Rum Katolik Kilisesinin Dergisi. Ekim 2013 Sayı 8

Transkript

1 Rum Katolik Kilisesinin Dergisi Ekim 2013 Sayı 8 1

2 Vatikan'da barış duası Suriye deki her türlü şiddet ve yıkım hemen durmalı, kardeş çatışmasına adil bir çözüm bulmak için çalışılmalı Papa Francesco'nun geçen hafta yaptığı Suriye, Ortadoğu ve dünya barışı için dua edelim çağrısı üzerine yüz binlerce inanan, Meryem Ana nın doğumunun kutlandığı yortunun arifesine denk gelen Cumartesi akşamı, Vatikan'ın sembolü olan Aziz Petrus Meydanı'nda toplandı. Aynı zamanda inananları tüm gün oruç tutmaya da davet eden Papa'nın yönettiği ve 4 saat süren ayinde, ilahiler söylendi, İncil'den parçalar ile dualar okundu ve bölgede yaşanan savaşlarda acı çekenler için yarım saat kadar sessizlik sağlandı. ASKERİ MÜDAHALEYE HAYIR Meydandakilere hitabında, barışa çıkan yolun şiddetten geçmediğini vurgulayan Papa, Silah sesleri sussun! Savaş her zaman, barışın başarısızlığının işareti ve insanlık için bir yenilgidir. Bir daha savaş olmasın diyerek, bir kez daha kesin bir dille Suriye'ye askeri müdahalenin doğru olmayacağının ve diyalog yolunun seçilmesi gerektiğinin altını çizdi. VİCDANIMIZ UYUYOR Bugün bile putların, egoizmin, çıkarlarımızın bizi yönlendirmesine izin veriyoruz diyen 77 yaşındaki Papa, Silahlarımızı mükemmel hale getirdik ama, vicdanımız uyuya kaldı. Normal bir şeymiş gibi ölüm, yıkım ve acı tohumları ekmeye devam ediyoruz. Şiddet ve savaş, sadece ölüm getirir ve onlar sadece ölümün dilidir şeklinde sözlerini sürdürerek, inananlardan barış için dua etmeye devam etmelerini de istedi. Törene, Vatikan nezdinde görev yapan diplomatlar, diğer dinlere mensup delegasyonlar ve bazı siyasilerin yanı sıra 100 binden fazla kişinin katıldığı belirtildi. Papa'nın çağrısı üzerine, Vatikan'daki ayinle aynı anda dünyanın birçok kentinde de barış için dualar yapıldığı belirtildi. 2

3 Melekler Meleklerin onurlandırılması, kolaylıkla garipliğe dönüşebilecek bir şeydir. Buna rağmen Kilise nin meleklerin gizemi konusundaki öğretisini önemsiz görüp geçmemeli, aksine - hem Eski hem de Yeni Ahit te - sık sık kutsal meleklerin varlığından bahsedildiği için Kitabı Mukaddes i kendimize rehber almalıyız. Kilise meleklerin Tanrı tarafından yaratılmış tamamen ruhani varlıklar olarak var olduklarına inanır. Daha İznik ve İstanbul iman açıklamalarında Tanrı dan görünen ve görünmeyen dünyanın yaratıcısı olarak söz edilmektedir. Dördüncü Lateran ve Birinci Vatikan Konsilleri de bu öğretiyi ele alıp şöyle ifade etmişlerdir: Tanrı zamanın başlangıcından beri, tinsel ve maddi yaratıkların her birini, yani melekleri ve dünyayı yoktan yarattı. (bkz. KKK 327) Peki, tamamen ruhsal oldukları ve bedensiz oldukları halde melekleri nasıl betimleyebiliriz? Kilise nin bu konudaki öğretisi meleklerin özelliklerini tanımlıyor: Melekler tamamen ruhsal yaratıklardır, bilince ve özgür isteğe sahiptirler; şahsi ve ölümsüz varlıklardır, geçiciliğin değil, ancak yaratılmış oldukları için, sonlu olmanın yasalarına tabi durumdadırlar. Melekler Tanrı nın hizmetçileri, elçileri ve emirlerini yerine getirenlerdir. Tanrı nın isteğine göre insanlarca anlaşılabilmeleri için görünür hale gelebilirler. Ancak kendi istekleriyle Tanrı ya karşı gelen melekler - Lusifer ve arkadaşları - karanlığın güçleri haline gelmişlerdir. Onlar da sayıca çoktur, çünkü İsa nın Gerasa da bir adamdan çıkardığı cin Adım Tümen, çünkü biz çok sayıdayız demiştir (Markos 5,9).Kitabı Mukaddes te yalnız bazı meleklerin (Mikail, Cebrail, Rafail) değil, melek gruplarının da adları anılmaktadır: 3

4 Serafiler, Kerubiler, Baş melekler, Tahtlar ve Güçler vb. Kilise babaları ve aktarı geleneği kutsal meleklerin dokuz korosu ndan bahsetmektedir. Bütün melekler insanların kurtuluşuna yardım etmeye çağrılıdırlar. Ibranilere Mektup 1,14 te şöyle denir: Bütün melekler, kurtuluşu miras alacaklara hizmet etmek için gönderilen görevli ruhlar değil midir? Kutsal Kitap ta birçok bölüm meleklerin insanların kurtuluşu için çaba göstermekle görevli olduklarını belirtir. Örneğin Mezmur 91,11: Çünkü Tanrı meleklerine buyruk verecek, gideceğin her yerde seni korusunlar diye... Kilise babası aziz Basilyus da şunu öğretiyor: Yaşamında ona yol göstersin diye, her bir imanlıya koruyucu ve çoban olarak bir melek atanmıştır. Mesih de çok defa meleklerden bahsediyor. Örneğin, Matta 18,10: Onların göklerdeki melekleri, göklerde olan Babamın yüzünü her zaman görürler ; Luka 15,10 da: Tanrı nın melekleri de tövbe eden bir tek günahkâr için sevinç duyacaklar ; Luka 20,35: Ama gelecek çağa ve ölülerin dirilişine erişmeye layık görülenler... bir daha ölmeleri de söz konusu değildir. Çünkü meleklere benzerler. Meleklerin bunların dışında Son Yargı Günü nde insanlar hakkında tanıklık görevleri de vardır. Bu konuyu İsa şu sözlerle ifade ediyor: İnsanların önünde açıkça beni kabul eden herkesi, İnsanoğlu da Tanrı nın melekleri önünde açıkça kabul edecek. Ama kim beni insanların önünde inkâr ederse, kendisi de Tanrı nm melekleri önünde inkâr edilecek (Luka 12,8vd). Yuhanna nın Vahyi de sık sık, meleklerin Tanrı nın tahtı önünde durdukları ve bütün evrenin adına O na övgüler sundukları göksel törenden bahsetmektedir. Kutsal Efkaristiya ayini sırasında, şükran duası öncesindeki giriş duasını söylediğimiz zaman dünyanın ve göklerin litürjisi birleşmiş, iç içe geçmiş olur: Bunun için melekler, göklerdeki kuvvetler ve bütün azizlerle birlikte senin yüceliğini över ve ilahiler söyleriz... Her şeyin akla dayandırıldığı günümüzde meleklerin varlığını kabul etmek zor gelebilir. Ancak bu gerçeği gözlerimizin önüne seren Kilise nin öğretisine güvenebiliriz: Çocukluktan ölüme kadar insan yaşamı meleklerin koruyuculuğu ve aracılığıyla çevrelenmiştir. Hristiyan yaşamı, bu dünyadan itibaren, iman içinde, Tanrı yla birlik olarak, insanların ve meleklerin topluluğuna katılır. (KKK 336) Kutsal melekleri yardıma çağırmaktan çekinmeyelim. Bu inançsız zamanda, iyi güçlerin korumasına sığınmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var! 4

5 Aile içinde dua Pek çok evde ve bir çok tapınış resminde ressam Dürer in meşhur dua eden eller resmini görürüz. Bunlar yıpranmış ellerdir. Ancak bunların sık sık dua için birleşmiş, anlamlı eller olduğu da anlaşılır. İman eden kişi dua eder. Ve doğru dua etmek için bize dinleyen ve dua eden Bakire Meryem Ana dan daha fazla kim yol gösterebilir? Övgü Meryem Ana yı dua eden bakire olarak Yahya peygamberin annesini ziyareti sırasında görürüz. Elizabet Meryem de Mesih in annesini görür Rab bin kendisine duyurduğunun gerçekleşeceğine iman eden olduğu için onu över. Meryem de Tanrı ya övgüyle, Magnifıkat ile yanıt verir. Övgüyü kendisinden, bütün övgülerin ait olduğu Tanrı ya yöneltir. Çünkü Tanrı ona ve onun aracılığıyla halka lütfetmiştir. Tanrı, Meryem Ana da kulu İsrail i kabul etmiş ve İbrahim e ve soyuna olan vaadini yerine getirmiştir. Tanrı, Meryem Ana daki etkinliğiyle kendisini sözünü yerine getiren olarak, O nun önünde yoksul olanları zengin kılan Rab olarak göstermektedir. Meryem Ana burada imanlıların temsilcisi olarak bulunup konuşmaktadır. Övgüsüne İbrahim in ve seçilmiş Tanrı halkı nın sevincini katmakta ve Kilise nin övgüsünü önceden seslendirmektedir. Bu hepimizin övgü ve şükran ilahisidir. Rab, bir insana vaftiz anında büyük lütufta bulunmakta, sıradan insanı yükseltmektedir. Efkaristiya sırlarında bize geldiği zaman Rab bizlere büyük lütufta bulunmakta, aç olanları doyurmaktadır. Tövbe sırrında merhametine eriştiğimiz zaman Rab bizlere büyük lütufta bulunmaktadır; bu noktada merhameti kuşaklar boyunca devam eder. Magnifikat ilahisinde Tanrı nın bizlere çağrısını, Tanrı yı şükranla övmek için ne kadar çok sebebimiz olduğunu anlıyoruz. Dua etmek öncelikle şükranla övmek ve tapınmaktır. Kilisenin ana duası büyük şükran ifadesi olan ve Kilise nin Tanrı nın kurtarıcı eylemini duyurduğu efkaristiyadır. Sevinç dolu bu övgü her imanlının günlük dualarının da merkezi olmalıdır. Dilekler ve şefaat Meryem e dua eden bakire olarak, Tanrıoğlu ndan yardım istediği Kana da tekrar rastlarız. Bir hafta kadar sürebilen düğün töreni sırasında şarap kalmamıştı. Bu durum Meryem Ana nın özenli bakışlarından kaçmadı. Bu nedenle hem de bir rica durumundaki sözlerle İsa ya yöneldi: Hiç şarapları kalmadı. İsa nın yanıtı ise şaşırtıcıydı: Anne, benden ne istiyorsun? Benim saatim daha gelmedi. Bu yanıt İsa ile annesi arasında ilginç bir mesafeyi ortaya koyar. İnsani ilişkiler İsa nın etkinlikleri için belirleyici değildir, O özel bir yasaya tabidir: Yalnızca Baba nın dileği İsa için ölçü durumundadır. 5

6 Ancak İsa nın bu şekilde reddeder tavrına bakmayıp hizmetlilere yol gösteren Meryem Ana nın tutumu da şaşırtıcıdır. İsa nın reddeder gibi görünen yanıtına rağmen, dileğini kırmayacağına dair güveni vardır. Ve bu güven boşa gitmeyecektir. İsa bu sıkıntılı zamanda yardım eder. Bu elbette ki yalnızca düğün şöleninin sevincini artırmak için değil, kendisine olan imanı da güçlendirmek içindir. Dilekleri derinden duymaktadır. Dua etmek aynı zamanda dilemek demektir. İsa Göklerdeki Babamız duasında bizlere öncelikle Baba için önemli olan konularda dilekte bulunmayı, ama ardından günlük ekmeğimiz için de dilekte bulunmayı öğretmiştir. Ve Kana daki düğün sırasında sıradan, küçük sıkıntılarımızı bile Tanrı ya iletebileceğimizi göstermiştir. Meryem Ana nın imanı ve güveni ile dua ettiğimiz her zaman bizler için şu vaat geçerlidir: Dua edin ve size verilecektir. O zaman devamlı olarak dua ettikçe düşüncelerimizin ölçülerinin değişeceğini, önemli gördüğümüz şeylerin Tanrı nın gözleri önünde anlamını yitirdiğini ve farkına bile varmadığımız şeylerin önemli hale geldiğini görürüz. Tanrı dualarımızı, imanımızın daha derin olmasını sağlayacak şekilde duyar. Kilise topluluğu içinde dua Meryem Ana İncil de son defa Rab bin göğe yükselişinin ardından dua sırasında çıkar. Havariler, İsa nın annesi Meryem, öbür kadınlar ve Isa nın kardeşleriyle tam bir birlik içinde sürekli dua ediyorlardı. Bu nedenle Meryem Ana yeni yeni oluşmakta olan Kilise de ve tüm zamanların Kilisesi nde dua eder şekilde mevcuttur. Kilise nin duasının taşıyıcısıdır. Devamlı olarak Rab bi öven ve evlatlarının dilek ve sıkıntılarını Tanrı nın önüne taşıyan Kilise nin örneğidir. Meryem Ana ile birlikte olan bu dua tam bir birlik içinde olarak anılır. Duamız daima Kilise topluluğu içinde ve Kilise topluluğu ile birlikte bir dua olmalıdır. Duamız, Kilise nin dua zenginliğinden yararlanmalı, Kilise nin övgüsü ve dilekleri dualarımıza hâkim olmalı, dualarımız Kilise nin duası ile birleşmelidir.kilise nin Meryem Ana ile birlikteki en önemli duası daima Kutsal Ruh için, bu gerçeğin, sevginin ve birliğin ruhu için dua olacaktır, öyle ki, Tanrı nın egemenliği gelişsin ve zamanlar boyunca etkin olsun ve Tanrı nın yüceliğinin açıklanacağı gün olan Rab bin geri geldiği günde bütünlüğe erişsin. Bu dua sıkıntı ve başarısızlık anlarında da, kendi dualarımız ve imanımızın zayıf olduğu anlarda da önemli ve gereklidir. Meryem Ana ile birlikte ve Meryem Ana gibi dua ettiğimizde dualarımız öncelikle Tanrı nın bizlere kurtarıcı lütfu için bir övgü olacaktır, ardından dualarımız aynı Meryem Ana nın güvenle İsa ya dileğini iletmesi gibi güven dolu bir rica olacak ve dualarımız daima Kilise içinde ve Kilise topluluğuyla birlik içinde bir dua olacaktır. Meryem Ana yı örnek alan insan Meryem Ana ile birlikte ve Meryem Ana gibi dua eder. 6

7 Ekim Ayı Tesbih Duası Ayı Tesbih duası Kitab-ı Mukaddes e dayalı bir duadır. Tesbih duası duasının sıralı ve kademeli akışı,tanrı sözü nün lütufkar kararına göre insan tarihine katılıp,kurtuluşu sağlama şeklini yansıtır. Tesbih duası uyumlu bir sırayla, Mesih te gerçekleşen kurtuluş eyleminin en önemli aşamalarını gözlemler: Meryem in bakire olarak hamile kalışı ve İsa nın çocukluğundan, Paskalya nın yüce olaylarına, Mesih in çektiği eziyetler ve görkemli dirilişine, ve bunun etkisiyle Pentekost günü oluşan kiliseye ve Kutsal Bakire nin dünyasal yaşamı sonunda bedeni ve ruhu ile göğe alınışına dek. Kurtarıcı beden alışın gizemine odaklanmış kitabi bir dua olarak Tesbih duası en derin anlamda Mesihçidir. Gerçekten duanın karakteristik öğesi, Selam sana Meryem in, meleğin müjdesinin hedefinin ve Vaftizci nin annesinin selamı: Mübarektir senin evladın (Luka 1,42) sözlerinin sıralı olarak tekrarlanması Mesih e bitmez bir övgü halini alır. Daha fazlasını söylemek isteriz: Selam Sana nın tekrarı, sırasıyla gizemlerin gözlenmesinin geliştiği bir zincir durumundadır. Tesbih duası duasının önemli bir bölümü düşünerek gözlemlemedir. Onsuz Tesbih duası ruhsuz bir beden olurdu. Tesbih duası doğası gereği sakin bir ritmi, düşünceli bir odaklanmayı gerektirir, bu da dua edenin Rab bin yaşamının gizemlerini Rab be en yakın olanın gözleriyle görmeyi ve sonsuz zenginliğini kavramayı sağlar. 7

8 KUTSAL KİTAP KAHRAMANLARI Bırakın, çocuklar bana gelsin, onlara engel olmayın!" (Luka 18,16) MUSA Merhabalar Sevgili çocuklar! Nasılsınız? İyi misiniz? Siz iyi ve mutlu olun çocuklar her zaman!!!! Geçen sayımızda Yusuf u işlemiştik. Yusuf tan sonra Mısır da dört yüz sene boyunca kölelik yapmış ve adeta zindan hayatı sürdürmüş olan İsraillileri yeni bir yaşama kavuşturan ve onları ataları İbrahim, İshak ve Yakup un Tanrısı olan Rabbin vaat ettiği topraklara götüren MUSA yı ele alıyoruz. Musa nın nasıl bir yaşam sürdüğünü ve nelerle uğraştığını halkı Tanrıya yöneltmek için neler yaptığını az çok biliyorsunuzdur. Musa nın yaşamı Kutsal Kitapta Mısır dan Çıkış ve Çölde Sayım bölümleri olarak işlenmiştir. Musa nın yaşadıkları Firavun un tüm dövdüğünü gören Musa, Öfkeyle kalkmanın İsrailli erkek çocuklarını öldürtmek için zararını düşünmeyerek Mısırlıyı öldürür. buyruk verdiği zaman annesinin Musa yı bir İşlediği suçunun duyulduğunu öğrenince sepete koyup nehre bırakmasıyla değişik Musa, Mısır ı terk edip çöle kaçar ve kırk bir şekilde yön aldı. Çünkü nehirdeki sepeti sene sonra Rab tarafından çağırılana kadar Mısır prensesi onu buldu ve sarayda kendi çölde çobanlık oğlu olarak bir prens olarak yetiştirdi. İsraillilerin Musa mısır prensi olarak büyüdüğünde cevap vermek için Musa yı çölde kırk sene İsrail halkı, Mısırlıların putperest tapınak eğitir. Musa seksen yaşındadır artık ve ve önderlik, liderlik yapmanın gerektirdiği sarayların yapında köle olarak yapar. Rabbimiz isyanlarına Tanrı, yakarmalarına çalıştırılıyorlardı. Musa kendisinin de bir alçakgönüllülüğü, İsrailli olduğunu biliyor ve kendi halkının gücüne ezilip hor görülmesini hoş karşılamıyordu. İsraillileri o zaman dünyanın en güçlü ulusu Bu olan Mısır ın elinden kurtarmak için onu durumdan rahatsızlık duyuyordu. güvenmemeği Düşünebiliyor musunuz çocuklar Musa ne Firavun a kadar zor durumdaydı; kendi halkı hor direndi görülüyor göndererek büyüten hem kişiler de kendini tarafından. yetiştiren Ve bu özverililiği gönderdi. ama ve kendi öğrenmişti. Rab Firavun önceleri birçok felaket Tanrı İsraillilerin Mısır dan kurtulmasını sağladı. Rabbin gönderdiği son rahatsızlık sonunda başına bir iş açacaktır. felaket Nasıl mı? Durun durun anlatacağım şimdi tarafından öldürülmesidir. Ama Tanrımız Bir gün Mısırlı birinin İsrailli bir kardeşini Rabbin onun sözünü dinleyenlere ve ona 8 ilk doğanların ölüm meleği

9 duymuşsunuzdur değil mi? On emir Musa ya Tanrı tarafından verildi. Verilen emirlere uymak zorundaydılar. Rabbimiz Kutsaldır, ilişki kurduğu kişilerinde Kutsal olmasını ister. Rab, Kutsallığı, günahı ve günahın cezasını Kutsal Yasa da açıklar. Günah işleyip de günahkâr olunca Tanrıdan uzaklaşırız, çünkü suçumuzu biliriz ona bakacak yüzümüz yoktur. Ama unutmayın Tanrımızdan ne kadar uzaklaşırsak günaha ve suça o kadar yakınızdır. Ama Rabden uzaklaşmamızın sayesinde kanını kapılarının yan ve üst pervazlarına bilincine varılır ortaya koyar. Kutsal Yasa adildir. Yasanın evlerine girmeyip üzerlerinden geçti. Yani gerekli ölüm meleği o evde kanın zaten dökülmüş gördüğü cezaları insanların içlerinde hiç şüphe olmadan ve tereddüt olduğunu ve dolayısıyla ölümün o evde etmeden kabul etmeleri gerekir. Yeni gerçekleştiğini görünce o eve girmedi. Ahit te de Kutsal Yasa ya söylenen her İsrailliler bu olayı Fısıh bayramı olarak ağız kapansın, bütün dünya Tanrı ya hesap halen kutlamaktadırlar. versin yani hiç kimse adil olmayan bir bakımdan Rab günahın (Rom.3;20) Kutsal Yasa Rabbin Adaletini sürdüklerinde, Kanı gören ölüm meleği de peygamberdi. Yasa sadece yaptığımız yanlışı gösterir. Yasa için bir şartı vardı. Bir koç kesip onun her Kutsal değildir, biziz yani benliğimizdir. Yasa inananlara ölüm meleğinden kurtulmaları Musa kaynağı Musa büyük cezaya bir çarptırılmaz. Kutsal Yasa günahımızı gün gibi ortaya koyar. Böylece aracılığıyla Kutsal herkesin ağzı kapanacaktır. Çünkü yasa yasa veya Şeriat olarak bildiğimiz Vahiy ilk adildir ve adaletlidir. Yasa günahkârlar için kez Musa ya verilmişti. Bizde şimdi Kutsal verildi. Yasa ya ve veriliş amacına bakalım ne mısırlılarda dersiniz ister misiniz? Rabbin On emri Musa ya verilen Yasa sayesinde hepsi değil kime verdiğini biliyorsunuz ve On emri ama olağanüstü harikalar yaratmıştı. Mısırdan kurtulan İsraillilerde, çoğu günahkârlardı Tanrıya geri bu nedenle dönmüştür. Evet çocuklar Tanrımız Rab günahı değil günahkarı sever. Günahlarımızdan kurtulmak için İsa Mesih kendini bizler için feda etti. Ama görülen o ki biz halen günah işlemeye devam etmekte kararlıyız. Artık Tanrıya dönmeli ve tövbe etmeliyiz ne dersiniz? Gelecek sayıda görüşmek üzere Rab sizinle olsun 9

10 Kutsal Sırlar: RUHBANLIK SIRRI Rahip halk adına Allah a yalvaran, O na kurban ve adak sunan, dualar eden bir kişidir. Rahip Allah a tapınan ve halk için Allah tan merhamet dilenen kişidir. Rahip halk adına ve halk için Allah a gider ve zenginliklerini halka vermesi için O na yalvarır. İnsanlar arasından seçilen her başkahin, günahlara karşılık adaklar ve kurbanlar sunmak üzere Tanrı yla ilgili konularda insanları temsil etmek için atanır. Rahip halkın günahları için olduğu gibi, kendi günahları için de kurban sunmaya borçludur. İnsan başkahin olma onurunu kendi kendine alamaz. Hristiyan geleneğinde, Allah ın gönderdiği gerçek Başkahin Harun un soyundan değil, Melkisedek düzeninden gelmiştir. İbrahim zamanında Melkisedek Yüce Allah ın başkahini idi ve İbrahim adına şükranlarını bildirmek için O na ekmek ve şarap sundu. Melkisedek sadece Mesih İsa nın bir belirtisidir. Mesih İsa başkahindir. Çünkü Allah Baba İsa yı ebedi başkahin olarak belirlemiş ve Kutsal Ruh bu görev için Onu ebedi olarak kutsamıştır (Kol.1,15-18). Allah Baba tüm evreni yaratmadan önce, Oğlunu bir insan olarak yeryüzüne göndermeyi istedi ve O nu tüm insanların uğruna ölecek başkahin olarak önceden belirledi. Mesih İsa nın başkahinliği Allah ve insanlar arasında bir köprü ve bir aracılıktır. Mesih İsa tüm evrenin tek ve en yüksek başkahinidir. Gerçek başkahinin görev ve tetkikleri şunlardır: Manevi krallık ya da çobanlık, Peygamberlik, Kahinlik. Mesih İsa kral ve gerçek iyi çobandır, koyunları üzerinde sahip olduğu söz hakkı ve yetkiyle onlara doğruyu işaret etti. Allah Mesih İsa aracılığıyla insanlarla konuştu, onlara sevgi ve merhametini gösterdi. Kahinin görevi Allah a kurban sunmaktır, tüm insanlar için dua etmek ve O ndan merhamet dilemektir. Mesih İsa nın bizzat kendisi kurbandır. Aynı zamanda İsa bu kurbanı Allah a sunmak için tek ve gerçek başkahindir. İsa göğe çıkmadan önce havarilerini Kutsal Ruh aracılığıyla kutsayarak onları kendi kahinlik görevi ve yetkisini bu dünyanın sonuna kadar devam ettirebilmeleri için yetkilendirdi. Havariler de İsa dan aldıkları bu yetkiyle Ruhbanlık sırrını kurdular. Gerçekte bu sırrı kuran Mesih İsa dır ancak bunu havarilerin aracılığıyla gerçekleştirmiştir. Mesih İsa havarilerinin üzerine özle bir şekilde Kutsal Ruh u indirdi. Onlar da ellerini seçtikleri kişilerin üzerlerine uzatmak suretiyle başkalarına bu Kutsal Ruh u verdiler. Bu sayede, bu özel Kutsal Ruh indirme, ruhbanlık sırrı vasıtasıyla günümüze kadar ulaşmış oldu. Söz konusu bu iştirak günümüze kadar kesintisiz sürdü ve halen sürmektedir. Tek ve gerçek kahin Mesih İsa dır. Ruhbanlık sırrı Mesih İsa nın bir eylemidir. Bu eylemle Kutsal Ruh, kilisede seçilen kişiyi kutsar. Bu kutsamayla o kişi Mesih İsa nın ibadet kahinliği görevi ve yetkisini alır. Kutsal Ruh un kutsaması, ruhbanlık alan kişinin kalbine bir mühür vurur. Bu mühür sonsuza dek kalır. Bu mühür sayesinde kişi kahin olarak daha çok Mesih İsa ya benzer. Papaz da insandır o da günah işleyebilir. Papazın tüm günahlarına rağmen Mesih İsa kahin olarak onda çalışmayı ve işlemeyi kesintisiz sürdürür. 10

11 Ruhbanlık sırrını alacak kişinin Hristiyan olması gereklidir. Ruhbanlık sırrında üç derece vardır: 1) Episkoposluk, 2) Papazlık, 3) Diyakosluk. Episkopos olan kişi bir bölgenin başıdır. Episkopos bu bölgede Mesih İsa nın adına ve Onun vekili konumundadır. Mesih İsa nın insanlara verdiği en yüksek derecede krallık ya da çobanlık, peygamberlik ve kahinlik yetkilerine sahip olur. Episkopos kendi yetkilerini yani manevi krallık ya da çobanlık ve peygamberlik yetkilerini Papa ve öteki episkoposlarla birlik içinde kullanmak zorundadır. Episkoposun peygamberlik görevi Mesih İsa nın sözlerini tam ve doğru olarak kendi bölgesinde oturan bütün insanlara göstermektedir. Pederler, diyakoslar ve Hristiyanlar, Mesih İsa nın sözlerini resmi olarak insanlara gösterme yetkisini ondan alırlar. Episkoposun, ibadetler sırasında başına taktığı şapka ile elinde taşıdığı asanın işaret ettiği şey tüm Hristiyanlara Mesih İsa nın kahinliğinin en yüksek şekilde kendisinde bulunduğunu göstermektedir. Şapka ve asa özellikle çobanlık yetkisinin episkoposta bulunduğunu işaret eder. Hristiyanlar episkoposta Mesih İsa nın kahinliğinin vekilliğini görmeli ve her zaman için bu vekilliğe ve kahinliğe saygı göstermelidirler. Episkopos Allah ın seçtiği kişiye ruhbanlık sırrı aracılığıyla kahinlik görevini verir. Ruhbanlık sırrını alan kişi Mesih İsa nın kahinliğinin yeteneklerine, yani manevi krallık ya da çobanlık, peygamberlik ve kahinlik görevlerine iştirak eder. Papaz episkoposun yardımcısıdır. Papaz episkoposun kendisine verdiği cemaatte onun vekili olarak çalışır. Papaz aldığı ruhbanlık sırrı kutsamasıyla Mesih İsa ile daha birleşerek, cemaat içerisinde Mesih İsa nın kahinliğinin bir belirtisi olur. Tüm insanlar gibi papazlar da günah işleyebilirler. Bir papaz ağır bir günah işlemiş olsa da Mesih İsa papazda kahin olarak işlemeyi sürdürür. Latin Katolik Kilisesine göre Allah ın seçmiş olduğu kişinin papaz olabilmesi için kesinlikle bekar kalması şarttır. Papazlar evlenemezler. Kendilerini tümüyle Allah a sunmuş durumdadırlar. Papaz kendi vücudunu ve kalbini kurban olarak Allah a vermiş ve bunun için Kutsal Ruh tarafından kutsanmıştır. Ortodoks Kilisesinde papazlar evlenebilirler. Ancak rahipler evlenemezler. Gerek Katolik gerek Ortodoks Kiliselerinde episkoposlar evlenmeyenler arasından seçilir. 11

12 Diyakosun başlıca görevi şunlardır: Kilisenin bütün maddi varlığının kahyalığını yapmak, yoksullara, hastalara ve düşkünlere, kimsesizlere kilise adına yardım etmek, insanlara manevi teselli vermek amacıyla onlara İncil i göstermek, ibadetler sırasında episkopos ve papazlara yardım etmek. Diyakos, Mesih İsa nın kahinlik yetkilerine manevi krallık ya da çobanlık, peygamberlik, kahinlik - iştirak etmez. Latin Katolik Kilisesine göre diyakoslar evlenebilirler. Ancak bekar kalarak yaşamlarını tüm insanlar uğruna Allah a da sunabilirler. Latin Katolik Kilisesinde bir diyakos papaz olmak istiyorsa bekar kalmalıdır. Ortodoks Kiliselerinde papaz olmak için diyakoslardan bekar olma şartı aranmaz. Sonuçta diyakosluk öteki ruhbanlık derecelerini almak için ilk aşamadır. Yani kişi papaz olmadan önce diyakos olmalıdır. Ruhbanlık sırrının bütün derecelerini verme yetkisi episkopostadır. Episkopos ruhbanlık sırrını almak isteyenin başı üzerine ellerini uzatır, sonra kutsama duasını okuyarak Kutsal Ruh un inmesini diler ve ruhbanlık sırrının alan kişiye aldığı ruhbanlık derecelerinin bütün armağanlarını vermesi için Kutsal Ruh tan yardım diler. Ruhbanlık Sırrı Sadece Erkeklere Verilir Mesih İsa ve Meryem Ana nın görevleri birbirinden farklıdır ama birbirini tamamlar. Mesih İsa göğe çıkmadan önce kendi isteğine göre ve Kutsal Ruh la birlikte on iki erkeği havari olarak belirledi. Hristiyanlıkta kadın ve erkek eşit, ancak üstlendikleri görev açısından birbirinden farklıdırlar. Bu fark her ikisini de alçaltmadığı gibi onlara birlikte daha iyi bir şekilde Allah ın sevgisini belirtmeleri fırsatını verir. Ruhbanlık Sırrının Sonu: Manevi bir mühür verir. Bu mühürle Kutsal Ruh, ruhbanlık sırrını alan kişinin, kahin olarak Mesih İsa ya daha fazla benzemesini sağlar. Ruhbanlık sırrını almış kişi isterse bu görevi bırakabilir. Ama ruhbanlık mühürüne sahip olduğu için episkoposluk, papazlık, diyakosluk yetkileri sonsuza dek kendisinde kalacaktır. Dolayısıyla hiçbir zaman laik bir kişi olamaz. 12

13 Aradım, aradım ve sonunda O nu buldum! Müslüman bir ailede doğdum. İnancımız için gayret gösteriyor, ancak dini vecibelere çok sıkı bir şekilde uymuyorduk. Üniversitede öğrenciyken hep yüreğimde bir şeyler eksikmiş gibi hissediyordum. Önceleri sporla, müzikle uğraştım, ancak eksikliğini hissettiğim şey bunlar değildi. Arkadaşlarımla İslamiyet üzerine sık sık konuşuyorduk ve ortak kanımız sorularımıza bu dinin yanıt veremeyeceği ve yaşamlarımızın İslam aracılığıyla bir anlama kavuşamayacağı idi. Bundan dolayı diğer dinler hakkında bilgilenmek istedik. Uzun süre Yahudi olan bir kız arkadaşla görüştüm. Budizm hakkında bilgi edindim. Arkadaşlarımla ben Mesih hakkında da bilgi edinmek istedik. Bir arkadaşımla şehrimizdeki kiliseye gittik. İçeri girmek istediğimiz zaman iki kişi bizi engellediler. Müslüman olduğumuz için bizi içeri bırakmadılar. Bir hafta sonra tekrar denedik, ancak bizi yine uzaklaştırdılar. Bizim öncelikle İslam Enstitüsü nden hristiyanlığı incelememize izin veren bir karar çıkarttırmamız gerektiğini söylediler. Bunun üzerine o enstitüye başvurarak niyetimizi açıkladık. Ancak bize önce İslam üzerine çalışmamız ve ancak bir sınavı başardıktan sonra başka dinlerle ilgili araştırma yapabileceğimiz söylendi. Biz de bunu reddettik. Ancak arkadaşım vazgeçmedi. Kilisenin önünde bekledi ve aniden genç bir adam dışarı gelip kendisine ne istediğini sordu. Arkadaşım ona direk olarak: Mesih hakkında bilgi edinmek istiyoruz! dedi. Birbirlerine telefon numaralarını verdiler ve bir hafta sonra gerçekten de bu adamla buluştuk. Başlangıçta bize hiç güvenmiyordu. Bizim hükümetin adamları olduğumuzu ve başına dert açmak istediğimizi sanıyordu. Bu nedenle çok dikkatliydi. Önceleri beraberce gezintiler yaptık ve genel şeyler hakkında konuştuk. Ancak iki ay sonra bizimle İncil i okumaya ve daha derin sohbetlerde bulunmaya başladı. Bizim için çok iyi bir arkadaş olmuştu ve bütün sorunlarımızda bize yardımcı oluyordu. Mesih hakkında konuştuğumuz zaman huzur buluyor ve esenliği hissediyorduk. Bunlar bizim için yepyeni deneyimlerdi. Önceleri birçok şeyi anlamıyor ve öğretmenimizi soru yağmuruna tutuyorduk, o ise hep yavaş yavaş diyordu. Derslerden sonra kendimi yepyeni biri gibi hissediyor ve sorunlarımla İsa gibi başa çıkmak istiyordum. İncil de beni çok etkileyen ve yaşamıma yeni bir anlam veren birçok bölümler buldum. Beni asıl değiştiren ise İsa nın beni kendisini izlemek üzere seçmiş olduğu bilinciydi. Bu kafamın karışık olduğu ve hristiyanlığa daha tam olarak karar vermemiş olduğum bir zamandı, çünkü korkuyordum. Öğretmenim de kendime zaman tanımamı ve iman açısından olgunlaşmayı beklememi söyledi. Babamla bu konuda konuştuğum zaman bana herkesin Tanrı ya kendi yolunu bulması gerektiğini söyledi. Gittiğim yolu kabul etmişti ve böylece benim için Mesih teki gerçeği seçmeye karar vermek daha da kolaylaştı ve hristiyan olmayı istedim. O gece diz çöküp dua ettim. İsa ya eğer gerçekten beni istersen sen bana güç ver! dedim. Kalbimi İsa ya verdim. Sonra gidip bir rahiple konuştum. Kararlı idim ve bu yolda ilerlemek ve vaftiz olmak istiyordum. Kendimi buna iyi bir şekilde hazırladım. Üç sene sonra, İsa nın vaftizinin kutlandığı Pazar günü vaftiz oldum. Vaftiz yaşam yolumu belirlemiş oldu ve bir çok lütfü eriştim. Artık İsa Mesih in esenliği ve sevinci içinde yaşayan yeni bir insan oldum. 13

14 ANTAKYA LI AZİZ İGNATİUS (+11O) 2. yüzyılın ilk yıllarında zincirli olarak. Sirkteki vahşi hayvanlara atılmak üzere, Roma ya götürülen Antakya episkoposu İgnatius un heyecan verici ve yakıcı tecrübesi bizi yeniden Suriye den Roma ya ulaşan yollara itiyor. Yol boyunca dostları ve taraftarları onu karşılarlar ancak İgnatius un niyeti, şahsen göremeyeceklerine mektupla ulaşmaktır: iman şehidi olmaya aday episkoposun uzun bir dizi nasihat ve önerilerle tinsel vasiyetnamesini açıkladığı yedi mektup da bundan kaynaklanmaktadır. Mektuplar, böylece seyahat ve tinsel günlüğü arasında kalan metinler oluyorlar. Mektuplarda İgnatius un olağanüstü kişiliğindeki maneviyat ve ilgi üç ana temada açıklanmaktadır. Hıristiyan topluluklarında uyumsuzluklar yaratanlara karşı İgnatius, güçlü şekilde ve vurgulamalarla, yerel Kilisenin birliğini simgeleyen ve üyelerindeki azizliğin öncülüğünü yapan, episkoposun temel ve doldurulamayan yerini belirtmektedir ve "monarşik" (hükümdar) episkoposluğun ilk kuramcısı olmaktadır. İsa nın vücut bulmasının gerçekliği konusunda kuşku yaratan, bunun sadece bir görünüş olduğunu söyleyenlere karşıburada "görünme" (Dosetizm) adı ile ilerde bilinecek olan sapkın öğretinin ilk belirtilerini buluyoruz İgnatius, Rabbin gerçek bir beden aldığını ve gerçekten haçta azap çektiğini vurguluyor. Aksi olsaydı kurtuluş var olmayıp inancımız boş olurdu. Onun sözlerinde Yuhanna İncil indeki kutsal giz gerçekliğinden bir şeyler yeniden yansıyor. Her şeyden önce İgnatius, İmparatorun sarayında bile varolan ve çalışan, Romalı Hıristiyanlara sesleniyor ki şehit olmasını engellemek için herhangi bir eylemde bulunmasınlar. Her ne pahasına olursa olsun son çileden geçmek istiyor, çünkü sadece bu şekilde, "Tanrı nın buğdayı" olarak kendini canavarların ağızlarına sunarak, Rabbin gerçek bir müridi ve gerçek bir izleyicisi olabilecektir. Tanrı ya şükretmek ve O na övgü okumak için daha sık bir araya gelmeye özen gösteriniz, çünkü sıkça bir araya geldiğinizde Şeytan ın gücü ezilir ve imanınızın birliği onun ölüm eserini yok eder. Barıştan üstün hiçbir şey yoktur. Her kim severse, kin duymaz. Ağaç meyvelerinden belli olur... Rabden hiçbir şey gizlenmez O, sırlarımızı bile bilir. O halde, her ne yaparsak, O nun içimizde yaşadığını düşünerek yapalım, biz O nun mabetleriyiz ve O, Tanrı mız, içimizdedir, gerçekten içimizde ve O nu gerçekten seversek, kendini bize belli edecek. Yanılgıya düşmeyelim, kardeşlerim. Aileleri bozanlar, Tanrı mülkünün varisleri olmayacaklardır... Hepiniz Tanrı buyruklarına uygun bir yaşam tarzı benimseyin, birbirimize saygı gösterin, hiç kimse benzerine şehvet gözü ile bakmasın, aksine birbirinizi İsa Mesih te seviniz. Aranızda hiçbir nifak olmasın Mesih in merhametine duyarsız olmayalım, çünkü O da bizim gibi davransaydı mahvolurduk. Hıristiyanlığa yaraşır şekilde yaşamayı öğrenmek için onun şakirtleri olalım, çünkü kendine bundan başka bir ad veren Tanrı ya ait değildir. Bu nedenle eskimiş, ekşimiş, bozuk mayayı atınız, yeni mayaya, yani, İsa Mesih te tuz olunuz ki, içinizden kimse kokuşmasın, çünkü onun kokusu sizi suçlayacaktır... 14

15 Çocuk Sayfası İsa ile Nikodim (Yuhanna 3,1-16) Yahudilerin Nikodim adlı bir önderi vardı. Ferisilerden olan bu adam bir gece İsa'ya gelerek, «Rabbî, senin Tanrı'dan gelmiş bir öğretmen olduğunu biliyoruz. Çünkü Tanrı kendisiyle birlikte olmadıkça hiç kimse senin yaptığın bu mucizeleri yapamaz» dedi. İsa ona şu karşılığı verdi: «Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse yeniden doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliğini göremez.» Nikodim, «Yaşlanmış bir adam nasıl doğabilir? Annesinin rahmine ikinci kez girip doğabilir mi?» diye sordu. İsa şöyle cevap verdi: «Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sudan ve Ruh'tan doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliğine giremez. Bedenden doğan bedendir, Ruh'tan doğan ruhtur. RESMİ TAMAMLAMAK ve BOYAMAK İSTER MİSİN? 15

16 16 Selam Sana, Allah ın en sevdiği kulu!