"Kim, En'am sûresini okursa, o gün ve gecesi 70 bin melek ona salât eder" buyurulmuştur.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download ""Kim, En'am sûresini okursa, o gün ve gecesi 70 bin melek ona salât eder" buyurulmuştur."

Transkript

1 çuüjl EN'AM SÛRESİ En'âm. Lisan-ı Arap'ta "deve, koyun, keçi, sığır" tamamına en'am deniyor. Bu sûre 70 bin melek ile teşrif olmuş, Cibril'in maiyetinde bir düğün debdebesiyle gönderilmiş, bir defada nazil olmuş. Şeytanlar bu sûre için toplandıkları kadar, hiçbir sûre için toplanmamışlardı. Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû Aleyhivessellem buyuruyorlar. "Bu sûreyi, havuza su koyar gibi göğsümde kararlaştırdılar. Âllâh-û Teâlâ, bununla beni ve sizi öyle i'zaz etti ki artık bundan sonra ebediyen dalalette bırakmaz. Bunda, müşriklerin bütün hüccetlerinin iptali ve Âllâh'ın bozulması imkânsız bir va'di vardır." En'am sûresi nazil olurken, birlikte ufku kapatacak kadar melekler de tesbih ve tahmid ederek inmiş. Ve bunu gören Rasûlûllah Sallâllâhû Aleyhivessellem, "S û b h a n e R abbiyel A z îm " diye secdeye varmışlardır. "Kim, En'am sûresini okursa, o gün ve gecesi 70 bin melek ona salât eder" buyurulmuştur. Birçok müfessir, zulmet ve nûru daha geniş mânâda almışlar. Gece ve gündüz, küfür ve iman, cehil ve ilim, dalalet ve hidayet olarak tefsir etmişlerdir.

2 364 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri Bu sûre-i celile Mekke'de nazil olmuş, 165 ayet, kelime, harften ibarettir. Bu sûre-i celilenin başındaki üç ayet, ezkârların çoklarında mevcuttur. Sırf Âllâh'tan bahsediyor, halis Ayet-i Kürsî gibi. Bu üç ayetin birçok hassaları var, devam edeni birçok musibetlerden muhafaza ediyor. Cenâb-ı Hak belâlardan muhafaza ediyor, sevabı da fazladır diyor tefsirler. t i * i - ' ',,,, 0'', $ S ' ' S i- i'o,.8'' 1- f_s jj_ l!lj tijî_i J-*J>-j (^^jjlj li-i/ja <*Jl (3_J"*" t f U ' J a >sji (JjJ j Aj f^ J? ljj-tf j j j ü l i- } o «üi j_i Hamd-û senâ Âllâh'a mahsustur. Bütün kâinat, Cenâb-ı Hakk'ın halk ettiği bir mahlûk olduğundan dolayı, o kâinattan zuhur eden iyilik yine Âllâh'a aittir. Meselâ bu camiyi yapan yaptıran ne kadar iyi maharetli denildiğinde, o yapanı ve yaptıranı halk eden Âllâh-û Teâlâ olduğundan, iyilik ve maharet yine O'na mahsustur. Hamd-û senâ ancak Âllâh'a mahsustur. ^ jü l O Âllâh ki > j VIJ O İja -IJl semâvat-ı ardı yoktan halk etmiş. Biz yerleri ve gökleri görüyoruz, görmediğimiz nice mahlûklar var. Mesela bu yedi kat yerleri ve gökleri içine alan Arş-ı Kürsi'yi görmüyoruz. Yerde ve gökteki mahlûkat, melekler, bir karış yer yok ki her taraf dolu. Hepsi Cenâb-ı Hakk'ın tesbihi ile meşgul olur. Bütün bunlar Azâmet-i Vahdâniyet-i İlâhiye'yi delâlet ediyor. Yerler de yedi tabakadır. Yerin içinde, havada mahlûkat olduğu gibi, ateşin içinde de mahlûkat mevcuttur. Azamet-i İlâhiye her yerde görünüyor. Bizim görüp bildiğimiz, yerde ve gökte olanlardır. i i '.. 5j_ülJ o L A lk J l JUc -j Öyle Âllâh ki zulmeti, nuru halk etmiş. Hissi olan zulmet; karanlık. Görüyoruz. Hissi olan nur; Güneş, Ay. Görüyoruz. Bir de manevi olan bir zulmet var ki cehil ve kü

3 En'am Sûresi fürdür. Manevi olan nur var ki kalp temiz olur, maneviyatı görür. Kalp sahibi yeri göğü görür tâ Âdem Aleyhisselam'a kadar, ilerisini de görür tâ haşra kadar. Ali İbni Ebi Talip buyuruyor. "Haşir olsa, cennet-i cehennem karşıya gelse, şimdi gördüğümden fazla değil." Evliyâhullah'ın hali başkadır, basiret açıldı mı onun hududu yoktur. Her tarafı görüyor. Küfrün zulmetini, imanın nurunu görüyor. Âllâh'tır bunları halk eden. Bütün bu görünen ve görünmeyen mahlûkat meydanda iken 5j_İJ^ Ijj-^T Ş-jjJI f i iman etmeyen kâfirler müşrikler, Âllâh-û Teâlâ'ya muadil teslis akidesi gibi veya O'na karşı bir putu mâbud ittihaz ederler. Bu hal basiretin kapalı olduğu gibi, hamâkatın son derecesidir. Ona deseler; "Bu yerler ve gökleri kim halk etti?" "Âllâh" der. "O zaman niye iman etmiyorsun?" Âllâh dedikten sonra, ehl-i sünnetin akidesi üzerine iman etmek icap ediyor. ^ } s *s * 99"'. UJj ^ j J I j A Âfâki olan Âllâh'ın azameti, bir de enfüsü olan azamet. ş ı k O Âllâh ki sizi topraktan halk etmiş. Müfessi- rin-i İzam üç mânâ vermişler. Biri odur ki Âdem Aleyhisselam, hepimizin babası olduğundan ve kendisi topraktan halk olduğundan bizler de topraktanız. İkinci tevil ise nutfe-i meni rahimde iken nerede ölürse orada, (Hâlîk-i Kâinat her şeye kadirdir.) o topraktan bir zerre, bir damla gibi. O topraktan getirir, o suyun meni üzerine koyuyor macun gibi oluyor. Ve insanın hilkatine tohum teşkil ediyor. Üçüncüsü de insan yaşıyor ne ile? Yemek içmekle. Topraktan

4 366 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri ve hayvandan alınan gıdalar, hepsi topraktan olduğuna göre, şu halde biz de topraktanız. (j_ıi9 (j_ i Sizi topraktan halk etmiş Âllâh. JL>-I y_ia3»j Ondan sonra bir vakt-i muaccel, müeccel vakit, ölümü hükmetti Âllâh. İnsan, anasının karnında ruhlandığı zaman; eceli, yiyeceği, içeceği, said mi, şaki mi olduğunu, hepsini Âllâh-û Teâlâ takdir etmiş. Âllâh CelleCelâlûhû, böyle topraktan halk ediyor sonra bir vakt-i muayyeni de takdir ediyor. O vakt-i muayyen de geldiği za- ^ ^ ' man gidecek. Bu zâhiri olan ecel. a JJL p ^ l-ii <J^>-lj Bir ecel de var ki Nezd-i İlâhi'de. Dünyaya gelir yaşar, gittiği zaman kabre girer. Kabirde kaldığı zaman da ecel-i muayyeni var Nezd-i İlâhi'de. Kıyamet günü geldiği zaman kabirden çıkarılacak. Herkesin iki eceli vardır. Biri ölümüne kadar, diğeri dirilmesine kadardır. Eğer kişi takva sahibi olur da sıla-ı rahim yaparsa, dirilme ecelinden alınıp ömür eceline katılır. Günahkâr olur da sıla-i rahmi yapmazsa, ömür ecelinden alınıp dirilme eceline verilir. Eğer denilse; "Seni yoktan, ananın karnında halk edip dünyaya getiren kimdir?" Cevaben diyecek "Âllâh." "Yok iken halk etmeye kudreti yeten Âllâh, seni öldükten sonra diriltmeye gücü yetmez mi?" denildiğinde inkâr eder. Ruh zaten ölmez, topraktan zerreleri bir araya getirir vücud teşekkül eder, ruh içine girer ve haşir yerine götürülür. Evvelini inkâr etmiyor da bunu niye inkâr ediyorsun? 5j Jj u İ»JLsI»J Ondan şekke düşerler, "Acaba ölüm var mıdır, yok mudur?"

5 En'am Sûresi j^ jj l ^_ij o lji_ L J l 4ÂJİ j_.*j Âllâh'tır mâbud, ibadete müstahak ancak O'dur, semâvat ve arzda. Semâvattaki mahlûkat ve yerdeki mahlûkat hepsi de O'nun ibadeti ile meşguldür. O'dur Hâ- lik, herkes ona ibadet ediyor. Oji- 5 /-i»-j*jj»-^sp'j Sizin gizli ahvalinizi de bilir, açık aşikar ahvalinizi de bilir, yaptığınız amelleri de bilir. Âllâh CelleCelâlûhû Semi-û Basir'dir. Semi' ve Basir, Esmâ-i Hüsnâ'dandır. Kendi kendine telkin etmiş, kendine Cenâb-ı Hak diyor ki; "Ey kulum ben işitiyorum. Senin konuştuklarını ben tamamı ile işitiyorum. Bende mahfuzdur. İstersen doğru yola girersin sevabı bulursun. İstersen eğri yola girersin de cezayı bulursun." Sonra ben Basîr'im diyor. Ahvalinizi görüyorum buyuruyor. "İyilik yaparsan tabi mükâfatını görürsün, fenalık yaparsan cezasını görürsün. Bir de Hâbir'im, kalbe geleni de biliyorum. Zâ- hirde görülen ve işitilenden başka, kalbe geleni de biliyor."» - lij j ^ o 53 L i Sizin kesbettiğiniz, çalıştığınız amelleri de bilir Cenâb-ı Hak. 4 - j j M» / f r l P l y / ^ J i» - ^ > 3 ^ / j l j i 3 ' J I < j i / i j Hâlik-i Kâinat, Habibine bildiriyor. Âllâh-û Teâlâ, birisini dalalette nihayetlendirmişse ne peygamber tesir eder, ne Kur'an tesir eder, ne de mucize tesir eder. Eğer mucize, imana sebep olsaydı, Ebu Cehil her gün mucize görüyordu fakat imana sebep olmao dı. /_ij Ey Habibim Ekmelerrasûl Sallâllâhû Aleyhivessellem neyi getirsen mucize olarak bunlara,»-gjj o L jl j - i o l A llâh-û Teâlâ'nın ayetlerinden mucizelerinden her neyi göstersen bun

6 368 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri lara, j_ ^ j. Ü Lgip 1jJo J l i'raz ederler, iman etmezler. Müteessir olma ey Habibim, onların imandan nasipleri yoktur. 5- Aj Ijil5 la fg ^ lj cj&j-^i f*#./ - L J ^:.>J/j Ijj j-i" J-2-3 1j_jio Jl.ü Hak ki Kur'an'dır, Kur'an'ı tekzip ederler. L U f-;*/ Kur'an geldiği zaman L ü Muhammed Sallâllâhû Aleyhivessellem. O da olur, hak hem Rasûl-û Ekrem, hem de Kur'an'dır. Hakkı tekzip ettiler ki burada Kur'an'dır. Kur'an geldiği k. ^ s zaman inanmadılar. f_;*l>- l_i! Ne zamanki Kur'an geldi yahut ki ne zamanki Muhammed Sallâllâhû Aleyhivessellem, Kur'an geo tirdiğinde. f-g-^lj J& j-ls Sonra onlara gelecektir, «l_>ij-j/i LA ijjii»s» S ' d o n l a r ı n istihza ettiği sözlerin cezası gelecektir. Yâni buny y lar cehennem için halk olmuş, mucize tesir etmez. Kur'an'a inanmaz inkâr ederler, beğenmeyerek kendilerine göre bir kaideler yapıyorlar. Bunu, daha evlâ hak buluyor, onunla amel ediyor. Bu adamın yeri cehennemden başka ne olabilir? Meğerki sonradan kalbi çevrilir de iman ederse o başkadır. 6 - f j /.a ^ y J ı ^ f i d l b û j i j-* f - g p j-a /_&I;ı f - i ıjj-j f i l o k j 151^ f - g l* u L U ı / ıl ^ ıj f- Ü j j :. ' \ y c y $ 0 * s y ',, 9 * 9 ı f i s ı y 9 J 9 o a y a j-jj^ l / - j ^f-;j"^j j-* ol_djt1j f_g_)jjj f_ ;U xi;\i f-f3-><3 j_a 9 s y y yy y L lk lu l f_s" 1jj_j f J l Böyle inkârda kalanlar görmüyorlar f_s ûj-5 j_a f- g ilî j-* L&IÂ1 onlardan evvel ne kadar çok karin, önce yaşayan nesilleri, böyle inkâr edenleri helâk ettik, İman etmeyenlerin akîbetini görmüyorlar mı? j^ jj l ^_i f_;/i A Onları meknet sahibi yaptık. Ömürlerini daha uzun, kuvvet sahibi yaptık. Ömür

7 En'am Sûresi leri uzun, kuvvet sahibi oldukları halde iman etmediklerinden on- 2S oi s ları mahvettik. T-öJ T J l_j> Size vermediğimiz kuvvet, servet ve bütün imkânları onlara verdik. l/lj-ja r t i u. Semâvattan onlara, her ihtiyaç duydukları zaman bol bol yağmur indirdik. Yağmurları midrar olarak, dâimi olarak ihsan ettik. Onları o bol bol nimetler içerisinde yaşattık, kuvvet-i kudret verdik. UJJc>-J j a ^ jjts JL^VI Nehirler icra ettik o memleketlerinde. Böyle olduğu halde Âllâh'a karşı gelemediler. İlâhi kuvvet sahibi Âllâh-û Teâlâ, âciz kalmadı onları mahvetmeye ve onları tamamı ile mah- 2 s s s vetti, r ^ j İ L»-.a/jÖ Iâ Ij onların yaptığı hataları sebebiyle. Kuvvet ve meknet sahibi oldukları halde mahvettik. lij.3»-ajjo j-a isuüîlj J-jjS-l Onlardan sonra başka insanları halk ettik. Eğer bunlar da böyle yaparlarsa, Âllâh-û Teâlâ intikam vermekte aciz değildir. Bir lahzâda helâk eder. Yalnız Cenâb-ı Hakk'ın iradesi, buyuruyor Kur'an-ı Kerim'de. Oj-ki/>J <U /_j\j Müteessir olma ey Habibim, Kur'an ve dinim zayi olacak diye üzülme, dinin muhafızı benim. Fakat Cenâb-ı Hak, filân memlekette demiyor, yeryüzünde buyuruyor. Âllâh-û Teâlâ, bu Kur'an'ı, bu dini kıyamete kadar muhafaza edeceğini va'det- miş. Va'dinde muhalefet yok ama bir yeri bırakır, hikmeti ile başka yere gider. Bir yeri kapar, başka yer açılır. Va'di yeryüzünde devam edecek. 7 - j _ J \ J l 2 ^ uri L» â # j j j Sebeb-i nüzul ayet; Abdullah İbni Ebi Ümeyye, bir gün Hu-

8 370 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri zur-u Nebi'ye gelmiş. "Ya Muhammed, sana iman etmemi mi istiyorsun? Göğe çıkarsın, oradan bir kitap indirsin ki üzeri (Rabbi izzetten Abdullah İbni Ebi Ümeyye'ye) diye yazılmış olur. Ve bana, seni tasdik etmemi emreder. Mamafih bunu da yapsan, seni yine tasdik edeceğimi zannetmiyorum" demişti. Abdullah İbni Ebi Ümeyye bilâhare iman etmiş ve Taif'te şehit olmuştu. Küfrün birçok teklifleri oldu fakat bazıları diğerlerinden farklıdır. Bazılarına iftirah derler. İftirah budur; "Eğer bu zuhur ederse, ben iman edeceğim." Böyle va'detti mi, o mucize zuhur edince iman etmezse mahvolur. Salih Aleyhisselam'ın kavmi böyledir. Deve mucizesi zuhur etti, iman etmediler, mahvoldular, helâk oldular. Kureyşlilerin iftirah kabilinde olan istekleri yerine gelseydi, istekleri üzerine zuhur eden mucizelere iman etmeyip helâk olacaklardı. Onların sülbünden gelenler Müslüman olacakları için, Hâlik-i Kâinat, onların bu mucize isteklerini halk etmedi. Cenâb-ı Hak, onlara merhameten bu isteklerini kabul buyurmadı. Ey Habibim, onların teklifi bu; bir mektup gelsin Âllâh'tan bize. x 0x Eğer biz Azimüşşan, böyle bir mektubu gönderirsek. jjj Eğer /!!> göndersek Ü 1 P sana, onlar için bir kitap göndersek s bir kağıt üzerinde, f jyjj/j aj-ius elleriyle de o kağıda temas etseler yâni küfür için halk olmuş, mucize tesir etmiyor. Yine iman etmezler. Ij^_i^ 3 - ;ÂJI J/-îJ Küfürde olanlar diyecekler Ebû Cehil gibi. 3. 1» y*_~> J l IJla d)! "Bu bir sihirdir, apaçık sihirden başka bir şey değildir" diyeceklerdi. Onun için bunu yapmayalım ki sülblerinde Mü'minler var, Mü'minler gelecek. Yine inkâr edenlerin ikinci teklifi var.

9 En'am Sûresi 371 d i l i «l IIp J^Jl V JJ Ij-J/Sj "Niçin bir melek gelmiyor? Mademki peygamberdir bir melek gelsin, gözümüzün önünde o melek tasdik etsin. Meleğin yüzünü biz de görelim" diye teklif ediyorlar. Diğer bir teklif de "Niçin bir peygamber, melek olarak gelmiyor? Mademki peygamberdir, melek olarak gelsin." Hâlbuki insan, hemcinsinden daha ziyâde malûmat alır. Faraza bir melekten peygamber gönderse Cenâb-ı Hak, bir insan şekline koyar da öyle gönderir. Şeytanlar iki nev'idir. Cinden olan şeytan biliyoruz, malûm olandır. Bir de insandan olan şeytan var. Her ikisi de insanı yoldan çıkarmaya çalışıyorlar fakat hangisinin tesiri çoktur? İnsan şeytanların tesiri çoktur. Cinden olan, mahut olan şeytan cinsimizden değildir. Bir hayal atar, "bunu yap" diye. Onu dinlemezsen, bırakır onu başka şeye gider. "in n e keyde şeytane ta ife " diyor Cenâb-ı Hak. Bu itibar ile ısrar etmiyor çünkü cinsimizden değil. Bir hayal atıyor, insan onu yapmadı mı gider başka yere. Fakat şeytan-ı insi öyle değildir, devam ediyor. Yaptın mı ısrar ediyor, daha ziyâde müessir olur. Buna kıyasen, eğer Peygamberan-i İzam kendi cinsimizden gelmeselerdi, melek olarak bir peygamber gelseydi, biz onlardan istifade etmezdik. Çünkü hemcinsimiz değildir. Onların fi s * s * bu teklifleri bu cihetten de bozuktur. t _ii UU yl j j j Diyor Cenâb-ı X «^ t ' Hak, eğer onların arzusu gibi melek gönderseydik, <>4^ J emir yerine gelirdi. Nihayet helâk olurdu, imhâl edilmezdi. Nadr Bin Haris, Abdullah İbni Ebi Ümeyye, Nevfel Bin Huvey- lid, Huzur-u Nebi'ye gelmişler. "Ya Muhammed! Âllâh tarafından

10 372 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri bize bir mektup getirmedikçe ve beraberinde dört melek, bu mektubun Âllâh'a ait ve senin nebi olduğuna şehadet etmedikçe, asla sana inanmayız" demişlerdi. Ayet-i Kerime bu sebeple nazil olmuştur. îtf x o X IkJu dik, ne yapacaktık o zaman? 5L>-5 Eğer bir peygamberi melek olarak gönderseyo ^ Bir insan gibi yapardık,. o ^ insan şekline koyardık öyle gönderirdik. /_- f U İIJUJ Giydirirdik o meleğe, insanların giydiği gibi. Aynı bir insan kıyafetinde gelir, onları düşmekte oldukları şüpheye yine düşürecektik. Hâlik-i Kâinat, Habibine teselli vermekte. Habibi Ekrem Sallâllâhû Aleyhivessellem, halkın hidayetini çok arzu ederdi. Böyle inkârlarını da görünce çok üzülürdü. Ona cevaben buyuruyor ki; "Ey Habibim! dul-i ( ^ fl l- I Jlİ J J Müteessir olma bunların istihza, inkârlarından. Bugün de Kur'an-ı Azîmüşşan'a istihza yapan inkâr edenler, hiçbir zaman Kur'an-ı Azimüşşan'a bir nakise getiremezler. Ve nihayet helâke mukarrardırlar ama helâkin envâları vardır. Ey Habibim, müteessir olma onların yaptığından. Vaktiyle istihza ederlerdi, senden evvelki peygamberlere de istihza ederlerdi. İndi Ij ^j^=_sş-j U/j bu istihzaları yapanlara, <_>IjJlST /_*>f - f i- Oj> -İJ onların yaptığı istihzaların cezaları başlarına geldi, cezalarını çektiler.

11 En'am Sûresi E u zû b illa h im in e şşe y ta n irra cim. B ism illa h irra h m â n irra - him. "A llâ h ü m m e " Ya Âllâh, Ya Rabbi. "s a lli salâten k â m ile h " kamil olan bir salâvat-ı merhameti, in'am-ı ihsan et. "v e sellim selâm en tâ m m e n " Bütün dünya ve ahiret üzüntülerinden salim yap, selametleri yap. "a lâ seyyid in â ve M evlâna M uham - m e d in ille zi te n h a llû b ih il'u k a d " Muhammed Sallâllâhû Aleyhivessellem'e, bu salat-û selam ki onunla sıkıntılar açılıyor, ukdeler açılıyor, müşküller fasloluyor. "v e te n fe ricu b ih il'k u ra b " Kûrap; zahmettir. Üzüntüler, O'nun şefaati ile açılır. "v e tu k d â bih il'h a v â ic" Bütün ihtiyaçlar, O'nun şefaati ile yerine gelir. "v e tu n âlû b ih ir're g â ib " Maksatlara O'nun himmetiyle, O'nun delâletiyle, O'nun şefaatiyle varılır. "v e h û sn û l'h a v â tim " Hüsn-ü hatime; sonu güzel gelmek. "v e yû stesk al ğam âm û b ivech ihil k e rim " O'nun mübarek yüzünün bereketiyle bulutlar gelir, nimetler yağmurlar gibi akar. "v e alâ âlih i ve sa h b ih î fî kulli lem hatin ve nefesin bi adedi ku lli m âlûm in lek." 11- j -? j ^ - A J l <^îîp j ) Î 5 I j J ^ j l f i j j ı - ^» J S ljjı_ J J Ey Habibim Ekmelerrasûl Sallâllâhû Aleyhivessellem söyle, de ki; Yeryüzünde gezin de peygamberleri tek- zib edenlerin akıbetlerini görün. ljj_ kîl f J Ondan sonra dikkatle * S O f, s S bakınız, tefekkür ediniz. j_ı> j İJl Â-Jj îp (JîT ılâ-lt Tekzip edenler, peygamberleri tekzib edenlerin hali ne oldu? Ey Peygamberan-i İzam'ı, ey Rasûl-û Ekrem'in emrini tahkir eden, gözünü aç da etrafına bak. Tekzip edenlerin neler geldi başlarına?

12 374 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri ûj J s j^ JJIj o lji-l JI 0 f /-» j_i! J J Azamet-i İlâhiye'ye ibretle bakmak için diyor ki; "Semâvatın içindeki mahlûkat, bir karış yer boş değil hepsi ibadet ile meşguldür, yerin içinde, denizler de dâhil. Sor bu münkirlerden yerdeki ve gökteki mahlûkları halk eden kimdir? İdâre eden, yaşatan kimdir, zamanı gelince öldüren kimdir? 4ü J J Hepsi Âllâh-û Teâlâ'nındır." Yalnız "vardır" demek, iman için kâfi değildir. Bugün her tarafta, "Âllâh vardır" diyenler çoğunlukta fakat arkasından İsâ Aleyhisselam'ı ve Üzeyr Aleyhisselam'ı isnât ediyor. Ehl-i Sünnet vel Cemaat'in dediği gibi, inandığı gibi "Âllâh var" demek, hakiki iman oluyor. * /v ^ * O ^ Yazmış, hükmetmiş Âllâh, İl U-^JI nefsine rahmeti iltizam etmiş. Kimse Âllâh'a, bir şeyi hükmetmez. Âllâh, nefsine rahmeti iltizam etmiş. Derhâl cezalandırmaz, zaman bırakır tevbe etmesi için. Eğer derhâl cezalandırsaydı, o zaman rahmete icabeti olmazdı. fjsijli:*. Lâm'ı kasemdir. Ondan sonra Âllâh CelleCelâlûhû, bütün mahlûkatları toplar. İ İliJI p J ^ Jl İlâ, lâm mânâsınadır yahut da tekit içindir. Yâni liy e v m il k ıy a m eh, kıyamet günü de bu mahlûkatın hepsini, Âllâh CelleCelâlûhû toplar hatta mükellef olmayan mahlûkat bile. Meselâ boynuzlu olan koyun, boynuzsuz olana zulüm etmiş ise o da hazır olur. Mahlûkatın arasındaki zulüm tamamen faslolur. Ondan sonra mükellef olmayanlar toprak olur gider. «l-s Ş J J J Onda şekk-ü şüphe yok.

13 En'am Sûresi 3 7 5»g r..i;»i lj^_ı - j- jjj İ Onlar ki nefislerini, dünyada hasarete sevk etmişler. Azab-ı İlâhiye'ye maruz bırakmışlar. Sj-İ»3j J» gi Onlar elbette Muhammed Sallâllâhû Aleyhivessellem'e ve Kur'an'a iman etmezler. Küfr-ü inkâr olduğundan azaba maruz kalmıştır. Ona, vâz-ı nasihat fayda vermez iman etmezler. 13- I. w J I j / g * J I j I ^ J j Yine Âllâh-û Teâlâ'nın azâmetine, tevhidine delâlet. Âllâh'a s î s m ahsusturjlgllij JJÜI U gece de gündüz de yalnızlık da çokluk da her yerde sakin olan bütün mahlûkat, Âllâh'ın mülk-ü mahlûkudur. İradesi ile halk olmuştur, vakt-i muayyeni vardır. Vakt-i muayyeninde gelir, vakt-i muayyeninde gider. - İJ 1j--*j Sem i'dir Âllâh, hepimizin, bütün insanların sözünü işitiyor.»c-j*ji Âlim'dir, Âllâh yaptığımıza muttalidir, ahvalimizi bilir. Mükâfât-ı mücazat O'nun elindedir. Kureyşliler, Rasûl-û Ekrem'e dediler ki; "Âbâ-u ecdadının dinini niye bıraktın? Böylece vefasızlık yaptın" dediler. Buna karşılık Cenâb-ı Hak, Habibine bildiriyor. Böyle diyecekler, cevapları budur. J J Onlara söyle, böyle diyenlere; L J j 3l_a 3İ ^ l j_lp "Ben, Âllâh'tan gayrı bir adamı kendime dost, mabud mu ittihaz edeceğim? Ancak mabudum bilhak Âllâh'tır. Ondan başka bir mabud mu ittihaz edeceğim, böyle mi istiy o rsu n u z?^ jjij oijo-jiji A> ^O s O y s Bu semâvat-ı ardı yoktan halk eden, sonra»-üaj J j bü

14 376 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri tün mahlûkatına it'am eden. Bütün mahlûkat, O'na muhtaçtır. Âllâh Es-Samed'dir, her mahlûk O'na muhtaçtır. O hiçbir şeye muho taç değildir, muhtaç olan Âllâh olmaz. Kâffe-i mahlûkata ^ j!,w O j! it'am eder. J J O'na it'am edilmez." o j - i l ^ Jl J J j Yine onun bakiyesidir onlara cevap budur. "Ben Âllâh tarafından emrolun- * 's' s I/ dum." Emir bu;» U j i <J_JI O j il Ol Müslümanların evveli ben olurum, her bir peygamber ümmetinden evvel iman etmiştir. Bana /V 0 ^ ' emretti Âllâh, Müslümanın evveli olayım, j lf s - ^ - il j - i <j-ij 5 J J müşriklerle beraber bulunmayayım. Âllâh'ın emri budur. Hâlik'im budur. Fâtırıssemâvat O'dur. Bütün kâinata it'am eden O'dur. Kimseye muhtaç olmayan O'dur. 15- tsu - l usj l J J Bilirim ki korkuyorum. Eğer Rabbime isyan edersem, sizin dediğiniz gibi.»-jâp tldl-p Azim olan kıyamet gününün azabından korkuyorum. De ki; "Şayet Rabbime isyan edersem, kıyamet gününün azabından korkarım." o. o ^. 16- j i i i J I j jij I^^-Jij «ı>-j jj «i p t j i j_ i Her kim ki t'j-lssl ondan çevrilirse, «Lİp o günün azabı. Kıyamet gününde kimden ki azap çevrilirse, Azab-ı İlâhiye giriftar h s > o -*v olmazsa, l- t i j j A llâ h CelleCelâlûhû ona büyük bir rahmet yetiştirir. Azabını kimden çevirmişse, ona büyük bir rahmet etmiştir. Azabını çevirmek için de Âllâh ve Rasûlüne iman etmek lâzım gelir. j - ı ^ l jj-iji d ü i j İşte fevz-i m übin, büyük bir nimet budur. Yine müdellel olarak göz önüne koyuyor. Tabii kime kısmet

15 En'am Sûresi ise ona olur. İlim de bunun gibi kısmettir. Kime kısmet ise o arar bulur, kısmeti olmayan aramaz bulmaz. Bu Kur'an dersi büyük bir kısmettir. Evrâd ile Ezkâr kısmettir. Kimin kısmeti ise memnuniyet ile alır, devam eder okur. Kısmeti olmayan bırakır okumaz. Cebir yok ihtiyarladır, kısmettir. Kimin kısmeti ise o arar bulur. Mevlâna diyor; "Herkesin kafasında bir bekçi var. Cenâb-ı Hak'tan anlatmak için." 17- d -L-LA i J jj J jl- J J AÎS" J J J iı? İ l d -L-LA i J jj (Jlj Eğer Üil d - L - L A Â llâ h CelleCelâlûhû, size bir fenalık olur, sıkıntı, hastalık, darlık verirse 3J J - i u J J (yâni fe lâ radia 't lehû) hiç kimse o sıkıntıyı kaldıramaz. j_ i J l Yine O'dur. Sıkıntı zamanında herkes hemen hemen "Âllâh" diyor. Sıkıntı zamanında elini kaldırır tazarru eder, ferah zamanda ehemmiyet bile vermez. Size bir sıkıntı meshederse ancak O'dur keşfeden. d -L-L-A J 'j Eğer Âllâh CelleCelâlûhû, size bir hayır, ihsan-ı in'amı kısmet ederse j_>iî JS yine O'dur. "lâ m ania lim â e'tayte, vem a m u 'tiy e lim â m e n â 'te " Âllâh'ın verdiğine kimse mâni olamaz, Âllâh'ın aldığına da kimse engel olamaz. Her şeye, sıkıntıya, kudrete, fakirliğe de zarurete de muktedir O'dur. ^o o ^ i, ' ' 0 } 18- j n ^ t î l filxj>t]l j i j o iîıp j& Îa JI j i j ^ O* ' 0 jl ailip ı3jj J_aîâJI j_ ij Mahlûkatın üzerine hüküm sahibi O'dur, kahreden O'dur, muktedir O'dur. J ı A J i f ^ ^ ' j-*j Hakimdir, her

16 378 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri şeyi yerli yerinde halk etmiş. Habir'dir; haberdardır, kalbe geleni bilir. Şahit de istemişler. "Efendim, şahidin var mı bu dâvâ için." Ben peygamberim dedikten sonra şahit istiyorlar. Bu adamların malûmatları yoktur, ağzına geleni söylüyor. Fakat zamanımızdaki münafıklar ta'n-ı teşyi ile söylerler meydana çıkartmazlar, yoksa cevaplar mevcuttur. 19- ^ı^_j ^_^j j.»-^5.*jj A <ü\ J J j aslg-i ı^1» 4_gJl <üil Ol OjJg»-^.151 -L j- a j r - S / iij Olj 2-Ü i i-a OjSj_Lj La.» j_j ^ -ijlj JL-^-Ij U l j_a l_i J-». g -A.i J j-^l ^ ' s s' ' ' ' ^ O^ j y O } aslg_a j_!sl JJB u n d a n daha büyük şehadet olur mu? Âllâh-û Teâlâ'nın, Rasûlüne verdiği bu mucizeler, bu mucizelerin her birisi birer şahittir. Her mucize, Rasûl-û Ekrem'in bir şahididir' r ^ J ^ - M ^ ÂMâh/. bizimle aramızda şahittir ki ' "" t"' "t ' 9 ben, O'nun hak peygamberiyim. ö lj j d lü la Bu Kur'an-ı Azîmüşşân'ı, Âllâh bana vahyetmiş, en büyük şahit budur, kıyamete kadar bakidir. Muhammed Sallâllâhû Aleyhivessellem'in şahidi olan Kur'an-ı Kerim, kıyamete kadar bakidir. _!j j _»J <_>T - S / ij Kur'an'ı bana vahyetti, hem size nasihat edeyim, hem de Kur'an, benden sonra kime baliğ olursa, Kur'an okunduğu zaman kim onu işitmişse! İşte o Kur'an, şahittir benim nübüvvetime. Bu Kur'an'a ittibâ etmek mecburiyetindedir ve beni görmüş gibidir. Efendim, Kur'an'dan başka bir kitap gelmez. Muhammed Sallâllâhû Aleyhi- vessellem'den sonra, bir peygamber olmaz. Öyle bir peygamber gönderdi ki O'nun ahkâmı her memlekette, her yere câri olur. Bir de bu kitap her yerde câridir.

17 En'am Sûresi "B e le g a " diyor ya, kime bâliğ olursa aynen beni görmüş gibidir ve Kur'an'ı dinlemek lâzım gelir. Velev ki bu Kur'an, bir cihazla da gelir bize baliğ olursa yine Kur'an'dır. Yine Rasûl-û Ekrem'i görür gibi oluyoruz, yine dinlemekle mükellefiz. Mûsâ Aleyhisselam, Medyen'den Mısır'a sefer ederken gece karanlığında baştanbaşa nurlanmış bir ağaç görmüş, hayret biraz yakın oldu. Baktı ki "in n i ene R abbûke ya M u sâ " sadâ geldi. O ağaçtan çıkan sadâ, Âllâh kelamı olursa, Âllâh CelleCelâlûhû de bize Kur'an'da beyan etti. Makine, cihazdan çıkan sedâ, yine Âllâh'ın kelâmıdır. Orada okuyan adamın lisanından buraya geliyor. Onun için bu Kur'an, herhangi bir şekilde olursa olsun, nereye yetişirse aynen Rasûl-û Ekrem'i görmüş gibidir. Bu Kur'an, dost-u düşman memleketlerinde radyo, televizyon ve cihazlarıyla her tarafa sedâ veriyor. Her tarafa tebliğ edilmiş oluyor. Her nerede, kim tarafından dinlenmiş ise mükellef oluyor. Kabul ederse Mü'min olur, kabul etmezse kâfir olur. Eğer duymadı dinlemeseydi, şahikân-ı cebel gibi olurdu. "Bir peygamberi duymadım, Kur'an'ı işitmedim" diyebilirdi. Bu bir özür oluyor fakat bugün özür kalmıyor. İşitiyorsun, Kur'an'ı tamam. İnanıyorsun tatbik et, amel et. Mademki işittin, mecbursun onu aramaya. ^ J - I İ-jJI 4İii _» ûl û j ij - iiü f-slisî Rasûl-û Ekrem; "Onlar benim şahitlerim. Kur'an benimle sizin aranızda Âllâh-û Teâlâ şahittir. Hak rasûl olduğuma şehadet eder." û j i /_İ» lj jl^ij o l j_* /-İil J J jj_i.l J J J "Ancak mabud birdir, sizin yaptığınız şirkten ben beriyim. Siz, Âllâh-û Teâlâ ile beraber başka ilâhlar bulunduğuna gerçekten şehadet eder misiniz? "Ben şehadet etmem" de. O ancak bir tek ilâhtır.

18 380 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri Benim, O'na eş tuttuklarınızla hiçbir alakam yok, tamamen beriyim. Kur'an-ı Azimüşşân Vahy-i İlâhi, hıristiyanlarla Yahudiler, ulemaları diyelim. Onlar, Muhammed Sallâllâhû Aleyhivessellem'in ahvalini, evsafını Tevrat ve İncil'de okuyor biliyorlardı. Fakat o zaman iş başında bulunan (şimdiki ıstılahla diyelim din adamları.) Bu din adamları, onlardan birçok para alıyorlardı. Eğer onlar, bu hakikatleri itiraf etselerdi, bu paralardan mahrum kalacaklardı. Öyle ise "biz alacağımızı alalım, sonrası ne olursa olsun" dediler. Bu ayet, işarettir onlara. Cenâb-ı Hak buyuruyor ki; ıl»uikji f-a/ipi Ş_;l!l Kitap ki Tevrat-ı İncil'dir o zaman. Onlara kitap indirdiğimiz yahudi ve hıristiyanların din adamları, Ü j i ^ Muhammed Sallâllâhû Aleyhivessellem'i halis tanısalardı. L I k f J U l1^1 ö j J y u Nasıl ki bir insan kendi oğlunu birçok çocuklar içinde tanıyor, bunlar da aynen Rasûl-û Ekrem'i böyle bilirler. Hatta Ömer İbni Hattab Radıyâllahû Anh, Abdullah Bin Selam'a demiş. Abdullah Bin Selam Radıyâllâhû Anh, ulema-i yahudiden idi. İman ettikten sonra çok yüksek dereceye yükselmiştir. Demişki; "Ayetteki gibi Oj L-tf evladını tanıdığı gibi beni tanır, sen nasıl anlıyorsun bunu?" "Efendim evet, ayet tamamdır fakat ben daha fazla biliyorum. Muhammed Sallâllâhû Aleyhivessellem'i evladımdan daha ziyâde kuvvetle biliyor inanıyorum. Ben ve anası evladımı biliyoruz fakat muhtemeldir ki anası bir hata etmiştir de benden değildir. Benim kalbime Muhammed Sallâllâhû Aleyhives-

19 En'am Sûresi sellem için böyle bir şüphe, az da olsa bir tereddüt gelmiyor, gördüğüm inandığım gibi hezâ Nebiyyullâh."»g l- j?»i j- j jj İ Hüsrana girenler, inkâra girenler J» g üj-i»3j elbette iman etmezler. Çünkü hasaretle lekelenmişlerdir. İman iktisab olunacak şeyi kaybettikleri için. 21- J j o Ij L>^ıjL-i jl / J Ü «uil ^j-sil j o* Jkl j-* j bşjo -oil ^ i i l j-o*» ik i Kimdir ki daha zalim, ondan daha ziyâde zalim yoktur ki Âllâh-û Teâlâ'ya iftira eder, şerik yapar. Bundan daha zalim kimse var mıdır? Âllâh'a iftira edenlerden i> ^ i ^ S ziyâde zalim kimse var mıdır? c O Ü Ji Yahut da onun ayetlerini tekzib eder. 4J>I Muhakkak Âllâh CelleCelâlûhû - iij J iflah etmez, azaptan halas etmez. Oj-O.Jl.kJI O zalimler felâh bulmazlar. 22- j j j j l j-ji IjS^_iİ j-j-j-î-j Jj-âS»3 p J J 4 J J1 0 ^ Ey Habibim, ümmetine bildir de kıssadan hisse alsın. O gün ki ULo>- hepsini mahşerde toplayacağız. Neşir; kabirden kalkmak. Haşir; toplanmak. Hesap için, kıyamet için topladığımız zaman. IjS^-ii j- jjü Jj-lj»3 Sonra da Âllâh'a şerik olanları tehekküm kabilinden, melek lisanından derler ki; j! tj ** Ûj-O-^S»_İ Ü j- jjj I "Hani nerede sizin şerik ortak sandığınız? Âllâh-û Teâlâ'ya şerik, ortak sandığınız ilâhlarınız" diyeceğimiz gün.

20 382 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri f-g slli j- S o fj fjs Sonra onların fitnesi, cevabı, mazereti. 1 J l Ij-J/S Dediler, j- S 'j- U / J i La LÎJ5 ^İiljcevapları inkâra düştüler. "Âllâh'a kasem ederiz.ya Rabbi,biz şirk yapm adık "diyecekler. Böyle olunca diller tutulur,başlar azalar söylemeye. Her aza diyecek; "Ya Rabbi, filan günde filan işte beni sarfetti." Azalar başlar, ona şehadet etmeye. Azalarına bu defa; "Niye şehadet ediyorsun, sen benim azamsın." "Her şeyi konuşturan Âllâh, beni de konuşturdu seni böyle söyledim " diyecek. 24- d j j - S - â j I j i / i / a f g l p f g â i l u y l p I j J İ S " j k i! J j l ^_Ip Ij-Jiİj_ k îl Ey Habibim, bunların hamakatını <1 görüyorsun nasıl tekzib ediyorlar. Dünyada şirk, şerik yapmış. Burada "yapmadım" diyor, Ojj-S-âJ Ij-j/^ /-* f4 Î * J-^ j yaptığı iftirayı. Nefislerine karşı nasıl yalan söylediler, uydurdukları putlar da nasıl ortadan kayboluverdi. 25- ^-3j j-g-2-â-j (1)1'L o ı ^f-gjjlî ^-i-p L-Jüt-j ^LJI j_a f g aj d -ijji/^ j ^j/_>- lii ^-s-^ /-gj 1j-îa.jj J ^ ji J " ı^j-j dij ij-sj gjüi j j j J l J ı ıi l; î ıjj-is' j_j.j5l Jj-İj Hâlik-i Kâinat, emrediyor Habibine. Ey Habibim, Kureyşiler içlerinden seni Kur'an okurken dinleyenler var. Müşriklerden biri diyor ki; "Okunanlar evvelkilerin, Tevrat-ı İncil'den alınan hikâyelerden bahsediyor, Esâtir'ul evvelindir" demiş. Ebû Süfyan da; "Bunun fesahat-ı belagatı var, hakikat görünüyor içinde." Ebû Cehil de demiş ki; "Sakın böyle söyleme, bunu itiraf etmektense

21 En'am Sûresi ölüm bize bundan ehvendir." Hepsinin söylediği başkadır. Simâ, simâ-i kabul olmalıdır. Gidip de bakalım tecrübe edelim şeklinde olmamalıdır. Buyuruyor ki Habibine Cenâb-ı Hak, onların bu hallerini, gayıpten haberdir. f4onlardan, Kureyşilerden bir kısmı var ki dlü l ^ - I J Kur'an-ı Azimüşşân'ı senden dinler fakat niyeti iman değildir. Çünkü onların kalplerinde imansız gideceklerine dâir Hükm-ü İlâhi zuhur etmiş. o i 1 f- j^ S ^_İP Biz Azimüşşan, onların kalplerinin üzerine perde yapmışız ki Kur'an-ı Azimüşşân tesir etmiyor. (ûl Aj Tefekkuf için perde yapmışız, anlamazlar Kur'an'ı. Demek ki Kur'an'ı kâfir anlamadığı gibi, münafık da anlamaz. Okumuş olsun, Arapçayı bilmiş olsun, yine anlamaz Kur'an'ı çünkü kalplerinde perde vardır. Kur'an'a münkir olan hoca da olsa, profesör de olsa Kur'an'ı anlamaz bilmez. Kur'an'ı, kalbinde iman dolu olan bir kalp sahibi anlar bilir. I^-Sj f-jp ü l <^-ij Biz Azimüşşan, onların kulaklarına da sağırlık koymuşuz, söz oraya girmez yahut tesir ' a etmez. o l J s 1j^Jû'j Ey Habibim, müteessir olma onların inkârın * i. x dan. Bütün mucizeleri de görseler / j Iji»^ J yine iman etmezler. Çünkü küfür üzerine halk olmuş, lâzım olduğu yere gideceklerdir. ij j l > İÜ Küfrünü ileri götürür, sana karşı karşıya gelir inkâr etmeye, d L j j J iu o mücadele ediyor seninle, yâni evinde, cemaatinde söylemiş onunla iktifa etmiyor, senin huzuruna da gelir inkâr,- 0 - s ~, o 7 ' > s * * etmeye başlıyor. j J j J I ^ L^ -I J l IİL* ûl Ij^_Ü j-jjji J j l j Küfürde kalanlar, Kur'an hakkında bir şey diyemez de "Bu kitapta olanlar ancak eskilerin efsanelerinden başka bir şey değildir" derler. -s A (T -- ' \ ' ' J'ı*) / ' /*/ û j j - * - > " J /» j f j - n â - t l j I û j ^ - l j j ü ' j O P û j ^ - i - j j O P û j - j - i - j f * j

22 384 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri «li p Oj-frij»-»J Onlar halkı nehy ediyorlar, Kur'an'a ve Rasûl-û Ekrem'e ittibadan men ederler. «İp O^jH-jj Kendileri uzaklaşıyorlar, halkın içinde tâbi olmak isteyenlere de mani olup bırakmıyor engel oluyorlar. Hem halkı men ediyor Kur'an'dan, kendisi de uzaklaşıyor.» 4 - li î J l Oj- ifrj (Olj Onlar, bu hareketleriyle ancak nefislerini helâk ederler. Oj S* ^ /--ij Haberleri yok, farkında değildirler. Bu halleri, Rasûl-û Ekrem'e düşmalık değil, doğrudan doğruya kendi nefislerine düşmanlıktır. Ebedi olan helâke sebeptir. 27- o/-jl> (^>Jl-Sg J j ^s 1/-ihî-i /-j Ij-İ/Ü j/_-jl Ij-iSj i l Jj > 0 * * jj- ılij Jl j - i Oj- -jj /- jj j_jj Ey Habibim Ekmelerrasûl Sallâllâhû Aleyhivessellem eğer görsen hallerini. j l l i l Ij-iîj i l Cehennem onlara arz edil ' ' > diği zaman onların hali ne hüzün, ah-û figan. I jj U i Diyorlar; U L i J "Keşke, a y ah nolaydı! Dünyaya geri döndürülseydik de bun- ^ S * s ^ ' dan böyle iman eder müslüm olurduk. ^ J ^ J j Rabbi- ''o S } ^ mizin ayetlerini tekzip etmezdik." j- jiiji- J l j - i Oj- $J "Mü'minler- den olsaydık" dediklerini görseydin. "Ya Rabbi! Bir âlem daha yap da bizi götür de biz iman edelim" duaları bu. i? 28-4_!p îj-fri U J î j i u j î j i j j-jj j i s O jiâ j îj-st? u 1 4 J i J j j j 0^-^^/^».#5 i ' s 0 ^ } o ^»_4! IJU Zâhir olmuş onlara, JJ-î j i Oj-i*4 Ij-Su /-i evvel gizledikleri küfr-ü şirki görüyor, karşılarına çıktığı bizâr oldukları için böyle söylerler. Şayet geriye döndürülselerdi, yine nehy edildikleri şirk ve isyana avdet edeceklerdi. Zira va'dlerinde yalancıdırlar. jjj

23 En'am Sûresi Ij S/ Eğer onlar reddedilirse faraza Âllâh-û Teâlâ, bu duâyı kabul etse de bir dünya halk etse, bunlar da o dünyaya iade edilse, ü p Ij-gi LdJ lji/-ü aynen yine bu hale avdet ederler. O ^ î^»h P'j O nlar bu fikir, temenni de kâzibtir, yalancıdırlar. 29- ı a j ı ^ j. j j ı ı ü ı ı ^ J ^ O i j j J ı» j ljj/ 3 j Onların söylediği (kâfirlerin, münafıkların) evvel nasıl o inkâr etmişlerse, bugün de odur, kıyamete kadar da odur. (^_a (Ol l_ jjj\ U İl^ - J l "Ancak bizim dünyadaki hayattır, bu dünyadaki hayattan ibarettir. Bir daha dirilecek, ba's olunup bir daha hayata gelecek değiliz" derler, ahireti inkâr ederler. Hatta daha da ileri giderek, "Kimse gelmiş mi oradan?" derler. j- J jjl li j j J ü l_aj Meb'us; gönderilmiş. "Biz haşra gönderilmeyeceğiz, haşra gönderilecek değiliz" diye inkâr ederler l-i-j/j İj-Jl» (3->J/j I ia ^r-^l Jl_» ^-L^ lj-i»j ^ d>j-* j-jj IOjj_İKj ^r-ş-is /-a-, l l *Jl \j_3jij (Jl-J I Ü ]_!j Ey Habibim, onların halini görsen vakıf oldukları zaman Huzur-u İlâhi'de, mahşerde. Bir tarafta cehennem hazır oluyor, o zaman cehennem bu kâfir münafıklara, J l i k * \ o ' " ' (3- ^ / j l i_a ^T-lJl "Sen dünyada bunu inkâr ederdin. Bu hak değil miymiş!" buyuracak. H J/J İj-Jl» "Evet ya Rabbi! Kasem ederiz Cenâb-ı Hakk'a, haktır biz hata etmişiz. Rabbimiz hakkı için evet" diyecekler. O vakit, itiraftan sonra da»-sis L a _ l U ü l I jj jjj J U Ojj-i 5 "Bu dünyada yaptığınız küfürden dolayı, bugünkü azaba

24 386 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri giriniz. Tadınız! Siz buna inanmıyor, küfrediyordunuz." buyuracak Cenâb-ı Hak. 31 IjJ/î O JU <p/_«jl İÜ ^-2- ^l *1-2Îj Ij_J.Ak ş_jjjl j_ı>- j _î ^f_>jj.fk ^-î ^^f-*jijji f-* j /-fi» li^ js /_- ^-î ^iî3j-^«j>- /.j üjjj- VI 4İii */_İL Ij_jİ^ Ş_>iİl j - l - İ_s  llâ h -û Teâlâ'ya kavuşmayı tekzib edenler, muhakkak ki hüsranda kaldılar. < /_lji f-fstu- İÜ ^-i liü u Kıyamet ansızın geldiği zaman, / i j _ l LJ Ij_Jls "Ey hasret-i nedamet! Dünyada ne kadar gaflet ile geçirdik, /-fi» H k j i /_* ^_Î* ısrar ettik küfürde, âmal-i salihayı bıraktık." f ajl^jl f *J Hatalarını, günahlarını omuzlarına arkalarına yüklenecekler. (Misaldir bu.) "y e v m e tû b le s e â ir" Bütün esrarlar meydana çıkıyor. f_^jj-fk Arkasına almış yükünü, Huzur-u İlâhi'ye çıkıyor. J l Ojjj-J /_- LS Bakın, ne kötü o yüklenecekleri şeyler. 32- O jj& J J İ j - f i l jlijü J 5-fJJ v-*j J l L p İ il Sj-l^JI l_-j Oj-l-2jo J_sl x x CÎ 9 j_fjj J l L-1S.JJI aj-!>ji l_-j Yukarıda onlar dediler ki; "Dünyanın hayatı, hayat odur, ahiret yoktur." Ona cevaptır. "Dünyanın hayatı, ahirete nazaran oyundan başka bir şey değildir. JlJdJJ a* ' S ' S «o- f Oj_Îi^ J-ii Oj_âIJ Ş-J.İÎ! Sj-^VI Hayat-ı dünya bundan ibarettir" diyor aldanmayın. Kasem ederim Âllâh'a! Ahiret, Âllâh'tan korkanlar için. En hayırlısı, dâr-ı ahirete çalışmaktır. Niçin taakkul etmiyorsunuz, tefekkür etmiyorsunuz? Ahiretin, dünyadan efdal olduğuna hâlâ aklınız ermeyecek mi?

25 En'am Sûresi j _ J J d J j j j İ o J f ^ s i i ^ İ J l d J ^ d * J j f i i s Ü ' S o l ' ^ ( J j j L _ > t : > o «ü i l û i L - j Î j j - ^ - A - J Î ^ J l A y e t - i K e r i m e n i n s e b e b - i n ü z u l ü. B a ş t a E b û C e h i l o l m a k ü z e r e m ü ş r i k l e r i n i l e r i g e l e n l e r i D â r u n n e d v e ' d e t o p l a n ı r l a r d ı. R a s û l - û E k r e m S a l l â l l â h û A l e y h i v e s s e l l e m h a k k ı n d a a ğ z ı n a g e l e n l e r i s ö y l e r l e r d i. İ ç l e r i n d e n b i r i s i s ö z a l a r a k, " M u h a m m e d S a l l â l l â h û A l e y h i v e s s e l l e m, 4 0 s e n e a r a m ı z d a d o ğ r u s ö y l e d i ğ i n i, h e p i m i z M u - h a m m e d ' ü l E m i n o l d u ğ u n u b i l i r v e t a s d i k e d e r d i k. Y a l a n i ş i t m e d i k, b ö y l e o l d u ğ u n u d a b i z s ö y l ü y o r d u k. S i z n i y e b ö y l e d e ğ i ş t i r i y o r s u n u z? " d e m i ş. B u n u n ü z e r i n e E b û C e h i l c e v a b e n ; " B i z i m i t i r a z ı m ı z o n u n ş a h s ı n a d e ğ i l d i r. O n u n t e b l i ğ e t t i ğ i b i l d i r d i ğ i k i t a b a d ı r. B i z, o n u i n k â r e d i y o r i n a n m ı y o r u z. " H â l i k - i K â i n a t, H a b i b i n e b i l d i r i y o r. " E y H a b i b i m, o n l a r ı n i n k â r ı d o ğ r u d a n d o ğ r u y a b a n a d ı r. S e n m ü t e e s s i r o l m a. " fjjü J-î B i z A z î m ü ş ş â n b i l i y o r u z, 4 j I s e n i m a h z u n e d i y o r. ij j J j î j ^ U l O n l a r ı n s ö z l e r i s a n a d e ğ i l e l i n d e k i k i t a b a. İ n k â r l a r ı s e n i m a h z u n e d i y o r. d ı i j j j o J f-gsîi O n l a r s e n i t e k z i p e t m i y o r, ' / ' t i ' s ^ b e l k i b e n i t e k z i b e d i y o r. 4 ü l j-j-jîkjl j-xjj A m m a z a l i m l e r b i l e b i l e  l l â h ' ı, a y e t l e r i n i i n k â r e d i y o r l a r. S e n i d e ğ i l, a y e t l e r i i n k â r e d i y o r l a r i j â j l j l j - j j S Î _ a u - J - P i j j ; i i d L. S j - A C -. _ J. j S J _ î J j J j L $ j i 5 f 4 J ı d - İ l s j _ A J İ. J J J ü J Y a M u h a m m e d S a l l â l l â h û A l e y h i v e s s e l l e m, y e m i n e d e r i m k i s e n d e n ö n c e g e l e n p e y g a m b e r l e r d e

26 388 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri tekzib olunmuşlardı. ıjj_i_^aj Onlar sabr-ı tahammül ettiler. ^_ip Ijhjİ " /J> Yaptıkları tekzip, onların yaptığı tekzip üzerine sabr-ı tahammül ettiler. Ij İj İJ Üzüldüler onlar, 1 jj,^>j f g:.ı ^ - ^ tâ bizim yardımımız onlara gelinceye kadar. Bizim yardımımız gelinceye kadar sabr-ı tahammül ettiler. Sen de sabr-ı tahammül et, yardımımız gelir sana. <ü1 oluscj c J i a J j  llâ h -û Teâlâ'nın kelimesine, va'dine tebdil-i teğyir olmaz. Va'di budur ki; Enbiya ve Evliyasına nusret yapar, düşmanlarını helâk eder. JJü j j - L - j i J ı Peygamberan-i İzam'ın ahvalinden bunu sana bildirdim. Hâlik-i Kâinat, bu ayette Habibine serzeniş gibi yapıyor. Diyor ki; "Hüküm benimdir, emir benimdir. Bunların iman etmelerine yol yoktur. Ne kadar mucize görseler yine iman etmezler. Öyleyse sen teslimiyet göster, başka bir şey mucize isteme." 35- ^_j / 2-â.j ^»s ^ 1 ı d/ 3f_gi?ıj.pı d - j- p j_is" o/s" (1 İj ^1* f 4 i i * j i ı ; /! j j j fg p U s a U J i u d i, jı ^ J ı 0 ^ ' * \ 0 j-^ U U Jı j_* j-jj^j J-s ^J-gJi ^f_4-s;s1j_pl d ilip j_is d/s d ıj "Bunların dinden i'razı sana ağır gelse bile, sen bunu izale edemezsin. L - L k L - ı d/s Eğer gücün yeter- ^0 ^^ os se ^ j J I ULâj i j 1 yerin dibinden, denizlerden bir menfez aç ve bir merdiven kurarak semaya çıksan, bütün delilleri dışarıya çıkarsan göstersen onlara */._İJı U İ_- jı yahut merdiven gibi bir şey yapsan. Gökteki ay-yıldızları, melekleri azametime dair onlara getirip göstersen! Yine iman etmezler çünkü iman yolu onlara kapalıdır. Â^/j fg o liâ Sen hangi ayet-i mucizeyi getirsen, iman ettiremezsin. ^J-gH ^Jip ^ *-/-^ j-jj Eğer Âllâh isteseydi,

27 En'am Sûresi ^^ iv ^^ hidayet üzerine cem ederdi. j ı U U J l j_ i,>sjx.3 J - î Cahillerin talebi gibi yapma. Herkes neye halk olmuşsa, o yol ona kolay geliyor, onu takip eder, ona yetişiyor. Cehennem ehline kolay gelmiyor, ağır geliyor. Cennet ehline de bu yol kolay geliyor" buyuruyor Hâ- lik-i Kâinat, Habibine. j-jjji /- >1 Ey Habibim üzülme. Senin davetine icabet u ~ t " i " ' i edenler o kimselerdir ki O ^ Ü-Ü yâni simâ-û kabul ile senin sözü- ^o nü dinler, itâat ederler. ^ - j j lilj Ölü olanlar; kalbinde Zikrullah olmayan, hele kâfir müşrik olanlar. Onlar, ölü gibidir. Ölüye işittirme imkânı yoktur. Ancak hakkı işiten, kalbi uyanık olanlardır. Onların hali de <oil j j d l j kıyamette, Cenâb-ı Hak onları da kabirden çıkarır mahşere hazır eder fakat cezasını görür. o! '» i Âllâh'ın emrine rucû ederler. Cenâb-ı Hak, onlara lâyık olan cezayı verir. Huzur-u Saadette dediler ki; Bu Safâ dağı bize altın olsa dediler. Bir kısmı, "Mekke iki dere arasındadır bu dereler ortadan kalkıp geniş olsun, sahra olsun." Bir kısmı da; "Melekler gelsin sana şahit olsun" diye ayrı ayrı tekliflerde bulundular. Âllâh! Her şeye muktedir olup her şeyi yapabilir. Buna ihtirah derler. "Bunlar olursa iman edeceğiz" diyorlar. Rasûl-û Ekrem duasıyla bunların birisi olsaydı, yine iman etmezlerdi. İman etmediklerinden dolayı da hepsi helâk olurdu. Hâlbuki onların sülbünde Mü'minler var, nitekim sonra zuhur etti. Onun için Cenâb-ı Hak, bu ihtirahı kabul etmedi merhamet ettiğinden dolayı.

28 390 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri 37" O İ Jj-iJ (Ol ^-Lp /i/-» 4Üİ (Ol J-» ;/ j-a o l JİP Jj-i Jj-J lj-jl»j Oj-iLk: J ^ j is Î j_sü j 9 s o ' ' } ' a ' * ' 3_j\ o ll P Jj_j J j J \j_jl5j "Niçin bir ayet nazil olmuş, Safa Dağı V 9 * S ' sı ~ G ' \ t * altın olmuyor o / j _» Rabbinden?" <_Jl J j - ij (Ol ^_LP /il-» 4ül (Ol J-» \ s ' s s *' S ' Â llâ h, muktedirdir onların istediklerini yapmaya J _*j ^l j_ JJ O j - iik amma çoğu bilmezler menfaatini. Onların menfaati, bu mucizelerin indirilmediğindedir. 38- ı_a» ü t iil r_ai J yşil j j j i ^ o i i ı^j ^ j - ^ h < ^j (J-» y '-.& ı n L y j_a> Tekit içindir. ojls j_a> U>J Yeryüzünde herhangi, "y e d ü b b ü alel a rd ı" yeryüzünde yürüyen bütün mahlûklar, J j j_ jll havada uçanlar, j_jaj kanatlarıyla havada uçanlar. Biliniz ki onlar hepsi, Âllâh-û Teâlâ'nın bir kavm-i ümmetidir, ce- ^ ' * ' 9 * S maatidir r-süll>\»j>l J l sizin gibi. Âllâh, onları da yoktan halk etmiş. Halk ettikten sonra iaşe ediyor, idâme ediyor. Eceli geldiğinde gider. Bütün hayvanlar da sizin gibidir. o o ^ «t^_a j _» _L Jl L ü j İ U> Terk etmedik, biz Kitabullah'ta, Levh'il Mahfuz'da ve Kur'an'da bunların ahvalini, hepsini beyan ^ ^ o o S ' î ettik. O jj- i^»-$; /»-j Bu hayvanlar da sonra Huzur-u İlâhi'ye, haşra gelirler. Haşra niçin gelirler? Orada da hesap var. Boynuzlu olan bir koyun, boynuzsuz olana zulüm etmişse, boynuzlu olarak zulmedene kısasını yapar. Ondan sonra "y â leyten i küntü tûra- b e " Emr-i İlâhi zuhur eder, onlar toprak olur hesap kitap olmazlar. Hak, haktır. Hakkını alır, azabı olmaz.

29 En'am Sûresi l İ L ^ A l L i : j i o L - İ J l ^-3»_.JJ ^ L^vj/J I j- jk j- jjj lj» Jb. ı i l?lj ^ ^-İ-P «i J,-:îtj l- ij (j-ij Llj/j/j Ij-jJS j - j j J l j Onlar ki Kur'an-ı Azimüşşân'ı tekzib edi- '' r ^ 9 ' yorlar. Kulakları hakkı işitmez, dili de hakikati söylemez. Tekzib edenler eğer ki dünya umurunda her şeyi bilir fakat hakikate gelince Âllâh, kulağına işittirmez ve dili de hakkı söylemez. k0 ğ ' 1> J 3 ^ «JUUij <ül L İ j i o L - m J l A llâh, kimin idlalini isterse idlâl eder, f ' t o dalalete götürür. L&j j ü j Kimin isterse Âllâh, hidayetini ^İP» J i l - l i -kls-f doğru yolun üzerine getirir ve o yolda hareket eder. Hâlik-i Kâinat emrediyor. Münkirlere karşı, ehl-i Mekke'ye karşı tevbihtir. Fakat bütün mahlûkata karşı hitap ediyor. Âllâh CelleCelâlûhû diyor ki; 40- Oî OjPj 5 i ı S -iiî İP/-İJI»fc^î jî i ı ^ ii p» fc J î Oî ^ ^ İ j î J î j - îi/ ^» s-is ^^ jîjî j j j Söyleyiniz. «Sil ıi»u-p ^»_ _;5î (Ol "Eğer Âllâh'ın azabı, size dünyada gelirse mesela zelzeleler, hastalıklar, azaplar başınıza gelirse İPLİJI» d i İ jî yahut kıyamet koparsa başınıza, «Sil O_j-PJû Âllâh'tan başka gayriye mi niyaz edersiniz?" Ne kadar kâfir olursa olsun, sıkıntı zamanında "Âllâh!" diyor. Eğer başınıza bir belâ musibet geldiyse, jj-aiu»»üs' Oî eğer doğru iseniz başka bir mabut var yahut da İsâ Aleyhisselam'a şerik koştuğunuzdan niçin onları çağırmıyorsunuz da Âllâh diye çağırıyorsunuz? t. j O j i.5 /i O j i i5j A /»ca*oi AıJ IOjP /i i J3OjP J5 û/j I ^J*J

30 392 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri Oj-pJû al_jl J J Ancak Âllâh-û Teâlâ'yı niyaz edersiniz. frlî-ol o J I şınızdan def eder. Âllâh da istediği zaman, isterse o belâları bat. jj ^ ^ L* O j- lls j O zamanlarda, Âllâh'a şerik yaptığınız şerikleri unutursunuz. Sıkıntılar zamanında ne puta dayanıyorsunuz, ne İsâ'ya, ne Üzeyir'e ancak Âllâh diyorsunuz. Eğer doğru ise, bunlar mabut ise niçin onlara dayanmıyorsunuz? Belki o zaman herkes Âllâh diyor »gjü ^3-^JIj jl jfc JL» JlS İJlS d U Iİ J l i lll - J İ JuüJ d i l l i j-*»_il ^ Jl Hi-J-jl Jl-âJJ Biz Azîmüşşân, H L J-J senden fi ""s ^ «t jj evvel birçok peygamberleri gönderdik, frl^ ajij t L ^ lijlı _a>/s ahzettik onları. O halkı sıkıntılarla, şiddet ile *l^_ ajij hastalıkla sizden evvel çok peygamber gönderdik. Peygamber gönderdiğimiz insanlara da sıkıntılar, müşkülâtlar verdik.» giij O j-i^ aij Belki Âllâh'a tâdarru ederler, yalvarırlar, iman ederler. Olur ki şirkten yüz çevirir, tevbe ve istiğfar ederler diye darlığa, sıkıntıya, hastalığa uğrattık » g i _ ı i j f j I j - i ^ m i ; ir J j i S OjJÎOJu I j- ili L* O ik L İJi o ^ ^ \ l h \ j»juü- i l V]ÂS Bu musibetler başlarına geldiği zaman niçin pişman olmadılar, tâdarru edip Âllâh'a yalvarmadılar? Ij-i^iaS jı jı ^ ^ ^» g-jjis c ls j - p j Amma kalplerde kasavet hâsıl olmuş idi. j-j5j Oj-ioJO I j j l i L*>pik: iül fg J Şeytan onların yaptığını tezyin etmiştir, kendilerine hoş göstermişti. Tazarru etmediler.

31 En'am Sûresi ısı ^ _ k cj r ı ı j J f - j l p <0 ijj_ rl /_» ij_ is ^Us ûj_ii.» f_* İ s li oa_*_>f_ft/t Jl^-I lj_jjl /_«_>Ij->- j i 0 ijjjrs /_» Ij-It LuS Eğer dünyanın mal-ı serveti, Âllâh'ın emri yolunda sarf olursa nimettir. Eğer Âllâh'ın yolu hilafında sarf olursa elbette azaba sebeptir. İşte bu kavimler, Âllâh'a tazarru etmedikleri için biz de onlara mâl-û nimet verdik. Ne zamanki terk ettiler, i * f X X ^ onlara yapılan vaz-ı nasihatı. J.T f-jf^p UL>tiâ Dünyanın hazineleri, refah ve nimetlerini onlara açtık. Mal ve servet sahibi t ' ' ~ olsunlar, "Âllâh" demeye vakti kalmasın. Ij^jS isi Batarla, kibirle, azametle, mal-û servetle güvensinler. âjj u f-auju>-1 U o û j- U l» f * Is/_S Refahla tam ferahlandıkları sırada ansızın onları alıverdik. Hepsi bir anda me'yus ve nevmid oldular. X h $ ^ ^ x ö j ^ 45- j^-gj/*ji ii> tjij I j i i k j A l I fjiji j^ls l s 1 X X x Ö Ij-ilk J jj J I fj_2ji J_jlS ^_kîs Böylece şirk ve isyanla nefislerine zulmeden kavmin arkası kesildi. Hepsi helâk oldu kimse kalmadı. J-^-JUüi ı ^ Jl_1>JIj Rabb'il Alemin olan Âllâh-û Teâlâ'ya ham- dolsun ki zalimleri helâk etti. Mevlâna Celaleddin-i Rumi buyuruyor; "Taatın, hayrın, ibadetin, iyiliğin kapısı açıktır. Açık olmakla beraber herkesin gücü yetmez oraya gelmeye. Açıktır fakat gücü yetmez. Bir padişahın saray kapısı açıktır. Bununla beraber hükümdarın izni olmadan saraya giremez. Kaderin kilidi de ancak Âllâh'ın elindedir. Kitabı alıyor, "ben okuyamıyorum" diyor. Sahibi okumasını istemiyor. Âllâh CelleCelâlûhû, ona irade etmemiştir. İbadet-i taatle meşgul olan

32 394 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri kimse, "ibadet-i taatle uğraşıyorum" diye minnet koyma. Senin değildir, bu iltifatı sana Hâlik'in yapmıştır. O fikri senin kafana o koymuştur. Herkes istediği yere giremiyor. Bal arısına bal yapma kudretini veren Âllâh, yılana da zehir yapma kudretini vermiştir. Bal sahibi zehir veremez, zehir sahibi de bal veremez. "Ben doğru yoldayım" diye tekebbür etme. "Elhamdülillah" demek iyi olur. Bu sözler iyi faydalıdır eğer simâ-i kabul ile işitip amel edersen, yoluna gidersen iyidir. 46- j_a f-cjjis u-ip f-* jîu jlj f -*-A-w 4^l Ju^-l (Jl f j ij lj l J.S ' i o s 3 i f I ' MI ^^ ^ */'*!, a S _* f *m jji *- u 11 j-^si ^ı 0 f ' s ' * ^J^-S Ey Habibim, onlara söyle. ^_s^lj>l "Söyleyiniz Aül Jl-^-I (Jl * $ s ^ f C Ü - L sizin kulağınız var işitiyorsunuz her şeyi. f_ ju kjlj Eğer gözünüzü kapatır kör ederse, sizin kimin gücü yeter gözünüzü o l* * * ' ^ açmaya. f-xjjis ^-İP f - ^ j Eğer Âllâh, birdenbire kalbinizi hatmederse, kalbinizi kapatır aklınızı izale ederse, ondan gayri kim, t s, % ^ o'r'o hangi ilâh, onları size getirmeye kadirdir? o f-cjslj *Sil J İ P o l j_a Âllâh'tan gayri kim yapabilir? Bu kulağı veren, bu gözü veren, bu ı a aklı veren ondan başka kimdir?" o L J J l J îj - U < bibim, böyle beyan ediyoruz ayetleri ki anlasınlar. J j J i U f_* f j Yine kabul etmiyorlar, yine küfürlerinde devam ediyorlar. Böyle iken yine onlar yüz çeviriyorlar. 47- f j j j ı J j Ü *» J *! j ^ ji İ H : i ı - / İ P f i y i Jj f İ j j j J i 5j_A.JLkjl ) S S O } f-x >lj>l j p Yine buyuruyor ki yâni ehbiruni, bana haber verin. 1 a o ^ 0 jy & ^O «Ail i JüP f-x jsl (Jl  llâ h'ın azabı size gelirse ansızın, ansızın

33 En'am Sûresi bir azap gelirse SJ f Jl yahut açık ya gece ya da gündüz böyle bir 5Î o azap gelirse, Oj_UlkJI p-âji J l d ıl ; J-* helâk olan, hüsranda olan zalim olanlardır. Zulmeden kavimden başkası helâk edilir mi? Kâfirin helâki ebedidir. Mü'minin helâki kabuğu üzerindedir. Helâkten sonra Âllâh CelleCelâlûhû, onun amelini iptal etmez. Onun kabuğunun kırılması, onlarla bulunmasındandır. Hepsi beraber gidiyor fakat birisinin kabuğuna geliyor, diğerinin esasına geliyor helâk oluyor. Nefsine zulmeden iman etmeyenlerdir. bir kalpte cem etmez. Erhamerrahimin'dir. Bir adam dünyada Âl- 48- J ı jtl^ JA Ji J ^ J i /-»J * 2 s o S O 9 Vjf s O % o s üj-jj-^'j f * J j f ftt '* L-îj-:J" j J - ^ J U l J J /-_->J Enbiyanın vazifesi, Rasûllerin vazifesini beyan ediyor. Peygamberan-i İzâm mahlûktur, beşerdir. Âllâh'ın iradesi ile hareket ediyor, onlara vahiy geliyor. Doğrudan doğruya halk edecek halleri yok, halk eden Âllâh'tır. Peygamberler ancak vesile olur. Göndermiyoruz peygamberleri, gönderiyoruz J l iman edenlere tebşir edici. Cennetle müjdeliyoruz. Âlt ^ ^ lâh'a, Rasûlûllah'a, Kur'an'a iman edenleri cennetle tebşir ederler. E.,,. ^-.Jjjcooj İman etmeyenleri de cehennemle korkuturlar. Peygamt ^ beran-i İzâm'ın vazifesi budur. Ne halk eder, ne cehenneme atar, ' o ne de cennete koyar ancak vesile olurlar. j-_»l j_1» Bir adam, Âl- lâh-û Rasûlûllah'a iman etti, ^-L^IJ âm al-i salihayı da başladı yapmaya, f-ftî* ^ j^ J» onlara ne bir havf var, korku var azaptan ne de bir hüzün var kıyamet gününde. Âllâh'ın velileri ne hüzün çekerler kıyamette ne de korku çekerler. Cenâb-ı Hak, iki korkuyu

34 396 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri lâh'tan korkmuşsa artık Âllâh, o korkuyu ahirette vermiyor. Çünkü dünyada Âllâh'tan korkmuş fenalık yapmamış, ahirette korkusu yok onun. O j-ij^»-a J j Hüzün, elem de yok. Dünyada hüzün, elem çekiyor. O hüznü dünyada çektiği için, ikinci bir hüzün ve elemi Âllâh CelleCelâlûhû, ahirette ona çektirmez. 49 i j i l S l a j _ l J m J l L i j l j / j I j J ı S j j j J l j LİjlJ/j Ij-JiS j- jj J lj Onlar ki bizim âyât-ı beyyinatımızı tekzib ederler, Kur'an'a iman etmezler, küfürde kalırlar. Bunlara da i_ijl^ I»g i i j Azab-ı İlâhi mesheder, gaşyeder Oj-S i-âj lj_i/s l_i_> yaptıkları fıskın sebebiyle. Yaptıkları fısk-ı fücur sebebiyle Âllâh CelleCelâlûhû onları azap ile giriftar eder. 50- ^ l r # cjj-sî J J v -^ Jl r-lpi J J İ l j i p ^ J p l J J-» j ^ J ı j ^-dpjı ^j _ı: j j j ı ^ I j j l» >îı l J I Oı A -la Oj J_s1 Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû Aleyhivessellem emrediyor. Onlar dediler; "Safa Dağı bize altın olsun, dağlar ortadan kalksın." Sonra dediler; "Nasıl peygamberdir çarşıya gidiyor, yemek yiyor, evleniyor" böyle itirazlar yapmışlar. Onların itirazlarına karşı Hâlik-i Kâinat, Habibine buyuruyor ki; l i ~ s o 0 ~ 0 * 4ü1 j_j\jj>- t_xj (Jj_»l J J J Ben size demiyorum, Âllâh'ın hazinesi hepsi elimin altındadır. Evet, talep ederse Rasûl-û Ekrem, Âllâh verir. Veren Âllâh'tır, Rasûl-û Ekrem değildir. Rasûl-û Ekrem o ^ ^ "s vesiledir, vasıtadır. V - I a JI» A fl J j Size demem ki gaybı bilirim. Vakıa Cenâb-ı Hak, bütün umûr-u gaybiyeyi Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû Aleyhivessellem'e bildirmiştir tedricen. Fakat muvafık gör

35 En'am Sûresi düğünü tebliğ edip bildirmiş, muvafık görmediğini bildirmemiş. Bu benim bildiğim, Vahy-i İlâhi'yledir. Ben gaybı bilmiyorum, Âllâh bana bildirmezse. Ancak vahyi, bildirdikten sonra bilirim. e 9 ' ~ d L İ i ^_sl»-sü J j J I "JJ Ben size meleğim de demiyorum. Ben, ' i>^ "T 4 ^. s* O size peygamberim dedim. j J I /-i J l j-pl Ol Ben tâbî olmam. "illâ" Bana vahiy olana tâbî olurum, onu tebliğ ediyorum. J i i> o Sj ^IİIJ ^-İPJI ^ j s - l Kör ile gören bir olur mu? Benim vahyimde ' ' s gözler açılır, körlük kalmaz. Gören ile görmeyen bir olur mu? J_i1 t s O jjs lsi Niçin tefekkür etmiyorsunuz, Azamet-i İlâhiye'yi anlamak için niçin iman etmiyorsunuz? İnsan tefekkür ederse, tefekkürden tezekkür doğar. 0 s «"t ^ s ti'"'''' *t( 51- «_Sji (j_i ^t_^j ij j - i* j Ol Oj-i/^^j j-j-^ji «-J j^-sij Oj-1%» 4 ^ J-i-J. J J j J j o j l i l j Ey Habibim Ekmelerrasûl Sallâllâhû Aleyhivessellem, Kur'an ile inzar et, Kur'an ile korkut, Kur'an'ın vaidleri ile. Kime?»-.gjj ^J1 I j J - io Oİ O ji/ ^ j- jiil O cemaati, o insanları ki korkuyor, düşünüyorlar ki Âllâh'ın huzuruna çıkacak. j_ Jj «_jji j _ i» 4 i J~ 4i ' JJ Âllâh'tan başka ne bir dost var, ne de bir şefaat edici ' * i o ^ ' var. Ojâsj»4i*J Onlar takvaya gelirler, memnun olurlar. Yâni senin vaz-ı nasihatin kalpleri katı olan, kalplerinde Âllâh korkusu olmayana tesir etmiyor. Ancak kime tesir eder? Kalbinde Âllâh korkusu var, düşünüyor ki bir haşir günü var, Âllâh'ın huzuruna çıkma günü var. O günde ne şefi' var, ne de bir veli var. Ebû Cehil ve emsallerine yapma, kalbinde iman olanlara nasihat yap.

36 398 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri 0 \ 0 j_ JÜIJ S>jJUl f jjj ûj-p j- i^ l sj-ks J J Ayet-i kerimenin se- beb-i nüzulü. Bir gün Kureyşin ileri gelenlerinden bazıları, Rasûl-û Ekrem Efendimize gelmişler. Sûhâyb, Habbab, Bilâl, Ammar, Sel- man ve İbni Mes'ud Radıyâllahû Anhüm Ecmâin gibi, 30 kadar fakir Müslümanın Huzur-u Nebevi'de oturmakta olduğunu gördüler. "Ya Muhammed, sen kavminden vazgeçtin de bu fakirlere mi razı oldun? Biz bunların arkasından mı gideceğiz. Bunları huzurundan çıkarırsan, gelir seninle konuşuruz. Belki de sana ittiba ederiz fakat bunlarla bir arada oturmak bize ağır gelir" dediler. Sallâllâhû Aleyhivessellem; "Ben, Mü'minleri kovamam" buyurdu. Bunun üzerine; "Bâri biz geldiğimiz vakit kalkıp gitsinler. Dilersen sonra gelir, yine seninle birlikte otururlar" diye teklif ettiler. Rasûl-û Ekrem bunu kabul etti, Ömer Radıyâllahû Anh da aynı muvafakatı gösterdi. "Tekliflerini kabul et ya Rasûlûllah, bakalım netice ne olur?" demişti. Hatta bu yolda bir mukavelename kaleme alması, Ali Radıyâllahû Anh'a emredilmişti. Bu ve "mücrimlerin yolu belli olsun" diye ayetine kadar, mü- teakıb üç ayet-i kerime bu sebeple nazil olmuştur. Bunun üzerine Rasûl-û Ekrem, huzurundan ayrılan Müslümanları yanına çağırdı ve "size Rabbiniz kendine rahmeti farz kıldı" dedi. Selman ve Habbab Radıyâllahû Anhüm demiştir ki; "Bu ayet bizler hakkında nazil oldu. Rasûlûllah bizimle beraber oturur ve biz kendisine, dizimiz mübarek dizine dokununcaya kadar yak

37 En'am Sûresi laşırdık. İstedikleri zaman yanımızdan kalkarlardı." Fakat sonra Kehf sûresinde "Rablerine sabah akşam duâ edenlerle beraber, sen de sabret" ayet-i celilesi nazil olunca kalkmadan, kalkmayı terk ettiler. Ve Âllâh Teâlâ'ya hamdolsun ki; "Ümmetimden bir kavim ile beraber nefsime sabrettirmemi bana emretmeden, beni öldürmedi. Hayat sizinle, ölüm de sizinle" buyurdular. Diğer bir rivayete göre de fakirlerden bir cemaat, Peygamber Sallâllâhû Aleyhivessellem efendimizle birlikte bulunuyorlardı. Eşraftan bir cemaat, "Cemâatle namaz kılarken biz ileride, bunlar bizim arkamızda dursunlar" diye teklif etti. Ayet-i celile bunun üzerine nazil oldu. ALg j Oj Jl-jjj Rablerinin cemalini, rızasını dileyerek sabah akşam O'na ihlasla duâ ve ibadet edenleri huzurundan kovma. /J> j~a f-g-j-i^p j-a Laj j-a f gji j-a i.1;i-p Nasıl senin hesabını onlar çekmezler, Onlarda senin hesabını çekmezler ^f_;sj.klâ eğer onları huzurundan tard edsen j_;.j/kj1 j_a dj_x j nefsine zulmetmiş olursun, ki bunu Rasulu Ekrem zaten yapmaz. Fakat yapmadan evvel Allah Celle Celaluhu talimat verdi Kendisine. 53- / y j j_* f-giip & ı j_a ^JjJbi ı j^ jii! ^y7 Lij f g-^2 Lj /-ÎSS d U i.sj jj^r/_ij/j» I pi i ı J 4 J İ Böylece onlardan bir kısmını diğerleri ile denedik. Fakir Müslümanları, imanda öne geçtikleri için Kureyş'in eşrafına tercih ettik. Tâ ki "bunlar mı, o Âllâh'ın aramızdan lütfuna lâyık gördükleri kimseler?" desinler. Âllâh-û Teâlâ, şükreden kullarını daha iyi bilir değil mi?

38 400 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri 54- u _ J p f - C j j f J l c j _ î i L l î L L ( J j - İ a ^ j j j - j ' i J l ^ «Î -? - l â l j s J j - A ı Î - 3 f - J < - J Î g : > t J l «j - L f - X. İ A J A - P j j _ A i - S İ 3 _ A > - _ j J l 4 _ w - İ - J» j - î ^ J jjr-^ -' i - ^ Î i j ^ - İ - * ^ i j Ayetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman de ki; "Selam sizlere, Rabbiniz nefsine rahmet (va'dini) yazdı. İçinizden kim cehaletle bir fenalık yapar da sonra tevbe eder salah yolunu tutarsa, muhakkak ki Âllâh Teâlâ, Ğafur ve Rahim'dir. ' >., ' ' 55- j j - A J > t j l J - J - L j y J - j - S - ^ - S J J O Î J J l J - t f j İ j d U İ > J olsun. Bu ayet-i kerimeler bu sebeple nazil oldu. Böylece ayetlerimizi tafsil ediyoruz. Ta ki suçluların yolu belli 56- «l j * l ^ - p l J J ^ s i O j ^ j - A j - j i J İ J ^ - ı P ' I J i j g s ^ - S İ J s j j - j - i s - g - A - J i j j _ A Î - S İ î _ a j l â l c - J İ L i? J ı - S De ki "Ben, sizin Âllâh-û Teâlâ'dan gayrı taptıklarınıza ibadet etmekten nehy edildim. De ki; "Ben, sizin heveslerinize asla uymam. Uyarsam muhakkak sapmış ve doğru yolu bulanlardan olmamış olurum." 57- o Î _ A ^ J L İ P Î _ A o f - S - j İ J j ^ _ p j - A 3 J L J j ^ - İ P ^ J j J J j - U H J l J 4 ^ j - * j â - ^ l %J j f ^ l ( J j De ki; "Ben, Rabbim Celle Şânûhû'den bir beyyine üzerindeyim. Beyyine; hakkı, batıldan ayırt eden açık delillerdir. Bazı müfessirlere göre burada maksat; Kur'andır, vahiydir veya akli hüccetlerdir yahut hepsine şamildir. Sizse onu tekzib ettiniz. Çabucak

39 En'am Sûresi gelmesini istediğiniz azap benim elimde değildir. (Azabın ta'cil ve tehirinde) hüküm ancak Âllâh-û Teâlâ'nındır. O doğruyu haber verir. Ve O, (doğruyu eğriden) ayırt edenlerin en hayırlısıdır. 58- A lj f-fc iîjj ^ J-İJI CsjJ îs o û j i ^ -! L* ^ Jlİp ûi j-j J İ f_lpi De ki; "Eğer acele istediğiniz azap elimde olsaydı, iş aramızda çarçabuk biterdi. (Rabbim için gazap edip hemen sizi helâk ederdim.) Mamafih Âllâh-û Teâlâ, zalimleri elbette daha iyi bilir. "Ya Muhammed Sallâllâhû Aleyhivessellem, sık sık bizi Azab-ı İlâhi ile korkutuyorsun. Haydi, ukûbetten neye gücün yetiyorsa getir" demişlerdi. Ki bunlar (Rad Sûresi ayet 11 ) (Kaf Sûresi ayet 18) ve (İnfitar Sûresi ayet 10-12) ayet-i kerimelerinde bildirilen meleklerdir ki "Hafaza Melekleri" denir. Nihayet birinize ölüm geldiği vakit, elçilerimiz (melekül mevt) artık eksik bir şey yapmaksızın onun ruhunu alırlar. Elçilerimizden murad; Azrail Aleyhisselam'ın yardımcılarıdır. Bunlar, onun emri ile hareket ederler. Bu sebeple canı alan Azrail'miş gibi olur. Bir hadiste beyan edildiğine göre; "Cenâb-ı Hak, dünyayı Azrail'in önünde küçük bir sofra gibi yaratmıştır. Alınacak canlar çoksa onları huzuruna çağırır. Hepsi icabet ederler." 59- /*J j >t1!lj j_pl v j J j ^ y î ı o i d i 3 4 ^ v j L jiia i vı î i j j j_* k î ı s Gaybın anahtarı onun yanındadır. Onları, ondan gayri kimse bilmez. O, karada ve denizde ne varsa hepsini bilir. Bir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yeryüzünün karanlıkları içinde bir tek

40 402 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri dâne yoktur ki kuru ve yaş hiçbir şey bulunmaz ki hepsi Kitab-ı Mübin'de, (Levh-i Mahfuz'da yazılı) olmasın. Bazılarına göre gaybın anahtarlarından murad, Lokman sûresinin sonundaki beş şeydir. Bunlar; 1- Kıyametin ne zaman kopacağı, 2- Yağmurun ne zaman yağacağı, 3- Hamilenin dişi mi erkek mi doğuracağı, 4- Kişinin yarın ne kazanacağı, 5- Kişinin nerede öleceği, Bunları, Âllâh-û Teâlâ'dan başka kimse bilmez. Bir takımları bundan murad; "Yerin hazinelerini bilmektir" demiş. Daha başkaları; "Ecellerin bittiğini yahut kulların saadet ve şekavet hallerini" bilmek olduğunu söylemişlerdir. 60- f & İ I J f i jl fi J L f i J - /-» f-îijj J4J% f - M j ^ tfjüi j i j r V»â, 14_t» Oj-Î-A*.J O Âllâh-û Teâlâ ki geceleri sizi öldürür (kendinizden geçirir uyutur.) Gündüzleri ne kazandığınızı bilir. Sonra dünyada takdir olunan ömrünüz tamamlanıncaya kadar gündüzün yine sizi diriltir, (uykudan uyandırır.) Ölümden sonra dönüşünüz, yine O'nadır. Nihayet bütün işlemiş olduklarınızı size haber verecektir. 61- f i l - l t L - isl ufi l i i f f c l U J ^ J j j J_*üül Oj_İJIj J f * J Hİ-İ.J l^ js o j_ d l Âllâh-û Teâlâ, kullarının üstünde kahirdir. (Galebe ve kudretle

41 En'am Sûresi muttasıftır. Kullarının üstünde yegâne mutasarrıftır.) Ve üzerinize Hafaza (amellerinizin hayır ve şerrini yazan melekler) gönderir. Sonra onlar, hak Mevlâları Âllâh-û Teâlâ'nın hüküm ve cezasına döndürülürler. Bilin ki hüküm ancak Âllâh-û Teâlâ'nındır. Âllâh-û Azimüşşan, hesap görücülerin en süratlisidir. Dilerse bir lahzada bütün kâinatın hesabını görüverir. De ki; "Sizi karanın ve denizin karanlıklarından (tehlikelerinden) kim kurtarır? Ona gizli, aşikâr yalvararak duâ eder, derseniz ki; "Ahdimiz olsun! Eğer bizi bundan kurtarırsan sana şükredenlerden oluruz." De ki; "Sizi, o tehlikelerden ve bütün sıkıntılardan Âllâh-û Teâlâ kurtarır. Sonra siz döner, O'na şirk koşarsınız. (Sözünüzde durmaz, şükretmezsiniz.) o > Ey Habibim Ekmelerrasûl Sallâllâhû Aleyhivessellem, üm- ^o ^ metine bildir. JiLâJi J_a el-kam ilü fil kudreti diyor. Kudret-i Kâ-

42 404 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri /v - 9< ı mil olan Âllâh'tır, her şeye kudreti yeter. Kâdir ki d - İ l j Ol <^-i* size her türlü, her lahzada azapları gönderir, hem nereden j_ i isterse. Yukarıdan gönderir nitekim sayha-i Cibril ile tufan ile rüzgâr ile taşlar ile evvelki ümmetlerde olduğu gibi, j! ^ ^ yukarıdan gelen belâlar ile mahvoldular. c J i j - i jl Yahut ki aşağıdan zelzeleler ile yahut ayak takımı insanları çıkarır da ba- ) o * şınıza koyar. /İİA Jl Ş iy e a n şiyea; kabile, fırka fırka. Sizi fırka fırka yapar da birbirinize belâ olursunuz. Ehvâları muhtelif olan fırkalar yapar sizin içinizde, o şekilde sizi azaplandırır.^ juj Sizlerden bazıları size fenalığı izaka eder. Sizi parti parti birbirinize düşürüp, kiminize kiminizin hıncını tattırmaya kadirdir. o L j'j l j - î j-kil Ey Habibim ayetler nasıl tebliğ edilmiş, beyan edilmiş. Kuvvet-i Kudret-i İlâhi'ye delâlet eden ayetlere dikkat ediniz. Oj 12»-4.UJ Belki tefekkuh ederler, anlarlar Vahdaniyet-i İlâhiye'yi. Batıl yolu bırakıp doğru yola gelirler. Peygamber Efendimiz Sallâllâhû Aleyhivessellem şöyle buyurmuştur. "Rabbimden üç şey istedim. Bunlardan biri ümmetimi suda boğmak sureti ile helâk etmemesi idi, bunu kabul etti. İkincisi ümmetimi kıtlıkla helâk etmemesi idi, onu da kabul etti. Üçüncüsü ümmetimin birbirlerine düşmemesi idi, bunu kabul etmedi." <3_>JI j - i j d L -ijî a_j 4 -j^ J Ey Habibim, bu Kur'an-ı Azim'i tek- zib etmiş kavmin. Onu tekzib ettiler, hak olduğu halde. c _ l J J J i» ) s ^»- 1* Âyet, Mekke'de nazil olmuştur. O zaman harbe emir olunmamıştır. Emr-i İlâhi budur j _ o j_ JJ» - s io»_ j kabilinden.

43 En'am Sûresi Ben, sizin üzerinize vekil değilim illâ cehennemden kurtarayım da cennete götüreyim. Vekil değilim illâ küfürden çıkarayım da imana girdireyim. Yalnız benim vazifem tebligattır, size tebliğ ediciyim. 67-0j. _L>ö j-~»j L j j S i Nebe; haber. Nebi; haberdar. Her haber için, Kur'an-ı Azimüşşân'da beyan edilen her haber için mahalli istikbari vardır. Vakti vardır, vakt-i muayyendir. Ondan sonra anlarsınız. Azap gelecek size, haberdar ettim sizi. Ama zamanı, Âllâh'ın takdir ettiği günde gelecektir. Dinsizlerle beraber muhabbet bağlamayınız. Onlarla beraber bir yerde, bir sofrada oturmayınız. İşiniz olduğunda zaruret miktarı ancak işiniz oluncaya kadar zaruret vardır. 68- lj_*^j >o ^ g ijoj_pu /-Lj/jI Oj-^ j-^'j j-j-^l ^-Jİj ü lj ^ J _ â iü l L»lj a ^ - i j^^j/kjl p -â i islj Ne zaman ı *-j\j gördün O j-i j^j j - j lil dalıcı, ayetlere dalanları gördün. Âyât-ı beyyinâtı istihza ederek, aleyhinde söyleyerek daldı tekzibe. Böyleleri gördünüz mü? I-gİP j LS-â Onlardan i'raz ediniz. oj_ip ij- ^ j^ Mevzuyu değiştirinceye kadar onlardan uzak ol, meclislerini terk et. Mevzu değiştikten sonra orada oturabilirsiniz. Âyet Mekki'dir, harpten evvel nazil olmuştur. /J>\J " in " şartiyedir, " m a " tekit içindir. dıil_.jlj $ s s o 0 a s 0/kI_Lil Eğer sana unutturursa şeytan, ^/.S iil JlJ^ Jlİ.25 J J hatır

44 406 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri ladıktan sonra hemen kalk, j - ^ / k J ı fj-iji _a o zalim kavimlerle beraber oturmayın. Bu ayetin akibinde Âshab-ı Kiram, Rasûl-û Ekrem'e müracaat ettiler. Malûm ya o vakit, Âshab-ı Kiram az idi. Cevabı budur; $ * o \ ^ } * C * 69- f gilj f e ^ * j" ^ j j ^ j -? Üj_İ1J j - ^'jjı ^"i"p /^ j, J ; üj-âi j Üj-âlJ j_j.jjı ^_ip /J>j A llâh'tan korkan, ittika edenlere bir zarar yok. f >/_l>- j_ a Onların hesabından bir zarar gelmez. *t3r - i j- a, t * t z \ üj f-g-ilj fej-si j- J j Amma oturdukları zaman. Lâkin onlara doğruyu hatırlatın, umulur ki korunurlar. Bir ahiret var, Kur'an haktır. Sükût etmek ise onun sözünü kabul etmek olur. Hiçbir şey söylemeyecekse oradan kalkıp gider. İslamiyet böyle başladığı gibi, nihayeti de böyle bitecektir. Eğer gücümüz yeterse bir mün- keri elimizle men edeceğiz. Olmazsa dilimiz ile söyler men ederiz. Eğer dil ile söyleyemezse, kalp ile müteessir olsun. Bu ise imanın en zayıfıdır. 70- O j"s ij /-j-j-j^ı j-;->jı f-g-jj-pj ıj gjj /-^-lj f-g---j5 Ij İ-Aj I j-j'ijı J*j ü ıj J j j i «üji j_* /g J-4J c ^ - is /_i J - ü J h~ 5üı f_g I ji- ls /_ i I j U j-j-iji A -îjjl Lg-a i - j J J <JJl.P J S cj J.L5 (Üjj î-^-j Ij-j/S" /_4->f-;JI t^->i i_p-j f-;a->- j_a d.ıij_i J! jsj Terk et ey Habibim, Ij_gJj L İ L f g-j5 Ijj_^5ı j_j,jji dinini la'b-û lehiv gibi ittihaz ediyor, hakiki bir din ile dindar olmuyor, dini alay ediyor. LljJdI «j_^>ji f gjj P j Dünyanın hayatı, dünyanın

45 En'am Sûresi m a l - ı s e r v e t i o n l a r ı m a ğ r u r e t m i ş t i r. 4 _ > K u r ' a n i l e o n l a r a h a t ı r l a t, t e z k i r e t. C-LİS' LO_>J.-İ5 d)l H e r b i r n e f i s, h e l â k o l m a s ı n k e s b e t t i ğ i g ü n a h i l e. E y H a b i b i m, o n l a r ı n y a p t ı ğ ı h a t a h e l a k l e r i n e s e b e p t i r f a k a t s e n o n l a r l a m u h a r e b e e t m e, s ö y l e o n l a r a b u h a r e k e t l e r i n i z h e l â k e s e b e p t i r s i z l e r i ç i n. E - t - Jj 4 Ü ii O j i j - * L g J J J - J O b i r g ü n g e l i y o r k i  l l â h ' t a n b a ş k a n e b i r v e l i, n â s ı r v a r, n e b i r m u i n ş e f i ' a v a r. O n l a r l a h a r p o ^ o s 0 e t m e f a k a t v a ' z - ı n a s i h a t a d e v a m e t. Jjl-p Js Jjl-*s,315 O b i r g ü n d ü r k i k ı y a m e t g ü n ü, e ğ e r b i r a d a m b ü t ü n d ü n y a y ı i s t i d a e d e r s e i» o ^ 1 4 i* JlJ-jJ J f i d y e a l ı n m a z. O v a k i t d ü n y a g i b i d e ğ i l d i r m a l a l ı n s ı n. B ü t ü n v a r ı n ı f i d y e o l a r a k v e r s e, y i n e d e o n d a n a l ı n m a z k a b u l e, j o l u n m a z. ij ; -! ' LO_>IjLiJİ j-jjji d u J ji O n l a r, k a z a n d ı k l a r ı g ü n a h l a r y ü z ü n d e n h e l â k e s ü r ü k l e n m i ş k i m s e l e r d i r.»-o*' j-* 4 JIj-i f-ğ»_ji ıltijl-pj İn k â r e t m e k t e o l d u k l a r ı g e r ç e k l e r d e n ö t ü r ü, o n l a r i ç i n k a y n a r s u d a n i b a r e t b i r i ç e c e k v a r. IjJlS LO_> E l i m b i r a z a b v a r, o n l a r ı n k ü f ü r l e r i n d e n d o l a y ı, a c ı k l ı b i r a z a p v a r. E b û B e k i r R a d ı y â l l a h û A n h, P e y g a m b e r a n - i İ z â m ' d a n s o n r a e n y ü k s e k d e r e c e y e s a h i p t i r. M a h l û k a t - ı İ l â h i y e i ç i n d e b ü t ü n m a h - l û k a t t a n e n h a y ı r l ı o l a n, M u h a m m e d ' d i r S a l l â l l â h û A l e y h i v e s s e l l e m. Z i r v e - i â l â d a M a h b u b - u İ l â h i k i o n u n ü z e r i n e, f e v k i n d e h i ç b i r m a h l û k h a l k o l m a m ı ş. V e z a t e n d ü n y a O ' n u n i ç i n h a l k o l m u ş t u r. O n d a n s o n r a U l û ' l A z i m p e y g a m b e r l e r g e l i r k i İ b r a h i m, M û s â, İ s â, N û h A l e y h i s s e l a m. O n d a n s o n r a ü m m e t s a h i b i p e y g a m b e r l e r g e l i r, o n d a n s o n r a d i ğ e r p e y g a m b e r l e r g e l i r. P e y g a m b e r a n - i İ z â m ' ı n z ü m r e s i b i t e r b i t m e z, E b û B e k i r S ı d d ı k R a d ı y â l l â h û A n h g e l i r. O n d a n s o n r a d i ğ e r ü ç a r k a d a ş ı, A ş e r e - i M ü b e ş ş e r e, B e d i r A s h a b ı s o n r a M u h a c i r i n, s o n r a E n s a r ' d ı r.

46 408 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri Ebû Bekir içinde dört batın baba, nesep sahabe olarak hiçbir sahabede yok. Babası Ebû Kuhafe, Ebû Bekir Sıddık, Abdurrahman oğlu sahabe, Muhammed bin Ebibekir o da Rasûl-û Ekrem'i görmüştür. Abdurrahman Radıyâllâhû Anh, iman etmeden önce babasına haber gönderiyor. Avdet etsin gelsin Mekke'ye diye. Ayet nazil oldu, onun hakkındadır. Fakat muhatap olan Rasûl-û Ekrem'dir. Sebeb-i nüzul ayet budur. lahû Anh'a söyle. Ebû Bekir Radıyâllahû Anh da Abdurrahman'a söylesin. Biz ibadet mi edeceğiz bir şeye ki menfaat vermez eğer 4ÜiI O ji j-_» Ij- p Jü I J J j Ey Habibim, Ebû Bekir Sıddık Radıyâlibadet edersek, zarar da vermez ona arka çevirirsek. J /_* l i J V J J Ne zarara kuvveti var ne de menfaate kuvveti var, böyle te getirdikten sonra, Âllâh-û Teâlâ bizi hidayetine kavuşturduktan bir maddeyi mabut ittihaz eder miyiz! U Lllp I i J j j Tekrar geri İ ^ \ s ^ O ^ döner miyiz bunun için? 4ajI /-Ij-J* i l Ju>u Cenâb-ı Hak, bizi hidayesonra geriye, şirke döner miyiz? Bu neye benzer? 45jf.LI>1 (^JJl5' j J s / l- İ J I Ona benzer ki çölde gul-ü beyabani adında cinlerden şeytanlar vardır, yolu şaşırtırlar. Nasıl ki gul-ü beyabani bir adamın yolunu şaşırtıyor. Biz küfrün delâletinden böyle mütehayyir kalmış idik, şeytan bizi hayrette bırakmış idi. Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû

47 En'am Sûresi Aleyhivessellem'in nur-u hidayeti ile bizi dalaletten kurtardı, doğru yola çevirmeye başladığı halde, biz tekrar oraya gelir miyiz? (JİJ_J_>- y s J J l ^_i Yeryüzünde mütehayyir kalıyor. I?! U ^J^-gJl ^ J l 4 - jjp J Onun arkadaşları var ki hidayete davet ediyor. i.^ 0 i- ^ o ^ ^ y ^$ 0 3 Uİ-S-Jİ Diyorlar ki bize gel. <^^l ^il ^Jl*>Jl J J Ey Habibim söyle, o da söylesin. Âllâh'ın gösterdiği hidayet yolu, doğru yolun ta ken- V ^ 0 0j, J disidir. Î^-Ji J f İ - ü Î-sj a IJ Ve bize, âlemlerin Rabbine teslim olmamız emrolundu. 72- JjjiL> ö i (jîdl j* j a jîjlj âjiotfjl Ija-j-îIJ/j - ' " " a' ^ - s oj_i_^jl Ij_aJ I (Jİj Namazı, beş vaktimizi ikâme edelim, 8j_î j IJ Âllâh'a itâat edelim. 5jJ_L>o <JÜ1 ı$i-^ O Âllâh ki bütün kâinat, O'nun huzurunda haşrolur ceza ve hesap için JjjS (Jj-^_ji ^j.j' Jj-iJ f j_jj J->tJ Î- J lj ^lj-a_i J-İ^ ^ ij i j *j j_*j ssîgijlj V I aji fj ÎP J j i l Ü J f j J A i i j ı SJj U ji J ^ i f ^ \ <>>Jl> J s J J lj olja_ljl t fij İ j-*jöyle Âllâh'tır ki azameti, Kudret-i İlâhiye'yi beyan ediyor. Semâvat-ı ardı hak ve hakikat, hikmetle yaratandır. 99 sıfat isimlerini bildiren Cenâb-ı Âllâh. Sıfatlarının tecelliyi zuhuru için yerleri ve gökleri ile mahlûkatı halk etmiştir. Bu hak ve batıl ne ile zuhur edecektir? Hak ile batılı o bilir. Kur'an-ı Kerim'de bildirildiği gibi hak ve batıl zuhur eder. Hak ve batılın zuhuru için insanlar lâzım, insanların da biraz ihtiyarı lâzım. İhtiyarını nereye çevirir, irade ederse onun mukabilini alsın.

48 410 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri Yine hatırlat ümmetine o günü ki Oj-xlâ j T J j_2j her neyi. j! ^ X /V İrade-i İlâhiye zuhur ederse, üj-cl <j-t ne zaman "ol" dedi Allâh, /v J 0 $ * olur. Böyle kuvvet-i kudret sahibidir Allâh. <3_>JI ^ljjs O'nun kavli hak ve hakikattir. Muhakkak bir kıyamet vardır. Eğer kıyamet olmazsa onların dediği gibi, bu dünya ve insanların beyhude abes olması lâzım gelir. Allâh CelleCelâlûhû, abes hiçbir şeyi halk et * ^ memiştir. Kıyamete müteallik olan ba's ve neşir haktır. d L U l <UJ ^*2 y s o o Kaza ve hüküm O'nundur, o gün de. jj-^ji s j*_jju p J Nefh-i sur zamanında ki insanlar kabirden çıkarlar. Nefh-i surdaki o zerreler, ruhlar çıkıyor yerine giriyor. oslj İİIJ v-4^ji f-i/p "k a v lû h û l hak ve le h û l m ü lk ü " kavli haktır, saltanat O'nundur. Mülk O'nundur o gün de. Gayb-ı şehadet, gizliyi ve açığı bilendir. Bazı şeyleri görüyor biliyoruz, bazılarını görmüyoruz. Gördüğümüz şey müşeheddir, görmediğimiz şey o ^ gaybtır. f-; >JI J-aJ Halkında Hâkim O'dur, yerli yerine halk etmiş. ^.-AİI Haberdardır, bütün mahlûkat ve her şeyden haberdardır. *\ 74- ^ s j3j ^_jl İ*JI L^Lw?I j^^-jl j j l J f-;-,^l J/~ ^'j j-j-*-* J J-^ t ' \ *. ^0 s * o f_^.a_^j I J U Ü J Zikret, beyan et Habibim Ekmelerrasûl Sallâllâhû Aleyhivessellem. İbrahim Aleyhisselam'ın ahvalini ümmetine beyan et, ibret alsınlar. İbrahim Aleyhisselam Nemrud'un zamanında dünyaya gelmiştir. O zamanda müneccim, kâhinler çoktu. Müneccimler dediler ki; "Bu sene dünyaya gelecek bir çocuk, o birçok tebeddülât yapacak. Senin mülkünün zevali de onun elinde

49 En'am Sûresi o l u r. " N e m r u t e m r e t t i, " O s e n e d ü n y a y a g e l e c e k ç o c u k l a r ı ö l d ü r ü n ü z. E r k e k l e r d e k a d ı n l a r a t â k â r r u p e t m e s i n l e r. " İ b r a h i m A l e y h i s s e l a m ' ı n a n n e s i h a m i l e o l d u ğ u h a l d e, h a m l i b e l l i o l u p g ö r ü n m ü y o r d u. V a k t i g e l i n c e a n n e s i d a ğ d a b i r m a ğ a r a y a g i d i p, İ b r a h i m A l e y h i s s e l a m ' ı d ü n y a y a g e t i r i y o r. İ b r a h i m A l e y h i s s e l a m d ü n y a y a g e l d i ğ i n d e, a n n e s i b a k ı y o r b i r g ü n d e b i r h a f t a k a d a r b ü y ü y o r, p a r m a ğ ı n ı a ğ z ı n a k o y d u ğ u n d a p a r m a ğ ı n d a n s ü t e m i y o r d u. B u n u n ü z e r i n e a n n e s i ; " C e n â b - ı H a k, o n u k e n d i k e n d i n e b e s l e y i p d o y u r a c a k " d i y e r e k y a n ı n d a n a y r ı l d ı. F a k a t a r a s ı r a g i d i p İ b r a h i m A l e y h i s s e l a m ' ı d o l a ş ı y o r d u. İ b r a h i m A l e y h i s s e l a m b i r a z d a h a b ü y ü d ü k t e n s o n r a a n n e s i n e s o r u y o r, " B e n i m R a b b i m k i m? " A n n e s i d e ; " S e n i n R a b b i n, N e m r u d " d i y o r. İ b r a h i m A l e y h i s s e l a m " N e m r u d ' u n R a b b i k i m? " d i y o r. A n n e s i d e o n a b i r s i l l e v u r u y o r. B a k ı y o r i ş b ü y ü y e c e k, a n n e s i a l ı p a m c a s ı A z e r ' e t e s l i m e d e r. A z e r i l e T a r u h i k i k a r d e ş t i l e r. T a r u h e v v e l v e f a t e t m i ş i d i, A z e r h a y a t t a i d i. A z e r p u t y a p a r d ı, n e c c a r i d i. A z e r y a p t ı ğ ı p u t l a r ı, s a t m a s ı i ç i n İ b r a h i m A l e y h i s s e l a m ' a v e r i r. İ b r a h i m A l e y h i s s e l a m d a ç a r ş ı y a g ö t ü r ü r. " B u p u t l a r n e z a r a r v e r i r e ğ e r i b a d e t e t m e z l e r s e, n e m e n f a a t v e r i r i b a d e t e d e r l e r s e. N e y e m e k v e r i r n e i ç m e k v e r i r, b i r m a b u t s a t ı y o r u m k i m a l ı r? " B u s ö z l e r i, A z e r ' e h a b e r v e r i r l e r. A z e r d e İ b r a h i m A l e y h i s s e l a m ' a d a y a k a t ı y o r v e b ö y l e d e v a m e d i y o r. O n l a r ı n b ü y ü k b a y r a m g ü n ü y d ü. A z e r, İ b r a h i m A l e y h i s s e l a m ' a " h a z ı r l a n d a b e r a b e r g i d e c e ğ i z " d i y o r. İ b r a h i m A l e y h i s s e l a m d a y o l a ç ı k t ı ğ ı n d a, " b i r a z r a h a t s ı z ı m g e l e m e y e c e ğ i m " d i y o r, g e r i k a l ı p o n l a r l a g i t m i y o r. O n l a r g i d i p ş e h i r b o ş a l d ı k t a n s o n r a p u t h a n e y e g i d i y o r. S ı r a y l a k ü ç ü k p u t l a r d a n b a ş l a y ı p h e p s i n i k ı r ı y o r, b a l t a y ı d a b ü y ü k p u t u n b o y n u n a k o y u y o r. A k ş a m b a y r a m y e r i n d e n d ö n d ü k l e r i n d e g e l i p b a k ı y o r l a r p u t l a r p a r ç a l a n m ı ş. K i m y a p t ı b u n l a

50 412 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri rı? Onlar da "olsa olsa İbrahim adında bir çocuk var, o yapmıştır bunları." İbrahim Aleyhisselam'ı alıp getirirler, o da "yapsa yapsa bu büyük put yapmıştır. Suç aleti boynunda asılıdır, o yapmıştır." Onlar da "cansız olan put nasıl yapabilir?" dediklerinde. İbrahim Aleyhisselam "öyle ise bunu yapamayanı nasıl mabut ittihaz ediyorsunuz" demiş. \ x 55! <u j J[ Babası Azer'e, "Azer babasına" diyor. Eğer bir baba olsaydı, Azer adına hiç lüzum yoktu. Demek ki iki baba var ki "Azer babasına" diyor, "Taruh babasına" değildir. Eğer Taruh olmasaydı, yalnız bir baba ise "çocuk babasına söyledi" derler. Azer'in, İbrahim Aleyhisselam'ın babası olmadığına gerek örf-i adet, gerek tarih, gerek âyet, gerekse hadis delâlet ediyor. Hüccet ya ayettir, ya hadistir, ya ulemanın ahvalidir (beyanı) ya da örf-û adettir, ondan sonra lûgattır. a)lügatın en büyüğü Kamus-u Okyanus'tur. "Azer" kelimesine bakarsan; Azer, İbrahim Aleyhisselam'ın amcasıdır, onun babası Taruh'tur. Taruh kelimesine baktığın zaman; Taruh, İbrahim Aleyhisselam'ın babasıdır. Azer ise amcasıdır. İhtilaf olduğunu biliyor ve tasrih ediyor. b) Hadislere gelince birçok hadisler var. "Âllâh CelleCelâlûhû, beni sifah-ı cahiliyetten, nikâh-ı cahiliyetten tâhir buyurdu. Babam Abdullah'tan, ilk ceddim Âdem Aleyhisselam'a kadar daima müteselsil nikâh ile zuhur etmişim." Bu gibi benzeri birçok hadisler var. c) Örf-û adete gelince, lisan-ı Arap'ta da; Bir çocuk amcasının yanında büyürse, babası evvel vefat etmiş ise o çocuk amcasının evinde yetişirse, o amcaya "baba" derler. Nitekim Rasûl-û Ekrem

51 En'am Sûresi Sallâllâhû Aleyhivessellem'e de "Yetim-i Ebû Talip" derlerdi. Örf-û adette böyledir. d) Kur'an-ı Azimüşşân'da olan asıl bu Sûre-i Bakara'da, "fe- lem m â hadara Y a 'k u b e l m e v tü " Yakup Aleyhisselam'ın vefatı zamanında, evlatlarını çağırdı, 12 evladı vardı. "fe k a le libenih i mâ ta 'b u d û n e m in b a 'd i." "Benden sonra kime ibadet edersiniz?" dedi. "k â lû na'büdü İlâ h e k e ve İlâ h e Ebâike İb rahim e, İsm a ile ve İsh â k a." "Biz, senin ibadet ettiğin Mâbûd'a ibadet ederiz. Bir de senin babaların İbrahim, İsmail ve İshak'ın ibadet ettiği Mâbûd'a ibadet ederiz." İbrahim dedesi tamam, İshak da Yakup Aleyhisselam'ın babası tamam, İsmail Aleyhisselam'a ise amcası olduğu halde, "baba" diyor. Kur'an da amcayı, baba söylemiş. Demek ki Kur'an-ı Azimüşşân'da, amcaya da baba olarak ıtlak edilmiştir. Her hususta hürmet etmek lâzım gelir. Cenâb-ı Hak, bir adamı eğer rüsvâ etmek isterse, iyilere buğz, ta'an ettirir. Temiz insanları ta'an eder, dil uzatır. Eğer Âllâh CelleCelâlûhû, bir kimsenin ayıbını setretmek isterse, başkasının ayıbını söylemez. Değil ki böyle bir insanın, Rasûl-û Ekrem'e kadar dil uzatması nasıl olur? Edeb-i imanı olanlar, böyle durumlardan korunur. s l İS ^LgJI L*m?l Jl- ^ I İbrahim Aleyhisselam, Azer amcasına dedi. "Bu putları mabut mu ittihaz edeceksin? Hâlbuki bunlar, ne iyilik ne de fenalık bilir. Ne yer ne de yedirir. JJ_ ^ d _ * jîj d_;jl ^ Jl a -:-** Ben, seni ve senin kavmini azim bir dalalette görüyorum" ^ ' diyor amcasına. ^ \ s d U J S j Hâlik-i Kâinat emrediyor; Bunu nasıl anlattık küçük-

52 414 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri l ü k t e İ b r a h i m A l e y h i s s e l a m ' a. j^jjmj oijo _lji Oj-xU> Y e r l e r i n v e g ö k l e r i n m e l e k û t ü n ü d e b i z, İ b r a h i m A l e y h i s s e l a m ' a b i l d i r d i k v e g ö s t e r d i k. B i r g ü n b i r t a ş ı n ü z e r i n d e y d i, H â l i k - i K â i n a t b a s i r e t i n i a ç t ı. B ü t ü n g ö k l e r i o z a m a n s e y r e t t i. G ö k l e r i n m e l e k û t ü G ü n e ş, A y v e y ı l d ı z l a r d ı r. Y e r l e r i n m e l e k û t ü d e d a ğ l a r, a ğ a ç l a r v e 0 x * d e n i z l e r d i r. ^ ;.xîjiji Oj-k^J T â k i k a l b i n d e y a k i n h â s ı l o l s u n, h e n ü z k ü ç ü k t e n, t a l i m o l m a d a n I J J / i J-Sİ ı 2 i <^5 IJ-* J / i Us'js' İ5 j j ı j4îp /ÜS \o J jp l Ç o c u k i k e n n e z a m a n k i k a r a n l ı k o l d u k i g e - \ Z " t ü s ^ * c e d i r, lj y ı l d ı z ı g ö r ü r d ü p a r l a k. ^J5 IJ^ J/_S " B u b e n i m R a b - b i m m i d i r? " B i r p e y g a m b e r b ö y l e s ö z s ö y l e m e z, b u s ö z ü n t e v i l i v a r d ı r. B u s ö z ü h e n ü z k ü ç ü k k e n s ö y l e m i ş t i r. J J l l_hâ N e z a m a n k i û f û l e t t i o y ı l d ı z l a r ; 4--! J " Û f û l e d e n, b e n i m R a b b i m o l m a z. M a d e m k i H â l i k ' t i r, e z e l i v e e b e d i o l a c a k. " 77- J^~ L«Jlî U-* J U j_«jüi lj l o l i o- ^ ^ 1p - ^ 1<S-^ L p jlj J_iâJI İ5 l_-oîs O n d a n s o n r a A y ' ı g ö r d ü k i p a r l a k. IJ_* J l İ ^_45 Y i n e " b u m u d u r b e n i m R a b b i m? " J-Sl l O-ÎS N e z a m a n A y d a û f û l e d i n c e, j-jljaji p-âji j - j / J ^45 ^-jj45 J l İ " E ğ e r b e n i m R a b b i m! B e n i h i d a y e t e g e t i r m e z s e, d a l a l e t t e o l u r u m b u n l a r g i b i. B ö y l e û f û l e d e r, g e ç i c i o l a n b i r ş e y m a b u t o l m a z " d e d i. 78- /_j J/_î c-j-sl l_oîs j ^ l IJ_* ^~i5 İJ-* J/_s <_pj/j &-JI I5 l_«îs OjkLL* t^ ^ ^_ji ^»jj

53 En'am Sûresi JI ij LİİS Ne zamanki Güneş'i gördü, daha parlak. s ys s s Os "Z IJ_ >J L î Yine "benim Rabbim bu mudur? 'J^ Bu hepsinden büyük" dedi. d i l U Ü Ne zamanki Güneş kavuşup kaybolunca ^»ji U J U dedi. "Ey kavmim OjS,_1j l_l> *^3-5 ^ il sizin yaptığınız, şerik koştuğunuz şeylerden beriyim, Âllâh'a iman ediyorum. Bunların hiçbirisi mabut olmaz." Jİ "Ben çevirdim yüzümü yâni kalbimi, ^kâ^jjj /V s ^ ' ^ j J I j ^ Ijl- lj I gökleri ve yerleri halk eden Âllâh'a. L L u Doğru yola mail. A - S j- llj I /^l /-*j Ben, O'na ortak koşan müşriklerden değilim." Şâfi mezhebinde, Sübhâneke yerinde bu ayet-i kerimeyi duâ olarak okuyorlar. s s ^J>j3 3-^1 Tabii kalır mı bir peygamber, bir veli, münkirsiz! Başladılar, onu inkâr etmeye. "Bu putların zararı sana dokunur" dediler. «Sil ^ jji-ü o İ JL5 "Âllâh hakkında benimle mücadele mi ediyorsunuz? j -j Jia Jl-îJ A llâ h, beni doğru yola hidayet etmiş. J J 4 >O js j-^ U> JsU -İ Ben sizin şerik, ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. i l l i * L İ j Ol JI Rabbim, ne dilerse o olur. Rabbim bir şeyi dilerse o olur. L U p J S <^--53^-~»j Geniştir Rabbimin ' S ilmi, her şeyi bilir, Halik'tir, her şeyi yapar, emir O'nundur. J_ il

54 416 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri Ojj-i"JoS Niçin, Âllâh'ın azametini göz önüne getirmiyorsunuz da iman etmiyorsunuz? Ey kavim, hâlâ ibret almıyor musunuz? 81»J Lİ İ L» İsi Oj-il^ J J» İ S ^ î J s U î d S ' J O j-iiis» h S «Oî j i V L ^ î ı tiz-i îs /k L. o» i s y i l2 JsU-İ Nasıl olur da ben, sizin şerik tuttuğunuz putlardan korkarım?»is3-i<î»_ 5Î O j-i/^ J J Âllâh Teâlâ'nın hiçbir burhan indirmediği şeyleri, O'na şerik koşmaktan korkmuyor musunuz? /S/ki-i» - i* S 1»-J /-i Elinizde bir delil olmadığı halde putun, hâlik olduğunu nasıl olur da söylersiniz? j l a ^ l i l i / i ''' ' o j «V/j,3_^l Şimdi biliyorsanız söyleyin, iki guruptan hangisi? (Ol Oj-li-^S»_İ.1S Âllâh'ı birleyenler mi, yoksa putları O'na ortak koşanlar mı emniyette olmaya daha layıktır? Eğer bunu biliyor, fark ediyorsanız bana cevap verin. 82-» _ ij j j j ı ı»_4i d - ^ ji» _ ü j ^»_45/ı^ ij - ij u»j j i j ^ ı j_^.iii ^ f /- 9 jl j j J I O kimseler ki IjLİl iman etmişler, Âllâh'a ve Rasûlûllah'a. Oy ' S o s»jıkj ^»-^Slljl I j - l i : ^»-İJ İmanlarını şirkle karıştırmayanlar, herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar. O j ii- p» -ij j- îv l»-4j d u J jl İşte ancak korkudan emin olmak onların hakkıdır ve hidayete erenler onlardır. İmanını zulm ile küfr ile karıştıran kişi, o cehennemi zevk edecektir, Mü'mindir ama cehenneme girip temizlenecek. İmanını, küfr ile karıştırmayan. Âllâh gafururrahimdir. Yaptığı

55 En'am Sûresi mız günahlardan, ümidimiz budur ki kefaretlerle temizlenir, azap görmeden cennete girer. Buradaki zulüm kelimesi, küfür mânâsı olduğuna göre; imanını, küfür ile karıştırmış. Yâni küfrü sevmek, küfrün adetlerini ihtiyar etmek, bunların hepsi imanını telbis ediyor. Âllâh-û Teâlâ'nın, kulundan en ziyâde istediği imandır, istemediği de küfürdür. İman olduktan sonra üst tarafı ne kalır, maasi ve isyandır. Nefsine mağlup olmuş da bir hata yapmış. Cenâb-ı Hak, isterse tevbesiz affeder. Hele tevbe olursa va'detmiş affediyor. Onu da yapmasa kefaretlerle geçer. Bir adamın kalbinde, Âllâh'ın düşmanlarına muhabbeti varsa kurtaramaz kendisini. Ama zerre kadar imanı olan, ebedi cehennemde kalmaz. Cezasını çeker sonra Cenâb-ı Hak, belki de affeder onu. 83- Ü i/- *j j-a o/_>-j.i -9jj O)jİ ^-i* f - j j /-AÜ-ûI /.>J>- d - ijj f j * f - f. viljj d L-bj Bu bizim hüccetimizdir, İbrahim Aleyhisselam'a ^ J» ^ S ~ \ bunları bildirmişiz.o>jî ^_Ip /-A/İîSI Biz, onu kavminin karşı koymasına rağmen İbrahim Aleyhisselam'a verdik. f_j.p Ö-55 <üi i/-^j j-a tf,/_ 'j5 Biz dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltiyoruz. Şüphesiz ki Rabbin hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir. 84- j_aj J J İ j_a ULJJlA ^ j j j ULJJlA J S t j - i İ J J U la j j * il ^ ' ' > s \ ş s ' i* i O _lis j Üjj Aj ^_~oj.aj jfjj t J-J'j j i; i_' j 5jI5

56 418 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri jı _>j_i*.jj _ i 3J L i l* j j Cenâb-ı Hak, İbrahim Aleyhisselam'a evvela İsmail'i sonra İshak Aleyhisselam'ı vermiş. Evvela İshak Aleyhisselam'dan bahsediyor. Başka ayetlerde de İsmail Aleyhis- selam'dan bahsediyor. Yakub'u verdik ki İshak Aleyhisselam'ın oğludur. L lj i* Hepsini de doğru yola biz getirdik. Î-Ç i* Î-^-yj J s j_» Onun babası olan, Nûh Aleyhisselam'a da hidayet ve nübüvvet verdik. ıjjj *j ~ j j j j jlj ja-jj_^j ajla j> *j Zürriyetinden Dâvud'u, Süleyman'ı, Eyyüb'û, Yusuf'u, Mûsâ'yı ve Hârun'u da. Bizim bu ihsan ve in'amımız. Cenâb-ı Hak emrediyor, yalnız Peygamberan-i İzâm'a değil. Cennet nimetleri, afûv nimetleri bütün muhsinleri, mü'minleri ve tâbiinlere de bu nimetleri veriyo- ^ \ s V 0 ruz. d ü i i j Bunlara bu in'amları yaptığımız gibi, bundan sonra da bunların zamanında peygamber olmayanlara da ihsan ediyoruz. Peygamberan-i İzâm'a tâbi olan mü'minlere, muhsin olanlara, Cenâb-ı Hakk'ı görür gibi ibadet yapanlara. Biz, iyi davrananları işte böyle mükâfatlandırırız ^ ^ Î - ^ J ^ < _ P <. T ' Î J J j J j L!J>tJ j j Zekeriya'ya, Yahya'ya, İsâ'ya, İlyas'a da hidayet ve nübüvvet verdik. Hepsi, Âllâh'a yarar kullar idi. Bunların her biri salâhta kâmil olanlardır. V ^ i.?; jı ^ o s ^^ 86- Jj-aJ Î * J l Î * J ^ i J i j Î ^ j J j ^ - ^ - j - J l j On sekiz peygamberin isimleri geçiyor bu ayet-i kerimeler

57 En'am Sûresi d e. O n l a r ı b ü t ü n â l e m e n ü b ü v v e t l e t a k d i r e t t i k, h i d a y e t v e r d i k v e h e p s i n i â l e m l e r e ü s t ü n k ı l d ı k. 87- J f - i ı ^ ı j ^L^ıj.t j f-^ çi Oj! f» O ' f» İ_g.j j:>- j ^ ü j î j ^î-g-5/jl Onların âbâ-u ecdatlarının bazılarını. Onların babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazı ' o } so' s o } s o s o larına da üstün meziyetler verdik..tlj_^ ^_il İ_aIÇjiaJ İ_>lLlIi>-lj îjh_j> İctiba ettik onları, ihtiyar ettik onları mahlûkatın içinde makbûliyetle. Sırat-ı müstekîme de onları yetiştirdik. 88- k.»i j^j_zûl j ij ai l. p «l_ilj (j-^ ^^l lll-j^ O j i ^ ijjl^ Lİ ^4 1 * O "7" O O İ s* f ^ a^hp İ\JL1>.j-İ o ^Jl İ -OJİ ^Jla d ü î Âllâh'ın hidayetidir bu \s ' s ^ s ~ ^ \ s \ ~ ' ' _ yol, (İslam dini.) O, bunu kullarından dilediğine hidayet eder. j J j 2 ^ s* s* 3 s* Oj-iüJ ij-j/s l_i î_4lp k ljsj_i.l Burada bir tehdit var. Şirk öyle bir şeydir ki (gerçi Peygamberan-i İzâm'dan zuhur etmez böyle bir şey fakat misaldir.) Şirkin affı yok diyor, Cenâb-ı Âllâh. Eğer onlar da Âllâh'a ortak koşsalardı. Kendileri için yapmakta oldukları amelleri elbette boşa giderdi. 89- j-i Ig Ji5o Oli î ^ l j İ ^ l j ^ li^ ll LilLISİ jjjj l A jüji Lgj lj_j-ij j^ l-gj LJjTj jlâi s' ' ' ' oj-ililj İ_x^lj ^L xjl f i l i s i j_jâjl dljjjl Bu peygamberlerdir, o kimselerdir ki kendilerine kitap, hikmet ve nübüvvet verdik. jj_jj.ilsj Lgj \j_j_j lij3 Lgj LılSj j_âj «.Jj-A l gj j-îsj Ol-i Ey Habibim,

58 420 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri eğer Mekke ahâlisi bunları inkâr ederlerse müteessir olma. Onların yerine, o peygamberleri ve kitapları inkâr etmeyecek bir kavim tevkil etmişizdir. Âshab-ı Kiram'dır, kıyamete kadar gelecek olan Mü'minlerdir ve hattâ meleklerdir. 90- Oi i J - i 4-İÎP f i i l :,! J j j L a İ l f - * ^ İ l ^Jl_* jjj J I cûl-jtjji 4üI <^j l * j-odl d u J ji İşte o peygamberler, Âllâh-û Teâlâ'nın hi- ' f s t dayetine ermişlerdir. ÂJlİ si Onların hidayetine uyunuz, iktida ediniz. İktida; (tevhid, nübüvvet ve ezaya sabr-ı tahammül) J» x X x 'T ' o i ediniz. IJ_--I 4-41* f k Î ; : i J J_ î Onlara söyle. Niçin iman etmediğiniz, sebebi ne olabilir? Sizden bir ecir istemem, öyle ise j-_* Ol t x o o 5Î J - ıj U J U ^J-Ti J l bu tebliğ ancak âlemler için bir vâz-ı nasihattır. Kur'an'ın tebliğinde bir ecr-i ücret istemiyorum. Kur'an ile ders ile va'z-ı nasihat ile umur-u diniye üzerinde ücret almamak lâzım gelir. Bu Kur'an, âlem için zikr-û mev'izadır, nasihattır. Bütün kâinata karşıdır, para buraya girmemelidir. 91- J J t^-a j - i ^-Î^ 4u IJj-il /-i Ij_JlS i l 1S5Jl_S (3_^ 4üI IjjJls /_ij a_>jî*j>o ^^/_xîj ^J *j İ5j_>^ ^a_»t/. ^JÜI t /_akji cjj_ji j - i J J f ü l I j U ls f J L İ f J l Î İ J Oj-USj L & j l S^_-J>IJİ r ^- \,» f»( S ^^,,»» ^ Oj-t^Î^ f -*5i <t^i (J- f "1J. 7jJ^-s <3-4ül Ij5J-s L İ J Bunlar, Âllâh-û Teâlâ'nın azamet-i kud- \ x retini hakkı ile takdir etmemişler. Hele iman etmeyenler de hiç

59 En'am Sûresi y o k. Â l l â h ' a l a y ı k o l a n b i r k a d i r l e t a k d i r e t m e m i ş l e r. N i t e k i m i l f r ^ â * j - İ j ^ _ İ P A l i l c J ^ - S İ / _ j I j - J / 3 d e d i l e r k i ; " A l l â h C e l l e C e l â l û h û, ^^ x x o $ b i r b e ş e r, b i r ş e y g ö n d e r m e d i. " O n u n i ç i n b u y u r u y o r k i J 5İ I J J jı o L j j > o f r / > - ^ l _ İ I d > / i J I m a d e m k i s i z d i y o r s u n u z ; " B i z y a h u d i y i z, M û s â ' n ı n ü m m e t i n d e n i z, T e v r a t d a g e l m i ş t i r. E ğ e r v a h i y y o k s a, M û s â A l e y h i s s e l a m ' a k i m g ö n d e r d i k i t a b ı? " < ^ 1 j I j ^ i H i d a y e t o l a - s f x r a k M û s â A l e y h i s s e l a m ' a g ö n d e r d i k k i t a b ı. ^ L U J S i z p a r ç a p a r ç a e d i p d e i s t e d i k l e r i n i z i i ç i n d e n a l ı p d a h a l k a b i l d i r i y o r s u n u z. / - > j 11 j İ z h a r e d i y o r s u n u z, l ^ - * ^ O j - İ ^ j j ç o ğ u n u d a g i z l e r s i n i z. ( R a s û l - û E k r e m S a l l â l l â h û A l e y h i v e s s e l l e m ' i n s ı f a t l a r ı d ı r. ) " A l l â h C e l l e C e l â l û h û, b e ş e r e b i r k i t a p g ö n d e r m e m i ş d i y o r s u n u z. M û s â A l e y h i s s e l a m ' a g e l e n k i t a b ı, T e v r a t ' ı k i m g ö n d e r m i ş t i r? I f Ü Ü J E y y a h u d i l e r, d i n i n i z d e b i l m e d i ğ i n i z ş e y l e r i K u r ' a n ' d a n ö ğ r e n d i n i z. Y a h u d i v e h ı r i s t i y a n l a r, e k s e r b i l m e d i k l e - k 2 $ ' ""s ç" r i n i K u r ' a n ' d a n a l ı p ö ğ r e n m i ş l e r d i r. f - T j Ç l J J f - ^ l N e s i z l e r n e d e â b â - u e c d a d ı n ı z, b i l m e d i k l e r i n i z i K u r ' a n ' d a n a l d ı n ı z. S o n r a d a b a ş - H > l a d ı n ı z i h t i l a f e t m e y e. 4 ü l J J Ö y l e i s e c e v a b e n d e k i A l l â h ' t ı r i n z a l e t m i ş. " A l l â h ' t ı r " d e d i k t e n s o n r a h ü c c e t e l ü z u m y o k. ^ J f - A j i f J B ı r a k o n l a r ı d a l s ı n l a r, d a l a l e t e g i r i p o r a d a k a l s ı n l a r. H a r p a y e t i g e l m e d i ğ i n d e n, " o n l a r a b u k a d a r ı n ı s ö y l e k â f i d i r. " Y a h u d i b i l g i n l e r i n d e n M a l i k B i n S a y f, R a s û l û l l a h S a l l â l l â h û A l e y h i v e s s e l l e m ' i n y a n ı n a g e l e r e k, k i t a p l a r ü z e r i n e d e d i k o d u e t m e y e b a ş l a d ı. R a s û l û l l a h " T e v r a t ' ı, M û s â A l e y h i s s e l a m ' a i n d i r e n A l l â h h a k k ı i ç i n b a n a h a b e r v e r. K i t a b ı n ı z d a A l l â h, ş i ş m a n o l a n â l i m l e r i b u ğ z e d e r, d i y e b i r i b a r e g ö r m e d i n m i? " d e d i. Ş i ş m a n b i r a d a m o l a n M a l i k ' i n b u n a c a n ı s ı k ı l a r a k " A l l â h, h i ç b i r b e ş e r e h i ç b i r

60 422 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri kitap indirmedi" dedi ve bütün kitapları inkâr etti. (Ayetin sebeb-i nüzulü) IJl_.*J Bu Kur'an _ lü S ' Kitabullah'tır, azim bir kitaptır. au üyi 9 ' Biz gönderdik iijî-l» menfaati çok, tebşir ediyor Mü'minleri mağfiret ile. Kâfirleri, asileri inzar eder azap ile. j_ J ^ JJI i3jl^> Önce gelen kitapları da tasdik diyor. Biz bunu gönderdik ve ^ ' o o * 4* * o> jj>j ^,-âjl,! J i- I d j tâ ki inzar edersin Ümmülkura ve etraf çevresindekileri. (Mekke şehri, İslam dünyasının manevi merkezidir. Onun çevresi de bütün dünyadır. Rasûlûllah Sallâllâhû Aleyhivessellem bütün insanlığa gönderilmiş bir peygamber olup, O'na gönderilen Kur'an da bütün beşeriyete hitap ettiğinden ayette; Mekke şehrine, şehirlerin anası mânâsına "Ümmül Kurâ" denil * ^0 s* ^ miştir. o üj-lıjj «^ *-VÎj û j-iajj j- ;ijlj Ahirete iman eden kimseler, Kur'an'a iman eder. 5j_kiÎ>4» A j Onlar namazlarını hakkıyla kılmaya devam ederler. Namaz, bütün ibadetlere camidir. Namazın içinde zikir, savm, duâ, fiilen tezellül var binâenaleyh namaz dinin direğidir.

61 En'am Sûresi 4 2 3» ü S j j - J ı 5 4P i ı S j J j i» ü S /_ij «jj-gji v^ijlp Oj J*. İ3_~.j O U LjjS 4İii ^ İP <ij- il j >» ik i j-* j Böyle kuvvet-i kudret sahibi olan Âllâh'a, yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? Yâni ondan zalim kimse yoktur. Âllâh'a iftira eder, bir yalan isnat eder. "Bana da vahyolundu diyenden ve ben de Âllâh'ın indirdiği ayetlerin benzerini indireceğim" diye söyleyenden daha zalim kim vardır! JI -j_;» Jj (> jl J U Yahut iftira eder, bana vahiy gelir. (Müseylemet'ül Kezzâb ve Evsed-i Ansi gibi yalancı peygamberler, "bize de vahiy geliyor" diyerek peygamberlik iddiasında bulundu- ~ " o > J ' ' 0 lar. İşte bu ayet, onlar hakkında nazil oldu.) U> JJL* J y L l J U jj>j -oıl J y il "Ben de Âllâh'ın indirdiği ayetlerin benzerini indireceğim" diye söyleyen, (Kur'an, zâhiri ve bâtını muciz olduğundan hiç kimse Kur'an gibi bir söz söyleyemedi. Hadislere gelince, yüzlerce hadis uydurup benzetmek istemişler. Fakat Kur'an gibi bir kelâmı kimse söyleyememiştir.) (Hadis, beşer kelâmı olduğundan muciz değildir.) bu gibi sözleri söyleyenden daha zalim kim vardır? Ey Habibim, görmüş olsaydınız bunların halini sekerat o ^ ^ H zamanında, o J U l o lj - lp O jd lkji il bu zalimler sekerata düş ' ^ ^ ~ j - T o tüğü zaman, ilk başlangıç azap kapısıdır onlar için, Ijk^lj i^jjhjij» gjjjl melekler de pençelerini ellerini uzatmış onlara. Ij->->*-I» d J ü l "Haydi bakalım, bizim elimizden canlarınızı kurtarın. p_ü' (Oj gj! ^IJL-pOjy-^ Biliniz ki bu gün azaplanırsınız, şedit bir azap. Bu azap da «ul ^-İP O jjjâj»-üs L A llâ h -û Teâlâ'nın hakkında gerçek olmayanı söylemenizden ve O'nun ayetlerine karşı kibirli-

62 424 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri 'o OJ ö^ 0 X -A. l i k t a s l a m a n ı z d a n ö t ü r ü. OjJ-jkâ-LS  yât-ı beyyinâta k i b r - i a z a m e t e d e r d e b a k m a z d ı n ı z. B u g ü n a l ç a k l ı k a z a b ı i l e c e z a l a n d ı r ı l a c a k s ı n ı z " d e r k e n, o n l a r ı n h a l i n i b i r g ö r s e n. 94- f - f t ı i j - u f J T p j sj_i j J i f - f t ı i U /_!? ^ > i j _ S ıs^ül-- ü j j f-kıs f-4si j-j-jji f?tiii_ > f _ k ii ı_ij ^f_?5j.g^>t ıj j O j - ü j f i l? /-i f & P J J * J -Lâ3 Ü J ^iij_s / J j i i j J l - İ J J C e l a l i m h a k k ı i ç i n, s i z i i l k d e f a h a l k e t t i ğ i m i z g i b i y a l n ı z b a ş ı n ı z a, ( h e s a p v e c e z a i ç i n ) h u z u r u m u z a g e l - Jl Jl ^ Jl O ^ O s Jı O s s- d i n i z. f? 5j.gi> tljj fstllij l_i fa?j5j «J-i JJI f M İ 2Îİ- l_!r D ü n y a d a s i z e v e r i l i p d e h a y a l i n e d a l d ı r d ı ğ ı m ı z ş e y l e r i ( m a l l a r ı ) a r k a n ı z d a j ^ $ b ı r a k a c a k s ı n ı z. fitt/ii_i> f _ x i i ^J_5 l_ij H a n i, b i z e (  l l â h ' a ) ş e r i k s a n d ı ğ ı n ı z ş e f a a t ç ı l a r ı n ı z ı y a n ı n ı z d a g ö r e m i y o r u z. fgsl f ı Ü j j-j-jj I lj?j_i> f L s Z a n n e d e r d i n i z s i z e ş e f a a t e d e r l e r, ş e r i k o l u r l a r  l l â h ' a. N e r e d e b u n l a r? f x l l l i _kâs J l İ ü A r a n ı z k a t o l d u, o n l a r d a n a y r ı l d ı n ı z, a r a n ı z d a k i b ü t ü n b a ğ l a r k o p t u. H a n i h i ç b i r f a y d a s ı n ı g ö r m e - x o^ ^ o ^ d i n i z, t a p t ı k l a r ı n ı z n e r e d e k a l d ı? O j-ü js f i l? l_i f x l J-is J B â t ı l o l d u, k a y b o l d u b u p u t l a r. M a l v e e v l a t l a r ı m ı z b i z i h a l a s e d e c e k z a n n e d e r d i n i z. H e p s i g i t t i, n e r e d e o n l a r? H e p s i k a y b o l u p g i t t i. O o O O 0 1> ^ s; o s h ^ 95- c - ıl il J I j_ i il ^ tfj-lilj ^4- il (3-ilS *&! Ol Oj-kSp ^ - s LS <ül f k J i _ J 1j_ i l i j - l l j d - il 3-ilS <xil Ol C e n â b - ı  l l â h, t e v h i d e d e l â l e t e d e n b i r m i s a l i l e b e y a n e d i y o r. H a b ; b u ğ d a y t a n e s i. N e v â ; ç e k i r d e k. B u n l a r n a s ı l h a l k o l u y o r? Ş ü p h e y o k k i d a n e l e r i v e ç e k i r d e k l e r i y a r a r a k n e b a t l a r ı v e a ğ a ç l a r ı y e t i ş t i r e n  l l â h - û T e â l â ' d ı r. S o n r a

63 En'am Sûresi /V d *-..J Ij_ i ^.»Jl öyle Âllâh ki ölüden, diriyi o çıkarır ve diriden ölüo o i \ yü çıkaran O'dur. C^_>J1 j - i Ölüden diriyi çıkarır. İİCJî,1 " ^ <oil İşte bu kuvvet-i kudrete sahip olandır Âllâh. ^ Böyle iken nasıl oluyor da ondan yüz çeviriyorsunuz. 96- d ü i t s ı ı u. j_;âjıj r - L İ J i j ıls L : j J ı j j ^ j ^ L p j ı â-jii o " o ^ o ^ıl-^-il >_j>*ji E o ^ ^ L lv t fl â-jli Sabahı "gecenin karanlığından" yarıp çıkaran O'dur. llx_: J- IJl (j _İj>-J Geceleri istirahatınız için halk etmiş. u llj J - JJLâJlj r~«-djlj Güneş'i, Ay'ı da birer hesap nişanesi, ölçü- O O O ^ ^ /v sü kılmıştır. f--l*jl >j>*jl J-jJ â5 d ü i Bu takdirât, Aziz ve Âlim olan Âllâh'ın takdiridir. 97- j_:>tjlj j- J l ol_«lk ^_i l gj ljj-2-g.lj fj_:>tlil î-sli <j _^Â-Jl j-aj 0j-li-*-j fj-â-i o L jji l - J y» i Jl-3 ^ ÂJl J_aJ Öyle bir Âllâh'tır ki İ_ J J-*>- halk etmiş size fj-a lil ' t s.m yıldızları.j^tljlj J_lJl o L U k Lg_> ijjl-igjd Gece karanlığında ka- ' ^ - - ' rada ve denizde yolu bulasınız diye yıldızları halk etmiş. U u a i Jl.3 x 4^0 o ^ Oj-*1*j fj-âj o l J J l Hâlik-i Kâinat buyuruyor Vahdaniyet-i İlâhiye için, mufassal bildirilmiştir ama anlayan kimselere tafsil etmişizdir. /\ft 9.J/ I ^ î'' '' * ti'''*'' 98- l - J i ^Oj2_j i j _jâ-^_j-.i 0J_^lj ^r-l-* j - i l &.>l ^ ÂJl j Aj Oj gâlj fj-â-i o L j J l sj^ I j Lr^ j - i p ü ü l ^ U l ^.Aj Öyle bir Âllâh ki bütün bu kâi

64 426 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri cü ise kabirden kalkınca mahşere gidilecektir. natı, bir nefs-i vahit olan Âdem Aleyhisselam'dan halk etmiş. Sj _U>j j i - L l Ü Bu ayet-i kerimeye üç mâna vermişler. Hepinizi bidayetten nihayete kadar, Âdem Aleyhisselam'dan tâ haşre kadar bir tek nefisten halk ettik. Bugün bir kısım insanlar rahm-i maderdedir, bir kısmı da tevdi edilmiş babaların arkasından analara intikal etmiş, bir kısmı yer üzerine ki hayatta olan insanlar bulunuyor. Bir kısmı ölüm ile kabirlere tevdi ediliyor. Üçüno ^ ' 0 ' s * ' ou jv l üjuai Jıi Üj giîj Tefekkuh eden, anlayan düşünenlere, ayetlerimizi ince ve derin anlayışlı kimseler için tafsil ettik. 99- / >-j "/9 J s o/_p «j /i j-^/9 */-a «./i LJl j_a JyjI ^ U I j-aj üij-ü /-g-l-ua j_a J - ' J I j-» j /-IS^J,.-) /^^^A -a (Tj-^'j Ij A-ia j-^pj /gt-- ^a ü /-) _jjı j üj.-j_^jij ı_/_..pı j_» o L i j L-jIi Üj---ajJ ^j_ij o L jv f_ fji ^_9 d)i _L.JJ j - ii IiI a j - i ^_!ı Ijj-lijI <i/-a «./i_«ji <>a cjs_ji ^ jji J_Aj O Âllâh'tır ki yukarıdan, bulutlar- ^ ^jl ^ dan yağmuru gönderiyor. J S olis <0 / ^ j:-/! Sonra biz her nebâtı o yağmur suyu ile çıkardık, her bitkiyi onunla yetiştirdik, 1j_^ «l_l> / i^ ji-/3 ondan başak olmuş daneler çıkarttık. ç - j-'j 14^- AJL> O yeşilliğin içinde de öz hâsıl olur, ondan da başak olmuş daneler hâsıl olur, UtSlji-a birbirinin üzerine binmiş daneler olur. İ-IjIS üij_-i /-gr*iu j a J - ' Ij_aj Hurmanın tomurcuğundan sarkan (koparmak isteyene yakın) salkımlar, o L -U -j semadan gelen yağmur suları ile bağ ve bahçeler _>LipI j_ a üzümden, üj-ij>jij * s } ' ü L ijjij zeytin ve nar bahçeleri çıkardık. Üzümün birçok hassaları var. Zeytinin 70 kadar menfaatleri mevcut saymışlar. Kemiklere

65 En'am Sûresi k u v v e t o l u p y u m u ş a k l ı k o l u r, m ü l a y i m t u t a r, i n s a n ı n b e d e n i n d e k i k u r u l u ğ u g i d e r i r. B ö y l e c e 7 0 k a d a r h a s s a s ı n ı s a y m ı ş l a r. N a r ı n h i ç i» s $ b i r c i h e t i z i y a n d e ğ i l d i r. A j L d ü B u n l a r ı n b a z ı l a r ı n ı b i r b i r i n e b e n z e y e n v e b e n z e m e y e n o l a r a k h a l k e d e r C e n â b - ı  l l â h, A z a m e t - i İ l â h i y e ' y e d e l â l e t e t s i n. j _ l s l İ Ü ^ J l I j j l â s l B a k ı n ı z o n u n y e m i ş i z u h u r e t t i ğ i z a - ' ' ' ' ^ o ' ' o i * ' S m a n, b u h u r m a l a r ı n. u - * İ j J N a s ı l z u h u r e d i y o r? o U V» _ x J i O l B u n l a r ı b i r i n s a n n a z a r - ı i t i b a r a a l ı r s a, b u b a ş a k l a r ı v e h a s ı l a t l a r ı, b u t a t l e z z e t n e r e d e n g e l i y o r? B u n l a r ı n h e p s i, H a l i k - i H â k i m ' i n v a h d a n i y e t i n e, k u v v e t - i k u d r e t i n e d e l â l e t e d e r. «u i I J A z a m e t - i İ l â h i b ö y l e c e a ş i k â r g ö r ü l d ü ğ ü h a l d e,  l l â h - û T e â l â ' n ı n v a h d a n i y e t i n i i n k â r e d e r l e r. O ' n a ş e r i k, o r t a k y a p a r l a r. o U j j U J I j - j j ^ j» - f â i ^ J j - ^ J I İ s n a t e d i y o r l a r C e n â b - ı H a k ' k a. C i n l e r i,  l l â h ' a ş e r i k k o ş t u l a r. M e l e k l e r i m a b u t e d i n d i l e r. i, o ^ K i m i ş e y t a n l a r ı ş e r i k t u t t u l a r.» J l p B i l m e y e r e k b u n u y a p a r l a r, b i l m e d e n O ' n a o ğ u l l a r v e k ı z l a r i c a d e t t i l e r. i l * ^ - İ / * 5 J M ü n e z z e h t i r  l l â h! O n l a r ı n b u y a p t ı k l a r ı i s n a t l a r ı n d a n, i l e r i s ü r d ü ğ ü v a s ı f l a r d a n u z a k v e y ü c e d i r. J» i- ^-0 s» ^i p j_aj t K j ^ j V l j o l j L U l - > J u S e m â v a t - ı a r d ı m i s l i o l m a y a r a k h a l k e d i -

66 428 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri y o r. C e n â b - ı H a k, M ü b d i ' d i r ; y o k t a n v a r e d e r. B u â l e m l e r i e m s a l i ^ ^ i, o l m a d a n h a l k e d e r. j J j <d ü j _ x j ^_il B ö y l e b i r k u v v e t - i k u d r e t s a h i b i n i n, e ş i o l m a d ı ğ ı h a l d e n a s ı l ç o c u ğ u o l a b i l i r? L j 3 3»! j O ' n u n n a s ı l e v l a d ı o l a b i l i r k i z e v c e s i y o k t u r. J İ L J İ j J.S» jip H e r ş e y i h a l k e d e n O ' d u r v e h e r ş e y i h a k k ı y l a b i l e n O ' d u r. H e r ş e y e â l i m, e v v e l i v e a h i r i b i l e n O ' d u r j-aj ^ ji^ Îi ^ J ^ j_* J j d j J JÜJ i l» b i * +S.>y4ü\ - J ü i İ ş t e b u s ı f a t l a r l a m e v s u f o l a n d ı r, R a b b i n i z. 5JI J j * J l O ' n d a n b a ş k a b i r M â b u d y o k, m a k s u t y o k v e m e v c u t d a y o k. J j ^ U - H e r ş e y i y o k t a n v a r e d e n, O ' d u r. aj J l ^ î j A n c a k O ' n a i b a d e t e d i n v e O ' n u t e v h i d e d i n. J ^ i j *^_i> ^-İP j-*j H e r ş e y e v e k i l, h a f i z, m u h a f a z a e d e n, u m u r u n u t e v k i l e d e n  l l â h ' t ı r İ^aji J ^ ı j*j ju j jı j*j ju : jı is'jü j j t - k / J l J J B a s a r - u b a s i r e t. B a s i r e t ; k a l b i n g ö r ü ş ü n e d e r l e r. B a s a r ; g ö z ü n g ö r ü ş ü n e d e r l e r. N e b a s a r n e d e b a s i r e t i n i z, O ' n u d e r k e t m e z. j l - k / J l d j j u j _ * j O h e r ş e y i g ö r ü r b i l i r. j _ A j ^ ^, L j J J I L J î ^ - k İ J l D o s t l a r ı n ı b i l i r, h a b e r d a r d ı r b ü t ü n k â i n a t ı n a h v a l i n e. L a t i f ' d i r, l ü t u f s a h i b i d i r l g ^ a P j - ^, ^ 4 _ w * j 2 j J L d ^ k J İ j - A ^ j ^ J l _3 k j» C j L p Î - İ İ Î _» j ^ ^ O ^ yy» x j j j _ *» i * Î > - «ü E y i n s a n l a r, h ü c c e t o l a r a k  l l â h ' t a n s i z e ( h i d a y e t i d a l a l e t t e n, h a k k ı b a t ı l d a n a y ı r t e d e n ) a p a ç ı k h ü c -

67 En'am Sûresi E, s t cetler gelmiştir. 4 Jb Ji J-^ j I j - l s Hakikati görüp de iman edenler, kendine yapıyor çünkü imanın faydası kendine aittir. i» x ^ L4 İ Ü 3 Her kim ki kör olup da düşünmezse, dalâleti ihtiyar edenlerin vebali yine kendinedir. k f_ x llp l i l l_jj Ben, üzerinize muhafız değilim ancak tebliğe memurum o j l - >p-îj j t *j ^IjJ j^_j j u^/j JI j *ıau ıt j o / J J I û J j û J Böylece biz, ayetleri türlü türlü beyan x d x * * ederiz. c_* 5 s I j J j llj J Eğer ki bunlar aralarında, "bu önceki peygamberlerin sözleridir almış söylüyor" diyorlar. "Ders almıştır" deseler bile, 5j-_ii*j p - îj ^ LllliJJ biz beyan ederiz, vazifemiz beyan etmektir. İster iman etsin, ister iman etmesinler j / j U J I j P > > İ J J a J l â l J d ^ j j * clliji ^ j i /j U l J - - ) _ d ı J j (j_ j dllji ^jl /-* f-^ l Tâbi olun, ey Habibim Sallâllâhû Aleyhivessellem, Rabbinden size nâzil olan Kur'an-ı Azîmüşşân'ı, 2 t S ~ onlara tebligatını yap. J-a J l 5JI J O'ndan başka bir Mâbûd-u Mako x sut yok. j^ ^ j-lü l j_p ^ j- P lj Müşriklerden i'raz et, iltifat etme onların inkârına. Müşriklerden yüz çevir f ;.ip T-Sİ /jj l k;î>- f^*.i.p ^/_İİ*.>- /-jj IjTj âl /-j 4Üİ fr/_â j j j î y J-âI *Lâ j J j Eğer Allâh irâde etseydi, onlar müşrik olmazlardı. Azamet-i İlâhi'yenin icâbatıdır, müşrik olacak, münafık olacak ve Mü'min olacak. Zaman-ı Saadet'te Mü'min vardı, kâfir

68 430 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri vardı ve münafık da vardı. Ondan sonra da olmuş ve bugün de vardır. S S O S İ-glLP l- ij Ey Habibim! Seni hafiz olarak, hafız olarak, rakıb olarak, onları cehennemden küfürden koruyucu muhafız olarak göndermedik. Sen vekil de değilsin onlara, onların vekili değilsin. Bir ibadetin arkasında küfür gibi sebebiyet veren bir şey görülüyorsa, o ibadeti yapmamak daha evlâdır. Çünkü şerre sebep olan şey şer olur. Âshab-ı Kiram, müşriklerin putlarına söylerlerdi, onlar da bunu işitince mukabele ederlerdi. Öyle ise siz, onların küfürlerini şirklerini tezyif etmeyin ki onlar da size, Âllâh-û Teâlâ'nın ta'n edilmesine sebep olmasın, dil uzatmasınlar. Buna benzer, "iyi yapıyorum" zannıyla yapılan şeyler, sonunda fesada sebep olur. Senin niyetin iyidir ama neticede daha büyük fesada sebep olunmasın. Bundan vazgeçin diyor. 4ÂJİ O ji Oj-PJj jjâ J I Ij İ - J "Jj Sebbetmeyiniz o kimselere ki ^ ' i î >s' Âllâh'ın gayrini talep ederler, putlara ibadet ederler. ^ l I j i J J On A i. o 0 lar, başlarlar Âllâh'a dil uzatmaya. İ İ p j_ ll IJj l P "Sen benim putuma dil uzattın, ben de senin Âllâh'ına ta'an ederim" diyor. düâs ^ * 2 s, ^-4-- -* U j $ Çünkü her cemaate onların yaptıkları işleri cazip gösterdik. Onun gözünde küfrü tezyin olmuş, küfründen dolao 0 0 S " î " yı senin de İlâhına tecavüz eder. f-fc j <_*-)] f-3 Üzülmeyiniz,

69 En'am Sûresi } s } hepsinin rücûu Âllâh'adır. Oj^-O-İ: Ijilr l! f^ ıllis Onların dünyada yaptığını, onlara haber verir, onları cezalandırır Us! J J o i fjs tl js J Ij-O-lSİJ Oj-lig J ot/_ liı /.^ı f İ J i - l /.ij i ı Jl-Ip o /jjîi 1 9/ /V ^^ <0}/_>Iji_l3IJ Mekke kâfirleri, Âllâh'a yemin ederler, f- filu l J^ imanının cehdi ile. "g a y e te içtih a d ih im " j - l i j l i İ-JI f gstl j_jj "Sen bir ayet bize gösterirsen, mesela Safa Dağı altın olursa biz iman edeceğiz" dediler. Cenâb-ı Hak, dilediğinde olur fakat Cenâb-ı Hak, bilir ki bunlar iman etmezler. İman etmeyince de buna ihtirah derler, iman etmeyince kahr-ı gazap olur. Evlatlarında Mü'minler olacağından, Cenâb-ı Hak kahr-ı gazabı istemiyor. O jl J_S Ey Habibim Ekmelerrasûl Sallâllâhû Aleyhivessellem, bunlar ^ S s iman etmezler. Onlara de ki; «Sil jljlp tia JJfl l_!sl Ayetler, Âllâh'ın emri iledir. Âllâh ne isterse, istediği zaman inzâl eder. Ben ancak X ^j! Âllâh'ın emrini size tebliğ etmeye memurum. lil L^sl f i J i - i j l ij O j-lijj J ot/_ İstifâm-ı inkâridir, nedir size iş'ar eden? O ayetler olsa da iman etmezler onlar f_ajjjj Sy i jjji O I^.lijj f j LL5 f-aj\+a-iij f*^pjli_di Oj-fLi; f*sllâi» f^ U ısl t4_lljj Niçin iman etmezler? Âllâh-û Teâlâ, bunları cehennem için halk etmiş, mucizeler olsa bile iman etmezler. fjîju^ij Gözlerini küfre çeviriyoruz, i'raz ediyorlar. Ij_L>jjfJ /_!? Â-j Nasıl ki iman etmiyorlar sj_i JJI ayet gelmeden, o zamanda da iman etmezler. Mucizeye inanmadıkları gibi, mucize geldikten

70 432 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri t., sonra da iman etmezler.»-gi/li» Onları tuğyanında bırakırız ve onları dalalette, şaşkın oldukları halde azgınlıkları içerisinde bırakırız JS».gllp ^ İJU I»4-1*5 ^jciiui»gü] ÜSl J-JJ O j ^».ijls i j j d j i ı ;ül$ (Sİ J i i j L j l J iji/s /_* 1 4 i * _i Ü j d U l» glil L i J y L-iSİ J-Jj Onlar, Rasûl-û Ekrem'den istiyorlardı "melekler gelsin." Diğeri de "ölmüşlerimiz gelsin" de ölüler kendileri ile konuşsalardı JLİS (J S ' j <^]1JI»4-ISj ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik. Ij-i*}! I j ils U> Âj- lâh'ın dilemesi müstesna yine de inanacak değillerdi. L j Ol JI i- /V <ml İman, Meşiyet-i İlâhiye'de olur. Meğerki Âllâh-û Teâlâ dilemiş olsun. j r ^ J Mucize, imana sebep değildir fakat çokları bunu bilmez. Çünkü onların kalplerinde fitne, vicdanlarında pas vardır j-jjd lj r* sjl _i IjJl-P J^ i / il*->- d JJoj ^j.ks /_* d J j ;/_! j j j İjjj^ i jj- ij ı j *. * ^ Ji»4 4 * 5. > ' 'I O j ı _«j *_-&j JJ * \ J O d ü JS 'j Ey Habibim böylece sana yaptıkları gibi, JJl_p sana olduğu gibi her peygambere ins-û cinnûn en inatçı- \ 2 o larını düşman kıldık. ja-ju ^_il»4^*5 j - ^ lj r S J I jı-^ /l-i v $ o ' O J I # ^ s ~ s ' ' ' " t " IjjJ-P JJ_aJI Vesvese eder o şeytanlar, ins ve cin şeytanları. İns şeytanları, cinni olandan daha müessirdir. Onlar, birbirlerine, aldatmak için yaldızlı sözler telkin ederler. Şayet Rabbin Celle

71 En'am Sûresi Ş a n û h û d i l e s e y d i b u n u y a p a m a z l a r d ı. O a l d a t ı c ı s ü s l ü s ö z l e r i b i r b i r i n e t e l k i n v e y a p e y g a m b e r l e r e d ü ş m a n l ı k e d e m e z l e r d i. a j _ i L L 0 d L j J B u n l a r ı n h e p s i, R a b b i n i n e m r - i i r a d e s i y l e d i r. f - A j l S ü j j - s - î j / _ 0 j R a b b i n d i l e s e y d i o n u d a y a p a m a z l a r d ı. A r t ı k o n l a r ı u y d u r d u k l a r ı ş e y l e r l e b a ş b a ş a b ı r a k I j _ 3 j î J j a j - ^ S j - J j o / j ü j - a j J V j _ j l J l a J L - L İ l A - ; J l i ' h > - T â k i m e y l e t s i n l e r «J Ü 1 b u u y d u r m a s ö z l e r i, j - j l J l o J L i i l s j - j ^ J / j ü j - a j J V a h i r e t e i n a n m a y a n l a r ı n k a l p l e r i o n a m e y l e t s i n, ( o y a l d ı z l ı s ö z l e r e ) k a n s ı n. ü j J j i 0 f - A / - _ a I j ~ 9j - i - ; J j a j ^ j ' i j İ n a n m a y a n l a r o n l a r a t â b i o l u p a z a b a g i r i f t a r o l s u n l a r. M ü ' m i n l e r d e t a h a m m ü l e t s i n l e r, d e r e c a t ı b u l s u n l a r j. /» î a ^ / _ f j ı f f - ; - J ı J j - j i ^ j J ı j - A j / ^ - â. ' 4 ü 1 j _ ; «. â I J _ â ( j - ^ J / j O j j j o J j. 0 A j l ü j - i - i - L J ( _ > / _ l f J l f - A / i p l j _ j. l J l j s o ) ' s ^* ( S - j ^ - u - İ J 1 Cr-0( S - j J f -J t ' L i f - j l * S i1 j _ l  S İ D e k i Y a M u h a m m e d S a l l â l l â h û A l e y h i v e s s e l l e m, " A r a m ı z d a k i d a v a y ı h â l i ç i n,  l l â h - û T e â l â ' d a n g a y r i - o } s s * ' (J y i h a k e m m i y a p a c a ğ ı m? _ A _ f J 1 f - f l J l J j - i l ^ U 1 J - a J O  l l â h k i b u K u r ' a n - ı A z î m ü ş ş â n ' ı g ö n d e r m i ş, J _ * a i a a ç ı k b e y a n e t m i ş. H e r ş e y i h a k k ı, b a t ı l d a n ş ü p h e y e y e r b ı r a k ı l m a k s ı z ı n g ö n d e r m i ş. " ^ 0 jı ^o*1 ^ _ > l f J 1 f - A / l I S l j - j l J 1 J K e n d i l e r i n e k i t a p v e r i l e n l e r ( y a h u d i v e h ı r i s - t i y a n l a r ) T e v r a t v e İ n c i l ' d e, R a s û l - û E k r e m S a l l â l l â h û A l e y h i v e s - s e l l e m ' i n a h v a l i b e y a n b u y u r u l m u ş t u r. ü j - İ İ l J B i l i r l e r k i J j _. a a _ s 1 O - j J j - a b u K u r ' a n, R a b b i n d e n n a z i l o l m u ş t u r. Ö y l e i s e h a k e m

72 434 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri x ^ t ', 0 j-jj& s J i ancak Kur'an'dır, başka hakem talep edilmez. 0 ^ ' j_ j j ll L il Öyle ise şüphe edenlerden olma ki onlar, Kur'an'ın ve t senin hak olduğunu bilirler. Küfr-ü inadi olarak devam ediyorlar. Dünyanın mal-ı serveti ellerinden çıkmasın diye, kendi inkârları üzere yapıyorlar. H s s s fi * * _j i l j Aj su-sj J Jj_ p j L-ja.»^ lli jj ı _«.İS ı _«.jj Ü _j j ı _«.İS d _ U j Senin Rabbinin kitab-ı kelâmı tamam oldu, ^ 'fi ^ Ç. s s s JIJlP-j Ujl*? doğru ve adalet üzerine. ou ASJ J J li İ J Kıyamete ka- '" " " " * dar bu Kur'an'a, bu kelimâta tâbi olmak. f-ıj^jl J il j-aj Âllâh işitir her sözü, bilir her şeyi. Gizlediklerini bilicidir. s } 116- J O j i ^ O İ ı j. : j p Iij_L^.j j j j ı ^-i j i j l s i O j Oj-^j.^ J ^-A O j Ayet-i kerimenin sebeb-i nüzulü, müşriklerden dediler ki; "Bir hayvan ölür de atılır, onu kim öldürmüştür? Tabi ki Âllâh'ın em riyle ölmüştür, onu atıyorsunuz. Siz kestiğiniz hayvanın etini yiyorsunuz da Âllâh'ın öldürmüş olduğu hayvanın etini niye yemiyorsunuz" dediler. Hâlik-i Kâinat, Habibine buyuruyor ki; "Bunlar küfür üzerine gideceği malum olan kimseler, ne yapsanız imana o ^9' o jı 0 gelmezler, onun için üzülme." j j J l <^-i j i J-iSl _ks O j Eğer, Mekke yerindeki ekserinin sözüne itâat etsen bile ki (asla yapmazsın, s onu,) yine iman etmezler. Küfürde gideceği gibi, J - j - : j-p 4İil isterler ki seni de dininden vazgeçirmeyi. j k J l J l O ja ^ Ol Onlar kendi zann-ı vehmine tâbi olurlar. "Bunu Âllâh öldürmüş, bunu

73 En'am Sûresi ^ o } 0 i n s a n ö l d ü r m ü ş. B u n i ç i n y e n i l i y o r, b u n i ç i n y e n i l m i y o r? " J l» _ * O l j O n l a r z a n n ı n d a k â z i b t i r l e r, y a l a n c ı l ı k t a n b a ş k a h i ç b i r ş e y d e ğ i l f a k a t i m a n a d a g e l m e z l e r j*ji4iil>»ipi j i j ul-j- j p j i»ipî j i d - j «Sî t S l M u h a k k a k d _ - 5 e y H a b i b i m, s e n i n R a b b i n» _ i p  l i m 0 ^ 0 O ' d u r, b a ş k a s ı d e ğ i l. j - i K i m O ' n u n d i n i n d e, y o l u n d a, i t a a t i n d e d i r, j ^ J c L g l J l» i. p j _ i j h i d a y e t e g e l e n l e r i O b i l i r, m ü k â f a t ı n ı O v e r i r. 118 d j i o i p < ^ 1» w *ı j S î i j i C i <JLJlP <oj! p j.s'i i l i I_j_Kj Yiyiniz bir şeyi ki zikredilmiş Âllâh'ın ismi üzerine. İsm-i İlâhi üzerine kesilmiş. Değil ki gayrinin zikri üzerine bir put için kesilen, bir paşa için kesilen, benzeri kişiler için kesilenlerdir yenilmeyenler. u - s ll»-u S Ol Eğer sizin, Âllâh-û Teâlâ'nın âyât-ı beyyinatına imanınız varsa emir budur. Zikrullah ile kesilen hayvanın etini yiyiniz l i» Ü J-^ i JıİJ U-Iip i l»- Ij_Sİ i l i ijis is J î» Ü l i j»ip j-;-*--» 4^l j i/ j üj-l^-i Ij-;^Olj U-Jl»-Jjj-k.^1 l i Jl».-^-J-P j j - j ı i l i ı -»-ipi j i d j (Oi»_xJ l i j Ne var size, ne mani var I_jJo ISVI yemiyorsunuz? UL* ^ t jl JS. ^ <4^ -oji»_.1jjtü  llâ h'ın ism-i zikri üzerine kesilen hayvanı yemiyorsunuz.»-xiip l i»_ J Jl3j  llâ h CelleCelâlûhû tahrim ayetinde, sûrenin başında tafsil etti haram olan yerleri. O haram olanların dışındakiler, hepsi de helaldir size. Helal olanlar çok, ha

74 436 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri ram olanlar az olduğu için haramları beyan etti. Onun maadası helaldir. 4_lil /-_i J l Hatta iztırar zamanında, o haram olan şeyler de helal olur. ijısi'olj Muhakkak çok, sizinle mücadele eden insanlar. f^ IjlL O j- Î^ İi Kendi hevâ ve hevesatına tâbi olur da mücadeleye kalkarlar çünkü nefisleri öyle arzu ediyor. fjp J j L Bir malûmat, dayanacak bir ilim olmadığı halde nefsi istiyor. Nefsi istediğinden dolayı mücadeleye giriyor. j_jjilljl> fjlpl j_* dujj Ol Ey Habibim Muhammed Sallâllâhû Aleyhivessellem, muhakkak senin Rabbin alimdir. " b il m u 'tedin e el m ü te ca v izin e " Helâl ile haramı karıştıranların halini bilir ve cezasını verir /_!_>OJ j-?; : f jj! Oj-;_j - A il Ol A-iis/jj f_jj[i j_a/^ Ij j İj Oj-SJ-â-âj lj_j/r İJ5İJ Terk ediniz. Emir mükellefleredir, mükellef olanlar hepo 0 si dâhildir. f J J f l J_*Lk Zâhiri günah olan mesela hırsızlık, zina ve içki emsalleri gibi. Â_lkl5J Batını, gizli olanı da terk ediniz. Ucûb, riya, kibir, haset ve emsali olanları da terk ediniz. Şeriat yalnız zahiri değil, bâtın olan günahları da tasfiye etmek istiyor..yjji Ol», ' f J J f l Oj^ kjonlar ki dünyada hataları, günahları kesbederler O j j? - : muhakkak ahirette cezalanırlar Oj^^a-â; 'j-il? /_!_> yaptığı kesbten dolayı. Mademki dünyada kesb-i kârı günahtır, ahirette bu kesb-i kâr üzerine cezasını görecektir. L21- OİJ <3-^ ^ ^ f -^ ^ % (Sjr"J lo-j f J o i f~*jiül>i (OiJ f İ ı? J f * ' O j^ jlj Ij- irls J J Yemeyiniz, a_iip «Sil f_ : i j_?ju f J / >İsm-i İlâhi'y-

75 En'am Sûresi le zikredilmeyen şeyi yemeyiniz. Allâh'ın isminin gayrı üzerine zikredileni yemeyin. 5_LiJ «LsIJ Bir şey ki Allâh'ın ismi ile değil, başkasının ismi ile kesilmiştir. Onu yemek fısktır, fücurdur, doğru yoldan huruçtur. f_$jçjji ûj-^-jij j J s / l J ü I 6iJ Şeytanlar, şeytanların hali, insanların üzerine bir ilkaat yapıyor. Tesir edemedi mi, onun dostlarını tutar. O dostları ile ona musallat olur. Şeytan, Adem Aleyhisselam'a ilkaat yapamadı. Biraz nakise olan Havva Radıyâllahû anha'yı musallat etmek suretiyle tesirini yapmış oldu. <L } } ^x o LTjJsUJÜ Size mücadeleye gelsinler. f j ^ i i l k l ûjj Eğer siz, onlara \ * itâat etseniz ki nefsiniz de belki heves edecek. OjTj L lj f->3l O vakit, siz de onlar gibi olursunuz. Allâh'ın emrini bırakıp da onlara itâat ettiniz mi, emirde başka bir şirk yapmış olursunuz. Cenâb-ı Hak, bir misal ile bildiriyor. Bu ayet-i kerime, Ebû Cehil hakkında nazil olmuştur. Mâlum ya bir kalp, Allâh'ın zikriyle hayatlanmazsa ölü bir kalptir. Ne zamanki Allâh'ın zikriyle hayatlandı ise nurlu olur. Nurlu olan kalp de ferahlanır genişler. ULlj 6 ^ j - jj' İstifhamdır. Müsavi midir bir adam, ölü bir adam ile aliiii-ls sonra bizim ihya ettiğimiz adam bir olur mu? Biri ölmüştür, hayat bulmadı gitti. Biri de öldükten sonra biz, onu ihya ettik. İkisi bir olur mu? Biri küfürde, diğeri iman etmiştir. Her ikisi de bir, aynı olur mu? Hiç müsavi olur mu? Tabi müsavi değildir. Ve kalbini ihya ettikten sonra da «u. l l p «J UULi^-j onlara bir nur S* ^ * J

76 438 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri halk ediyoruz, o nurla devam ederler. yl-ü l. J Biz, onlara bir nur ihsan ettik ki insanlar arasında o nur ile gidip geliyorlar. Ayet-i kerime iki parçadır. Biri; LlIL^ J a/_ill -/3 ULla ü/s 0jl <_>._dwlj ijc-j AJ Bir adam meyyit idi evvelce, biz onu ihyâ ettik, nur verdik, nur ile meshediyor insanların arasını. Diğeri AjliO j.i.s' L^ia j^j/_^j J*4J o L Ü k J l. 9 bir adam da karanlıklarda, zulümatlarda/küfür zulmeti, cehalet zulmeti, görüş zulmeti. O zulmette kalmış, ondan çıkmaz ki kâfirdir. Bunlar ikisi bir, müsavi olur mu? Tabi olmaz. O J İ T Nasıl Mü'minlere imanı zinetlendirmiş Âllâh, j j j i/ f U j_jj ü j- iil J İp /S L0 kâfirlere de Hâlik-i Kâinat tezyin etmiştir o küfür yolunu. Hepsini yapan Âllâh'tır. İhtiyar vardır insanda, ihtiyar-ı cüz'idir. Z üyyine lin n ası... ayet-i kerimesinde şeytana istinat ediyorlar fakat ziynetlendirip süsleyen yine Âllâh'tır. Âllâh Celle Celâlûhû, bir insanı cehennem ile halk etmişse, cehenneme giden yolu onun gözünde güzel gösteriyor. Cennet için halk olan Mü'mine de cennete giden yolları, onun gözünde güzel göstermiştir. Yoksa sıkıntı ve meşakkatlara tahammül ve sabretmesi, o Mü'minin kalbinde nur olmazsa, bir muhabbet olmazsa sıkıntılarla dolu olan bu yolu kat etmesi mümkün olmaz. Fakat cehennemin etrafı, nefsin arzu ettikleriyle doludur La j i j j j f i ü l«io j4 J j_j/si < jji j S n i ı *. O JİS 'j ü j j L l ; l o j V ı ü jj-ii-j ^ \ * O J i S j Böyle Mekke halkı gibi. Halik-i Kâinat, Habibine bildiri

77 En'am Sûresi yor. Ebû Cehil gibi, diğerleri de Mekke'nin eşrafları idi. Darb-ı misaldir. Balık baştan kokar, kötülük daima yukarıdan yayılıyor. İyilik ise daima aşağıdan yukarı çıkıyor. Peygamberan-i İzâm'a evvelâ tâbi olan fukaralar idi. Hâlik-î Kâinat buyuruyor. Diğer geçmiş, evvelki peygamberler zamanında daima böyle olmuştur. Baştakileri küfre götürüyor sevk ediyoruz, onların dalaleti ile aşağıdakiler de küfre giriyorlar. Nasıl ki Mekke-i Mükerreme'nin kâfirleri, fâsıkları, münafıkları en ileri gelenleri eşref idi. Hâlbuki Âllâh-û Teâlâ, onları S Mi } o fâsık, ehl-i cehennem yaptı. <Jj.S J j llû ^ Her belde karyelerde L g ıi jj^i j-jlsl mücrimleri, ekâbirlerden yaptık. Mücrimler ekâbir- lerden olur, ekâbirler mücrim olur. Çünkü "benim" diyor, kendinde benlik görüyor. Âllâh'ın benliğine karşı çıkıyor. Her beldenin ekâbi- ri mücrimdir. O ekâbir, cehennem yolunu tutacak da arkasından cehennem yoluna gitsinler. I g i i jj-slij Mücrimi, ekabir yapıyoruz ta ki mekru hile yapsın, imanından vazgeçsin, fesat yapsın memlekette. Hâlbuki J l Oj J-S-Ij l i j eğer hakikatı bilseler, onlar ancak nefsine mekru hile yapıyorlar. OjJA-i-J l i j Ama farkında değiller, bundan malûmatları yok. 9 ' O S /v <_Jl İ_ > l>- ü lj Âyât-ı beyyinat nazil olduğu zaman. Sebeb-i nüzul ayet bu idi. Ebû Cehil diyordu, "Abdimenaf oğullarının şerefi var, zenginliği var, bir peygamber geldi onlardan, bize ne kaldı? Bize de versinler bundan." Velid İbni Mugayyire ise; "Eğer nübü

78 440 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri vvet hak ise ben, ona daha layıkım. Hem ondan büyük ve hem daha zenginim" diyordu. "Bize de bir hisse versinler ki biz de iman edelim" şeklinde itiraz ediyorlardı. Ayet, kıyamete kadar bütün emsallerine şümulü var. Bugün de "Arabistan'da bir peygamber olur da niçin İstanbul'da bir peygamber yetişmesin" demez mi? Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû Aleyhivessellem'in sıdkına dâir bir ayet nazil olduğu zaman, j_ijs j J Ij-JlS "Ona gelen vahiy gibi bize de gelmedikçe asla iman etmeyiz" derler. ^JSjI l_i jjl> <aı1j J L j Tâ ki bize de gelsin, onlara geldiği gibi.j-i j ı i ^ f - J ^ i l AaJl_: 5 Âllâh CelleCelâlûhû emrediyor. Âllâh âlimdir, bilir risalete ehil kimdir. Ij-iJ I j jjji 4 ;,k L _ : İsabet eder o cürüm işleyenlere. Ekâbirler, mücrimlere, onlara isabet ediyor jul> Âllâh-û Teâlâ tarafından bir zillet, hasaret. JuJl_İ>_IJl_İJ <üil Jl_1p Dünyada zillet esir olacak, katil olacak, ahirette de azabı ebedi olacak. IjJlT /-Lj OjJ Onların yaptığı bu mekru hileden dolayı A-L^aj O' J j-^j ^J : J ûjjl ^ A^-jJljj O' 4Üİ J j- J_i>o d J J o tl»_-jl JL-igj /- jl? /_ j>- /- â-j-.i?ajjl-^j J_i>o O j^ jj J j^.jji ^_Îi J - JJI i l ajj_^ j l â_jjl*j Oİ <Aii İJr_J j-ls Bu ayet-i kerimeyi, Mevlâna Celaleddin-i Rûmî belki on sahife ile izah ediyor. Bir kimseyi hidayete getirmek isterse Âllâh-û Teâlâ, kalbi genişler İslamiyet için. "Din-i İslam, Nübüvvet, Kur'an için, Âllâh için." Bu kelimeler geçtiği vakit, kalbinde bir ferahlık olur, bir genişlik olur. Kalp kafeste yerleşmez, sığmaz bir hal olur. 4_I^j o! İ j -J j - i J Eğer Âllâh-û Teâlâ, birisinin idlâlini isterse

79 En'am Sûresi LâjU? ajjı-?? J-* ^ onun da kalbini daraltır, sıkar. JL - ik Î A ili U>-J^ frla LJl ^_i Öylesine ki (iman etmesi teklif edilse,) zorla göğe çıkıyormuş gibi meşakkatlandırır. j- jij l ^-İP T V j J l J-* ^ d ü io 5jJL4Ş J İşte bu şekilde, Âllâh CelleCelâlûhû iman etmeyenlere böyle azap eder. Hadis-i Şerif; "Dâr'ul Gurûr olan dünyadan uzaklaşır, Dâr'ul Sûrur olan ahirete meyleder, ölüm gelmeden önce ölüme hazırlık yapar." 126 ' JjJS'Ju ^_jâj O ÎjVI ÎI İ k i j.5 ÎA_j-â-"-wJ<>CİJj isi i İLAj Hj-âLJU> d L / j il^ _? i i_ * j Hâlik-i Kâinat, Habibine emrediyor. "t * J * Ey Habibim Sallâllâhû Aleyhivessellem, bu İslam ve Kur'an, Rab- binin dosdoğru yoludur. Böylece ümmetine tebligat yap. Ldkai Jıi <JjJ-Sj ^j_lj o Î J V l Tafsil ettik âyât-ı beyyinatı, tezekkür eden anlayanlara. Kur'an'dan kim istifade eder ancak iman edenlerdir. Kur'an, bütün mahlûkata gelmiştir fakat iman etmeyince istifade edemiyor (JjİA-Rj i jjîs"" Iaj j* j f-g/j J-iP ^Jw»Jl j l i f-g-j '_gjj JJLp pj_ljl jls f- g Darussselâm, Cennetin ismidir. Onlar için Rableri katında Darusselâm, selâmet yurdu cennet vardır. j*j J j U-ij I j j li î_aj»gijj  llâ h -û Teâlâ, onların işledikleri hayırlı işlerden dolayı dostu ve yardımcısıdır. İltifat ediyor Cenâb-ı Âllâh; "Siz amel ettiniz de veriyorum" diyor. E o o ^ o 128- J l j_^ ' J&jl.^>l J_i j-^jl j Î-j fj-jj ct -ij' j-^ f *JÎjJjİ Jl-fj

80 442 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri E y H a b i b i m S a l l â l l â h û A l e y h i v e s s e l l e m ü m m e t i n e b e y a n e t. e ^ a a a A p _ J j O g ü n ü k i  l l â h C e l l e C e l â l û h û, i n s - i c i n n i h e s a p i ç i n h a ş r e d e r, h u z u r u n a i h z a r e d e r. O g ü n j - ^ J l j - i l i L J c i n - o *}»s* s o ' l e r e d e r l e r k i ş e y t a n l a r a ; (_ r - j ' ^ l j - i J l J " S i z i n s a n l a r ı n ç o k l a r ı n ı i ğ v a e t t i n i z. S i z s e b e p o l d u n u z, o n l a r ı y o l d a n ç ı k a r d ı n ı z. " l _ A j ( Î J J l J l _ 3 j İ n s a n l a r ı n e v l i y a l a r ı, H â l i k - i K â i n a t ' a b u y u r u r l a r k i o >o 0 0 r- 0 0 a r z e d e r l e r ;, ^ -!!. U L ^ A j i U - j j ^ ^ J l j - i " O n l a r y a l n ı z b i z i y o l d a n ç ı k a r m a d ı l a r. B i z b i r b i r i m i z e y a r d ı m e t t i k d e b u d a l a l e t e ^ ^ &s s ' t s a g i r d i k. U - J c J i ş - l ^ U l L l L > - l L l i J - j j S e n i n t a y i n g ü n ü n e d e b u g ü n \ y e t i ş t i k. " H â l i k - i K â i n a t, c i n l e r e d i y o r k i ; " S i z i n s a n l a r ı n ç o ğ u n u i d l a l e t t i n i z, b u g ü n c e z a s ı n ı g ö r ü r s ü n ü z. " O n l a r d a d e r l e r k i ; " B i z h e p b i r l i k t e b i r b i r i m i z d e n y a r d ı m g ö r d ü k d e d a l a l e t e g i r d i k. B i z e b i r d ü n y a h a l k e t g i d i p i m a n a m e l e d e l i m. " F a k a t r e d d o l u p k a - 3 a s s s b u l o l m a z. İ - i o j i i j l İ J l J l - 3 B u g ü n m e s v a n ı z, y e r i n i z c e h e n n e m d i r. H e m d e l _ L i. j _ > j d U - e b e d i o l a r a k i ç i n d e k a l a c a k s ı n ı z. * L Î l _ i J l b S ^ ^ ^ s s t < o i l İ l l â  l l â h ' ı n i r a d e e t t i ğ i k i m s e b a ş k a. İ - J - P f - l S S - t Ü L j j O l S e n i n R a b b i n, H â k i m ' d i r. S u n u n d a a l i m d i r, h e r ş e y i b i l i r m a l û m a t ı v a r. H i k m e t s a h i b i d i r, b i l e n d i r OjJ-jSo IjjlS l a ^Jjj llu.âj"j D ü n y a d a d a z a l i m l e r i b i r b i r i n e t e r b i y e e d i y o r, y a p t ı ğ ı m a a s i - d e n d o l a y ı. A h i r e t t e d e i t i r a f e d i y o r l a r. " C i n l e r y a l n ı z y a p m a d ı l a r. B i z b i r b i r i m i z e y a r d ı m e t t i k, d a l a l e t e g i r d i k " d i y o r l a r. Z a l i m l e r d e n b i r k ı s m ı n ı, b i r k ı s m ı n a b ö y l e m u s a l l a t e d e r i z.

81 En'am Sûresi » İ lip 6 j - i i» -& i j 5»-ktj»Jî <_r-sjlj j * J l j - l ü Lj.İsi ^JıP /sl^ A IjJ/S Ijj*» J ^ jj JU Ü» İO j5 : j <-s-f /J1 j_ jji/ S Ij_S/S» $jî» 4 ı isî(^-i-pijj-4 Aj /-IsJJl«j-p'J ^ 0 0 $ ^r-svlj ([j_^l j - L Ü Lj Ey cin ve insan cemaati, J -5»-&Ij» Jl size peygamberler gelmedi mi?» _ x ii Sizden, sizin cinsinizden ' s l*t ' ' > * peygamber gelmedi mi?»-x.jl P B izim bu âyât-ı beyyi- natımızı size beyan etmediler mi? Ij_ i»-x^^ *Uü» J ^ jjıijj Bugü- JI ^ A ^ ^ ne mülâki olacağınızı size söylemediler mi? b - î s l ^JiP ujl^-a IjJtS Artık orada tam cehenneme gidecek cihettir, inkâra mahal kalmaz, itiraf ediyorlar. Kendi aleyhimize şahitlik ederiz ki; "Peygamber de geldi, ahkâm da tebliğ edildi. Nefsimiz bizi bu yola çevirdi. 9& f 0 9'" s *'" /IsJJI Sj-UJI»-pj-^j Dünyanın hayatı mağrur etti bizi." ^JlP j - j jio Iji/S»^sl ^»-g-ıisl O vakit kendi kendilerine nefisleri için şe- hadet ederler ki iman etmediler, kendi kabahatlerinden idi. Peygamberlerin tebligatı da ve söyledikleri de var O j i i / p / «i i î j» i L ı d i 4 i d 5 j f c» toî d j î ^j-âji d - i p d_j5 } S 9* S \»-İ d)l d J î Böyle peygamberleri gönderm ek ve bu ifadeleri beyan etm enin sebebi budur ki bilsinler m uhakkak Âllâh CelleCelâlûhû,»_Lkj ^ j-ji d -i-p d J j»j zulm ile hiçbir memleketi helâk etmez, zulm ile hiçbir insanı azap- landırmaz. Herkes amelinin cezasını görür. Ojls/P / ^ iilj Ehl-i gafil olur da peygamber göndermeden de ceza vermez. ' *, Us ' ' i, s s ^ * s i s s' * t* ' 132- O ji-ı*.j / ı P J i / * - ^d-5 / i j I j i ı P / l i t ^ j / ^ 5 i J C J j

82 444 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri X ' s o Ûj-li/P /_4UIJ Biliniz ki herkes için, gerek ehl-i cennet için, gerek ehl-i cehennem için. Ehl-i cehennemin derekâtı var, ehl-i cennetin derecâtı var. 8 derecedir ehl-i cennet, 7 derekedir ehl-i cehennem. Ij-L-P ÛL) Yaptığı amelden dolayı, L_lP J-s/L L J j / jj Û j- H u senin Rabbin gafil değildir onların yaptığından /» f j j J u j - j J i U L i J j f ii A İ u I I ûi i ı ^ J j ı j i ı d d j j j j j J-I p 9İ-Jji j j fü-lsi /_ıt İL -L 5-U-JJI j! ^^JUl d ıj j j Ey Habibim, senin Rabbin ganidir, halkın taat ve ibadetinden ve imanından. Onlara taat teklifi ancak kemâl j o o 3 0 % o. bulmaları içindir. İ L İ /j f.tjj^ j_j JilA - L L jj fjxl ju L İ d)! İsterse bir anda sizi yok eder ve sizden sonra yerinize dilediği bir kavmi yaratır. j- jji- l p -î İ-Jji j_ j fi'l L si L_lT Nasıl sizi başka bir kavmin arkasından halk etti, sizi de götürüp sizin arkanızdan da başka bir kavmi halk eder. Nasıl ki sizi de bir başka kavmin neslinden meydana getirdi fis i /jj o J ûjj-pjj lj Ûl Biliniz ki size va'dedilen azap, kıyamet, hesap muhakkak gelecektir. Cennet-i cehennem, hepsi Va'd-ı İlâhi'dir. Siz, Allâh'ı aciz bırakamazsınız kaçamazsınız j_ j ûj_u.*j c3 j_ li J j/p ^-Sl _^-S-j/^-j ^J-P Ij-J-l-Pİ p_5 / j J - î Ûj^LkJI _1İJ J «-Si j lj J I İ Iî/P «J Ûj & a' -» p j Lj J-3 Ey Habibim Ekmelerasûl Sallâllâhû Aleyhivessellem, ibret için onlara söyle. "Ey kavim f_xss/ j> ^JıP Ij-ll_Pl elinizden ge-

83 En'am Sûresi i s leni yapın, jo/p. j l ben de yapacağımı yapıyorum. ûj-iils Jsj-lS ^ ^jl ^ s $ } Bundan sonra bir gün gelir göreceksiniz, j'jjl <-p/p AJ üj_f j_0 iyi akıbet kime olacağını göreceksiniz." üj-ij/kjl _iij V AJl Muhakkak Âllâh CelleCelâlûhû, zalimleri iflah etmez. Zalimler kurtuluşa eremezler, zalimler felâh bulamazlar. 136" Ü 1j_i IjJ/iLâ /_y -ı^ş _LjVlj tllj_>jl j _a ijî /_i) Ü 1j_l_)L>-J /-oj ü l ^Jl J-â f-g-j/s"j_ij ü/s /_«-âll.5i.5>'"j_jü 1Jl_&j f_.gi.py ~0~,İİ '-*1 üj_if^ti / o «/ *»f gjoj. ^J 1j j j-g- Ü ü/s i \ ü ij_i-l-^j Onların kabahatlarının bazıları; Âllâh'a tahsis eder- 0 * * s ler, /-L-aS ^/JüVlj d->j.j>j1 j_o l^î /-ia onların ekmiş olduğu bazı ziraatları ve bazı hayvanları. "Âllâh'ın malıdır" diyorlar. "Bize haram olur" diye yemiyorlar. f_gi_py ü IJ^-A 1j J/^S "Bu Âllâh'ın malıdır" diyor, "bize helal değil bize haramdır" diyor./is/sj-l IJlaJ Bir kısmı da diyorlar ki "bu da şerik tuttuğumuz ilâhlarımızındır" derler.lis ÜÜ J l j - a i J-S lgj/s j_ ij Ü/S "Şeriklere tahsis edilen mal, Âllâh'a verilmez. fgj/s'j_a ^J1 j_ a j j_gi ü ü/s /J>j Şeriklere ait olan Âllâh-û Teâlâ'ya erişmez. Ama Âllâh-û Teâlâ'ya ait olan ortaklarına erişir." Ü j - i f o /-0 */_^ Ne çirkin hüküm veriyorlar! 137- f i j i j ı j f i j / r j i. j i i j-^ j^ üji j_o j j j o j İ S ' j ü jj_ & /_oj f i j J «ji L uo ü ; / l j-jj f g i o i j - i i y j * \ * s O JJS 'j Nasıl ki tezyin edilmiş bu küfürler onların gözünde. jj 5 s '* * s o * f_aivj1 J J lsj ı^ j - L U l j_o j-;ix J Bunun gibi, ortakları (şeytanlar veya puthane hademesi) müşriklerin birçoğuna (fakr korkusu telkin ederek) evlatlarını öldürmeyi hoş gösterdi. Hele kız çocuğu

84 446 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri o l u r s a. f g l l P I j _ İ J L Ü j f - i j S j i İ f i j / S j - i. T â k i o n l a r ı h e l â k e d ü ş ü r s ü n l e r, d i n l e r i n i k a r ı ş t ı r s ı n l a r, t e ş e v v ü ş e u ğ r a t s ı n l a r. «L Î - j J j ^ O S J \ yy O j ^ - i â j / J > j f -  j j j a j - l i i U A l i l B u n l a r ı n h e p s i  l l â h ' ı n i r a d e s i, h a l k e t m e s i y l e o l u r. E ğ e r  l l â h h a l k e t m e z s e, t a b i b u n l a r y a p a m a z. E ğ e r k i i n s a n i r a d e s i y l e z u h u r e d e r f a k a t C e n â b - ı H a k k ' ı n d ı r. İ h t i y a r l a o l d u ğ u i ç i n, o n u n d a i ş t i r a k i n i s p e t i n d e c e z a v e r i r. E y H a b i b i m S a l l â l l â h û A l e y h i v e s s e l l e m a r t ı k s e n, o n l a r ı i f t i r a l a r ı y l a b a ş b a ş a b ı r a k f ^ P ^ «l l s J i / _ J i l k J f / - i s i â l i I j - J / S j «ı ^ a î ı L g ı İ P i ı f _ ^ ı 5 j J - S i j f / - i s i j f L i S i j O j j s i İ j s / S / _ «_ > 4 _ : İ. p r c s * " f L I s I T J l _  I j _ J / 3 j O n l a r, s a ç m a d ü ş ü n c e l e r i n e g ö r e d e d i l e r k i ; " B u e k i n l e r v e h a y v a n l a r h a r a m d ı r. «U s j > J I / g Ü t ; J İ I İ p «İ ^ ı ı g l i p i ı ^ ı O j j j î J f / ^ i j / - i j j g i f H i j B u n l a r ı d i l e d i ğ i m i z d e n ( p u t h a n e h a d e m e s i n d e n v e e r k e k l e r d e n ) g a y r i s i y i y e m e z. V e ş u h a y v a n l a r ı n ( B a h i r e, S â i b e v e H â m ' ı n ) d a a r k a s ı n a b i n m e k v e y ü k v u r m a k h a r a m d ı r " d e d i l e r. B i r t a k ı m d a v a r l a r ı d a  l l â h ' ı n i s m i n i a n m a d a n b o ğ a z l a d ı l a r. ( İ l â h l a r ı a d ı n a k e s e r l e r. ) B ü t ü n b u n l a r ı, H a k T e â l â e m r e t m i ş t i r d i y e i f t i r a e d i y o r l a r. I j i / S / - t  l l â h - û A z i m ü ş ş a n, b u i f t i r a l a r ı y ü z ü n d e n y a k ı n d a o n l a r a c e z a l a r ı n ı v e r e c e k t i r ^ - İ P f j L - j j j S j J  ^ İ L > - f / _ * j V l a i _. A û j - k j ^ - î / -» I j J / î j 4 J > İ / S j _ î 4 : i f _ g i  - L» ^ j N O j / - ^ I j j İ? \' 9 S ' r ^ r

85 En'am Sûresi Lx Ijjl ^j_ i j Ls5j?JJ l-^j/ ^Lü VI ûjl.a (Oj-^j ^-S IjJ/Sj " B u h a y v a n ı n k a r n ı n d a k i y a v r u, h a l i s e r k e k l e r i m i z e d i r. H a n ı m l a r a d e ğ i l d i r, k a d ı n l a r a h a r a m k ı l ı n m ı ş t ı r " d e d i l e r. î-ijij^ O Jİj Ö l ü o l a r a k d o ğ a r s a b u y a v r u, t/?j_a A-ıS f-js e t i n d e n y e m e k t e k a d ı n e r k e k o r t a k t ı r. f- jlg j O n l a r ı n k e n d i l i k l e r i n d e n " b u h e l a l b u h a r a m d ı r " d i y e v a s ı f l a n d ı r m a l a r ı n d a n ö t ü r ü,  l l â h o n l a r ı n c e z a s ı n ı v e r e c e k t i r. f - J i jl- >- A_jl  l l â h - û A z i m ü ş ş a n, H a k i m - i  l i m ' d i r. H e r ş e y i y e r l i y e r i n e h a l k e t m i ş t i r, h e r ş e y e d e â l i m d i r. X ^ 0 S s } * ^ 140- f j *jj L.i Ijij^ J f_j i ^^ f ^ijfji Ij-Îâd j-;jji j-,** -J-i j_j.ja.ji lj_sl? L^j Ij_L^ J_i <üil ^-Ip tlj-asi «üil x x x "T x J_~J- J^3 H a k i k a t e n h ü s r a n a g i r d i l e r. a>sv_j 'j-lai j-j-jü E v l a d ı n ı k a t l e d e n l e r, f-li j_!ij /ji-.^ i l i m s i z s e f a h a t l e f-jîjj /_i Ij-ij J Alil  l l â h ' ı n k ı s m e t e t m i ş o l d u ğ u h a y v a n ı, r ı z k ı k e n d i l e r i n e h a r a m e d i y o r l a r. <ül._li tij_asl B i r d e  l l â h ' a i f t i r a e d e r l e r, "  l l â h e m r e t " ı ',, m i ş b u n u " d i y e. Ij-lis J^3 O n l a r d o ğ r u y o l u k a y b e t m i ş l e r, 'jil? L-iJ t (j-j.ja.ji h i d a y e t e d e g e l e c e k d e ğ i l l e r d i r. B u n l a r s o n r a d a n n e d a m e t e d i p d e i m a n a d a g e l m e z l e r ^jjjlj J-SelJlj O/_iûjJ.ii J-J-^J O/_iûjJ.ii O L l / LSİ ^JJi j fcj (j-i Ij-i? <j/_l.a^j_;-pj /jj/_l.a^ O/ _jjij Oj-aj^jJlj A-l? LiÎıSti 4 J J A_j IjSj_*j J j aü_s<a>- ^j-_j Ajâ>- Ij jij j_lji İÜ aj! ^ j - ^ 1 H â l i k - i K â i n a t, i m t i n a m k a b i l i n d e n m i n n e t o l a r a k v e r d i ğ i n i m e t l e r i b e y a n b u y u r u y o r. E y b u n i m e t l e r i k e n d i n e h a r a m e d e n!

86 448 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri Ben, yalnız bunları size ihsan etmedim. Öyle nimetleri halk edip verdim ki hadd-i hesaba gelmez. Hangisini haram ediyorsunuz. ^ U l y k j Öyle bir Âllâh'tır ki o ll> - l ü l size halk ediyor bir takım bağ-u bahçeler. Onlar o L A jja.i bazıları yer üzerinde; kavun, çilek, karpuz gibi. o la jja.i j l i j Bazıları da yukarı doğru; buğday, arpa, elma, hurma gibi olanlar. ^j>-jlj J-:^ lilj Ziraat, ehemmiyetine binâen bildiriyor. Ü S İ L İL i^ i Bakınız bu nimetlerin hangisini ağzına alsan, lezzetleri aynı değil. O jü y lj Zeytin; zeytinin yetmiş * s} faydasını saymışlar. Ol ij J lj Nar; her cihetiyle faydalıdır. l ^ l- i s i i» ^ < jli i J_Ip J Bunların yenmesi, şekilleri, lezzetleri ayrı ayrı birbirlerine benzemez. Renkleri, kokuları hepsi ayrı ayrı halk olmuş- ^0 * K lar. Hepsi de size helal edilmiş. 7j_Jo \j_ls' Emrediyor Cenâb-ı Hak; "Yeyiniz onun hasılatını. aiuks- ^j_j i- ls lj_^1 j JJLâl İSİ Hakkını, zekâtını hasadı zamanında veriniz." Bu ayet hurma ile üzüme -i ' aittir. l j i j _ l j J j İsraf etmeyiniz meselâ hepsini verip de kendini y o jı s ^ ^ mahrum etmek yapmak. j J j _ L İ J l J i i l A llâ h -û Teâlâ, israf edenleri sevmez O İj i j^at-j-s-j J j 4ül î_s.3jj l_«i İj-İj l_a j j j ÂJja.?- ^LjoJI j)-ij ^ JJlP û O ı i ı l n J i j _ i j Yine Nimet-i İlâhiye, haram ediyorsun kendine ama ne nimetler var. U j i i- Bir takım hayvanları halk etmiş, hamle salih. Sığır, deve, merkep gibi hayvanlara yükünü yükletir götürürsün. L i- j ij Bir takım hayvanları da ufak halk etmiş hamle salih değil, onların yavruları. 4aj\î- S îj j L Ij-iJ Ey insanlar, Allâh CelleCelâlûhû bunları size ihsan etmiş bu nimetleri, Âllâh'a iftira

87 En'am Sûresi etmeyiniz, Nimet-i İlâhi'den istifade ediniz. "Bu haramdır, bu helaldir" diyerek kendiliğinizden bir hüküm yapmayınız. İ j - L î j j JlialJül..ılj W Şeytanın hutuvatını, tarikını, kalbe olan ilkiatına tâbi olmayınız. Şeytan diyor size, "bu helaldir, bu haramdır." U l j-j-» JJl-P f x J Çünkü şeytan, adaveti zâhir düşmandır, beyyin'ül adavedir. Âllâh'ın emrine karşı bir şeyler çıkarır, öyle ise şeytanı dinlemeyiniz. Âllâh emrediyor bunlar helaldir fj >- jj jjüji j j j^ta.jı j-*j ( j^ ı ju^-ji j» j'^ij^ı ^^pi-aj Jj» J L j - j & j l f Î - ^ liaii-i Î_»j j - j ^ j l fi ^ ^^ o J ^ r-lj$l Â_jil^ Sekiz çift var ki ^jlijl JLİaJI j_» koyundan iki (erkek S'i-o" /ît 9 ^ dişi,) j-jl^l >HJl j-»j keçiden de iki (erkek dişi.) fj_>- j-jjiijl J-* )l'ö s s ' s s s, s jj-j-b j l fi Erkeği mi haramdır, dişisi mi haramdır 4JÜ1P l-iaii-i IJ>I j4l± j j l fl>-jl yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı " ^ o } *.» - haramdır? j_ JiU s ' J u i (Jl 'Juu Bize söyleyiniz hangisi haramdır. Tabi bir şey diyemezler. Dalâletlerini bilsinler içindir j l fj j -jjiij l tj-5 ^-2^1j ^j (j-^ 1tJ-*^^1<3»j İ l» w j îj î l J J, fiiif İ j - j ^ l fl^ jj j-j-ip L u l i - l l_»j»j.p j-j-*-j yilül ^j^ajj Î-jii <ül ^_İP ^j-s-il <j-a» İ-kl j-ai İJ-g/ (j_^ lkjl f j ü l ^ i g j i l (Jl d o ^0 j - j i l J^ jl j-»j Deveden iki (dişi-ibil, erkek-nâkaa) j_âiji j_»j j-ilsl sığırdan iki (erkek-dişi) j- I I İ ijl fj fj >- <j_jji ',İ!l J_5 bunların erkeği mi haramdır, dişisi mi haramdır fl>-jl U İP LlAiLİ>l î_»i j - lj i j j l yahutta iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı ha

88 450 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri r a m d ı r? Y â n i f i k r i n i z b â t ı l,  l l â h s ö y l e m e m i ş. K e n d i n i z d e n u y d u r d u ğ u n u z d a ö y l e b â t ı l d ı r k i c e v a p v e r e m e z s i n i z. J İ J 4 A» J L 1 S» I t i i' ' a - A c a b a s i z h a z ı r m ı y d ı n ı z? I j ^ - i ü l» - k ^ J î l  l l â h ' ı n, s i z e v a s i y e t e t t i ğ i n e ş a h i t m i o l d u n u z, (  l l â h b ö y l e t a v s i y e e d e r k e n s i z, O ' n u n S o ^ ^ 0 ^ y a n ı n d a m ı y d ı n ı z? ) L Ş j s < ü l ^ _ i P ^ j - l i l j - l i» - i k i j l i B u h a l i s b i r i f t i r a d ı r  l l â h ' a k a r ş ı, b i r i l i m v e h ü c c e t e d a y a n m a k s ı z ı n, h a l k ı i d l â l ^ O ^ s d e d e n k i m s e d e n d a h a z a l i m k i m o l a b i l i r?»jlp J - l l i l J - * 4 J H a l k ı i d l â l e d e r m a l û m a t ı o l m a d a n, j - ^ J / k j l p _ â J I ^ J u ^ i J ^ i l O l  llâh C e l l e C e l â l û h û n e f s i n e z u l m e d e n l e r i h i d a y e t e g e t i r m e z O j C O J l U» p i k ^ - i - P l i c S - J I c S - ^ I / - i s- J - î J ( S j i i / L l i J î j. J -5 i i j i ^ > 1 -» j j J î ^ j L l i L i S J î İ l l i»-^>-5 5j-İp d --5 d ) / - i a l p J j j _ l p j _ k i s l (j _ l i o < ü l s* * ' t ~ ~ * l i j A» - > j j l l i A - î î - I J J - 3 E y H a b i b i m E k m e l e r r a s û l S a l ' y s ' l â l l â h û A l e y h i v e s s e l l e m b u c a h i l l e r e, b u a h m a k l a r a, M e k k e m ü ş r i k l e r i n e d e k i b a n a d a K u r ' a n - ı A z î m ü ş ş â n n a z i l o l u y o r. B a n a n a z i l o l a n b u K u r ' a n - ı A z i m ü ş ş â n ' d a b u h a r a m l a r y o k, i l ü a j» - p i k ^ J L P b i r k i m s e y e s e b u n l a r ı h a r a m d e ğ i l d i r. A n c a k h a r a m l a K b u n l a r d ı r l i l i O j - j O İ J l m e ğ e r k i ö l ü i s e k e s i l m e d e n ö l ü r s e o z a m a n h a r a m d ı r. L > - j i _ l i L i S J l Y a h u t k a n, a k a n k a n j - j y l» - - > J.J l y a h u t d o m u z e t i, 5 n e c i s t i r b u ç ü n k ü n e c i s t e n h a l k o l m u ş t u r. J l * " E i S > l 2_ l i Y a h u t f ı s ı k s a h i b i, f ı s ı k s a h i b i k i m d i r? o «ü i l J - a I B a ş k a s ı i ç i n o n u n a d ı n a b o ğ a z l a n d ı ğ ı,  l l â h ' t a n b a ş k a s ı a d ı n a b o ğ a z l a n d ı ğ ı.  l l â h ' t a n b a ş k a s ı a d ı n a k e s i l m i ş o l a n h a y v a n, o d a f ı s k t ı r. B u n l a r d ı r h a r a m o l a n l a r. j k? l j l i İ l t ı r a r a d ü ş e n y â n i ö l ü m h a l i n e g e l i p d e y i y e c e k h e l â l b a ş k a b i r ş e y b u l a m a y a n, o s e f e r d e

89 En'am Sûresi b a ğ ı o l a n b i r s e f e r d e ğ i l s e y â n i m e ş r u o l a n b i r h ü k ü m e t i n a l e y h i n e t u ğ y a n e t m i ş d e ğ i l a L P V j y a h u t d ı ş a r ı ç ı k ı p d a h a l k ı s o y u c u d e ğ i l s e, b u h a l d e y o l d a k a l m ı ş, p e r i ş a n o l m u ş b i r ş e y b u l a m a m ı ş s a b u n a d a ö l m e y e c e k k a d a r c a i z d i r. J j i - P O - J j ü / i S e n i n R a b - b i n e y H a b i b i m, g a f u r d u r m a ğ f i r e t e d i c i d i r, z a r u r e t i b i l i r, z a r u r e t m i k t a r ı n a c e v a z v e r m i ş t i r. R a h i m d i r, m e r h a m e t s a h i b i d i r. 146" / _ L a j > f - _ * J i j j - j 2 - ü 1 j o j ^ j S / - L a j > ' j ^ L i j - j j J l ^ _ i p j h i * ; > - 1 / _ o j l L j 1 j : > J l j l / i i j j g L C. < - i i : > - / - O V l / i g a j i - A f g ; i P ü j - S a /. ı a J / - j l j f g ; *? ; f - i / i j y ; - O J î f k * - > 1ja/i jjj J l J p j B i z A z i m ü ş ş a n, y a h u d i l e r e h a r a m e t t i k o n l a r ı n E \f Si k i t a b ı i l e. j J L J S U-oj:>- T ı r n a k s a h i b i, b ü t ü n t ı r n a k l ı h a y v a n l a r ı? 'o ^ o h a r a m e t t i k f-l U lj j-?1 j- o j i n e k, s ı ğ ı r, k o y u n c i n s i h a y v a n l a r ı n i ç y a ğ ı n ı. lllj j g. L cjli>- /_0 Vl /i 0j> i. ^f_g^ip Haj^- M e ğ e r k i s ı r t l a r ı n a v e b a ğ ı r s a k l a r ı n a y a p ı ş a n v e y a k e m i k l e r i n e k a r ı ş a n y a ğ l a r s s * o * m ü s t e s n a. f k L, h_i i-1 /_0 jl L i l j» ' jl B a ğ ı r s a k l a r ı n ı n t a ş ı d ı ğ ı y a d a k e m i ğ e k a r ı ş a n y a ğ l a r h a r i ç, b u n l a r ı h a r a m e t m e k d e o l a n l a r a b i r c e z a d ı r. i/li^^ O J İ O n l a r ı n y a p t ı ğ ı z u l ü m d e n d o l a y ı b u y u r u y o r C e n â b - ı H a k, o n l a r a b u n i m e t l e r i h a r a m e t t i k. U l j Üj-^a/.aJ İ h b â r ı m ı z d a v a ' d i m i z d e h a k v e h a k i k a t t i r c e z a s ı n ı g ö r e c e k l e r. B i z e l b e t t e d o ğ r u s ö y l e y e n l e r i z. Y a h u d i l e r i n b a z ı p e y g a m b e r l e r i ö l d ü r m e l e r i, f a i z y e m e l e r i v e  l l â h ' ı n h a r a m k ı l d ı ğ ı b a z ı ş e y l e r i h e l â l s a y m a l a r ı y ü z ü n d e n,  l - l â h - û T e â l â o n l a r a c e z a o l a r a k h a y v a n l a r ı n i ç y a ğ l a r ı n ı h a r a m k ı l m ı ş t ı r.

90 452 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri 147- ^j-â-jl j - i ij_j J j l i ^ l j l _!>-5 j î f S05 J âs îij-jjit Ol_S j _ - ij? İ J l Il^Jo û'-i Ey Habibim Ekmelerrasûl Sallâllâhû Aleyhivessellem seni tekzib ederlerse l i _ J J l_ 5 j î f-xj5 J-âS cevap budur. Âllâh CelleCelâlûhû rahmeti vasia sahibidir, hata edenlere derhâl ceza gelmez, mühlet veriyor ki belki tevbe eder imana avdet eder J J o x o j! j ;ij>tul p-âji (j-i S jj Onun be'si, onun azabı da mücrim kavimlerden uzaklaştırılamaz. (Gerçi azabı ta'cil etmez, mühlet verir fakat ihmal etmez. Hiç kimse Azab-ı İlâhi'yi mücrimlerden men edemez.) 148- l _ i i J j L-SJ/j I J j /i? j Al /-i 4ül t/_a jj lj?j_al j ;UI Jj-â.- ^ o i- ^ ^ 'i- J-A J jj /l_ij i l î ^-a.^ f-jl-î j - i j-j'j^jl d-j J? t^_a j - i J ı f ü ı Oıj j l u J ı O j-ijls Oı L ü a ^ i- js i f i i j _ i f l ı i i. -»> s Oj-*^j-Sej Ij^J-Al j j J J I cjjâ--^ Şirk yapanlar diyecekler ki 4xıl t/-a jj eğer Âllâh bizim şirkimizi istemeseydi, bizim bu yolumuzu istemeseydi /l?j_ai L_i tabi biz şirk yapmazdık, /-jjljl JJ âbâ-û ecdadımız da i» ^ x ^ böyle. tc>-a <j-i /- ü j J J Bu haram olan şeyleri de nefsimize haram ettik, onları da hiç yapmazdık. Demek ki bizim yaptığımız, Âllâh'ın istediğiyledir. f-jli3 j - i j-jjji ^JL.J.J^ Böylece onlardan > - i önceki ümmetler de peygamberlerini tekzib etmişlerdi lj-.3lî ^ a^ ^ i 3 /l_^lj azabımızı görünceye kadar, sonunda azabımızı tattılar. J_ î H! a^j-j as f J i j_ i f J A İ i JJ* Bunlara cevap; Var mıdır sizde bir ilm-i malûmat ki Âllâh buna razıdır. Yanınızda kitap ve hüccetten

91 En'am Sûresi b i r ş e y v a r m ı? V a r s a b i z e ç ı k a r ı n a ç ı k l a y ı n j y i J l û j^ ^ ûl a n c a k b â t ı l o l a n b i r z a n n a, f a s i t o l a n b i r z a n n a t â b i o l m u ş l a r. J l f J i l û'j Û j - i ^ S i z z a n d a n b a ş k a b i r ş e y e u y m u y o r s u n u z v e s i z s a d e c e y a l a n s ö y l ü y o r s u n u z. H e r ş e y i h a l k e d e n A l l â h ' t ı r, ş e r r i d e h a l k e d e n O ' d u r, h a y r ı d a h a l k e d e n O ' d u r. F a k a t ş e r r e r ı z a s ı y o k, h a y r a r ı z a s ı v a r. H a y ı r y a p a n d a n r a z ı d ı r, ş e r y a p a n d a n r a z ı d e ğ i l d i r. P e k â l â n e y e h a l k e t m i ş t i r? H â l i k o l d u ğ u i ç i n k u l u n u i m t i h a n e d i y o r. K i Ofi 149 Ofi 3 J U O sü^ji «lu İJJ E y H a b i b i m E k m e l e r r a s û l S a l l â l l â h û A l e y h i v e s s e l l e m s ö y l e, A l l â h i ç i n d i r h ü c c e t - i b â l i ğ a ( t a m v e k a t ' i b ü r - h a n. ) A l l â h ' ı n h ü c c e t i k u l ü z e r i n d e ; k i t a p, K u r ' a n, p e y g a m b e r g ö n d e r d i, m a l û m a t v e r d i, h e l a l v e h a r a m ı b e y a n e t t i, i m a n v e k ü f r ü b e y a n e t t i a r t ı k b u n l a r ı b e y a n e t t i k t e n s o n r a k u l, b u n l a r a e h e m m i y e t v e r m e y i p d e k e n d i f i k r i y l e b e n d e v a r ı m d i y e r e k y a n l ı ş y a p a r s a c e z a s ı n ı g ö r e c e ğ i m u h a k k a k t ı r. j^^lıî-i f-c JgJ / >Jİİ E ğ e r A l l â h i r a d e e t s e y d i b ü t ü n i n s a n l a r h i d a y e t e g e l e c e k l e r d i. Ş e y t a n ı, c e n n e t i, c e h e n n e m i h a l k e t m e z d i. İ r a d e - i İ l â h i y e ' d i r. F a k a t o v a k i t n e o l u r d u. B i r h ü k ü m d a r v a r a m a h i ç b i r m ü c r i m e c e z a v e r e c e k k u d r e t i y o k d e m e k o l u r d u. S ^ i ^ ^ S fi o, ^ fi " P fi 'j ^ s ^ 150- J - i IjJ g û/-i IJ a ç 4Üİ ûl ûjjg Lj j-j-ul f T i I J g f-l* J 9 ûj_ij^ J j-j'jjij /_^^/j /^ı j_-j T j_jjjı «.i J-.Aİ j - ıs J j f4 * j jg Û jj j^ f-g S f *J ftiijg - f_ U j _ î E y H a b i b i m S a l l â l l â h û A l e y h i v e s s e l l e m s ö y

92 454 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri le onlara, Âllâh Teâlâ bunu haram etti diye şehadet edecek şahitlerinizi getirin. Iİ_a fj_^ <ü\ol Oj-Jg-^ j-j^ l Allâh CelleCelâlûhû bunları haram ettiğine dair elinizde bir hüccetiniz varsa, Tevrat-ı > S 6 * İncil'den bir hüccetiniz varsa getiriniz görelim. I j j L g lû J Bu ayetlerden sonra eğer onlar bir şey getirip gösterirlerse, J - i İ-4*i ey Habibim hiç onlara iltifat etme,lj_jjo j jâji *lj-al _^ "Jj L-j/J/j âyât-ı beyyinâtı tekzib edenlerin heva ve hevesatına tâbi olma (arzu ve isteklerine uyma.) Sj >-Jl> O j- iijj J j j-âilj Ahirete iman etmeyenler, âyât-ı beyyinatı tekzib edenler ahirete iman etmeyenlerdir. İ_Aj Onlar, Rabbine muadelet yaparlar, şerik koşuyorlar jjjj i JJ ijj i l i l o i jjj_ İj "JÎ İ & İ P j fj_^ l i tj^jî ijjias J j ijjjis J j ^ j ^ J-ii j i f-^ J j i ij-kâs J j İSLTJ-İ J l 4ül fj-*-^ -il ^»»îıil Ij-İi 2j J j ıj-^j l-ij l-^li j gk L i ^^-^ijul OjİJLaj ^,_S.iıJ i_>îssj.^»j lj Hâlik-i Kâinat, burada on madde beyan ediyor, beşini emir ile beşini nehiy ile. Haram hangisidir? Âllâh'ın haram ettiğidir. Helal hangisidir? Âllâh'ın helal ettiğidir. Hiç kimse bir şey için kendiliğinden helâldir haramdır diyemez. Biz ancak Kur'an'a tâbiyiz. o^ 0 f Cenâb-ı Hak, on madde ile beyan ediyor. IjJUû J J Ey Habibim Ekj! ^ melerrasûl Sallâllâhû Aleyhivessellem onlara çağır, de "Geliniz J i i f ' t ) s ben okuyayım bildireyim size, İ- x I lp ^ ^ j fj-*- l- i Rabbinizin haram ettiğini size bildireyim. I t la i> i j S j l i J l Âllâh'a şerik koşmayınız, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. u L J J- l j_ JjJlJJljj İkincisi;

93 En'am Sûresi _ ^ ^ o ' * ' o' * 2 * ' ana babaya ihsan et, iyilik edin.,3j_0l j_«v j Evlat- ^ ^ ' S ^ jl j! larınızı da fakirlik korkusu ile öldürmeyiniz, î-* b lj j J ü sizi de onları da rızıklandıran biziz. Dördüncüsü; ^^»IJÜl IjJj-âS V j ke- bâir günahlara yaklaşmayın. j-k j loj Igia j_gk 10 Zâhir olan kısım; katil, zina, sirkat, yalan. Batın olan kısımlar; haset, kibir, ucûp bunlara yakın olmayınız. V' 4ü 1fj_» ^jül 1j l l â j V j Allâh-û Teâlâ'nın katli haram ettiğine, haram kıldığı cana kıymayın meğerki (kısas gibi) hak ile olsun. Hak olan ölümden murad; ^ \ 1 \ dinden dönmek, kısas ve recim icap eden zinadır. o ^-C-^j f-c Ji A llâ h CelleCelâlûhû bununla sizi tavsiye ediyor, emrediyor Ojiâ-i5 tâ ki taakkul tedebbür edesiniz. Hak buradadır, asıl hayatta buradadır j ij lj a l i l ^ J» j _ l» l ^ J L VI f ^ l jlo IjJjâS V j î_jii islj l* i_ ij VI H İ S c i J f ö V L - l ü L 6 l> - J lj J ^ ı f ü j o î - L i j îjb S Ij-ijı 4İ 1 ı ^ j J j s ıs 0^ j J j ij J ıp ii j _ l» l ^-J/j Sil --J1 J/-0 Ij^jâS V j B i r i s i v e f a t e t t i a k r a b a l a r ı n ı z d a n y e t i m l e r i k a l d ı, o n l a r ı n m a l ı n a a h s e n s û r e t t e t e k a r r u b e d i n. M a l ı n ı z ı n a s ı l m u h a f a z a e d i y o r s u n u z, o n u n, y e t i m i n m a l ı n ı i*, > a i d a o s û r e t t e m u h a f a z a e d i n. a l i l ^-JIj ^ -l» B u d a d a i m i d e ğ i l, o y e t i m b a l i ğ o l u n c a y a k a d a r. O n b e ş y a ş ı n ı g e ç t i m i, y e t i m l i k o r t a ''' 0 i s 0 d a n k a l k a r. (J_ldjI 1j_i_jlj B e ş i n c i d e ; ö l ç e k t e h i l e o l m a s ı n 01$- J lj o ' t a r t ı y ı a d a l e t l e y a p ı n. B u n l a r d a d a h i l e y a p m a y ı n ı z. L U L A d a l e t l e ö l ç ü n ü z Ig L-ij Vl l 1İ5 <ol_kj V i m k â n d â h i l i n d e, o t e k l i f l e r v a r d ı r. İ h t i y a r - ı n i y e t i n b o z u k o l m a d ı k t a n s o n r a g ü c ü n ü s a r f e t t i

94 456 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri mi, üst tarafını Âllâh'a bırak. Asıl sû-i niyet olursa fena olur. lîlj f_ a iî Bir de mahkemelere gittiniz mi şehadet için. Ne zamanki söylediniz, bir hüküm için bir şehadet için mahkemeye gittiğiniz j! zaman IjJ jliis adalet ediniz, doğru söyleyiniz. l î Ol? j JJ Eğer ^ 3 o' în o >v ki şehadet edilen akrabanız da olsa, lj_3jl 4üI J^-jijJ Âllâh'a karşı yaptığınız ahd-i muahedeyi ifa ediniz. Âllâh'a karşı muahede nedir? İman ettik Kur'an'a, kabul ettik ne demek? Bütün emirleri t \ 2 \ gücüm yettiğince ifa edeceğim, amel edeceğim. a _>f Sw >J f- x J i OjJ-?JJJ f i d i ) Â llâ h CelleCelâlûhû bununla sizi emrediyor. Tâ ki siz tezekkür edesiniz, müttaiz olur anlarsınız j-ias J-~ JI lj-ij.ij J j aj-i-j/s /L-.â.'i-^i -kij*9 IJ - i O'j s t S } $ S t \ } \ i- Oj f_kîij f_kn^j f- k jî A. ; - j i / -â _Li. - k l j g IJlİ OIJ Muhakkak ey insanlar, bu baştan ge- "' E s - çen on madde, müstekim olan benim yolumdur dinimdir. a j- ijls s } s * Buna tâbi olunuz, J i- U l I ji aj J J başka yollara yüz çevirmeyiniz. t > s *,, Aİii-^ j - i f-x j 3 j-ia i Sizi, Âllâh'ın yolundan çevirir. Başka yollara gittiniz mi, bu yoldan ayrılmış olursunuz. f_ x lij f_ x g j f_xji Oj-âı5 Bununla Âllâh CelleCelâlûhû emrediyor, belki takva ile Âllâh'ın huzuruna gidersiniz. Âllâh-û Teâlâ korunasınız diye size bunları emretti J İ J jl - g İJ J j J j - i ^Jül LS U i 4 AİSÜI ^_^ji L-l^i f j <Oj fhh*5 t f - j ü!_!* 5J ^ l_ ij t _"A ^ 0 ^9/' 5; i ıl» l_ ^ l <^-^ji Ll-Sl f-3 Biz Mûsâ Aleyhisselam'a kitap gönderdik. Tevrat'ı beyan ediyor Cenâb-ı Âllâh, beyan ettikten sonra

95 En'am Sûresi aynen bizim olur. j^-a J J J - r sai jj j - l ^ l i j ü l ^_ip L i H Tevrat münzel olan kitapların en mükemmeli idi, hükmü nesholmuş sona ermiştir. Bizim için amel edilecek bir kitap değildir. Ahsen sûrette gönderdik mufassal olarak, l_l^^5j _i j hidayete vesile ve rahmet olarak gönderdik. O j-iijj»-4-5 j/-^1ş»-4i*j Belki o zamandaki insanlar, Rabbinin likası ile iman etsinler, bâse, sevaba ve ikaba kavuşacaklarına iman etsinler. Y 155-Oj-l>-j j»scjüj IjÂjIj ojil-ö/i d^l-i o/iiysi i/ is " IjLftj O L liy î i l I S Ij _i j Bu Kur'an, mübarek bir kitaptır gönderdik 9 sana ey Habibim. i ^ L l i Mübarektir, birçok hayır ve menfaatler S - vardır. o j ^ / i O'na tâbi olunuz, amel ediniz. I j ^ lj Küfürden kenl > i * dinizi muhafaza ediniz. O j- İ^ ji»-xi.*j Onunla Merhamet-i İlâhiye'ye nail olursunuz. Muhalefetten sakının ki rahmet olunasınız. f İ 156- j_p /-İs Olj /-ii-ıs j i j - j s i/ k ^ i'p t-',/-*cii Jy-Sİ /-lii Ij-ij2j d)1 ^;i^la^j i5s /.HİS (j_i j-isisu» ^_ip ^/-s^ji Jy-Sİ /-İsi IjJjiJ d)î Hâlik-i Kâinat beyan ediyor. Bunlar evvela Rasûl-û Ekrem'e diyorlardı ki; "Bizim için nasıl Tevrat nazil olmuştur, bizim de bir kitabımız olsaydı okuyacaktık. Biz gidip de yahudilerin kitabını okumayacağız. Yahut da bizim bir kitabımız olsaydı, biz onlardan daha ziyâde o kita- ^ ^ e o 0 bın hükmüne tâbi olacaktık. j - J jü U»4* I5S j_p LİS (Olj Biz onu anlamaktan gafil idik, onların lisanını bilmiyorduk ve okumadık anlamadık." 157-» jr ;»4 L t f ü ı ü & j 4 A.K J1 u ı i p j ^ ı d i j j jı

96 458 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri ^ t 4Üİ o/_jl> tl->.j_5r j r_j-^i (j «i  * ^ ^ ^O '- ^ 0 0^- ^0 /-«j I_JI j_ij I *j-l /-'3/ji <j_poj-i J1-*^ j-jj I ı /-g-^-p j-» ÂJLjj Oj-âJL.^j Ij-j/S _Ai JI UlÛP Jj-sl /.si j-j IjJjâS ji Y i n e d i y o r d u n u z b i z e d e b i r k i - ^ ^^o \ s' ~^ * t a p n a z i l o l u r s a, f 4 1»^JlÂI lixj b i z o n l a r d a n d a h a z i y â d e h i d a y e - } * «o ^ ^ t e y a n a ş ı r ı z. İ ş t e f-s*û*- J ^ ş i m d i s i z e K u r ' a n g e l d i. f i o j j.» B e y a n d ı r R a b b i n i z d e n b u K u r ' a n, h i d a y e t t i r d a l a l e t t e n t e - 9 ' 6 ' s d e b b ü r e d e n k i m s e l e r e v e âjj-jj t â b i o l a n l a r a r a h m e t t i r. fjıkl j_lâ «Sil o/jl> J J l-s j-l» B u h a l d e, b u K u r ' a n ' ı t e k z i b e d e n l e r d e n k i m d a h a z a l i m o l u r, â y â t - ı b e y y i n a t ı t e k z i b e d e n d e n d a h a z a l i m k i m ^ Ö * S Q* o l a b i l i r, LglP l3jl_mj i ' r a z e d e n d e n d a h a z a l i m o l a b i l i r m i! ',, j, ^ Ujs/JI j P j-j-iji B u n d a n s o n r a y â n i a h i r e t t e c e z a l a n d ı r ı r ı z.  y â t - ı b e y y i n a t ı b ı r a k a n, i ' r a z e d e n, o n l a r ı c e z a l a n d ı r ı r ı z a m a n a s ı l s * a z a p? _IjıJüI *j_l E n ş i d d e t l i b i r a z a p i l e c e z a l a n d ı r ı r ı z. B u d a U o OjâJL^ IjS/S o n l a r ı n y a p t ı ğ ı i ' r a z d a n d o l a y ı d ı r, a z a b ı n e n ş i d d e t l i s i i l e c e z a l a n d ı r a c a ğ ı z ^2_*j jl d jj jl â_*jü_«ji Ol JI Ojj k'j j - «J /gs/ajl /-lis J J/-ji f j_j t J/-ji d i I j j ^ ı j J İjli- ^/aji d - i S Jİ j l i j-» c j J j b Ojj-Ml» AjCdlJI d)l JI Ojj k'jj - İ n t i z a r e d i y o r l a r. A z r a i l g e l s i n d e r u h l a r ı k a b z e t s i n d e o v a k i t m i i m a n e d e c e k l e r? O z a m a n e d i l e n i> *, t ^o s s y, os- * i m a n ı n k ı y m e t i y o k. dujj o/ji yaju ji dljj ^-jtj ji R a b b i n i n e m r i i l e b a ş l a r ı n a b i r a z a p g e l i r d e o n d a n s o n r a m ı i m a n e d e

97 En'am Sûresi cekler yahutta kıyametin bazı alâmetleri zuhur ettiğinde mi iman ' ' i o * o edecekler? du-j û >/_JI ^-slş çj-j Kıyamet alâmetlerinin bazıları zuhur edince, /gs/ljl HİS JilŞ J hiç kimsenin imanı fayda vermez ona. J J j j-jc-j^i Evvel iman etmedikten sonra, sekerattaki imanın faydası olmaz. ij lrî- /-g-s/lşi ^_S C - l T Jl Yahut iman etmediği halde bir hayır yaparsa, o hayrın da faydası yok. IjJMSl J î Ûjj /_j Ey Habibim, onlara söyle siz intizar ediyorsunuz, biz de onu bekliyoruz. O vakit kurtuluş bize, helâk sizedir L n l sf_g-^-j c _l L*-; Ij sltj f_g-iş,i lj îj i j-j'jji ûl ûj ^ ij-s/t /_!.>f f i 4İii f-* jji f-.g-l;'5 Ij_S_Ji j_j^l d)! Onlar ki dinini terk etmişler, tefrikaya düşürmüşler, bazı maddeleri kabul eder, bazı maddeler için bu benim aklıma uygun gelmez diyenler. Kendini ve aklını bir şey zani> X X nediyor. «.^_- fgl> C - l /! IjSlTj Ey Habibim onların ıslahına çalışma, onlar iman etmezler, küfür üzerine gidecekler. Sen onlara taarruz etme, cezasını görecekler «Sil ^Jl f-ajji /-İsi Onların emri, işi ancak Allâh'a kalmıştır. û y l^ lyju L l.if4 4 l.jfi Sonra Cenâb-ı Hak, onların yaptığını onlara haber verir. Yâni nasıl haber verir, cezasını verir ki yerleri cehennemdir. (ayet Mekki - mensuhtur) 160- ^j >0 J_9 4J_;_ıJ/j «/-:>-j-jj L-g-Jlijl j L-P «J-İ İl ı>t!/j «/ >- j - j Û j - lü ş J f i J /4 İ L J i E x ^ o 'V 0 LgJlül J_ıP «LU 5LL> JL /-> jj> Kim ki bir haseneyi getirirse, ona on misli sevabı var. Hasene nedir? Demişler ki lâ ilâhe illâl- lâh Muhammedûrrâsûlûllâh. Birinin seyyiat-hasenatı hesapta

98 460 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri b i r o l u r s a, R a h m e t - i İ l â h i y e s e b k a t e d i y o r. B i r a m e l y a p ı y o r, o n m i s l i s e v a p v e r i l i y o r. B i r f e n a l ı k y a p ı l ı r s a, o n a b i r m i s i l c e z a v e r i l i y o r. B i r h a y ı r m u r a d e d e r y a p m a z s a, b i r h a s e n e y a z ı l ı r. B i r f e n a l ı k m u r a d e d e r y a p m a z s a, y a p a m a z s a g ü n a h y a z ı l m a z. Ç ü n k ü R a h m e t - i İ l â h i y e g a z a b ı n a s e b k a t e t m i ş t i r. H â l i k - i K â i n a t i y i l i ğ i y a p a n d e m i y o r, i y i l i ğ i g e t i r e n d i y o r y â n i h a l i s o l a n d ı r. o l _ L J l > * L > - j i j S e y y i e y i g e t i r e n I f l L * V I J J a n c a k m i s l i i l e c e z a l a n ı r. J L ij O j U k j Z u l ü m g ö r m e z l e r, ( s e v a p l a r ı e k s i k v e r i l m e d i ğ i g i b i a z a p l a r ı d a a r t ı r ı l a r a k z u l m e u ğ r a m a z l a r. ) 161- j A j _ > \ ^ _ i i L - J L - j ^ j - j - â s l İ l? l j _ ^» ^ J l ^ - j j ^ - i j J L A ^ -"Jİ J * # o E O j _ L «i l j j _ i O / J l _ i j l _ î. j. ı > - l > l J j _ î S ö y l e e y H a b i b i m E k m e l e r r a s û l S a l l â l l â h û A l e y h i - v e s s e l l e m, " B e n b e ş e r o l d u ğ u m h a l d e, b e ş e r i m a m a. _ j j, * i j a A d o ğ r u y o l a C e n â b - ı H a k y e t i ş t i r d i b e n i, j - â l - L i - k l j ^ ^ i s ı r a t ı m ü s t e k î m e y e t i ş t i r d i b e n i. B e n d e b e ş e r i m s i z i n g i b i, L U L l o ' ' E # t a '1"' m ü s t a k i m b i r d i n e s a h i p e t t i. B u d a j i O l J L > j L L l» j j A j _ > \ «L - i i j j ^ j - L l i l İ b r a h i m A l e y h i s s e l a m m i l l e t i k i h a n i f e n, h a k k a m a i l, d a l a l e t t e n i s t i k â m e t e m a i l, h a k i k a t e m a i l. M ü ş r i k l e r i n i d d i a e t t i ğ i g i b i ş i r k, o r t a k k o ş a n l a r d a n d e ğ i l d i j j j. ı i l a J l Ü i ^ j l ı i j ( ^ L > c i j ^! S _ L. j j O l J ^ s S ö y l e e y H a b i b i m, b e n i m n a m a z ı m, ^ S L i b e n i m i b a d e t i m, t b e n i m h a y a t ı m, b e n i m ö l ü m ü m, h a l i s h e p s i  l l â h i ç i n d i r.

99 En'am Sûresi J d^j  j Öyle Âllâh ki şerik ve naziri yok. oj_*1 d ü iu j  llâ h t ' ' ' tarafından ben bununla emrolundum. Tefvizi ûmûr etmeye, halis olmaya, bütün ibadet ve taatim ile hayatım. Âllâh'ı takdis etmeye O ) s emrolundum. j j J L L İ J l J jl U lj Ben bu Müslümanların evveliyim. Her peygamber ümmetinin evvelidir j l J i - jj J i i j j-*j î-jj ^^l j-j-^' J 5 la/ ' K4 I-j-i '-KA:^j -»'- N J ^ ı J j ^ 1Jj j sjûlj Jj-3j j Î-4jrİP' J j â-iij^j /» İ-Iİ 0} s ^ ^ O f n L/J> ^-*jl -oil J_İPİ J 5 Söyle Ey Habibim. Âllâh her şeyin Rabbi iken ben, ondan başka Rab mi arayacağım. Her şeyi halk eden Âllâh'tır. IglİP j l c r î'5 J i -_ * j 'jj J i i j > j* j Her nefsin kesbettiği amel, hayır ve şer hepsi cezası ve mükâfatı o nefsin üzerine ^ o^ o * yükleniyor. ^JJ-l Joj s jjlj Jj-3 " jj yâni tahmilü nefsün. Hiçbir nefse hamledilmez, yüklenmez başkasının günahı. Hiçbir insana, diğer insanın günahları yüklenmez.»: *>-J» f-k /j ^ Jl f i Ondan sonra hepinizin rücuu Âllâh-û Teâlâ'yadır. Jj-iİîA S 4_ji ' J Ü Î_A_>'j K ili j j Bu dünyada ihtilaf ettiğiniz din, iman gerçeklerini o zaman görürsünüz. Uyuşmazlığa düştüğünüz gerçeği size haber verecektir OÎr>-Jp ^ys-aj (3_ji _İ J j f j j i ''-KJ-a>- ^ İJ i j_aj y s j q 5 i U ^ ^ j^ â 4 j j ^ l» ^ j f j j l û l J J İ - '_Kİ*J>- <^İJI j_aj O Âllâh'tır ki sizi yerde halife yaptı. Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû Aleyhivessellem'in zamanı saadetinde vazifeleri dört idi. a) Âllâh'tan Vahy-i İlâhi'yi alırdı. b) A l dığı vahyi izah ederdi. c) İnfaz - icra ederdi d) Kalplere tasarruf

100 462 Cemaleddin Arvasi (Parlakışık) Hayatı ve Eserleri e d e r d i. R a s û l - û E k r e m ' i n v e f a t ı i l e b e r a b e r v a h i y m û n k a t ı o l d u. D i ğ e r ü ç v a z i f e d e v a m e t t i. H u l e f â - i R â ş i d i n ' i n h e p s i n d e a l e s s e v i - y e d e v a m e t t i. ( İ m a m E b û B e k i r, Ö m e r, O s m a n, A l i, H a s a n, H ü s e y i n R a d ı y â l l â h û A n h û m ) H u l e f â - i R a ş i d i n ' d e n s o n r a b u ü ç v a z i f e a y r ı a y r ı ş a h ı s l a r a t a k s i m o l d u. H i l a f e t o t u z s e n e d i r, o n d a n s o n r a h ü k ü m d a r l ı k t ı r. olî-^s ı 3 $ - * S i z i n b a z ı l a r ı n ı z ı, b a z ı l a r ı n ı z d a n d e r e c e i t i b a r i i l e ü s t ü n k ı l d ı k. M a l i l e c â h i l e m e r t e b e i l e m a n e v i y a t i l e A z a m e t - i İ l â h i y e ' y e d e l a l e t e t m e k i ç i n ; h e r k e s i n r e n g i n i f i k r i n i b a ş k a, b o y u n u a k l ı n ı b a ş k a b a ş k a h a l k e t t i. K u v v e t - i o -*1 t ' ~. * k u d r e t i n t e k e m m ü l ü n e d e l a l e t e t m e k i ç i n d i r.»-x.pl L i ^-i» -S jii; B u n u y a p ı y o r  l l â h, t a k i s i z i i m t i h a n e t s i n, i m t i h a n d a n n a s ı l ç ı k a r s ı n ı z? S i z e v e r d i ğ i n i m e t l e r d e n d o l a y ı s i z i i m t i h a n e t m e k i ç i n d i r. _LftJl f e - - d_ş5 Ol  llâ h C e l l e C e l â l û h û ' n ü n i k a b ı, â s î o l a n l a r a s e r i d i r.»-.»5 5j-İ*J U-SIJ M ü ' m i n l e r e m a ğ f i r e t i f a z l a d ı r, r a h m e t i d e ç o k t u r f a k a t a z a b ı d a v a r d ı r. H â v f v e r e c â d a n h i ç k i m s e s a l i m o l m a m a l ı d ı r.  l l â h - û A z i m ü ş ş a n ( i m a n e d i p s a l i h a m e l l e r i ş l e y e n l e r e ) m a ğ f i r e t v e r a h m e t e d i c i d i r.

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

KUR'ANDAN DUALAR. Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru. ( Bakara- 201 ) KUR'ANDAN DUALAR "Ey Rabbimiz Bizi sana teslim olanlardan kıl, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet çıkar, bize ibadet yerlerimizi göster, tövbemizi kabul et zira tövbeleri kabul eden, çok merhametli

Detaylı

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim. DUA Eudhu Billahi Minessaytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdulillahi Rabil-alemin Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir. 1- Ramazan ayının birinci gecesi kılınacak namaz: Bu gecede bir kimse 2 rekat namaz kılsa, her rekatta da KADİR SÜRESİNİ okursa; ALLAHÜ Teâlâ ( cc ) o kişiye 3 türlü kolaylık verir. Bu ay içinde orucu

Detaylı

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 1) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 2) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Müslüman ın Müslüman üzerindeki hakkı

Detaylı

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu

Detaylı

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu Question Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu belirtir misiniz? Kur an ın lafızdan soyut olduğu bir merhale var mıdır? Answer: Her şeyin lâfzî

Detaylı

İbadetin Manası ve Çeşitleri

İbadetin Manası ve Çeşitleri İbadetin Manası ve Çeşitleri Muhammed ibni Abd'il Vehhab (rahimehullah) www.at-tawhid.org 1 İbadetin Aslı Allah a ibadetin aslı; Allah ın emirlerine uymak nehyettiklerinden kaçınmak suretiyle ona itaat

Detaylı

Muhammed Salih el-muneccid

Muhammed Salih el-muneccid KABİRDEKİ HAYATIN TABİATI NASILDIR? [ Türkçe ] طبيعة الحياة في القبر [باللغة التركية [ Muhammed Salih el-muneccid محمد بن صالح المنجد Terceme eden : Muhammed Şahin ترجمة: محمد بن مسلم شاهين Tetkik eden

Detaylı

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 20-432 ع لكمة الطاغوت» باللغة الت ية «مد صالح املنجد رمجة: ممد مسلم شاه مراجعة:

Detaylı

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF Hamd Allah subhanehu ve tealayadır. Salat ve selam ise O nun Rasulünedir. Bundan sonra: Allah sana hidayet etsin. Bil ki şirk koşmak günahların en büyüğüdür ve bütün amelleri

Detaylı

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak   dersek h 6. olarak sadaka verme. M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI lar aha beteri dir... 1. -3-5 veya 7 2. Y 3. : me sem. 1 (B bir olmaz) 4. a bakarak " " 5. sek, dersek h 6. olarak sadaka verme. 2 3 k, iyilik yapmak, anaya -

Detaylı

KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ

KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ ب[ KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ [ Türkçe ] حكم استعمال كلمة ) لو ( اللغة التركية [ Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye لشيخ الا سلام ابن تيمية Terceme eden : Muhammed Şahin ترجمة: محمد بن مسلم

Detaylı

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ استواء االله عرشه ] تر [ Türkçe Turkish Abdurrahman el-berrâk Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 00-43 استواء االله عرشه» باللغة ال ية «عبد الر ن ال اك

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

Kur ân da Dua Ayetleri

Kur ân da Dua Ayetleri Kur ân da Dua Ayetleri (1) Bizi doğru yola ilet; Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, Gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil. (Fatiha Suresi 6-7) (2) (Musa) Cahillerden olmaktan Allah a sığınırım

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ حكم الصلاة مع الجماعة ] باللغة التركية [ Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid ألفه الشيخ: محمد صالح المنجد Terceme edenler Muhammed Şahin ترجمه: محمد

Detaylı

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ (DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI) 50-KAF SURESİ Mekke'de inmiştir. 45 (kırkbeş) âyettir. "Kaf" harfi ile başladığı için bu adı almıştır. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla. 1.

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

Hz. Peygamber'in ilk muhatapları olan Mekkelilerle mücadelesini anlatan Kur'ân'da tam

Hz. Peygamber'in ilk muhatapları olan Mekkelilerle mücadelesini anlatan Kur'ân'da tam 2. Ders İLK MUHATAPLAR NEDEN KUR'ÂN'A İMAN ETMEDİLER? Sahâbe demek ne demektir? 1. Beşeriyetlerin İzharı 2. Zaafiyetlerin Islahı 3. Kabiliyetlerin İnşası 4. Mesuliyetlerin İdraki 5. Rehberiyetlerin İhyası

Detaylı

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN KUR AN KARANLIKLARDAN AYIDINLIĞA ÇIKARIR Peygamber de (şikayetle): Ya Rabbi! Benim kavmim bu Kur an ı (okumayı ve hükümlerine uymayı bırakıp hatta menedip onu) terkettiler. dedi. (Furkân /30) Elif, Lâm,

Detaylı

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ حكمة ريم م ا ير ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 حكمة ريم م ا ير» باللغة ال ية «مد صالح

Detaylı

Istılah olarak;peygamber Efebdimiz zamanında yaşamış ve de Peygamber Efendimizi görerek ona inanmış olan kişilere denir.

Istılah olarak;peygamber Efebdimiz zamanında yaşamış ve de Peygamber Efendimizi görerek ona inanmış olan kişilere denir. SAHABE NİN FAZİLETİ Sahabe;arkadaş,dost,sahip anlamlarına gelmektedir. Istılah olarak;peygamber Efebdimiz zamanında yaşamış ve de Peygamber Efendimizi görerek ona inanmış olan kişilere denir. Veysel Karani

Detaylı

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm: Hatim-i Esam hazretleri, hocası Şakik-i Belhi hazretlerinin yanında 33 sene kalır, ilim tahsil eder. Hocası, bu zaman içinde ne öğrendiğini sorduğu zaman, sekiz şey öğrendiğini söyler ve bunları hocasına

Detaylı

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti Mektub-u Attar Muhammed İlyas Kadiri Razavi tarafından tüm İslami Erkek Kardeşlerine ve İslami Kız Kardeşlerine, Medaris El Medine ve Camiat El Medine nin erkek öğretmenler, erkek öğrenciler, kadın öğretmenler

Detaylı

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? ] تريك Turkish [ Türkçe Abdulkerim el-hudayr Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 0-43 هل لرسو صىل الله عليه

Detaylı

3 Her çocuk Müslüman do ar.

3 Her çocuk Müslüman do ar. TAHR C * 1 Sözlerin en güzeli Allah ın kitabı, yolların en güzeli Muhammed in yoludur. Buhari, Edeb, 70; tisam, 2. z Müslim, Cuma, 43. z Nesai, Iydeyn, 22. z bn Mace, Mukaddime, 7. z Darimî, Mukaddime,

Detaylı

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/ بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/256-259 Şeyh Hamd bin Atik (V. 1301) kardeşlerinden birisine hitaben şöyle

Detaylı

BEYANAT. Ahmed el Hasan (a.s)

BEYANAT. Ahmed el Hasan (a.s) Ahmed el Hasan (a.s) 1 Rahman ve Rahim olan Allahın Adıyla. Hamd Alemlerin Rabbi Allahadır. Allahın selamı Muhammed ve Al-i Muhammedin, İmamlar ve Mehdilerin üzerine olsun. Dünyanın Doğusundaki ve Batısındaki

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır. 6.MEKTUP MEVZUU : a) Cezbe ve sülûk husulünün beyanı. b) Celâl ve cemal sıfatları ile terbiye almak. c) Fenanın ve bekanın beyanı. d) Nakşibendî tarikatına mensub olmanın üstünlüğü. Belâ ve musibet için

Detaylı

Dua ve Sûre Kitapçığı

Dua ve Sûre Kitapçığı Dua ve Sûre Kitapçığı Hazırlayan: Melike MÜFTÜOĞLU instagram.com/oyunveetlinliklerledinogretimi SÜBHANEKE DUASI Allah ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin

Detaylı

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25 136. Ey iman edenler, Allah'a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse, uzak bir sapıklıkla

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (10) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme

Detaylı

ivoi KIYAMET SURESİ r ^ u t

ivoi KIYAMET SURESİ r ^ u t ivoi KIYAMET SURESİ r ^ u t Mekke'de nâzil olmuştur. 40 âyet, 197 kelime, 652 harften ibarettir. Adını ilk âyetinde geçen "El Kıyâm e" kelimesinden almıştır. Sûre-i celilenin sebeb-i nuzülü; Kıyâmetin

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ Varlıklar Âlemi Evrende bulunan varlıklar yalnızca duyularımızla algılayabildiklerimizden ibaret değildir. Âlemde görünen ve görünmeyen sayısız varlık bulunmaktadır.

Detaylı

t u l TEGABUN SURESİ

t u l TEGABUN SURESİ t u l TEGABUN SURESİ Medine'de nâzil olmuştur. 18 âyet, 241 kelime, 1070 harften ibarettir. Tegâbün; alışverişte aldatm ak ve aldanm ak anlamındadır. Bu sûre-i celilenin de içinde kâfirlerin kıyâmette

Detaylı

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ!

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ! KİM BU ZINDIK! Hamd Allah ındır. O na hamd eder ondan yardım ve mağfiret dileriz nefislerimizin şerrinden amellerimizin kötülüklerinden ona sığınırız. Allah ın yol göstericilik ettiğini hiç kimse saptıramaz.

Detaylı

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur. Alıntı; FarukBeşer İsra Suresi hicretten bir yıl önce indirilmiş. Yani Hicret yakındır ve artık Medine de Yahudilerle temas başlayacaktır. Sure sanki her iki tarafı da buna hazırlıyor gibidir. Mescid-i

Detaylı

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Veda Hutbesi. Ey insanlar!  Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. Veda Hutbesi Peygamberimiz Vedâ Hutbesinde buyurdular ki: Hamd, Allahü Teâlâya mahsûstur. O'na hamd eder, O'ndan yarlığanmak diler ve O'na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin günahlarından

Detaylı

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır. ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır. (Al-i Imran suresi, 85) Icindekiler - Bu dine neden Islam

Detaylı

PEYGAMBERLERE ÎMÂNIN HAKİKATİ. Hâfız el-hakemî

PEYGAMBERLERE ÎMÂNIN HAKİKATİ. Hâfız el-hakemî PEYGAMBERLERE ÎMÂNIN HAKİKATİ حقيقة الا يمان بالانبياء والمرسلين ] اللغة التركية [ ] Turkish [ Language Hâfız el-hakemî حافظ الحكمي رحمه االله Terceme edenler : Muhammed Şahin ترجمه: محمد بن مسلم شاهين

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar Camiye Girerken Allah ın adıyla, Allah ın Resulüne salat ve selam olsun. Allah ım, hatalarımı bağışla ve bana rahmet kapılarını aç. Camiden Çıkarken Allah ın adıyla, Allah

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası www.scriptural-truth.com KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı Azarya ve şarkının üç Yahudi duası Azarya dua {1:1} ve yangının ortasında yürüdüler öven Tanrı ve Tanrı nimet. {1:2}

Detaylı

1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI. 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım.

1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI. 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım. SÛRELERİMİZİ tefekkürle ÖĞRENİYORUZ 1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım. Benim adım Eûzü. İsmimin anlamı Sığınırım, yardım isterim. Bir tehlike ile karşılaştığınızda güvenilir

Detaylı

HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla

HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir 8. İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah hakkında tartışır; ne bir ilmi, ne bir yol göstericisi, ne de aydınlatıcı bir kitabı olmadan!..

Detaylı

MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ

MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ BU KISA VESİKALAR BUNDAN BİR KAÇ GÜN ÖNCE, ŞİA NIN RASULULLAH IN ASHABINI ÖZELİKLE EBU BEKR VE ÖMERİ, SONRA OSMAN I

Detaylı

AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK.

AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK. VE İMTİSALİN HÜLASASI BASİRET TESLİM OLUP İTAAT ETMEK. ANLAYIŞ İMTİSAL: AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK. UYMAK. MUVAFAKAT VE MUTABAKAT ETME.KENDİ KANUNİYETİNİ ORTADAN KALDIRARAK ONUN SURETİNE GİRMEK.YANİ:

Detaylı

Mekki ve Medeni Ayetler arasindaki fark...

Mekki ve Medeni Ayetler arasindaki fark... Mekki ve Medeni Ayetler arasindaki fark... Icerik Kur andan önce Mekkenin durumu Ilk Vahiy Allah i tanidigimiz ayetler Medinede durum Toplumsal degisim Kur an dan önce Mekkenin durumu Bu döneme Cahiliyye

Detaylı

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül 2009 17:55

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül 2009 17:55 Ramazan Manileri // Ahmet ağa uyursun uyursun Uykularda ne bulursun Kalk al abdest, kıl namaz Sabahleyin cenneti bulursun Akşamdan pilavı pişirdim Gene karnımı şişirdim Çok mani diyecektim ama Defteri

Detaylı

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali Marifet nefsi silmek değil, bilmektir. Hacı Bektaş-ı Veli Nefsin, azgın bir binek atından daha çok şiddetle gemlenmeye muhtaçtır. Hasan Basri Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa,

Detaylı

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler GÜNAH ve İSTİĞFAR Israr etmek kişiyi nasıl etkiler Peygamber (s.a.v) Efendimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: Hiçbir küçük günah yoktur ki, ısrarla işlenilmeye devam edildiği halde büyümesin. Ve

Detaylı

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Tevafuk birbirine denk gelmek, birbiriyle uygun vaziyet almak demektir. Tevafuklu Kur anda tam 2806 Allah lafzı pek az müstesnalar

Detaylı

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN الا يمان باالله تعا ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 الا يمان باالله تعا» باللغة ال ية «بن مسلم شاه مد مراجعة: أم نبيل 2009-1430 2 Allah Teâlâ'ya

Detaylı

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti Hz. Ali (kv) bildiriyor: Resulullah (sav) bir gün beni huzuruna çağırdı: "Ya Ali! Senin bana yakınlığın, Harun Peygamberin Musa Aleyhisselama olan yakınlığı gibidir.

Detaylı

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir. Hastalık ve Yolculukta: Eğer bir insan hasta ise ve yolcu ise onun için oruç tutmak Kur an-ı Kerim de yasaktır. Bazı insanlar ben hastayım ama oruç tutabilirim diyor veya yolcuyum ama tutabilirim diyor.

Detaylı

Herkes bir arayış içinde

Herkes bir arayış içinde Euzubillahimineşşeytananirracim Bismillahirrahmanirrahim Herkes bir arayış içinde Ayberk Efendi Berlin 2oo8 La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil Azim. Meded ya Sultanul Evliya, meded ya Şeyh Nazım

Detaylı

Şeyh den meded istemek caizmidir?

Şeyh den meded istemek caizmidir? Eusubillahi-mineş-şeytanirrajim Bismillahirr-rahmanirrahim Şeyh den meded istemek caizmidir? Şeyh Eşref Efendi Esselamaleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Hazihis Salatu tazimen bi hakkike ya Seyyiduna

Detaylı

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31 Dünya bilimde altın çağını yaşarken insanlıkta yerlerde sürünüyor. Hayâ kalmamış, saygı kalmamış, sevgi kalmamış, büyüğe hürmet kalmamış. Hayatımızda ne eksik biliyor musunuz? Edeb. Edebe hiç önem vermiyoruz.

Detaylı

Nakarat Alnımızın aklığı kafire kabus olur. Mazlumun canı yansa ahı bize dokunur. 2. Nakarat

Nakarat Alnımızın aklığı kafire kabus olur. Mazlumun canı yansa ahı bize dokunur. 2. Nakarat 2 Bir avuçtuk biz göklere sığmayan. Bir avuçtuk biz Cennete susayan. 2 2 Düşmez dilimizden sökülmez kalbimizden Nakarat En kutlu sözdür bu La ilahe illallah. 5 2 Yar oldum gönlüme sevgi ektin içime. Tevhit

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Yalan Söylemeyen Çocuk Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Annesi: Ey benim gözümün nûru ve gönlümün tâcı evladım, Abdülkâdir

Detaylı

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar yusufisik1@hotmail.de K ur ân-ı Kerim deki dua ayetleri gibi Peygamberimizin duaları da Arapça aslından okunursa daha iyidir. Ancak, tercümeleri de dua olarak okunabilir.

Detaylı

Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık

Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık II Editörler Prof. Dr. Salih Sabri Yavuz & Doç. Dr. Faruk Sancar İSLÂM İNANÇ ESASLARI Yazarlar Prof.

Detaylı

ŞIRK. Inanc hastaligi

ŞIRK. Inanc hastaligi ŞIRK Inanc hastaligi ALLAH IN ADIYLA ALLAH IN ADIYLA KIMDEN GELME BU SÖZ??? Müsriklerden gelme bir sözdür bu Onlarda Allahin varligina inaniyorlardi ve tarih boyunca müslümanlara karsi yaptiklari zulüm

Detaylı

KİTAPLARA İMAN. 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir.

KİTAPLARA İMAN. 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir. TEMEL DİNİ BİLGİLER KİTAPLARA İMAN 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir. 2 Kutsal kitap neye denir? Allah ın emir ve yasaklarını,

Detaylı

Allah'tan korkmak, büyük makamlardandır. Çünkü Allahü teâlâ buyuruyor ki:

Allah'tan korkmak, büyük makamlardandır. Çünkü Allahü teâlâ buyuruyor ki: Allah'tan korkmak, büyük makamlardandır. Çünkü Allahü teâlâ buyuruyor ki: Allah'tan ancak âlim olanlar korkar. Hadis-i şeriflerde ise şöyle buyuruldu: Hikmet ve ilmin başı Allah korkusudur Sizin en akıllınız,

Detaylı

Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz.

Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz. Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz. 122.EY İSRAİLOĞULLARI! Size lütfettiğim o nimetleri hatırlayın (bir zamanlar) sizin diğer

Detaylı

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.

Detaylı

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar] Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar] Ezan Vakti uygulaması sadece bir ezan vakti icin yola baş koymuş zamanla gelişerek farkli ozelliklere sahip olmuş çok faydalı ve önemli bir

Detaylı

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3] Şimdi de hızlıca Müteşabihat hakkında bir iki şey söylemek istiyorum. Deniliyor ki Kur ân da hem Muhkemat hem Müteşabihatlar vardır. Bu durumda Kur ân a nasıl güvenebiliriz? Gerçek şudur ki bu konu doğru

Detaylı

Kur an ın Özellikleri

Kur an ın Özellikleri Kur an ın Özellikleri Kur an Kur an, okumaktan gelir. Okumayı, bir numaralı değer olarak kabul eden kitaptır. İkra daki okumaktan hemen tabiata dikkat çekilir. Her insan doğumundan itibaren tabiatı okur.

Detaylı

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine

Detaylı

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım.

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım. ABUZER KARA 1.Kendinizi tanıtırımsınız. Ben Abuzer Kara 1961 Samsat doğumluyum.ilk ve orta öğrenimimi Samsat ta bitirdim.19 82 yılında evlendim.1983-1984 Yılları arasında askerlik görevimi ifa ettim.1987

Detaylı

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? EVLENİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ? Peygamber (sav) Efendimiz den Abdullah ibn-i Ömer RA ın bir hadisini bu münasebetle hatırlayalım, duymuşsunuzdur: (Lâ tenkihun-nisâe

Detaylı

Question. Kadir gecesi yalnız bir gece midir yoksa bir geceden fazla mıdır? Gündüz de kadir gecesinden. sayılır mı?

Question. Kadir gecesi yalnız bir gece midir yoksa bir geceden fazla mıdır? Gündüz de kadir gecesinden. sayılır mı? Question Kadir gecesi yalnız bir gece midir yoksa bir geceden fazla mıdır? Gündüz de kadir gecesinden sayılır mı? Answer: Kadir gecesi, mübarek ve önemli bir gecedir. Kur'an'ın nassıyla ramazan ayının

Detaylı

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır. Ciddi olarak Allah a isyan etmekten kaçın. O nun rahmet kapısına devam et. Bütün gücünü ve kuvvetini Allah için harca. Taatında sarfet. Yalvar, ihtiyaçlarını O na arz et. Başını önüne eğ, kork, Hak kın

Detaylı

Sonra onların ardından bir başka kavim (insan kuşağı) yaratıp inşa ettik. 1

Sonra onların ardından bir başka kavim (insan kuşağı) yaratıp inşa ettik. 1 2.2. Hz. Hud (a.s) Kur an Kıssaları Ali BULAÇ ın mealinden Tayfun NASUHBEYOĞLU tarafından derlenmiştir. Giriş Sonra onların ardından bir başka kavim (insan kuşağı) yaratıp inşa ettik. 1 Ad ın kardeşini

Detaylı

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67) KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...

Detaylı

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti) KURAN YOLU- DERS 3 (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti) DERSTE GEÇEN KAVRAMLAR 1) Mübin : Açık ve Açıklayan. Kur an ın sıfatlarındandır. Kur an sadece

Detaylı

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet. BULUŞ YOLUYLA ÖĞRENME ETKİNLİK Ders: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ Sınıf: 9.Sınıf Ünite: İslam da İman Esasları Konu: Kitaplara İman Etkinliğin adı: İlahi Mesaj Süre: 40 dak + 40 dak Yine onlar, sana indirilene

Detaylı

Ahiret Gününe (Haşre) İman

Ahiret Gününe (Haşre) İman Ahiret Gününe (Haşre) İman Şimdi Allah ın rahmetinin eserlerine bak! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şüphesiz ki O, ölüleri elbette dirilticidir. Çünkü O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. (

Detaylı

"Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde" diyen Ziya Paşa nın sözleri ne kadar da manidardır.

Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde diyen Ziya Paşa nın sözleri ne kadar da manidardır. "Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde" diyen Ziya Paşa nın sözleri ne kadar da manidardır. Bazı insanlar vardır ki, yapmadıkları halde yapmış gibi övünürler İmkânlar

Detaylı

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar ICERIK Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar Salih amel nedir? Salih: dogru yolda olan, fesat icinde olmayan, faydalı ve yarayışlı

Detaylı

Onu kendi haline bırakın, Allah'ın diyarında otlasın, sakın ona bir fenalık yapmayın.

Onu kendi haline bırakın, Allah'ın diyarında otlasın, sakın ona bir fenalık yapmayın. GÜNAH RADYASYONU Semud halkına da içlerinden biri olan kardeşleri Salih'i gönderdik."ey benim halkım!" dedi, "yalnız Allah'a ibadet. edin! Çünkü sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. İşte size Rabbinizden

Detaylı

ÇAĞIN VEBASI: DÜNYEVİLEŞME(FANİYİ BAKİYE TERCİH) - Uzman Cemil Paslı Kişisel Sitesi Çarşamba, 28 Haziran :05

ÇAĞIN VEBASI: DÜNYEVİLEŞME(FANİYİ BAKİYE TERCİH) - Uzman Cemil Paslı Kişisel Sitesi Çarşamba, 28 Haziran :05 Rabbim Adem babamız ve Havva annemizi cennette, ona layık, oraya uygun yaratıktan sonra hikmete binaen imtihan için kısa süreliğine cennetten daha aşağı(deni) olan dünyaya indirdi. İmtihanı kurallara uygun

Detaylı

Küçüklerin Büyük Soruları-2

Küçüklerin Büyük Soruları-2 Küçüklerin Büyük Soruları-2 Yayın no: 184 CENNET NASIL BİR YER? Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen/kapak: Zafer Yayınları Isbn: 978 605 5523 11 4 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır. 4.MEKTUP MEVZUU : a) Mübarek ramazan ayının faziletleri. b) Hakikat-ı Muhammediye'nin (kabiliyet-i ulâ) beyanı.. Ona ve âline salât, selâm ve saygılar.. c) Kutbiyet makamı, ferdiyet mertebesi.. NOT : İMAM-I

Detaylı

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır.

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır. Necip Fazık Kısakürek in gençliğe hitabındaki aynı manadır yazımın başlığında ki kim var? 'Kim var? ' diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert 'ben varım! ' cevabını verici, her ferdi 'benim

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (9) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme Bürosu

Detaylı

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir. İlmi olmayan kimsenin dünyada da ahirette de hiç kıymeti yoktur. Ahmed-i Bedevî İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir. Abdülvehhab-ı Müttekî İnsanlar, ilmi büyüklerinden

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

HADİS DERSLERİ. Gale Resulullah(s.a.v.) Efendimiz (s.a.v) Hadis-i Şerif inde buyuruyor:

HADİS DERSLERİ. Gale Resulullah(s.a.v.) Efendimiz (s.a.v) Hadis-i Şerif inde buyuruyor: HADİS DERSLERİ Esselamu Aleykum ve Rahmetullah Eûzübillâhimine ş-şeytâni r-racim Bismillâhirrahmânirrahim. Vesselatu Vesselamu ala Resuluna Muhammedin Seyyidel evvelin vel ahirin. Medet Ya Resulullah,

Detaylı

SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR

SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR Bu broşürün dağıtımı, tercümesi veya basımına katkıda bulunun. Zirâ iyiliğin yapılmasına vesile olan, o iyiliği yapan kimse gibi ecir alır. SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR ملايني احلسنات

Detaylı

Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil PEYGAMBERİMİZ MUHAMMED -SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM-'İ BAŞKASINDAN FAZLA SEVMEK محبة النبي صلى االله عليه وسلم ] باللغة التركية [ Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid للشيخ: محمد صالح المنجد Terceme edenler

Detaylı

Muhammed Bin Abdulvehhab'ın Akidesi

Muhammed Bin Abdulvehhab'ın Akidesi Muhammed Bin Abdulvehhab'ın Akidesi 1 www.islamdaveti.com MUHAMMED BİN ABDULVEHHAB'IN AKİDESİ Mütercim: Ebu Ubeyde 2 Muhammed Bin Abdulvehhab'ın Akidesi Rabbim Allah ı ve yanımda hazır bulunan melekleri

Detaylı