DereTepe Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü

Transkript

1 DereTepe Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Etkinliğin Adı : Likya Kral Yolu Finike Karaöz-Tekirova Etapları Faaliyeti Etkinliğin Tarihi : Nisan 2015 Rotanın Uzunluğu : 63 km Hava Durumu: Üç gün boyunca günlük güneşlik bir havamız vardı. Katılımcılar: İkbal DEMİRCİOĞLU, Ayşe Akay DEMİRCİOĞU, Mehmet Akif DEMİRCİOĞLU, Ekin TALU, Ruhan TALU, Cemil TALU, Ayşe Gözde ÇIKMAZ, Ali KATAR, Nevim KATAR, Orhan KATAR, Osman Kemal AĞAOĞLU, Selma NOYAN, Sami NOYAN, Mehmet Emrah ÖZSOY, Tekin ÖZSOY, Furkan CERAN, Kemal DUMAN, Birsen EKİN, Korhan KAYA, Duygu GÖKÇE, Selim GÖKÇE 2 Nisan 2015 Perşembe günü saat 22:00 de Armada önünde bekleyen aracımızda toplanmamızla başladı Deretepe mizin Likya Yolu yürüyüşü. Midibüsümüzün yanında yöresinde duran taksilerden Likya yolcuları inmeye başladı birer birer. Eskişehir yolu üzerinden binecek olan ekibimiz de aramıza katıldıktan sonra günlerdir hazırlandığımız heyecanlı ve neşeli seyahatimiz nihayet başlamış oldu. 3 Nisan 2015 Cuma sabahı, sorunsuz bir yolculuğun ardından, Olympos u yukarıdan gören Çetinkaya tesislerinde sıcak soba başında kahvaltımızı tamamladık. Burada yol mahmurluğunu üzerimizden atarak bizi kendimize getiren doğanın güzelliğini fotoğraflamayı da unutmadık. Yavaş yavaş toparlanarak yürüyüşümüzün başlayacağı noktaya doğru harekete geçtik. 1

2 İlk olarak aracımızla Korsan Koyu nda durduk. Hem koyu inceleme, hem de fotoğraf çekme fırsatı yakaladık. Daha sonra yürüyüşümüzün başlayacağı noktaya vardık. Bu noktada aracımızdan ayrıldık ve grubumuzun en minik üyesi İkbal i, annesi ve babası ile birlikte dinlenmek üzere akşam bizim de konaklayacağımız bungalovlara uğurladık. İlk gün için rotamız; Gelidonya Feneri ni geçerek Adrasan a kadar uzanan 19 km. lik bir etaptı. Gelidonya Feneri ne kadar doğanın bize sunduğu muhteşem manzaralar eşliğinde sorunsuz bir yürüyüş gerçekleştirdik. Gerçekten buralardaki tabiat size neden hala Ankara da yaşadığınızı sorgulatıyor. Mis gibi çiçek kokuları ve fevkalade manzaralar arasından geçerek Fener e ulaşıyoruz. Burada biraz enerji takviyesi amacıyla verdiğimiz beslenme molamızda ayrıca çok güzel resimler de çekebiliyoruz. 2

3 Rehberimiz bundan sonrası için grubu ikiye ayırıyor. Daha kondisyonu yüksek ve hızlı yürüyen kişilerden oluşan ilk grubun önden gitmesini, içinde benim de bulunduğum daha yavaş tempoda yürüyebilen kişilerden oluşan ikinci grubun arkadan takip etmesini uygun görüyor. Hızlı yürüyen grubun temposunu düşürerek tatsız bir duruma yol açmamak adına böyle bir sistem düşünülüyor. Burada yeri gelmişken bu konudan da bahsetmek isterim. Bir yerlerden başlayıp yavaş yavaş yürümek isteyen ama çok da kondisyonu yeterli olmayan benim gibi kişiler için her zaman anlayışlı insanlar bulmak kolay olmuyor. Bu vesile ile şahsım ve tüm ikinci grup arkadaşlarım adına; tabi ki tüm gruba, ama özellikle de bizimle yavaş yürümek zorunda kalan Sn. Orhan Katar, Sn. Mehmet Akif Demircioğlu, Sn. Mehmet Emrah Özsoy ve Sn. Furkan Ceran a destekleri ve yardımları için çok teşekkür ederim. Gelidonya Feneri nden hareket ederek Adrasan a doğru yürümeye başlıyoruz. Yolda yoğun adaçayı kokusu, kır çiçekleri ve yine muhteşem deniz manzarası size eşlik ediyor. Burada bir yandan yürüyor bir yandan da adaçayı topluyoruz. Bazen dar geçişler olsa da genellikle patika şeklinde olan yolun, bazen karşınıza çıkan sert inişlerini ya da iri taş ve kayalardan oluşan hareketli zeminini saymazsanız çok zorlu bir parkur olduğu söylenemez. Yol boyu karşılaştığımız turistlerle selamlaşarak yürürken bir başka yol arkadaşı daha edindik. Bu etabı avucunun içi gibi bilen dostumuz bizimle Adrasan a kadar geldi. Neşe ile devam eden yürüyüşümüz ne yazık ki tatsız bir olay ile kesildi. Taş ve kaya örüntülü zeminde yürürken ayağı takılan Birsen Ekin arkadaşımız düştü. İlk etapta göğsünün üzerine düşmüş olması ve göğsünü taşa çarptığını söylemesi bizi oldukça korkuttuysa da çok şükür ki yürümesine engel teşkil edecek büyük bir rahatsızlığa sebep olmayan bu kazayı ufak sıyrıklarla atlattı. Yolun bundan sonrasını kazanın verdiği bir tedirginlikle yürümüş olsak da tamamlamayı başardık. Adrasan a ve konaklayacağımız Kaptan Ali nin yerine saat 18:00 civarı ulaştık. Çadır konaklaması yapacak arkadaşlarımız çadırlarını kurma ve akşam yemeği hazırlığına girişirlerken, bungalovlarda kalacak olanlar da duş alıp bir nebze günün yorgunluğunu atabilmek için odalarına çekildiler. Bu esnada yine Birsen arkadaşımızın üzerine yapışan bir keneyi fark etmesi grubumuz üzerinde kara bulutlar mı dolaşıyor şeklinde düşünmemize yol açtıysa da gittikleri hastaneden kenenin tamamen çıkartılarak dönmeleri ve endişe edilecek bir durumun olmaması bize bir nebze de olsa mutluluk verdi. Başımıza gelenlerin bununla geçmiş olmasını dileyerek yediğimiz akşam yemeğinin ardından ateş başında çaylarımızı da yudumladıktan 3

4 sonra, bir gece öncesinden de uykusuz olmamız sebebiyle erkenden yataklarımıza çekildik. Kendi adıma konuşmam gerekirse bacaklarım o kadar ağrıyordu ki bir ağrı kesici içtim ve herhalde sabah yürüyemem diyerek uykuya daldım. Ancak sabah hiç de öyle olmayacağını anladım. 4 Nisan 2015 Cumartesi güzel bir güne uyandık. Aynı güzellikteki kahvaltının ardından yeniden yürümek üzere hazırlıklarımızı tamamlamaya koyulduk. Kaptan Ali ile vedalaşıp yine aracımızla 2. gün rotamızın başlayacağı noktaya hareket ettik. Bu etap Adrasan dan Çıralı ya kadar 21 km. lik bir parkurdan oluşmaktaydı. Rehberimizden ilk önce bir çıkış olacağını, daha sonra ise hep iniş olduğunu öğrenince ben şahsen rahatlamıştım. Hani iniş daha kolay ve rahat olur diye düşünmüştüm ama ne kadar yanıldığımı inerken anladım. Orman içinden ve ufak tefek derelerden atlayarak devam eden rotamızda güzel bir sürpriz ile karşılaşıyoruz. Sıcağın kendisini hissettirdiği yürüyüş esnasında ormandan akan derenin oluşturduğu ufak bir gölcüğü gördüğümüzde keşke suya ayaklarımızı sokacak kadar vaktimiz olsaydı diye aklımızdan geçirerek öndeki grubu yakalamaya çalışırken yetiştiğimiz diğer grubun daha büyük bir gölcükte serinlemeye başladığını görünce çok mutlu oluyoruz ve biz de hemen sudan nasibimizi alıyoruz. 4

5 Çıkış etabı çok güzel bir yaylada sonlanıyor. Bu yaylada öğle molamızı veriyoruz ve yine sonsuzluğa hapsedeceğimiz kareler fotoğraflama şansını yakalıyoruz. Bu günün devamında yolumuzu ilk önce devrilmiş ağaçlardan oluşmuş bir ormandan ve ardından da sürekli kaygan kayaların bulunduğu bir inişten geçerek tamamlayabildik. İniş devamlı dikkat gerektirdiğinden ve beklenenden uzun sürdüğünden zorlayıcıydı. Daha sert bir inişten sonra Olympos un denizle birleştiği yere akan küçük ırmağı görmek bizi sevindirdi. Bu hem yolun az kaldığını bize gösteriyor hem de yine bir soğuk suda ayaklarımızı dinlendirebileceğimiz anlamına geliyordu. Bu küçük dereyi sorunsuz atlattıktan sonra Çıralı ya doğru yürümeye başladık. Ancak yıllardır Olympos a neredeyse her sene giden ben bu ırmağın bu kadar çok ve taşarak denize aktığını ilk defa görüyordum. Denizle ırmak hemen hemen birleşmiş ve sahile bağlanan noktada yürüyecek çok az bir kara parçası kalmıştı. Ancak asıl şoku Çıralı nın Olympos tarafından geçişinde yaşadık. Eskiden gidenlerin bileceği gibi burada kurumaya yüz tutmuş ufak bir dere yatağı vardı. Bu yatak denize kadar taşmış ve oldukça geçilmesi zor bir akarsu haline gelmişti. Akıntı bir hayli fazla olduğundan birbirimizi tutarak burayı da aştık ve akşam konaklayacağımız yere doğru yürüyüşümüzü tamamladık. 5

6 İkinci gün konakladığımız yerde bazı sorunlar yaşamış olsak da yine de bunun bir turistik gezi olmadığını düşünürsek sonuçta dinlenebildik ve ertesi güne kendimizi hazırlayabildik. 3. Gün Çıralı dan Tekirova ya doğru yaklaşık 23 km lik bir yürüyüş rotamız vardı. Genellikle orman yolu kullanılarak yapılacak olan bu yürüyüşte uğrayacağımız koylar ve doğa bizi heyecanlandırıyordu. Parkur diğer günlere kıyasla daha kolay, ancak uzundu. Yine benzersiz manzaralar eşliğinde ilk koyda bir yüzme molası veren ekibimiz daha sonra arada ufak tefek dinlencelerle besin takviyesi için gerekli molaya kadar yürüdü. Sorunsuz bir şekilde tamamladığımız 3. gün ve tüm yürüyüş bitip midibüsümüze oturduğumuzda sanırım hepimizde tatlı bir yorgunluk ama bu güzel anıların verdiği mutluluk ve başarma sevinci vardı. Benim kişisel notum ekibimiz tam anlamıyla çok iyiydi. Rehberlerimiz anlayışlı ve işinde profesyonel kişilerdi. Herkes yürümek ve doğa ile başbaşa kalmak için gelmişti. Böyle güzel anlar yaşadığım için çok mutluyum ve katılan herkese çok çok teşekkür ediyorum. Daha nice faaliyetlerde yine bir araya gelebilmek ümidi ile hoşçakalın. Ruhan Talu (Raportör) 6