Önümüzdeki üç yıl içinde her 100 kişiden 30 unun girişimcilik fikri olacağının ama bunlardan

Transkript

1 SAYFA 1 DAYAK ATAN işçinin maaşı eşine verilecek Konak Belediyesi ile Genel İş Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi ile çalışanlara yüzde 15 lik zam yapıldı. Başkan Pekdaş, Eşleri de korumaya aldık dedi Tüyler ürperten iddia! Canilerin arkasında HOCALAR mı var? Aldığımız bilgiye göre, PKK lı grupları üniversitede barındıran ve kolayca hareket etmesini sağlayan bir numaralı faktör terör yandaşı akademisyenler ÖZEL HABER Üniversitelerde yer alan bazı akademisyenler, para vererek PKK sempatizanlarını bir araya getiriyor ve eylem yaptırtıyor. PKK sempatizanı olan akademisyenler, oluşturdukları gruplara eylem planı çiziyor; akademisyen kimliğini kullanarak üniversite senatosundan eylem için izin alıyor, üniversiteyi kullanarak da polisin eylemlere müdahalesini engelliyor. devamı 7 de 6 AY EŞİNE ÖDENECEK! 640 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi ile çalışanların ücretlerine, ilk yıl yüzde 15, ikinci yıl ise yıllık enflasyonun yarısının artı 2 puan üzerinde zam yapılacak. En düşük işçi maaşı 2 bin 100 TL olurken aylık gıda yardımı da 307 TL'den 380 TL'ye çıkartıldı. Sözleşme ile yılbaşı ve 1 Mayıs İşçi Bayramı'nda 200'er TL ikramiye verilmesi kararlaştırıldı. Bu sözleşmede ilk kez uygulanan eğitim yardımı yılda bir kez olmak üzere ilk ve ortaokula giden işçilere 100, lisede çocuğu olan işçiye 150, çocuğu üniversitede eğitim görene ise 250 TL eğitim yardımı verilecek. Eşine şiddet uygulayan işçinin maaşı 6 ay boyunca eşine ödenecek. devamı 16 da Sorumsuz biri değilim İşçiyi de halkı da koruduklarını söyleyen Pekdaş, Kamu kaynağı kullanıyoruz. Belediyenin bütçesi halkın bütçesi. Dolayısıyla halkın bütçesini birlikte yönetmek adına da toplu iş sözleşmesi yaparken sorumlu davranmak durumundayız dedi 28 Şubat 2015 Cumartesi Artık kadınlar konuşacak! AK Parti İzmir 1. Bölge Milletvekili Aday Adayı Derya Çeçan, basın toplantısında projelerini anlattı. Çeçan, İnsana dokunan bir anlayışla siyaset yapacağım dedi Kadınlara yönelik projelere özel önem vereceğini söyleyen Çeçan, Bir kadın olarak, kadınlarımızın görüşlerini toplumla, kamuoyuyla paylaşabilir noktaya gelmesini önemsiyorum. TBMM de olmam durumunda gerek İzmir de gerek Ankara da kadınlarımızın her türden görüşlerini dile getireceği platform ve çalıştayların gerçekleştirilmesi için çalışacağım. Ülkemin en önemli toplumsal dinamiği olan gençliğin ve kadının sesi olacağım. Çağdaş dünyanın hizmetlerinin İzmir in her tarafına ulaşması için bütün kurumlarla iletişim halinde olacağım. Nerede bir eksik görürsem nerede bir ihtiyaç varsa oradaki insanların sesi olacağım dedi. Çeçan, Mardinli bir siyasetçi olarak toplumsal barışa katkı sunacak projelerin gerçekleşmesi için de çalışacağını söyledi. Çeçan, Mardin ile İzmir örnek olacak şeklinde konuştu. devamı 16 da İZMİRLİ ÜVEY EVLAT MI? Başbakan Davutoğlu nun ayrımcılık eleştirilerine cevap veren Kocaoğlu, "Ben böyle bir şey yapmıyorum ama Ankara yapıyor. İstanbul, Ankara ve Antalya'daki metroya el atan hükümet İzmir'i görmüyor. Çok üzülüyorum ama yine de saygı duyuyorum. dedi Başkan Kocaoğlu, da Hiçbir zaman AK Parti den 15 tane ilçe ve belde Paramız yok, yapamıyoruz gibi sö- belediye başkanımız vardı. 5 senede böyle bir şey olmadı te zler söylemediğinin altını çizen Kocaoğlu, Şu Kertiş Bayındır dan belediye başkanıydı. O zaman zaman sızlanışlar yaptı. Ama Bayındır da banliyö, arıtma, fuar alanı, kongre merkezi anda da İzmir in ihtiyacı olan tramvay, yaptığımız işler ortada. Tabii neye ihtiyacı varsa; Allah tan bir mani olmazsa, çok büyük bir olumsuzluk yaşan- arkadaşlar da bunu bile bile konuşuyorlar. Sanıyorum bir senaryonun, bir oyunun parçası bu.. AK maya muktediriz. Bir tek şey istiyorum mazsa, kaza-bela olmadığı sürece yap- Partili belediye başkanları bunu Sayın Başbakan ve bakanlardan: söylemese, Sayın Başbakan böyle Ankara dan bürokratik izin almak zorunda olduğumuz konuların hızlanmasını. bir şeyi ağzına almaz. Peki bunun arkasında ne var? Bu zamanlama Opera binası için TOKİ ile anlaştık ama niye böyle? dedi. hala onay bekliyoruz mesela dedi. 16 Başkan Özer: G20, ülkemiz açısından çok önemli 10 da Gençlere köşeyi dönmenin FORMüLLERiNi GöSTERDi! Gençlere seslenen İZTO Başkanı Demirtaş, girişimcilik için fırsatları yakalayıp risk almak ve yenilikleri düşünmek gerektiğini belirtti. Demirtaş, Başka türlü para kazanamazsınız dedi Önümüzdeki üç yıl içinde her 100 kişiden 30 unun girişimcilik fikri olacağının ama bunlardan sadece 10 unun fikrini hayata geçirebileceğinin öngörüldüğünü aktaran İzmir Ticaret Odası Başkanı Demirtaş, Bu fikirler için de destek gerekiyor. İZTO olarak biz kendimizi görevli kabul edip bu sene binamızda, Meslekleri Araştırma ve Geliştirme Müdürlüğü bünyesinde Girişimcilik Şefliği kurduk. Amacımız girişimci ve yenilikçi sayısını arttırmak. Gençlerimizin, fikirlerini hayata geçirmesini istiyoruz. İTOB Organize Sanayi Bölgesi içinde Bilimpark ı kurduk dedi. 8 de SGK Tepecik ten ücretsiz genetik testi İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi'nde başlatılan mikro dizilim çalışmasıyla ilk defa SGK kapsamındaki bazı vatandaşlara tanı için ücretsiz genetik testler yapılacak ve toplumda sık rastlanabilecek genetik hastalıklara ilişkin veri tabanı oluşturulacak. Merkez Sorumlu Hekimi Koç: "Genetik testler lüks testler olarak algılanıyordu ama genetiğin tabana dönmesi gerekiyordu. Bu lüks bir hizmet değil, hepimizi ilgilendiriyor ve bunu devlet hastanesinde SGK ödemesiyle yapmak önemli" dedi. devamı 16 da Merdivenlere bakılmamış yedek fren kurulmamış! TMMOB Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesince, metro hattındaki Üçyol İstasyonu Üçyol Meydanı çıkışı yürüyen merdiveninde yaşanan kazayla ilgili, "Yardımcı fren sisteminin bulunmaması nedeniyle, merdivenin aşağıya doğru kontrolsüz şekilde kayarak yaralanmalara sebep olduğu anlaşılmaktadır" görüşünü bildirildi. Açıklamada ayrıca,"bununla birlikte, asansör ve yürüyen merdivenlerde periyodik bakımların yanı sıra, yılda en az bir kez yaptırılması zorunlu olan periyodik kontrolün yapıldığına dair herhangi ibare bulunmadığı, muhtemelen yürüyen merdivenin periyodik kontrollerinin yapılmadığı tahmin edilmektedir" dendi. devamı 9 da Henüz anlayamadık Kazayla ilgili bir açıklama yapan İzmir Metro A.Ş ise, TMMOB'nin aksine kaza sebebinin henüz belirlenemediğini söyledi. Açıklamada, "Yürüyen merdiven, üzerinde yolcular varken henüz tam anlaşılamayan bir nedenle yukarı yön yerine aşağıya doğru hareket etmiş. Olayla ilgili teknik araştırmalar savcılık, şirketimiz ve sorumlu bakım firması tarafından detaylı olarak yapılmaktadır dendi. devamı 9 da İstanbul u kan yarışında solladık Türk Kızılayı İzmir Şubesinin ev sahipliğinde düzenlenen bölge toplantısına katılan Akar, 2005 yılında 305 bin ünite kan topladıklarını, yürüttükleri doğru projelerle bu rakamı geçen yıl 1 milyon 865 bin üniteye çıkardıklarını söyledi Toplanan kanların 5 milyon kişiye şifa olduğunu vurgulayan Akar, Türkiye'deki hastanelerin kan ihtiyacının yüzde 95'ini karşılar duruma geldiklerini kaydetti. Akar, kışın etkisini gösterdiği günler dışında kan bağışında sıkıntı yaşamadıklarına değinerek, 330 bin üniteyle İzmir'in kan bağışında ilk sırada yer aldığını, arzulanan seviyede olmayan İstanbul'da da başarıya ulaşmak için çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti. devamı 16 da Ekrem Yelmaz yazdı ÖNLENEMEZ MİYDİ?»9 da Sabit İnce yazdı ŞAH FIRAT OPERASYONU»8 de

2 SAYFA 02 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 28 Şubat 2015 Cumartesi Kanser ve beyin tümörünü yendi, 5. KiTABINI YAZIYOR Tümör nedeniyle ameliyat edilirken karnındaki bebeğini yitiren Elmalı, moral ve inançla yeniden kavuştuğu sağlıklı yaşamında yazarlığa yöneldi. Beşinci kitabını yazan Elmalı: "Fiziksel değişim, çok zor bir süreçti benim için. Ölümden geçtim, fiziksel değişimden geçememiştim o zamanlar. Sonra baktım olmuyor, o halimi peruklarla güzelleştirmeye çalıştım" diye konuştu Bursa'da, sırt ağrısı şikayetiyle gittiği hastanede akciğer kanseri tanısı konulan, bunu yendikten bir süre sonra da beyninde tümör büyüdüğünü ve hamile olduğunu aynı günde öğrenen, geçirdiği beyin ameliyatından sonra karnındaki bebeğini kaybeden Seher Çarkım Elmalı (36), moral ve i- nançla kavuştuğu sağlıklı hayatına beşinci kitabını yazarak devam ediyor. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, yaklaşık 7 yıl önce, 29 yaşında sırt ağrıları nedeniyle doktora giden ve akciğer kanseri olduğunu öğrendikten sonra yüzünün şişmesi ve saçlarının dökülmesiyle zor günleri başlayan Elmalı, anne ve babasından uzun süre gizlediği hastalığını kardeşlerinin de desteğiyle yendi. Bunun ardından evlenmeye karar v- eren Elmalı, nikah hazırlıkları sürecinde başlayan ve gittikçe şiddetlenen baş ağrıları için düğününden bir müddet sonra gittiği hastanede, beyninde tümör olduğunu öğrendi. Aynı gün bir aylık hamile olduğu haberini de alan Elmalı, başarılı geçen operasyondan sonra karnındaki bebeğini kaybetse de hayata tutundu. Hastalık sürecinde yaşadıklarını, tedavi gördüğü hastanenin koridorlarında kaleme alan Elmalı, şimdi beşinci kitabını yazıyor. "Eşim, Allah'ın bana verdiği bir hediye" Elmalı, 2008 yılında akciğer kanseri olduğunu, bu haberle hayatının tamamen değiştiğini ve yaklaşık iki yıl tedavi gördükten sonra bu hastalığı yendiğini söyledi. "İlk aşk"ının kendisini bulmasıyla evlenmeye karar verdiğini dile getiren Elmalı, "Baş ağrılarım vardı ama düğün stresinden olduğunu düşündüm. Ağrılarım şiddetlenince düğünden hemen sonra doktora gittim ve beynimde kocaman bir tümör olduğunu öğrendim. Aynı gün hamile olduğumu da öğrendim ve onunla ameliyata girdim. O, bana güç verdi ama daha sonra onu vermek, ondan ayrılmak zorunda kaldım maalesef çünkü tedavimde ona zarar gelebilirdi. 'Sen mi, o mu?' dediler. 'O' dedim. 'Hayır, sen' dediler ve onu vermek zorunda kaldım. Onu kaybettim" diye konuştu. Hastalığı sırasında sürekli geçmişini sorguladığını dile getiren Elmalı, birkaç sinir krizinden sonra psikoloğa başvurduğunu bildirdi. Daha sonra hayatında bir şeylerin değişmeye başladığını anlatan Elmalı, şöyle devam etti: "Kişilerle diyaloglarım değişti. Hastalığımdan sonra benden kaçan ve yanımda kalan insanlar hayatımı şekillendirdi. Kaçanlara da hayatımda kalanlara da şükrettim ve tevekkül etmeyi, teslim olmayı öğrendim. 'Bu hastalık bana verildiyse demek ki seçilmiş biriyim' diye düşündüm. Günü yaşamak gerektiğini, kısıtlı zamanımızı kaliteli geçirmenin önemini anladım. Bana, 'Hepimiz öleceğiz, neden bu kadar üzülüyorsun' diyenler vardı. Hala da var ama artık üzülmüyorum. Kız kardeşim ve eşim en büyük destekçim oldu. Eşim, Allah'ın bana verdiği bir hediye. Bu yaşadıklarımdan sonra onu bana hediye olarak verdi Allah, öyle inanıyorum." "Çalışırken öleceğim diye yerime birini aldılar" Elmalı, kanseri yenmeye çalışırken büyük zorluklar yaşadığını vurguladı. Mikrop kapmamak için maskeli gezmek zorunda kaldığını ancak herkesin mikropluymuş gibi kendisinden kaçtığını, garip bakışlar, yüzümdeki şişliğe tiksintiyle bakanlar olduğunu bildiren Elmalı, zor günlerini şöyle anlattı: "Saçlarım dökülmüştü, keldim. Bunu çok kompleks yaptım çünkü hastalanmadan önce çok uzun saçlarım vardı. Fiziksel değişim, çok zor bir süreçti benim için. Ölümden geçtim, fiziksel değişimden geçememiştim o zamanlar. Sonra baktım olmuyor, kabullendim ve o halimi peruklarla güzelleştirmeye çalıştım. Aslında ölümü yaşarken gördüm. Yaşarken bir dönem öldüm. Herkes bana 'öldü' gözüyle baktı. Çalışırken öleceğim diye yerime birini aldılar. Herkes öleceğimi düşünürken babamı kaybettim. Babam, ben kanser olduktan sonra akciğer kanseri oldu ve bunun beynine sıçraması sonucu vefat etti. Ardından iki kuzenimi, teyzemi, iki çocukluk arkadaşımı kaybettim. Ölümün sırayla olmayacağını gördüm. Sonra göz açıp kapayıncaya kadar geçti hastalığım ve bir temizlenme geldi bana, arındım sanki. O arınmadan sonra hayata daha çok bağlandım. Her şeyi paylaşmak istedim insanlarla; cebimdeki parayı, eşyamı, fikrimi, aklımı, ruhumu..." Hayata bağlanmak için bir hedef belirlediğini söyleyen Elmalı, kitap yazmaya başladığı bilgisini verdi. Yaşadıklarını hastane koridorlarında yazıp ilk kitabı "Pamuk İpliği"ni çıkarttığını dile getiren Elmalı, "Hayatımızı pamuk ipliklerinden çelik halatlara bağlayalım diye k- itabın ismini böyle koydum. Bu kitap sayesinde hayata çelik halatlarla bağlandım. Bütün içimdekileri akıttım. Ardından ikinci kitabımı çıkarttım. Yazmak hoşuma gitti. İçimdekileri attıkça rahatladım. Tabii güzel tepkiler de aldım. Herkes benden üçüncü kitabı istedi, üçüncü ve dördüncü kitapların da çıktı" ifadesini kullandı. "Kitaplarım çıktıktan sonra hayatım tamamen değişti" Elmalı, kanser hastalığını yenen üyelerden oluşan ve bu tür hastalarına yardım eden bir derneğe üye olduğunu aktardı. Dernekte, ihtiyacı olanlara yardım etmenin ruhunu beslediğine işaret etti. Görev yaptığı caminin hem imamı hem hattatı oldu Bitlis'in Adilcevaz ilçesindeki Hıdırşah Camisi'nde görevli imam hatip Celalettin Deniz, bir yıl önce inşa edilen caminin duvarlarını hat ve tezyinat sanatıyla süslüyor. İmam hatip Deniz: "İnşallah iki ay içerisinde camimizin tüm süsleme işlerini bitireceğim" diye konuştu. Adilcevaz ilçesinde inşa edilen Hıdırşah Camisi, caminin imamı Celalettin Deniz tarafından hat ve tezyinat sanatıyla bezeniyor. İlçe merkezindeki Hıdırşah Mahallesi'nde bir yıl önce yaptırılan Hıdırşah Camisi'nin imam hatibi Celalettin Deniz, görevinden arta kalan zamanı, caminin daha güzel bir görünüme kavuşması için değerlendiriyor. İlçe Müftülüğünün sağladığı destekle caminin duvarlarına hat sanatı kullanarak "Allah", "Muhammed", "Besmele", "Esma'ül Hüsna", ayetler ve hadisler yazan Deniz, pencerelerin kenarlarını ve tavanı da tezyinat sanatıyla süslüyor. İmam Celalettin Deniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kısa süre önce hizmete açılan caminin iç duvarlarının boş olmasından etkilenerek böyle bir çalışma yapmaya karar verdiğini belirtti. Gerekli izinleri aldıktan sonra camide manevi atmosfer sağlamak ve boş vakitlerini değerlendirmek amacıyla çalışmaya başladığını anlatan Deniz, şöyle konuştu: "İnşallah camimizin iç dekorasyonunu ve hat işlerini en güzel şekilde yapacağım. İmamlığı da hattatlığı da çok seviyorum. Diyarbakır, Dünya Mirası" olmaya hazır Restorasyon için oluşturulan bilim kurulunun hazırladığı koruma master planı, bu ay UNESCO'ya sunulacak. Haziranda Almanya'- da nihai karar açıklanacak. Diyarbakır Kalesi ve Surları Alan Başkanı Soyukaya, "UNESCO'- dan çok umutluyuz. Diyarbakır, tescillenecek"dedi Diyarbakır, Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu'- nun (UNESCO) "Dünya Kültür Mirası" listesine girmeye hazır. Kentin simgesi olan, üzerindeki yazıtlar, kitabeler ve kabartma figürlerle tanıklık ettiği tarihin izlerini yansıtan, yaklaşık 5 bin 700 metre uzunluğunda, 12 metre yüksekliğinde, 4 metre genişliğindeki surlar ile özgün işlevini binlerce yıldır koruyan Hevsel Bahçeleri'nin dünya mirası olmasının önündeki engeller bir bir kaldırıldı. Yapı rezerv kararı mahkeme kararıyla kaldırılan a- landa 3 HES projesinin iptal edildiği belirtilirken, Kültür ve Turizm Bakanlığınca aslına uygun olmadığı gerekçesiyle surların durdurulan restorasyonu için bilim kurulu oluşturuldu. Kurul tarafından hazırlanan koruma master planı, bu ay UNESCO'ya sunulacak. Nihai karar haziranda Tanıtım çalışmalarına başlanan Diyarbakır'ın, haziran ayında Almanya'nın Bonn kentinde gerçekleştirilecek UNESCO Genel Kurulu'nda verilecek kararla, Dünya Kültür Mirası olarak tescillenmesi bekleniyor. Diyarbakır Kalesi ve Surları Alan Başkanı Nevin Soyukaya, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan Alan Yönetim Birimi ile valilik, kentteki tüm kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütlerinin desteğiyle "Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı" ismiyle hazırlanan dosyanın Kültür ve Turizm Bakanlığı aracılığıyla UNESCO'ya sunulduğunu hatırlattı. Adaylık sürecinin devam ettiğini belirten Soyukaya, 2000 yılında başlayan ve 3 yıl önce hızlanan süreçte nihai karar için çalışmalarda sona gelindiğini söyledi. "Diyarbakır kalesi, kalelerin şahı" "Diyarbakır kalesi, kalelerin şahı. Üstün evrensel değeri çok yüksek. Hevsel Bahçeleri de öyle. İkisi de çok nadir örnekler" diyen Soyukaya, Diyarbakır kalesinin sadece bir savunma yapısı değil aynı zamanda belge yapı niteliğindeki mimari bir şaheser olduğunu vurguladı. Soyukaya, üzerindeki kitabeler, yazıtlarla surlardan bölgenin tarihinin çok rahatlıkla okunabildiğine, kabartmalardan farklı dönemlerin sanatsal özelliklerinin takip edilebildiğine işaret ederek, şunları dile getirdi: "Diyarbakır Kalesi, bütün olarak özgünlüğünü koruyarak günümüze gelmiş bir yapı. Hevsel Bahçeleri de doğduğu yerde büyüyerek, yaşayarak gelişen bir kentte binlerce yıldır yaşamını sürdüren, işlevini hiçbir şekilde değiştirmeden devam eden bir öge. Kale ve Hevsel bahçeleri birbirini besleyen ögeler. İkisinin de üstün evrensel değeri yüksek." "Riskler ortadan kalktı" Binlerce yıldır yaşamın olduğu kentin özellikle son 30 yıldır meydana gelen göçle baskı altında kaldığını ifade eden Soyukaya, bu baskının surlara, tarihi eserlere ve Dicle Vadisi ile Hevsel bahçelerine de yansıdığını vurguladı. Yıl: 4 İmtiyaz Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü Azime MOLLA Haber Müdürü Yavuz ATALAY Sayfa Editörü Ekrem YELMAZ Nihal ÖZKEN. Sayı: Şubat 2015 Cumartesi Dağıtım: Bahri ÖZTÜRK GÜLTEKİN PAZARLAMA GÜREL DAĞITIM İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: sondakika11@gmail.com Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Şubat Perşembe Cumartesi Önce boğup sonra yakmışlar Manisa İl Emniyet Müdürü Tayfur Erdal Ceren, Akhisar da bulunan yanmış kadın cesedinin, muhtemelen İzmir'in Seferihisar ilçesinde yaşayan E.G.'ye ait olduğunu, olayla ilgili gözaltına alınan zanlıların, E.G.'yi boğup, yaktıklarını itiraf ettiklerini söyledi Olayla ilgili makamında gazetecilere açıklama yapan Ceren, cinayetin aydınlatılmasında yaklaşık 400 kamera görüntüsünü incelediklerini belirtti. Ceren, ailesi tarafından kayıp başvurusu yapılan, İzmir'in Seferihisar ilçesinde yaşayan işitme engelli E.G'nin, Manisa ya gelerek işitme engelli başka bir kadınla görüştüğünü kamera kayıtlarından tespit ettiklerini ifade ederek, "Kamera görüntüsü bu cinayetin tespit edilmesinde büyük rol oynadı. Şüpheli BODRUM'DA "İnsan Kaçakçılığı" operasyonu kadının evinde yapılan aramada, ikisi de işitme engelli olan anne ve kız ile herhangi bir engeli olmayan bir kişi gözaltına alındı" diye konuştu. İşaret dili tercümanı sorguda Gözaltına alınan iki kadının işaret dili tercümanı vasıtasıyla yapılan sorgulamasında olayı detaylı bir şekilde anlattığını dile getiren Ceren, "Zanlılar, E.G.'nin sosyal medya üzerinden kendilerine hakaret ettiğini, bunun üzerine evde boğduklarını daha sonra dışarıda yaktıklarını itiraf ettiler" dedi. Başka cinayet de işlemişler Muğla'da "tefecilik" operasyonu Yasa dışı yollardan Yunanistan'ın Kos Adası'na geçmeye çalışan, aralarında çocuk ve hamile kadınların olduğu Kongo uyruklu 46 kaçak Sahil Güvenlik ekiplerince yakalandı. Bodrum'- da düzenlenen "İnsan Kaçakçılığı" operasyonunda Kongo uyruklu 46 kaçak yakalandı.edinilen bilgiye göre, Bodrum Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, Turgutreis Mahallesi açıklarında şişme botla "İnsan Kaçakçılığı" yapıldığı ihbarı üzerine, bölgeye hareket etti.sahil Güvenlik ekipleri, botun su aldığını ve batmak üzere olduğunu tespit etti. Aralarında hamile kadın ve çocuklarında olduğu 46 kaçak ekiplerce güvenli bir şekilde bota alındı.kaçakların bota alınmasından kısa süre sonra 8 metrelik şişme bot battı. Kaçaklar daha sonra Turgutreis Sahil Güvenlik Bot Komutanlığı'na getirildi. Kaçakların ifade işlemlerinin ardından sınır dışı edilmek üzere Muğla Yabancılar Şube Müdürlüğüne sevk edilecekleri bildirildi.öte yandan, o- layla ilgili bot kaptanının da arandığı öğrenildi. (CİHAN) Milas ilçesinde tefecilik yaptıkları iddiasıyla 7 kişi gözaltına alındı Milas'ta tefecilik yaptıkları iddia edilen 7 kişi yakalandı.il Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, bir süre devam eden teknik ve fiziki takibin ardından Ali S. liderliğinde suç örgütünün nakit paraya ihtiyacı olan vatandaşlara faizle para vererek senet imzalatıp borçlandırdığı belirlendi. Ödeyemeyenleri tehdit ederek ve baskı kurarak borcu tahsil etmeye çalıştıkları, ev, arsa, tarla gibi gayrimenkullerine değerinin altında fiyat biçerek el koydukları ve tefecilik ile haksız kazanç elde ettikleri öne sürülen suç örgütü üyelerinin yakalanması için polis, zanlıların adreslerine eş zamanlı operasyon düzenledi.zanlıların ev ve iş yerlerinde yapılan aramada çok sayıda boş senet, çek, Olayla ilgili soruşturma kapsamında bir başka cinayete ilişkin bilgi ve bulgulara da rastladıklarını anlatan Ceren, 1,5 yıldır kayıp olan işitme engelli Arif Altan'ın da aynı kişiler tarafından öldürüldüğü bilgisine ulaştıklarını bildirdi. Ceren, Arif Altan'ın gözaltında bulunan anne, kızı ve firari oğlu tarafından öldürüldüğü öğrendiklerine işaret ederek, şöyle devam etti: "Arif Altan'ın cesedini yanmış kadın cesedinin bulunduğu zeytinliğe yakın bir yerde, yaklaşık 200 metre mesafede yakıldığını ve bırakıldığını söylediler. Oraya gittik, aradan ay gibi bir zaman geçtiği için tarla en az 3-4 kez sürülmüş. Bazı bulgular elde ettik. Bize göre Arif Altan'ın da bu kişilerce yakılarak öldürüldüğü yönünde." Ceren, kamuoyunun doğru aydınlatılması için bu açıklamaları yapma gereği duyduğunu, olay yeri inceleme, istihbarat, asayiş şube müdürlüğü ekiplerinin çok yoğun çalışarak, bu olayı el birliği ile çözdüğünü vurguladı. Manisa'nın Akhisar ilçesine bağlı Hasköy Mahallesi'nde bir zeytin bahçesindeki barakada ihbar üzerine 22 Şubat Pazar yakılmış halde kadının cesedi bulunmuştu. Üzerine tomruk düşen kişi askeri helikopterle kurtarıldı Muğla'nın Seydikemer ilçesinde mantar toplamak için gittiği ormanda üzerine düşen tomruk nedeniyle bacağı kırılan k- işi, askeri helikopterle hastaneye götürüldü. Seydikemer'de mantar toplamak için gittiği ormanlık alanda üzerine düşen tomrukla yaralanan kişi, askeri helikopterle hastaneye götürüldü. Ortaköy Mahallesi'nde yaşayan 28 yaşındaki Adnan Karagöz, eşi ile Sazak mevkisindeki ormanlık alana mantar toplamaya gitti. Yamaçtaki ağaç kesim sahasında mantar arayan Karagöz'ün üzerine tomruk düştü. Bacağından yaralanan Karagöz, eşinin yardımıyla tomruğun altından kurtuldu.yardım istenen sağlık ekipleri, olay yerine giden yolun çamurlaşması nedeniyle yaklaşık 2 kilometre yürüyerek Karagöz'e ulaştı. İlk müdahalesi olay y- erinde yapılan Karagöz'ün sol bacağında parçalı kırık olduğu tespit edildi. Sağlık ekibi, dik ve engebeli arazi şartlarından dolayı jandarma, AKUT ve AFAD'dan yardım istedi.olay yerine ulaşan kurtarma ekipleri, Karagöz'ün güvenli şekilde taşınması için çalışma yaptı. Ekipler, elverişsiz arazi şartları sebebiyle Karagöz'ün taşınması sırasında kırık bacağının zarar görmemesi için Dalaman Hava Meydan Komutanlığı'ndan askeri helikopter talep etti. Talebin uygun görülmesiyle Dalaman'dan havalanan helikopter, Karagöz'ün yaralandığı bölgeye geldi. Halatla inen asker, sedye ile Karagöz'ü helikoptere aldı. Adnan Karagöz daha sonra helikopterle Fethiye Devlet Hastanesine götürüldü.hastanede tedavisi süren Karagöz'ün sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. dekont, tapu ve kıymetli evrak ele geçirildi. Operasyonda Ali S. ile 6 kişi daha gözaltına alındı. "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüt kapsamında tefecilik yapmak, tehdit, yağma, konut dokunulmazlığını ihlal ve nitelikli dolandırıcılık" suçlamasıyla emniyetteki işlemleri devam eden şüphelilerin daha sonra adliye sevk edileceği belirtildi. Manisa'da iş kazası Soma ilçesinde faaliyet gösteren bir maden ocağında üzerine kömür yığını düşen işçi, yaşamını yitirdi. Soma ilçesinde özel sektöre ait maden ocağında üzerine kömür yığını düşen işçi, hayatını kaybetti.alınan bilgiye göre, gece vardiyasında çalışan Yusuf Çakıroğlu'nun (35) üzerine galerinin tavan kısmındaki kömür yığını düştü. Ağır yaralanan ve arkadaşlarının yardımıyla maden ocağından çıkarılan Çakıroğlu, ambulansla kaldırıldığı Soma Devlet Hastanesi'nde müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Geyve'de cinayet Sakarya'nın Geyve ilçesinde tartıştığı k- işi tarafından bıçaklanan şahıs kaldırıldığı hastanede öldü. Geyve Kapalı Pazaryeri'nde Y.A. ile Recai V. arasında henüz bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu iddiaya göre, Y.A., Recai V'yi bıçakladı. Ağır yaralanan Recai V., çağrılan ambulansla Geyve Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. İlk müdahalesinin ardından Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen Recai V., yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Recai V'nin cenazesi otopsi yapılmak üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Katil zanlısı Y.A. gözaltına alındı. Geyve Cumhuriyet Başsavcılığı cinayetle ilgili soruşturma başlattı. (CİHAN)

4 28 Şubat 2015 Cumartesi Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, yatırımlar konusunda valilere çağrıda bulunarak, "Merkezi idareden gelen kaynakları en hızlı şekilde kullanmanızı bekliyorum. Kullanamayacağınız kaynağı da bence talep etmemelisiniz" dedi. Yılmaz, İçişleri Bakanlığınca Gölbaşı'ndaki Vilayetlerevi'nde düzenlenen Valiler Buluşması'nda yaptığı konuşmada, valileri, yerel kalkınmanın lideri olarak gördüklerini söyledi. Kalkınmanın en önemli unsurlarından birinin yatırımlar olduğunu dile getiren Yılmaz, kamu yatırımları açısından valilerden iyi bir koordinasyon yapmalarını, yatırımlar arasında uyumu sağlamalarını, karşılaşılan sorunları çözmelerini, yatırımları kolaylaştırmalarını beklediklerini ifade etti. Türkiye'nin kaynaklarını verimli kullanmak durumunda olduğuna dikkati çeken Yılmaz, şöyle konuştu: "Merkezi idareden gelen kaynakları en hızlı şekilde kullanmanızı bekliyorum. Kullanamayacağınız kaynağı da bence talep etmemelisiniz. Yeri, zamanı geldiğinde, kullanılır hale geldiğinde talep edilmeli. Aksi takdirde bir taraftan bazı kurumlarımızın kaynak ihtiyacı varken diğer kurumlarımızın da hesaplarında bir miktar finansmanın olması arzu ettiğimiz bir durum değil." Türkiye'de yatırımların yüzde 80'inin özel sektör tarafından gerçekleştirildiğine işaret eden Yılmaz, sadece kamu yatırımlarıyla ilgilenmenin yeterli olmadığını, özel sektör yatırımlarının da kolaylaştırılması, yatırım ortamının iyileştirilmesi gerektiğini belirtti. Sadece genel yatırım ortamını ele almanın yeterli olmadığını ifade eden Yılmaz, tek tek illerde, bölgelerde yatırım ortamının nasıl olduğunun analiz edilmesi ve yatırım ortamını düzeltici tedbirler alınması gerektiğini söyledi. Yılmaz, şunları kaydetti: "Her bölgenin farklı bir yapısı var. Özellikle bazı bölgelerimiz daha fazla stratejik yatırımlara odaklanmak, yurtdışından daha fazla proje cezbetmek, teknolojik projeler geliştirmek durumunda, başka bazı bölgelerimizde de farklı nitelikteki yatırımların geliştirilmesi gerekiyor. Her birimizin kendi illerimizde bu iş ve yatırım ortamını analiz etmemiz gerekiyor. Her birimizin kendi illerimizde bu iş ve yatırım ortamını analiz edip burada neler yapabiliriz diye kafa yormasında fayda görüyorum." Yatırımlar konusunda valilere çağrıda bulunan Kalkınma Bakanı Yılmaz, Merkezi ida- reden gelen kaynakları en hızlı şekilde kullanmanızı bekliyorum. Kullanamayacağınız kaynağı da bence talep etmemelisiniz diye konuştu - "Kanun yasaklamıyorsa yapabiliriz" Yatırımlar konusunda bir zihniyet değişimine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bizim genel anlayışımız son 100 yılda 'bir şey kanunda yazmıyorsa yapmayalım' şeklinde. Halbuki olması gereken 'bir şeyi kanun yasaklamıyorsa yapabiliriz' diye düşünme-miz lazım. Doğru bir iş varsa kanunlarda da bu konuda yasak yoksa o işi pekala yapabiliriz. Bunu yapma-lıyız ki bu tecrübelerden daha iyi noktalara gidebilelim" dedi. Bakan Yılmaz, yerel kalkınma mekanizma-larının önemine işaret ederek, valilerin bu kurumları sahiplenmesi ve çalıştırmasının son derece önemli olduğunu söyledi. İllerde sosyal analizler yapılmasına ihtiyaç olduğunu ifade e- den Yılmaz, yapılacak çalışmalarla hangi mahallede eğitim, asayiş ve benzeri alanlarda zaaflar bulunduğunun ortaya konulmasının gerek sosyal gerekse ekonomik gelişmeye olumlu katkıda bulunacağını kaydetti.

5 1Şubat Perşembe Cumartesi Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Nail Olpak, Merkez Bankasının faiz indirimine ilişkin, "İş dünyası olarak Merkez Bankasının 0,25 puanlık yani çeyrek adımlık indirimini son derece yetersiz görüyoruz. Hayal kırıklığı oluşturduğunu da açık şekilde ifade ediyoruz" dedi

6 Şubat Perşembe Cumartesi Başbakan Davutoğlu,"Bu saldırılar karşısında Türkiye, kararlılığını hiçbir zaman bozmayacak ve Afganistan'ın istikrarı, huzuru için yapmakta olduğu katkıyı yapmaya devam edecektir. Birçok açıklamalar yapıldı. Bu açıklamalardan birinde de hedefin Türkiye ve Türkler olmadığı ifade edildi."dedi Başbakan Ahmet Davutoğlu, Afganistan'da bir Türk askerinin şehit olduğu, bir askerin de yaralandığı bombalı saldırıya ilişkin, "Bu saldırılar karşısında Türkiye, kararlılığını hiçbir zaman bozmayacak ve Afganistan'ın istikrarı, huzuru için yapmakta olduğu katkıyı yapmaya devam edecektir. Bir çok açıklamalar yapıldı. Bu açıklamalardan birinde de hedefin Türkiye ve Türkler olmadığı ifade edildi. Her ne suretle olursa olsun, bu alçakça saldırıyı yapanları hem lanetliyor hem de cezalandırılmalarını bekliyoruz" dedi. Davutoğlu, İçişleri Bakanlığınca Vilayetler Evi'nde düzenlenen "Valiler Buluşması"nda yaptığı konuşmaya, bugün sabah Afganistan'dan gelen bir haberle yüreklere ateş düştüğünü belirterek başladı. NATO'nun Afganistan'daki Kıdemli Sivil Temsilcisi Büyükelçi İsmail Aramaz'ın koruma görevini yürüten askerlerden birinin, terör saldırısında şehit olduğunu anımsatan Davutoğlu, "Biraz önce İsmail Aramaz ile de görüştüm, detaylı bilgi aldım. Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin taziye mesajlarını bana iletti. Afganistan Cumhurbaşkanı da bizzat Büyükelçimizi arayarak bu mesajı Cumhurbaşkanımıza ve bana iletmelerini rica etmiş. Bu tür terör saldırıları, dünyanın her yerinde insanlık suçudur ve en güçlü şekilde lanetlenmektedir" diye konuştu. Davutoğlu, Afganistan'daki mevcudiyeti sadece bir NATO göreviyle sınırlı olmayan Türkiye'nin, Afgan halkının kadim dostu olduğunun altını çizerek, Afgan ordusunun teşkilinde de Türk subaylarının büyük etkisi olduğunu söyledi. Davutoğlu, Sakarya Muharebesi devam ederken Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Mareşal Fevzi Çakmak'a verdiği "Subaylarımızdan seçkin bir heyeti Afganistan'a göndererek Afgan ordusunun teşkiline yardımcı olunuz" talimatını anımsattı."türkiye, kendi bekası için büyük bir mücadele verirken, aynı zamanda Afgan halkının o günlerde vermekte olduğu mücadeleye katkıyı bulunmak üzere en seçkin subaylarımızdan bir heyeti 1921 yılında Afganistan'a göndermiştir" diyen Davutoğlu, ilk Afgan ordusunun bu subayların nezareti ve yönlendirmesiyle kurulduğunu vurguladı. Başbakan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:"bu dostluk sebebiyle Türkiye hiçbir zaman Afganistan'ı yalnız bırakmadı, Afgan halkıyla dayanışmasını hiç eksik etmedi. Mevlana Celaleddin Rumi'nin doğduğu yerdir Belh, Afganistan. Coğrafi olarak şu an bize uzak görünebilir ama gönül olarak, irfan olarak, medeniyet birikimi itibarıyla Afganistan Türkiye'ye candan daha yakındır. Bu anlamda bu saldırılar karşısında Türkiye, kararlılığını hiçbir zaman bozmayacak ve Afganistan'ın istikrarı, huzuru için yapmakta olduğu katkıyı yapmaya devam edecektir. Birçok açıklamalar yapıldı. Bu açıklamalardan birinde de hedefin Türkiye ve Türkler olmadığı ifade edildi. Her ne suretle olursa olsun, bu alçakça saldırıyı yapanları hem lanetliyor hem de cezalandırılmalarını bekliyoruz. Türkiye'nin Afganistan'daki ve dost ülkelerdeki barış ve istikrar kurucu, koruyucu rolü şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edecektir." Davutoğlu, valilerle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti de dile getirerek, valilerin, 81 ilin iklimini Ankara'ya getirdiklerini söyledi.ankara'nın, sadece bir başkent olarak değil İstiklal Savaşı'nın merkez şehri olarak da tüm milletin ruhunun, kalbinin attığı şehir olduğunu ifade eden Davutoğlu, bu kalbin ancak ve ancak tüm ülkenin organik bütünlük içinde olduğu zaman gerçek fonksiyonunu i- cra edebileceğini kaydetti. Başbakan Davutoğlu, başkentlerin, ülkenin bütününü merkezden yönetmek için kurulmadığını, aksine başkentlerin ülkenin ruhunu, ortak hissiyatını ve ortak aklını barındırdığı zaman "başkent" rolünü ifa edebileceğine işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:"bu ortak akıl, ortak ruh ve ortak hissiyat da başkent merkez ile vilayetler arasındaki irtibatı kuran valiler sayesinde olur. Sizler çift yönlü bir fonkisyonu hep icra edegeldiniz. Bir yönünüzle y- erelin idarecileri olarak, Ankara'ya yerelin, vilayetlerin ihtiyaçlarını taşıdınız, bir diğer yönüyle de merkezin, başkentin düşüncesini, planlarını, her bir vilayete biçtiği rolü anlatmak üzere orada bizleri temsil ettiniz. Bu açıdan bakıldığında valiler ve valilik görevi kesinlikle sıradan, rutin bir bürokratik görev değildir. Aksine kendi içinde ve uygulanışı itibarıyla da psikolojik yönü son derece yoğunluklu, ulvi bir görevdir."valiler görevinin en önemli boyutunun psikolojik olduğunun altını çizen Başbakan Davutoğlu, hizmet ettiği mekana ve hizmet ettiği insanlara aşkla bağlı olmayan hiçbir görevlinin görevini hakkıyla y- erine getiremeyeceğini söyledi. "Valilerimiz Türkiye'nin hemşehrileridir. Nereye giderlerse orası valinin kendi mekanı olur" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin her bir ilinin özel bir anlam ifade ettiğini kaydetti. Başbakan Davutoğlu "Gerçekten eğer hakkıyla kulak verilse, hakkıyla dizinin dibine oturulsa her şehrimiz bizim hocamızdır. Bize tarihi, kültürümüzü, mimarimizi, derin irfanımızı öğretir. Onun için valiler, bu derin irfanın yürüyen temsilcileridir. Bulundukları şehirlerle kaynaşamamış, o şehirdeki halkı sevememiş birinin valilik görevini bürokratik olarak ifa etmesi mümkünse de ruhen ifa etmesi mümkün değildir" değerlendirmesinde bulundu. Başbakanlık görevini devraldığından bu yana, son 6 ayda 55 kenti ziyaret ettiğini, en kısa zamanda 81 ili tamamlayacağını dile getiren Davutoğlu, her ilin taşıdığı önemi ve tarihi konumu ifade etmeye çalıştığını, her birini ayrı bir isimle andığını anlattı. Gece yarıları ve sabah güneş doğarken şehrin ruhuna nüfuz etmek gerektiğini dile getiren Başbakan Davutoğlu, "Bir vali ki eğer sabahın güneşini o şehrin ufkunda görmemişse valilik görevini ifa edemez. Sabahın seherinde görev başlar, sadece mesainin başlangıcında değil. O şehre, o şehrin mekanına aşık olmak için güneşin doğuşunu o şehirde hissetmek lazım. Gecenin karalığında, herkes el etek çektikten sonra o şehirde yürümek lazım. Şehrin mekanına, mimarisine, ruhuna nüfuz edebilmek lazım" değerlendirmelerinde bulundu. Davutoğlu, 81 ilin her birinin güzel isimlerle anılabileceğini belirterek, kadim medeniyet dendiğinde akla gelen Mardin'i "yaşayan biblo şehir", Anadolu'daki bir çok geleneğin tohumlarının atıldığı yer olduğu için Kırşehir'i "tohum şehir", Kafkaslar'dan Anadolu'ya geçerken savunma hattı inşa edildiği için Erzurum'u "kale şehir", Uludağ ve Ulu Cami'ye ev sahipliği yapan Osmanlı şehri Bursa'yı "ulu şehir", ilk payitaht olan Konya'yı "merkez şehir" olarak niteledi.başbakan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:"81 vilayetin her birinden feyzalmamış birisi, bu ülkede valilik de başbakanlık da bakanlık da yapamaz. Her bir şehirden feyzalmak sizin birinci görevinizdir. O şehri seveceksiniz, o şehre aşık olacaksınız. O şehrin her taşını size verilen bir emanet olarak göreceksiniz. Nasıl evinizden bir şey eksilse hemen hissederseniz, kütüphanemde binlerce kitabım var bir tanesi eksilse hissederim, evde hissediyorsanız şehirdeki en ufak aksaklığı, yanlış yapılmış bir binayı, şehrin siluetini bozan bir yapıyı, şehirdeki herhangi bir tarihi eserden düşen tek bir çakıl taşını sizden önce başkası fark ediyorsa siz o şehre aşık değilsiniz demektir. Şehrin mekanına aşık olmak lazım. Mekanına aşık olduğu gibi şehrin halkına da aşık olmaz lazım."davutoğlu, kent ziyaretlerinde, valilerin karşılama anından itibaren, verdiği brifingde, o valinin şehre aşık olup olmadığını, mekanla özdeşleşip özdeşleşmediğinin anlaşıldığını ifade etti.ataması kısa süre önce yapılmış olsa bile bazı valilerin, şehirlerden kendi evinden bahseder gibi bahsettiğini kaydeden Davutoğlu, o zaman "Tamam, bu valimiz bu şehri artık kendi evi, şehrin ahalisini de kendi ailesi olarak görüyor" dediklerini aktardı. Başbakan Davutoğlu, valilere "Hiçbir talimat, hiçbir mali güç, size gönderilen hiçbir ö- denek sizin o şehri sevmenizden daha muktedir bir unsur değildir. Size istediğiniz ödeneği gönderebiliriz, istediğiniz kadar maddi yardım gönderebiliriz ama siz o şehre aşık değilseniz, o şehrin halkına sevdayla, muhabbetle bakmıyorsanız, o ö- denekler bir müddet sonra tükenir. Tükenmeyecek olan tek şey, sizin şehre ve şehrin ahalisine duyduğunuz muhabbettir. Her gün yaşadıkça o muhabbet artar ve size hizmet aşkı verir. Bizim sizlerden birinci beklentimiz, talebimiz, talimatımız, nasıl görürseniz görün, bulunduğunuz şehri, mekanını, sokaklarını, tarihi eserlerini seveceksiniz. O şehrin halkını seveceksiniz. Aranızda öyle bir psikolojik iletişim olacak ki o şehir ve o mekan da sizi sevecek" diye s- eslendi.

7 28 Şubat Cumartesi Perşembe -ÜNİVERSİTEDE KOLAYCA KATİL APO NUN PROPAGANDASINI YAPA- -EYLEM PLANLARINI BİLİYORLAR AKADEMİSYENLER ÇİZİYOR Geçtiğimiz günlerde, PKK lı ve sol maskeli grupların estirdiği terör sonucu hayatını kaybeden Ülkü Ocakları Ege Üniversite sorumlusu Fırat Yılmaz Çakıroğlu olayında yeni bir soru ortaya çıktı: Her eylemde; Türkiye yi bölücü ifadeler kullanan ve ayrıca katil Apo nun propagandasını yapan teröristler, üniversitelere nasıl yerleşiyor ve nasıl kolayca hareket ediyor? -İŞİN İÇERİSİNDE KİMLER VAR? İzmir de Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi başta olmak üzere tüm Türkiye de tüm üniversitelerde rahatça hareket eden ve yaptıkları iş illegal olmasına rağmen, bölücü eylemler için üniversite yönetiminden izin alabilen bu gruplar, bunu nasıl başarabiliyor? Sondakika Gazetesi olarak akademisyen kaynaklarından elde ettiğimiz bilgiler, kan donduracak cinsten. -AKADEMİSYENLER KIŞKIRTIYOR Bir gencin vefatıyla sonuçlanan PKK saldırısının perde arkasında kimler var? Elde ettiğimiz bilgilere göre, PKK lı grupları üniversitede barındıran ve kolayca hareket etmesini sağlayan bir numaralı faktör, PKK ve terörizm yandaşı akademisyenler Üniversitelerde yer alan bazı akademisyenler, para vererek PKK sempatizanlarını bir araya getiriyor ve eylem yaptırtıyor. PKK sempatizanı olan akademisyenler, oluşturdukları gruplara eylem planı çiziyor;akademisyen kimliğini kullanarak üniversite senatosundan eylem için izin alıyor, üniversiteyi kullanarak da polisin eylemlere müdahalesini engelliyor PKK sempatizanı olan akademisyenler, oluşturdukları gruplara eylem planı çiziyor; akademisyen kimliğini kullanarak üniversite senatosundan eylem için izin alıyor, üniversiteyi kullanarak da polisin eylemlere müdahalesini engelliyor. FIRAT ÇAKIROĞLU CİNAYETİNİN ARKASINDA AKADEMİSYENLER Mİ VAR? Üniversitede, çatışıp katil Apo için slogan atacak kadar ile giden bu gruplar, aynı zamanda üniversitede bıçaklı saldırı yapacak kadar da özgüvene sahip. Elde ettiğimiz bilgilere göre, Ege Üniversitesi nde yaşanan Fırat Çakıroğlu cinayetinin arkasında akademisyenler olabilir. Başbakan Yardımcısı Arınç,''Şah Fırat Operasyonu her yönüyle başarılıdır. Bunu hiç kimse görmezden gelmesin. Hükümeti eleştirmek gerekiyorsa, yıpratmaları gerekiyorsa, bu operasyon üzerinden değil belki başka sebeplerle bunu yapmaları gerekir''dedi CHP Grup Başkanvekili Altay,"Davutoğlu'nun, milletvekillerine 'destan yazdınız' mesajı, iktidar partisinin Meclis'teki bodygard'larına 'saldırıya devam edin' mesajıdır. Pişkin pişkin 'biz kimseye darpta bulunmadık, muhalefet milletvekilleri bizim milletvekillerimize hakaretler yağdırıyor' açıklaması, aşağılık bir yalandır"dedi

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Şubat Cumartesi Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >> 9 GÜNCEL Şubat Cumartesi Perşembe İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com ŞAH FIRAT OPERASYONU Şah Fırat operasyonu yapıldı ya, iktidar hariç herkes yaygarayı basıyor. Türkiye toprak kaybetti gibi safsata ile. Önce bize göre toprak kaybedilmedi toprak kazanıldı. yani Türkiye haritası küçük de olsa yeniden çizildi. Üstelik Süleymanşah türbesi bundan önce de iki kez taşındı. Hem de ikisi de chp zamanında. Biri İnönü, diğeri de Ecevit zamanında. Peki o zaman neden toprak kaybedilmedi de şimdi bu yaygara? Üstelik yıllardır Musul-Kerkük diyen ve Hatay'ı yıllardır haritasından çıkarmayan baba oğul Esad'ların toprağımızda gözü olduğu biline biline şimdi Esat yanlısı bir muhalefet var, hayret etmemek elde değil. Türkiye'nin Süleyman Şah Türbesi'ndeki askerleri tahliye etmek için düzenlediği operasyonun ardından ABD, 'istihbarat desteği' verdiği iddialarında bulundu Bir Amerikan Dışişleri yetkilisi," Pazar günü erken saatlerde Dışişleri Bakanı J.Kerry, Türk Dışişleri Bakanı M.Çavuşoğlu ile konuştu ve Türkiye'nin Suriye'deki Süleyman Şah Türbesi'nde bir gece önce düzenlediği başarılı operasyonu görüştü. ABD ve Türkiye, istihbarat ve bilgi paylaşımı dahil, Suriye'deki gelişmeler konusunda yakın ve devam eden bir istişare halindedirler" dedi. Suriye Cumhurbaşkanı Esad, "ABD/Batı ve İsrail; Arap dünyasında egemenlik kurmak için Araplık ve İslam uyumluluğundan oluşan bir ideoloji üzerine oturan Suriye'ye ideoloji değiştirterek lağvetme savaşı açmıştır. İlk aşamada Suriye devletini birkaç hafta ya da birkaç ay içinde düşürmeyi planladılar. İkinci aşamada terörü desteklediler. Erdoğan ve Davutoğlu bölgede Osmanlı hülyalarıyla terörün gerçek babasını temsil ediyor. Türkiye'de "Suriye muhalefeti" adı altında kurulan bütün örgütler Erdoğan ve hükümetin kanatları altında eğitiliyor, barındırılıyor, silahlandırılıyor ve Türk askeri teşkilatının bir bölümü haline geliyor. Daha sonra da IŞİD ve Nusra gibi terör örgütlerinin teşkilatlarının bir bölümüne dönüşüyor" iddiasındadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise İslamcı vizyonuyla Sünni ile Şii dünyası arasındaki karşılıklı bağımlılığı zayıflatmayı öngören bir strateji izliyor. Sonuçta "bölgeyi kazanan petrolü ve Misak'ı Milli topraklarını da kazanır" düşüncesini sürükleyerek Suriye Kuzey'ini ve Irak Kürdistan Bölgesi'ni petrolüyle birlikte bir şekilde Misak'ı Milli topraklarına katmayı öngörüyor. Teminen ABD koalisyonunun İslamcı terör örgütleriyle yaptığı mücadelenin başarılı olması için Suriye muhalifleriyle bağlantının Halep merkezinde dar bir koridora sıkışmış olması gerçeğinden hareketle, "Uçuşa Yasak Bölge; Güvenli Bölge: Eğit-Donat" üçlemesiyle, "Suriye'de 36.paralelin üstünün güvenli ilan edilmesi gerekir" stratejisinde ısrarcıdır. Ve bu ısrarında da başarılı görünüyor. Yani ortadoğu da bir paylaşım olacaktır ve Türkiye bu paylaşımda vardır, olacaktır ve nitekim ilk paylaşımı da bu toprak birleştirmesi ile yapmıştır. Bu sırada ABD, İsrail, İngiltere, Türkiye ve Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Iyad Allavi, Kuzey Irak'ta Kürtlerin kendi kaderlerini belirlemek üzere bağımsız ve liberal bir Kürt Devletine ışık yakmaktadır. Bir yandan da IŞİD'in yarattığı tehlikeler karşısında Kuzey Irak'tan bağımsızlıkçı Kürt hareketinin silahlı birimi Peşmerge güçlerinin, Türkiye'den PKK'nın silahlı kanadı Halk Savunma Güçleri'nin ve Suriye'de Demokratik Birlik Partisi Halkçı Koruma Birlikleri ortaklık temeli atarak, "Kürt Savunma Güçleri" olarak bilinen ortak silahlı kuvvetleri oluşturuyor. Kürt Savunma Güçleri, başta TSK olmak üzere ABD'nin 2011'de çekildiği Irak'a yeniden dönmesinin sözkonusu olmadığı bir durumda Kürt bölgesi ve enerji kaynaklarını riske atacak hamlelere karşı arkasında bırakacağı bir kuvvet olarak düşünülüyor... Bunun içinde ilk resmi para yardımı da yapılmıştır. Yanı yakında bir kara harekatının başlaması söz konusu olacaktır. Bu kara harekatında eski Süleymanşah türbesi bir tehlike noktasıdır ve heran bizi ortadoğu bataklığına sokacak bir girişim sözkonusu olacağından türbenin taşınması ve mehmetciğimizin can güvenliğinin sağlanması amaçlanmıştır. Tabii başka stratejik amaçları da vardır. Türkiye de muhalefetin bunu görmemesi mümkün değildir. Sadece kıskanma da değil, paralel merkezli ağababalarından aldıkları talimatlara göre hareket ediyorlar maalesef. Ben daha önceleri çok kere yazdım. Chp ve mhp kendilerini yavaş yavaş eritiyorlar ve Türkiye iki kanatlı bir parti ile başkanlık sistemine doğru hızlı bir şekilde gidiyor. Haziran seçimlerinde başkanlık sistemi ve anayasa değişikliğine yetecek bir iktidar milletvekili sayısı ile bu gerçekleşeceğe benziyor. Bakalım daha çok şeyler olacak, izleyelim ve görelim. Hükümeti de bu operasyonundan dolayı kutluyorum elbette.. MODEKO YA YABANCI damgası Fuarın büyük ilgi gördüğünü söyleyen Efor Fuarcılık Genel Müdürü İşleyen, Özel bir program dahilinde tercümanlarımız sektör profesyonellerinin fuar ziyaretleri, üretim alanlarını incelemeleri ve kent gezilerini yönlendiriyor. Katılımcılarımız, önemli iş bağlantılarını peşpeşe sıralıyor"dedi İzmir Uluslararası Fuar Alanı'nda açılan MODEKO İzmir Mobilya Fuarı büyük ilgi görüyor. Yabancı alım heyetleri, ilk günü önemli iş bağlantıları yaptı. Türkiye ve dünyanın dört bir yanından sektör profesyonellerini ağırlayan MODEKO, bayram havasında geçiyor. Açılış kurdelesinin kesilmesinin hemen ardından yapılan iş bağlantıları, katılımcıların yüzünü güldürdü. Ciddi iş görüşmeleri, organizasyonun ilk gününün geç saatlerine kadar sürdü. İkinci gün, yaklaşık 500 yabancı sektör profesyonelinin heyetler halinde açılış saatinin ilk dakikalarında fuar alanına girmesi, katılımcılara bayram havası yaşattı. Efor Fuarcılık tarafından alanda görevlendirilen tercümanlara ek olarak firmalar, İngilizce ve Arapça bilen tercümanlarla stantlarda iş görüşmesi yaptı. İzmir Ticaret Odası Meclisi üyeleri, İzmir Mobilyacılar Odası üyeleri, katılımcılar ve bazı mesleki derneklerin temsilcileri de memnuniyetlerini ifade etti. 30 ülkeden katılımcı Fuara yabancı ziyaretçilerin damga vurduğunu belirten Efor Fuarcılık Genel Müdürü Nuray Eyigele İşleyen, yurtdışı temsilcilikleriyle yaptıkları titiz bir çalışmanın, üst düzeyde fayda sağladığını söyledi. İşleyen, Bilgi birikimiyle ürün ve hizmetlerini katılımcılarımız ortaya koyuyor. Dünya standartlarının üzerindeki ürünler göz kamaştırıyor. Yurtdışındaki temsilciliklerimizle önemli alım heyetlerini kentimize getirdik. Özel bir program dahilinde tercümanlarımız sektör profesyonellerinin fuar ziyaretleri, üretim alanlarını incelemeleri ve kent gezilerini yönlendiriyor. Katılımcılarımız, önemli iş bağlantılarını peşpeşe sıralıyor. Hedef pazarlardaki çalışmalarımızı arttırarak sürdüreceğiz. dedi. Arnavutluk, Cezayir, Birleşik Arap Emirlikleri, Etiyopya, Filistin, Gürcistan, Irak, İsrail, Katar, Kosova, Libya, Lübnan, Makedonya, Mısır, Romanya, Sırbistan, Sudan, Suriye, Suudi Arabistan, Tunus, Ürdün, İsveç, Azerbaycan, Yunanistan, Almanya, Fildişi Sahilleri, Hollanda ve Fas başta olmak üzere yaklaşık 30 ülkeden yoğun katılım oldu. İki günün kapı girişi verilerine göre 44 ülkeden yabancı sektör profesyoneli geldi. Yerli alım heyetlerinin yoğunluğu ise hafta sonunda etkisini gösterecek. Fuar ilk dört gün saatleri arasında, son gün ise 19.00'a kadar ziyaret edilebilecek. (HABER MERKEZİ) Girişimcilere para BULMA DERSİ İzmir Ticaret Odası nda (İZTO) düzenlenen toplantıda, KOBİ lerin finansman kaynaklarına nasıl ulaşabileceği anlatıldı. Toplantıda konuşan İZTO Başkanı Ekrem Demirtaş, girişimcilik için fırsatları yakalayıp risk almak ve yenilikleri düşünmek gerektiğini söyledi. Demirtaş, Bu iş için de dinamizm şart. Herkesin bir fikri olabileceği gibi herkes girişimci de olabilir ama bunun için fikirlere kaynak gerekiyor. Bunun nereden ve nasıl bulunacağı da ayrı bir konu. Bugün bu soruların cevabını bulmak için buradayız. diye konuştu. Önümüzdeki üç yıl içinde her 100 kişiden 30 unun girişimcilik fikri olacağının ama bunlardan sadece 10 unun fikrini hayata geçirebileceğinin öngörüldüğünü aktaran Demirtaş, şöyle devam etti: Bu fikirler için de destek gerekiyor. İZTO olarak biz kendimizi görevli kabul edip bu sene binamızda, Meslekleri Araştırma ve Pamukkale de bir evden dört kamyon çöp çıktı Denizli nin Pamukkale ilçesinde, belediye sınırları içerisinde bulunan çöp evler temizlenip ilaçlanmaya başladı. Topraklık Mahallesi nde de bazı vatandaşların şikâyeti ve Pamukkale Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma Müdürlüğü'nün yazılı ihbarını değerlendiren Pamukkale Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri, çevre sağlığını tehdit eden, çöplerden yaşanmaz hale gelmiş bir evi boşalttı. Savcılıktan alınan özel izinle polis ve zabıta ekipleriyle birlikte ihbarda belirtilen eve giden Temizlik İşleri görevlileri, içerisine yığılan çöplerden ve pislikten yaşanmaz halde buldukları evden yaklaşık dört kamyon çöp çıkardı. Belediye Sağlık Müdürlüğü ekipleri de temizlenen evi ilaçlayarak dezenfekte etti. Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin, çöp ev sahiplerinin gözlerine çarpan her şeyin önem taşıyabileceğini, günün birinde lazım olabileceğini düşündüklerini söyledi. Başkan Gürlesin, Kaldırıma atılmış bir pet şişeyi, bir tel parçasını orada öylece bırakıp gitmek onlara zor gelir. Çöp biriktiriciler, aslında hepimizin çevresinde vardır. Bu kişilere, herhangi bir şeyi atmak aşırı sıkıntı verir. Evlerini bir depoya dönüştürürler. Büyük gardrop sığdıracak mekanı olmayanlar bile istifleme aracı olarak ya kutuları kullanırlar ya naylon torbaları hanelerinin bir köşesinde bulundururlar. Böyle evlerin yanında oturan ve kötü kokudan camlarını dahi açamayan mahalle sakinlerine bir nebze olsun nefes aldırmak istiyoruz. Maksadımız kimseyi evinde rahatsız etmek değil, tam tersine hem kendilerine hem de halkımıza sağlıklı bir hayat imkanı sağlamaktır. dedi. (CİHAN) Geliştirme Müdürlüğü bünyesinde Girişimcilik Şefliği kurduk. Amacımız girişimci ve yenilikçi sayısını arttırmak. Gençlerimizin, fikirlerini hayata geçirmesini istiyoruz. TÜRKİYE'DE İLK OLACAK Demirtaş, girişimcilerin destekler kapsamında teknoparklardan da destek alabileceklerini vurgulayarak, İzmir Ticaret Odası, İTOB Organize Sanayi Bölgesi içinde Bilimpark ı kurduk ve bir ay içinde burası hayata geçecek. Ayrıca Türkiye de ilk kez teknoparkın içine, üretilen bilginin üretime dönüştürülmesi için üretim bölgesi kuruyoruz. Bunların yanında, fikri olan girişimcilerimiz de bana internet sayfamızdan ulaşıp mail atabilir. Biz de bu sayede elimizden geldiğinde sizlerin fikirlerinin hayata geçmesine yardımcı oluruz. şeklinde konuştu. CHP İl Başkanı Serter: İzmir'den 16 vekil çıkaracağız CHP İl Başkanı Bedri Serter, İzmir den en az 8+8, toplam 16 milletvekili hedefiyle yolları aşındırmaya başladıklarını söyledi. Göreve gelmesinden sonra seçim çalışmalarının ön hazırlıklarını tamamlayan Serter, yapılacak çalışmaları ilçe ziyaretleriyle örgütüne anlatmaya başladı. Serter ve beraberindekiler, ilk ziyaretlerini Foça, Aliağa, Kınık, Bergama ve Dikili ye yaptı. 7 Haziran 2015'te yapılacak genel seçimde Türkiye genelinde iktidarı hedeflediklerini söyleyen Serter, İzmir de hedefimiz, her iki seçim bölgesinden de en az sekizer milletvekili çıkarmaktır. Bunun için çok çalışacağız. Bu çalışmalar, yerinde bilgilendirmeyi ve paylaşımı hedefliyor. Parti olarak hedefimiz belli. CHP nin iktidar ateşinin kıvılcımlarını İzmir den yaktık bile. dedi. KURTARIN BİZİ BU İKTİDARDAN' Foça ziyaretinde konuşan CHP İl Başkanı Serter, Biz kendine ve artık baskıdan yılmış halkına güvenen, Dar alanda konforlu mobilyalar MODEKO da İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Endüstriyel Tasarım ile İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümleri öğrencileri, dar alanlar için tasarladıkları mobilyalarla MODEKO İzmir Mobilya Fuarı nda yerini aldı. Fuar kapsamında farklı tasarımlarıyla yer alan öğrenciler, küçük evler için mobilya seçenekleri sunuyor. Endüstriyel Tasarım ile İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı tarafından ortak yürütülen mobilya tasarımı dersinde 80 öğrencinin geliştirdiği 40 mobilya arasından dokuzu sergileniyor. Öğrenciler, gelir gruplarına küçük evler için katlanabilir sehpalar, çalışma masaları ve oturma grupları geliştirdi. Mobilya örgütünün gücüne inanan bir partinin üyeleriyiz. İddiamızı daha en baştan ortaya koyduk. Bizden başka hedef koyan, milletvekili sayısı açıklayan başka bir parti yok. İddiasını açıklayan tek partiyiz. Bu işler biraz inançla, biraz da çalışkanlıkla ilgilidir. Emek harcamaktan korkmazsanız, örgütünüze güvenirseniz bu açıklamaları yapacak gücü de kendinizde bulursunuz. Biz bu gücü, AKP iktidarının baskısından, yolsuzluklarından, Foça ya, Aliağa ya, Dikili ye, Bergama ya, Ege Üniversitesi nde (EÜ), 20 Şubat 2015 tarihinde Edebiyat Fakültesi önünde çıkan kavgada okulun Ülkü Ocakları sorumlusu Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun öldürülmesine tepki amacıyla öğrenci toplulukları, güvenliğin sağlanması için imza kampanyası başlattı. Ege Üniversitesi Öğrenci Konseyi bünyesindeki 21 topluluk, üniversite içinde can güvenliği olmadığını ve şiddetin PKK dan kaynaklandığını söyleyerek, hazırladıkları metni öğrencilerin imzasına açtı. Topluluklar, 27 Şubat 2015 tarihinde rektörlük önünde yapacakları basın açıklamasıyla imzaları, rektörlüğe ve ilgili makamlara ileteceklerini bildirdi. İmzaya açılan metni şöyle: " tarihinde Ege Üniversitesi Kampüsü'nde Tasarımı dersinin proje koordinatörü olan İEÜ Öğretim Görevlisi Ertan Demirkan, bu dönem öğrencilerin iki disiplinden ortak aldıkları derste farklı ve etkili mobilyalar ürettiğini, bunların MODEKO 2015 kapsamında sergilendiğini söyledi. Mobilyaların mart ayı içerisinde bir alışveriş merkezinde de ziyaretçilerin beğenisine sunulacağını aktaran Demirkan, Bekâr, yeni evli veya anne çocuk için yaşam döngüsü tasarlandı. Küçük yaşam alanlarında kişilerin daha rahat hareket etmesi amacıyla mobilyalar planlandı. Çok fonksiyonlu bir çalışma masası, dinlenme koltuğu gibi farklı tasarımlar yapıldı. Kınık a öteki muamelesi yapmasından bıkan halkımızdan alıyoruz. Gittiğimiz her yerde, 'Kurtarın bizi bu iktidardan.' diyen vatandaşlar bizi karşılıyor. Örgütümüz tam bir inançla çalışıyor ve her zamankinden daha fazla heyecanla, coşkuyla çalışıyor. dedi. Seçim çalışmalarına İl Başkanı Serter in yanısıra örgütten, seçim ve hukuk işlerinden, yerel yönetimlerden sorumlu İl Başkan yardımcıları ve ziyaret edilen ilçelerden sorumlu il yönetim kurulu üyeleri de katıldı. (CİHAN) çıkan olaylar sonucu üniversitemiz öğrencilerinden Fırat Çakıroğlu öldürülmüştür. Ege Üniversitesi öğrencileri olarak arkadaşımızın vefatından derin bir üzüntü duyuyoruz. Yerleşkemizde yaşanan bu olay, yıllardır süregelen güvenlik sorununu gözler önüne sermiştir. Bizler kampüs içerisinde can güvenliğimizi tehdit altında hissediyor, çoğu zaman derslerimize giremiyor, sürekli tırmanan şiddet ortamından kaygı duyuyoruz. Yıllardır üniversitemizde yaşanan bu şiddet olayları, topluluklarımıza karşı yapılan saldırılar, ders boykotu Gençler hayata sosyal medyayla bağlanıyor Türkiye nüfusunun neredeyse yarısı, bir sosyal paylaşım sitesi olan Facebook kullanıcısı yılından bu yana dünyaya yayılan sitenin, ülkedeki gençler tarafından hangi sebeplerle kullanıldığını araştıran Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serra İnci Çelebi, dikkat çekici sonuçlar elde etti. Araştırmaya göre gençlerin, aidiyet duygusu yaşattığını söyledikleri Facebook u en çok bilgi ve eğlence ihtiyaçlarını karşılamak için kullandığı ortaya çıktı. Sosyal yaşamda bulunmayı seven ve yüz yüze iletişimde iyi olan kişilerinse sosyal medyayı da uzun süre kullandığı belirlendi. İzmir de yaşayan yaş arası 229 gençle sosyal medyanın kullanım sebeplerini araştırmak için anket yapan Doç. Dr. Çelebi, TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) İzmir Şubesince, metro hattındaki Üçyol İstasyonu Üçyol Meydanı çıkışı yürüyen merdiveninde yaşanan kazayla ilgili, "Yardımcı fren sisteminin bulunmaması nedeniyle, merdivenin aşağıya doğru kontrolsüz şekilde kayarak yaralanmalara sebep olduğu anlaşılmaktadır" görüşü bildirildi. TMMOB MMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulunun açıklamasında, olay yerinde inceleme yapan ekiplerinin ilk belirlemelerine göre, yürüyen merdiveni hareket ettiren redüktördeki dişlinin parçalanması sonucunda sosyal medyada 6 saatten fazla vakit geçiren gençler olduğunu söyledi. Çelebi, Ankete katılan gençlerin yüzde 77,3 ü her gün sosyal medyaya bağlandıklarını, yüzde 46,3 ü günde 1-2 saat, yüzde 33,2 si günde 3-6 saat, yüzde 7,9 u ise günde 6 saatten fazla sosyal medyayı kullandıklarını belirtti. Ayrıca araştırmaya katılanların yüzde 52,4 ü, iki veya daha fazla sosyal medya sitesini kullandıklarını açıkladı. dedi. AİDİYET DUYGUSU OLUŞTURUYOR Türkiye de 31 milyonu geçen Facebook kullanıcısı olduğunu hatırlatan Çelebi, gençlerin Facebook u hangi sebeplerle kullandığını şöyle anlattı: Gençlerin Facebook u kullanma nedenleri arızanın meydana geldiği belirtildi. "Bu tür yürüyen merdivenlerde bulunması gereken yardımcı fren sisteminin bulunmaması nedeniyle, merdivenin aşağıya doğru kontrolsüz şekilde kayarak yaralanmalara sebep olduğu anlaşılmaktadır" denilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Bununla birlikte, asansör ve yürüyen merdivenlerde periyodik bakımların yanı sıra, yılda en az bir kez yaptırılması zorunlu olan periyodik kontrolün yapıldığına dair herhangi ibare bulunmadığı, muhtemelen yürüyen merdivenin periyodik kontrollerinin yapılmadığı tahmin edilmektedir. Hatalı imalat çok çeşitli ancak aidiyet duygusu, arkadaş etkisi, bilgi ve eğlence ihtiyaçlarının karşılanması ve yaşam kalitesinin artacağı düşüncesi, en başta gelen nedenler arasında. Araştırma sonuçlarından çıkan ve üzerinde önemle durulması gereken konulardan birisi de Facebook üzerinden sunulan özel hayatın gizliliği. Araştırma sonuçlarına göre kimliklerinin ve özel hayatlarının Facebook tarafından korunduğunu düşünen gençler, Facebook un yorumlar özelliğini daha fazla kullanmakta, yani siber âlemde kimliklerinin saklı kalacağını düşünen kullanıcılar, kendilerini daha rahat ifade etmekte ve belli konularda arkadaşlarına daha rahat yorumlar yapabilmekte. (HABER MERKEZİ) Merdivenler kontrol edilmemiş ya da malzeme yorulması nedeniyle kırılmış olan dişli önceden tespit edilemese bile, yıllık kontroller yapılmış olsaydı, bu tür yürüyen merdivenlerde zorunlu olarak bulunması gereken yardımcı fren sisteminin olmadığı tespit edilerek kaza önlenebilirdi. Bu nedenle, her tür asansörün ve yürüyen merdivenlerin aylık düzenli bakımlarının yanı sıra yıllık periyodik kontrolleri zorunlu yönetmelik kapsamında mutlaka yaptırılmalıdır." İzmir Üçyol İstasyonu'nda dün yürüyen merdivende meydana gelen kazada 15 kişi hafif yaralanmıştı. EÜ'lü talebelerden Çakıroğlu kampanyası denilerek öğrencilere ve akademisyenlere bıçak çekilerek derslerden çıkarılması yaşananların birer örneğidir. Üniversitemizde tüm bu yaşanan şiddetin öncelikli kaynağının ise bölücü terör örgütü PKK nın faaliyetleri olduğunu tespit ediyoruz. Etnik kışkırtmalarla üniversiteleri şiddet zeminine çekmeye çalışanlara karşı tüm öğrencileri sağduyuya davet ediyoruz. Üniversiteler bilimin, sanatın ve üretimin yuvalarıdır. Üniversitemiz, cumhuriyetin en önemli kalelerindendir. Üniversite öğrencisinin yegâne silahı kalemidir. Bıçağın, taşın, sopanın üniversitede yeri yoktur. Bölücü terörün ve gericiliğin sembollerinin üniversitede yeri yoktur. Arkadaşımız Fırat Çakıroğlu nun ölümünden sorumlu olanların gerekli cezayı almasını, şiddetin bitirilmesi açısından önemli görüyoruz. Buna ek olarak, üniversitemizde şiddet ortamının bitirilmesi ve bilimsel, sanatsal ve kültürel üretimin önünün açılması için gerekenin yapılması konusunda cumhuriyet savcılarını ve üniversitemiz yönetimini göreve çağırıyoruz. Aşağıda adı bulunan öğrenci toplulukları olarak bu metni imzanıza sunuyoruz tarihinde rektörlük önünde yapacağımız basın açıklamasıyla imzaları rektörlüğe ve ilgili makamlara ileteceğiz." (CİHAN) EKREM YELMAZ ustaninkalemi@gmail.com ÖNLENEMEZ MİYDİ?... Gencecik bir fidanı Fırat ı toprağa verdik. Hayatının ve hayallerinin baharındaki Fırat ı. Yine hayatının ve hayallerinin baharındaki ama yanlış ve amansız düşüncelerin girdabına kendini kaptırmış bir ideoloji cehalet kurbanı tarafından katledilerek. Yüreklerimize acı düştü. Kalktık Fırat ın taziyesine gittik. Babalar - analar ağlıyordu. Çocukları Fırat la okula giden veliler kırgın ve sitemli idi. Devletimiz buna engel olamaz mıydı diye. Çocuklarımızı okula göndermeye korkar olduk. Akşama kadar endişeyle bekler olduk Türkiyesi Aman Allahım Tedbir alınamaz mıydı yani diye düşünürken Emniyet amiri Taner AYDIN acı gerçeği dile getirdi. Diyor ki Aydın eğer devlet önleme dinlemesi yapsaydı belki Fırat bugün aramızda olurdu. Önleme ve istihbari dinlemelerin faydalarını anlatan Aydın, istihbaratın önceden verilen yetkiyle, önceden çalışma yaparak böyle bir kavganın olabileceğinin öğrenilip tedbir çalışması yapılabileceğini rektörlüğünemniyetin uyarılabileceğini polisin oraya giderek Fırat ı korurdu dedi. Bu tür olaylarda önleme dinlemelerinin önemi ortaya çıkıyor dedi. 'YARIN HESAP SORULUR DİYE, DİNLEME YAPILMIYOR' Ege Üniversitesi'nin duvarlarına yazılan PKK yazıları ve son dönemde yaşanan olaylara değinen Aydın, "Geldiğimiz noktada sokakların durumu ortada. Yerimize gelen arkadaşlar yarın bizden hesap sorulur diye dinleme de yapmıyor. Sokakların bu hale gelmesinde bunun da etkisi olduğunu düşünüyorum" diyor. Çankaya da, esnaf eskiden hırsızlık olayları bu kadar çok olmazdı olsa bile hemen ortaya çıkardı diyor. Şimdi hem vakalar arttı hem de yapanlar bulunup ortaya çıkarılamıyor. Bundan dolayı hırsızlar çok pervasız davranabiliyorlar dedi. Devlete hükümete güven problemi olduğu bu dönemde insanın aklına şu hikaye geliyor. Avcılar, zavallı kuşu yaralamışlar, o da can havliyle kaçmaya başlamıştı. Yaralı kuş uçuyor, avcılar aman vermeden kovalıyordu. Nereye saklandı ise buldu, hangi dala kondu ise gördüler. Kuşun küçücük kalbi pır pır çarpıyor, birazcık nefeslenmek istese üzerine bir namlu doğruluyordu. Avcılar, onu ellerinden kaçırmak istemiyor, bu koşuşturma hırslarını tahrik ediyordu. Merhamet kalkmıştı yüreklerinden... Kuşun zayıflığı, acizliği, çaresizliği, medet ister hali hiç umurlarında değildi. Acımayacak, öldürene kadar saldıracaklardı. Zemin ölüm kusuyor, kurşunlar patlıyor, barut kokusu etrafa yayılıyordu. Zavallı kuşun uçacak hâli kalmamıştı. Son bir kez havalandı ve uzaktaki bir topluluğu gördü. Şeyh Efendi, ortaya oturmuş, müritleri etrafında halelinmiş, zikrediyorlardı. Onların meclisine kadar zorla uçtu. Bir anda, korkunun tesiriyle İçinden geleni yaptı ve yaydan boşanmış ok gibi Şeyh Efendinin kaftanın altına saklandı. Güvenmiş kendince emin bir yer bulmuştu. Şeyh Efendi, göğsünün altındaki ani kıpırdanmadan irkildi, ne olduğunu anlayamadı ve elini oraya attı. Zaten can dudağına gelen kuş, bu darbeyle öldü. Ötede, mahkeme-i kübra kurulduğunda kuş, Şeyh Efendi'den davacı oldu. Şeyh, bilerek ve isteyerek yapmamış olduğu için mesul tutulmadı. Zaten o da kuşun öldüğünü görünce çok üzülmüştü. Kuşa, son sözü sordular -Bir arzum var, dedi. Ben o kaftana, o sarığa güvendiğim için altına sığındım. Bundan sonra o güveni boşa çıkaracak hiç kimsenin o kaftanı giymemesini istiyorum ki başıma gelenler başkalarının başına gelmesin. Metro'daki merdiven arızasını biz de anlayamadık İzmir Metrosu Üçyol İstasyonu'nda meydana gelen yürüyen merdiven kazasında 15 kişi yaralandı. Yaralıların birçoğu ayakta tedavi edilirken kolunda kırık ve ezilme yaşanan iki kişi ise hastaneye kaldırıldı. İzmir Metro A.Ş., kazayla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: 26 Şubat 2015 Perşembe saat de, Üçyol İstasyonu Meydan çıkışı yürüyen merdiveni, üzerinde yolcular varken henüz tam anlaşılamayan bir nedenle yukarı yön yerine aşağıya doğru hareket etmiş ve üzerindeki yolcuların dengelerini kaybetmeleri sonucu düşmelerine neden olmuştur. İlk anda yaralanma şüphesiyle 15 yolcu, hemen ambulanslarla hastanelere sevk edilmiştir. Olaydan yaklaşık 2 saat sonra alınan bilgilere göre sadece Bozyaka Hastanesi'ndeki yaşlı bir yolcumuzda kırık, diğer bir yolcumuzda kolda incinme tespit edilmiş, diğer hastanelere yaralanma şüphesiyle gönderilen tüm yolcularımız ayakta müdahaleyle evlerine gönderilmiştir. Yaralı yolcumuzla ilgili her türlü ilgi ve gereği, şirketimiz tarafından yapılacaktır. Olayla ilgili teknik araştırmalar savcılık, şirketimiz ve sorumlu bakım firması tarafından detaylı olarak yapılmaktadır. Üzüntü verici kaza nedeniyle olumsuz etkilenen ve yaralanan yolcularımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. (CİHAN)

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >>10 DENİZLİ HABERLERİ 28 Şubat 2015 Cumartesi Kent Konseyi'nden tarihi evlerin tanıtımına destek Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi, kent belleğinin yapı taşlarından olan tarihi Denizli evlerinin tanıtımına destekte bulunuyor. Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Başkanı Ali Değirmenci, Kent Konseyi Yürütme Kurulu toplantılarını tarihi evlerde yaparak tarihi Denizli evlerinin tanıtımına destek vermek istediklerini söyledi. Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi tarafından her ay düzenli olarak yapılan Kent Konseyi Yürütme Kurulu Toplantısı, Nüzhet Sürücü Evi'nde gerçekleştirildi. Kent Konseyi Başkanı Ali Değirmenci başkanlığında yapılan toplantıya, Kent Konseyi Genel Sekreteri Baran Akın, Kadın Meclisi Başkanı Bilsen Özen, Engelliler Meclisi Başkanı Ayten Bahtiyar ve Gençlik Meclisi Başkanı Zeynep Karakoç, Milli Eğitim Müdürlüğü, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) ve Denizli Barosu temsilcileri katıldı. Kent Konseyi Başkanı Ali Değirmenci, Ocak ayı Meclis toplantısını Balcı Evinde gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, "Denizli Büyükşehir Belediyesi tarihi evlere ve tarihi dokulara sahip çıkmaya devam ediyor. Atıl ve kullanılmaz halde bulunan tarihi evlerimizi hak sahipleri ile anlaşma yaptıktan sonra tarihi dokusunu bozmadan restore ederek halkımızın hizmetine sunuyoruz. Denizli Büyükşehir Belediyesi olarak bizler, tarihimizi ve kültürümüzü anlatmak, tarihimizi yaşamak ve gelecek nesillere de yaşatmayı amaçlıyoruz" diye konuştu. Değirmenci, konuşmasını şöyle sürdürdü: "İlk olarak Külahçıoğlu Un Fabrikası ile başlayan çalışmalarımız bugün çok sayıda tarihi evin restore edilerek, gençlerimizin, çocuklarımızın ve halkımızın hizmetine açılmıştır. Kent Konseyi Yürütme Kurulu toplantılarımızı tarihi evlerimizde yaparak bu tanıtıma destek vermek istedik." Denizli'nin büyükşehir olması ile birlikte 19 ilçeye yönelik ziyaretlerin devam ettiğini ifade eden Başkan Değirmenci, "Kent Konseyi olarak ilçelerimizde de Kent Konseyinin kurulmasına öncülük etmeye devam ediyoruz. Bu kapsamda Kent Konseyleri kurulmuş olan ilçelerimizde fikir alışverişlerinde bulunurken, Kent Konseyi olmayan ilçelerimizde de kurulması adına girişimlerde bulunuyoruz" dedi. HABER MERKEZİ Başkan Özer, G20 toplantıları çerçevesinde Cidde deydi Kupa ve madalya sevincini paylaştılar Denizli Büyükşehir Belediyesi'nin açtığı spor kurslarına katılan kursiyerler düzenlenen müsabakalarda önemli başarılara imza atmaya devam ediyor. Denizli ve Aydın'da düzenlenen "Masa Tenisi ve Badminton Şampiyonası"nda toplam 16 madalya alan sporcular sevinçlerini paylaştı. Denizli'de "Spor yapmayan kalmayacak" sloganı ile yola çıkan Denizli Büyükşehir Belediyesi, gerçekleştirdiği kurs ve eğitim çalışmalarının karşılığını almaya devam ediyor. Bugüne kadar 75 bin kişiye 25 ayrı dalda ücretsiz spor eğitimi veren Denizli Büyükşehir Belediyesi'nin kurslarına katılanlar, düzenlenen sportif organizasyonlarda da önemli başarılara imza atıyor. Geçtiğimiz günlerde Denizli ve Aydın'da düzenlenen Masa Tenisi ve Badminton Şampiyonası'nda çeşitli derecelere girerek toplam 16 madalya alan sporcular Denizli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gökoğlan'ı ziyaret ederek, sevinçlerini paylaştı. Gökoğlan, sporcuları elde ettikleri başarılı sonuçlardan dolayı kutlayarak, "Denizli halkının spor yapabilmesi için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Sizler de katıldığınız Denizli ve diğer illerdeki yarışmalarda bizleri temsil ediyorsunuz. Aldığınız başarılar bizleri son derece mutlu ediyor. Elde edilen başarılar gösteriyor ki, Denizli Büyükşehir Belediyesi doğru işler yapıyor. Bu başarılar arttıkça talepler de artıyor. Bu talepleri yerine getirme konusunda ne yapılması gerekiyorsa çaba sarf etmeye devam edeceğiz" dedi. Başkan Zolan'a teşekkür Denizli halkının sağlıklı alanlarda ve doğru şekilde spor yapabilmesi konusunda Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan'ın özel bir gayreti olduğunu dile getiren Gökoğlan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Osman Zolan spora ayrı bir önem veriyor. Bu güne kadar çalışmalarımıza verdiği destekten dolayı kendisine çok teşekkür ediyorum. Bir başka teşekkür ise Denizli halkına. Kurslarımıza gösterdikleri ilgi takdire şayan. Sizlere ise bundan sonraki katılacağınız müsabakalarda başarı diliyor ve elde ettiğiniz derecelerden dolayı sizleri kutluyorum." ziyaretin sonunda Gökoğlan, sporculara ve antrenörlere çeşitli hediyeler verdi. HABER MERKEZİ B20 Türkiye, ilk bölgesel istişare toplantısını Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri nden 150 ye yakın işadamının katılımıyla Cidde de gerçekleştirdi. Foruma Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve B20 Türkiye Başkanı M. Rifat Başkan Hisarcıklıoğlu, Suudi Arabistan Krallığı Finans Bakanı Dr. İbrahim Abdulaziz Al-Assaf, aralarında Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Özer in de bulunduğu TOBB Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı. Türkiye nin G20 önceliklerinin ilgiyle karşılandığı forumun açılışında konuşan Başkan M. Rifat Hisarcıklıoğlu, G20 nin misyonu, yapısı ve amaçlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Hisarcıklıoğlu, Küresel ekonominin sorunlarına çözümler ararken, hükümetler ile iş dünyaları arasında işbirliğinin artırılması da son derece önemli. Çünkü küresel ekonomideki sorunlarla günlük hayatta, ilk elden yüzleşenler işadamları, yani bizler. Bizler iş yaparken karşılaştığımız sıkıntıları, sorunları hükümetlere anlatacağız ki G20 çatısı altında bunlara çözüm getirilsin. İşte G20 nin iş dünyası kolu olan B20 bizlere bu imkânı sunuyor. Bizler iş adamları olarak, B20 sürecinde daha aktif rol alıp, G20 ile daha fazla mesai harcamalı ve müşterek refah için çalışmalıyız. değerlendirmesinde bulundu. Gelişen konjonktürde, eskiden olduğu gibi kendi kendine yeten ülke olmakla övünmenin yetmediğini belirten Hisarcıklıoğlu, küreselleşme olgusu üzerinde durdu. Hisarcıklıoğlu, Bundan sene öncesine kadar ülkeler kendi başlarına varlıklarını devam ettirirler, kendi kendilerine yeten ülke olmakla övünürlerdi. Bugün çok daha farklı bir konjonktürle karşı karşıyayız, küreselleşme her alanda etkisini gösteriyor. Artık tek başına ayakta kalmak mümkün değil. Ekonomilerimizin geleceği küresel piyasalara ne kadar entegre olduğu ile yakından ilgili. Ortak kararlar alınabiliyorsa, tüm taraflar karar alma süreçlerine dâhil olabiliyorsa, küreselleşmeden maksimum fayda alınabiliyor. şeklinde konuştu. Başkan Özer: G20, ülkemiz açısından çok önemli G20 ve B20 ile ilgili değerlendirmeler yapan Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Necdet Özer, şöyle konuştu: Küresel ekonomi politikalarının belirlendiği ana platform olan G20'nin Türkiye'de yapılacak olması ülkemiz açısından son derece önemlidir Kasım 2015 tarihlerinde Antalya da gerçekleşecek G20 de, yeni küresel ekonomik sistemi şekillendirecek tartışmalar yapılacak ve bu nedenle de tüm gözler üzerimizde olacak. G20 öncesinde iş dünyası kolu olan B20 kapsamında ilk bölgesel istişare toplantımızı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başkanlığında Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri nden 150 ye yakın işadamının katılımıyla Cidde de gerçekleştirdik. Bu ve daha sonra yapılacak toplantılarda elde edilecek sonuçlar, G20 gündeminde yer alacaktır. Dolayısıyla da düzenlenen bu toplantıları çok önemsiyoruz. HABER MERKEZİ Doğumsal gözyaşı TIKANIKLIĞI Doğumsal gözyaşı kanal tıkanıklığının bebeklerde sık görülen bir durum olduğunu belirten Denizli Devlet Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Gökhan Tufaner, doğumsal gözyaşı kanal tıkanıklığının tedavi edilmediği zaman fistüllere (Gözyaşı kesesinin başka yere açılması), apse ve göz etrafındaki dokularda ciddi enfeksiyonlara neden olabileceğini söyledi. Tufaner: Yeni doğanların yaklaşık %60 ında doğumsal gözyaşı kanal tıkanıklığı olabilmektedir. Tıkanıklık sıklıkla aşırı gözyaşı akıntısı ile kendini belli etmektedir. Bazen bebeklerde tekrarlayan göz enfeksiyonları ve gözyaşı kesesinin şişliği de görülmektedir. Tıkanıklığın en sık sebebi kanalın burun boşluğuna açıldığı ucunda bulunan kapakçığın bir zar ile örtülmesidir. Olguların %90 ına yakını 1 yaş civarında kendiliğinden düzelmektedir diye konuştu. Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Gökhan Tufaner, doğumsal gözyaşı kanal tıkanıklığında tedavinin birkaç aşamadan oluştuğunu vurgulayarak şöyle konuştu: Tedavide ilk olarak gözyaşı kanal ve kesesine yapılan masaj denenmektedir. Masaj günde en az 5 kez tekrarlanmalıdır. Burada amaç, kanal içerisindeki hidrostatik basıncı arttırarak tıkalı olan kanalın açılmasını sağlamaktır. Enfeksiyonla birlikte olan tıkanıklıklarda antibiyotikli damlalar da tedavide kullanılır. Masaj ve damla tedavisi, bebek 12 aylık olana kadar uygulanır. Bu zaman içinde %95 vakada kanalın açıldığı görülmüştür. Ancak masaj ve damla tedavisine karşın 1 yaşından sonra düzelmeyen hastalarda gözyaşı kanalına sondalama işlemi yapılmaktadır. Sondalama işlemi genel anestezi altında yapılmakta ve birkaç kez tekrarlanabilmektedir. Sondalama işlemi ileri olgularda 9 aylıktan itibaren de uygulanabilir. Sondalama ile başarı şansı %90 ları bulmaktadır. Sondalama işleminde 2 yaşından sonra başarı şansı azalmakta ve düzelmeyen hastalara balon dakriyosistoplasti veya slikon tüp uygulanarak açık ameliyatlar yapılmaktadır dedi. HABER MERKEZİ Barış Manço, şarkılarıyla anıldı Denizli Büyükşehir Belediyesi, ünlü sanatçı Barış Manço'nun ölümünün 16. yıldönümünde anma konseri düzenledi. Milyonların gönlünde taht kuran Barış Manço, sevenleri tarafından şarkılarıyla anıldı. Denizli Büyükşehir Belediyesi, ünlü sanatçı Barış Manço'nun ölümünün 16. yıldönümünde anma konseri düzenledi. Eserleriyle milyonların gönlünde taht kuran Barış Manço için Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen anma konserine, Denizli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gökoğlan, Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Hüdaverdi Otaklı ve çok sayıda vatandaş katıldı. Solist Mehmet Bacaklı, Grup Anadolu ve konuk sanatçı Aydın Ayba, unutulmayan sanatçının birbirinden güzel şarkılarını Manço severler için söyledi. Yaklaşık iki saat süren konserde, izleyenler unutulmaz bir gece yaşadı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği konserin ardından bir konuşma yapan Denizli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mustafa Gökoğlan, milyonların gönlünde taht kuran Barış Manço'yu unutmadıklarını belirterek, "Değerli sanatçımız Barış Manço'yu biraz önce yaşamış gibiyiz. Ben burada sahne alan çok değerli sanatçı dostlarımıza teşekkür ediyorum" dedi. HABER MERKEZİ

10 17 Şubat 2013 Perşembe 28 Şubat 2015 Cumartesi

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi TURKCELL E şampiyonluk plaketi Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı 2013 yılında özel sektörün kurumlar vergisi rekortmeni ve Büyük Mükellefler Vergi Dairesi birincisi Turkcell e teşekkür plaketi verdi. Türkiye nin lider iletişim ve teknoloji şirketi Turkcell, ödediği yaklaşık 591 milyon Türk Lirası ile 2013 yılında özel sektörün en fazla Kurumlar Vergisi ödeyen kuruluşu oldu. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanı Bülent Sarıgül, Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça yı makamlarında ziyaret ederek elde edilen bu başarı için teşekkür etti. Ziyarette konuşan Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanı Bülent Sarıgül, şunları söyledi: Güçlü devlet olabilmek için; ülke sevgisi, vatandaşlık anlayışı ve kurallara uymanın yanında, daha iyi bir geleceğin kaçınılmaz önkoşulu olan vergi bilinci de yaygınlaşmalıdır. Turkcell pek çok alanda öncü olduğu gibi vergi konusunda da EMİN YAPAR Manisa Büyükşehir Belediyesi Demirci Koordinatörlüğünce Minnetler Mahallesinde yapılan toplantıya ilgi büyük oldu.kiraz alım yerinin bitişiğinde yer alan gençlik kahvehanesinde Koordinatör Kazım Aysan tarafından Büyükşehirin faaliyetleri ve görev alanları ile ilgili bilgi verildi.minnetlerde gençlerden gelen talepler doğrultusunda futbol sahası yaptıklarını belirten Aysan''saha tamamlandığında ilk maçı Minnetlerli gençler ile büyükşehir çalışanlarının arasında oynanmasını arzu ettiğini ifade etti.yoğun ilgi gören bu toplantıda gençlerde akıllarına takılan sorulara cevap buldu. Minnetler Mahallesindeki ikinci toplantıyada ilgi büyük oldu.toplantıda bu bölgenin kirazının değerlendirilmesi için pazarlama sırasında yaşanan yol problemi ön plana çıktı.yapılan bu bilgilendirme toplantısında Koordinatör Kazım Aysan 2015 yılı asfalt proğramı hakkında bilgi verdi.büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün'nün Yarbasan Minnetler arasındaki yolu yapımını özellikle proğrama aldırdığını belirtti.buyıl -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe ülkemizdeki tüm kurumlara örnek olacak olan bir başarıya daha imza atmıştır. Geçtiğimiz yıllarda da vergi rekortmenlikleri yaşamış olan Turkcell bir kez daha 2013 yılında da bu gururunu sürdürmüştür. İletişim ve teknoloji alanlarında ülkemize yaptığı katkıyı vergi alanındaki katkısı ile de perçinleyen Turkcell i ve tüm çalışanlarını şahsınızda kutluyorum. Ahmet Akça: Türkiye ye fayda sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz Sektörünün ve İstanbul un yanı sıra özel sektör genelinde de vergi rekortmeni olmanın Turkcell açısından büyük bir gurur vesilesi olduğunu belirten Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça, Ülkemize ve insanımıza sadece altyapımızla ve teknolojimizle değil, ödediğimiz vergilerle de hizmet sunmanın haklı gururu ve mutluluğunu 28 Şubat 2015 Cumartesi Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center yaşıyoruz. Türkiye ekonomisine kurulduğumuz günden bu yana ciddi kaynak sağlamaya devam ediyoruz. 20 yılda Hazine ye vergi ve mali yükümlülük karşılığı olarak 60 milyar TL ödedik. 20 yılda 25 milyar TL nin üzerinde yatırım yaptık. Turkcell bugüne dek olduğu gibi bundan sonra da Türkiye ye katkısını artırarak sürdürecek. Türkiye ye fayda sağlamak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz diye konuştu. Yapılan görüşmelerin ardından Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanı Bülent Sarıgül; Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça ya Turkcell in 2013 te bağlı bulunduğu Büyük Mükellefler Vergi Dairesi birinciliğinden dolayı teşekkür plaketi verdi. Son 6 yıldır Türkiye nin en çok vergi veren kurumları arasında ilk 10 da yer alan Turkcell, 2008 yılında da Kurumlar Vergisi şampiyonluğuna imza atmıştı. (HABER MERKEZİ) MANİSA BÜYÜKŞEHİR minnetlerde yüzleri güldürdü Demirci Sındırgı yolu başta olmak üzere 107 km yol yapılmasının hedeflendiği yol ihalelerinin 23 mart 2015 tarihinde yapılacağını ifade etti.minnetlere yol dışında birçok yatırım anlamında süpriz hazırladıklarını bunlarıda önümüzdeki günlerde açıklayacaklarını ifade etti.bu bölgeye büyük önem verdiklerini söyleyen Aysan Minnetlerdeki hudut problemi ile ilgili muhtarlarında bulunduğu bir heyetin Büyükşehir avukatları ile görüştürülebileceğini buradan bir fikir birliğine varılabileceğini söyledi. Muhtar Muharrem Mağden de yıllardır süren bu problemin kanayan bir yara halini aldığını ifade ederken Büyükşehire mahalleye yaptığı katkılar için teşekkür etti.her sıkıntımızda Büyükşehirin yanımızda yer alması bizleri mutlu ediyor.cengiz Ergün beye ve Kazım Aysan'a ne kadar teşekkür etsek azdır dedi. Bu tip bilgilendirme toplantılarının artarak devam edeceğini söyleyen Aysan vatandaşlarımız ile yaptığımız toplantılarda sıkıntıların daha hızlı bir şekilde çözüme kavuştuğunu görüyoruz.ayrıca dertleri yerinde dinleyerek ortak çözümlere kavuşabiliyoruz.büyükşehir büyük bir yapı.onun için daha çok çalışarak faaliyetlerimizi anlatmamız gerekiyor.vatandaşlarımızında bu organizasyonlardan memnuniyet duyduğunu görüyoruz dedi. Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK Şubat Cumartesi Perşembe YARDIM ALANLARIN YÜZDE 30'U BIRAKIYOR Sigarayı bırakmak isteyenlerin ancak yüzde 5'inin başaralı olabildiğini söyleyen Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sigara Bırakma Polikliniği Sorumlusu Uysal, "Kendi k- endinize bırakmıyorsanız etkinliği kanıtlanmış tıbbi tedavi yöntemlerinden yararlanın" dedi Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sigara Bırakma Polikliniği Sorumlusu Doç. Dr. Mehmet Atilla Uysal, sigara bağımlılığından kurtulmak isteyen ancak bunu başaramayan kişilerin etkinliği kanıtlanmış tıbbi tedavi yöntemlerinden yararlanmaları gerektiğini söyledi. İstanbul'da geçen yıl 39 bin 307 k- işi, sigarayı bırakmak için polikliniklere müracaat etti. Bir yıl boyunca izlenecek k- işiler, bu sürede hiç sigara içmezlerse "sigarayı bırakmış" kabul edilecek. Uzmanlar, yardım alanların yüzde 30'a yakınının sigarayı bırakma başarısını gösterdiğini, k- endi kendine bırakmayı deneyenlerin ise ancak yüzde 5'inin başarılı olabildiğini belirtiyor. Doç. Dr. Uysal, Yedikule'deki Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 15 yıldır sigarayı bırakmak isteyenlere hizmet verdiklerini belirtti. KOAH ve akciğer kanserinin en önemli nedenini sigaranın oluşturduğunu ifade eden Uysal, sigaranın kişi ve toplum sağlığına büyük zararları dokunduğunu ifade etti. Tedavi yöntemleri Uysal, nikotin bandı, nikotin sakızı gibi "yerine koyma" tedavilerinin yanı sıra beyinde etki eden bir ilacın da kullanıldığını aktararak, "Kendi kendinize bırakmayı denediğinizde zorlanıyorsanız etkinliği kanıtlanmış tıbbi tedavi yöntemlerinden yararlanın" dedi. Kliniklerinde uyguladıkları yöntem Sadece hekimle olmaz Sigarayı kendi kendine bırakmak isteyenlerin ancak yüzde 5'inin başarı sağladığını ifade eden Uysal, "Dünya Sağlık Örgütü'ne göre bir yıl içinde hiç sigara içmeyen kişi sigarayı bırakmış olarak tanımlanır. Başvuranlar içinde polikliniğimizin başarısı yüzde 25 ile yüzde 30 arasında. Sigarayı bırakmak isteyen kişiler yardım almaktan çekinmemelidir" dedi. Sigara bağımlılığının sadece ilaçla tedavi edilebilen bir bağımlılık değil, aynı zamanda psikolojik ve davranış boyutu da olan bir bağımlılık olduğunu vurgulayan Uysal, tedavi sürecini ise şöyle aktardı: "Sigara Bırakma Polikliniği'nde görev yapan hekimlere, hastalara zaman ayırabilmeleri için en fazla 17 hasta bakabilecekleri yasal olarak da tanımlandı. Bir hastaya en azından ve ilaçların bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış tedavi yöntemleri olduğunu vurgulayan Uysal, "Çeşitli bitkiler, bıktım otu, akupunktur, biorezonans gibi yöntemler bilimsel olmayan yöntemler. Bu yöntemlerin bazılarının bilimsel çalışmaları yapılmış ve bu yöntemlerin etkili olmadığı görülmüştür" diye konuştu. 20 dakika ayırmaya çalışıyoruz. Bu sürede hastaların nasıl, ne zaman sigara içtiklerini ayrıntılı olarak sorguluyoruz. Nikotin bağımlılık testini değerlendiriyoruz. Ne kadar fiziksel, psikolojik bağımlılığı var, bunu değerlendirmeye çalışıyoruz. Hastalara söylediğimiz şudur: 'Biz size sigarayı bıraktırmıyoruz, sigarayı bırakmanıza yardımcı oluyoruz'. Çünkü bu konuda hekimlerin tek başlarına çaba göstermesi yeterli değil. Hastanın kendisinin istemesi, sigarayı bırakma konusunda kararlı olması, yanlış olan yaşam tarzını doğru yönlendirmesi gerekiyor. Üçüncü aşamada da i- laç tedavisi uyguluyoruz." Sigarayı bırakmak niçin zor? Nikotinin psikolojik bağımlılık etkilerinin yanı sıra fiziksel bağımlılık da yapan bir madde olduğunu kaydeden Uysal, "Sigara içilmediğinde vücuttaki nikotin miktarı azalır ve vücut bunun yoksunluğunu duymaya başlar. Yaklaşık 3 hafta süren huzursuzluk, uykusuzluk, bazen uykuya eğilim, sinirlenme, aşırı tepki verme, bazen kabızlık, konsantrasyon güçlüğü gibi sorunlar yaşanabilir. Bu yoksunluk belirtileri her 3 kişiden 2'sinde görülebilir, şiddeti kişiden k- işiye değişir. Bu dönem aynı zamanda sigara içme isteğinin en yoğun olduğu dönemdir ve genellikle kişi en çok bu dönemde zorlandığı için sigaraya yeniden başlar. Ayrıca bu sık tekrarlanan sigara içme eylemi, günlük hayatındaki pek çok faaliyeti ile ilişkilendirilmiştir (çay, kahve, yemek sonrası, eğlence ve arkadaş ortamı, vs). Dolayısıyla sigarayı bırakmaya çalışırken günlük hayatındaki pek çok şey kişiye sigarayı hatırlatacak ve istek uyandıracaktır. Sigara bırakıldığında 2-3 hafta süren fiziksel yoksunluk belirtilerinin yanı sıra bu günlük hayattaki sigarayı çağrıştıran unsurlar da zorlayacaktır" dedi. Alzheimer ve Parkinson'a deri testiyle teşhis Meksika'da bilim adamları, Alzheimer ile Parkinson'un erken teşhisini sağlayabilecek derideki anormal proteinleri belirleyebilen bir deri testi geliştirdi. Alzheimer ve Parkinson hastalıklarının erken teşhisini sağlayabilecek deri testi geliştirildi. Meksika'nın San Luis Potosi Üniversitesi Hastanesi'nden Idefonso Rodriguez-Leyva ve ekibi, test sayesinde, bu iki hastalığın belirtilerini gösterebilen anormal protein düzeyinin belirlenebileceğini vurguladı. Araştırmaya 20 Alzheimer, 16 Parkinson ve 17 bunama hastasıyla 12 sağlıklı kişi katıldı. Katılımcılardan deri örnekleri alındı. Alzheimer ve Parkinson hastalarının derisinde özellikle merkezi sinir sistemi hücrelerinde bulunan tau adlı protein seviyesinin diğer gruptakilerinkinden 7 kat fazla olduğu görüldü. Ayrıca Parkinson hastalarında alfa-sinüklein proteinine sağlıklı kişilerinkinden 8 kat fazla rastlandı. Dr. Idefonso Rodriguez-Leyva, bugüne kadar Alzheimer ya da Parkinson'un erken teşhisinin ancak beyin otopsisiyle mümkün olduğunu, bu yapılamayacağı için hastalıklar ilerlemeden teşhis koyulamadığını belirtti. Rodriguez-Leyva, derinin beyin dokusuyla benzerliğinden yola çıkarak testi geliştirdiklerini ve böylece ilerde Alzheimer ve Parkinson'un çok erken teşhis edilebileceğini vurguladı. Araştırmanın sonuçları ABD'de düzenlenen 67. Nöroloji Konferansı'nda sunuldu. Yanık izleri kök hücre tedavisiyle yok ediliyor VÜCUTTA ERİYEN STENTLER KALP hastalarına şifa verecek Kalp ve damar hastaları, dünyada bir yıldır ve Türkiye'de yeni uygulanmaya başlanan yöntemle metalik tellerden örülmüş stentler yerine 6 ay içinde vücutta eriyen stentlerle sağlığına kavuşacak. Yöntem sayesinde hastalar, ömür boyu kan sulandırıcı kullanmak zorunda kalmayacak, göğüste batma hissi yaşamayacak. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Keleş, "Bu s- tentler, süreç içinde damarın öz yapısına karışarak doğal hale dönüşüyor. Bu nedenle gerektiğinde aynı yere tekrar stent takılabiliyor. Bu, önemli bir avantaj sağlıyor" dedi. Kalp ve damar hastaları, metalik tellerden örülmüş stentler yerine 6 ay içinde vücutta eriyen stentlerle şifa bulacak. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Keleş, AA muhabirine, kalp hastalıkların tüm dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer aldığını söyledi. Kalp hastalıkları arasında ise en sık rastlanan kalp damar (koroner arter) hastalığının tedavisinde bypass ameliyatı yerine ilaçlı veya ilaçsız stent kullanıldığını anlatan Keleş, ancak damar içine takılan, metalik tellerden örülmüş silindirik bir kafes olan s- tentin, hastalarda protez taşıdıkları hissi yarattığını söyledi. Teknolojideki son gelişmelerle birlikte mevcut stentlerin yerine hastaları rahatsız etmeyen yeni ürünlerin kullanılmaya başlandığını belirten Keleş, "Gelişen teknoloji sayesinde eriyen stentler kullanılmaya başlandı. Bu stentler, süreç içinde damarın öz yapısına karışarak doğal hale dönüşüyor. Bu nedenle gerektiğinde aynı yere tekrar stent takılabiliyor. Bu, önemli bir avantaj sağlıyor. Önceki stentlerin takıldığı hastalarda damarların yeniden tıkanması ve pıhtılaşma riski ortadan kalkıyor. Daha da önemlisi stent takıldıktan sonraki ilk haftalarda göğüste duyulan batma hissi ortadan kalkıyor. Yeni uygulamayla hastaya yerleştirilen stentler, yaklaşık altı ay içinde yok oluyor." dedi. -"Ömür boyu kan sulandırıcı kullanmaları gerekmiyor" Keleş, bu yöntemin, hastaların yaşam boyunca kan sulandırıcı ilaç kullanmasına ihtiyaç kalmadığını vurgulayarak, "Hastanın gerektiğinde by-pass olma şansları da korunmaktadır" diye konuştu. Dünyada yaklaşık bir yıldır uygulanan ve başarılı sonuçlar alınan yöntemin, artık Türkiye'de yapılmaya başlandığını anlatan Keleş, "Türkiye'de yaklaşık 700 bin kişide stent bulunmaktadır. Günümüzde oldukça pahalı olan bu stentlerin ilerleyen günlerde ucuzlayacağını ummaktayız" dedi. Keleş, yeni uygulamayla hem hastanın yaşam kalitesinin artacağını hem de ömür boyu ilaç kullanılmayacağından maddi açıdan da önemli bir avantaj sağlanacağını sözlerine ekledi. Türk bilim insanı tarafından geliştirilen ve lazer teknolojisiyle uygulanan kök hücreli yağ dokusu enjeksiyonu yöntemini anlatan Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erol, "İyileşmenin, yağ hücresinin içindeki kök hücresine bağlı olduğu artık bütün dünyaca kabul edildi" dedi Türk bilim insanı tarafından geliştirilen ve lazer teknolojisiyle uygulanan kök hücreli yağ dokusu enjeksiyonu yöntemi, derin yanıkların neden olduğu izleri ortadan kaldırıyor. Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Onur Erol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yanıkların ciddi sağlık sorunu olduğunu ve özellikle ağır yanıkların tedavi sonrasında vücutta önemli oranda iz bırakabildiğini söyledi. Yanık tedavisinin önemli bir parçasının da izlerin giderilmesi olduğunu anlatan Erol, genellikle yanık yarası iyileştikten sonra mümkün olduğu kadar az iz kalmasını sağlamak için silikon jel, baskılı bandaj ile korselerin kullanıldığını ifade etti. Genellikle yanık yaralarının iyileştikten sonra bıraktığı izlerin tedavisinden tam olarak başarı elde edilemediğini aktaran Erol, "Benim uygulamaya başladığım lazer ve kök hücresi artırılmış yağ dokusu enjeksiyonu tedavi yöntemi, uluslararası tıp alanında kabul gördü ve aynı zamanda hastalara yeni bir umut ışığı oldu" dedi. Ünlü manken Piper'ın da tedavisi bu şekilde yapıldı Erol, erkek arkadaşı tarafından yüzüne kezzap döküldüğü iddiasıyla basına yansıyan ünlü Amerikalı manken Katie Piper'in yüzündeki izin de ciddi bir yanık sonrası geliştiğini belirterek, şunları kaydetti: "İleri derece yanık söz konusuydu. Kendisinin yanık izlerini yumuşatmak ve yeni doku oluşumunu sağlamak üzere son estetik operasyonlarını gerçekleştirdim. Katie Piper, eski yüzü ile sosyal hayata karışamaz haldeyken şimdi çalışma hayatına geri döndü ve tedavi sürecini anlatan kitabında Türkiye'de gördüğü tedavileri anlattı. Bu da ülkemizdeki yanık tedavilerinin başarısını göstermek adına gurur verici bir olaydır." Derinin kalitesi artırılıyor Yanık izlerinin tedavisinde yağ dokusu enjeksiyonunun çok olumlu sonuçlar verdiğine işaret eden Erol, "Uyguladığımız tedavi ile yanık izi önce fraxel lazerle yumuşatılıyor daha sonra bölgeye yağ dokusu enjekte ediliyor. Bu sayede görüntüde önemli ölçüde düzelme elde ediliyor" ifadesini kullandı. Erol, kök hücre içeren yağ doku enjeksiyonu uygulamasının dünyadaki en yeni ve ileri tedavi yöntemi olduğunu kaydetti. Kök hücre ile zenginleştirilmiş yağ enjeksiyonları ile yanık derinin kalitesinin de artırıldığını vurgulayan Erol, "Yöntem, özellikle artık plastik cerrahi yöntemlerinin etkili olamayacağı durumlara ulaşıldığında söz konusu dokunun daha iyi iyileşmesinde etkili oluyor ve izler büyük ölçüde azalıyor. İyileşmenin, yağ hücresinin içindeki kök hücresine bağlı olduğu artık bütün dünyaca kabul edilmektedir" şeklinde konuştu. Yeni tedavi yönteminin, uluslararası kongrelerde sunulduğunu, ABD ve Avrupa ülkelerindeki çok sayıda bilimsel yayında yayımlandığını da sözlerine ekledi.

13 SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 28 1ubat Şubat Perşembe Cumartesi MEB'DEN VELİLERE TEMEL LİSE UYARISI İzmir iş dünyasından gençlere sağduyu çağrısı İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu (İEKK) nun 49. toplantısı, Tarihi Havagazı Fabrikası nda yapıldı. Toplantıda gündem, üniversitelerde yaşanan şiddet olayları oldu. Toplantıya başkanlık eden Mehmet Tiryaki, Siyasetçilerimizin, kanaat önderlerimizin, sivil toplum örgütü temsilcilerimizin vereceği uzlaşı mesajlarına her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da aklıselim çağrısı yaptı. Şubat ayı başında kardeşini kaybeden Kocaoğlu na kurul adına başsağlığı dileyen Tiryaki, geçen günlerde Ege Üniversitesi nde meydana gelen üzücü olaya da değinerek sağduyu çağrısı yaptı. Tiryaki, Ne yazık ki bu üzücü olaylar, bir gencimizin ölümüyle sonuçlandı. Olayın taraflarına bakmaksızın, geçmişteki acı tecrübeleri hep birlikte yaşadık. Bu bağlamda gerek siyasetçilerimizin gerekse kanaat önderlerimizin, sivil toplum örgütü temsilcilerimizin vereceği uzlaşı mesajları, her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır. Toplumsal gerginlikler arttıkça asıl gündemi oluşturması gereken konulara maalesef sıra gelmiyor. Genel seçimlerin yaklaştığı bugünlerde oluşabilecek siyasi gerginliklerin, siyasi gerilimlerin yumuşatılmasında umuyorum aklıselimle hareket edilir. diye konuştu. Ege Üniversitesi nde yaşanan ve Fırat Yılmaz Çakıroğlu nun vefatıyla sonuçlanan olaydan dolayı duyduğu üzüntüyü dile getiren Başkan Kocaoğlu da, Genç arkadaşımıza Allah tan rahmet diliyoruz. Umarız üniversitelerimizde bir daha böyle bir olay yaşanmaz. Hepimizin, tüm kent dinamiklerinin, tüm kentte yaşayan hemşehrilerimizin, uzlaşma ortamı içersinde barışı tesis etmek için çaba göstermesinin, geleceğimiz açısından büyük önemi olduğunun altını çizmek istiyorum. dedi. (CİHAN) İzmir, ITB Berlin Turizm Fuarı na hazır İzmir, Almanya'nın başşehri Berlin'de 4-8 Mart 2015 arasında yapılacak ITB Berlin Turizm Fuarı için hazırlıklarını tamamladı. 3 Mart Salı günü hareket edecek heyette İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA), İzmir Ticaret O- dası (İZTO), Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) İzmir Şubesi, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK), Selçuk Belediyesi, Menderes Belediyesi, Seferihisar Belediyesi, Karşıyaka Belediyesi, Bergama Belediyesi, Selçuk Ticaret Odası, Bergama Ticaret Odası ve Çeşme Turistik Otelciler Birliği (ÇEŞ- TOB) yetkilileri bulunuyor. Fuarda, İZKA tarafından hazırlatılan ortak s- tantla İzmir tanıtılacak. İlgili kurum, kuruluş ve sektör temsilcilerine davet gönderilmiş, katılabilecek temsilcilerle toplantılar düzenlenerek fuara hazırlık yapılmıştı. İZK Genel Sekreteri Murat Yılmazçoban, WTM Londra Turizm Fuarı, Hollanda Vakantiebeurs Turizm Fuarı ve İstanbul EMITT Turizm Fuarı ndan sonra şimdi de dünyanın en büyük turizm fuarı olan ITB Berlin e, İzmir standı altında yerel yönetim, sivil toplum ve özel sektör temsilcileriyle birlikte katılacaklarını söyledi. İzmir i en iyi şekilde tanıtmak için yoğun bir hazırlık süreci geçirdiklerini belirten Yılmazçoban, İzmir in Akdenizli kimliğini ön plana çıkaran bir stant tasarımı hazırlandı. İzmir i, dünyanın dört bir yanından gelen turizm profesyonellerine anlatacağız. Standımızda yer alan turizm sektörü temsilcilerinin, fuar kapsamında gerçekleştirecekleri ikili iş görüşmeleriyle İzmir turizmine katkı sağlamalarını, standımızda gerçekleştireceğimiz tanıtım çalışmalarıyla da kentimizin turizm olanaklarını ve potansiyelini en iyi şekilde tanıtarak, İzmir'in marka bilinirliğini arttırmayı hedefliyoruz. diye konuştu. (CİHAN) Velileri uyaran Özel Eğitim Genel Müdürlüğüne Yelkenci, "Ruhsatını almamış, henüz okul olmamış kurumlara kayıt yaptırma ve öğrencilerin son yıllarını 'üniversite sınavına hazırlık şeklinde değerlendireleceği' açıklamaları, karşısında velilerimizi ve kamuoyunu özellikle uyarıyoruz" dedi Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Eğitim Genel Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, dershanelerin özel okula dönüşümü kapsamında henüz temel lise ruhsatını almamış kurumlara kayıtlar ile öğrencilere, lise son sınıfta "üniversite sınavına hazırlık" eğitimi verileceği yönündeki vaatler konusunda velileri uyardı. Yelkenci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dershaneden özel okula dönüşen, ortaöğretim özel okullarının temel liseler olarak adlandırıldığını anımsatarak, bu liselerin Anadolu lisesi, mesleki ve teknik lise ile imam hatip liseleri gibi bir okul türü olduğunun altını çizdi. Dönüşüm programı çerçevesinde isteyen dershanelerin, öncelikle programa başvurmaları, sonra kabul edilmeleri, dönüşecekleri okul türünü belirttikten sonra da işlemlerini yapmaları gerektiğini anlatan Yelkenci, dönüşüm sürecinin hassasiyetler içerdiğini ancak konu hakkında sektörden gelen açıklamalar ve basında yer alan analizlerin bilgi karmaşasına neden olduğunu söyledi. Yelkenci, bu konuda velilere uyarılarda bulunmak istediğini ifade ederek, "Bunlardan birincisi, bir dönüşüm okuluna, daha çok gündemde olan temel liseye, velilerimizin kayıt yaptırabilmesi için dönüşüm sürecine girmiş olan Sağlık Bakanlığı, insan sağlığına zararlı bir gaz olan radonu, evlere cihaz yerleştirilerek ölçecek. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından belirlenen Manisa genelinde 950, Soma ilçesinde ise 80 haneye yerleştirilecek dedektörlerle iki ay boyunca ölçüm yapılacağı belirtildi. Soma Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı Dr. Özkan Ful, yaptığı açıklamada, ''Radon, kimyasal bir gaz olup uranyumun parçalanma ürünüdür. Renksiz, kokusuz, gözle görülmeyen, toprakta bulunan doğal radyasyon türlerinden biridir. İyi havalandırılmayan ev ve işyerlerinin altında bulunan topraktaki miktarına bağlı olarak, kapalı mekânlarda havada radon miktarı yüksek olabilir. Bu miktar evin kaçıncı katta olduğuna, ne sıklıkta havalandırıldığına, kullanılan yapı malzemelerine göre farklılık gösterir. Radon, yıllardır bilinen dershanenin, temel lise ruhsatını almış olması gerekir. Değilse yarın öbür gün o ruhsatı almaya hak kazanmazsa velilerimiz ve çocuklarımız mağdur olacaktır" dedi Ḃakanlığa, bazı velilerin, çocuklarını dönüşüm programına başvuran ancak henüz temel lise ruhsatını almayan kurumlara kaydettirdiği ve kayıt paralarını ödedikleri yönünde bilgiler u- laştığını aktaran Yelkenci, bu kayıtların resmi olmadığını ve ön kayıttan başka bir anlam taşımayacağını vurguladı. Yelkenci, dönüşüm programına başvurmanın, mutlaka temel lise ruhsatı alınacağı anlamı taşımadığının vurguladı. MEB'in internet sitesi üzerinden, dönüşüm lisesi olarak önemli bir kanserojendir. Akciğer kanserlerinde sigaradan sonra en önemli çevresel etken olup yüzde 3 ile 15'inden sorumludur. Radon gazı zemindeki çatlaklardan, tesisat girişlerinden, yapı bağlantılarından, duvar çatlaklarından ve asma kat girişleri gibi toprakla bağlantısı olan herhangi bir yerden evlerimize sızabilir. Solunum yoluyla akciğerlerimize ulaşır ve ruhsat alan okulların isimlerini yayınlayacaklarını bildiren Yelkenci, velilerin mağdur olmaması için kayıt yaptırmadan önce bu listeyi incelemesini istedi. Temel lise olan bazı kurumların, son sınıfta üniversite sınavına hazırlık şeklinde eğitim verilecekleri yönünde velilere vaatlerde bulunduğuna ilişkin kendilerine bilgiler ulaştığını aktaran Yelkenci, temel liselerin de diğer okul türleri gibi bir müfredat üzerinden eğitim vermesi gerektiğinin altını çizdi. Temel lise müfredatının Talim Terbiye Kurulu Başkanlığınca hazırlandığını anımsatan Yelkenci, "Temel liseler o programa uymak durumunda. Özellikle kamuoyuna, medyaya yansıyan 'üniversite sınavına hazırlık yapacağız' tarzındaki açıklamaların bir temeli olmadığını söylemek istiyorum. Velilerimizin, bu şekilde bir hizmet almalarının mümkün olmadığını özellikle belirtmek istiyorum. Sadece dönüşen okulların değil, tüm özel okulların hatta resmi okulların, hafta sonu takviye kursu yapma hakkı var. Takviye kurslarında öğrencilerimizin, eksik olduğu derslerin tamamlanması noktasında hizmet verilecek. Bu iki hususta, yani ruhsatını almamış henüz okul olmamış kurumlara kayıt yaptırma ve öğrencilerin son yıllarını, 'üniversite sınavına hazırlık' şeklinde değerlendireceği, açıklamaları karşısında velilerimizi ve kamuoyunu özellikle uyarıyoruz." dedi. Temel liselerin, 9. sınıftan 12. sınıfa kadar öğrenci alması gerektiğini ve her sınıf seviyesinde yüzde 30 kontenjanları bulunduğunu anlatan Yelkenci, bu kurumların sadece sınıftaki öğrencilere hizmet vermesinin mümkün olmadığına dikkati çekti. "Hem okul hem dershane" reklamlarının da bir dönem yapıldığını hatırlatan Yelkenci, bu konudaki uyarılar ve denetimler sonrası, bu tür reklamların engellendiğini, yapılmasına da müsaade etmeyeceklerini i- fade etti. Soma'da 80 evde radon gazı ölçümü yapılacak biyolojik hasara neden olur. İnsanların doğal kaynaklardan maruz kaldıkları radyasyon dozuna önemli bir katkı oluşturan Radon gazının insan sağlığı üzerindeki olası etkilerinin belirlenmesi ve kapalı ortamlardaki miktarının değerlendirilmesine yönelik bir çalışma başlatılmıştır. 81 ilde yapılacak ölçümlerle 'Türkiye Radon Haritası' oluşturulması ve sonra da 'Ulusal Radon Kontrol Programı' geliştirilmesi için Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Atom Enerjisi Kurumu arasında bir protokol imzalanmıştır. Bu çerçevede Türkiye İstatistik Kurumu tarafından bilimsel yöntemlerle seçilmiş ve ülkenin genelini temsil eden, 81 ilimizden toplamda hanede ev içerisindeki radon gazı miktarı 2 ay boyunca radon detektörleri ile ölçülecektir. İlçemiz bünyesinde de 26 Şubat 2015 tarihinde başlayacak olan çalışmada Kurumumuz personelince, TÜİK tarafından belirlenmiş 80 haneye radon ölçüm cihazları yerleştirilecek ve iki ay sonunda yine personelimiz tarafından toplanacaktır. Ülkemiz için ilk olacak böyle bir çalışmada vatandaşlarımıza, yardımları ve anlayışları için şimdiden teşekkür ediyoruz.'' diye konuştu. (CİHAN) bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: 1. İşlenmiş timsah derisi. 2. Layık olma, yaraşırlık. Çok eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatırken kullanılan sözcük. 3. Başlıca, temel niteliğinde olan. Birine ölen bir yakınından kalan, para, mal, mülk gibi şeyler, bırakıt, tereke. 4. Toplum içindeki ani dehşet duygusu, ürkü. Çeşit, tür. 5. Bir renk. Genç irisi. 6. Hayvanın erkekliğini giderme, hadım etme. 7. Japon halk türkülerine verilen ad. İskambilde bir kâğıt. 8. Güç, derman, kuvvet. Boru sesi. 9. Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr. İnsan ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı. 10. Rutubet. Sınama, tecrübe etme. 11. Uzakdoğu dövüş sporlarından biri. Evrensel alıcı kan grubu. 12. Antalya ilinin bir ilçesi. Bir ülkede kontenjan sisteminden ithal edilecek malların çeşitlerini ve miktarlarını gösteren liste. 13. İskambilde birli. Bir ilimiz. 14. Tıkaç. Sarma, kuşatma, çevirme. 15. Irmak ya da dere suyunun hızlı aktığı yer. Fas ın plaka işareti. 16. Akdeniz bölgesinin bitki örtüsü. Kongo da bataklı ormanlarda yaşayan, gövdesi kızıl kestane, bacakları beyaz çizgili memeli bir hayvan. 17. Yüksek, yüce. İstikbal, gelecek. Köpek. 18. Razı olma, isteme. Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer. 19. İnam, vedia. 20. Japon lirik dramı. İki tarla arasındaki sınır. Mihrace. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. Yakanın göğse doğru inen kıvrık bölümü. Endüstri, sanayi. Birbirine bağlı iki tekneden oluşmuş gezinti teknesi. 2. Peygamberlik. Kökleri sebze olarak yenen bir bitki. 3. Atın başına geçirilen dizgin ve süsler. Bitmemiş, eksik, tamamlanmamış. Eski dilde temiz, lekesiz, halis, saf. 4. Nitelik. Temiz, namuslu. İrmikle yapılan bir tür tatlı. Gözleri görmeyen. 5. İlkel silah. Güldürücü. Kabıyla birlikte tartılan nesnenin kabının ağırlığı. Lahza. 6. Dansta kavalyenin eşi. Kekemelik. Sigarada bulunan zehirli madde. 7. Özen. Piston. Yiyecek saklanılan yer, ambar. 8. Kum falı. Kuzu sesi. İlaç vererek hastalığı iyi etmeye çalışma, tedavi etme. Derebeylik Japonya sında paryalar kastı. 9. Bakla ezmesi. Güven. Kısa hortumlu bir hayvan. 10. Olta ipi. Japon çiçek düzenleme sanatı. Yükselme, yücelme.

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Şubat Perşembe Cumartesi KAYAK: 30'UNCU ULUSLARARASI ULUDAĞ ÇOCUK KUPASI Türkiye Kayak Federasyonu tarafından bu yıl 30'uncusu düzenlenen "Uluslararası Uludağ Çocuk Kupası" başladı. Uludağ'da, ikinci yerleşim bölgesinde yer alan Tutyeli Pisti'ndeki yarışlara, Türkiye'den 20, Gürcistan'dan 7, Yunanistan'dan 6, Bosna Hersek ve Bulgaristan'dan beşer, Rusya'dan bir olmak üzere 44 sporcu katılıyor. Gürcistan ekibinin antrenörü Vakhtang Kopadze, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yarışlar için 3 yıldır Uludağ'a geldiğini söyledi. Pistler çok güzel ve yarışlara uygun olduğunu dile getiren Kopadze, "Yarışlar ve organizasyon da çok iyi. Türkiye Kayak Federasyonuna çok teşekkür ederiz. Her şey çok güzel" diye konuştu. Organizasyonda, 16 yaş altı grubunun birincisi Gürcü sporcu Lasha Kurtanidze ise kategorisinde en başarılı sporcu olmaktan büyük mutluluk duyduğunu anlatarak, organizasyonda emeği geçenlere teşekkür etti. Yarışlar yarın sona erecek. Beşiktaş'ın Avrupa Ligi'ndeki rakibi Club Brugge'le Milli curlingciler Erzurum'da yetişiyor Haziran ayında Azerbaycan'da yapılması planlanan 1. Avrupa Oyunlarında Türkiye'yi temsil edecek sporcuların belirleneceği şampiyona Samsun'da başladı. Türkiye Güreş Federasyonu'nun faaliyetleri kapsamında organize edilen Türkiye Büyük Erkekler Serbest Güreş Şampiyonası, Samsun'da başladı. Mustafa Dağıstanlı Spor Salonunda düzenlenen şampiyonanın ilk gününde 57, 70, 97 kiloda 160 sporcu rakibine karşı üstünlük sağlama mücadelesi verecek. Pazar günü sona erecek şampiyonada, geçen yıl Özbekistan'da gerçekleştirilen dünya şampiyonasında altın madalya kazanan Taha Akgül ile gümüş madalya alan Yakup Gör de mindere çıkacak. Şampiyonada dereceye girecek sporcular, haziran ayında Azerbaycan'da yapılması planlanan 1. Avrupa Oyunları'nda Türkiye'yi temsil edecek. Beşiktaş Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Torunoğulları, UEFA Avrupa Ligi son 16 turunda Belçika'nın Club Brugge takımıyla eşleşmekten memnun olduklarını söyledi. Torunoğulları, İsviçre'nin Nyon kentindeki UEFA Genel Merkezi'nde gerçekleşen UEFA Avrupa Ligi son 16 turu kura çekilişinin ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, dün oynanan Liverpool maçına dikkati çekerek, "Dünkü heyecanın devamı için bugünkü kurayı çektik" diye konuştu. "Bana göre oynanmadan hiçbir maç kazanılmaz" değerlendirmesinde bulunan Torunoğulları, "İyi bir kura çektiğimizi düşünüyorum. İnşallah iki maçın sonucunda da mutlu bir şekilde biz ayrılırız" şeklinde konuştu. Arsenal, Tottenham ve Liverpool'dan sonra son 16 takım arasında yer alan tek İngiliz takımı Everton ile eşleşmek istediklerini kaydeden Torunoğulları, "Kendi açımdan ben üzüldüm. İngiltere'ye hayli alışmıştık. Devamının gelmesini isterdim. Nasipte bu varmış" dedi. Dünkü maçla ilgili de Torunoğulları, "Oteriteler, 'Liverpool final oynar' diyordu. Beşiktaş'ı unutmuşlar. Beşiktaş da gerekeni yapmıştır" diye konuştu. Beşiktaş'ın kupada final oynama ihtimali hakkında ise Torunoğulları, "Daha erken. İlk önce önümüzdeki turu geçmeyi hedefliyoruz" ifadesini kullandı. Erzurumlu gençler, kentte bulunan ülkenin tek curling sahası sayesinde kısa sürede milli sporcu olmayı başarıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Türkiye'de henüz 3 yıllık bir geçmişe sahip olan curling sporu, Erzurumlu gençlerin umudu oluyor Dünya Üniversiteler Kış Oyunları için inşa edilen ve dünyanın en iyi 5 curling salonu arasında bulunan Erzurum Curling Arena, Türkiye'de ilk ve tek curling spor sahası olarak hizmet veriyor. Bakanlığın çalışmaları sayesinde eğitimlerini ücretsiz olarak tamamlayan ve kısa sürede milli takımda şans bulan sporcular, 3 yıldır mücadele ettikleri B Kategorisi'nden, A Kategorisi'ne çıkmayı hedefliyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen milli sporcu Semiha Konuksever, Erzurum Curling Arena'nın evinin hemen yanında olduğunu ve curling sporunu da burada tanıdığını kaydetti. Curling sporuna ilgi duymaya başladığını ve bakanlığın verdiği ücretsiz eğitimlere katıldığını aktaran Konuksever, "Hem ülkemi temsil ettim hem de diğer 3 kardeşimi bu sporla tanıştırdım. Hepimizin de amacı bu spor içerisinde yaşamımızı sürdürmek. Ailemin desteği de bu noktada oldukça önem taşıyordu" ifadelerini kullandı. Bir diğer milli sporcu Adem Özdemir de curling sayesinde milli bir sporcu olma fırsatı yakaladığını belirtti. Milli sporcu olmanın birçok avantajı da beraberinde getirdiğini vurgulayan Özdemir, "İstediğim her an tesisi kullanabiliyorum, kendimi geliştirebilmem için bu gerçekten büyük bir avantaj. Bu noktada Bakanımız Akif Çağatay Kılıç'a desteklerinden dolayı teşekkür ederim" değerlendirmesinde bulundu. Güreş: Türkiye Büyük Erkekler SERBEST ŞAMPİYONASI EMG (İKİ KANALLI) CİHAZI ALIM İŞİ DEVLET HASTANESİ-NEVVAR SALİH İŞGÖREN GAZİEMİR SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU EMG (İKİ KANALLI) CİHAZI ALIM İŞİ alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: ihale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a)adresi : SEVGİ MAHALLESİ NEVVAR SALİH İŞGÖREN CADDESİ GAZİEMİR/İZMİR b)telefon ve faks numarası : c)elektronik Posta Adresi : tufancolak1976@hotmail.com ç)ihale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) 2-İhale konusu malın a)niteliği, türü ve miktarı b)teslim yeri c)teslim tarihi 3-İhalenin a)yapılacağı yer : : 1 KALEM Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. : GAZİEMİR NEVVAR SALİH İŞGÖREN DEVLET HASTANESİ BİYOMEDİKAL DEPOSU : Cihazı talep eden kuruma teslimini sağlamak için sözleşme imzalama tarihinde malların teminine başlayacaktır. İşe başlama tarihinden itibaren en geç 5 (BEŞ) takvim günü içinde cihazın montajı tamamlanmış ve cihaz çalışır halde teslim edilmiş olacaktır. : Sevgi Mah. Nevvar Salih İşgören Caddesi. No 16 Gaziemir Devlet Hastanesi Eğitim Salonu b)tarihi ve saati : :30 4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Yetkili kurum ve kuruluşlara kayıtla ilgili belgeler: İhaleye Katılacak Olan İstekliler Söz Konusu Teklif Ettiği Tüm Tıbbi Cihazlar (Tıbbi Cihaz Yönetmeliği, Vücut Dışında Kullanılan Tıbbi Tanı Cihazları Yönetmeliği ve Vücuda Yerleştirilebilir Aktif Tıbbi Cihazlar Yönetmeliği Kapsamındaki Cihazlar) Sağlık Bakanlığı Tarafından Yürütülmekte Olan T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasına (UBB) Kayıt Olmak zorunda ve bu cihazların Sağlık Bakanlığı Onaylıdır İbaresi olmak zorundadır. Ancak Sağlık Bakanlığının 2010/11 sayılı genelgesi gereği, teklif edilen ürün, üreticisi tarafından Tıbbi Cihaz Yönetmelikleri kapsamında belgelendirilmemiş ise (tıbbi cihazlar kapsamında değilse) TITUBB a kayıt veya bildirim işlemi aranmaz, bu durumda üreticinin veya ithalatçının Yönetmelik kapsamında olmadığına dair beyanının sunulması gerekmektedir. Teklif edilen ürünlere ait, üretici ve/veya ithalatçı firmalar için TC İlaç ve Ulusal Bilgi Bankası (ubb) kayıtlı tedarikçi firma numarasını, istekliler bayi iseler TC İlaç ve Ulusal Bilgi Bankasında kayıtlı ve kendisine tedarikçi tarafından verilen bayi tanımlayıcı numarasını ihale dosyasında sunacaklardır Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman: a)teklif edilen ürünlerin teknik şartnameye uygunluğunu teyit etmek amacı ile teknik özelliklerinin ayrıntılı olarak belirtildiği "teknik şartnameye uygunluk belgesi" düzenleyerek ihale dosyası içinde sunacaklardır. Her özellik için bu özelliğin orjinal tanıtıcı katalog veya broşür v.b teknik dokümanın hangi sayfasında olduğu belirtilmelidir. Bu dokümanların türkçe hazırlanmış olması gereklidir. Yabancı dilde sunulan belgeler ancak türkçe tercümelerinin de sunulması halinde geçerli kabul edilir. İhale komsiyonu değerlendirmelerini orjinal belgeler üzerinden yapar. Bu nedenle sunulan belgelerin tamamı orjinal olmalıdır. b)ayrıca ihale komisyonu gerek gördüğü takdirde, teklif edilen cihazların teknik özelliklerinin değerlendirilmesi için ihale sürecinde demonstrasyon talebinde bulunulabilir. İstekliye demonstrasyon talebi ve ne zaman yapılacağı bilgisi yazılı olarak yapılır. Demonstrasyon talebinin istekliye bildiriminden itibaren 5 iş günü içerisinde istekli tarafından idarenin belirleyeceği hastanede demonstrasyon yapılacaktır. Demonstrasyon için yükleniciye herhangi bir ücret ödenmeyecektir. 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6.İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Gaziemir Devlet Hastanesi Satınalma Birimi adresinden satın alınabilir. 7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Sevgi Mah. Nevvar Salih İşgören Caddesi. No 16 Gaziemir Devlet Hastanesi Satınalma Birimi adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9.İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Resmi İlanlar: de Sondakika: 28/2 Basın: 33206

15 SAYFA 16 AK Parti İzmir 1. Bölge Milletvekili Aday Adayı Derya Çeçan, basın toplantısında projelerini anlattı AK Parti İzmir 1. Bölge Milletvekili Aday Adayı Derya Çeçan, projelerini ve hedeflerini anlattı yılında Mardin den AK Parti Milletvekili Aday Adayı olan Endüstri Mühendisi Çeçan, 7 Haziran daki genel seçimler için İzmir den aday adaylığı başvurusunu geçtiğimiz günlerde yaptı. AK Parti İzmir İl Başkanlığı ndaki toplantı ile hedeflerini anlatan Çeçan, İnsana dokunan bir anlayışla siyaset yapacağım dedi. Mazlum VESEK Çeçan, Türkiye demokrasisinin her geçen gün daha güçlü bir nokta geldiğine işaret ederek, Demokrasimiz açısından yeni bir dönemece giriyoruz. 7 Haziran da yapılacak seçimlerin ülkemize ve halkımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu demokrasi ve hizmet koşusunda AK Parti den milletvekili aday a- dayı olarak yola çıkmış bulunuyorum diye konuştu. TOPLUMSAL BARIŞ PROJELERİ Çeçan, Mardinli bir siyasetçi olarak toplumsal barışa katkı sunacak projelerin gerçekleşmesi için çalışacağını ifade ederek, Mardin ve İzmir birbiriyle çok güçlü bağları olan iki şehir. İzmir, yüz binlerce Mardinlinin yaşadığı, kalesiyle de Mardin e benzeyen güzel şehrimiz. İzmir ve Mardin her yönden alışveriş içinde olan kardeş iki kent. Ben, İzmir ve Mardin'in, kardeş iki şehir olması konusunda çapraz projelerin hayata geçirilebileceğine inanıyorum. Birbirini daha çok tanıyan, daha çok empati kurabilen insanlar bir süre sonra kucaklaşırlar. Mardin ve İzmir bu birliktelikle Türkiye nin barışı için model olabilecek bir noktadadır. Ben bu ortamı oluşturacak sosyal projelere imza atacağım sözlerine yer verdi. KADINLAR KONUŞACAK! Kadınlara yönelik projelerine de değinen Çeçan, Bir kadın olarak, kadınlarımızın görüşlerini toplumla, kamuoyuyla paylaşabilir noktaya gelmesini önemsiyorum. TBMM de olmam durumunda gerek İzmir de gerek Ankara da kadınlarımızın her türden görüşlerini dile getireceği platform ve çalıştayların gerçekleştirilmesi için çalışacağım. Ülkemin en önemli toplumsal dinamiği olan gençliğin ve kadının sesi olacağım. Çağdaş dünyanın hizmetlerinin İzmir in her tarafına ulaşması için bütün kurumlarla iletişim halinde olacağım. Nerede bir eksik görürsem nerede bir i- htiyaç varsa oradaki insanların sesi olacağım açıklamasını yaptı. Çeçan, vekillik için İLK ADIMINI ATTI NEDEN ADAY OLDUM? Siyasetin daha yaşanılır bir dünya için yürütülmesini savunan Çeçan, neden aday olduğunu da şu sözlerle anlattı: Bugün burada bir milletvekili aday adayı olarak karşınızdayım; ancak şundan emin olunuz ki, ben ülkemin demokrasi adına kazanımlarını korumak ve onları ileri taşımak için AK Parti deyim ve milletin vekili olmak için yola çıktım. Sadece bir seçmen ve vatandaş kimliğimle de çağdaş, ileri demokrasi yolunda AK Parti saflarında mücadele ettim, etmeye devam edeceğim. Bu kentte gençlerin ve kadınların sesi olmak, kardeşliğin ve barışın sesini daha da yükseltmek için adayım. Şunun altını özellikle çizmek isterim: Kadınlara sahip çıkacak, kadınların haklarını savunacak kişiler sadece kadınlar olmamalı! Ülkemizde kadın hakları ve kadının toplumsal konumu ile ilgili bir zihniyet devrimine ihtiyaç var. Ne zaman ki kadın haklarını erkekler daha çok savunur; toplumsal olarak, o zaman iyileşiriz! Biz hepimiz önce insan olduğumuzu unutmamalıyız. Bizi birleştiren insani duygular ve değerlerdir. Kendi yarattığımız ötekileştirilmiş gruplarla sadece bölünür azalırız. Siyasetin ötekileştiren değil; birleştiren dilini yaratmak için adayım. Toplantının ardından Çeçan ve partililer birlikte fotoğraf çektirdi. DERYA ÇEÇAN KİMDİR? 1979 'da Mardin'in Kızıltepe ilçesinde doğdu. Babasının 1979 'da Mardin Senatörü seçilmesinin ardından ailece Ankara'ya yerleştiler senesinde tekrar Kızıltepe'ye döndüler. Çeçan, İlkokul ve ortaokulu Kızıltepe'de okudu. Buradaki başarısını Lise öğrenimi için gittiği İzmir Özel Türk Koleji'nde de göstermiş ve okulunu birincilikle bitirmiştir. Balıkesir Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunudur. İş Hayatına reklam sektöründe başlayan Çeçan, Eren Holding'te ve daha sonra özel bir TV kanalında çalıştıktan sonra 2006'da Mardin de kendi işini kurmak, projelerini gerçekleştirmek üzere gitti. Büyükdere Köyü'nde ilk özel fidanlığı kurdu. Mardin-Kızıltepe de ilk organik badem bahçesi projesini gerçekleştirmiş ve arazilerinin bir kısmında organik tarıma geçiş sürecini başlattı. Yerel bir değer olan Kızıltepe mercimeğini organik olarak yetiştirdi ve bu mercimeğin markalaşması yönünde çalışmalar yaptı 'de Izela Tarım Gıda Ltd Şti 'ni kurmuş, KKYDP (Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Projeleri) kapsamında hazırladığı ''Bakliyat İşletme ve Paketleme Tesisi Projesini 2010 yılında Büyükdere köyünde hayata geçirdi yılında AK Parti Karabağlar Kadın Kolları nda görev aldı yılından beri Anadolu Birliği Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi olan Çeçan, sosyoloji eğitimine devam etmekte. Çeçan, ayıca İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanıdır Şubat 2015 Cumartesi Türkiye'nin genetik KILAVUZU ÇIKACAK Merkezin sorumlu hekimi Altuğ Koç, AA muhabirine yaptaya test yapılacak bunlar korkulacak şeyler Tepecik Eğitim ve SGK kapsamında 3 bin hasmek ki Türk toplumu için tığı açıklamada, genetik Araştırma Hastanesi'nin Genetik için dünyanın önde gelen bir konusunda doğal ve çevre- Mikro dizilim yapabilmek değil' diyeceğiz." Hastalık hastalıkların belirlenmesinde kromozom analizi adı verilen şirketiyle 3 bin hastayı kapsayan anlaşma yaptıklarını farklılıklar olabileceğine sel faktörlere bağlı ırksal bir yöntemin uygulandığını, Hastalıklar Tanı böylece mikroskopla hücre Merkezi'nde ve genetik testlere başlayacaklarını aktaran Dr. Koç, bağışıklık sistemi için de dikkati çeken Altuğ Koç, "Bu çekirdeğindeki genleri taşıyan kromozomlara başlatılan mikro dizilim çalışmasıyla ilk de- dünyaya gelen çocuklara ve hastalıklar için de geçerli. öncelikle engelli olarak kanser için de doğuştan bakılarak bozuklukların tanımlandığını anlattı. kanser hastalarına tanı için Kromozom üzerinde fa SGK kapsamındaki Kromozom analizinin bir genetik testler uygulanacağını belirtti. Testleri genler ile alakalı ve toplum- değişiklik olabilir, içerdiği sınırı olduğunu, anormalliği bazı vatandaşlara tanı tespit edebilmek için en az yapan cihaz sayesinde sal farklılıklar oluşabiliyor" için ücretsiz genetik civarındaki genin kaybolması ya da artması gerek- testler yapılacak ve oluşturabileceğini kayde- Genetik testlerin toplumda toplumsal açıdan veri tabanı diye konuştu. tiğine dikkati çeken Koç, yöntemle down sendromu gibi "Teknoloji bize hastalıkları ma tüm toplumu ilgilendiren toplumda sık rastlanabilecek genetik söylüyor ama masum bir konu olduğunu vurguden Koç, şöyle konuştu: lüks olarak algılandığını a- rahatsızlıkların belirlenebildiğini, ancak mikro hastalıklara ilişkin veri varyasyonlarını da bildiriyor. layan Koç, bu testlerin bir dizilim olarak da bilinen yöntemin genetik tanı konusunda tabanı oluşturulacak lerini bilmesi gerekiyor. Yani ödemesiyle yapılmasının Her toplumun kendi normal- devlet hastanesinde SGK hekimleri bir adım öteye hastaları incelediniz, bir kısmında masum değişiklikler di. Mikro dizilim testlerinin büyük önem taşıdığını bildir- taşıdığını ifade etti. Mikro gene denk geliyor ve en iyi dizilim yönteminin son 5 çözünürlükte bile 850 bant saptanıyor. Türk toplumuna artık belli bir zümreden yıldır dünyanın ve Türkiye'nin görülebiliyor. Mikro dizilim özel değişiklikleri net olarak topluma yayılacağını da anlatan Altuğ Koç, genetik sayılı merkezinde yüksek yaptığınızda tüm kromozomlar 750 bin noktadan değer- bir değişiklik mi yoksa bir hastalıklarda henüz tedavi bilmemiz lazım ki bu masum ücretler karşılığında uygulandığını dile getiren Altuğ lendiriliyor. Pratikte bizim için engele sebep olacak aşamasına gelinmediğini, a- Koç, şu bilgileri verdi: "Kromozomların tamamına bak- tizm grubunda yüzde o- ler üzerinde de çalışacağız. san sağlığını olumlu etk- önemli. Doğuştan özürlü, o- hastalık mı... Sağlıklı örnek- ma tanıda ilerlemenin de intığınızda açıklı koyulu bantlar ranında tanı sağlıyor. Bizim Masum varyasyonları saptayıp veri biriktireceğiz. 'Deileyeceğini sözlerine ekledi. görüyorsunuz. Bunlar açımızdan muazzam bir olay." Milli kemik iliği bankası geliyor Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, milli kemik iliği bankası kurulmasıyla ilgili gelinen son durumu, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile açıklayacaklarını belirterek, "Artık k- endi milli bankamızdan, milli veri tabanımızdan seçim yapılacak, ihtiyacımızı kendimiz karşılamış olacağız" dedi. Türk Kızılayı İzmir Şubesinin ev sahipliğinde düzenlenen bölge toplantısına katılan Akar, 2005 yılında 305 bin ünite kan topladıklarını, yürüttükleri doğru projelerle bu rakamı geçen yıl 1 milyon 865 bin üniteye çıkardıklarını söyledi. Toplanan kanların 5 milyon kişiye şifa olduğunu vurgulayan Akar, Türkiye'deki hastanelerin kan ihtiyacının yüzde 95'ini karşılar duruma geldiklerini kaydetti. Akar, kışın etkisini gösterdiği günler dışında kan bağışında sıkıntı yaşamadıklarına değinerek, 330 bin üniteyle İzmir'in kan bağışında ilk sırada yer aldığını, arzulanan seviyede olmayan İstanbul'da da başarıya ulaşmak için çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti. Kan bağışındaki başarının yanında Sağlık Bakanlığı ile kök hücreyle alakalı çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Akar, şöyle konuştu: "Türkiye'de kemik iliği nakli, sorun olmaktan çıkacak. Bölge kan merkezlerimizde kök hücre bağışı, yapılmaktadır. Türk Kızılayına kök hücre bağışçıları da büyük itibar etmektedir. Önümüzdeki günlerde Sağlık Bakanımız ile düzenleyeceğimiz basın toplantısıyla bu işin startını resmen vereceğiz. Lösemi hastalığının tedavisi için kök hücre nakli gerekiyor. Avrupa, ABD'den veri bankalarından arayışlara giriliyor. Artık bu olmayacak. Artık kendi milli bankamızdan, milli veri tabanımızdan seçim yapılacak, i- htiyacımızı kendimiz karşılamış olacağız." Akar, yurt içi ve dışında yürüttükleri yardım faaliyetlerini anlatarak, bir firmaya yaptırdıkları çalışma sonucu, toplumda Türk Kızılayına güvenirliğin, yüzde 90,5'e çıktığını, 2004 yılındaki yüzde 40'lar seviyesinde bu noktaya gelmenin, başarı olduğunu kaydetti. Türk Kızılayının içerisinde cemaatlerin olmasına karşıyım" Ahmet Lütfi Akar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile göreve başlarken konuştuğunu belirterek, şunları anlattı: "Bana, (Türk Kızılayına yabancı unsurların girmesine karşıyım, içerisinde cemaatlerin olmasına karşıyım. Türk Kızılayı milletin malıdır, milletin malı olarak kalmaya devam etmelidir) dedi. Ben de (Daha fazla milletin malı olmalıdır) diye ilave ettim. Kızılay, tüm partilere eşit mesafededir ama bir istisna vardır, cumhurbaşkanı, Türk Kızılayının fahri genel başkanıdır. Faaliyetlerimizle ilgili bilgi sahibi olma hakkına sahiptir. Zaten biz de bu bilgileri periyodik olarak kendilerine takdim etmeyi görev addediyoruz. Türk Kızılayı olarak devletimizin yanındayız. Devletimizin en üst makamı olan cumhurbaşkanı ile çalışmalarımıza devam edeceğiz." Sözleşme değil, dayanışma örneği Konak Belediyesi ile DİSK e bağlı Genel İş Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi ile çalışanlara yüzde 15 lik zammın yanı sıra sosyal ve kültürel birçok destek verildi. DİSK Genel-İş Sendikası ile Konak Belediyesi nin Merbel Şirketi arasında 640 işçiyi kapsayan toplu iş görüşmeleri mutlu sonla bitti. Tarafların karşılıklı anlaşmaları sonucunda kabul edilen yeni sözleşme Dr. Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi nde düzenlenen törende atılan karşılıklı imzalarla yürürlüğe girdi. Törene Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, DİSK'e bağlı Genel-İş 5 No'lu Sendika Başkanı Naci Çetin, Merbel A.Ş Genel Müdürü Metin Şahin, CHP Konak İlçe Başkanı Mehmet Şakir Başak ile sendika temsilcileri ve belediye meclis üyeleri katıldı. ÖNCELİK ÇALIŞANIN MUTLULUĞU Yoğun çalışmalar ve gece yarılarına kadar süren toplantılar sonunda mutlu sonuca ulaştıklarını dile getiren Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, işin güzel tarafının masada karşılıklı oturabilmek olduğunu söyledi. Belediye olarak kamu kaynaklarını kullanırken dengeli davrandıklarını kaydeden Pekdaş, Biz kamu kaynağı kullanıyoruz. Belediyenin bütçesi halkın bütçesi. Dolayısıyla halkın bütçesini birlikte yönetmek adına da toplu iş sözleşmesi yaparken sorumlu davranmak durumundayız. Ben hep söylüyorum; biz bir aileyiz. Biz bu şehre hizmet ederken hem k- endimize hizmet ediyoruz hem de hemşerilerimize. Bu hizmetin kalitesini artırabilmek için öncelikle çalışanlarımızın yaptıkları bu işten mutlu olmaları, hizmet duygusunu öne çıkarması lazım. Biz bu ortamı burada hep birlikte yarattık dedi. ŞİDDET UYGULAYANIN MAAŞI EŞİNE Toplu iş sözleşmesinde sadece ücrete yönelik maddelerin yer almadığını sosyal ve kültürel hakların da bulunduğunu dile getiren Başkan Pekdaş, ilk kez bu sözleşmeyle birlikte Sosyal ve Kültürel Aktiviteler Komisyonu ile Kadın ve Çocuk Dayanışma Derneği nin kurulacağını söyledi. Başkan Pekdaş, Sadece işyerinde iş barışını getirmek değil, evlerimizde de barışı yaşatmak zorundayız. Çocuklarımızı iyi yetiştirmek sorumluluğuna sahibiz. Çocuklarımız için evimizdeki barış içinde çaba sarf etmeliyiz dedi. (HABER MERKEZİ) Ankara dan tek bir isteğim var.. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Sayın Başbakan ın bizim ayrımcılık yaptığımızı söylemesine çok üzüldüm diye konuştu. Ege TV de yayınlanan Yüz Yüze programında deneyimli gazeteci Mehmet Karabel in sorularını yanıtlayan Başkan Kocaoğlu, yılları arasında Adalet Kalkınma Partisi nden 15 tane ilçe ve belde belediye başkanımız vardı. 5 senede böyle bir şey olmadı te Mehmet Kertiş arkadaşımız Bayındır dan belediye başkanıydı. O zaman zaman sızlanışlar yaptı. Ama nakit yardımına varıncaya kadar Bayındır da yaptığımız işler ortada. Tabii arkadaşlar da bunu bile bile konuşuyorlar. Sanıyorum bir senaryonun, bir oyunun parçası bu.. AK Partili belediye başkanları bunu söylemese, Sayın Başbakan böyle bir şeyi ağzına almaz. Peki bunun arkasında ne var? Bu zamanlama niye böyle? Arkadaşların bir-iki aydır sızlanmaları, toplanmaları, dağılmaları zaten bir şeylerin işaretini veriyordu diye konuştu. Algı yönetimi denilen şey Başkan Aziz Kocaoğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu nun Diğer partilerin elinde bulunan belediyeler ile ilgili şikayetler var. İzmir'de bunu gördük. AK Parti mensubu belediyelere hizmet vermemek için neredeyse yazılı cevap verecekler şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine şunları söyledi: Ayrımcılık lafına çok üzüldüm. Sayın Başbakan, aynı konuşmada, İzmir Büyükşehir Belediyesi nin kaynaklarından kesilmesi gibi bir durumun olduğunu da ima etti. Aslında i- ma etmedi, açık açık söyledi. Faturayı göndeririz dedi. Ama Sayın Başbakan ın bu açıklamasından bir gün önce, Resmi Gazete de bir Bakanlar Kurulu kararı yayımlandı. (HABER MERKEZİ)