Biyomedikal modelde kurgulanan Batý týbbý,

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Biyomedikal modelde kurgulanan Batý týbbý,"

Transkript

1 Depresyonda Sosyal ve Kültürel Etmenler Doç. Dr. Can CÝMÝLLÝ* * Dokuz Eylül Üniversitesi Týp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalý, ÝZMÝR PSÝKÝYATRÝK TANI KATEGORÝLERÝNÝN KÜLTÜREL GEÇERLÝLÝÐÝ Biyomedikal modelde kurgulanan Batý týbbý, insan davranýþlarýný konu edinen psikiyatriyi içine almaya uzun süre direnç göstermiþtir. Ancak bu konuda ýsrarlý davranan psikiyatri 19. yüzyýlda týp müfredatýnýn, 20. yüzyýlda ise genel hastanenin içine girmeyi baþarmýþtýr (Lipowski 1981). Ama elbette bunun bir bedeli olmuþtur. Psikiyatrinin de biyomedikal epistemolojiyi benimsemesi gerekmiþtir. Gereken yapýlmýþ ve insanýn duygusal durumlarý biyomedikal birer bozukluk kategorisine dönüþtürülmüþtür. Oysa davranýþ söz konusu olduðunda biyomedikal modelin yetersizliði daha da belirginleþmektedir. Ýnsanýn davranýþlarýný içinde yaþadýðý toplumdan soyutlayarak anlamak olanaklý deðildir. Bunun farkýna varan psikiyatri, Batý týbbýnýn biyomedikal modelden biyopsikososyal modele geçmesinde öncü rol oynamýþtýr. Kuramsal çerçevedeki bu devrimin hekimlerin zihninde de gerçekleþebilmesi ise biraz daha zaman gerektirmektedir. Genel týpta hastalýklarýn önemli bölümünün nesnel verilerle birbirinden ayýrt edilebilmesi hastalýklarýn kavramsallaþtýrýlmasýnda biyomedikal modeli görece yeterli kýlar. Psikososyal verilere yalnýzca hastanýn ele alýnmasý ve tedavisinde gereksinim duyulur. Taný kategorilerinin biyokimyasal ve patolojik ayrýmlarýnýn henüz yapýlamadýðý psikiyatride ise bu ayrým henüz yalnýzca fenomenolojik düzeyde yapýlabilmektedir (Jadhav 2000). Davranýþsal fenomenlerin kültürden baðýmsýz olarak ele alýnmasý olanaklý deðildir. Farklý kültürlerde çalýþan hekimlerin taný koyarken ayný kategoriden söz edip etmedikleri tartýþma konusu olmakta, ayný tanýlar farklý ülkelerde farklý oranlarda konmakta idi (Engelsmann 1982). Ortaya çýkan bu iletiþim güçlüðü psikiyatriyi standart taný sistemleri oluþturmaya yöneltti. Tanýnýn standart ölçütlere göre konduðu bu sistemler evrensellik iddiasýyla ortaya çýktýlar. ABD'de geliþtirilen DSM'nin yanýsýra dünyayý temsil etme iddiasýyla oluþturulan ICD de psikiyatrik bozukluklar konusundaki mevcut bilgi birikimini temel almak zorunda idiler. Oysa ki bu birikim hemen tümüyle Batý olarak adlandýrýlan kültür alanýna giren ülkelerde bu kültüre mensup olan araþtýrmacýlar tarafýndan oluþturulmuþtu. Batý dýþý kültürlerde yapýlan çalýþmalarda bu taný sistemlerindeki kategorilere uymayan birçok bozukluðun tanýmlanmasý ve bu kategorilere uyduðu varsayýlan bozukluklarýn da farklý belirtilerle seyrettiðinin ortaya çýkmasý, bu taný sistemlerinin kültürel geçerliliðini giderek daha fazla sorgulanýr hale getirdi (Thakker ve Ward 1998). Ayný sonuçlara varan araþtýrmacýlar biraraya gelerek çalýþma gruplarý oluþturdular. Bu çalýþma gruplarý taný sistemlerine kültüre iliþkin yeni eksenler 157

2 CÝMÝLLÝ C. eklenmesini ve her bozukluðun bir de kültürün içinden, kültürün kendi kavramsallaþtýrmasý içinde tanýmlanmasýný önerdiler (Good 1996). Bu öneriler henüz yürürlüðe konmamakla birlikte konuyla ilgili literatürü derinden etkiledi ve psikiyatrik bozukluklarýn kültürel geçerliliði konusundaki duyarlýlýk arttý. Antropoloji ve sosyoloji gibi konu ile iliþkili disiplinlerle daha fazla iþbirliði yapýlmaya baþlandý (Lewis-Fernandez ve Kleinman 1995). DEPRESYON KAVRAMI Depresyon sözcüðü Batý dillerinde bir duyguyu, bir belirti kümesini ya da taný ölçütleri belirlenmiþ bir klinik tabloyu tanýmlamak amacýyla kullanýlabilmektedir (Favazza 1985). Depresif bozukluklar farklý taný sistemlerinde farklý adlarla sýnýflandýrýlmaktadýr. Farklý tarihlerde farklý taný kategorileri kullanýlarak yapýlmýþ birçok çalýþmayý gözden geçiren bu yazýda kavramýn anlamýna bir sýnýrlama getirilmemiþ, bu kategorilerin tümünü kapsayacak biçimde sözcüðün geniþ anlamýyla kullanýlmýþtýr. Depresyonun kültürel yönlerine iliþkin yayýnlarý tarihsellikleri içinde gözden geçirmeden önce kavramýn etimolojik kökenine deðinmek yararlý olacaktýr. Týp literatüründe depresyonu ilk tanýmlayan Antik Yunan hekimi Hippokrates olmuþtur. Hippokrates bu tabloyu kara safra fazlalýðýyla açýkladýðý için "melaine chole" olarak adlandýrmýþtýr (Jadhav 2000). Batý dillerine "melancholy" olarak geçen bu sözcük günümüzde depresyonun bir alt tipini tanýmlamak için kullanýlmaktadýr. 1750'lerden itibaren Ýngilizce "depression" sözcüðü melankolinin eþanlamlýsý olarak kullanýlmaya baþlamýþtýr. Latince "de primere" (=aþaðýya bastýrmak) sözcüðünden köken alan Fransýzca "depression" sözcüðü Ýngilizceye de ayný biçimiyle geçmiþtir (Jadhav 2000). Türkçeye "çöküntü" olarak tercüme edilebilecek olan sözcük bu dillerde birçok olguyu tanýmlamakta kullanýlmýþtýr (örneðin; ekonomik kriz, deniz düzeyinin altýnda kalan alanlar) (Jadhav 2000). Bir duygudurumu tanýmlamak üzere melankoli sözcüðünün eþanlamlýsý olarak kullanýlmaya baþlandýktan sonra giderek bu duygudurumun egemen olduðu bir klinik tablonun adý olmuþtur. Batýlýlar günlük yaþamda da benzer anlamda kullandýklarý sözcüðü bir klinik tablonun adý olarak kavramsallaþtýrmakta güçlük çekmemiþlerdir. Depresyon tüm dünyada en sýk görülen ve fizyopatolojisi konusunda en fazla görüþ birliði saðlanmýþ olan psikiyatrik bozukluktur. Etiyolojide çoðul etmenler söz konusu olmakla birlikte, ortak fizyopatolojinin merkezi sinir sistemi nörotransmitterlerinde iþlev bozukluðu olduðu biçimindeki kuram genel kabul görmektedir. Buna karþýlýk kliniðinin bireyler ve toplumlar arasýnda gösterdiði çeþitlilik nedeniyle ayný zamanda kültürel yönleri hakkýnda en fazla yayýn yapýlan ve kültürel geçerliliði en fazla sorgulanan tanýlardan biri olmuþtur. Klinik tabloda kültürel etmenlerden kaynaklanan çeþitlilik nedeniyle Westermeyer (1989) depresyonu "patoplastik ve kültüre baðlý bozukluklar" baþlýðý altýnda sýnýflandýrmýþtýr. Sosyal ve kültürel etmenlerin depresyonu çeþitli yönlerden etkilediði ileri sürülmüþtür. Etiyolojide, tanýmlanma ve kavramsallaþtýrýlmasýnda, belirti seçiminde, çare arama davranýþý ve tedavi iþbirliðinde, klinik seyirde rol oynayabilirler (Engelsmann 1982, Tseng 1996). Kültür, en kýsa biçimiyle "çevrenin insan tarafýndan yaratýlan yönleri" olarak tanýmlanabilir. Maddi ve manevi pek çok ögeden oluþmaktadýr. Bu nedenle kültür-depresyon iliþkisinin sýnýrlarý da kolaylýkla çizilemez. Kültür-depresyon iliþkisini konu edinen bu yazýda depresyonun farklý kültürlerdeki farklý görünümlerine iliþkin yayýnlar tanýtýldýktan sonra depresyonun gelenekler ve din, cinsiyet, sosyo-ekonomik durumla iliþkileri gözden geçirilecektir. Diðer bölümlerde ise dünyada depresyonun artýþýnýn nedenleri irdelenecek, depresyon psikodinamiðinin kültürel yönleri ve depresyonun kültürel bir boyutunu oluþturan çare arama davranýþý gözden geçirilecektir. DEPRESYONUN FARKLI KÜLTÜRLERDEKÝ FARKLI GÖRÜNÜMLERÝ Depresyonun kültürel yönlerine iliþkin yayýnlar genel olarak üç dönemde ele alýnabilir. Ýlk yayýnlar 1960 öncesi döneme aittir. Bu dönem ayný zamanda Avrupalý büyük devletlerin baþta Afrika olmak üzere tüm dünyada sömürgelere sahip olduklarý dönemdir. Bu dönemde sömürge ülkelerine giden Avrupalý araþtýrmacýlar sömürge toplumlarýnda çeþitli ruhsal bozukluklarý araþtýrmýþlardýr. Ýlk araþtýrmalar sonucunda sömürge halklarda alýþýk olduklarý depresyon tablosunun çok ender olduðunu gözlemleyen Batýlý araþtýrmacýlar depresyonun varlýklý ve geliþmiþ toplumlara özgü bir bozukluk olduðu, hatta bu toplumlarda da daha çok üst sosyo-ekonomik düzeyden bireylerde görüldüðü sonucuna varmýþlardýr (Tseng ve 158

3 DEPRESYONDA SOSYAL VE KÜLTÜREL ETMENLER McDermott 1981). Ancak bu sonuçlar standardize ölçeklerden çok anektodal bilgiye dayanmaktadýr. Bu dönemde dünya psikiyatrisinde henüz dil birliði oluþmadýðýndan farklý yörelerde, farklý taný kategorileri ve farklý taný yöntemleri kullanarak yapýlan epidemiyolojik çalýþmalarýn sonuçlarýný birbirleriyle karþýlaþtýrmak olanaklý deðildir (Tseng ve McDermott 1981) ile 1980 arasýndaki ikinci dönem sömürge toplumlarýnýn baðýmsýzlýklarýný kazandýklarý ve uluslararasý arenada geliþmiþ toplumlarla en azýndan temsili bir eþitlik kazandýklarý dönemdir. Bu dönemde depresyon tanýsý koymak için standart taný ölçekleri geliþtirilmiþ ve bunlarýn farklý dillerde geçerlik-güvenirlik çalýþmalarý yapýlmýþtýr. Bu dönemde özellikle Dünya Saðlýk Örgütü nün organize ettiði çok merkezli ve çok uluslu depresyon epidemiyolojisi çalýþmalarý yapýlmýþtýr (Sartorius ve ark. 1983). Yine bu dönemde farklý ülkelerde çalýþan psikiyatri uzmanlarýyla görüþmeler yapma ve farklý ülkelerdeki hastalarý sosyo-demografik deðiþkenler yönünden eþleþtirerek karþýlaþtýrma türünden kültürlerarasý araþtýrma yöntemleri geliþtirilmiþtir (Engelsmann 1982). Bu çalýþmalar sonucunda depresyonun tüm toplumlarda birbirine yakýn oranlarda görülen evrensel bir bozukluk olduðu, ancak belirti daðýlýmýnýn toplumlar arasýnda farklýlýk gösterdiði sonucuna varýlmýþtýr (Tseng ve McDermott 1981, Katon ve ark. 1982, Sartorius ve ark. 1983, Westermeyer 1985). Afrika ülkelerinde bu dönemde yapýlan çalýþmalarda depresyon yaygýnlýðýnýn arttýðý görülmüþtür. Prince (1968) bu artýþý siyasi baðýmsýzlýðýn etkisiyle açýklamýþtýr (Tseng ve McDermott 1981, Engelsmann 1982). Belirti daðýlýmý araþtýrýldýðýnda bazý belirtilerin tüm toplumlarda ortak olduðu, bazý belirtilerin ise farklýlýk gösterdiði ortaya çýkmýþtýr. Buradan hareketle depresyonda bazý belirtilerin birincil (kültürden baðýmsýz), bazýlarýnýn ikincil (kültüre baðýmlý) olduðu görüþü ortaya çýkmýþtýr (Tseng ve McDermott 1981). Kültürden baðýmsýz çekirdek belirtiler olan depresif duygudurum ve anhedoni tüm toplumlarda görülmektedir. Buna karþýlýk geliþmiþ-modern-batýlý toplumlarda suçluluk duygularý ve intihar düþüncelerinin, az geliþmiþ-premodern-batýlý olmayan toplumlarda ise somatik yakýnmalarýn daha fazla görüldüðü ortaya çýkmýþtýr (Tseng ve McDermott 1981, Leff 1981, Uluþahin ve ark. 1994). Batýlý olmayan toplumlarda görülen ve depresyon eþdeðeri belirtilerle seyreden depresyon Batý ülkelerinde maskeli depresyon olarak adlandýrýlmaktadýr. Batý dýþý kültürlerde tanýmlanan kültüre özgü psikiyatrik tanýlar olan koro, latah, amok ve susto'nun da birer depresyon eþdeðeri olduklarý ileri sürülmüþtür (Engelsmann 1982). Belirti örüntüsü açýsýndan Batý kültürü ile diðer kültürleri karþýlaþtýran hemen tüm çalýþmalar benzer sonucu vermektedir, ancak bu farklýlýðýn geliþmiþlikten mi, varlýklýlýktan mý, moderniteden mi, Batýlýlýktan mý, yoksa Hristiyanlýktan mý kaynaklandýðý belirsizdir. Çünkü çoðu toplumda tüm bu özellikler içiçe geçmekte ve dönemin yazarlarý tüm bu özelliklere sahip olan Batý toplumlarýný geliþme hiyerarþisinde diðer toplumlarýn üzerinde görmektedirler. Suçluluk duygusunun Yahudi-Hristiyan geleneðinden kaynaklandýðý ileri sürülmüþtür (Tseng ve McDermott 1981, Sayar 1995). Kavramýn Ýngilizce karþýlýðý olan "guilt" sözcüðü altýn anlamýna gelen Almanca "gelt" sözcüðünden gelmekte ve bir günah karþýlýðý kiliseye ödenmesi gereken para cezasýndan köken almaktadýr (Jadhav 2000). Oysa bir Ýslam ülkesi olan Mýsýr'da da depresyon hastalarýnda suçluluk duygusunun görüldüðü, ancak bunun öðrenim düzeyiyle baðýntýlý olduðu bildirilmiþtir (El-Islam 1969). Benzer biçimde suçluluk duygusunu toplumsal geliþme ile iliþkilendiren Murphy (1978), bu duygunun 16. yüzyýldan önce Batý toplumlarýnda da az görüldüðünü bildirmiþtir (Engelsmann 1982). Tseng ve McDermott (1981) toplumlarý utanç yönelimli ve suçluluk duygusu yönelimli olarak hiyerarþik biçimde ikiye ayýrmýþlar, bireyin kendini denetlemesine önem veren toplumlarda suçluluk duygusunun daha fazla görüldüðünü ileri sürmüþlerdir. Bazzoui (1970) bireyin kendini denetlemesine önem verilmeyen Irak toplumunda depresyonda açýk agresyon ve paranoid düþüncelerin sýk görüldüðünü bulmuþ, bunu içe atma (introjection) yerine yadsýma (denial) ve yansýtma (projection) düzeneklerinin fazla kullanýlmasýyla açýklamýþtýr. Psikanalitik kuramýn savunma düzenekleri sýnýflandýrmasýna göre yadsýma ve yansýtma, içe atmaya göre daha ilkel savunma düzenekleridir (Meissner 1985). Batýlý olmayan kültürlerde de suçluluk duygusunun ayný sýklýkta görüldüðü, ancak içeriðinin farklý olduðu bildirilmiþtir. Örneðin Almanlar çocuklara ve Tanrýya karþý suçluluk duyarken, Japonlar ve Korelilerin ebeveynler, atalar ve iþ arkadaþlarýna karþý suçluluk duyduklarý gösterilmiþtir (Engelsmann 1982). 159

4 CÝMÝLLÝ C. Batýlý olmayan toplumlarda depresyonda somatik yakýnmalarýn daha fazla görülmesini açýklayan kuramlardan biri de Leff'in duygusal farklýlaþma kuramýdýr (Leff 1981). Leff, dillerin tarihsel geliþimleri içinde duygularý tanýmlayan sözcüklerin belirli aþamalardan geçtiðini ileri sürmüþtür: 1. Ayrýmlaþmamýþ bedensel yaþantýlar, 2. Ayrýmlaþmamýþ bedensel ve psikolojik yaþantýlar, 3. Ayrýmlaþmamýþ psikolojik yaþantýlar, 4. Ayrýmlaþmýþ psikolojik yaþantýlar. Batýlý olmayan toplumlarýn konuþtuðu dillerin çoðu bu sýralamada birinci ve ikinci aþamada bulunmaktadýr. Bazý ilkel topluluk dillerindeki istisnalar dýþýnda bu dillerde psikolojik yaþantýlarý imleyen ayrýmlaþmýþ sözcükler yoktur ve duygular daha çok somatik metaforlarla dile getirilirler. Tanaka- Matsumi ve Marsella (1976) Japonlarýn duygularý daha çok somut doða imgeleriyle tanýmladýklarýný göstermiþlerdir (Tseng ve McDermott 1981). Çoðu dilde depresyon ve anksiyete kavramlarýnýn eþanlamlýsý olan sözcükler yoktur. Batýlý toplumlarýn çoðunda konuþulan ve farklý duygularý tanýmlayan çok sayýda sözcük içeren Hint-Avrupa dilleri ise bu anlamda geliþmiþ diller olarak nitelendirilmiþtir. Hint-Avrupa dillerinde duygularý imleyen sözcüklerin etimolojisini araþtýran Leff, bu sözcüklerin de somatik kökenlerinin olduðunu ancak giderek anlam farklýlaþmasýna uðradýklarýný göstermiþtir (Leff 1981). Örneðin; Ýngilizce "angina" (aðrý), "anger" (öfke) ve "anxiety" (anksiyete) sözcükleri "baský yapmak" anlamýna gelen ayný Yunanca kökten kaynaklanmaktadýrlar. Leff'in çok merkezli çalýþmasýnda Hint-Avrupa dillerinin konuþulduðu merkezlerdeki deneklerin depresyon, anksiyete ve irritabilite gibi farklý duygusal yaþantýlarý daha iyi ayýrt ettikleri gösterilmiþtir (Leff 1973). Ancak Kolombiyalýlarýn ve ABD'li zencilerin Hint-Avrupa dilleri konuþtuklarý halde duygusal yaþantýlarý ayýrt etmede orta sýralarda yer almalarý duygularýn ayrýmlaþtýrýlmasýnda dilden baþka etmenlerin de rol oynadýðýný düþündürmektedir ve Leff bunu toplumsal geliþme düzeyi olarak tanýmlamýþtýr (Leff 1981). Toplumsal geliþmenin alt basamaklarýndaki geleneksel toplumlarda grup içi iliþkiler önceden belirlenmiþ ve stereotipiktir. Bu toplumsal iliþki aðý içerisinde duygularýn dýþa vurulmasý hoþ karþýlanmaz. Özgürce dýþa vurulamayan duygularýn sembolik beden diliyle dýþa vurulmasý somatizasyona neden olur. Modernizasyon, kabile ve geniþ aile baðlarýnda çözülmeye yol açarak bireyselleþmeyi arttýrýr. Geliþen birey duygularýný sözel olarak dýþa vurmaya baþlar. Modern toplumda yaþantýlarýn duygu imleyen sözcüklerle ifade edilmesi, sýkýntýlarýn dýþavurumunda somatizasyonun yerini karþýtý olan psikolojizasyonun almasýna neden olur (Leff 1981). Marsella ise Batýlý toplumlarla diðer toplumlar arasýndaki farklýlýðý epistemik yönelim (orientation) kuramýyla açýklamýþtýr (Favazza 1985). Bu kurama göre iki tür epistemik yönelim vardýr: 1. Nesnel epistemik yönelim: Soyut dil kullanýmý, bireyselleþmiþ kendilik (self), gerçekliðin sözcüklerle algýlanmasý, denetim odaðýnýn bireyin kendisinde olmasý 2. Öznel epistemik yönelim: Metaforik dil kullanýmý, bireyselleþmemiþ kendilik yapýsý, gerçekliðin imgelerle algýlanmasý, denetim odaðýnýn bireyin dýþýnda olmasý. Nesnel epistemik yönelimli bireylerin depresif bozukluklarýnda affektif, kognitif ve somatik belirtiler birlikte görülür, izolasyon ve separasyon duygusu yaþanýr. Öznel epistemik yönelimli bireylerin depresif bozukluklarýnda ise somatik belirtiler ön plandadýr, kendiliðe baðlýlýk ve kimlik korunur (Favazza 1985). Görüldüðü gibi tüm bu kuramlar toplumlarý geliþimsel bir hiyerarþi içinde sýnýflandýrmakta ve Batý toplumlarýnýn geliþimsel yönden üstün olduðu ön kabulüne dayanmaktadýrlar. Tüm bu kuramlar psikiyatrik bozukluklarý kültürden baðýmsýz "gerçeklik"ler olarak görür. Bir epifenomen olan kültürün ise yalnýzca psikiyatrik bozukluklarýn farklý kültürlerdeki tanýmlanma ve açýklanma biçimlerini, belirtilerini, çare arama davranýþlarýný ve ele alýnma biçimlerini belirlediðine inanýlýr (Lewis-Fernandez ve Kleinman 1995). Bozukluk ortaktýr, ama yaþantýlanmasý kültürden kültüre deðiþir. Batýlý olmayan toplumlar genellikle "geliþmekte olan" ülkelerde yaþamaktadýrlar. "Geliþmekte olan" ifadesinden de anlaþýlacaðý üzere bu toplumlar da geliþme ile birlikte modernize olacak ve bunun sonucunda kültürel yönden Batý toplumlarýna benzeyeceklerdir. Böylesi determinist bir bakýþla bu toplumlarda zaman içinde depresyonun somatik belirtileri azalýrken, suçluluk duygularý ve intihar düþüncelerinin artmasý beklen- 160

5 DEPRESYONDA SOSYAL VE KÜLTÜREL ETMENLER mektedir. Elbette ki bu bakýþ açýsý depresyonun bu toplumlara özgü görünümlerini ve kavramsallaþtýrýlma biçimlerini incelemeyi ve buna yönelik tedavi ve yardým stratejileri geliþtirmeyi gereksiz kýlmaktadýr. 1980'den günümüze dek gelen üçüncü dönemde ise depresyonun kültürel yönlerine iliþkin yayýnlar farklý bir çizgi izlemeye baþladý. Bu dönem tüm dünyada demokrasi ve insan haklarý hareketlerinin, ýrkçýlýða karþý mücadelenin güçlendiði, düþünce dünyasýna postmodern görüþlerin egemen olduðu dönem olarak nitelendirilebilir. Bu dönemde determinizme olan inanç sarsýlmýþ, yerel olan evrensel olanýn yerine geçmiþtir. Dönemin belirleyici kavramlarý parçalanma, farklýlýk, belirlenemezlik, kaos, geçicilik ve süreksizliktir (Karp 1996). Postmodernist kültür anlayýþýnda bireyin öznel hastalýk deneyimi bir "gerçeklik" olarak görülür ve hastalýk deneyimlerinin kültürler arasýndaki benzerliklerine deðil, farklýlýklarýna vurgu yapýlýr. Bu yaklaþým kültürden baðýmsýz "gerçeklik"lerin varlýðýný yadsýr. Bilim bile kültürden baðýmsýz olarak görülmez. Bu anlayýþa göre kültürler arasýnda bir hiyerarþi yoktur ve tüm kültürler eþit kabul edilir. Tüm dünya için geçerli olan prototip bir depresyon tablosu yerine, her kültürde farklý depresyon tablosu/tablolarýnýn varlýðý öngörülür. Depresyon tanýsý konan her klinik tablo farklý bir hastalýk yaþantýsýdýr ve bu tablolar dýþardan bakarak deðil, ancak kültürün içerisinden çalýþýlarak anlaþýlabilir (Lewis- Fernandez ve Kleinman 1995). Batýlý olmayan toplumlarýn týp düþüncesi incelendiðinde depresyonun bu toplumlarda neden daha çok bedensel belirtilerle seyrettiðini anlamak olanaklý olabilir. Hastalýklarýn bedensel ve ruhsal olarak ayýrt edilmesi Batý týbbýna özgüdür (Fabrega 1991, Thakker ve ark. 1999). Fransýz düþünürü Descartes'ýn "zihin-beden" düalitesinden kaynaklanýr. Depresyon psikolojik belirtilere bedensel belirtilerin eþlik ettiði bir klinik tablodur. Ancak Batý kültüründe psikiyatrik bir hastalýk olarak kabul edildiðinden somatik belirtiler dikkate deðer bulunmaz (Thakker ve ark. 1999). Buna karþýlýk Batýlý olmayan týp sistemlerinde ruhsal-bedensel ayrýmý yoktur. Hastalýklara deðil, belirtilere odak yapýlýr. Hastalýðýn nedenleri, patogenezi, belirtileri, tanýsý, tedavisi, prognozu; tümü fiziksel, fizyolojik ve ruhsal fenomenler içerir. Bunlarýn tümü, Batý'nýn zihin-beden düalitesini ortadan keserler. Hiçbir hastalýk diðerinden daha gerçek ya da daha özgün deðildir. Psikiyatrik hastalýklar da fiziksel ve fizyolojik fenomenler içerdiðinden diðer hastalýklar kadar gerçek kabul edilirler (Fabrega 1991). Günümüzün kültürel psikiyatristleri DSM ve ICD'deki depresif bozukluk tanýlarýnýn kültürlerarasý geçerliliðinden kuþku duymaktadýrlar. Kleinman (1977), bir kültür için geliþtirilen nozolojik bir kategorinin baþka bir kültüre uygulandýðýnda bütünlüðünü ve geçerliliðini yitirdiði görüþündedir. Örneðin; Batý kültüründe anlamý olan distimik bozukluk kategorisi dünyanýn büyük bölümünde sosyal sorunlarýn medikalize edilmesi anlamýna gelebilir. Kleinman bu sorunu "kategori hatasý" olarak adlandýrmaktadýr. Jadhav (2000) depresyonun kültürlerarasý geçerliliðine iliþkin dört sorun tanýmlamýþtýr: 1. Kendilik (self) tanýmýndaki kültürlerarasý çeþitlilik, 2. Farklý kültürlere özgü farklý duygu tanýmlamalarý, 3. Duygularý tanýmlayan sözcüklere iliþkin çeviri güçlükleri, 4. Depresyonun evrensel bir biyolojik özgüllüðünün olmamasý. Jadhav (2000) Batý psikiyatrik kuramýnýn kendi kültürel kategorilerini ampirik veriler aracýlýðýyla nesnelleþtirdiðini ve sanki evrensel doða bilimi kategorileriymiþçesine kabullendiðini, bu anlamda çaðdaþ psikiyatri kuramýnýn da bir tür etnopsikiyatri olduðunu ileri sürmektedir. Manson (1996) standart görüþme ölçekleri farklý dillere uyarlanýrken uygulanan çeviri-geri çeviri yönteminin diðer dillerdeki duygu ifade eden pek çok sözcüðün gözden kaçýrýlmasýna neden olduðunu düþünmektedir. Tseng (1996), psikiyatrik bozukluklarýn duygudurum-anksiyete-somatoform-disosiyatif bozukluklar biçiminde kategorize edilmesinin birçok kültürde yapay ayrýmlara neden olduðunu, bu kültürlerdeki bozukluklarýn genellikle bu kategorilerin bir karýþýmýndan oluþtuðunu ileri sürmüþtür. Good (1996), DSM çok eksenli taný sistemine hastanýn durumunun kendisi ve yakýnlarý tarafýndan kendi kültürlerinin bakýþ açýsýyla deðerlendirilmesini içeren altýncý bir eksen eklenmesini önermiþtir. Stres etkenleri kültürler arasýnda farklýlýk gösterdiðinden, stres þiddetinin derecelendirilmesinde 161

6 CÝMÝLLÝ C. kullanýlan ölçeklerin evrensel geçerliliðinin olmadýðý ileri sürülmüþtür (Tseng 1996). GELENEKLER VE DEPRESYON Yeni kültürel psikiyatrinin bakýþ açýsýyla depresyonun geleneklerle iliþkili olduðunu söylemek yerine depresyonun geleneklerden oluþtuðunu söylemek daha doðru olacaktýr. Toplumun mensubu olduðu týp düþüncesi sistemi de elbette geleneklerin bir parçasýný oluþturur. Batý toplumlarý ve diðer toplumlarýn týp düþüncesi yukarýda tanýtýldýðý için burada daha çok toplumlarýn yaþama genel bakýþýna iliþkin gelenekler tanýtýlacaktýr. Psikodinamik anlamda depresyona zemin hazýrladýðý düþünülen baðýmlýlýk bazý toplumlarda yüceltilen bir deðerdir. Örneðin baþkasýnýn iyi huylu olduðunu peþinen kabul ederek ona baðýmlý olmak anlamýna gelen "amae", Japon kendilik kavramýnýn merkezinde yer alan bir kavramdýr (Favazza 1985). Belki de bununla iliþkili olarak depresyona daha fazla hoþgörü gösteren Japonlarýn dilinde duygulu, üzgün ve güzel kavramlarýna karþýlýk gelen tek bir sözcük vardýr (Engelsmann 1982). Buna karþýlýk Mohave kýzýlderililerinde eþe baðýmlý olmak ve öldüðünde yas tutmak ayýp sayýlýr (Favazza 1985). Yasýn ritüeller aracýlýðýyla dýþa vurulmasýnýn depresyon riskini azaltacaðý ileri sürülmüþtür (Engelsmann 1982). Ölümün ele alýnýþ biçimi ve sonrasýndaki bazý kültürel alýþkanlýklar, ardýndan depresyon geliþipgeliþmemesi konusunda belirleyici olur. Samoa adalarýnda ölüm doðal karþýlanýr ve aile çevresi yeterli destek saðlar. Bu geleneðin yas eþliðinde depresyon geliþme riskini azalttýðý bildirilmiþtir (Tseng ve McDermott 1981). Buna karþýlýk Kuzey Amerikan kültüründe ölüm acýsý çekenler yalnýz býrakýlýr ve genellikle terapist ya da rahip gibi bir yabancýdan yardým talebinde bulunurlar. Surinamlý bir kýzýlderili kabilesinde çocuðu ölen anne ona gizli bir göbek baðýyla baðlý olduðunu düþündüðü için yeme-içmeden kesilir (Tseng ve McDermott 1981). Doðu toplumlarýnda görülen kadercilik ve tevekkülün olumsuz yaþam koþullarýný kabullenmeyi kolaylaþtýrarak depresyon riskini azalttýðý ileri sürülmüþtür (Engelsmann 1982, Sayar 1995). Geleneðin en önemli bileþenini oluþturan dini inançlar da depresyon seyrine etkide bulunurlar. Bir Hristiyan tarikatý olan Hutterite'lerde depresyon þeytan iþi olarak görüldüðünden olumsuz deðer taþýr. Ýslam ülkelerinde intihar sýklýðýnýn düþük olmasý Ýslam dininde intiharýn günah olmasýyla iliþkilidir. Waziri (1973) Afganistan'da intihar düþüncelerinin yerini ölme isteðinin aldýðýný gözlemlemiþtir (Tseng ve McDermott 1981). Fidaner ve Fidaner'in (1987) Türkiye için bulduklarý intihar oraný da (2/100,000) Avrupa'daki en düþük orandýr. Ýntihar oranýnýn düþüklüðü yalnýz Ýslam dini ile iliþkili deðildir. Geleneksel toplumlarda intihar oraný genelde modern toplumlardan düþüktür. Jacobsson (1988), bir toplumdaki intihar oranýnýn, psikiyatrik bozukluklarýn türü yaygýnlýðýndan çok, toplumda yaþanan varoluþsal koþullarýn göstergesi olduðunu ileri sürmüþtür. DEPRESYON PSÝKODÝNAMÝÐÝNÝN KÜLTÜREL YÖNLERÝ Kültürlerarasý depresyon araþtýrmalarý sýklýkla depresyon fenomenolojisine yönelmekle birlikte sosyal ve kültürel etmenlerin etiyolojideki rolünü araþtýran çalýþmalar nadirdir (Tseng ve McDermott 1981). Oysa depresyona iliþkin psikodinamik kuramlar gözden geçirildiðinde bazý sosyal ve kültürel etmenlerin depresyona yatkýnlýk oluþturacaðý ya da depresyondan koruyacaðý görülecektir. Psikanalitik kurama göre oral agresif dürtüler, baðýmlý ve narsisistik kiþilik yapýlarý, nesne kaybý ve yoksunluðu depresyon oluþumundan sorumlu tutulmaktadýr. Ýlk kez, bir ego psikoloðu olan Bibring, ego ideallerinin gerçekleþmemesi sonucu benlik saygýsýnýn zedelenmesini depresyon oluþumundan sorumlu tutarak sosyal etkenlerin rolüne deðinmiþtir (Akiskal 1995). Kültüre baðlý olan çocuk yetiþtirme tarzýnýn eriþkin çaðda depresyon geliþmesini belirlediði ileri sürülmüþtür. Çocuða aþýrý izin verici davranan kültürlerde oral engellenme olmayacaðýndan depresyonun az görüleceði ileri sürülmüþtür (Engelsmann 1982). Batý kültüründe ise güçlü iç denetime önem verildiðinden internalize edilen öfke ve agresyonun suçluluk duygularýna yol açtýðý ileri sürülmüþtür (Tseng ve McDermott 1981). Çocukluk çaðýndaki olumsuz deneyimler ve ev ortamýnýn eriþkin çaðda depresyon geliþimiyle iliþkili olduðu gösterilmiþtir (Blazer 1995, Lara ve Klein 1999). Çocuklukta separasyon yaþamanýn depresyona yatkýnlýk oluþturduðu, bu zemin üzerine eriþkin çaðda yaþanan separasyonlarýn depresyona neden olduðu ileri sürülmüþtür (Tseng ve McDermott 1981). Erken ebeveyn ölümü depresyon için bir risk etmenidir (Blazer 1995). Ölen ebeveynin yerini sevgi verebilen birisinin 162

7 DEPRESYONDA SOSYAL VE KÜLTÜREL ETMENLER doldurabildiði toplumlarda depresyon riskinin azalmasý beklenir (Tseng ve McDermott 1981). Agresyonun dýþavurulma olanaklarýnýn varlýðýnýn depresyon riskini azaltacaðý ileri sürülmüþtür. Terörün süreklilik gösterdiði Kuzey Ýrlanda'nýn Belfast kentinde depresyon oranýnýn düþük bulunmasý bu görüþü desteklemektedir (Favazza 1985). KADIN OLMANIN KÜLTÜREL YÖNÜ Hemen tüm araþtýrmalar kadýnlarda depresyon görülme sýklýðýnýn erkeklerin 2-3 katý olduðu sonucuna varmýþtýr. Depresyon þiddeti ve endojenitesi azaldýkça bu farklýlýk daha da artmaktadýr. Biyolojik ve sosyal etmenlerin bu farklýlýkta ne ölçüde rol oynadýðý henüz sonuçlanmayan bir tartýþma konusudur. Belirli bir coðrafi bölgede zaman içinde depresyon görülme sýklýðýnda kadýn/erkek oranýndaki deðiþimleri inceleyen araþtýrmalar sosyal deðiþimin depresyon üzerine etkileri konusunda fikir vermektedir (Bebbington 1999). Batý ülkelerinde yapýlan bazý araþtýrmalarda zaman içinde kadýn/erkek oranýnýn azaldýðý görülmektedir (Srole ve Fischer 1980, Hagnell ve ark. 1994, Bebbington ve ark. 1998). Orandaki bu azalma depresyon görülme sýklýðýnýn erkeklerde deðiþmeyip kadýnlarda azalmasýyla iliþkili bulunmuþ ve kadýnlarýn sosyal koþullarýndaki düzelmelerle açýklanmýþtýr (Silverstein ve Perlick 1991, Wolk ve Weissman 1995). Evli erkeklerde depresyon görülme sýklýðý bekar, dul ve boþanmýþ erkeklere göre daha azdýr (Bebbington 1999). Buna karþýlýk kadýnlar için bu durumun tersi söz konusudur. Bu da evliliðin kadýnlar için daha büyük bir yük oluþturmasýyla açýklanmýþtýr (Der ve Bebbington 1987). Kadýnlarýn çalýþma yaþamýna atýlmanýn yanýsýra anne ve eþ rollerini sürdürmeleri daha fazla rol çatýþmasý yaþamalarýna neden olmaktadýr. Ýngiltere'de evli kadýnlar arasýnda da çocuðu olanlarda depresyon oraný olmayanlardan daha yüksek bulunmuþtur (Bebbington 1999). Çocuk sahibi olmanýn sosyal statüsünün daha yüksek olduðu Akdeniz ülkelerinden Yunanistan ve Ýspanya'da ise böyle bir farklýlýk saptanmamýþtýr (Mavreas ve ark. 1986, Vazquez-Barquero ve ark. 1987). Kadýnlar travmatik yaþam olaylarýna erkeklerden daha fazla maruz kalmakla birlikte, asýl farklýlýðýn yaþam olaylarý karþýsýnda erkekler kadar etkili baþetme biçimleri kullanmamalarýndan kaynaklandýðý ileri sürülmüþtür (Cooke ve Hole 1983). Bireyin kendisine iliþkin yaþam olaylarýnda her iki cinsiyetin duyarlýlýðýnýn farklý olmadýðý, ancak kiþilerarasý iliþki sorunlarýnda kadýnlarýn daha duyarlý olduðu ileri sürülmüþtür (Turner ve Avison 1989). Depresyon görülme sýklýðýndaki cinsiyet farklýlýðýnýn hangi yaþlarda daha fazla olduðunun araþtýrýlmasý farklýlýðýn biyolojik olup olmadýðý konusunda fikir verebilir. Çocukluk ve yaþlýlýk dönemlerinde iki cinsiyet arasýndaki farklýlýk azalmaktadýr. Farklýlýðýn kadýnlardaki hormonal deðiþikliðin daha belirgin olduðu menarþ ile menopoz arasýndaki doðurganlýk döneminde artmasý, biyolojik etmenlerin önemli rol oynadýðýnýn kanýtý olarak görülmektedir (Bebbington 1999). YOKSULLUK VE DEPRESYON Depresyonun sosyal deðiþkenlerle iliþkisini inceleyen çalýþmalar gözden geçirildiðinde, ekonomik durum-depresyon iliþkisini inceleyen çalýþmalarýn en tutarsýz sonuçlarý verdiði görülmektedir. Erken dönemde yapýlan çalýþmalarda ayný zamanda toplumun yoksullarýný oluþturan farklý ýrk ve kültür gruplarýndaki depresyonun tanýnmamasý depresyonun yoksullarda daha az görüldüðü biçiminde bir yanlýþ izlenime neden olmuþtur. Murphy ve arkadaþlarý (1967) depresyonun üst sosyoekonomik düzeylere iliþkin bir hastalýk olduðunu ileri sürmüþlerdir. Mesleki statü yükseldikçe depresyon görülme sýklýðýnýn arttýðýný saptayan Bagley (1973) bunu sýnýf atlama sýrasýnda yaþanan stresin etkisiyle açýklamýþtýr. Bebbington (1978) ise depresyon görülme sýklýðýnýn sosyodemografik deðiþkenlerle iliþkisiz olduðunu öne sürmüþtür. Oysa ki travmatik yaþam olaylarýyla iliþkili olduðu kesinlikle bilinen depresyonun daha fazla travmatik yaþam olayýna maruz kalan yoksullarda daha fazla görülmesi beklenir. Sonraki dönem çalýþmalarý gözden geçirildiðinde sosyoekonomik düzey düþüklüðünün depresyon için önemli bir risk etmeni oluþturduðu ortaya çýkmýþtýr (Küey ve Güleç 1993, Blazer 1995, Karp 1996). SOSYAL DESTEKLER VE DEPRESYON Depresyonun sosyal desteklerle iliþkisine iliþkin yayýnlar da zaman içinde deðiþim göstermiþtir. Erken dönemde Murphy ve arkadaþlarý (1967) grup kohezyonunun yüksek olmasýnýn depresyona yatkýnlýk oluþturduðu biçiminde bir kuram oluþturmuþlardýr. Chance (1964) grup kohezyonunun az olduðu modern toplumda daha özgür olan bireyin öfkesini daha kolay dýþa vuracaðýný ve depres- 163

8 CÝMÝLLÝ C. yonun daha az görüleceðini ileri sürmüþtür. Murphy ve arkadaþlarý (1967) dýþa kapalý bir mezhep topluluðu olan Hutterite'lerde ataerkil aile yapýsýnýn suçluluk duygularý ve depresyon oluþumuna yol açtýðý sonucuna varmýþlardýr. Buna karþýlýk grup kohezyonunun yetersiz olduðu toplumlarda depresyonun daha sýk görüldüðü ileri sürülmüþtür (Sethi 1973, Güleç 1981, Blazer 1995). Kentlerde de bu nedenle depresyonun daha sýk görülmesi beklenir ki birçok çalýþmada saptanan risk etmenlerine lojistik regresyon analizi uygulandýðýnda kentte yaþamanýn depresyon için bir risk etmeni olduðu sonucu çýkmýþtýr (Blazer ve ark. 1985). Karp (1996) depresyonu kiþilerarasý baðlarýn kopmasýyla iliþkilendirerek kollektif yaþamýn yeniden inþa edilmesini önermiþtir. Son dönemdeki diðer çalýþmalar da sosyal destek azlýðýnýn depresyon için bir risk etmeni olduðu sonucuna varmýþlardýr (Bebbington 1999, Hwang ve ark. 2000). Günümüzün Batý toplumlarýnda sosyal desteðin büyük bölümü toplumun temel örgütlenme biçimi haline gelen çekirdek aile tarafýndan verilmektedir. Çekirdek aile desteðinden yoksun kalan bekar, dul ve boþanmýþlarda depresyon görülme sýklýðýnýn evlilere göre daha sýk olmasý da sosyal desteklere iliþkin günümüzdeki görüþü desteklemektedir (Blazer 1995). Buna karþýlýk diðer bir ilginç bulgu depresyon hastalarýnýn sürekli sempati ve ilgi arayýþý nedeniyle çevrelerindeki bireylerin kendilerinden uzaklaþmasýna neden olmalarýdýr (Lara ve Klein 1999). Böylece depresyonun kendisi sosyal destekleri azaltarak depresif epizodun kronikleþmesine neden olmaktadýr. Kiþilerarasý kuramcý Coyne bunu "depresif döngü" olarak adlandýrmaktadýr (Lara ve Klein 1999). Cui ve Vaillant (1997) 35 yýl süre ile izledikleri bir populasyonda depresyonun olumsuz yaþam olaylarýna neden olduðunu göstermiþlerdir. DÜNYADA DEPRESYON ARTIÞININ NEDENLERÝ Batý ülkelerinde 2. Dünya Savaþýndan bu yana depresyonun sürekli arttýðý ve baþlangýç yaþýnýn küçüldüðü ileri sürülmüþtür (Klerman 1988, Blazer 1995). Elbette ki farklý zaman dilimlerinde ve farklý taný araçlarý kullanýlarak yapýlan epidemiyolojik çalýþmalardan böylesi bir sonuç çýkaran yayýnlar ihtiyatla karþýlanmalýdýr. Depresyonun giderek daha iyi tanýnmasý ve geçmiþte mutsuzluk olarak nitelendirilen durumlarýn týbbi bir sorun olarak algýlanmasý saðlýk kuruluþlarýna baþvuru oranlarýný arttýrmýþtýr. Sartorius (1975), tüm dünyada depresyon tanýsý koyma oranlarýnýn artmasýný dört nedene baðlamaktadýr: 1. Hekimlerin depresyon tanýsý koyma eðiliminin artmasý, 2. Depresyon kavramýnýn geniþlemesi (maskeli depresyon vb), 3. Hastalarýn depresyonu daha iyi tanýmlamalarý, 4. Depresif bozukluklar için sunulan saðlýk hizmetlerindeki artýþ. Ayný populasyonda farklý zamanlarda ayný taný araçlarý kullanýlarak yapýlan çalýþmalar zaman içindeki görülme sýklýðý deðiþikliklerini belirlemek açýsýndan daha deðerlidir. Hagnell ve arkadaþlarý (1982), Ýsveç'te ayný kýrsal popülasyonda 1947, 1952 ve 1972'de yaptýklarý çalýþmalarda depresyon görülme sýklýðýnýn düzenli arttýðýný, özellikle genç erkeklerde depresyon görülme sýklýðýnýn üç katýna çýktýðýný bildirmiþlerdir. Birçok araþtýrmada yaþ ilerledikçe yaþamboyu depresyon yaygýnlýðýnýn azaldýðý görülmektedir. Bebbington (1999) bir kohort etkisi olarak nitelendirdiði bu durumun yeni kuþaklarda depresyon yaygýnlýðýnýn artmasýndan kaynaklandýðý görüþündedir. Bu artýþýn sosyal nedenlerini anlayabilmek için öncelikle -Batý ülkeleri dýþýnda bu artýþ henüz yeterince belgelenmediðinden- Batý ülkelerindeki psikososyal çevrenin deðiþimlerini gözden geçirmek yararlý olacaktýr. Nüfus artýþý, iç göç ve çevre sorunlarýnýn büyük ölçüde kontrol altýna alýndýðý bu toplumlar modern sanayi toplumlarýdýr. Sanayi toplumu insanlarý kentlerde toplar, geniþ aileleri bölerek çekirdek aileye dönüþtürür, insanlar arasýndaki baðlarý gevþetir, bireyciliði arttýrýr, yardýmlaþmayý azaltýr. Ýktisadi iþlevler uzmanlaþmýþtýr. Eþini, arkadaþlýk iliþkilerini, toplumsal statüsünü bireyin kendisi belirler. Bireyin yerini bir diðer birey alamadýðý için ayrýlýklar yalnýzlýk üretir. Ýnsan karmaþýk iliþkiler aðý içerisinde giderek yalnýzlaþýr. Kleinman ve Kleinman (1985) modern toplumun depresyonun yalnýzca tanýmlandýðý deðil, ayný zamanda yaygýnlaþtýðý toplum olduðunu ileri sürmüþlerdir. Sanayi toplumu bilgi toplumuna doðru evrimleþirken modernist ideolojiye tepkiler ortaya çýkmýþtýr. Postmodernizm olarak adlandýrýlan bu tepkilerin henüz toplumlarýn yaþamýna egemen olan bir bütünlük içinde olup 164

9 DEPRESYONDA SOSYAL VE KÜLTÜREL ETMENLER olmadýðý tartýþýlabilir, ancak yaþamýn her alanýndaki postmodern tepkiler Batý ülkelerinde yaygýn olarak tartýþýlmaktadýr. Determinizme inancýn sarsýldýðý, yerel olanýn evrensel olanýn yerine geçtiði bu dönemin belirleyici kavramlarý parçalanma, farklýlýk, belirlenemezlik, kaos, geçicilik ve süreksizliktir. Postmodern toplumlarýn özellikleri kýsa süreli ve yüzeyel insan iliþkileri, aidiyet duygusunu azaltan coðrafi hareketlilik ve medya aracýlýðýyla yaygýnlaþan çoðul bakýþ açýlarýdýr. Postmodern bilincin özelliklerini boþluk, karamsarlýk, duygusuzluk ve kinizm olarak tanýmlayan Karp (1996), depresyonu da postmodernizasyonla iliþkilendirmiþ ve depresyonla baþetmek için kollektif yaþamý yeniden kurmayý önermiþtir. Üçüncü dünya ülkeleri ise bambaþka sorunlarla boðuþmaktadýrlar. Bu ülkelerde hýzlý nüfus artýþý, göç, yoksulluk, siyasi sorunlar, insan haklarý ve çevre sorunlarýnýn etkilerini gözden geçirmek gerekir. Bu toplumsal yapýda travmatik yaþam olaylarýnýn çok daha fazla görülmesi olaðandýr. Travmatik yaþam olaylarý ve yoksulluðun depresyon için birer risk etmeni olduklarýna deðinilmiþti. Psikososyal çevrenin hýzla deðiþmesinin depresyon oranýnda artmaya neden olacaðý ileri sürülmüþtür (Tseng ve McDermott 1981). Hýzlý nüfus artýþý, üretim ayný hýzda artmadýðýnda kaynaklarý sýnýrlayarak yaþam kalitesini düþürür ve strese neden olur. Wechsler (1961) hýzlý nüfus artýþýnýn depresyon ve intihar oranýný arttýrdýðýný göstermiþtir (Tseng ve McDermott 1981). Göçün ruh saðlýðýna etkisi ise iki yönlü olduðundan karmaþýktýr (Engelsmann 1982). Bir yanýyla nesne yitimi ve uyum sorunlarýna yol açarken, diðer yanýyla da yeni olanaklara kavuþmayý saðlamakta ve yaþam kalitesini arttýrmaktadýr. DEPRESYONDA ÇARE ARAMA DAVRANIÞI Depresyonda çare arama davranýþý depresyonun kavramsallaþtýrýlma biçimiyle iliþkilidir. Depresif duygudurum bir insanlýk hali olarak görüldüðünde çare aranmaz ya da yakýnlardan destek beklenir. Týbbi olmayan kavramsallaþtýrma biçimlerinin doðal sonucu týbbi olmayan çözüm arayýþlarý olacaktýr. Bunlar arasýnda geleneksel tedaviciler önemli bir yer tutar. Klinik tabloda somatizasyonun ön planda olmasý depresyon hastalarýnýn ruh saðlýðý dýþýnda kalan saðlýk kuruluþlarýna baþvurmasý ile sonuçlanacaktýr. Tüm dünyada depresyon konusunda bilgilenmenin artmasý sonucunda ruh saðlýðý hizmetlerine baþvuru artmakla birlikte tüm toplumlarda farklý çare arama biçimleri deðiþen oranlarda yanyana varlýklarýný sürdürmektedir. Depresyon için psikiyatrik tedaviye baþvurma kültürel etmenlerin yanýsýra pek çok diðer etmen tarafýndan belirlenmektedir. Tedavi arama davranýþýný arttýran demografik deðiþkenler kadýn olmak ve ileri yaþ olarak bildirilmiþtir (Parker ve Brown 1979, Maier ve ark. 1992, Moller-Leimkuhler 2000). Tedavi arama davranýþýný arttýran klinik deðiþkenler hastalýk þiddeti ve belirti sayýsý (Dew ve ark. 1988, Kendler 1995), psikomotor retardasyon, intihar düþünceleri, komorbid mani, komorbid panik bozukluðu (Galbaud du Fort ve ark. 1999), introvert ve anankastik kiþilik yapýsý (Meier ve ark. 1992), obsesif kompulsif bozukluk belirtileri (Bucholz ve Dinwiddie 1989) olarak bildirilmiþtir. Eþlik eden madde kullaným bozukluðunun tedavi baþvurusunu ne yönde etkilediði tartýþmalýdýr (Galbaud du Fort ve ark. 1999, Bucholz ve Dinwiddie 1989). Ailede depresyon ve depresyon tedavisi öyküsünün varlýðý tedavi baþvurusunu arttýrmaktadýr (Maier ve ark. 1992, Kendler 1995). Tedavi baþvurusunu arttýrdýðý bildirilen sosyal deðiþkenler ise sosyal destek azlýðý (Dew ve ark. 1988) ve yetiyitimidir (Jimenez ve ark. 1997). Kýrsal bölgede depresyona iliþkin stigmanýn (etiket) birinci basamak saðlýk hizmetlerine baþvuruyu azalttýðý bildirilmiþtir (Van Hook 1996). ABD'de yaþlý zenci kadýnlarýn depresif belirtileri týbbi bir sorun olarak görmedikleri için tedaviye daha az baþvurduklarý bildirilmiþtir (Steffens ve ark. 1997). ABD'de yaþayan Çin kökenli kadýnlarýn depresyonu psikolojik bir sorun olarak gördüklerinde aileden, fiziksel bir sorun olarak gördüklerinde ise saðlýk kuruluþlarýndan yardým istedikleri belirlenmiþtir (Ying 1990). ABD'de yaþayan Meksika kökenli ailelerin anksiyete bozukluklarýnda daha çok saðlýk kuruluþlarýna, depresyonda ise daha çok geleneksel tedavicilere baþvurduklarý bildirilmiþtir (Chesney ve ark. 1980). Türkiye'de de yakýn zamanlara dek geleneksel toplum kesimlerinde depresyonun tedavi edilebilir bir durum olarak görülmemesi nedeniyle saðlýk kuruluþlarýna baþvurunun sýnýrlý olduðu bildirilmiþtir (Küey ve Güleç 1993). Baþvurularýn büyük ölçüde diðer uzmanlýk alanlarýna yapýldýðý (Kýlýç ve ark. 1992, Kýrpýnar ve ark. 1994), birinci basamak saðlýk hizmetlerine baþvuran depresyonlara sýklýkla taný konamadýðý 165

10 CÝMÝLLÝ C. bildirilmektedir (Rezaki 1995, Özmen ve Saðduyu 1997). Doðrudan ruh saðlýðý birimlerine baþvuruyu arttýran etmenlerin öðrenim düzeyi, kentte ve kente yakýn yaþama, yüksek gelir düzeyi, genç olma ve erkek olma olduðu saptanmýþtýr (Alper ve ark. 1990, Kýrpýnar ve ark. 1994, Dündar ve ark. 1994). Affektif bozukluklara yönelik tutumlar yönünden Ankara-Gölbaþý'nda saðlýk sosyalizasyonu uygulanan ve uygulanmayan iki köyü karþýlaþtýran Güleç ve Üstün (1982), sosyalizasyon uygulanan köyde yaþayanlarýn depresyonu daha çok týbbi bir sorun olarak gördüklerini, buna karþýlýk diðer köyde yaþayanlarýn daha çok dinsel ve geleneksel kurumlara baþvurduklarýný saptamýþlardýr. Kültürel psikiyatrideki yeni anlayýþa göre kavramsallaþtýrma biçimini kültürün içinde aramak gereken depresyonun tedavisinin de kültürün içinde olmasýný yadýrgamamak gerekir. Bu anlayýþ çaðdaþ psikiyatrinin geleneksel tedavicilere bakýþýný olumlu yönde deðiþtirmiþtir. Batý týbbý ve geleneksel tedavilerin birbirini tamamlayacak biçimde birlikte uygulanmasý önerilmiþtir (Coulehan 1980, Moore ve Boehnlein 1991). Türkiye'de erken dönem yayýnlarýnda ilk baþvuruda geleneksel tedaviciye (hoca, þeyh, yatýr, büyücüfalcý) götürülme oraný Erzurum'da %74, Antalya'da %46, Ýzmir'de %34 olarak bildirilmiþtir (Kýrpýnar 1990, Birsöz 1997, Alper ve ark. 1990). Bu oranlar giderek Erzurum'da %14'e, Ankara'da %1'e dek düþmüþtür (Kýrpýnar ve ark. 1994, Kýlýç ve ark. 1992). Ankara'daki oran araþtýrmacýlarýn hastalarýn geleneksel tedaviciye baþvurduðunu gizlediðini düþünmesine yol açacak kadar düþüktür. Sýklýkla her iki kuruma birlikte baþvurulduðu bildirilmektedir (Tarhan 1988, Bekaroðlu 1995). Hekime baþvuran hastalarýn %20'si daha sonra geleneksel tedaviciye de baþvurmaktadýr (Kýrpýnar ve ark. 1994). Uygulanan týp dýþý tedavilerin %75'ini yazýlan muskalarýn oluþturduðu bildirilmiþtir (Kýrpýnar 1990). SONUÇ Acý, elem ve keder insanlýðýn ortak duygularýdýr. Bu duygularýn insanýn tüm varoluþuna egemen olduðu bir hastalýk yaþantýsý olan depresyon, sosyal ve kültürel etmenlerden önemli ölçüde etkilenmektedir. Olumsuz sosyal ve ekonomik koþullarýn depresyon riskini arttýrdýðý gösterilmiþtir. Hatta psikososyal çevredeki olumsuz deðiþimlerin dünyada depresyon artýþýna yol açtýðý ileri sürülmüþtür. Çocuk yetiþtirme tarzýnda ve ölümün ele alýnýþýndaki farklý toplumsal pratikler depresyon üzerinde belirleyici rol oynayabilir. Farklý kültürlerde yaþanan duygular farklý biçimde kavramsallaþtýrýlmakta ve farklý biçimlerde çözüm aranmaktadýr. Her bireyin depresyonu kendine özgü öyküsü olan bir hastalýk yaþantýsýdýr. Bu yaþantýlar ancak kültürün içinden bakarak anlaþýlabilir. Küreselleþme tüm dünyayý küçültmekte ve egemen kültür olan Batý kültürünün yaygýnlaþmasýna neden olmaktadýr. Yanýsýra eðitim ve saðlýk hizmetlerindeki geliþmeler de depresyonun tüm dünyada giderek daha iyi tanýnmasýný saðlamaktadýr. Ama bunlarýn hiçbiri kültürel duyarlýlýðý yüksek ruh saðlýðý çalýþanlarýnýn karþýlarýndakinin bir insan olduðunu unutmadan onu kendi kültürü içinde anlamaya ve sorunlarýna çözüm bulmaya çalýþmasýnýn yerini tutmayacaktýr. KAYNAKLAR Akiskal HS (1995) Mood disorders: Introduction and overview. Comprehensive Textbook of Psychiatry, 6. Baský, 1. Cilt, HI Kaplan, BJ Sadock (Ed), Baltimore, Williams & Wilkins, s Alper Y, Coþkunol H, Çelikkol A ve ark. (1990) EÜTF Psikiyatri ABD polikliniðinde görülen hastalarda týp dýþý baþvurularýn araþtýrýlmasý. 26. Ulusal Psikiyatri Kongresi Bildirisi, Ýzmir. Bagley C (1973) Occupational class and symptoms of depression. Soc Sci Med, 7: Bazzoui W (1970) Affective disorders in Iraq. Br J Psychiatry, 117: Bebbington P (1978) The epidemiology of depressive disorder. Cult Med Psychiatry, 2(4): Bebbington PE, Dunn G, Jenkins R ve ark. (1998) The influence of age and sex on the prevalence of depressive conditions: Report from the National Survey of Psychiatric Morbidity. Psychol Med, 28: Bebbington PE (1999) Psychosocial causes of depression. The Journal of Gender-Specific Medicine, 2(6): Bekaroðlu M (1995) Depresyonda çare arama davranýþý. Türkiye'de Depresyonun Sosyodemografik Özellikleri ve Klinik Görünümü Sempozyumu Bildirisi, Ýstanbul. Birsöz S (1997) Türkiye'de depresyonlarýn sosyokültürel özellikleri. Depresyon Dergisi, 2(1): 3-8. Blazer D (1995) Mood disorders: Epidemiology. Comprehensive Textbook of Psychiatry, HI Kaplan, BJ Sadock (Ed), 6. Baský, 1. Cilt, Baltimore, Williams & Wilkins, s Blazer DG, George LK, Landerman R ve ark. (1985) Psychiatric disorders: A rural/urban comparison. Arch Gen Psychiatry, 42:

11 DEPRESYONDA SOSYAL VE KÜLTÜREL ETMENLER Bucholz KK, Dinwiddie SH (1989) Influence of nondepressive psychiatric symptoms on whether patients tell a doctor about depression. Am J Psychiatry, 146(5): Chance NA (1964) A cross-cultural study of social cohesion and depression. Transcultural Psychiatry Research Review, 1: Chesney AP, Thompson BL, Guevara A ve ark. (1980) Mexican- American folk medicine: Implications for the family physician. J Fam Pract, 11(4): Cooke DJ, Hole DJ (1983) The importance of stressful life events. Br J Psychiatry, 143: Coulehan JL (1980) Navajo Indian medicine: Implications for healing. J Fam Pract, 10(1): Cui XJ, Vaillant GE (1997) Does depression generate negative life events. J Nerv Ment Dis, 185(3): Der G, Bebbington PE (1987) Depression in inner London: A register study. Soc Psychiatry Psychiatr Epidemiol, 22: Dew MA, Dunn LO, Bromet EJ ve ark. (1988) Factors affecting help-seeking during depression in a community sample. J Affect Disord, 14(3): Dündar S, Aldanmaz F, Oðuz A ve ark. (1994) Akýl hastasýnýn iyileþmesi ve akýl hastalýðýnýn tedavisi konusundaki düþüncelerin belirlenmesi ve çeþitli deðiþkenler açýsýndan incelenmesi. 30. Ulusal Psikiyatri Kongresi Bildirisi, Kayseri- Nevþehir. El-Islam MF (1969) Depression and guilt: A study at an Arab psychiatric clinic. Social Psychiatry, 4: Engelsmann F (1982) Culture and depression. Culture and Psychopathology, I Al-Issa (Ed), Baltimore, University Park Press, s Fabrega H Jr (1991) Somatization in cultural and historical perspective. Current Concepts of Somatization, LJ Kirmayer, JM Robbins (Ed), Washington DC, American Psychiatric Press, s Favazza AR (1985) Anthropology and psychiatry. Comprehensive Textbook of Psychiatry, HI Kaplan, BJ Sadock (Ed), 4. Baský, 1. Cilt, Baltimore, Williams & Wilkins, s Fidaner C, Fidaner H (1987) Türkiye'de intihar epidemiyolojisi. 23. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Bilimsel Yayýnlar Kitabý, Y Aktuna (Ed), Ýstanbul, s Galbaud du Fort G, Newman SC, Boothroyd LJ ve ark. (1999) Treatment seeking for depression : Role of depressive symptoms and comorbid psychiatric diagnoses. J Affect Disord, 52(1-3): Good B (1996) Duygudurum ve anksiyete bozukluklarý hakkýnda kültürel yorumlar: II. Kültür ve Psikiyatrik Taný, JE Mezzich, A Kleinman, H Fabrega, DL Parron (Ed), Ýngilizceden çeviren TT Tüzer, Ankara, Compos Mentis Yayýnlarý, s Güleç C (1981) Elveriþsiz birey-çevre iliþkisinin sonucu olarak depresyon. Yazýn Dergisi, 1(6): Güleç C, Üstün B (1982) Affektif bozukluklarda (depresyon ve manik nöbet) ilgili tutumlar üzerinde saðlýk örgütlerinin etkisini araþtýran bir çalýþma. 18. Ulusal Nörolojik Bilimler ve Psikiyatri Kongresi Bildirisi, Ýstanbul. Hagnell O, Lanke J, Rorsman B ve ark. (1982) Are we entering an age of melancholy? Depressive illness in a prospective epidemiological study over 25 years: the Lundby study, Sweden. Psychol Med, 12: Hagnell O, Ojesjo L, Otterbeck L ve ark. (1994) Prevalence of mental disorders, personality traits and mental complaints in the Lundby study: A point prevalence study of the 1957 Lundby cohort of 2612 inhabitants of a geographically defined area who were re-examined in 1972 regardless of domicile. Scand J Soc Med, 50: Hwang W-C, Myers HF, Takeuchi DT (2000) Psychosocial predictors of first-onset depression in Chinese Americans. Soc Psychiatry Psychiatr Epidemiol, 35(3): Jacobsson L (1988) On the picture of depression and suicide in traditional societies. Acta Psychiatr Scand Suppl, 344(6): Jadhav S (2000) The cultural construction of Western depression. Anthropological Approaches to Psychological Medicine, V Skultans, J Cox (Ed), London, Jessica Kingsley Publishers Ltd, s Jimenez AL, Alegria M, Pena M ve ark. (1997) Mental health utilization in women with symptoms of depression. Women Health, 25(2): Karp DA (1996) Speaking of Sadness, New York, Oxford University Press. Katon W, Kleinman A, Rosen G ve ark. (1982) Depression and somatization: A review, parts I and II. Am J Med, 72: ve Kendler KS (1995) Is seeking treatment for depression predicted by a history of depression in relatives. Psychol Med, 25(4): Kýlýç C, Rezaki M, Üstün B (1992) Ankara'da ruh saðlýðý hizmetine ulaþým yollarý. Türk Psikiyatri Dergisi, 3(3): Kýrpýnar Ý (1990) Ruhsal sorunlarý olan kiþilerin tedavi amacý ile týp dýþý kiþi ve kurumlara baþvurmalarý ile ilgili bir araþtýrma. 26. Ulusal Psikiyatri Kongresi bildirisi, Ýzmir. Kýrpýnar Ý, Çayköylü A, Kuloðlu M (1994) Erzurum'da ruh saðlýðý birimlerine ulaþým yollarý. Türk Psikiyatri Dergisi, 5(3): Kleinman A (1977) Culture, depression and the "new" crosscultural psychiatry. Soc Sci Med, 11: Kleinman A, Kleinman J (1985) Somatization: The interconnections in Chinese society among culture, depressive experiences and the meanings of pain. Culture and Depression: Studies in the Anthropology and Cross-Cultural Psychiatry of Affect and Disorder. A Kleinman, B Good (Ed), Berkeley, University of California Press, s Klerman GL (1988) The current age of youthful melancholia: Evidence for increase in depression among adolescents and young adults. Br J Psychiatry, 152: Küey L, Güleç C (1993) Depresyonun epidemiyolojisi. Depresyon Monograflarý Serisi, E Köroðlu (Ed), Hekimler Yayýn Birliði, Ankara, s Lara ME, Klein DN (1999) Psychosocial processes underlying the maintenance and persistence of depression: Implications for understanding chronic depression. Clin Psychology Review, 19(5): Leff J (1973) Culture and differentiation of emotional states. Br J Psychiatry, 123: Leff J (1981) Psychiatry Around the Globe, New York, Marcel Dekker. 167

12 CÝMÝLLÝ C. Lewis-Fernandez R, Kleinman A (1995) Cultural psychiatry: Theoretical, clinical and research issues. Psychiatr Clin North Am, 18: Lipowski ZJ (1981) Holistic-medical foundations of American psychiatry: a bicentennial. Am J Psychiatry, 138: Maier W, Lichtermann D, Oehrlein A ve ark. (1992) Depression in the community: A comparison of treated and non-treated cases in two non-referred samples. Psychopharmacology (Berl), 106 Suppl (4): Manson SM (1996) Kültür ve DSM-IV: Duygudurum ve anksiyete bozukluklarý açýsýndan düþündürdükleri. Kültür ve Psikiyatrik Taný, JE Mezzich, A Kleinman, H Fabrega ve ark. (Ed), Ýngilizceden çeviren TT Tüzer, Ankara, Compos Mentis Yayýnlarý, s Mavreas VG, Beis A, Mouyias A ve ark. (1986) Prevalence of psychiatric disorder in Athens: A community study. Soc Psychiatry Psychiatr Epidemiol, 21: Meissner WW (1985) Theories of personality and psychopathology: Classical psychoanalysis. Comprehensive Textbook of Psychiatry, HI Kaplan, BJ Sadock (Ed), 4. Baský, 1. Cilt, Baltimore, Williams & Wilkins, s Moller-Leimkuhler AM (2000) Men and depression: genderrelated help seeking behavior. Fortschr Neurol Psychiatr, 68(11): Moore LJ, Boehnlein JK (1991) Treating psychiatric disorders among Mien refugees from highland Laos. Soc Sci Med, 32(9): Murphy HBM, Wittkower E, Chance N ve ark. (1967) Crosscultural inquiry into the symptomatology of depression: A preliminary report. Int J Psychiatry, 3: Özmen E, Saðduyu A (1997) Temel saðlýk hizmetlerinde depresyon : Taný sorunlarý ve öneriler. Türk Psikiyatri Dergisi, 8(2) : Parker G, Brown LB (1979) Repertoires of response to potential precipitants of depression. Aust N Z J Psychiatry, 13(4): Rezaki M (1995) Bir saðlýk ocaðýna baþvuran hastalarda depresyon. Türk Psikiyatri Dergisi, 6(1): Sartorius N (1975) Epidemiology of depression. WHO Chron, 29: Sartorius N, Davidian H, Ernberg G ve ark. (1983) Depressive Disorders in Different Cultures, England, World Health Organization, s Sayar K (1995) Hüzün hastalýðý. Depresyon - III. Anadolu Psikiyatri Günleri, Trabzon, Karadeniz Ruh Saðlýðý Derneði Yayýnlarý, s Sethi B, Nathawat S, Gupta S (1973) Depression in India. J Soc Psychol, 91: Silverstein B, Perlick D (1991) Gender differences in depression: Historical changes. Acta Psychiatr Scand, 84: Srole L, Fischer AK (1980) The Midtown Manhattan longitudinal study vs the "Mental Paradise Lost" doctrine: A controversy joined. Arch Gen Psychiatry, 37: Steffens DC, Artigues DL, Ornstein KA ve ark. (1997) A review of racial differences in geriatric depression: Implications for care and clinical research. J Natl Med Assoc, 89(11): Tarhan N (1988) yýllarýnda Erzincan ve Tekirdað bölgelerinde psikiyatriste baþvuran majör depresyonlu hastalarda tutum araþtýrmasý. 24. Ulusal Nörolojik Bilimler ve Psikiyatri Kongresi Bildirisi, Ankara. Thakker J, Ward T (1998) Culture and classification: The cross-cultural application of the DSM-IV. Clinical Psychology Review, 18(5): Thakker J, Ward T, Strongman KT (1999) Mental disorder and cross-cultural psychology: A constructivist perspective. Clinical Psychology Review, 19(7): Tseng WS (1996) Duygudurum ve anksiyete bozukluklarý hakkýnda kültürel yorumlar: I. Kültür ve Psikiyatrik Taný, JE Mezzich, A Kleinman, H Fabrega ve ark. (Ed), Ýngilizceden çeviren TT Tüzer, Ankara, Compos Mentis Yayýnlarý, s Tseng WS, McDermott JF (1981) Culture, Mind & Therapy, New York, Brunner/Mazel Publishers, s Turner RJ, Avison WR (1989) Gender and depression: Assessing exposure and vulnerability to life events in a chronically strained population. J Nerv Ment Dis, 177: Uluþahin A, Basoglu M, Paykel ES ve ark. (1994) A cross-cultural comparative study of depressive symptoms in British and Turkish clinical samples. Soc Psychiatry Psychiatr Epidemiol, 29: Van Hook MP (1996) Challenges to identifying and treating women with depression in rural primary care. Soc Work Health Care, 23(3): Vazquez-Barquero J-L, Diez-Manrique LF, Pena C ve ark. (1987) A community mental health survey in Cantabria : A general description of morbidity. Psychol Med, 17: Westermeyer J (1985) Psychiatric diagnosis across cultural boundaries. Am J Psychiatry, 142: Westermeyer J (1989) Psychiatric epidemiology across cultures: Current issues and trends. Transcultural Psychiatric Research Review, 26: Wolk SI, Weissman MM (1995) Women and depression. Review of Psychiatry, JM Oldham, MB Riba (Ed), 14. Cilt, Washington DC, American Psychiatric Press. Ying YW (1990) Explanatory models of major depression and implications for help-seeking among immigrant Chinese- American women. Cult Med Psychiatry, 14(3):

Bir Anadolu Þehrinde Psikiyatri Kliniðine Baþvuran Hastalarýn Hastalýk Açýklama ve Çare Arama Davranýþlarý

Bir Anadolu Þehrinde Psikiyatri Kliniðine Baþvuran Hastalarýn Hastalýk Açýklama ve Çare Arama Davranýþlarý ARAÞTIRMA Bir Anadolu Þehrinde Psikiyatri Kliniðine Baþvuran Hastalarýn Hastalýk Açýklama ve Çare Arama Davranýþlarý Patients' Who Admitted to Psychiatry Clinic in a Anatolian City Explanation Models for

Detaylı

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý NOT : Bu bölüm önümüzdeki günlerde Prof.Dr. Hüner Þencan ýn incelemesinden sonra daha da geliþtirilerek son halini alacaktýr. Zaman kaybý olmamasý için büyük ölçüde- tamamlanmýþ olan bu bölüm web e konmuþtur.

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ

1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ 1960'lardan Günümüze Depresyonun Epidemiyolojisi, Tarihsel Bir Bakýþ Burhanettin Kaya 1, Mine Kaya 2 1 Doç.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, 2 Uz.Dr., Ankara Halk Saðlýðý Müdürlüðü,

Detaylı

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý Köylerden (kýrsal kesimden) ve iþ olanaklarýnýn çok sýnýrlý olduðu kentlerden yapýlan göçler iþ olanaklarýnýn fazla olduðu kentlere olur. Ýstanbul, Kocaeli, Ýzmir, Eskiþehir, Adana gibi iþ olanaklarýnýn

Detaylı

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi Sunuþ Bu kitap Uluslararasý Çalýþma Örgütü nün Barefoot Research adlý yayýnýnýn Türkçe çevirisidir. Çýplak ayak kavramý Türkçe de sýk kullanýlmadýðý için okuyucuya yabancý gelebilir. Çýplak Ayaklý Araþtýrma

Detaylı

DEPRESYON VE KÜLTÜR: BİR GÜNCELLEME. Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD

DEPRESYON VE KÜLTÜR: BİR GÜNCELLEME. Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD DEPRESYON VE KÜLTÜR: BİR GÜNCELLEME Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD ÇIKAR ÇATIŞMASI Konuşmacı: - Araştırmacı: - Danışman: - DEPRESYON KAVRAMI Bir duygu (emotion) Bir duygudurum kategorisi (mood

Detaylı

Depresyon: Sosyo-ekonomik ve Kültürel Pencereden Bakýþ

Depresyon: Sosyo-ekonomik ve Kültürel Pencereden Bakýþ Depresyon: Sosyo-ekonomik ve Kültürel Pencereden Bakýþ Burhanettin Kaya 1 1 Doç.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara GÝRÝÞ DSÖ ve Dünya Bankasý nýn raporlarýna göre toplumda

Detaylı

Depresif Bozukluklarda Risk Etkenleri

Depresif Bozukluklarda Risk Etkenleri Depresif Bozukluklarda Risk Etkenleri Süheyla ÜNAL*, Levent KÜEY**, Cengiz GÜLEÇ***, Mehmet BEKAROÐLU***, Yunus Emre EVLÝCE****, Selçuk KIRLI***** ÖZET * Prof. Dr., Ýnönü Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri

Detaylı

Psikiyatri Hastalarýnda Týp Dýþý Çare Arama Davranýþý: Türkiye'de ve Almanya'da Yaþayan Türkler Arasýnda Karþýlaþtýrmalý Bir Ön Çalýþma

Psikiyatri Hastalarýnda Týp Dýþý Çare Arama Davranýþý: Türkiye'de ve Almanya'da Yaþayan Türkler Arasýnda Karþýlaþtýrmalý Bir Ön Çalýþma ARAÞTIRMA Psikiyatri Hastalarýnda Týp Dýþý Çare Arama Davranýþý: Türkiye'de ve Almanya'da Yaþayan Türkler Arasýnda Karþýlaþtýrmalý Bir Ön Çalýþma Hüseyin Güleç 1, Ayhan Yavuz 2, Murat Topbaþ 3, Ýsmail

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3 ünite1 Sosyal Bilgiler Sosyal Bilgiler Öðreniyorum TEST 1 3. coðrafya tarih biyoloji fizik arkeoloji filoloji 1. Ali Bey yaþadýðý yerin sosyal yetersizlikleri nedeniyle, geliþmiþ bir kent olan Ýzmir e

Detaylı

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ* İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri 25 TÜRKİYE DE SIK KARŞILAŞILAN PSİKİYATRİK HASTALIKLAR Sempozyum Dizisi No:62 Mart 2008 S:25-30 PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Detaylı

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ Kriz Dergisi 2(1): 235-240 EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ Erol ÖZMEN, M.Murat DEMET, İlkin İÇELLİ, Gürsel

Detaylı

Sosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý

Sosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý Sosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý Hatice GÜZ*, Nesrin DÝLBAZ** ÖZET Bu çalýþmada sosyal kaygý ve panik bozukluðu olan

Detaylı

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme - 1 8 Konuþmayý Yazýya Dökme El yazýnýn yerini alacak bir aygýt düþü XIX. yüzyýlý boyunca çok kiþiyi meþgul etmiþtir. Deðiþik tasarým örnekleri görülmekle beraber, daktilo dediðimiz aygýtýn satýlabilir

Detaylı

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ IPA Cross-Border Programme CCI No: 2007CB16IPO008 BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ SINIR ÖTESÝ BÖLGEDE KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLÝ ÝÞLETMELERÝN ORTAK EKO-GÜÇLERÝ PROJESÝ Ref. ¹ 2007CB16IPO008-2011-2-063, Geçerli sözleþme

Detaylı

Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon

Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon ARAÞTIRMA Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon Gülten Karadeniz 1, Serdar Tarhan 2, Emre Yanýkkerem 3, Özden Dedeli 3, Erkan Kahraman 4 1 Yrd.Doç.Dr., 3

Detaylı

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya Þizofrenide Prodromal Belirtiler Prof. Dr. Ýsmet KIRPINAR* Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya da yazýlarýn çoðu; þizofreninin heterojen bir sendrom olduðunu, bu hastalýk için hiçbir patognomonik

Detaylı

Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi

Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi Dr. Sema Ýlhan Akalýn* Dr. Can Cimili**, Dr. Esma Kuzhan*** Giriþ: Depresyon birinci basamakta en yaygýn görülen ruh saðlýðý sorunudur, çok azýnýn ikinci

Detaylı

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM MD Mülteci Danýþma M TOHAV e-bülten n S AYI: 1 TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Ýletiþim Bilgileri Adres: Yýldýrým Mah. Ziyademirdelen Sok. N0: D: 1 Suruç/ÞANLIURFA Tel: 0 (414) 611 98 02 TOHAV Suruç

Detaylı

Obsesif kompulsif bozuklukta sosyodemografik verilerin tedaviye direnç açýsýndan karþýlaþtýrýlmasý

Obsesif kompulsif bozuklukta sosyodemografik verilerin tedaviye direnç açýsýndan karþýlaþtýrýlmasý Týp Araþtýrmalarý Dergisi 23: 1 (3): 15-2 ARAÞTIRMA Obsesif kompulsif bozuklukta sosyodemografik verilerin tedaviye direnç açýsýndan karþýlaþtýrýlmasý Remzi Kutaniþ, Ömer A. Özer, Buket T. Eryonucu Yüzüncü

Detaylı

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor Türkiye'nin insanlarý, mevcut saðlýk düzeyini hak etmiyor. Saðlýk hizmetleri için ayrýlan kaynaklarýn yetersizliði, kamunun önemli oranda saðlýk

Detaylı

Simge Özer Pýnarbaþý

Simge Özer Pýnarbaþý Simge Özer Pýnarbaþý 1963 yýlýnda Ýstanbul da doðdu. Ortaöðrenimini Kadýköy Kýz Lisesi nde tamamladý. 1984 yýlýnda Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü nü bitirdi.

Detaylı

Depresyon Tanýsý Almýþ Hastalarda Ölüm Kaygýsýnýn Araþtýrýlmasý

Depresyon Tanýsý Almýþ Hastalarda Ölüm Kaygýsýnýn Araþtýrýlmasý ARAÞTIRMA Depresyon Tanýsý Almýþ Hastalarda Ölüm Kaygýsýnýn Araþtýrýlmasý Investigation of Death Anxiety Among Depressive Patients Nilgün Öngider 1, Suna Özýþýk Eyüpoðlu 2 1 Psk.Dr., P.S. Yaþam Özel Aile

Detaylı

Batman'da Çocuk Psikiyatrisi Polikliniðine Baþvuran Hastalarda Belirti ve Taný Daðýlýmlarý

Batman'da Çocuk Psikiyatrisi Polikliniðine Baþvuran Hastalarda Belirti ve Taný Daðýlýmlarý ARAÞTIRMA Batman'da Çocuk Psikiyatrisi Polikliniðine Baþvuran Hastalarda Belirti ve Taný Daðýlýmlarý Symptoms and Diagnosies of Patients Referring to A Child and Adolescent Psychiatry Outpatient Clinic

Detaylı

T.C. MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI EÐÝTÝMÝ ARAÞTIRMA VE GELÝÞTÝRME DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI KENDÝNÝ TANIYOR MUSUN? ANKARA, 2011 MESLEK SEÇÝMÝNÝN NE KADAR ÖNEMLÝ BÝR KARAR OLDUÐUNUN FARKINDA MISINIZ? Meslek seçerken

Detaylı

PSİKİYATRİDE KÜLTÜREL FORMÜLASYON. Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD

PSİKİYATRİDE KÜLTÜREL FORMÜLASYON. Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD PSİKİYATRİDE KÜLTÜREL FORMÜLASYON Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD AÇIKLAMA 2009-2012 Araştırmacı: - Konuşmacı: Lundbeck İlaçları AŞ (2009, 2010) Danışman: - Olgu 1 - Bize ayrımcılık yapılıyor

Detaylı

Dr. Sevim Buzlu*, Nihal Bostancý**, Derya Özbaþ***, Sevil Yýlmaz****

Dr. Sevim Buzlu*, Nihal Bostancý**, Derya Özbaþ***, Sevil Yýlmaz**** Ýstanbul'da Bir Saðlýk Ocaðýna Baþvuran Kadýnlarýn Genel Saðlýk Anketine Göre Ruhsal Durumlarýnýn Deðerlendirilmesi Assessment of the Psychological Status of Women Who Applied to a Primary Care Unit in

Detaylı

Aile Hekimliðinde Genogram

Aile Hekimliðinde Genogram Aile Hekimliðinde Genogram Prof. Dr. Ýsmail Hamdi KARA, Düzce Üniversitesi Týp Fakültesi Aile Hekimliði AD, Düzce Aile Hekimliði Dersleri - 02.06.2010 15:30 1 I. Tanýmlar Hastalarý yalnýz bir birey olarak

Detaylı

Somatizasyon iyi tanýmlanmýþ bir taný sýnýfý ya da

Somatizasyon iyi tanýmlanmýþ bir taný sýnýfý ya da Depresyon ve Somatizasyon Uz. Dr. Sermin KESEBÝR* SOMATÝZASYON Somatizasyon iyi tanýmlanmýþ bir taný sýnýfý ya da bozukluk deðil, geniþ kapsamlý bir klinik görüngüdür. Buna baðlý olarak somatizasyonu bulunan

Detaylı

Anksiyete Bozukluðu ve Depresyonun Tanýsal Ýliþkileri

Anksiyete Bozukluðu ve Depresyonun Tanýsal Ýliþkileri Anksiyete Bozukluðu ve Depresyonun Tanýsal Ýliþkileri Hakan Türkçapar Doç. Dr., SSK Ankara Eðitim Hastanesi Psikiyatri Kliniði, Ankara Anksiyete bozukluklarýyla depresyonun belirtileri arasýnda belirgin

Detaylı

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi, 5 Prof. Dr. Semih KESKÝL Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi, yaþlýlarýn acil hastalýklarý diye bir durum yoktur. Bizimde burada söz konusu edeceðimiz yaþlýlar arasýndaki acil týbbi durumlardýr.

Detaylı

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði, üyeler arasýndaki haberleþme aðýný daha etkin hale getirmek için, akademik çalýþmalar yürüten bilim insaný, antrenör, öðretmen, öðrenci ve ilgili

Detaylı

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme Doç. Dr. Levent KÜEY* Özet Depresyon psikiyatrik bozukluklar arasýnda en sýk karþýlaþýlan hastalýklardan biridir. Depresif hastalarýn önemli bir

Detaylı

Ýntihar Giriþimlerinin Ýncelenmesi: Risk Faktörleri ve Takip

Ýntihar Giriþimlerinin Ýncelenmesi: Risk Faktörleri ve Takip ARAÞTIRMA Ýntihar Giriþimlerinin Ýncelenmesi: Risk Faktörleri ve Takip Analyzing Suicide Attempts: Risk Factors and Follow Up Ali Emre Þevik 1, Halil Özcan 2, Emin Uysal 3 1 Uz.Dr., Medicar Hastanesi,

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler

ünite1 Sosyal Bilgiler ünite1 Sosyal Bilgiler Ýletiþim ve Ýnsan Ýliþkileri TEST 1 3. Ünlü bir sanatçýnýn gazetede yayýnlanan fotoðrafýnda evinin içi görüntülenmiþ haberi olmadan eþinin ve çocuklarýnýn resimleri çekilmiþtir.

Detaylı

Huzurevindeki Yaþlýlarda Depresyon Sýklýðý ve Ýliþkili Risk Etmenleri

Huzurevindeki Yaþlýlarda Depresyon Sýklýðý ve Ýliþkili Risk Etmenleri ARAÞTIRMA Huzurevindeki Yaþlýlarda Depresyon Sýklýðý ve Ýliþkili Risk Etmenleri Gülfizar Sözeri Varma 1, Nalan Kalkan Oðuzhanoðlu 2, Tarkan Amuk 3, Figen Ateþçi 2 1 Uz.Dr., 2 Prof.Dr., 4 Doç.Dr., Pamukkale

Detaylı

Madde Kullanma Eðilimi Ölçeðinin Geçerlik ve Güvenilirliði

Madde Kullanma Eðilimi Ölçeðinin Geçerlik ve Güvenilirliði Madde Kullanma Eðilimi Ölçeðinin Geçerlik ve Güvenilirliði Birsen CEYHUN*, Ömer OÐUZTÜRK**, Ayþe Gülsen CEYHUN*** ÖZET Alkol ve diðer maddelerin kötü kullanýmý ülkemizde yaygýn bir sosyal sorun haline

Detaylı

Çeþitli organ ve sistemleri tutan týbbi hastalýklarýn

Çeþitli organ ve sistemleri tutan týbbi hastalýklarýn Týbbi Durumlar ve Depresyon Doç. Dr. Nalan Kalkan OÐUZHANOÐLU* Çeþitli organ ve sistemleri tutan týbbi hastalýklarýn seyri sýrasýnda gerek belirti gerek sendrom düzeyinde görülen en yaygýn bozukluk depresyondur.

Detaylı

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI Yarýþmanýn Amacý 1. ÝTHÝB 1.ÝTHÝB Teknik Tekstiller Proje Yarýþmasý, Ýstanbul Tekstil ve Hammaddeleri Ýhracatçýlarý Birliði'nin Türkiye Ýhracatçýlar Meclisi'nin katkýlarýyla Türkiye'de teknik tekstil sektörünün

Detaylı

Son yýllarda teknolojinin ve yaþam kalitesinin

Son yýllarda teknolojinin ve yaþam kalitesinin Yaþlýlýk Çaðý Depresyonlarý Yrd. Doç. Dr. Lut TAMAM*, Dr. Seva ÖNER* Son yýllarda teknolojinin ve yaþam kalitesinin geliþimine koþut olarak ortalama insan ömrü uzamaktadýr. Bunun sonucunda yaþlý olarak

Detaylı

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Proje Yönetimi ÝÇÝNDEKÝLER Konular 5 Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23 Araç 1: Araþtýrma sorularý Araç 2: Belirsiz talimatlar Araç 3: Robotlar 28 Örnek

Detaylı

Kayseri il merkezinde çalýþan hekimlerin hasta haklarý konusundaki bilgi düzeyleri

Kayseri il merkezinde çalýþan hekimlerin hasta haklarý konusundaki bilgi düzeyleri ARAÞTIRMALAR (Research Reports) Kayseri il merkezinde çalýþan hekimlerin hasta haklarý konusundaki bilgi düzeyleri Knowledge levels of physicians working in Kayseri on patient rights Ali Özer, Dr., MD.

Detaylı

Major Depresyon Tanýsý Alan Hastalarda Somatik Belirtilerin Yoðunluðunun Ýntihar Düþüncesi, Davranýþý ve Niyetine Etkisi

Major Depresyon Tanýsý Alan Hastalarda Somatik Belirtilerin Yoðunluðunun Ýntihar Düþüncesi, Davranýþý ve Niyetine Etkisi ARAÞTIRMA Major Depresyon Tanýsý Alan Hastalarda Somatik Belirtilerin Yoðunluðunun Ýntihar Düþüncesi, Davranýþý ve Niyetine Etkisi Ozan Pazvantoðlu 1, Tuncer Okay 2, Nesrin Dilbaz 3, Cem Þengül 1, Göksel

Detaylı

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Lohusalık döneminde ruhsal hastalıklar: risk etkenleri ve klinik gidiş Doç.Dr. Leyla Gülseren 25 Eylül 2013 49. Ulusal

Detaylı

Türkiye: Gelecek Nesiller için Fýrsatlarýn Çoðaltýlmasý 11. Çocuk Geliþimi ve Çocuklarýn Karþýlaþtýðý Riskler Eþitsizliðin nesiller arasý geçiþinin bugün Türkiye nin en genç neslini ciddi ölçüde etkilediði

Detaylı

Çocuk psikiyatrisinde acil durumlara iliþkin ortak bir yol

Çocuk psikiyatrisinde acil durumlara iliþkin ortak bir yol Klinik Pediatri, 2004;3(1):5-11. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisinde Acil Durumlar Dr. Dilþad FOTO ÖZDEMÝR*, Prof. Dr. Þahnur ÞENER* Çocuk psikiyatrisinde acil durumlara iliþkin ortak bir yol bulunamamýþtýr.

Detaylı

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD. Obezitede Anksiyete Bozuklukları ve Depresyon Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD. Açıklama 2008 2010 Araştırmacı: Sanofi Danışman: Teva, BMS Konuşmacı: Lundbeck Obezite giderek artan bir toplum sağlığı

Detaylı

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M. DEPRESYON-ANKSİYETE BOZUKLUKLARI İLE ALKOL BAĞIMLILIĞI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ARAŞTIRILMASI Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M. ÖZET Alkol bağımlılığı ve diğer psikiyatrik

Detaylı

Cinsel Mitler ve Cinsel Ýþlev Bozukluklarý

Cinsel Mitler ve Cinsel Ýþlev Bozukluklarý Cinsel Mitler ve Cinsel Ýþlev Bozukluklarý Doç. Dr. H. Ercan ÖZMEN* Özet Cinsel iþlev bozukluklarý biliþsel-davranýþcý terapistler tarafýndan, öðrenilmiþ uyumsuz (maladaptif) davranýþlar olarak nitelendirilir.

Detaylı

Yineleyici ve Tek Dönem Major Depresif Bozukluðu Olan Hastalarýn Kiþilik ve Affektif Mizaç Özellikleri

Yineleyici ve Tek Dönem Major Depresif Bozukluðu Olan Hastalarýn Kiþilik ve Affektif Mizaç Özellikleri ARAÞTIRMA Yineleyici ve Tek Dönem Major Depresif Bozukluðu Olan Hastalarýn Kiþilik ve Affektif Mizaç Özellikleri Selçuk Aslan 1, Esra Yancar Demir 2 1 Doç.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri

Detaylı

Dünyada ortalama yaþam süresinde beklenen

Dünyada ortalama yaþam süresinde beklenen Yaþlýlýk Çaðý Depresyonlarý Yrd. Doç. Dr. Kamil Nahit ÖZMENLER* Dünyada ortalama yaþam süresinde beklenen artýþ ile birlikte yaþlý nüfus sayýsýnda da artýþ olmuþ, 1950'lerde ortalama yaþam süresi 36 yýl

Detaylı

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? ünite1 Sosyal Bilgiler Kendimi Tanıyorum TEST 1 3. 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? A) Nüfus cüzdaný B) Ehliyet C) Kulüp kartý D) Pasaport Verilen

Detaylı

Ýntiharýn Nörobiyolojisi #

Ýntiharýn Nörobiyolojisi # Ýntiharýn Nörobiyolojisi # Prof. Dr. Nevzat YÜKSEL* GÝRÝÞ Genel toplumda intihar sýklýðý yýllýk yüzbinde 10-20 kadardýr. Deðiþik ülkelerde bu oranlar yüzbinde 10 ile 40 arasýnda deðiþmektedir. Ýntihar

Detaylı

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu Tanýsý Alan Çocuklarýn Ebeveynlerinde Kiþilik Bozukluklarý

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu Tanýsý Alan Çocuklarýn Ebeveynlerinde Kiþilik Bozukluklarý ARAÞTIRMA Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu Tanýsý Alan Çocuklarýn Ebeveynlerinde Kiþilik Bozukluklarý Oya Güçlü 1, Murat Erkýran 1 1 Uz. Dr., Bakýrköy Ruh Saðlýðý ve Sinir Hastalýklarý Eðitim ve

Detaylı

Erciyes Üniversitesi Hastanesi nde Yatan Hastalarýn Hasta Haklarý Konusundaki Bilgi Düzeyi

Erciyes Üniversitesi Hastanesi nde Yatan Hastalarýn Hasta Haklarý Konusundaki Bilgi Düzeyi ARAÞTIRMALAR (Research Reports) Erciyes Üniversitesi Hastanesi nde Yatan Hastalarýn Hasta Haklarý Konusundaki Bilgi Düzeyi The level of knowledge of inpatiens at Erciyes University hospital on the patient

Detaylı

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125:168 78. Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125:168 78. Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL. Dr Ali Bozkurt Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125:168 78. Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL. The bereavement of the widowed. Dis Nerv Syst 1971;32:597

Detaylı

Dr. Pembe Keskinoðlu*, Dr. Özgü Özkul**, Dr. Ruhan Ayan**, Dr. Gamze Norgaz**, Dr. Hatice Giray*, Dr. Bülent Kýlýç***

Dr. Pembe Keskinoðlu*, Dr. Özgü Özkul**, Dr. Ruhan Ayan**, Dr. Gamze Norgaz**, Dr. Hatice Giray*, Dr. Bülent Kýlýç*** Ýzmir de Bir Saðlýk Ocaðý Bölgesi nde 50-54 Yaþ Arasý Kadýnlarda Menopoz Durumu ile Diðer Etmenlerin Depresyon Görülme Sýklýðýna Etkisi Depression Prevalance and Effects of Menauposal Status and Other

Detaylı

GÝRÝÞ. Bu anlamda, özellikle az geliþmiþ toplumlarda sanayi çaðýndan bilgi

GÝRÝÞ. Bu anlamda, özellikle az geliþmiþ toplumlarda sanayi çaðýndan bilgi GÝRÝÞ Ýnsanoðlu günümüzde dünya tarihinde belki de bilginin en kýymetli olduðu dönemi yaþamaktadýr. Çaðýmýzda bilgiye sahip olmanýn ya da bilgi kaynaðýna kolaylýkla ulaþabilmenin önemi her geçen gün artmaktadýr.

Detaylı

Meme Kanserinin Ruhsal ve Sosyal Etkileri Üzerine Bir Çalýþma

Meme Kanserinin Ruhsal ve Sosyal Etkileri Üzerine Bir Çalýþma Meme Kanserinin Ruhsal ve Sosyal Etkileri Üzerine Bir Çalýþma Þahnur ÞENER*, Nazan GÜNEL**, Zafer AKÇALI***, Selahattin ÞENOL* #, Aylin Ýlden KOÇKAR** # ÖZET Psikolojik, sosyal ve çevresel etkenlerin hastalýklarýn

Detaylı

Dr. Sarp Üner*, Dr. Þevkat Bahar Özvarýþ**, Sevgi Turan***, Umut Arýöz***, Dr. Orhan Odabaþý****, Dr. Melih Elçin****, Dr. Ýskender Sayek***** Giriþ

Dr. Sarp Üner*, Dr. Þevkat Bahar Özvarýþ**, Sevgi Turan***, Umut Arýöz***, Dr. Orhan Odabaþý****, Dr. Melih Elçin****, Dr. Ýskender Sayek***** Giriþ Ankara'da Birinci Basamak Saðlýk Kurumlarýnda Çalýþan Hekimlerin Sunulan Hizmetlere Ýliþkin Öz Deðerlendirmeleri The Self -Evaluation of Health Services by Physicians Working in Primary Health Care Units

Detaylı

Kronik depresyon (distimi) tanýmý güvenilir çalýþmalara

Kronik depresyon (distimi) tanýmý güvenilir çalýþmalara Kronik Depresyon (Distimi) Doç. Dr. Rüstem AÞKIN* Kronik depresyon (distimi) tanýmý güvenilir çalýþmalara imkan vermeyecek ölçüde farklý anlamlarda ve en çok nörotik depresyon için kullanýlýr (Invernizzi

Detaylı

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler 2008-75 SSK Affý Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit - 2008/75 Sirküler Sosyal Güvenlik Kurumu'na Olan Prim Borçlarýnýn Ödeme Kolaylýðýndan Yararlanmamýþ Olanlara, Tekrar Baþvuru Ýmkâný Ge

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD Çalışmalarda birinci basamak sağlık kurumlarına başvuran hastalardaki psikiyatrik hastalık sıklığı, gerek değerlendirme ölçekleri kullanılarak

Detaylı

1 Sinmiþ analar, kavruk çocuklar Her sene bazý çevreler ve kiþiler "kadýnlar günü de ne demek, erkekler günü diye bir sey var mý ki'' "Aslýnda bir gün deðil, her gün kadýnlar günü

Detaylı

Büyüme, İstihdam, Vasıflar ve Kadın İşgücü

Büyüme, İstihdam, Vasıflar ve Kadın İşgücü Türkiye Cumhuriyeti Devlet Planlama Teşkilatı ve Dünya Bankası Refah ve Sosyal Politika Analitik Çalışma Programı Çalışma Raporu Sayı: 6 Büyüme, İstihdam, Vasıflar ve Kadın İşgücü Erol Taymaz Ekonomi Bölümü

Detaylı

Psikoloji ve Din: Psikologlarýn Din ve Tanrý Görüþleri Ali Ayten Ýstanbul: Ýz Yayýncýlýk, sayfa.

Psikoloji ve Din: Psikologlarýn Din ve Tanrý Görüþleri Ali Ayten Ýstanbul: Ýz Yayýncýlýk, sayfa. Ýslâm Araþtýrmalarý Dergisi Psikoloji ve Din: Psikologlarýn Din ve Tanrý Görüþleri Ali Ayten Ýstanbul: Ýz Yayýncýlýk, 2006. 151 sayfa. Herhangi bir bilimsel disiplinin zenginliði, o alanda düþünce üreten

Detaylı

makale (7). Kiþinin saðlýðý ile yaptýðý iþ arasýnda birbirini etkileyen dinamik

makale (7). Kiþinin saðlýðý ile yaptýðý iþ arasýnda birbirini etkileyen dinamik BÝR TEKSTÝL FABRÝKASI ÇALIÞANLARINDA RUHSAL BELÝRTÝLERÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ Ayþe Berrin YÜCEL*, Zeynel SÜTOLUK **, Ferdi TANIR ***, Muhsin AKBABA **** Çalýþma hayatýnda stres ve sebep olduðu saðlýk problemleri

Detaylı

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR Yetişkin Psikopatolojisi Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR Yetişkin psikopatolojisi içerik: Sınıflandırma sistemleri Duygudurum bozuklukları Anksiyete bozuklukları

Detaylı

Depresyon Tanýsý Almýþ Hastalarda Ölüm Kaygýsýnýn Araþtýrýlmasý

Depresyon Tanýsý Almýþ Hastalarda Ölüm Kaygýsýnýn Araþtýrýlmasý ARAÞTIRMA Depresyon Tanýsý Almýþ Hastalarda Ölüm Kaygýsýnýn Araþtýrýlmasý Investigation of Death Anxiety Among Depressive Patients Nilgün Öngider 1, Suna Özýþýk Eyüboðlu 2 1 Psk.Dr., P.S. Yaþam Özel Aile

Detaylı

0 KLÝNÝK ARAÞTIRMA Romatolojik Sorunu Olan Hastalarda Yaþam Kalitesi ve Bazý Semptomlarla Ýliþkisi Quality Of Life Patients With Rheumatologic Problems And Its Correlates With Some Symptoms Arþ.Gör. Seda

Detaylı

Ayşe Devrim Başterzi. Son iki senedir ilaç endüstrisi ve STO ile araştırmacı, danışman ya da konuşmacı olarak herhangi bir çıkar çatışmam yoktur.

Ayşe Devrim Başterzi. Son iki senedir ilaç endüstrisi ve STO ile araştırmacı, danışman ya da konuşmacı olarak herhangi bir çıkar çatışmam yoktur. Ayşe Devrim Başterzi Son iki senedir ilaç endüstrisi ve STO ile araştırmacı, danışman ya da konuşmacı olarak herhangi bir çıkar çatışmam yoktur. Epidemiyoloji ve eğitim mi? Eğitim ve epidemiyoloji mi?

Detaylı

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen. Gesundheitsamt Freie Hansestadt Bremen Sozialmedizinischer Dienst für Erwachsene Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung Yardýma ve bakýma muhtaç duruma

Detaylı

Araþtýrma Hazýrlayan: Ebru Kocamanlar Araþtýrma Uzman Yardýmcýsý Gýda Ürünlerinde Ambalajýn Satýn Alma Davranýþýna Etkisi Dünya Ambalaj Örgütü nün açýklamalarýna göre dünyada ambalaj kullanýmýnýn %30 unu

Detaylı

Matematik ve Türkçe Örnek Soru Çözümleri Matematik Testi Örnek Soru Çözümleri 1 Aþaðýdaki saatlerden hangisinin akrep ve yelkovaný bir dar açý oluþturur? ) ) ) ) 11 12 1 11 12 1 11 12 1 10 2 10 2 10 2

Detaylı

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER Major Depresyon, Davraným Bozukluðu ve Madde Kullaným Bozukluðu olan Ergenlerde Fluoksetin ve Biliþsel Davranýþcý Terapinin Karþýlaþtýrýldýðý Randomize Kontrollü Çalýþma Riggs

Detaylı

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi 1 Özet Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi Mehmet Ali MALAS, Osman SULAK, Bahadýr ÜNGÖR, Esra ÇETÝN, Soner ALBAY Süleyman Demirel

Detaylı

Depresif Duygudurumdan Major Depresyona Klinik Spektrum

Depresif Duygudurumdan Major Depresyona Klinik Spektrum DERLEME Depresif Duygudurumdan Major Depresyona Klinik Spektrum From Depressive Symptamotology to Major Depression: Clinical Spectrum Aslý Akýn Aslan 1, Burcu Akýn Sarý 2, Aslý Kuruoðlu 3 1 Uz.Dr., Batman

Detaylı

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU. ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU. Sendikamýz Yönetim Kurulu Üyesi Erhan KAMIÞLI, 28 Mart 2001 tarihi itibariyle H.Ö. Sabancý Holding Çimento Grubu Baþkanlýðý'na atanmýþtýr.

Detaylı

Bipolar Bozukluk Baþlangýç Yaþýnýn Klinik ve Gidiþ Özellikleriyle Ýliþkisi

Bipolar Bozukluk Baþlangýç Yaþýnýn Klinik ve Gidiþ Özellikleriyle Ýliþkisi ARAÞTIRMA Bipolar Bozukluk Baþlangýç Yaþýnýn Klinik ve Gidiþ Özellikleriyle Ýliþkisi Recep Tütüncü 1, Sibel Örsel 2, M.Haluk Özbay 2 1 Uz.Dr., 2 Doç.Dr., Dýþkapý Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Psikiyatri

Detaylı

Dr. Ünal Ayrancý*, Dr. Nedime Köþgeroðlu**, Dr. Çýnar Yenilmez***, Fatma Aksoy****

Dr. Ünal Ayrancý*, Dr. Nedime Köþgeroðlu**, Dr. Çýnar Yenilmez***, Fatma Aksoy**** Eskiþehir'de Yaþlýlarýn Sosyoekonomik Özellikleri ve Saðlýk Durumlarý Socio-economical Characteristics and Health Status of Elderly People in Eski ehir Dr. Ünal Ayrancý*, Dr. Nedime Köþgeroðlu**, Dr. Çýnar

Detaylı

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması Suat Yalçın, Sevda Bağ SBÜ Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları EAH, 3.psikiyatri Kliniği,

Detaylı

Yatan hastalarýn anksiyete ve depresyon düzeyleri ve iliþkili faktörlerin incelenmesi

Yatan hastalarýn anksiyete ve depresyon düzeyleri ve iliþkili faktörlerin incelenmesi ARAÞTIRMA 1 Yatan hastalarýn anksiyete ve depresyon düzeyleri ve iliþkili faktörlerin incelenmesi Fahriye Oflaz, Huriye Varol GATA Hemþirelik Yüksek Okulu 06010 Etlik-Ankara Özet Amaç: Bu çalýþmanýn amacý

Detaylı

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve MD Mülteci Danýþma M TOHAV e-bülten n S AYI: 2 TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Ýletiþim Bilgileri Adres: Yýldýrým Mah. Ziyademirdelen Sok. N0: D: 1 Suruç/ÞANLIURFA Tel: 0 (414) 611 98 02 TOHAV Suruç

Detaylı

Yataklý Tedavi Hizmeti Sunan Psikiyatri Kliniklerinde Ektanýlar

Yataklý Tedavi Hizmeti Sunan Psikiyatri Kliniklerinde Ektanýlar ARAÞTIRMA Yataklý Tedavi Hizmeti Sunan Psikiyatri Kliniklerinde Ektanýlar Common Medical Problems in Inpatient Psychiatric Care Clinics Çaðatay Karþýdað 1, Umut Mert Aksoy 1, Gökþen Yüksel 1, Nihat Alpay

Detaylı

Sosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks

Sosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks Sosyal Anksiyete Bozukluðu: Taný, Epidemiyoloji, Etiyoloji, Klinik ve Ayýrýcý Taný Doç. Dr. Nesrin DÝLBAZ* Sosyal anksiyete bozukluðu, ilk kez 1966'da Marks ve Gelder tarafýndan tanýmlanmasýna karþýn ayrý

Detaylı

Tedavi Arayýþýnda Olan Eroin Baðýmlýlarýnda I. Eksen Psikiyatrik Komorbidite: Sosyodemografik ve Madde Kullaným Özellikleri Ýle Ýliþkisi

Tedavi Arayýþýnda Olan Eroin Baðýmlýlarýnda I. Eksen Psikiyatrik Komorbidite: Sosyodemografik ve Madde Kullaným Özellikleri Ýle Ýliþkisi Tedavi Arayýþýnda Olan Eroin Baðýmlýlarýnda I. Eksen Psikiyatrik Komorbidite: Sosyodemografik ve Madde Kullaným Özellikleri Ýle Ýliþkisi E. Cüneyt EVREN*, Fatma Oya ER*, Murat ERKIRAN*, Duran ÇAKMAK**

Detaylı

Hemodiyaliz ve Periton Diyalizi Uygulanan Hastalarda Psikiyatrik Bozukluklar, Algýlanan Sosyal Destek ve Yaþam Kalitesi Düzeylerinin Karþýlaþtýrýlmasý

Hemodiyaliz ve Periton Diyalizi Uygulanan Hastalarda Psikiyatrik Bozukluklar, Algýlanan Sosyal Destek ve Yaþam Kalitesi Düzeylerinin Karþýlaþtýrýlmasý ARAÞTIRMA Hemodiyaliz ve Periton Diyalizi Uygulanan Hastalarda Psikiyatrik Bozukluklar, Algýlanan Sosyal Destek ve Yaþam Kalitesi Düzeylerinin Karþýlaþtýrýlmasý The Comparison of Psychiatric Disorders,

Detaylı

Alkol çok eski zamanlardan beri (M.Ö. 2000) var. Alkol Kullaným Bozukluklarý. Özet

Alkol çok eski zamanlardan beri (M.Ö. 2000) var. Alkol Kullaným Bozukluklarý. Özet Alkol Kullaným Bozukluklarý Uz. Dr. Ayhan KALYONCU*, Uz. Dr. Hasan MIRSAL* Özet Alkol kullaným bozukluklarý hem yetiþkinleri hem de gençleri etkileyen oldukça ciddi ve önemli bir saðlýk sorunudur. Alkolle

Detaylı

Depresif semptomatoloji sadece psikiyatri

Depresif semptomatoloji sadece psikiyatri Depresyonun Klinik Belirtileri Prof. Dr. Ali Kemal GÖÐÜÞ* Depresif semptomatoloji sadece psikiyatri alanýnda deðil genel týpta da hekimlerin en sýk karþýlaþtýklarý belirtiler kümesidir. Bu belirtiler kümesi

Detaylı

Türk Tabipleri Birliði Yöneticilerinde Sigara Ýçme Alýþkanlýðý

Türk Tabipleri Birliði Yöneticilerinde Sigara Ýçme Alýþkanlýðý Türk Tabipleri Birliði Yöneticilerinde Sigara Ýçme Alýþkanlýðý Tobacco Smoking Among the Executives of the Turkish Medical Association Dr. Özen Aþut*, Dr. Sibel Kalaça** Özet Sigara içme alýþkanlýðý; yaygýnlýðý

Detaylı

Kadýnlarda yaþam boyu depresyon görülme sýklýðý

Kadýnlarda yaþam boyu depresyon görülme sýklýðý Kadýnlarda Üreme Olaylarý ile Depresyon Ýliþkisi Yrd. Doç. Dr. Fisun AKDENÝZ*, Uz. Dr. Ali Saffet GÖNÜL* Kadýnlarda yaþam boyu depresyon görülme sýklýðý erkeklerin yaklaþýk 1.7 ile 2.7 katýdýr (Kessler

Detaylı

Sivas Numune Hastanesi Acil Servisine Baþvuran Ýntihar Giriþimlerinin Deðerlendirilmesi

Sivas Numune Hastanesi Acil Servisine Baþvuran Ýntihar Giriþimlerinin Deðerlendirilmesi ARAÞTIRMA Sivas Numune Hastanesi Acil Servisine Baþvuran Ýntihar Giriþimlerinin Deðerlendirilmesi Evaluation of Suicide Attempts Referring to Sivas Numune Hospital Emergency Department Etem Erdal Erþan

Detaylı

Bir Eðitim Hastanesinde Psikiyatri Konsültasyon Hizmetlerinin Deðerlendirilmesi

Bir Eðitim Hastanesinde Psikiyatri Konsültasyon Hizmetlerinin Deðerlendirilmesi ARAÞTIRMA Bir Eðitim Hastanesinde Psikiyatri Konsültasyon Hizmetlerinin Deðerlendirilmesi An Evalution of Psychiatric Consultation Services in a Training Hospital Ayþe Köroðlu 1, Fatmagül Helvacý Çelik

Detaylı

Aurasýz migren ile epizodik gerilim tipi baþaðrýsý: Psikiyatrik morbidite ve ayýrt edici diðer özelliklerin araþtýrýlmasý

Aurasýz migren ile epizodik gerilim tipi baþaðrýsý: Psikiyatrik morbidite ve ayýrt edici diðer özelliklerin araþtýrýlmasý Týp Araþtýrmalarý Dergisi 2005: 3 (1): 22-26 ARAÞTIRMA Aurasýz migren ile epizodik gerilim tipi baþaðrýsý: Psikiyatrik morbidite ve ayýrt edici diðer özelliklerin araþtýrýlmasý Melek Zeynep Saygýn 1, Esat

Detaylı

Hemþirelerin Genel Ruhsal Durumlarýnýn Ýncelenmesi

Hemþirelerin Genel Ruhsal Durumlarýnýn Ýncelenmesi Hemþirelerin Genel Ruhsal Durumlarýnýn Ýncelenmesi The Analysis of the General Psychological Conditions of Nurses Dr. Serpil Yýlmaz*, Rabia Hacýhasanoðlu**, Zeynep Çiçek** Öz Hemþirelik, insanlarla iliþkiye

Detaylı

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta Mikro Dozaj Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta ve aðýr hizmet tipi modellerimizle Türk

Detaylı

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU Kurum ve kuruluşla ilişki bildirimi Bulunmamaktadır. Şiddet ve Suç Saldırganlık Şiddet Bireyin

Detaylı

0.2-200m3/saat AISI 304-316

0.2-200m3/saat AISI 304-316 RD Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip hava kilidleri her türlü proseste çalýþacak rotor ve gövde seçeneklerine sahiptir.aisi304-aisi316baþtaolmaküzerekimya,maden,gýda...gibi

Detaylı

Anksiyetenin aþýrý ve kiþiyi felç eden formunun bir

Anksiyetenin aþýrý ve kiþiyi felç eden formunun bir Panik Bozukluðu Prof. Dr. Raþit TÜKEL* Anksiyetenin aþýrý ve kiþiyi felç eden formunun bir hastalýk olarak tanýnmasý, diðer birçok psikiyatrik bozukluða göre daha geç dönemlere rastlamaktadýr. Eski çaðlara

Detaylı