MEDULLA SPĐNALĐS YARALANMALI ERKEK HASTALARDA CĐNSEL ĐŞLEV BOZUKLUĞUNUN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ; YAŞAM KALĐTESĐ VE PSĐKOLOJĐK DURUM ÜZERĐNE ETKĐSĐ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "MEDULLA SPĐNALĐS YARALANMALI ERKEK HASTALARDA CĐNSEL ĐŞLEV BOZUKLUĞUNUN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ; YAŞAM KALĐTESĐ VE PSĐKOLOJĐK DURUM ÜZERĐNE ETKĐSĐ"

Transkript

1 T.C Sağlık Bakanlığı Đstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1.Klinik MEDULLA SPĐNALĐS YARALANMALI ERKEK HASTALARDA CĐNSEL ĐŞLEV BOZUKLUĞUNUN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ; YAŞAM KALĐTESĐ VE PSĐKOLOJĐK DURUM ÜZERĐNE ETKĐSĐ DR. MEHMET SALĐH BARAN UZMANLIK TEZĐ Tez danışmanı : Doç.Dr. BELGĐN ERHAN ĐSTANBUL 2007

2 T.C. Sağlık Bakanlığı Đstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1.Klinik MEDULLA SPĐNALĐS YARALANMALI ERKEK HASTALARDA CĐNSEL ĐŞLEV BOZUKLUĞUNUN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ; YAŞAM KALĐTESĐ VE PSĐKOLOJĐK DURUM ÜZERĐNE ETKĐSĐ Dr. MEHMET SALĐH BARAN Uzmanlık Tezi Tez danışmanı: Doç. Dr. BELGĐN ERHAN ĐSTANBUL

3 Çağdaş şekilde eğitimimi sağlayan ve tez çalışmalarımda yardımlarını esirgemeyen klinik şefim Doç.Dr Belgin Erhan a, şef muavinlerim Uzm. Dr. Ayşe Nur Bardak ve Uzm. Dr. Berrin Gündüz e, kliniğimiz uzman ve asistan doktorlarına, eğitimime katkılarından dolayı hastanemiz 2.klinik şefi Doç. Dr. Nurdan Paker e, desteklerinden dolayı başhekimimiz Doç. Dr. Kadriye Öneş e, istatistiklerimde yardımcı olan Uzm.Dr. Metin Erbil e, Dr. Umut Yakut, Dr. Özcan Seyyah ve tüm hastane personeline teşekkür ederim. 3

4 ĐÇĐNDEKĐLER SAYFA 1. GĐRĐŞ VE AMAÇ 1 2. GENEL BĐLGĐLER 2 3. GEREÇ VE YÖNTEM BULGULAR TARTIŞMA SONUÇ ÖZET KAYNAKLAR EKLER. 65 4

5 1.GĐRĐŞ VE AMAÇ Medulla spinalis yaralanmaları (MSY) beraberinde getirdiği fiziksel, psikososyal ve ekonomik problemlerle hem bireysel hem de toplumsal boyutları olan önemli bir sorundur. MSY e sekonder gelişen komplikasyonlar önemli morbidite ve mortalite nedenidir ve insan hayatında pek çok alanda geniş kapsamlı, uzun süreli etki oluşturur; cinsel yaşam da bunlardan biridir. MSY sonrası cinsel yaşamda özsaygı, vücut imajı, libido, duyu, ereksiyon, lubrikasyon, koitus için pozisyon ve fertilite ile ilgili ciddi sorunlar yaşanır (1,2). Seksüalite kişiliğimizin ayrılmaz bir parçasıdır ve bireyin kendisini dişi veya erkek şeklinde gösteren; fiziksel, emosyonel, entelektüel ve sosyal yanların bütünleşmesidir (3). Diğer insanlarla karşılıklı etkileşimler, eylemler, kişisel hijyen, giyim, konuşma, duygu ve heyecanlama ifadesi seksüalitenin önemli parçalarıdır (2). Bu nedenle MSY li hastanın cinsel hayatının nasıl etkilendiğinin araştırılması ve yaralanma sonrası karşılaştıkları cinsel sorunların belirlenmesi önem taşımaktadır. MSY sonrası gelişen tüm komplikasyonlar gibi cinsel sorunlar da rehabilitasyon tıbbı ve ekibinin uğraşı içerisinde olmalıdır. Bu çalışmada, Đstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde MSY sonrası erkek hastalarda meydana gelen cinsel işlev bozukluklarının değerlendirilmesi, cinsel yaşamla ilgili sorunlarını tespiti, bu sorunların yaşam kalitesi ve psikolojik durum üzerine etkisini araştırmayı amaçladık. 5

6 2. GENEL BĐLGĐLER MSY yüzyıllardan beri hastayı kısa bir sürede ölüme götüren bir hastalık olarak bilinirken, 1930 lardan sonra erken rehabilitasyon yaklaşımlarında gelişme nedeniyle hastaların yaşam süresi uzamıştır. Günümüzde MSY olan pek çok hastanın sadece hayatta kalması değil, aynı zamanda üretken ve toplumsal bir yaşam sürmesi sağlanabilmektedir(4). Etiyolojik nedenler arasında en sık karşılaşılanlar görülme sıklığına göre; motorlu araç kazaları (%36-48), şiddet olayları (%5-29), düşmeler (%17-21), spor ve eğlence aktiviteleri (%7-16) dır (4).Ülkemizde 2000 yılında yayınlanan epidemiyolojik verilere göre; trafik kazaları (%48.8), düşmeler (%36.5), bıçaklanma (%3.3), ateşli silah yaralanması (%1.9) ve suya dalış (%1.2) etyolojik nedenler olarak bildirilmiştir (5). Amerika Birleşik Devletler inde travmatik MSY insidansı milyonda olarak bildirilmiştir. Yaralanma esnasında hastaların yaklaşık %60 ı 30 yaş altındadır. MSY sı olan hastaların yaklaşık %60 ı çalışan kişilerdir. Erkekler kadınlara göre travmatik MSY den yaklaşık dört kat daha fazla etkilenmektedir (4). MSY geçirmiş olan hastayı değerlendirmenin en iyi yolu Amerikan Spinal Injury Association (ASIA) tarafından tanımlanan standart nörolojik muayenenin yapılmasıdır(4). ASIA bozukluk skalası: A = Komplet: Sakral segmentlerde (S4-5) hiçbir motor veya duysal fonksiyon korunmamıştır. B = Đnkomplet: Nörolojik seviyenin altında motor fonksiyon yoktur, duysal fonksiyon devam eder ve sakral segmentlere kadar uzanır C = Đnkomplet: Nörolojik seviyenin altında motor fonksiyon korunmuştur ve bu seviyenin altındaki anahtar kasların en az yarısından fazlasında kas gücü 3/5 in altındadır. D = Đnkomplet: Nörolojik seviyenin altında motor fonksiyon korunmuştur ve bu seviyenin altındaki anahtar kasların en az yarısından fazlası kas gücü 3/5 ve üstündedir. E = Đnkomplet: Motor ve duysal fonksiyon normaldır. 6

7 ASIA terimleri Motor seviye: Kendisinin üzerindeki anahtar kasların normal olarak (5/5) derecelendirildiği, en azından 3/5 değerindeki en kaudal anahtar kasın ait olduğu seviyedir. Duysal seviye: Vücudun her iki tarafında iğne ve hafif dokunma duyusunun normal olduğu en kaudal seviyedir. Nörolojik seviye: Motor ve duysal fonksiyonların normal olduğu en kaudal seviyedir. Đnkomplet Spinal Kord Yaralanması Sendromları Santral Kord Sendromu: Servikal yaralanma sonucu oluşur. Sakral duyu korunmasıyla birlikte, üst ekstremitelerde motor zayıflık alt ekstremiteden daha fazladır. Đnkomplet MSY sendromları arasında en sık görülendir. Mesane disfonksiyonu ve lezyon seviyesi altında değişken duyu kaybı olabilir (4,6). Brown-Sequard Sendromu: Spinal kordun lateral yarısı yaralanmıştır. Đpsilateral tarafta motor ve proprioseptif, kontrlateral tarafta iğne ve ısı duyusunda bozukluk oluşur. Brown-Sequard Sendromu sıklıkla trafik kazaları ya da penetran yaralanmalar sonucu oluşur (4,6). Anterior Kord Sendromu: Spinal kordun anterior bölümünün, anterior spinal arterin ya da her ikisinin hasarı sonucu oluşur. Lezyon, spinal kordun ön 2/3 ünü etkiler. Arka kolonlar korunmuştur. Propriosepsiyon etkilenmez, ancak değişik derecelerde motor ve duysal bozukluklar oluşur. Bu sendrom sıklıkla burst fraktürü sonucudur (4,6). Konus Medullaris Sendromu: Anatomik olarak lomber segmentler T12 vertebral korpusun karşısındayken, sakral kord segmentleri L1 vertebra korpusu karşısındadır ve kord L1-L2 disk aralığında sonlanır. T11-T12 ve T12-L1 vertebra bölgesi torasik vertabralara göre daha hareketli oldukları için, bu bölgedeki yaralanmalar ve konus medullaris lezyonları sıktır. Başlangıçta mesane, barsak ve alt ekstremitelerde flask paraliziyi kronik evrede bir miktar kas atrofisi ve spastisite veya ekstansör plantar yanıtlarla birlikte refleks hiperaktivite izler. Duysal bulgular değişkendir (4). Kauda Ekina Sendromu: L1-2 aralığı veya daha altındaki yaralanmalarda Kauda ekina kökleri etkilenir. Đnkomplet olgularda duyu korunurken motor korunma olmayabilir. Alt ekstremitlerde flask paralizi ile birlikte arefleks mesane ve barsak görülür. Kauda ekina yaralanmalarında prognoz daha iyidir (4,7). 7

8 Posterior Kord Sendromu: Nadir görülen bir sendromdur. Spinotalamik traktus korunurken, spinal kordun arka yarısındaki lezyona bağlı olarak motor fonksiyon ve propriosepsiyon kaybı vardır. Ambulasyon yönünden prognozu kötüdür (4). Medulla Spinalis Yaralanmalarında Görülen Komplikasyonlar Kardiovasküler komplikasyonlar: Medulla spinalis yaralanmalı hastalarda mortalitenin en önemli sebeplerindendir. MSY li hastalarda obesite, aterojenik lipid profili ve bozulmuş glukoz metabolizması kardiovasküler komplikasyon prevelansını artırır(6). Pulmoner komplikasyonlar: Pulmoner komplikasyonlar, MSY sonrası ilk yılda mortalitenin önemli sebeplerindendir. Đnspiratuvar ve ekspiratuvar kas guplarının yetersizliği ve paradoksal göğüs duvarı hareketinin sonucu olarak atelektazi, pnömoni ve ventilatöre bağlı solunum yetmezliği gelişebilir. Sempatik innervasyonda kesilme ve parasempatik stimülasyonda artma ve bunun sonucunda bronşial tonusun artması ve vasküler konjesyon meydana gelir. Otonomik Disrefleksi: Yaralanma seviyesi T6 vertebra üzerinde olan hastalarda spinal şok dönemi bittikten sonra kontrol edilemeyen sempatik hiperrefleksi ile birlikte otonomik disrefleksi görülebilir. Klinikte kan basıncında ani yükselme, bradikardi, baş ağrısı, lezyon seviyesinde kızarma hissi ve terleme görülür. Tetraplejiklerde görülme oranı % 83 tür(4). Genellikle yaralanmadan birkaç ay sonra ortaya çıkar ve üç yıl içinde geriler. Otonomik disrefleksi yaralanma seviyesinin altındaki zararlı uyaranlardan kaynaklanır. En sık neden aşırı distansiyon veya enfeksiyon nedeniyle mesanedir (6,7). Đmmobilizasyon Hiperkalsemisi: Akut immobilizasyondan sonra kalsiüri iki hafta içinde artar, yaralanma sonrası 1-6 ay arasında da maksimuma ulaşır. MSY sonrasında kemik rezorpsiyonun artmasıyla ve böbreklerde kalsiyumun bozulmuş atılımına bağlı olarak hiperkalsemi oluşabilir (6). Heterotopik Ossifikasyon(HO): HO bir eklemi saran yumuşak doku içinde lamellar kemik oluşumudur. Đnsidansı %13 ile %57 arasında değişir. Genellikle yaralanmadan sonraki ilk 1-4 ay içerisinde oluşur. En sık kalça, diz, omuz ve dirsekler etkilenir (6,7). Tromboembolik Bozukluklar: Derin ven trombozu ve pulmoner emboliyi de içeren tromboembolik bozukluklar MSY sonrası sık görülen medikal komplikasyondur. Morbidite ve mortalitenin önemli nedenidir. Akut MSY sonrası insidansı % arasında bildirilmektedir. Kronik dönemde ise insidansı azalır ve %9,5 e düşer(6,7). 8

9 Bası Yaraları: MSY li hastalarda en sık ve ciddi komplikasyonlardan biridir. Hastaların %50-80 inde yaralanma sonrası herhangi bir zamanda bası yarası gelişir. ASIA evresi A, B ya da C olan paraplejik hastalarda yeniden hastaneye yatmanın en sık nedenlerinden biridir (6,8). Gastrointestinal Komplikasyonlar: Yaralanma sonrası ilk yılda ölümlerin %4,8 ini oluşturur. Đlk yıldan sonra tüm ölümlerin %5,4 kadarı gastrointestinal komplikasyonlara bağlıdır. Bu dönemde ileus, fekal impakt, üst gastrointestinal kanama riski artar. Otonomik dengesizlik, travmatik organ yaralanması, hızlı kilo kaybı, hiperkalsemi, yatar pozisyonda olmak, inaktivite ve narkotik ilaç kullanımı gibi faktörler bağlı olarak hastalarda gastrointestinal komplikasyon riski yüksektir (4). Spastisite: Spastisite, MSY li hastalarda yaygın bir komplikasyondur. Đnsidans yaklaşık %70 civarındadır. Spastisite fonksiyonu düzeltmeye katkıda bulunmakla birlikte kontraktür, ağrı, bozulmuş fonksiyon ve azalmış yaşam kalitesi gibi çeşitli komplikasyonlara yol açabilir (6). Nörojenik Mesane: Nörojenik mesaneye bağlı üriner sistem enfeksiyonu, mesane taşı, vezikoüretral reflü, hidronefroz ve mesane kanseri gibi komplikasyonlar gelişebilmektedir (4). Spinal Deformiteler: Geç komplikasyondur. Yaralanma sırasında hastanın yaşı, lezyon seviyesi, lezyonun komplet-inkomplet olması deformite gelişimini etkiler. Çocukluk yaş grubunda, yüksek lezyon seviyelerinde ve komplet lezyonlarda deformiteye eğilim daha fazladır. Ağrı: MSY olan hastalarda ağrı prevelansı %94 lere ulaşabilmektedir. Hastalar günlük yaşam aktivitelerinde ağrıya bağlı sorunlar yaşarlar (4). Psikolojik sorunlar, uyum süreci ve yaşam kalitesi : MSY geçiren kişi pek çok dramatik fiziksel, psikolojik ve sosyal problemlerle karşılaşır. Seksüel Sorunlar: MSY sonrası cinsel fonksiyon önemli derecede etkilenir. Ereksiyon, ejakülasyon ve fertilite bozukluklarına neden olur (4). Seksüel problemlerin rehabilitasyon programlarında yer alması nispeten yenidir. Bu konu son yıldır rehabilitasyon programın bir parçası olarak algılanıp hastalara yönelik çalışmalar 9

10 yapılmaktadır. Ancak yine de az sayıda rehabilitasyon programı MSY hastalara yönelik rutin kapsamlı seksüel danışmanlık hizmeti vermektedir. Rehabilitasyon profesyonellerinin bu konuya soğuk bakmalarının sebeplerini şöyle özetleyebiliriz: Rehabilitasyon profesyonelleri bu konuda bir eğitim almamışlardır; seksüalite gerginlik yaratıcı, konuşulması zor bir konudur. Toplumda bu konuda bireylerin üzerine sert baskılar oluşturan tabu ve önyargılar vardır (9). Özürlü ya da hasta insanların da sağlıklı insanlar gibi cinsel hakları, istekleri ve sorumlulukları olmalıdır. Herkesin cinsellikle ilgili doğru bilgileri edinmesi bunları kendi durumunda maksimum düzeyde uygulamaya koyması en doğal hakkıdır (9). Hiç kimse seksüaliteden zevk alamayacak kadar sakat değildir. Sakatlar da insandır ve insanlar aseksüel değildir. Bu anlamda cinsel sağlık ve eğitim, MSY rehabilitasyon programının ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Böyle bir eğitim hasta ve ailesi için önemi büyüktür. Cinsellik ülkemizde tabu olarak görüldüğü için hastalar hem toplumda varolan tabu (genel baskı ve önyargı) hem de sakatlıklarından dolayı onları aseksüel kabul eden toplumun önyargılarından yaralanırlar. Seksüel konuların sağlık profesyonelleri tarafından gözardı edilmesi sakat kişilerin duydukları ve yaşadıkları tecrit edilme ve çaresizlik duygularını daha da derinleştirir (9). ĐNSAN SEKSÜALĐTESĐNĐN FĐZYOLOJĐSĐ 1960 lı yıllarda Masters ve Johnson insan seksüel cevabını heyecan, plato, orgazm ve gevşeme olarak 4 safhaya ayırmıştır. Bu safhaların her biri laboratuar araştırılmalarında gözlenmiştir. Bu safhalar hem erkeklerde hem de kadınlarda görülür. Ancak bu safhalar arasına konulan sınırlar kişiden kişiye veya durumdan duruma da değişebilir (10). Heyecan uyarılma safhası: Bu devre hem erkek hem de kadında ya dokunma ya da erotik hayal şeklindeki seksüel stimulasyona cevap olarak oluşur. Bu devre başlıca S2-3 ve S4 boyunca kauda ekina yoluyla parasempatik sinir sistemi tarafından idare edilir. Erkeklerde heyecan safhası erektil dokunun vazokonjesyonu sonucu oluşan penil ereksiyon olarak tanımlanabilir. Skrotum kasılır ve testisler vücuda yaklaşır. Kadınlarda heyecan safhası vaginal lubrikasyon olarak ortaya çıkar. Vaginanın iç 2/3 kısmı genişler, uterus cismi, serviks ve labia majoru eleve olur. Ayrıca klitoris kalınlaşır. Meme uçları sertleşir (11). 10

11 Penil ereksiyon nörolojik olarak sağlam bireylerde; vasküler, endokrin faktörlerle, santral ve periferik sinir sistemini ilgilendiren kompleks bir olaydır. Ereksiyonun oluşabilmesi için internal pudental arterlerden ayrılan penil arterler yoluyla yeterli arteryel kan akımının sağlanması gerekir (12). Plato safhası: Bu devre orgazmı tetiklemek için gerekli eşik değerlerden önce gelen seksüel heyecanların yüksek seviyeleriyle karakterizedir. Erkekte vazokonjesyon devam eder, penis daha da irileşir ve rengi koyulaşır, testisler yükselir ve öne doğru döner, perineye dayanır (13,20). Kadında vaginanın genişlemesi klitoris ve meme uçlarının büyümesi devam eder. Seks kızarması karın, memeler ve göğüs duvarına yayılabilir (13,20). Bu devrenin ekstragenital özellikleri hem erkek hem de kadında taşikardi, taşipne, kan basıncı yükselmesi ve miyotonidir. Orgazm safhası: Masters ve Johnson orgazmik uyarı eşiğine gelindiğinde, orgazmın nöral bir refleks ark ile birlikte başlatıldığını ileri sürmektedir. Bu devre her cinste de sempatik sinir sistemin kontrolu altındadır. Erkek ilk önce ejakülasyonun kaçınılmaz olduğu hissini alır. Orgazm pelvis tabanının çizgili kaslarının, prostat bezinin ve penis ekseninin ritmik kontraksiyonu olarak hissedilir. Orgazm ile birlikte ejakülasyon da görülür (10,19). Ejakülasyonun nörofizyolojisi primer olarak emisyon, mesane boynunun kapanması ve antegrad ejakülasyonu içerir. Emisyon, içinde semenin bulunduğu sıvıların aktif olarak atılmasıdır. Emisyon sempatik yolla sağlanır ve mesane boynunun kapanması ile eş zamanlı olur. Emisyon sırasında seminal sıvı ejakülatör kanallardan prostatik üretraya dökülür ve semenin retrograd akışını önlemek için mesane boynu sıkıca kapanır. Đnternal üretra içindeki meninin basıncı pudental sinir ile S2-4 merkezlere impuls gönderir. Bu merkezlerden çıkan uyarılar pelvis taban kasları, bulbokavernöz, iskiokavernöz kaslar ve iç organlarda ritmik kasılmalara neden olur. Bunun sonucunda meni fışkırır tarzda dışarı atılır. Bu olaya ejakülasyon denir (19,21). Emisyonun tam zamanında olması ve koordinasyonu, mesane boynunun kapanması ile antegrad ejakülasyon oluşması, T12 seviyesinde olduğuna inanılan ejakülatör refleks merkez tarafından kontrol edilir (19). 11

12 Kadınlarda orgazm ritmik kontraksiyonlar şeklinde hissedilir. Kadınlarda uterusun, Fallop tüplerinin ve paraüretral bezlerin düz kaslarının kontraksiyonu erkekteki emisyonun karşılığıdır. Vaginal sfinkter kaslarının ve pelvis tabanı kaslarının ritmik kontraksiyonu ise ejakülasyonun karşılığıdır (19). Gevşeme safhası : Erkek ejakülasyondan hemen sonra refrakter periyoda girer. Bu periyodun süresi kişiden kişiye değişir ve yaşla birlikte artar. Ereksiyon olsa bile başka bir ejakülasyon zor olur. Kadınlarda böyle bir refrakter periyod yoktur ve peşpeşe birçok kez orgazmı yaşama kabiliyetindedir. Bu safhada vazokonjesyon ve diğer safhalarda görülen tüm değişiklikler normale döner (10,20). Anatomi: Anatomik olarak penis elastik yapıda ve birbiri ile inkomplet bir septum aracılığıyla ilişkili olan iki kavernöz cisimden oluşur. Kavernöz cisimler belli bir oranda uzama ve genişleme özelliğine sahip tunica albuginea ile çevrilidir. Uretrayı çevreleyen spongioz cisim tunica albuginea nın dışında kalır. Kavernöz cisimlerin içi düz adale ve konnektif doku ile çevrili sinuzoidlerle doludur. Sinuzoidler arasında bağlantılar vardır ve böylece tüm kavernöz cisim tek fonksiyonel bir yapı halindedir. Penis internal iliak arterlerden kaynağını alan pudental arterler ve onun dalı olan penil arterlerle kanlanır. Penil arterin üç dalından biri olan kavernöz arter ereksiyonda asıl rol oynayan arterdir. Venöz sistem; Sinuslerden başlayan venüller tunica albuginea altında pleksus oluşturur ve subtunikal venler tunikayı oblik olarak geçerek emissery venler aracılığı ile derin dorsal vene ve daha sonra periprostatik pleksusa dökülürler. Ereksiyon mekanizması şöyle tariflenebilir; Penis flask halde iken kavernöz cisim içinde sinüsler kontraktedir, venöz sistem tam açıktır. Ereksiyon sırasında arteryel genişleme oluşur, gevşemiş sinusler içine kan dolar ve tam genişleyen sinusler ile tunika arasında venüller sıkışır, venöz dönüş azalır. Dolayısıyla ereksiyon mekanizması şu üç olay ile özetlenebilir : 1. Arteryel genişleme 2. Kavernözel genişleme 3. Venöz sıkışma 12

13 Nöroanatomi ve nörofizyoloji: Penis otonomik (sempatik ve parasempatik) ve somatik (duysal motor) sinirler ile innerve edilir. Spinal kord ve periferik ganglionlardaki nöronlardan çıkan sempatik ve parasempatik sinirler birleşerek kavernöz siniri oluşturur ve penis bu sinir ile uyarılır. Somatik sinirler genelde penisin duyusu ve bulbokavernöz ve iskiokavernöz adalelerin kasılmasından sorumludur. OTONOM SĐNĐR SĐSTEMĐ Parasempatik Sistem: Parasempatik sinirler sakral spinal kordun 2.ve 4. üncü segmentlerinden (S2-4) kaynaklanır. Parasempatik sistem hipogastrik pleksustan gelen sempatik sinirlerle pelvik pleksusta birleşirler. Pelvik pleksustan çıkan kavernöz sinir penisi innerve eder. Parasempatik sinirler penil ereksiyon ve kavernöz arterin vazodilatasyonundan sorumlu olup, penise gelen eksitatör inputu sağlar. Parasempatik preganglionik input S2-4 üncü sakral segmentlerden kaynaklanır. Bu pregangliyonik nöronlar intermediolateral hücre kolonunda bulunur ve afferent sensoriyal bilgileri mesane ve genital deri gibi hem viseral hem de somatik yapılardan alır. Sakral spinal korddaki preganglionik nöronlar nörotransmitter olarak asetilkolin salgılarlar. Asetikolin pelvik pleksustaki ganglion hücrelerini uyarır. Ayrıca bu sistem içinde Nitrik Oksit ( NO ) üretilir. NO in ereksiyon için önemli bir nörotransmitter olduğuna inanılır. Pelvik pleksus ve kavernöz sinir içindeki ganglion hücreler de Nitrik Oksit Sentaz, Asetilkolin ve Peptid (VĐP: vazoaktif intestinal polipeptid) transmitter içerir. Refleks ereksiyon için afferent yol penisin stimulasyonudur. Dorsal penil sinirin uyarılması ile sakral korda impulsların taşınması pudental sinir ile olur. Efferent yol pelvik sinirin sakral parasempatik eksitasyonunu içerir. Pelvik sinirin uyarılması kavernözal sinirin stimulasyonu izler ve neticede kavernözal şişme oluşur. Sempatik sistem: Penil ereksiyon veya detumesens için aracılık etme yeteneğine sahiptir. Korpus kavernozum sempatik inputu T11-L2 spinal segmentlerin intermediolateral hücre kolonundaki preganglionik nöronlardan kaynaklanır. Bu nöronların dendritleri supraspinal input alan bölgelere uzanır (13). Spinal korddaki torakolomber preganglionik de Asetilkolin ve çeşitli peptidleri içerir. Bu nöronlar Aorta boyunca lomber splankniklere projekte olur ve hipogastrik siniri besler. Pelvik pleksustaki ve sempatik zincir gangliyonlarındaki sempatik yollarda sinaptik geçiş 13

14 asetikolin ile olur. Bu bölgedeki postganglionik sempatik nöronlar norepinefrin (NE) ve nöropeptid Y (NPY) ihtiva ederler. Bu nörotransmitterlerin ikisi de kavernöz düz kas kontraksiyonu veya vazokonstrüksiyon yapma kapasitesindedir. Nörofarmakolojik veriler NE ve NPY salgılanmasının detumesens veya erektil fonksiyon inhibisyonuna sebep olduğunu ortaya koymuştur. Sinir stimulasyonu ve lezyon oluşturma deneyleri de bazı sempatik yolların penil ereksiyonları açığa çıkarabileceğini gösteriyor. Bu eksitatör vazodilatatör sempatik devreler NO, VIP veya asetikolin gibi maddelerin kombinasyonuna bağlı olabilir (13,14). SOMATĐK SĐNĐR SĐSTEMĐ Duysal yollar: Penis cildi, glans, üretra ve korpus kavernozumlardaki duysal reseptörlerden başlayan sinir lifleri penis dorsal sinirini oluşturup internal pudental sinir haline gelir. Bu sinir medulla spinalisin S2-4 segmentleri arasında dorsal köklere ulaşır. Motor yollar: Penisin somatomotor merkezi Onuf çekirdeğidir. Bu sinirler sakral sinirler içinden pudental sinire ulaşır, bulbokavernöz ve iskiokavernöz kasları innerve eder. Đskiokavernöz kaslarının kasılması rijid ereksiyon oluşumunu sağlar. Spinal ve supraspinal yollar Spinal yollar: Dış genital yolların taktil uyarısı, normal erkeklerde ve suprasakral lezyonu olan MSY lerde ereksiyon meydana getirir. Sakral lezyon varsa taktil stimulasyon ile ereksiyon oluşturulamaz. Spinal ereksiyon merkezlerinin sakral kordun intermediolateral kolonunda yeraldığı gösterilmiştir. Supraspinal yollar: Hayvan çalışmaları seksüel uyarı ve penil ereksiyon merkezlerinin medial preoptik alan (MPOA) olduğunu göstermiştir (15). Akson çalışmalarında hipotalamik çekirdekten lumbosakral otonom ereksiyon merkezlerine direkt bağlantılar olduğu tespit edilmiştir ( 16 ) (şekil 1). 14

15 Görsel Koku Bilişsel Đşitsel SEMPATĐK T10-L2 S2-S4 PARASEMPATĐK SOMATĐK Lumbar splanknik sinirler Prevertebral ganglion Çöliak pleksus Süperior hipogastrik pleksus Vertebral sempatik zincir Hipogastrik ve pelvik splanknik sinirler Pelvik pleksus Siyatik sinir Pudental sinir Hipogastrik sinir Kavernozal sinirler Penisin dorsal siniri Seminal emisyonun otonomik kontrolü, penil detümesense ve flask tonus Penil tümesensenin korpus kavernozasına girişin primer kontrolü Taktil stimülasyon Şekil-1: Penisin innervasyonu 15

16 Nörofizyoloji: Ereksiyon fizyolojisinde temel olarak kavernözal vasküler dirençte azalma, buna bağlı olarak arteryel kan akımında artma olduğu kabul edilmektedir. Normalde sempatik sistemin hakimiyetinden dolayı flask dönemde penil arteriollerin ve sinuzoidlerin düz kasları kontraktedir. Flask dönemde korpus kavernozumlara sadece metabolik faaliyetlere yetecek kadar kan gider. Fizyolojik yönü ele alındığında klinik olarak üç tip ereksiyon görülüyor. Bunlar ; refleksojenik, psikojenik ve nokturnal ereksiyon Refleksojenik ereksiyon, genital organların taktil stimulasyonu ile oluşur. Erotik stimulasyon ve düşüncelerden bağımsızdır. Spinal kord S2-4 segmentinden orjin alan pelvik parasempatik sinirlerin aracılık ettiği nöral uyarılarla oluşur. Đmpulslar spinal ereksiyon merkezine (S2-4,T10-L2) ulaşınca bir kısım duysal algılama için üst sistemlere ulaşırken bir kısmı da otonomik çekirdeği uyararak buradan kavernöz sinirler yoluyla peniste ereksiyon meydana getirir. Bu tip ereksiyon üst spinal kord yaralanmalarında korunmuştur. Sürekli taktil stimulasyon olmadan refleksojenik ereksiyonların devamını sağlamak zordur (9,17). Sakral parasempatik stimulasyonun vaginanın refleks lubrikasyonundan sorumlu olduğu ve torakolomber sempatik stimulasyonun da psikojenik lubrikasyonundan sorumlu olduğu düşünülür (9,17). Psikojenik ereksiyonlar, sempatik sinir sistemi tarafından kontrol edilir. Hipotalamus ve limbik sistem tarafından iletilen serebral impulslardan orjin alır. Duysal-görsel ve fanteziler sonucunda oluşan santral impulslar korteksten başlayıp torakolomber sempatik ve sakral parasempatik sisteme ve buradan penise taşınır ve penil ereksiyona neden olur. Komplet sakral kord lezyonu olanların pek azında bu tip ereksiyon korunmuştur (17,18). Nokturnal ereksiyon, genellikle uykunun rapid-eye-movement (REM) fazında oluşur. Mekanizması henüz bilinmemektedir. Normal erkeklerde gece boyunca siklik bir ritimle oluşur. Organik ve psikojenik kaynaklı erektil disfonksiyon ayırımında kullanılabilir. Hormonal fizyoloji: Normal seksüel fonksiyon için hipotalamus, hipofiz ve gonodal aksın normal işlemesi gerekir. Leyding hücrelerinden salgılanan testesteron normal seksüel ilgi ve aktivasyon için gerekli olduğu kadar, sekonder seks karakterleri, kas, kemik ve somatik dokuların gelişim için de gereklidir (19). Penil ereksiyon testesterona bağlıdır. 16

17 Hipogonadizmli hastalarda nokturnal ereksiyonlar ortadan kalkar ve libido azalır. Ancak erotik filmler veya taktil stimülasyonlarla oluşan ereksiyonlar korunur. Rutin uygulanmamasına rağmen nokturnal penil tümesens testi psikojenik ve organik erektil disfonksiyon sebeplerini ayırtetmede yardımcıdır. Testesteron nöronal morfolojiye, nörotransmisyona, transmitter sentezine ve salınımına etki eder. Testesteron ayrıca penisi besleyen sinirlerin NO üretimini de etkiler(13). Özetle nörolojik incelemelerdeki ilerlemelerle penil ereksiyonu yöneten ve seksüel davranışın diğer yönlerini koordine eden ağlar net olarak açıklanmıştır. Nöral ağlar, beyin ve spinal korda otonomik ve nöronların konverjans ve entegrasyonuna dayanır. Bu santral yollar geniş çapta eksitatör ve inhibitör nörotransmitterler içerir. Parasempatik ve sempatik sistem ereksiyonu sağlamak için sinerjik olarak çalışır. Ereksiyonun uyarım ve inhibisyonunun supraspinal mekanizması karışıktır. MSY li ERKEKLERDE SEKSÜEL FONKSĐYONLAR MSY, cinsel fonksiyonu önemli ölçüde etkiler; ereksiyon, ejakulasyon, orgazm ve fertilite bozukluklarına neden olur. Spinal kordun doğal seviyelerine göre (servikal, torakal, lomber) yapılan sınıflamanın beklenen rezidü cinsel kapasite ile uyumlu olmadığı bilinmektedir. Cinsel fonksiyonlar üreme sisteminin innervasyonu ile ilişkili olduğundan, nörolojik düzeyin cinsel fonksiyonu düzenleyen merkezler esas alınarak yapılacak sınıflandırmanın rezidüel cinsel kapasite tahmininde daha önemli olabileceği düşünülebilir (22). Cinsel fonksiyondan sorumlu spinal kord merkezlerinin yerleşimine göre T10 ve üzeri, T11-L2 arası (sempatik merkez), konus-kauda (sakral merkez-parasempatik) olmak üzere 3 grup altında incelemek gerekir. T10 ve üzeri: Sadece optimal stimülasyonun etkili olduğu komplet lezyonlarda genital organların lokal stimülasyonuna cevap alınabilir. Fakat psikojenik refleks cevabı alınamaz. Đnkomplet üst motor nöron yaralanmalı erkeklerde refleks ereksiyonun sağlam kalacağı ve psikojenik ereksiyonun nörolojik hasarın nerede olduğu ile ilişkili olarak mümkün olabileceği beklenir (23). Ayrıca psikojenik ereksiyonun olup olmaması spinal kordun lateral kolonunun bütünlüğüne bağlı olabilir (24). 17

18 T11-L2 arası: Bu hastalarda hem genital stimülasyon ile hemde psikojenik stimülasyon ile ereksiyon beklenir. Bu gruptaki erkeklerin %100 ü belli tipte nonspesifik bir ereksiyonu başarabilirler (25). Konus-kauda (Sakral yol lezyonu ): Bunlar konus terminalis ve kauda ekina olmak üzere ikiye ayrılırlar. Bu ayrımın mantığı konus terminalis harabiyetinin sakral segmentlere sınırlı kalabileceği ve bu yüzden torakolomber yolun korunabileceği, buna karşılık kauda ekina lezyonlarının hemen bitişiğindeki sakral segmentler haricinde lomber iletimi de bozabileceğidir. Bu nedenle ilk grupta psikojenik ereksiyonun korunması ikinci gruba göre daha sıktır. Sakral spinal segmentleri etkileyen komplet alt motor nöron (AMN) hasarlı hastalarda psikojenik ereksiyonun başlama kabiliyeti; sempatik genital veri girişi ve torakolomber spinal kord kısmının bütünlüğü temelinde korunacaktır. Bors ve Comarr sakral segmentleri etkileyen alt motor nöron hasarlı hastaların %26 sında psikojenik ereksiyonu başardıklarını bildirmişlerdir. Ancak bu hastaların hiçbirisi refleks ereksiyonu başaramamıştır (26). Đnkomplet AMN hasarlı hastalara bakıldığında psikojenik ereksiyonları başarma oranı teorik olarak torakolomber kordun bütünlüğü temelinde olmalıdır. Refleks ereksiyon başarma oranı ise değişik derecelerde azalmış olacaktır. Bu hastaların %67 ile %95 arasında bir tip ereksiyonun var olacağını bildirilmektedir (27). Lezyonun seviyesine ve komplet olup olmamasına bağlı olarak değişmekle beraber hastaların çoğu bir yıl içinde ereksiyonun bir çeşidini gerçekleştirir. Spinal şok döneminde ereksiyon görülmez. Bu dönemde seksüel fonksiyonun gelecekteki durumunu tahmin etmek mümkün değildir (3,17). Lezyon seviyesi yükseldikçe ereksiyon gerçekleştirme ve sürdürme şansı artar. S2-S4 komplet lezyonlarda ereksiyon genellikle kaybolur. Ancak sempatik yol sağlam kalmışsa psikojenik ereksiyon görülebilir (3). 18

19 EJAKULASYON VE FERTĐLĐTE BOZUKLUKLARI Ejakülasyon, semenin emisyonu, antegrad ejakülasyon ve mesane boynunun kapanmasını içeren bir süreçtir. MSY li hastalarda ejakülasyon ereksiyonla karşılaştırılamayacak derecede bozulmuştur. Komplet üst motor nöron (ÜMN) lezyonlu hastaların sadece %1 inde ejakülasyon olur. Komplet AMN lezyonlu hastaların %18 inde, Đnkomplet ÜMN lezyonlu hastaların %32 inde, inkomplet AMN lezyonlu hastaların %70 inde ejakülasyon olduğu rapor edilmektedir (26,28). L2 segmentin altında lezyonu olan hastalarda zaman zaman ereksiyon olmadan da ejakülasyon görülebilir. Ejakülasyonun olabilmesi için T11-L2 ile S2-4 arası sağlam olmalıdır. Eğer lezyon inkomplet ise psikojenik ereksiyon ile birlikte ejakülasyon olmuşsa bu hastalarda normal orgazma benzer duyguların da gözlenmesi mümkün olabilmektedir (20). Ejakülasyon sırasında mesane internal sfinkteri yetmezliğinden dolayı ya mesane içine boşalır veya penisin ucundan damlama şeklinde olur (28,29). MSY li hastalarda fertilitenin bozulduğu gösterilmiştir. Đnfertilitenin bir sebebi de MSY li çoğu erkeğin antegrad ejakülasyonu başarmadaki yetersizliğidir. Ayrıca, sperm sayısının ve hareketliliğinin azalması da söz konusudur. MSY li erkeklerde infertilitenin diğer olası sebepleri; tekrarlayan üriner enfeksiyon, prostat sıvısının boşalamaması, uzun süreli tekerlekli sandalyede oturma, testislerde termoregülasyon bozukluğu, devamlı ilaç kullanımı, retrograd ejakülasyon sonucu spermin idrar ile teması, mesane boşaltım şekli, spermlere karşı otoantikorlar ve anormal testiküler histoloji gibi pek çok nedenin infertiliteden sorumlu olduğu düşünülmektedir (29). Daha önce semen kalitesinin skrotal ısı bozukluklların etkilediği düşünülürdü. Spermatogenis için testis ısısı vücut ısısından 2-2,5 derece düşük olmalıdır. Ancak skrotal ısı MSY li hastalarda tekerlekli sandalyeye oturmaları, adduktör spastisite ve kremaster kasında gevşeme olmaması nedeniyle söz konusu ısı farkı 0,9 derece olarak saptanmıştır (30). Ancak bu teori yakın zamanlarda reddedilmiştir (31). MSY li erkek hastalarda zayıf sperm hareketliliği seminal seminal plasmadaki bozukluğa bağlı olduğu düşünülmektedir. Yapılan bir çalışmada MSY li erkeklerde seminal plazmanın normal erkeklerin sperm hareketliliğini inhibe ettiği ve normal erkeklerin seminal plazması, MSY olan erkeklerin sperm motilitesini artırdığı gösterilmiştir (32). 19

20 MSY de orgazm bozukluğu: MSY li erkeklerde orgazmın oluştuğu yapılan çalışmalarda bildirilmiştir. Bu çalışmalar MSY li erkeklerde %42 ile %47 arasında orgazmı başarma kabiliyetinde olduklarını ortaya çıkarmıştır (9). Yüksek seviyeli komplet ÜMN lezyonlu hastalarda (T11 üzerinde) orgazm daha da az görülür. MSY li erkeklerde orgazm zevk alınan yoğun bir heyecan veya ortaya çıkışını uzun süreli bir gevşemenin takip ettiği ani spastisite olarak tarif edilir. Orgazm sırasında ekstragenital tepkiler baş ağrısı, sıcaklık duyusu, fiziki zevk ve seksüel heyecanı kapsar. Ayrıca orgazm lezyonun duyu seviyesinin üstündeki sağlam olan erotik bölgelerde (boyun, meme ucu, kulak memesi) hoş bir duygu olarak hissedilir. Đnkomplet ÜMN lezyonlu hastalarda ağrı verici bir his, AMN lezyonlu hastalarda pelvis ve uyluk bölgesinde hoş hisler olarak tarif edilir. Penise ve klitorise uygulanan soğuk stimülusun normal olarak değerlendirilmesi ve soğuk stimüluslarla eksternal anal sfinkterin istemli olarak kasılma kabiliyeti, orgazm yollarının sağlam olduğuna işaret eder. Bu, hastanın doğru verilmiş mental ve fiziki uyaranları bilmesine izin verir ve orgazm tecrübesi yaşayabileceğine işaret eder (33,34). TEDAVĐ STRATEJĐLERĐ Cinsel Danışmanlık: Cinsellik hassas bir konudur, rehabilitasyon profesyonellerin çok azı bu konuda profesyonel eğitim almıştır. Cinsellik konusu bizim kendi değer yargılarımızla, kendi yetişme ve hayat tecrübelerimizden kaynaklanan çelişkilerle doludur. Annon, cinsel danışmanlık için hastayla tüm sağlık personelinin işin içine katan çok katmanlı bir çerçeve önermiştir (35). PLISSIT modeli denen bu model Permission (izin), Limited Information (sınırlı bilgi), Specific Suggestions (spesifik öneriler) ve Intensive Therapy (yoğun tedavi) kelimelerin baş harfinden oluşmaktadır. Bu modele göre hastayla çalışan tüm personel kendi cinsellikleri hakkında yeterince rahat olmalı ve bu modelin ilk iki seviyesini gerçekleştirebilecek kadar bilgili olmalıdır. Rehabilitasyon profesyonelleri hastayla konunun tartışılmasına izin verebilecek kadar rahat olmalı ve sınırlı bilgi verebilmek için de konu hakkında yeterli bilgi sahibi olmalıdır ki son iki aşamaya geçerek daha spesifik öneriler ve yoğun tedavi yapacak daha bilgili profesyonellere hastayı gönderebilsin. 20

21 Seksüel danışmanlık için mutlaka izlenmesi gereken uyarılar (36,37) 1. Kişileri tanrıları ile ihtilaflı duruma sokmayın 2. Hasta üzerinde seksüel konuları tartışmak için aşırı baskı yapmaktan kaçının 3. Hasta üzerine kendi ahlak ve inançlarınızı zorla empoze etmekten sakının 4. Hastayı kendi seksüalitenizle tehdit etmeyin 5. Seksüaliteyi hep veya hiç tarzı bir tecrübe haline getirmeyin 6. Bir konu bir kere tartışıldığında onu bir kenara bırakabileceğinizi farzetmeyin 7. Bilgi aktarmanın tek yolu olduğu sonucuna varmayın 8. Seksüel ilişkilerin birleşik tabiatının üstün tutulduğundan emin olun 9. Seksüel ilişki dahil bütün ilişkilerin bir uzlaşma işi olduğu kavramını iletin Schover açık cinsel danışmanlık modelinin beş yönünün altını çizmiştir (38). 1.Cinsel eğitim 2.Yanlış adaptasyon göstermiş cinsel davranışları değiştirmek 3.Eşlerin sekse tekrar başlamalarına yardım etmek 4.Fiziksel engellerin üstesinden gelmek 5.Evlilikle ilgili sorunları azaltmak Başarılı bir cinsel rehabilitasyonun anahtarı hastaya iyi bir bir rehabilitasyon hizmeti vermektir. Dolayısıyla ilk yapılacak şey hastanın iyi bir rehabilitasyon programı temelinde; bozulmuş vücut imajının düzeltilmesi ve kendine güvenin yeniden sağlanması olmalıdır (39). Hastaya rehabilitasyon dönemi içerisinde verilecek eğitim; hastanın yaşına, cinsiyetine, fiziksel sağlığına, inanç sistemine ve hastalığın ya da hasarın tipine göre belirlenmelidir (20). Aile üyeleri ve aile içindeki rol kaymaları rehabilitasyon programının önemli parçasıdır. Çünkü eş hem sevgili hem de bakıcı rolünü üstlendiği zaman çok yaygın bir sorun ortaya çıkar. Bunun önüne geçilmelidir. Erkek hastayı kendisinin ilişkide daha pasif, partnerinin daha aktif rol oynamasının olağan olduğu yönünde ikna etmek uygun olur (39). 21

22 Cinsel ilişki ve/veya sevişme öncesi barsak ve idrar torbası boşatılmalı, vücut ve özellikle genital organ temizliği yapılmalıdır (39). Spastisite, özellikle adduktör spastisite, perine hijyeni ve kateterizasyon cinsel birleşmeyi engelleyebilir; bu konuda tedbir alınmalıdır. Hastaların rehabilitasyon programı sırasında sık sık evlerine gitmeleri, onların sosyal yaşama dönmelerini olumlu yönde etkileyecektir. Bu zamanlarda eşleriyle seksüel deneyimlerde bulunmaları teşvik edilmelidir. Erkeklerde refleks stimülasyon sıklıkla kısa sürelidir ve devamının sağlanması için sürekli stimülasyona gerek vardır (20). Cinsel tedavi ve danışmanlık hizmetlerinde dikkat edilmesi gereken önemli bir konu bizim hastaya ancak yol gösterebileceğimiz, bundan sonra kararın ve uygulanacak yöntemlerin hasta ve partnerine ait olacağının önerilmesidir. Kesinlikle empoze edici, müdahale edici ve zorlayıcı olma pozisyonunda bulunmadığımızın bilinmesi gerekir (39). Cinsel sorunların aile yapısını ve MSY li bireyin motivasyonunu bozabilecek karakteri nedeniyle hastaların erken dönemde eğitilip, çözüm yollarının öğretilmesi bireyin topluma katılmasını sağlayacak rehabilitasyon çalışmaları içinde cinsel rehabilitasyona da önem verilmesi gerekmektedir. Çiftlerin cinsel danışmanlığında hedef, onların kişisel cinsellik tanımlarını genişletmelerine yardım etmektir. Onların kişisel tanımları ne kadar kısıtlıysa hastalığa uyum sağlamakta da o kadar zorluk çekecektir (23). 22

23 MSY li ERKEKLERDE EREKTĐL DĐSFONKSĐYONUN TEDAVĐ YÖNTEMLERĐ A. Medikal tedavi 1. Vazoaktif ajanların oral kullanımı a. Fosfodiesteraz-5 inhibitörleri 1. Sildenafil 2. Tadalafil 3. Vardanafil b. Yohimbine c. Trazodone d. L-dopa e. Apomorfin f. Fentolamin 2. Vazoaktif ajanların lokal uygulanması a.nitrogliserin b.pge1 c.minoksidil 3. Vazoaktif ajanların intrakavernöz enjeksiyonu a.papaverin b.fentolamin c.pge1 ve E2 B. Vakum Tekniği C. Penil Protezler 1.Rijid 2.Semirijid 3.Inflatable ( şişibilen ) 23

24 A.MEDĐKAL TEDAVĐ 1- Vazoaktif ilaçların oral kullanımı a- Fosfodiesteraz tip 5( PDE5 ) inhibitörleri (Sildenafil, Vardenafil, Tadalafil): Son zamanlarda fosfodiesteraz (PDE5) inhibitörlerin ortaya çıkmasıyla erektil disfonksiyon tedavisi dramatik bir şekilde değişti. Oral ve topikal kullanılan ilaçların noninvazif olmaları hematom ve fibrosiz riskinin olmaması önemli bir avantajdır. Aynı zamanda bu hastaların tedaviyi bırakma oranları daha düşüktür. Bu ilaçlar fosfodiesteraz tip 5 i inhibe ederek nitrik okside (NO) bağlı siklik guanozin monofosfat (cgmp) konsantrasyonun penis korpus düz kasında yüksek düzeyde kalmasını sağlar. Bu da vazodilatasyonla düz kas gevşemesini ve penil ereksiyonu arttırır. PDE5, cgmp yi parçalayarak ereksiyonun sonlamasına neden olan bir enzimdir. Sildenafil bu grupta en çok çalışma sonucu bulunan ilaçtır. Sildenafilin en yaygın yan etkileri başağrısı, yüzde kızarma, dispepsi, nazal konjesyon, geçici görme semptomlarıdır (40). Sildenafil için kesin kontrendikasyon kan basıncında düşmeye neden olan nitrogliserin veya diğer nitratların kullanılmasıdır (41). MSY li erkeklerin ED sini PDE5 inhibitörlerinin güvenli ve etkili bir şekilde tedavi edebildikleri gösterilmiştir. Erektil cevabı arttırır ve koitusa imkan verir. Bu ilaçların başarı oranı %80 civarındadır. Ancak başlangıçta hem refleks hem psikojenik fonksiyonu tam kayıp olanlarda genellikle etkisizdir (42). Önerilen doz sildenafil için ilişkiden 1 saat önce alınan mg dır. Etkisi 4 saat sürer. Vardenafil 5-20 mg dozda kullanılır. 5, 10 ve 20 mg lık formları vardır. Etkisi 4 saat sürer. Tadalafil 5-20 mg dozda kullanılır. 20 mg lık tabletleri mevcuttur. Etkisi saat sürer. PDE5 inhibitörlerinin T6 ve üzeri MSY li erkeklerde otonomik disrefleksi yapabileceği akıldan çıkarılmamalıdır. T6-L5 arasında MSY li erkeklerde ereksiyon kalitesini ve seks memnuniyetini anlamlı derecede düzelterek giderir (42). b-yohimbin: Presinaptik alpha-2 adrenerjik reseptörleri bloke ederek kanın korporal cisimlere şantını artırdığı düşünülmektedir. Yohimbin SSRI lara bağlı ED yi tedavi etmekte faydalı bulunmuştur. Yan etki; taşikardi, hipertansiyon, anksiyete, ajitasyon ve manik reaksiyonlar. c-trazodone: Depresif hastalarda oral olarak kullanıldığında uzamış ereksiyon ve priapizm ile sonuçlanan nontrisiklik bir SSRI antidepresandır. Sempatik sistemin kontrolundeki ereksiyonun detümesens fazını bloke ederek ereksiyonu uzatır. 24

25 d-fentolamin: Erektil disfonksiyonlu hastaların %42 sinde penetrasyon için yeterli ereksiyonu oluşturduğu bildirilmiştir. Etkinliği en çok nonspesifik, psikojenik veya hafif vasküler empotansta görülür. Ancak sersemlik, çarpıntı ve nazal konjesyon gibi yan etkiler ortaya çıkmıştır (43). e-diğer oral ilaçlar: Dopamin reseptör agonistleri olan Apomorfin ve L-dopa kullanan hastaların %55-60 ında rijid ereksiyona ulaşıldığı bildirilmektedir. Apomorfin paraventriküler çekirdeklerde selektif bir aktivasyon yaparak proerektil sinyaller oluşmasını sağlar (42). 2. Vazoaktif ajanların lokal kullanımı a- Nitrogliserin: Nitrogliserin ve diğer organik nitratlar enzimatik nitrik oksit salınımıyla gualinat siklazı stimüle ederek düz kas relaksasyonuna neden olur. Nitrogliserin band uygulamalardan önce hastaya intrakavernözal papaverin veya prostaglandin E1 uygulanarak ereksiyon oluşup oluşmadığı incelenir. Cevap eğer olumluysa penis şaftına ilişkiden en az 1 saat önce band yapıştırılır. Uygulamada erektil cevap oluşuncaya kadar geçen zaman ortalama dakika, bandın uzaklaştırılmasından sonra ereksiyon dk sürer(44). Yan etki: Baş ağrısı, postural baş dönmesi ve allerjik dermatit. Hipersensitivitesi olanlar, hipotansiyon, yüksek intrakranial basınç veya glokom olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Uygulamadan önce hafif analjezik alınması ve eşte oluşacak baş ağrısını önlemek için kondom kullanılması önerilir (20). b- PGE2: Krem olarak intrauretral PGE2 uygulanmış hastaların %70 i bu tedaviye cevap vermiştir (10). Đntraüretral PE2 suppozituar uygulanabilir. Uygulamadan 5-10 dakika sonra etki ortaya çıkar. Etki süresi dk. kadar devam etmektedir. Yan etki : Hipotansiyon, peniste ağrı, üretral kanama baş dönmesi ve senkop. Penil anomali, orak hücreli anemi, trombositemi, polisitemi ve Mültipl Myelom da kontrendikedir. c- Minoksidil: Antihipertansif ilaçtır. Solusyon olarak uygulanmıştır. Yan etki nitrogliserine daha az olmakla beraber bu tedavi ile tam ereksiyon elde edilememiştir. 25

26 3.Vazoaktif ajanların intrakavernözal kullanımı: Đntrakavernöz enjeksiyon tedavisi erektil disfonksiyonun çoğu tipinde etkilidir. Ancak penil arteryal kan akımı bozuk olan kişilerde pek başarılı sonuçlar elde edilememiştir. Sinuzoidal düz kasın ilaçlarla gevşetilmesi kavernöz cisimlerin dolmasını artırır. Oluşturduğu ereksiyon süresi uygulanan ilaç dozuna bağlıdır. PGE1 hariç tedavi ucuzdur ve enjeksiyon tekniği nispeten kolaydır. Bu iş için kullanılan ilaçlar birer nonspesifik düz kas gevşetici olup, Papaverin, Prostaglandin E1, Alpostridiol ve bir alfa adrenerjik bloker olan Fentolamindir. Bu ilaçlar yan etkileri azaltmak veya etkinliği artırmak amacıyla kombine bir şekilde kullanılabilir (45). PGE1 in tedavi maliyetini düşürmek için bu ilaçların kombine enjeksiyonunu uygulayanlar da vardır (46). Đntrakavernöz enjeksiyon tekniğinde öncelikle idrar ve gaita boşaltımı sağlanır. Daimi kateter varsa çıkarılır. Penis ve perine bölgesi sabunlu su ile iyice temizlenir. Đnsulin enjektörü ile penisin 1/3 proksimalinden 90 derecelik açıyla saat üç ve dokuz hizasından korpus kavernozuma yapılır (20). Korpus kavernozuma girdikten sonra ilaç yavaşça zerkedilir. Enjektör çıkarıldıktan sonra enjeksiyon yerine üç dakika kadar küçük bir tamponla basınç uygulanır. Penis köküne turnike uygulanması ilacın genel dolaşıma geçişini geçiktirdiği için uygulanmasında yarar vardır. Her enjeksiyonda enjeksiyon yapılan taraf değiştirilir. Ereksiyon süresinin 1/2-1 saat olması yeterlidir. Bu süre dikkate alınarak ilacın dozu ayarlanır. a. Papaverin: Papaverin 1982 yılından beri düz kas gevşetici olarak impotans vakalarında intrakorporal vazoaktif ilaç olarak kullanılmaktadır. Papaverin kavernöz cisimlerde arteriollerde dilatasyon ve sinüzoidal mesafelerin genişlemesi subtunikal venlerin ve emissory venlerin sıkışmasına sebep olur (47,48). Papaverin tedavisi düşük test dozlarıyla başlatılmalıdır. Başlangıçta test için 5-10 mg uygundur (47). Daha sonra doz diğer enjeksiyonlarda tatminkar bir ereksiyon sağlayıncaya kadar arttırılır. Papaverin için uygun doz kişiden kişiye (penisin boyutuna göre) değişmektedir. Ortalama doz 30 mg dır. Meydana gelen cevap penil açı veya penis rijiditesi ile ölçülür. Buna göre parsiyel ereksiyon rijidite olmaksızın bir miktar tümesens olması halidir (penis bükülebilir ). Tam ereksiyon ise penetrasyon için yeterli şişlik ve rijidite olup yarım saatten fazla sürer penis bükülemez (9). 26

27 Papaverin nörojenik ve vaskülojenik empotansı test etmek için de kullanılabilir. Enjeksiyondan 10 dk. sonra oluşan ve 30 dk. kadar süren ereksiyon damar yapıların sağlam olduğunu gösterir (9). Papaverin Fentolamin kombinasyonu daha çok önerilen ve kullanılan tedavi şeklidir. Tek başına papaverin etkinliği %36 iken, kombine tedavi ile etkinlik %65 civarındadır. Kombine tedavi ile yan etki insidansı da azalıyor. Önerilen doz 30 mg papaverin + 0,5 mg fentolamin (20,49). Yan etkiler: Fibröz plak, hematom, enfeksiyon, penil fraktür, otonomik disrefleksi, hepatotoksisite, uzamış ereksiyon ve priapizmdir. b- Fentolamin: Fentolamin kısa ömürlü alfa adrenerjik blok yapan bir ajandır. Alfa- 1, alfa-2 reseptörlerinin kompetetif antagonisti olup 5HT reseptörünü de bloke eder ve mast hücrelerinin histamin salınımına neden olabilir. Kan damarları üzerinde nonspesifik releksan etkisi de olabilir. Arteryel akışa olan direnci azaltır, venöz dönüşe olan direnci arttırmaz. Tek başına verildiğinde çoğu zaman papaverin kadar ereksiyon oluşturamaz. Genellikle papaverin veya VIP ile kombine olarak kullanılır (46,49). Yan etkiler: Ortostatik hipotansiyon, taşikardi, kardiak aritmi ve çok nadiren miyokard infarktüsü c- Prostoglandin E1: PGE1 direkt düz kas gevşetici etkisine ilaveten penil adrenerjik sinirlerden noradrenalin salınımını da inhibe ettiği gösterilmiştir. PGE1 intrakavernözal tedavide seçkin bir ilaçtır. Papaverine göre etkisi daha çabuk başlar, daha uzun süre devam eder ve yan etkisi daha azdır (49). Etkinliğini arttırmak ve tedavi maliyetini daha aza indirmek için genellikle diğer ajanlarla kombine edilir. Yan etkiler: Enjeksiyon yerinde ağrı olması en önemli yan etkisidir. Uzamış ereksiyon ve priapizm insidansı düşüktür. En önemli dezavantajı yüksek fiyatıdır. d- Diğer ilaçlar: Vazoaktif intestinal polipeptit (VĐP), Kalsitonin Generelated Peptid (CGRP ) ve Linsidomin chlorhydrate (SĐN-1 ) (21). Papaverine, fentolamin ve PGE1 üçlü karışımı sinerjik etkisiyle düşük dozlarda kullanılarak priapizm ve fibrozis insidansı belirgin bir düzeye çıkmadan erektil aktiviteyi uyarır. Üçlü karışımın tek ajan tedavisine göre etkinlik/maliyet oranı yüksek ve tatminkar ereksiyon sağladığı ispatlanmıştır (46). 27

28 Bileşimi: Papaverine 30 mg/ml 9 cc Fentolamin 0,55 mg/ml 2 cc PGE1 500 mg/ml 0,2 cc %0,9 NaCl 4,4 cc Toplam hacim 15,6 cc 28

29 ĐNTRA KAVERNÖZ ENJEKSĐYON KOMPLĐKASYONLARI Uzamış ereksiyon: Uzamış ereksiyon 4 saatten uzun 6 saatten kısa olan ereksiyonlardır. Nörojenik empotansı olan hastalar genç ve sağlam vasküler yapıya sahip olduklarında ve komplikasyonları hissedemiyecek derecede penis sensitivitesinde azalma olduğundan; uzamış ereksiyon ve priapizm vaskülojenik impotansı olanlara göre daha fazla görülür (19). Priapizm: Cinsel arzu olmaksızın ereksiyonun 4-6 saaten daha uzun devam etmesi priapizm olarak kabul edilir. Önemli bir nedeni tanısal ve terapötik amaçlı intrakavernöz enjeksiyonlardır. Diğer nedenleri orak hücreli anemi, anestezi, malignansi, ilaçlar ve travmadır. Hematom: MSY li hastalarda intrakavernöz enjeksiyon sonrası %4,5 oranında hematom görüldüğü bildirilmiştir (47). Lokal enfeksiyonlar: MSY li hastalarda genital bölgenin deri kan akımının yetersiz olması penil enjeksiyonlaran sonra sellülit ve kavernözit gibi enfeksiyonların oluşumunu kolaylaştırabilir. Bunu önlemek için enjeksiyondan önce genital bölge su ve sabunla temizlenmelidir. Fibrozis: Nörojenik empotanslı hastalarda intrakavernöz nodüller veya tunical plaklar vaskülojenik empotansa göre daha az görülür Penil Fraktür : Lloyd ve Richards bir tane penil fraktür bildirmişlerdir ( 47 ) Sistemik Komplikasyonlar: Lloyd ve Richards sadece bir tane otonom disreflleksi vakası bildirmişlerdir (47). FARMAKOLOJĐK EREKSĐYON PROGRAMI Nörojenik empotans tedavisinde penil ereksiyonu isteyen hastalar farmakolojik ereksiyon programına (PEP) alınır. Hastalara ağrı, kanama, fibrozis ve priapizm gibi komplikasyonlar hakkında bilgi verilir. Program 3 fazdan oluşur. 1-Doz belirleme fazı, 2- Self enjeksiyon fazı, 3-Evde uygulama. Đlk seansta sadece düşük kalitede ve kısa süreli hafif şişlik oluşturacak vazoaktif ajan verilir. Herhangi bir cinsel ilişki teşebbüsü olmamalıdır. Sonraki seanslarda ereksiyon süresi ve kalitesi açısından enjeksiyonların 29

30 sonuçları değerlendirilir. Ereksiyonun arzu edilen kalitesinin %50-60 kadarına ulaşacak doz artırımı yapılır ve stimülasyon ile daha rijit hale gelir. Yeterli doz sağlandıktan sonra evde uygulama fazına geçilir. Ereksiyon 4 saatten fazla sürerse doktora danışılması gerektiği söylenmelidir (20). ED için önerilen tedavi, eğer ereksiyon sağlanıyor fakat yetersiz süreli ise ve tatminkar ereksiyon sağlanabilecek ise venöz konstriktif band kullanılabilir. Bunun dışında nitrat kullanılmıyorsa sildenafil önerilir. Eğer sildenafilden memnun kalınmaz ise prostaglandin E1 intrakavernöz enjeksiyonu çözüm olabilir. Birçok MSY li erkek hasta kutanöz veya intraüretral uygulamayı tercih edebilir (50). EREKSĐYONUN SONLANDIRILMASINDA KULLANILAN ĐLAÇLAR Adrenalin: Alpha-1 ve alpha-2 ile beta reseptörlerini stimüle eder. Penil erektil dokuda alpha reseptörler beta reseptörlerin 10 katı kadardır. Priapizm tedavisinde doz intrakorporal mcg dır Noradrenalin: Alpha-1 alpha-2 ve beta reseptörleri stimüle eder, kan akımını azaltır, priapizm tedavisinde mcg intrakorporal olarak kullanılır. Fenilnefrin: Selektif alpha-1 agonistidir. Uzamış ereksiyon ve priapizm tedavisinde en sık kullanılan alpha reseptör agonistidir. Đntrakorporal olarak mcg kullanılır. Dopamin: Yüksek dozlarda beta-1 ve alpha-1 reseptörlerini stimüle ederken düşük dozlarda dopamin reseptörlerini stimüle eder ve noradrenalin salınımını arttırır. Terbutalin: Beta-2 reseptör agonistidir. Uzamış ereksiyon veya priapizmde intravenöz veya oral olarak kullanılabilir. Đntrakavernöz enjeksiyondan 2,5 saat sonra yumuşama olmamışsa 5 mg terbutalin (2 tb bricanyl) verilir. 15 dakika sonra doz tekrarlanabilir. 4 saati aşan rijidite durumunda hastaneye başvurmaları önerilir (51,52). Priapizm tedavisinde ilaçların etkisiz kaldığı veya kontrendike olduğu durumlarda kavernöz sinüs irrigasyonu yapılır. Kavernöz sinüsten bir miktar kan aspire edilir. 1x100³ oranında norepinefrin içeren serum fizyolojik solüsyonu ile irrige edilir (20,53). Kullanılan tüm yöntemlerle ereksiyon sona erdirilemiyorsa korporoglandüler şant ameliyatı (Winter operasyonu) yapılmalıdır. 30

Değerlendirme. Seksüel Anamnez Detaylı bir medikal ve psikolojik anamnez Partnerle görüşme Medikal anamnez Seksüel anamnez

Değerlendirme. Seksüel Anamnez Detaylı bir medikal ve psikolojik anamnez Partnerle görüşme Medikal anamnez Seksüel anamnez Dr. MANSUR DAĞGÜLLİ Epidemiyoloji Memnun edici seksüel performansa izin verecek yeterli ereksiyonu sağlamak ve devam ettirmedeki kalıcı yetersizlik Hem etkilenen kişiler hem de onların partner ve ailelerinin

Detaylı

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi)

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) Otonom sinir sitemi iki alt kısma ayrılır: 1. Sempatik sinir sistemi 2. Parasempatik sinir sistemi Sempatik ve parasempatik sistemin terminal nöronları gangliyonlarda

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

Yazar Ad 41 Prof. Dr. Haluk ÖZEN Cinsel hayat çocuk yaştan itibaren hayatımızın önemli bir kesimini oluşturur. Yaşlılık döneminde cinsellik ayrı bir özellik taşır. Yaşlı erkek kimdir, hangi yaş yaşlanma

Detaylı

İnsan Cinsel Yaşantısının Psikofarmakolojisi

İnsan Cinsel Yaşantısının Psikofarmakolojisi İnsan Cinsel Yaşantısının Psikofarmakolojisi Prof. Hv.Tbp. Kd.Alb. Mesut ÇETİN GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Psikiyatri Kliniği Direktörü-İstanbul 1 Klinik Psikofarmakoloji Bülteni GATA Haydarpaşa Eğitim

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder. Çeşitli duyu organlarından milyonlarca

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Otonom Sinir Sistemi. emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Otonom Sinir Sistemi. emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Otonom Sinir Sistemi emin ulaş erdem Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi -Beyin -Omurilik Periferik Sinir Sistemi Somatik somatik duyu, özel duyular iskelet kaslarının istemli

Detaylı

İŞEME FİZYOLOJİSİ. Doç.Dr. Ömer Bayrak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

İŞEME FİZYOLOJİSİ. Doç.Dr. Ömer Bayrak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı İŞEME FİZYOLOJİSİ Doç.Dr. Ömer Bayrak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Türk Üroloji Yeterlilik Kurulu, Sertifikasyon Sınavlarına Hazırlık Kursu 15-17 Kasım 2016, Kızılcahamam

Detaylı

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102 BR.HLİ.102 Serebral Felç (İnme) ve Spastisitede Botoks Spastisite Nedir? Spastisite belirli kasların aşırı aktif hale gelerek, adale katılığına, sertliğine ya da spazmlarına neden olmasıyla ortaya çıkan

Detaylı

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR?

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? Tuvalet eğitimi döneminde, nörolojik olarak normal bazı çocuklarda yanlış edinilmiş işeme alışkanlıkları neticesinde ortaya çıkan işeme fazındaki

Detaylı

Santral (merkezi) sinir sistemi

Santral (merkezi) sinir sistemi Santral (merkezi) sinir sistemi 1 2 Beyin birçok dokunun kontrollerini üstlenmiştir. Çalışması hakkında hala yeterli veri edinemediğimiz beyin, hafıza ve karar verme organı olarak kabul edilir. Sadece

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 9 Serebrum Bazal Çekirdekler Orta Beyin (Mezensefalon) Beyin sapının üzerinde, beyincik ve ara beyin arasında kalan bölüm Farklı duyu bilgilerini alarak bütünleştirir ve kortekse

Detaylı

KAN AKIMININ KONTROLÜ. 1- Otoregülasyon veya Miyojenik Regülasyon 2- Metabolik Regülasyon KAN AKIMININ LOKAL KONTROLÜ DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ IV

KAN AKIMININ KONTROLÜ. 1- Otoregülasyon veya Miyojenik Regülasyon 2- Metabolik Regülasyon KAN AKIMININ LOKAL KONTROLÜ DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ IV KAN AKIMININ KONTROLÜ Nöronal Humoral Lokal Otonom Sinir Sistemi Plazma Epinefrin, Anjiyotensin II, Vazopressin, İyonlar Akut Kontrol DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ IV Uzun Süreli Kontrol Dr. Nevzat KAHVECİ

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ İdrar oluşturmak... Üriner sistemin ana görevi vücutta oluşan metabolik artıkları idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırmak ve sıvı elektrolit dengesini korumaktır. Üriner

Detaylı

Kombine İntrakavernozal Enjeksiyon ve Görsel Uyarı Testleri nin Erektil Disfonksiyon Tanısında Rolü

Kombine İntrakavernozal Enjeksiyon ve Görsel Uyarı Testleri nin Erektil Disfonksiyon Tanısında Rolü Kombine İntrakavernozal Enjeksiyon ve Görsel Uyarı Testleri nin Erektil Disfonksiyon Tanısında Rolü Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Murat TUNCER Sunu planı: ED tanım, prevalans

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

İNFERTİLİTE ANAMNEZ FORMU

İNFERTİLİTE ANAMNEZ FORMU Sayfa No 1 / 6 Adı Soyadı: Tarih:.. Baba Adı: Dosya No:.. Yaşı: Telefon:.. Evli/Bekar: Eşinin Adı:.. Eşinin Yaşı:. Korunma Yöntemi:.. Korunma Süresi:. İnfertilite Süresi:. Primer: Sekonder:. Şimdiki Eşinden

Detaylı

DÖNEM II 4. DERS KURULU 10 Şubat 4 Nisan 2014. Prof.Dr. Mustafa SARSILMAZ

DÖNEM II 4. DERS KURULU 10 Şubat 4 Nisan 2014. Prof.Dr. Mustafa SARSILMAZ DÖNEM II. DERS KURULU 0 Şubat Nisan 0 Dekan : Dönem II Koordinatörü : Ders Kurulu Başkanı : Prof.Dr. Yrd.Doç.Dr. Yrd.Doç.Dr. KURUL DERSLERİ TEORİK PRATİK TOPLAM AKTS DERS VEREN ÖĞRETİM ÜYELERİ 0 (x) -

Detaylı

Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık yeni spinal kord yaralanması (SKY) meydana gelmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık yeni spinal kord yaralanması (SKY) meydana gelmektedir. DR. MEHTAP DURAK ARKA PLAN Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık 12.500 yeni spinal kord yaralanması (SKY) meydana gelmektedir. Yaralanma nedenleri arasında motorlu taşıt kazaları ilk sırayı

Detaylı

EREKTİL DİSFONKSİYONDA ORAL FARMAKOTERAPİ

EREKTİL DİSFONKSİYONDA ORAL FARMAKOTERAPİ EREKTİL DİSFKSİYDA RAL FARMAKTERAPİ 27.11.2014 ED tedavisinde Yaşam Tarzında Değişiklik Önerileri Fiziksel aktivitenin artırılması (ED riskini %30 ) besite (ED riski %30 ) Sigara ve alkol Televizyon karşısında

Detaylı

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1 TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1 Vertebral Kolon 33 omur 23 intervertebral disk 31 çift periferik sinir VERTEBRA KIRIKLARI 3 OMURGANIN EĞRİLİKLERİ Servikal bölgede

Detaylı

25B TÜRK ANDROLOJİ DERNEĞİ VASKÜLER KAYNAKLI EREKTİL DİSFONKSİYON CERRAHİ TEDAVİSİ AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM BELGESİ.

25B TÜRK ANDROLOJİ DERNEĞİ VASKÜLER KAYNAKLI EREKTİL DİSFONKSİYON CERRAHİ TEDAVİSİ AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM BELGESİ. 25B TÜRK ANDROLOJİ DERNEĞİ VASKÜLER KAYNAKLI EREKTİL DİSFONKSİYON CERRAHİ TEDAVİSİ AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM BELGESİ Sayın Hastamız Aşağıda sunulan bilgiler, size uygulanacak olan cerrahi girişim ve cerrahi

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

BEL AĞRISI. Dahili Servisler BEL AĞRISI Dahili Servisler İnsan omurgası vücut ağırlığını taşımak, hareketine izin vermek ve spinal kolonu korumak için dizayn edilmiştir. Omurga kolonu, birbiri üzerine dizilmiş olan 24 ayrı omur adı

Detaylı

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır.

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır. Erkek üreme sisteminin önemli bir üyesi olan prostatta görülen malign (kötü huylu)değişikliklerdir.erkeklerde en sık görülen kanser tiplerindendir. Amerika'da her 5 erkekten birinde görüldüğü tespit edilmiştir.yine

Detaylı

Klinikte Analjeziklerin Kullanımı. Dr.Emine Nur TOZAN

Klinikte Analjeziklerin Kullanımı. Dr.Emine Nur TOZAN Klinikte Analjeziklerin Kullanımı Dr.Emine Nur TOZAN Analjezikler Hastaya uygulanacak ilk ağrı kontrol yöntemi analjeziklerin verilmesidir. İdeal bir analjezik Oral yoldan kullanıldığında etkili olabilmeli

Detaylı

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği Ergenlik Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği Nelerden konuşacağız? Ergenlik nedir? Ergenlik sürecinde vücutta nasıl değişiklikler olur? Üreme organları nelerdir ve nasıl

Detaylı

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ İçerik Dolaşım sisteminin kısa anatomi ve fizyolojisi Egzersizde periferal dolaşımın düzenlenmesi-etkili mekanizmalar Damar endotelinin ve Nitrik Oksitin (NO) periferal

Detaylı

Nörolojik hastalıklar ve erektil disfonksiyon

Nörolojik hastalıklar ve erektil disfonksiyon Derleme ERKEK CİNSEL SAĞLIĞI Nörolojik hastalıklar ve erektil disfonksiyon Doç. Dr. Fikret Erdemir Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı Erektil disfonksiyon (ED), bir erkeğin

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak PARKİNSON HASTALIĞI Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND

Detaylı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı

Detaylı

PROGRESİF AKIMLAR UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ

PROGRESİF AKIMLAR UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ PROGRESİF AKIMLAR UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ Elektrik Akımları Eski sınıflamada elektrik akımları: Yönüne göre: Doğru akım (Galvanik akım) Alternatif akımlar Klinik ve elektrofizyolojik etkileri göz önüne alındığında:

Detaylı

T E N S T E R A P İ BİLGİLENDİRME AMAÇLIDIR

T E N S T E R A P İ BİLGİLENDİRME AMAÇLIDIR T E N S T E R A P İ BİLGİLENDİRME AMAÇLIDIR İÇİNDEKİLER TENS TERAPİ NEDİR... 1 TENSİN VÜCUDA UYGULANMASI, TENS İÇİN ELEKTRODLARIN YERLEŞTİRİLMESİ... 2 TENS TERAPİNİN ETKİLİ OLDUĞU HASTALIKLAR... 3 TENS

Detaylı

Omurilik Yaralanması Rehabilitasyonu. Dr. Haydar Gök Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD

Omurilik Yaralanması Rehabilitasyonu. Dr. Haydar Gök Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD Omurilik Yaralanması Rehabilitasyonu Dr. Haydar Gök Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD Ders içeriği Neden bu ders koyuldu Omurilik anatomisi Omurilik yaralanınca neler olur? Hangi işlevler bozulur? OY nasıl

Detaylı

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ Dr. Lale Sever Intradiyalitik Komplikasyonlar Sık Kalıcı morbidite Mortalite Hemodiyaliz Komplike bir işlem! Venöz basınç monitörü Hava detektörü

Detaylı

ROBOT YARDIMI İLE PROSTAT KANSERİ AMELİYATINDA HASTA EĞİTİMİ

ROBOT YARDIMI İLE PROSTAT KANSERİ AMELİYATINDA HASTA EĞİTİMİ ROBOT YARDIMI İLE PROSTAT KANSERİ AMELİYATINDA HASTA EĞİTİMİ Prostat kanserinin tedavisinde sık olarak uygulanan robotik radikal prostatektomi ameliyatında, cerrah tarafından yönetilen bir robot aracılığıyla

Detaylı

Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant)

Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant) 1 Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant) 2 Prospektüs 3 Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant) Steril,apirojen Formülü Beher Zoladex LA Subkütan implant, enjektör içinde, uygulamaya hazır, beyaz

Detaylı

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM 1) Aşağıdaki hormonlardan hangisi uterusun büyümesinde doğrudan etkilidir? A) LH B) Androjen C) Östrojen Progesteron D) FUH Büyüme hormonu E) Prolaktin - Testosteron 2)

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Yetişkinde Gergin Omurilik Sendromu ve Eşlik Eden Toraks Deformitesi Gergin omurilik, klinik bir durumdur ve zemininde sebep olarak omuriliğin gerilmesi sonucu

Detaylı

FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI NA GİRİŞ KOŞULLARI : Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokullarının veya Yüksekokul ve Fakültelerin Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Detaylı

her hakki saklidir onderyaman.com

her hakki saklidir onderyaman.com ÜRO-ONKOLOJİK CERRAHİ GİRİŞİMLER SONRASI EREKTİL FONKSİYON Dr. ÖNDER YAMAN Erektil disfonksiyon (ED), seksüel ilişki için gerekli olan penil ereksiyonun başlatılmasında, sağlanmasında ve devamında yetersizlik

Detaylı

Erken boşalmamak için en iyi yardımcı kaynak için burayı tıklayın

Erken boşalmamak için en iyi yardımcı kaynak için burayı tıklayın Prematür Ejakülasyon (Erken Boşalma) Erkekler arasında Erken gelmek, Erken orgazm veya Hızlı boşalmak olarak da ifade edilen erken boşalma, cinsel ilişki sırasında erkeğin vajinaya girmeden, giriş sırasında

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS. Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10. Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS. Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10. Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10 Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam Anatomi 42 16 58 Fizyoloji 39 18 57 Histoloji ve Embriyoloji 12 4 16 Biyofizik

Detaylı

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Fzt. Damla DUMAN MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir. 1822 de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Kuvvetsizlik, spastisite, duyusal problemler, ataksi

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ

UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ Sinirsel kontrolden yoksun kaslarda, yararlı fonksiyonel hareket oluşturmak amcıyla elektrik stimülasyonu uygulanmasıdır. Tıpta elektrik stimülasyonu son derece geniş bir kullanım

Detaylı

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle Doç. Dr. Onur POLAT Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle gelişirken, spor yaralanmalarında hem dış

Detaylı

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas MYOLOGIA CRUSH SENDROMU Dr. Nüket Göçmen Mas Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi AD Kas hücresi ve kas dokusu Kısalma özelliğini taşıyan hücreye kas hücresi denir. Bunların oluşturduğu dokuya

Detaylı

GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER

GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER Bulantı-Kusma Gebe kadınların 1/2 sinde bulantı, 1/3 ünde kusma genelde ilk üç ay içinde görülür. Gebeliğin sonuna doğru, bebeğin mideyi yukarı

Detaylı

Multipl Skleroz da semptomatik tedavi

Multipl Skleroz da semptomatik tedavi Multipl Skleroz da semptomatik tedavi Spastisite ve tremorun tedavisi Dr. Muammer KORKMAZ Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniği 1 Multipl skleroz (MS) santral sinir

Detaylı

EGZERSİZ VE TERMAL STRES. Prof.Dr.Fadıl ÖZYENER

EGZERSİZ VE TERMAL STRES. Prof.Dr.Fadıl ÖZYENER EGZERSİZ VE TERMAL STRES Prof.Dr.Fadıl ÖZYENER TERMAL DENGE ısı üretimi BMH Kas etkinliği Hormonlar Besinlerin termik etkisi Postur Çevre ısısı Vücut ısısı (37 o C±1) ısı kaybı konveksiyon, radyasyon,

Detaylı

4. DERS KURULU Nörolojik Bilimler ve Sinir Sistemi. 15 Şubat 2016 8 Nisan 2016 8 HAFTA KURUL DERSLERİ TEORİK PRATİK TOPLAM AKTS

4. DERS KURULU Nörolojik Bilimler ve Sinir Sistemi. 15 Şubat 2016 8 Nisan 2016 8 HAFTA KURUL DERSLERİ TEORİK PRATİK TOPLAM AKTS DÖNEM II. DERS KURULU Nörolojik Bilimler ve Sinir Sistemi Şubat 0 Nisan 0 HAFTA Prof.Dr. DEKAN DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ DERS KURULU BAŞKANI Yrd.Doç.Dr. Tolgahan ACAR Yrd.Doç.Dr. Hikmet BIÇAKÇI KURUL DERSLERİ

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

Otonom Sinir Sistemi - II. Dr. Ersin O. Koylu EÜTF Fizyoloji Ab. D.

Otonom Sinir Sistemi - II. Dr. Ersin O. Koylu EÜTF Fizyoloji Ab. D. Otonom Sinir Sistemi - II Dr. Ersin O. Koylu EÜTF Fizyoloji Ab. D. Nörotransmiter Nöropeptid - Nöromodülatör Sinir sisteminde her nöron bir tür nörotransmiter salgılar Asetil kolin: Kolinerjik nöron Adrenalin/Noradrenalin:

Detaylı

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalp kası beyinden sonra en fazla kana gereksinim duyan organdır. Kalp kendini besleyen kanı aortadan ayrılan arterlerden alır. Bu arterlere koroner

Detaylı

Spinal, Epidural, Kombine, RİVA ve Komplikasyonları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI. Rejyonel Anestezi Nedir?

Spinal, Epidural, Kombine, RİVA ve Komplikasyonları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI. Rejyonel Anestezi Nedir? Ders 6 Spinal, Epidural, Kombine, RİVA ve Komplikasyonları Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI www.ahmetemreazakli.com Rejyonel Anestezi Nedir? Bilinç kaybı olmaksızın, operasyonun gerçekleşeceği bölgede ağrısızlık

Detaylı

AAM de ikinci düzey tedavi

AAM de ikinci düzey tedavi Hasta Bilgilendirme Formu Türkçe 35 AAM de ikinci düzey tedavi Altı çizili terimler sözlükte listelenmiştir. Bazen reçete edilen ilaçlar semptomlarınızı gidermez. Bu vakalarda diğer tedavi opsiyonları

Detaylı

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 03-11-2009 Doku hipoperfüzyonu ve organ hasarı oluşturan, intravasküler volüm kaybının ilk tedavisi

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ HAZIRLAYAN:FZT.MELTEM ERASLAN DANIŞMAN:PROF.DR.İSMET MELEK Obezite (şişmanlık),vücutta aşırı ölçüde

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

BÖLÜM 19 Yaralanma, zehirlenme ve dış nedenlerin bazı diğer sonuçları (S00-T98) Kafa yaralanmaları (S00-S09) Yüzeysel kafa yaralanması Başın açık

BÖLÜM 19 Yaralanma, zehirlenme ve dış nedenlerin bazı diğer sonuçları (S00-T98) Kafa yaralanmaları (S00-S09) Yüzeysel kafa yaralanması Başın açık S00 S01 S02 S03 S04 S05 S06 S07 S08 S09 S10 S11 S12 S13 S14 S15 S16 S17 S18 S19 S20 S21 S22 S23 S24 S25 S26 S27 S28 S29 S30 S31 S32 S33 S34 S35 S36 S37 S38 S39 BÖLÜM 19 Yaralanma, zehirlenme ve dış nedenlerin

Detaylı

Sinir Sistemi. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

Sinir Sistemi. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Sinir Sistemi Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. İnsan Vücudu Üro-genital sistem Sindirim sistemi Solunum sistemi Kardiyovasküler sistemi Endokrin sistem Sinir sistemi

Detaylı

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen hemen tüm insanlar değişik nedenlerle baş ağrısından

Detaylı

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER. Dr. Sinan CANAN

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER. Dr. Sinan CANAN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER Dr. Sinan CANAN scanan@baskent.edu.tr Bu Bölümde: Sinirsel refleksler: Tipleri ve yolları Otonom refleks yolları ve işlevleri İskelet

Detaylı

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi Dr. Öztuğ Adsan Radikal Sistektomi Radikal sistektomi pelvik lenfadenektomi ile birlikte kasa invaze ve

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

EREKTİL DİSFONKSİYONUN PDE-5 İNHİBİTÖRLERİ İLE TEDAVİSİNDE YENİLİKLER

EREKTİL DİSFONKSİYONUN PDE-5 İNHİBİTÖRLERİ İLE TEDAVİSİNDE YENİLİKLER EREKTİL DİSFONKSİYONUN PDE-5 İNHİBİTÖRLERİ İLE TEDAVİSİNDE YENİLİKLER Doç. Dr. Sezgin GÜVEL Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi cinsel uyarı Endotelyal Hücre (enos) NANC

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

Anestezi ve Termoregülasyon

Anestezi ve Termoregülasyon Anestezi ve Termoregülasyon Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Termoregülasyon Nedir? Isının düzenlenmesi, korunması, ideal aralığa getirilmesi amacıyla vücudun meydana getirdiği

Detaylı

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Dr.Meltem Pekpak İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 34.Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon 18-22 Ekim,Antalya

Detaylı

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi

Detaylı

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ FİZYOLOJİ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMI FİZYOLOJİ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMI FİZ-005: Hücre Fizyolojisi Teorik Dersleri FİZ-005: Hücre Fizyolojisi Pratik Uygulamaları

Detaylı

ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ. Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ. Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Açıklama 2008 2010 Araştırmacı: Lilly Konuşmacı: Lundbeck Sunum

Detaylı

Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi

Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi Spontan Foot Drop (Düşük k Ayak) Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi Dr. Mustafa Akgün, Dr. Zehra Akgün, Dr. Christoph Garner Mentamove Merkezi Bursa Türkiye Keywords: Lumbar Disc Disease, Foot Drop,

Detaylı

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ OMURİLİK YARALANMALARI HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ OMURİLİK YARALANMALARI HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ OMURİLİK YARALANMALARI HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ Omurilik yaralanmaları, omurganın içinde bulunan sinir dokusunun, travma ya da

Detaylı

DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK

DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği OP. DR. ÜNSAL ÖZKUVANCI Genel bilgiler Şeker hastalığı bir çok organı etkilediği gibi cinsel fonksiyonları da olumsuz

Detaylı

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI Endovenöz Radyofrekans Ablasyon Varis ve venöz yetersizlik toplumda en sık görülen belki de bu nedenle kanıksanabilen ciddi bir hastalıktır.venöz yetersizliğin ana nedeni

Detaylı

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK TORAKAL EPİDURAL ANESTEZİ VE FEMORAL BLOK YÖNTEMİ A.DOSTBİL*, H.BAŞEL**, Ö.TEKİN***, M.ÇELİK*, A.AHISKALIOĞLU*, AF.ERDEM* *ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ DERS PROGRAMI

SİNİR SİSTEMİ DERS PROGRAMI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNİR SİSTEMİ V. DERS KURULU (19 MART 2017-25 MAYIS ) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ DÖNEM

Detaylı

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer Solunum sistemi farmakolojisi Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 2 1 3 Havayolu, damar ve salgı bezlerinin regülasyonu Hava yollarının aferent lifleri İrritan reseptörler ve C lifleri, eksojen kimyasallara,

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALARINA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR? A) ANAMNEZ (ÖYKÜ,

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur. NÖR 23 NÖROLOJİ Dr. Ali Kemal ERDEMOĞLU /1 Dr. Ersel DAĞ /2 Dr. Yakup TÜRKEL /3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS NOR 7001 MAKALE SAATİ Nöroloji alanında yabancı dergilerde güncel gelişmelere yönelik yayınlanan

Detaylı

7. Yarıyıl Farmasötik Kimya Prof. Dr. İlkay YILDIZ

7. Yarıyıl Farmasötik Kimya Prof. Dr. İlkay YILDIZ 7. Yarıyıl Farmasötik Kimya Prof. Dr. İlkay YILDIZ 2017-2018 Güz Dönemi PERİFER SİNİR SİSTEMİNE ETKİLİ İLAÇLAR Periferdeki organlara yönelik sinirsel iletişimin sağlandığı sisteme, PERİFERİK SİNİR SİSTEMİ,

Detaylı

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik YB 205 Beslenme İkeleri Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr YAŞLANMA Amerika da yaşlı bireyler eskiye göre

Detaylı

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı) Sevgili Arkadaşlarım, CANTAB için en önemli çalışmamız CHARM Çalışmasıdır.. Eğitimlerde söylediğim gibi adınız-soyadınız gibi çalışmayı bilmeniz ve doğru yorumlayarak kullanmanız son derece önemlidir.

Detaylı

Tedavi. Tedavi hedefleri;

Tedavi. Tedavi hedefleri; Doç. Dr. Onur POLAT Tedavi DVT tanısı konduktan sonra doğal gidişine bırakılırsa, ölümcül komplikasyonu olan PE ve uzun dönemde sakatlık oranı son derece yüksek olan posttromboflebitik sendrom ve Pulmoner

Detaylı

* Kemoreseptör *** KEMORESEPTÖR REFLEKS

* Kemoreseptör *** KEMORESEPTÖR REFLEKS KEMORESEPTÖR REFLEKS DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VI Dr. Nevzat KAHVECİ Kemoreseptörler, kimyasal duyarlılığı olan hücrelerdir. Kan basıncı 80 mmhg nin altına düştüğünde uyarılırlar. 1- Oksijen yokluğu

Detaylı

Pelvik taban kaslarının 4 önemli görevi vardır:

Pelvik taban kaslarının 4 önemli görevi vardır: PELVİK TABAN REHABİLİTASYONU İnsan vücudunun gövde kısmı ; Göğüs (Toraks),Karın (Abdomen) ve Leğen (Pelvis) olmak üzere 3ana bölümden oluşur.karnın alt kısmında kasıklar olarak da bilinen pelvis; leğen

Detaylı

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ OSTEOARTRİT Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ Eklem kıkırdağından başlayıp, eklemlerde mekanik aşınmaya ve dejenerasyona yol açan kronik bir eklem hastalığıdır. LİTERATÜRDEKİ İSİMLERİ ARTROZ DEJENERATİF ARTRİT Yavaş

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ DERS PROGRAMI

SİNİR SİSTEMİ DERS PROGRAMI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017 2018 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNİR SİSTEMİ V. DERS KURULU (19 MART 2017-25 MAYIS 2018) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ

Detaylı

TRAVMA. Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

TRAVMA. Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı TRAVMA Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı HEDEFLER Travmanın tarihçesi Travmanın tanımı Travma çeşitleri (Künt, Penetran, Blast,

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 48 DOLAŞIM SİSTEMİ 1 KALP KALBİN ÇALIŞMASI

11. SINIF KONU ANLATIMI 48 DOLAŞIM SİSTEMİ 1 KALP KALBİN ÇALIŞMASI 11. SINIF KONU ANLATIMI 48 DOLAŞIM SİSTEMİ 1 KALP KALBİN ÇALIŞMASI DOLAŞIM SİSTEMİ İki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere kalpler dört odacıktır. Temiz kan ve kirli kan birbirine karışmaz. Vücuda temiz

Detaylı

Öksürük. Pınar Çelik

Öksürük. Pınar Çelik Öksürük Pınar Çelik Öksürük Öksürük, akciğerleri aspirasyondan koruyan, sekresyonların atılmasını sağlayan, istemli veya istemsiz refleks yolla oluşan, ani patlayıcı ekspirasyon manevrasıdır. Öksürük refleksinin

Detaylı