Cumhurbaşkanı Konuşması

Transkript

1 Lefkoşa,KKTC 26 Aralık 2013, Perşembe Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu Cumhurbaşkanı Konuşması Cumhurbaşkanımız Sayın Dr. Derviş Eroğlu nun 26 Aralık 2013 tarihinde Verecekleri Basın Resepsiyonu konuşması aşağıdaki gibidir: Sayın basın-yayın mensupları 3 ncüsünü gerçekleştirmekte olduğumuz basın resepsiyonumuza hoş geldiniz. Acıları, tatlıları, aldıkları, verdikleri ile bir miladi takvim yılı daha geride bırakıyoruz Aralık Mücadele ve Şehitler Haftası etkinlikleri sona ererken bir kez daha özgürlüğümüz, egemenliğimiz için canlarını veren, bugünlere gelmemize bir Devlet sahibi olmamıza yol açan tüm şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi şükranla anıyorum. Geçtiğimiz iki yıl olduğu gibi bu akşam da sizlere bazı konularla ilgili görüşlerimizi kısaca aktaracak, varsa sorularınıza yanıtlar vermeye çalışacağım. Değerli medya mensupları, sizler çok önemli görevler yapıyorsunuz ve sorumluluğunuz en az biz politikacılar kadar ağır ve ulvidir. Boşuna değil de medya, Devletin hukuksal çalışma mekanizmasını oluşturan üç kuvvet olan, yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördünü kuvvet olarak niteleniyor. Medya, kamuoyu oluşturulması, kamuoyu algısı ve kamuoyu yargısı bakımından belirleyici bir öneme sahiptir. Medya, doğru, hızlı haber vermeli, her türlü görüş, düşünce ve eleştirinin yayınlanması suretiyle yanlışların giderilmesine, dışlanmasına, doğruların yapılmasına aracı olmalıdır. Dolayısı ile medya önemli bir güçtür ve bu güç sorumluluk duygusu ile yerine getirildikçe artar düşüncesindeyim Değerli dostlar, geçen yıl da Cumhurbaşkanlığı olarak en yoğun uğraş alanımız Kıbrıs konusundaki temaslarımız, görüşmelerimiz oldu. Görüşme süreci ile ilgili kronolojik bir çalışmayı internet sayfamızdan bulabileceğiniz için ben detaya girmeden sonuca geleceğim. Bildiğiniz üzere geçtiğimiz Eylül ayından beri Liderler görüşmesini mümkün kılabilmek için bu ortak açıklama üzerinde çalışmaktayız. Biz baştan beri ortak açıklama konusunda BM ile uyum içinde çalışan taraf olduk ve onların ilk getirdiği belgeyi küçük değişikliklerle kabul ettik. Kıbrıs Rum tarafı bunu reddetti. Anımsarsınız, Kıbrıs müzakere sürecinde ilk kez iki tarafın Özel Temsilcileri eş zamanlı olarak Atina ve Ankara yı ziyaret edecekti. Bu öneri Rum tarafının önerisi olmasına rağmen bu da Liderler görüşülmesi ön koşuluna bağlandı. 1

2 Yani Rum tarafı ortak açıklamanın çıkmasını engelleyerek atılacak diğer tüm adımların da önüne duvar çekmiş bulunmaktadır. Biz öneri yaptıkça Rum tarafı köşeye sıkıştı. Kıbrıs Rum tarafı bu durumdan kurtulmak için Anastasiades in ağzıyla çıkmaz ilan etti. Bunu ilan ederek başka yollara sapmaya çalıştılar. Biz bunun da önüne geçmek için Rum tarafını ortak açıklama konusunda bir anlaşmaya varmak amacıyla zorlamaya devam ettik. Bu doğrultuda Kıbrıs Türk tarafı ilgili tüm çevrelerin de dahil olduğu bir diplomasi trafiğiyle 14 Aralık tarihinde son bir öneri yapmıştır. Bu belgede önerdiğimiz egemenlik anlayışı, dış dünyaya karşı bir olgu olarak, BM Şartı ndaki üye ülkelerin egemen eşitliği çerçevesinde ele alınmaktadır. Bu egemenliğin Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum Halklarından kaynaklandığı, bir tarafın diğer üzerinde egemenlik, otorite ve yetki iddia edemeyeceği net şekilde ifade edilmektedir. Ayrıca Kurucu Devletlerin tüm yetkilerini federal hükümetin müdahalesi olmadan kullanabilecekleri yer alırken, birleşik Kıbrıs vatandaşlığı alan kişilerin ait oldukları Kurucu Devletin vatandaşlığını da alacağı ifade edilmektedir. Bu iç vatandaşlığın herhangi bir şekilde birleşik Kıbrıs vatandaşlığının yerini alamayacağı da metne yazılmıştır. Bu önerimiz hem içte hem de dışta ilgili tüm taraflarla paylaşılmıştır ve tümünün olumlu tepkilerine sahiptir. İlgili taraflar bu önerimizle tam teşekküllü görüşmelerin başlamasını öngördüklerini tarafımıza iletmişlerdir. Biz bu önerimize olumlu bir yanıt beklerken Anastasiades bir yanıt yerine yeni bir kağıt göndermiştir. Anastasiades bu kağıdında sağlanan tüm ilerlemeleri hiçe sayıp en baştaki kabul edilemez pozisyonlarına dönmüştür. Rum Lider Kıbrıslı Türklerin eşitliğini tamamen berhava edecek ve yeni bir ortaklık olmayacağını yeni devletin sözde Kıbrıs Cumhuriyeti nin anayasa değişikliğine giderek federalize olacağını iddia eden pozisyonlarında ısrar etmektedir. Bu durum sadece ortak açıklamayla ilgili değil Kıbrıs Rum tarafının müzakerelerdeki anlayışını yansıtması açısından önemlidir ve kaygı vericidir. Rum tarafının pozisyonu BM parametrelerine aykırı bir pozisyondur. Bu vesileyle Kıbrıs ta müzakere edilerek bulunabilecek bir çözümün mevcut parametrelerini paylaşmak istiyorum. Kurulacak olan devlet yeni ve bir ortaklık devleti olacaktır. 2

3 Bu devlet iki egemen Halkın vereceği yetkilerle kurulacaktır. Tabii ki bu ortaklık devletinin egemenliği olmasına karşı değiliz ve tabii ki dışta tek kimliği olacaktır. Ancak, kimse bizden eşitliğimizden ve kurucu gücümüzden vazgeçmemizi beklemesin. Şu anda geldiğimiz aşamada Rum tarafının uzlaşmaz tutumundan dolayı süreç tıkanmıştır. BM de Rum uzlaşmazlığından haberdardır ve BM nin Rum tarafını sıkıştığı köşeden çıkarmak için değişik alternatif arayışları içerisinde olduklarını anlıyoruz. Ancak tüm ilgili tarafların aklında olan son tarih de bellidir. Müzakereler için mevcut olan ve herkes tarafından paylaşılan doğal takvim Mart 2014 tarihidir. Size gelinen aşamaya dair bir tablo çizmeye çalıştım. Şimdi de size 2008 de başlayan müzakere süreciyle ilgili bazı rakamlar vermek istiyorum: Sayın Talat, Sayın Hristofyas la 3 Eylül Mart 2010 tarihleri arasında 73 kez görüşmüştür. Ben Sayın Hristofyas la 26 Mayıs Mart 2012 tarihleri arasında 76 kez bir araya geldim. Özel Temsilciler, Sayın Talat zamanında 12 Mart Mart 2010 tarihleri arasında 74 görüşme gerçekleştirirken, benim zamanımda 31 Mayıs 2010 tarihinden 20 Kasım 2013 tarihine kadar 92 kez bir araya gelmişlerdir. Bu kadar görüşme yapılmışken hala daha ön hazırlık veya ön şartlardan bahsetmek tüm niyeti ortaya koymaktadır. Kıbrıs Rum tarafı mevcut statükonun devamından yani Kıbrıs ın tek tanınmış devleti olmaktan, AB ye tam üye olmaktan memnundur. Sahip olduğu gücü ve zenginliği Kıbrıs Türk tarafıyla paylaşmayı istememektedir. Zaten bu durum 28 Mayıs 2004 tarihli BM Genel Sekreteri tarafından da kayıt altına alınmış bir gerçektir ama ne yazık ki gereği yapılmamıştır. Biz sonuç alıcı bir süreç istediğimizi her platformda dile getirdik ve getiriyoruz ama hala görüşmelerin başlaması ile ilgili olarak net bir şey söylememiz dahi mümkün değil. Türk tarafı olarak biz bir antlaşmaya hazırız ama Rumlar değildir. Ve, hal böyleyken Kıbrıs Türk Halkı nın daha fazla mağdur edilmesi uygar Dünyaya, Birleşmiş Milletler e, Avrupa Birliği ne hiç yakışmamaktadır. Değerli kardeşlerim, sevgili medya mensupları Cumhurbaşkanlığı olarak Kıbrıs konusunun yanı sıra Anayasal diğer görevlerimizi, sosyal sorumluluklarımızı da olanaklar ölçüsünde yerine getirme gayreti içindeyiz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ni yaşatıp, yüceltmek, halkımızın refah seviyesini, yaşam kalitesini yükseltmek, Anavatan Türkiye ile ilişkilerimizi en iyi noktaya doğru taşımak, çevre, kültür, sanat ve spora önem vermek,destek sağlamak temel anlayışımızdır. Bilindiği üzere 2013 yılı içinde bir milletvekili genel seçim yaşanmıştır. Başkent Lefkoşa da Belediye Başkanlığı seçimi yapılmıştır te ülkemize 2 hükümet hizmet verdi şu anda üçüncü hükümet görevdedir. 3

4 Hepimizin beklentisi hükümetimizin, parlamentomuzun iyi çalışması sorunları çözmesidir. Bu noktada sihirli kelimeler, çok çalışmak, diyalog, iyi niyetli ve yapıcı olmak, Anavatan Türkiye ile işbirliğine, karşılıklı sevgi ve saygıya gereken önemi vermektir. Yapılması gereken çok iş vardır. Halkımız, başta işsizlik, ekonomideki tıkanıklıkların aşılarak gelir seviyesinin artması olmak üzere sorunlarına ivedi çözümler beklemektedir. Halkımız, adalet, sağlık ve eğitim gibi temel konularda tartışmaların geride kalarak yapılması gerekenlerin ivedi olarak yapılmasını talep etmektedir. Gelecek bizimdir. Bundan hiçbir kuşkum yoktur. Çalışkan, bilgi ve eğitim seviyesi yüksek halkımız, sivil toplum örgütlerimiz, siyaset kurumumuz, güçlü ekonomik yapıya sahip, Uluslararası camia içinde hak ettiği yeri alan bir Devlet olgusuna ulaşmamızı mutlaka sağlayacaktır. Değerli medya mensupları Cumhurbaşkanlığı olarak Sosyal Sorumluluk Projeleri kapsamında, çocuklara yönelik yapıcı ve sosyal politikalar belirlenmesi ve bu tespitlerin devlet politikasına dönüştürülmesi bağlamında katkı koyabilmek için Çocuk Odaklı Toplum Projesi hayata geçirilmiştir. Hem mağdur hem de suça karışmış çocuklarımızı kazanmaya dönük olarak hazırlanan projenin en önemli ayaklarından olan Çocuk İzlem Merkezi yasa tasarısı bu proje ekibi tarafından hazırlanmıştır. Tasarı şu anda, Cumhuriyet Meclisi Hukuk Komitesi nde yasal prosedür kapsamında değerlendirilmektedir. Bu arada, bu çalışmalara katkı koyan eşim Meral Eroğlu na teşekkür ederim... Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Yasa Tasarısı hazırlanarak daha önceki Bakanlar Kuruluna iletilmişti. Prosedür olarak ileriye götürülmeyen bu tasarı Bakanlar Kurulunda görüşülerek Cumhuriyet Meclisine sevk edilmek üzere Başbakanlığa yeniden gönderilmiştir. Tasarının yasalaşması konusunda işlemlerin tamamlanması beklenmektedir. Vakıflar İdaresiyle işbirliği içerisinde Senfoni Orkestrasının çalışmaları ve performans sergilemesi için Lefkoşa Vakıflar Pasajı içinde yer alan Vakıflar Sineması binasının Cumhurbaşkanlığı na tahsisi gerçekleştirilmiş olup söz konusu binanın restorasyon çalışmaları devam etmektedir. Dünya Sanat Günü olan 15 Nisan da bu yıl da etkinlikler düzenleyeceğiz. Bu bağlamda Türkiye ve diğer ülkelerde çalışmalarını sürdüren sanatçılarımızın yer alacağı bir senfoni orkestrasının ülke genelini kapsayan bir konserler turnesi düzenlenmesini kararlaştırmış durumdayız. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde engelli dernek ve federasyonları ile birlikte sürdürülen istişare toplantıları sonucu engellileri ilgilendiren, Yasa, Tüzük ve Yönetmeliklerde değişiklik yapılmasına yönelik çalışmalar yapılmıştır. Sosyal Sigortalar Yasası nın 61 inci maddesinde Sosyal Güvenlik Yasası paralelinde yapılan düzenleme ile engellilerin emekliye ayrılma ve emekli maaşından yararlanma haklarında mevzuat değişikliği gerçekleşmiştir. Kıbrıs Diyabet Derneği ile birlikte planlanarak gerçekleştirilen Diyabet Önlenebilir Kampanyası 2013 yılında devam ettirildi, 2014 yılında yapılacaklar ise şimdiden planlanmıştır. Bu kapsamda her yaştan çocuğumuza ve velilerine ulaşılarak, farkındalık ve korunma içerikli eğitimler verilmiştir. Yeni bir Dernekler Yasasının hayata geçirilmesi ihtiyacından yola çıkılarak İçişleri Bakanlığı ile bu amaç doğrultusunda bir çalışma başlatılmasına karar verilmiştir. 4

5 Çalışmalar sonucu ortaya çıkacak taslak Halkımız ve Sivil Toplum Örgütleri ile paylaşılacaktır. Son olarak, Cumhurbaşkanlığı önünde, görsel kirlilik yaratan boş binaların yıkım çalışmalarından sizlere bahsetmek istiyorum. Bilindiği üzere söz konusu binalar kamulaştırılmış, yerine Cumhurbaşkanlığı binası yapılması planlanmıştı. Ancak kaynak yetersizliği dolayısı ile o proje gerçekleştirilemedi. Biz ise buranın yıkılması ve bir çevre düzenlemesi ile kentimize kazandırılmasının daha gerçekçi ve yararlı olacağı görüşündeyiz. Bundan hareketle bir proje hazırlanıp Maliye Bakanlığı na gönderilmiştir. Proje tamamlandığında bölgedeki tarihi doku daha görülüp, anlaşılabilir bir noktaya gelecek, hepimizi temsil eden Cumhurbaşkanlığı binası çevresindeki görsel kirlilik ortadan kalkacaktır. Değerli medya mensupları bu vesile ile yeni yılın tüm insanlığa, milletimize, ülkemize, Anavatan Türkiye ye sağlık, mutluluk, refah, barış, huzur getirmesini, savaşların, acıların sona ermesini dilerim. Tekrar katıldığınız için sizlere teşekkür eder, ayrı, ayrı hepinizin yeni yılını kutlarım... 5