ARI SÜTÜ ÜRETİMİ. Dr. Ali KORKMAZ & Doç. Dr. Ethem AKYOL

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ARI SÜTÜ ÜRETİMİ. Dr. Ali KORKMAZ & Doç. Dr. Ethem AKYOL"

Transkript

1 ARI SÜTÜ ÜRETİMİ Dr. Ali KORKMAZ & Doç. Dr. Ethem AKYOL

2 Dizgi/Baskı Ceylan Ofset Matbaacılık 1. Baskı (1.000 adet) Samsun, Mart 2015 ISBN :

3 İÇİNDEKİLER Önsöz 1. Giriş 1 2. Arı Sütünün Tanımı ve Kaynağı 2 3. Arı Sütünün Fiziksel Özellikleri 3 4. Arı Sütünün Kimyasal Yapısı 4 5. Arı Sütünün Önemi Arılar İçin Önemi İnsanlar İçin Önemi 8 6. Arı Sütü Üretimini Etkileyen Faktörler Genetik Yapı Mevsimin Etkisi Bölgenin Etkisi Kolonilerin Gücü Hasat Periyodu Uygun Yaşta Larvanın Kullanılması Ek Besleme Yapılması Bir Seferde Transfer Edilen Larva Sayısı Gölgeleme ve Su Gereksiniminin Giderilmesi Besleyici Kolonideki İşçi Arıların Yaşı Arı Sütü Üretimi Doğal Yüksüklerde Arı Sütü Elde Edilmesi 19

4 7.2. Larva Aşılama İle Arı Sütü Üretimi Ana Arısız Kolonilerde Arı Sütü Üretimi Ana Arılı Kolonilerde Arı Sütü Üretimi Ana Arısız Başlatıcı Koloni Hazırlanması Ana Arılı Bitirici Koloni Hazırlanması Ana Arı Yüksüklerinin Hazırlanması Larva Transferinin Yapılması Başlatıcıya Aşılama Çerçevesi Verilmesi Bitiriciye Aşılama Çerçevesi Verilmesi Arı Sütünün Hasadı Arı Sütünün Saklanması Apiterapide Arı Sütünün Kullanımı Arı Sütünün Tüketimi Örnek Arı Sütü İşletmesi Fiziksel Altyapı Larva Aşılama ve Hasat Planı Küçük Ölçekli Arı Sütü Üretimi Kaynaklar 56 Teşekkür 58

5 Önsöz Ülkemiz koloni varlığı ve bitki deseni açısından arıcılık yapmaya son derece elverişli durumda olmasına karşın bugüne kadar arı ürünlerinden beklenilen üretim hedeflerine ulaşılamamıştır. Arı ürünlerinden bal, günümüze kadar Türk arıcısının başlıca üretim ve gelir kaynağı olarak önemini korumuştur. Ancak balın dışında insan beslenmesinde ve tıp dalında geniş kullanım olanakları bulunan arı sütü, polen, balmumu, propolis, arı zehiri gibi arı ürünlerinin üretiminde beklenen gelişme sağlanamamıştır. Arı ürünlerinin üretimi ve pazar olanaklarının geliştirilmesi noktasında son yıllarda önemli gelişmeler elde edilmiştir. Ancak bu düzeyi yeterli görmek olası değildir. Arı sütü ve polen gibi doğrudan tüketilebilen ürünlerin üretim ve tüketiminin yaygınlaştırılması gerekmektedir. Son yıllarda ülkemiz arıcısı gelişmelere paralel bir şekilde arayışlara girmiş, yeni ürünleri ve üretim tekniklerini öğrenmeye çalışmaktadır. Arı sütü gibi yoğun işgücü ile teknik bilgi ve altyapı gerektiren konulara da yönelmektedirler. Ne yazık ki ülkemizdeki araştırmaların yetersiz kalması ve yeni arı ürünlerinin üretim tekniklerine yönelik kapsamlı kaynakların bulunmaması bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Sonuçta yeterli bilgi donanımına sahip olmadan ilkel yöntemlerle üretim süreci öğrenmeye ve geliştirilmeye çalışılmaktadır. Elde edilen ürünün ne derece sağlıklı ve kaliteli olduğu konusunda da bir takım çekinceler oluşmaktadır. Ancak her hâlükârda bu süreç yaşanacak ve ülkemizde arı sütü üretimi yerleşecek ve yaygınlaşacaktır. Dünyada sadece birkaç ülke tarafından yoğun olarak üretilen ve piyasada egemen olan arı sütü ile ülkemize özgü üretilen arı sütü arasında kalite farkı olacağı da kesindir. Ancak bu durumun da yapılan çalışmalarla ortaya konulması ve pazar değerinin bu yönden de artırılması gerekmektedir. Ayrıca arı sütü verimi yönünden geliştirilmiş arı genotiplerinin

6 de yakın bir gelecekte ülkemiz arıcılığının gündemine geleceği beklenmelidir. Gelinen süreçte arıcılarımız yeni ürünlere yönelmekle, arıcılığa olan ilgilerini artırdıkları gibi daha profesyonel yaklaşımlara da sahip olmaktadırlar. Bu da ülkemiz arıcılığı için çok önemli bir kazanım olmaktadır. Ürettiği ürünün değerli bir gıda maddesi yanında insanların bir takım tıbbi gerekçelerle kullanıyor olması da arıcılarımızın vicdani ve yasal sorumluluğunu artırmaya başlamıştır. Bu nedenle arıcılarımızın daha bilgili ve bilinçli olarak arı ürünleri üretme zorunluluğu her geçen gün artmaktadır. Hazırlanan bu el kitabıyla hedeflenen, arı sütünün önemi ve üretim yöntemleri konusunda bir eser ortaya koyarak bu konudaki tecrübeler ve literatüre dayalı bilginin yaygınlaştırılmasını sağlamaktır. Bu anlamda yapılacak bilimsel çalışmalara ve arı sütü üretmek isteyen üreticilerimize de katkı sağlayacağına inanıyor, hazırlanan bu kitabın sektör paydaşlarına yararlı olmasını diliyoruz

7 1. Giriş Türkiye uygun ekolojik ve coğrafik yapısı, zengin biyolojik çeşitliliği ve 6 milyonun üzerindeki koloni varlığı ile dünya arıcılık sektöründe önemli bir yere sahiptir. Arıcılık denildiğinde aklımıza öncelikle bal gelmekle birlikte arılardan bal dışında polen, propolis, arı sütü, arı zehiri ve bal mumu gibi gerek arılar için gerekse insanlar için büyük öneme sahip arı ürünleri de üretilmektedir. Arıların kendi koloni faaliyetlerini düzenlemek amacı ile salgıladıkları ve topladıkları bazı arı ürünlerinin, özellikle aynı genetik yapıya sahip iki birey arasında anatomik ve fizyolojik değişikliklere sebep olan arı sütünün önemi her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Çok az miktarda üretilen ve hasat edilebilen bu ürünlerin yüksek bedeller ile pazarlanabilmesi arıcılık sektöründe yeni ve daha ekonomik üretim kollarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Ülkemiz arıcılık konusunda önde gelen ülkeler arasında olmasına rağmen yıllık arı sütü üretimi bir kaç yüz kg civarındadır. Sadece besin olarak değil çeşitli hastalıkların iyileştirilmesinde tedavi amaçlı kullanılıyor olması nedeniyle yüksek fiyatlara alıcı bulması arı sütü üretimini kârlı ve ekonomik kılmaktadır. Arı sütü konusunda gelişmiş ülkelerde yapılan bilimsel çalışmalar, 100 yıldan daha fazla bir geçmişe sahip olmakla beraber arı sütünün üretimi ve kullanımı konusundaki çalışmalar 1950 li yıllarda başlamıştır. Arı sütü üretiminde lider ülke konumunda olan Çin'de; arı sütü üretimi 1950 yıllarında tekniğine uygun olarak yapılmaya başlanmıştır. Çin yıllık ton civarında arı sütü üretmekte, bu üretimin yaklaşık yarısını ihraç etmekte ve her yıl arı sütü üretimini artırmak için yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Arıcılığın ülkemizdeki gelişmesine paralel olarak yakın bir gelecekte arı sütü üretimine girilmesi kaçınılmazdır. Yapılacak eğitim ve yayım çalışmaları ile üretim sürecinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması gerekmektedir. Hazırlanan bu yayının bir amacı, uygulamaya yönelik olarak arı sütü 1

8 üretiminin arıcılarımız arasında bilinmesi ve yaygınlaştırılması iken diğer bir amacı da arı sütünün insan yaşamındaki önemi konusunda insanlarımızı bilinçlendirerek bu değerli üründen yararlanan kişi sayısını artırmaktır. 2. Arı Sütünün Tanımı ve Kaynağı Arı ürünlerinden besleme değeri en fazla olduğu kabul edilen arı sütünün önemi 1600 lü yıllarda fark edilmiş ve İngilizcede arı sütüne mükemmel besin anlamına gelen "Royal Jelly" adı verilmiştir. Arı sütü 6-17 günlük yaştaki genç işçi arıların üst çene (mandibular) ve boğaz bezlerinin (hipofaringeal) salgılarındandır. İlk üç günlük yaştaki tüm larvaların, ana arı olacak larvanın tüm larval dönemlerinde ve ana arıların yaşamları boyunca yegâne besinidir. Ana arı gözlerine aşılama yapıldıktan sonra saat zarfında toplanan pelte kıvamında, kemik renginde kendine has bir kokuya ve yakıcı bir tada sahip gıdadır. Arı Sütü Üzerinde Larvalar 2

9 İşçi arılar gözden çıktıktan sonra 4 gün içinde hipofaringeal salgı bezlerindeki protein sentezinde büyük bir artış olmaktadır. Bu artış 8. güne kadar devem etmekte, 8. günden sonra yavaş yavaş artarak 14. günde maksimum düzeye ulaşmakta ve 17. günden itibaren azalmaya başlamaktadır. Arı sütü çiçek tozu (polen) ve nektarın genç işçi arıların sindirim organlarında hazmedilmesi sonucu başlarında bulunan yavru gıdası salgı bezlerinden (mandibular ve hipofaringeal) salgılanmaktadır. Arı sütü salgılanıp ağız boşluğuna verildiği anda süt kıvamındadır. Petek gözlerine konulduktan sonra koyulaşarak krem rengini almaktadır. 3. Arı Sütünün Fiziksel Özellikleri Arı sütü oldukça akıcı ve hamur yapısında olmakla birlikte homojen bir maddedir. Hafif bej ve sarımsı-beyazımsı renge, keskin fenolik koku ve karakteristik ekşi tada sahiptir. Yoğunluğu yaklaşık olarak 1.1 g/cm 3 tür ve kısmen suda çözünmektedir. Viskozitesi su içeriğine ve zamana göre değişir. Oda sıcaklığında veya 5 C de buzdolabında tutulduğunda yavaşça daha viskoz olur. Arı Sütü Üzerinde Ana Arı Larvası 3

10 Viskozitenin artması, serbest aminoasitler ve çözünebilir azotta indirgenmeyle birlikte, suda çözünemeyen azotlu bileşiklerin artmasıyla ilişkilidir. Bu değişimler kısmen lipitler ve protein fraksiyonları arasındaki etkileşim ve sürekli enzimatik aktivitelere bağlanmaktadır. Arı sütüne sukroz eklenirse daha akıcı hale gelmektedir. Viskozitede bu tip değişimler arı kolonisinde kast farklılaşmasını ayarlayan olgularla ilişkilidir. Arı sütünde bulunan larval gömlek parçaları gibi döküntüler onun saflığına işaret etmektedir. Mum kalıntıları ile de az veya çok karşılaşılabilir. Fakat onların varlığı önemli ölçüde toplama yöntemiyle ilgilidir. Depolanan arı sütlerinde sık sık içerisindeki bileşiklerin çökelmesine bağlı olarak küçük parçacıklar da oluşabilir. 4. Arı Sütünün Kimyasal Yapısı Arı sütünün yapısında proteinler, lipitler, karbonhidratlar, kül, P, Na, K, Ca, Mg, polen, C, D ve E vitaminleri ve B vitaminlerinin tamamı ile diğer bazı vitaminler vardır. Arı sütünde µg/g B 1 Vitamini, µg/g B 2 vitamini, 2-8 µg/g B 6 Vitamini, 2-3 µg/g H Vitamini ve 3-5 µg/g düzeyinde C Vitamini bulunmaktadır. Son zamanlarda arı sütünün yapısında bulunan yağ içeriği, şekerler, steroller, fosforlu bileşikler ve nükleik asitler yönünden birçok çalışmalar yapılmıştır. Yapılan çalışmalarda arı sütünde ayrıca 10- hydroxydec-2-enoic asit olarak tanımlanan ve pek çok bakteri ve fungusa karşı antibiyotik etki gösteren bir madde bulunduğu belirlenmiştir. Döllü yumurtaların farklılaşmasına olan inanılmaz etkisi ve çok güçlü bir gıda olarak tanımlanması nedeniyle insan gıdası olarak çok çeşitli şekillerde kullanılmaktadır. Yapılan kimyasal çalışmalarda elektroforetik analizler yardımıyla arı sütünde bakteri ve virüslerin büyüme ve gelişmesini önleyen gammaglobülin maddesi tespit edilmiştir. 4

11 Arı Sütünün Bir Gramında Bulunan Vitaminler Vit. B1 Thiamine mikrogram Vit. B2 Riboflavine mikrogram Vit. B6 Pyridoxine 2-8 mikrogram Vit. H Biotine 2-3 mikrogram Vit. C Askor. acid 3-5 mikrogram Pantotenik Asit mikrogram NikotinikAsit mikrogram Folik Asit mikrogram Inositol mikrogram Arı Sütünün Kimyasal Yapısı İçerik Miktarı (%) Su Protein Yağ Asitleri 4-5 Şekerler Mineraller Fosfor 0.5 Sülfür 0.6 Na, K, Ca, Fe, Cu, Mg, Mn Eser Bilinmeyen Maddeler 2-3 ph'sı 3.5 olan asit yapıdaki arı sütü güneş ışınlarından, nemden, ısıdan, havadan çok çabuk etkilenir ve özelliğini kaybedebilir. Ayrıca arı sütünün içinde, kuvvetli radyoaktif ve manyetik enerji olduğu da bildirilmektedir. Arı sütünde en önemli kalite faktörlerinde birisi 10- hydroxy- -2-deconoic asit (10 HDA) miktarı olup uygun şartlarda üretilmiş arı sütünde kütlece en az %1.40 ve üzerinde bulunmalıdır. Arı sütünün kimyasal yapısında yukarıda sayılanlar dışında eser miktarda olan bir takım maddeler de bulunmakta ve bu maddeler hücre yenileme başta olmak üzere 5

12 kendine atfedilen bir takım önemli özelliklerin bu bileşenlerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Arı sütünün kimyasal yapısı üretildiği sezona, bölgeye, arı sütü üretiminde kullanılan kolonilerin ırkına ve besleme durumuna bağlı olarak önemli düzeyde değişim gösterebilmektedir. 5. Arı Sütünün Önemi 5.1. Arılar İçin Önemi Arı kolonisinde bulunan arılar, görünüşleri ve fonksiyonları birbirinden farklı olan ana, işçi ve erkek olmak üzere üç farklı bireyden meydana gelir. Her bireyin vücut yapısı ergin hale geliş süresi, ömrü, görevleri ile davranışları ve biyolojileri bir diğerlerinden tamamen farklıdır. Döllenmiş yumurtalardan işçi ya da ana arının oluşumu, söz konusu yumurtalardan çıkan larvaların arı sütü ile beslenme süresine bağlıdır. Daha doğrusu, aynı genotipe sahip yumurtalardan devamlı arı sütü ile beslenen larvalar ana arı; larval dönemin ilk 3 günü arı sütü ile daha sonra bal ve polen karışımı bir besinle beslenen larvalar ise işçi arı olarak gelişmektedirler. Arı sütü, yavru gelişimi için tek besin maddesi olmasının yanı sıra ana arının beslenmesi ve fonksiyonlarını sürdürebilmesi için gereklidir. Yaşamı boyunca devamlı arı sütü ile beslenen ana arı, işçi arılardan ortalama 40 defa daha uzun ömre sahiptir. İşçi arıların ömürleri aktif sezonda 6 hafta, aktif olmayan kış sezonu ise 6 ay kadar olmasına karşın ana arı yaklaşık 4-5 yıl yaşayabilmektedir. Ayrıca tüm fonksiyonlarını göstermekte ve yaşamı boyunca yumurtlama döneminde her 24 saatte yaklaşık adet yumurta bırakabilmektedir. Bir günde bıraktığı yumurtaların ağırlığı kendi ağırlığı kadardır. Beslemeye bağlı olarak meydan gelen bu değişimler sonucunda işçi arıda polen sepetleri, kuvvetli çeneler, yavru besin bezleri ve mum bezleri ile ilişkili organlar gelişirken ana 6

13 arıda üreme organları gelişir. İşçi arıların ovaryumlarında (yumurtalık) pasif olarak 3-5 adet ovariol (yumurta kanalı) bulunurken ana arının ovaryumlarında aktif olarak adet ovariol bulunmaktadır. İşçi arıların ovaryumları normal zamanda üretken olmayıp koloni uzun süre anasız kaldığında bazı işçi arılar (yalancı ana) arı sütü ile beslenmeye başlar ve ovaryumları gelişerek yumurta üretmeye başlarlar. Ana Arı ve İşçi Arının Karşılaştırılması İşçi arı gelişme için 21 güne gereksinim duyarken ana arı ortalama 16 günde gelişmektedir. Aynı genetik yapıya sahip bir yumurta larval dönemin tamamında arı sütü ile beslenince hem 5 gün daha erken ergin hale gelmekte hem de kat daha fazla ağırlığa sahip daha iri bir birey olarak gelişmektedir. Başlangıçta aynı genetik yapıya sahip olmakla birlikte ergin dönemde ana ve işçi arı arasındaki bu farklılıklar 7

14 tamamen ana arıların arı sütü ile beslenmesiyle ortaya çıkan fizyolojik ve morfolojik değişimlerden kaynaklanmaktadır İnsanlar İçin Önemi Arı sütünün en büyük özelliği vücutta hücre yenilemesi, üretimi ve metabolizması üzerinde etkili olmasıdır. Organizmaya güç ve canlılık kazandırarak kendisini yenilemesine imkân vermektedir. Bu konularda böcek, kanatlı ve memelilerde yapılan araştırmalarda yaşam süresini önemli düzeyde arttırdığı saptanmıştır. Arı sütünün; kandaki kolestorel, total lipid, fosfolipid, trigliserid, beta-lipoprotein seviyelerini düşürmesi; tansiyon düşürücü ve damar genişletici aktivitesi bulunmaktadır. Ayrıca insülin ve benzeri peptidleri içermesi nedeniyle hipoglisemik (kan şekerini düşürücü) ve immünolojik etkisi, antimikrobiyal özelliği, cilt ve saç hastalıklarındaki tedavi edici, iştahsızlık, kronik rahatsızlık, düzensiz ve dengesiz beslenme sonucu oluşan anormallikleri düzenleyici olarak kullanılmaktadır. İnsan Tüketimi İçin Üretilmiş Arı Sütü 8

15 Üreme eksikliği ve cinsel fonksiyonları düzenleyici etkileri, sinirsel ve psikolojik rahatsızlıklar, uykusuzluk, karaciğer bozuklukları, tüberküloz rahatsızlıklarına iyi geldiği, kanserin bazı türlerinde tümör gelişimini engelleyici özellikte olduğu, hücre onarıcı ve gençleştirici etkileri olduğu da bildirilmektedir. Birçok hastalığın tedavisinde ilacı destekleyici nitelikte ve günlük diyette arı sütünün kullanımı her geçen gün artmaktadır. Özellikle yoğun antibiyotik kullanan, radyoterapi ve kemoterapi gören hastalarda alınan kimyasalların karaciğer ve böbreklere verdiği zararı azaltmak ve bu organları korumak amacıyla önerilmektedir. Bu üstün özellikler nedeniyle arı sütünün insan gıdası olarak kullanımı, insan yaşamı ve sağlığı bakımından taşıdığı önem giderek daha da artmaktadır. Bugün birçok eczane ve ticari firmalar tarafından toz, macun enjeksiyon, tablet ve kapsül gibi değişik şekillerde ve ambalajlarda arı sütü satıldığı görülmektedir. Bir çok ülkede değişik miktarlarda arı sütü içeren preparatlar hazırlanıp satılmakta; bal, polen, arı sütü ve arı zehiri gibi arı ürünlerinin değişik kompozisyonlarıyla çok sayıda farklı ilaç üretilmektedir. Hatta bazı ülkelerde son zamanlarda arı ürünlerine dayalı olarak yeni bir tıp dalı "Apiterapi" gelişmiş bulunmaktadır. Ancak tıbbi amaçlarla arı sütü kullanımı gerektiğinde, kesinlikle bir tıp doktorunun önerisi ve kontrolü altında kullanılması gerektiği unutulmamalıdır. 6. Arı Sütü Üretimini Etkileyen Faktörler 6.1. Genetik Yapı Arı sütü üretiminde kullanılan kolonilerin ait olduğu ırk arı sütü üretimini etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Bu sebepten dolayı yavru üretme ve arı sütü salgılama yeteneği yüksek olan ırklarla çalışmak başarının temel koşuludur. Bu konuda yapılan çalışmalar İtalyan (Apis mellifera ligustica) arıların diğer arı ırklarına göre daha fazla arı sütü 9

16 ürettiklerini ortaya koymuştur. Fakat İtalyan arılarının farklı hatları arasında da hasat edilen ürün miktarı arasında farklılıklar bulunmaktadır. Arı sütü üretimi için çalışacak olan arıcılar arı sütü verimi yüksek olan ırkları seçmelidirler. Bu ırkları seçmek çok zaman alacağından bu arı ırklarının bulunduğu arılıklardan seçilen ve yetiştirilen ana arılar kullanılarak yetiştiriciliğe başlanabilir Mevsimin Etkisi Gerek ana arı yetiştiriciliğinde gerekse arı sütü üretiminde üretim yapılan mevsim verimi doğrudan etkilemektedir. Üretim nektar ve polen kaynaklarının bol olduğu bahar aylarında yapılırsa hem transfer edilen larvaların tutma oranı artar hem de her bir ana arı gözüne koyulan arı sütü miktarı fazla olur dolayısı ile aynı sayıda yapılan larva transferinden daha fazla ve kaliteli arı sütü hasat etmek mümkün olur. Üretim yapılan sezon yeterince sıcak olmaz ise hem bitkiler nektar ve polen üretemezler hem de arılar kovandan çıkmazlar. Fazla sıcak olması durumunda ise yine arıların performansı ciddi olarak düşer. Arıların önemli bir kısmı, koloni içerisinde oluşan sıcak ve nemli havayı dışarı atıp koloniyi kendilerinin çalışması için uygun bir hale getirmek için yoğun çaba harcarlar. Dolayısıyla gerek soğuk gerekse fazla sıcak da arıların performansını ve verimini önemli ölçüde etkilemektedir Bölgenin Etkisi Üretim yapılan bölgenin hem ekolojik özellikleri hem coğrafik özellikleri hem de bitki örtüsü kolonilerin çalışma düzeni üzerine dolayısı ile verimleri üzerine ciddi bir etkiye sahiptir. Üretim yapılan bölge, özellikle üretim döneminde arıların çalışmalarına engel olacak şekilde sürekli yağış alan bir bölge olmamalıdır. Ayrıca coğrafik olarak aşırı dik yamaç arazisi olmamalı, bitki örtüsü olarak monofloral bir kaynak 10

17 yerine multifloral kaynakların bulunduğu bir bölge olması tercih edilmelidir Kolonilerin Gücü Kuvvetli koloniler kullanmak fazla miktarda arı sütü üretmenin koşuludur. İki ana arılı kolonide eğer iki ana arı da yumurta atıyor ve aynı zamanda yetiştiriliyorsa kolonide arı sütü salgılama yeteneği olan 6-17 gün yaşlı işçi arılar hızlı ve kuvvetli bir şekilde gelişir. Fakat bu durumda petekler yeniden düzenlenerek ana arının yumurta atacağı boş alanın sağlanması gerekir gün yaşlı işçi arılar arı sütü salgılama yeteneği en fazla olan arılar olduğundan ana arı yetiştirilecek ya da arı sütü üretilecek kolonilerde bu yaştaki işçi arıların sayısını artırmak yönünde düzenlemeler yapmak gerekmektedir. Aksi taktirde yüksük ve koloni başına düşen arı sütü miktarında önemli oranda düşmeler olacaktır. Arı Sütü Üretiminin Temeli Güçlü Kolonidir 11

18 6.5. Hasat Periyodu Arı sütü üretimi yapılan koloniler bu üretim sürecinde önemli ölçüde yıpranırlar. Bu sebepten dolayı kolonilerin sürekli olarak yeniden düzenlenmesi ve takviye edilmesi gerekmektedir. Üretim periyodu uzadıkça bu olaylar daha dikkatli ve zamanında yapılmalıdır. Aksi halde kolonilerin iç dengesi bozulabileceğinden kolonilerin de kaybı söz konusudur. Üretim sürecini kolonilerin yapısı etkilediği gibi üretim yapılan yerin iklim özellikleri de etkilemektedir. Örneğin; Güney Çin de 7 ay, Kuzey Çin de 4 ay arı sütü üretimi yapılabilirken Çukurova Bölgesinde ise nisan, mayıs ve haziran aylarında arı sütü üretimi yapılabilmekte en uygun ayların ise bölgede oğul verme mevsimi olan nisan ve mayıs aylarının olduğu bildirilmektedir. Hasada Hazır Arı Sütü Yüksükleri Ticari amaçla arı sütü üretimi birkaç ay süreceğinden dolayı bu süreç periyotlar halinde devam edecektir. Dolayısıyla bu periyotları iyi düzenlemek gerekir. 12

19 Arı sütü hasadı aşılanan larvanın yaşına bağlı olarak larvanın aşılandığı andan itibaren normal olarak 2. günün sonunda veya 3. günün başında yapılır. Fakat bazı arıcılar bu periyodu kısaltarak saatte bir hasat yapmaktadırlar. Bu konuda yapılmış bir çalışmada larva yaşı ve hasat zamanına bağlı olarak yüksük başına hasat edilen arı sütü miktarında önemli oranda artış ve düşüşlerin olduğu belirlenmiştir Uygun Yaşta Larvanın Kullanılması Arı sütü üretimi için aşılanan larvanın yaşı larvanın transfer edildiği ana arı gözü başına süt veriminde etkili olan en önemli faktörlerden birisidir. Transfer edilen larvanın yaşı transfer ile hasat arasında geçecek zaman için de önemlidir. Yaşlı larvaların olduğu gözlerde larvalar konulan besini daha fazla tüketir ve hasat için daha az arı sütü birikir. Çok genç larvaların transfer edilmesi durumunda ise besleyici arılar bu larvaların bulunduğu gözlere daha az süt bırakır. Bu durumda da hasat için daha fazla beklemek gerekir. Larva çok genç (24 saatten daha küçük) ise ilk iki günde bir gözdeki arı sütü miktarı en üst düzeye erişmez. Arı sütü hasadı aşılamadan 48 saat sonra yapılacak ise 48 saat yaşlı larva, 72 saat sonra hasat yapılacaksa 24 saat yaşlı larvaların aşılanması bir başka ifade ile 24 saat yaşlı larvalar transfer edilirse hasat 72 saat sonra, 48 saat yaştaki larvalar transfer edilirse hasadın da 48 saat sonra yapılması uygun olur. Hasat işlemlerinin düzenli ve verimin en fazla olması açısından bir koloniye aşılanan larvaların tamamının yaşı aynı olmalıdır. Aşılanan larvaların tamamının aynı yaşta olmasını sağlamak için aşılamada kullanılacak larvaların alınacağı kolonilerin ana arıları boş ve temiz gözlere sahip bir veya iki petekle birlikte işçi arıların rahatlıkla girip çıkabileceği ancak ana arının çıkamayacağı bir kafes içerisine hapsedilerek ana arının sadece bu peteğe yumurtlaması sağlanır. Bu işlem aşılamadan 4-5 gün önce yapılırsa aşılama günü petekte bulunan tüm larvalar günlük yaşta olacaktır. 13

20 Arı Sütü Üretimi Farklı Yaştaki Larvalar Ana Arı Hapsetme Kafesi 14

21 6.7. Ek Besleme Yapılması Arı sütü üretiminin gerek başlaması gerekse sürekliliğinin sağlanması açısından arı kolonilerine yeterli miktarda nektar ve polen kaynağı sağlanmalıdır. Eğer çevrede yeterli besin yok ise ek besleme yapılmalıdır. Ana nektar akımının olduğu zamanlarda uyarıcı beslemeye gerek yoktur. Çevrede yeterli polen bulunmuyorsa polen veya polen ikame yemleri ile ek besleme yapmak gerekmektedir. Arı sütü üretim döneminde nektar kaynaklarının yeterli olup olmadığına bakılmaksızın şeker şurubu ile yapılacak besleme hem aşılama randımanını olumlu yönde etkiler hem de yüksük başına süt veriminin daha fazla olmasına neden olur. Çukurova Bölgesi koşullarında yapılan çalışmada kek+şurup veya sadece kek ile yapılan beslemelerle besleme yapılmayan kolonilere göre gerek yüksük başına gerekse koloni başına önemli oranda arı sütü artışı sağlandığı bildirilmiştir. Arı Sütü Üretim Kolonisinde Ek Besleme 15

22 6.8. Bir Seferde Transfer Edilen Larva Sayısı Koloni başına üretilen arı sütü miktarı koloni populasyon büyüklüğüne, iklime, besleme şekline ve genotipe bağlı olarak değişmekle birlikte kolonide bulunan işçi arı sayısı gerek yüksük başına gerekse koloni başına üretilecek olan arı sütü miktarını önemli ölçüde etkilemektedir. Bir koloniye aşılanan larva sayısı arttıkça koloni başına süt üretimi artmakla birlikte bu sayı belli bir değerin üzerine çıkması durumunda ise yüksük başına düşen arı sütü miktarında düşme olmaktadır. Arı Sütü Üretimi Yapılan Aşılama Çıtaları Larva transferi yapılan kolonilere gücüne göre değişmekle birlikte bir defada; ana arı yetiştirilecekse adet, arı sütü üretilecekse 80 veya 100 adet larva transferi yapılmalıdır. Transfer sayısı koloninin besleyebileceği larva sayısına bağlıdır. Normalin üzerinde yapılacak aşılama ana arı yetiştiriciliğinde ana arıların canlı ağırlıklarının, dolayısı ile kalitesinin düşmesine, süt üretimi durumunda ise bir yüksükteki arı sütü miktarının düşmesine neden olmaktadır. 16

23 Her ne kadar aşılanan larva sayısı arttıkça koloninin ürettiği toplam arı sütünde artma olmaktaysa da yüksük sayısının artmasıyla yüksük başına düşen arı sütü miktarında da düşme olmaktadır. Bir koloniye transfer edilen ana arı yüksük sayısının artmasıyla birlikte her bir yüksükteki arı sütü miktarında azalma, ana arı yüksük sayısının artmasıyla arı sütü asitliği ile 10 HDA içeriğinde, dolayısıyla kalitesinde de azalma olabilmektedir Gölgeleme ve Su Gereksiniminin Giderilmesi Genellikle arı sütü üretiminin yapıldığı aylarda hava sıcaklığı gittikçe arttığından dolayı özellikle öğleden sonra güneş ışığının etkisinden dolayı gerek ana arının yumurtladığı yumurta sayısı gerekse işçi arılar tarafından salgılanacak arı sütü miktarında önemli ölçüde azalmalar olacaktır. Bu da arı sütü üretimini doğrudan etkileyecektir. Bu sebepten dolayı arı sütü üretimi yapılan kovanlar açık arazilere güneş altına koymak yerine mümkünse, ağaç ya da sundurma altına konulmalıdır. Kovan içerisinde havalandırmayı sağlayacak şekilde önlemler alınmalıdır. Ayrıca kovan içerisindeki nem oranının düzenlenmesi amacıyla şayet şeker şurubu verilmiyorsa kolonilerin su gereksinimleri karşılanmalıdır. Bunun için de arılık içerisinde veya kovan içerisinde arıların su alırken boğulmayacağı tipte suluklar kullanılmalıdır Besleyici Kolonideki İşçi Arıların Yaşı Arı sütü salgılayan işçi arılar ırklara göre değişmekle birlikte genellikle 6-17 günlük yaştaki işçi arılardır. Bu yaşta olmayan işçi arılar tarafından salgılanan arı sütünde gerek miktar gerekse kalite yönünden önemli düşmeler görülmektedir. Aynı yaştaki besleyici arıları bir araya getirerek yapılan bir çalışmada 6 günden daha küçük işçi arıların bulunduğu kolonilerin oldukça düşük arı sütü üretimine sahip olduklarını ve bu yaştaki arıların salgıladığı arı sütünün ekonomik bir 17

24 değerinin olmadığı sonucuna varmışlardır. İşçi arıların yaşı arttıkça süt üretiminin arttığı, günlük yaş grubunda maksimum olduğu, daha sonraki yaşlarda tekrar hızla düştüğü bildirilmektedir. Bir kolonide süt üretiminin maksimum olabilmesi için kolonide bulunan arıların sayısı kadar her yaş grubundan arıların bulunması da önemlidir. Arı sütü her ne kadar genç işçi arılar tarafından üretiliyor olsa da bir koloninin verimli olabilmesi için her yaş gurubundan bir başka ifade ile her işi yapacak arılara gereksinim vardır. Genç işçi arıların süt salgılaması için gerekli olan polen ve nektar kaynakları tarlacı arılar tarafından koloniye taşındığı için süt üretiminde koloni içerisindeki işçi arıların yaş guruplarına göre dağılımı belli bir dengede olmalıdır. Kolonide bal üretimi söz konusu olduğunda tarlacı arıların fazla olması önemli iken süt üretimi söz konusu olduğunda 6-17 günlük yaşlardaki işçi arıların sayısının fazla olması önem arz eder. Arı sütü üretiminde bu yaştaki ergin arıların başlatıcı ve bitirici kolonilerde bol miktarda bulunmasına dikkat edilmeli, özellikle anasız oldukları için başlatıcı kolonilere çıkmakta olan yavrulu çerçeveler 3-5 günde bir takviye olarak verilmelidir. 7. Arı Sütü Üretimi Arı sütü üretimi ile ana arı yetiştiriciliği çok benzer uygulamalardır. İşçi arılar arı sütünü ilk üç günlük tüm larvaları, ana arı olacak larvaların tüm evrelerini ve ana arıyı beslemek için üretirler. Ana arıyı beslemek için üretilen süt doğrudan ana arıya ağızdan verildiği için, ilk üç gündeki larvalara verilen miktar ise çok az olduğu için bunlardan üretim yapmak pek mümkün olmamaktadır. Ana arı olacak larvaların bulunduğu gözlere genç işçi arılar bol miktarda süt bırakırlar ve bu larvalar 3-4 günlük yaşlarında süt üzerinde yüzer pozisyonda bulunurlar. Hangi teknik veya yöntem uygulanırsa uygulansın arı sütü üretiminin 18

25 yegâne yolu ana arı olacak larvalar için bırakılan sütün hasat edilmesi şeklinde olmaktadır. Genel olarak üç farklı yöntemle arı sütü üretimi gerçekleştirilmektedir. Birincisi küçük miktarlardaki ihtiyaçlar için doğal yüksüklerden hasat yapılması, ikincisi ana arı yetiştiriciliği yapılan bal mumundan yapılmış ana arı gözlerine larva transferi edilerek yapılan üretim, üçüncüsü ise ana arıların yumurtlamak üzere plastik gözler bulunan bir kafese hapsedilmesi ve bu gözlerdeki larvaların bulundukları gözle birlikte arı sütü üretimi amacıyla hazırlanmış plastik ana arı gözlerine transferi yapılarak yapılan bir arı sütü üretim yöntemidir. İkinci ve üçüncü yöntem iki farklı şekilde uygulanmakta olup birincisi başlatıcı ve bitirici olarak aynı koloninin kullanılması, ikincisi ise başlangıç ve bitirici kolonilerin farklı olmasıdır Doğal Yüksüklerde Arı Sütü Elde Edilmesi Küçük miktarlarda arı sütü üretimi için en basit ve pratik yol bir koloninin ana arısı alınarak işçi arıların ana arı yüksükleri yapmaya ve bu yüksüklere arı sütü bırakmaya zorlanmasıdır. Ana arısız kalan koloniler yeni bir ana kazanmak için petek gözünde bulunan ve işçi arı olarak gelişecek genç larvalardan bazılarını ana arı olarak yetiştirmek için çalışırlar. Bunun için larvanın bulunduğu gözü büyüterek göz içerisindeki larvanın beslenmesi amacıyla bol miktarda arı sütünü göz içerisine bırakırlar. Bu şekilde genç işçi arılar tarafından göz içerisine konulan bol miktardaki arı sütünün tamamı larvalar tarafından tüketilemez ve koloni ana arısız bırakıldıktan 3 gün sonra bir çok larva süt üzerinde yüzer pozisyonda görülmeye başlar. Koloninin ana arısız bırakılmasından 2-3 gün sonra petekler kontrol edilerek ana arı olarak yetiştirilecek larvaların bulunduğu gözler bulunur. Süt üzerinde yüzen larvalar atılarak gözlerde bulunan arı sütü hasat edilir. Bu şekilde ana arısız bırakılan kolonilerden ancak iki veya üç hasat yapılabilir. 19

26 Arı Sütü Biriken Hazır Doğal Yüksük Bu kolonilerden daha fazla yararlanılmak isteniyorsa diğer kolonilerden, genç larvaların ve yumurtaların bulunduğu petekler bu koloniye verilmelidir. Aksi takdirde işçi arılar ana arı olarak yetiştirilecek genç larva bulamazlar. Koloni uzun bir süre ana arısız bırakılırsa, giderek arı varlığının azalacağı ve bal veriminin düşeceği, hatta koloninin tekrar ana arı kazanamayarak sönebileceği unutulmamalıdır. Bu yöntem ticari manada fazla miktarda arı sütü üretmek için uygun bir yöntem olmayıp, ancak küçük çaplı üretim için amatör arıcıların uygulayacağı bir yöntemdir. Ülkemizde arı sütü üretim sezonu bölgelere göre farklılık göstermekte, Ege ve Akdeniz Bölgesinde eylül sonuna kadar yapılıyorsa da genelde nisan başı- ağustos sonu arası ekonomik anlamda arı sütü üretimi için uygun olmaktadır Larva Aşılama Yöntemi İle Arı Sütü Üretimi Bu yöntemle arı sütü üretimi anasız ve analı kolonilerde olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır. Her iki yöntemde de 20

27 yapılacak işlem benzer olmakla birlikte birincisinde üretim kolonilerinin ana arısı alınarak koloni ana arısız bırakılmaktadır. Bu kolonilere bir günlük yaşta genç larva aşılanmış yapay ana arı yüksükleri verilerek bu larvaları beslemek için yüksüklerde biriktirilen arı sütü saat sonra hasat edilmektedir. İkinci yöntemde ise ana arısız koloniler başlatıcı olarak kullanılmaktadır. Bunlara verilen bir günlük larvalar bu kolonilerde bir gün kaldıktan sonra beslemek için hazırlanmış iki katlı güçlü kolonilere aktarılmaktadır. Bu koloninin ana arısı bu işlemden birkaç gün önce ana arı ızgarası ile birinci kata kuluçkalık bölümüne hapsedilmekte, süt üretimi üst katta yapılmaktadır Ana Arısız Kolonilerde Arı Sütü Üretimi Bu yöntemin esası süt üretimi yapılacak koloninin ana arısının olmamasına dayanır. Bu yöntemde öncelikli olarak süt üretimi yapılacak koloniler seçilir ve ana arıları bulunarak bir veya iki çıta arıyla birlikte bir ruşete alınır. Süt üretiminin arzu edilen düzeyde olabilmesi için seçilecek kolonilerde en az 8-10 çerçeve, mümkünse daha fazla bir güce sahip olmasına dikkat edilmelidir. Ana arı bir veya iki çerçeve ile alındıktan sonra geriye kalan arıların iyice sıkışmasını sağlamak için bir veya iki çerçeve arı bu kovana çırpılarak petekler başka kovanlara verilir. Bu şekilde ana arısız bırakılan ve sıkıştırılan koloni 3 gün sonra açılarak petekler üzerine inşa edilen ana arı yüksüklerindeki larvalar atılarak gözlerde bulunan arı sütü toplanır. Bu işlem üçer gün ara ile iki defa daha yapılır. Bu uygulama yapılırken kolonide bulunan tüm petekler iyice kontrol edilmelidir. Tüm yüksüklerin imha edilmesine özen gösterilmelidir. Aksi takdirde imha edilmeyen bir gözden dolayı yapılan aşılamada larvaların kabul oranı düşmektedir. Ayrıca bu gözdeki larvanın ergin olarak gözden çıkması ile transfer yapılan larvaların beslenmesi terk edilir ve arı sütü üretimi söz konusu olamaz. 21

28 Besleyici Kolonideki Peteklerin Düzenlenmesi Arı Sütü Üretimi İçin Hazırlanmış Koloni 22

29 Ana arısı alınmış olan koloni larva transferi yapılmadan önce bal+polen, kapalı yavru, açık yavru, boşluk, açık yavru, kapalı yavru, polen+bal olacak şekilde düzenlenmelidir. Daha sonra boşluk olan yere larvaların aşılanmış olduğu çıtaların bulunduğu aşılama çerçevesi konulur. Bu şekilde yapılacak arı sütü üretiminde başlatıcı ve bitirici kolonin ayrı ayrı olmasına gerek olmayıp aynı koloni hem başlatıcı hem de bitirici olarak kullanılmaktadır. Bu yöntemle yapılacak arı sütü üretiminde kullanılacak kolonilerin bal üretiminde kullanılamayacağı, kullanılsa da bal verimlerinin çok düşeceği unutulmamalıdır. Bu yöntemle arı sütü üretimi yapılırken dikkat edilecek bir diğer husus, koloni ana arısız olduğu için arı sütü üretecek genç işçi arıların devamlılığının sağlanması gerekmektedir. Bunun için 5-6 gün ara ile çıkmak üzere olan yavruların bulunduğu en az iki çerçeve diğer kolonilerden alınarak bu kolonilere verilmelidir. Bu kolonilerde bulunan yavrusuz ballı iki çerçeve de alınarak diğer kolonilere verilmelidir. Kolonilerin şeker şurubu ve polen veya polen ikame yemleri ile düzenli olarak beslenmesi, süt üretiminin miktarı ve kalitesi için önemlidir. Yukarıda bahsedilen tüm düzenlemeler yapıldıktan sonra bu koloniler artık arı sütü üretimine hazırdır. Bu kolonilere 1-2 günlük yaştaki genç larvalar daha önce hazırlanmış bal mumundan veya plastikten yapılmış ana arı yüksükleri içerisine transfer edilmiş kadar yüksükleri taşıyan özel taşıyıcı çerçeve, açık yavrulu petekler arasına yerleştirilir. Larvalar ana arısız besleyici koloniye verildikten sonra işçi arılar tarafından ana arı yetiştirmek üzere kabul edilerek beslemeye başlanırlar. Yaklaşık 60 saat sonra her bir larvanın bulunduğu yüksük içerisinde maksimum miktarda ( mg) arı sütü toplandığı görülür. Yüksük taşıyıcı çerçeve kovandan alınıp; ince ağızlı, keskin ve sıcak bir bıçakla arı sütü dolu yüksükler süt seviyesinden dikkatlice kesilir. Süt üzerinde yüzer pozisyonda bulunan larvalar bir pensle alınıp atıldıktan sonra yüksüklerdeki arı sütü uygun büyüklükte plastik veya ahşap bir 23

30 kaşıkla veya vakum sistemiyle çalışan özel olarak yapılmış arı sütü hasat makinalarıyla alınır. Bu işlem işletmede yapılıyorsa bina içerisinde, arazide yapılıyorsa gölge bir ortamda yapılmasına dikkat edilmelidir. Sütü alınan boş yüksüklere aynı gün yeniden larva transferi yapılarak süt üretimi için tekrar koloniye verilirler. 3 gün sonra tekrar bir hasat yapılabilir ve süt üretim işlemine bu şekilde devam edilebilir. Ana arısız kolonilerin arı sütü üretiminde çok uzun süre kullanılması durumunda, koloni yalancı ana arı kazanarak tekrar ana arıyı kabul etmeyecek duruma gelebileceği için bu sürenin çok uzun tutulmamasına dikkat edilmelidir. Bu sürenin genel olarak bir aydan daha fazla olmamasına özen gösterilmelidir. Aksi takdirde bu kolonilerin kısa zamanda kendini toparlayamayacağından dolayı üretimde kullanılmaları mümkün olmayacaktır Ana Arılı Kolonilerde Arı Sütü Üretimi Büyük çapta ve ticari olarak yapılan arı sütü üretimlerinde tercih edilen yöntemdir. Bu yöntemle süt üretimi iki aşamada gerçekleştirilmekte olup birinci aşama başlatıcı kolonilerin hazırlanması ve larva transferinin bu koloniye yapılmasıdır. İkinci aşama ise başlatıcı kolonilerdeki yüksüklerin alınarak bitirici kolonilere verilmesi ve hasat bölümlerinden oluşmaktadır Ana Arısız Başlatıcı Koloni Hazırlanması Arı sütü üretimi yapmak için kullanılacak olan başlatıcı koloniler seçilmeden önce bu kolonilerin bal üretiminde kullanılamayacağı unutulmamalıdır. Bu iş için arılıkta bulunan kuvvetli, bol yavru ve genç ergin arıya sahip koloniler seçilmelidir. Başlatıcı koloni için; ana arısız arı sütü üretimi yapılan kolonilerin veya ana arı yetiştirmek için hazırlanan başlatıcı kolonilerin hazırlanmasında uygulanan işlemler aynıdır. Özetle güçlü bir koloni seçilir bir veya iki çerçeve arıyla birlikte ana arısı alınarak bir ruşete konulur. 24

31 Kolonideki çerçeveler, ana arısız kolonilerde süt üretimi için yapılan düzenlemede olduğu gibi düzenlenerek aşılanan larvaların bulunduğu çerçevenin konulacağı bir boşluk bırakılır. Bu işlemden üç gün sonra kolonide yapılan doğal ana arı yüksükleri bozularak bu gözlerde bulunan arı sütleri toplanır. Ana arısı alınmış başlatıcı kolonide işçi arıların yapacağı doğal yüksüklerden ana arı oluşmaması için bu meme tahribatı ve süt toplama işlemi 3 gün ara ile 3 defa yapılmalıdır. Bu şekilde toplanan sütler kaynatılarak soğutulmuş ılık su ile 1:1 oranında karıştırılır. Larva tutma oranının artmasını sağlaması için aşılama öncesi aşılama yapılacak yüksüklerin tabanlarına birer damla bu karışımdan konulur. Başlangıç Kolonisinden Bitirici Koloniye Alınmaya Hazır Bir Yüksük Taşıyıcı Çıtası Başlatıcı koloniler ana arısı alındıktan 4-5 gün sonra larva transferi için hazırdır. Başlatıcı kolonilerin uzun süre kullanılabilmesi için 4-5 gün ara ile en az 2 adet çıkmak üzere yavrulara sahip petek takviyesi yapılmalıdır. Bu kolonilerdeki ballı petekler alınarak diğer kolonilere verilmelidir. 25

32 Aşılama randımanının yüksek olması için başlatıcı kolonilerin 1:1 oranında hazırlanmış şeker şurubu ve kek ile düzenli olarak beslenmelidir. Başlatıcı kolonilere verilen larvalar bir gün (18-24 saat) bu kolonilerde kaldıktan sonra alınarak besleyici bitirici kolonilere verilirler. Bu işlemi müteakip başlatıcı kolonilere tekrar yeni aşılanmış larvaların bulunduğu yüksükler verilerek bu işlem devam ettirilir. Arı sütü üretim sezonu sonunda ana arısız kolonilere tekrar ana arı kazandırarak normal haline döndürülmesi gerekmektedir. Ancak uzun süre ana arısız kalan başlatıcı kolonilere ana arı kazandırmak çok zor olduğu için koloniyi bölerek zayıflatıp ana arı verme yoluna gidilmelidir Ana Arılı Bitirici Koloni Hazırlanması Bu koloniler ana arısız başlangıç kolonilerinde başlatılan ve bir gün (18-24 saat) tutulan larvaların ikinci ve üçüncü gün, diğer bir ifadeyle süt hasadı yapılıncaya kadar tutulacağı iki katlı güçlü kolonilerdir. Ana arıları ızgara ile kuluçkalık bölümüne hapsedilmiştir. Bu koloniler sezon boyunca kullanılacakları için, yavru ve ergin arı sürekliliğini sağlamak için bu kolonilerin ana arılı olması gerekmektedir. Kabul edilmiş larvaların beslenmesinde ana arılı bitirici kolonilerin kullanılması, her hangi bir aksaklığı neden olmamaktadır. Bitirici koloniler iki katlı olmalı ve en az çerçeve bulundurmalıdır. Bitirici kolonilerin ana arıları ızgara ile alt kata hapsedilmelidir. Ana arı ızgarası yerleştirildiği için ikinci katta erkek arı bulunması olasılığına karşı burada bulunan erkek arıların dışarı çıkmalarını kolaylaştırmak için ikinci katta da uçma deliği bırakılmalıdır. Bitirici kolonide ballıkta en az 4-5 çerçeve bulunmalıdır. Bitirici kolonilerin gereksinim durumuna bağlı olarak düzenli beslenmesi, arı sütü üretiminin sürekli ve bol olması için önemlidir. Başlatıcı koloniden alınan aşılama çerçevesi ikinci kata, açık yavrulu çerçeveler arasına konulur. 26

33 Ana Arı Izgarası Takılı Ana Arılı Bitirici Koloni Hazırlama Arı sütü üretiminde bitirici koloni sayısı, bir adet başlatıcı koloniye karşılık 8 adet bitirici kolonidir. Larva transfer edilen yüksükler başlatıcı kolonilerde bir gün, bitirici kolonilerde ise iki gün kalacaklarından ve başlangıç kolonisine dört adet, bitirici koloniye bir adet taşıyıcı çerçeve verileceğinden dolayı her bir başlangıç kolonisi için 8 adet bitirici koloni hazırlanmalıdır. Sekiz adet bitirici koloni dörderli iki gruba ayrılmalıdır. Başlatıcı koloniye birinci gün transfer edilen (4 çerçeve) larvalar birinci grup bitirici kolonilere, ikinci gün transfer edilen larvalar ise ikinci grup bitirici kolonilere verilmelidir. Bu durumda başlatıcı kolonilere her gün, bitirici kolonilere ise iki günde bir yeni yüksükler verilmiş olacak ve her gün hasat yapılmış olacaktır Ana Arı Yüksüklerinin Hazırlanması Larvaların yerleştirileceği ana arı yüksükleri saf bal mumundan yapay olarak hazırlanmaktadır. Bu iş için katkısız ve kokusuz saf bal mumu; çift cidarlı ve iki cidar arasında su 27

34 bulunan eritme kabına konularak alt taraftan ısıtılan suyun sıcaklığına bağlı olarak eriyerek sıvı hale gelmesi sağlanır. Su içerisinde bir gece önceden bekletilerek suya doyurulmuş yüksük kalıbı önce suya sonra uç kısmından 10 mm lik kısmı erimiş balmumuna 2-3 defa batırılıp çıkartılarak kalıp parmakları üzerinde yaklaşık mm kalınlığında, 7-8 mm çapında ve 8-9 mm yüksekliğinde ana arı yüksükleri oluşturulur. Daha sonra 1x1.5x42 cm boyutlarındaki çıtalar üzerine 3-4 mm kalınlığında olacak şekilde erimiş balmumu dökülür. Bu balmumu tabakası üzerine kalıpla birlikte ana arı yüksükleri yerleştirilir ve erimiş balmumu ile bu çıtalara tutturulur. Çıta, kalıp ve yüksükler dikkatli bir şekilde içinde temiz soğuk su bulanan plastik bir leğene aktarılır. Burada kalıp ve yüksüklerin bulunduğu çıta ters yönde itilerek kalıbın yüksüklerin bulunduğu çıtadan ayrılması sağlanır. Yüksüklerin bulunduğu çıtanın yan yüzeyindeki fazla balmumu temizlenerek yüksükler larva transferi yapmaya hazır hale getirilir. Her çıtada adet yüksük bulunur ve bu çıtalardan bir taşıyıcı çerçeveye üç-dört adet takılarak bu iş için özel hazırlanmış olan bir çerçevede adet yüksük bulunması sağlanır. Ana arı üretiminde saf balmumundan yapılmış temel yüksükler kullanılabileceği gibi bu amaç için plastikten üretilmiş yüksükler de kullanılabilir. Özellikle ticari amaçla yapılan arı sütü üretiminde plastik ana arı yüksükleri daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Yüksükler ilk defa kullanılacaksa arılar tarafından larva kabul edilme oranı ve arı sütü verimliliğinde düşme olacaktır. Ancak bir kaç aşılama sonrasında yüksükler yeterli düzeyde arı kokusu içereceğinden dolayı larva kabul oranı ve arı sütü verimi de artacaktır. Plastik yüksüklerle üretim yapılacaksa, bu durumda yüksüklerin çevresini ve çıtaları erimiş balmumu ile kaplamak larva kabul oranını ve arı sütü verimliliğini de artıracaktır. 28

35 Erimiş Bal Mumunun Aşılama Çıtasına Dökülmesi Yüksük Kalıbının Erimiş Muma Batırılması 29

36 Yüksük Kalıbının Aşılama Çıtasına Tutturulması Aşılama Çıtasının Suya Batırılarak Kalıptan Ayrılması 30

37 Aşılama Yapmaya Hazır Hale Gelmiş Yüksükler Aşılama Çıtaları Takılmış Taşıyıcı Çerçeve 31

38 Plastikten Yapılmış Yüksükler Larva Transferinin Yapılması Larva transfer işlemine başlamadan önce, larvaların üşümesini önlemek için larva transferinin yapılacağı yerin sıcaklığı O C civarında tutulmaya çalışılmalıdır. Ayrıca larvaların kuruyarak ölmemesi için larva transferi yapılan odanın tabanına su serpilerek veya ocakta su kaynatılarak nemin %60 65 dolayında tutulması sağlanmalıdır. Önceden hazırlanan aşılama çıtaları üzerine tutturulan yüksükler içerisindeki su uçurulduktan sonra çıtalar transfer odasına alınır. Ana arı yüksükleri içerisine daha önce ana arısı alınarak başlatıcı olarak hazırlanmış kolonilerin yaptığı doğal yüksüklerden toplanmış ve 1:1 oranında saf su ile sulandırılmış olan arı sütünden birer damla damlatılarak transfer edilen larvaların kolonilere verilinceye kadar beslenmesi ve kurumaması için önlem alınmalıdır. Küçük çaplı üretimlerde aşılama yapılacak larvalar herhangi bir koloniden alınan günlük larvaların olduğu bir petekten temin edilebilir. Ancak büyük çaplı üretimlerde 32

39 istenen yaşta ve miktarda larvayı bu şekilde peteklerden temin etmek pek mümkün olmamaktadır. Bu tür üretimlerde istenen yaşta ve miktarda larva temin edebilmek için aşılama yapılacağı günden 4 gün önce bir koloninin ana arısı bir veya iki boş ve temiz petekle birlikte özel olarak yapılmış ızgara içerisine konulur ve tekrar koloniye verilir. Plastik ve Metal Transfer Kaşıkları Böylece ana arı sadece ızgara içerisinde bulunan peteklere yumurtlamak zorunda kalacağından 4 gün sonra bu peteklerdeki larvaların tamamı 1 günlük yaşta olacaklardır. Aşılama için bu petekler alındıktan sonra ızgara içerisine yeni petekler konularak bu işlemin sürekliliği sağlanmış olur. Ana arısı ızgara ile hapsedilmiş 4 kovan hazırlanması durumunda her gün aşılama yapılsa bile bir günlük yaşta istenilen miktarda larva temin etmek mümkün olacaktır. Genel olarak süt üretiminin maksimum olması için 24 saatlik larvalar transfer edildiğinde hasat 72 saat sonra, 48 saatlik larvalar transfer edildiğinde ise hasat 48 saat sonra 33

40 yapılmaktadır Aşılama işleminde metalden veya plastikten yapılmış transfer kaşıklarından yararlanılır. Ana Arının Yumurtlaması İçin Hapsedildiği Kafes Aşılama işlemi esnasında transfer kaşığı yardımıyla petek gözü tabanında bulunan uygun yaştaki larvalar bir miktar arı sütü ile birlikte petek gözünün tabanından dikkatlice alınıp önceden hazırlanmış olan ana arı yüksüklerinin tabanında bulunan arı sütü üzerine larvalar zedelenmeden bırakılmalıdır. Transfer işlemi tamamlandıktan sonra yüksüklerin bulunduğu çıtalar taşıyıcı çerçeveye takılarak larvaların üşümemesi için sıcak su ile ıslatılmış bir havlu ya da beze sarılarak bitirici besleme kolonisinin olduğu yere götürülür. Bu kolonide önceden hazırlanmış olan ve ikinci katta bulunan boşluğa yerleştirilir. Bu işlem tamamlandıktan sonra koloniler 1:1 oranındaki şurup ve polen ikame yemi olarak hazırlanmış kek ile sürekli olarak beslenmelidirler. 34

41 Transfer Kaşığına Alınan Larva ve Bırakma Şekli Arı sütü üretiminde aşılamada kullanılacak larvaların alınacağı kolonilerin genetik yapısı önemli olmayıp bu larvalar arılıktaki herhangi bir koloniden alınabileceği gibi ana arılı bitirici kolonilerden de alınabilir. Ana arılı bitirici koloniden alınması durumunda başka kolonilere ihtiyaç duyulmayacağı için arı sütü üretimine ayrılan koloni sayısı daha fazla tutulabilir. Bu durumda uygun bir program yapılarak tüm ana arılı bitirici koloniler sırayla bu iş için kullanılabilir. 35

42 Larvanın Transfer Kaşığı ile Alınması Larvaların Üşümemesi İçin Havluya Sarılması 36

43 Başlatıcı Koloniye Aşılama Çerçevesinin Verilmesi Plastikten Yapılmış Çoklu Yüksüklerde Arı Sütü Üretimi 37

44 Bu yöntemde arı sütü üretimi, larva transferinin plastik gözlere yapılması ile gerçekleşmektedir. Bu yöntemin avantajı yüksük yapmak için iş gücüne ve saf temiz bal mumuna ihtiyaç duyulmamasıdır. Dezavantajlı yönü ise plastik gözlerdeki larvaların kabul oranının düşük olmasıdır. Bu olumsuz durumu gidermek için tüm plastik yüksükler sıcak bal mumuna daldırılarak tüm yüzeyleri bal mumu ile kaplanmalıdır. Bu yüksükler piyasada satılmakta olup tekli bireysel yüksükler şeklinde olabileceği gibi yüksüğün bir arada bulunduğu şerit şeklinde de olabilmektedir Başlatıcıya Aşılama Çerçevesi Verilmesi İlk aşılama yapılacağı zaman ana arısız bırakılan koloni 4-5 gün süreyle bekletilir. Bu süre sonunda kontroller yapılarak oluşan ana arı yüksükleri bozulur ve koloni artık larva beslemeye hazırdır. Ana arısız başlatıcı koloni transferden 4-5 gün önce hazırlanmalı ve ilk transfer verilmeden önce doğal yüksük kontrolü dikkatlice yapılmalıdır. Sonraki transferlerde ise yalancı ana arı oluşumu ve genç işçi arı populasyon düşüklüğünü engellemek için kapalı çıkmak üzere olan yavruların bulunduğu petek takviyesi yapılmalıdır. Aşılama çıtaları, larva transferini takiben geciktirmeden anasız başlatıcı kolonideki daha önce hazırlanan yerlerine konulmalıdır. Aşılama çerçevesi verildikten sonra koloni şeker şurubu ve kekle beslemeye alınmalıdır. Bu yöntemle yapılan süt üretiminde aşılama çerçeveleri başlatıcı kolonide bir gün süreyle tutulmalıdır. Başlatıcı kolonide işçi arılar tarafından kabul edilen larvalar bir sonraki gün alınarak bitirici koloniye verilmelidir. Başlatıcılara her gün, her birinde 80 ana arı yüksüğü bulunan 4 aşılama çerçevesi verilir. Bir başlatıcı koloniye bir günde 320 larva transferi yapılır ancak bunların kabul oranının %100 olması beklenmemelidir. Larva kabul oranının %80 olduğu kabul edilirse başlatıcı koloni her gün larvayı 38

45 ana arı veya arı sütü üretmek amaçlı olarak yetiştirmek için başlangıç yapacaktır. Ticari ana arı yetiştiriciliğinde başlatıcılara transfer işlemi her gün yapılmaktadır. Üretim yapılan bölgenin ekolojik yapısı ve flora durumuna göre değişmekle birlikte bir sezonunda yaklaşık 150 gün süreyle bu işleme devam edilebilir. Başlatıcı kolonide bir gün bekletilen larvalar ertesi gün alınarak bitirici kolonilere verilirler. Aynı gün yeni larva transferleri yapılarak başlatıcı kolonilere verilirler Bitiriciye Aşılama Çerçevesi Verilmesi Larva aşılamasından bir gün sonra başlatıcıdan alınan 4 adet aşılama çerçevesinin her biri, bir bitirici koloniye verilir. Sonraki gün alınanlar ise ikinci grup bitirici kolonilere verilir. Başlatıcı koloniden alınan aşılama çerçeveleri üzerinde bulunan ergin arıları larvaları düşürmeyecek şekilde yavaşça silkelendikten veya arıcı fırçası yardımıyla uzaklaştırıldıktan sonra bitirici koloniye verilmelidir. Bitirici Kolonideki Aşılama Çerçeveleri 39

46 Arı Sütünün Hasadı 24 saatlik larva transferi yapılan yüksükler transferden 72 saat, 48 saatlik larva transferi yapılan yüksükler ise transferden 48 saat sonra hasat için hazırdır. Hasadın erken ya da geç yapılması verimliliği olumsuz yönde etkileyeceğinden bu süreye önem gösterilmelidir. Hasat için larva transferi yapılmış olan çerçeveler bitirici koloniden alınarak üzerindeki arılar uzaklaştırıldıktan sonra serin ve gölge bir ortama getirilir. Yüksükler içerisinde süt üzerinde yüzer pozisyonda bulunan larvalar bir pens yardımıyla atılır. Daha sonra gözlerin tabanında bulunan arı sütü vakumlu toplayıcılar veya plastik ya da tahta bir kaşıkla alınarak mümkünse renkli cam kavanoza toplanırlar. İçerisinde yabancı madde bulunmaması için alınan arı sütleri ince elekli huni ile kavanoza doldurma işlemi yapılır. Kavanozlar işlemi takiben alüminyum folyo ile kaplanarak buzdolabına konulur. Plastik Yüksüklerde Hasada Hazır Arı Sütü 40