TMMOB Makina Mühendisleri Odası 11. Otomotiv Sempozyumu 8-9 Mayıs 2009

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TMMOB Makina Mühendisleri Odası 11. Otomotiv Sempozyumu 8-9 Mayıs 2009"

Transkript

1 TMMOB Makina Mühendisleri Odası 11. Otomotiv Sempozyumu 8-9 Mayıs 29 Özet- Sac şekillendirme işlemlerinin sonrasında kalıbın geri dönüşü ve yükün boşaltılması ile ortaya çıkan ve sac malzeme özelliklerine, parça ve takım geometrisi ve işlem parametrelerine bağlı olan geri esnemenin yanlış biçim, yön ve değerler ile tahmin edilmesi, kalıp maliyetini artırıcı bir unsur olarak değerlendirilmektedir. Sac metalin elastiklik (Young) modülü, geri esnemeyi etkileyen malzeme özelliklerinden biri olmakla birlikte, yalnız lineer elastik geri dönüşün düzeyini tanımladığı için geri esneme tahminine yönelik hesaplamalarda yetersiz kalabileceği, ilgili konu üzerine yapılmış çalışmalarda bildirilmiştir. Dislokasyonların küçük ölçekli hareketinden kaynaklanan ve gerilme gerinim bağıntısını lineer davranıştan saptıran anelastik veya mikroplastik gerinimlerin de lineer elastik geri dönüşün yanında, bir efektif yük boşaltma (geri esneme) modülü yaklaşımı ile dikkate alınmasının daha doğru geri esneme tahminleri sağladığını gösteren araştırmalar literatürde yer almaktadır. Yüksek dayanımlı düşük alaşımlı (YDDA) bir çelik saca (1.1 mm H 32 LA) uygulanan tek eksenli çekme deneylerinde, farklı gerinim düzeylerinden itibaren gerçekleştirilen yük boşaltma süreçlerindeki geri esneme modülü değerleri ölçülmüş; söz konusu efektif modülün gerinim ile sergilediği düşüşler literatür ile uyumlu bulunmuştur. Uygulanan bir sac şişirme deneyinde, şişirilen parçada basıncın boşaltılması ve parça flanşının tel erozyon yöntemi ile kesilmesi sonrasında ortaya çıkan geri esnemelerin sonlu elemanlar analizi (FEA) ile tahmin edilmesinde, elastiklik modülü yerine geri esneme modülünün deformasyon ile değişimine yönelik saptanmış sonuçların kullanılmasının sağlayacağı iyileştirmeler araştırılmıştır. Söz konusu işlemlerin PAM-STAMP 2G kodu ile yürütülen simülasyonlarında, elastiklik modülü yerine deformasyona bağlı geri esneme modülü değerlerinin kullanılmasının, başarı oranı daha yüksek sonuçlar sunacağı görülmüştür. Anahtar Sözcükler: Sac metal, YDDA çelik, geri esneme, elastiklik modülü, tek eksenli çekme deneyi, yük boşaltma, efektif modül, şişirme deneyi, sonlu elemanlar analizi. 1. GİRİŞ Sac şekillendirme işlemlerinde ortaya çıkan geri esneme, özellikle otomotiv endüstrisine yönelik olarak imal edilen sac parçaların kalitesini olumsuz yönde etkileyen ve montaj sürecinde ciddi problemlerin yaşanmasına yol açan geometrik kusurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Anılan sektörde sac kalınlıklarının, araç hafifletme uygulamaları kapsamında giderek düşürülmesi; buna paralel olarak da malzeme dayanımını artırma ihtiyacı, şekillendirilebilirliğin yanısıra geri esneme problemlerini de daha dikkat çekici bir boyuta sürüklemektedir. Deformasyonda elastik-plastik özellik sergileyen bir sacın şekillendirilmesi işlemi ele alındığında, belli düzeylerde kuvvet ya da moment uygulayarak parçaya şeklini veren takımın geri dönüşü ile başlayan yük boşaltma sürecinde ortaya çıkan elastik geri dönüşler sonucu parça formunda meydana gelen sapmalar, genel itibariyle geri esneme olarak adlandırılabilir. Geri dönüşte iç gerilmelerin elastik anlamda yeniden dağılımı, meydana gelen geri esnemeyi karakterize etmektedir. Parçaların kalıpta, şekillendirme kuvveti altındaki geometrisi ile geri esneme sonrasında ortaya çıkan geometri karşılaştırıldığında, gözlenen sapmaların derecesi, meydana gelen geri esnemenin düzeyini ortaya koymaktadır. Geri esnemeler, yük boşaltma sürecinde iç gerilme boşalmasından kaynaklandığı için, gerilme değerinin hesaplamasında geçerli olan tüm parametrelerden etkilenmektedir. Bu nedenle, sac malzeme özellikleri, parça ve kalıp geometrisi ile sıcaklık, sürtünme, şekillendirme hızı gibi işlem faktörleri, geri esnemeye doğrudan etki etmektedir. [1-6] Sac malzemelerin elastiklik (Young) modülü E değerinin geri esneme üzerinde önemli bir etkisi bulunmaktadır. Bir malzemenin elastik deformasyona karşı koyma kabiliyeti, elastik rijitlik (stiffness) olarak adlandırılmakta; elastiklik modülü de bunun bir ölçütünü ifade etmektedir. Elastiklik modülü yüksek olan malzemelerde, belli bir gerilme sistemi altında zorlanma ile ortaya çıkan elastik deformasyonlar, düşük elastiklik modülü değerine sahip malzemelere göre daha az olmaktadır. Metalsel malzemelerde atomlararası bağ kuvvetine veya enerjisine dayanan elastik rijitlik ve bunun göstergesi olan elastiklik modülü, artan sıcaklık ve atomlararası mesafe ile düşüş sergilemekte; malzemeye uygulanan ısıl işlemlerden, belli orana kadar yapılan alaşımlandırmadan, malzemenin mikroyapısından veya hata yapısından fazla etkilenmemektedir. Elastiklik modülünde sıcaklık ile ortaya çıkan düşüşler; atomlararası mesafenin artması ve bağ kuvvetinin azalması ile bağdaştırılmaktadır. Anizotropik metallerin kafes yapıları dikkate alındığında, atomlararası mesafelerin doğrultulara göre farklılaşması, bağ kuvveti ve elastik sabitlerin, dolayısıyla da elastiklik modülünün farklı kristalografik doğrultularda birbirinden farklı değerler sergilemesine yol açmaktadır. [7-14]

2 Bir tek eksenli çekme deneyindeki elastik deformasyon bölgesi sınırlarında elastiklik modülü, gerilme σ ve elastik gerinim eε değerlerine bağlı olarak, Hooke kanununa göre E = σ / eε bağıntısı ile tanımlanmaktadır. Elastiklik modülü, elastik gerinim ile ters orantı sergilemektedir. Dolayısıyla, bir şekillendirme işleminde diğer tüm parametreler sabit ise, elastiklik modülü daha düşük olan sac malzemedeki elastik geri dönüş, bir başka deyişle geri esneme, elastiklik modülü daha yüksek olan bir malzemedekine göre daha fazla olacaktır. Elastiklik modülünün geri esnemeye etkisi, Samuel (2) tarafından yapılmış olan çalışmada açıkça görülmektedir. Geri esneme, sacın σ = Kεn eşitliği ile verilen gerçek gerilme gerçek gerinim bağıntısındaki pekleşme üssü n ile azalmakta, plastik gerinim oranı r ile artmakta iken; bu çalışmada alüminyum alaşımdan bir sacdaki geri esnemenin, n değeri daha düşük, r değeri daha yüksek olan yumuşak çelik ve paslanmaz çelik saclardan daha fazla gözlenmesi, alüminyum alaşımında akma dayanımının elastiklik modülüne oranının diğer sac malzemelere göre daha yüksek değerler sergilemesi ile açıklanmıştır. Sacın pekleşme davranışı, efektif gerilme efektif gerinim bağıntısı olarak σ = K εn denklemi ile ifade edilirse, basit bir bükme işlemindeki (Şekil 1) geri esneme üzerine elastiklik modülünün etkisi (1) eşitliğinden değerlendirilebilir. Söz konusu eşitlikte αb büküm kolları arasındaki açıyı; Rb ve R'b geri esneme öncesi ve sonrasındaki büküm yarıçaplarını; t sac kalınlığını, υ Poisson oranını, n pekleşme üssünü, K ise dayanım katsayısını ifade etmektedir. [15] Şekil 1. Bir sac bükme işleminde büküm bölgesinin geometrisi ve eksen takımı [15] 1 1 R R' = b b 6 K t 2 + n E 2R b n 1 υ2 t 4 3 ( n + 1) / 2 (1) Elastiklik modülünün azalması ile geri esnemenin arttığı (1) eşitliğinden anlaşılmaktadır (R'b > Rb). Söz konusu eşitlik, Poisson oranını hesaba katan düzlem gerinim modülü E' kullanılarak, E' = E / (1 υ2) denklemi ile düzenlendiğinde, düzlem gerinim modülünün geri esneme üzerine, elastiklik modülü ile aynı etkide bulunduğu görülebilecektir. [15] Son yıllarda yapılmış olan bazı çalışmalarda, sacların şekillendirilmesinde geri esnemeyi doğru tahmin edilebilme adına, elastiklik modülünün gerinim veya deformasyon ile değişimi nin dikkate alınması vurgulanmaktadır. Bunlardan biri, Morestin ve Boivin (1996) tarafından yapılan çalışma olup; söz konusu çalışmada, çeşitli çelik kalitelerinin ve bir alüminyum alaşımının tek eksenli çekme ve basmadaki elastiklik modülü değerleri incelenmiştir. Çeliklerin % 5 lik bir plastik gerinim ile deforme edilmesinin ardından yapılan ölçümlerde, başlangıç itibariyle ölçülmüş olan elastiklik modülünden % 1 daha düşük modül değerleri gözlenmiştir. Modülde gözlenen bu düşüş oranının, artan ön gerinim değeri ile azaldığı belirtilmiştir. Aynı çalışmada, XE28D kalitesindeki çelik sacın elastiklik modülünde gerinim ile ortaya çıktığı bildirilen değişim sayısal olarak modellenip, bir bükme işleminde geri esneme tahmininde kullanılmış; geri esneme tahmininde, başlangıçta ölçülen modülün sabit olarak kullanıldığı duruma göre daha iyi sonuçlar elde edilmiştir. Morestin vd. (1996) ise, Lemaître ve Chaboche tarafından ileri sürülen lineer olmayan kinematik sertleşme kuralını kullanıp, elastiklik modülünün plastik gerinim ile değişimi ni dikkate alarak, sac şekillendirme işlemlerindeki geri esnemelerin sayısal yolla tahmini edilmesi üzerinde durmuşlardır. Yürütülen bu iki çalışmada, sonlu elemanlar yöntemi (FEM) formülasyonuna dayanmayan, yarı analitik bir yazılımdan faydalanıldığı bildirilmiştir. [16, 17] Li vd. (22) tarafından yapılmış olan çalışmada, farklı özelliklerde seçilen sac malzemelerde yine plastik gerinim ile elastiklik modülünün değişimi üzerinde durulmuştur. Söz konusu değişim dikkate alınarak, serbest V-bükme işleminde ortaya çıkan geri esnemelerin FEM tahminlerinde sağlanan iyileştirmeler araştırılmış; bu yaklaşım ile geri esneme tahminlerinde belirgin iyileştirmelerin kaydedildiği görülmüştür. [5] Alüminyum alaşımından bir sac üzerinde Zang vd. (27) tarafından yapılan çalışmada, süzdürme deneyi uygulaması üzerinde durulmuştur. Bu çalışmada, FE analizlerinin sabit elastiklik modülü ile yürütülmesi ve gerinim ile elastiklik modülünün sergilediği değişim in FE analizlerinde hesaba katılması ile çekme kuvvetinin ve geri esnemelerin tahminindeki başarılar karşılaştırılmıştır. Modüle dair söz konusu yaklaşımın yanında, farklı sertleşme modellerinin FEM tahminlerinde sağladığı başarı da aynı çalışmada irdelenmiştir. Burada, elastiklik modülünün gerinim ile değişimi hesaba katılarak yürütülen FE analizlerinde, sabit modül değerinin kullanıldığı analizlere göre, deneysel ölçümlere daha yakın tahminler gözlenmiş; izotropik lineer olmayan sertleşme kuralının, izotropik sertleşme kuralı ve lineer olmayan kinematik sertleşme kuralına kıyasla daha iyi sonuçlar sağladığı görülmüştür. [18] Yüksek dayanımlı bir çelik sac ve alüminyum alaşımından bir sac ile Cleveland ve Ghosh (22); alüminyum ile dinlendirilmiş derin çekme kalitesindeki bir çelik sac ile Luo ve Ghosh (23) tarafından yapılan çalışmalarda ise, malzemenin fiziksel özelliklerinden biri olan ve yük

3 boşaltma ile atomlararası bağ daralmasına dayalı lineer yaklaşıma göre geri dönüşü tanımlayan elastiklik (Young) modülü yerine, efektif yük boşaltma modülü ve geri esneme modülü gibi kavramlar üzerinde durulmuştur. Yük boşaltma sürecinde gerinimdeki lineer elastik geri dönüşe ilaveten mikroplastik gerinimlere dikkat çekilen bu çalışmalarda, anelastik gerinim olarak da değerlendirilen söz konusu faktörün, geri dönüşte gerilme ile olan bağıntıyı lineerlikten uzaklaştırdığı ortaya konmuştur. Bir tek eksenli çekme deneyindeki yük boşaltma sürecinde anlık ölçülen teğet modüllerinde ortaya çıkan düşüş nedeniyle, yük boşaltmaya başlanan nota ile yükün tamamen boşaltıldığı nokta arasında oluşturulacak lineer bağıntının eğiminin (efektif yük boşaltma veya geri esneme modülünün), elastiklik modülünden düşük olacağı bildirilmiştir. Her iki çalışmada, deformasyonun artması ile dislokasyon yoğunluğunda artış sonucunda, yük boşaltmadaki anlık teğet ve efektif modül değerlerinin azaldığı gözlenmiştir. Yüksek dayanımlı çelik sac üzerinde Cleveland ve Ghosh (22) tarafından yapılan araştırma, % 7 lik gerinime kadar tek eksenli çekme sonrası yük boşaltmadaki lineer olmayan geri dönüş ile toplam geri esneme geriniminin, lineer esasa dayanan geri dönüşü % 19 düzeyinde aştığını göstermiştir. Burada, FE analizlerinde kullanılmak üzere bir mikroplastik kompliyans modeli tavsiye edilmiştir. Çelik ve alüminyum alaşımından saclar üzerinden elde edilen verilere göre, geri dönen mikroplastik gerinimi dikkate almayan lineer yaklaşımın, % 1 ile % 2 arasında geri esneme tahmin hatalarına yol açabileceği bildirilmiştir. [4, 19] Çalışmamızda, 1.1 mm lik nominal kalınlığa sahip olan; H 32 LA kalitesindeki yüksek dayanımlı düşük alaşımlı (YDDA) çelik sac ele alınarak, söz konusu malzemenin haddeleme yönüne, 45 ve 9 lik doğrultulardaki tek eksenli çekme deneylerinde sergilediği elastiklik modülü değerleri araştırılmıştır. Bununla birlikte, aynı deneylerde çekme doğrultularındaki farklı gerinim düzeylerinden itibaren gerçekleştirilen yük boşaltma süreçlerindeki geri esneme modülü değerleri, söz konusu süreçlerdeki gerçek gerilme ve gerçek gerinim verileri ile yapılan lineer regresyonlardan belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar, viskoz basınç ile şişirme deneyi uygulanarak, belli bir yüksekliğe kadar şişirilmiş bir sac parçada ölçülen geri esnemelerin FEM tahmininde kullanılmıştır. Söz konusu uygulama için PAM-STAMP 2G ticari yazılımından faydalanılmıştır. Bu yazılıma elastiklik modülü ve onun yerine deformasyon düzeyine göre hesaplanmış geri esneme modülü değerlerini tanıtmak suretiyle gerçekleştirilen FEM simülasyonlarında, basıncın boşaltılması ve parça flanşının tel erozyon yöntemi ile kesilmesinin ardından öngörülen geri esnemeler, deney parçasında ölçülen geri esnemeler ile karşılaştırılmıştır. Böylelikle, FEM simülasyonlarının sacın elastiklik modülü yerine, uygulanan deformasyon ile değişimi dikkate alınan geri esneme modülü değerleri girilerek yürütülmesinin, geri esneme tahminlerindeki başarıyı ne düzeyde etkileyebildiği araştırılmıştır. Lineer elastik davranış sergileyen bir malzemede, yükleme sürecindeki elastik bölgede gerilme ile gerinim arasındaki lineer bağıntı, Şekil 2 de de görüldüğü üzere, orantı sınırı olarak anılan noktaya kadar geçerli olmaktadır. Bu noktanın altında gerçekleştirilen yük boşaltmalardaki geri dönüş, yükleme hattı ile çakışmakta; yük tümüyle boşaltıldığında herhangi bir kalıcı veya plastik deformasyon söz konusu olmamaktadır. [7-9, 11, 2, 21] yük boşaltmalarda da kalıcı deformasyon gelişmemekte; bu noktaya kadarki gerinimler tümüyle geri dönmektedir. Kalıcı deformasyon veya plastik gerinimler, elastik sınırın aşılması ile ölçülmektedir. Elastik sınır, orantı sınırından bir miktar daha üstte olmasına karşılık, ikisi arasındaki farkın belirlenmesindeki zorluktan ötürü, pratikte bunlar birbirine eş olarak da kabul edilebilmektedir. [7-9, 11, 2, 21] Orantı sınırının aşılması ile birlikte, gerilme ile gerinim arasındaki lineer bağıntı kaybolmakta; gerilmedeki ufak artışlar ile birlikte gerinimde daha büyük artışlar meydana gelmektedir. Ancak, Şekil 2 de de belirtilmiş olan elastik sınıra kadar yapılan yüklemelerden sonra gerçekleştirilen 2. YÜK BOŞALTMADA ELASTİK OLMAYAN ETKİ ve EFEKTİF MODÜL KAVRAMI Sac malzemenin elastiklik (Young) modülünün geri esneme üzerine etkisinin tek eksenli çekme deneyi ile örneklenmesi mümkündür. Söz konusu deneyde çekme yönünde ortaya çıkan gerilme gerinim bağıntısı Şekil 2 de verilmiştir. Burada numune Q noktasına kadar tek eksenli çekildikten sonra yük boşaltma gerçekleştirilmiş ve numune üzerindeki yük tamamen alınmıştır. [2] Şekil 2. Tek eksenli çekme deneyinde akma sonrasında gerçekleştirilen yük boşaltmada toplam gerinimin elastik ve plastik kısımları [2] Elastik sınırın aşılması ve plastik deformasyon bölgesinde deneyin sürdürülmesi, pekleşmeye ve dayanımda artışa yol açacaktır. Üniform deformasyon bölgesindeki herhangi bir anda, örneğin Şekil 2 deki Q noktasında deney sonlandırılıp numune üzerindeki yük boşaltılırsa, elastik-plastik davranış sergileyen bu malzeme için, Q noktasında ulaşılan toplam

4 gerinimin bir kısmı ortadan kalkacak; diğer bir ifade ile elastik geri dönüş ortaya çıkacaktır. Çekme doğrultusundaki toplam gerinim tε; bunun elastik geri dönüş sergileyen kısmı ise eε olarak belirtilmiştir. Zamanla bağlı olarak bir miktar daha geri dönüş (anelastik etki) gözlenmez; geri dönüş de elastiklik modülünün tanımladığı hatta paralel gerçekleşirse, toplam gerinimin elastik kısmı için eε = σ / E eşitliği geçerlilik taşıyacaktır. Yük boşaltmanın sonrasında numune üzerinde ölçülen gerinim (set), toplam gerinimin plastik kısmını veya plastik gerinim pε değerini ifade etmektedir. Bu durumda, çekme doğrultusundaki toplam gerinim için (2) eşitliği yazılabilir. Anelastik etkiye dayalı olarak, belli bir süre sonra bir miktar daha gerinim geri dönerse, bu miktarın plastik gerinim değerinden düşülerek, toplam gerinimin hesaplanmasında ayrı bir terim halinde kullanılması gerekmektedir. Plastik gerinim pε, bir sonraki şekillendirme kademesi için aynı doğrultudaki ön gerinimi temsil edecektir. (4, 8, 11, 18-2) t ε = p ε + e ε (2) Plastik şekil değiştirmenin başladığı akma noktası, elastik alandaki lineer bağıntıdan sapmanın başladığı orantı sınırı ya da malzemenin elastik davranışının sona erdiği elastik sınır olarak değerlendirilebilir. Ancak, sünek malzemelerde bu iki sınırın belirlenmesi zor olup; söz konusu noktaların gözlenen konumu, gerinim ölçümünde sağlanan doğruluk ve hassasiyet ile ilgili bulunmaktadır. Gerinim ölçümünde artan doğruluk ile orantı sınırının daha düşük düzeylerde belirlenebildiği Şekil 3 te görülmektedir. [7-9, 11, 2] Dieter (1988), malzemede akma ya da plastik deformasyon başlangıcının tanımlanabileceği noktaları, gerinim ölçüm yöntemlerinde sağlanabilecek doğruluğa bağlı olarak, en hassas durumdan en kabaya doğru, aşağıda belirtildiği gibi sıralamak suretiyle konuya açıklık kazandırmıştır. [8] - Gerçek elastik sınır: Çok küçük gerinim değerlerini ifade eden gerçek elastik sınır, 2 x 1 6 düzeyinde tanımlanabilen mikrogerinimlerin ölçümüne dayanmakta ve esas itibariyle birkaç yüz adet dislokasyonun hareketi ile ilgili olmaktadır. - Orantı sınırı ve elastik sınır: Gerilme ile gerinim arasında doğru orantının kaybolduğu anı ifade eden orantı sınırı, grafikte gerilme gerinim bağıntısının lineer karakterden saptığı noktanın ölçülmesi ile belirlenebilmektedir. Bununla birlikte, yükün tamamen boşaltılması ile ölçülebilir nitelikte herhangi bir kalıcı deformasyonun ortaya çıkmadığı, diğer bir ifade ile malzemenin kalıcı deformasyona direnebildiği en üst noktayı ifade eden elastik sınır, gerinim ölçümündeki hassasiyetin düzeyine bağlı olarak saptanabilmektedir. Zira bu hassasiyetin artması, elastik sınırı, mikrogerinimler ile ifade edilen gerçek elastik sınıra kadar çekebilmektedir. Mühendislik uygulamaları için genelde sağlanabilen 1 4 düzeyindeki bir hassasiyet, elastik sınırı, orantı sınırından daha yukarıda göstermektedir. - Standartlaştırılmış akma noktası: Orantı sınırı ve elastik sınırın saptanması, gerinim ölçümünde hassasiyete bağlı ve zor bir işlemi ifade ettiğinden, malzemelerin akma noktası, tekrarlanabilir sonuçlar sağlamak üzere, az miktarda plastik deformasyonun meydana geldiği, standart yöntemlere göre tanımlanan veya belirlenen noktalar ile temsil edilmektedir. Atomlararası etkileşime dayanan ve bu etkileşime göre formülleştirilen elastisitenin temelinde, ikinci ve üçüncü sıradaki elastik sabitlerin kombinasyonundan kaynaklanan bir lineer dışılık esasen mevcut olup; kübik kafes yapısına sahip kristalde tek eksenli çekme için söz konusu etki, Murnaghan tarafından (3) eşitliği ile dikkate alınmıştır. Burada δ, yüksek dereceli terimlere bağlı lineer dışılığı temsil eden parametreyi; σ, eε ve E de sırasıyla, yükleme doğrultusundaki gerilme, elastik gerinim ve elastiklik modülünü ifade etmektedir. [19] e Şekil 3. Tek eksenli çekme deneyinde gerinim ölçümündeki doğruluğun orantı sınırının belirlenmesine etkisi [11] Plastik deformasyonu tanımlayan akma, dislokasyonların geri döndürülemeyen hareketi olarak nitelendirildiğinde, bunun, bir mühendislik malzemesi için standartlarda verilen akma dayanımından çok daha düşük değerlerde meydana geldiği gözlenmiştir [9]. Dolayısıyla, akma noktası için, lineer bağıntıdan sapmayı ifade eden orantı sınırının veya elastik sınırın belirtilmesi daha uygun olmakla birlikte; deneylerdeki gerinim ölçümünde sağlanan doğruluğun ve tekrarlanabilirliğin düşük olması, genel uygulamalarda söz konusu sınırları kullanışsız kılmaktadır [11, 21] ε = σ E σ E + δ 2 (3) Elastisitenin tanımlanmasında ikinci ve üçüncü dereceden terimlerden gelen lineer dışılığın da hesaba katıldığı toplam geri esnemenin, lineer geri esneme miktarını % 3 ten daha az bir oranda aşacağı Wong ve Johnson tarafından yapılan çalışmada bildirilmiştir [4]. Cleveland ve Ghosh (22) tarafından yüksek dayanımlı çelik ve alüminyum alaşımından sac malzemeler ile yapılan çalışmada, elastik geri esnemelerde lineer olmayan etkinin, elastisiteye dair ortaya konmuş bağıntılarda yer alan yüksek dereceli terimlere dayalı lineer dışı etkiden daha fazla

5 olduğu görülmüştür. Lineer olmayan gerilme gerinim bağıntısı ile geri dönüş, Luo ve Ghosh (23) tarafından, alüminyum ile dinlendirilmiş çelik sac üzerinde yapılan deneylerde de gözlenmiştir. Atomlararası bağ büzülmesine dayanan ve uygulamalarda genelde lineer olarak kabul edilen elastik dönüşten önemli düzeylerdeki sapmalar, bu iki çalışmada da dislokasyonlar ile bağdaştırılmış ve elastik olmayan (inelastic) etki şeklinde ifade edilmiştir. Toplam geri esneme gerinimi sbε; lineer esasa göre elastik geri dönüş eε ile temsil edildiğinde, söz konusu çalışmalarda mikroplastik gerinim mpε değerine dair (4) eşitliği verilmiş; plastik gerinimin tümüyle geri dönebilir kısmını belirtilen mikroplastik gerinim, aynı zamanda anelastik etki olarak değerlendirilmiştir. [4, 19] mp ε = sb ε e ε (4) Luo ve Ghosh (23), anelastik gerinimin tamamen zamana veya hıza bağlılık sergilediği şeklindeki bir yaklaşımın esasen visko-elastik etkiyi tanımladığını; dislokasyonlar ile açıklanıp, elastik olmayan etki şeklinde nitelendirilen geri dönebilir mikroplastik gerinimlerin kendine özgü bir hıza bağlılığının bulunabileceğini ve herhangi bir akmaya neden olmayan bu küçük ölçekli gerinimin anelastik olarak değerlendirilebileceğini bildirilmiştir. Ancak, söz konusu çalışmada yürütülen deneylerde, mikroplastik bileşen için büyük ölçekte bir hıza bağlılığın gözlenmediği, diğer bir ifade ile geri dönüş süreçlerinde visko-elastik bileşenden bahsedilemeyeceği ifade edilmiş; makroplastik gerinimlerin hıza bağlılığının daha yüksek olduğu belirtilmiştir. Geri dönüşlerde lineer davranışa uymayan mikroplastisite, yük boşaltmalarda dislokasyonların ters hareketi ya da geriye kavislenmesi (bowback) ve dislokasyon alt yapısının bir unsuru olan hücre duvarlarında meydana gelen çözülmelere dayanarak açıklanmıştır. [19] Dislokasyonların varlığı ve bunların uygulanan zorlama ile hareket etmesi, metalsel malzemelerin kayma dayanımının, ideal (kusursuz) kristal yapısındakinden çok daha düşük değerlerde ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Dislokasyonlar, kristaldeki kaymayı kendi hareketleri ile gerçekleştirmek suretiyle, plastik deformasyonun başlangıcını ifade eden akma noktasını, diğer bir deyişle elastik sınırı daha düşük gerilme düzeylerine çekmede rol oynamaktadır. [7] Plastik deformasyonun dislokasyonların kayması ile ortaya çıktığı bir proseste malzeme davranışı, en genel anlamda, dislokasyonun tipi ve geometrik karakteristikleri, Burgers vektörü, kristaldeki hareketleri ve mobilitesi ile kristalin bunların hareketine karşı gösterdiği direnç, dislokasyonların birbirleriyle, çözelti ya da empürite atomlarıyla, tane sınırı gibi düzlemsel (iki boyutlu) hatalarla, yapıda çökelmiş olan partiküllerle ve sekonder fazlarla etkileşimi, çoğalmaları ve yoğunluklarındaki artış ile karakterize edilebilir. Metalsel malzemelerde dislokasyon yoğunluğunu ifade eden ρ (birim hacimdeki dislokasyon çizgilerinin toplam uzunluğu), başlangıç itibariyle cm / cm3 düzeyinde iken, soğuk deformasyon ile pekleşmiş yapıda cm / cm3 gibi bir düzeye ulaşabilmektedir. [8, 9] Plastik şekillendirmenin erken aşamalarında kayma, ana veya birincil kayma düzlemlerinde meydana gelmekte ve dislokasyonlar eş düzlemsel diziler oluşturmakta iken; ileri aşamalarda çapraz kaymalar ve dislokasyonların çoğalma mekanizmaları çalışmaktadır. Soğuk şekillendirilmiş olan malzemenin yapısında yüksek dislokasyon yoğunluğuna sahip bölgeler veya düğümler (tangles) oluşmakta; bunlar bir süre sonra düğümlenmiş ağ (tangled network) şeklinde gelişmektedir. Böylelikle, soğuk şekillendirilmiş yapının karakteristiği bir hücresel altyapı (cellular substructure) ifade etmekte ve yüksek dislokasyon yoğunluğuna sahip düğümler hücre duvarlarını (cell walls) oluşturmaktadır. [8] Hücre yapısı, genel itibariyle, yaklaşık % 1 luk bir gerinim düzeyinde gözlenmektedir. Gerinim bu düzeye ulaştığında düğümlerden hücre gelişimin başlaması Şekil 4a da şematik olarak örneklenmiştir. Düşük deformasyon düzeylerinde hücre büyüklüğü gerinim ile azalmakta ve bir süre sonra sabit bir büyüklüğe erişmektedir. Bu stabilleşme, gerinim arttıkça dislokasyonların, hücreleri bir taraftan diğer tarafa süpürerek, hücre duvarlarındaki düğümlere katılmasını ifade etmektedir. Hücre duvarlarında yüksek dislokasyon yoğunluğunun söz konusu olduğu % 5 lik bir deformasyon için denge hücre durumu Şekil 4b de örneklenmiştir. Soğuk şekillendirilmiş (pekleşmiş) bir yapının özelliği, malzeme ile beraber, malzemeye uygulanan gerinime, gerinim hızına ve deformasyon sıcaklığına bağlı olmaktadır. Hücre yapısı gelişimi, düşük sıcaklıklarda, yüksek hızlarda ve çapraz kaymanın zor olduğu istif hata enerjisi düşük malzemelerde daha az veya daha düşük etkinlikte gözlenmektedir. [8] Şekil 4. Malzemenin % 1 luk gerinime deforme edilmesi sonucu dislokasyon düğümleri ile hücre oluşumunun başlangıcı (a) ve % 5 lik gerinimde yüksek dislokasyon yoğunluklu hücre duvarları ile denge hücre büyüklüğü (b) [8] Ekstra yumuşak çeliğin oda sıcaklığında yüzde birkaç düzeyinde çekme gerinimi ile deforme edilmiş yapısında, farklı kayma düzlemlerindeki dislokasyonların oluşturduğu düğümler Şekil 5a da örnek olarak verilmiştir. Alüminyum ile dinlendirilmiş derin çekme kalitesindeki bir çelik sacın, tek eksenli çekme zorlaması ile % 3 luk gerinim düzeyine kadar deforme edilmesi sonucu ortaya çıkmış dislokasyon altyapısı ise, deformasyonun artması ile malzeme yapısında

6 gelişen hücrelere dair verilmiş bir örnek olarak Şekil 5b de görülmektedir. [12] Cleveland ve Ghosh (22) tarafından yapılan çalışmada ele alınmış olan yüksek dayanımlı çelik sac malzemenin belli gerinim düzeylerine kadar tek eksenli çekilmesinden sonra, bu noktalardan yapılan yük boşaltmadaki toplam geri esneme gerinimi, Şekil 6 dan da anlaşılabildiği üzere, lineer (elastik) ve lineer olmayan geri dönüş olarak iki kısımda değerlendirilmiştir. Başlangıçtaki yüklemede, söz konusu sacın elastiklik modülü değeri 2 GPa olarak ölçülmüştür. Yük boşaltmaya başlanan noktadan, elastiklik modülünün ifade ettiği eğim değerleri ile çizilen doğrular, lineer elastik gerinim eε değerinin belirlenmesine olanak tanımaktadır. Toplam geri esneme geriniminin lineer olmayan dönüş ile ilgili olan kısmı ise, elastik gerinimin toplam değerden çıkartılması ile elde edilmiştir. [4] Şekil 5. Ekstra yumuşak bir çeliğin oda sıcaklığında yüzde birkaç düzeyindeki gerinime kadar çekme yoluyla deforme edilmiş yapısında gözlenen dislokasyon düğümleri (a) ve alüminyum ile dinlendirilmiş derin çekme kalitesindeki bir çeliğin % 3 luk gerinim düzeyine kadar çekilmesi ile ortaya çıkan hücresel dislokasyon altyapısı (b) [12] Şekil 6. Yaklaşık % 7 lik gerinim düzeyinden yapılan yük boşaltmada yüksek dayanımlı bir çelik sacın sergilediği lineer ve lineer olmayan geri dönüşler [4] Cleveland ve Ghosh (22), yaklaşık % 7 lik gerinimden itibaren gerçekleştirilen yük boşaltmadaki lineer olmayan geri dönüşün, yüksek dayanımlı çelikte lineer elastik esasa göre beklenebilecek geri esneme gerinimini yaklaşık % 19; 622-T4 alüminyum alaşımında ise yaklaşık % 11 oranında aştığını bildirmişlerdir. Yük boşaltma sürecinin tamamında lineer olmayan bir davranışın geçerlilik taşıdığına da dikkat çekmişleridir. Lineer geri dönüş, atomik bağ büzülmesine dayanan elastisitenin bir sonucu olarak; lineer olmayan geri dönüş de mikroplastik gerinim ile açıklanmıştır. Elastik gerinime ilave olan mikroplastik gerinimlerin dislokasyon hareketine dayandığı; elastik olmayan bir etkiyi yansıttığı ve tümüyle geri dönebilir özellik arz ettiği bildirilirken; bunların büyük ölçekli plastisiteden esasen farklı olduğu; yük boşaltma öncesinde deformasyonda oluşan bariyerleri aşamadığı ve yeni dislokasyon ağı veya düğüm birikimi oluşturamadığı hatırlatılmıştır. [4] Cleveland ve Ghosh (22) tarafından yürütülen çalışmada, yük boşaltma süreçlerine yönelik değerlendirmeler, dσ / dε olarak ifade edilen anlık teğet modüllerinin, yük boşaltma esnasında gerilmeye bağlı değişimi ile değerlendirilmiştir. Belli ön gerinim veya gerilme düzeylerinden uygulanan yük boşaltmalarda teğet modülündeki değişimler üç aşama ile

7 karakterize edilmiştir. İlk aşamada teğet modülündeki hızlı düşüş ve lineer olmayan kompliyanstaki hızlı artış, deforme olan malzemede yükün boşaltılmaya başlaması ile birlikte, belli bir yönde hareket eden tüm mobil dislokasyonların anlık olarak ters yönde harekete başlaması ile açıklanmıştır. Başlangıçta kaydedilen bu düşüşün, gerilmenin düzeyini, yığılmaların art gerilmesi ile bariyer dayanımının toplamına eşit olan malzeme iç dayanımına indirgediği belirtilmiştir. Burada, elastik gerinim ile birlikte oluşan ekstra gerinimin, deformasyonda ortaya çıkmış, birbirini karşılıklı olarak iten çok sayıda mobil dislokasyonu bir arada tutamayan kristal kafesin büzülmesi ile gelişmiş olabileceği ifade edilmiştir. Dolayısıyla, ekstra gerinim için itici faktörün, gerilmedeki düşüş şeklinde, elastik geri esneme ile aynı olduğu; ancak, ekstra gerinimin birbirine karşı koyan dislokasyonların ters hareketi ile geliştiği bildirilmiştir. Yük boşaltmanın ikinci aşamasında, teğet modülündeki düşüşün ve kompliyans artışının daha tedrici olduğu gözlenmiştir. Bu aşamada, dislokasyonların, deformasyon sırasında oluşmuş tane ve alt tanelerdeki yığılmalardan serbest kalarak çözülmesinin rol oynadığı düşünülmüştür. Teğet modüllerinin en düşük; lineer olmayan kompliyansın çok daha yüksek değerlerde gözlendiği son aşamada ise, yığılmalardakinin yanında, hücre duvarlarında karşılıklı ikizlenmiş dislokasyonların ve dislokasyon düğümlerinin çözülerek ters yöne hareket ettiği; dolayısıyla, yük boşaltmanın bu son aşamasında, daha fazla sayıda mobil dislokasyon ile daha yüksek mikroplastik gerinim değerlerinin geri esneme gerinimine katkıda bulunduğu ifade edilmiştir. [4] Hull ve Bacon, mikroplastik gerinim için, Burgers vektörü b, mobil dislokasyon yoğunlu ρ (birim hacimdeki mobil dislokasyon çizgilerinin uzunluğu) ve mobil dislokasyonlar arasındaki ortalama mesafeyi ifade eden x değerine bağlı olarak (5) eşitliğini ileri sürmüşlerdir [4]. mp ε = b ρ x (5) Söz konusu eşitlikten de anlaşılacağı üzere, yük boşaltma süreçlerinde gözlendiği gibi, mobil dislokasyon yoğunlunda meydana gelen artış ile geri dönebilen mikroplastik gerinim artmaktadır. Deformasyon ile dislokasyon yoğunluğundaki artışın, yük boşaltmalardaki teğet modülünü düşürdüğü ve mikroplastik gerinimin toplam geri dönüşteki payını daha yüksek kıldığı açıktır. [4, 19] Cleveland ve Ghosh (22), yük boşaltmanın başlatıldığı nokta ile yükün tamamen boşaltıldığı bitiş noktası arasında çizilen hattın eğimini efektif yük boşaltma modülü veya geri esneme modülü olarak nitelendirmiş; artan gerinim ile geri dönüşlerde mikroplastik gerinim katkısının artması nedeniyle, söz konusu efektif modülün düşüş sergilediğini gözlenmişlerdir. [4] Alüminyum ile dinlendirilmiş derin çekme kalitesindeki çelik sac üzerinde Luo ve Ghosh (23) tarafından yapılan çalışmada da benzer sonuçlar gözlenmiştir. Haddeleme yönüne 45 lik doğrultuda uygulanan tek eksenli çekme deneylerinde, çekme doğrultularındaki farklı ön gerinim değerlerinden itibaren yapılan yük boşatmalarda anlık ölçülen teğet modüllerinin, bu süreçlerde gerilme düzeyi ile değişimi Şekil 7a da verilmiştir. Azalan gerilme ile anlık teğet modüllerinde gözlenen düşüşler, yine, lineer kurala uymayan ve elastik olmayan etki bağlamında, mikroplastik gerinimler ile açıklanmıştır. Tümüyle geri dönebilir nitelik arz eden mikroplastik gerinimler, önceki çalışmada olduğu gibi, yük boşaltmanın ilk aşamalarında dislokasyonların geri hareketi veya geriye kavislenmesine, ileri aşamalarında ise hücre duvarlarında meydana gelen kısmi çözülmelere dayandırılmıştır. Söz konusu saca haddeleme yönüne göre, 45 ve 9 lik doğrultularda uygulanmış olan tek eksenli çekme deneylerinde, yük boşaltmaya başlanan gerinimin artması ile beraber, yük boşaltma süreçlerinde anlık olarak ölçülen teğet modüllerinin ortalamasında gözlenen düşükler Şekil 7b de verilmiştir. [19] Alüminyum alaşımında lineerlikten en fazla sapmanın, ön germeden hemen sonra yapılan yüklemelerde gözlendiği; birkaç gün beklendikten sonraki yüklemelerde ise lineer dışı etkinin minimuma indiği Cleveland ve Ghosh (22) tarafından ifade edilmiştir. Bu davranış, dislokasyonların birbirini yok etmesi (annihilation) etkisinin işareti olarak değerlendirilmiş ve geri dönüşteki mikroplastik gerinim faktörünün doğrulandığı bildirilmiştir. [4] Morestin ve Boivin (1996) tarafından yapılan çalışmada, A33 ve C38 çeliklerine tek eksenli çekme zorlaması altında % 1 luk gerinim değerinin üzerinde plastik deformasyon uygulanması ve bu numunelerin iki ila beş gün süreyle bekletilmesinin ardından yapılan deneylerde, geçen süreye bağlı olarak modülde tekrar artışlar gözlenmiştir. Modülde bir toparlanma şeklinde ifade edilen bu durum, arayer çözünmüş karbon atomlarının deformasyon sonrasında dislokasyonların yeni pozisyonlarına yavaş bir şekilde göç ederek, dislokasyonları kilitlemesi ile açıklanmıştır. [16]

8 Şekil 7. Alüminyum ile dinlendirilmiş derin çekme kalitesindeki çelik sacda tek eksenli çekme sonrasında çeşitli gerçek gerinim düzeylerinden yapılan yük boşaltmalarda anlık ölçülen teğet modüllerinin gerilme düzeyi ile (a) ve yük boşaltma süreçlerindeki ortalama teğet modüllerinin gerinim düzeyi ile (b) sergilediği değişimler [19] Statik deneylere göre daha küçük gerilme değerlerinin uygulanması ile elastisite modüllerinin ölçüldüğü dinamik deneylerin de dislokasyonlardan etkilenebildiği, SAE 15 çeliğinin martenzit yapısı üzerinde Kim ve Johnson (27) tarafından yapılan çalışmada belirtilmiştir. Elastik davranışı açısından izotropik olarak değerlendirilebilecek SAE 15 çeliği üzerinde yapılan bu çalışmada, rezonanslı ultrasonik spektroskopi ile ferritik-perlitik ve martenzitik yapılarda gerçekleştirilen ölçümlerden saptanan elastiklik modülü, kayma modülü ve hacim modülü değerleri karşılaştırılmış; martenzitik yapıda ölçülen modüllerin, ferrit-perlit yapıda ölçülenlere göre, sırasıyla % 3.6, % 3.2 ve % 1.2 oranlarında daha düşük değerler sergilediği görülmüştür. Bu durum, martenzitik yapıda kafes içerisinde kalan yüksek orandaki karbonun arayer hacmine etkisi ile bağdaştırılmış; ayrıca, martenzitik yapıdaki yüksek dislokasyon yoğunluğu da düşük modül değerlerinin gözlenmesinde bir faktör olarak belirtilmiştir. Zira dinamik yöntemde uygulanan ultrasonik gerilmenin, dislokasyonların kilitlenme noktaları arasında ters kavislenme (reversible bowing) hareketi sergilemesine neden olduğu; dislokasyonların söz konusu hareketinin de elastisite modüllerinin daha düşük değerler ile ölçülmesinde rol oynadığı bildirilmiştir. Dislokasyonların bu hareketi, hacim gerinimi ile ilgili durumdan kaynaklanmadığı için, ferrit-perlit yapısı ile kıyaslandığında elastisitenin modülleri içerisinde en az düşüşün hacim modülünde gözlenmesinin, yapılan bu yorumu tutarlı kıldığı ifade edilmiştir. [22] Sac malzemenin maruz kaldığı deformasyon düzeyine ve artan dislokasyon yoğunluğuna bağlı olarak, yükleme veya yük boşaltma süreçlerinde gerilme gerinim bağıntılarının, geri dönebilen mikroplastik gerinimlerden ötürü lineerlikten sapmasının; diğer bir ifadeyle, efektif modülün gerinim ile azalmasının, malzemenin fiziksel bir özelliği olan elastiklik (Young) modülünün azalması anlamı taşımadığı açıktır. Bu nedenle, Morestin ve Boivin (1996), Morestin vd. (1996), Li vd. (22) ve Zang vd. (27) tarafından yapılmış olan çalışmalarda kullanılan elastiklik modülünün gerinim ile değişimi ifadesinin, terminoloji açısından uygun bir ifade olmadığı değerlendirilmiştir. Çalışmamızda yürütülen tek eksenli çekme deneylerinde, çekme doğrultusunda seçilmiş olan belli toplam gerinim tεl değerlerinden itibaren yapılan yük boşaltmadaki gerçek gerilme ve gerçek gerinim verileri ile gerçekleştirilen lineer regresyonlardan belirlenen efektif yük boşaltma modülleri, geri esneme modülü Esb olarak nitelenmiştir. Bu çerçevede, numunelerin boyu doğrultusundaki toplam geri esneme gerinimi sbεl değerinin, (6) eşitliğinden yaklaşık bir değerle hesaplanabileceği ve geri esneme modülünün yük boşaltma sürecindeki mikroplastisiteyi önemli oranda yansıtan bir büyüklük olacağı Şekil 8 den görülmektedir. Çalışmamızın bundan sonraki kısmında toplam gerinim, tε yerine yalnızca ε olarak simgelendirilecektir. sb εl = εl p εl = e εl+ mp εl= σ + E mp εl σ (6) E sb Şekil 8. Tek eksenli çekme deneyinde üniform deformasyon bölgesinden yapılan yük boşaltma için efektif modülün (geri esneme modülünün) gösterimi [23]

9 akma noktasında uzaması veya Lüders deformasyonu YPE, çekme dayanımı Rm, maksimum üniform uzama eu, kopma uzaması A ve plastik gerinim oranı r değerleri Tablo 2 de verilmiştir. Üniform deformasyon bölgesinde ortaya çıkan gerçek gerilme gerçek gerinim davranışlarının ifadesi için σ = K εn ve σ = K (c + ε)n bağıntıları araştırılmış; σ = K (c + ε)n modelinin üç doğrultuda da daha iyi korelasyonlar sağladığı görülmüş; c değerleri de gerçek gerilme gerçek gerinim korelasyonunu maksimize edecek şekilde, deneme yoluyla belirlenmiştir. Söz konusu sabit ile birlikte, her iki modele göre dayanım katsayısı K ve pekleşme üssü n değerleri de Tablo 2 de sunulmuştur. [23, 24] 3. DENEYSEL ÇALIŞMA Nominal kalınlık değeri 1.1 mm olarak verilen H 32 LA kalitesindeki çelik sac malzeme üzerinde, tek eksenli çekme deneylerinde dayanan bir çalışma yürütülmüştür. 3.1 Malzeme Çalışmamızda seçilen H 32 LA kalitesindeki sac malzeme, ERDEMİR firması tarafından 7132 kalite numarası ile ve DIN EN Soğuk Şekillendirmeye Uygun Yüksek Akma Dayanımlı Soğuk Haddelenmiş Çelikler standardına göre ve 1.1 mm lik nominal kalınlıkta üretilmiştir. Yaygın olarak mikroalaşımlı çelikler veya HSLA çelikleri sınıfında yer alan bu yüksek dayanımlı düşük alaşımlı (YDDA) çelik kalitesi, kaplamasız soğuk hadde ürünü rulo sac olarak, tavlanmış yapıda temin edilmiştir. Söz konusu malzemenin SPECTROLAB M5 cihazı ile belirlenen kimyasal bileşimi Tablo 1 de verilmiştir. Sıcak presleme yöntemi ile bakalite gömülmüş numunelerin, sırasıyla numaralı zımparalarla, ardından da 6 μm ve 3 μm lik elmas pasta ile parlatma ve Nital 2 çözeltisi ile dağlama sonrasında, ışık mikroskobu ile 2, 5 ve 1 büyütme oranları altında görüntülenen mikroyapısı Şekil 9 da sunulmuştur. Yapılan kimyasal analiz ve mikroyapı incelemelerinden, H 32 LA kalitesindeki çelik sacın ince taneli ferritik bir yapıya sahip olduğu belirlenmiş; söz konusu yapıda çökelmiş partiküller gözlenmiştir. Bu sacın sertlik değeri ise HRB olarak ölçülmüştür. [23, 24] Söz konusu sacın ortalama plastik gerinim oranı (ortalama normal anizotropi faktörü), r = (r + 2 r45 + r9) / 4 eşitliğinden 1.1; düzlemsel anizotropi faktörü ise Δr = (r 2 r45 + r9) / 2 denklemi ile.38 değerlerinde hesaplanmıştır [23, 24]. 3.2 Yöntem Çalışmamızda ele alınan H 32 LA kalitesindeki çelik saca haddeleme yönüne göre, 45 ve 9 lik doğrultularda tek eksenli çekme deneyleri uygulanarak, üç yöndeki elastiklik modülü değerleri ve belli gerinim düzeylerinden itibaren gerçekleştirilen yük boşaltmalardaki geri esneme modülü değerleri ölçülmüştür. Söz konusu deneylerde kullanılan numuneler, ASTM E 111 (1988), ASTM E 8M (1989) ve TS 138 EN 12-1 (1996) standartlarındaki boyutlara göre hazırlanmıştır. Bu boyutlar Şekil 11 de verilmiştir. Deney numuneleri, ebatları 8 mm x 26 mm olan sac plakalardan tel erozyon yöntemi ile işlenerek çıkartılmıştır. Haddeleme yönüne göre, 45 ve 9 lik doğrultularda kesilmiş olan bu plakalar üst üste yerleştirilerek 65 adetlik üç blok haline getirilmiş; bloklar tel erozyon yöntemi ile işlenerek, toplam 195 adet numune elde edilmiştir. [23] İncelenen sacın haddeleme yönüne göre, 45 ve 9 lik doğrultularda ve 8.8 mm/dak lık sabit çekme hızı altında yürütülen tek eksenli çekme deneylerinden belirlenmiş olan gerilme gerinim bağıntıları Şekil 1 da görülmektedir. Bu deneylerle elde edilen üst ve alt akma dayanımı R eh ve ReL, Tablo 1. İncelenen H 32 LA kalitesindeki çelik sacın kimyasal bileşimi [23, 24] C Mn P S Si Al Cu Ti Nb % Ağırlık Cr V Mo Ni Co Pb Sn Sb W Fe Kalan % Ağırlık

10 Şekil 9. İncelenen H 32 LA kalitesindeki çelik sacın ışık mikroskobu ile 2, 5 ve 1 kat büyütme altındaki mikroyapı görüntüleri [23, 24] 55 9 Gerçek Eğriler Çekme Yönündeki Gerilme [MPa] 5 45 Paralel - Nominal Diyagonal - Nominal Dik - Nominal 45 Nominal Eğriler (Mühendislik Eğrileri) 4 Paralel - Gerçek 35 Diyagonal - Gerçek 3 Dik - Gerçek Sac Malzeme: H 32 LA (1.1 mm) Çekme Yönündeki Gerinim Şekil 1. Tek eksenli çekme deneylerinden çekme doğrultularında belirlenen nominal gerilme nominal gerinim bağıntıları ve üniform deformasyon bölgesinde hesaplanan gerçek gerilme gerçek gerinim eğrileri [23, 24] Tablo 2. İncelenen H 32 LA kalitesindeki çelik sacın haddeleme yönüne, 45 ve 9 lik doğrultulardaki tek eksenli çekme deneylerinden belirlenen mekanik özellikleri [23, 24] θ ReH [MPa] ReL [MPa] YPE [%] Rm [MPa] eu [%] A5 mm % 34. % 37.5 % 33.1 c r σ = Kεn θ 45 9 n K [MPa] σ = K (c + ε) n n K [MPa] Şekil 11. Tek eksenli çekme deney numunesi ve boyutları [23] Tel erozyon ile işleme yönteminin, deney numunelerinin boyutsal hassasiyeti ve yüzey kalitesi bakımından, talaşlı işleme, lazerle ve kalıpta kesme gibi yöntemlere göre daha avantajlı olduğu açıktır. Ayrıca, lazer tekniğinde ısıl etki; kalıpta kesmede ise numune kenarlarında pekleşmeye yol açan mekanik etki söz konusu iken; tel erozyon ile işlemede bu etkiler gözlenmemektedir. Tel erozyon ile kesim işlemi sonrasında, numune yüzeylerinde bulunabilecek muhtemel oksit tabakası, ölçme uzunluğu işaretlemeleri ve kesit alanı ölçümlerinden önce, 1 numaralı zımpara kağıdı ile hafif bir işlem uygulanarak temizlenmiştir. Bu işlemin, işleme sürecinden kaynaklanan kalıntı gerilmelerin azaltılmasına ya da giderilmesine yardımcı olacağı; aynı zamanda, kesim yüzeylerindeki mikroçatlakların oluşturacağı çentik etkisini gidermede fayda sağlayacağı düşünülmüştür. [23] Tek eksenli çekme deneyleri, ERKALIP firmasının 1 kn kapasiteli INSTRON 5582 elektromekanik üniversal deney makinası ve aparatları ile birlikte (Şekil 12), Bluehill deney yazılımı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. [23]

11 Deneylerde yük değerlerinin ölçümü için ±1 kn kapasiteli yük hücresinden faydalanılmıştır. Numunelerin genişlik ve kalınlıkları, hassasiyeti 1/1 mm olan -25 mm lik dijital mikrometre ile beş noktadan ölçülmüş; gerilme değerlerinin hesaplanmasında bunların ortalaması kullanılmıştır. [23] Şekil 12. Tek eksenli çekme deneylerinde kullanılan 1 kn kapasiteli INSTRON 5582 elektromekanik üniversal deney makinası ve aparatları ile üzerine enine ve boyuna ölçüm uzunlukları işaretlenmiş bir deney numunesi [23] Deneylerde sacdaki deformasyonun ölçümü ise, iki eksenli özelliğe sahip olan INSTRON AVE gelişmiş veya ileri video ekstensometre (Advanced Video Extensometer) ile gerçekleştirilmiştir. Maksimum görüş alanı 2 mm olan bu sistemle ölçüm yapılabilmesi için, numunelerin yüzeyine beyaz renkli özel bir kalem ve şablon ile yaklaşık 4 mm lik çapta dairesel noktalar işaretlenmiştir. Numunelerin boyu doğrultusunda işaretlenen noktalar arasındaki mesafe, ilk ölçüm uzunluğunu temsil eden L değerini sunmaktadır. Deney esnasında ekstensometre bu noktalara odaklanıp, söz konusu aralıkta ortaya çıkan deformasyonu 1/1 mm lik bir çözünürlük ile ölçebilmektedir. [23]

12 Çalışmamızda, sacın haddelenme yönüne paralel doğrultu x ekseni olarak, sac düzleminde buna dik ve rulo enine olan doğrultu y ekseni; sacın kalınlık doğrultusu ise z ekseni olarak seçilmiştir. Sac düzleminde x ekseni ile saat yönünde θ açısında uzanan bir doğrultu ise x'(θ) olarak anılmıştır. Haddeleme yönüne göre, 45 ve 9 lik doğrultularda uygulanan tek eksenli çekme deneylerinde, Lüders bölgesi aşıldıktan sonra, üniform deformasyon bölgesi dahilinde seçilen gerinim düzeylerinde yük boşaltma işlemi yapılmış; numunelerin ölçülmesinin ardından (5-1 dakikalık bir süre içinde) tekrar yüklemeye geçilmiş ve seçilen diğer gerinime ulaşılınca tekrar yük boşaltma işlemi gerçekleştirilmiştir. Başlangıç yüklemesinden sonra, çekme yönündeki farklı gerinimlerdeki yük boşaltmaları gösteren deney prosedürü, haddeleme yönüne lik doğrultudaki bir deney grubu için Şekil 13 te örneklenmiştir. Söz konusu deneyler, başlangıç yüklemesinin yanısıra, seçilen her bir gerinim düzeyindeki yük boşaltmalar için beş ila dokuz kere tekrarlanmıştır. Tek eksenli çekme deneylerindeki elastik bölge ile ilgili olan başlangıç yüklemeleri 8. MPa/s lik gerilme artım hızı ile gerçekleştirilmiştir. Kullanılan Bluehill deney yazılımının sunduğu bir kontrol seçeneğinden faydalanmak suretiyle, söz konusu gerilme artım hızına karşılık gelen çene hızı, plastik bölge dahilinde sabit tutulmuştur. Bu hız değerinin ise yaklaşık.55 mm/dak düzeyinde olduğu görülmüştür. Yük boşaltma işlemleri için histerezis kontrol seçeneğinden faydalanılmış ve bu süreçler için 8. MPa/s lik gerilme hızı uygun görülmüştür. Tüm deneylerdeki veri toplama hızı ise 125 veri/s olarak seçilmiştir. [23] Yükleme süreçlerindeki modül değerleri, elastiklik (Young) modülü belirleme seçeneği ile Bluehill deney yazılımına hesaplatılmıştır. En küçük kareler yöntemine dayalı standart bir lineer regresyon tekniğinden faydalanan yazılım, eğriyi otomatik olarak taramakta; elastik bölgenin başlangıcı ve sonunda lineer olmayan kısımların sınırını tespit edip, söz konusu sınırların arasındaki bölgede oluşturduğu doğrunun eğimini elastiklik modülü değeri olarak sunmaktadır. Yük boşaltma aşamasındaki geri esneme modülü değerleri ise, geri dönüş sürecindeki gerçek gerilme ve gerçek gerinim verileri Excel programına aktarılarak, gerçekleştirilen lineer regresyonlardan hesaplanmıştır. [23] 3.3 Deneysel Çalışmanın Sonuçları Tekrar edilen tek eksenli çekme deneylerindeki ölçümlerin ortalaması itibariyle, incelenen H 32 LA kalitesindeki çelik sacın haddelenme yönüne, 45 ve 9 lik doğrultulardaki başlangıç yüklemelerinde saptanmış olan elastiklik modülü değerleri Şekil 14 te karşılaştırılmış; elastiklik modülünün sac düzlemindeki ortalama değeri ise, E = (E + 2 E45 + E9) / 4 esasına göre 2155 MPa olarak hesaplanmıştır [23]. Başlangıç yüklemelerinde, üç yönde ölçülen ve malzemenin elastiklik modülü olarak ifade edilen söz konusu değerler, Choi ve Chin (26) tarafından yapılan çalışmada, düşük karbonlu ve yüksek dayanımlı çelikler için bildirilen tekstür çerçevesinde, elastik kendi içinde tutarlı modelde Poisson oranı υ =.3 alınmak suretiyle öngörülmüş elastik modülü değerleri ile yine Şekil 14 te karşılaştırılmıştır [23]. Anılan çalışmada, soğuk haddeleme sonrasında tavlanmış yapıda bulunan düşük karbonlu ve yüksek dayanımlı çelik saclarda, {1} <11> ve {112} <11> bileşenlerinin ifade ettiği α-lif yönlenmesinin ve {111} <11> ve {111} <112> bileşenlerince tanımlanan γ-lif yönlenmesinin tipik olduğu, deneysel gözlemlere dayanılarak bildirilmiştir. Lanse edilen elastik kendi içinde tutarlı model, tanelerin, ortalama elastik özellikleri taşıyan bir homojen eşdeğer ortama gömülü olduğunu varsaymakta; bu varsayım da tanenin çevresinde oluşan tepkinin, ortamın ortalama modülü sayesinde ve tanenin gerçek komşularındakinden bağımsız olarak, yeterli düzeyde tanımlanabilmesini açıklamaktadır: Küresel veya elipsoit taneler için, tanenin alanı içindeki gerilme ve gerinim üniform olup; bunlar, sınırdaki gerilme ve gerinim ile lineer bağıntılı durumda bulunmaktadır. Söz konusu modelin, bükme deneylerinde ölçülen geri esnemelere çok yakın tahminler sunduğu, Choi ve Chin (26) tarafından yapılan çalışma incelendiğinde görülebilecektir. [14] Sac Malzeme: H 32 LA (1.1 mm) x Doğrultusunda Yükleme Sonrası Yük Boşaltmaları (θ = ) 55 5 Çekme-Yük Boşaltma Yönündeki Gerçek Gerilme, σ x [MPa] Çekme-Yük Boşaltma Yönündeki Gerçek Gerinim, εx.15.18

13 Şekil 13. Haddeleme yönüne paralel ( lik) doğrultuda üniform deformasyon bölgesi dahilinde yükleme ve yük boşaltma tarzında tek eksenli çekme deneylerinin uygulandığı bir grupta başlangıç yüklemesi ve yük boşaltma süreçlerindeki gerçek gerilme gerçek gerinim bağıntıları [23] Sac Malzeme: H 32 LA (1.1 mm) Paralel 245 Elastiklik Modülü, E [MPa] 23 Diyagonal Dik Şekil 14. Haddeleme yönüne, 45 ve 9 lik doğrultularda uygulanan tek eksenli çekme deneylerinin başlangıç yüklemesinde ölçülen elastiklik modülü değerleri ile bunların sac düzleminde hesaplanan ortalaması ve demirin α-lif ve γ-lif yönlenmeleri için elastik kendi içinde tutarlı modele göre hesaplanmış olan elastiklik modülü değerleri ile karşılaştırılması [23] Ele alınan H 32 LA kalitesindeki yüksek dayanımlı düşük alaşımlı çelik sac malzemeye uygulanan tek eksenli çekme deneylerinin sonuçları ile Choi ve Chin (26) tarafından hesaplanan değerlere dair Şekil 14 te yer alan karşılaştırma, başlangıç yüklemesinde deney yazılımının sunmuş olduğu elastiklik modüllerinin haddeleme yönüne lik doğrultuda {1} <11> tekstürü için; 45 ve 9 lik doğrultularda ise {112} <11> tekstürü için hesaplanan elastiklik modüllerine yakınlığı dikkat çekmektedir. Yapılan bu karşılaştırmaya dayanarak, H 32 LA kalitesindeki çelik sacda, söz konusu bileşenlerin tanımladığı α-lif yönlenmesinin baskın olduğu tahmin edilmiştir. Ancak, incelenen çelik sac malzemede ölçülen modüllerin sac düzlemindeki ortalamasına en yakın değer, α-lifi yanında, {111} <11> ve {111} <112> tekstür bileşenleri ile verilen γ-lif yönlenmesine dair değerlerin de ortalamaya katılması suretiyle elde edilmiştir. Dolayısıyla, eldeki veriler çerçevesinde, bu malzemedeki kristalografik yönlenmeye dair γ-lifinin de söz konusu olduğu ve dikkate alınması gerektiği düşünülmüştür. [23] Haddeleme yönüne göre, 45 ve 9 lik doğrultulardaki tek eksenli çekme deneylerinde, çekme doğrultularındaki üç farklı gerçek toplam gerinimden yapılan yük boşaltmalarda belirlenen geri esneme modülleri ile birlikte; bunların sac düzleminde E sb = (E + 2 E45 + E9) / 4 esasına göre hesaplanan ortalamaları Şekil 15 te görülmektedir. Söz konusu efektif modüller, gerinim ile üç yönde de düşüş kaydetmiştir. [23]

14 Sac Malzeme: H 32 LA (1.1 mm) 25 Paralel Dik Diyagonal Geri Esneme Modülü, E sb [MPa] Çekme Doğrultusundaki Gerçek Toplam Gerinim; εx, εx'(45), εy Şekil 15. Haddeleme yönüne, 45 ve 9 lik doğrultularda uygulanan tek eksenli çekme deneylerinde çekme doğrultularındaki üç farklı gerinim düzeyinden yapılan yük boşaltmalarda belirlenen geri esneme modülü değerleri ve sac düzlemindeki ortalamaları [23] Geri esneme modüllerinin gerinim ile düşüş sergilemesi, Cleveland ve Ghosh (22) ile Luo ve Ghosh (23) tarafından yapılmış çalışmalarda da ifade edildiği üzere, uygulanan deformasyon ile dislokasyon yoğunluğunun ve geri dönüşleri lineerlikten saptıran mikroplastik gerinimin artması ile bağdaştırılmıştır. Geri esneme modülüne dair saptanan söz konusu eğilim, Morestin ve Boivin (1996), Morestin vd. (1996), Li vd. (22) ve Zang vd. (27) tarafından yapılan çalışmada belirtilmiş olan eğilimlere de benzerlik arz etmektedir. [23] Deneylerde yükleme, üniform deformasyon bölgesinde yük boşaltma ve tekrar yükleme şeklinde uygulanan çevrimlerin adımları arasında, numunelerde kesit alanının ölçülmesi ve ölçüm uzunluğunun video ekstensometre ile manüel olarak saptanması amacıyla, 5 ile 1 dakika arasında duraksamalar yaşanmıştır. Bu sürede, arayer karbon ve azot atomlarının dislokasyonlara göç ederek, modül değerlerine herhangi bir toparlanma etkisi oluşturmadığı, Morestin ve Boivin (1996) tarafından yapılmış çalışmada bildirilen sürelere dayanarak tahmin edilmiştir. [23] Ele alınan H 32 LA kalitesindeki çelik sac malzemeye üç doğrultuda uygulanan tek eksenli çekme deneylerinde, geri esneme modülü Esb değerleri ile çekme doğrultusundaki gerçek toplam gerinim εl değerleri arasındaki değişimler, Esb = B (ε + c)k tipi bağıntıların çerçevesinde belirlenmiştir. Gerinim ile modüldeki en fazla düşüş, haddeleme yönüne dik doğrultuda gözlenmiştir. Geri dönebilen mikroplastik gerinimlerin yanısıra, uygulanan deformasyonla yapıdaki mikroçatlakların büyümesi ve sac malzemenin rijitliğinde ortaya çıkan zayıflamanın, gevrek bir malzemedeki kadar olmasa bile, özellikle haddeleme yönüne 9 lik doğrultu için belli oranda yansıdığı düşünülmektedir. [23] Tek eksenli deneylerde, çekme doğrultularındaki gerinimle geri esneme modülünün değişimine dair saptanan sonuçları, gerilmenin çoğunlukla iki eksenli olduğu sac şekillendirme işlemlerine uygulayabilmek için, Erhuy (28a) tarafından yapılmış çalışmada, malzemeye uygulanan deformasyonun miktarını efektif gerinime benzer şekilde temsil edecek bir deformasyon parametresi φ tanımlanmıştır. Bu çalışmada, modülün tek eksenli çekme deneylerinde çekme yönündeki toplam gerinim ile değişiminden, birim malzeme hacmi için elastik-plastik şekil değiştirme işine göre tanımlanmış epφ değerleri ile değişimi belirlenerek kullanılmıştır. [23] 4. UYGULAMA Çalışmamızda, FEM simülasyonları ile yapılan geri esneme tahminlerine, elastiklik modülü yerine, efektif nitelikte tanımlanmış geri esneme modülünün kullanılmasının ne düzeyde etki edebildiğinin inceleneceği sac şekillendirme uygulaması olarak, viskoz basınç ile şişirme (VPB) deneyi seçilmiştir. Bu deney, esasen, hidrolik şişirme deneyinin bir benzeri veya alternatifidir. Tek eksenli çekme deneyi, sac malzemelerin pekleşme davranışının belirlenmesi ve söz konusu davranışa dair bağıntıların ortaya konması amacıyla başvurulan en yaygın yöntem durumundadır. Ancak, sac şekillendirme işlemlerinde gerilme halinin çoğunlukla iki eksenlilik arz etmesi sebebiyle, sac malzeme davranışının belirlenmesinde de iki eksenli gerilme halinin ortaya çıktığı deneylerden yararlanılmasının daha uygun olabileceği ve yapılan analizlerde gerçeğe daha yakın sonuçların elde edilebileceği, birçok araştırmacı tarafından değerlendirilmiş ve yayınlarda bildirilmiştir. [24] Sac şişirme deneyinde, flanşı kalıp ve bastırıcı tarafından, bir kilitleme halkasından da faydalanılmak suretiyle tutulan sacın, kalıbın dairesel boşluğuna denk gelen orta kısmı, pompalanan bir akışkanın oluşturduğu hidrolik basınç ile kubbe formunda şişmektedir. Şişen sacın tepe noktasında, Şekil 16 da açıklandığı gibi dengelenmiş iki eksenli çekme hali ortaya çıkmakta; sac ile akışkan arasındaki sürtünme, metal-metal sürtünmesine göre ihmal edilebilecek düzeyde (µ ) olduğundan, yırtılma, Şekil 17 de de görüldüğü gibi kubbe formlu parçanın tepe noktasında veya buraya yakın bölgede meydana gelmektedir. Majör ve minör gerinimlerin

15 pozitif olduğu şekillendirme sınır diyagramlarının sağındaki çekme-çekme bölgesinde, her iki eksende de dengelenmiş gerilmenin söz konusu olduğu durum için sınır gerinim değerlerine bu deney ile ulaşılabilmektedir [15, 25-27]. Dengelenmiş iki eksenli çekme hali, hidrostatik çekme ve tek eksenli basma şeklinde etki eden iki gerilme sisteminin toplamı olarak değerlendirilebilmektedir (Şekil 16). Akma üzerine hidrostatik gerilmenin etkide bulunmadığı dikkate alınırsa, dengelenmiş iki eksenli çekme deneyinin sunduğu akma eğrisi, sacın kalınlığı doğrultusunda uygulanabilecek bir tek eksenli basma deneyinden elde edilen akma eğrisine özdeş olacaktır. [15, 25] Şekil 16. Hidrolik şişirme deneyinin şematik esası ve dengelenmiş iki eksenli gerilme halinin hidrostatik çekme ve tek eksenli basma olarak ayrıştırılması [25] Şekil 17. Kubbe formunda şişirilip tepe noktasına yakın bir bölgeden yırtılmış deney parçası [23, 24] Sonuçları sürtünme gibi faktörlerden etkilenen benzeşim deneyleri kategorisinde yer almayan hidrolik sac şişirme deneyi, tek eksenli çekme deneyi gibi, malzemeye yönelik temel deneylerden biri olarak değerlendirilmektedir [25]. Kubbe formlu geometrinin, bir metal stampa ile çökertme uygulanarak da oluşturulabilmesi mümkün iken; şişirme deneyinde şişirici ortamla sac metal arasındaki sürtünme, metal-metal sürtünmesine göre ihmal edilebilecek düzeyde olduğundan, söz konusu deney ile eş iki eksenli çekme altında daha yüksek gerinim değerlerine ulaşılabilmektedir. Şişirme deneyinin tek eksenli çekme deneyine göre avantajı esasen bu noktada belirmektedir. Sac şişirme deneyinde, tek eksenli çekme deneyinde ortaya çıkan maksimum üniform gerinimin iki katına ulaşabilen gerinimlerdeki pekleşme davranışı modellenebilmekte; tek eksenli çekme verilerine uygulandığı gibi, gerilme gerinim eğrisi için herhangi bir ekstrapolasyona gerek kalmamaktadır. Ayrıca, özellikle anizotropik saclarda, plastik anizotropiye karşı duyarlılık sergileyen iki eksenli deformasyon davranışının tek eksenli çekme deneyi ile tahmin edilmesi yerine, şişirme deneyi ile belirlenmesinin daha uygun bulunduğu; plastik akışa dair tek eksenli çekme ve düzlem gerinim deneylerinden ortaya konan teorilerin doğrulanmasında da şişirme deneyine sıkça başvurulduğu literatürde belirtilmiştir [25, 28-32]. Hidrolik sac şişirme deneyine bir alternatif olacak şekilde, ERC/NSM (Engineering Research Center for Net Shape Manufacturing) tarafından viskoz basınç ile şişirme (VPB, Viscous Pressure Bulge) deneyi geliştirilmiştir. Bu sistemde sac, hidrolik şişirme deneyindeki gibi pompalanan akışkan yerine; sabit stampa, sac ve bastırıcı arasındaki bir viskoz ortamda, pres başlığı veya üst tablanın hareketi ile sağlanan basınç sayesinde şişirilmektedir. Anılan birimde kullanılan düzenekteki kalıbın iç çapının 15.7 mm; profil yarıçapının ise 6.35 mm olduğu, Gutscher vd. (24) tarafından yapılan çalışmadan anlaşılmaktadır. [32] Çalışmamızda, 1.1 mm lik nominal kalınlık değerine sahip H 32 LA kalitesindeki çelik saca uygulanacak VPB deneyi için, kalıp iç çapı 275 mm; profil yarıçapı 25 mm olan ve ERKALIP firmasında hazırlanan daha büyük bir düzenek kullanılmıştır. Şematik çalışma prensibi Şekil 18 de görülen bu düzeneğin ana elemanları, sabit stampa, stampanın monte edildiği ve üzerinde tij delikleri bulunan tabla, tijler, alt ve üst taşıyıcılar, stampayı yataklayan burç, sızdırmazlık elemanları (o-ringler), üst gruba bağlanmış kalıp, kalıbın üzerine monte edilmiş kilitleme halkası ile alt grupta yer alan ve üzerinde kilitleme kanalının bulunduğu bastırıcı (pot çemberi) ve alt taşıyıcıya yerleştirilmiş kılavuzlama pimleri olarak ifade edilebilir. Söz konusu deneyde, viskoz ortam olarak gres yağı kullanılmıştır. [23, 24] Hazırlanan VPB deney düzeneğinde kalıbın, bastırıcının ve kilitleme halkasının boyutları Şekil 19 da verilmiştir. Söz konusu düzenek, klasik sac şişirme deneylerinde kullanılan düzenekten daha büyük boyutlarda seçilerek, daha yüksek değerlerde geri esnemelerin oluşması sağlanıp, ölçümlerin daha kolay gerçekleştirilebilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca, Horta vd. (197), iç çapı küçük olan kalıpta daha yüksek gerilme değerlerinin gözlendiğini belirtmiştir. Söz konusu çalışmada, Bramley ve Mellor tarafından gerçekleştirilmiş deneylerin sonuçlarına atfen, basınçtan kaynaklanan normal gerilme ve bükme gerilmelerinin ihmal edildiği analizlere dikkat çekilmek suretiyle, sac şişirme deneylerinde büyük çaplı kalıpların kullanılmasının daha avantajlı olduğu; elde edilen sonuçların daha güvenilir bulunduğu bildirilmiştir. Çalışmamızda sözü geçen 275 mm lik iç çap değerine sahip kalıpta, 1.1 mm lik nominal kalınlıktaki H 32 LA çelik sac malzeme üzerinde yürütülmüş şişirme deneylerinden saptanan akma gerilmesi eğrisi, Erhuy (28a-b) tarafından yapılmış çalışmalarda sunulmuştur. Uygulanan VPB deneyinde sacı şişirecek gres, alt tablaya bağlanan ve sabit durumda bulunan stampanın üzerindeki hazneye doldurulmakta; çapı 465 mm olarak seçilen dairsel sac taslak, alt gruptaki bastırıcının üzerine oturtulmaktadır. Kullanılan 12 tonluk HİDROMODE hidrolik presinin üst

16 tablasının deney esnasında aşağı doğru hareketi ile birlikte alt ve üst grup kapanmakta; bunlar, sabit durumda bulunan stampanın çevresinde yataklanmış şekilde, beraberce aşağı inmektedir. Sac ile stampa ve bastırıcı yüzeyleri arasındaki gres ortamında oluşan basınç, dairesel kalıp boşluğuna denk gelen sacın orta kısmını serbest biçimde ve kubbe formunda şişirmektedir. Bu işlem esnasında, üst gruptaki kalıp ve alt gruptaki bastırıcının arasında kalan flanşın kalıba akışını frenlenmek için, dikdörtgen kesitli bir kilitleme halkasından faydalanılmıştır. Deney süresince kilitleme kuvveti, presin tabanındaki dört hidrolik yastıktan biri ile temin edilmiş ve sekiz adet tij ile alt grubun tabanından etki ettirilmiştir. Yaklaşık olarak 15 ton düzeyindeki bir bastırıcı kuvveti, flanşı kilitleyip, kalıp boşluğuna akışını engellemeye yeterli olmuştur. Kullanılan deney düzeneği ve bağlandığı hidrolik pres Şekil 2 de görülmektedir. [23, 24] Şekil 18. Viskoz basınç ile sac şişirme deneyinde kullanılan düzeneğin ana elemanları [23, 24] Şekil 19. Hazırlanan viskoz basınç ile sac şişirme deney düzeneğinin elemanlarından kalıp (a) ve bastırıcı (b) ile bunların üzerinde yer alan sac kilitleme sisteminin boyutları [23, 24]

17 Şekil 2. Viskoz basınç ile sac şişirme deneyinin yürütüldüğü düzenek [23, 24] Uygulanan viskoz basınç ile şişirme deneyinde anlık şişme yüksekleri, 1 mm lik kursa sahip olan OPKON LPT 1 lineer cetvel ile gerçekleştirilmiştir. Viskoz ortam olarak kullanılan gres yağında ortaya çıkan basıncın anlık ölçümü için ise, 1 bar değerinde ölçüm kapasitesine sahip olan PCB152B41FB basınç sensöründen faydalanılmıştır. Bu deneylerde ölçülen basınç ve yükseklik verileri, ticari adı NATIONAL INSTRUMENTS NI USB Channel 16-Bit Analog Input Modul olarak geçen veri toplama kartı ile bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Deneylerde pres üst tablasının şişme yüksekliğine göre kontrol edilmesi amacıyla, E3TAM firması tarafından bir elektriksel kontrol sistemi ile birlikte, LABVIEW programı tabanında çalışan bir yazılım hazırlanmıştır. Bu sistem sayesinde, yazılıma tanıtılan şişme yüksekliği değerine ulaşılınca üst tabla otomatik olarak durdurulabilmiştir. Böylelikle deney, arzu edilen şişme yüksekliği değerine kadar sürdürülürken; sacın yırtılmasına az bir mesafe kala tabla hareketi durdurularak, basınç ile çatlaktan fışkıracak gresin cetvele zarar vermesi 9 Ele alınan çelik sac, viskoz basınç altında mm lik yüksekliğe kadar şişirilmiş; basınç altında söz konusu olan bu yükseklik hd-up olarak anılmıştır. Basınç boşaltıldıktan sonra, ortaya çıkan geri esneme ile parça duvarlarının belli oranda açılarak; parçanın yüksekliğinin hd-ab = mm değerine düştüğü saptanmıştır. Kubbe formlu sac parçanın flanşı, tel erozyon yönteminden faydalanarak, merkezden 165 mm lik bir yarıçap ile kesilmiştir. Kesim işlemi sonrası parça duvarları bir miktar kapanarak, parça yüksekliğinin hd-at = mm değerine arttığı görülmüştür. Parçadaki yükseklik ölçümleri için DEA koordinat ölçme cihazından faydalanılmıştır (Şekil 22) Sac Malzeme: H 32 LA (1.1 mm) Sac Malzeme: H 32 LA (1.1 mm) Ortalam a k alınlık ; t -m = 1.19 m m Ortalam a kalınlık; t-m = 1.19 m m Sac Malzeme: H 32 LA (1.1 mm) Ortalam a k alınlık; t-m = 1.19 m m Basınç, p [MPa] 7 Basınç, p [MPa] Şişme Yüksekliği, hd-up [mm] engellenmiştir. Pres üst tablasının iniş hızı ise mümkün olan en düşük düzeyde (yaklaşık 8 mm/s) tutulmuştur. Çelik sacın yırtılmasına çok az kala sonlandırılmış üç deneyden elde edilen şişme yüksekliği zaman, basınç zaman ve basınç şişme yüksekliği profillerinin ortalaması (ortalama kalınlık t-m = 1.13 mm) Şekil 21 de verilmiştir. [23, 24] Zaman, t [s] (a) 3 Zaman, t [s] (b) Şişme Yüksekliği, hd-up [mm] (c) Şekil 21. Viskoz basınç ile şişirme deneylerinden belirlenmiş ortalama şişme yüksekliği zaman (a), basınç zaman (b) ve basınç şişme yüksekliği (c) profilleri [23, 24] Şekil 22. Viskoz basınç ile şişirilmiş bir deney parçasında flanş kesiminden önceki (a) ve flanşın kesilmesinden sonraki (b) yüksekliklerin koordinat ölçme cihazı ile ölçümü Kubbe formunda şişen parçanın merkez tepe noktasında GEIT ultrasonik kalınlık ölçüm cihazı ile yapılan ölçümler sonucunda, bu noktada, kalınlık (z) doğrultusundaki gerçek gerinim değerinin.24 olduğu belirlenmiştir. Şişirilen sac parçada ölçümlerin tamamlanmasının ardından simülasyon çalışmasına geçilmiştir. Nominal kalınlık değeri 1.1 mm olarak seçilen H 32 LA kalitesindeki çelik saca uygulanan şişirme deneyinin FEM işlem simülasyonları için PAM-STAMP 2G yazılımından faydalanılmıştır.

18 Simülasyonlarda, sac malzemenin pekleşme karakteristiğini tanımlamak üzere, haddeleme yönüne paralel doğrultudaki tek eksenli çekme deneyinden belirlenen ve eğri denklemi için matematiksel parametreleri Tablo 2 de sunulmuş olan gerçek gerilme gerçek gerinim verileri kullanılmıştır. Çelik sacın yoğunluğu ρ = 7.82 g / cm3 olarak; Poisson oranı ise υ =.3 olarak girilmiştir. Sac kalınlığı ise, deney öncesi dairesel taslağın merkezinde ölçülen 1.14 mm değeri ile yazılıma tanıtılmıştır. Sacın plastik anizotropisinin tanıtılmasında Hill-1948 akma kriteri seçilmiş; üç yöndeki plastik gerinim oranı r, r45 ve r9, Tablo 2 de verilen değerlerle girilmiştir. Sac ile kalıp ve bastırıcı yüzeyleri arasında geçerli olmak üzere, Coulomb sürtünme katsayısı μ =.12 olarak tanımlanmıştır. Bastırıcı kuvveti ise, deneydeki değeri ile 15 kn olarak girilmiştir. Çapı 465 mm olan dairesel formdaki sac taslak, haddeleme yönü x eksenine gelecek şekilde yerleştirilmiştir. Analizler, dörtgen formda elastik-plastik kabuk (shell) elemanlar ile yürütülmüştür. Taslak üzerinde başlangıçta oluşturulan ve deformasyon ile ortaya çıkan ağ (mesh) yapısı Şekil 23 te görülmektedir. Bu yapı, deney parçalarının merkezine bir düğüm noktası (node) denk gelecek şekilde tasarlanmıştır. Tepe noktasındaki gerilme ve gerinimlerin belirlenmesinde, bu düğüm noktasını meydana getiren ve birbirine komşu olan dört eleman için hesaplanan değerlerin ortalaması esas alınmıştır. Çözümlerde explicit yöntem tercih edilmiş ve mesh refinement seçeneğinden faydalanılmıştır. İncelme dördüncü seviyeye kadar ulaşmıştır. Yapılan ilk simülasyonda sacın elastiklik modülü olarak, yazılıma, üç yöndeki tek eksenli çekme deneylerinin ilk yüklemesinde ölçülen modüllerin ortalaması durumundaki GPa değeri tanıtılmıştır. Burada sac parça, uygulanan deneydeki yüksekliğe (hd-up = mm) kadar şişirilmiş; sonrasında da basıncın boşaltılması ve flanşın 165 mm lik yarıçapta kesilmesinin ardından parçada ortaya çıkan geri esnemeler (yükseklik değişimleri) araştırılmıştır. Simülasyondaki adımlar, taslağın kilitlenmesi (clamping), basınç altında şişirme (bulging-up), basıncın boşaltılması sonrasında (AB) geri esneme ve flanş kesimi sonrası (AT) geri esneme olarak ifade edilebilir (Şekil 24). Şekil 23. Şişirme deneyinin simülasyonu için dairesel sac taslağın üzerinde başlangıçta oluşturulan dörtgen ağ (mesh) yapısı ve şişirme sonucu parça yüksekliği mm değerine ulaştığı anda ağda gözlenen durum (PAM-STAMP 2G)

19 Şekil 24. Şişirme işleminin simülasyonunda sac taslağın kilitlenmesi aşaması (a) ile basınç boşaltma sonrası (b) ve flanşın kesilmesi sonrasında (c) ortaya çıkan formlar (PAM-STAMP 2G) Yazılıma, sacın elastiklik modülü olarak GPa değeri girilmek suretiyle yürütülen FEM simülasyonunda, şişirme yüksekliğine ulaşıldığı durumda ve basınç altında, basınç boşaltıldıktan sonra ve flanş kesildikten sonra öngörülmüş incelme dağılımları (haritaları), sac kalınlığı veya z ekseni yönündeki gerçek gerinimlerle Şekil 25 te sunulmuştur. Maksimum incelmenin söz konusu olduğu merkez tepe noktasında, deneysel olarak ölçülen kalınlıktan belirlenmiş gerçek gerinim ile FEM tahmini arasındaki çok küçük fark (.3) dikkat çekicidir. Yapılan bu analizlere göre, basınç boşaltma sonrası ve flanş kesimi sonrası z ekseninde ortaya çıkan deplasman dağılımları (geri esneme haritaları) ise Şekil 26 da verilmiştir. Basınç boşaltmanın ardından parça yüksekliğinin hd-ab = mm değerine düşeceği; parça yüksekliğinde de Δhd-1 =.773 mm düzeyinde bir değişimin meydana geleceği tahmin edilmiştir (Δhd-1 = hd-up hd-ab). Flanş kesme işleminin ardından ise, parçanın yüksekliğinin hd-at = mm değerine artacağı; parça yüksekliğindeki değişim miktarının da Δhd-2 =.157 mm düzeyinde kalacağı öngörülmüştür (Δhd-2 = hd-at hd-ab). Elastiklik modülü olarak GPa değeri ile yürütülen sac şişirme simülasyonunda, parçanın merkez tepe noktasındaki gerçek yüzey gerinimi εx ve εy değerleri, maksimum şişirme yüksekliğine ulaşıldığında ve basınç altındayken, sırasıyla.121 ve.118 olarak tahmin edilmiştir. Tepe noktası için, parça basınç altındayken x ve y eksenlerinde öngörülen gerçek gerilme gerçek gerinim bağıntıları kullanılarak, maksimum şişirme yüksekliğine erişildiğinde söz konusu olan elastik-plastik deformasyon parametresi, epφ =.192 değeri ile hesaplanmıştır. Parça yırtılana kadar yapılan bir analiz, elastik-plastik deformasyon parametresinin x ve y eksenlerinde mevcut normal bileşenleri epφx ve epφy ile bu eksenlerde ortaya çıkan gerçek gerilme σx ve σy değerleri arasında, Şekil 27 de sunulan bağıntıları öngörmüştür [23]. Tek eksenli çekme deneylerinden, geri esneme modülünün sac düzlemindeki ortalamasının elastik-plastik deformasyon parametresi ile değişimine yönelik elde edilen bağıntıdan, maksimum şişirme yüksekliğinde tepe noktası için ortalama geri esneme modülü E sb = 167 GPa olarak hesaplanmıştır. İkinci aşamada, aynı simülasyon, bu ortalama geri esneme modülü değerinin sacın elastiklik modülü olarak yazılıma tanıtılmasıyla yürütülüp; deneyde ölçülen geri esnemelere ne düzeyde yaklaşılabildiği araştırılmıştır.

20 Şekil 25. Yüksekliği mm olarak şişirilen sac parçada FEM simülasyonu (E = GPa) ile basınç altında (a), basınç boşaltıldıktan sonra (b) ve flanş kesildikten sonra (c) öngörülen gerçek incelme gerinimi dağılımları (PAM-STAMP 2G) Sac Malzeme: H 32 LA (1.1 mm) Elastik-Plastik Deformasyon Parametresinin x Doğrultusundaki Normal Bileşeni, ep φx (a) y Doğrultusundaki Gerçek Gerilme, σ y [MPa] x Doğrultusundaki Gerçek Gerilme, σ x [MPa] Şekil 26. Yüksekliği mm olarak şişirilen sac parçada FEM simülasyonu (E = GPa) ile basınç boşaltıldıktan sonra (a) ve flanş kesildikten sonra (b) öngörülen z eksenindeki deplasman dağılımları (PAM-STAMP 2G) Sac Malzeme: H 32 LA (1.1 mm) Elastik-Plastik Deformasyon Parametresinin y Doğrultusundaki Normal Bileşeni, epφ y (b) Şekil 27. Yırtılmaya yakın bir yüksekliğe kadar uygulanan şişirme işleminin FEM simülasyonunda parçanın tepe noktasına dair elde edilen verilere göre hesaplanan elastik-plastik deformasyon parametresinin x (a) ve y (b) doğrultularındaki normal bileşenleri ile bu doğrultulardaki gerçek gerilme değerleri arasında saptanan bağıntılar [23] Elastiklik modülü olarak 167 GPa ile yapılan simülasyonda, şişirme yüksekliğine ulaşıldığında ve basınç altında, basınç boşaltıldıktan sonra ve parça flanşı kesildikten sonra tahmin edilen incelme dağılımları Şekil 28 de sunulmuştur. Basınç boşaltma sonrasında ve flanş kesimi sonrasında z ekseninde ortaya çıkan deplasmanlara dair öngörülmüş dağılımlar ise Şekil 29 da yer almaktadır. Simülasyonda, basınç boşaltma ile yüksekliğin hd-ab = mm değerine azalacağı; yani Δhd-1 =.989 mm düzeyinde bir geri esnemenin oluşacağı tahmin edilmiştir. Flanşın kesimi ile parçanın yüksekliğinin hd-at = mm değerine artacağı ve Δhd-2 =.198 mm düzeyinde bir geri esnemenin oluşacağı öngörülmüştür.

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin amacı, fizik mühendisliği öğrencilerine,

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin amacı, fizik mühendisliği öğrencilerine,

Detaylı

Malzemelerin Mekanik Özellikleri

Malzemelerin Mekanik Özellikleri Malzemelerin Mekanik Özellikleri Bölüm Hedefleri Deneysel olarak gerilme ve birim şekil değiştirmenin belirlenmesi Malzeme davranışı ile gerilme-birim şekil değiştirme diyagramının ilişkilendirilmesi ÇEKME

Detaylı

MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri

MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri K O C A E L İ ÜNİVERSİTESİ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri 3 Şekillendirmenin Metalurjik Esasları Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir 2012-2013 Güz Yarıyılı 3. Şekillendirmenin

Detaylı

PLASTİK ŞEKİLLENDİRME YÖNTEMLERİ

PLASTİK ŞEKİLLENDİRME YÖNTEMLERİ PLASTİK ŞEKİLLENDİRME YÖNTEMLERİ Metalik malzemelerin geriye dönüşü olmayacak şekilde kontrollü fiziksel/kütlesel deformasyona (plastik deformasyon) uğratılarak şekillendirilmesi işlemlerine genel olarak

Detaylı

Dislokasyon hareketi sonucu oluşan plastik deformasyon süreci kayma olarak adlandırılır.

Dislokasyon hareketi sonucu oluşan plastik deformasyon süreci kayma olarak adlandırılır. Dislokasyon hareketi sonucu oluşan plastik deformasyon süreci kayma olarak adlandırılır. Bütün metal ve alaşımlarda bulunan dislokasyonlar, katılaşma veya plastik deformasyon sırasında veya hızlı soğutmadan

Detaylı

Geometriden kaynaklanan etkileri en aza indirmek için yük ve uzama, sırasıyla mühendislik gerilmesi ve mühendislik birim şekil değişimi parametreleri elde etmek üzere normalize edilir. Mühendislik gerilmesi

Detaylı

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı 1. Basma Deneyinin Amacı Mühendislik malzemelerinin çoğu, uygulanan gerilmeler altında biçimlerini kalıcı olarak değiştirirler, yani plastik şekil değişimine uğrarlar. Bu malzemelerin hangi koşullar altında

Detaylı

PLASTİK ŞEKİL VERME (PŞV) Plastik Şekil Vermenin Temelleri: Başlangıç iş parçasının şekline bağlı olarak PŞV iki gruba ayrılır.

PLASTİK ŞEKİL VERME (PŞV) Plastik Şekil Vermenin Temelleri: Başlangıç iş parçasının şekline bağlı olarak PŞV iki gruba ayrılır. PLASTİK ŞEKİL VERME (PŞV) Metallerin katı halde kalıp olarak adlandırılan takımlar yardımıyla akma dayanımlarını aşan gerilmelere maruz bırakılarak plastik deformasyonla şeklinin kalıcı olarak değiştirilmesidir

Detaylı

Uygulanan dış yüklemelere karşı katı cisimlerin birim alanlarında sergiledikleri tepkiye «Gerilme» denir.

Uygulanan dış yüklemelere karşı katı cisimlerin birim alanlarında sergiledikleri tepkiye «Gerilme» denir. Gerilme ve şekil değiştirme kavramları: Uygulanan dış yüklemelere karşı katı cisimlerin birim alanlarında sergiledikleri tepkiye «Gerilme» denir. Bir mühendislik sistemine çok farklı karakterlerde dış

Detaylı

MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri

MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri K O C A E L İ ÜNİVERSİTESİ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri 2 Malzemelerin Mekanik Davranışı Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir 2013-2014 Güz Yarıyılı 2. Malzemelerin

Detaylı

2. Amaç: Çekme testi yapılarak malzemenin elastiklik modülünün bulunması

2. Amaç: Çekme testi yapılarak malzemenin elastiklik modülünün bulunması 1. Deney Adı: ÇEKME TESTİ 2. Amaç: Çekme testi yapılarak malzemenin elastiklik modülünün bulunması Mühendislik tasarımlarının en önemli özelliklerinin başında öngörülebilir olmaları gelmektedir. Öngörülebilirliğin

Detaylı

MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net

MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY www.fatihay.net fatihay@fatihay.net GEÇEN HAFTA KRİSTAL KAFES NOKTALARI KRİSTAL KAFES DOĞRULTULARI KRİSTAL KAFES DÜZLEMLERİ DOĞRUSAL VE DÜZLEMSEL YOĞUNLUK KRİSTAL VE

Detaylı

Malzemenin Mekanik Özellikleri

Malzemenin Mekanik Özellikleri Bölüm Amaçları: Gerilme ve şekil değiştirme kavramlarını gördükten sonra, şimdi bu iki büyüklüğün nasıl ilişkilendirildiğini inceleyeceğiz, Bir malzeme için gerilme-şekil değiştirme diyagramlarının deneysel

Detaylı

ÇEKME DENEYİ. Şekil. a) Çekme Deneyi makinesi, b) Deney esnasında deney numunesinin aldığı şekiler

ÇEKME DENEYİ. Şekil. a) Çekme Deneyi makinesi, b) Deney esnasında deney numunesinin aldığı şekiler ÇEKME DENEYİ Çekme Deneyi Malzemenin mekanik özelliklerini ortaya çıkarmak için en yaygın kullanılan deney Çekme Deneyidir. Bu deneyden elde edilen sonuçlar mühendislik hesaplarında doğrudan kullanılabilir.

Detaylı

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Kompozit Malzemeler ve Mekaniği Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Bölüm 2 Laminanın Makromekanik Analizi Kaynak: Kompozit Malzeme Mekaniği, Autar K. Kaw, Çevirenler: B. Okutan Baba, R. Karakuzu. 2 Laminanın Makromekanik

Detaylı

Deneyin Amacı Çekme deneyinin incelenmesi ve metalik bir malzemeye ait çekme deneyinin yapılması.

Deneyin Amacı Çekme deneyinin incelenmesi ve metalik bir malzemeye ait çekme deneyinin yapılması. 1 Deneyin Adı Çekme Deneyi Deneyin Amacı Çekme deneyinin incelenmesi ve metalik bir malzemeye ait çekme deneyinin yapılması. Teorik Bilgi Malzemelerin statik (darbesiz) yük altındaki mukavemet özelliklerini

Detaylı

= σ ε = Elastiklik sınırı: Elastik şekil değişiminin görüldüğü en yüksek gerilme değerine denir.

= σ ε = Elastiklik sınırı: Elastik şekil değişiminin görüldüğü en yüksek gerilme değerine denir. ÇEKME DENEYİ Genel Bilgi Çekme deneyi, malzemelerin statik yük altındaki mekanik özelliklerini belirlemek ve malzemelerin özelliklerine göre sınıflandırılmasını sağlamak amacıyla uygulanan, mühendislik

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402 MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY - 3 ÜÇ NOKTALI EĞİLME DENEYİ

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402 MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY - 3 ÜÇ NOKTALI EĞİLME DENEYİ BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402 MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY - 3 ÜÇ NOKTALI EĞİLME DENEYİ GİRİŞ Yapılan herhangi bir mekanik tasarımda kullanılacak malzemelerin belirlenmesi

Detaylı

T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ M-220 ÇEKME DENEYİ

T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ M-220 ÇEKME DENEYİ T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ M-220 ÇEKME DENEYİ 2017 ÇEKME DENEYİ Çekme Deneyi Malzemenin mekanik özelliklerini ortaya çıkarmak için en yaygın kullanılan deney

Detaylı

TEKNİK KILAVUZ : QUARD VE QUEND SOĞUK ŞEKİLLENDİRİLMESİ

TEKNİK KILAVUZ : QUARD VE QUEND SOĞUK ŞEKİLLENDİRİLMESİ TEKNİK KILAVUZ : QUARD VE QUEND SOĞUK ŞEKİLLENDİRİLMESİ Distributed by Duferco 1. Giriş Quard, aşınmaya dayanıklı çelik ve Quend, yüksek dayanımlı çelik en iyi soğuk şekillendirme performansı için geliştirilmiştir.

Detaylı

TAHRİBATLI MALZEME MUAYENESİ DENEYİ

TAHRİBATLI MALZEME MUAYENESİ DENEYİ TAHRİBATLI MALZEME MUAYENESİ DENEYİ MAK-LAB15 1. Giriş ve Deneyin Amacı Bilindiği gibi malzeme seçiminde mekanik özellikler esas alınır. Malzemelerin mekanik özellikleri de iç yapılarına bağlıdır. Malzemelerin

Detaylı

PLASTİK ŞEKİL VERMENİN ESASLARI EÜT 231 ÜRETİM YÖNTEMLERİ. Metal Şekillendirmede Gerilmeler. Plastik Şekil Verme

PLASTİK ŞEKİL VERMENİN ESASLARI EÜT 231 ÜRETİM YÖNTEMLERİ. Metal Şekillendirmede Gerilmeler. Plastik Şekil Verme PLASTİK ŞEKİL VERMENİN ESASLARI EÜT 231 ÜRETİM YÖNTEMLERİ Doç.Dr. Murat VURAL İTÜ Makina Fakültesi 1 1. Plastik Şekil Vermeye Genel Bakış 2. Plastik Şekil Vermede Malzeme Davranışı 3. Plastik Şekil Vermede

Detaylı

TOKLUK VE KIRILMA. Doç.Dr.Salim ŞAHĠN

TOKLUK VE KIRILMA. Doç.Dr.Salim ŞAHĠN TOKLUK VE KIRILMA Doç.Dr.Salim ŞAHĠN TOKLUK Tokluk bir malzemenin kırılmadan önce sönümlediği enerjinin bir ölçüsüdür. Bir malzemenin kırılmadan bir darbeye dayanması yeteneği söz konusu olduğunda önem

Detaylı

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Kompozit Malzemeler ve Mekaniği Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Bölüm 3 Laminanın Mikromekanik Analizi Kaynak: Kompozit Malzeme Mekaniği, Autar K. Kaw, Çevirenler: B. Okutan Baba, R. Karakuzu. 3 Laminanın Mikromekanik

Detaylı

ÇEKME DENEYİ (1) MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 1. DENEYİN AMACI:

ÇEKME DENEYİ (1) MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 1. DENEYİN AMACI: 1. DENEYİN AMACI: Malzemede belirli bir şekil değiştirme meydana getirmek için uygulanması gereken kuvvetin hesaplanması ya da cisme belirli bir kuvvet uygulandığında meydana gelecek şekil değişiminin

Detaylı

Malzemelerin Deformasyonu

Malzemelerin Deformasyonu Malzemelerin Deformasyonu Malzemelerin deformasyonu Kristal, etkiyen kuvvete deformasyon ile cevap verir. Bir malzemeye yük uygulandığında malzeme üzerinde çeşitli yönlerde ve çeşitli şekillerde yükler

Detaylı

MMT310 Malzemelerin Mekanik Davranışı Mukavemet ve deformasyon özelliklerinin belirlenmesi - Çekme Testi

MMT310 Malzemelerin Mekanik Davranışı Mukavemet ve deformasyon özelliklerinin belirlenmesi - Çekme Testi MMT31 Malzemelerin Mekanik Davranışı Mukavemet ve deformasyon özelliklerinin belirlenmesi - Çekme Testi Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir 211-212 Bahar Yarıyılı 2. Mukavemet ve deformasyon özelliklerinin belirlenmesi

Detaylı

METALİK MALZEMELERİN ÇEKME DENEYİ

METALİK MALZEMELERİN ÇEKME DENEYİ METALİK MALZEMELERİN ÇEKME DENEYİ Çekme deneyi, malzemelerin statik yük altında elastik ve plastik davranışını belirlemek amacıyla uygulanır. Çekme deneyi, asıl malzemeyi temsil etmesi için hazırlanan

Detaylı

Geleneksel Malzemelerdeki Gelişmeler

Geleneksel Malzemelerdeki Gelişmeler Yeni Malzemeler ve Üretim Yöntemleri Geleneksel Malzemelerdeki Gelişmeler Yrd.Doç.Dr. Aysun AYDAY İleri Teknoloji Ürünü Yüksek Mukavemetli Çelikler Otomobil endüstrisinde yüksek mukavemetli çeliklere önemli

Detaylı

1.GİRİŞ. 1.1. Metal Şekillendirme İşlemlerindeki Değişkenler, Sınıflandırmalar ve Tanımlamalar

1.GİRİŞ. 1.1. Metal Şekillendirme İşlemlerindeki Değişkenler, Sınıflandırmalar ve Tanımlamalar 1.GİRİŞ Genel olarak metal şekillendirme işlemlerini imalat işlemlerinin bir parçası olarak değerlendirmek mümkündür. İmalat işlemleri genel olarak şu şekilde sınıflandırılabilir: 1) Temel şekillendirme,

Detaylı

2009 Kasım. www.guven-kutay.ch MUKAVEMET DEĞERLERİ KONU İNDEKSİ 05-8. M. Güven KUTAY

2009 Kasım. www.guven-kutay.ch MUKAVEMET DEĞERLERİ KONU İNDEKSİ 05-8. M. Güven KUTAY 2009 Kasım MUKAVEMET DEĞERLERİ KONU İNDEKSİ 05-8 M. Güven KUTAY 9. Konu indeksi A Akma mukavemeti...2.5 Akma sınırı...2.6 Akmaya karşı emniyet katsayısı...3.8 Alevle sertleştirme...4.4 Alt sınır gerilmesi...2.13

Detaylı

ÇEKME DENEYİ 1. DENEYİN AMACI

ÇEKME DENEYİ 1. DENEYİN AMACI ÇEKME DENEYİ 1. DENEYİN AMACI Mühendislik malzemeleri rijit olmadığından kuvvet altında deforme olup, şekil ve boyut değişiklikleri gösterirler. Malzeme özelliklerini anlamak üzere mekanik testler yapılır.

Detaylı

MMT310 Malzemelerin Mekanik Davranışı 2 Mukavemet ve deformasyon özelliklerinin belirlenmesi - Basma ve sertlik deneyleri

MMT310 Malzemelerin Mekanik Davranışı 2 Mukavemet ve deformasyon özelliklerinin belirlenmesi - Basma ve sertlik deneyleri MMT310 Malzemelerin Mekanik Davranışı 2 Mukavemet ve deformasyon özelliklerinin belirlenmesi - Basma ve sertlik deneyleri Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir 2011-2012 Bahar Yarıyılı 2. Mukavemet ve deformasyon

Detaylı

MALZEME BİLİMİ. Mekanik Özellikler ve Davranışlar. Doç. Dr. Özkan ÖZDEMİR. (DERS NOTLARı) Bölüm 5.

MALZEME BİLİMİ. Mekanik Özellikler ve Davranışlar. Doç. Dr. Özkan ÖZDEMİR. (DERS NOTLARı) Bölüm 5. MALZEME BİLİMİ (DERS NOTLARı) Bölüm 5. Mekanik Özellikler ve Davranışlar Doç. Dr. Özkan ÖZDEMİR ÇEKME TESTİ: Gerilim-Gerinim/Deformasyon Diyagramı Çekme deneyi malzemelerin mukavemeti hakkında esas dizayn

Detaylı

27.10.2011. Plastik Şekil Verme MAK351 İMAL USULLERİ. Metal Şekillendirmede Gerilmeler PLASTİK ŞEKİL VERMENİN ESASLARI

27.10.2011. Plastik Şekil Verme MAK351 İMAL USULLERİ. Metal Şekillendirmede Gerilmeler PLASTİK ŞEKİL VERMENİN ESASLARI Plastik Şekil Verme MAK351 İMAL USULLERİ Doç.Dr. Turgut GÜLMEZ İTÜ Makina Fakültesi Metal parçaların şeklinin değiştirilmesi için plastik deformasyonun kullanıldığı büyük imalat yöntemleri grubu Genellikle

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin amacı, fizik mühendisliği öğrencilerine,

Detaylı

YTÜ Makine Mühendisliği Bölümü Mekanik Anabilim Dalı Genel Laboratuvar Dersi Eğilme Deneyi Çalışma Notu

YTÜ Makine Mühendisliği Bölümü Mekanik Anabilim Dalı Genel Laboratuvar Dersi Eğilme Deneyi Çalışma Notu YTÜ Makine Mühendisliği Bölümü Mekanik Anabilim Dalı Genel Laboratuvar Dersi Eğilme Deneyi Çalışma Notu Laboratuar Yeri: B Blok en alt kat Mekanik Laboratuarı Laboratuar Adı: Eğilme Deneyi Konu: Elastik

Detaylı

Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü

Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü ÇEKME DENEYİ 1. DENEYİN AMACI Mühendislik malzemeleri rijit olmadığından kuvvet altında deforme olup, şekil ve boyut değişiklikleri gösterirler. Malzeme özelliklerini anlamak üzere mekanik testler yapılır.

Detaylı

KRİSTALLERİN PLASTİK DEFORMASYONU

KRİSTALLERİN PLASTİK DEFORMASYONU KRİSTALLERİN PLASTİK DEFORMASYONU Turgut Gülmez METALLERDE PLASTİK ŞEKİL DEĞİŞİMİ MEKANİZMALARI :Kayma, ikizlenme, tane sınırı kayması ve yayınma sürünmesi METALLERDE PLASTİK ŞEKİL DEĞİŞİMİ MEKANİZMALARI

Detaylı

Paslanmaz Çelik Gövde. Yalıtım Sargısı. Katalizör Yüzey Tabakası. Egzoz Emisyonları: Su Karbondioksit Azot

Paslanmaz Çelik Gövde. Yalıtım Sargısı. Katalizör Yüzey Tabakası. Egzoz Emisyonları: Su Karbondioksit Azot Paslanmaz Çelik Gövde Yalıtım Sargısı Egzoz Emisyonları: Su Karbondioksit Azot Katalizör Yüzey Tabakası Egzoz Gazları: Hidrokarbonlar Karbon Monoksit Azot Oksitleri Bu bölüme kadar, açıkça ifade edilmese

Detaylı

MMU 420 FINAL PROJESİ

MMU 420 FINAL PROJESİ MMU 420 FINAL PROJESİ 2016/2017 Bahar Dönemi İnce plakalarda merkez ve kenar çatlağının ANSYS Workbench ortamında modellenmesi Giriş Makine mühendisliğinde mekanik parçaların tasarımı yapılırken temel

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin amacı, fizik mühendisliği öğrencilerine,

Detaylı

LABORATUAR DENEY ESASLARI VE KURALLARI

LABORATUAR DENEY ESASLARI VE KURALLARI GİRİŞ 425*306 Makine Mühendisliği Laboratuarı dersinde temel Makine Mühendisliği derslerinde görülen teorik bilgilerin uygulamalarının yapılması amaçlanmaktadır. Deneysel çalışmalar, Ölçme Tekniği, Malzeme

Detaylı

MALZEME BİLGİSİ. Katı Eriyikler

MALZEME BİLGİSİ. Katı Eriyikler MALZEME BİLGİSİ Dr.- Ing. Rahmi ÜNAL Konu: Katı Eriyikler 1 Giriş Endüstriyel metaller çoğunlukla birden fazla tür eleman içerirler, çok azı arı halde kullanılır. Arı metallerin yüksek iletkenlik, korozyona

Detaylı

MUKAVEMET DERSİ. (Temel Kavramlar) Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

MUKAVEMET DERSİ. (Temel Kavramlar) Prof. Dr. Berna KENDİRLİ MUKAVEMET DERSİ (Temel Kavramlar) Prof. Dr. Berna KENDİRLİ Ders Planı HAFTA KONU 1 Giriş, Mukavemetin tanımı ve genel ilkeleri 2 Mukavemetin temel kavramları 3-4 Normal kuvvet 5-6 Gerilme analizi 7 Şekil

Detaylı

BMM 205 Malzeme Biliminin Temelleri

BMM 205 Malzeme Biliminin Temelleri BMM 205 Malzeme Biliminin Temelleri Dislokasyonlar ve Güçlendirme Mekanizmaları Bölüm - 2 Dr. Ersin Emre Ören Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Mühendisliği Bölümü TOBB Ekonomi

Detaylı

Burma deneyinin çekme deneyi kadar geniş bir kullanım alanı yoktur ve çekme deneyi kadar standartlaştırılmamış bir deneydir. Uygulamada malzemelerin

Burma deneyinin çekme deneyi kadar geniş bir kullanım alanı yoktur ve çekme deneyi kadar standartlaştırılmamış bir deneydir. Uygulamada malzemelerin BURMA DENEYİ Burma deneyinin çekme deneyi kadar geniş bir kullanım alanı yoktur ve çekme deneyi kadar standartlaştırılmamış bir deneydir. Uygulamada malzemelerin genel mekanik özelliklerinin saptanmasında

Detaylı

MECHANICS OF MATERIALS

MECHANICS OF MATERIALS T E CHAPTER 2 Eksenel MECHANICS OF MATERIALS Ferdinand P. Beer E. Russell Johnston, Jr. John T. DeWolf Yükleme Fatih Alibeyoğlu Eksenel Yükleme Bir önceki bölümde, uygulanan yükler neticesinde ortaya çıkan

Detaylı

Tablo 1 Deney esnasında kullanacağımız numunelere ait elastisite modülleri tablosu

Tablo 1 Deney esnasında kullanacağımız numunelere ait elastisite modülleri tablosu BASİT MESNETLİ KİRİŞTE SEHİM DENEYİ Deneyin Amacı Farklı malzeme ve kalınlığa sahip kirişlerin uygulanan yükün kirişin eğilme miktarına oranı olan rijitlik değerin değişik olduğunun gösterilmesi. Kiriş

Detaylı

MUKAVEMET SAKARYA ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAKİNE ELEMANLARI-I DERS NOTU

MUKAVEMET SAKARYA ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAKİNE ELEMANLARI-I DERS NOTU MUKAVEMET MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAKİNE ELEMANLARI-I DERS NOTU Mukavemet Hesabı / 80 1) Elemana etkiyen dış kuvvet ve momentlerin, bunların oluşturduğu zorlanmaların cinsinin (çekme-basma, kesme, eğilme,

Detaylı

ELASTİSİTE TEORİSİ I. Yrd. Doç Dr. Eray Arslan

ELASTİSİTE TEORİSİ I. Yrd. Doç Dr. Eray Arslan ELASTİSİTE TEORİSİ I Yrd. Doç Dr. Eray Arslan Mühendislik Tasarımı Genel Senaryo Analitik çözüm Fiziksel Problem Matematiksel model Diferansiyel Denklem Problem ile ilgili sorular:... Deformasyon ne kadar

Detaylı

MALZEME BİLGİSİ DERS 8 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net

MALZEME BİLGİSİ DERS 8 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net MALZEME BİLGİSİ DERS 8 DR. FATİH AY www.fatihay.net fatihay@fatihay.net BÖLÜM IV METALLERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ GERİLME VE BİRİM ŞEKİL DEĞİŞİMİ ANELASTİKLİK MALZEMELERİN ELASTİK ÖZELLİKLERİ ÇEKME ÖZELLİKLERİ

Detaylı

BURULMA DENEYİ 2. TANIMLAMALAR:

BURULMA DENEYİ 2. TANIMLAMALAR: BURULMA DENEYİ 1. DENEYİN AMACI: Burulma deneyi, malzemelerin kayma modülü (G) ve kayma akma gerilmesi ( A ) gibi özelliklerinin belirlenmesi amacıyla uygulanır. 2. TANIMLAMALAR: Kayma modülü: Kayma gerilmesi-kayma

Detaylı

Mukavemet 1. Fatih ALİBEYOĞLU. -Çalışma Soruları-

Mukavemet 1. Fatih ALİBEYOĞLU. -Çalışma Soruları- 1 Mukavemet 1 Fatih ALİBEYOĞLU -Çalışma Soruları- Soru 1 AB ve BC silindirik çubukları şekilde gösterildiği gibi, B de kaynak edilmiş ve yüklenmiştir. P kuvvetinin büyüklüğünü, AB çubuğundaki çekme gerilmesiyle

Detaylı

Prof.Dr.İrfan AY. Arş.Gör.T.Kerem DEMİRCİOĞLU. Öğr. Murat BOZKURT. Balıkesir - 2008

Prof.Dr.İrfan AY. Arş.Gör.T.Kerem DEMİRCİOĞLU. Öğr. Murat BOZKURT. Balıkesir - 2008 MAKİNA * ENDÜSTRİ Prof.Dr.İrfan AY Arş.Gör.T.Kerem DEMİRCİOĞLU Öğr. Murat BOZKURT * Balıkesir - 2008 1 PLASTİK ŞEKİL VERME YÖNTEMLERİ METALE PLASTİK ŞEKİL VERME İki şekilde incelenir. * HACİMSEL DEFORMASYONLA

Detaylı

MALZEMELERİN MUKAVEMETİNİ ARTIRICI İŞLEMLER

MALZEMELERİN MUKAVEMETİNİ ARTIRICI İŞLEMLER MALZEMELERİN MUKAVEMETİNİ ARTIRICI İŞLEMLER Malzemelerin mekanik özelliği başlıca kimyasal bileşime ve içyapıya bağlıdır. Malzemelerin içyapısı da uygulanan mekanik ve ısıl işlemlere bağlı olduğundan malzemelerin

Detaylı

İmal Usulleri. Fatih ALİBEYOĞLU -7-

İmal Usulleri. Fatih ALİBEYOĞLU -7- Fatih ALİBEYOĞLU -7- Giriş Malzemeler birçok imal yöntemiyle şekillendirilebilir. Bundan dolayı malzemelerin mekanik davranışlarını bilmemiz büyük bir önem teşkil etmektedir. Bir mekanik problemi çözerken

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin amacı, fizik mühendisliği öğrencilerine,

Detaylı

METALURJİ VE MALZEME MÜH. LAB VE UYG. DERSİ FÖYÜ

METALURJİ VE MALZEME MÜH. LAB VE UYG. DERSİ FÖYÜ METALURJİ VE MALZEME MÜH. LAB VE UYG. DERSİ FÖYÜ ALIN KAYNAKLI LEVHASAL BAĞLANTILARIN ÇEKME TESTLERİ A- DENEYİN ÖNEMİ ve AMACI Malzemelerin mekanik davranışlarını incelemek ve yapılarıyla özellikleri arasındaki

Detaylı

ELASTİK PLASTİK. İstanbul Üniversitesi

ELASTİK PLASTİK. İstanbul Üniversitesi ELASTİK PLASTİK HOMOJEN HETEROJEN dislokasyon birkristalideformeetmekiçinharcananenerji, teorik ve hatasız olan kristalden daha daha az! malzemelereplastikdeformasyonuygulandığında, deforme edebilmek için

Detaylı

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE VE İMALAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MIM331 MÜHENDİSLİKTE DENEYSEL METODLAR DERSİ

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE VE İMALAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MIM331 MÜHENDİSLİKTE DENEYSEL METODLAR DERSİ T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE VE İMALAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MIM331 MÜHENDİSLİKTE DENEYSEL METODLAR DERSİ 3 NOKTA EĞME DENEY FÖYÜ ÖĞRETİM ÜYESİ YRD.DOÇ.DR.ÖMER KADİR

Detaylı

MMU 420 FINAL PROJESİ. 2015/2016 Bahar Dönemi. Bir Yarı eliptik yüzey çatlağının Ansys Workbench ortamında modellenmesi

MMU 420 FINAL PROJESİ. 2015/2016 Bahar Dönemi. Bir Yarı eliptik yüzey çatlağının Ansys Workbench ortamında modellenmesi MMU 420 FNAL PROJESİ 2015/2016 Bahar Dönemi Bir Yarı eliptik yüzey çatlağının Ansys Workbench ortamında modellenmesi Giriş Makine mühendisliğinde mekanik parçaların tasarımı yapılırken temel olarak parça

Detaylı

Yığma yapı elemanları ve bu elemanlardan temel taşıyıcı olan yığma duvarlar ve malzeme karakteristiklerinin araştırılması

Yığma yapı elemanları ve bu elemanlardan temel taşıyıcı olan yığma duvarlar ve malzeme karakteristiklerinin araştırılması Yığma yapı elemanları ve bu elemanlardan temel taşıyıcı olan yığma duvarlar ve malzeme karakteristiklerinin araştırılması Farklı sonlu eleman tipleri ve farklı modelleme teknikleri kullanılarak yığma duvarların

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402 MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY 9B - BURULMA DENEYİ

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402 MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY 9B - BURULMA DENEYİ BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402 MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY 9B - BURULMA DENEYİ GİRİŞ Mekanik tasarım yaparken öncelikli olarak tasarımda kullanılması düşünülen malzemelerin

Detaylı

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Kompozit Malzemeler ve Mekaniği Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Bölüm 2 Laminanın Makromekanik Analizi Kaynak: Kompozit Malzeme Mekaniği, Autar K. Kaw, Çevirenler: B. Okutan Baba, R. Karakuzu. 2 Laminanın Makromekanik

Detaylı

YÜKSEK MUKAVEMETLİ ÇELİKLERİN ÜRETİMİ VE SINIFLANDIRILMASI Dr. Caner BATIGÜN

YÜKSEK MUKAVEMETLİ ÇELİKLERİN ÜRETİMİ VE SINIFLANDIRILMASI Dr. Caner BATIGÜN Yüksek Mukavemetli Yapı Çelikleri ve Zırh Çeliklerinin Kaynağı (09 Aralık 2016) YÜKSEK MUKAVEMETLİ ÇELİKLERİN ÜRETİMİ VE SINIFLANDIRILMASI Dr. Caner BATIGÜN ODTÜ Kaynak Teknolojisi ve Tahribatsız Muayene

Detaylı

TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ. Bölüm-4 MALZEMELERDE ÇEKME-BASMA - KESME GERİLMELERİ VE YOUNG MODÜLÜ. 4.1. Malzemelerde Zorlanma ve Gerilme Şekilleri

TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ. Bölüm-4 MALZEMELERDE ÇEKME-BASMA - KESME GERİLMELERİ VE YOUNG MODÜLÜ. 4.1. Malzemelerde Zorlanma ve Gerilme Şekilleri Bölüm-4 MALZEMELERDE ÇEKME-BASMA - KESME GERİLMELERİ VE YOUNG MODÜLÜ 4.1. Malzemelerde Zorlanma ve Gerilme Şekilleri Malzemeler genel olarak 3 çeşit zorlanmaya maruzdurlar. Bunlar çekme, basma ve kesme

Detaylı

TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ. Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN

TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ. Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ 3 Malzemelerin esnekliği Gerilme Bir cisme uygulanan kuvvetin, kesit alanına bölümüdür. Kuvvetin yüzeye dik olması halindeki gerilme "normal gerilme" adını alır ve şeklinde

Detaylı

Talaş oluşumu. Akış çizgileri plastik deformasyonun görsel kanıtıdır. İş parçası. İş parçası. İş parçası. Takım. Takım.

Talaş oluşumu. Akış çizgileri plastik deformasyonun görsel kanıtıdır. İş parçası. İş parçası. İş parçası. Takım. Takım. Talaş oluşumu 6 5 4 3 2 1 Takım Akış çizgileri plastik deformasyonun görsel kanıtıdır. İş parçası 6 5 1 4 3 2 Takım İş parçası 1 2 3 4 6 5 Takım İş parçası Talaş oluşumu Dikey kesme İş parçası Takım Kesme

Detaylı

FRACTURE ÜZERİNE. 1. Giriş

FRACTURE ÜZERİNE. 1. Giriş FRACTURE ÜZERİNE 1. Giriş Kırılma çatlak ilerlemesi nedeniyle oluşan malzeme hasarıdır. Sünek davranışın tartışmasında, bahsedilmişti ki çekmede nihai kırılma boyun oluşumundan sonra oluşan kırılma nedeniyledir.

Detaylı

BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM VE ANALİZ (ANSYS)

BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM VE ANALİZ (ANSYS) BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM VE ANALİZ (ANSYS) MALZEME ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ Bir tasarım yaparken öncelikle uygun bir malzemenin seçilmesi ve bu malzemenin tasarım yüklerini karşılayacak sağlamlıkta

Detaylı

BARTIN ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ METALURJĠ VE MALZEME MÜHENDĠSLĠĞĠ

BARTIN ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ METALURJĠ VE MALZEME MÜHENDĠSLĠĞĠ BARTIN ÜNĠVERSĠTESĠ MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ METALURJĠ VE MALZEME MÜHENDĠSLĠĞĠ MALZEME LABORATUARI I DERSĠ BURULMA DENEY FÖYÜ BURULMA DENEYĠ Metalik malzemelerin burma deneyi, iki ucundan sıkıştırılırmış

Detaylı

TANE BÜYÜMESİ. Şek Bir saat süreyle değişik sıcaklıklara ısıtılmış ince taneli ve kaba taneli çeliklerin tipik tane büyüme davranışı

TANE BÜYÜMESİ. Şek Bir saat süreyle değişik sıcaklıklara ısıtılmış ince taneli ve kaba taneli çeliklerin tipik tane büyüme davranışı TANE BÜYÜMESİ Bir adi, şekil değiştirmesiz metal ya da alaşım yeterince yüksek bir sıcaklığa ısıtıldığında tane sınırları yavaşça göç eder ve tane boyutlarında bir uniform artış hasıl eder. Bu süreç normal

Detaylı

MMU 402 FINAL PROJESİ. 2014/2015 Bahar Dönemi

MMU 402 FINAL PROJESİ. 2014/2015 Bahar Dönemi MMU 402 FNAL PROJESİ 2014/2015 Bahar Dönemi Bir Yarı eliptik yüzey çatlağının Ansys Workbench ortamında modellenmesi Giriş Makine mühendisliğinde mekanik parçaların tasarımı yapılırken temel olarak parça

Detaylı

Isıl işlem, katı haldeki metal ve alaşımlarına belirli özellikler kazandırmak amacıyla bir veya daha çok sayıda, yerine göre birbiri peşine uygulanan

Isıl işlem, katı haldeki metal ve alaşımlarına belirli özellikler kazandırmak amacıyla bir veya daha çok sayıda, yerine göre birbiri peşine uygulanan ISIL İŞLEMLER Isıl işlem, katı haldeki metal ve alaşımlarına belirli özellikler kazandırmak amacıyla bir veya daha çok sayıda, yerine göre birbiri peşine uygulanan ısıtma ve soğutma işlemleridir. İşlem

Detaylı

Kırılma Hipotezleri. Makine Elemanları. Eşdeğer Gerilme ve Hasar (Kırılma ve Akma) Hipotezleri

Kırılma Hipotezleri. Makine Elemanları. Eşdeğer Gerilme ve Hasar (Kırılma ve Akma) Hipotezleri Makine Elemanları Eşdeğer Gerilme ve Hasar (Kırılma ve Akma) Hipotezleri BİLEŞİK GERİLMELER Kırılma Hipotezleri İki veya üç eksenli değişik gerilme hallerinde meydana gelen zorlanmalardır. En fazla rastlanılan

Detaylı

TAHRİBATLI MALZEME MUAYENESİ

TAHRİBATLI MALZEME MUAYENESİ T. C. GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ DENEYLER 1 TAHRİBATLI MALZEME MUAYENESİ (Çekme Deneyi) ÖĞRENCİ NO: ADI SOYADI: DENEY SORUMLUSU: ÖĞR. GÖR.

Detaylı

BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DOĞA BİLİMLERİ, MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 3 NOKTA EĞME DENEYİ FÖYÜ

BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DOĞA BİLİMLERİ, MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 3 NOKTA EĞME DENEYİ FÖYÜ BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DOĞA BİLİMLERİ, MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 3 NOKTA EĞME DENEYİ FÖYÜ BURSA - 2016 1. GİRİŞ Eğilme deneyi malzemenin mukavemeti hakkında tasarım

Detaylı

YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI

YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI YAPI MALZEMELERİ Herhangi bir yapının projelendirmesi ve inşaatı aşamasında amaç aşağıda belirtilen üç koşulu bir arada gerçekleştirmektir: a) Yapı istenilen işlevi yapabilmelidir,

Detaylı

Elastisite Teorisi Hooke Yasası Normal Gerilme-Şekil değiştirme

Elastisite Teorisi Hooke Yasası Normal Gerilme-Şekil değiştirme Elastisite Teorisi Hooke Yasası Normal Gerilme-Şekil değiştirme Gerilme ve Şekil değiştirme bileşenlerinin lineer ilişkileri Hooke Yasası olarak bilinir. Elastisite Modülü (Young Modülü) Tek boyutlu Hooke

Detaylı

Elastisite modülü çerçevesi ve deneyi: σmaks

Elastisite modülü çerçevesi ve deneyi: σmaks d) Betonda Elastisite modülü deneyi: Elastisite modülü, malzemelerin normal gerilme (basınç, çekme) altında elastik şekil değiştirmesinin ölçüsüdür. Diğer bir ifadeyle malzemenin sekil değiştirmeye karşı

Detaylı

HASSAS KESME. Hassas kesme ile üretilmiş parçalarda kesilme yüzeyinin hemen hemen tamamı parlak ve dik açılıdır.

HASSAS KESME. Hassas kesme ile üretilmiş parçalarda kesilme yüzeyinin hemen hemen tamamı parlak ve dik açılıdır. HASSAS KESME İlk defa saat endüstrisinin gelişmiş olduğu İsviçre'de uygulanan bu yöntemin 1920'li yıllara kadar giden uzun bir araştırma geçmişi vardır. Hassas kesme ile üretilmiş parçalarda kesilme yüzeyinin

Detaylı

Doç.Dr.Salim ŞAHİN SÜRÜNME

Doç.Dr.Salim ŞAHİN SÜRÜNME Doç.Dr.Salim ŞAHİN SÜRÜNME SÜRÜNME Malzemelerin yüksek sıcaklıkta sabit bir yük altında (hatta kendi ağırlıkları ile bile) zamanla kalıcı plastik şekil değiştirmesine sürünme denir. Sürünme her ne kadar

Detaylı

BÖLÜM 5 MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ

BÖLÜM 5 MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ BÖLÜM 5 MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ 1 Malzemelerin belirli bir yük altında davranışlarına malzemenin mekanik özellikleri belirlenebilir. Genelde malzeme üzerine dinamik ve statik olmak üzere iki tür

Detaylı

Mekanik Davranışın Temel Kavramları. Cisimlerin uygulanan dış kuvvetlere karşı gösterdiği tepkiye mekanik davranış denir.

Mekanik Davranışın Temel Kavramları. Cisimlerin uygulanan dış kuvvetlere karşı gösterdiği tepkiye mekanik davranış denir. ŞEKİL DEĞİŞTİRME 1 Mekanik Davranışın Temel Kavramları Cisimlerin uygulanan dış kuvvetlere karşı gösterdiği tepkiye mekanik davranış denir. Sürekli artan kuvvet altında önce şekil değiştirme oluşur. Düşük

Detaylı

MALZEME BİLGİSİ DERS 6 DR. FATİH AY.

MALZEME BİLGİSİ DERS 6 DR. FATİH AY. MALZEME BİLGİSİ DERS 6 DR. FATİH AY www.fatihay.net fatihay@fatihay.net GEÇEN HAFTA TEMEL KAVRAMLAR BİRİM HÜCRE METALLERDE KRİSTAL YAPILAR YOĞUNLUK HESAPLAMA BÖLÜM III KATILARDA KRİSTAL YAPILAR KRİSTAL

Detaylı

MEKANİK TEST LABORATUVARI

MEKANİK TEST LABORATUVARI MEKANİK TEST LABORATUVARI Darbe Mukavemeti Cihazı (Impact Resistency) Termoplastik malzemelerin darbeye karşı olan rezilyans değerlerinin belirlenmesinde kullanılmaktadır. Testler; 0.5-50J aralığında değişim

Detaylı

PLASTİK ŞEKİL VERMEDE METALURJİK ESASLAR

PLASTİK ŞEKİL VERMEDE METALURJİK ESASLAR PLASTİK ŞEKİL VERMEDE METALURJİK ESASLAR METALLERİN KRİSTAL YAPISI Metallerde en sık rastlanan üç çeşit kristal kafes yapısı : Kayma Düzlemleri Metaller, ya kocaman tek kristalden ya da çok taneli çok

Detaylı

BA KENT ÜNİVERSİTESİ. Malzemeler genel olarak 4 ana sınıfa ayrılabilirler: 1. Metaller, 2. Seramikler, 3. Polimerler 4. Kompozitler.

BA KENT ÜNİVERSİTESİ. Malzemeler genel olarak 4 ana sınıfa ayrılabilirler: 1. Metaller, 2. Seramikler, 3. Polimerler 4. Kompozitler. MALZEMELER VE GERĐLMELER Malzeme Bilimi mühendisliğin temel ve en önemli konularından birisidir. Malzeme teknolojisindeki gelişim tüm mühendislik dallarını doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir.

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. Hüseyin YİĞİTER

Yrd.Doç.Dr. Hüseyin YİĞİTER Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü İNŞ224 YAPI MALZEMESİ II BETONDA ŞEKİL DEĞİŞİMLERİ Yrd.Doç.Dr. Hüseyin YİĞİTER http://kisi.deu.edu.tr/huseyin.yigiter BETONUN DİĞER ÖZELLİKLERİ BETONUN

Detaylı

METALİK MALZEMELERİN GENEL KARAKTERİSTİKLERİ BAHAR 2010

METALİK MALZEMELERİN GENEL KARAKTERİSTİKLERİ BAHAR 2010 METALİK MALZEMELERİN GENEL KARAKTERİSTİKLERİ BAHAR 2010 WEBSİTE www2.aku.edu.tr/~hitit Dersler İÇERİK Metalik Malzemelerin Genel Karakteristiklerİ Denge diyagramları Ergitme ve döküm Dökme demir ve çelikler

Detaylı

BURULMA DENEYİ 2. TANIMLAMALAR:

BURULMA DENEYİ 2. TANIMLAMALAR: BURULMA DENEYİ 1. DENEYİN AMACI: Burulma deneyi, malzemelerin kayma modülü (G) ve kayma akma gerilmesi ( A ) gibi özelliklerinin belirlenmesi amacıyla uygulanır. 2. TANIMLAMALAR: Kayma modülü: Kayma gerilmesi-kayma

Detaylı

SANAL ÖLÇME UYGULAMASI

SANAL ÖLÇME UYGULAMASI TMMOB Makina Mühendisleri Odası 11. Otomotiv Sempozyumu 8-9 Mayıs 2009 SANAL ÖLÇME UYGULAMASI Özet Uygulamanın temel amacı Otomotiv sac kalıpçılığında, kalıptan elde edilen parçanın kalite seviyesinin

Detaylı

Bölüm 3 - Kristal Yapılar

Bölüm 3 - Kristal Yapılar Bölüm 3 - Kristal Yapılar Katı malzemeler, atomların veya iyonların oluşturdukları düzene göre sınıflandırılır. Kristal malzemede uzun-aralıkta atomsal ölçekte tekrarlayan bir düzen mevcuttur. Katılaşma

Detaylı

KAYIT FORMU TEL : 0 (354) 242 1002 FAKS :. 0 (354) 242 1005. E-MAİL 1 : zbabayev@erciyes.edu.tr E-MAİL 2 :...

KAYIT FORMU TEL : 0 (354) 242 1002 FAKS :. 0 (354) 242 1005. E-MAİL 1 : zbabayev@erciyes.edu.tr E-MAİL 2 :... Türkiye İnşaat Mühendisliği XVII. Teknik Kongre ve Sergisi KAYIT FORMU İnşaat Mühendisleri Odası TMMOB ADI SOYADI : Ziyafeddin BABAYEV KURULUŞ :. Erciyes Üniversitesi YAZIŞMA ADRESİ :. E.Ü. Yozgat Müh.

Detaylı

BARTIN ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ METALURJİ ve MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ METALİK MALZEMELERİN ÇEKME VE BASMA DENEY FÖYÜ

BARTIN ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ METALURJİ ve MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ METALİK MALZEMELERİN ÇEKME VE BASMA DENEY FÖYÜ BARTIN ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ METALURJİ ve MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ METALİK MALZEMELERİN ÇEKME VE BASMA DENEY FÖYÜ Deney Adı: Metalik Malzemelerin Çekme ve Basma Deneyi 1- Metalik Malzemelerin

Detaylı

ÇELİK YAPILAR (2+1) Yrd. Doç. Dr. Ali SARIBIYIK

ÇELİK YAPILAR (2+1) Yrd. Doç. Dr. Ali SARIBIYIK ÇELİK YAPILAR (2+1) Yrd. Doç. Dr. Ali SARIBIYIK Dersin Amacı Çelik yapı sistemlerini, malzemelerini ve elemanlarını tanıtarak, çelik yapı hesaplarını kavratmak. Dersin İçeriği Çelik yapı sistemleri, kullanım

Detaylı

MMT310 Malzemelerin Mekanik Davranışı 3 Tokluk özelliklerinin belirlenmesi Kırılma Mekaniği

MMT310 Malzemelerin Mekanik Davranışı 3 Tokluk özelliklerinin belirlenmesi Kırılma Mekaniği MMT310 Malzemelerin Mekanik Davranışı 3 Tokluk özelliklerinin belirlenmesi Kırılma Mekaniği Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir 2011-2012 Bahar Yarıyılı 3. Tokluk özelliklerinin belirlenmesi 3.1. Kırılma 3.2. Kırılmayla

Detaylı

İmal Usulleri. Plastik Şekil Verme

İmal Usulleri. Plastik Şekil Verme İmal Usulleri Plastik Şekil Verme 1 Asal gerilimlerin bulunması 2 3 boyutlu gerilim için Hooke kanunu ve Poisson oranı 3 4 Çapı 10mm olan pirinçten yapılmış bir çekme numunesine eksenel yönde bir kuvvet

Detaylı