BRAH M KAYPAKKAYA SEÇME YAZILAR. Nisan 20

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BRAH M KAYPAKKAYA SEÇME YAZILAR. Nisan 20"

Transkript

1 BRAH M KAYPAKKAYA SEÇME YAZILAR Umut Yay mc l k Nisan 20

2 K NC BASKIYA ÖNSÖZ KÜÇÜK GRUPLAR VE BÜYÜK CÜRETLER 2003 y l n n yaz aylar nda bir grup yolcu, Malatya n n köylerinden arabayla geçerken, yol kenar nda bulunan kay s lardan bir miktar almak isterler. Kendilerine yetecek kadar kay s toplar ve tarla sahibi köylüye ücretini vermek isterler. Bu s rada yolculardan birisi köylüye: Amca sen brahim Kaypakkaya diye birisini tan r m s n? diye sorar. Böyle bir soru kar s nda afallayan, bir o kadar da kayg lanan köylü duraksar. Yolcu sözüne devam eder: Biz onun yolda lar y z! Bunu duyan köylünün yüzünde, içten içe duydu u memnuniyetin ifadesi olarak bir tebessüm belirir ve sözünü sak nmaz: Koyun o paran z cebinize, ben Kaypakkaya n n yolda lar ndan para almam! Aradan geçen 30 y la ra men Malatya köylüleri onu unutmuyorlar. brahim Kaypakkaya, mücadele prati i içerisinde belli bir süre faaliyet sürdürdü ü Malatya n n köylüleri üzerinde derin bir iz b rakm t r. Hiç ku kusuz ki bu tan nman n bir nedeni de yolda lar n n Onun görü lerini rehber edinip, bu bölgede faaliyetlerini devam ettirmeleridir. Bu tan nma ve sahiplenmede; brahim Kaypakkaya n n, elinizdeki kitapta ortaya koydu u görü leri, ileriye sürdü ü tezler, Türkiye devrimci hareketinde pek çok tabuyu yerle bir eden bilimsel analizleri belirleyicidir. TC fa izmi kar nda ilkelerinden ve görü lerinden ödün vermeyerek i kencehanelerde katledilen Kaypakkaya n n bilimsel tezler do rultusunda geli tirdi i s n f analizine

3 dayanan görü leri, Onun Türkiye i çi s n f ve emekçi halk taraf ndan sahiplenilmesini de beraberinde getirmi tir. Ve hiç üphesiz ki bugün, onun kurucusu oldu u Proletarya Partisi nin siyasal hatt na ruh veren, brahim Kaypakkaya n n temel teorik görü leridir. Bu görü ler kand r, ate tir ve çarpan koca bir yürektir. Ülkemizde ya anan siyasal süreç, bu görü lerin lehine tan kl n sürdürüyor. Bu siyasal hattaki derin öz ve zengin siyasal hazine kavranmadan bu görü lerin hakk n vermek olas de ildir. Marksizm-Leninizm-Maoizmin evrenselli ini Türkiye gerçe i ile tutarl ca kayna t rabilen Kaypakkaya, uluslararas özelliklerle ulusal harmanlamada örnek bir tutum göstermi tir. Mustafa Suphi sonras tek komünist önderdir Kaypakkaya; biricik Marksist-Leninist-Maoist görü tür Kaypakkaya n n görü leri. Öyle ki, onlarca y ll k çöl sessizli ini, zifiri karanl bozup, ortaya koydu u görü lerle, kendi alan n n Olimpuslu Jupiteri olmu tur. leriye sürdü ü tezlerin anlam ve önemi; komünist önder Mustafa Suphi nin Kemalistlerce katledilmesi ve onun ard ndan Türkiye Komünist Partisi ni ele geçiren. Hüsnü revizyonistiyle birlikte, 1970 lere kadar süren, yakla k 50 y ll k suskunlu un, devrim ad na piyasaya sürülen, her türden revizyonist dü üncenin, Kemalizm kuyrukçulu unun, sosyal ovenizmin, Türk hakim s n flar n n pe ine tak lman n, s n f hareketini pasifize etmenin ve modern revizyonizmin ortaya ç kmas yla birlikte, i çi s n f hareketini bu burjuva teorinin pe ine takma anlay lar n n var oldu u bir ortamda ileriye sürüldü ü bilindi inde daha bir anla l r. Örne in bugünden bak ld nda, Kemalizm ya da Kürt Sorunu meselesinde, devletin niteli i konusunda belli bir bilinç seviyesine eri ilmi tir. Bu hiç ku kusuz ki toplumsal prati in bir tezahürüdür. Ancak buna ra men halen bu konularda yanl anlay lar oldu unu da bilmek gerekiyor. Bu konular n tart lmas n n deyim yerindeyse birer tabu oldu u ko ullarda, ileriye sürdü ü tezlerin önemi ve de eri, bugünden bak ld nda daha bir anla l rd r. Çünkü ileriye sürdü ü tezlerin do rulu u, toplumsal pratik taraf ndan defalarca kan tlanmaktan geri durmam t r ve halen de durmamaktad r. te bugün, Proletarya Partisi nin kendisine temel ald bu görü ler; ülkenin yap s n ve devletin niteli ini do ru biçimde tahlil eden; devrimin karakteri, yolu, hedefleri, dostlar ve dü manlar sorununa net bir ekilde aç kl k getiren; Kemalizmin ipli ini pazara ç kar p te hir dire ine m hlayan; ulusal sorun, özelde Kürt ulusal sorununu o ana dek hiç kimsenin ula amad bir uzak görü lülükle do ru bir ekilde çözümleyen Kaypakkaya n n görü leridir. Elinizdeki kitap bu görü lerin birinci elden ifade edilmesidir.

4 Bu kitapta bir araya getirilen yaz lar n n kendili inden ortaya ç kmad, tersine bu dü üncelerin ve onlara yön veren Marksist-Leninist-Maoist dünya görü ünün, onun ya ad dönemin toplumsal prati inin ürünü oldu unu önemle ifade etmek gerekir. Kaypakkaya n n görü lerinin, toplumsal prati in; 1968 den 1970 e Haziran i çi direni i ve köylülerin toprak i galleriyle ekillendi ini belirtmek gerekir. Ve bununla birlikte uluslararas alanda Büyük Proleter Kültür Devrimi nin, dünyay sarsan muazzam ideolojik kas rgas ve bu kas rgan n Türkiye deki s n f mücadelesi ile bütünle mesi onun ideolojik-siyasal hatt n yaratm t r. Dü ünceleri incelendi inde, onun subjektivizmin ve dogmatizmin dü man oldu u çok net bir biçimde ortaya ç kar. O, tahlilci, sorgulay c ve irdeleyicidir. Bu özelli ini o y llarda mücadele arkada olan Ali Ta yapan n u sözlerinde bulmak mümkün: deolojik çizgi benimseme ve sürdürme tutumunda edilgen al c de ildi brahim. Devrimci prati i gözden geçirildi i zaman bu özelli i görülüyor. Çapa döneminin ba lar nda hepimiz T P taraftar yd k. Sol ö retiyi özümleyi düzeyimiz geriydi, daha i in ba ndayd k. T P in mitinglerinden duyduklar m z, iki-üç solcu yazar n makalelerinden okuduklar m z, sa dan soldan kulak içi ettiklerimiz teorik bilgimizin toplam n olu turuyordu. T P e güveniyorduk, gidi attan memnunduk. Tam bu ho nut ortamda brahim in memnuniyetsizli i uç verdi. Sorgulamas z, irdelemesiz çizgi benimseyi imizden, edilgen nitelikli düz taraftarl m zdan ho nutsuzdu. O nun bu ç k dengelerimi sarst, galiba T P e güvenmiyor ku kusuna kap ld m. Ku kumu dillendirdim. T P öncümüzdür, bu aç k, ama o da hata yapabilir. Hatalar a mas, geli mesi bilinçli taraftarlar sayesinde mümkün olur. Bilgili taraftarlar olal m, bunun için okuyup kendimizi geli tirelim. dedi brahim. 1 Yukar daki örnekteki tavr n tüm mücadele ya am boyunca sürdürmü tür. T P içerisinde ba layan bu sorgulama, analiz etme, meselelere ele tirel yakla ma, yanl at p, do ruyu alma ve bunu yaparken de asla ve asla toplumsal pratikten kopmama, somut artlar n somut tahlili ilkesini her daim uygulamada sebat etmi tir. MDD (Milli Demokratik Devrim) ak m içerisinde de ayn tavr n sürdürmü ve art k dü üncelerinin olgunla m birer ifadesi diyebilece imiz yaz lar nda da T KP revizyonizmine kar tutarl ve bilimsel ele tirilerini getirmi tir. Devrimci mücadele içerisinde yer almaya ba lad y llarda; gerek uluslararas alanda ve gerekse de Türkiye de sol dü ünce yay l yor, devrimci fikirler yükseliyordu. Bu ortam meselelere yakla m yla birle ti inde, onun geli imi ve dü üncelerinin olgunla mas aç s ndan muazzam olanaklar yarat yordu dönemi üniversiteli gençlik içerisinde devrimcileri tan maya, eylemlere kat lmaya ba lad döneme denk gelir. Bu dönemde; devrimciler aras nda Milli Demokratik Devrim-

5 Sosyalist Devrim tart malar vard r. Bu tart malar T P ve Fikir Kulüpleri Federasyonu içerisinde yo un olarak yap lmaktad r. 3 Ocak 1967 de ANT, 17 Kas m 1967 de Türk Solu dergileri yay nlanmaya ba lar. ANT dergisi, T P yanl s görü leri, Türk Solu MDD yanl s görü leri savunmaktad r. Ba ta T P in sosyalist devrim görü lerini savunur. Ancak zamanla dü ünceleri de i ikli e u rar y l n n güzünde MDD tezinde ikna olur. Bunu o dönemler mücadele arkada olan Arslan K l ç a öyle ifade eder: Yahu ben yan lm m. Sosyalist devrim görü ü Türkiye için hatal d r. Art k ben de MDD görü ünü savunuyorum. Lenin in bu konudaki kitaplar n da okudum der.2 MDD tezini benimsedikten sonra Türk Solu dergisine yaz lar yazmaya ba lar. Bu yaz lardan, 18 Kas m 1969 tarih ve 105 nolu Türk Solu dergisine kapak olan, De irmenköylülerin Mücadelesine Omuz Verelim ba l kl yaz ya burada de inmekte yarar vard r. Bu yaz n n belli bölümlerinde sonradan giderek olgunla acak ve prati e dökülecek dü üncelerinin ipuçlar vard r: ki yanl e ilim: Köylülerle ili kilerimizde arkada lar m z aras nda iki yanl e ilime ahit olduk. Ve bu e ilimleri ele tirerek hemen düzeltme yoluna girdik. Birincisi, köylülerin kendine güven duymas n engelleyen, onlar pasifizme iteleyen, Biz yapar z siz bekleyin e ilimi. Kayna n küçük burjuva bireycili inden ve halka yaranma kayg s ndan alan bu e ilim, kitlelerin gücünün ortaya ç kmas n engelledi i, onlar n ileriye dönük yanlar n göremedi i ve kurtulu lar n ba kalar na b rakt için tehlikelidir ve hemen düzeltilmesi gerekir. kincisi, Biz hiçbir eyiz, siz her eydiniz, e ilimi. Bunun kayna da yine popülizmdir, halk dalkavuklu udur. Kitlelerin geri yönlerini de erlendiremeyen, onlar n bilinç ve örgütlenme düzeylerini hesaba katmayan, onlar her durumlar yla ba üstünde tutan bu e ilim de bilinçli militanlar, halk n kuyru una takt için en az birinci kadar tehlikelidir. Biz her iki e ilimi de ele tirerek düzelttik ve bunlar n yerine, köylülerle gençlerin beraberli i ilkesini koyduk. Devrimciler, De irmenköy Mücadelesinden Yeni Dersler Ç kard lar: De irmenköylülerin toprak mücadelesi, örgütlenme, propaganda, ajitasyon konusundaki bilgilerimizi derinle tirdi ve zenginle tirdi. Devrimci mücadelemizin, i çi s n f n n öncülü ünde, i çi köylü ittifak temeli üzerinde, bütün milli s n flar n kat ld bir köylü sava olaca, devrimin temel gücünü köylülerin te kil edece i yolundaki görü ümüzü do rulayarak küçük burjuva bireyci e ilimlere kar bizi uyard. Yine De irmenköylülerin toprak mücadelesi, kitlelerle ba olan ve meslekten devrimci üyelerden te ekkül eden, demir disiplinli proleter

6 sosyalist bir örgütün zorunlulu unu gösterdi ve ilerde mutlaka kurulacak olan bu örgütün do mas na bu günden katk da bulundu. 3 Bu yaz s nda, özellikle köylülük, köylüler içerisinde çal ma, köylülerin toprak mücadelesi ve devrimin yolunun nas l olmas gerekti i üzerine; sonradan daha da netle tirdi i ve elinizdeki yaz larda somutlad dü üncelerinin ipuçlar vard r. Aktif profesyonel mücadele içerisinde yer almaya ba lad ktan sonra özellikle köylüler ve i çiler aras nda, köylülerin ve i çilerin mücadeleleri içerisinde yer alarak, toprak i galleri ve grevleri gözlemleyerek, sosyal pratikten somut teorik aç l mlar ç karmaya, bilimsel analizler yapmaya ba lam t r. Kaypakkaya n n bu yönü; köylülerin mücadelesi içerisinde yer almas ve buradan somut sonuçlara ula mas, onun özellikle Haziran Büyük çi Direni inden ç kartt ve çok önemli olan somut analizlerin gölgesinde kalm t r. Bu y llarda köylülerin durumunu, mücadelesini ve toprak taleplerini gözlemlemesi, onun çi-köylü ittifak temelinde ve temel gücünü köylülerin olu turdu u bir köylü sava tezinin somut verilerini olu turan bu örnekler, Do u Anadolu Bölge Komitesi içerisinde yürüttü ü faaliyetlerle birle ince daha da somutla arak, tahlillerini bir üst a amaya s çratm ; ve Türkiye devriminin temel meseleleri hakk nda net ve berrak bir senteze ula t rm t r. Kaypakkaya n n bu özelli i, sonraki mücadele ya am nda da devam etmi ve yeri geldi inde de inece imiz gibi, toplumsal pratik içerisinde olaylar ve olgular çözümleyerek, analize tabi tutarak, buradan bilimsel sentezlere, sonuçlara ula m t r. Onun bu yöntemi kullanmas, ileriye sürdü ü tezlerin bugün hala esasta geçerlili ini korumas n n en önemli nedenidir. lk önce ö renci gençli in, sonra köylülerin mücadelesinin, ard ndan da i çi hareketinin içerisinde yer alma ve buralardan bilimsel sonuçlar ç karma, Do u Anadolu faaliyeti içerisindeyken, Kürt Ulusal Sorunu ve hiç ku kusuz ki Kemalizm gibi meselelerde, somut ve berrak çözümlemeler yaparak, bu analizlerini, basit ama oldukça etkili bir dille sentezleyebilmi tir. te bundand r ki; pek çok meselede bir sonuç olarak ileriye sürdü ü tezlerin do rulu u ve bilimselli i, sosyal prati in devam nda döne döne kendisini kan tlamay sürdürebilmi tir. 1 Temmuz 1969 tarihinde onbe günde bir bas lan çi-köylü kitle gazetesi ç kart lmaya ba lan r. çi-köylü gazetesinin sat na, da t m na MDD ci herkes kat l r. brahim Kaypakkaya da çi-köylü gazetesinin çal anlar ndan ve yazarlar ndan birisidir. Ancak MDD tezi içerisinde de farkl anlay lar savunanlar vard r. Aral k 1969 ile Ocak 1970 aylar nda MDD saflar nda ayr ma ya an r. MDD esprisi etraf nda toplanan saflar içerisinde ba l ca üç ayr görü ve ak m olu maktayd. Birincisi, sözcülü ünü Mihri Belli nin yapt görü ; MDD cuntac, yani devrim için

7 halk kitlelerinin yarat c eylemini de il, bir subay grubunun tepeden inme darbesine bel ba layan e ilimi ifade ediyordu;.. ikinci görü : Sözcülü ünü muhtelif zamanlarda Yusuf Küpeli, Deniz Gezmi, Mahir Çayan, M. Ramazan Aktolga gibi gençlerin yapt klar devrim için yine halk kitlelerinin yarat c eylemine de il, küçük öfkeli ayd nlar veya seçkinler grubunun kitlelerden kopuk soyut anti-emperyalist eylemlerine bel ba l yorlard. Üçüncü ana görü ise; sözcülü ünü Do u Perinçek, ben ve Ömer Özerturgut, At l Ant, Gün Zileli stanbul da; Bora Gözen, brahim Kaypakkaya, Muzaffer Oruço lu nun yapt klar esas niteli i, devrimin i çi ve köylü kitleleri taraf ndan gerçekle ebilece ine inanan görü tü. 4 Bu ayr madan sonra Ayd nl k Sosyalist Dergi (ASD) ve Proleter Devrimci Ayd nl k (PDA) dergileri ç kart lmaya ba lan r. PDA ve çi- Köylü gazeteleri çevresinde bulunanlarla birlikte hareket eder. Hatta bu yüzden kaba sald r lar n boy hedefi haline gelir.5 PDA saflar nda kalmas, onun meselelere yakla m hakk nda bize ipucu vermektedir. O y llarda mücadele arkada olan Ali Ta yapan n, brahim at lgan bir yap ya sahipti, bu özelli i k stas al nd nda, MDD ayr mas nda do al olarak Dev-Genç kesiminde kalmas gerekiyordu. Ama, öyle olmad, sava m çizgisinde sertli in az oldu u Ayd nl k hareketini tercih etti. Bunun nedeni olmal. Kan mca u: Komünist önderlerden Lenin, Stalin ve Mao nun eserlerini okudu, Sovyet ve Çin devrimlerinin deneyimleri hakk nda bilgi sahibi oldu, kitlelerin gücüne yaslanan devrimci ayaklanmayla, düzen ordusunun bir kesimince yap lan askeri darbe aras ndaki niteliksel farkl l n ayr m na vard. Mihri Belli nin cuntac l na ele tiri yönelten Ayd nl k grubunu kendine yak n gördü, tercihini ona yapt. 6 biçiminde ifade etti i bu durum; giderek Marksist-Leninist-Maoist teoride belli bir yetkinli e ula t ve meselelere duygusal, subjektif de il; tamam yla bilimsel ve objektif yakla t n n, dü üncelerinin sa lam bir teorik yakla m üzerinden yükseldi inin ifadesi olarak görülmelidir. Kaypakkaya bu ayr ma sonras çi-köylü gazetesinin stanbul daki Yaz Kurulu içerisinde ve stanbul bürosunda çi Komitesi sorumlusu olarak faaliyetine devam eder. Bu süre içerisinde, köylülerin toprak i galleri ve i çilerin grev ve eylemleri içerisinde yer al r. Bu i gal ve direni lerden gazeteye haber geçer. Ayn zamanda dersler ve deneyimler edinir Haziran 1970 Büyük çi Direni i ba lad nda Ankara dad r. Direni haberini duyar duymaz 15 Haziran Pazartesi günü gece yar s stanbul a hareket eder. 16 Haziran günü stanbul da ve i çilerin aras ndad r. Bu i çi direni ine de yine ayn sorgulay c l kla yakla arak önemli dersler ç kar r ve Haziran Büyük çi Direni i, ki Çizgi Aras ndaki Mücadelenin ekillenmesi Ve PDA Revizyonizminin Bir Daha

8 K l k De i tirmesi ba l kl, elinizdeki kitapta yer alan çal mas nda bu direni ten ç kard derslerden yararlan r Haziran çi Direni inden sonra PDA çevresi kadrolar n büyük bir k sm, sonbaharda yap lmas planlanan Sosyalist Kurultay gerekçesiyle köylük bölgelere yollan r. Bu süreçte Çorum dad r. Yakla k 2 ay boyunca bölgedeki çal malara kat l r. Bu çal malar sonucunda arkada lar yla birlikte, Çorum linde S n flar n Tahlili 7 ba l ad alt nda yay nlanacak olan makalenin materyallerini toplar. Nisan Toplant s n n ard ndan, Ankara da Oral Çal lar, Gün Zileli ile birlikte toplanan bu materyaller üzerinde çal r ve yaz ya son eklini verir.8 Sosyalist Kurultay, PDA çevresinin 1970 y l sonbahar nda, bu yolla bir parti kurma amac n n bir arac olarak ileriye sürülür. Sosyalist Kurultay çal mas ndan bir sonuç elde edilmez. Ancak bu tart malarda Kaypakkaya ile PDA yöneticilerinin aras ndaki görü ayr l klar n n filizlenmeye ba lad n görmekteyiz. Bu nokta önemlidir. Ankara da Do u Perinçek in odas nda yap lan tart mada, srarl bir biçimde da a ç kma ve silahl mücadeleyi ba latma dü üncesini ileri sürer.9 Bu meseleye yakla m n o y llarda mücadele arkada olan Cem Somel Sosyalist Kurultay meselesinden ç kan tart mada Garbis Alt no lu, brahim Kaypakkaya, Muzaffer Oruço lu ve Adil Oval o lu birlikte Do u Perinçek e muhalefet ediyordu. 10 diye aktarmaktad r. Muzaffer Oruço lu ise; T kan kl, krizi Sosyalist Kurultay la a amayaca m za inan yorduk. Bu kurultaydan devrime öncülük edecek bir partinin ç kmas n hayal etmenin gülünç oldu unu söylüyorduk 11 eklinde anlat mlarda bulunmaktad r Nisan 1971 y l nda 30 kadar T KP kadrosu Ankara da Hukuk Fakültesi nde bir araya gelir. Toplant da T KP yönetimi ile Kaypakkaya n n da aralar nda bulundu u 6 ki i kar kar ya gelir.12 Kat l mc lardan Oral Çal lar olu an havay öyle özetliyor: Toplant da hava çok gergindi. Kaypakkaya PDA y silahl mücadeleyi ba latmamakla suçluyor, hatta sosyalist kurultay önerisine istinaden Mao ile K v lc ml bir araya gelmez. Bu sizin yapt n z ikiyi bir etmektir diyordu. Perinçek ise son derece sekter bir üslupla ba r p ça r yor, t pk Mahir Çayan ile ipleri kopard gibi, Kaypakkaya ile aram zdaki ipleri kopar yordu. 13 Ve yine toplant ya kat lan Gün Zileli de olu an görü ayr l n net bir biçimde ifade ediyor: Ço umuz oradayd k. Kaypakkaya, silahl mücadeleyi vermemek için ayak geriyorsunuz diyordu. 14 Bu toplant n n tarihsel bir önemi oldu unu kaydetmek gerekir. lk defa T KP yönetimi ile aras ndaki görü ayr l klar resmile tirilmi oluyordu. T KP e yönelik daha önceden ele tirileri oldu u aç kt ve bunlar Sosyalist Kurultay vb. tart malarda dile getiriyordu. Ancak, kadrolarla birlikte yap lan bu tart ma ile birlikte farkl dü ünceleri aç ktan aç a dillendirilmi

9 oluyordu. Ve bu toplant öncesinde yaz ld anla lan ve Kaypakkaya n n elinizdeki yaz lar nda Nisan Toplant s ba l ad alt nda, Özele tiri konusunda geçmi i etrafl bir ekilde tahlil ederek, PDA revizyonizminin durmadan k l k de i tirdi ine i aret ettik, samimi davran lmad na i aret ettik (bak: Özele tiride Cesur ve Samimi Olal m ) diyerek belirtti i ve Mart 1971 tarihli mektubun toplant öncesinde kaleme al nd na dikkat çekmek gerekir. Bu mektupla birlikte T KP e kar dü üncelerinin giderek sistemle ti ine tan k olmaktay z.15 Kaypakkaya; 12 Mart 1971 darbesiyle birlikte art k illegal faaliyet sürdürmeye ba lar. Bir k s m T KP Merkez Komitesi üyesinin yakalanmas yla birlikte, T KP Merkez Komite Yedek Üyesi olarak konumland r l r. Bu s rada henüz 22 ya ndad r ve Do u Anadolu Bölge Komitesi nde faaliyet sürdürmektedir. 16 Eylül 1971 y l nda, T KP Merkez Komitesi Ankara da toplan r. Toplant ya o s rada Antep de faaliyet sürdüren Kaypakkaya kat lmaz ancak 29 A ustos tarihli ve Yolda lar ba l kl bir yaz gönderir. Toplant ya kat lmamas n n nedenini kendi ifadesiyle (B)irinci sebebi, burada ç kan aksiliktir. (Oral Çal lar n yakalanmas kastediliyor bn.). kinci sebebi ise, oraya gelmemin herhangi bir fayda sa lamayaca n, aksine tart malar normal seyrinden ç kart p belki de zararl bir yola sokaca konusunda, bende uyanan kanaattir. 17 diyerek anlat r. Bu yaz s nda giderek T KP in örgütsel anlay ndan koptu unu, T KP revizyonizminin sol ve sa oportünizmini sistemli bir ekilde ele tirdi ini görmekteyiz. Ve yine Kemalizm konusunda da giderek netle ti ine ve Kemalizmi çözümlemede bir s çrama yapt na tan k olmaktay z. Yaz s n n sonunda yer alan u sat rlar bu s çraman n somut bir ifadesidir: Kemalizm konusunda, metindeki görü lere kat lm yorum. Kemalizm kurtulu sava n n içindeyken emperyalizm ve feodalizm ile uzla maya ve kar devrimcili i temsil etmeye ba lam t r. Halka ve komünistlere alçakça dü manl k gütmü ve onlardan gelen her hareketi gaddarca ezmi tir. Mao Zedung un Yeni Demokrasi kitab na ald dipnotunda, Stalin de bundan söz ediyor. Ayr ca nurov un kitab ndaki bilgiler son derece ö reticidir. M. Kemal in tam ba ms zl k ilkesi pratikte (1938 e kadarki iktidar döneminde) görüldü ü gibi, emperyalizme teslimiyet, yar sömürgecili i seve seve kabullenmektir. M. Kemal in Sun Yat Sen ile k yaslanmas do ru de ildir. Olsa olsa Çan Kay- ek le k yaslanabilir y l sonlar nda T KP nin kongre yapmas gündeme gelir. T KP Merkez Komitesi kongrenin Aral k 1971 de yap lmas dü üncesindedir. brahim Kaypakkaya ise 1-15 Ocak 1972 tarihleri aras nda toplanmas n önerir. 7 Aral k 1972 tarihli Bir Köylük Bölgedeki Yönetici Yolda lara Mektup adl yaz s bu dönemde kaleme al n r.

10 Bu kitapta yer verdi imiz yaz lar n n tarihlerinden; onun zaman kaybetmeksizin kongreye haz rlanmaya ba lad n görmekteyiz. Hedefi, T KP içerisinde ileri ç kan militan kadrolar etkilemektir. Bu amaçla; T KP den ayr ld ktan sonra, Kaypakkaya önderli inde olu turulan Koordinasyon Komitesi nce yeniden gözden geçirilen (kendisinin de revizyonizmle örgütsel ayr l ktan sonra asl na ba l kal narak yeniden kaleme al nd diyerek ifade etti i) yaz lar haz rlar. lk yaz s Kürt sorununu detayl ca inceledi i, Aral k 1971 tarihli Türkiye de Milli Mesele dir. Daha sonra ise tarih s ras yla Ocak 1972 de pe pe e üç yaz kaleme al r. Ba kan Mao nun K z l Siyasi ktidar Ö retisini Do ru Kavrayal m ba l kl ve silahl mücadeleyi irdeleyen makaleyi, Parti anlay na ili kin olarak, T KP Program Tasla n n Ele tirisi ba l kl makaleyi ve Kemalizmi inceleyen afak Revizyonizminin, Kemalist Hareket, Kemalist ktidar Dönemi, kinci Dünya Sava Y llar, Sava Sonras Ve 27 May s Hakk ndaki Tezleri ba l kl makaleyi kaleme al r. Bu s ralarda T KP ten kopmay dü ünmektedir. Muzaffer Oruço lu, bu süreci, bo T KP den ayr lmam z gerekti ini ileri sürdü T KP le aram zda temel görü ayr l klar olmas na ra men kar ç kt m nin k aylar nda, Tunceli ve Kürecik te bo yla aramda iddetli tart malar oldu. bo, parti kongresinin anti-demokratik bir tarzda düzenlendi ini, buna kat lman n, bize zaman kayb ndan ba ka bir ey getirmeyece ini, ayr l m z ilan etmemiz gerekti ini savundu. 19 diye anlatmaktad r. 7-8 ubat 1972 tarihinde Muzaffer Oruço lu ile beraber DABK toplant s n yaparlar. Toplant ya komitenin di er üyesi hasta oldu u için kat lamam t r. Toplant sonucunda DABK ubat Karar n kaleme al r. Kararlarda, daha önceden çe itli kereler ele tirdi i T KP ne kar sistemli ele tirilerini tekrarlar. Bu durum T KP önderli ini oldukça rahats z eder. Kaypakkaya için ölüm karar öneren mektuplar yaz l r.20 Bunun için çe itli haz rl klar yap l r. Ancak tesadüf eseri bu haz rl klar atlatarak,21 M. Oruço lu ile birlikte Do u Perinçek le görü meye gider. 26 Mart 1972 tarihinde Söke de görü me yap l r. D. Perinçek le aras nda ya anan oldukça sert tart malardan sonra T KP ten koptu unu ilan eder. Bu kopu sonras nda Haziran 1972 tarihli afak Revizyonizmi le Aram zdaki Ayr l klar n Kökeni Ve Geli mesi T KP Revizyonizminin Genel Ele tirisi ba l kl makalesini kaleme al r. T KP ten koptuktan sonra h zla yeni bir örgütlenmenin temellerini atar. Ayn zamanda önceki yaz lar n gözden geçirir. Bu yaz larda ileriye sürdü ü tezler do rultusunda, yolda lar yla birlikte Türkiye Komünist Partisi Marksist Leninist i ve onun askeri örgütlenmesi olan Türkiye çi Köylü Kurtulu Ordusu nu; ayn zamanda da TKP/ML nin komsomol örgütlenmesi Türkiye Marksist

11 Leninist Gençlik Birli i ni kurarken, bu kitaptaki makalelerde ifade etti i programatik görü ler do rultusunda prati ini ekillendirir. Bu yaz lar nda Türkiye devriminin yolunu, karakterini incelemi ve s n f analizine dayanarak önemli meselelerde Türkiye devrimi için senteze varm t r. Bu senteze ula t, yaz lar nda oldukça aç k/net olan Kaypakkaya n n; devrimci yönteminin, meseleleri bilimsel ele al n n, olaylara ve olgulara s n fsal aç dan yakla mas n n iyi kavranmas gerekir. Devrimci mücadele içerisindeki tutumunu genel olarak pratikte en ilerici olana göre belirledi i, bu tavr kapsam nda da sürekli bir teorik hesapla ma ya ad görülmektedir. Örne in; sosyo-ekonomik yap tahlilini politik devrimci mücadelesinin belli bir a amas nda olgunla t rm t r. Çorum linde S n flar n Tahlili ve Kürecik Bölge Raporu gibi çal malar, teoriyi pratikten ç kard na örneklik te kil ederken, mücadeleye ili kin geli tirdi i tezlerle yön verdi i hareket ise teoriyi tekrar prati e yans tt n n somut ifadesi olmu tur. Bütün bunlar O nun sürekli bir ara t rma-incelemesorgulama prati i içerisinde oldu unu ve bu prati inden ç kard sonuçlar sentezledi ini göstermektedir. Bu, O nun ileriye sürdü ü tezlerin anla labilmesi aç s ndan önemli bir olgudur. T P içinde yer almas, zamanla farkl la mas, MDD ak m içinde yer almas ve zamanla farkl la mas, MDD içindeki ayr mda beklenenin aksine DEV-GENÇ d nda ve iddet konusunda daha pasif bir tav r içinde olan PDA içinde kalmas, burada ay r c ve bir o kadar da Kaypakkaya y Kaypakkaya yapan, onun ileriye sürdü ü dü üncelerinin ve bu anlamda elinizde somutlanan yaz lar n bilimsel bir temele oturmas, bizzat pratik içerisinde olgunla arak, uygulanabilirli ini sa lamas aç s ndan da önemli bir özelliktir. Bu ay r c özellik Marksist-Leninist-Maoist klasikleri ve dünyadaki geli meleri özenle okuyan, takip eden brahim in teoride olgunla mas ndan, yetkinle mesinden ileri gelir. Yani brahim teoriden önce pratik tutum içinde devrimci idi. Bunu zamanla hesapla ma içinde teorik düzeyde de yerine getirdi. Bunun kavranmas önemlidir. Bu kavrand oranda; bu kitapta yer alan Ba kan Mao nun K z l Siyasi ktidar Ö retisini Do ru Kavrayal m ve DABK ubat Kararlar afak Revizyonistleri, Ba Çeli meyi dealist Bir Tarzda Tespit Ediyor gibi yaz lar nda irdeledi i Türkiye nin sosyo-ekonomik yap s n n tespiti ve bu tespitin bilimselli i, bu bilimselli in kökenleri yeterince anla lmaz. Bu nokta önemlidir. Çünkü ekonomik-toplumsal statünün niteli i, devrimin karakteri ve perspektifleri sorunuyla do rudan ili kilidir. Bu sorunun tahlilinden sonrad r ki di er sorunlara tam aç kl k getirilebilir. Demek ki, sosyo-ekonomik yap i in anahtar d r. Bu kitapta yer alan yaz lar nda ekonomik yap tahlilinde Marksizm-Leninizm-Maoizmin evrensel ölçütlerini ulusal somuta uygulayarak, hem kendisini dogmato-

12 revizyonizmden ve hem de bunun tersyüz edilmi kar t ucu sa oportünizmden ay r r. Ülkemiz, Kaypakkaya n n bilimsel olarak kan tlad gibi, siyasi, iktisadi ve kültürel geli mesi e itsiz yar -sömürge, yar -feodal bir yap ya sahiptir. Birçok emperyalist devletin sömürü ve bask s na maruz kalan yar sömürge bir ülke konumundad r. Bu, yaln zca bugün de il, geçmi ten, daha Osmanl toplumu döneminden beri böyledir. Bu, devrimci yolu izleyen hemen herkesin ortak görü üdür. Ancak sorun, ülkemizin yaln zca yar sömürge oldu unu, yani çe itli emperyalistlerce talan edilip ya maland n kabullenmek de ildir. Bu noktaya ula mak önemlidir, ancak yeterli de ildir. Bu kabul edi in yar -feodal çözümlemeyle tamamlanmas gereklidir, bu zorunludur. te Kaypakkaya y farkl k lan ve ço unlukla görmezlikten gelinen yanlar ndan birisi de; elinizdeki yaz larda oldukça berrak bir biçimde çözümledi i yar -feodalizm gerçe idir. Lenin, yar -feodal iktisadi varla may, kapitalizmin ve feodalizmin özelliklerinin say s z ve birbirinden ay rt edilmeyen çe itlerinin içiçe geçti i bir sistem olarak niteler. Ödenmemi art -emek, do rudan üreticiden yar feodal tarzla gaspedilir. Böyle bir tarzda, kapitalizm mi egemen, feodalizm mi egemen biçiminde bir soru sorulamaz. Lenin, bu anlay a bir eczac terazisine koyup kapitalizm mi, feodalizm mi a r basar biçimindeki bir yakla m, ki inin kendi budalal n Marksizm e atfetmesidir diye alayc bir üslupla kar koyar. Bugün aç s ndan ülkemizde var olagelen durum tam da budur. Komprador-feodal üretim ili kilerinin egemen oldu u, emperyalizmin kendi varl n n temeli olan bu ili kileri ve kapitalizm öncesi sömürü biçimlerini korumaya ve devam ettirmeye çal t bir yar feodal statüyle kar kar yay z. Özellikle ülkemizde bu statünün sonucu olarak toprak sorunu, bölgelere göre de i iklik gösterse de önemli bir sorun olarak varl n devam ettirmektedir. Tar m topraklar sorunludur. Tar m topraklar nda mülkiyet sorunu ya anmaktad r. 4 milyon tar m i letmesinden 102 bininin hiç topra bulunmamaktad r. Bu durum özellikle Güneydo u Anadolu Bölgesinde çok önemli bir sorun olarak ortaya ç kmaktad r. Bu bölgede 362 bin tar m i letmesi bulunmakta olup bu i letmelerin 29 bini topraks zd r. 21 bin i letmenin topra ise 5 dekardan daha azd r 22 Üstüne üstlük uygulanan emperyalizm güdümlü tar m reformlar, b rakal m köylülerin toprak talebinin kar lanmas n, giderek köylülerin açl kla kar kar ya kalmalar n beraberinde getirmi tir. K rsal bölgede açl kla kar kar ya kalan köylüler, ehirlere göç etmi ancak, varolan kapitalizmin komprador nitelikli olmas ndan kaynakl olarak ehirlerde istihdam olanaklar n n olmamas, yeni sorunlar da beraberinde getirmi tir. Herkesçe bilinir ki, emperyalizm ko ullar nda yar -sömürge bir ülkede, emperyalizme ra men iç dinami i ile geli en bir kapitalizmin egemenli i

13 asla mümkün de ildir. Emperyalizmin iradesi d nda da olsa fabrika yapan fabrika sanayinin, böyle bir ülkenin sanayisinin niteli ini belirlemesi gerçeklerle alay etmek olur. Türkiye de kapitalizm Osmanl n n son dönemlerinden itibaren dünya kapitalizminin ola an geli me trendine uygun raya girmi ve bunu Cumhuriyet döneminde de sürdürmü olan Türkiye, 1929 Krizi esnas nda atm oldu u sanayi temelleri d nda, uygulad politikalar kendi iradesiyle geli tirememi tir , , ve 1980 ve sonralar Türkiye deki politikalar n hakim Bat ekonomilerinin ç karlar do rultusunda ekillendirildi i aç kça izlenebilmektedir 23 olarak ifade edildi i gibi komprador karakterli bir kapitalizmdir. Geri ülkeleri ba ml l k a lar içine alan emperyalizmin daima iki e ilimi vard r. Birincisi, emperyalizmin bu ülkelerde kapitalizmi geli tirmesi, ikincisi, kösteklemesidir. Ama aslolan ikincisidir. E er böyle olmasayd Stalin in u sözlerinin bir anlam olmazd : Tüm muti ve askeri gücüyle emperyalizm, Çin de tüm bürokratik-askeri üst yap s yla birlikte feodal kal nt lar destekleyen, onlara esin veren, onlar besleyen ve muhafaza eden güçtür. Emperyalist politikalar do rultusunda ekillendirilen Türkiye ekonomisi, kendi dinamikleri üzerinden yükselmemi tir. Emperyalizme ba ml biçimlendirili sanayi sermayesi üzerinden de il, tefeci, asalak, rantiye sermayesi üzerinden olmu tur. Bir kere hangi türde olursa olsun, bir birikim stratejisinin hegemonik olabilmesi için, toplumsal art büyütecek olan s n f diliminin (yani sanayi sermayesinin) ç karlar n veri almas na ba l iken, Türkiye de uygulanan ekonomi politikalar, üretken sermayeden çok üretken olmayan s n f dilimlerinin ç karlar n gözetti. çi s n f n n s rt ndan gerçekle tirilen radikal operasyon, s n f hareketini bir kriz dinami i olmaktan ç karamad gibi sanayile menin dinamizmine de herhangi bir katk da bulunmad. hracata yönelik yeni birikim stratejileri, sanayi sermayesi yerine mali sermaye ile spekülatif sermayenin geni lemesine, dolay s yla üretmeden zengin olan küçük bir rantiye kesiminin palazlanmas na yarad 24 Netice itibar yla brahim Kaypakkaya n n bu yaz lar nda bilimsel olarak ortaya koydu u yar -sömürge, yar -feodal bir ülke gerçe iyle kar kar yay z. Böyle bir gerçekle yüzyüze olan bir ülkede o ülkenin komünistlerine dü en görev, yar -sömürge, yar -feodal statüden kaynaklanan antiemperyalist, anti-feodal çeli meleri saptamakt r. Bu gerçe i berrakça çözümleyen brahim Kaypakkaya; anti-feodal, anti-emperyalist çeli melerden hareketle devrimin niteli ini burjuva demokratik devrim

14 olarak tespit eder. Devrimimizin stratejik hedefini de emperyalizm, feodalizm ve komprador kapitalizm olarak saptar. Kaypakkaya n n dü ünceleri de, ortaya koydu u teorik aç l mlar da, günümüz ko ullar n yads yabilecek, set olu turacak ya da onun gerisinde kalacak özellikler arz etmemekte, tersine her Marksist-Leninist-Maoist dü üncede oldu u gibi, yeniye aç k ve yeni ko ullara geli tirilerek uyarlanmas gereken bir sistemati e sahiptir. Yaz lar nda konuyla ilgili ortaya koydu u tezler temel yakla mlar ve tahlilleri itibar yla geçerlili ini bütünüyle korurken; öte yandan bu tezlerin ileriye sürüldü ü tarihten itibaren günümüze kadar üphesiz baz de i imler-geli meler de olmu tur. Ancak bu geli meleri, de i meleri, 2000 y l program na da e ildi imizde, 1923 y l ndan beri ya anm olan tüm ba ml l k ili kilerinin, daha da s k la m bir biçimde sürdürüldü ünü görmekteyiz de25 ifade edildi i gibi daha da s k la t n, ba ml l n daha da katmerle ti i anlam nda kulland m z ifade edelim. Bu yüzden; ileriye sürdü ü tezlerin do rulu unun; ülkemiz somutunda son ya anan geli melerle bir kez daha somutland n /kan tland n görmek a rt c olmamal d r. Bu de i imleri k saca özetlersek: Emperyalizmin bugün yar -sömürgelere ve ayn kategorideki ülkemize yükledi i görevler var. Emperyalistler, bizim gibi ülkelere hemen her alanda yo un bir talan politikas dayat yor. Bu politika, ülkemizin tüm kaynaklar n n emperyalizm taraf ndan s n rs zca kullan lmas na olanak sa layacak yeni ekonomik ko ullar n yarat lmas n, yar -sömürge ülke zenginliklerinin, gelir kaynaklar n n talan edilmesini, sömürülmesini, gasp n içermektedir. Hat rlanaca gibi; 24 Ocak kararlar na dek ekonomi, ithal ikameci model üzerinde yürüyordu; tekelci (uluslararas ) kapitalizmin tüm yar sömürgelere oldu u gibi bize de, özellikle ikinci payla m sava ndan sonra dayatt klar model buydu. Devlet eliyle desteklenen sanayinin d a ba ml kapitalist bir çizgide bir ölçüde geli ti i, önemli bir birikimin ba ml sanayiye temel sa lad do rudur. Fakat, yar -sömürgelerde y llarca uygulanan bu ithal ikameci kalk nma modeli buralarda belli bir kapitalist geli meyi sa lasa da, özü itibar yla ve esas olarak emperyalizme ba ml l, yar sömürgecili i peki tirdi. 24 Ocak kararlar n n uygulanmaya ba lad 1980 li y llarda, bu model yerini yeni bir modele b rakt : hracata dayal geli me modeli. Bu model neyin varsa sat modelidir. Son yirmi y ld r uygulanan ve imdilerde son s n r na varan bu modelle yirmi y l önce iki haneli rakamlarla ifade edilen borçlar üç haneli rakamlara t rmanm bulunuyor; ülke, e ine rastlanmad k borç-faiz sarmal ile bunal m n n en derinini ya yor. Türkiye D ticaret aç nda dünyada ikinci s rada Kay t d ekonomide 16.5 katrilyon ile

15 birinci TL en çok de er kaybeden para...nüfusun %20.2 si sosyal güvenceden yoksun 1 milyon sokak çocu u ve 6 milyon çocuk i çinin var.. 26 oldu u bir duruma gelmi durumda. Kapitalist dünya piyasas, frenleyici engellerinden kurtulmu uluslararas sermayeye teslim edilmi durumda. Bu arada kapitalistemperyalist sistemin bir parças durumundaki Türkiye için de durum ayn d r. Yeniden yap land rma süreci ile tekelci sermayenin ç karlar n sa lama almayan her ey, her ili ki biçimi, her ekonomik-örgütselgeleneksel ekilleni yeniden biçimlendirilip de i tirilmek isteniyor. Bunun için özelle tirme sald r s pervas zca sürdürülmekte, gümrük duvarlar kald r lmakta, tekelci sermayenin d hareketindeki tüm engeller yok edilmektedir. Bunun anlam ; toplumsal üretimin emperyalistlerin üretim fazlal l na ve iç pazar n ihtiyaçlar na göre ayarlanmas ve ekonomik liberalizmin getirdi i serbestiyle iç kaynaklar m z n emperyalist tekellere pe ke çekilmesi/hiç pahas na sat lmas (transferi), eme in art -de er, faiz, kâr vb. biçimler alt nda daha da insafs zca sömürülmesidir. Bunun anlam ; iç ekonomik süreçlerin, uluslararas sürecin hizmetinde sözde verimlilik çizgisinde tekelci sermayenin ç karlar do rultusunda yeniden düzenlenmesidir. Bunun anlam, kapitalist emperyalist ülkelerin çözemedi i krizin yar -sömürge ülkelere ihraç edilerek hafifletilmesidir. Bunun için de ilk elden yap lmas gereken özelle tirme ile K T ve benzeri kurulu lar n devlet kapitalizmi niteli ine son vermek ve bu alanlar sermayenin özelle tirilmi hareket alan haline getirmek ve bu eksende devleti her alanda küçültmektir. Ekonomiden ula ma oradan e itime ve sa l a ve hatta savunmaya dek her alanda özelle tirme politikas uygulanmakta ve bu en hayati alanlar bile tekelci sermayenin yönetimi, gözetimi ve denetimine sokulmaktad r. Bu, kölele tirmedir. Bu, dizginsiz bir boyun e dirmedir. Yaln zca iktisadi teslimiyet de il, ayn zamanda siyasal, askeri ve bunun da ötesinde sermayenin kültürel boyun e dirmesidir. çiye, emekçiye, memura, küçük esnafa dayat lan y k md r; sosyal y k m da katlan lamaz biçimde içeren çok yönlü bir y k m. Bu, özelle tirme üzerinden kitlesel i sizlik ve i sizli in yayg nla t r lmas, sermayenin d hareketi ve devlet korumac l n n bitirilmesi üzerinden k rsal nüfusun ve dolay s yla tar m n y k m, IMF ve Dünya Bankas n n direktifleriyle memurun y k m, esnaf ve küçük i letmecinin iflas, zincirlerinden bo anm uluslararas sermayenin bask s ile ülke pazar n n talan d r. Nas l m? te birkaç rakam: Türkiye de çal an nüfusun %49 unu olu turan ücretlilerin milli gelirden ald klar pay, 1996 y l nda % 25.8 di. Bu tutar n da %54 ünü kamu, kalan n özel kesim ücretlileri al yordu. gücünün milli gelirden ald pay 1999 da %30.7 ye kadar ç km t. Ama 2000 y l nda tam

16 iki puan azalma oldu ve i gücünün pay %28.7 ye dü tü. Ülke milli gelirinin %10 gibi rekor düzeyde geriledi i 2001 de deh etli küçülme toplumun tüm kesimlerinde bir refah kayb yaratmakla beraber, krizden en fazla etkilenen kesimleri, gelir piramidinin zaten alt nda olan ücretli kesimler, tar m kesimi ve devletin yard m na muhtaç emekli, dul, yetim kesimleri olu turuyor. Sava y llar bir yana b rak l rsa tarihin en yo un i sizli ini ya ayan Türkiye de toplumsal kesimler mutlak yoksulla ma ile nispi yoksulla may iç içe ya yorlar 27 Öte yandan yeniden yap land rma ile tekelci (uluslararas ) sermaye ve bat l emperyalist devletlerin birikmi borçlar n n aksat lmadan zaman nda ödenmesi de IMF, Dünya Bankas, Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararas kurulu lar n öngördü ü ekonomik reçeteyle güvence alt na al nmaktad r. Dünya Bankas eski ba ekonomistlerinden Prof. Stiglitz in dedi i gibi: IMF ülkenizi mezata ç kar yor 28 Bu kurulu lar sermayenin d hareketindeki herhangi bir düzensizli e meydan vermeyecek biçimde ekonomiye müdahale ediyor ve emperyalist sermayenin giri ve ç k ta güvenceli, rahat dola m n sürdürmesini düzenlemektedir. Devlet, yeniden yap land rma siyasetinin neden oldu u sald r lara kar geli ecek muhtemel direni leri, grevleri, i galleri, toplumsal muhalefeti, s n f hareketlerini de zor araçlar yla etkisizle tirmeye dönük yap land r lm t r. Devlet, yeniden yap land rma program n n uygulanmas kar s ndaki direni odaklar n ezmek ve bast rmak için öteden beri tam bir zaptiye görevi üstlenmi haldedir. Bu nedenle Türkiye h zla silahlanmaya devam etmektedir Y l Silahlanma Raporu na göre Türkiye 8.9 milyar dolarla silahlanmaya en çok harcama yapan 14. ülke 29dir. Emperyalizmin bugün tepe noktas görülen küreselle me ile dayat lan yeniden yap land rma politikalar yaln zca ezilenlere, eme e kar de il, ayn zamanda birkaç düzine uluslararas tekelin daha küçük birçok tekele de sald r hareketidir. Ancak, sermayenin eme e sald r s asloland r. Tüm dünya birkaç düzine tekel taraf ndan talan edilmektedir. Brezilya y, Arjantin i ve son y llarda ülkemizi de içine alan bunal m n temelinde yatan emperyalizmin yeni ili ki biçiminin yar -sömürgelere dayatt çizgidir. Yar -sömürgelerdeki mali krizler küreselle menin sald r lar d r. Emperyalizmin yar -sömürgelere uygulad /uygulatt rd politikalar n neden oldu u y k m ve de i im Türkiye de de önemli noktalara ula m durumdad r. Türkiye de ekonomi yönetimi siyasal iktidar n etkinlik sahas n n d na ç kart lmak istenmektedir. Bu, emperyalizmin son y llarda geli tirmek istedi i yeni bir doktrin olarak sunulmaktad r. Bu eski doktrin, günümüzde yar -sömürgelerde emperyalist sömürünün yayg nla mas ve derinle tirilmesi amac yla yeniden yap land rma ad alt nda uygulamaya sokulmu durumdad r. Bu politikalar n sonucu olarak i çi ve emekçi

17 kesimlerin hak alma mücadelesi parçalanmas ve sömürünün en vah i tarzda gerçekle tirilmesi sa lanmaktad r. Türkiye de ekonomi ile ilgili kurumlar n ba na IMF, DB ve ABD ile ili kili uzmanlar yerle tirilmektedir. Ve siyasi iktidar n bu kurumlara talimat vermesi engelleniyor. Sadece görü al -veri inde bulunaca benimsenmi durumda. IMF ile ili kilerde de siyasal iktidar n tüm görevleri IMF taraf ndan saptanmakta ve iktidar bunlar uygulamakla görevli hale gelmektedir. TC nin yapt tüm anla malarda da ayn ili ki geçerlidir. Bilinmelidir ki, bu yeni hukuk gerçekte bir hukuk de il, egemen olan n tüm ili kide esas söz sahibi olmas d r. Efendi u ak ili kisinde esas ilke budur. Bu esas ilke çerçevesinde emperyalizm politikalar n en rahat bir ekilde nas l uygulayabilecekse bunu hayata geçirmektedir. Yar -ba ml devletlerde bürokrasinin i levi artt r lmakta, her ey emperyalizmin ç karlar na ve istemlerine uygun hale getirilmektedir. Böylece halk n ve kimi egemen s n f kliklerinin siyasal iktidar üzerindeki etkisi de en aza indirilmek istenmektedir. Bu da yar -sömürge ülkeler ile emperyalizm aras ndaki ili kinin gerçek karakterinden ba ka bir ey de ildir. Ve hiç ku kusuz ki; tüm bu süreçte ya ad klar m z u gerçe i bizlere bir kez daha hat rlatmaktad r: Her s n fl toplumda o toplumun yap s n belirleyen temel çeli me üretici güçler ile üretim ili kileri aras ndaki çeli medir. Bu çeli me çözülmedikçe toplum bir a amadan di er bir a amaya geçemez. Yani nitelik de i tiremez. Bu çeli menin s n fsal iradesi ise, üretici güçlerin geli mesini sa layacak yeni üretim ili kisini temsil eden s n flar ile üretici güçlerin önüne engel olarak dikilen eski ve köhnemi üretim ili kilerinin tamamlad s n flar aras ndaki çeli medir. Türkiye de toplumsal geli menin motorunu sa layan temel çeli me, art k a lmas zorunlu hale gelmi olan eski üretim ili kilerini temsil eden emperyalizm, komprador kapitalizm ve feodalizm ile üretici güçlerin h zla geli mesinden yana olan proletarya, köylülük, kent küçük burjuvazisi ve milli burjuvazi aras ndaki çeli medir. Temel çeli menin tutucu yan n emperyalizm ile onun yerli u aklar olan komprador burjuvazi ve feodalizmin art klar olan büyük toprak a alar aras ndaki ittifak olu turmaktad r. Bu s n flar, yar sömürge, yar -feodal iktisadi yap n n egemenleri ve temsilcileridir. Bu iktisadi yap n n üzerinde yükselen yar -sömürge devlet; emperyalizmin u a bu iki yerli s n f n halk s n flar n bask alt nda tutmas n n, ezmesinin ve sömürmesinin arac d r. Bir toplumdaki temel çeli me, o toplumdaki, toplumsal devrimin niteli ini ve kar -devrim ile devrim kamplar n n s n fsal içeri ini belirler. Türkiye de temel çeli menin bu ekilde olu mas toplumsal devrimin henüz burjuva demokratik devrim a amas nda oldu unu ortaya koymaktad r.

18 Türkiye toplumunun iktisadi yap s ve buna dayanan s n fsal güçler mevzilenmesi, sosyalist devrimin do rudan gündeme getirilmesini engellemektedir. Türkiye henüz burjuva demokratik devrimini gerçekle tirmemi, yar -sömürge ve yar -feodal bir toplumdur. Di er yandan, Türkiye devletinin çok uluslu bir devlet olarak kurulmas ve pazar ç karlar u runa Kürt ulusunun azg n bir ulusal bask alt na al nm olmas da, bir ba ka demokrasi sorunu olarak gündeme girmektedir. Tüm bunlardan ve brahim Kaypakkaya n n net ve berrak çözümlemelerinden hareketle toplumumuzdaki ba l ca çeli meleri s ralarsak: Toplumumuzda dört ba l ca çeli me mevcuttur: 1) Feodalizmle halk y nlar aras ndaki çeli me, 2) Emperyalizmle halk y nlar aras ndaki çeli me, 3) Burjuvazi ile proletarya aras ndaki çeli me, 4) Hakim s n flar n kendi aralar ndaki çeli me, Bunlar ba l ca s n fsal çeli melerdir. Ve toplumun ileriye do ru hareketinin de i ik yönlerini tan mlamaktad r. Bunlardan halk y nlar n n feodalizm ve emperyalizmle olan çeli meleri demokratik halk devriminin sonucunda tamam yla çözülecektir. Ne var ki proletarya ile burjuvazi aras ndaki çeli menin tam anlam yla çözümü ancak sosyalist devrim ile mümkün olabilecektir. Hakim s n flar n kendi iç çeli kileri ise, bunlar (yani komprador burjuvazi ve büyük toprak a alar ) iktidardan ala a edildikleri ve iktisaden tasfiye edildiklerinde do al olarak ortadan kalkm olacakt r. Bu ba l ca çeli melerden biri, di erinin geli imi ve çözümleri yolundaki mücadele süreci üzerinde tayin edici etki icra eder. Bu, toplumdaki ba çeli medir, Türkiye de ba çeli me u an feodalizmle halk y nlar aras ndaki çeli me dir. Çünkü feodalizmle halk y nlar aras ndaki çeli me di er ba l ca çeli meler üzerinde tayin edici bir etki icra etmektedir. Önce halk y nlar n n emperyalizmle olan çeli mesini ele alal m. Ülkemizde u anda emperyalizmin do rudan i gali alt nda de ildir. Emperyalist sömürü ve talan onun ülke içinde u akl n yapan egemen s n flarca yürütülmektedir. Dolay s yla, emperyalizme kar yürütülecek mücadele mevcut durumda ancak içteki ba çeli menin kavranmas yla mümkündür. Feodalizme indirilecek her darbe, emperyalizmin ülke içindeki ayaklar n kesmek demektir. Feodalizmle halk y nlar aras ndaki çeli menin belirli bir keskinlik seviyesine ula mas ndan sonra muhtemeldir ki, emperyalistler u aklar n koruyabilmek için do rudan müdahale etmek zorunda kalabilirler. Böylesi bir durumda ise, emperyalizmle mücadele halk m z aç s ndan pratik bir sorun olarak gündeme gelecektir. Di er yandan feodalizmle halk y nlar aras ndaki çeli menin çözüme do ru geli mesi burjuvazi-proletarya çeli mesini güçlendirecek ve olgunla t racakt r. Çünkü

19 feodal ve yar -feodal üretim ili kilerinin y k m na do ru olan bir geli me kaç n lmaz olarak iki modern s n f olarak burjuvazi ve proletaryay güçlendirecek, bu geli menin çözümü ise ancak anti-feodal devrimin ba ar lmas yla gündeme gelebilecektir. Feodalizmle halk y nlar aras ndaki çeli menin ba çeli me olmas de i mez bir durum de ildir. Örne in ülkemizin emperyalizmin (tek veya toplu olarak) i gali alt na girmesi durumunda milli çeli me ön plana ç kacak ve di er çeli melerin geli imi üzerinde, belirleyici bir etki icra eden bir ba çeli me haline gelebilecektir. Ba çeli menin tespiti, komünistler için kavranacak halkay bulmak aç s ndan önemlidir. Dolay s yla, bugün ülkemizde feodal kal nt lara kar mücadele di er bir deyi le do rudan toprak devrimi için mücadele, s n f mücadeleleri içinde kavranacak esas halkad r. Ancak bu çeli menin çözümü için verilecek mücadele sayesindedir ki, di er ba l ca çeli meler daha da olgunla acak, keskinle ecek ve demokratik devrimin son a amas na do ru, bir bütün olarak, emperyalizm-feodalizm ve komprador kapitalizm ile halk m z aras ndaki temel çeli me nihai çözümü için gündeme gelecektir. Devrimin yolunu ve karakterini, ülkenin ekonomik-siyasal yap s n tahlil ederek net bir biçimde ortaya koyan Kaypakkaya; Kemalizm tahlilinde bu analizini daha da derinle tirmi tir. Çünkü Kemalizm tahlili ayn zamanda ülkeye egemen olan, devlet iktidar n elinde bulunduran s n flar n ve ülkenin sosyal-siyasal yap s n n tahlilidir. Türkiye yi, yar -sömürge yar feodal bir ekonomik-siyasal yap olarak belirleyen Kaypakkaya, bunu somut ara t rmalara dayand rm t r. Be y ll k profesyonel mücadele tarihi, teoriyi pratikten ç karma Marksist-Leninist-Maoist anlay n n somut bir yans mas olarak elinizdeki yaz larda ortaya konmaktad r. Yar -sömürge yar feodal ülke gerçe inden hareketle, devrimin karakterinin demokratik devrim oldu unu, proletarya önderli inde gerçekle tirilecek olan devrimin, emperyalizm ve proleter devrimler ça nda, burjuva demokratik devrim de il, demokratik halk diktatörlü ü ve buradan ise kesintisiz olarak sosyalizme geçilmesini savunur. Kemalist devrimin burjuva demokratik devrimi tamamlad n iddia edenlere kar, emperyalizm ve proleter devrimler ça nda, burjuvazi önderli inde burjuva demokratik devrimler ça n n kapand n ve bu görevin art k proletaryan n omuzlar nda oldu unu net bir ekilde ortaya koyar. Kemalizmin s n fsal tahlilinin önemi burada ortaya ç kar. Çünkü Kemalizmin s n fsal karakteri, ilerici, küçük-burjuva ya da Türk ulusal burjuva olarak saptand nda, onun önderlik etti i kurtulu sava da antiemperyalist olarak nitelendirilecek ve proletaryan n bu anti-emperyalist sava desteklemesi de istenecektir. Çünkü anti-emperyalist karakterli bir

20 s n f, feodalizmi tasfiye edecek, yani, burjuva demokratik devrimi tamamlam olacakt r. Ülkemizde pek çok anlay, Kemalizmin s n f tahlilini yanl saptamalar sonucu soruna böyle yakla m lard r. Kemalizmin söylemlerine hep s cak bakm lar ve Kemalistlerin burjuva demokratik devrimi gerçekle tirdi i, feodalizmi tasfiye ettikleri sonucuna varm lard r. Onlar, emperyalizm ve proleter devrimler ça nda, burjuva demokratik devrimine burjuvazinin önderlik edemeyece i eklindeki Marksist-Leninist-Maoist teoriyi böylelikle aç k bir biçimde reddetmi lerdir. te Kaypakkaya, ilk defa Kemalizmin s n fsal karakterini net ve berrak biçimde ortaya koyan; Kemalizm konusunda 50 y ll k kör suskunlu u parçalayan yegane ki i olmu tur. Y nlar, emekçiler ve Türkiye Devrimci Hareketi on y llarca Kemalizmin kuyru unda ilerledi. Gençlik ve ayd nlar Kemalist ideolojinin esiri oldu. Her yanda Kemalizme teslimiyet egemendi. Kemalizme ilerici, devrimci payeler biçiliyor, herkes daha çok Kemalist gözükmek için birbiriyle yar yordu. Küçük-burjuva sol örgütler bile Kemalizm kar s nda ellerini iki yana dü ürüyor ve ona devrimcilik yak t r yorlard. Kemalizm hayranl n n her yan sar p sarmalad bir ortamda, ruhlar n Kemalizm ate iyle on y llarca ate lendi i bir sürecin ya and bir dönemde, Kaypakkaya, komünist bir iti postulat yla Kemalizmi kap d ar etti. Kemalizme var gücüyle yüklendi, y llar n suskunlu unu, çöl sessizli ini bozdu. Kaypakkaya, Kemalizmin i birlikçi s n f hareketini aç a ç kard ; ve ona devrimcilik yak t ranlar tepeden t rna a ele tiri süzgecinden geçirdi. Yaln zca bu da de il, onun Kürt ulusuna ve az nl k milliyetlere uygulad ulusal bask y, ak l almaz deh eti gözler önüne serdi. PDA saflar ndaki Kemalizm hayranl na güçlü darbeler indirdi. Elli y ll k kasvetli hava, yeni ve cesur tezlerle ayd nlan yor, Kemalizmin as l yüzü, onun çözümlemeleriyle aç a ç k yor, kitleler ve devrimci hareket do rular yakalamada ilk kez tutarl, yal n, apaç k bir gerçekle kar kar ya kal yordu. Bu tezleriyle, Türkiye devrimci ve komünist hareketinin önündeki en önemli engellerden biri, tepeden t rna a hallaç pamu u gibi savrulmu oluyordu. Kemalizmin s n f karakterinin tahlili, beraberinde cumhuriyet tarihinin tutarl bir de erlendirmesini de gündeme getirdi. Cumhuriyet tarihinden bu yana var olagelen iktidar n, komprador burjuvazi ve büyük toprak a alar n n fa ist diktatörlü ü oldu unu; fa izmin ülkemizde ba ndan bu yana devlet ekli olarak hüküm sürdü ünü; u ya da bu hükümetin i ba na gelmesinin devletin fa ist niteli ini de i tirmedi ini; parlamentonun sadece maske i levi gördü ünü oldukça net bir biçimde ortaya koyarak bu alanda da önemli çözümlemeler yapt. Yar -sömürge,

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

DEVRİM KOLEKTİF DEHADIR Toplumda her gün tekrarlanan, olup biten olaylara yüzeysel bakmak yaygındır, neredeyse bir düşünce sistemi özelliği

DEVRİM KOLEKTİF DEHADIR Toplumda her gün tekrarlanan, olup biten olaylara yüzeysel bakmak yaygındır, neredeyse bir düşünce sistemi özelliği DEVRİM KOLEKTİF DEHADIR Toplumda her gün tekrarlanan, olup biten olaylara yüzeysel bakmak yaygındır, neredeyse bir düşünce sistemi özelliği kazanmıştır. Özel mülkiyet ilişkilerine dayalı düşünce biçimi

Detaylı

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sn. Nurettin CANİKLİ nin Kredi Kefalet Kooperatifleri Ortaklarının Borçlarının Yapılandırılması Basın Toplantısı 24 Eylül 2014 Saat:11.00 - ANKARA Kredi Kefalet Kooperatiflerinin

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 i Bu sayıda; 2013 Cari Açık Verileri; 2013 Aralık Sanayi Üretimi; 2014 Ocak İşsizlik Ödemesi; S&P Görünüm Değişikliği kararı değerlendirilmiştir.

Detaylı

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor! Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor! Dursun YILDIZ topraksuenerji 21 Ocak 2013 ABD Petrol İhracatçısı Olacak. Taşlar Yerinden Oynar mı? 1973 deki petrol krizi alternatif enerji arayışlarını arttırdı.

Detaylı

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ 12 NİSAN 2013-KKTC DR. VAHDETTIN ERTAŞ SERMAYE PIYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın

Detaylı

Ara Dönem Faaliyet Raporu MART 2014

Ara Dönem Faaliyet Raporu MART 2014 MART 2014 Raporun Ait Olduğu Dönem : 01.01.2014 31.03.2014 Bankanın Ticaret Ünvanı : TAIB YatırımBank A.Ş. Genel Müdürlük Adresi : Yüzbaşı Kaya Aldoğan Sokak Aksoy İş Merkezi No. 7 Kat 3 Zincirlikuyu,

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL Sözlerime gayrimenkul ve finans sektörlerinin temsilcilerini bir araya

Detaylı

Danışma Kurulu Tüzüğü

Danışma Kurulu Tüzüğü Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu Otel Yöneticiliği Bölümü Danışma Kurulu Tüzüğü MADDE I Bölüm 1.1. GİRİŞ 1.1.1. AD Danışma Kurulu nun adı, Özyeğin Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu ve Otel

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar, Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar, Orman ve Su İşleri Bakanımız Sn. Veysel Eroğlu nun katılımları ile gerçekleştiriyor olacağımız toplantımıza katılımlarınız için teşekkür ediyor,

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

KURUL GÖRÜ Ü. TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler. Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A..

KURUL GÖRÜ Ü. TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler. Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A.. KURUL GÖRÜ Ü TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A.. Kurul Toplant Tarihi : 18/10/2011 li kili Standart(lar) : TFRS 2, TFRS

Detaylı

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ Savaş AYBERK, Bilge ALYÜZ*, Şenay ÇETİN Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Kocaeli *İletişim kurulacak yazar bilge.alyuz@kou.edu.tr, Tel: 262

Detaylı

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007 Enerji ve Kalkınma Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007 Kırılma Noktası Dünyanın gerçeklerini kırılma noktalarında daha iyi kavrıyoruz. Peşpeşe gelen, birbirine benzer damlaların bir tanesi bardağın

Detaylı

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU 2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU I- 2008 Mali Yılı Bütçe Sonuçları: Mali Disiplin Sağlandı mı? Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan 2008 mali yılı geçici bütçe uygulama sonuçlarına

Detaylı

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ Belirli amaçları gerçekleştirmek üzere gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulan ve belirlenen hedefe ulaşmak için, ortak ya da yöneticilerin dikkat ve özen

Detaylı

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

İşletme Gelişimi Atölye Soruları İşletme Gelişimi Atölye Soruları Şemsettin Akçay Satış Pazarlama ve İnovasyon Mühendisi İşletmenizi Başarıya Götüren 50 Soru! Bir gün küçük kızımız Lara (o zaman 3.5 yaşındaydı): Baba deniz gölgesi nedir,

Detaylı

TEDAŞ Dışında Bir Elektrik Tedarikçisinden Elektrik Almak İçin Hangi Koşullar Gerekmektedir?

TEDAŞ Dışında Bir Elektrik Tedarikçisinden Elektrik Almak İçin Hangi Koşullar Gerekmektedir? Sık Sorulan Sorular? TEDAŞ Dışında Bir Elektrik Tedarikçisinden Elektrik Almak İçin Hangi Koşullar Gerekmektedir? TEDAŞ dışında elektrik alabilmeniz için Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu'nun belirlediği

Detaylı

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi : 2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ Anayasa nın 49. Maddesi : A. Çalışma Hakkı ve Ödevi Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek,

Detaylı

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Değerli konuklar, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) çalışmaları kapsamında düzenlediğimiz Kurumsal Yönetim konulu toplantımıza hepiniz hoş geldiniz. 11 Aralık 2001 tarihli Bakanlar

Detaylı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/03/201203... 1 of 5 6 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28225 Atatürk Üniversitesinden: YÖNETMELİK ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ASTROFİZİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi 30 Temmuz 2012 ĐÇĐNDEKĐLER Dönem Revizyon Notları........ 3 Derecelendirme Metodolojisi........ 5 Notların Anlamı.........

Detaylı

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Beşinci İzmir İktisat Kongresi Finansal Sektörün Sürdürülebilir Büyümedeki Rolü ve Türkiye nin Bölgesel Merkez Olma Potansiyeli 1 Kasım

Detaylı

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor? Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor? Doç.Dr. Nilgün GÖRER TAMER (Şehir Plancısı) Her fakülte içerdiği bölümlerin bilim alanına bağlı olarak farklılaşan öznel

Detaylı

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 Attila Hancıoğlu ve İlknur Yüksel Alyanak Sağlık programlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve ileriye yönelik politikaların belirlenmesi açısından neonatal, post-neonatal

Detaylı

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN UYGULANMASINA İLİŞKİN GENELGE (2015/50) Bu Genelge, 25.05.2015

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ 14-15 HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ

İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ 14-15 HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ 14-15 HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ Hazırlayanlar: Gündem Kont, Mine Güneş, Ahmet Toprak Dış İlişkiler

Detaylı

PROJE ODAKLI İŞ GELİŞTİRME; Kent Atölyeleri örneği

PROJE ODAKLI İŞ GELİŞTİRME; Kent Atölyeleri örneği PROJE ODAKLI İŞ GELİŞTİRME; Kent Atölyeleri örneği A.Faruk GÖKSU-ÇEKÜL Vakfı www.cekulvakfi.org.tr www.kentselyenileme.org ÇEKÜL Vakfı, kurulduğu günden bugüne kadar, Kendini Koruyan Kentler adı altında,

Detaylı

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2:

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2: A N A L Z Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2: Sektör Mücahit ÖZDEM R May s 2015 Giri Geçen haftaki çal mam zda son aç klanan reel ekonomiye ili kin göstergeleri incelemi tik. Bu hafta ülkemiz

Detaylı

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi özcan DEMİREL 1750 Üniversiteler Yasası nın 2. maddesinde üniversiteler, fakülte, bölüm, kürsü ve benzeri kuruluşlarla hizmet birimlerinden oluşan özerkliğe ve kamu

Detaylı

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler, Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler, Bu araştırmada Fen Bilgisi sorularını anlama düzeyinizi belirlemek amaçlanmıştır. Bunun için hazırlanmış bu testte SBS de sorulmuş bazı sorular

Detaylı

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (KOSGEB) KOBİ VE GİRİŞİMCİLİK ÖDÜLLERİ UYGULAMA ESASLARI

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (KOSGEB) KOBİ VE GİRİŞİMCİLİK ÖDÜLLERİ UYGULAMA ESASLARI KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (KOSGEB) KOBİ VE GİRİŞİMCİLİK ÖDÜLLERİ UYGULAMA ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1- Bu uygulama

Detaylı

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 18 Aral k 1979 da Birle mi Milletler Genel cinsiyet ayr mc l n yasaklayan ve kad n haklar n güvence alt na alan

Detaylı

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN SOSYAL ŞİDDET Süheyla Nur ERÇİN Özet: Şiddet kavramı, çeşitli düşüncelerden etkilenerek her geçen gün şekillenip gelişiyor. Eskiden şiddet, sadece fiziksel olarak algılanırken günümüzde sözlü şiddet, psikolojik

Detaylı

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler Endüstri Mühendisliğine Giriş Jane M. Fraser Bölüm 2 Sık sık duyacağınız büyük fikirler Bu kitabı okurken, büyük olasılıkla öğreneceğiniz şeylere hayret edecek ve varolan bilgileriniz ve belirli yeni becerilerle

Detaylı

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği Dursun Yıldız SPD Başkanı 2 Nisan 2016 Giriş Gelişmenin ve karşı duruşun, doğuya karşı batının, kuzey kıyısına karşı güney kıyısının, Afrika ya karşı

Detaylı

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür. Mahkememizin yukarıda esas sayısı yazılı dava dosyasının yapılan yargılaması sırasında 06.05.2014 günlü oturum ara kararı uyarınca Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ndan sanık... kullandığı... nolu,

Detaylı

10. Performans yönetimi ve bütçeleme bağlantıları

10. Performans yönetimi ve bütçeleme bağlantıları 10. Performans yönetimi ve bütçeleme bağlantıları girdi süreç çıktı etki, sonuç Üretkenlik,verimlilik, etkinlik Kaynaklar Nihai Hedefler 4.10.2006 1 Yönetim anlaşması en azından aşağıdakileri içermelidir

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı-(Tezli) Yük.Lis. Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı-(Tezli) Yük.Lis. Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı İktisat Anabilim Dalı-(Tezli) Yük.Lis. Ders İçerikleri Mikroekonomik Analiz I IKT701 1 3 + 0 6 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih, Talep, Maliyet, Üretim, Kar, Arz.

Detaylı

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler 1. AB Hukuku ve Tercüman ve Çevirmenler için Metotlar Eğitimi (Ankara, 8-9 Haziran 2010) EIPA tarafından çeşitli kamu

Detaylı

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER Dünyada üretilen krom cevherinin % 90 ının metalurji sanayinde ferrokrom üretiminde, üretilen ferrokromun da yaklaşık % 90 ının paslanmaz çelik sektöründe

Detaylı

ÖZEL MOTORLU TAŞITLAR SÜRÜCÜ KURSLARI TOPLANTISI RAPORU

ÖZEL MOTORLU TAŞITLAR SÜRÜCÜ KURSLARI TOPLANTISI RAPORU ÖZEL MOTORLU TAŞITLAR SÜRÜCÜ KURSLARI TOPLANTISI RAPORU İLERİ ARAŞTIRMALAR ŞUBAT 2016 0 Odamız 15 No.lu Eğitim Meslek Komitesi Üyeleri ve sürücü kursu olarak hizmet veren kuruluşların temsilcilerinin katılımlarıyla

Detaylı

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012 Hazırlayanlar Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi Laura D. Tyson, Kaliforniya Berkeley Üniversitesi Saadia Zahidi, Dünya Ekonomik Forumu Raporun

Detaylı

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri Prof.Dr. Cevat NAL Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarl k Fakültesi Dekan Y.Doç.Dr. Esra YEL Fakülte Akreditasyon Koordinatörü

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

işçiokulu FASİKÜL 7: Sendika nedir? Sendikalar ne işe yarar? Sendikalar: dün, bugün, yarın

işçiokulu FASİKÜL 7: Sendika nedir? Sendikalar ne işe yarar? Sendikalar: dün, bugün, yarın işçiokulu FASİKÜL 7: Sendikalar nasıl doğdu? Günümüze kadar nasıl geldi? Kapitalizm yaşamak için emek gücünü ücret karşılığında sermaye sahibine satmak zorunda kalan işçi sınıfının tarih sahnesine çıktığı

Detaylı

Cümlede Anlam İlişkileri

Cümlede Anlam İlişkileri Cümlede Anlam İlişkileri Cümlede anlam ilişkileri kpss Türkçe konuları arasında önemli bir yer kaplamaktadır. Cümlede anlam ilişkilerine geçmeden önce cümlenin tanımını yapalım. Cümle, yargı bildiren,

Detaylı

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Muş Alparslan Üniversitesi Uzaktan

Detaylı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Siirt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama

Detaylı

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ SAYI : BİR 7-11 MAYIS 2009 ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ Ben siyasi hayatım ve ülke sevdamla ilgili olarak tüm Türkiye yi memleketim bilirim ancak Çemişgezek benim doğup, büyüdüğüm yer. Elazığ Valisi Muammer

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 16 Mart 2015, Sayı: 11. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 16 Mart 2015, Sayı: 11. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 11 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Çağlar Kuzlukluoğlu 1 DenizBank Ekonomi

Detaylı

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ ADANA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMU / 15 2008 BU BİR TMMOB YAYINIDIR TMMOB, bu makaledeki ifadelerden, fikirlerden, toplantıda çıkan sonuçlardan ve basım hatalarından sorumlu değildir. ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL

Detaylı

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar 2013 / 2014 SAYI: 04 Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar Haftanın Bazı Başlıkları Sağ ve Sol Beynin Şifreleri Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları

Detaylı

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz Rakamlarla Sektörümüz: 3 kıtadan 77 ülkeye doğrudan hizmet götüren, Toplam Yatırımı 5 Milyar Doları aşan, Yan sektörleri ile birlikte yaklaşık

Detaylı

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANI FATİH ACAR: - 2008 YILINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TEMELLERİ ATILDI - İLAÇ VE TIBBİ MALZEME KONUSUNDA

Detaylı

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ KÜÇÜK SANAYİ SİTELERİ TEKNOPARKLAR Oda Raporu

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ KÜÇÜK SANAYİ SİTELERİ TEKNOPARKLAR Oda Raporu tmmob makina mühendisleri odası ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ KÜÇÜK SANAYİ SİTELERİ TEKNOPARKLAR Oda Raporu Hazırlayanlar Yavuz BAYÜLKEN Cahit KÜTÜKOĞLU Genişletilmiş Üçüncü Basım Mart 2010 Yayın No : MMO

Detaylı

B E Y K E N T Ü N İ V E R S İ T E S İ S O S Y A L B İ L İ M L E R E N S T İ T Ü S Ü İ Ş L E T M E Y Ö N E T İ M İ D O K T O R A P R O G R A M I

B E Y K E N T Ü N İ V E R S İ T E S İ S O S Y A L B İ L İ M L E R E N S T İ T Ü S Ü İ Ş L E T M E Y Ö N E T İ M İ D O K T O R A P R O G R A M I B E Y K E N T Ü N İ V E R S İ T E S İ S O S Y A L B İ L İ M L E R E N S T İ T Ü S Ü İ Ş L E T M E Y Ö N E T İ M İ D O K T O R A P R O G R A M I İLİŞKİSEL PAZARLAMA 31 MAYIS 2014 K O R A Y K A R A M A N

Detaylı

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama DE/11/LLP-LDV/TOI 147 420 Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama 1. Adınız: 2. İşletmenin Adı: 3. Tarih: Evet Hayır Bilmiyorum 1. Mevcut işinizde mesleki eğitim fırsatlarına erişebiliyor musunuz?

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Şam da Emevi Caminde namaz kılmayı hayal eden Başbakan, hava sahamızı koruyabilmek için NATO dan Patriot füzeleri istemekte, gençlerimize adam gibi ölmekten bahsetmektedir.

Detaylı

Tasarım Raporu. Grup İsmi. Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK. Kısa Özet

Tasarım Raporu. Grup İsmi. Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK. Kısa Özet Tasarım Raporu Grup İsmi Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK Kısa Özet Tasarım raporumuzda öncelikle amacımızı belirledik. Otomasyonumuzun ana taslağını nasıl oluşturduğumuzu ve bu süreçte neler yaptığımıza karar

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi 18 Aralık 2015 İÇİNDEKİLER Dönem Revizyon Notları........ 3 Derecelendirme Metodolojisi........ 5 Notların Anlamı.........

Detaylı

GYODER SEKTÖR BULUŞMASI 28 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ

GYODER SEKTÖR BULUŞMASI 28 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ GYODER SEKTÖR BULUŞMASI 28 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Gayrimenkul yatırım ortaklıklarının değerli yöneticileri, Sermaye piyasalarımızın ve basınımızın

Detaylı

Amacımız Fark Yaratacak Makine Mühendisleri Yetiştirmek - OAIB Moment Expo

Amacımız Fark Yaratacak Makine Mühendisleri Yetiştirmek - OAIB Moment Expo Sayfa 1 / 6 OCAK 2016 SAYI: 92 Gelişen teknolojiye ayak uydurabilen, teknik bilgi ve becerilere sahip fark yaratacak lider makine mühendisleri yetiştirmek üzere yola çıktıklarını belirten MEF Üniversitesi

Detaylı

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA Dersin Amacı Bu dersin amacı, öğrencilerin; Öğretmenlik mesleği ile tanışmalarını, Öğretmenliğin özellikleri

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi 28 Aralık 2012 İÇİNDEKİLER Ara Dönem Revizyon Notları........ 3 Derecelendirme Metodolojisi........ 5 Notların

Detaylı

SOSYAL-EĞİTİM-BEŞERİ BİLİMLER

SOSYAL-EĞİTİM-BEŞERİ BİLİMLER III. ULUSLARARASI KOP BÖLGESEL KALKINMA SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGESİ (22-24 Ekim 2015 Aksaray Üniversitesi) KOP Bölgesi üniversiteleri arasında eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve toplumsal hizmet gibi

Detaylı

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER Şekil-1: BREADBOARD Yukarıda, deneylerde kullandığımız breadboard un şekli görünmektedir. Bu board üzerinde harflerle isimlendirilen satırlar ve numaralarla

Detaylı

ELEKTRİK PİYASALARI 2015 YILI VERİLERİ PİYASA OPERASYONLARI DİREKTÖRLÜĞÜ

ELEKTRİK PİYASALARI 2015 YILI VERİLERİ PİYASA OPERASYONLARI DİREKTÖRLÜĞÜ ELEKTRİK PİYASALARI 2015 YILI VERİLERİ PİYASA OPERASYONLARI DİREKTÖRLÜĞÜ 1 GENEL MÜDÜR SUNUŞU; Gündelik hayatın vazgeçilmez unsuru haline gelen enerji, bireylerin yaşamında ve ülkelerin sosyo-ekonomik

Detaylı

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi Afet Yö netimi İnsan toplulukları için risk oluşturan afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere karşı hazırlıklı olunması, afet anında hızlı ve etkili bir kurtarma, ilk yardım, geçici barındırma

Detaylı

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET DOI= 10.17556/jef.54455 Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 Genişletilmiş Özet Giriş Son yıllarda

Detaylı

TÜRKİYE SERMAYE PİYASALARINDA MERKEZİ KARŞI TARAF UYGULAMASI 13 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ

TÜRKİYE SERMAYE PİYASALARINDA MERKEZİ KARŞI TARAF UYGULAMASI 13 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ TÜRKİYE SERMAYE PİYASALARINDA MERKEZİ KARŞI TARAF UYGULAMASI 13 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın BDDK Başkanım, İktisadi Araştırmalar Vakfı, Borsamız

Detaylı

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler 1.Temel Kavramlar Abaküs Nedir... 7 Abaküsün Tarihçesi... 9 Abaküsün Faydaları... 12 Abaküsü Tanıyalım... 13 Abaküste Rakamların Gösterili i... 18 Abaküste Parmak Hareketlerinin Gösterili i... 19 2. lemler

Detaylı

2001 yılında otomotiv sektörünün dolar bazında cirosu 1997 yılı düzeyine, tekstilin cirosu ise 1999 yılı düzeyine geriledi.

2001 yılında otomotiv sektörünün dolar bazında cirosu 1997 yılı düzeyine, tekstilin cirosu ise 1999 yılı düzeyine geriledi. REEL SEKTÖRDE DE YENİDEN YAPILANMA ŞART GİRİŞ Prof. Dr. Necmi GÜRSAKAL BTSO tarafından beş yıldan beri gerçekleştirilen Bursa da 250 Büyük Firma çalışması bize göre bu şehirde yapılan en önemli çalışmalardan

Detaylı

Para Arzı. Dr. Süleyman BOLAT

Para Arzı. Dr. Süleyman BOLAT Para Arzı 1 Para Arzı Bir ekonomide dolaşımda mevcut olan para miktarına para arzı (money supply) denir. Kağıt para sisteminin günümüzde tüm ülkelerde geçerli olan itibari para uygulamasında, paranın hangi

Detaylı

İŞLETMENİN TANIMI 30.9.2015

İŞLETMENİN TANIMI 30.9.2015 Öğr.Gör.Mehmet KÖRPİ İŞLETMENİN TANIMI Sonsuz olarak ifade edilen insan ihtiyaçlarını karşılayacak malları ve hizmetleri üretmek üzere faaliyette bulunan iktisadi birimler işletme olarak adlandırılmaktadır.

Detaylı

İçindekiler Şekiller Listesi

İçindekiler Şekiller Listesi 1 İçindekiler 1.GĠRĠġ 3 2. Mekânsal Sentez ve Analiz ÇalıĢmaları... 4 3. Konsept....5 4. Stratejiler.....6 5.1/1000 Koruma Amaçlı Ġmar Planı.....7 6.1/500 Vaziyet Planı Sokak Tasarımı....7 7.1/200 Özel

Detaylı

Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi

Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi Amaç Madde 1- Bu Yönergenin amacı; Giresun Üniversitesi'nin akademik değerlendirme ve kalite geliştirme ile stratejik

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 6 Haziran 2016, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 6 Haziran 2016, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 23 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni

Detaylı

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ Doç. Dr. Ülkü TATAR BAYKAL İÜ Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı ve Yönetici Hemşireler Derneği Yönetim Kurulu

Detaylı

2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim

2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim 2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim (TÜSİAD ve UNFPA Ortak Raporunun Değerlendirilmesi) Prof. Dr. Zafer Öztek 27 Kasım 2012 Fütürist Prof. David Passig 2050 adlı eserinde Türkiye nin 2050 yılında Dünyadaki

Detaylı

İNGİLTERE DE ÜNİVERSİTE PLANLAMA VE BÜTÇELEME ÖRGÜTÜ

İNGİLTERE DE ÜNİVERSİTE PLANLAMA VE BÜTÇELEME ÖRGÜTÜ İNGİLTERE DE ÜNİVERSİTE PLANLAMA VE BÜTÇELEME ÖRGÜTÜ University Grants Committee (UGC) Çeviren : Doç. Dr. M. ÂDEM UGC, üniversitenin parasal gereksinmeleri konusunda Hükümete danışman olarak Temmuz 1919'da

Detaylı

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba 1.1 Ara rman n Amac Ara rmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba olarak hizmet vermekte olan; 1. Bütçe ve Performans Program ube Müdürlü ü 2. Stratejik Yönetim ve Planlama

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Senato: 2 Mart 2016 2016/06-6 KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve Kapsam MADDE 1- Bu Yönergenin amacı, Kahramanmaraş

Detaylı

Halkla İlişkiler ve Organizasyon

Halkla İlişkiler ve Organizasyon Halkla İlişkiler ve Organizasyon A. ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEĞİ Halkla İlişkiler ve Organizasyon Hizmetleri alanı, küreselleşen dünya içinde kurum ve kuruluşlar için bir ihtiyaç olarak varlığını hissettirmektedir.

Detaylı

REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014

REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014 REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014 Reform Eylem Grubu nun (REG) ilk toplantısı, Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Volkan

Detaylı

ĠliĢkin Usul Ve Esaslarda Yapılan DeğiĢiklikler Hakkında.

ĠliĢkin Usul Ve Esaslarda Yapılan DeğiĢiklikler Hakkında. 04.06.2014 ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. SİRKÜLER 2014/79 KONU: Yurt DıĢında GerçekleĢtirilen Fuar Katılımlarının Desteklenmesine ĠliĢkin Usul Ve Esaslarda Yapılan DeğiĢiklikler

Detaylı

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR Sektörlere Göre Dağılım 60 %52 50 %39 %46 Tarım 40 Sanayi 30 % 14 %19 %21 İnşaat 20 %8 10 % 1 Hizmetler 0 KADIN ERKEK 2

Detaylı

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder. 8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder. Soru : Din nedir? Din, Allah tarafından gönderilmiştir. Peygamberler

Detaylı

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Genel Esaslar Amaç Madde 1- (1)Bu

Detaylı

DEVLET KATKI SİSTEMİ Devlet katkısı nedir? Devlet katkısı başlangıç tarihi nedir? Devlet katkısından kimler faydalanabilir?

DEVLET KATKI SİSTEMİ Devlet katkısı nedir? Devlet katkısı başlangıç tarihi nedir? Devlet katkısından kimler faydalanabilir? DEVLET KATKI SİSTEMİ Devlet katkısı nedir? Katılımcı tarafından ödenen katkı paylarının %25 i oranında devlet tarafından katılımcının emeklilik hesabına ödenen tutardır. Devlet katkısı başlangıç tarihi

Detaylı

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİNİN TANIMI Yetişkinler din eğitimi kavramını tanımlayabilmek için önce yetişkinler eğitimini tanımlayalım. En çok kullanılan ifade ile yaygın

Detaylı

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ GİRİŞ Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yeni yapısıyla göreve başladığı günden bugüne yargının daha etkin ve verimli bir

Detaylı

UNIVERZITET U TRAVNIKU PRAVNI FAKULTET SOSYAL HUKUK SOSYAL GÜVENLİK T-152/14 MURAT VELİ ÇAKIR

UNIVERZITET U TRAVNIKU PRAVNI FAKULTET SOSYAL HUKUK SOSYAL GÜVENLİK T-152/14 MURAT VELİ ÇAKIR UNIVERZITET U TRAVNIKU PRAVNI FAKULTET SOSYAL HUKUK SOSYAL GÜVENLİK T-152/14 MURAT VELİ ÇAKIR Sosyal Güvenlik Nedir? Sosyal güvenlik, bireylerin ve ailelerin ekonomik ve sosyal risklerle karşılaşmaları

Detaylı

Ordu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Staj Yönergesi Aralık 2007 T.C. ORDU ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ YÖNERGESİ

Ordu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Staj Yönergesi Aralık 2007 T.C. ORDU ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ YÖNERGESİ T.C. ORDU ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ YÖNERGESİ AMAÇ Madde 1- Bu yönergenin amacı; Ordu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin eğitim-öğretim döneminde kazanmış oldukları bilgi, beceri

Detaylı

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Sayın Başkanlar, Sayın KĐK üyeleri, Sayın Katılımcılar, Sayın Basın Mensupları, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Detaylı