Tarihte Bir Aydın Tarikatı Zeynîler

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Tarihte Bir Aydın Tarikatı Zeynîler"

Transkript

1

2 Tarihte Bir Aydın Tarikatı Zeynîler DOÇ. DR. REŞAT ÖNGÖREN insan yayınları: 381 irfan ve tasavvuf dizisi: 49 birinci baskı: istanbul, ekim 2003 isbn X tarihte bir aydın tarikatı zeynîler doç. dr. reşat öngören içdüzerı insan kapak düzeni rıdvan kuyumcu baskt-cilt kurtiş matbaası insan yayınları keresteciler sitesi, mehmet akif cad. kestane sok. no: 1 merter/istanbul tel: faks: ,07 insan@insanyayinlari.com. tr insan yayınlan

3 DOÇ. DR. REŞAT ÖNGÖREN 1963 yılında Ünye'de doğdu yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni bitirdi. Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Tasavvuf Tarihi Bilim Dalı'nda 1990'da Yüksek Lisans'ını, 1996'da da Doktora'sını tamamladı yılında Londra'da bir yıl süreyle başta Biritish Museum India Office Library and Records olmak üzere değişik kütüphanelerde sahasıyla ilgili araştırmalar yaptı yılları arasında TDV İslâm Araştırmaları Merkezi'nde (İSAM) Tasavvuf araştırmacısı olarak çalıştı. Ayrıca İSAM'ın çıkarmakta olduğu İslam Ansiklopedisi'nin (DİA) te'lif heyetinde yer aldı. Ocak 2001'de İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne Yardımcı Doçent olarak atandı. Kasım 2001'de Doçent oldu. Halen aynı fakültede öğretim üyesi ve Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı olarak görevini sürdüren Öngören'in Osmanlılar'da Tasavvuf: Anadolu'da Sûfîler, Devlet ve Ulemâ isimli bir eseri İz Yayınları arasında çıkmıştır (İstanbul 2000). ) İçindekiler KISALTMALAR 7 ÖNSÖZ 9 GİRİŞ: ZEYNİLİĞİN DOĞUŞU. 11 I. ZEYNÎLİĞİN SİLSİLESİ 11 II. ZEYNİLİĞİN KURUCUSU ŞEYH ZEYNÜDDİN HÂFİ 14 A. Zeynüddin Hâfî'nin Horasan'da Kurdurduğu Tekkeler 17 B. Zeynüddin Hâfî'nin Yöneticiler ve Diğer Tarîkat Mensuplarıyla İlişkileri 18 C. Zeynüddin Hâfî'nin Zeynîlik Prensiplerini Ortaya Koyduğu Eserleri 19 BİRİNCİ BÖLÜM ZEYNÜDDİN HÂFÎ'NİN HALÎFELERİ VE ZEYNİLİĞİN YAYILIŞI I. ZEYNÎLİĞİN HORASAN BÖLGESİNDE YAYILIŞI 33 A. Muhammed Tebâdegânî Derviş Muhammed Bîhre Derviş Seyyid Hasan Mevlânâ Vecîhüddin Derviş Muhammed Gâzergâhî Ali Şir Nevâî 38 B. Sadreddin Revvâsî 39 C. Derviş Ahmed Semerkandî 40 D. Mahmud Hisârî 45 II. HİCAZ BÖLGESİ İLE SÛRİYE VE MISIR'DA YAYILIŞI 47 A. Şeyhü'l-harem Abdülmu'tf Mağribî ve Mekke'de Zeyniyye Tekkesi 47 B. Ebulfütûh Nûreddin Ahmed ve Medine'de Zeyniyye Tekkesi 50 C. Mevlânâ Muhammed Horasânî ve Mekke-Medîne-Halep Hattı.. 56

4 D. Abdlilkerîm Halîfe ve Halep'te Zeyniyye Tekkesi 58 E. Seyyid Safiyyüddin Îcî ve Hicaz-Sûriye-Mısır Üçgeni 60 F. Ahmed b. Fakih Ali Dimyâtî ve Salâhiye-Siryakosa Hânkâhları G. İbnü'l-Hümâm ve Eşrefiyye-Şeyhûniye-Müeyyediyye Hânkâhları 65 H. Emînüddin Aksarâyî ve Mısır'ın Medrese-Dergâhları 68 KISALTMALAR IH. ZEYNİLİĞİN ANADOLU VE RUMELİ'DE YAYILIŞI 69 A. Şeyh Muhammed 69 B. Abdürrahim Rûmî/Merzifonî 71 C., Abdüllatîf Kudsî/Makdisî Muslihuddin Halîfe ve Edirne'de Zeyniyye Tekkesi Şeyh Sinan Ferevî ve Ferecik'te Zeyniyye Tekkesi Molla Fenârî Mevlâ Musannifek Tâceddin İbrâhim Karamânî ve Bursa Zeyniyye Hânkâhı Pîrî Halîfe Hamîdî ve Eğirdir'de Zeyniyye Tekkesi Âşıkpaşazâde ve  ık Paşa Külliyesi Şeyh Vefâ ve Vefâiyye-i Zeyniyye 130 D. Diğer Zeynîler 159 İKİNCİ BÖLÜM ZEYNÎLİĞİN ÂDÂBI VE ÖZELLİKLERİ I. Şeyhe Bîat ve Tarîkata Giriş 170 II. Şeyh-Mürid İlişkisi, Râbıtk ve İstimdât 172 III. Zühd Anlayışı, Seyru Sülük ve Nefis Terbiyesi 175 IV Zikir Şekli ve Evrâd 178 V Mürîdin Yirmi Dört Saati ve Halvet Hâli 181 VI. Şerîat-Hakîkat Birlikteliği ve Ehl-i Sünnet Çizgisi.187 VII. Tevhid Anlayışı: Vahdet-i Vücûd ve Vahdet-i Şühûd 189 SONUÇ: ZEYNİLİĞİN TESİRİNİ YİTİRİŞİ 195 BİBLİYOGRAFYA 203 İNDEKS 215 BSOAS Bulletin of the School of Oriental and African Studies DBİA Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi DI Der islam DİA Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi İA İslâm Ansiklopedisi, Milli Eğitim Bakanlığı yayını İAD İslâm Araştırmaları Dergisi/Turkish Journal oflslamic Studies KAM Kubbealtı Akademi Mecmuası. OA Osmanlı Araştırmaları/The Journal of Ottoman Studies TD Târih Dergisi TM Türkiyat Mecmuası TTEM Türk Târih Encümeni Mecmûası VD Vakıflar Dergisi

5 ÖNSÖZ tkisini asırlar boyu devam ettiren tasavvuf ekolleri olduğu gibi, belli bir süre etkili olduktan sonra târihteki yerini alan ekoller de vardır. Araştırmamızın konusunu teşkil eden Zeynılik, XV Yüzyılda ortaya çıkışının ardından kısa sürede üç kıtaya yayılarak halkla birlikte üst düzey âlim ve yöneticilerin de dikkatini çekmeyi başardığı halde, iki asır sonra tesirini yitirmiş olan ekollerdendir. Ortaya çıktığı Herat şehrinden Horasan, Anadolu, Rumeli, Ortadoğu, Hindistan ve Kuzey Afrika'ya yayıldığı tesbit edilen bu ekolün bugün izine pek rastlanmamaktadır. Zeynîliğin târih içindeki rolünün bu çalışmayla gün ışığına çıkarılmış olması, kanaatime göre tasavvuf târihine olduğu kadar ilmiye ve siyâset târihlerine de önemli katkılar sağlayacaktır. Faal olduğu asırlarda aydınlar ve bürokratların gözdesi haline gelen Zeynılik hakkında şimdiye kadar Ö. T. İnançer- M. B. Tanman ortak imzasıyla yayınlanan Türkçe bir ansiklopedi maddesi (DBÎA, VII, ) ve Alman Türkolog H. J. Kissling tarafından hazırlanan Almanca bir makalenin ("Einiges über den Zejnîje Orden im Osmanischen Reiche", Der islam, XXXIX [1964], s ) dışında müstakil bir çalışma yapılmamıştır. Bu çalışmalarda da tarikatın yalnızca Osmanlı

6 topraklarındaki serüveni özetlenmiştir. Ayrıca Kissling'in makalesinde bir takım yanlışlıkların yanı sıra kasıtlı saptırmaların olduğu da dikkat çekmektedir. Bu tür yanlışlıklara ve saptırmalara yeri geldikçe elinizdeki araştırmada işaret edilmiştir. Eserin giriş kısmında Zeynîliğin kurucusu Şeyh Zeynüddin Hâfî ve ona ulaşan tarîkat zinciri üzerinde durulmuş, böylece ekolün ana tarikatlardan hangisi ya da hangilerinin neşvesine sahip olduğu gösterilmeye çalışılmıştır. Birinci bölümde Hâfî'nin halîfeleri vasıtasıyla ayrı ayrı devam eden sisilelerin yayıldığı coğrafyalar tesbit edilmiş ve buralarda kurulan tekke, zâviye, câmî, medrese vb. kurumlardaki tarîkat faaliyetleri kaydedilmiştir. Bu sırada çoğu ilm-i zâhire de vâkıf olan şeyhlerin eserlerine; husûsiyle tasavvufî mahiyette olanların muhtevasına işâret edilmiştir. İkinci bölüm Zeynîliğin tasavvuf ekolleri arasındaki yerini gösteren özellikleri ve âdâbma ayrılmıştır. Bu bölümde başta Zeynüddin Hâfî olmak üzere ileri gelen Zeyniyye mensuplarının eserlerinden yararlanılmıştır. Sonuç kısmında ise Zeynîliğin neden uzun süre etkisini sürdüremediği husûsu üzerinde durulmuştur. Böyle bir eserin ortaya çıkmasında özellikle kıymetli hocam Prof. Dr. Mustafa Tahralı ile değerli Osmanlı tarihçisi Prof. Dr. Mehmed İpşirli'nin tavsiye ve teşviklerinin önemli etkisi olmuştur. Her ikisine de içten saygılarımı ve teşekkürlerimi sunmak isterim. Çalışmam sırasında muhtelif yardımlarını gördüğüm değerli meslekdaşlarım Doç. Dr. Şükrü Özen ile Dr. Necdet Tosun'a da burada şükranlarımı arzetmeliyim. Ayrıca eserin neşrini üzerine alan İnsan Yayınları'na da müteşekkirim. Daha başka çalışmalar için Allah'tan "gayret" ve "tevfik" niyaz ediyorum. Zira gayret de O'ndan tevfik de... Doç. Dr. Reşat ÖNGÖREN Büyük Çamitca/Üsküdar 28 Şubat 2003 GİRİŞ ZEYNİLİĞİN DOĞUŞU I. ZEYNÎLİĞİN SİLSİLESİ /^eynîlik ana tarikatlardan Sühreverdiyye'nin bir kolu olup, adını kurucusu Zeynüddin Hâfî'den almıştır. Şeyh Zeynüddin'in tarîkat silsilesi Şeyh Nûreddin Abdurrahman Şibrîsî (veya Şirsî) Mısrî > Şeyh Cemâleddin Yûsuf Acemî Gûrânî > Şeyh Hüsâmeddin Hasan Şimşîrî > Şeyh Necmeddin Mahmud Isfehânî > Şeyh Nûreddin Abdüssamed Natanzî vâsıtasıyla Sühreverdiyye tarikatının kurucusu Şihâbüddin Ömer Sühreverdî'ye ulaşır. 1 Bü silsile tesbit edilebildiği Lamiî Mahmud Çelebi, Nefehâtü'l-üns tnin hazarâti'l-kuds Tercümesi, İstanbul 1980, s. 551, ; Safâyî, Manzûme-i Vasâyâ-yı Şeyh Vefâ, Süleymâniye Ktp., Ayasofya, nr. 2154, vr. 17b, 18b; Taşköprîzâde Isâmüddin Ahmed, eş-şekâiku'n-nu'mâniyye fî ulemâi'd-devleti'l-osmâniyye (nşr. Ahmed Suphi Furat), İstanbul 1985, s. 68; Nev'îzâde Atâî, Hadâiku l-hakâik fî tekmileti'ş,- Şekâik (nşr. Abdülkadir Özcan), II, İstanbul 1989, s. 63; Baldırzâde Mehmed, Vefeyâtnâme, Süleymâniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1381, vr. 119b-120a; Safiyyüddin Ahmed Kuşâşî, es-simtu'l-mecîd fî selâsili ehli'l-bey'ati ve ilbâsi'l-hırkati ve't-tasavvufi ve sülûki ehli't-tevhîd, Süleymâniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1197, vr. 33a-b, 44a; Sarı Abdullah Efendi, Semerâtü'l-fuâd fi'l-mebdei ve'l-meâd, İstanbul 1288, s ; İsmâil Beliğ, Güldeste-i Riyâz-ı İrfân ve

7 kadarıyla ilk önce Zeyniyye ricâlinden Şeyh Vefa'nın (Muslihuddin Mustafa;, Ö.896/1491) kayıtlarını esas alan Nefehât mütercimi Lâmiî Çelebi (Ö.938/1531) ile 2 Vefâ'nın mürîdi Şâir Safâyî tarafından kaydedilmiştir. Safâyî gibi Lâmiî Çelebi de Şeyh Vefâ ile görüşme imkânı bulmuş olan dönemin önemli müellif-mutasavvıflarındandır. Aynı silsile Şekâik müellifi Taşköprîzâde tarafından da değiştirilmeden kaydedilmiştir. Bununla birlikte Nefehâtü'l-üns'de Şihâbüddin Sühreverdî'nin halîfelerinden birinin Necîbüddin Ali olduğu, Nûreddin Natanzî'nin de Necîbüddin Ali'nin yanında yetiştiği ifâde edilmiş, 3 daha sonraki kaynaklardan Atâî Zeyl'i, es-simtu'l-mecîd, Semerât, Tıbyân, Mirâtü'l-mekâstd, Tabibzâde'nin Silsilenâme\\ ve Vassâf'ın Sefine'sinde verilen silsilelerde Şihâbüddin Ömer Sühreverdî ile Nûreddin Abdüssamed Natanzî arasına Necîbüddin Ali b. Bozguş Şirâzî de konulmuştur. 4 Vefeyât-ı Dânişverân-ı Nâdiredân, Bursa 1302, s (Nâşir tarafından sayfa kenarına kaydedilmiştir); Kemâleddin Harîrîzâde, Ttbyânü vesâili'lhakâik fi beyâni selâsili't-tarâik, Süleymâniye Ktp., Fatih, nr. 431, II, 102a, 107a-b; Ahmed Rif'at, Mir'âtü'l-mahâsıd fîdef'i'l-mefâsid, İstanbul 1293, s ; Mehmed Şemsüddin, Bursa Dargahları Yâdigâr-ı Şemsî I-ll (nşr. Mustafa Kara-Kadir Atlansoy), Bursa 1997, s. 366; Tabibzâde Derviş Mehmed Şükrü b. İsmail, Silsilenâme-i Aliyye-i Meşâyih-i Sûfiyye, Hacı Selim Ağa Ktp., Hüdayî Efendi, nr. 1098, vr ; Hüseyin Vassâf, Sefîne-i Evliyâ-yt Ebrâr, Süleymâniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 2306,1, 263. Güldeste, Tibyan, Tabibzade'nin Silsilenâme'sı ve Sefîne'de Nûreddin Abdüssamed'in nisbesi "Natanzî" yerine "Nazîrî" şeklinde kaydedilmiştir. "Hüsâmeddin Hasan Şimşîrî" de Nuruosmâniye Kütüphânesi'nde bulunan (nr. 2650) bir yazmadaki silsilede "Tâcüddin Hasan Şimşîrî" (vr.4a), Güldeste'de "Hüseyin Şimşîrî", Mir'atü'lmakâstd ile Sefîne'ât "Hüseyin Hüsâmeddin" şeklinde kaydedilmiştir. 2 Şeyh Vefa'nın kendi eliyle yazdığı silsileden istinsah edilmiş bir nüsha Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Kütüphânesi'nde bulunmaktadır (Hakses, nr. 355, vr. 16b). 3 Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s , bk. 1 nolu dipnotta gösterilen yerler. Zeyniyye'nin Nuruosmâniye Kütüphânesi'nde bulunan bir yazmada (nr.2650) kaydedilen Abdürrahîm Rûmî'ye ka-. dar gelen bir silsilesinde de (vr.2b-4b) Necîbüddin Ali'ye yer verilmiştir. Burada şeyhin adı Ali b. Buzgaş (Bozguş değil) şeklinde harekelenmiştir. Yukarıda Şihâbüddin Sühreverdî'ye kadar kaydedilen silsile, içinde Cüneyd-i Bağdâdî'nin de bulunduğu diğer meşâyihle birlikte Hz. Ali'ye ulaşmaktadır. Bu sebeple Şeyh Vefâ silsileyi Sühreverdiyye-i Cüneydiyye-i Aleviyye diye kaydetmiştir. 5 Yine Zeyniyye ricâlinden olan Safiyyüddin Ahmed Kuşâşî'nin kaydettiği tarîkat silsilesi ise Veysel Karam vâsıtasıyla hem Hz. Ali'ye hem de Hz. Ömer'e ulaşmaktadır. Bu silsilede ayrıca İbrahim b. Edhem de vardır. Cüneyd-i Bağdâdî'den îtibâren yukarıya doğru silsile şu şekilde devam etmektedir: Cüneyd-i Bağdâdî > Cafer el-huzzâî > Ebû Ömer Istahrî > Ebû Turab Asker b. el-hıssîn Nahşebî > Şakîk Belhî > İbrâhim b. Edhem > Mûsâ b. Yezid er-râî > Üveys el-karanî > Ömer b. Hattâb / Ali b. Ebî Tâlib. 6 Zeyniyye'nin bir de içinde Cüneyd-i Bağdâdî bulunmayıp Abdülkâdir Geylânî'nin yer aldığı Hz. Ebû Bekir'e varan bir silsilesi vardır. Bu silsileye göre Şihâbüddin Sühreverdî'nin şeyhi olan Ebunnecib Sühreverdî, Kâdiriyye'nin kurucusu Abdülkâdir Geylânî'den hilâfet almıştır. 7 Bu durumda mezkûr silsileyi Sühreverdiyye-i Kâdiriyye-i Bekriyye şeklinde isimlendirmek mümkündür. Zeynüddin Hâfî'nin şeyhi Abdurrahman Şirsî'nin Rifâiyye tarikatından da hilâfeti bulunması sebebiyle Zeyniyye'nin aynı zamanda Sühreverdiyye ve Rifâiyye'yi cem eden bir tarîkat olduğu belirtilmektedir. 8 Rifâiyye'nin kurucusu Seyyid Ahmed Rifâî'ye ulaşan Zeyniyye silsilesi şu şekilde kaydedilmiştir: Şeyh Zeynüddin Hâfî > Şeyh Abdurrahman Şirsî > Şeyh Zahîruddin İsa Mısrî > Şeyh Abdüsselâm Kuleybî > Şeyh Ebulfeth İbrahim b. Ömer b. Ebulferec Fârûkî Vâsıtî > Seyyid Ahmed Rifâî. 9 Halvetiyye Tarîkatı'nın önemli kaynaklarından Lemezâfda ise Zeyniyye ricâlinden Abdüllatff Mahrûk'un (ö. 1009/ ) silsile- 5 Lâmiî, a.g.e., s Kuşâşî, es-simtu'l-mecîd, vr. 44a-b. 7 Lâmiî, a.g.e., s. 562; Safâyî, Vasâyâ, vr. 18b; ayrıca bk. Mir'atü'l-makâsıd, s Tibyân, II, 107b; Vassâf, Sefîne, I, Tibyân, II, 59b-60a; Vassâf, Sefîne, I, 264.

8 si Şihâbüddin Ömer Sühreverdî'nin şeyhi Ebunnecîb Sühreverdî'ye kadar kaydedilmiş ve bu zat vasıtasıyla Zeyniyye silsilesinin Halvetiyye ile birleştiği ifâde edilmiştir. 10 II. ZEYNÎLİĞİN KURUCUSU ŞEYH ZEYNÜDDİN HÂFİ Zeynîlik "Zeynüddin Hâfî" diye meşhur olan Ebu Bekir b. Muhammed b. Muhammed b. Ali tarafından kurulmuştur (1356) yılında Horasan'ın Hâf şehrinde dünyaya gelen Şeyh Zeynüddin, Hicrî sene hesabıyla 81 sene gibi uzun ve bereketli bir ömür sürdükten sonra 2 Şevval 838'de (1 Mayıs 1435) Herat'ta vefat etti. Önce Mâlin köyünde defnedildi ise de daha sonra kabri Dervişâbâd'a nakledildi. 12 Ali Şir Nevâî Nefehaf a yaptığı tercümede şeyhin buradan da Herat'ta bulunan Iydgâh'a (Iydgâh-ı Herat) nakledildiğini ve mezarının yanına büyük bir imârethâne yapıldığını ilâve etmektedir. 13 Zeynüddin Hâfî yetişme döneminde Mâverâünnehir, Horasan, Azerbaycan, Irak, Şam, Mısır, Hicaz bölgelerinde pek çok âlimden ders al- 10 Mahmud Cemâleddin Hulvî, Lemezât-ı Hulviyye ez Lemeât-ı Ulviyye [nşr. Mehmed Serhan Tayşî], İstanbul 1993, s Bazı yerlerde Zeyniyye'nin Halvetiyye'nin bir kolu olduğu şeklindeki ifâdeler bu sebeple olmalıdır. 11 Bâzı kaynaklarda şeyhin adı "Ebu Bekir b. Muhammed..." yerine "Ebu Bekir Muhammed..." şeklinde kaydedilmişse de, Hâfî gerek bâzı eserlerinin başında gerekse halîfelerine verdiği icâzetnâmelerde adını yukarıda belirtildiği gibi yazmıştır. 12 Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s. 550; Taşköprîzâde, eş-şekâik s Ali Şir Nevâyî, Nesâyimü'l-mahabbe min şemâyimi'l-fütüvve (haz. Kemal Eraslan, Doktora tezi), İstanbul 1979, s. 318; ayrıca bk. Emir Seyyid Abdullah, Mezârât-ı Herat (nşr. Fikri Selçûkî), Kabil 1344 hş., s. 89 (Emir Seyyid Abdullah tarafından 1459'da kaleme alınan bu esere daha sonra 1784'te Ubeydullah b. Ebû Saîd Herevî tarafından, 1931'de Muhammed Sıddîk Herevî tarafından ilâveler yapılmış, en son eseri neşre hazırlayan Fikri Selçûkî tarafından da genişçe bir tâlîkât ilave edilerek hepsi birarada yayınlanmıştır); Mecdî Mehmed Eferidi, Hadâiku'ş-Şekâik (eş-şekâiku'n-nu'mâniyye tercümesi, nşr. Abdülkadir Özcan), İstanbul 1989, s. 92. mış ve bir çok şeyhin sohbetine katılmıştır. Onun istifâde ettiği âlimler arasında Celâleddin Fazlullah Tebrîzî, Celâleddin Ebu Tâhir Ahmed Hocendî el-medenî, Sadreddin Ebulberekât Ahmed b. Nasrullah Kazvînî, İbnü'l-Cezerî ve Zeynüddin Irakî gibi zâtlar vardır. Zeynüddin Irakî'den Medine'de İmam Nevevî'nin Kırk Hadis'ini okumuş, ayrıca adı geçen âlimlerin tamâmından icâzet almıştır. 14 Bunların yanı sıra Şihâbüddin Seyrâmî 15 ve Şerif Cürcânî er-razî'den de ders okuduğu anlaşılmaktadır. 16 Sohbetlerine katılıp feyz aldığı şeyhler ise Şihâbüddin Bistâmı, Şerîfüddin İskenderî, Tâyebâdî [Zeynüddin Ebû Bekir], Şihâbüddin Ahmed Fernevî, 17 Kemâl Hocendî, İsmail Sîsî ve son olarak kendisinden icâzet aldığı şeyhi Nureddin Abdurrahman Mısrî'dir. Zeynüddin Hâfî Tebriz'de faaliyet gösteren Şeyh Kemal Hocendî'nin bir müddet hizmetinde bulunduktan sonra Şeyh İsmâil Sîsî'nin hizmetine girmiş ve bu zâtın tavsiyesi üzerine de Mısır'a giderek Şeyh Nureddin Abdurrahman ile buluşmuştur. 18 Hâfî şeyhe mürid olma arzusunu ilk açtığında şeyh kendisinin fakir bir derviş, onun ise bir çok fende imam kabul edilecek ölçüde ilim sâhibi olduğunu belirterek arzusunu kabul etmek istememişse de Hâfî'nin samîmî ve ısrarlı talebi karşısında zikir telkin ederek irşad halkasına dahil etmiştir. 19 Zamânmda "tâliplerin kıblesi" diye tanınan Nureddin Abdurrahman, yukarıda silsileler kaydedilirken de gösterildiği gibi, seyru sülûkünü Cemâleddin Yûsuf Acemî Gürânî'nin yanında ikmâl etmişti. Rivâyete göre tasavvuf yoluna ilk girişi Mısır'da bir başka şeyhe intisap ile gerçekleşmiş, ancak belli bir müddet eğitimden sonra şeyhi kendisine sülûkünü Acem diyarından gelecek bir zâtın elinde tamamlayacağını bildirmiştir. Bu şekilde Yûsuf Acemî'nin eğitimi altına gir- 14 Şemsüddin Muhammed b. Abdurrahman es-sehâvî, ed-dav'u'l-lâmi' li-ehli'lkami't-tâsi', Beyrut ts., IX, ; ayrıca bk. Mezârât-ı Herat, s Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s. 438; Safî Ali b. Hüseyin Vâiz Kâşifi, Reşehât-ı Aynü'l-hayât (trc. M. Şerîf el-abbâsî), İstanbul 1291, s Sehâvî, IX, Sehâvî, IX, H. T. Norris, "The Mir'ât al-tâlibîn by Zain al-dîn al-khawâfî of Khurâsân and Herat", Bulletin of the School of Oriental and African Studies (BSOAS), LIII/1 (1990), s Sehâvî, IX, 261.

9 miş ve yirmi günden az bir süre içinde sülûkünü ikmâl ederek irşad için icâzet almıştır. Yaşı ilerlemiş olduğu için icâzetnâmede Yûsuf Acemî'nin kendisine "birader" diye hitap ettiği belirtilmektedir. 20 Zeynüddin Hâfî, Nureddin Abdurrahman Mısrî'nin yanındaki manevî eğitiminde kemâle ulaştıktan sonra şeyhi tarafından son olarak yedi günlük halvete konmuş ve icâzet almıştır. Şeyhin kendisine yazdığı Arapça icâzetnâmede 21 bu halvetin safhaları şu şekilde anlatılmaktadır: "...Allah Teâlâ yedi günde fazlı ile lütufta bulundu, mevhibeler kapılarını açtı. Dördüncü gecede hakikat makamından tevhid makamına kadar bütün makamların derecelerine yükselterek açılan mevhibe kapılarını daha da arttırdı. Yedinci gün tamamlanmadan önce cem' hâlini müşâhede ederek tefrika kaydından kurtuldu. Yedinci günün bitmesinden sonra ona Zât'taki hakîki tevhid nurları zuhûr etti ki, bu hâle ehl-i hakikat dilinde 'cem'u'l-cem' denir. Şeyh Zeynüddin kuvvetli bir istîdâda sahip olduğu için hâlâ terakkî etmektedir. Ben Cenâb-ı Hak'tan ümid ederim ki, onu o makamın tamâmına eriştirsin, beka-i dâim ile bâkî kılstn, müttakîlere imam yapsın". 22 Zeynüddin Hâfî irşad faaliyetinde bulunmak için memleketine dönerken, şeyhinden aldığı bu icâzeti Bağdat'ta kaybetmiştir. Uzun bir müddet geçtikten sonra Horasan'dan tekrar Mısır'a gitmiş, ne var ki bu sırada şeyhi âhirete göçtüğü için onunla buluşma imkânı bulamamıştır. Ancak şeyhin halvethânesine girdiğinde icâzetnamesini birkaç harf eksiğiyle orada bulmuştur. 23 Sehâvî'nin kaydına göre, Zey- 20 Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s Yaklaşık yarım sayfa kadar olan bu icâzetnâme Nefehât'ta kaydedilmiştir. Bir nüshası da Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kütüphânesi'nde bulunmaktadır (Hakses, nr. 355, vr. lb). 22 Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s ; Taşköprîzâde, eş-şekâik, s Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s. 548; Taşköprîzâde, eş-şekâik, s. 72. Bu olayı anlatan Şeyh Zeynüddin Hâfî devamla halvethânenin mazbut olmadığını, hatta oraya vardığında kapısının bile açık olduğunu belirterek şöyle demektedir: "Acaba halvethânedeki icâzetnâme asıl icâzetnâmenin müsveddesi miydi, yoksa şeyhim nûr-i velâyetle icâzetnameyi kaybedip Mısır'a geri döneceğimi bilerek onu benim için ikinci defa mı yazıp oraya bırakmıştı bilemiyorum? Her hâl ü kârda onun böyle bir halvethânede uzun müddet kalması kerâmetten başka bir şey değildir" (bk. Adı geçen eserlerin belirtilen yerleri). nüddin HâfT'nin Horasan'dan Mısır'a tekrar gidişi şeyhinin emri üzerine gerçekleşmiştir. Zira Şeyh Nûreddin Abdurrahman, Hâfî'riin semâ meclislerine katıldığını haber almış ve tarîkat anlayışı açısından uygun bulmadığı bu davranışından dolayı onu te'dib için elçi gönderip Mısır'a çağırmıştır. 24 A. Zeynüddin Hâfî'nin Horasan'da Kurdurduğu Tekkeler Şeyh Zeynüddin irşad faaliyetlerini memleketi olan Hâf şehrinin Berâbâd köyünde bir hânkâh ile bir tekke (ribat) yaptırarak irşad faaliyetlerini sürdürmüştür. 812 (1409) senesinde hazırlanıp 830 (1427) senesinde tescil ettirildiği anlaşılan vakfiyesinde bu iki dergâhı Hâff kendisinin yaptırdığını belirtmekte ve ayrıca Bâherz şehrinin Serbâlâ mezraasmda bir tekkenin daha yapılmakta olduğunu bildirmektedir. 25 Hâft ayrıca 825'te kaleme aldığı el-vasâya'l-kudsiyye isimli eserinde bir vesileyle Nurâbâd zâviyesinde halvete oturduğundan sözetmiştir. 26 Bu zâviye yukarıda kaydedilen Berâbâd köyündeki hânkâh ve ribattan ayrı üçüncü bir tekke olabileceği gibi, bu iki tekkeden biri de olabilir. Zîrâ Nurâbâd, kaydedildiğine göre, Hâf'm Berâbâd köyünün batısında bulunan bir mezraamn adıdır. 27 Şeyh Zeynüddin, adı geçen vakfiyede ifâde edildiği şekliyle Hâf'ta kurulan iki tekke (hânkâh ve ribat) ile, Bâherz'de yapılmakta olan tekke için Herat'ın Dervişâbâd köyünü, Hâf, Bâherz ve Herat'ta bulunan bir kısım mezraa, bağ ve su kanallarını vakfetmiştir. 28 Öte yandan Şeyh Zeynüddin'in, halîfesi Abdurrahim Rûmî'ye Muharrem 832'de (Ekim 1428) yazdığı icâzetnâmeden Herat'ın Dervişâbâd köyünde de bir dergâhın bulunduğu anlaşılmaktadır Sehâvî, IX, Pâkistan' ın Islâmâbâd şehrindeki Gencbahş Kütüphânesi'nde bulunan bu Arapça vakfiye Mahmud Fâdıl Yezdî Mutlak tarafından neşredilmiştir ("Vakıfnâme-i Zeynüddin Ebû Bekir Hâfî", Mişkât, XXII [1989], s ). Bu vakfiyeden beni haberdâr eden Necdet Tosun'a teşekkür ederim. 26 Zeynüddin Hâfî, el-vasâya'l-kudsiyye, Süleymaniye Ktp., Murad Buharı, nr. 210, vr. 30a. 27 Hâfî, Vaki/nâme, s bk. Hâfî, Vaktfnâme, s bk. Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s. 554.

10 B. Zeynüddin Hâfî'nin İdarecilerle ve Diğer Tarîkat Mensuplarıyla İlişkileri Şeyh Hâfı Horasan bölgesinde başlattığı bu irşad faaliyetleriyle halkın yanı sıra, yöneticilerin ve farklı tarîkata mensup şeyhlerin de dikkatini çeken bir şahsiyet olmuştur. Onun Timur'un oğlu Şah Ruh'la Tebriz sultânı İskender arasında başlamak üzere olan bir savaşı önlemiş olması, 30 devlet adamları nezdindeki etkisini göstermesi bakımından önemlidir. Ayrıca devrin önemli şahsiyetlerinden Emir Kıvâmüddin Sincânî (ö. 25 Zilhicce 819/13 Şubat 1417) ile karşılıklı yazıştıkları da nakledilir. 31 Tarîkat erbabından özellikle Nakşîler'ın Zeynüddin Hâfî ile iyi ilişkiler kurdukları ve görüşlerini büyük ölçüde takdir ettikleri anlaşılıyor. 32 Örneğin Nakşibendiyye'nin kurucusu Bâhâeddin Nakşibend'in önde gelen halifelerinden Muhammed Pârsa ile Hâfî arasındaki dostluğun çok ileri derecede olduğu görülmektedir. Pârsa onun için "Âlim ve âriflerin temizi, sünnet sancağını yücelten, bid'atlerle mücâdele eden, şerîat, tarîkat ve hakîkat yolunun yolcusu, kalplere şifâ veren, efendimiz, mevlâmız..." gibi ifâdeler kullanırken, 33 Hâfî de Pârsa için "Avâm ve havâssın mürşidi, şeyhü'l-ıslâm, ulemânın önderi, evliyânın zübdesi" gibi tâbirler kullanmıştır. Muhammed Pârsa 822 (Ocak 1420) senesinde hac sonrası uğradığı Medine'de vefat ettiğinde, o târihte Mısır'da bulunan Zeynüddin Hâfî bir mezar taşı hazırlatarak Pârsa'nın kabri başına götürüp dikmiştir. 35 Bir başka Nakşibendî şeyhi Nizâmeddin Hâmuş'un, gördüğü bir kısım rûyâların yorumu için mürîdi Sa'deddin Kaşgarî'yi Zeynüddin Hâfî'ye göndermiş olması da Hâfî'nin Nakşîler nezdindeki îtibârını ortaya koyan bir başka husustur. Şöyle diyor mürîdini gönderirken Nizâmeddin Hâmuş: "Ol vâkıalardan çok havf eyleme (korkma). Çün gidersin onları Mevlânâ Zeynüddin Hazretlerine arzeylersin ki, o merd-i müteşerrîdir ve câdde-i sünnet üzere sâbittir." 36 I Bâzı kaynaklarda Akşemseddin'in Hacı Bayram'a mürid olmadan önce Zeynüddin Hâfî'ye intisap etmek için yola çıkıp Halep'e kadar gittiği kaydedilmektedir. 37 O dönemde Hâfî'nin Anadolu'daki şöhretini göstermesi halamından oldukça önemli olan bu hâdise, Akşemseddin üzerine müstakil bir çalışma yapan Ali İhsan Yurd tarafından imkansız görülmüştür. Yurd'un ileri sürdüğü en önemli gerekçe Akşemseddin'in bir eserinde Zeynüddin Hâfî'yi tenkit etmiş olmasıdır. 38 Bize göre bu isâbetli bir gerekçe değildir. Zira tasavvuf târihinde, önceden beğenmeyip tenkit ettiği bir şeyhe daha sonra bir vesîleyle mürid olan bir çok kimse vardır. Ancak bu olayı kaydeden müelliflerden Lâmiî ve Taşköprîzâde hâdisenin meydana geldiği târihle alâkalı herhangi bir şey söylemezken, eserini bu iki müelliften sonra kaleme alan Enîsî 840 târihinde meydana geldiğini belirtmiştir. Eğer bu târih doğru kabul edilecek olursa o zaman Ali İhsan Yurd'un kanâatini kabul etmek gerekir. Zira Zeynüddin Hâfî'nin belirtilen târihten iki sene önce; 838'de vafat ettiği bilinmektedir. ^ 30 Sehâvî, IX, Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s ; Nevâî, Nesâytm, s Nakşibendiyye'nin kurucusu Bâhâeddin Nakşibend'in (ö. 791/1389) bir hac yolculuğu sırasında Herat'a uğrayıp Zeynüddin Hâfi'yi ziyaret ettiğine dair bilgiyi (Hamid Algar, "Bâhâeddin Nakşibend", DIA, IV, 459) ihtiyatla karşılamak gerekir. Nitekim Reşehât Tercümesi'nde onun Herat'ta ziyaret ettiği zatın adı "Zeynüddin Ebu Bekir Tâibâdî [Tâyebâdî?]" şeklinde kaydedilmiştir ki (s 81) bu zât, yukarıda belirtildiği gibi, Hâfî'nin sohbetlerine katılıp feyz aldığı şeyhlerdendir. Aynı eserin bir çok yerinde Zeyniyye'nin kurucusu olan Şeyh Zeynüddin ise "Hâfî" nisbesiyle anılmaktadır. 33 Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s Zeynüddin Hâfî, Menhecü'r-reşâd, Süleymâniye Ktp., Ismıhan Sultan, nr. 283, vr. 63a.. u 35 Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s. 433; Reşehât Tercümesi, s. 92; Mecdı, s C. Zeynüddin Hâfî'nin Zeynîlik Prensiplerini Ortaya Koyduğu Eserleri Zeynüddin Hâfî irşad faaliyetlerini muhtelif bölgelere yaptığı seyahatler sırasında oluşturduğu sohbet meclislerinin yanı sıra tasavvuf 36 Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s. 442; Reşehât Tercümesi, s Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s. 685; Taşköprîzâde, eş-şekâik, s ; Emir Hüseyin Enisî, Menâktb-t Akşemsedditı (nşr. Ali İhsan Yurd-Mustafa S. Kaçalin, Akşemsedditı Hayatt ve Eserleri içinde), İstanbul 1994, s. 130; Hoca Sa'deddin Efendi, Tâcü't-tevârîh, İstanbul , II, Ali İhsan Yurd, Akşemsedditı Hayatı ve Eserleri (Düzeltme ve eklemelerle yayına sunan Mustafa S. Kaçalin), İstanbul 1994, s

11 prensiplerini ve tarikatın âdab ve erkânını anlattığı eserler kaleme almak suretiyle de sürdürmüştür. Onun yazdığı eserler arasında ehvasâya'l-kudsiyye'nin tarîkatm temel esaslarını belirlemesi bakımından ayrı bir önemi vardır. Bir çok nüshası bulunan bu eseri Hâfî müridlerinin talebi üzerine 825'te (1422) Kudüs'te müsvedde olarak kaleme almış, daha sonra Horasan'a gittiğinde bâzı kısımlarını değiştirerek son şeklini vermiştir. 39 Kudus'te yazıldığı için Kudsiyye nisbesiyle anılan bu Arapça eserin sonraki yıllarda özetlenerek istinsah edildiği de görülmektedir. 40 Eser Hâfî'nin ileri gelen halîfelerinden Muhammed Tebâdegânî 41 ve Zeyniyye ricâlinden Hacı Halîfe Bursevî tarafından Türkçe'ye tercüme edilmiştir. 42 Eserin Türkçe'ye yapılmış daha başka tercümeleri de vardır. Mütercimleri tesbit edilemeyen bu 39 Eserin nüshaları için bk. Nuruosmâniye Ktp., nr. 2650, vr. 5b-lllb (istinsah: Edirne 868, küçük boy, 9 satır); Süleymâniye Ktp., Murad Buhârî, nr. 210, vr. 2b-44b; Ayasofya, nr. 37, vr. 66b-90b; Ayasofya, nr. 2155, vr. lb-63a; Esad Efendi, nr. 3537, vr. 44b-75b; Reşid Efendi, nr. 1162, vr. 121b-170b; Köprülü Ktp., nr. 1231, vr. 5b-48b. Eseri önce müsvedde olarak kaleme aldığını ve bâzı kısımlarını Horasan'da değişitirdiğini müellif eserin içinde ifâde etmektedir (bk. Süleymâniye Ktp., Murad Buhârî, nr. 210, vr. 37b, 44b). Eseri Kudüs'te 825'te tamamlandığı ise, müellif nüshasıyla mukabele edilmiş olan bir nüshanın sonunda kayıtlıdır (bk. Süleymâniye Ktp., Darulmesnevî, nr. 157, vr. 37b). Eser Keşfü'z-zunûn'Az yukarıda kaydedildiği şekilde Vasâya'î-Kudsiyye ismiyle Zeynüddin Hâfî'ye nisbet edildikten sonra (Kâtip Çelebi, Keşfü'z-zunûn an esâmi'l-kütüb ve'l-fiinûn [nşr. Kilisli Muallim Rifat-Şerefeddin Yaltkaya], İstanbul / , II, 2012) Keşfü'z-zunûn'un zeyli îzâhu'l-meknûn'da Vasıyyetü'l-ârifîn diye de bir eserin Hâfî'ye nisbet edilmiş olması (Bağdatlı İsmail Paşa, İzâku'l-meknûn fi'z-zeyl alâ Keşfü'z-zunûn an esâmi'l-kütüb ve'l-fünûn [nşr. Kilisli Muallim Rifat-Şerefeddin Yaltkaya], İstanbul , II, 711), bunların farklı risâleler olduğunu hâtıra getirmekteyse de bu hususta kesin bir bilgi elde edilememiştir. 40 Mesela bk. Süleymâniye Ktp., Kasîdecizâde, nr. 757, vr. 13b-16b. 41 Nevâî, Nesâyim, s bk. İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Nuri Ergin, nr. 1273, vr. (23b-126a); nr. 920, vr. (lb-77b). Mütercim olarak kaydedilen Hacı Halîfe Bursevî muhtemelen Kastamonulu Şeyh Abdullah (Ö.894/1489) olmalıdır. Bursa'da Abdüllatîf Kudsî'nin açtığı dergahta Tâcüddin İbrahim Karamâ? nî'den sonra posta oturduğu bilinen bu zât Hacı Halîfe diye tanınmıştı. tercümelerin bir kısmında metne sâdık kalınmış, 43 bir kısmında ise bâzı ilâve açıklamalara yer verilmiştir. 44 Hâfî'nin 825'te Kudüs'te Vasâya'l-Kudsiyye'nm yanı sıra kaleme aldığı bir başka eseri Silsiletü'ssûfiyye' dir. 45 ^Zeynüddin Hâfî bir diğer eseri Menhecü'r-reşâd.'ı ise Farsça olarak Herat'ta kaleme almıştır. Ehl-i Sünnet inancı ve buna uygun tarîkat anlayışının anlatıldığı bu eserin tam adı kapağında "Menhecü'r-reşâd fî îtikâdi'l-ibâd" şeklinde kaydedilmişse de, giriş kısmında müellif adını Arapça-Farça bir terkiple "Menhecü'r-reşâd râ Vâsıta-i Salâh-ı Itikâd -ı İbâd" şeklinde kaydetmiştir. 4^ Vasâya'l-Kudsiyye gibi bu eser de Hâfî'nin tasavvufî görüşlerini ve tarîkat anlayışını yansıtması bakımından oldukça önemlidir. Zeynüddin Hâfî tarîkatta okunacak "evrâd" ve "hizb"i de Arapça küçük bir risâle hâlinde kaleme almıştır. Sabahları okunan virdler "Hâzâ evrâdü's-subh" şeklinde kaydedilmiş, peşinden "Hâzâ hizbü'l-mev'ûd" başlığıyla diğer okunacak duâlar kaydedilmiştir. 47 Bu virdler iki cildlik bir duâ mecmuasının ikinci cil- 43. bk. Millet Ktp., Ali Emîrî/Şer'iyye, nr. 1347, vr. 2b-110a (Bu tercüme cümle cümle yapılmıştır); Süleymâniye Ktp., Darulmesnevi, nr. 158, vr. lb-45a (Bu tercümenin baş tarafında (2a) mütercim, eserin daha önce bir zât tarafından tercüme edildiğini, fakat burada müellifin bâzı görüşlerinin tam yansıtılmadığını ileri sürmüş ve bu sebeple tekrar tercüme ettiğini belirtmişti). 44 bk. Süleymâniye Ktp., Hekimoğlu, nr. 438, vr. 335b-384b (Bu tercümede özellikle İbnü'l-Arabî'nin "hatmü'l-velâye" görüşüyle ilgili yapılan açıklama dikkat çekmektedir); İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Nuri Ergin, nr. 845, vr. lb-64b; Millet Ktp., Ali Emîrî/Şer'iyye, nr. 876, vr. lb-30b. 45 Cari Brockelmann, Geschichte der Arabischen Litteratur Supplementband, Leiden 1938, II, Süleymâniye Ktp., İsmihan Sultan, nr. 283, vr. 4b-77a; Hacı Mahmud, nr. 2829, vr. lb-45a. Hacı Mahmud nüshasının kapağında Arapça şöyle bir dörtlük vardır: Yâ sâlike mesleki'l-ibâd / Da' minke tarîkate'l-inâd Fi sıhhati mezhebin ve dîn / Yekfî bike Menhecü'r-reşâd. (Ey sâlik! Din ve mezhep hakkında sağlam bilgi için Menhecü'r-reşâd sana yeter) 47 Süleymâniye Ktp., Murad Buharî, nr. 2100, vr. 82b-85a. 48 [Mecmûa], (nşr. Osman Salahaddin b. Nâsıru's-Seyyid Abdülbâkî Dede), ts., II,

12 di içinde Evrâd-t Şerife-i Zeyniyye adıyla neşredilmiştir. 48 Bu evradı Alâeddin Ali b. Mûsa Koçhisârî (Ö.841/ ) şerhetmiştir (Şerhti Evrâdi'z-Zeyniyye). 49 Evrâdm ayrıca meşhur âlim Kutbuddin İznikî'nin oğlu Mehmed İznikî tarafından Tenvîru'l-evrâd ismiyle Arapça olarak yapılmış bir şerhi daha bulunmaktadır.^0 Bu şerhte İznikî, virdlerin mânâsını açıklarken bunların kişiye sağladığı faydalar, belli adetlerde ve düzende okunmasının hikmetleri üzerinde de durmuştur. Zeynüddin Hâfî'nin tesbit edilebilen diğer eserleri, tarîkat ehli için gerekli olan bir kısım nasîhatları kaydettiği Arapça Mir'atü't-tâlibîn'i, 51 mürîdin davranışlarını, tarikatın rükünlerini, tasavvufun edeplerini ve makamları kısa maddeler hâlinde anlattığı Farsça Adâbü's-sûfiyye'si, 52 halîfelerinden Ahmed Semerkandî'ye 821'de (1418) Herat'ta yazdığı nasihatlerden oluşan Arapça bir risâlesi 53 ile zühdle alâkalı 825'te kaleme aldığı bildirilen bir risâlesidir. 54 Zeynüddin Hâfî'nin telif ettiği bu eserlerin yanı sıra 826'da Dervişâbâd'da Şihâbüddin Sühreverdî'nin Avârifü'l-maârif me hâşiye yazdığı belirtilmekte- 49 Keşfü'z-zunûtı, I, ; Bağdatlı îsmâil Paşa, Hediyyetü'l-ârifîn esmâü'lmüellifîn ve âsâru'l-musanniftn (nşr. Kilisli Muallim Rifat-İbnülemin Mahmud Kemal), İstanbul ,1, 731; Bursalı Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri, İstanbul 1333, 1, 352. s0 Süleymaniye Ktp., Amcazâde Hüseyin Paşa, nr. 290, vr. lb-37b. Rebîulâhir 863 (Şubat 1459) tarihini taşıyan bu nüshadan başka eserin Süleymaniye Kütüphânesi'nde bir çok nüshası bulunmaktadır (Mesela bk. Laleli, nr. 1593, vr. lb-54a; Halet Efendi, nr. 797, vr. 87b-122b). Mecdî, Sultan II. Murat devri âlimlerinden Balat kadısı Abdüllâtif Efendi için "Ve dahî Evrâd-ı Zeyniyye'yi bir güzel kitab eyledi" demektedir (Şekâik Tercümesi, s. 124). Bu ifâde ile kastedilenin tercüme mi? şerh mi? yoksa istinsah mı? olduğu tam anlaşılamamıştır. 51 H. T. Norris, "The Mir'ât al-tâlibîn by Zain al-dîn al-khawâfı of Khurâsân and Herat", Bulletin of the School of Oriental and African Studies (BSOAS), LIII/1 (1990), s H. T. Norris iki buçuk sayfa kadar olan bu eseri İngilizce tercümesi ve kısa bir değerlendirme yazısıyla birlikte adı geçen makale içinde neşretmiştir. 52 bk. Süleymaniye Ktp., Uşşâkî, nr. 23, vr. 78b-82b. 53 bk. Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1391, vr. 84a-87b. 54 Cari Brockelmann, Geschichte der Arabischen Litteratur, Leiden 1938, II, 266. dir. 55 Sehâvî'nin bir kaydından onun Farsça şiirler yazdığı ve talebelerine derste bunların açıklamasını yaptığı anlaşılmaktadır. 56 Molla Câmî onun Emir Kıvâmüddin Sincanî ile yaptığı yazışmalar sırasında kaleme aldığı Farsça beyitlerinden bir kaçını açıklamalarıyla birlikte kaydetmiştir. 57 Ayrıca Vasâya'l-Kudsiyye'nin bir yerinde (vr. 37b) Hâfî, âlem-i kebîr ile âlem-i sağîri, bu iki âlemin birbirleriyle ve Allah'ın sıfatlarıyla irtibâtını, yaratıcının insanı bu âlemlerden süzmesini (ıstıfâ) ve onu mazhar-ı irfan kılmasını anlatan bir risâle yazacağını haber vermişse de, anlaşıldığı kadarıyla bunu gerçekleştirme fırsatı bulamamış, ancak onun bu arzusu daha sonra Zeyniyye ricâlinden Mustafa b. Muallim'in ilgili konu hakkında 22 Ramazan 909'da (9 Mart 1504) mâna âleminde kalbine ilham olunan bilgileri yazması suretiyle gerçekleşmiştir. Müellif girişte eserini Hâfî'nin arzusunu yerine getirmek için kaleme aldığını belirtmektedir. Arapça üç varaktan ibaret olan ve bir nüshası Köprülü Kütüphânesi'nde bulunan bu eserin başında yine Arapça olarak "Hâzâ Risâletün mev'ûdetün an işâreti'ş- Şeyh Zeynüddin Hâfî" ibâresi yazılıdır. 58 Hâfî adı geçen Vasâyâ'nm sonunda da (vr. 43 a) tevhîdin mertebeleri, tevhid, ittihad ve vahdet arasındaki fark, tecellî-i Zât ve tecellî-i sıfatın mertebeleri v.b. konularla ilgili bir risâle yazmayı planladığını belirtmektedir. Muhtemelen bu planı, işâret edilen konuları da ihtivâ ettiği görülen Menhecü'r-reşâd isimli eserini kaleme almak sûretiyle gerçekleştirmiştir. 55 Hâşiyenin bir nüshasının İran Senato Kütüphânesi'nde 3355 numarada kayıtlı olduğu belirtilmektedir (Bu bilgiyi Ebu Mansur Abdülmü'min İsfehânî'nin Farsça Avârif tercümesini bir mukaddime ile neşreden [Avârifü'l-maârif, Tahran 1985] Kasım Ensârî vermiştir, bk. Mukaddime, s. 18). Mahmud Fâdıl Yezdî Mutlak ise nüshanın Meclis-i Şûrây-ı İslâmî [Millî?, Tahran] Kütüphânesi'nde 3255 numarada kayıtlı olduğunu belirtmektedir (bk. Hâfî, Vaktfnâme, s. 188); ayrıca bk. Süleyman Uludağ, "Avârifü'l-maârif", Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DIA), IV, Sehâvî, IX, bk. Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s ss bk. Köprülü Ktp., nr. 1231, vr. lb-3b.

13 BİRİNCİ BÖLÜM ZEYNÜDDİN HÂFÎ'NİN HALÎFELERİ VE ZEYNÎLİĞİN YAYILIŞI

14 ı I O öhreti daha hayatta iken çok geniş bir çevreye yayılmış olan Zey- T nüddin Hâfî, zamâmnın çoğunu mürid yetiştirmeye ayırmıştır. Yetiştirip icâzet verdiği halîfeleri vâsıtasıyla mesajını özellikle Horasan, Anadolu, Rumeli ve Hicaz bölgeleri ile Sûriye, Mısır ve Hindistan'da önemli bir kitleye ulaştırmayı başardığı görülmektedir. İleri gelen halîfeleri ve bunların faaliyet alanları üzerinde ileride genişçe durulacak olan Hâfî'den icâzet alanlar arasında yeğeni Alâeddin b. Seyyid Afîfüddin 1 ve muhtemelen, oğlu Şeyh Yahya da bulunmaktadır. 2 Ayrıca f I 1 / 1 Sehâvî, IX, Nevâî, Nesâyim, s Şeyh Yahya'dan bahseden Ali Şir Nevâî, onun babasından icâzet aldığını açıkça belirtmemiştir. Ancak ifâdelerinden bunu çıkartmak mümkün olmaktadır. İlgili bölümde onu "Şeyh Yahya kaddesallahu taâlâ sırrehu" başlığı ile kaydedip, Zeynüddin Hâfî'nin oğlu olduğunu ve zühd ve takvâda çok ileri dereceler elde ettiğini belirttikten sonra mürid yetiştirmekle meşgul olmadığını söylemiştir. Şeyh olarak takdim edildiği halde mürid yetiştirmekle meşgul olmadığı belirtildiğine göre, irşâd için izinli olmadığı anlaşılmaktadır. Tarîkat icâzetini babasından almış olmalı ki, ayrıca intisap ettiği bir şeyhin adı zikredilmemiştir. Zeynüddin Hâfî daha önce temas edilen vakfiyesinde vakıf gelirlerinin sarfedileceği yerleri zikrederken çocukları ve eşi-

15 dönemin tanınan âlimlerinden Hâce Şemsüddin Muhammed Kûsevî (Ö.21 Cemâziyelevvel 863/26 Mart 1459), 3 Mevlânâ Şemsüddin Muhammed b. Esed (ö. 8 64/1460), 4 meşhur âlim Şemsüddin Serahsî'nin oğlu Mevlânâ Ebulhayr Ahmed (Ö.887/1482), 5 allâme Ahmed b. Şa'bân b. Şihâbüddin (Ö.916/1510), 6 Seyyid Ali Horasânî 7 Hâfî'ye mürid olanlardandır. Sehâvî'nin kaydına göre Zeynüddin Hâfî 824'te (1421) Kahire'de bulunduğu sırada bir çok kimse ile birlikte İzzeddin Hanbelî'ye de zikir vermiş, ayrıca Cemâleddin Mürşidî el-mekkî, Cemal b. Celal Neyrizî ve Tâvusî (Ebulfütûh Nûreddin Ahmed b. Abdullah, ö. 861/1457 civârı) gibi âlimler de onun sohbet meclislerine katılmışlardır. Tâvusî ondan diğer bâzı talebeleriyle birlikte Farsça şiirlerini okumuştur. 8 Ayrıca Şeyh Hâfî yukarıda belirtilen tarihte Mısır'a gittiğinde meşhur hadis hâfızı İbn Hacer Askalânî'nin (ö. 852/1449) onu karşılama sadedinde övücü iki beyit söylediği, şeyhin de ona üç beyitle karşılık verdiği kaydedilmiş, ancak İbn Hacer'in şeyhe intisap edip etmediğinden söz edilmemiştir. 9 nin adını da zikretmiştir. Burada Yahya'nın tam adının Nizâmeddin Yahyâ olduğu görülmektedir. Diğerlerinin isimleri şöyledir: Nûreddin Muhammed, Burhâneddin İbrâhim, Şihâbüddin İsmâil, Âişe, Fâtıma ve Mübâreke. Eşinin adı ise Fâtıma Cânî Hân şeklinde kaydedilmiş ve merhum melik İhtiyâruddin es-selûmedî'nin kızı olduğu belirtilmiştir (Hâfî, Vaktfnâme, s. 197). Erkek çocuklarının adını Sehâvî de kaydetmiştir (bk. ed-dav'u'l-lâmi', IX, 260) 3 Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s. 565; Nevâî, Nesâyim, s Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s. 512; Nevâî, Nesâyim, s Nevâî ismi "...Muhammed b. Esed" şeklinde değil de "...Muhammed Esed" şeklinde kaydetmiştir. 5 Nevâî, Nesâyim, s Ali Şir Nevâî ayrıca Mevlânâ Tâcüddin Ahmed Şicenî'nin önceleri Zeynüddin Hâfî'nin mürîdi iken daha sonra Nakşibendiyye'den Sa'deddin Kaşgarî'ye intisap ettiğini belirtmektedir (Nesâyim, s. 407). 6 Necmeddin Gazzî, el-kevâkibü's-sâire bi a'yâni'l-mieti'l-âşire (nşr. Cebrâil Süleyman Cebbûr), Beyrut 1979,1, Gazzî, el-kevâkib, II, 145. Gazzî'nin kaydına göre Seyyid Ali Horasânî Kadiriyye, Sühreverdiyye ve Rifâiyye'den hırka giymiş olan Haleb şeyhu'ş-şuyûhu Zeynelâbidîn el-cezerî'ye Zeyniyye adına bîat alma salahiyeti vermiştir (bk. aynı yer). 8 Sehâvî, IX, Sehâvî, IX, 261; İbnü'l-Hanbelî Radıyyüddin Muhammed Halebî, Dürrü'lhabeb fi târihi âyâni Haleb (thk. Mahmud el-fâhûrî-yahyâ Zekeriyya Ubbâde), Çok küçük yaşında Hâfî'nin şeyhi Abdurrahman Şirsî'den zikir aldığı belirtilen ulemâdan Ebulfeth Şemsüddin İskenderî de (Mühammed b. Atıyye el-iskenderî, ö. 18 Zilhicce 906/ 5 Temmuz 1501) Zeynüddin Hâfî'den hırka giyenlerdendir. 10 Hızırnâme isimli manzum eserin sâhibi Hamîd-ili'nden Muhyiddin Çelebi (ö.l476'dan sonra) ise Hâfî'ye müntesip olduğunu eserinde belirtmektedir. 11 Süleymâniye Kütüphânesi'nde bulunan (Dâru'l-Mesnevî, nr. 158) Zeynüddin Hâfî'ye ait Vasâya'l-Kudsiyye isimli eserin müellif nüshasıyla mukabele edilmiş nüshasının kapağındaki bir kayıtta, Tebriz'de vaaz ve nasîhatla meşgul olan Şeyh Mahdûmî diye bir Zeyniyye şeyhinin bulunduğu ifâde edilmiştir. Mürşidi belirtilmeyen bu zâtın da Hâfî'nin yanında yetişmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Nüzhetü'l-havâtır''âz meşhur kıraat âlimlerinden olduğu bildirilen ve 130 yıl yaşadığı nakledilen Şeyh Abdülmelik el-gaznevî'nin de (ö. Receb 956 / Temmuz-Ağustos 1549) Herat'ta Zeynüddin Hâfî'ye intisap ettiği, uzun müddet hizmetinde bulundutan sonra icazetle adı geçen şehirde faaliyet göstermekte iken şöhretini duyan Sikender Şah tarafından Hindistan'a davet edildiği, Agra'ya yerleşerek pek çok Hintlinin kendisine mürid olduğu belirtilmiştir. 12 Ancak Zeynüddin Hâfî 1435'de vefat ettiğinde on iki yaşlarında olması gereken Abdülmelik'in şeyhin yanında sülûkünü tamamlamış olması mümkün değildir. Bununla birlikte çocukluğunda Hâfî'nin sohbetlerine katıldığı, daha sonra halîfelerinden birinin yanında yetiştiği düşünülebilir. Nitekim aynı kaynakta onun kıraat ilmini Herat'ta Şeyh Mahmud Tebâdegânî'den öğrendiği nakledilmektedir. 13 İleride kaydedileceği gibi Hâfî'nin ileri gelen iki âlim halifesinden birinin Şeyh Muhammed Tebâdegânî olduğu biliniyor. Eğer burada Muhammed yerine yanlışlık- Dımaşk 1973, I (ikinci kısım), 840; Muhammed Râgıb et-tabbâh, î'lâmü'tınübelâ bi târihi Halebe'ş-gehbâ, Halep 1925, V, İbn Hacer ve Şeyh Hâfî'nin söylediği şiirler bu eserlerde kaydedilmiştir. 10 Gazzî, el-kevâkib, I, Ahmet Yaşar Ocak, "Hızırnâme", DÎA, XVII, Abdülhay b. Fahreddin el-hasenî, Nüzhetü'l-havâtır ve behcetü'l-mesâmi'i ve'n-nevâzır, Haydarâbâd 1973, IV, Nüzhetü'l-havâtır, IV, 217.

16 la Mahrnud yazılmış ise, o takdirde bu zâtın Hâfî'nin halifesi olduğu söylenebilir. 14 Bâzı araştırmacılar Pır Ilyas Amâsî ile 15 Hoca Sâdeddin Kaşgarî'yi Zeynüddin Hâfî'nin müridleri arasında saymışlarsa da, 16 bu doğru değildir. Zira bu zâtlardan Pîr İlyas, Halvetiyye meşâyihinden Sadreddin Şirvânî'nin uzun müddet hizmetinde bulunduktan sonra Zeynüddin Hâfî'nin şöhretini duyup Horasan'a gitmeye karar vermiş, ancak rûyâda Hz. Peygamber (a.s.) kendisinden Pîr Sadreddin'in hizmetinde kalmasını isteyince bundan vaz geçmiştir. 17 Kaşgarî'nin ise gördüğü bir takım rûyâları tâbir ettirmek üzere bağlı bulunduğu Nakşibendiyye şeyhi Nizâmeddin Hâmuş tarafından Zeynüddin Hâfî'ye gönderildiği kaynaklarda belirtilmekle birlikte ona mürid olduğundan söz edilmemektedir. 18 Gerçi Hâfî onun kendisine mürid olmasını istemiştir, ancak Kaşgarî bu talebe özetle şu şekilde mukabelede bulunmuştur: "Ben şu anda Nizâmeddin Hâmuş'a bağlıyım. Sizler güvenilir 14 Nüzhetü'l-havâtır'âakl bu bilgiler ayrıca tarikatın Hindistan bölgesinde yayıldığını göstermesi bakımından önemlidir. Horasan, Suriye, Mısır, Hicaz, Anadolu ve Rumeli'de kimler vasıtasıyla yayıldığını büyük ölçüde tesbit ettiğimiz bu tarikatın Hindistan bölgesinde hangi şahıslar vasıtasıyla yayıldığım ve silsilelerin ne şekilde devam ettiğini henüz tesbit edebilmiş değiliz. Bu hususta elimize yeni bilgiler geçtiği takdirde eserin sonraki baskılarında ilave etmeyi planlamaktayız. 15 Purgstall J. R Von Hammer, Devlet-i Osmâniyye Târihi (trc. Mehmed Ata), İstanbul 1329, II, Hans Joachim Kissling, "Einiges über den Zejnîje Orden im Osmanischen Reiche", Der islam (DI), XXXIX (1964), s ; D. S. Margoliouth-A. S. Furat, "Zeynüddin", İA, XIII, Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s. 573; Taşköprîzâde, eş-şekâik, s. 74; Tâcü't-tevârîh, II, ; Hulvî, Lemezât, s Lemezât'ın bir başka yerinde (s. 383) Pîr İlyas'ın Zeynüddin Hâfî'nin Horasan'daki dergâhına kadar gittiği ifâde edilmekte ve intisâbından açıkça söz edilmemekle birlikte burada şeyhle görüştüğü anlaşılmaktadır. Muhtemelen bir kısım araştırmacılar bu kayıt sebebiyle onun Hâfî'ye mürid olduğunu ileri sürmüşlerdir. Oysa Lemezât'ın yukarıda kaydedilen yerinde diğer kaynakların verdiği bilgiye uygun olarak Hâfî'ye intisap etmekten vazgeçtiği açıkça belirtilmiştir. 18 Lâmii, Nefehât, s. 442; Reşehât Tercümesi, s kimsesiniz. Eğer şeyhim hayatta iken başka bir şeyhe intisap etmemi doğru buluyorsanız, o zaman size intisap ederim." Hâfî bunun üzerine o gece istihâreye yatmasını, kendisinin de istihâreye yatacağını söylemiş ve ertesi gün görülen rûyâlar sebebiyle intisap gerçekleşmemiştir. Kaşgarî, Hâfî'nin kendisine istihâreden sonra şöyle dediğini nakleder: "Tarik cümle birdir. Hep bir yere vâsıl olur. Yine evvelki tarîka meşgul ol. Eğer bir vâkıan veyâ bir müşkilin vâkî olursa bize bildir. Kadir olduğumuz kadar meded eyleyelim." 19 Zeyniyye tarîkatı Hâfî'nin yanında yetişen önemli halîfelerden Muhammed Tebâdegânî, Sadreddin Revvâsî, Derviş Ahmed Semerkandî, Mahmud Hisârî vasıtasıyla Horasan bölgesi ve civârında, Abdülmu'tf Mağribî, Ebulfütûh Nûreddin Ahmed, Mevlânâ Muhammed Horasânî, Abdülkerîm Halîfe, Seyyid Safiyyüddin Îcî, Ahmed b. Fakih Ali Dimyâtf, Kemâleddin İbnü'l-hümâm, Emînüddin Aksarâyî vâsıtasıyla Hicaz bölgesi ile Sûriye ve Mısır civârında, Şeyh Muhammed, Abdurrahim Rûmî/Merzifonî, Mevlâ Musannifek (Alâeddin Ali b. Muhammed), Abdüllatif Kudsî/Makdisî ve halîfeleri vâsıtasıyla da Anadolu ve Rumeli'de yayılmıştır. 19 Lâmii, Nefehât, s ; Reşehât Tercümesi, s

17 ZEYNÎLİĞİN HORASAN BÖLGESİNDE YAYILIŞI A. Muhammed Tebâdegânî (ö. 891/1486) eyh Zeynüddin Hâfî'den sonra yerine geçen Muhammed Tebâdegânî, Horasan bölgesinde şeyhin en etkili halîfesi olmuştur. Tam Şemsüddin Muhammed olup, 803 (1401) senesinde muhtemelen Herat'ın köylerinden olan Tebâdegân'da doğmuştur. Daha çocuk yaşta iken köylerine gelen Şeyh Zeynüddin'in sohbetlerine katılmış ve köyden ayrılırken şeyhe mürid olmak istediğini bildirmişti. Ancak şeyh o yaşta kendisinin ilim tahsil etmesi gerektiğini söyleyince Herat'ta Fîrûzâbad pazarında bulunan Medres-i Sebz'de ilim tahsiline başladı. Bu sırada Şeyhe mürid olma arzusunu aklından hiç çıkarmayan Muhammed Tebâdegânî, nakledildiğine göre bir gün bir kitap mütâlaa ederken cenaze salâsı verildiğini duyar ve namaza iştirak etmek üzere hazırlanıp dışarı çıkar. Ancak ortada ne cenâze vardır ne de cenâzeye giden bir kimse. Tekrar odasına dönüp mütâlaaya başladığında aynı salâyı yine duyar. Bunun üzerine hâtırına "Ölmeden önce ölünüz" hadîsi gelir ve "Bu salâ benim için verilmiş olmalıdır" diyerek gidip Zeynüddin Hâfî'nin hizmetine girer. Kısa zamanda önemli merhale katettiği bildirilen Tebâdegânî için Hâfî, "O saf altın idi,

18 biz onu altın para yaptık" demiştir. Şeyhin gerek resmî gerekse resmî olmayan mektuplarının hazırlanmasını bu müridine havâle ettiği belirtilmektedir. Hâfî'nin Vasâyâ'sını Türkçe'ye tercüme ettiği daha önce belirtilen Tebâdegânî, ayrıca Tezkiretü'l-habîb isimli bir eserin de mütercimidir. Eserleri arasında Esmâü'i-busnâ Şerhi, Menâzilü's-sâirîn Şerhi (Tesnîmü'l-muğribîn) 20, biri "fakr" diğeri "zikir'le alâkalı olmak üzere iki ayrı Kırk Hadis Tercümesi ve Kasîde-i Bürde muhammesi bulunmaktadır. 21 Tebâdegânî'nin tarîkat anlayışında semâ'm 22 ayrı bir yeri olduğu anlaşılmaktadır. Zamanında muhtelif kesimlerden tarikata rağbet daha da artmış, dergahta pek çok kimse onun denetiminde halvet ve erbainlerle sülûkünü ikmâl etmiştir. Ali Şir Nevâî onun lcırk yıla yakın irşad seccâdesinde oturduğunu belirttikten sonra vefatının 891'de (1486) seksen sekiz yaşında iken meydana geldiğini kaydetmektedir. 23 Oysa 838'de (1435) vefat eden şeyhi Zeynüddin Hâfî'den sonra Hicrî sene hesâbıyla en az 53 sene şeyhlik yapmış olması gerekir. Eğer Nevâî'nin kaydında bir yanlışlık yok ise, o zaman Tebâdegânî'nin şeyhin vefatından sonra makamına hemen geçmediği söylenebilir. Her iki durumda da oldukça uzun müddet irşad faaliyetinde bulunduğu anlaşılan Tebâdegânî'den sonra müridleri tarafından Herat- Hıyâbân kanalında bulunan kabri başında bir hankâh ve yanına da bir mescid ve imâret yaptırılmış, hankâhta irşad postuna oğlu Hamîdüd- 20 Şerhin adını Said Nefisi kaydetmiştir (bk. Said Nefisî, Târîh-i Nazm u Nesr der îrân ve der Zebân-t Fârisî, Tahran 1363 hş., I, 263). 21 Nevâî, Nesâyim, s , ayrıca bk. a.mlf., Mecâlis, s. 28; Mezârât-ı Herat, s Ali Şir Nevâî şeyhin eserlerini sayarken kaydettiği Kasîde-i Bürde muhammesi, iki beyt arasına birinci beyitle uyumlu üç beyit daha ilâve edilmek sûretiyle yapılan "tahmîs" olmalıdır. Nevâî ayrıca şâirler tezkiresinde onun Farsça bir beytini kaydetmiştir. Türkçesi şöyledir: Servi gibi boyundan başkasına bakanlar, Doğrusunu söylersen hepsi ktsa görüşlüdürler (Mecâlis, s. 28). 22 Burada sema' ile kastedilen, sonraki dönemlerde Mevlevî dervişlerin dönerek icrâ ettikleri devrân değil, bâzı enstrümanlar eşliğinde dinî musikîyi ve bir kısım ilâhîleri dinleyerek rûhen olgunlaşmayı hedefleyen bir zikir türüdür. 23 Nevâî, Nesâyim, s din (Ö.917/1511) oturmuştur. 24 Nevâî 897'de ( ) kaleme aldığı şâirler tezkiresi Mecâlisü'n-nefâyis'te Şeyh Hamîdüddin'i çağının şâirleri arasında zikretmiş ve Farsça şiirlerinden bir beyti kaydetmiştir. 25 Ayrıca Nevâî, babasının halefi olması sebebiyle dervişlerin onun etrâfında toplandığım, dergâhında halvet, uzlet, semâ ve safâmn eksik olmadığını belirtmekte, o târihte şeyhin henüz zâhiri ilimleri ikmâl etmediğini, ancak mutlaka ikmâl etmek istediğini de kaydetmektedir. Nevâî'nin önemli sayılabilecek bir başka kaydı da, Hamîdüddin'in çok mütevâzî, saf ve iyi niyetli olması sebebiyle kötü niyetli Mevlânâ Muhammed Arab isimli bir sahtekârı uzun yıllar dergâhta dervişleri arasında tuttuğuna dâirdir. 26 Muhammed Tebâdegânî'ye intisap edenler arasında Ali Şir Nevâî gibi âlim-şâir bir devlet adamının bulunması, 27 yine sultanlar nezdinde önemli bir mevkiye sahip olduğu bildirilen Horasan'ın ileri gelenlerinden Seyyid Hasan Erdeşir'in, müderrislerden Mevlânâ Vecîhüddin'in ve ordu mensubu Gâzergâhî'nin onun müridleri arasında bulunması, 28 şeyhi Zeynüddin Hâfî ve ileride bahsi gelecek olan pîrdaşı Sadreddin Revvâsî gibi Tebâdegânî'nin de ulema ve devlet erkânı üzerinde derin nüfuza sahip olduğunu göstermesi yanında, tarikatın halkla birlikte ilmiye mensupları ve idâreciler arasında da taraftar bulmaya devam ettiğini göstermektedir. Zeyniyye tarikatı Horasan'da Muhammed Tebâdegânî'den sonra da halîfeleri vâsıtasıyla yayılmaya devam etmiştir. 24 Ali Şir Nevâyî, Mecâlisü'n-nefâyis (haz. Hüseyin Ayan v.dğr.), Erzurum 1995, s. 28; Nevâî, Nesâyim, s. 398; ayrıca bk. Nefisî, Târîh-i Nazm u Nesr, I, Nevâî, Mecâlis, s Beytin Türkçe'si şöyledir: Bazan hasta gönülleri anmak gerek / Allah için neş'eli olmak gerek! 26 Nevâî, Mecâlis, s Nevâî, Mevlânâ Muhammed Arab'ı şâirler tezkiresi Mecâlis' in ikinci meclisinde kaydetmiştir. Orada verdiği bilgiye göre, bu zâtın saltanat sevdası güttüğü ortaya çıkınca sultan tarafından şehirden sürülmüştür (s ). 27 bk. Nevâî, Nesâyim, s Nevâî, Nesâyim, s

19 1. Derviş Muhammed Bîhre (ö.?) Muhammed Tebâdegânî'nin ileri gelen halîfeleri arasında zikredilen Muhammed Bîhre, Zeynüddin Hâfî'nin sohbetlerine de iştirak etmiş, ancak sülûkünü Tebâdegânî'nin yanında tamamlamıştır. İrşad faaliyetini Herat'ın Bîhre kasabasında sürdürdüğü ve müridleri terbiye etmekle birlikte halk için de sohbetler tertip ettiği nakledilmektedir. Vefat târihi kaydedilmeyen Derviş Muhammed'in kabrinin Bîhre'de büyük bir tepe üstünde olduğu belirtilmektedir. 29 gânî'ye intisap ederek onun denetiminde erbaîne girmiş, yıllarca sülûkünü ikmâl için çile çektikten sonra hilâfet almıştır. 33 Hayatının sonlarına doğru Semerkant'da Hâce Nasıruddin Ubeydullah'm sohbetlerine de katıldığı belirtilmektedir. 894'te yetmiş üç yaşında iken Herat'ta vefat etmiştir. 34 Ona şâirler tezkiresi Mecâlisü 'n-nefâyis\t de yer veren Nevâî, tasavvuf öncesi ve sonrası dönemlerinde yazdığı şiirlerinden birer beyt kaydetmiştir. Tasavvuf yoluna girmeden önce söylediği Farsça şiirlerinden bir beytin Türkçesi şöyledir: 2. Derviş Seyyid Hasan (Ö.894/1489) Muhammed Tebâdegânî'ye mürid olduğu kaydedilen Seyyid Hasan Erdeşir ile alâkalı bilgilerimiz daha çok, onu sevip saydığını belirten Ali Şir Nevâî'nin eserlerine; özellikle de hakkında kaleme aldığı Hâlât-ı Hasan Big adlı risâleye dayanmaktadır. 30 Nevâî'nin kaydettiğine göre, gençliğinde zâhir ilimlerini tahsil eden Seyyid Hasan tasavvuf yoluna girmeden önce işret meclislerine devam eder, ancak yaptıklarından pişmanlık duyduğu için ardından namaz kılıp tövbe edermiş. Sultan nezdınde büyük bir itibar kazanarak devlet hizmetine girmiş, fakat gönlüne dervişlik arzusu düşünce bu görevi bırakmak istemiştir. Ne var ki sultana bunu kabul ettirememiş, derviş kıyafetleriyle iki yıl daha maaş kabul etmeden memuriyete devam ettikten sonra sultan izin vermek zorunda kalmıştır. 31 Nevâî onun görüşüp sohbetlerini dinlediği şeyhlerden Mevlânâ Bâyezid Pûrânî, Şeyh Bahâeddin Ömer, Hâce Ebu Nasr Pârsâ, Hâce Muhammed Kûsevî, Şeyh Şâh-ı Ziyâretgâhî ve Mevlânâ Muhammed Emin Kuhistânî gibi zâtların isimlerini vermektedir. 32 Seyyid Hasan sonunda Muhammed Tebâde- 29 Nevâî, Nesâyim, s Çağatay Türkçesiyle kaleme alınan bu risâlenin Kemal Eraslan tarafından tahkikli neşri yapılmıştır ("Nevâyî'nin 'Hâlât-ı Seyyid Hasan Big' Risâlesi", Türkiyat Mecmuası [TM], 1971, XVI, ). 31 Ali Şir Nevâî, Hâlât-ı Seyyid Hasan Big (nşr. Kemal Eraslan, TM, 1971, sy. XVI), s , Nevâî, Seyyid Hasan, s. 98; ayrıca bk. Nevâî, Nesâyim, s Gönlümün dinlencesi olan sevgilimle, ağzına kadar dolu olan sabah kadehini içmek ne hoştur! İkimiz gonca gibi dar bir gömlek içinde kıvrılmak ve demlenmek ne hoştur! Tasavvufa intisap ettikten sonra Çağatay Türkçe'siyle söylediği şiirlerinden bir beyt ise şöyledir: İlâhî nûr-i irfandın köngülge bir safâ birgil, Ki isyan zulmeti içre harâb-ahvâl ü hayrândur Mevlânâ Vecîhüddin (Ö.894/1489) İlmiyeden olan Mevlânâ Vecîhüddin tahsilini tamamlayıp bir medreseye müderris olarak tayin edilmişken gönlüne tasavvuf aşkı düşmüş ve vazîfesini bırakarak ilk önce Mevlânâ Sirâcüddin diye bir zâta mürid olmuştur. Bir yıl kadar bu zâtla birlikte kaldıktan sonra hacca gitmiş, dönüşünde Meşhed'de Muhammed Tebâdegânî'ye intisap ederek seyru sülûkünü tamamlamıştır. 78 yıl ömür sürdükten sonra 894'te (1489) vefat ettiği belirtilmektedir Nevâî, Seyyid Hasan, s ; ayrıca bk. Nevâî, Nesâyim, s Nevâî, Seyyid Hasan, s. 104; ayrıca bk. Nevâî, Nesâyim, s Nevâî, Mecâlis, s Nevâî, Nesâyim, s

20 4. Derviş Muhammed Gâzergâhî (ö.?) Ordu mensubu olduğu bildirilen Derviş Muhammed Gâzergâhî'nin asıl adı Maksud Ali'dir. Nisbesinden Herat-Gâzergâh'tan olduğu anlaşılmaktadır. Gönlüne tasavvuf aşkı düşünce askeriyeden ayrılmış ve Muhammed Tebâdegânî'ye intisap etmiştir. Kısa sürede şeyhin ileri gelen müridleri arasına girdiği belirtilen Gâzergâhî'nin vefat târihi kaydedilmemiştir Ali Şir Nevâî (Ö.906/1501) Klasik Çağatay edebiyâtmın en büyük temsilcisi olarak kabul edilen devlet adamı Ali Şir Nevâî, Muhammed Tebâdegânî'ye mürid olduğunu 901'de ( ) tamamladığı Nesâyimü'l-mahabbe min emâyimi'l-fütüvve isimli eserinin girişinde kaydetmektedir. 38 Adı geçen eser Molla Abdurranman Camî'nin Farsça kaleme aldığı sûfîler biyografisi Nefehâtü'l-üns'ün Çağatay Türkçesine yapılan genişletilmiş bir tercümesi olup, Nevâî'nin bu tercümeye ilâve ettiği mutasavvıflar arasında Şeyh Muhammed Tebâdegânî ve halîfeleri de bulunmaktadır. Gerek bu eserinde 39 gerekse diğer bâzı eserlerinde Nevâî Tebâdegânî'den hep sitâyişle bahseder. Şâirler tezkiresi Mecâlisü'n-nefâyis'te onu "mürşid-i zaman", "zamânmın muktedâsı" gibi vasıflarla anmış, 40 Seyyid Hasan'la alâkalı yukarıda adı geçen Hâlât-t Seyyid Hasan Big adlı risâlesinde de onun için "Cenâb-ı hakîkat-meâb, lcutbı dâyire-yi tarîkat ve mürşid-i ehl-i şerîat u hakîkat, kâşif-i ulûm-ı rabbânî" gibi yüceltici ifâdeler kullanmıştır. 41 Bununla birlikte Nefehâtü'l-üns'ün Lâmiî Çelebi tarafından Osmanlı Türkçesine yapılan genişletilmiş tercümesinde Nevâî'nin kendisinin Molla Câmî'ye mürid olduğunu ifâde eden bir beytinin olduğu görülmektedir. 42 Çağdaş araştırıcılardan Agâh Sırrı Levend ile 43 Ömer Okumuş da Nevâî'nin 37 Nevâî, Nesâyim, s Nevâî, Nesâyim, s bk. Nevâî, Nesâyim, s. 59, Nevâî, Mecâlis,'s. 28, Nevâî, Seyyid Hasan, s Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s Agâh Sırrı Levend, Ali Şir Nevâî, Ankara 1965,1, Câmî'ye mürid olduğunu ifâde etmektedirler. 44 Hâmid Algar ise onun, Câmî'nin de şeyhi bulunan Sa'deddin Kaşgarî'ye bağlı olduğunu belirtir. 45 Nitekim Câmî Nefehâtü'l-üns'ün hazırlanmasında Nevâî'nin teşviklerinin etkili olduğunu mukaddimede belirtirken, onun fakr ve fenâ yolunu şeçtiğinden sözettiği halde kendisine mürid olduğundan îmâ yoluyla bile bahsetmemiştir. 46 Zeki Velidi Togan 47 ve Günay Kut gibi araştırıcılar da şeyhinin ismini zikretmeden Nakşibendiyye tarikatına mensup olduğunu ifâde etmektedirler. 48 Bütün bu kayıtlar Nevâî'nin Nakşibendiyye'ye mensu.p olduğunda şüphe bırakmamaktadır. Bu durumda onun, ehl-i sünnet çizgisini koruma noktasında aralarında nisbî farklılıklar olmakla birlikte birbirine çok yakın görüşlere sahip bulunan Zeyniyye ve Nakşibendiyye tarikatlarından her birerine ayrı ayrı intisap ettiği anlaşılmaktadır. Yukarıda kaydedilenlerden başka Muhammed Tebâdegânî'nin Mevlânâ Muhammed Horasânî isimli bir başka halîfesi daha vardır. Ancak bu zâtın tarîkat faaliyetleri daha çok Hicaz bölgesi ve civârında olduğu için kendisine ilgili bölümde temas edilecektir. B. Sadreddin Revvâsî (ö.?) Horasan'ın Şugan vilâyetinden olan Sadreddin Revvâsî, Zeynüddin Hâfî'den sonra tarikatın Horasan bölgesi ve civârında yayılmasında önemli etkisi olmuştur. Şeyhi Zeynüddin Hâfî gibi onun da hem bâtın hem de zâhir ilminde devrin önde gelenlerinden biri olduğu belirtilmektedir. Zâhir ilimlerini Semerkand Daru'l-ilmi'nin en büyük âlimi, fıkıhta ikinci Ebû Hanife olarak tanınan Fazlullah Ebu'l-Leysî'den okumuştur. Hakkında bilgi veren Ali Şir Nevâî, kendisinin de Revvâsî'nin sohbetlerine iştirak ettiğini iftiharla belirtir. Yine Hâfî gibi onun da rûyâ tâbirinde mâhir olduğu nakledimektedir. İrşad faali- 44 Ömer Okumuş, "Câmî, Abdurrahman", DÎA, VII, Hamid Algar, "Alâeddin Attâr", DİA, II, bk. Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s A. Zeki Velidi Togan, "Ali Şîr", İA, I, Günay Kut, "Ali Şir Nevâî", DİA, II, 450.

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi PROF. DR. NEJAT GÖYÜNÇ ARMAĞANI 305 Mevlüt ESER Prof. Dr. Yusuf KÜÇÜKDAĞ NEÜ A. Keleşoğlu Eğitim Fakültesi, Sosyal Bilgiler Eğitimi Mevlevilik, Mevlâna

Detaylı

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN HAYREDDİN TOKÂDÎ NİN DÜŞÜNCE DÜNYASI. (Panel Tanıtımı)

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN HAYREDDİN TOKÂDÎ NİN DÜŞÜNCE DÜNYASI. (Panel Tanıtımı) TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN HAYREDDİN TOKÂDÎ NİN DÜŞÜNCE DÜNYASI (Panel Tanıtımı) Mustafa CANLI * Tokat ili, topraklarının verimli olmasıyla meşhur olduğu gibi âlimleri ile de meşhur

Detaylı

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108 Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4 Fakrnâme Vîrânî Abdal Yayına Hazırlayan Fatih Usluer ISBN: 978-605-64527-9-6 1. Baskı:

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri Asıl adı: Abdülkadir Nesebi: Seyyid( Hazreti Hüseyin(R.A) ın Efendimizin Soyundandır) Doğum yeri ve tarihi:m.1897/h.1315,muş un Bulanık İlçesi Abri(Esenlik)Köyü

Detaylı

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı. Adı Soyadı Ünvan Doğum Yeri Bölüm E-posta : Bülent AKOT Doç. Dr. Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı. bulentakot@hotmail.com EĞİTİM BİLGİLERİ Derece Bölüm Program Üniversite

Detaylı

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI Kitâbü Takrîbi l-garîb Kāsım b. Kutluboğa (ö. 879 h. / 1474 m.) Tahkik Dr. Öğr. Üyesi Osman Keskiner TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 743 İSAM Yayınları 200 Klasik

Detaylı

bitirdi yılında Yüksek Lisansını bitirdi. Bir ara ihtisas için yurtdışında bulundu. 1990

bitirdi yılında Yüksek Lisansını bitirdi. Bir ara ihtisas için yurtdışında bulundu. 1990 Ethem CEBECİOĞLU 1951 Yılında Ankara da doğdu. 1981 de Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirdi. 1983 yılında Yüksek Lisansını bitirdi. Bir ara ihtisas için yurtdışında bulundu. 1990 yılında Hacı

Detaylı

Doç. Dr. Mustafa Alkan

Doç. Dr. Mustafa Alkan Doç. Dr. Mustafa Alkan, Manisa nın Kula ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Manisa da tamamladı. 1988 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fatih Eğitim Fakültesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu.

Detaylı

Fetih Sonrası İstanbul da İlk Tasavvufî Yapılanmalar ve Fâtih Sultan Mehmed

Fetih Sonrası İstanbul da İlk Tasavvufî Yapılanmalar ve Fâtih Sultan Mehmed Fetih Sonrası İstanbul da İlk Tasavvufî Yapılanmalar ve Fâtih Sultan Mehmed Reşat Öngören İstanbul Üniversitesi Osmanlı da tasavvuf ehlinin seferlere katılarak fetihlere destek oldukları bilinmektedir.

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır. 6.MEKTUP MEVZUU : a) Cezbe ve sülûk husulünün beyanı. b) Celâl ve cemal sıfatları ile terbiye almak. c) Fenanın ve bekanın beyanı. d) Nakşibendî tarikatına mensub olmanın üstünlüğü. Belâ ve musibet için

Detaylı

Efendim! Şu direğin arkasında Ekmekçi Koca vardır, benden daha âlim ve âriftir. diyerek Şeyh Hamîdüddîn i açığa çıkarmıştır.

Efendim! Şu direğin arkasında Ekmekçi Koca vardır, benden daha âlim ve âriftir. diyerek Şeyh Hamîdüddîn i açığa çıkarmıştır. Hacı Bayram'ın Şeyhi: Hamîdüdîn-i Aksarâyî (Somuncu Baba) Şeyh Hamîdüddîn-i Velî el-aksarâyî aslen Kayserili olup Şeyh Şemseddîn-i Mûsâ isimli zâtın oğludur. İlk tasavvufî bilgilerini babasından elde etmiş

Detaylı

AKADEMİAR DERGİSİ YIL: 2017 (Haziran)-SAYI: 2 - s

AKADEMİAR DERGİSİ YIL: 2017 (Haziran)-SAYI: 2 - s AKADEMİAR DERGİSİ YIL: 2017 (Haziran)-SAYI: 2 - s. 265-270 Şeyh Abdullah Salâhaddîn-İ Uşşâkî, Şeyh Abdurrahmân Sâmî-Yi Uşşâkî, Tuhfetü l-uşşâkiyye (Uşşâkî Sâliklerinin Âdâbı), Haz.: Mahmud Erol Kılıç,

Detaylı

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı) TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV (Panel Tanıtımı) Mehmet DEMİRTAŞ * Bir şehri kendisi yapan, ona şehir bilinci katan unsurların başında o şehrin tarihî ve kültürel

Detaylı

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Yazar Mustafa Erdoğan ISBN: 978-605-9247-81-8 1. Baskı Kasım, 2017 / Ankara 100 Adet Yayınları

Detaylı

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayın Kataloğu 2013 2 TAHRÎRU USÛLİ L-HENDESE VE L-HİSÂB EUKLEIDES İN ELEMANLAR KİTABININ TAHRİRİ Nasîruddin Tûsî (ö. 1274) Meşhur Matematikçi Eukleides in (m.ö.

Detaylı

Hz. Muhammed. (s.a.s.) in Doğumunun 1437 inci senesi vesîlesiyle.. 18 Mart 2008 Lütfi Kırdar Kongre Merkezi

Hz. Muhammed. (s.a.s.) in Doğumunun 1437 inci senesi vesîlesiyle.. 18 Mart 2008 Lütfi Kırdar Kongre Merkezi Hz. Muhammed (s.a.s.) in Doğumunun 1437 inci senesi vesîlesiyle.. 18 Mart 2008 Lütfi Kırdar Kongre Merkezi I.BÖLÜM Dua Şehitler için Salâ Okunması Ehl-i Beyt Muhabbeti Sinevizyon Gösterimi Açılış Konuşmaları:

Detaylı

SEMPOZYUM DAVETİYESİ ve PROGRAMI

SEMPOZYUM DAVETİYESİ ve PROGRAMI SEMPOZYUM DAVETİYESİ ve PROGRAMI Sayfa 2 Kuşadası Kurşunlu Han-Kervansaray Kuşadası Güvencin ada Kalesi Sayfa 3 01-03 Nisan 2016 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan Kuşadası ve Civarında Tasavvufî Hayat

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR...11 GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi...13 BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...27 5 İKİNCİ BÖLÜM Husrev ü Şirin Mesnevisinin İncelenmesi...57

Detaylı

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17 İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...9 ÖNSÖZ...11 GİRİŞ...13 BİRİNCİ BÖLÜM BANDIRMALIZÂDE HÂŞİM BABA HAYATI VE ESERLERİ 1. HAYATI...15 2. ESERLERİ...17 2.1. Divan...17 2.2. Vâridât...17 2.3. Ankâ-yı Meşrık...17 2.4.

Detaylı

ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi

ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi EROĞLU NÛRİ (d.?-ö.1012/1603) tekke şairi Açıklama [eç1]: Madde başlarında şairlerin mahlaslarının olmasına özen gösterilmeli. Ancak şairin tanıtıcı özellikleri virgülden sonra yazılmalı. Açıklama [eç2]:

Detaylı

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ Balım Sultan Bektaşiliği kurumlaştıran önder olarak bilinen Balım Sultan; Hacı Bektaş Veli'nin ilk öncülülerinden Dimetoka tekkesinin posnişini Seyit Ali Sultan'in torunlarindan olup, doğumu 1462 dir.

Detaylı

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır. Edebiyatı Sanatçıları Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. ı vardır. MEVLANA: XIII.yüzyılda yaşamıştır. Birkaç

Detaylı

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR Celâleyn Tefsiri Ünite 1 İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I Doç. Dr. Recep DEMİR 1 Ünite 1 CELÂLEYN TEFSİRİ Doç. Dr. Recep DEMİR İçindekiler 1.1. CELÂLEYN TEFSİRİ... 3 1.2. CELALÜDDİN

Detaylı

Meâni l-esmâi l-ilâhiyye

Meâni l-esmâi l-ilâhiyye Meâni l-esmâi l-ilâhiyye Afîfüddin et-tilimsânî (ö. 690 h. / 1291 m.) Tahkik TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 731 İSAM Yayınları 197 Klasik Eserler Dizisi 18 Her

Detaylı

OSMANLI MEDRESELERİ. Tapu ve evkaf kayıtlarına göre orta ve yüksek öğretim yapan medrese sayısı binden fazlaydı.

OSMANLI MEDRESELERİ. Tapu ve evkaf kayıtlarına göre orta ve yüksek öğretim yapan medrese sayısı binden fazlaydı. B130214028 Nil ÜSTER OSMANLI MEDRESELERİ Medrese, Müslüman ülkelerinde orta ve yüksek öğretimin yapıldığı eğitim kurumlarının genel adıdır. Medrese kelimesi Arapça ders kökünden gelir. Medreselerde ders

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 GİRİŞ / Bilal Kemikli...9 1. Din Edebiyat İlişkisi...9 2. Tasavvuf: İrfan ve Hikmet...12 3. Türk-İslâm Edebiyatı: Konu ve Kapsam...16 4. Türk-İslâm Edebiyatının Kaynakları...18 a.

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır. 16.MEKTUP MEVZUU : Uruc, (yükselme) nüzul (iniş) ve diğer hallerin beyanı.. NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır. Taleb babında en az duranlardan birinin arzuhalidir.

Detaylı

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / 50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ

Detaylı

Yıl: 9 [Temmuz-Aralık 2008], sayı: 22 ISSN 1302-3543

Yıl: 9 [Temmuz-Aralık 2008], sayı: 22 ISSN 1302-3543 Ankara 2008 Yıl: 9 [Temmuz-Aralık 2008], sayı: 22 ISSN 1302-3543 İmtiyaz Sahibi Aseray ltd. Şti. adına Aytekin Çelebi Editör Editör Yardımcıları Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Şimşek Dr. Vahit Göktaş Yayın

Detaylı

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19 Önsöz Kur an tefsirleri üzerine yapılan araştırmalar bir hayli zenginleşmesine karşın, yüzlerce örneğiyle sekiz-dokuz asırlık bir gelenek olan tefsir hâşiyeciliği, çok az incelenmiştir. Tefsir hâşiye literatürü;

Detaylı

İSLÂM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ TÜRKÇE MAKALELER İÇİN REFERANS KURALLARI

İSLÂM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ TÜRKÇE MAKALELER İÇİN REFERANS KURALLARI İSLÂM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ TÜRKÇE MAKALELER İÇİN REFERANS KURALLARI Güncelleme: İslâm Araştırmaları Dergisi nin son sayısında görüleceği üzere, dipnot gösterimlerinde belirli bir neşir hakkında okuyucunun

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı Yasemin ERTEK MORKOÇ Unvanı Görev Yeri Daha Önce Bulunduğu Görevler Anabilim Dalı Yabancı Dili Akademik Aşamaları Yrd. Doç. Dr. Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk

Detaylı

Şerhu l-fâtiha ve ba zı sûreti l-bakara

Şerhu l-fâtiha ve ba zı sûreti l-bakara Şerhu l-fâtiha ve ba zı sûreti l-bakara (ö. 690 h. / 1291 m.) Tahkik TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 728 İSAM Yayınları 198 Klasik Eserler Dizisi 19 Her hakkı

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî/ Eserleri Mesnevi Dîvân-ı Kebir

Detaylı

Tufan Buzpmar H ÍL A FE T

Tufan Buzpmar H ÍL A FE T Tufan Buzpmar H ÍL A FE T VE SALTANAT a l f a : 2987 I ALFA İNCELEME-ARAŞTIRMA 88 H İLAFET VE SALTANAT II. Abdiilhamid Döneminde Halifelik ve Araplar Ş. TUFAN BUZPINAR 1961 yılında Kadirli ye bağlı Esenli

Detaylı

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY Divan yazma Anadolu da 13. ve 19. yüzyıllar arasında görülen şairlerin değişik nazım türlerinde kaleme alınmış şiirlerini bir araya topladıkları

Detaylı

Lütfi ŞAHİN /

Lütfi ŞAHİN / Lütfi ŞAHİN / www.lutfisahininsitesi.com Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kâfir, ister Mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş

Detaylı

ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de

ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de Çaturanga, dört çatu yol ranga anlamlarına gelir. Şatranc-ı Urefa,

Detaylı

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Mehmet Akif Ersoy 20 Aralık 1873 27 Aralık 1936 Mehmet Akif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti nin ulusal marşı olan İstiklal Marşı nın yazarıdır. Vatan Şairi olarak anılır. Yahya Kemal Beyatlı

Detaylı

Muhammed Nûru l-arabî Hayatı, Eserleri ve Tasavvufî Görüşleri Ali Bolat H Yayınları, İstanbul 2015, 275 s. Oğuz Yılmaz *

Muhammed Nûru l-arabî Hayatı, Eserleri ve Tasavvufî Görüşleri Ali Bolat H Yayınları, İstanbul 2015, 275 s. Oğuz Yılmaz * Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Mart/2016, Yıl:3, Sayı:5 s. 132-138 Muhammed Nûru l-arabî Hayatı, Eserleri ve Tasavvufî Görüşleri Ali Bolat H Yayınları, İstanbul 2015, 275 s. Oğuz Yılmaz

Detaylı

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar Tur Danışmanımız: Doç. Dr. Deniz Esemenli, Sanat Tarihçisi Buluşma Noktası: Üsküdar Meydanı, III. Ahmet Çeşmesi önü Tur başlama saati: 09.00 Gezimizin

Detaylı

Kültürümüzde Etkin Olan Tasavvufî Yorumlar

Kültürümüzde Etkin Olan Tasavvufî Yorumlar Kültürümüzde Etkin Olan Tasavvufî Yorumlar İçerisinde Türk düşünürü Hacı Bektaş-ı Veli nin de bulunduğu Horasan erenleri, göçle gelmiş Türkmen grupları, eğitim ve imar faaliyetleriyle aynı kültür potasında

Detaylı

Ali Nihanî nin Manzum Hacı Bektaş-ı Veli Velayetnamesi (İnceleme-Metin-Sadeleştirme-Dizin)

Ali Nihanî nin Manzum Hacı Bektaş-ı Veli Velayetnamesi (İnceleme-Metin-Sadeleştirme-Dizin) Ali Nihanî nin Manzum Hacı Bektaş-ı Veli Velayetnamesi (İnceleme-Metin-Sadeleştirme-Dizin) Yazar Sedat Kardaş ISBN: 978-605-2233-01-6 1. Baskı Şubat, 2018 / Ankara 100 Adet Yayınları Yayın No: 266 Web:

Detaylı

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ 2 Meserret DĐRĐÖZ PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ ÖZGEÇMĐŞĐ: Enis Alapaytaç ve Hafize Hanım ın kızları olarak 1923 te Tarsus ta doğdu. Đlkokul ve ortaokulu Tarsus ta, liseyi de Đstanbul da Kandilli Kız Lisesi

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Takdim...7 Önsöz...9 Kısaltmalar I. DEVLET...13 Adâletnâme...15 Kanun...19 Kanunnâme...29 Padişah...43

İÇİNDEKİLER. Takdim...7 Önsöz...9 Kısaltmalar I. DEVLET...13 Adâletnâme...15 Kanun...19 Kanunnâme...29 Padişah...43 İÇİNDEKİLER Takdim...7 Önsöz...9 Kısaltmalar...11 I. DEVLET...13 Adâletnâme...15 Kanun...19 Kanunnâme...29 Padişah...43 II. EYALET İDARESİ...53 Cizye...55 Çiftlik...65 Eyalet...69 İspence...77 Kırım Hanlığı...79

Detaylı

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 1994. Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 1994. Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı ve Soyadı :Muammer BAYRAKTUTAR 2. Ünvanı : Yrd. Doç. Dr. 3. Görevi : Öğretim Üyesi/Dekan Yrd. 4. Görev Yeri : Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 5. İletişim : muammerbayraktutar@hotmail.com

Detaylı

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews Kitap Değerlendirmeleri Book Reviews HAK ÂŞIĞI VE HALK OZANI ÂŞIK YOKSUL DERVİŞ Cem ERDEM * İlmin Medinesi Ahmed-i Muhtar Onun kapıcısı Haydarı Kerrar Hakka girer burdan ervah-ı ebrar Erişir onlara fazl-ı

Detaylı

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

Yayın Değerlendirme / Book Reviews 343-347 Yayın Değerlendirme / Book Reviews Divan-ı Hikmet Sohbetleri (Editör: Prof. Dr. Zülfikar Güngör.) (2018). Ankara: Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı Yayınları.* Bülent Kaya**

Detaylı

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar] Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar] Ezan Vakti uygulaması sadece bir ezan vakti icin yola baş koymuş zamanla gelişerek farkli ozelliklere sahip olmuş çok faydalı ve önemli bir

Detaylı

Hacı Bayram Veli Hazretleri

Hacı Bayram Veli Hazretleri Bugün Ankara denilince ilk olarak aklımıza Hacı Bayram Veli Hazretleri gelir. Bunun sebebi bu zatın maneviyat dünyasına bıraktığı büyük izlerdir. Bu yazımızda Ankara nın sembolü olan ama aynı zamanda bir

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

DERGİ YAYIN İLKELERİ

DERGİ YAYIN İLKELERİ 471 DERGİ YAYIN İLKELERİ 1. Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, yılda iki sayı (Haziran-Aralık) yayımlanan hakemli bir dergidir. 2. Derginin yayın dili Türkçe'dir, ancak Türkçe özet verilerek

Detaylı

Goldziher. Goldziher ve Hadis. Hadis. Hüseyin AKGÜN. Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis. Hüseyin AKGÜN

Goldziher. Goldziher ve Hadis. Hadis. Hüseyin AKGÜN. Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis. Hüseyin AKGÜN 117 Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis Oryantalizm tarihinde, Yahudi kökenli bir Macar olan Goldziher in ayrı bir yeri vardır. Zira o, gerek Batı da, gerekse Doğu da görüşleriyle çok sayıda araştırmacı üzerinde

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

OSMANLI'DA TEKKE-TOPLUM İLİŞKİSİ: BİLGE SÛFÎ HACI HALÎFE VE MÜRİDLERİ ÖRNEĞİ ÖZET

OSMANLI'DA TEKKE-TOPLUM İLİŞKİSİ: BİLGE SÛFÎ HACI HALÎFE VE MÜRİDLERİ ÖRNEĞİ ÖZET OSMANLI'DA TEKKE-TOPLUM İLİŞKİSİ: BİLGE SÛFÎ HACI HALÎFE VE MÜRİDLERİ ÖRNEĞİ ÖZET Doç. Dr. Reşat ÖNGÖREN* Bu makalede XV. yüzyılın meşhur sûfîsi Hacı Halîfe (Abdullah Kastamonî, ö. 894/1489), tekkeleri

Detaylı

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23 İÇİNDEKİLER KISALTMALAR 11 ÖNSÖZ 13 G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23 B r nc Bölüm KLASİK İSLÂMÎ PARADİGMA ve ORYANTALİST PARADİGMA 25 I. ORYANTALİST PARADİGMA ve KURUCU

Detaylı

Kur ân ve iman hakikatlerine ulaşmanın adresi

Kur ân ve iman hakikatlerine ulaşmanın adresi Kur ân ve iman hakikatlerine ulaşmanın adresi Adres: İ.O.S.B. Turgut Özal Cad. B-Blok No: 126 K: 3 Başakşehir/İSTANBUL Tel: +9 0212 696 13 70 - Fax: +9 0212 696 13 71 www.altinbasaknesriyat.com R İ S Â

Detaylı

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 3. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı.

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 3. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı. TÜRK EĞİTİM TARİHİ 3 Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı mismailbagdatli@yahoo.com TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLMALARINDAN SONRA EĞİTİMDE GELİŞMELER Çeşitli dinî inanışlara sahip olan Türk topluluklarının İslamiyet

Detaylı

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler OLAY ÇEVRESINDE GELIŞEN EDEBI METINLER Oğuz Türkçesinin Anadolu daki ilk ürünleri Anadolu Selçuklu Devleti

Detaylı

ORTA ASYA (ANONİM) KURAN TERCÜMESİ ÜZERİNDE ÖZBEKİSTAN DA YAPILMIŞ BİR İNCELEME. ТУРКИЙ ТAФСИР (XII-XII acp) *

ORTA ASYA (ANONİM) KURAN TERCÜMESİ ÜZERİNDE ÖZBEKİSTAN DA YAPILMIŞ BİR İNCELEME. ТУРКИЙ ТAФСИР (XII-XII acp) * - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, p.981-986, TURKEY ORTA ASYA (ANONİM) KURAN TERCÜMESİ ÜZERİNDE ÖZBEKİSTAN DA YAPILMIŞ BİR İNCELEME ТУРКИЙ ТAФСИР

Detaylı

İSMAİL DURMUŞ PROFESÖR

İSMAİL DURMUŞ PROFESÖR İSMAİL DURMUŞ PROFESÖR ÖZGEÇMİŞ YÜKSEKÖĞRETİM KURULU 26.05.2014 Adres : İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İcadiye-Bağlarbaşı Caddesi, No: 40 34662 Üsküdar/İstanbul Telefon E-posta : : 2164740860-1226 Doğum

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı Kenan Erdoğan Unvanı Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri Manisa Daha Önce Bulunduğu Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Araştırma Görevlisi, Celal Bayar Üniversitesi

Detaylı

Memlüklerin Son Asrında Hadis -Kahire 1392-1517- Halit Özkan

Memlüklerin Son Asrında Hadis -Kahire 1392-1517- Halit Özkan Cilt/Volume: I Sayı/Number: 1 Yıl/Year 2015 Meridyen Derneği hadisvesiyer.info Memlüklerin Son Asrında Hadis -Kahire 1392-1517- Halit Özkan İstanbul: Klasik Yayınları 2014 (İkinci Basım), 240 sayfa. İslâm

Detaylı

Türkçe Şair ezkirelerinin Kaynakları

Türkçe Şair ezkirelerinin Kaynakları Türkçe Şair ezkirelerinin Kaynakları Mehmet Nuri Çınarcı Ankara 2016 Türkçe Şair Tezkirelerinin Kaynakları Yazar Mehmet Nuri Çınarcı ISBN: 978-605-9247-46-7 1. Baskı Aralık, 2016 / Ankara 100 Adet Yayınları

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 10 Sayı 1 Ocak-Haziran 2010 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ISSN: 1303-3670 Sahibi

Detaylı

İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya. ISBN sayfa, 45 TL.

İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya. ISBN sayfa, 45 TL. İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya ISBN 978-605-4829-05-7 869 sayfa, 45 TL. VII. yüzyılın başlarında kadim medeniyet havzalarında canlılığını neredeyse kaybetmiş olan felsefe,

Detaylı

2011 2012 KUBBEALTI SOHBETLERİ

2011 2012 KUBBEALTI SOHBETLERİ 2011 2012 KUBBEALTI SOHBETLERİ 1.Sohbet Fuzûlî ve Bestelenmiş Şiirleri (Sohbet ve Mûsıkî Programı) Konuşmacı: Özcan Ergiydiren Konu: Fuzûlî ve Bestelenmiş Şiirleri (Sohbet ve Mûsıkî Programı) Tarih: 1

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (9) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme Bürosu

Detaylı

Prof. Dr. Mehmet Ali BEYHAN Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı

Prof. Dr. Mehmet Ali BEYHAN Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali BEYHAN Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr.Mehmet Ali BEYHAN ın Özgeçmişi: 1980 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü nden; Yakınçağ Tarihi esas sertifikası

Detaylı

İLAM AKADEMİ NİÇİN İLAM AKADEMİ?

İLAM AKADEMİ NİÇİN İLAM AKADEMİ? İLAM AKADEMİ İLAM Akademi programı 2005 yılından itibaren Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı bünyesinde Arapça, İslami İlimler, İmamet ve Hitabet Seminerleri vermektedir. Lisans dönemi öğrencilerine yönelik İslami

Detaylı

AHİLER DÖNEMİNDE ANKARA'DAKİ BAZI İLİM VE FİKİR ADAMLARI. İsmail ÇİFTÇİOĞLU *

AHİLER DÖNEMİNDE ANKARA'DAKİ BAZI İLİM VE FİKİR ADAMLARI. İsmail ÇİFTÇİOĞLU * AHİLER DÖNEMİNDE ANKARA'DAKİ BAZI İLİM VE FİKİR ADAMLARI İsmail ÇİFTÇİOĞLU * Anadolu'da Ahi Teşkilâtı'nın kuruluşu Türkiye Selçukluları dönemine rastlamaktadır. I. İzzeddin Keykâvus ve I. Alâeddin Keykubâd

Detaylı

Birinci İtiraz: Cevap:

Birinci İtiraz: Cevap: Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci

Detaylı

Kelâm ve Mezhepler Tarihi II

Kelâm ve Mezhepler Tarihi II Türkiye de İslami İlimler: Kelâm ve Mezhepler Tarihi II ISSN 1303-9369 Cilt: 14 Sayı: 28 2016 Yılda iki defa yayınlanır Sahibi Bilim ve Sanat Vakfı Yazı İşleri Müdürü Salih Pulcu Editör Yunus Uğur ISSN

Detaylı

ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI

ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI 1. Âyetlerin yazımında Resm-i Osmânî esas alınacaktır. Diğer metinlerde ise güncel Arapça imlâ kurallarına riâyet edilecek, ancak özel imlâsını

Detaylı

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu Question Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu belirtir misiniz? Kur an ın lafızdan soyut olduğu bir merhale var mıdır? Answer: Her şeyin lâfzî

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ DERECE BÖLÜM/PROGRAM ÜNİVERSİTE YIL LİSANS İLAHİYAT FAKÜLTESİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ 1991

ÖZGEÇMİŞ DERECE BÖLÜM/PROGRAM ÜNİVERSİTE YIL LİSANS İLAHİYAT FAKÜLTESİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ 1991 ÖZGEÇMİŞ ADI SOYADI: HALİM GÜL DOĞUM TARİHİ: 09/05/1964 ÖĞRENİM DURUMU: DOKTORA DERECE BÖLÜM/PROGRAM ÜNİVERSİTE YIL LİSANS İLAHİYAT FAKÜLTESİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ 1991 Y. LİSANS SOSYAL BİLİMLER ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÇORUM İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÇORUM İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÇORUM İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ISSN 1303-7757 2003/2 Yıl: 2, Cilt: II, Sayı: 4 GAZI UNIVERSITY THE JOURNAL OF CORUM FACULTY OF THEOLOGY ISSN 1303-7757 2003/2 Year: 2, Vol.:II, Issue:

Detaylı

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı Adı Soyadı: Mustafa KARATAŞ Ünvanı: Doç.Dr. Ana Bilim Dalı: Hadis Ana Bilim Dalındaki Konumu: Öğretim Üyesi E-Posta: mkaratas@istanbul.edu.tr Web: www.mustafakaratas.com ÖĞRENİM DURUMU VE AKADEMİK ÜNVANLAR

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ KİTAP - Osmanlı Kuruluş Dönemi Bursa Vakfiyeleri, Yayına Hazırlayanlar, Yrd. Doç. Dr. Sezai Sevim- Dr. Hasan Basri Öcalan, Osmangazi Belediyesi Yayınları, İstanbul

Detaylı

Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA *

Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA * C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XII/2-2008, 253-260 Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA * Özet Bu çalışmada, Türk Müziğinin elyazması kaynaklarından, müstensihi ve yazarı belli olmayan, Yapı-Kredi

Detaylı

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ YAYIM İLKELERİ

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ YAYIM İLKELERİ NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ YAYIM İLKELERİ 1., ulusal ve uluslararası düzeyde bilimsel niteliklere sahip çalışmaları yayımlamak suretiyle ilahiyat ve sosyal bilimler alanına katkı

Detaylı

EDEBİYAT. Celâleddîn Ergûn Çelebi GENC-NÂME HAZİNE KİTABI

EDEBİYAT. Celâleddîn Ergûn Çelebi GENC-NÂME HAZİNE KİTABI EDEBİYAT Celâleddîn Ergûn Çelebi GENC-NÂME HAZİNE KİTABI GENC-NÂME HAZİNE KİTABI DÜN BUGÜN YARIN YAYINLARI, 2016 DBY: 20 Edebiyat: 3 ISBN: 978-605-4635-15-3 Sertifika No: 18188 Birinci Baskı: İstanbul,

Detaylı

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006. KİTABİYAT Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006. Yayınlanalı yedi yıl olmuş. İlk yayınlandığını bir gazetede mütercim ile yapılmış

Detaylı

RESTORASYON ÇALIŞMALARI

RESTORASYON ÇALIŞMALARI VAKIFLAR İSTANBUL I. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 2010 YILI RESTORASYON ÇALIŞMALARI (01.01.2011 Tarihi İtibari ile) restorasy n 175 restorasy n 175 RESTORASYONU TAMAMLANAN ESERLER (2004-2010) S.NO İLİ İLÇESİ TAŞINMAZ

Detaylı

Bin Yıllık Vakıf Medeniyeti ve Vakıfların Eğitimdeki Yeri Sempozyumu

Bin Yıllık Vakıf Medeniyeti ve Vakıfların Eğitimdeki Yeri Sempozyumu Bin Yıllık Vakıf Medeniyeti ve Vakıfların Eğitimdeki Yeri Sempozyumu Hüseyin Çınar* Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü nün son yıllarda vakıflar haftası çerçevesinde öne çıkardığı; çevre yılı, su yılı,

Detaylı

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI Tıbb-ı Nebevi İslam coğrafyasında gelişen tıp tarihi üzerine çalışan bilim adamlarının bir kısmı İslam Tıbbı adını verdikleri., ayetler ve hadisler ışığında oluşan bir yapı olarak

Detaylı

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÇORUM İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ GAZI UNIVERSITY THE JOURNAL OF THEOLOGY FACULTY OF ÇORUM

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÇORUM İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ GAZI UNIVERSITY THE JOURNAL OF THEOLOGY FACULTY OF ÇORUM GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÇORUM İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ISSN 1303-7757 2004/2 Yıl: 3, Cilt: III, Sayı: 6 GAZI UNIVERSITY THE JOURNAL OF THEOLOGY FACULTY OF ÇORUM ISSN 1303-7757 2004/2 Year: 3, Vol.: III, Issue:

Detaylı

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları-

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları- CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI lllll ISLAM HUKUK USULU I -ders planları- güz donemi 2015 m-hayta@hotmail.com ders planı ve yönteme dair merhaba arkadaslar, Öncelikle, yeni eğitim ve öğretim döneminiz

Detaylı

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik OSMANLI YAPILARINDA İZNİK ÇİNİLERİ Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik Çinileri, KültK ltür r Bakanlığı Osmanlı Eserleri, Ankara 1999 Adana Ramazanoğlu Camii Caminin kitabelerinden yapımına 16. yy da Ramazanoğlu

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır. 4.MEKTUP MEVZUU : a) Mübarek ramazan ayının faziletleri. b) Hakikat-ı Muhammediye'nin (kabiliyet-i ulâ) beyanı.. Ona ve âline salât, selâm ve saygılar.. c) Kutbiyet makamı, ferdiyet mertebesi.. NOT : İMAM-I

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Arşivcilik İstanbul Üniversitesi 1996. Ortadoğu Enstitüsü. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Arşivcilik İstanbul Üniversitesi 1996. Ortadoğu Enstitüsü. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: Nurdan Şafak 2. Doğum Tarihi ve Yeri:. Unvanı: Yrd. Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Arşivcilik İstanbul Üniversitesi 1996 Yüksek Siyasi Tarih ve Marmara

Detaylı

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülhamid El Abri Hazretleri

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülhamid El Abri Hazretleri Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülhamid El Abri Hazretleri Asıl adı: Abdülhamid Nesebi: Es-Seyyid( Hazreti Hüseyin(R.A) ın Soyundandır) Doğum yeri:muş un Bulanık İlçesi Abri(Esenlik)Köyü Babası: Es-Seyyid Eş-Şeyh

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ a. 14.Yüzyıl Orta Asya Sahası Türk Edebiyatı ( Harezm Sahası ve Kıpçak Sahası ) b. 14.Yüzyılda Doğu Türkçesi ile Yazılmış Yazarı Bilinmeyen Eserler c.

Detaylı

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur. Mustafa Bülent Dadaş, Dr. 1979 da Adana da doğdu. Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ni bitirdi (2002). Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü nde Mecelle de Bulunan Hukuk-Dil İlişkisine Yönelik

Detaylı

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI Risâle fî edebi l-müftî Mehmed Fıkhî el-aynî (ö. 1147 h. / 1735 m.) Tahkik Prof.Dr. Osman Şahin TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 729 İSAM Yayınları 199 Klasik Eserler

Detaylı

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Siyer-i Nebi ne demektir? Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) doğumundan ölümüne kadar geçen hayatı içindeki yaşayışı, ahlâkı, âdet ve davranışlarını inceleyen ilimdir.

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 13 Sayı 2 Temmuz-Aralık 2013 T. C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 2013 (13/2)

Detaylı

AnkaraVilayetiYabanabadKazası ŞeyhlerKaryesi(1.Ş.1256-28EYLÜL 1840)NüfusSayımı

AnkaraVilayetiYabanabadKazası ŞeyhlerKaryesi(1.Ş.1256-28EYLÜL 1840)NüfusSayımı 1 AnkaraVilayetiYabanabadKazası ŞeyhlerKaryesi(1.Ş.1256-28EYLÜL 1840)NüfusSayımı Karye-i Şeyhler ( 175) 1 1 1 Eş-şeyh Mehmed Arif ibn-i El-Hac Şeyh İbrahim Uzun boylu, Kır sakallı 60 2 Oğlu Şeyh İsmail

Detaylı

MAHMUD EFENDi HAZRETLERİ (K.S.)

MAHMUD EFENDi HAZRETLERİ (K.S.) 1 / 6 1931 yılında Of da dünyaya geldiler. ilk tahsilini babası Ali Efendiyle yaptı. Hafızlığını Of ta ikmâl etti. Bir müddet Kayseri de Arapça okudu. Tahsilini eniştesi Hacı Dursun Efendide tamamlayarak

Detaylı