DÜNYANIN EN İYİSİ OLACAĞIZ.

Transkript

1 Denizli'deki teşkilatlanma çalışmalarında başarıya ulaştığını açıklayan MUCA Yurt Dışı Eğitim Danışmanlığı Ege Bölge Sorumlusu Oğuz, "Ege Bölgesi'nin merkez ofisin İzmir de açacağım" dedi Genel seçime yaklaşık 1 ay kaldığını, AK Parti'nin geçmişte hayal olan işleri hayata geçirdiğini, alnı ak, başı dik milletin karşısına çıktığını anımsatan Başbakan Yardımcısı Arınç, hodri meydan dedi MEMLEKETİ YİNE BATIRACAKLAR DÜNYANIN EN İYİSİ OLACAĞIZ AK Parti İzmir milletvekili adayı Bakan Eroğlu nun eleştirilerine yanıt veren Başkan Aziz Kocaoğlu, Verilen sözler Gediz i temizleme vaadi gibi olursa, hem kendisi hem de partisi açısından kötü olur" dedi 2 YILDIR ONAY BEKLİYORUZ Bakan Eroğlu'nun, İzmir Körfezi'nin temizliği için bakanlık bünyesinde özel bir ekip kurarak çalışma başlatacağı yönündeki açıklamalarını değerlendiren Başkan Kocaoğlu, Dünyanın en önemli çevre ve dönüşüm projelerinden biri olarak gördüğümüz ve bunun için yıllardır çalıştığımız İzmir Körfezi konusunda hiçbir şey yapılmamış gibi bu çalışmaları ve son süreci görmezden geliyor. Haydi İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni görmezden geliyorsun da Büyük Körfez pojesinde birlikte çalıştığımız Ulaştırma Bakanlığı'nı, TCDD'yi görmezden gelmek nasıl bir düşünce tarzıdır? Onu da İzmirlilerin takdirine bırakıyorum. Bizim Sayın Bakan dan talebimiz, Körfez'de tarama çalışması yapabilmek için iki yıldır beklediğimiz ÇED raporunun çıkmasına katkı koymasıdır." diye konuştu. 7 MİLYARI 28 MİLYAR YAPTI Bakan Eroğlu nun 466 projeyle ilgili sözlerini de değerlendiren Kocaoğlu, Ben diğer milletvekillerinin yerinde olsam, bu projelerin tam listesini isterim. Bir de Sayın Bakan Bey, 28 milyar lira İzmir'e yatırım yapıldığından bahsediyor. Bu 28 milyar liralık yatırım nedir? Türkiye İstatistik Kurumu rakamlarına göre yapılan yatırım miktarı 7 milyar liradır. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı yatırım miktarı da 12.5 yıllık süreçte 8 milyar liradır. Tabii bu yatırımlara İstanbul O- toyolu'nu, Ankara Hızlı Treni'ni de yazarsanız o ayrı bir konudur. Söz verilen 35 projenin 30 una bugüne kadar başlanması gerekiyordu. 35 projeden elimizde ne var? İzmir gibi bir kentte iktidar, hizmet yarışı ile olunur. Seçimden seçime gelip vaadedip gitmekle olmaz. dedi. devamı 16 da

2 SAYFA 2 S AH UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz, kültürel mirasın öğrenilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak için el birliğiyle devlet sistemi içerisinde mekanizmalar oluşturacaklarını söyledi Yunus Emre Enstitüsü tarafından Çanakkale Savaşları'nın 100. yılında düzenlenen organizasyonda, Avustralyalı, İngiliz ve Türk yazarlar bir araya geldi. -Enstitüden yapılan açıklamaya göre, yazarlar 4 gün boyunca Bursa, İstanbul ve Çanakkale de savaşın tarih ve edebiyatla olan bağını anlattı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Troya Kültür Merkezi, Bursa Nilüfer Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Merkezi ve Bahçeşehir Üniversitesi Bauart Galeri'de "Barış için Edebiyat" teması altında düzenlenen programlara edebiyatseverler yoğun ilgi gösterdi. "Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini" kitabının yazarı Louis de Bernieres, Anadolu topraklarında yaşanmış zorlu savaş yıllarını, savaş ile hayatın iç içe geçmişliğini eserleri kapsamında dinleyicilerle paylaştı. Bursa'da Gelibolu'yu konuşmak için okuyucularla bir araya gelen Louis de Bernieres, "Savaşın açtığı yaraları edebiyatla sarmak mümkün mü?" konusunda konuştu. Tarih türünde romanları olan Demet Altınyeleklioğlu da Türk edebiyatı temsilcisi olarak Çanakkale'yi anlattı. Avustralyalı akademisyen ve tarihçi Jonathan King ise Anzak askerlerinin Türkiye'deki serüvenlerini ve savaş sonrası iki ülkenin de bağımsızlık destanını dinleyicilerle paylaştı. (AA) Yıl: 4. Sayı: 1270.

3 SAYFA 3 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYİŞ 317 Mayıs Şubat Pazar Perşembe Üç telefon, 15 TL için; üç çocuğa nitelikle yağmadan 135 yıl hapis isteniyor Çatı Sanayici ve İşadamları Derneği (ÇATIDER) Başkanı M. Nazım Yavuz, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada her ölümlü üç iş kazasından birinin inşaat sektöründe yaşandığını belirterek, Türkiye de son 10 yılda 11 bini aşkın işçiyi iş kazasında kaybettik. Geçtiğimiz yıl 423 işçi inşaatlarda çalışırken, 298 işçi ise yüksekten düşme sonucu hayata veda etti yılının ilk üç ayında ise 351 işçi iş kazasında hayatını yitirdi dedi. ÇATIDER Başkanı Nazım Yavuz, Türkiye nin iş kazaları konusunda iyi bir karneye sahip olmadığını belirterek, İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre iş kazalarında Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsü olduğunu vurguladı. Bu konuda son yıllarda önemli yasal değişiklikler yapıldığını da hatırlatan Yavuz, Türkiye de geçtiğimiz 10 yılda maalesef yaklaşık 11 bin işçi, iş kazalarında hayatını kaybetti. En fazla işçi ölümü, inşaat sektöründe yaşanıyor. Geçtiğimiz yıl 423 işçi inşaatlarda çalışırken, 298 Eskişehir de parkta kendileriyle aynı yaşta olan üç çocuğun üç adet cep telefonu ile 15 TL parasını bıçak ve tehdit yoluyla alan 15 yaşındaki Ö.F., M.Ç. ve U.B. için savcılık tarafından 90 yıldan 135 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Savcının hazırladığı iddianame kabul edildi, olay sonrası çaldıkları telefonlar ile parayı geri vererek etkinlik pişmanlık gösteren üç çocuk, silah, tehdit ve zorla birden fazla kişiyle nitelikli yağma suçundan Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başladı. Suça sürüklenen çocukların avukatlarından Caner Çalış, yaşanan olayı tasvip etmediklerini ancak 15 yaşındaki her 3 çocuk için iddianamede talep edilen cezaların toplamının 90 ile 135 yıl olmasının dikkat çekici ve ağır olduğunu söyledi. İddiaya göre, 15 yaşındaki Ö.F., M.Ç. ve U.B. nin Sütlüce Mahallesi nde alkol alıp sigara içtikleri parka gelen 15 yaşındaki M.A.,N.F. yi yanlarına çağırarak, isimlerini ve hangi okuldu okuduklarını sordu. Ardından sohbete başladı. Bu esnada, Ö.F.; M.Ç. ve U.B., M.A. ve N.F. den sesine bakmak istediklerini belirterek ellerindeki telefonları aldı. Ancak N.F. nin vermek istemediği telefonu üç çocuk zorla aldı. Alkollü oldukları iddia edilen üç çocuk telefonlara bakarken, bu esnada M.A. nın telefonunu K.D. isimli arkadaşı aradı. Suça karışan çocuklar, K.D. yi parka gelmesini aksi taktirde iki arkadaşını keseceğini söyledi. Parka gelen K.D. den de internet bahanesiyle elindeki telefonu bıçak zoruyla aldı. Telefonların ardından bu kez mağdur çocukların üzerinde bulunan 15 TL yi zorla ve tehditle alan şahıslardan biri bu esnada elindeki bıçağı bir çocuğun boğazında gezdirip, kulağına sürttü ve olay yerinden ayrıldı. Durumdan haberdar olan çocukların aileleri ise mağdur çocukların zararlarını karşıladı. Olay yerinde yapılan incelemede elde edilen meyve suyu şişesi, pet bardaklar, boş sigara paketi adli emanete alınırken, olayda kullanıldığı iddia edilen bıçak ise bulunamadı. Daha sonra savcılık tarafından konuyla ilgili iddianame hazırlandı. Savcı, 4 sayfalık iddianamede, suça sürüklenen 3 çocuğun, fikir ve eylem birlikteliği doğrultusunda birlikte hareketle parkta yanlarına gelen ve mahalleden tanıdıkları mağdur üç çocuğun zorla ve tehditle mallarını aldıkları, M.A. nın elde edilemeyen bıçakla Muğla'da otel inşaatındaki iskele çöktü: 4 yaralı Yalıkavak Mahallesi Tilkicik Koyu'ndaki otelin inşaatında çalışan Baykan Güleş, Kıyasettin Gümüşlü, Mehmet ve Reşat Şahin'in üzerinde bulunduğu tahta iskele, henüz belirlenemeyen nedenle çöktü. Yaklaşık 15 metre yükseklikten beton zemine düşerek, kalıpların arasında kalan işçilerin kurtarılması için bölgeye polis, itfaiye ile Muğla 911 Arama ve Kurtarma Derneği ekipleri sevk edildi. Yaralı işçiler, ekipler ve mesai arkadaşları tarafından kurtarılarak, ambulanslarla Bodrum Devlet Hastanesine kaldırıldı. İş makinesi operatörü Mehmet Aykutlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, işçilerin inşaattaki kalıpları söktükleri sırada beton zemine düştüklerini söyledi. Öte yandan, olayın ardından yaşanan panik cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. (AA) 'Türkiye, 10 yılda 11 bin işçisini iş kazasında kaybetti' işçi ise yüksekten düşme sonucu hayatını kaybetti. Bu konuda alınan yasal tedbirler kadar eğitim de çok önemli, sadece yasal düzenlemelerle sorunu çözemeyiz dedi. Yavuz, inşaat sektöründe meydana gelen kazaların ilk sırasında 'yüksekten düşme' olaylarının yer aldığını kaydederek, "Malzeme düşmesi ve malzeme sıçraması ise çok yaşanan diğer kazalar. Bu kazalarının sık görülmesinin temel sebepleri arasında, eğitimsizlik, ihmal, iş yerlerinde güvenlik önlemlerinin alınmaması ve işverenin bu tür önlemleri maliyet olarak görmesi gibi nedenler sıralanabilir. Standart bir iskele, uygun bir emniyet kemeri, kenar korumaları ya da en basitinden bir ağ gerilmesi bile düşmeleri önemli bir oranda engelleyebilir. İş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin meslek içine yayılması ve bu konudaki bilinç düzeyinin, sektörde yer alan herkesi kapsayacak biçimde yükseltilmesi gerekiyor" dedi. (CİHAN) mağdurların boyun ve kulak kısımlarını sürttürdüğü, içlerinden birini hafif yaralandığı ayrıca mağdurların 15 TL parasını zorla ve tehditle aldığını belirtti. 'OLAYI TASVİP ETMİYORUZ A- MA İSTENEN CEZA DİKKAT ÇEKİ- Cİ' Suça sürüklenen çocukların avukatlarından Caner Çalış, yaşanan olayı tasvip Muğla'nın Bodrum ilçesinde polisten kaçan hırsızlık şüphelilerinin bulunduğu otomobilin minibüse çarpması sonucu 6 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, Bodrum İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı polis ekipleri, Yalıkavak Mahallesi'nde hırsızlık o- layına karıştığı iddia edilen 34 TM 1133 plakalı otomobili bir süre takip ettikten sonra, Konacık Mahallesi'nde durdurmak istedi. Ekipler, sürücüsünün kimliği henüz belirlenemeyen otomobile "dur" ihtarında bulundu. Uyarılara rağmen kaçmaya çalışan ve içinde 5 kişinin bulunduğu o- etmediklerini ancak 15 yaşındaki her 3 çocuk için iddianamede talep edilen cezaların toplamının 90 ile 135 yıl olmasının dikkat çekici olduğunu söyledi. Bu noktada hukuksal bir durumdan bahsetmenin mümkün olmadığını kaydeden Avukat Çalış, şöyle dedi. Hukuktan bahsedilmesi için ülkede yargı kararlarının yeksenaklığından (eşit olması) bahsedilmesi gerekmektedir. Ülkede yargı kararları arasında eşitlik olmadığı için bu duruma hukuki yönden bakmam mümkün değildir. İstenen ceza hukukçu olarak adalet duygum zedelenmekte. Bu durum Anayasa sının 10.maddesinde belirtilen Kanun Önünde Eşitlik İlkesine açıkça aykırılık oluşturmaktadır. dedi. Savcı, olayın bir bütün olarak değerlendirildiğinde, suça sürüklenen üç çocuğun silahla, zorla, tehdit ve yağlama yöntemiyle telefonları ile paralarını aldığının dosya kapsamında delilleri ile anlaşıldığına karar verdi. Buna göre savcı, suça itilen üç çocuğun, her bir mağdur çocuk için silah, tehdit ve zorla birden fazla kişiyle nitelikli yağma suçunu işlediğinden 30 ar yıldan 45 yıl olmak üzere toplamda 90 yıldan 135 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmalarını talep etti. Savcının hazırladığı iddianame 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kabul edildi. 3 çocuk, bıçak zoruyla çaldıkları ve sonra geri iade ettikleri 3 adet cep telefonu ve 15 TL için nitelikli yağma suçundan mahkemede yargılanıyor. Suça sürüklenen çocuklar, ifadelerinde olay günü alkol aldıklarını ve sarhoş olup kendilerini kaybettiklerini, ne yaptıklarını bilmediklerini, olayda bıçak kullanılmadığını anlattı ve o- laydan dolayı pişman olduklarını belirtti. (CİHAN Polisten kaçan şüpheliler KAZA YAPTI: 6 YARALI tomobil, Kıbrıs Şehitleri Caddesi Gümbet Kavşağı'nda karşı yönden gelen Cavit Uyar yönetimindeki 48 NK 895 plakalı minibüsle çarpıştı. Kazada, minibüs şoförü Uyar ile otomobilde bulunan Osman P, Oğuzhan D, Akın T, Ahmet B. ve Erdoğan S. yaralandı. Yaralılardan 4'ü ambulanslarla ilçedeki hastanelere kaldırıldı. Araçta sıkışan Erdoğan S, itfaiye ekiplerinin yarım saatlik çalışmasının ardından bulunduğu yerden çıkarılarak hastaneye sevk edildi. Otomobilde bulunan bazı elektronik eşyalara incelenmek üzere el konuldu. (AA) KPSS mağduru, öğretmenlik hayali için 3 yıl bekledi Üniversiteden mezun olduktan sonra girdiği 2010 KPSS'de hayal kırıklığına uğrayıp atanmak için 3 yıl beklemek zorunda kalan Afyonkarahisarlı öğretmen Demir, haksızlık yapanlardan hesap sorulmasını istiyor. Üniversiteden mezun olduktan sonra ilk kez girdiği 2010 KPSS'de hayal kırıklığına uğrayıp atanmak için 3 yıl bekleyen Afyonkarahisarlı öğretmen Tolga Demir, haksızlık yapanların hesap vermesini istiyor. Hocalar Ortaokulunda görevini sürdüren Türkçe öğretmeni Tolga Demir (29), AA muhabirine yaptığı açıklamada, KPSS'ye ilk kez Afyon Kocatepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü'nden mezun olduktan sonra girdiğini söyledi. Öğretmenliğe başlayıp, zor ekonomik koşullarda yaşayan anne ve babası ile iki kardeşine destek olmak için çok çalıştığını belirten Demir, 2010'daki KPSS'den 75,7 puan aldığını dile getirdi. Sınavının çok iyi geçtiğini ve bu puandan fazlasını beklediğini ifade eden Demir, şunları kaydetti: "2010'daki KPSS ile ilgili iddialar ortaya çıkınca ve atanamayınca büyük yıkım yaşadım. Aileme destek olamamamın verdiği üzüntüyü aşmak ve askerlik engelimi ortadan kaldırmak istedim. Askere gittikten 1,5 ay sonra babamın vefat haberini aldım. Babam hayatını kaybedince annem ve iki kardeşime bakmam gerekiyordu. Askerlik bittikten sonra psikolojik sıkıntılar yaşamaya başladım. 'Panik bozukluk' denilen bir rahatsızlık geçirdim. Demir, psikolojik sıkıntıları nedeniyle 3 yılda girdiği tüm sınavlarda başarısız olduğunu belirtti. (AA) Otomobil otobüs bekleyenlerin arasına daldı: 4 yaralı Bursa nın Nilüfer ilçesinde, ehliyetsiz olduğu belirtilen bir sürücünün kullandığı otomobil, otobüs durağına daldı. Aşırı süratli olduğu iddia edilen arabanın, direksiyon hakimiyeti kaybolarak çarptığı vatandaşlardan, biri çocuk dört kişi yaralandı. Kaza Demirci Mahallesi, Demirci Caddesi'nde yaşandı. İddiaya göre ehliyetsiz olarak otomobil kullanan sürücü, direksiyon hakimiyetini kaybedince durağa daldı. Bu sırada otobüs bekleyen Selver Işık (50), Nurgül Gökdağ (55), Emine Usta (42) ve 6 yaşındaki Muhammet Emin Usta yaralandı. Yaralılar, cankurtaranlarla hastanelere kaldırıldı. (CİHAN) Pazarlama müdürünün şüpheli ölümü Malatya da özel bir şirkette pazarlama müdürü olarak çalışan 42 yaşındaki şahıs aracında ölü bulundu. Battalgazi İlçesi Elmasuyu Mahallesi ndeki Aslantepe Caddesi de bir gıda firmasında pazarlama müdürü olarak görev yapan Tuncay Nazik(42), gece yarısı işyerinin önündeki firmaya tahsisli 27 PB 236 plakalı otomobilde henüz belirlenemeyen bir nedenle yaşamını yitirdi. Şirketin güvenlik görevlisi sabah aracın yanına geldiğinde Nazik i aracın içinde hareketsiz olarak durduğunu farketti. Önce Nazik in uyuduğunu sanan görevli, adamın tüm uyarılara tepki vermemesi üzerine ön camı kırarak kapıyı açtı. Aracında hareketsiz yatan Tuncay Nazik e kalp masajı yapan güvenlik görevlisi durumu hemen sağlık görevlilerine bildirdi. Kısa süre sonra olay yerine gelen 112 sağlık görevlileri, şahsın saatler önce hayatını kaybettiğini belirledi. Bunun üzerine durum polis ekiplerine bildirilince, şahsın ölümü şüpheli görülerek inceleme başlatıldı. Araç çevresi güvenlik çemberi ile kapatılırken olayın şahidi olan güvenlik görevlisinin ifadesine başvuruldu. Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ekiplerince, otomobilde kapsamlı bir araştırma yapılırken nöbetçi savcının da olay yerinde yaptığı incelemenin ardından şahsın cesedi otopsi için Malatya Adli Tıp Kurumu Bölge Müdürlüğü morguna kaldırıldı. Bu sırada mesaiye yeni gelen şirket çalışanları da gözyaşlarına boğuldu. Otopsi sonucuna göre şahsın kesim ölüm sebebinin belirlenmesi beklenirken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. (CİHAN)

4 Bakan Canikli, 2013'te çıkan genelgedeki ifadeler olumsuz cümle ve kelimeler kullanılarak hazırlandığı için, Türkiye'ye giren dövizlerin tamamının gümrük girişlerinde beyana tabi tutulduğunu, bu nedenle de ciddi anlamda mağduriyetlerin ortaya çıktığını dile getirdi

5 1Şubat 3 Mayıs Perşembe Pazar Türkiye'nin 2006 yılından bugüne kadar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) güvenlik, yatırım, kredi ve teşvikleri kapsayan ödeneklerinin tutarı 9 milyar liraya yaklaştı Derlenen bilgilere göre, 15 Kasım 1983'te bağımsızlığını ilan eden KKTC, bu tarihten itibaren gerek diplomatik gerek ekonomik anlamda en büyük desteği Türkiye'den gördü. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin bağımsızlık ilanını kınamasına karşın Türkiye, yıllardır verdiği destek ve kurulan ticari ilişkilerle KKTC ekonomisinin gelişmesinde önemli rol oynadı. Ekonomik büyümenin önemli unsurlarından olan dış ticaret açısından bakıldığında KKTC ve Türkiye arasındaki ilişkiler son 5 yılda önemli gelişme kaydetti. Küresel krizin etkilerine rağmen, dış ticaret konusunda yaşanan olumlu gelişmeler, KKTC ekonomisi açısından Türkiye'nin önemini bir kez daha ortaya koydu. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, KKTC'ye uygulanan ambargo ve çeşitli kısıtlamalara rağmen iki ülke arasındaki dış ticaret hacmi yılları arasında yaklaşık yüzde 60 artarak yaklaşık 1,3 milyar dolara ulaştı. Geçen yıl itibarıyla KKTC'ye Türkiye'nin ihraç ettiği ürünler arasında ilk sırayı 402 milyon dolarla mineral yakıtlar ve yağlar aldı. Bu ürün grubunu, 71 milyon dolarla kazan, makine ve mekanik cihazlar, 57,2 milyon dolarla plastik ve mamulleri izledi. KKTC'nin ise geçen yıl itibarıyla Türkiye'ye sattığı ürünlerin başında ise 27 milyon dolarla süt ürünleri, yumurta, bal, diğer yenilebilir hayvansal menşeli ürünler geldi. Bunu 15 milyon dolarla meyve, 8,8 milyon dolarla demir-çelik takip etti. Türkiye-KKTC ilişkilerinde ekonomik anlamda önemli yer tutan unsurlardan bir tanesini de KKTC'nin bütçe dengesini sağlamak adına Türkiye'den yapılan yardımlar oluşturdu. Bu kapsamda KKTC'deki memur maaşlarının ödenmesi de dahil birçok merkezi hükümet giderinin karşılanmasında Türkiye'nin etkin konumu bulunuyor. Buna göre, Türkiye'nin 2006 yılından bugüne kadar KKTC'ye güvenlik, yatırım, kredi ve teşvikleri kapsayan ö- deneklerin tutarı 9 milyar liraya yaklaştı. Söz konusu dönemde 2013 yılı 1,7 milyar lira ile en fazla ödenek ayrılan yıl oldu. Adanın ekonomik ve sosyal açıdan gelişmesinde üniversite öğrencisi sayısındaki artış da etkide bulundu. Yüksek öğretimin sektörel anlamda öneminin kavranmasıyla KKTC'deki üniversite sayısı hızla arttı. Bu açıdan bakıldığında akademik yılında KKTC'deki öğrenci sayısı bir önceki akademik yıla göre yüzde 13 artarak 62 bin 726'ya ulaştı, bunun 34 bin 858'ini Türkiye'- den giden öğrenciler oluşturdu. Türkiye'nin KKTC'ye desteği bütçe ve dış ticareti kapsayan konularla sınırlı kalmadı. 80 kilometre uzunluğundaki borularla bu ülkeye sulama ve içme suyu aktarılmasını sağlayacak "KKTC İçmesuyu Temini Projesi" de büyük önem taşıyor. Proje tamamlandığında Anamur-Dragon Çayı üzerinde inşa edilecek Alaköprü Barajı'ndan sabit debi esasına göre alınacak yıllık 75 milyon metreküp su, KKTC'ye akıtılacak. Bunun 37,76 milyon metreküpü (yüzde 50,3) içme-kullanma suyuna ve 37,24 milyon metreküpü (yüzde 49,7) sulama suyuna tahsis edilecek. Projeyle dünyada bir ilk gerçekleştirilerek Alaköprü Barajı'ndan alınacak su, deniz yüzeyinden 250 metre derinlikte askıdaki bir boru hattı aracılığıyla Girne yakınlarındaki Geçitköy Barajı'na aktarılacak. Projenin hayata geçirilmesiyle KKTC'nin 50 yıllık su ihtiyacının karşılanması öngörülüyor. (AA) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile çalışma yapıp, üniversite sınavında ilk bine, ilk iki bine giren ve temel bilimleri seçen öğrencilere kamuda iş garantisi gibi konuların üzerinde çalışacaklarını belirterek, bunların üniversitede asistanlık veya TÜBİTAK'ta sınırlı sayıda olmak üzere verilecek iş garantisi olabileceğini bildirdi

6 17 3 Mayıs ubat Pazar Per embe Başbakan Davutoğlu,"Bir CHP milletvekili, milletvekili unvanıyla polis otosuna saldırdı ve camını kırdı. Şimdi buradan Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum: Ya bu milletvekiline hesabını sor ya da seni de bu vandallarla aynı şekilde, aynı kategoride anarız.bazı vandallar, hani iki sene önce İstanbul'un altını üstünü getirmeye çalışan Gezicilerden bir kısmı Taksim Meydanı'na çıkmaya çalıştı."dedi AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bir CHP milletvekili, milletvekili unvanıyla polis otosuna saldırdı ve camını kırdı. Şimdi buradan Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum: Ya bu milletvekiline hesabını sor ya da seni de bu vandallarla aynı şekilde, aynı kategoride anarız" dedi.davutoğlu, partisinin Bartın'da, Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde, kentten her zaman büyülendiğini söyledi.bartın'ın manevi büyüklerine selamlarını ileten Davutoğlu, şehri en güzel şekliyle muhafaza etmenin boyunlarının borcu olduğunu bildirdi.başbakan Davutoğlu, kentin kendilerine Fatih Sultan Mehmet'in emaneti olduğunu vurgulayarak, Bartın'ın her seçimde kendilerine destek olduğunu aktardı."bartın'da ikide iki yapmaya var mısınız?" sorusuna "Evet" yanıtını alan Davutoğlu, Bartınlılar'ın her zaman sözünü tuttuğunu söyledi.işçilerin ve emekçilerin, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutlayan Başbakan Davutoğlu, 1 Mayıs'ı AK Parti'nin tekrar tatil yaptığını anımsattı. "12 Eylül darbesinin izlerini silmek için" bugünü tatil ilan ettiklerini belirten Davutoğlu, "Biz emekçilerimizin alınterlerini, nasırlı ellerini, en mübarek değer olarak görürüz. İşçilerimizin alınteri kurumadan, onların hakkını ödemek bizim için manevi bir borçtur" ifadelerini kullandı.karayolları işçilerinin yaşadıkları sorunları çözdüklerini hatırlatan Davutoğlu, "İnşallah bundan sonra da ülkemizin her y- erinde işçilerimizle, emekçilerimizle birlikte yeni Türkiye'yi inşa edeceğiz" dedi."ibretlik bir gün yaşadık bugün" diyen Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:"biz, 1 Mayıs'ı kardeşlik bayramı, dayanışma günü, emek günü ilan etmiş ve herkesi barış içinde bir arada bayramı kutlamaya davet etmişken, HDP Eş Başkanı Demirtaş, tuttu tam bir tahrikle 'Müslümanlar için Kabe ne ise işçiler için de Taksim odur' deme cüretini, gafletini gösterdi. Aynı zamanda 'Yahudiler için Kudüs ne ise...' dedi. Halbuki Kudüs bizim manevi diyarımızdır. Kudüs bizimdir, biz Kudüsüz. İşte Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı savunmaya var mısınız? Bunu savunan politikalarımızdan razı mısınız? Şimdi bunlar anlamazlar, onun için ben ona Selahattin demiyorum. Çünkü Selahattin, Selahaddin Eyyubi'nin aziz ismidir. Selahaddin Eyyübi, Türklerin, Kürtlerin, Arapların büyük komutanı olarak Kudüs fatihidir. Bundan sonra Demirtaş'a, Selahattin demek dahi doğru değil. Arkasına taktığı Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş,"Şu anda HDP li arkadaşların üstüne düşen siyasi sorumluluk Türkiye de seçimlerin huzur, güven içerisinde yapılmasını sağlamaktır. İnsanları tehdit altında tutarak, baskı altında tutarak seçimlerde sonuç almaya kalkmayı da fevkalade yanlış buluyorum."diye konuştu müftü efendiye de tekrar buradan soruyorum, bu sözler sizce doğru sözler midir? İşte soruyorum ve ondan da cevap bekliyoruz."birçok yerde 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün barışçı şekilde kutlandığını söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:"bazı vandallar, hani iki sene önce İstanbul'un altını üstünü getirmeye çalışan Gezicilerden bir kısmı, Taksim Meydanı'na çıkmaya çalıştı. Biz bir daha bu vandallara meydanı bırakır mıyız? Siz bu vandallara meydanı bırakacak olan ya da tahrik eden CHP'ye, HDP'ye izin verir misiniz? Bugün i- bretlik bir gün dedim. İşte bu vandallar, o meydana çıkmaya çalıştıklarında, buradan emniyet görevlilerimizin hepsini tebrik ediyorum, kamu düzeninden hiç taviz vermediler ve düzeni korudular. Yalnız öyle resimler var ki CHP bayrakları ile HDP bayrakları yan yana ve marjinal bazı sol gruplar ve terör grupları da yan yana. Bir CHP milletvekili, milletvekili unvanıyla polis otosuna saldırdı ve camını kırdı. Şimdi buradan Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum: Ya bu milletvekiline hesabını sor ya da seni de bu vandallarla aynı şekilde, aynı kategoride anarız. Bütün Türkiye'deki CHP seçmen kardeşlerime de vatandaşlarıma da s- esleniyorum: Bugün CHP maalesef bugünkü tabloyla da HDP ile girdiği işbirliğini açıkça ortaya koymuştur. Ayrıca CHP, DHKP-C örgütüyle özellikle de Suriye politikası bağlamında perde gerisinde yaptığı işbirliği açıktır.""biz sol örgütlerle, marjinal örgütlerle bölücülerle işbirliği yapan CHP'ye izin verir miyiz? CHP ve HDP bu şekilde işbirliği yaparken ülkemizin birliğini, beraberliğini tehdit eden örgütlere bu meydanları bırakır mıyız" diye soran Davutoğlu'na alandakiler "Hayır" yanıtını verdi.ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bugün 1 Mayıs'ta, İstanbul'da kaos çıkarmak isteyen, molotofkokteyli atan ve maskelerle girmeye çalışanları koruyan da CHP İstanbul milletvekiliydi. Biz her ne surette olursa olsun ülkemizdeki özgürlükleri korumaya kararlıyız. Herkes gösterilen yerde, gösterilen meydanda gösteri yapma hakkına sahiptir, bu özgürlüğü koruma altındadır" dedi.başbakan Davutoğlu, partisinin Bartın'da, Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada, 6-7 Ekim olaylarını, HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın tahrik ettiğini ve maalesef çok sayıda vatandaşın ölümüne sebebiyet veren tahrikler yaşandığını ifade etti. Bunun üzerine "İç Güvenlik Reformu, Özgürlüklerin Korunması Paketini" hazırladıklarını anlatan Davutoğlu, "O zaman Meclis'e HDP milletvekilleri maskelerle geldi. Şimdi de bugün 1 Mayıs'ta, İstanbul'da kaos çıkarmak isteyen, molotofkokteyli atan ve maskelerle girmeye çalışanları koruyan da CHP İstanbul milletvekiliydi. Biz her ne surette olursa olsun, ülkemizdeki özgürlükleri korumaya kararlıyız. Herkes gösterilen yerde, gösterilen meydanda gösteri yapma hakkına sahiptir, bu özgürlüğü koruma altındadır. Nasıl sizler bugün, barış içinde, Bartın meydanını doldurdunuz ve saatlerce bizi beklediniz, isteyen herkes meydanlara çıkıp barış içinde gösteri yapabilir, propaganda yapabilir ama kim molotofkokteyli alırsa, kim yüzüne maske takarsa, bilsin ki biz bu ülkeyi vandallara bırakmayız" diye konuştu.davutoğlu, Türkiye'nin son 12 yıldaki kazanımlarını koruma adına, 7 Haziran'da yapılacak seçimin son derece kritik olduğuna dikkati çekti.bu seçimin, Türkiye'yi bu ikinci atılım dönemi ile birlikte dünyanın en büyük 10 ülkesi arasına koyma seçimi olduğunu dile getiren Davutoğlu, meydandakilere yönelttiği "7 Haziran'da bu vandallara, teröristlerle işbirliği yapan bu CHP'ye, HDP'ye ders vermeye var mısın? 7 Haziran'da tekrar milli iradeyi hakim kılmaya var mısınız. İnşallah 7 Haziran'da Bartın'da 2'de iki yapmaya var mısınız?" sorularına "Evet" yanıtını aldı. Bunun üzerine Davutoğlu, "Bütün Türkiye'den bu ses yükseliyor" karşılığını verdi.davutoğlu, bugün Kastamonu ve Çankırı'da, dün Niğde'de, Aksaray'da, ondan önce de Rize, Artvin, Sivas, Erzurum, Gümüşhane, Bayburt'da miting yaptığını hatırlatarak, "Adım adım ülkemizi dolaşıyoruz, bütün Türkiye'yi dolaşabilen, bütün Türkiye'de bu al bayrağı ve parti bayrağını dalgalandırabilen yegane parti AK Parti" dedi. Meydandakilerin, "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları üzerine Davutoğlu, "Biz, saatlerce bizi bekleyen Bartınlılar ile gurur duyuyoruz, her birinizle gurur duyuyoruz. Gözleri ışıl ışıl Bartınlılar ile gurur duyuyoruz. Sırtını yemyeşil dağlara, ormanlara, ufkunu Karadeniz'e vermiş Bartınlılar ile gurur duyuyoruz, Allah sizlerden razı olsun" ifadelerini kullandı.(aa)

7 Sağlık Bakanı Müezzinoğlu,"Birileri tuzak, tezgah kuruyor birileri de ta Pensilvanya'dan milletin kaderiyle oynamak istiyor. Hiç kimseye ama hiç kimseye, bu mert duruşumuzla, bu milleti teslim etmeyeceğiz. Hangi tuzağı, tezgahı kurarlarsa kursunlar o kazdıkları kuyuya kendileri düşeceklerdir, nitekim düşüyorlar"dedi Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Birileri tuzak, tezgah kuruyor birileri de ta Pensilvanya'dan milletin kaderiyle oynamak istiyor. Hiç kimseye ama hiç kimseye, bu mert duruşumuzla bu milleti teslim etmeyeceğiz. Hangi tuzağı, tezgahı kurarlarsa kursunlar o kazdıkları kuyuya kendileri düşeceklerdir, nitekim düşüyorlar" dedi.bursa'nın Karacabey ilçesindeki bir restoranda, bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve partililerle bir araya gelen Müezzinoğlu, daha sonra partisinin İlçe Başkanlığı binasına geçerek engelli yakınlarının sorunlarını dinledi.karacabey Belediyesi önünde, yeni alınan 3 aracın hizmete girmesi için düzenlenen 17 3 Mayıs ubat Pazar Per embe Erdoğan,"Biz 1 Mayıs'ı kimseye kapalı tutmuyoruz. Tam tersine tüm İstanbul halkına açık tutmak için çalışıyoruz.bazı sendikalar da Türk-İş gibi, Hak-İş gibi Türkiye'nin değişik yerlerindeki vilayetlerde Zonguldak'ta, Kayseri'de, Konya'- da miting yapıyorlar. Ama herkes nereye kilitleniyor, Taksim'e."diye konuştu törene de katılan Müezzinoğlu, çarşıda esnaf ziyaretinde bulundu. AK Parti Bursa Milletvekili Önder Matlı'nın seçim irtibat bürosunun açılışına katılan Bakan Müezzinoğlu, burada yaptığı konuşmada, milletvekili genel seçiminin 7 Haziran'da yapılacağını hatırlatarak, "İnşallah 7 Haziran seçimleri, milli iradenin güçlü bir şekilde sandıkta tecelli ettiği, sandıktan çıkan güçlü siyasi i- radenin, milletin hak ve hukukunu koruyan, milletin yarınlarını bugünden daha güzel e- den, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, 'Bu millete muasır medeniyet seviyesinin üzerinde yer yakışır' hedefine inşallah bu ülkeyi 2023'e el birliğiyle taşıyacağız" diye konuştu.müezzinoğlu, hangi yaşam felsefesinin, siyasi anlayışın mensubu olursa olsun, ister CHP'li ister MHP'li, onların da yarınlarını bugünden daha iyi edecek olan iktidar ve siyasi anlayışının AK Parti'de bulunduğunu vurguladı.ak Parti'nin, kurulduğu günden bu yana hep milletle yürüdüğünü, her zaman "ezan, bayrak, millet, vatan, büyüyen, gelişen Türkiye", "Dünyayla yarışan, gelişmiş ülkelerle yarışan Türkiye" dediğini anlatan Müezzinoğlu, şunları kaydetti:"eski Türkiye'yi geride bırakıyoruz. Artık Avrupa'yı örnek gösteren değil, Avrupa'nın örnek aldığı süreçlere Türkiye'yi dönüştürmeye başladık. Vatandaşımızın derdini kendi derdi bilen, bir anlayışın mensuplarıyız. Allah'a şükür ki geriye baktığımızda önemli hizmetler yaptık ama i- leriye baktığımızda yapmamız gereken çok daha hizmetler var. Aslolan milletle beraber yürümek. Şimdi seçim zamanı. Oltanın ucuna büyük yemler takarak milleti kandırmaya çalışan bir anlayışla bu işler olmaz. Milleti daha önce kandırarak çok sömürdüler, çok istismar ettiler. Milletin ümüğünü sıkarak hem sömürdüler hem hortumladılar."bugün çekilen sıkıntıların temelinde bir gecede fakirleştiren bir anlayış bulunduğunu ifade eden Bakan Müezzinoğlu, sözlerine şöyle devam etti:"şimdi yine birileri bu ülkeye bu anlayışın hakim olması için oltanın ucuna yemler takıyorlar veya avlanmaya giden avcı gibi kuşlara yer atar gibi yem atıyorlar. Zannediyorlar ki bu millet kuş beyinli. Hayır, bu millet kuş beyinli değil. Bu milleti kuş beyinli görenlerdir, esas kuş beyinliler. Bu millet artık onlara prim vermeyecek. Bu millet artık her şeyi iyi biliyor. Ey tuzak, tezgah kuranlar, ey milletin ümüğünü sıkarak milleti sömürenler; artık size prim yok. Milletle beraber yürüyen, milletin partisi AK Parti var. AK Parti olduğu sürece size geçit yok, eski Türkiye yok."bu ülkenin mertliğini başkalarının tuzağına teslim etmeyeceklerini, birilerinin Türkiye ile ilgili oyunlar tezgahladığını iddia eden Müezzinoğlu, "Birileri tuzak, tezgah kuruyor birileri de ta Pensilvanya'dan milletin kaderiyle oynamak istiyor. Hiç kimseye ama hiç kimseye, bu mert duruşumuzla bu milleti teslim etmeyeceğiz. Hangi tuzağı, tezgahı kurarlarsa kursunlar o kazdıkları kuyuya kendileri düşeceklerdir, nitekim düşüyorlar. Daha çok düşecekler. Çünkü daha önce alıştıkları gibi bu milletin kaderiyle oynayamayacaklar. Çünkü AK Parti var, milletin partisi var, milletin, cumhurun başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan var" diye konuştu.müezzinoğlu'nun konuşmasını tamamlamasının ardından dinleyiciler arasında yer alan Nuriye Tekin de kürsüye gelerek geçen yıl yaşadığı bir olayı anlattı. Tekin, "Eşim Alaattin Tekin, Umman'- da çalışırken kaza geçirmiş ve yoğun bakıma alınmıştı. Onu Türkiye'ye getirmek istedik. Bursa Milletvekilimiz Önder Matlı'yı aramıştım. O sırada Bakan Bey'in (Mehmet Müezzinoğlu) yanındaymış. (AA)

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL 317 Mayıs Şubat Pazar Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >> 9 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com 1 MAYIS, BAYRAM VE RAKAMLAR Önceki gün bazı sendikalar, tabibler birliği, mühendisler odası gibi kuruluşlar 1 Mayıs da işçi bayramını kutlamak için yine Taksim'e çıkmak istediler, yine kargaşa, kan ve provokasyon istediler ama olmadı şükür. Hükümet çok sıkı tedbirler alıp bu istismar ve provoke gayretlerine fırsat vermedi, gruplar halinde gidin karanfillerinizi koyun dedi, bir kısmı gitti ve sessizce koydu ama bir kısmı da illa yüzbinleri Taksim'e sokmak için neler yaptı Tv kanallarında izledik. Şimdi hemen unutmadan sorayım bu sendika ve bazı kuruluşlar istismar ettikleri işçi, sağlık mensupları ve mühendisleri için neler yaptılar acaba önce ordan başlayalım. 12 milyon civarındaki işçinin kaçını sendikalı yapıp da hakkını aradılar, Taksim de olduğu gibi ne kadar ısrar ettiler acaba önce buradan başlayalım. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 24 Ocak 2015 tarihli Resmi Gazete de Ocak 2015 dönemine ilişkin işçi sendikaları üye sayılarına ilişkin istatistikleri açıkladı. İstatistiğe göre Türkiye de çalışan sayısı bir önceki döneme oranla % 0,87 azaldı. 12 milyon 180 bini aşkın çalışanın yine büyük çoğunluğu (% 89) sendikasız kaldı. Bununla beraber çalışan sayısındaki azalmanın da etkisiyle sendikalı işçilerin sayısı bir önceki döneme oranla % 9,08 artarak 1 milyon 297 bini aştı ve yüzde 10,65 e çıktı. Acaba bu Taksim'e yürümekte ısrar eden sendika ağaları bu rakamlar için ne mücadele verdiler, soma katliamında ne yaptılar, neden aynı ısrarı gösterip yürüyüş ve gösteriler yapmadılar da illa da Taksim'de kan dökülmesini isterler? Amaçları kan dökülsün, provokatörler görevlerini yapsın, kaos yaratılsın ve kardeş kavgası, hatta ortadoğudaki gibi kardeş kardeşi vursun.. Ha bu arada unutmadan bir delil daha sunmak istiyorum. 1 Mayıs gösterilerinin yapılacağı yerleri İngiliz hükümeti nerden önceden biliyor da vatandaşlarını uyarıyor Taksim ve diğer yerlere sakın gitmeyin diye dışişleri bakanlığı ingiliz vatandaşlarını uyarma gereği duyuyor biraz düşünün bakalım. Çünkü kumpası kuranlar belli, onlar bizden daha iyi biliyorlar neler olacağını ama avuçlarını yaladılar, hesapları gene tutmadı, gene Türkiye karışmadı, gene kan dökülmedi, gene amaçları şükür gerçekleşmedi. Şimdi bu işçi parasını çar çur eden ve saltanat süren sendika ağaları bu işçinin parasını neden işçi hakları, güvenliği ve çalışma koşulları için harcamazda kendi ağalıklarının sürmesi için harcarlar. Bence hükümetin ilk işlerinden birisi de bu sendikaları sıkı takibe alıp, mali denetlemelerini artırmak ve işçiden kesilen paralarla neler yaptıklarını da ortaya çıkarmak olacak. Hatta bir yasal değişiklik ile bu ağaların da saltanatına son verip, 2 veya 1 dönem kurulını sendika ağaları için de getirerek işçileri bu ağaların elinden kurtarmalı ve sendikacılığı rayına oturtmalıdır. Levrek ve çipura Kanada pazarında Ege İhracatçı Birlikleri'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Ege İhracatçı Birlikleri Su Ürünleri. Tanıtım Grubu (STG) Kanada nın Toronto şehrinde düzenlenen SIAL Canada Fuarı na katılarak. Türk su ürünlerini tanıttı. Bu yıl 15'nci defa düzenlenen ve 46 ülkeden 831 katılımcı ile 2 bin üzerinde ziyaretçiyi ağırlayan fuara, Türkiye'den gıda sektöründen 4 firmanın yanı sıra 3 tanıtım grubu ile iştirak ettiğinin kaydedildiği açıklamada, STG'nin 27 metrekarelik "info stand" ile ürünleri tanıttığı belirtildi. Açıklamada görüşlerine yer verilen Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Sinan Kızıltan, fuar süresince tanıtımı yapılan Türk su ürünlerinin Kanada'da büyük beğeni gördüğünü ifade etti. Türk su ürünleri sektörünün ABD pazarında yakaladığı başarıyı, Kuzey Amerika pazarına yaymayı amaçladıklarını belirten Kızıltan, şunları kaydetti: "Tüketiciler tarafından çok iyi bilinen levrek ve çipura şu an için Kanada'nın Toronto ve Montreal şehirlerine ihraç edildi. Türkiye'den bu ülkeye direkt uçuşların artması ihracatın önünü daha da açacaktır. Kültür balıkçılığı kontrollü ve sağlıklı üretilen, protein kaynağı olduğu için ABD ve Kanada da büyük talep görüyor. Kanada ya ihracatımız 2014 yılında, 2013 yılına göre yüzde 72 artış gösterdi. İhracat rakamlarımız önümüzdeki yıllarda daha da artacak." (AA) Hazırgiyim ihracatçıları Amerika pazarına göz dikti Türkiye nin ihracatta ve istihdamda lokomotif sektörlerinin başında gelen hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü, Avro nun Amerikan Doları karşısında değer kaybının önümüzdeki süreçte de devam edeceğini düşünerek yeni pazarlara yöneliyor Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kızılgüneşler, hazırgiyim ihracatçılarına Avro bölgesi dışında daha aktif ihracat pazarlaması yapmalarını tavsiye ederek, Amerika Birleşik Devletleri ne hazırgiyim sektörün ihracatının artması amacıyla Türk Ticaret Merkezi kurma çalışmalarına başladıkları müjdesini verdi. Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği nin 2014 yılı olağan Mali Genel Kurul Toplantısı hazırgiyim ihracatçılarının gelecek vizyonuna ışık tuttu. Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kızılgüneşler toplantıda yaptığı konuşmada sektörümüz açısından dünya genelindeki gelişmeler ile en büyük ihracat pazarımız olan AB ülkelerinde halen tam olarak büyüme trendine giremeyen ekonomiler ve dolar karşısında Ayrıca çekirdeksiz kuru üzüm ihracatçılarının beklentisinin sağlıklı ve kalıntısız hammadde olduğu vurgulandı. Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, beraberindeki Manisa Valiliği ve GTHB İl Müdürlüğü yetkilileri ile birlikte Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği'ni ziyaret etti. Düzenlenen toplantıya, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin yanı sıra, Manisa ve ilçelerinde yerleşik oda ve borsa yöneticileri ve EÜZF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altındişli de katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep, Manisa Valisi Erdoğan Bektaş'ın kendilerinden toplantı talebinde bulunarak ziyaretinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, ziyaretin sektöre ve çekirdeksiz kuru üzüm ihracatçılarına güç ve heyecan kattığını ifade etti. Birol Celep konuşmasının devamında; "Çekirdeksiz kuru üzüm, ülkemizin dünya üretiminde yüzde düzeyinde payla lider konumda olduğu, dünya ticaretinde ise açık ara önde olduğu, yıllık ihracat getirisi 500 milyon doları aşan bir ürünümüz. Ancak, bu ürünümüzün üretiminde bilinçsizlik ve eğitim yetersizliği nedeniyle maalesef zaman zaman ilaç kalıntısı sorunu yaşıyoruz. Üreticilerimizin iyi tarım ve hatta organik tarım pratiklerine yönlendirilmeleri, üründe kalıntı bırakmayan kültürel uygulamaların kamu tarafından özendirilmesi, ilaç bayileri ile zirai ilaç satışlarının yakından kontrol ve denetimi, ürününde kalıntı çıkan üreticilere ise yaptırım uygulanması başlıca beklentilerimiz arasında. Sektördeki tüm paydaşlar olarak elimizi taşın altına koyarak sorumluluk bilinci ile hareket etmeliyiz" dedi. Geçtiğimiz dönemde Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından gerçekleştirilen Kuru Meyve Çalıştayı, Gıda Ar-Ge Proje Pazarı etkinlikleri hakkında bilgi veren Birol Celep, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın konvansiyonel değil, organik tarımsal üretime ağırlık verilmeli yönündeki talimatı çerçevesinde hareket etme kararı aldıklarını belirtti. Manisa da tamamen organik tarıma geçmeyi hedefliyoruz Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, toplantıyı talep etme nedeninin valilik olarak belirlemiş oldukları Manisa genelinde tüm tarımsal ürünlerde organik tarıma geçiş hedefi konusunda sektörün görüş ve önerilerini almak olduğunu ifade etti. Erdoğan Bektaş, "Valilik olarak yakın bir gelecekte Manisa daki tüm tarımsal üretimin organik tarıma dönüştürülmesini hedefliyoruz. Bu amaçla; Gediz nehrindeki kirliliği yüzde oranında azaltmak için Manisa ve ilçelerindeki sanayi bölge ve tesislerinde arıtma tesisleri kurulması yönündeki projeyi hayata geçirdik. Esas sorun kontrolsüz ilaç ve gübre kullanımı. İyi tarım uygulaması soruna çare olamaz, hedef organik tarıma geçiş olmalı. Ülkemizde organik tarımsal üretim ihracat odaklı gelişmiş. İç piyasada maalesef sistem işlemiyor, organizasyon yetersiz, üretici ve tüketicide kafa karışıklığı var. Tüketicide de organik ürüne karşı bir kuşku söz konusu. Sertifika olsa da yeterli güven ortamı oluşmamış diyerek sözlerine devam etti. değer kaybeden Avro kuru, önümüzdeki dönemin en büyük sorunları olarak görünüyor. En önemli pazarımız konumundaki Avro bölgesinde kullanılan para biriminin değer kaybının önümüzdeki dönemde de sürmesini bekliyoruz. Bu nedenle mevcut pazarlarımızı korurken yeni pazarlara yönelmeyi hedefliyoruz dedi. Türk Ticaret Merkezleri kurulması planlanıyor Hazırgiyim ihracatçılarının pazar çeşitlendirme konusunda daha fazla efor sarf etmesi gereken bir dönemde olduklarını vurgulayan Kızılgüneşler, özellikle ülkemizden Avro bölgesi dışına yaptığımız ihracatı artırmalıyız. Aynı zamanda sektörümüzün geleceği tasarım odaklı ve tüm firmalarımızın koleksiyon hazırlama kapasitesini yükseltmesi gerektiğini de unutmamalıyız diye Üreticilere yol göstermenizi istiyoruz Bektaş, Manisa'daki vahşi sulamaya, yer altı sularının verimsiz kullanımına son verilmeli, damlama sulamayı içeren verimli su yönetimine bir an evvel geçilmeli. Manisa tarımı sadece çekirdeksiz kuru üzümden oluşmuyor. Zeytin, domates ve diğer pek çok sebze meyve türlerinin tarımı yapılıyor. Geniş bir ürün desenimiz var. Önümüzdeki yıllarda, Manisa'da organiğe geçişi sağlayınca dünyanın en büyük organik fuarı özelliğindeki Biofach ın benzeri bir fuarı burada yapmayı planlıyoruz. Ayrıca Manisa daki organik tarım saha haritasını çıkarıyoruz. Yıldan yıla haritadaki noktacıkları büyüteceğiz ve zamanla organik üretim yapılan alanların çoğunluğa geçtiğini göreceğiz. Sektör temsilcileri olarak sizlerden beklentimiz, kuru üzüm dışındaki ürünlerde yurtdışından ve içinden gelen talepler çerçevesinde üretilecek ürünler ve üretim deseni konusunda üreticilere yol göstermenizdir diye konuştu. Nemli hava olumsuz etkiliyor Türkiye ve dünyadaki organik tarımsal üretim ve ticaret konusunda bilgi vermek üzere söz alan EÜZF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altındişli, ülkemizde organik tarımsal üretimin yıllarında Avrupa'dan gelen talepler çerçevesinde başladığını söyledi. Altındişli Ülkemizde organik tarıma geçiş anlamında konuştu. Emre Kızılgüneşler Ekonomi Bakanlığımız, 2015 yılı itibariyle yurt dışı pazarlarda Türk ihracatçısının gücünü artırmak amacıyla yeni bir teşvik mekanizması getirdi. Bu mekanizma ile yurtdışı pazarlarda sürekli açık kalacak ve sadece Türk firmalar tarafından oluşturulacak Türk Ticaret Merkezleri kurulması planlanıyor. Sektörümüzle ilgili Türk Ticaret Merkezleri kurulabilmesi amacıyla vakit kaybetmeden çalışmaya başladık. Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere alternatif pazarlara yoğunlaştık. Böylece bölgemiz hazırgiyim ihracatının Avrupa Birliği dışındaki pazarlarda da güçlenmesini hedefliyoruz diyerek sözlerine devam etti yılında hazırgiyim sektörünün Türkiye genelinde 19 milyar dolar ihracata imza attığını belirten Kızılgüneşler, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği nin ihracatının ise 1,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini kaydetti. Nitelikli Sanayici Belgesi projesi Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu olarak, sektörün yavaşlayan ihracat performansını tekrar eski seviyesine getirmeyi amaçladıklarını belirten EHKİB Başkanı Emre Kızılgüneşler, Bu amaçla 2015 yılında iki adet uluslararası fuara katılım hedefliyoruz. İlki, dünyanın en önemli moda fuarlarından biri olan ve Eylül 2015 tarihlerinde gerçekleşecek Premier Vision Manufacturing Fuarı olacak. İkincisi ise, Eylül 2015 tarihlerinde İngiltere nin Londra şehrinde düzenlenecek olan Fashion SVP 2015 Fuarı. İki fuarın da üyelerimizin ihracatlarına çok önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz dedi. Emre Kızılgüneşler son olarak Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci nin katılımıyla 2014 yılı Aralık ayında Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği ile birlikte düzenledikleri mevcut olan potansiyeli yeterince değerlendirilemiyor. Dünyadaki üretim miktarı ve üretim alanı anlamındaki gelişmenin gerisinde kalıyoruz. Ülkemizde üretilen ortalama 100 birim ürünün 75'i ihracata, 25'i ise iç piyasaya sunulduğunu söyleyebiliriz. İç piyasada alınması gereken uzun bir yol var. Manisa ağırlıklı olmak üzere, Denizli, İzmir ve Gediz nehri etrafında yoğunlaşan çekirdeksiz üzüm üretimi bölgenin nemli havası nedeniyle etkileniyor. Üreticiler ortaya çıkabilen zararlı ve hastalıklarla mücadele konusunda yeterince bilinçli olmadıkları için zirai ilaçları gereksiz yere ve tavsiye edilen dozun üzerinde kullanabiliyor. Bu nedenle ihraç edilen partilerde kalıntı sorunu yaşanabiliyor. Öncelikle üreticilerin organik tarıma veya en azından iyi tarım uygulamalarına geçiş konusunda özendirilmeleri gerekiyor diyerek sözlerine son verdi. Büyük üreticilerden başlamalı Kuru Meyve ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Osman Öz ise Manisa Valisi Bektaş ın açıklamalarına katıldığını belirterek, kimi yıllar organik bandırılmamış kuru üzüm bulmakta zorlandıklarını, bu yıl da bu tip üzümün karaborsaya düştüğünü, alıcılardan işlenmemiş ürün ithal edip, işleyip paketledikten sonra Hazırgiyim Çalıştayı nda gündeme getirilen; üretim yapan firmaların ödüllendirilmesi, büyüyen firmaların daha fazla teşvik edilmesini içeren Nitelikli Sanayici Belgesi projesi ile ilgili bilgi verdi. İlgili tüm kuruluşların Nitelikli Sanayici Belgesi projesi için çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Kızılgüneşler, bu sistemde özellikle sektörümüzdeki gibi hem ihracatçı konumda olan hem de üretim, istihdam, vergi gibi konularda öncülük yapan firmalara; kamu nezdinde yapılacak iş ve işlemlerinde, sosyal güvenlik, vergi ve benzeri ödemelerinde avantaj sağlanması hedefleniyor diyerek sözlerine son verdi. (HABER MERKEZİ) Kuru üzümde organik tarıma geçiş için kamu ve özel sektörden işbirliği ihracat yapılması yönünde talepler aldıklarını anlattı. Öz, Türkiye deki tarımsal arazi yapısının küçük ve parçalı olmasının organiğe geçişi ve verimliliği önlediğini, serpinti yoluyla ilaç bulaşması riski nedeniyle organik bağcılığın konvansiyonel tarım alanlarından bağımsız pilot alanlarda başlatılarak yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı. Bağcılıkta organiğe geçişin nispeten zor olduğunu söyleyen Öz Yeni büyük yatırımcılar, geniş hazine veya özel arazi alımı yoluna giderek geniş ölçekli tarımsal üretime geçiyor. Organik üretim için öncelikle sözleşmeli organik tarım yoluyla büyük üreticilerden başlanması gerekiyor diye belirtti. Çekirdeksiz kuru üzümün ancak yüzde 2'sinin organik Çekirdeksiz Kuru Üzüm İhracatçısı Mustafa Özgür; geçtiğimiz yıl Vali Bektaş ile görüşmelerini takiben organik bağ tesisi kurma projelerini hayata geçirdiklerini, ancak, özellikle zirai ilaç sektörünün bazı engellemelerine maruz kaldıklarını, firma olarak sözleşmeli üretim yaptırdıkları üreticilere daha uygun fiyattan ilaç temini konusunda faaliyetleri olduğunu açıkladı. Toplantıda bulunan firma ve kuruluşların çekirdeksiz kuru üzüm sektörünün yüzde 50'sinden fazlasını temsil ettiğini ve organik tarıma geçişi desteklediklerini ifade etti. Toplantıda söz alan TARİŞ Üzüm Kooperatifleri Birliği Genel Müdürü Yurtcan Biryol, uzun yıllar önce TARİŞ olarak bir organik bağcılık yatırımına giriştiklerini, ancak üst üste birkaç yıl yaşadıkları olumsuzluklar nedeniyle devam ettiremediklerini söyledi. Kalıntı sorunun çözümü için ise üreticilerin bilinçlendirilmesi ve zirai ilaç ticareti ve kullanımı alanında reçete uygulaması ile sıkı kontrol ve denetim yapılması gerektiğini, ülkemizde üretilen çekirdeksiz kuru üzümün ancak yüzde 2'sinin organik olduğunu ifade etti. Kalite ve sağlık konusunun fiyattan daha önemli olduğu sanılıyor Manisa GTHB İl Müdürü Hasan Çebi de organik tarım alanında son dönemde Zafer Kalkınma Ajansı işbirliğinde yürüttükleri Manisa da Organik Tarım Potansiyelinin Araştırılması başlıklı proje hakkında bilgi verdi. Manisa'da yılda yaklaşık ortalama dekar tarım arazisinde organik tarıma geçişi hedeflediklerini, böylece 7 yılın sonunda Manisa'nın tamamında organik tarıma geçilmiş olacağını belirtti. Son olarak tekrar söz alan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep Bilgi paylaşımı ülkemizde en önemli eksiklikler arasında yer alıyor. Belli bir gelir ve eğitim düzeyine sahip kişiler dahi maalesef gıdada kalite ve sağlık konusunun fiyattan daha önemli olduğu bilincinden hala uzak. Türk kuru meyve sektörü olarak Manisa Valimiz Bektaş ı organik tarıma geçiş konusundaki çalışmalarına tüm gücümüzle destek veriyoruz, gerek Birlik ve gerekse üniversitenin teknik ve personel ve bilgi-tecrübe katkısı ile her zaman Manisa Valiliğinin yanında olacağız" diyerek toplantıyı kapattı. (HABER MERKEZİ) İŞBİRLİKÇİLER BİR ARAYA GELDİ Seçim çalışmaları kapsamında ilçe ziyaretlerine devam eden İzmir 2.Bölge 1.sıra Milletvekili adayı Borsa İstanbul Eski Başkanı İbrahim Turhan partililler tarafından yoğun ilgiyle karşılandı. İlçe teşkilatlarına ziyaretlerine hız kesmeden devam eden Turhan, seçim çalışmaları hakkında partililer ile bilgi alışverişinde buılundu. Muhalefete İzmir in Kemalpaşa ilçesinden seslenen Turhan, millet uyandı, millet artık kendi kaderine sahip cıkacak, ne üst akıl biliriz ne de Pensilvanya dedi. Kemalpaşa İlçe Teşkilatı ziyareti öncesi T.C. Orman ve Su İşleri Bakanı Ak Parti Milletvekili Adayı Prof. Dr. Veysel Eroğlu nun onur konuğu olduğu İzmir Ticaret Odası Meclis toplantısına katılan eşlik Turhan, buradan Kemalpaşa İlçesi nde faaliyet gösteren Naksan Silah Fabrikası çalışanları ile öğle yemeği yedi. Yemek sonrası üretim sahasına inerek çalışmaları yerinde takip etti. AK PARTİ ONLARIN BORÇLARINI ÖDEDİ Fabrikadaki temaslarının ardından Kemalpaşa İlçe Teşkilatı nda partililerle bir arayan Turhan, 7 Haziran seçiminin hayati önem taşıdığını ve Ak Parti olarak milletin bu seçimlerden alnının akıyla çıkacağını belirtti. Turhan, Sayın Başbakanımız ile yola çıktık, inşallah 7 Haziran seçimini yine milli idarenin bayramı yapacağız. İçinde bulunduğumuz vaziyet İstiklal savaşında bulunduğumuz vaziyete benzer bir vaziyettir. Dünyada bütün güç odaklı üst akıldan tut Pensilvanyasına, birtakım karanlık güçlerden Vatika na kadar onların içerdeki temsilcileri, işbirlikçileri hepsi bir araya geldi. Karşımızdakiler CHP, MHP, HDP. Koalisyona gideceklermiş, ekonominin başına da Kemal Derviş i getireceklermiş. Merak etmeyin biz hayatta olduğumuz müddetçe bu millete bu zilleti yaşatmayız. Bu millete IMF kapılarında el açtırmayız. Ak Parti onların borçlarını ödedi. İşbirlikçiler bunu istemiyorlar, önümüze bu kadar engel koymaları bundan ama millet uyandı, millet artık kendi kaderine sahip cıkacak, ne üst akıl biliriz ne de Pensilvanya şeklinde konuştu. ÇALMADIK KAPI BIRAKMAYA- CAĞIZ Yeni bir sivil anayasa yapılmasının önemli olduğunu ve bunun temellerinin toplumsal sözleşme ile atıldığını belirten Turhan, Yeni anayasada insan onuru herşeyin üzerinde olacak, 78 milyon vatan evladı bir olacak, eşit olacak, kardeş olacak. Yeni anayasa için hepimiz çok çalışacağız. Oturan milletvekili olmayacağım, hep birlikte koşacağız. Çalmadık kapı bırakmayacağız. Bu mesajı heryere en doğru şekilde ulaştıracağız dedi. Koalisyon dönemlerindeki istikrarsızlıklara dikkat çeken Turhan geçmiş dönemlerde yaşanan krizlerden bahsetti: 1998 koalisyon döneminde Zekariya Temizel Nereden Buldun yasasını çıkarttı. Memleketi krize soktu, daha sonra da ödül olsun diye Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumu'nun başına getirdiler. Orada da 26 tane bankayı batırdı. Şimdi bu zatı İzmir 2. Bölgeden aday gösterdiler yani daha önceden yaptıkları yetmemiş, aynısını bir daha yapsın diye. Allah korusun koalisyon hükümetinde krizde yaşandıi esnaf yazarkasasını kaldırıp sokacağa fırlattı. Ülkeyi bu duruma düşürdüler diye konuştu. (HABER MERKEZİ) Asgari ücretin alım gücü 1993 ün bile gerisine düştü Aksiyon İşçi Sendikaları Konfederasyonu, 1 Mayıs İşçi Bayramı nı İzmir de Bornova ilçesi meydanında kutladı. İşçi ve emekçilere seslenen Konfederasyon Yönetim Kurulu Üyesi ve Pak Metal İş Sendikası Genel Başkanı Yavuz Kocaman, Açlık sınırının bin 300 lirayı bulduğu ülkemizde asgari ücretle çalışan milyonlarca kardeşimiz, 950 lira gibi komik bir ücretle çalıştırılıyor. Köle gibi çalıştırılıyor. Asgari ücretin alım gücü, 1993 yılının bile gerisine düştü. diye konuştu. 1 Mayıs İşçi Bayramı, İzmir de de törenlerle kutlanıyor. Bornova Meydanı nda toplanan Aksiyon İşçi Sendikaları Konfederasyonu na bağlı sendika temsilcileri ve işçiler de bayramı kutladı. Meydandaki kutlama, sendika yöneticilerinin Atatürk anıtına çelenk koymasıyla başladı. Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı nın ardından özgürlük ve emeği simgeleyen güvercinler uçuruldu. İşçiler, seslerini duymayan yöneticilere seslerini duyurmak için duman yöntemini kullandı. Meydanda toplanan işçi ve emekçilere seslenen Kocaman, Bu, Aksiyon İşçi Sendikaları Konfederasyonu için çok önemli bir organizasyon. Bu, henüz yeni olan sendikamızın ilk 1 Mayıs töreni. Biz emekçiler, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde yakıp yıkmak, kırıp dökmek için değil, sorunlarımızı, haklarımızı, taleplerimizi dile getirmek, özgürlük, demokrasi ve adalete sahip çıkmak için meydanlardayız. Ne yazık ki yıllardır dile getirdiğimiz sorunlarımız hep görmezden gelindi. Çözülmek şöyle dursun, her geçen gün yenileri eklendi. Buradan hep birlikte sesleniyoruz, emekçiyi görmezden gelenlere, emeği yok sayanlara, kendileri de er ya da geç yok olmaya mahkumdurlar. Hukukumuzu, hürriyetimizi, demokrasimizi, ekmeğimizi çalanlar, hangi kalın duvarların arkasına saklanırlarsa saklansınlar, hangi ine girerse girsinler bu millet hesabını soracaktır. Bugün emekçinin bırakın başka sorunlarını, can güvenliği dahi yok. dedi. '2014 TE BİN 886 CANIMIZI YİTİRDİK' Sadece 2014 yılında bin 886 emekçinin iş kazalarında hayatını kaybettiğini dile getiren Kocaman, 2015 yılının ilk çeyreğinde ise 420 canımızı toprağa verdik. Başta Soma ve Ermenek faciaları olmak üzere yaşanan bu kazaların neredeyse tamamı önlenebilirdi. Bu millet yumuşakbaşlıdır ama uysal koyun değildir. Emekçinin canını hiçe sayan, kan emici vampirlerden hukuk önünde hesap soracağız. Kendileri bu milletin birikimini israf sınırlarının da ötesine geçen harcamalarla sülük gibi emenler, emekçiyi açlığa, yoksulluğa mahkum ediyorlar. Açlık sınırının bin 300 lirayı bulduğu ülkemizde asgari ücretle çalışan milyonlarca kardeşimiz, 950 lira gibi komik bir ücretle çalıştırılıyor. Köle gibi çalıştırılıyor. Asgari ücretin alım gücü ise 1993 yılının bile maalesef gerisine düştü. Giderek yükselen enflasyon ve dolardaki artış, neredeyse şu anda asgari ücretin alım gücünü 800 lira seviyesine düşürmüş durumda. dedi. (CİHAN) Artık mecliste bize kuru fasulye ısmarlayacak biri var AK Parti İzmir Milletvekili adayı Mimar Cemil Şeboy sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelerek İzmir için yapmak istediklerini anlattı. STK üyeleri Artık Ankara da bir kapımız var diyerek Şeboy a büyük destek verdi. Buca Belediye Başkanlığı nı yürüttüğü 15 yıl boyunca hayata geçirdiği projeler dolayısıyla tüm İzmir in yakından tanıdığı Cemil Şeboy, İzmir in sivil toplum kuruluşlarına ziyaretler düzenleyerek görüş alışverişinde bulunuyor. Ak Parti adayı Şeboy u büyük ilgi ve destekle karşılayan STK temsilcileri, İzmir e önemli hizmetler kazandıran bir ismin Meclis te bizi temsil edecek olmasından dolayı oldukça mutluyuz, 8 Haziran dan sonra Ankara da kapısını çalacağımız, içimizden bir vekilimiz olduğunu biliyoruz ifadelerini kullandılar. Ziyaretler sırasında bir STK üyesi ise Şeboy a Sen içimizden, kaburgamızdan, yüreğimizden birisin. Bundan böyle Meclis e geldiğimizde kuru fasulye ısmarlayacak bir olacak bu bizi çok mutlu ediyor diye konuştu. Fırıncılar Ekmek, emlakçılar Emlak yasası istiyor Bu kapsamda ziyaret ettiği Buca Fırıncılar Kooperatifi üyeleri Cemil Şeboy dan merdiven altı üretimlere engel olmasını isterken, ekmek israfına son verecek Ekmek yasasının çıkarılması için çalışma yapmasını talep ettiler. Kooperatif yöneticilerinden hem fırıncıların hem vatandaşların hakkını koruyacak dosya hazırlamasını isteyen Şeboy, Fırıncıların sorunlarını biliyorum. Tarladaki buğdayın sofraya ekmek olarak geldiği aşamalar oldukça meşakkatli. Fırıncılarımız büyük bir iş yapıyor bize ileteceğiniz çalışma ile İnşallah tüm Türkiye ye faydalı olacak bir yasa çalışması yaparız diye konuştu. Yükümüz ağır birlikte çalışacağız Şeboy un ziyaret ettiği Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu da emlakçılığın ehliyetli kişilerce yapmasını sağlayacak bir yasa çıkarılması için AK Parti adayından destek istedi. Birçok oda ve derneğin sıkıntıları dinleyerek dosyaları teslim alan Cemil Şeboy, Çalışmalarımızda bize yol gösterecek olan sivil toplum örgütlerimiz ve vatandaşlarımızdır dedi. Şeboy, Belediye Başkanı olduğum dönemde, AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ, Karşıyaka'nın Cumhuriyet mahallesini ziyaret ederek vatandaşlarla görüştü. Ziyaret sırasında vatandaşlar, Hamza Dağ'dan kentsel dönüşüm ile ilgili çalışma yapılmasını istedi. Vatandaşların taleplerine cevap veren Dağ, "Bostanlı'da nasıl bir yaşam varsa Cumhuriyet Mahallesi'nde de aynı şekilde olmalı. Eğer bu yönde bir talep varsa değerlendiririz" diye konuştu. Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Özay Dağhan ise Karşıyaka Belediyesi'nin Cevat Durak döneminden beri Cumhuriyet Mahallesi 6620 sokağın taş ocakları tarafında bulunan bölümünde heyelan olacağını ve vatandaşların evleri boşaltması yönünde çağrıda bulunduklarını söyledi. Ayrıca kendilerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan geldiğini söyleyen bazı kişilerin ise, mahalleye gelerek, bölgede inceleme çalışması yapacağını söylediklerini belirten Dağhan, "Bu kişilerin kimliklerini sorduğumda bana kimlik göstermediler. Bu bölgede bir rant oyunu döndüğünü düşünüyoruz. Mahalle halkının mağdur olmasını istemiyoruz" dedi. Vatandaşlar ise Milletvekili Hamza Dağ'a bakanlık tarafından afet bölgesi ilan edilmeden evlerini kesinlikle sabahtan belediyede, öğleden sonra sokakta hemşerilerimle birlikteydim. Onların aktardıkları sıkıntılar ve önerdikleri fikirler her zaman benim çalışmalarıma yön verdi. Şimdi Bütün İzmir için çalışacağız ama yine aynı mantıkla hemşerilerimiz, onları temsil eden STK lar ve belediyelerimizin bize yol göstermesiyle çalışmalarımıza yön vereceğiz. Bu yüzden oy istemek için değil birlikte yürümek için burada sizlerleyim diye konuştu. Şeboy'dan baklavalı kutlama Ödemiş Belediye Şantiyesi nde gerçekleşen toplantıda konuşan Meclis üyesi Halil Deveci, AK Parti den önce maalesef maaşlarınızı alamıyordunuz. Biz dedik ki işçilerimiz teri kurumadan maaşını alacak. Ne mutlu ki bunu başardık. Hakkınız sonuna kadar vermeye çalışıyoruz. İnşallah artık geçen dönemdeki sıkıntıları yaşayamayacaksınız dedi. Belediye Başkanı Mahmut Badem in sağlık problemi nedeniyle vekaleti kendisine verdiğini söyleyen Cemil Şeboy, Bugün bayramı beraber kutlayacağız. Sevgili işçi kardeşlerimiz bayramı, bayram gibi kutlaması lazım. Ama işçi bayramını davul zurnayla değil sopayla kavgayla kutlamaya çalışanlar var. Bayramda çikolata verilir, hediye verilir. Bakın Başbakanımız dün açıkladı yılında CHP tarafından başlatılan taşeron uygulamasına son vermek için çalışmalar orman işçileriyle başladı. İşte işçi bayramında devlet büyüklerimiz bize müjde vererek, hediye vererek kutladı. İnşallah sizlere ve ailelerinize bereket getirir. Tabi ekonomik istikrar çok önemli biraz geriye dönüp bakarsanız hastanelerde saatlerce ilaç kuyruklarında bekliyorduk, ameliyat için aylar, seneler sonrasına gün veriliyordu. Hastamız ölüyordu, cenazemizi rehin tutuyorlardı. Bunlar çok uzun zaman önce olmadı, ama unutuyoruz. Yaşanan bu sıkıntıları unutmayalım ve bu sıkıntıları koalisyonlar döneminde yaşadığımızı da unutmayalım. Haziran seçimi istikrarın seçimidir, ekonomik istikrarın seçimidir, taşeronluğun kaldırılmasının seçimidir. Çocuklarımızı, torunlarımızı düşünmemiz gereken seçimdir. Bugün hepimizin bayramıdır diye konuştu. (HABER MERKEZİ) Bostanlı'da ne varsa Cumhuriyet'te de olmalı boşaltmayacaklarını söylediler. Bunun üzerine Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nü arayarak bilgi alan AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ, böyle bir çalışma olmadığını ve söz konusu alanın afet bölgesi ilan edilmesi halinde mutlaka vatandaşlara tebliğ edileceğini söyledi. Milletvekili Dağ sözlerine şöyle devam etti: "Sözü edilen iki kişi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan geldiğini söylemesi doğru değil. Çünkü bu konuda ilgili bakanlık veya müdürlük tarafından bu bölgeye gönderilen kişi yok. Böyle bir heyet gelecek olsaydı onlara nezaret edecek olan kişiler il müdürlüğü düzeyinde olurdu" dedi. Cumhuriyet Mahallesi'ndeki vatandaşların kentsel dönüşüm yönündeki talepleri üzerine açıklama yapan Dağ, "Afet riski altında olan yerlerle ilgili kentsel dönüşüm çalışması yapmak gerekir. Ancak insanların bu yönde bir talebi olması gerekir. Millet karar verir bize bu talebini iletirse biz de bakanlık üzerinden bu konuda çalışma yaparız. Ancak şu an için kentsel dönüşüm konusunda veya afet bölgesi konusunda bizim Cumhuriyet Mahallesi'nde bakanlık veya il müdürlüğü olarak bir çalışma söz konusu değil dedi. (HABER MERKEZİ) GÜNDEME DAİR Timuçin GÜNDEM tgundem64@hotmail.com BAHAR BAYRAMI Mayıs a girdik. Ağaçlar ve otlar yeşerdi. Dalları çiçeklerle doldu taştı. Havalar ısındı. Güneş gülümseyerek bakıyor ülkem insanlarına. Kuşlar cıvıl cıvıl. Börtü böcek şen şakrak. Deniz bir başka güzel. Yosun kokuları, martılar sardı etrafı. Yeni bir bahar daha geldi. İnsanın içi içine sığmıyor. Yaza hazırlıklara şimdiden başlayanlar var. Yatını, katını, yazlığını, arabalarını sezona hazırlayacak benim insanım. Öyle ya zor bir kış oldu. Soğuk bir kış oldu. Gitti gitti geri geldi. Sanırım bundan sonra gelmez. Türk insanı şimdilerde hangi ülkede yaz tatilimi geçireyimin derdine düştü. Tatil planlarının biri yapılıp diğeri bozuluyor. Nede olsa kişi başı milli gelir 40 bin dolar seviyelerinde. Bütçe anormal fazlalıklar veriyor. Devlet parayı milletinin menfaatlerine seferber ediyor. Geride kaldı yoksul ve karanlık günler. Vergiler minimum seviyeye düşürüldü. Ekmek, aş, iş bulamayan insan sayısı yok denecek kadar az. Zekât ve sadaka verilecek insan bulunamıyor. Memleketin bolluk ve bereketi sınırlarımızdan ötelere taşıyor. Bir bereket bir bereket ki, insanlık tarihinde eşine ender rastlanır cinsten. Dostumuz bilumum komşu ülke insanları ülkemize iltica ediyor. Sınırlarımıza yakın yerlerden giriş yapabilmek için birbirlerini eziyorlar. Nüfusumuz buna sebep 3-5 milyon arttı. Refah, güvenlik, insan hakları, basın ve ifade özgürlüğü parmak ısırtacak cinsten. Herkes gıpta ile bakıyor. Yargı, yürütme, yasama ahenk içerisinde. Devlet, vatandaşının yaşaması için elinden gelenin üzerindeki tüm çabaları sergiliyor. İnsanlar artık ötekileştirilmiyor. İtilip, kakılmıyor. Birileri çıkıp top yekûn milletin mahremine sövmüyor. Manevi değerleri ile alay etmiyor. Cebi sürekli dolu. Yetimin, öksüzün hakkı bir dirhem yenmiyor. Elimize su dökecek millet kalmadı. Memleket huzur ve güven içerisinde milli birlik ve beraberliğimiz sağlanmış. İnsanlar selamlaşır, halleşir olmuşlar. Kardeşlik hukukunu, paylaşmayı, birlikte yaşamayı öğrenmişler. Saygı, sevgi, hürmet ve tevazu duyguları çıldırmış. Terör örgütleri kalmamış. Yerli ve yabancı sermaye gerine gerine ticaretini yapıyor. Parasını kazanıyor. Her gün üç beş yabancı sermaye kuruluşu ülkemizde ticaret yapabilmek için kapılarımızı aşındırıyor. Enflasyon eksilerde. Faizler sıfırlandı. Emek değer kazandı. Güneydoğu ve Doğu Anadolu dan petrol fışkırdı. Bir dönem, üstü betonlanan kuyular bir bir açıldı. Petrol ve döviz fiyatları sorun olmaktan çıktı. 1 liramız 3.75 $. Benzinin litresi 0.4 lira. Mazot 0.2 lira. Çiftçi rekor üzerine rekor kırıyor. Genetiği değiştirilmiş ürünlerin ülkeye girmesi yasaklandı. Tarım, hayvan ve hayvansal ürünlerin ithali insanımıza ihanet sayılarak yasaklandı. Tarım ve Hayvancılık alanında dışa bağımlı olduğumuz günler çok gerilerde kaldı. Küresel sermayenin kirli elleri kırıldı. Organ mafyası çökertildi. Uyuşturucu çeteleri tamamen yok edildi. Uyuşturucu kullananların sayısı yok denecek kadar az. Adam kayırma, devletin imkânlarını, makam ve mevki ayrıcalıklarını kullanarak köşe dönme devri sona erdirildi. Asgari ücret eziyeti bitti. Hak edenin kazandığı dürüst ve hakkaniyetli bir sürece girdi ülkem. Üniversite sınavlarına gerek kalmadığı için kaldırıldı. Tabi olarak Yök te kaldırıldı. Eğitim sistemimiz içi dolu milli bir kimliğe büründü. Sitemdeki ayrık otları bir bir temizlendi. Eğitimden alınan katkı payı amman ha cısss oldu. Yüz karası ilan edildi. Ayıp, çok ayıp sayıldı. Fırsat eşitliği dört bir yanımızı kuşattı. İşe yaramayan tüm fakülte, meslek yüksekokulu v.b. leri bir bir kapatıldı. Laf olsun diye insanlar mezun edilmez oldu. Laf olsun diye üniversiteler açılmaz oldu. Üniversiteli gençlik daha son sınıftayken işleri hazır hale getirildi. Yüksek ücretleri çok bulan gençler alacakları ücretleri mütevazı boyutlara çekmeye başladılar. Dünyanın en başarılı ilk 100 üniversitesi sıralamasında 85 üniversitemiz var artık. İlk beşi kimselere kaptırmıyoruz evvel Allah. Yeni nesiller gelecek adına güven veriyor. Aval aval seyretmekten çok, paşa paşa okur olduk. Anlar, dinler, konuşur olduk. Magandalık tarihin çöplüğüne itildi. Kadına şiddet, oda neymiş. Hiç kimse boşanmaz oldu. Dünyanın nüfusuna nüfus eklemek için gayretler tavan yaptı. Dünya markalarına nal toplatan yüzün üzerinde global ürünümüz var artık. Teknoloji devi bir ülkeyiz. Herkes Türk ürünlerini kullanmak için yarışır halde. Avrupa ve diğer dünya ülkelerinden istihdam gücü alıyoruz. Nükleer santral masalına artık kimse kanmıyor. Milletin fert fert menfaati esas oldu. İnsan merkeze alındı. Zulüm sayılabilecek her türlü uygulama raflarda. Hukuk başlarda taç. Hukuk insanı özgür. Vicdanının sesini dinliyor. Üzerinde hiçbir baskı ve yıldırma unsuru bırakılmadı. Bir keresinde dönemin Cumhurbaşkanı vatandaşın bir metrekare toprağını işgal ettiği için inanılmaz tazminatlar ödemeye mahkûm edilmişti. Devlet erkanı mütevazi evlerine toplu ulaşım vasıtaları ile gider oldu. Hukukun üstünlüğü sağlandı. Cinayetler, faili meçhuller kalmadı. Dünya pazarları, ekonomik forumlar ülkemizde düzenlenir oldu. Dünya dışı gezegenlerde cirit atar oldu âlimlerimiz. Tıpta yeni buluşlar sayesinde hastalık ve hasta sayısı en aza indi. Sağlık sistemi ücretsiz hale getirildi. Üniversite mezunu gençler kazançlarını elde etmeden devlete sgk borcu adı altında borçlandırılmalarına son verildi. Önce hastalığı sonrasında ilacını üreten bir kısım ilaç firmaları arkalarına bakmadan ülkemizi tıpış tıpış terk ettiler. Sevgi dilimiz dünyanın en çok konuşulan dilleri sıralamasında birinci sıraya oturdu. Belediyelerimiz yılda yüz elli kez denetlenir olmaktan çıktı. Toplumun dinamikleri üzerindeki oyunlara son verildi. Milleti bölen ayrıştıran kin ve nefrete sebep olabilecek her ne varsa bir bir kapatıldı. Her alanda tam bağımsızlık esas alındı. Sahiden ben hangi bahardan bahsediyordum biraz karıştırdım herhal. Neyse yine de her türlü bahar bayramınız kutlu olsun.

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 DENİZLİ HABERLERİ SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI GENÇLERİN HIZINA YETİŞİLEMİYOR... B ugün ki röportajımızın konuğu MUCA yurt dışı eğitim danışmanlığı Ege Bölge sorumlusu Sayın Mutlu Oğuz... - Mutlu bey sizleri kısaca tanıyabilir miyiz? İlk çalışma hayatıma 10 yaşında yaz dönemlerinde kendi cep harçlığını çıkartmak için çeşitli işlerde çalışan ve 14 yaşında ilk girişimcilik serüvenine başlayan, o günden bu zamana kadar hep bir öğrenme ve çalışma arzusu içerisinde olan, 2014 yılında Londra ya dil eğitimi için gittiği süre boyunca çeşitli fırsatları değerlendirmek amacı ile Tekstil ihracat işlerini denemeye başlayan biriyim. En çok sevdiğim iş büyük organizasyonlar düzenlemek ve düzenlediğim bu büyük organizasyonlarda herkesi memnun etmek. Londra da ÖZEL ÖZEL ÖZEL yaşadığım süre HABER içerisinde RÖPORTAJ HABER Dünya nın en Sedat KAYA büyük yurt dışı eğitim danışmanlık firmalarından bir tanesi olan Muca Yurt Dışı Eğitim Danışmanlık şirketi ile tanıştım. Londra merkezli olan Muca Yurt Dışı eğitim firmasının yapmış olduğu zorlu mülakatları geçerek Muca Türkiye Ege Bölgesi Koordinatörü seçildim. Peki hedefiniz şuan neresi? Şimdi ki hedefim ise yurt dışı eğitim danışmanlığı alanında çok daha farklı ve kaliteli hizmetler sunarak, Ege bölgesindeki olan ofis çalışmalarına daha çok ağırlık vererek yurt dışına gitmek isteyen daha fazla öğrenciye yardımcı ve destek olmak. Ege bölgesi merkez ofis olarak İzmir de ofis açma çalışmalarına başladım. Ege bölgesinin çeşitli illerinde ofis açmak üzere araştırmalara başladım. Bu yurt dışı organizasyonu anlamında çalışmaya çok istekli ve bu yöndede çok büyük başarılar Danışmanlığı Sektörünün en sergileyeceğime ve geniş çaplı hizmet ağına sahip hedeflerimin Dünya daki şirketlerinden birisi olan Muca en iyi ve en kaliteli Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı hizmeti veren kurum bugün itibari ile 22 ülkede 13'ü haline getirmeye aşkın programda hizmet çalışmak... -Yurt Dışı Eğitim vermektedir. İngiltere, Amerika, Kanada, Malta, Almanya, danışmanlığından Fransa, İspanya, İtalya, İsviçre, bizlere biraz bahseder misiniz Bulgaristan, Polonya, Bosna Hersek, Ukrayna, Rusya,? Azerbaycan, Japonya, Çin, Fas, Yurtdışı Cape Town, Avustralya, Arjantin Eğitim ve Brezilya ülkelerinde başta dil eğitimi olmak üzere lise, lisans, yüksek lisans, doktora, 2 yılda lisans, work and travel, work and study, staj, diploma-sertifika programları, aile birleşimi, Ankara anlaşması vizesi, vize danışmanlığı gibi alanlarda hizmet göstermektedir. Mevcut hizmet ağı içerisinde en çok rağbet gören 3 ülke; İngiltere, Amerika ve Malta iken bu ülkelerde en çok tercih edilen program dil eğitimi programlarıdır. Dil eğitimi konusunda bireysel dil programlarının yanı sıra kişilerin istek ve taleplerine göre de oluşturulan hazır programlar bulunmaktadır. Bu programların başlıcaları her şey dahil yaz programı, her şey dahil sömestr programı, yurtdışı hazırlık programı, junior programları ve mesleki programlardır. Yurtdışı eğitim konusunda diğer şirketlere nazaran daha kişiselleştirilmiş bir yapıya sahip olan Muca ile öğrenciler bireysel dil eğitimi programları sayesinde kendi bütçelerine uygun programlar oluşturabilmektedir. Bu çalışmalarda en çok sizin için önemli olan konu nedir? Muca Yurt Dışı Eğitim Danışmanlığı olarak önem verdiğimiz en önemli noktan paradan çok gönderdiğimiz öğrencilerimizin mutlu ve memnun olması.insanlar verdiği kararlar doğrultusunda yaşamlarını sürdürüyorlar o yüzden bizde en iyi şekilde karar vermelerine elimizden geldiğince tüm ekibimiz ile birlikte profesyonel olarak hizmet vermeye çalışıyoruz. Öğrenmek pahalıdır ama bilmemek çok daha pahalıdır sözüyle bütün yurt dışı tecrübesi edinmek isteyen herkese kapımızın açık ve ofislerimize çay kahve yemek yemeğe bekliyoruz. Genel Tanım olarak ise Muca Dil Okulu, bilgi çağında eğitime duyulan ihtiyaç doğrultusunda küresel ortamdaki bilgiye ulaşmak isteyen birey ve şirketlerin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla 2008 yılında kurulmuş Türkiye nin en yenilikçi ve en kaliteli dil okulu ve yurtdışı eğitim danışmanlığıdır Bizlere ulaşmak isteyen tüm arkadaşlarımıza da vereceğimiz mail adresimizden de ulaşabilirler. mutluoguz@muca.com.tr. - Mutlu bey bu güzel söyleşi için çok teşekkür ediyorum ve başarılarınızın devamını diliyorum. Sedat bey ben çok teşekkür ederim biz gençlere vermiş olduğunuz ilgi ve alakanızdan dolayı, bende sizlere başarılarınızın devamını diliyorum...

10 17 Şubat 2013 Perşembe

11 SAYFA 12 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe 'Gece hayatına düşkün' D YEN AVUKATA Yargıtay'dan kötü haber Mahkemeye sunduğu dilekçede 'hakaret, tehdit, konut dokunulmazlığını ihlal etme, hırsızlık, mala zarar vermek' suçlarından yargılanan sanık için kullandığı sözlerin hakaret içerdiği iddiasıyla avukat hakim karşısına çıktı. Mahkeme, avukatın beraatine hükmetti. Sanığın temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay ise yerel mahkeme kararını bozdu. Yargıtay, "Sanık çocuğa örnek olacak bir hayat sürmediği gibi örnek olacak davranışlar da sergilememektedir. Alkol ve gece hayatına düşkünlüğüne devam etmektedir. Hatta sanık hakkında alkollü araç kullanmaktan dolayı iki kez yasal işlem yapılmış ve ehliyetine el konulmuş ve hatta akabinde de sürücü belgesiz araç kullanmaktan yine yasal işlem yapılmıştır." sözlerinin hakaret olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozdu. İstanbul'da, 'Hakaret, tehdit, konut dokunulmazlığını ihlal etme, hırsızlık, mala zarar vermek' suçlarından yargılanan sanığın eşinin avukatı mahkemeye müracaat etti. Dilekçesinde sanık için, "Sanık daha önce de yaşadığı gece hayatını bu olaylardan sonra artırmaya başlamış ve gece hayatı, alkol ve aldatmaları artarak devam etmiştir. Sanık, müvekkilimi aleni olarak aldatmaya devam etmiş, bu husus tüm arkadaş ve iş çevresinde bilinir hale gelmiştir. Müvekkilimin sonradan çocuğundan öğrendiği kadarıyla olay günü otelde başka bir kadın ve çocuğumuzla aynı otelde kalmıştır. Çocuğum bu yönlendirmelerle annesine karşı saldırganlaşmış ve 4 Ocak 2010 gecesi sanığın azmettirmesiyle katılanı gece uyurken bıçakla öldürmeye çalışmıştır. Sanık çocuğa örnek olacak bir hayat sürmediği gibi, örnek olacak davranışlar da sergilememektedir. Sanık velayeti aldıktan sonra da alkol ve gece hayatına düşkünlüğüne devam etmektedir. Bu konuda birden fazla yabancı uyruklu bayanla otellerde alem yaptığına dair de yine tanık ve sair delillerimiz mevcuttur. Ayrıca sanık iş hayatında dahi istikrarlı davranamıyor olup, sürekli iş ortağı ve sekreter değiştirmekte olup, bu konularda sürekli yeni iş ortağı veya sekreter konusunda ilanlar vermektedir. Hatta sanık hakkında alkollü araç kullanmaktan dolayı iki kez yasal işlem yapılmış ve ehliyetine el konulmuş ve hatta akabinde de sürücü belgesiz araç kullanmaktan yine yasal işlem yapılmıştır." ifadelerini kullandı. Avukatın bu sözleri, sanık tarafından yargıya taşındı. Avukat hakkında, Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Görevi kötüye kullanma ve hakaret' iddiasıyla dava açıldı. Dava kapsamında avukat beraat etti. Mahkeme kararının davacı avukatı temyiz etti. Dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 'Görevi kötüye kullanmak' suçundan mahkemenin verdiği beraat kararını onarken, 'hakaret' suçundan verilen kararın bozulmasına hükmetti. "AVUKATIN KULLANDIĞI İFADELERİN DAVAYLA İLGİSİ YOK, HAKARET SUÇU İŞLENMİŞTİR" İddia ve savunma hakkının her türlü etkiden uzak olarak kullanılması esas olduğuna dikkat çekilen Yargıtay kararında, şu görüşler dile getirildi: "Bir davada tarafların yargı mercileri önünde iddia ve savunmalarını hiçbir endişeye kapılmadan serbestçe yapmaları gerekir. Ancak bu serbesti, dava konusu olayın aydınlığa kavuşmasına, bir başka anlatımla, hakkın meydana çıkmasına vesile olması amacına hizmet etmelidir. Böyle olduğu takdirde Anayasa'nın öngördüğü meşru vasıta ve yollara başvurulmuş olur. Ancak, o dava sebebiyle söylenmesinde ve yazılmasında yarar bulunmayan, yani davanın aydınlığa kavuşmasında ve hakkın meydana çıkarılmasında hiçbir olumlu etkisi olmayan hakaret oluşturan yazı ve sözlerin sarf edilmiş bulunmasında meşruluğun varlığı kabul edilemez. Bu gibi durumlarda iddia ve savunma sınırı aşılmış ve dolayısıyla haysiyetler korunmamış olur. Sanık avukatın mahkemeye verdiği dilekçedeki ifadelerin dava ile ilgisi ve yararı bulunmadığı ve savunma sınırının aşıldığı, hakareti oluşturan bu sözler nedeniyle sanığın savunma dokunulmazlığından yararlanmasının mümkün olmadığı, yüklenen hakaret suçunun tüm yasal unsurlarıyla oluştuğu nazara alınmadan, oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraat kararı verilmesi kanuna aykırıdır, hükmün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir." (CİHAN) Marmaris'in yöresel yemekleri ve kültürü tanıtılacak Marmaris'in yöresel yemeklerini ve kültürünü tanıtmak a- macıyla, "Gastronomi ve Kültür Şenliği" düzenlenecek. Marmaris Ticaret Odası (MTO) tarafından Marmaris Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Güney Ege Aşçılar Derneği ile Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinin desteğiyle gerçekleştirilecek şenlikte, tur operatörlerinin temsilcisi ve rehberlere ilçenin yemekleri ve kültürü tanıtılacak. Şenlik hakkında gazetecilere bilgi veren MTO Başkanı Mehmet Baysal, Marmaris Bal Evi'ndeki etkinlikte davul zurnalarla karşılanacak konukların odun ateşinde pişecek Marmaris yemeklerinin lezzetini tadacağını, zeybeklerin gösterilerini izleyeceğini ve yöresel kültürün değişik örneklerini yakından göreceğini söyledi. Turizmde artık ülkelerin değil, tatil kentlerinin özelliklerinin öne çıktığına dikkati çeken Baysal, bundan dolayı Marmaris kültürü ile mutfağını tanıtmanın ilçe turizmine katkı sağlayacağına i- nandıklarını kaydetti. Marmaris in kültürel ve mistik özelliklerini içeren markalaşma stratejilerini el birliği ile uygulamaları gerektiğini ifade eden Baysal, "Gastronomi ve Kültür Şenliğimizin esas amacı bu. Turizmimizin sürdürülebilirliğini değerlerimizi ön plana çıkararak sağlamak istiyoruz" dedi. "Marmaris Gastronomi ve Kültür Şenliği", Osmaniye Mahallesi'ndeki Marmaris Bal Evi'nde 5 Mayıs'ta saatlerinde gerçekleştirilecek. (AA) POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI 317 Mayıs 2015 Pazar Şubat 2013 Perşembe Çocukların yüzde 13'ü dişini sıkıyor Kilo artışı ve halsizliğin asıl nedeni tiroit olabilir A yrıca uzmanlar, ruh sağlığınız ve günlük enerjiniz de tiroit hormonlarından etkilendiğini kaydetti. Memorial Hastanesi Endokrinoloji Bölümü nden Dr. Ender Yılmaz, tiroit ve tedavi yöntemine dikkat çekti.tiroit bezi, vücutta hayati fonksiyonları olan organların çalışma hızlarını düzenleyen, bu faaliyetlerin yerine getirilmesinde yardımcı olan bir organ olduğunu belirten Dr. Yılmaz, bu nedenle vücuttaki tüm sistemleri ve dokuları etkileyebildiğini vurguladı. Saçlardan kalbe, beyne kadar hemen her doku, tiroit tarafından salgılanan T3 (triiodotironin) ve T4 (tiroksin) adı verilen hormonlar tarafından etkili bir şekilde kontrol edildiğini aktaran Dr. Yılmaz, tiroit bezinin çalışma durumunun ruh sağlığını da yakından ilgilendirdiğini aktardı. Dr. Yılmaz, Günlük enerjiyi, ruh halini ve uyku düzenini etkilemektedir. Tiroit boyun bölgesinde adem elması olarak tanımlanan bölgenin altında bulunur. Normal boyutunda iken gözle görülmesi ya da elle Az hissedilmesi mümkün değildir. ya da çok çalışması diye konuştu. Tiroide bağlı pek çok hastalık durumunda vücuttaki birçok bulunduğunu ifade eden sistemi olumsuz etkileyebilen tiroit Dr. Yılmaz, şöyle dedi: "Buna ek olarak çoğu hormonlarının yaşam boyu kontrol tiroit hastası var olan hastalığının farkında altında tutulması gerektiği belirtildi. değildir. Çoğu kişi var Uzmanlar, kiloda dengesizlik, geçmeyen olan şikayetlerinin tiroit kaynaklı olduğundan yorgunluk ve uyku problemleri gibi habersizdir. Halsizlik, belirtilerin nedeninin tiroitin yorgunluk, saç dökülmesi, çarpıntı, kilo alma, kabızlık, olabileceğini belirtti adet düzensizlikleri, uyku Hipertiroidi belirtileri ise kilo problemleri, mide ve bağırsak kaybı, sinirlilik, huzursuzluk, şikayetleri, hafıza zayıflığı, hatta artan terleme, çarpıntı, ellerde Yılmaz, tansiyon, şeker, kolesterol gibi titreme, anksiyete, uyuma güçlüğü, bununla birlikte bazı hastalıkların hastalıkların yeterli derecede artan bağırsak hareketleri, ince ilaçla tedaviye yanıt kontrol altına alınamaması, ilaçların vermemesindeki nedenin de tiroit kırılgan saç ve kas zayıflığı yetersiz kalması veya zehirli etki içerebilir." ifadelerini kullandı. fonksiyon bozukluğu olabileceğini göstermesi bile tiroid aktardı. Dr. Yılmaz, "Eğer tiroid ADINLARDA SIK rahatsızlıklarından bezi yeterli hormon üretmiyorsa GÖRÜLÜYOR ANCAK kaynaklanabilmektedir." (hipotiroidi) hareketlerde ERKEK HASTALARDA Birçok ciddi rahatsızlığın yavaşlama, depresyon, yorgunluk, HAYATİ RİSK ARTABİLİYOR altında tiroit fonksiyon bozukluğu kuru cilt ve saç, kabızlık, kas olabileceğinin altını çizen Dr. Dr. Yılmaz, tiroit bezi krampları veya kilo alımı olabilir. K Yüksek ses işitme sorununa yol açıyor Pediatrik işitme problemlerinin nedenleri arasında yüksek sesler olduğuna dikkat çeken Dr. Harputluoğlu, çocuk büyük gürültüye uzun süre maruz bırakılması halinde olumsuz sonuçlar oluşabileceği uyarısında bulundu. Çocuklarda işitme sorununun her geçen gün arttığı belirtildi. Uzmanlar, özellikle yüksek sesin çocuklarda işitmede olumsuz sonuçlar meydanan getirdiğini söylüyor. Pendik Bölge Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Uğur Harputluoğlu, çocukların işitme kaybı hakkında önemli uyarılarda bulundu. Pediatrik işitme problemlerinin nedenleri arasında yüksek sesler olduğuna dikkat çeken Dr. Harputluoğlu, çocuk büyük gürültüye uzun süre maruz bırakılması halinde olumsuz sonuçlar oluşabileceği uyarısında bulundu. Dr. Harputluoğlu konuyla ilgili şunları söyledi: Çocukların odasına veya bulunduğu ortama yakın şekilde çok yüksek sesle müzik dinlenmesi sakıncalı. Böyle bir ortam çocuklarda işitme kaybına neden olabilir. Eğer ses çok fazlaysa yani 85 desibel ve üzerindeyse, iç kulaktaki sinir uçları zarar görür. Yüksek sese maruz kalma süresi uzadıkça daha fazla sinir ucu etkilenir. Hasar gören sinir sayısı çoğaldıkça, duyma işlevi azalır. K ULAK ÇUBUĞUNA DİKKAT Dr. Harputluoğlu, bir diğer uyarısını ise hemen hemen her ailede kullanılan pamuklu kulak çubuğu kullanımında yaptı. Hiç önemsenmeyen ve tehlikesi fazla bilinmeyen noktalardan birinin de kulak çubuğu kullanımı olduğunu dile getiren Dr. Harputluoğlu, Bebeklerin kulak temizliğini yaparken özellikle dikkatli davranmak gerekiyor. Çocuğun kulak kanalında kir birikebilir. Temizlemek için asla pamuklu çubuklardan kullanmayın. Bu çubuk kiri geriye iter. Hatta kulak zarının delinmesine bile yol açabilir. Kulakta koruyucu işlevi olan çok değerli bir sıvı bulunur. Kanalın kendi kendini temizlemesini sağlar. Bu görevi yapan sıvının çubukla içeri itilmemesi gerekir. Siz bu yöntemle temizlediğinizi sanırsınız fakat kir orada kalmaya devam eder ve kulak kanalını tam olarak tıkayabilir. Bir takım enfeksiyonlara neden olabilir. Ses dalgalarının hareketini engelleyerek işitme problemi doğurabilir.. Bu konuda kendi başınıza hareket etmeyin. Doktorunuzdan bilgi alarak temizleme amaçlı özel bir damla kullanabilirsiniz." şeklinde konuştu. Dr. Harputluoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: Doğumdan sonra 6 aylık sürede bebeğiniz yüksek seslerde tepkisizse, duyduğu sesleri taklit etmiyorsa mutlaka hekime başvurmalısınız. 1 yaşına kadar konuşma sesi çıkarmaması dikkate alınmalı. 1-2 yaş aralığında çevreden gelen seslere ilgisiz olması dikkat çekicidir. Özellikle ailede kalıtsal işitme kaybı olan kişiler varsa, işitme testi en kısa sürede yaptırılmalı. Hassas cihazlarla yapılan ölçümlerle işitme derecesini öğrenerek erken tedaviye başlamak mümkün" A NNE SÜTÜ KULAK İLTİHABINI ÖNLÜYOR Çocuklarda östaki tüpünün erişkindekinden daha kısa ve yatay olduğundan dolayı mikropların burundan orta kulağa daha kolay ulaştığını belirten Dr. Uğur Harputluoğlu "Bundan dolayı orta kulakta sıvı birikebilir. Bu sıvının yaptığı basınç kulak zarını etkileyebilir. Bu durum genellikle sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren ve geniz eti problemi olan çocuklarda görülür. İltihaplanmada kulak zarında çökme ve ileri zamanda delinme meydana gelebilir. Fakat tıbbi çözümlerle tedavisi mümkündür ve işitme kaybı yeniden kazanılır. dedi. Uzman Harputluoğlu, yenidoğan bebeklerin bu konuda daha şanslı olduğunu anne sütünün sağladığı bağışıklığın kulak iltihabının ilerlemesine izin vermediğini belirtti. İşitme sorunu ile doğan çocuklarda genellikle bunun nedeninin genetiğe bağlı olduğuna dikkat çeken uzman doktor, Ailede kalıtsal işitme kaybı hikaye hikayesi olması, bebeğin 34. haftadan önce doğması, annenin hamileliği sırasında geçirilen bazı enfeksiyonlar, hamilelikte zehirlenme ya da toksik ilaç kullanımı gibi faktörlerinin işitme kaybı riskine neden olabilir dedi. (CİHAN) hastalıkları özellikle kadınlarda daha sık görüldüğünü anlattı. Arıca iyot eksikliği olan bölgelerde fazla görüldüğünü belirtti. Türkiye bu açıdan riskli bölgeler arasında olduğunu aktaran Yılmaz, "Bunun yanında erkek hastalarda tiroit hastalığı hayati riski artırabilir. Sigara içenler, radyasyona maruz kalanlar, ailede guatr öyküsü olanlar, yetersiz beslenenler ve yaşlılar da tiroide yatkınlığı bulunan gruptadır." dedi. (CİHAN) Genelde yetişkinlerde görülen, yaşanan sorunlardan kaynaklı diş sıkma sorunlarının çocuklarda da yaygın olarak görüldü. Eski Katip Çelebi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tancan Uysal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, günlük hayatta karşılaşılan sorunların, stresin özellikle uykuda "bruksizm" olarak adlandırılan diş sıkma problemine yol açtığını ve çene kaslarının istem dışı kasılarak dişlere zarar verdiğini anlattı. Bu rahatsızlığın toplumda neredeyse her iki kişiden birinde görülmeye başladığını ifade eden Uysal, aynı sorunu çocukların da yaşadığının tespit edildiğini dile getirdi. Eklem problemleri ve bruksizm üzerine çocuklarda yaptıkları araştırmayla ilgili bilgi veren Uysal, şöyle konuştu: "7-19 yaş arasındaki 965 çocukta yaptığımız araştırmada çocukların yaklaşık yüzde 13'ünde şiddetli derecede diş sıkma problemi tespit ettik. Araştırmaya konulan olan çocuklardan 472'si kız, 473'ü erkek bireydi. Bu rahatsızlık kız ve erkek çocuklarda yaygın görülüyor. Çenenin geride, ileride olması ya da normal kapanışındaki farklığının bu sorunla bir ilgisinin olmadığını gördük. Bu da bize diş sıkmanın altında ağırlıklı olarak psikolojik etkenlerin yattığını düşündürüyor. Çocuklardaki sınav, okul stresi, huzursuz bir aile ortamı, belki bir kıskançlık, çeşitli sorunlar buna neden olabiliyor." Çocukların diş hekimi korkusu Diş hekimi korkusunun da yaygın olarak görüldüğünü, bunun temelinde ise "küçük yaşta yaşanan kötü bir hekim tecrübesi" bulunduğunu vurgulayan Uysal, özellikle çocukların psikolojisine büyük önem verdiklerini ifade etti. Küçük yaşta karşılaşılan bu sorunun gelecekte diş fırçalamama ve diş bakımsızlığına dolayısıyla diş kayıplarına yol açabileceğini kaydeden Uysal, tedavilerde çocuklara daha farklı bir yaklaşım sergilenmesi gerektiği, çizgi film izletilerek basit diş tedavileri yapılmasının diş hekimine gelişleri kolaylaştıracağını savundu. (AA) Psikiyatri hastalarına EGZERSİZ MORALİ! Doç. Dr. Korkmaz: "Gergin olduğumuzda başımız, sırtımız ağrır, kaslarımız gerilir. Solunum ve gevşeme egzersizleriyle bu ağrıları azaltırız. Bu proje ile psikiyatri hastalarına da benzer yöntemi uygulayacağız" dedi. Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu öğrencileri ve akademisyenler tarafından hazırlanan proje çerçevesinde, psikiyatri hastalarında solunum ve gevşeme egzersizlerinin etkisi üzerinde çalışacak. Yüksekokul Müdürü Doç. Dr. Nilüfer Çetişli Korkmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Psikiyatri Servisinde Yatan Hastalara Solunum ve Gevşeme Egzersizi Projesi"nin TÜBİTAK tarafından onaylandığını belirtti. Bölüm olarak sadece bel boyun hastalarıyla ilgilenmediklerini dile getiren Korkmaz, psikiyatri, kalp damar cerrahisi, nöroloji ve beyin cerrahisi gibi bilim dallarının alanlarında da çalışabildiklerini kaydetti. Bu anlamda psikiyatri tanısı konulan hastalarda solunum ve gevşeme egzersizinin öneminin kanıtlandığını dile getiren Korkmaz, "Bunun etkinliğini araştırmak için proje hazırladık. Gergin olduğumuzda başımız, sırtımız ağrır, kaslarımız gerilir. Solunum ve gevşeme egzersizleriyle bu ağrıları azaltırız. Bu proje ile psikiyatri hastalarına da benzer yöntemi uygulayacağız" ifadelerini kullandı. K as ve iskelet sistemi de etkileniyor MKÜ öğretim görevlisi ve proje danışmanı Özden Canbay da psikiyatri hastalarında solunum ve gevşeme egzersizlerinin tedavi üzerindeki etkisini araştırmak için bu projeyi hazırladıklarını belirtti. Çalışmaya yaş arası hastaları dahil edeceklerini anlatan Canbay, şunları kaydetti: "Bazı hastalara öncelikle solunum egzersizi yaptıracağız. Özellikle psikiyatri hastalarında kasılmaların, fizyolojik problemle- rin, ruhsal hastalıklarla beraber takip ettiğini biliyoruz. Bu durumda kas ve iskelet sisteminin de etkilendiğini gördük. Buna bağlı olarak hastalarımıza çeşitli gevşeme egzersizlerini öğreteceğiz. Özellikle otonom sinir sistemi çok aktive olduğunda hastaların psikolojik durumları etkilenmekte, hormonal doz durumu ve kaslarında yorgunluk belirtileri görülmekte. Gerçekleştireceğimiz projeyle 30 hastamızı, 'solunum ve gevşeme egzersizi' yöntemini kullanarak 15 seanslık tedavi sürecine alacağız. Böylelikle bu uygulamanın psikiyatri hastalarındaki etkilerini ölçeceğiz." (AA) YANLIŞ DİYET "ANEMİ" NEDENİ Toplumda yüzde yaygınlıkla en sık görülen kansızlık tipi olan demir eksikliği anemisine dikkati çeken uzmanlar, yetersiz beslenmenin yanı sıra yanlış diyet uygulamalarının da hastalığa neden olabileceği uyarısında bulundu. İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hemotoloji Kliniği Sorumlusu Uzman Dr. Cengiz Ceylan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vücuda oksijen sağlayan demir maddesinin alyuvarlarda olmamasından kaynaklanan bir tür kansızlık olan demir eksikliği anemisine dünyada çok sık rastlandığını belirtti. Demir eksikliği nedenleri arasında yetersiz beslenme, aşırı kanama, bağırsak hastalıkları, demir emilimi bozukluğu olduğunu söyleyen Ceylan, bir diğer sebe- bin de yanlış diyet olabileceğini ifade etti.kırmızı ve beyaz eti yeterince tüketmeyen kişilerde demir eksikliği anemisine rastladıklarını dile getiren Cengiz Ceylan, "Uygun diyet yapılmazsa, diyet programı çinko ve demir yönünden eksik olursa 1-2 ay gibi süre içinde kandaki demir azalır ve rahatsızlıklar başlar" diye konuştu. Tek tip beslenmeye dayalı diyet programlarının da sakıncalı olabileceğini dile getiren Ceylan, şöyle konuştu: "Kandaki demir oranını azaldıkça unutkanlık, uykusuzluk, halsizlik şikayetleri ortaya çıkıyor. Bu nedenle, yağ, karbonhidrat, protein, demirin kullanıldığı doktor kontrolündeki diyetleri öneriyoruz. Hem protein hem karbonhidratın eşit olduğu, içinde demir yönünden zengin gı- daların yer aldığı diyet programları uygun olacaktır. Tek tip beslenme belki demir emilimini sağlar ama başka elementlerin eksikliğine neden olur bu da kısmen kandaki demir oranını etkileyecektir." B elirtisi "kahve telvesi yeme" isteği Demir eksikliği anemisinin başlangıçtaki belirtilerinin halsizlik, uykusuzluk, unutkanlığın yanı sıra saçlarda ve tırnaklara kırılma, matlık, ağız ve dilde yara olduğunu ifade eden Dr. Ceylan, ağır demir eksikliğindeki semptomların ise göğüs ağrısı, nefes darlığı olabileceğini kaydetti. Kahve telvesi veya buz yeme isteği duyan kişilerin de demir eksikliği anemisinden şüphelenmesi gerektiğini dile getiren Cengiz Ceylan, "Vücut isteyebilir ama kahve telvesi yemek anemiyi provoke edip hastalığın şiddetini arttırabilir" dedi. Demir eksikliği anemisinin immun sistemi etkilediğini ve hastalıklara karşı bağışıklığın azaldığını belirten Ceylan, kişinin birçok hastalığa daha çabuk yakalanabileceğini de aktardı. Ceylan, demir eksikliği anemisinin bağırsak sistemi ve kadın hastalıkları habercisi olabileceğini de anlattı. Demir eksikliği anemisi bulunanların et, balık, tavuk, karaciğer yemesi gerektiğini, bu gıdaları alamıyorsa baklagiller, fasulye, mercimek tüketmesini isteyen Cengiz Ceylan, yumurta, badem, üzüm, kuru eriğin de demir yönünden zengin olduğuna dikkati çekti. (AA)

13 SAYFA 14 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 31ubat Mayıs Perşembe Pazar Ticari ileti için onay isteğine cevap vermek zorunlu değil! CHP li Çıray: Hem devlet hem de köylü kazanacak CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Türkiye nin bir yılda gıda ve tarım ürünü ithalatına 49 milyar lira ödediğini belirterek, "Erdoğan, 'Mazotun 1,5 lira olmasına izin vermem.' demiş. Saraydan bakınca çiftçinin durumu iyi görünüyor herhalde. Halbuki bir ilimizden daha küçük bir ülkenin tarım ihracatı, Türkiye'nin ihracatını en az 10'a katlıyor." dedi. CHP İzmir 2. bölge milletvekili adayı Çıray, seçim çalışmaları kapsamında Tire ilçesine gitti. Burada çiftçilerle biraraya gelen Çıray, Türkiye'nin bereketli toprağından suyuna, güneşinden işgücüne kadar her şeyi olmasına rağmen çiftçiyi düşünen ahlâklı bir siyasetinin olmadığını söyledi. CHP iktidarı döneminde çiftçi maliyetlerini düşüreceklerini, yandaşı değil vatandaşı zenginleştireceklerini ifade etti. Tireli çiftçilerle sıkıntıları ve çözümleri görüşen Çıray, "Tarımda kendi kendine yetebilen yedi ülkeden biri olan Türkiye'yi, 13 yıllık AKP hükümeti ithalatçı yaptı. Bir yılda gıda ve tarım ürünü ithalatına ülkemiz 49 milyar lira ödüyor. Bir ilimizden daha küçük olan Hollanda, bir yılda 150 milyar dolar ihracat yaparken tüm Türkiye'nin yaptığı ihracat sadece 12 milyar dolar. Elin oğlundan, kızından neyimiz eksik? Bereketli toprağımız, suyumuz, güneşimiz ve işgücümüz en alasından var ama çiftçimizi, vatandaşımızı düşünen ahlâklı bir siyasetimiz yok. Neden yapılmıyor, para mı yok? Yandaşa, kaçak saraya var, çiftçiye, vatandaşa gelince yok. Ben Küçük Menderes havzasının çocuğuyum. Bu toprağın sesiyim. Yerel yönetimimiz, Büyükşehir Belediyemiz bu bölgenin çiçeğini, sütünü değerlendiriyor. Sizlere katkı veriyor ama bu yetmez, hükümetin sahip çıkması gerekir. Kesin çözüm CHP iktidarı. İktidarımızda çiftçi için mazotu 1,5 lira yapacağız. Diyorlar ki, 'Petrol dışarıdan geliyor, karşılığında dolar ödeniyor, siz nasıl bunu yapacaksınız?' Petrolün rafineri çıkış fiyatı 1 lira 21 kuruş. Biz kaç liradan vereceğiz? 1,5 liradan vereceğiz. Zarar eden yok. Hem devlet kazanacak hem köylü kazanacak. İktidarımızda yandaş değil, vatandaş zenginleşecek." dedi. Daha sonra Tire'nin çarşılarında esnaf ve çalışanları ziyaret eden Çıray, "Girdi maliyetleri çok çok fazla olduğu için ülkemizde üretim yapılamıyor. İşsizlik almış başını gidiyor. Üreten bir ülke, işsizi olmayan bir Türkiye hayalimizi birlikte gerçekleştireceğiz. Bizim için yandaş yok, vatandaş var. İktidarımızda halk zenginleşecek, vatandaşın cebi para görecek." diye konuştu. (HABER MERKEZİ) AK Parti Milletvekili Yıldırım: Koalisyon ihtimali görmüyorum AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, seçimden sonra bir koalisyon hükümeti ihtimali görmediğini belirterek, "Koalisyon ihtimali görmüyorum. Teorik olarak böyle bir sonuç doğarsa da koalisyon olmaz, AK Parti azınlık hükümeti kurar ve bir yıl içinde tekrar seçim olur ama buna ihtimal vermiyorum. Vatandaş belki bizim notumuzu biraz kırar. İnşallah istikrar ve güvenin devamı yolunda oy kullanır, aklıselim karar verir." dedi. Gazetecilerin seçimlerle ilgili sorularını cevaplayan Yıldırım, Bu seçimde rüzgarı arkasına alan iki parti var. Biri HDP, biri MHP. MHP zahmetsiz olarak, hiçbir şey yapmadan oyunu arttırıyor." dedi. AK Parti de nöbet değişiminin denendiği bir seçim yaşayacaklarını aktaran Binali Yıldırım, Genel başkan değişmiş olsa da Cumhurbaşkanı'nı vatandaş, icranın başı olarak görüyor. Bu doğal bir şey. Yüzde 52 oyla seçilmesi, ona böyle bir sorumluluk yüklüyor. Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi, bir siyasi sorumluluk doğurdu. Cumhurbaşkanı bugün farklı bir şey söylemiyor, 10 Ağustos'ta söylediğini söylüyor. Vatandaş da Cumhurbaşkanı ile Başbakan'ı ayırt etmiyor. Bu fiili bir durum. Cumhurbaşkanı'nın sokağa inmesinden vatandaş rahatsız olmuyor, bilakis kendini güvende hissediyor. Cumhurbaşkanı'nın sokakta olması partiye bir destektir, katkıdır. Doğal lider olarak görevini yapıyor." diye konuştu. Çözüm sürecine de değinen Yıldırım, HDP'nin tavrına dikkat çekerek, "HDP, çözüm sürecini orantısız bir şekilde kendilerine çevirmek için ön aldı. Şehitler gelmiyor diye bugüne kadar katlandık ama onlar da yerini yurdunu bilecek. Eski günlere dönmek isterlerse buyursunlar dönsünler. Tek bayrak, tek vatan dedik, bundan taviz verilemez." dedi. (HABER MERKEZİ) Vatandaşları uyaran TÜDER Genel Başkanı Küçük, "Elektronik ticarette yeni dönemi başlatan kanunun yürürlüğe girmesiyle alıcılara gelmeye başlayan 'SMS almak istemiyorsanız arayın, mesaj atın' gibi iletilere tüketicilerin cevap verme yükümlülüğü bulunmuyor" diye konuştu Pazarlama ve tanıtım a- maçlı "istenmeyen" mesaj, arama, e-posta gibi uygulamaları sona erdiren yeni kanunun yürürlüğe girmesinin ardından bazı firmalarca gönderilen "SMS almak istemiyorsanız arayın, mesaj atın" gibi iletilere cevap verme zorunluluğu bulunmadığı bildirildi. Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Levent Küçük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gönderilen reklam iletilerinin tüketicileri bunalttığını belirterek, bu kapsamda, Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un yürürlüğe girmesini memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile GSM şirketi yetkilileriyle bir araya geldiklerinde rahatsızlıklarını gündeme getirdiklerini ve bunda operatörlerin de sorumluluğu olduğunu aktardıklarını anlatan Küçük, yeni dönemde, tüketici onayı dışında ticari elektronik ileti gönderilemeyeceğini, kanuna aykırı hareket edenlere değişen miktarlarda idari para cezası uygulanacağını hatırlattı. Gediz Üniversitesi Sosyal Sorumluluk Kulübü (GESOS), yardımlarına bir yenisini ekledi. Kalpleri iyilik için atan duyarlı gençler, bu kez ilkokulların kırtasiye malzemesi eksiklerini gidermek için "Büyük Umutlar Yolculuğu" projesini başlattı. Bu kapsamda Çanakkale Zaferi'nin 100. yıldönümünde kampüste bir kampanya düzenlendi. Hem bir Küçük, kanunun yürürlüğe girmesinin ardından ileti göndermeye devam etmek isteyen firmaların tüketiciden onay almak için yoğun çaba sarf ettiğine işaret ederek, "Telefon ve internet hizmeti veren şirketler, tüketicileri 'onay' mesajı bombardımanına tuttu, çünkü firmalar yeni yasa gereğince onay almak zorundalar. Tüketicilerimize kendileri için çok gerekli asır önce Çanakkale de tarihin ne zor şartlarda yazıldığını arkadaşlarına yaşatmak hem de Bitlis in Mutki ilçesindeki Atatürk İlkokulu na yardım eli uzatmak amaçlandı. Mehmetçikin ekmek ve üzüm hoşafından oluşan o günlerdeki menüsü hazırlanıp satışa sunuldu. Elde edilen gelirle kırtasiye malzemeleri ve kitaplar alındı, olan, günlük hayatları ve işlemleri ile ilgili firmalardan gelen mesajlara onay verebilirler ama kendilerini rahatsız eden, alakalı olmadıkları konularla ilgili firmalara onay vermesinler. Firmanın bu konudaki cazip promosyonlarını da dikkate almasınlar" diye konuştu. Onay isteyen mesaja cevap verme yükümlülüğü yok" Bitlis in yolu tutuldu.cbin 617 k- ilometre uzaklıktaki İzmir den giden Gediz Üniversitesi öğrencilerini karşılarında bulan çocuklar ve öğretmenleri büyük mutluluk yaşadı. Hediyeler verildi, birlikte keyif dolu dakikalar geçirildi. Bitlisli küçükler, üniversiteli ablaları ve ağabeylerinden ayrılmak istemedi, tekrar biraraya gelmek üzere vedalaşıldı. Rektör Yasanın uygulamaya girmesiyle tüketicilerin cep telefonlarına "Kampanya ve bilgilendirme SMS'lerini almak istemiyorsanız bu numaraya çağrı bırakın ya da 'hayır' yazarak bu mesajı cevaplayınız" diye iletiler gönderildiğini belirten Küçük, şunları kaydetti: "Firma burada tüketiciden onay istiyor ve tüketicilerimizin kafası karışıyor. Elektronik ticarette yeni dönemi başlatan kanunun yürürlüğe girmesiyle alıcılara gelmeye başlayan 'SMS almak istemiyorsanız arayın, mesaj atın' gibi iletilere tüketicilerin cevap verme yükümlülüğü bulunmuyor. Bu konuda 'sessizlik' ret anlamı taşıyor. Eğer onay almayan firmalar ileti göndermeye devam ederse suç işlemiş olacak ve tüketicilerimiz, Gümrük ve Ticaret Bakanlığına şikayette bulunabilecektir. Vatandaşlar, bu yasayla hormonlu kısa mesaj ve maillerden kurtulacak. Tüketiciler, firmaların gönderdiği, k- endilerini rahatsız eden mesajlar için şikayet hakkını mutlaka kullansın." (AA) Bin 617 kilometre uzağa sevgi ve iyilik götürdüler Prof. Dr. Seyfullah Çevik, İzmir den Doğu Anadolu ya iyilik ve sevgi götüren GESOS üyelerini kutlayıp örnek gösterdi. Prof. Dr. Çevik, Öğrencilerimize aşılamaya çalıştığımız sosyal sorumluluk bilincinin sonuçlarını gördükçe hem seviniyoruz hem de geleceğe daha güvenle ve u- mutla bakıyoruz. dedi. (HABER MERKEZİ) bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: 1. Güvence veren ve bunun gerçekleşmesini gözeten kimse ya da kuruluş. 2. Mersin ilinin bir ilçesi. Fırınları temizlemekte kullanılan ucu bezli sopa. 3. Öküz. İnme, nüzul. 4. Duman karası. Balıkçıların tuttukları balıkları içine attıkları sepet. 5. Basit şekerlerin genel adı. Taneli bir meyve. Bir nota. 6. Kansızlıkla ilgili. Alın ya da boynuzla yapılan vuruş. 7. Kiloamperin simgesi. Bir sınav türü. 8. Bir şeyin ilk yetiştiği ya da göründüğü yer. 9. Bitmemiş, eksik, tamamlanmamış. Japon lirik dramı. 10. İlaç, merhem. Lantanın simgesi. Sabah yeli.11. Kanıt. 12. Ölü yıkanan kerevet, salacak. 13. İneğin, sütten kesilmesinden bir yaşına kadar olan erkek yavrusu. Anlatım. 14. Omuzluk. Tavlada bir sayı. 15. Yürek gücü, maneviyat. 16. Lahza. Denizlerin çekilmesiyle oluşmuş yurtlanmaya elverişli bölge. 17. Yılan. Kalsiyumun simgesi. 18. Herhangi bir törende ya da gösteride yer alan topluluk. Afrika da bir başkent. 19. Bakma, bakış. İlgi eki. 20. Üye. Piyangoda verilen en küçük ikramiye. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. Anlayışsız, kalın kafalı. Erkekte cinsel güçsüzlük. Su veya başka sıvıları taşımaya yarar dar ağızlı, şişkin karınlı, genellikle hasır veya sepet içinde korunan büyük şişe. 2. Maydanozgillerden, kokulu tohumu hamur işlerinde ve rakı yapımında kullanılan bitki. San, şan. Niteliği düşük, elde kalmış. Güney Kafkasyalı bir halk. 3. Üzerine yazı yazmak için tabaklanmış ceylan derisi. İslam ın beş şartından biri. Erkek sesinde bir perde. İlçe. 4. Gaye, erek, maksat. Yalan, uydurma söz. Acıdan, ıstıraptan inleyen. Şaşma anlatan ünlem. 5. Nur yüzlü. Bir işi yapmaya hazır. Acı, üzüntü, dert, keder. Radyumun simgesi. 6. Ülkemizin plaka işareti. Bir tür ince meşin. Müsavi. Akciğerleri dinlerken hekimin duyduğu patolojik ses. 7. Gözde canlılık. Asaf Halet Çelebi nin bir şiir kitabı. Akdeniz havzasında görülen çok sıcak bir rüzgâr. 8. Gerçek. İnsan vücudunun dış yüzü. Geçme, bulaşma. Baş, kumandan. 9. Kayakta bir iniş türü. Afrika da bir ırmak. Basamak, aşama, rütbe, mertebe. 10. Düz ve ensiz kılıç. Oje çıkartan madde. Meksikalıların ulusal içkisi. Matematikte sabit bir sayı.

14 SAYFA 15 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR 17 3 Mayıs Şubat Pazar Perşembe Selçuk-İzmir etabını Etixx-Quick Step takımının Büyük Britanyalı sprinteri Cavendish kazandı 51. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun (TUR 2015) 7. etabını Etixx-Quick Step takımının Büyük Britanyalı sporcusu Mark Cavendish kazandı. TUR 2015'in sondan bir önceki etabı, Selçuk ile İzmir arasındaki 166 kilometrelik parkurda koşuldu. Karşıyaka Vapur İskelesi'nde sprint finişiyle tamamlanan etapta Büyük Britanyalı bisikletçi Cavendish, 3 saat 59 dakika 49 saniyelik derecesiyle birinciliği elde etti. Cavendish, bu yılki üçüncü, Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'ndaki 7. etap zaferine ulaştı. Bardiani CSF'ten Andrea Piechele ikinci, MTN-Qhubeka'dan Kristian Sbaragli ise üçüncü oldu. Durasek "turkuaz mayo"yu korudu Lampre-Merida'nın Hırvat bisikletçisi Kristijan Durasek, genel klasmanda liderliğini korudu ve dün ele geçirdiği "turkuaz mayo"yu bırakmadı. CCC Sprandi-Polkowice takımından İtalyan Davide Rebellin 21, Bretagne-Seche Environnement ekibinden Arjantinli Eduardo Sepulveda ise 32 saniye geriden toplam süresi 28:21:23 olan Durasek'i takibini sürdürdü. "Yeşil mayo" el değiştirdi En iyi sprinter klasmanında ilk sıraya yükselen UnitedHealthcare Pro Cyling takımından İtalyan Daniele Ratto, "yeşil mayo"yu vatandaşı Sacha Modolo'dan aldı. En iyi tırmanışçı sıralamasında liderliğini sürdüren Colombia'dan Juan Pablo Valencia, son etapta da "kırmızı mayo"yu giymeye hak kazandı. Türkiye güzellikleri klasmanının lideri Caja Rural-Seguros RGA takımının İspanyol bisikletçisi Luis Mas Bonet de ilk etaptan bu yana taşıdığı "beyaz mayo"yu korumayı başardı. 26 Nisan'da Alanya'da başlayan ve 8 etaptan oluşan TUR 2015, yarın kıtalararası görkemli finale evsahipliği yapacak İstanbul'da tamamlanacak. Bisikletçiler, etabın 125. kilometresinde Manisa'daki Vestel City fabrikasından geçti. Sporcular, fabrikada oluşturulan parkurda Türkiye güzellikleri primini alabilmek için pedal çevirdi. Yarışın son 64 kilometresinde Torku Şekerspor'un 205 numaralı sporcusu Sergiy Grechyn, dengesini kaybederek bisikletten düştü. Alnı açılan Ukraynalı bisikletçi, sağlık ekibinin ilk müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Etap sırasında "kırmızı mayo"nun sahibi Valencia'nın doğum günü kutlandı. Bitiş noktasında görev yapan bisikletli trafik polisleri büyük ilgi gördü. (AA) Zagreb te buruk sevinç Judoda Zagreb Grand Prix nin ilk gününde Türkiye üç madalya kazandı ve sıralamada birinci oldu.48 kiloda iki milli sporcumuzu buluşturan tarihi finalde Dilara Lokmanhekim, Ebru Şahin i yendi. Maçı bitiren pozisyonda Ebru el bileği üstüne ters düşünce ciddi bir sakatlık geçirdi. 66 kiloda da Sinan Sandal bronz madalya kazandı. Judoda Yaz Olimpiyatı na katılacak sporcuları belirleyen dünya sıralamasına önemli puanlar veren Grand Prix müsabakaları nın Zagreb durağına Türkiye üç madalya ile başladı. 48 kiloda Dilara Lokmanhekim altın, Ebru Şahin gümüş madalya alırken, erkeklerde 66 kiloda da Sinan Sandal bronz madalya kazanmayı başardı. Zagreb te 48 kiloda Ebru Şahin ve Dilara Lokmanhekim tüm rakiplerini yendi ve böylece Grand Prix seviyesindeki bir müsabakada ilk kez iki Türk sporcu finalde karşılaştı. Dilara Lokmanhekim ile Ebru Şahin i buluşturan tarihi maç, Türkiye adına üzüntüyle bitti. Maçta ilk dakika dolduktan sonra bir pozisyonda Dilara, yaptığı teknikle Ebru yu düşürdü ve ippon ile maçın galibi oldu. Bu pozisyonda sağ el bileği üstüne ters şekilde düşen Ebru, ciddi sakatlık geçirdi. Dilara, bunun üstüne hiç sevinç yaşamadı ve yerde kalan Milli Takım arkadaşının başından ayrılmadı. (AA) Girdiği 15 kategoride 15 altın madalya kazandı Beşiktaş kafilesi Trabzon'a gitti Denizi olmayan Kayseri de 12 yaşındaki Yiğit Aslan, iki hafta içinde 15 kategoride girdiği yüzme yarışmalarının tamamında birinci olarak 15 altın madalya kazandı. Kayserili yüzücüler takım halinde ise 68 madalya toplayarak kentin gururu oldu. Kayseri de Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Yüzme Federasyonu ve üniversitelerin katkılarıyla oluşturulan Türkiye Olimpiyatlara Hazırlık Merkezi nde (TOHM) genç yüzücüler yetişiyor. Yüzme kulüplerinden seçilen 8 16 yaşlarındaki yüzücüler, her gün 7 kilometre yüzme antrenmanı yaparak ve karada fitness çalışarak olimpiyatlara hazırlanıyor. Yüzmeye küçük yaşlarda başlayan 12 yaşındaki Yiğit Aslan ise yarıştığı bütün kategorilerde Kayseri nin gururu oldu. Aslan, Mersin de yapılan Anadolu Yıldızlar Ligi nde 400 ve 100 metre serbest ve 200 metre karışık yüzme kategorilerinden 3 altın madalya, Konya daki yarışlarda 50, 100 ve 200 metre serbest, 50 kelebek stil ve bayrak kategorilerinde birinci olarak 6 altın madalya kazandı. Ayrıca Marmaris teki şampiyonada da 50, 100, 200 ve 400 metre serbest, 200 metre karışık ve bayrak kategorilerinde toplam 6 altın madalya aldı. Yiğit Aslan, 3 farklı şehirde yapılan yarışlarda mücadele ettiği bütün kategorilerde toplam 15 altın madalya kazanarak büyük bir başarıya imza attı. Bu yarışlarda ayrıca 11 yaşındaki Hüseyin Mert Günay da, 2 si altın, 3 ü gümüş toplam 5 madalya; 10 yaşındaki Vera Güçlü ise 3 ü altın, 2 si gümüş toplam 5 madalya kazanan sporcular oldu. KAYSERİLİ YÜZÜCÜLER TOPLAM 68 MADALYA KAZANDI Kayserili yüzücüler, 22 ülkeden sporcuların katıldığı 5. Uluslararası Konya Rumi Çocuk Oyunları yarışlarında 37 altın, 12 gümüş ve 7 bronz olmak üzere toplam 56 madalya kazandı. Marmaris te yapılan 23 Nisan Çocuk Şenlikleri Türkiye Yüzme Şampiyonası nda da 8 altın, 3 gümüş ve 1 bronz olmak üzere toplam 12 madalya kazandı. Bu sonuçla Kayseri ekibi, Konya ve Marmaris yarışlarında toplam 68 madalya kazanarak kente döndü. İtalyan antrenör Corrado Rosso yönetiminde çalışan yüzücüler, hedeflerinin Türkiye, Avrupa ve dünya şampiyonalarında başarılı olmak olduğunu söylediler. Kayseri de yüzme sporu imkânlarının çok iyi olduğunu belirten Corrado, "Kazanılan madalyalar Avrupa yarışları için umut verici. Sporcuları tebrik ediyorum." dedi. Yardımcı antrenör Burak Bozkurt da yaptığı açıklamada, "Konya da çocuklar ilk kez milli takımı temsil ettikleri için çok heyecanlılardı. Sonuçta 3 bin puan farkıyla birinci olduk. En iyi derecelerini yaptılar, hepsine teşekkür ediyorum." dedi. (CİHAN) Beşiktaş, Spor Toto Süper Lig'in 29. haftasında yarın deplasmanda Trabzonspor ile yapacağı maç için Trabzon'a gitti. Siyah-beyazlı ekip, Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan kalkan uçakla Trabzon'a hareket etti. Teknik direktör Slaven Bilic'in belirlediği, 20 kişilik kadroda şu futbolcular bulunuyor: Cenk Gönen, Günay Güvenç, Veysel Sapan, Ersan Gülüm, Franco, Sivok, Milosevic, Atınç Nukan, Motta, Opare, Hutchinson, Oğuzhan Özyakup, Tolgay Arslan, Kerim Frei, Gökhan Töre, Olcay Şahan, Sosa, Cenk Tosun, Mustafa Pektemek, Demba Ba. Seyahat öncesi BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde gerçekleştirilen antrenmana, bireysel çalışan İsmail Köybaşı ve Tolga Zengin ile tedavi olan Veli Kavlak'ın katılmadıkları bildirildi. (CİHAN) Yamanlar Koleji erkekler voleybol takımı finale kaldı İzmir Özel Yamanlar Koleji, Balıkesir'de düzenlenen Okullararası Voleybol Gençler Erkekler Türkiye Birinciliği müsabakalarında finale kaldı. İstanbul Tuna Sağlık Meslek Anadolu Lisesi'ni 3-2 mağlup eden Yamanlar Koleji, yarın Türkiye birinciliği için sahaya çıkacak. Balıkesir'de düzenlenen Okullararası Voleybol Gençler Erkekler Türkiye Birinciliği heyecanlı müsabakalara sahne oluyor. 28 Nisan tarihinde Alparslan Türkeş Spor Salonu'nda başlayan müsabakalarda yarın final maçı oynanacak. Toplam 8 takımın mücadele ettiği müsabakalarda bugün 4 takım final oynamak için saha çıktı. Turnuvanın başarılı takımlarından İzmir Özel Yamanlar Koleji, bu sabah İstanbul Bayrampaşa Tuna Sağlık Meslek Anadolu Lisesi ile karşı karşıya geldi. Hayli çekişmeli geçen müsabakanın sonunda Yamanlar Koleji sahadan 3-2 galip ayrıldı. Özel Yamanlar Koleji, yarın finalde Okyanus Koleji-Doğa Koleji maçının galibiyle birincilik maçı oynayacak. Final maçı pazar günü saat 12.00'da Alparslan Türkeş Spor Salonu'nda oynanacak. Müsabakanın ödül töreni ise saat 14.30'da Kurtdereli Spor Salonu'nda yapılacak. (CİHAN) Satranç: Türkiye Çocuk ve Yıldızlar Ligi başladı "Her şeyi daha fazla çocuğun satrançla tanışması ve daha uzun yıllar satrançta kalması için yapıyoruz" Çocuk ve Yıldızlar Satranç Ligi, 45 ilden 532 sporcunun katılımıyla Çorum'da başladı. Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay, kent merkezindeki bir otelde başlayan turnuvanın açılışında yaptığı konuşmada, satranç için gece ve gündüz demeden yollara düştüklerini ve ciddi fedakarlıklarda bulunduklarını söyledi. Daha fazla çocuğun satrançla tanışmasını amaçladıklarını vurgulayan Tulay, şöyle devam etti: "Bu konuda ciddi anlamda maddi ve manevi fedakarlıklar yapıyoruz. Her şeyi daha fazla çocuğun satrançla tanışması ve daha uzun yıllar satrançta kalması için yapıyoruz. Bugün Çorum'da açılışını yaptığımız Çocuk ve Yıldızlar Ligi de bu amaca ulaşmak için araçlarımızdan sadece bir tanesi. Federasyon olarak 2010 yılında hayata geçirdiğimiz faaliyetimize ilk başta çocuk ligi olarak başlamıştık. Yaklaşık 3 yıl bu şekilde devam ettik yılından itibaren de Çocuk ve Yıldızlar Ligi olarak iki ayrı kategoriye ayırarak devam ediyoruz." Tulay, bu tür turnuvaların çocuklara farklı değerler de kattığını dile getirerek, "Bu tip turnuvaları çocuklarımıza sadece sportif organizasyonlar açısından değil kültürel yönden de bir şeyler katmak için düzenliyoruz. Turnuvalar boyunca aileleriyle birlikte vakit geçiriyorlar, yeni arkadaşlar ediniyorlar ve organizasyonun düzenlendiği kentlerimizi tanıyorlar. Bu açıdan da önemli buluyoruz" diye konuştu. (AA)

15 İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, AK Parti İzmir milletvekili adayı olan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu nun kendilerine yönelik iddialarına cevap verdi Başkan Kocaoğlu, Genel siyaseti İzmir Büyükşehir Belediyesi üzerine oturtarak, seçim sürecini Büyükşehir Belediyesi'ni eleştirerek sürdürmek doğru değil. Seçimden seçime gelip vaadedip gitmekle olmaz. Verilen sözler Gediz i temizleme vaadi gibi olursa, kendi açısından ve partisi açısından kötü olur. şeklinde konuştu İzmir in turizmiyle ünlü ilçesi Çeşme'yi ziyaret eden New York Belediyesi Turizm Daire Başkanı Marty Markowitz, "Buraya belediye başkanı adayı olmak için ne yapmam gerekiyor?" dedi. Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç ın misafiri olarak gelen Markowitz, ilçenin dokuz bölgesini gezdi. Markowitz, "Denizi, rüzgarı, tarihi, kültürü ve mutfağı, keşif merakınızı sürekli olarak cezbediyor. Amerikalılar için Çeşme nin dört mevsim yeni deneyimlere açık, samimi bir turizm noktası olduğunu özellikle söylemek istiyorum. dedi. Türk dostu olarak tanınan Daire Başkanı Markowitz, 9 Durak 9 Deneyim" sloganıyla Çeşme nin dünya üzerinde mutlaka görülmesi gereken yerler arasında olduğunu dile getirdi. Markowitz, "Amerikalılar, farklı deneyimlerin peşinden gidiyor. Butik oteller, zengin tarihi, masmavi denizi ve mahalli lezzetleri düşünüldüğünde Çeşme, Amerikalılar için yeni bir keşif yeri olacaktır. Çeşme nin İzmir ve Türkiye nin marka değerini arttıracağına inanıyorum. diye konuştu. Şimdiden Türkçe öğrenmeye başladığını ve Çeşme nin New York taki gönüllü tanıtım elçisi olacağını da söyledi. Başkan Dalgıç ise Marty Markowitz'in yorumlarının heyecan verici olduğunu ifade etti. Dünya üzerinde keşfedilmeyi bekleyen değerler arasında gösterilmenin önemini vurgulayan Dalgıç, "Çeşme sadece yaz aylarında değil, yılın her mevsimi, haftası ve gününde misafirlerinin farklı deneyim ve keşifler elde etme şansını bulduğu bir kaynak. Doğal güzelliklerimizin yanısıra kültür, tarih ve Ege'nin konukseverliğiyle Reisdere, Ovacık, Ilıca, Ildırı, Germiyan, Dalyan, Çiftlikköy, Çeşme merkez ve Alaçatı'da, yılın her günü misafirlerimizi ağırlamak istiyoruz." diye konuştu. Markowitz, Dalgıç'a Brooklyn Nets Basketbol Takımı resmi şapkası ve New York'un en lezzetli çikolatasının yanısıra şehrini temsil eden "NYC" rozeti armağan etti. Dalgıç ise Çeşme'nin karakteristik özellikleri arasında yer alan karabaş otu, kekik ve zeytinyağı verdi. (CİHAN)