Pire Isırığı Kaposi Sarkomu 2 Vitiligo 3 Vitiligo

Detaylı

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ DUYGU DÜZCAN KİLİMCİ,GÜRSES ŞAHİN,ŞULE TOPAL,BURÇAK BİLGİN,ŞULE YEŞİL,GÜLŞAH TANYILDIZ,ALİ

Detaylı

Yafla Ba l Makula Dejeneresans Tan s ve Fotodinamik Tedavi Uygulamas nda Optik Koherens Tomografinin Rolü

Yafla Ba l Makula Dejeneresans Tan s ve Fotodinamik Tedavi Uygulamas nda Optik Koherens Tomografinin Rolü BÖLÜM 11 Yafla Ba l Makula Dejeneresans Tan s ve Fotodinamik Tedavi Uygulamas nda Optik Koherens Tomografinin Rolü Optik koherens tomografi biyolojik dokulardan mikron çözünürlü ünde tomografik kesitler

Detaylı

KIRMA KUSURLARI. Dr. Ümit BEDEN

KIRMA KUSURLARI. Dr. Ümit BEDEN KIRMA KUSURLARI Dr. Ümit BEDEN Cisimlerinin görüntülerinin retina üzerinde net olarak oluşabilmesi için sağlıklı bir refraksiyon sistemi gereklidir. Göz görme organıdır, hastalıkları sıklıkla görme bozukluğuna

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DUYU ORGANLARI 3 GÖRME DUYUSU VE GÖZ

ADIM ADIM YGS LYS Adım DUYU ORGANLARI 3 GÖRME DUYUSU VE GÖZ ADIM ADIM YGS LYS 159. Adım DUYU ORGANLARI 3 GÖRME DUYUSU VE GÖZ GÖRME DUYUSU VE GÖZ Vücudumuzdaki görme duyusu göz organında bulunur. Vücudumuzda göz içerisinde; Reseptör Mercek Sinirler görmeyi sağlayan

Detaylı

Diabetik Retinopati & Makülopatinin Tanımı ve Sınıflandırılması. Prof. Dr. Emin ÖZMERT Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Vehbi Koç Göz Hastanesi

Diabetik Retinopati & Makülopatinin Tanımı ve Sınıflandırılması. Prof. Dr. Emin ÖZMERT Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Vehbi Koç Göz Hastanesi Diabetik Retinopati & Makülopatinin Tanımı ve Sınıflandırılması Prof. Dr. Emin ÖZMERT Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Vehbi Koç Göz Hastanesi Diabetik Retinopati & Makülopatinin Tanımı ve Sınıflandırılması

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonunun İntravitreal Ranibizumab ile Tedavisinin Fonksiyonel ve Anatomik Başarı Üzerine Olan Etkisini Değerlendirmek

Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonunun İntravitreal Ranibizumab ile Tedavisinin Fonksiyonel ve Anatomik Başarı Üzerine Olan Etkisini Değerlendirmek KLİNİK ÇALIŞMA/ORIGINAL ARTICLE Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonunun İntravitreal Ranibizumab ile Tedavisinin Fonksiyonel ve Anatomik Başarı Üzerine Olan Etkisini Değerlendirmek Effect of Functional and

Detaylı

2012-2013 GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ASİSTAN EĞİTİM PROGRAMI

2012-2013 GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ASİSTAN EĞİTİM PROGRAMI Öğretim Üyeleri Tarih 12.10.2012 2012-2013 GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ASİSTAN EĞİTİM PROGRAMI Prof Dr Hikmet Özçetin Prof Dr Ahmet Tuncer Özmen Prof Dr A. Ali Yücel Prof Dr Bülent Yazıcı Prof Dr Mehmet

Detaylı

Yaşa Bağlı Makula Dejeneresansı Dışındaki Subretinal Neovasküler Membranlar

Yaşa Bağlı Makula Dejeneresansı Dışındaki Subretinal Neovasküler Membranlar Yaşa Bağlı Makula Dejeneresansı Dışındaki Subretinal Neovasküler Membranlar Günhan ERBAKAN* Subretinal neovaskülarizasyon (SRN), retina pigment epitelinin altında yeni kan damarlarının büyümesine verilen

Detaylı

Klasik ve Gizli Koroid Neovaskülarizasyonlarında Mikroperimetrik Değişiklikler

Klasik ve Gizli Koroid Neovaskülarizasyonlarında Mikroperimetrik Değişiklikler ve Koroid Neovaskülarizasyonlarında Mikroperimetrik Değişiklikler Microperimetric Changes in Classic and Occult Choroidal Neovascularization Fevzi ŞENTÜRK 1, Serra ARF KARAÇORLU 2, Hakan ÖZDEMİR 1, Murat

Detaylı

Fotodinamik lazer tedavisinde bir y ll k sonuçlar m z

Fotodinamik lazer tedavisinde bir y ll k sonuçlar m z Göztepe T p Dergisi 22(4):128132, 2007 ISSN 1300526X KL N K ARAfiTIRMA Oftalmoloji Fotodinamik lazer tedavisinde bir y ll k sonuçlar m z Sevil ARI YAYLALI (*), Aylin ARDAG L AKÇAKAYA (*), Ayfle SÖNMEZ

Detaylı

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Beyin-Omurilik Arteriovenöz Malformasyonları ve Merkezi Sinir Sisteminin Diğer Damarsal Bozuklukları Hasta Bilgilendirme Formu 5 AVM ler Ne Tip Sağlık Sorunlarına

Detaylı

Eksüdatif Yaşa Bağlı Maküla Dejeneresansında Günümüzde Lazer ve Fotodinamik Tedavi

Eksüdatif Yaşa Bağlı Maküla Dejeneresansında Günümüzde Lazer ve Fotodinamik Tedavi YAŞA BAĞLI MAKÜLA DEJENERESANSI Eksüdatif Yaşa Bağlı Maküla Dejeneresansında Günümüzde Lazer ve Fotodinamik Tedavi ÖZ Yaşa bağlı maküla dejeneresansının (YBMD) özellikle eksüdatif formu, gelişmiş toplumlarda

Detaylı

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ ANEURYSM (ANEVRİZMA) Arteriyel sistemindeki lokalize bir bölgeye kan birikmesi sonucu şişmesine Anevrizma denir Gerçek Anevrizma : Anevrizma kesesinde Arteriyel duvarların üç katmanını kapsayan Anevrizma

Detaylı

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Ani ölümün önemli bir nedenidir Sıklığı yaşla birlikte artar 50 yaş altında nadir rastlanır E>K Aile

Detaylı

İNTRAVİTREAL BEVACİZUMABIN RETİNAL FOTORESEPTÖR APOPİTOZİSİNİ ARTIRICI ETKİSİNİN VE L-KARNİTİNİN KORUYUCULUĞUNUN ARAŞTIRILMASI

İNTRAVİTREAL BEVACİZUMABIN RETİNAL FOTORESEPTÖR APOPİTOZİSİNİ ARTIRICI ETKİSİNİN VE L-KARNİTİNİN KORUYUCULUĞUNUN ARAŞTIRILMASI T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI İNTRAVİTREAL BEVACİZUMABIN RETİNAL FOTORESEPTÖR APOPİTOZİSİNİ ARTIRICI ETKİSİNİN VE L-KARNİTİNİN KORUYUCULUĞUNUN ARAŞTIRILMASI

Detaylı

DİABETİK MAKULA ÖDEMİNDE ANTİ-VEGF LERİN YERİ. Dr. Sema Oruç Dündar Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi

DİABETİK MAKULA ÖDEMİNDE ANTİ-VEGF LERİN YERİ. Dr. Sema Oruç Dündar Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi DİABETİK MAKULA ÖDEMİNDE ANTİ-VEGF LERİN YERİ Dr. Sema Oruç Dündar Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi DMÖ-VEGF Hipoksi/iskemi Hiperglisemi VEGF Campochiaro P, et al Ophthalmology. 2009, 116:2158

Detaylı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı

Detaylı

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar-

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar- Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar- Dr. Lale Sever 9. Ulusal Çocuk Nefroloji Kongresi, 24-27 Kasım 2016 - Antalya Glomerülonefritlerin pek çoğunda (patogenez çok iyi bilinmemekle birlikte)

Detaylı

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ İNFLAMASYON VE ONARIM İNFLAMASYON Yaralanmaya karşı dokunun vaskülarizasyonu yolu ile oluşturulan bir seri reaksiyondur. İltihabi reaksiyon.? İnflamatuar

Detaylı

SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU. Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011

SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU. Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011 SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011 OLGU 9 Y, K Sağ humerus proksimali 2 yıl önce kırık Doğal iyileşmeye bırakılmış

Detaylı

HEMORAJİK İNME. Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD

HEMORAJİK İNME. Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD HEMORAJİK İNME Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD İntraserebral kanamalar inmelerin %10-15 ini oluşturmaktadır. İntraparenkimal, subaraknoid, subdural ve

Detaylı

YAA BALI MAKÜLA DEJENERASYONUNDA SUBFOVEAL KORODAL NEOVASKÜLER MEMBRANIN FOTODNAMK TEDAV VE PEGAPTANB SODYUM LE TEDAVS

YAA BALI MAKÜLA DEJENERASYONUNDA SUBFOVEAL KORODAL NEOVASKÜLER MEMBRANIN FOTODNAMK TEDAV VE PEGAPTANB SODYUM LE TEDAVS T.C. SALIK BAKANLII FATH SULTAN MEHMET ETM VE ARATIRMA HASTANES GÖZ KLN KLNK EF: DOÇ. DR. TOMRS ENGÖR YAA BALI MAKÜLA DEJENERASYONUNDA SUBFOVEAL KORODAL NEOVASKÜLER MEMBRANIN FOTODNAMK TEDAV VE PEGAPTANB

Detaylı

KATARAKT İKİ GÖZDE BİRLİKTE Mİ ORTAYA ÇIKAR?

KATARAKT İKİ GÖZDE BİRLİKTE Mİ ORTAYA ÇIKAR? Katarakt, saydam olan göz merceğinin saydamlığını kaybederek görmenin azalmasıdır. Gözün renkli tabakası irisin arkasında yer alan ve saydam bir yapı olan göz merceğinin, görme işlevinde önemli bir rolü

Detaylı

Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonu Hastalarında Fotodinamik Tedavi Sonuçları*

Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonu Hastalarında Fotodinamik Tedavi Sonuçları* Yaşa Bağlı Maküla Dejenerasyonu Hastalarında Fotodinamik Tedavi Sonuçları* Photodynamic Therapy Results in Age-Related Macular Degeneration Abdullah ÖZKAYA 1, Zuhal GÜRCAN 2, Ulviye YİĞİT 1, Özge ELMASTAŞ

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes Mellitus Komplikasyonları Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes mellitus komplikasyonlar Mikrovasküler Makrovasküler Diyabetik retinopati Diyabetik

Detaylı

TIBBİ TERMİNOLOJİ 3. GÖZE İLİŞKİN TERİMLER Yrd. Doç. Dr. Perihan ŞENEL TEKİN P. ŞENEL TEKİN 1

TIBBİ TERMİNOLOJİ 3. GÖZE İLİŞKİN TERİMLER Yrd. Doç. Dr. Perihan ŞENEL TEKİN P. ŞENEL TEKİN 1 TIBBİ TERMİNOLOJİ 3 GÖZE İLİŞKİN TERİMLER Yrd. Doç. Dr. Perihan ŞENEL TEKİN P. ŞENEL TEKİN 1 A. Anatomik Terimler Göz görme organıdır. Tıp dilinde Bulbus oculi veya ophthalmos adıyla bilinen göz, göz çukuru

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

Doppler Ultrasonografi ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ

Doppler Ultrasonografi ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ Doppler Ultrasonografi PROF. DR. NEVZAT UZUNER ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ Ekstrakraniyal Doppler Ultrasonografi Endikasyonları GİA veya inme geçiren hastalar Boyunda üfürüm duyulan hastalar Subklaviyan

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin Hücre Zedelenmesi Dr. Yasemin Sezgin yasemin sezgin Hastalık bilimi anlamına gelen patoloji hastalıkların altında yatan hücre, doku ve organlarda meydana gelen yapısal ve fonksiyonel değişiklikleri inceler

Detaylı

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri DOKU Dicle Aras Doku ve doku türleri Doku Bazı özel görevler üstlenmiş hücre topluluklarıdır. Bir doku aynı yönde özelleşmiş hücre ve hücreler arası maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İntrauterin

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı Dr. Derda GÖKÇE¹, Prof. Dr. İlhan YETKİN², Prof. Dr. Mustafa CANKURTARAN³, Doç. Dr. Özlem GÜLBAHAR⁴, Uzm. Dr. Rana Tuna DOĞRUL³, Uzm. Dr. Cemal KIZILARSLANOĞLU³, Uzm. Dr. Muhittin YALÇIN² ¹GÜTF İç Hastalıkları

Detaylı

Şaşılık cerrahisi onam formu

Şaşılık cerrahisi onam formu Göz kaymasının düzeltilmesi hasta açısından isteğe bağlı yapılan bir cerrahi o lup zorunlu değildir. Şaşı doğan bebeklerde en iyi düzeltme zamanı 6 ay ile 18 ay arasındadır. Erken yapılan cerrahi iki gözün

Detaylı

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara H. K., 5 yaşında, Kız çocuğu Şikayet: Karında şişlik Özgeçmiş: 8 aylıkken karında

Detaylı

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği

Detaylı