BATI ANADOLU BEYLİKLERİ MİMARİSİNDE TİPOLOJİYE BAĞLI SÜSLEME TASARIMLARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BATI ANADOLU BEYLİKLERİ MİMARİSİNDE TİPOLOJİYE BAĞLI SÜSLEME TASARIMLARI"

Transkript

1 T.C. MİMAR SİNAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SANAT TARİHİ ANABİLİM DALI TÜRK İSLAM SANATLARI PROGRAMI BATI ANADOLU BEYLİKLERİ MİMARİSİNDE TİPOLOJİYE BAĞLI SÜSLEME TASARIMLARI Hazırlayan Süreyya Eroğlu (Doktora Tezi) Tez Danışmanı Prof.Dr. Gönül CANTAY İstanbul 2006

2 İÇİNDEKİLER Sayfa No ÖNSÖZ... II ÖZET... III SUMMARY... VI KISALTMALAR... VIII RESİMLER LİSTESİ... IX ÇİZİMLER LİSTESİ... XX PLANLAR LİSTESİ... XXIII HARİTALAR LİSTESİ... XXIV 1 GİRİŞ Çalışmanın Amacı Çalışmanın Kapsamı Çalışmanın Yöntemi BATI ANADOLU BEYLİKLERİ Batı Anadolu Beyliklerinin Kültür Ortamı Aydınoğulları Beyliği Saruhanoğulları Beyliği Germiyanoğulları Beyliği Menteşeoğulları Beyliği KATALOG DEĞERLENDİRME Külliye Bütünlüğünde Bulunan Yapılarda Süsleme Programının Değerlendirilmesi Malzeme ve Tekniğe Göre Değerlendirilmesi Süsleme Kuruluşlarına Göre Değerlendirme SONUÇ KAYNAKLAR ÖZGEÇMİŞ

3 MENTEŞEOĞULLARI BEYLİĞİ ( ) Karia denilen Menteşe yöresinin, Romalılar zamanında Anadolu da kurulan ve Asya 1 adı verilen eyalete dahil olduğu; Roma eyaletleri yeniden düzenlenirken, Karia nın Asya eyaletinden çıkarılarak ayrı bir eyalet haline getirildiği ve Roma İmparatorluğunun M.S.395 tarihinde ikiye bölünmesi ile bölgenin Doğu Roma ( Bizans) İmparatorluğu na geçtiği kaynaklarda belirtilmektedir. 2 Bölge, 663 tarihinde Muaviye ile başlayarak çeşitli tarihlerde 3 İslam orduları tarafından kısa sürelerle ele geçirilmişse de, 26 Ağustos 1071 Malazgirt zaferi ile Batı Anadolu Türk akınlarına açılmıştır. 4 Menteşe bölgesinin Selçukluların idaresine geçişi 1261 tarihinden sonradır tarihinden sonra Bizanslıların Balkanlara yönelmesiyle zayıflayan Batı Anadolu, 1280 tarihinde Bizans ve Türkler arasındaki savaş sonucunda bölge Türklere geçmiştir yılına gelindiğinde Batı Anadolu nun neredeyse tamamı Türklerin eline geçmiştir. 7 Karia bölgesini fetheden Türkmen ordularının başında bulunan Selçuklu uç beyi Menteşe Bey, Emir es-sevahil ya da Melik es-sevahil unvanını kullanmıştır tarihinden sonra Menteşe Bey in adına kaynaklarda rastlanmamaktadır. 9 Bu nedenle Menteşe Bey in bu tarihlerde öldüğü kabul edilmektedir. 10 Menteşe Bey in ölümünden sonra yerine geçen oğlu Mesud Bey 11 döneminde denizcilikte büyük ilerle kaydedilmiş, Rodos un büyük bölümü fethedilmiştir. 12 Daha sonra 1310 tarihinde St. Jean Şövalyeleri tarafından geri alınan 1 Akarca, Akşıdil; Milas, İstanbul 1954, s.61 2 Eroğlu, Zekai; Muğla Tarihi, İzmir 1939, s Tarihinde Hilafet orduları, 802 tarihinde Abbasiierden Harun Reşit tarafından kısa sürelerle ele geçirilmiş, daha sonra yeniden Bizans yönetimine girmiştir. Bkz; G.Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Ankara 1981, s Duran, Remzi; Menteşe Beyliği Mimarisi, D.E.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsü, İslam Tarihi ve Sanatları, yayımlanmamış doktora tezi, İzmir 1995, s.55: Wittek, Paul; Menteşe Beyliği (çev.o.ş.gökyay), Ankara 1999, s Wittek, P; a.g.e, s.24 6 Mükrimin Halil; Düsturname-i Enveri, İstanbul 1930, s Mükrimin Halil; a.g.e., s Wittek, P; a.g.e, s Duran, R; a.g.e, s Turan, Osman; Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul 1984, s Mesud Bey in adı kaynaklarda Veled-i Menteşe Mesud Bey olarak geçmektedir. 12 Wittek, P; a.g.e, 55-57

4 25 Rodos u yeniden fethetmek için uğraşan Mesud Bey, Cenevizliler in yardımıyla başarmak üzereyken Papa V. Clemens in müdahalesi üzerine başarılı olamamıştır. 13 Mesud Bey in ölümünden sonra 14 yerine oğlu Şûca eddin Orhan Bey geçmiştir. Orhan Bey in adına ilk kez, 1312 tarihinde Rodos a yapılan seferde donanma komutanlığı yapması vesilesiyle rastlanmaktadır. 15 Orhan Bey, tarihlerinde Rodos u geri almak için seferler yapmış ancak başarılı olamamıştır. Buna karşılık Venedikliler ve Katalanlar ile küçük çaplı ticari anlaşmalar yapmıştır tarihinde Milas ta inşâ edilen Hacı İlyas Camii nin kitabesinde Emir-i Kebir ve Şucaa devletü d-din şeklinde, kendi adına yaptırdığı Peçin Orhan Bey Camii kitabesinde ise Emir-i Muazzam, mansur, muzaffer, mufahham, Sultan-ı Guzzatu l-atrak, Şucaa devletü d-din Orhan bin Mesud şeklinde Orhan Bey in ünvanları belirtilmiştir tarihinde bölgeye gelen İbn-i Battuta, seyahatnamesinde Orhan Bey den şu şekilde bahseder;..tavas tan Muğla ya geçtik. Bu şehirde Milas hükümdarının oğlu İbrahim Bey e rastladık, bize karşı gayet lûtufkardı ve bize elbiseler verdi. Sonra Rum diyarının en güzel şehirlerinden olan Milas a yollandık. Milas hükümdarı Sultan Şüca eddin Orhan Bey olup, yüzü ve hayatı güzel, mükemmel bir hükümdardır. Oturduğu yer, Milas yakınında kâin, iki mil uzakta Barçın ( Peçin) şehridir. Burası yeni ve bir tepe üzerindedir.orada güzel camiler ve binalar vardır. Sultan orada 13 Papa Clemens V, 26 Kasım 1312 tarihli bir berat ile kafirlerle ittifakı men etmiştir. Bkz: Wittek, P. ; a.g.e, s Kaynaklar, Mesud Bey in 1319 tarihinde öldüğünü belirtir. Bkz; Uzunçarşılı, İ.H, Osmanlı Tarihi, Ankara 1982, s.55: Wittek, P; a.g.e, s Wittek, P, a.g.e, s Zachariadou, E; Trade and Crusade, Venetian Crete and the Emirates of Menteshe and Aydın ( ), Venice 1982., s Duran, R; a.g.e., s.63: Wittek, P, a.g.e., s : Durukan, A.; Menteşe Beyliği Döneminde Balat (Antik Miletus),16-17 Nisan, "Beylikler Dönemi Kültür ve Sanatı", İstanbul (yayında)

5 26 bir caminin temelini attırmış, henüz bitmemişti. Biz o na bu şehirde rastladık. 18 Orhan Bey in kesin ölüm tarihi bilinmektedir. Ancak, 1331 tarihinde Menteşe Beyliği ve Girit Dükalığı arasında imzalanan anlaşmanın 1337 tarihinde yenilenmesi münasebetiyle yazılan anlaşma metninde kullanılan Menteşeoğlu Orhan Bey Negroponte de vergi alıyordu. İfadesi ve anlaşma metninin başında anlaşmanın Girit Dükası ile Balat hakimi Orhan Bey in varisi Çelebi İbrahim Bey arasında yapıldığının belirtilmesi Orhan Bey in ilk anlaşmanın yapıldığı tarihte hayatta olduğunu göstermektedir tarihinde yapılan anlaşmada Menteşe Bey i olarak Orhan Bey in adı geçerken, 1337 tarihli anlaşmada Emir-ül Kebir yani Ulu Bey olarak İbrahim Bey in adı geçmektedir. 20 İbrahim Bey in tarihlerinde ölümü üzerine Menteşe Beyliği toprakları üç oğlu arasında bölünmüş ve Ulu bey ünvanı Musa Bey e geçmiştir. Musa Bey Balat, Peçin ve Milas ta, Mehmed Bey Muğla ve Çine de, Umur Bey ise Fethiye taraflarında hüküm sürmüştür. 21 Balat ve Peçin beyi olarak Musa Bey in Memluk Sultanı ile yaptığı bazı yazışmalar kaynaklarda belirtilmiştir. 22 Musa Bey in ölüm tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, 1375 tarihinden hemen önce öldüğü düşünülmektedir. 23 Musa Bey den sonra hükümdar olan Ahmed Gazi adına Milas ve Peçin de 1375 ve 1380 tarihli kitabeler bulunmaktadır. 24 Denizcilik faaliyetlerine önem veren Ahmed Gazi, Rodos ve Kıbrıs adalarına başarılı seferler yapmış, bu seferler sonucunda kendisine Gazi ve Sultanü s Sevahil ünvanları verilmiştir tarihinde ölen Ahmed Gazi, Peçin de yaptırdığı medreseye gömülmüştür. Ahmed Gaz nin ölümüyle idaresinde olan topraklar, Osmanlı hakimiyetine girmiş, Yıldırım Beyazıd bölgenin idaresini Hoca Firuz Bey e 18 Wittek, P.; a.g.e., s Duran, R. ; a.g.e., s Zachariadou, E;a.g.e.,s Wittek, P. a.g.e., s., Uzunçarşılıoğlu, İ.H.; Anadolu Beylikleri ve Akkaoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara 2003, s Tarihinde Ahmed Gazi adına yaptırılan medrese düşünülerek bu tarih saptanmıştır. Bkz: Varlık, M.Ç; a.g.e., s Varlık, MÇ; a.g.e., s. 530: Wittek, P, a.g.e., s Varlık, M.Ç, a.g.e., s. 530

6 27 vermiştir. Osmanlı Devleti'nin Anadolu ve Rumeli topraklarında genişleyip büyümesine paralel olarak, Menteşeoğulları Beyliği, Yıldırım Bayezıd'ın 1390 Anadolu seferi sonunda Osmanlı hakimiyetine geçmiş ve 1402 Ankara Savaşı'na kadar Osmanlı hakimiyetinde kalmıştır. 26 Timur, Yıldırım Beyazıd ile 20 Temmuz 1402 tarihinde yaptığı Ankara savaşında galip geldiği zaman, Yıldırım a karşı kendi safında savaşan Anadolu beylerine topraklarını iade etmiştir. Böylece Menteşe İli de kendisine bağlılık işareti olarak taç, kemer ve yarlıg ile birlikte İlyas Bey e verilmiştir. 27 İlyas Bey Osmanlı şehzadelerinin taht kavgalarında önemli role sahiptir yılları arasındaki Fetret Devrinden sonra, Menteşeoğulları Beyliği 1414 yılında Osmanlı Sultanı I. Mehmet'in hakimiyetini tanımış ve Menteşe toprakları, 1421 yılında bütünüyle Osmanlı Devletine katılmıştır. II.Murad ın İlyas Bey in oğullarını Tokat Kalesi ne kapattığı 1324 tarihinde beylik tamamen Osmanlılara ilhak etmiştir tarihli bir belgede II. Murad ın adı, Balat ve Ayasuluk hakimi olarak geçmektedir. 29 Menteşeoğulları Beyliği nin Coğrafi Sınırları Kâtip Çelebi ile Evliya Çelebi gibi 17. yüzyıl kaynaklarına dayanan Paul Wittek e göre Menteşe toprakları; kuzeyde Tire sancağı, doğuda Antalya sancağı ve Kütahya sancağının bir kısmı, batı ve güneyde ise denizle sınırlanmıştır. Kuzeyde tabii sınır olarak Menderes i kabul eden Wittek, Menteşe şehirlerini; Muğla, Balat, Bozöyük, Milas, Beçin, Mazın, Çine, Davas, Bırnaz, Makri, ve Köyceğiz olarak sıralamaktadır. Beylik merkezi Menteşeoğlu toprakları, Aydınoğulları, Tekeoğulları ve Hamidoğulları Beyliklerinin toprakları ile sınırlanmıştır 26 Uzunçarşılıoğlu, İ.H.; a.g.e., s. 79: Pitcher, Donald, Osmanlı İmparatorluğu nun Tarihsel Coğrafyası, çev. Bahar Tırnakçı, İstanbul 2001, s Varlık, M.Ç.; a.g.e., s., 531: Uzunçarşılı, İ.H.;a.g.e., s77 28 Koca, Salim, Anadolu Türk Beylikleri, Türkler Ansiklopedisi, C.6, s Duran, R; a.g.e., s.83.

7 28 KAYNAKLAR AKIN, Himmet,(1986), Aydınoğlu Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara. AYAN, Havva,(1995) Manisa Kent Tarihi Üzerine Yazılar/I, Manisa, IX, BAYKARA, Tuncer (1988), Anadolu nun Tarihi Coğrafyasına Giriş, Ankara EMECEN, Feridun M.; İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası, İstanbul, 2001 ERAVCI, Mustafa-Mustafa Korkmaz (1999), Saruhanoğulları ve Osmanlı Klasik Döneminde Manisa da Yaşayan Kültür İzleri, Manisa. ERÇİL, Erdoğan (2000) Müslüman- Türk Devletleri Tarihi, Ankara GÖKÇE, Muhlis-Türe, Altan vd, (1992), Manisa nın Kültür ve Tabiat Varlıkları, Manisa Belediyesi Kültür Yayınları Dizisi I, Manisa. İBN BATUTA Tancî (2000), İbn Battûta Seyahatnâmesi I, çev.a.sait Aykut, İstanbul. PİTCHER, Donald (2001), Osmanlı İmparatorluğu nun Tarihsel Coğrafyası, çev. Bahar Tırnakçı, İstanbul. TURAN, Osman (2003), Selçuklular Tarihi ve Türk-İslam Medeniyeti, Ötüken Yayınevi, İstanbul. UZUNÇARŞILI, İsmail H.(1988), Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara VARLIK, Mustafa (1972), Germiyanoğuları Tarihi, Ankara. WİTTEK, Paul (1999), Menteşe Beyliği, çev. O. Gökyay, Ankara.

8 III ÖZET Batı Anadolu Beylikleri Mimarisi nde Tipolojiye Bağlı Süsleme Programları konulu tez çalışmasında, daha önce bu konuda kapsamlı bir çalışma olmaması çıkış noktası olmuştur. Bölge ve dönem ile ilgili yapılan çalışmalar, beylik monografisi şeklinde yapılmış, çalışma konuları tek beylikle ( Aydınoğulları Devri Mimarisi, Menteşeoğulları Mimarisi) veya tek konu ile (ahşap süsleme, taş süsleme) sınırlı tutulmuştur. Bu çalışmada, yapı bütünlüğü içinde mimariye bağlı tüm bezeme elemanları toplu bir biçimde ele alınmıştır. Daha önce bu bölge ve dönemi inceleyen çalışmalar döneme; bir konu veya mekân felsefesi boyutunda bakar, bunu yaparken Batı Anadolu Beyliklerinin mimarisini tanıtmak, yorumlamak yerine Batı Anadolu Beyliklerinin tarihçelerini ağırlıklı olarak verirler. Bu yayınlardan bazıları da tartışma getiren konulardan oluşmuştur. Yapıların kimliği konusunda tartışılan tüm bu çalışmalar Batı Anadolu Beylikler mimarisi için son derece sınırlı kalmaktadır. Ancak Batı Anadolu Beyliklerinin ortaya koyduğu mimari varlıklar, Doğu ve Orta Anadolu Beyliklerinin ortaya koyduğu mimari varlıklardan farklı olarak kaynağını Anadolu Selçuklu mimarisinden almakla beraber, farklı bir kültür ve mimarinin bulunduğu topraklarda ortaya çıkmış olduğundan, başta cami mimarisi olmak üzere; camiye bağlı işlevsel yapılarda farklı plan ve üst örtü yorumları ortaya koymuş, dolayısıyla da çeşitlilik gösteren yapılar meydana çıkmıştır. Batı Anadolu Beylikleri nin mimari kültür bütünlüğüne ve sanatına bakıldığında, Güneydoğu Anadolu ve Suriye bölgelerinden gelen sanatçıların varlığı, yapılardaki süsleme ve mimari üslup izlerinden anlaşılmaktadır. Bu şekilde ortaya çıkan eserlerde, Ortadoğu Türk mimarisinden alınan etkileri takip etmek mümkün olmaktadır. Bu etkiler, planlama, cephe kuruluşu ve özellikle süsleme unsurlarına kadar uzanmaktadır. Batı Anadolu Beylikleri içinde yer alan, Güney Marmara ya yerleşen ve hızla gelişen Osmanlı Beyliği de içinde bulunduğu, daha önce sözü edilen özellikleri bünyesinde taşır. Osmanlı Beyliğinin büyüme şansını yakalayamayan Batı Anadolu Beylikleri, Osmanlı Mimarisi nin gelişme sürecine tesirleri açıkça görülen beyliklerdir.

9 IV Bu durumu, mimar ve sanatçı alışverişlerinde de takip etmek mümkündür. Birgi Ulu Camii (1312) minberini yapan ustanın, 24 yıl sonra Bursa Ulu Camii ( 1336) minberini yapması buna önemli bir örnektir. Batı Anadolu Beyliklerinden günümüze ulaşabilen ve kaynaklarda varlığı bilinen mimari eserlerin, her beylik için her türünün varlığından söz edilemez. Batı Anadolu Beyliklerinin diğer Anadolu Beylikleri gibi kısa ömürlü olmaları yanı sıra, ancak belirli ekonomik koşullarla ayakta durabilmektedirler Timur istilasını yaşamışlar, her ne kadar Timur bazı beyliklere beyliklerini iade ettiyse de Anadolu nun istilaya uğramış olması, Batı Anadolu Beyliklerini Osmanlı devletinin sağladığı iyi koşullardan uzaklaştırmıştır. Timur un çekilmesinden sonra ise, bu Beylikler birer birer Osmanlı yönetimine girmişler ve Osmanlının tayin ettiği valiler tarafından yönetilmişlerdir. Yapılan bu çalışmada; kaynaklardan tespit edilen tüm eserler yerinde görülerek, özgün süsleme programına sahip olanlar saptanmış ve çalışmaya dahil edilmiştir. Bu çalışma, bir kaynak araştırması olmaktan ziyade, eserlerin yerinde tespiti ve gözleme dayalıdır. Kaynaklardan, eserlerin tespiti, tarihlendirilmesi ve onarımları söz konusu olduğunda yararlanılmıştır. Kullanılan tüm fotoğraflar bu çalışma için yerinde çekilmiştir. Çalışma kapsamında olmayan, fakat değerlendirmede adı geçen eserlerin fotoğrafları kullanılmamış, ulaşılabilecek kaynak referansları verilmiştir. Konunun sınırlarının belirlenmesinde malzeme ve süslemenin özgünlüğü belirleyici olmuştur. Yapıda, yenilendiği saptanan mimari elemanlar değerlendirme dışı bırakılmıştır. Yapılar değerlendirilirken, Batı Anadolu Beylikleri döneminden günümüze sağlam durumda hamam yapısı gelmediği için hamamlar konu dışında tutulmuştur. Günümüze sağlam gelen, ancak hiçbir süsleme elemanı içermeyen yapılar aynı yol izlenerek katalog dışı tutulmuştur. Batı Anadolu Beylikleri yapısı olduğu kitabesi vasıtasıyla tespit edilen, fakat günümüze harap halde gelen yapıları çalışmaya dahil etmek, konunun özünden uzaklaşmak olacağı için bundan özellikle kaçınılmıştır. Batı Anadolu Beylikler Mimarisinde Süsleme Programları başlıklı çalışmada, Batı Anadolu Beylikleri eserlerinden günümüze ulaşabilen örnekler incelenerek, süsleme programının nasıl gerçekleştirildiği ortaya konulmaya çalışılan bu

10 V çalışmanın içeriğinde adı geçen beş beylikten Güney Marmara bölgesinde beylik dönemi yapılaşmasına başlayan Osmanlı Beyliği, daha sonraki Osmanlı mimarisinin gelişme süreci bütünlüğünde bir başlangıç ve temel oluşturduğundan konu dışı bırakılmış, ancak Erken Osmanlı Dönemi Mimarisi, Batı Anadolu Beylikleri Mimarisi ile hem mimari mekânlar şeklinde yani planlama açıcından örtüşmesi, hem de süsleme etkinliği açısından örtüşen durumu nedeniyle bir karşılaştırma ve etki çerçevesinde konu bütünlüğü içerisinde değerlendirmede yer almıştır.

11 II ÖNSÖZ Batı Anadolu Beylikler Mimarisi nde Tipolojiye Bağlı Süsleme Tasarımları, konulu çalışma oldukça geniş bir coğrafyada, günümüzde yerleşim dışı kalmış alanları kapsamaktadır. Dönem söz konusu olduğunda, yapılan çalışmalar; tek beylik, tek malzeme veya tarih ağırlıklı araştırmalarından öteye gitmemektedir. Yapılan bu çalışma, Batı Anadolu Beylikleri ne ait günümüze ulaşan tüm mimari yapıları değil, süsleme özelliği gösterenleri kapsamaktadır. Bu çalışma sırasında sabırlı desteklerinden, değerli önerilerinden ve sonsuz anlayışlarından yararlandığım başta tez danışmanım Prof. Dr. Gönül Cantay a, tez izleme jürimde bulunan değerli hocalarım Prof. Dr. Zeki Sönmez ve Prof. Dr. Baha Tanman a teşekkür ederim. Çalışmada yararlandığım plân ve çizimleri yeniden çizip, renklendirerek yardımcı olan Alev Özsayın a, özgün desenlerin bir kısmını çizen Hamdi Bülbül e, çalışmanın İngilizce özeti için Özlem ve Erol Eroğlu na teşekkür ederim. Alan çalışması sırasında, uzun süreli izinler konusunda gösterdikleri anlayış için, Harran Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Göksenin Eseller ve Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Yar. Doç. Dr. Cihat Kürkçüoğlu na teşekkür ederim. Özellikle ailemin tüm fertlerine, çalışma süresince ilgilerini esirgemeden verdikleri maddi ve manevi destek için minnettarım. Süreyya Eroğlu

12 ÖZGEÇMİŞ 25 Temmuz 1966 yılında Muş ta doğdu yılında Ataköy Lisesinden mezun olduktan sonra 1992 yılında, Mimar Sinan Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümüne girdi yılında lisans eğitimini tamamlayarak, İstanbul Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat Tarihi anabilim dalında yüksek lisansa başladı yılında Prof. Dr. Semra Ögel in danışmanlığında, Surname-i Hümayun ve Surname-i Vehbi Bağlamında Nakkaş Osman ve Nakkaş Levni konulu çalışma ile mezun oldu Yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat Tarihi Bölümü nde doktora programına başladı. Doktora eğitimini Prof. Dr. Gönül Cantay ın danışmanlığında halen sürdürmektedir.

13 XXIII PLÂN LİSTESİ 1. Birgi Ulu Camii 2. Selçuk İsa Bey Camii 3. Birgi Hatuniye Türbesi 4. Tire Süleyman Şah Türbesi 5. Birgi Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi 6. Manisa Ulu Camii Ve İshak Bey Türbesi 1 7. Manisa Ulu Camii Medresesi 8. Revak Sultan Türbesi 9. Saruhan Bey Türbesi 10. Analcı Mescidi 11. Kurşunlu Camii 12. Vacidiye Medresesi 13. II Yakup Bey İmareti 14. İshak Fakih Camii 15. Çine Ahmed Gazi Camii 16. Milas Ulu Camii 17. Milas Firuz Bey Camii 18. Balat İlyas Bey Camii 19. Turgut (Leyne) İlyas Bey Camii 20. Peçin Ahmed Gazi Medresesi 1 Manisa Ulu Camii ve İshak Bey Türbesi aynı plân üzerinde gösterilmiştir..

14 IX RESİM LİSTESİ 1. Birgi Ulu Camii, Kuzey Cephesi 2. Birgi Ulu Camii, Doğu Cephesi 3. Birgi Ulu Camii,Güney Cephesi 4. Birgi Ulu Camii, Güney Cephe Batı Pencere 5. Birgi Ulu Camii, Güney Cephe Doğu Pencere 6. Birgi Ulu Camii, Doğu Cephe Kuzey Yönündeki Pencere 7. Birgi Ulu Camii, Doğu Cephe Güney Yönündeki Pencere 8. Birgi Ulu Camii nin Güneydoğu Köşesindeki Devşirme Arslan Heykeli 9. Birgi Ulu Camii, Doğu Cephesindeki Cümle Kapısı 10. Birgi Ulu Camii, Kuzey Cephesi Cümle Kapısı 11. Birgi Ulu Camii, Kuzey Cephesi Cümle Kapısı Kemeri 12. Birgi Ulu Camii, Cümle Kapısı Kemer Kilit Taşındaki Süsleme 13. Birgi Ulu Camii, Kemerde Süsleme Detayı 14. Birgi Ulu Camii, Kemer Taşı Üzerindeki Madalyon 15. Birgi Ulu Camii, Kuzey Cephesi Penceresi 16. Birgi Ulu Camii, Güneybatı Köşesinden 17. Birgi Ulu Camii, Minareden Detay 18. Birgi Ulu Camii, Minareden Detay 19. Birgi Ulu Camii, Kuzeyden İç Mekana Bakış 20. Birgi Ulu Camii, Mihrap Ve Minber 21. Birgi Ulu Camii, Mihrap 22. Birgi Ulu Camii, Mihrap Bordürleri 23. Birgi Ulu Camii, Mihrap Nişi 24. Birgi Ulu Camii, Mihrap Nişi Mukarnas Sıraları 25. Birgi Ulu Camii, Mihrap Önü Kubbesini Taşıyan Kemer Yüzeyi 26. Birgi Ulu Camii, Kemer Yüzeyindeki Çini Mozaik Süsleme Detayı 27. Birgi Ulu Camii, Mihrap Ve Minber 28. Birgi Ulu Camii, Minber 29. Birgi Ulu Camii, Minber Köşk Kısmının Altındaki Geçit 30. Birgi Ulu Camii, Minber Yan Aynalığından Detay

15 X 31. Birgi Ulu Camii, Minber Detayı, Ajurlu Kabara 32. Birgi Ulu Camii, Minberde Sekizgen Pano Yüzeyinde Bezeme 33. Birgi Ulu Camii, Minber Bordürleri 34. Bordür Bordür Birgi Ulu Camii, Minber Korkuluk Bordürleri 37. Birgi Ulu Camii, Minber Kapısı 38. Birgi Ulu Camii, Minber Kapı Kanadından Detay 39. Birgi Ulu Camii,Güney Duvarı Pencere Kanadı 40. Detay 41. Birgi Ulu Camii, Kuzey Duvarı Pencere Kanadı 42. Detay 43. Birgi Ulu Camii, Doğu Duvarı Pencere Kanadı 44. Detay 45. Birgi Ulu Camii, Kuzey Duvarı Pencere Kanadı 46. Detay 47. Birgi Ulu Camii, Batı Duvarı Pencere Kanadı 48. Detay 49. Birgi Ulu Camii, Pencere Bordürü 50. Birgi Ulu Camii, Pencere Tutacağı 51. Selçuk İsa Bey Camii,Batı Cephesi 52. Selçuk İsa Bey Camii,Güneybatı Cephesinden Görünüş 53. Selçuk İsa Bey Camii, Doğu Cephesi 54. Selçuk İsa Bey Camii, Batıdan Görünüş 55. Selçuk İsa Bey Camii, Selçuk İsa Bey Camii, 1960 Mihrap Yönünden Görünüş 57. Selçuk İsa Bey Camii, Doğu Kapısı 58. Selçuk İsa Bey Camii, Doğu Kapısı Detay 59. Selçuk İsa Bey Camii, Doğu Kapısı Giriş Eyvanı Tavan Düzenlemesi 60. Selçuk İsa Bey Camii, Tavan Bezemesi 61. Selçuk İsa Bey Camii, Bezeme Detayı 62. Selçuk İsa Bey Camii, Bezeme Detayı

16 XI 63. Selçuk İsa Bey Camii, Doğu Kapısının Avluya Bakan Yüzü 64. Selçuk İsa Bey Camii, Doğu Kapısı Alınlığı 65. Selçuk İsa Bey Camii, Batı Cephesi Mescid Mekanı Güney Tarafındaki Pencere Düzenlemesi 66. Selçuk İsa Bey Camii, Batı Cephesi Mescid Mekanı Kuzey Tarafındaki Pencere Düzenlemesi 67. Selçuk İsa Bey Camii, Batı Cephesi Kuzey Üst Pencere 68. Selçuk İsa Bey Camii, Batı Cephesi Kuzey Alt Pencere 69. Selçuk İsa Bey Camii, Üst Pencere Detay 70. Selçuk İsa Bey Camii, Alt Pencere Detay 71. Selçuk İsa Bey Camii, Batı Cephesi Avlu Penceresi 72. Selçuk İsa Bey Camii, Batı Penceresi Avlu Penceresi 73. Selçuk İsa Bey Camii, Üst Pencere 74. Selçuk İsa Bey Camii, Alt Pencere 75. Selçuk İsa Bey Camii, Üst Pencere Detayı 76. Selçuk İsa Bey Camii, Alt Pencere Detayı 77. Selçuk İsa Bey Camii, Batı Penceresi Niş Yüzeyinde Devşirme Bordür 78. Selçuk İsa Bey Camii,Cümle Kapısı Üç Yüzünde Palmet Bordür 79. Selçuk İsa Bey Camii,Cümle Kapısı 80. Selçuk İsa Bey Camii, Cümle Kapısından Kitabe Detayı 81. Selçuk İsa Bey Camii, Kavsara Yüzeyi Bezemesi 82. Selçuk İsa Bey Camii, Batı Kapısı Giriş Eyvanı Yıldız Tonoz Tavan 83. Selçuk İsa Bey Camii, Tavan Detayı 84. Selçuk İsa Bey Camii, Batı Kapısı Ve Avlunun İçten Görünüşü 85. Selçuk İsa Bey Camii, Minare 86. Selçuk İsa Bey Camii, Çini Bezemeli Mihrap Önü Kubbesi 87. Selçuk İsa Bey Camii, Kubbeye Geçiş 88. Selçuk İsa Bey Camii, Pandantifler 89. Selçuk İsa Bey Camii, Çini Mozaik Detayı 90. Selçuk İsa Bey Camii, Giriş Kubbesi 91. Selçuk İsa Bey Camii, Kubbe Bordürü 92. Selçuk İsa Bey Camii, İç Mekan Pencere Süslemesi

17 XII 93. Selçuk İsa Bey Camii, Pencere Detayı 94. Selçuk İsa Bey Camii, Kemer Yastığı 95. Selçuk İsa Bey Camii, Mescid Mekânında Bitkisel Süslemeli Sütün Baslığı 96. Selçuk İsa Bey Camii, Mescid Mekânında Mukarnas Bezemeli Sütün Başlığı 97. Selçuk İsa Bey Camii, Mihrap 98. Hatuniye Türbesi, Giriş Cephesi 99. Hatuniye Türbesi, Kapısında Kitabelik 100. Hatuniye Türbesi, Kitabe Ve Kemer Yüzeyi 101. Hatuniye Türbesi, Kilit Taşı Üzerinde Kabara 102. Hatuniye Türbesi, Kemer Kilit Taşının Sağındaki Rozet 103. Hatuniye Türbesi, Kemer Kilit Taşının Solundaki Rozet 104. Hatuniye Türbe Kapısı Girişin Yan Niş Zemininde Devşirme Malzeme (Sol taraf ) 105. Hatuniye Türbe Kapısı Girişin Yan Niş Zemininde Devşirme Malzeme (Sağ Taraf) 106. Tire Süleyman Şah Türbesi 107. Tire Süleyman Şah Türbesi, Giriş Kapısı 108. Tire Süleyman Şah Türbesi, Kitabe 109. Tire Süleyman Şah Türbesi, Kemer Kilit Taşında Rozet 110. Tire Süleyman Şah Türbesi Kemer Köşe Dolgu Yüzeyinde Geometrik Bezeme 111. Tire Süleyman Şah Türbesi, Kemer Köşe Dolgu Yüzeyinde Bitkisel Bezeme 112. Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi,Giriş Cephesi 113. Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi, Türbe Kapısı 114. Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi, Saçak Altında Devşirme Malzeme 115. Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi, Giriş Kapısı Kemeri 116. Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi, Kubbe 117. Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi, Kubbe Merkezi 118. Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi, Kubbe Eteği 119. Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi, Kubbe Kasnak Penceresi 120.Manisa Ulu Camii 121. Manisa Ulu Camii, Cümle Kapısı

18 XIII 122. Manisa Ulu Camii, Giriş Eyvanında Sağ Tarafta Bulunan Rozet 123. Manisa Ulu Camii, Sol Taraftaki Rozet 124. Manisa Ulu Camii, Giriş Eyvan Yüzeyi Kitabenin 125. Manisa Ulu Camii, Minare Gövdesi 126. Manisa Ulu Camii, Avlu 127. Manisa Ulu Camii, Avluda Devşirme Çift Sütün Kullanımı 128. Manisa Ulu Camii, Avludan Mescid Mekanı 129. Manisa Ulu Camii, Manisa Ulu Camii Mihrap Duvarı 130. Manisa Ulu Camii,İç Mekan 121. Manisa Ulu Camii, Minber 132. Manisa Ulu Camii, Minber Detayı 133. Manisa Ulu Camii, Minber Detayı 134. Manisa Ulu Camii, Minber Korkulukları 135. Manisa Ulu Camii, Minber Korkuluk Bordürü 136. Manisa Ulu Camii, Minber Kapı Bordürü 137. Manisa Ulu Camii, Minber Kapı Tacı 138. Manisa Ulu Camii, Minber Kapı Bordürü 139. Manisa Ulu Camii, Minberin 1960 Tarihli Fotografı 140. Manisa Ulu Camii, Minber Kapısı (Hakkı Acun) 141. Manisa Ulu Camii, Minber Kapısından Detay 142. Manisa Ulu Camii, Kubbe Merkezinde Kalem İşi Süsleme 143. Manisa Ulu Camii, Kubbe Detayı 144. Manisa Ulu Camii, Manisa Ulu Cami Medresesi 145. Manisa Ulu Camii, Medrese Ana Eyvanı Manisa Ulu Camii, Medrese Ana Eyvan 147.Cümle Kapı Lento Alt Yüzey Süslemesi 148. Manisa Ulu Camii, Lento Alt Yüzeyi Süsleme Detayı 149. Manisa Ulu Camii, İshak Bey Türbesi 150. Manisa Ulu Camii, Kapı Detayı 151. Manisa Ulu Camii, Kubbe Süslemesi 152. Manisa Ulu Camii, Kubbe Merkezinde Bordür Detayı 153. Manisa Ulu Camii, Kubbe Eteği

19 XIV 154. Manisa Ulu Camii, Tonozdo Bulunan Kalem İşi Süsleme 155. Revak Sultan Türbesi, Kuzey Giriş Cehpesi 156. Revak Sultan Türbesi, Güney Cephesinde Bulunan Sağır Pencere 157. Revak Sultan Türbesi, Pencerenin Üzerine Yerleştirilen Devşirme Malzeme 158. Revak Sultan Türbesi, Giriş Cephesi Kemer Nişi İçinde Bulunan Devşirme Malzeme 159. Saruhan Bey Türbesi 160. Saruhan Bey Türbesi, Doğu Cephesi 161. Saruhan Bey Türbesi, Kapı Kanatları 162. Saruhan Bey Türbesi, Geometrik Süsleme Detayı 163. Saruhan Bey Türbesi, Süsleme Detayı 164. Saruhan Bey Türbesi, Süsleme Detayı 165. Analcı Mescidi 166. Analcı Mescidi, Mihrap Duvarı 167. Analcı Mescidi, Kubbe Merkezinde Kalemişi Bezeme 168. Analcı Mescidi, Kubbe Eteğinde Kalem İççi Bordür 169.Kurşunlu Camii 170.Kurşunlu Camii, Mihrap 171. Kurşunlu Camii, Çini Mihrap Alınlığı 172. Kurşunlu Camii, Çini Kitabe 173.Vacidiye Medresesi 174. Vacidiye Medresesi, Cümle Kapısı 175.Vacidiye Medresesi Ana Eyvan 176. Vacidiye Medresesi, Giriş Eyvanı Tamamlanmamış Kemer Bezemesi 177. II.Yakup Bey İmareti 178. II.Yakup Bey in Taş Vakfiyesi 179. II. Yakup Bey İmareti, İç Mekan 180. II.Yakup Bey İmareti, Şadırvan 181. II.Yakup Bey İmareti, Türbe Eyvanı 182. II.Yakup un Sandukası 183. II.Yakup Bey İmareti Türbe Zemini Çini Levha Döşemeleri 184. II. Yakup Bey İmareti, Çini Zemin Bordürleri

20 XV 185. İshak Fakih Camii 186. İshak Fakih Camii, Cephede Bitkisel Süsleme 187. İshak Fakih Camii, Cephede Geometrik Süsleme 188. İshak Fakih Camii, Detay 189. İshak Fakih Camii, Minare Kaidesinden Gövdeye Geçiş 190. İshak Fakih Camii, Minare Gövdesinde Ok Ucu Motifli Bordür 191. İshak Fakih Camii, Minare Gövdesinde Zencirek Bordür 192. İshak Fakih Camii, Mihrap 193. Çine Ahmed Gazi Camii 194. Çine Ahmed Gazi Camii, Cümle Kapısı 195. Çine Ahmed Gazi Camii, İç Mekan 196. Çine Ahmed Gazi Camii, Kubbe Kenar Yastığı 197. Çine Ahmed Gazi Camii, Mihrap 198. Çine Ahmed Gazi Camii, Mihrap Dış Duvarı Sağır Pencere 199. Çine Ahmed Gazi Camii, Sağır Pencerenin Üzerindeki Devşirme Malzeme 200. Çine Ahmed Gazi Camii, Minber Kapısı 201. Çine Ahmed Gazi Camii, Minber Dolap Aynalığı 202. Çine Ahmed Gazi Camii, Minber Yan Aynalığı 203. Çine Ahmed Gazi Camii, Minber Kapı Tacı 204. Çine Ahmed Gazi Camii, Bordür Detayı 205. Milas Ulu Camii 206. Milas Ulu Camii, Kuzey Cephesi Cümle Kapısı 207. Milas Ulu Camii, Doğu Cephesi Cümle Kapısı 208. Milas Ulu Camii, Cümle Kapısı Üzerindeki Kitabenin Ortasında Bulunan Bitkisel Bezemeli Rozet 209. Milas Ulu Camii, Cümle Kapısı Üzerindeki Kitabenin Başlangıcında Bulunan Bitkisel Bezemeli Yarım Rozet 210. Milas Ulu Camii, Duvar Dokusunda Devşirme Malzeme Kullanımı 211. Milas Ulu Camii, Duvar Dokusunda Devşirme Malzeme Kullanımı 212. Milas Ulu Camii, Mihrap 213. Milas Ulu Camii, Mihrap Sütüncesi 214. Milas Ulu Camii, Mihrap Nişi

21 XVI 215. Milas Ulu Camii, İç Mekan 216. Firuz Bey Camii 217.Firuz Bey Camii Mihrap Cephesi 218.Firuz Bey Camii Pencere Kuruluşu 219.Firuz Bey Camii, Güney Cephe Tabhane Mekanı Üst Pencereleri 220. Firuz Bey Camii, Mescid Mekanı Doğu Penceresi 221. Firuz Bey Camii, Mescid Mekanı Batı Üst Pencere 222. Firuz Bey Camii, Mescid Mekanı Doğu Pencereleri 223. Firuz Bey Camii, Tabhane Mekanı Doğu Alt Pencere 224. Firuz Bey Camii, Son Cemaat Yeri Batı Üst Pencere 225. Firuz Bey Camii, Son Cemaat Yeri Doğu Üst Pencere 226. Firuz Bey Camii, Giriş Cephesi Penceresi 227. Firuz Bey Camii, Son Cemaat Yeri Penceresi İçten Görünüş 228. Firuz Bey Camii,. Pencere Tavan Bezemesi 229. Firuz Bey Camii, Pencere Detay Bezemesi 230. Firuz Bey Camii, (Batıdan Doğuya) 1 Numaralı Korkuluk Şebekesi 231. Firuz Bey Camii, 2 Numaralı Korkuluk Şebekesi 232. Firuz Bey Camii, 3 Numaralı Korkuluk Şebekesi 233. Firuz Bey Camii, 4 Numaralı Korkuluk Şebekesi 234.Firuz Bey Camii, Giriş Kapısı Saçağı 235. Firuz Bey Camii, Saçak Detayı 236. Firuz Bey Camii, Cümle Kapısı 237. Firuz Bey Camii, Cümle Kapısı Detay 238. Firuz Bey Camii, Giriş Cephesi Kemer Yastığı 239. Firuz Bey Camii, Giriş Cephesi Kubbeyi Taşıyan Kemer Yastığı 240. Firuz Bey Camii,Cümle Kapısı İki Renkli Kemer Kuruluşu 241. Firuz Bey Camii,Kapı Kemer Alınlığında Kitabe 242. Firuz Bey Camii, Giriş Kapısı Lentosunun Alt Yüzey Bezemesi 243. Firuz Bey Camii, Lento Alt Yüzeyi Süslemesi Köşe Detayı 244. Firuz Bey Camii, Mescid Mekanı Girişi 245. Firuz Bey Camii, Mihrap Ve Minber 246. Firuz Bey Camii, Mihrap Kavsara Yüzeyi ve Mihrap Tepeliği

22 XVII 247. Firuz Bey Camii, Mihrap Tepeliğinden Detay 248. Firuz Bey Camii, Mihrap Nişi Bordürü 249. Firuz Bey Camii, Mihrap Kitabesi 250. Kavsara Köşe Dolgu Yüzeyi 251. Firuz Bey Camii, Mihrap Önü Kubbesi 252. Firuz Bey Camii, Tromp Detayı 253. Firuz Bey Camii, Tromp Detayı 254.Balat İlyas Bey Camii, Genel Görünüşü 255.Balat İlyas Bey Camii, Kuzey Cephesi 256.Balat İlyas Bey Camii, Batı Cephesi Pencere Kuruluşları 257. Balat İlyas Bey Camii, Batı Cephe Kuzey Tarafındaki Pencereler 258. Balat İlyas Bey Camii, Batı Cephe Güney Tarafındaki Pencereleri 259. Balat İlyas Bey Camii, Güney Cephe,Batı Pencereleri 260. Balat İlyas Bey Camii, Güney Cephe,Doğu Pencereleri 261. Balat İlyas Bey Camii, Doğu Cephe Güney Pencereleri 262. Balat İlyas Bey Camii, Doğu Cephesi Kuzey Pencereleri 263. Balat İlyas Bey Camii, Balat İlyas Bey Camii Cümle Kapısı 264. Balat İlyas Bey Camii, Cümle Kapısından Kemer Detayı 265. Balat İlyas Bey Camii, Kuzey Cephesi Duvar Yüzeyinde Bordür 266. Balat İlyas Bey Camii, Bordür Detayı 267. Balat İlyas Bey Camii, İç Mekan 268. Balat İlyas Bey Camii, Resim Mihrap 269. Balat İlyas Bey Camii, Kare Hacimden Kubbeye Geçiş 270. Balat İlyas Bey Camii, Tromp Detayı 271. Balat İlyas Bey Camii, Doğu Cephesi Alt Pencere 272. Balat İlyas Bey Camii, Doğu Cephesi Üst Pencere 273. Balat İlyas Bey Camii, Doğu Cephesi Kuzey Üst Pencere 274. Balat İlyas Bey Camii, Doğu Cephesi Kuzey Alt Pencere 275. Balat İlyas Bey Camii, Doğu Cephesi Güney Üst Pencere 276. Balat İlyas Bey Camii, Güney Cephesi Batı Üst Pencere 277.Balat İlyas Bey Camii, Güney Cephesi Batı Alt Pencere 278.Balat İlyas Bey Camii, Güney Cephesi Doğu Üst Pencere

23 XVIII 279. Balat İlyas Bey Camii, Güney Cephesi Doğu Alt Pencere 280. Balat İlyas Bey Camii, Batı Cephesi Güney Üst Pencere 281. Balat İlyas Bey Camii, Batı Cephesi Güney Alt Pencere 282. Balat İlyas Bey Camii, Cümle Kapısı Batı Kemeri 283. Balat İlyas Bey Camii, Giriş Kapısı Batı Kemer Alınlığı Süsleme Detayı 284. Balat İlyas Bey Camii, Doğu Tarafındaki Bursa Kemeri 285. Balat İlyas Bey Camii, Cümle Kapısı Orta Kemer Yüzeyinde Kitabe 286. Balat İlyas Bey Camii, Cümle Kapısında, Kemer Ara Yüzeylerinde Süsleme 287. Balat İlyas Bey Camii, Girişin Doğu Yan Yüzünde Bitkisel Bezemeli Niş 288. Balat İlyas Bey Camii, Batı Yönünde Yarım Kalan İşlenmemiş Yüzeyler 289. Balat İlyas Bey Camii, Cümle Kapısı Batı Kemeri Kilit Taşı Süslemesi 290. Balat İlyas Bey Camii, Cümle Kapısı Giriş Bölümü Kemer Kilit Taşı Süslemesi 291. Balat İlyas Bey Camii, Giriş Kapısı Lento Alt Yüzey Süslemesi 292. Balat İlyas Bey Camii, Lento Alt Yüzey Süsleme Detayı 293. Balat İlyas Bey Camii, Girişin İç Kısmındaki Lento Alt Yüzeyinde Geometrik Ve Bitkisel Süsleme 294. Balat İlyas Bey Camii, Lento Alt Yüzeyi,Bitkisel Süsleme Detayı 295. Balat İlyas Bey Camii, Kapı Yan Açıklıkları 296. Balat İlyas Bey Camii, Batı Tarafı 297. Balat İlyas Bey Camii, Mihrabiye 298. Balat İlyas Bey Camii, Mihrap Nişi İçinde Kandil Motifi 299. Balat İlyas Bey Camii, Mihrap Köşe Dolgu Yüzeyinde Bitkisel Bezeme 300. Balat İlyas Bey Camii, Mihrap Nişinde Zemin Bordür 301. Balat İlyas Bey Camii, Mihrap Nişinin İçten Görünüşü 302. Balat İlyas Bey Camii, Mihrap Kitabesi 303. Balat İlyas Bey Camii, Mihrap Alınlığında Bursa Kemeri İçinde Kandil Motifi 304. Balat İlyas Bey Camii, Mihrap Alınlığında Dilimli Kemer İçinde Kandil Motifi 305. Balat İlyas Bey Camii, Doğu Duvarı Güney Alt Pencere Alınlığı 306. Balat İlyas Bey Camii, Batı Duvarı Güney Alt Pencere Alınlığı

24 XIX 307. Balat İlyas Bey Camii, Batı Duvarı Güney Alt Pencere 308. Balat İlyas Bey Camii, Batı Duvarı Güney Alt Pencere Detayı 309. Balat İlyas Bey Camii, Güney Duvarı Batı Alt Pencere 310. Balat İlyas Bey Camii, Batı Alt Pencere Detayı 311. Balat İlyas Bey Camii, Güney Duvarı Doğu Alt Pencere 312. Balat İlyas Bey Camii, Güney Duvarı Doğu Alt Pencere Alınlığı 313. Balat İlyas Bey Camii, Doğu Duvarı Güney Alt Pencere 314. Balat İlyas Bey Camii, Doğu Duvarı Güney Alt Pencere Detayı 314.Turgut İlyas Bey Camii 315. Turgut İlyas Bey Camii, Güney Cephesi 316. Turgut İlyas Bey Camii, Kubbeye Geçiş 317. Turgut İlyas Bey Camii, Güney Cephe Batı Yönündeki Pencere 318. Turgut İlyas Bey Camii, Güney Cephe Doğu Yönündeki Pencere 319. Turgut İlyas Bey Camii, Güney Cephe Batı Yönündeki Pencere Alınlığından Detay 320. Turgut İlyas Bey Camii, Duvar Dokusunda Devşirme Malzeme Kullanımı 321. Peçin Ahmed Gazi Medresesi, 322. Peçin Ahmed Gazi Medresesi, Cümle Kapısı 323. Peçin Ahmed Gazi Medresesi Kitabe 324. Peçin Ahmed Gazi Medresesi, Giriş Kapısından Ana Eyvan 325. Peçin Ahmed Gazi Medresesi, Giriş Eyvanı ( Ana Eyvandan Görünüşü) 326. Peçin Ahmed Gazi Medresesi, Ana Eyvan Kemer Köşe Yüzeyinde Armasal Figür

25 SARUHANOĞULLARI BEYLİĞİ ( ) Saruhan kelimesinin etimolojik anlamı üzerine herhangi bir inceleme yapılmamış, buna karşılık dilimizde aşiret ve yer adı olarak kullanıldığı gibi kişi adı olarak da kullanılmıştır. 1 Saruhan Beyliği nin bağlı olduğu aşiret hakkında kaynaklarda açık bilgi yoktur. Cengiz Han karşısında mağlup olan Celaleddin Harezmşah ın savaş sonrasında ölmesi üzerine, Selçuklu Sultanı Alaêddin Keykubad bazı Harezm Beylerini davet etmiştir. İbn-i Bibi, Selçuklu Sultanı nın davetine katılanlar beyler arasında Saruhan isimli bir bey adından bahsetmiştir. 2 Selçuklu sultanı II. Mesut un ümerasından olan Saruhan Bey'in de, 1302 tarihinden itibaren, uçta faaliyetlere giriştiği görülmektedir. Saruhan Bey'in 1305 tarihinde Manisa şehrini abluka altına alması ve kıyı ucunda faaliyetlerini arttırması üzerine, Bizans İmparatoru II. Andronikos, oğlu IX. Mihail i göndermiş, bu prens, Katalan kuvvetlerinin desteğiyle Manisa ya kadar geldiyse de, Saruhan Bey kuvvetlerine karşı daha fazla ilerleyemeyeceğini anlayınca, kaleyi sağlamlaştırıp sahile çekilmiştir. Katalanların bölgeyi terk etmelerinden sonra Manisa ya karşı hücumlarını arttıran Saruhan Bey, tarihine kadar civar kasaba ve köyleri ele geçirdikten sonra, nihayet 1313 tarihinde ise, Manisa yı fethetmiştir. Manisa nın fethine, kardeşleri Çağa Bey ve Saruhanlı Ali Paşa da katılmıştır. Manisa nın fethiyle burasını kendisine merkez yapan Saruhan Bey, kardeşi Çuğa Beye Demirci ve yöresini, diğer kardeşi Ali Paşaya ise Nif in (Kemalpaşa) idaresini vermiştir. Bundan sonra hudutlarını Ege Denizi sahiline kadar genişleten Saruhan Bey, denizciliğin önemini de anlayarak, bir donanma kurarak Manisa dahil; Adalar, Akhisar, Gördes, Göndük, Ilıca (Turgutlu), Kayacık, Marmara Gölü (Zarhaniyet), Menemen, Güzelhisar ve Mendehorya yı topraklarına katmıştır. Saruhanlı kuvvetleri Foça daki Rum ve Lâtinleri de sürekli baskı altında tutmuş ve Foçalıların isteği üzerine, yıllık on beş bin gümüş akçe haraç vergi karşılığı antlaşma 1 Bkz. Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, Ankara 1983, C.I, s İbn-i Bibi, El-evâmirü l-alâiyye fi l-umûr l-alâiyye (haz. A.Erzin), Ankara 1956, s.430

26 17 yapılmıştır. İbn Battuta, Manisa yı ziyarete geldiği 1332 tarihinde, Foçalılar ın her sene Saruhan Bey e vergi verdiklerini kaydetmiştir. 3 Saruhanoğulları, doğuda Germiyanoğulları, kuzeyde Karesioğulları, güneyde Aydınoğulları beylikleriyle çevrildiğinden, fetihlerini deniz yönünde yoğunlaştırmışlardır. 4 Ege Denizi adaları ve Rumeli kıyılarına sefer yapmayı plânlayarak, donanmayı kuvvetlendirip gerçek bir harp filosu oluşturmuşlardır. Saruhan Bey, 1332 tarihinde Aydınoğlu Umur Bey ile ittifaka girip, 270 gemiden meydana gelen Türk donanmasıyla, Yunanistan üzerine sefer yapmışlardır. 5 Enveri eserinde, Saruhanoğulları ve Aaydınoğulları donanmalarının bu seferler sonrasında pek çok ganimetle geri döndüklerini yazmaktadır. 6 Saruhan Beyin müttefiki Aydınoğlu Umur Bey, Bizans tahtı için mücadele eden Kantakuzen nin yardım isteğine karşılık vermek üzere, Saruhanlı topraklarından geçiş hakkı istemiş, Saruhan Bey de, Umur Beye iki beylik arasındaki ihtilaflı hudut topraklarını vermesi şartıyla geçiş hakkı vermiştir. 7 Böylece Saruhanlı donanmasından bir filo, oğlu Süleyman Bey kumandasında, Aydınoğlu Umur Beyin donanmasına katılmış, ancak Umur Bey bu seferinde başarılı olamayarak geri dönmek zorunda kalmıştır. Umur Bey, Rumeli ye geçip, Kantakuzenos kuvvetleri ile birleştiyse de, Süleyman Bey, dönüş yolunda hummaya tutularak Küçükçekmece civarında 1345 tarihinde ölmüştür. 8 Aynı tarihte (1345) Saruhan Beyin de vefatı üzerine, beyliğin başına oğlu Saruhanoğlu Fahreddin İlyas Bey geçmiştir. Kızını Orhan Bey e vererek Osmanlılarla anlaşma yollarını arayan Kantakuzen e karşı Bizans İmparatoriçesi Anna, 1345 tarihinde İlyas Beyle bir ittifak antlaşması yapmıştır tarihinde ölen İlyas Bey in yerine oğlu İshak Bey geçmiştir. 10 İshak Bey den sonra hükümdar 3 İbn Batuta Tancî, İbn Battûta Seyahatnâmesi I, (çev.a.sait Aykut), İstanbul 2000, s Uzunçarşılı, İ. H., Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara 1988, s.86 5 Eravcı Mustafa- Korkmaz, M, Saruhanoğulları ve Osmanlı Klasik Döneminde Manisa da Yaşayan Kültür İzleri, Manisa 1999, s Mükrimin H., Düsturnâme,-i Enveri ( haz. M.H.Yinanç), İstanbul 1928, s Koca, Salim, Anadolu Türk Beylikleri, Türkler Ansiklopedisi, C.6, s Uzunçarşılı, İ. H.,a.g.e., s Varlık, M.Ç., Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C.8, İstanbul 1992, s Uzunçarşılı, İ. H.,a.g.e., s. 87

27 18 olan Hızırşah, Haçlılarla devamlı mücadele eden Osmanlı Devleti ile iyi münasebetler kurmuş ve 1389 Kosova Savaşı'nda Osmanlılara yardımcı kuvvet göndermiştir. 11 Bu arada Hızırşah ın beyliğini, kardeşi Saruhanoğlu Orhan Bey kabul etmeyerek, saltanat mücadelesine başlamıştır. Saruhanoğlu Orhan Bey, Osmanlıların Anadolu birliği politikasına da karşı çıkmış, bunun üzerine Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid 1390 tarihinde Manisa yı alıp şehzade sancağı yapmıştır. 12 Saruhanoğlu Orhan Bey, 1402 Ankara Savaşı 'nda, Timur'un safında yer alınca, O nun çağrısı üzerine Osmanlı ordusundan ayrılıp Orhan Bey'in yanına giden Saruhan askerleri Osmanlı ordusunun savaşı kaybetmesinde önemli rol oynamışlardır. 13 Ankara Savaşı'ndan sonra Timur, Orhan Beyi Saruhan Beyliğine getirdiyse de, onun ayrılmasıyla Hızırşah, Saruhan Beyliğine tekrar hakim olmuştur. Hızırşah, Osmanlıların Fetret Devri'nde, Süleyman Çelebi nin tarafını tutmuş, Çelebi Mehmed'in 1410 tarihinde, kardeşi Süleyman ve müttefiklerini yenmesinden sonra Hızırşah Manisa da yakalanıp, cezalandırılmıştır. 14 Saruhanoğulları, topraklarının Osmanlı hâkimiyetine geçtiği 1410 tarihinde tarihe karışmıştır.manisa ve geniş anlamda çevresi,osmanlı'nın son dönemlerine kadar Saruhan vilayeti olarak anılmıştır. Manisa Osmanlı döneminde ayrıca, (tıpkı Amasya gibi) pek çok şehzadenin padişahlığa dönük olarak yetiştirildiği ve eğitiminin verildiği merkez olarak seçilmiştir. Saruhanoğulları nın Coğrafi Sınırları Başlangıçta Gördes ve çevresine yerleşen Saruhanoğulları Manisa nın fethiyle bu kenti merkez yaparlar. Batıda İzmir körfezine, doğuda Alaşehir in batısına, kuzeyde Bergama ya ve güneyde de Nif ( Kemalpaşa), Turgutlu ve Kemaliye ye kadar ulaşan geniş bir alanı egemenliği altına alan Saruhan Bey, kıyıya ulaşınca Midili, Foça ve Sakız adasına seferler düzenlemiş, Rumları harac vermek zorunda bırakmıştır. 11 Emecen, Feridun M.; İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası, İstanbul 2001, s Uluçay, Ç, Saruhanoğulları ve Eserlerine Dair Vesikalar, İstanbul 1940, s : Pitcher, Donald, Osmanlı İmparatorluğu nun Tarihsel Coğrafyası, çev. Bahar Tırnakçı, İstanbul 2001, s Varlık, M.Ç, a.g.e., s Uzunçarşılıoğlu, İ.H., a.g.e., s.88

28 19 KAYNAKLAR ERAVCI Mustafa- Korkmaz, Mustafa (1999), Saruhanoğulları ve Osmanlı Klasik Döneminde Manisa da Yaşayan Kültür İzleri, Manisa. ENVERİ, (1928), Düsturnâme,-i Enveri, çev. M.H.Yinanç, İstanbul. İBN BATUTA TANCÎ, (2000), İbn Battûta Seyahatnâmesi I, çev.a.sait Aykut, İstanbul. İBN-İ BİBİ (1956), El-evâmirü l-alâiyye fi l-umûr l-alâiyye, çev. A.Erzin, Ankara. KOCA, Salim (2002), Anadolu Türk Beylikleri, Türkler Ansiklopedisi, C.6, Ankara. EMECEN, Feridun M (2001), İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası, İstanbul. PİTCHER, Donald (2001), Osmanlı İmparatorluğu nun Tarihsel Coğrafyası, çev. Bahar Tırnakçı, İstanbul. ULUÇAY, Çağatay (1940), Saruhanoğulları ve Eserlerine Dair Vesikalar, İstanbul. UZUNÇARŞILI, İ. Hakkı (1988), Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara. VARLIK, Mustafa (1982), Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C.8, İstanbul

29 220 SONUÇ Batı Anadolu Beylikleri Mimariye Bağlı Süsleme Programı nı konu alan tez çalışmasında; Aydınoğulları Beyliği ne ait beş yapı, Saruhanoğulları Beyliği ne ait beş yapı, Germiyanoğulları Beyliği ne ait beş yapı ve Menteşeoğulllarına ait altı yapı incelenmiştir. Bu inceleme sonucunda bu eserlerin malzeme, teknik, kurgu ve üslup özellikleri detaylı olarak katalog bölümünde verilmiştir. Batı Anadolu Beylikleri sanatından Osmanlı İmparatorluğu sanatına geçişi sağlayan çeşitli özelliklerin temellerinin atıldığı Batı Anadolu Beylikleri nde, Selçuklu geleneğinde mimariye bağlı süsleme programı ( teknik, malzeme, örnek) varlığını sürdürürken, Batı Anadolu nun tarihi ve kültürel çevresinin yarattığı atmosfer sonucu var olanlara önemli yenilikler katılmıştır. Bu ortamda gelişen mimariye bağlı süsleme programı, yapısal elemanları da dekoratif bir biçimde süsleme programına dahil etmesiyle de dikkati çeker. Beylikler Dönemi nde bitkisel ve geometrik motiflerden yaratılan sonsuz örnekler; pencere, kapı, minare, pencere kanatları, mihrap, minber ve kubbe gibi mimariye bağlı yüzeylerde değişmez süsleme elemanı olarak varlığını sürdürmüştür. Sonsuza giden özellikte geometrik süslemenin yanında bitkisel süsleme ve yazı da süsleme programının değişmez unsurları olmuştur. Beylikler dönemi yapılarında süslemenin ilk görüldüğü yer cephelerdir. Cümle kapısı ve pencere lento yüzeylerine oranlı olarak dağılan bu süslemeler, bitkisel ve geometrik örneklerin yanı sıra yazı ile süslenmiştir. Cephe süslemelerinde renkli taş, çini, sırlı tuğla, mermer taş sıklıkla kullanılan malzemeler olarak karşımıza çıkar. Teknik olarak ise, oyma, kabartma, eğri kesim, kakma ( taş, ahşap) delik işi (ajur) yaygın kullanım alanı bulmuştur. Pencereler cepheyi ifadelendiren en önemli yüzeylerden biri olarak yoğun bir biçimde süslenmiştir. Pencereler dıştan profilli silmelerle çevrelenmekte, mukarnas sıraları, yazı kitabeleri, bitkisel örnekli bordürler ve rozetlerle süslenmektedirler. Plân kuruluşunun şekillenmesi konusunda yapılan denemeler, süsleme söz konusu olduğunda yerini sadeliğe bırakır. Anadolu Selçukluları nda yoğun kullanım alanı bulan figür, Peçin Ahmed Gazi Medresesi ana eyvan kemer köşe yüzeylerinde uygulanan arslan figürüyle tek örnektir. Birgi Ulu Cami Güneydoğu cephesinde

30 221 köşeye yerleştirilen arslan figüründen farklı bir uygulamadır. Birgi Ulu Camii de devşirme malzemenin seçici ve anlamlı kullanımı karşımıza çıkarken, Peçin Ahmed Gazi Medresesi nde yapıya özgü bir figürle karşılaşmaktayız. Menteşeoğulları Beyliğinin yapıları, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin etkileri ile biçimlenmiş, ancak çeşitli etkileri özümlemiş ve özgün bir mimari üslup yaratarak Anadolu Türk mimarisinde önemli bir yer kazanmıştır. Batı Anadolu Beyliklerinde görülmeye başlayan daha sonra Erken Osmanlı yapılarında devam eden pencere ve kapı tavanlarının bezenmesi geleneği ilk olarak Selçuk İsa Bey Camii nde(1375) görülür. Daha sonra Balat İlyas Bey Camii nde (1404) karşımıza çıkan pencere tavan bezemeleri Erken Osmanlı yapılarından Bursa Yeşil Camii ( ) pencere tavanları ile Osmanlı mimarisinde görülür. Genellikle geometrik kurgulu olan tavanlar Balat İlyas Bey Camii pencerelerinden birinde farklı bir tasarım uygulaması göstererek çok ışınlı geometrik örneğin etrafı bir yazı kuşağı ile çerçevelenmiştir. Selçuk İsa Bey Camii doğu giriş kapısının üzerindeki tavanda ise geometrik, bitkisel kurguların birlikte kullanıldığı bir bezeme tasarımı uygulanmıştır. Selçuk İsa Bey Camii batı giriş kapısının üzerini örten yıldız tonozun ortasına yerleştirilen çarkı felek motifi ise, geleneksel tasarımların devamını gösteren bir örnektir. Milas Firuz Bey Camii mihrabının niş yüzeyinde gördüğümüz kandil motifleri, aynı kurgu ile Balat İlyas Bey Camii mihrap alınlığında karşımıza çıkar. Milas Firuz Bey Camii son cemaat yeri korkuluk şebekeleri ile Balat İlyas Bey Camii cümle kapısı iki yan açıklığında bulunan korkuluk şebekeleri kurgu ve teknik olarak büyük benzerlik gösterir. Mimariye bağlı süsleme elamanlarında biri de yazıdır. Batı Anadolu beylikleri Mimarisi nde özellikle cümle kapısı üzerinde yer alan kitabelerde yazı ve bitkisel bezemenin bir arada kullanıldığı en güzel örneklerden biri Milas Ahmed Gazi Camii (1375 ) dir. Cepheyi ifadelendiren yekpare mermer taş yüzeye işlenmiş olan kitabelikte yer alan muhteşem madalyonda, şakayık motiflerinin yer alması ile taş süsleme örneğini günümüze ulaştıran ilk yapı olmaktadır. Devşirme malzeme hemen hemen tüm yapılarda yer alır, kimi zaman yapının duvar örgüsü içinde rastgele, kimi zamanda son derece özenli bir kullanım gösterir. Manisa Ulu Camii (1366) revaklı avlusunda ve harim bölümünde taşıyıcı sistemi

31 222 oluşturan sütunlar ve sütun başlıkları, medresenin iki yanındaki sütun başlıkları ile külliyenin bütününde bezeme amaçlı ve doğru değerlendirilen antik derleme mimari parçaların varlığı açısından korumacı düşünceyi de yansıtır. Aynı kullanım üslubunu Birgi Ulu Camii (1312) bütünlüğünde görürüz. Yapının güneydoğu köşesinde duvar dokusunun içine yerleştirilen armasal biçimli arslan heykeli, Türk Sanatı bütünlüğünde armasal düzenlemede figürün sembolik ifadesine uygun değerlendirildiğini gösterir. Selçuklu geleneğinde sırlı tuğla bezemeli minare gövdeleri birkaç örnek dışında taş gövdeli minarelere yerini bırakır. Birgi Ulu Camii, Manisa Ulu Camii Selçuklu geleneğini sürdüren minarelere sahiptir. Diğer yapıların genelinde ise, minarelerin taş örülü gövdeleri çeşitli bordürlerle bezenmiş ya da sade bırakılmıştır. Birgi Ulu Camii mihrabı geleneksel Selçuklu üslubunda çini mozaik tekniğinde yapılmış, buna karşılık Milas Firuz Bey Camii ve Balat İlyas Bey Camii mermer taş mihrapları muhteşem taş işçiliğiyle mimariye bağlı yüzeylerin bezenmesinde örnek oluşturmuştur. Kullanım objelerinin süsleme kuruluşuna katıldığı bu iki örnekte de, mihrapta kandil motifleri yer alır. Batı Anadolu Beylikleri Mimarisi içinde, ahşap malzeme çok yaygın kullanılmamakla birlikte en başarılı örneklerini vermiştir. Manisa Ulu Camii ve Birgi Ulu Camii leri muhteşem kündekârî minberleri ile ortak özellik taşır. Birgi Ulu Camii eğri kesim, oyma ve kabartma tekniğinde yapılmış pencere kanatlarıyla müstesna bir örnektir. Buna karşılık Manisa Ulu Camii nin minber kapı kanadındaki ahşap yüzeye yarı değerli malzeme kakılarak yapılan bezemeler eşsizdir. Birgi Ulu Camii nin mimari bütünlüğünün ayrılmaz unsurları olan ahşap kapı ve pencere kanatlarında, pencere kanatlarının hem ahşabın pencere kanadı olarak biçimlenmesi yönünde, hem de rumî palmetli bitkisel bezemenin pencere yüzeyindeki mail (eğri) kesim tekniğinde işlenmesi nedeniyle önemli bir örnektir. Anadolu Selçuklu ahşap işçiliğinin önemli eserlerinden Malatya Ulu Cami (1224) mihrabı ile Siirt Ulu Camii (1151) minberinde uygulanan mail kesim tekniğinin birdenbire Birgi Ulu Camii nde görülmesi, Beylikler Dönemin de mimariye bağlı ahşap işçiliğinin ne kadar önemli ve yaygın olduğunu gösterir. Fonksiyonel varlığıyla önemli olan minber; usta adı ve tarihi veren bir eser olmaktan öte, ahşap işçiliğinin ve çok ışınlı geometrik geçme kuruluşlu örnekli yüzeylerin, yazı

32 223 bordürlerinin, ajur tekniğinde yapılmış korkuluklarının, muhteşem minber kapı kanatlarının,kabaralı yan yüzeylerinin, minber tepeliğinin ve taht bölümleriyle, uygulanan teknik çeşitliliğiyle Beylikler Dönemi nin ender eserlerinden biridir. Aynı özelliği taşıyan bir diğer yapı da Manisa Ulu Camii dir. Manisa Ulu Camii nin (1376), ahşap ustasının adı bilinen muhteşem minberi, Anadolu Selçuklu geleneğinde yapılan Birgi Ulu Camii den (1312) sonra ikinci örnektir. Onarımlarla günümüze ulaşan minber, kündekari, ajur, oyma tekniklerinde, geometrik bitkisel ve yazı ile süslenmiş döneminin en önemli örneklerinden biridir. Genel bir gruplama yapmak gerekirse, çini ile süsleme, Kütahya II. Yakup Bey İmareti, Birgi Ulu Camii mihrabı, Birgi Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi, Kütahya Kurşunlu Camii ve Selçuk İsa Bey camilerinde; sırlı tuğla ile süsleme, Kütahya Kurşunlu Camii, Manisa Ulu Camii, Birgi Ulu Camii; kalem işi süsleme, Manisa Ulu Camii, Kütahya Analcı Mescidi, Manisa İshak Bey Türbesi; ahşap süsleme, Manisa ve Birgi Ulu Camii leri, Manisa İshak Bey Türbesi, Manisa Saruhan Bey Türbesi, Çine Ahmed Gazi Camii; taş süsleme, Milas Ulu Camii, Balat İlyas Bey Camii, Milas Firuz Bey Camii, Selçuk İsa Bey Camii, Tire Süleyman Bey Türbesi, Hatuniye Türbesi, Birgi Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi, Kütahya İshak Fakih Camii; devşirme malzeme ise hemen hemen tüm yapılarda en çok da Menteşeoğlu Beyliği Mimari eserlerinde görülür. 14.yy başlarında Selçuklu mimarisinin canlılığını kaybetmediğini gösteren eserler varlığını sürdürmektedir. Yüzyılın sonuna kadar Selçuklu üslubu etkisini göstermekle beraber, bu zamanda kurulan Beyliklerde değişik araştırmalarla yeni üslup gelişmeleri kendini belli etmektedir. Özellikle etrafındaki yapılardan kurtulmuş, önünde son cemaat yeri olan tek kubbeli kübik karakterdeki câmiler bu gelişmenin başlangıç noktasıdır. Batı Anadolu Beyliklerinin hem bölgesel, hem de diğer açılardan Anadolu Selçuklu Etkilerinden uzak olmaları ve bulundukları çevre ile ilişkileri yeni denemelere açık olmalarını sağlamıştır. Batı Anadolu Beylikleri Mimarisi, süsleme programındaki bu farklılıklarına karşılık, Anadolu Selçuklu Mimarisi ile bitkisel, geometrik ve yazı kullanımı ile büyük benzerlik gösterirken, plân kuruluşunun mimari denemeleriyle de Osmanlı Mimari sinin anıtsal üslubunu hazırlamıştır.

33 Malzeme ve Teknik Özelliklerine Göre Değerlendirme Bezeme elemanları ve bunların işleniş teknikleri esas alınarak kronolojiye ve sınıflamaya göre; süslemelerin biçim özellikleri, teknikleri ve yer aldıkları yüzeyler; Batı Anadolu Beyliklerinin Mimari bezemesi, çini, ahşap, taş gibi malzemeler üzerine işlenen örneklerde ortak bir sözlüğe sahiptir. Benzer motifler malzemeye bağlı olarak ayrıcalık kazanmıştır. Batı Anadolu Beylikleri nin mimari yapılarında Anadolu Selçuklu yapılarında yer alan taç kapı geleneği ortadan kalkmış, yerini cepheden hafif dışa taşan eyvanımsı girişe bırakmıştır. Süsleme, kemer köşe yüzeyleri, kapı ve pencere kemer aynalarında yoğunlaşmış, cümle kapısını silmeler sınırlamıştır. Silmeler taş bezemede önemli bir görev yüklenir, süsleme çerçevelerine eşlik ederler, onları ayırır ve belirginleştirirler. Sonsuzluk ve süreklilik hissinin kapı ya da pencere yüzeyini aşıp gitmesi izlenimini engellerler. Anadolu Selçukluları nın köşe sütünceleri ortadan kalkmış buna karşılık Beyliklerin kapı kuruluşlarında girişin iki yanında yer alan nişler varlıklarını sürdürmüştür. Batı Anadolu Beylikleri nde, Selçuklu devrinde olduğu gibi olmasa da, bezemeler genelde cephe bütününde toplanmıştır. Kademeli yüzey bölümlerinde profilli silmelerle hareketlilik, renkli taşlar, sırlı tuğla ve çinilerle oluşan çok renklilik, mukarnasın kapılardan başka pencere çerçevelerine taşınması, çift sıra pencere düzenlemeleri, cephelerde görünüşe hakim olan sadelik ve bezemelerin yapıdaki dengeli dağılımı dikkat çekicidir. Batı Anadolu bölgesindeki camilerin pencere düzenlemelerinde kemer, kemer yüzeyleri, lento, söveler, tavan ve ahşap pencere kanatları gibi mimariye bağlı unsurlar farklı süsleme teknikleriyle bezenmiştir. Pencereler dıştan profilli silmelerle çerçevelenmiş, üzerinde yer alan alınlıklarda ise madalyonlar-rozet, yazı kuşakları ve çeşitli kemer düzenlemeleri uygulanmıştır. Batı Anadolu Beylikleri Türk Mimarisi örneklerinde, süsleme kuruluşları mermer,sırlı tuğla- tuğla, ahşap malzeme yüzeylerinde bir program dahilinde işlenir. Mimari plân oluşturulurken yüzeylerin önemine göre, bezemeler ifadelendirilir. Süsleme kuruluşları, malzemeye bağlı teknikler göz önüne alınarak sınıflandırılabilir. Batı Anadolu Beyliklerinde görülen süsleme kuruluşları esas alınarak bir sıralama yapılacak olursa:

34 210 Malzemeye Göre; 1. Taş Süsleme 2. Ahşap Süsleme 3. Çini İle Süsleme 4. Sırlı Tuğla-Tuğla (çini) Süsleme 5. Devşirme Malzeme Bulundukları Yüzeye Göre; 1. Cepheler (Kemerler, Kemer Köşe Dolgu Yüzeyleri, Duvar Yüzeyi) 2. Kapılar 3. Pencereler 4. Son Cemaat Yeri Korkuluk Şebekeleri 5. Saçaklar 6. Minareler 7. Mihraplar 8. Kubbe Tekniklerine Göre; 1. Oyma (Kabartma) 2. Eğri Kesim (Mail) 3. Delik İşi (Ajur) 4. Kakma Süsleme Kuruluşlarına Göre; 1. Geometrik Düzenlemeler 2. Bitkisel Düzenlemeler 3. Yazı İle Yapılan Düzenlemeler 4. Kullanım Objeleri İle Yapılan Süslemeler 5. Armasal (figürlü,heraldik) Düzenleme Batı Anadolu Beyliklerinde görülmeye başlayan daha sonra Erken Osmanlı yapılarında devam eden pencere ve kapı tavanlarının bezenmesi geleneği ilk olarak Selçuk İsa Bey Camii nde (1375) görülür. ( resim 59) Daha sonra Balat İlyas Bey Camii nde (1404) karşımıza çıkan pencere tavan bezemeleri ( resim ) Erken Osmanlı yapılarından Bursa Yeşil Camii (1419) pencere tavanları ile Osmanlı

35 211 mimarisinde görülür. Genellikle geometrik kurgulu olan tavanlar, Balat İlyas Bey Camii nin pencerelerinden birinde farklı bir tasarım uygulaması ile karşımıza çıkar. Tavan yüzeyinde çok ışınlı geometrik örneğin etrafı, bir yazı kuşağı ile çerçevelenmiştir. Selçuk İsa Bey Camii doğu giriş kapısının üzerindeki tavanda ise geometrik, bitkisel kurguların birlikte kullanıldığı bir bezeme tasarımı uygulanmıştır. Gene Selçuk İsa Bey Camii batı giriş kapısının üzerini örten yıldız tonozun ortasına yerleştirilen çarkı felek motifi de benzer tasarımların denendiğini gösteren bir örnektir. ( resim 61) Sırlı tuğla-tuğla dizili minare gövdelerinde Beylikler döneminde sadeleşme ve sayıca azalma başlar. Selçuklular döneminde görülen yivli ve kat kat bölünmüş örnekler yerini, dekoratif bezemelere bırakır. 14.Yüzyılın ikinci yarısında sırlı tuğla ile bezemeli minareler yerine, taştan örülmüş minare gövdeleri görülmeye başlanır. Germiyanoğulları beyliği yapısı olan İshak Fakih Camii nin (1433) minaresinde zencireklerden oluşan taş süsleme görülürken, ( resim 189) Menteşeoğulları Beyliği eserlerinden Firuz Bey Camii nin (1396) taş minaresinde, çam kozalağı biçimindeki farklı şerefe altı mukarnasları dikkati çeker.( resim 217) Korkuluk şebekeleri, bu dönem yapılarından Milas Firuz Bey Camii son cemaat yeri korkulukları ile Balat İlyas Bey Camii cümle kapısının iki yanındaki açıklıklarda görülür.( resim 300) Çok ışınlı geometrik geçmeli bu korkuluklar, delik işi (ajur) tekniğinde yapılmıştır. ( ) Erken Osmanlı Dönemi, İznik Mahmut Çelebi Camii nin, (1447) son cemaat yeri korkulukları Firuz Bey Cami ile benzer geometrik kuruluşa sahiptir. Batı Anadolu Beylikleri nden Menteşeoğulları döneminde, Osmanlı valilerinden Firuz Bey in yaptırdığı yapıda uygulanan saçak, hem düzenleme hem de bezeme olarak Anadolu Türk Sanatı içinde tek örnektir. ( resim 232) Şakayık, hatayî gibi çeşitli çiçek motiflerinin rumî ve palmetle kaynaştırılarak, natüralist üsluba yakın işlendiği örnekleriyle önemli bir yapıdır.( resim 235) Batı Anadolu Beylikleri Mimarisi nde ana malzeme mermer taştır. Mermer mihraplar, dıştan profilli silmeler ve mukarnaslı bordürle çerçevelenmeleri, yatay ve dikey yüzey bölümlenmesi, bitkisel, geometrik ve yazı kuruluşlu bezeme örnekleri, palmet biçimli tepelikleri, mihrap nişi içinde yatay bitkisel bordür ve yazı kuşağı uygulamaları ile geleneksel Selçuklu üslubundan uzaklaşıp yeni deneyimler arayışı

36 212 içinde bulunduklarını gösterir. Milas Firuz Bey ve Balat İlyas Bey Camii leri ise benzer üslupta düzenlenmiş mermer mihrapları ile Erken dönem Osmanlı mihraplarının öncülüğünü yaparlar. ( resim 243, 266) Her iki yapının mihrabında yer alan kandil motifleri, sembolik anlatımların mimari bezeme içindeki önemini vurgular. Oymadan yüksek kabartmaya kadar değişik tekniklerle işlenen motifler yüzeyi ağ gibi doldurarak, örneğin sonsuzluk kuruluşunu verir. Batı Anadolu Beylikleri mimarisi bütünlüğünde yer alan yapılardan Birgi Ulu Camii mozaik çini mihrabı, Selçuklu geleneğindeki yegane örnektir. Mozaik çini bezeme Selçuklulardan başlayarak 15. yüzyıla kadar başarılı örnekler vermiştir. Beyşehir Eşrefoğlu Camii (1269) mihrabından sonra Emir Süleyman Bey Türbesi (1302) mihrabı ve Birgi Ulu Camii (1312) mihrabı bu üslubun sürekliliğini göstermektedir. Birgi Aydınoğlu Mehmet Bey Türbesi nin kubbe merkezinde bulunan geometrik geçmeli madalyon ve kubbe eteğindeki kufi yazının dekoratif kullanımıyla oluşturulmuş yazı kuşağı da çini mozaik tekniğindedir. ( resim 21) Balat İlyas Bey Camii giriş kapısı alınlığı ve pencere alınlıklarında uygulanan taş içine çini kakma bezemeler, Manisa Ulu Camii cümle kapısının iki yan yüzünde yer alan taş içine taş ve çini kakma rozetler yüzeyleri renklerle değerlendiren bezemelerdir. Yüzeylere çini bezeme uygulaması söz konusu olduğunda çini mozaik uygulamasında en geniş yüzey kaplaması Tokat Gök Medrese ve Sivas Gök Medrese yan eyvanlarında karşımıza çıkar. Batı Anadolu Beylikleri mimarisinde çini ön planda olan bir malzeme olmak yerine, tamamlayıcı unsur olarak süsleme programında yer almıştır. Selçuk İsa Bey (1375) Camii mihrap önü kubbesinin geçiş elemanları olan pandantif yüzeyleri ve mukarnas dizileri mozaik çini tekniğinde yapılmış dekoratif kuruluşlu çinilerle dolgulanmıştır. ( resim 87) Kütahya da bulunan II.Yakup Bey İmareti nde (1427) türbe bölümü ve sandukayı süsleyen renkli sır tekniğindeki altıgen çiniler ve rumi-palmet motifli bordür Erken Osmanlı çini üslubunun izlerini taşır. ( resim 180) Batı Anadolu Beylikleri ile Selçuklu minberleri arasında ahşap işçiliği söz konusu olduğunda üslup farkı yok denecek kadar azdır. Selçuklu ahşap işçiliği bu dönemde de aynı teknik ve üslupla devam etmiştir. Batı Anadolu Beylikleri Mimari bütünlüğü içinde yer alan üç yapı, Manisa Ulu Camii (1366) ve Birgi Ulu Camii

37 213 (1312) ile Çine Ahmed Gazi Camii (1375) bu gelenekte yapılmış minberlere sahiptir. Mimariye bağlı bezeme programı içersinde minber, kapı ve pencere kanatları gibi mimari elemanlar yer alır. Birgi Ulu Camii günümüze ulaşan minber ve pencere kanatları ile önem bakımından ilk sırayı alır. ( resim 28, 129, 198) Manisa Ulu Camii, cümle kapısı kilit taşında kazıma tekniğiyle yapılmış geometrik on kollu yıldız motifi yer alır. Giriş eyvanının sağ ve solunda, biri taş içine taş kakma, diğeri ise taş içine firuze renkli çini kakma tekniğinde, iç içe geçen dairesel birer rozet bulunur. Zemini bitkisel motifli yazı kitabesi giriş kapısını üç yönde dolaşır. Yapının avlusunda yer alan sütunlar ve sütun başlıkları derleme malzemedir. Yapının kündekari tekniğinde, abanoz ağacından yapılmış minberinde, çok ışınlı geometrik geçmelerden oluşan yıldız motiflerinin arasındaki yüzeyler bitkisel bezemeyle dolgulanmıştır. Minberin geometrik kurgulu korkuluklarında delik işi (ajur) tekniği uygulanmış, minber kapı kanatları ise ahşap üzerine fildişi ve gümüş tel kakma tekniğinde bezenmiştir. Üçlü panolara ayrılan kapı kanatlarının en önemli kısmı olan orta bölümlerde, fildişi ve ince gümüş iplikler kakılarak örnekler zenginleştirilmiştir. Klasik Osmanlı dönemi üslup özellikleri sergileyen kubbe merkezi ve kubbe eteğindeki kalem işi bezemelerin, yapının 1960 yılında çekilen fotoğraflarında farklı bir kurguya sahip olduğu bilinmektedir. Yapının minare gövdesinde, sırlı ve sırsız tuğlalar, yan yana bir motif oluşturacak biçimde atlamalı olarak yerleştirilmiştir. Bu bölümün üst tarafında ise, tuğlalar basamak düzeninde, sarmal bir görüntü verecek şekilde dizilmiştir. Gövde üzerinde kullanılan tuğlalar, firuze, sarı, patlıcan moru ve firuze renkleriyle sırlanmışlardır. Sarı ve mor renk çok az kullanılmıştır.

38 Süsleme Kuruluşu Özelliklerine Göre Değerlendirme Aydınoğulları Beyliği eserlerinden Birgi Ulu Camii nde (1312) ağırlıklı olarak çini, ahşap ve taş süsleme görülür. Yapının cephesinde pencere ve kapı yüzeylerinde görülen süslemelerde, geometrik süslemenin yerini bitkisel süslemeye bıraktığını görmek mümkündür. Yapının doğu ve kuzey cümle kapılarında, yazı ve bitkisel örneklerin seçilerek uygulandığı bir düzenleme vardır. Kemer köşe dolgu yüzeylerinde çarkıfelek, rozet üzerine yazı; kemer kilit taşı yüzeylerinde ise doğu kapısında rozet, kuzey kapısında, bir kaptan çıkan dalların ucunda nar motifi görünüşlü hayat ağacı işlenmiştir.( resim 12) Kuzey cephesinde bulunan cümle kapısında bir yazı kuşağı kapıyı silme gibi üç yandan çevreler. Yapının güney cephesindeki pencere kemer köşe dolgu yüzeylerine birer rozet yerleştirmekle yetinilmiş, buna karşılık doğu cephesinde yer alan iki pencerede farklı düzenleme yapılmıştır. Pencerelerden birinin lento yüzeyinde düğümlü geçme motifinin ortasında rozet; ikinci pencerenin lento yüzeyinde ise antik motiflerin uygulandığı üzüm yaprakları, üzüm salkımları ve naturalizme yaklaşan üslupta birer çiçek yer alır. Güneydoğu köşesine yerleştirilen devşirme arslan heykeli armasal sembolik düzenlemeyi gösterir. ( resim 8) Yapının minaresinde ise, firuze ve patlıcan moru renkli sırlı tuğla ve sırsız kırmızı tuğlarla örülen minare gövdesinde, atlamalı zikzaklar ve iç içe baklava motifleriyle yapılan düzenleme hakimdir. İç mekânda ilk göze çarpan mimari eleman mihraptır. Selçuklu geleneğinde firuze- patlıcan moru çini mozaik tekniğindeki mihrabın yüzeylerinde; bordürde tek sıra bitkisel süsleme ve mihrap sütünceleri dışındaki tüm örnekleri geometrik kuruluşludur. Bordürde rumi-palmet, sütüncelerde ise palmet örnekleri kullanılmıştır. Mihrap kavsarasında 14 farklı motif kullanılarak biçim zenginliği yaratılmıştır. Mihrap yüzeylerinde, çokgenler, baklavalar, kırık çizgilerle oluşturulan zikzaklar, dikdörtgen şeritlerler, altı ve sekiz köşeli yıldız motifleri yer alır. Mihraba bakan kemer yüzeyinde de palmetlerle oluşturulan bordür ve geometrik bezeme görülür.

39 215 Yapının hariminde bulunan sütun ve sütun başlıkları devşirmedir. Devşirme malzeme, pencerelerin bir kısmında söve olarak da kullanılmıştır.( resim 21-27) Minber ise dönemin en muhteşem eseridir. Geometrik ve bitkisel bezemenin; kündekârî ve delik işi (ajur) tekniklerinde sonsuza giden kuruluşlu örneklerle işlenmiştir. Mihrap yüzeylerinde sekiz kollu yıldız, beş köşeli yıldız, çokgenler ve ajurlu kabaralar yer alır. Çokgenlerin yüzeyleri, rumi, palmet ve kıvrık dallarla dolgulanmış, yüzeylerin araları ise rumi-palmet bordürlerle sınırlanmıştır. Minber kanatlarında çok zengin bitkisel bezeme uygulanmıştır. ( resim 28-38) Yapının ahşap işçiliği ile dikkati çeken pencere kanatlarında ise oyma ve eğri kesim tekniklerinde bitkisel ve geometrik örneklerle bezenmiştir. Üçlü panolar şeklinde düzenlenen pencere kanatlarının en üst panosu tüm pencere kanatlarında yazı, orta ve alt panoda ise bitkisel ve geometrik örnekler bir arada kullanılmıştır.( resim 39-50) İsa Bey Camii (1375), devşirme malzeme, bitkisel ve geometrik süslemenin bir arada, anlamlı bir biçimde kullanıldığı yapılardandır. Cephede pencere lentoları Zengî düğümleri kullanılarak bezenmiştir. ( resim 67-72) Benzer örneklerini, Konya Karatay Medresesi (1251)ve Konya Alaeddin Camii (1220) taç kapılarında gördüğümüz bu örnekler, yapıda hakim olan Suriye ve Zengî 1 etkisini gösterir. Pencere lentolarında mukarnas sıraları, rozetler, Zengî düğümleri baskındır. Geometrik ve bitkisel bezeme bir arada kullanıldığı pencere lentolarında, rozetler, geometrik geçmeler ve bitkisel süsleme görülür. Batı cümle kapısı palmet ve yazı kuşağı ile üç yönden çevrilmiş, kavsara yüzeyinde yelpaze biçiminde tasarlanmış, rumi-palmet motifleriyle âdeta dantel gibi işlenmiştir. Batı giriş eyvanı tavanında yıldız biçimli tonozun ortasında çarkıfelek motifi: doğu giriş eyvanı tavanında ise zengin geometrik ve bitkisel bezemenin yanı sıra bitkisel motifli bordürler yer alır. doğu eyvanının batıya açılan yüzündeki alınlık bitkisel ve geometrik süslemeleriyle dikkati çeker. Avluda günümüze gelmeyen revak üst örtüsünü taşıyan sütunlar ise devşirmedir. Cami iç mekânında, mihrap önü kubbesi kasnağında bulunan çini kaplı mukarnaslar ve pandantif yüzeyinde yer alan, çini mozaik tekniğinde dikdörtgen 1 Başkan, Ç; Ortaçağ Anadolu Türk Mimarisinde Renkli Taş Kullanımı, Kültür ve Sanat, 2/8, Ankara 1990, s.56-60

40 216 şeritlerin çevrelediği altı köşeli yıldızlar dikkat çeker. Giriş kubbesini sınırlayan bitkisel bordür ve yazı kuşağı ile süslenmiş mukarnas başlıklı sütunlar diğer bezemeli elemanlardır. Birgi Hatuniye Türbesi (1310), kemer kilit taşı yüzeyinde yer alan üzeri geometrik bezemeli kabara ve kabaranın iki yanında iç içe kademeli bir biçimde yapılmış rozetlerden başka süsleme ögesi taşımaz. ( resim ) Birgi Aydınoğlu Mehmet Bey Türbesi (1334) ve Tire Süleyman Şah Türbesi(1349) giriş kapısı düzenlemesi ile birbirine çok yakındır. Her iki yapının da kapı kemer kilit taşı yüzeylerinde rozetler yer alır. Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi giriş cephesindeki devşirme panolar dikkati çekerken; Süleyman Şah Türbesinin giriş kapısı kemer köşe dolgu yüzeylerinde ışınsal geometrik madalyon ve damla biçimli, içleri rumi-palmet dolgulu bitkisel bezemeler yer alır. ( resim ) Saruhanoğulları Beyliği eserlerinde Manisa Ulu Camii (1366), cephe düzenindeki sadelikle dikkati çeker. Cümle kapısı kemer kilit taşı yüzeyindeki geometrik süslemeli kabara ve giriş eyvanının iki yan duvar yüzeyinde yer alan rozetler dışında cephede bezeme ögeleri yer almaz. Minare atlamalı şekilde yerleştirilen sırlı tuğlalarla kaplıdır. ( resim 122) Avluda bulunan devşirme sütun ve sütun başlıkları dikkat çekicidir. Yapının iç mekânındaki en önemli bezeme unsurları minber de toplanmıştır. Minber aynalıklarında çok kollu ışınsal yıldızların etrafını ise beş köşeli küçük yıldızlar ve çokgenler dolgular. Çokgenlerin yüzeylerine rumi ve kıvrık dallardan oluşan bitkisel bezemeler işlenmiştir. Minber kapı sövesi ve basamak yan yüzeyleri dantel gibi yerleştirilen palmet, rumi ve kıvrık dallarla sonsuza giden anlayışta bezenmiştir. Minber kapısı yüzeyinde bulunan yay kıvrımlı çiçekvari yıldızlar ve geometrik süslemelere gümüş teller, bağa ve fildişi malzeme kakılarak kurgu zenginleştirilmiştir. ( ) Manisa Ulu Camii nin kubbe ortası ve kubbe eteğinde rumi-palmet bezemeli kalem işi süsleme bulunur. Klasik Osmanlı üslubu gösteren süslemeler, 16.yüzyıldaki bir onarıma işaret eder.( resim ) Manisa Ulu Camii Medresesi (1378), giriş kapısı lentosunun alt yüzünde bulunan üç farklı geometrik motifle yüzeyi bezenmiş kabaralar dışında süsleme ögesi bulunmaz.

41 217 Medrese mekânından dönüştürülerek, yapılan İshak Bey Türbesi(1378) kapı kanatları,ince işçilikli olmasa bile kündekârî tekniği ve geometrik geçmeli kurgusuyla dikkat çeker. Kapıyı iki yandan sınırlayan saadet düğümlü devşirme sütunlar kadar, kubbe merkezi ve kubbe eteğinde yer alan kurdele motifleri, buket çiçekler ve dilimli madalyon şeklindeki geç döneme ait kalem işi süslemeleriyle önemlidir. Saruhan Bey Türbesi ( ) kapı kanatları, İshak Bey Türbesi kapı kanatlarıyla biçim, teknik ve motif özelliği göstermesi açısından benzerlik taşır. ( resim ) Revak Sultan Türbesi, kuzey cephesinde karşımıza çıkan testere dişi bordürlü sağır pencere ve bu pencereyi vurgulamak için üzerine yerleştirilen opus sectile tekniğindeki devşirme malzeme duvar dokusu içindeki süslemeyi gösteren örnektir.( resim 154) Germiyanoğulları Yapılarından Analcı Mescidi(1369), kubbe merkezinde bulunan istifli yazı ile başlayarak merkezi bir kuruluş içinde rumi-palmet motifleriyle oluşturulan kalemişi bezemeye sahiptir. Aynı süsleme kuruluşu kubbe eteğinde de devam eder. Kurşunlu Camii(1377), mihrap yüzeyi üzerinde yer alan Kelime-i Tevhid yazısının bulunduğu tek parça çini levhaya sahiptir. Naturalist üslupta çiçek ve yaprak motifleri koyu mavi ile konturlanmıştır. ( resim 170) Vacidiye medresesi nde (1314) eyvan kemerinin dolaşan tek sıra mukarnas bordür ve giriş eyvanında yerden 1 m yüksekliğe kadar devam eden mukarnas bordürden başka süsleme ögesi bulunmamaktadır. Oldukça geç tarihli II.Yakup Bey İmareti türbe zemini ve sandukayı kaplayan çinilere sahiptir. Sanduka yüzeyi firuze rengi altıgen levhalarla kaplanmıştır. Sandukanın bulunduğu zemin, arada rumipalmet bordürün kestiği firuze rengi altıgen levhalarla kaplanmıştır. Yapıda dikkati, dilimli yekpare mermerden yapılmış, ağız kısmında bir sıra zencirek bordürle sınırlanmış fıskiyenin içinde bulunduğu şadırvan çeker.( resim ) İshak Fakih Camii (1433) cephesinde son cemaat yerinin orta kısmında bir çerçeve ile profillenen rumi-palmet işlenmiş pano ve bu panonun iki tarafında ışınsal geometrik geçme yüzeyli birer kabara yer alır. Boyaların altında kalan özgün mihrapta yan bordürlerde dış cephede bulunan kabaralar tekrarlanmıştır. Yapının taş malzeme ile yapılmış minare gövdesinde, baklavalı kaideden gövdeye geçiş kuşağı, halat şeklinde silme ve zencirek bordürler yer alır.

42 218 Menteşeoğulları beyliği yapılarından Çine Ahmed Gazi Camii (1308) kündekari minberi süsleme kuruluşu ile özgün bir uygulamadır. Kare, altıgen, onikigenlerin ağılıklı olduğu geometrik yüzeyleri rumi-palmet bitkisel bordür sınırlar. Minber kapı kemeri mukarnasla bezenmiş, yan aynalıkta ise farklı bir uygulamaya gidilerek; dikey hatta birbirini keserek ilerleyen çıtaların üzeri Rumilerle süslenmiştir. ( resim ) Milâs Ahmed Gazi Camii (1375), yazının dekoratif süsleme olarak kullanılmasına örnektir. Cümle kapısı üzerinde yer alan kitabenin ortasında, yüzeyi bitkisel motiflerle bezeli bir büyük madalyon kitabenin sağ taraftaki başlangıç noktasında ise yarım bir madalyon bulunur. ( resim 206) Firuz Bey Camii (1396), süsleme kuruluşuyla neredeyse tüm malzeme ve teknik çeşitliliğine sahiptir. Kemer ve kemer yastıkları bitkisel ve geometrik süslemelerle birer dekoratif elemana dönüşmüştür. Saçak altında yer alan ışınsal geometrik kuruluşlu örneklerin yer aldığı yüzeyler ve bu yüzeyleri ayıran konsolların üzerindeki natüralist üsluba yaklaşan hatayiler, şakayıklar farklı uygulamalardır. Son cemaat yeri yan üst pencerelerinin tavan süslemeleri Selçuk İsa Bey Camii nde ilk uygulamasını gördüğümüz üslubun geliştiğini gösterir. ( resim ) Pencere lento yüzeylerinde yer alan mukarnas sıraları ve mukarnas yüzeylerindeki bitkisel süsleme klasik dönemim pencere düzenlemelerinin prototipini oluşturur. Yapının cephesi, son cemaat yeri kemer düzenlemesi ve korkuluk şebekeleri, giriş saçağı bezeme kurgusu, cümle kapısının düğümlü bordürü, giriş kemer lentosu alt yüzey derin oyma bitkisel bordürü, kemer alınlığındaki naturalizme yaklaşan bitkisel bezeme örnekleri ve satrançlı kufi kitabesi ile muhteşem bir süsleme kuruluşu gösterir. Yapının iç mekânında devam eden yoğun süsleme kuruluşunun odak noktası mihraptır. Mihrap üç yönde mukarnas bordürle sınırlanmış, yüzeyleri palmet bezemeli bağımsız palmetler tepelik olarak yer almıştır. Mukarnaslı dış bordürden sonra, içerde beş kenarlı mihrap nişini iki yanda sınırlayan mukarnas başlıklı köşe sütünceleri üzerinden başlayan, oval ve yuvarlak madalyon kuruluşlu zencirek bordür, mihrabı üç yönde sınırlar. Bu bordürün yüzeyindeki kuruluş, Bursa Yıldırım Camii (1395) son cemaat yeri pencere bordürü ve Bursa Yeşil Türbesi (1424) ahşap kapı kanatlarında takip edilir. Mihrap nişi beş yüzlü olarak düzenlenmiştir, mihrap

43 219 nişinin her yüzeyine birer kandil motifi işlenmiştir. ( resim 246) Kullanım objelerinin süsleme kuruluşu içinde gösterilmesi bakımından, Batı Anadolu Beylikleri Mimarisi örnekleri içinde ilk örnektir. Mihrap kavsarası dışındaki köşe dolgu yüzeyleri ise, eğri kesim tekniğinde işlenmiş rumî-palmet örneklerinden oluşan bitkisel bezeme ile dolgulanmıştır. Mescid mekânı ve tabhane mekânlarında, kubbe ve kubbe etekleri kalem işi süslemelidir. Kubbe merkezinden gelişen üst üste iki süsleme kuruluşu uygulanmıştır. Birinci örnek zemini oluştururken, ikinci örnek ise çok dilimli merkezden gelişen dekoratif kafes kurgusuna sahiptir. Merkezde petek benzeri süslemeler yapılmış, göbek etrafında ise mavi-beyaz şeritle gölgeli bir ifade verilmiştir. Çok ışınlı geometrik geçmeden oluşan örnek, kubbenin yarı küresel yüzeyinde dantel gibi işlenmiştir, aralarda yer alan Selçuklu düğümü ve Rumîler üç dilimli palmet şeklinde sonlanır. Çiçekli kufî ile yazılmış bordürden sonraki geniş bordürde üçlü kartuşlar içinde ikinci bir rumî-palmet esaslı bezeme yer alır. Özellikli yapılardan biri diğeri Balat İlyas Bey Camii (1404) dir. Cephe, pencereler, cümle kapısı ve iç mekânda yoğunlaşan muhteşem süsleme kuruluşuna sahiptir. Pencere lento yüzeylerinde geometrik ve bitkisel örnekler bir arada kullanılmıştır. her pencere bir diğerinden farklı bezenmiştir. Bitkisel motifler, rumipalmet, rumi-lotus bordürler, palmet, geometrik motifler ise, çok kollu ışınsal yıldız örnekleri, mekik, altıgen, üçgen gibi, ok ucu ve Türk düğümü şeklinde yüzeylere uygulanmıştır. Pencere tavanlarında yer alan süslemeleri geometrik örneklerle bezenmiş, ancak birinde bordür olarak yazı kullanılmıştır. ( resim 264, 262, 284,283) Firuz Bey Camii mihrabında ilk örneğini gördüğümüz niş içindeki kandil motifleri, Balat İlyas Bey Camii nde mihrap tepeliğinin altında bulunan mihrap kitabesinin her iki tarafında daha plastik etkili olarak uygulanmıştır. Üslup olarak Firuz Bey Camii mihrabının neredeyse aynısı olan Balat İlyas Bey Camii mihrabı, her iki mihrabında aynı ustalar tarafından yapıldığını düşündürtmektedir. ( resim 308) Turgut İlyas Bey Camii (1311?) cephelerinde yer alan tuğla kullanımı dekoratif bir etki bırakmaktadır. Yapının güney cephesinde bulunan pencerelerde kullanılan tuğla bezemeler önemlidir. Cephede, sağ tarafta olan pencerenin kemer sırtı, tek sıra kılıcına tuğla örgü ile çevrelenmiştir. Solda bulunan pencerede ise

44 220 çerçeve içinde kalan kemer köşe yüzeyleri ise, tuğladan yapılmış düzgün altıgenler ve altı kollu yıldızlarla dolgulanarak geometrik kurgulu bezeme ile doldurulmuştur. Sırsız tuğlalardan yapılmış, yıldız ve çokgen örnekli bezeme örneği Batı Anadolu Beylikleri Mimarisi nde tek uygulamadır. ( resim 324) Peçin Ahmed Gazi Medresesi (1375) profilli silmelerle gotik etki gösteren cümle kapısı kadar ana eyvan kemer köşe dolgu yüzeyinde bulunan arslan figürlerinin kullanımıyla tek örnektir. Türk sanatında arslan gibi güçlü hayvanların devletini koruyucu gücünü temsilen simgesel olarak kullanıldığı bilinmektedir. Fakat arslan figürünün bu yapıda kullanıldığı şekliyle ilk kez karşılaşılır. Gotik etkilerin yoğun olarak hissedildiği yapıda, Venedik armalarını hatırlatan arslan figürlü armalar bu etkiyi güçlendirir. ( resim 329, 333)

45 AYDINOĞULLARI BEYLİĞİ ( ) Beyliğin adını veren Aydın sözünün bir kişi isminden mi yoksa bir aşiret isminden mi geldiği henüz kesin olarak bilinmemekle 1 beraber kaynaklarda kişi adından geldiğine dair bilgiler de mevcuttur. Düsturname-i Enveri de adı geçen, Yazıcızade Ali nin Tarihi Âli Selçuk isimli eserinde; Ve Leşkeri Eli ki şimdi Aydın Eli derler Aydın ve oğlanları dutmuşlardı ki Aydın reis Mehmed oğluydu ki sevahil gemilerinin reisleri ol tarafa kışlağa varan Türklerle ittifak edüp ol yerlerin Rumları sultanların haraçgüzârları yidiler. Çun sultanlar aradan gittiler onlar ol Rumları yagi idüp fetih ettiler. 2 Şeklinde bahsedilen Aydınoğlu sözü kaynaklarda ve kitabelerde somut bulgu olarak Aydın isimli bir kişiye işaret etmektedir. 3 Aydınoğlu Mehmed Bey kaynaklarda karşımıza ilk kez Germiyan ordusunda subaşı olarak çıkmaktadır. 4 Germiyanoğlu I. Yakup Bey tarafından, Aydın ve çevresini fethetmekle görevlendirilen Mehmet Bey, 1310 tarihinde Sasa Bey'in elindeki Tire, Ayasulug (Selçuk) ve Birgi yi ele geçirmiş ve bu çarpışmalar sırasında, Sasa Bey öldürülmüştür. 5 Bundan tarihten sonra Birgi yi kendisine merkez seçerek beyliğini ilan eden Mehmet Bey, 1310 yılından hemen sonra Müslüman İzmir i, 1326 yılında ise Ayasulug (Selçuk),Tire, Sultanhisarı, Bodemya ve Gavur İzmir i (Kadifekale) ele geçirmiştir. 6 Mehmed Bey, bundan sonra Ortaçağ Müslüman-Türk geleneğine uyarak ülkesinin idaresini beş oğlu arasında pay etmiş, kendisi, hükümdar sıfatı ile Birgi de oturmuş ve Ayasulug da kurduğu tersane ile güçlü bir donanma meydana getirmiştir. 1 Koca, Salim, Anadolu Türk Beylikleri, Türkler Ansiklopedisi, C.6, s Mükrimin Halil; Düsturname-i Enveri, İstanbul 1929, s.13 3 Akın, H., Aydınoğlu Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara 1986, s Uzunçarşılıoğlu, İ.H; Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devleti, Ankara 2003, s Mükrimin Halil; a.g.e.,s Uzunçarşılıoğlu, İ.H; a.g.e., s. 104

46 12 İzmir valisi tayin ettiği oğlu Aydınoğlu Umur Bey, bu donanmayla Sakız, Eğriboz, Bozcaada, Mora ve Rumeli kıyılarına akınlar düzenlemiştir. 7 Aydınoğlu Mehmed Bey'in 1334 te bir av sırasında attan düşerek ölümü üzerine, yerine kardeşlerinin de ittifakıyla Gazi Umur Bey geçmiştir. 8 Umur Bey, 14 yıllık beyliğinde, devlet merkezi Birgi de ancak üç gün oturabilmiş, bütün saltanatı savaşlarla geçmiştir. 9 Umur Beyin devri, Aydınoğulları Beyliğinin en parlak devri olmuştur. Saruhanoğlu Bey i Süleyman Şah ile ittifak kurarak, büyük bir donanmayla Mora ve Yunanistan a seferler düzenlemiş, bir çok ganimet elde etmiştir tarihinde Germiyanoğullarına haraç ve cizye veren bir Bizans şehri olan Alaşehir i iç bölgede kalmasına rağmen, kuşatarak nüfuzuna almıştır. 11 Umur Bey in dönemi Aydınoğlu Beyliğinin en parlak dönemi olarak bilinmektedir. Gazi Umur Bey, yıllarında, yanında kardeşi Aydınoğlu Hızır Bey olduğu halde, Ege Denizi adaları ve Yunanistan a seferler düzenlemiş ve Bizans'la iyi ilişkileri sayesinde Karadeniz e geçerek, Kili ve Eflak seferlerini gerçekleştirmiştir. 12 Umur Bey in Doğu Akdeniz deki bu faaliyetleri nedeniyle zarar gören Latinlerin kışkırtmasıyla, 13 Papa IV. Clemens in desteğiyle Aydınoğulları üzerine Haçlı seferi düzenlenmiştir yıllarında Kıbrıs, Ceneviz, Venedik ve Rodos gemilerinden oluşan Haçlı donanmasının birinci saldırısı sonuçsuz kalsa da, ikincisi saldırı sırasında Aydınoğlu Beyliğinin donanması yakılmış ve İzmir in sahil kesimi işgal edilmiştir. 14 Ancak Haçlılar, yukarı İzmir i elinde tutan Umur Beyin, şiddetli ve devamlı taarruzlarıyla karşılaştıklarından, kesin neticeye ulaşamamış ve anlaşma yapmak zorunda kalmışlardır. Bazı müttefiklerin antlaşmaya yanaşmaması üzerine, Papa bu antlaşmayı onaylamamış ve bu anlaşmayla bir sonuca 7 Uzunçarşılıoğlu, İ.H; a.g.e., s Koca, S; a.g.e, s Akın, H., a.g.e., s Akın, H., a.g.e., s.50-51: Mükrimin H; a.g.e., s Uzunçarşılıoğlu, İ.H.; a.g.e., s Koca, S., a.g.e.,s Savaş kazanılırsa Ortodoks ve Latin kiliselerinin birleşeceği vaadiyle Haçlı seferi düzenlendi. Bkz. Uzunçarşılı, İ.H, a.g.e., s Koca, S.; a.g.e., s. 727

47 13 varamayacağını bilen Umur Bey, 1348 tarihinde sahil İzmir ini almak için savaşırken şehit düşmüştür. 15 Umur Bey in şehit düşmesinden sonra Bey olan kardeşi Hızır Bey, Latinlerle ağır şartlar içeren yirmi maddelik bir anlaşma imzalamıştır. 16 Bu anlaşma sonucunda beylik topraklarında bulunan bütün limanlardan alınan vergilerin yarısı Latinlere verilmesi ve Latinlerin Aydınoğulları Beyliği topraklarında elçi bulundurması gibi oldukça ağır maddeler uygulanmıştır. 17 Hızır Bey hayatta iken ölen iki oğlu vefat ettiği için Hızır Bey den sonra hükümdarlık İsa Bey e geçmiştir. 18 Kesin olmamakla birlikte 1364 tarihli İsa Bey adına düzenlenmiş kitabeden yola çıkarak, Hızır Bey in 1360 tarihlerinde öldüğü sanılmaktadır. 19 İsa Bey, Osmanlılarla iyi geçinmiş, Latinlerin Doğu Akdeniz deki hakimiyetlerine son vermek için Mısır la Anadolu Beylikleri arasında kurulan ittifaka katılmıştır. 20 İsa Bey, 1389 tarihli Kosova Savaşında, Osmanlı hükümdarı Murad Hüdavendigar ın istediği yardıma bir miktar kuvvet göndermiştir. Bu savaşta I. Murad ın şehit düşmesiyle, Osmanlılara karşı olan Karamanoğlu Beyliği nin yanında yer alan Aydınoğulları Beyliği ne, Yıldırım Bayezıd tarafından 1390 tarihinde Yıldırım Bayezıd, İsa Beyin karşı koymadan ülkesini teslim etmesine mükafat olarak, kendisini İzmir ve civarının müstakil emiri tanımış ve İsa Beyin kızı Hafsa Hatun ile evlenerek, aradaki bağı kuvvetlendirmiştir. Yıldırım Bayezıd, bir müddet sonra İsa Beyi İznik te ikamete mecbur etmiş, böylece Aydınoğulları Beyliğini kesin olarak Osmanlılara bağlamıştır. Ankara Savaşı nda Beyazıd ı yenen Timur tarafından bütün Anadolu Beyliklerine toprakları iade edilmiş, böylece on iki yıllık aradan sonra Aydınoğlu hakimiyeti tekrar başlamıştır. 21 Ankara Savaşı ndan sonra İsa Bey in oğulları Musa 15 Uzunçarşılıoğlu, İ.H.; a.g.e., s Zachariadou, E., Trade and Crusade, Venetian Crete and the Emirates of Menteshe and Aydın ( ), Venice 1982., s Varlık, M.Ç, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C.8, İstanbul 1992,, s Uzunçarşılıoğlu, İ.H.; a.g.e., s Bkz: Selçuk İsa Bey Hamamı Kitabesi. 20 Akın, H., a.g.e., s., Uzunçarşılıoğlu, İ.H.; a.g.e., s. 114

48 14 Bey ve II.Umur Bey beyliğin başına geçmiş, Musa Bey in 1403 tarihinde ölümüyle beyliğin tümü Umur Bey e geçmiştir. 22 İbrahim Bahadır Bey in oğullarından biri olan Cüneyd Bey İzmir e, diğer oğlu Karahasan Bey ise Ayasulug a hakim olmuştur. 23 Umur Bey Menteşe Bey inden yardım alarak Cüneyd Bey ve kardeşinin üzerine yürümüş, Karahasan ı Marmaris e hapsetmiştir. Kardeşini kurtaran Cüneyd Bey, ilişkileri düzeltmek için Umur Bey in kızıyla evlenmiş ve Umur Bey in ölümünden sonra da beyliği tek başına idare etmeye başlamıştır. 24 Beyliğini ayakta tutmak için Osmanlı şehzadelerinden Emir Süleyman a yakın duran Cüneyd Bey, beklediği desteği görememiştir. Cüneyd Bey in topraklarına el koyan Emir Süleyman, Cüneyd Bey i kontrol altında tutabilmek için, 25 Ohri sancak beyliğine tayin etmiştir. Cüneyd Bey, daha sonra Musa Çelebi ve Mehmed Çelebi arasındaki mücadelede taraf olmuş, daha sonra Mehmed Çelebi ye karşı Yıldırım ın oğlu Mustafa ile birleşmişse de, Sultan II. Murad tarafından gönderilen Osmanlı orduları karşısında başarı sağlayamamış, hayatına dokunulmaması şartıyla teslim olmuştur. Ancak Osmanlı komutanları sözlerinde durmayarak Cüneyd Bey i öldürmüşler, böylece tarihlerinde, Aydınoğulları Beyliği nin siyasi varlığı sona ermiştir. 26 Aydınoğulları nın Coğrafi Sınırı Aydınoğullarının Küçük Menderes havzası ve İzmir e uzanan bölgede yerleştikleri bilinmektedir. Birgi merkez olmak üzere, Ayasulug ( Selçuk), Sultanhisarı, İzmir, Bodemya, Tire beyliğin hüküm sürdüğü şehirlerdir. 15. ve 16. yüzyılda Aydınoğulları kayıtlarına sadık kalındığı bilinen Tahrir Defterlerinden 1451 tarihli olan defterde Liva-i Aydın a bağlı; Birgi, Tire, Aydın, Sultanhisarı, Arpaz, Bozdoğan, Kestel, Ayasulug ( Selçuk), İzmir, Karaburun, Urla ve Bodemya sayılmıştır Akın, H., a.g.e., s Uzunçarşılıoğlu, İ.H.; a.g.e., s Akın, H., a.g.e., s. 79: Uzunçarşılıoğlu, İ.H.; a.g.e., s Koca, S., a.g.e., s Koca, S., a.g.e., s. 730: Uzunçarşılıoğlu, İ.H., a.g.e., s., 118.:Pitcher, Donald, Osmanlı İmparatorluğu nun Tarihsel Coğrafyası, çev. Bahar Tırnakçı, İstanbul 2001, s Akın, H. a.g.e., s

49 15 KAYNAKLAR AKIN, Himmet (1986),Aydınoğlu Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara ENVERİ, (1929), Düsturname-i Enveri, haz. Mükrimin Halil, İstanbul. KOCA, Salim (2002), Anadolu Türk Beylikleri, Türkler Ansiklopedisi, C.6, Ankara. PİTCHER, Donald (2001), Osmanlı İmparatorluğu nun Tarihsel Coğrafyası, çev. Bahar Tırnakçı, İstanbul. UZUNÇARŞILIOĞLU, İ.Hakkı (2003), Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devleti, Ankara. ZACHARİADOU, Elizabeth (1982), Trade and Crusade, Venetian Crete and the Emirates of Menteshe and Aydın ( ), Venice. VARLIK, Mustafa (1992), Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C.8, İstanbul.

50 4 2. BATI ANADOLU BEYLİKLERİ 26 Ağustos 1071 tarihinde meydana gelen Malazgirt meydan savaşına katılan Türkmen boylarına, Anadolu nun çeşitli bölgeleri Alparslan tarafından tımar (mülk) olarak verilmiştir. 1 Görülen lüzum üzerine bu Türkmen boylarının bir kısmı, Bizans ve Kilikya sınırlarına yerleştirilmiştir. 2 Bizans sınırına yakın Türkmen Beylikleri arasında Kütahya merkezli Germiyanoğulları ile Sinop civarında yerleşen Candaroğulları güçlü beylikler olarak sivrilmişlerdir. 3 Karasioğulları, Aydınoğulları, Saruhanoğulları ve Menteşeoğulları Beylikleri, başlangıçta denize açık klasik, gaza ideolojisinin mahiyet değiştirip idealize edildiği bir gücün yönlendirdiği beylikler durumundadır. 4 Moğollar ın 1220 lerde Müslüman Ortadoğu sunu işgal etmeye başlayıp, 1243 yılında yapılan Kösedağ savaşını kazanarak, Anadolu nun askeri ve mülki idaresine el koydukları tarihte, Selçuklu Devleti fiilen sona ermiş ve İran İlhanlılarına bağımlı bir devlet haline gelmiştir. 5 Bu siyasi otorite boşluğundan yararlanan Türkmenler, bağımsız hareket edebilme şansını yakalayınca, Selçuklular ın fethedemediği Bizans idaresinde olan Batı Anadolu ve Marmara Bölgelerini fethederek kısa süreli de olsa bölgede söz sahibi olmuşlardır. Dönemin Bizans tarihçisi G. Pachymeres, İstanbul u ancak 1261 tarihinde geri alan Palaelogların, Balkan sorunlarıyla meşgul olmaları sebebiyle, Asya sınırlarını önemsemeyerek Türkmen akınlarına açık kapı bıraktığını belirtmektedir yüzyılda Batı Anadolu ya Selçuklu uç teşkilatına bağlı olarak yerleştirilen beylikler, bu tarihten sonra özgürlüklerini ilan etmişlerdir. 7 Başlangıçta Germiyanoğulları Beyliği ne tâbi iken daha sonra özerk olan ve Bizans idaresindeki Batı Anadolu yu 1 Varlık, M.Ç.; Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C.8, İstanbul 1992, s Uzunçarşılıoğlu, İ.H.; Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu ve Karakoyunlu Devletleri, Ankara 2003, s.1 3 Emecen, F.; İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası, İstanbul 2001, s.40 4 Emecen, F., a.g.e., s.,41 5 İnalcık, H, Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ ( ), çev. Ruşen Sezer, İstanbul 2003, s.11 6 İnalcık, H. a.g.e., s.12 7 Varlık, M.Ç; a.g.e, s.483

51 5 alarak beylik kuran Aydınoğulları, Saruhanoğulları ve Karesioğulları mevki ve siyasetteki rolleri itibariyle önemli beyliklerdir Batı Anadolu Beyliklerinin Kültür Ortamı Anadolu Beylikleri'nin ilk teşkilâtları aşiret geleneğine dayanmaktadır. Anadolu Selçuklulara zamanında sınırlara yerleştirilen Türkmen aşiretleri savaş zamanlarında reislerinin emrinde sefere giderler ve savaştan sonra da hükümdar tarafından aşiret beyine ikta edilmiş olan yerlerine dönerlerdi. 9 Anadolu Selçuklu sultanları, çeşitli zamanlarda Anadolu'ya gelmiş olan Türkmen aşiretlerinin bir çoğunu Bizans İmparatorluğu ve Kilikya Ermeni Krallığı ile olan sınırlara yerleştirmişler, buradaki araziyi aşiret beylerine ikta olarak vermişlerdi. Bu Türkmen beyleri daha sonra bağımsızlıklarını kazanmaya başlayınca Anadolu Selçuklu teşkilâtını taklit ederek saray ve teşrifat usulleri meydana getirmişlerdir. 10 Beylikler Devri, XIII. yüzyılın sonunda Anadolu Selçuklu Devleti'nin zayıflayarak yıkılışından sonra Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde kurulan ve eski kaynaklarda "Tevâif-i mülûk" diye anılan Türk beyliklerinin egemen olduğu bir dönemdir. 11 Bu dönem Anadolu'da ilk büyük Türk devleti, Türkiye Selçuklulara kurulması açısından Anadolu-Türk tarihi bakımından oldukça önem taşımaktadır. Türkiye Selçuklu Devleti'nin zayıflayıp ortadan kalkmasından sonra bağımsız birer devlet haline gelen ve sayıları büyüklü-küçüklü olmak üzere yirmiyi geçen bu Türkmen Beylikleri devlet teşkilâtı ve kültürü, Büyük Selçuklu ve Türkiye Selçuklulara ile gelişerek Osmanlılara ulaşan Türk-İslâm kültürünün bir ara dönemini oluşturur. 12 İdari Teskilât; Anadolu Beylikleri'nde devlet, daha önceki Türk beyliklerinde olduğu gibi hükümdar ailesinin ortak malı sayılıyordu. Devleti aile arasından seçilen reis idare 8 Uzunçarşılıoğlu, İ.H ; a.g.e, s.2 9 Köprülü, K, Ortazaman Türk-İslam Feodalizmi, Belleten, S.19, Ankara 1941, s Uzunçarşılıoğlu,İ.H., a.g.e., s Yücel, Y., Anadolu Beylikleri Hakkında Araştırmalar I-II, Ankara 1991, s Uzunçarşılıoğlu,İ.H., a.g.e., s.54

52 6 ederdi. Ailenin en yaşlısına veya en nüfuzlusuna "ulu beg" denirdi. 13 Ulu Bey hükümet merkezinde oturur, kardeş ve çocukları ise vilâyetlere gönderilirdi. Ulu bey ünvanı daha çok halk ve aşiret arasında kullanılır; teşrifat, ferman, sikke, hutbe ve kitabelerde ise "emir-i a'zam" veya "sultan-i a'zam" tabirleri tercih edilirdi. 14 Anadolu beyliklerinde, Selçuklularda olduğu gibi merkezde devlet islerini yürütmek için bir divan teşkilâtı kurulmuştu. Divanin basındaki reise genellikle "vezir" veya "sahib-i a'zam" denirdi. 15 Emrinde bir kalem heyeti bulunan divan reisleri devletin kanun ve nizamlarının tatbikiyle uğraşırlardı. Devletin mali isleri ise Divân-i Istifâ denilen ayrı bir divan tarafından yürütülürdü. 16 Hükümdarın emir ve fermanlarını yazmak için İnşa Divanı ile adli ve askeri işlere bakan ayrı makamlar vardı. Vilâyetlerdeki şehzâdelerin emirleri altında da merkezdeki divanin ayni, fakat daha küçük şekilleri bulunurdu. Vilâyetleri idare etmek ve böylece devlet islerine alışmak için gönderilen şehzâdeler eğer küçük iseler, yanlarına hükümdarın güvendiği birisi "Ata Beg" 17 veya "Lala" unvanıyla tayin olunur ve şehzâde büyütünceye kadar, hatta yetiştikten sonra da devlet islerini Lala idare ederdi. 18 Vilâyetlerde Divân-i İstifâ nın reisine bağlı tahsil memurları bulunur ve bunlar topladıkları parayı verilen emre göre gereken yerlere dağıtırlardı. Şer'î işlere ise Kadılar bakar ve şahıslar arasındaki hukuki meseleleri hallederlerdi. Vilâyetin askerî ve güvenlik işlerinden ise, Subaşılar sorumlu idiler. Saray ve Ordu Teskilâtı; Anadolu Beylikleri'ndeki saray teşkilatı, devlet teşkilâtında olduğu gibi Anadolu Selçuklu Devleti'nin saray teşkilâtından alınmıştır. 19 Sarayda hacim, mîrâhur, çasnigîr, candar, sarabdâr, rikâbdar ve musâhib gibi görevliler 13 Varlık, M.Ç.; a.g.e., s Uzunçarşılıoğlu,İ.H., a.g.e., s Uzunçarşılıoğlu,İ.H., a.g.e., s.202: Varlık, M.Ç.; a.g.e., s Varlık, M.Ç.; a.g.e., s Varlık, M.Ç.; a.g.e., s Ögel, B.,Türk Kültür Tarihi, Ankara 1984, s Turan, R.Türkiye Selçukluları ve Anadolu Beyliklerinde Teşkilat,Türkler Ansiklopedisi, C.7, s.158

53 7 bulunurdu. 20 Ibn Battuta meşhur seyahatnâmesinde Anadolu beyliklerinin saray teşkilatı hakkında bilgi vermiştir. 21 Anadolu Beylikleri'nde ordu, hükümdarın atlı ve yayalardan meydana gelen hassa birlikleriyle beylerin tîmârlı sipahileri ve çerik denilen aşiret süvârilerinden meydana gelmiştir. 22 Ümerâ adı verilen maiyet beyleri, derecelerine göre kendilerine verilen tîmâr nispetinde asker beslemekle yükümlü sayılmıştır. Savaş sırasında ordu üç kısma ayrılır, en önde Çarhaci veya Talia denilen öncü kuvvetleri, arkasında ise ihtiyat kuvvetleri bulunurdu. 23 Bu ordunun merkezindeki kuvvetlere hükümdar, kollara ise şehzâdeler kumanda ederdi. Bütün ordunun emirine subaşı denilir, Anadolu beyliklerinde ordu silâh olarak ok, yay, kılıç, kalkan, kargı, hançer, zırh, çomak, balta, mancınık ve arrâde kullanırdı. 24 Ayrıca birliklerin davul, kös, zurna, nakkâre, zil ve borulardan meydana gelen mehterleri vardı. Anadolu Beylikleri'nin denizle bağlantısı olanlarında donanma teşkilâtı da kurulmuştu. Batı Anadolu'da Karasi, Saruhan, Aydın ve Menteşeoğulları nın, güneyde Akdeniz sahilinde Hamidoğulları nın, kuzeyde Pervaneoğulları nın ve daha sonra Candarlı Beyliği nin donanmaları olduğu bilinmektedir. 25 İlim Ve Kültür; Anadolu Beylikleri'nde XIV. ve XV. yüzyıllarda ilim ve fikir hayatı parlak bir şekilde devam etmiş, belli başlı Anadolu şehirleri birer ilim merkezi haline gelmiştir. 26 Anadolu hükümdarları, çeşitli ilim adamlarını bir araya toplayarak onları ihsan ve iltifatlarla teşvik etmişlerdir. Ayrıca bu ilim adamlarının öğrenci yetiştirebilmeleri için medrese, kütüphane, imaret ve misafirhaneler kurmaya büyük önem göstermişlerdir. 20 Kafesoğlu, İ., Türk Milli Kültürü, İstanbul, 1986, s İbn Battuta Tancî, İbn Battûta Seyahatnâmesi I, (çev.a.sait Aykut), İstanbul 2001, s. 22 Ögel, B.;a.g.e. s Uzunçarşılıoğlu,İ.H., a.g.e., s Kafesoğlu, İ.,a.g.e., s Uzunçarşılıoğlu,İ.H., a.g.e., s. 203: Varlık, M.Ç.; a.g.e., s Bkz. Uzunçarşılıoğlu,İ.H., a.g.e.,201: Varlık, M.Ç.; a.g.e.,381

54 8 Anadolu beylerinin bu yakın ilgileri sayesinde tip, astronomi, riyâziye, edebiyat, tarih, tasavvuf ve dinî konularda pek çok eser kaleme alınmıştır. Bu dönemde Konya, Kayseri, Niğde, Sivas, Kastamonu, Sinop, Kütahya, Bursa, İznik, Kırşehir, Amasya, Ankara gibi baslıca Anadolu kentleri birer bilim merkezi olmuşlardı. Anadolu Selçuklulara zamanında Mevlâna Celâleddin Rumî ile parlak bir düzeye ulasan tasavvuf cereyanı beylikler döneminde de ayni gelişmeyi göstermiş ve Anadolu'nun manevî hayatında büyük etkiler meydana getirmiştir. Toprak İdaresi Anadolu Beylikleri'nde toprak idaresi Selçuklularda olduğu gibi ikta (tımâr), mülk ve vakıf olmak üzere üç kısımdan meydana geliyordu. 27 Şehir ve kasabalarda her sanat erbabının kendilerine mahsus teşkilâtları vardı. Bu teşkilât hem mensuplarının haklarını korur, hem de üretilen malin kalitesini kontrol ederdi. Kent ve kasaba halkı şer'i ve örfî vergilerini kime ayrılmış ise ona verirlerdi. Köylülere gelince, kendilerine verilen ve aslında devlete ait olan toprağı islemekle yükümlüydüler. Toprağı islediği sürece toprak kendisinde kalır, oğul ve torunlarına geçerdi. Köylü islediği toprağın vergisini devletin gösterdiği kimseye verirdi. Reaya, ikta reayası, vakıf reayası ve malikane reayası olmak üzere baslıca üç kısma ayrılmıştı. 28 Köylü, kimin reayası ise toprağını kullanma iznini ondan alır ve vergisini ona öderdi. Bazı köyler, meselâ derbende beklemek, madenlerde çalışmak, av kuşları yetiştirmek gibi hizmetler karşılığında vergilerden muaf tutulmuştur. İlim ve din adamları da her türlü vergiden muaf tutulmaktaydı. 29 Anadolu Beylikleri zamanında sanayi, ticaret ve ziraata de büyük önem verilmişti. Anadolu Selçuklulara zamanında ülkeyi doğu-batı, kuzey-güney yönlerinde kesen yollar ve bu yollar üzerinde bulunan kervansaraylar beylikler döneminde de varlıklarını devam ettirmişlerdir. 30 Bu dönemde Anadolu'nun her yanında Ahilerin esnaf örgütlerine rastlanıyordu. Her türlü sanat erbabını içine alan bu teşkilâtın kendine özgü bir sistemi vardı. 27 Ögel, B.;a.g.e. s. 398: Kafesoğlu, İ.,a.g.e., s.329: Uzunçarşılıoğlu,İ.H., a.g.e., s Turan, R,.a.g.e., s Varlık, M.Ç.; a.g.e., s Cantay, G, Anadolu Türk Beylikleri, Türkler Ansiklopedisi, C.8, s. 16

55 9 Beylikler devrinde ekonomik hayatin temelini ziraat oluşturmaktaydı. Ülkenin iklim şartlarına bağlı olarak çeşitli bölgelerde tahıl, her çeşit meyve, pamuk, ipek yetiştiriliyor ve hayvancılık yapılıyordu. 31 Elde edilen ürünün büyük bir kısmi iç tüketimi karşılıyor, geri kalanı ise komşu ve Avrupa devletlerine satılıyordu. Bu dönemde baslıca ticaret merkezleri Karadeniz kıyısında, Trabzon, Samsun ve Sinop; Ege denizi kıyısında Foça, İzmir ve Ayasulug (Selçuk); Akdeniz kıyısında Antalya ve Alanya; İç Anadolu'da ise Sivas, Kayseri ve Konya dır. Bu kentlerden Sivas, Anadolu'nun en önemli ticaret merkeziydi. Çeşitli ülkelerden buraya gelen Müslüman tüccarlar ile Ceneviz ve Venedik tüccarları büyük kafileler halinde Sivas'a gelirler ve burada mal alır veya satarlardı. Satılan mallar arasında her çeşit kumaş, hali, kilim, ipek ve pamuk bulunmaktaydı. Germiyan, Denizli ve Alaşehir de dokunan kumaşlar diş pazarlarda rahatlıkla alıcı bulurdu. Bunun yanında Diyarbakır, Siirt, Alaşehir ve Balıkesir yörelerinde üretilen ipek ve ipekli kumaşlar İstanbul ve Avrupa pazarlarına gönderilmekteydi Cantay, G., a.g.e., s Varlık, M.Ç.; a.g.e., s. 379

56 10 KAYNAKLAR CANTAY, Gönül (2002), Anadolu Türk Beylikleri, Türkler Ansiklopedisi, C.8, Ankara. EMECEN, Feridun (2001), İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası, İstanbul. İBN BATTUTA TANCÎ (2001), İbn Battûta Seyahatnâmesi I, çev.a.sait Aykut, İstanbul. İNALCIK, Halil (2003), Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ ( ), çev. Ruşen Sezer, İstanbul. KAFESOĞLU, İbrahim (1986), Türk Milli Kültürü, İstanbul, 1986, s. 311 KÖPRÜLÜ,K, (1941), Ortazaman Türk-İslam Feodalizmi, Belleten, Ankara. ÖGEL, Bahaeddin (1984), Türk Kültür Tarihi, Ankara. TURAN, Rahmi (2002), Türkiye Selçukluları ve Anadolu Beyliklerinde Teşkilat,Türkler Ansiklopedisi, C.7.Ankara. UZUNÇARŞILIOĞLU, İ.Hakkı (2003), Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu ve Karakoyunlu Devletleri, Ankara. VARLIK, Mustafa Ç. (1992), Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C.8, İstanbul YÜCEL, Yaşar (1991), Anadolu Beylikleri Hakkında Araştırmalar I-II, Ankara

57 XX ÇİZİM LİSTESİ 1. Birgi Ulu Camii Minare Gövdesinin Süslemeleri 2. Kaideden Minareye Geçiş Bordürü ( Günümüze gelmemiştir.) 3. Birgi Ulu Camii Mihrap Bordürleri 4. Birgi Ulu Camii Mihraptan Detayı 1 5. Detay 2 6. Detay 3 7. Detay 4 8. Detay 5 9. Detay Detay Detay Detay Detay Detay Kavsara Kemeri Köşe Yüzey Süslemesi 16. Mihrap Sütüncesinin Üzerindeki Palmet Motifleri 17. Mihrap Önü Kubbesi Kemer Yüzeyi Süslemesi 18. Mihrap Önü Kubbesi, Kemer Yüzeyini Sınırlayan Bordür 19. Birgi Ulu Camii, Minber Kapı Tacı 20. Minber Bordürü Minber Korkuluklarının Madeni Kabaraları 22. Minber Bordürü Minber Bordürü Minber Bordürü Minber Bordürü Minber Bordürü Pencere Kanadı Bordürü 28. Birgi Ulu Camii, Kuzey Duvarı Şemse Örnekli Pencere Kanadı 29. Selçuk İsa Bey Camii, Batı Cephesinde Devşirme Bordür

58 XXI 30. Selçuk İsa Bey Camii, Giriş Eyvanında Yıldız Tonozun Ortasında Bulunan Çarkıfelek Motifi 31. Tire Süleyman Şah Türbesi, Kemer Kilit Taşında Rozet 32. Tire Süleyman Bey Türbesi, Kemer Köşe Yüzeyinde Geometrik Süsleme 33. Birgi Aydınoğlu Türbesi, Kubbe Merkezinde Geometrik Süsleme 34. Birgi Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi, Kubbe Eteğinde Süs Kufisi 35. Birgi Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi, Kubbe Kasnağında Pencere Köşe Yüzeyi 36. Manisa Ulu Camii Medresesi, Cümle Kapısı Lento Alt Yüzeyinde Kabartma 37. II Yakup İmareti, Türbe Zemin Bordürü II. Yakup İmareti, Türbe Zemin Bordürü İshak Fakih Camii, Minare Gövdesinde Zencirek Bordür 40. İshak Fakih Camii, Minare Gövdesinde Ok Ucu Bordür 41. Çine Ahmed Gazi Camii, Minber Bordürü Çine Ahmed Gazi Camii, Minber Bordürü Çine Ahmed Gazi Camii, Minber Yan Aynalığı 44. Çine Ahmed Gazi Camii, Minber Korkuluğu 45. Firuz Bey Camii, Son Cemaat Yeri Korkuluk Şebekesi Firuz Bey Camii, Son Cemaat Yeri Korkuluk Şebekesi Firuz Bey Camii Son Cemaat Yeri Korkuluk Şebekesi Firuz Bey Camii, Son Cemaat Yeri Giriş Cephesinde Saçak Altında Geometrik Süsleme 49. Firuz Bey Camii, Son Cemaat Yeri Orta Kemer Yastığının Doğuya Bakan Yüzeyinde Bitkisel Bezeme 50. Firuz Bey Camii, Son Cemaat Yeri Orta Kemer Yastığının Batıya Bakan Yüzeyinde Bitkisel Bezeme 51. Firuz Bey Camii, Cümle Kapısı Lento Alt Yüzeyinde Bitkisel Süsleme 52. Firuz Bey Camii, Cümle Kapısı Son Cemaat Yeri Üst Pencere Tavan Yüzeyinde Geometrik Süsleme 53. Firuz Bey Camii, Cümle Kapısı Son Cemaat Yeri Üst Pencere Dış Alınlık Yüzeyinde Geometrik Süsleme 54. Firuz Bey Camii, Mihrap Alınlık Yüzeyi

59 XXII 55. Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lentosu Dış Yüzey Süslemesi Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lentosu Dış Yüzey Süslemesi Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lentosu Dış Yüzey Süslemesi Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lentosu Dış Yüzey Süslemesi Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lentosu Dış Yüzey Süslemesi Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lentosu Dış Yüzey Süslemesi Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lentosu Dış Yüzey Süslemesi Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lentosu Dış Yüzey Süslemesi Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lentosu Dış Yüzey Süslemesi Balat İlyas Bey Camii, Cephe Bordürü Balat İlyas Bey Camii, Cephe Bordürü Balat İlyas Bey Camii, Cümle Kapısı Kemer Aynalığında Ok Ucu Motifi 67. Balat İlyas Bey Camii, Cümle Kapısı Orta Kemer Kilit Taşında Kabara 68. Balat İlyas Bey Camii, Cümle Kapısı Batı Kemer Kilit Taşında Çini Kakmalı Kabara 69. Balat İlyas Bey Camii, Cümle Kapısı Doğu Kemer Kilit Taşında Çini Kakmalı Kabara 70. Balat İlyas Bey Camii, Güney Duvarı, Batı Alt Pencere Tavan Bezemesinden Detay 71. Balat İlyas Bey Camii Batı Duvarı, Güney Alt Pencere Tavan Bezemesinden Detay 72. Firuz Bey Camii, Kubbeden Tromp Detayı 73. Balat İlyas Bey Camii, Kubbeden Tromp Detayı

60 4. DEĞERLENDİRME 4.1. Külliye Bütünlüğünde Bulunan Yapılarda Süsleme Programının Değerlendirilmesi Batı Anadolu Beylikleri Dönemi Mimarlığı nda özgün tasarımların işaretlerini cephe tasarımlarında görmek mümkündür. Kademeli yüzey bölmeleri, genişleyen silmelerdeki hareketlilik, taş içine taş kakma tekniğinin getirdiği renklilik, mukarnasın cümle kapısı kavsarası dışına taşması gibi özellikler, Zengi, Memlûk hatta Bizans çağrışımlı unsurlar, Batı Anadolu ya yaklaştıkça Selçuklu üslubundan sıyrılmaktadır. Cepheyi etkili kılacak yöntemler denenirken, bazı özgün çözümlerin daha sonraki Osmanlı mimarisinde karşımıza çıkacak olan unsurların öncüsü olduğu fark edilmektedir. Batı Anadolu Beylikler Dönemi mimari arayışları ve denemeleriyle Osmanlı sanatının anıtsal üslubunu hazırlamıştır. Batı Anadolu Beyliklerine ait günümüze ulaşan yapılar genellikle tek yapı gibi algılanmasına rağmen külliye geleneğinde bir yapılanmaya sahip olup; günümüze ulaşan bazı ortaçağ şehirlerinde, antik yapılaşma dışındaki şehirleşmeyi sağlayan kuruluşlar olmuştur. Bu külliyelerin bazılarının hanları, medreseleri ve imaretleri günümüze ulaşmamış, buna karşılık toplumun benimsediği başlıca yapılar olan cami ve türbe yapıları onarımlarla günümüze gelmeyi başarmışlardır. Batı Anadolu Beylikler mimarisi bütünlüğü içinde günümüze ulaşan yapılar başta cami yapıları olmak üzere üç plan tipiyle tanıdığımız yapılardır. Bunlar Anadolu Selçuklu geleneğinde mihrap önü kubbeli ulu cami plan şemasında olanlar, çift fonksiyonlu camiler olan ters _I_ plan yapısında olanlar ve anıtsal tek kubbeli plan tipinde olanlar şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Ulu cami plân şemasında gelişen Batı Anadolu camilerinde en erken tarihli Birgi Ulu Camii de (1312) ise, cephede cümle kapısında taş süslemeler önemli olurken, diğer cephede yer alan pencere alınlıkları kadar, burmalı sütunlu sövesi süsleme açısından değerli mimari unsurlar olmuştur. Yapının güneydoğu köşesinde duvar dokusunun içine yerleştirilen armasal biçimli arslan heykeli; bir taraftan antik kültüre ait figürlü heykeli koruma

61 düşüncesini anlatırken, öte yandan Türk Sanatı bütünlüğünde armasal düzenlemede figürün sembolik ifadesine uygun değerlendirildiğini gösterir. 1 Birgi Ulu Camii, antik yapı çevresinin renkli mermer taşlarıyla cephelenir. Kullanılan bu taşlar, yapıya renkli bir dış görünüş kazandırırken, mihrap duvarına yakın duvar üzerinde yükselen minarenin çini tuğla beraberliğinde bezemeli olması ve minare gövdesinin üç farklı desende ifade edilir olması yapının dış görünüşüyle daha renkli algılanmasını sağlar. Birgi Ulu Camii nin mimari bütünlüğünün ayrılmaz unsurları olan ahşap kapı ve pencere kanatlarında özgün kapı kanatları günümüze ulaşmamış olmasına rağmen, pencere kanatlarının hem ahşabın pencere kanadı olarak biçimlenmesi yönünde hem de rumî palmetli bitkisel bezemenin pencere yüzeyindeki mail (eğri) kesim tekniğinde işlenmesi nedeniyle önemli bir örnektir. Anadolu Selçuklu ahşap işçiliğinin önemli eserlerinden Malatya Ulu Camii (1224) 2 minberi ile Siirt Ulu Camii (1151) 3 minberinde uygulanan mail kesim tekniğinin birdenbire Birgi Ulu Camii minberinde (1322) 4 görülmesi, Beylikler Dönemi nde mimariye bağlı ahşap işçiliğinin ne kadar önemli ve yaygın olduğunu gösterir. Fonksiyonel varlığıyla önemli olan minber; usta adı ve tarihi veren bir eser olmaktan öte, ahşap işçiliğinin ve çok ışınlı geometrik geçme kuruluşlu örnekli yüzeylerin, yazı bordürlerinin, ajur tekniğinde yapılmış korkuluklarının, muhteşem minber kapı kanatlarının, kabaralı yan yüzeylerinin, minber tepeliği ve taht bölümleriyle ve uygulanan teknik çeşitliliğiyle Beylikler Dönemi nin ender eserlerinden biridir. Ahşap bütünlüğünde mimari mekân tefrişini renklendiren unsur ise, Anadolu Selçuklu dönemi mozaik çini tekniğinde farklı ve konturları temiz olarak ifade edilen çini mihrap; hem mihrap kurgusu olarak mihrap bordürleri, mukarnas kavsara ve niş aynaları her birinin ayrı ayrı Türk süsleme sanatının en önemli geometrik bitkisel ve yazı ile süslemeli örnekleri günümüze taşıması önemli olmaktadır. Koruma ve armasal amaçlı arslan heykelinin varlığı, kapı pencere kanatları ile minberin ahşap 1 Cantay, G; Erzurum, İlhanlı Medreselerinde Heraldik İfadeler, IX. Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyumu (21-23 Nisan 2005-Erzurum), Erzurum 2006, s Öney, G; Anadolu Selçuklu ve Beylikler Devri Ahşap Teknikleri, Sanat Tarihi Yıllığı III, İstanbul 1970, s Öney, G; a.g.e., s Camii 1312, minber ise 1322 tarihlidir.

62 bezemeli imalâtı, mihrabın çini işçiliği ve tuğla çini bezemeli minaresi ile 14. yy başlarından günümüze ulaşan ve dört ayrı malzemeye bağlı çeşitli tekniklerle meydana getirilmiş süslemelerin varlığı ile yapı Batı Anadolu Beylikleri içinde ön plana çıkmaktadır. Milâs Ahmed Gazi Camii (1375) cephe mimarisini oluşturan, cephenin ifadelendirilmesinde bir ölçüde süsleme olarak da kabul edilebilir yekpare mermer taş yüzeye işlenmiş olan kitabelikte yer alan muhteşem madalyonda, şakayık motiflerinin yer alması ile taş süsleme örneğini günümüze ulaştıran ilk yapı olmaktadır. Caminin batı cephesinde sonradan açılan kapı üzerindeki tuğla bordür parçası, bu cepheden günümüze ulaşan süsleme izleridir. Batı Anadolu Beylikleri nden önemli ve tam batıya açık durumuyla Aydınoğlu Beyliği nin Selçuk ta bıraktığı İsa Bey Camii (1375), genel plân şemasıyla revaklı şadırvanlı avluya sahip olmakla birlikte, mimarının Şam kökenli olması İslam mimarisinin etkilerinin bu yapıda ortaya çıkmasına neden olmuştur. Yapı mihrap duvarına paralel iki sahın, orta bölümde ard arda iki kubbe ile plâna bağlı üst örtü yorumuyla erken İslam camilerine benzer durumuna rağmen, cephe kuruluşu ve bezemeleriyle farklı bir yorum kazanmıştır. Yapı ayrıca, Memlûk cami mimarisinin cephe kurgusunu Anadolu ya taşıyan ilk örnek olmasıyla önemlidir. Özellikle İsa Bey Camii nin batı cephesinde yer alan pencere kuruluşları, Memlûk mimarisinin örnekleriyle benzerlik gösterir. Bu nedenle yapı cephe tasarımı olarak, özellikle cephedeki pencere tasarımları ve düzenleri ile Osmanlı Dönemi cami mimarisi cephe kuruluşunun prototipi olarak görülen yapı niteliği kazanmıştır. 5 Bu yapı, Osmanlı şadırvanlı avlulu camilerinin öncüsü olmakla beraber, güney ve Mısır Memluk mimarisinden de izler taşımaktadır. Kıble cephesinde mihrap önü kubbesi bulunan mekânı aydınlatan üçlü pencere kuruluşları Memlûk pencere geleneğini aktarırken, batı cephesindeki renkli taş işçiliği ve düğümlü geçmeleri ise yapıda Zengi ve Memlûk Mimarisi nin 5 Sönmez, N; Geleneğin Devamlılığı Bağlamında Osmanlı Camilerinin Pencere Tasarımına Batı Anadolu Beyliklerinin Etkileri, The 11 th International of Turkish Art (August ), Utrecht- The Netherlands,s.4

63 ifadelendirilmesini sağlamıştır. 6 Ancak eyvanımsı taşkın anıtsal batı kapısı ve bir ölçüde doğu kapısı, Anadolu Selçuklu Mimarisi nin taç kapı geleneğini yansıtan unsurlar olurken, kapı üzerinde yüksek çokgen gövdeli minareler ise, gene Anadolu Selçuklu geleneğindeki kapı-minare beraberliğini doğu ve batı cephesine taşımıştır. Yapının dış cephesi, bu kurguya rağmen harimin iki sütun ve üç açıklıkla avluya açılışı, gene Memlûk camilerinin tesiri olarak yapıda yer almıştır. Selçuk İsa Bey Camii nde cephelerdeki renkli mermer taş işçiliği, dikdörtgen pencerelerin mukarnas sırasıyla taçlanmış olması ve pencerelerin iç mekâna açılan yüzlerinde de mukarnas taçlarının varlığı; yapının hem cephe hem de mekân süslemesine pencere katılımını gösterir. Doğu ve Batı kapılarının söve iç yüzlerinin ve minareye kaide oluşturan tavanlarının batıdakinde yıldız tonoz, doğudakinde bitkisel ve geometrik düzenlemeli bezemeli kuruluşu doğu-batı kapılarının bir giriş mekânı düzeniyle bütünleştiğini de gösterir. Bu giriş mekânı bütünlüğünde gözü yukarı çeken unsur, çokgen kuruluşlu geçiş bölümleri ile tuğla derz dokulu ve şerefeli minarenin gövdesi dengeler. Cami harimînin üç bölümlü girişinin taşıyıcı unsurları, derleme sütunlar ve sütun başlıkları ile gerçekleştirilmiş, mihrap duvarına paralel iki sahına ayıran destek sistemi ise, sütun ve paye başlıkları bir taraftan derleme mimari parçalar diğer taraftan ise özgün yazı, bezemeli bordürlere sahip kemer yastıklarıyla gerçekleşmiştir. Yazı ile desteklenen mukarnaslı sütun başlıkları ise, taş süsleme unsuru olarak mimariye katılmıştır. Yapıda mihrap önü kubbesinin geçiş bölgelerinden başlayarak kubbe içine kadar mozaik çini tekniği ile kaplanmıştır. Döneminde kubbe içinin sırlı tuğla ya da çini ile kaplı olduğunu gösteren izler olmasa da, Evliya Çelebi nin Ve bu kubbelerin içi sâfî altun lûceli lâcüverd ile münakkaş kâşî-i çinidir şeklinde betimlediği bu çok renkli atmosfer, çağı içinde muhakkak ki mozaik çini mihrabıyla da örtüşmekteydi. Bu mihrap yapıdan çıkarılarak İzmir Kestane Pazarı Camii ne monte edilmiş, ancak burada da korunamayarak üzerine geç dönemde yeni bir mihrap yapılmış, üst kısmında mozaik çinisi okunabilen bu mihrap son müdahalelerle okunamaz hale 6 Kalfazade, S; Aydınoğlu Mimarisi İçinde İsa Bey Camii nin Değerlendrilmesi, İ.Ü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, yayınlanmamış yüksek lisans tezi, İstanbul 1988, s.215

64 gelmiştir. Cami içinde korunduğu düşünülen yüzeyi geometrik geçme bezemeli taş levhalar ise, yapının özgün taş minberinin kalıntıları olup maalesef bu parçalar değerlendirilememiştir. 7 Sanat tarihinde külliye bütünlüğünde, önemli bir gelişmenin ön uygulaması olarak görülen Manisa Ulu Camii nde (1376), plânı Beylikler döneminde tek örnek olan, ama daha sonra Osmanlı mimarisinde büyük bir gelişme gösteren sekiz dayanaklı kubbeyi sunmaktadır. Manisa Ulu Camii nin sekiz dayanaklı kubbesi, merkezi bir mekân yaratılması yolunda Osmanlı mimarlarını etkileyen önemli bir gelişmedir. Camiden bir duvarla ayrılmış revaklı avlu ise, kubbe mekanı ile aynı büyüklüktedir. Avlu kapısının kemerli eyvanımsı dışa açılışıyla kapı kuruluşu cephede hakim bir unsur olarak yer almakta, bu kapıda ve doğu avlu kapısında görülen taş içine çini kakma rozet bezemeler, cephe bütünlüğünde hakim olan cümle kapısının kabaralı kilit taşıyla birlikte görülen önemli süslemeleri olmaktadır. İki katlı medresenin külliye bütünlüğündeki eyvan kapısı ise, bir yandan kapı yanındaki çeşme kuruluşları ile cepheyi dengelerken, kapı lentosundaki üzeri geometrik motifli üç kabara, bezeme unsuru olarak bu bütünlüğe katılmıştır. Medrese ile cami cephesi arasındaki geçişi yumuşatan unsur ise, çini -tuğla beraberliğindeki silindirik gövdeli bezemesiyle minare olmuştur. (resim 122) Cami revaklı avlusunda ve harîm bölümünde taşıyıcı sistemi oluşturan sütunlar ve sütun başlıkları, medresenin iki yanındaki sütun başlıkları ile külliyenin bütününde bezeme amaçlı ve doğru değerlendirilen antik derleme mimari parçaların varlığı açısından korumacı düşünceyi de yansıtır. Caminin medreseye açılan kapısının iki tarafındaki çifte sütunlar da aynı amaca yönelik değerlendirilen antik mimari elemanlardır. Manisa Ulu Camii, harîmde yer alan derleme sütun başlıkları, mihrabın iki yanındaki merkezî kubbeyi taşıyan granit sütunlar ve sütun başlıkları ile mihrap nişinin iki yanındaki korint başlıklı mihrap sütünceleri mimari süslemeyi oluşturan ögelerdir. Merkezî kubbe göbeğinde yer alan, Klasik Osmanlı Dönemi kalem işi geleneğinde işlenmiş bezemeler, merkezden gelişen rumî-palmet 7 Son Yıllarda Vakıflar Genel Müdürlüğü ve yerel yönetimlerin anıt eserlerde yaptığı sözde onarımlar maalesef bu anıt eserlerin mimari özelliklerine doğrudan olumsuz müdahaleler şeklinde yansımıştır. İsa Bey Camii nde günümüzde mevcut minber ve mihrap mimari geleneği bilmeyen kişiler tarafından tasarlanmış olup, özgün minber ve mihrapla ilgisizdir. Kestane Pazarı Camii ne taşınan özgün mihrap maalesef korunanamış, yok sayılarak üzerine yeni mihrap inşa edilmiştir.

65 kurgusuyla 16.yüzyıla işaret etmekle birlikte, daha sonraki yıllarda bu kalem işlerinin elden geçirildiği anlaşılmaktadır. Aynı durum İshak Bey Türbesi nde de görülmektedir. Ayrıca 1960 tarihinde çekilen fotoğrafında görülen, Manisa Ulu Camii nin eski Türk Barok üslubunda perdeli, kurdelalı bezeme kurgusu da günümüze ulaşmamıştır. 8 Yapının kalem işi bezemesinin özgün hali bilinmemekle birlikte, üslup özellikleri Osmanlı Klasik Dönem kalem işi bezeme geleneğine bağlandığından, 16.yüzyıl sonlarında bir müdahale ile ilk kalem işlerinin yapıldığı söylenebilir. Manisa Ulu Camii nin (1376) ahşap ustasının adı bilinen muhteşem minberi, Anadolu Selçuklu geleneğinde yapılan Birgi Ulu Camii den (1322) sonra ikinci örnektir. Onarımlarla günümüze ulaşan minber, kündekari, ajur, oyma tekniklerinde, geometrik bitkisel ve yazı ile süslenmiş döneminin en önemli örneklerinden biridir. Manisa Ulu Camii (1376) mihrap önü kubbeli ulu cami plan şemasından doğmakla beraber, bağımsız merkezi kubbe ve revaklı şadırvanlı avlusuyla farklı bir plan yorumu gösterir. (resim 119,120) Yapı, Osmanlı klasik cami mimarisini hazırlayan bir prototip olarak kabul edilir. Cami ve bir mekânı türbe haline getirilmiş, avlusu revaksız medrese paralel eksenlerde yan yana konumlandırılarak, Beylikler Dönemi mimarisinde önemli bir örnek yaratılmıştır. 9 Antepli ahşap ustasının bu esere nazire, 24 yıl sonra Bursa Ulu Cami minberini yaptığı bilinmektedir. Tek kubbeli yapılar; Batı Anadolu Beyliklerinden Menteşeoğulları Beyliği yapısı Çine Ahmed Gazi Camii (1308?) kare prizmatik mekân kuruluşu ve iki kademeli geçişli kubbe örtüsü ile farklı bir dış görünüş sergilerken, cephesinde antik taşlarla örülmüş dokuda yer alan kapı ve pencerelerde taş, kemer ve alınlık yüzeylerinde ise taş-tuğladerz kullanımıyla yapı malzemesiyle bezeme örneği oluşturur. Tuğla-derz duvar dokusunun içine yerleştirilen kenger yapraklı, yumurta frizli sütun başlığı, madalyonlar ve çarkıfelekler gibi antik derleme malzeme ile süslenen yapı, devşirme malzemenin plânlı kullanımına iyi bir örnektir. Harimde duvar içi kemerlerinin konsol taşları, sarkıt şeklinde mukarnaslarla pahlanarak mekân içinde taş süsleme örneği oluşturur. Devrinden kalan ahşap oyma minber; mukarnas tepelikli kapı, ajur 8 Bkz; Acun, H; Manisa nin Türk Devri Mimari Eserleri, Ankara 1999, resim no 33 9 Cantay, G; Osmanlı Külliyelerinin Kuruluşu, Ankara 2002, s, 25

66 tekniğinde yapılmış korkulukları ve çatma-oyma tekniğinde yapılmış yan aynaları ve köşk altı yüzeyleri bitkisel bezeme ile dolgulanmış ve ahşap işçiliğinin güzel bir örneği olarak günümüze ulaşmıştır. Ancak günümüzde minberin bezemeleri, kat kat boyanmış yeşil yağlı boya altından güçlükle seçilmektedir. Çine de bulunan Ahmed Gazi Camii ile hemen hemen aynı tarihlerde yapılmış olan Turgut (Leyne) İlyas Bey Camii (1311?) cepheleri 16.yüzyılda yenilenmiş olmasına rağmen, kıble cephesinde dışa taşan mihrap çıkıntısının iki yanında yer alan dikdörtgen pencerelerin söveleri derleme taşlarla oluşturulmuş ve bu pencerelerin kemer köşe yüzeylerinde, sırsız tuğlalarla yapılan geometrik düzenlemeli farklı bir bezeme anlayışı uygulanmıştır.yapının Bursa kemeri ile kavranan mukarnas kavsaralı mihrabı, herhangi bir süsleme ifadesine sahip olmayıp, son cemaat yerinde girişin sağ tarafında bulunan mihrap duvarı üzerindeki dilimli kemer, mekânı süsleyen tek mimari ve işlevsel unsur olmaktadır. Batı Anadolu Beylikleri nin en erken tarihli kare plânlı kubbeli mescidleri arasında bezemeli en erken örnek, Kütahya da bulunan Analcı Mescidi (1369) dir. Kubbede merkezden yazı ile başlayarak gelişen ve tepelikli palmetlerle biten bezemeler çok renkliliği ve farklı motif kurgusunu yansıtır. Kubbe eteğinde daha iri palmetlerden oluşan tepelikli bitkisel bezeme kurgusu, çok renkliliği ile kubbe merkezi ile örtüşür. Yazıyı çevreleyen kurdele ve bunun dışındaki tropik bitki dizisinden (hurma vs) oluşan süsleme geç döneme işaret eder. Yazı ve bitkisel bezeme kurgusuyla Klasik Osmanlı Dönemi örnekleri ile örtüşür ve merkezi kubbede harflerin kollarının birleştiği yazı kurgusuyla ve harfleri oluşturan işaretlerin estetik görünümü ile yapıyı taçlandırır. Türk Barok Dönemi kalem işi bezeme özellikleri taşıyan bu yapı, Manisa Ulu Camii ve İshak Çelebi Türbesi ile ortak süsleme özelliklerine sahiptir. Kütahya Kurşunlu Camii ( ) kare planlı, üç bölümlü son cemaat yeri İki yanı kapalı ve üç sivri kemerle giriş cephesini oluşturan son cemaat yeri, iki küçük kubbe ve ortada aynalı tonozla örtülüdür. Küçük bir kapı ile girilen ana mekânda, ana duvarlar tamamen beyaz, kubbe kasnağı yeşil, kubbe ise sarıya boyanmış ve oldukça loş bir görünüme sahiptir. Kubbe, prizmatik Türk üçgenleriyle geçişin sağlandığı yüksek bir kasnak üzerinde yer alır. Cami mihrabının kemer alınlığında yer alan, mavi-beyaz yazı panosu, yapının yapıldığı dönemden kaldığı

67 düşünülen tek çini parçasıdır. 10 Kelime-i Tevhid yazısının bulunduğu bu levha, koyu mavi zemin üzerine beyaz olarak, yazı aralarına natüralist çiçek motifleri, kıvrık yapraklar serpiştirilmiş ve koyu kobalt mavisi ile konturlanmıştır. Balat İlyas Bey Külliyesi (1404) Timur un Anadolu dan çekilmesi üzerine Osmanlı Beyliği tarafından İlyas Bey in Menteşeoğulları Beyliği nin başına vali tayin edilmesi sürecinde inşa edilmiştir. Bu yapıda, Menteşeoğulları Beyliği mimari bütünlüğünden farklı bir yapılaşma ortaya çıkmış, tek kubbeli cami revaklı şadırvanlı avlu etrafında yer alan medrese, türbe, imaret; revakların gerisinde yer alan mekânsal kurgusuyla cami, medrese ve diğer yapılar arasında organik bütünlüğü sağladığı için 16. yüzyıl Sinan yapılarına prototip oluşturmuştur. 11 Külliye bütünlüğünde kare prizmatik kuruluşuyla yapı, Batı Anadolu Beylikleri tek kubbeli cami kuruluşuyla örtüşen dış görünüşe sahiptir. Özellikle kare prizmatik hacim üzerine iki kademeli çokgen kubbe kasnağı ve üzerindeki küresel kubbe bu genel özelliği yansıtır. Kare prizmatik hacim üstte profilli silmelerle sınırlanmış, bir sıra mukarnas dizisiyle cepheli sekizgen çift kasnak altta muntazam mermer, üstte tuğla derz dokulu olup iki sıra tuğla ve iki kademeli saçakla sınırlanmıştır. Hem taş kasnak profilli silmeleri üzerinde, hem de tuğla kasnak profilli silmeleri üzerinde çift konumlu balık kiremitleri ile zikzak bordür oluşturulmuştur. Kare prizmatik hacim üzerinde eyvanımsı bir çıkıntı oluşturan sivri kemerli açıklık içinde ise, farklı bir cephe ve giriş düzenlemesi cephenin bütününü ifadelendirir. Eyvanımsı hacmi çevreleyen mukarnaslı silme yanlardan kemer ayağına kadar uzanmakta, bunun altındaki yüzeyler ise çift profilli silme çerçeveli yüzeyler oluşturmaktadır. Bu hacimsel çıkıntı gerisinde kalan kare prizmatik yüzeyleri ise birer rumî-palmet bezemeli bordür kuşağı farklı konumuyla yatay eksende ikiye böler. Sivri kemerli eyvanımsı açıklığın yan yüzeylerinde yer alan sivri kemerli papuç nişleri yivli istiridye kabuğu motifiyle son bulur. Kemer köşe dolgu yüzeylerinde ise rumî-palmet bitkisel bezeme bulunur. 10 Şahin, F; Kütahya da Çinili Eserler, Atatürk ün Doğumunun 100.Yılına Armağan; Kütahya, İstanbul, , s Cantay, G; Osmanlı Külliyelerinin Kuruluşu, Ankara 2002, s, 25

68 Sanat tarihi literatüründe cephe bütünlüğünden içeri çekilmiş üç bölümlü son cemaat yeri görünümlü cephe tasarımı, duvar eti kalınlığında yer alır. ( resim ) Bursa kemerli üç açıklık, dıştan profilli silmelerle kuşatılmış olup, Bursa kemerlerinden ortadaki elmas kesimli sarkıt, iki yanda ise grimtrak siyah renkli yekpare taş, yüzeyleri bezemeli olarak Bursa kemeri tablasını oluşturur. Profilli silmeler arasındaki sütun ekseninde yer alan yüzeylerde, taş içine taş kakma olarak iki yönlü ok uçları, bezeme örnekleri olarak işlenmiştir. Her üç açıklık kırmızıbeyaz-gri mermerden kilit taşlarıyla yay kemerli olarak yapılmış, bu yay kemerlerine ortada birer tabla oluşturulmuştur. Üzerlerinde ise alınlık bölümünde; ortada üç satır halinde istifli kitabe, sağda ve solda on altı ışınlı geometrik geçme kuruluş işlenmiştir. Sol taraftaki örnek taş içine renkli taş kakma, sağda ise, taş içine renkli taş ve firuze çini kakma dolgulu olarak bezenmiştir. Bursa kemerlerinin yay kemerli açıklıklarını kavrayan üçlü kuruluş, yay kemerli üç açıklıktan dışa taşan hacimsel bir görünüşe sahiptir. Üç açıklıklı girişin yer aldığı bölümlenmede, köşeleri mukarnaslı kaideler üzerinde yükselen iki sütunun mukarnaslı ve sarkıtlı sütun başlıkları ile taşınırken, her iki yay kemer konsolları köşelerinde sarkıtları bulunan tablalara oturur. Zeminden taş sırasıyla ayrılan ve profilli silmelerle çerçevelenen kapının iki yanındaki açıklıklar yekpare ajurlu taş korkuluklarla kapatılmıştır. Sağda tek sıra mukarnaslı profilli çerçeve içinde altıgen kuruluşlu ajurlu bezeme yer alırken, solda iki sıra mukarnas çerçeveli kare ve altıgen esaslı şebeke bölümlenmeyi oluşturur. Her iki açıklığında üst kısmında profilli silme ile mukarnas sırası arasında yüzeysel, beş dilimli dekoratif kemer biçimli bir sıra bezeme yer alır. ( resim ) Yapının tüm cepheleri renkli mermer kuruluşuyla anıtsal ifade kazanmış ve üç cephede de profilli silmeler içine alınmış, altlı üstlü birer çift pencere açılmıştır. Bu pencereler mihrap duvarında; solda boğma demir şebekeli ongen kuruluşlu geometrik geçmelerden kesit almış çerçeve bezemesiyle sülüs ayet yer alırken, üst pencerede altıgen kuruluşlu çok ışınlı geometrik geçme üst lento yüzeyini bezemiştir. Pencerenin taş dışlıklarında da içine altıgen kuruluşuyla ajurlu süsleme kurgusu yer almıştır. ( resim ) Mihrap cephesinin sağında yer alan pencerede boğumlu demir şebekeli pencere üzerinde lento yüzeyi rumî örgü bordürüyle çevrelenmiş, yüzeyinde ise lotus-rumî dolgu ile birlikte ayet yer almıştır. Üzerindeki pencere ise;

69 altıgen kuruluşlu ajurlu taş dışlık üzerinde, çok ışınlı geometrik geçme kuruluşlu lento yüzeyi ve pencere yan söveleri taş kakma olarak palmet tepelikli bezemelidir. Yapının doğu cephesinde yer alan altlı üstlü birer çift pencere ise profilli silmelerle çerçeveli, üsttekiler altıgen kuruluşlu birer taş dışlık, alttakiler ise boğumlu demir şebekelidir. Sağ üst pencere lento yüzeyinde renkli taş kakmalı bal peteği örneği, solda yay kemer kuruluşu yer alır. Ancak yay kemerin renkli taş yüzeyleri düşmüş yerleri boş kalmıştır. Bu pencerenin iki yanı iki sıra mukarnas, alt ve üst tarafı ise üçer sıra mukarnas sırasıyla çerçevelenmiştir. Bu pencerenin altında yer alan pencere gene boğumlu demir şebeke olup, lento yüzeyi lotus-palmet dizili çerçeve iki ayet yazısını çevrelerken, palmetlerin boşlukları taş kakma olarak bezenmiştir. İkinci lento yüzeyinde ise yatay ve dikey X kuruluşlu bezeme örneği yer alır. Sağ alt pencere lentolarında S kıvrımlı rumîlerden oluşan bordürün çevrelediği yan yüzeyde işlenmiş, bunun üzerinde gri renkli dar mermer lento yüzeyinde ise, bir sıra altı köşeli yıldız kurgulu köşe üçgenleri firuze dolgulu olarak yer almıştır. Sağ ve solda ise altıgenlerin içine birer rozet yerleştirilmiştir. Batı cephesinde gene bir çift pencere, profilli silmeler içinde altlı üstlü konumlanır. Solda bulunan pencere, lento yüzeyinde çok ışınlı geometrik geçme kuruluşlu, oluklu oyma tekniğinde işlenmiş, renkli taş dolgulu olarak ayrıcalıklı olarak yer almıştır. Üst pencere altıgen kuruluşlu üst lento yüzeyi, enine dikdörtgen yatay ve dikey X lerle iki yana kartuşlu olarak düzenlenmiştir. X lerin arasındaki boşluk ile kartuşların kare dolgu yüzeyleri, renkli taşlarla taş içine taş kakma tekniğinde bezenmiştir. Cephe pencerelerinin iç mekâna yansıyan yüzeylerinde, mihrabın iki yanında yer alan pencerelerden sağ alttaki ile, doğu ve batı duvarında mihraba yakın olan alt pencerelerin yüzeyleri bezemelidir. Mihrap duvarında bulunan üst iki pencere ise, iki renkli kilit taşı ile yay kemerli olarak düzenlenmiştir. Mihrabın sol tarafında bulunan alt pencerenin lento yüzeyinde, etrafı yarım altıgen ve üçgenlerin birbirine geçtiği bir bordürle çevrili ayet yer alır. Alt pencerelerin kuzey duvarına yakın olanlar hariç, tümünün tavanı birbirinden farklı geometrik örneklerle bezenmiştir. Batı duvarında yer alan güney alt pencere, ortasındaki panoda çok ışınlı geometrik bir örnek ve bu panoyu çevreleyen yazıdan oluşan bordürüyle diğerlerinden ayrılır.

70 Kare prizmatik hacim dış cephede olduğu gibi, iç duvar dokusunda da profilli silmelerle kubbe geçiş bölgesinden, iki kademeli olarak tromplu kemerli bölümlenme ile kubbe çemberine geçilmiştir. Kubbe çemberi yuvarlak profilli taş silme ile içerde güçlü bir şekilde vurgulanır. Geçiş bölgesi iç mekan tefrişinde önemli olmuş, kare köşegenlerde karşılıklı olarak yer alan tromplar tuğla-taş dokulu taş konsollara oturan kemerlerle vurgulanmıştır. İki yüzeyli tuğla derz dolgulu birinde mukarnas, diğerinde baklavalı üçgen üstte mukarnas sıralı olarak teşkilatlandırılan tromp ile duvar dokusu arasındaki iki sıra geçişi oluşturan pandantif yüzeyleri, bir yay kemerle içleri mukarnaslı olarak kubbeye geçiş unsuru oluşturur. Böylece Batı Anadolu Beylikleri Dönemi nde iki anıtsal yapıda açık bir şekilde İlyas Bey ve Firuz Bey camilerinde mescid mekânında geçiş bölgesi unsurları olarak tromp, mukarnas, üçgen gibi unsurlar ve yay kemer, tromp kemeri gibi yapısal yük aktarıcılar mekân içindeki tefrişe katılan mimari unsurlar olarak ön plâna çıkmaktadırlar. İlyas Bey Camii nde geçiş bölgesinin sekizgen kasnağında duvar orta ekseninde birer mazgal pencere dıştan taş dışlıklı, içten yay kemerli olarak yer alır. Yapı mekânında mihrap duvarında yer alan en önemli unsur mermer taş mihrap olmuştur. Mihrap üç yönde mukarnas bordürle sınırlanmış, üstte iki yanda yarım ortada tam, yüzeyleri palmet bezemeli bağımsız palmetler tepelik olarak yer almıştır. Mukarnaslı dış bordürden sonra, içerde beş kenarlı mihrap nişini iki yanda sınırlayan mukarnas başlıklı köşe sütünceleri üzerinden başlayan, oval ve yuvarlak madalyon kuruluşlu zencirek bordür, mihrabı üç yönde sınırlar. Bu bordürün yüzeyindeki kuruluş, Bursa Yıldırım Camii (1395) son cemaat yeri pencere bordürü ve Bursa Yeşil Türbesi (1424) ahşap kapı kanatlarında takip edilir. Bu bordür ile dıştaki mukarnaslı bordür arasındaki yüzeyler iki kademeli profilli çerçeve ile sınırlı olup, altta mukarnas kavsaralı nişcikler, üstte ise çok ışınlı geometrik geçme panolar olarak düzenlenmiştir. Üstte mihrap yazısının yer aldığı yüzey üç enine dikdörtgen panoya bölünmüştür. Sağda Bursa kemerli, solda ise dilimli kemerli az derin nişler içine kandil motifleri açılı olarak işlenmiştir. Orta bölümde ise yüzeyden daha çıkıntılı olarak ters mukarnas sıralı çerçeve ile sınırlanmış mihrap ayeti yer alır. Mihrap nişi beş yüzlü olarak düzenlenmiştir; altta mukarnas sıralı bir bordürün üzerinde profilli silmelerle oluşturulan her yüzeyde, birbirinden farklı düzenlenmiş kemerli nişler bezeme unsuru olarak kullanılmıştır. Nişlerin üzerinde

71 mihrap nişinin beş yüzeyini de kaplayan üç sıra istifli yazı örneği, dört tarafından iki yönlü palmet dizisiyle sınırlanmıştır. Profilli silme ile mihrap kavsarasına geçilen niş yüzeyinde, bitkisel bezeme onun üzerinde ise sarkıtlı ponponlu mukarnas dizileri yer alır. Mihrap kavsarasını oluşturan mukarnas dizilerinin son üç sırasının ikincisi, dış bükey, yivli işlenerek hacimsel bir değer kazanmıştır. Mihrap kavsarası dışındaki köşe dolgu yüzeyleri ise, eğri kesim tekniğinde işlenmiş rumî-palmet örneklerinden oluşan bitkisel bezeme ile dolgulanmıştır. Batı Anadolu Beylikleri içinde en erken Osmanlı yönetimine giren Germiyanoğulları Beyliği nin Kütahya da İshak Fakih Camii (1433) medrese ve türbesi ile külliye bütünlüğü gösteren yapı, kapalı son cemaat yeri kurgusuyla önemlidir. Üç bölümlü son cemaat yerinin sağ yanı kapatılarak türbeye dönüştürülmüştür. Cephenin orta bölümünü çerçeveleyen profilli silme içinde yivli profilli iki kademeli sivri kemeriyle orta bölüm açıklığı vurgulanmıştır. Orta bölümün üst kısmında, duvar dokusu profillenerek dikdörtgen çerçeve ile üstten kavranmış ve bu dikdörtgen profilli silme ile çerçevelenmiş yapı taşının yüzeyine ise, rumî-palmet işlenmiş bir motif yerleştirilmiştir. Bu motifin sağında ve solunda ise eşit aralıklarla yerleştirilmiş, yekpare kare kuruluşlu taş üzerindeki ışınsal geometrik geçme yüzeyli birer kabara yer alır. Son cemaat yerine bitişik olarak inşa edilen minarenin kaidesinin kare kürsüden silindirik gövdeye geçişi baklavalı badem kuruluşuyla olmuş, yüksek halat silme üzerinde ise minarenin taş dokusuyla oluşturulmuş bir sıra niş yer almıştır. Minare gövdesinin ortasında iki yönlü ok ucu motifi 12 gövdeyi ikiye ayırırken, üstte şerefe altında basık S kıvrımlı zencirek kuşak gövdeyi kuşatır. Beş sıra kirpi saçak kuruluşlu tuğla şerefe altı ile şerefeye geçilen minare, taş-tuğla sırası ile devam eder, kurşun külahla sonlanır. Son cemaat yerine açılan cümle kapısı bezemesizdir, üzerinde kitabe taşı yer alır. Mihrap kurgu olarak erken dönem mihrap biçimlenmesini ifade eder ancak iki yandaki tepelik kalıntısı, bordürler ve mihrap nişi ise farklı bir dönem özelliği gösterir. Mukarnaslı başlıklı siyah mermer sütunlar sınırladığı mihrap niş kavsarası derin ve taşkın yivli olup, her bir yiv dışa doğru açık küçük kemerlerle hacimsel bir 12 Ok ucu motifi, genellikle boy arması, sembol gibi kullanılmış.

72 değer olarak ifade edilmiştir. Üstte ve iki yandaki bordürlerde cephedekilere benzer görünümüyle birer kabara yer almıştır. Ancak tüm bu özgün mihrap kuruluşuna, geç döneme ait bitkisel bezeme hakim olmuştur. Mihrapta püsküllü perdeler, mihrap köşe dolgu yüzeylerinde vazoda serbest çiçekler ve mihrabı çevreleyen şerit üzerinde, son cemaat yeri taş yüzeyindeki palmet bezeme kuruluşunun benzeri yer almıştır. Mihrap bordüründe de natüralist üslupta goncalı gül dalları üstte yerini Kelime-i Tevhid yazısına bırakırken, dış iki bordürden içtekinde ulamalı rumîlerle, en dışta ise palmet yaprak dizisiyle bir bordür oluşturulmuştur. Mihrabın boyama üslubu, son dönem onarımlarına işaret ederken; mihrabın iki yanındaki sütünceler, mihrap kavsarası, mihrabın iki yanındaki kabaraların varlığı, mihrabın üst iki yanındaki tepelik kalıntısı ve rumî-palmet kuruluşlu bezeme, özgün mihrabı ele veren süsleme unsurları olarak günümüze gelmiştir. Ters_I_ plânlı camiler; Batı Anadolu Beylikler Mimarisi nde farklı plân yorumuyla önemli iki yapıdan biri Milas Firuz Bey Külliyesi (1396), diğeri ise Kütahya II.Yakup Bey İmâreti ( ) dir. Milas Firuz Bey külliye bütünlüğünde yer alan camide, ard arda iki cephe olarak düzenlenmiş iki yüzeyin nedeni, son cemaat yerinin mekânın bütünlüğü içinde hacimsel olarak yer almasıdır. Bu düzenleme, hem son cemaat yeri revak cepheleri hem de cami mekânı kuzey cephesi revak altını değerlendiren bir cephe anlayışı sunmaktadır. ( resim 214) Son cemaat yeri cephe düzenlemesine baktığımızda; iki renkli mermer taş örme payeler üzerinde, profilli silmelerle belirlenmiş yastıklara oturan dekoratif bezemeli kemer düzeniyle karşılaşırız. Bu kemer düzeni ortada yüksek, iki yanda daha alçak, ancak daha simetrik olarak düzenlenen dekoratif kemerli yüzeye sahip açıklıklar şeklindedir. İki yandaki sade profilli silmeli kemerler, kemer doku taşı işlenerek profillendirilmiş; ortadaki bir çift kemerin ise, gene dışa taşkın kemer kilit taşı yüzeyleri üç kademeli zikzak profilli olarak biçimlendirilmiş, iç yüzeylerinde ise üçlü silindirik yivlerle ikinci bir dilimli bezeme yaratılmıştır. Bu dekoratif düzenleme kemer iç yüzeyinde de yer alarak, son cemaat yeri kemer iç yüzünde tekrarlanmıştır. Orta bölümdeki kemer ise daha yüksek tutularak, kemer kilit taşı yüzeyleri iki yönlü olarak yivli zikzaklar şeklinde işlenmiştir. Bu zikzakların içi iki yan kemerde farklı olarak, çeyrek silindirik kemer iç yüzeyi ile hafif girinti çıkıntı yapacak şekilde

73 ifadelendirilmiştir. Bu kemer, iki yanda paye yastıklarına oturtulmuş ve paye yastıklarının altındaki yüzeyler profilli silmelerle sınırlanarak, iki kademeli mukarnas sırasıyla alttakiler büyük sarkıtlı, üsttekiler küçük ponponlu mukarnas olmak üzere, dekoratif pahlama ile zengin taş bezeme örneği oluşturmuştur. İki yan kemerli açıklıkların kemer yastıkları altındaki paye başlıkları ise iç ve dış yüzeyleri sade, kemer açıklığına bakan yüzeyleri ise küçük mukarnas sıralı bezemelerle teşkilatlandırılmıştır. Orta açıklığın son cemaat yeri kubbesini taşıyan kemer açıklığı sisteminde, cami kuzey duvarı içindeki kemer yastıklarına oturan geniş kemerlerin bastığı taşkın yastıklar mukarnas sırasıyla zenginleştirilmiştir. Son cemaat yeri orta açıklığının payelerinin kemer açıklığına bakan köşeleri, doku taşından oyulmuş sütüncelerle pahlanmıştır. Son cemaat yerini üstten sınırlayan profilli silmeler ise orta kemer açıklığı üzerinde dışa taşan ve bu açıklığı adeta taçlandıran taş saçak ile dilimli dört konsol tarafından taşınan iki kenarı pahlanmış üçgen, ortada ise kareye yakın dikdörtgen oluşturarak bu saçağın taş olarak inşa edilmesi, yapıyı ayrıcalıklı kılması ile önemlidir. Saçak altı tavan yüzeyleri, iki renkli olarak taş kakma tekniği ile çok ışınlı geometrik bezemeye sahip olması, buna karşılık konsol arası yüzeylerde bitkisel bezemenin birbirinden farklı örneklerle yüzeyleri dolgulamasıyla dikkat çekicidir. Mermer konsollar dilimli dış yüzeyleri ve doku dışında kalan dış yan yüzeyleri, birbirinden farklı motiflerin oluşturduğu örneklerden meydana gelen bitkisel bezeme kuruluşuyla dolgulanmıştır. Son cemaat yerinin önündeki alanın doldurularak zemin kotunun yükseltilmesi, korkuluk altında olması gereken taş duvar bağlantısının gömülmesine neden olmuş, dolayısıyla alt dokuda oranlar değişince, duvar üzerinde ikinci bir kademeyi oluşturması gereken ajurlu mermer taş korkuluklar zemine yakın bir görünüm kazanmıştır. Duvar üzerinde olması gereken bu korkuluklar, son cemaat yeri yan açıklıklarını birer balkon olarak değerlendiren görünüme sahip iken, son cemaat yerinin bu görünümü ise yapının bütününde, dolayısıyla tabhane mekânının önünde anıtsal bir sivil mimari örneği gibi algılanmasını sağlamıştır. ( resim ) Son cemaat yeri kubbesi dışındaki üst örtüsünün beşik tonoz olması nedeniyle, kapalı yan cephe üst yüzeylerinde yer alan dikdörtgen pencerelerin profilli

74 silme ile üstten taçlandırılan lento yüzeyleri, mukarnaslı ve geçişli olarak düzenlenerek son cemaat yeri yan cephelerini hareketlendirir. Son cemaat yeri batı cephesinde yer alan pencere lentosunda, altı köşeli yıldız kuruluşlu taş içine taş kakma bezemesi ve ok başlı palmet sınırlamasıyla dikkati çekerken, üstteki iğne oyası görünüşlü renkli mermer mukarnas sarkıtlarının naif ifadesine karşılık, pencere tavanında ortası kabaralı çok ışınlı geometrik geçme bezeme ile muhteşem bir ifade yakalamaktadır. Pencerenin son cemaat yeri açıklığına bakan iç yüzeyinde ise, dilimli kemer içinde ortada büyük, yanlarda küçük birer kabara yer almaktadır. Son cemaat yerinin doğu cephesinde yer alan üst pencere tavanında, sekiz köşeli geometrik geçme kuruluşlu örnek işlenmiş, ancak iki parçalı lento yüzeyi boş bırakılarak sarkıtlı mukarnas dokusu ve mukarnas nişlerinin yüzeyleri işlenmiştir. Şakayık ve rumî-palmet kurgulu bitkisel bezeme derin oyma tekniği ile, mukarnas sarkıtları arasındaki yüzeyler ve mukarnas kıvrımları neredeyse kumaş dokusundaki yumuşaklıkla verilmiştir. Ters _I_ plân yorumundaki yapının, gri-mavi-beyaz mermer taşla kaplanmış cephe dokusu içinde yer alan iki katlı pencere kuruluşları, cepheyi ifadelendiren ve mekânı dışa yansıtan önemli açıklıklar şeklindedir. İki katlı pencere kuruluşunda cephelerin tümünde güney cephede yer alan biri dışında, alt kattaki pencereler sade dikdörtgen açıklıklar şeklinde tasarlanmış ve boğumlu madeni şebekeler içine alınmıştır. Üst pencereler ise niş ya da dikdörtgen lento taşına iki renkli kilit geçme olarak yüzeye işlenmiş, aynı zamanda şişe dibi camlı dışlıklara sahip olarak yer almıştır. Üst sıra pencereleri hemen hepsi benzer bezeme biçimlenmesine sahiptir. Lento yüzeylerinde, taş içine taş kakma tekniği ile iki renkli dekoratif bezemeler ve bunun üzerinde çeşitli mukarnas sıraları yer aldığı görülür. Pencerelerin batı tabhane mekânı güney cephesinde, altlı üstlü yer alan pencereler, mukarnas sıralı ve iki renkli dekoratif taşlarla bezenmiştir. Bu pencerelerden altta olanın, diğer cephelerdeki alt kat pencerelerinden daha özenli işlenmiş olması dikkati çeker. Dış cepheyi üstte sınırlayan dışa taşkın saçak bordürü, iki renkli ve profilli silme kuruluşuyla cepheyi üstten sınırlar. Yapı üzerindeki kubbe düzenlemesi Batı Anadolu Beylikleri Mimarisi nde görülen çift kademeli çokgen yüzeyli geçiş bölgesini belirleyen kasnak ve kubbe örtülü olarak inşa edilmiştir. Mescid mekânına

75 üç yönde yuvarlak pencereler, kubbe kasnağı bütünlüğünde açılmıştır. Son cemaat yeri cümle kapısı mukarnasla üç yönde sınırlanmış olup kapı açıklığı yekpare yan söve ve üst lentoya sahip olarak düzenlenmiştir. Lento ile mukarnaslı bordür arasına dilimli kemerle kuşatılmış beş satır Arapça kitabe yerleştirilmiş, kitabe ile kemer arasında kalan yüzey ise, natüralizme yaklaşan bitkisel süsleme ile dolgulanmıştır. Kemer kilit taşının üzerinde çift monadlar, krem-beyaz taş içine taş kakma olarak işlenmiştir. Cümle kapısının mukarnas çerçevesinin profilli silmesi üzerindeki kemer açıklığı yüzeyinde yer alan bezeme örneği ise, taş içine taş kakma kilit taşlı bordürden sonra palmet ve rumîlerle dolgulanmış ayet bordürü yer almaktadır. Bunun üzerinde yer alan kare pano üzerine, satrançlı kufî ile dört kez tekrarlanarak Muhammed yazılmıştır. Panonun dışında kalan yüzey ise, rumî-palmet ve kıvrık dal kuruluşlu bitkisel bezeme ile dolgulanmıştır. Yapıda, ters T ( _I_) plân yorumunun verdiği işlevsel mekânların farklılığı, yapının iç mekân düzenlenmesinde belirginleşmekte, orta mekân alışılmışın dışında küçülerek bir geçit mekânı şeklinde biçimlenirken, üst örtüsünde de antik dönem bindirme tekniğini uygulamış olmasıyla biçimsel farklılığı sergilemektedir. Zemini yan tabhane mekânlarından yüksek tutulmuş mescid mekânı, duvarları alt sıra pencere seviyesine kadar mermer taş kaplı ve profilli silmelerle sınır olarak mekânı ifadelendirirken, mihrap dört tarafını iki sıra mukarnaslı bordürün çevrelediği tek örneği oluşturmuştur. Kırmızı porfirden mihrap köşe sütünceleri, mukarnas başlıklılarla beş yüzeyli mihrap nişini hareketlendirirken mukarnas kavsarayı destekleyen bir ifade kazandırmıştır. Mihrap kavsarası ile mukarnas bordür arasındaki yüzeyi bir merkezden gelişen bitkisel bezeme örneğiyle volüdal kıvrımlar üzerinde çeşitli rumî, rumî tomurcukları ve iki yanda iri palmetlerle grift bir bitkisel doku oluşturmuş, bu yüzey üzerinde ise istifli yazı ile mihrap kitabeliği yer almıştır. Mihrap nişi içinde iki yan karşılıklı yüzeylere nakkaş kitabesi işlenmiştir. Mihrap nişinin yüzeylerine birer kandil motifi işlenmiş, bunun üzerinde geniş bir yazı bordürü yer almıştır. Yazı bordürünün üzerinde yer alan geniş bitkisel bezemeli bordür rumî-palmet motifli bordür niş yüzeylerini hareketlendirir. Kavsarayı sınırlayan profilli silmelerin üzerinden başlayan mukarnasların nişlerinin yüzeyleri bitkisel bezeme ile dolgulanırken, mukarnasın üçüncü sırasında yer alan sarkıtların alt yüzleri taş içine

76 taş kakma tekniğinde siyah mermerle bezenmiştir. Tepelik kısmı bir tam, iki yarım palmet biçiminden meydana gelmiş, tüm yüzeyler bitkisel bezeme ile dolgulanmıştır. 15. yüzyıl başlarında Kütahya da inşa edilen II.Yakup Bey in İmareti ( ), ters _I_ plân yorumuyla yan mekânlı olarak düzenlenmiş, türbesi eyvan biçiminde yapının girişinin sol kanadına açılmaktadır. Buna üç bölümlü giriş ve ortadaki kubbenin fenerli olması, kubbenin izdüşümündeki şadırvan eklendiğinde ortaya ilgi çekici denemelerin yapıldığı bir yapı çıkmaktadır. Anadolu Beylikleri döneminde dini fonksiyonun yanı sıra, sosyal yardım fonksiyonunun da önem taşıdığı külliyelerin inşa edildiğini gösteren yapılardan biridir. 13 ( resim ) Medreseler; Günümüze ulaşan medreselerin çoğunun esasında külliye bütünlüğünde yer alan medreseler olduğunu son araştırmalar ortaya koymuşsa da, mevcut yapıların çoğunluğu tek yapı örnekleridir. Germiyanoğulları Beyliği yapısı olan Vacidiye Medresesi ( ), adını bu medresede uzun süre ders veren Molla Vacid den alır. Kapalı avlulu, tek katlı ve iki eyvanlı bir medresedir. Dıştan tamamen kesme taşla kaplı olan yapının ön cephesinin genel görünüşü üçlü bir kademelenme göstermektedir. Yapının kuzey cephesinde bulunan cümle kapısı sade görünüşüyle dikkat çeker. Süslemesiz, yuvarlak profilli iki silme arasında, hafif bir sivri kemerle içeri doğru girinti yapan giriş kısmı, ortada sekizgen bir merkezden çıkan tonozlarla örtülerek bağımsız bir mekan gibi tasarlanmıştır. Cümle kapısının karşılıklı iki yüzünde yer alan sivri kemerli nişlerin köşe sütünceleri, dış cephedeki kapıdaki yegane bezeme unsurudur. Cümle kapısından geçilerek girilen, tromplu kubbe ile örtülü giriş eyvanı geniş bir sivri kemerle avluya açılır. Bütün yan mekânların açıldığı orta mekân, ortası açık bir kubbeyle örtülüdür. Köşelerde Türk üçgenleriyle geçilen kasnağın üzerinde, yuvarlak silme ile başlayan kesme taştan örülmüş kubbe yer almaktadır. Kubbenin ortası açık bırakılarak camla kapatılmıştır. Orta avlunun güneyinde, zeminden üç basamakla çıkılan beşik tonozlu ana eyvan bulunmaktadır. 13 Cantay, G; a.g.e, s,25

77 Medresenin doğu ve batı kanadında üçer tane beşik tonozlu, dikdörtgen planlı oda vardır. 14 Ana eyvanın avluya açılan sivri kemeri, bir sıra tamamlanmamış mukarnaslı bordürle çerçevelenmiştir. Yapıda dikkati çekecek belirgin bir bezeme programı uygulanmamış, düzgün kesme taşın verdiği dinginlikle yetinilmiştir. Menteşeoğulları Beyliği yapılarından, Peçin Ahmed Gazi Medresesi (1375), açık avlulu, iki eyvanlı simetrik medreseler grubuna girer. Güney cephesinde bulunan cepheden ileri taşan, sivri kemerli anıtsal cümle kapısından geçilen avlunun ortasındaki izler bir zamanlar burada şadırvan olduğunun gösterir. Giriş eyvanının ekseninde yer alan, kemerle avluya açılan ana eyvanda, Ahmed Gâzi nin türbesi ve ana eyvanın iki yanında, üzeri beşik tonozla örtülü iki büyük oda yer almaktadır. Diğer odalara göre daha büyük olan bu odalar muhtemelen kışlık dersane olarak kullanma amaçlı yapılmıştır. Odaların kapıları dıştan profilli sivri kemerli, içten düz lentoludur. Medresenin hücrelerinin dördü, avlunun doğu ve batısına simetrik olarak yerleştirilmiştir. Giriş kapısının sağ ve solunda da ikişer hücre yer almaktadır. Odaların üzeri beşik tonozla örtülüdür. Genellikle ana eyvanın sağına ya da soluna konulması gelenek haline gelen türbenin, bu yapıda ana eyvanda olması dikkat çekicidir. Ana eyvanın üst örtüsünün kasnaklı bir kubbe ile örtülmüş olması ve avluya kemerle açılması da farklı bir uygulamadır. Medresede, süslemenin en yoğun kullanıldığı yer, yapının güney cephesinde yer alan giriş kapısıdır. Cümle kapısında da alışıldık bezemeler yerine, profilli silmelerle hareket sağlanmıştır. Giriş kapısının sivri kemeri, profilli silmelerin etkisiyle gotik bir karakter kazanır. Bu tür kemerler, Menteşeoğulları nın komşusu olan Rodos ta ve Kıbrıs taki gotik yapılarda yaygın biçimde kullanılmıştır. 15 Yapıda bulunan en önemli bezeme, ana eyvanın kemer köşe dolgularında bulunan ve beyaz mermer üzerine yapılmış, bayrak tutan iki arslan kabartmasıdır Doğu kanadındaki odalar günümüze gelirken, batı kanadındaki odaların yapının bitişiğindeki Ulu Cami inşaatı sırasında yıkıldığı öne sürülmektedir. 15 Tanman, B; 14. ve 15. Yüzyıllarda Anadolu Türk Mimarlığında Gotik Etkiler, Afife Batur a Armağan; Mimarlık ve Sanat Tarihi Yazıları, İstanbul 2005, s Arslan figürü, günümüzde ortadan kalkmış bulunan Peçin girişindeki bir çeşmenin ayna taşında ve Milas Müzesi nde bulunan 18.yy a ait başka bir çeşmenin ayna taşında görülmektedir. Bkz. A.Arel;

78 Sağ tarafta yer alan bayrakta, Arapça olarak Ahmed Gazi nin adı yazılıdır. 17 Arka ayakları üzerinde oturur pozisyonda betimlenen arslanların kuyrukları bacaklarının arasından geçerek ejder başı şeklinde bitmektedir. Ön ayakları ile bayrak tutan arslanlar profilden verilmelerine karşın, ayakları cepheden verilmiştir. Geleneksel Türk sanatında arslan gibi güçlü hayvanların sultan simgesi olarak kullanıldığı bilinmektedir. Fakat arslan figürünün burada kullanıldığı şekliyle ilk kez karşılaşılır. Gotik etkilerin yoğun olarak hissedildiği yapıda, Venedik armalarını hatırlatan arslan figürlü armalar bu etkiyi güçlendirir. Saruhanoğulları Beyliği eserlerinden Manisa Ulu Camii nin medresesi (1378), Kayseri Kölük Camii Medresesi (1334) 18 gibi camiye bağlı olarak yapılması, açık avlulu, iki katlı ve tek eyvanlı oluşu ile Anadolu Selçuklu etkisini sürdürür. Bu dönemde cami ile bitişik yapılan medrese yapısı, Osmanlı mimarisinde bağımsız yapı olarak gelişir. 19 Revaksız avlusu, asimetrik plânı ve ana eyvanın dışa taşmasıyla da Beylikler dönemi medresesi geleneğini yansıtır. 20 Yapının cephesi, kapının iki yanında yer alan sivri kemerli nişler içindeki çeşmelerle hareketlendirilmiştir. İki kapıyla girilen medresenin birinci kapısı, kuzey duvarının ortasında bulunan eyvan şeklinde düzenlenmiş, altı basamaklı bir merdivenle çıkılan cümle kapısıdır. Cümle kapısı, Ulu Câmi taç kapısının daha sade benzeridir. Beden duvarından dışa taşkın olarak düzenlenen kapı, eni dar tutularak oldukça yüksek tasarlanmış, sivri kemerli bir niş içine alınmıştır. Düz silmelerle sade bir şekilde sınırlandırılmış olan giriş kapısının tek süslemesi, lentonun iç yüzeyinde bulunan, üç adet küre biçiminde kabaradır. Yüzeyleri geometrik bezemeli kabaralar, lamba gibi, aşağı bakar biçimde yerleştirilmişlerdir. 21 Kuzeydoğu köşesinde yer alan, câmi ile bağlantıyı sağlayan ikinci kapı da eyvan şeklinde tasarlanmıştır. Üzeri çapraz tonoz örtülü eyvan, iki devşirme sütunun taşıdığı sivri kemerle avluya açılır. Menteşe Beyliği Mimarisi nde Latin Etkileri, Uluslar arası III. Türk Kültürü Kongresi, Eylül 1993, Ankara, s Arel in bölge üslubu olarak tanımladığı bu kabartmalar için bkz. Aslanapa, O; Türk Sanatı I- II, İstanbul 1984, s.230: Arel, A; a.g.m, s.80: Ünal, H.R; Akdeniz de İslam Sanatı, Erken Osmanlı Sanatı, Beyliklerin Mirası, İstanbul 2000, s Kuran, A ; Anadolu Medreseleri, Ankara 1969, s Acun, H; a.g.e., s Acun, H; a.g.e., s Ögel, S; Anadolu Selçukluları nın Taş Tezyinatı, Ankara 1966, s.95

79 Alt kat, kareye yakın dikdörtgen plânlı, revaksız bir avlu etrafına sıralanan hücrelerden oluşmuştur. Medresenin batı kolunda yan yana üç küçük hücre, kuzey kolunda beş hücre, doğu kolunda ise câmi ile bağlantıyı sağlayan eyvan ve bu eyvana açılan türbe yer alır. Giriş ekseni üzerinde, güney duvarında yer alan ana eyvan, dikdörtgen planlı, üzeri beşik tonoz örtülüdür. Sivri kemer alınlıklı ana eyvanın iki yanında birer oda bulunur. Üst katında yer alan oda, müderris odası olarak tasarlanmıştır. 22 Solda yer alan oda ise, kareye yakın, beşik tonoz örtüsüyle kışlık dersane olarak yapılmıştır. Yapı, Beylikler dönemi ilk medrese örneklerinden biri olması nedeniyle de önemlidir. Türbeler; Batı Anadolu Beylikleri Dönemi türbelerinde, Manisa İshak Bey Türbesi nde olduğu gibi medresenin bir mekânı türbeye dönüştürülmüş veya II.Yakup imaretinde olduğu gibi, yan eyvana türbe mekânı ilave edilmiş ya da Peçin Ahmed Gazi Türbesi nde görüldüğü gibi ana eyvan içine gömü yapılmıştır. Külliye bütünlüğü içinde revaklı avlu gerisinde mekân sıralamasında yer alan İlyas Bey Türbesi ise, farklı bir yorumla ifadelendirilir. Bunun dışında kalan türbeler ise, Saruhan Bey, Süleyman Şah, Hatuniye ve Revak Sultan gibi türbeler müstakil yapılardır. Batı Anadolu Beylikleri Dönemi türbe yapıları içinde en erken tarihli türbe yapısı Birgi Hatuniye Türbesidir. (1310) Yapı, platform üzerine yerleştirilmiş altıgen plan kuruluşuyla dikkati çeker. Yapıda taş süsleme giriş kapısının yay kemerinin kilit taşı üzerinde yer alır. Kilit taşının üzerinde geometrik geçmeli bir kabara, bu motifin sağında ve solunda ise birer rozet yer alır. Yapıdaki tüm süslemeler giriş kapısında toplanmıştır. (resim ) Hatuniye Türbesi ile bir zamanlar aynı meydanı paylaşan Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi (1334) ise hem dış cephe hem de iç mekân süslemeleriyle özellikli bir yapıdır. Kare plânlı yapı, pandantiflerle geçilen, sekiz kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür. Güney cephesinde orta eksene giriş kapısı yerleştirilmiştir. Hafif iç bükey düz silmenin çerçevelediği dikdörtgen giriş kapısı, geçmeli kilit taşlı sivri bir kemerle örtülüdür. Türbenin giriş kapısı kuruluş olarak Birgi Ulu Camii cümle kapısına benzer. Kapının kemer kilit taşı üzerinde yer 22 Sözen, M; Anadolu Medreseleri ( Selçuklu ve Beylikler Devri I-II), İstanbul 1972, s.182

80 alan iç içe iki çiçekten oluşan rozet ile bu rozetin iki yanında yer alan iki çarkıfelek motifinin yüzeyleri eğri kesim tekniğinde işlenmiştir. Tire Süleyman Şah Türbesi nde (1349), kare prizmatik hacmin üzerini sekizgen yüksek kasnaklı kubbe örter. Kasnağın kuzey cephesi dışındaki cephelerine birer pencere açılmıştır. Cepheler farklı boyutlardaki mermer levhalarla kaplanmıştır. Yapının doğu ve batı cephelerinde birer dikdörtgen pencere yer alır. Kuzey cephesi sağır olan yapının giriş kapısı güney cephesinin ortasına yerleştirilmiştir. Kapıyı üç yönden çerçeve içine alan burmalı silme, kitabeliğin etrafını da çerçeveler. Sivri kemerin taşları birbirine yarım daireli geçmelerle bağlanır. Kilit taşının yüzeyinde iç içe kademeli ışınsal bir rozet yer alır. Rozetin sağında ve solundaki taşların yüzeyinde ise birer çarkıfelek yerleştirilmiştir. Rozetin ve çarkıfeleklerin üzeri eğri kesim tekniğinde yivlenmiştir. Yapının cümle kapısı ile Birgi Ulu Camii (1312) ve Birgi Aydınoğlu Mehmed Bey (1334) türbe kapıları, kuruluş düzeni arasındaki benzerlikle dikkati çeker. Peçin Ahmed Gazi Medresesi (1375) ana eyvanında bulunan Ahmed Gazi Türbesi, Batı Anadolu Beylikleri dönemi içinde tek uygulamadır. Yapıda bulunan en önemli bezeme, ana eyvanın kemer köşe dolgularında bulunan ve beyaz mermer üzerine yapılmış, bayrak (çetr) tutan iki arslan kabartmasıdır. Gotik etkilerin yoğun olarak hissedildiği yapıda, Venedik armalarını hatırlatan arslan figürlü armalar bu etkiyi kuvvetlendirir. Dikdörtgen plânlı, üzeri kubbe ve tonoz örtülü Saruhan Bey Türbesi (1388) kündekârî kapı kanatlarıyla dikkati çeker. Sonsuza giden geometrik kurgulu bu kapılar, İshak Bey Türbesi (1378) kapı kanatları ile aynı düzene sahiptir. İshak Çelebi Türbesi kubbede yer alan kalem işi süslemeleri ve kapı sövesinde kullanılan devşirme malzemeye gösterilen özen ile Saruhan Bey Türbesi nden ayrılır. Aynı dönem ve beyliğe ait bir diğer yapı ise Revak Sultan Türbesidir (1371). Kare plânlı, konik külahlı yapısı ile diğer türbelerden ayrılır. Yapının güney cephesinde tuğladan yapılmış, testere dişi şeklinde sağır pencereyi sınırlayan çerçeve, mihrap yönünü vurgulayan mimari elemana dönüşmüştür. Bu sağır pencerenin üzerine yerleştirilen opus sectile tekniğinde işlenmiş olan parça ve kuzey cephesinde kemerin solunda yer alan yuvarlak kemerli burma sütüncuklar içine alınmış şamdan benzeri motifle süslü parça, yapıda devşirme malzeme kullanımına işaret eder.

81 Germiyanoğlu II.Yakup Bey İmareti ( ) ) nin önemli bir bölümü olan türbe kısmı, güneyde bulunan yan eyvana sonradan eklenmiştir. Eyvan tipi türbe yapılarının uygulaması olan bu türbe, kademeli bordürlerle sivri bir kemer biçiminde kuzeye açılmaktadır. Zeminden yükseltilmiş platform üzerinde yer alan sanduka, altıgen firuze çinilerin etrafına üçgen lacivert çinilerin yerleştirilmesiyle oluşan, altı köşeli yıldız motifleriyle kaplıdır. Zemin ise, bordürlerle sınırlanan altıgen çinilerle kaplanmıştır. Erken Osmanlı dönemi, Bursa yapılarında karşılaştığımız rumi-palmet örnekli bordürler, sandukanın yerleştirildiği zemini ikiye böler. İshak Fakih Camii (1433) son cemaat yerinin sağ tarafında yer alan türbe mekânı ve bu mekanı örten dilimli kubbe ile farklı bir son cemaat yeri uygulamasıdır. Firuze sırlı tuğlalarla kaplı türbenin zeminini kaplayan çiniler, son onarımlarda yenilenmiştir.( resim 183)

82 GERMİYANOĞULLARI BEYLİĞİ ( ) Germiyan önceleri Türk boylarından birinin adıyken, Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemlerinde, 1300 yılında kurulan Germiyanoğulları Beyliğine de ad olmuştur. 1 Germiyan boyunun Anadolu ya ne zaman geldiği belli değildir. 13. yüzyıl da Malatya taraflarında Anadolu Selçuklu Devletinin hizmetinde bulundukları bilinmektedir. Malatya da yerleşik oldukları dönemde, Germiyan boyunun başındaki Alişiroğlu Muzafferüddin, Selçuklu Sultanı 2. Gıyaseddîn Keyhüsrev tarafından Baba İshak tarafından çıkarılan Babai İsyanını bastırmakla görevlendirilmiş, ancak muvaffak olamamıştır. 2 Yine bu aileden ve Selçuklu beylerinden olan Kerimüddin Alişir, Selçuklu şehzadeleri arasındaki taht mücadelesine karıştığı için, Moğollar tarafından öldürülmüştür. 3 Germiyanoğulları daha sonra Moğol baskısı nedeniyle Kütahya tarafına göç etmiş ve bağımsızlıkları için Anadolu Selçuklu Sultanı 2. Gıyaseddin Mesut ile Moğollara karşı mücadele vermişlerdir. 4 Germiyanoğulları Beyliğini kuran Kerimüddin Alişir in oğlu Germiyanoğlu I. Yakup Bey ( ), dönemi Germiyanoğullarının en güçlü oldukları dönemdir. 5 Yakub Bey'in Aydınoğlu Mehmet Bey kumandasında Ege sahillerine gönderdiği Germiyanlı ordusu, Bizanslılardan Ayasulug (Selçuk) ve Birgi yi alarak, bu yörede Aydınoğulları Beyliği'nin kuruluşunun öncüsü olmuştur. 6 I. Yakup Bey, 1305 tarihinde Menderes Nehri kenarındaki Tripolis (Buldan kasabası doğusunda, Yenice yakınında) şehrini alıp, 1306'da da piyade ve 8000 süvari ile Bizans'ın iç bölgede kalmış en önemli merkezlerinden olan Alaşehir i kuşatmış, Bizanslılar, İspanya dan paralı asker olarak getirtmiş oldukları Katalan birliklerini Alaşehir deki Türk kuvvetleri üzerine gönderince, Germiyanlılar kuşatmayı kaldırmışlardır. 7 Ancak Alaşehir, 1314 yılında I. Yakup Bey tarafından alınıp, haraca bağlanmış, Alaşehir 1 Uzunçarşılıoğlu, İ.H ; Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara, 1988 s.39 2 Varlık, M.Ç; Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, İstanbul, 1982, s., Varlık, M.Ç; a.g.e., s., Uzunçarşılıoğlu, İ.H ; a.g.e, s.40 5 Varlık, M.Ç; a.g.e., s., Akın, H., Aydınoğlu Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara 1986: Mükrimin Halil; Düsturname-i Enveri, İstanbul 1929: Uzunçarşılıoğlu, İ.H ; a.g.e. 7 Varlık, M.Ç; a.g.e., s., 489

83 21 Rumlarından alınan cizye ile Kütahya da yaptırılan Vacidiye Medresesi'nin ihtiyaçları karşılanmıştır. I. Yakup Beyin 1340 ta vefatı üzerine, yerine oğlu Germiyanoğlu Mehmet Bey geçmiş, hükümdarlığının ilk dönemlerinde Bizanslılar, Katalanlar ın yardımıyla Kula ve Simav ı Germiyanoğulları Beyliği'nden geri aldılarsa da, Mehmet Bey buraları yeniden topraklarına katmaya muvaffak olmuştur. 8 Germiyanoğlu Mehmet Beyin vefat tarihi kesin olarak belli değildir ancak, kaynaklarda 1361 yılında vefat ettiği yazmaktadır. 9 Ölümünden sonra yerine geçen Süleyman Şah'ın hükümdarlığının ilk yılları durgun geçmiştir. Karamanoğulları ile Hamitoğulları arasındaki mücadelede Hamitoğlu İlyas Bey'in tarafını tutması, Karamanoğulları ile arasının açılmasına sebep olmuş, Süleyman Şah, Karamanoğulları Beyliği'nin baskısı karşısında, Hıristiyanlarla mücadelede büyük başarı sağlayan ve sınırlarını genişletmekte olan Osmanoğulları Beyliği ile anlaşma yoluna gitmiştir. 10 Germiyanlı İslâm alimi İshak Fakih ve beraberindeki heyet, değerli hediyeler ile Osmanlı Padişahı I.Murad (Hüdavendigar)'ın huzuruna gönderilerek, Süleyman Şah ın kızını Osmanlı Şehzadesi Bayezıd'a (sonradan Yıldırım Beyazıd) vermeyi ve çeyiz olarak da, Kütahya ile beraber Simav, Eğriboz (Emet) ve Tavşanlı yı Osmanlılara devretme teklifini iletmişlerdir. Teklifin kabul edilmesinden sonra düğün yapılmış 11 ve Süleyman Şah Kula kasabasına çekilerek yönetimi, Şehzade Bayezıd a bırakmıştır. 12 Süleyman Şah'ın 1387 tarihindeki ölümüyle, oğullarından Germiyanoğlu II. Yakup sülalenin başına geçmiştir. II. Yakup Bey, Osmanlı Devleti'nin 1389 tarihinde Haçlılarla yaptığı I. Kosova Savaşı sonrasında I.Murad ın şehit olmasını fırsat bilip değerlendirerek, babasının Osmanlılara bıraktığı toprakları geri almaya kalkışmıştır tarihinde Rumeli deki durumu düzelttikten sonra Anadolu ya geçen, yeni hükümdar Yıldırım Bayezıd Kütahya taraflarına gelerek, kendisine karşı 8 Uzunçarşılıoğlu, İ.H ; a.g.e, s.44 9 Koca, Salim, Anadolu Türk Beylikleri, Türkler Ansiklopedisi, C.6, s Uzunçarşılıoğlu, İ.H ; a.g.e, s Aşıkpaşazade, Osmanoğulları nın Tarihi, çev, K. Yavuz- Y.Saraç, İstanbul 2003, s Koca, S.; a.g.e., s. 720: Uzunçarşılıoğlu, İ.H., a.g.e., s Uzunçarşılıoğlu, İ.H ; a.g.e, s.47

84 22 çıkan II. Yakub Bey ve Subaşı Hisar Bey'i yakalatıp, Rumeli deki İpsala kalesine hapsetmiş 14 ve Germiyanoğulları topraklarının tamamını Osmanlı Devletî'ne katmıştır. Ancak II. Yakub Bey, İpsala kalesinde dokuz yıl hapis kaldıktan sonra, 1399 yılında bir fırsatını bulup kaçmış 15 ve deniz yoluyla Suriye ye, oradan da Timur'un yanına sığınmıştır. 16 II. Yakup Ankara Savaşı'nda Osmanlı Devleti'ne karşı Timur'un saflarında savaşmış, savaş sonunda Timur eski Germiyanlı ülkesini II. Yakub Bey'e iade etmiştir. 17 II. Yakub Bey, Osmanlı şehzadeleri arasındaki taht mücadelelerinde, yeğeni Çelebi Mehmed (sonradan I. Mehmet)'in tarafını tutmuştur. Bu yakınlığı benimsemeyen Karamanoğlu Mehmet Bey, iki yıl üst üste düzenlediği seferler ile Kütahya yı işgal ederek Germiyanoğulları Beyliği'ne hakimiyetine almıştır. Karamanoğulları'nın, Germiyan ülkesindeki hakimiyetleri iki buçuk yıl kadar sürmüş, Osmanlı Sultanı I. Mehmed, Rumeli de kardeşi Musa Çelebi yi bertaraf ettikten sonra, Karamanoğulları üzerine yürüyerek, onları Konya ya kadar geri sürmüştür. I. Mehmet, böylece hakim olduğu Germiyan topraklarını yine, dost ve müttefik bildiği II. Yakub Bey'e devretmiştir. 18 I. Mehmet in ölümüyle yerine geçen II. Murad' a karşı, Karamanoğulları ile beraber Germiyanoğlu II Yakub Bey de Şehzade Mustafa tarafını tutmuş, Mustafa Çelebi nin II. Murad'a yenilip İznik te öldürülmesinden sonra Yakup Bey, Osmanlı Devleti ile dost geçinmeyi tercih etmiştir. II. Yakup Bey, 1428 tarihinde Osmanlı payitahtı Edirne ye bizzat giderek II. Murat ile görüşmüş,ölümünden sonra ülkesini Sultan a bıraktığını vasiyet edip, Kütahya ya dönmüştür. 19 Germiyanoğlu II. Yakup Bey'in 1429 tarihinde ölümüyle, Germiyanoğulları Beyliği sona ermiş ve toprakları miras yoluyla Osmanlılara kalmıştır. 20 Kütahya ve 14 Varlık, M.Ç; a.g.e., s., Aşık Paşazade, a.g.e, s., Varlık, M.Ç; a.g.e., s., Uzunçarşılıoğlu, İ.H ; a.g.e, s Varlık, M.Ç; a.g.e., s., Uzunçarşılıoğlu, İ.H ; a.g.e, s.50: Varlık, M.Ç; a.g.e., s., Pitcher, Donald, Osmanlı İmparatorluğu nun Tarihsel Coğrafyası, çev. Bahar Tırnakçı, İstanbul 2001, s.57.

85 23 Afyonkarahisar sancak haline getirilerek, Kütahya önce bir şehzade şehri, sonra da Anadolu beylerbeyliği'nin merkezi olarak Osmanlı teşkilat yapısına dahil edilmiştir. KAYNAKLAR AKIN, Himmet (1986), Aydınoğlu Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara. AŞIKPAŞAZADE (2003), Osmanoğulları nın Tarihi, çev., K.Yavuz- Y.Saraç, İstanbul. ENVERİ, Düsturname-i Enveri, çev., Mükrimin Halil, İstanbul. KOCA, Salim (2002), Anadolu Türk Beylikleri, Türkler Ansiklopedisi, C.6, Ankara. PİTCHER, Donald (2001), Osmanlı İmparatorluğu nun Tarihsel Coğrafyası, çev. Bahar Tırnakçı, İstanbul. UZUNÇARŞILIOĞLU, İ.Hakkı (1988), Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara. VARLIK, Mustafa (1982), Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, İstanbul,

86 1 1. GİRİŞ Batı Anadolu Türkmen Beyliklerinin ortaya çıkışı, Türk tarihinin pek kavranamayan önemli gelişmelerinden birini teşkil eder. 13. yüzyıl Anadolu sunun siyasi ve sosyal şartlarının bir sonucu olarak kurulup; bağımlı veya yarı bağımlı 14. yüzyılın ilk çeyreğine kadar siyasi varlıklarını ve etkilerini sürdüren söz konusu beyliklerin tarihi, şüphesiz onlardan biri olup zamanla hepsini kendi bünyesinde eriten, bir bakıma yeni bir karışım denilebilecek Osmanlı Devleti ile doğrudan bir etkileşim içindedir. Dönem kaynaklarında uc veya ucat diye adlandırılan 1 bu Beyliklerin hüküm sürdüğü yaklaşık bir buçuk asırlık süreç, Selçuklular ve Osmanlılar arasında bir geçiş dönemi olarak nitelendirilir. Batı Anadolu Beylikleri, yerleştikleri bölgenin tarih boyunca sahip olduğu yoğun kültür birikimini değerlendirip, kendi kültürleri ile kaynaştırarak ortaya koydukları eserlerde yeni denemelere girişmişlerdir. Bu süreç, Anadolu Türk Mimarisi ne getirdiği yenilikler ve gelişmeler nedeniyle önemli olmasına rağmen, bu konuda yapılan çalışmalar yetersiz kalmaktadır. Batı Anadolu Beylikleri Mimarisi yapıları söz konusu olduğunda, bu döneme ait yapıların süsleme programları esas alınarak, toplu şekilde değerlendirilen bir çalışma yapılmamıştır. Yapılan çalışmalar şehir monografileri veya bilinen birkaç yapının incelemeleri şeklinde olup, Batı Anadolu Beyliklerinin mimarisini tanıtmak, yorumlamak yerine Batı Anadolu Beyliklerinin tarihçelerini ağırlıklı olarak vermektedir. Bu çalışmalar, Batı Anadolu Beylikler mimarisi için son derece sınırlı olup, konuyu aydınlatmaktan uzak kalmaktadır. Ancak Batı Anadolu Beyliklerinin ortaya koyduğu mimari varlıklar, doğu ve orta Anadolu Beyliklerinin ortaya koyduğu mimari varlıklardan farklı olarak kaynağını Anadolu Selçuklu mimarisinden almakla beraber, farklı bir kültür ve mimarinin bulunduğu topraklarda ortaya çıkmış olduğundan başta cami mimarisi 1 Feridun M.Emecen; İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası, İstanbul 2001, s.121

87 2 olmak üzere, camiye bağlı işlevsel yapılarda farklı plan ve üst örtü yorumları ortaya koymuş, dolayısıyla da çeşitlilik gösteren yapılar doğmuştur Çalışmanın Amacı Batı Anadolu Beylikleri Mimarisinde Tipolojiye Bağlı Süsleme Programları konulu çalışmada, daha önce bu konuda kapsamlı bir çalışma olmaması çıkış noktası olmuştur. Bölge ve dönem ile ilgili yapılan çalışmalar, beylik monografisi şeklinde yapılmış, çalışma konuları tek beylikle sınırlı tutulmuştur. Bezeme, mimarinin parçası olarak görülmüş, tek bir mimari eleman seçilerek veya mimariden ayrı tutularak teknik ve biçim özellikleriyle değerlendirilmiştir. Benzer konularda yapılan çalışmalarda, özellikle yüksek lisans tezlerinde, eserlerin yerinde görülmediği verilen bilgilerin niteliğinden anlaşılmaktadır. Çalışmanın amacı, günümüze gelen Batı Anadolu Beylikleri eserlerinde süslemenin biçimsel düzenlemelerini tespit ederek; bulundukları yüzey, malzemeteknik ve örnek özelliklerine göre değerlendirmektir. Bu nedenle, çalışmada ağırlık, süslemenin yer aldığı yüzeylerin belirlenmesi, malzeme ve teknik özelliklerinin saptanması ve süslemeyi oluşturan örneklerin irdelenmesidir Çalışmanın Yöntemi Batı Anadolu Beylikleri Mimarisinde Tipolojiye Bağlı Süsleme Tasarımları konulu çalışma iki aşamada toplanan bilgilerin değerlendirilmesiyle oluşmuştur. İlk aşamada, bu konudaki tüm kaynaklar (kitaplar, tezler, makaleler) taranarak eserler tespit edilmiştir. İkinci aşamada ise, kaynaklardan tespit edilen tüm eserler fotoğraflanarak, özgün süsleme programına sahip olanlar saptanmış ve tez bütünlüğünde çalışılmıştır. Bu çalışma, bir kaynak araştırması olmaktan ziyade, eserlerin yerinde tespitine ve gözleme dayalıdır. Kaynaklardan, eserlerin tespiti, tarihlendirilmesi ve onarımları söz konusu olduğunda yararlanılmıştır. Katalogda kullanılan plânlar yayınlardan alınmış, bu planlar bilgisayar ortamında yeniden çizilmiştir. Çizimler bir kısmı için de aynı yol izlenmiş, yayınlardan alınan çizimler, bilgisayar ortamında ölçüleri değiştirilmeden yeniden çizilmiştir. Çizimleri yapılan çiniler ise, orijinal renkleri saptanarak renklendirilmiştir. Kullanılan tüm fotoğraflar bu çalışma için

88 3 yerinde çekilmiştir. Çalışma kapsamında olmayan eserlerin fotoğrafları kullanılmamış, konuyla ilgili kaynak referansları verilmiştir Çalışmanın Kapsamı Konunun sınırlarının belirlenmesinde malzeme ve süslemenin özgünlüğü belirleyici olmuştur. Beylikler döneminden günümüze süsleme programına sahip, sağlam durumda hamam yapısı gelmediği için, hamamlar konu dışında tutulmuştur. Var olan hamam yapılarının günümüze tek duvar halinde gelmiş olması, günümüze gelen hamamların da süsleme programına sahip olmamaları sebebiyle, konu hakkında fikir veremeyecekleri kanısına varılmıştır. Batı Anadolu Beylikleri eserlerinden günümüze sağlam gelen, ancak hiçbir süsleme elemanı içermeyen yapılar da aynı yol izlenerek katalog dışı tutulmuştur. Beylik yapısı olduğu kesinlikle tespit edilen, fakat günümüze tek duvar halinde gelen veya Muğla Ulu Câmi nde olduğu gibi günümüze özgün olarak sadece kitabesi gelen yapıları çalışmaya dahil etmek, konunun özünden uzaklaşmak olacağı için bundan özellikle kaçınılmıştır. Kaynaklardan tespit edilen yapılar, ait oldukları Beyliklere göre gruplanmış, bu eserler de kendi içinde tarih sırasına göre tipolojik kurguya uygun olarak plân ve süsleme özellikleri ayrı başlık altında verilmiştir. Çalışmanın tarih sınırlamasında, Beyliklerin ortaya çıkışlarını takip eden eserlerin oluşma süreci göz önüne alınmıştır tarihleri ile sınırlandırılan çalışma, Batı Anadolu Beyliklerini oluşturan; Aydınoğulları, Germiyanoğulları, Menteşeoğulları ve Saruhanoğulları beyliklerini kapsamaktadır. Çalışmanın başında bu beyliklere dahil edilmesi düşünülen ancak, yerinde tespit çalışmaları sonucunda günümüze herhangi bir yapısının gelmediği anlaşılan Karesioğulları Beyliği çalışma dışında bırakılmıştır. 3 2 Planlar Ali Kızıltan ve Vakıflar Genel Müdürlüğü yayınlarından; Çizimler ise,birgi de bulunan eserler için Ş.Gök, diğerleri Y. Demiriz den alınarak bilgisayar ortamında yeniden çizilmiş, çiniler renklendirilmiştir. Özgün çizimler için bir kısmı için Hamdi Bülbül e teşekkür ederim 3 Karasioğullarının hüküm sürdüğü Balıkesir ve çevresi taranmış, ancak günümüze ulaşan Karasi Beyliğine ait mimari yapı tespit edilememiştir. Günümüzde bölgede bulunan birkaç türbe Karasi Türbesi, Karasi Baba Türbesi gibi adlarla tanınmaktadır. Bu türbelerin tümü yüzyıl başında yapılmış, daha sonra onarım görmüş yapılardır.

89 Harita (H.730) Tarihlerinde Batı Anadolu Beylikleri ( Kaynak; E. De Zambaour, Manuel de Génélogie et de Chronologie pour l Histoire de l İslam, Berlin, 1955, harita II) Harita 2 Yaklaşık Tarihlerinde Türk Beylikleri ( Kaynak; D.Edgar Pitcher, Osmanlı İmparatorluğunun Tarihsel Coğrafyası Harita No: 7)

90 XXIV Harita Listesi 1. Batı Anadolu Beylikler Haritası ( E. De Zambaur, Manuel de Généalogie et de Chronologie pour l histoire de l Islam, Berlin, 1955, Harita II.) 2. Yaklaşık Tarihlerinde Türk Beylikleri ( Kaynak; D.Edgar Pitcher, Harita 7)

91 VI SUMMARY This study comprises of the decoration programs in terms of typlogy in the architecture of the West Anatolian Principalities. The reason for doing this study is that there has been no detailed study about this subject in the literature yet. There are some literature exists about the region and the age of the West Anatolian Principalities, but they are restricted only single theme such as wood or stone craft or only single instead of the all aspect of them. In this study, all kinds of decorations (stone, wood craft ect.) were taken in into account in terms of architectural concern. The studies dealt with the region and the age in the literature are usually focused on the history of the West Anatolian Principality instead of definition and interpretation of their architecture. Even some of these studies are controversial to define the identities of the architecture of the West Anatolian Principality Although the architecture of the West Anatolian Principality is originated from Anatolian Seljuks like the Middle and East Anatolian, Principality it differs especially mosque architecture and its parts due to the historical impact of the region occupied by different cultures in the history. When one looks at the architecture and art of the West Anatolian, Principality it can easily be seen the impact of Syria and Southeast Anatolian style from decoration and architecture of the buildings. This indicates that some craft man and architects were mobile to carry out their work all over the Anatolia in that age. As a result of this, one can enable to fallow the impact of the Middle East Turkish Architecture for planning and decoration work in the architecture of the West Anatolian Principalities. Ottomans one of the West Anatolian Principalities located to south of the Marmara sea was rapidly grown up after its establishment, exhibit the same characteristics mentioned above in architecture style. The impact of other the West Anatolian Principalities is obviously seen in early Ottoman architecture. In this study, all the architectures found in the literature were observed at their location. Only architectures with their characteristic decoration programs were selected and included in the study. This study is based on the observation of the

92 VII selected architectures at their location. Literature search has been done to find out the date of construction or restoration for some architectures. All the photographs of the architectures used in this study were photographed in their location. The photographs not used in this study but mentioned can be reached from the referances. The scope of this study was determined by the uniqueness of the materials and the decoration. The restorated architectures were excluded. Due to the destruction of the Turkish bath from the age of the West Anatolian Principalities were excluded as well. The intact architectures were also excluded from the study because of the lack of decoration. Although Muğla Ulu Mosque is a West Anatolian Principalities architecture, was not incluted because of its very poor condition. This study covers the time period from 1300 to 1425, Principalities namely Aydınoğulları, Germiyanoğulları, Menteşeoğulları and Saruhanoğulları. Karasioğulları was excluded because no material has reached up to now from them. The study of the decoration programs in the architecture of the West Anatolian Principalities tried to find out the development of decoration programs by looking at the intact examples. Ottoman Principalities located South Marmara, one of the five Principalities mentioned in the study, was excluded from the study due to its importance in the development of Ottoman architecture.

93 3. KATALOG

94 3.1. AYDINOĞULLARI BEYLİĞİ BİRGİ ULU CAMİİ Katalog : 1 Plân : 1 Resim : 1-50 Çizim: 1-28 İnşâ Tarihi: H.712 / M Yaptıran: Aydınoğlu İsa Bey Mimarı: Bilinmiyor Yeri: Birgi ilçesi nde Birgi Deresi nin doğusunda, Aydınoğlu Caddesi üzerinde bulunur. Tarihlendirme: Camii, Aydınoğulları Beyliği nin günümüze ulaşan en erken tarihli eserlerinden biridir. Yapının kuzey kapısı üzerinde yer alan sülüs hatla yazılmış inşa kitabesinde; Bismillahirrahmânîrrahîm, fetehe hâzihi l-beldeti bi nasri l-lâhi ve te yidihi Mevlâna el-emirü l-kebîr el-gâzî fî sebîli l-lâhi teâlâ Muhammed ibn Aydın fî târîhi sene seb a ve seb a mie ve ben i hâzihîl cami fi seneti inşâ aşere ve seb a mie ) 1 Buna göre, Aydınoğlu Mehmed Bey tarihinde beldeyi fethetmiş ve yılında yapının yapılmasını emretmiştir. Yapının doğu kapısı üzerinde yer alan sülüs hatla yazılmış ikinci inşa kitabesinde ise; Amere bi imâreti l-cami i l-mübareki l-hayri l-âli el-emiru l-kebir el-malik El-alem el -adil Ebu l hayrât Mubârizu d-devle ve d-din Muhammed bin Aydın e azze l-lâhu ensârehu fi seneti inşa aşere ve seb a mie (712) 1 Evliya Çelebi, Seyahatnâme c. IX, İstanbul 2005, s,92-93; Tevhid,A, Rum Selçuki Devleti nin İnkırazıyla Teşekkül Eden Tevaif-i Müluk: Aydınoğulları, Tarihi Osmani Encümeni Mecmuası, C.II, İstanbul 1927, s.621; Uzunçarşılı, İ.H., Kitabeler..., s,110; Akın, H, Aydınoğulları Tarihi, s, 105.

95 vadır. 3 Plân İkinci kitabeye göre ise, bu mübarek camiinin inşasını, Yüce Büyük Emir, Hayırlar Babası Aydınoğlu Mehmed Bey in emrettiği yazılıdır. Bu kitabede ayrıca Emir-ül Kebir sıfatıyla bu beldenin kesin ve tek hakimi olduğu belirtilen Aydınoğlu Mehmed Bey in, Mubârizu d-devle ve d-din ünvanı ile ise, dinin ve devletin koruyucusu olduğu anlaşılmaktadır. 2 Evliya Çelebi ise Birgi Ulu Câmi hakkında şunları yazmıştır;...eski câmi Fâtihi bilâd Mehemmed Şâh ibn Aydın Bay ındır. Kârgir kubbe değildir, ammâ harpişte münakkaş servi levhalı tavan üzre serâpâ kurşumlu bir câmi-i münevverdir. Lâkin mihrâb üzre bir kubbe-i âlîsi evce müntehî kârgir kubbedir. Ve kubbe içi cümle silu ve lâjüverd ve lâ li rengâreng boyalar ile serâpâ nakş-ı Mâni ile menkûş bir kubbe-i kâşî-i çîn gayri nükûşdur kim mihrâbı ve der-i dîvârı cümle müzehheb bûkalemûn-ı ibret nümundur. Ve mihrâbı cengârî Çîn-i fağfûr-ı Çîn halkâri ile münakkaş bî-bedel mihrâbdır kim gûyâ murassa Freng Mâni mînâsıdır. Ve derûn-ı câmi tûlen ve arzan zergerdân ayak mest ile seksener kademe arîz ü tûlîdir. Ve cümle on altı somâkî amûdlar üzre kemerlerin fevki servi tavandır. Ve üç kapusu var. İki yan kapudur. Ammâ kıble kapusuna altı kademe taş nerdübân ile su ud olunur. Ve minberi gerçi ceviz ağacı levhası ve haşebdendir. Ammâ Fahrî oymasımisâl gûnâ-gûn müşebbek ve münakkaş şükûfe ve gül ve sünbül ve mutahıllar ve kitâbe ve islimîler ve mersûm bir minber-i ra nâdır. Ve kıble kapusu atabe-i ulyâsı üzre târîhi budur: Bismillahirrahmânîrrahîm, fethu hâze l-ma bedi bi nasri l-lâhi fî eyyâmi devlet-i el-emîri l-kebir el-gâzî fî sebîli l-lâhi Mehemmed bin Aydın fî târîhi sene seb a ve seb amie(707) Tâhrîr olunmuşdur. Ve câmi in sağ tarafında iki şerîfeli bir mevzûn minâresi var. Tula ve kâşî çînîdir. Ve haremi etrâfında yan sofaları ve medrese hücreleri 2 Kalfazade, S, Anadolu da Aydınoğulları Dönemi Mimarisi, İÜ, yayınlanmamış doktora tezi, İstanbul 1995, s.55 3 E.Çelebi, a.g.e, s.92-93

96 Külliye bütünlüğünde bulunan dikdörtgen plânlı, mihrap önü kubbeli yapı, mihraba dikey beş sahına ayrılmıştır. Yapının örtü sistemi mihrap önünde kubbe, diğer kısımlarda kırma kurşun çatıdır. Minare, yapının güneybatı köşesinde yer alır. Yapı devşirme blok taşlarla kaplanmıştır. Doğu cephesinde saçak seviyesine yakın dört dikdörtgen pencere, alt sırada cümle kapısı ve kapının iki yanına birer dikdörtgen pencere yerleştirilmiştir. Bu cephenin güney köşesinde, yerden yaklaşık 2.50 m yükseklikte devşirme bir arslan heykeli, duvar dokusu içinde yer alır. Dört basamak merdivenle çıkılan, doğu cephesinde bulunan cümle kapısı düz silmelerle çerçevelenmiştir. Giriş açıklığının üzerinde payelere oturan basık bir kemer yer alır. Kemerin kilit taşının üzerinde kabartma iri bir palmet motifi ve bunun üzerinde dilimli bir kabara bulunur. Kemerin köşe taşlarında bulunan iki madalyonun üzerinde yazılar görülmektedir. Kemer köşe dolgu yüzeyleri ise, iri birer rozetle bezenmiştir. Devşirme bloklarla kaplanmış güney cephesinde, alt seviyede iki sivri kemerli dikdörtgen alınlıklı pencere, üst seviyede ise dört dikdörtgen pencere kuruluşu yer alır. Kare kaide üzerinde yükselen silindirik gövdeli minare, bu cephenin batı köşesindedir. Batı cephesinde alt seviyede iki dikdörtgen pencere, üst seviyede ise sekiz pencere bulunmaktadır. Riefstahl ın yayınladığı plânda, caminin batı duvarında pencereden dönüştürülen bir kapı işaretlidir. 4 Evliya Çelebi de yapıdan üç kapılı olarak bahseder. 5 Batı duvarında alt iki pencere arasında yer alan kısmın kalın bir harç tabakası ile sıvanmış olması buradaki onarıma işaret eder. Bu cephede, güneye doğru olan alt pencerenin oldukça eski bir tarihte kapıya dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır. Kuzey cephesinde, cümle kapısının iki yanında simetrik pencere kuruluşları yer alır. Alçı dışlıklı dört adet dikdörtgen üst sıra penceresi ve boğma demir şebekeli, iki dikdörtgen alt sıra penceresi cepheyi ifadelendirir. Yapıya sonradan eklenen son cemaat yeri 1944 yılındaki depremde yıkılmış, yerine yenisi yapılmamıştır. 6 Altı basamaklı merdivenle çıkılan cümle kapısı duvar yüzeyinden hafifçe dışa taşkındır. 4 Riefstahl; Cenubi Garbi Anadolu da Türk Mimarisi, İstanbul 1941, s.21 5 Evliya Çelebi; a.g.e, s., Önkal, H; Birgi Ulu Camii Hakkında Bazı Mulahazalar, IX.Milletlerarası Türk Sanatları Kongresi, C.III, Ankara, 1993, s.33

97 Düz silmelerle dikdörtgen çerçeve içine alınan kapı, zıvanalı geçmeli sivri bir kemerle örtülüdür. Kilit taşının üzerinde bir vazodan çıkan kabartma nar motifleri görülmektedir. Kemer taşlarının her birinin üzerinde birer rozet yerleştirilmiştir. Kemer köşe dolgu yüzeylerinde geometrik bezemeli birer madalyon bulunur. İnşa kitabesi, sivri kemerin üzerinde, hafifçe duvar yüzeyinden çökertilmiş, eğik silmelerle sınırlanmıştır. Dört basamaklı merdivenle inilen, kareye yakın dikdörtgen plânlı harim, mihraba dikey beş sahına bölünmüştür. Orta sahın yan sahınlardan geniş ve yüksek tutulmuştur. Sahınları birbirinden ayıran sivri kemerler devşirme sütunların üzerine oturur. Mihrap önü mekânı pandantiflerle geçilen kubbe ile örtülüdür. Yapının batı cephesinin bitişiğinde yer alan türbe ışığı engellediği için, batı duvarının üst seviyesine sekiz pencere açılarak mekândaki ışık sorunu çözülmeye çalışılmıştır. 7 Güney duvarında yer alan çini mihrabın sağ tarafında, yapının orijinal ahşap minberi bulunmaktadır. Günümüzde harim kuzey girişinin batısında uzanan mahfil, özgün olmayıp, 1944 yılındaki depremde yıkılan özgün mahfilin yerine yapılmıştır. 8 Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe Yapıda ağırlıklı olarak çini ve ahşap süsleme yer almış, buna karşılık taş süsleme çok fazla kullanılmamıştır. Taş süsleme, doğu cephesi ile kuzey cephesine dağılmıştır. Selçuklu dönemi yapılarında gördüğümüz taçkapı da yoğunlaşan süsleme programı Birgi Ulu Camii nde doğu cephesindeki pencerelerde yoğunlaşırken cümle kapıları oldukça sade işlenmiştir. ( Resim 1,2,3) Yapının batı cephesinde süsleme bulunmamaktadır. Yapının cephelerinde yer alan alt seviye pencerelerinde farklı bir uygulama dikkati çeker. Dikdörtgen pencerelerin üzerine, kemerli küçük birer dekoratif pencere yerleştirilmiştir. Camii nin tüm alt kat pencereleri, ikili pencere düzenlemesine sahiptir. Güney cephesinde yer alan alt seviyedeki batı penceresinde düz silmelere dikdörtgen pencereyi sınırlar. Bu pencerenin üzerindeki geçmeli taşlarla örülmüş sivri kemerin köşe dolgu yüzeylerine, çarkıfelek biçiminde birer rozet yer alır. Bu 7 Ünal, H.R; Birgi : tarihi, tarihi coğrafyası ve Türk dönemi anıtları, Ankara 2001, s,63. 8 Ünal, H.R; a.g.e, s, 63

98 rozetler eğri kesim tekniğinde işlenmiştir. Yanındaki pencerede de aynı düzenleme uygulanmış, ancak kemer köşe dolgu yüzeylerinde yer alan rozetlerin yüzeyi çiçek biçiminde işlenmiştir. (Resim 4,5) Doğu cephesi, süslemenin en yoğun yer aldığı cephedir. Cümle kapısının iki yanında yer alan alt seviyedeki pencerelerden kuzey tarafında olan pencerede, iki katlı düzenleme uygulanmıştır. Altta yer alan dikdörtgen pencerenin sövelerini üzeri yivli, sarmal (tornalı) bir silme çevreler. Pahlanmış söve yüzeylerinde ise, üstten belirli bir hizaya kadar uzanan, eğri kesim tekniğinde yapılmış s kıvrımlı dilimli yaprak motifli örnek yer alır. 9 Bunun üzerindeki pencerenin yedi dilimli kemeri, iki ayrı mermer bloktan oluşur. Dilimli kemerli pencerenin lento yüzeyinde yer alan düğümlü geçme motifinin ortasına bir gülce yerleştirilmiştir. Kemer köşe dolgu yüzeyleri kıvrık dallarla dolgulanmış, orta kısımlarına ise, eğri kesim tekniğinde birer çarkıfelek motifi işlenmiştir. Kemerin üzerindeki alınlıkta, sülüs hatla yazılmış kitabe yer alır. (Resim 6,7) Cümle kapısının güney tarafındaki pencerede de, aynı süsleme kuruluşu küçük farklarla tekrarlanmıştır. Düz silmelerle çerçevelenen dikdörtgen pencerenin üzerinde bulunan pencereyi yanlarda, burma gövdeli ve volüdal başlıklı iki mermer sütun sınırlar. Sütunların üzerinde yekpare mermerden, beş dilimli bir kemer yer alır. Kemerin dilimlerini takip eden silmeler, kemerin tepe noktasında düğümlü bir geçme oluşturur. Bu düğümlü geçmenin ortasında yüzeyi iç bükey işlenmiş bir rozet yer alır. kemerin köşe dolgu yüzeyleri, antik kökenli süslemelerle dolgulanmıştır. Ortada bir rozet, rozetin etrafında ise asma yaprakları ve üzüm salkımları yer alır. 10 Eğri kesim tekniğinin uygulandığı motiflerin yüzeyleri yivlenmiş, böylece örneklerde plastik bir etki yaratılmıştır. Kemer yüzeyi, sülüs tek satırlık kitabe ile sınırlanır. Doğu cephesinin güney köşesinde, duvar dokusu içine yerleştirilmiş arslan heykeli, Türk Sanatı bütünlüğü içinde figürün sembolik ifadesine uygun olarak değerlendirildiğini gösterir. (Resim 8) 9 Seçilen devşirme malzemeye, pencerenin ölçüsünün uydurulmuş olduğu düşünülebilir. Birgi Ulu Camii, devşirme malzemenin plânlı kullanılışını göstermesi açısından önemli bir örnektir. 10 Devşirme olma olasılığı yüksek olan bu mimari parçaların üzerinde yer alan kitabeler, bu malzemenin yapı için şekillendirilmiş olduğu fikrini destekler. Ancak bu parçaların, alışılmışın dışında motif ve formda olduğu da bir gerçektir.

99 Doğu cephesinde yer alan dikdörtgen kuruluşlu cümle kapısını, üç sıra düz kalın silme çerçeveler. Giriş açıklığını düz payelere oturan basık bir kemer örter. Kemer kilit taşının üzerinde kabartma palmet motifi, kemerin köşe taşları üzerinde ise, yüzeylerinde yazı olan birer madalyon yer alır. Kilit taşının üzerinde yer alan palmet motifinin üst kısmına yüzeyi dilimli bir kabara, kemer köşe dolgu yüzeylerine birer rozet yerleştirilmiştir. Rozetlerin ve palmet motifinin üzeri eğri kesim tekniğinde işlenerek hareketlendirilmiştir. (Resim 9) Kemerin üstündeki kitabelikte tek satırlık sülüs hatla yazılmış inşa kitabesi, bunun üzerinde de iki satırlık ikinci kitabe yer alır. Kuzey cephesini, orta eksene yerleştirilmiş cümle kapısı ve iki yanındaki simetrik pencere kuruluşları ifadelendirir. (Resim 10) Yapının devşirme blok taşlarla kaplı doğu ve güney cephesinin aksine, kuzey cephesi batı cephesi gibi moloz taş ve harç karışımından oluşan kaba duvar örgüsüne sahiptir. Bu cephede, doğu cephesindeki pencere kuruluşu tekrarlanmıştır. Cümle kapısının solunda bulunan dikdörtgen pencere kasetli silmelerle, sağda bulunan pencere ise düz silmelerle çerçevelenmiştir. (Resim 15) Her iki pencerenin üzerinde, tuğla örgülü yuvarlak kemerli ikinci pencereler yer alır. Cümle kapısına, altı basamaklı merdivenle ulaşılır. Düz, kalın silmelerin dıştan sınırladığı cümle kapısını, üç yönden bir kitabe kuşağı çevirir. Giriş kapısının üzerinde, geçmeli taşlarla örülmüş sivri bir kemer yer alır. Kemerin taşlarının her birinin üzerinde küçük birer gülce bulunur. Heraldik anlayıştaki kapı bezemesinde, kemer taşlarındaki gülce düzenlemesi ve kemer kilit taşının üzerindeki kaptan çıkan beş dalın uçlarında yer alan nar motifi, Devlet Ağacı anlayışında Şamanist kozmolojiye gönderme niteliğindedir. Uçlarında nar olan dalların hurma dalına olan benzerliği, İslam etkisi olarak açıklanabilir. Kemer köşe dolgu yüzeylerinde çok ışınlı geometrik geçme birer rozet yer alır. Kilit taşında yer alan motifte ve gülcelerin yüzeylerinde eğri kesim, rozetlerde ise oyma tekniği uygulanmıştır. Motiflerin tümünün yüzeyi yeşil boya ve altın yaldızla bezenmiştir. (Resim 11,12,13,14, Minare Yapının güneybatı köşesinde yer alan minare, kare kaide üzerinde silindirik gövdeli ve tek şerefelidir. (Resim 16) Tuğla ders dokulu örgülü gövdeye sahip minare, sırlı ve sırsız tuğlaların bir arada kullanılmasıyla oluşturulmuştur. Firuze ve

100 patlıcan moru renkli sırlı tuğlalar ile kırmızı sırsız tuğlalar kullanılan minarenin, kaideden silindirik gövdeye geçilen bölümünde, bezemeli bir kuşağın varlığı bilinmektedir. 11 Minare gövdesinde, derz yüzeyindeki izler bu bilgiyi destekler niteliktedir. Minare gövdesi, kaide üzerinden üç sıra yatay kırmızı sırsız tuğladan sonra, kaydırmalı firuze renkli sırlı tuğlaların sırsız kırmızı tuğlalarla atlamalı olarak yerleştirilmesiyle oluşturulan dikey zikzak örnekle yükselir. Bu kuşağı oluşturan firuze renkli tuğlaların başına ve sonuna patlıcan moru renkli kare dolgular yerleştirilmiştir. Zikzaklı süsleme kuşağının hemen üzerinde kalan izlerden, çini mozaik tekniğinde sivri kemerli ikinci bir kuşağın varlığı anlaşılmaktadır. Bu süsleme kuşağında düzgün altıgenlerin etrafında üçgenlerle oluşturulan altı köşeli yıldız motifi, üstten firuze renkli tuğlaların oluşturduğu ince bir şeritle sınırlanır. 12 (Resim 17,18), (Çizim 1, 2) Minare gövdesinin şerefeye kadar olan kısmında, büyükten küçüğe doğru iç içe üç baklava diliminin yerleştirildiği süslemede sırasıyla; kırmızı sırsız tuğla, firuze renkli sırlı tuğla ve tekrar kırmızı sırsız tuğla kullanılmıştır. Minarenin petek kısmı da firuze renkli sırlı tuğlalar ve kırmızı sırsız tuğlalarla yapılmış yatay zikzaklarla bezenmiştir. İç Mekân Yapının harim kısmına yedi basamaklı merdivenle inilir. Örtü sistemini taşıyan devşirme sütunlar ve duvarlar beyaz yağlı boya ile boyanmıştır. İç mekânda süslemeler; mihrap, mihrap önü mekânını sınırlayan kuzey kemerinin dış yüzü, pencere kanatları ve minberde toplanmıştır. (Resim 19) Mihrap Güney duvarında, giriş ekseninde yer alan mihrap, Selçuklu dönemi çini mozaik mihrap geleneğini sürdürmektedir. 13 Dikdörtgen kuruluşlu mihrap, duvar yüzeyinden yaklaşık 0,05 m. dışa çıkıntılıdır. Çini mozaik tekniğinin kullanıldığı mihrapta ana malzeme çinidir. Çini parçacıklarının arasında yer alan kalın derz dokusu, firuze ve patlıcan moru bezemelerde farklı renk unsuru olarak karşımıza çıkar. Mihrabın genelinde zemin firuze, motifler mor olarak düzenlenmiş, ancak en 11 Ünal, H.R; a.g.e, s, Şakir Gök ün çizdiği şekilden yola çıkarak motif betimlenmiştir. 13 Yetkin, Ş; Anadolu da Türk Çini Sanatının Gelişmesi, İstanbul 1986, s. 128

101 dışta yer alan bordürde bunun tersi uygulanmıştır. Mihrabı üç yönden çevreleyen bordürler, ince mor renkli çini şeritlerle sınırlanmış, aralarda yer alan kalın derz dokusu üçüncü renk olarak kurguya katılmıştır. (resim 20,21) Mihrabı en dıştan kuşatan bordür 0,10 m genişliğindedir. 14 Mor zemin üzerine firuze rengi çinilerle yapılan örnek çifte ok ucu motiflerinin birbirine bağlanmasıyla meydana gelmiştir. Ok uçları arasında bağlantıyı küçük sekizgenler sağlar. 0, 23 m genişliğindeki ikinci bordürde, zemin firuze, geometrik geçmeli motif mor renklidir. Yatay gelişen kırık çizgi sistemiyle sonsuza giden bu örnekte, çokgenler ve yarım altı kollu yıldız motifleri yer alır. Mihrap nişine doğru pahlanmış olan üçüncü bordür, 0,25 m genişliğindedir. Firuze rengi zemin üzerine patlıcan moru renkli, çifte rumîli kıvrık dalların geçmelerle ilerlediği bu bordürden kavsara yüzeyine geçilir. (Çizim 3) Mihrap nişini iki yandan sınırlayan zar başlıklı 15 köşe sütüncelerinin üzeri, firuze ve patlıcan moru renkte iki yüzlü palmet motifiyle dolgulanmıştır. (Resim 22), (Çizim 16) Dikdörtgen mihrap nişinin yüzeyinde, sekiz kollu yıldızdan gelişen geometrik geçme yer alır. Sonsuza giden bu kurguda, merkezdeki sekiz kollu yıldızın etrafında beş köşeli yıldızlar, aralarda ise çokgenler oluşur. Mihrap nişi altı sıra mukarnastan oluşur. Mukarnas yuvalarının her birinin etrafı firuze rengi şeritlerle çevrelenmiştir. Mukarnas sıralarının içleri, firuze renkli zemin üzerine patlıcan moru renkli, on dört değişik motif ile bezenmiştir. En altta ilk iki mukarnas dizisinin arasına Bursa kemerli sağır bir niş yerleştirilmiş, nişin tam üzerinde kavsaranın üçüncü sırasını ikiye bölen, yuvarlak kemerli ikinci niş yer alır. Altta yer alan nişin içindeki uçları sivri, altı dökdörtgen şerit ile oluşturulmuş geometrik geçmeli örnek kurgusu bütünden farklıdır. (Resim 23), (Çizim 4,5,6,7,8,9,10,11,12,12,14,15) Kavsaranın ilk sırasında, sağda bulunan mukarnas yüzeyinde baklava motifleri oluşturulmuş, baklavanın ortasındaki yer alan küçük baklavalar alçı ile yapılmıştır. Sol tarafta ise çokgenlerin arasında mekik şeklinde motifler yerleştirilmiştir. İkinci sırada ortadaki dilimli nişin sağında ve solunda bulunan mukarnas yüzeyleri, simetrik eş motiflerle bezenmiştir. En soldaki mukarnas yüzeyinde altı köşeli küçük yıldızın etrafında altı tane dikdörtgen şerit çerçeve yapar. 14 Bakırer, Ö; 13. Yüzyıllarda Anadolu da Mihraplar, Ankara 2000, s, Yetkin, Ş; a.g.e, s. 129

102 Bunun yanındaki yüzeyde altıgenin etrafından altı dikdörtgen şeritle yıldız oluşturulmuş, yıldızların arasında ise üçgen dolgular yer almıştır. Kavsaranın üçüncü sırasını oluşturan mukarnas yüzeylerinde, ortadaki nişin içinde baklava motifinin etrafına yerleştirilen dört kareden oluşan örnek, yanlardaki mukarnas yüzeylerinde ise en sağda tersli düzlü işlenmiş iki renkli örnek bulunur. İçe doğru ikinci mukarnasın yüzeyinde, baklava dilimleriyle oluşturulmuş firuze renkli altı sivri köşeli yıldızın etrafı, patlıcan moru baklava desenleri ile dolgulanmıştır. Kavsaranın dördüncü sırasında yer alan üç mukarnasın yüzeylerinde, ortada zikzaklı bir örnek sağ ve solda ise stilize edilmiş kelebek motifleri, yatay ve düşey eksende yerleştirilerek örnek oluşturulmuştur. Beşinci sırada yer alan iki mukarnas yüzeyinde, yatay kırık çizgilerle oluşturulmuş iki renkli sonsuza giden örnek yer alır. Bu sırada yer alan mukarnas yuvalarının arasında kalan üçgen kısımlar firuze levhalarla kaplanmış, bu üçgen yüzeylerin ortasına kazıma tekniğiyle altı köşeli minik yıldızlar işlenmiştir. Kavsara, istiridye motifi ile sonlanır, bu motifin iç yüzeyine, ortada altı köşeli yıldız ve etrafını dolaşan dikdörtgen altı şeritten oluşan örnek işlenmiştir. İsitiridye motifinin olduğu son mukarnas sırasının iki yan yüzeyinde ki dikdörtgen boşlukta rumî-palmet birer bordür parçası yer alır. (Resim 24), Kavsara kemer köşe yüzeyleri, altı köşeli yıldız ve bunu çevreleyen dikdörtgen çubuklarlardan oluşan örnekle dolgulanmıştır. Süslemeyi oluşturan patlıcan moru renkli altı köşeli yıldızlar ile aynı renkteki dikdörtgen şeritlerin arasında firıuze rengi ikinci altı köşeli yıldız oluşur. Kavsaranın üst kısmında yer alan zikzak, yatay yerleştirilmiş bir bordür yüzeyi sınırlar.(çizim 15) Yapıdaki ikinci çini mozaik tekniğindeki süsleme, mihrap önü kubbesinin kemerinde, kemerin orta sahına bakan kemer köşe yüzeylerinde yer alır. Patlıcan moru ve firuze rengi çinilerin kullanıldığı süslemede, kaz ayağı motiflerinin birbirinin içinden geçerek oluşturduğu altıgenlerle oluşturulmuş sonsuza giden örnek uygulanmıştır. Kemer köşe dolgu yüzeyini iki yönlü palmetlerden oluşan ince bir bordür sınırlar. Bu bordürün üzerinde ise, firuze renkli zemin üzerine patlıcan moru renkli sülüs ayet kitabesi yer alır. Ayet kitabesinin üzerinde, iki yüzlü palmet motifinin uygulandığı ince bordür bulunur. (Resim 26) (Çizim 17, 18)

103 Mihrap kubbesinin iç yüzeyi, son onarımlarda üslubuna uymayan abartılı bezemelerle süslenmiştir. Minber Birgi Ulu Camii 1312, minber ise 1322 yılında yapılmıştır. Mihrabın sağında yer alan minber şerefesinin batı yüzündeki kitabede, bâni ve usta adı yer alır. Kitabede, el-urani 16 Süleyman oğlu Abdülvahid oğlu Muzafferü d-din yaptı 17 ifadesi yer alır. Minberin doğu yüzünde şerefe altında yer alan kitabede ise Aydınoğlu bilgin ve adaletli hükümdar Mehmed Bey bu güzel bed i minberin meydana gelmesini emretti. Aziz ve mansur olsun ifadesi bulunur. Korkuluk bordürünün ortasında ise 722/1322 tarihini veren inşa kitabesi yer alır. 18 (Resim 28,30) Ceviz ağacından 19 yapılmış olan minber 20, son yıllarda onarım geçirmiş, bazı bölümleri altın yaldızla boyanmıştır. Minberin kapı kanatları 1995 yılında çalınarak Londra ya götürülmüş, 1996 yılında geri getirilerek yerine konmuştur. 21 Birgi Ulu Camii minberi üslup olarak Selçuklu geleneğini sürdürür. Ceviz ağacından, kündekari tekniğinde yapılmış olan minberin yüzeyleri ajurlu oyma, eğri kesim ve oyma teknikleri kullanılarak bezenmiştir. Minberde geometrik ve bitkisel örnekler, çeşitli tekniklerde yüzeylere uygulanmıştır. Batı ve doğu yan aynalıkları ile köşk altı aynalıklarında aynı bezeme programı uygulanmıştır. Minberin üçgen yan aynalıklarında kündekari tekniğinde, merkezden gelişen sekiz kollu yıldızın etrafına yerleştirilmiş beş köşeli küçük yıldızlar ile, bu örneklerin arasında çokgenler ve elmas kesimli parçalardan meydana gelen örneklerden oluşan 16 Bu kelimenin okunuşu konusunda farklı görüşler vardır, M.Zeki Oral Arni li, A.Haydar Bayat, Urani, H.Önkal el-urani ve H.Akın el-garbi şeklinde okumuştur. Bkz; Oral, M.Z; Anadolu da Sanat Değeri Olan Ahşap Minberler, Kitabeleri ve Tarihçeleri, Vakıflar Dergisi, S.5, Ankara 1962, s, 60: Bayat, A.H; Birgi Ulu Camii Minberi, Vakıflar Dergisi, S.22, Ankara 1991, s, 134: H.Önkal, a.g.e, s,35: Akın, H; Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara 1968, s, Önkal, H; a.g.e, s, Bayat, A.H; a.g.e, s Aslanapa, O; Türk Sanatı, İstanbul 1993, s, Köprülü, M.F; minber ve pencere kanatlarının abanoz ağacından yapıldığını yazar. Bkz: M.F.Köprülü, Aydınoğulları Tarihine Aid, Türkiyat Mecmuası, C.II, İstanbul 1928, s, Ünal, H.R; a.g.e, s, 72

104 kurgu yer alır. Bu geometrik yüzeyler, palmet, rumî ve kıvrık dallardan oluşan bitkisel bezeme ile dolgulanmıştır. (Resim 29) Eğri kesim tekniği ile derin oyma tekniğinin kullanıldığı bu yüzeylerin arasındaki geometrik şekilleri oluşturan çıtaların üzerleri yivlenmiştir. Aynalık üzerinde yer alan sekiz kollu yıldızların aralarındaki beş köşeli yıldızlar dörtlü gruplar oluşturmuş, aynalığın orta ekseninde, üst üste gelecek biçimde yerleştirilen üç, dörtlü yıldız grubunun ortasına ise, ajur tekniğinde işlenmiş birer kabara yerleştirilmiştir. (Resim 31) Dörtlü diğer yıldız gruplarının ortasında ise, düzgün sekizgen panolar yer alır. Bu panoların yüzeyleri ajur tekniğinde bitkisel motiflerle süslenmiştir. (Resim 32) Minberin üçgen yan aynalıklarında yer alan dört, beş köşeli yıldızın oluşturduğu örneklerin ortasında, üç kabara ve yedi pano yer alır. Köşk kısmının alt tarafı geçit biçimindedir. Bu kısmın yüzeyinde yer alan panonun ortasında ajur tekniğinde işlenmiş kabara, kabaranın etrafına ise, ışınsal on kollu yıldız işlenmiştir. Dikdörtgen panonun uzun yanlarına ise iki yarım on kollu yıldız motifi yerleştirilmiştir.(resim 30) Geçit kısmının tam üzerinde de iki kolu yuvarlak geçit kemeri tarafından kesilen on kollu yıldız motifi yer alır. On kollu yıldızların etrafına beş köşeli küçük yıldızlar, çokgenler ve kaz ayağı motifleri yerleştirilmiştir. Yıldızların aralarındaki geometrik yüzeylerin tümü derin oyma tekniğinde bitkisel örneklerle dolgulanmıştır. Palmet ve rumîlerden oluşan geçmeli bordür, minberin tüm yüzeylerini birbirinden ayırır.( Resim 33,34,35) Şerefe altındaki kare köşk aynalıkları, ajurlu oyma tekniğinde oluşturulmuş geometrik kurguya sahiptir. Merkezden gelişen kırık çizgilerle oluşturulan sekiz köşeli yıldızı meydana getiren ve yivli çıtalardan oluşan örnek, altta ve üstte kitabelerle sınırlanmıştır. Şerefenin batı yüzündeki kitabe, usta adı ve minberin yapıldığı tarihi verir. Şerefe, geometrik geçmelerle bezenmiş piramidal külahla sonlanır. Minber korkulukları ajurlu oyma tekniğinde yapılmış olup, düzgün sekizgenler ve bunların aralarında oluşan dik karelere yerleştirilen, dört köşeli yıldızlar şeklinde düzenlenmiştir. Korkulukları üst taraftan tek sıra, alt taraftan çift sıra bitkisel bordür sınırlar. (Resim 36) Minberin kapı kanatları, geometrik ve bitkisel süslemelerle yüzeyde boşluk bırakılmadan işlenmiştir. (Resim 37)Kapının yüzeylerini birbirinden rumîlerden

105 oluşan bordür ayırır. Aynı bordür kapı yan sövelerinde de yer alır. Kapı kanatları üç panoya ayrılmıştır. Altta ve üstte yatay dikdörtgen küçük panolar, ortada ise dikey dikdörtgen büyük pano yer alır. En üstteki panoda yer alan kitabenin etrafını rumîli zencirek bordürü sınırlar. Ortadaki dikdörtgenin yüzeyi, boşluk bırakılmadan bitkisel örneklerle dolgulanmıştır.(resim 38) Derin oyma tekniğinde işlenen yüzeylerde, palmetlerin etrafında madalyonlar oluşturan rumîler ve kıvrık dallar tüm yüzeyi doldurur. Örneklerin aralarında zemin kaybolmuş ve tüm motiflerin yüzeyi işlenmiştir. En alt panoda da rumî, palmet ve kıvrık dallardan oluşan örnekler yer alır. Minberin kapı aynalığı, kabartma sülüs kitabelerle iki kısma ayrılmıştır. Ajurlu oyma tekniğinde sonsuza giden geometrik kurgulu kısımda, minber korkuluklarında işlenen örnekler tekrarlanmıştır. Sekizgen, altıgen ve dört köşeli yıldızlardan oluşan örneklerden oluşan aynalık kısmının üzerinde minber tacı yer alır. Minber tacı, ajur tekniğinde yapılmış bitkisel örneklerden oluşur.(resim 37) Ortada bir kökten çıkan Rumîler tepede birleşip palmet oluşturur, palmetin yan yapraklarından ve tepe yaprağından çıkan kıvrık dallar ise yeni örnekler oluşturarak sonsuza devam eder. Aralarda yer alan kıvrık dalların zemini doldurduğu minber tepeliğinde, motiflerin yüzeylerinde eğri kesim tekniği uygulanmıştır. Minberin yüzeylerini sınırlayan bordürler, beş ayrı motiften oluşan yedi örnekten meydana gelmiştir. (Çizim 19,20,21,22,23,24,25,26) Pencere Kanatları Birgi Ulu Camii nin pencere kanatları, 0,15 m eninde ahşap söve içerisine yerleştirilmiş, düz yüzeyli derin oyma ve eğri kesim tekniğinde işlenmiştir. Sövelerin harime bakan yüzlerinde, rumî ve palmetten oluşan aynı geçme bordür örneği görülmektedir. Her bir kanadın üç kenarı rumî geçme bordürle çevrelenmiştir. İki kanattan oluşan ve içe doğru açılan pencerelerin her kanadı üçer panoya bölünmüştür. En üstte ve en altta yer alan panolar yatay dikdörtgen, ortada bulunan pano ise dikey dikdörtgen düzenlenmiştir. Pencere kanatlarının tümünde, üstte bulunan panolarda kitabe, altta bulunan panolarda bitkisel süsleme; ortada bulunan panolarda ise üçünde bitkisel örnekli süslemeler, beşinde de geometrik örnekli süslemeler ağırlıktadır. Yarım silindir şeklindeki profilli binilerin yüzeyleri palmet ve rumîlerle yüzeysel oyma ile bezenmiş, ortasında açıp kapamayı kolaylaştıran

106 yüzeyi bezemeli, gülbezek şeklinde tutacak yerleştirilmiştir. Panoların aralarında çiçek biçimli demir kabaralar yer alır. Pencerelerin tümünde, en üstte bulunan panoya sülüs hatla Hadis-i Şerif yazılı birer kitabe bulunur. (Resim 39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50), (Çizim 27,28) Yapının güney duvarında yer alan iki pencerenin kanatları, aynı bezeme kurgusuna sahiptir. En üstte yer alan dikdörtgen panoda sülüs yazı ile yazılmış kitabe yer alır. Kitabenin harflerinin araları bitkisel motiflerle doldurulmuştur. Ortadaki dikdörtgen panoda şeritlerle sınırları belirlenen üç iri, yedi dilimli palmet motifi alt alta gelecek biçimde yerleştirilmiştir. Palmetin içinde ve etrafında, rumî-palmet ve kıvrık dalların kesintisiz devam ettiği sonsuza giden bir kurgu hakimdir. Kıvrım dalların ucunda yer alan palmetler ve dilimli rumîlerin yüzeyleri eğri kesim tekniği ile işlenmiştir. İri palmetleri meydana getiren silmeler çerçeve yaparak panoyu dıştan sınırlar. En altta yer alan panoya, rumî-palmet motiflerinden oluşan sonsuza giden bitkisel örnekler işlenmiştir. Pencere sövesinde ise, düz yüzeyli derin oyma tekniği ile işlenmiş rumilerin içi içe geçerek oluşturduğu bir bordür yer alır. Bini yüzeyi, üç dilimli palmet ve rumîlerle işlenmiş, ortasına yüzeyi palmet-rumi dolgulu bir madalyon yerleştirilmiştir. Doğu duvarının güney tarafında yer alan pencerenin iki kanadında, aynı kurgu yer alır. Üst panoda kitabenin yazıların arasına kıvrık dalların ucunda kıvrılan rumîler yerleştirilmiştir. Ortada yer alan panoda ise, sekizgen içine yerleştirilmiş dört köşeli yıldızlar ile bunların aralarındaki çokgenlerden oluşan sonsuza giden geometrik kurgulu örnekler yer alır. geometrik örneği oluşturan çıtaların üzerleri derin oyma tekniği ile yivlendirilmiş, bu çıtaların arasındaki yüzeyler ise düz yüzeyli oyma tekniğinde işlenmiştir. Rumî-palmet ve kıvrık dallardan meydana gelen örneklerin yüzeyleri düz bırakılmıştır. Panodaki sekizgenlerin arasında stilize çift balta motifleri 22 yer alır. Bu motiflerin yüzeyi rumî-palmet motiflerinden oluşan bitkisel örneklerle dolgulanmıştır. En altta yer alan dikdörtgen panoda da bitkisel süslemeler görülür. Panoların etrafı üç yönden rumi bordürle çevrelenir. Bini yüzeyi 22 Mülayim, S; Anadolu Türk Mimarisinde Geometrik Süslemeler, Ankara 1992, s.76

107 yüzeysel bitkisel örneklerle dolgulanmış, ortasına yüzeyinde rumi-palmet motifi işlenmiş bir madalyon yerleştirilmiştir. Doğu duvarının kuzey tarafındaki pencere kanatlarında da aynı biçimsel kurgu uygulanmıştır. Üstteki panoda kitabe bunun altında yer alan dikdörtgen büyük panoda ise, çokgenler ve dört köşeli yıldızlardan oluşan sonsuza giden örnek yer alır. Geometrik parçaların yüzeylerine bitkisel motiflerden oluşan örnekler işlenmiştir. En altta yer alan dikdörtgen panoda da rumî-palmet motiflerinden oluşan örnekler görülür. Bini yüzeyi, yüzeysel bitkisel örneklerle dolgulanmış, ortasına yüzeyinde rumi-palmet motifi işlenmiş bir madalyon yerleştirilmiştir. Kuzey duvarının batısında yer alan pencere kanadının üst panosunda kitabe, ortadaki büyük panoda ise, beş köşeli yıldızın etrafı baklava motifleriyle çevrelenmesiyle oluşturulan düzgün beşgenler yer alır. Panonun uzun kenarına yarım on iki kollu yıldız motifi yerleştirilmiştir. Yıldızların yüzeyinde rumîpalmetten meydana gelen örnekler, baklavaların yüzeyine ise dört yöne bakan birer palmet düz yüzeyli derin oyma tekniğiyle işlenmiştir. On iki kollu yıldızın yüzeyinde, aynı kökten çıkan rumilerin tepede birer palmet oluşturmuş, rumilerin dallarından çıkan palmetler köşeleri doldurmuştur. En alttaki panonun yüzeyi, kıvrım dallar, rumî-palmet motifleriyle oluşturulan örneklerle doldurulmuştur. Baklavaları oluşturan silmelerin yüzeyleri ise, eğri kesim tekniğinde işlenmiştir. Üç panoyu rumîlerden oluşan bordür çevreler. Sövenin etrafını rumî-palmet ve kıvrım dallardan oluşan bir bordür dolaşır. Bini yüzeyi, yüzeysel bitkisel örneklerle dolgulanmış, ortasına yüzeyinde rumî-palmet motifi işlenmiş bir madalyon yerleştirilmiştir. Yapının kuzey duvarının doğusunda yer alan pencerede farklı bir düzenleme görülür. Üçlü pano düzenlemesi uygulanan pencere kanadında, en üstte yer alan panoda kitabe, en altta yer alan panoda ise rumî-palmet ve kıvrık dallardan oluşan süsleme yer alır. Ortadaki dikdörtgen büyük panoda ise bir şemse motifi bulunur. Bu şemse motifinin alt ve üst kısmına damla şeklinde birer motif yerleştirilmiştir. Örnekler, düz yüzeyli derin oyma tekniği kullanılarak oluşturulmuştur. Ortada yer alan şemse motifinin ortasında, merkezden gelişen bitkisel kurgulu bir örnek bulunur. Sekiz köşeli küçük yıldızın etrafında dilimleri oluşturan kıvrık dallar, sekiz noktadan uzanarak gövdelerinde birer düğümden sonra iki yana uçlarında birer palmetle uzanır. Bu dalların ortasından çıkan rumîler tepede birleşip bir palmet

108 oluşturarak, yanlara doğru uçlarında iki dilimli yaprak uçları düğmevari rumîlerle kıvrılır. Şemse motifinin tüm yüzeyi kıvrık dallar, rumîler ve palmetlerle dolgulanmıştır. Merkezde yıldızın etrafında, saplarla yapılan dilimler ajur tekniğindedir. Damla motiflerinin yüzeyinde, aynı kökten çıkan Rumîler yanlarda çatallanır, yukarı uzanan rumîler tepede kapanır, sonra yeniden açılarak devam eder. Rumilerden çatallanarak yanlara doğru uzanan dalların ucundaki düğümlü rumiler ve kıvrık dallar sarmal bir şekilde yüzeyi doldurur. Rumîlerin açılıp kapanarak oluşturduğu motiflerin ortasında birer palmet yer alır. Beş dilimli palmetlerin alt yaprakları aşağıya doğru kıvrılır. Bu palmetin tepe yaprağından çıkan dalların ucunda iki yana açılan birer palmet oluşur, bu palmetin üst yaprakları uzayarak rumiye dönüşür ve üstteki motifin çerçevesini meydana getirir. Şemse motifi ile damla şeklindeki motiflerin etrafını eğri kesim tekniğinde yivlenmiş birer şerit dolaşır. Dikdörtgen panonun etrafını rumîlerden ve kıvrım dallardan oluşan bir bordür dolaşır. Bini yüzeyi, yüzeysel bitkisel örneklerle dolgulanmış, ortasına yüzeyinde rumî-palmet motifi işlenmiş bir madalyon yerleştirilmiştir. Batı duvarının kuzey tarafındaki pencere kanatlarında üçlü pano düzenlemesi uygulanmıştır. En üstte yer alan panoda kitabe, en altta yer alan panoda ise dairesel olarak düzenlenmiş kıvrık dallar ve rumî-palmet motiflerle yapılmış örnek işlenmiştir. Düz yüzeyli derin oyma tekniği kullanılarak yapılan bu örneklerin bir kısmının üzerinde eğri kesim tekniği uygulanmıştır. Ortada yer alan dikdörgen büyük pano ise, geometrik motiflerle oluşturulan sonsuza giden kurguya sahiptir. Pano yüzeyinde, dokuzgenler, düzensiz altıgenler, mekik benzeri geometrik motifler ve dikdörtgenin uzun kenarına yerleştirilmiş yarım altı köşeli yıldızlardan meydana gelen bir düzenleme yapılmıştır. Geometrik parçaların yüzeyleri, kıvrık dal, rumî ve palmetten oluşan sonsuza giden bitkisel örneklerle dolgulanmıştır. Geometrik parçaların aralarında yer alan şeritlerin üzeri yivlenerek derinlik verilmiştir. Dikdörtgen panonun etrafını rumîlerden ve kıvrım dallardan oluşan bir bordür dolaşır. Bini yüzeyi, yüzeysel bitkisel örneklerle dolgulanmış, ortasına yüzeyinde rumî-palmet motifi işlenmiş bir madalyon yerleştirilmiştir. Batı duvarının güney yönündeki pencerenin süsleme kurgusu, yapının güney duvarında yer alan pencere kanatlarında uygulanan aynı düşey eksene yerleştirilmiş

109 üçlü palmet kurgusunun tekrarıdır.yapının günümüzde kullanılan ahşap kapı kanatları özgün değildir. Kapıların Topkapı Sarayı na götürüldüğü konusunda görüşler bulunmaktadır. İ.H.Uzunçarşılı ise doğu taçkapısının oyma kapı kanatlarının II.Selim in buyruğuyla Edirne de Selimiye Camii ne götürüldüğü şeklinde bir rivayet nakleder Uzunçarşılı, İ.H; Kitabeler..., İstanbul 1929, a. 109

110 KAYNAKLAR AKIN, Himmet (1968), Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara. ASLANAPA, Oktay (1993), Türk Sanatı, İstanbul. BAKIRER, Ömür (2000), 13. Yüzyıllarda Anadolu da Mihraplar, Ankara. BAYAT, A.Haydar (1991), Birgi Ulu Camii Minberi, Vakıflar Dergisi, Ankara. EVLİYA ÇELEBİ (2005), Seyahatnâme, c. IX, (Haz.,Y.Dağlı-S.A.Kahraman vd), İstanbul. KALFAZADE, Selda (1995), Anadolu da Aydınoğulları Dönemi Mimarisi, İÜ, yayınlanmamış doktora tezi, İstanbul. KÖPRÜLÜ, Mehmed (1928), Aydınoğulları Tarihine Aid, Türkiyat Mecmuası, C.II, İstanbul. MÜLAYİM, Selçukuk (1992), Anadolu Türk Mimarisinde Geometrik Süslemeler, Ankara. ORAL, M.Zeki (1962), Anadolu da Sanat Değeri Olan Ahşap Minberler, Kitabeleri ve Tarihçeleri, Vakıflar Dergisi, S.5, Ankara. ÖNKAL, Hakkı (1993), Birgi Ulu Camii Hakkında Bazı Mulahazalar, IX.Milletlerarası Türk Sanatları Kongresi, C.III, Ankara. RİEFSTAHL, R.M (1941), Cenubi Garbi Anadolu da Türk Mimarisi, İstanbul. TEVHİD, Ahmed (1927), Rum Selçuki Devleti nin İnkırazıyla Teşekkül Eden Tevaif-i Müluk: Aydınoğulları, Tarihi Osmani Encümeni Mecmuası, C.II, İstanbul. UZUNÇARŞILI, İsmail H (1929), Kitabeler..., İstanbul. YETKİN, Şerare (1968), Anadolu da Türk Çini Sanatının Gelişmesi, İstanbul.

111 SELÇUK İSA BEY CAMİİ Katalog : 2 Plân : 2 Resim : Çizim : İnşâ Tarihi: H.776 / M Yaptıran: Aydınoğlu İsa Bey Mimarı: Ali İbn Müşeymeş el Dımışkî Yeri: İzmir in Selçuk ilçesinde, İsa Bey mahallesi nde bulunan İsa Bey Caddesi üzerindedir. Tarihlendirme: Yapının batı cephesindeki cümle kapısı üzerinde bulunan ve beş satırdan oluşan sülüs hatla yazılmış inşa kitabesinde; Bism illahi r-rahmani r-rahim emere bi-inşâ haz-el-cami el-mübarek es-sultan el-a zam malik rikab el-ümem Sultan el-islam vel-müslimîn Fahr-üd-Devle ved-din İsa Bin Muhammed bin Aydın hallede mülkehü amelî Ali ibn (Müşeymeş) el Dımışkî ve ketebehü fi tasi şehri Şevval senet site seb ine ve seb amie (776) 24 Buna göre yapının, Aydınoğlu İsa Bey in emriyle mimar Ali İbn Müşeymeş el Dımışkî tarafından 1375 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Cami ile ilgili ilk bilgiler 17. yüzyıla kadar dayanır. Evliya Çelebi nin 17. yüzyılda yapı ile ilgili yazdıklarını, aynı yüzyılın ikinci yarısında Selçuk a gelen Flaman seyyah C. de Bruyn un gravürü doğrular. 25 Yapı ile ilgili oldukça detaylı bilgiler veren Evliya Çelebi İsa Bey Câmii nden ; Evsâf- ı câmi- ibret-nüma ma bedgâh-ı ra nâ binâ-yı Hazret-i Sultân Îsâ başlığıyla şu şekilde bahseder; Sönmez, Z; Başlangıcından 16.Yüzyıla Kadar Anadolu Türk-İslam Mimarisinde Sanatçılar, Ankara 1995, s.347: 25 Kalfazade, S; Anadolu da Aydınoğulları Dönemi Mimarisi, İ.Ü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, yayınlanmamış doktora tezi, İstanbul 1995, s Evliya Çelebi; Seyahatname, çev. Y.Dağlı-S.A.Kahraman-R.Dankoff, C.IX.,s

112 bir câmi-i azîm ve ma bedgâh-ı kâdimi vâcib- ta zim bir namazgahdır kimrub-i meskûnda misli meğer Şam-ı şerîfde cami-i Ümeyye ola. Hemân tarzı hendesesiyledir. Kârgîr kubbe değildir, bu dahi servi levhalar üzre kurşum örtülü harpüşte, sütûhdur. Ve cemî-i kirişleri dahi cümle serâmed servi ağaçlarıdır. Ammâ cirmi Ayasofya kadar büyükdür ve lâkin ensizdir. Ve bu câmi in haremi dahi câmi dendir. Ol hisâb üzre Ayasofya kadar vardır. Ve eyle musanna câmi dir kim cânib-i erba asının der-i dîvârları serâpâ beyâz mermer-i hâm kaplıdır. Ve kıblesi üstünde iki kârgâr binâ kubbe- âlisi hemân câmi-i Ümeyye mihrâbının kubbesi gibi bu kubbe evci âsumâna ser çekmişdir. Ve bu kubbelerin içi sâfî altun lûceli lâcüverd ile münakkaş kâşî-i çinidir. Ve bu kârgîr kubbelerin iki cânibleri harpüşte tavandır. Ve câmi in tûlu kâmil iki yüz elli ayakdır. Ve arzı kıble kapusundan mihrâba varınsa yüz seksen ayakdır ve taşra haremi dahi bu cirmdedir. Ve câmi içinde dörd aded nîlgûn mâvi sütûnları var kim edîmi arzada misilleri yokdur, zîrâ beyâz mermer ve somâkî ve zenbûri sütûnlar görülmüşdür ammâ mâvî amûd görülmemişdir. Ve bu sütûnların kadd-ü kâmeti kırkar mi mâr arşını âlîdir ve üçer âdem ancak dirâgûş eder cüssedar sütûnlardır. Ve bu câmi in cümle yedi bâb-ı kebîr-i var, bu bâblar dahi câm-i Ümeyye gibidir. Ve Hudâ hakkıyçün mihrâb-ı musanna nın evsâfı beyânında lisânlar lâldir. Zîrâ üstâd-ı mermer-bür eyle Ferhâdi tîşeler urmuş kim zer ü zîver ile nakş-ı bûkalemûn Hind sadefkârîsi gibi ibretnümûn mihrâbdır. Ve minberi gerçi ceviz haşebe levhasındandır ammâ Fahrî oyması gibi hurde sihr-i icâz rûmî ve islimî ve gûnâ-gûn nakş olmuş-ı Çin ile nakş olmuş bir minberdir. Misli meğer Karadeniz sâhilinde Sinab câmi-in minberi ola. Ve mihrâbın iki tarafından câmi in der-i dîvârının üç tarafında üç âdem kaddi bâlâda celî hat ile altun ve lâcüverd silu ile ve gayri gûnâgûn boyalar ile esmâ ü l-hüsnâ tahrîr olunmuşdur. Ve dâ iren-mâdâr

113 Feth-i şerif tahrîr olunmuşdur. Ve gûnâ-gûn hatt-ı kûfiler kitâbet olunmuşdur, ammâ kırâ at olunması müşkil hatlardır. Ve mihrâb-ı münevver üzre: Allah ve melekleri peygamberine salât etmedeler 27 âyeti terkîm olunmuşdur. Ve bu câmi içre iki mü ezzin sofaları üzre olan mü ezzinân mahafilleri gerçi haşebdir ammâ her birin birer üstâd-ı kâmil arz-ı ma rifet edüp var kuvvetin bâzuya getirüp yed-, tûlâların ayân-ü beyân etmişler. İki aded mahfileyndir ve birer tarz-i acîb ü garîb musanna âsârlardır. Ve bu câmi-in yemin ü yesârında iki tahtâni sofaların sol tarafındaki sofa padişâhlâra mahsûsdur. Sağ canibindeki Hazret-i Risâlet-penâh ın hırka-i şerîfi soffasıdır. Bu sofaların dahi şebeke kafesleri birer gûne Fahrî oyması gibi oyulmuşdur kim cihân ressâmları tarhında âcizlerdir. Ve bu câmi in cânib-i erba asında revzenleri yokdur. Ancak câmi içre ziyâ bahşi cânib-i erba asındaki billûr ve necef ve moran câmlardan ve yedi aded kapular üzre şebeke kafeslerden câmi-in derûnu münevver olur. Ve birkaç câmlar hırka-i şerîf sofası üzredir. Ammâ hırka-ı şerîf Âsitâne-, sa âdet te Hazîne dedir. Bunda sândukası vardır. Teberrüken ziyâret olunur. Ancak bu câmi de bir kûfi Kelâm-ı kâdim vardıri Hazret-i Osmân hattıdır deyü hâs-u-âm ziyâret ederler. Ve bu câmi-in hâreminde olan ruhâm döşeme bir diyârda yokdur. Meğer Mısır^da Barkûkıyye câmi nde ola. Eyle musaykal ve müsellâ karemdir kim âdemin reng-i rûyi nümâyândır. Ammâ pâpûç ile gezilmez zîrâ câmi dendir. Ve şâ-şâ a-i heremden benî âdemin gözü hîrelenir gûyâ âyîne-i İskender dir. Ve bu haremin cânib-i erbaâsındaki sofalar üzre gûnâ-gûnamûd-ı râ nâlar var. Bir kaçı zelzeleden münhedim olmuş. Ve bu harem-i mücellânın ortasında bir âbdest havz-ı azîmî vardır. Bu dahi sihr-i i câz bir musanna havz-ı Hanefîdir. 27 Kur an: Ahzâb, 56

114 Ve bu haremin üç kapusu var. Sol tarafdaki kapudan hareme on beş kademe taş nerdübân-ı âlî ile urûc olunur. Ve bu bâb-ı sa âdetin atabe-i ulyâsı üzre beyâz mermer kitâbeler içre celî hat ile bu ayetşerîfe yazılmışdır. Âyet: Korunanlar ise cennetlerde pınar başlarındadır 28 âyetî tahrîr olunmuşdur. Ve bu âyetin altında: Sabretmenize karşılık selâm size, yurdun sonu ne güzel derler 29 merkûmdur. Ve haremin sağ kapusundan aşağı şehre on ayak yine mermer-i hâm nerdübân ile enilir. Bu kapunun kemeri üzre bu câmi-in târihi tahrîr olunmuşdur kim târihi budur. 30 Ve haremin kıble kapusu mesdûddur, zîrâ ol tarafda cemâ at yokdur, harâbdır. Ve bu câmi-in bir tabaka bir minâre-i mevzûnu var kim Hüseynî makâmı kadar bâlâdır ve bir mâkâm-ı Habeşî binâ-yı ra nâdır. Ve serâpâ bu imâret rusâs-ı nîlgûn ile mestûr bir câmi-i nûrun alâ nûrdur kim ürd-i behiştden nişân verir bir câmi dir. Beyt: ra eynâ câmi e d-dünyâ cemî-an, ve lâkin mâ râ ynâ misle hâzâ! 31 ebyâtı bu câmi hakkında denmiş ola. Ve şu şekilde bağlar;..ammâ böyle menhûs vîrân şehir içinde cemâ atsiz kalmış bir câmi-i garîbdir. Edward Falkener 19. yüzyılda yapının detaylı gravürlerini ve bilinen ilk plânını yayınlar. 32 Bu yüzyılda Selçuk a gelen çok sayıda seyyahın gravürlerinden ve ifadelerinden Falkener i farklı kılan, 1845 tarihli bu gravürlerin yapının günümüze gelen haliyle örtüşmesi, dolayısıyla belge niteliği taşımasıdır. Plân Yapı, Selçuk a hakim olan tepenin batı yamacına, doğu ve kuzey cepheleri yamaca gömülü olarak yerleştirilmiştir. Kuzey- güney doğrultusunda uzanan yapı, mihrap duvarına paralel iki sahın ve orta bölümde ard arda iki kubbe ile plâna bağlı 28 Kur ân, Hicr, Kur ân, Râ d, Bkz: Tarihlendirme, not:1 31 Dünya camiin tamamını gördük fakat böyle bir şey görmedik! 32 Falkener, E; Ephesus and The Temple of Diana, London 1862, s

115 üst örtü yorumuyla ifadelendirilmiştir. Yan sahınların üzeri sivri çatılarla kapatılmıştır. Dikdörtgen revaklı avlu, yapıya kuzeyden bitişir. Kuzey, doğu ve batı cephelerindeki birer kapı ile üç yönden ulaşılan yapının, doğu ve batı girişlerinin üzerine birer minare yerleştirilmiştir. Günümüzde sadece batı cephesindeki minaresi ayaktadır. Yapının plânı, Suriye Şam Emeviye Camii ne kadar inmektedir. İlk kez tarihli Şam Emeviye Camii nde uygulanmış olan bu plân daha sonra Anadolu da farklı yapılarda uygulama alanı bulmuştur. Diyarbakır Ulu Camii ( ), aynı plânın uygulandığı yapılardan biridir. Selçuk İsa Bey Camii ni yapan mimarın Şam lı oluşu plânın rastlantısal olmadığını göstermektedir. Yapı sadece plânıyla değil, anıtsal görünüşü, cephe kuruluşu ve süsleme programı ile özellikle Memlûk mimarisinin izlerini taşır. 33 Yapının farklı malzeme ile ve düzenlenmiş cepheleri dikkat çekicidir. Doğu ve kuzey cephelerinin taş-kireç taşı dolgulu özensiz kaba dokusuna karşılık batı ve güney cepheleri devşirme blok taşlarla kaplanmıştır. (Resim 51,52,53,54) Yapının doğu cephesi yamaca gömük durumda olduğundan bu cephe diğer cepheler gibi özenli ve anıtsal değildir. Zaman içinde yağan yağmurlarla daha da dolan zemin oldukça yükselmiştir. Bu cephede kör bir pencere ve cami ile avlu duvarının birleşme noktasında ikinci giriş kapısı bulunur. Kapının üzerinde yükselen minareden günümüze, merdivenli kaidesinden başka varlığını gösteren bir iz gelmemiştir. 34 Doğu cephesinin mescid mekânına ait kısmında, düşey eksene yerleştirilmiş altlı üstlü ikişer pencere bulunur. Bu yapıda uygulanan pencere düzenleri, daha sonraki Klasik Osmanlı yapılarında uygulanacak tasarım bütünlüğüne giden bir adım olarak yorumlanabilir. 35 Bu cephede bulunan, on iki basamaklı merdiven ile avluya inilen kapının, sadece sivri kemeri ile mermer söveleri günümüze ulaşabilmiştir. Yapının kuzey cephesi de doğu cephesi gibi üzerine kurulduğu arazinin eğimi nedeniyle yamaca gömülüdür. Kaba bir işçilikle taş-kireç taşı ve devşirme malzeme 33 Kalfazade, S; a.g.e., s Ogan,A; a.g.m, s Sönmez, N; Geleneğin Devamlılığı Bağlamında Osmanlı Camilerinin Pencere Tasarımına Batı Anadolu Beyliklerinin Etkileri, The 11 th International of Turkish Art (August ), Utrecht- The Netherlands,s.4

116 ile örülü cephe duvarının ortasında bir kapı, kapının iki yanında üst seviyede batı tarafında üç, doğu tarafında ise bir sivri kemerli pencere asimetrik kurguyla yer alır. Cephenin batı yönünde yuvarlak kemerli, sonradan örülerek kapatılmış bir açıklık dikkati çeker. Güney cephe özenli taş dokusuyla anıtsal bir görünüşe sahiptir. Pencere düzenlemeleriyle önemli olan cephe kuruluşunda üç bölümlü bir düzenleme görülür. Mihrap duvarında orta ekseni vurgulayan iki payanda cepheyi üçe böler. Mihrap duvarını dıştan sınırlayarak cephenin yan yüzeylerinden ayıran payandaların cephede asıl üstlendikleri görev, genel kuruluş içinde orta eksen fikrinin dışa yansıtılmasıdır. Bu eksende yüksek kasnağı ile varlığını hissettiren mihrap önü kubbesini vurgulanarak, zeminden kubbeye güçlü bir orta eksen fikrinin yaratılması sağlanmıştır. Payandaların ortasında, mihrap seviyesinde örülerek kapatılmış olan açıklık, yapının kervansaray olarak kullanıldığı döneme aittir. 36 Mihrap cephesinde payandaların arasında kalan bölümde üçlü pencere kuruluşu, payandaların sağ ve solunda ise, aynı yatay eksene yerleştirilen iki sıralı pencere kuruluşu uygulanmıştır. Her sırada üçer pencerenin yer aldığı cephede, toplam on yedi pencere bulunur. Anıtsallığın güçlü bir şekilde hissedildiği cephenin pencere kuruluşları önemlidir. Pencerelerin dışlıkları son onarımlara aittir. 37 Batı cephesinde dengeli ve özenli bir cephe kuruluşu dikkati çeker. Camiye göre daha fazla yer tutan avlu duvarı kuzeye doğru bir payanda ile desteklenmiştir. Cami ile avlunun birleştiği noktada yer alan anıtsal cümle kapısının üzerinde minare yükselir. Mescid mekânı ikişerli düzenlenmiş dört pencere ve bu gruplamanın dışında kalan yuvarlak kemerli bir pencere ile aydınlanır. Avlu duvarına açılan bezemeli, aynı düşey eksene yerleştirilen altlı üstlü dört pencere ile mescid mekânı ile avlu bütünlüğü sağlanır. İki yandan merdivenlerle çıkılan anıtsal cümle kapısı, 38 duvar yüzeyinden hafifçe dışa taşkındır. Kapının sol yan duvarının üst kısmı pahlanarak cepheye birleştirilmiş, pahlanan bu kısım üç dilimli bir kemerle sonlanmıştır. Dıştan yüzeysel bir mukarnas bordürle çevrelenen eyvanımsı girişin yan yüzeylerinde papuçluk nişi 36 Ogan, A.; Aydınoğullarından İsa Bey Camii, Vakıflar Dergisi III., Ankara,s Yapının son onarımı 2005 yılında, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılmıştır. 38 Cümle kapısına, arazinin eğimi nedeniyle güneyden on beş, kuzeyden on iki basamakla çıkılır.

117 açılmamış, ancak karşılıklı birer seki yerleştirilmiştir. Üç sıra mukarnas sıralı kavsara yüzeyi, on dilimli yelpaze biçiminde bitkisel örneklerle işlenmiştir. Kavsaranın üzerinde yer alan geniş yüzey, iki renkli mermerle kaplanmış olup, özgün değildir. Avluya geçiş küçük bir mekânla sağlanır, yıldız tonoz örtülü bu mekân, hemen üzerinde yükselen minare için kaide görevini üstlenir. Minare, 1934 yılında yıkılmak üzereyken özel olarak imal edilen, aslına uygun tuğlalarla tamir edilmiştir. 39 Mescid mekânına kuzeyden bitişik dikdörtgen avluda sütunlar ve duvardaki konsol izleri dışında revaklarla ilgili iz kalmamıştır. Yapılan onarım çalışmaları sırasında avluda bulunan sekizgen şadırvanın yeri tespit edilmiştir. 40 Cami hariminin üç bölümlü girişinin taşıyıcı unsurları, derleme sütunlar ve sütun başlıkları ile gerçekleştirilmiştir. Ortada iki devşirme sütuna, köşelerde duvara gömülmüş konsollara oturan üç bölümlü kemerden oluşan girişi, iki yanda payeler sınırlar. Ortada yer alan giriş kapısının üzerindeki yüzeye, iki yanda sivri kemerli ortada ise daire biçiminde birer pencere açılmıştır. Bu üçlü pencere grubunun hemen üzerinde, tam ortada dilimli kemerli bir pencere daha bulunur. Payelerle sınırlanan alanın iki yan bölümüne, üst seviyede üçer sivri kemerli pencere daha açılmıştır. Giriş cephesinde ortadaki kemerli giriş kapısının dışında iki yanda ikişer sivri kemerli giriş kapısı bulunur. Camii nin harimi, mihraba paralel dört sütun üzerine beş kemerli iki sahına ayrılmıştır. Enine paralel sahınlar mihrap önünde dik bir nefle kesilir, bunun sonucunda oluşan iki kare bölüm, birer kubbe ile örtülür. Yan sahınları örten sivri çatılar 1960 yılından sonraki onarımlar sırasında yapılmıştır. (Resim 55,56) Girişi örten sekizgen kasnaklı kubbeye prizmatik Türk üçgenleriyle geçilir. İç duvar dokusunu bitkisel bezemeli bir bordür geçiş bölgesinden ayırır. Kubbe kasnağında yer alan dört pencereden, güney tarafında olan sağırdır. Pandantiflerle geçilen mihrap önü kubbesi, zengin çini mozaik bezemelere sahiptir. Kubbe kasnağına geçişi sağlayan dört sıra mukarnas dolgular da çini mozaik tekniğinde bezenmiştir. 39 A.Ogan, a.g.m, s., 78, Yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan restorasyon çalışmaları sonucunda yapı ile ilgili yeni verilere ulaşılmıştır.

118 Yapının özgün mihrabının geçen yüzyılın sonunda, yapının kervansaraya dönüştürülmesi sırasında kırıldığı, 41 parçalarının bir kısmının halen yapının içinde bulunduğu, günümüze sağlam olarak gelen mihrap tepeliğinin ise İzmir Kestane Pazarı Camii ne taşındığı bilinmektedir. 42 Mihrap nişinin kırılarak çıkarılmasından sonra açık kalan güney duvarı, 1895 yılında Avusturya Arkeoloji Enstitüsü tarafından yapılan araştırma-restorasyon çalışmaları sırasında moloz örgüyle kapatılmıştır. 43 Yapının özgün mihrabının yanı sıra minberi de günümüze ulaşmamıştır. Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe Yapının geneline, plânlı bir süsleme programı hakim gibi görünse de, süslemeler batı cephesi ve mihrap önü kubbesinde yoğunlaşmıştır. Malzeme olarak renkli mermer taş, çini ve derleme malzeme kullanılmıştır. Taş bezemeler, kabartma ve eğri kesim tekniğinde işlenmiştir. Bezeme programında geometrik örneklerin yanı sıra bitkisel örneklerde kullanılmıştır. Yapının kuzey ve güney cephesinde süsleme bulunmamaktadır. Doğu cephesinde bulunan giriş kapısının günümüze sivri kemeri ile kapı söveleri gelmiştir.(resim 57,58) Kademeli silmelerle kapı dıştan dikdörtgen çerçeve içine alınmış, bu çerçevenin içine sivri kemer yerleştirilmiştir. İçbükey ve kaval silmeler kemeri lento seviyesinde sınırlar. Silmelerin hemen altındaki kemeri kuşatan taş içine taş kakma olduğu anlaşılan dilimli bordürde, kakmalar zaman içinde düşmüştür. Taş içine taş kakma bordürün bittiği noktadan başlayarak, yatay bir kuşak halinde kapının üç yüzünü dolaştığı anlaşılan bitkisel bezemeli bir kitabenin varlığı, kalan izlerden anlaşılmaktadır. Kemerin iki yanında küçük parçalar halinde günümüze gelen bitkisel bezemeli bordür parçasının, sağ tarafında dilimli rumî ve kıvrık dallardan oluşan bir örnek, solunda ise tepede birleşerek palmet oluşturan iki rumîden oluşan örnek ve bu örnekten bağımsız küçük bir düğüm motifi bulunur. Derin oyma tekniğinde yapılan örneğin üzeri, derin yivlerle hareketlendirilmiştir. 41 Ogan, A; a.g.m, s.79: Kalfazade,S; a.g.e, s Mihrap tepeliği burada da korunamamış, üzerine yeni bir mihrap yapılmıştır. 43 Kalfazade, S; a.g.e, s,185

119 Kemerin alınlık kısmında yer alan kitabe yerinden çıkarılarak İzmir Çorakkapı Camii ne götürülmüştür. 44 Bu levhanın yerine ise, onarım sırasında düz mermer levhalar yerleştirilmiştir. Doğu cephesinde yer alan giriş eyvanının tavan yüzeyleri, zengin taş bezemelerle süslenmiştir. (Resim 59,60) Yekpare bir pano biçiminde düzenlenmiş olan tavan yüzeyinde, geometrik ve bitkisel bezeme bir arada kullanılmıştır. Çok ışınlı geometrik kurgulu sonsuza giden bir örneğin etrafı, bitkisel bordürlerle sınırlanmıştır. Merkezde yer alan sekiz köşeli yıldızın etrafında beş köşeli küçük yıldızlar meydana gelmiş, bu örneklerin aralarındaki boşlukları ise çokgenler ve kaz ayağı motifleri doldurmuştur. Sekiz köşeli yıldızların aralarında oluşan beş köşeli yıldızların, yan yana gelip dörtlü gruplar oluşturduğu örnekte, aralarda oluşan sekizgenlerin ortasına birer kabartma rozet yerleştirilmiştir. Rozetler birbirinden farklı biçimlerde kabartma tekniğinde işlenmiştir. Panonun etrafı ise, iki yüzlü palmetlerin saplarından çıkan rumîlerden oluşan bir kuşakla çevrelenmiştir. Kabartma tekniğinde yapılmış olan bu bitkisel bezemeli bordürden duvar yüzeyine, lotus-palmet kuruluşlu ikinci bir bordürle geçilir. Yoğun bir biçimde bezenmiş tavanın etek kısmında, sülüs hatla yazılmış bir yazı kuşağı bulunur. Tavanda bulunan panoyu üç yönde üzeri mukarnas bezemeli konsollar taşır. Doğu giriş kapısının avluya açılan cephesi, yay biçimli bir kemerle belirginleştirilmiştir. Kemerin kilit taşı siyah-sarı mermerle iki yüzlü palmet biçiminde şekillendirilmiş, günümüze bu taşların bir kısmı dökülerek gelmiştir. Kemerin üzerinde dört sıra mukarnas dizisi ve iki sıra ince bordürle sınırlanmış olan düz bir friz yer alır. ( (Resim 64) Duvar yüzeyinde altta ince bir lotus-palmet bordürle başlayan yatay alınlık şeklindeki friz, ortada dört sıra yüzeysel mukarnas dizisi ve bunun üzerinde çemberden gelişen yay kıvrımlı dört köşeli yıldızların birleşerek baklava örnekleri oluşturduğu geometrik kurgulu bordürle sonlanır. Üst sınırı oluşturan geometrik kurgulu bordürde, motiflerin yüzeyleri oluklu oyma tekniğinde yivlendirilmiştir. Alt sınırı oluşturan lotüs-palmet bordür ise, düz yüzeyli oyma tekniğinde işlenmiştir. 44 Kalfazade, S; a.g.e., s. 146

120 Kuzey cephesinde avluya açılan giriş kapısının iki yanında bulunan sövelerin üzerinde bezeme izleri görülmektedir. Mermer zemin üzerine iki yüzlü palmetler oyma tekniğinde, kademeli olarak işlenmiştir. Kapıyı kavrayan sivri kemerden günümüze gelen parçaların üzerinde ise zikzak bir bordür izi seçilmektedir. Bu kapının üzerinde yer alan iki satırlık sülüs hatla yazılmış kitabe, İzmir Kestane Pazarı Camii ne götürülerek son cemaat yerinde bulunan kapı üzerine yerleştirilmiştir. 45 Yapının güney cephesinde herhangi bir süsleme unsuru yer almamaktadır. Kesme taş, ve batı cephesine doğru kısmen düzgün taş kaplamadan oluşan düzensiz örgüye sahip cephede, duvar örgüsünün aralarına yerleştirilmiş devşirme bezemeli parçalara rastlanır. Cephede batı yönünde alt sırada bulunan pencerenin iki yanına simetrik olarak yerleştirilen, spiral motifli birer devşirme parça dışında bezeme bulunmamaktadır. Yapıda en yoğun bezeme programı batı cephesinde uygulanmıştır. Avlu cephesinde duvarlara açılan eş boyutlu altlı üstlü pencereler ile mescid mekânına açılan aynı düzenlemeye sahip pencere kuruluşuyla, simetrik bir düzenlemeye gidilmiştir. Avlu duvarında yer alan dikdörtgen pencereler aynı süsleme kuruluşuna sahiptir. Duvar yüzeyinden içeri çökertilmiş, dıştan kademeli silmelerle çerçeve içine alınmış dikdörtgen pencerelerin üst kısımları dilimli kemerlidir. Pencere kemerinin iki yan başlangıç noktasından başlayan profilli silmeler, kemerin dilimlerini takip edip, tepede düğüm yaparak köşelere doğru yönelir ve birbirinin altından ve üstünden dolaşan üzeri yivli silmeler, geçmeler oluşturarak başladığı noktaya iner. Yüzeysel profilli silmelerin üzeri yanlara doğru çift yivlenerek hareketlendirilmiş, böylece düğümlü geçmelerin etkisi arttırılmıştır. ( (Resim 71, 72, 73, 74, 75, 76) ) Kemerin köşe dolgu yüzeyleri bezemesizdir. Kemerin üstünde siyah taşlarla yapılmış bir bordürden sonra üç sıra mukarnas dizisiyle duvar yüzeyine geçilir. Avlu cephesinde yer alan iki üst kat penceresinde de aynı süsleme kuruluşu uygulanmıştır. Bu pencerelerin düşey ekseninde bulunan eş boyutlu alt kat pencereleri de birbirinin benzer bezeme programına sahiptir, cümle kapısına yakın olan pencerede diğerinden farklı olarak sülüs bir yazı kitabesi yer alır. Kademeli düz silme ile sınırlanan, duvar yüzeyinden hafifçe çökertilmiş dikdörtgen pencereyi kaval bir 45 Kalfazade, S; a.g.e., s.148

121 silme çevreler. Pencere lentosu işlenmeden bırakılmış, lentonun üzerindeki yüzey ise üzeri oluklu oyma tekniği ile yivlenmiş şeritlerin meydana getirdiği geometrik örgülü bir örnek ile bezenmiştir. Geometrik örgülerin ortasına ise üç tane sekiz köşeli yıldız motifi yerleştirilmiştir. Yıldızların içlerinde derin yivlerle aynı yıldız motifi tekrarlanmıştır. Bu yüzeyden sonra iki renkli kilit geçme taşlardan oluşan yüzeysel kemer düzenlemesi yer alır, kemerin aralarındaki renkli taşlar günümüze gelmemiştir. Bu kemer ile lento arasında üzerinde farklı bir motifin olduğu madalyon bulunur. Bu cephede bulunan ikinci alt kat penceresinde diğer penceredeki süsleme programı küçük farklar dışında tekrarlanmıştır. Diğer pencerede işlenmeden bırakılmış lento yüzeyine, burada köşeleri bitkisel bezemeli kartuş içinde bir yazı kitabesi yerleştirilmiştir. Kitabenin zemininde şakayıklar, kıvrık dallar ve rumîler yer almaktadır. Lento ile iki renkli kilit taşı kemer arasındaki madalyonun yüzeyi bezenmeden bırakılmıştır. Mescid mekânına açılan aynı düşey eksende farklı boyutlarda birer çift pencere cepheyi ifadelendirir. Bu pencerelerin üzerinde olan küçük bezemesiz pencere, bezeme kuruluşunun dışında tutulmuştur. Güney tarafındaki pencerelerden üstte olan, duvar yüzeyinden hafifçe çökertilmiştir. Pencere lentosunun üzerinde yer alan, her biri birer bağımsız motif gibi değerlendirilmiş, beş dilimli ve beş sıralı mukarnas dizisi dışında süsleme unsuru bulunmamaktadır. Nişleri neredeyse kavsara görünümü alan mukarnas sıraları, duvar yüzeyinde istiridye motifiyle sonlanır. Bu pencerenin altında yer alan kademeli silme ile duvar yüzeyinden çökertilen pencere profilli silme ile çevrelenmiştir. Pencerenin iki renkli geçmeli kilit taşlarından yapılmış, kaş kemere benzeyen sivri kemeri dışında süslemesi yoktur. ( (Resim 65) Batı cephesinin en özenli süslemeye sahip pencereleri, cümle kapısına yakın olan aynı düşey eksene yerleştirilen bir çift penceredir. Duvar yüzeyinden çökertilmiş üst pencerenin etrafını düğümlü bir bordür dolanır. Bu bordürden sonra üç sıra yüzeysel mukarnas dizisi pencereyi çevreler. Pencerenin asıl bezemesi içte kalan üç boyutlu, derin, yedi sıralı mukarnaslı çerçevedir. Üst kısma doğru kademeli olarak daralan mukarnas nişlerinin araları birer sarkıt görünümündedir. Üçüncü sıradaki mukarnas yuvasına yelpaze formu verilmiş, duvara yüzeyine geçiş ise istiridye motifiyle olmuştur. Bu düzenlemenin içinde kalan pencere sade bırakılmış,

122 lento yüzeyine sülüs hatla bir kitabe yazılmış ve kitabenin üzerine pembe, düz bir atkı taşı yerleştirilmiştir. ( (Resim 66) Bu pencerenin altında bulunan pencere farklı süsleme kurgusuyla dikkat çeker. Kademeli silme ile duvar yüzeyinden çökertilen pencereyi, profilli bir silme çevreler. Pencerenin düz lentosunun üzerinde renkli geçme kilit taşların oluşturduğu yay biçimli kemer yer alır. Çökertilmiş pencere alınlığında ise, ortada büyük yanlarda küçük birer madalyon yer alır. ( Resim 67,68) Madalyonların üzeri bitkisel bezeme ile dolgulanmıştır. Ortadaki madalyonu sekiz dilime bölen palmetin taç yapraklarının uçları yuvarlatılmış, saplarından çıkan kıvrık dalların uçlarındaki rumîlerin palmet motiflerini yürek gibi çevrelediği bir kurgu görülür. Yanlarda yer alan küçük madalyonlarda ise, ortadaki rozetten çıkan dört palmetin ucundaki palmetlerin iki yana dönerek rumî ile sonuçlandığı düzenleme yer alır. Yay kemerin üzerine, duvar yüzeyinden dışa taşırılmış, üç sıra mukarnas dizisinin üzerine oturtulmuş, tek satırlık sülüs hatlı kitabenin bulunduğu yatay bordür yerleştirilmiştir. Cephede yer alan işlevsel nişlerin 46 arasındaki yüzeye geometrik geçmeli iki bordür yerleştirilmiştir. Devşirme olduğu anlaşılan bu bordürlerin, avlunun alt kat pencereleri lento yüzeylerinde bulunan geometrik geçmeli, ortasında sekiz köşeli yıldız olan örnekle benzeşmesi dikkat çekicidir. Meandr şeklindeki bordürün ortalarına birer rozet işlenmiştir. ( (Resim 77) (Çizim 29) Yapının batı cephesinin en süslü mimari elemanı cümle kapısıdır. İki yandan merdivenlerle çıkılan, dar ve uzun dikdörtgen biçimli cümle kapısı, duvar yüzeyinden dışa doğru hafif çıkıntılıdır. Kapıya çıkılan merdivenlerin altına yuvarlak kemerli bir çeşme yerleştirilmiştir. Çeşmenin yüzeyleri devşirme blok taşlarla kaplanmıştır. Kapıda malzeme olarak, beyaz ve kırmızı mermer, yeşil Serpentin ve kırmızı Corallina taşları kullanılmıştır. 47 Yüzeysel bir sıra mukarnas bordürle dikdörtgen çerçeve içine alınan cümle kapısı, derinliği az bir niş içine yerleştirilmiştir. Hafif sivri kemerli kapının bütün süslemesi ana niş içine toplanmıştır. Nişin iki yan yüzünde karşılıklı birer seki yer alır. 48 Kapının iki yan duvar yüzeyinde kapı lento seviyesinde biten, altta bir sıra kırmızı, üstte iki sıra siyah 46 Nişlerin baharat vs gibi şeylerin satıldığı dükkanlar olduğunu öne sürülen görüşler mevcuttur. 47 Kalfazade, S; a.g.e., Giriş kapısının iki yanında yer alan sekiler, yapının genelinde etkili olan Güney etkisini gösterir.

123 renkli taşla yapılmış düz kuşak yer alır. Siyah kuşakların üzerine sağ ve solda birer taş içine taş kakma tekniğinde beyaz zemine siyah taşla kakılmış armaya benzeyen birer motif bulunur. Giriş kapısının lentosu üzerinde kabartma harflerle yazılmış Kelime-i Tevhid yazısı, lentonun üzerine yatay iki bezemeli mermer blok yerleştirilmiştir. Bu mermer bloklardan sağdakinin üzerindeki motifler tamamen silinmiş, soldaki blokta ise ortada deliklerle oluşturulmuş bir kare etrafında yan yana sıralanmış madalyonlar yer alır. Ortadaki kareyi oluşturan deliklerin içlerindeki izler, zamanında renkli taşlar kakıldığını düşündürtür. Bu blok taşların üzerinde oyma tekniğinde işlenmiş, iki yüzlü palmetlerin bulunduğu bir bordür yer alır. ( (Resim 78) Palmetlerin yüzeyleri işlenmemiş, sadece konturları belirtilmiştir. Palmetli bordürün üzerinde nişin üç yüzünü dolaşarak çerçeve hizasında kesilen, sülüs hatla yazılmış inşa kitabesi yer alır. Kitabenin tam ortasında, aşınmış olduğu için güçlükle seçilen bir madalyon, kitabenin mukarnaslı çerçeveye dayandığı yerde ise bitkisel motiflerler bulunur. (Resim 79) Ortada bulunan madalyonun üzerindeki motifler zamanla silinmiş, ancak kitabenin dilimli uçlarında yer alan şakayıklar ve natüralizme yaklaşan yaprak motifleri günümüze oldukça iyi durumda gelmiştir. Derin oyma tekniğinde işlenmiş kitabenin zemininde bitkisel motifler seçilir. Kitabe bordürünün üzerinde yer alan, bir sıra kırmızı mermer taş bordürden sonra kavsaraya geçilir. Kavsaranın alt kısmı dört sıra mukarnastan oluşur. Oldukça iri mukarnas dizisinin ilk sırasına, simetrik birer siyah mermer kare taş kakılmıştır. İri mukarnas nişlerinin içleri bölümlenerek hareketlendirilmiş, aralarındaki sarkıtların yüzeyleri yivlenmiştir. Son sırada yer alan istiridye motifli mukarnaslarla kavsara yüzeyine geçilir. Kavsara yüzeyi, tepede birleşerek bir istiridye motifi oluşturan, on dilimli geniş bir yelpaze biçimindedir. ( (Resim 80)Kenarlarını derin yivlerin sınırladığı iç bükey dilimlerin üzerine rumî-palmetlerle oluşturulan örnekler düz yüzeyli kabartma tekniğinde işlenmiştir. Merkezden çıkan rumîler yanlardaki dallarla birleşip belli bir noktaya kadar geldikten sonra, kıvrık dallar uçlarda sağa ve sola dönerek palmetler oluşturur. Bu palmetlerin içinden çıkan kıvrık dallar ise yelpazenin açılan uçlarındaki her bir dilimde, yürek şeklinde birleşen dalların içinde birer palmetle sonlanır. Kavsara, mermer yüzeyin dantel gibi işlendiği nadir bir örnektir.

124 Yelpaze motifini iki renkli kilit taşlı sivri bir kemer kuşatır. Bu kemerin dışındaki yüzeyden dışa taşkın iki renkli kilit taşlı kavsara kuşatma kemeri, yeşil serpentin ve beyaz mermerden oluşmuştur. Bu kemerin üzerinde kalan geniş yüzey 1970 yılındaki onarımda 49 yapılan düğüm motifli, iki renkli mermerle kaplanmıştır. Giriş eyvanı yıldız tonozla örtülmüş, tonozun merkezine çarkıfelek motifi yerleştirilmiştir. ( (Resim 81,82) Sekizgen panonun üzerine yerleştirilen çarkıfelek eğri kesim tekniğinde işlenmiştir. Batı kapısının avluya açılan yüzü işlenmemiş, sadece düz bir silme ile sınırlanmıştır. (Çizim 30) Bu girişin üzerinde yer alan tuğla derz dokulu minare gövdesi 17. yüzyıldaki deprem sırasında şerefe altına kadar yıkılmış, 1934 yılında da yıkılmak üzereyken aslına uygun olarak tamir edilmiştir. 50 Her yüzüne birer sağır niş bulunan kaideden prizmatik üçgenli papuçlukla silindirik gövdeye geçilir. İnce bir zencirek kuşağından sonra gövdenin tümü tekstil motifli bezelidir. ( (Resim 84) Avluda varlığı bilinen, ancak günümüze gelmeyen revakları taşıyan devşirme sütun ve sütun başlıkları ile kemerleri taşıyan duvarlardaki konsollar, mimari süsleme unsurlarını oluşturur. (Resim 83) Avlunun en önemli bezemeleri batı duvarında yer alan pencerelerdir. Hafif sivri kemerli bu pencerelerin alınlıkları,üçlü silme demetlerinin kemeri kuşatarak, atlamalı olarak birbirinin içinden geçip yarım daire biçimli halkalar oluşturduktan sonra tepede bir ilmik yapıp tek noktada bağlanır ve daha sonra iki taraftan serbest bir şekilde kemerin etrafını çevreleyerek geçmelerin en alttaki halkasıyla birleşir. Pencerenin alınlığını dıştan dolaşan üçlü ikinci silme demeti, düğümlü örneği dıştan sınırlayarak geçmelerin en alttaki halkasına bağlanır. Zengi düğümü olarak bildiğimiz bu örnek, yapıdaki güney etkisini göstermesi açısından önemlidir. Camii nin giriş cephesi oldukça sadedir. Ortada iki devşirme sütuna, köşelerde duvara gömülmüş konsollara oturan üç bölümlü kemerden oluşan girişte sütun başlıkları ve kemerleri taşıyan konsollar düz silmelidir. İç Mekân İç mekânda batı duvarında bulunan iki dikdörtgen pencere aynı şekilde süslenmiştir. Bu pencereler, dıştan yüzeysel bir sıra mukarnas bordürle, içte ise 49 Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan bu onarımda, E.Falkener in gravürü model alınmıştır. 50 Ogan, A.; a.g.m, s.78

125 kademeli profilli silmelerle çerçevelenmiştir. Pencere lentosunda tek satırlık sülüs yazı kitabesi yer alır, lentonun üstündeki yüzey boş bırakılmıştır. ( (Resim 91,92) Sahınları ayıran sütunların biri devşirme, diğer üçü özgündür. Batıdan birinci sütun başlığı en bezemeli olandır, ikinci sütun başlığı ise dilimli nişlerle süslenmiştir. Bu sütun başlıklarının ortak özelliği, yüzeysel mukarnaslı sütun başlıkların üzerine, kemerin oturduğu tabla kısımlarının dört bir yanını dolaşan sülüs yazı kuşağı yerleştirilmiş olmasıdır. Batıdan dördüncü sütun devşirmedir. Kenger yapraklarıyla bezenmiş sütun başlığının tabla kısmında nesih hatla yazılmış kitabe kuşağı yer alır. Duvarlarda kemerlerin oturduğu ikişer konsol ile yan taraflardaki birer paye başlığı mukarnas sıralı bezemeleriyle dikkati çeker. Mihrabın sağında ve solunda bulunan konsollar, ortada tam yanlarda yarım nişlerle bölümlenmiştir. ( (Resim 93) Dört sıra mukarnaslı nişler istiridye motifiyle sonlanır. ( Resim 94,95) Mihrap, 1990 yılında E. Falkener in gravürlerinden yararlanılarak yapılmıştır. 51 Yapının içinde bulunan özgün mihrabın, yüzeyleri geometrik bezemeli parçalarının bir kısmı günümüze kadar gelmiştir. Gene günümüze gelen parçalarından taş olduğunu bildiğimiz yapının minberi, Evliya Çelebi nin Ve minberi gerçi ceviz haşebe levhasındandır ammâ Fahrî oyması gibi hurde sihr-i icâz rûmî ve islimî ve gûnâ-gûn nakş olmuş-ı Çin ile nakş olmuş bir minberdir. şeklinde bahsettiği ahşap minberle örtüşmemektedir. ( (Resim 96) Yapının devrinden gelen en önemli süsleme ögesi, mihrap önü kubbesinde bulunan çini bezemelerdir. Çini mozaik tekniğinde yapılan bu süslemeler, kubbeye geçiş elemanları olan pandantiflerin yüzeylerinde ve sekizgen kasnağa geçişi sağlayan dört sıra mukarnaslı dizide görülür. Pandantiflerde beyaz zemin üzerine firuze, kiremit rengi ve kahverengi çinilerle geometrik kuruluşlu örnekler işlenmiştir. Altıgenlerin etrafında yer alan altı köşeli yıldızlar ve bunları çevreleyen kurdele biçimli şeritlerin oluşturduğu örnekte, aralar küçük koyu renkli üçgenlerle dolgulanmıştır. Kubbe kasnağına geçişi sağlayan dört sıra mukarnas, firuze rengi çini levhalarla kaplanmıştır. ( (Resim 85, 86, 87, 88) 51 Mihrap ve minber özgün olmadığı için süsleme programı değerlendirmesinin dışında bırakılmıştır.

126 Kubbenin ortasında merkezden gelişen bir örneğin izleri seçilmektedir. Kubbe eteğine doğru kalan parçalardan kalem işi olduğu anlaşılan bu süslemeler günümüze ulaşmamıştır. Giriş tarafındaki kubbe, kasnak hizasında kubbeyi çevreleyen lotus-palmet bordür dışında süsleme özelliği göstermemektedir. ( (Resim 89, 90) KAYNAKLAR EVLİYA Çelebi (2005)Seyahatname, çev. Y.Dağlı-S.A.Kahraman-R.Dankoff, C.IX. FALKENER, Edward (2003), Ephesus and The Temple of Diana, London. KALFAZADE, Selda (1995), Anadolu da Aydınoğulları Dönemi Mimarisi, İ.Ü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, yayınlanmamış doktora tezi, İstanbul. OGAN, A. ( 1956 ), Aydınoğullarından İsa Bey Camii, Vakıflar Dergisi III., Ankara. SÖNMEZ, Zeki (1995), Başlangıcından 16.Yüzyıla Kadar Anadolu Türk-İslam Mimarisinde Sanatçılar, Ankara. SÖNMEZ, Neslihan( 2002), Geleneğin Devamlılığı Bağlamında Osmanlı Camilerinin Pencere Tasarımına Batı Anadolu Beyliklerinin Etkileri, The 11 th International of Turkish Art (August ), Utrecht- The Netherlands.

127 BİRGİ HATUNİYE (ÜMMÜ SULTAN) TÜRBESİ Katalog : 3 Plân : 3 Resim : Çizim: - İnşâ Tarihi: H.710 / M Yaptıran: Bilinmiyor Mimarı: Bilinmiyor Yeri: Birgi ilçesi, Aydınoğlu Meydanı ndadır. Tarihlendirme: Giriş kapısının üzerinde bulunan sülüs hatla yazılmış inşa kitabesinde; Vaka â el-firâğu min binâi hazihi t-türbeti l-hatuniyye Bu niyet Aydın bi avni l-melik l-mu in fi evâi li l-muharremi l-muhterem senete âşerete ve seb a mie (710) 52 Buna göre, türbenin 1310 yılında inşa edildiği anlaşılmaktadır. Türbe, Aydınoğullarına ait tarihi bilinen en eski yapıdır. Plân Bir platform üzerinde yer alan, altıgen planlı yapının üzeri kubbe ile örtülüdür tarihinde Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan onarımda 52 Akın, H., Aydınoğulları Hakkında Bir Araştırma, Ankara 1968, s, 110: İ.H.Uzunçarşılı, Kitabeler..., İstanbul 1929, s, 137

128 duvar dokusu bozulmuştu. 53 Yapılan onarım sonrasında duvar örgüsünün derzleri dışa taşmış, yapının görünümü bozulmuştur. Giriş cephesi dışında yapının her cephesine birer pencere açılmıştır. Kuzey cephesinde yer alan pencere sonradan örülerek kapatılmıştır. 54 Türbenin üzerini örten kubbe kasnaksız olarak beden duvarlarına oturur. ( (Resim 97) Güney cephesinde bulunan giriş kapısı küçük bir eyvan gibi düzenlenmiştir. Eyvan görünümlü giriş dışa sivri kemerle açılır. Girişin iki yan yüzünde karşılıklı birer niş yer alır. Giriş kapısını düz sövelerin sınırladığı yay kemer örter. Geçmeli taşlarla örülen kilit taşlı kemer yüzeyinde bezemeler bulunur. Hafifçe çökertilmiş kemer alınlığına ise kitabe yerleştirilmiştir. ( (Resim 98) Türbenin zemini toprak dolguludur. Altıgen mekânın her yüzeyinde birer sağır kemer yer alır. Kemerler, sivri ve yuvarlak biçimli dönüşümlü olarak sıralanır. Kemer aralarında oluşan üçgenlerle, altıgen hacimden kubbeye geçilir. Türbenin içinde sadece tek mezar bulunmaktadır. 55 Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe Yapının girişinin iki yan yüzünde yer alan nişlerin zemin yüzeylerinde, Bizans dönemine tarihlenen devşirme malzeme kullanılmıştır. 56 Solda yer alan nişin zemin yüzeyinde, geçmeler içinde bitkisel bezemeli parça; sağda ise geçmelerin ortasına yerleştirilmiş çarkıfelek motifiyle süslü devşirme parça kullanılmıştır. ( Resim 103, 104) Giriş kapısı yay kemerinin kilit taşı üzerinde, geometrik geçmeli bir kabara, bu motifin sağında ve solunda ise birer rozet yer alır. ( Resim ) Sağda bulunan rozet iç içe iki katlı, solda olan ise üç katlı çiçek biçimlidir. Sağda bulunan rozetin ortasına küçük bir kabara yerleştirilmiştir. Kabara ve rozetlerin yüzeyi eğri kesim tekniğinde işlenmiştir. (Resim 101, 102) Bu süslemelerin dışında yapının inşa kitabesinin harflerinin aralarına yerleştirilmiş yaprak ve rumî biçiminde bitkisel bezemeler dikkat çeker. 53 Vakıflar Genel Müdürlüğü, /06 54 Kalfazade, S., Anadolu da Aydınoğulları Dönemi Mimarisi, İÜ, Sanat Tarihi Bölümü,yayınlanmamış doktora tezi, İstanbul 1995, s, Kalfazade, S; a.g.e, s, 175 ( Yapı inceleme yapılan tarihte kapalı olduğu için, iç mekânı görülememiştir.) 56 Daş, E; Tarihi, Tarihi coğrafyası ve Türk dönemi Anıtları, Ankara 2001, s,125

129 KAYNAKLAR AKIN Himmet (1968), Aydınoğulları Hakkında Bir Araştırma, Ankara. DAŞ, Ertan (2001), Tarihi, Tarihi coğrafyası ve Türk dönemi Anıtları, Ankara. KALFAZADE, Selda (1995), Anadolu da Aydınoğulları Dönemi Mimarisi, İÜ, Sanat Tarihi Bölümü,yayınlanmamış doktora tezi, İstanbul. UZUNÇARŞILIĞLU, İsmail, H (1929), Kitabeler..., İstanbul.

130 AYDINOĞLU MEHMED BEY TÜRBESİ Katalog : 4 Plân : 4 Resim : Çizim: İnşâ Tarihi: H.734 / M Yaptıran: Aydınoğlu İsa Bey Mimarı: Bilinmiyor Yeri: Birgi ilçesi nde Birgi Ulu Camii in iç avlusundadır. Tarihlendirme: Türbenin giriş kapısının üzerine yerleştirilmiş dikdörtgen çerçeve içinde bulunan iki satırlık sülüs Arapça inşa kitabesinde, Buniyet hâzihi t-türbet l Kebîri l el-âlim el-âdil el micahid el-müsabit Ebu l-hayrat es-sulta-nû l-gazzat Mubariz ed-devle ve d-din Muhammed ibn Aydın nevve rallahû Mecze ahu-sâni cemaziyel ulâ li-sen netin erba a ve selâsin ve seb a mie (734) 57 Buna göre türbe, 1334 yılında inşa edilmiştir. Evliya Çelebi yapı ile ilgili olarak şunları yazmıştır; 57 Akın, H.; Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara 1968, s, 109: İ.H.Uzunçarşılı, Kitabeler..., İstanbul 1929, s.113:köprülü, M.F; Aydınoğlu Tarihine Aid, Türkiyat Mecmuası, C.II, İstanbul 1928, s, 422.

131 ...ve câmi in sağ yan kapusu önündeki kubbe-i pür-envârın içinde sâhibü lharât medfûndur. Ve serâpâ der-, divârları beyâz mermer-i hâm ile mebnîdir, gayri gûne taş değildir. Ve kubbe-i al isi kurşum ile mestûrdur. Ve cenûba nâzır bir kapusu üzre târîhi böyledir. Büniyet hâze t-türbetü li l-emîr el-kebîri l-âlem El-Mücâhid el-murâbıt Ebu l-hayrât es-sultâni l-guzât Mübasizü d-devlet ve d-dîn Mehemmed Şâh bin Aydın Nevverallâhu merkadehu âmîn, sene ebaâ ve selâsîn ve tis i mie (934) Ve bu merkad-imehbit-i münevverin içinde Mehemmed Şâh ve birâdereyni Ömer Şâh ve Îsâ Gâzî âsûdedirler. 58 Birgi Ulu Camii nin batı cephesi ile Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi arasında yaklaşık 1,30 mesafe vardır. Kare plânlı yapı, pandantiflerle geçilen, sekiz kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür. (Resim ) Camiden farklı olarak türbenin dört cephesi de düzgün devşirme taşlarla kaplıdır. Yapının doğu, batı ve kuzey cephesinde birer dikdörtgen pencere yer alır. Sivri kemerli pencerelerin söve ve lentoları mermerdir. Güney cephesinde, orta eksene giriş kapısı yerleştirilmiştir. Hafif iç bükey düz bir silmenin çerçevelediği dikdörtgen giriş kapısı, geçmeli kilit taşlı sivri bir kemerle örtülüdür. Kemerin kilit taşında çiçek biçimli rozet, iki yanındaki taşların üzerinde ise birer çarkıfelek motifli rozet yer alır. Kemerin üzerindeki hafifçe çökertilmiş alınlıkta yer alan dikdörtgen çerçeve içine, inşa kitabesi yerleştirilmiştir. Yapının giriş kapısının üzerine 1946 yılındaki depremden sonra ahşap bir sundurma yapılmıştır. 59 (Resim 112) Türbenin içinde yüksek bir platform üzerinde bulunan dört mezar, Aydınoğlu Mehmed Bey ve oğulları Bahadır Bey, Umur Bey ve İsa bey lere aittir. 60 Kare mekândan kubbeye pandantiflerle geçilir. Sekizgen kasnağa açılan karşılıklı sivri kemerli iki pencerenin son onarımda yapılmış alçıdan içlikleri vardır. Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı 58 Evliya Çelebi, Seyahatname, c.ix, ( Haz., Y.Dağlı-S.A.Kahraman vd), İstanbul 2005, s Daş, E; Birgi:Tarihi, Tarihi coğrafyası ve Türk dönemi Anıtları, Ankara 2001, s, Daş, E; a.g.e, s, 120: Riefstahl, Cenubi Garbi Anadolu da Türk Mimarisi, İstanbul 1941, s, 24

132 Cephe Yapının güney cephesinde saçak kornişinin altına yerleştirilmiş devşirme bezemeli üç taş levha Bizans dönemine tarihlenir. 61 Üçlü gruplar halinde olarak sıralanan dokuz küçük levhanın yüzeylerinde, sağ ve solda olanların yüzeyinde iki baklava dilimli motifin ortasında birer rozet bulunur. Rozetle baklava dilimini iki burmalı sütun ayırır. Ortada olan levhada ise iç içe geçmiş kesişen dörtgenden oluşan iki motifin arasında, yüzeyi işlenmiş rozet yer alır. (Resim 113) Türbenin giriş kapısı kuruluş olarak Birgi Ulu Camii cümle kapısına benzer. Kapının kemer kilit taşı üzerinde yer alan iç içe iki çiçekten oluşan rozet ile bu rozetin iki yanında yer alan iki çarkıfelek motifinin yüzeyleri eğri kesim tekniğinde işlenmiştir. (Resim 114) İç Mekân Türbenin sırlı tuğla ve çini mozaik bezemeli kubbesi dikkat çekicidir. Kubbenin sırsız kırmızı tuğlaları arasına, zikzaklar oluşturacak şekilde firuze sırlı tuğlalar yerleştirilmiştir. (Resim )Kubbenin ortasında, firuze rengi zemin üzerine patlıcan moru renkli şeritlerle oluşturulmuş on kollu yıldız ile bu yıldızı çevreleyen beş köşeli yıldızlardan oluşan motif yer alır. (Resim ) Kubbe kasnağında yer alan pencereler, firuze renkli levhalarla oluşturulan bir çerçeve içine alınmıştır. Bu çerçevenin içinde kalan pencere alınlığı ve köşe dolgu yüzeyleri, çini mozaik tekniğinde firuze renkli beşgenler ile patlıcan moru altı köşeli yıldız motifleriyle dolgulanmıştır. 62 (Resim 118) Kubbe eteğini kufî yazıdan gelişen örgülü bir bordür dolanır. Bu bordür altta patlıcan moru, üstte ise firuze rengi şeritlerle sınırlanmıştır. (Resim 117), (Çizim 33,24,35) 61 Daş, E; a.g.e, s, Kubbe kasnağında, pencere köşe dolgu yüzeylerinde yer alan çini mozaik bezemelerde bozulmalar görülmektedir. Kubbe örgüsünde yer alan tuğlaların da bir çoğunun sırları dökülmüş durumdadır.

133 KAYNAKLAR AKIN, Himmet (1968), Aydınoğulları Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara. DAŞ, Ertan (2001), Tarihi, Tarihi coğrafyası ve Türk dönemi Anıtları, Ankara. EVLİYA Çelebi (2005), Seyahatname, ( Haz., Y.Dağlı-S.A.Kahraman vd), İstanbul. KÖPRÜLÜ, Mehmed.F. (1928), Aydınoğlu Tarihine Aid, Türkiyat Mecmuası, C.II, İstanbul. RİEFSTAHL, Rudolf M (1941), Cenubi Garbi Anadolu da Türk Mimarisi, İstanbul. UZUNÇARŞILIOĞLU İ.H (1929), Kitabeler..., İstanbul.

134 TİRE SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ Katalog : 5 Plân : 5 Resim : Çizim: İnşâ Tarihi: H.750 / M Yaptıran: Bilinmiyor Mimarı: Bilinmiyor Yeri: Tire ilçesi nde Belediye Parkı nın içinde bulunur. Tarihlendirme: Türbenin güney cephesinde bulunan giriş kapısının üzerindeki sülüs hatla yazılmış Arapça kitabede; Buniyet,hazihi l-kubbe alâ l-emiri l-kebîr ez-zâtu s-sıfat Şah Sultan Süleyman bin Aydın-Râhin rehuvnu Allâh fi seneti hamsin ve seb a mie (750) 63 Buna göre türbe, 1349 yılında Süleyman Şah için yaptırılmıştır. 64 Plân Kare prizmatik hacmin üzerini sekizgen yüksek kasnaklı kubbe örter. Kasnağın kuzey cephesi dışındaki cephelerine birer pencere açılmıştır. Cepheler farklı boyutlardaki mermer levhalarla kaplanmıştır. Yapının doğu ve batı 63 Akın, H; Aydınoğulları Hakkında Bir Araştırma, Ankara 1968, s Armağan, Munis; Belgelerle Beylikler Devrinde Tire, İzmir 1983, s. 29

135 cephelerinde birer dikdörtgen pencere yer alır. Kuzey cephesi sağır olan yapının giriş kapısı güney cephesinin ortasına yerleştirilmiştir. (Resim 105) Dıştan kapı girişinin etrafında dikdörtgen bire çerçeve oluşturan burmalı kaval silme, kapının üstündeki kitabelik bölümünü de sınırlar. Giriş geçmeli kilit taşlı sivri kemerle örtülüdür. (Resim 106, 107) Prizmatik hacimden kubbeye Türk üçgenleriyle geçilmiştir. Kubbe kasnağındaki pencereler sivri kemerlerle örtülüdür. Türbenin içinde dört mezar bulunur. Evliya Çelebi türbede yatanların İsa Çelebi, Selim Çelebi ve Hızır Şah Çelebi olduğunu, Uzunçarşılı ise Süleyman Bey in yakınları olduğunu yazar. 65 Yapıdan tek satırla bahseden Riefstahl, türbenin içindeki mezarlarla ilgili bilgi vermez. Yazar ayrıca, Tire de bulunan bütün mimari eserleri ikinci sınıf olarak nitelendirir. 66 Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe Yapıdaki tüm süslemeler giriş kapısında toplanmıştır. Yapının giriş kapısına toplanan bezemeler, simetrik kurguya sahiptir.tamamen mermer olan kapı, girişin iki yanındaki sekilerle sınırlanır. Kapıyı üç yönden çerçeve içine alan burmalı kaval silme, kitabeliğin etrafını da çerçeve içine alır. Sivri kemerin taşları birbirine yarım daireli geçmelerle bağlanır. 67 (Resim 106) Kilit taşının yüzeyinde iç içe ışınsal bir rozet yer alır. (Resim 108), (Çizim 31)Işınsal rozetin sağında ve solundaki taşların yüzeyine ise birer çarkıfelek motifli rozet yerleştirilmiştir. Rozetlerin yüzeyleri eğri kesim tekniğinde işlenmiştir. Kemer köşe yüzeylerinin orta kısımlarına geometrik geçmeli birer madalyon yerleştirilmiştir. Madalyon yüzeyindeki on kollu ışınsal yıldızı, etrafındaki beş köşeli yıldızlar çevreler. On kollu yıldızın kolları ile beş köşeli yıldız motiflerinin arası çokgenlerle dolgulanmıştır. Motifler düz yüzeyli oyma tekniğinde, on kollu yıldızın ortasında bulunan on köşeli küçük yıldızın üzeri eğri kesim tekniğinde işlenmiştir. (Resim 109), (Çizim 32) 65 Evliya Çelebi, Seyahatname, C IX, İstanbul 2005, s,98: İ.H.Uzunçarşılı, Kitabeler..., İstanbul 1929, s, 137: Armağan, Munis; a.g.e., s Riefstahl, R.M; Cenubi Garbi Anadolu da Türk Mimarisi, İstanbul 1941, s, Tuncer, O.C; Anadolu Kümbetleri, Ankara 1991, s., 235

136 Kemer köşe yüzeylerinde bulunan madalyonların iç tarafına ise, birer damla şekilli motif yerleştirilmiştir. Eğri kesim tekniğinde işlenen damla motifin yüzeyi, rumî-palmet örneklerle dolgulanmıştır. (Resim 110) KAYNAKLAR AKIN, Himmet (1968), Aydınoğulları Hakkında Bir Araştırma, Ankara. ARMAĞAN, Munis (1983), Belgelerle Beylikler Devrinde Tire, İzmir. EVLİYA ÇELEBİ (2005), Seyahatname, C IX, İstanbul. RİEFSTAHL,Rudolph (1941), Cenubi Garbi Anadolu da Türk Mimarisi, İstanbul. TUNCER, Cezmi (1991), Anadolu Kümbetleri, Ankara. UZUNÇARŞILI, İ.Hakkı (1929), Kitabeler..., İstanbul.

137 3.2.SARUHANOĞULLARI BEYLİĞİ MANİSA ULU CAMİİ Katalog : 6 Plân : 6 Çizim: 36 Resim : İnşâ Tarihi: H.768/ M.1366 Yaptıran: İlyas oğlu İshak Çelebi Mimarı: Emet bin Osman Yeri: Kale surları dışında, Spil Dağı nın eteğinde bulunmaktadır. Tarihlendirme: Câmi avlusunun kuzeye açılan taç kapısı üzerinde yer alan, ana nişin üç yüzünü dolaşan kitabeye göre; Sol tarafta bulunan kısım; Bismillâhir Râhmani r Râhim. El hâmdü lillâhi l-lezi ce âle l mesâcide mahalli l ibadati ve s-sâlatü âlâ resulihi Muhâmmeddin hâyri l-meskunat ve efzil ül mevcudât. Kapı üzerinde yer alan kısım; Fenehedâ bi-imâret hâzâ l-ma bedi l-lâtifi ve l-cami üş-şerifi..a lâ lbâbi. Ve bezelesâ iyyehu fi itmamimihâ s- Sultânü l-mu azzâmü mâlikü rikâb lümemil-iskenderü s-sâni zâcirü l-fecereti Kâhirü l- kefareti el-mücâhidü fi sebili lahi el-mûzefferetü l-mânsûr.

138 mi ye. 68 Kitabeye göre câmi, H.768 /M.1366 tarihinde Saruhan Bey in torunu, İlyas Sağ tarafta bulunan kısım: El-mü eyyidu bi inâyeti l meliki l-gaffar es-sultan ibn is-sultân Çelebi İshâk bin İlyâs bin Saruhân halled- Allah ü devletehû fi seneti semânin ve sittine ve seb â Bey in oğlu İshak Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Minber kapı kemerinin üzerinde bulunan en alt satırda ise; Emera bi imâreti hâzâ l minberü l- mübâreki s-sultânü l a zâm mâlikü rikâbi-l ümem İshâk Çelebi bin İlyâs âzze nâsruhû fi seneti semani ve seb ine ve seb âmi ye. Bu kitabede, minberin yapılmasını büyük Sultan, milletlerin yükünü yüklenen İlyas oğlu İshak Çelebi nin emrettiği yazılıdır. 69 Minber korkuluğunun her iki tarafında, ortada bir satırlık usta kitabesi bulunmaktadır. Amele el-hâc Muhâmmed bin Abdal-Aziz ibn el-dıkkî el-ayıntabî. 70 Minber kapısının sağ kanadının en alt satırında yer alan bir diğer usta kitabesi; Ketebe hattahu ve reseme nakkaşahu Fakîh bin Yusuf. Minber kapısının sol kanadının en alt satırında ise; Amele el-hâc Muhâmmed bin El-Dıkkî. Minber kitabelerine göre, camiin minberi Gaziantep li usta Daki oğlu Abdülaziz oğlu Hacı Mehmet e yaptırılmış, minber üzerindeki nakışları ise, Yusuf oğlu Fakih yapmıştır. 71 Yapının vakfiyesi günümüze ulaşmamıştır. Kaybolanın yerine, Fatih Sultan Mehmet döneminde düzenlenmiş olan vakfiye VGM de bulunmaktadır Acun, H; Manisa da Türk Devri Yapıları, s.32-33: Oral, M.Z; Anadolu da Sanat Değeri Olan Ahşap Minberler, Kitabeleri ve Tarihçeleri, Vakıflar Dergisi, V. Ankara 1962, s.67-68: Ersoy, H; Ulu câmi, Ulu Câmi Medresesi, Gediz, 57, s.11-13, 1942 Manisa. 69 Acun, H; a.g.e., s Acun, H; a.g.e., s Acun, H; a.g.e., s Ç. Uluçay tarafından yayınlanan 345 sayfadan oluşan vakfiye, 608 no. XXII. Müceddet Anadolu Defteri nde sayfalarda kayıtlıdır. Bkz. M.Ç.Uluçay; Saruhanoğlu ve Eserlerine Dair Vesikalar, s. 34

139 Plân İshak Çelebi Külliyesi içinde yer alan Ulu Câmi, İshak Çelebi türbesi ile Ulu Camii (Fethiye) Medresesi nin doğu duvarına bitişir. Yapının doğusundan ve kuzeyinden yol geçmekte, güney cephesi ise dağa yaslanmaktadır. Yapı kuzeygüney yönünde eğimli bir arazi üzerine inşâ edilmiştir. 73 Kesme taş, moloz taş, tuğla ve devşirme malzeme kullanılarak yapılmıştır. (Resim 119) Dikdörtgen planlı, mihrap önü kubbeli ve çok destekli bir yapıdır. 10,80 m. çapındaki kubbe, mihrap duvarına bitişik iki serbest sütun ve üç kenardaki ikişer paye üzerinde yer alan sekizgen kasnak üzerindedir. Ulu câmi plan tipinde bir yenilik olarak, mihrap önü büyük bir kubbe ile örtülerek hacimsel olarak câmiin diğer kısımlarından ayırt edilmiştir. 74 Pandantiflerle geçilen mihrap önü kubbesi, mihraba paralel dört sahından üçünü keser. Kubbeli mihrap önü mekanının dışında kalan, mihraba paralel sahın, devşirme sütunların sınırladığı kare mekanlar şeklindedir. Bu mekanların üzerini kubbemsi tonozlar örter. Evliya Çelebi câmiin örtü sistemini şu şekilde anlatır;..musanna kubbeleri vardır ve serâpa kubâbları kiremit ile kırmızı Horasânî kireç ile mestûr bir câmi-, ma mûrdur. Amma mihrâb üzre olan kubbe-i azim rusâsnîlgûn ile örtülüdür. Ve hareminin etrâfında altı mermer sütûn-ı ibret-nümün üzre kubbelerdir. 75 Yapının doğu cephesinde sivri kemer içine alınmış hafifçe dışa taşkın, basit, bezemesiz bir giriş kapısı bulunmaktadır tarihinden önceki resimlerde bu kapının önünde görülen merdivenler günümüzde kaldırılmıştır. 76 Giriş kapısının üst kısmında avluya açılan küçük bir pencere yer alır. Kapının sağında ve solunda dördü altta, dördü üstte olmak üzere sekiz pencere bulunmaktadır. Alt seviyede bulunan pencereler dikdörtgen mermer söve, aynalık ve onu kavrayan profilli sivri kemer içine yerleştirilmiştir. 77 Üst seviye pencereleri dikdörtgen şeklinde düzenlenmiştir. 73 Mahmutoğlu, M; Manisa ve Çevresindeki Saruhanoğlu Dönemi Yapıları, (E.Ü. Sanat Tarihi Anabilim Dalı, yayınlanmamış yüksek lisans tezi), s.7 74 Kızıltan, A; Anadolu Beyliklerinde Câmi ve Mescitler, İstanbul 1958, s Evliya Çelebi; Seyahatnamesi, c.ix, s Mahmutoğlu, M; a.g.e., s Seçkin, S; 14. yy.beyliklerinden Germiyanoğulları ve Saruhanoğulları Beyliklerinin Mimari Eserleri, (MSGSF Sanat Tarihi ABD, yayınlanmamış lisans tezi), s.22

140 Güney cephesi Spil Dağı nın eğimli topoğrafyasına yaslandığı için penceresiz, sade bir şekilde örülmüştür. Güney cephesinde mihrabın arkasına denk gelen kemer dikkat çekmektedir. Mihrap nişi nedeniyle incelen duvarı desteklemesi amacıyla inşâ edilmiş olmalıdır. 78 Bu konuda araştırmacılar farklı görüşler ileri sürmektedir. 79 Batı cephesi türbeye bitişik olan yapının batı kanadındaki medreseye geçiş bu tarafa açılan kapıyla sağlanmıştır. Daha sonraki Osmanlı câmilerinde uygulanacak olan yan kapıların en eski örneklerinden biridir. 80 Yapının kuzey-batı köşesine ise minare yerleştirilmiştir. Yapının kuzey cephesinde, altı basamakla bir merdivenle çıkılan cümle kapısı avlu duvarından yüksek ve cepheden hafifçe dışa taşkındır. Kapının iki yanında altlı üstlü ikişer pencere bulunmaktadır. Alt seviyede yer alan simetrik pencereler sivri kemerli niş içine alınırken, üst seviyedeki dikdörtgen pencereler düzensiz yerleştirilmiştir. Kapının sağ ve solunda üst seviyede yer alan küçük, dikdörtgen pencerelerden sağdaki örülerek kapatılmıştır. Eyvanımsı görünüşteki cümle kapısının iki yan yüzüne, sivri kemerli birer niş yerleştirilmiştir. Bu kemerlerin üzerinde zıvanalı geçmelerle yan yana getirilmiş iki renkli mermerden bir süsleme şeridi yer alır. Bu şeridin üzerinde sağ ve solda birer rozet görülür. Ana kapının köşelerinde iki köşe sütüncesi yer almaktadır. Kapının kitabe kuşağının üzerinde tuğla ile oluşturulmuş mukarnaslı kavsara bulunur. Yapının cümle kapısı üzerinde, kapının üç yüzünü kuşatan sülüs kitabe yer almaktadır. Üç tarafı revakla çevrili, ortasında sekizgen bir şadırvan bulunan avlu, kubbenin kapladığı alan ile aynı ölçüdedir. Avlunun doğu ve batısındaki revaklar çift, kuzeydeki ise tektir. Avlunun kuzeybatı ve kuzeydoğu köşeleri ile harim boyunca uzanan kısmına yaklaşık 0.50 m. yüksekliğinde bir seki inşâ edilmiş, revakları taşıyan sütunlar bu sekiler üzerine oturtulmuştur. Avluda bulunan sütunlar birbirine sivri kemerler ve gergi kirişleriyle bağlıdır. Kuzey duvarına paralel olan revak iki gözlü, doğu ve batı kanatlarındaki revaklar ise üç gözlüdür. Kuzeydeki 78 Mahmutoğlu, M; a.g.e., s Nusret Köklü ise ; Yapının İlyas Bey zamanında bir Bizans kilisesinin temelleri üzerine yapılan çarşı, mihrap duvarındaki kemerin ise çarşının güney kapısı olduğunu öne sürerek, İshak Çelebi zamanında çarşının câmiye dönüştürüldüğünü ve girişin kapatılarak mihrap yapıldığını iddia etmektedir. Saruhanlılar Devrinde Manisa, Manisa, S. 6, s Yetkin, S.K; Türk Mimarisi, Ankara 1970, s.162

141 revak kapsamlı bir onarım geçirmiştir. 81 Batı bölümü, kapı ve asimetrik yerleştirilmiş iki pencere ile türbe kısmına açılır. Revakların üzerini örten çapraz tonozlar dışardan belli olmaz, yapının revakları düz damla örtülüdür. Câmi iç mekânı gibi, revaklı avlu da daha sonra Osmanlı câmilerinde gelişecek olan avlu tipine örnek teşkil etmiştir. 82 (Resim 125, 126,127) Güneyde bulunan harim avluya, mihrap ekseninde yer alan dışa taşkın cümle kapısı ve onun iki yanında yer simetrik iki kapıyla açılır. Her üç kapıda dikdörtgen çerçeve içinde kapı sivri kemerle vurgulanmıştır. Üst seviye de ise, sivri kemerli on pencere bulunur. Oldukça loş olan iç mekânda, devşirme başlıklı sütunlar dikkati çeker. Kaynaklarda üst pencerelerde renkli camların kullanıldığı belirtilmektedir. 83 Giriş kapısı ekseninde güney duvarında yer alan mihrap, sivri kemer içinde yarım silindir niş şeklinde düzenlenmiştir. Mihrab nişi, yaklaşık 1 m. yüksekliğinde üç parça dikdörtgen mermer blokla kaplanmıştır. Mihrabın iki köşesinde korent başlıklı, griye boyanmış sütunlar yer alır. Mihrabın günümüze özgü haliyle gelmediği açıktır. 84 (Resim 127,128) Muhteşem ahşap işçiliğine sahip olan özgün minber, mihrabın batısında yer alır. Hakiki kündekari tekniğinde, abanoz ağacından 85 yapılmıştır. Günümüzde, minber kapı kanatları yerine kadife bir perde asılıdır. 86 Altı kalın paye ve mihrap önündeki iki sütuna oturan, sekiz destekli merkezi kubbenin kuzeye bakan kemerinin karın kısmı yivlidir. Bu kemerler mihrabın önünde adeta bir zafer takı gibi durmaktadır. 87 Bu şekilde yapının ana ekseni ve mihrap önü bölümü vurgulanmıştır. Kubbe merkezinde ve kubbe eteğinde kalem işi bezemeler yer alır. 81 Uluçay, M.Ç; Saruhanoğlu ve Eserlerine Dair Vesikalar, s Kızıltan, A; a.g.e, s Riefstahl, R; Cenubu Garbi Anadolu da Türk Mimarisi, İstanbul 1941, s.8 84 H, Acun, mihrabın özgün haliyle günümüze gelmediği için Ö.Bakırer tarafından değerlendirilmediğini belirtmiştir. 85 Öney, G; Anadolu da Selçuklu ve Beylikler Devri Ahşap Teknikleri, Sanat Tarihi Yıllığı III, s Minberin kapı kanatları Manisa Müzesi deposunda bulunmaktadır. Teşhirde olmayan kapı kanatlarının fotoğrafları izin verilmediği için çekilememiş, mevcut fotoğraflar kullanılmıştır.(minber kapı kanatları fotoğrafları; H.Acun) 87 Riefstahl, R; a.g.e, s.7

142 Minare, yapının kuzeybatı köşesinde yer alır, doğu kenarı ile câmiye, güney kenarı ile medreseye bitişik olarak inşâ edilmiştir. Moloz taş kullanılarak yapılan kare kürsü, çatı seviyesine kadar yükselir. Oldukça yüksek kürsü üzerine oturan minare, sekizgen papuçluk üzerinde yükselen, yuvarlak gövdeli ve sırlı tuğla bezemelidir. 88 Papuçluğun doğu kenarı üzerinde, minareye çıkışı sağlayan küçük açıklık yer alır. Petek kısmı gövdeden biraz daha incedir yılında fırtınada yıkılan soğan başı külah yerine, kurşun kaplama külah yapılmıştır. 89 Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtım Cephe Yapının genelinde süsleme az ve yerinde kullanılmıştır. Gözü yoran ayrıntılardan ve abartıdan kaçınılmıştır. Giriş kapısı nişinin iki yan yüzünde, kırmızı-gri almaşık renk düzeninde geçmeli taşlardan oluşan birer bordür bulunur. Ana nişin iki yüzünde yer alan küçük nişlerde, kılıcına dizilmiş tuğlalarla yapılmış yuvarlak kemer dışında bezeme yer almamaktadır. (Resim 120) Giriş kapısı nişinin iki yan yüzünde, karşılıklı yer alan geçmeli rozetler dikkat çekicidir. Rozetlerin genel kurgusu aynı, malzemesi farklıdır. Kapının sağında yer alan taş içine taş kakma tekniğindeki rozette, kalın şeritlerden oluşan yapraklar kırmızı taş, aralarındaki boşluklar ise beyaz taştır. Yaprakların boş olan yüzeylerine akılan taşlar zaman içinde düşmüştür. İç içe yerleştirilmiş üç yuvarlak yapraklı çiçek formundaki madalyonun ortasında kademeli işlenmiş minik bir çarkı felek motifi yer alır. (Resim 121) Kapının sol tarafında olan taş içine çini kakma tekniğindeki rozette ise yapraklar kırmızı, taş yaprakların içi ile aradaki boşluklar firuze rengi çiniler kakılarak bezenmiştir. Madalyonun ortasında dilimli kubbe benzeri bir kabara yer alır. Kabara, düz daire biçimli bir bordürle çevrelenmiş gibi bitmektedir. Kabaranın etrafına yerleştirilen beyzi yaprak biçimli çiniler altı dilimli çiçek biçimindedir. Yaprak aralarındaki boşluklara uzun kenarı yuvarlatılarak madalyon formu kazandırılan altı üçgen parça kakılmıştır. Bu parçalardan biri zaman içinde düşmüştür. (Resim 122) 88 Minarenin şerefe ve petek kısmı 1687 tarihinde meydana gelen depremde çatlamış, tarihinde onarılmıştır. Bkz: Ç.Uluçay, a.g.e, s Acun, H; a.g.e., s.36

143 Giriş kapısının basık kemerinde kırmızı-gri almaşık renk düzeninde geçmeli taşlar kullanılmıştır. Nişin üç yüzünü dolaşan kitabenin aralarına serpiştirilen, yedi dilimli palmetler ve rumîler dikkati çeker. Motifler sadece birkaç yerde kullanılmış, kitabenin bütünlüğünü bozmamasına dikkat edilmiştir. (Resim 123) Mukarnaslı giriş kapısının köşelerinde, yelpaze biçimli küçük tromplar yer alır. Kemerin kırmızı kilit taşının üzerinde ise; daire içine yerleştirilmiş, iç içe geçmiş iki üçgenden oluşan altı köşeli yıldız motifi ve bu motifin ortasındaki kabaranın üzerinde, çarkıfelek motifi bulunur. Yapıda son cemaat yeri bulunmamaktadır. Avlu revaklarını taşıyan devşirme başlıklar değişik biçimleriyle ilgi çeker. Yapının inşasında kullanılan devşirme malzeme, câmiin sade hatları ile çelişki halindedir. 90 Minare Yapının kuzey batısında bulunan minarenin, tuğla gövdesi üzerinde sırlı tuğlalarla yapılmış bezemeler bulunmaktadır. Gövdenin alt kısmında, ikişer tuğla ile yapılan dikey ve yatay düzenleme bulunur. Bunun üzerine gelen tuğlalar, yan yana bir motif oluşturacak biçimde atlamalı olarak yerleştirilmiştir. Bu bölümün üst tarafında ise, tuğlalar basamak düzeninde, sarmal bir görüntü verecek şekilde dizilmiştir. (Resim 124) Gövde üzerinde kullanılan tuğlalar, firuze, sarı, patlıcan moru ve firuze renkleriyle sırlanmışlardır. Sarı ve mor renk çok az kullanılmıştır. İç Mekân Mihrap Mihrap, yarım silindir gövdeli niş şeklindedir. Mihrabın özgün olmadığı, yapının genel süsleme özellikleri ve mimari dokusuyla uyuşmayan üslubundan belli olmaktadır. Yapıda kullanılan bol miktardaki devşirme malzeme bezeme üslubunda belirleyicidir. Mihrabın her iki köşesine yerleştirilen korint başlıklı sütunlar buna örnektir. Mihrap nişinin iç kısmı, yanlardaki sütuncelerin bittiği yere kadar gri damarlı mermerle kaplanmıştır. Mermerlerin bittiği yerde bulunan kalem işi bordür son onarımda yapılmıştır. Köşelerde yer alan devşirme sütunların gövdeleri ise griye boyanmıştır. 90 Kızıltan, A; a.g.e, s.100

144 Camiin 1960 yılında çekilmiş bir iç mekan fotoğrafında, mihrap nişinin içinde ve mihrap çevresinde bulunan kalem işi bezemeler dikkati çekmektedir. Nişin içinde yarım açık perde motifi, mihrap çerçevesinde madalyonlu motifler, mihrap kemerinin içinde ise, yarısı silinmiş bir köşk resmi dikkati çeker. 91 Minber Minber gerçek kündekâri tekniğiyle 92 abanoz ağacından 93 yapılmıştır. Mihrabın batı tarafında yer alan minber, ikiz kenar dik üçgen yan aynalıkları, dikdörtgen dolap aynalıkları, süpürgelik, korkuluklar, köşk ve iki kanatlı kapıdan oluşmaktadır. Yakın zamanda kapsamlı bir onarım geçirmiş, düşen kabaralarının yerine yenileri yapılmıştır. (Resim 129, 136) Doğu kısmında yer alan üçgen aynalığı ile dolap aynalığını birbirinden iki sıra bitkisel bezemeli bordür ayırır. Bu bordürde birbirini kesen iki s hattı üzerinde üzerleri yivlenip, dilimlenerek her biri kendi başına plastik değer kazanan 94 yapraklar, başladığı noktadan filizlenerek kendi içine kıvrılan rûmi motiflerinden oluşur. Üçgen aynalıkta bitkisel ve geometrik motifler bir arada kullanılmıştır. Aynalığın bezeme kurgusunda iki tip ışınsal yıldız kullanılmıştır; birinci tipte ortası düz kabaralı on bir kollu yıldız, ikinci tipte ise ortasındaki kabara bitkisel bezemeyle dolgulanmış, on bir kollu ışınsal yıldız yer alır. Aynalıkta bulunan yedi büyük yıldızın üçünün ortası ajur tekniğinde bitkisel bezemeli, diğer üçü ise düz kabaralıdır. Çok kollu büyük yıldızların aralarına, beş köşeli küçük yıldızlardan oluşan ikinci derecede motifler yerleştirilmiştir. Örneğin merkezinde içinde bitkisel bezeme olan on bir kollu ışınsal yıldız yer alır. Yıldızların kol sayısı motifin büyüklüğünü belirler. Çok kollu ışınsal yıldızlar, çokgen parçaların yardımıyla birleştirilmiştir. (Resim 130, 131) Aynalık üçgeninin bitkisel bezemesi, geometrik örneği oluşturan dik çizgilerin arasında yer alan çokgen parçaların üzerindedir. Şekilleri birbirinden farklı parçalar, birbirinden farklı bitkisel örneklere sahiptir. Bitkisel bezemelerin kurgusu, parçanın 91 Acun, H; a.g.e, (resim no 33) 92 Öney,G; a.g.m., s Aslanapa, O; Yüzyıllar Boyunca Türk Sanatı (14.yüzyıl), İstanbul Ögel, S; Anadolu Ağaç Oymacılığında Mail Kesim, Sanat Tarihi Yıllığı ( ), İstanbul 1965, s.112

145 şekline göre tasarlanmıştır. Örnekte, bezemenin iskeleti niteliğindeki rûmiler, kıvrım dallar üzerine yerleştirilmiştir. Çok kollu ışınsal yıldızın ortasında yer alan bezeme, merkezden gelişen birbirinin altından, üstünden geçen dairesel kıvrım dallar ve bu dalların en uçta oluşturduğu palmetlerden oluşur. Dört kökten çıkan kıvrım dallar, ortada üst üste düğümlenerek zincir oluşturduktan sonra ikisi, rûmilerle yıldızın kolunun bittiği yerde palmet oluşturarak biterken, diğer iki kök ise yan motiflere dağılır. Kıvrım dallar, rûmiler ve palmetler olarak tekrarlanan bezeme programı, aradaki çokgen parçaların boyutlarına göre dikey veya yatay olarak simetrik olarak kurgulanır. Minberin köşk kısmının altına gelen, doğu dolap aynalığını kaplayan dikdörtgen panoda yer alan bezemeler, doğu üçgen aynalığı ile aynı biçimsel özellikte kurgulanmıştır. Panoyu kaplayan geometrik kurgulu örnek sonsuza açılır biçimdedir. Geometrik örnekleri oluşturan çubukların yüzleri yivlidir. Kompozisyonun merkezinde, ortasında düz bir kabara, kabaranın çevresinde ise bitkisel bezemeli, on iki kollu bir yıldız yer alır. Yıldızı oluşturduktan sonra, birbirinin altından ve üstünden geçerek sonsuza giden yivli çubukların ve ana motifin dışında, bezeme programını altı köşeli küçük yıldızlar ve aralarda yer alan çokgen parçalar tamamlar. Çokgen parçaların üzeri, ince kıvrım dallar ve rûmilerle örülmüştür. Dolap aynalığının şerefe ile birleştiği yerde on dört kollu, ışınsal yarım yıldız bulunur, bunun üzerinde ise kartuş içinde usta kitabesi yer alır. Dolap aynalık yüzeyinin süpürgelikle birleştiği yerde ise, sol ve sağ alt köşede ışınsal, dört köşeli çeyrek yıldız motifi görülür. Minberin batı üçgen aynalığı, doğu üçgen aynalığının tekrarıdır. Burada yer alan yıldızların köşe sayıları yedi ile on bir arasında değişir. Yıldızların büyüklüğünü kol sayıları belirler. Yıldızların bir kısmının ortası bitkisel bezemeli, bir kısmı ise düz kabaralıdır. Yıldızların kolları arasındaki çokgen parçaların, bitkisel bezemeyle doldurulmuş, aralarda beş köşeli küçük yıldızlar tekrarlanmıştır. Minberin batı dolap aynalığı, doğu dolap aynalığından farklıdır. Doğu aynalığında ortada yer alan ışınsal on iki kollu, ortada bulunan kabaranın etrafı bitkisel motiflerle süslü yıldızın kullanılmış; batı aynalığında ise on iki kollu çıtalarla oluşturulmuş ışınsal yıldız, merkezdeki örneği oluşturmuştur. Üzeri yivli çubuklarla

146 oluşturulan on iki kollu yıldızın etrafını, on ikigen kuşatır. Simetrik, dikey düzenleme yapılmıştır. Ana motif ile diğer motifleri birbirine, çokgenler ve dört köşeli küçük yıldızlar bağlar. Merkezdeki yıldızın etrafındaki kurguyu tamamlayan, altı kollu ve etrafı yarım altıgenle çerçevelenmiş ve yivli çıtalarla oluşturulmuş altı köşeli yıldızlar sonsuza gider. Aralarda bulunan çokgenlerin üzeri, rûmiler ve ince kıvrım dallarla bezenmiştir. Büyük on iki kollu yıldızı oluşturan yivli çıtaların aralarında kalan, badem şekilli parçaların üzerine ise birbirine dolanmış iki ince rûmi dal yerleştirilmiştir. Bu düzenleme panonun tümünde tekrarlanarak sonsuza açılan bir kurgu sağlanmıştır. Ajurlu oyma tekniğinde yapılmış olan minber korkulukları yedi panoya bölünmüştür. Korkuluğun başlangıç ve bitiş noktalarına gelen panolar üçgen, arada kalan beş pano ise yatay dikdörtgen şeklindedir. Panoların araları rumî-palmet bordürle sınırlandırılmıştır. (Resim 131, 132 ) Dikdörtgen panolarda, sonsuza giden geometrik geçmeli on kollu yıldızın etrafında çokgenler ve elmas biçimli parçaların yer aldığı çrnek uygulanmıştır. Yıldızları ve çokgenleri oluşturan çubukların yüzeyi yivlenmiştir. Üçgen panolarda ise iç içe oturtulan iki üçgenin etrafı çokgenlerle çevrelenmiştir. Minber kapısının kanatları Manisa Müzesi nde muhafaza edilmektedir. Kapı kanatları yerine, kadife bir perde asılıdır. Basamak cephesi, söve, kemer ve aynalıktan oluşan kapı çerçevesinin her yüzeyi, yazı ve bitkisel bezemeyle doldurulmuştur. Birinci basamağın cephesinde bulunan kalın bordürde, iki yana açılan düğümlü gövdeye sahip kıvrım dallar ve rûmiler yer alır. Bu kısmın altında ise düz bir yüzey bulunur. Birinci basamak ile ikinci basamak arasındaki yüzeyde süpürgelik kısmı devam eder. İlk basamağın kısmen kapattığı, üç tane sağır nişin yerleştirildiği ikinci basamak cephesinin üst kısmını ince bir bordür sınırlar. Aynı bordür nişlerin arasında da dikey bir bölümlenme yaratır. Uçları uzatılmış, düğümlü rûmi bordür, s kıvrımları şeklinde devam ederek süpürgeliği çevreler. (Resim 133) Minber cephesini tümüyle dolaşan ve sağır kemerli nişlerden meydana gelen süpürgelikte, nişlerin çevresi düz bir silmeyle sınırlanmış, içi rûmi ve palmetten oluşan beyzi bir motifle bezenmiştir. Nişlerin yan kısımları, üzeri yivlenmiş sütüncelerle sınırlanmıştır. Bu sütüncelerin üzerinde yer alan dilimli kemerler bezeme kurgusuna derinlik kazandırır. Nişlerin içindeki kemerlerin alınlık köşelerine, tek

147 daldan çıkan rûmiden geliştirilmiş, stilize bir çiçek dalı yerleştirilmiştir. Minber bölümlerini birbirinden ayıran bordür, nişlerin etrafını da yatay ve dikey eksende dolanır. Minber kapı çerçevesinin tüm yüzeyleri boşluk bırakılmadan bitkisel bezeme ve yazı ile doldurulmuştur. Çerçevenin yan yüzeyinde birbirine paralel biri ince, diğeri kalın iki bordür yer alır. Bordürler birbirinden düz silmelerle ayrılır. İçte kalan ince bordür, korkuluk üst sınırına kadar devam eder ve kıvrımlı bir şekilde diğerinden ayrılır; kalın bordür ise kapı çerçevesi boyunca sürer. İnce bordür, minberin tüm yüzeylerini birbirinden ayıran bordürün devamıdır. Bu bordür, birbirini keserek s ler oluşturan, üzeri yivli rûmiler ve üç dilimli palmetlerden oluşur. Ağırlıklı olarak rûmilerin kullanıldığı, sapları düğümler oluşturan kıvrık dalların ve yaprak uçları düğümlü üç dilimli palmetlerin simetrik olarak devam ettiği kurgu, ikinci kalın bordürü oluşturur. (Resim 135) İkinci basamaktan kapı çerçevesine geçilen yüzeyde, ayrı bir parça olarak hazırlanıp yerleştirildiği anlaşılan farklı motif zenginliğine sahip bir kartuş yer alır. rûmi, palmet ve kıvrım dalların oluşturduğu üçgen kuruluşlu örnek simetrik olarak devam eder. Bu üçgenin içine, ikisi aynı dört motif yerleştirilmiştir. Ortada altta bulunan küçük motifte, iki yana ayrılıp tepede uçları birleşen düğümlü ruminin ortasından çıkan kıvrım dallar birbirinin altından geçtikten sonra iki yanda diğer üçgen örneğin sınırlarını oluşturur. Bu motifin her iki yanında simetrik yer alan diğer iki motifte ise, aynı kökten çıkan iki dal iki yana kıvrılarak uçları düğümlü rûmilerle bir yuvarlak oluşturur, iki dalın aşağı kıvrıldığı noktadan uzayan kıvrım dallar ise yandaki ana motifin palmetinin yapraklarını meydana getirir. Aynı kökün ortasından çıkarak iki yana açılan kıvrım dallar, oval bir hat çizerek tam tepede en alt yaprağı aşağıya doğru kıvrılarak bir rûmi oluşturan, ortasına bir yaprak daha eklenerek beş dilimli hale gelen palmete dönüşür. Üçgen kurgunun üst kısmındaki ana motifte ise, bütünü oluşturan motiflerden gelen kıvrım dallar üç tane üç dilimli palmet grubunu meydana getirir. Ortada bulunan palmetin yapraklarının arasından çıkan kıvrım dalların uçlarında dolgun gövdeli birer rûmi yer alır.

148 Minber kapı sövesi içine yerleştirilen on bir dilimli kemerin etrafını kuşatan sade profil kemerin ortasında bir düğüm oluşturur. 95 Düğümün ortasına düz bir kabara yerleştirilmiştir. Kemer köşe dolgu yüzeyleri, minberin tümünde uygulanan kurgunun dışında seçilen motiflerin kullanılmasıyla dikkat çekmektedir. Kemer köşeliğinin alt kısmında tek kökten çıkan dallarında yuvarlak formlu çiçeklerin yer aldığı motifin uç kısımlarında şakayıklar bulunur. Simetrik olarak iki düz kabara yerleştirilmiş, bunların etrafı şakayıklar, palmetten çiçeğe dönüştürülmüş motiflerle doldurulmuştur. Minber kemer alınlığında üç tane kitabe yer alır. Bunlardan kemer taçının hemen altında Kelime-i Tevhid, ortada ise Kuran-ı Kerim den alınan ayet 96 yer alır. Yazılar sağdan sola ve soldan sağa doğru tersli- düzlü (aynalı) yazılmıştır. Ayetin son kısmı ise sığdırılamamıştır. 97 En altta ise minberi yaptıranın ve yapıldığı tarihin yazıldığı kitabe bulunur. Üçgen kemer tacı, daha belirgin hatlarla yapılmış rûmi ve palmetlerden oluşan bir kurguya sahiptir. Uçları dilimli üçgen oluşturacak şekilde düzenlenmiş kemer tacında, birbirinin içinden geçerek palmetler ve rûmiler oluşturan bir düzen hakimdir. Minberin köşk kısmı dışa bakan cepheleri bezemeli, dört sütun üzerine oturtulmuştur. Dilimli kemerli olan köşkün ön cephesinde taç bulunmaktadır. Dolap aynalıklarının üzerinde buluna parmaklık kısmında geometrik bir pano yer alır. Ortasında düz bir kabara bulunan bu panoda, sonsuza giden bir düzenleme yapılmıştır. (Resim 134) Dikdörtgen minber kapı kanatları üçer panoya bölünmüştür. 98 En üstte ve en altta yer alan panolar yatay dikdörtgen, ortada yer alan pano ise dikey dikdörtgendir. En üstte ve en altta yer alan panolarda kufî yazılı kitabeler bulunur, yazıların üzerine ince tellerle sınırlanmış fildişi çubuklar kakılmıştır. Panoların arasındaki boşluklar yazılarla doldurulmuştur. (Resim 137, 138) Orta pano kündekari tekniğinde yapılmıştır. Geometrik örneklerle bezenmiş, motiflerin yüzeyleri kakma tekniğinde süslenmiştir. Işınsal oniki kollu yarım yıldızlar panonun uzun kenarına yerleştirilmiş, motiflerin aralar beş köşeli yıldızlar, stilize 95 Düğüm motifi, dönem yapılarında özellikle taş malzeme üzerinde Güney etkisi olarak karşımıza çıkmaktadır. 96 Kuran-ı Kerim, Sure:33, Ayet: Acun, H; a.g.e., s Minber kapı kanatları Manisa Müzesi nde bulunmaktadır.

149 kelebek motifleri ve çokgenlerle doldurulmuştur. Sonsuza giden geometrik örneklerin yüzeyine; ince gümüş tel, fildişi ve bağa ile kakma tekniği uygulanmıştır. Örneklerin arasını dolduran çokgenlerin yüzeyi üçgen gümüş parçaları ile süslenmiştir. Kubbe Câmi hariminin sıvalı olması yapının özgün bezemeleri hakkında fikir edinmemizi zorlaştırmaktadır. Mihrap önü kubbesi içinde kalem işi bezemeler mevcuttur. Onarım sırasında yenilense bile eski motiflere sadık kalındığı için, motif ve örneklerin özgün olduğu düşünülebilir. Kubbe göbeği ve kubbe eteğinde yer alan kalem işi süslemeler, iç içe dairesel biçimde düzenlenmiştir. Lacivert fon üzerindeki en içte yer alan içi boş dairenin kenar konturlarından çıkan saplar, ikişer ikişer birleşip hatayi çeklindeki çiçeğin yapraklarını meydana getirip, tepe yaprağından yüzü bu daireye doğru olan palmete bağlanır. Bu dairenin etrafındaki krem rengi dar ikinci bir daire yer alır. bu dairenin içinde tek kökten çıkıp ikiye ayrılan rumîler ortadaki çiçeğin aradaki bir yaprağını atlayıp iki yaprak ucunda birer üç dilimli palmetle son bulur. Arada kalan yaprağın ucuna, tepe yaprağından bağlanan daha küçük üç dilimli palmetin taç yapraklarından çıkan iki sap genişleyerek rumîye dönüşür, tepede birleşip oluşturduğu yürek biçimli madalyonun içine dönerek, üç dilimli palmetle biter. Bu motiflerden iki yüzlü birer ortalarında palmet bulunan yürekten oluşan büyük bir çiçek biçimli madalyon meydana gelir. Yaprakların içi kiremit rengi, dallar ve saplar, palmetler ve rumîler krem rengi boyanmıştır. Bu dairenin dışına biri kirli sarı, diğeri krem rengi iki düz, dar bordür çekilir. Bu bordürden sonra, içinde sekiz yapraklı yıldız çiçeklerinin bulunduğu madalyonların birbirine iki Rumîlerle bağlandığı kalın bordür gelir. Madalyonlardan çıkan bir dalın ucunda, kapalı bir lale bunun ucunda da minik bir yaprak olan bir motif yer alır. Bu motif rumîlerin iki yandan sınırladığı alan içindedir. Bordürün zemini kirli sarı, rumîler ve madalyonların içinde bulunan yıldız çiçekleri krem, çiçeklerin zemini kiremit rengi boyanmıştır. Aralarda yer alan lalelerin çanak yaprakları ise laciverttir. Bu daire biçimindeki bordürün etrafını, iki krem bir koyu sarı üç sıra ince bordür çevreler. (Resim 139,140) Dairesel örneğin etrafında, iki yandan gelip bir düğüm yaptıktan sonra yükselip iki yana çatallaşarak açılan rumîlerin, aşağıya dönen uçları yaprak şeklinde

150 yan tarafa uzanarak, bitişik motifin uzanan dalıyla iki yapraklı bir lale formu kazanır. Yukarı çıkan dallar ise, dilimli birer madalyon oluşturduktan sonra tepede düğüm yapıp, iki yana ucunda minik rumilerle aşağı sarkar. Düğümün hemen üstüne küçük bir baklava motifi yerleştirilmiştir. Rumîlerin oluşturduğu madalyonun altta düğümlendiği kısıma, büyük ters damla motifi yerleştirilmiştir. Alt yüzü sığ beş dilimli palmet biçimli bu damlanın; dışa doğru olan sivri ucunda, madalyonun iki çanak yaprağın üzerindeki sap üç dilimli bir palmet taşır. Palmetin içine ikinci bir küçük palmet yapılmıştır. Palmet dilimlerinin aralarında iki sıra krem ve kirli sarı konturlı küçük madalyonlar yer alır. Bu madalyonların içine sekiz yapraklı hatayi, hatayinin içine ise sekiz yapraklı yıldız çiçeği yerleştirilmiştir. Kubbe merkezindeki örneğin en dışındaki büyük palmetlerin her birinin tepe yaprağının hizasına gelecek biçimde birer uçları palmetli şemse motifi yerleştirilmiştir. Şemsenin ortasında merkezde etrafı Rumilerle sarılmış, bağlarla birbirine bağlanan dört palmetten oluşan örnek yer alır.köşelere doğru birer küçük palmet örnekteki simetriyi yansıtır. Şemselerin uçları ise üç dilimli birer palmetle sonlanır. Palmetlerin içine, birer rumînin sardığı palmet oturtulmuştur. Kirli sarı konturlu, zeminler zeytin yeşili ve hardal rengi dönüşümlü olarak boyanmıştır. Şemselerin ortası kiremit kırmızısı, motifler ise krem rengi boyanmıştır. Kubbe eteğinde iki dış bordür yer alır. Düz kirli sarı bordürden sonra beyaz zemin üzerinde zencirek motifi uygulanan ikinci bordüre geçilir. Zencireğin dış konturları lacivert, içi ise beyaz ve kiremit kırmızısıdır. Kubbe eteğinde, merkezdeki dairesel düzenlemenin dışında yer alan palmetli tepeliklerin, küçük farklarla tekrarı uygulanmıştır. Dilimli konturların içine yerleştirilen damla biçimindeki üç dilimli palmetin içinde düğüm yapıp, sağından ve solundan dış yanlara uzanan iki dalın uçları basit Rumîlerle sonlanır. Damlanın kubbe eteğine doğru olan sivri ucundan çıkan düğümlü sap aşağıya uzanarak bir üç dilimli palmet oluşturur. Bu palmetin tepe yaprağından çıkan iki sapın üzerinde yapraklar ve minik Rumîler yer alır. Bu dal yay çizerek, yandaki iki ana örneği bağlayan ara motifin palmetinin tepe yaprağına bitişir. Bu ara motif ana örneğin tepe palmetiyle aynıdır. Birleşerek dilimli madalyonlar oluşturan motiflerin, içte dıştakinden daha ince kirli beyaz, dışta ise turuncuya kaçan kirli sarı iki sıra şerit örneklerin etrafını sarıp,

151 dilimleri takip ederek her dilimin tepe noktasında, birer üç dilimli palmet oluşturur. Turuncuya kaçan kirli sarı palmetin sınırlarını belirlerken, içte krem renkli kontur rumîler ve ortada bir palmetle, büyük, palmetin içini doldurur. Konturlar her dilimli örneğin arasında, tepelik kısmında yer alan örneği oluşturur. Üç yapraklı büyük bir palmetin içinin rumîler ve küçük bir palmetle doldurulduğu bu örnekte, dış kontur iki yanda içe doğru büyük bir rumî şeklinde kıvrılır. Örneklerin aralarında, kubbe merkezindeki örneklerin arasında yer alan bağımsız madalyonlar tekrarlanmıştır. Kullanılan renkler hemen hemen aynıdır sadece krem rengi yerini kirli beyaza bırakır.

152 KAYNAKLAR ACUN, Hakkı (1985), Manisa İshak Çelebi Külliyesi, Vakıflar Dergisi, S.XIX., Ankara. ACUN, Hakkı (1999), Manisa da Türk Devri Yapıları, Ankara. ASLANAPA, Oktay (1977), Yüzyıllar Boyunca Türk Sanatı (14.yüzyıl), İstanbul ERAVCI, Mustafa-KORKMAZ, M (1999), Saruhanoğulları ve Osmanlı Klasik Döneminde Manisa da Yaşayan Kültür İzleri, Manisa. ERSOY, Hayri (1942), Ulu câmi, Ulu Câmi Medresesi, Gediz, 57, s.11-13, 1942 Manisa EVLİYA, Çelebi (2005),Evliya Çelebi Seyahatnamesi, C.9-IX., İstanbul. KÖKLÜ, Nusret (1956), Saruhanlılar Devrinde Manisa, Manisa, S. 6, Manisa. MAHMUTOĞLU, Mahmut (1996), Manisa ve Çevresindeki Saruhanoğlu Dönemi Yapıları, E.Ü. Sanat Tarihi Anabilim Dalı, yayınlanmamış yüksek lisans tezi, İzmir. ORAL, M. Zeki. (1962), Anadolu da Sanat Değeri Olan Ahşap Minberler, Kitabeleri ve Tarihçeleri, Vakıflar Dergisi, V. Ankara. KIZILTAN, Ali (1958), Anadolu Beyliklerinde Câmi ve Mescitler, İstanbul. ÖGEL, Semra (1965), Anadolu Ağaç Oymacılığında Mail Kesim, Sanat Tarihi Yıllığı ( ), İstanbul. ÖNEY, Gönül (1985), Anadolu da Selçuklu ve Beylikler Devri Ahşap Teknikleri, Sanat Tarihi Yıllığı III, İstanbul. RIEFSTAHL, Rudolf (1941), Cenubu Garbi Anadolu da Türk Mimarisi, İstanbul. ULUÇAY, Mustafa Ç İbrahim Gökçen (1939), Manisa Tarihi, İstanbul.

153 ULUÇAY, Mustafa Ç (1940), Saruhanoğulları ve Eserlerine Dair Vesikalar, İstanbul. UZUNÇARŞILIOĞLU,İsmail H (1929), Kitabeler; Afyonkarahisar, Sandıklı, Bolvadin, Çay, İsaklı, Manisa, Birgi, Muğla, Milas, Peçin, Denizli, Isparta, Atabey ve Eğirdir deki Kitabeler ve Sahip, Saruhan, Aydın, Menteşe, İnanç, Hamit Oğulları Hakkında Malumat, İstanbul. YETKİN,Suut K (1970), Türk Mimarisi, Ankara. YETKİN, Suut K (1974), İslam Ülkelerinde Sanat, İstanbul.

154 ULU CAMİİ (FETHİYE ) MEDRESESİ Katalog : 7 Plân : 7 Resim : Çizim: - İnşâ Tarihi: H.780/ M Yaptıran: Saruhanoğlu İshak Çelebi Mimarı: Emet bin Osman Yeri: Manisa da, Spil Dağı eteklerinde bulunan Ulu Câmiin batı duvarına bitişiktir. Tarihlendirme: Medrese girişindeki sülüs hatla yazılmış kitabe, sağdan başlayarak kapının üzerine ve oradan da kapının soluna doğru devam eder. Kapının batı kısmında; Amere bi-imâret-î hâzâ el medresetü l- mübâreketi Kapının üzerinde; El-sultanü l-a zam nâsr ül guzzat ve i mücâhidin İshak han bin İlyas bin Saruhan halled Allahû mülkehu fi Kapının doğu tarafında ise; Şuhûr-i senet semanine ve seb amiye (780) 99 Kapı üzerindeki kitabenin altında yer alan mimar kitabesinde; Amele l-fakiru ilalah il-ganiyyü l-hac Emet bin Osman af-allahu an huma Uzunçarşılı,İ.H; Kitabeler, İstanbul 1929, s.76: Sönmez,Z; Başlangıcından 16.yüzyıla Kadar Anadolu Türk-İslam Mimarisinde Sanatçılar, Ankara 1995, s.310: Ersoy, H; Ulu câmi, Ulu Câmi Medresesi, Gediz, 57, s.11-13, 1942 Manisa. 100 Sönmez, Z; a.g.e, s.310

155 Buna göre medrese, H.780/M.1378 tarihinde Saruhanoğlu İshak Çelebi tarafından, mimar Emet bin Osman a yaptırılmıştır.yapı bir çok onarım geçirmiştir. M.1081/H.1679 tarihli bir tamir keşfi belgesi mevcuttur. 101 K.Erdmann da 1954 tarihinde yapıyı incelediği sırada restorasyon çalışmaları olduğunu yazmaktadır. Medresenin, 1960 tarihinde de bir onarım geçirdiği bilinmektedir. 102 Plân: Günümüzde kuran kursu olarak kullanılan medrese, açık avlulu, iki katlı ve tek eyvanlıdır. Kuzey duvarı dışındaki duvarları sağır cephelidir. Medrese, güneyde bulunan kaya kütlesine göre biçimlenmiş, 103 yapı Ulu Câmi ve minaresinden biraz geriye çekilerek düzenlenmiştir. 104 Ana eyvan dışa taşmış, yapının güneybatı köşesi pahlanmıştır. Bu sebeple, yapının kuzey cephesi dışında diğer cepheler düzenli görünüşten uzaklaşmış, bu uygulamanın sonucu da yapı içinde plânın aksaması şeklinde karşımıza çıkmaktadır. 105 Yapıda, kesme taş, moloz taş, tuğla ve devşirme malzeme kullanılmıştır. (Resim 1141, 142, 143) Medreseye iki kapıdan girilir; birinci kapı kuzey duvarının ortasında bulunan eyvan eyvan şeklinde düzenlenmiş, altı basamaklı bir merdivenle çıkılan cümle kapısıdır. Cephe, kapının iki yanında yer alan sivri kemerli nişler içindeki çeşmelerle hareketlendirilmiştir. Taç kapı, Ulu Câmi taç kapısının daha sade benzeridir. Beden duvarından dışa taşkın olarak düzenlenen kapı, eni dar tutularak oldukça yüksek tasarlanmış, sivri kemerli bir niş içine alınmıştır. Kapının üzerinde dikdörtgen bir pencere yer alır. 106 Kuzeydoğu köşesinde yer alan, câmi ile bağlantıyı sağlayan ikinci kapı da eyvan şeklinde tasarlanmıştır. Üzeri çapraz tonoz örtülü eyvan, biri burma gövdeli iki devşirme sütunun taşıdığı sivri kemerle avluya açılır. Alt kat, kareye yakın dikdörtgen plânlı, revaksız bir avlu etrafına sıralanan hücrelerden oluşmuştur. Medresenin batı kolunda yan yana üç küçük hücre, kuzey kolunda beş hücre, doğu kolunda ise câmi ile bağlantıyı sağlayan koridor ve türbe 101 Uluçay, M.Ç; Saruhanoğlu ve Eserlerine Dair Vesikalar, İstanbul 1940, s Acun, H; Manisa İshak Çelebi Külliyesi, Vakıflar Dergisi, S.19, Ankara 1985, s Acun, H; Manisa da Türk Devri Yapıları, Ankara 1999, s Sözen, M; Anadolu Medreseleri I, İstanbul 1970, s Sözen, M; a.g.e, s Taçkapıların kapı üzerine pencere açma geleneği daha çok iki katlı medreselerde görülmektedir. Amaç, ikinci kattaki odaya ışık sağlamaktır. İlk örnekleri Konya Sırçalı Medrese ve Tokat Gökmedrese dir. Bkz. M.Sözen, Anadolu Medreseleri I, s.185

156 odası yer alır. Türbe de bu koridora açılır. Koridorun medrese avlusuna bakan yüzünde iki sütun üzerine oturan sivri kemer yer alır. Giriş ekseni üzerinde, güney duvarında yer alan ana eyvan, dikdörtgen planlı, üzeri beşik tonoz örtülüdür. Sivri kemer alınlıklı ana eyvanın iki yanında birer oda bulunur. Bu odalardan sağda olan; beşik tonozlu ve iki katlıdır. Bu odanın güneybatı köşesi pahlanmıştır, sonradan yapılan değişikle tuvalet olarak kullanılmaktadır. 107 Üst katında yer alan oda, beş tane niş ve ocağıyla müderris odası olarak tasarlanmıştır. Solda yer alan oda ise, kareye yakın, beşik tonoz örtüsüyle kışlık dersane olarak yapılmıştır. İkinci kata, giriş eyvanının batı köşesindeki ve doğusundaki taş merdivenlerle çıkılır. Kuzey- batı köşe avlu şeklinde düzenlenmiştir. Sütunlu, açık bu kısma hayat denir. 108 Hayat, yazın serinleme mekânı olmasının yanı sıra merdivene ve hücrelerin önündeki koridora ışık sağlama fonksiyonu da üstlenmiştir. Yapının üst katı L şeklinde düzenlenmiştir. L biçimindeki üst katın kısa kenarını oluşturan kuzey kanadında dört, uzun kenarı oluşturan batı kanadında ise altı hücre yer alır. Medresenin üst kat hücreleri alt kat hücrelerinden küçüktür. Bunun nedeni üst kat hücrelerinin önünde bir koridorun yer almasıdır. Çapraz tonozla örtülü hücrelerde, birer niş ve birer pencere bulunur. Avluya bakan pencereler dikdörtgen, sivri kemerli bir düzenlemeye sahiptir. Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe Altı basamaklı bir merdivenle çıkılan cümle kapısında dikey hatlar egemendir. Cepheden ileri taşkın, iki kat boyunca yükselen taç kapı, düz silmelerle çerçeve içine alınmıştır. Sivri kemerli niş içinde mukarnas dolgu yerine tuğladan yapılmış tonoz dikkati çeker. Nişin iç kısmı sıvanmış, ama zamanla bu sıvalar dökülmeye yüz tutmuştur. Kapının üzerindeki pencerenin üzerine yer alan kitabe kuşağı üç yönde kapıyı dolaşır. Pencerenin altında ise mimar kitabesi bulunur. Düz silmelerle sade bir şekilde sınırlandırılmış olan kapının tek süslemesi, lentonun iç yüzeyinde bulunan, üç adet küre biçiminde kabaradır. Lamba gibi, 107 Acun, H; a.g.m, s.134: H.Acun, a.g.e, s Sözen, M; a.g.e, s.186

157 aşağı bakar biçimde yerleştirilmişlerdir. 109 Kürelerin sağ ve solda olanlarının yüzeyi iç içe geçmiş sekiz dilimli bir çiçek formundadır. Çok yapraklı hissi veren bu motifin dışında baklava dilimli bir bordür, en altta ise dilimli bir taç yaprak bulunur. Kürelerden birinin ortasında bulunan düğme benzeri minik kabara diğerinde yoktur. Ortada bulunan küre diğer ikisinden farklıdır. Sekiz dilime ayrılan yapraklar daha kabarık plastik etki bırakır. Lento yüzeyinde birleştiği noktada taç yaprak yerine düz bir silmeyle çevrilidir. (Resim 1144, 145), (Çizim 36) Yapı boyunca dolaşan iki sıra kirpi saçak ile tuğla örgülü pencerelerin kemerleri de cepheyi hareketlendirir. Ana eyvanın son onarımda yeniden tuğla ile örülen kemer köşe dolguları ile sivri kemerin kilit taşı üzerindeki motif, yapıda bulunan diğer süsleme elamanlarıdır. Câmi ile bağlantıyı sağlayan kapının medrese eyvanına açılan kısmındaki sivri kemeri taşıyan sütunlar ve sütun başlıkları devşirme süsleme ögeleridir. Bu sütunlardan biri burma gövdeli ve korent başlıklıdır. Diğer sütunun gövdesi düz, başlığı ise kabaralıdır. Her iki sütunun da başlıkları kiremit rengine boyanmıştır. İç Mekân Yapının iç mekanlarında günümüze ulaşan süsleme ögesi bulunmamaktadır. 109 Divriği Ulu Câmi kuzey taç kapısında benzer bir uygulama görülür. Bkz. Semra Ögel, Anadolu Selçukluları nın Taş Tezyinatı, Ankara 1966, s.95

158 KAYNAKLAR ACUN, Hakkı (1985), Manisa İshak Çelebi Külliyesi, Vakıflar Dergisi, S.19, Ankara. ACUN, Hakkı (1999), Manisa da Türk Devri Yapıları, Ankara. ERSOY, Hayri (1942), Ulu câmi, Ulu Câmi Medresesi, Gediz, 57, Manisa. ÖGEL, Semra (1966), Anadolu Selçukluları nın Taş Tezyinatı, Ankara. SÖZEN, Metin (1970), Anadolu Medreseleri I, İstanbul. SÖNMEZ, Zeki (1995), Başlangıcından 16.yüzyıla Kadar Anadolu Türk-İslam Mimarisinde Sanatçılar, Ankara. ULUÇAY Mustafa Ç (1940), Saruhanoğlu ve Eserlerine Dair Vesikalar, İstanbul UZUNÇARŞILI, İsmail H (1929), Kitabeler, İstanbul.

159 İSHAK BEY (ÇELEBİ) TÜRBESİ Katalog : 8 Plân : 6 Resim : Çizim : - İnşâ Tarihi: H.780 / M Yaptıran: Saruhanoğlu İshak Çelebi Mimarı: Emet bin Osman Yeri: Manisa da Ulu Câmi Mahallesi nde, Ulu Câmi Külliyesi içindedir. Medresenin doğu kanadı türbeye dönüştürülmüştür. Tarihlendirme: Yapının kitabesi yoktur. Buna karşılık doğu kanadını işgal ettiği medresenin yapıldığı tarih bellidir. Türbe medresenin bir odası iken, H.790 /M.1388 tarihinde, Saruhanoğlu Muzafferiddin İshak Çelebi nin ölümünden sonra bu odanın türbeye dönüştürülmesi güçlü bir ihtimaldir. 110 Yapının giriş kapısı üzerindeki lento yüzeyinde bir ayet-i kerime yer almaktadır. 111 Yapı ile ilgili arşiv kaynaklarında, , ve tarihli üç onarım belgesi bulunmaktadır. 112 Buna göre türbe, câmi ve medrese ile birlikte kapsamlı bir onarım geçirmiştir. Yapı, ve 1974 tarihlerinde VGM tarafından onarılmıştır. Ulu Câmi nin 1960 tarihinde çekilen fotoğraflarında görülen, 110 Acun, H; Manisa da Türk Devri Yapıları, Ankara 1999, s.396, 111 Selamün aleyküm, tıptüm fedhuluha halidine Türkçesi, Selam üzerinize olsun, ne iyisiniz buraya daim giriniz. 112 Uluçay,M.Ç; Saruhanoğulları ve Eserlerine Dair Vesikalar, İstanbul 1940, s : Acun, H; Manisa İshak Çelebi Külliyesi, Vakıflar Dergisi, S.5, s.138 Ankara

160 günümüzdeki kalem işlerinden farklı olan bezemeler ve türbede bulunan Barok etkili kalem işi bezemeler, muhtemelen tarihinde yapılan onarımdan günümüze gelmiştir. Güney-kuzey doğrultusunda dikdörtgen planlı olan türbenin duvarları moloz taştan, duvar köşeleri ve batı cephesi ise kesme taştan inşa edilmiştir. Kapı lentosu ve kapının iki yanındaki eş sütunlar devşirmedir. Yapının doğu cephesi câmiye bitişiktir, biri câmi harimine diğeri ise câminin avlusuna açılan iki penceresi vardır. Güney cepheyi medrese hücresiyle paylaşan duvarda açıklık yoktur. Medrese avlusuna bakan batı cephesinde ise, biri altta diğeri üstte iki pencere yer alır. Bu pencereler iki renkli sivri kemerlidir. Yapıya kuzey cephede yer alan sivri kemerli dikdörtgen kapıdan girilir. Dikdörtgen türbe kapısının lentosu ve iki yanında yer alan, kırmızı somaki mermerden yapılmış saadet düğümü formlu eş sütunlar devşirmedir. Kapının ahşap kanatları ise, kündekari tekniğinde yapılmıştır. (Resim 146, 147)) Üç basamaklı merdivenle girilen iç mekân iki kısma ayrılmıştır. Giriş dikdörtgen plânlı ve sivri beşik tonozla örtülüdür. Lahdin bulunduğu kare planlı ikinci kısım ise, pandantiflerle geçilen sekizgen kasnaklı kubbe ile örtülüdür Zemin bu bölümde yaklaşık 0,60 m yükseltilmiştir. Türbenin câmi avlusuna açılan pencerelerinin zemin seviyesinin altında kalması, iki basamaklı merdivenle çıkılan sekinin sonradan yapıldığını gösterir. Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe Türbenin kuzey cephesinde yer alan giriş kapısının iki yanında devşirme sütunlar yer almaktadır. Kırmızı somaki mermerinden yapılmış olan dörtlü sütun demeti tam ortasında saadet düğümü oluşturur. Uygulanış biçimi, devşirme malzemenin belirleyici ve fonksiyonel kullanımına iyi bir örnektir. Türbenin ahşap kapı kanatları, biçim ve teknik açıdan Saruhan Bey Türbesi kapı kanatları ile çok benzerdir. 1,88 x 1,11 m ölçülerindeki iki kanatlı kapı, kündekari tekniğinde yapılmıştır. Kapı kanatlarının her biri, yatay iki kayıtla düşey doğrultuda üç panoya ayrılmıştır. En altta ve en üstte bulunan panolar yatay dikdörtgen, kartuş şeklinde düzenlenmiş, kartuşların ortaları boş bırakılmıştır. Ortada

161 yer alan dikdörtgen panoda, sonsuza açılır düzende, üzeri yivli çıtalarla geometrik bir örnek oluşturulmuştur. Panonun iç ve dış kenarlarına ise, ikişer tane on kollu yarım yıldız yerleştirilmiştir. Yıldızların bağlantıları beş adet beş köşeli yıldız ve aralarda yer alan çokgenlerle sağlanmıştır. Saruhan Bey Türbesi kapı kanatlarıyla aynı özellikleri gösterse de, İshak Çelebi Türbesi kapı kanatları daha özensizdir. İç Mekân Türbe içinde parçalar halinde bulunan kalem işleri dikkat çekicidir. Muhtemelen 19. yüzyılda yapılan bir onarımdan kalan kalem işleri natüralist özellikleri ile dikkat çeker. Kubbe ortasında yer alan, kırmızı zemin üzerine mavibeyaz tonlarıyla yapılmış taç yaprak benzeri motifin etrafını, yeşilimsi mavi tonda iki yaprak ve aralarında minik bir çiçekten oluşan zarif bir bordür dolaşır. Bu bordürün etrafını ise, sarı bir kurdelanın etraflarında dönerek düğümler yaptığı, ortalarında kapalı bir lale olan kır çiçekleri demetlerinden oluşan ikinci bordür dolaşır. Çiçek demetlerinin sapları dışa gelecek biçimde düzenlenerek yuvarlak bir halka oluşturulmuştur. Sarı, mavinin tonları, toprak renkleri, ve yeşil kullanılmıştır. (Resim 148, 149) Kubbe eteğinde, sarı kalın fiyonkların birbirine bağladığı tek tek şakayıkların etrafı yeşil dallarla süslenerek çelenkler oluşturulmuştur. Pandantiflerin üzerine ise, simetrik yapılmış iki çiçekten oluşan dalların olduğu motif yerleştirilmiştir. (Resim 150) Tonozda bulunan kalem işi süsleme diğerlerinden farklıdır. Etrafı minik çiçekler ve ince dallarla çevrilmiş olan motif, ortasında iç içe üç taç yapraklı gül bulunan altı dilimli bir madalyon şeklindedir. Dilimler birbirinden konturlarla ayrılmıştır. Motifin etrafını gene sarı gölgeli boyanmış kurdele dolanır. (Resim 151,152)

162 KAYNAKLAR ACUN, Hakkı ( 1986), Manisa İshak Çelebi Külliyesi, Vakıflar Dergisi, ACUN, Hakkı (1999), Manisa da Türk Devri Yapıları, Ankara. ULUÇAY, Mustafa Ç (1940), Saruhanoğulları ve Eserlerine Dair Vesikalar, İstanbul.

163 REVAK SULTAN TÜRBESİ Katalog : 9 Plân : 8 Resim : Çizim: - İnşâ Tarihi: H.773 / M Yaptıran: Revak Sultan Mimarı: Bilinmiyor Yeri: Manisa da, Çaybaşı Mahallesi nde bulunan Kumludere Sokağı ndadır. Tarihlendirme: Kitabesi olmayanyapıyı 1371 tarihli vakfiyesine göre tarihlendirmek mümkündür. Kapının kemeri üzerinde, tek satırlık Mate fi şehri safer sene yazısı olan kitabe bulunmaktadır. Bu yazının yanında ise, Ayet-el Kürsi den bir parça yazılıdır. Plân: Kaynaklarda Revak Sultan Türbesi nin bir mezarlığın ortasında bulunduğu, türbeye bitişik olan tekkenin yıkıldığı yazmaktadır. 115 Günümüzde yapının çevresinde olabilecek herhangi bir yapılaşmadan iz yoktur. Yapı kuzey-güney doğrultusunda eğimli bir arazi üzerine inşa edilmiştir. Kare plânlı yapıda, duvarlar moloz taş, kubbe ve kuzey cephedeki sağır kemer ise tuğla ile örülmüştür. Yapı, içten köşe kemerleriyle sekizgene dönüşen kasnak üzerine oturan, sekizgen piramidal çatı ile örtülüdür. Kubbe kasnağının köşeleri pahlanarak üçgen çatıyla kapatılmıştır. 113 Yapı vakfiyesine göre tarihlendirilir. Bkz.Uluçay, M.Ç; Saruhanoğulları ve Eserlerine Dair Vesikalar, İstanbul 1940, s Sene belirtilmemiştir, sadece; Sefer ayında öldü ibaresi bulunur. 115 Uluçay, M.Ç; a.g.e, s.27

164 Sekizgen kubbe üzerinde iki boğumlu tekke alemi yer alır. 116 Türbenin saçak ve tambur kısmını tek sıra halinde kirpi saçak dolaşır. (Resim 153) Türbenin batı ve doğu cephelerinde birer dikdörtgen pencere yer alır. Güney cephenin ortasında bulunan sağır pencere, tuğlalarla testere dişi şeklinde dikdörtgen bir çerçeve oluşturacak biçimde düzenlenmiştir. Bu pencerenin üzerine, opus sectile tekniğinde bir devşirme parça yerleştirilmiştir. 117 (Resim 154) Kuzey cephede bulunan türbe girişi, tüm cepheyi kaplayan yuvarlak, sağır bir kemerle hareketlendirilmiştir. 118 Dikdörtgen kapının sivri hafifletme kemerinin üzerinde ayet, sol tarafında ise mermer bir süslü devşirme parça bulunur. Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe Kuzey cepheyi tamamen kaplayan tuğla örülü kemer ve kemer nişi içinde yer alan devşirme parça yapının bezeme unsurlarıdır. Yapının girişini vurgulayan tuğla kemer hem belirleyici hem de dekoratif olarak kullanılmıştır. Türbenin saçak ve tambur kısmını dolaşan tek sıra kirpi saçak, yapının yatay hatlarını vurgularken cepheye hareket kazandırır. Yapının güney cephesinde tuğladan yapılmış, testere dişi şeklinde sağır pencereyi sınırlayan çerçeve, mihrap yönünü vurgulayan mimari elemana dönüşmüştür. (Resim 155, 156) Bu sağır pencerenin üzerine yerleştirilen opus sectile tekniğinde işlenmiş olan parça ve kuzey cephesinde kemerin solunda yer alan yuvarlak kemerli burma sütüncuklar içine alınmış şamdan benzeri motifle süslü parça, yapıda kullanılan devşirme malzemelerdir. 116 Tuncer, O.C; Anadolu Kümbetleri III ( Beylikler ve Osmanlı Dönemi), Ankara 1991, s.124: Acun, H; Manisa da Türk Dönemi Eserleri, Ankara 1999, s Aydınoğlu, B; Batı Anadolu Beylikler Dönemi Plastiği, (İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü yayımlanmamış yüksek lisans tezi), İstanbul 1986, s Girişin bir kemer içine alınışı, 14. yüzyılda Batı Anadolu da uygulama alanı bulan bir özelliktir. Bkz. Tuncer, O.C; a.g.e, s.124

165 KAYNAKLAR ACUN, Hakkı (1999), Manisa da Türk Dönemi Eserleri, Ankara. AYDINOĞLU, Begüm (1986), Batı Anadolu Beylikler Dönemi Plastiği, (İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü yayımlanmamış yüksek lisans tezi), İstanbul. ULUÇAY, Çetin (1940), Saruhanoğulları ve Eserlerine Dair Vesikalar, İstanbul. TUNCER, Orhan C (1991), Anadolu Kümbetleri III ( Beylikler ve Osmanlı Dönemi) Ankara.

166 SARUHAN BEY (GURHANE, KÖRHANE) TÜRBESİ Katalog : 10 Plân : 9 Resim : Çizim :- İnşâ Tarihi: H.790/ M Yaptıran: Saruhanoğlu İshak Çelebi Mimarı: Bilinmiyor Yeri: Manisa da Saruhan Mahallesi nde bulunan İzmir Caddesi ndedir. Tarihlendirme: Türbenin kitabesi yoktur tarihli sicil kaydında merhum Saruhan Beğ Türbesi Zâviyesi olarak adı geçer tarihli bir sicil kaydında ise, Gurhâne Zâviyesi adıyla anılan yapının karşısında, bir zamanlar Körhane Mescidi nin bulunması sebebiyle Körhane Dedesi de denmektedir. 121 Yapının İshak Çelebi tarafından yaptırıldığı kabul edilirse, türbeyi tarihleri arasında bir yere tarihlemek gerekmektedir. Türbenin tarihli Kalıyanu Usta tarafından yapılan bir tamir keşfi bulunmaktadır. Bu keşifte, türbenin sıvanması, doğu duvarı ve kapılarının tamir edilmesi gerektiği yazılıdır. 122 Plân: Türbe enine dikdörtgen planlıdır. Yapının duvarları, moloz taş ve tuğla karışımından, kubbe, kemer ve tonoz ise tuğladan yapılmıştır. Batı cephesinde beş basamakla çıkılan seki, yapıyı güney cephesi boyunca dolaşır buradan tekrar beş basamakla çıkılan merdivenle doğu tarafında yer alan teras benzeri açıklığa bağlar. Batı duvarında yer alan iki dikdörtgen pencerenin üzerinde, tuğla ile yapılmış 119 Yapının kitabesi yoktur. 120 Gökçen, İ; Sicillere Göre XVI. Ve XVII. Asırlarda Saruhan Zâviye ve Yatırları, İstanbul 1946, s Uluçay, M.Ç; Saruhanoğlu ve Eserlerine Dair Vesikalar, İstanbul 1940, s.111, 122 Acun,H; Manisa da Türk Devri Yapıları, Ankara 1999, s.380

167 yuvarlak hafifletme kemerleri yer alır. Aynı pencere düzeni güney cephesinde de tekrarlanır. (Resim 157,158) Doğu cephesinde, yaklaşık 2,25 m. kadar yükseklikte türbe alanı kadar bir alanı kaplayan geniş bir teras vardır. Yapının güneydoğu ve kuzeydoğu köşelerinde bulunan duvar parçaları ve buradaki duvarın olağandan kalın oluşu 123, türbeye bitişik ikinci bir yapının varlığını kanıtlamaktadır. Doğu cephesinde bulunan pencerenin kapı haline dönüştürülerek arada bağlantı sağlanmış olması da bu savı destekler niteliktedir. Terasın türbe alanıyla yaklaşık eş boyutlu oluşu, bitişik yapının plânının ve üst örtüsünün türbeyle aynı olabileceğini düşündürtmektedir. Türbenin kuzey cephesi fazla derin olmayan eyvan görünüşlü, büyük sağır kemer şeklinde düzenlenmiştir. Sivri kemerli açıklığın içinde dikdörtgen iki pencere ile giriş kapısı yer alır. Pencerelerin üzerinde tuğla ile örülmüş yuvarlak hafifletme kemerleri bulunur. Dikdörtgen giriş kapısının üzeri ise çift yuvarlak kemerle vurgulanmıştır. Giriş kapısının üzerinde yer alan kitabe boşluğuna yakın zamanda yazılmış bir kitabe yerleştirilmiştir. Türbeye dört basamaklı bir merdivenle girilir. Kapıdan beşik tonozla örtülü mekâna geçilir. Lahdin bulunduğu kubbe ile örtülü ikinci mekâna ise, üç basamaklı merdivenle çıkılır. Yaklaşık 0,70 m yüksekliğindeki bu sekinin onarımlarda yapıldığı öne sürülmektedir. 124 Pencerelerin yapının iç kısmında, sekiyle aynı hizada oluşu da bu görüşü destekler. Türbede cephe düzenlenişine önem verilmesi ve eyvan görüntüsüyle girişin vurgulanması önemlidir. Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı: Cephe Yapıda süsleme elamanı olarak, pencerelerin ve giriş kapısının üzerindeki tuğla ile örülmüş hafifletme kemerleri bulunmaktadır. Bu kemerler, süsleme kaygısı duyulmadan tamamen işlevsel olarak yapıya eklenmişlerdir. Yapıdaki en önemli süsleme ögesi kapı kanatlarıdır. Yapının kuzey ve güney cephesinde bulunan her iki kapı da aynı özellikleri taşır. 125 İshak Çelebi Türbesi kapı 123 Duvar kalınlığı yaklaşık 2 m. dir. 124 Bilgin,İ; Manisa Saruhan Bey Türbesi ve Zaviyesi, Manisa, S.4, Manisa 1983, s Kapı kanatlarının kurgu özellikleri tamamen aynı olduğu için sadece biri betimlenmiştir.

168 kanatları ile aynı özellikleri taşıması dikkat çekmektedir. Kuzey cephesinde bulunan kapı, hakiki kündekari tekniğinde yapılmış olup, 174 x 0,79 m. ebatlarındadır. İki kanatlı olan kapının her bir kanadı yatay iki kayıtla üç panoya ayrılmıştır. Ortadaki daha büyük olmak üzere, düşey dikdörtgen konumdaki panolar tek parçadan oluşmuştur. En üst ve en alt panonun orta kısmında, dışa çıkıntı yapan bezemesiz bir kartuş yer alır. Ortada yer alan büyük pano üzerinde üzeri yivli, dik çizgilerin kesişmesiyle oluşturulan, sonsuza açılan bir kurgu görülmektedir. Dört yarım on kollu yıldız; kapının kenarları boyunca ikişerli olmak üzere, panonun düşey hatlarına simetrik yerleştirilmiştir. On kollu yarım yıldızlar birbirine beş köşeli küçük yıldızlarla birleştirilmiştir. Hep kapı kanadındaki orta panoda üç adet beş köşeli yıldız bağlayıcı görevi görür. Aralarda kalan kısımlarda ise, uç kısmında yarım altı köşeli yıldızların kollarında bulunan çokgen parçalar yer alır. Yapılan son onarımda kahverengi, kalın bir boya tabakasının altında kalarak özelliğini tamamen kaybetmiştir. Kapının binisi sade yapılmıştır. (Resim 159, 160, 161, 162) Güney cephesinde yer alan kapı da, aynı teknik ve bezeme özelliklerine sahiptir. Bu kapının sol üst tarafına kazınarak 1960 tarihi atılmıştır. Güney cephede yer alan kapının pencereden dönüştürüldüğü kaynaklarda yer almaktadır. 126 Tüm kapı kapı kanatlarının benzer teknik ve bezeme özellikleri taşıdığı göz önüne alınarak geç tarihli olduğu anlaşılmaktadır. İç Mekân Türbenin iç mekânında, günümüze gelen herhangi bir süsleme ögesi bulunmamaktadır. 126 Bilgin, İ, a.g.e., s. 44

169 KAYNAKLAR ACUN Hakkı (1999), Manisa da Türk Devri Yapıları, Ankara. BİLGİN, İlhami (1983), Manisa Saruhan Bey Türbesi ve Zaviyesi, Manisa, S.4, Manisa. GÖKÇEN, İbrahim (1946), Sicillere Göre XVI. Ve XVII. Asırlarda Saruhan Zâviye ve Yatırları, İstanbul. ULUÇAY, Mustafa (1940), Saruhanoğlu ve Eserlerine Dair Vesikalar, İstanbul.

170 3.3.GERMİYANOĞULLARI ANALCI MESCİD ( PEKMEZPAZARI, ANALICA) Katalog: 11 Plân : 10 Resim: Çizim: - İnşâ Tarihi: H. 771 / M Bânisi: Süleyman Şah döneminde, Yusuf oğlu Hacı Ahmet Mimarı: Bilinmiyor Yeri: Kütahya da, Belediye İşhanı nın karşısında, Balıklı ya giden yol üzerinde, çarşı içinde bulunmaktadır. Tarihlendirme: Giriş kapısı üzerinde yer alan beş satır Arapça kitabede; 127 Bena haza l-mescid-el mübarek fi eyyamı-ı devlete es sultan El azam el adil Şh Çelebi halled-allah-a mülkehu lillah-i Teala Taleban li merzatihi li kavli-ennebiyyi aleyhiselam men bena mesciden lillah yebteğibihi vech-allah-ü lehu mislihu fil cenneti El hac velharemeyn Hac Ahmed bin Yusuf fi nısf-ı şehr-el Muharrem li senetin Ehade ve seb iyn ve seb amiye (771) Buna göre, 1369 yılında Germiyanoğlu Süleyman Şah 128 zamanında Yusuf oğlu Hacı Ahmet tarafından yaptırılmıştır. Kitabenin Süleyman Şah ın saltanatına ışık tutması açısından da önemi vardır. 129 Plân 127 Kalyon, M; Kütahya da Selçuklu, Germiyan ve Osmanlı Eserleri, Kütahya, 2000, s Varlık, M.Ç; Germiyan-oğulları Tarihi, Ankara, 1971, s Altun, A; Atatürk ün Doğumunun 100.Yıl Armağanı: KÜTAHYA, İstanbul, , s.226

171 Analcı Mescidi, tek kubbeli kare prizmatik plânlı küçük bir yapıdır. Doğrudan dört köşe duvarlara oturan bir kubbe ile örtülüdür. Kubbeye geçiş prizmatik Türk üçgenleriyle sağlanmıştır. Giriş cephesinde mermer söveli kapı ve iki pencere yer alır. Meydana bakan doğu cehpesinde ise, yuvarlak kemerli tek pencere bulunur. Yapının çevresini üç sıra kirpi saçak dönmektedir. Eski derenin (Kapan deresi) kenarında olduğu için zemin hem içten hem de dıştan yaklaşık 0,40 m. yükseltilmiş bu yüzden de iç hacim basıklaşmıştır. (Resim 163) A.Kızıltan;... tuğla ve taş sıraları tekniğinde yapılmış iken sonraları sıvanarak çirkinleştirilmiş, aslında sivri kemerli olan pencereleri, duvar yüzünden dışarı taşan taç sövelerle yuvarlak kemerli yapılmıştır. Mescidin son cemaat yeri yoktur, binaya yapışık olarak yükselen minare sonraki zamanlara aittir. 130 şeklinde ifade ederken, A.Altun ise mescidi şöyle anlatır;... bugün çimento harcı ile sıvanmıştır. Kuzeyine tek tuğla ile camekanlı ve oldukça dar bir son cemaat yeri eklenmiştir. Minare yeni eklenen son cemaat yerinin içinde, kapının karşısında kalmaktadır. Kubbe dıştan çimento sıvalıdır. 131 Yapı, 1963 yılında Sarı Hafız diye bilinen Hüseyin Balaban tarafından tamir ettirilmiştir. 132 Duvarlar ve kubbe bu onarım sırasında çimento harcı ile sıvanmış, câmiye son cemaat yeri eklenmiş ve minare tamir edilmiştir. Kuzeye meyilli, kiremit kaplı çatısı olan son cemaat yerinin, kuzeydoğu köşesine ise bir çeşme eklenmiştir yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan onarımda ise, özgün taş-tuğla duvar dokusu ortaya çıkarılmış ve kubbe kurşunla kaplanmıştır. Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı İç Mekân 130 Kızıltan, A; Anadolu Beyliklerinde Cami ve Mescitler, İstanbul, 1958, s Altun,A; a.g.e, s Kalyon, M; a.g.e, s.33

172 Kubbenin merkezinde ve kubbe eteğinde kalemişi bezemeler bulunmaktadır. Kubbe göbeğinde yer alan, sülüs hatla yazılmış olan Ayet istifi gayet başarılıdır. Göbekte yer alan örneğin kenarları palmet uçlu olup, rumîlerle zenginleştirilmiştir. Kubbe eteğinde aynı motifin devamı olan biri kalın, diğeri ince iki bordür yer almaktadır. (Resim 165, 166)Sarı tonlarına mavi ve siyah eklenerek yapılmış olan kalem işleri, iri rumîlerle palmet kompozisyonları meydana getirmektedir. Kaynaklarda özgün kalemişi bezemeler 133 olarak sözü edilen süslemeler, yapılan onarımlarla klasik dönem Osmanlı kalemişi özelliklerini yapılan onarımlar sonucu kazanmıştır. Mihrap Mermer mihrap yapılan son onarımlarda yapıya eklenmiştir. Oldukça yeni olan mihrabın üst kısmı dışa taşkın bir niş şeklindedir. Gri, sıradan bir mermer kullanılmış, herhangi bir süsleme ögesi bulundurmamaktadır. Minber Ahşap minber sonradan yapıya eklenmiştir. Korkulukları ajurlu olan minberin köşk kısmı, yapıya uyması için basık tutulmuştur. 133 Altun, A; a.g.e, s

173 KAYNAKLAR ALTUN, A ( ), Atatürk ün Doğumunun 100.Yıl Armağanı: KÜTAHYA, İstanbul. KALYON, M (2000), Kütahya da Selçuklu, Germiyan ve Osmanlı Eserleri, Kütahya. KIZILTAN, A (1958), Anadolu Beyliklerinde Cami ve Mescitler, İstanbul. VARLIK, M.Ç (1971), Germiyan-oğulları Tarihi, Ankara.

174 KURŞUNLU CÂMİ Katalog : 12 Plân : 11 Resim: Çizim: - İnşâ Tarihi: H. 779/ M Bânisi: Süleyman Şah döneminde, Şeyh Muhammed bin Şeyh Alaeddin Mimarı: Bilinmiyor Yeri: Kütahya da, Paşam Sultan mahallesindedir. Tarihlendirme: Yapı, son cemaat yerinin karşısındaki duvarda yer alan sebil musluklarının üstünde bulunan ve bir zamanlar Müze ye kaldırılmışken, onarımdan sonra getirilip buraya yerleştirilen 134 üç sıra sülüs yazılı, 71x45 ebadındaki kitabeye göre; Ammere haza el-mescid el- mübarek bereketü l islâm ve l müslimîn mefhar-i ehl El fütüvvet ve l mürüvvet el-şeyh Muhammed ibn Şeyh Alaüd -dîn ibn Şeyh Nûrel-din fî Şuhûri seneti tis a ve seb in ve seb a mie. Ta nef ha-i sûr ma mûr bâd. (779) 135 H. E.Eldem, Tarihi Osmanî Encümeni Mecmuası da aynı kitabeden şöyle söz eder ;... el-yevm bu kitabede cami-i şerifin ittisahimdeki çeşmenin duvarında mevzu dur, tavli metre 71 arzi 45 tir. 134 Altun, A ; Atatürk ün Doğumunun 100 Yıl Armağanı: KÜTAHYA, İstanbul, , s Uzunçarşılı, İ.H; Kütahya Şehri, İstanbul, 1932,s.77

175 Üçüncü satırın nihayetindeki fariis ibare gayet girift olduğundan hal ve kıraatı meşkuktur Buna göre yapının Germiyanoğlu Süleyman Şah zamanında, Şeyh Muhammed bin Şeyh oğlu Alaeddin tarafından yaptırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Ammere ibaresini ihya anlamında kullanan H.Güner, bu tarihi onarım tarihi gibi göstermektedir. 137 Uzunçarşılı ise, yapının 1520 de Anadolu Beylerbeyi Kasım Paşa tarafından onartıldığını, bu nedenle de Kasım Paşa Camii adıyla da tanındığını belirtir. 138 Uzunçarşılı ayrıca kitabedeki sahibülfütüvveti vel-mürüvve cümlesinin, camiyi yaptıran Şeyh Mehmet bin Alaeddin in Ahi rüesasından olduğunu gösterdiğini yazmıştır. 139 Plân Kare planlı, üç bölümlü son cemaat yeri bulunan yapı, 7.09x7,26 m. ölçülerindedir. İki yanı kapalı ve üç sivri kemerle giriş cephesini oluşturan son cemaat yeri, iki küçük kubbe ve ortada aynalı tonozla örtülüdür. 140 Yüksek sivri kemer içine alınmış ve sıvalı birer pencere, son cemaat yerinin iki yan bölümünden mescid mekânına açılmaktadır. 141 Doğu duvarında ikisi altta, biri oldukça yukarıda ve kemerli, güney ve batı cephelerinde ise, duvarın üst kısmında birer yuvarlak kemerli pencere yer alır. Üst pencereler, içten bakıldığında prizmatik üçgenlerin bulunduğu kuşak içine yerleştirilmiştir. ( Resim 167) Küçük bir kapı ile girilen ana mekânda, ana duvarlar tamamen beyaz, kubbe kasnağı yeşil, kubbe ise sarıya boyanmış ve oldukça loş bir görünüme sahiptir. Kubbe, prizmatik Türk üçgenleriyle geçişin sağlandığı yüksek bir kasnak üzerinde yer alır. A.Kızıltan 1958 yılındaki çalışmasında, yapının kubbesinin kurşunla, tamburdan artan duvar üstlerinin de kiremitle örtülü olduğunu belirtirken, yapının bakımsız ve ibadete kapalı olduğunu eklemiştir yılında yapıyı inceleyen A.Altun ise; yapının onarım planında olduğunu, dış duvarlar, minare kaidesi ve kubbe kasnağının dış yüzeyinin kaba sıva, kirpi saçak sırasının da sadece 136 Eldem, E; A-li Germiyan Kitabeleri, TOEM, S.1, İstanbul, 1911, s Güner, H,; Kütahya Camileri, Kütahya, 1961,s Uzunçarşılı,İ.H, Kütahya Şehri, s Uzunçarşılı, İ.H, a.g.e, s Günümüzde kemer araları camlarla kapatılarak kapalı mekana dönüştürülmüştür. 141 Altun, A; a.g.e, s Kızıltan, A, ; Anadolu Beyliklerinde Câmi ve Mescitleri, İstanbul, 1958, s.82

176 son cemaat yeriyle sınırlı olduğunu belirtir. 143 Yapılan son onarımlarda, kubbenin yanısıra son cemaat yeri de kurşunla kaplanmış, kare mekânın ve kubbe kasnağının etrafını kuşatan ikişer sıra tuğla kirpi saçak da yenilenmiştir. Mihrap ve minber sonradan eklenmiştir. İki dar pilaster üzerinde düz bir silme ile çerçevelenmiş, yuvarlak kemerli mihrap nişinin etrafı fayansla, kemerin üst kısmı ise geç dönem Kütahya çinileri ile kaplanmıştır. Alınlığın üzerinde yer alan, tek parça halindeki mavi üzerine beyaz Kelime-i Tevhid yazılı çini parçası yapıldığı dönemden kalmıştır. Minare doğuda, son cemaat yeri ile ana mekânın birleştiği noktadadır. Minarenin kaidesi, bir sıra kesme taş ve iki sıra tuğla ile örülmüş, papuç kısmı taş bir bilezik ile tuğladan yapılmış olan minare gövdesine bağlanmıştır. Kaidenin üst kısmında küçük bir pencere yer alır. İkinci taş bilezikten sonra tuğla mukarnaslı şerefe altına geçilmektedir. Mukarnaslı kısımda firuze,yeşil, lacivert ve mor renkli sırlı tuğlalar dikkati çekmektedir. Tuğla şerefeden sonra incelen petek kısmı ve kurşunla kaplı külahla tipik bir erken dönem minaresidir. Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe Ana beden duvarlarında süsleme ögesi bulunmamaktadır. Sadece minare şerefesinin altında yer alan tuğla mukarnasların aralarında firuze, yeşil, lacivert ve mangan moru tek renkli sırlı tuğlalar dikkati çeker. Bu tek renk sırlı tuğlalar, belirli bir örnek kurgusu oluşturmadan dizilmiştir. İç Mekan Oldukça karanlık bir görünüme sahip olan ana mekân tamamen sıvalıdır. Kubbeye geçişi sağlayan prizmatik Türk üçgenleri dışında süsleme ögesi bulunmamaktadır. Mihrap Yuvarlak kemerli mihrap nişi, iki mukarnas başlıklı sütünce üzerinde düz bir silme ile çerçevelenmiştir.( Resim 168)Mihrap nişinin içi ve çevresindeki sütünceler, mukarnas başlığa kadar açık kahverengi ve firuze rengi seramiklerle, kemerin 143 Altun, A, a.g.e, s.227

177 yuvarlak kısmı ise geç dönem Kütahya çinileri ile kaplanmıştır. Cami mihrabının kemer alınlığında yer alan, mavi-beyaz yazı panosu, yapının yapıldığı dönemden kaldığı düşünülen tek çini parçasıdır. 144 ( Resim 169, 170) Kelime-i Tevhid yazısının bulunduğu levha, koyu mavi zemin üzerine beyaz bırakılmıştır. Yazı aralarına natüralist çiçek motifleri, kıvrık yapraklar serpiştirilmiş ve koyu kobalt mavisi ile konturlanmıştır. Motif özellikleri, hamur ve sır kalitesi ile bu çini parça, XV.yy.Osmanlı çini sanatının mavi-beyaz grubu içinde değerlendirilebilir. Bu yazı panosunun, Anadolu Beylerbeyi olan Kasım Paşa nın 1520 yılında yaptırdığı tamirat sırasında yapıya konulduğu da araştırmacılar tarafından ileri sürülmektedir Şahin, F; Kütahya da Çinili Eserler, Atatürk ün Doğumunun 100.Yılına Armağan; Kütahya, İstanbul, , s Şahin, F, a.g.e, s.115, Ara Altun, a.g.e, s.227

178 KAYNAKLAR ALTUN, A, ( ), Atatürk ün Doğumunun 100 Yıl Armağanı: KÜTAHYA, İstanbul. ELDEM, H.E (1911), A-li Germiyan Kitabeleri, TOEM, S.1, İstanbul. GÜNER, H(1961), Kütahya Camileri, Kütahya. KIZILTAN, A (1958), Anadolu Beyliklerinde Câmi ve Mescitleri, İstanbul. ŞAHİN, F(1981), Kütahya da Çinili Eserler, Atatürk ün Doğumunun 100.Yılına Armağan; Kütahya, İstanbul. UZUNÇARŞILIOĞLU, İ.H (1932), Kütahya Şehri, İstanbul.

179 VACİDİYE MEDRESESİ (DEMİRKAPI MEDRESESİ) Katalog: 13 Plân: 12 Resim : Çizim: İnşâ Tarihi: H. 714/ M Bânisi: Mübarezeddin Umur bin Savcı Mimarı: Bilinmiyor Yeri: Kütahya da, merkezde Ulu Cami nin doğusundadır. Arkeoloji müzesi olarak kullanılmaktadır. Tarihlendirme: Medresenin taçkapısı üzerindeki dört satırlık sülüs yazılı mermer kitabede; Ammere hâzihi l medreseti l-mübârekete El-Mevlâ el-muazzam Melikü l Umerâ ve El-Kuberâ Mubariz el-din Umur bin Savcı Min Cizyeti Alâşehir Senete erba a aşere ve sebamie (714) 146 Buna göre medrese, tarihinde Germiyan beyliğinin ileri gelenlerinden Mübarezeddin Umur bin Savcı tarafından yaptırılmıştır. Kitabenin son satırında yer alan Min cizyeti Alaşehir ibaresi, medresenin Alaşehir Hıristiyanlarından alınan cizye ile yapıldığını göstermektedir Uzunçarşılı,İ,H, Kütahya Şehri, İstanbul, 1932, s.72, Halil Ethem Eldem, Âl-i Germiyan Kitabeleri, Tarihi Osmani Encümeni Mecmuası, C.I, s Uzunçarşılı, İ.H., a.g.e, s.73

180 Medrese, adını daha sonra burada bir süre müderris olarak görev yapan, vefatından sonra da medreseye defnedilen Molla Vacid den almıştır. 148 Halk arasında, kapısının demir olmasından dolayı Demirkapı Medresesi olarak da tanınır. 149 Plân Kesme taştan, kapalı avlulu, tek katlı ve iki eyvanlı bir medresedir. Gözlemevi olarak yapıldığıyla ilgili kesin olmayan görüşler mevcuttur. 150 A.Sayılı yapıdan;... Vâcidiyye Medresesindeki rasat faaliyeti hakkındaki bu şâyianın gerçekten uzak olmadığını kabul etmek icabeder. Müessese hakındaki bu şâyianın bir astronomun şahsı ile bağlanabilmesi, bu husustaki en kesin delili teşkil etmektedir Şeklinde bahseder. A.Sayılı, Molla Vacid in astronomiyle ilgili eser vermiş olmasını gözönünde bulundurarak bu görüşü öne sürmüştür. 151 Dıştan tamamen kesme taşla kaplı olan yapının ön cephesinin genel görünüşü üçlü bir kademelenme göstermektedir. Giriş mekânının iki yanındaki odaların cepheden çıkıntı yapmasıyla başlayan kademelenme, taçkapıyla bir daha tekrarlanmaktadır. 152 Yapının kuzey cephesinde bulunan taçkapı çok sade görünüşlüdür. Süslemesiz, yan nişli bu taçkapının, yuvarlak profilli iki silme arasında, hafif bir sivri kemerle içeri doğru girinti yapan giriş kısmı, ortada sekizgen bir merkezden çıkan tonozlarla örtülerek bağımsız bir mekan gibi tasarlanmıştır. Basık kemerli giriş kapısı üzerindeki pencere kapatılarak üzerine kitabe yerleştirilmiştir. 153 ( Resim 171, 172) Cümle kapısından geçilerek girilen, tromplu kubbe ile örtülü giriş eyvanı geniş bir sivri kemerle avluya açılır. Bu kubbeli girişin iki yanında, orta avluya açılan 148 Uzunçarşılı, İ.H., a.g.e, s Uzunçarşılı, İ.H., a.g.e, s Sözen, M,; Anadolu Medreseleri, İstanbul 1972, s Sayılı, A,, Vacidiyye Medresesi; Kütahya da Bir Ortaçağ Türk Rasathanesi, Belleten, 12/47, Ankara, 1948, s Sözen, M,; a.g.e, s Daha önce içeride bulunan kitabe, onarım sonrasında giriş kapısının üzerine yerleştirilmiştir. M.Sözen, a.g.e, s.82

181 iki beşik tonozlu oda yer alır. Bu odaların giriş eyvanına açılan kapıları son onarımda konmuştur. 154 Bütün yan mekânlar doğrudan orta mekâna açılmaktadır. Orta mekân, ortası açık bir kubbeyle örtülüdür. Köşelerde Türk üçgenleriyle geçilen kasnağın üzerinde, yuvarlak silme ile başlayan kesme taştan örülmüş kubbe yer almaktadır. Kubbenin ortası açık bırakılarak camla kapatılmıştır. Onarım öncesinde de kubbenin ortasının açık olduğu bilinmektedir. 155 Orta avlunun güneyinde, zeminden üç basamakla çıkılan beşik tonozlu ana eyvan bulunmaktadır. Ana eyvanın güney duvarında yer alan iki pencerenin, yapılan onarım sırasında hava ve ışık alması amacıyla pencere şekilleri biraz değiştirilmiş, pencerelerin arasına ve iki yana birer niş eklenmiştir. 156 A.Sayılı bu iki pencerenin arasında tonozlu ve mihraplı bir kısım olduğunu yazmaktadır. Bu medresede uzun süre müderrislik yapan Molla Vacid in sandukası dersane olarak kullanılan ana eyvanda uzun süre muhafaza edilmiş 157 medresenin müze olarak düzenlenmesi sırasında kaldırılmıştır. 158 Ana eyvanın sağında ve solunda yer alan kışlık dersaneler pandantiflerle geçilen, ortası açık kubbeyle örtülüyken, son onarımda bu kubbelerin ortaları kapatılmıştır. 159 ( Resim 1173) Günümüzde kiremitle örtülüdür. Medresenin doğu ve batı kanadında üçer tane beşik tonozlu, dikdörtgen planlı oda yer alır. Doğu kanadındaki odalar günümüze gelirken, batı kanadındaki odaların yapının bitişiğindeki Ulu Cami inşaatı sırasında yıkıldığı öne sürülmektedir. 160 Medresenin onarımı sırasında orijinal temellere rastlanmış ancak ilk şekli verilmeyerek bir kısmının üzeri betonla kapatılmıştır. Bu küçük odalar günümüzde müze deposu olarak kullanılmaktadır. 161 Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe 154 Sözen, M, a.g.e, s Sayılı, A, a.g.e, s Sözen, M, a.g.e, s Sözen,M, a.g.e, s Müze yetkilileri, sandukayla ilgili olarak sorulduğunda, nerede olduğunu bilmediklerini, muhtemelen seksiyonun arka tarafında olabileceğini düşündüklerini söylediler. 159 Sözen, M, ; a.g.e, s Ara Altun medresenin batı kanadının feda edilmesini, Ulu Caminin son genişletme ve onarım çalışmalarına bağlamanın daha uygun olacağını söylemektedir. Bkz. Altun, A, Atatürk ün Doğumunun 100Yılı Armağanı, İstanbul, , s.323, 161 Kapıları mühürlü olduğu için odaların içlerini tam olarak görmek mümkün olmadı.

182 Dıştan tamamen düzgün kesme taşla kaplı olan yapının ön cephesinin genel görünüşü üçlü bir kademelenme göstermektedir. Dıştan kütlesel bir görüntüye sahip olan yapının, pencerelerinde vecümle kapısında süsleme amaçlı herhangi bir eleman bulunmamaktadır. Cümle kapısı nişinin karşılıklı iki yüzünde yer alan sivri kemerli nişlerin bezemesiz köşe sütünceleri, kapıdaki yegane bezeme unsurudur. İç Mekân Ana eyvanın avluya açılan sivri kemeri, bir sıra mukarnaslı çerçeve içine alınmıştır. Mukarnas çerçeve, giriş eyvanın alt kısımlarında da tekrarlanmış, yerden yaklaşık 1 m kadar yükseklikte yarım bırakılmıştır. ( Resim 1174) Giriş eyvanı hafifçe çökertilmiş, iki sıra düz silme ile çevrelenmiştir. Kubbe kasnağının dört bir tarafına sivri kemerli birer sağır niş yerleştirilmiştir. Nişlerin tepe noktasında kubbeye bir sıra düz, bir sıra kaval silmeyle geçilir. Yapıda dikkati çekecek belirgin bir bezeme programı uygulanmamış, düzgün kesme taşın verdiği dinginlikle yetinilmiştir.

183 KAYNAKÇA ALTUN, A ( ), Atatürk ün Doğumunun 100Yılı Armağanı, İstanbul. ELDEM, H.E (1911), Âl-i Germiyan Kitabeleri,Tarihi Osmani Encümeni Mecmuası, İstanbul. SAYILI, A (1948), Vacidiyye Medresesi; Kütahya da Bir Ortaçağ Türk Rasathanesi, Belleten, 12/47, Ankara. SÖZEN, M (1972), Anadolu Medreseleri I, İstanbul. UZUNÇARŞILI, İ.H( 1932), Kütahya Şehri, İstanbul.

184 II. YAKUP BEY İMÂRETİ Katalog: 14 Plân: 13 Çizim: Resim : İnşâ Tarihi: H.814/ M Bânisi: II.Yakup Bey Mimarı: Bilinmiyor Yeri: Kütahya da, merkezde bulunan Ulu Cami nin batısındadır. Günümüzde Çini Müzesi olarak kullanılmaktadır. Tarihlendirme: II.Yakup Bey İmareti nin kitabesi, medrese yanındaki eyvan içinden 1935 yılında alınarak, imaret mescidinin giriş revakının güney duvarına yerleştirilmiştir. 162 Eski yerinde iken 34 satırı görülebiliyorken bugünkü durumunda 39 satır görülebilmektedir. Ancak 30 satırdan sonrası okunabilecek durumda değildir. Uzunçarşılı, Yakup Çelebi Medresesi kitabesi başlığı altında kitabeden şöyle bahseder; Ulu Cami karşısında Yakup Çelebi Medresesi nin bağçesinde nısıf kârğir bir mahalde bağçe duvarına konulmuş olup sülüs hatla hakkedilmiş kitabenin toprak haricinde kalan kısmının tulu 3,30 ve arzı2,10 metredir.kitabe, 34 satırdır. Türkçe yazılan eski imla tarzını göstermiş olan kitabe şudur: Bir çok yayında 164 II.Yakup Çelebi Medresesi olarak geçen yapı, kitabenin içeriğinde de açıkça belirtildiği gibi imaret kitabesidir. 162 Altun, A, Atatürk ün Doğumunun 100.Yılı: Kütahya, İstanbul, , s Uzunçarşılı, İ.H, Kütahya Şehri, İstanbul, 1932, s İ.H. Uzunçarşılı ve A. Kızıltan yayınlarında bu yapıdan medrese olarak bahsetmişlerdir. Bu yayınlardan yola çıkan bir çok araştırmacı bu yanlışı tekrarlamıştır.

185 Kitabenin bir kopyası Kütahya Müzesinde bulunan Kadı Sicillerinde bulunmaktadır. 165 M.Ç.Varlık kitabeyi günümüz diliyle yazarken Kadı Sicillerinde bulunan kopya ve Halil Edhem Bey in yayınından yararlanmıştır. 166 ( Resim 175, 176) Kitabe; 167 Bismillahirrahmanirrahim Elhemdulillâhi rabbi l âlemîn vesselâtü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ecma în amma badü sebeb-i tahrirîn oldur kim emirü l-a zam ma deni l-cûdi ve l-kerem azîmü-l kadri ve ş-şân Ya kub Beg bin Şâh Süleyman hullide mül kuhu ilâ gayeti iz-zamânbinâ itdi bu imâreti âhiretiyçün Peygamber hicretinün sekizyüz on dördünde tamâm oldı Kapusu açıldı, işlendi biş ay işlendükten sonra Karamanoğlı sebebile iki buçuk yıl mu attal kaldı andan sonra Tengri 168 Hudâvendigârun devletin artursun geldi Karamanoğlunı süri bu yirleri hep girü aldı bana virdi anun devletinde anun sadakasıyla Girü bu evin kapusı açıldı işlendi inşallah anun devletinde devr-i kıyâmete dek kapusı bayılmaya Güldiyi ve Simav Gölini dahi babamuz atası Mehmed Beg kâfirden aldı, girü kalan varislere helâl itdürüp bunları vakfitdüm hadlarıyla sınurları ve köyleriyle İçerden ve daşradan neki ana ta allukı var-ısa ve Bâyezîd Hân oğlı Sultan Mehmed Hudâvendigâr bunları kabul dutup nişan virdi ve Arslanapa yı satun aldum Arslanapa oğlanlarında Kurt köyini dahi satun aldum Kurt oğlanlarından ve Çebni ve Pınarbaşı nı satun aldum Has Danişmend den Gediz de Ilıcasu yı satun aldum hadla Çeltik arıg-ıla Hüseyin Beg oğlından Armutilin Hızır Beg den ki Ömer Beg oğlıdur Ömer Beg İlyas Beg oğlıdur vekâlet hükmiyle 165 Kütahya Müzesi Kadı Sicilleri, No: 60, sıra 93,s Varlık, M.Ç, Germiyan-oğulları Tarihi ( ), 147.sayfadaki 1. no lu dipnotta bunu özellikle belirtir. 167 Varlık, M.Ç, a.g.e, s Tengri: Tanrı

186 avret tarafından... merhum İsmâ il Beg kızı ki İsmâ il İlyâs Beg oğlıdur Armutili nde Seydiköy in girü Seydi ye vakıf virdüm Armutili ni ve bunlardan yukaru Zikr olan köyleri hadları sınurlarıyla vakf eyledümayas Harimi ni dahi Ayasoğlı ndan satun aldum vakf itdüm bunları dahi Sultan Mehmed kabul dutup nişân virdi ve Kütahya da şehir ile Völcek köyi arasındagı çiftlik ve köşk bagçesini ve Yonca Bağçesi ni ve Sünbüllü Bağçe yi ve Dâvud harîmi ni ve Meydanağzı nda yir kim bir yanı Yonca Bagçesi ve bir yanı meydandur ve Sanduklu dagı büyük hamam ve Sanduklu daki bagçeyi ve Çat daki bagı ve Şeyhuldagı Canbaz Bagı nı ve Kütahya daki Karacaağaç köyi bunlar dedem Umur Beg ün mükidür verislerine halâl itdürüp ben bunları vakf itdüm bunları dahi Sultan Mehmed kabul dutup nişân virdi Tonuzlu dagı Hoca Ömer Hamâmı ve Tolapdagı yirler ve Tonuzlu nun Hober Kapusındagı iki bagçe Bâyezîd Hüdâvendigâr İnancoglı İshâk -Beg den satun aldı Sultan Mehmed Hudâvendigâr bunları lek lek ben kulına virdi bundan sonra Hober Kapusı ndagı iki bagçeyi Mevlânâ Köse^den aldum...nu virdüm bâkisini imârete vakf itdüm ve Tonuzlu dagı Hoca Ömer Hamâmınun ücretinden on biş akçe...m kalan ne olursa tonu...zına vakf itdüm bunların kamusın Sultan Mehmed Hudâvendigâr kabul dutup nişân virdi ve Kütahya daki Yeni Hamamı mezkûr... satun aldı İlyas Beg oglı Süleyman Şâh dan ben anı hâfizîne vakf itdüm ki yiyeler ve günde bir hatim ideler andan girü İshâk Fakih i mütevelli kodum niçe kendü devrinde kendü ola ve kendüden sonra eger yararoglı ol dahi ola ve girü oglının dahi yayroglı olursa ol dahi ola eger layık olmayası olursa pâdişâh-ı vakt kimeki hükmedesi olursa ol ola ve mütevellilik hakkı günde biş akçe yiye yılda altı müt bugday şehir mütiyle yiye ve Subaşı Hamâmını dahi bunlar mütevellilik hakkı ola ve Seyyid Cafer i Şeyh kodum kendü şeyh ola mâdâmki hayatdadur

187 halk ? 171 ve kendüden sonra yararoglı olursa ol dahi Şeyh ola oglının dahi yayaroglı olursa ol ola ve eger yarar olmayası olursa pâdişâh-ı vakt kimi layık görürse ol ola ve şeyhlik hakkı imâretün gallesinden günde on biş akça yiye ve Armutilinde Sökmen Kökin yiye ve Kütahya da Yonca Bagçesin yiye bunlardan sonra kim şeyh olursa günde on akçe yiye yılda altı müt bugday yiye andan girü imâret medresesinün müderrisine günde altı akçe ve yılda altı müt bugday şehir mütiyle ve üç kanlı 169 odun ve günde iki çanak aş ve dört ekmek ola ve tokuz hücreye günde birer akça yılda birer şehir mütiyle bugday ve her hücreye ikişer kanlı odun vireler ve her hücreye ikişer çanak aş ve dört ekmek vireler ve imâm günde üç akçayla yılda altı müt bugday yiye ve mü ezzin günde iki akça ve yılda iki müt bugday yiye kâyım günde iki akça ve yılda iki müt bugday yiye ve nakip günde iki akçe ve yılda iki müt bugday yiye ve aşçı günde iki akça ve yılda iki müt bugday yiye ve etmekçi günde iki akça yılda iki müt bugday yiye ve günde dört batman et bişe andan eksük bişmeye aşı ve etmegi aru ola ve eyü ola gelen misâfürlerin atına yine üç güne dek yem vireler andan girü anda olan misâfirlere ve mücâvirlere âdetinde aşı ve etmeği ilkin anlara bol vireler andan sonra girü kalanı vireler ve dahi anda kim ki hasta olası olursa ana hekîm getüreler, ilâc itdüreler ve hekîm hakkın vireler ve edviye bahâsın vireler ve anda kim ölesi olursa kefene saralar hakka koyalar andan girü misâfir mücâvir... durursa duralar gene git dimeyeler anda gelen ne kadara dekse Kitabeye göre imaret, medrese, mescit ve kütüphaneden oluşan II.Yakup Bey Külliyesi 1411/12 yılında tamamlanmış, beş ay hizmet verdikten sonra Karamanoğlu 169 Kanlı: kağnı 170 Bu satır güçlükle bu şekilde okunabilmektedir. (M.Ç.Varlık ın notu) 171 Varlık, M.Ç, a.g.e, s

188 Mehmed Bey in ( ) işgali nedeniyle iki buçuk yıl hizmet dışı kalmıştır. Çelebi Mehmed Bey in gelmesiyle çekilen Karamanoğlu Mehmed Bey in ardından 1414 yılında Çelebi Mehmed in himayesinde II.Yakup Bey taş vakfiyeyi diktirmiş ve külliye yeniden hizmet vermeye başlamıştır. 172 Plân Daha önce Vahit Paşa İl Kütüphanesi olarak kullanılan yapı, geçirdiği restorasyonun ardından, 2000 yılından itibaren Çini Müzesi olarak kullanılmaktadır. İmaret mescidi (Gök Şadırvan) ve türbesi dışında külliyenin diğer birimleri yıkılmıştır. Yapı, işlevleri farklı mekanlara sahip uygulamaların en erken tarihli örneğidir. 173 Yapıya üç küçük kubbeyle örtülü bir giriş mekanından girilir. Sivri kemerli üç bölümlü giriş, yanlarda pandantifli ortada ise mukarnas dolgulu üç basık kubbe ile örtülüdür. 174 Kubbeli girişin altındaki kapının üçgen alınlığı ve kapıyı çevreleyen sövelerin 19. yüzyılda yapılan onarım sırasında yapıldığı bilinmektedir. 175 Onarımın izleri pencerelerde de görülmektedir. Yuvarlak kemerli taşkın söveli pencereler onarım sonrasına aittir. Bu üç bölümlü revakın güney duvarına II.Yakup un taş vakfiyesi gömülmüştür. A.Kızıltan da yapıyla ilgili olarak tamirlerle dış karakteri tamamen değişmiştir ifadesini kullanır. 176 Yapı, 1954 yılında yapılan onarıma kadar üst örtü sistemi, dört yöne meyilli, kiremit örtülü bir çatı şeklinde iken bu tarihten sonra çatı kaldırılıp kubbeler kurşunla kaplanmıştır. 177 Üç bölümlü giriş revakının ortasında yer alan kapıdan girilen ana mekânın üstü aydınlık fenerli, pandantifli kubbe ile örtülüdür. Aydınlık feneri orta mekânın ferah olmasını sağlamıştır. Orta mekânda, sekizgen havuzun ortasında tek parça mermerden, dilimli fıskiye yer almaktadır. Dilimli fıskiyenin ağız kısmında bir zencirek motifi bulunur. Eski resimlerde mermer dilimli fıskiyenin ortasında basit, bezemesiz bir lüle olduğu 172 E.H.Ayverdi, yapının Karamanoğlu elinde harap olduğunu, II.Murad devrinde yenilenmiş belki de tamamen yeniden yapılmış olduğunu söylemektedir. E.H.Ayverdi; Osmanlı Mimarisinde Çelebi ve II.Sultan Murad Devri,C.II,İstanbul 1972, s Cantay, G, ; Anadolu Beylikler Mimarisinde Ortaya Konulan Yenilikler, Nisan 2003, Beylikler Dönemi Kültür ve Sanatı, Sanat Tarihi Derneği, İstanbul (Sempozyum notları) 174 Altun, A, a.g.e, s Ayverdi, E.H, a.g.e, s Kızıltan, A; Anadolu Beyliklerinde Câmi ve Mescitler, İstanbul 1958, s Altun, A, a.g.e, s.291

189 görülmektedir. Son onarımda şadırvan zemin kodunun biraz altında kalmış, Kütahya çinisinden yeni bir lüle yapılmıştır. Sekizgen havuzun her yüzeyinde eskiden var olan lülelerin yerine ise musluklar takılmıştır. ( Resim 177, 178) Üç yöndeki kubbeli eyvanlar ile girişin sağında ve solunda bulunan kubbeyle örtülü iki odanın kapıları da ana mekâna açılmaktadır. Bu iki yan oda da birer ocak yer almaktadır. Yapının 1980 yılında yapılan incelemesinde, girişin tam karşısına gelen kubbeli batı eyvanının orta bölümün zemininden yaklaşık 0,20 m. kadar yükseltilmiş olduğu tespit edilmiştir. 178 Yapılan son onarımda zeminler arasında kod farkı kalmayacak bir düzenleme yapılmıştır. A.Kızıltan, batı eyvanın güney duvarında yer alan iki pencerenin ortasında basit bir mihrap bulunduğunu yazmaktadır. 179 Yapılan incelemede bu mihraba ait bir iz tespit etmek mümkün olmamıştır. Yapının güney kanadında yer alan eyvanda II.Yakup un çinilerle süslü mezar lahitinin yer aldığı türbe bulunmaktadır. ( Resim 179) Türbe, mescid mekanından yaklaşık 1,05 m kadar yükseltilmiş, yükseltilen kısmın üzerine parmaklıklar konmuştur. Türbenin eyvanla birleştiği noktaya üçgen alınlıklı mermer bir mihrap eklenmiştir. Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe Düzgün kesme taşla yapılmış olan yapının, dışa taşan pencere söveleri 19. yüzyılda tamirlerde yapılmıştır. 180 Bir sıra iç bükey, iki sıra kaval silme üç bölümlü girişi üç yönden çevreler. Girik kapısının söveleri ve üçgen alınlığı da yapıya son onarımlarda eklenmiştir. İç mekân Yapıdaki tek süsleme II Yakub un lahdini süsleyen çinilerdir. Seki şeklinde zeminden yükseltilen türbenin yan duvarları, zemini ve lahitin yüzeyleri çini kaplıdır. tüm yüzeylerde aynı örnek uygulanmıştır. Altıgen firuze çinilerin etrafına üçgen 178 Altun, A, a.g.e., s Kızıltan, A, ; a.g.e., s Bkz. 14 Numaralı dip not.

190 lacivert çinilerin yerleştirilmesiyle altı köşeli yıldız motifi meydana gelir. (Resim 180) Lahitin yerleştirildiği zemini basit bir bordür ikiye böler. Rumi-palmetten oluşan bu bordürde aynı kökten çıkıp ikiye ayrılan rumîler tepede kapanır, hafifçe uzar ve bir üç dilimli palmete dönüşür. Palmetin tepe yaprağından çıkan ince iki kıvrım dal çatallanır, iki yanda birer küçük salyangoz rumî oluştururken, diğer iki dal uzayan rumîlere dönüşerek aynı motifi tekrarlar. Bordürün örneği değişmeden devam eder, kullanılan renkler zaman içinde çinilerin değişmesinden kaynaklanan zengin renklere sahiptir. Tek renk sırlı altıgen düz çinilerde; firuze, lacivert, renkli sırlı bordürlerde ise, firuze, beyaz, kiremit kırmızısı, yeşil, sarı, ve yeşil renkler kullanılmıştır. Bu renk çeşitliliği, onarımlar sırasında farklı renklerde yenilenen çinilerle sağlanmıştır. ( Resim 181, 182), (Çizim 37,38)

191 KAYNAKLAR ALTUN, A ( ), Atatürk ün Doğumunun 100.Yılı: Kütahya, İstanbul. AYVERDİ, E.H( 1972), Osmanlı Mimarisinde Çelebi ve II.Sultan Murad Devri, C.II,İstanbul. CANTAY, G. (2003),Anadolu Beylikler Mimarisinde Ortaya Konulan Yenilikler, Nisan 2003, Beylikler Dönemi Kültür ve Sanatı, Sanat Tarihi Derneği, İstanbul (sempozyum notları) KIZILTAN, A (1958), Anadolu Beyliklerinde Câmi ve Mescitler, İstanbul 1958, s.84 UZUNÇARŞILI, İ.H (1932)Kütahya Şehri, İstanbul, 1932, s.79 VARLIK, M.Ç (1974), Germiyan-oğulları Tarihi ( ), Ankara.

192 İSHAK FAKİH CAMİİ Katalog : 15 Plân : 14 Resim : Çizim: İnşâ Tarihi: H.725/ M Yaptıran: İshak Fakih Mimarı: Bilinmiyor Yeri: Kütahya da İshak Fakih Mahallesindedir. Tarihlendirme: Kapının üzerinde bulunan sülüs hatla yazılmış Arapça kitabede; Benâ ve amere haze l-mescid el mübarek el-şerîf El-Mevlâ el-alemiyet el-amiliyet el-kâmiliyet Mevlana İshal el-fakih bin el-hac Halil afa Anhumâ el Celîl fî tarih seneti seba ve selâsîn ve semanemie(837) Buna göre yapı 1433 yılında İshak Fakih tarafından yaptırılmıştır. 181 Plân Tek kubbeli kare prizmatik hacimden Türk üçgenleri ile geçilen yüksek kasnaklı kubbe ile örtülüdür. Yapı yüksek bir subasman üzerine oturmaktadır.kesme taşla örülmüş kuzey cephesi dışında, duvarlar moloz taş ve tuğla ile örülmüştür. Günümüze harap halde gelen medresesi ve son cemaat yerinin sağ tarafında yer alan türbe mekânı ile külliye bütünlüğü gösteren yapı, kapalı son cemaat yeri kurgusuyla önemlidir. Evliya Çelebi yapıdan şu şekilde bahseder; İshak Fakih Cami i: Tabakalar içinde olmağile, Tabakhâne câm i derler. Kargîr ve metîn binâlardır, binâ olmağile bir cam i 181 İshak Fakih Germiyanlı dönemindeki 1422 tarihli vakfiyede kadı kimliğiyle karşımıza çıkar. Bkz., Varlık, M.Ç.; Germiyan-Oğulları Tarihi, Ankara 1974, s. 132: Altun, A; a.g.e, s, 310 ve 356 numaralı dipnot.

193 mücelladır. Üzerleri kiremit örtülüdür. ve nerdübân ile urûc olunur fevkâni ve heremsiz bir cam i-i şerifdir. Ammâ cemâ ati çokdur. 182 İmaret mescidi olarak inşa edilen yapıya, yılında Gürcü Osman Paşa tarafından cemaatinin çok olması sebebiyle bir minber eklenmiştir. Yapının doğu ve güney cephesinde ikişer, kuzey cephesinde ise bir pencere yer alır. Batı cephesi sağır bırakılmıştır. Silmelerle çerçevelenmiş dikdörtgen pencereler, sivri kemerli alınlıklara sahiptir. ( Resim 183) Üç bölümlü son cemaat yeri, pandantiflerle geçilen birer kubbe ile örtülüdür. Son cemaat yerinin kuzey cephesi profilli silmelerle geniş bir çerçeve içine alınmıştır. İki yanda L kesitli payeler, ortada ise iki sütun arasına oturmuş kemer açıklıklarının arası, cam ve demir aksamla kapatılarak özgün durumundan uzaklaşılmıştır. Cephenin orta bölümünü çerçeveleyen profilli silme içinde, yivli profilli iki kademeli sivri kemeriyle orta bölüm açıklığı vurgulanmıştır. Merdivenlerle çıkılan giriş kısmı, profilli silmelerle gotik özellik kazanmıştır. 184 Yapının son cemaat yeri pandantiflerle geçilen birer kubbe ile örtülmüştür. Minare yapının doğu cephesinde kare kaide üzerinde yükselir. Minareye giriş, mescid mekânındaki kuzeydoğu köşesinde bulunan koridordan sağlanır. Kare plânlı mescid mekânı prizmatik Türk üçgenleriyle geçilen bir kubbe ile örtülüdür. Güney duvarının ortasına yerleştirilen mihrap, renkli kalem işi bezemelidir. Yapıya sonradan eklenen ahşap minber özelliksizdir. Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe Son cemaat yerinin orta bölümün üst kısmında, duvar dokusu profillenerek dikdörtgen çerçeve ile üstten kavranmış ve bu dikdörtgen profilli silme ile çerçevelenmiş yapı taşının yüzeyine, rumî-palmet işlenmiş bir motif yerleştirilmiştir. Bu motifin sağında ve solunda ise eşit aralıklarla yerleştirilmiş, ışınsal geometrik kurgulu birer kabara yer alır. ( Resim 185, 186) 182 Evliya Çelebi, Seyahatnâme, C.9, İstanbul 2005, S Kağnıcıoğlu, C; Tarihi ve Turistik Yönü ile Kütahya, 1964, s, Ayverdi, E.H; Osmanlı Mimarisinde Çelebi ve II.Sultan Murad Devri II, İstanbul 1972, s, 520

194 Son cemaat yerine bitişik olarak inşa edilen minarenin kaidesinin kare kürsüden silindirik gövdeye geçişi, baklavalı badem kuruluşuyla olmuş, yüksek halat silme üzerinde ise minarenin taş dokusuyla oluşturulmuş bir sıra niş yer almıştır. Minare gövdesinin ortasında iki yönlü ok ucu motifi 185 gövdeyi ikiye ayırırken, üstte şerefe altında basık S kıvrımlı zencirek kuşak gövdeyi dolanır. Beş sıra kirpi saçak kuruluşlu tuğla şerefe altı ile şerefeye geçilmiştir. Minare taş-tuğla sırası ile devam eder, kurşun külahla sonlanır. Son cemaat yerine açılan cümle kapısı bezemesizdir, üzerinde kitabe taşı yer alır. ( Resim 187,188,189), (Çizim 39,40) İç Mekân Ters yelpaze motifi biçimli mihrap, kurgu olarak erken dönem mihrap biçimlenmesini göstermekle beraber, iki yanda tepelik kalıntısı, bordürler ve mihrap nişi döneminden farklı özellik gösterir. Mihrap sütunları mukarnaslı siyah mermer başlıklı sütunlar yer alır. Mihrap kavsarası derin, taşkın yivli olup her bir yiv dışa doğru açık küçük kemerlerle hacimsel bir değer olarak ifade edilmiştir. Üstte ve iki yandaki bordürlerde birer kabara, cephedekilere benzer görünümüyle yer almıştır. Ancak tüm bu özgün mihrap kuruluşuna, geç döneme ait bitkisel bezeme hakim olmuştur. Mihrapta püsküllü perdeler mihrap köşe dolgu yüzeylerinde vazoda serbest çiçek motifleriyle bezeli mihrabı çevreleyen şerit üzerinde ise, son cemaat yeri profilli silmesiyle kavranan taş yüzeyindeki palmet bezeme kuruluşunun benzeri yer almıştır. Mihrap bordüründe, natüralist üslupta goncalı gül dalları üstte yerini Kelime-i Tevhid yazısına bırakırken, dış iki bordürden içte olanda ulamalı rumîlerle, en dışta ise palmet yaprak dizisiyle sınırlanmıştır. ( Resim 190) Mihrabın boyama üslubu son dönem onarımlarına işaret ederken, mihrabın iki yanındaki sütünceler, ters yelpaze biçimindeki dilimli mihrap kavsarası, iki yandaki kabaraların varlığı, mihrabın üst iki yanındaki tepelik kalıntısı ile rumî-palmet kuruluşlu bezeme, özgün mihrabı ele veren süsleme unsurları olarak günümüze gelmiştir. 185 Ok ucu motifi, genellikle boy arması ya da sembol olarak mimaride kullanılmıştır..

195 KAYNAKLAR ALTUN, Ara (1981), Kütahya nın Türk Devri Mimarisi, Kütahya, İstanbul. AYVERDİ, E.Hakkı (1972), Osmanlı Mimarisinde Çelebi ve II.Sultan Murad Devri II, İstanbul. KAĞNICIOĞLU, Celal ( 1964), Tarihi ve Turistik Yönü ile Kütahya, Kütahya. VARLIK, Mustafa (1974), Germiyan-Oğulları Tarihi, Ankara.

196 3.4.MENTEŞEOĞULLARI ÇİNE AHMED GAZİ CÂMİ Katalog : 16 Plân : 15 Resim : Çizim : İnşâ Tarihi: H.724 / M Yaptıran: Ahmed Gazi Mimarı: Bilinmiyor Yeri: Muğla- Aydın yolu üzerinde bulunan Çine ilçesine bağlı Eski Çine Köyü nde, Câmi Mahallesi ndedir. Tarihlendirme: 1308 tarihinde yaptırılan yapının bânisi olarak görülen Tacettin Ahmed Gazi, 1375 tarihinde Menteşe Beyliği nin başına geçmiştir. 187 Yapının yapıldığı tarih, Menteşeoğlu Mesud Bey in dönemine denk gelmektedir. 188 Kaynaklarda Ahmed Gazi nin Çine de bir imâret yaptırdığı bilinmekte 189 fakat, imâretin yeri ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Buradan yola çıkarak, Çine de bulunan yapının, Ahmed Gazi döneminde yapılmadığını söyleyebiliriz. Ahmed Gazi nin bu yapıları tamir ettirip, devamlılığı için vakıflar tahsis etmiş olma ihtimali yüksektir. 190 Plân Kare plânlı, tek hacimli yapının yaklaşık 16,50 m çapındaki çift kasnaklı kubbesi ile erken dönem yapıları içinde dikkat çekmektedir. 191 Kubbe eteği 186 V.G.M, /1 No lu tescil dosyası 187 Uzunçarşılıoğlu, İ.H, Kitabeler., İstanbul 1939, s Uzunçarşılıoğlu, İ.H; a.g.e, s B.A. MSED, 338, s Duran, R, Menteşe Beyliği Mimarisi, DEÜ, SBE, yayınlanmamış doktora tezi, İzmir 1995, s Kuban, D ; Bir Batı Anadolu Gezisi, İstanbul 1962, s.37

197 başlangıcı, iki kasnağın birleştiği kottadır. Alttaki kasnak kubbe eteğinin oturduğu ve üzerinde geçiş ögelerinin bulunduğu kuşak; üstte bulunan kasnak ise, kubbe eteğini güçlendiren bir ögedir. 192 Kubbe kasnağında yer alan bir sıra kirpi saçak, beden duvarlarının bitim noktasında tekrarlanmıştır. ( Resim 191) Yapının doğu cephesinde yer alan üç tane dikdörtgen pencere, aynı yatay eksen üzerine simetrik olarak yerleştirilmiştir. Bu cephede bir de tepe penceresi bulunmaktadır. Batı cephesinde ikinci bir giriş kapısı ve üç adet pencere yer alır. Cephenin sağ tarafına kapı, sol tarafına ise, iki dikdörtgen pencere yerleştirilmiştir. Cephenin ortasına gelen pencere ile aynı düşey eksende, tepe penceresi bulunur. Bu cephede daha önce bulunan yirmi basamaklı merdiven-minareden, duvardaki basamak izlerinden başka iz günümüze gelmemiştir. 193 Merdiven izlerine bakıldığında, önünden geçtiği pencereyi kapatması dikkat çeker. Güney cephede altta iki dikdörtgen pencere ve üstte tepe penceresi yer alır. Kuzey cephede ortada, mermer söveli basık kemerli giriş kapısı yer alır. Kapının sağında ve solunda birer dikdörtgen pencere bulunur. Kapı ile aynı düşey eksende bir tepe penceresi, tepe penceresi ile kapı arasında kalan boşlukta ise, yuvarlak kemerli bir niş yer alır. Yapıldığı dönemde büyük olasılıkla kitabelik olarak düzenlenmiştir. Biri batıda, diğeri ise kuzeyde iki kapı ile girilen harimde; kubbeye geçiş köşelerde, cephe duvarlarının ortasından başlayan sivri kemerlerle sağlanır. Kemerlerin ayakları, mukarnaslarla bezeli taş bingilere oturmaktadır. (Resim 193,194). Kemer aralarında pandantifler bulunmaktadır. İç mekânda sekizgen kasnağı oluşturan sivri kemerlerin tepe noktaları beden duvarından yüksektir. Bu nedenle kubbe, beden duvarları üzerine oturuyor etkisi bırakır. Cephelerde yer alan tepe pencereleri, sivri kemerlerin tepe noktalarına denk gelerek iç mekânda simetrik bir olgu yaratır. Güney cephede tam ortada yer alan mihrap, sivri kemerli derin bir niş şeklindedir. Mihrabın batısında ahşap minber yer alır. ( Resim 195) 192 Kolay, İ, Batı Anadolu 14.Yüzyıl Beylikler Mimarisinde Yapım Teknikleri, Ankara 1999, s R.Duran ın yaptığı çalışma bu yapı ile ilgili son çalışmalardan biridir tarihli bu çalışmada araştırmacının..güneye yakın olan pencerenin bir kısmını kapatan yirmi basamaklı merdivenminarenin basamakları yer yer tahrip olmuştur. Şeklindeki ifadesinden o tarihte merdivenminarenin kısmen de olsa ayakta olduğu anlaşılmaktadır. Bkz. R.Duran, a.g.e s.108

198 Yapıda oldukça fazla devşirme malzeme kullanıldığı dikkati çeker. Devşirme malzemeler, duvar dokusunda bezeme amaçlı, pencere ve kapı sövelerinde ise işlevsel amaçlı kullanılmıştır. Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe Yapının cephe duvarlarında, yarıya kadar devşirme kesme taş, sonrasında ise moloz taş kullanılmıştır. Yer yer duvar dokusunun içinde devşirme sütun başlıkları, spiral desenli taş parçaları bulunur. Ana giriş kapısının yan söveleri geometrik bezeli, lentosu ise birbirine uydurulmaya çalışılmış, düz blok taşlardan oluşan devşirme malzemedir. Kapıların iki yanında yer alan, Bizans döneminden 194 kalan sövelerde, çark-ı felek, rozet ve daire madalyon motifleri birbirini takip eder. Bu motiflerin arası geometrik örgelerle doldurulmuştur. Pencerelerde benzer düzenleme söz konusudur. Pencerelerin söveleri ve lentoları devşirme blok taşlarla oluşturulmuştur. Lentonun üzerinde çökertmeli kılıcına dizilmiş tuğlalarla yuvarlak kemerler mevcuttur. Kemerlerin içi de tuğlalarla örülmüş, sığ bir niş şeklinde boş bırakılmıştır. ( Resim 196) Güney cephesinde mihrap hizasında, pencere alınlığı şeklinde bir düzenleme dikkati çeker. Sağır pencere görünümünde, yuvarlak kemerli kemer aynasının ortasına yekpare bir taş yerleştirilmiştir. Bu taşın üzeri ve etrafı tuğlalarla düzgün bir şekilde doldurulmuştur. ( Resim 197) Minberin süslemeleri dışında bezemenin bulunmadığı iç mekânda, sadece sivri kemerlerin oturduğu taş bingiler mukarnaslıdır. Mihrap sade, derin bir niş şeklindedir. Taş malzeme ile yapılan mihrap, tamamen sıvandığı için malzeme seçilememektedir. Minber Kündekari tekniğiyle yapılmış olan ahşap minber özgündür. Minber kapısını dört yönden kuşatan pervazın üzeri mail kesimli, Rumîli bir bordürle bezelidir. İnce kıvrım dalların S ler oluşturarak, damla gibi iki dilimli yaprağa dönüştüğü bordür 194 Kolay, İ; a.g.e, s.121

199 tüm kapıyı dolanır. Kapı üzerindeki sövede ise, çapraz Rumîlerin, tepede birleşip tekrar birbirlerinin içinden çıkarak oluşturduğu kalın bir bordür yer alır. ( Resim 1198) Minberin dolap aynalığı farklı bir düzenlemeye sahiptir. Dikey hatta dikdörtgen bir zemin üzerine, birbirini kesecek şekilde çifter çifter yerleştirilmiş geniş çıtaların üzeri bitkisel motiflerle bezenmiştir. Dolap aynalığı ile üçgen yan aynalığı birbirinden, iki sıra spiral kıvrık dallı rumî bordür ayırır. Yatay ve düşey eksende birbirine çakışarak kareler ve dikdörtgenler oluşturan kalın çıtaların üzerinde aynı motif tekrarlanır. Spiral hatlarda ilerleyen Rumîler iki dilimli, damla şeklindeki dolgun yapraklar oluşturarak devam eder. ( Resim 199) Minberin yan üçgen aynalıkları, onikigenlerin iç içe geçmeleriyle oluşturulan ajurlu kurguya sahiptir. Onikigenlerin aralarında altı köşeli yıldızlar, stilize kelebekler ve çokgenler oluşur. Her iki aynalıkta da aynı kurgu tekrarlanmıştır. (Resim 200) Açık yeşile boyalı minberin mukarnaslı kemer alınlığındaki hatlar, yaldızla vurgulanmıştır. Ahşap miner özelliğini büyük ölçüde kaybetmiştir. Kalın boya tabakası altında yer alan motifler seçilememektedir. Minberin kapı kanatları yoktur, bunun yerine yeşil kadife bir perde asılıdır. Perdenin üzerinde çeşitli ayetler ve câmi tasvirleri yer alır. Dışa taşkın minber kapısının kemer kısmı, dört sıra mukarnasla bezenmiştir. Kemer tacında yer alan alınlığın üzerinde, sülüs hatla yazılmış ayet 195 ve hadis bulunur. (Resim 201) Üçgen aynalıkla merdiven korkuluğunu iki sıra bordür ayırır. Dolap aynalığı ile üçgen aynalığı ayıran bordürler aynı özellikleri taşır. (Resim 202) Merdiven korkulukları; birinci sırada kare ve beşgenler, ikinci sırada altıgen ve dört kollu yıldızlar, üçüncü sırada kare ve altıgenler, dördüncü sırada dört kollu yıldız ve altıgenler ve en sonuncu sırada beşgen ve kare düzenlemesiyle son bulur. Korkuluk üst pervazında bir ayet yer alır. Yan dolap aynalığı ile köşk kısmını ayıran kalın bordür, rumîlerin tepede birleşip kendi içlerinden çıkarak devam ettiği kurguyu tekrarlamıştır. Köşk yan korkuluğunu minberin tümünü dolaşan spiral ince bordür kuşatır. Köşkün yan 195 Mesâcid 4/24 (1/378), Zühd 3/43 (111/2287)

200 korkuluğu; ilk sırası kare ve beşgenler, ikinci sırası dört kollu yıldız ve altıgenler, üçüncü sırası kare ve altıgenler, dördüncü sırası dört kollu yıldız ve altıgenler ve sonuncu sırası kare ve beşgenlerden oluşan geometrik kurguya sahiptir. Minberin şerefe kısmı at nalı biçiminde kemerlerin yan yana getirilmesiyle oluşturulan bir düzen içindedir. Kemer köşe yüzeyleri bezemesizdir, şerefenin üst kısmında da bir ayet bulunur. Minber bezemesiz bir külahla son bulur. (Çizim 41,42,43,44)

201 KAYNAKLAR DURAN, R(1995), Menteşe Beyliği Mimarisi, DEÜ, SBE, yayınlanmamış doktora tezi, İzmir. KOLAY, İ(1999), Batı Anadolu 14.Yüzyıl Beylikler Mimarisinde Yapım Teknikleri, Ankara. KUBAN, D (1962), Bir Batı Anadolu Gezisi İstanbul. UZUNÇARŞILIOĞLU, İ.H (1929), Kitabeler., İstanbul.

202 MİLÂS AHMED GÂZİ (ULU) CAMİİ Katalog : 17 Plân : 16 Çizim:- Resim : İnşâ Tarihi: H.777 / M Yaptıran: Tacettin Ahmet Gazi Mimarı: Bilinmiyor Yeri: Milâs ta Balovca Deresi nin kenarındaki Hoca Bedrettin Mahallesi nde, Milâs Müzesi nin karşısında bulunmaktadır. Tarihlendirme: Yapı, kuzey cephesinde bulunan cümle kapısının üzerinde yer alan inşa kitabesinde; Bismillahirrrahmanirrahim Bena hâzihi l-câmi el-kebir El-Emîrü l-mu azzâm Es-Sultân-ül-mükerrem mâlikü rikâb-ı l-ümem mevla l-mulûki l-arâb ve l-acem Gâzî Ahmed Beğ tavvelallâhu ömrehu ve İbn l merhûm el magfûr es-sa îd eş-şehîd el mes ûd İntebehümüllâhu bihubûbi l-cennâti İbrâhîm Beğ bin Orhan Gâzî bin Elbistan feraga min imâreti hâzihi l-câmi-i il-cedîd fî evveli cumâdi l-âhir sene semânîn ve seb i mie(780) Uzunçarşılıoğlu, İ.H; Kitabeler..., İstanbul 1929, s.157:tevhid, A; Menteşeoğullarından Ahmed Gazi Bey in Hayratı Kitabeleri, TOEM, 18, İstanbul 1913, s.1148: P.Wittek, Menteşe Beyliği, çev. O. Gökyay, (3. Baskı) 1999 Ankara, s.139

203 Buna göre yapı, 1378 tarihinde Gâzi Ahmed Bey tarafından yaptırılmıştır. Orijinal minberden bugünkü minberin üzerine olduğu gibi kopyalanan minber kitabesi ise H.781/ M.1380 tarihini verir. Plân: Mihrap önü kubbeli Ulu cami plân tipinde inşa edilen yapı, büyük bir avlu içinde yer alır. Yapının doğu, batı ve güney cephe duvarlarında sonradan yapılan destek payandaları mevcuttur. Batı cephesinde güneye doğru yerleştirilen payandanın yanı sıra, altta iki dikdörtgen pencere, üstte ise yuvarlak kemerli, alçı dışlıklı beş pencere yer alır. Yapıda, 1987 yılında yapılan onarım sırasında, doğu cephesinde yer alan kuzey tarafındaki pencerenin aslında kapı olduğu anlaşılmış, aslına uygun olarak dıştan düz lentolu, içten yay kemerli kapıya dönüştürülmüştür. 197 Bu cephede altta iki büyük dikdörtgen pencere, üst seviyede ise beş küçük dikdörtgen düz lentolu pencere yer alır. Doğu cephesinde ayrıca biri cephenin ortasında, diğeri kuzey tarafına yakın, çeyrek daire biçimli kemerli iki payanda cephe duvarını destekler. (Resim 203,204, 205) Mihrap cephesinde, altta iki büyük dikdörtgen pencere yer alır. Bu cephede doğu ve batı köşelerine yakın çeyrek daire biçimli ve kemerli iki payanda duvarı destekler. Antik malzeme ile taş ve tuğla derz dokulu sıvasız duvarları camiye Beylik mimarisine has sade bir karakter vermiştir. Cephe duvarlarında görülen, kemerli ve kemersiz takviye payandaları yapıya sonradan eklenmiştir. Yapının kuzey cephesinde ise, orta eksende cümle kapısı yer alır. Cümle kapısının iki yanında saçak seviyesine yakın küçük dikdörtgen, düz lentolu, alçı dışlıklı birer pencere, sol altta ise dikdörtgen, düz lentolu madeni şebekeli bir pencere bulunur. Cümle kapısının sağında ise, kuzey-batı köşesinden başlayarak ve orta eksende çatı seviyesine kadar yükselen merdiven minare, konik külahla sonlanır. Merdiven minarenin yapının inşa tarihiyle aynı zamanda yapılmadığı restorasyon sırasında anlaşılmıştır. 198 Hafif dışa taşkın, sivri kemerli derin niş içinde bulunan cümle kapısı, dıştan profilli iki silme ile kavranan basık kemerli bir kapıdan oluşur. Sivri kemerli nişin iki yan yüzünde birer yuvarlak kemerli papuç nişi yer alır. Kapının üzerindeki basık 197 Erincin, Ö -B.Erat, Milas Ulu Camii İle İlgili Çalışmalar, V.Vakıf Haftası, Restorasyon ve Vakıfların Ekonomik ve Sosyal Etkileri Semineri 7-13 Aralık 1987, Ankara, s Erincin, Ö-B.Erat, a.g.m., s.112

204 kemerin sağ tarafına yapının vakfiyesi, kemerin alınlığına ise iki satırlık inşa kitabesi yerleştirilmiştir. Harim, mihrap duvarına dik dörder düzensiz paye ile üç sahına ayrılmış olup, mihrap önü kubbeli plân yorumundadır. Orta sahın mihrap önüne kadar birbirine eşit olmayan beşik tonozlarla, mihrap, içleri mukarnas dolgulu pandantiflerle geçilen kubbe ile; sol taraftaki sahının ilk bölümü aynalı yıldız tonozla, kalan dört bölüm çapraz tonozlarla; batı yan sahın ise tamamen beşik tonozlarla örtülüdür. Sahınları ayıran payeler birbirine sivri kemerlerle bağlanmıştır. Payelerin taşıdığı tonozlar beden duvarlarına gömülmüş devşirme sütunlara oturur. Güney duvarında yer alan hafif dışa taşkın taş mihrap, düz, iç bükey ve kaval silmelerle üç yandan çevrilmiştir. Köşelerde zar biçimli kaidelere oturan mukarnas başlıklı köşe sütünceleri ve dört sıra mukarnaslı kavsaraya sahip olan beş yüzeyli mihrabın, kavsara kemer köşe dolgu yüzeylerinde aşı boyasıyla 199 yapılmış geometrik süslemeler yer alır. Yapıda bulunan minber 1879 yılında eski ahşap minberin yerine Hıristiyan ustalar tarafından yapılmıştır. 200 Eski ahşap minberin üzerinde bulunan yazılar ve kitabeler yeni minberin üzerine kopyalanmıştır. Minberde kullanılan derleme malzemenin çokluğu dikkat çekicidir. Minber kapısının iki yanında yer alan sütünceler, yan aynalıklar, korkuluklar ve süpürgeliklerde kullanılan mermer kaplamalar derleme malzeme olup, minbere göre yeniden biçimlenmiştir. 201 Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe Dış cephede rastgele kullanılan bol derleme malzeme cepheleri hareketlendirir. (Resim 208,209 Yapının tüm cephelerinde yer alan altlı üstlü pencerelerin lento ve söveleri devşirme olup, herhangi bir süsleme unsuru taşımamaktadır. Batı cephesinde yer alan kapının lentosu üzerinde Arapça bir 199 Duran, R, Menteşe Beyliği Mimarisi, DEÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İslam Sanatları ve Tarihi Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Doktora Tezi, 1995 İzmir. 200 A.Tevhid eski minberin Vakıflar Müzesine nakledildiğini, P.Wittek ise minberden kalan kısımların İzmir Müzesi ne nakledildiğini söyler. Bkz ; A.Tevhid, Menteşeoğullarından Ahmed Gazi Bey in Hayratı Kitabeleri, TOEM, 18, İstanbul 1913; P.Wittek, Menteşe Beyliği, çev. O. Gökyay, (3. Baskı) 1999 Ankara, s Duran, R,; a.g.e, s.136

205 vakfiye kitabesi, lentonun üzerinde ise, tuğla-derz dokulu zikzak bir bordür yer alır. Zikzakları oluşturan üçgenlerin arasında kalan boşluklara gene üçgen kesilmiş tuğlalar yerleştirilmiştir. (Resim 204, 205) Dış cepheyi ifadelendiren tek süsleme unsuru, kuzey cephesinde bulunan cümle kapısı üzerindeki yekpare mermer üzerine sülüs hatla yazılmış inşa kitabesidir. Kitabenin ilk satırında ortada yer alan merkezden gelişen, şakayıklar ve düğümlü geçmelerden oluşan rozet, altta ikinci satırın başlangıcında yarım olarak yer alır. İkinci satırın sonunda yarım rozetin tekrarlanmaması dikkat çekicidir. (Resim 206, 207) İç Mekân Güney duvarında yer alan kesme taştan yapılmış özgün mihrap düz, içbükey ve kaval silmelerle üç yönden çevrelenmiştir. Mihrap nişini sınırlayan köşe sütünceleri zar şeklinde kaide üzerinde mukarnas başlıklıdır. (Resim 210,211) Doğu tarafındaki mihrap sütüncesi, 1987 yılında yapılan onarımda aslına uygun olarak yenilenmiştir. 202 Dört sıra mukarnaslı kavsara ile mihrap nişini profilli silmeler ayırır. Mihrap kavsarasını oluşturan mukarnas dizileri, geniş damla biçimi verilerek ve içleri badem şeklinde yivli işlenerek hacimsel bir değer kazanmıştır.(resim 212) Kavsaranın kemer köşe dolgu yüzeylerinde, kırmızı aşı boyası ile yapılmış kare içinde üçgenler ve karelerden oluşan geometrik bezemeler yer alır. Kavsara içindeki mukarnas dizilerinde bulunan boya izleri, mukarnasların daha önce boyalı olduklarını gösteren işaretlerdir. Devrinden olmayan taş minber 19. yüzyılda Hıristiyan ustalar tarafından yapılmıştır. 203 Devşirme malzemenin yeniden değerlendirilmesine iyi bir örnek olan minber kapısının iki yanında, üzerinde bitkisel bezeme bulunan iki sütun yer alır. Minberin yan aynalıklarında ve şerefe altındaki yüzeylerde bulunan rozetler ve madalyonlar ile naturalist çiçekler kabartma tekniğiyle işlenmiştir. Özgün minberin kitabeleri korkuluk pervazları ile şerefe altına bordür şeklinde kopyalanmıştır. Mihrap önü kubbesinin geçiş elemanları olan pandantiflerin içleri beş sıra mukarnas dolguludur. Yelpaze biçimli geniş mukarnas yuvalarının içleri damla biçiminde işlenerek hareketlendirilmiştir. (Resim 213) 202 Duran,R, a.g.e., s Bkz, A.Tevhid, a.g.m, s.1149

206 KAYNAKLAR DURAN, Remzi, Menteşe Beyliği Mimarisi, DEÜ,Sosyal Bilimler Enstitüsü, İslam Sanatları ve Tarihi Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Doktora Tezi, 1995 İzmir. ERİNCİN, Ö -B.Erat, Milas Ulu Camii İle İlgili Çalışmalar, V.Vakıf Haftası, Restorasyon ve Vakıfların Ekonomik ve Sosyal Etkileri Semineri 7-13 Aralık 1987, Ankara. UZUNÇARŞILIOĞLU, İ.H (1929), Kitabeler., İstanbul. TEVHİD, Ahmed, Menteşeoğullarından Ahmed Gazi Bey in Hayratı Kitabeleri, TOEM, 18, İstanbul 1913 WİTTEK, Paul Menteşe Beyliği, çev. O. Gökyay, (3. Baskı) 1999 Ankara.

207 FİRUZ BEY CÂMİ ( KURŞUNLU CÂMİ, GÖK CÂMİ) Katalog : 18 Plân : 17 Resim : Çizim: İnşâ Tarihi: H.799/ M.1396 Yaptıran: Menteşe Valisi Hoca Firûz Bey Mimarı: Hasan ibn Abdullah Yeri: Milas ta, Firûz Paşa Mahallesi, Kışla Cadde sindedir. Tarihlendirme: Giriş kapısının alınlığında yer alan, üst kısmı beş dilimli dekoratif kemer şeklinde düzenlenen kitabenin, bani ve tarih belirten bölümü Arapça, sülüs hatla dört satır halinde düzenlenmiştir. İnşa tarihini veren yazı sağ taraftan başlayıp dekoratif kemeri dolanarak sol alt tarafta biter. Kitabede; Bism illahi r-rahmani r-rahim emere bi imareti hâzihi l imareti l mubareke fi eyyami devleti l-melik es-sultan celâlü d-din Bayazıd ibn Murad Han ibn Orhan azza nasrahu mübarüz id-din Hâce Piruz Bey dame izzehu Kitabeyi kuşatan dilimli kemerde; Ve zada tevfikehû ve ammarahu min yevmil ahad fi l mesâdis ve l-işrin min şehri safer li-seneti tis in ve tis ine ve seb imiye. 204 Buna göre câmi, 1396 tarihinde Milâs ın Osmanlı idaresi altında bulunduğu sıralarda, Osmanlı ümerâsından Firûz Bey 205 tarafından yaptırılmıştır. 204 Demiriz, Y,; Osmanlı Mimarisinde Süsleme I, İstanbul 1979, s.627: E.H.Ayverdi; Osmanlı Mimarisinin İlk Devri, İstanbul 1989, s.522: Y.Özbek; Osmanlı Beyliği Mimarisinde Taş Süsleme , Ankara 2002, s.123: P.Wittek; Menteşe Beyliği, çev. O.Ş.Gökyay, Ankara 1999, s.144

208 Yapının mihrap nişinin sağ pervazının sol yüzünde, yukarıdan aşağıya doğru; -Katib Musa bin Adil el nakkaş el Kebir el Hakir Mihrabın sol pervazının sağ yüzünde aşağıdan yukarıya doğru; Amele Hasan bin Abdullah el benna el-lezi benâ ve temênna Şeklindeki ifadelerden; yapının Hasan bin Abdullah tarafından inşâ edildiği, süsleme ve yazılarının Musa bin Adil tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. 206 Plân Firuz Bey Câmi, planıyla ilk dönem Osmanlı mimarisinin karakteristik örneklerinden biridir. Evliya Çelebi yapıyı ; Cümleden vâcibü s seyr Câmi-i Kebîr şehrin şimâli cânibinde kurşum örtülü ve beş kubbe-i âlîli ve bir minâre-i mevzûnlu bir ibret-nümâ câmi-i zîbâdır. Ve cânib-i erba sında der ü dîvârları serâpâ gök mücella mermerdendir, anının içün Etrâk tâ ifesi Gökcâmi derler şeklinde tarif etmiştir. 207 Yapının tamamı gri renkli, yer yer koyu damarlı Sodra mermeri 208 denilen mermerle kaplanmıştır. Yapıda kullanılan mermerlerin, çevrede bulunan antik kentlerden devşirildiği ve duvarlarda kaplama malzemesi olarak değerlendirilmektedir. 209 (Resim 214, 215,216) Yapının doğu cephesinde ve son cemaat yerinin yan duvarlarında bulunanlarla beraber, dördü alt seviyede, dördü üst seviyede toplam sekiz pencere bulunur. Yan mekânların olduğu kanatlar orta kütleden dışa çıkıntılıdır. Batı cephesi doğu cephesinin tekrarıdır. Batı kanadında yer alan oda duvarı, minare merdivenine yer açmak için daha kalın tutulduğundan, batı kanadı doğuya göre daha çok dışa çıkıntılıdır. Güney cephesinde de alt seviyede iki, üst seviyede iki olmak üzere dört pencere bulunur. Bu pencerelerden başka yan kanatlarda bulunan odaların, güney cepheye bakan altlı üstlü ikişer penceresi cepheyi hareketlendirir. 205 Kitabede Piruz Bey olarak geçmektedir. 206 Demiriz,Y; a.g.e, s.627, Y.Özbek; a.g.e, 123, E.H.Ayverdi, a.g.e, s Evliya Çelebi; Seyahatnâme, c. IX, çev. Y.Dağlı-S.A.Kahraman-R.Dankoff, İstanbul 2005, s Akarca, A- Turhan Akarca; Milâs, İstanbul 1954, s Wulzinger-Wittek-Sarre; Das Islamische Milet, Berlin- Leipzing 1935, s.61: G.Goodwin; A. History of Otoman Architecture, London 1992, s.31

209 Beden duvarları, saçak seviyesinde iç bükey ve kaval silmelerle son bulur. Son cemaat yerinin orta kısmı dilimli kubbe ile, yan kısımları tonozla örtülüdür. Yapının yan kanatlarındaki mekânlar sağır, tek kasnakla, mihrap önü kubbesi ise, çift kasnakla örtülüdür. Üst örtü sisteminin tümü kurşun kaplıdır. Ters _I _ plânlı -zaviyeli câmiler 210 grubunda değerlendirilen yapı; ikisi L, ikisi dikdörtgen biçiminde dört kalın payenin taşıdığı, yanlarda duvara oturan, beş sivri kemerle beş bölüme ayrılan son cemaat yerine sahiptir. Kuzey cephesini boydan boya kaplayan son cemaat yerinin yan duvarlarında, aynı düşey eksende ikişer pencere yer alır. Taç kapıyla aynı aksta bulunan orta kemer, yanlarda yer alan kemerlerden yüksek ve geniştir. Ortadaki giriş bölümü sekiz dilimli kubbe ile, yanlarda bulunan bölümler ise beşik tonoz örtülüdür. Giriş bölümünün üzerini kapatan saçak, dört tane dilimli konsolla taşınır; saçakları taşıyan konsolların yüzeyleri natüralist bitkisel örneklerle bezenmiştir. Ortadaki kemer ile iki yanında yer alan kemerler, zikzak yivlidir. Kemer ayaklarının oturduğu konsollar mukarnas sıralı ve bezemelidir. Giriş bölümünün sağında ve solundaki kemerlerin aralarında, geometrik motiflerle bezeli dört korkuluk şebekesi bulunur. Giriş kısmının zemini yaklaşık 0.40 m kadar aşağıdadır, girişe iki basamakla inilir, yanlarda bulunan üçer basamaklı merdivenle de son cemaat yerinin yan mekânlarına çıkılır. Cümle kapısı, sivri kemer biçiminde sığ bir niş içine yerleştirilmiştir. Nişin içine kemer ayakları seviyesinde, dikdörtgen bir çerçeve içine giriş kapısı oturtulmuştur. Câmi mekânından daha alçak olan giriş bölümü, kare hacim üzerine kenarların orta noktalarını birleştirerek, üst üste bindirme tekniğinde inşâ edilen düz atkılı örtü sistemi ile örtülmüştür. 211 Giriş bölümünün iki yanında basamaklarla çıkılan iki yan mekân yer alır. Bu yan mekânların üzeri yivli mukarnaslı tromplarla geçilen sekizgen, tek kasnaklı kubbe ile örtülüdür. Yan mekânların, mihrap cephesine ve yan cephe duvarlarına açılan aynı düşey eksende, her duvarda biri alt diğeri üst seviyede toplam altışar penceresi vardır. Oda zeminleri sonradan yükseltilmiştir, zeminin içten pencere seviyesinde olması bu görüşü doğrular. Batı tarafındaki odanın ara duvarı, doğu tarafındaki 210 Aslanapa, O; Türk Sanatı, İstanbul 1984, s Geç Hellenist ya da Erken Roma dönemine tarihlendirilen, Milas Gümüşkesen anıtında da aynı teknik kullanılmıştır. Bkz. İ.Kolay; Batı Anadolu Beylikler Mimarisinde Yapım Teknikleri, Ankara 1999, s.89, Şekil 110.

210 odanın ara duvarından 0.62 m daha geniş tutulmuştur. Bu duvar içine yerleştirilen düz merdivenle minareye çıkılır. 212 Giriş mekânından üç basamaklı merdivenle asıl ibadet mekânına girilir. Mihrap ekseninde giriş ile ibadet mekânını ayıran, geniş sivri bir kemer bulunur. Giriş kapısındaki silmelerin tekrarı olan silmeler, sivri kemerin kemer ayakları seviyesinde başlayıp, câmi ibadet mekânının zemin seviyesinde, kemeri taşıyan payenin bitiminde ilmik biçiminde sonlanır. Köşelerde kaide ve başlığı mukarnaslı sütünceler yer alır. Duvarlar yaklaşık 3 m yüksekliğe kadar gri-mavi mermerle kaplıdır. Kaplamanın bittiği noktada başlayan oluklu ve kaval silmeler yapıyı içten dolaşır. Yapının doğu ve batı duvarlarında, iki alt iki üst seviyede olmak üzere, aynı düşey eksene yerleştirilmiş dörder pencere yer alır. Mihrap duvarında da ikisi alt seviyede, ikisi üst seviyede mihrabın doğu ve batı yönünde ikişer pencere bulunur. Aşağı seviyede olan pencereler basık kemerli, yukarı seviyedekiler yuvarlak kemerlidir. Beden duvarlarını sınırlayan silmelerden sonra, içleri derin olmayan mukarnaslar ve Türk üçgenleriyle dolgulanmış tromplarla kubbeye geçilir. (Çizim 72) 8.40 m çapında, çift katlı sekizgen kubbe kasnağının ilk katına dört tane yuvarlak pencere açılmıştır. Mihrap, güney duvarının ortasına yerleştirilmiştir. Muhteşem mermer işçiliğine sahip olan mihrap, bezemeleriyle dikkati çeker. Mihrabın sağ yanına minber, soluna kürsü yerleştirilmiştir. Mermerden yapılmış olan minber sade, bezemesizdir. Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe Yapının beden duvarlarının tüm yüzeyleri gri renkli, yer yer koyu damarlı Sodra mermeriyle saçak seviyesine kadar kaplanmış, saçak seviyesinde silmelerle son bulmuştur. Dış yüzeylerdeki süsleme programı; son cemaat yeri kemerleri, saçak altı, üst seviye pencere tavanları, şebeke korkulukları ile taçkapı, cephelerde yer alan pencere lento ve alınlıklarında yoğunlaşmıştır. Üst pencereler birbirine benzer tarzda 212 Ayverdi, E.H, ; a.g.e, s.518

211 bezenirken, alt kat pencerelerinin sadece bazıları silmelerle sınırlanmış, çoğunluğu lentosu ve sövesi belirginleştirilmeden duvar eti içinde tutulmuştur. (Resim 217)) Doğu cephesinde yer alan dört dikdörtgen pencereden ikisi alt seviyede, ikisi üst seviyededir. Pencereler, aynı düşey eksene yerleştirilmiştir. Üste seviyede olan pencereler birbirine benzer tarzda düzenlenmiştir. Doğu duvarı kuzey tarafındaki üst pencere duvar yüzeyinden yaklaşık 0,10 m çökertilmiş, düz lento ve söve ile çevrelenmiştir. Alınlık kısmında kırmızı beyaz renkli almaşık düzende geçmeli bir bordür yer alır. Bordürde; beyaz ve kırmızı mermer aynı biçimde kesilip ters-düz yerleştirilmiş, bordürü oluşturan her taşın ortasına zıt renkte, küçük yuvarlak bir taş kakılmıştır. Bordürün üzerine düz ince bir atkı taşı konmuş, atkı taşının üzerine yerleştirilen, tek parça blok taştan oyulmuş beş sıra mukarnasla duvar yüzeyine geçilmiştir. Mukarnasların ilk sırasındaki yastıkların üzeri, dama taşı gibi dörde bölünmüş, aralarına dilimli nişcikler yerleştirilmiştir. Mukarnas yüzeyleri dilimlenmiş, bu şekilde derinlik kazandırılmıştır. Bu pencerenin düşey eksenine yerleştirilen alt pencere bezemesizdir. İç bükey ve kaval silme ile sınırlanmış, lentosunun üzerindeki kırmızı renkli atkı taşı ile yetinilmiştir. Doğu duvarı güney yönünde yer alan üst pencere de, kuzey penceresi ile aynı şekilde düzenlenmiştir. Düz lentonun üzerindeki bordürün kuzey pencereden tek farkı, beyaz geçmeli taşın içine kakılan yuvarlağın çift olmasıdır. Bordürün üzerindeki lentodan sonra başlayan dört sıra mukarnasın ilk sırasındaki yastıklar, ters palmet biçimindedir. Ters bakılınca üç dilimli palmet biçiminde olan ilk mukarnas dizisi, düz bakınca çanak yapraklı, açılmış laleye benzer. Üzerleri badem biçimli yivlenmiş mukarnaslar, etrafı silmeyle çevrili küçük dikdörtgen nişlerin içindeki istiridye motifiyle sonlanır. Bu pencerenin düşey eksenine yerleştirilen alt pencere duvardan çökertilmiş, kıvrımlı kaval silme tarafından çevrelenmiştir. Duvar yüzeyine iç bükey silmeyle geçilmiştir. Yan kanattaki mekânın doğu cephesinde yer alan altlı üstlü iki penceresinin sadece üst penceresi bezemelidir. Pencere diğerlerinden farklı olarak çökertilmemiş, etrafı duvar dokusundan hafif dışa taşkın, üç yüzlü silmeyle çevrelenmiştir. Düz lentosunun üzerine ise, almaşık renkli, geçmeli taç bordür yerleştirilmiştir. Bu düz

212 bordür, diğer pencerelerde uygulananların tekrarıdır. Alt pencere, diğer alt pencerelerin çoğunluğu gibi duvar dokusu içinde tutulmuştur. Batı cephesinde, güney tarafta yer alan pencere duvardan 0.10 m kadar çökertilmiştir. Düz lento taşının üzerinde, kırmızı-beyaz almaşık renkli ve geçmeli olarak düzenlenen yuvarlak kemer yer alır. Aynı biçimde kesilmiş taşların düz-ters almaşık düzende yerleştirilen kemerin taşlarının her birine, zıt renklerde küçük yuvarlak taşlar kakılmıştır. Kemerle lento arasında kalan dar alana, iki parçadan oluşan kırmızı taş yerleştirilmiştir. Beyaz mermer kemer köşelikleri ise boş bırakılmıştır. Duvar yüzeyine dört sıra mukarnasla geçilir. Mukarnas düzeni doğu cephesinde yer alan, kuzey üst penceresi ile aynıdır. Batı cephesi kuzey üst penceresi de aynı şekilde düzenlenmiş, pencere alınlığında yuvarlak kemer yerine düz bordür kullanılmıştır. Duvar yüzeyine mukarnas dizisiyle geçilmiştir. Dört sıra sık sık ince işlenmiş mukarnas, duvar yüzeyine geçerken, silmeli ve içleri boş dikdörtgen nişlerle biter. Bu cephede alt seviye de bulunan pencerelerin lento ve söveleri vurgulanmamış, pencereler duvar eti içine yerleştirilmiştir. Yan kanatta yer alan, batı cephesindeki duvara aynı eksende yerleştirilmiş iki pencerede alt seviyede olan; diğer batı alt pencereler gibi düzenlenmiştir. Üst pencere ise, duvardan içeri 0.10 m çökertilmiş, basık hafif sivri kemerlidir. Kemer alınlığı boş bırakılmış, üzerine almaşık düzende geçmeli taşlarla bir bordür yerleştirilmiştir. Bordürün üzerinden duvar yüzeyine geçisi sağlayan mukarnas, saçak silmesine bitişmiştir. Beş sıradan oluşan mukarnasın, dilimlerine, üzeri yivli badem şekli verilerek yüzeyleri hareketlendirilmiştir. Yapının güney cephesine bakan altı pencere bulunmaktadır. Dördü mescid mekânına, ikisi yan mekânlara aittir. Doğu yan kanadının güneye bakan cephesindeki üst pencere, değişik kemer biçimiyle dikkati çeker. Bursa kemerine benzeyen dilimli kemerin kilit taşına, aşağıya doğru sarkan kandil biçimli kabara yerleştirilmiştir. Bezemesiz kemer alınlığının üzerinde, renkli geçmeli taşlardan oluşan bordür yer alır. Duvar yüzeyine geçiş mukarnasla sağlanmıştır. Beş sıradan oluşan mukarnasın yüzeyleri dilimlenmiş, bu şekilde derinlik kazandırılmıştır. Bu cephedeki alt pencerenin etrafı, iç bükey ve kaval silmelerle çevrelenmiştir. Pencere üstündeki lento, diğer pencerelerde kullanılanlardan çok daha geniş tutulmuş ancak

213 bezenmemiştir. Lentonun üzerinde, kırmızı-beyaz taşlardan dönüşümlü düzende yapılmış düz bir bordür yer alır. (Resim 218, 219,220,221) Batı yan kanadının güneye bakan cephesinde yer alan üst pencerede ise; altı dilimli, basık kaş kemer benzeri uygulama vardır. Kemer alınlığı ve köşelikleri boş bırakılmış, üzerine dönüşümlü renk düzeninde geçmeli taşlardan oluşan bordür yerleştirilmiştir. Bunun üzerinde, dört sıra mukarnastan oluşan düzenleme yer alır. dört köşeli yıldız biçiminde başlayan mukarnas dizileri, istiridye motifiyle son bularak duvar yüzeyi ile sıfırlanır. Mukarnas dilimlerinin üzerleri işlenmiş, bu şekilde hareket ve derinlik kazandırılmıştır. Bu pencere ile aynı düşey eksende yer alan pencere, en çok bezemeye sahip olan alt pencere niteliğindedir. Duvar etinden içe doğru hafifçe çökertilmiş olan pencerenin sadece alınlık kısmı bezelidir. Diğer pencerelerden farklı olarak silme ile çevrili değildir. Düz lentonun üzerindeki atkı taşı almaşık düzendedir. Ortada siyah taş, iki yanında daha küçük birer kırmızı taş yer alır. Taşların etrafı ve araları oluklu çok ince taş çerçeve ile sınırlanmıştır. Arada bulunan düz atkı taşından sonra, üç sıradan oluşan mukarnas sıralı kısımla duvar yüzeyine geçilir. Dilimli nişciklerle biten son sıranın aralarındaki dikdörtgenlerin üzerine sivri kemerler kazınmıştır. Yapının kuzey cephesinde, yan kanatlarda bulunan mekânların, son cemaat yerine açılan ikişer penceresi vardır. Bu pencerelerin alt seviyede olanları duvar eti içinde tutulmuşlardır. Üst pencereler ise, silmelerle çevrelenmiş, içine dilimli birer kemer yerleştirilmiştir. Bu kemerlerin alınlıkları ve köşelikleri boş bırakılmış, kilit taşlarına ise birer kemerli kandil biçimli sarkıt yerleştirilmiştir. (Resim 224) Bu kandil motiflerinden birinin yarısı, diğeri ise sağlam olarak günümüze gelmiştir. Her iki pencerede de kemer alınlığının üzerinde, birer dönüşümlü renk düzeninde, geçmeli taşlardan oluşan düz bordür yer alır. Revaklı, beş bölümlü son cemaat yerinin giriş aksındaki ana kemerinin oturduğu yastıklar, içe doğru taşırılmış ve düz profilli silmeyle boyuna bölünerek iki yüzey elde edilmiştir. İki kemer yastığı da aynı şekilde tasarlanmıştır. İkisi arasındaki tek fark, tamnişin içindeki bitkisel bezemelerdeki detaylar ve niş kemer aynalığındaki motiftir. Doğu kemer tastığının niş alınlığında Mühr-ü Süleyman, batı niş alınlığında ise kare içine yerleştirilmiş sekiz kollu yıldız yer alır. Alttaki pano beş sıra mukarnasla ortada tam, yanlarda yarım niş elde edecek biçimde

214 düzenlenmiştir. Bu nişlerin iç yüzeyleri, kabartma tekniğiyle aşağıdan yukarıya doğru daralan yüzeye uydurulan bitkisel motiflerle bezenmiştir. Niş kemer alınlığında, madalyon içine iki üçgenin yerleştirilmesiyle altı köşeli Mühr-ü Süleyman oluşmuş, yıldızın ortasına ise altı yapraklı gülce oturtulmuştur. Silmenin üstünde kalan pano üç sıra mukarnastan oluşur. Mukarnasların içleri yivlenerek yüzey hareketlendirilmiştir. Kubbenin, kuzey beden duvarına oturan kemer yastıkları da üçer sıra mukarnasla bezenmiştir. Son cemaat yerinin taç kapı aksındaki ana kemeri ve onun iki yanındaki kemerlerin dışa bakan kemer aynaları, biri ince diğeri kalın iki kaval silme ile zik zak şeklinde kuşatılmıştır. Yan kemerlerin karnı, on altı dilimli, ana kemer karnı ise düzdür. Yan kemerlerin oturduğu kemer yastıkları mukarnaslarla bezeli ve kemer yüzleri silmelerle çevrilidir. (Resim 236, 237), (Çizim 49,50) Minare tuğla-derz dokulu olup, petek kısmından profilli silme ile geçilen şerefe altı kozalak biçiminde üç sıra mukarnaslıdır. Şerefeden sonra kurşun bir külahla sonlanır. Son Cemaat Yeri Son cemaat yerinin batı ve doğu duvar yanları kapalıdır. Burada altlı üstlü ikişer pencere yer alır. Alt pencereler duvar eti içinde tutulmuş ancak, üst pencereler hem içte hem dışta olağanüstü güzellikte işlenmiştir. (Resim 222,223, 225), (Çizim 52,53) Son cemaat yerinin doğu duvarında yer alan üst pencerenin alınlığında, şeritlerden oluşan altı köşeli yıldızın etrafında kesişen çizgilerle düzensiz çokgenler oluşur. Bu şekillerin içine taş içine taş kakma tekniğinde bezeme yapılmış, taşların çoğu döküldüğü için günümüze ulaşamamışlardır. Alınlığın üst kısmı, iki yüzlü yerleştirilmiş dilimli taşlardan oluşur. Geçmeli olarak düzenlenmiş, ancak taşların bir çoğu düşmüştür. Alınlığın üzerine düz kırmızı taşlardan meydana gelen bir atkı taşı konmuştur. Bunun üzerinde, beş sıradan oluşan mukarnas yer alır. Mukarnasların alt dilimlerinin arasına iki yüzlü, üç dilimli birer palmet yerleştirilmiştir. Mukarnaslardan duvar yüzeyine geçişte bulunan mukarnas nişciklerinin arasındaki alınlıklara, dilimli kemerler şeklinde taş içine taş kakma tekniğinde siyah mermer kakılmıştır. Mukarnasların tüm yüzeyleri yivlenmiş, işlenmiştir. Pencere tavanında on iki kollu yıldızın etrafında kırık çizgilerin kesişmesiyle oluşan bir örnek bulunur.

215 Yıldızın ortasında, merkezdeki küçük altı yapraklı çiçeğin etrafında gelişen altı köşeli yıldız ve yıldızın etrafında çokgenlerin, yarım beş köşeli yıldızların olduğu; üzeri yivli şeritlerle ağ şeklinde bezenmiş neredeyse kubbeleşmiş bir küre vardır. Ortadaki tam yıldızın iki tarafında ise, iki yarım sekiz kollu yıldız kısa kenarlara yerleştirilmiştir. Bu yıldızların etrafında dört köşeli küçük yıldızlar, üçgenler, baklava biçimleri ve çeşitli çokgenler yer alır. Motiflerin araları oyularak siyah taşlar kakılmıştır. Pencere, iç taraftan dilimli bir kemerin icine alınmış, kemer alınlığı biri büyük üç düz kabarayla süslenmiştir. (Resim 227) Son cemaat yerinin batı duvarında yer alan pencerenin alınlığında düz geniş bir lento yer alır. Bezemesiz olan lentonun üzerinde, dört sıra mukarnasın ilk sırasının araları rumi palmet ve altı yapraklı çiçek motifleriyle bezenmiştir. Aynı kökten çıkan rumîler tepede palmet oluşturur. Bu düzenleme bir palmet bir papatya şeklinde sıralı uygulanmıştır. Mukarnaslar istiridye şeklindeki motifle sonlanır. İstiridye motifli mukarnasların aralarındaki karelerin yüzeyine siyah mermer kakılmıştır. Pencerenin tavanında ise üzeri yivli şeritlerle oluşturulan sonsuza giden geometrik motif yer alır. (Resim 226)On kollu yıldızın etrafında, kırık çizgilerin kesişmesiyle çokgenler, yarım beş köşeli yıldızlar, eş kenar dörtgenler sonsuzluk prensibiyle yerleştirilmişlerdir. Şeritlerin iki çizgi şeklinde yivlenen yüzeyleri bu etkiyi arttırır. Pencere iç taraftan dilimli kemerle kuşatılmış, alınlık kısmına biri büyük üç kabara yerleştirilmiştir. Kuzey cephesinde en yoğun bezeme saçakta görülür. Saçak altı ve saçağı taşıyan konsolların tüm yüzeyleri, bitkisel ve geometrik örneklerle doldurulmuştur. Son cemaat yeri korkuluk şebekeleri batıdan doğuya doğru; birinci korkuluk şebekesinde merkezden çıkan düz çizgilerin kesişmesiyle iki, on iki kollu yıldız ile aralarda baklava ve çokgenler sonsuzluk prensibinde meydana gelmiştir. İki yıldızın arasında küçük bir kare oluşur. Kafes oyma tekniğinde yapılan örnekleri oluşturan taş şebekeler, ahşap kündekari çatma çıtaları gibi profillendirilmiştir.yıldızların orta kısmının da üzeri yivlenmiştir. İkinci korkuluk şebekesinde; ortadaki merkezden çıkan on iki kollu yıldız ve her köşede dört tane yarım on iki kollu yıldız yer alır. Yıldızların aralarında altı köşeli yıldızlar meydana gelir. Sonsuzluk prensibinde düzenlenmiş geometrik kurguda, motiflerin aralarında baklavalar ve düzensiz çokgenler bulunur. Bu korkuluk şebekesi diğerlerinden farklı olarak yanlarda, iki

216 yüzlü uçlarıdilimli palmet şeklinde, birbirine geçmeli taşlarla yan duvarlara bağlanmıştır. Sol tarafta kahverengi damarlı mermer kullanılmıştır. Üçüncü korkuluk şebekesinde, bir çemberin merkezi etrafına geçmeler yaparak, on köşeli yıldız oluşturacak şekilde bir düzenleme yapılmıştır. Korkuluğun iki uzun kenarına ikişer yarım on kollu yıldız yerleştirilmiş; aralarda dik kareler, düzgün beşgenler, baklavalar ve düzensiz çokgenler oluşmuştur. Örnekleri oluşturan şeritlerin üzeri yivlenmiştir. Dördüncü korkuluk şebekesinde, yivli şeritlerle oluşturulan iki karenin içine merkeze dört sivri köşeli, onun etrafına ise sekiz sivri köşeli yıldız yerleştirilmiştir. İki yıldızın ortasında içi dilimli baklava motifi oluşmuştur. Sonsuzluk prensibinde düzenlenen örnekleri oluşturan şeritlerin kademeli yivlendirilmesi, motiflerin etkisini güçlendirir. (Resim 228, 229, 230, 231), (Çizim 45,46,47) Son cemaat yeri cümle kapısı eksenindeki girişin üzeri dört konsolun taşıdığı saçak şeklinde düzenlenmiştir. Silmelerle sınırlanmış olan saçak altında yan yana üç dikdörtgen pano, saçağın doğu ve batı uç kısımlarında kuzey cephesine bağlanmasıyla da iki üçgen pano oluşmuştur. Bu panoların içi, sonsuza giden geometrik bezemelidir. Ortadaki panoda; merkezden gelişen on kollu yıldızın çevresine, beş köşeli sekiz yıldız ve iki yarim beş köşeli yıldız yerleştirilmiştir. Yıldızın kol uçlarındaki beş köşeli yıldızlar ile ortadaki küçük on kollu yıldızın çevresindeki daha büyük yıldızın elmas kesimli kolları beyaz mermerle taş içine taş kakma tekniğinde bezenmiştir. Yıldızların kol aralarında çokgenler, panonun kısa kenarlarında ise üçer tane siyah mermer kakmalı oval motif yer alır. Sağda ve solda yer alan panolarda aynı bezeme düzeni uygulanmıştır. Merkezden gelişen on kollu yıldızın etrafında, beşgenden gelişen yarım beş köşeli yıldızlar yer alır. Yıldızların aralarında düzgün altıgenler ve yarım beşgenler bulunur. Orta panoda olduğu gibi yıldız kolları ve yarım yıldızlar, taş içine taş kakme tekniğinde bezenmiştir. Köşelerde yer alan iki üçgen panoda; üçgenin uzun tarafına yarım on kollu yıldız oturtulmuş, etrafına da diğer panolarda olduğu gibi beş köşeli yıldızlar yerleştirilmiştir. Panolarda beyaz ve siyah mermerle taş içine taş kakma tekniği uygulanmıştır. (Resim 232, 233) (Çizim 48) Kuzey cephesindeki duvar yüzeyinde, saçağı taşıyan dört konsolun aralarında kalan beş pano yer alır. Bu panolardan doğu ve batı ucundakiler kare, aralarda kalan

217 üçü ise dikdörtgendir. Panoların tüm yüzeyleri natüralist üslupta bitkisel bezemeyle doldurulmuştur. Batıdan doğuya doğru birinci panoda; aynı kökten çıkan üç dal sağa sola ve ortaya doğru uzanan uçlarında birer büyük lotus benzeri çiçek taşır. Sağda ve soldaki yönlü hatayi çiçeklerin tepe yaprakları düğümlüdür. Ortadaki sap üzerinde merkezi dolduran bir şakayık yer alır. Yan yaprakları daha kısa tutulan şakayığın tepe yapraklarının ortası boşaltılarak ters yürek biçimini almıştır. 213 Şakayığın yan yapraklarından çıkan, kenarları yivlenmiş iki yaprak boşlukları doldurur. Merkezdeki çiçeğin yan yapraklarından çıkarak, üst iki köşeye uzanan çınar yaprağı biçiminde iki yaprak bulunur. Yaprakların üzerleri yivlenmiş, motifler üst üste tekrarlanarak derinlik ve üç boyutluluk kazandırılmıştır. İkinci dikdörtgen pano; tek kökten çıkan çatallı sapın ucundaki büyük çiçek, birinci panoda merkezde olan çiçeğin tekrarıdır. Panonun merkezindeki şakayığın alt yaprakları daha kısa tutulmuş, kısa yaprakların üzerindeki ikinci dilimli taç yaprakların üzerinde yükselen tepe yaprakları tepede birleşip beş dilimli palmet oluşturmuştur. Palmetin iki yanından çıkan kıvrım dalı üç dilimli yaprakla biter. Şakayığın ikinci yaprağından çıkan çatallı sapın, aşağı köşelere uzanan uçlarında iri çınar yaprakları, yukarı köşelere uzanan uçlarında ise sivri yapraklı hatayi benzeri şakayıklar yer alır. Bu şakayıkların ortasına işlenen yedi yapraklı çiçekle motife dolgunluk kazandırılmıştır. Örneğin motiflerinin tümünün yüzeyleri yivlenmiş ya da çiçeklere kat kat görüntüsü vermek için motifin yüzeyine daha küçük tekrarı yapılmıştır. Üçüncü dikdörtgen panoda; merkezde yer alan birbirine saplarla bağlı dörtlü lotusun etrafına, motifler simetrik olarak serpiştirilmiştir. Tek saptan üzerindeki lotusun yapraklarından çıkan çatallı dalların uçlarında birer lotus oluşur. Bu iki lotusun yapraklarından çıkan dalların ikisi tepede birleşip, içinde üç dilimli palmet olan lotusu oluşturur, diğer iki dalın uçlarında da birer lotus meydana gelir. Üstteki lotuslardan çıkan saplar uçlarında üç dilimli yapraklarla üst köşeleri doldurur. En üstteki lotusun tepe yaprağından çıkan dallar aşağıya doğru uçlarında yapraklarla uzanır. Alttaki lotusların dış yapraklarından çıkan çatallı dalın bir ucundaki lotus üst boşlukları doldururken, diğer uçtaki tomurcuk lotuslar alt köşelere yerleşir. Aralarda 213 Özbek, Y; a.g.e, s.129

218 kıvrım dallar çiçekleri birbirine bağlamanın yanı sıra boşlukları da doldurur. Lotusların bir kısmının yüzeyine stilize lotus işlenirken, bir kısmının yüzeyine ise iç dilimli palmet işlenmiştir. Lotusların ve yaprakların yüzeyleri işlenerek katlar vurgulanmıştır. Dördüncü panoda ise,aynı kökten çıkan dal yukarı doğru ikiye ayrılır sağa ve sola geniş bir kıvrım yaparken çatallanır. İki dalın ayrıldığı noktaya üç dilimli bir palmet yerleştirilmiştir. Çatalın aşağıya doğru olan uçlarında karanfile benzeyen dilimli çiçekler bulunur, yukarıya giden dal tekrar çatallanır ve aşağıya beş dilimli palmetlerle uzanır.yukarı doğru uzanan dal kendi içine doğru kıvrım yaparak, dilimli karanfile benzeyen çiçek şeklinde sonlanır. Bu dalın gövdesinden çıkan dallar yukarıya uzanarak, yapraklarının konturları rumîlerden meydana gelen, büyük sekiz yapraklı bir çiçeğe dönüşür. Çiçeğin üst yapraklarından sağa ve sola uzanan iki dalın uçlarında birer üç dilimli palmet yer alır. çiçeklerin ve yaprakların yüzeyleri işlenmiştir. Palmetler çift palmet şeklinde, yapraklar ise damarları vurgulanarak işlenmiştir. Beşinci kare panonun köşelerine ve merkezine birer gül yerleştirilmiştir. Tek kökten çıkan merkezdeki yaprakları kat kat işlenmiş büyük gülün alt yapraklarından iki yana çıkan dallar uçlarında birer gülle aşağıya doğru eğilir. Üst yapraklarından iki yana uzanan dalların yanlarından birer ucunda küçük palmet olan, tomurcuklu gibi görünen dal ayrılır, bu dalın ucunda ise birer büyük gül yer alır. Köşelere denk gelen bu güllerin alt yapraklarından sağ ve sola birer beş dilimli palmet uzanarak yan taraflardaki orta boşlukları doldurur. Çiçek motiflerinin tüm yüzeyleri incelikle işlenmiş, çok katlı görünümü verilmiş, dallar ise yivlenmiştir. Konsolların kuzeye bakan yüzleri birbirinde farklı motiflerle bezenmiştir. Birbirlerine bakan yüzlerinde ise, aynı motifler tekrarlanmış böylece bütünlük sağlanmıştır. Doğudan batıya doğru; birinci konsolun doğu yüzünde, iki kökten çıkan iki dalın ucunda birer hatayi yer alır. Yukarı köşede olan hatayi biçimli çiçeğin tepe yaprağından çıkan dalların ucunda bulunan palmetler üst köşeyi doldurur. Dallar yivlenmiş, çiçeklerin içine kendilerinin küçük tekrarları yapılarak kat kat etkisi verilmiştir. Batı yüzünde, köşeden çıkan sap çatallanarak ikiye ayrılır. Altta tek kalan dalın ucunda, yelpaze biçimli bir çiçek yer alır. Üst taraftaki dal ikiye ayrılarak iki

219 yelpaze biçimindeki çiçekle sonlanır. Dalların çatallaştıkları nokta bir bağ motifiyle 214 vurgulanır. Çiçeklerin yüzeyleri ve dallar yivlerle hareketlendirilmiştir. Birinci konsolun kuzey yüzünde, ilk dilime penç ve etrafını kavrayan Rumîler, ikinci dilimde aynı motif tekrarlanmış ancak pençin alt ve üst yapraklarında dört yöne çıkan dalların her birinin ucuna birer üç dilimli küçük palmet yerleştirilmiştir. İkinci konsolun doğu yüzü, birinci konsolun batı yüzünün tekrarıdır. Batı yüzünde ise, tek kökten çıkıp simetrik dağılan lotuslar yer alır. Birbirine saplarla bağlanan lotuslar, köşe eksenine doğru bir madalyon oluşturacak şekilde dizilmişlerdir. Orta noktadaki lotusların yanlarından çıkan dalların ucunda bulunan lotuslar ise, köşelerdeki boşluğu doldurur. Kuzey yüzünde, ilk dilimde merkezde beş yapraklı bir hatayi ve etrafını kuşatan rumîlerden oluşmuş bir motif yer alır. Çiçeğin tepe yaprağından çıkan iki dal, uçlarında dilimli rumîlerle son bulur. Rumîlerin alt yaprakları uzamış, yaprağın uç kısmı ise düğmevari kıvrılmıştır. Üçüncü konsolun doğu yüzü, ikinci konsolun batı yüzüyle aynıdır. Batı yüzünde ise, üç kökten çıkan beş dilimli büyük bir çınar yaprağı tüm yüzeyi doldururur. İkinci yapraklarından çıkan dal ucunda da yapraklar yer alır. Kuzey cephesinin üst diliminde, penç ve etrafını madalyon gibi çeviren uçları kıvrık rumîler yer alır, alt dilimde altı dilimli kat kat yapraklı bir hatayi ile etrafını saran rumîler bulunur. Dördüncü konsolun batı yüzünde; iki daldan çıkıp köşelere uzayan şakayıkların üst tarafta olanın tepe yaprakları birleştirilerek laleye benzetilmiştir. Alt köşeye gelen şakayığın tepe yaprakları ise, düğüm biçimini almıştır. Her iki çiçeğin tepe yapraklarından zarif birer dal çıkarak, altta üç dilimli palmet, üstte dilimli rumî şeklini alır. Doğu yüzü ise, üçüncü konsolun batı yüzüyle aynıdır. Kuzey yüzünde, ilk diliminde pençin etrafını taç gibi kuşatmış rumîler ve bunlardan uzayarak yaprakla son bulan dallar yer alır. İkinci diliminde ise, iç içe kat kat işlenmiş bir hatayi ve etrafını kuşatan rumîler bulunur. Rumîler tepede birleşip küçük bir üç dilimli palmet oluşturur. Çiçeğin tepe yaprağından çıkan bir dal çatallanıp uçları düğmevari kıvrılmış rumîlerle son bulur. Yapıda yüzeylere uygulanan bitkisel bezemede, rûmi-palmet üsluptan naturalizme geçiş izlenmektedir. 214 Özbek, Y; a.g.e, s.130

220 Cümle Kapısı Kuzey cephede, girişin üzerindeki sekiz dilimli kubbeyi taşıyan kemerlerden güney yönündeki kemerin arası doldurularak, sığ bir alınlık biçiminde düzenlenmiştir. İki sıra düz silmenin alt kısımda ilmik şeklini alarak üç yönden kuşattığı kapı, üç sıra mukarnasla çerçevelenmiştir. Doğu ve batı tarafındaki bordürler birbirinden farklı işlenmiştir. (Resim 234, 235) Kapı çerçevesini oluşturan silmelerle nişin alınlığı arasında sarımtrak beyazkırmızı renkli taş, geçmeli taşlarla kakma olarak işlenmiştir. Kapı lentosunun üzerinde bir ayet bordürü yer alır. 215 Bordürün üzerinde ise, geometrik kûfi ile dört defa Muhammed yazılmış, 216 yazının dışındaki kemer yüzeyi bitkisel bezemelerle doldurulmuştur. Kapının çerçevesini üç sıra kaval silme dolaşır ve son cemaat yerinin basamak hizasında ilmik şeklini alarak son bulur. (Resim 238) Taç kapıyı çevreleyen silmeler ile kapı lentosunun arasında kalan kısımda sivri bir kemer yer alır. Kırmızı ve beyaz taşların içine, birbirinin zıttı renklerde taş kakılarak monadlar oluşturulmuştur. Kemerin köşe dolgu yüzeyleri işlenmemiştir. Kemerin alınlığında ise, dilimli kemerli kitabe panosu ve bunun etrafında bitkisel bezeme yer alır. Dilimli kitabe panosunun içinde en üst satırın hemen üstünde, ortada üç dilimli bir palmetin etrafını kuşatan rumîler kıvrım dallarla iki yana uzanır. Kitabe panosunun iki yanında simetrik örnek uygulanmıştır. Bir kökten çıkan üç dilimli palmetin iki yanından çıkan saplar sağa ve sola uçları kıvrık natüralist yapraklar olarak sarkar. Palmetin tepe yaprağından çıkan üç saptan ikisi yanlarda beşer yapraklı şakayıklar oluştururken, şakayıkların tepe yapraklarından çıkan birer sapın ucunda yarım palmetler meydana gelir. Ortadaki sap ise, iki yanında küçük yapraklarla yükselerek, taç yapraklı büyük bir şakayık oluşturur. Bu şakayığın tepe yaprağından çıkan üç saptan ikisi, büyük ikinci şakayığı oluştururken, diğer sap yana doğru yarım palmet ve rumî yaprakla eğilir. İkinci büyük şakayığın tepe yaprağından çıkan tek dal iki yana iki rumî yaprakla eğilerek yükselir ve beş dilimli palmetle sonlanır. Palmetin tepe yaprağından çıkan dal, sağa ve sola iki rumî yaprakla uzanarak ilerler ve ikinci beş dilimli palmeti oluşturur. Sonuncu palmetin tepe 215 Kur an, Tevbe, 18 Allah ın mescitlerinin ancak Allah a iman edenler imar eder. 216 Wittek, P, ; a.g.e, 146

221 yaprağından çıkan iki dalın biri ortada yer alan hatayi çiçekle buluşurken, diğeri çiçeğin altında simetriği ile birleşir. Çiçek yaprakları katmerli işlenerek, derinlik ve üç boyutluluk etkisi verilmeye çalışılmıştır. Uzayan palmetler beş dilimli hale gelmiş, oluklu oyma tekniği kullanılmıştır. Silmelerin üzerinde kırmızı taşla gri mermerin iç içe geçtiği almaşık renk düzeninde bir atkı taşı yer alır. bunun üzerinde sülüs hatla yazılmış bir ayet bulunur. 217 Sülüs kitabenin üzerinde merkezde Kûfi yazıyla dört kez Muhammed yazısının yazıldığı pano yer alır. (Resim 239) Kûfi panonun sağı ve solu bitkisel motiflerle bezenmiştir. Basit ve dilimli Rumîlerin spiraller oluşturup spirallerin ucunda uzayan beş dilimli palmetlere dönüştüğü bir örnek simetrik olarak iki tarafa da yerleştirilmiştir. Panonun üzerinde, iki yandan gelen Rumîler küçük bir palmetle birleşir; yanlardaki örneğe uçları düğümlü, dilimli rumîlerle bağlanır. Alttaki örnekten farklı olarak burada, klasik anlayışta bir örnek uygulanmıştır. Bitkisel motiflerle oluşturulmuş bir bordür, giriş kapısının sövelerinin üst seviyesinden başlayıp, kapı lentosunun alt yüzünü dolaşır. Merkezde bulunan sekiz yapraklı çiçeğin etrafını madalyon gibi kuşatıp, karşılıklı birer üç dilimli palmet oluşturan kıvrım dallar, çapraz olarak yanlara uzanır. Sağ ve soldaki ilk dilimlerin içlerinde iki yöne bakan palmetler bulunur. Merkeze bakan palmetin tepe noktasından çıkan iki dalın ucunda birer dilimli, yaprak uçları düğmeli rumî yer alır. bu rumîler, ortadaki motifi iki yandan kuşatır. Diğer tarafa bakan palmetin tepe yaprağından çıkan iki dal açılarak iki rumîye dönüşür. Rumiler ve üç dilimli palmetlerden oluşan ulama düzeni, bordürün tümünde hakimdir. Örnekleri oluşturan motiflerin yüzeylerinin, yapının bütününde uygulanan üsluptan farklı olarak işlenmemiş olması dikkat çekicidir. (Resim 240, 241), (Çizim 51) Mihrap Mihrap, güney duvarının ortasında yer alır. Yapının bütününde hakim olan mavi damarlı gri mermer yerine, sarı mermerden yapılmıştır. Mihrabı, iki sıra mukarnas bordür dört yönden kuşatır. 218 (Resim 242, 243) Mihrap nişinin içini de dolanan üç sıra kaval silme kavsarayı çevreler. Kavsara, istiridye biçiminde sonlanan 217 Bkz. 8 numaralı dipnot. 218 Taç kapı ve mihrapta bulunan mukarnasların, dış cephedeki pencerelerde bulunan mukarnaslar kadar özenli ve zengin olmayışı dikkat çekicidir.

222 dört sıra mukarnas dizisiyle zenginleştirilmiştir. Mukarnasların alttan ilk sırasının aralarında oluşan nişcikler; ortada üç dilimli palmet ve bu palmeti iki yandan kuşatarak tepede birleşen rumîlerden oluşan birer motifle bezenmiştir. Mukarnasların üstten üçüncü sırasndaki sarkıtların aşağı bakan yüzlerine siyah mermer kakılmıştır. Bir tam, iki yarım palmet biçimli tepelik mihrabı taçlandırır. Yedi dilimli büyük bir palmet şeklindeki tepeliğin tüm yüzeyi bezemelidir. En altta aynı kökten çıkan iki rumî tepede birleşip, çapraz olarak yanlara doğru uzanarak ucunda üç dilimli palmetle biter. Bu palmetin orta yaprağı uzayıp kıvrılıp düğme biçimini almıştır. Rumîlerin ortasında, alt kısımda sağdan ve soldan gelen, dilimli iki yaprağın sapları birleşerek palmet meydana getirir. Üç dilimli palmeti taşıyan sapın gövdesi düğümlüdür. Palmetin tepe yaprağından çıkan iki kıvrım dal birleşip daha büyük bir palmet oluşturduktan sonra, sağa ve sola doğru gövdeleri düğümlü saplarla uzanıp uçlarında, hurdeli rumîlerle biter. Palmet biçimli tepeliğin yan kıvrımının kenarındaki ince silmeler, iki koldan uzayıp üst yaprakları rumîye dönüşen birer lotus oluşturur. Lotusun rumî kolları ise, tepeliğin üst dilimini dolduran, beş dilimli büyük bir palmet meydana getiririr. Bu palmetin iki alt yaprağının uçları uzayıp kıvrılmış düğmeli rumîlere dönüşür. Alttaki palmetin tepe yaprağından uzanan rumîler bu palmeti kuşatarak taç şeklinde rumî yapraklarla sonlanır. Palmet biçimindeki tepelik; gövdeleri düğümlü kıvrım dallar, hurdeli rumîler ve çift katlı palmetlerden meydana gelir. (Resim 245) Mihrap alınlığının en üstünde, kıvrım dallar ve rumîlerle bezenmiş sülüs hatla yazılmış bir ayet bulunur. Ayet ile kavsara arasında kalan alınlık yüzeyi, boşluk bırakılmadan bitkisel motiflerle doldurulmuştur. İnce bir silme ile konturları belirtilmiş, dilimli palmet biçimli madalyonun ortasında yer alan beş yapraklı palmet merkez alınarak örnek oluşturulmuştur. Madalyonun en altında üç dilimli palmetin altından çıkan saplar yanlara doğru uzanarak rumîlerle diğer motiflere bağlanır. Bu palmetin tepe yaprağına bir düğümlü sapla bağlanan beş palmetin tepe yaprağından iki yana çıkan saplar, sağ ve sol köşelerde birer sarmal oluşturarak çatallanır ve ayrılan uçlar biri rumîlerle biterken, diğer dalın ucunda tepe yaprakları uzatılarak rumîye dönüştürülmüş beş yapraklı bir palmet oluşur. Palmetin uzatılmış yaprağı aşağıya doğru dönerek sarmal dallara bağlanır. Bezemenin kurgusuna bakıldığında, merkezde bulunan palmet ve bunun yan taraflarında yer alan tepe yaprakları

223 normalden çok uzatılmış iki palmet ve birkaç rumî dışında örneklerde, kıvrım dallar ve sarmal dallar palmet ve rumîden daha baskındır. Özellikle yan taraflarda düğümlenen, birbirinin altından ve üstünden geçen gövdeler, sarmal dallar dikkati çeker. Bezemede, hangi sapın ya da gövdenin hangi motifi taşıdığını belirlemek oldukça güçtür. Beş yüzlü mihrap nişinin karşılıklı iki yanında yer alan, dörder sıra mukarnaslı kaide ve başlığa sahip köşe sütünceleri, tek parça koyu kırmızı mermerden yapılmıştır. Mihrap nişinin, karşılıklı bakan yüzlerine, mimar Musa bin Apdullah ve nakkaş Musa bin Adil in isimlerinin yazılı olduğu kitabe yerleştirilmiştir. 219 Kavsarayı kuşatan silmelerin hemen altında bulunan, rumî-palmet bordürde, nişin içte kalan üç yüzüne birer örnek sığdırılmıştır. Birbirinin tekrarı olan bu örnekte, motifi sınırlayan ince silmenin iki ucu çapraz biçimde gövdelerinde birer düğüm yaparak ilerler ve dilimli rumîye dönüşürler bu rumîler tepede birleşir ve palmeti oluşturur. Palmetin çanak yaprağından çıkan saplar ucundaki rumîlerin ucları üç dilimli palmetten oluşan bir tepelikle sonlanırken, üç dilimli palmetin geriye dönen yaprakları çerçeve oluşturan rumî içindeki yedi dilimli palmetin sapını meydana getirir. Üç dilimli palmetin taç yaprağından çıkan ve iki yana kıvrılan iki sapın ucunda, oldukça güzel işlenmiş rumîler yer alır. Saplar ve kıvrım dallarla birbirine bağlanan yanlardaki pametler ve rumîler yüzeyi doldurur. Dalların üzerleri yivlenmemiş, düğmeler ve spirallerle hareketlendirilmeye çalışılmıştır. Buna karşılık rumî ve palmetlerin yaprakları özenle işlenmiştir. (Çizim 54) Bu bordürün hemen altında Kelime-i Tevhid yazınının bulunduğu kitabe yer alır. Sülüs hatla yazılmış olan kitabenin içine, Rumîler, palmetler ve kıvrım dallar serpiştirilmiştir, kıvrım dalların ve diğer motiflerin üzeri işlenmemiş, sade bırakılmıştır. Mihrap nişinin yüzlerinden her birine birer kazıma tekniğinde yapılmış kandil motifiyle bezenmiştir. Profilli dilimli kemerler içine alınmış kandiller, yüzeysel işlenmiştir. Kemerin tepe noktasına asılı durumda, vazo formunda yapılmış kandiller yanar durumda betimlenmiştir. (Resim 244, 246,247,248) 219 Bkz; 1 numaralı dipnot

224 Minber Mermer minber sonradan yapılmış izlenimi vermektedir. Mihrap kadar bezemeli olmasa da sade ve özenlidir. Volütlü sütun başlıklarının üzerindeki tacı, üç dilimli kemerin üzerindeki yazı şeridi ve hafif kıvrımlı tepelikten oluşur. Minberin taht kısmında yine volütlü sütunların üzerinde, üç dilimli bir kemer ve bu kemerin üzerindeki alınlıkta, bir merkezden iki yana dağılan basit dallardan oluşan bir süsleme yer alır. Minber yan aynalığında Mühr-ü Süleyman, tahtın yan tarafında ise bir gülçe motifi yer alır. Kubbe Kare mekândan sekizgen kasnak üzerine oturan kubbeye tromplarla geçilir. Trompların içinde iki sıra derinliği az mukarnas kullanılmış, trompların tepe noktasında ise ışınsal bir motif yer almıştır. Trompların üzerine oturan kubbe eteğini, siyah zemin üzerine altın yaldızla yazılmış bir yazı şeridi kuşatır. Uçları palmet şeklindeki bordürden sonra, araları rûmilerle süslü yeşil zemin üzerine siyahla yazılmış ikinci bir yazı kuşağı daha bulunmaktadır. Kubbe ortasında merkezden gelişen bitkisel bir kompozisyon yer alır. Kubbe ve kubbeye geçiş elemanlarının tüm yüzeyleri kalemişi bezemeyle doldurulmuştur. 220 Açık yeşil zemin üzerine çivit mavisi, sarı, kırmızı, yeşil, beyaz ve yaldızın kullanıldığı kalemişi süsleme, boşluk bırakılmadan tüm yüzeylere uygulanmıştır. İç mekanda daha çok bitkisel bezeme tercih edilmiştir. (Resim 249,250, 251) Kubbe merkezinden gelişen üst üste iki süsleme kuruluşu uygulanmıştır. Birinci örnek zemini oluştururken, ikinci örnek ise çok dilimli merkezden gelişen dekoratif kafes kurgusuna sahiptir. Merkezde petek benzeri süslemeler yapılmış, göbek etrafında ise mavi-beyaz şeritle gölgeli bir ifade verilmiştir. Çok ışınlı geometrik geçmeden oluşan örnek, kubbenin yarı küresel yüzeyinde dantel gibi işlenmiştir aralarda yer alan Selçuklu düğümü ve rumîler üç dilimli palmet şeklinde sonlanır. Çiçekli kufî ile yazılmış bordürden sonraki geniş bordürde üçlü kartuşlar içinde ikinci bir rumî-palmet esaslı bezeme yer alır. Dönüşümlü renk kullanımı 220 Kalem işi bezemelerde motif kurgusuna sadık kalınsa bile, renkler ve boyama üslubu özgün bezemelerle ilgisizdir. Genelde Beylikler dönemi yapıları, onarımlar sırasında yapının dönemine ait olmayan yoğun kalemişi bezemelere maruz kalmaktadır. Bkz. Manisa Ulu Camii, Kütahya Analcı Mescid.

225 örneğin etkisini güçlendirir. Üç dilimli palmetler, kubbe eteğinde merkeze bakar şekilde sıralanmıştır. Kubbe çemberine geçişi sağlayan trompların arasındaki üçer sıra mukarnaslı sarkıtların yüzeyi mavi-beyaz renklerle palmet ve rumî motifleriyle doldurulmuştur. Trompların aralarında yer alan profilli silme ile çevrili yuvarlak pencereler geometrik bezemeli içliklere sahiptir. Tabhane mekânlarının kubbe bezemesi de mescid mekânı ile aynı kurgu ve renklere sahiptir. Zeminden beyazla ayrılan ulamalı palmet ve rumî örnekleriyle dolgulanan kubbe yüzeyinde önce kırmızı-beyaz üzerine ise altın çekilmiştir. Aralarda motiflerle bağlantıyı Selçuk düğümleri sağlar. Bu düğümler yüzeyi ağ gibi sarar. Kubbe eteğinde rumî-palmet kontur şeklinde kullanılmıştır. Son boyamada doğal olmayan renkleri ve boyama üslubu uygulanmıştır.

226 KAYNAKLAR AKARCA, A- AKARCA, T (1954), Milâs, İstanbul. ASLANAPA,O (1984), Türk Sanatı, İstanbul. AYVERDİ, E.H (1989), Osmanlı Mimarisinin İlk Devri, İstanbul. DEMİRİZ, Y (1979), Osmanlı Mimarisinde Süsleme I, İstanbul. EVLİYA ÇELEBİ (2005), Seyahatnâme, c. IX, çev. Y.Dağlı-S.A.Kahraman- R.Dankoff, İstanbul. GOODWİN, G (1992), A. History of Otoman Architecture, London. KOLAY, İ(1999), Batı Anadolu Beylikler Mimarisinde Yapım Teknikleri, Ankara. ÖZBEK,Y (2002),Osmanlı Beyliği Mimarisinde Taş Süsleme , Ankara. WİTTEK, P (1999), Menteşe Beyliği, çev. O.Ş.Gökyay, Ankara. WULZİNGER-WİTTEK-SARRE (1935), Das Islamische Milet, Berlin- Leipzing.

227 BALAT İLYAS BEY (CUMA,KOCA ) 221 CÂMİ Katalog : 19 Plân : 18 Resim : Çizim: İnşâ Tarihi: H.806/ M.1404 Yaptıran: Şücaeddin İlyas Bey Mimarı: Bilinmiyor Yeri: Aydın- Didim kavşağından sapılan Balat ta, Milet antik şehrinde Bizans döneminde yapıldığı söylenen kalenin güneybatısında bulunmaktadır. 222 Tarihlendirme: Yapının günümüze gelen vakfiyesi bulunmamaktadır. 223 H.991/M.1583 tarihli mufassal defterde, Evkaf-ı İmâret Medrese-i İlyas Beğ der nefs-i Balat başlığı altında, İlyas Bey imâretinin vakıflarından ve görevlilerinden bahsedilmektedir. 224 Yapıda inşâ kitabesinin dışında, Kuran dan alınmış çeşitli ayetlerin yazıldığı on bir kitabe daha vardır. Kuzey cephede, ortadaki kemer alınlığında yer alan, sülüs hatla yazılmış inşâ kitabesinde; Lemma veffaka l-lâhu te alâ şânuhû ve azume burhânuhu l Emire l mu azzam ve l melike l-mufahama zamu e âzimi l-ümerâ-i fi l-âlemrâfi u merâtibi l-ilm-i İlâ l-ğayreti l-kusvâ muzhiru kelimeti l-lahi l-ulya es-sultan Şuc a ed-din İlyâs bin Muhammed bin İbrâhim (bin) Orhân hallede l-lâhu memleketuhû vad a biyedihi bena hâzihi l İmâret eş- Şerîfeti fi zi l-ka deti min şuhûri em-806/ Kızıltan,A; Anadolu Beyliklerinde Câmi ve Mescitler, İstanbul 1958, s.92: Eyice, S; İlyas Bey Câmi, Türk Ansiklopedisi, XX. Ankara 1970, s.102 : Yetkin, S.K; Türk Mimarisi, Ankara 1970, s.162, Aslanapa, O; Türk Sanatı, İstanbul 1984, s.215: Aslanapa, O; Türk Sanatı I-II, İstanbul 1984, s Daha fazla bilgi için bkz; W.Miller-Wiener; Das Theaterkastell von Milet, İstanbuler Mitteilungen, 17 (1967), s Kuyucu, E, İlçeleriyle Birlikte Muğla Tarihi, İstanbul 1983, s Durukan, A,Balat, İlyas Bey Camii, Ankara 1988, s Durukan, A, ; a.g.e, s.5, T.K.G.M.A, 156 No lu Mufassal Defteri, 75b-80b

228 Buna göre; Sultan Şücaeddin İlyas Bey (Mayıs-Haziran )1404 tarihinde, kendi eliyle imâretin temel taşını koymuştur. Kitabede sadece câmi değil, bir imâretten söz edilmektedir yılında temeli atılan yapı, muhtemelen tarihinde ibadete açılmıştır. 226 Yapının bilinen ilk onarımı 1905 tarihindedir. 227 Bu onarımda yapının kubbesi kiremitlerle kaplanmıştır tarihindeki depremde minaresi yıkılan câmi, 1958 yılında kısmen onarılmıştır. 229 Yapı, VGM tarafından yılları arasında çeşitli onarımlar geçirmiştir yılında İlyas Bey Câmi ile aynı avluyu paylaşan medresede sağlamlaştırma çalışmaları yapılmış, medresenin etrafı temizlenerek ortaya çıkarılmış ve yıkık duvarlar örülerek sağlamlaştırılmıştır. 231 Plân Yapı, mukarnas dolgulu tromplarla geçilen 14 m. çapındaki çift kasnaklı kubbe ile örtülü, kare plânlı ve tek mekânlı olarak plânlanmıştır. Câmi, üç yönden medrese birimleri ile kuşatılan, ortada şadırvan bulunan avlunun güneyinde bulunmaktadır. Câmiin kasnağı ve kubbesi dıştan belirgindir. Ortada bir kaval silme ile bölünerek, sekizgen kasnağa çift katlı bir görünüm kazandırılmıştır. 232 Çift kasnaklı kubbenin ilk katında doğu, batı ve kuzey cephelerinde şebekeli, yuvarlak kemerli birer küçük pencere bulunur. (Resim 252, 253) Yapının doğu ve batısında aynı cephe düzeni uygulanmıştır. Eş boyutlarda, altlı üstlü ikişer çift dikdörtgen pencere aynı eksende yer alır. Pencereler birbirinden farklı biçimlerde düzenlenmiş alınlık bezemeleriyle ayrılır. Güney cephesinde yer alan iki dikdörtgen pencere aynı eksende, farklı boyutlardadır. Dış cephelerde çok 226 Wittek, P; Menteşe Beyliği, Ankara 1999, s.149: Duran, R; Menteşe Beyliği Mimarisi, DEÜ, SBE, yayınlanmamış doktora tezi, İzmir 1995, s Uzunçarşılıoğlu, İ.H; Kitabeler..., İstanbul 1929, s Aslanapa, 1905 tarihinde yapılan onarımda kiremitle kaplanan yapının aslının bakır olduğunu öne sürer. Bkz. a.g.e., s.216; Wulzinger-Wittek Sarre ise kubbenin aslının kurşun olduğunu iddia eder. Bkz. Das İslamische Milet, Berlin und Leipzig 1935, s Durukan, A ; a.g.e, s Cumhuriyetin 50. Yılında Vakıflar, Ankara 1973, s. 20: Yapı, bu araştırma için iki kez incelenmiştir tarihinde yapılan ilk incelemede restorasyonun başlamak üzere olduğu yetkililer tarafından ifade edilmiş olmasına rağmen, 22 Nisan 2006 tarihindeki ikinci incelemede, bu konuda herhangi bir gelişmenin olmadığı görülmüştür. 231 W.Müller-Wiener; Milet 1985, VIII. Kazı Sonuçları Toplantısı II, Ankara 1986, s Durukan, A; a.g.e, s.12

229 zengin sövelerle çevrili olan pencereler, iç mekânda oldukça sade düzenlenmiştir. 233 (Resim 254, 255, 256,257, 258,259,260) Kuzey cephesinde, üç basamaklı merdivenle çıkılan, iki sütun ve üç kemerle doğu-batı doğrultusunda düzenlenen üç bölümlü anıtsal cümle kapısı ihtişamlı kuruluşuyla dikkati çeker. Yapının orta ekseninde bulunan giriş bölümü 0.60 m öne çıkar. Büyük boyutlu sağır kemer ile altındaki perde duvarı birleştiren giriş kapısı, yeni arayışların mimariye yansımasıdır. Derinliği fazla olmayan sivri kemer içine alınan ve oldukça detaylı işlenen cümle kapısı, dışta üç yandan kaval silmelerle çerçevelenmiştir. Taç kapı sivri kemerinin başlangıç seviyesi alt kısmı, kemer ayakları şeklinde bir görünüme sahiptir. 234 Bu bölümler yan tarafları silmelerle çevrilerek dikdörtgen pano görünümü almıştır. Bu panoların üzerinde ise, yatay olarak başlayıp yanlarda dikey devam eden mukarnaslı bir friz yer alır. Taç kapının dışa taşkın yan cephelerinden başlayarak doğu ve batı yönünde devam eden, rumîler ve palmetlerden oluşan yatay bordür cepheyi ikiye böler. (Resim261, 262, 263, 264 ) Mukarnaslı kaide üzerine tek parça devam edip, dört sıra mukarnas sarkıtlı başlık ile biten iki sütunun üçe böldüğü giriş cephesi, etkileyici bir düzenlemeye sahiptir. Sütunların üzerinde yer alan dekoratif ve taşıyıcı fonksiyonu olan dönüşümlü renkli üç basık kemerin, bingilerinin batıda olanı istiridye biçiminde, doğuda olanı ise üzeri yivli mukarnaslarla bezelidir. Basık kemerlerin üzerinde, yüzeyden çıkıntılı üç aynalı kemer yer alır. Bu kemerler içleri doldurulmuş ve birer alınlık gibi değerlendirilmiş hafifletme kemerleridir. 235 Doğu ve batı alınlıklarında bezemeler yer alırken, diğerlerinden daha geniş olan ortadaki alınlıkta inşâ kitabesi bulunur. Bursa kemerlerinin çevresi iç bükey ve dış bükey silmelerle kuşatılmıştır. Bu silmeler iki kemer arasında T şeklindeki kısmı oluşturur, bu kısımlar ok ucu motifiyle bezenmiş yatay dikdörtgen panolarla bezenmiştir. Cümle kapısının sağ ve sol tarafında sütun başlıkları seviyesinde, mukarnaslı bir bordürle çevrili birer şebekeli açıklık yer alır. Kısmen tahrip olmuş bu şebekelerin ortasında bulunan kısım, giriş kapısı olarak düzenlenmiş ve diğer iki yandan geniş tutulmuştur. Var olduğu bilinen giriş kapısının kapı kanatları günümüze 233 Kızıltan, A, a.g.e, s Duran, R; a.g.e, s Durukan, A, a.g.e, s.11

230 gelmemiştir. 236 Cümle kapısının ön yüzünün yanı sıra iç mekâna bakan yüzüne de özen gösterilmiş, ortadaki girişin üzeri kaş kemerle, yan bölümlerin üzeri ise iki sıra mukarnas sırasıyla hareketlendirilmiştir. Cümle kapısı nişinin doğu ve batı yüzünde karşılıklı iki niş yer alır. Sivri kemerli nişlerin kavsaraları, üç sıra mukarnastan sonra yelpaze motifiyle biter. Nişlerden doğuda olanının kemer köşe dolgu yüzeyi bitkisel bezemeyle doldurulmuş; batıdakinin ise desenleri çizilmiş, ama bitirilmemiştir. Üç basamaklı merdivenle çıkılan giriş kapısından harime girilir. Burada câmi ibadet mekânının zemininden daha alçak tutulan dikdörtgen bir bölüm bulunmaktadır. (Resim 265)Giriş kapısının sağında, üç sıra kaval silmeyle kuşatılmış yuvarlak kemerli minareye çıkılan kapı açıklığı yer alır. Buradan spiral şeklinde düzenlenmiş otuz üç basamaklı bir merdivenle, çatıda bulunan minareye çıkılır. Yapının kuzeybatı köşesinde bulunan minaresi, 1955 yılında meydana gelen deprem sırasında yıkılmıştır. 237 Eski resimlerinden minarenin, silindirik gövdeli ve tek şerefeli şaşırtmalı yatay istifli tuğla ile örülmüş olduğu anlaşılmaktadır. 238 Doğu duvarında yer alan alt sıra pencerelerinden güneyde olan, sağır yuvarlak kemerlidir. Kemer alınlığında bir kitabe, kitabenin altında ise dikdörtgen bezemeli bir pano yer alır. Bu panoda, giriş kapısının iki yanında yer alan yatay bordürdeki rumî-palmet motifleri tekrarlanmıştır. Doğu duvarındaki kuzey pencere ise basık kemerlidir. Üst sıradaki dikdörtgen pencereler kaval silmelidir. Batı duvarının güneyinde, alt sırada bulunan yuvarlak sağır kemerli pencerenin kitabe levhası, kaş kemer şeklindedir. Kuzeyde bulunan pencere ise, basık kemerlidir. Üst sıra pencerelerinde doğu duvarındaki düzen tekrarlanmıştır. Güney cephesinde bulunan pencerelerden alt sıradaki doğu penceresinin üzerinde de bir kitabe yer alır, bu kitabenin etrafı zencirek motifiyle sınırlanmıştır. Batı penceresi ise basık kemerlidir. Üst sıradaki dikdörtgen pencereler, kaval silmeli ve basık kemerli olarak düzenlenmiştir. Üst sıra pencerelerinin tümü basık kemerli 236 Kapı kanatlarının Söke İlyas Ağa Câmiine taşındığı çeşitli kaynaklarde yer almaktadır. Bkz., A Durukan; a.g.e, s.11: İ.H.Uzunçarşılıoğlu; a.g.e, s Baran, M; Milet Kılavuzu, Ankara 1965, s Bkz. Wulzinger-Wittek-Sarre; a.g.e, lev.3: Goodwin, G; A History of Otoman Architecture, London 1971, s 31, resim, 23

231 ve duvar kalınlığı sebebiyle beşik tonozlarla örtülüdür. Yapının alt sıra pencerelerinin tavanlarının her biri farklı bezenmiştir. Güney duvarının ortasında, iki yanında ikişer pencere düzenlemesiyle mihrap bulunur. Hafifçe dışa taşkın, muhteşem mermer işçiliğine sahip olan mihrap, 5.12 m genişliğinde, 7,37 m. yüksekliğindedir. (Resim 266) Mihrap, geometrik, bitkisel bezemelerin yanı sıra, yazı ve kandil motifleri ve palmet biçimli tepeliği ile olağanüstü güzelliktedir. Yapının içinde, beden duvarlarının üstünde, en üstteki daha geniş olan dört sıra kaval silme duvarları içten sınırlar. Köşelerde yer alan, büyük tromp kemerleri arasında ahşap gergiler yer alır. Kare mekândan sekizgen kasnağa sivri kemerli tromplarla geçilmiştir. Trompların eteğinde bir sıra prizmatik üçgen kuşak, bir sıra derinliği az mukarnas dizisi üstünde, mukarnas birimleri ile tromp kemeri tepe noktasını birleştiren ışın motifi kullanılmıştır. 239 Trompların köşelerinde, içleri iki sıra mukarnasla doldurulmuş küçük trompçuklar yer alır. (Çizim 73)Kasnak bir sıra kaval silme ile sınırlandırılmıştır. Bu sınır, kubbe eteğinin başlangıç noktasını teşkil eder. Alttaki kasnak, kubbe eteğinin oturduğu ve üzerinde geçiş ögelerinin bulunduğu kuşak; üstteki kasnak da kubbe eteğini güçlendiren bir ögedir. Üstteki kasnak alttaki kasnağın çokgen planını tekrarlar. 240 Alttaki kasnak duvar örgü malzemesi ile, üstteki kasnak ve kubbe şaşırtmalı yatay istifli tuğla ile örülmüştür. (Resim 267, 268) Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe Yapının bezemesi dış cephede cümle kapısı ve pencerelerde, iç mekânda mihrapta ve pencere tavanlarında yoğunlaşır. (Çizim 56,57,58,59,60,61,62,63,64,65) Yapının batı cephesinde aynı eksende, eş boyutlu dört pencere yer alır. Bu cephedeki kuzey üst pencereyi üç sıra mukarnas silme kuşatır. Pencere alınlığında (Resim269 ) bulunan taş kakmalar zaman içinde düşmüştür. Bu pencerenin düşey eksenindeki alt pencere; içe doğru kademeli olarak; dıştan birinci ve ikincisi kaval, üçüncüsü düz silme ile çerçevelenmiştir. Alınlık kısmında, yatay şekilde lotus- 239 Kolay, İ; Batı Anadolu 14. Yüzyıl Beylikler Mimarisinde Yapım Teknikleri, Ankara 1999, s Kolay, İ; a.g.e, s.110

232 palmet bordürle kuşatılmış iki kartuş yer alır. Birbirine kıvrım dallarla bağlanan lotusların, palmetlere çerçeve yaptığı bordürde bulunan üç dilimli palmetlerin ortalarındaki boşluğa, kırmızı renkli taş yerleştirilmiş, bu taşların bir kısmı zaman içinde düşmüştür. (Resim 268) Kartuşların içine Kuran dan alınmış bir ayet yerleştirilmiştir. 241 Kartuşların üzerindeki yatay dikdörtgen panoda, kırık çizgilerin çapraz eksenlere uygun kesişmesiyle zeminde ok ucu şeklinde biçimlenmiş bir desen oluşmuştur. Batı cephesinde yer alan güney üst pencere, kaval silmelerin çevrelediği geometrik motiflerle bezenmiştir. Pencere alınlığında, yatay hatta birbirine bağlanmış palmet-lotus bordür yer alır. Bu bordürde, birbirine kıvrık dallarla bağlanan lotusların, aralardaki palmetlere çerçeve yaptığı bir örnek meydana gelir. Bordürün içinde yer alan dikdörtgen yatay panoda, açıklı koyulu kırmızı altıgenler, petek şeklinde yerleştirilmiştir. Taş içine taş kakma tekniğindeki bu peteklerin konturları mermerdendir. (Resim277 ) Batı cephesinde, güney üst pencere ile aynı eksene yerleştirilmiş olan güney alt pencere, kaval silmelerle kuşatılmıştır. Alınlıkta yer alan içinde kitabenin etrafı rumîlerle çevrilmiştir. (Resim278 )Uçları düğmeli rumîler kıvrılarak aralarda küçük palmetlerle bordürü oluşturur. Rumîli bordürün üzerine yerleştirilen yatay dikdörtgen panoda ise, iç içe geçen tersli düzlü iki üçgenin ortalarında altıgenler ve altı kollu yıldızlar oluşur. Altıgenlerin etrafına sıralanan ve yıldızın kollarını oluşturan küçük üçgenlerin içi, firuze renkli çini dolguludur. Çinilerin bir kısmı dökülmüştür. Soldan ve sağdan üçüncü altıgenin içine altı yapraklı mermer bir çiçek yerleştirilmiştir. Doğu cephesinde yer alan kuzey üst pencere, iki sıra mukarnaslı silme ile sınırlnmıştır. İçten dışa ilk mukarnas dizisinin aralarında, üç dilimli kemerli sığ nişler şeklinde düzenleme yapılmıştır. Pencere alınlığına, iç içe iki dikdörtgen yatay pano yerleştirilmiştir. İlk kırık çizgilerin çapraz eksenlere uygun kesişmesiyle zeminde ok ucu şeklinde biçimlenmiş bir desen oluşmuş; bunun içinde bulunan ajurlu ikinci panoda ise, üçgenlerin içine yarım sekizgenlerin yerleştirilmesiyle ikinci bir desen oluşmuştur. (Resim270) 241 Müslim, Sahih, el-mesâcid 4, No: 24 1/378

233 Doğu cephesinde, kuzey üst pencere ile aynı düşey eksene yerleştirilen alt pencerenin etrafını kaval silme kuşatır. Pencere alınlığında, iki taraftan gelip tepede birleşerek üç yapraklı palmet oluşturan dilimli rumîlerin olduğu kalın bir bordürün kuşattığı kitabe yer alır. Kitabenin sol tarafında, yazının bittiği yere dikey hatta bir zencirek motifi yerleştirilmiştir. Yazının aralarına da palmetler serpiştirilmiştir. Kitabeyi sınırlayan bordürün üzerindeki dikdörtgen panoda, taş içine taş kakma tekniğiyle yapılmış geometrik bezemeler bulunur. Gri dikdörtgen altıgenler, ve çokgenlerin arasında yarım dört kollu yıldızlar oluşur. Yıldızın olduğu kısım firuze çini dolguludur. Yıldızın kolları ve dikdörtgen altıgenlerin arasında ise, mermer üçgenler ve kırmızı çokgenler görülür. Taş içine taş kakma tekniğinde yapılan bu dolguların çoğu düşmüştür. (Resim 268) Doğu cephesinde bulunan güney üst pencere, içbükey ve kaval silmelerle çerçevelenmiştir. Pencere alınlığında taş içine taş kakma tekniğinde yapılmış yatay dikdörtgen bir pano yer alır. Koyu zemin üzerine kırmızı, siyah, beyaz ve gri renkli taşlarla mekik şeklinde işlenmiştir. Panonun sağında ve solunda, birbirine geçmiş gri ve siyah renkli yuvarlak hatlı motifler köşeleri doldurur. Pencerenin üzerinde yay şeklinde kemer içine ters-düz palmet şeklinde kırmızı, siyah ve beyaz taşlar kakılmıştır. Bu düzenleme diğer pencerelerde görülmez. (Resim 272) Doğu cephesinde üst pencere ile aynı düşey eksende yer alan güney alt pencere, içbükey ve kaval silmelerle kuşatılmıştır. Pencerenin alınlık kısmında geometrik bezeli yatay dikdörtgen pano yer alır. Bu panoda, ortada bir tane on iki kollu yıldız, yanlarda dört tane dokuz kollu yıldızın yer aldığı bezemenin araları; üçgen, beşgen, sekizgen ve ongenlerden oluşan çokgenlerle doldurulmuştur. Dikdörtgenin iki uzun kenarına ise, ikişer tane yarım on dört kollu yıldız ile ikişer tane yarım on kollu yıldız yerleştirilmiştir. Sadece ortada bulunan on iki kollu yıldız ile bu yıldızın sağında ve solunda yer alan on kollu yıldızların içleri firuze ve lacivert çinilerle bezenmiştir. Dolguların büyük kısmı dökülmüştür. (Resim278 ) Güney cephesinde yer alan batı üst pencereyi, iç bükey ve kaval silmeler sınırlar. Pencerenin alt seviyesinde doğru sağda ve solda gri siyah yuvarlak geçmeler yer alır. Pencere alınlığında yer alan yatay dikdörtgen panonun geometrik düzenlemesinde; ortada on kollu yıldız ile yıldızın sağında ve solunda panonun dikey hattına yerleştirilmiş iki yarım on kollu yıldız ve yatay hattın kenarlarına

234 yerleştirilmiş ikişer yarım on kollu yıldız bulunur. Yıldızların arası çeşitli çokgenlerle doldurulmuştur. (Resim273 ) Güney cephesinde üst pencere ile aynı düşey eksende yer alan, içe içe kademeli yerleştirilmiş iç bükey ve kaval silmelerin sınırladığı batı alt pencere yer alır. Pencere alınlığında, çokgenlerin ve on kollu yarım yıldızların tersli düzlü yerleştirildiği bir bordürün sınırladığı, yatay dikdörtgen kitabe bulunur. Kitabenin üst kısmında ise, bir tam iki yarım şemsevari kartuş yatay yerleştirilmiştir. Kartuş gri ve beyaz taş kakmadır. Kitabenin içine çeşitli bitkisel motifler serpiştirilmiştir. (Resim 274) Güney cephesinde yer alan doğudaki üst pencere yapının en gösterişli penceresidir. Dıştan içeri doğru; üzeri yivli testere dişi, ikinci sıra badem şeklinde, üçüncü ve dördüncü sıra mukarnas şeklinde pencereyi çerçeveler. Bu çerçevenin içinde batı yönünde, beşinci sıra olarak yaklaşık 0.40 m uzunluğunda, üç yapraklı palmetlerin ters düz yerleştirilmesiyle oluşan bir bordür görülür. 242 En içteki mukarnasın alt sırasının firuze renkli çini dolgulu oldukları bir kaçının içlerindeki çinilerden anlaşılmaktadır. (Resim 275) Pencerenin alınlığında üç dilimli kaş kemer yer alır. Kaş kemerin köşe dolguları, bitkisel bezemelidir. Aynı kökten çıkan Rumîler tepede birleşerek üç yapraklı palmet oluşturur. Bu motifin ortasında bulunan yedi yapraklı palmetin tepe yaprağından çıkan dallar, sağda ve solda uçları düğmeli iki rumîye dönüşür. Ortadaki palmetin altından çıkan iki dal, sağa ve sola yayılarak uçları düğmeli rumî şeklinde biter. Rumîlerin ucundan çıkan dallar ise köşelerde yan yapraklarının uçları birer palmetle sonlanır. Rumîlerin üzeri balık pulu şeklinde işlenmiş, palmetlerin yapraklarının dolgunluğu vurgulanmıştır. Kaş kemerin alınlığı, altı köşeli yıldızlar, sekizgenler ve bunların oluşturduğu dairelerle doldurulmuştur. Taş içine taş kakılarak yapılan bu bezemelerde, siyah, kırmızı ve gri renkli taşlar kullanılmıştır. Güney cephesinde doğu üst penceresiyle aynı eksende yer alan alt pencerenin etrafı; düz, iç bükey ve kaval silmelerle kuşatılmıştır. Yatay dikdörtgen alınlıkta, iç içe geçerek S ler oluşturan, dolgun yapraklı,üzerleri yivli rumîlerden oluşan 242 Yapının çeşitli yerlerinde dikkati çeken yarım bezemelerden yola çıkarak, bu pencerenin de bitirilmemiş olduğunu söyleyebiliriz.

235 bordürün çevrelediği kitabe yer alır. Panonun üst kısmı kırmızı viyole mermeri 243 ile dalgalı şekilde ters-düz beş dilimli taçlarla bezenmiştir. Kitabenin sol üst köşesine, daldan sarkan rumîler ve palmetler; orta kısımdaki boşluğa, aynı kökten çıkan rumîlerin tepede palmet oluşturduğu motif, sağ alt köşeye ise, yatay şekilde tomurcuklu bir lale dalı yerleştirilmiştir. (Resim 276) Yapının kuzey cephesinde giriş kapısının iki yanında, yatay şeritte cepheyi ikiye bölen 0.22 m yüksekliğinde, rumî-palmet motifli bir bordür yer alır. Düz çerçeveli olan bordür, kapının dışa taşan noktasından başlayıp, batı ve doğu duvar köşelerinde son bulur. Yedi dilimli kemerciklerin ortasına yerleştirilen iki rumî, üç dilimli palmetleri çevreledikten sonra tepede ikinci küçük palmetle sonlanır. Ortadaki palmetin üst yaprağından çıkarak sağa ve sola uzanan iki dal rumîye dönüşerek tepede taç şeklinde birleşir. Bu rumîler, alttan çıkan iki kıvrım dalın üzerinde yükselen, alt yaprakları içe kıvrık rumi şeklindeki üç dilimli palmeti taçlandırır. Bu palmetin üst yaprağından sağa ve sola uzanan iki rumî ise kemerciklerin tepesinde birleşir. Rumîlerin ve palmetlerin üzeri çizgilerle, balık pulu şeklindeki bezemelerle hareketlendirilmiştir. Yaprakların damarları belirtilmiş, palmetlerin içine ikinci palmetler kazınarak derinlik verilmiştir. Cümle kapısı, cepheden taşkın dikdörtgen bir kütle halindedir. Bu kütleyi çepeçevre kuşatan uçları yaprak biçimindeki yüzeysel mukarnas, taç kapıyı içine alan sivri kemerli derin nişin başlangıç noktasından kıvrılarak kemerin iç yüzeyine döner. Kuzey cephesi üzerinde, mukarnas bordürünün altında kalan yüzeyler silmelerle belirginleştirilmiştir. Cümle kapısı geniş sivri kemerli niş içine yerleştirilmiş, mukarnaslı kaide üzerine yerleştirilen mukarnaslı başlıklara ve sarkıtlara sahip iki sütun tarafından üç bölüme bölünmüştür. Geçmeli taşlardan basık kemerler, iç bükey ve kaval silmelerden oluşan kırık köşeli çerçeveler içindedir. Bu kemerler, yan duvarlardan çıkan mukarnaslı konsollara binmektedirler. Batıdaki konsol; üç bölümlü, istiridye formlu dört sıra mukarnasla, doğudaki konsol ise, batıdakiyle aynı düzende daha sade işlenmiş mukarnasla bezenmiştir. Doğu tarafındaki konsolun ön yüzünde büyük bir palmet bulunurken, batı tarafındaki konsol boş bırakılmıştır. (Resim 285) 243 Duran, R, a.g.e, s.153

236 Basık kemerlerin üzeri çökertme alınlıklı Bursa kemerleri şeklinde düzenlenmiştir. Bursa kemerlerinin dış yüzeyini çevreleyen kırık hatlı, iç bükey kaval silmelerin, iki kemer arasına denk gelen T şeklindeki kısımlarında, iki dikdörtgen yatay pano içinde, ok ucu motifli örnekler görülür. Batıdaki panoda beyaz zemin üzerine kırmızı taş kakılarak, ters-düz biçimde yerleştirilmiş ok ucu motifli örnek yer alır. Doğudaki panoda da aynı örnek tekrarlanmış, ancak burada aşağı bakan ok uçları, gri taşların çevrelediği kırmızı taşlarla dolgulanmıştır. (Resim283 ), (Çizim 66) Geçme taşlardan oluşan doğudaki basık kemerin, Bursa kemeri şeklinde düzenlenmiş alınlığında sonsuza giden karakterde geometrik bezemeler yer alır. İki on altı kollu yarım yıldız, iki tane on altı kollu çeyrek yıldızın arasına sekiz kollu iki tam yıldız yerleştirilerek sonsuza giden bir örnek oluşturulmuştur. Bu yıldızların kollarından uzatılan altıgenler bezemeyi zenginleştirir. Taş içine taş kakma tekniği ile bezenen örnekte, üstte yer alan yarım yıldızın ortasındaki kırmızı taş dışındakiler düşmüştür. Bursa kemerinin kilit taşının ön yüzünde mekik şeklinde motifler, karın kısmında ise yuvarlak bir madalyon içine yerleştirilmiş, kolları uzatılmış sekiz kollu bir yıldız yer alır. Yıldızın ortası siyah taş içine taş kakma, uzatılan kolları ise firuze ve lacivert renginde çinilerle bezenmiştir. Çinilerin bir kısmı dökülmüştür. (Resim 281,286), (Çizim 68) Batı tarafındaki, geçme taşlardan oluşan basık kemerin alınlığında; merkezde yer alan on altı kollu yıldız ile, etrafında oluşan beş köşeli küçük yıldızlar ve yarım beş köşeli yıldızlar bulunur. Sağ ve sol köşelere iki, yarım on altı kollu yıldız yerleştirilerek, sonsuzluğa giden karakterde bir örnek oluşturulmuştur. Yıldızının kollarının kesiştiği kısımlar ve etrafındaki yarım ve tam beş köşeli yıldızlar firuze rengi çinilerle bezenmiştir. Kemerin kilit taşı üzerinde doğudakinin aynısı mekik motifi çizilmiş ancak tamamlanmamıştır. Kemer karnında madalyon içine yerleştirilmiş, kolları uzatılmış sekiz kollu yıldız doğudaki uygulamada biraz farklıdır. Burada madalyonun içindeki sekiz kollu yıldızın etrafında yarım beş köşeli yıldızlar ve altıgenler yer alır. Bezeme programında eş motifler, farklı örnekler oluşturacak biçimde düzenlenmiştir. (Resim 279, 280) (Çizim 69) Ortada girişi sağlayan kemerli kısım, diğer birimler gibi tasarlanmış ancak biraz daha geniş tutulmuştur. Çift renkli, kıvrımlı geçme taşlardan oluşan basık

237 kemerin alınlığında, üç satırdan oluşan sülüs hatla yazılmış inşâ kitabesi yer alır. Kemerin kilit taşının üzeri işlenmemiş, kemer karnına üzeri sekiz sivri kollu yıldız şeklinde dilimlenmiş bir kabara lamba gibi aşağı bakar biçimde yerleştirilmiştir. (Resim282,287 ) (Çizim 67) Yan kemer boşlukları; mermerden yapılmış geometrik bezemeli, ajurlu şebekelerle sütun başlığı hizasına kadar kapatılmıştır. Ajurlu şebekelerin üst kısımları açık bırakılmıştır. Bu şebekelerden doğuda olanın etrafı iki sıra, batıda olanın ise tek sıra yüzeysel mukarnasla kuşatılmıştır. Üst kısımlarında ise beş dilimli, kemerli sağır nişlerden oluşan yatay bir şerit yer alır. Şebekeler günümüze çok fazla tahribata uğramış olarak gelmiştir. (Resim 300, 301) Cümle kapısının karşılıklı iç yüzeylerinde sivri kemerli birer niş yer alır. Nişlerin kavsaraları, üçer sıra mukarnas ve üstte istiridye motifi ile sonlanır. Doğuda bulunan nişin kemer köşe dolgu yüzeyleri rumi-palmet dolguludur. Simetrik orak uygulanan örnekte; aynı eksenden çıkan, laleye benzeyen üç dilimli rumî çifti sağ ve soldan ortadaki palmeti kuşatarak tepede birleşip üç dilimli palmet oluşturur. Ortadaki beş dilimli palmetin altından uzanan kıvrım dallar, yanlarda uçları düğmevari kıvrılmış rumîleri oluştururken, üst yaprağından uzanan dalların uçlarından bir çift yaprak yanlara sarkar. Motiflerin üzeri işlenerek derinlik etkisi artırılmıştır. (Resim 284 )Batıda bulunan nişin kemer köşe yüzeyi çizilmiş, ancak işlenmemiştir. (Resim 285 ) Ortadaki kemer açıklığındaki düz silmelerle kuşatılmış olan giriş kapısının lento alt yüzü bezemelidir. Birer bordür halinde yerleştirilmiş bu dikdörtgen parçaların üzerinde, farklı formlarda geometrik ve bitkisel bezemeler vardır. Biri ince diğeri daha kalın olan bu bordürlerin ince olanında; ortada dört yapraklı yoncaya benzeyen çiçekten gelişerek, sağa ve sola doğru ilerleyen bir örnek oluşturulmuştur. Merkezde bulunan dört yapraklı yoncanın içinden çıkan kıvrım dallar rumîyle biter. Bu rumîler, ortadaki palmeti kuşatıp, tepede taç gibi birleşir ve yandaki motifin ortasında yer alan palmeti oluşturur. Bu ana palmetin ikinci yaprağıyla tepe yaprağının birleştiği noktalardan çıkan kıvrım dallar, aşağıda ve yukarıda beş yapraklı rozeti meydana getirir. Rozetin yanlarından çıkan kıvrım dallar ise, sağ tarafta küçük bir palmet, palmetin ucunda küçük bir yaprak oluşturur. Rozetin solundan çıkan kıvrım dal ise, Yarım palmetin ucundaki yaprakla sonlanır. Ana

238 palmetin dip tarafından çıkarak ikiye ayrılan kıvrım dal aşağıda ve yukarıda altı yapraklı şakayık oluşturur; şakayığın tepesinden iki yana doğru uzanan kıvrım dallar sağa ve sola uzanan iki küçük palmet ve ortada minik bir yaprakla sonlanır. Yaprak, rumî, palmet ve rozetlerin üzerleri işlenerek hareketlendirilmiştir. Bu yüzeyde görülen örnekler, yapının bütününde görülen örneklerden farklıdır. Daha natüralizme kayan bir üslup söz konusudur. Palmetler neredeyse çınar yaprağı biçimine dönüştürülmüştür. (Resim 288,289) İkinci daha geniş olan bordür de; geömetrik ve bitkisel bezeme bir arada kullanılmıştır. Örnek, ortası taş kakma olan yıldızın sağında ve yolunda yatay eksenlerde gelişir. (Resim 290 ) Merkezde, sekiz köşeli taş içine taş kakma yıldızın etrafında, kırık çizgilerle oluşturulan dört köşeli büyük bir yıldız yer alır. Kırık çizgiler, bu dört köşeli yıldızın kol uçlarından bölerek, aralarda ikinci daha küçük dört kollu yıldızı meydana getirir. Böylece ortaya içi içe geçmiş, biri küçük diğeri daha büyük iki yıldızdan meydana gelen sekiz köşeli yıldız çıkar. Bu yıldızların kol uçlarında kırık çizgilerin geçmesiyle oluşan üçgenlerin içlerine, birer üç dilimli, tombul palmet yerleştirilmiştir. Tekrarlanan motifin aralarında oluşan düzensiz çokgenlerin ve üçgenlerin içleri çeşitli bitkisel motiflerle bezenmiştir. Çokgenlerin içine aynı eksenden çıkan çifte rumînin tepede birleşip yanlara doğru kıvrım dalların ucunda oluşan rumilerin yayılmasıyla oluşan motif yerleştirilmiştir. Karşılıklı olarak simetrik yerleştirilen bu motifin dışında, yarım yatay çizgideki bitiş noktasına denk gelen yarım çokgenlerin içine, yedi dilimli naturalist üslupta yaprak işlenmiştir. Kol uçlarından merkezdeki yıldızla bitişen ikinci yıldız, merkezdeki yıldızla kurgu olarak aynı düzenlenmiş ancak farklı bezenmiştir. Ortasında taş kakma yerine sekiz damla yapraklı bir rozet yer alır. Merkezden çıkan üzeri yivli çubuklar, ortasında rozet olan yıldızı sekiz eşit dilime ayırır. Bu sekiz çubuğun her biri birer palmetle sonlanır. Bu palmetlerin üzerine, daha küçük ikinci palmet işlenerek, katlı bir görüntü sağlanmıştır. Yıldızın çubuklarla bölünmesiyle oluşan sekiz dilimin her birinin içine, rozetin yapraklarından çıkan üç dilimli birer palmet yerleştirilmiştir. Örneğin bütününde sekiz kollu yıldız, palmet, rumî, rozet çiçeği ve yaprak kullanılmıştır. Motiflerin yüzeyleri ayrıca işlenerek derinlik verilmiştir. (Resim 291 )

239 İç Mekân Yapının içinde yoğun bir bezeme programıyla karşılaşırız. Mihrap ve pencere tavanları oldukça yoğun işlenmiştir. Mihrap Yapının en önemli bezeme ögesi olan mermer mihrap, güney duvarının merkezinde yer almaktadır. Hafifçe dışa taşan mihrap, 5.12 m genişliğinde ve 7.37 m yüksekliğindedir. Mihrabın üstünde, yarımlar köşelerde olmak üzere; iki yarım, eşit aralıklarla yerleştirilmiş dört tam palmet biçimli dendandan oluşan tepelik kısmı bulunur. 244 Palmet biçimli tepeliğin yüzeyi rumî, kıvrım dallar,lotus ve palmetle bezenmiştir. Çapraz yerleştirilen iki lotusun oluşturduğu palmet; palmetin sağından ve lotusların taç kısmından çıkan rumîlerin, yaprak uçlarının birbirinin içinden geçmesiyle oluşan düğümlerin meydana getirdiği örnek, büyük palmet tepeliğin yüzeyine uygulanmıştır. Tepeliğin altında, dıştan içe doğru dört sıra mukarnas, bir sıra düz silme mihrabı üç yandan kuşatır. Mihrabı iki yanda bitkisel bezemeli bir bordür sınırlar. Kıvrım dalların ucundaki rumîlerin tepede birleşip açılarak kapalı bir örnek oluşturduğu düşey doğrultudaki bu bordür, mihrabiyenin birinin bitiş noktasından başlayıp, diğer mihrabiyenin bitiş noktasına kadar üç yönden mihrabı kuşatır. Tepedeki bitkisel bezemeli bordürün altında, birer silme ile birbirinden ayrılan, yan yana üç yatay dikdörtgen pano yer alır. Doğuda olan pano dilimli kemerli yüzeysel niş şeklinde, batıda yer alan pano ise Bursa kemerli yüzeysel niş şeklindedir. Her iki panonun yüzeyinde birer kandil motifi yer alır. Ortadaki alan kitabe boşluğudur. İçinde bir satır sülüs hatla yazılmış ayet bulunan kitabenin çevresi, iki sıra mukarnasla kuşatılmıştır. Mihrap nişinin iki yanında, düşey hatta iki dikdörtgen pano yer alır. Bu panolar, mihrap kavsarası ile eş yüksekliktedir. Bu dikdörtgen panolarda; üst üste sıralanmış üç tane on kollu yıldız ve bunların etrafına halka biçiminde dizilmiş, sekiz tane beş köşeli küçük yıldızın olduğu örnek yerleştirilmiştir. Yıldızların birleştiği noktalarda stilize kelebek motifi yer alır. 244 Eski resimlerde mihrabın tepelik kısmında on adet palmet biçimli dendan görülmektedir. VGM tarafından yapılan onarım çalışmaları sırasında, bu palmet biçimli dendanlardan biri bulunmuş, medresenin kapalı kısmında koruma altına alınmıştır. Resim için bkz. Wulzinger-Wittek-Sarre; a.g.e, lev. 30.

240 Yıldızları oluşturan kırık çizgilerin aralarında, çokgenler oluşmuştur. (Resim 307, 308, 309) Dikdörtgen panoların altında köşe sütüncelerinin iki yanında birer mihrap nişi yer alır. Dört yüzlü sığ nişin, altı sıra mukarnas dolgulu kavsarasının köşe dolgu yüzeyleri boş bırakılmış, üst kısmına palmetlerin iki yüzlü kullanıldığı bir bordür yerleştirilmiştir. (Resim 302, )Bordürde, farklı kökten çıkan iki rumî tepeye uzanıp beş dilimli palmeti oluştururken, iki yanından ayrılan iki dal kendi içlerine doğru dönerek üç dilimli ikinci palmeti meydana getirir. Üst üste iki palmetten oluşan farklı bir uygulama söz konusudur. Simetrik yerleştirilen motifler, birleştiği noktalarda kendini tekrarlar. Geometrik örgülü bir bordür nişin başlangıç noktasında başlayıp, köşe sütüncesine kadar alttan ve yandan nişi bittiği noktada sınırlar. Mihrap nişinin iki yanında, kaide ve başlıkları mukarnaslı sütünceler bulunur. Doğuda bulunan sütüncenin zar şeklindeki başlığı yenilenmiştir. Daha önce bu başlığın üzerinde de üzerinde yazı olduğu, batı sütüncesinin başlık kısmındaki yazıdan yola çıkılarak düşünülebilir. Batı sütüncesinin başlığı kısmen tahrip olmuşsa da, yazının bir kısmı günümüze gelebilmiştir. Yuvarlak ve oval kartuşlardan oluşan bir bordür, sütüncelerin üzerinden başlayıp kavsarayı dolaşır. Oval kartuşların dördünde hadisler, diğer dördünde ise üç küçük bir büyük ilmikle düğümlenmiş, merkezden gelişip yanlara uzayan şakayıklar ve rumîler yer alır. Bitkisel bezeme ve yazı alternatif dizilerek kartuş yüzeylerini doldurur. Bu oval kartuşları birbirine yuvarlak kartuşlar bağlar. Yuvarlak kartuşların içinde merkezden gelişen açılmış sekiz yapraklı şakayıklar yer alır. Beş yüzlü mihrap nişinin kavsarası; en altta üç sıra mukarnaslı silme ile başlar. En altta yer alan mukarnaslı silmenin üzerinde, silmelerle çevrelenmiş, beş tane yüzeysel niş bulunur. Tam ortada olan niş Bursa kemerli, doğu yönünde yanındaki kaş kemerli, en dıştaki ise, istiridye motifiyle sonlanan dilimli kemerlidir. Batı yönünde; ortadaki nişin yanındaki dilimli kemerli, en dıştaki niş ise istiridye motifiyle biten dilimli kemerlidir. (Resim 303)

241 Nişlerin üzerinde palmetli bir bordürün kuşattığı, içinde sülüs hatla yazılmış bir satırlık yazı yer alır. Yazının üzerinde boşluk bulunmaktadır. 245 Palmetli bordürün üzerindeki iç bükey silmeden sonra rumî ve kıvrım dallardan oluşan bordür, kavsaranın mukarnaslarının arasına doğru uzanır. Niş kavsarası dokuz sıra farklı biçimlenmiş mukarnas sırasından oluşur ve istiridye motifli mukarnasla sonlanır. Kavsaranın kemer köşe dolgu yüzeyleri, kıvrık dal, rumî ve palmetten oluşan örnekle dolgulanmıştır. (Resim 306) Kemer köşe dolgu yüzeyinde, uçları köşelerde birer düğüm atılan iki palmetrumî motifi yerleştirilmiştir. İki derin kesilmiş, büyük rumînin sapları birbirine dolanarak kalp şeklinde bir düğüm oluşturarak yukarı doğru uzanır ve üç dilimli palmet ortaya çıkar, yanlarından çıkan iki yaprak rumînin uçları aşağıya doğru kıvrılarak düğme şeklinde biterken; ana motifi oluşturan rumiler ortadaki palmeti kuşatarak tepede kapanır. Kapanan rumîlerin sapları, aynı düğümü oluşturarak ikinci motifi meydana getirir. Alttaki motifin ortasındaki palmetin tepe yaprağından çıkan sap ile yukarıdaki motifin ortasındaki palmetin alt yaprağından çıkan saplar, yanlarda rumîlerin uçlarına bağlanır. İki ana motiften oluşan örneğin etrafı kıvrık dallar, bunların oluşturduğu düğümler ve kıvrık dallara sarılarak kıvrılan dilimli rumîlerle dolgulanmıştır. (Resim 304) Pencereler Doğu ve batı duvarında yer alan kuzey yönündeki alt pencerelerin tavanları bezemesizdir. Güney duvarındaki iki pencere ile; batı ve doğu duvarı güney alt pencerelerinin tavanları ise, birbirinden farklı örneklerden oluşan bezemelere sahiptir. Doğu duvarında bulunan güney yönündeki pencere, alınlığı ve tavan süslemeleriyle dikkati çeker. Siyah beyaz renkte almaşık, geçmeli taşlarla oluşturulan yuvarlak kemerli sığ alınlığın içinde, yarım daire şeklinde bir kitabe bulunur. Kitabeyi dilimli ters düz çift kemerler yarım daire biçiminde kuşatır. (Resim311)Kitabenin altında rumî-palmet bir bordür yer alır. Bu bordür, kuzey cephede taç kapının sağında ve solunda cepheyi yatay hatta bölen bordürün aynısıdır. 245 Onarım sonrası mermerlerinin bir kısmı değiştirilen mihrap nişinde, yapının usta kitabesinin bulunduğu kaynaklarda yazılmaktadır. Bazı araştırmacılar tarafından Nasreddin altana adının okunduğu öne sürülmüştür. Bkz; Wulzinger-Wittek-Sarre; a.g.e S.91-93: A.Durukan; a.g.e, s.5, not: 6

242 Yedi dilimli kemerciklerin ortasına yerleştirilen iki rumî, üç dilimli palmetleri çevreledikten sonra tepede ikinci küçük palmetle sonlanır. Ortadaki palmetin üst yaprağından çıkarak sağa ve sola uzanan iki dal rumîye dönüşerek tepede taç şeklinde birleşir. Bu rumîler, alttan çıkan iki kıvrım dalın üzerinde yükselen, alt yaprakları içe kıvrık rumi şeklindeki üç dilimli palmeti taçlandırır. Bu palmetin üst yaprağından sağa ve sola uzanan iki rumî ise kemerciklerin tepesinde birleşir. Rumîlerin ve palmetlerin üzeri çizgilerle, balık pulu şeklindeki bezemelerle hareketlendirilmiştir. Yaprakların damarları belirtilmiş, palmetlerin içine ikinci palmetler kazınarak derinlik verilmiştir. Pencere tavanında, 0.20 m eninde kırık hatlı sekizgenlerin birbirine geçmesiyle oluşan geometrik saç örgüsü bordür çepeçevre dolaşır. Sekizgenlerin aralarında mekik biçimli altıgenler, kareler ve üçgenler oluşturan kırık hatlı çizgilerin üzeri yivlidir. Bordürün ortası boş bırakılmıştır. (Resim319,320 ) Batı duvarı güney alt penceresinin alınlığında; yuvarlak kemerli alınlığın içine yerleştirilen kaş kemerli silme ile kuşatılmış yay biçiminde bir yazı kuşağı yer alır. Bu kuşağın altındaki yarım daire biçimindeki alan ise, bitkisel bezemeyle doldurulmuştur. Kaş kemerin etrafı almaşık düzende dilimli ters düz kemerle kuşatılmıştır. Alınlığın altında ise, taş içine taş kakma tekniğiyle almaşık yerleştirilmiş ters-düz palmetten oluşan bordür yer alır. Bordürün sol at kısmı zaman içinde oldukça aşınmış olsa da sağ tarafta net bir şekilde üç dilimli palmetler seçilmektedir. (Resim 312) Pencere tavanında; ortada kareye yakın dikdörtgen, etrafı kaval silmeyle çevrili pano içinde kırık çizgilerin kesişmesiyle ortada tam on iki kollu yıldız, köşelere ise yarım on iki kollu dört yıldız yerleştirilmiştir. Orjinalinde bu yıldızların çinilerle bezeli olduğu kaynaklarda yer almaktadır. 246 Panonun etrafı sülüs hatla yazılmış bir yazı şeridi ile kuşatılmıştır. (Resim313,314) Güney duvarı, doğu alt pencerenin alınlığında dikdörtgen bir kitabe yer alır. Kitabenin etrafını kırık çizgilerle, eşkenar üçgen ve yarım sekizgenlerden oluşan geometrik bezemeli bordür çevreler. (Resim 318) 246 Wukzinger-Wittek-Sarre; a.g.e, s.26: G.Öney; Türk Çini Sanatı, İstanbul 1976, s.53

243 Pencerenin tavanında; uç kısımları kenarlara dik, etrafı kaval silmeli büyük bir kare, karenin içine ise, iç içe üç boy bir sekizgen yerleştirilmiştir. Bu sekizgenler dört üzeri yivli çubukla iç içe üç sekizgeni sekize bölünmüş, ortadaki en küçük sekizgenin dışında kalan kısımlar çubuklarla dışa doğru bu sefer on altıya bölünmüştür. Bu bölümlenme ile ortadaki küçük sekizgenin içinde üçgenler, dışa doğru olan iki sekizgenin içinde ise düzensiz dörtgenler oluşmuştur. (Resim 317) Büyük karenin dışında dört üçgen alan oluşmuştur. Bu üçgen alanlardan ikisinde; sırt sırta dört yarım daire biçiminde motifler birleşince, aralarda badem biçimle meydana gelir. Yarım dairelerin merkezinden geçen, üzeri yivli çubuklar ise bir kare ile iki üçgen oluşturur. Üçgen alanların diğer ikisinde; iki yarım sekizgenin birleştiği noktada küçük bir kare oluşur. Bu küçük karenin içine, sekiz yapraklı bir gülce yerleştirilmiştir. Yine sekizgenlerin merkezinden geçen yivli çubuklar birer kare, iki üçgen oluşturur. Üçgenlerin ortasına denk gelen yarım karelerin içinde yarım gülceler yer alır. İki üçgen alanda da aynı olan motifler, sadece sekizgenlerin oluşturduğu küçük karenin içindeki bezemedeki farkla ayrılır. Bu küçük karenin birinde sekiz yapraklı gülce, diğerinde ise zencirek motifi işlenmiştir. Güney duvarı batı alt pencerede ise; etrafı kaval silmeli yatay dikdörtgen panoda, yan yana yerleştirilmiş, kırık çizgilerin kesişmesiyle oluşan on altı kollu iki yıldız yer alır. Yıldızların etrafında sekiz beş köşeli küçük yıldız, sekiz tane de yarım beş köşeli küçük yıldız bulunur. Dikdörtgenin iki uzun kenarında, iki büyük yıldızın ortasına gelecek biçimde iki yarım on kollu yıldız yer alır. On altı kollu yıldızın ortasına ise, sekiz yapraklı gülce motifi yerleştirilmiştir. İki büyük yıldız aynı biçimde kurgulanmış, aralarda düzensiz çokgenler oluşmuştur. Örnekleri oluşturan kırık çizgilerin üzeri çift yivlidir. (Resim 315,316) (Çizim 70)

244 KAYNAKLAR ASLANAPA, Oktay (1984 a), Türk Sanatı, İstanbul. ASLANAPA, Oktay (1984 b), Türk Sanatı I-II, İstanbul. BARAN, M ehmed(1965), Milet Kılavuzu Ankara. DURAN, Remzi (1995), Menteşe Beyliği Mimarisi, DEÜ, SBE, yayınlanmamış doktora tezi, İzmir. DURUKAN, Aynur (1988), Balat, İlyas Bey Camii, Ankara. EYİCE, Semavi (1970), İlyas Bey Câmi, Türk Ansiklopedisi, XX. Ankara. KIZILTAN, Ali (1958), Anadolu Beyliklerinde Câmi ve Mescitler, İstanbul. KOLAY, İlknur (1999), Batı Anadolu 14. Yüzyıl Beylikler Mimarisinde Yapım Teknikleri, Ankara. KUYUCU, Ekrem (1983), İlçeleriyle Birlikte Muğla Tarihi, İstanbul. ÖNEY, Gönül (1976), Türk Çini Sanatı, İstanbul. UZUNÇARŞILIOĞLU,İ.Hakkı (1929), Kitabeler..., İstanbul. WİTTEK, Paul (1999), Menteşe Beyliği, Ankara. WULZİNGER-WİTTEK SARRE (1973), Das İslamische Milet, Berlin und Leipzig. Cumhuriyetin 50. Yılında Vakıflar, Ankara 1973, s.20 MÜLLER, W.-Wiener (1986), Milet 1985, VIII. Kazı Sonuçları Toplantısı II Mayıs, Ankara. YETKİN, S.Kemal (1970), Türk Mimarisi, Ankara.

245 TURGUT (LEYNE) İLYAS BEY CÂMİ Katalog : 20 Plân : 19 Resim : Çizim:- İnşâ Tarihi: H.732 /M ,??? Yaptıran: İlyas Bey Mimarı: Bilinmiyor Yeri: Muğla nın Yatağan ilçesine bağlı bulunan eski adı Leyne olan Turgut nahiyesinde, Cumhuriyet Meydanı ndadır. Tarihlendirme: Yapının inşâsına dair herhangi bir kitabe ya da belge mevcut değildir. Sadece VGM de bulunan tescil dosyasında, yapının 1311 tarihinde İlyas Bey tarafından yaptırıldığı yazmaktadır. İlyas Bey in babasından sonra Menteşe Bey i olduğu bilinse de tam olarak tarih belli değildir. Bu tarih, 1345 ile 1371 arasındaki tarihlerdir. 248 Yapının son cemaat yerinde, harime giriş kapısı üzerinde bulunan tamir kitabesi H 910/M.1505 tarihini verir. Kitabede tamirin kim tarafından yaptırıldığı belirtilmemiştir. R.Duran tarafından bulunan kitabe, bu konuda ip ucu verir. Tek parça mermer üzerine sülüs hatla yazılmış ola kitabede Hoca Mukbil H.772/ M senesinde bu mübarek zaviyeyi bina etti yazar. 249 Buradan yola çıkarak yapının Menteşe Bey i Mehmed Bey zamanında yaptırılmış olduğu söylenebilir. Plân Cami, kare plân şemasında inşâ edilmiştir. Kareden kubbeye ilki sekizgen, ikincisi ise onikigen çift kasnakla geçilmiştir. Yapının batı cephesine yerleştirilen, üç bölümlü son cemaat yerinin kuzeyinde yer alan girişin üzeri beşik tonozla, diğer iki bölümün üzeri ise çapraz tonozla örtülüdür. Minare, yapının kuzey-batı köşesinde 247 V.G.M., /4 No lu Tescil Dosyası 248 Bu tarihler, İlyas Bey in babasının bastırdığı H.766/M1345 tarihli sikkenin basım tarihi ile Yıldırım Bayazıd ın, Firuz Bey i Menteşe emiri yaptığı tarih olan H.792/ M1371 dir. 249 Duran, R; Menteşe Beyliği Mimarisi, D.E.Ü.S.B.E., yayınlanmamış doktora tezi, İzmir 1995, s.147

246 yer alır. Son cemaat yerinin tonozları, ortadaki iki serbest payeye yuvarlak kemerlerle, kuzey ve güneyde ise, harimden devam eden yan duvarlara oturur. Yapının kuzey cephesinde, duvarın alt bölümünde iki dikdörtgen pencere yer alır. Bu pencerelerin düşey eksende ortasına denk gelen, saçak seviyesine yakın mesafede üst kısmı üçgen bir pencere bulunur. Pencerelerde dikdörtgen mermer söve, sağır niş şeklinde aynalık ve onu kavrayan tuğla örgülü sivri kemer düzenlemesi uygulanmıştır. Kemerler dikdörtgen çerçeve içine alınmış, köşe dolguları sıvanmış ve bu sıva üzerine duvar dokusunun izinden gidilerek şekil verilmiştir. 250 Saçak seviyesinde bulunan sivri kemerli pencerenin sağ ve solunda simetrik olarak açılmış küçük açıklıklar bulunmaktadır. Doğu cephesi tamamen sağır bırakılmış ve saçak seviyesine kadar sıvanmıştır. Sadece saçak seviyesine yakın bir tepe penceresi bulunur. Yapının kuzeydoğu ve güneydoğu köşeleri saçak seviyesinde pahlanarak cephe hareketlendirilmiştir. Güney cephede mihrap nişi dıştan bellidir. Üzeri sivriltilmiş mihrap çıkıntısının sağ ve solunda birer dikdörtgen pencere bulunmaktadır. Pencerelerde dikdörtgen mermer söve, sağır niş şeklinde aynalık ve onu kavrayan tuğla örgülü kaş kemer düzenlemesi uygulanmıştır. Bu cephede de, diğerleriyle aynı düzende yapılmış tepe penceresi bulunmaktadır. Cephenin doğu tarafındaki pencerenin yanından başlayan yırtılma izleri burada daha önce bitişik olan bir yapıyı düşündürtmektedir. 251 Minare, yapının kuzeybatı köşesinde yer alır. Çokgen kaide iki sıra taş, iki sıra tuğla ile örülmüştür. Bu örgünün arasına yerleştirilen bir sıra tuğla kirpi dişi üzerinde sekiz tane sivri kemerli sağır niş yer alır. Günümüzde nişlerin içi boyanmıştır. Silindirik gövdeye üçgen papuçlukla geçilir. Tekstil karakterli gövde de, papuçluğun hemen sonra ve şerefe altında taştan profilli birer bilezik bulunmaktadır. Taş bilezikten sonra iki sıra taş konsolla şerefeye geçilir. Minarenin girişi harimdendir. 250 Bu biçimlendirme onarımlar sırasında yapılmış olup, özgün değildir. İki sıra taş, iki sıra tuğla duvar dokusunun izinden gidilerek mala ile çizilerek yapılmıştır. 251 Arel, A; Menteşe Beyliği Mimarisinde Latin Etkileri, Uluslararası III. Türk Kültürü Kongresi Bildirileri, Eylül, Ankara 1993, 179

247 Son cemaat yerinin kuzeyindeki beşik tonozlu bölümden geçilip, basık kemerli kapıdan harime girilir. Yapının içinde dördü doğu, ikisi batı ve ikisi de kuzeyde olmak üzere, toplam sekiz adet yuvarlak kemerli dolap nişi bunmaktadır. Kubbeye geçiş pandantiflerle sağlanmıştır. Sekizgen kubbe kasnağında her cephede birer adet yuvarlak pencere yer almaktadır. Yapının içi tamamen uyumsuz renklerle boyanmıştır. Mihrap ve minber 1957 tarihinde yapılan onarımlarda yapıya eklenmiştir. 252 Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe Yapının dış cephelerinde taş ve tuğla kullanımı dekoratif bir etki bırakmaktadır. Yapının güney cephesinde bulunan pencerelerde kullanılan tuğla bezemeler önemlidir. Cephede, sağ tarafta olan pencerenin kemer sırtı, tek sıra kılıcına tuğla örgü ile çevrelenmiştir. Kemerin etrafı, tuğlanın dar kenarıyla bordür biçiminde çevrelenmiştir. Solda bulunan penceredeki düzenleme, sağ pencereden daha farklı ve özenlidir. Çerçeve içine alınmış olan kemer diğerinde olduğu gibi tek sıra kılıcına tuğla örgü ile çevrelenmiştir. Buradaki fark, dar tuğla ile yapılan bordürün kemeri takip ettikten sonra bir de çerçeve yapmasıdır. Bu çerçeve içinde kalan kemer köşe yüzeyleri ise, tuğladan yapılmış düzgün altıgenler ve altı kollu yıldızlarla oluşturulmuş geometrik kurgulu bezeme ile doldurulmuştur. Sırsız tuğlalardan yapılmış yıldız ve çokgen örnekli bezeme örneği Batı Anadolu Beylikleri Mimarisi nde tek uygulamadır. 253 Yapının başka penceresinde tekrarlanmaması da dikkat çekmektedir. (Resim 317,318 ) Yapının minaresi de, üçerli tuğlaların kaydırılmasıyla oluşturulmuş tekstil motifli düzenlemeye sahiptir. Son cemaat yerinin güney yan duvarında, bir mihrap yer almaktadır. Dikdörtgen çerçeve içinde mukarnas kavsaralı niş biçimindedir. Mihrap duvarı üzerindeki dilimli kemer mekânı süsleyen tek mimari elemandır. İç mekân Yapıda kubbeye geçişte kullanılan Türk üçgenleri dekoratif bir etki bırakır. Mihrap ve minber onarım sonrasında yapıya eklenmiştir. 252 V.G.M., /4 No lu Tescil Dosyası. 253 Örneğin farklılığı kullanılan malzemeden kaynaklanmaktadır. Benzer örneklerde taş içine taş kakma, taş içine çini kakma gibi teknikler kullanılırken bu örnekte, sırsız tuğlalara yıldız ve çokgen biçimi verilmiştir.

248 KAYNAKLAR AREL,Ayda (1993), Menteşe Beyliği Mimarisinde Latin Etkileri, Uluslararası III. Türk Kültürü Kongresi Bildirileri, Eylül, Ankara. DURAN, Remzi (1995), Menteşe Beyliği Mimarisi, D.E.Ü.,S.B.E., yayınlanmamış doktora tezi, İzmir 1995.

249 PEÇİN AHMED GAZİ MEDRESESİ Katalog : 21 Plân : 20 Resim : Çizim: - İnşâ Tarihi: H.777 / M Yaptıran: Tacettin Ahmet Gazi Mimarı: Bilinmiyor Yeri: Milâs ın 5 km kadar güneyinde bulunan Peçin Kalesi nin güneyinde ve Orhan Bey Câmii nin kuzeyindedir. Tarihlendirme: Medresenin taç kapısının üzerinde yer alan, beyaz mermer üzerine sülüs hatla yazılmış olan beş satırlık inşâ kitabesi; Taleb-ül il farizetün ala külli mülim müslime Emr-i bi imareti hazel medresetül mübareketül emir-ül kebir-ül merabit Sultan-ül sevah-il tacü d-devletü din Ahmed Gazi bin İbrahim aznasera Fi sene seb a ve seb in ve seb amiye. Buna göre; Ulu Emir, Sahiller Sultanı, Murâbıt, Tacü d-devletü din sıfatlı, İbrahim oğlu Ahmed Gâzi H.777/ M.1375 tarihinde medreseyi yaptırmıştır. Ahmed Gâzi nin medresenin ana eyvanında bulunan mezar taşı ise, 1391 tarihini taşır. Evliya Çelebi medreseden;. Ahmed Ağa medresesi gâyet ma mûrdur. Ahmed Gâzi anda medfûndur, ve medrese ile kal a kapusu mâbeyninde bir sofa-i azîm, ve bu sofanın yol aşırı kıblesinde Gâzî Ahmed Beğ in ıyâli bir türbe-i pürenvârda medfûnlardır ve bu kal anın Enderûn birûnunda aslâ çârşû-yı bâzâr ve hân-u hamâm yokdur şeklinde söz eder. 254 Buradan medresenin 17. yüzyılda sağlam olduğu anlaşılmaktadır. 254 Evliya Çelebi; Seyahatname, c.9., çev.yücel Dağlı-S.Ali Kahraman, İstanbul 2005, s.109

250 Plân Malzeme olarak, küfeki taş ve moloz taşın birlikte kullanıldığı yapı 255, açık avlulu, iki eyvanlı simetrik medreseler grubuna girer. Medresenin girişi güney cephesindedir. Güney cephesinde, taç kapının iki tarafında yer alan öğrenci odalarına ait simetrik olarak yerleştirilmiş ikişer dikdörtgen pencere yer alır. Kapının sağ ve sol kanadındaki odaların duvarında ikişer tane olmak üzere, simetrik yerleştirilmiş dört tane çörten bulunur. Cepheden ileri taşan, sivri kemerli anıtsal kapıdan geçilen eyvandan sonra avluya geçilir. Avlunun ortasındaki izler bir zamanlar burada şadırvan olduğunun göstergesidir. Giriş eyvanının ekseninde yer alan, kemerle avluya açılan ana eyvanda, Ahmed Gâzi nin türbesi yer alır. Türbenin kuzey duvarında, dışarıya açılan basık kemerli küçük bir kapı vardır. Ana eyvanın iki yanında, üzeri beşik tonozla örtülü iki büyük oda yer almaktadır. Diğer odalara göre daha büyük olan bu odalar muhtemelen kışlık dersane olarak kullanma amaçlı yapılmıştır. Odaların kapıları dıştan profilli sivri kemerli, içten düz lentoludur. Odaların doğu, batı ve kuzey duvarlarında birer niş; doğu tarafındaki odanın sağ duvarında, batı tarafındaki odanın ise sol duvarında birer ocak bulunur. Bu odaların kuzey cephede, duvarın üst seviyesinde açılmış birer dikdörtgen küçük penceresi de bulunmaktadır. (Resim 321) Medresenin hücrelerinin dördü, avlunun doğu ve batısına simetrik olarak yerleştirilmiştir. Giriş kapısının sağ ve solunda da ikişer hücre yer almaktadır. Odaların üzeri beşik tonozla örtülüdür. Tonozların üzeri düz dam şekline getirilerek yazın ayazlık oluşturulmuştur. 256 Güneyde bulunan odalar ile doğu ve batı da bulunan odaları dar bir koridor ayırır. Bu koridorun üzeri de beşik tonozla örtülmüştür. Bu koridorlar, doğu ve batı kanadından medrese damına çıkışı sağlayan merdivenlere de yer açar. Yapı, araştırmacılar tarafından iki katlı kabul edilir, 257 kimi 255 Yapının günümüzde tuğla olan ana eyvan kubbesi, son dönemlerde yapılan onarımların sonucudur. 256 Sözen, M; Anadolu Medreseleri I, İstanbul 1970, s M.Sözen türbenin doğu ve batısındaki dersane odalarının üstünde de birer mekânın yer aldığını, yarım metreye varan duvar kalıntılarından bunun çok açık olarak anlaşıldığını ifade eder. Yapının incelendiği tarihler göz önüne alarak bir değerlendirilmeye gidilebilir. Bkz. Sözen, M; a.g.e s.179, Aslanapa, O; Türk Sanatı, İstanbul 1984, s.217: Arel, A; Menteşe Beyliği Devrinde Peçin, Anadolu Sanatı Araştırmaları I, İstanbul 1986, s.78

251 araştırmacılar ise; yapının iki katlı olmadığını, ana eyvanın doğusundaki odanın üzerinde bulunan ikinci odanın döneminden olmadığını ileri sürmektedir. 258 Genellikle ana eyvanın sağına ya da soluna konulması gelenek haline gelen türbenin, bu yapıda ana eyvanda olması dikkat çekicidir. Ana eyvanın üst örtüsünün kasnaklı bir kubbe ile örtülmüş olması ve avluya kemerle açılması da farklı bir uygulamadır. 259 Yapıda, medresenin güney cephesi, doğu duvarı batı duvarının bir kısmı, avluya bakan iç duvarlar, koridorlar ve kapı içleri kesme küfeki taşı ile kaplanmıştır. Cephe duvarlarının köşelerinde ise, büyük mermer bloklar bağlayıcı olarak kullanılmıştır. Yapıdaki Süslemelerin Yapısal ve İşlevsel Yüzeylere Göre Tanıtımı Cephe Medresede, süslemenin en yoğun kullanıldığı yer, yapının güney cephesinde yer alan giriş kapısıdır. Cümle kapısında da alışıldık bezemeler yerine, profilli silmelerle hareket sağlanmıştır. Giriş kapısının sivri kemeri, profilli silmelerin etkisiyle gotik bir karakter kazanır. Bu tür kemerler, Menteşeoğulları nın komşusu olan Rodos ta ve Kıbrıs taki gotik yapılarda yaygın biçimde kullanılmıştır. 260 Sivri kemerin başlangıç seviyesinde, alt ve üstte kaval, içte ise düz silme olmak üzere üç silmeli yatay hat ile kesilen dörtlü silmenin ikisi sivri kuşatma kemerini çevrelerken, diğer ikisi devam ederek taç kapının etrafını dolaşır. Dikdörtgen giriş kapısı, altı düz silmeden oluşan söve içindedir. Kapının üzerinde bulunan, beş sıra profilli silme gotik etkiyi perçinler. Yapının taç kapısında bulunan karşılıklı iki niş dışında, geleneksel kapılardan farklı düzenlenmiştir. Yarım yuvarlak nişler, çevrelerini kuşatan tek sıra kaval silme dışında bezeme unsuru içermez. (Resim 322) Kapının üzerinde yer alan alınlıkta dikdörtgen niş içindeki beş satırlık mermer kitabe, dilimli kaş kemer içine Arapça sülüs hatla yazılmıştır. Kemerin her iki yanında zencirek bordür yer alır. Kemerin köşe dolgularında ise, çapraz rumîler ve kıvrım dallar birleşerek uç kısımda palmete dönüşür. Dilimli kaş kemerin en üst dilimini, aynı kökten çıkıp ortada palmet oluşturduktan sonra, yanlarda yaprağa dönüşen rumîler süsler. (Resim 323) 258 Duran, R; Menteşe Beyliği Mimarisi, DEÜ, SBE, yayınlanmamış doktora tezi, İzmir 1995, s Sözen, M; a.g.e, s Tanman, B; 14. ve 15. Yüzyıllarda Anadolu Türk Mimarlığında Gotik Etkiler, Afife Batur a Armağan; Mimarlık ve Sanat Tarihi Yazıları, İstanbul 2005, s.218

252 Giriş ile aynı eksende, kubbe ile örtülü ana eyvan yer alır. Ahmed Gazi nin türbesinin bulunduğu ana eyvanın kuzey duvarında, sonradan açılmış bir kapı bulunur. 261 Kubbenin kasnak altı seviyesinden başlayan düz ve kalın silme, ana eyvanın iç duvarlarının örtü sisteminin şeklini göstererek dolanır. Türbenin avluya bakan yüzündeki kemer üzengisinden başlayıp, içten dışa doğru, iki sıra ince yuvarlak silme, bir sıra zencirek ve en son kalın yuvarlak silmeden oluşan profilli silmeler, tüm kemeri diğer kemerin üzengi seviyesine kadar kat eder. İçten dışa hafif kademeli olan bu silmeler cepheyi hareketlendirir. Yapıda bulunan en önemli bezeme, ana eyvanın kemer köşe dolgularında bulunan ve beyaz mermer üzerine yapılmış, bayrak tutan iki arslan kabartmasıdır. 262 Sağ tarafta yer alan bayrakta, Arapça olarak Ahmed Gazi nin adı yazılıdır. 263 Arka ayakları üzerinde oturur pozisyonda betimlenen arslanların kuyrukları bacaklarının arasından geçerek ejder başı şeklinde bitmektedir. Ön ayakları ile bayrak tutan arslanlar profilden verilmelerine karşın, ayakları cepheden verilmiştir. Geleneksel Türk sanatında arslan gibi güçlü hayvanların sultan simgesi olarak kullanıldığı bilinmektedir. Fakat arslan figürünün burada kullanıldığı şekliyle ilk kez karşılaşılır. Gotik etkilerin yoğun olarak hissedildiği yapıda, Venedik armalarını hatırlatan arslan figürlü armalar bu etkiyi güçlendirir. 264 (Resim 326) Ana eyvanın sağ ve solunda yer alan dersane odalarının kapılarında uygulanan simetrik düzenleme, ana eyvanda uygulanan düzeni tekrarlar. Kemeri dıştan çevreleyen silmenin oluşturduğu çerçevenin içindeki sivri kemerli kapıyı, birer kaval silme kuşatır. Sağda bulunan kapıda, iki silme arasında yer alan, çaprazlardan oluşan zencirek motifi, soldaki kapıda yoktur. Yapıda kaval, iç bükey ve düz silmelerle hareket sağlanmıştır. Yapı, figür kullanımındaki üslupla da dikkat çekmektedir. 261 Arel, A; Menteşe Beyliği Devrinde Peçin Şehri, Anadolu Sanatı Araştırmaları I, İstanbul 1968, s Arslan figürü, günümüzde ortadan kalkmış bulunan Peçin girişindeki bir çeşmenin ayna taşında ve Milas Müzesi nde bulunan 18.yy a ait başka bir çeşmenin ayna taşında görülmektedir. Bkz. A.Arel; Menteşe Beyliği Mimarisi nde Latin Etkileri, Uluslar arası III. Türk Kültürü Kongresi, Eylül 1993, Ankara, s Arel in bölge üslubu olarak tanımladığı bu kabartmalar için bkz. Aslanapa, O; Türk Sanatı I- II, İstanbul 1984, s.230: Arel, A; a.g.m, s.80: Ünal, H.R; Akdeniz de İslam Sanatı, Erken Osmanlı Sanatı, Beyliklerin Mirası, İstanbul 2000, s Venediklilerin Menteşe Beyleri ile yakın ilişkiler kurduğu, Balat ta bir koloni bulundurduklarını ve bu şehirde bir kiliselerinin bulunduğunu hatırlarsak bu etkilenme doğaldır. Bkz.Arel, A; a.g.m, 80

253 KAYNAKLAR AREL, Ayda (1986), Menteşe Beyliği Devrinde Peçin, Anadolu Sanatı Araştırmaları I, İstanbul. AREL, Ayda (1993), Menteşe Beyliği Mimarisi nde Latin Etkileri, Uluslar arası III. Türk Kültürü Kongresi, Eylül 1993, Ankara. ASLANAPA, Oktay (1984), Türk Sanatı I-II, İstanbul. DURAN, Remzi (1995), Menteşe Beyliği Mimarisi, DEÜ, SBE, yayınlanmamış doktora tezi, İzmir. EVLİYA ÇELEBİ (2005), Seyahatname, C.9, çev.yücel Dağlı-S.Ali Kahraman, İstanbul. SÖZEN, Metin (1970), Anadolu Medreseleri I, İstanbul. ÜNAL, R.Ünal (2004), Akdeniz de İslam Sanatı, Erken Osmanlı Sanatı, Beyliklerin Mirası, İstanbul. TANMAN, B (2005), 14. ve 15. Yüzyıllarda Anadolu Türk Mimarlığında Gotik Etkiler, Afife Batur a Armağan; Mimarlık ve Sanat Tarihi Yazıları, İstanbul.

254 225 KAYNAKLAR ACUN, Hakkı, (1999), Manisa da Türk Devri Yapıları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara. AKIN, Himmet,(1986), Aydınoğlu Tarihi Hakkında Bir Araştırma, Ankara. AKSARAYÎ, K.Mahmud-i (2000), Müsamaretü l Ahbar, çev., Mürsel Öztürk, Ankara. AKTEMUR, Ali (2002), Türk Ahşap İşçiliği, Türkler Ansiklopedisi, C.8, Ankara. AKTUĞ, İlknur, (1999), Batı Anadolu Beylikleri Mimarisinde Yapım Teknikleri, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınevi, Ankara. ALTINOLUK, Ülkü, (1997), Su Şehri Birgi, İlgi, İstanbul. ALTUN, Ara (1981), Kütahya nın Türk Devri Mimarisi, Kütahya, İstanbul. ALTUN, Ara (1988), Ortaçağ Türk Mimarisinin Anahatları İçin Bir Özet, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul. ASLANAPA, Oktay (1977), Yüzyıllar Boyunca Türk Sanatı (14. yüzyıl), İstanbul ASLANAPA, Oktay (1984 a ), Türk Sanatı I-II, Kervan Yayınları, İstanbul. ASLANAPA, Oktay (1984 b), Türk Sanatı, Remzi Yayınevi, İstanbul. ASLANAPA, Oktay (1990), Türk Sanatı, İstanbul. ASLANAPA, Oktay (1991)Anadolu da İlk Türk Mimarisi (Başlangıcı ve Gelişmesi), Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara. ÂŞIK PAŞAZADE (2003), Osmanoğulları nın Tarihi, çev., K.Yavuz-M.Y. Saraç, İstanbul. AREL, Ayda, (1970) Batı Anadolu dan Birkaç Yapının Tarihlendirilmesi ve XV. Yüzyıl Osmanlı Mimarisi Hakkında, Anadolu Sanatı Araştırmaları II, İstanbul. AREL, Ayda (1968), Menteşe Beyliği Devrinde Peçin Şehri, Anadolu Sanatı Araştırmaları I, İstanbul. AREL, Ayda (1999) Menteşe Beyliği Mimarisi nde Latin Etkileri, Uluslararası III. Türk Kültürü Kongresi Bildirileri Eylül, Ankara. AREL, Ayda (2003), Bir "temellük" Aracı Olarak Mimarlık : Menteşe Beyliği Örneği, Nisan,"Beylikler Dönemi Kültür ve Sanatı", İstanbul.

255 226 ARIK, Rüçhan (1969), Erken Devir Anadolu-Türk Mimarisinde Türbe Biçimleri, Anadolu, XI, İstanbul. ARMAĞAN, Munis (1983), Belgelerle Beylikler Devrinde Tire, İzmir. ARSEVEN, Celal E (1970) Türk Sanatı, Cem Yayınevi,İstanbul. ASLANOĞLU, İnci ( 1977), Tire de Üç Cami, Vakıflar Dergisi, VIII, ASLANOĞLU, İnci (1978), Tire de Camiler ve Üç Mescit, Ankara. ATEŞ, İbrahim-Erdoğan A. (1986), İl İl Vakıflar 86, VGM Yayınları, Ankara AYAN, Havva,(1995) Manisa Kent Tarihi Üzerine Yazılar/I, Manisa, IX, AYDINOĞLU, Begüm (1986), Batı Anadolu Beylikler Dönemi Mimari Plastiği, (İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, ) İstanbul. AYVERDİ, E.Hakkı (1966), Osmanlı Mimarisinin İlk Devri, İstanbul. AYVERDİ, E.Hakkı (1972), Osmanlı Mimarisi nde Çelebi Sultan ve II. Murad Devri, İstanbul. BAKIRER, Ömür (1971), Anadolu da XIII. Yüzyıl Tuğla Minarelerinin Konum, Şekil, Malzeme ve Tezyinat Özellikleri, Vakıflar Dergisi, S. IX, Ankara. BAKIRER, Ömür (2000 a) Onüç ve Ondördüncü Yüzyıllarda Anadolu Mihrabları, (2. Baskı) Ankara. BAKIRER, Ömür (1981), Selçuklu Öncesi ve Selçuklu Dönemi Anadolu Mimarisinde Tuğla Kullanımı, Ankara. BAŞ, Ali (1989) Beylikler Dönemi Hanları, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Konya. BAŞGELEN, Nezih (1993), Çağlar Boyunca Anadolu da Duvar, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul. BAŞKAN, Çiğdem (1990), Ortaçağ Anadolu Türk Mimarisinde Renkli Taş İşçiliği, Kültür ve Sanat, 2/8, Ankara. BAŞKAN, Seyfi (1985), Ortaçağ Anadolu Türk Ahşap Sanatı, İlgi, 19/42, İstanbul. BAŞKAN, Seyfi (1990), Ortaçağ Anadolu Türk Mimarisinde Renkli Taş Kullanımı, Kültür ve Sanat, 2/8, Ankara. BATUR, Afife (1974), Osmanlı Mimarisinde Kemer. Strüktür-Biçim İlişkisi Üzerine Bir Deneme, İTÜ Mimarlık Fakültesi Yayını, İstanbul. BATUR, Afife (1970), Osmanlı Camilerinde Almaşık Duvar Üzerine, Anadolu Sanatı Araştırmaları II, İstanbul

256 227 BAYKARA, Tuncer (1988), Anadolu nun Tarihi Coğrafyasına Giriş, Ankara. BAYAT, Ali Haydar (1994), Birgi Ulu Cami Minberi (712/1322), XI. Türk Tarih Kongresi, 5-9 Eylül 1990, Kongreye Sunulan Tebliğler, C. II, Ankara. BAYAT, Ali Haydar (1997), İsa Bey Camii Minberi (1375), Geçmişten Günümüze Selçuk Sempozyumu ( 4-6 Eylül 1997), İzmir. BAYATLI, Orhan (1956), Bergama Tarihinde Türk İslam Eserleri, İstanbul. BİLGİN, İlhami (1962), Selçuklular ve Beylikler Devrine Ait Yayınlanmamış Üç Kitabe, Vakıflar Dergisi, S.5, Ankara. BİLGİN, İlhami (1983), Manisa Saruhan Bey Türbesi ve Zaviyesi, Manisa, S.4, Manisa. BOZER, Rüstem (1992 a), 15. Yüzyılın Ortasına Kadar Anadolu Türk Sanatında Ahşap Kapılar, A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara. BOZER, Rüstem, (1992b), Eğri Kesim Tekniğinde Anadolu dan Bir Örnek: Konya II. Kılıçarslan Türbesi nin Kapı Kanatları, IX. Vakıf Haftası Kitabı,VGM Yayınları, Ankara. BOZOĞLU, Tülin (1987), İzmir İlinde Bir Kültür Merkezi: Birgi, Arkitekt, S.440, İstanbul. CAHEN, Claude(1994), Osmanlılar dan Önce Anadolu da Türkler, çev. Yıldız Moran, İstanbul. CANTAY, Gönül (2002 a), Osmanlı Külliyelerinin Kuruluşu, Ankara. CANTAY, Gönül (2002 b), Anadolu Beylikler Mimarisi, Türkler. C. 8, Ankara. CANTAY, Gönül (2003), Anadolu Beylikler Dönemi Mimarisinde Ortaya Konulan Yenilikler, Nisan, "Beylikler Dönemi Kültür ve Sanatı", İstanbul. CANTAY, Gönül (2003), Sivas Gök Medrese Cephesinde Bezeme İfadesi, Cumhuriyetin 80. Yılında Sivas Sempozyumu Bildirileri, (15-17 Mayıs Sivas), Sivas. CANTAY, Gönül (2006), Erzurum, İlhanlı Medreselerinde Heraldik İfadeler, IX. Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyumu (21-23 Nisan 2005-Erzurum) Erzurum.

257 228 CEZAR, Mustafa (2003), Beylikler Dönemi Kültür ve Sanatının Genel Karakteri, Nisan, "Beylikler Dönemi Kültür ve Sanatı", İstanbul. ÇAKMAK, Şakir (2002), Tire Hamamları, Ankara. ÇAKMAK, Şakir (2002) Erken Dönem Osmanlı Mimarisinde Taçkapılar, Ankara. DİVİTÇİOĞLU, Sencer (1996), Osmanlı Beyliğinin Kuruluşu, İstanbul. DEMİR, Mustafa (1997),Saruhanoğulları Devrinde Manisa İmaretleri, Manisa, Manisa. DEMİRİZ, Yıldız (2000), İslam Sanatında Geometrik Süsleme, İstanbul. DURAN, Remzi (1995), Menteşe Beyliği Mimarisi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İzmir. DURAN, Remzi- GÖKÇE, Turan ( 1997) Selçuk Kitabeleri, Geçmişten Günümüze Selçuk Sempozyumu ( 4-6 Eylül 1997), İzmir. DURAN, Remzi (2002), Menteşeoğulları Beyliği Mimarisi, Türkler. C. 8, Ankara. DURUKAN, Aynur (1988), Balat İlyas Bey Cami, Ankara. DURUKAN, Aynur (2003), Menteşe Beyliği Döneminde Balat (Antik Miletus),16-17 Nisan, "Beylikler Dönemi Kültür ve Sanatı", İstanbul. DURUKAN, Aynur ( 1992), Ortaçağ Türk Mimarisinde Restorasyon Çalışmaları, IX. Vakıf Haftası Kitabı, VGM Yayınları, Ankara. EMECEN, Feridun M (2001), İlk Osmanlılar ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası, İstanbul. EMRE, Necmettin (1937), Aydınoğulları ve Eserleri, Arkitekt, İstanbul. ENVERİ, (1929), Düsturname-i Enverî, çev. Mükrimin Halil Bey, İstanbul. ERAVCI, Mustafa-KORKMAZ, M. (1999), Saruhanoğulları ve Osmanlı Klasik Döneminde Manisa da Yaşayan Kültür İzleri, Manisa. ERÇİL, Erdoğan (2000) Müslüman- Türk Devletleri Tarihi, Ankara. EROĞLU, Zekai (1939), Muğla Tarihi, İzmir ERSOY, H. (1942), Ulu Câmi, Ulu Medrese, Gediz, S.57. Manisa. EVLİYA, Çelebi,( 2005) Seyahatname, IX, ( Haz., Y.Dağlı-S.A.Kahraman vd), Yapı Kredi Yayıncılık, İstanbul. EYİCE, Semavi (1970), İlyas Bey Câmi, Türk Ansiklopedisi, XX. Ankara.

258 229 GRABAR, Oleg (1998), İslam Sanatının Oluşumu, çev. Nuran Yavuz, YKY, İstanbul. GÖKÇE, Muhlis-Türe, Altan vd, (1992), Manisa nın Kültür ve Tabiat Varlıkları, Manisa Belediyesi Kültür Yayınları Dizisi I, Manisa. GÖKÇEN, İbrahim (1946), Sicillere Göre XVI. Ve XVII. Asırlarda Saruhan Zâviye ve Yatırları, İstanbul. GÖRÜR, Muhammed (1999), Beylikler Dönemi Mimarisinde Taş Süsleme, H.Ü., Sanat Tarihi Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara. GÖRÜR, Muhammed (2002 a), Beylikler Dönemi Mimarisinde Figürlü Süsleme, Türkler. C. 8, Ankara. GÖRÜR, Muhammed (2002 b), Beylikler Dönemi Mimarisinde Taş Süsleme Programı, Türkler. C. 8, Ankara. GÖNDOĞDU, Hamza ( 1993), İkonografik Açıdan Türk Sanatında Rumi ve Palmetler, Sanat Tarihinde İkonografik Araştırmalar, Güner İnal a Armağan, Ankara. GÜNEY, Gül (1998), Batı Anadolu Bölgesi nde ( Aydın, İzmir, Manisa) Beylikler Dönemine Ait Özellikli Altı Caminin Süslemeleri, Ege Üniversitesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir. GÜNER, Hamza (1961), Kütahya Camileri, Kütahya Vilayet Matbaası, Kütahya. İBN BATTÛTA Tancî (2000), İbn Battûta Seyahatnâmesi I-II, çev., A.Sait Aykut, İstanbul. İBN-İ BİBİ (1956), El-evâmirü l-alâiyye fi l-umûr l-alâiyye, çev, A.Erzin, Ankara. İLTER, Fügen (1971), Birgi Güdük Minare Camisi, Anadolu, XIII., Ankara. İNAL, Güner ( 1982), Orta Çağlarda Anadolu da Çalışan Suriye ve Mezopotamyalı Sanatçılar, Sanat Tarihi Yıllığı XI, İstanbul. İNALCIK, Halil (2004), Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ ( ), çev., Ruşen Sezer, İstanbul. İŞERİ, Kıymet (1998), Birgi; Kent ve Mimari Üzerine Bir İnceleme, Marmara Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul. KAĞNICIOĞLU, Celal (1964), Tarihi ve Turistik Yönü ile Kütahya, Kütahya.

259 230 KABAOĞLU, Aylin (1992), Milet İlyas Bey Camii Sorunlar-Acil Tedbirler, X. Vakıf Haftası Kitabı, Ankara. KAFESOĞLU, İbrahim (1986), Türk Milli Kültürü, İstanbul. KARAMAĞARALI, Beyhan (1993), İçiçe Daire Motiflerinin Mahiyeti Hakkında, Sanat Tarihinde İkonografik Araştırmalar: Güner İnal a Armağan, Ankara. KALFAZADE, Selda (1995), Anadolu da Aydınoğlu Dönemi Mimarisi, İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul. KALFAZADE, Selda (1996), Aydınoğlu Eserlerinde Çini Kullanımına Dair, Prof. Dr. Şerare Yetkin Anısına Çini Yazıları, İstanbul. KESKİNER, Cahide (2002), Türk Süsleme Sanatlarında Stilize Çiçekler Hatai-, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara KIZIL, Abuzer (2002), Uygarlıkların Başkenti Milas (Mylasa) ve Çevresi, Milas. KIZILTAN, Ali (1958), Anadolu Beyliklerinde Cami ve Mescitler ( 14. Yüzyıl Sonuna Kadar), İTÜ Mimarlık Fakültesi Yayınları, İstanbul. KOCA, Salim ( 2002), Anadolu Türk Beylikleri, Türkler Ansiklopedisi, C.8, Ankara. KÖKLÜ, Nusret ( ), Saruhanlılar Devrinde Manisa, Manisa, S.4-7, Manisa. KÖPRÜLÜ, Fuad (1941), Ortazaman Türk-İslam Feodalizmi, Belleten, S.19, Ankara. KUBAN, Doğan (1965), Anadolu Türk Mimarisinin Kaynak ve Sorunları, İstanbul. KUBAN, Doğan (1962), Bir Batı Anadolu Gezisi, İstanbul. KUBAN, Doğan (1982), Türk ve İslam Sanatı Üzerine Denemeler, İstanbul. KURAN, Abdullah (1969), Anadolu Medreseleri, Ankara. KÜÇÜK, Sevgi (2000), Sanat Tarihi Terminolojisinde Lotus ve Palmet, 7-10 Mart, Celal Esad Arseven Anısına Sanat Tarihi Semineri Bildirileri, İstanbul. MANSEL, Arif M. (1971), Ege ve Yunan Tarihi, Ankara. MERÇİL, Erdoğan (2000), Müslüman-Türk Devletleri Tarihi, Ankara MUTAF, Abdülmecit (1995), Şehir Tarihi Açısından; Manisa nın Arşiv Kaynakları, Manisa, S.9, Manisa.

260 231 MÜLAYİM, Selçuk (1982a), Anadolu Türk Mimarisinde Geometrik Süslemeler, Ankara. MÜLAYİM, Selçuk (1982 b), Selçuklu Süslemeciliğinde Tematik Sınıflama, DTCF Atatürk ün 100. Doğum Yılına Armağan Dergisi, Ankara. MÜLAYİM, Selçuk (2003), Balat İlyas Bey Camiinde Cephe Tasarımı, Nisan, "Beylikler Dönemi Kültür ve Sanatı", İstanbul. MÜLAYİM, Selçuk ( 1997), Anadolu Türk Sanatında 14. Yüzyıl, Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi, S.10, İstanbul. NAUMAN, Rudolf (1975), Eski Anadolu Mimarlığı, (çev. Beral Madra), Ankara. NECEFOĞLU, Hacalı (1994), Selçuklu Mimarisinde Kristallografik Nakışların Yeri, III.Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Semineri Bildirileri (22 Mayıs 1993), Konya. ÖDEN, Zerrin (2002), Aydınoğulları Beyliği, Türkler. C. 8, Ankara. ÖDEKAN, Ayla (1977), Osmanlı Öncesi Anadolu Türk Mimarisinde Mukarnaslı Portal Örtüleri, İstanbul. ÖDEKAN, Ayla (2000), Türkiye Tarihi 1 Osmanlı Devletine Kadar Türkler, İstanbul. OGAN, Aziz, (1956), Aydın Oğullarından İsa Bey Camii, Vakıflar Dergisi, S.III, Ankara ÖGEL, Bahaeddin (1984), Türk Kültür Tarihi, Ankara. ÖGEL, Semra (1965), Anadolu Ağaç Oymacılığında Mail Kesim, Sanat Tarihi Yıllığı , İstanbul. ÖGEL, Semra (1966), Anadolu Selçukluları nın Taş Tezyinatı, Ankara. ORAL, M. Zeki (1962), Anadolu da Sanat Değeri Olan Ahşap Minberler, Kitabeleri ve Tarihçeleri, Vakıflar Dergisi V., Ankara. ÖNEY, Gönül (1968), Anadolu Mimarisinde Antik Devir Malzemesi, Anadolu, S. 12, Ankara. ÖNEY, Gönül (1969), Anadolu Selçuklu ve Beylikler Devri Ahşap Teknikleri, Sanat Tarihi Yıllığı III, İstanbul. ÖNEY, Gönül (1989), Beylikler Devri Sanatı Yüzyıl ( ), Ankara. ÖNEY, Gönül (2000), Erken Osmanlı Sanatı: Beyliklerin Mirası, İstanbul. ÖNKAL, Hakkı (1993 a) Birgi Karaoğlu Camii Haziresindeki Mezar Taşları, Prof. Yılmaz Önge Armağanı, Konya.

261 232 ÖNKAL, Hakkı (1993 b), Birgi Ulu Camii ve Selçuklu Geleneğiyle İlişkisi Üzerine, I.ve II. Selçuklu Medeniyeti Semineri Bildirileri, Konya. ÖNKAL, Hakkı (1999), Birgi Ulu Camii Hakkında Bazı Mülahazalar, 9. Milletlerarası Türk El Sanatları Kongresi, Ankara. ÖNKAL, Hakkı (1991), Tire Türbeleri, Ankara. ÖZBEK, Yıldıray (2002), Osmanlı Beyliği Mimarisinde Taş Süsleme ( ), Ankara. PAKBEN, Dilek (1987), Selçuk (Ayasuluk) Beylikler Dönemi Anıtları Araştırması, Koruması ve Restorasyon Önerileri, Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir. PEKER, Ali U. (2000), Anadolu nun 13. Yüzyılını Anlamak, Semra Ögel e Armağan- Mimarlık ve Sanat Tarihi Yazıları, İstanbul. PITCHER, Donald (2001), Osmanlı İmparatorluğu nun Tarihsel Coğrafyası, çev. Bahar Tırnakçı, İstanbul. RAMSAY, W.M (1961), Anadolu nun Tarihi Coğrafyası, çev. Mihri Pektaş, İstanbul. RİEFSTAHL, Rudolf (1941), Cenubi Garbi Anadolu da Türk Mimarisi, (çev. C. Berktin, ) İstanbul. SEVİM, Sezai (1992), XVI. Yüzyılda Karasi Sancağı ( Tahrir Defterlerine Göre), Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi Ankara. SÖNMEZ, Selami (1992), Anadolu daki Selçuklular ve Beylikler Dönemi Medreseleri, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Erzurum. SÖNMEZ, Zeki (1989), Başlangıcından 16. Yüzyıla Kadar Anadolu Türk Mimarisi nde Sanatçılar, Ankara. SÖNMEZ, Neslihan (2002), Geleneğin Devamlılığı Bağlamında Osmanlı Camilerinin Pencere Tasarımına Batı Anadolu Beyliklerinin Etkileri, The 11 th International of Turkish Art (August ), Utrecht- The Netherlands. SÖZEN, Metin (1972), Anadolu Medreseleri ( Selçuklu ve Beylikler Devri I-II), İstanbul.

262 233 SÜMER, Faruk (1977), XIV.Yüzyılda Türkiye, Yüzyıllar Boyunca Türk Sanatı (14.yüzyıl), İstanbul. ŞAHİNOĞLU, Metin (1977), Anadolu Selçuklu Mimarisinde Yazının Dekoratif Eleman Olarak Kullanılışı, Türk Eğitim Vakfı Yayını, İstanbul. ŞEKER, Mehmet (1997), Aydınoğulları Beyliği ve Ayasulug, Geçmişten Günümüze Selçuk Sempozyumu ( 4-6 Eylül 1997), İzmir. ŞİMŞİRGİL, Ahmet (2002), Saruhanoğulları Beyliği, Türkler. C. 6, Ankara TANMAN, Baha (2005), 14. ve 15. Yüzyıllarda Anadolu Türk Mimarlığında Gotik Etkiler, Afife Batur a Armağan; Mimarlık ve Sanat Tarihi Yazıları, İstanbul. TOP, Mehmet, (2002), Ortaçağ Türk Mimarisinde Mihrab, Türkler. C. 8, Ankara. TURAN, Rahmi (2002), Türkiye Selçukluları ve Anadolu Beyliklerinde Teşkilat,Türkler Ansiklopedisi, Ankara. TURAN, Osman (1984), Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul. TURAN, Osman (1988), Türkiye Selçukluları Hakkında Resmi Vesikalar, Ankara. TURAN, Osman (2003), Selçuklular Tarihi ve Türk-İslam Medeniyeti, Ötüken Yayınevi, İstanbul. TÜFEKÇİOĞLU, Abdüllatif (2001), Erken Dönem Osmanlı Mimarisinde Yazı, Ankara. ULUÇAY, Çağatay (1940), Saruhanoğulları Eserlerine Dair Vesikalar, İstanbul. ULUÇAY, Çağatay-İbrahim Gökçen, (1939) Manisa Tarihi, İstanbul. UYSAL, Osman (2000), Germiyanoğlu-Osmanlı İlişkilerinin Sanattaki Yansıması, 7-10 Mart, Celal Esad Arseven Anısına Sanat Tarihi Semineri Bildirileri, İstanbul. UYKUCU, Ekrem (1983), İlçeleriyle Birlikte Muğla Tarihi ( Coğrafya ve Sosyal Yapı), İstanbul. UZUNÇARŞILIOĞLU,İsmail H., (1929), Kitabeler ve Sahip, Saruhan, Aydın, Menteşe, İnanç, Hamitoğulları Hakkında Malumat II, İstanbul. UZUNÇARŞILIOĞLU, İsmail H.(1988), Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara. ÜNAL, Hüseyin R.(1982),Osmanlı Öncesi Anadolu-Türk Mimarisinde Taçkapılar, İzmir.

263 234 VARLIK, Mustafa (1972), Germiyanoğuları Tarihi, Ankara. VARLIK, Mustafa (1992), Anadolu Beylikleri, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C. 8, İstanbul. VARLIK, Mustafa (2002) Germiyanoğulları Beyliği, Türkler. C. 6, Ankara. WİTTEK, Paul (1999), Menteşe Beyliği, çev. O. Gökyay, (3. Baskı) Ankara. YAVUZ, Behiç (1990), Birgi Coğrafyası, Tarihçesi ve Tarihi Yerleri, Ödemiş. YÜCEL, Yaşar (1991), Anadolu Beylikleri Hakkında Araştırmalar I-II, Ankara. YÜCEL, Erdem (1975), Selçuklu Ağaç İşçiliği, Sanat Dünyamız, 2/4, İstanbul. YETKİN, Suut K (1970) Türk Mimarisi, Bilgi Yayınevi, Ankara. YETKİN, Suut,K. (1974), İslam Ülkelerinde Sanat, Cem Yayınevi, İstanbul YETKİN, Şerare (1986), Anadolu da Türk Çini Sanatının Gelişmesi, İstanbul. YETKİN, Şerare (1993), Bazı Selçuklu ve Beylikler Devri Taş Süslemelerindeki Figürlü Plastikle İlgili İkonografik Yorumlar, Sanat Tarihinde İkonografik Araştırmalar: Güner İnal a Armağan, Ankara. YÜCEL, Erdem (1977), Osmanlı Ağaç İşçiliği, Kültür ve Sanat, İstanbul. ZACHARİADOU, Elizabeth (1982), Trade and Crusade, Venetian Crete and the Emirates of Menteshe and Aydın ( ), Venice.

264 VIII KISALTMALAR a.g.e. : Adı Geçen Eser a.g.m. : Adı Geçen Makale B.A. : Başbakanlık Arşivi C. : Cilt Çev. : Çeviren D.E.Ü. : Dokuz Eylül Üniversitesi E.Ü. : Ege Üniversitesi Haz. : Hazırlayan İ.A. : İslâm Ansiklopedisi İ.Ü.E.F. : İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi M.Ü. : Marmara Üniversitesi T.O.E.M. : Tarihî Osmanî Encümeni Mecmuası V.D. : Vakıflar Dergisi V.G.M. : Vakıflar Genel Müdürlüğü

265 239 Plân 1 Birgi Ulu Camii

266 240 Plân 2 Selçuk İsa Bey Camii

267 241 Plân 3 Birgi Hatuniye Türbesi

268 242 Plân 4 Tire Süleyman Şah Türbesi

269 243 Plân 5 Birgi Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi

270 244 Plân 6 Manisa Ulu Camii ve İshak Bey Türbesi

271 245 Plân 7 Manisa Ulu Camii Medresesi

272 246 Plân 8 Revak Sultan Türbesi

273 247 Plân 9 Saruhan Bey Türbesi

274 248 Plân 10 Analcı Mescidi

275 249 Plân 11 Kurşunlu Camii

276 250 Plân 12 Vacidiye Medresesi

277 251 Plân 13 II. Yakup Bey İmareti

278 252 Plân 14 İshak Fakih Camii

279 253 Plân 15 Çine Ahmed Gâzi Camii

280 254 Plân 16 Milas Ulu cami

281 255 Plân 17 Milas Firuz Bey Camii

282 256 Plân 18 Balat İlyas Bey Camii

283 257 Plân 19 Turgut (Leyne) İlyas Bey Camii

284 258 Plân 20 Peçin Ahmed Gazi Medreses,

285 259 Çizim 1 Birgi Ulu Camii Minare Gövdesinin Süslemeleri Çizim 2 Birgi Ulu Camii, Kaideden Minareye Geçiş Bordürü ( Günümüze Ulaşmamıştır.)

286 260 Çizim 3 Birgi Ulu Camii Mihrap Bordürleri Çizim 4 Mihraptan Detay 1 Çizim 5 Mihraptan Detay 2 Çizim 6 Mihraptan Detay 3

287 261 Çizim 7 Mihraptan Detay 4 Çizim 8 Mihraptan Detay 5 Çizim 9 Mihraptan Detay 6 Çizim 10 Mihraptan Detay 7

288 262 Çizim 11 Mihraptan Detay 8 Çizim 12 Mihraptan Detay 9

289 263 Çizim 13 Mihraptan Detay 10 Çizim 14 Mihraptan Detay 11 Çizim 15 Kavsara Kemeri, Köşe Yüzey Dolgu Örnekleri

290 264 Çizim 16 Mihrap Sütüncesi Çizim 17 Mihrap Önü Kubbesi Kemer Yüzeyi Çizim 18 Mihrap Önü Kubbesi, Kemer Yüzeyini Sınırlayan Bordür

291 265 Çizim 19 Birgi Ulu Camii Minber Kapısı Tacı Çizim 20 Minber Bordürü 1 Çizim 21 Minberi Korkuluklarının Madeni Kabaraları

292 266 Çizim 22 Minber Bordürü 2 Çizim 23 Minber Bordürü 3 Çizim 24 Minber Bordürü 4 Çizim 25 Minber Bordürü 5 Çizim 26 Minber Bordürü 6

293 267 Çizim 27 Pencere Kanadı Bordürü Çizim 28 Şemse Örnekli Pencere Kanadı

294 268 Çizim 29 Selçuk İsa Bey Batı Cephesinde Devşirme Bordür Çizim 30 Selçuk İsa Bey, Batı Giriş Eyvanında, Yıldız Tonozun Ortasında Bulunan Çarkıfelek Motifi

295 269 Çizim 31 Tire Süleyman Şah Türbesi, Kemer Kilit Taşında Rozet Çizim 32 Tire Süleyman Şah Türbesi, Kemer Köşe Yüzeyinde Geometrik Süsleme

296 270 Çizim 33 Birgi Aydınoğlu Türbesi, Kubbe Merkezi Geometrik Süsleme Çizim 34 Birgi Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi, Kubbe Eteğinde Süs Kufîsi Çizim 35 Birgi Aydınoğlu Mehmed Bey Türbesi, Kubbe Kasnağında Pencere Köşe Yüzeyi

297 271 Çizim 36 Manisa Ulu Camii Medresesi, Cümle Kapısı Lento Alt Yüzeyinde Kabara Çizim 37 II.Yakup İmareti, Türbe Zemini Bordürü 1 Çizim 38 II.Yakup İmareti Türbe Zemini Bordürü 2

298 272 Çizim 39 İshak Fakih Camii Minare Gövdesinde Zencirek Bordür Çizim 40 İshak Fakih Camii Minare Gövdesinde Ok Ucu Bordür Çizim 41 Çine Ahmed Gazi Camii Minber Bordürü 1 Çizim 42 Çine Ahmed Gazi Minber Bordürü 2

299 273 Çizim 43 Çine Ahmed Gazi Camii Minber Yan Aynalığı Çizim 44 Çine Ahmed Gazi Camii Minber Korkuluğu

300 274 Çizim 45 Firuz Bey Camii Son Cemaat Yeri Korkuluk Şebekesi 1 Çizim 46 Firuz Bey Camii Son Cemaat Yeri Korkuluk Şebekesi 2 Çizim 47 Firuz Bey Camii Son Cemaat Yeri Korkuluk Şebekesi 3

301 275 Çizim 48 Firuz Bey Camii Son Cemaat Yeri Giriş Cephesinde Saçak Altı Geometrik Süslemesi Çizim 49 Firuz Bey Camii Son Cemaat Giriş Kemerinin Oturduğu Yastığın Doğu Yüzeyinde Bitkisel Bezeme Çizim 50 Firuz Bey Camii Son Cemaat Giriş Kemerinin Oturduğu Yastığın Batı Yüzeyinde Bitkisel Bezeme

302 276 Çizim 51 Firuz Bey Camii Cümle Kapısı Lento Alt Yüzeyinde Bitkisel Süsleme Çizim 52 Firuz Bey Camii Cümle Kapısı Son Cemaat Yeri Üst Pencere Tavan Yüzeyinde Geometrik Süsleme Çizim 53 Firuz Bey Camii Cümle Kapısı Son Cemaat Yeri Üst Pencere Dış Alınlık Yüzeyinde Geometrik Süsleme

303 277 Çizim 54 Firuz Bey Camii, Mihrap Alınlık Yüzeyi Çizim 55 Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lento Dış Yüzey Süslemesi 1

304 278 Çizim 56 Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lento Dış Yüzey Süslemesi 2 Çizim 57 Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lento Dış Yüzey Süslemesi 3 Çizim 58 Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lento Dış Yüzey Süslemesi 4

305 279 Çizim 59 Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lento Dış Yüzey Süslemesi 5 Çizim 60 Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lentosu Dış Yüzey Süslemesi 6 Çizim 61 Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lentosu Dış Yüzey Süslemesi 7

306 280 Çizim 62 Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lentosu Dış Yüzey Süslemesi 8 Çizim 63 Balat İlyas Bey Camii, Pencere Lentosu Dış Yüzey Süslemesi 9 Çizim 64 Balat İlyas Bey Camii, Cephe Bordürü 1

307 281 Çizim 65 Balat İlyas Bey Camii, Cephe Bordürü 2 Çizim 66 Balat İlyas Bey Camii, Cümle Kapısı Kemer Aynalığında Ok Ucu Motifi Çizim 67 Balat İlyas Bey Camii, Cümle Kapısı Orta Kemer Kilit Taşında Kabara

308 282 Çizim 68 Balat İlyas Bey Camii, Cümle Kapısı Batı Kemer Kilit Taşında Çini Kakmalı Kabara Çizim 69 Balat İlyas Bey Camii, Cümle Kapısı Doğu Kemer Kilit Taşında Çini Kakmalı Kabara

309 283 Çizim 70 Balat İlyas Bey Camii, Güney Duvarı Batı Alt Pencere Tavan Bezemesinden Detay Çizim 71 Balat İlyas Bey Camii, Batı Duvarı Güney Alt Pencere Tavan Bezemesinden Detay

310 284 Çizim 72 Firuz Bey Camii, Kubbeden Tromp Detayı Çizim 73 Balat İlyas Bey Camii, Kubbeden Tromp Detayı

311 Resim 185 İshak Fakih Camii Resim 186 Cephede Bitkisel Süsleme

312 Resim 187 Cephede Geometrik Süsleme Resim 188 Detay

313 Resim 189 Minare Kaidesinden Gövdeye Geçiş Resim 190 Minare Gövdesinde Okucu Motifi

314 Resim 191 Minare Gövdesinde Zencirek Bordür Resim 192 Mihrap

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ İran üzerinden geçerek Batı Anadolu'ya yerleşen Türk boyların dan bir bölümü 13. yüzyıl sonlarında

Detaylı

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ Ulu Cami Medresesi, kuzey-batı köşesine sokulmuş olan Küçük Mescit ve onun bitişiğindeki muhdes bir yapı sebebiyle düzgün bir plân şeması ve âbidevi bir görünüş arz etmez. Bununla beraber

Detaylı

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS SELÇUKLU MİMARİSİ Selçuklular Orta Asya dan Anadolu ve Ön Asya ya yolculuklarında Afganistan, İran, Irak, Suriye topraklarındaki kültürlerden ve mimari yapılardan etkilenmiş, İslam dinini kabul ederek

Detaylı

Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıf Medeniyeti 2011 Takvimi

Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıf Medeniyeti 2011 Takvimi Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıf Medeniyeti Takvimi Minber: Yükseklik manasına gelmektedir. İlk defa Hz. Peygamber in ayakta yorulmaması ve dayanması için Mescid i Saadet te hurma ağacından bir direk konmuş

Detaylı

Ahşap İşçiliğinin 700 Yıllık Şaheseri: Eşrefoğlu Camii [Beyşehir/KONYA]

Ahşap İşçiliğinin 700 Yıllık Şaheseri: Eşrefoğlu Camii [Beyşehir/KONYA] Orta Asya'daki ağaç direkli ahşap camilerin Anadolu'daki örnekleri Selçuklu'nun ahşap ustalıkları ile 13.yy dan günümüze ulaşmıştır. Ayakta kalan örnekleri Afyon ve Sivrihisar Ulu Camileri, Ankara Arslanhane

Detaylı

ERKEN OSMANLI SANATI. (Başlangıcından Fatih Dönemi Sonuna Kadar) Yıldız Demiriz

ERKEN OSMANLI SANATI. (Başlangıcından Fatih Dönemi Sonuna Kadar) Yıldız Demiriz ERKEN OSMANLI SANATI (Başlangıcından Fatih Dönemi Sonuna Kadar) Yıldız Demiriz Osmanlı mimarisinin erken döneminden günümüze gelen yapıların çoğu dini mimariye bağlıdır. Dönem üsluplarını ve plan gelişmesini

Detaylı

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Üç Şerefeli Camii Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Üç Şerefeli Cami......................... 4 0.1.1 Osmanlı Mimarisinde Çığır Açan İlklerin Buluştuğu Cami............................

Detaylı

- 61 - Muhteşem Pullu

- 61 - Muhteşem Pullu Asaf Bey Çıkmazı Kabaltısı Sancak Mahallesindedir. Örtüsü sivri tonozludur. Sivri kemerle güneye ve ahşap-beton sundurmalı sivri kemerle kuzeye açılır. Üzerinde kesme ve moloz taşlardan yapılmış bir ev

Detaylı

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları KURTALAN İLÇESİ Siirt deki Kültür Varlıkları 163 3.5. KURTALAN İLÇESİ 3.5.1. ERZEN ŞEHRİ VE KALESİ Son yapılan araştırmalara kadar tam olarak yeri tespit edilemeyen Erzen şehri, Siirt İli Kurtalan İlçesi

Detaylı

Beylikler,14.yy. başı BEYLİKLER DÖNEMİ

Beylikler,14.yy. başı BEYLİKLER DÖNEMİ BEYLİKLER DÖNEMİ Beylikler,14.yy. başı Sınırlara yerleştirilmiş olan Türkmen beylikleri, Selçuklulardan sonra bağımsızlıklarını kazanarak Anadolu Türk mimarisine canlılık getiren yapıtlar vermişlerdir.

Detaylı

MİLAS FİRUZ BEY CAMİİ SÜSLEMELERİ THE ORNAMENTS OF MİLAS FİRUZ BEY MOSQUE Emine KAYHAN Sema ETİKAN **

MİLAS FİRUZ BEY CAMİİ SÜSLEMELERİ THE ORNAMENTS OF MİLAS FİRUZ BEY MOSQUE Emine KAYHAN Sema ETİKAN ** Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 10 Sayı: 49 Volume: 10 Issue: 49 Nisan 2017 April 2017 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 MİLAS FİRUZ

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ ANADOLU SELÇUKLU CAMİİLERİ Konya Alâeddin Camii - 1155-1219 Niğde Alâeddin Camii 1223 Malatya Ulu Camii 1224

Detaylı

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Camileri - Eski Cami Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Eski Cami (Cami-i Atik - Ulu Cami).............. 4 0.1.1 Eski Cami ve Hacı Bayram Veli Söylencesi.......

Detaylı

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz. Karahanlılar Dönemine ait Kalyan Minaresi (Buhara) Selçuklular Döneminden kalma bir seramik tabak Selçuklulara ait "Varka ve Gülşah adlı minyatür Türkiye Selçuklu halısı, XIII. yüzyıl İlk dönemlere Türk

Detaylı

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU Fakültemiz lisans programında açılan MĐM 376 Anadolu Uygarlıkları Teknik Seçmeli Dersi kapsamında yapılması planlanan Đstanbul

Detaylı

İZMİR, TİRE, YAVUKLUOĞLU (YOĞURTLUOĞLU) KÜLLİYESİ

İZMİR, TİRE, YAVUKLUOĞLU (YOĞURTLUOĞLU) KÜLLİYESİ İZMİR, TİRE, YAVUKLUOĞLU (YOĞURTLUOĞLU) KÜLLİYESİ Nadir TOPKARAOGLU-A.Yakup KESlCl TjTjİİj ülliye, Tire llçesi'nin batı ucunda, Turan Mahallesi, Beyler Deresi mevkiinde yeralmaktadır.^- ^ i Külliye; cami,

Detaylı

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ SELANİK AYASOFYA CAMİSİ BAKİ SARI SAKAL SELANİK AYASOFYA CAMİSİ Aya Sofya (Azize Sofya) tapınağı Selanik in merkezinde, Ayasofya ve Ermou sokaklarının kesiştiği noktadadır. Kutsal İsa ya, Tanrının gerçek

Detaylı

Kurşunlu Camii. Kayseri deki Sinan. Kurşunlu Camii, klasik dönem Osmanlı mimarisinin Kayseri deki özgün eserlerinden biridir. 16.

Kurşunlu Camii. Kayseri deki Sinan. Kurşunlu Camii, klasik dönem Osmanlı mimarisinin Kayseri deki özgün eserlerinden biridir. 16. Kayseri deki Sinan Kurşunlu Camii Kurşunlu Camii, klasik dönem Osmanlı mimarisinin Kayseri deki özgün eserlerinden biridir. 16. yüzyıl mimari karakterini taşıyan tek kubbeli, tek minareli, son cemaat mahalli

Detaylı

CAMÝÝ VE MESCÝTLER. Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez)

CAMÝÝ VE MESCÝTLER. Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez) CAMÝÝ VE MESCÝTLER Ekleyen kapadokya Pazartesi, 12 Mayýs 2008 Son Güncelleme Pazar, 24 Aðustos 2008 Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez) Nevþehir il merkezinde bulunan Damat Ýbrahim

Detaylı

3. AHMET ÇEŞMESİ (İSTANBUL - SULTANAHMET MEYDANI)

3. AHMET ÇEŞMESİ (İSTANBUL - SULTANAHMET MEYDANI) 3. AHMET ÇEŞMESİ (İSTANBUL - SULTANAHMET MEYDANI) İstanbul da Bâb-ı Hümâyun ile Ayasofya arasında XVIII. yüzyıla ait büyük meydan çeşmesi ve sebil. Osmanlı dönemi Türk sanatının çeşme mimarisinde meydana

Detaylı

ANADOLU SELÇUKLU MİMARİSİ

ANADOLU SELÇUKLU MİMARİSİ ANADOLU SELÇUKLU MİMARİSİ İlk bölümde Orta Asya mimarisinin bazı unsurlarının Anadolu yu etkilediğinden söz etmiştik. Bu etkileşim İran üzerinden Erzurum-Sivas hattından Anadolu nun batısına doğru yayılır.

Detaylı

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi Eski Mağara Camisi'ne Yeni Mağara Camisi'nin batı duvarının yanından gidilerek ulaşılmaktadır. Tamamen terk edilmiş olan yapının içinin ve cephesi her geçen gün daha fazla tahrip olduğu görülmektedir.

Detaylı

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA Ankara da SELÇUKLU MİRASI Arslanhane Camii (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA Çizim: Yük. Mim. Mehmet Emin Yılmaz 11. yüzyıldan başlayarak Anadolu ya yerleşmeye başlayan Türkler, doğuda Ermeni ve Gürcü yapıları,

Detaylı

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik OSMANLI YAPILARINDA İZNİK ÇİNİLERİ Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik Çinileri, KültK ltür r Bakanlığı Osmanlı Eserleri, Ankara 1999 Adana Ramazanoğlu Camii Caminin kitabelerinden yapımına 16. yy da Ramazanoğlu

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ. Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ. Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı Selçuklu Dönemi (1071-1308) Oğuzların devamı olan XI. yüzyılın yarısında kurulan, merkezi Konya olan Selçuklular

Detaylı

KİTAP TANITIMI / BOOK REVIEW. Şakir Çakmak, Erken Dönem Osmanlı Mimarisinde Taçkapılar (I ), Ankara 200 ı.

KİTAP TANITIMI / BOOK REVIEW. Şakir Çakmak, Erken Dönem Osmanlı Mimarisinde Taçkapılar (I ), Ankara 200 ı. KİTAP TANITIMI / BOOK REVIEW Şakir Çakmak, Erken Dönem Osmanlı Mimarisinde Taçkapılar (I 300-1500), Ankara 200 ı. Savaş YILDIRIM. Son yıllardaki Anadolu Türk Mimarisine yönelik araştırmalara bakıldığında

Detaylı

12. Hafta : Klasik Dönem Osmanlı Sanatı. Klasik Dönem Osmanlı Sanatı. Yıldız Demiriz

12. Hafta : Klasik Dönem Osmanlı Sanatı. Klasik Dönem Osmanlı Sanatı. Yıldız Demiriz 12. Hafta : Klasik Dönem Osmanlı Sanatı Klasik Dönem Osmanlı Sanatı Yıldız Demiriz İkinci Bayezid döneminden 16. yüzyılın sonuna kadar olan süre, Osmanlı mimarisinin Klasik Dönemi olarak adlandırılır.

Detaylı

EDİRNE DEKÎ ESKÎ ESER ONARIM ÇALIŞMALARI

EDİRNE DEKÎ ESKÎ ESER ONARIM ÇALIŞMALARI EDİRNE DEKÎ ESKÎ ESER ONARIM ÇALIŞMALARI N.Cansen KIUÇÇOTE Rest.Uzm.Y.Mimar ayın Konuklar, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Eski Eser Onarım çalışmaları içerisinde Edime İlinde oldukça kapsamlı restorasyonlara

Detaylı

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı SURUÇ İLÇEMİZ Suruç Meydanı Şanlıurfa merkez ilçesine 43 km uzaklıkta olan ilçenin 2011 nüfus sayımına göre toplam nüfusu 100.912 kişidir. İlçe batısında Birecik, doğusunda Akçakale, kuzeyinde Bozova İlçesi,

Detaylı

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations www.libridergi.org Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations Volume II (2016) S. KILIÇ, Antalya da Tek Kubbeli Cami ve Mescitler (Osmanlı Dönemi). Antalya

Detaylı

ULU CAMİ BATTALGAZİ - MALATYA

ULU CAMİ BATTALGAZİ - MALATYA ULU CAMİ BATTALGAZİ - MALATYA Ulu Cami / Malatya - Battalgazi YAPIM TARİHİ: İlk yapı muhtemelen I. Alaaddin Keykubat döneminde (1224 civarı ) yapılmıştır. Daha sonraları

Detaylı

Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks ORTA ÇAĞ TAŞ İŞÇİLİĞİNDE PALMET MOTİFİ: KAYSERİ ÖRNEĞİ

Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks ORTA ÇAĞ TAŞ İŞÇİLİĞİNDE PALMET MOTİFİ: KAYSERİ ÖRNEĞİ ZfWT Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks ORTA ÇAĞ TAŞ İŞÇİLİĞİNDE PALMET MOTİFİ: KAYSERİ ÖRNEĞİ THE PALMETTE MOTIF IN MEDIEVAL STONE ORNAMENTATION: KAYSERİ REFERENCE Lokman TAY

Detaylı

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI SASANİLER (226-651) Sasaniler daha sonra Emevi ve Abbasi Devletlerinin hüküm sürdüğü bölgenin doğudaki (çoğunlukla Irak) bölümüne hükmetmiştir.

Detaylı

Genel Hatlarıyla Hindistan daki Türk Sanatı

Genel Hatlarıyla Hindistan daki Türk Sanatı Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Genel Hatlarıyla Hindistan daki Türk Sanatı Kemal Esmek, 019 2014, MANİSA Hindistan a gelen Türkler, Hint mimarisine ilgi göstermeseler de, eski tapınakların

Detaylı

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ VE YAYIN LİSTESİ 1. Adı Soyadı : Muharrem KESİK İletişim Bilgileri Adres : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) 521 81 00 Mail : muharremkesik@gmail.com 2. Doğum -

Detaylı

"MİMARİ ÖZELLİKLERİ VE SÜSLEMELERİ AÇISINDAN ADANADAKİ ESKİ CAMİLER VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMLARI"

MİMARİ ÖZELLİKLERİ VE SÜSLEMELERİ AÇISINDAN ADANADAKİ ESKİ CAMİLER VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMLARI "MİMARİ ÖZELLİKLERİ VE SÜSLEMELERİ AÇISINDAN ADANADAKİ ESKİ CAMİLER VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMLARI" Öğr.Gör. Atanur Meriç İlk çağlardan beri bir konaklama yeri olan Adana, aynı zamanda önemli bir güzergahın,

Detaylı

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 1 632-1258 HALİFELER DÖNEMİ (632-661) Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali, her biri İslam ın yayılması için çalışmıştır. Hz. Muhammed in 632 deki vefatından sonra Arap

Detaylı

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER» Genel Bilgi» Ulu Camii» Gülabibey Camii» Sulu Camii» Haliliye Camii» Eski Hükümet Konağı ve Gazipaşa İlkokulu» Yeraltı Hamamı» Abdalağa Hamamı» Hanlar» Serap Çeşmesi...»

Detaylı

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ)

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ) Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ) Oniki Havariler Kilisesi olarak da bilinen Kümbet Camii, Kars Kalesi nin güneye bakan yamacında bulunmaktadır. Üzerinde yapım tarihini veren

Detaylı

BAYKAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

BAYKAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları BAYKAN İLÇESİ Siirt deki Kültür Varlıkları 75 3.3. BAYKAN İLÇESİ 3.3.1. VEYSEL KARANÎ TÜRBESİ Baykan ilçesine bağlı Ziyâret beldesindeki Veysel Karanî Câmii ve Türbesi nin ne zaman ve kimler tarafında

Detaylı

Evlerin sokağa açılan kapıları düz atkılı ya da kemerli dikdörtgendir. Tek kanatlıdır ve ahşap ya da demirdendir.

Evlerin sokağa açılan kapıları düz atkılı ya da kemerli dikdörtgendir. Tek kanatlıdır ve ahşap ya da demirdendir. Konutlarda genellikle beyaz kesme taş, yer yer de bağdadi tekniğinde ahşap kullanılmıştır. Yerli dile 'Sacak' (Köşk) denen çıkmalar ahşap ya da taş konsollara oturan ahşap hatıllarla desteklenir. Orhan

Detaylı

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN TÜRBESİ

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN TÜRBESİ KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN TÜRBESİ İstanbul, Süleymaniye de, Süleymaniye Külliyesi içinde, güney yönünde, caminin mihrap duvarı arkasındaki hazire alanı içinde yer alan Kanunî Sultan Süleyman Türbesi, Mimar

Detaylı

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar.

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar. ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar. ( 1102 1409 ) Diyarbakır, Harput, Mardin Diyarbakır Artuklu Sarayı İlk Artuklu Medresesi İlgazi tarafundan Halep te yaptırıldı. Silvan (Meyyafarkin)

Detaylı

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU Dersin Adı Geleneksel Yapılarda Detay Uygulamaları Kodu Dönemi Zorunlu/Seçmeli MSGSÜ

Detaylı

TARİH BOYUNCA ANADOLU

TARİH BOYUNCA ANADOLU TARİH BOYUNCA ANADOLU Anadolu, Asya yı Avrupa ya bağlayan bir köprü konumundadır. Üç tarafı denizlerle çevrili verimli topraklara sahiptir. Dört mevsimi yaşayan iklimi, akarsuları, ormanları, madenleriyle

Detaylı

Sanat Tarihi Dergisi Sayı/Number XVI/1 Nisan/April 2007, 1-9

Sanat Tarihi Dergisi Sayı/Number XVI/1 Nisan/April 2007, 1-9 Sanat Tarihi Dergisi Sayı/Number XVI/1 Nisan/April 2007, 1-9 BALIKESİR ZAĞANOS MEHMED PAŞA CAMİSİ MİNBER KAPISI NIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ Sedat BAYRAKAL* ÖZET 1461 tarihli vakfiye kitabesi olan cami, 1577 ve

Detaylı

TİLLO İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

TİLLO İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları TİLLO İLÇESİ Siirt deki Kültür Varlıkları 43 3.2. TİLLO İLÇESİ 3.2.1. İBRAHİM HAKKI (İSMAİL FAKİRULLAH) TÜRBESİ Tillo merkezde İsmail Fakirullah mezarlığının içerisindedir. Üzerinde kim tarafından ve ne

Detaylı

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları PERVARİ İLÇESİ Siirt deki Kültür Varlıkları 185 3.6. PERVARİ İLÇESİ 3.6.1. PALAMUT KÖYÜ UMURLU MEZRASI HANI Han Umurlu Mezrasının hemen dışındadır. Yapı üzerinde kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığını

Detaylı

ÜNİTE İSLAM SANAT TARİHİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER ERKEN OSMANLI DÖNEMİ MİMARİSİ

ÜNİTE İSLAM SANAT TARİHİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER ERKEN OSMANLI DÖNEMİ MİMARİSİ HEDEFLER İÇİNDEKİLER ERKEN OSMANLI DÖNEMİ MİMARİSİ Camiler Medreseler Türbeler Hanlar, Kervansaraylar ve Bedestenler Hamamlar Saraylar İSLAM SANAT TARİHİ Bu üniteyi çalıştıktan sonra Erken Osmanlı Dönemi

Detaylı

Osmanlı nın ilk hastanesi:

Osmanlı nın ilk hastanesi: mekan Osmanlı nın ilk hastanesi: Yıldırım Darüşşifası YAPIMI 1394 TE TAMAMLANAN VE OSMANLI DEVLETİ NİN İLK HASTANESİ OLARAK KABUL EDİLEN BURSA DAKİ YILDIRIM DARÜŞŞİFASI, OSMANLI NIN YAPI ALANINDA DEVLET

Detaylı

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 3 FATIMİLER-GAZNELİLER

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 3 FATIMİLER-GAZNELİLER KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 3 FATIMİLER-GAZNELİLER Fatımiler Hz. Muhammed in kızı Fatma nın soyundan geldiklerine inanılan dini bir hanedanlıktır.tarihsel olarak Fatımiler İspanya Emevileri ile Bağdat taki

Detaylı

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69. İÇİNDEKİLER TARİHÇE 5 SULTANAHMET CAMİ YAPI TOPLULUĞU 8 SULTAN I. AHMET 12 SULTAN I. AHMET İN CAMİYİ YAPTIRMAYA KARAR VERMESİ 15 SEDEFKAR MEHMET AĞA 20 SULTANAHMET CAMİİ NİN YAPILMAYA BAŞLANMASI 24 SULTANAHMET

Detaylı

ŞEYHÜLİSLÂMLIKTAKİ BİNALARIN MİMARÎ ÖZELLİKLERİ

ŞEYHÜLİSLÂMLIKTAKİ BİNALARIN MİMARÎ ÖZELLİKLERİ 34 ŞEYHÜLİSLÂMLIKTAKİ BİNALARIN MİMARÎ ÖZELLİKLERİ Şer iyye Sicilleri Arşivi XIX. yüzyılda inşa edilmiştir. Altındaki Bizans yapısının temellerine göre planı şekillenmiştir. İki katlı binanın ilk katında

Detaylı

İSTANBUL DA, XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARLIĞINDA GÖRÜLEN AMPİR ÜSLUPTAKİ MADENİ ŞEBEKELER

İSTANBUL DA, XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARLIĞINDA GÖRÜLEN AMPİR ÜSLUPTAKİ MADENİ ŞEBEKELER Sanat Tarihi Dergisi Sayı/Number:XIII/1 Nisan/April2004, 169-180 İSTANBUL DA, XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARLIĞINDA GÖRÜLEN AMPİR ÜSLUPTAKİ MADENİ ŞEBEKELER Kadriye Figen VARDAR Osmanlı Devleti XVIII. yüzyıldan

Detaylı

Cihat Yılmaz / Dizayner Vakıflar İstanbul I.Bölge Müdürlüğü

Cihat Yılmaz / Dizayner Vakıflar İstanbul I.Bölge Müdürlüğü SİNAN PAŞA RESTORASYONUNDA KALEMİŞİ İMALATLARIN CAMİİ UYGULANMA SEYRİ Cihat Yılmaz / Dizayner Vakıflar İstanbul I.Bölge Müdürlüğü Osmanlı döneminin klasik sürecine ait olsa da göz önünde pek kalmayan yapılarından

Detaylı

Bâlî Paþa Camii. Âbideler Þehri Ýstanbul

Bâlî Paþa Camii. Âbideler Þehri Ýstanbul 191 Camii minaresi Camii, Ýstanbul un Fatih ilçesinde, Hýrka-i Þerif civarýnda, Hüsrev Paþa Türbesi yakýnýnda, caddesi, Hoca Efendi sokaðýnda bulunmaktadýr. Bu camiin bânîsi, Sultan Ýkinci Bayezid in veziri

Detaylı

SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ

SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ BAKİ SARISAKAL SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ (İSHAK PAŞA CAMİSİ) Selanik Alaca İmaret Camisi Alaca İmaret Camisi Selanik şehir merkezinin kuzey bölümünde bulunmaktadır. Aziz Dimitris

Detaylı

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar Tur Danışmanımız: Doç. Dr. Deniz Esemenli, Sanat Tarihçisi Buluşma Noktası: Üsküdar Meydanı, III. Ahmet Çeşmesi önü Tur başlama saati: 09.00 Gezimizin

Detaylı

FOSSATİ'NİN "AYASOFYA" ALBÜMÜ

FOSSATİ'NİN AYASOFYA ALBÜMÜ FOSSATİ'NİN "AYASOFYA" ALBÜMÜ Ayasofya, her dönem şehrin kilit dini merkezi haline gelmiştir. Doğu Roma İmparatorluğu'nun İstanbul'da inşa ettirdiği en büyük kilisedir. Aynı zamanda dönemin imparatorlarının

Detaylı

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU Ertuğrul Gazi 1) * Orhan Bey tarafından fethedilmiş olup başkent buraya taşınmıştır. * İpek sanayisinin merkezi konumundaki bu bölgenin fethiyle Osmanlı gelirleri. Yukarıdaki özellikleri verilmiş bölge

Detaylı

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Antik Yerleşimler......................... 4 0.2 Roma - Bizans Dönemi Kalıntıları...............

Detaylı

HÜDAVENDİGAR KÜLLİYESİ

HÜDAVENDİGAR KÜLLİYESİ HÜDAVENDİGAR KÜLLİYESİ Hüdavendigar Külliyesi olarak bilinen Sultan I. Murad Külliyesi, 1363-1366 yılları arasında, şehrin batısında, ovaya hakim tepenin üzerinde inşa edilmiştir. Külliye; cami, medrese,

Detaylı

MİMAR SİNAN'IN KÜÇÜK AMA

MİMAR SİNAN'IN KÜÇÜK AMA : MİMAR SİNAN'IN KÜÇÜK AMA I j : Şemsi Paşa Camii Boğ az'a karşı Üsküdar iskelesinin solunda kurulmuştur. Cami medrese ile birlikte arsanın düzeni olmayan durumuna uyularak sınırlı boyutlar içinde, büyük

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : OSMANLI TARİHİ II Ders No : 0310440158 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

EDİRNE ROTARY KULÜBÜ DÖNEM BÜLTENİ

EDİRNE ROTARY KULÜBÜ DÖNEM BÜLTENİ EDİRNE ROTARY KULÜBÜ 2017 2018 DÖNEM BÜLTENİ Ian H.S. RISELEY (UR Bşk.) Mustafa Kaan KOBAKOĞLU (2420. Böl. Guv.) Güzin CİRAVOĞLU (Guv. Yard.) Tarih Bülten No : : 21.11.2017 1533 Kulüp Toplantı No : 2009

Detaylı

KUZEYDOĞU ANADOLU KÜLTÜR ÇEVRESİNDE CAMİLER

KUZEYDOĞU ANADOLU KÜLTÜR ÇEVRESİNDE CAMİLER KUZEYDOĞU ANADOLU KÜLTÜR ÇEVRESİNDE CAMİLER Erzurum Ulu Camii, 12.yy. KUZEYDOĞU ANADOLU KÜLTÜR ÇEVRESİNDE CAMİLER Erzurum Ulu Camii, 12.yy. KUZEYDOĞU ANADOLU KÜLTÜR ÇEVRESİNDE CAMİLER Kırlangıç kubbe iç

Detaylı

SELANİK ESKİ CUMA CAMİSİ

SELANİK ESKİ CUMA CAMİSİ SELANİK ESKİ CUMA CAMİSİ BAKİ SARISAKAL SELANİK ESKİ CUMA CAMİSİ (AHEİROPİİTOS KİLİSESİ) Ahiropiitos Kilisesi, Egnatia Caddesinin kuzeyinde Ayasofya Sokağında bulunuyor. M.S. 451 yılında Halkidona da Selanik

Detaylı

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU Dersin Adı Rölöve IV Kodu Dönemi Zorunlu/Seçmeli MSGSÜ Kredi AKTS MYR232 IV Seçmeli

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Şahabettin OZTURK' - Yrd. Doç. Dr. Mehmet TOP** HAKKÂRİ MEYDAN MEDRESESİ

Yrd. Doç. Dr. Şahabettin OZTURK' - Yrd. Doç. Dr. Mehmet TOP** HAKKÂRİ MEYDAN MEDRESESİ Yrd. Doç. Dr. Şahabettin OZTURK' - Yrd. Doç. Dr. Mehmet TOP** HAKKÂRİ MEYDAN MEDRESESİ Hakkâri ili Türkiye'nin güneydoğusunda yer alan oldukça engebeli bir coğrafi yapıya sahip yerleşim alanlarından biridir.

Detaylı

Klasik dönem Osmanlı mimarisinin önemli menzil külliyelerinden olan tarihli

Klasik dönem Osmanlı mimarisinin önemli menzil külliyelerinden olan tarihli ÇOBAN MUSTAFA PAŞA CAMİİ SÜSLEME PROGRAMI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER Şükrü SÖNMEZER* Klasik dönem Osmanlı mimarisinin önemli menzil külliyelerinden olan 1523-1524 tarihli Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi, İstanbul

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi Y. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1998

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi Y. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1998 1. Adı Soyadı: Sedat Bayrakal 2. Doğum Tarihi: 17.08.1969 3. Unvanı: Prof. Dr. 4. Öğrenim Durumu: ÖZGEÇMİŞ Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1995 Y. Lisans Sanat Tarihi Ege

Detaylı

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ I ISSN: 1302-6879 YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES HAKEMLİDERGİDİR YIL/YEAR : 2006 SAYI/VOLUME : 10 KIŞ/WINTER 70 Eskişehir Mihallıççık Çalçı Köyü Camisi

Detaylı

Haçlı Seferlerinin hızının azaldığı 13. yüzyılın ilk yarısı Anadolu Selçukluları için bir yayılma ve yerleşme dönemi olmuşken, İlhanlı vesayeti

Haçlı Seferlerinin hızının azaldığı 13. yüzyılın ilk yarısı Anadolu Selçukluları için bir yayılma ve yerleşme dönemi olmuşken, İlhanlı vesayeti Selçuklular, 1100 KAPALI MEDRESELER Haçlı Seferlerinin hızının azaldığı 13. yüzyılın ilk yarısı Anadolu Selçukluları için bir yayılma ve yerleşme dönemi olmuşken, İlhanlı vesayeti altında geçen ikinci

Detaylı

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir.

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir. Atatürk Müzesi Müze binası, eski Adana nın merkezi olan tarihi Tepebağ da, 19. yüzyılda yapılmış geleneksel Adana evlerindendir. İki katlı, cumbalı, kırma çatılı, kâgir bir yapıdır. Bu özellikleri nedeniyle

Detaylı

İZMİR CAMİLERİ ALSANCAK HOCAZADE CAMİİ (ALSANCAK)

İZMİR CAMİLERİ ALSANCAK HOCAZADE CAMİİ (ALSANCAK) İZMİR CAMİLERİ ALSANCAK HOCAZADE CAMİİ (ALSANCAK) Alsancak semtinde Şair Eşref Bulvarı ile Ali Çetinkaya Bulvarı'nın kesiştiği köşede bulunan cami 1948-50 yılları arasında inşa edilmiştir. Hocazade Ahmet

Detaylı

Portal of Şanlıurfa Nimetullah (Ak) Mosque

Portal of Şanlıurfa Nimetullah (Ak) Mosque ŞANLIURFA NİMETULLAH (AK) CAMİ TAÇKAPISI Özet Arş. Gör. Muhammet ARSLAN Anadolu Türk mimarisinde, hem anıtsal ölçülerdeki boyutlarıyla hem de üzerinde taşıdıkları bezeme öğeleriyle taçkapılar, dışarıdaki

Detaylı

2» Sergi. SELÇUKLU SANATI9ndaıı. örnekler. YAPI ve KREDİ BANKASI. MALAZGİRT ZAFERİ'nin. yıldönümünde. Kültür ve Sanat Hizmetlerinden : 900.

2» Sergi. SELÇUKLU SANATI9ndaıı. örnekler. YAPI ve KREDİ BANKASI. MALAZGİRT ZAFERİ'nin. yıldönümünde. Kültür ve Sanat Hizmetlerinden : 900. YAPI ve KREDİ BANKASI Kültür ve Sanat Hizmetlerinden : 2» Sergi MALAZGİRT ZAFERİ'nin 900. yıldönümünde SELÇUKLU SANATI9ndaıı örnekler 26 Ağustos Perşembe 2 Ekim Cumartesi 1971 26 Ağustos 1071 Malazgirt

Detaylı

BİR SELÇUKLU ÇİNİ TEKNİĞİ; SIR KAZIMA. Nevin AYDUSLU. Yrd.Doç.Dr., Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi. Seramik Bölümü

BİR SELÇUKLU ÇİNİ TEKNİĞİ; SIR KAZIMA. Nevin AYDUSLU. Yrd.Doç.Dr., Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi. Seramik Bölümü BİR SELÇUKLU ÇİNİ TEKNİĞİ; SIR KAZIMA Nevin AYDUSLU Yrd.Doç.Dr., Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü nayduslu@atauni.edu.tr Öz Sır kazıma tekniği, Selçuklu çini tekniklerinden

Detaylı

ESERİN ADI : BÜYÜK BÜRÜNGÜZ ALAÜDDEVLE CAMİSİ

ESERİN ADI : BÜYÜK BÜRÜNGÜZ ALAÜDDEVLE CAMİSİ ESERİN ADI : BÜYÜK BÜRÜNGÜZ ALAÜDDEVLE CAMİSİ İnceleme Tarihi : Temmuz 2006 Yeri : Kayseri ili, Bünyan ilçesi, Büyük Bürüngüz Kasabasında, Mırık Mahallesinde bulunmaktadır. Bugünkü durumu : Sağlam ve ibadete

Detaylı

Ilgın Sahip Ata Vakıf Hamamı. Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Cami. Ilgın Kaplıcaları. Buhar Banyosu

Ilgın Sahip Ata Vakıf Hamamı. Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Cami. Ilgın Kaplıcaları. Buhar Banyosu Ilgın Sahip Ata Vakıf Hamamı Konya'nın 90 km kuzeybatısında yer alan ve 349 km2 yüzölçüme sahip olan Ilgın, günümüzden 3500 yıl önce şimdiki iskan yerinin 25 km kuzeydoğusunda Hititler tarafından "Yalburt"

Detaylı

MİMARİ RESTORASYON ÖĞRENCİLERİ EĞİTİM GEZİSİ

MİMARİ RESTORASYON ÖĞRENCİLERİ EĞİTİM GEZİSİ MİMARİ RESTORASYON ÖĞRENCİLERİ EĞİTİM GEZİSİ Maltepe Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Mimari Restorasyon Programı olarak 01 Kasım 2013 Cuma günü Koruma Kuramı ve Geleneksel Yapı Bilgisi I dersleri kapsamında

Detaylı

YAHYA SOFÎ NİN İSTANBUL FATİH CAMİİ PENCERE ALINLIKLARINDAKİ FATİHA SÛRESİ

YAHYA SOFÎ NİN İSTANBUL FATİH CAMİİ PENCERE ALINLIKLARINDAKİ FATİHA SÛRESİ YAHYA SOFÎ NİN İSTANBUL FATİH CAMİİ PENCERE ALINLIKLARINDAKİ FATİHA SÛRESİ Bilal SEZER Özet: Bu çalışmada, İstanbul Fatih Camii'nin dış yüzeyinde bulunan taşa mahkûk celi sülüs yazıların yazı ve istif

Detaylı

SELÇUKLU MİMARİSİ BAHAR YARIYILI YRD.DOÇ.DR. BANU ÇELEBİOĞLU

SELÇUKLU MİMARİSİ BAHAR YARIYILI YRD.DOÇ.DR. BANU ÇELEBİOĞLU SELÇUKLU MİMARİSİ 2017-18 BAHAR YARIYILI YRD.DOÇ.DR. BANU ÇELEBİOĞLU SELÇUKLU MİMARİSİ - Türklerin ilk tarihi belgelerini Göktürk İmparatorluğu (VI-VII. yy) ile bıraktıklarını görüyoruz. Türk unvanını

Detaylı

Mimar Hüdavendigar AKMAYDALI. Diyarbakır Merkez Safa (Parlı) Camii

Mimar Hüdavendigar AKMAYDALI. Diyarbakır Merkez Safa (Parlı) Camii 141 Mimar Hüdavendigar AKMAYDALI Diyarbakır Merkez Safa (Parlı) Camii DİYARBAKIR MERKEZ SAFA (PARLH CAMİİ Diyarbalcır; M.Ö. 69-M.S. 639 yıllan arasında Romalılar, Partlar, Sasaniler ve Bizanslılar idaresinde

Detaylı

URFA ULU CAMĠĠ. Batı cephesinde, avlu giriş kapısı üzerinde yer alan, H.1096/M.1684 tarihli Osmanlıca kitabede (Fot. 22 );

URFA ULU CAMĠĠ. Batı cephesinde, avlu giriş kapısı üzerinde yer alan, H.1096/M.1684 tarihli Osmanlıca kitabede (Fot. 22 ); URFA ULU CAMĠĠ Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güler I.GĠRĠġ Urfa Ulu Camii, eski şehir merkezinde, Camii Kebir mahallesinde bulunmaktadır. 12. yüzyılın üçüncü çeyreğine tarihlendirilebilen ulu cami, harim, son

Detaylı

Osmanlı mimarisinin oluşumuna etki eden faktörler nelerdir? Osmanlı mimari eserlerinin ihtişamlı olmasının sebepleri neler olabilir

Osmanlı mimarisinin oluşumuna etki eden faktörler nelerdir? Osmanlı mimari eserlerinin ihtişamlı olmasının sebepleri neler olabilir Selimiye Camiinin "Dört minaresi kubbenin dört yanındadır...bu minarelerin hem ince hem üçer yollu olmasının güçlüğü malumdur. 'Ayasofya kubbesi gibi kubbe Devlet-i Islamiyede bina olunmamıştır' deyü Hristiyanların

Detaylı

ERUH İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

ERUH İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları ERUH İLÇESİ Siirt deki Kültür Varlıkları 115 3.4. ERUH İLÇESİ 3.4.1. EMİR NASREDDİN KÜLLİYESİ Eruh a bağlı Kavaközü Köyü nde, vadi içindedir. Külliyeyi oluşturan yapıların hiç birisinin üzerinde kim tarafından

Detaylı

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14 Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Ders Notu OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ (1300-1453) 1. OSMANLI'DA DEVLET ANLAYIŞI Türkiye Selçuklu Devleti

Detaylı

ORTAÇAĞ TÜRK MİMARİSİNİN ÖNEMLİ BİR ESERİ: ESKİ ÇİNE - AHMED GAZİ CÂMİİ. Remzi DURAN * ABSTRACT

ORTAÇAĞ TÜRK MİMARİSİNİN ÖNEMLİ BİR ESERİ: ESKİ ÇİNE - AHMED GAZİ CÂMİİ. Remzi DURAN * ABSTRACT ORTAÇAĞ TÜRK MİMARİSİNİN ÖNEMLİ BİR ESERİ: ESKİ ÇİNE - AHMED GAZİ CÂMİİ Remzi DURAN * ABSTRACT The Old Çine Ahmet Gazi Mosque, from Menteşe Principality Period well-known for its revolutionary architectural

Detaylı

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Çarşıları Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Edirne Çarşıları ve İş Merkezleri................ 4 0.1.1 Alipaşa Çarşısı(Kapalı Çarşı).............. 4 0.1.2

Detaylı

Gulnara KANBEROVA 1 Serap BULAT 2 İSHAK PAŞA İLE ŞEKİ HAN SARAYI MİMARLIK DESEN ve FORMLARININ GEOMETRİK KURULUŞLARI

Gulnara KANBEROVA 1 Serap BULAT 2 İSHAK PAŞA İLE ŞEKİ HAN SARAYI MİMARLIK DESEN ve FORMLARININ GEOMETRİK KURULUŞLARI Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 9, Mart 2015, s. 48-56 Gulnara KANBEROVA 1 Serap BULAT 2 İSHAK PAŞA İLE ŞEKİ HAN SARAYI MİMARLIK DESEN ve FORMLARININ GEOMETRİK KURULUŞLARI Özet Sultanlar,

Detaylı

TEZHİP I. SINIF GÜZ DÖNEMİ 15.10.2018 Açılış Toplantısı ve Tezhip Sanatı Hakkında Bilgi; (motifler, hatailer, yapraklar) 22.10.2018 Hatai çizimleri, kurşun kalem çalışması 05.11.2018 Yaprak çizimleri,

Detaylı

Ortaköy'ün simgesi Büyük Mecidiye Camii

Ortaköy'ün simgesi Büyük Mecidiye Camii On5yirmi5.com Ortaköy'ün simgesi Büyük Mecidiye Camii Bazı camilerimiz vardır ki, bulundukları yere şeref verirler. Ortaköy deki bu cami bulunduğu yerden cazibe ve füsun alır. Yayın Tarihi : 1 Ağustos

Detaylı

II. Beyazid Camii - Külliyesi ve Sağlık Müzesi. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

II. Beyazid Camii - Külliyesi ve Sağlık Müzesi. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı II. Beyazid Camii - Külliyesi ve Sağlık Müzesi Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 II.Beyazid Camisi ve Külliyesi (II.Beyazid Kompleksi).... 4 0.1.1 Darüşşifa

Detaylı

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt Önsöz Medeniyet; bir ülke veya toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, düşünce, sanat, bilim, teknoloji ürünlerinin tamamını ifade eder. Türk medeniyeti dünyanın en eski medeniyetlerinden biridir. Dünyanın

Detaylı

AZ BİLİNEN BİR ÖRNEK: EDREMİT KURŞUNLU CAMİ A LITTLE KNOWN SAMPLE: EDREMIT KURSUNLU MOSQUE

AZ BİLİNEN BİR ÖRNEK: EDREMİT KURŞUNLU CAMİ A LITTLE KNOWN SAMPLE: EDREMIT KURSUNLU MOSQUE Sanat Tarihi Yıllığı Sayı 25, 2016, ss.47-72 AZ BİLİNEN BİR ÖRNEK: EDREMİT KURŞUNLU CAMİ A LITTLE KNOWN SAMPLE: EDREMIT KURSUNLU MOSQUE Sevil Derin * Öz Anadolu da kare ve kubbeli plan tipine ilk olarak,

Detaylı

PİRİ MEHMET PAŞA CAMİİ'NİN SÜSLEME PROGRAMININ KLASİK OSMANLI MİMARİSİNDEKİ YERİ 1

PİRİ MEHMET PAŞA CAMİİ'NİN SÜSLEME PROGRAMININ KLASİK OSMANLI MİMARİSİNDEKİ YERİ 1 Sosyal Bilimler Dergisi / Journal of Social Sciences (5), 2011,10-24 BEYKENT ÜNİVERSİTESİ/ BEYKENT UNIVERSITY PİRİ MEHMET PAŞA CAMİİ'NİN SÜSLEME PROGRAMININ KLASİK OSMANLI MİMARİSİNDEKİ YERİ 1 Yrd. Doç.

Detaylı

aile YAIPIILMÎI; Prof.Dr.H.Orcün BARIŞTA

aile YAIPIILMÎI; Prof.Dr.H.Orcün BARIŞTA aile YAIPIILMÎI; Prof.Dr.H.Orcün BARIŞTA nadolu Türk mimarisinin Selçuklu Döneminden başlayarak yapılmış pek çok seçkin örneği ve mimariyi bezeyen zengin süsleme sanatları dalları vardır. Bilindiği gibi

Detaylı

Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science

Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science ISSN: 2149-0821 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science Yıl: 5, Sayı: 19, Ocak 2018, s. 253-265 Yrd.Doç.Dr. Elif GÜRSOY Uşak Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi, elif.gursoy@usak.edu.tr

Detaylı