Kanal İstanbul'u bekleyen

Transkript

1 Ekonomi 3 M aliye Bakanlığı, elektronik fatura (e-fatura) kullanımına ilişkin önemli yenilikler getirecek mevzuatı hazırladı. Bakanlığa gelen yoğun talep üzerine, yeni düzenleme ile e-faturaya geçişte teknik sıkıntı yaşayan mükelleflere 3 ay ek süre tanınacak. Böylece, yeni yılın başından itibaren elektronik ortamda faturalaşma zorunluluğu getirilen şirketlerin, e-faturaya yumuşak bir geçiş yapmalarını sağlanacak.maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, işletmeler arası faturalaşmanın kağıt faturadan e-faturaya doğru dönüştürülmesi için, bugüne kadar çıkarılan mevzuatın ardından yeni bir düzenlemeyi daha hazırladıklarını bildirdi."e-arşiv" ismi verilen söz konusu tebliğ ile nihai tüketicilerin de e-fatura almalarının önünün açıldığını belirtti. Maliye'den mükelleflere ek süre! Muhasebe 5 Gündem 8 Sağlıkta Dönüşüm Programı ile erişilebilir sağlık hizmetinin sağlanabilmesi için yapılan çalışmalar sonucunda, kurum, üniversite ve özel hastanelere müracaat eden kişi sayısı 2002'de toplam 124 milyon 313 bin 659, 2009'da 295 milyon 262 bin 190, 2010'da 302 milyon 984 bin 218, 2011'de 337 milyon 849 bin 536 ve 2012'de 354 milyon 636 bin 935 oldu. Böylece hastanelere müracaat eden kişi sayısı yaklaşık 3 kat artarak, son 10 yılda toplam 1 milyar 415 milyon 46 bin 538 kişi olarak belirlendi. Vatandaşların kısa sürede etkin, doğru ve yüksek teknolojinin sunduğu imkanlardan faydalanabildiği sağlık hizmeti alabilmesi için çeşitli alanlarda yatırımlar yapan Sağlık Bakanlığı, birçok şehir hastanesinin temellerini attı ve gerek duyulan merkezlerde yenileme çalışmalarında bulundu. Yani, son 10 yılda bakanlık hastanelerine başvuranların sayısı 2 katın üzerinde artış gösterdi. A K Parti'den ihracı istenen Haluk Özdalga istifasına basın toplantısı ile duyurdu. Özdalga açıklamasında 'Özal yolsuzluk iddiaları ortaya çıkınca hiç beklemeden harekete geçti. Erdoğan'ın da yapması budur.' ifadelerini kullandı. Milletvekili Haluk Özdalga da partisinden istifa etti. Özdalga dün iki vekille birlikte ihraç talebiyle disipline sevk edilmişti.haluk Özdalga'nın konuşmasından satırbaşları;özal yolsuzluk iddiaları ortaya çıkınca hiç beklemeden harekete geçti. Hemen öncelikle iddiaları araştırmadan ortada ciddi şüphe olduğunu görünce bakanını görevden azletti. Ardından da yüce divanda kendini savunmasının yolunu açtı. Tüm bu adımları Özal hiç duraksamadan hatta kamuoyunu bile şaşırtacak takdirini kazanacak şekilde attı. 17 Aralık'ta başlatılan operasyon, Türkiye ekonomi sini de kuşatıyor. Borsadaki düşüş, dolardaki yükseliş ve artan faizler ekonomiye toplam milyarlık fatura çıkardı. Bu GSYH'nin % 7'sine denk. 1 7 Aralık'ta başlayan siyaseti dizayn operasyonu ekonomiyi adeta kuşatma altına aldı. 16 Aralık'ta 2.02 olan dolar kuru 11 günde tarihinin en yüksek seviyesine, 2.17 TL'ye çıktı. % 8.92 olan gösterge tahvilin faizi dün % 10.36'yla iki yılın en yüksek seviyesine yükseldi. Borsa İstanbul'da operasyonun başladığı gün 74 bin 843 olan endeks, 63 bin 885'e kadar geriledi. Operasyon öncesi 557 milyar lira olan halka açık şirketlerin değeri ise milyar liraya indi. Böylece 11 günlük kayıp 84 milyar lirayı buldu. Sadece faizin kredi maliyetlerine yansıması da 7.5 milyarlık zarar getirdi. Dolardaki 15 kuruşluk artışın enerji faturasına yansıması 6 milyar doları (12.9 milyar TL) buldu. Böylelikle borsanın düşüşü, faiz ve doların yükselişi Türkiye'ye milyar lira zarar ettirdi. Bu rakam, 2013 Orta Vadeli Program'daki 1 trilyon 559 milyar liralık Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) hedefinin % 7'sine denk geliyor. DOLAR REKORDAN İNMİYOR Siyaseti dizayn etme operasyonu dövizin de tansiyonunu yükseltiyor. Dolar dün 2.17 TL'yle tarihi zirveye çıktı. Euro kuru da dün 3 TL'yi gördü. Euro-dolar karşısında ile ekim 2011'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Merkez Bankası 450 milyon dolarlık döviz satım ihalesi açtı. İhaleye 808 milyon dolarlık teklif geldi. İhaleden sonra dolar kuru 2.15'e, euro ise TL'ye gerildi. 5 PUANLA 25 MİLYAR GİDİYOR En son 26 Ağustos'ta yüzde 10'un BORSA üzerinde olan gösterge tahvil faizi dün yüzde ile çift haneyi gördü. Uzmanlar, yüzde 1'lik faiz artışının Türkiye ekonomisinde 5 milyarlık kayba yol açtığını belirterek, "Faizlerin bir puan artması kredi maliyetlerinde toplamda 5 milyar liralık artış demek. Toplam kredi hacminin 500 milyar lira olduğunu öngördüğümüzde faizlerde 5 puanlık artış piyasalara 25 milyar liralık yük getirecektir. Firmaların maliyetleri artacaktır" değerlendirmesini yaptı. MİLYARLIK CEPHANE Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 24 Aralık'ta 2014 yılında uygulayacağı para ve kur politikası stratejisini açıklarken, ocak ayı sonuna kadar 6 milyar dolar satılacağı bilgisini vermişti. Banka, pazartesi günü 600 milyon dolarlık döviz satacak. Ancak, son birkaç günde yaşanan gelişmelerin ardından Merkez Bankası kullanabileceği cephaneyi yeniden gözden geçirdi. Merkez Bankası daha önce 30 Aralık için açıkladığı 450 milyon dolar olan döviz satım ihalesindeki en düşük tutarı 600 milyon dolara revize etti. ÜLKENİN BÜYÜMESİ ÇALINIYOR Uzmanlar, faiz oranlarındaki artışın dış borç ödemelerine yansıyacağına da dikkat çekiyor. Yetkililer, "Her bir puanlık faiz artışı aylık ödemelere yaklaşık 1.5 milyarlık yük getirecek. Diğer yandan her 3 puanlık artış Türkiye büyümesinden 2 puan çalınması anlamına geliyor" yorumunu yaptı. Dolarda 10 kuruşluk artışın maliyeti 4 milyar doları buluyor. Pazartesi KDV dahil 25 Krş Kanal İstanbul'u bekleyen büyük EKONOMİYE 105 milyarlık kuşatma Artık Ekonomi Gazetesini twitter & facebook dan okuyabilirsiniz tehlike Sır planlar onların elinde Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'ndaki aramada el konan bilgisayarda Kanal İstanbul'un sır gibi saklanan planlarının da yer aldığı öğrenildi.istanbul'daki operasyonların tüm detaylarını sızdıran savcılığın proje detaylarını da sızdırmasından endişe ediliyor.17 Aralık operasyonunun ikinci dalgasındaki '100 milyar dolarlık yolsuzluk yapıldı' iddiası safsata çıktı. Türkiye'nin geliri artacak! artarak 11 bin doları aşacak.her yıl nüfusu ortalama 1 milyon artan Türkiye'de, 2002'de 3 bin 492 dolar olan kişi başına düşen milli gelir, 2011 yılında üç katına ulaşarak 10 bin 444 dolar olmuştu. Kişi başı milli gelir ne kadar olacak? Türkiye'de gelecek yıl kişi başına milli gelirin, yüzde 2,5 oranında artarak 10 bin 744 dolardan 11 bin doların üzerine çıkacağı öngörülüyor. AA muhabirinin Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerinden derlediği bilgilere göre, Cumhuriyet'in 100'üncü yılı 2023'te kişi başına düşen milli gelirini 25 bin 76 dolara çıkarmayı hedefleyen Türkiye'nin 2014 yılında kişi başına milli geliri bu yıla göre yüzde 2,4 ESTONYA 2014 YILINDA 16 AVRO BÖL- GESİNİ GERİDE BIRAKACAK Estonya'nın 2014 yılında kişi başına düşen milli gelirini bu yıla göre % 8 artırması bekleniyor. Böylece, Estonya birçok Avro Bölgesi ülkesi içinde kişi başı milli gelirini en fazla artıran ülke olacak.estonya Mayıs 2004'de AB üyesi olmasıy la, yıllarında ortalama % 8 ekonomik büyü me kaydederek, bölgesin de ve AB içinde en hızlı gelişen ekonomilerden biri olmuştu. Büyüme oranı 2010 yılında % 1,5'e yükselen Estonya'da, 2011 yılında % 3'lük büyüme beklentisinin oldukça üzerinde bir performans göstererek, % 7,9 büyüme & Y eni operasyonda, Türkiye'nin 2023 hedefleri kapsamında inşasına başlanan projeleri hayata geçirmek üzere kolları sıvayan işadamlarının göza ltına alınmak istenmesi, Başbakan Erdoğan'ın 'Türkiye'ye yönelik uluslar arası bir operasyon yapılıyor' tezini haklı çıkardı. VERDİĞİ ZARAR 100 MİLYARI BULDU Faizlerin uzun süre sonra yeniden çift haneye çıkmasına neden olarak milletin Hazine'sine ve sanayicinin borçlanma maliyetine milyar larca $ ek yük getiren operasyonun devam ettiği günlerde $ 2,02'den 2,21 TL'ye, Euro ise 2,56'dan 3 TL'ye fırladı. Kurun yükselişi sonucu cari açığın artmasına neden olan operasyon süresince borsa 12 bin puan düştü. Hisse senet leri 80 milyar TL değer kaybetti. Ekonomi sinin % 99'u küçük işletmelerden oluşan ülkede, akaryakıt ve enerji fiyatlarına zam yapılmasını sağlamayı amaçlayan çökertme operasyonu, enflasyonun azmasına da neden olacak. İŞ ADAMLARINA TERÖRİST MUAMELESİ Terörle mücadele savcısının, yerli işadamlarını terörist zanlısı gibi göstererek tutuklatmak istemiyle önce emniyeti, başarılı olamayınca da jandarmayı devreye soktuğu ortaya çıktı. 7 işadamının malvarlıklarının tamamına tedbir konulması istemiyle tutuklan mak istendiği gözaltı listesinde 30'dan fazla işadamının bulunduğu 41 kişi yeraldı. Yunanistan evsiz kaldı Yunanistan'da krizden önce çoğunluğunu uyuşturucu bağımlılarının oluşturduğu evsizler grubunda artık işini kaybetmiş ve ev kirasını ödeyemeyen vatandaşlar da yer alıyor. U zmanların insani krize karşı uyardığı ekonomik dar boğazdaki ülkede, işlerini kaybeden kimi Yunan vatandaşları kendilerini sokakta buluyor. Başkent Atina'nın en işlek caddeleri olan Pireos, Stadiu ve Panepistimiu'yu mesken tutan evsizler, soğuk havaya rağmen karton ve battaniyeler üzerinde sabahlıyor. "Klimaka " isimli hayır kuruluşundaki uzmanlar, evsiz sayısının 20 bin olduğunu belirtiyor.

2 2 HERKES Ekonomi İÇİN EKONOMİ POLİTİKA İ stanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde kamuoyuna yansıyan ve tartışmalara konu olan gelişmelerle ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Türkiye'nin sergilediği ekonomik başarıyla dünyanın dikkatini çektiğini kaydeden Çağlar, şunları ifade etti: "Küresel krize bile boyun eğmemişken, birden bire kendimizi içinde bulduğumuz bu sürecin kime ve kimlere yaradığını herkesin düşünmesi gerekir. Biz, Türkiye reel sektörünün en büyük temsilcisi, 350 bin üyenin sesi olarak buradayız. Ülkemiz bugünkü konumuna kolay gelmedi. Bu yolda hepimiz büyük bedeller ödedik. Çok şeylere katlandık. Bunca emeğimizin boşa harcanmasına razı olamayız. Milletçe büyük fedakarlıklarla, pek çok kriz ve badireleri aşarak elde ettiğimiz ekonomik, sosyal ve demokratik kazanımları, sebebini hala tam olarak anlayamadığımız krizlerle heba etmemeliyiz." ÖZEL sektör kaygılı amamıyla adli ve Thukuksal bir mecrada çözümlenmesi gereken konuların siyasi ve farklı hesaplara konu edilmesinin bu ülkenin hayrına olmadığını savunan Çağlar, herkesin yarınları düşünerek ve sorumlulukla hareket etmesi gereken günlerden geçildiğine dikkati çekti. Çağlar, sosyal ve diğer medya ortamlarında yoğun bir öfke ve bilgi kirliliğinin yaşandığını, demeç ve açıklamalarla tansiyonun daha da yükseldiğini, kullanılan dil ve üslupların giderek sertleştiğini belirterek, "Ülkemizin istikbalini farklı beklentilerimize ve öfkemize esir edemeyiz. Ekonomiyi sırtlayan ve yaşanan gelişmelerden en önce ve en ağır şekilde etkilenen kesim olarak, sorumluluk makamındaki herkesi aklıselime ve dikkatli olmaya çağırıyoruz. Çünkü yıkmak kolay, yapmak çok zordur. Elbette ki, birbirimize yönelik eleştirilerimiz ve farklı düşüncelerimiz olabilir. Lakin bunları birbirimizle paylaşacağımız daha sağlıklı yol ve yöntemler bulmak, eleştirileri de hüsnüzan içinde değerlendirmek en uygun yaklaşım olacaktır" değerlendirmelerini yaptı. İbrahim Çağlar, ekonominin borsa, faiz, döviz ve yatırım iklimi bakımından risk sinyalleri verdiği bir ortamda, herkesin aynı gemide olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: "Biz İstanbul Ticaret Odası olarak her zaman olduğu gibi, bu ülkede taş üstüne taş koyan, yerli ve yabancı tüm yatırımcıların yanında olmaya devam edeceğiz. Beklentimiz, daha iyi bir Türkiye'de birlikte yaşamak isteyen herkesin, hukukun ve millet egemenliğinin üstün olduğu, daha demokratik, daha özgür ve daha güçlü bir Türkiye etrafında kenetlenmesidir. Böyle günlerde ülkemizin birlik ve dirliği, huzur ve selameti için uyanık olmak zorundayız. Türkiye'yi seven herkesin, bu sürecin olumlu neticelenmesi için yapıcı katkı vermesini beklemekteyiz." Servet, şehvet ve şöhret arzusu insanı yoldan çıkarır Kabine revizyonunun ardından bakanlığın devir töreninde konuşan Nihat Ergün, "Servet, şehvet ve şöhret arzusu insanı yoldan çıkarır. Allaha şükür parayla pulla işimiz olmadı. Makamların mevkilerin başından beri geçici olduğunu biliyoruz" ihat Ergün, Bilim Sanayi ve NTeknoloji Bakanlığı görevini törenle Fikri Işık a devretti. Ergün Servet, şehvet ve şöhret arzusu insanları yoldan çıkarır derken, Allaha şükür parayla pulla işimiz olmadı. Bu konularda gönlümüz rahat açıklamasında bulundu. Görevi devralan Fikri Işık ise Temiz siyaseti Bakan Ergün den öğrendim. Çıtayı daha da yukarıya taşıyacağız şeklinde konuştu. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı nda devir teslim töreni yapıldı. Ergün, törende yaptığı konuşmada, insanları neyin yoldan çıkaracağını bildiğini belirterek, Servet, şehvet ve şöhret arzusu insanı yoldan çıkarır. Allaha şükür parayla pulla işimiz olmadı. Makamların mevkilerin başından beri geçici olduğunu biliyoruz. Diğer konularla da yakın bir işimiz olmadığını herkes yakından bilir. Bu konularda gönlümüz rahat. Dostlarımızın da sevenlerimizin de gönlü rahat olsun ifadelerini kullandı. Şu sırada bir takım cemaat tartışmalarının söz konusu olduğunu belirten Ergün, konuşmasını şöyle sürdürdü: Makamların geçici olduğunu biliyorum. Devletle ilişkilere gelince boyut farklıdır. İnananların inanmayanların ortak organizasyonunu adı devlettir. Anayasa, kanunlarla çalışır. Devlet içerisinde her mezhepten kişi kamu görevlisi olarak görev alabilir. Ancak insanlar mezheplerini, meşreplerini dışarıda bırakmayı bilmelidir. Devlet devlet olmaktan çıkar. Devletle ilişkisi olan insanlar buna hassasiyet göstermelidirler. Yönetilemeyecek kadar büyürse bir yapı kendi kendini yöneten birimler ortaya çıkar. Devlet bunlara bakar, hukuk içerisinde mücadele ederler. Bizim için zaman dolmuş oldu, görev tamamlandı. Sivil süreç başlamış oldu. Bu süreçte yeni dönemde görev alan Fikri Işık kardeşime teşekkür ediyorum. Gerçekten ve gerçekten çalışkan bir arkadaşımızdır 24 saat çalışır. Gerçekten dürüst bir arkadaşımızdır. Bakanlığımızın bundan sonraki faaliyetlerde çok daha fazla ileri götüreceğini inanıyorum. Herkesin bir üslubu olacaktır. Yeni dönemde başarılar diliyorum.

3 Ekonomi 3 İSO: Yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gidilsin Kürt petrolüne Bağdat hamlesi olsuzluk ve rüşvet Ysoruşturmaları hükümette bakanların istifasına yol açarken, İstanbul Sanayi Odası ndan üzerine gidin mesajı geldi. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, Sorunları hukuk çerçevesinde çözmek yeni Türkiye nin vazgeçilmezleri olmalı. İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan, masumiyet karinesi göz ardı edilmeden yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gidilmesini beklediklerini söyledi. İSO Meclis toplantısında konuşan Bahçıvan, Hukukun evrensel ilkelerine ve üstünlüğüne, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına inanmak, sorunları hukuk çerçevesinde çözmek yeni Türkiye nin vazgeçilmezleri olmalı. Yolsuzlukların üzerine gidilmediği takdirde uluslararası arenada ülke imajının olumsuz etkileneceğini vurguladı ve şu uyarıyı yaptı: Kredi notumuzun düşebileceği, yabancı sermayenin kaçabileceği gerçeğiyle karşı karşıya kalabiliriz. Böyle bir gelişme telafisi zor ekonomik kayıplar doğurur. İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan, yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gidilmesini beklediklerini söyledi. Son bir haftada ülke gündemine damgasını vuran büyük çaplı yolsuzluk ve rüşvet soruşturması, İstanbul Sanayi Odası nın (İSO) dünkü toplantısında da ana gündem konuları arasında yer aldı. İSO Meclis toplantısında konuşan Erdal Bahçıvan, sanayiciler olarak zor şartlarda kazandıklarını kolay bir şekilde heba etme lüksüne hiç kimsenin sahip olmadığını ifade etti. Yolsuzlukların üzerine gidilmesini beklediklerini vurgulayan Bahçıvan, Hukukun evrensel ilkelerine ve üstünlüğüne, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına inanmak, sorunları hukuk çerçevesinde çözmek yeni Türkiye nin vazgeçilmezleri olmalı. Bu anlayış çerçevesinde masumiyet karinesi göz ardı edilmeden yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gidilmesini bekliyoruz. IRAK TA oğuş Otomotiv CEO su Ali Bilaloğlu, 140 bin Dadet satış ve 6 milyar liranın üzerinde gelir ile tamamlamayı hedefledikleri 2013 yılının ardından, gelecek yıl aynı seviyede hedeflere sahip olduklarını ancak BDDK düzenlemeleri ve ekonomik-siyasi koşulları izleyerek ilk SATIŞA çeyreğin ardından hedeflerini revize edebileceklerini söyledi.irak pazarında Volkswagen ve Audi nin dağıtım ve satış sonrası hizmetleriyle ilgili şirket kurmak için Volkswagen ve Audi ile mutabakata varan Doğuş Otomotiv, servis BAŞLIYOR faaliyetlerine ilk çeyrekte başlamayı planlıyor. Bilaloğlu, Erbil deki tesisi Ocak ayında devralacaklarını ve ilk üç ayda satış sonrası servis hizmetlerine başlamayı hedeflediklerini söyledi.münir ARIKAN-EKONOMİ Yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gidilmediği takdirde uluslararası arenada ülke imajının olumsuz etkileneceğini dile getiren Bahçıvan, Bu durumda kredi notumuzun düşebileceği, yabancı sermayenin yatırım yapmaktan kaçabileceği gerçeğiyle karşı karşıya kalabiliriz. Böylesi bir gelişmenin herkes için telafisi zor ekonomik kayıplar doğuracağını burada özellikle ifade etmek istiyorum. Yabancı sermaye ve finansal istikrar, hepimiz için çok önemli. uyarısı yaptı. Bütçenin kendisi kadar bütçenin en önemli gelir kaynağını oluşturan vergilerin de ülke için büyük öneme sahip olduğuna işaret eden Bahçıvan, vergilerin suistimal edilmeden harcanmasının kutsal bir vazife olduğunu ifade etti. Bahçıvan, bu konuda şu uyarıyı yaptı: Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır ilkesine, vicdan ve sorumluluk sahibi herkesin yürekten inandığından asla kuşku duymuyoruz. Bu noktada karşımıza çok önemli bir soru çıkıyor. Bu soru, toplanan vergilerin nasıl harcandığı sorusudur. Bu soru eşliğinde, toplanan vergilerin suistimal edilmeden toplum yararına harcanmasının da kutsal bir vazife olduğunu burada özellikle ifade etmek istiyorum. Vergilerin toplanmasında ve harcanmasında hakkaniyet, şeffaflık, denetim ve halka hesap verebilirlik vazgeçilmez ilkelerdir. Bahçıvan, konuşmasında Türkiye de verginin çoğunun mal ve hizmetlerden alındığına da dikkat çekti. Vergilerin tabana yayılması ile demokrasi arasında doğrudan bir ilişki bulunmakta. diyen Bahçıvan, Türkiye de OECD ülkelerine göre asıl sorunun vergi yükünün dağılımında yaşanmakta olduğunu kaydetti. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, Gelişmiş ülkelerde gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler önemli bir ağırlığa sahip iken, ülkemizde mal ve hizmetten alınan vergilerin payı oldukça yüksek. Ülkemizde kayıt dışılık oldukça yaygın. Kayıtlı işlem yapanlar, haksızlığa uğradığını düşünmekte. Kayıt dışı ile mücadele eylem planının etkin bir şekilde uygulanması, hakkaniyet duygusunun gelişmesi ve ekonomimizi istenilen verimli yapıya kavuşturması açısından da büyük bir önem taşımakta. diye konuştu. Bu arada dün İSO Meclis toplantısının konuğu olması beklenen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, toplantıya katılmadı. Bakan Şimşek, İSO üyelerine 2014 bütçesini anlatacaktı yılını sanayici açısından değerlendiren Bahçıvan, 2012 ye oranla bu yıl kurlarda yaşanan negatif gelişmenin etkisiyle bilançolarımızda bir olumsuzluk yaşayacağımızın endişesi içindeyiz yılını birçok sanayicimizin kârlarında ciddi kayıplar yaşayarak kapatacağını tahmin ediyoruz. diye konuştu. Bahçıvan, kıdem tazminatı konusunda da şunları söyledi: Türkiye, OECD ülkeleri içerisinde, en yüksek kıdem tazminatının ödendiği ülke konumunda. Kıdem tazminatı, hem işgücü girdi maliyetlerinin yüksekliğinin hem de işgücü piyasasının katılığının temel nedenlerinden biri Kuzey Irak sahalarında üretilen petrol, sessiz sedasız Türkiye ye akmaya başladı. Ceyhan da depolanan petrol, yaklaşık 1.5 ay içinde pazarlanabilir miktara ulaşacak. Ancak Kerkük- Yumurtalık Petrol Boru Hattı na bağlanan yeni hat ile Kuzey Irak tan petrol sevkiyatının başlaması, Merkezi Irak Hükümeti ni de harekete geçirdi. Sürece yakın bir kaynağın verdiği bilgilere göre, Kuzey Irak tan gelen boru hattında test akışının tamamlanması ve normal akışın başlamasının ardından, Merkezi Hükümet bu akışı engellemek için eskiden eksik kapasite çalıştırdığı hattaki petrol akışını arttırdı. FRENLEME HAMLESİ Kürt petrolü, Bağdat yönetimi ve Türkiye arasında gerilim konusuydu. Geçtiğimiz ay Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani Ankara ya gelmiş ve ziyarette bir dizi anlaşma imzalanmıştı. İki borudan oluşan Kerkük- Yumurtalık hattına, Kuzey Irak tan gelen günlük 300 bin varil kapasiteye sahip yeni bağlantı hattı Türkiye sınırına yakın bir noktasında eklenmiş, test akışına ise iki hafta önce başlanmıştı. Edinilen bilgilere göre, son 3-4 gündür Merkezi Irak Hükümeti, günlük 1.5 milyon varil kapasiteye sahip Kerkük- Yumurtalık Hattı na olabildiğince çok petrol basmaya, bu yolla Kuzey Irak Kürt Yönetimi nin petrol ihracatını frenlemeye çalışıyor. Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı, uzun süreden bu yana eksik kapasite ile çalışırken, günlük ortalama 400 bin varil taşıyor ve tam kapasitesi olan 1.5 milyon varil/güne ulaşamıyordu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, pazartesi günü yaptığı açıklamada Kuzey Irak tan test çalışmaları kapsamında gönderilen petrolün Ceyhan a kadar geldiğini belirterek, akışın da bundan sonra başlayacağını söylemişti. Test çalışmasının ardından Kuzey Irak tan normal akışın artık başladığı ifade ediliyor. Bu günlerde 30 bin varil civarında akan Kuzey Irak petrolünün önümüzdeki günlerde bin varil/gün seviyesine çıkması bekleniyor. Bu miktara ulaşmasının ardından ise Ceyhan daki deponun dolması beklenecek. Deponun dolmasının en az 1.5 ay süreceği kaydediliyor. İşte esas merak uyandıran süreç, depoların dolmasıyla başlayacak: çünkü petrolün satış aşamasına gelinmiş olacak. Buzlar eriyor mu? DİĞER yandan, Kuzey Irak ta yayın yapan Rudaw medya kuruluşu, Erbil ve Bağdat enerji ihtilafına kalıcı çözüm bulma yolunda başlıklı bir makale yayınladı. Habere göre, Neçirvan Barzani nin Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile Bağdat ta yaptığı görüşmelerin başlıca odağı Türkiye ye petrol ihracatı konusu oldu. Haberde, Maliki nin Erbil ve Bağdat doğal kaynaklar ve bütçe üzerindeki anlaşmazlıklarını çözmeye her zamankinden daha yakın dediği öne sürüldü. Bilal ÇETİN-EKONOMİ M aliye Baka nı Mehmet Şimşek, e- fatura kullanımına ilişkin yaptığı açıklamada, işletmeler arası faturalaşmanın kağıt faturadan e-faturaya doğru dönüştürülmesi için, bugüne kadar çıkarılan mevzuatın ardından yeni bir düzenlemeyi daha hazırladıklarını bildirdi. mükelleflere 3 ay ek süre Maliye Bakanlığı, elektronik fatura (e-fatura) kullanımına ilişkin önemli yenilikler getirecek mevzuatı hazırladı. Bakanlığa gelen yoğun talep üzerine mükelleflere 3 ay ek süre tanınacak e-arşiv" ismi verilen söz konusu " tebliğ ile nihai tüketicilerin de e- fatura almalarının önünün açıldığını belirten Şimşek, şunları kaydetti: "Daha önce telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren 5 firmanın pilot uygulama olarak kullandığı Elektronik Fatura Kayıt Sistemi (EFKS), e-arşivle birlikte, ilgili şartları sağlayan bütün mükelleflerin kullanımına açılıyor. Böylece şimdiye kadar işletmeler tarafından kağıt ortamında düzenlenen faturaların ikinci nüshaları da artık elektronik ortamda saklanacak. Uygulama kapsamındaki şirketler, nihai tüketici statüsündeki müşterilerinin cep telefonlarına, e- posta adreslerine veya banka hesaplarına e-fatura gönderebilecek. İstemeleri halinde tüketicilere kağıt fatura da verilebilecek." "İnternetten ticaret daha kolay ve güvenli hale gelecek" Tebliğ ile getirilen bir diğer yeniliğin ise internet üzerinden yapılan alışverişlerde e- fatura düzenlenmesi olduğunu açıklayan Şimşek, böylece internet üzerinden yapılan ticaretin daha kolay ve güvenli hale geleceğini ifade etti. İnternet üzerinden satış yapan mükelleflerin, bu imkandan yararlanabilmeleri için "e-arşiv" uygulamasına geçiş yapmaları gerektiğini anlatan Şimşek, "Bu ortamda mal ve hizmet alışı yapan tüketiciler ise e-faturalarını satıcıya bildirdikleri elektronik posta adreslerine gönderilmesini isteyebilecek. Sistem eskiye göre daha hızlı, daha güvenli ve daha ucuz bir maliyetle işleyecek" diye konuştu. Mehmet Şimşek, mükelleflerin, uygulama kapsamında düzenledikleri faturaları ve raporları kendi bünyelerinde veya Gelir İdaresi Başkanlığından (GİB) yetki alan saklamacı kuruluşlarda saklayabileceğini de kaydetti. Uygulama kapsamında düzenlenen faturalara ait belli bilgileri içeren raporların, periyodik olarak GİB'in sistemine aktarılacağını anlatan Şimşek, böylece internet üzerinden gerçekleştirilen satışlar da dahil olmak üzere tüm faturalaşma trafiğinin izlenebileceğini söyledi. "Mükelleflerin e-arşive geçişleri ise çok kolay" Şimşek, mükelleflerin "e-arşiv"e geçişlerinin ise çok kolay olduğunu belirterek, e-faturaya elektronik ortamda başvuru yapan mükelleflerin, GİB'- den yetki alan özel entegratörlere doğrudan müracaat ederek bu uygulamaya geçiş yapabileceklerini açıkladı.

4 4Borsa - Finans Türkiye nin üzerinden Ortadoğu ya açılacağız kanalımızla hedefimizi daha da büyüttük. Bu sayede hitap ettiğimiz tüketici kitlesini genişleterek ciromuzda belirgin bir artış sağladık diye konuştu. Özkul, şöyle devam etti: Yaz ve kışı mevsiminin tahminimizden geç gelmesi, bazı aylarda satış hedeflerimizi yakalarken zorlanmamıza sebep oldu. Perakendede mevsimsellik ve özel günler kuşkusuz büyük önem taşıyor. Havaların soğumasıyla, gerek online gerekse mağaza satışlarımızda büyük bir ivme kaydettik. 'Dövizdeki yükseliş ihracatçıya fayda getirmez' İHKİB Başkanı Tanrıverdi, "İhracatçılar olarak bizler daha istikrarlı, enflasyon oranında artan bir dolar ve euro kuru beklentisi içindeyiz" dedidöviz kurundaki yükseliş ihracatçıları da endişelendirmeye başladı. Enflasyon oranında artan bir kuru arzuladıklarını dile getiren İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, "Bu şekildeki kur artışı ihracatçı için faydalı olmaz. İhracatçılar olarak bizler daha istikrarlı, enflasyon oranında artan bir dolar ve euro kuru beklentisi içindeyiz. Bu şekilde artış mevcut dengeleri bozup bir çok firmanın sıkıntıya girmesine neden olacaktır" Deichmann Türkiye Genel Müdürü Atilla Özkul, Deichmann ın 2013 te 100. yılını kutladığını söyleyerek, Şirketimiz bu 100 yıla, 23 ülkede 3 bin 500 ün üzerinde mağaza sığdırdı Deichmann ın Almanya dan sonra en fazla yatırım yaptığı ülkenin Türkiye olduğunu belirten Özkul, Türkiye yi bir yatırım merkezi olarak oldukça önemsiyoruz yılı içinde özellikle Anadolu nun birçok farklı şehrinde 20 mağaza açmayı hedefliyoruz diye konuştu. Özkul, Deichmann olarak gelecek dönemde Türkiye üzerinden Ortadoğu ülkelerine açılma gibi bir projemiz sözkonusu Tüketici kitlemiz arttı 2013 yılının Deichmann için başarılı geçtiğini kaydeden Özkul, Yıl başında faaliyete geçen online alışveriş 100 üncü yılımızı Türkiye de 100 mağazayla kutlayacağız Deichmann ın 100. yılını Türkiye de 100. mağaza ile kutlayacaklarını söyleyen Atilla Özkul, şöyle devam etti: Deichmann olarak 2013 yılında büyüyen organizasyonel yapımız ve açılan 20 yeni mağazamızla beraber toplamda 250 kişiye istihdam sağladık. Bu hedefimizi 2014 senesinde de sürdürmeyi planlıyoruz. Açacağımız mağaza sayısı ile doğru orantılı olarak iş gücü kaynağı yaratmaya devam edeceğiz. Biz 2014 hedeflerimizi de olumlu senaryolar üzerine kurduk Özellikle ithalata dayalı sanayi sektörlerinde firmalar kur zararı yüzünden bilançolarında ciddi değer kaybı yaşayabilirler" uyarısında bulunan Tanrıverdi, "Bu da 2014 yılı içinde firmaların bankalarla problem yaşamasına neden olur. Özellikle yılın son günlerinde yaşanan bu hareketliliğin tahribatının yüksek olacağını düşünüyorum. Saraciye ihracatı azaldı İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon ihracatçı Birlikleri (İTKİB) verilerine göre, ilk 11 ayda "saraciye" sektöründeki ihracatçı firmaların performansı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,9 düşüşle 217 milyon 122 bin dolar oldu. Deri ve deri mamülleri ihracatının yüzde 12,6'sını karşılayan sektörde, bu oran geçen yılın aynı döneminde yüzde 15,4 olarak kayıtlara geçti. Sektör, ihracatının yüzde 26,9'una denk gelen 58 milyon 299 bin dolarlık satışı İtalya'ya yaptı. Söz konusu dönemde sektörde bu ülkeye yapılan dış satım, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,9 arttı. Almanya'ya 28 milyon 714 bin dolar, İngiltere'ye 27 milyon 215 bin dolar, Rusya'ya 10 milyon 711 bin dolar ihracat gerçekleştiren sektör, bu dönemde Irak'a olan satışını geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 46,4 artışla 7 milyon 268 bin dolara çıkarttı. Şükrü KIZILOT 2013 te Gayrimenkul alan ve satanlar aman dikkat 2013 yılı içinde ev, büro, dükkân, arsa ya da arazi alan veya satanlar; aman dikkat! Aldığınız gayrimenkulle ilgili bazı yükümlülükleriniz var.onları sakın atlamayın. GAYRİMENKUL ALANLAR 1. Emlak Vergisi Bildirimi: 2013 yılı içinde alınan gayrimenkuller için, 31 Aralık 2013 tarihine kadar, ilgili belediyeye emlak vergisi bildirimi verilmesi gerekiyor ün son üç ayı içinde yani Ekim, Kasım veya Aralık ayı içinde satın alınan gayrimenkuller için satın alma tarihinden itibaren üç ay içinde örneğin 15 Kasım 2013 de alanın, 15 Şubat 2014 tarihine kadar ilgili belediyeye emlak vergisi bildirimi vermesi gerekiyor. Eyvah 2013 ün emlak vergisini unuttum demeyin vergisinin tamamını, size gayrimenkulü satanın ödemesi gerekiyor. 2. Emekli, İşsiz, Ev Hanımı ve Engelliler: 2013 yılında brüt alanı 200 m2 yi aşmayan bir konut alan ve başka bir konutu bulunmayan; emekli, işsiz, ev hanımı ve engellilerin, ilgili belediyeye başvurarak, durumlarını belirten bir formu düzenleyip vermeleri gerekiyor. Bu formu vermelerine bağlı olarak, 2014 yılında söz konusu konut için emlak vergisi ödemeyecekler. GAYRİMENKUL SATANLAR 1. Emlak Vergisi Yönünden: 2013 yılında gayrimenkul satanların, ilgili belediyeye bu durumu bir dilekçe ile bildirmelerinde yarar var. Böylelikle, sattıkları gayrimenkul nedeniyle izleyen yıllarda emlak vergisine muhatap olma ihtimali ortadan kalkar. 2. Gelir Vergisi Yönünden: a) Değer Artışı Kazancı: 2013 yılında satılan gayrimenkul, iktisap (edinme) tarihinden itibaren 5 yıl içinde elden çıkartılmışsa, bundan doğan kazanç 1-25 Mart 2014 de yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecek (GVK Mük. Md.80/6). b) Ticari Kazanç: Gayrimenkul alım-satım işleriyle devamlı olarak uğraşılması, ticari kazanç olarak nitelendirilmektedir. Maliye, yıl içinde birden fazla ya da arka arkaya iki yılda en az birer gayrimenkul satılmasını devamlılık olarak nitelendiriyor (GVK. Md.37/4). Aynı şekilde, arsasını kat karşılığı müteahhide verenlerin, edindikleri gayrimenkulü elden çıkartmalarında da duruma göre yukarıdaki (a) veya (b) bentlerinden biri uygulanıyor. Hemen belirtelim, ivazsız (yani miras veya bağış) yolu ile edinilen gayrimenkullerin elden çıkartılmasında, 5 yıllık süre dolmasa bile, değer artışı kazancı söz konusu olmuyor (GVK Mük.Md.80/6 parantez içi hüküm. Ayrıca Bkz. 25 Mart 2011 tarih ve GVK-76/ sayılı Gelir Vergisi Sirküleri, 3. Kurumlar Vergisi ve KDV Yönünden: a) Kurumlar Vergisi: Gayrimenkul ticareti ve kiralamasıyla uğraşanların dışında kalan kurumlar (örneğin anonim veya limited şirketler), en az iki yıl süreyle aktiflerinde yer alan gayrimenkulleri elden çıkardıklarında, bundan doğan kazancın yüzde 75 lik kısmı Kurumlar Vergisi nden istisna tutuluyor (Ayrıntı için Bkz. KVK Md.5/e). b) KDV: Gayrimenkul ticaretiyle uğraşanların dışında kalan kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktifinde kayıtlı gayrimenkulleri elden çıkarmaları, KDV den istisna (KDV Kanunu.Md.17/4-r). HÜRRİYET 26 Aralık yatırımcıların zorlanacakları bir yıl olacak Ak Portföy'ün ev sahipliğini "Dolar/TL kurunun 2,5'e çıkması, ifade etti. Son 10 yılda reel faizin yaptığı "Beklentiler 2014" faizlerin kalıcı olarak 2 basamaklı yüzde 10'lardan yüzde 2 çevresine konulu toplantıya katılan Akbank Hazine'den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kerim Rota, "2014'te faiz oranları ve Merkez Bankası Politikaları" konulu sunumunda, 2014 merkez bankaları ve yatırımcıların karar almakta zorlanacakları bir yıl olacağını belirterek, "Ancak baz senaryomuzda faizin daha yüksek, kurun ise yatay kalacağını düşünüyoruz" hale gelmesi ve politik riskler" seçeneklerinden hangisinin kendilerini 2014 yılında daha çok rahatsız edeceğini soran Rota, toplantıya katılanların yüzde 65'inin politik riskler ve yüzde 25'inin dolar/tl kurunun 2,5'e çıkmasından rahatsız olduğu yanıtını aldı. hatta bazı dönemlerde negatife gerilediğini söyleyen Keler, "Yatırımcının temel motivasyonu öncelikle parasının değerini korumak, artırmak ve bunu gelecek kuşaklara aktarmaktır. Yani temel hedefimiz daha iyi yaşamak ve çocuklarımıza daha iyi imkanlar bırakmaktır. Bu demektir ki, artık varlıklarımızı ve gelecek ile ilgili hayallerimizi korumak için farklı bir şeyler yapmamız gerekiyor" diye konuştu. Son on yıllık dönemde Türkiye'nin enflasyonu en fazla düşüren ülke olduğunu söyleyen Rota, bütçe açığı ve kamu borcunun milli gelire oranını düşürmede önemli başararılar yakaladığını anımsattı. Tasarruf oranındaki düşüklük ve cari açığın Türkiye'nin zayıf tarafı olduğunu ifade eden Rota, "Tasarruf oranlarının artırılması için dünyada olmayan teşvikler var" Yatırımcılar politik riskler ve dolar/tl kurunun 2,5'e çıkmasından rahatsız Toplantıya katılan yatırımcılara Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB), resmi rezerv varlıkları kasım ayında bir önceki aya göre 390 milyon dolar artarak, 134 milyar 576 milyon dolar oldu. Söz konusu tutar 2013 ekim ayında 134 milyar 186 milyon dolar düzeyindeydi. TCMB 2013 kasım dönemine ilişkin "Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi" verilerini açıkladı. Buna göre, kasım ayında TCMB'nin resmi rezerv varlıkları tutarı 134 milyar 576 milyon dolar oldu. TCMB tarafından alım satım konusu yapılan dövizlerin tutarı ise bir önceki Rota, yabancı yatırımcılar başta olmak üzere yerli yatırımcılarda da böyle bir algının oluştuğunu ifade etti. Ak Portföy Genel Müdürü Dr. Alp Keler ise, yatırımcının temel motivasyonunun öncelikle parasının değerini korumak olduğunu söyledi. "Türkiye'de yatırım ortamı değişiyor. Hem de ciddi şekilde ve belki de hepimizin piyasalar konusundaki geçmiş algısını temelden sarsacak biçimde. Bu değişimin temel göstergesi ise reel faiz" diyen Keler, Türkiye'de reel faiz düzeylerinde global görünümden bağımsız olarak bir "paradigma değişikliği" yaşandığını da Merkez Bankası'nın resmi rezerv varlıkları arttı aya göre 1 milyar 566 milyon dolar arttı ve 111 milyar 3 milyon dolardan 112 milyar 569 milyon dolara yükseldi yılı ekim ayında 174 milyon dolar olan IMF rezerv pozisyonu kasım ayında 173 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Söz konusu dönemde altın rezervleri de 20 milyar 335 milyon dolar olarak hesaplandı. Altın rezervleri ekim ayında 21 milyar 501 milyon dolar düzeyindeydi. Net çıkışlar Kasım ayı itibariyle yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları tarafından TCMB'de tutulan Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesapları'ndan vadesi 1 yıl ve daha kısa olan Burada temel noktanın zamanlama ve doğru varlık dağılımı olduğuna işaret eden Keler, "Yani hangi profildeki yatırımcıya, 'ne zaman?' ve 'hangi ürün?' Takdir edersiniz ki, bunlar tecrübe, ciddi profesyonel altyapı ve bilimsel yaklaşımlar olmadan kolayca cevaplanabilecek sorular değil. İşte bu yüzden diyorum ki; önümüzdeki dönemde öne çıkacak finansal hizmetlerin bu sorulara cevap vermesi gerekiyor" değerlendirmesini yaptı. JP Morgan Baş Ekonomisti Yarkın Cebeci ise "Makro Ekonomide 2014 beklentileri" başlıklı sunumunda Türkiye'nin yabancı fon akımlarına ihtiyaç duyduğunu, dolayısıyla 2014'te Merkez Bankası'ndan daha ortodoks para politikaları beklediğini ve buna paralel daha yüksek faiz oranları görebileceklerini ifade etti. döviz kredileri, menkul kıymetler ve mevduatlarda 8 milyar 290 milyon doları ana para, 3 milyar 996 milyon doları da faiz olmak üzere toplam 12 milyar 286 milyon dolarlık net çıkış kaydedildi. Ekim ayı itibariyle net çıkış tutarı 12 milyar 289 milyon dolar düzeyindeydi. Bireysel emeklilikte 2013 ivmesi sürmeli Axa Hayat ve Emeklilik Başkan ve İcra Kurulu Üyesi Olgun Küntay, 2013 ivmesini sürdürmek için maaş ödeme uygulamalarının kamuoyunun ilgisini sisteme yeniden yöneltecek şekilde ön plana çıkarılabileceğini söyledi 2012 yılında Bireysel Emeklilik Sistemi nde (BES) katılımcı sayısının yaklaşık 500 bin kişi arttığını belirten Axa Hayat ve Emeklilik Başkan (Teknik ve Operasyon) ve İcra Kurulu Üyesi Olgun Küntay, bu artışın 2013 yılında 1 milyon kişiye ulaşmasının beklendiğini söyledi. Küntay, bu gelişmenin arkasındaki ana etmenin, 2013 yılı başında BES reformu kapsamında devreye alınan devlet katkısı uygulaması olduğunu ifade etti. Bununla beraber bu uygulamanın tanıtımı için BES şirketlerinin yürüttüğü etkili iletişim faaliyetlerinin de hakkını teslim etmek gerektiğini vurgulayan Küntay, Önümüzdeki yıllarda katılımcı sayısı artmaya devam edecektir. Ama 2013 yılı ivmesini sürdürmek yeni bir gündem yaratmadan kolay olmayacaktır. Bu yeni gündem için de kanımca en büyük aday, emeklilik, yani maaş ödeme uygulamalarının kamuoyunun ilgisini bir kez daha sisteme yöneltecek şekilde ön plana çıkarılması olacaktır 400 MİLYARLIK HEDEF İDDİALI OLSA DA AŞILABİLİR Küntay, önümüzdeki 10 yıl içinde sistemdeki fon tutarı ve katılımcı sayısı rakamları hakkında şu şekilde konuştu: 2023 yılında 400 milyarı aşan bir fon tutarı o tarih itibariyle milli gelire kıyasen yüzde 10 mertebesinde bir büyüklüğe karşılık gelecektir. Bugün BES fonlarının büyüklüğünün milli gelire göre yüzde 1.7 düzeyinde olduğunu göz önünde bulundurursak, 400 milyar liralık fon büyüklüğünün iddialı bir hedef olduğunu söyleyebiliriz. Bununla beraber, BES e ilginin sürekli kılınmasını temin edecek düzenlemelerin yeri geldikçe yapılması, tasarruf amaçlı hayat sigortalarının BES e benzer şekilde desteklenmesi, mesleki emeklilik planları sisteminin oluşturulması, kıdem tazminatlarının BES bünyesinde takip edilmesi gibi uygulamalarla 400 milyarlık hedef de geçilebilir. Halk Emeklilik, 2013 hedefini aştı Halk Hayat ve Emeklilik Genel Müdürü Nurullah Okur, sistemin 10'uncu yılında en hızlı büyümenin yaşandığını ifade etti. Emeklilik sektöründe iyi bir başlangıç yaptıklarını söyleyen Okur banka kanalı sayesinde iyi bir avantaj yakaladıklarını belirterek şunları söyledi: "Halk Bankası ile avantajlı satışları sürdürebilir kıldık. Bir buçuk yılda sağlanan müşteri portföyü desteğiyle, ciddi büyüme yakaladık. Halk Bankası personeli ve Halk Emeklilik satış ekibi temsilcileri, emeklilik ürünlerimizi en iyi şekilde tanıttı."

5 Muhasebe 5 TÜBİTAK'tan üniversitelere destek TÜBİTAK, üniversiteler bünyesindeki Teknoloji Transfer Ofisleri'nin güçlendirilmesi ve yenilerinin kurulmasının teşvik edilmesi amacıyla 10 üniversiteye daha yıllık 1 milyon liraya kadar hibe desteği verecek ürkiye Bilimsel ve TTeknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), üniversiteler bünyesindeki Teknoloji Transfer Ofisleri'nin (TTO) güçlendirilmesi ve yenilerinin kurulmasının teşvik edilmesi amacıyla 10 üniversiteye daha yıllık 1 milyon liraya kadar hibe desteği verecek. Kurumdan yapılan açıklamaya göre, üniversite sanayi işbirliğinin sağlanması ve bilgiye dayalı geliştirilen yeni teknolojilerin sanayinin kullanımına sunulması için TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) tarafından geçen yıl ilk kez 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı başlatıldı. Program kapsamında geçen yıl 10 üniversiteye destek vermeye başlayan TÜBİTAK'ın 2014 yılından itibaren destek vereceği üniversiteler açıklandı. Hibe desteği almak için TÜBİTAK'a 36 üniversite adına başvuruda bulunuldu. Yapılan değerlendirmenin ardından Anadolu, Bilkent, Dokuz Eylül, Erciyes, Gaziantep, İstanbul, İstanbul Şehir, İstanbul Teknik ve Uludağ Üniversitesi ile İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsünün desteklenmesine karar verildi. Desteklenecek TTO'lara TÜBİTAK tarafından yıllık 1 milyon liraya kadar hibe desteği verilecek. Her yıl yapılacak değerlendirmeler ile destek süresi 10 yıla kadar uzatılabilecek. Destek kapsamında, personel giderleri, ulaşım, harcırah ve konaklama giderleri, alet, teçhizat, yazılım, yayın alım giderleri, hizmet alımı, toplantı, tanıtım ve organizasyon giderleri, yeminli mali müşavirlik ücretleri ve genel giderler karşılanacak. TTO'ların görevi Üniversite ve sanayi arasında koordinasyon ve iletişimi sağlayacak TTO'lar, akademik çalışmaların ürün ve hizmetlere dönüşmesinde ve patentlenmesinde önemli rol oynayacak. Bu ofisler, ayrıca üniversitelerin, ulusal ve uluslararası kamu desteklerinden etkin bir şekilde yararlanabilmesi için proje ofisi gibi çalışacak. Proje başvurularının hazırlanması, proje ortaklıkları kurulması ve izlenmesi konularında da faaliyet gösterecek. Üniversite-sanayi işbirlikleri, öğrenci ve akademisyenlerin girişimci fikirlerinin yeşermesi, akademik alanda edindikleri bilginin sanayide uygulamalarını görebilmeleri açısından da TTO'lar kritik roller üstlenecek. TÜBİTAK geçen yıl ilk kez Boğaziçi, Ege, Gazi, Hacettepe, Koç, Ortadoğu Teknik, Özyeğin, Sabancı, Selçuk ve Yıldız Teknik Üniversitesinin desteklenmesine karar vermişti. Sağlıkta Dönüşüm Programı ile erişilebilir sağlık hizmetinin sağlanabilmesi için yapılan çalışmalar sonucunda, kurum, üniversite ve özel hastanelere müracaat eden kişi sayısı son 10 yılda 3 kat arttı.vatandaşların kısa sürede etkin, doğru ve yüksek teknolojinin sunduğu imkanlardan faydalanabildiği sağlık hizmeti alabilmesi için çeşitli alanlarda yatırımlar yapan Sağlık Bakanlığı, birçok şehir hastanesinin temellerini attı ve gerek duyulan merkezlerde yenileme çalışmalarında bulundu. Yılbaşı biletlerinin yüzde 90'ı tükendi ılbaşı öncesi Milli Piyango yeni yıl Yçekilişi biletlerine olan ilgi artarken, biletlerin yaklaşık yüzde 90'ının tükendiği bildirildi. Vatandaşlar genellikle Bahçekapı'daki Nimet Abla gişesinden bilet almayı tercih ederken, seyyar bilet satıcıları da gişenin önünde kendilerinden bilet alınmasını bekliyor. Nimet Abla Talih ve Bahis Oyunları Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Nimet Özden, bilet satışları hakkında bilgi verdi.bu yıl büyük ikramiyenin 50 milyon lira, toplam ikramiyenin ise 286 milyon lira olduğunu dile getiren Özden, bilet satışlarının Aralık ayının ilk 15 gününe göre son 15 günde iki kat artış gösterdiğini söyledi. Biletlerinin yaklaşık yüzde 90'ının bittiğini belirten Özden, sözlerini şöyle sürdürdü:"en çok azalan bilet, yarım bilet. Çeyrek bilet tabii ki daha fazla satılıyor. Yarım bilet de daha az basıldığından dolayı çabuk tükeniyor. Vatandaşlar en fazla çeyrek bilete rağbet gösteriyor. Bu her sene böyledir. Ucuz olduğu için daha fazla çeyrek bilete rağbet oluyor. Çeyreğe talep olması bu nedenle doğal. 50 senedir bu böyle. Önce çeyreğe, sonra yarıma ardından da tam bilete rağbet olur" Hasta sayısı 3 kat arttı atandaşların kısa Vsürede etkin, 10 yılda 3 kat arttı doğru ve yüksek teknolojinin sunduğu imkanlardan faydalanabildiği sağlık hizmeti alabilmesi için çeşitli alanlarda yatırımlar yapan Sağlık Bakanlığı, birçok şehir hastanesinin temellerini attı ve gerek duyulan merkezlerde yenileme çalışmalarında bulundu. Sağlık Bakanlığı Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğü Sağlık İstatistikleri'ne göre, 2002'de 774 olan kurum hastane sayısı 2009'da 834'e, 2010'da 843'e çıkarken; bazı illerde küçük hastaneler birleştirildiği için sayı 2011'de 840 ve 2012'de 832 oldu. Verilere göre, 2002'de 50 olan üniversite hastanesi sayısı ise 2009'da 59'a, 2010'da 62'ye, 2011 ve 2012'de 65'e yükselirken; 2002'de 271 olan özel hastane sayısı da 2009'da 450'ye, 2010'da 489'a, 2011'de 503'e ve 2012'de 541'e çıktı. Son 10 yılda özelde tedavi sayısı 11,5 kat arttı Yıllara ve sektörlere göre hastanelere müracaat sayıları incelendiğinde ise 2002'de Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelere yapılan müracaat sayısı 109 milyon 793 bin 128, 2009'da 228 milyon 279 bin 139, 2010'da 235 milyon 172 bin 924, 2011'de 254 milyon 342 bin 943 ve 2012'de 260 milyon 974 bin 401 oldu. Yani, son 10 yılda bakanlık hastanelerine başvuranların sayısı 2 katın üzerinde artış gösterdi. Üniversite hastanelerine müracaat eden kişi sayısı ise 2002'de 8 milyon 823 bin 361 iken 2009'da yaklaşık 2 kat artarak 19 milyon 364 bin 865'e, 2010'da 20 milyon 98 bin 754'e, 2011'de 24 milyon 437 bin 107'ye ve 2012'de 27 milyon 80 bin 436'ya yükseldi. Yani, üniversite hastanelerine başvuran kişi sayısı da 10 yıl içinde yaklaşık 3 katın üstüne çıktı. Özel hastanelere başvuran kişi sayısı da 2002'de 5 milyon 697 bin 170 iken bu sayı 2009'da 47 milyon 618 bin 186'ya, 2010'da 47 milyon 712 bin 540'a, 2011'de 59 milyon 69 bin 486'ya ve 2012'de 66 milyon 582 bin 98'e yükseldi. Verilere göre, özel hastanelere müracaat eden hasta sayısı, son 10 yılda 11,5 kat arttı. Kurum, üniversite ve özele sağlık hizmeti almak için başvuran kişi sayısı 2002'de toplam 124 milyon 313 bin 659, 2009'da 295 milyon 262 bin 190, 2010'da 302 milyon 984 bin 218, 2011'de 337 milyon 849 bin 536 ve 2012'de 354 milyon 636 bin 935 oldu. Böylece hastanelere müracaat eden kişi sayısı yaklaşık 3 kat artarak, son 10 yılda toplam 1 milyar 415 milyon 46 bin 538 kişi olarak belirlendi. Şehir hastaneleri de start aldı Dönüşüm Programı ile çok sayıda hastanenin ve sağlık merkezinin içinde yapılan yenileme çalışmalarının dışında şehir hastaneleri kapsamında 17 projenin sözleşmesi imzalandı. Toplam 48 projenin çalışmaları devam ederken, 51 bin 774 yatak kapasitesine ulaşılması hedefleniyor. ISSN Yıl:70 Sayı:24663 Tarih:30 Aralık 2013 Pazartesi Ya yın Sa hi bi İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Emin ERENER Genel Yayın Yönetmeni Reyhan AYTEKİN Sorumlu Müdür Yavuz AYDIN Sayfa Editörü Gülşan KURT Yazıişleri Müdürü Şüheda YILDIRIM Sayfa Editörü Yasemin ERENER İstihbarat Şefi Haber Müdürü İnternet Site Editörü Caner ERDOĞAN Kenan KURTOĞLU Kübra ERENER İdari Merkez Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. No:2 Se fa köy/ Küçükçekmece/İST Tel : Fax info@ekonomigazetesi.net Ankara Temsilciliği Ma cun Mah.3. Cad de No:2 Yenimahalle /ANK. Tel : Fax İs tan bul Da ğı tım REK DAĞ Ltd.Şti. Reklam Pazarlama ve Dağıtım Dolmabahçe Caddesi Eti İş Merkezi No:23 Kat:3 Beşiktaş/İST. Tel: Fax: ANKARA Atatürk Bulvarı Palas İş Mer ke zi B Blok Kat:6 D:114 Kızılay/ANKARA Tel: Fax: An ka ra Da ğı tım GENÇ LER DA ĞI TIM Yayın Türü:Yerel Süreli Basıldığı Yer İstanbul Alkım Basım Yayın Dağıtım Tic.A.Ş. Tevfik Bey Mah. Tahsin Tekoğlu Cad. No:2 Sefaköy/ İSTANBUL Tel : Resmi ilanlarınızı internet sitemizden de görebilirsiniz ( EKO NO Mİ Ba sın Mes lek il ke le ri ne uy ma ya söz ver miş tir. ürkiye İstatistik TKurumu (TÜİK), 2013 yılına ilişkin Bitkisel Üretim İstatistikleri'ni açıkladı. Buna göre, Türkiye'de tahıllar ve diğer bitkisel üretim, 2013'te geçen yıla göre yüzde 8,1 arttı. Üretim tahıl ürünlerinde yüzde 12,3, sebzelerde yüzde 2,3 ve meyvelerde yüzde 1,2 artış göstererek, tahıl ürünlerinde 37,5 milyon ton, sebzelerde 28,5 milyon ton ve meyvelerde 18,2 milyon ton olarak gerçekleşti. Tahıl ürünleri üretim miktarı, geçen yıla göre yüzde 12,3 artarak yaklaşık 37,5 milyon ton oldu. Buğday üretimi, 2013'te geçen yıla göre yüzde 9,7 artarak yaklaşık 22,1 milyon tona ulaştı. Aynı dönemde arpa üretimi yüzde 11,3 artarak 7,9 milyon ton, çeltik üretimi yüzde 2,3 artarak 900 bin ton, dane mısır üretimi de Tahıl üretimi yüzde 12,3 arttı yüzde 28,3 yükselerek yaklaşık 5,9 milyon ton Sebze ürünleri alt oldu. Baklagillerin gruplarında üretim önemli ürünlerinden miktarları nohut yüzde 2,3 incelendiğinde, yumru azalarak 506 bin tona, ve kök sebzeler yüzde kırmızı mercimek 2,5, başka yerde yüzde 3,7 azalarak 395 sınıflandırılmamış bin tona, yumru diğer sebzeler yüzde bitkilerden patates ise 2,3, meyvesi için yüzde 17,7 azalarak yetiştirilen sebzeler ise yaklaşık 4 milyon tona yüzde 2,2 oranında geriledi. arttı. Yağlı tohumlardan ayçiçeği üretimi ise yüzde 11,2 artış kaydederek, 1,5 milyon tona yükseldi. Tütün üretimi yüzde 22,8 artarak 90 bin ton olurken, kütlü pamuk üretimi ise yüzde 3 azalarak yaklaşık 2,3 milyon tona geriledi. Şeker pancarı üretimi ise yüzde 8,8 artarak 16,2 milyon ton olarak gerçekleşti. Sebze ve meyve üretimi arttı Sebze ürünleri üretim miktarı, geçen yıla göre yüzde 2,3 artarak yaklaşık 28,5 milyon ton oldu. Sebzeler grubunun önemli ürünlerinden domateste yüzde 4,1, kıvırcık marulda yüzde 10,3, brokolide yüzde 12,5, kuru sarımsakta yüzde 9,6, kuru soğanda yüzde 9,7 artış görülürken, havuçta yüzde 20,2, aysberg marulda yüzde 5,8, bamyada yüzde 6,8, karpuzda yüzde 3,4 azalış gerçekleşti. Bu yıl meyve üretim miktarı, geçen yıla göre yüzde 1,2 artarak yaklaşık 18,2 milyon ton olarak gerçekleşti. Meyveler içinde önemli ürünlerin üretim miktarlarına bakıldığında, geçen yıla göre elmada yüzde 8,3, şeftalide yüzde 4,3, kayısıda yüzde 2,6, narda yüzde 21,6 artış, zeytinde ise yüzde 7,9 oranında azalış oldu. Turunçgil meyvelerden portakal yüzde 7,2, limon yüzde 2,3 artarken, sert kabuklu meyvelerden fındıkta üretim yüzde 16,8, antepfıstığında yüzde 40,9 azaldı. Üzüm üretiminde ise yüzde 4,2 azalış, incir üretiminde ise yüzde 8,7 artış oldu. Kesme çiçek üretimi azaldı Bu yıl kesme çiçek üretim miktarı, geçen yıla göre yüzde 4,8 azaldı. Süs bitkileri üretimi içindeki payları incelendiğinde kesme çiçekler yüzde 71,1, diğer süs bitkileri yüzde 28,9'luk bir paya sahip olduğu görüldü. Karanfil üretimi aynı dönemde geçen yıla göre yüzde 4,5, gül (kesme) üretimi yüzde 25,4, gerbera üretimi yüzde 1,2 azaldı. Tarımsal ürünlerin üretim miktarlarına ilişkin tahminler Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından alınıyor. Resmi istatistik programı kapsamında TÜİK tarafından yayımlanan verilerde, şeker pancarı üretim miktarı Şeker Kurumu, tütün üretim miktarı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu, haşhaş (kapsül, tohum) üretim miktarı Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünden derleniyor.

6 6 Dış Haberler HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA İSRAİL Kesintisiz 9 aylık açlık grevi sonunda İsrail in önceki gün serbest bıraktığı Samir İsavi, ailesiyle geride bıraktığı günleri unutmaya çalışıyor. Önceki gün serbest bırakıldıktan sonra Filistinliler tarafından kahraman gibi karşılanan İsavi, ziyaretçi akınına uğrayan Kudüs'teki evinde hayatını ve serbest kalma sürecini AA muhabirine anlattı. Herkesin kendisiyle fotoğraf çektirmek için adeta yarıştığı İsavi, hapishane sürecine ilişkin şunları söyledi: 32 yaşındayım. İsrail hapishanesine ilk olarak 18 yaşında girdim, 6 ay yattıktan sonra çıktım. Daha sonra 2002 de ikinci intifada sırasında polise molotof kokteyli atmaktan 22 yaşında 30 yıl hapis cezası alarak tekrar içeri girdim. Hapiste 10 yıl kaldım. İsrailli asker Gilat Şalit takasında beni de serbest bıraktılar. Ama bırakıldıktan iki ay kadar sonra tahliye şartlarını ihlal ettiğim gerekçesiyle tekrar tutuklanarak 20 yıl hapis cezası aldım. Hapisten 20 yıl Kudüs'ün dışına çıkmaması kaydıyla serbest bırakılmasına rağmen Batı Şeria'ya gittiği için tekrar tutuklandığını belirten İsavi, 20 yıl hapis cezası verdiler. Açlık grevine başladım, 9 ay sürdü. İsrail, açlık grevini sonlandırmam halinde 8 ay sonra beni yine şartlı tahliye kararı ile bırakmayı teklif etti. Grevi bıraktıktan 8 ay sonra da bıraktılar ama yine 2027 yılına kadar Kudüs dışına çıkışım yasak diye konuştu. Antartika'da bir gemi 55 yolcusuyla buzlarda sıkıştı Akademik Shokalskiy adlı Rus deniz araştırma gemisinden bozularak gezi gemisi haline getirilen buza karşı dayanıklı gemi, 24 Aralık'tan beri Antarktika'nın Avustralya'ya bakan bölümünde buzdan kurtulmaya çalışıyor. GEMİDE YİYECEK VE SU SIKIN- TISI BULUNMUYOR Geminin çoğu biliminsanı olan yolcularının moralinin iyi olduğu, gemide yiyecek ve su sıkıntısı bulunmadığı bildirildi. Geminin bugün buzdan kurtulması bekleniyor. İ spanya da iktidar partisi merkezine baskın yapılmasına yol açan paralel hesap belgelerini ortaya çıkaran ünlü El Pais gazetesi, Türkiye'deki operasyonlarla alakalı "Alaturka Yolsuzluk" başlığıyla editoryal bir yazı yayınladı. İspanya'nın en prestijli gazetesi El Pais, savcılığın rüşvet, kara para aklama, altın kaçakçılığı ve imar usulsüzlüğü suçlamasıyla AK Parti ye yakın onlarca ismi gözaltına aldığını hatırlatarak, dürüstlüğün YENİ BULUŞLAR-TEKNOLOJİ ve temiz siyasetin bayraktarlığını yapan partinin imajının yerle bir olduğunu kaydetti. Gazete, Suçlamalardan endişe etmekten uzak bir görüntü çizen ve her zaman meydan okuyan başbakan, kontratağa geçmeyi tercih etti: Polis yetkililerinin temizlenmesi emrini verdi ve uluslararası komplonun kurbanı olduklarını söyledi. ifadelerini kullandı. Yazıda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın isim vermeden Fethullah Gülen i suçladığına da vurgu yapıldı. El Pais, Gülen Hareketi ni yargıda, savcılıkta ve emniyette kök salan paralel devlet oluşturmakla suçlayan Erdoğan ın, öyle olsa bile, "tam da bu ağ sayesinde 1923 ten beri siyaset hayatını kuşatan askerleri kapı dışarı etmeyi başardığını" yazdı. Otokratların en çok sığındığı bahane uluslararası komplolardır. diyen El Pais gazetesi, Başbakan Erdoğan ın Gezi Parkı olaylarında Sony ve Panasonic'in ortaklığı bitiyor El Pais: Otokratların en çok sığındığı bahane, "uluslararası komplolar"dır bu argümanı kullandığını; ancak benzer açıklamalarla veya krizi engellemek için yapılan kabine değişikliğiyle halkın bu sefer ikna olup olmayacağının ise bilinmediğini vurguladı. Editoryal yazıda, Rahatsızlıklar her geçen gün artıyor. Partinin kirli çamaşırlarının ortaya çıkması, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmak isteyen Erdoğan ın seçim planlarını tehlikeye atıyor. ifadeleri yer aldı. El Pais teki yazı şu ifadelerle noktalanıyor: Erdoğan, Türkiye nin demokratikleşmesi ve gelişmesine verdiği ivme ile AB nin savunucusu ve bölgesel hakem rolüyle tartışılmaz liderlik dönemine ulaşmıştı. Şimdi ise yavaşlayan ekonomi, AB yle müzakerelerin çıkmaza girmesi, laik kesimle ayrılıklar, komşularla problemler ve Erdoğan ın güç saplantısı, biriken olumlu mirası tehdit ediyor. İKTİDARIN "PARALEL HESABI"NI ORTAYA ÇIKARAN GAZETE İsavi, açlık grevi yaptığı dönemle ilgili olarak, Ölümü göze almıştım, İsrail yönetimine 'ya yürüyerek eve döneceğim ya da buradan ölü bedenim çıkacak' dedim ve bırakmasalar öyle de olacaktı ifadesini kullandı. Greve başladığında 70 kilogram olduğunu ve en büyük desteği ailesinden gördüğünü dile getiren İsavi, "Annem, bir gün bile bana 'oğlum grevi bırak' demedi. Bu yönde bana olan desteği hep sürdü. Grevde 45 kiloya düştüm. Sadece su içtim. Grevi bıraktıktan sonra tekrar 8 ay da 65 kiloya çıktım. Şimdi de öyleyim" diye konuştu. AA ABD Noel tatili için Hawaii'de bulunan Başkan Obama, ABD Temsilciler Meclisi'nden sonra, ABD Senatosu'ndan 36'ya karşı 64 oyla geçen bütçeyi imzalayarak yürürlüğe koydu. Bütçe sayesinde normalde 15 Ocak 2014'te harcama izni dolan federal hükümetin tekrar kapanması gibi bir risk artık ortadan kalktı. Böylelikle, Amerikalılar, yeni yıla yeni bir bütçe krizi tehdidiyle girmeyecek. Hükümet, bütçe üzerindeki uzlaşmazlık nedeniyle, ekim ayında 16 günlüğüne kapanmıştı. Federal harcama düzeylerini belirleyen anlaşma, "sequestration" olarak bilinen Savunma Bakanlığı Pentagon gibi kurumlardaki iki yılda 63 milyar doları bulan otomatik bütçe kesintilerini azaltıyor. Bütçe açığını iki yılda 23 milyar dolar azaltmayı hedefleyen anlaşma, federal hükümetin 2014 yılı harcamalarını da 1 trilyon dolar civarında belirledi. Başkan Obama, bütçenin yanı sıra ordu içerisinde cinsel istismar suçlarıyla mücadele edilmesi ve askeri personelin maaşlarının iyileştirilmesini öngören ''Savunma Yetki Yasası''nı da imzaladı. Sony ve Panasonic, süper ince televizyonların üretimi için ortaklıklarını bitirmeye hazırlanıyorlar. Bu ortaklık sayesinde yeni nesil TV'lerin piyasaya ulaştırılmasındaki güçlükler, daha hızlı aşılmıştı. 1,5 YIL BERABER ÇALIŞTILAR Wall Street Journal'ın raporuna göre büyük ekranlı TV'lere yönelik OLED panellerin üretimi üzerine kurulu ortaklık, bu ayın sonunda tamamlanacak. Böylece iki rakip Japon firma, yaklaşık 1.5 yıl beraber çalışmış olacaklar. Ortaklık sona erse de bu, Sony ve Panasonic'in gelecekte OLED panel teknolojisi konusunda yardımlaşmayacağı anlamına gelmiyor. Samsung ve LG gibi Koreli üreticiler de bu senenin ilk aylarında 55 inç'lik OLED TV'lerini piyasaya sürmüşlerdi. Ancak bu üreticiler de OLED TV'lerin fiyatını yeterince uygun seviyeye indirememişlerdi. LCD TV'lere göre dört kat daha yüksek çözünürlük sunan UHDTV'ler'in 2013'teki satışlarının 1.9 milyon, 2014'teki satışlarının ise 12.7 milyon olması bekleniyor. Apple şimdi de dev ipad yapıyor Apple yeni yıla da dedikodularla giriyor. Yeni iddia, firmanın 12.9 inçlik yeni ipad hazırlığında olduğu yönünde. İddiaya göre dev ipad, Ekim 2014'te piyasaya sürülecek. Digitimes haberini, Apple'ın Asya'daki dağıtımcılarından birine dayandırdı. Benzer bir dedikodu yaz aylarında Wall Street Journal'a da konu olmuştu. O zaman ekranın 13 inç'in biraz altında olacağı öne sürülmüştü. El País gazetesi, iktidardaki Halk Partisi'nin (PP) 20 sene mali işler sorumluluğunu yapan Luis Barcenas'ın partide kayıt dışı B kasasını gösteren el yazısı notlarını yayınlamıştı. Söz konusu 'paralel hesap' veya 'B hesap'la müteahhitlerle güvenlik şirketlerinden alınan komisyon ve isimsiz bağışlarla yıllarca, Başbakan Mariano Rajoy dahil partinin üst düzey yetkililerine ek maaş ödendiği iddia ediliyor. Daha sonra konuyla ilgili ek belgeler de yayınlanınca Ulusal Mahkeme Savcısı Pablo Ruz, PP'nin eskiden beri devam eden yolsuzluk soruşturmasına muhasebeci Barcenas'ın notlarını da ekledi. Luis Barcenas tutuklu yargılanırken, notlarda geçen yolsuzluğa dair delil arayan Ruz, geçen hafta iktidar partisi genel merkezinde 14 saat arama yaptırmıştı. Bosna'da Sırp sivilleri öldürdüğü iddia edilen 7 kişi gözaltına alındı Bosna-Hersek'te 1992 yılında Sırp sivilleri öldürmekle suçlanan 7 eski asker gözaltına alındı. Zanlılar, ülkenin doğusunda savaştan kaçarken yakalanan, çoğu çocuk, kadın ya da yaşlı olmak üzere 20 kişiyi katletmekle suçlanıyor. 20 masum sivilin öldürülmesi, savaş döneminde Bosnalı Sırplara karşı tek seferde işlenen en büyük katliam olarak anılıyor. Öte yandan, savaşın üzerinden 20 yıla yakın geçmesine rağmen ülkede yeni ortaya çıkarılan toplu mezarlardan Boşnaklara ait yüzlerce ceset çıkarılmaya devam ediyor.

7 Politika 7 Esra Albayrak t an çarpıcı değerlendir meler! Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak, "Bana sorarsanız, imam hatibin hikayesi belki de Türkiye'nin en gerçek, en demokratik hikayelerinden bir tanesidir. Belki de hedefiniz hep Allah'ın rızasına hizmet etmek, ümmetin rızasına hizmet etmek, hiçbir cemaatin taassubu içerisinde değil, sadece ümmetin geleceği için, menfaati için mücadele etmek olmalı' Albayrak, Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Kadıköy İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği'nce (KİHLMEZDER) düzenlenen "İmam Hatip Nesli Yetişiyor, Kardeşlikte Buluşuyor" adlı programda yaptığı konuşmada, imam hatipli olmaktan her zaman gurur duyduğunu söyledi.imam hatipli olmanın zora talip olmak olduğunu ifade eden Albayrak, "Şikayet etmedik. Aksine bunu bir fırsat olarak değerlendirdik. Zira şunu biliyoruz ki, ayakları hakikat üzerine sabit olmayanların imtihanı bizimkinden daha zordu" KENDİSİNİ İMAM HATİP'E GÖN- DEREN AİLESİNE TEŞEKKÜR ETTİ Geçen yüzyılın kolay bir yüzyıl olmadığını anlatan Albayrak, günümüzde yakın tarihin çok çabuk unutulduğuna dikkati çekerek, kendisi ve kardeşlerini imam hatip okullarına gönderen ailesine teşekkür etti. Albayrak, imam hatiplilerin her zaman dar bir çizgiye sıkıştırılmak istendiğine vurgu yaparak, "İmam hatibin hikayesinin İçişleri Bakanı Ala ya kayıp dinleme cihazları sorusu Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, bakanlığına atanmasını Allah ın sevdiği kullardan biri olmasına bağladı. Zeybekci, bakanlığa getirildikten sonra ilk ziyaretini memleketi Denizli'ye yaptı. Şehrin girişine kadar temizlik görevlilerinin ortalıktaki çöpleri kaldırdığı ve davul zurna ekibinin getirildiği karşılama törenine AK Parti milletvekilleri Bilal Uçar, Mehmet Yüksel ve Nurcan Dalbudak, Denizli Valisi Abdülkadir Demir, Belediye Başkanı Osman Zolan ve diğer vatandaşlar katıldı. Karşılamada uzun bir kuyruk oluşurken Zeybekci, ilk ziyaretini Abalıoğlu Yem Fabrikası nda işadamı Orhan Abalıoğlu na yaptı. hiçbir zaman tam olarak anlaşılabildiğine inanmıyorum. Bana sorarsanız, imam hatibin hikayesi belki de Türkiye'nin en gerçek, en demokratik hikayelerinden bir tanesidir" diye konuştu. ''BUGÜNE KADAR YAŞANAN HİKAYELER BİZ ÇOCUKKEN KONUŞULMUŞ KALSIN'' İmam hatip okullarından mezun olan öğrencilerin hikayelerinden örnekler veren Albayrak, "Ne olursa olsun diplomamda 'imam hatipli' yazacak" diyen arkadaşları da olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "İstiyorum ki çocuğum; bilmiyorum artık film mi çeker, bilmiyorum uzay üssünde bir bilimsel buluşa mı imza atar... Ama kafası bunlarla uğraşmasın. 'Bu memlekete ben ne katarım'ın kavgasını versin. İstiyorum ki, bugüne kadar yaşanan hikayeler biz çocukken konuşulmuş kalsın. Neden bizden sonraki nesillerin de kaderi olsun." CEMAAT TAASSUBU DEĞİL ALLAH RIZASI Katılımcılara, kısır tartışmalarla kendilerini sınırlamamaları tavsiyesinde bulunan Albayrak, insani yaşamanın mümkün olacağı bir Türkiye'nin inşası için en iyi şekilde değerlendirme yapılması gerektiğine vurgu yaparak, "Sizler klişe düşünmek zorunda değilsiniz. Daha özgür düşünebilirsiniz. Belki de hedefiniz hep Allah'ın rızasına hizmet etmek, ümmetin rızasına hizmet etmek, hiçbir cemaatin taassubu içerisinde değil, sadece ümmetin geleceği için, menfaati için mücadele etmek olmalı. Bunun, imam hatip mezunlarının damarında olan bir şey olduğunun farkındayım. Görüştüğüm bütün imam hatiplilerde bu vardır" şeklinde konuştu. Ziyaretten sonra gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bakan Zeybekci, tütün tarlalarından bulunduğu mevkiye gelmesini inanç olarak değerlendirdi. Zeybekci, İnanç tabii ki. Rabbim şunu söylüyor: 'İlmi isteyene, mülkü istediğime veririm.' Allah ın sevdiği kullarından biriymişiz ki amele çocuğuyuz, tütün tarlalarından bu noktaya geldik. Ben Allah a sonsuz hamdediyorum. Bu makamları lâyık gören milletimize, minnet ve şükranlarımızı arz ediyorum. Bunu takdir eden de, teveccüh gösterip bizi bu makama atayan, hizmet imkanı sağlayan gerek belediye başkanlığımız anlamında gerekse bakanlık olarak Sayın Başbakanımız'a da çok teşekkür ediyorum. YAŞADIKLARIMIZ SON DERECE BASİT ŞEYLER Bir gazetecinin, Ekonominin patronu oldunuz. şeklindeki sözüne karşılık, Bizde patronluk yok, hizmetkârlık var. Başbakanımız'ın dediği gibi Bakan Nihat Zeybekci'ye karşılama CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ, İçişleri Bakanlığı na yeni atanan Efkan Ala ya, 2 yıldır kayıp olduğu iddia edilen 11 dineme cihazını sordu. Ala ya, 'Kayıp cihazların eline geçtiği iddia edilen ve hükümetiniz tarafından çete ve örgüt diye kastedilenlerin kim ya da kimler?' diye soran CHP nin TBMM İçişleri Komisyonu üyesi Ali Serindağ, 17 Aralık ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu nedeniyle kayıp dinleme cihazlarını TBMM gündemine taşıdı. Bu cihazların nerede, hangi kurumun envanterinde gözüktüğü ve toplam kaç adet olduğunu soran Serindağ, Kamuoyuna Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu diye yansıyan operasyon devam ederken 4 yıl önce ithal edilen 12 dinleme cihazından 11 tanesinin 2 hizmetkârız. diye cevap verdi. AK Parti'den istifalarla ilgili bir soruyu ise şöyle cevapladı: Türkiye'de geçtiğimiz, yaşadığımız zorluklardan sonra, tarihteki zorluklardan sonra şu anda yaşadığımız şeyler son derece basit şeyler, son derece yüzeysel şeyler. İnşallah önümüzdeki haftadan itibaren bütün bunların tedricen ortadan kalktığını, ülkenin rahatladığını, yeniden ekonomimizin, ülkemizin ve siyasetimizin, istikrarımızın yeniden istediğimiz noktaya geldiğini göreceğiz hep beraber. ''TARİHİ DOĞRU OKUMAK ZORUN- DAYIZ'' Uluslararası Rabia Platformu Koordinatörü Dr. Cihangir İşbilir ise tarihi doğru okumak zorunda olduklarını ve okuyamadıkları durumda Mısır'ın, Suriye'nin, İslam aleminin başına gelenlerin doğru olarak anlaşılamayacağını söyledi.yakın tarihin en büyük felaketinin Suriye'de yaşandığını anlatan İşbilir, "Niçin sadece Türkiye, Suriyeli mazlumlara sahip çıkıyor? Niçin sadece Türkiye, Mısır'daki darbe mağdurlarına sahip çıkıyor? Suriye, Mısır niçin bu kadar önemli? Hindistan, Bangladeş, Pakistan niçin bu kadar önemli? Bugün bu hakikatleri görmek için tarihi görmek ve İslam dünyasının nasıl parçalandığını, nasıl oyunlar kurgulandığını yeniden okumak lazım" diye konuştu. ''DİNİMİZDE BEDDUA KÖTÜDÜR'' KİHLMEZDER Başkanı Faruk Bilal Şener de, 17 Aralık'ta başlayan olayların hem AK Parti hem de Başbakan'a karşı bir refleks olduğunu gördüklerini belirterek, "Biz yine de tüm inananlara sadece ve sadece dua edeceğiz. Zira dinimizde beddua kötüdür. İmam hatip camiası her zaman milli iradenin yanında olarak, ülkenin birlik ve beraberliğinin teminatı olacaktır. 28 Şubat gibi post modern darbeleri yaşayan bizler, bugünün modern darbe girişimlerini çok iyi okuyoruz" ifadelerini kullandı. Faruk Bilal Şener, konuşmacılara plaket ve çiçek takdim etti. "İmamhatipnesli" hashtagı ile twitterde de paylaşımların yapıldığı program, sanatçı Ömer Karaoğlu'nun konseriyle son buldu. AA yıldır kayıp olduğu ve bir çetenin elinde olduğu gibi iddialar basına yansımıştır. Yine basına yansıyan haberlere göre, bu kayıp cihazların örtülü ödenekten alınmış olabileceği ve zimmetli olduğu, satışının da kontrollü olduğu belirtilmektedir. hatırlatmasını yaptı. Serindağ, ardından Ala ya yazılı cevaplaması talebiyle şu soruları yöneltti: "4 yıl önce ithal edilen ve basında adına süper telekulak denilen 12 dinleme cihazı, kim adına ve nasıl ithal edilmiştir? Bu cihazlar nerededir? Hangi kurumun envanterinde gözükmektedir? Toplam sayısı kaç adettir? Bu cihazlardan bir kısmının kayıp olduğu yeni mi anlaşılmıştır? Yeni anlaşıldıysa bu nasıl olmuştur? Bu cihazların kaçı kayıptır? Kayıp olan cihazlar kimin elindedir? Bu cihazlar halen faaliyette midir? Kayıp cihazların eline geçtiği iddia edilen ve hükümetiniz tarafından çete ve örgüt diye kastedilenler kim ya da kimlerdir?" "PARALEL DEVLET İLE NE, KİM VEYA KİMLER KASTEDİLİYOR" Bu iddiaların, Sayın Başbakan ın da sıkça dile getirdiği 'paralel devlet oluşturmak' iddiası ile ilişkisi nedir? Sayın Başbakan ın ve hükümet üyelerinin ısrarla vurgu yaptığı paralel devlet ile ne, kim veya kimler kastedilmektedir? Böyle bir belirlemenin dayanağı nedir? Paralel devlet iddiası devletimizin hangi kurumları için kullanılmaktadır? Emniyette yaptığınız büyük görev değişikliklerinin bu iddialarla ilişkisi var mıdır? Bu cihazların alımı sırasında hükümetin ve bakanlığınızın bilgisi var mıdır?" Başbakan Erdoğan: HSYK suç işledi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, HSYK nın Danıştay da davanın sürdüğü esnada Anayasa ya aykırı hareket ettiğini belirterek suç işlediğini iddia etti. Başbakan Erdoğan a Sakarya Üniversitesi (SAÜ) tarafından Fahri Doktora Unvanı verildi. SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi nde yapılan törende konuşan Erdoğan, yolsuzluğa bulaşmış olanlar varsa bunun ortaya çıkacağını, devletin, yetimin malanı alıyorsa bunun hesabını soracaklarını söyledi. Yolsuzluk adı altında başlatılmış operasyonların yeni Türkiye nin önüne çıkarılan bir engel olduğunu vurgulayan Erdoğan, Birileri yetimin hakkını yiyorsa, ondan onun hesabını biz sorarız." HSYK nın son açıklamasına da tepki gösteren Erdoğan, açıklamayla HSYK nın suç işlediğini savundu. Danıştay da davanın sürdüğü esnada Anayasa ya aykırı hareket ettiklerini ileri süren Erdoğan "Bu HSYK yı kim yargılayacak. Böyle bir yetkim olsa anında yargılayacağım" ifadesini kullandı. Erdoğan, dinleyicilerden birisinin millet cevabı üzerine, milletin yargılayacağını vurguladı. Erdoğan, "Şimdi ben buradan suç duyurusunda bulunuyorum. HSYK onlarda burada suç işlediler. Adli kollikla ilgili bir taraftan Danıştay da bir dava sürerken, onlar o davanın sürdüğü esnada kalkıyorlar, bir açıklama yapıyorlar. Bu açıklama Anayasa nın 138. Maddesine aykırı. Şimdi soruyorum bu HSYK yı kim yargılayacak. Kim yargılayacak biliyor musunuz. Millet yargılayacak." SAVCI HAKKINDA SUÇ DUYU- RUSUNDA BULUNDU Erdoğan Savcı Muammer Aktaş ı da ağır şekilde eleştirdi. Bir savcının adliyenin önünde basın mensuplarına bildiri dağıtır mı?' sorusunu yönelten Erdoğan, şöyle konuştu: "Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir savcı bizim için adeletin yüz karası. Sen nasıl böyle bir şey yapabiliyorsun. Sen nasıl kalkarsında orada çıkıp adliyenin önnüde bildiri dağıtırsın? Dnu başkaları yapıyor. Demek ki sende bu tür esintiler var. Milletim kararını en güzel şekilde verecektir. Hiç tereddüdüm yok. Bu konu ile ilgili burada suç duyurusu yapıyorum. HSYK sen bu zat ile ilgili ne yapıyorsun, ne yapacaksın" Erdoğan milletin git dediğinde gideceklerini, burada tereddüt olmadığını dile getirerek "Çünkü bizim saygı duyduğumuz makam orasıdır. Ama millet kal derken birilerinin git demesine de hiç ama hiç kulak asmayız Son kez saldırıyorlar. Son kez ellerindeki tüm imkanları, tük kozları, tüm güçlerini sahaya sürüyorlar. Son bir taarruz yapıyorlar. Son bir huruç hareketine yelteniyorlar. Allah ın izni ve milletimizin desteği ile biz bu direnişi ve yerle yeksan edecek, bu taaruzları göğüsleyecek, inşallah eski Türkiye nin kapısını tamamen kapatacağız." diye konuştu.

8 8 Gündem HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Gündem 9 İstanbul Barosu'ndan son dakika açıklaması stanbul Barosu: Hukuk İdevletinde yürütme, yargıya meydan okuyamaz, emir ve talimat veremez,soruşturmaları engelleyemez.istanbul Barosu'ndan yapılan açıklamada 'Hukuk devletinde yürütme, yargıya meydan okuyamaz, emir ve talimat veremez, soruşturmaları engelleyemez. Yargı da ancak hukuk kuralları içinde ve sadece hukukun gereğini yerine getirmek amacıyla hareket edebilir.' denildi. İSTANBUL BAROSU'NDAN YAPILAN AÇIKLAMA: Son günlerde Türkiye, devlet erkini elinde bulunduran siyasi iktidar ile bu erki yine kendisinin destek ve teşviki ile paylaşan bir yapının güç ve iktidar savaşına tanık olmaktadır. Ne yazık ki bu güç mücadelesi; devlet kurumları, özellikle yargı ve emniyet üzerinden yürütülmektedir. Tüm yargısal gelenekler, kurallar alt üst olmuş, adalete yabancı amaç ve mülahazalar, "güç" dengeleri belirleyici hale gelmiştir. Hukuk ve yargı, ne acıdır ki bu güç savaşında "rakibi" alt etmenin bir aracı haline dönüştürülmüş, hukukun gücünün yerini gücün hukuku almıştır. Türkiye hızla kanun devleti olmaktan dahi çıkmaktadır. Bu kargaşa ortamında, sadece toplumun çıkarları gözetilerek adalet adına yapılması gereken soruşturmalar bir silah gibi kullanılabilmekte, öte yandan siyasi iktidar, Adli Kolluk Yönetmeliği'ni değiştirerek ve çeşitli müdahalelerle kendisine ve yakınlarına suç işleme özgürlüğü ve ayrıcalığı alıkesir'in Ayvalık BBelediye Başkanı CHP'li Hasan Bülent Türközen ve Küçükköy Belediye Başkanı CHP'li Mesut Ergin'le 300 üye de partilerinden istifa etti. Ayvalık'ta CHP'ye iki ay önce üye olan Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gençer'in belediye başkanlığına aday gösterilmesine tepki istifaları sürdü. Kısa süre önce istifa eden 30 CHP'linin ardından Ayvalık Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen ve Küçükköy Belediye Savcı, başsavcı ve HSYK'nın açıklamaları sonrası bir açıklama da İstanbul Barosu'ndan yapıldı. yaratabilmektedir. Bu kargaşa ortamında kuvvetler ayrılığı hiçe sayılarak yürütme ve onun parçası olan emniyet yargıya meydan okuyabilmekte, görevlerini yapmamak için direnebilmekte, iktidar yetkilileri yargıya emir ve talimat verebilmektedir. Yargıya apaçık müdahalelerde bulunulmaktadır. Bundan önceki bazı soruşturma ve yargılamalarda bu tür müdahaleleri alkışlayanların, soruşturmanın gizliliğini, masumiyet karinesini, özel hayatın gizliliğini, tutuklamanın istisnailiğini ve daha pek çok usul kuralını, yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığını ağızlarına dahi almayanların ve önemsemeyenlerin bugün bu kavramlara sarılmaları inandırıcı olmamaktadır. O süreçlerde ortalığa saçılan delillere, ses ve görüntülere, soruşturma ve yargılamaların medya üzerinden gazete ve televizyonlarda yapılmasına ses çıkarmayanların, hukuka aykırı ve tahrif edilmiş delil iddialarına hiç kulak vermeyerek esas olanın "fiilin vahameti" olduğunu dile getirenlerin, yargı bağımsızlığını yargı hazımsızlığına dönüştürenlerin bugün söyleyebileceği hiç bir şey yoktur. Samimiyet testinden geçememişlerdir. Attıkları bumerang dönüp kendilerini vurmuştur. Bu devlet ve toplum için bir kaos ve kıyamettir. Bugün bir hukuk kargaşası ve kargaşa hukuku söz konusudur. Türkiye'yi bu duruma bu iki "güç odağı" birlikte getirmişlerdir ve ortak bir sorumluluk içindedirler. Yani kimse masum değildir. Siyasi iktidar, devlet erkini başka güçlerle paylaşmanın ve hukuku ayaklar altına almanın bedelini ödemektedir. Ne yazık ki bu bedeli ülke ve toplum da ödeme noktasındadır. Ülkemiz bunu hak etmemektedir. Unutulmamalıdır ki demokrasi sandıktan ibaret olmayıp bir denetim rejimidir ve hukuk devletinde bağımsız yargı denetimi vazgeçilmezdir. Tıpkı Meclis gibi, bağımsız yargı da millet egemenliğinin bir parçası ve seçim süreci dışında toplumun siyasi iktidarı, yürütmeyi, hatta yasamayı denetleyebilmesinin vasıtasıdır. Yürütme, iktidar denetimsiz ve istediğini yapabilen bir güç olmayıp, o da yargısal denetime tabidir. Bugüne dek pek çok kez ve ısrarla siyasallaşan, bir takım güçlerin denetimine giren bir yargının bulunduğu bir ortamda adaletten ve hukuk devletinden söz edilemeyeceğini, böyle bir ortamda hiç kimsenin hukuk güvenliğinin kalmayacağını dile getirdik. Bu sürecin şimdiki ortama yol açacağının altını çizdik ve uyarılarda bulunduk. Şimdi haklı çıkmanın üzüntüsünü yaşıyoruz. Ülkemiz ve yurttaşlarımız adına kaygı duyuyor ve uyarıyoruz: Hukuk Devletinde devlet erki başka güçlerle paylaşılamaz. Böylesi bir durumda buna imkân ve izin veren de hem siyaseten hem de hukuken sorumlu olur. Yine hiç kimse, sandık iradesi arkasına sığınarak devleti başka güçlerle yönetemez, buna izin veremez, göz yumamaz, devlet gücünü kendi amaçları için kullanamaz, yargıyı ve diğer kurumları bir silah olarak kullanamaz, hukuku amaca uygun biçimde eğip bükemez, bu amaçla değişiklikler yapamaz, yargısal denetimi reddedemez. Hukuk Devletinde siyasi iktidar ve yürütme, emniyet yargıya meydan okuyamaz, emir ve talimat veremez, soruşturmaları engelleyemez, yolsuzlukları ört bas edemez, kendisi veya yandaşları için suç işleme özgürlüğü ve ayrıcalığı yaratamaz. Kimse yargıya baskı yapamaz. Adli kolluğun mahkeme kararlarını ve bu doğrultuda savcının emirlerini yerine getirmemesi, amirlerin kolluğa bu yönde emir ve talimat vermesi (TCK 257, 260, 281 ve 283. maddelerine göre) suçtur. Konusu suç teşkil eden emir ise yerine getirilemez. Buna karşılık yargı da elindeki gücü bir baskı aracı olarak kullanamaz, keyfi davranamaz, yalnız hukukun sınırları içinde hareket edebilir. CHP'de toplu istifa şoku Başkanı Mesut Ergin, 300 partiliyle birlikte istifasını açıkladı. TEPKİ PARTİYE DEĞİL PARTİ YÖNETİCİLERİNE Ayvalık Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen ve Küçükköy Belediye Başkanı Mesut Ergin, belediye meclisi, parti yönetim kurulu üyeleri, Pir Sultan Abdal Derneği yöneticileri, Belediye- İş Sendikası Ayvalık Baştemsilcisi İsmail Aydoğan'ın da bulunduğu yaklaşık 300 üye, CHP ilçe binasına gitti. CHP İlçe Başkan Vekili Zafer Abdi Gökçen tarafından karşılanan grup adına konuşan, Ayvalık Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen, tepkilerinin partiye değil adaylık sürecindeki tutumları nedeniyle parti yöneticilerine olduğuna vurgu yaptı. EĞİLİM YOKLAMASI YAPILACAKTI, SÖZLER TUTULMADI Sermayenin desteklediği bir belediye başkan adayını istemediklerini belirten Türközen, "Ayvalık'ı ranta teslim etmeyeceğiz. 41 yıldır gençlik kollarından başlayıp partinin her kademesinde çalıştım. 15 yıl sağ iktidar tarafından yönetilen Ayvalık'ta CHP'nin bayrağını yeniden dalgalandırdık. Beş yıl önce de Altınova ve Küçükköy'ü CHP'ye kazandırdık. Adaylık için anket yapılacağı, oranların birbirine yakın çıkması halinde eğilim yoklamasına gidileceği söylendi. Ancak sözler tutulmadı. Samimiyete inanmıyoruz. Ayvalık'ı sermayeye teslim etmeyeceğiz, yeniden halkın yönetimini kuracağız" Daha sonra Türközen, Ergin ve diğer partililer istifa dilekçelerini Ayvalık İlçe Başkan Vekili Zafer Abdi Gökçen'e verdi. Pir Sultan Abdal Derneği yöneticilerinden eski CHP Kadın Kolları Başkanı Tülay Çankaya da Ayvalık'ta yaşayan Aleviler'in de toplu istifaya hazırlandıklarını ifade etti. M HP Lideri Devlet Bahçeli, rüşvet ve yolsuzluk operasyonu ile ilgili "Siyasi kuşatan çok katmanlı bir rüşvet ağı var. AKP rüşvet kirine tepeden tırnağa bulaşmıştır" Bahçeli'den çok sert 'yolsuzluk' açıklaması HP Genel Başkanı MDevlet Bahçeli Türkiye'de son zamanlarda yaşanan rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun etkileri hakkında genel bir değerlendirme yaptı. Devlet Bahçeli, "AKP yönetimi Türkiye'yi öyle bir hale getirmiş ki yolsuzluk seli bürokratlardan bakan çocuklarına kadar hepsini vurmuştur. Hükümetin siyasi meşruiyeti ağır darbe aldı." Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları: Peşinen hiç kimseye suçlu gözüyle bakmayız. Soruşturma objektif olarak yapılmalı... Hukuk şeffaf olduğu sürece sadece Türkiye kazanır... Siyaseti kuşatan çok katmanlı bir rüşvet ağı var..mhp olarak gündemdeki olumsuz gelişmeleri ciddiye alıyor ve itinayla takip ediyoruz. HÜKÜMETİN KAÇACAK HALİ KALAMAZ Dalga dalga geliyen hükümetin kanadını budayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu hakkında görüşlerimiz şunlardır. İsnat edilen suçlar yenilir yutulur gibi olmamıştır. Bizim açımızdan suçluluğu kanıtlanmadan herkes suçsuzdur. Fakat dehşet iddia ve sonuçların sonuna kadar gidilmesi kaçınılmaz gerekliliktir. Hükümetin kaçacak hali kalmamıştır. SİYASETİ KUŞATAN BİR RÜŞVET AĞI VAR Karşımızda siyaseti kuşatan bir rüşvet ağı bulunmaktadır. AKP yönetimi tepeden tırnağa rüşvete batmıştır. Başbakan Erdoğan'ın bu durumdan habersiz olmaması aklımıza yatmamaktadır. Bayraktar'ın açıklaması yolsuzluğun kime dayandığını ifşa etmiştir. TÜRK MİLLETİ GEMİCİKLERİ UNUTMAMIŞTIR Sorgulanması gereken Erdoğan'ın dürüstlükten bahsederken çok acele etmemesi bizim samimi tavsiyemizdir. Denizlerde filolar yüzdüren görülmüştür. Türk mileti babalar gibi satarım diyenleri unutmamıştır. Mısırcıkları gemicikleri unutmamıştır. Haram lokma hükümet ve yandaşlarının sofrasından hiç eksik olmamıştır BİR BAKAN ÇOCUĞUNUN EVİNDE 6 ADET KASA ÇIKMIŞTIR Bir bakan çocuğunun evinde 6 adet para kasası ve sayma makinası çıkmıştır. Halk bank'ın müdürün evinde kutuların içinde para çıkmıştır. İnanın dünyanın en değerli madeni bu kadar verimli değildir. AKP zihniyeti parayı ayakkabı Loğoğlu: Silahlı korumalarla gelen kim? HP Genel Başkan Yardımcısı CFaruk Loğoğlu, 20 Aralık 2013 tarihinde Ankara Numune Hastanesi'ne uzun namlulu silahlı ve kamuflaj yelekli iki kişinin refakatinde getirilen Suriyeli şahsın Özgür Suriye Ordusu isimli Suriyeli muhalif örgüte mensup bir komutan olduğu iddiaları ile ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle TBMM'ye soru önergesi sundu.loğoğlu'nun iddialarla ilgili olarak soru önergesi şöyle; "Üçüncü yılını doldurmak BMM Başkanı Cemil Çiçek, T"Şu an iddia ediyorum, ekonomideki kayıt dışının en az iki katı Türkiye'de siyaset kayıt dışındadır. Siyasetin bir görünen aktörleri var, bunlar siyasi partilerdir, bizleriz. Ama Türkiye'de siyaseti biz yapmıyoruz: Biz başkalarından arta kalan ne varsa onu yapıyoruz ve kayıt içindeyiz" Çiçek, Kanal 24 Televizyonunun canlı yayınına katılarak, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. İstanbul merkezli operasyona ilişkin değerlendirme yapan Çiçek, öncelikle olup bitenleri soğukkanlılıkla değerlendirmek gerektiğini, aksi halde sağlıklı bir sonuca varılamayacağını ifade etti. üzere olan Suriye'deki iç savaş Suriye'yi her yönden tüketmeye ve bölgemizin güvenliğini tehdit etmeye devam etmektedir. Komşu ülkedeki savaşta, Suriye rejiminin karşısında yer alan AKP Hükümeti'nin Suriye rejimine muhalif gruplara destek verdiğine ilişkin saygın basın kuruluşları bugüne kadar sayısız haber yapmışlardır. Suriyeli muhaliflerin açıklamaları da bu haberleri doğrular niteliktedir. Son olarak, 20 Aralık 2013 tarihinde Ankara Numune Hastanesi'ne uzun namlulu silahlı ve kamuflaj yelekli iki kişinin refakatinde getirilen Suriyeli şahsın Özgür Suriye Çiçek, 2011 yılında yapılan seçimlerden sonra siyasetin, Meclis'in, Türkiye'nin, bölgenin gündeminin çok sert bir ortam oluşturduğuna dikkati çekti. Tartışmaların da bu sertlikte sürdürüldüğünü anlatan Çiçek, "Dolayısıyla biz bir konuyu tartışmak yerine, büyük ölçüde kavga ediyoruz. Zaman zaman hakaretlere varan sözler sarf ediliyor. Böyle olunca da olayın aslı, esası bir kenara itiliyor" "Masumiyet karinesi dediğimiz şey insan onuru için" Masumiyet karinesinin önemine de işaret eden Çiçek, yargılama sonucu varılması gereken kanaate en başta varılıyor ise masumiyet karinesinin ihlal edildiğini ifade etti. Çiçek, şöyle devam etti: "Gizlilik bir işe yaramıyor, yargılama neredeyse fuzuli bir işlem haline geliyor, kanaati baştan ortaya koyunca. Yargılamanın sonucunda eğer benim iki sene, üç sene evvel, bir ay evvel kabul ettiğim istikamette mahkeme karar verirse, 'helal olsun adalet tecelli etti'. Tersi olursa 'yolunu buldular, adam beraat etti' ya da mahkum oldu, 'zaten düzmece evrakla, belgelerle mahkumiyet kararı verildi'. Burada yargının işi de gerçekten zor. Bir de bunun üzerine siyasi tartışma inşa edilince, Türkiye içinden çıkılmaz, ne doğru ne yanlış anlaşılamaz, hale geliyor. Şu masumiyet karinesi dediğimiz şey, hakikaten insan onuru için. Çünkü bütün hukuki düzenlemelerin temelinde insan var. İnsan onuru diye bir şey kalmıyor, gizlilik diye bir şey kalmıyor. Dosyayı bilmiyoruz, her tür tartışmayı Ordusu isimli Suriyeli muhalif örgüte mensup bir komutan olduğu iddia edilmektedir. Silahlı refakatçilerin işlemler için yazı isteyen doktorlara "Biz Türk askeriyiz. Hastanın işlemleri için polis de gelecek. İşlemleri başlatın.ö dedikleri ve sonrasında gelen istihbarat elemanlarının girişimleriyle Suriyeli şahsın farklı bir isimle hastaneye yatırıldığı ileri sürülmektedir. Söz konusu hastanın belirtilen şekilde hastaneye getirilmesi, kendisine refakat edenlerin hastane personeline kimlik göstermemeleri ve istihbarat elemanı olduğu ileri sürülen şahısların meseleye müdahale etmesi soru işaretleri ÇiÇEK: TÜRkiYE'DE KAYIT DIŞI SiYASET VAR yapıyoruz, 'Niye öyle oldu, niye böyle oldu' Sonuçta hani Türkiye Cumhuriyeti Devleti hukuk devletiydi? Hukuk nerede kaldı? Dolayısıyla hepimiz en başta hukuku uygulayanlar olmak üzere hukuka uymak mecburiyetindeyiz. Eğer bu soruşturma gizli olacaksa gizli yapılacak. Bugün gazetenin birinde, ilgili başsavcı, 'gizliliğe riayet edin' diyor. Başsavcının böyle bir yazıyı yazma ihtiyacını duymuş olması bile bu benim söylediğimi bin defa haklı çıkarır. Bu kanunun emridir, hukukun emridir, evrensel hukukun kuralıdır. Hukuka uygun bir yargılama yapılacaksa soruşturma evresi gizlidir. Bu böyle olacaktır. Eğer hukuka uygun bir yargılama yapılacaksa hüküm kesinleşinceye kadar kişi masumdur." "Kayıt dışı siyaset var" Herkesin elini vicdanına koymasını ve gerçekten hukuka uygun bir tablo olup olmadığını sorgulamasını isteyen Çiçek, bu sorgulamadaki tereddütün devlete, yargıya ve hatta kişilerin birbirine güvenini aşındırdığını, hukuku siyasetin merkezine oturttuğunu söyledi. Türkiye'de ekonomide olduğu gibi siyasette de kayıt dışılık bulunduğunu ifade eden Çiçek, şunları söyledi: kutusuna koyuyorsa ayakkabıyı nereye iliştirmektedir. PARA SAYA SAYA ELLERİ NASIR TUTMUŞ! Para saya saya ellleri nasır tutmuş gençler acı örnektir. Yeni emniyet müdürünü bizzat uçağıyla taşımıştır. Türk polisi taciz altındadır. Görevden aldığı polisleri nereden tanımaktadır? Hırsızlıkla suçlananlara ne zamandan beri haber verilmesi şart koşulmuştur. Adli kolluk yönetmeliğiyle yargı fiiilen yürütmeye bağlı hale gelmiştir. İran, dubai Türkiye arasında kara para trafiği yaşanmıştır. Ülkemizin milli menfaati üç kuruşa peşkeş çekilmiştir.yolsuzluk operasyonunu komplo olarak görmekte. Yolsuzlukları gizleyebilmek için gündem saptırmakta. Mesele öncelikle yolsuzluktur. Ortada duran yolsuzuk pisliğini temizlemelidir. yaratmıştır.bu durumda yanıtlanması istenen sorular şunlardır: 1) 20 Aralık 2013 gecesi Ankara Numune hastanesine getirilen Suriyeli şahıs kimdir? 2) Kendisini hastaneye getiren silahlı ve kamuflajlı kişiler kendilerini Türk askeri olarak tanıtmışlardır. Bu doğru mudur? Doğruysa, Suriye muhalefetine mensup bazı kişiler güvenlik birimlerimiz tarafından mı korunmaktadırlar? 3) Suriye muhalefetinin önemli isimlerinden olduğu ileri sürülen söz konusu şahsın belirtilen şekilde hastaneye getirildiği hangi resmi makamların bilgisi dahilindedir? "Şu an iddia ediyorum, ekonomideki kayıt dışının en az iki katı Türkiye'de siyaset kayıt dışındadır. Siyasetin bir görünen aktörleri var, envanterde, tabloda, çizelgede, skalada görülen kayıt içindeki siyaset. Bunlar siyasi partilerdir, bizleriz. Ama Türkiye'de siyaseti biz yapmıyoruz: Biz başkalarından arta kalan ne varsa onu yapıyoruz ve kayıt içindeyiz. Ama bir de kayıt içindeki siyasetçilere etki eden, yön veren, pazarlık yapan, kavga yapan, yeri geldiğinde pek çok çekişmelere sebebiyet veren. Ve bu ülkede siyasetin bir gerçeği olarak, ama kayıt dışındaki gerçeği olarak önemli aktörler grubu var. Bunlar bazen sosyolojik gruplardır, bazen sermaye gruplarıdır, bazen medya gruplarıdır. Bazen bizatihi sivil toplum ya da geçmişte sıkça yaşadık, şimdi de bunun örneklerini görmek mümkün devletin anayasal kurumlarının anayasa ile kendisine verilmiş yetkinin dışına çıkarak Türkiye'yi yönlendirmeye, karar aldırmaya, karar oluşturmaya yönelik bir kısım faaliyetleri var. Bunları da sık sık yaşadık. İşte 27 Nisan böyle bir şeydi. Kayıt dışı bir siyaset örneğiydi. Darbeler, vesaire." "Bal gibi kayıtdışı siyasi bir faaliyettir" "Birisi bir alana müdahale ediyorsa ve anayasal yetkisinin dışına çıkıyorsa, bu bal gibi kayıtdışı siyasi bir faaliyettir" ifadesini kullanan Çiçek, şunları söyledi: "Hiç görülmeyen birtakım siyasi unsurlar var. Bunların bir kısmı Anayasal kuruluşlardır. Dün daha etkindi, bugün daha az etkin veya değil, onun yerine bugün başkaları ikame edildi, ediliyor. Sermaye grupları, sosyolojik gruplar. Başbakan Erdoğan Sakarya'da ne dedi? K Parti Genel Başkanı ve ABaşbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle; Burada 528 milyon liralık yatırımı Sakarya'ya kazandırmış olacağız. Kabinede yaptığımız değişiklik ile bir Sakarya milletvekilimizi Bakan yaptık. Tarihe baktığınızda Türkiye'nin her alanda kan kaybettiğini ve geriye gittiğini görüyorsunuz. Türkiye'nin kaybettiği dönemlerde birileri muhakkak kazanmıştır. Türkiye'nin istikrar dönemlerinde de birileri kaybetmiştir. İstikrar ve güvenin sağlam olduğu bir ülkede faizler düşer, üretim ve istihdam artar. İşte biz bu doğrultuda 11 yılda faizleri düşürerek 642 trilyon kazandık ve bu para Türkiye'nin 2 yıllık bütçesidir. Bu parayla ülkemize 117 Marmaray yaptıracak para kasamızda kaldı. Bu paralarla yollar, barajlar, okullar yaptırdık. Tabi biz bu parayı kaybetmeyince birileri bu paradan mahrum oldu. İşte bu durum birilerini rahatsız etti... AK Parti'den ihracı istenen Haluk Özdalga istifasına basın toplantısı ile duyurdu. Özdalga açıklamasında 'Özal yolsuzluk iddiaları ortaya çıkınca hiç beklemeden harekete geçti. Erdoğan'ın da yapması budur.' ifadelerini kullandı. illetvekili Haluk MÖzdalga da partisinden istifa etti. Özdalga dün iki vekille birlikte ihraç talebiyle disipline sevk edilmişti. Haluk Özdalga'nın konuşmasından satırbaşları; Özal yolsuzluk iddiaları ortaya çıkınca hiç beklemeden harekete geçti. Hemen öncelikle iddiaları araştırmadan ortada ciddi şüphe olduğunu görünce bakanını görevden azletti. Ardından da yüce divanda kendini savunmasının yolunu açtı. Tüm bu adımları Özal hiç duraksamadan hatta kamuoyunu bile şaşırtacak takdirini kazanacak şekilde attı. ERDOĞAN'IN YAPMASI GEREKEN ÖZAL'IN YAPTIĞINI YAPMAKTIR Ayrıca rahmetli Özal'ı harekete geçiren iddia sadece işadamının iddiasıydı. Yargıdan bile gelmiyordu. Tarihe geçecek liderlerin atacağı adım yapacağı budur. Başbakan Erdoğan'ın yapması gereken Özal'ın yaptığını yapmaktır.17 Aralık'ta kamuoyuna yansıyan yolsuzluk iddiasında adı geçen arkadaşlarımıza yargı önünde kendisini savunma fırsatı vermeliyiz. Aksi ıspat edilene kadar masum olduğunu kendilerin aklamalarını dilediğimi belirtmek istiyorum. TÜRKİYE YANLIŞ YOLA GİRMİŞTİR Ancak 17 Aralık'ta itibaren Türkiye yanlış yola girmiştir. Kamuoyunun gördüğü şudur. Polis teşkilatı doğrama makinasından geçirilmektedir. Adli polis üzerinde baskı uygulanıyor. Yargıya müdahale edilmektedir. Anayasa kanuna ve akla ters uygulamaya konuldu. Bu şekilde bu yollardan yolsuzluk iddialarının üstünün örtülmek istendiği ortadadır. Tüm kamuoyu da bunu değerlendirmektedir. TÜRK SİYASETİNİN İTİBARINA GÖLGE DÜŞÜRÜYOR Libyalı dostum bana bir ifade kullandı, dediki; Libya'da halkın elinde 22 milyon silah var Libya'nın nüfusu 6 milyon. Bu ne demek biliyormusunuz: Libya her an tehlike altında... Onun için terör varsa, turist gelmez, terör varsa faizler yükseliyor. İşin içte bu sorunu çözmeniz yetmiyor bir de bu bataklıktan çıkarmak gerekiyor. Önümüzde işte böyle bir yol var. Ya Türkiye eskiye dönecek ve kaybedecek, ya da kaldığı yerden devam edecek ve birileri kaybedecek. Son zamanlarda yolsuzluk adı altında başlatılmış operasyonlar yeni Türkiye'nin inşasını engellemeye yönelik çabalardır. Burada yolsuzluğa bulaşanlar varsa bunlar ortaya çıkacak. Birileri yetimiz hakkını yiyorsa bunun hesabını önce biz sorarız. Ancak iftira at izi kalsın şeklinde davrananları da ifşa etmek bizim görevimizdir. Olmayan birşeyi varmış gibi göstermek, masum insanları bu ülkenin girişimcilerini zan altına almaya kimsenin hakkı var mı? Bunların açıklanması mümkün değildir. Eğer devlet içinde hukuk devletinin kurallarına göre değil kendi inançlarına göre hareket edenler varsa bunlara müsahama gösterilemez. Ama böyle bir durum ileri sürülerek yolsuzluk iddialarının üstü örtülmek için yapılanlar da hiç bir şekilde savunulamaz. İç ve dış mihraklar, faiz lobileri gibi dayanağı olmayan ifadelerin inandırıcılığı bulunmuyor. Esasen bunlar hiç inandırıcı bulunmuyor. Başınıza gelecek herşeyi açıklayabilirsiniz. Ama yolsuzlukları açıklayamazsınız. İç ve dış mihrak faizlerini suçlu gösterme uluslararası zeminlerde Türk siyasetinin itibarına gölge düşürüyor. İç ve dış mihraklarla ilgili bu yolsuzluk bir komplo diye üstü örtülmeye çalışılmamalıdır. YÖNEMELİK KALDIRILMALIYDI Ben buraya gelirken aldım Danıştay tarafından iptal edildi. Benim önerim şu olacaktı, Danıştay kararı beklenmeden yürürlükten kaldırılmalıdır. Ama şuan benim önerim şudur sakın ola Danıştay tarafından iptal edilen yönetmelik benzeri çıkarılma yöntemine gidilmemelidir. İptal edilen yönetmellik adli soruşturmalara anayasa Bazı medya organlarına gizlilik esaslı dosyaları servis edenleri görüyoruz. Ben buradan suç duyurusunda bulunuyorum.eğer kanun hukukla bütünleşemiyorsa burada bizim de suçumuz var. Termik santralleri birilerine verildi diye iftira atılıyor, eline dizine vursun be... Daha ihaleleri yapıldı neye göre bu iftirayı atıyorsun. Bir savcı adliyenin önünde nasıl olurda bildiri dağıtır, bu adaletin yüz karasıdır. Burada suç duyurusunda bulunuyorum, HSYK sen bu zaatla ilgili ne yapıyosun çok merak ediyorum. Egemenlik kayıtysız şartsız milletindir diyor, yargının demiyor. Bu eski ve yeni Türkiye'de de böyledir. Ben bu süreci İstiklal süreci olarak yorumladı. Eski Türkiye'nin siyaseti yeni Türkiye'nin siyasetini zorluyor. Ama inanın bu son direniştir, son kez saldırıyorlar, son vuruş hareketine kalkışıyorlar. Allah'ın izniyle biz bu saldırıları savuracağız ve Yeni Türkiye'nin kapılarını açacağız.serilenen direnç ve saldırılar sadece bize değil, Türk milletinin istikbalini de hedef almaktadır. dışı müdahale için yol açıyor. Soruşturmaların gizliliğini ortadan kaldırmıştı. O yönetmelik soruşturmaların gizliliğini fiilen ortadan kaldırmıştı. Bir yolsuzluk soruşturmasını imkansız kılıyordu. Böyle biryeyi hiç bir vicdanın kabul etmesi mümkün değil. AK PARTİ ÜYELİĞİNDEN AYRILIYORUM Türkiye kritik bir yol ayrımında olduğunu düşünüyorum. Yazılı metinde ihmal ettim. Polis binalarımıza medyanın girmesini yasaklayan uygulamadan da vazgeçilmelidir. Şeffaflık özellikle polisin şeffaflığı demokratik hukuk devletinin vazgeçilmezidir. Askeri vesayet rejimine karşı durmak demokratik hukuk devletinin inşaasına katkıda bulunmak 2007 yılında savunduğum fikirlerdi. Bunları söylemekten hiç bir zaman vazgeçmem söz konusu olmamıştır. Bu düşüncelerle tabi parti genel merkezinin aldığı kararı da dikkate alarak AK Parti üyeliğinden ayrılıyorum. BBP'den bakanların istifasına ilk yorum Mustfa Destici, "Soruşturmanın selameti açısından ismi bu operasyonda anılan bakanların istifaları, doğru bir karardır. Burada hiç kimsenin hukuka müdahale etmemesi gerekir" BP Genel Başkanı Mustafa BDestici, "Soruşturmanın selameti açısından ismi bu operasyonda anılan bakanların istifaları, doğru bir karardır. Burada hiç kimsenin hukuka müdahale etmemesi gerekir" Destici, İskeçe Türk Birliği Genel Başkanı Ahmet Kurt ve beraberindeki heyeti parti genel merkezindeki makamında kabul etti.kabul öncesi gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Destici, İçişleri Bakanı Muammer Güler ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın istifasına ilişkin, 17 Aralık'ta başlayan operasyona hukuk çerçevesinde devam edilmesi gerektiğini söyledi.destici, herkesin hukuka teslim olmasını gerektiğine işaret ederek, "Son dönemde ve daha önce yaşanan olaylara baktığımız zaman hep olaylar karşısında hukuka müdahale etme gereği hissedilmiştir. Bir takım yargı paketleriyle de hukuk şekillendirilmeye çalışılmıştır " ifadesini kullandı.içişleri Bakanı Güler ve Ekonomi Bakanı Çağlayan'ın istifasının sürecin sağlıklı bir biçimde ilerlemesi için kamuoyunu bir nebze de olsa rahatlattığını savunan Destici, şunları söyledi:"bence doğru olanı yapmışlardır. Kendileri açısından da hükümet açısından da ve milletin beklentileri karşılanmıştır diye düşünüyorum. Soruşturmanın selameti açısından ismi bu operasyonda anılan bakanların istifaları doğru bir karardır. Burada hiç kimsenin hukuka müdahale etmemesi gerekir. Soruşturma sürecinde hukuka yapılan müdahaleler, toplumumuzun adalet duygusunu zedelemektedir. 'Adalete, müdahale ediliyor' gibi bir algı oluşturmaktadır.özellikle polis teşkilatında yapılan değişiklikler, polis müdürlerinin görevden alınması açık bir şekilde soruşturmaya müdahale ettiği görülmektedir. Hükümet bundan vazgeçmelidir. Herkes gerekiyorsa baltaları gömmelidir, şahsi ve parti menfaatini bir tarafa bırakarak, ülke ve millet menfaati ön plana alınmalıdır. AA Yalçın Akdoğan'- dan zehir zemberek yazı tar Gazetesi yazarı ve SBaşbakan'ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, bugün kaleme aldığı yazısında "seçim üzeri ülkeyi dizayn etmek isteyenler var ama onlar kaybedecekler" Akdoğan, "AK Parti iktidarı en kritik zamanlarda kendi bünyesindeki bazı kişilerin ayrılma, bölme, yıpratma faaliyetlerine maruz kalmıştır. Bu kişiler hep kaybetmişler, siyasetten de ülkenin gündeminden de silinip gitmişlerdir." diyerek sonucun AK Parti lehine olacağının altını çizdi. TÜRKİYE TOZ DUMAN ALTINDA Türkiye son günlerde toz-duman altında kalmış durumda. Ortada ülkenin güven ve istikrarını sarsacak, topyekün kayıp ve tahribata sebep olacak gelişmeler yaşanıyor. Küçük fotoğraf karesi üzerinden büyük oyunlar oynamaya alışanlar, büyük resmin anlamını ve doğuracağı sonuçları gözlerden kaçırmaya çalışıyorlar. İŞİN ZAMANLAMASI ÇOK ÖNEMLİ Yapılan işin zamanlaması, şekli, usulü, amaç ve hedefi her zaman için büyük önem taşır. Siz seçim üzeri, bir ülkenin ve iktidarın kaderini belirlemek maksadıyla bir kısım işler yapıyorsanız, bunun görünür gerekçeleri durumu izah etmeye yetmez. DEVLET TUZAK KURMAZ, KUMPAS KURMAZ Maksadını ve safiyetini aşan bir tablo ortaya çıkıyorsa, burada ciddi bir ihlal ve kötü niyet görülür. Kayıtdışı faaliyet ister yargı da, ister diğer kamu bürokrasisinde olsun mutlaka bir usulsüzlüğe dayanır ve parmak izi bırakır. Gizlilik başka bir şeydir, kayıtdışı/sistemdışı hareket başka bir şeydir. Devlet tuzak kurmaz, kumpas kurmaz, tertip yapmaz. İŞİN RUHUNU ZEHİRLEYEN TAM DA BU AMAÇTIR Tertip ve tezgah, devlet gücünü kötüye kullanmaktır, başka amaçlara hizmet etmektir. Varsa yapılan bir yanlışlık bunun usulüne uygun olarak üzerine gidilmesi, amacın da adaleti ve hakkaniyeti tesis etmek olması gerekir.ama amaç başkaysa ortadaki iddialar sadece birer kılıf olur. Meseleyi 'siyasi' ve 'maksatlı' hale getiren, işin ruhunu zehirleyen tam da bu amaç ve hedeftir. YARGI SIZDIRMALARLA HAREKET ETMEZ Yargı sızdırmalarla hareket etmez; adalet, medya manipülasyonlarıyla tecelli etmez. Medya manipülasyonu başlı başına bir hukuksuzluktur ve insanların itibarı ve onuruyla oynamaktır.

9 10 Basın-Kritik HERKES İÇİN EKONOMİ POLİ TİKA Etyen MAHÇUPYAN Siyasetçiler hâlâ anlamadı Siyaset yapma niyetinde olanların artık Türkiye'de iki hususa dikkat etmesi gerekiyor. Birincisi toplumun geleceğine hitap etmek zorundalar. İnsanlar eski dilden, tartışmalardan, üsluptan sıkıldı. Yarını kuracak adımların atılmasını istiyor. İkincisi kendi tabanınız bile artık sizi körü körüne dinlemeye, takipçiliğinizi yapmaya niyetli değil. Türkiye kimlikler ayrışmasından adım adım çok kimlikli bir dünyaya geçerken, insanları da kendi kişiliklerine sahip çıkıyor. Bu durumun hoş örneklerinden biri hızlı tren hattının rengiyle ilgili yaşandı. Ulaştırma Bakanı Yıldırım, topluma sunulan seçenekler arasında kırmızıbeyazın seçileceğini sanmış ama halk büyük bir yüzdeyle trenin turkuaz olmasını istemiş Nedeni epeyce açık olmalı: Kırmızıbeyaz renk bileşiminden sıkıldık. Çünkü bayrağın renklerinin her fırsatta önümüze sürülmesi bu imgeyi yıprattı, neredeyse bir görgüsüzlüğün' göstergesi olarak algılanmasına meydan verdi. İnsanlar artık başka renkleri istiyorlar, çünkü bir trenin daha kırmızıbeyaz olmasını, ya da bir binanın daha Atatürk adını almasını iç dünyalarında sıkıcı' buluyorlar. Bu tercih yeknesaklığını kişiliklerine saygısızlık olarak algılıyorlar Gezi'nin ilk birkaç gününe damgasını vuran tepki de buradan beslenmişti. Siyasetçiler de bu deneyimden öğrendiklerini' söylediler. Ama görünen o ki, kendilerini öğrenmiş' olmak bir yana bilen' olarak gören siyasetler bile bu konuda epeyce cahil. Geçen hafta Güneydoğu'nun çeşitli illerindeki esnaf, üç gün boyunca kepenk kapatmaya davet edildi. Sonuç bir kez daha hüsrandı KCK daha önce de birkaç kez bölge halkının' kendi istediği doğrultuda davranacağını varsaydı ve yanıldı. Kürt halkının genelinde Kürtlerin haklarının geri alınması çabası açısından PKK'ya manevi bir destek olsa da, bu duygunun tepeden siyasi mülahazalarla yönetilmesi kabul görmüyor. Kimse kimsenin askeri veya oyuncağı değil artık Siyasetin her öznesi aynı önemde veya güçte olmayabilir, ama insanlar kendi kişilikleri doğrultusunda özne olma yeteneklerine sahip çıkmak istiyor ve bu haklarının siyasetçiler tarafından fütursuzca ihlal edilmesine tepki duyuyorlar. Bu durum sadece PKK ile Kürt tabanı arasındaki ilişkiyi betimlemiyor. Bütün siyasi partiler aynı aksaklıkla malul ve olayı anlamakta zorluk çekiyor. AKP'nin de bir süre önce Başbakan'ın ağzından birkaç kez Güneydoğu halkını belirli bir tavır göstermeye davet ettiğini hatırlıyoruz. Sonuç aynıydı Toplum bu çağrılara uymadı ve muhtemelen yapılanı eski siyaset' hanesine yazdı. Siyasetle vatandaş arasındaki söz konusu beklenti ayrışması' bugün için sadece pratik siyasi beklentileri etkiliyor gibi gözükebilir. Ama öngörülü davranmak isteyen siyasi aktörler için bir uyarı niteliğinde. Çünkü toplumda hızla yeşermekte ve yayılmakta olan bu tavır, siyasi partilerin temsil yeteneğinin sanıldığından daha kırılgan olduğunun habercisi Toplumun derdi, geleceğin bir an önce ama çatışmasız bir süreç içerisinde kurulması. Bunun kim tarafından sağlanacağı giderek ikinci planda kalacak. Bu hedefe hizmet etmeyen siyasi hareketler önümüzdeki yıllar içinde hızla küçülecekler. Böyle bir ortamda AKP ve PKK'nın daha avantajlı konumda olacaklarını öngörebiliriz. Ancak bunu da fazla abartmamakta yarar var. Her iktidar gibi AKP de artık insanları sıkmaya' başladı. Sürekli aynı insanları görüp, aynı sesleri duyarken, gelecek de gereken hızla inşa edilmiyorsa, bu sıkılmışlığın psikolojik bir tepkiye dönüşmesi şaşırtıcı olmaz. AKP'nin bu sorunu aşmasının görünen yolu daha cesur olmasıdır. Ama vatandaşı özne haline getiren bir üslup ve yöntem farklılığı da, bu alternatif yokluğunda iktidarın ömrünü uzatacaktır. PKK'nın da benzer bir durumla karşı karşıya olduğunu söylemek mümkün. Son KCK metni Kürt siyasetinin üç talebi olarak anayasal tanımlanma, özyönetim ve anadili vurgularken buradan müzakere' kavramına geliyor. İyi de, bu üç talebin karşılanması için müzakereye niye gerek olsun? Eğer Meclis veya hükümet bu yöndeki adımları atarsa, PKK bizle müzakere edilmedi' diye hakları ret mi edecek? Şu anki müzakere' gündemi hakların verilmemiş olmasından besleniyor ama bu konumun geleceği hiç garanti değil. Nitekim PKK'nın acilci' tavrının nedeni de o hakların müzakere içinde alınmasının sağlanması. Ama eğer süreç müzakere dışında da yürürse, PKK'nın her engelleme adımı bu hareketi kendi doğal tabanına manen yabancılaştıracak. Önümüzdeki dönemin siyasi atmosferi ideolojik mobilizasyonu işlevsiz kılacak Çünkü artık toplumun kendisi bu değişime müdahil Zaman 11 Ekim 2013 Oral ÇALIŞLAR Dini cemaatler, klasik anlamda 'sivil toplum' kategorisi içine konulamasalar da sivil hayatın birçok yansımasını barındırıyorlar. Bazı yorumlara göre Gülen Cemaati dahil, cemaatler birer sivil toplum örgütlenmesi. Bazı yorumlar ise bunun tersi yönde. Hangi tür örgütlenmelerin sivil toplum örgütü olduğu konusunda bir görüş birliği yok. Geleneksel tartışmalarımızdan birisi de ülkemizdeki sivil toplum örgütlerinin niteliği. Bu konunun uzmanı sayılabilecek isimlerden birisi, Profesör Dr. İsmail Kara. Yeni Şafak gazetesinden Yusuf Genç e konuşan Kara, eskiden beri savunduğu tezini ayrıntılandırarak dile getiriyor: Cemaatlerin ve tarikatların sivil toplum kuruluşu olmadıklarını ilk defa siz söylediniz değil mi sorusuna şu cevabı veriyor: Herhalde Daha ileriye götürerek Türkiye de sivil toplum kuruluşu yoktur dedim.(...) Cemaat ve tarikat yapıları DP den bu yana hep kazanacak olan merkez sağ partiyi desteklemişlerdir. Bu, sadece kendi tercihleri değildi muhtemelen.(...) Cemaat ve tarikatlar askeri darbelerin çoğuna hiç değilse zahiren sıcak baktı, önemli bir kısmı alenen destekledi. Özal da 12 Eylül ün bir parçasıdır neticede.(...) Cemaatler sivil toplum kuruluşu mu? Cemaat ve tarikatların(...) önce zihniyet dünyaları itibariyle devletçi ve merkeziyetçi olduklarını söyleyebiliriz. Türkiye de bu aynı zamanda askerlere yakın demek.(...) Devlet bizimdir ama başkalarının, yabancıların elindedir, bizim elimize geçerse mesele hallolacak diye düşünürler. Derin bir sistem tasavvurları, devlet fikirleri ve tenkitleri yoktur. Bu, Türkiye ye karşı müdahalede kullanılma ihtimallerini de artırır... İsmail Kara nın şu değerlendirmesi de ilginç: Ankara (...) irtica der, şeriat der, teokratik devlet der, bu sloganlar üzerinden onları mahkûm eder. (...) Diğer taraftan toplumu ayakta tutacak, devleti meşrulaştıracak en köklü ve etkili varlık olarak dinin, yerli dindarlığın bunlar üzerinden, bunlar vasıtasıyla devamını ister, bunu teşvik eder. Dini cemaatlerin siyasetle ilişkilerinin pek de sivil olmadığı tezi, yabana atılır bir tez değil. Bir örgüt veya topluluğun sivil toplum örgütü olabilmesi için ilk şart devlet dışılık sa; bunun da ötesinde, hiyerarşik yapılardan, otoriter tek adam yönetimlerinden uzaklık gerekli. Ülkemizdeki dini cemaatler, genellikle bir lider etrafında toplanan, o liderin etrafında şekillenen örgütlenmelere sahipler. Sivil toplumda birey öne çıkar. Bireyin yok olduğu, tamamen cemaat in öne çıktığı örneklerde, sivil toplum dan söz etmek zorlaşır. Gülen Cemaati, Fethullah Hoca etrafında, onun efsanesiyle hayat bulan bir özelliğe sahip. Süleyman Tunahan Efendi nin takipçileri Süleymancılar diye anılır. Nurcular, Saidi Nursi yle, Işıkçılar, Süleyman Hilmi Işık la kendilerini tanımlarlar. İsmail Kara, bütün bu toplulukların devletle olan ilişkilerini, siyasetle olan ilişkilerini sorunları görüyor, çelişkilere dikkat çekiyor. Askeri vesayetle hesaplaşma Tablonun bir başka boyutu ise bu cemaatlerin aynı zamanda toplumun değişik kesimlerinin ortak bir duygu birliği içinde dayanışmasını içermeleri. Kelimenin evrensel anlamıyla sivil toplum çerçevesinde değerlendirilmeleri zor olsa da bu yönleriyle, sivil bir karakter taşıdıkları söylenebilir. Osmanlı modernleşmesiyle başlayıp, Cumhuriyet reformlarıyla şekillenen yeni devlet içinde, dini cemaatler, 1950 ye kadar yok sayıldılar. Devleti ruhen destekleyen bir kültüre sahip olmalarına ve devletin kendini meşrulaştırması bağlamında çeşitli roller oynamalarına rağmen, devletle ilişkileri hep zor bir ilişki oldu. Gördükleri baskıların sonucu olarak, sivilleşmeye doğru itildikleri de düşünülebilir. Son dönemde, askeri vesayetle hesaplaşmada, cemaatlerin de bir etkisi olduğu gerçeği inkâr edilemez. Dini cemaatler, klasik anlamda sivil toplum kategorisi içine konulamasalar da sivil hayatın birçok yansımasını, devletin dışında var olabilmenin özelliklerini içlerinde barındırıyorlar. Çelişmeli bir gerçeklik bu. Radikal 11 Ekim 2013 Eski elektrik sayacını getirene yenisi ücretsiz veriliyor açak elektrik tüketimin önüne geçmek için eski elektrik Ksayaçlarını kaldırmayı hedefleyen Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) eski sayacı getirene yenisini ücretsiz veriyor. Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt, Şırnak illerinin elektrik dağıtım şirketi olan Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. nin kasım ayı içerisinde başlattığı sayaç kampanyası, 31 Aralık 2013 tarihinde sona erecek. Hatay'ın Kumlu ilçesinde Öztrak ailesi, 3 ay önce okula gitmek için servis bekleyen çocuklarına çarptıktan sonra ortadan kaybolan otomobil sürücüsünün bulunmasını istiyor. Hataylı aile çocuklarına çarpan sürücüyü arıyor Kampanyanın son günlerinin yaklaşmasıyla yaşanan yoğunluğu önlemek için DEDAŞ İl Müdürlüğü servislerde personel sayısını 2 katına çıkardı. Kampanyanın bitmesine kısa süre kala sayaç kampanyasından yararlanmak isteyen Şanlıurfalı vatandaşlar, DEDAŞ il binasına gelerek işlemlerini tamamlıyor. İşitme engelliler aile ekonomisine destek olacak Vatandaşlar tarafından yoğun ilgi ile karşılanan kampanyadan faydalanmak isteyen müşterilerine daha iyi hizmet etmek amacıyla DEDAŞ Şanlıurfa Müdür Yardımcısı Murat Dursun, servisleri gezerek kampanyanın son durumu ile ilgili bilgiler aldı. Murat Dursun, yeni abone olmak isteyenler, aboneyi kendi ismi üzerine almak isteyenler ile sayaç affından yararlanmak için DEDAŞ Şanlıurfa il binasına gelen vatandaşlara daha iyi hizmette bulunmak için servislerde personel sayısını 2 katına çıkardıklarını belirtti. Müdür Yardımcısı Dursun, "Son günler yaklaştığı için yoğunluk artmasıyla birlikte gelen vatandaşların işlemlerini hızlandırmak için personel sayısını artırdık. Gelen vatandaşların işlemlerini daha sağlıklı yürütmesi amacıyla da personel tahsis ettik. Ayrıca öğle arasında da işlemler devam edecek. Vatandaşlarımızdan ricamız son günü beklemeleri yönünde. DEDAŞ ın sayaç kampanyası 31 Aralık Salı günü sona erecek. Muş İşitme Engelliler Derneği tarafından yürütülen ve Türkiye İş Kurumu tarafından finanse edilen Yöresel Kilim Dokuma projesi başladı. Kursa katılan işitme engelliler hem meslek sahibi oluyor hem de aile ekonomisine katkıda bulunma şansı elde ediyor. Türkiye İş Kurumu Muş İl Müdürlüğü nün meslek edindirme kursları kapsamında Muş İşitme Engelliler Derneği nin yürüttüğü Yöresel Kilim Dokuma projesinin çalışmaları başladı. 5 ay sürecek olan kursa katılan 9 işitme engellinin hem meslek sahibi hem de aile bütçesine katkıda bulunacağını açıklayan Muş Çalışma ve İş Kurumu Müdürü Mehmet Emin Taylan, bu yıl sadece engeli ve hükümlülere yönelik kurs açtıklarını söyledi. Meslek edindirme kursları sayesinde engellilerin kendilerine iş yeri açma imkanlarına sahip olabildiğini kaydeden Taylan, "Muş Çalışma ve İş Kur İl Müdürlüğü olarak 2013 yılında kurumumuzun bütün çalışmalarını engeli kardeşlerimize ve hükümlü kardeşlerimize ayırdık. Bu sene Muş ta açtığımız bütün kurslar ya engeli yada hükümlülere aittir. Şuanda içersinde bulunduğumuz bu kursta işitme engeli kardeşlerimiz için kilim dokuma kursunu başlattık. Burada 10 tane kardeşimiz kursa başladı biri özel sebeplerden dolayı ayrıldı ve 9 kişiyle devam ettiriyoruz. Bu kursun maliyeti 70 bin liradır. Burada çalışan kursiyerlerin giderleri, eğitmenin giderleri ve diğer masraflardır. Tüm kursiyerlerimiz bizde genel sağlık sigortasına tabidir. Buradan beklentimiz şudur; biz engellilerin gözüken engellerin engel olmadığını düşünüyoruz. Eğer onlara yardımcı olursak bu kardeşlerimiz ileride kendilerine iş yeri açıp iş yerlerinin patronları olabilirler. Biz buna canı gönülden inanıyoruz. Bu kurslar sayesinde engelli vatandaşların ailelerine yük olma yerine mevcut ailenin yükünü sırtlayabileceklerini ifade eden Taylan, Bundan öncede bedensel engellilerle ilgili açtığımız kurslar vardı ve kardeşlerimiz mezun oldular. Bizim bunlardan beklentimiz iş yeri açmalarıdır. Biz bunlara kursu açmakla ailelerine bir iş yapabiliyorlar imajını verdirmek onların birilerine yük olması değil evin mevcut yükünü sırtlamalarına yardımcı olmalarını sağlamaktır. şeklinde konuştu. Kursiyerlerin genel sağlık sigortasından faydalandığını ve kursa katıldığı her gün için 25 lira aldığını vurgulayan Taylan, Biz bu amaçla yola çıktık ve 2014 yılında yine kurslarımız olacaktır. Kursiyer başına gündelik 25 lira veriyoruz. Zaten bu kursumuzun maliyeti 70 bin liradır. Hem meslek öğreniyorlar hem de para kazanıyorlar diye konuştu. Kursun açılmasından memnun olan dernek yöneticileri ise bu tür kursların sürekli açılmasını istediklerini vurguladı. Kumlu'nun Batıayracı köyüne bağlı Müşrüfe Mahallesi nde oturan 53 yaşındaki Güneş Öztrak, Reyhanlı ilçesindeki Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okuluna gitmek için yol kenarında servis bekleyen oğlu 12 yaşındaki Kadir Öztrak'a çarptıktan sonra ortadan kaybolan yeşil renkli otomobilin sürücüsünün yakalanarak cezalandırılmasını istedi. Kazadan sonra oğlunu abisinin hastaneye götürdüğünü belirten Öztrak, üç ay Antakya Devlet Hastanesinde tedavi görüp yoğun bakımda kaldı. Hastaneden yeni taburcu oldu. Kolları, bacakları ve boynu felç halde evimizde bakımını yapıyoruz. Şikayetçi olduk, oğluma çarparak ölüme terk eden vicdansız şoförün yakalanmasını ve caza almasını istiyorum." Oğlunun fizik tedavisinin sürmesi gerektiğini ancak Ankara'ya gidecek ve tedavisini yaptıracak paraları olmadığını kaydeden Öztrak şöyle dedi: "Devletten yardım bekliyoruz. Diğer oğlum sara hastası olup devletten aldığı engelli maaşı olan 850 TL ile ve yakınlarımızın desteği ile hayata tutunuyoruz." Kaza yerini gösteren abisi 27 yaşındaki Hasan Öztrak ise yol kenarında bekleyen kardeşinin çarpıldıktan sonra sürücünün ortadan kaybolduğunu, sadece aracın yeşil renkli olduğunu öğrendiklerini ifade etti. Ağabey Öztrak, kardeşini felç eden şahsın bulunmasını istedi.

10 Eği tim11 Bursa İl Öğrenci Meclisi'nin yeni başkanı Emirhan Demirbağ oldu Giresun'da öğrencilerin temsilcisi Fatih Yıldız oldu Bur sa İl Öğ ren ci Mec li si top la na rak bir yıl bo yun ca ken di le ri ni tem sil ede cek baş kan ve eki bi ni seç ti. Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Yönergesi çerçevesinde oluşturulan İl Öğrenci Meclisi başkanlık seçimleri Özel Yedi Renkli Çınar Okulları'nda yapıldı. Seçimden galibiyetle ayrılan Emirhan Demirbağ Bursa İl Genel Meclisi Başkanlığına seçildi. Öğrencilerin demokratik yollarla kendilerini ifade edebilmesi ve öğrenciler arasında demokrasi kültürünün geliştirilmesini sağlayabilmek için gerçekleştirilen uygulamada heyecanlı geçiyor. Seçimlere Bursa İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mustafa Bilici ve İl Milli Eğitim Şube Müdürü Tahsin Yazır da katıldı. İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mustafa Bilici, yapılan seçimlerde demokrasinin tam olarak tecelli edeceğine değinirken. Seçilen başkan ve diğer üyelerin ise Bursa daki 600 binden fazla öğrenciyi en iyi şekilde temsil edeceğine inandığını söyledi. 47 öğrenci meclis üyesinin oy kullandığı seçimlerde başkan adaylarından Münire Merve Uzluk 4 oy, Mazlum Güler 12 oy, Gökhan Gül 11 oy ve Emirhan Demirbağ ise 17 oy aldı. Seçimden galibiyetle ayrılan Emirhan Demirbağ ve ekibi Bursa İl Genel Meclisi Başkan ve üyeliklerine seçildi. Deminbağ ve ekibi, Ankara da oluşturulacak olan Türkiye Öğrenci Meclisinde Bursa yı temsil etme hakkını elde etti. Malatya nın altın öğrencileri ABD den 27 madalya aldı Ame ri ka Bir le şik Dev let le ri Ma te ma tik Bir li ği ve Neb ras ka Üni - ver si te si ta ra fın dan dü zen le nen 60. (AMC-8) Ulus la ra ra sı İl köğ - re tim Ma te ma tik Olim pi ya tı'nda Özel Ra hi me Ba tu Or ta oku lu ve Özel Tur gut Özal Or ta oku lu, 7 si al tın 27 ma dal ya ka zan dı. Beşer Eğitim Kurumları Genel Müdürü Zeki Göçer, ortaöğretim düzeyinde dünyanın en prestijli yarışmalarından biri sayılan 60. AMC-8 Uluslararası Matematik Olimpiyatı na bu yıl 86 ülkenin 6 bin okulun temsil edildiğini belirtti. 350 bin ilköğretim öğrencinin yarışmaya katıldığını anlatan Göçer, Türkiye den yarışmaya katılan okullar arasında bulunan Beşer Eğitim kurumları okullarına bağlı Özel Rahime Batu Ortaokulu ve Özel Turgut Özal Ortaokulu öğrencileri toplam 7 altın madalya kazanarak ülkemizin gururu oldu. Okullarımız öğrencileri ayrıca 11 gümüş, 9 bronz toplam 27 madalya kazanarak büyük bir başarıya imza attı. Yarışmada madalyalar Türkiye, Güney Kore, Çin, Amerika, Kanada,Rusya ve Tayvanlı öğrenciler arasında paylaşıldı Türkiye ve Malatya nın adını eğitim alanında dünyanın her yerinde duyurma çabası içinde olduklarını vurgulayan Zeki Göçer Bu olimpiyat Dünya da kabul gören ve uzun zamandır yapılan önemli bir yarışmadır. Bizler öğrencilerimizin eğitimöğretimini her anlamda takip etmekteyiz. Bu tip yarışmalara hazırlayarak ve katılımını sağlayarak gelecekleri adına önemli adımlar atmaktayız. Öğrenci kendisini bu alanda tüm dünya çapında bir yarışmanın içerisinde bulmakta ve geleceğe emin adımla yürümektedir. Bu zor ve uzun soluklu çalışmalarda bize destek olan ailelere, öğrencilerimize, mesai tanımaksızın fedakarca öğrencilerini hazırlayan öğretmenlerimize ve idarecilerimize teşekkür ederim. ifadelerini kullandı. iresun İl Öğrenci Meclisi GBaşkanlığı'na, Tirebolu Anadolu Lisesi öğrencisi Fatih Yıldız seçildi. 7 farklı liseden adayın yarıştığı seçimlerde en fazla oyu alan Yıldız, Türkiye Büyük Millet Meclisi ne (TBMM) Giresun a temsil etme hakkını kazandı. Eğitim Öğretim Yılı Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri projesi kapsamında öğrenciler arasında demokrasi kültürünü yerleştirmek amacıyla yapılan Giresun İl Öğrenci Meclisi seçimleri, 7 aday arasında ğarçaklaşti. Yapılan seçimler sonucunda ise Tirebolu Anadolu Lisesi öğrencisi Fatih Yıldız, İl Meclis Başkanı seçildi. Yıldız ı yönetim listesinde Tirebolu Anadolu İmam-Hatip Lisesi öğrencisi Mücahit Eyibil, Eynesil ÇPL öğrencisi Haldun Kemaloğlu, Görele Anadolu Lisesi öğrencisi Tugay Çam ve Doğankent ÇPL öğrencisi Yeşim Bayram yer aldı. Seçimlerin demokratik bir şekilde geçtiğini belirten Yıldız, Ankara da arkadaşlarını en iyi şekilde temsil edeceğinin sözünü verdi. Okul Müdürü Nail Vuruşan da il temsilcisi seçilen öğrencileri Fatih Yıldız a Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanlığı yolunda başarılar diledi. D Ü N K Ü Ç Ö Z Ü M Ç E N G E L Yerköy de eğitim değerlendirme toplantısı yapıldı İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Yavuz, toplantıda yaptığı konuşmada eğitimin önemine değindi. Yozgat ın Yerköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından eğitim değerlendirme toplantısı yapıldı. Yerköy Kaymakamlığı toplantı salonunda düzenlenen toplantıya İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Yavuz, Şube Müdürü Celal Yılmaz, okul müdürleri ve öğretmenler katıldı. Yavuz, "Yerköy de eğitim ve öğretim başarı seviyesinin yükseltilmesi için bu konuda elimizden gelenin de fazlasını yapmamız gerekmektedir. İlçemizde çok sayıda başarılı öğrencimiz var. Biz saklı kalan başarılarımızı da ortaya çıkarmak, eğitim başarı seviyesinin yükseltilmesi için üzerimize ne düşüyorsa yapmalıyız." Eğitim başarı seviyesinin yükseltilmesi için özellikle öğrenci, veli ve öğretmen üçgeninin birlikte hareket etmesi gerektiğini ifade eden Yavuz, "İlçemizde eğitimde başarı seviyesini daha da artırmak için hep beraber hareket etmeliyiz. Öğrencilerimizin başarısının arkasında aile ve öğretmenlerimiz olursa o öğrencimiz başarısını her zaman katlayacaktır. Hep beraber öğrencilerimizi daha iyi yarınlara hazırlamak için onlarla beraber bizim de en iyi şekilde çalışmamız gerekiyor." diye konuştu. B U L M A C A

11 12 HERKES Sağ lık Sigara içen dizine baksın İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Mutsuz evlerin en büyük Hastane Başhekimi Beyin Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Selim Hacısalihoğlu, osteoporozun özellikle erken menopoza girmiş ve sigara içen kadınlarda yüksek oranda çıktığına dikkati çekti. Opr. Dr. Hacısalihoğlu, "Kadınlar adet gördüğü müddetçe kemiği güçlendiren bazı hormonlar hala vücutta bulunuyor. Adetin kesilmesi ve o hormonların da kaybolmasıyla kemiği güçlendiren maddeler süratle kayboluyor. Bu da kemiğin erimesine neden oluyor. Bu nedenle adet dönemi biten kadınların mutlaka kontrol yaptırması gerekiyor" SİGARA İÇENDE KEMİK KAYNA- MAYABİLİYOR Bilinenin aksine sigara içmenin sadece akciğerlere değil, en az onun kadar kemik yapısı ile omurgaya zarar verdiğine vurgu yapan Opr. Dr. Selim Hacısalihoğlu, "Sigaranın özellikle omurgada, kalçanın zayıflamasında, kırıkların iyileşmemesinde etkisi çok büyük. Mesela biz omurga kırığı ameliyatı yaptığımızda, vidalayıp yanına kemik kırıntıları koyuyoruz. İyileşmenin esası koyduğumuz bu kemik kırıntılarının kaynamasıdır. Kitap şöyle diyor; sigara içmeyende 8 ila 12 haftada iyileşir. Sigara içende meçhul. Hiç kaynamayabiliyor. Ondan sonra bir yığın sıkıntı ki hep daha ağır durumlarla karşımıza geliyor" diye konuştu. İLAÇ ALMAKLA TEDAVİ OLUN- MUYOR Sigara kullanımının yanında hareketsiz yaşam ve aşırı kilonun osteoporozu tetikleyen önemli etkenlerin başında geldiğini ifade eden Opr. Dr. Selim Hacısalihoğlu, bu hastalığa yakalanılması durumunda kaybedilen kemik oranının belli miktarda geri kazanımının ise yıllar alabileceğini aktardı. Osteoporozun tedavisinde ilaç kadar beslenme, hareket ve sigara içmemenin önem taşıdığını kaydeden Opr. Dr. Hacısalihoğlu, "İlaç almakla osteoporoz tamamen düzelmiyor. Önce kişi kilosunu normal düzeye çekmeye dikkat etmeli. İkincisi beslenme düzeninde bazı değişiklikler yapmalı. Yani süt ve süt ürünlerine bir miktar ağırlık vermeli. Muhakkak her gün öğünün birinde bu tür yiyeceklere yer vermeli. Bunun yanında yeşil renkli sebzelere de beslenmesinde yer vermeli. Yürüyüş çok önemli. Tabii sigara çok önemli. Hastalıkta ilaç tedavinin yarısı, yarısı da yaşam biçimi" ifadelerini kullandı. Stres geniyle kalp krizi arasındaki ilişki bulundu BBC'nin haberine göre, stres geninin değişikliğe uğramış biçimine sahip kalp hastalarının, kalp krizi geçirme veya ölme olasılıklarının yüzde 38 oranında daha fazla olduğu belirtildi. Sonuçları PLOS ONE dergisinde yayımlanan ve Duke Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden bir ekibin yaptığı araştırma çerçevesinde, kişinin stresin etkilerine karşı daha savunmasız hale gelmesiyle bağlantılı, insan genomundaki harf değişikliğini inceledi. GENETİĞİ BİLE DEĞİŞTİRMİŞSE KALP KRİZİ RİSKİ ARTIYOR Araştırmacılar, 7 yıllık süreçte, yaş, obezite ve sigara kullanımı gibi faktörleri de hesaba katarak yaptıkları incelemede, genetik değişime sahip kalp hastalarının, bu değişime sahip olmayanlara göre kalp krizi geçirme ya da kalp rahatsızlığından ölme olasılıklarının yüzde 38 oranında daha yüksek olduğunu gözlemledi. Bulgu üzerine, stres yönetimi teknikleri ve ilaç tedavilerinin, ölümleri ve krizleri azaltabileceği görüşü dile getirildi. Araştırmada incelenen 6 bin kalp hastasından kadınların yüzde üçünde ve yaklaşık her 10 erkekten birinde bu genetik değişikliğin görüldüğü kaydedildi. G eçmişten bugüne gelin kaynana savaşlarını Hisar Intercontinental Hospital Psikiyatri Uzmanı Dr. Bilal Ersoy anlattı. Kadim Yunan mitolojisinde, güzellik tanrıçası Afrodit, Oğlu Eros un güzelliği dillere destan Psike ye âşık olmasına katlanamaz ve Psike ye yapmadığını bırakmaz. Tanrıça Afrodit ile gelini Psike arasında yaşananların, gelinkaynana çatışmasının insanlık tarihi kadar eski olduğunun kanıtı olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Ersoy; Ruhun güzelliğini, sevgisini, korkularını, çelişkilerini, olgunlaşma sürecindeki acısını ve huzura ulaşmasını simgeleyen bu mitostaki Psyche (ruh) bir kelebek ile sembolize edilir. Çünkü kelebek de tıpkı ruhumuz gibi zorlu bir olgunlaşma sürecinden geçer. Psikoloji kelimesinin kökü psike bu mitolojik hikâyeden gelir. diye konuştu. EVLİLİK YENİ BİR KURUM- DUR ERKEĞİN YETİŞTİĞİ AİL- EYE YAPILAN BİR EKLEME DEĞİL! Gelin ile kaynana arasında yaşananlar, kız çocuğunun annesiyle yaşadığı rekabetin bir türevidir. Geleneklerimiz çiftleri, eşlerinin ebeveynlerine anne, baba demeye zorlar. Mutsuz evlilikler ve cinsel kimlik çatışmaları nedeniyle anneler erkek çocuklarını sahiplenirler. Ayrımlaşma ve bireyleşme sağlıklı gelişmediği için evliliklerde bu yapışıklığın çözülmemesi bir krize dönüşür. Anadolu da evlilik, ailesinden çıkan iki insanın kurduğu yeni bir kurumdan çok, erkeğin yetiştiği aileye bir eklemlenme olarak algılanır. Soyadı ile ilgili yasal düzenleme, bir yanıyla bu gelenek ve algının bir uzantısıdır. Genç kız alınır, başka bir aileye gelin gider. KADININ GÖREVİ GÜZEL OLMAK ERKEĞİN GÖREVİ EVE EKMEK GETİRMEK DEĞİLDİR ABD'deki Duke Üniversitesi'nden bilim adamlarının araştırması, burundaki koku reseptörlerinin (algılayıcıları) işleyişinin herkeste aynı olmadığını ortaya koydu. Bilim adamları, 20 kişinin 500 koku reseptörünü inceledi. İki kişi arasında yaklaşık 30 reseptörün farklı olduğu belirlendi. Araştırmaya imza atanlardan Hiroaki Matsunami, kişilerin kokuları algılama düzeyinin çok farklı olabileceğini belirterek, bir şey koklandığında DNA'ya bağlı olarak reseptörlerin çok farklı şekilde etkin hale geldiğini vurguladı. Araştırmanın sonuçları "Nature Neuroscience" dergisinde yayımlandı. Bu yıl başında sonuçları "Current Biology" dergisinde yayımlanan 2 araştırma da, aynı kokuların bazı kişilere "nefis", bazılarına ise "kötü" gelmesinin nedeninin genler olduğunu göstermişti. Ataerkil toplumlarda genç kadından ev içinde becerikli olması, erkeğe bakım vermesi ve biat etmesi beklenir. Güzellik, kadın için vazgeçilmezdir. Erkekten beklenen ise eve ekmek getirmesi ve belirli bir statüde olmasıdır. Eros ve Psike nin hikâyesinde Afrodit, güzellik üzerinden bir rekabete girer gelin adayıyla. Psike ile Eros un yasak aşkı ortaya çıkınca ve Psike Eros a talip olunca işkencesine başlar. Psike, kültürümüzde, özellikle taşrada yaygın olarak gördüğümüz ev içi psikolojik baskıya maruz kalır. Ev içinde ve dışında zorlu görevlerle yıldırmaya çalışır. Biricik oğlunu kimseyle paylaşmak istemez Afrodit. Aslında aralarında bir güç ve iktidar mücadelesi başlar. Çünkü ataerkil toplumlarda erkeğe sahip olmak, iktidar ve güce sahip olmak demektir. Kaynana, bir yandan iktidarını ve gücünü kabul ettirmeye çalışırken, bir yandan da gelini zorlu bir sınavdan geçirir. Klasik Yunan Mitolojisi ataerkil bir tiranlığı anlatır. Baş tanrı Zeus güçlü ve cinsel yönden aktif bir erkek tanrıdır. Psike Tanrıların ülkesi Olympos a (yani erkeğin evine) ve tanrısallığa (yani erkeğin soyuna) kabul edilmeden önce sınavdan geçirilir. Toplumumuzda erkeğin annesinin gelin adayını hamamda görmesi, kız isteme sırasında gelinin kahve yapması ile sembolize edilen maharetini görme geleneği Psike nin başından geçenlerden çok da farklı değildir. Bakım verme ataerkil toplumlarda kadına biçilen roldür. nedeni Afrodit, biricik oğluna bakım verecek Psike nin yeterliliğini ölçer. Evlilik, kadınlar (gelin ve kaynana) arasında, kökleri çocuklukta (3-6yaş arası dönemde) atılan rekabet duygularını harekete geçirir. Bizimki gibi, geniş aile olmaya meyilli, çözülmemiş rekabet çatışmaları olan toplumlarda evlilik, kaynananın iktidarını, gelinin olgunluğunu kanıtlamaya çalıştığı bir çatışmaya döner. Çoğu zaman erkek, annesi ile eşinin arasında kalır. Çekirdek aileye, kişilerin özerkliği ve farklılıklarına, çocuklarımızın erişkin olduklarındaki seçimlerine saygı duyma kapasitemiz, toplumun ve bireyin ruhsal gelişmişliğinin önemli bir göstergesidir. Gelin kaynana ilişkisi, rekabet, kıskançlık, ayrımlaşma-bireyleşme gibi ruhsal olgunluğun önemli bileşenlerinin yoğunlaştığı bir çatışma alanıdır. Dolayısıyla mutlu ve olgun ebeveynler, mutlu ve özerk çocuklar yetiştirmeden gelin kaynana çatışması da son bulamayacağa benzer. Herkes aynı şeyi kokluyor ama farklı algılıyor Mısır üzerinden eserek daha ılık hava taşıyan lodos, havanın dondurucu etkisini biraz hafifletti. Bugünlerde Ege ve Akdeniz'de yağış var ama ülkenin kuzeyi kurak bir dönem geçiriyor. Ülkede pus ve hava kirliliğinin yanında, karbonmanoksit kaynaklı soba gazı zehirlenmelerine karşı dikkatli olunmalı. Bodrum'da etkili olan fırtına yarın da sürecek. İstanbul'da lodosla sıcaklık yükseliyor, 14 derece. Gökyüzünde güneşten daha çok beyaz bulutlar görülecek. Ankara puslu, lodos yönlü rüzgar ayazı hafifletti, sıcaklık 8 derece. İzmir'de daha çok öğleden sonra yağmur var, kentte keşişleme esiyor, sıcaklık 16 derece. Bursa parçalı bulutlu 14, Adana ise açık 19 derece. Marmara'da ılık esen lodosun etkisi hissedilmeye başlandı. Gökyüzü çok açık değil ama sıcaklık Kocaeli'de 17 dereceye kadar çıkıyor. Cumartesi Enez-Çanakkale arasına kısa süre yağmur da yağacak. Pazar günü parçalı bulutlu ama hava kirliliğinin yüksek olduğu bir havada geçecek. İç Anadolu'da lodos havayı biraz yumuşattı, sıcaklık gündüz 5-8 derece ancak geceleri sıcaklık hala sıfırın altında olduğundan, Cumartesi gecesi gelecek yağış Konya, Niğde, Kayseri arasına sulu kar olarak düşecek. Ege'yi etkisi altına alan lodos sıcaklığı yükseltirken, yağmur da getiriyor. Cuma ve Cumartesi kıyılarda daha çok Datça, Fethiye arasında şiddetli rüzgarla birlikte sağanak yağmur var. Rüzgarın şiddeti Bodrum ve Datça'da 60 km'yi buluyor. Akdenizliler dikkat! En fazla yağış bu bölgede bekleniyor. Cumartesi Antalya ve özellikle Alanya'da, Pazar günü Adana, Kahramanmaraş, Hatay'a arasında yağmur şiddetli yağacak. Güneydoğu'da Diyarbakır yine 1 derece, Pazar günü bölgeyi etkileyecek şiddetli yağış havayı yumuşatacak. Doğu Anadolu'da havanın bulutlanması, dondurucu soğuğu biraz azalttı, Erzurum -5, Malatya 4 derece. Karadeniz haftayı yağışsız tamamlayacak. Güneş çıkarken, aynı zamanda pus ve iç kesimlerde bulut da var. İS TAN BUL AN KA RA İZ MİR AN TAL YA Bu gün 30 Aralık Pazartesi Bu gün 30 Aralık Pazartesi Bu gün 30 Aralık Pazartesi Bu gün 30 Aralık Pazartesi 10 Rüz gar Nem 14 %63 6 Rüz gar Nem 13 %76 15 Rüz gar Nem 22 %96 15 Rüz gar Nem 20 %

12 Turizm13 Alanya 25 fuarda tanıtılacak Ilgaz Kayak Tesisleri'ne yılbaşı ilgisi Turizmin gözbebeği Alanya 25 ayrı ülkede yapılacak olan turizm festivalinde tanıtılacak. Gazipaşa Haavaalanı ön planda tutarak Alanya'nın güzellikleri fuarlarda tanıtılacak. Alanya Turizm Tanıtma Vakfı'nın (ALTAV) genel kurul sonrasındaki ilk toplantısı Faik Kaptanoğlu başkanlığında yapıldı. Toplantıya yönetim kurulu üyeleri; Elvan Güneş, Şükrü Cimrin, Ali Batuhan Çelik, Kerim Kılınç, İbrahim Sipahioğlu, Gürol Birgen, Murat Çeviker ve Kamil Köseoğlu katıldı. Toplantının en önemli gündemi, dönemindeki 25 fuar katılımının görevlendirmesi oldu. Gazipaşa Havalimanı'nın Alanya tanıtımında çok önemli bir yere sahip olduğunun konuşulduğu toplantıda, deniz, güneş, kum turizmi dışında Alanya'nın tarihi ve doğal güzelliklerinin de tanıtılması, engelsiz kent vurgusu ve engelsiz kente uyumlu otel konseptinin vurgulanması, trekking (doğa yürüyüşü) alanlarının görsellerle tanıtımı, önemli fuarların yapıldığı şehirlerin caddelerinde ve alışveriş merkezlerinde Alanya tanıtılacak. Toplantıda, 25 fuarda dağıtılacak olan materyaller de tanıtıldı. Bunların içinde doğa dostu çantalar dikkat çekti. Doğal güzelliklerin ön plana çıkarılacağı tanıtımlarda bu çantalar etkin rol oynayacak. Kayseri, EMITT Turizm Fuarı nda tanıtılacak Tür ki ye'nin önem li kış mer kez le - rin den Il gaz Da ğı'nın Çan kı rı bö lümün de ki otel ler, yıl ba şı ön ce si re z- er vas yon lar la bü yük oran da dol du. Kayseri Valisi Düzgün, Kayseri Turizm İşletmecileri Derneği (KAYTİD) Başkanı Enver Sungur ve yönetim kurulu üyeleri ile bazı sektör temsilcilerini makamında kabul etti. Toplantıda, ocak ayı sonunda İstanbul da açılacak dünyanın en büyük turizm fuarlarından EMITT Turizm Fuarı nda Kayseri nin daha iyi tanıtılması yönünde görüş alışverişinde bulunuldu. Vali Düzgün, ayrıca Kayseri turizminin istenilen seviyeye ulaşmasında koordinasyonun önemine vurgu yaparak, bu alanda Turizm Koordinasyon Kurulu oluşturularak geleceğe yönelik plan ve projelerin oluşturulmasında birlikte karar alınacağını söyledi. Vali Yardımcısı Yasemin Özata Çetinkaya ile İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmet Taymuş un da hazır bulunduğu kabulde, KAYTİD yöneticileri ile sektör temsilcilerinin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Vali Düzgün, Kayseri nin turizmi hepimizin ortak konusu. El ele verip birlikte çalışacağız Vali Düzgün, Kayseri yi turizm potansiyeli ve değerleri yüksek bir il olarak niteleyerek, sektörün tüm unsurları üzerinde hassasiyetle durulduğunda bu alanda başarıların kaçınılmaz olacağını söyledi. KAYTİD in turizm alanında yaptığı çalışmalar ile hedeflerini önemsediğini vurgulayan Vali Düzgün, turizmde gelişmiş ve söz sahibi olmuş örneklere bakıldığında koordinasyon kavramının ön plana çıktığını belirtti. Düzgün şöyle devam etti: 6 bin yıllık geçmişi, köklü medeniyetlere ev sahipliği yapmış olması, kültür mirası, tarihi yapıları, doğal güzellikleri gibi kavramları bir bütün olarak ele almamız turizm sektöründe koordineli hareket etmemiz gerekiyor. Kış turizmi ile ilgili Erciyes gibi çok büyük bir zenginliğimiz var. Hemen yanı başımızda, hatta sınırları bizim ilimiz içerisinde yer alan Kapadokya gibi bir zenginliğimiz var. Bu alanda, turizm altyapısından resepsiyon personelinin eğitimine kadar sektörün tüm unsurları üzerinde koordineli bir şekilde hassasiyetle hareket etmeliyiz. Turizm değerlerimizi, özel sektörle birlikte ilgili kurumlarımız ayrışmadan hareket ederek tanıtmalıyız. Bu anlamda fuarlardaki tanıtımlar özel anlam taşımaktadır. Ocak ayı sonunda açılacak İstanbul daki EMITT Fuarı nda da etkili bir şekilde yer almalıyız. Vali Düzgün, Vali Yardımcısı Yasemin Özata Çetinkaya dan sektör temsilcilerinin de aktif bir şekilde yer alacağı Turizm Koordinasyon Kurulu oluşturulması ve düzenli toplantıların yapılmasını istedi. KAYTİD Başkanı Enver Sungur da Vali Düzgün ün turizm sektörü ile yakından ilgilenmesinin kendilerini mutlu ettiği gibi çalışma şevklerini de artırdığını söyledi. Dernek olarak Kayseri nin turizm değerlerinin farkında olduklarını ve Erciyes i çok önemsediklerini belirten Sungur, kendilerinin de turizmde koordineli hareket edilmesi gerektiğinin önemini bildiklerini vurgulayarak Vali Düzgün ün önderliğindeki tüm çalışmaların destekçisi ve bir parçası olacaklarını dile getirdi. Ziyarete katılan dernek yöneticileri ile sektör temsilcileri de turizm alanındaki düşüncelerini Vali Düzgün e aktardı. Ziyaretin sonunda, KAYTİD Başkanı Enver Sungur tarafından Kayseri de turizm sektörünün gelişmesine yönelik proje ve katkılarından dolayı Vali Düzgün e plaket takdim edildi. Türkiye'nin önemli kış merkezlerinden Ilgaz Dağı'nın Çankırı bölümündeki oteller, yılbaşı öncesi rezervasyonlarla büyük oranda doldu. İstanbul'a hava yoluyla 1,5, Ankara'ya ise karayolu ile 2 saat mesafede olan Ilgaz Dağı'nın Kastamonu ve Çankırı bölümündeki tesisler yılbaşında çok sayıda ziyaretçi ağırlayacak. Yaklaşık 15 gün önce açılan kayak sezonunun ardından yılbaşı için özel programların hazırlandığı otellerde doluluk oranı rezervasyonlarla yüzde 100'e yaklaştı. Doruk mevkisindeki otelin müdürü Kadir Kuşçu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yılbaşı için rezervasyonların turizmcileri mutlu ettiğini söyledi. Sezondan çok umutlu olduklarını belirten Kuşçu, "Yılbaşı tatili için birçok insan bölgenin en önemli kayak merkezlerinden biri Ilgaz'ı tercih ediyor. Doluluk oranlarımız oldukça iyi. Rezervasyonların birkaç günlük yapılması da sevindirici. Müşterilerimiz yılbaşı için genelde en az 3 günlük rezervasyonlar yaptırdı" diye konuştu. Kuşçu, kayak pistlerinin açıldığını, kar kalınlığının yaklaşık 45 santim olduğunu sözlerine ekledi. AA Mehmet Akif Ersoy kabri başında anıldı Mehmet Akif Ersoy, vefatının 77. yılında Edirnekapı Mezarlığı'ndaki kabri başında anıldı. Edirnekapı Mezarlığı'nda düzenlenen anma törenine, Mehmet Akif Ersoy'un torunu Selma Argon, İstanbul Vali Yardımcısı Harun Kaya, İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Saatçi, öğretim görevlileri ile öğrenciler katıldı. Tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Daha sonra bir ilkokul öğrencisi Mehmet Akif Ersoy a ait olan Safahat şiirini okudu. Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Mustafa Saatçi, Mehmet Akif Ersoy un ölümünün 77. yıl dönümünü anmak için bir araya gelindiğini söyledi. Saatçi, Merhumu her sene burada anmak onun milletimize gösterdiği çözüm ve hedefleri yeniden hatırlamak ve eksiklerimizi görmek adına yaptığımız bir vefa buluşmasıdır ve milli bir görevdir. Bu anma törenlerinin her sene artan sayıda katılımcıyla yapılması ona olan hasretimizin, muhtaçlığımızın göstergesidir. Mehmet Akif Ersoy un torunu Selma Argon, üzüntüyü ve mutluluğu bir arada yaşadığını söyledi. Argon, Ben dedemin ahlakına hayranım, dedem ahlak abidesi olduğu için onunla gurur duyuyorum ve kendimi çok şanslı hissediyorum. Dedem her yerde anılıyor çok güzel törenler yapılıyor. Ben safahatın gençler tarafından çok güzel anlaşılıp okunmasını istiyorum. Bir belgeseldir Safahat Türkiye nin o zaman ki tarihidir ne gördüyse onu yazmıştır. Onu anlamak için satır satır okuyup idrak etmek lazım. Mehmet Akif in her yönüyle anlatılması taraftarıyım. İnşallah gençlerimiz bunu başaracak. ifadelerini kullandı. Burkina Fasolu öğrenci Hamidov Savailogo ise Mehmet Akif Ersoy un İslam ın lideri olan en büyük şairlerden birisi olduğunu söyledi. Savailogo, Mehmet Akif Ersoy a ait olan Safahat şiirini ezbere okuyarak Ersoy'a olan sevgisini belirtti. Konuşmaların ardından Mehmet Akif Ersoy un kabrine çelenk bırakıldı. Mustafa Saatçi de Burdur'- dan getirdiği toprağı Ersoy'un kabrine serpti. Tören, Kur an-ı Kerim tilaveti ve dua okunması ile sona erdi. İSTANBUL VALİLİĞİ SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA VAKFI BAŞKANLIĞINDAN SATILIK ARAÇ İLANI Sıra Arabanın Cinsi Plaka Model İhale Günü ve Saati Fiili Durumu Muhammen Bedel Geçici Teminat 1 Ford Transit Dizel Minibüs 34 UF Ekonomik ömrünü doldurmuş, trafikten çekilmiş 5.800,00 TL KDV HARİÇ 1.160,00 TL 2 Iveco M23 9 Otobüs 34 TU Ekonomik ömrünü doldurmuş, trafikten çekilmiş ,00 TL KDV HARİÇ 2.200,00 TL 3 Ford Transit Dizel 34 UF Ekonomik ömrünü doldurmuş, trafikten çekilmiş 6.800,00 TL KDV HARİÇ 1.200,00 TL 4 Ford Transit Dizel 34 UF Ekonomik ömrünü doldurmuş, trafikten çekilmiş 6.200,00 TL KDV HARİÇ 1.240,00 TL 5 Ford Transit 350 L 34 VZ Ekonomik ömrünü doldurmuş, trafikten çekilmiş 6.000,00 TL KDV HARİÇ 1.200,00 TL 6 Ford Transit Dizel 34 UF Ekonomik ömrünü doldurmuş, trafikten çekilmiş 5.000,00 TL KDV HARİÇ 1.000,00 TL 1- İhale; tarihinde Salı günü, yukarıda belirtilen saatlerde Alemdar Mah.Hacı Beşir Tekkesi Sok.Hacı Beşir Ağa Medresesi No:5 Cağaloğlu-Fatih adresindeki İl Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Toplantı Odasında İhale Komisyonunca yapılacaktır. 2- Yukarıda nitelikleri belirtilen Vakfımıza ait araçlar 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu 45. maddesine göre "açık teklif usulü" (Artırma) ile gösterilen gün ve saatlerde satışa çıkarılmıştır. 3- İhaleye iştirak etmek isteyenlerin geçici teminat makbuzu veya banka teminat mektubu, nüfus hüviyet sureti, muhtarlıktan alınmış 2014 yılı tarihli ikametgah belgesi; (Tüzel kişilerde ise, siciline kayıtlı olduğu oda veya mesleki teşekkülden 2013 yılı içinde alınmış sicil belgesi, teklifte bulunacak kişilerin noterden tasdikli yetki belgesi ve imza sirküleri); ortak katılım halinde ortak girişim beyannamesi ile birlikte ihale saatine kadar İstanbul İli Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına başvurmaları gerekmektedir. 4- İhaleye ait şartname İl Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında bedelsiz olarak görülebilir. 5- İhaleye katılacaklar, nakit olarak yatırmak istedikleri geçici teminatını Vakfımız veznesine yatırarak, devlet tahvili ve hazine kefaletine haiz tahvillerini muhasebeye vererek geçici teminat makbuzlarını temin edebilirler. 6- Postadaki vaki gecikmeler kabul edilmeyecektir. İhale Komisyonu ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. Satış bedeli üzerinden ayrıca KDV alınacaktır. İlan olunur. BASIN:80027/

13 14 HERKES Magazin-Tv Merakla beklenen filmin galasına ünlü yağdı İÇİN EKONOMİ POLİTİKA Sevinç Meşe'den Avrupa başarısı!.. Sinem benim sarı fırtınam Türk sinemasının 100 üncü yılının kutlanacağı 2014 ün ilk günü vizyona girecek olan Patron Mutlu Son İstiyor un galası yapıldı. Türkiye deki sinema hareketi, 2014 te 100 üncü yılını kutluyor. Bu önemli yılın ilk filmi ise BKM yapımı Patron Mutlu Son İstiyor. 1 Ocak ta vizyona girecek filmin galası, önceki akşam Kanyon daki Cinemaximum Sinemaları nda yapıldı. Galaya yönetmen Kıvanç Baruönü, senarist Yılmaz Erdoğan, oyuncular Tolga Çevik, Ezgi Mola, Murat Başoğlu, Erkan Can, Ersin Korkut ve Nusret Çetiner in yanı sıra sanat ve medya dünyasından ünlü isimler katıldı. Konuklar arasında Saba Tümer, Sermiyan Midyat, Saadet Işıl Aksoy, Okan Çabalar, İrem Sak, Serkan Altunorak, Bülent Parlak-Burcu Gönder, Pelin Körmükçü ve Serkan Altunorak da vardı. PATRON DAHA ÇOK MUTLU SON İSTESİN Filmde patronunun isteği üzerine mutlu biten bir aşk hikâyesi yazmak üzere Kapadokya ya giden bir senaristi canlandıran Tolga Çevik, Çok enteresan bir maceraydı. Klasik başlayan ve çok güzel finali olan bir senaryo... Şahane bir yönetmen ve muhteşem partnerler... Çok güzel bir hikâyenin içinde bulunduğumuz için mutluyuz. Türk sinemasının 100. yılının ilk filminin içinde adımızın geçmesi de bizim için bir onur vesilesi. İnşallah patron daha çok mutlu sonlar ister de daha çok hikâyelerde bir araya geliriz Filmin diğer başrol oyuncusu Ezgi Mola ise heyecanını şu sözlerle dile getirdi: Herkesin gözünün içine bakıyorum, acaba memnun oldular mı diye. Biz çok keyifle çalıştık. Bundan sonrası artık seyircinin takdirine kalmış. Umarım herkes aynı keyfi, mutluluğu yaşar. ÖNÜMÜZDEKİ MAÇLARA BAKACAĞIZ Yılmaz Erdoğan, galaya eşi Belçim Bilgin le katıldı. Ünlü oyuncu, Oscar macerası sona eren Kelebeğin Rüyası filmiyle ilgili sorulara Biz elimizden geleni yaptık. Şimdi önümüzdeki maçlara bakacağız. Şunu söyleyebilirim ki önümüzdeki sene bizim bıraktığımız yerden devam edecek film, daha da başarılı olacaktır yanıtını verdi. PENELOPE TÜRKİYE'Yİ ÇOK BEĞENDİ Ezgi Mola nın yakın arkadaşı Saadet Işıl Aksoy, galaya sevgilisi Pamir Kramer le katıldı. Twice Born filminde Penelope Cruz la rol alan Aksoy, ünlü yıldızla ilgili sorular üzerine Penelope yle iyi bir çalışma yaptık. O da Akdenizli olduğu için birbirimize benziyoruz. Daha önce hiç Türkiye ye gelmemişti. Ama geldiğinde ülkemizi çok beğendi FİLMDE OYNAMAK İSTİYORUM Galaya sevgilisi Okan Çabalar la gelen, ancak onunla poz vermek istemeyen İrem Sak, hayalinin bir sinema filminde yer almak olduğunu söyledi: Hep başkalarının filminin galasına geliyorum, artık ben de bir sinema projesinde yer almak istiyorum Ç in Halk Cumhuriyeti nde düzenlenen 25. Miss Model of the World yarışmasında Türkiye yi temsil eden Sevinç Meşe, Avrupa Kıtası Güzeli seçildi. Çin Halk Cumhuriyeti nde düzenlenen en büyük yarışmalardan biri olan, Çin televizyon ve gazetelerinin büyük ilgi gösterdiği Miss Model of the World (Dünya Mankenler Kraliçesi) yarışmasının 25 incisi Shenzhen şehrinde yapıldı. Yarışmaya her biri kendi ülkesinden seçilerek gelen 55 manken katıldı. Çin de büyük coşkuyla karşılanan mankenler, gittikleri şehirlerde de özel protokolle ağırlandı. Çinli organizasyon yetkililerinin kendilerine gösterdikleri yakın ilgi, sokaktaki halkın sevgi gösterileri, gazeteci ve televizyoncuların röportaj istekleri karşısında şaşkınlıklarını gizleyemeyen modeller, Burada kendimizi çok önemli hissettik. Bu yakın ilgi ve misafirperverlik bizleri çok mutlu etti. Yarışma kampı süresince gezdiğimiz yerlerde gördüklerimi ülkemize dönünce etrafımızdaki herkese tek tek anlatacağız 3 KİLOMETRELİK KIRMIZI HALI Çin in Kuzey Kore sınırına yakın Anshan şehrinde kendileri için düzenlenen büyük seremoniye katılan güzeller, görkemli karşılama töreninde de duygulu anlar yaşadı. Güzeller ve dünya delegeleri, binlerce Çinlinin arasında, 3 kilometre uzunluğundaki kırmızı halılar üzerinde yürüdü. YÜZLERCE POLİS VE ASKER KORUDU 55 güzele, Çin Halk Cumhuriyeti nde kaldıkları 25 gün boyunca bölge valilerinin misafiri statüsünde VIP protokolü uygulandı. Bu çerçevede özel motosikletli ve araçlı polis eskortlarının yanı sıra yüzlerce polis, asker ve özel güvenlik birimleri tarafından korunan modeller, tüm ziyaretlerini bu koruma çemberi içinde gerçekleştirdi. Yarışmanın kurucu başkanı ve sahibi olan Çevik Suha Alpaylı için de özel güvenlik önlemleri alındı. Yakın sivil korumaların yanı sıra zırhlı araçlarla gezdirilen Alpaylı, Bu yakın korumayı ben de ilk başta anlamadım. Ancak Çinliler önem gösterdikleri yabancı kişilere böyle güvenlik uyguluyorlarmış KRALİÇE TATARİSTAN DAN Yarışmada Türkiye yi Miss Model of Turkey de birinci seçilen Sevinç Meşe temsil etti. Meşe, jüri tarafından Avrupa Kıtası Modeli seçildi. Yarışmada kraliçelik tacını takan isim ise Tataristan modeli Margarita Pavlushina oldu. Final gecesi, İzmir devlet opera bale sanatçısı Altuğ Dilmaç ın performansıyla renklendi. A rda Turan, dün gece tv8'de yayınlanan 'Saba Tümer'le Bu Gece' programına katıldı. Ünlü futbolcu, ayrıldığı iddia edilen sevgilisi Sinem Kobal hakkında şaşırtan açıklamalar yaptı. "Sinem benim çocukluk aşkım. Hayatımda her şeyi paylaştık, aramızda ufak tefek sorunlar olabilir ama son dönemde çıkan haberler gerçeği yansıtmıyor.özellikle Burak Yılmaz ile ilgili olanlar, olacak iş değil. Sinem benim baş taçım. Basında benim ailemle ilgili haberler çıkıyor,' annemin Sinem'i sevmediği' gibi, bunlar yakışmıyor. "Sinem ile ilgili bir sıkıntımız olsa çıkar zaten konuşuruz. Ben, İspanya'da 3 günde bir maç oynuyorum. Basında çıkan her habere cevap veremem. Sinem ile de konuşuyorum ve bu durumları değerlendiriyoruz. Biz ne magazin haberleri atlattık. Ben sakatken neler yazıldı. Ben iyi niyetli bir adamım ve herkesin sorduğu sorulara cevap veririm ama yanlış yazıyorlar. Sarı fırtına iyidir, başımızın taçı.o benim nişanlım, nişanlım dı...hala nişanlım" "İnsanlar bana yardımcı olsun. Magazin yapılıyor diye kızmıyorum. Ama asılsız haberler yapılıyor." "Ben buradayken yüklensinler; ama ben oradayken yapmasınlar. Çünkü Sinem burada ben oradayım.ben Sinem üzülüyor diye üzülüyorum. Biz ne yaşarsak yaşayalım Sinem benim başımın tacı.." "Elimden geldiğince Türkiye'ye dönmemeye çalışıyorum. Türkiye'ye futbolu bıraktığımda örnek olmak istiyorum." KANAL AKIŞLARI 12:55Dizi Klip 13:00Haber 13:10Spor 13:13Hava Durumu 13:20İyi Şeyler 13:356 Mantı 14:50Küçük Hanımefendi 16:30İyi Şeyler 16:45Aileler Yarışıyor 18:30Habere Doğru 19:00Ana Haber Bülteni 19:35Spor 19:40Hava Durumu 19:50Beni Böyle Sev 22:55Tam Zamanı 06:45Günaydın 08:45Doktorum 11:00Yemek Takımı 12:30Gün Arası 12:50Bana Her Şey Yakışır 14:40Evim Şahane 16:30Arka Sokaklar 18:50Koca Kafalar 19:00Ana Haber Bülteni 20:00Kayıp 22:00Fatih 00:00Tuhaf Taksi 01:15Kayıp 02:15Yeşil Işık 10:00 Müge Anlı ile Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Dizi TV 15:15 Şef'im 16:30 Peter Pan 17:00 Alemin Kıralı 19:00 Atv Ana Haber 20:00Karadayı 22:00 Kapanmadan Kazan 23:45 Buz BUZ 02:25 Şef'im 03:15 Robinson Crusoe 04:00 Aşk Bir Hayal 05:20 Tövbeler Tövbesi 05:00Baba Ocağı 07:00Aile Reisi 08:00Aşkın Bedeli 09:00Beni Affet 10:00Melek 12:00Soframız 13:00Aşkın Bedeli 14:30En Güzel Bölüm 15:00Starlife 16:45Beni Affet 18:30Star Haber 19:15Büyük Risk 20:00O Ses Türkiye 23:30Yabancı Sinema 01:30Aşkın Bedeli 07:00Simge Fıstıkoğlu ile Yeni 1 Gün 09:15Cennet Mahallesi 11:15Pis Yedili 13:45Cennet Mahallesi 15:30Türk Sineması 17:15Kelime Oyunu 19:00Show Tv Ana Haber 20:00Bebek İşi 23:15Kelime Oyunu 00:30Deli Yürek (Nostalji Kuşağı) 02:15Türk Sineması 04:15Pis Yedili 05:00Law and Order 05:45Revolution 06:30The Simpsons 07:00Geri Sayım 09:00Piyasa Ekranı 12:00Finans Cafe 14:00Piyasa Ekranı -2 17:00Son Baskı 17:45Doğru Tercih 18:00Penguins of Madagascar 19:00The Big Bang Theory 20:00Merlin 21:00Revolution 22:00Olağan Şüpheliler 00:00Dexter 07.00İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat 10.00Doktorlar 12.30Yemekteyiz 14.30Unutma Beni 16.30Esra Erol 19.15Deniz Yıldızı 20.15Çocuklar Duymasın 21.30Fatih Portakal ile FOX Ana Haber 22.15Görüş Günü Kadınları 02.30Bir Aşk Hikayesi 04.15Çocuklar Duymasın 05.30Deniz Yıldızı 07:00Bilge Yurtdagülen'le İlk Sayfa 08:40Aramızda Kalsın 09:45Yaşam Sağlıkla Güzel 11:15Seda Sultan 12:00Sınavdır Geçer 13:15Gülhan'ın Galaksi Rehberi 14:15Evrim Akın İle Uzman Avı 15:30Emanet 17:00Tahta Kaşık 18:30Ana Haber 20:00Yabancı Sinema 22:00Yabancı Sinema 00:00Yabancı Sinema 02:00Yabancı Sinema 06:30Mesnevi Sohbetleri 07:00Her Sabah 08:45Elimin Lezzeti 10:45Ender Saraç'la Sağlıklı Günler 12:30Öğle Haberleri 12:50Derya'nın Dünyası 14:50Elimin Lezzeti 16:30Dolu Dolu Anadolu 18:00Sıcak Gündem 18:15Ana Haber 19:00Mustafa 19:20Dolu Dolu Anadolu 19:50Sihirbaz 22:00Yabancı Sinema 23:45Transfer Dosyası 01:10Transfer Dosyası 02:00Yabancı Sinema 06:00Çizgi Film Kuşağı 11:00Binbir Gece 11:30Kavak Yelleri 14:30Bizim Yenge 16:30Kayıp Şehir 19:30Yabancı Sinema 21:00Yalan Dünya 22:00Yabancı Sinema 00:40Yabancı Sinema 01:30Yabancı Sinema 03:00Yabancı Sinema 04:30Yabancı Sinema 10:00Haber Merkezi 11:00Haber Merkezi 12:00Haber Merkezi 12:30Spor Aktüel 13:00Öğle Bülteni 13:50Ekonomi Grafik 14:00Günün İçinden 14:20Transfer Günlüğü 15:00Günün İçinden 16:00Günün İçinden 16:10Ekonomi Piyasalar 16:20NTV'ye Sorun 16:502 Dakikada Bilim 17:00Akşam Haberleri 18:00Akşam Haberleri 19:00 Akşam Haberleri 20:00 Ana Haber Bülteni 21:00Yakın Plan 12:00Bugün 12:40Bugün 13:47Spor 13:55Hava Durumu 14:00Günlük 14:40Ekonomi 14:45Spor 15:00Günlük 15:42Afiş 16:00Eğitim ve Başarı 16:48Spor 17:00Ana Haber 17:33Paranın İzi 17:43Spor Vizyon 18:00Ana Haber 19:00Spor Vizyon 20:00Haber 21:00 Kıtaların Yükseleşi 06:00 A1 Sabah 09:00 A2 Bugün 09:15 Eko Yorum 10:35 Spor Bülteni 11:00 A2 Bugün 11:35 Satır Arası 12:00 A2 Bugün 12:35 İş'in Sırrı 13:00 Ajans 15:00 A3 Bugün 15:35 Satır Arası 16:00 A3 Bugün 16:35 Spor Bülteni 17:00 A3 Bugün 17:30 Z Raporu 18:00 A4 Akşam 19:15 Son Sayfa 20:00 A4 Akşam 06:00Dünden Sonra 07:00Gün Başlıyor 09:35Ekonomide Görünüm 10:00Haber Masası 10:35Ekonomide Görünüm 11:00Haber Masası 13:00Gün Ortası 13:35Ekonomide Görünüm 13:40Spor Bülteni 14:00Gün Ortası 14:15Eğitim ve Yaşam 15:00Güne Bakış 15:35Ekonomide Görünüm 16:00Güne Bakış 17:00Güne Bakış 18:00Haber Bülteni 19:00Akşam Raporu 20:00Haber Masası

14 Spor15 İnterli yıldız Beşiktaş taraftarını övdü Inter Mi lan'ın Uruguaylı oyuncusu, Alva ro Pe - re ira Tür ki ye'den tek lif aldığını di le ge tir di. Inter Milan'ın Uruguaylı oyuncusu Alvaro Daniel Pereira Barragan, Türk futbolu hakkında konuştu. Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor'un transfer listesinde yer alan başarılı sol bek, Türkiye'den teklif aldığını dile getirdi. "BEŞİKTAŞ'IN İNANILMAZ BİR TARAFTARI VAR" Galatasaray'da yabancı krizi Cimbom başta Riera olmak üzere Dany ve Amrabat ile yolları ayırma kararı aldı. Ancak Riera'nın gitmek istememesi, Dany ve Amrabat'a bir tek talip çıkmaması G.Saray'ın elini kolunu bağlıyor. Bu oyuncuların maliyetleri ise dudak uçuklatıyor. Teknik Direktör Roberto Mancini'nin raporu doğrultusunda devre arasında yolların ayrılacağı futbolcular belli oldu. Sarı-Kırmızılılar başta Albert Reiera olmak üzere Amrabat ve Dany'nin devre arasında gönderip yabancı kontenjanını açmanın hesaplarını yapıyor. Radyospor'a konuşan genç futbolcu, Türkiye'den bazı takımların kendisiyle ilgilendiğini ve seçeneklerini değerlendirdiğini belirterek, "Türkiye çok güzel bir ülke, futbol atmosferinin harika olduğunu biliyorum. Milano'da evimde, televizyondan Türk Ligi'ni izliyorum. Beşiktaş'a karşı oynadım. İnanılmaz bir taraftarı var. Çok sayıda arkadaşım var. Muslera, Batalla, eski Galatasaraylı Culio gibi hepsi olumlu referans veriyorlar. Uruguay Milli Takımı'yla Dünya Kupası'na güçlü bir şekilde gitmek istiyorum. Bu nedenle ikinci yarıda çok maç oynamalıyım. Türkiye benim için çok iyi bir gelecek olabilir" URUGUAY MİLLİ TAKIMI'NA GÜÇLÜ GİTMELİYİM Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor'un gündeminde olan genç futbolcu,"inter'de bu sezon, şu ana kadar çok fazla şans bulamadım. Ocak'ta ayrılma fikrine sıcak bakıyorum. Ülkenizden de opsiyonlar var. Bunları değerlendireceğiz. Başka bir sayfa açmak istiyorum. Dünya Kupası'nda Uruguay Milli Takım'da mücadele edeceğim. Bu nedenle sezonun ikinci yarısında çok maç yapmalıyım" diye konuştu. MENAJERİM TÜRKİYE'DEN TEKLİF GETİRDİ Alvaro Pereira, "Türkiye temsil haklarımı elinde bulunduran Marco Kırdemir, bana bazı teklifler getirdi. Üst düzey bir yarışma grubunda olmak istiyorum. Tabii seçimimde ailemin de etkisi olacak. Onların da mutlu olacağı bir yerde olmalıyız. Daha çok süre alabileceğim bir takım olursa, şartlarda iyi olursa tabii ki benim için transfer çok daha iyi olacaktır" BOSİNGWA ÇOK MUTLU Rus ve Türk takımlarından teklif aldığını belirten Pereira, "Türkiye'de futbolun büyük bir tutku olduğunu, taraftarların çok ateşli olduğunu biliyorum. İstanbul benim için iyi bir gelecek olabilir. Fernando Belluschi, eski takım arkadaşım ve Bosingwa bana çok şey anlattılar ve orada çok mutlular. Daha önce Beşiktaş'a karşı oynama fırsatı elde etmiştim. (Porto'da oynadığı dönemde) Gerçekten inanılmaz bir atmosfer vardı. Taraftar mükemmeldi. Bir süre önce Uruguay Milli Takımı'yla İstanbul'da kamp yaptık, Ürdün'le yaptığımız baraj maçı öncesi. İstanbul'u çok sevdim. Aslında Türkiye bütün olarak çok güzel ve benim tercih edebileceğim bir ülke. Şu anda noel tatilindeyim. İyice dinlenip, Inter'e döneceğim. Sonrasında bir konuşma yapacağım. Amacım, Uruguay Milli Takımı'na hazır gitmek. Dünya Kupası bizim için çok önemli" şeklinde konuştu. TRABZONSPOR ÇOK BAŞARILI Beşiktaş ve Trabzonspor'a da ayrı bir paragraf açan Pereira, "Galatasaray ve Fenerbahçe daha çok konuşuluyor; ama Trabzonspor'un Avrupa Ligi'nde çok başarılı gittiğini biliyorum. Beşiktaş, müthiş fanatik bir taraftar grubuna sahip. Pablo Batalla ve Belluschi de Bursaspor'la ilgili bana çok güzel şeyler anlattılar. Türk Ligi'nin çok kaliteli ve yarışmacı olduğunu düşünüyorum. Drogba ve Sneijder gibi oyuncular, bununla birlikte Avrupa'nın dev liglerinden Almanya, İtalya, İngiltere, Fransa ve İspanya'dan futbolcuların Türkiye'de oynamak istediğini biliyorum. Bence Türk futbolunun İtalya ve diğer Avrupa Ligleri'nden aşağı kalır bir tarafı yok" AA Fernandes kalmak istediğini açıkladı Be şik taş'ın Por te kiz li yıl dı zı Manuel Fer nandes kalmak iste di ği ni açık la - dı. Be şik taş TV'ye konuşan Fer nandes, "Be nim ye rim Be şik taş'tır" de di. Kasımpaşa maçında yaşadığı olaylardan sonra hakkında yazılan ve söylenenlere ilk defa cevap veren Portekizli futbolcu Manuel Fernandes, geleceğinin Beşiktaş olduğunu söyledi. Taraftarlarla yaşadığı diyaloglardan dolayı özür dileyen Fernandes'in yaptığı açıklamalar şöyle: "BENİM ÖNCELİKLİ YERİM BEŞİKTAŞ" "Benim öncelikli yerim Beşiktaş. Benim geleceğim burada olacaktır. Başka bir şey düşünmüyorum. Bu takımın önemli bir oyuncusu olarak burada devam etmeyi planlıyorum" diyerek ayrılmayı düşünmediğini anlatan Fernandes, Kasımpaşa maçına da değindi... "KASIMPAŞA'DAKİ OLAYI DEĞİL, PUAN KAYBINI UNUTAMIYO- RUM" "Kasımpaşa maçında yaşadığım olay dışında önemli olan, takım olarak biz 3 puan kaybettik. Yaşadığım olayı değil 3 puan kaybını unutamıyorum. Çünkü biz öndeydik ve önemli bir rakibimize karşı oynuyorduk. Bu maçta 3 puanı alamamamız bizim için büyük kayıp oldu. Takım olarak iyi bir ekibiz. Kasımpaşa maçından sonra da bu olay hakkında fazla konuşmadık. Kaybettiğimiz 3 puanla ilgili konuştuk. Takım halinde başarılı olmak isteyen bir ekibiz. Sonuç bizim için daha önemliydi. Çünkü rakibimizi geride bırakabilirdik. Artık bu olayı da arkamızda bıraktık" "SAYGISIZLIĞIM OLDUYSA, ÖZÜR DİLERİM" "Taraftarlarımıza şunu söylemek istiyorum, onlara karşı en ufak bir saygısızlığım olduysa onlardan özür diliyorum. Onlar da ben de ve takım arkadaşlarım da aynı hedef doğrultusunda ilerliyoruz. Hepimizin ortak isteği Beşiktaş'ın kazanması. Söylemek istediklerim bunlar." "KENDİMİZİ GELİŞTİRİYORUZ" "Ligde ilk yarı iniş ve çıkışlar yaşadık. Lige çok iyi başladık. Ardından bir özgüven problemi yaşadık. Kendimizi geliştiriyoruz. Bana göre iyi bir ilk yarı geçirdiğimizi söyleyebilirim." AA Ancak bu oyuncularının yıllık ücretlerinin çok fazla olması ve taliplerinin çıkmaması Galatasaray yönetiminin elini kolunu bağlıyor. Daha 1.5 yıllık sözleşmesi bulunan Riera gitmek için 4.5 milyon Euro'sunu peşin istedi. Galatasaray da bu rakamı ödemek istemiyor. İspanyol futboılcu ise yıllık 3 milyon Euro'ya kendine başka bir kulüp bulamaması nedeniyle Galatasaray'da kalmak için ısrar ediyor. Amrabat'ın durumu da Riera'dan çok farksız değil. 8.5 milyon Euro'luk bonservis bedeli ile Galatasaray'a gelen ancak bir türlü beklenen performansı gösteremeyen Amrabat'ın da kiralık olarak başka takıma gönderilmesi gündemde. Faslı oyuncunun değerinin bulunması halinde ise satılması planlanıyor. Ancak hiçbir takımın Amrabat'a 5 milyon Euro bile vermeyeceği yönetim tarafından biliniyor. DANY'YE KARABÜK YOLU GÖZÜKTÜ! Galatasaray'da ocakta gönderilmek istenen 3. yabancı futbolcu ise Dany Nounkeu. Kamerunlu stoper Dany Nounkeu'ya Kardemir Karabükspor talip olduğu bildirildi. Sarı-Kırmılızı kulüple Karabük'ün bu oyuncu için büyük ihtimalle anlaşacağı ifade ediliyor. Galatasaray'ın Dany'ye karşılık Karabük'ten de Muhammet Demir'i istediği ve bir taşla 2 kuş vurmayı plandığı öğrenildi. Haber Merkezi Trabzon'dan Onur için ilk açıklama! Trab zons por tek nik he ye ti nin önem li isim le rin den Ha mi Mandıralı, ismi At le tico Mad rid ve Va lenci a gi - bi kulüpler le anılan milli ka le ci Onur Kıv rak'ın, Av - rupa'da büyük bir ta kıma gitmek iste di ği ni söy le di. Mandıralı, "Bana göre Türkiye'nin en iyi kalecisi Onur" dedi ve ekledi: "Böyle bir kaptanımız olduğu için biz de gururluyuz. Oyuncuların bir hedefi olmalı. Onur'un da var. Yarın şartlar ne getirir, götürür bilmiyorum; ama onun hedefi Avrupa'da oynamak. Kendisine geçen gün şunu söyledim. Gideceksen Avrupa'da isimli bir takıma git. Sıradan bir takıma gidip, hayatını harap etme. O da öyle bir arayış içerisinde, 'Hem Trabzonsporumuz kazansın. Hem de ben gideyim Avrupa'nın büyük bir takımında ülkemi temsil edeyim' diyor. Bunları konuşuyoruz. Sanırım kendinin bildiği bir şey vardır. Onu da sanırım kendisi açıklar." Mandıralı, "Galatasaray maçında sezonun en iyi futbollarından bir tanesini oynadık. Galatasaray'ın şutları var; ama bizim daha net pozisyonlarımız vardı. Colman yüzde yüzlük golü atsaydı; maçın akışı daha farklı olabilirdi. Bence maçın hakkı beraberlikti" Hami Mandıralı, "Colman'ın Galatasaray maçında gördüğü kırmızı kart için ise Mandıralı, "Benim çok beğendiğim oyunculardan bir tanesi. Oyunda kaldığı süre içerisinde etkiliydi. Fakat gördüğü kırmızı kart kendisine hiç yakışmadı. Takımını ve arkadaşlarını yalnız bıraktı. Hiç olmadık bir kırmızı kart gördü. Gerekli ceza hocamız tarafından kendisine verilecek. Ama bu onun iyi futbolcu olduğu gerçeğini değiştirmez. Sadece birazcık hareketlerine dikkat etmesi gerekir. Biz teknik ekip olarak, Noel tatiline gitmek için kırmızı kart gördüğüne inanmıyoruz. Ama insanlar bunu söyleyecekler. Daha önce bunu yapmışsa bunu bilemem. Biz teknik ekip olarak kendisine ceza vereceğiz. Ama bizim için kıymetli bir oyuncu. Kadro dışı kalması diye bir şey söz konusu değil. son 3 hafta serumlarla, iğnelerle oynadı. Bize çok katkı oldu. Para cezası yiyecek. Gördüğü kırmızı kart şık olmadı" şeklinde konuştu. ADRİAN: PES ETMEYECEĞİM Trabzonspor'un Polonyalı futbolcusu Adrian, son haftalarda yedek kalmasına rağmen "pes" etmediğini, formayı devre arası verilecek aradan sonra yeniden kapacağına inandığını söyledi. Forma için savaşacağını belirten Adrian, Trabzonspor gibi büyük takımlarda tüm futbolcuların kaliteli olduğunu belirtirken şöyle dedi: "Teknik heyet, benim formumu beğenmemiş olacak ki diğer arkadaşlara görev verdi. Ancak ben de özellikle devre arasında yeniden formayı kapacağıma inanıyorum. Pes etmek benim karakterime uygun değil. GİRAY İÇİN BURSASPOR, SİVASSPOR VE ÇAYKUR RİZESPOR DEVREDE Trabzonspor'da teknik heyetle yıldızı barışmadığı için devre arasında ayrılması gündemde olan Giray Kaçar için Sivasspor, Bursaspor ve Çaykur Rizespor'un devreye girdiği öğrenildi. Üç takımın da Trabzonsporlu yöneticilerle sözlü olarak görüşme yaptığı, ancak henüz hiçbir takımın resmi teklifte bulunmadığı belirtildi. Bordo mavili yönetimin ayrıca Batuhan Karadeniz ve Volkan Şen'in transferi için gelebilecek teklifleri değerlendireceği bildirildi. AA

15 Pazartesi KDV dahil 25 Krş Ekonomide Fransa'yı geçeceğiz Türkiye, 2028'de dünyanın 12. ekonomisi olacak. E konomik ve İş Araştırmaları Merkezi'ne (CEBR) göre Türkiye 2028 yılında dünyanın en büyük 12. ekonomisi olarak sırasıyla Fransa, Avusturalya, İtalya, Endonezya, İspanya, Sudi Arabistan ve Polonya ekonomilerini geride bırakacak. Londra merkezli CEBR'ın "Dünya Ekonomik Ligi 2013" verilerinden AA muhabirinin derlediği verilere göre, Türkiye, 2013 yılının sonu itibariyle 822 milyar dolarlık Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya (GSYH) ulaşarak dünya sıralamasında 17. sırada yer alacağı tahmininde bulundu. Kuruluşun öngörülerine göre, 2018 yılı itibariyle Türkiye diğer gelişmekte olan ekonomilerle birlikte dünyanın en büyük ekonomileri arasında yerini alarak toplam 1 trilyon 280 milyar dolar GSYH ile 15.sıraya yerleşecek. CEBR'a göre, 2018 yılında dünyanın en büyük ilk beş ekonomisi sırasıyla ABD, Çin, Japonya, Almanya ve İngiltere olacak. Gelişmekte olan ekonomilerin öncüsü sayılan Rusya 6., Brezilya 7., Hindistan 9. sırada yer alacak. CEBR'ın projeksiyonlarına göre 2023 yılı itibariyle artık gelişmekte olan ekonomilerin dünya ekonomileri arasındaki sıralamaları yukarı yönlü kendisini hissettirmeye başlayacak. Türkiye'nin bu bağlamda 2018 için öngörülen 15. sırasını koruması, fakat GSYH'nin toplam 2 trilyon 133 milyar dolara ulaşması bekleniyor. yaklaşık 33,5 trilyon dolar GSYH'a ulaşarak dünyanın en büyük ekonomisi tahtını ABD'den devralıyor yılında ABD'nin toplam 32,2 trilyon dolarla dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olması bekleniyor. TÜRKİYE 2028'DE 12. SIRAYA YÜKSELECEK Araştırmaya göre, Türkiye'nin ise toplam 3 trilyon 461 milyar dolarla dünya ekonomileri sıralamasında 12. sıraya yerleşmesi ve sırasıyla Fransa, Avustralya, İtalya, Endonezya, İspanya, Sudi Arabistan ve Polonya ekonomilerini geride bırakması bekleniyor. Türkiye'nin sadece bir basamak üstünde 11. sırada olması tahmin edilen Güney Kore'nin 2028 yılında GSYH'sının 3 trilyon 490 milyar dolara yükselmesi bekleniyor. CEBR'a göre, 2028 yılında dünyanın en büyük ilk beş ekonomisi Çin, ABD, Hindistan, Japonya ve Brezilya olacak. Dünyanın ne büyük ekonomileri içerisinde 2028 yılında Almanya'nın 6., İngiltere'nin 7., Rusya'nın 8., Meksika'nın 9.,Kanada'nın 10. sırada yer alması bekleniyor. A raştırmada Türkiye ekonomisinin dünya ekonomileri içerisinden gelişmekte olan ekonomilerle birlikte yüksele öngörüsüne yer verilirken, "Türkiye ekonomisinin Batı Avrupa pazarına olan girişi ve düşük çalışan maliyetine dayanarak bu yılsonunda 17. sırada yer almasını ve 2028 yılında 12. sıraya yükselmesini bekliyoruz. Olumlu demografi de ekonomik büyümeye yardımcı olacaktır. Buna rağmen, Türkiye'nin ekonomik büyüme görünümü politik istikrara bağlı yılındaki gibi görülen rahatsızlıkların devam etmesi yatırımlar ve büyüme için caydırıcı olabilir" ifadeleri kullanıldı. Araştırmaya göre dünyanın en büyük ekonomileri ise 2028 yılında yer değiştirecek. Gelişmekte olan ekonomilerin öncüsü Çin Ülkemizin kıymetini bilelim Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "12 yıl önce Türkiye'ye gelen yabancı sermaye 1 milyar dolardı. Şimdi sadece Kocaeli'ne yatırım için gelen yabancı sermaye yıllık 1 milyar doların altına düşmüyor. 12 yıl öncesinin Türkiyesi Kocaeli'ydi. Bu yaşadığımız toprakların ve üretimlerimizin kıymetini bilelim" K ocaeli'de düzenlenen ''Sanayi Kuruluşları Çizgiüstü Sektörel Performans Değerlendirme Organizasyonu'' ödül törenine katılan Hisarcıklıoğlu, artık dünyanın Kocaeli'de olduğunu, her yıl yeni yabancı yatırımcıların üretim yapmak için sıraya girdiğini söyledi. Türkiye'nin 10 yıl önce en büyük 500 firması arasına giren firma sayısının Kocaeli'de 19 olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, şimdi bu sayının 43'e yükseldiğini ve 10 yılda iki buçuk kat arttığını anlattı. - "Dünya ekonomik krizle boğuşurken, biz ihracatı yüzde 132 arttırdık"- "Bende bir Kocaeliliyim. Doğduğun yer değil, karnının doyduğu yer. Ben de burada doyduğum için, buralı sayılırım" diyen Hisarcıklıoğlu, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin son 5 yılda, özellikle krizle boğuşurken, Kocaeli bölgesinin ihracatının yüzde 132 arttığını söyledi. Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: "Bütün dünyanın ihracatı dururken, sanayi kenti olan bu bölgemizde ihracatımız artmış. İstihdamı yüzde 42 arttırmışız. Son 5 yılda 215 bin kişi yeni iş istihdamına kavuştu. Dünyada krize rağmen yaptınız. Komşu ülkelerdeki ekonomik ve siyasi krizlere rağmen yaptınız. Bunu dünyada bizden ve sizden başka başaracak hiç kimse yoktu. Bu başarı hikayenizden ve müthiş başarınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum." Kocaeli'nin, istanbul'dan sonra en büyük üretim üssü ve ekonominin dinamosu olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, Türkiye'deki 279 OSB'nin 37'sinin bu bölgede, 34 teknoparkın 6'sının ise Marmara Bölgesi'nde olduğunu belirterek, "Kocaeli olarak, ihracatın yüzde 10'unu gerçekleştiriyoruz, katma değerin yüzde 12'sini üretiyoruz. Toplanan vergilerin yüzde 13'ünü bu bölge veriyor. Bugün Türkiye'de borcuna en sadık şehir Kocaeli. Tahsilat ve tahakkuka baktığımızda da, Kocaeli yüzde 92 ile Türkiye'nin en yükseğidir" diye konuştu. - "Yüksek Hızlı Trenle Kocaeli üretim üssü olacak" Türkiye'nin sanayileşmesinde yolların çok önemli olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, otoyolların güzergahındaki bütün şehirler kalkındığını, bunun tüm dünyada da böyle olduğunu, yol olmadan sanayinin, ticaretin gelişebilmesinin mümkün olmadığını ifade etti.hisarcıklıoğlu, Yüksek Hızlı Tren seferlerinin başladıktan sonra İstanbul'da kimsenin kalmayacağını, hepsinin üretim üssünü Kocaeli'ye çevireceklerini anlatarak, bölgede bulunan 60'a yakın liman işletmesinin bunun için önemli bir avantaj olduğunu dile getirdi. Bölgenin üretim üssü olabilme si için, yetişmiş, işi bilen teknik elemanlara ihtiyaç olduğunu, bölgenin bu konuda da çok şanslı olduğu nu anlatan Hisarcıklıoğlu "Diğer taraftan marka bölge sine baktığımız da tarımda da müthiş bir potansiyel var. Tavuk etinde, kivide, fındıkta, mısırda, patateste Türkiye'de birinci bölge üretim üssü burası. Hem sana yi kenti olmakla birlikte, Allah çok da güzel topraklar vermiş. Her açıdan şanslısınız" diye konuştu. Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bölgenin en büyük eksikliği fuar merkezinin olmaması. Bu bölgeyi büyük bir fuar merkezi haline getirebilirsek, o zaman işte ürünlerimizi daha iyi pazarlayıp, sadece kış turizmine bağlı kalmaksızın, fuar turizmini de tetikleyecek elimizde müthiş bir imkan var. Türkiye olarak artık ihracatta, ucuz üründen katma değeri yüksek, bilgi teknolojisi yüksek ürünlere doğru geçiyor olmamız lazım. Ülkemizin zenginleşebilmesi için bu olmazsa olmazlarımızdandır." D ANIŞTAY'DAN HÜKÜMETE özelleştirme şoku Hükumet, yargının yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili yeni gözaltılar konusunda direnirken, asıl darbe Danıştay'dan geldi. Danıştay, Eti Alüminyum, Kuşadası ve Çeşme Limanları, SEKA ve TÜPRAŞ hisselerinin satışını iptal etti. Danıştay 13 üncü Dairesi, Bakanlar Kurulu nun Eti Alüminyum, Kuşadası ve Çeşme Limanları, SEKA ve TÜPRAŞ ın hisselerinin satışına yönelik mahkeme kararlarını yok sayan özelleştirme uygulamalarının yargı dışında bırakılması kararının yürütmesini durdurdu. Cengiz Grubu, Ofe- Kutman Grubu, Albayrak Grubu ve Koç Grubu'na ciddi bir darbe var. B akanlar Kurulu, Özelleştirme İdaresi uygulamalarında yargı kararlarının yok sayılmasını içeren 11 Haziran 2012 tarihli kararında, Özelleştirme İdaresi nce devir ve teslim işlemleri tamamlanmış olan özelleştirme işlemleri hakkında verilen yargı kararlarının uygulanmasında çıkan fiili imkansızlık nedeniyle, Eti Alüminyum A.Ş.nin yüzde 100 hissesinin satış yöntemiyle özelleştirilmesi, Türkiye Denizcilik İşletmesi nin Kuşadası ve Çeşme Limanları nın işletme hakkı verilerek özelleştirilmesi, SEKA Balıkesir İşletmesi nin varlık satışı yöntemiyle özelleşti rilmesi ile Türkiye Petrol Rafineleri A.Ş.nin yüzde hissesinin borsada satılmasını iptal eden yargı kararıyla ilgili olarak geriye ve ileriye yönelik her hangi bir işlem tesis edilmemesi kararı verdi. Kamuoyunda uzun süre yeralan Bakanlar Kurulu Kararı nda ayrıca Özelleştirme İdaresi nin bu yönde yapılmış iş ve işlemlerin devam ettirilerek sonuçlandırılması kararlaştırılmıştır denilip, mahkeme kararlarının uygulanmasının fiili güçlüğüne dikkat çekildi. ANAYASAYA VE HUKUK DEVLETİNE AYKIRI Bakanlar Kurulu nun bu kararının hukuk devleti ilkelerine ve anayasaya aykırı olduğu öne süren avukat Nilgün Öğünçlü, yürütmenin durdurulması amacıyla Danıştay 13 üncü Dairesi nde dava açtı. Bakanlar Kurulu nun kararıyla hukuka aykırı bulunarak iptaline karar verilen bazı özelleştirme işlemlerinin meşrulaştırılması yoluna gidildiğini savunan Öğünçlü, Fiili imkansızlık gerekçesi ile hukuka aykırı, yolsuz idare işleminin korunması hukuka güveni sarsar Öğünçlü dava dilekçesinde Fiili imkansızlık doğru olmayan, dayanaksız, eğreti bir gerekçedir. Örneğin TÜPRAŞ ın hisselerinin özelleştirilmesine dair işlemin geri alınması konusunda hiçbir engel, fiili imkansızlık yoktur. Yine Kuşadası Limanı özelleştirmesinde geri dönüş çok kolaydır. Borçlar Hukuku çerçevesinde sözleşme gereğince yapılanlar iade edilecektir. Somut durumda liman işletmecisi devir tarihinden sonra hukuka aykırı yapılar yapmış, bunlarla ilgili yıkım kararı verilmiştir. Hukuka aykırı imalatları nedeni ile hak iddiasında bulunması mümkün değildir. Aynı şekilde Bakanlar Kurulu nda belirtilen diğer özelleştirmelerinde iadesi için kurallar devir teslim sözleşmelerinde vardır HUKUK DEVLETİNDE SINIRSIZ YETKİ OLMAZ Avukat Nilgün Öğünçlü, Başbakanlık avukatlarının dava dosyasındaki itirazlarına yönelik yaptığı ikinci başvuruda ise, şu ifadelere yer verdi: Kamu kurumlarının denetimden uzak olmaları, sınırsız yetki kullanmaları anlamına gelir. Bu durumdaki yönetim şeklinin adı hukuk devleti olamaz. Kamu idarelerinde yürütme görevini yerine getirenlerin denetimi sevmeleri, yürütme yetkisini her türlü denetimden uzak ve özgürce kullanmak istemeleri doğal ve beklenen bir durumdur. Ancak hukuk devletinde böyle denetimsiz bir yetki kullanımından söz edilemez. Uygulamada aksayan ve eleştirilen yönleri olsa da ülkemizde de hukuk devletini sağlamak üzere kurallar kabul edilmiştir. Anayasamızın 125 ve 138 inci maddeleri yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları kuralı yer almaktadır. Öğünçlü nün başvurusunu inceleyen Danıştay 13 üncü Dairesi, geçen 25 Ekim de oybirliğiyle aldığı kararda, Bakanlar Kurulu kararında hukuka uygunluk bulunmadığına dikkati çekip, 2577 sayılı İdari Yargılama Usülü Kanununun 27 nci maddesinde öngörülen şartlar gerçekleştiğinden dava konusu Bakanlar Kurulu kararının yürütülmesinin durdurulmasına oy birliği ile karar verildi denilerek Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna itiraz yolunu açık bıraktı. İŞTE O ÖZELLEŞTİRMELER Danıştay tarafından iptal edilen düzenlemenin kapsadığı özelleştirmelerle ilgili süreçler şöyle: 1) Tüpraş: ÖİB, Özelleştirme Yüksek Kurulu nun kamuya açıklanmayan bir kararını dayanak alarak Tüpraş ın yüzde sını, kurumun tamamının özelleş- tirmeye çıkılmasından 6 ay önce, başka hiçbir aracı kuruluşa haber vermeden Global Menkul Değerler aracılığıyla, yaklaşık 1 yıl önce vefat eden İsrailli işadamı Sami Ofer e ait 6 fona, o günkü borsa değerinin yüzde 8 altında fiyata sattı. Danıştay 2005 te yapılan işlemi iptal etti ve hisselerin geri alınmasını istedi. 6 ay sonra Tüpraş ın kalanı özelleştirildiği fiyat üzerinden yapılan hesaplamada kamunun 750 milyon $ zarar ettiği hesaplandı. 2) Seydişehir Eti Alüminyum: Mehmet Cengiz e Haziran 2005 te peşin 290 milyon dolara verildi. Cengiz e, Eti Alüminyum ile beraber Oymapınar santralının da verildiği ve bu santral için bir bedel alınmadığı ortaya çıkınca Danıştay, satışı 2007 de iptal etti. Enerji Bakanı Taner Yıldız, iade edilmeyen Eti Alüminyum da, Oymapınar üzerinden kamunun 268 milyon TL zarar ettiğini açıklamıştı. 3) Seka Balıkesir: ÖİB, 51.2 milyon dolarlık değeri olan SEKA Balıkesir Kağıt Fabrikası nı 1.1 milyon dolara Yeni Şafak gazetesinin sahibi Albayrak ailesine verdi. Bursa 2. İdare Mahkemesi satışı iptal etti, Danıştay da kararı yerindedir diyerek onadı. 4) Kuşadası Limanı: 2003 te yapılan ihalede İhale Komisyonu, birinci olan şirket ödeme yapamazsa ihalenin iptal edilmesine karar verdi. Ancak ihale onanmadı ve ÖYK, kararı değiştirerek ikinci sırada olan Sami Ofer- Mehmet Kutman ortaklığını sıralamaya soktu.