AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAR İNCELEMESİ ÖZDEP TÜRKİYE DAVASI. ( AİHM Başvuru No: 23885/94 )

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAR İNCELEMESİ ÖZDEP TÜRKİYE DAVASI. ( AİHM Başvuru No: 23885/94 )"

Transkript

1 AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAR İNCELEMESİ ÖZDEP TÜRKİYE DAVASI ( AİHM Başvuru No: 23885/94 ) CENGİZ ŞAŞI CUMHURİYET SAVCISI (42684) Mayıs 2013

2 GİRİŞ Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi nin (AİHS) 1.Maddesi taraf devletlere yargı yetkisi içindeki herkese Sözleşme de yeralan hak ve özgürlükleri tanıma yükümlülüğü getirmektedir. Bu yükümlülük öncelikle iç hukuk düzeninin sözleşme ile uyum içinde olmasını gerektirir. Diğer bir ifade ile Anayasa, yasalar ve mevzuatın AİHS ne uygun olması, devletin Sözleşme ile bağdaşmayan iç hukuk metinlerini değiştirerek hukuk düzenini Sözleşme ye uyumlu hale getirmesi uluslararası hukuktan kaynaklanan bir yükümlülüktür. Bu çerçevede ulusal düzeyde AİHS nin uygulanmasında en büyük görev yargı organlarına düşmektedir. Subsidiarity ilkesi (yerindelik ilkesi) gereği, Sözleşme iç hukukta uygulanıp etkilerini doğurmalıdır. Sözleşme hukuku ulusal mercilerin, özellikle de yargı organlarının uygulaması gereken bir hukuktur, iç hukukun ayrılmaz bir parçasıdır. Türk Ceza Adalet Sisteminin Avrupa standartları bakımından etkinliğinin geliştirilmesi bakımından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun uygulamaya koyduğu Hakim ve Savcıların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Hakkındaki Farkındalıkların Arttırılması Projesi yargı organlarının sözleşme hukukunu içselleştirilmesi bakımından etkili bir çalışma olup bu kapsamda AİHM nin vermiş olduğu kararlardan, Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP) Türkiye (23885/94) kararı incelenmiştir. İncelemenin birinci bölümünde Anayasa Mahkemesinde görülen ÖZDEP kapatma kararı, ikinci bölümünde ise partinin başvurusu sonucu AİHM önünde görülen dava incelenmiş ve sonuç bölümünde ise dava konusu ile ilgili genel değerlendirmeye yer verilmiştir. BİRİNCİ BÖLÜM ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ PARTİSİ KAPATMA KARARI I. İDDİANAME Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Özgürlük ve Demokrasi Partisi ne programın 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu nun 78/a, 81/a,b, 89. maddeleri ile Anayasa nın başlangıç kısmı ile 2., 3., 14., 24., 42., 68., 69. ve 136. maddelerine aykırılığı ileri sürerek SPK md. 101/a gereğince kapatma davası açmıştır. İddianamesinde şu hususlara yer verilmiştir. 2

3 A. Giriş Siyasi partiler, Anayasa tarafından güvence altına alınmış, demokrasinin önemli bir unsuru olarak kabul edilmiştir. Siyasal hayatın vazgeçilmez unsuru olarak kabul edilen siyasi partiler faaliyetleri bakımından bazı sınırlamalara tabi tutulmuştur. Siyasi partilerin tüzük ve programlarının Anayasa md. 68/4 e aykırı olması, faaliyetlerinin md. 14 e aykırı olması durumunda SPK siyasi partilerin kapatılacağını öngörmüştür. B. Kapatma Sebepleri ve Değerlendirme 1. Kapatma Sebepleri Siyasi partilerin kurulmasından kapatılmasına kadar ilgili olan esasları düzenleyen SPK, siyasi partilerin amaç ve faaliyetlerinde Anayasa nın 68. ve 69. maddelerine uyması gerektiğini uymaması halinde kapatılma yaptırımıyla karşılaşacağını düzenlemiştir. Anayasa nın 68/4 te siyasi partilerin tüzük ve programlarının devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, ulusal egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı olamayacağını; beşinci fıkrasında, sınıf, zümre egemenliği veya diktatörlüğü amaçlayan parti kurulamayacağı belirtilmiştir. Anayasa nın md. 69/1 de ise siyasi partilerin tüzük ve programları dışında faaliyetle bulunamayacakları ve Anayasa md. 14 teki sınırlamaların dışına çıkamayacakları, aksi halde temelli kapatılacakları hükme bağlanmıştır. Davalının konularıyla sınırlı kalmak üzere, SPK 78/a maddesi siyasi partiler, Anayasa nın Başlangıç kısmı ile 2. maddesinde belirtilen devletin temel esaslarına, Anayasa nın 3. maddesinde açıklanan Türk Devleti nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, dilini..değiştirme;. dil, din, ırk ve mezhep ayrımı yapma amaçları güdemez ve bu amaca yönelik faaliyetlerde bulunamaz. hükmüne yer vermiştir. Dolayısıyla bu maddede, ülke bütünlüğünün sağlanması, devletin içinde herhangi bir azınlığın oluşmasının engellenmesi, milleti oluşturan fertlerin aynı kaderi paylaşma düşüncesini ortaya koyan Atatürk milliyetçiliği, devletin dilinin Türkçe olduğu ve buna aykırı hareket edilemeyeceği, devletin laiklik niteliği ve siyasi partilerin bu niteliği değiştirme amacı güdemeyecekleri konuları işlenmiştir. 3

4 SPK nın 81/a maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde milli ve dini kültür veya mezhep veya ırk veya dil farklılığına dayanan azınlıklar bulunduğunu ileri sürmekte, (b) bendinde ise Türk dilinden veya kültüründen başka dil ve kültürleri korumak, geliştirmek ve yaymak yoluyla Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde azınlıklar yaratarak millet bütünlüğünün bozulması amacı gütmek ve bu yolda faaliyetlerde bulunmak yasaklanmıştır. Bilindiği gibi ülkemizde azınlıklar konusu öncelikle Lozan Antlaşması ile düzenlenmiş gayrimüslimler ayrı tutularak, hiçbir etnik azınlığın varlığı kabul edilmemiştir. Bu durum Anayasa nın 66. maddesinde, Türk Devleti ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin Türk olduğu belirtilmiş, dil, din, mezhep, kültür farklılıkları nazara alınarak azınlık oluşturulamayacağı vurgulanmıştır. Anayasa nın 136. maddesi gereğince, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasal görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek verilen görevleri yerine getirmek durumunda olan Diyanet İşleri Başkanlığı nın genel idare içindeki konumunun dokunulması önlenmiş ve kurum güvence altına alınmıştır. SPK 89. madde itibariyle siyasi partiler bu hükme aykırı amaç güdemezler. Anayasa nın 24. maddesi, din ve vicdan özgürlüğünü düzenlemiş, bu özgürlüğü 14. madde ile sınırlamıştır. Anayasa nın 42. maddesi, eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasa ya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz hükmüne yer vermiştir. 2. Değerlendirme Açıklanan yasal düzenlemeler adı altında, davalı partinin programındaki bazı bölümlerin değerlendirilmesi sonucu şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır: Türk ulusu bütünlüğü dışında ayrı bir Kürt halkı ve diğer azınlıkların mevcut olduğunun dile getirilmesi ve bunun halklar ve azınlıklar ifadeleriyle sık sık söylenmesi, Kürt halkının kendi kaderini tayin etme hakkından söz edilmesi Türkiye Devleti nin ulusuyla bölünmez bütünlüğünü zedeleyici niteliktedir. Halklarımızın özgür iradesini temsil edecek, yasama organı olarak bir halk meclisinin kurulmasından söz edilmektedir. Bunun yanında hukuk ve adalet mekanizmasının Kürt 4

5 halkının ulusal varlığını yadsıyan bir nitelikte olduğu, halk ve ulus olmanın birinci ve temel unsuru dil olduğu vurgulanmıştır. Bütün bunlar, programda ulus kavramının dolaylı olarak halk deyimiyle ifade edildiğini göstermektedir. Davalı partinin programında, Kürt halkının demokratik istemlerine karşı, baskıcı, militarist, ezici propagandalar sürdürülmüş, böylece başta Kürt halkı olmak üzere diğer ulusal azınlıklar ve Türk halkı baskı altına alınmıştır. ÖZDEP, dinsel ve ulusal azınlıkların kendi çıkarlarını koruması için örgütlenme hakları güvence altına alacaktır. Kürt sorununu barışçı ve demokratik yolla çözecektir. Programda yer alan bu ifadeler Türkiye Cumhuriyeti nde birtakım dinsel ve ulusal azınlıkların bulunduğu, Kürt halkının ulusal bir azınlık olarak nitelendirildiğini göstermektedir. Bu ise SPK md. 81/a da belirtilen ulus bütünlüğüne aykırı olarak azınlıkların bulunduğunu ileri sürmek demektir. Davalı partinin programında, herkes kendi ana diliyle eğitim yapma olanağı benimsenmektedir. Bu ifade, ana dilde eğitimin Türkçe olarak yapılacağını öngören Anayasa nın 42. maddesi ile çelişmektedir. Yine yargılamanın ana dil ile yapılması söylenmiş, Anayasa da devlet dilinin Türkçe olduğunu belirten 3. maddesine aykırılık oluşturulmuştur. Programda, ulusal ve dinsel azınlıkların demokratik ve özgür ortamda kendi dil ve kültürlerini geliştirebilme hakkı tanınmıştır. Bu ise SPK nın 81/b maddesine aykırılık teşkil etmekte, Türk dilinden veya kültüründen başka dil ve kültürleri geliştirmek suretiyle azınlık yaratarak ulus bütünlüğünün bozulması amacını gütmektedir. Son olarak devletin din işlerine karışmayarak, dinin cemaatlere bırakılması gerektiği üzerinde durulmuştur. Bu durum laiklik anlayışına aykırılık teşkil ederek, Anayasa nın 136. ve SPK nın 89. maddelerine aykırı niteliktedir. C. Sonuç ve İstem Davalı partinin programının Anayasa nın başlangıç kısmı ile 2., 3., 14., 24., 42., 68., 69. ve 136. maddeleri ile SPK nın 78/a, 81/a,b ve 89. maddelerine aykırı nitelikte olduğundan ÖZDEP, SPK nın 101/a maddesi gereğince kapatılması istenmektedir. 5

6 II. DAVALI PARTİNİN ÖN SAVUNMASI Özgürlük ve Demokrasi Partisi tarihli savunmasında: Partinin, SPK nın 19. maddesinde yer alan 30 günlük güvence süresinden yararlandırılmaması; kapatma davasının duruşmalı yapılmaması; SPK nın Anayasa ya aykırı olması, Anayasa nın da evrensel hukuk ilkelerine aykırılığı; Kürt sorununun toplumda önemli kişiler tarafından kabul edildiği ve tartışıldığı; halkın örgütlenme özgürlüğünün demokratik bir hak olması; partinin anayasanın ideolojisini benimsememesi sebebiyle kapatılmak istenmesi; ülkenin halklarının kendi dillerini, kültürlerini özgürce geliştirmek istemiyle bölünmeyeceği; Diyanet İşleri Başkanlığı nın genel idare içinde olması, toplumda şeriata hızlı bir yönelmeye sebep vermesi ve bunun laikliğe ters düşmesi sebebiyle kapatma davasının red edilmesi istemiyle beraber şu istemlerde bulunulmuştur: 1. Anayasa nın geçici 15. maddesinin davamızda uygulanmaması, Anayasa ya aykırı olduğundan Anayasa 68., 69. ve SPK nın 78 inci maddelerinin iptaline, 2. Bu olmadığı takdirde üstün olan Anayasa hükümleri ile Türkiye nin kabul ettiği uluslararası sözleşme hükümleri ve evrensel hukuk ilkelerinin davamızda uygulanmasına, 3. Davanın SPK nın 19. maddesine uyulmadan açıldığından dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı na iadesine, 4. Yargılamanın duruşmalı yapılmasına karar verilmesi, esas hakkındaki savunma saklı tutularak istenmektedir. III. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NIN ESAS HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı nın tarihli esas hakkındaki görüşünde ön savunmada ileri sürülen hususlara karşı görüşleri şöyledir: 1. SPK nın 9. maddesi partinin tüzük ve programındaki eksikliklerin giderilmesi için süre tanımasını içermekte olup partinin tüzük ve programının Anayasa ve yasa hükümlerine aykırı olması sebebiyle kapatma davası açılmasına engel değildir. Bu nedenle davanın SPK nın 9. maddesi gereğince uyarı yapılmadan açılmış olduğuna ilişkin parti savunması yerinde değildir. 6

7 2. Anayasa nın 149. maddesinin son fıkrası, SPK nın 98. maddesinin ilk fıkrası ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesi nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun un 33. maddesi kapatma davalarının dosya üzerinden inceleneceği hükmünü getirmektedir. Bundan ötürü davalı partinin kapatma davasının duruşmalı yapılması isteği red edilmelidir. 3. Anayasa nın geçici 15. maddesi Anayasa nın içinde bir çelişki değil, ayrık bir durumdur. Anayasa nın 15. maddesi ile (dava ile ilgisi bulunmadığı halde ön savunmada zikredilen 68. ve 69. maddeleriyle) 78. maddesinin anayasaya aykırılığı ileri sürülemez. Belirtilen nedenlerle Anayasa nın geçici 15. maddesinin uygulanmaması ve SPK nın 78. maddesinin iptali isteği yerinde bulunmamaktadır. IV. DAVALI SİYASİ PARTİNİN ESAS HAKKINDAKİ SAVUNMASI Parti tarihinde kendini feshetmesi sebebiyle esas hakkında savunmada bulunmamıştır. V. GEREKÇE A. Esas Yönünden 1. Genel Olarak Siyasi partilerin, demokratik hayatın vazgeçilmez unsuru olması ve önceden izin olmaksızın kurulması gibi önemli hususlar Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Siyasi partilerin kuruluş ve çalışmalarını özgürce yapabilmesi demokratik hukuk devletinin var olmasının bir gereğidir. Ayrıca siyasi partilerin çalışma, denetleme ve kapatılmalarının Anayasa da belirlenen ilkeler çerçevesinde çıkarılacak bir yasayla düzenlenmesi önemli bir husustur. Gerekçede yer verilen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı nın savı ve partinin savunmasına daha önce yer verilmesi nedeniyle burada üzerinde durulmayacaktır. 2. Kanıtların Değerlendirilmesi a) Davalı Parti Programının Devletin Ülkesi ve Milletiyle Bölünmez Bütünlüğü nün Bozulması Amacını Taşıyıp Taşımadığı: 7

8 Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü devletin temel amaç ve görevleri açısından gösterilmiş, Anayasa nın birçok maddesinde bu hususa vurgu yapılmıştır. Farklı etnik yapıdaki insanlar yüzyıllardır birlikte yaşamış, Türkler adını kullanmışlardır. Birlikte millet olmuş, aynı kaderi paylaşmışlardır. Bu konuda Anayasa, Atatürk milliyetçiliği ile Türkiye Cumhuriyeti ni oluşturan Türk milletini kökeni ne olursa olsun devlet yönünden tartışılmaz eşitliği, içtenlikli birliği ve birlikte yaşama isteği olan tek ulus olarak görmüştür. Yapısı bu biçimde olan Türk ulusu içinde Türk, Kürt gibi ırkçılığa dayalı ulus ayrımcılığı yapmak gerçekle bağdaşmaz, aksine Türk milleti içinde yer alan her kökenden vatandaş hiçbir ayrım yapılmaksızın devletin her görevinde bulunmuş, yaşama, yerleşme, okuma, ortak dil ve kültürden yararlanma gibi her türlü haktan eşit olarak yararlanmıştır. Bu bakımdan Türkiye deki her yurttaş gibi Kürt kökenli yurttaşlarda aynı kurala tabidir. Yıllardır birlikte yaşayan farklı soy ve kökten gelen bireyler toplumun her alanında kullanılan ortak bir dil olan Türkçe yi kullanmıştır. Anayasa nın 3., 14., 26. ve 42. maddelerinde de ulusal bütünlük ve dayanışmanın korunması için devlet dilinin Türkçe olduğu kabul edilmiştir. Diğer bir konu olan bölünmez bütünlük ilkesi; egemenliğin ulus ve ülke bütünlüğünün tek bir devlet yapısıyla oluşturulmasıdır. Devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğü kuralı, devletin içinde azınlık oluşturmama, fertler arasında ırkçılık yapmama ve bireyler arasında eşitlik olmasını gerektirir. Bunun sonucu da ülke ve ulus bütünlüğünü zedeleyebilecek her türlü davranış ve faaliyetlerin siyasi partiler için yasak olmasıdır. ÖZDEP programında ve ön savunmasında, Türk ulusu bütünlüğünden ayrı Kürt ulusu ve azınlıkların olduğu ve bunu sık sık halklar, uluslar ve azınlıklar olarak vurgulaması, Türk anlayışının egemen olduğu, Kürt halkının ulusal varlığının yadsındığı, ulusların kendi ana dilinde eğitim yapma hakkı olduğu, her ulusun kendi kaderini tayin etme isteği, ulusların bağımsızlık ve özgürlükleri için yürüttüğü meşru mücadelelerin desteklenmesinden söz edilmektedir. Bütün bunlar Türk ulusu bütünlüğü içinde Türk ve Kürt ulusu oluşturarak Türkiye Devleti nin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünü zedeleyici niteliktedir. Programda, ÖZDEP Kürt sorununun uluslar arası hükümlere uygun, demokratik ve barışçıl çözülmesinden yanadır. denmektedir. Ön savunmasında da aynı istek vardır. 8

9 Konuyla ilgili İnsan Hakları Evrensel Demeci nin 29. ve 30. maddeleri, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme nin 11/2 maddesi benzer hükümler içermektedir. Buna göre milli güvenliği, ülke bütünlüğünü, demokratik düzeni yıkıcı söz ve eylemlere karşı hakların kullanılmasına sınırlama getirilebilir. Böylece ulusal ve üniter devletin etnik farklılıklara göre tartışılması uluslararası hükümlerce de yasaklanmıştır. Sonuç olarak ÖZDEP, bahsettiğimiz bu sebepler dolayısıyla SPK nın 78/a ve 81/a,b maddelerine aykırı davranmıştır. b) Davalı Parti Programının SPK md. 89 a Aykırı Olup Olmadığı: ÖZDEP, Diyanet İşleri Başkanlığı nın genel idare içinde yer almasını Anayasa da belirtilenin aksine laiklik ilkesine aykırı bulmaktadır. Bu ilke dine karşı olmadığı gibi din hizmetlerinin yürütülmesi, bu alanda çalışacak kişilerin yetiştirilmesi, denetimin devlet eliyle yürütülmesi gibi sebeplerle Diyanet İşleri Başkanlığı nın genel idare içinde olmasını gerekli görmüştür. Devletin bu hizmetleri vermesi laiklik ilkesine aykırı olmadığı gibi ülke koşullarının gerektirdiği tabii ve zorunlu durumdur. Davalı ÖZDEP, SPK nın 78/a, 81/a,b ve 89. maddelerine aykırı davrandığı nedeniyle aynı kanunun 101/a maddesi gereğince kapatılması gerekir. III.SONUÇ Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı nın ÖZDEP in kapatılmasına karar verilmesi istenmekle gereği görüşülüp düşünüldü: 1. ÖZDEP in programının, Anayasa ve SPK ya aykırı olduğuna ve 2820 sayılı kanunun 101/a maddesi gereğince davalı partinin kapatılmasına, sayılı kanunun 107. Maddesi uyarınca davalı partinin tüm mallarının Hazine ye geçmesine, 3. Kararın bir örneğinin Başbakanlığa ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı na gönderilmesine, gününde oy birliğiyle karar verildi. 9

10 İKİNCİ BÖLÜM ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ PARTİSİ KAPATMA KARARI VE BU KARARIN AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARLARI ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ ( ÖZDEP TÜRKİYE DAVASI ) I. ÜLKE MEVZUATI VE ANAYASA MAHKEMESİNİN SİYASİ PARTİ KAPATMA DAVASINA BAKIŞI Siyasi partiler, Anayasa nın Temel Hak ve Ödevler kısmının Siyasi Haklar ve Ödevler başlıklı bölümde yer almaktadır. Anayasa 68. maddesinde siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır ve siyasi partiler önceden izin almadan kurulurlar hükümlerine yer vermiş, Türkiye Cumhuriyeti nin demokratik hukuk devleti olmasında siyasi partilerin önemine vurgu yapmıştır. Devlet içinde en üstün buyurma kudreti anlamına gelen egemenliğin millette olduğu 1 demokratik ülkelerde siyasi partiler aracılığıyla halkın iradesini özgürce ifade etmesi demokrasinin doğal bir sonucudur. Halk, kendini yönetecek siyasi partileri serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy ile seçer. Böylece siyasi partiler, halk ile devlet arasında köprü kuran, halkın kendi kaderini belirlemesine aracılık eden, demokrasinin hakim olduğu rejimlerin olmazsa olmaz örgütlenmeleridir. Siyasi partiler için vazgeçilmezlik payesi veren 1982 Anayasası özgürlüklerin sınırlandırılması bakımından özgürlüğün asıl, sınırlamanın istisna 2 olması ilkesi siyasi parti kapatma davaları açısından söz konusu olmamaktadır. Anayasa, siyasi partiler için kurulmasının izne tabi olmaması, kapatılması ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı nın açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesi nce karara bağlanması gibi usuli yönden önemli teminatlar 1 Ergun Özbudun, Türk Anayasa Hukuku, Yetkin yayıncılık, Ankara-2003, s.83 2 Sevtap Yokuş, Türk Anayasa Mahkemesi nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nin Siyasi Partilere Yaklaşımı makalesi, paragraf 1, İnternet Erişimi: 10

11 içermesine rağmen kapatmaya teşkil edecek esasları dar bir görüş açısından sisteme etmiştir ve 2001 yılında yapılan değişiklikle 1982 Anayasası nın 68. ve 69. maddelerinde sayılan siyasi partilerin temelli kapatılmasına yol açacak yasaklar sınırlandırılmıştır yılında yapılan değişikliklerle siyasi partilerin Anayasa Mahkemesi nce kapatılabilmesi şu üç durum ile sınırlıdır: 1. Siyasi partilerin tüzük ve programlarının Anayasa md. 68/4 te öngörülen yasaklara aykırılığı, 2. Siyasi partilerin eylemlerinin Anayasa md. 68/4 e aykırılığı, 3. Siyasi partilerin yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım almasıdır. Anayasa md. 68/4, şu hükmü içermektedir: Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez. Burada belirtilen siyasi partinin eylemleri, Anayasa md. 68/4 e aykırı olmasından dolayı temelli kapatılması için yapılan fiillerin odak haline gelmesi gerekir. İlk kez 1995 değişikliği ile getirilen odak olma son halini 2001 yılında yapılan değişiklikle almıştır yılında yapılan değişiklikler ile ÖZDEP in de içinde bulunduğu dönemde uygulanan siyasi partilere ilişkin anayasal düzenlemeler önceki döneme göre daha demokratik bir yapıya kavuşturulmuştur değişikliğinde, 68. maddenin 4. ve 5. fıkralarındaki parti kapatmaya yol açacak tüm yasaklar aynı maddenin 4. fıkrasında toplanmıştır. 5. fıkradaki sınıf ve zümre egemenliği ibaresi maddeden çıkarılmıştır. Bu değişiklik ile partiler üzerindeki denetim, sınırlama ve yasaklama rejimi demokratik toplum düzeninin gerekleri ile denge içinde tutulmuştur Anayasası nın md. 69/1 de yer alan partilerin tüzük ve programları dışında 3 4 Erdoğan Teziç, Anayasa Hukuku, Beta Yayınları, İstanbul-2009, s.340 Fazıl Sağlam, Siyasi Partiler Hukuku nun Güncel Sorunları, Beta Yayınları, İstanbul-1999, s

12 faaliyette bulunma yasağı partiler adına geniş yorumlamalara ve belirsizliklere sebep olmaktaydı. 5 Bu hüküm 1995 Anayasa Değişikliği ile Anayasa metninden çıkarılmıştır. ÖZDEP partisinin aykırı olduğu sebebiyle kapatılmasına sebep olan SPK nın 78/a, 81/a-b ve 89. maddeleri, partinin kapatıldığı 1993 yılındaki mevcut haliyle günümüzde uygulanmaya devam etmektedir. Anayasa Mahkemesi, vermiş olduğu ÖZDEP kapatma kararında Anayasanın 68. maddesinin 4. fıkrasında koruyan niteliklerden devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ile laiklik ilkesine aykırılıktan dolayı partinin kapatılmasına hükmetmiştir. Ayrıca ilgili parti, tespit edilen bu hususlardan devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ne aykırılık sebebiyle SPK 78/a ve 81/a-b maddelerini, laiklik ilkesine aykırılık sebebiyle aynı kanunun 89. maddesini ihlal etmiştir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ilkesi, ülkemizde en çok tartışılan ve siyasi parti kapatma davalarına en çok konu olan durum haline gelmiştir. Devletin ülkesiyle bölünmez bütünlüğü, devletin dış bağımsızlığını ve ülke bütünlüğünün korunmasını kapsar, devletin milletiyle bölünmezliği ilkesi ise azınlık yaratılmasının önlenmesi, bölgecilik ve ırkçılık yasağı ve eşitlik ilkesinin korunması hususlarını ihtiva eder. 6 Anayasa Mahkemesi, devletin bölünmezliği ilkesini kapatma nedeni sayarken, devletin tekliğini, ülkenin bütünlüğünün, ulusun birliğini ve dilinin tek olduğunu temel kriter olarak almıştır. 7 Anayasa Mahkemesi, ÖZDEP kapatma kararında ifade ettiği devletin içinde farklı etnik kökenli vatandaşların bir arada yaşamasını yadsıyarak Türk ve Kürt halkı ve diğer azınlıklar bölgecilik ve ırkçılık yapmak, azınlık oluşturmak, Türkçe dilinden başka dil ve kültürlere yönelerek ayrı ulus ve devlet yaratması, TBMM den ayrı bir yasama olarak halk meclisi oluşturma hususları ile devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ilkesine 5 6 Fazıl Sağlam, a.g.e, s. 94 Ergun Özbudun, a.g.e, s Bu ilkeye aykırı bulunarak kapatılan partiler: Demokratik Partisi (1994), Demokrasi ve Değişim Partisi (1996), Demokratik Kitle Partisi (1999), Emek Partisi (1997), Halkın Emek Partisi (1993), Sosyalist Parti(1991), Sosyalist Birlik Partisi (1995), Türkiye Birleşik Komünist Partisi (1991), Halkın Demokrasi Partisi (2003) 12

13 aykırılık tespit etmiştir. Anayasa Mahkemesi bu gerekçeleri devletin bölünmezliği ilkesine aykırılık sebebiyle verdiği tüm kapatma kararlarında kullanmaktadır. 8 Anayasa Mahkemesi, kapatma davalarında hukuku uygulama yanında ülkenin sosyolojik ve etnik yapısını göz ardı ederek toplumdaki farklı etnik yapıdaki vatandaşların kendi dilinde eğitim yapma, dil ve kültürlerini geliştirme, dilsel ve kültürel farklılıkların kabul edilmesi konularını ifade etmelerini bölücülük ve ayrımcılık olarak görmektedir. Ülkemizde farklı etnik kökenden gelen vatandaşlarımızın var olduğu bir gerçektir. Ülkemizde yaşayan vatandaşların demokratik yollarla hak talep etme hakkı olduğu, bu hakların ifade etmelerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği görüşündeyim. Siyasi partiler yalnızca Anayasa nın 68. maddesinin 4. fıkrasında belirtilen nedenlere dayanılarak kapatılabilir sayılı SPK ise, Anayasa nın 68. ve 69. maddeleri kapsamında siyasi partilere ilişkin kurallar ve düzenlemeler içerir. Fakat 2820 sayılı kanun, siyasi parti yasaklarını anayasal çerçeveyi aşarak genişletici nitelikte düzenlemesi, devletin bölünmez bütünlüğü ilkesine aykırılığı somutlaştırıcı nitelikten uzaklaştırmaktadır. 9 Anayasa Mahkemesi, ÖZDEP partisinin kapatılmasına sebep olan SPK 78/a, 81/a-b maddeleri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ilkesi doğrultusunda geniş yorumlamakta ve partilerin kapatılmasına hükmetmektedir. Siyasi partilerin kapatılabilmesi devletin ülkesi ve bölünmez bütünlüğü ilkesi uyarınca 69. maddede sayılan yaptırımlarla karşılaşabilmesi için 1. devlet ülkesinin parçalanmasını ya da bir kısmının ayrılmasını, 2. Irk temeline dayalı bir federatif yapılanmayı, 3. Egemenliğin kaynağını bir sınıfa ya da zümreye dayandırmayı 10 8 Osman Can, Demokratikleşme Serüveninde Anayasa ve Siyasi Partilerin Kapatılması, Seçkin Yayıncılık, Ankara-2005, s Melih Öden, Türk Anayasa Hukuku nda Siyasi Partilerin Anayasa ya Aykırı Eylemleri Nedeniyle Kapatılmaları, Yetkin Yayınları, Ankara-2003, s.20; Benzer yönde Osman Can, a.g.e, s.144; Fazıl Sağlam, a.g.e, s Osman Can, a.g.e, s

14 amaçladığının tüzük ve programdan açıkça anlaşılması veya bu amacın eylemlerle odak haline gelmesi gerekir. Siyasi partilerin tüzük ve programlarında temsil ettikleri kişilerin dil, kültür, etnik kimlik hususlarına değinmesi ve bunun eyleme dahi dökülmeden sadece ifade düzeyinde kalması dolayısıyla partilerin devletin bölünmez bütünlüğüne aykırı davrandığı sonucunu çıkarmak ve partileri kapatma gibi ağır bir yaptırıma hükmetmek demokratik ülkelerde olmaması gereken bir durumdur. ÖZDEP kapatma kararında laiklik ilkesine aykırılık diğer bir kapatma sebebi olarak sayılmıştır. ÖZDEP Diyanet İşleri Başkanlığı nın genel idare içinde olmaması gerektiğini savunmuş; Anayasa Mahkemesi ise bunu Anayasa 136. ve SPK 89. maddelerine aykırı bulmuştur. Anayasa Mahkemesi, ÖZDEP kararında, laiklik Türkiye deki siyasi temellerini ve siyasal doktrin olarak tartışmakta, sadece yasaklayıcı yasa hükmünü dayanak almaktadır. 11 ÖZDEP genel idare içinde konumu ve gösterdiği etkinlikler yönünden Diyanet İşleri Başkanlığı nı laikliğe aykırı bir kurum olarak değerlendirmesi ve bunu tüzük ve programlarında teorik düzeyde belirtmesini temelli kapatma sebebi yapmanın laikliği koruma ile ilgisi yoktur. 12 Yasa hükümlerinde belirtilen yasaklayıcı hükümleri geniş yorumlayarak ifade özgürlüğü dışına çıkan mahkeme, siyasi partilerin kötü niyetini kanıtlamadan partilerin kapatılmasına karar vermektedir. Bu yaptırım, nüfusun belli bir kısmını oluşturan halkın özgür iradesini ortaya koyarak sorunlarına çözüm bulmak istemesi ve bunu kendini temsil eden siyasi parti aracılığıyla duyurmasını engellemektedir. ÖZDEP in ön savunmasında usuli yönden uygulanmasını istediği SPK nın 9. maddesi tarihli ve 4445 sayılı kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca ilgili parti Anayasa geçici 15. maddesinin uygulanmaması ve SPK nın 78. maddesinin iptalini istemiştir. SPK nın anılan hükümlerinin Anayasa nın geçici 15. maddesi kapsamında koruma altında Sevtap Yokuş, a.g.m, paragraf 9 Fazıl Sağlam, a.g.e, s

15 bulunması ve değiştirilemeyeceği sebebiyle mahkeme bu istemi red etmiştir tarihli ve 4709 sayılı kanun ile Anayasa nın geçici 15. Maddesindeki söz konusu kısıtlamanın kaldırılmış olması, mahkemenin anılan hükümleri iptal etmesini sağlayabilecektir. 13 II. AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNİN VERDİĞİ KARARLAR KAPSAMINDA ÖZDEP KAPATMA KARARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Özgürlük ve Demokrasi Partisi nin, devletin kapatma kararında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi nin 9., 10., 11. ve 14. maddelerinin ihlal ettiği gerekçesiyle açtığı davada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi şu tespitlerde bulunmuştur: AİHM, ÖZDEP in seçim hakkına sahip kişiler tarafından seçilen demokratik bir meclisin oluşturulması, Kürt sorununa uluslararası sözleşmelere harfiyen riayet eden barışçı ve demokratik bir çözümü savunması, halkların bağımsızlık ve özgürlük için verdiği haklı ve meşru mücadelede halkı desteklemesi gibi belli siyasi taleplerde bulunduğunun mahkeme tarafından tespit edilmesine rağmen, demokrasi kurallarını çiğnemeye teşvik edecek herhangi bir husus tespit edememiştir. Anayasa Mahkemesi nin ÖZDEP programında belirtilen Türk ve Kürt halklarını kapsayan bir sosyal düzen, ulusal ve dini azınlıkların kendi kaderini tayin etme, Türk ve Kürt halkları kapsayan bir sosyal düzen kurma ifadelerini azınlık oluşturma ve devletin bölünmez bütünlüğüne aykırı davranma görüşüne AİHM katılmamaktadır. AİHM bu ifade ayrılmaya teşvik amacına değil, demokratik bir şekilde iade edildiğine yönelik değerlendirmektedir. Bu nedenle ÖZDEP sadece ifade özgürlüğünü kullanması nedeniyle cezalandırılmıştır. AİHM, halkın bir kısmının durumunun görüşülmesini istemesi ve bunu demokratik kurallara uygun olarak çözmek üzere ulusun siyasi hayatına katılmak istemesi nedeniyle bir siyasi grubun engellenmesi için herhangi bir meşru sebep görmemektedir. AİHM, mevcut davada söz konusu müdahalenin radikal olduğuna işaret etmektedir. Hükümet, ÖZDEP in Türkiye de terörizmden kaynaklanan sorumlulukta pay sahibi olduğunu belirtmiş fakat partinin herhangi bir önemli faaliyet yapmak için çok kısıtlı bir 13 Melih Öden, a.g.e, s

16 zaman içinde anılan durumun nasıl oluştuğunu açıklamakta başarısız olmuştur. 14 Belirtilen bu sebeplerle AİHM verilen ÖZDEP kapatma kararının amaçlanan meşru hedef ile orantılı olmadığı için AİHS nin 11. maddesinin ihlal edildiğini tespit etmiş ve devletin tazminat ödemesine hükmetmiştir. Türkiye 1987 AİHS nin bireysel başvuru hakkını tanımış ve sözleşmeyi Anayasa md.90 gereğince iç hukukun bir parçası olarak kabul etmiştir yılında da AİHM nin zorunlu yargı yetkisini tanımış ve mahkemenin verdiği kararlar Türkiye için bağlayıcı duruma gelmiştir. AİHS nin 11. maddesi ile örgütlenme hak ve özgürlüğünü düzenlemekte ve Herkes dernek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için sendikalar kurmak haklarına sahiptir. demektedir. bu hak ve özgürlük ancak 11. Maddenin 2. Fıkrasında sayılan ulusal güvenlik, kamu güvenliği ve başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleri ile kısıtlanabilir. almıştır: AİHM, verdiği ÖZDEP kararının 11. maddeye uygunluk sorununu şu şekilde ele 1. Müdahalenin mevcut olup olmadığı AİHM, ÖZDEP in kapatılması davasında dernek kurma özgürlüğüne müdahalenin olduğunu kabul etmektedir. 2. Müdahalenin meşru olup olmadığı Anılan müdahalenin, kanun tarafından düzenlenmesi, md. 11/2 de belirtilen meşru amaca yönelik olması ve bu amaçların demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olması gerekir. (a) Kanunlar tarafından öngörülme Anayasa Mahkemesi nin verdiği ÖZDEP kararının Anayasa ve SPK 79., 81. ve Bkz. AİHM 8 Aralık 1999 tarihli ve 23885/94 sayılı Türkiye Davası, paragraf

17 maddelerine dayalı olması müdahalenin kanunlar tarafından öngörüldüğünü gösterir. (b) Meşru amaç AİHM, ÖZDEP kapatılmasında izlenen meşru amaçlardan en azından birinin ülke bütünlüğü dolayısıyla milli güvenliğin korunması amacına yönelik olduğu görüşündedir. (c) Demokratik toplum düzeninin gerekleri AİHM, ÖZDEP davasında 11. maddenin 10. madde ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği kanısındadır. AİHS md. 10 da düzenlenen ifade özgürlüğü sadece zararsız veya etkisiz sözler için değil, aynı zamanda kırıcı, zararlı ve şok edici fikir, görüş ve sözler için de geçerlidir. Demokrasi, düşünceyi ifade özgürlüğü üzerinde yeşerten ve büyüten bir şeydir. 15 Siyasi bir grubun ülkedeki belli bir nüfusun sorununu açıkça görüşülmesini istemesi ve demokrasinin gereklerine uygun hareket ile herkesi memnun edecek çözümler bulmak üzere siyasi hayata girmesini engellemek haklı olamaz. 16 Bu bakımdan AİHM, ÖZDEP in temsil ettiği kesimin haklarını tüzük ve programda dile getirdiği görüşler ile savunmasını ve çözüm üretmek istemesi sebebiyle kapatılmasını demokratik düzenin gereği olarak görmemektedir. Bu yönde verilen kapatma kararını radikal, orantısız ve ağır bir karar olarak nitelendirmektedir. AİHM siyasi partilerin md.11 de sayılan kısıtlama sebeplerine dayanılarak kapatılabilmesi için kapatma sebebinin somut olgularla ispatlanması şartını aramaktadır. 17 AİHM, ÖZDEP in tüzük ve programında ülke toprakları bütünlüğüne, ulusun bölünmez bütünlüğüne ve ulusal güvenliğe aykırı somut veriler göremediği için Anayasa Mahkemesi nin verdiği kararın ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi görüşündedir. Anayasa Mahkemesi nin yasaklayıcı normları geniş yorumlamanın aksine AİHM, 11. Maddede belirtilen sınırlama sebeplerini siyasi partiler söz konusu olduğunda dar 15 Mehmet Turhan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Siyasi Parti Kapatma Davaları makalesi, paragraf 64 internet erişimi: Bkz. ÖZDEP-Türkiye(23885/94), paragraf 44 Mehmet Turhan, a.g.m, paragraf 32 17

18 yorumlamaktadır. Sadece inandırıcı ve haklı somutlar partilerin örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayabilir. AİHM siyasi parti eylemlerinin şiddeti savunma veya şiddeti teşvik edip kışkırtma niteliğinde olmadıkça 18 demokrasinin temel ilkeleriyle çelişmeyeceğini açıklamıştır. Yani AİHM, şiddete başvurmadan toplumun bir sorunun açık bir şekilde ifade eden ve çözüm üreten ÖZDEP in kapatılmasını demokratik toplumda kabul edilemeyecek bir yaklaşım olarak görmektedir. AİHM, ÖZDEP in Diyanet İşleri Başkanlığı nın kaldırılmasına ilişkin görüşleri için de benzer gerekçelerle laikliğe aykırılığın oluşmayacağı kanaatindedir. Mahkeme, anılan siyasi partinin projesinin devletin var olan yapısı ve ilkeleriyle uyumlu olmaması demokratik kuralları ihlal ettiği anlamına gelmez. Hatta demokrasiye zarar vermemek kaydıyla bir devletin mevcut düzenleme şeklini sorgulayanlar da olabilir. 19 Bu bakımdan ÖZDEP in tüzük ve programında yer alan devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ve laiklik ilkelerine aykırılık olarak görülen görüşleri ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir. SONUÇ Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu hükümleri ile Anayasa Mahkemesi nin verdiği kararlar ile siyasi partiler, yasaklayıcı hükümlerin geniş, özgürlük alanının dar olduğu bir kalıba sokulmuştur değişikliği ile Anayasa daki siyasi parti yasakları sınırlandırılarak 68. maddenin 4. fıkrasında toplanmış, siyasi partiler hukuku önceki düzenlemelere göre daha sistematik bir yapıya kavuşturulmuştur değişikliği ile siyasi partilerin anayasa aykırılık nedeniyle kapatılmalarını güçleştirmek için eylemlerinin odak haline gelmesi kıstası aranmıştır. Bu değişikliklere rağmen, siyasi partilere vazgeçilmezlik payesi veren Anayasa, parti yasakları ile ilgili yorumlamaya açık hükümler ihtiva etmesi demokratik hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Anayasa Mahkemesi nce parti tüzük ve programlarında öngörülen yasaklar sadece Anayasa dan kaynaklanmayıp, bu yasakların genişletilmesi niteliğinde olan yasa Melih Öden, a.g.e, s.184 Bkz. ÖZDEP-Türkiye (23885/94), paragraf 41 18

19 hükümlerinin(spk md.78,81) de bir sonucudur. SPK nın Anayasa metni ile sınırlı kalması gerekirken genişletici hükümler içermesi, kanunun Anayasa ya uygunluk sorununu karşımıza çıkarmaktadır. Dolayısıyla hukukumuzun demokrasinin gereklerine uygun, ifade özgürlüğünü etkin kılan ve Anayasa hükümlerine tabi olan bir düzenleme ihtiyacı tartışılmaz bir gerçektir. Ülkemizde siyasi partiler iki temel nedenden dolayı kapatılmaktadır. Bunlar: Laiklik ve devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırılıktır. Anayasa Mahkemesi bölünmez bütünlüğe aykırılıktan dolayı açılan siyasi parti kapatma davalarının tümünde partilerin kapatılmasına hükmetmiştir. Bu bakımdan ülkemizde parti kapatmanın gelenek haline gelmesi, kapatılan partilerin yerine kurulan benzer görüşteki partilerin aynı kadere hükmedilmesi, Türkiye nin parti mezarlığına dönmesine neden olmuştur. Bunu önüne geçilebilmesi için Anayasa Mahkemesi Türkiye nin sosyal gerçeklerini görerek parti kapatma hususundaki katı görüşünden vazgeçmesi ve kararlarını özgürlüklerden yana kullanması gerekmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Venedik Komisyonu kararları kapsamında siyasi partiler, örgütlenme ve ifade özgürlüğünün egemen olduğu yapılardır. Bu bakımdan siyasi partiler için özgürlüklerin asıl, sınırlamanın ise istisna teşkil etmesi gerekmektedir. AİHM, bir ülkede siyasi partilere sınırlayıcı hükümler getirilmesi ve partilerin kapatma yaptırımının uygulanmasını doğal karşılamaktadır. Fakat Venedik Komisyon kararlarında belirtildiği gibi ortada yeterli bir delil veya somut bir vaka yok iken kapatma kararına hükmedilmesini ağır, orantısız ve radikal bir karar olarak görmektedir. Türkiye nin verdiği parti kapatma kararlarının birçoğunu, AİHM doğru bulmamış ülkemiz aleyhine tazminata hükmetmiştir. Sonuç olarak siyasi parti alanında hükümler içeren Anayasa ve SPK nın günümüz demokrasi anlayışına göre yeniden yapılandırılması, bu doğrultuda Anayasa Mahkemesi Venedik Komisyonu tarafından kabul edilen ve AİHM nin kararlarında uyguladığı Avrupa ortak standartlarına göre içtihatlarını tekrar ortaya koyması gerekmektedir. 19

20 KAYNAKÇA Can, Osman, Demokratikleşme Serüveninde Anayasa ve Siyasi Partilerin Kapatılması, Ankara, Seçkin Yayıncılık Öden, Melih, Türk Anayasası Hukukunda Siyasi Partilerin Anayasaya Aykırı Eylemleri Nedeniyle Kapatılmaları, Ankara, Yetkin Yayınları Özbudun, Ergun, Türk Anayasası Hukuku, Ankara, Yetkin Yayıncılık Sağlam, Fazıl, Siyasi Partiler Hukukunun Güncel Sorunları, İstanbul, Beta Yayınları Teziç, Erdoğan, Anayasa Hukuku, İstanbul, Beta Yayınları Turhan, Mehmet, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Siyasi Parti Kapatma Davaları(Makale), Yokuş, Sevtap, Türk Anayasa Mahkemesinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Siyasi Partilere Yaklaşımı(Makale), 20