Abby Green - Bombay Da Aşk

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Abby Green - Bombay Da Aşk"

Transkript

1 Abby Green - Bombay Da Aşk Romanın Karakterleri Sebastian Wolfe : Wolfe Oteller Zincirinin Sahibi, Milyarder Bir İşadamı Aneesa Adani : Ünlü Bollywood Yıldızı. Eski Hindistan Güzeli. Jamal Kapoor Khan : Aneesa nın Nişanlısı. O Da Bollywood Da Ünlü Bir Film Yıldızı Daniel : Sebastian ın Evinin Kâhyası Nathaniel Wolfe : Sebastian In Erkek Kardeşi. Dünyaca Ünlü Film Yıldızı Katie Field : Nathaniel in Nişanlısı.

2 Jacob Wolfe : Sebastian Ve Nathaniel in Üvey Ağabeyi. Lucas Wolfe : Jacob ın Üvey Kardeşi. Nathaniel Ve Sebastian ın Üvey Ağabeyi. Grace Carter : Lucas m Kız Arkadaşı. Annabelle Wolfe : Wolfe Kardeşlerin Tek Kız Olanı. Ünlü Fotoğrafçı. William Wolfe : Wolfe Kardeşlerin Babası. Carrie Hartingtons Wolfe : Nathaniel Ve Sebastian m Akıl Hastası Annesi. Bakımevinde Kalıyor. Rafael Da Sousa : William Wolfe un Gayrimeşru Oğlu. Sebastian, Nathaniel, Jacob Ve Lucas m Üvey Kardeşi. Amrita Adani : Aneesa nın Kız Kardeşi Akash Adani : Aneesa nın Erkek Kardeşi Bayan Adani : Aneesa, Amrita Ve Akash m Anneleri Bay Adani : Aneesa, Amrita Ve Akash m Babalan. Beeba : Aneesa mn Büyükannesi BİRİNCİ BÖLÜM ANEESA ADANI kâbus görüyor, kız kardeşi ve teyzeleri onu, bekleyen nişanlısının yanına götürürken paniğe kapılmamak için mücadele ediyordu. Giydiği ince işlerle süslü, geleneksel sari hareket etmesini engellerken, klostrofobisini de arttırmıştı. Boynunda, kulaklarında kollarında ve başında taşıdığı ağır mücevherler yüzünden neredeyse yere yıkılmak üzereydi. Kaçmak ve özgür olmak için karşı konulmaz bir istek duyuyordu ama düştüğü berbat durum tamamen kendi hatasıydı. Bu kadar kör ve tecrübesiz olmasaydı, şimdi burada olmayacaktı. Ayakları ileriye doğru kendiliğinden sürüklendi. Nişanlısıyla, ailesi gelişini seyrettiler. Baştan çıkartıcı bir ışığın yayıldığı, yüzlerce fenerle aydınlatılmış büyük ve güzel bahçede toplanan kalabalık sessizleşti. Bahçe, Bombay ın cn büyük hâzinesine, en ayrıcalıklı oteline aitti. Bu servet Aneesa yı korkuturken, ne yapmakta olduğunu ona yeniden hatırlatıyordu. Kötü kaderi ve alınyazısı yüzünden kendini hasta hissediyordu. İsteksizce bir adım daha atarken o sırada yan tarafında ani bir hareket dikkatini çekti. Çevresine baktı ve genç bir adamın buz mavisi bakışlarıyla karşılaştığında gözleri kamaştı. Gölgelerin arasına gizlenmiş olmasına rağmen, o kadar uzun boylu ve yakışıklıydı ki, Aneesa bir an için etrafındaki her şeyi unuttu. Yılın en ünlü düğününe gizlice giren yakışıklı yabancıyı gördüğü anda gerçek olanca gücüyle ona çarpmıştı. Erkek, Aneesa ya bir çeşit özgürlüğü ya da kaçışı anımsatırken, çaresizliğini de arttırmıştı. O dakikada gözlerindeki korkuyu saklayamadığım biliyordu. Genç adam da bu korkuyu görmüştü. Çok şükür tamamen bir yabancıydı. Aneesa gözlerini kaçırdı, kendini toparladı ve kaderiyle karşılaşmak üzere yürümeye devam etti. Sebastian Wolfe, az önce koridorda yürürken gelinle paylaştığı bakıştan dolayı sersemlemişti. Genç kız etrafma şöyle bir bakmış ve Sebastian m

3 bakışlarındaki yoğunluğu hissetmiş gibi onu bulmuştu. Bu iğne batmasına benzer hisse aldırmadı. Öte yandan kabul etmeliydi, gördüğü en güzel gelindi. Alaycı bir tavırla gülümsedi. Mihraba ve ona doğru yürüyen bir gelin istediğinden değildi gülümsemesi. Genelde üvey kardeşlerden oluşan, geniş bir aileden geldiği ve üç evlilik ile sayısız sevgiliden sekiz çocuk edinen bir babanın oğlu olduğu için evliliğin kutsallığını küçümser, önyargılı davranırdı. Çelik gibi bir iradeyle, bir mayın tarlası kadar tehlikeli bir konu olan ve atalarının evi Wolfe Malikânesinden teker teker ayrılan ailesinden uzaklaşarak dikkatini çevresine verdi. Büyük bahçe gösterişli bir şekilde süslenmişti. Loş akşam güneşi altında, ipekle kaplı tente, bahçenin tam merkezindeydi. Ortalama bir boya sahip gelin, o kadar muhteşem ve zarifti ki, çok daha uzun boylu görünüyordu. Yüzünde sakin bir ifadeyle bütün dikkatini geleneksel Hint düğününe vermişti. Sebastian onu suçlayamıyordu. Tören baş döndürücü bir hızla arka arkaya dikkatle planlanmış ayinlerle devam ediyordu. Sanki her bir hareket bir önceki kadar önemliydi ve kuralları çok katıydı. Bu gece, burada günler süren tören nihayet sona erecekti. Yanan tütsünün zengin kokusu Sebastian m etrafındaki ılık havayı sarıyordu. Bir süre önce altın bir tahtta oturan damadın eller üzerinde havada taşınarak bahçeye girişini seyretmişti. Altın rengi bir tunik ve ona uyan bir pantolonla çok süslüydü. Gelinin akrabaları tarafından karşılanmıştı. Yüzü, onu saran kadife çiçeklerinden dolayı, belli belirsiz gözüküyordu. Sonra da gelin ona eşlik eden kadınlar tarafından getirilmişti. Narin kolları gümüş, kırmızı ve altın halkalarla kaplıydı. Sebastian ellerinden başlayarak kollarını saran kınadan yapılma dövmeleri fark etmişti. Kırmızı ve altın renginde giydiği sariyle, özenle taranmış saçıyla ve alnının ortasına yerleştirilen inciler ve elmaslardan oluşan mücevherlerle Moğol İmparatorluğu ndan Hintli bir prensese benziyordu. Az önce paylaştıkları bakışmanın anısı yeniden karın boşluğuna bir sıcaklık yaydı. Garipti ama kızın sürmeli kahverengi gözlerinde paniğe ve çaresizliğe yakın bir ifade görmüştü. Sebastian kaşlarını çattı. Yanılmıştı muhtemelen. Çünkü birbirlerinin başlarına çiçekten çelenkler takan çifte şimdi baktığında, gelin oldukça sakin görünüyordu. Ama yine de sanki elleri titriyordu. Sebastian bu düşünceleri kafasından uzaklaştırdı. Tamamen yabancı bir kadınm düğün gününde ne hissettiğinden ona neydi? Umursaması gereken sadece her şeyin yolunda gitmesiydi. Bu otel bütün dünyaya yayılan başarılı otel zincirlerinden sadece bir tanesiydi. Süper lüks Bombay Grand Wolfe Oteli. Bir kasırga gibi süren seyahatleri arasında, burada olmasının tek sebebi, Bollywood un iki seksi yıldızı Aneesa Adani ve Jamal Kapoor Khan ın düğün töreniydi. Hintli asistanının düğün hakkında verdiği rapora göre, Aneesa Adani mükemmel mankenlik kariyerinden, Bollywood filmlerine geçmeden önce

4 Hindistan Güzeli olarak taç giymişti. O günden beri çevirdiği birinci sınıf filmlerle büyük bir yıldızdı. Bollywood yıldızı Jamal Kapoor Khan ile yaşadığı aşk ve yaptığı evlilik, gelecekte ikisinin de Hint sinemasının en güçlü çifti olmalarını sağlayacaktı. Çılgın bir hayranlığın tam merkezindeydiler ve bu milyarlann yaşadığı ülkede büyük bir başarıydı. Sebastian etrafına çabucak bir göz atarak, silahlı güvenlik görevlilerinin, açık renk üniformalı polislerin ve kendi özel eğitimli güvenlik ekibinin iş başında olduğunu gördü. Hiçbir şey şansa bırakılmamıştı. Sebastian bütün otellerinde sağladığı sıkı güvenlik önlemlerine güvenirdi. Bu düğün için otelinin seçilme nedenlerinden biri buydu. Diğer neden ise lüks ama abartısız, şık bir otel olmasıydı. Bulunduğu yerden, Bombay ın işareti, Hindistan ın çıkış kapısı, Umman Denizi nin üzerinden yükselen ve parlayan ayı görebiliyordu. Sebastian böyle zamanlarda hep hissettiği her zamanki tatminin içini sarmasını bekledi. Başını kaldırır ve uzun uğraşlarının, sonunda meyvesini verdiğini düşünürdü. Ama o anda bu duyguyu hissetmedi. Hatta bir süredir hissetmiyordu. Alışık olmadığı bu düşüncenin rahatsızlığıyla ve genelde yapmadığı vicdan muhasebesinden uzaklaşmak için dikkatini yeniden gelin ve damada verdi. Çiçeklerle süslenmiş bir tahtta yan yana oturuyorlardı. Gelinin enfes yüzü hâlâ sakin bir ifadeyle kaplıydı ama Sebastian ensesindeki tüylerin diken gibi olmasından bu törenin yalan olduğunu hissediyordu. O sırada, kasıklarında çok daha dünyevi bir uyarılma hissetti. İnce işlerle süslü elbisesinin içinde gelinin açık zeytini tenini, çıplak belinin ve elbisenin altındaki kalçalarının kıvrımlarını görebiliyor, teninin ipeksi pürüzsüzlüğünü hissedebiliyordu. Sebastian utançla ve tiksintiyle düğünün tam ortasında geline arzuyla baktığını fark etti. Sadece ona bakmak bile, aylar önceki son cinsel ilişkisinde olmadığı kadar sertleşmesine neden oluyordu. Hatta gelinin güzelliğinin bütün sırlarını keşfedecek damadı kıskanıyordu. Sebastian bir küfür savurdu. Aneesa Adani nin üst sınıfa ait kadınlardan bir farkı olmadığından emindi. Küçük bir prenses... Aktrislik kariyerine rağmen, tembel ve lüks bir hayata adım atmak için bu evlilik sadece bir basamaktı. Gelin, evlilik gecesinde utangaç bir bakire olmayacaktı. Sebastian m bundan kuşkusu yoktu. Bollyvvood filmlerinde sevişme sahneleri ne kadar namuslu olsa da gerçek hayatta yıldızların hepsi Hollyvvood da olduğu gibi ahlaksız ve bir an önce yatağa girmeye hazırdılar. Aneesa Adani nin de bu adamla aylardır süren, bütün gazetelere kapak olmuş bir ilişkisi vardı. Bu iddialara rağmen, yine de arkasını dönüp gitmek için Sebastian ın büyük bir çaba harcaması gerekti. Genç adam dikkatini onu sabırla bekleyen yardımcılarından birine vererek, rahatsız edici, parlak ve sürmeli gözleri düşünmeyi bıraktı. Bu gözlerdeki sıkıntılı ifadeyi hayal etmiş olmalıydı, tıpkı

5 aklını karıştıran, elbisenin altında gizli yumuşak kıvrımların erotik görüntüleri gibi. Düğünü geride bırakarak, bahçeden çıktı. Sertçe gülümsüyordu. Aklı ona oyunlar oynamış, tören ve tütsü kokusu bir an için onu kandırmıştı. Fas ve Portekiz etkisiyle döşenmiş resepsiyonu boydan boya geçti. Uzun boyuna ve güçlü bedenine çevrilen hayran bakışları umursamamıştı bile. Kadınların ilgisi Sebastian ve kardeşleri için normal bir olaydı. Wolfe erkekleri, yeterince büyüdüklerinden ve bu ilginin ne anlama geldiğini anladıklarından beri kadınları hiç çaba göstermeden çekerlerdi. Birkaç dakika içinde otel müdürüyle konuşmuş ve özel asansörüne binerek dairesine çıkıyordu. Dar bir yerde bulunmanın getirdiği sıkışıklık hissiyle ve spor yaparak kafasını boşaltma ihtiyacıyla doluydu. Sebastian için spor yapmak bir tür bağımlılık, kötü geçen çocukluğundan ve içinde bulunduğu hapishaneden bir kaçıştı. Ayrıca gittikçe artan tatminsizliğini de silecek, eğer şanslıysa üç saat kadar uyuyabilecekti. Sebastian yıllardır kronik uykusuzluk çekiyordu. Asansörün aynasında kayıtsız sert yüz hatlarına bakmadı. Uzun süre önce içinde ne hissederse hissetsin duygularını göstermemeyi öğrenmişti. Ancak elinde olmadan, düşünceleri yine aşağıdaki çifte kaydı. Zaman içinde gerçek ortaya çıkacak, bütün evliliklerde olduğu gibi bu çiftin de evliliği yalan üzerine kurulacaktı. Boşanma oranlarının çok düşük olduğu Hindistan da, Sebastian neredeyse onlara acıyordu. Çünkü özellikle de çocuklan olduğunda bu evlilik tutsaklığından kurtulmaları çok zordu. O kimdi ki onları yargılıyordu? Sebastian alaycı bir şekilde kendini eleştirdi. Dudaklarını karanlık bir ruh haliyle sıkmıştı. Sonuçta kendisi de normallikle bir ilgisi olmayan bir ailede büyümemiş miydi? Aklından bunlar geçerken, asansörün kapılan açıldı. Sebastian Grand Wolfe Oteli nin çatı katında bulunan lüks dairesine girdi. Ceketini ve kravatını hızla çıkartırken, içinden yeni evlenen çifte mutluluklar diledi. Sonra da tatlı gelini tamamen kafasmdan çıkarttı. Ömür boyu sürecek bir uyumsuzluğa istedikleri kadar evet diyebilirlerdi. Aneesa çevresinde devam eden töreni zorlukla takip ediyordu. İçini tam bir uyuşukluk kaplamıştı. Genç kız bir kâğıt gibi dayanıksız olmasına rağmen kendini koruma içgüdüsüyle hareket ediyordu. İki gece önce, o güvenilir ve ayrıcalıklı dünyası binlerce parçaya dağıldığından beri, sürekli başı ağnyordu. Jamal ın odasına ona sürpriz yapmak için gitmişti. Umudu nişanlısının ilişkilerini bir sonraki seviyeye taşıyarak, onunla sevişmesiydi. Evlilik gecesinde bakire olması Aneesa yı inanılmaz derecede korkutuyordu. Belki de içten içe Jamal ile paylaştıklarının normal olmadığının bilincindeydi de, bunu değiştirmek istemişti. Aneesa nişanlısının, ilişkilerinin fiziksel boyutundan neden kaçtığını asla anlayamamıştı.

6 Ne var ki Jamal ı tam da söylediği gibi odasında sessizce senaryosunu okurken bulmak yerine asistanıyla yatakta yakalamıştı. Erkek asistanıyla. Aneesa hâlâ şoktan dolayı olanları hazmedemiyordu. Midesi bulanarak, banyoya kaçmıştı. Bu arada asistanı ortadan kaybolurken, Jamal hasar kontrolü yapacak kadar sakinleşmişti. Genç kız nişanlısının küçümseme ve acımayla dolu yakışıklı yüzünü gayet iyi hatırlıyordu. Aneesa ya bütün arkadaşları haberdarken, nasıl olup da gerçeği bilmediğini sormuştu. Çevresindeki kıskançlık olduğunu varsaydığı art niyetli gülümsemeleri hatırlayan Aneesa nm midesi yeniden bulanmıştı. O sırada otelin bahçesinde bulunan, bu sözde arkadaşlarının hiç birine güvenemezdi. Hayatının geldiği hal yenilir yutulur cinsten değildi. Şimdi ünlü olduktan sonra, yakın arkadaşlarını ne kadar kolay geride bıraktığını fark edebiliyordu. Bir gece içinde hayatı derinden sarsılmıştı. O günden beri, Aneesa her istediğini elde etmiş şımarık bir genç kız değil de, artık olgun ve daha tecrübeli bir kadındı. Başkalarını suçlamak boşunaydı. Özellikle de içinde bulunduğu bu durumdan, tamamen suçlu kendisiyken ve bunu bilmek bile yeterince acı verirken. Jamal m o geceki kısa ve öz uyarısı hâlâ beyninde çınlıyor, binlerinden yardım ve tavsiye istemesine engel oluyordu. Bir an için bile bu evlilikten kaçacağını düşünürsen, kariyerine sonsuza kadar veda edebilirsin. Böyle bir skandaldan sonra kim seninle evlenmek ister ki? Çünkü bir şeyden emin olabilirsin. Kaçarsan ve insanlara gerçeği anlatırsan, her şeyi inkâr eder ve seninle her aşamada mücadele ederim. Bu evlilik benim saygınlığım için gerekli. Çocuklarımız herkesi mükemmel bir evliliğimiz olduğuna ikna edecek. Ayrıca ben varken sana kim inanır ki? Ben onların sevgilisi, Jamal Kapoor Khan ım. Aneesa onun haklı olduğunu biliyordu. Gerçeği açıklamaya cesaret ederse, hayranları tarafından resmen çarmıha gerilirdi. Bundan da ötesi, ailesinde evlenen ilk kızdı. Sevgili büyükannesi neredeyse doksan yaşma girmişti ve hayata ancak torununun evlendiğini görmek için tutunuyordu. Ayrıca insanların inandığının aksine ailesinin çok varlıklı olmadığını da biliyordu. Gerçekte babasının işleri bir süredir kötü gidiyordu. Düğün masraflarının babasmı finansal açıdan ne kadar zor durumda bıraktığından sadece o ve annesi haberdardı. Yine de babası kızının düğün masraflarını ödeyemediği için rezil olmak yerine iflas etmeyi tercih ederdi. O kadar gururluydu ki Aneesa nm destek olmasına bile izin vermemişti. Hâlbuki genç kız Hollyvvood daki meslektaşları kadar olmasa da Hint standartlarına göre oldukça zengin sayılırdı. Jamal m sırrını ailesine nasıl söylerdi? Anne-babası orta kesimden gelen tutucu insanlardı. Saygınlık ise ikinci isimleriydi. Gerçeği öğrenirlerse yıkılırlardı. Üzerindeki baskıdan, içindeki acı daha da artmıştı. Jamal m

7 yoğun bakışlarını hissediyor ama yakışıklı yüzünde gayet inanılır ama aslında sahte bir hayranlık ifadesi olduğunu tahmin ederek, yanındaki adama dönüp bakamıyordu. Seneler içinde çevirdiği filmlerle Jamal m kusursuz hale getirdiği, Aneesa mn daha ilk filminde samimi olduğuna inanarak kendini aptal yerine düşürdüğü bakışlardı bunlar. Şu an keskin bir acıyla, ne kadar kolay baştan çıktığını anlıyordu. Jamal onu gördüğü anda şımarık, tecrübesiz ve inanılmayacak şekilde toy olduğunu anlamıştı. Aneesa ise onun yakışıklı yüzüne, hoş sohbetine kanmıştı. Genç kıza gösterdiği aşın ilgi ve hayranlıktan bahsetmeye bile gerek yoktu. O kadar etkilenmişti ki, hayatı boyunca bunun utancını taşıyacaktı. Düşünceleri ve kendine olan nefreti, rahip, ayağa kalkmalarını işaret edince yarım kaldı. Törenin en kutsal yerine gelmişlerdi. Aneesa bundan sonra artık kaçmasının mümkün olmayacağını biliyordu. Sarisinin ucu Jamal m tuniğinin eteklerine bağlanmıştı. Kutsal ateşin etrafmda yedi kez dönerlerken, her biri evliliğin farklı yönlerini anlatan yedi dilek tekrarlanacaktı. Ateşin çevresinde yavaşça dönmeye başladıklarında, Aneesa içinde artan paniği yeniden hissetti. Duygusuzluk onu terk ediyor, genç kız ne yaptığını fark ederek titriyordu. Aşka ve evliliğe dair genç kızlık hayalleri uzun zaman önce kaybolmuştu. Gözleri kocaman olmuştu. Jamal ile birlikte ateşin etrafmda attığı her adımla, geleceğini, yok ediyor, daha çok acı çekiyordu. Böyle bir evliliği varken, dünyaya nasıl çocuk getirebilirdi? Babalarının anneleriyle bir yalanı sürdürmek için yattığı bir evlilik. O dakikada Aneesa gölgeler arasında gördüğü adamı ve içine işleyen mavi gözleri yeniden hatırladı. Ani bir güç içine yayıldı. O şok ve paniğin ortasında hissettiği bu kararlılık onu şaşırtmıştı. Aneesa durdu. Eğilerek Jamal ile arasındaki bağı çözdü. Adamın bir nefes alarak, Ne yaptığını sanıyorsun? diye tısladığını duydu. Aneesa platformdan aşağı indi. Kalbi deli gibi atarken, ağzı şaşkınlıktan açık ona bakan babasının yanma gitti ve elini tuttu. Herkesin şok içinde donakaldığının farkındaydı. Aneesa nın bu fırsattan yararlanması gerekiyordu. Genç kız babasının elini dudaklarına götürerek öptü. Gözyaşlanyla ama kararlı bir sesle. Özür dilerim baba, Bunu yapamam. Sana geri ödeyeceğim. Lütfen beni affet, dedi. Daha sonra da oradan kaçtı. Aneesa koştuğunun farkında değildi. Sadece kalabalık kendine gelmeden ve babası arkasından birilerini göndermeden çok az zamanı olduğunu biliyordu. Anne ve babasının uğradığı şaşkınlık ve üzüntüyü ise düşünmeye bile dayanamazdı. Yoksa tereddüt ederdi. Ama öte yandan dönemezdi de. Bir an durdu. Kalbi deli gibi atıyordu. Bir sürü merdivenlerden çıkmıştı. Şimdiyse önünde otel çalışanlarının kullandığı asansör duruyordu. Aneesa nm tek umudu bu asansörün onu aşağıdaki bahçeden uzağa ve daha sessiz bir yere götürmesiydi. Böylece içinde bulunduğu durumu daha iyi

8 düşünebilirdi. Temiz havaya ihtiyacı vardı. Elbisesi hiç olmadığı kadar onu boğuyordu. Asansör yavaşça yukarı doğru kaydı ve durdu. Dışarı çıktığı anda bir sürü odaların iç içe olduğu bir daireye girdi. Her yer sessiz ve sakindi. Kimse yoktu. Otomatik olarak otelin kimsenin kullanmadığı büyük dairelerinden birine girdiğini düşündü. Rahatlayarak, ilerledi ve karanlık mutfağı geçti. Büyük yemek odasını, terasa açılan sürgülü kapıları ve Bombay ın parlamakta olan siluetini görebiliyordu. Burası kesinlikle sıradan bir daire değildi. Balayım geçireceği kendi dairesini, güllerle kaplı büyük boy yatağı düşününce yeniden terlemeye başladı. Neredeyse üzerindeki sariyi çıkartıp atacaktı. Biraz temiz hava almak için, terasa açılan sürgülü kapıları açmaya çalıştı. Nihayet açıldılar ve Aneesa soluk soluğa terasa fırladı. Boynundaki çiçekleri hızla çıkartıp yere attı. Yandan gelen hafif ışığın farkında bile değildi. Terasın parmaklıklarına ulaşarak, başını uzattı ve derin bir nefes aldı. Uzaklarda çılgın Bombay trafiğinin sesi geliyordu kulaklarına. Sonunda kalp atışları yavaşlamıştı. İşte o anda derin bir ses duydu. Lütfen, atlamayı düşündüğünü söyleme... ve Aneesa çığlık çığlığa bağırdı. İKİNCİ BÖLÜM ANEESA öyle ani sıçradı ki başı döndü ve parmaklıkları iki eliyle yakaladı. Ancak o anda loş ışıkta genç adamı gördü. İçine işleyen ve bir çift buza benzeyen mavi gözleri hemen tanımıştı. Aşağıda gölgeler arasında gördüğü adamdı. Aynı anda dalgınlıktan daha önce fark etmediği terasın üzerindeki aydınlatılmış yüzme havuzunu da gördü. Genç adam sanki gelinliği içinde histerik bir kadını her gün özel dairesinde görmeye alışıkmış gibi kollarını havuzun kenarına dayamıştı. İslak saçları başına yapışmıştı. Yüz ifadesi çok sertti. Düzgün siyah kaşlarını gördüğü anda, Aneesa bir kez daha genç adamın ne kadar yakışıklı olduğunu anladı. Ona âşık olmasına rağmen, Jamal ile beraberken asla başına gelmeyen fiziksel bir çekimdi bu. Aneesa bu düşünceyle şok olmuştu. Şu sıralar damadı öpmen gerekmiyor mu senin? Alaycı sözleri ve görüntüsü Aneesa nın yine başının dönmesine neden oldu. Düşünmeden ve kontrolsüzce konuştu. Jamal sadece adım ve itibarını düşünüyordur şu anda. Sessizlik içinde kendi yüksek sesini duymak bir bomba etkisi yapmıştı. Gitmeli, buradan uzaklaşmalıydı. Hareket etmeye çalıştığı anda, ayaklarının kıpırdamadığını anladı. Korkuyla ve şaşkınlıkla bez bir bebek gibi yüzükoyun yere düşmek üzere olduğunu fark etti. Ani bir hızla genç adam havuzdan dışan çıktı ve Aneesa nm yanma çömeldi. Erkeğin ıslak ve sert vücudundan sızan su genç kızı ıslatmıştı. Büyük eller onu kollanndan tuttu ve bir bebek gibi kaldırdı.

9 Gerçeğin aniden farkına varan ve genç adamın yakınlığından etkilenen Aneesa nm ağzından mantıksız kelimeler dökülmeye başladı. Çok... Üzgünüm... Burada biri olduğunu... Bilmiyordum. Kaçtım... Uzaklaşmam lazımdı... Gitmeliyim... Burada olmamalıyım. Aneesa çenesinin titrediğini ve onu taşıyan genç adamın kapıdan geçirerek ışıklan kendiliğinden yanan lüks oturma odasına soktuğunun farkındaydı. Onu tutan kollar çelik gibiydi. Sarisinin üzerinden ıslak bedenindeki sert kaslan hissediyordu. Genç adam, onu yumuşak kanepeye taşıdı ve gücünün tam tersi bir kibarlıkla oturttu. Daha sonra, yanına çömelerek genç kızın yüzüne baktı. Daha önce düşündüğü gibi sadece yakışıklı değil, nefes kesiciydi. Saçları ıslaktı ve asker gibi kısacık kesilmişti. Derin mavi gözleri, ona asil bir hava veren soylu bir burnu vardı. Alt dudağı soğukkanlı ve kontrol sahibi olduğunu, üst dudağı ise tutkulu ve seksi olduğunu gösteriyordu. Aneesa nın içindeki kuvvetli bir istek parmaklarıyla erkeğin dudaklarına dokunmak ve buz mavisi gözlerinin tutkudan kararıp kararmayacağını öğrenmek istiyordu. Genç kız bu karakterine uymayan ahlaksız düşünceler karşısında dehşete kapıldı. Keşke geniş omuzlarını, gergin ve kaslı göğsünü, kısacık erkeksi saçlarını hiç görmeseydi ama oturduğu yerden her şeyi net görebiliyordu. Genç adamın gözlerinde bir ışık yandı söndü ve o da geri çekildi. Bir dakikalığına üstüme bir şeyler giymek için çıksam bir sorun olur mu? Aneesa kuvvetlice başını salladı. Konuşamıyordu. Genç adam etkileyici bedeniyle uzaklaşırken, ağzı kupkuru olmuş bir halde onu seyrediyor, gözlerini, çevik bir zarafetle yürüyen erkekten ayıramıyordu. Geniş sırtı, üçgen bir şekilde kısa bir mayonun sardığı dar ve kaslı kalçalarına doğru iniyordu. Teni açık havada çok zaman geçirdiğini gösterircesine esmerdi. Öyle ki Aneesa sporcu olup olmadığını merak etti. Kamından yukarı yükselen bir sıcaklıkla Aneesa sonunda bakışlarını erkekten çekti ve inledi. Neyi vardı? Hayatı karmakarışıktı. O ise bir yabancının yan çıplak bedenini ağzı sulanarak süzüyordu. Ayağa kalkmamasının tek sebebi içine çöken rehavet ve kalkarsa yine bayılacağından kork-masıydı. Ayrıca bu adama neden dairesine girdiğiyle ilgili bir açıklama borçluydu. Dönmesini beklemeli, sonra özür dileyerek buradan hemen gitmeliydi. O zamana kadar başı dik, ayağa kalkacak gücü olurdu. Yaralannı başka bir yerde sarması gerekiyordu. Sebastian çabucak aldığı soğuk duştan çıktı ve havluyu kabaca vücuduna sardı. Soğuk duşun sebebi ellerini bir türlü Aneesa Adani nin üzerinden çekememesiydi. Az önce yardım ederken, onu öyle arzulamıştı ki, neredeyse kontrolünü kaybedecekti. Hassas göğüslerinin kabarıklığım, ipeksi saçlannı ve egzotik kokusunu hâlâ yanındaymış gibi hissediyordu. Teni daha önce hayal ettiği gibi pürüzsüzdü.

10 Sebastian, bedeni bu düşüncelere tepki verince bir küfür savurdu. Kendine acımasızca hâkim olarak, dolaptan siyah bir pantolon ve beyaz bir gömlek aldı. Geri çekildiğine bakılırsa o, aynı çekimi hissetmemişti bile. Ayrıca burada ne işi vardı? Düğünün tam ortasında olması gerekirken, bir felaketten çıkmış bir kurban gibi görünüyordu. Sebastian m gördüğü en güzel kurban. Aneesa nın güzelliği hakkında yanılmamıştı. Hele o dudakları... Bu pek çok duyguyu içinde barındıran dudakların nasıl titrediklerini ve Aneesa nın bunu nasıl engellemeye çalıştığını gördüğü anda, Sebastian ın da kendini tutması gerekmişti. Oysa kıza uzanmak, onu kendine çekmek ve dudaklarına dudaklarını bastırarak, tadının görünüşü kadar tatlı olup olmadığına bakmak isterdi. Aneesa terasa daldığında, havuzda fiziksel cezasının ilk turunu yeni tamamlamıştı. Bir an için hayal gördüğünü ve delirdiğini sanmış ama sonra yüksek sesle konuşunca, Aneesa da çığlık atmıştı. Sebastian onun gerçek olduğunu anladığı anda neredeyse aklını kaybedecekti. Kontrolünü kaybetmekten huzursuz olarak derin bir nefes aldı ve oturma odasına geri döndü. Aneesa yabancının geri dönüşünü duyunca, ayağa kalktı. Ancak hâlâ sallanıyordu. Bir saniye içinde genç adam yanında belirmişti. Çok şükür artık giyinikti. Onu nazikçe kanepeye geri itti. Bir yere gidecek durumda değilsin. Ses tonu sertti. Aneesa itiraz bile edemeden, içinde koyu altın rengi bir içkinin olduğu bir bardak tutuşturdu. Aneesa başını kaldırdı ve boğuk sesle, Ben içmem, dedi. Genç adam bardağı çekmedi. İlaç olarak düşün. İhtiyacın var. Büyük bir şok yaşadın. Aneesa nihayet yabancının sesindeki İngiliz aksanmm farkına varmıştı. Elleri hafifçe titrerken, bardağı aldı. Genç adamla parmaklan birbirine değmediği için rahatlamıştı. Burnunu buruşturarak bir yudum aldı içkiden. Sıvının boğazından aşağı kayarken alev gibi yakışını, aynı anda sıcaklığın midesine ve vücuduna yayılmasını da hissetti. Erkeğin daha görmeden, hareket ettiğini algılayabiliyordu. Başını kaldı - np ona bakacak kadar cesaretini topladığında, birkaç metre ileride kollarını kavuşturmuş bir şekilde, kaygısızca cam kapılara dayandığını gördü. Beyaz gömleği ne güçlü göğsünü ne de kaslı kollarım saklıyordu. Onu öyle dikkatle süzüyordu ki, Aneesa kızardı. Dudağım ısırdı. Seni bu şekilde rahatsız ettiğim için özür dilerim. Buraya girmeye hakkım yoktu. Yabancı büyüleyici gözleri çevreleyen siyah kaşlarını çattı. Buraya nasıl girdin? Aneesa durakladı. Zira buraya gelişi biraz bulanıktı. Sanırım servis asansörüyle hizmetçi odasına çıktım. Yabancı hoşnutsuzlukla dudaklarını büktü. Aneesa anında onu kızdırdığını anlamıştı. Özür dilerim, gerçekten. Nereye gittiğimi fark etmedim bile

11 Genç adam sözünü kesti. Senin suçun değil. O sırada telefon çaldı ve Aneesa yerinde sıçradı. Kalbi yeniden deli gibi atmaya başlamıştı. Korkuyla masada duran telefona baktı. Beni anyorlar-dır. Yabancı, yaslandığı cam kapılardan doğruldu. Cevap vermeliyim. Yoksa yukarı birini gönderirler. Aneesa gerginlikle ayağa kalktı. Hâlâ elindeki bardağı sımsıkı tutuyordu. Lütfen kimseye burada olduğumu söyleme. Lütfen. Henüz onlarla karşılaşmaya hazır değilim. Genç adamı, telefonu kaldırıp ters bir sesle cevap verirken seyretti. Efendim? Erkek gözlerini bir an bile ondan ayırmadan konuşuyordu. Aneesa karşı tarafta paniğe kapılmış sesi duyabiliyordu. Oteldeki bütün odaları arıyor olmalıydılar. Kalbi duracaktı. Bu adam bir yabancıydı ve onu koruması için bir neden yoktu. Korkuyla en kötüsünü beklerken, genç adam konuşanın sözünü kabaca kesti. Kimseyi görmedim. Çok önemli değilse beni rahatsız etmeyin lütfen. Eminim müdür bu konuyla ilgilenebilir. Sonra da ahizeyi yerine bıraktı. Gözlerini hâlâ genç kızdan ayırmamıştı. Aneesa bir yandan rahatlarken, diğer yandan da başı döndü ve ürperdi. Sanki az önce yabancıyla aralarında söze dökülmeyen bir şeyler geçmişti. Çok... Çok teşekkür ederim. Biliyorum beni koruman için bir neden yok... Genç adam usulca yaklaştı ve Aneesa mn bembeyaz parmaklarla sımsıkı kavradığı bardağı elinden aldı ve masanın üzerine koydu. Aneesa her ne kadar tanımasa da, onun yanında emniyette hissediyordu kendini. Sanki ona güvenebilirdi. Günlerce çevresindeki herkese bakıp, gizli bir şeyler aradıktan sonra bu gerçek bir değişiklikti. Genç adam ihtişamlı bedeniyle yeniden doğruldu. Belki de artık tanışmalıyız. Ne de olsa bir süreliğine burada kalacakmışsın gibi görünüyor. Oteldeki her güvenlik görevlisi seni arıyor. Sanırım kim olduğunun farkındasındır. O ana kadar, genç adamın böyle söyleyeceğini otomatik olarak beklediğini fark etti. Ancak kim olduğunu bilmesine rağmen hiç de etkilenmiş gibi görünmüyordu. Aneesa onu saran kuvvetli bir hisle doldu. Alçakgönüllülük ve kelimelerle ifade edilmeyen minnettarlık yüzünden sesi yumuşacık çıktı. Evet, ben Aneesa. Bir süre durakladıktan sonra, elini uzattı. Muhtemelen kollarında ve vücudunda kınadan yapılmış desenler, ağır mücevherler ve gelinliğiyle karikatürden fırlamış gibi görünüyordu. Eli genç adamın kocaman elinin içinde kayboldu. Kavrayışı sıcak ve güçlüydü. Doğrudan içine elektrik yüklü titreşimler yayıyordu. Hafifçe gülümsedi ve Aneesa yine başmm döndüğünü hissetti. Bu geceden sonra normal haline dönememekten korkuyordu. Sebastian... Gördüğün gibi hizmetindeyim. Sebastian bir saniye durakladıktan sonra boğazını sıkan bir ip gibi hissettiği soyadını

12 söylememeye karar vermişti. Ayrıca ilk kez kim olduğunu bilmeyen biriyle karşılaşıyordu ve bu bile tek başına değişik bir andı. Genç adamın sözleriyle, ahlak dışı bir gerilim Aneesa nın içine sinsice girdi. Sanki çok daha bedensel bir şekilde hizmetindeymiş gibi. Bu düşünceyle şok geçiren Aneesa ya birden her şey fazla gelmeye başladı. Gittikçe daha gülünç bu duruma düşüyordu. Titrek bir sesle, Banyoyu kullanmamın bir mahsuru var mı? diye sordu. Sebastian ayağa kalkarak, usulca Aneesa nın elini bıraktı ve başını salladı. O kadar dikkatle bakıyordu ki, Aneesa omuriliğine kadar baştan aşağı ürperdi. Şimdiye kadar hiçbir erkek onu bu kadar açık incelememişti. Genç adam dairenin arka tarafını göstererek, Elbette, nasıl istersen. Banyo bu tarafta, dedi. Aneesa hâlâ halsiz olan bacaklarıyla yürüyerek banyoya girdi ve kapıyı kapattı. Üzerinde hissettiği baskıdan ve düğünün gerçekleşeceği bahçeden uzakta olmak büyük bir rahatlıktı. Sebastian ın huzursuz eden varlığı da. Birden, genç adamın törenden kaçmasına neden olan gözlerini hatırladı. Şimdiyse aynı adamın dairesinde bulunuyordu ve erkek onu koruyordu. Aneesa titredi. Öğrendiklerini hayata geçiren, uygulayan bir insandı. Hayallere dalmazdı. Ama bir anda buraya gelmiş olması fazla tesadüfi görünmüştü gözüne. Daha önce asla başına gelmeyen, tamamen içgüdüsel bir fiziksel çekim hissetmişti. Jamal ın odasına onu baştan çıkarmak için gittiği kaderini belirleyen o gecede bile böyle fiziksel bir beklenti içine girmemişti. Oysa az önce sadece birkaç dakika bir arada olduğu bir erkekle beraberken daha önce olmadığı kadar kendini kadın hissetmişti. Bugün olan felaketlerden sonra, bu çok hızlı bir gelişmeydi. Kapıdan uzaklaşarak, aynanın önünde durdu; Yumuşak bir ışık, içeri girer girmez otomatik olarak yanmıştı. Gözlerine baktı aynada. Ne zaman bu kadar konfora alışmıştı? Aneesa ağır makyajlı yüzüne baktı ve aniden temizlenme ihtiyacı hissetti. Sanki böylece Bollywood un sevgilisi Aneesa Adani kimliğinden kurtulabilecekti. Alnının tam ortasında duran mücevherin klipsini açarak, dikkatle çıkarttı. Sonra da yüzünü eğerek lavaboda ılık suyla yıkadı. Birkaç dakika içinde makyajmı tamamen çıkartmanın kolay olmayacağını anlamıştı. Anlamsız bir boşlukla, ailesine yaşattıklarından duyduğu acıyı aynı anda hissetti. Kuşkusuz Jamal değildi endişelendiği. O bir şekilde nasılsa başarırdı kurtulmayı. Sonuçta tam bir strateji uzmanıydı. Ama annesiyle babası... Daha iyisini hak ediyorlardı. Yüzlerindeki hayal kırıklığını ve aşağılanmayı görebiliyordu. Kızlarını çok severlerdi. Aneesa onun başarılarıyla gurur duyduklarını bilirdi. Evinin kadını ve çocukları olursa yine aynı derecede mutlu olurlardı. Kızlarını hep koşulsuz kabul etmişlerdi. Aneesa ise onlara bunu nasıl geri ödemişti... Duygulan iyice su üstüne çıkıyordu. Aneesa hıçkmklarına engel olamadı. Henüz kontrolünü kaybetmemişti ama onu bir arada tutan üzerindeki baskı

13 şimdi dağılıyordu. Kollanndaki bilezikleri, parmaklanndaki yüzükleri çıkardı ve hepsini lavabonun üzerine koydu. Titreyen ellerle boynundaki kolyeyi de çözdü. O da bütün ağırlığıyla diğerlerinin yanma düştü. O sırada kapı çaldı ve Sebastian m sesi duyuldu. Aneesa iyi misin? Cevap veremedi. Gözyaşları siyah maskarayla beraber yanaklarından aşağıya akıyordu. Göğsü hıçkınklarla sarsılıp, lavabonun yanma çöktüğü anda Sebastian kapıyı açtı ve genç kızın durumunu gördüğü anda içeri daldı. Aneesa titreyen ellerini kaldırdı ve ona baktı. Kontrolünü kazanmak için mücadele ediyordu. Kınaları silemiyorum... Onlardan kurtulamıyorum... Bu ne demek biliyor musun? Sebastian başını salladı. Çok zalim ama aynı zamanda inanılmaz yakışıklı görünüyordu. Aneesa o anda bile fark ediyordu bunu. Bölük pörçük konuştu. Benim masumiyetimin kayboluşunu temsil ediyorlar... Ama şu anda beni baştan çıkartacak bir kocam bile yok. Utancımın bu fiziksel işaretleriyle kaldım. Haftalarca herkes görecek. Sebastian bir havlu aldı ve onu sıcak suyla ıslattı. Genç kıza yaklaşarak, yüzünden akan maskarayı sildi. Aneesa yüzünü silen Sebastian m göğsünü saran kollarını hissedebiliyordu. Beklenmedik bir tepkiyle göğüs uçları sertleşti ve üzerindeki kaim kumaşı zorlamaya başladılar. Endişeleri yok olurken, vücudunu yepyeni bir gerginlik ele geçirdi. Kamından aşağı inen ve onu eriten sıcak bir titreme... Sebastian yüzünü silerken, onları saran havada gergin bir sessizlik vardı. Sonunda havluyu yere koydu ve başka bir tane alarak Aneesa nın ellerini kuruladı. Sonra, havluyu da atarak, elini genç kızın çenesine götürdü. Başparmağıyla yanağmı ovdu. Aneesa nefes alamıyordu. Beklenti dolu hava, Sebastian m mavi mücevherler gibi parlayan gözleri ve erkeksi kokusu karşısında hipnotize olmuştu. Sebastian sanki kendini tutmak ister gibi çenesini gergince sıkmıştı. Aneesa içinde bir yerlerde, erkeğin de onun yüzünden kendini tutmaya çalıştığını düşünerek titredi. Sebastian ne geri çekildi, ne de ellerini genç kızm yanağından çekti. Aneesa yavaş yavaş tutuştuğunu hissediyordu. Bakışları erkeğin dudaklarım buldu ve onun tarafından öpülmenin nasıl bir his olacağını hayal ettiğinde bedeni sızladı. Korunaklı ve sessiz hayatında hiçbir zaman bir erkek tarafından doğru düzgün öpülmemişti. Sonra da ekranda ve gerçek hayatta Jamal Kapoor Khan ın sevgilisi olarak çok daha sakin bir hayat sürmüştü. Sebastian m güçlü erkekliği Aneesa yı bir büyü gibi sarıyor, onun dışında çevresindeki her şeyi unutmasını sağlıyordu. Genç adam boğuk bir sesle, Nişanlının sadece itibarmı düşüneceğini söylerken, ne demek istiyordun? Diye sordu.

14 Aneesa büyünün bozulması karşısında, gözlerini kırptı ve o anda yine eski duygularına geri döndü. İki adet gözyaşı yanağından akıp, genç adamın parmağını ıslatırken, Sebastian onu sabit bir şekilde tuttu. Onunla evlenemezdim. Yalan olurdu. Sadece ben olsaydım, ailemi utançtan kurtarmak için evlenirdim. Ama Jamal çocuklarımız olmasını bekliyordu. Bense böyle bir yalana çocuk yapamazdım. Ne yalanı? Ne demek istiyorsun? Sebastian kaşlarını çatmıştı. Aneesa bakışlarını indirmeye çalıştı ama genç adam buna izin vermeden çenesini yukarı kaldırdı. Aneesa bütün dürüstlüğüyle olanları birilerine anlatma ihtiyacı duyuyordu. Bir daha karşılaşmayacağı bir yabancıdan iyisini bulabilir miydi? Jamal homoseksüel. Yardımcısı yıllardır sevgilisiymiş. Benim dışımda herkes biliyormuş... Ses tonu acılaşmıştı. O kadar kendimle meşguldüm ve herkesin beni sevdiğinden o kadar emindim ki fark etmedim bile. Her şeyin mükemmel olduğunu düşünüyordum. Bir kaç gün önce sevgilisiyle onu yatakta yakaladım. Jamal benimle sadece saygınlık kazanmak için evlenmek istiyormuş. Homoseksüellik kanuni olabilir ama burada özellikle Bollywood da hala bir tabudur. Eğer insanlar öğrenirse, kariyeri biter. Ben de ona kanacak kadar aptaldım. Aneesa Sebastian m gözlerinde tiksinti ve acıma görmekten korkarak gözlerini kaçırdı. Ama çenesini kavrayan eller çok sertti o yüzden Aneesa bakışlarından kaçamadı. Erkeğin gözlerinde acıma değil, keskin bir ateş vardı. Aneesa canlı canlı içeriden dışarıya doğru tutuştuğunu hissetti. Kammdan yükselen tuhaf sızıyı sadece onun dindirebileceğini biliyordu. Sebastian içgüdüsel olarak içinde büyüyen duygulara engel olamadı. Aneesa nm duygu yüklü uzun kirpiklerle çevrili koyu kahverengi badem şeklinde gözlerine baktı. Çok güzelsin. Eski Aneesa bu iltifatı olduğu gibi alırdı. Ancak o anda tek söyleyebildiği, Sen de öyle, oldu. Sebastian genç kızın yüzünü tutmayı bıraktı, elinden tutarak, banyodan çıkarttı. Oturma odasına girdiklerinde, Aneesa elini çekti ve o anda kendini yalnız hissetti. Aynı zamanda bu adamın yanında çabucak kontrolünü kaybetmekten korkuyordu. Sanki gittikçe hızlanan bir trene binmişti. Gerçekten gitmeliyim. Sana daha fazla yük olamam. Sebastian m gözlerinde ne olduğu anlaşılmayan bir ışık yanıp söndü. Ama sadece kısa ve öz biçimde, Yani, buradan çıkmaya ve yılın en önemli düğününden kaçan gelin olarak aslanlara yem olmaya hazırsın, öyle mi? Basın etrafı çoktan sarmıştır. Aneesa dairenin dışında olabilecekleri düşününce, yüzünden yine kan çekildi. Sebastian bir küfür savurdu. Genç kıza yeniden yaklaştı ama Aneesa

15 tek bir hareketle onu durdurdu ve aniden büyülenmiş gibi bakışlarım indirdi ama sonra kaldırdı. Alaycı bir gülümsemeyle, Biliyor musun, küçük bir kızken bile evlendiğim günü hayal ederdim. Mehendi Töreni yle. Ailemizin kadınlan kocamın evlendiğim gece görmesi için ellerime ve ayaklanma kına sürülmesine tanıklık edecekti, dedi ve sonra gülümsemesi titredi. Ama yine de kendi düğünümde kınalarımı akrabalanmın değil de, Bollyvvood da bir makyaj sanatçısının yapmasında ısrar ettim. Son dakikada pişman oldum ve fikrimi değiştirdim ama makyajımı yapan kadm büyük gürültü kopardı. Ben de... Aneesa birdenbire, çocukluğunda hayal ettiği gibi bir düğünü olması için ikinci bir şansı olmadığını fark etti. Artık hiçbir şey için geriye dönülemez, hiçbir şey onarılamazdı. Hayat boyu süren hayalini kaybetmişti ve bugün kaçtığı düğünün çocukluğunda hayalini kurduğu düğünden uzaktan yakından ilgisi olmasa da, içinde büyük bir boşluk vardı. Aneesa, Sebastian a baktı. Kocamla asla ilk gecemi yaşayamayacağım. Eliyle elbisesini gösterdi. Bütün bunlar... Boşunaymış. Sebastian ın yüzü acımasız ve katıydı. Aneesa onun neredeyse kontrolünü kaybetmek üzere olduğunu görebiliyordu. Birdenbire kontrolünü kaybetmesini istedi. Neden böyle düşündüğünü bilmiyordu ama bu düşünce içinde hızla büyüyordu. Ne yaptığını düşünmeden ona daha da yaklaştı ve genç adamın gözlerinin alev topu gibi yandığını gördü. Çok parlak maviydiler. Bu Aneesa yı cesaretlendirdi. Kelimeler ağzından hiç düşünmeden çıktı. Önce seninle karşılaşmayı, ilk gecemi seninle yaşamayı isterdim. Aneesa içinde bir yerlerde bu söylediklerinin kötü olduğunu biliyordu. Ama kalp atışları hızlanmış, kamından aşağıya doğra kan akışı artmıştı. Gözleriyse Sebastian m dudaklarına takılmıştı. Sadece gerçeği söylüyordu ve istese bile dediklerini geri alamazdı. Sebastian için zaman durmuştu. O kadar sertleşmişti ki acı çekiyordu. Aneesa ne dediğinin farkında mıydı? Bakire miydi? Normalde, bu düşüncenin onun tam tersi yöne doğra kaçmasına neden olması gerekirdi. Ama aksine kanını daha çok kaynatıyordu. Aneesa şimdi de dudaklarına bakıyor, koyu gözleri mücevher gibi parlıyordu. Sebastian daha fazla dayanamadı. Onu mutlaka tatmalı, dokunmalı, öpmeliydi. Aneesa aniden geri çekildi. Gözlerinden ne yapmak üzere olduğunun farkına vardığı anlaşılıyordu. Yanakları utançla kızarmıştı. Sebastian onu bu kadar kırılgan gördüğü anda korumak istedi. Genç kıza uzandı, kolayca yakaladı. İki elini ince beline sardı. Sarinin altında çıplak teni ipek gibi pürüzsüzdü. Nazikçe ama yine de yanlış anlaşılmayan bir acımasızlıkla Aneesa yı kendine çekti ve başını eğdi. Daha önce hiçbir kadını ilk kez öpmeye hazırlanırken vücudu beklentiyle sızlamamıştı.

16 Aneesa Sebastian m çekiciliğine karşı güçsüzdü. Genç adam onu tamamen tüketecekmiş gibi kendine çektiğinde, alevler vücudunun her parçasında patladı. Dudakları artık çok daha yakındaydı. Aneesa gözlerinin kapandığını hissedebiliyordu. Sonra, nefesleri karıştı. Sebastian m sert dudakları onunkilere dokundu. Aneesa duyguların tavan yaptığı, bütün acılarının silindiği bir dünyada kaybolmuş, sanki bütün hafızasını kaybetmişti. Öpücük çok yavaş ve nazik başladı. Şehvet patlaması Aneesa yı titretti. Sebastian m elleri belinden yükselerek, başını tutarken bir yandan da parmaklan yüzünü okşuyordu. Aneesa saçlannın çözülerek, dağıldığını hissedebiliyordu. Sebastian nazikçe dudaklannı ayırdı ve Aneesa erkeğin dilinin okşayarak, kendininkine dokunmasını hissetti. Derin bir nefes aldı ve tatlı bir ateş karnına doğra indi. Aneesa bacaklan arasındaki nabzın atmasıyla onlan bitiştirdi. Birkaç saniye içinde erkeğin öpüşü çok daha öncelikli ve acil hale gelmişti. Sebastian geri çekilmek için mücadele ediyordu ama ikisi de kontrolünü kaybederek birbirlerine doğra savruluyorlardı. Daha önce böyle bir şey gelmemişti başma. Aneesa birden dudaklarını zorla geri çekti ve Sebastian m kollarına yığıldı. Yanakları kıpkırmızıydı. Göğsü nefes nefese ileri geri hareket ederken, Sebastian onun düzensiz soluklarını duyabiliyordu. Ne kadar şehvetli göründüğünü bilmiyordu bile. Hele kocasının onu beğenmeyeceğini düşünmesi? Genç adam uçurumun kenarında duruyordu ve önemli bir karar almak üzereydi. Aneesa mn gitmesine izin vermek gibi bir seçeneği yoktu. Çok savunmasızdı. İlk kez bir kadın onu rezil Wolfe Ailesi nden Sebastian Wolfe olarak görmüyordu. Ne milyoner olduğunu biliyordu, ne de geçmişini. Ondan hiçbir şey beklemiyordu. Çok uzun zaman olmuştu bililerinin yanında savunma duvarlarını indirmeyeli. Kadınlar Sebastian ı isterlerdi çünkü serveti ve şöhreti yakışıklılığıyla beraber bir paket halinde gelirdi. Kendi annesi bile o daha çok küçükken geçirdiği akıl hastalığından dolayı en büyük oğlunu tanımıyordu. Hâlâ onu sevgili oğlu, Sebastian m özbeöz küçük kardeşi Nathaniel zannederdi. Annesinin ona takıntısı olmasına rağmen, kardeşi Nathaniel i de tanımaması az da olsa, Sebastian a yıllarca inkâr ettiği bir teselli olmuştu. Carrie yi İngiltere de sadece iki gün önce görmüştü. Bu kadar yıl sonra bir beklentisi olmamasına rağmen, annesinin kardeşini tercih etmiş olması hâlâ canım acıtıyordu. Şimdiyse, karşısındaki kadın genç adama bakıyor ve sadece onu görüyordu. Bir erkek olarak onu, Sebastian ı istemesi çok baştan çıkartıcıydı. Arzu genç adam için her zaman zihinsel bir şey olmuştu. Sebastian uzun zamandır bir kadına karşı bu kadar yoğun bir açlık hissettiğini hatırlamıyordu. Aneesa mn belini kavrayan elleri gerildi. Genç kızın gözlerinin heyecanla büyüdüğünü ve nabzının çılgınca attığını görmekten büyük bir zevk aldı. Yanakları hâlâ kırmızıydı. Sebastian inlememek için

17 kendini zor tuttu. Derin bir nefes alarak, Seni tanımıyorum... Ama yine de sanki seni ömür boyu tanıyorum, dedi ve bu sözler ağzından çıktığı anda, şaşırdı. Aneesa içten içe eriyor ve titriyordu. Bakışlarını Sebastian dan ayıramadı ve boğuk sesle, Biliyorum, ben de aynı hissediyorum. Bu çılgınlık, dedi. Sebastian elini Aneesa nın saçları arasına dolayarak, genç kızı nazikçe kendine çekti. Aneesa kolayca kollarına düştü. Onları saran girdaba karşı koyamayacak kadar güçsüzdü. Sebastian ın gözleri büyüleyici ve hipnotize ediciydi. Bu gece benimle kal. Mahrum olduğun zevki sana vermeme izin ver, dediği anda, Aneesa nm kalbi işte o dakikada durdu. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Aneesa nefes alanuyordu. Özellikle erkeğin belinde hissettiği eli yüzünden... Zaten cesurca onu öpmesi için Sebastian a yalvardığında kendini yeterince aşağılamıştı. Şimdi bile utançtan yanıyordu. İşin aslı Sebastian ı bugün gölgeler arasında gördüğünden beri, onu bir daha göreceğini ve onu istediğini bilmeden, hep bu anı beklemişti. Şiddetli bir ihtiyaçla asıl istediği bu erkekti. Ben... diye başladı ama durdu. Gerçekten yapacak, rüzgâra kapılacak mıydı? Sebastian Aneesa yı zarifçe kendine çekti. Böylece genç kız erkeğin tenini, kıyafetlere rağmen, ona dayanan kasıklarını hissedebiliyordu. Sert kabarıklığı hissettiği anda, daha çok kızardı. Mantıklı hareket etmek için gereksizce sözü uzattı. Seni tanımıyorum bile... İçinde ani bir şüphe belirmişti. Bunu sık yapar mısın? Yani demek istiyorum ki, kadınlan yatağına almak senin için bu kadar kolay mı? Genç adam gülümsedi. Çarpıcı bir gülümsemeydi bu. Karşılaştığım ilk anda yatağa götürmek için yanıp tutuştuğum bir kadınla hiç tanışmadım. Güven bana. Aramızda olanlar benim için de normal değil, inan. Sebastian bir anda söylediklerinin ne kadar önemli ve doğru olduğunu fark etti. Asla bir kadını gece dışarı çıkartıp, baştan çıkartmaya çalışmadan arzulamamıştı. Şu anda Aneesa ile birlikteyken vücudunun daha önce hissetmediği bir şekilde ona acil ihtiyacı vardı. En başından beri savunmasızdı. Anlatmak istediğim bu gece bize ait. Bu arzuya göre davranabiliriz. Birbirimizi keşfedebiliriz. Ve sen... Düğün geceni yaşayabilirsin ama kendi istediğin şekilde. Aneesa genç adama baktı ve makul olmak için elinden geleni yaptı. Bunu bana acıdığından yapmıyorsun, değil mi? Sebastian tekrar gülümsedi. Gülümsemesinde biraz da alay vardı. Ne kadar uyarıldığını göstermek için, Aneesa yı iyice kendine çekti. Genç kız neredeyse yüksek sesle inleyecekti. Sıvı bir sıcaklık bacaklarının arasını işgal ederek onu titretti. Bu sana acıma gibi geliyor mu?

18 Aneesa konuşamayarak dilini yutmuş bir şekilde başını salladı. Seni bahçeye çıktığın andan beri istiyorum. Bu bir gerçek... Nişanlın seni çıkarları için kullandı ama aslında çok arzu edilen bir kadınsın. Sebastian hiç çaba harcamadan Aneesa nm bir kadın olarak kendine duyduğu güvensizliğe odaklanmıştı. Seni gölgeler arasında gördüm... Seni düşünüyordum. Tam kaçmaya karar vermeden önce. Sebastian m elleri Aneesa nm belinden, hafifçe göğüslerine sürtünerek yukarı çıktı ve çenesinde durdu. Parmakları dağılmış saçları arasında dolaşıyor, başını okşuyordu. Her şey o kadar doğal geliyordu ki. Aneesa bunu vücudunun her hücresinde hissediyordu. Bu erkekle birleşmek için duyduğu acil ihtiyaç inanılmazdı. Sebastian m ilk sevgilisi olmasını istiyordu. Bu gece onunla burada olması kaderiydi. Gelecek günlerde yaptıklarının sonuçlarına katlanmak zorunda kalacak ve bu geceyi sonsuza kadar herkesten gizleyecekti. Bu gece bir fırtına patlayacaktı. Düğün gecesi olması gereken bu gece onu gerçekten arzulayan bir erkekle bir kadın olmak için son şansıydı. Ve bu, hayatında en fazla yaşamak istediği tecrübeydi. Benimle sevişmeni istiyorum Sebastian. Sadece bir geceliğine... Sebastian eğilerek, başını Aneesa ya daha çok yaklaştırdı. Genç kızın yüreği neredeyse yerinden fırlayacaktı heyecandan. Dudakları buluşmadan önce, Sebastian, Bir geceliğine... diye fısıldadı. Aneesa başını salladı. Ona eğer ailesi bu durumu öğrenirse, Alaska ya kaçmak zorunda kalacağını nasıl anlatabilirdi ki? Bu geceden sonrası için bir seçenekleri yoktu ve Aneesa bunu iyi biliyordu. Öpücük ilki gibi nazik ve yavaş başlamıştı. Ama sonra, karşılıklı duydukları şehvetli ihtiyaç yüzünden nezaket ve çekingenlik kayboldu. Aneesa bir kör gibi Sebastian ı takip ederken, dilleri de muhteşem bir ritimle dans ediyordu. Aneesa nm elleri Sebastian m omuzlanndaydı. Görünüşte sağlam bir yere tutunmak istiyordu ama aslında erkeği daha çok kendine yaslamak için kollarını heyecanla onun boynuna dolamıştı. Tutkuyu ayak parmak uçlarında hissederek inledi. Sebastian m elleri sırtından aşağıya kaydı. Belinin üzerinden geçerek kalçalarmı iki eliyle kavradı ve onu kendine iyice yasladı. Aneesa nın göğüsleri erkeğin sert göğsü altında iyice uyarılmıştı. Uçlan dikleşmiş, kumaşı zorluyordu. Bacaklannm arasına sürtünen Sebastian ın erkekliğini hissettiği anda, soluk soluğa geri çekildi. Genç adamın yüzü kızarmış, mavi gözleri koyulaşmıştı. Nefes nefese, Aneesa, az önce ne dediğini biliyorum ama durmamı istiyorsan... Sadece söyle, dedi. Aneesa tüm benliğiyle böyle bir olasılığı reddetti. Uzun zamandır, bir yalanın arkasında yaşamıştı. Şimdiyse, aniden hayatında ilk kez, her şey daha

19 da berraklaşmıştı. Şiddetle başmı salladı. Hayır... Durmanı istemiyorum. Sakın durma. Sebastian hafifçe başmı eğerek, Aneesa nın alnında duran saçlarını düzeltti. Neden daha rahat bir yere gitmiyoruz? Sonra genç kızı elinden tutarak yatak odasına götürdü. Sessiz ve karanlık odaya doğru giderlerken atmak üzere olduğu adımın büyüklüğü tüm çıplaklığıyla çarptı Aneesa ya ama yine de istediği buydu. Geleceğin ona neler getireceğini bilmiyordu. O dakikada ise anı kontrol edebiliyordu. Sebastian kapıyı açarak içeri girdi. Aneesa yerden duvara kadar uzanan camlardan Bombay ın gece ışıklarının gözüktüğü kocaman odaya baktı. Sonra da tam odanın ortasında duran heybetli yatağı gördü. Kalbi yine düzensiz atmaya başlamıştı. Sebastian lambayı yakmak için bir an genç kızı bıraktı. Odaya, baştan çıkartan bir ışık yayıldı. Aneesa nın daha fazla düşünmesine zaman kalmadan, genç adam döndü ve kızı yatağa yönlendirdi. Nazikçe Aneesa yı döndürdü. Sırtı, Sebastian m göğsüne dayanmıştı. Omuriliğinden yukarı yükselen tatlı bir titremeyle Aneesa başını arkaya attı. Saçları siyah bir perde gibi kürek kemiğine düştü. Sebastian genç kızın omzunda duran süslü sarinin ucunu tuttu ve aşağı çekti. Aneesa havanın yarım bluzunun altındaki çıplak tenini okşamasını, Sebastian m nefesini ve parmaklarının teninde nasıl kaydığını hissetti. Titreyerek, Sebastian... diye inledi. İsmi sanki hayatı boyunca adını söylemiş gibi kolayca dökülmüştü dudaklarından. Sebastian Aneesa mn saçlarını bir omzundan yana doğru çekti ve çıplak kalan omzuyla boynunun birleştiği yere bir öpücük kondurdu. O sırada genç kız erkeğin, üstündeki kısa bluzu bir arada tutan minik bağları çözdüğünü fark etti. Birkaç saniye içinde bluz açılmıştı. Sebastian bluzu aşağı iterek sırtını tamamen çıplak bıraktı. Aneesa onun durmasını istemiyordu. İsteyemezdi. Özellikle Sebastian bluzu kollanndan aşağı doğru iterek sarinin ucuyla beraber yere düşürdüğünde. Belden yukarısı çırılçıplaktı. Sebastian arkadan sinsice kollarını dolayarak, ellerini sonsuz gelen bir yavaşlıkla belinden yukan gezdirdi ve göğüslerinin tam altında durdu. Aneesa gözleri kapalı, sessizce ona yalvardı. Göğüsleri ellerini doldurduğu ve uçlarını parmaklarıyla sıktığı anda titremeden duramıyordu. Sırtını bastırarak, poposunu erkeğe iyice yasladı. Arkasmda, taş kadar sert ve uyanmış cinsel organını hissediyordu. Sebastian uçlarının iyice dikleşen göğüslerini yoğururken, ufak inleme sesleri duyuldu. Aneesa bu seslerin kendisinden çıktığını sonradan fark etti. Yumuşak bir hareketle genç kızı kendine çevirdi. Aneesa utanması gerektiğini düşünerek dudaklannı ısırdı ama şiddetli bir ihtiyaçtan başka bir şey hissedemiyordu. Sebastian ın gözleri göğüslerinden başlayarak, kalçala-

20 nna kadar onu süzdü. Aynı anda yumuşak kıvrımlarına dokunuyordu. Öyle güzelsin ki, bu daha önce görmediğim bir güzellik... Genç adam belinden başlayarak, Aneesa mn iç eteğindeki düğüme kadar, sariyi yavaşça çözdü. Sonra tek bir hareketle, çok katlı kumaşı da yere düşürdü. Aneesa çırılçıplak, belinde sadece altın bir zincirle Sebastian m önünde durdu. Kıpkırmızı kesilmişti ve yanıyordu. Açıklama gereği duydu. Beni hazırlayan kadınlar, kocamla geleneksel bir düğün gecesi yaşayacağımı düşünmüşlerdi. Bütün bunların boşuna olduğunu bilmiyorlardı. Sebastian gözlerini kaldırdı ve Aneesa nm bakışlarını yakaladı. Benim için boşuna değil. Seni bu şekilde soymak benim için onurdur. Aneesa, anlamsız bir şekilde gözyaşlarıyla savaşırken, Sebastian önünde eğilerek bir ayağını kaldırdı ve ayakkabıyı çıkarttı ayağından. Sonra da gösterişli kınadan yapılmış desenlerle süslü her bir ayak bileğini teker teker eline alarak onları öptü ve ellerini tutarak, avuç içlerine öpücükler kondurdu. Hiç kalkmadan, ellerini bacaklarında gezdirdi. Önce birinde sonra diğerinde... Aneesa düşmekten korktuğu için Sebastian m omuzlanna yaslanmıştı. Aşağı erkeğe bakarken, uzun saçları omuzlarından düşüyordu. Sebastian bir eli kalçasındayken, diğer elini bacaklarının arasına kaydırdı ve nazikçe açması için genç kızı cesaretlendirdi. Parmakları dolgun ve ıslak en özel yerini bulduğu ve okşadığı anda Aneesa nm kalbi durmuş, nefes nefese kalmıştı. Bacakları onu taşıyamıyor, dizleri tutmuyordu. Aneesa inledi. Sebastian... Erkeğin omuzlarını tutan elleri iyice gerilmişti ama o hiç çaba göstermeden genç kızın arzularını nasıl canlandıracağını biliyordu. Aneesa nm midesi düğümleniyor, teni karıncalanıyor ve nabzı neredeyse patlayacakmış gibi atıyordu. Dur, bu... Bu çok fazla... Hayır, yetmez daha fazla. Bu iki zıt düşünce aynı anda çınladı kafasında. Erkeğin hem durmasını, hem de devam etmesini istiyordu. Neredeyse bağıracaktı. Sebastian elini tutarak ayağa kalktı. Dudaklarına ateşli bir öpücük koydu. Affedersin, daha yavaş oluruz. Aneesa hemen itiraz etti. Hayır... Ben demek istedim ki... Ben... Bilmiyorum, sadece... Sebastian dudaklarına parmağıyla dokunarak, genç kızı susturdu. Bir şey demek zorunda değilsin. Her şey yolunda, Bu sadece başlangıç... Ve Aneesa nm dünyayı unutmasına neden olarak soyunmaya başladı. Muhteşem göğsünü ortaya koyan gömleği çıktı önce. Sonra, ellerini pantolonuna götürdü. Aneesa çaresizce gözlerini ondan ayıramadan, hayranlıkla erkeğin dar kalçalarından pantolonu indirmesini seyretti. Sebastian önündeki kabarıklığı gizlemeyen ufak bir iç çamaşırı dışında, çıplak olarak genç kızın karşısında durdu. Sonunda onu da çıkardığında ise Aneesa nm gözünün önünde ışıklar dans ediyordu. Dokunmak ve keşfetmek arzusuyla dolduğu muhteşem ve dimdik organı tam karşısındaydı.

21 Sebastian onun bu edepsiz düşüncelerini anlamış gibi, boğuk bir sesle, Dokun bana Aneesa, dedi. Ona istediği şekilde dokunmaktan korkan Aneesa, duraksayarak bakışların kaldırdı. Sonra da erkeğin göğsüne dokundu. Elinin altında, hafif kıllı, pürüzsüz tenini hissedebiliyordu. Tırnaklarını Sebastian m göğsüne geçirdi ve erkeğin inlemesini duyduğu anda kendisiyle gurur duydu. Birden, çok gençken arkadaşlarıyla beraber, Kama Sutra resimlerini gördüklerinde nasıl kıkırdadıklarını hatırlamıştı. Hayran olduklarını gizlemek için büyük şamata koparmışlardı. Aneesa bu resimlerin ona ne kadar çekici geldiğini anladığında kendini suçlu hissetmişti. Yıllar önce bir okul gezisinde erotik heykelleriyle ünlü Khajuraho daki kutsal tapınakları ziyaret ettiklerinde, onlan incelerken kamında hissettiği sıcak sızı yüzünden şok olmuştu. O zamanlar bir sorunu olduğuna inanmıştı. Şimdiyse, Aneesa kadmsı bir içgüdüyle hareket ederek, Sebastian m önünde eğilerek onu ağzına aldı. Tadı tuzlu ve misk kokuluydu. Aneesa şehvetle dolmuştu. Ancak Sebastian onu geri itti. Genç kız erkeğin yüzünün vahşi bir şekilde kızardığını, gözlerinin yandığını görebiliyordu. Dur... Şimdilik bu kadar yeter. Böyle yaparsan yavaş olamam. Sebastian, Aneesa kınalı eliyle onu tuttuğunda ve sonra dilinin ıslak dokunuşunu hissettiği anda kontrolünü kaybetmekten hiç olmadığı kadar çok korkmuştu. Ama Aneesa nm ona aç bakışında bir tür masumiyet vardı. Eğildiğinde, belini ve kalçalarını ortaya sererek, erkeğe öyle bir manzara sunmuştu ki, Sebastian aklını kaybedeceğini sanmıştı. Tekrar genç kızm elini tuttu ve onu yatağa yönlendirdi. Bir yandan da çekmeceden prezervatife uzanıyordu. Paketi hızla açarak, Aneesa yı nazikçe yatağa doğm itti. Onu orada öyle, bütün çıplaklığıyla yatarken görmek içini hayvansı bir istekle dolduruyor, kıza hemen en vahşi şekilde sahip olmak istiyordu. Nezakete dair bütün duygulan kaybolmuştu ve kontrolünü sağlamak için savaşması gerekiyordu. Üzerine eğilerek, yüzünü ellerinin arasına aldı, tutkuyla öptü. Aneesa kollarını boynuna doladığında ve aynı şevkle onu geri öptüğünde sevindi. Vücutlan baştan aşağı birbirlerine değerken, Aneesa üzerinde Sebastian ın ağırlığını hissediyor ve zevkten ağlamak istiyordu. Bir bacağıyla bacaklarını araladığını, kasıklarını mükemmel bir şekilde uyluklarına sürttüğünü ve aralarında dimdik duran erkekliğini hissedebiliyordu. Sonra, Sebastian geri çekildi ve bu kez genç kızı kendinden geçirerek, ince bir titizlikle keşfetmeye koyuldu. Ağzını göğsüne götürerek, ucunu uzun uzun emdi. Diğer eliyle bacaklarının arasını okşuyor ve genç kızın alev gibi yanan sıcaklığını keşfediyordu. Genç kız erkeğin onu tamamlaması için çıldırıyor, bunu hiçbir şeyi istemediği kadar çok istiyordu.

22 Yer ve zaman kavramı sadece bu erkekten ve bu odadan ibaretti. Sebastian üzerine iyice yerleşirken, Aneesa içinde filizlenen ihtiyaçla bacaklarına ona daha çok açtı. Hazır mısın? Aneesa konuşma yeteneğini kaybetmiş bir halde başmı salladı. Sebastian m içine girişini hissettiğinde, beklenmedik bir duyguyla nefesini tuttu. Sebastian çok sabırlıydı. İçinde öyle yavaş hareket ediyordu ki, Aneesa sırtını kamburlaştırdı ve kalçalarını ona doğru kaldırdı ve erkeğin bir küfür savurmasına neden oldu. Sebastian yeniden Aneesa nm içinde hareket etmeye başladı. Genç kız ani gelen bir acı hissetti ama erkeğin daha derinlere kaymasıyla bu acı silindi. Aneesa kalçalarını oynatıyordu. Sebastian ileri geri hareket ettikçe, tatlı bir duygu yükseldi içinde. Aneesa Sebastian m kollarında nefes nefese kalana kadar, bu duygu daha da yükseldi. Başmı geriye atmış, gözleri açık kendi vücudunu keşfetmek için yolculuğa çıkmıştı. Sebastian m hareketleri hızla artarken, zar zor bir küfür daha duydu. Sonunda, boğazından çıkan bir inlemeyle bir an gerginleşen erkek genç kızın üzerine yığıldı. Aneesa titreyerek hâlâ büyük bir patlama noktası bekliyordu ama anlaşılan Sebastian m işi bitmiş, nefes nefese kızın üzerine çökmüştü. Aneesa ise kendini tatminsiz ve aşın hassas hissediyordu. Sebastian m sırtını okşarken, bütün olay bu muydu diye düşünmekteydi. Bütün engellemelerine rağmen hayal kırıklığı duyuyordu. Ama sonuçta ne beklemişti ki? Kafasının içinde, şarkı söyleyen melekler ve davul çalan trompetler mi? Bu konuda hiç tecrübeli değildi. Sebastian başmı kaldırdı ve ona baktı. Yüzünü buruşturmuştu. Bunun için özür dilerim... Aneesa gözlerini kırptı. Sebastian hâlâ sert bir şekilde içindeydi ve böyle birleşik olmaları dikkatini dağıtıyordu. Ne için? Sebastian başmı salladı. Bu daha önce hiç başıma gelmedi. Kontrolümü böyle kaybetmedim hiç. Aneesa erkeğin yüzünde acı çekme ifadesini görebiliyordu. Elini kaldırdı ve çenesini okşadı. Sorun değil, gerçekten. Ben de ne beklediğimden emin değildim. Sebastian, boğuk bir sesle, Böyle bitmesine izin vermem, dedi. Ne demek isti... Oh... Erkek içinde tekrar hareket etmeye başladığı için Aneesa nın sesi kesilmişti. Gittikçe daha çok sertleştiğini hissediyordu. Birden o sızlatan duygu yeniden geri geldi ve güçlendi. Heyecanı arttıkça, Aneesa yüksek sesle bağırmak istiyordu. Vücudunun her hücresi zirveye ulaşmak için gerginleşmişti. Sebastian vicdansızca ve aralıksız olarak, Aneesa bacaklarını onun sırtına dolayana kadar içindeki ateşi tutuşturuyor, tutuşturuyordu. Kalçaları erkeğin altında daha fazla oynuyor ve çaresizce bir şey arıyordu.

23 Sebastian başmı eğdi ve bir göğüs ucunu ağzına aldı. Onu şiddetle emerken, Aneesa nm vücudundaki her bir sinir gerilerek, zevkten kendinden geçti. Sebastian bir kez daha içinde hareket etti ve Aneesa, acıyla birleşik duygu yüklü bir anda zirveye ulaştı. Sonra haykırarak, zevk dolu bambaşka bir dünyaya düştü. Vücudunun Sebastian m büyük bedenine sımsıkı bağlandığını hissediyordu. Son bir kez daha içinde gidip gelen erkek onun düşüşüne katılarak inledi ve akan sıcaklıkla içine boşaldı. Aneesa bacakları hâlâ ona sarılı olarak, gitmesine izin vermek istemedi. O anda ne konuşabiliyor, ne de mantıklı düşünebiliyordu. Tek bildiği, şarkı söyleyen melekler ve davul çalan trompetler hissettiklerini anlatmaya bile yetmezdi. Her şey hayallerinin çok daha ötesindeydi. Tatlı bir doymuşluk sarmıştı içini. Sebastian m içinde kalmasını istiyordu. Erkek geri çekilince, Aneesa da onunla birlikte geldi. Sebastian m dudaklarından karanlık bir gülümseme döküldü. Aneesa bacaklarını çekerek, gitmesine izin verdi ama terk edilmişlik duygusu onu sersemletti iyice. Sebastian a bakamıyordu. Az önce olanlardan sonra kendinden geçmişti. Teni hassaslaşmış, damarlarındaki kan daha hızlı akmaya başlamıştı. Sebastian onu sahiplenir gibi yanına çekti ve bir bacağını üzerine attı. Aneesa ise yorgunluktan uykuya daldı. Birkaç saat sonra uyandığında, oda kapkaranlıktı. Dışarıda yıldızlar parlıyordu. Sebastian bir koluyla onu sımsıkı sarmıştı, diğer kolu ise aşağı sarkmıştı. Üzerlerindeki örtü kenara kayarken, erkeğin muhteşem vücuduna bakmak bile Aneesa yı heveslendiriyordu. Prezervatif ortadan kaybolmuştu. Muhtemelen genç kız uyurken, Sebastian onu yok etmişti. Aneesa yavaşça doğruldu. Bacakların arasındaki hassaslığı hissedince ürkmüştü. Dikkatlice Sebastian m kolundan kurtuldu ve örtüyü kenara atınca bacaklarındaki kan lekelerini gördü. Sebastian ı uyandırmadan, yataktan kalktı ve banyoya giderken bozulmuş sarisini vücuduna sardı. Sessizce kapıyı arkasından kapattıktan sonra aynada yüzüne baktı. Neredeyse kendini tanıyamayacaktı. Gözleri büyümüştü ve uykulu bakıyorlardı Sürmeleri iyice dağılmıştı. Saçlarıysa karmakarışık bir halde omuzlarına dökülüyordu. Dudakları Sebastian m öpüşlerinden iyice şişmişti. Vücuduna gelince, farklı hissediyordu. Enerji doluydu ama öte yandan uyuşuktu. Aneesa saçlarını tepesine topladıktan sonra bacaklarındaki kanı yıkamak için duşa girdi. Güçlü akan suyun altında bir süre durdu. Hayranlan ve ailesi yaptıkla-nnı öğrenirse onlar için bu büyük bir şok olacaktı ama o bir parça bile pişmanlık hissetmiyordu. Bu uzun süre -belki de sonsuza dek, saklayacağı bir sır olarak kalacaktı. Kurulandıktan sonra, saçlannı yeniden saldı. Sarisine yeniden rastgele sanndıktan sonra banyonun kapısını açtı. Ne yapacağından emin değildi. Sebastian ondan ne bekliyordu acaba? Otelden onu kimse görmeden çıkıp gitse miydi?

24 Aneesa banyodan çıkar çıkmaz, Sebastian m hâlâ uyuduğunu gördü. Pencereye giderek Bombay ı seyretti. Kendini yalnız ve bomboş hissediyordu. Bu geceden sonra onu bir daha göremeyecekti. Sebastian uyandığında aklı karmakarışıktı. O kadar ender uyurdu ki, uyumuş olması hem de uzun zamandır ilk kez bu kadar derin, onu endişelendirmişti. Sonra pencerenin önünde duran Aneesa yı gördü. Arkası dönüktü, kırmızı ve altın rengi sariyi çıplak vücuduna sarmıştı. Sebastian bu kez daha fazla endişelendi. Bir kadınla birlikteyken asla uyumazdı. O uyurken, uyanık kalır ya da kalkar ve çalışırdı. Kadının da kalkıp gitmesini sabırsızlıkla beklerdi. Bazen giden Sebastian olurdu. Genç adam Aneesa nm vücuduna dikkatle baktı. O anda duyduğu arzu onu iyice sersemletmişti. Asla yeni seviştiği bir kadım bu kadar arzulamamıştı. Aneesa bakireydi. Ona sahip olduğu ve içine girdiği anda ne kadar dar olduğu aklına geldiğinde neredeyse yüksek sesle inleyecekti. Bedeni şiddetli tepki veriyor, nefes alamıyordu. Bu arada hoşuna gitmeyen bir sahiplenme duygusu vardı içinde. Bu duyguyu anladığı anda hemen hislerini fiziksel bir yöne çekti. Hiç böyle boşalmamıştı. ikinci seferinde resmen kendinden geçmişti... Aneesa erkeğin uyandığını hissederek döndü. Onun güzelliğini yeniden görünce, Sebastian m içinde bir yerde bir şeyler koptu. Bir de kızın yüzündeki tereddüdü gördüğünde... Aneesa kolları hâlâ sarisine sarılmış olarak yavaşça Sebastian a yürüdü. Sonunda yatağın yanma geldiğinde, genç adama baktı. Bu gece için... Teşekkür ederim. Sebastian gülümsedi. Az önce hissettiği arzu hiç çaba harcamadan geri gelmişti. O zevk bana ait... dedi ve elini uzatarak genç kızı yatağa doğru çekti. Aneesa oyalanarak, Kalmamı mı istiyorsun? diye sordu. Başka bir kadın olsaydı, Sebastian m bu soruya cevabı olumsuz olurdu ama o anda boğuk bir sesle, Evet. Hâlâ gece yansı. Bu darmadağınık sari üzerindeyken ve daha yeni sevişmiş gibi görünürken ne kadar uzağa gidebilirsin ki? dedi. Aneesa nın yanaklannın kızardığını görmesiyle, Sebastian m vücudu hızlı bir tepki gösterdi. Genç kızın ne kadar sıkı olduğunu düşündüğünde ve nasıl kontrolünü kaybettiğini hatırladığında suçluluk duygusu hissediyordu. Acıyor mu? Aneesa başını salladı. Genç adamın bakire olduğunu anladığını fark ederek utanmıştı. Hayır, sadece biraz kanadı ama ben iyiyim. Ben de... Kalmak istiyorum Sebastian. Tekrar yapmak istiyorum. Bu kötü mü? Aneesa nın saf dürüstlüğü Sebastian ı hazırlıksız yakalamıştı. Başmı salladı, uzanarak kızın elini tuttu ve onu kendine çekti. Hayır, hiç kötü değil. Ben de istiyorum. Bütün gece bizim. Eğer hassas değilse...

25 Aneesa başmı salladı. Sadece bir gecemiz var. Bir dakikasını bile ziyan etmek istemiyorum. Merak uyandıran bir kayıp duygusu hisseden Sebastian bunu görmezden geldi. Bu tür duygulara hayatında yer yoktu. Oturarak Aneesa nm üstündeki sariyi yeniden çıkarttı. Çözdükçe, Aneesa da etrafında dönüyordu. Sonunda sari yere düştü. Genç kız, belindeki altın zincir ve kına desenler hariç, çıplak kaldı. Aneesa yı yatağa, yanına çeken Sebastian, bir dirseği üzerinde doğruldu ve saçları başının iki yanma dağılmış kızın güzelliğini görünce derin bir nefes aldı. Davetkâr egzotik kokusu karşısında sertleşmişti. Bu kez onunla çok daha yavaş sevişti. Elleriyle genç kızın ıslak ve ateşli bedenini keşfederken direndi ve kontrolü kaybedenin, çaresizce boşalanın Aneesa olmasını sağladı. Sonunda içine kaydığında, kendi ihtiyaçlarından önce, ilk Anee-sa nın patlamasına izin verdi. Genç kız uyandığında yatakta yalnızdı. Dışarıda şafakla pembeleşen gökyüzünü görebiliyordu. Yeni bir günün başladığını ve Sebastian ile geçirdiği gecenin bittiğini fark ederek acı çekiyordu. O sırada Sebastian beline sardığı havluyla banyodan çıktı. Başına yapışan ıslak saçları ve kaslı vücuduyla muhteşem görünüyordu. Onu gören Aneesa aynı anda içinin yandığını hissetti. Sanki saatler süren sevişmeden sonra Sebastian ona ne kadar ihtiyaç duyduğunu anlayacakmış gibi aniden üzerindeki örtüyü iterek yatakta doğruldu. Erkeğin, her biri ilk kezmiş gibi onu kaç kere orgazma ulaştırdığını sayamamıştı bile. Sebastian ilgisizce odanm içinde dolanarak, havluyla kısacık saçlarını kuruladı. Günaydın. Aneesa kızardı. Günaydın. Yatakta oturmuş, örtüyü de vücuduna sarmıştı. Sebastian m fazla meraklı bakışlarıyla karşılaşmak istemediği ve genç adamın yüzünden duygularını okumasından korktuğu için etrafına bakarak kıyafetlerini aradı. Özellikle de böyle bir duruma Sebastian m alışık olduğu belliyken. Yerde sarisinin bir ucunu görünce onu almak için eğildi. Ancak Sebastian önce davranıp elbiseyi uzatınca hafifçe irkildi. Otelde bunu giymek muhtemelen iyi bir fikir değil, dedi genç adam duygusuz bir sesle espri yaparak. Aneesa Sebastian a baktı. Bu konuda kolayca dalga geçmesine kırılmış ve kızmıştı. Başka ne giyebilirim ki? Böyle bir gece planlamamıştım. Ancak ses tonu karşısında, Sebastian m gözleri parlayınca, Aneesa hemen, Üzgünüm. Bu kadar aksi görünmek istememiştim, dedi. Aşağı arayıp, senin için kıyafet göndermelerini isteyebilirim. Kot pantolon, ceket gibi şeyler. Aneesa başını salladı. Çok teşekkür ederim. Kimse beni görmeden çıkarsam, belki mahvolan itibarımı biraz olsun kurtarabilirim.

26 Sebastian telefona gitti. Ne konuştuğunu Aneesa duymuyor, sadece birkaç mırıltı işitiyordu. Beden ölçülerini doğru tahmin edeceğini umdu. Arkasını dönen erkeğin kendinden emin tavırları yüzünden Aneesa duygularının fazla açıkta olmasından rahatsızdı. Yataktan kalkarak, çaresizce örtünme ihtiyacıyla sarisini vücuduna sardı. Aptalca davrandığını biliyordu. Ne de olsa erkek bütün vücudunu gayet yakından tanımıştı. Aneesa, duş almak konusunda bir şeyler mırıldandıktan sonra banyoya girdi. Görünüşe göre, Sebastian dün gece sona erdiği ve ufak bir çaba bile göstermeden masumiyetinden vazgeçmeye ikna ettiği, histerik Bollyvvood yıldızına veda ettiği için çok mutluydu. Banyonun kapısı Aneesa nm arkasından kapandığı anda, Sebastian onu takip ederek, genç kıza duşta sevişmenin güzelliklerini göstermek istedi. Suyun Aneesa nm enfes kıvrımlarından aşağıya doğru aktığını düşünürken, yüksek sesle inlememek için kendini zor tutuyordu. Sonunda genç kızı takip etmesine engel olan şey, onun kontrolünü bu kadar çabuk kaybetmesine neden olduğu gerçeğiydi. Sebastian en sön ne zaman bir kadınla bütün geceyi geçirdiğini hatırlayamıyordu. Belki de hiç olmamıştı. Kısa bir an, Aneesa ya burada Hindistan da metresi olmasmı teklif etmeyi düşündü. Böylece birbirlerini görmeye devam edebilirlerdi. Ancak içinde yükselen zayıf bir his onu rahatsız etti. Aneesa ya böyle bir şey sormak doğru olmazdı. Çok masumdu ve Sebastian m genelde beraber olmayı seçeceği gerçek bir ilişki talep etmeyen kadınlar gibi tecrübeli değildi. Sebastian bu düşünceleri içinde tekrarlayarak, Aneesa yı görmek istememesinin gerçek nedenini bir kenara itti. Aneesa yeni yıkanmış ve kurulanmış halde banyodan çıktığında toparlanmıştı. Yatak odası boştu. Üzerinde kalın bir bornozla Sebastian ı aramaya koyuldu ve onu oturma odasında buldu. Mavi gözlerini iyice ortaya çıkartan koyu yeşil bir takım elbise içinde uzak ve daha korkutucu gözüküyordu. Telefondaydı. Hızlı hızlı İspanyolca konuşuyordu birileriyle. Aneesa içeri girdiğinde, ona parlak bir poşet uzattı. Genç kız içinde kıyafetler olduğunu varsayarak paketi aldı ve banyoya geri döndü. Poşette iç çamaşırı, kot pantolon, düz ayakkabılar, gömlek ve beysbol şapkası vardı. Aneesa Sebastian m inceliğine gülümsedi. Bir çift kocaman güneş gözlüğü görünce gülümsemesi daha da genişledi. Giyindiğinde saçlarını atkuyruğu yaparak, aynada kendisine baktı. Ellerindeki kınalar dışında, bir gece önceki süslü gelinle uzaktan yakından ilgisi yoktu artık. Ölçünü doğru tahmin etmişim Aneesa arkasını döndüğünde, tapıya yaslanan ve onu seyreden Sebastian ı gördü. Vücudu ateş gibi kavrulurken, birkaç saat önce ne kadar yakın olduklarını düşündü. Erkeğin onu nasıl iyi tanıdığını...

27 Evet, teşekkür ederim. Korkarım kıyafetler için sana ödeyecek param yok şu anda. Ama ayarlayabilirim... Sebastian elinin bir hareketiyle genç kızın sözünü kesti. Bu konuyu düşünme. Bileğindeki saate baktı Maalesef gitmem gerekiyor. Yirmi dakika içinde şehrin öbür ucunda toplantım var. Aneesa içinde bir yerlerde burkulma hissetti. Tabii ki, sen meşgulsün. Ailem de beni merak eder. Gidip, onlara açıklama yapmalıyım. Sebastian bir kaşını kaldırdı. Ya Jamal? Aneesa çenesi yukarıda, İyi olacaktır. Bir sanatçı olarak Bollywood da hayatta kalabilir. Eminim, şimdiden zavallı kurban rolü yapmaya başlamıştır bile, diye cevap verdi. Sebastian kapının önünden uzaklaştı. Eğer seninle ilgilenecek birine ihtiyacın olursa, burada iyi bir Halkla İlişkiler uzmanı tanıyorum. Aneesa olumsuzca başını sallarken, bir yandan evet dememek için mücadele ediyordu. Sanki Sebastian aralarında az da olsa bir bağ kalmasını istiyor muş gibi, ama o sadece kibar davranıyordu, o kadar Teşekkür ederim. Menajerim birini ayarlayacaktır, eminim... Sebastian dışarıya yürümeye başladı. Seni otelin arka çıkış kapışma kadar götüreceğim. Seni orada beklemesi için bir araba ayarladım. Bu şekilde umarım fark edilmeden uzaklaşırsın. Aneesa şapkasını başına geçirdi. Düğünden kalma bütün eşyalarını parlak poşete koymuştu. Onları ne kadar görmek istemese de geride bırakamazdı. Kısa bir an başı döndü. Sebastian onu dışan çıkarttı ve dün gece onu daireye çıkartan servis asansörüne bindiler. Giriş katma inerlerken, Aneesa bütün geceyi sevişerek geçirdiği bir erkeğe ayrılırken ne söylenir, onu düşünüyordu. İsyan ediyor, açıklanamaz bir şekilde gözyaşlarının akmaması için zorluyordu. Şapkasını daha da önüne çekti, Sebastian dan saklanabilirmiş gibi. Sonunda giriş katma vardılar. Onları bekleyen ağzı sıkı bir otel çalışanı ikisini de dışarıya açılan arka kapıya götürdü ve sonra ortadan kayboldu. Boş koridorda sadece Aneesa ve Sebastian kalmıştı. Genç kız şapkasmı çıkartarak, erkeğe baktı. Ağzım açtı ama kelimeler çıkmadı. Sebastian m yüzü ise katı ve ifadesizdi. Gözleri acımazsız bir mavilikteydi. Aneesa mn hemen gitmesi gerekiyordu yoksa düşecekti. Elini uzatırken, Her şey için teşekkür ederim. Sen olmasaydın ne yapardım bilmiyorum. Ben... dedi. Aneesa. Sebastian genç kızın elini tuttu ve onu kendine çekti. Gözleri yanıyordu. Bana teşekkür etmene gerek yok. Dün gece yaşadıklarımız benim için onurdur. Mahvolan düğününden sonra olmuş olsalar bile. Bütün bunları yaşamak zorunda kaldığın için üzgünüm ama paylaştıklarımızdan ötürü hiç üzgün değilim... Yine de bundan daha fazla bir şeyler olamaz, bunu biliyorsun değil mi?

28 Aneesa başını salladı. Parçalara bölündüğünü hissediyordu. Jamal ı sevdiğini sanmıştı ama Jamal asla böyle hissettirmemiştı. Sebastian m gözlerine her baktığında, sanki bir yandan ölüyormuş, diğer yandan ise yeniden doğuyormuş gibi hissediyordu. Ve Tanrı yardımcısı olsun, başka bir yere de bakamıyordu. Sebastian bakışlarında vahşi bir ifadeyle genç kızı vücuduna yasladı ve başım eğdi. Ardından gelen öpücüğe karşı Aneesa tamamen savunmasızdı. Dudaklarından bir inleme döküldü. Öpücük sert ve zalimdi ama yine de erkekle beraber geçirdiği on iki saat gibi nazikti. Aneesa nm içindeki çaresizlik arttı. Sebastian ı bir daha göremeyecekti. Erkeği geri öperken, hayatı buna bağlıymış gibi, kollarım onun boynuna sımsıkı sarmıştı. Vücutları birbirine yapışmıştı. Sonunda ayrıldıklarında, ikisi de nefes nefese kalmıştı ve Aneesa nın kalbi deli gibi atıyordu. Sebastian a bir ahtapot gibi sımsıkı asıldığım fark edince, genç kız o ayrılmadan geri çekildi. Sebastian iki eli Aneesa nın belinde onu serbest bıraktı. Genç kızın bacakları titriyordu. Eğildi ve yerden titreyen ellerle beysbol şapkasını aldı. Hoşça kal Aneesa. Aneesa Sebastian ın yüzüne bakamadı. Hoşça kal Sebastian. Erkeğin kollarına atılmak ve gitmemek için yalvarmak gibi aptalca bir şey yapmamak için Aneesa şoförün ona kapıyı açmak için fırladığı arabaya yürüdü. Pencereler karanlıktı. Aneesa bir kere bile geri dönüp Sebastian a bakmadı. Ertesi gün, Sebastian Avrupa ya geri dönmek üzere otelden ayrılmak için hazırlanıyor, bir yandan da televizyonda haberleri dinliyordu. Birden Aneesa nm adını duydu ve başmı çevirdiğinde onun güzel yüzünü ekranda gördü. Genç adam televizyonun sesini açtı ama sonra bacakları onu taşımayınca oturmak zorunda kaldı. Bir basın toplantısına benziyordu. Aneesa tutucu bir pantolon takım giymişti. Üzerinde boynuna kadar ilikli bir gömlek vardı. Saçlarıysa sımsıkı arkaya toplanmıştı. Yüzü soluk, gözleri kocaman ve kıpkırmızıydı. Sebastian onu üzgün görünce elinde olmadan elini yumruk yaptı. Gazeteciler bir sürü soru soruyordu ama resmi elbiseli bir adam elini kaldırdı. Bayan Adani sadece bir açıklama yapmak için burada. Lütfen soru sormayın. Sebastian Aneesa nm yutkunduğunu görebiliyordu. Bir kâğıt parçasını tutan elleri hafifçe titriyordu. Ceketinin kolundan görünen kınayı görünce Sebastian m göğsü daraldı. Aneesa nm sesi önce tereddüt içindeydi ama gittikçe güçlendi. Söylediklerinden parça parça duyuyordu. Genç kızı gördüğü anda bütün dikkati dağılmıştı.

29 ...yaptıklarımdan ötürü Jamal Kapoor Khan ve ailesinden, ayrıca kendi ailemden özür diliyorum. Düğünü iptal etme nedenlerim benim için özeldir. Jamal a en samimi duygularımla, kendisine, ona benden çok daha fazla değer verecek uygun bir eş bulmasını diliyorum. Böyle davranma nedenimin üçüncü bir kişiyle ilgisi yoktur. Bu karar sadece bana aittir ve sonuçlarıyla yaşamak zorunda olan da benim. Sadece ailem için biraz mahremiyet rica ediyorum. Teşekkür ederim. Aneesa o anda başmı kaldırdı ve kameralara baktı. Sebastian yeniden sarsıldı. Sanki direk ona bakıyordu. Gerçek dışı bu tepkisi yüzünden, genç adam sertçe güldü. Bu kadının bir yıldız olmasına şaşmamak gerekirdi. Normalken bile ekranı tutuşturuyordu. Sebastian onunla gurur duyuyordu. Jamal için yeterince iyi olmadığını ve bu yüzden de onu özgür bıraktığını ima ederek, kesinlikle doğru sözleri söylemişti. Kapı çalındı ve genç adam hafifçe irkildi. Basının, etrafını saran insanlara rağmen ayağa kalkan ve dimdik yürüyen Aneesa nm kanını nasıl emmeye kalktığını seyrederken, iyice dalmıştı. Genç kız kocaman bir güneş gözlüğü takarken, ekranı parlayan flaşlar kapladı. Aneesa yı bu kan emici karmaşadan kurtarma arzusuyla dolan Sebastian televizyonu kapattı ve kendine onu artık düşünmemesi gerektiğini anımsattı. Tek gecelik, arada bir olacak bir ilişkiydi ve bitmişti. Valizini alıp kapıya doğru yürürken, ağzını sımsıkı kapatmıştı. Geriye dönüp, bir kez bile bakmadı. Beş Hafta Sonra Aneesa, onu film stüdyolarından evine götüren arabanın içine iyice yayıldı. Çok yorulmuştu. Az önce, büyük bütçeli bir filmde küçük bir rolün çekimini bitirmişti. Basın konferansından sonra, ona gümüş tepside sunulan kısa bir rol. Hintli film severlerin beklediği ve korktuğu gibi ona karşı gelmemesi Aneesa için beklenmedik bir şok ve adice bir ferahlama olmuştu. Menajerinin stratejisi işe yaramıştı; Aneesa Jamal için yeterince iyi değilmiş, bu yüzden onunla olamazmış gibi davranmışlardı. Halk bu düşünceye bayılmış ve Aneesa yı sevgilisini başkasını bulması için bırakan romantik bir kurban olarak görmüştü. Filmlerde benzer melodramları seyreden Bollywood delisi bütün hayranların hoşuna gitmişti bu düşünce. Tepkiler yükseldikçe ve halk Aneesa yı bağrına bastıkça, Jamal bile karşı koyamamıştı. Sonunda kendini kurtarmak için ortaya çıkmak zorunda kalmış ve Aneesa ya düğünden kaçtığı için teşekkür etmişti. Genç kız Ja-mal ı gerçekten tanıyan ve onu hak eden birini bulmasının ne demek olduğunu bilen tek insandı. Her şey çok ironikti aslında. Şu sıralar Aneesa nın kariyerinde en yoğun olduğu bir dönemdi. Pek çok iş teklifini geri çevirmişti ve menajeri her gün önüne gelen sayısız kârlı kontratları neden geri çevirdiğini anlayamıyor, onun

30 çıldırdığını düşünüyordu. Önceden, Aneesa bir şeylerden mahrum kalma korkusuyla her kontratı imzalardı. Derin bir nefes aldı. Şimdiyse, içinde bir şeyler temelli değişmişti ve artık aynı insan değildi. Bunun istediği hayat olduğundan bile emin değildi. Bu sektörde dönüştüğü insanı sevmiyor, bu sığ dünyanın onu yeniden baştan çıkartmasını istemiyordu. Eski arkadaşlarını aramış, onlarla tekrar görüşmeye başlamıştı. Çok şükür Aneesa arabanın içinde, tüm renkliliğiyle kalabalık ve telaşlı Bombay sokaklarını seyrederken, şoför onunla konuşmuyordu. Yine de bir şey değişmemişti. O da Sebastian ı unutamamış olduğu gerçeğiydi. Geceleri onun vücudunu ve dokunuşlarını özleyerek uyanıyor, gündüzleri ise keskin yüz hatlarını, çarpıcı mavi gözlerini aklından çıkartamıyordu. Kendini tanıtırken yüzündeki esprili tembel gülüşü. Kaybettiği düğün gecesinde ona yaşattığı tecrübe. Evli olduğuna ve bir kaçamak yaptığına ya da dünyanın dört bir yanında kadınları baştan çıkartan bir erkek olduğuna inanmıştı önceleri. Bugün ise Bombay Times gazetesinde fotoğrafını görmüştü. Adı Sebastian Wol-fe du. Grand Bombay Wolfe Oteli nin sahibi. Her şey yerine oturuyordu. Bu yüzden düğünü seyrediyor ve otelin en güzel dairesinde kalıyordu. Çalışanlar bu yüzden o akşam onu aramışlardı ve elinin bir hareketiyle ona kıyafet bulması bu yüzden bu kadar kolay olmuştu. Şoförlü arabadan bahsetmeye bile gerek yoktu. Onun kim olduğunu öğrenmesinin hemen ardından, Aneesa internette el atından yeni bilgiler bulmaya çalışmıştı. Artık evli olmadığını biliyordu ama arka arkaya pek çok güzel kadınlarla çıkan bir erkekti. Bütün büyük şehirlerde lüks otellere, Güney Amerika da özel bir adaya sahip olmasından, İngiltere de bir skandalla bağlantısı olan soylu bir ailesi olmasından bahsetmek gereksizdi. Onlara miras kalan devasa servetleriyle beraber Buckinghamshire da aile evinden, kendi kaderlerini bulmak için ayrılan yedi erkek kardeş ve bir kız kardeşten oluşan geniş bir aile. Sebastian ın özbeöz küçük kardeşi ünlü Hollywood film yıldızı Nathaniel Wolfe dan da bahsediliyordu ama sanki bir tür ambargo konulmuş gibi çok az bilgi vardı. Sebastian ın kadınlar üzerindeki mahareti hakkında dedikoduları kazıp çıkarmak zor olmamıştı. Aneesa nın midesi bulanmış, aşağılandığını hissetmişti. Genç adamın her istediğinde yatağına çağırdığı dünyanın dört bir yanında sevgilileri olduğuna dair söylentiler vardı. Bir iki randevudan sonra aynı kadınla bir daha görünmüyordu. Aneesa yı bir daha görmek istemediğine göre, sadece bir gece beraber olacaklarını açıklamasına rağmen, büyük bir ihtimalle onu bu kadınlarla bile aynı seviyede görmüyordu. İşte genç kızı asıl inciten de buydu. Gerçekten masada birkaç çizik olmaya razı olacak kadar açması bir durumda mıydı? Bombay dayken birkaç kaçamak ziyaret. İçinde yanan bir utançla, eğer teklif etseydi cevabınm ne olacağını biliyordu.

31 Aneesa kınanın çoktan kaybolmaya başladığı ellerine baktı ve Sebastian m anısının böyle kaybolmasmı diledi. O sırada düşünmemeye çalışmasına rağmen, içindeki o ufak endişe yeniden nüksetti. Âdeti gecikmişti. Hem de çok. Şu son haftalar çok fazla fırtına yaşamış, o yüzden Sebastian m prezervatiflerinin işe yaramadıkları aklına gelmemişti. Ama şimdi bile düşündüğünde, içine akan ılıklık akima geliyor ve kalbi kaygı verici bir şekilde atmaya başlıyordu. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Bu İŞİ hallet Alain. Bir daha bu konuda bir şey duymak istemiyorum. Sebastian cep telefonunu kapattı ve Paris teki otel müdürünü geri arayıp, özür dilememek için kendini zor tuttu. Birkaç haftadır huysuz bir ayıya benziyordu. Nedenini de biliyordu ve o anda aklına gelenler yüzünden kaşlarını çattı ve aynı anda dikiz aynasından ona bakan şoförüyle göz göze geldi. Adam böyle anlarda konuşmaması gerektiğini bilirdi. Araba ilerlerken Londra akıp gidiyordu. Sebastian ise yeniden onu düşünmemek için çaba harcıyordu. Gittikçe daha kötü oluyordu. Hindistan dan döndüğünden beri rüyalarını resmen işgal etmişti. Öyle ki Sebastian sorunları halletmek için oraya gitmek yerine video konferans yapmayı tercih ediyordu. Sanki onunla aynı şehirde bulunmaya cesareti yoktu. Bu düşünceye itiraz edercesine yumruğunu sıktı ama Sebastian umursamadı. Aneesa Adani her zaman edindiği sevgililerine benzemiyordu. Kötü bir travmayı atlatmaya çalışan masum bir kadındı. Hindistan da yaşıyordu ve bütün kökleri oradaydı. Ve şimdiye kadar bir şekilde savunma duvarlarım yıkan ve kimsenin ulaşamadığı yere ulaşan tek kadındı. Kendi ailesi bile ulaşamamıştı oraya. Yalnız bu yüzden bile Aneesa büyük harfle tehlike demekti. Hindistan dan döndükten kısa bir süre sonra, Sebastian, küçük kardeşi Nathaniel in sorumsuz üvey ağabeyleri Jacob ı gördüğünü öğrenmişti. Ağabeyleri beklenmedik bir anda Nathaniel in West End Tiyatrosu ndaki oyunun açılış gecesinde ortaya çıkmıştı. Bunu takip eden olaylar sonunda sahneyi terk eden Nathaniel basından uzakta Sebastian m özel adasına sığınmak zorunda kalmıştı. Bu olay yüzünden, basının skandallarla dolu aile geçmişlerine, onun ve Nathaniel in annelerinin şimdi nerede olduğuna ilgisi canlanmıştı. Sebastian kardeşleriyle pek görüşmese de onlarla anlaşırdı ama mesafelere rağmen, Nathaniel içlerinden ona en yakm olandı. Üvey ağabeyine gelince, onunla yıllardır bir ilişkisi yoktu. Bir zamanlar Jacob, Sebas-tian m karanlık ve düzensiz yaşamında tek dayanağıydı. Hayran olduğu ve saygı duyduğu ağabeyi... On yaşındayken, Sebastian onun yaşında bir çocuğun tanık olabileceği en kötü olaya tanık olmuştu. Annesinin bir akıl hastanesine gönderilmesine dayanmak zorunda kalmıştı.

32 Bütün kardeşleri içinde Sebastian yalnız olandı. Karizmatik babalarının değişken ruh hallerini anlamaya çalışan, yalnızlıkla mücadele eden zeki bir çocuk. Sonra hayatının en önemli bir döneminde, Jacob bir açıklama yapmadan, onları uyarmadan evi terk etmişti. O zamandan beri Sebastian m kendinden başka değer verdiği bir insan yoktu. O andan beri genç adam her zamankinden daha fazla içine kapanmıştı. Büyük ağabeylerinin desteği olamadan Wolfe kardeşler dört bir yana dağılmışlardı. Sebastian hissettiği, terk edilmişlik acısını içine gömmüş, bütün enerjisini başarılı olmaya vermişti. Bunu fazlasıyla başarmıştı da... Jacob m dönüşü, Sebastian m içindeki bütün istenmeyen duygulan tetiklemişti. Genç adam şimdiye kadar onunla karşılaşmaktan kaçabilmişti. Öte yandan, daha yeni Londra daki otelini Nathaniel in düğünü için kullanılmasını onaylamıştı ve Jacob ın da düğüne katılacağım biliyordu. Bu durumda ailenin diğer üyelerinden sakınmasına gerek olmasa da, eğer ağabeyi orada olacaksa, Sebastian m düğüne gitmek gibi bir niyeti yoktu. Birdenbire Sebastian, Aneesa yı ve ailesini düşünmemek için gereken çözümü buldu; Yeni bir sevgili edinecekti. Sanki Aneesa yüzündenmiş gibi Bombay dan döndüğünden beri bir kadınla sevişmemiş olmasının hatırlatılmasına hiç ihtiyacı yoktu. Acıyla düşündü. O William Wolfe un genlerini taşıyordu ve babası mutluluğu asla bir kadında bulamamıştı. Şimdi Sebastian neden gelenekleri değiştirecekti? Ya da daha kötüsü bunu istiyor muydu? Telefonu tekrar aldı ve birkaç hafta önce bir partide tanıştığı ısrarla peşinden koşan sosyete güzelini aradı. O zamanlar ilgilenmemişti ama şimdi ilgileniyordu. Aslında son çaresiydi bu. Aneesa gerginlikle Sebastian m onu dehşete düşürecek kadar lüks, muhteşem manzarası olan Londra daki ofisinde oturuyordu. Midesi iyice düğümlenmiş, histerik kahkahalar atmak üzereydi. Karnında Sebastian m bebeğini taşıyordu. Fakat birden gerçekleşmeyen düğün gecesinde başka bir adamdan hamile kalmış olmasının ne kadar trajikomik olduğunu hatırlayınca kendini toparladı. Kısa bir süre önce öğrenmiş olmasına rağmen kamındaki minik varlığa şimdiden bağlanmıştı. Bu bebeği ne olursa olsun doğuracaktı. Kariyeri muhtemelen mahvolacaktı ama bunun bir önemi yoktu. Hamile olduğunu anladığı anda, soğukkanlı davranarak Bollywood kariyerinden uzaklaşmıştı. Geçen iki hafta içinde haklı olduğunu anlamış ve olaylar onu Sebastian m Londra daki ofisine getirmişti. Önce Bombay daki otelini denemiş ama orada Sebastian ın bir süre Hindistan a dönmeyi düşünmediğini açıklamışlardı. Aneesa bir an kendisi yüzünden dönmediğinden şüphelenmişti. Ama durum bu kadar kötü olamazdı, değil mi? Düşüncesi bile Aneesa yı hasta ediyordu. Evde olanlardan sonra da... Hindistan dan ayrılmaktan başka çaresi kalmamıştı. İngiltere ye Sebastian a bebeği yüz yüze söylemek için gelmişti.

33 Dışarıda duyulan bir gürültü ve tanıdık bir ses neredeyse kalbini durduracaktı. Soğuk bir ter boşaldı üzerinden. Kapı açıldı. Uzun boylu ve acı verecek kadar tanıdık vücuduyla Sebastian içeri girerken, Aneesa oturduğu yerde donakaldı. Koltuğu biraz kapının arkasında kaldığından genç kadını görmedi önce. Ama kapı kapandığında, Aneesa bütün cesaretini toplayarak ayağa kalktı. Sebastian. Belirgin boğuk sesi ve aksam duyan Sebastian olduğu yerde hızla geri döndü. Gündüzleri bile onun hayalini görmeye başladığını düşünerek korkmuştu. Aneesa yı görünce sendeledi. Aneesa ise ellerini sımsıkı sıkıyordu. Sebastian ona aniden gökten düşmüş gibi bakıyordu. Bir an kendisini tanımayacağını düşünerek korkmuştu. Bir şey söylemesine fırsat kalmadan Sebastian hemen söze girdi. Bu kez nasıl içeri girdin? Yine servis asansöründen mi? İncinen Aneesa, erkeğin düşmanca tutumu karşısında sinmemek için mücadele ediyordu. Kızararak, Hayır, dedi. Aşağıdaki güvenlik görevlisi beni tanıdı ve seni aradığımı söyleyince, beni beklemem için buraya çıkarttı. Dışarıda kimse olmadığı için beni içeri soktu. Aneesa Hintli korumanın onun gibi bir kadının Sebastian ı ofisin dışında bir yerde beklemesine nasıl itiraz ettiğini anlatmak istemedi. Genç kadın kötü şöhretinin İngiltere ye henüz ulaşmadığını düşünüyordu. Aneesa gözlerini kaçırmadan gerginleşen erkeğe baktı. Giydiği takımın güçlü bedenini nasıl sardığını görebiliyordu. Aniden basan sıcaklıkla nefes alamaz hale gelmişti. Birden Sebastian bariz bir şekilde rahatladı. Parmaklarını saçlarının arasından geçirirken, Aneesa en son gördüğünden beri erkeğin saçlarının uzadığını fark etmişti. Ağzının ve gözlerinin kenarındaki sert çizgilerle daha yorgun görünüyordu. Sanki biraz da kilo kaybetmişti. Üzgünüm, bu kadar kaba olmam tamamen gereksizdi. Sadece... Seni burada gördüğüme biraz şaşırdım. Hepsi bu. Bunu söylerken bile Sebastian çıldırıp çıldırmadığını merak ediyordu. Hayal mi görüyordu? Yoksa annesinin dengesizliği miras mı kalmıştı? Aneesa aceleyle durumu açıklamaya çalıştı. Sadece bir gecelik olduğu ve bir daha birbirimizi görmeyeceğimiz konusunda anlaşmıştık, biliyorum. Sebastian m tepkisinden duyduğu acı yeniden ortaya çıkmıştı. Kendini her şeye hazırladı. Artık hayatında sorumluluk alma zamanı gelmişti ve bu yüzden devam etmesi gerekiyordu. Ama sana bir şey söylemeye geldim... Sebastian başmı kaldırarak genç kadına baktı. Aneesa nm kalbi deli gibi atıyordu. Genç adam işini hiç kolaylaştırmayacaktı. Derin bir nefes aldı ve daha fazla cesaretini kaybetmeden hızla konuştu. Ben hamileyim... Senin bebeğine... Sebastian gözlerini kırptı. Aneesa kaybolmamıştı, hâlâ capcanlı bir şekilde karşısındaydı. Üzerinde dar kot pantolon, tişört ve zarifçe onu saran deri bir

34 ceket vardı. Saçları açıktı ve yüzüyse makyajsız, soluktu. Badem şeklinde gözleri kocamandı. Ve olağanüstü güzeldi. Bir an onu özlediği için geldiğini söyleyeceğini düşünmüş, yaşadığı şaşkınlığın arasında sevince benzer bir duygu yükselmişti. Sonra birden Aneesa nm söyledikleri geç tepki veren bir bomba gibi çarptı. Sebastian m gözleri kısıldı. Genç adam bir anda dağıldı. Hamile mi? Hamile misin? Benden? Aneesa tereddüt ediyordu. Emin değildi. Sebastian ise genç kadının şüphelerini giderme ihtiyacım umursamadı. Bu haber onun için çok fazlaydı. tçine işlemiş alaycılık yüzeye çıktı. Aneesa cevap vermediği için yeniden sordu. Benden mi? Şey... Elbette senden. Sadece seninle... Genç kadın kekeledi. Başka kimseyle beraber olmadım. Sebastian ani refleksle, Aneesa nm kamına çevirdi gözlerini. Sadece belli belirsiz kabarıklık vardı. Hiç bir şey olmayabilir ama çok şey de olabilirdi. Onun bebeği. Başı dönüyordu. O anda içinde büyüyen öfkeye sığındı. Çünkü Aneesa onu özlediği ve görmek istediği için gelmemişti. Bütün öfkesi genç kadınaydı şimdi. Burada olduğu için. Huzurunu bozduğu için ki Aneesa ya son günlerde bu yüzden zaten kızgındı. İçinde ufak bir ses onunla alay etti. Huzur mu? Hayatında ne zaman huzur vardı ki? Sebastian bir korkak gibi Aneesa ile birlikte geçirdiği o uzun gecenin anısını bir kenara itti. Prezervatif kullandım. Sesi buz gibiydi. Aneesa kızardı ama hafifçe çenesini kaldırdı. Biliyorum. Ama bir terslik olmuş olmalı. Bu senin bebeğin... Yoksa bu kadar yolu neden geleyim ki? İnan bana bu senin için olduğu kadar benim için de büyük bir şok oldu. Sebastian kollarım kavuşturdu. Aneesa ise titriyordu. Wolfe Ailesi nin servetini öğrenince çocuğu bana yamamaya mı karar verdin? Yoksa kim olduğumu her zaman biliyor muydun? Şimdi düşününce o gece daireme gelmen büyük bir tesadüftü. Belki de bugünkü gibi istekli bir hayranın bir numara çevirmen için seni daireme çıkarttı. Sebastian ın o anda tek ihtiyacı hem Aneesa yı, hem de öğrenince dehşete kapıldığı haberi geri püskürtmekti. Söylediklerini duyunca, genç kadının ağzı şaşkınlıkla açıldı. Yüzünde hiç renk kalmamıştı. Sebastian birden düğün sırasında onu ilk kez gördüğü zamanı hatırladı. Aneesa tuzağa düşmüş hayvan gibi çılgın ve perişan görünüyordu. Sonra o gece nasıl seviştiklerini ve nasıl kendinden geçerek boşaldığını hatırladı. Büyük bir ihtimalle o anda prezervatif yırtılmıştı. Ama bunları düşünürken bile buz gibi hissediyordu. Aneesa nm rengi iyice solmuştu ve sersemlemişti. Sebastian onun aktris olduğunu biliyordu ama kimse böyle rol yapamazdı. Ama artık çok geçti. Aneesa çantasını almış, kapıya doğru gidiyordu. Sırtı dimdikti. Bir eli kapının kolunda, geri döndü. Yüzü bembeyazdı. Bu söylediklerin çok alçakçaydı. Aksam daha da belirginleşmişti. Ayrıldıktan sonra kim olduğunu, beş hafta öncesine kadar bilmiyordum. İster inan, ister

35 inanma. Kafamda başka şeyler vardı. Kim olduğunu öğrendim çünkü gazetede fotoğrafını gördüm. Baba olacağın haberine tepkin buysa keşke sana hiç söylemeseydim. Sertçe sözünü bitirdi. Ve Wolfe servetini alıp, pencereden fırlatabilirsin. Umurumda bile değil. Kapıyı açıp, dışarı çıkarken bir kraliçe gibi görünüyordu. Sebastian bu muhteşem egzotik güzellikte kadının hızla ofisinden fırlamasıyla yardımcısının hayretle bağırdığını duydu. Bir saniye boyunca o da afalladı. Ama sonunda Aneesa nm kelimeleri onu harekete geçirdi: Baba olacaksın. O anda genç kadının söylediği gerçekler yüzeye çıktı ve Sebastian daha fazla öfkesinin arkasma saklanamadı. Aneesa asansörün önünde dururken, sabırsızca düğmeye yeniden bastı. Ağlamayacaktı. Boğazı düğümlenmiş olsa da, gözleri acıyorsa da ağlamayacaktı. Cesurca, Kafamda başka şeyler vardı, demesine kahkahalarla gülmek istiyordu. Sabah, öğlen akşam aklında sadece o varken. Bebeğin kendisinden olduğuna bile inanmamıştı. İşte bunu gerçekten beklemiyordu. Öte yandan saflığıyla da dalga geçiyordu. Kadınlar tepeden inme gibi ortaya çıkıyor ve Sebastian dan hamile olduklannı iddia ediyorlardı muhtemelen. Ama onu bilerek baştan çıkarttığını düşünmesi... En çok acıtan buydu. Sihirli gecelerini alay ederek zehirlemişti. Bağışlamaz ve çok sertti. Aneesa mn hatırladığı adama benzemiyordu. Aneesa kolunda güçlü bir el hissetti. Tanıdık bir koku geldi burnuna. Kapılar açıldı. Aneesa içeri girmek için elini kurtarmaya çalıştı ama yapamadı. Gitme. Sebastian ın derin sesi onu baştan aşağı titretti. Lütfen. Söylediklerim için beni affet. Aneesa genç adama baktı. Ona ne kadar yakın durduğunu görünce bacakları tutmaz oldu. Kolunu tutan elinin sıcaklığım ceketin üzerinden bile hissedebiliyordu. Özür dilerim. Böyle söylememeliydim. Yaptığım bağışlanmaz. Aneesa nm boğazındaki sızı biraz azalmıştı. Evet öyle. Sadece bilmeni istedim. Bu kadarını hak ettiğini düşünmüştüm. Sebastian nazikçe elini tuttu. İçeri gel. Bir fincan çaya ihtiyacın varmış gibi görünüyorsun. Aneesa gönülsüzce Sebastian m kendisini ofisine geri sürüklemesine izin verdi. Orta yaşlı yardımcısından çay istediğini ve rahatsız edilmek istemediğini söylediğini zorlukla işitmişti. Çay getirildiğinde, Aneesa koltukta, Sebastian ise tam karşısında sandalyede oturuyordu. Sanki hayatlarında az önce büyük bir bomba düşmüş gibi değil de, arayı kapatmak isteyen uzun zamandır görüşmemiş iki normal insan gibi görünüyorlardı. Oyalanmaya çalışan Aneesa çayından bir yudum aldı ve sıcaklık içini rahatlattı. Ne zaman geldin?

36 Aneesa Sebastian a baktı. Bu düştüğü zor durumdan nefret ediyordu. Ona karşı hislerinin ne kadar tehlikeli olabileceğini biliyordu. Özür dilemiş olabilirdi ama o gece tanıdığı şefkatli ve düşünceli adam olduğuna dair hiçbir ipucu yoktu. Fincanı sehpaya koydu. Bugün, öğleden sonra. Havaalanından direk buraya geldim. Genç adamın gözlerinin içine baktı ve soğukkanlı olmaya çalıştı. Düğün rezaletinden sonra medyayla yaşadığım tatlı balayı sona erdi. Sebastian gözlerini kıstı. Neden bahsediyorsun? Aneesa ellerini kucağında birleştirdi. Jamal ve erkek arkadaşı ayrıldı ve eski erkek arkadaşı intikam almak için gazetelere açıklama yaptı. Genç kadın derin bir nefes aldı. Aynı gün gittiğim klinikte bir hemşire büyük paralar karşılığı hamileliğimi basına sızdırdı. Ağzını büktü. Jamal ile evlenmeye bu kadar yakınken, başka biriyle yatmış olduğum gerçeği basına fazla geldi. Anlaşılan benim bekâr ve hamile olmam Jamal ın homoseksüel olmasından daha fazla ilgi çekti. Sebastian m içinde bir şeyler koptu. İstediğin bu mu? Hayır. Aneesa çığlık atmak istiyordu. Ama sadece ilgisiz bir şekilde omzunu silkti, Sebastian ın bakışlarını umursamadı. Olmaması gerekiyordu ama oldu. Bu bebeği istiyorum. Yalnızsam, o zaman da yalnız olurum. Sebastian ters bir sesle Yalnız olmayacaksın. Ben de bebeğin hayatında olacağım, dedi. Aneesa ve bebeğin yalnız kalmış olduklarım kabul edemiyordu. Ancak yine de ayrıntılı olarak neyi nasıl yapacaklarını o anda düşünmek istemiyordu. Evlilik ve uzun süren bir ilişki onun için bir lanete benzer bir şeydi. Çocukluğundan beri böyle bir beraberliğin düşüncesi onu zehirliyordu. Tecrübe ettiği hiçbir şey düzgün bir ilişki sağlamazdı. Aneesa yavaşça başmı salladı. Teşekkür ederim ama ben senden bir şey beklemiyorum. Buradayken nerede kalmayı düşünüyorsun? Genç kadın kızardı. Ne kadar fakir olduğunu açıklamak istemiyordu. Ya da basından kaçmaktan başka bir şey düşünemediğini, Sebastian a gelerek ona hamile olduğunu şahsen söylemek istediğini. Genç adamın onu mecburen kabul edeceği düşüncesinden nefret ediyordu. Lafı dolandırdı. Benim... Benim bir şeyler ayarlayacak zamanım olmadı. Ancak eminim akşama kadar kalacak bir yer bulabilirim. Aneesa uzun süre otelde kalmasının mümkün olmadığını düşünerek endişelendi. Sana, Grand Wolfe Oteli nde bir oda teklif ederdim ama bu hafta ve bütün hafta sonu özel bir olay yüzünden otel tamamen dolu. Aneesa bu fikri bir kenara itti. Otel masrafını düşününce başı dönüyordu. Çok kısa zamanda bütün hayatı değişmişti. Önceden otelin ne kadar tutacağını sorgulamaz, fiyatı neyse öderdi. Sebastian m artık tanımaya başladığı şekilde çenesini kaldırdı. Kalacak bir yer ayarlarım. Bir şekilde halleder, bir yerlerde iş de bulabilirim... Şu an günü birlik yaşıyorum.

37 Genç adam huzursuzca ayağa kalktı. Elini saçlarının arasında geçirerek, bir ileri bir geri dolaşıyordu odanın içinde. Baba olacağı haberi onu uyuşturmuştu. Hâlâ inanamıyordu. Kafası karışmış bir şekilde, Bu sadece senin sorumluluğun değil artık. Benim de sorumluluğum. O gece iki kişiydik ve ben doğru düzgün korunmadım, dedi. Sebastian, Aneesa nm solgun yanaklarının kızardığını görmedi. Sadece o gece deli gibi ona duyduğu arzuyu hatırlıyordu. Hayatında ilk kez bu kadar çılgına dönmüştü. Görüntüleri zorla kafasından silerek, sonunda Aneesa ile yüzleşmek için ona döndü. Benimle kalabilirsin. Geniş bir dairem varken, senin etrafta kalacak yer bulmak için dolanmana izin veremem. Şimdi şoförümü ararım ve seni götürür. Aneesa rahatlamayla karışık bir korkuyla ayağa kalktı. Emin misin? Günlük programını bozmak istemem. Meşgul olmalısın şu an. İstersen işin bitene kadar bir yerlerde kahve içebilirim. Sebastian alaycı gülümsemeyle, Aneesa ya her gün gece yarılarına kadar çalıştığını, eve gidince de sabaha kadar saatlerce yatağın içinde dönerek, hiç uyumadığını ve sonunda şafakla beraber yorgunluktan tükendiğini söylememeye karar verdi. Ancak o sırada birden randevusunu hatırlayınca gülümsemesi soldu. Hayır, sorun olmaz. Birazdan benim de eve gitmem gerekiyor çünkü bu gece dışarı çıkıyorum. Sebastian genç kadım ofisin dışına doğru yönlendirirken, Aneesa ona bir kadınla buluşup buluşmayacağını sormamak için zor tuttu kendini. Bir sevgilisi bile olabilirdi. Aneesa nereden bilecekti? Belki de Londra daki metresiyle buluşacaktı? Midesi düğümlenirken, bavullarını aşağıdaki aşın heyecanlı güvenlik görevlisinden aldı. Adamm çok kısa bir sürede temin ettiği DVD leri imzalarken, yüzüne yapışmış bir gülümsemeyle fotoğraf çektirdi. Sonunda camlan simsiyah, Sebastian m lüks arabasına bindirildi. Arabada otururken, genç adamın telefon konuşmasını dinliyordu. Bu adam o gece Bombay da tanıştığı adamdan kilometrelerce uzaktaydı. Şimdi baktığında her şey kısacık bir rüya gibi geliyordu. Çünkü bu erkek hayatı pahasına olsa bile, onu bir daha öpecekmiş gibi hiç durmuyordu....ve sonra babam dedi ki Holland Park taki evi almalıymışım. Ben de dedim ki... Sebastian karşısmdaki kadının sinir bozucu sesi bir yükselir bir alçalırken, sadece başını sallıyor ve dinliyormuş gibi davranıyordu. Ama aslında bu beti benzi atmış sarışınla hiç ilgilendiği yoktu. Onun karşısında oturacağına, masalarını gösteren aşırı şişman hostesle oturmayı tercih ederdi ki bu da çok ilginçti. Çünkü yakın zamana kadar sarışınlardan hoşlamrdı. Ne kadar donuk o kadar iyi. Tabii egzotik Hintli bir prensesle karşılaşana kadar... Bu geceki randevuyu iptal etmek için geç kalmıştı. Ayrıca bir yandan da düzenbaz tarafı Aneesa ya sınırlan belirtmek istemişti. Ama genç kadının gözlerindeki yaralı bakışı akimdan çıkartamıyordu. Gözleri çok manalı ve çok güzeldi.

38 Muhteşem manzaralı modem dairesine girerken onu uysalca takip etmiş ve sonra yavaş bir sesle, Her zaman çatı-katı mı? diye sormuştu. Sebastian baştan savma bir biçimde, En iyisi bu, diye cevap vermiş ve bir ahmak gibi görünmüştü. Hayatım emanet ettiği, elli yaşlarında kâhyası Daniel, Aneesa yı hemen kanatlan altına almıştı. Sebastian evden çıkarken, On altı yaşında gibi görünen Aneesa mutfakta yüksek bir taburede oturuyor ve Daniel ile körili Hint yemek tariflerinden bahsediyordu. Nihayet dikkatini yeniden bulunduğu pahalı restorana veren Sebastian birden sabırsızlandı. Adını bile hatırlamadığı kadının sözünü aniden kesti. Özür dilerim ama korkarım benim gitmem lazım. Kadının ruj kaplı dudakları açılıp kapanırken, Sebastian m midesi bulandı ve doğal kırmızılıkta, öpülesi başka dudakları hatırladı. Aynı anda vücudu tepkisel olarak sertleşti. Kadının itirazlarım umursamadan, onu çıkışa doğru sürükledi, bir taksi çağırdı. Önce kadını bindirdi. Sonra kendisi başka bir taksiye binerek doğru eve gitti. Dairesinin bulunduğu apartmana geldiğinde ise kapıcıyı direk geçerek asansöre bindi. Ancak eve girdiğinde sessizlik onu sararken, kalbinin nasıl çarptığını anladı. Sessizce Aneesa ya o akşam gösterdiği odanın kapısına geldi ve kapıyı açtı. Başucu lambasının hafif ışığı, yan oturur bir şekilde uykuya dalan Aneesa ya vuruyordu. Yanında bir kitabın kapağı açıktı. Sebastian kitabı alıp kapağına baktı; Bebeğinizi beklerken, sizi neler bekliyor? Kamında beliren tuhaf bir duyguyla Sebastian Aneesa ya baktı. Yanaklarına, uzun kirpiklerinin gölgesi vuruyordu. Onunla bir kez karşılaşmış ve bu buluşma hayatında büyük bir sarsıntı olmuştu. Sanki onu hep tanıyormuş gibi hissetmişti. Tıpkı yeniyetme bir delikanlı gibi. O gece söylediği gibi. Aneesa yı yeniden görmek, onun fiziksel olarak şu an evinde bulunması, hamile olduğunu bilmek Sebastian için büyük bir şoktu ve bu şok daha yeni yeni geçiyordu. Bunun da ötesinde ne olduğu belirsiz bazı duygular vardı ki, Sebastian düşünmek bile istemiyordu. Aneesa ile sevişmek istiyordu. Hem de çok. Ama öte yandan ona dokunursa büyük bir fırtına patlardı. Baş edemeyeceği bir fırtına. Boğazında düğümlenen, öfkeyle reddettiği bir duygu, asla unutmayı göze almayacağı bir şey. Aneesa hamile olmasaydı şimdi burada olmazdı. İstediği için gelmemişti. İşte Sebastian bununla baş edemezdi. Acı çekiyordu. Aneesa gelmeseydi bile, akşamki randevusu bir felaket olacaktı. Gerçek acıtıyordu. Bombay daki o geceden beri Aneesa nm yokluğuyla baş etmeye çalışıyordu. Kendini sapık bir röntgenci gibi hissederek, bakışları aşağılara kaydı. Engel olamamıştı. Giydiği tişörtün içinde belli olan yuvarlak göğüsleri daha da dolgun gözüküyordu. Acaba bebek yüzünden miydi? Aneesa nın bebeği taşıyan vücudunu seyrederken birdenbire, iki zıt düşünceye kapıldı.

39 Bir yandan sevinçten havalara uçarken, diğer yandan sıkıştığını hissediyor korkuyordu. Sebastian geri çekilerek odadan dışarı çıktı. Çok sonralan yatağında uykuya dalmak için savaşırken, eve dönüp de, Aneesa yı yatağında uyurken bulduğu anda hissettiği rahatlama aklına geldi. Kendisinden iğrenirken, gözlerini kapattığında ise tek gördüğü onu her açıdan tehdit eden fırtınaydı. Ertesi sabah, Sebastian her günkü altı millik koşusundan döndüğünde, henüz çok erkendi. Genç adam Aneesa yı mutfakta çay yaparken bulunca, huzursuz oldu. Saçlarını atkuyruğuyla tepesine toplamış, eşofman ve uzun kollu bir tişört giymişti. Sebastian nefes nefese, Uyanmışsın, dedi. Aneesa arkasını döndü. Yanaklarının kızardığını görünce, Sebastian tatmin olduğunu hissetti. Ancak genç kadın hemen kendini toparladı. Sebastian, sönük bir kayıtsızlığın geri geldiğini görebiliyordu. Her zaman yoga ve meditasyon yapmak için şafakta kalkarım. Aneesa gözlerini ayırmadan genç adama baktı. Bu seni rahatsız eder mi? Sebastian başını sallayarak, o anda gözünün önünde canlanan ve onu çıldırtan genç kadının esnerken ki görüntülerini umursamamaya çalıştı. Aneesa nın yanından geçerken, kadının taze kokusu burnuna gelmişti. Öfkeyle taze kahve yapmak için kavanoza uzandı. Aneesa tereddüt etti. Sorun olmadığından emin misin? Biraz... Gergin görünüyorsun? Sebastian dişlerini sıktı. Eminim. Sadece biriyle yaşamaya alışkın değilim. Hepsi bu. Burada aradığın bir şey mi var? Bu kez Aneesa başını salladı. Gözleri irileşmişti. Hayır, sadece kendime bitki çayı yaptım. Daniel dün benim için aldı. Ahşap tezgâhın yanında ayakta duruyor, çayını yudumluyordu. Aralarında sadece birkaç santimlik bir mesafe vardı. Sebastian alnından akan teri hissediyordu. Aneesa nazikçe, Dün akşam ki yemek randevun iyi geçti mi? diye sorunca her şey daha da kötüleşti. Hayır! Sebastian bağırmak istedi ama sakinleşerek, yumuşak bir sesle, Güzeldi, teşekkür ederim. İyi bir yemek ve iyi bir sohbetti, dedi. Neden böyle demişti şimdi? Sebastian iyice cam sıkılarak duş alması gerektiğini mırıldanarak, kahve kupasını tezgâha koydu ve mutfaktan çıktı. Aneesa Sebastian ı çıkarken izlerken, onu saran keskin gücü hissederek tezgâha yaslandı. Elini kamına götürdü ve sakinleşmek için derin derin nefes aldı. Erkeği her gördüğünde hissettiği bu güçlü fiziksel tepki bebek için iyi olamazdı, değil mi? Ama çok güzel kokuyordu. Misk ve aşın erkeksi kokusu. Muhtemelen göğsünü saran tişört ve genç kadınınki gibi eşofman giyerek koşuya çıkmıştı. Dün gece dikkatini dağıtan ve onu evinde hissettiren Daniel olmasaydı, Aneesa Sebastian ı siyah takım elbisesi ve beyaz gömleğiyle dışarı çıkarken görmekten ne kadar etkilendiğini belli ederdi. Hafif tıraş

40 kokusu duyan genç kadının içgüdüsü randevunun bir kadmla olduğunu söylüyordu. Ve Aneesa ne yapabilir, ne diyebilirdi? Sebastian bebekli ya da bebek-siz gelmesinden hoşlanmamıştı belli ki. Bir hayatı ve sevgilileri vardı mutlaka. O gece Bombay da onunla bir daha görüşmek istemediğini gayet açık belli etmişti. Ama Aneesa yine de şu an buradaydı. Yalnızlık ve evine duyduğu özlemle genç kadın yatak odasına kaçtı. Sebastian geri gelip ne kadar acı çektiğini görmeden önce. Bir saattir salonda sabırsızca dolanan Sebastian saatine baktı. Aneesa neredeydi? İşe gitmeden önce onunla konuşması gerekiyordu ve genç kadın ortalıkta yoktu. Sonunda Aneesa nm odasına gitti ve yavaşça kapıyı çaldı. İçeriden bir ses gelmeyince içeri girdi. Aneesa bacaklarını kavuşturmuş odanm ortasında oturuyordu. Gözleri kapalı, sırtı dimdik, avuçları dizlerinin üzerindeydi. O kadar dingin ve huzur dolu gözüküyordu ki, Sebastian odadan çıkmaya karar verdi ama tam o sırada Aneesa gözlerini açtı. Bir saniye içinde tek bir hareketle doğrulmuş ve ayağa kalkmıştı. Bir şey mi oldu? Tam olarak neyi bekliyorsun burada? Kelimeler ağzından açıkça dökülürken, Sebastian içten içe ürktü. Bu kadınm etrafında yumuşak ve nazik olma becerisini tamamen kaybediyordu. Aneesa kaşlarını çattı. Ne demek istiyorsun? Sebastian çenesini sıkarak, Demek istiyorum ki, buraya sırf bebek geliyor diye mutlu evcilik oyunu oynamak için gelmemişsindir umarım. Çünkü böyle bir senaryoyla kesinlikle ilgilenmiyorum. Aneesa öfkelendi. Aynı zamanda çok daha duygusal şeyler de hissediyordu ama genç kadın cesurca bunları saklamaya çalıştı. Koyu bir kızarıklık solgun yanaklarını kaplarken, gözleri öfkeden yanıyordu. Gizlice benimle evlenmeni ve beni namuslu bir kadın yapmanı istememden korkuyorsun. Sebastian elini salladı. Nereden bilebilirim ki? Bu her kadının istediği değil mi? Aneesa ellerini iki yanında yumruk haline getirdi. Yarım saatlik meditasyonu ziyan olmuştu. Bu kadın değil. Son günlerde başıma gelenlerden sonra evlilik ve evlenmek aklıma gelen en son şeyler. Hatta dürüst olmam gerekirse, bir daha evlenir miyim onu bile bilmiyorum. Bütün bunların sana sıkıntı verdiği açık. Bugün buradan gidebilirim. Hiç sorun olmaz. En son istediğim şey, bekâr hayatmı kısıtlamak. Öfkeden etrafını göremeyen Aneesa, hala boşaltmadığı valizinin yanına gitti. Onu yatağın üzerine atarak, elleri titreyerek içine eşyalarını fırlattı. Sana bebeği söyledim. Bu yeterli olur. Doğduğunda sana haber veririm, o zaman ne zaman ziyarete geleceğini ayarlarız. Tabii ilgilenirsen. Bir dakika için durdu. Göğsü inip kalkarken, bu kez gözyaşlan yüzünden etrafını göremiyordu.

41 Tam olarak nereye gideceksin? Sebastian m sesi çok yakınından gelmişti ve beklenmedik bir şekilde nazikti. Aneesa korkuyla gözyaşlarının akmaya başladığını fark etti. Onları hızla eliyle sildi ve öfkeyle, Bilmiyorum, dedi. Bir şeyler düşünürüm. Burası dünyanın en büyük şehirlerinden biri. Eminim bir yer bulurum. Asla seni rahatsız etmemem gerekirdi. Aneesa omzunda Sebastian ın ellerini hissetti. Genç adam onu kendine çevirdi ve bir mendil vererek onu yatağa oturttu. Aneesa ise erkekten uzaklaştı. Nefesi hâlâ düzensizdi. Hindistan dan ayrılmak dışında hiçbir şey düşünmedim gerçekten. Böylece skandal zamanla unutulacaktı. Seni istemediğin belli olan bir ilişkiye ya da evliliğe sürüklemek gibi bir planım yok. Omzunu silkerek, genç adama baktı. En azından sana yüz yüze söylemeyi bir borç bildim. Eğer bir şansım olsaydı, bütün bunların başıma gelmesini istiyor muydum sence? Aneesa devam etmeden önce dudaklarını ısırdı. Evlenmeye hazırlanırken, babamın işleri kötüydü ve iflas etmek üzereydi. Düğün töreni onun için finansal olarak büyük bir yük. oldu. Ona her peniyi geri ödedim ve çeyiz olarak satın aldığı Juhu daki evi satması için onu zorladım. Basın her gün evlerinin önündeyken orada kalamazdım. En azından şimdi biraz huzurları var. Babamın işleri yeniden yoluna girdi ve ailenin geri kalanına bakabilir. Benimse kariyerim bitti ve her şeye yeniden başlamak zorundayım. Ama bu sorunlarımın en hafifi. İnanarak, konuşmaya devam etti. Yine de ne ikimiz arasında o gece olanlardan ne de hamile olduğumdan ötürü pişmanım. Bu çocuk sevilecek ve istenilecek. Bunu sana paranı istediğim için söylemiyorum. Ben kendime bakabilirim ve kalacak başka bir yer bulacağım. Eminim iş de bulabilirim. Aneesa nm gözlerine tüm acılara dayanabileceğini gösteren kararalı bir ifade yerleşti. Masraflarımı karşılamak için burada çalışabilirim? Çocuklarının istenileceğine dair söyledikleri Sebastian ı derinden etkilemişti. Gerçek gittikçe ortaya çıkıyordu. Genç adam kendi ıstıraplı yetiştirilme tarzma rağmen, çocuğunun güvenilir ve sevgi dolu bir ortamda büyümesini istiyordu. Bu gerçekleşebilirdi. Soğuk bir şekilde, En son ne zaman çamaşır ve bulaşık yıkadın, hatta alışveriş yaptın? diye sordu. Aneesa kıpkırmızı kesildi. Bir zamanlar yapıyordum ama artık yapmıyorum. Çabuk öğrenirim. İşten kaçmam. Genç kadının gururuyla, Sebastian m içinde bir şeyler burkuldu. Aneesa Bollywood prensesliğinden nasıl bu hale düşmüştü. Evlendiği gün düşündüğü gibi amaçsız ve şımarık bir kadın değildi. Sebastian hiç belli etmese bile onun bu ani düşüşüne içerlemediğine inanamıyordu. Aneesa aceleyle konuşmaya devam etti. Bak, söylediklerimde ciddiyim. Sadece bu bebeğin tesadüfen babası oldun. Senden gerçekten hiçbir şey beklemiyorum.

42 Sebastian dengesini bozan genç kadının parlayan kocaman gözlerine aldırmamaya çalıştı. Oturmasına rağmen nasıl böyle başı dönerdi? Dikkatini toplamaya çalıştı. Daniel i parmağının ucunda oynattığını bir kenara bırakırsak, seni burada görmekten çok mutlu olacaktır. İhtiyacın olduğu sürece kalabilirsin. Sebastian kaçamak bir şekilde gülümsedi ve elini saçlarının arasından geçirdi. Şey... Bebeğimiz olacak. Gülümsemesi soldu. Bunu sindirmek zaman alacak. Ben biriyle yaşamaya alışkın değilim. Yoluna çıkmam. Sebastian başını salladı ve Aneesa nm elinden mendili yüzündeki gözyaşı damlasını silmek için aldı. Hayır. Bu senin problemin değil. Benim problemim ve benim halletmem gerekiyor. Artık burası benim kadar senin de evin. Ayrıca iyi bir doktor bulmamız ve randevu almamız gerekiyor. Bunların hepsini ben yaparım. Sen yoğunsun. Sebastian yeniden başmı salladı. Yardımcıma bu konuyu araştırmasını söyleyeceğim. Sebastian m eli genç kadının çenesini okşarken, Aneesa nefes alamıyordu. Vücudu tepki gösteriyor, geriliyor, eriyor ve hatırlıyordu. Bir an için Sebastian m gözlerinde ona cevap veren ateşi gördüğünü sandı ama sonra genç adam yerinden kalktı ve uzaklaştı. Eski soğuk haline dönmüştü. Bu öğleden sonra Paris te bir toplantım var. Geçe çok geç saatte dönerim. Yann hafta sonu, çalışmıyorum. Doktorları ve hastaneleri konuşabiliriz. Kaşlarını çattı. Ne kadar kalmak istiyorsun? Aneesa nm erkeğin gerçekten önemsediğini düşündüğü anda kalp atışları arttı. Tabii bu çok saçmaydı. Belki birkaç ay. Evdeki skandal sönene kadar... Çok uzun kalırsam ailem benim için endişelenmeye başlar. Sebastian omzunu silkti. Aneesa nm kolayca ailesinden bahsetmesi karşısında içi parçalanmıştı. Dediğim gibi istediğin kadar kalabilirsin. Sonra da gitti. Aneesa buz kesilmişti. Böyle duygusal patlamalara hiç alışkın değildi. Ancak hamilelik hormonları yüzünden olduğunu düşünüyordu. Sebastian m gelişine heyecandan yoksun tepkisi onu incitmişti. Ve az önce ilgisizce omuz silkmesi bebeğin gelişimine ve doğumuna dair söyleyeceği pek bir şeyin olmadığmı gösteriyordu. Aneesa elini kamına bastırdı ve yüksek sesle, Görünüşe göre sadece ikimiz olacağız bebeğim, dedi. Ayağa kalkıp, eşyalarını yeniden yerleştirirken göğsünde hissettiği Sebastian m onu tekrar gördüğünde her şeyin daha farklı olmasına dair hissettiği gizli ve hain arzuyu anlatan duyguyu bir kenara itti. Gerçek çok daha acıydı ve Aneesa zamanla bu konuda ustalaşıyordu. BEŞİNCİ BÖLÜM CUMARTESİ akşamı Aneesa çok bitkindi. Bütün giinii yorgun bir şekilde Sebastian ve yardımcısıyla beraber son kararı vermeden önce, hastanelerle

43 tavsiye edilen doğum doktorlarını konuşarak geçirmişti. Hamile olduğu gerçeği çekiç gibi hızla tepesine inerken, Sebastian da aynı hızla geri çekiliyordu. Geç saatlerde, tartışmalardan uzaklaşmış ve çalışma odasına kapanmıştı. Aneesa Sebastian m cana yakın yaşlı yardımcısını uğurlarken, kadın ona döndü ve içini döktü. İkiniz için de çok mutluyum. Her zaman umdum ki, Sebastian... Yaşlı kadın birdenbire sustu. Kızardı ve beceriksizce devam etti. Eminim benim başıboş konuşmalarımı dinlemek istemezsin. Hoşça kal canım. Böylece Aneesa yı merak içinde bırakarak, alışveriş için çıktı. Ne söyleyecekti? Arkasında Sebastian m sesini duyduğu anda, suçluluk duygusu içinde kızararak hızla döndü. Bu akşam evde yiyelim diye düşünüyorum. Doğrusu çok yorgunum. Aneesa dikkatle genç adama baktı. Gerçekten yorgun görünüyordu. Yüreği burkuldu. Başmı sallayarak, İyi olur. Ben de yorgunum, dedi. Güzel, Daniel yarım saatte yemeği hazırlar. İstersen git biraz dinlen. Çok dikkatli ve çok nazikti. Mükemmel bir ev sahibiydi. Aynı zamanda bebeğinin babasıydı ama onunla ilgilenmek istemiyordu. Sebastian m çalışma odasma geri dönmesini seyrederken, Aneesa tuttuğu nefesini bıraktı ve yatağına yatıp tavam seyrettiği odasma çekildi. Huysuzca Sebastian ın bu akşam bir kadını hayal kırıklığına uğratıp uğratmadığını düşünüyordu. Yoksa önceki akşam buluştuğu kadınla randevusunu iptal etmek zorunda mı kalmıştı? Duygularının keskinliğinden korkarak yatakta döndü ve uyumaya çalıştı. Sonunda derin bir nefes alarak vazgeçti. Uyumak yerine, duş almaya karar vermişti. Sadece Sebastian m çok yakınlarda olduğunu bilirken rahatlayamıyordu. Duştan sonra bol şalvar pantolonunu ve kolsuz bluzunu giydi. Saçlarını ise açık bıraktı. Yemek odasına girdiğinde Daniel başlangıç yemeklerini servis ediyordu. Sebastian ise ayaktaydı. Aneesa aşırı heyecanlandığım hissediyordu. Belli ki Sebastian da duş almıştı, saçlan ıslaktı. Temiz kot pantolon ve tişört giymişti. Aneesa yı sarsacak kadar yakışıklı görünüyordu. Yerine otururken kendine lanet etti. Hayran olduğu şarkıcının peşinde dolanan yeniyetme kız gibiydi. Aneesa odaya girdiği anda Sebastian Daniel in varlığına minnettardı. Yoksa genç adam ceviz masayı dağıtıp, bir mağara adamı gibi genç kadmı kucağına alarak, ona zevk vermek için yatak odasına götürebilirdi. Baştan çıkartıcı görünüyordu. Kıvrımlı ama incecik hatları, yanık teni ve bluzunun içinde baştan çıkartıcı gölgesi belli olan göğüslerinin arasıyla çok güzeldi. Bol pantolonu içindeki uzun bacaklarını göstermese de, Sebastian o bacakların beline nasıl sıkıca dolandığını hatırlıyordu. Sımsıkı, sanki kasları... Şarap?

44 Sebastian bir an için vahşice Daniel e baktı. Aneesa mn yanında oturduğunun tamamen farkındaydı. Kokusunu alıyordu. Sonunda boğazmdan boğuk bir ses çıktı. Evet, kırmızı lütfen. Ve yerine oturabildi. Aneesa Daniel e kocaman gülümsedi. İçindeki karmaşanın, yüzünden belli olmasından endişeleniyordu. Ben şarap istemem, teşekkürler. Sadece su lütfen. Yalnız kaldılar. Aneesa Sebastian dışında her yere bakıyordu. Gerilim hızla artarken, genç kadın dehşetle kendini, gergin bir sesle Umarım bu akşam seni randevularından etmiyorumdur, derken buldu. Sebastian solunda, masanın başında oturuyordu. Bir bacağı onunkine deyince Aneesa kızardı ve bacağını çekti. Hayır, dedi genç adam. Bu akşam randevu yok. Tamamen şeninim. Aneesa aniden Sebastian a çevirdi bakışlarım. Onunla flört mü ediyordu? Kalbi o anda hızla atsa da genç adam flört etmekten çok uzakta görünüyordu. Daha çok soğukkanlı ve acımasızdı. Aneesa tuttuğu nefesini bırakarak, dengesini sağlamaya çalıştı. Bu iyi. Beni eğlendirmek mecburiyetinde kaldığım hissetmekten nefret ederdim. Sebastian aslında o anda tam olarak ne yapmak istediğini anlatmamak için mücadele ederken, Daniel içeceklerle geri döndü. Aneesa nm başka bilileriyle görüşmesinden duyduğu rahatsızlık genç adamı sarsmıştı. Ayrıca ona bu kadar yakın otururken, neden genç kadını istememesi gerektiğini hatırlamakta zorluk çekiyordu. Aneesa dikkatini verecek başka bir şey bulduğu için rahatlamış, sanki dünyanın en ilginç yemeğiymiş gibi önündeki yemeğe odaklanmıştı. O anda değil birkaç ay, bir gün bile Sebastian ile yaşamaya dayanacağından emin değildi. Peki, Bollyvvood filmlerinde oynamaya nasıl başladın? Sebastian m bu ani sorusuyla Aneesa başını kaldırdı. Genç adam gayet rahat bir şekilde sandalyesinde oturuyor ve onu seyrediyordu. Birden Aneesa nın iştahı kesildi, çatalıyla bıçağını masaya bıraktı. Ağzı kuruduğu için bir yudum su içti. Bu soruyu milyonlarca kez cevaplamıştı, neyi vardı ki? Sadece bu kadar uzun zamandır bu sahte dünya tarafından kandırılmış olmasından nefret ediyordu. On yedi yaşımdayken okul arkadaşlarımla alışveriş merkezindeydim. Son senemizdi. Mankenlik ajansından bir yetenek avcısı beni gördü. Aneesa utanarak omzunu silkti. Sonra tek bildiğim Hindistan da güzellik yarışmasına girmem ve kazanmam. Sonra... Film teklifleri yağmur gibi gelmeye başladı. Sebastian m ona bakan gözleri kısılmıştı. Sanki pişman olmuş gibi konuşuyorsun. Aneesa tekrar omzunu silkerek, Sebastian m gözlerinden bakışlarını kaçırdı. Parmaklarıyla peçeteyi buruşturuyordu. Gençtim ve şımarıktım. Sahte olan bir dünya tarafından kolayca baştan çıkarıldım. Dudaklarını sıktı.

45 Maalesef uzun süre insanların bana söylediklerine inandım. Bir masala kandım. Nişanlının seni sevdiğine inandın. Aneesa içini çekti ve Sebastian m parlak mavi gözlerine baktı. Öylesine... Sempatik görünüyordu. Başmı salladı. Evet, tabii bir de bu var. Ama bu benim de kabahatim. Eğer bu kadar kör ve kendime odaklı olmasaydım, onun amacını çok önceden anlayabilirdim. Sebastian suratını buruşturdu. Bu kadar kolay olsaydı, Hintlilerin içgüdüleri çok kuvvetlidir. Aneesa yarım ağızla gülümsedi. O sırada Sebastian ın dudaklarına takılan bakışlarını gördü ve içi tatlı bir şekilde ürperirken kızardı. Sebastian bakışlarını kaldırdı. Yani... Pişman mısın? Özlüyor musun bu hayatı? Genç kadın omuzunu hafifçe silkerken aynı zamanda başmı salladı. Toyluğumdan ötürü pişmanım ama hayır kesinlikle özlemiyorum. Ve bu gerçekten çok şaşırtıcı... Sonuçta o kadm ben değilmişim. Aneesa belli belirsiz gülümsedi. Kendi görüntüm yüzünden büyülenmeden önce aslında tıp okumak istiyordum. Bunun için gereken bütün notlarım yüksekti. Gülümsemesi kayboldu. Yine de annemle babam hep yanımda oldular ve eğitimimi bırakmama ses çıkarmadılar. Ben de bu iyiliklerini onları halkın ve bütün tanıdıklarının önünde küçük düşürerek geri ödedim. Sebastian Aneesa yı şaşırtarak öne doğru eğildi ve genç kadının peçeteyi buruşturan elini tuttu. Eh sıcacıktı. Aneesa nm karıncalanan elinin tatlı ürpertisi kollarından uçları dimdik olan göğüslerine ulaşıyordu. Kendini sonsuza dek suçlayamazsın. Onlara borcunu ödediğini kendin söyledin. İlk gece tanıdığı adamın görüntüsü yeniden ortaya çıkmıştı. Aneesa Sebastian m ne kadar etkilendiğini görmesinden çok korkuyordu. Bu yüzden hızla elini çekti. Belki de sen haklısın. Genç adamın çenesindeki gerilimi göremedi. O sırada çay ve kahveleri getirmek ve masadaki tabakları almak için gelen Daniel in odaya girmesiyle çok rahatlamıştı. Sebastian her ikisine de servis yaptıktan sonra, oturma odasma geçmelerini önerdi. Aneesa Sebastian m rahatça oturduğu kanepeden uzaktaki büyük koltuğa kıvrılmayı tercih etti. Erkeğin güçlü vücudu, karşı koyması gerektiği halde yine de gözlerini alıyordu. Sebastian uzaktan kumandaya bastı ve odaya yumuşak caz müziği yayıldı. Aneesa baştan çıkartan müzikten uzaklaşmak için, Ya sen? Nasıl otel işine girdin? diye sordu. Sebastian bakışlarını genç kadından uzun süre çekmedi. Belli ki bazı şeyleri açıklamak istemiyordu. Öte yandan, az önce Aneesa ya hayatıyla ilgili sorular sormuş, onun herkesten neler sakladığını öğrenince çok şaşırmıştı. Bilinçsiz bir hareketle parmaklarım saçlarının arasından geçirdi.

46 Ben ve bütün kardeşlerim daha çok küçükken Londra nın en iyi oteline götürüldüğümüzü hatırlıyorum. Birimizin doğum günüydü. Çok etkilenmiş, hayatımda böyle bir yer görmemiştim. Aneesa ya otelin düzenli ve pırıl pırıl olmasından neden bu kadar etkilendiğini anlatmayacaktı. Çünkü düzen kelimesiyle alakası bile olmayan, tutarsız, derme çatma Wolfe Malikânesinden ve evlerindeki karmakarışık hayattan çok uzaktaydılar. Ayrıca babasının nasıl körkütük sarhoş olduğunu ve otel çalışanları tarafından nasıl usta bir gizlilikle uyuması için odasma götürüldüğünü asla söylemeyecekti. Sebastian hayatında ilk kez birilerinin babasını ve utanç dolu hareketlerini yok ettiğini görmüştü. O günden beri, bir şekilde hayatında böyle bir kontrole sahip olmak istemişti. Yıllar geçtikçe, bu kontrole sahip olmuştu. Ne gariptir ki, o anda hiç de kontrol onday-mış gibi hissetmiyordu. Bütün bunları söylemek yerine, Üniversitede işletme ve ekonomi okudum. Babamın mirasından kendime düşeni aldığım anda ise, Londra da bir otele yatırım yaptım. Georgian döneminden kalma, köhne yıkık dökük bir binaydı. Çok eski bir kilisenin yanmdaydı. Düğün organizasyonları için otelin mükemmel potansiyeli olduğuna karar vermiştim. Muhteşem bir mimarlık ekibim vardı. Bir tanesini satın alınca, dünyanın dört bir yanındaki diğerleri bunu takip etti, dedi. O sırada çok genç olmalısın. Bu yaşta böyle bir başan inanılmaz. Sebastian Aneesa ya baktı ve onun iri, çikolata rengi gözlerini gördüğü anda büyülendi. Sanki kapkaranlık yıldızlı Londra gecelerinin bir yansımasıydı. Bir küfür savurdu içinden. Nesi vardı? Onu saran bu gururdan nefret eder, buna asla izin vermezdi. İşin gerçeği, aldığı iltifatlara önem vermeden, uzun zaman önce elde ettiği bu başan, bazı yan etkileriyle beraber gelmişti. Ancak Aneesa söylediklerinde çok samimi görünüyordu. Sebastian inanılmaz başanlara imza atmış bir aileden geliyordu ve bu yüzden de kendi başanlannm diğerlerinden farklı olduğunu hiç düşünmemişti. Uzaklara baktı. Gençtim evet ama başarılı olduğumda senden daha genç değildim. Aneesa genç adamın sesindeki acı tonu hissetti. Kendisi hakkında konuşmaktan nefret ediyordu ve bu alçak gönüllüğü, kocaman egolara alışkın olan genç kadının içini sızlatıyordu. Çok fazla erkek kardeşin ve bir kız kardeşin var, değil mi? Sebastian bakışlarını ona çevirdi. Aneesa genç adamın sorulara şimdilik tahammül ettiğini ama her an konuşmayı keserek, kendi işine bakmasına söylemek üzere olduğunu hissetti. Beş üvey kardeşim, bir öz kardeşim var. Nathaniel. Aktördür. Gözlerinde okunmaz bir ışık yanıp söndü. Ve evet. Bir de kız kardeşim var. Annabelle. Fotoğrafçıdır. Onları sık sık görüyor musun?

47 Sebastian artık genç kadına açıkça direk bakıyordu. Gözlerinde bir uyarı vardı. Soruya zorla cevap verdi. Hepimiz farklı yerlerdeyiz. Pek birbirimizi görmüyoruz. Ama aynı şehirdeysek arada sırada, görüşmeye çalışıyoruz. Baban... O noktada Sebastian hızla ayağa kalktı. Gerilim tüm vücuduna yayılmıştı. Eğer bir mahsuru yoksa çalışma odamda işim var. Sana iyi geceler diliyorum. Aneesa yavaşça başını salladı ve iyi geceler dedi. Erkeğin odadan çıkmasını seyrederken, o, Ayrıca özel hayatıma bir daha burnunu sokmanı istemiyorum,' demek istiyordu aslında. Genç kadın çay fincanını sehpaya koyarak, koltukta iyice kıvrıldı. Sebastian tamamen anlaşılmaz bir erkekti. Onun bebeğini taşıyor olduğu gerçeği bile, aile geçmişini öğrenmesini sağlayamıyordu. Neden sürekli savunma halindeydi? Aneesa mn parça parça yaptığı araştırmalarından tek öğrenebildiği, bir skandalin olduğu ve sonra babasının öldüğüydü. Ayrıca erkek ne derse desin kardeşleriyle o kadar yakm olmadıkları da belliydi. Aneesa zorla akimdaki binlerce soruyu bir kenara itti ve Sebastian çalışma odasına iyice yerleşene kadar bir yere kıpırdamadı. Ancak o zaman uyumaya gitti. Birkaç gece sonra, Aneesa uyuyamadığı için odasındaki pencereden simsiyah ve inanılmaz güzellikteki Londra yı seyrediyordu. Kafasının içinde sorular ilk günkü gibi yankılanıyordu. Sebastian ise haddini aşmaması gerektiğini genç kadına daha iyi gösteremezdi. Yemeklerde beraber oluyorlar ama Sebastian kendisi hakkmdaki bütün sorularını ustalıkla geçiştiriyor, konuyu her seferinde Aneesa ya getiriyordu. Bir keçi gibi inatçıydı. Sonuç olarak, Aneesa hissettiği cinsel gerilimin de etkisiyle, yavaş yavaş çıldırmak üzereydi. Kaldı ki Sebastian m bu yönde bir şey hissettiğine dair en ufak bir belirti bile yoktu. Bazen bir bakış yakalıyor ama erkek hemen başını çevirdiği için, Aneesa hayal gördüğünü sanıyordu. Aslında kendine de söylediği gibi tamamen hayal kuruyordu. Beraber sadece bir gece geçirmişlerdi. Olan buydu. Şu an hâlâ beraber olmalarının tek sebebi o gecenin doğurduğu sonuçtu. Derin bir nefes aldı. Bütün bunlara rağmen kabul etmesi lazımdı ki Sebastian m her şeyden uzak münzevi evine iyice yerleşmişti. Genç adamın uykusuzluk çektiğini, gece yarısı kalkarak, odanın içinde dolaştığını, hatta bir gece dışarı çıkıp bir saat sonra döndüğünü duyuyordu. Çünkü o da uyanıktı. Vücudunun umutsuzca uykuya ihtiyacı vardı. Hamilelik ve Sebastian ile ilgili gördüğü ateşli rüyalar yüzünden terliyordu. Aneesa ayrıca erkeğin kendini cezalandırırcasma spor yaptığını da fark etmişti. Eğer koşmuyorsa, mutlaka özel spor salonunda ya saatlerce yüzüyor

48 ya da kum torbasına tüm gücüyle vuruyordu. O gece, Bombay da süitine daldığı zaman da havuzda yüzdüğünü çok iyi hatırlıyordu. Sebastian a neden kendini bu kadar zorladığını sormak istiyor ama merakının da hoş karşılanmayacağını da iyi biliyordu. Kalabalık ailesinden bahsetmesine rağmen, evinde bir tane bile fotoğraf yoktu. Aneesa özlemle Bombay daki karmakarışık ailesini düşündü. Evin içinde geniş aile bireylerinin fotoğraflarının bulunduğu çerçeveleri devirmeden yürümek bile mümkün değildi. Eğer Daniel olmasaydı, Aneesa çok yalnız olurdu. Genç kadın Sebas-tian a hamilelikle ilgili okuduğu kitabı göstermiş ve okumak isteyip istemediğini sormuştu. Ancak erkeğin nasıl bembeyaz kesildiğini görünce, hemen sorusunu geri almıştı. Elbette bebeğin planlı olmadığını biliyordu. Durumları pek de normal değildi. Ancak bu kadar olumsuz bir tepki göstermesinin de bir nedeni olmalıydı ve Aneesa bunu mutlaka öğrenmek istiyordu. Sebastian m asla açıklama yapmayacağını bilmesine rağmen. Sebastian çalışma masasına oturuyor, binlerce farklı hayatı ve hikâyeyi barındıran parlak Londra gecelerim seyrediyordu. Daniel çoktan evine gitmiş, Aneesa ise uyuyordu. Şu geçen birkaç gün tam bir işkenceydi. Aneesa nm evinde olduğu gerçeği, her köşede genç adamı yakalayıp sorular sorması, havada geçmek bilmeyen kokusu, Daniel ile konuşurken çıkan buğulu sesi, bütün bunlar onu çıldırtacaktı. Önceki gece sorduğu bir ton soru karşısında köşeye sıkıştığını hissetmişti. Aneesa öylesine akıllıca sorular soruyordu ki, kendini baskı altında hisseden Sebastian her seferinde kalkıyor ve genç kadım yalnız bırakıyordu. Ama yine de, ondan kurtulmak istemiyor oluşu, hoşuna gitmeyen başka bir çelişkiydi. Her şey üst üste geliyor, Sebastian a her şey onu hatırlatıyordu. Daniel in kendisini savu-nurcasına, Aneesa için aldığını söylediği, holdeki vazonun içinde etrafı canlandıran çiçekler; oturma odasındaki kanepeye gelişigüzel atılmış kaşmir şal; genç adama özellikle o gece Aneesa nm ayakkabılarını nasıl çıkardığını ve kınalı ayaklarını nasıl öptüğünü hatırlatan, kapının önündeki, bir çocuğa aitmiş gibi duran minicik spor ayakkabıları; Bir de tabii kokusu vardı. Her yere sinen o kokusu... Başka bir sevgili edinme düşüncesi o buradayken... İmkânsızdı. Burada olmasaydı bile yine imkânsız olurdu. Aneesa uykusuz geçen gece gündüz her anını dolduruyordu. Saatlerce yüzerken, admı koyamadığı öfkesini kum torbasına boşaltırken hep onu görüyordu. Hayatmda ilk kez bu öfkeyle baş edemiyor, kum torbası bir işe yaramıyordu. Bütün hafta denemişti. Ve bebek... Doktorlar hakkında konuşmalar, o küçük canlı için yapılan bütün o ayarlamalardan sonra, Sebastian hâlâ bir bağ kuramıyordu. Bebeği ne zaman düşünse, göğsünde büyük bir yük hissediyordu. Sanki gerçeği hâlâ kabul edememiş gibi. Aneesa nm bebekle bağını kıskanıyordu. Genç kadın elini

49 farkında olmadan kamına koyuyor, yüzü yumuşuyor ve gözleri gizli bir ışıkla parlıyordu. Dürüst olması gerekirse, baba olmak onu ölümüne korkutuyordu. Kendi babası gibi acımasız ve ruh durumu aniden değişen bir adam olmaktan ödü kopuyordu. Mantıksızdı ama içinden bir ses sürekli bunun kalıtımsal olduğunu söylüyordu. Ayrıca, Aneesa nm bebek doğduktan sonra annesi gibi depresyona girip girmeyeceğinden nasıl emin olabilirdi ki? Erkek kardeşi ve o daha çok ufakken, Carrie nin bu yüzden bakımevine yatırılmış olması her şeyi daha beter ediyordu. Bunun etkisi o zamanlar büyük bir yıkım olmuştu ve bu acıyı bugün bile hissediyordu. Anne-babasının yaptıkları gibi dünyaya berbat bir miras bırakmak istemiyordu. Gidebileceği, başvurabileceği bir yer yoktu ve kardeşlerinin de çocukları olmadığı için, bütün bu olanlarla nasıl baş edeceğini bilemiyordu. Sebastian m hayatında çok az dirlik ve düzen olmuştu. Şimdiyse hayatına düzen getirmeyi denemek ve kafa patlatmak... İmkânsızdı. Aslında kafa patlatmak da istemiyordu işin gerçeği. Çünkü düşünmek acı anıları da beraberinde getiriyordu. O kâbusları yeniden görmeye başlamıştı bile. Bebeğin gelişi uyandırmıştı kâbusları, biliyordu. Çünkü bu bebek de onun çektiği acıların aynısını çekecekti. Yetmezmiş gibi bir de içinde Aneesa ya karşı yakıcı bir arzu duyuyordu. Vücudunun her hücresi resmen onun için sızlıyordu. Bir dokunuşu, kokusu için... O gece olduğu gibi aynı içtenlikle, aynı doğal şehvetle kadına sahip olmak istiyordu. Aneesa nm kâbuslarını susturacak güce sahip olduğunu biliyormuşçasına ona özlem duyuyordu ki bu kâbuslann aslında sebebi Aneesa idi. Sık sık kadının tehlikenin ta kendisi olduğunu anımsatıyordu kendine. Onun yanında hayvansı içgüdülerini kontrol etmekte zorlanıyor, Aneesa nm tüm içtenliğiyle Sebastian hakkında her şeyi ama her şeyi öğrenme isteğini ve merakını geri püskürtemiyordu. O anda içinde bir şeyler koptu, tüm gücüyle asıldığı kontrolü yok oldu. Genç kadın burada, hayatındaydı. Bebeğine hamileydi ve yakın gelecekte hiçbir yere gidecek gibi görünmüyordu. Kendini serbest bırakması gerekliydi. Çünkü sürekli savunmada durmaktan patlamak üzereydi. Sebastian acil bir ihtiyaçla, kanındaki ateşi söndürmek için doğruca Aneesa nm odasına gitti. Kapıyı açıp, yatağın boş olduğunu gördüğü anda, göğsüne bir ağırlık çökmüştü. Ama sonra gözünün ucuyla pencerenin yanında bir hareketi yakaladı. Aneesa büyük pencerenin önünde kanepede oturuyordu, dizlerini çenesine kadar toplamış camdan dışarıyı seyrediyordu. Tıpkı az önce Sebastian m yaptığı gibi. Başını çevirdi. Erkeği gördüğü anda gözleri büyümüştü. Üzerinde büyük beden bir tişört vardı. Bacakları çıplaktı. Sebastian bu bacakları görür görmez aniden sertleşmişti. Genç kadına doğru yürürken, Aneesa bacaklarını indirerek ayağa kalktı.

50 Sebastian? Bir şey mi istedin? Buğulu çıkan sesi, erkeğin içine işlerken, ona kaçacak yer bırakmıyordu. Sebastian genç kadının tam önünde durdu ve onu hızla kollarının arasına aldı. Kalbi deli gibi atarken, vücudu şehvetle sızlarken, zihninin şimdiden sakinleştiğini hissedebiliyordu. Seni Aneesa... Seni istiyorum Aneesa neler olduğunu anlamasına fırsat kalmadan erkeğin ağzı onun dudaklarını kapladı ve genç kadın arzuyla inledi. Ateşli rüyalarının içinden fırlamış ve odasına gelmişti. Öyle ki, Aneesa bir an için rüya gördüğünü sanmıştı. Ama onun vücuduna yaslanan sert bedenini hissediyordu. Bu kesinlikle bir rüya değildi. Kollan öyle sımsıkı sarıyordu ki, Aneesa nefes alamıyordu neredeyse. Cayır cayır yakan, içini kaynatan bu heyecan tek taraflı değildi. Bu keşif bayılmasına neden olacaktı kadınm. Sebastian sabırsız ellerle Aneesa nın tişörtünü yukan sıyırdı ta ki o kollarını kaldınp rahatça çıkartmasına izin verene kadar. Sonra bir an geriye çekilerek, kavurucu gözlerle genç kadını süzdü. Aneesa erkeğin gözlerindeki ateşi görünce, endişelendi. Sanki onu yok edecekti bu ateş. Sebastian birden kıyafetlerini hızla çıkarttı. Aslında sadece tişörtünü yırtmış, pantolonunu indirmişti. Çıplak olarak Aneesa nm önünde durdu. Aralarında ne bir konuşma ne de bir kelime geçti. Her ikisi de soluk soluğa nefes alırken, yakıcı bir arzu kaplamıştı havayı. Dışarıda dünya dursa bile fark edecek durumda değillerdi. İkisi de açlıkla birbirlerinin vücutlarına saldırdılar, tıpkı yeni keşfediyorlarmış gibi. Aneesa erkeğin sıcak ve kadife gibi tenini öpmeden önce, titreyen elleriyle Sebastian m göğsüne dokundu. Genç adamın elleriyse kadmın saçlarının arasından geçerek başını yakaladı ve onu geri çekti. Tüm vücudunu baştan aşağı süzerek, Çok güzelsin, dedi. Hayranlıkla başını sallaması Aneesa nm içine dokunmuştu. Sonra erkeğin elleri omuzlarından aşağı doğru kaydı ve sonunda artık dolgunlaşan göğüslerini avuçladı. Aneesa nefesini tuttu. Sebastian aniden durdu ve Acıyorlar mı? diye sordu. Aneesa gülümsemeye çalıştı ama erkeği umutsuzca arzuluyordu. Biraz, fazla hassaslar ama önemli değil. Sebastian o anda göğüslerine o kadar nazikçe dokundu ki genç kadını az daha ağlatacaktı. Bütün kıvrımlarım hissetti eliyle ve sonra başını eğerek sertleşmiş göğsünün ucunu ağzına almadan önce, koyu renkli halkayı emdi. Öyle enfes bir histi ki bu, Aneesa nm başı onu aynı anda dolduran zevk ve sızıyla geri düştü. Erkeğin dudaklan bir göğüsten diğerini keşfederken, elleriyle Sebastian m başını tutuyordu. İşte tam o sırada, hâlâ arzudan kendinden geçmiş bir halde olan Aneesa, Sebastian m önceki gece bir başka kadmla randevusuna gittiğini, internette gördüğü sarışın kadınlarla beraber çekilmiş fotoğraflarını hatırladı.

51 Erkeğin hızla saçlarını çekti ve başını kaldırarak, Seninle yatmayacağım. Daha yeni başka bir kadınla beraber oldun. dedi. Sebastian da başmı kaldırdı. Gözleri parlıyordu, yüzü kızarmıştı. Kaşlarını çatarak, Sen neden bahsediyorsun? diye sordu. Aneesa kollarını genç adamın başından çekti. Vücudun her bir hücresi itiraz etmesine rağmen, eğilerek yerden tişörtünü aldı ve giydi. Birdenbire üşümüştü. Kollarım bedenine sardı. Geçen akşam başka bir kadmın yatağındaydım.. Daha sonra kendine engel olamayarak, düşünmeden konuşmaya devam etti. Bu konuda büyük bir şöhretin olduğunu da biliyorum. O yüzden sadece sıkıldığın ve sevgililer arasında geçiş yaptığın bir dönemde olduğun için seninle yatmayacağım. Bombay da o gece olan da buydu sonuçta, değil mi? Aneesa erkeğin çıplak ve iyice uyanmış bedenini görmemek için önüne bakarak arkasını döndü. Pantolonunu giydiğini duyabiliyordu. Aneesa... Genç kadın geri dönmedi ama Sebastian m içini çektiğini duymuştu. Birden omzunda hissettiği bir el nazikçe onu döndürdü. Sebastian parmağını Aneesa nm çenesine koyarak onu kendine bakmaya zorladı hafifçe. Genç kadının bakışları ise oldukça inatçıydı. O gecenin sıkılmakla falan bir ilgisi yoktu. Ayrıca âşıklar arasında bir boşlukta falan da değildim. Şimdi de değilim. Sana o gece ne söylediğimi hatırlıyor musun? Normalde böyle bir şey yapmadığımı söylemiştim hani. Aneesa yarım bir şekilde omzunu silkti. Hâlâ Sebastian m gözlerinin içine bakamıyordu. Bu gerçekti. O geceden önce haftalardır kimseyle yatmamıştım. Sonra karşıma sen çıktın. Ben de böyle bir arzuyu kimseye karşı hissetmemiştim. Aneesa bir şey demiyor, ona bakmıyordu. Sebastian yeniden derin bir nefes aldı. Önceki gece o kadınla yatmadım. Dürüst olmam gerekirse o gün sen gelmemiş olsan yine de yatamazdım. Dudaklarını sıkmıştı. O randevuyu ayarlamamın tek nedeni seni aklımdan çıkartamamamdı. Sonradan randevuya gitmemin nedeni ise seni tekrar görmemin beni ne kadar etkilediğini ve durumumun ne kadar acınası olduğunu görmemdi. Aneesa nm bakışlarını Sebastian m gözlerine kilitlendi. Genç adam çenesini sıkıca tutuyor, hareket etmesini engelliyordu. Bombay daki o geceden beri kimseyle yatmadım. Senden başka bir kadmla beraber olma düşüncesine midem dayanamadı. Aneesa dayanamayarak, Neden beni bir daha görmek istemedin o zaman? diye sordu. Aniden sustu. Duyduğu güvensizlikten nefret ediyordu. Yani demek istiyorum ki, sevgili edinmekte bir problemin yok belli ki. Neden benimle görüşmek istemedin?

52 Sebastian m kendini koruma içgüdüsü olduğu yerde kilitlendi kaldı. O anda genç kadına verebileceği tek bir cevap vardı. Gerçeğin sadece yarısı. Çünkü farklı olduğunu biliyordum. Benim vereceklerimden çok daha fazlasmı hak ediyorsun. Ama şu an buradasın... O geceden beri, her gün seni istedim. Sana karşı koyacak kadar güçlü değilim... Buna... Aneesa Sebastian m gözlerinin içine baktı ve o anda savaşı kaybetti. Genç adamın söylediklerinin doğru olduğunu biliyordu. Elbette daha fazlası olduğunu da biliyordu. Ama şimdilik bu kadarı yeterdi. Her ne kadar içinden bir ses, Sebastian ın bebekle veya bebeksiz geçici bir zevk alışverişinden başka bir şey veremeyeceğini söylese de. Ona çok ihtiyacı vardı. Açtı. Vücudu onun için sızlıyordu. Ayrıca Aneesa Sebastian m ona pek çok kadına verdiğinden daha çok söz verdiğini de hissediyordu. Hem genç kadın onun bebeğini, bir parçasını taşıyordu. Sebastian bir sonraki hareketini bekliyordu bu yüzden Aneesa yeniden tişörtüne ulaşarak onu çıkarttı. Kumaşı yavaşça yere attı. Erkeğin tam önünde durarak, kollarını boynuna sardı ve haftalardır çektiği özlemle onu öptü. Birkaç dakika içinde ikisi de çırılçıplak yataktaydılar. Bacakları ter içinde birbirlerine dolanmıştı ve ikisi de acilen birleşme ihtiyacı duyuyorlardı. Ancak, Sebastian içine girdiğinde ve Aneesa onu zevkle kabul ettiğinde genç kadın başının belada olduğunu ve bu erkeğe nasıl âşık olmak üzere olduğunu anladı. Aneesa eğer Sebastian ile seviştikten sonra ilişkilerinde bazı ilerlemeler olacağını düşünmüşse, saflık etmiş olurdu. Erkeğe yavaş yavaş âşık oluyor oluşu, genç kadm için hayatında ne kadar büyük olay ise, Sebastian için de bu ilişki bir o kadar fiziksel ihtiyacı dindirmekti. İki haftadır, her gece çoğunlukla Aneesa nm yatağında sevişiyorlardı. Ama Sebastian hiç sektirmeden her gece seviştikten sonra kalkıyor ve odasına gidiyordu. Bir gece dayanamayıp Sebastian m odasında seviştiklerinde, genç adam, yorgun ve bitkin Aneesa yı kucağında odasına taşımıştı. Genç kadın itiraz ettiğinde ise, eğilerek dudaklarına bir öpücük kondurmuş ve Ben seni uyutmam, demişti. Sebastian gittikçe uzaklaşıyor, tam tersine daha çok içine kapanıyordu. Sanki fiziksel ilişkileri, aralarında olabilecek her türlü duygusal yakınlığı olumsuz etkiliyordu. Yine de Aneesa ilişkilerinin fiziksel boyutuna son verirse, genç adamın daha çok geri çekileceğinin farkındaydı. Sebastian bebeğinin babasıydı ve tehlikeli olacak kadar ideal bir hayaldi ama Aneesa beraber bir gelecek hayal etmeden duramıyordu. Bir gün ona erişebilecek, sakladığı sırları öğrenecek olsa sonsuza kadar beklerdi. Ama şu sıralar sabırlı davranıp, doktor randevularına tek başına gidecekti. Bebekle ilgili herhangi bir konu olduğunda Sebastian çok daha fazla içine kapanıyordu. Aneesa ya nasıl hissettiğini asla sormuyor, yapılan planlardan uzak duruyor, bebeğe karşı en ufak bir ilgi bile göstermiyordu. Hem de

53 seviştikleri sırada, genç kadının hızla büyüyen kamının farkında olmasına rağmen. O gün Aneesa bebeğini ilk kez ultrasonda görecekti ve Sebastian buna her zamanki gibi ilgi göstermemişti. Doktor muayenesinden çıktığı sırada ilkbahar güneşi tepede parlıyordu. Genç kadın huzur doluydu. Sağlıklıydı ve bebekle ilgili her şey harika ve normal gidiyordu. Çantasında bebeğinin minik bir fotoğrafı vardı, ancak bu güzel haberi paylaşabileceği kimse yoktu. Caddede yürüyen insanlar hızla yanından geçiyor, kimse Aneesa nın yalnızlığını fark etmiyordu. Evini özlüyordu. Birden her yıl yeni bir hayat kurmak veya hiç tanımadıkları bir erkekle evlenmek için evlerinden ayrılıp İngiltere ye gelen binlerce Hint kadınına karşı yakınlık hissetti. Ani bir düşünceyle, bir sokak telefonundan eve gelmediği için onu merak edecek olan Daniel i aradı ve ne yapacağını haber verdi. Ve günlerdir hissetmediği kadar neşeli bir şekilde insan kalabalığına karıştı. Elinde metro haritası, Daniel den aldığı yol tarifini takip ederek, en yakın istasyonun içine girerek ortadan kayboldu. Sebastian, elleri cebinde ofisin camından dışarı bakıyordu. Düşünceleri karmakarışıktı. Ne zaman böyle hissetse, içine kapanırdı ve Aneesa ile yeniden sevişmeye başladığından beri bunu yapıyordu. Geçmişte her zaman işe yaramıştı. Streslerde ve ani krizlerde, içine kapanır ama böyle zamanlarda çok çalışır, çok verimli olurdu. Maraton koşarken, kendini kaybedebilir, düşünebileceği en yorucu sporu yapabilirdi. Çocukken, babasının sahip olduğu ahırlarla ilgilenir, bitkinlikten titreyene ve terleyene kadar atları sürer ama adrenalinle dopdolu olurdu. O zaman bütün acılardan kurtulur, hissetmezdi. Annesinin bütün ilgi ve sevgisini küçük erkek kardeşi Nathaniel e verdiği gerçeğini unuturdu. Carrie nin hayatından tamamen çıkmasıyla, hep dışlandığını düşünmüştü. Ama şimdi... İçine kapanmak her zamankinin aksine işe yaramıyordu. İlk olarak duygulan yüzeye çok yakındı ve incecik bir cam gibi her an kınlabilirdi. Üzücü olan, fiziksel aktivitelerle boşalmayı eskisi gibi arzulamamaşıydı. İlgisi azalmıştı. Hepsinden daha da rahatsız eden ise uyumaya başlamış olmasıydı. Şafakta kalkıyor, evde durmak yerine altı millik bir koşuya çıkıyordu. Aneesa dan uzak durarak, sevişmenin getirdiği yakınlığa karşı çıkıyordu aslmda. Aniden beliren suçluluk duygusuyla sarsıldı. Aneesa nın bugün doktorla randevusu vardı. Elbette haberi vardı, ancak genç kadın Gelir misin? diye sorduğunda, ilk tepkisi hayır diyerek kestirip atmak olmuştu. Siyah beyaz ekranda bebeğin ilk görüntülerini görme düşüncesi bütün hücrelerini korkuyla dolduruyordu. Genç adam suratını ekşitti. Spor yapmak ilgisini çekmiyordu. Çünkü Aneesa oralarda bir yerde, bebeğine bakıyordu. Onların bebeğine. Yanında Sebastian olmadan. Aniden harekete geçerek, evi aradı ve Daniel Anee-sa nın

54 evde olmadığını söyleyince kaşlarını çattı. Endişelenmişti. Randevusunun bir saat önce bitmesi gerekiyordu. Şimdiye kadar eve gelmiş olmalıydı. Daniel, Bana telefon etti ve Brick Lane e nasıl gidebileceğini sordu. Ben de tarif ettim... Sebastian daha fazla kâhyasının söyleyeceklerini dinlemedi. İlk gün güvenlik görevlisinin karşılaştıklarında Aneesa ya gösterdiği korkunç ilgiyi hatırlamıştı. Genç kadın Bollyvvood un en büyük yıldızlarından biriydi ve Hintli nüfusunun çok fazla olduğu bir semte gidiyordu. İçinde gittikçe büyüyen korkuyla, telefonun ahizesini bıraktı ve yardımcısından hemen arabasının getirilmesini istedi. Sonra da Aneesa ya İngiltere de kullanması için bir cep telefonu vermeyi bile akıl edemediği için kendine küfretti. Tek umudu genç kadının bir şapka giyiyor ve güneş gözlükleri takıyor olmasıydı. Aneesa metrodan çıktıktan sonra, Bethnal Green de ana cadde üzerinde öylesine dolaşıyor, Brick Lane i arıyordu. Etrafına heyecanla göz atmakta, ortamın tadını çıkartmaktaydı. Çevrenin renkliliğinden çok hoşlanmıştı. DVD satılan bir dükkânın kapısında çektiği filmlerden birinin posterini gördü. Hatta etrafta ana dilinin konuşulması bile gülümsemesine neden olmuştu. Buraya geldiği için şükrettiği sırada, oradan geçen kadının biri kolundan yakaladı ve şaşkınlıkla, Aneesa Adani? diye bağırdı. Genç kadın bir an için irkildi. Neredeyse insanların onu tanıyabileceğini unutmuştu. Aneesa yavaşça gülümsedi, kadın ise histerik bir şekilde arkadaşlarını yanına çağırmaya başlamıştı. Saniyeler içinde Aneesa nm etrafını küçük bir kalabalık sardı. Bir grup kadınla beraber fotoğraf çektirdi. Gürültüyü gören ve nedenini merak eden geldi, kalabalık arttı. Kimse gerçek bir Bollyvvood yıldızının semtlerine uğrayabileceğine inanamıyordu. İnsanlar birbirini iterken ve daha fazla fotoğraf ve imza isterken, Aneesa yı artık itip kakmaya başlamışlardı. Neredeyse yere düşecekti ki, o anda ilk kez korktu. Başını kaldırdığı anda tek gördüğü onu saran binlerce yüzdü. Kalabalığın artmasıyla, Aneesa özür dileyen bir gülümsemeyle gitmeye kalktı. Bombay da sürekli korumalarla çevrili olduğu için böyle bir olayla karşılaşmamıştı. Ama o anda memleketinden kilometrelerce uzaktaydı ve yabancılardan oluşan bir kalabalık onu sarmıştı. Bir anda ortamın havası değişmeye başladı. Yaşlı bir kadın Aneesa yı itti ve ona tükürdü. Genç kadmın kıpkırmızı kesilmesine neden olacak şekilde hakaret etti. Hamileliğiyle ilgili haber Bombay dan buralara kadar sıçramıştı anlaşılan. Sonra, başka bir kadın daha ortaya çıktı ve Aneesa nm başına doğru uzandı. Sanki saçını çekmek ister gibi. Aneesa paniğe kapılmıştı. Ona ve bebeğine zarar vermelerinden korkuyordu. Elini kamına götürdü. Bebeğini kommak istiyordu. Kalabalıktan başka bir şey göremiyor, eğer kaçamazsa, ezileceğini biliyordu. Birden hareket arttı, kalabalık daha da gerginleşti. Onu savunan insanlarla, dövmek isteyenler birbirleriyle kavga ediyordu.

55 Boğazına takılan çığlıklar arasında, kaçmak için çaresizce bir boşluk aradı. Ancak, yolun kenarında onlara yaklaşan arabayı ve Sebastian m uzun boyunu ve asık suratmı gördüğünde bir aptal gibi gözlerini kırpmaktan başka bir şey yapamadı. Genç adam kalabalığı yararak kararlı bir şekilde ona yürüdü. Sonunda Aneesa ya sarıldı ve hiç çaba harcamadan onu kucağına aldı. Aneesa da sımsıkı Sebastian m boynuna sarılarak erkeğin göğsüne kıvrıldı. Ancak o dakikada, kendi vücuduna dayanmış sert bedenini hissettiğinde, Sebastian m gerçek olduğuna inanmış, rahatlamıştı. Arabaya varıp da, içeri girdiklerinde ve hareket ettiklerinde hâlâ genç adamın kucağında yatıyor ve tir tir titriyordu. Sebastian bir yandan çocukmuş gibi sırtım okşarken, diğer yandan da rahatlatıcı sözlerle onu sakinleştiriyordu. Sonunda Aneesa yeterince yatıştığında başmı kaldırdı ve kekeleyerek, Nasıl... Nasıl bildin? diye sordu. Sebastian, ona baktı ve saçının bir tutamını genç kadının kulağının arkasına nazikçe atarken, Daniel söyledi, dedi. Ağzını sımsıkı kapatmıştı, işte o anda Aneesa erkeğin bedenindeki gerilimi hissetti. Tanrı ya şükürler olsun, ona nereye gideceğini söylemişsin. Brick Lane e gelir gelmez kalabalığı gördük. Aneesa başmı salladı. Hiçbir şey yapamadım. Anlayamadım. Böyle bir şey olacağı aklıma bile gelmedi. Kalabalığın nasıl aniden artarak onu ezeceği aklına geldiği anda, tekrar titremeye başladı. Yüzü bir anda öfkeyle dolmuştu. Önceleri çok naziktiler. Ama sonra yaşlı bir kadın benim ve bebeğim hakkında iğrenç şeyler söyledi. Gözyaşları akmak üzereydi. Sebastian bir elini kamına koyarak, genç kadını öptü. Bebeğe ilk kez dokunuyordu. Aşın geleneksel bir topluma aitler o yüzden. Bombay dan nasıl aynldığma bir baksana... Geleneklerini tehdit eden, onlan tehdit etmiş oluyor. Gurbette olanlar daha çok bağlanıyorlar bu geleneklere. Aneesa başmı sallayarak, dudaklarını ısırdı. Toparlanmakta hâlâ zorluk çekiyordu. Kamında hissettiği Sebastian ın eli, onu daha da hassas yapıyordu. Sürekli Sebastian a sızlandığının da farkındaydı. Biliyorum... Ama bu kadar yakından tanık olmak çok büyük bir şoktu... O anda Sebastian ın kamındaki eli gerginleşti. Benim de bebeğim. Bizim bebeğimiz, dedi sert bir sesle. Aneesa genç adama baktı ve ilk kez yüzünün ne kadar beyaz olduğunu fark etti. Şimdi de başını sallıyordu. Seni o kalabalığın içinde görünce... Sözünü tamamlayamadı. Bugün doktora seninle gelemediğim için özür dilerim. Tek başına gitmene izin vermemeliydim. Bunun bir daha tekrar olmasına izin vermeyeceğim. O aptal yaşlar yeniden akmaya başladı. İyiyim ben, gerçekten. Önemli değil. Buna alışmak senin için kolay değil, biliyorum. Erkek kararlıydı. Ne olursa olsun, seninle geleceğim.

56 Aneesa sonunda rahatlayarak, sımsıkı sarıldığı Sebastian Tn boynundaki kollarım gevşetti. Genç adam hafifçe yerinde kayarak, Aneesa nm kucağına iyice yerleşmesini sağladı. Aneesa bu yakınlıktan dolayı kızarmıştı. Geri çekilmeye çalıştı ama Sebastian gitmesine izin vermedi. Olduğun yerde kal. Korumaların olmadan hiçbir yere gitmiyorsun artık. Devam etmeden derin bir nefes aldı. Biliyorum, pek çok konuyla ilgilenmekten kaçıyordum. Özellikle de bebekle ilgili olanlardan. Ama bundan böyle yanında olacağım. Erkeğin mavi gözlerinde savunmasız bir ifade bulacağını ve onun buna tanık olmasından nefret edeceğini bildiği için, Aneesa Sebastian Tn şefkatine dayanamayarak, çenesini okşadı ve yumuşak bir sesle, Teşekkür ederim, dedi. Dudaklarına bir öpücük koyduğunda ve genç adamın dili onunkini arayıp bulduğunda ise merhametsiz bir arzu kıvılcımı onlan sardı. Sebastian günün geri kalanında Aneesa ya porselenden yapılmış bir bebek gibi davrandı. Öyle ki genç kadın öfkesine gem vurmak zorunda kaldı. Özellikle de akşam yemeğinden sonra, onu yemek odasından yatak odasına kendi taşımak istediğinde. Kendini suçlu hisseden Daniel ile uğraşmak yeterince zor olmuştu zaten. Adam farkında olmadan Aneesa yı tehlikenin tam ortasına gönderdiği için kendini kaybetmiş, genç kadının söylediği hiçbir şey işe yaramamıştı. Ancak, Sebastian, onu nazikçe yatağın üzerine koyarken, Bugün bebeğin resmini aldın mı? diye sorduğunda, bütün sabırsızlığı kayboldu. Aneesa başını sallayarak kalktı ve çantasını almaya uzandı. Kalbi deli gibi atıyordu. Sebastian ın ses tonu cesaret vericiydi. Aneesa çantadan bebeğin siyah beyaz görüntüsünün olduğu kâğıt parçasını çıkarttı ve ona uzattı. Alaycı bir gülümsemeyle, Pek bir şeye benzemiyor. Bacaklarını kavuşturarak, erkeğin yanına oturdu ve bebeğin sırtının kıvrımını ve kafasını gösterdi. Sonra elini kamına götürdü ve İçimde olduğuna gerçekten inanamıyorum. Özellikle daha hareket ettiğini hissetmediğim için, dedi şaşkınlıkla. Sebastian sadece kâğıda bakıyordu. Yüzü çok hevesliydi. Erkeğin yumuşamasından ve bütün gün ona şefkatli ve nazik davranmasından cesaret alan Aneesa tereddüt ederek, Gazetede birkaç gün içinde erkek kardeşin Nathaniel in, evleneceğini okudum. Düğüne gidecek misin? diye sordu. Sebastian amnda gerginleşti. Aneesa onun yataktan kalkıp gideceğinden endişelendi. Çenesini sımsıkı sıkmıştı ama kıpırdamadı. Sonunda iyice gerilmiş bir sesle, Hayır, düğüne gitmiyomm ve bu konuyu da konuşmak istemiyorum, dedi. Aneesa hem korkarak, hem de önemli olduğunu bilerek üsteledi. Ya ben konuşmak istiyorsam? Sebastian genç kadınla göz göze gelmekten kaçındı. Lütfen Aneesa, beni zorlama. Aneesa daha fazla som soramadı. Gerçeği gören zeki gözleri bebeğin resmine bakmanın onu nasıl etkilediğini görebiliyordu. Sebastian bilgisayar

57 çıktısını genç kadına geri verdi. Akabinde yataktan kalkarak, Aneesa ya banyoyu hazırlamakla ilgili bir şeyler mırıldandı. Banyoya kaçmıştı. Kendini bir korkak gibi hissediyordu. Ama işin doğrusu, sanki bütün dünyası dağılıyordu. Aneesa nın somları doğmdan hedefe vumyordu. Özellikle de, ağabeyi Jacob ın bütün aileyi bir araya getirmeye karar verdiği şu sıralarda. Birden gerçek olanca gücüyle yeniden yüzüne çarptı. O belli belirsiz silik resimde kendi oğlu ya da kızı vardı. Hayatında ilk kez onu saran duygulann korkuyla bir alakası yoktu. Aksine Sebastian bu duygulann sevinç olduğunu düşünüyordu. Aneesa nm banyo yaptıktan sonra, som sormaktan vazgeçmesi Sebastian ı rahatlatmıştı. Genç adam çok istemesine rağmen, onunla sevişmeye kalkmadı. Yine de bir şekilde ona yakın olmak istiyordu. Bugünkü olayın getirdiği korku hâlâ içindeydi ama yine de kendini tuttu. O gece Aneesa nın yanında yattı. Genç kadın vücudunu vücuduna yaslamış, erkeğin kollan ona sanlmıştı. Sebastian o gün korkudan, bir parçası kopuyormuş gibi hissetmişti. Aneesa nm nefes alışlan gayet normaldi ve genç adam bir dakika içinde kalkacağını ve gideceğini söyledi kendine ama gözlerinin kapanmasına engel olamadı. Bir türlü bulamadığı uykunun tatlı dokunuşları sonunda onu bulmuştu. Sebastian yeniden aynı kâbusu gördüğünü biliyordu çünkü nefes alamıyor, birileri ya da bir şeyler onu tutuyordu. Özgür kalmak için mücadele ederken, yataktan fırladı. İşte o anda nerede olduğunu hatırladı. Aneesa iri gözlerle genç adama bakıyordu. Saçları omuzlarına dağılmıştı. Kâbus görüyordun. Birini çağırıyordun yanına gelmesi için. Sebastian titreyen bacaklarla pencerenin önüne doğru yürüdü. Kalbi deli gibi atıyordu, vücudu terden sırılsıklamdı. Artık sessiz kalamadığı için konuşmaya başladı. Sonsuza kadar içine atamazdı. Annemi çağınyoıdum. Evet, dedi Aneesa usulca. Sebastian hâlâ kendine gelememişti. Faik etmeden kâbusu yeniden yaşıyoıdu. Büyüdüğüm evdeydim. Wolfe Malikânesinde. Çok ufağım ve karanlıkta yalnız başıma bir koridordayım. Çok kötü bir şey olduğunu biliyorum. Korkuyorum ve ağlıyorum ama yanıma kimse gelmiyor. Birden etrafımı bir sürü insan sarıyor. Kardeşlerim, ağabeylerim, kâhyamız, babam... Ama beni görmüyorlar. Görmeden yanımdan geçip gidiyorlar. Genç adam Aneesa nm yatağın köşesine geldiğini duyabiliyordu. Yanına gelmemesi için, sessizce dua etti. Yoksa dayanamaz iyice dağılırdı. Sebastian bu sadece bir kâbustu... Aneesa nm kalbi arkası dönük bu gururlu erkek için atıyordu. Sebastian döndü ve genç kadın onun yüzündeki kasvetli ifadeden şok oldu. İşte olay da bu zaten... Bu bir kâbus değil. Anı. Yaklaşık bir yaşındaydım. Annem kendini öldürmek evimizin bulunduğu arazideki göle girdi. Kucağında kardeşim Nathaniel vardı. Daha bebekti o sırada. Babamsa

58 sadece öfkelenmişti çünkü annem yeniden hamile kalacak kadar aptaldı. Sadece iki ağabeyim göl kenarında olduğu için kurtuldular. Aneesa nefes alamadı. Bu... Çok korkunç... Sebastian gülümsedi. Acı bir gülümsemeydi. Evet. Ama bunun gibi daha neler var. Mesela ağabeyim Jacob, babamla kavga etti. Sonunda kavga babamın ölümüyle sona erdi. Aneesa konuşmaya çalıştı. Sebastian... Genç adam elini salladı umursamazca. Hayır. Bu konuyu konuşmayacağız bir daha. Uyuman gerekiyor. Seni rahatsız ettiğim için özür dilerim. Odadan çıktı. Aneesa yatağa kıvrılıp, kollarını vücuduna dolamadan önce uzun bir süre oturduğu yerde kaldı. Bu gece yalnız olmak istemiyordu. O gün olanlardan ötürü hâlâ hassastı. Ama Sebastian m hiçbir şekilde geri gelmeyeceğini de biliyordu. Onun sınırlarını zorlamıştı. ALTINCI BÖLÜM ErTESİ gün Aneesa uyanıp, kahvaltıya indiğinde, Sebastian ın ofise gitmiş olduğunu öğrenince şaşırmadı. Daniel, Sebastian m mesajını ileterek, geç saatlere kadar çalışacağını onu beklememesini söyledi. Genç kadın derin bir nefes aldı. Bir adım ileri giderken, beş adım geri gidiyorlardı. Bütün gece, yanından geçen insanların umursamadığı, küçük bir oğlan çocuğunun, karanlık bir koridorda perişan olduğuna dair yarım yapalak kâbuslar görmüştü. Harika, diye düşündü kendine bir fincan çay koyarken. Şimdi de onun kâbuslarını görmeye başladım. Ancak küçük çocuğun görüntüsünde acıklı bir şeyler vardı. Sessizce çocuğunu böyle bir hikâyeden koruyacağına yemin etti. Kahvaltıdan sonra, Sebastian m Intemet i kullanabileceğini ve evi arayabileceğini söylediği çalışma odasma gitti. Kararlı bir şekilde orada saatlerce oturarak, Wolfe ailesi hakkında bulabileceği bütün bilgileri aradı internette. Bu kez çok daha fazla bilgiye ulaşmıştı. Ancak Daniel kapıyı çalıp da, onu akşam yemeğine çağırdığında ne kadar uzun bir süre geçirdiğini fark etti. Öğrendiği bilgilerden başı dönüyordu ama cevaplan bulmaktan ziyade daha çok sorularla karşılaşmıştı. Söylentilere göre, Sebastian m babası William Wolfe karizmatik ve toplum içinde yüksek bir konuma sahip bir adamdı. Aynca büyük bir serveti, gizemli bir karakteri olan William Wolfe un yedi çocuğu ve bir de gayrimeşru oğlu vardı. Ünlü Brezilyalı girişimci Rafael da Souza. William Wolfe belli ki kadınlar tarafından sevilen bir adamdı. Zira başından üç evlilik geçmiş, birçok sevgilisi olmuştu. Yine de görünüşe göre, bütün ilişkileri bir şekilde felaketle esrarengiz şekilde sona ermişti. Tıpkı Sebastian m dediği gibi, kaza olduğu söylenmesine rağmen, en büyük oğlunun ellerinde ölmüştü. Nathaniel ve Sebastian m annesi Car-rie Hartingtons hakkında tek bir yazı vardı. O da yirmi beş yıl önce bir akıl

59 hastanesine yatırıldığını anlatıyordu. Şimdi nerede olduğuna dair bir haber yoktu. Aneesa Sebastian m açıklamalarından sonra ancak tahmin edebilirdi. Belki de Carrie doğum sonrası depresyona girmişti. Kocasının onu bu duruma ittiği söylenemezdi, değil mi? Sonuç olarak, o gece yorgun argın yatağa girdiğinde, genç kadın Sebastian ın geçmişi hakkındaki hikâyeyi sadece satır aralarından öğrenmişti. Ayrıca bütün bunları erkeğin ona yüz yüze anlatması gerektiğinin de bilincindeydi. Birkaç saat sonra uyandığında, Sebastian m yanma yatağa uzandığını hissetti. Çıplak vücuduyla genç kadmı sarmıştı. Geri gelmesinden duyduğu ani rahatlamayla, Aneesa konuşmadan döndü, erkeğin yüzünü ellerinin arasına aldı ve dudaklarından öptü. Geceliği saniyeler içinde çıkmıştı. Seviştikleri sürece Aneesa tek kelime etmedi. Sonrasında, Sebastian gitmek istediğinde, kollarından yakaladı. Kararlı bir sesle, Gitme, Ben uyuyana kadar kal, dedi. Genç adamın mücadele ettiğini görebiliyordu ama nihayet erkek bundan vazgeçti ve o uyuyana kadar Aneesa uyanık kaldı. İçinden kâbus görmemesi için dua ediyordu. Sonunda o da kâbussuz bir uykuya teslim oldu. Ertesi gün tek başma uyandığında Aneesa bir an gece Sebastian m geldiğini hayal ettiğini sandı. Ama çıplak ve hafifçe sızlayan vücudu tam tersini söylüyordu. Daha yataktan kalkmadan içgüdüsel olarak Sebastian m işe gittiğini biliyordu. Küçük öfke ateşi belirdi içinde. Kesinlikle erkeğin ona iletişim kurabileceği bir insan gibi değil de, sanki yatağını ısıtmak için buradaymış gibi davranmasına izin vermeyecekti. Onun çocuğunu taşıyordu. Ne kadar çok sır saklarsa saklısın daha iyisini hak etmişti. Sebastian m canı sıkılmış ve rahatsız olmuştu. Gördüğü kâbusu anlatıp da, Aneesa en zayıf anma tanık olduğundan beri, böyle hissediyordu. Sınırlarım yeniden belirleme konusunda kararlıydı. Ruh sağlığını yeniden kazanacaktı. Dün ofise gitmiş ve yardımcısına satılık ya da kiralık daireler bulmasını istemişti. Ya Aneesa taşınacak, ya da o taşınacaktı. Evi ve Daniel i Aneesa alabilirdi. Burada onunla daha fazla kalamazdı. İri gözleriyle her hareketini takip ederken, sessizce onu sorguya çekerken, yapamazdı. Bu yüzden dün gece eve geldiğinde, kiralık ve satılık ev broşürleri getirmişti. Aneesa ile konuşmakta kararlıydı. Onun için her şeyi en iyi şekilde ayarlayacak, böylece ne genç kadının ne de bebeğin bir şeye ihtiyacı olacaktı. Bombay da da aynı düzeni sağlayabilirdi. Eğer isterse onlara yakın olur ama kendi hayatına da devam ederdi. Ayrıca ilişkilerinin fiziksel boyutuna da son verecekti. Hayatında kalıcı olmayacağı için, Aneesa ile sevişmek haksızlık olurdu. İçinde kökleşmiş korkulan atamıyor, mutlu bir aile olacaklarına dair bir geleceği gözünde canlandıramıyordu. Ama sonra... Sebastian genç kadının uyumakta olduğu odasına gelmiş, karşı koyamadığı bir güce yenilerek, soyunarak ve yatağa, onun yanma

60 yatmıştı. Aneesa ya mutlaka dokunmalıydı. Sonra kadın ona dönmüş ve erkeği öpmüştü. Öyle tatlıydı ki, Sebastian kendini kaybetmişti. Ve en kötüsü şafağa kadar Aneesa mn yanında uyumuştu. Uyandığında ilk olarak kâbus görmediği için rahatlamıştı. Elleri ve kollan yumuşak, kıvrımlı ve sıcacık bir bedenin üzerindeydi. Sanki uykusunda bebeğini korumak istemiş gibi, bir elini genç kadının kamına koymuştu. O yumuşak ama sert kabanklık korkudan terlemesine, Aneesa yı uzaklaştırma düşüncesi ise paniğe kapılmasına neden oluyordu. İşte sırf bu kafasının içindeki zıt düşünceler yüzünden genç kadın kalkmadan, o iri gözleri ve engelleyemediği somlan görmeden evden çıkmıştı. O sabah, Daniel alışverişe gidecekti ve Aneesa onunla gitmeyi kabul etmedi. Daniel, Sebastian ın iki tane komma ayarladığını söylemesine rağmen dışan çıkmaktan huzursuzluk duyuyordu hâlâ. Bir şekilde sadece kendini sadece Sebastian ile beraberken güvende hissedeceğini biliyordu. B öylece, çalışma odasının önünden geçerken, telefonun çaldığını duyunca, evde yalnız olduğundan telefona cevap vermeye karar verdi. Kalbi Sebastian ın aradığını düşünerek hızla atıyordu. Ama o değildi. Genç adama benzeyen, onunki gibi otoriter ve derin bambaşka bir sesti. Sebastian ı sorduğunda, Aneesa işte olduğunu söyledi. Arayan adam derin bir nefes aldı ve Aneesa Adani ile mi görüşüyorum? diye sordu. Evet. Kiminle görüşüyorum? Genç kadın dikkatle cevap vermişti. Uzun bir sessizlikten sonra, Ben Jacob Wolfe, Sebastian m ağabeyi. Oh. Aniden Aneesa bu adamın, babasının ölümünden sorumlu olduğunu anımsadı. Oh iyi bir tepki, dedi alaycı ses. Sebastian Nathaniel in düğün davetiyesine bir cevap vemıedi. Erkek kardeşimizin bu hafta sonu evleneceğini biliyor musun? Evet... Aneesa nm kafasında pek çok soru vardı. Duydum... Gazetede okudum. Ama Sebastian m düğüne geleceğini sanmıyorum. Nedense şaşırmadım. Yeniden bir sessizlik oldu. Gazetelerden bahsetmişken, seni ve kardeşimi beraber gördüm. Aneesa kaşlannı çattı. Ne demek istiyorsun? Jacob ona Bethnal Green de onu kalabalıktan kurtaran Sebastian ın kucağında çekilmiş fotoğraflarının bir kaç gündür bulvar gazetelerinde yer aldığını anlatırken bembeyaz kesildi. Gözlerini kapamıştı. Başlıkları düşünebiliyordu. Sormamın sakıncası yoksa gerçek mi? Yani gerçekten kardeşimin bebeğine hamile misin? Aneesa acı içinde Hint gazetelerinin bu bilgiye ulaşmasının an meselesi olduğunu anlamıştı. Evet. Daha kendi ailesine bebeğinin babasının kim olduğunu söylememişti. İyi o zaman, Sebastian gelmese bile düğüne gelmelisin. Artık ailenin bir parçasısm. Herkes seninle tanışmaktan mutlu olur.

61 Aneesa telefonun kordonunu sıktı. İşte şimdi Sebastian ı tanımak için eline bir fırsat geçmişti. Jacob haklıydı. O artık ailenin bir parçasıydı. Sebastian istese de, istemese de. Tamam, dedi boğuk bir sesle. Gelmeyi çok isterim. Jacob m sesi canlandı. Güzel. Hafta sonu görüşürüz. Sebastian a onu aradığımı söyle. Aneesa ancak telefonu kapattığında ani bir sezgiyle çalışma masasının önündeki çekmeceyi açtı. İçinde NathanieTin düğün davetiyesi vardı. İkiye parçalanmıştı. Sebastian ın davetiyeyi tamamen yok etmemesi genç kadının umutlanmasını sağlamıştı. İki parçayı birleştirdi ve kararlı bir şekilde bantla yapıştırdı. Daha sonra tam çalışma odasından çıkmak üzereyken onları gördü. Masanın köşesinde duruyorlardı. Pek çok parlak broşür... Hepsi de satılık veya kiralık Sebastian m evine yakın lüks apartman dairelerine aitti. Daha da kötüsü Bombay daki apartmanların broşürleri de vardı. Aneesa o anda öyle kırıldı ki, nefes bile alamadı. Birden kapı çarpma sesi ve çalışma odasına gelen uzun adımlar duyuldu. Odanın kapısı aniden açıldı. Göz alıcı takım elbisesi içinde Sebastian karşısındaydı. Başarılı ve güçlü görünüyordu. Kaşlarım çattı. Ne oldu? Aneesa bembeyaz kesildiğini biliyordu. Başını salladı ve böylece kendini toparlamak için süre kazandı. Ne işin var evde? İçinden bir lanet okudu. Sanki burası evdi de. Sebastian gayet dikkatli bir şekilde, Toplantı için ihtiyacım olan bir evrakı unutmuşum. Aneesa yapıştırdığı elindeki davetiyeyi yukarı kaldırdı. Bu muydu? Ve sonra diğer eliyle bir tutam parlak broşürü kaldırdı. Belki de bunlardır? Onlara şöyle bir göz attıktan sonra başmı kaldırdı. İyice inceleyemedim hepsini ama belki de bebek geldiği zaman bir çatı katı dairesi benim için uygun değildir. YEDİNCİ BÖLÜM SeBASTIAN IN içinde anlaşılmaz bir öfke yükseldi. Sen ne hakla benim eşyalarımı karıştırırsın? Aneesa ise tam genç adamın önünde durdu. Yüzü solmuştu ve çok savunmasız görünüyordu ama bakışlarında bir kararlılık vardı. Bu hakkım var çünkü az önce ağabeyinin söylediği gibi ben ailenin bir parçasıyım. Uzun bir süre de buralarda olacağım. Bebeğimiz sayesinde. Söyle bana, diye devam etti konuşmasına. Yanaklarına artık biraz olsun renk gelmişti. Dün gece bana taşınmamı söylemeden önce yaptığın bir kaçamak mıydı? Yoksa kamım iyice büyüyene ve seni iğrendirene kadar bu fırsattan yararlanmaya devam edecek miydin? Sus, dedi Sebastian kısaca. Aneesa nm kamının büyümesi onda tam aksi duygular uyandırıyordu. Daha fazla konuşmasına fırsat bırakmadan, Ağabeyimden bahsederek ne demek istiyorsun? diye sordu.

62 Aneesa çalışma masasına yaslandı. Elinde hâlâ davetiyeyi ve broşürleri tutuyordu. Jacob az önce aradı. Seninle neden konuşamadığını ve Nathaniel in düğününe gidip gitmeyeceğini öğrenmek istemiş. Bu ismi duyduğu anda Sebastian m içinde saf bir acı belirdi. Gitmeyeceğimi sana zaten söyledim ve bu seni ilgilendirmez. Elini uzattı. Davetiyeyi bana ver. Aneesa davetiyeyi göğsünde tuttu. Hayır. Kolaysa gel de al. Ayrıca tamamen yok etmemişsin. Bu ne demek sence? Sebastian genç kadına doğru yürüdü. Yüzünü öfke kaplamıştı ama Aneesa korkmadı. Birkaç santim kala tam önünde durdu. Mavi gözlerindeki gerginliği görebiliyordu. Ellerini yumruk yapmıştı. Aneesa ise geri çekilmedi. Sana davetiyeyi vermiyorum çünkü o artık senin değil, benim. Jacob gelmemi istedi. Ben de evet dedim. Sebastian dişlerini sıkmıştı öfkeden. Gidemezsin. Onları tanımıyorsun bile. Genç kadın başın kaldırarak ona baktı. Onlan tanımıyor olabilirim ama görünüşe göre gazetelerin başköşelerine çıkmışız ve onlar beni tanımak istiyorlar. Senin aksine, Wolfe mirasçısını taşıdığımı daha kolay kabul ediyorlar. Jacob gazeteleri görmüş... Bu bir soru değildi. Evet, neden bana söylemedin? Sebastian elini saçlanrım arasından geçirdi. Çileden çıktığı belliydi. Seni üzmek istemedim. Belki de sadece kalıcı olmamı istemedin. Unutma ki hamilelikle ilgili konularda problemi olan ben değilim. Şensin. Aneesa hâlâ elinde tuttuğu broşürlere baktı ve sonra onlan Sebastian a fırlattı. Kâğıtları yakalaması ya da yerden toplaması için. Çok açık ki, delillerden kurtulmak için elinden geleni yapacaksın. Uygunsuz tek gecelik ilişkini eve kapatacaksın. Daha da uygunsuz olan bebeğinden de uzak duracaksın. Kapıya doğru yürüdükten sonra arkasını döndü. Hamile metresini kapatabileceğin hiçbir yere gitmeyeceğim Sebastian. Şansımı dener, Hindistan a giderim daha iyi. İster kabul et, ister etme, kardeşinin düğününe gideceğim. Bebeğimin ailesini tanımasını istiyorum. Aneesa yatak odasına geldiğinde baştan aşağı titriyordu. Sebastian ın dik kafalığma karşı çıkmak düşündüğünden de zor olmuştu ve içinde hâlâ o acı vardı. Tam kamında hissediyordu. Onlan böyle kapatmayı nasıl düşünebilirdi? Ama ne bekliyordu ki. Çaresizlik onu fena yakalamıştı. Pencerenin önünde duruyor ve manzarayı görmeden etrafı seyrediyordu. Sadece Sebastian Tn işe ve ondan uzağa gidişini haber verecek kapı çarpma sesini duymayı bekliyordu. Bir ses duyulmadı. O yüzden kapıda bir tıkırtı duyduğunda o kadar gergindi ki yerinden zıpladı. Kapı açıldı ve Sebastian göründü. Kravatı kaymış, gömleği çıkmıştı. O kadar yakışıklı görünüyordu ki, Aneesa onu vücudunun her hücresiyle istedi

63 ama yine de sert bir şekilde durdu. Eğer taşınması konusunda ısrar ederse, düğünden sonra Hindistan a dönmekte kararlı olduğunu söylemeye karar vermişti. Gitmen gereken bir işin ya da toplantın yok muydu senin? Yeniden günlük hayatmı bozmakla itham edilmek istemiyorum. Sebastian arkasından kapıyı kapattı ve tuhaf bir şekilde gülümsedi. Aneesa nm kalp atışları hızlandı. Genç adam kapıya yaslandı. Tamamen öfkeden arınmış bir sesle, Toplantımı iptal ettim ve benim günlük hayatım seninle Bombay da tanıştığım gece bitti, dedi. Genç kadının içindeki acı arttı. Şey... Ben bunun için üzgünüm. Sebastian elini kaldırdı. Ben değilim. Sonra, sessizce ona yaklaştı. Aneesa arkasındaki camdan kaçabilmeyi isterdi. Soğuk, uzak ve asabi Sebastian ile uğraşmak başka bir şeydi, dengesini bozan ve ne yapacağı belli olmayan Sebastian ile uğraşmak bambaşka bir şeydi. Dokunacak kadar yaklaşmıştı kadına ama dokunmuyordu. Gözleri yüzünde geziniyordu. Bakışları gayet yakışıksızca bir süre dudaklarında durdu. Bu bakışlardaki ateş, Aneesa nın bocalamasına neden olmuştu. Benim için tam bir baş belasısın Aneesa Adani. Öyle bir baş belası ki, ne kadar denersem deneyeyim seni görmezden gelemiyorum. Kabul ediyorum. Görünüşte seni evimden atmak için yaşayacağın bir yer arıyorum sana. Ama ne zaman seni uzaklaştırmak istesem, sana doğru çekildiğimi hissediyorum. Seni yanımda istemiyorum. Ama seni kendimden uzaklaştıramıyorum. Aneesa nm kalbi çılgınca atmaya başlamıştı. Çok kötü bir his olmalı. Sebastian yüzünü buruşturdu. Öyle. Özellikle de bu zamana kadar hayatım hep düzgün ve kontrollü olduğu için. Gözleri Aneesa yı büyülemişti. Bebeğe ve sana daha çok zaman ayıracağımı söylemiştim. Sözümden döndüm. Özür dilerim. Sebastian genç kadına biraz daha yaklaştı. Aneesa nefes alamıyordu. Erkeğin elleri belini kavrayarak, onu kendine çekti ve genç kadın sertliğini hissetti. Aneesa nm vücudu, kafası karmakarışık olmasına rağmen zevkle uyanmıştı. Yine de kollarında kaskatı durmaya devam etti. Ellerini erkeğin göğsüne koyarak, bacaklarının arasındaki hain erimeyi umursamamaya çalıştı. Sebastian böyle devam edemezsin. Beni itip sonra kazanmaya son vermen gerekiyor. Bu büyük haksızlık... Biliyorum, dedi genç adam yavaşça. Seni tekrar uzaklaştıracak gücüm yok artık. Sebastian derin bir nefes aldı. Aneesa elleri arasında erkeğin göğsünün hareket ettiğini hissediyordu. Vücudu sinsi bir önseziyle ürperdi. Öte yandan sana sonsuza dek mutluluk vadedemem. Ailemde karanlık sırlar var. Kötü şeyler oldu. Acılarla dolu bir mirasımız var. En son istediğim şey ise bunu çocuğuma bulaştırmak.

64 Aneesa her şeyiyle bu açıklamayı reddediyordu. Ama sen... Sebastian parmak ucunu genç kadının dudaklarına değdirdi ve onu susturdu. Tanık olduğum olaylardan sonra, bağlanamam. Babam tutarsızlıklarıyla bizi mahvetti. Ben de daha iyi olacağıma söz veremem. Sebastian ın açık yürekliliğini takdir etmesine rağmen, Aneesa yı acı bir üzüntü sarmıştı. Basitçe duygularının korkularının üstesinden geleceği kadar güçlü olmadığım söylüyordu. Peki, Aneesa onun bu inatçılığını yıkacak kadar güçlü müydü? Geçmişin kendini tekrarlamayacağını ona gösterecek kadar? Fiziksel bir arzudan başka bir şey hissetmiyorsa, denemenin ne mantığı vardı o zaman? O anda sanki Sebastian genç kadının ne düşündüğünü duymuş gibi, Eve gitmek istersen, sana engel olmam, dedi. Elbette bebek doğacağı zaman ben de gelirim. Ama burada benimle kalmak istersen de, şu an verdiklerimden fazlasını sana veremem. Aneesa bu acımasız dürüstlük karşısında, ağlama isteğini güçlükle bastırdı. Sebastian asla kazanamayacağı bir dummdan bahsediyordu. Ancak bir mazoşist biraz sonra onun yapacağını yapardı. Şu an eve gidemem. Özellikle babanın kim olduğu burada duyulmuşsa... Ailemi aramam lazım. Gözlerini deminden beri diktiği erkeğin gömleğinin düğmelerinden kaldırdı. O yüzden korkarım bir süre bana dayanman gerekecek. Bundan emin misin Aneesa? Genç kadın başmı salladı. O anda Sebastian ı terk etme düşüncesi, ne yapacağını düşünüp taşınmasından çok daha zordu. İyi o zaman. Aileni aradıktan sonra alışverişe gideriz. Genç kadın kaşlarını çattı. Alışveriş mi? Sebastian dişlerini sıkarak cevap verdi. Bu düğüne gitmekte kararlıysan, yalnız olmayacaksın. Aneesa hızla nefesini tuttu. İçinde bir yerlerde bir umut belirmişti. Sebastian m sözleri ve hareketleri birbirinden çok farklıydı. Beyninde uyan çanlan çalmasına rağmen, elinde olmadan kalbi umutla attı ve inatçı bir sesle, Kararlıyım, dedi. Sebastian içine çekti. O halde bana yeni bir takım elbise sana da düğün için bir kıyafet almamız gerekiyor. Aneesa, Sebastian m tanıdığı hiçbir kadına benzemiyordu. Cesurdu. Hem de kariyerinin yıkılmasıyla ve aforoz edilme tehdidiyle uğraşacak, kişisel bir krizle yüzleşmek için dünyanın öbür ucuna gidecek kadar cesurdu. Ancak yine de o öğleden sonra, bezgin bir annenin oğlunun kulağını çekmesi ve oğlanın acıdan cıyaklaması karşısmda gözyaşlarını tutamamıştı. Daha sonra Sebastian a dönmüş ve Özür dilerim, hormonlardan olmalı, demişti. Bu olay genç adamın bağlanmama kararında ne kadar haklı olduğunu anlamasını sağlamıştı. Bir çocuğun annesi tarafından sokak ortasında

65 cezalandırılması onu şok etmemiş, sadece çocuğa acımıştı. Onu asıl korkutan bu uyuşukluktu. Çocukluğu babasının gelişi güzel yumruklarından kaçmayı öğrenmekle geçmişti. Her ne kadar ağabeylerinin koruması altında olsa da, Sebastian onların bu fiziksel şiddetten nasiplerini aldıklarına tanık olmuştu. Özellikle ablası Annabelle babalan tarafmdan dövüldüğü ve vücudunda kalıcı yaralar bıraktığı gün... Sebastian o kadar küçüktü ki Annabelle e yardım bile edememişti. Bu acizlik duygusu onu hep takip ederek, yalnızlığını arttırmıştı. Şimdiyse kendi çocuğunu koruyamamaktan korkuyordu. Sebastian ın takım elbisesini aldıktan sonra, genç adam Aneesa yı Bond Sokağı ndaki ünlü bir mağazaya götürdü. Ancak içeri girer girmez Aneesa aniden durdu. Yüzü utançtan mosmor olmuştu. Sebastian kaşlannı çattı. Oysa genç kadının koşa koşa içeri gireceğini düşünmüştü. Aneesa kıpırdamayı reddederek, sonunda ne olduğunu itiraf etti. Buradan bir elbise almaya param yetmez. Başka bir yere gidelim. Lütfen. Sebastian kısık bir sesle kıyafetin parasını ödeyeceğini söyledi ama Aneesa yine de yerinden kıpırdamadı. Ancak bunun bir borç olduğuna ve erkeğin geri ödemesine izin vereceğine ikna olduktan sonra içeri girdi. Genç kadının alışveriş yapışı hızlı ve ekonomikti. Dizlerinin hemen üstünde, onu saydam bir bulut gibi saran şampanya rengi bir elbise ve elbiseyle uyumlu altın rengi kısa bir ceket satın almıştı. Kıyafeti hafifçe yuvarlaklaşan kamını da saklıyordu. Aneesa soyunma odasından çıkar çıkmaz, Sebastian onun ipek gibi esmer nefis göğüs dekoltesini görünce neredeyse daha kapalı bir elbise almasını söyleyecekti. Ancak genç kadın öyle utangaç bir mutluluk içindeydi ki, kıyamadı. Ancak eve döndüklerinde, Sebastian ne kadar harika zaman geçirdiğini fark etmişti. Hâlbuki alışverişten nefret ederdi. Yaklaşan düğün bile hemen hemen hiç aklına gelmemişti. Özellikle ağabeyi Jacob ı bir daha asla görmemeye yemin ettiği halde. O anda ise Aneesa yanındayken bu düşünceler hiç de hayal ettiği gibi iç karartıcı değildi. inathaniel in düğününün olacağı sabah, Aneesa uyandıktan sonra yatağın üzerinde döndü. Sırtüstü yatıp, tavanı seyrederken, Sebastian m dün gece odasına gelmediğini hatırlamak için yan tarafa bakmasına gerek yoktu. Genç adam yine kendisini cezalandırmak istercesine spor yapıyordu mutlaka. Yüzüyor, koşuyor ya da kum torbasına vuruyordu. Aneesa hangisini yaptığından emin değildi. Düğün yaklaştıkça, Sebastian m gerilimi genç kadım doğrudan etkilemeye başlamıştı. Dün gece oturma odasında bir ileri bir geri yürümesi onu öyle rahatsız etmişti ki, sonunda Aneesa erkeğe saçlarının çok uzadığmı söyleyerek, banyonun ortasına oturtmuş ve saçlarını kesmeye başlamıştı.

66 Aneesa saçlannı ilk kez gördüğü akşamki gibi kısacık keserken, Sebastian bir çocuk gibi uysaldı. Tam işini bitireceği sırada, Bunu yapmayı nereden öğrendin? diye sormuştu kısık bir sesle. Annem hep babamın saçını keser. Yıllar önce bana da öğretti. İkisinin bakışları banyodaki aynada birleşmişti. Aneesa kum bir sesle ve yüreğinde bir acıyla, Sadece saçmı kesiyorum Sebastian. Hindu töreniyle bağlanıyor falan değiliz, dedi. İşin doğrusu, erkeğin saçını kesmesi oldukça erotikti ve genç kadının olayların farklı geliştiği hayallere kapılmasına neden oluyordu. Saç tıraşının bu kadar samimi olacağı hiç aklıma gelmemişti. Belki de saçını kestiği insan savunmasız göründüğü içindi bu his. Ne de olsa annesi ne zaman babasının saçını kesse kendini bir röntgenci gibi hissederdi. Ancak işi bittikten sonra Sebastian aniden kalkmış ve kısa bir teşekkür edip, banyodan kaçmıştr. Aneesa elinde makasla kalakalmıştı. Neredeyse arkasından bağıracak ve bahşiş isteyecekti. Genç kadının bilmediği ise, Sebastian m hiç durmadan çalışma odasma gittiği, kendine bir kadeh viski koyarak, bir dikişte hepsini içtiğiydi. Elleri titriyordu. Aneesa nın saçlannı kesmesi onu itiraf edemeyeceği kadar derinden etkilemişti. Genç kadına bu şekilde kendisini teslim etmesi, başmı nazikçe bir o yana bir bu yana çevirmesi, nereden keseceğine karar verirken parmaklannı saçlannda gezdirmesi, başına masaj yapması, bedenine hafifçe değen baştan çıkartıcı göğüsleri... Sebastian m tek yapabildiği, orada öylece oturmak ve Aneesa yı kucağına çekerek kasıklarmdaki ateşi tatmin etmemek için mücadele etmek olmuştu. Ne zamandan beri saç tıraşını erotik buluyordu? Ve aynı zamanda uyku ilacı gibiydi. Düğüne gitmeye karar verdiğinden beri, Aneesa yeniden aklını başmdan almayı başlamış, kafasının içindeki karışıklığı yok etmişti. Genç adam bu hissin verdiği savunmasızlıktan nefret ediyordu. Bir noktada Aneesa ya gerçekten ihtiyacı olduğunu söyleyen o histen... Kendini sıkı bir şekilde spor yaparak kaybetmek günlerdir ilk kez iyi gelecekti. Bu yüzden havuza sığınarak, iyice bitkin düşene kadar yüzdü. Ve sonunda yorgunluktan havuz kenarındaki şezlongda uyuyakaldı. O sırada dışarıda şafak söküyordu. Sebastian, Aneesa ya geceyi otelde geçireceklerini söylediği için, genç kadın ufak bir çanta hazırlamıştı. Apartmanın girişine geldiğinde, arkası dönük uzun boylu ve inanılmaz geniş omuzlu erkeği çelik grisi takım elbisesi içinde görünce midesinde kelebekler uçuşmaya başladı. Sebastian Nathaniel ile telefonda konuşmuş ve sağdıcı olmayı kabul etmişti. Görünüşe göre Nathaniel sağdıç istememişti ve her iki kardeşte geleneksel şatafattan, törenden sonra verilecek öğlen yemeğinde yapılacak konuşmalardan kaçıyordu.

67 Sebastian önünü döndü. Aneesa nın kamında uçuşan kelebekler daha hızlı kanat çırpmaya başladılar. Öyle ki genç kadın bebek ilk kez hareket ediyor mu diye merak etti. Ve erkeğin gözleri ateşli bir bakışla onu bulduğunda, Aneesa bir anda her şeyi unuttu. Mağazada elbiseyi görmüş ve beğenmişti sonuçta, değil mi? Genç kadının birden güveni sarsıldı. Bir sorun mu var? Çok mu kısa? Aneesa beceriksizce elbisesinin eteğini çekiştirdi. Hayır, dedi Sebastian kısa ve öz bir şekilde. Gayet iyi. İyiden de fazlaydı. Sebastian m gördüğü en güzel şeydi. Altın ve yumuşak şampanya renkleri içinde bir hayaldi. Cildi parlıyordu. Uzun siyah saçlarını salmış, parlayana kadar taramıştı. Ayaklarında baş döndürücü altın rengi ayakkabılar vardı. Dikkatleri direk sütun gibi dümdüz bacaklarına çekiyordu. Bunlarla yürüyebilecek misin? Aneesa bir bacağını ileri attı. Sebastian ise inlememek için kendini zor tuttu. Sorun olmaz. Güzellik kraliçesi olmanın bana öğrettiği bir şey de uzun topuklu ayakkabılar üzerinde saatlerce ayakta durmak. Sebastian elini uzattı. Gitsek iyi olacak... Sertçe gülümsedi,...geç kalmak istemeyiz, değil mi? Aneesa gözlerinde parlak bir bakışla Sebastian m yanma geldi ve erkeğin sendelemesine neden olarak elini tuttu. İstemeyiz. Düğün töreni, Aneesa nm Sebastian m markasını yakından tanıdığı büyük ve etkileyici Grand Wolfe Oteli nin yanındaki küçük bir kilisede gerçekleşiyordu. Genç kadın, Sebastian damadın yanmda olduğu için tören boyunca tek başına oturdu. Ünlü Hollywood film yıldızı Nathaniel Wolfe u ilk görüştü tanımıştı. Elbette saçları Sebastian gibi koyu renkliydi ama daha uzundu. Ağabeyini karşılamak için dönmüş, iki erkek gerilim dolu birkaç saniye birbirlerine bakmışlar ve daha sonra sıkı bir şekilde sarılmışlardı. Doğal olarak Aneesa mn gözlerinde hemen yaşlar belirmişti. Nathaniel in gelini Katie fildişi renginde elbisenin içinde muhteşem görünüyordu. Elbisenin göğüs hizası ve ince askıları antika elmaslarla işlenmiş, ince ve zarif vücudu ortaya çıkmıştı. Dolgun kahverengi saçlarını ise dalgalar halinde tepesinde toplayarak, uzun boynunu, Aneesa nm hayatı boyunca gördüğü en harika yeşil gözlerini vurgulamıştı. Genç kadın kilisede birkaç sıra önünde oturan Sebastian m ağabeylerini fark etti. Hepsi de uzun boylu ve çekiciydiler. En ciddileri Jacob olmalıydı. Gelin mihraba doğru yürürken, Aneesa kapkara gözlerinde bir parıltı görmüştü. Aynı zamanda çok da gergindi bakışları. Tören telaşlı bir şekilde sona erdi. Aneesa Sebastian ona ulaşıp elini yakaladığında çok şaşırdı. Genç kadını hızla kendine çekmiş ve gelinle damadın arkasından beraber yürümüşlerdi. Elini sertçe tutuyordu. Aneesa yavaşça Sebastian ın elini sıkarak onu anladığını gösterdi. Erkeğin onu

68 çaresizce yanmda istemesinden çok duygulanmıştı. Bir kez daha o tehlikeli umut filizi yükseldi içinde ve Aneesa kendini tuttu. Dışarıda her yer gazeteci kaynıyordu. Aç kurt gibi toplanmışlar, korumalar tarafından geride tutuluyorlardı. Sebastian herkesi birkaç dakika içinde otele soktu. Otel müdürüyle konuşup, her şeyin yolunda olduğunu öğrendikten soma, hep beraber ana kokteyl salonuna geçtiler. Sebastian önce Aneesa yı ablası Annabelle ile tanıştırdı. Genç kadın daha önce onun kilisede ve dışarıda fotoğraf çektiğini görmüştü. Çok güzel bir kadındı. İnce ve uzun boyluydu. Dalgalı sarı saçlarıyla ve duygu yüklü gri gözleriyle gayet zevkli giyinmişti. Aneesa içgüdüsel olarak Annabel-le in ne kadar duygulandığını insanlara göstermek istemediğini sezmiş, ikisi arasında bir yakınlık doğmuştu. Ayrıca hamileliği için onları kutlaması da, Aneesa yı çok duygulandırmıştı. Daha sonra ise belli bir sıra olmadan birbirlerinden başkasını görmeyen mutlu çiftle ve Sebastian m nazik ama meraklı iki ağabeyi Lucas ve Rafael ile tanıştı. Lucas m uzun boylu ve sarışın sevgilisi Grace de törene gelmişti. Öte yandan Rafael, Sebastian karısı Leila yı sorduğunda, artık Aneesa nın yakından tanımaya başladığı Wolfe özelliğini gösterdi. Simsiyah gözleri uyan bakışıyla yandı ve konuyu kısa kesti. Gelemedi. Sebastian ve Lucas gayet gizemli bir biçimde bakıştılar. Bütün bu süre içerisinde, Sebastian m elini belinde hissetmesine rağmen, Aneesa nın yüzü gülümsemekten ağnmaya başlamıştı. Birden erkeğin yanında kaskatı kesildiğini hissetti ve onun bakışlarını takip ettiğinde, kilisede Jacob olduğunu tahmin ettiği adamın yaklaştığını gördü. Gür saçlan, Rafael gibi simsiyah gözleri ve kararlı, sert bakışlan vardı. Aneesa Sebastian ın arkasını dönüp uzaklaşma isteğini seziyordu. Sessizce kalmasını diledi. Sebastian kaldı. Ancak uzun boylu iki erkek de karşı karşıya geldiklerinde, uzun süren sessizlik tahammül edilemez hale gelmişti. Aneesa sanki onlar için görünmez olmuştu. Sebastian aniden işkence çekercesine inledi, Bunu yapamam, dedi. Aneesa yı bırakarak salondan çıktı. Jacob m kapkara gözleri kardeşini takip ederken, Aneesa bu gözlerdeki acıyı görebiliyordu. Tereddüt ederek, Jacob ın koluna dokunduğu anda, genç adam sonunda dikkatini ona çevirdi. Özür diledikten sonra kendini tanıttı. Bu kadar zamandan sonra Sebastian için kolay olmayacağını biliyordum ama umdum ki... Aneesa kendini beceriksiz hissederek, İkiniz arasında neler olduğunu bilmiyorum ama eminim düzelecektir. Jacob gülümsedi ama bu gülümseme gözlerine kadar ulaşmamıştı. Umarım, ama işin doğrusu, annesi gönderildiğinde ve babamız öldüğünde Sebastian m yaklaşabildiği tek insan bendim. NathanieTin dışadönük

69 eğlenceli kişiliği yanında o her zaman sessizdi. Anneleri hastalandığında her ikisi de bununla baş edebilmek için farklı bir yol çizdiler. Sesi canlılığım yitirdi ama sonra konuşmaya devam etti. Ben gittikten sonra... Bunun onun için çok zor olacağını tahmin ettim. Ama başka bir seçeneğim yoktu. Aneesa bir an için Sebastian m iç dünyasını anladı. Jacob m kendi öfkesiyle ve duygularıyla baş edemediğini ve bu yüzden ailesini korumak için onları terk ettiğini sezdi. Aynı korkulan Sebastian da mı hissediyordu? Eminim gitmek için nedenlerin vardı... Aneesa kendini tamamen işe yaramaz hissederek, durdu. Sebastian ailesinin karanlık sırlarından bahsederken abartmıyordu. Ben... Gerçekten ona gitmeliyim. Tam gitmek üzereyken, Jacob hafifçe koluna dokundu. Aneesa da döndü. Sana sahip olduğuna seviniyorum, Aneesa. Genç kadın sadece gülümsedi ama kolayca kırılabilir haldeydi. O an Sebastian ile olmayan ilişkisini tartışmak için iyi bir zaman değildi. Kardeşlerin üzerinde yeterince yük vardı zaten. Daha önce hiç kendini bu kadar faydasız hissetmemişti. Aneesa resepsiyondan oda anahtarlarını aldı. Özel asansör onu yukarı çıkartırken, süit dairenin yerini gösterip, kapıyı açan görevliye nazikçe gülümsedi. İçeri girerken, kalbi acı verircesine atıyordu. Sebastian ı görene kadar odadan odaya geçti. Sonunda onu arkası dönük olarak pencerenin önünde gökyüzünü seyrederken buldu. Bir eli cebinde, diğer eli pencereye yasladığı başınm altındaydı. O kadar gergin duruyordu ki, Aneesa nm içi acıdı. Sebastian arkasını dönmedi. Şimdi olmaz Aneesa. Lütfen, beni yalnız bırak. Sesindeki saf acı genç kadına fazla bir seçenek bırakmıyordu. O dakikada tek bildiği kaçınılmaz olarak bu erkeğe âşık olduğuydu. Yanma gitti ve kollarım beline sardı. Yanağını Sebastian m sırtına sımsıkı bastırdı. Genç adam önce kaskatı kesildi. Elini cebinden çıkartarak, sanki onu itecekmiş gibi kadmm elini tuttu. Ama sonra Aneesa, Sebastian m sert bedeninde yayılan titremeyi hissetti. Kendini uzaklaştırmak yerine parmaklarım kadmm parmaklarına sıkıca dolamıştı. Aneesa onun için ağlayabilirdi. Boğazı erkeğin bedeninde hissettiği karmaşa yüzünden düğüm düğüm olmuştu. Sebastian ın ağladığını biliyordu. Sadece gözyaşları akmıyordu. Gözyaşlarıyla gösteremeyecek kadar derin bir acı içindeydi çünkü. Aneesa bunu hissedebiliyordu. O halde, vücutları ve kollan birbirine kenetlenmiş, hafif kabank kamı erkeğin kalçala-nna yavaşça değer biçimde ne kadar kaldıklarım bilmiyordu. Ancak Sebastian bir yerde konuşmaya başladı. Sesi o kadar alçaktı ki, Aneesa onu zorlukla işitiyordu. Genç kadma her şeyi anlattı. Annesinin ne kadar büyüleyici olduğunu ama gerçek bir anne olamayacak kadar narin olduğunu. Sonra bir gün hastalanmış ve ortadan kaybolmuştu. Bu altı yaşındaki bir çocuk için öyle çok

70 korkutucuydu ki. Annesinin ortadan kaybolmadan önce, babasıyla sürekli devam eden kavgalarını ve ağlamalarını anlattı. Şiddet gösteren babasını, kestirilemez ruh halindeki iniş çıkışlarını. Bir gece sarhoş olup da onlan nasıl gece yansı kaldırdığını ve ormanda hayalet avına çıkardığını... Sonunda bu avm tam bir kâbusa döndüğünü çünkü oğlanlardan birinin masumca onun öfkesini tetiklediğini anlattı. Sebastian aralannda tam bir kan bağı olmasa da, birbirlerine dikkat eden kardeşler arasında ki dayanışmadan bahsetti. Bu dayanışmaya rağmen nasıl ailenin bir parçası olduğunu hissetmediğini anlattı. Bir şekilde hep kenarda kalmış ve hep olayları dışarıdan seyretmişti. Babasının ablasını nasıl dövdüğünü ve Jacob ın gittiği güne kadar onu nasıl gözettiğini, dışlanmış hissetmemesi için nasıl uğraştığım anlattı. Dışarıda güneş batmak üzereydi, gökyüzü ise pembe bir kurdeleyle kaplanmıştı. Sonunda Sebastian Aneesa nm kollarında önüne döndü. Genç kadına baktı. Aneesa soluğunu tuttu. Erkek aşın yorgun, gözleri yaralı görünüyordu. Neden buradasm? Neden bunlan dinliyorsun? Aneesa hafifçe omzunu silkti. Gözlerini genç adamdan ayırmamıştı. Çünkü birine anlatman gerekiyordu. Çünkü sen bebeğimin babasısın. Çünkü... Bir an kalbi tekledi. Ona ne kadar önem verdiğini söyleyecekti neredeyse. Çünkü ihtiyacım olduğunda sen benim yanımdaydın. Sebastian hafifçe gülümsedi, Aneesa rahatladı. Ama seni sessizce dinlemek yerine, seni en yakın yatağa attım ve seninle sanki son gecemizmiş gibi seviştim. Aneesa erkeğin kamındaki elini tutarak, avuç içini öptü ve Böyle yaptığına memnumum, dedi. Sebastian başını salladı. Artık toparlanmıştı. Oraya gidemem. Jacob ı göremem. Onu öldürmek istiyorum. Hiç böyle bir öfke hissetmemiştim. Aneesa Hayır, diye düşündü. Çünkü bütün öfkeni spor yaparak boşaltıyordun daha önce. Sebastian genç kadından uzaklaştı ve içki dolabına doğru yürüdü. Kendine bir içki doldurdu. Aneesa nazikçe, Orada sadece Jacob yok. Nathaniel ve yeni eşi de orada. Ve kardeşlerin. Hepsi seni gördükleri için çok mutlu. Sebastian bir kadeh daha içti. Aneesa erkeğin bardağı tutan parmaklarının bembeyaz olduğunu görebiliyordu. Evet, ama sorun Jacob. İstediği affedilmek ve ben ona bunu veremem. Çok geç artık. Hayatlarımıza bu şekilde yeniden girmeye hakkı yok. Aneesa genç adama doğru yürüdü ve başını tutarak kendine çevirdi. Ne yani? Onu yine görmezden mi geleceksin. Bu çocukça bir davranış, değil mi? Sebastian karşı saldırıya geçemeden, Aneesa yumuşak bir kararlılıkla konuşmaya devam etti. Seni incittiğini biliyorum. Hem de çok kötü bir şekilde. Ama hiç kimse mükemmel değildir. Hiçbirimiz. Şu son aylarda yıkıntıya dönen benim hayatıma bir bak. Ailem için büyük utanç kaynağı

71 oldum. Onlara acı verdim. Ama bütün bunlara rağmen, beni hâlâ seviyorlar. Bu sevgiye sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumun farkındayım. Uzunca bir süre basit ve sığ bir dünya tarafından baştan çıkarıldım. İyi bir insan değildim. Ailemin beni sevmek zorunda olduğunu düşünüyordum. Ve yine de her şey darmadağın olduğunda ailem yanımdaydı. Baskıya devam etti. Senin ve ailenin başma gelenler korkunç. Kimse bunu reddedemez. Ama bana anlattıklarından Jacob m daha önce aileden ayrılmamasına şaşırdım. Besbelli sizlere karşı büyük bir sorumluluk hissetmiş olmalı. Sebastian sertçe güldü. Öyle bir sorumluluk ki, hassas kız kardeşini öz babasının açtığı yaralarım sarmaya çalışırken, küçük erkek kardeşlerini ise yatılı okulların ve hizmetçilerin merhametine ve bakımına bıraktı. Aneesa alaycı bir şekilde ona cevap verdi. Sen başkalarının bakımıyla gaye! iyi başardın. Dudağım ısırdı. Bak, tek bildiğim benim ailemin beni sokağa atmak ve reddetmek için her hakkı vardı. Ama yapmadılar. Olayları siyah ve beyaz olarak görmek çok daha kolaydır. Bana öyle geliyor ki baban bütün zamanmı içmekle ve öfkeyle geçirmiş. Hiç olayları Jacob m bakış açısından görmeyi denedin mi? Belki de babana dönmekten o kadar korkuyordu ki, onun gibi sizlere acı ve zarar vermekten. Belki de tek seçeneği gitmek ve hepinizi geride bırakmaktı. Kaza sonucu olsa da, bir babayı öldürmenin getirdiği suçluluk duygusunun ne olduğunu kim bilebilir? Sebastian, Aneesa nın canlı canlı derisini yüzdüğünü hissediyordu. Babasının taşıdığı çarpık genlerin kendisine geçmiş olabileceğini düşünerek ne kadar çok korktuğu gerçeğine çok yaklaşmıştı genç kadın. Jacob ile karşılaştığı için o anda hissettiği öfkenin yoğunluğundan çok korkuyordu. Küçümseyen bir tavırla aniden saldırdı. Bollywood filmlerin arasında bulduğun boş vaktinde psikoloji eğitimi aldığını söylememiştin. Kelimeler ağzından çıktığı anda, Sebastian onları geri almak istedi. Aneesa nın yüzünün gittikçe solduğunu görebiliyordu. Genç kadın çenesini kaldırdı ve gururla, Bu son söylediklerini duymazdan geleceğim ve haklı olduğunu varsayacağım. Şimdi ailenle birlikte olmak ve onları daha iyi tanımak için aşağı iniyorum. Eğer çocukluk acılarının içinde yüzmekten vazgeçmeye karar verirsen, beni nerede bulacağını biliyorsun, dedi. Böylece kararlı adımlarla dışarı çıktı. Kapıyı arkasından sessizce kapatmıştı. SEKİZİNCİ BÖLÜM ANEESA az önce kahve içtikleri yuvarlak masada tam Annabelle in yanında oturuyordu. Sebastian m gelmediğini görmek için etrafına bakmasına gerek yoktu. Dikkatini konuşmaya vermek istese de, acımasız sözleri hâlâ içini yakıyordu. Ayrıca karşısındaki bu güzel tertemiz kadmm bir zamanlar korkunç bir şekilde dövüldüğü düşüncesi onu sersemletiyordu. An-

72 nabelle gayet nazikçe ikiz erkek kardeşi Alex in Avusturalya da yarış arabası sürücüsü olduğunu ve bu yüzden gelemediğini açıklıyordu. Aneesa kamındaki yuvarlaklığa dokundu. Ne yaptığmı Annabelle in onu izlediğini görünce fark etmişti. Suratını ekşitti. Hâlâ çok küçük ama sanki gün geçtikçe büyüyor gibi geliyor. Annabelle kibarca gülümsedi ve gri gözlerinin arasındaki kaşlarım hafifçe çatarak ileriye baktı. Ağabeyimiz Jack de burada olmalıydı ama henüz onu göremedim. Jacob m konuşmak istediğini biliyorum... Genç kadmm gözleri birden büyüdü ve salonun girişine doğru, birine ya da bir şeye odaklandı. Aneesa onun bakışlarını takip edince, Sebastian m geri döndüğünü gördü. Kapının önünde Jacob ile beraberdi. İçine bir rahatlama yayıldı, gurur ve aşkla doldu. Sebastian m elini uzattığını, Jacob m ise onu sıkmak yerine, kardeşine sarıldığını gördü. Aneesa nm gözleri tehlikeli bir biçimde yanmaya başlamıştı. Aşırı duygusallaşmıştı. Annabelle e kekeleyerek bir şey alması gerektiğini söyleyerek, özürlerini bildirdi. Garsonlar masaları toplamak için insanların kalkmasını bekliyorlardı. Böylece dans için etrafı yeniden düzenleyeceklerdi. Bu yüzden kimse Aneesa yı aramayacaktı. Genç kadın Sebastian a ailesiyle zaman vermek istiyordu. Ancak süite girdiğinde yorgunluk üstün gelmişti. Yatağa uzanarak kısa bir şekerleme yapmaya karşı koyamadı. Kapının açılıp kapandığmı duyduğunda uyandı. Sersem gibi hissederek doğruldu. Sebastian kapının önündeydi. Ceketini çıkartmış, kravatını çözmüştü. Gösterişli ve çok yakışıklı görünüyordu. Neredeydin? Aneesa yatağın ucuna oturdu ve saçlarını geriye attı. Durum aleyhine dönmüş gibi hissediyordu. Uyumuşum. Sadece bir dakika için yatmıştım. Sebastian genç kadının yanına oturdu. Onun özel kokusu genç kadmm içini arzuyla dolduruyor, gözleri çarpıcı bir mavilikle parlıyordu. Önceki yorgunluktan eser kalmamıştı. Aneesa nm omzundan bir tutam bukleyi eline aldı ve parmaklarının arasında doladı. Söylediklerim için özür dilerim. Sana saldırmaya hakkım yoktu ama sen yine de bana hak verecek kadar cömerttin. Seni Jacob ile konuşurken gördüm. Sebastian kederli bir şekilde gülümsedi. Haklıydın. Aramız bir gece de düzelmeyecek ama yine de iyi olacağız. Jacob artık evde. Wolfe Malikânesini tamir ediyor. Eski görkemli günlerine döndürüp, belki de satacak. Ayrıca öğrendiğime göre bu oteli aldığım zamanlarda, tamiratmı yapan gizli müteahhit Jacob mış. Yani bütün bu süre boyunca beni kollamış. Aneesa, Sebastian m çenesine dokunarak onun hafif çıkmış sakallarını hissetti. Tanıdık bir ateş yandı içinde ve boğuk bir sesle, Sevindim Sebastian. Umarım hepiniz için her şey düzelir... Sebastian genç kadınla tamamen yüzleşmek için döndü. Aneesa nm ayak parmak uçlannı titreten yavaş bir hareketle onu kendine çekti ve öptü.

73 Kollarıyla kadını göğsüne hapsetmişti. Hafif bir baskıyla, Aneesa yı yatağa yatırırken genç kadın kabullenişle ve beklentiyle inlemeye başlamıştı. Sebastian ellerini onun iki yanma koyarak doğruldu. Aneesa ya yukarıdan bakıyordu. Parmaklannın genç kadının sıcak yanaklarında dolaştırdı. Sen olmasaydın, şu an boşalmış viski şişesinin dibine bakıyor ve çevremdeki herkese lanet ediyor olurdum. Aneesa kızardı ve dudağım ısırdı. Ben sana zaten bildiğin bir şeyi söyledim. Başka bir şey yapmadım. Sebastian yüzünü yaklaştırdı ve ağzına tatlı bir öpücük koydu. Sonra çekilerek, Çok daha fazlasıydı. Teşekkür ederim, dedi. Aneesa soluk soluğaydı. Büyük bir zevkti. Ne kadar bir zevk? diye sordu Sebastian. Bakışlarında tehlikeli bir ışık vardı. Kavurucu bir ateş Aneesa nm damarlarına aktı ve genç kadın çaresizce erkeği hiç bu kadar büyük bir şiddetle isteyip istemediğini düşündü. Kollarını Sebastian m boynuna doladı ve vücudunun göğüslerine sürtünmesinden çok hoşlandı. Büyük bir zevk. Sebastian onu öperken bir yandan da ellerini vücudunda gezdiriyordu. Aneesa nın bilinci kaçınılmaz acıdan kendini koruyacak kadar yerindeydi ama yine de erkeğin eli, elbisesinin altındaki çıplak bacaklarından yukarı çıkıp da, onun için sızlayan ıslaklığı bulduğunda, bu dokunuş dışında hiçbir şeyi düşünemiyordu. Sebastian gömleğinin düğmelerinin sökülmesine ve bu yüzden de Aneesa nm da kıkırdamasına neden olacak kadar hızlı bir şekilde kendi kıyafetlerini çıkarttı ve kadının üstüne doğru uzanarak, uzun bir süre gözlerine baktı. Ve soma, tek kelime etmeden geri çekilerek, tek bir hamleyle ona sahip oldu. O kadar derindi ki, Aneesa kalbine kadar dokunduğuna yemin edebilirdi. Konuşmadılar ama Sebastian m gözleri bir an için bile onun gözlerinden ayrılmadı. Hatta Aneesa sırtını büküp, inlerken ve erkeğin altında parçalara ayrılırken bile. Genç adam bir bacağını kaldırmıştı, böylece içinde daha rahat hareket ediyordu. Ve Aneesa, Sebastian dan sadece bir kaç dakika önce orgazma ulaştı. Bir yandan da gözyaşları yanaklarından akıyordu. Sebastian, Aneesa mn gözyaşlarını öperek sildi ve sonra sımsıkı genç kadına sarıldı. İkisinin de kalpleri kontrolsüzce atıyordu. Ancak Aneesa hâlâ sessiz gözyaşları dökmekteydi çünkü bugün olanların ilişkilerini değiştirdiğini hayal ediyor ama bu umudun aptalca olduğunu da biliyordu. Genç kadın şafakta uyandı ve kendini yatakta yalnız buldu. Sebastian m yataktaki yeri hâlâ ılıktı, Suçluluk duyarak yana yuvarlandı ve onun kokusunu almak için yüzünü erkeğin yastığına gömdü. Tam o sırada bir ses duyunca, başını kaldırdı. Sebastian beline bir havlu sarmış ve yeni banyodan çıkmıştı. Aneesa kızardı ve bir an Bombay da ki ilk gecelerini hatırlayarak hafifçe gülümsedi.

74 Günaydın. Günaydın. Genç kadın saçma bir şekilde utanıyor, Sebastian ise yüzüne bile bakmıyordu. Aneesa dün gece paylaştıklarından sonra, yüzüne bir tokat yemiş gibi hissetti. Titrememek için zorladı kendini. Oysa düşünmüştü ki... Dudağım ısırarak, yataktan kalktı ve otel bornozunu üzerine geçirdi. Sebastian ona baktığından değil. Erkek başka bir şeyle ilgilenmekteydi. Aneesa bütün bunları düşünürken, genç adam, kadının asla alışamaya-cağı bir doğallıkla havluyu yere attı ve giyinmeye koyuldu. Omzunun üstünden, Bu sabah yapmam gereken bazı işler var. Şoförüm seni eve götürür, dedi. Aneesa ona Pazar sabahı tam olarak ne yapacağını sormamak için dudaklarını ısırdı. Dün gece paylaştıkları yakınlığın şimdi farkına varıyordu. Günün ne kadar duygusal bir karışıklık getireceğinden bahsetmeye bile gerek yoktu. Birden buz gibi, berbat bir şüphe içine yerleşti. Bu şüphe gittikçe büyürken, zayıf bir sesle, Saçmalama belli ki arabaya senin ihtiyacın var. Ben taksiyle gidebilirim, dedi. Sebastian sadece omzunu silkti. Nasıl istersen. Seni bekliyorum. Beraber çıkabiliriz. Aşağıya gidiyorum. Dün gece her şey yolunda gitti mi kontrol etmem gerekiyor. Aneesa abuk sabuk bir şeyler mırıldandı ve rekor bir hızla duşa girdi. Yarım saat içinde saçları hala nemli bir şekilde, üzerinde bir tayt, uzun bir tişört ve deri ceketle aşağıdaydı. Sebastian kafese kapatılmış bir panter gibi dolaşıyor, bir yandan da cep telefonundan konuşuyordu. Aneesa yı elinde çantasıyla görünce, konuşmasını kısa kesti ve onu dışarı doğru yönlendirdi. Taksiye elini sallarken, genç kadma emin olup olmadığmı sordu, Aneesa da içinde buz gibi paniği hissederek evet dedi. Her şey çok açıktı. Sebastian ona açılmış, kendisini genç kadına göstermiş ve şimdi yine uzaklaşarak etrafına duvar örüyordu. Aneesa bir sevgiliden şüphelendiği için kendinden nefret ediyordu ama şüpheleniyordu. Genç adamın dikkati öyle dağınıktı ki Aneesa nm gözlerine bakamamıştı bile. Her zaman yaptığı gibi fiziksel bir şeyler yaparak kafasmdakileri boşaltmaya ihtiyaç duyuyordu. Ancak bu kez, bunu ağır sporla değil de bir kadma giderek yapacaktı. Büyük bir ihtimalle Aneesa nm çok şey gördüğüne inanıyor, genç kadının yanında savunmasız kaldığını düşünüyordu. Sebastian m siyah camlarla kaplı arabası genç kadının taksiye binmesini beklemeden hareket etti. Komik bir durumda olduğunu hisseden ama içindeki dürtüye de karşı koyamayan Aneesa taksi şoförüne, Biliyorum çok aptalca olacak ama öndeki arabayı takip eder misiniz? dedi. Şoför dikiz aynasından genç kadına göz kırptı, koyu bir doğu Londra aksamyla, Hep birinin bana bunu sormasını beklemiştim, dedi. Tek bir manevrayla ve lastiklerin asfaltta çıkarttığı ani bir sesle taksi yasak bir U dönüşü yaptı ve Sebastian m arabasını takip etmeye koyuldu.

75 Sanki sonsuza dek sürdüler arabayı. Aneesa yolda Surrey işaretli levhalar görüyordu. Endişeli görünen şoför bile, genç kadma öndeki arabanm nereye gideceğini tahmin edip etmediğini sordu. Aneesa ise gözlerini taksimetreye dikmişti. Böyle giderse, cüzdanındaki para geri dönmesine yetmeyecekti. Tam bu düşünceler içindeyken, Sebastian m arabası durdu ve genç kadın şoföre geride durmasını rica etti. Şık siyah araba büyük, süslü bir çift kapının önünde durmuştu. Duvardaki mütevazı bir tabelada The Grange yazıyordu. Sebastian m metresinin yaşadığı, taşrada bir ev. Midesi bulunan Aneesa taksi şoförüne, öndeki arabadan görülmeyecek şekilde köşede durmasını söyledi ve taksiden indi. Kendini tam bir salak gibi hissediyordu. Titreyen bacaklarla kilitli bahçe kapısı ile karşılaşacağından emin bir şekilde yürürken, birden sert bir bedene çarptı. Sert eller genç kadını tuttu. Şok olan yüzüne bakan mavi gözler buz gibiydi. Kötü bir macera filminden çıkma bir karakter gibi o taksiyle beni takip ederek, ne halt ettiğini sanıyorsun? Yalan söylemeyecek kadar şaşıran Aneesa gerçeği söyledi. Metresinle ya da sevgilinle buluşacağını düşünerek seni takip ettim. Aneesa Sebastian m yüzünden farklı duyguların geçtiğini, hatta biraz da eğlendiğini görebiliyordu. Öfkeyle baş edebilirdi ama acımayla asla. Sakın gülme bana. Genç adam toparlandı, kollarını tutan elleri gevşedi. Peki, beni bu esrarengiz kadınla beraber yakaladığında ne yapacaktın? Çünkü sanıyorum önce uygunsuz bir pozisyonda olmamızı bekleyecektin herhalde... Aneesa omzunu silki ve ileriye baktı. Bütün bu olanların komik olduğunu yeni anlamıştı. Belki gözlerini oyardım... Sebastian sadece başmı salladı ve bezgin bir tavırla, Pekâlâ, madem şu metresimle tanışmak istiyorsun, o zaman benle gelsen iyi olur, dedi. Aneesa nm çantasını aldı ve genç kadın arabaya bindi. Kapıdan geçerek, uzun bir yolu geçtiler. Aneesa bir metres olmadığından artık emindi ama onu neyin beklediğini de bilmiyordu. Sonunda bir malikâneye yaklaştılar. Çevrede birkaç tane tekerlekli sandalyeleri iten üniformalı hemşireler vardı. Ancak büyük evin önünde durmadan yanından meşe ağaçlarının sardığı yola girdiler ve sonunda küçük sevimli bir evin önünde durdular. Kapıyı tombulca, anaç tavırlı bir kadın açarak onları karşüadı. Sebastian genç kadmm arabadan inmesine yardım etti ve elinden tutarak onu eve götürdü. İkisini bekleyen kadın koyu bir İrlanda aksanıyla, Sebastian, bugün çok iyi bir durumda. Seni görmek için sabırsızlanıyor. Bu sabah saçlarını bile yaptırdı, dedi. Aneesa genç adamı önce aydınlık koridorda ve sonra da oturma odasına doğru takip etti. Gayet bakımlı görünen bir kadın pencereden dışarı bakıyordu. Aneesa ellilerinin ortasında falan olmalı, hatta daha genç bile olabilir diye tahmin etti. Kadmm profilindeki benzerlik hemen göze

76 çarpıyordu. Sebastian m yüzündeki aristokrat çizgileri ve mavi gözlerini kimden aldığı belliydi. Annesinden. Kadın döndü ve yüzü mutlulukla aydınlandı. Nathaniel, sevgilim! Sebastian uyarırcasına ve destek almak ister gibi Aneesa mn elini sıktı ama sonunda annesine merhaba demek için bıraktı. Birkaç dakika sonra ise onu tanıştırmak için yanma çekmişti. Aneesa şaşkınlıkla kadının hafif yuvarlak kamını hemen fark ettiğini gördü. Hamilesin! Bu harika bir haber canım. Gel yanıma otur ve bana her şeyi anlat. Hamile olmayı ben de çok seviyorum. Bir süre sonra, Aneesa nm, Sebastian a Nathaniel diyen ve hamile olduğuna inanan Carrie ile yaptığı garip konuşmalardan başı dönmeye başlamıştı. Sonunda Sebastian annesini yürüyüşe çıkartacağını söylediğinde, durumu anlayarak onlan yalnız bıraktı. İrlandalı dost canlısı kâhya gelince, beraber Sebastian ile annesini pencereden seyrettiler. Kadın, Ben aslında hemşireyim ama o kâhya olduğumu düşünüyor. Sebastian m nasıl yaptığını bilmiyorum ama hiç sektirmeden iki haftada bir buraya geliyor ama annesi onu asla tanımıyor. Kardeşiyle beraber bu eski evi satın aldılar. Böylece kendini evinde gibi hissediyor. Bayan Harting-tons ın hastane yerine burada kalmasının daha iyi olacağına karar verdiler. Ayrıca burada hem basından komnuyor ve hem de yirmi dört saat bakılıyor, diyerek açıkladı durumu. Aneesa tereddüt içinde, Neden hamile olduğuna inanıyor? diye sordu. Kadm omzunu silkti ve kederle gülümsedi. Bilmiyoruz. Büyük bir ihtimalle hamile olduğu dönem ona en mutlu olduğu zamanı hatırlatıyor. Bu yüzden de geçmişin içinde sıkıştı kaldı. Birkaç dakika süren nazik bir konuşmadan sonra hemşire özür dileyerek çıktı. Aneesa da dışan çıktı. Arabanın şoförüne nereye gittiğini söyledikten sonra, Sebastian ın annesiyle yürüdüğü tam tersi istikamete, büyük eve doğru yürümeye başladı. Kafasmın içi uğuldarken, bazı parçalar da artık yerlerine oturmaya başlamıştı. Aneesa nın gerçeklerle yüzleşme zamanı gelmişti. Sebastian m neden baba olmak istemediği belliydi. Rol alabileceği kimsesi yoktu. Tek ailesi ağabeyi ise korunmasız olduğu bir yaşta onu terk etmişti. Aneesa nm onun iyi bir baba olacağını söyleyen içgüdüleri Sebastian için yeterli değildi. Genç adamla arasında elektrik olabilirdi ama belli ki erkek buna gönüllü değildi. Tıpkı Aneesa mn onun kimseye göstermediği yanlarını görmesinin de bir önemi olmaması gibi. Bu sabah ki esrarengiz ve tedbirli tavırlarından genç kadına annesi hakkında gerçeği anlatmayacağı gayet belliydi. Ama her zamanki gibi Aneesa durumu kabul-lenemeyip olayların içine balıklama dalmıştı. Sebastian m ikiye bölündüğünü söylerken ki acı çeken sesini çok iyi hatırlıyordu. Çok açık bir şekilde belliydi, Aneesa onunla

77 kalmaya devam ettikçe daha da sinirlenecekti. Sonunda hayatmı mahvettiği için de onu suçlayacaktı. Kimsenin görmediklerini genç kadın gördüğü için. Aneesa nm içinde en ufak bir şüphe yoktu. Gittiği anda ona olan arzusu azalacak, bağımsız hayatına devam edecekti. Aslında mantıklı olan, Sebastian m önerisini kabul ederek, kendi evine taşınmasıydı ama Aneesa bunu yapamazdı. Londra evi değildi. Ayrıca erkeğin burnunun dibinde hayatına devam etmesine ve sadece bebeğinin annesi olduğu için ve hissettiği görev duygusundan onu arada bir kontrol etmesine de dayanamazdı. Annesine yaptığı ziyaretler Sebastian m ne kadar sorumluluk sahibi olduğunu gösteriyordu ve Aneesa onun sorumluluğu olmak istemiyordu. Genç kadın, Sebastian onu orada bulana kadar, parlak güneşin altında bankta oturdu. Aldığı karardan sonra uyuştuğunu hissediyordu. Sebastian yanma oturdu. Aneesa erkeğe baktığında ağzının kenarındaki çizgileri gördü ve onu tanımayan annesini her ziyaretinde kelimelere dökemediği acısmı hissetti. Metresin olduğunu düşündüğüm için özür dilerim ama annenle tanıştığım için üzgün değilim. Seni beğendi. Sebastian sertçe gülümsedi. Büyük bir ihtimalle birçok ortak özelliğinizin olduğuna inandığı için. Hamile olmak gibi... Neden senin Nathaniel olduğuna inanıyor? Sebastian dudaklarını sıktı. Çünkü göle kendini öldürmek için girdiğinde yanında o vardı. Nathaniel babamın istemediği çocuktu. Genç adamın gözlerindeki kasvetli ifadeyi gördüğü anda Aneesa titredi. Onu da yıllardır beni tanımadığı gibi tanımamasının konumuzla bir ilgisi yok. Nathaniel onun takıntısı. Yıllarca kardeşimi kıskandığımı biliyor musun? Sadece annem benim yerime onunla ölmek istediği için. Aneesa kendini durduramadan elini uzatıp Sebastian m eline dokundu kısa bir an. Sanırım bu gayet normal. Bence bir yerlerde senin kim olduğunu biliyor. Onun inançlarına karşı çıkmayarak harika bir iş yapıyorsun. Birkaç dakika sessizce oturdular. Aneesa nihayet, o anda söylemezse asla söylemeyeceğini düşündüğünden aklındakileri söylemeye karar verdi. Eve gitmeye ihtiyacım var Sebastian. Ailemle beraber olmak istiyorum. Erkeğin yüzüne bakamıyordu. Yüzündeki rahatlamayı görmekten korkuyordu. Sebastian m içindeki ikilem bitecekti artık. Geri dönmeye ve anne olmaya hazırım. Ama aileme ihtiyacım olacak. Eninde sonunda zaten dönecektim. Şimdi olursa daha iyi olur. Sebastian döndü. Genç kadın zorlukla ona bakıyor, yüzündeki anlaşılmaz ifadeyi çözemiyordu. O sabah uyandığında, Sebastian m önceki gün ve gecenin olayları ile Aneesa ile hem duygusal, hem de fiziksel olarak paylaştığı yoğun duygular peşini bırakmamıştı. Bu yüzden de.içine kapanmış, savunmaya geçmişti.

78 Ancak Aneesa saklanmasına izin vermemiş, yine üstüne üstüne gelmişti. Genç kadmm kelimeleri yumruk gibi iniyordu tepesine. Eve gitmek istiyordu. Onu tanımayan annesinin yanından az önce gelmişti ve kendini bitkin hissediyordu. Ancak hemen toparlandı. Aneesa nm eve gitmesini niye umursuyordu ki? Her zaman böyle bir olasılık vardı sonuçta. Sebastian alaycı bir şekilde gülümsemek için kendini zorladı. Wolfe Ailesi nin başrol oynadığı gösteriye tanık olduktan sonra, doğal haline neden dönmek istemeyecekti ki? Dahası... Genç adam bu sonsuz servet ve şan şöhret uğruna, skandallarla dolu geçmişe tahammül edecek pek çok kadın tanıyordu. Kendi annesi bile William Wolfe ve çocuklarından böyle etkilenmemiş miydi? Aneesa bebeğine hamileydi. Her türlü koza sahipti ama yine de servetini istemiyor, sadece eve gitmek istiyordu. Onu burada tutmak için öne süreceği çekici hiçbir şey yoktu elinde. Kendisi de dâhil olmak üzere. Genç kadın bir kez daha ne Carrie ye, ne de tanıdığı herhangi bir kadına benzemediğini ispatlamıştı. Kocaman gözleriyle erkeğe bakıyor, Sebastian m içinde anlaşılmaz duygulann uyanmasına neden oluyordu. Genç adam gülümsedi. Elbette eve gitmek istersin. Aneesa gözlerini kısarak, Bu da ne demek şimdi? diye sordu. Sebastian uzaklara baktı ve omzunu silkti. İçinden duygularını gösterdiği için bir lanet okudu. Her zaman eve gitmek istediğini söylerdin. Onun ruhuna işleyen bakışlarından dolayı gerilmişti. Aneesa içini çekti. Evet isterdim. Sanırım kıskanç âşık olarak kendimi iyice komik duruma düşürmeden gitmem gerekiyor. Genç kadının dürüstlüğü Sebastian ı şaşırtmıştı. O daha çok anlaşılması güç ve kinayeli konuşan kadınlara alışkındı. Daha detaylı düşünmesine fırsat kalmadan Aneesa ayağa kalktı ve canlı bir sesle, Neler olacağı konusunda bana gayet açık davrandın. Ne istediğin konusunda da... Biraz daha burada kalmamın gerçekten bir anlamı yok. Evde işler yoluna girmiştir. Bebeğin doğumuna hazırlanmam lazım, dedi. Tabii eğer... Aneesa nm sesi tereddütlüydü artık.... Senin için bazı şeyler değişmemişse... Sebastian başmı kaldırarak genç kadına baktı. Güneş Aneesa nm arkasında kalıyor ve sadece genç kadmm ince bedenini görebiliyordu. Muhtemelen erkeğin duygusal anlamda çöktüğünü ve sürekli günah çıkarttığını düşünüyordu. Acaba kalmasını istediğini çünkü ona ihtiyacı olduğunu mu düşünüyordu? Sebastian a acıyor ve erkeğe karşı bir tür sorumluluk mu hissediyordu? Belki de her şeyini ona bağladığını düşünüyordu. Sebastian m içindeki tüm duygular bu düşünceleri reddetti. O da ani bir hareketle ayağa kalktı ve kısaca, Neden bir şeyler değişsin ki? dedi. Sonra da cebinden telefonunu çıkartarak şoförünü aradı.

79 Arabada otururlarken, Aneesa ne kadar titrediğini Sebastian m görmemesi için elinden geleni yapıyordu. Bir şeylerin değişip değişmediğini sormak çok zor olmuştu. Nefesini tutarak ümit etmiş, geçen birkaç günün ve birbirlerine yaptıkları açıklamaların onları yakınlaştırdığını ummuştu. Kıskandığını itiraf etmek istemiyordu. Ancak belli ki Sebastian onu fiziksel olarak kıskandığını düşünmüştü, âşık insanların hissettiği gibi yıpratıcı bir kıskançlık değildi düşündüğü. Sebastian baktığında, Aneesa gözlerinden ağlamak üzere olduğunun anlaşılmaması için dua ediyordu. Kendini hazırladı. Seninle Hindistan a ben de geleceğim elbette. Ailenle tanışmalıyım. Otelde de yapmam gereken işler var. Aneesa nm ağzından bir şekilde kelimeler döküldü. Lütfen, gelmek zorunda hissetme kendini. Bebek doğduğunda da ailem seninle tanışmaktan memnun olur. İnan bana, Şaşkınlık ve üzüntüyü çoktan aştılar. Ne olursa olsun geleceğim. Aneesa dudaklannı o kadar çok sıkıyordu ki neredeyse kanının donduğunu hissedecekti. Sınırlar çoktan çizilmiş, ilişkileri sona ermişti. Hindistan a dönmesiyle her şey bitiyordu. Sebastian Avrupa ya geri dönecek, o ise geride kalacaktı. Çünkü onunla gelmesi için bir sebep kalmamıştı artık. Ertesi gün Sebastian ofisinde oturuyordu. Onu bekleyen bir sürü iş, önünde imzalanması gereken bir yığın evrak vardı ama genç adamın kafası karmakarışıktı. Dün gece Aneesa ile yatmamıştı. The Grange dan döndüklerinden beri, doğru düzgün tek kelime etmemiş, benden uzak dur tavrıyla iyi geceler dilemişti. Ama ne bekliyordu ki? Evine dönüyordu. Hayatına devam edecekti. Gayet bariz olduğu üzere, onunla yatmak haksızlık olurdu. Sebastian az önce Wolfe Malikânesi ile ilgili yeni planlarmı anlatan Jacob ile telefonda görüşmüş ve genç adam şaşkınlıkla huzurlu olduğunu hissetmişti ki böyle bir şeyi asla beklemezdi. Omuzlarından ağır bir yük kalkmıştı. Ailesini özellikle de Jacob ı ne zaman düşünse ezilirdi. Ancak onları düğünde görünce, kardeşlerinin de kendi sorunları ve korkuları olduğunu anlamıştı. Ondan pek de bir farkları yoktu. Düğünü düşündü. Yukan çıkmak ve Aneesa yı yatağında uyurken bulmak onu çok rahatlatmıştı. Hem de genç kadının orada olacağını bildiği halde. Bu beklenmedik düşünce yüzünden Sebastian aniden ayağa fırlayınca, oturduğu sandalye yere düştü. Yardımcısının telefondan sesi duyuldu. Her şey yolunda mı Bay Wolfe? Sebastian sertçe gülümsedi. Evet Meredith, gayet yolunda. Genç adam sandalyeyi düzeltti. Elleri hafifçe titriyordu. Hiçbir şey yolunda değildi. Paniğe kapılıyordu. Düşüncelerinin gittiği yeri bütün benliğiyle reddediyordu. Bağlandığı en son insan Jacob dı. Ağabeyi ortadan kaybolduğunda, Sebastian ın içinde bir şeyler kopmuş, insanlara olan güveni ve inancı sarsılmıştı. Bağlanmak onun için lanet gibi bir şeydi.

80 Ancak Aneesa bir şekilde sağlam tutmaya yemin ettiği içinde kalan bu gizli yere sızmıştı işte. Sebastian ona bağlanmadığına inandırdı kendini. Bakış açısını kaybediyordu. Aneesa ile Hindistan a gidecek, ailesiyle tanışacak ve dönecekti. Genç kadın kuralları biliyordu. En azından o ve bebek iyi bakılacaktı. Aneesa ya arkasını döndüğü anda memnun olacak, rahatlamış hissedecekti. Hiç olmazsa bir süreliğine... Genç kadın pek çok kez şimdi bile düşünmek istemediği en savunmasız anlarına tanık olmuştu. Ve Sebastian bu durumdan hoşlanmıyordu. Bu yüzden hep ilişkilerini yüzeysel tutmuştu. Oysa Aneesa hayatına girdiği ilk günden beri, onu duygusal bir buldozer gibi çarpmış, sürekli üzerine gelmeye devam etmişti. Birden yarın değil, hemen o anda Hindistan a gitmek istedi. İçindeki paniği zapt edemiyordu. Bombay Grand Wolfe Oteli nde kalacağma, sadece Aneesa mn ailesiyle tanışmak için zaman ayıracağını söyledi kendi kendine. Sonra oradan ayrılacak ve hayatına devam edecekti. Sebastian ilişkilerinin bittiğini bundan daha açık bir şekilde ifade edemezdi. Beraberlikleri bebekten ve genç kadının ailesiyle tanışmaktan ibaretti artık ve sonra onu terk edecekti. Aneesa ne zaman ağlayacak gibi olsa, içinden lanet okuyordu. İngiltere de kalma karan verdiği andan beri olacaklan biliyordu. Ticari uçakta, birinci sınıfta uçuyorlardı. Sebastian yanında olmasına rağmen, aynı zamanda kilometrelerce uzaktaydı. Son günlerde, kabalığa varacak kadar tersti, yatağına gelmemişti bile. Şimdiyse diz üstü bilgisayarına gömülmüş çalışıyordu. Sanki tüm hayatı buna bağlıymış gibi. Aneesa histerik bir şekilde, Acil çıkış kapısından paraşütle atlasam, fark eder mi? diye düşündü. Ancak bunun yerine, koltuğunu geriye yaslayarak, battaniyeyi üzerine çekti ve uyumaya çalıştı. Sebastian, Aneesa koltuğunda kıvrılıp ondan uzaklaştığında başını kaldırdı ve derin bir nefes aldı. Uzun siyah saçları öyle dağılmıştı ki, parmaklarını bu ipek dalgaların arasında gezdirmek istiyordu. Battaniyenin altındaki kıvrımlı kalçaları onu baştan çıkartıyor, genç adamda dokunma arzusu uyandırıyordu. Şehvet veren kokusu ise radar gibi onu kendine çekiyordu. Tepkilerini kontrol altına almak için ellerini yumruk yaptı. Başım geriye yatırarak, gözlerini kapadı ve Bir daha normal olacak mıyım? diye düşündü. Bir film şeridi gibi gözünün önünden geçen görüntüleri aklından çıkarttı. Ayrıca her zaman soğukkanlı olan kâhyası Daniel in Aneesa ya veda ettiği anı da düşünmemeye çalıştı. Genç kadmm kocaman kahverengi gözleri yaşlarla dolmuştu. Sebastian gitmek isteyen Aneesa olmasına rağmen, kendini bir hain gibi hissetmişti. Sadece birkaç gün daha dayanacak sonra bir bahane bulup, eve dönecekti. Aneesa basının Bombay a döndüğünden habersiz olması karşısında rahatlamıştı. O anda çok kırılgandı ve Sebastian m birkaç gün sonra geri döneceğini bilerek, basmı idare edemezdi. Genç adam ne kadar kalacağını

81 söylememişti ama Aneesa onun geri dönmek için şimdiden sabırsızlandığını hissedebiliyordu. Bombay sıcak ve buğulu havasıyla, karmaşa dolu parlaklığıyla karşıladı onlan. Arabaların komaları çalıyor, trafik kutsal inekleri umursamadan akarken, huzurlu yüzlere sahip aile üyelerinin tamamını taşıyan mobiletle-rin sesi duyuluyordu. Üç tekerlekli bisikletin üzerinde annesinin kucağında oturan simsiyah gözlü bebek gülümsedi. Arabanın diğer tarafında oturan Sebastian, Burayı gerçekten seviyorsun, değil mi? diye sordu. Aneesa başını salladı. Erkeğe bakamıyordu, çok duygusaldı o anda. Bu yüzden sadece, Burası evim, dedi. Ancak Bombay ı çok sevdiği halde, Sebastian m buradan ayrıldığı anda, şehir bomboş gelecekti ona. Artık evi onun olduğu yerdi. Bir daha asla aynı olamayacaktı. Genç kadın bir an bu yaptıklarından dolayı Sebastian dan nefret etti. Genç adam ise o sırada ters bir sesle, Bana biraz ailenden bahsetmelisin, dedi. Aneesa nm içinde ani bir öfke yükseldi ve bir an için bütün savunma duvarlarını indirdi. Ne anlamı var ki? Eminim, onlarla nezaketen tanışmak için çok az zaman ayıracak, zamanını iş toplantılarınla geçireceksin. Ama sonra kızardı. Aniden pişman olup, erkeğin içindeki karışıklığı öğreneceğinden korkarak, Ne söylediğimi unut. Bunları hak etmiyorsun, dedi. Bir süre uzaklara baktı. Sonra başmı çevirerek, zor da olsa gülümsemeye çalıştı. Tereddütle, çok sevgili, inatçı büyükannesinden bahsetmeye başladı. Nasıl ilk torununun çocuğunu görmek için hayata asıldığını ve bekâr bir anne olması konusunda yargılayıcı tek kelime bile etmediğini anlattı. Aneesa gibi bir yıldız olmak isteyen ama telefonda skandallardan uzak durmaya kararlı olduğunu söyleyen güzel kız kardeşinden bahsetti. Ve tabii biraz fazla kilolu olan ve babalarını hayal kırıklığına uğratma pahasına aşçı olmak isteyen erkek kardeşinden. Oysa babası oğlunun kriketi sevmesini ve ünlü bir oyuncu olmasmı isterdi. Sonunda sesi yavaş yavaş canlılığını yitirdiğinde, Aneesa, Sebastian ııı yüzündeki gergin ifadeyi fark etmeyerek sevgiyle gülümsedi. Onları çok seviyorsun. Aneesa erkeğe baktı. Mavi gözlerindeki keskin ifadenin dikkatini dağıtmasına izin vermeyerek, Evet, seviyorum. Ama uzunca bir süre onları bana verilmiş bir hak olarak gördüm. Beni böyle koşulsuz, şartsız sevdikleri için çok şanslıyım, dedi. O sırada, genç adamın arkasındaki pencereden dışarı baktı ve heyecanla, İşte geldik, diye bağırdı. Sebastian alışılmadık şekilde kendini bir yerlerde kapalı kalmış gibi hissetti ve endişelendi. Araba düzgün yolda durduğu anda, önünde beliren büyük evi ve dışarıda sıra olmuş karşılama komitesini görmüştü.

82 Aneesa dışarı fırladı ve birden genç kadının siyah saçlı daha genç bir benzeri tiz bir sesle kollarına atıldı. Kız kardeşiydi. Gerçekten de biraz kilolu olan erkek kardeşi ise daha soğukkanlıydı ama ablasını sevdiği, tipik bir yeniyetme acemiliğiyle ona sarılmasından belliydi. Ve annesiyle, babası... Yüzlerindeki duygusal ifade, neredeyse Sebastian m arabaya atlayarak, oradan hemen uzaklaşmasına neden olacaktı. Genç adam kimsenin yüzünde, böyle parlayan doğal bir sevgi ve ilgi görmemişti daha önce. Ve bu onursuz davranan kızlarına karşı mıydı? Aneesa, Sebastian m geride durduğunu ve oldukça solgun göründüğünü fark etmişti. Böyle bir aile buluşmasına alışık olmadığını da biliyordu. Annesiyle babasına sarıldıktan sonra, genç adama döndü ve elinden tuttu. Hafifçe sıkarak, tıpkı annesiyle ilk karşılaşmasında yaptığı gibi erkeğe destek verdi. Sonra, onu ailesinin yanma götürdü ve Anne, baba. Sebastian Wolfe ile tanışmanızı istiyorum, dedi. DOKUZUNCU BÖLÜM Uç gün sonra, Sebastian, yemek masasında oturmuş, hâlâ burada, Adani ailesinin düzenli ama hareketli hayatının tam ortasında olduğuna inanamıyordu. Eve girdikten hemen sonra, kalmak zorunda bırakılmıştı. Ayrıca, Aneesa nm anne-babası büyük bir riske girerek, bütün o tutucu inançlarının ötesine geçmiş ve ikisini aynı odaya yerleştirmişlerdi. Odada yalnız kaldıkları anda, genç kadın ona kederle bakmıştı. Böyle yapacaklarından haberim yoktu. Senin kadar şok oldum, inan bana. Ama itiraz edersem, çok utanacaklar ve... Sebastian elini sallamıştı. Sorun değil. Daha önce de aynı odada kaldık. Evet, demişti Aneesa, erkekle göz göze gelmemeye çalışarak. Belli ki bu durumdan o da nefret ediyor, Sebastian m İngiltere ye dönmesi için sabırsızlanıyordu. Böylece hayatına devam edebilir, bebeğini doğurabilirdi. Aneesa nın davranışında ki bir şeyler genç adamın sesinin sertleşmesini sağladı. Bak, sadece birkaç gün kalıp, döneceğim. Biraz dayanabiliriz, değil mi? Aneesa lakayt bir şekilde omzunu silkerek, içinden gelen iğneleyici sözlere engel olmadı. Elbette. Senin için sorun olmazsa benim için de olmaz. Gayet küstahça büyük iki kişilik yatağı işaret etti. Bununla hiçbir problemim yok. O anda, Sebastian, genç kadmla aralarındaki boşluğun ne kadar derin olduğunu anlamıştı. Eve gelmek istediğini söylediği anda başlamıştı bu boşluk. Bedeninin her hücresi ona dokunmak istese de, arzudan onun için vücudu sızlıyorsa da Sebastian, artık Aneesa ya dokunamıyordu. Şimdiyse, masanın etrafında otururken, etrafını seyrediyor, Aneesa nın kız kardeşi Amrita ile erkek kardeşi Akash arasındaki sevgi dolu atışmayı izliyordu. Çok şaşırtıcıydı ama bu ağız dalaşını bir şekilde... Rahatlatıcı buluyordu. Amrita uzanıp Akash m yanağmı sevgiyle çimdikleyene kadar

83 bitmeyecek bu yersiz konuşmada bir çeşit dinlendirici bir şeyler vardı. Sebastian hayatı boyunca hep dışarıda kalmıştı. Ailesiyle fiziksel olarak beraberken bile hep dışarıdaydı. Bu insanlar tamamen yabancı olmalarına rağmen, onu şaşırtan bir sıcaklıkla genç adamı içlerine almışlardı. Aneesa elinde bir tabak buharda pişmiş sebzeyle mutfaktan çıktı. Tabağı masaya koyduktan sonra, şefkatle kardeşlerinin başlarına dokundu. Bütün aile sık sık birbirine dokunuyordu. O gün erken saatlerde Sebastian, Bay Adani nin kimsenin bakmadığını düşündüğü sırada Bayan Adani nin poposunu ellediğini görmüştü. Genç adam, kardeşleriyle zor şartlarda büyüdüğünü ama yuvasının orası olduğunu, hassas annesinin gösterdiği düzensiz sevgiyi hatırlıyordu. Ancak bu asla yeterli olmamıştı. Doğal olarak kendi anne babası arasında geçebilecek herhangi bir sevgiyi de asla görmemişti. Kahyaları her zaman onlara şefkatli davranmışsa da, Sebastian, her ay kardeşiyle annelerini ziyaret ettikten sonra kadmm ona sarılmasından hep utanmıştı. Şimdi fark ediyordu ki, yatak odasında yaşadığı fiziksel beraberlikler hariç, Aneesa ile hiç yakınlık yaşamamıştı. Oysa Aneesa ya daha ilk günden dokunmak, elini tutmak çok doğaldı. Bu konu akima bile gelmemişti daha önce. Kırışmış yüzünde simsiyah kurnaz bakışlarla, ailenin kısaca Beeba dediği, Aneesa nm büyükannesi etrafı inceliyordu. Sebastian ile fazla konuşmamış ama ona öyle bir bakış fırlatmıştı ki, genç adam, yaşlı kadmm kendisinde görmediği bir şeyler gördüğünü düşünmüştü. Aneesa masaya otururken, Amrita, Kamın iyice çıktı Neesa, Bebek tekmeliyor mu? dedi. Bayan Adani, Amrita yı azarlarken, Sebastian içinde bir yerlerde öfkeli bir sahiplenme duygusu hissetti. Sanki Aneesa nın yuvarlaklığı ona aitmiş gibi. Ama değildi ve genç adamın yüreği burkuldu. Bebeğin tekmeleyip, tekmelemediğini öğrenmek istiyordu. Aneesa üzerinde olan ilgiyi umursamadan, Sebastian m yanında oturuyordu. Özel kokusu erkeği sarmış, iyice gerilmesine neden olmuştu. Ciddi olarak ayrı bir oda istemeyi düşünüyordu çünkü geceler tam bir işkenceydi. Aneesa yatakta ondan mümkün olduğu kadar uzakta yatarken, Sebastian uyuyamıyordu. Doymak bilmez arzularım kontrol altma almak için dişlerini sıkıyordu. O anda yeniden dişlerini sıkarak, Amrita nm uzun siyah kirpikleri arasından bakışlar fırlatarak sorduğu soruya cevap verdi. Bir şeylerin avucunun içinden kayıp gitmek üzere olduğu hissim tamamen aklından çıkartmaya çalışıyordu. Aneesa, o gece yatakta yatarken, Sebastian m ondan birkaç milimetre uzakta olduğu gerçeğini unutmaya çalışıyordu. Tuzağa düşmüş bir av

84 hayvanına benzeyen ilk tepkisinden sonra, Sebastian bir şekilde ailenin eşi benzeri olmayan hallerine alışmış ve karşılık vermeye başlamıştı. Genç kadın onun çevrede olan biteni sıkılmış gibi değil de hayranlıkla gözlemlediğini görmüştü. Amrita Sebastian a çoktan âşık olmuştu bile. Aneesa gibi Bollyvvood hayatına girmeye çalışan kız kardeşinin en büyük seyircisi olmuştu. Annebabası ona hayranlıkla kanşık saygı duyuyordu. Ve Beeba... O da herkesi nasıl seyrediyorsa, Sebastian ı da öyle seyrediyordu işte. Aneesa genç adamla geleneksel bir şekilde birleşmemişse de, Sebastian üstü kapalı olarak ailesi tarafından kabul edilmişti, hem de eski nişanlısının hiçbir zaman görmediği bir biçimde. Aneesa artık Jamal m aile içinde ne kadar umursanmaz olduğunu anlayabiliyordu. Yanmda yatan erkeğin uyanık olduğunu çoktan fark etmişti. İçini çekti, artık rol yapmanın bir anlamı yoktu. Bugün Akash ı, yıldızlı aşçınla tanıştırmak için otele götürdüğün için teşekkürler. Başma gelen en heyecanlı olaydı muhtemelen. Sanırım onun sonsuza kadar süper kahramanı oldun. Sebastian m aldırmazca omzunu silktiğini hissetti. Önemli değil. Sessizlik devam etti ama bu kez Aneesa diğer geceler gibi, işkence dolu dakikalar sonrası uykuya dalmadı. Bu gece uyku imkânsız bir rüya gibiydi. O kadar hassas durumdaydı ki, her şeyi hissedebiliyordu. Tavanda dönen vantilatör, gecenin ılık havasmı dağıtıyordu. Pencerenin dışından meyve ağaçlarının ağır ve yoğun kokusu geliyordu. En kötüsü de yatağın çevresini ve onlan saran cibinliğin, Aneesa ya şehvet dolu bir hapishaneyi hatırlatmasıydı. İçinde bir his, Sebastian a dokunmak, onun da kendisine dokunmasını istiyordu. Gerilim o kadar yükseldi ki, Aneesa birden korkuyla, dayanamayacağını fark ederek kalktı ve ışığı yaktı. Bak, bu durum ikimiz için de tuhaf. Burada olmak istemiyorsun. Ben başka odaya geçebilirim. Amrita ile uyurum. Sebastian uzanıp, bileğini tuttuğunda, yataktan çıkmak üzereydi. Dokunuşu resmen tenini kavurmuştu. Aileni utandırmak istemediğini düşünüyordum. Yarın sabah, bütün Bombay Amrita nm odasma gittiğini duyar. Aneesa bileğini çekmeye çalıştı ama erkek güçlüydü. Genç kadın, içinden çığlık çığlığa bağırdı. O zaman ben de yerde yatarım ya da başka bir şey buluruz. Sebastian ipek gibi bir sesle, Neden? diye sordu. Hani bununla bir problemin yoktu. Aneesa daha ilk gün böyle ilgisiz bir tavır sergilediği için kendini tekmelemek istiyordu. Bu Sebastian dı. Belden yukarısı çıplak, yatağın içinde oturan erkek... Teni loş ışıkta parlıyor, gözleri yanıyordu. Aneesa nın göğüsleri ağırlaşmış, uçları sertleşmişti. Acıdan sızlıyordu. Nasıl bununla

85 ilgili bir problemi olmazdı ki? Gururu lime lime olmuştu. Dişlerini sıkarak, küstahça, Ya varsa ne olacak? diye sordu. Sebastian merhametsizce genç kadını kendine çekti. Asla seni istemediğimi söylemedim Aneesa. Seni istemekten asla vazgeçmedim. Aneesa kaşlarını çattı, hâlâ ona karşı koyuyordu. Ama hiç denemedin bile... Sesi güçsüz bir şekilde yavaşladı. Göz alıcı bir biçimde kendini ele vermişti. Ahlaklı kalarak, Sebastian ın onunla sevişmesi için duyduğu şiddetli ihtiyaca yenik düşmemek için çabalamasına rağmen, erkeğe duyduğu arzu yüzünden çaresizdi. Çünkü istemediğini düşündüm ve bunun en iyi karar olduğuna inandım. Çünkü ayrı yollara gitmek kaderlerinde vardı. Ama şimdi... diye devam etti Sebastian. Gözlerinde Aneesa ya arzu kıvılcımları gönderen bir parıltı vardı,...görüyorum ki, bu sebepler doğru değil. Seni isteyip de sana dokunamadığım için işkence çekiyorum günlerdir. Aneesa kalbinin bütün o birbiriyle çelişen duygularla dolduğunu hissetti. Öte yandan erkeğe durmasını söylemek istiyordu. Onurlu davranmakla haklı olduğunu çünkü genç adamla yeniden sevişmenin getirdiği o muhteşem zevkin onu öldüreceğini de biliyordu. Ama buna karşılık, bu zevki yeniden tatmadan ölüme gitmeyi düşünemiyordu bile. Kendisinden ve zayıflığından nefret ederek, Sebastian m onu altına almasına izin verdi. Ancak başını yaklaştırdığı anda, Aneesa parmaklarını dudaklarına değdirerek genç adamı durdurdu. Bekle... Ne zaman dönüyorsun Sebastian? Bilmem gerekiyor, böylece üstesinden gelebilirim. Bilmem lazım, yoksa yapamam... Aneesa durdu. Sebastian ı burada ailesiyle konuşurken görmenin ona ne kadar zor geldiğini neredeyse gösterecekti. Burada işlerimi halletmeliyim... Hayatım... Erkeğin yüzündeki ifade sertleşti ve Aneesa bir şey anlamadı bu ifadeden. Rahatlaması gerekmez miydi? Yarın otelde katılmam gereken bir iş görüşmesi var. Öbür gün döneceğim. Yarın gece otelde kalırım. Aneesa kalbinin kırıldığını hissetti. İyi o zaman. Çok iyi. Sebastian neredeyse vahşi bir yoğunlukla ağzını genç kadının dudaklarını dayadı ve onu öptü. Onlan saran tutku öyle şiddetliydi ki, Aneesa yatağın alev almamasına şaşırdı. Önce atleti çıktı, genç kadın iç çamaşırını kendisi çıkarttı. Sonunda Sebastian m sıcak çıplak bedeni onunkine değdiği anda aldığı saf zevkle nefesini tuttu. Erkek göğüslerini avuçlayarak, uçlarını iyice dikleştirirken, Aneesa onun başmı aşağıya doğru itti. Böylece Sebastian onları ağzına alabilecekti. Diliyle sertçe göğüs uçlarıyla oynarken, Aneesa nm midesi düğümlenmişti. Başmı kaldırdı ve erkeğin omzunu ısırdı. Sonra da ısırdığı yeri emerek onun eşsiz misk kokusunu aldı.

86 Bekleyemiyorlardı. Sebastian genç kadmm bacaklarını iki yana açıp ve arasına yerleşirken, ikisinin de hareketlerinde bir çaresizlik vardı. Aneesa bacakları açık, elleri erkeğin kalçalarında dolaştırdığı sırada, Sebastian tam da içine girmeden önce, gırtlağından çıkan bir inlemeyle İhtiyacım var... Sana ihtiyacım var, dedi. Genç kadmm yüreğine bir sızı yerleşti, erkek içinde hareket ederken, içini bir heyecan sardı. Ve o anda, ikisini de yükseklere taşıyan o tanıdık dansı yakaladılar ta ki vücutlarındaki her bir kas iyice gerilene kadar. Sonunda yoğun zevkle dolu patlamalar genç kadını yakaladı ve bırakmadı. Aneesa bir daha bütün bunlan yaşayamayacağını bilerek nasıl her şeyin üstesinden geleceğini merak etti. Baştan çıkartıcı uzun dakikalardan sonra, Aneesa doymuş ve halsiz olarak Sebastian m göğsüne kaşık gibi kıvrılmıştı. Arkasında yatan erkeğin yeniden sertleştiğini ve hafifçe hareket ettiğini hissediyordu. Ne kadar yorgun olursa olsun, bitmesine hazır değildi. Arkaya ulaşarak, genç adamın kalçasını okşadı ve boğuk, karanlık bir gülüş duydu. Sebastian Aneesa nm saçlarını yana itti. Böylece boynunun arkasına ateşli öpücükler koyabilecekti. Kalçalarının güçlü bir hareketiyle, genç kadmm onu hâlâ arzulayan noktasmı buldu. Onu tekrar alırken, kollarıyla sıkı bir şekilde sarmıştı kadını. Bir eli ise göğsündeydi. Erkek, nefesi kesilene ve aklını kaybedene kadar içinde hızla ileri geri hareket ederken, Aneesa nm başı arkaya düştü. Sonunda onu o kadar büyük bir şefkatle öptü ki, genç kadının gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Fırtına dindiğinde, Aneesa çok bitkin ve tamamen doymuştu. Aşın duygusaldı. Sebastian ın onu saran elini aldı ve onu parmaklarının arasına geçirerek öptü. Yorgunluk onu götürmeden önce, günlerdir dudaklannın ucunda olan o cümleyi düşündü. Seni seviyorum. Sebastian kaskatı kesildi. Aneesa az önce şey mi demişti? Genç adamın aklı o anda tamamen boşalmıştı. Aneesa nm nefesleri düzenliydi. Belki de hayal etmişti? Yaşadığı iki güçlü orgazmdan sonra beyni aşın duyarlı olduğu için düşünemiyor, bu yeni öğrendiği şeyi hazmedemiyordu. Bir eli Aneesa nm yuvarlak kamındaydı. Tam genç kadının az önce söylediklerinden ötürü, tabii söylediyse eğer, başı dönerken, parmaklan arasında minicik bir kıpırtı hissetti. Bir kalp atışı gibi bir vuruş. Sebastian nefesini tutarak, elini açtı o vuruş bu kez avucunun tam ortasına tekrar geldi. Minicik, neredeyse duyulamayacak kadar yavaştı ama oradaydı işte. Onun bebeği. Uzun bir süre uyanık kaldı. Ta ki dışanda doğmakta olan güneş, pembe izler bırakarak gökyüzüne yükselene kadar. Ve sonra sessizce yataktan kalktı ve gitti. ONUNCU BÖLÜM

87 ERTESİ sabah, Aneesa uyandığında, iyice dinlenmişti. Gülümseyerek, gerindi. Ancak o sırada çıplak olduğunu fark edince, dün gece olanları hatırladı. Gözleri iyice açıldı. Yatakta yalnızdı. Sebastian ın yattığı yerin bir süredir boş ve soğuk olduğu belliydi. Sevişmişler ve o gitmişti. Yürek burkan bir acı Aneesa nın nefesini kesti. Genç kadın bacaklannı kaldırarak, cenin pozisyonunda yattı. Bu kadardı işte. Sebastian gitmişti. Birkaç dakika, kendini o kadar boş ve soğuk hissetti ki, hastalanacağını sandı. Bu da delilikti elbette, zira dışarısı otuz dereceden fazlaydı. Ancak o zaman, annesinin gelip, onu bu halde bulmasından çekindiği için yataktan kalktı. Mutfağa yaklaştığı sırada sendeledi. Amrita huysuz bir sesle bağırıyordu. Bana veda bile etmeden gittiğine inanamıyorum. Aneesa merdivenin en alt basamağma oturmak zorunda kaldı. Buz gibi terlemişti. O ana kadar Sebastian m gittiğinden tamamen emin değildi. Annesinin sakin sesini ve ayak seslerini duydu. Aneesa, iyi misin? Soruyu soran Akash dı. Aneesa gülümseyerek, ayağa kalktı. Aniden kan basıncı yükseldi, etrafı dönmeye başladı ve sonunda karardı. Uyandığında, çevresini endişeli yüzler sarmıştı. Ayağa kalkmaya çalıştığında, oturma odasındaki kanepede yattığını anladı fakat eller onu kanepeye geri itti. Genç bayan, kıpırdama. Doktor yolda. Aneesa itiraz etti ama kimse onu dinlemedi. Çığlık çığlığa sadece bayıldığını haykırmak istiyordu. Bir şeye ihtiyacı yoktu. Sadece Sebastian a ve onun sonsuz aşkına... Bu komik anlamsız düşünceye hafifçe gülümsedi. Annesi onu yanlış anlayarak, rahatladı ve kızına gülümsedi. Bayan Adani, Aneesa ya şikayet edip duruyordu. Dikkatli olman gerekiyor, Neesa. Sen bana çekmişsin. Hamileyken ben de hep bayılırdım. Ailenin geri kalanı ortadan kaybolunca, genç kadın annesine gelişigüzel bir şekilde, Sebastian ı gitmeden önce gördün mü? diye sordu. Bayan Adani başını salladı ve Sana bir şey bıraktı. Not galiba. Gidip, getireyim, dedi. Annesinin geri dönmesi Aneesa ya bir asır gibi geldi. Heyecandan yerinde duramıyordu. Hızla notu kaptı, annesi kıpırdamayınca, Sanırım biraz dinlenmem lazım... İyi olacağım, dedi. Bayan Adani küçük bir kızmış gibi Aneesa nm alnından öptü ve gitti. Genç kadın derin bir nefes alarak, notu açtı ve kararlı bir elle yazılmış yazıyı okudu: Bu akşam saat yedide dairemde benimle buluşur musun? Sebastian. Aneesa elindeki kâğıdı buruşturdu. Kamında hissettiği hain kıpırtıları reddediyordu. Sebastian buluşmak istiyordu çünkü bebeği görmek için bir daha ne zaman geleceğini söyleyecek ve bazı ayarlamalar yapacaktı. Bir süre sonra doktor geldi ve her şeyin yolunda olduğunu, sadece Aneesa nın yemek yemesi gerektiğini söyledi. Bu yüzden de genç kadın bütün gün iyi niyetli ailesinin onu bir şeyler yemesi için zorlamasma dayandı.

88 Ancak hiçbir şey, sanki onu hayat bağlayan bir güç kesilmiş gibi soğuk hissetmesine engel olamıyordu. O akşam otele gitmek için bir robot gibi, uzun siyah jarse bir elbise giydi. Kot pantolonlarının üzerine dar gelmeye başladığını ilk kez fark etmişti. Gözlerinin altındaki morlukları kapatmak için makyaj yapınca, silahlarım kuşandığını hissetti. Düz sandaletlerini giyerek omuzlarına da geniş bir şal örttü. Şalı sari gibi sarıp saçlarını ve kamını kapattığı anda kimse onu tanımayacaktı. Aneesa böylece evden çıktı. Kendini gizlemesine rağmen, otelin lüks girişine adım attığı anda, bir adam öne çıktı ve aşın saygılı bir sesle, Bayan Adani? dedi. Genç kadın başım sallayınca elini salladı. Lütfen, izin verin sizi Bay Wolfe un dairesini göstereyim. Aneesa neredeyse deli gibi Elbette, diye düşündü. Sebastian m dairesine alışılmadık bir şekilde girip çıkması ilk kez olmayacaktı. Özel yazılı asansöre bindiler ve asansör çabucak yukarı çıktı. Aneesa nm avuç içleri terlemiş, kalbi düzensiz atmaya başlamıştı. Tekrar bayılmamak için dua ediyordu. Görevli ona nazikçe yolu gösterdi ve dairenin kapısını açtı. İyi akşamlar dilerim Bayan Adani. Ve sonra kapı arkasından kapandı. Aneesa başındaki şalı açarak, omuzlarına koydu. Tam bir geri dönüş yaşıyordu. Daire tıpkı o geceki gibiydi. Boş gibi görünüyor, sadece bir iki lamba hafif bir ışık yayıyordu. Terastan gelen ışıklan ve hafif akşam esintisini içeri alan sürgülü kapının açık olduğunu fark etti. Gece hafif loştu. Genç kadın kararan gökyüzüne yayılan, insanlann çatılardan uçurduğu Hint uçurtmalannı görebiliyordu. Aniden öfkelendi. Neden Sebastian onu aşağıda, bol ışıklann altında ve daha az tanıdık bir yerde karşılamamıştı ki? Bu baştan çıkartıcı dünyaya onu yeniden getirdiği için Sebastian dan nefret ediyordu. Hem neredeydi? Birden erkeği görmeden, bir sevgili olarak son kez görüşüp, birbirlerinden farklı ülkelerde ebeveyn olmanın sorumluluğuna girmeden önce, biraz havaya ve nefes almaya ihtiyaç duydu. Terasa çıktı. Sebastian ın çalışma odasında, telefonla konuştuğunu düşünüyordu. Dışarı çıkınca doğrudan ustalıkla işlenmiş taş duvarın yanma gitti. Duvara tutunarak, tıpkı haftalar önce o gece olduğu gibi derin bir nefes aldı. Ve aynen o gece olduğu gibi arkasından baştan çıkartan bir ses geldi. Lütfen atlamayı düşündüğünü söyleme. Aneesa nm kalbi duracaktı neredeyse. Bu kez şaşkınlık içinde geri dönmedi. Uzun bir süre bulunduğu yerde kaldı, sonunda kendini toparlayarak Sebastian ile yüzleşmek için döndü. Döndüğü anda ise az daha yeniden bayılacaktı. Sebastian inanılmaz yakışıklıydı, üzerinde beyaz gömlek ve siyah pantolon vardı. Sanki onu ilk kez görüyordu. Aneesa tepki olarak acıyla gülümsedi. O gece de atlamaya niyetim yoktu. Bu gece de yok. Hiçbir erkek buna değmez.

89 Sebastian elleri cebinde genç kadının yanına gelirken, Aneesa onu öpmek istiyordu. Erkeğe bakmak için kendini zorladı. Ama verdiğin izlenim bu olasılığı tarttığın ve yetersiz bulduğun... Aneesa homurdandı. Biraz da şaşırmıştı. Neden Sebastian bu kadar... Baştan çıkartıcıydı? Birden erkeğin arkasındakileri gördü. Neden orada iki kişilik bir akşam yemeğinin hazırlandığı, üzerinde mum ışığı ve bir şişe şampanya olan bir masa vardı? O anda içine öyle bir acı saplandı ki, Aneesa etrafını göremedi. Hatasını anlayarak, Aman Tanrım... Üzgünüm. Bir randevun varmış. Sen burada hazırlanıyordun ve ben yukarı çıktım. İçeri girmek istedi ama aniden Sebastian kolunu tutunca genç kadının şalı yere düştü. Kimse buraya gelmiyor, Aneesa. Sadece sen ve ben varız. Ama... Konuşamadı, yutkundu. Neden? Bu şekilde. Ben konuşmak istediğini sanmıştım. Sebastian m kolu düştü ve genç kadm ilk kez onun soğukkanlılığının sarsıldığına tanık oldu. Elini saçlarının arasından geçirerek, Sanırım... Yani konuşmak istiyorum da sayılır... Aneesa gerçekten de şaşkına dönmüştü ve dün gece olduğu gibi yanlış bir şey söyleyerek kendini ele vermekten korkuyordu. Sebastian öyle yoğun bir şekilde ona baktı ki, genç kadm hiçbir şey düşünemedi. Dün gece seviştikten sonra bana ne söylediğini hatırlıyor musun? Aneesa o anda ağır işleyen beynini zorladı. Ne olabilirdi ki? Birden, dondu kaldı. Hatırlıyordu, en ince detayma kadar. O öldürücü kelimeleri söylemişti. Aklından geçirdiğini sanmıştı ama anlaşılan yüksek sesle dile getirmişti. Bu sabah Sebastian m böyle hızla gitmesine şaşmamak lazımdı. Geri çekilmeye çalıştı ama arkasında duvar vardı. Titreyerek sallandı, başmı salladı, beyni patlamak üzereydi. Ben... Ben ne demek iste... Sebastian acımasızdı. Beni sevdiğini söyledin. Gururunu korumaya dair herhangi bir umut o anda kalmadı. Aneesa yutkundu. Şey... Söylemiş olabilirim ama... Ben hatırlamıyorum... Belki sonra... Bir anlamı yoktu. Sebastian m çenesinde bir kas oynadı. Yani fiziksel bir aktiviteye, duygusal bir tepkiydi, öyle mi? Bunu mu söylemeye çalışıyorsun? Aneesa tekrar yutkundu. Sebastian çok ürkütücü görünüyordu. O anda birden aklı biraz başına geldi, en azından kendini toparlayabilmişti. Neden Sebastian? Neden ne söylediğimle ilgileniyorsun? Başından beri gayet açıkça bu ilişkiden bir şey çıkmayacağını söyledin. Bebek sahibi olacak iki yetişkin olmamız dışında bir şey yok. İngiltere ye geldiğim dakikadan itibaren benimle hep mücadele ettin. Bu yüzden nasıl olurda ne söylediğim senin için önemli olur veya ne hissettiğim? Yarın gidiyorsun.

90 Öyle mi? Sebastian güldü ama acı bir gülüştü bu. Dürüst olmam gerekirse, gidiyor muyum geliyor muyum bilmiyorum. Ve uzun zamandır böyle hissediyorum. Genç adam hızla Aneesa nm yanından geçerek, ellerini taş korkuluğa koydu. Başım iyice eğmişti. O kadar acı çekiyor gibi görünüyordu ki, Aneesa ona dokunmamak için kendine zorlukla hâkim oldu. Başım kaldırdı, bakışları kadının gözlerine mızrak gibi saplandı. Ama aynı zamanda kendimi canlı ve bağlanmış hissediyorum. Hem de hayatımda ilk kez. Tekrar doğruldu ve Aneesa güçsüzleştiğini hissetti. Sebastian elini uzatarak, önce genç kadmm çenesine dokundu, sonra dolgun saçlarının arkasından boynunu tuttu. Aneesa erkeğin elinin titrediğini hissediyordu. Kalp atışları arttı. Asla... Aile kurmak istemedim. Asla evlenmek istemedim. Asla âşık olmak istemedim. Bütün bunlar için önümde bana ömek olabilecek bir insan yoktu. Ben de alacağımı aldım. Her zaman babamın berbat genlerinin bana da geçtiğine inandım ve basit bir mutluluğa bile sahip olamayacağımı düşündüm. Sanki lanetlenmişim gibi. Ama Nathaniel in evlendiğini görmek, sonra Jacob m eve dönüşü ve bizi bir araya getirmeye çalışması, geçmişle barışması bütün bakış açımı değiştirdi. Dün gece beni sevdiğini söylediğini duyduğum anda, gerçekten öyle mi demek istedin bilmiyorum, içimde bir şeyler özgürleşti. Bana karşı duygularının olabileceğini düşünemezdim. Bebek yüzünden geldin. Bu geçen son günlerde, ailenle beraber olduğumda... Her şey çok kolaydı. Ailen çok kolaydı. Sevmek onlar için özgürce alınıp verilen bir şey. Buna tanık olmak, kabul etmesi mümkün olmayan bir düşünce olarak değil de, bunu gerçekten yaşamak, nasıl bir duygu tahmin bile edemezsin. Sebastian sevimsizce gülümsedi. Ama bilirsin değil mi? Sen bununla büyüdün. Bu yüzden açık ve dürüstsün. Aneesa erkeğin söyledikleri yüzünden korkmak ve şaşırmak arasında bir yerde kalmıştı. Muhtemelen sürekli dırdır yapmasından ve en karanlık sırlarım açması için onu sorgulamasından bahsediyordu. Sebastian m bir şeyler demeye çalıştığı belliydi. Eli hâlâ genç kadının çenesindeydi. Sonunda, Ailem... Yaşadıklarımızın bir kısmını sen de gördün. Bu bir bahane değil elbette ama belki de sana hayatımın en önemli şeyini anlamamın neden bu kadar uzun sürdüğünü anlatabilir. Genç adam diğer elini de Aneesa nm çenesine koydu ve ona daha da yaklaştı. Açıklanmayan bir şekilde, yaşlar Aneesa nm gözlerinden akmaya başladı. Neden ağladığını bile bilmiyordu. Sebastian gülümsedi. Gözlerin... Onların birer duygu merkezi olduğunu biliyor muydun? Daha karşılaştığımız ilk gecede gözlerinin ne kadar canlı olduğunu fark ettim. Aneesa kendine hâkim olmaya çalıştı ama konuşamadı. Dün gece bebeğimizin hareketini hissettim.

91 Genç kadın kaşlarım çattı. Son günlerde o da hissetmişti ama Sebastian yüzünden öyle hissettiğini düşünmüştü.... Ve hayatımda ilk kez, ona bağlanmış hissettim kendimi. Bu bebek benim. Bizim. Ve ben onun iki kıta arasında tatillerde bir oraya bir buraya sürüklenerek büyümesini istemiyorum. Dışlanmış, yalnız bir çocuk olmasını. Aneesa toparlandı, gözyaşları dindi. Sebastian m nereye varmak istediğini anlamaya başlamıştı. Hayatının en önemli şeyi diyerek neyi kastettiğini... Doğru olanı yapmak, ikisine de bakmak istiyordu çünkü artık bunu yapabileceğini anlamıştı, çünkü bir aptal gibi onu sevdiğini söylemişti. Sebastian, ailen yüzünden çok şeyler yaşadın ve bunu yaşadığın için çok üzgünüm. Ama inan bana, dünyada her şeyden çok istesen de, aşkın olmadığı bir ilişki çocuğun, çocuğumuz için iyi bir şey olmayacaktır. Bu düşüncenin sana fazla idealist geldiği için üzgünüm. Bir şeylerin farkına vardığını görebiliyorum ama lütfen... Lütfen bize bunu yapma. Aneesa uzaklara baktı çünkü lanet olası gözyaşları yeniden iniyordu. Duymaktan ziyade o hareketi hissetti. Sebastian elini onun eline geçirmişti. Genç adam bir ayağı önde eğildiği anda gözyaşları gerçekten akmaya başladı. Genç kadm başmı salladı. Sebastian... Yapma, bunun... Bunun ne kadar acı olduğunu bilmiyor musun? Sebastian elini daha sıkı tuttu. Dün gece söylediğinde ciddi olabilirsin ya da olmayabilirsin ama bütün gün ciddi olman için dua ettim Aneesa... Sana aşığım. Sana o kadar derinden aşığım ki, boğuluyorum. O akşam gözlerimiz buluştuğunda âşık oldum. Bana baktığın anda dünyam dönmeye başladı. Ama ne olduğunu bilmiyordum. Buraya geldiğimizde anladım. Ve sevgiyi hayatımda ilk kez gördüğümde... Sanki duygusal bir hastalığım vardı. Sen bana yaklaştığın her an, ben seni geri ittim. Çünkü yıllar boyunca kurduğum bütün kendimi koruma yöntemlerimi tehdit ettin. Sebastian cebinden bir şey çıkardı. Aneesa basit kare kesimli pırlanta yüzüğü gördü. İlk nişan yüzüğünün yarısı kadardı ama ondan çok daha fazla değerliydi. Şoktan ve yaşadığı duygulardan boğazı düğümlenmişti, içinde bir yerlerde bunun bir rüya olmadığını dair bir umut belirmişti. Sensiz yaşayamıyorum Aneesa. Sebastian m gözleri yoğun duygularla kaplıydı. Ölürüm. Bu kadar basit... Bir bebeğe sahip olacağımız düşüncesi beni hâlâ korkutuyor ama yanımda olacağmı biliyorum. Çocuğumuzun hayatını tamamen mahvetmeyeceğime inanıyorum. Bu yüzden lütfen... Yüzüğü Aneesa nın parmağına taktı,...bu yüzüğü takar mısın? Benim sonsuza kadar sevgilim ve en yakın arkadaşım olur musun? Seninle evlenmek istiyorum ama bütün bu prosedür hakkında neler hissettiğini de biliyorum. Eğer istemiyorsan... Aneesa Sebastian yerden kalkana kadar ona sarıldı. Sonunda gittikçe artan duygular arasmda konuşabilmişti. Dün gece... Ciddiydim. Daha fazla tutamadım. O kadar uzun zamandır içimde tutuyordum ki, eninde sonunda

92 söyleyeceğimi biliyordum. Bu yüzden eve gelmek istedim. Hayatına karıştığım için benden sonunda nefret edeceğini düşündüm. Sana geldim çünkü hamileydim, evet. Ama o geceden beri seni düşünmekten vazgeçmedim. Ne olursa olsun seni yeniden görmek istedim... Sebastian genç kadının yüzünü elleri arasına aldı ve öyle bir tutkuyla öptü ki Aneesa nm başı döndü. Ve sonra onu kucağına alarak, ilk gece seviştikleri ve bebeklerinin ortaya çıktığı yatak odasma taşıdı. Her dakikasını şefkatle doldurarak tekrar seviştiler. Sonunda Sebastian ın kollan arasında yatan Aneesa yumuşak bir sesle, Bana bu bir rüyaymış gibi geliyor. Birazdan uyanacağım ve sen gitmiş olacaksın. Sebastian genç kadını tam önüne çekti ve elini, elinin üstüne koyarak, Aneesa nın kamına götürdü. Boğuk bir sesle ama gülerek, Eğer ben inanıyorsam, kesinlikle sen de inanabilirsin. Bebek de aynı fikirde. Hissediyor musun? Aneesa nefesini tuttu, işte oradaydı. Birleşmiş ellerinin altında minicik bir kıpırtı. Her dakika daha da güçleniyordu. Bunun bir rüya olmadığını anlayarak rahatladı. Aralarındaki bu bozulamaz aşkla her şey mümkündü. İkinci kez evlenmeye çalışmak bile. Sanki Sebastian onun düşüncelerini okumuş gibi, kulağına eğildi. Adama gidebiliriz ve plajda evlenebiliriz. Çalışanlar tanığımız olur. Muhteşem bir mutlulukla dolan Aneesa başmı kaldırarak Sebastian a baktı. Yüzünde gayet açık bir ifade vardı. Artık o mavi gözlerinde gölgeler ve sırlar yoktu. Kalbi hızla attı. Gülümseyerek, Bu hoşuma gider, dedi. Sebastian bir an için kaşlarını çattı. Ailen bir şey der mi? Aneesa pişmanlıkla gülümsedi. Sanırım bütün o evlilik töreni olayına girmediğimiz için bize ömür boyu minnettar olurlar. Sebastian sırıttı ve onu yumuşak bir şekilde öptü, sonra geri çekilerek, gözlerinde bir parıltıyla ve gayet dikkatli bir sesle, Hatırlıyor musun, şansın varken, akrabalarına sana kına sürme töreni yapmalarını söylemediğin için pişman olduğunu söylemiştin. Aneesa kamında tutuşan alevi hissederek, başını salladı. Onlara bir şans daha vermek istersen, benim için bir soran olmazdı. Aneesa şaşkınlık içinde erkekle alay etti. Sebastian Wolfe, bana kınaya karşı saplantın olduğunu mu söylemek istiyorsun? Sebastian Aneesa yı altına aldı ve genç kadın onu baştan çıkarmak için açtığı bacaklarının arasında ağırlığını hissetti. Öpücükler arasında Sebastian inleyerek, Benim Aneesa Adani saplantım var. Şükret, Hint Prensesini düğün gecesinde soyma törenini gerçekleştirdim. Yoksa seni yeniden o mücevherler ve sari içine sarardım. Ama basit beyaz bir elbiseye, ayakkabı-sız, bebeğimizle beraber olmaya ve tabii bir de kınaya razıyım. Aneesa kollarım Sebastian ın boynuna sardı ve onu kendine çekti. Biliyor musun? dedi. Sesi biraz titremişti çünkü bebeğimiz sözünden etkilenmişti.

93 Bir de Sebastian m elleri bacaklarının arasını keşfediyordu,...kınayı yaptıracağım zaman, adını küçük harflerle yazmalarını isteyeceğim. Ve sen onu bulana kadar benimle yatamayacaksın. O zaman, bulunması zor ve çok küçük yapmalarını söyle ki, ben de senin yalvararak merhamet dilemenden ve yeteneklerime sövmenden büyük bir zevk alayım. Bedenleri birleştiği anda Aneesa zevkle inledi. Ondan sonraki birkaç dakika boyunca daha da mutlu anlann onlan beklediği gerçeği dışında her şeyi unuttular. Kitap Taramak Gerçekten İncelik Ve Beceri İsteyen, Zahmet Verici Bir İştir. Ne Mutlu Ki, Bir Görme Engellinin, Düzgün Taranmış Ve Hazırlanmış Bir E-Kitabı Okuyabilmesinden Duyduğu Sevinci Paylaşabilmek Tüm Zahmete Değer. Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5.Maddesinin İkinci Fıkrası Çerçevesinde Bandrol Taşıması Zorunlu Değildir. Buraya Yüklediğim E-Bookları Download Ettikten 24 Saat Sonra Silmek Zorundasınız. Aksi Taktirde Kitabin Telif Hakkı Olan Firmanın Yada Şahısların Uğrayacağı Zarardan Hiç Bir Şekilde Sitemiz Sorumlu Tutulamaz ve Olmayacağım. Bu Kitapların Hiçbirisi Orijinal Kitapların Yerini Tutmayacağı İçin Eğer Kitabi Beğenirseniz Kitapçılardan Almanızı YaDa E-Buy Yolu İle Edinmenizi Öneririm. Tekrarlıyorum Sitemizin Amacı Sadece Kitap Hakkında Bilgi Edinip Belli Bir Fikir Sahibi Olmanız Ve Hoşunuza Giderse Kitabi Almanız İçindir. Benim Bu Kitaplarda Herhangi Bir Çıkarım YaDa Herhangi Bir Kuruluşa Zarar Verme Amacım Yoktur. Bu Yüzden E-Bookları Fikir Alma Amaçlı Olarak 24 Saat Sureli Kullanabilirsiniz. Daha Sonrası Sizin Sorumluluğunuza Kalmıştır. 1)Ucuz Kitap Almak İçin İlkönce Sahaflara Uğramanızı 2)Eğer Aradığınız Kitabı Bulamazsanız 30 Ucuz Satan Seyyarları Gezmenizi 3) Ayrıca Kütüphaneleri De Unutmamanızı Söyleriz Ki En Kolay Yoldur 4)Benim Param Yok Ama Kitap Okuma Aşkı Şevki İle Yanmaktayım Diyorsanız Bizi Takip Etmenizi Tavsiye Ederiz 5)İnternet Sitemizde Değişik İstedğiniz Kitaplara Ulaşamazsanız İstek Bölümüne Yazmanızı Tavsiye Ederiz Bu Kitap Bizzat Benim Tarafımdan By-Igleoo Tarafından Siteleri İçin Hazırlanmıştır. E-Book Ta Kimseyi Kendime Rakip Olarak Görmem Bizzat Kendim Orjinalinden Tarayıp E-Book Haline Getirdim Lütfen Emeğe Saygı Gösterin. Gösterinki Ben Ve Benim Gibi İnsanlar Sizlerden Aldığı Enerji İle Daha İyi İşler Yapabilsin. Herkese Saygılarımı Sunarım.

94 Sizlerde Çalışmalarımın Devamını İstiyorsanız Emeğe Saygı Duyunuz Ve Paylaşımı Gerçek Adreslerinden Takip Ediniz. Not : Okurken Gözünüze Çarpan Yanlışlar Olursa Bize Öneriniz Varsa Yada Elinizdeki Kitapları Paylaşmak İçin Bizimle İletişime Geçin. Teşekkürler. Memnuniyetinizi Dostlarınıza Şikayetlerinizi Yönetime Bildirin Ne Mutlu Bilgi İçin Bilgece Yaşayanlara. By-Igleoo

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. Çeviri Deniz Hüsrev Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. 5 6 BİRİNCİ BÖLÜM Hayatınızı elinizden alınıp klozete atılmış, ardından da üzerine

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Şizofreninin nasıl bir hastalık olduğu ve şizofrenlerin günlük hayatlarında neler yaşadığıyla ilgili bilmediğimiz birçok şey var.

Detaylı

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi daha çok sevdiğimiz bir dağ köyünde doğup büyüdüm. Uzak

Detaylı

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire annesi öldüğü zaman çok üzüldü. Simbegwire ın babası, kızıyla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.

Detaylı

Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci

Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci Bir Kız Bara Girer Ve... Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci 4 Bir Kız Bara Girer Ve... Bütün kadınlar bir iç çamaşırından çok fazla şey beklememeleri gerektiğini bilirler. Çok seksi olmak istiyorsanız,

Detaylı

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos 2009 04:42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos 2009 19:20

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos 2009 04:42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos 2009 19:20 Düğünlerde Takılan Sahte Paralar Yüksek eğitimini tamamlamış, babası ticaretle uğraşan, annesi ise bir bankada görevli bulunan bir ailenin tek kızıydı. Okul arkadaşı ile evlenmeye karar vermişlerdi. Damat

Detaylı

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU TARİH: / /2017 1. Öncelikle adınız nedir? Adınızın anlamı nedir? 2. Annenizden doğma, babanızdan olma, sizden başka evde yaşayan biri var mı? Varsa sizden büyük mü küçük mü?

Detaylı

Benimle Evlenir misin?

Benimle Evlenir misin? Benimle Evlenir misin? Bodrum sokakları ilginç bir evlenme teklifine daha sahne oldu. Bodrumlu genç kaptan Ali Özbaylan 9 yıl önce tanıştığı kız arkadaşı Tuba Cihat a, Milta Marina da bulunan bir kafede

Detaylı

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe MERAKLI KİTAPLAR Alfabe Bu kitabın sahibi:... Dinle bir tanem, şimdi sana, bir çocuğun öyküsünü anlatmak istiyorum... Uzun çoooooooook uzun adı olan bir çocuğun öyküsü bu! Aslında her şey onun dünyaya

Detaylı

Beulah, dedi Nannie, gitmeden gel de yastıklarımı düzelt, bu sallanan koltuk aşırı rahatsız. Tamam, hanımım, geliyorum hemen. Nannie derin bir iç

Beulah, dedi Nannie, gitmeden gel de yastıklarımı düzelt, bu sallanan koltuk aşırı rahatsız. Tamam, hanımım, geliyorum hemen. Nannie derin bir iç Tanıdık Bir Yabancı Beulah, dedi Nannie, gitmeden gel de yastıklarımı düzelt, bu sallanan koltuk aşırı rahatsız. Tamam, hanımım, geliyorum hemen. Nannie derin bir iç çekti. Gazeteyi aldı ve sosyete sayfalarını

Detaylı

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

C A NAVA R I N Ç AGR ISI C A NAVA R I N Ç AGR ISI Canavar, canavarların hep yaptığı gibi, gece yarısından hemen sonra çıktı ortaya. Geldiğinde Conor uyanıktı. Kısa süre önce bir kâbus görmüştü. Herhangi bir kâbus değil- di bu;

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 169 VEFA VE CÖMERTLİK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 5523 15 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

Jamie Foxx J

Jamie Foxx J Jamie Foxx J - - - - - - - - - - - - - 62 Corinne Foxx 63 Biz müzik ve sinemayı bir araya getiren bir aileyiz. Babam hem eğitimli bir müzisyen hem de bir oyuncu. Gerçekten çok şanslıyım! Corinne Foxx Jamie

Detaylı

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya Hiroşima da büyüdüm. Ailem ve çevrem Budist ti. Evimizde küçük bir Buda Heykeli vardı ve Buda nın önünde eğilerek ona ibadet ederdik. Bazı özel günlerde de evimizdeki

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an Ece Şenses 21001982 ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an oldu mu hiç? Louvre müzesi benim için tam olarak böyle oldu. Sadece benim

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

Hayata dair küçük notlar

Hayata dair küçük notlar Hayata dair küçük notlar İlk önce sen merhaba- de. Olanaklarının altında yaşa. Sık sık -teşekkür ederim- de. Bir müzik aleti çalmayı öğren. Herhangi bir konuda öğretmenlik yap, herhangi bir konuda öğrenci

Detaylı

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın Irmak Tank Tank 1 Vedat Yazıcı TURK 101-40 21302283 AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA Yalnız, huzurlu bir akşamda; şiire susadığınızda huzurunuzu zorlayacak bir derleme Üstü Kalsın. Mutsuz etmeye

Detaylı

Bu kitabın sahibi:...

Bu kitabın sahibi:... Bu kitabın sahibi:... Dinle bir tanem, şimdi sana, bir çocuğun öyküsünü anlatmak istiyorum... Uzun çoooooooook uzun adı olan bir çocuğun öyküsü bu! Aslında her şey onun dünyaya gelmesiyle başladı. Kucakladılar

Detaylı

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM ÜNİTE 1 VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ - 1 Ad :... Soyad :... Vücudumuzu ayakta tutan, hareket etmemizi sağlayan ve bazı önemli organları koruyan sert yapıya iskelet denir. İskelet

Detaylı

Edwina Howard. Çeviri Elif Dinçer

Edwina Howard. Çeviri Elif Dinçer Edwina Howard Çeviri Elif Dinçer 4 Bölüm Bir Herkes aynı şeyi söyler: Jeremy türünün tek örneğidir. Herkes böyle söyler işte. Şey, öğretmenimiz Bay Buttsworth dışında herkes. Ona göre Jeremy başına bela

Detaylı

Pırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla. Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen. insanların kullandığı yoldan;

Pırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla. Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen. insanların kullandığı yoldan; Pırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen insanların kullandığı yoldan; yemyeşil ağaçların rüzgar ile savrulan dallarından çıkan sesin dalga

Detaylı

Jonglör seti Öneriler ve püf noktaları Tchibo GmbH D Hamburg 84769AB2X2VI

Jonglör seti Öneriler ve püf noktaları Tchibo GmbH D Hamburg 84769AB2X2VI www.tchibo.com.tr/kılavuzlar Jonglör seti tr Öneriler ve püf noktaları Tchibo GmbH D-22290 Hamburg 84769AB2X2VI 2015-11 Diabolo DİKKAT! 36 aydan küçük çocuklar için uygun değildir. Uzun ip içerir. Boyuna

Detaylı

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY Dan Gutman Resimleyen Jim Paillot Emma ya Öğle Yemeği Balık Pizza Browni Süt 6 7 8 İçindekiler 1. Ben Bir Dahiydim!... 11 2. Bayan Cooney Şahane Biri... 18 3. Büyük Kararım...

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Hiçbir şey olmamış gibi çekip giden, kalpleri hunharca katlederek bırakanların bu hayatta mutlu olacağına inanmıyordum. Zamanla bu inanç alev aldı;

Hiçbir şey olmamış gibi çekip giden, kalpleri hunharca katlederek bırakanların bu hayatta mutlu olacağına inanmıyordum. Zamanla bu inanç alev aldı; Hisler körelir. Köreldikçe naçiz vücutta dans etmeye kalkışan ruhun etrafı kötülüğün demirden dikenleriyle çevrelenir. Her bir diken yastır ve mutluluğun katline en vefasız şekilde, acımasızca mührünü

Detaylı

ISBN : 978-605-65564-3-2

ISBN : 978-605-65564-3-2 ISBN : 978-605-65564-3-2 1 Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ

Detaylı

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem YALNIZ BİR İNSAN Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem öyle sonunda hep iyilerin kazandığı, kötülerin cezalandırıldığı veya bir suçluyu bulmak için

Detaylı

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye: Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye: - Deli, deli, diye seslenmiş. Siz içeride kaç kişisiniz? Deli şöyle bir durup düşünmüş: 1 / 10 - Bizim

Detaylı

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ VG&O 0-3 A.A. Vermulst, G. Kroes, R.E. De Meyer & J.W. Veerman AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ 0 İLA 3 YAŞ ARASINDAKİ ÇOCUKLARIN ANNE-BABALARINA YÖNELİKTİR GENCIN ADI: TEDAVI ŞEKLI: DOLDURMA TARIHI:

Detaylı

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler. ENGİN VE İKİZLER ALIŞ VERİŞTE Hastane... Dr. Gamze Hanım'ın odası, biraz önce bir ameliyattan çıkmıştır. Elini lavaboda yıkayarak koltuğuna oturur... bu arada telefon çalar... Gamze Hanım telefon açar.

Detaylı

Elvan & Emrah PEKŞEN

Elvan & Emrah PEKŞEN Bu hafta için 5 güne 5 değerlendirme hazırlıyoruz. İlk üçünü paylaşıyoruz. 2 Tanesi de çarşamba sitemizde! Puanlama Aşağıda... 1. Sınav Test Soruları 5 puan 6x5=30 Harf,hece tablo 1 puan 45x1=45 Sayı okuma

Detaylı

Sınav Destek Semineri. Egzersiz. Rahatlama Çalışmaları-2. Engin KUYUCU. İnsan Kaynakları Uzmanı

Sınav Destek Semineri. Egzersiz. Rahatlama Çalışmaları-2. Engin KUYUCU. İnsan Kaynakları Uzmanı Sınav Destek Semineri Egzersiz & Rahatlama Çalışmaları-2 Engin KUYUCU İnsan Kaynakları Uzmanı 0 535 828 17 93 www.enginkuyucu.com Sınav Destek Semineri Meridyen Enerjisini Aktive Etmek Qi Gong Egzersizi

Detaylı

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Herkese Bangkok tan merhabalar, Herkese Bangkok tan merhabalar, Başlangıcı Erasmus stajlarına göre biraz farklı oldu benim yolculuğumun aslında. Dünyada mimarlığın nasıl ilerlediğini öğrenmek için yurtdışında staj yapmak ya da çalışmak

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI UÇAN BALONLAR VE SİHİRLİ ELLER SINIFLARI NİSAN AYI EĞİTİM PROGRAMIMIZ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI UÇAN BALONLAR VE SİHİRLİ ELLER SINIFLARI NİSAN AYI EĞİTİM PROGRAMIMIZ DERİNSU ANAOKULU 2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI UÇAN BALONLAR VE SİHİRLİ ELLER SINIFLARI NİSAN AYI EĞİTİM PROGRAMIMIZ NİSAN AYINDA DOĞAN ÖĞRENCİLERİMİZ Hazırlayan: Sezin TOPALOĞLU AYIN PROJE KONUSU AYIN

Detaylı

meslek seçmişim kendime! Her gün dolaş dur! Masa başında çalışmaktan beter sıkıntıları var bu işin; yolculukların çilesi de işin cabası: Değiştirilen

meslek seçmişim kendime! Her gün dolaş dur! Masa başında çalışmaktan beter sıkıntıları var bu işin; yolculukların çilesi de işin cabası: Değiştirilen meslek seçmişim kendime! Her gün dolaş dur! Masa başında çalışmaktan beter sıkıntıları var bu işin; yolculukların çilesi de işin cabası: Değiştirilen trenler, kaçırılan bağlantı noktaları, ne zaman yeneceği

Detaylı

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir.

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, hareket halindeki enerjidir. Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, insanın yaşam kalitesini belirleyen en önemli kaynaktır.

Detaylı

YİNE YENİ KOMŞULAR. evine gidip Billy ile oynuyordu.

YİNE YENİ KOMŞULAR. evine gidip Billy ile oynuyordu. İÇİNDEKİLER Yine Yeni Komşular 7 Korsanlar Ninjalara Karşı 11 Akari 21 Tükürme Yarışı 31 Mahallede Huzursuzluk 39 Korsanların Yasaları 49 Yemek Çubukları ve Terli Ayaklar 56 Korsan Atlet 68 Titanların

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum!

Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum! Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum! Televizyon programına konuk olarak çağırılmıştım. Bir gün içerisinde

Detaylı

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ K.R. RAVINDRAN U.R. Başkanı 2015 16 Canan ERSÖZ U.R. 2430. Bölge Guvernörü 2015 16 Firuz Harbiyeli 3. Grup Guvernör Yardımcısı Hüseyin MURSAL (Başkan) Süleyman ÇOLAKOĞLU (Asbaşkan) Okşan HALEFOĞLU (Kulüp

Detaylı

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını

Detaylı

I. BÖLÜM. Sayı, insan nefsinde birliğin tekrarından kaynaklanan manevi hayaldir. İhvan-ı Safa (Saflık Kardeşleri)

I. BÖLÜM. Sayı, insan nefsinde birliğin tekrarından kaynaklanan manevi hayaldir. İhvan-ı Safa (Saflık Kardeşleri) I. BÖLÜM Sayı, insan nefsinde birliğin tekrarından kaynaklanan manevi hayaldir. İhvan-ı Safa (Saflık Kardeşleri) Marifet, bize yâr olmayan sevgiliyi kalbimizin içinde öldürmek! İşte en haklı, en masum,

Detaylı

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ 1- Beni çok iyi tanımlıyor 2- Beni iyi tanımlıyor 3- Beni az çok iyi tanımlıyor 4- Beni pek tanımlamıyor 5- Beni zaman zaman hiç tanımlamıyor 6- Beni hiç tanımlamıyor

Detaylı

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK Geçen gün amcam bize koca bir kutu çikolata getirmişti. Kutudaki çikolataların her biri, değişik renklerde parlak çikolata kâğıtlarına sarılıydı. Mmmh, sarı kâğıtlılar muzluydu,

Detaylı

Bir adam... Bel Plan Dış/Gün. Bir şehir... Geniş Açı. Ve insanlar... Geniş Açı

Bir adam... Bel Plan Dış/Gün. Bir şehir... Geniş Açı. Ve insanlar... Geniş Açı ...ZEDE Bir adam... Bel Plan (Görüntü adama doğru yaklaşıyor) Bir şehir... Geniş Açı Şehirde hayat akıyor... Ve insanlar... Geniş Açı Düşme görüntüsü Yüksek bir yerden düşme hissi, aşağıya doğru tilt...

Detaylı

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK Ceylan Işık, Hacettepe Türkçe Öğretmenliği Biliyor musunuz, ben bir çocuğun kalbine dokundum? Hatta bir değil birçok çocuğun kalbine dokundum. Onların sadece ellerine, yüzlerine

Detaylı

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? 5 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile nedir? Aileyi oluşturan bireylerin

Detaylı

Ankilozan Spondilit hastaları için Günlük egzersiz programı

Ankilozan Spondilit hastaları için Günlük egzersiz programı Ankilozan Spondilit hastaları için Günlük egzersiz programı Egzersiz 1 Yer Egzersizleri Yere sırtüstü uzanın. Dizlerinizi ayak tabanlarınız yere tam basacak şekilde bitişik olarak bükün. Kalçanızı mümkün

Detaylı

AFYONKARAHİSAR REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ

AFYONKARAHİSAR REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ SINAVA 5 KALA ADAYLARA ÖNERİLER SINAVA HAZIRLIK STRATEJİLERİ SEMİNERLERİ GEREĞİ HAZIRLANMIŞTIR Gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgârdan hayır gelmez. BİR BALIKÇI OLSAYSINIZ İNANIN O PAZAR SİZİN İÇİN

Detaylı

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba. 1. Bölüm Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba. Bütün bu insanın kafasını şişiren karmaşa, çok ama çok masum bir günde başladı. O gün çok şirin, çok masumdu. O gün öyle muhteşem, öyle harika ve öyle

Detaylı

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama rağmen sık sık geç kalırım... okul BIZIM (Meşelik) yol.. BIZIM ev Üç Kuruş Sokağı Kale Yolu Dükkan iki dak Meşelik ika Percy Sokağı Okula iki dakika

Detaylı

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR 4-10 Nisan: Polis Haftası 7-13 Nisan: Dünya Sağlık Günü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan'ı içine alan hafta: Dünya Kitap Günü T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM

Detaylı

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) ÖZEL GÜNLER Aşağıdaki önemli günlerden

Detaylı

Adama arkadan yavaş geçişlerle yaklaşılır. Yakın plan adamın saçlarıyla kısmen örtülmüş yüzü görülür.

Adama arkadan yavaş geçişlerle yaklaşılır. Yakın plan adamın saçlarıyla kısmen örtülmüş yüzü görülür. Zamanın Sonu Senaryo: Kenan İlker KAMALIOĞLU Hikâye: Kenan İlker KAMALIOĞLU Yazım Tarihi: 2007 Elektronik Posta Adresi: kenanilker@hotmail.com Sahne 1 DIŞ, GÜN Rüzgârlı bir akşamüstü, kimselerin olmadığı

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU KASIM 2018 EĞİTİM BÜLTENİ 10 KASIM 10 kasım 10 kasım 10 kasım benim en büyük yasım Sen yüreğimde sen damarımda Sonsuzluğa akan kansın Yurdumu

Detaylı

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN 21400752 MAKİNENİN ARKASI Fotoğraf uzun süre düşünülerek başlanılan bir uğraş değil. Aslında nasıl başladığımı pek hatırlamıyorum, sanırım belli bir noktadan sonra etrafa

Detaylı

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, elinde boş bir çuval, alanın ortasında öylece dikiliyordu.

Detaylı

CANLILAR VE YAŞAM BEŞ DUYUMUZ DUYU ORGANLARI VE GÖREVLERİ

CANLILAR VE YAŞAM BEŞ DUYUMUZ DUYU ORGANLARI VE GÖREVLERİ CANLILAR VE YAŞAM 2. ÜNİTE BEŞ DUYUMUZ DUYU ORGANLARI VE GÖREVLERİ DUYU ORGANLARININ TEMEL GÖREVLERİ GÖZ: Görme Organımız Göz, cisimlerin şeklini, rengini ve büyüklüğünü kısacası görüntüsünü algılamamızı

Detaylı

Geçmişin Gölgesi. Sümeyra Andıç

Geçmişin Gölgesi. Sümeyra Andıç Geçmişin Gölgesi Sümeyra Andıç 4 Teşekkür Bana destek olan herkese, arkadaşlarıma, en yakın arkadaşım Elif Gökçen Solmaz a ve her konuda yanımda olan aileme teşekkür ediyorum. Anne ve babama ayrıca teşekkür

Detaylı

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. ÇAYLAK Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. Alt katta genel tıbbi muayene ve müdahaleleri yapılıyordu. Bekleme salonu ve küçük bir de laboratuar vardı. Orta katta diş kliniği ve ikinci bir muayene

Detaylı

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!.. BABAN GELİRSE ÇAĞIR BENİ OĞUL.. Çanakkale destanının 99. yıl dönümünü yaşadığımız günlere saatler kala yine bir Çanakkale k ahramanının hikayesiyle karşınızdayım.. Değerli okuyucular; Hak için, Hakikat

Detaylı

.com. Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır.

.com. Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır. .com Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır. ilkok 2/... Sınıfı Türkçe Dersi Değerlendirme Sınavı Adı-Soyadı:... Yaşayabilmek için oksijene ihtiyaç vardır. Oksijen sayesinde karadaki

Detaylı

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, DEŞŞET ORMANI, YARATIKKÖY Anneciğim ve Babacığım, Mektubunuzda sevgili bebeğinizin nasıl olduğunu sormuşsunuz, hımm? Ben gayet iyiyim, sormadığınız için

Detaylı

Hatırlatma: 1. Ünitede canlıların en küçük yapı biriminin hücre olduğunu,

Hatırlatma: 1. Ünitede canlıların en küçük yapı biriminin hücre olduğunu, Hatırlatma: 1. Ünitede canlıların en küçük yapı biriminin hücre olduğunu, hücrelerin bir araya gelerek dokuları, dokuların bir araya gelerek organları, organların bir araya gelerek sistemleri oluşturduğunu

Detaylı

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim on günlerde mevsimsel geçiş döneminin verdiği miskinlikle aklıma yazılabilecek bir yazı gelmiyordu. Bugün kardio antrenmanımı yaparken,aklıma sevgili olmamak için yapman gerekenler adlı yazım geldi. Bende

Detaylı

tellidetay.wordpress.com

tellidetay.wordpress.com Dört Dakika İçin Bile Olsa Okuyabilmek Evden acele ile çıkmıştım. Koşar adımlarla metroya doğru ilerlerken bir yandan öğrencilere vereceğim dersin plânını yapıyor, bir yandan da çiseleyen yağmurda ıslanmamaya

Detaylı

tellidetay.wordpress.com

tellidetay.wordpress.com Dört Dakika İçin Bile Olsa Okuyabilmek Evden acele ile çıkmıştım. Koşar adımlarla metroya doğru ilerlerken bir yandan öğrencilere vereceğim dersin plânını yapıyor, bir yandan da çiseleyen yağmurda ıslanmamaya

Detaylı

Samed Behrengi. Püsküllü Deve. Çeviren: Songül Bakar

Samed Behrengi. Püsküllü Deve. Çeviren: Songül Bakar Samed Behrengi Püsküllü Deve Çeviren: Songül Bakar Samed BEHRENGİ Azeri asıllı İranlı yazar Samed Behrengi, 1939 da Tebriz de doğdu. Öğretmen okullarında öğrenim gördükten sonra Tebriz Üniversitesi İngiliz

Detaylı

tellidetay.wordpress.com

tellidetay.wordpress.com Dalı Bırakabilmek Oldum olası kendisine güvenen ve bununla gurur duyan birisiydi o. Çoğu kişiye göre başarılıydı da. Etrafındakilere başarısının sırrını hep şöyle açıklardı: "Kontrol! Anahtar kelime bu.

Detaylı

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken Engin Deniz İpek 21301292 Üniversite Üzerine Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken formüllerden ya da analitik zekayı çalıştırma bahanesiyle öğrencilerin önüne

Detaylı

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın!

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın! Kendini Tanıma Testi Bu testi yapın, kendinizi tanıyın! İnsanlar sizin hakkınızda sandığınızdan farklı izlenimlere sahip olabilir. Gerçekten nasıl algılandığınızı siz de bilmek istemez misiniz? Bu teste

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok benim kahraman dedem Kelimeleri zıt

Detaylı

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın? 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin yerini tutan bir sözcük kullanılmıştır? A) Onu bir yerde görmüş gibiyim. B) Bahçede, arkadaşımla birlikte oyun oynadık. C) Güneş gören bitkiler, çabuk büyüyor.

Detaylı

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 3. B A S I M Çocuklarla İlgili Her Türlü Faaliyette, Çocuğun Temel Yararı, Önceliklidir! 2 Süleyman Bulut Anne Ben Yapabilirim 4 Süleyman

Detaylı

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal

Detaylı

TEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut

TEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut Havada bulut Sen bunu unut 8 TEK TEK TEKERLEME Öğrendiğim ilk tekerlemeyi hatırlamıyorum ama; çocukluğuma dönüp, baktığımda onlarca tekerleme arasından ikisinin öne çıktığını çok net görüyorum. Bir tanesi,

Detaylı

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

Yüreğimize Dokunan Şarkılar On5yirmi5.com Yüreğimize Dokunan Şarkılar Gelmiş geçmiş en güzel Türkçe slow şarkılar kime ait? Bakalım bizlerin ve sizlerin gönlünde yatan sanatçılar kimler? Yayın Tarihi : 6 Ocak 2010 Çarşamba (oluşturma

Detaylı

OYUNCAK AYI. ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya. giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı. Sorular: 1- Annesi Elvan a hangi hediyeyi aldı?

OYUNCAK AYI. ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya. giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı. Sorular: 1- Annesi Elvan a hangi hediyeyi aldı? OKUMA ANLAMA ÇALIŞMASI 1 OYUNCAK AYI Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı Songül ile birlikte oynadılar. Sorular:

Detaylı

Aşık olduğumuz kişiyi neden unutamayız?

Aşık olduğumuz kişiyi neden unutamayız? sağlık (/saglik) Aşık olduğumuz kişiyi neden unutamayız? 04.10.2016 Salı 13:11 3 0 Uzman Psikolog Özge Genlik aşık olduğumuz kişiyi neden unutamadığımızı anlattı Aşık olduğumuz kişiyi unutmak yerine anlamlandırmamız

Detaylı

BOYUN VE OMUZ SAĞLIĞI İÇİN ÖNERİLER

BOYUN VE OMUZ SAĞLIĞI İÇİN ÖNERİLER Yrd. Doç. Dr. GÜVEN ÇITAK Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı BOYUN VE OMUZ SAĞLIĞI İÇİN ÖNERİLER BOYUN VE OMUZ EGZERSİZLERİ www.guvencitak.com EGZERSİZLERE YÖNELİK DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR Uyarı:

Detaylı

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1. 1. Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1. Sence, farklı insanların, farklı tanımlar yapmasına

Detaylı

Sevda Üzerine Mektup

Sevda Üzerine Mektup 1 Ferda Çetin 21401765 Sevda Üzerine Mektup Sevgilim, Sana mektup yazmamı istiyorsun. Yazayım, tamam, ama hayal kırıklığına uğramazsın umarım. Ben senin gibi değilim. Şiirler yazamam, süslü sözler bilmem.

Detaylı

AL-5000 ÇALIŞMA İSTASYONU KULLANMA KILAVUZU

AL-5000 ÇALIŞMA İSTASYONU KULLANMA KILAVUZU AL-5000 ÇALIŞMA İSTASYONU KULLANMA KILAVUZU 1 ÖNEMLİ BİLGİLER - LÜTFEN OKUYUNUZ.. Herhangi bir egzersiz proğramına başlamadan önce doktorunuza danışınız.doktorunuzu mevcut form seviyenizi değerlendirip

Detaylı

Bir Ayakkabı Hikayesi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Bir Ayakkabı Hikayesi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Bir ayakkabıyım ben, küçük kırmızı ve oldukça şirin. Gülmeyin gerçekten şirinim, inanmazsanız resmime bakın. Dün usta parmaklar son şeklimi verdi bana. Her şeyimle mükemmel olduğumu da konuştu ustalar

Detaylı

KÜSTÜM, OYNAMIYORUM. Alan MacDonald. iillüstrasyonlar: Mark Beech

KÜSTÜM, OYNAMIYORUM. Alan MacDonald. iillüstrasyonlar: Mark Beech KÜSTÜM, OYNAMIYORUM Alan MacDonald iillüstrasyonlar: Mark Beech 4 PRIDDLE LAR: Roger, Jackie ve Warren Tarif: Soluk yüzlü insancıklar Sevdikleri: Sessizlik ve huzur Sevmedikleri: Troller BAY TROL: Egbert

Detaylı

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan 1. Sahne (Koruluk. Uzaktan kuş cıvıltıları duyulmaktadır. Sahnenin solunda birbirine yakın iki ağaç. Ortadaki ağacın hemen yanında, önü sahneye dönük, uzun ayaklık üzerinde bir dürbün. Dürbünün arkasında

Detaylı

OYUNCAK AYI. Aysel çok mutluydu. Çünkü bugün doğum. Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan. günüydü. Babası Aysel e hediye aldı.

OYUNCAK AYI. Aysel çok mutluydu. Çünkü bugün doğum. Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan. günüydü. Babası Aysel e hediye aldı. OKUMA ANLAMA ÇALIŞMASI 1 OYUNCAK AYI Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı Songül ile birlikte oynadılar. Sorular:

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı