İşte, Sondakika Gazetesi farkı... Cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin. İhsanoğlu nu Fox TV Canlı Yayınında oturttukları koltuk

Transkript

1 Fox TV Ana Haber Bülteninde Fatih Portakal ın konuğu olan Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, canlı yayında, Fox TV Ekibinin kahveden getirdiği sandalyeye oturtulunca olanlar oldu Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu nun Fox TV Canlı Yayındaki görüntüsü... Ekranda, İhsanoğlu nun oturduğu koltuk gözükmüyor. Gelin, Sondakika Gazetesi olarak biz size gösterelim koltuğu... Beyefendi ve mütevazı kişiliği ile bilinen Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, kahveden getirilen koltuğa oturmasına rağmen bunu önemsemedi Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasına Manisa nın Soma ilçesinde madencilerle bir araya gelerek devam eden Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu önce SONDAKİKA Gazetesinden Gazeteci Yavuz Atalay a röportaj verdi. Ardından da Fox TV Ana Haber Bülteninde Fatih Portakal ın konuğu olan İhsanoğlu, son olarak CNN de Cüneyt Özdemir in sorularını cevapladı. Bu röportajlar arasında en ilginç olanı şüphesiz ki, Sayın Ekmeleddin 10 Ağustos 2014 Pazar İşte, Sondakika Gazetesi farkı... Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu nu Fox TV Canlı Yayınında oturttukları koltuk İhsanoğlu nun Fox TV ye verdiği idi. Çünkü, Fox TV Canlı Yayınında Fatih Portakal ın konuğu olan Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, canlı yayın esnasında, Fox TV Canlı Yayın ekibinin kahveden getirdiği, kirli ve hoş olmayan bir sandalyeye oturtuldu. Kameramanın kadrajı iyi ayarlamasıyla, bu, canlı yayın esnasında görülmedi. Bu durumu ise, Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu ile röportaj için orada bulunan gazetemizden Gazeteci Yavuz Atalay görüntüledi. devamı 7 de ÖZEL HABER Bornova Belediyesi, üniversitelerle olan işbirliğini her geçen gün geliştiriyor. İlçe sınırları dışındaki üniversitelerle de fikir paylaşımında bulunuyor. Başkan Olgun Atila,bu anlamda, Gediz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyfullah Çevik le bir araya geldi Menderes ilçesinde bulunan Havza Atık Su Arıtma Tesisi nde arıtma çamurlarının güneş enerjisiyle kurutulup ekonomiye kazandırılmasını sağlayacak ve yıllık 1000 ton karbondioksitin atmosfere salınımını engelleyecek Solar Çamur Kurutma Tesisi açıldı İzmir Enternasyonal Fuarı nın hazırlıkları devam ediyor. 29 Ağustos 7 Eylül 2014 tarihlerinde düzenlenecek olan Fuar, 83 üncü kez kapılarını açacak. Birçok renkli etkinliğe ve sergiye ev sahipliği yapacak İzmir Enternasyonal Fuarı nda, Klasik & Spor Otomobil Sergisi dikkat çekecek. Geçmişin en revaçta olan otomobilleri İzmir Fuarı'nda sergilenecek. devamı 9 da

2 SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 10 Ağustos 2014 Pazar İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası, Güzelbahçe'de verdiği muhteşem konserle izleyenle müzik ziyafeti sundu. Güzelbahçe'de Gece Pazarı'nın kurulduğu Vapur İskelesi'nde bini aşkın müziksever, şef Hüseyin Çebi yönetimindeki 40 kişilik Kent Orkestrası'nın muhteşem konseriyle coştu. Kent Orkestrası'ndan muhteşem konser K onserine İzmir Marşı ile başlayan orkestranın solistleri Aydın Uştuk, Sedat Yüce, Funda Öncü,Tülay Şen, Bahar Pamukçu, Şenay Gökdemir, İpek Kaletaş, Müge Ökten, Esra Göndeş, Esi Taviloğlu ve Cevher Doğan sevilen yerli ve yabancı eserleri seslendirdi. İzleyenler birbirinden güzel eserlere eşlik etti, dev koro oluşturdu. Yaklaşık 150 dakika müzik ziyafeti sunan orkestranın gözde solistlerinden Sedat Yüce, konserin sonunda Batsın Bu Dünya adlı şarkıyı izleyenlerle birlikte söyledi, ayakta alkışlandı. Dokuz Eylül Üniversitesi Konservatuvarı öğrencilerinin dans gösterisi beğeni topladı. Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce de sahne de eşlik etti. Yerelde kalkınmayı hedefleyen Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu'nun bu projesiyle sanatçılarımız, üreticilerimiz bu kente hizmet ediyor. Başkanımız Kocaoğlu'nu verdiği bu destek nedeniyle Güzelbahçe halkı adına teşekkür ediyorum dedi Şef Hüseyin Çebi ve solist sanatçılara birer buket çiçek verdi. Dikili'yi dünyanın merkezi yapacak! 28 Ağustos-1 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek Dikili Kültür -Sanat, Bilim-Düşünce ve Emek Festivali hakkında bilgi veren Başkan Başkan Tosun, "Bu yıl ki festivalimizle Dikili'yi sevginin, barışın, hoşgörünün, kültürün, sanatın, bilimin, özgür düşünce ile emeğinin en güzel yaşandığı ve yaşatıldığı kent olarak belleklere yerleştirmek istiyoruz" diye konuştu Dikili'de her yıl geleneksel olarak düzenlenen uluslararası festivalinin tarihi Dikili Belediye Meclisi'nde oybirliği ile belirlendi. Ağustos ayı olan meclis toplantısında Dikili Belediye meclis üyelerince oy birliğince alınan karara göre; Uluslararası Dikili Kültür -Sanat, Bilim-Düşünce ve Emek Festivali, 28 Ağustos 2014 tarihinde başlayacak, 1 Eylül 2014 sona erecek. Ağustos ayı olağan belediye meclis toplantısını gerçekleştiren Dikili Belediyesi Meclisi ilçede geleneksel hale gelen uluslararası festivalin de tarihini belirledi. Dikili Belediye Meclisi'nin CHP'li, AKP'li ve MHP'li tüm meclis üyelerinin desteğiyle oy birliğiyle aldığı karara göre, bu yıl festival 28 Ağustos 2014 de başlayarak 1 Eylül 2014 de sona erecek. 5 gün sürecek festival programı yıl geçen yıllara göre farklı etkinlik ve programlarla kutlanacak. Festivalde barış, hoşgörü ve sevgi teması, ana tema olarak belirlenen Unesco Kutlamalar ve Anma Yılı'nın perspektifi ile birlikte işleneceği ve 5 gün boyunca güncel yaşama ilişkin diğer farklı konuların da ele alınacağı belirtildi. '28 Ağustos da Yakacağımız Bu Meşale Dikili'den Tüm Dünya'ya Sevgi ve Barış Işığını Yansıtacak' Tasarrufu elden bırakmadan, ilçenin kaynaklarını en doğru, en etkin ve en verimli şekilde değerlendirerek yapmayı planladıkları festivalde insanların eğlenmesini hedefledikleri kadar bireysel ve toplumsal sorunların da irdelenerek, bireysel ve toplumsal düzeyde çözüm önerilerine dair bilgi güncellemesinin de yapılacağını dile getiren Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun, 'Festival Komitesinde Kent Konseyi Başkanımız Tarık Uslu, Kent Konseyi Genel Sekreterimiz Gönenç Turan, Mehtap Kazan ve belediye meclis üyelerimiz Murat Durak, Sunay Yapar, Hüsniye Yıldırım, Çiğdem Elibol, Evren Evrenesoğlu ve Nazire Kösten görev alarak bu konuda hazırlıklarına başladı. Bu arkadaşlarımızın son şeklini vereceği etkinlik programıyla 5 gün sürecek festival süresince Dikili'den tüm dünyaya ve uluslararası platformlara önemli mesajlar vereceğiz' dedi. Başkan Tosun, 'Bu yıl ki festivalimizle Dikili'yi sevginin olduğu kadar, barışın, hoşgörünün, kültürün, sanatın, bilimin, özgür düşünce ile emeğinin en güzel yaşandığı ve yaşatıldığı kent olarak belleklere yerleştirmek istiyoruz. 28 Ağustos'ta yakacağımız bu meşale Dikili'den tüm dünyaya sevgi ve barış ışığını yansıtacaktır' ifadelerini de dile getirdi. Martinova-Pommier çiftinden düet rüzgarı Rus asıllı kemancı Olga Martinova ve Fransız piyanist Jean-Bernard Pommier çifti, 11. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali kapsamında tarihi mekan Koyunbaba Antik Taş Ocağı nda bir konser verdi Bodrum un şirin balıkçı kasabası Gümüşlük te devam etmekte olan 11. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, birbirinden değerli sanatçıları konuk etmeye devam ediyor. Geçtiğimiz akşam festival sahnesinde unutulmayacak bir piyano-keman düeti vardı. Sahneye gelen çift ise uzun yıllardır evli ve başarılarıyla konser salonlarının aranan isimleri Olga Martinova ve Jean- Bernard Pommier idi. İkili festival sahnesinde Mozart, Beethoven, Schubert ve Franck ın piyano ve keman için yazılmış eserlerini seslendirdi. Günlük hayattaki mükemmel uyumu müziğe de yansıttıkları görülen çift, izleyicilerden büyük alkış aldı. Konseri izleyenler arasında Hollandalı ünlü kemancı Isabelle van Keulen de bulunuyordu. Piyano ve keman için yazılmış eserler seslendirdiler Olga Martinova ve Jean-Bernard Pommier ikilisi, konsere Wolfgang Amadeus Mozart ın Sonat no.26 keman ve piyano için si-bemol majör, K.378/317d adlı eseriyle başladı. Eser, Allegro moderato, Andantino sostenuto e cantabile ve Rondo. Allegro bölümlerinden oluşuyordu. Sanatçılar daha sonra Ludwig van Beethoven ın Sonat no.5 piyano ve keman için fa majör, op.24 (İlkbahar) adlı eserini seslendirdi. Eserin başlıkları Allegro, Adagio molto espressivo, Scherzo. Allegro molto Trio ve Rondo. Allegro ma non troppo idi. Programın ikinci yarısında Martinova, Pommier ikilisi ilk olarak, Franz Schubert in Sonatin keman ve piyano için sol minör, op.137 no.3 D.408 adlı eserini seslendirdi. Bu eser ise Allegro giusto, Andante, Menuetto ve Allegro moderato başlıklarından oluşuyordu. Sanatçılar daha sonra César Franck ın Sonat keman ve piyano için la majör adlı eserini seslendirerek programı sonlandı. Dört bölümden oluşan eser Allegretto ben moderato, Allegro, Recitativo-Fantasia: Ben moderato ve Allegretto poco mosso başlıklarını taşıyordu. Dünya çapında kariyer sahibi çift Dönemin Sovyetler Birliği, Rusya ve Uluslararası yarışmalarda sayısız birincilik elde eden Olga Martinova, Avrupa, ABD, Canada, Meksika, İsrael ve Japonya olmak üzere dünyanın bir çok ülkesinde turneye çıkmış ve uluslararası festivallere katılmış bir sanatçı. Rus kemancı, Carnegie Hall, Alte Oper Frankfurt, Concertgebouw, The Auditorium ve Saint-Petersburg Philarmonic Hall gibi konser salonlarda konserler verdi. Hollanda Filarmoni Orkestrası, Bamberger Sinfoniker, yanısıra Saint-Petersburg, Novosibirsk, Sofya ve Barselona ve Hollanda Oda Orkestrasıyla solist olarak sahne aldı. Dünyanın en önemli şefleriyle çaldı ve birçok önemli müzisyenle beraber oda müziği yaptı. Olga Martinova 90'lı yıllarda Saint-Petersburg Konservatuarı'nda öğretmenlik yaptı, 1986 yılından beri Rotterdam Codarts'ın Klasik Müzik bölümünde keman eğitimi vermekte. Sanatçı, ABD, Canada, İngiltere, Hollanda, İsrael, Rusya ve geçtiğimiz hafta boyunca da Gümüşlük Festival Akademisi nde masterclass verdi. Uzun yıllardır Olga Martinova ile evli olan Fransız piyanist Jean-Bernard Pommier, kariyeri boyunca birçok ödülle onurlandırılmış bir sanatçı. Pommier, Boulez, Barenboim, Haitink, Mazur, Mehta, Muti ve Rattle ın da içinde bulunduğu birçok seçkin müzisyen ile birlikte sahne aldı. Resital ve konçertolarıyla dünyanın başlıca merkezlerinde yoğum bir klasik müziksever kitlesi tarafından ilgiyle takip edilen bir müzisyen. Anayurdu Fransa, sanatçıya Ulusal Değerler Birliği görevlisi payesini ve Légion d Honneur şövalyesi unvanını layık gördü. Sanatçı, yıllarında, Londra daki Beethoven ın piyano sonatlarının tamamını içeren performansları ile büyük başarı yakaladı. Bir sonraki konser 11. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, 10 Ağustos Pazar akşamı Soprano Çimen Seymen ve Piyanist Mirella Gardelli konseriyle Koyunbaba Antik Taş Ocağı nda devam edecek. Festivalde sonraki konserler 10 Ağustos Çimen Seymen, Soprano ve Mirella Gardelli, Piyano 12 Ağustos Trio Milhaud (Fransa, Türkiye) 15 Ağustos Gümüşlük Trio, Gülsin Onay, Piyano; Cihat Aşkın, Keman; Dorukhan Doruk, Çello; Ressam Kut Tuncay, performans Konserlerin başlama saati 21:00 dir. Adres; Koyunbaba mevkii, Antik taşocağı, Gümüşkaya sitesi 1. bölge sahili. 35 bin sikke, geçmişe ışık tutuyor Müze Müdürü Halis Şahin, "Müzemiz, Helenistik dönemden Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna kadar bütün medeniyetlere ait sikkelerle oldukça geniş bir koleksiyona sahip" dedi Tokat Müzesi'nde birçok medeniyete ait yaklaşık 35 bin sikke sergileniyor. Tarihi Sulusokak'taki müzede sergilenen tarihi eserler ve sikkeler, geçmişe ışık tutuyor. Tokat Müze Müdürü Halis Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müzelerinin geniş bir alana sahip olduğunu söyledi. Müzede birçok medeniyete ait tarihi eserlerin ve sikkelerin sergilendiğini belirten Şahin, "Müzemizde farklı dönemlere ait yaklaşık 35 bin sikke var" dedi. Şahin, müzeyi geçen yıl 23 bin, bu senenin ilk 7 ayında ise 13 bin kişinin ziyaret ettiğini dile getirerek, "Yerli ve yabancı turistler, sikkelere ve el yazması Kur'an-ı Kerim'e yoğun ilgi gösteriyor" ifadesini kullandı. Müzedeki sikkelerin bir bölümünün kazı ve inşaat çalışmalarında ortaya çıktığını, bir kısmının ise satın alındığını aktaran Şahin, "Vilayet ek binası inşaatında çıkan Osmanlı ve Venedik dönemine ait altın sikkeler, müzemizin sikke koleksiyonunda yer almaktadır. Diğerleri de Helenistik dönem, Roma şehir sikkeleri, Roma İmparatorluğu dönemi sikkeleri, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait sikkelerdir. Müzemizde elektron sikkeler bulunuyor. Elektron sikkeler, altınla gümüş karışımı sikkelerdir" diye konuştu. Tokat Müzesi'nin Türkiye'deki müzeler içerisinde sikke sayısı bakımından önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Şahin, "Müzemiz, Helenistik dönemden Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna kadar bütün medeniyetlere ait sikkelerle oldukça geniş bir koleksiyona sahiptir. Müzemizi ziyarete gelen misafirlerimiz, altın sikkelere daha çok ilgi gösteriyor" dedi. (AA) Yıl: 4. Sayı: Ağustos 2014 Pazar Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilciliği Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 10 7 Şubat Ağustos Perşembe Pazar Sahur operasyonu ile gözaltına alınan ve mahkemeden serbest bırakılan polislerden 17'si hakkında yakalama kararı çıkarıldı. İstanbul Adliyesi'ne gelen Avukat Ömer Turanlı, "Yakalama kararı acil ve ivedidir. Süratle uygulanması gerekir. Biz yakalama kararını duyar duymaz adliyeye geldik ancak mahkeme hakimi gelmedi." dedi KCK, Balyoz, 17 Aralık gibi soruşturmalarda görev alan polisler, Ramazan ayında sahur vakti gözaltına alınmıştı. Mahkemeye çıkarılan ancak serbest kalan 17 polis hakkında dün akşam saat sıralarında yakalama kararı çıkarıldı. Yakalama kararını duyan polislerin bir kısmının dün adliyeye geldiği ancak hakim olmadığı için geri gittikleri öğrenildi. Bugün öğle saatlerinde de polis avukatlarından Ömer Turanlı İstanbul Adliyesi'ne geldi. Konuyla ilgili açıklama yapan Turanlı, polislerden hiç birinin kaçma ya da delilleri karartma durumu olmadığına vurgu yaparak, yakalama kararını eleştirdi. Kendisinin ve polislerin sorgu için hazır olduklarını ancak mahkeme hakiminin gelmediğini belirten Turanlı, "Dün akşam saat itibari ile yakalama kararı vardır. Yakalama kararı acil ve ivedidir. Süratle uygulanması gerekir. Biz yakalama kararını duyar duymaz adliyeye geldik. Müvekkillerimizin de yakalama kararının gereğini yapacağını belirttik. Ne yazık ki saat dün 20.00'da alınan yakalama kararı var ve şu an saat geçiyor. Ben adliyeye geldim ancak mahkeme hakimi yoktur.halen gelmemiştir. Yani burada mahkeme hakiminin olmaması bizim iddialarımızı ve tezlerimizi doğrulamaktadır." ifadelerini kullandı. "Bizim müvekkillerimizin zaten kaçma durumları söz konusu değildir." diyen Turanlı şunları söyledi: "Tebligatla bu iş halledilebilirdi. Sanki terörist, dağda eşkıya gibi bir an önce kelepçe vuralım, derdest edelim algısı yaratılmaya çalışılıyor. Avukat arkadaşlar sabaha kadar burada nöbet tuttular. Müvekkillerimiz de bizim telefonumuzu bekliyor. Her an gelebilirler fakat mahkeme hakimi yok, gelip burada ne yapacaklar. Nezarette sabaha kadar rezillik çekmenin bir anlamı yok. Yakalama kararı bir an önce süratli bir şekilde uygulanması gerekir. Yakalama kararının uygulanması aşamasında da nezaret olmaz aslında. Direk mahkemede sorgu hakiminin karşısına çıkarılması gerekiyor. Sayın hakim bey geldiği zaman bir takım müracaatlarımız var usule ilişkin. Bu müracaatlarımızı yapacağız. Bu müracaatlarımızla ilgili 5. Sulh Ceza Hakimi'nin usule ilişkin itirazlarımızı değerlendirsinler. Usule ilişkin itirazlarımıza karar verildiği an o karar doğrultusunda da sorgu işlemlerine başlanacak. Sorguyu aksatan taraf kesinlikle biz değiliz. Biz dün akşamdan beri buradayız. Müvekkillerimiz de her an gelebilirler ve sorguya devam edebilirler. Herkes burada ama mahkeme hakimi yoktur." Adliyeye gelen polis, kendisini sorgulayacak hakim arıyor Sahur vakti terör ve yolsuzluğu soruşturan emniyet personeline yönelik operasyonda gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan fakat tekrar yakalama kararı çıkan polislerden biri adliyeye gelerek teslim oldu. Mahkeme kapısının önüne gelen polis, kendisini sorgulayacak hakim bulamadığı için beklemeye başladı. Sahur operasyonunda gözaltına alınan ve ifadeleri alınamadığı için serbest kalan polislerden 17 si hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı. Kararın ardından polislerden Mehmet Kılıç adliyeye gelerek teslim oldu. Mahkeme kapısının önüne gelen Kılıç, kendisini sorgulayacak hakim bulamadığı için beklemeye başladı. Diğer polislerin avukatları müvekkillerinin teslim olmaya hazır olduklarını ancak kendilerinin itirazda bulunacaklarını belirtti. İtirazlarının sonucuna göre müvekkillerinin teslim olacağını söyleyen avukatlar ancak henüz nöbetçi hakimin adliyeye gelmediğini ifade etti. Avukatlar bu konuyla ilgili tutanak tuttu. Bu arada, savcı İrfan Fidan ın polislerin serbest kalması kararını gözden geçirmesini talep ettiği 1. Sulh Ceza Hakimiliği kararının usule uygun olduğunu belirtti. Polislerin serbest kalmasına 1. Sulh Ceza Hakimi Bekir Altun un yerine görev alan İslam Çiçek karar vermişti. Kararın gözden geçirilmesi talebini ise mahkemenin asıl hakimi Bekir Altun değerlendirdi ve kararın usule uygun olduğunu belirtti. Bunun üzerine savcının itirazı 2. Sulh Ceza Hakimliği ne gitti. Hakim Hulusi Pur ise 17 kişi hakkında yakalama kararı çıkardı. (CİHAN) AYM'nin başörtüsü nedeniyle duruşmaya alınmadığı için haklarının ihlal edildiğine hükmettiği avukat Arslan,"Mağduriyetleri gideren kararın çıkmasına vesile olduğum için çok mutluyum" dedi Bakanlar Kurulu nun, Manisa ve İzmir'de yapılacak olan santraller için "acele kamulaştırma" kararı almasına tepkiler devam ediyor. Manisa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Demran, "Bugün bu toprakları korumayıp kirletilmesine dolaylı olarak da olsa neden olanlar ve buna seyirci kalanlar, bunun vebalini mahşere kadar boyunlarında taşıyacaklardır." dedi

4 10 Ağustos 2014 Pazar Maliye Bakanı Şimşek,"MTV borcu ve trafik para cezası olan yaklaşık 6 milyon kişi ile araç muayenelerini zamanında yaptıramayanlar için çok önemli bir fırsat geliyor.bu kapsamda yapılandırılacak kamu alacağı tutarının toplamı 10,4 milyar lira seviyesinde"dedi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamuoyunda "Torba Yasa" olarak bilinen ve kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasını da içeren tasarının, MTV borcu ve trafik para cezası olan yaklaşık 6 milyon kişi ile araç muayenelerini zamanında yaptıramayanlar için çok önemli fırsat sunduğunu belirterek, "6 milyon araç sahibini bu fırsattan yararlanmaya davet ediyorum" dedi. Bakan Şimşek, bu kapsamda yapılandırılacak kamu alacağı tutarının toplamının ise 10,4 milyar lira seviyesinde olduğunu bildirdi. Mecliste görüşülmesi devam eden ancak yasalaşmasına kesin gözüyle bakılan Tasarıdan en fazla yararlanacak kesimin araç sahipleri olacağına dikkati çeken Şimşek, bu kişilerin borç yüklerinde önemli bir azalma olacağını ifade etti. Şimşek, yıllar boyunca araç muayenesini yaptırmadığı için MTV ve trafik cezalarını da aksatan araç sahiplerinin, kanun çıktıktan sonra hemen hareket etmeleri halinde önemli avantajlar elde edeceklerini söyledi. Bakan Şimşek, bu avantajların elbette Tasarı yasalaştıktan sonra hayata geçeceğini ancak araç sahiplerinin şimdiden bu konuda hazırlık yapmaları ve yasayı takip etmeleri gerektiğini dile getirdi. Araç muayenesini kaçırdıkları için yüksek gecikme faizi ödeyecek vatandaşların bu fırsatı kaçırmamaları gerektiğini vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti: "Torba Yasa ile Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) borcu ve trafik para cezası olan yaklaşık 6 milyon kişi ile araç muayenelerini zamanında yaptıramayanlar için çok önemli bir fırsat geliyor. Araç sahibi mükelleflerimiz, 30 Nisan 2014 tarihi itibarıyle vadesi geldiği halde ödenmemiş MTV borçları ile bu tarihten önce kesinleşmiş trafik para cezalarını yasa kapsamında ödeyebilecek. Ayrıca, araç muayenesi yaptırmaları gerektiği halde süresinde yaptırmamış olanlara da yasayla önemli bir avantaj sunuyoruz. Söz konusu araç sahipleri, bu yılın sonuna kadar muayenelerini yaptırmaları koşuluyla muayene ücretleri üzerinden gecikilen süre için alınması gereken aylık yüzde 5 gecikme faizi yerine daha düşük oranlarda hesaplanan gecikme faizi ödeyecek."kanunun kapsadığı 30 Nisan 2014 tarihi itibariyle MTV borcu olan yaklaşık 3,7 milyon mükellefin toplam borç tutarı 5,8 milyar lira iken aynı sayılarda trafik idari para cezasından borçlu mükellefin borç tutarının 4,6 milyar lira seviyesinde olduğunu belirten Şimşek, buradaki mükerrerlik de dikkate alındığında yapılan düzenlemenin yaklaşık 6 milyon araç sahibini ilgilendirdiğini ifade etti. Bu kapsamda yapılandırılacak kamu alacağı tutarının toplamının 10,4 milyar lira seviyesinde olduğuna işaret eden Şimşek, araç sahiplerini bu fırsattan yararlanmaya davet etti. Tasarı ile MTV mükelleflerine sağlanan imkanlar şöyle: 30 Nisan 2014 tarihinden önce tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergilerinin (2014 yılı için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi ikinci taksiti hariç), bu vergiye bağlı vergi cezalarının tamamı, Gecikme faizi/gecikme zammı yerine Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ- ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak h- esaplanan tutar, yapılanma kapsamında ö- denecek, Gecikme faizi ve gecikme zamlarının tahsilinden ise vazgeçilecek. Trafik idari para cezaları, köprü ve oto yollardan usulsüz geçişler nedeniyle kesilen cezaların tamamı, Bu cezalara uygulanan aylık yüzde 5 oranındaki faizler yerine Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan tutar, yapılanma kapsamında ö- denecek, Aylık yüzde 5 oranında hesaplanan faizlerin tahsilinden ise vazgeçilecek. Yasa kapsamında yapılandırılan tutarlar peşin, 6, 12 ve 18 eşit taksitte ö- denebilecek. 31 Aralık 2013 tarihinden önce verilmiş olan ve tutarı 120 liranın altında kalan trafik idari para cezalarının ilgililerine tebliğ edilmesinden, tebliğ edilmiş olanların ise tahsil edilmesinden vazgeçilecek. Araç muayenelerini süresinde yaptırmamış olanlara da önemli avantajlar sağlanıyor. Bu kişilere, 31 Aralık 2014 tarihine kadar muayenelerini yaptırmaları şartıyla muayene süresi geçirilen her ay ve kesri için tahsili gereken aylık yüzde 5 gecikme faizi yerine araçlarını daha düşük bir maliyetle muayene ettirebilmeleri imkanı verilecek. Söz konusu araç sahipleri, Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları, Kanunun yayımlandığı tarihten araç muayenelerinin yapıldığı tarihe kadar her ay ve kesri için ise aylık yüzde 1 oranı esas alınarak hesaplanacak tutarı ödeyecek. (AA) Ukrayna ile krizin devam ettiği Rusya'ya uygulanan yaptırımlar, artan jeopolitik riskler ve ABD'de bir süredir pozitif yönde açıklanan makroekonomik veriler dolardaki yükselişi de beraberinde getirdi Geçen ay yapılan genel kurul ile yönetim kurulunu belirleyerek üç yıllık faaliyet dönemini başlatan Ege Otomotiv Derneği (EGOD), sektöre ihtiyaç duyduğu nitelikli elemanı kazandırmak için E- GOD Akademi yi kurdu Rusya Federal Bitki Koruma ve Karantina Servisi (Rosselhoznadzor) Başkanı danışmanı Aleksey Alekseyenko, Türkiye - den tavuk eti, süt ve sebzemeyve ürünleri ithalatını artıracaklarını ifade etti

5 1Şubat 10 Ağustos Perşembe Pazar Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's,"Moody s potansiyel reyting eylemlerine ya da raporların yayınlanmasına ilişkin yorumda bulunmamaktadır.moody s in ülke notu takviminin, potansiyel hareketlere ilişkin sadece gösterge tarihler olduğunu dikkat alınız"uyarısında bulundu Türkiye'ye yönelik kredi notu açıklamasını dün yapması beklenen uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'nin kredi notuna ilişkin herhangi bir güncelleme yapılmadığını belirtti. Moody's'in açıklamasında, "Ülke notu takviminin, potansiyel hareketlere ilişkin sadece gösterge tarihler olduğunu dikkat alınız" denildi.aa muhabirinin, Türkiye'ye ilişkin değerlendirmenin belirlenen takvime göre neden açıklanmadığı yönündeki sorusu üzerine, Moody s in New York taki merkezinden yapılan yazılı açıklamada, "Moody s potansiyel reyting eylemlerine ya da raporların yayınlanmasına ilişkin yorumda bulunmamaktadır. Moody s in ülke notu takviminin, potansiyel hareketlere ilişkin sadece gösterge tarihler olduğunu dikkat alınız" ifadeleri kullanıldı.moody s, AA'ya yaptığı açıklamanın ardından resmi internet sitesinden genel bir açıklama yaparak, "Moody's bu açıklamayı 8 Ağustos 2014 tarihli faaliyet takvimine istinaden yapmaktadır. Açıklama piyasalar için bilgi sağlamak amacındadır ve resmi bir kredi notu açıklaması değildir. Moody's tarafından bildirilen açıklama takvimi, kredi notlarının açıklanabileceği üç tarih belirler ve potansiyel hareketlere ilişkin bir göstergedir" ifadelerine yer verdi.kurum, 8 Ağustos tarihinde Azerbaycan, İsveç ve Türkiye'nin kredi notlarıyla ilgili herhangi bir güncelleme yapılmadığını bildirdi. Bu arada Moody's'in daha önce belirlediği takvime göre, Türkiye'nin kredi notuna ilişkin değerlendirme yapmasını, dün sabah çok erken saatlerden gece geç saatlere kadar bekleyen birçok ekonomist ve finans uzmanı, Kurumun not değerlendirmesi yapmamasının gerekçelerine ilişkin, daha erken saatlerde kısa bir açıklama yapmamasına özellikle sosyal medyadan sert tepki gösterdi. Moody s en son 11 Nisan tarihinde Türkiye'nin kredi notu görünümünü "durağan dan, "negatif"e çevirirken, "Baa3" olan kredi notunu teyit etmişti. Moody's Nisan ayındaki açıklamasında, Türkiye nin not görünümünün "negatife çevrilmesine gerekçe olarak, "Yabancı ve yerli yatırımcının güvenini olumsuz etkileyen, artan politik belirsizliklerin ve düşük küresel likidite koşullarının itici rol oynaması ve Türkiye nin dış finansman pozisyonundaki baskıları" göstermişti.kredi derecelendirme kuruluşu, "Yakın vadede yavaşlayan bir ekonomik büyüme çerçevesi içerisinde, orta vadeli büyüme konusundaki belirsizlik" olduğunu belirtirken, "Büyümeyi artırıcı yapıcı yapısal reformlar, yerel politik türbülansa eşlik edebilecek, daha belirsiz bir politika ortamı içerisinde azalış gösterebilir" i- fadesini kullanmıştı.moody s Türkiye nin kredi notunun "Baa3" olarak korunmasına gerekçe olarak ise, "Hükümetin güçlü mali ölçütleri, son yıllarda görülen borcun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ya (GSYH) kapsamlı azalışı, döviz cinsinden borçlanmadaki azalış ve uzayan borç vadesi yapısı" olarak sıralamıştı.moody's, Haziran ayında yaptığı açıklamada ise, Irak'taki bölgesel krizin bir takım riskler oluşturabileceğini vurgulayarak, "Irak krizi, ekonomik büyümeyi zayıflatan ve enflasyon baskısını artıran, cari açık üzerinde baskı yaratması sebebiyle Türkiye'nin kredi notu (Baa3 negatif) için negatif bir unsurdur" ifadesi kullanımıştı. Moody's, 16 Mayıs 2013 te ise Türkiye nin kredi notunu yükselterek "yatırım yapılabilir" ülkeler kategorisine çıkarmıştı.(aa) DEİK Türk-Irak İş Konseyi Başkanı Aksoy,"(ABD'nin IŞİD'e saldırısı) Kuzey Irak'a doğru hareket olunca iş biraz daha ciddiyet kazandı. Çünkü ABD, Kürtleri feda edemez, biz de edemeyiz. Birleşik Devletler'in bu tavrının devam edeceğini, IŞİD'in kesinlikle Irak'ı terk edeceğini düşünüyorum"dedi UND İcra Kurulu Başkanı Şener,"Bölgede yaşanan sorunların çözümü konusunda sektörü ümitlendirdi. IŞİD öncesi orta ve güney Irak'a yapılan taşımalarda Türk taşımacılarının maliyeti ortalama 2 bin 500 dolar iken, bugün İran üzerinden Irak'a taşımaları maliyeti 5 bin 500 dolara çıkmıştır"şeklinde konuştu

6 17 10 Ağustos ubat PerPazar embe Buca'da halka seslenen MHP Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural, Bizler haram paracıların, havuzcuların Çankaya ya çıkmasını istemiyoruz. Bizler askerine, polisine, savcısına, hakimine kumpas kuran bir cumhurbaşkanı istemiyoruz" şeklinde konuştu Madencilerin sorunlarını TBMM'de bir kez daha dile getiren CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, "Alev yürümez bant var mı şimdi? Böyle bir şey yok. Kanuna oksijen maskesini koyduk mu? Koyamadık. Yer altında sığınma odaları eksikti, yaptılar mı? Yapmadılar" dedi 4 Haziran da Komisyon görüşmeleri başlayan 15 Temmuz dan bu yana da Meclis te görüşmeleri devam eden Torba Yasa da dün 99. Maddeye gelindi. Meclis, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ara verirken, torba yasanın görüşmeleri önümüzdeki hafta Salı günü kaldığı yerden devam edecek. Dün görüşmeleri devam e- den torba yasada 15 Temmuz dan bu yana CHP grubu adına Meclis te görevli bulunan CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel ise madencilerin sorunlarını Meclis kürsüsünden bir kez daha dile getirdi.. CHP li Özel, madenlerle ilgili 13 Mayıs tan bu yana kalıcı hiçbir iyileştirme yapılmadığını vurgulayarak, gerekli tedbirler alınmadığı takdirde madencileri bir kez daha ölüme göndermek üzere olunduğunu söyledi. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel dünkü torba yasa görüşmelerinde söz alarak Meclis kürsüsünden Soma ve Akhisar Cumhuriyet savcılıklarından yapılan açıklama ile ocakların şirkete teslim edildiğini ve ocakların açılmak için hazırlık yapıldığını söyledi.chp li Özel yaptığı konuşmada şunları söyledi: Soma'nın tarım geliri artık olmadığı için, Soma'da yeterince sanayi yatırımı olmadığı için insanların madenlere mahkûm olduğu ve bir an önce madenler açılmazsa işsiz kalmaktan, evlerine ekmek götürememekten endişe ettikleri bir süreci de hep birlikte yaşıyoruz. Bundan sadece i- ki-iki buçuk ay önce tüm Manisa, tüm Türkiye, Cumhuriyet Halk Partisi, AKP'lisi, MHP'lisi, HDP'lisi hep beraber ağıtlar yakıyor, ağlayıp sızlıyor ve yeminler ediyorduk, diyorduk ki: Bir daha böyle bir hata yapmayacağız. Madenler güvenli hâle gelmeden evlatlarımızı, kardeşlerimizi bir daha bu madenlere inmek zorunda bırakmayacağız. İş güvenliğiyse iş güvenliği, işçi sağlığıysa işçi sağlığı, iş kazalarının önlenmesi için alınması gereken tedbirler neyse hepsini almak zorundayız. Eğer Almanya'daki madencinin fıtratında ölüm yoksa Türkiye'de de olmamalıydı. Almanya'da elli yıldır ölümlü kaza olmuyorsa Türkiye'de de olmaması için ne gerekirse yapacağız. Peki, o günlerde ağlayan sızlayan, yeminler eden bizler neler yaptık? Açıkça söylemek gerekirse koskocaman bir hiç, bunun burada altını çizmek isterim. Sürecin bizi getirdiği yerde Soma hakkında Cumhuriyet Halk Partisi olarak ne iddia ettiysek, ne ortaya koyduysak Meclisin kurulan araştırma komisyonunda, stenografların varlığında, resmî kayıtlarında bütün iddialarımız tutanaklara, zabıtlara geçti, doğrulandı. Dayıbaşı sistemini söylemiştik, kayıtlara geçti. Eğitimler kâğıt üstünde veriliyordu, kayıtlara bu şekilde geçti. Karbonmonoksit maskelerinden yer altında mazotlu araç çalıştırılmasına, yer altındaki kötü muameleden hadi hadi sistemi ne ve zorla iktidar partisi mitinglerine işçi taşınmasına kadar bu kürsüde ya da kamuoyu önünde ne söylediysek hepsi zabıtlara geçti. CHP li Özel konuşmasında madenlerde hala güvenlik önlemlerinin alınmadığını vurgulayarak 13 Mayıs günü Eynez de yaşanan kazaya sebep olan hataların diğer ocaklarda da hala giderilmediğini kaydetti. CHP li Özel; konuşmasına şöyle devam etti: Peki, soralım: Eynez'de bant alev yürümez değildi, o yüzden yangın her yeri sardı. Alev yürümez bant var mı şimdi? Böyle bir şey yok. Karbonmonoksit maskesi yüzünden öldüler. Kanuna oksijen maskesini koyduk mu? Koyamadık. Yer altında sığınma odaları eksikti, yaptılar mı? Yapmadılar. Plastik borular alev aldı, içeriye temiz hava taşıyamadık. Diğer madenlerde var mı? Hiçbir tanesinde yok. İşçinin o anda madende nerede olduğunu gösteren takip sistemimiz eksikti. "Almanya'da varmış, alalım." dedik. Oldu mu? Asla ve asla olmadı.ama, bir yandan, açılmak istenen bir madende, İş Teftiş Kurulu Başkanının ifadesine göre, içerideki zehirli gazları ölçen sensörlere dışarıdan temiz hava getiren borudan bypass yapıp üflemeyle devletin denetçileri dahi kandırılmaya çalışıldı. Aynı kültür, aynı anlayış evlatlarımızı yine ölüme götürmeye çalışabilir. Soma komisyonuna tüm muhalefet partileri ortak önergeler verdik: "Bugüne kadar eksiklerini tespit ettiğimiz hususları bildirelim, bir an önce yasalaşsın veya ikincil, üçüncül mevzuat çalışmaları bakanlıklarca tamamlansın." En sonunda bu önergelerimiz de reddedildi. Gelinen noktada, 13 Mayıs sabahı Eynez madeni ne kadar güvenliyse şu anda çalışmakta olan veya çalışmak üzere izin talebinde bulunan bütün madenler o kadar güvenli. Evlatlarımızı bir kez daha kendi ellerimizle ölüme göndermek üzereyiz. Geçen sefer araştırma komisyonuna "Hayır" demenin üzüntüsünü yaşayan iktidar partisine sesleniyorum: Lütfen, gerekli tedbirler için bir kez daha düşünün, bir yeni felaketin kapıda olmasından çok ciddi şekilde endişe ediyorum dedi. Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, kendisini ziyaret eden CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'a doğum günü sürprizi yaptı

7 SONDAKiKA GAZETESİ >> 7 SİYASET Şubat Ağustos Perşembe Pazar Soma ziyareti sırasında Fox TV canlı yayın konuğu olan İhsanoğlu na büyük ayıp FOX TV DEN CUMHURBAŞKANI ADAYINA BÜYÜK AYIP Sondakika C umhurbaşkanlığı seçim kampanyasına Manisa nın Soma ilçesinde madencilerle bir araya gelerek devam eden Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu önce SONDAKİKA Gazetesinden Gazeteci Yavuz Atalay a röportaj verdi. Ardından da Fox TV Ana Haber Bülteninde Fatih Portakal ın konuğu olan İhsanoğlu, son olarak CNN de Cüneyt Özdemir in sorularını cevapladı. CUMHURBAŞKANI ADAYI, CANLI YAYINDA, KAHVEDEN GETİRİLEN KİRLİ SANDALYEYE OTURTULDU Bu röportajlar arasında en ilginç olanı şüphesiz ki, Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu nun Fox TV ye verdiği idi. Çünkü, Fox TV Canlı Yayınında Fatih Portakal ın konuğu olan Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, canlı yayın esnasında, Fox TV Canlı Yayın ekibinin kahveden getirdiği, kirli ve hoş olmayan bir sandalyeye oturtuldu. Kameramanın kadrajı iyi ayarlamasıyla, bu, canlı yayın esnasında görülmedi. Bu durumu ise, Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu ile röportaj için orada bulunan gazetemizden Gazeteci Yavuz Atalay görüntüledi. VATANDAŞ TEPKİ GÖSTERDİ Fox TV Ekibinin, Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu nu kahveden getirilen kirli sandalyeye oturtması, büyük tepkiye yol açtı. Canlı yayının başlamasına dakikalar kala, vatandaş tepki gösterdi. İhsanoğlu nun korumalarının yanına gelen vatandaşlar; Koskoca Cumhurbaşkanı Adayını oturttukları sandalyeye bak. Başka sandalye bulamadılar mı? Soma ya bu yakışmaz dedi. Koruma ise, Farkındayız cevabını vererek, özel kalem müdürüne durumu iletti. Ancak durum değişmedi. KAMERAMANIN USTALIĞI, AYIBI ÖRTTÜ Canlı yayın öncesinde yaşanan bu ayıp çözülmeyince, Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu canlı yayına, kahveden getirilen kirli, plastik ve hoş olmayan sandalye ile katılmak zorunda kaldı. Ancak bu durum kameramanın ustalığı ile canlı yayına yansıtılmadı. İhsanoğlu, Fox TV de katıldığı canlı yayın sonrası, CNN de Cüneyt Özdemir in programına katıldı. FATİH PORTAKAL: PARAM YOK Koskoca Fox TV nin canlı yayınına konuk ettiği Cumhurbaşkanı Adayını oturtacak doğru düzgün bir koltuk bulamaması, büyük tepkiye yol açarken; akıllara, twitterda, Ekmeleddin İşte, Sondakika Gazetesi farkı Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu nu Fox TV Canlı Yayınında oturttukları koltuk. İhsanoğlu ile Fatih Portakal arasında geçen diyalog geldi. Önce Fatih Portakal ihsanoğlu na twit attı. Portakal ın attığı bu twitin ardından İhsanoğlu, Portakal a; "Fatih Bey kardeşim madem beğendiniz hiç olmazsa RT edin. Bağış yaptınız mı? RT'yi hemen, bağışı da yarın bekliyorum :)" twitini attı. Portakal ise İhsanoğlu nun bu twitine; rt kolay da, para işi zor. Tatilde para bitti. Varsa siz bana gönderin. Vallahi geri öderim" şeklinde cevap verdi. Anlaşılan o ki; Fox TV nin tepesinde yer alan ve koskoca Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu nu, canlı yayında, kahveden getirilen kirli, plastik ve hoş olmayan koltuğa oturtan Fatih Portakal ın gerçekten parası yokmuş. Gazetesi Cumhurbaşkanı Adaylarını Takip Ediyor Fox TV Ana Haber Bülteninde Fatih Portakal ın konuğu olan Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, canlı yayında, Fox TV Ekibinin kahveden getirdiği sandalyeye oturtulunca olanlar oldu ÖZEL HABER Somalı Vatandaşlar FOX TV ye Tepki Gösterdi Cumhurbaşkanı Adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu nun Fox TV Canlı Yayındaki görüntüsü Ekranda, İhsanoğlu nun oturduğu koltuk gözükmüyor. Gelin, Sondakika Gazetesi olarak biz size gösterelim koltuğu Ekmeleddin İhsanoğlu ile Fatih Portakal arasında geçen, espirili, Param yok twitleşmeleri DOĞRUDAN BAKIŞ Mustafa ARSLAN musarslan1960@hotmail.com ULULEMR E İTAAT Bilen de konuşuyor, bilmeyen de. İyi niyetli olan da konuşuyor, kötü niyetli olan da. Hidayette olan da konuşuyor, dalalette olan da. Bazı kimseler, - niyetlerini Allah a havale ederek- Ulül emre itaat etmek lazım. Etmeyen günaha girer diye ahkam kesiyoırlar. Bu bir bakıma doğru, diğer bir açıdan yanlıştır. Doğru işlerde itaat etmek gerekir. Haram ve günah olan işlerde ise itaat eden sorumlu olur. Peygamber Efendimiz (sav): İtaat maruftadır. (İyi işlerdedir.), Allah a isyanda kula itaat yoktur buyurmuşlardır. Emir-komuta zinciri içinde bile olsa anayasaya aykırı davranan kimseler suçlu olurlar. Hz Ebu Bekir(ra) halife seçilince: Ben Allah ın ve Rasulullah ın emirlerine uygun hareket edersem itaat edin. Aksi takdirde i- taat etmeyin buyurmuşlardır. Hz Ömer (ra): Ben yanlış davranırsam nasıl davranırsınız? diye sorunca seni kılıçlarımızla doğrulturuz diyen sahabiyi tebrik etmiştir. Yine Hazreti Ömer (ra) hutbede: - Dinleyin, itaat edin, deyince cemaatten birisi: - Önce giydiğin gömleğin hesabını ver sonra itaat edelim, deyince Hazreti Ömer(ra) oğlu Abdullah a gömleğin h- esabını anlattırdıktan sonra itiraz eden: - Şimdi dinliyorum ve itaat ediyorum, demiştir. Hz Hüseyin (ra) Emevi idarecilerinin yanlışlarını görünce itaat etmedi. İslam ı İmam-ı A zam Ebu Hanife mi daha iyi anlamıştı, biz mi daha iyi anlıyoruz? O büyük zat, Emevi iktidarındaki zulümlere karşı çıkınca zulüm ve baskılara maruz kaldı. Bir milyon hadis-i şerifi senet ve metinleriyle ezbere bilen Ahmet Bin Hanbel, yanlışlara itaat etmediği için çekmediği eza ve cefa kalmadı. Hanefi mezhebinin temel kitaplarından sayılan El-Mebsut un yazarı Serahsi, eserini ceza olarak atıldığı kuyu içinde dışarıda bekleyen talebelerine seslenerek yazdırdı. Yalan yanlış işlere itaat edilmesi gerektiğini söyleyen alimlere ulema-i su denir. Ben ulül emrim diyen kişi yalana, harama, yanlış işlere bulaşmışsa, mesnetsiz iftiralarla hakaretler yağdırıyorsa, itaat eden aynı günahlara ortak olur. Burada bu suçların cezasını görmese bile ahirette mutlaka karlığını görecektir. Tabi bunların doğru olması şartıyla. Fakat itaat etmemek, sokağa dökülüp, can ve mala zarar verecek davranışlarda bulunmak değildir. Bunun İslami prensiplere ters olmayan, emniyeti ve asayişi ihlal etmeden, kimsenin can ve malına zarar vermeden takip edilecek yolları da vardır. TBMM Başkanı Çiçek'ten milletvekillerine uyarı TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Meclis'te yaşanan kavgalardan sonra milletvekillerini, "Meclis'te herkes, eline, diline sahip olacak" diye uyardı. Çiçek, TBMM Genel Kurulu'nda son dönemde yaşanan kavgalara ilişkin soruları yanıtladı. Meclis'in fikirlerin tartışıldığı bir yer olduğunu ifade eden Çiçek, fiili güç kullanımının, kavgaların yaşandığı bir mekanın adının parlamento olamayacağını vurguladı. Çiçek, parlamento ve demokrasi ile kavganın bağdaştırılamayacağını belirtti. Çiçek, "Ben fiile bakarım, faile bakmam. Bu fiili, kavgayı, dövüşü, fiziki güç kullanmayı kim yapmışsa, yanlış yapmıştır, kınanacak bir iş yapmıştır. Ben de kınıyorum. Kim yaparsa yapsın, çok çirkin, telin edilecek bir iş yapmıştır. Ali, Veli, falanca yapmış, bunun önemi yok. Şahıslara göre değerlendirme yaparsak, 'sizin partiliniz, benim partilim' gibi en az onun kadar çirkin bir başka tartışmanın içine girmiş oluruz" dedi. -"Koca koca adamlar kavga ediyor" Meclis'i, bütün rica, tavsiye, yazışmalarına rağmen 24. Dönem'de bu türlü kötü görüntülerden kurtaramadıklarını kaydeden Çiçek, bunun, Meclis'in saygınlığını zedelediğini söyledi. Çiçek, milletvekillerinin kendi şahsiyetlerinin çok daha üstünde, TBMM'nin korunması gereken bir şahsiyeti, haysiyeti bulunduğunu dile getirdi. Çiçek, milletvekillerinin en az kendi şahıslarına gösterdikleri itinayı, Meclis'in tüzel kişiliğine, onuruna da göstermeleri gerektiğini vurguladı. Vatandaşın, kavgayı kimin çıkardığına bakmadığını, "Koca koca adamlar kavga ediyor" dediğini anlatan Çiçek, "Bu zaten yetiyor. Vatandaş, sonuçtan gider. Geri kalanı bizim kendi aramızdaki tartışmadır. Bize yakışmıyor" diye konuştu. -"Meclis'e kavga asla yakışmıyor" TBMM Başkanı Çiçek, 550 milletvekilinin özgeçmişine bakıldığında, her birinin devlette, özel sektörde, özel hayatında çok önemli sorumluluklar taşıdığının görüldüğünü dile getirdi. Çiçek, bazı milletvekillerinin master, doktora ve unvanlarının bulunduğuna işaret ederek, özgeçmişlerine bakarak, bu kadar olgun hareket etmesi beklenen bir Meclis'e kavganın asla yakışmadığını vurguladı. Küfürlü lafları hiçbir zaman doğru bulmadığını ifade eden Çiçek, sözlerini, "İçtüzüğün 67. maddesi açık. Kaba ve yaralayıcı olmayacak. Türkçe, 300 kelimelik bir dil değil. İnsanlar en ağır eleştirilerini bile kimseyi kırmadan, dökmeden, hakarete götürmeden söyleyebilir" diye sürdürdü. Çiçek, Meclis'in bu haliyle, vatandaş açısından her zaman gündemde olumsuz yönde tartışılacak bir görüntü verdiğini, bundan herkesin kaçınması gerektiğini kaydetti. -"Soruşturacak makamlara her türlü desteği veririz" Ortada fiili bir durumun bulunduğunu dile getiren Çiçek, ceza hukuku anlamında bir suç oluşturuyor olabileceğini söyledi. Müracaat olursa, savcılığın bu konuları araştırabileceğini belirten Çiçek, kendilerinin de suç oluşturan bir işlem için kimsenin himayakarı olmayacaklarını, kimseyi himaye etmeyeceklerini bildirdi. Çiçek, soruşturacak makamlara her türlü desteği vereceklerini ifade etti. Çiçek, Meclis'te, herkesin, eline, diline sahip olacağını, eline, diline sahip olarak yasama görevini yapacaklarını vurguladı. "Herkes istediğini küfür formatında söylerse, yumruklar konuşursa bu parlamento vatandaş nezdinde nasıl itibar kazanacak? Ya da mevcut itibarını nasıl koruyacak?" diye soran Çiçek, şöyle devam etti: "Hepimiz kürsüye çıkınca 'Yüce Meclis'i saygıyla selamlıyorum' diye çıkıyoruz. Kavga ve yücelik, küfür ve yücelik bunların yan yana nasıl geleceği, herkesin düşünmesi gereken bir husus. Ben milletvekillerinin amiri değilim. Ast, üst ilişkileri içinde çalışmıyoruz, hepimizin tabi olduğu kurallar var, bunları da biz koyuyoruz. Kuralı koyup, kurala uymamak, kuralın dışında müdahale istemek, keyfiliğe götürür. Güvenpark'ta bile oturanların en azından uymaları gereken kurallar var, herkes ona saygı duyar. Güvenpark'ta oturur, herhalde orada karpuz yiyemez, orada kabuğunu bırakamazsınız. Bir yerde yazılı değil ama insanlar bilir. Birlikte yaşamanın ortaya koyduğu bir kısım kurallar var. Bu kuralların en zengin olduğu kurumların başında parlamentolar gelir. 24. Dönem kötü başladı, belli zaman aralıklarında kötü örneklerde kötü bir tablo ortaya koydu. Burası bir kamp, sınıf, kışla değil. Şunu yapma, bunu yapma, bunu yaparsan böyle olur... İçtüzük, bütün medeni ülkelerde uygulanan içtüzüklerden yola çıkaran hazırlanmış bir içtüzük. İngiliz parlamentosunda kurallara uymayan, gelişi güzel müdahalelerde bulunan bir milletvekiline söylenebilecek en ağır söz, verilecek en ağır müeyyide, 'Sizin isminizi bu kürsüden açıklamak zorunda kalıyorum' lafıdır. Kürsüye çıkıyoruz demokrasi, hukuk adına bir çuval laf. Ama ortada demokrasi ve hukuka uymayan bir sürü olumsuz görüntüler. Sopayla, küfürle demokrasi olmaz. Kavga ve demokrasi yan yana gelmez. Hepimiz kürsüye çıktığında, 'Yüce Meclis'i saygıyla selamlıyoruz' diye başlıyoruz. Yüce lafını söylediğinizde ona uygun davranmak gibi bir taahhüdünüz de var demektir. Ayrıca ne madde, kural, ne önlem arıyorsunuz? Yaptığınız yüceliğe uygun konuşma yapmazsanız, davranış içinde olmazsanız yüceliğiniz ortaya çıkar. Şahıslara değil, fiilin kendisine, sözün kendisine bakmak lazım. Söz kötüyse, kim söylerse söylesin kötü bir söz söylemiştir. Fiil kötüyse bunu kim yaparsa yapsın, çok kötü iş yapmıştır. Hem kendisine hem Meclis'e zarar vermiştir." (AA)

8 SAYFA 8 SONDAKiKA GAZETESİ >> 8 GÜNCEL Pazar 17Ağustos Şubat 2013 Perşembe İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com EĞRİLER DOĞRULAR Bugün seçim var, seçimle ilgili yazmak yok. Ama bugün hepimizin ihtiyacı olan güzel bir sözü değerli dostum şair, yazar İsmail Kara derlemiş ve bana da göndermiş. Çok güzel bir söz olduğu için ben de sizlerle yorumsuz paylaşmak istedim. Gerçekten Eğri ve doğrular bu kadar güzel tarif edilebilir mi? Ama Eflatun olursa böyle eder işte. Hatta İsmail Kara nın dediği gibi tarihe gömülüp gideceğini sananlar çok olmuştur. Ama görüyorsunuz ki, bilgili, seçkin insanların sözleri binlerce yıllar geçse de tarihe gömülmüyor, değerini bilenler tarafından bir hazine gibi saklanıp, yeri geldiği zaman da kullanılıyor. İşte ne güzel tesadüf ki bu tam bir seçim gününe denk geldi. Ta, M.Ö yıllarında yaşamış olan Eflatun un aşağıdaki sözlerinin de tarihe gömülüp kalacağını umardım....eğrilerin en önemli özelliği doğru olmadan DOĞRU GÖRÜNMEKTİR. En büyük eğrilikleri işlerken adı en doğru adama çıkar. İşlediği suçlardan biri ortaya çıkarsa, güzel sözler söyleyerek herkesi suçsuzluğuna inandırır. Gerekirse zenginliğine, gücüne ve dostlarına güvenerek zor kullanır, eğriliklerini doğru olarak kabul ettirir. Düşmanına ve doğru kişilere karşı üstünlük sağlar, kazanç sağlar, zenginleşir, çevresine iyilik eder. Çevresi kalabalıklaşır. Böylece eğrileri savunanlar çoğalır, her yönde etkin bir kişi olur, iyi bir hayat sağlar. Tanrılara bol bol tantana ile kurban keser. Doğru adam ise; doğruları savunduğu, eğrileri ortaya çıkardığı için baskı görür. O zaman doğru olarak değil, doğru görünmek gerektiğini anlar. Böyle kişiler eğriler tarafından, EĞRİ OLMAKLA suçlanır. Çoğunluk eğri olduğundan veya eğrilik güç kazandığından DOĞRU ADAM eğrilikle tanıtılır. Doğrular pasifize edilmiş olur. Maharetleri EĞRİ OLUP ADINI DOĞRUYA ÇIKARMAKTIR. Kötülüğe akın akın gider insanlar, Rahattır, yakındır kötülüğün yolu, Erdemin ise alın teri koymuş önüne tanrılar. Oysa, ben çok yanılmışım. Yanıldığımı da çok geç anlamışım. Eflatun gibi bilginler meğer ki, yüzyıllar-bin yıllar sonralarını görür ve insanlığın geleceğini keşfedermiş. Ne mutlu onlara! Tüm üniversitelerin PROJELERİNE talip B ornova Belediyesi, üniversitelerle olan işbirliğini her geçen gün geliştiriyor. İlçe sınırları dışındaki üniversitelerle de fikir paylaşımında bulunuyor.başkan Olgun Atila,bu anlamda, Gediz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyfullah Çevik le bir araya geldi. Başkan Atila, üniversiteleri birer hazine olarak gördüklerini söylerken, Rektör Çevik; Sadece diploma veren kurumlar olmamalıyız diye konuştu. Gediz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyfullah Çevik, daha çağdaş bir kent yaratma yolunda üniversitelerle işbirliği yapan Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila yı ziyaret etti. Dramalılar Köşkü Kent Arşivi ve Müzesi ndeki buluşmada Gediz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özlem Erdoğdu Erkarslan, aynı bölümde öğretim üyesi olarak görev yapan Doç. Dr. Şebnem Yücel ile Bornova Belediyesi nin ilgili başkan yardımcıları ve müdürleri de hazır bulundu. Başkan Atila: Üniversitelerimizi hazine olarak görüyoruz Ziyaretleri nedeniyle Rektör Çevik e teşekkür eden Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, üniversiteleri bir hazine olarak gördüklerini söyledi. Bornova nın, sınırları içinde üç üniversite barındıran bir ilçe olduğuna dikkat çeken Başkan Atila, Biz bunu bir şans olarak görüyoruz. Birçok projemizi üniversitelerimizle birlikte yürütüyor ve akademik destek alıyoruz. Tüm üniversitelerimizin projelerine talibiz. Öğrencilerimize büyük kolaylık sağlayacak Dost Kart projemiz önümüzdeki ay hayata geçecek. Stratejik planımızı Ege Üniversitemiz ile birlikte hazırlıyoruz.gediz Üniversitesi ile de işbirliği yapmaktan büyük mutluluk duyarız diye konuştu. Rektör Çevik: Sadece diploma veren kurumlar olmamalıyız Gediz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyfullah Çevik ise üniversitelerin sadece diploma veren kurumlar olmaması gerektiğini ifade etti. Görevinde başarılar dilediği Başkan Atila nın üniversitelerle ilgili yaklaşımını çok olumlu bulduğunu belirten Rektör Çevik, Mimarlık Fakültemiz daha modern kentlerin yaratılması yönünde önemli çalışmalar yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere pek çok belediye ile işbirliği içerisindeyiz. Kentsel Tasarım Müdürlüğü oluşturmanızı çok olumlu bulduk. Bu nedenle Hangi noktada katkımız olur? diye ilgili akademisyenlerimizle birlikte geldik. Her türlü işbirliğine hazırız dedi. İzmir in yeni nesil devlet üniversitesi KALİTESİNİ TESCİLLEDİ İzmir in en genç devlet üniversitesi İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, hizmet kalitesinin ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi standartlarına uygunluğunu tescilledi Türk Standartları Enstitüsü Ege Bölge Koordinatörlüğü tetkikçileri tarafından gerçekleştirilen denetimden başarıyla geçen İKÇÜ dünya standartlarında bir üniversite olma hedefinde önemli mesafe aldı Düzenlenen törende Rektör Prof.Dr. Galip Akhan, TSE Genel Sekreteri Üzeyir Karagöz ün elinden TSE bayrağını aldı. 4.kuruluş yıldönümünü TSE belgesiyle taçlandıran İKÇÜ de gerçekleştirilen törende Rektör Prof.Dr. Galip Akhan dört yıllık süreci değerlendirdi. Törene TSE Genel Sekreteri Üzeyir Karagöz, Rektör Yardımcıları Prof.Dr. Tancan Uysal, Prof.Dr. Kocabaş, İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yöneticisi Prof.Dr. Mustafa Demirci, Rektör Danışmanı Prof.Dr. Lütfullah Gündüz, Dekanlar, TSE Ege Bölge Koordinatörü Mustafa Karaman, TSE Ege Bölge Belgelendirme Müdürü Ömer Eyüpoğlu, İKÇÜ Genel Sekreteri Gülten Gültekin, Strateji Daire Başkanı Erkan Küçükkılınç, TSE İzmir Ege Bölge Laboratuvar Müdürü Şahap Gürlerpaşa, TSE İdari İşler Müdürü Bilal Güven, yöneticiler, akademisyenler ve idari personel hazır bulundu. Yeni nesil devlet üniversitesi olarak dünya markası olacağız İzmir in yeni nesil devlet üniversitesi sloganıyla yola devam ettiklerini kaydeden Rektör Prof.Dr. Akhan, başarıya ulaşmak için en önemli kaynağın nitelikli insan gücü olduğunu belirtti. Prof.Dr. Akhan, hedefe ulaşmada öğretim üyeleri ile beraber öğrencilerin büyük katkısı olduğunu söyleyerek, Amacımız öğrencilerimizin kendilerini geliştirmek için sundukları gayretlere katkıda bulunmak mükemmele ulaşmak için bizleri de zorlayacakları ortam hazırlamaktır. Nitelikli öğrenciyi seçebilmemiz için marka olmamız gerekiyor. Marka içinde mutlaka bir imajınız olmalı. Biz yeni nesil devlet üniversitesi olarak hedeflerimizi sağlam temellere oturtarak bu imajı bir dünya markası haline getireceğiz dedi. İzmir deki imar problemlerine takıldık İKÇÜ nün konumunun şehrin gelişmesine katkı sunma noktasında oldukça iyi bir tespit olduğunu söyleyen Prof.Dr. Galip Akhan, İzmir in Kuzey bölgesinin üniversite - sanayi işbirliği için mükemmel bir alan olduğunu vurguladı. Tekel in eski Balatçık Tütün İşleme Tesislerini hızlı bir şekilde restore ederek İzmir in en güzel kampüs alanlarından birini oluşturacaklarını belirten Prof.Dr. Akhan, Çiğli Ana Yerleşkede Fen, Sosyal, Sağlık Bilimleri alanlarına ait fakültelerin yanında sosyal, kültürel ve spor tesislerinin yapılacağını söyledi. Prof.Dr. Akhan, master planlarının tamam olmasına rağmen İzmir deki imar problemlerine takıldıklarını da kaydetti. Prof. Dr. Akhan, Bu problemleri gördüğümüz için fabrikanın içindeki tütün depolarını hızlıca restore ederek m2 kapalı alanda öğretim üyeleri için 329 akademisyen odasının yanında; 32 eğitim laboratuvarı, merkezi kütüphane, konferans salonu, 21 amfi, 25 sınıf olmak üzere toplam m2 kapalı alanı daha SAYFA 9 MAVi KIRMIZI SARI oluşturduk. Mithatpaşa semtindeki eski NATO Komutanlığının rektörlük binasının restore çalışması da bitme aşamasında. Mithatpaşa yerleşkemizde rektörlük binamızı hemen karşısında 2800 m2 lik eski asker hastanesinin restorasyon ihalesi oldu ve 2015 yılında Sürekli Eğitim Merkezi olarak hizmete sunmayı planlıyoruz diye konuştu. İzmir modern bir kongre merkezine kavuşacak İzmir e modern bir kongre binası kazandırmak için de kolları sıvadıklarını ifade eden Prof.Dr. Akhan, önümüzdeki günlerde Kalkınma Bakanlığına önemli bir proje sunacaklarını ifade etti. Prof.Dr. Akhan, Bakanlığın 2015 yatırımları için, m2 kapalı alana sahip, toplam 3000 kişi kapasiteli kütüphanesi fuaye alanlarıyla, çarşılarıyla birlikte büyük bir kompleks olacak yeni bir Kongre Merkezinin teklifini sunacağız. Bu yapının projeleri bitmiş olup yatırım planına alınırsa 2015 yılında ihaleye çıkabileceğiz. Geçici olarak kullandığımız m2 kapalı alana sahip sosyal tesis binasının restorasyonunu da teklif edeceğiz diye konuştu. Sağlık alanına büyük katkı sunuyoruz Bayraklı da Sağlık Bakanlığının yapacağı Şehir hastanelerine bitişik bir kampüs de oluşturma projelerinin de olduğunu kaydeden Prof.Dr. Akhan, Yaklaşık 1,5 milyon m2 bu alan üniversitemize tahsisi yapılmış olup, mastır projesi çizim aşamasındadır. Yakın gelecekte oldukça modern bir sağlık kampüsümüz olacak dedi. Sağlık alanında Diş Hekimliği Fakültesi ve Klinikleri ile Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültelerinin Aydınlık evler kampüsünde çalışmalarını başarıyla sürdürdüğüne de vurgu yapan Prof.Dr. Akhan, Burada yılda 50 bin hastanın diş tedavilerini yapıyoruz. İKÇÜ Hastanesiyle İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile protokollerimizi de sürdürerek güç birliğimize başarıyla devam diyoruz şeklinde konuştu. SONDAKiKA GAZETESİ >> 2014 Pazar 17Ağustos Şubat 2013 Perşembe 9 GÜNCEL 10 BAY-GEM den gurur tablosu Büyükşehir den dolu dolu sanat Bayraklı Belediyesi Gençlik Eğitim Merkezi (BAYGEM) yeni bir rekora daha imza attı. Açıklanan YGSLYS sonuçlarına göre BAY-GEM de eğitim gören 208 öğrenciden 59 öğrenci 4 yıllık örgün üniversitelere, 47 öğrenci 2 yıllık meslek yüksek okullarına yerleşti. Başarı oranıyla özel kurumlar arasına girmeyi başaran BAY-GEM hem öğrencilerin hem de ailelerin yüzünü güldürdü. Kentin çeşitli noktalarındaki sanat mekanları ile açık alanlarda düzenlenecek konser, sinema ve çocuk tiyatrosu gibi etkinlikler, 7 den 77 ye İzmirliler e keyifli saatler yaşatacak. Renkli sanat programlarıyla Ağustos a hızlı bir giriş İzmir Büyükşehir Belediyesi, ayın ikinci haftasında da sanatseverlere dopdolu bir program sunacak Gediz'den foklara CAN SİMİDİ Yaşam alanları azaldığından nesli tükenmek üzere olan Akdeniz fokları için bir proje hazırlayan Gediz Üniversitesi öğrencisi Engin Tayfun Bakış, Uluslararası Beton Tasarım Yarışması nda dereceye layık görüldü. Bakış, "Projemi anlatmak için İrlanda'ya gideceğim" dedi Mahalleler şenleniyor Mahallelerde müzik rüzgarı estiren Mahalle de Şenlik Var konser dizisi kapsamında 11 Ağustos 2014 Pazartesi günü Aliağa Helvacı Meydanı nda düzenlenecek konserde Ebru Ertaç ve Fatma Meşe sahne alacak. Etkinlik kapsamında 13 Ağustos 2014 Çarşamba günü Bayındır Stadyumu nda Grup Mevce müzikseverlerle buluşacak. 15 Ağustos 2014 Cuma günü ise Senem Ersin ve Grubu Torbalı Engelsiz Parkı nda sahneye çıkacak. Tombul Prenses ve Üç Sıska Adam 12 Ağustos 2014 Salı günü minik tiyatroseverler, Tombul Prenses ve Üç Sıska Adam ı izleyebilir. Oyun, Kültürpark İzmir Sanat ta ve saatlerinde sahnelenecek. Emel Bala Gürel in yazıp yönettiği oyunun müzikleri İdil Sivritepe ye, sahne tasarımı ise Onur Kaya Erk e ait. Oyun, 17 Ağustos 2014 Pazar günü de aynı saatlerde tekrarlanacak. Tiyatro oyununun biletleri sadece 1 TL. Makbule Kaya, Aşık Veysel de Aşık Veysel Sanat Günleri nde bu kez sevilen sanatçı Makbule Kaya sahne alacak. Sanatçı şarkılarını Bornova Rekreasyon Alanı ndaki 5 bin kişilik Aşık Veysel Amfi Tiyatrosu nda düzenlenen ücretsiz konser dizisi kapsamında, 13 Ağustos 2014 Çarşamba günü saat de seslendirecek. Sefertası nı kaçırmayın Yeniden Sinematek in tutkunları, çimler üzerindeki film keyfine bu hafta Sefertası yla devam edecek. Tarihi G ediz Üniversitesi öğrencisi Engin Tayfun Bakış, yaşam alanları azaldığından nesli tükenmek üzere olan Akdeniz fokları için bir proje hazırladı. İzmir'in Foça ilçesi için tasarlanan çalışma, Uluslararası Beton Tasarım Yarışması nda dereceye layık görüldü. Başarılı genç, ne yapmak istediğini İrlanda da anlatacak, ardından da destek turlarına çıkacak. Mimarlık Bölümü 3. sınıf öğrencisi Bakış, insanlardan uzak ıssız kayalıkları ve deniz mağaralarını tercih eden bu sevimli canlıların giderek azalan yaşam alanlarına yenilerini eklemeyi hedefledi. Akdeniz foklarının Türkiye'de en çok görüldüğü yerlerden Foça için bir proje hazırladı. İzmir in bu turistik ilçesinin isim kaynağı olan fokların yaşam ve üreme alanı olarak tercih ettiği Siren Kayalıkları nın benzerlerini projelendirdi. Doğaya hızla uyum sağlayan biyolojik betondan Foça sahillerinde oluşturulacak suni kayalıklara, Akdeniz foklarının ihtiyaç duyduğu mağaraları tasarladı. Kendilerini gvende hissetmelerini sağlayacak ışık yoğunluğuna kadar bütün ayrıntıları düşündü. Engin Tayfun Bakış ın foklara can simidi olacak bu çalışması, Avrupa Çimento ve Beton Birlikleri tarafından düzenlenen 6. Uluslararası Beton Tasarım Yarışması nda üçüncü oldu. Hem projesini anlatması hem de geleceğin başarılı mimarları olarak görülen gençlerin uzmanlarla buluşturulacağı atölye çalışmaları için İrlanda ya davet edildi Ağustos 2014 arasında Türkiye'yi temsil etmeye hazırlanan Engin Tayfun Bakış, Akdeniz foklarının insan etkisi yüzünden yaşam alanlarının azalması sebebiyle geleceklerinin tehlikede olduğunu dile getirdi. Bakış, şunları söyledi: Doğa dostu malzemeler kullanarak onlara yeni yaşam alanları kazandırabiliriz, bu mümkün. Foça da Akdeniz foklarının sayısı arttıkça turizm de gelişecek, bölgede dalış yapmak isteyenlerin sayısı artacaktır. Projemde bunu da düşünerek, fokların rahatsız edilmeden izlenmesini sağlayacak seyir terasları gibi bazı özel alanlar da tasarladım. Başta yerel yönetimler olmak üzere ilgili kurumlar destek verirse uygulanabilir. Böylece doğaya ve geleceğe önemli bir iyilikte bulunmuş oluruz. Havagazı Fabrikası ndaki 13 Ağustos 2014 Çarşamba tarihli gösterimde perdeye yansıyacak film, Hint sinemasının en güzel örneklerinden biri olma özelliğine sahip yapımı filmin yönetmeni ve senaristi Ritesh Batra. Başrollerinde Irrfan Khan, Nimrat Kaur, Nawazuddin Siddiqui nin yer aldığı filmin orijinal adı The Lunchbox / Dabba. Filmde, Bombay da meşhur bir gelenek olan dabba (sefer tası) dağıtımı sırasında bir karışıklık sonucu arkadaş olan ve sefertasında taşınan notlarla hayali bir ilişki kuran iki kişinin ilişkisi anlatılıyor. Büyükşehir Belediyesi nin büyük beğeni Kent Orkestrası Karabağlar da İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası da 13 Ağustos 2014 Çarşamba akşamı bir konser verecek. Şefliğini Hüseyin Çebi nin yaptığı orkestranın ücretsiz konseri, Karabağlar Uğur Mumcu Parkı nda gerçekleşecek. Saat de başlayacak konserde Aydın Uştuk, Sedat Yüce, Funda Öncü, Tülay Şen, Bahar Pamukçu, Şenay Gömdemir, İpek Kaletaş, Esra Göndeş, Müge Ökten, Esi Taviloğlu ve Cevher Doğan solist olarak sahne alacak. Konserin orkestra düzenlemeleri ise Zafer Çebi ye ait. Çim de Karadeniz rüzgarı esecek Tarihi Havagazı Fabrikası ndaki Çim Konserleri nde ise bu hafta Selçuk Balcı hayranlarıyla buluşacak. Karadeniz müziğinin sevilen sesi, toplayan etkinliğinde 14 Ağustos 2014 Perşembe akşamı saat de ücretsiz konserle sanatseverlerle bir araya gelecek. Temizlik Timleri Çiğli sokaklarında Ç iğli Belediyesi tarafından oluşturulan 5 er kişilik temizlik timleri Çiğli sokaklarını pırıl pırıl yapmaya başladı. Çiğli Belediyesi nin kent sağlığı ve çevre temizliğine yönelik yürüttüğü çalışmalara bir yenisi daha eklendi. Belirlenen periyodik program kapsamında, 5 er kişiden oluşan temizlik timleri, Çiğli nin tüm mahallelerindeki sokak ve caddeleri temizlemeye başladı. Çiğli Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ne bağlı ekipler temizlik programı dahilinde belirlenen mahalleye toplu olarak girip mahallenin tüm sokaklarında hummalı bir temizlik çalışması yürütüyor. Temizlik faaliyetinde; sokaklar, kaldırımlarda birikmiş otlar, caddeler, yeşil alanlar ve parklar detaylı bir şekilde temizleniyor. Yol süpürme aracıyla da tüm sokaklar süpürülüyor. Temizlik ekiplerinin yürüttüğü temizlik çalışmalarının ilk durağı Evka 2, Aydınlıkevler ile Ahmet Taner Kışlalı Mahalleleri oldu. 5 er kişiden oluşan 2 temizlik timi gün boyu mahallelerde acil temizlik faaliyetlerini yürütüyor. Kentin diğer mahallelerinde de bu toplu temizlik hizmeti program kapsamında aralıksız devam edecek. ÇİĞLİMİZİN HER YERİ PIRIL PIRIL OLACAK Kent sağlığı ve çevre temizliği konularını çok önemsediğini, halkın temiz bir çevrede yaşama ihtiyacının en temel hakkı olduğunu belirten Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan, Sokak ve caddelerde, yeşil alanlar ve parklarda kısacası Çiğlimizin her köşesinde yürütülecek bir temizlik çalışmasıdır bu. Ekiplerimiz girdiği her mahallede bu önemli çalışmayı yürütecek dedi. E İ N Y R E L K LA SİK AC AK TÜBİTAK DEMİRCİ'DE L O E D Z Ö G T TRAFİKTE ÇOK GÖREMEZSİNİZ İ zmir Enternasyonal Fuarı nın hazırlıkları devam ediyor. 29 Ağustos 7 Eylül 2014 tarihlerinde düzenlenecek olan Fuar, 83 üncü kez kapılarını açacak. Birçok renkli etkinliğe ve sergiye ev sahipliği yapacak İzmir Enternasyonal Fuarı nda, Klasik & Spor Otomobil Sergisi dikkat çekecek. Geçmişin en revaçta olan otomobilleri İzmir Fuarı'nda sergilenecek. Geçtiğimiz yıl Fuar da sergilenen klasik otomobillerin büyük ilgi görmesi nedeniyle bu yıl da Klasik & Spor Otomobil Sergisi ne yer verdiklerini söyleyen İZFAŞ Genel Müdürü Mehmet Şakir Örs, trafiğe çok az çıkan, trafikte göremeyeceğiniz otomobiller Fuar da sergilenecek diye söyledi. Örs, klasik otomobil severleri İzmir Enternasyonal Fuarı na beklediklerini sözlerine ekledi modelden başlayan orijinalliği bozulmamış 50 den fazla klasik otomobilin yer alacağı sergi, İzmir Uluslararası Fuar alanı 1/B No lu Hol de gerçekleşecek. İZFAŞ tarafından organize edilen sergi, fuar süresince, ziyaret saatleri içinde gezilebilir. SiYAH MAVi KIRMIZI SARI ubitak tarafından desteklenen ve Celal Bayar Üniversitesi tarafından yürütülen Manisa ve Yunt Dağı Çevresinde Ekoloji Temelli Doğa Eğitimi-III projesi bu yıl üçüncü defa kapılarını doğa severlere açıyor. Manisa Demirci Celal Bayar üniversitesi Dekanı Prof Dr Mustafa Bakac,Doç Dr Ahmet yumuşak ve Meslek Yüksek okulu Müdürü Doç Dr İsmail Taşlıdan alınan bilgilere göre Projenin yürütücülüğünü Celal Bayar üniversitesi Biyoloji Bölümünden Prof.Dr.Yasin ALTAN ve Doç.Dr.Emin UĞURLU hocalarımız yürütmektedirler. Türkiye nin muhtelif bölgelerinden olmak üzere ağırlığı Sosyal Bilgiler Öğretmenleri, Biyoloji Öğretmenleri, Fen Bilgisi Öğretmenleri ve Coğrafya Öğretmenleri olmak üzere toplam 30 katılımcı bulunmaktadır. Üniversitemizden de yaklaşık 10 hocamız bu katılımcıları eğitmektedirler. Projenin amacı, Manisa ve Yunt Dağı çevresinde bulunan doğal ve kültürel alanları eğitim amaçlı kullanarak, doğa eğitiminde disiplinler arası ve bütüncül bir eğitim-öğretim programı ortaya koyarak, çevre bilincinin artırılması ve doğa-insan ilişkilerinin kuvvetlendirilmesi ve bir sonraki nesillere aktarılmasını sağlamaktır. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Ekoloji Temelli Doğa Eğitimi Demirci de de araştırmalar yapacak. 09 Ağustos Cumartesi günü Aynalı Çayır ve Güldürdek Yaylası nda tıbbi bitkiler konusunda araştırmalar yapacak olan heyet 10 Ağustos Pazar günü sabahleyin ilçemizden ayrılacak. TUNÇ DEVRİ İmet TUNÇ imettunc@gmail.com ANADOLU DA BİR İLK Allah dünyayı yarattı. Allah dünyayı altı günde yarattı. Dünyanın içinde yer alan toprak parçalarından biri Anadolu. Dünya düzenini kurduktan sonra insanı dünyaya yerleştirdi. İlk insandan bugüne Anadolu nun tarihi seyrine baktığımızda Üstat Ahmet Arif in dediği gibi: Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır Anadolu yum ben Tanıyor musun? diyerek dile geliyor bu topraklar. İnsanlık tarihi; Anadolu tarihi için çok yeni, İnsanlık tarihi açısından en eskisidir.ve insanın dünya serüvenini ele aldığımızda Anadolu ilk İnsanların ilk yurtlarından biri. İnsanlığın ikinci atası Hz. Nuh a ev sahipliği yapmış Anadolu. Beşikler vermişim Nuh'a Salıncaklar, hamaklar Üstadın tarihe not düşen bu mısraları yanında medeniyetler tarihinin serüvenini anımsadığımızda yukarı Mezopotamya ilk yerleşik hayat belirtilerinin olduğu yerlerden biri olmakla ilk insan medeniyetlerinin temellerinin atıldığı alanlardan biridir. Anadolu Haritasına yukarı doğru baka dururken insanlık tarihi aynı hızla Anadolu nun Güneydoğusundan ;güneye,kuzeye,güneybatıya,kuzeybatıya, kuzeydoğuya ilerleye durmuştur. İlk kurulan medeniyetlerden Dara, Karain, Kilikya, Alacahöyük, Hattuşaş,Gordion, Miletos, Smyrna, Truva ve daha niceleri Adım adım, tane tane, milim milim insan yaşamı adına ne varsa önceki günden bir sonraya eklenen; ağaç kavuklarından mağaraya, mağaradan çadıra, çadırdan kerpice ilerlerken Anadolu taştan, tunçtan, demirden insan yaşamını kolaylaştıran tüm tarihi argümanları kullandı, yaşadı. Anadolu konumu gereği birçok halkın, kavmin gelip geçtiği yerleşim yerlerinden biri oldu. Gelip geçen ordularla anılmış, komutanların adına notlar düşülmüş. On binlerce sayfa ile anlatılan devletler. Saymakla bitmez. Orduları, sancaklarını sapladılar bu topraklara. Hititler,Asurlular, Hattiler, Frigyalılar, Persler, Medler, Mısırlılar, Urartular, Babiller, Lidyalılar. Hani Mehmet Akif in bir mısrasında bahsettiği Eski Dünya,Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer Kimisi asma bahçeleri kurdu dillere destan; kimisi köprüler yaptırdı zamana meydan okuyan. Nice hükümdarlar; Ramses, Büyük İskender, Hz Ömer, Romen Diyojen, Alman imparatoru 3.Konrad, Fransa Kralı VII. Louis, Friedrich, Kenan Evren daha daha sayamadıklarımız. Kimisi adalet için ömür tüketirken, en zalimi İbrahim i yakmak istedi. Kimisi dünyada adım atmadık yer bırakmamaya yemin etti. Kimi kral, kimi imparator, kimi sultan, han, halife, bey ve daha kullandıkları unvanlarını bilmediklerimiz. Üstadın deyimiyle: Binlerce yıl sağılmışım, Korkunç atlılarıyla parçalamışlar Nazlı, seher-sabah uykularımı Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar, Haraç salmışlar üstüme. Ne İskender takmışım, Ne şah ne sultan Anadolu'da 2014'ün 9 Ağustos'unda serin yaz akşamında değişik bir heyecan var. Bu satırları yazdığım anda bunu hissedebiliyorum. 10 Ağustos 2014 Pazar günü Anadolu, eski halkların varisleriyle kendi yöneticisini seçecek. Anadolu nun geçirdikleri, gördükleri ortada. Rahmetli Ahmed Arif kusura bakmasın; Anadolu böylesini görmedi. Havva Anamızdan bu yana Anadolu Halkları ilk defa kendi yöneticisini kendi seçiyor. Arkasında sayısızca gözü dönmüş, vurup kıran istilacı ordu hükümdarlarına inat, yönetimin babadan oğla geçtiği krallıklara inat, kendi düzeni içinde birtakım erklere sahip iken kendi düzeni içinde eli silahlılara darbe emrini verenlere inat, ihtilalcılara inat, derinlere inat Anadolu Halkları milletin başkanını seçiyor. Asker olmadan, zorlama olmadan, hür iradeleriyle, dilediğini seçerek, dilediğine yetki vererek. Anadolu ilk defa Reisi Cumhur seçimine tanık olacak. Sözün ve kararın efendilerden çıkıp millete teslim edildiği tarihtir : 10 Ağustos Tarih boyunca size kim hizmet etsin sorusunun ilk defa sorulduğu gündür bugün.

9 SAYFA 10 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 GÜNCEL HABERLER Ağustos Şubat Perşembe Pazar SELAMETLE Ebru Nida BİLİCİ HAKLININ YANINDA MI, GÜÇLÜNÜN YANINDA MI YER ALACAKSINIZ? Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını gördü. Kendi kendine: - "İçinde hangi yiyecek var acaba?" diye düşündü. Bir süre sonra gördüğü paketin bir fare kapanı olduğunu anladığında yıkılmıştı. - "Evde bir fare kapanı var! Evde bir fare kapanı var!" diye bağırarak telaşla bahçeye fırladı. Minik fareyi telaş içinde gören tavuk, umursamaz ve bilgiç bir tavırla başını kaldırdı ve gıdakladı: - "Zavallı farecik... Bu senin sorunun, benim değil. Bana bir zararı olamaz küçücük kapanın." Tavuktan destek bulamayan farecik bu sefer telaşla keçinin yanına koştu ve - "Evde bir fare kapanı var! Evde bir fare kapanı var!" diye adeta çırpındı. Keçi ilgilenmiş göründü a- ma - "Çok üzgünüm fare kardeş sana dua etmekten başka yapacağım bir şey yok. Dualarımda olacağından emin ol!" dedi. Minik fare çaresizlik içinde ineğe döndü ve - "Evde bir fare kapanı var, evde bir fare kapanı var!" dedi. İnek; -"Bak fare kardeş, senin için üzgünüm ama beni ilgilendirmiyor." dedi. Sonunda farecik, başı önde umutsuz şekilde eve döndü. Problemi tek başına çözmek zorunda olduğunu anladı. O gece evin içinde sanki ölüm sessizliği vardı. Minik farecik aç ve susuzdu. Tam y- orgunluktan gözleri kapanacaktı ki birden bir ses duyuldu. Gecenin sessizliğini bölen gürültü, fare kapanından geliyordu. Çiftçinin karısı, ne yakalandığını görmek için yatağından fırladı ve mutfağa koştu. Karanlıkta kapana, zehirli bir yılanın kuyruğunun kısıldığını fark edememişti. Kuyruğu kapana kısılan yılanın canı yanıyordu ve aniden çiftçinin karısını ısırdı. Çiftçi, karısını apar topar doktora götürdü. Doktor, zehri temizledi sardı. Çiftçi karısını eve getirdi, y- atırdı. Karısının yükselen ateşi bir türlü düşmüyordu. Kadıncağız ateş ve ter içinde kıvranıp duruyordu. Böyle durumlarda taze tavuk suyunun iyi geleceğini düşünen çiftçi bıçağını alıp bahçeye koştu ve tavuğu kesti. Karısı taze tavuk suyu çorbasını içti, biraz kendine geldi. Karısının hastalığını duyan akraba ve komşular ziyarete geldiler. Onlara ikram etmek için çiftçi keçiyi de kesti. Çiftçinin karısı gittikçe kötüye gidiyordu. Yılan, belli ki çok zehirliydi. Birkaç gün sonra çiftçinin karısı iyileşemedi ve öldü. Cenazesine çok sayıda kişi gelince hepsine yeterli et sağlamak için çiftçi ineği kesti. Fare tüm bu olanları büyük üzüntü ile duvardaki deliğinden izledi. Zaman zaman karşımıza çıkan bu tarz hikâyeler hayata dair birçok uyarı ve nasihat içeriyor. Okuduğunuzda hah işte bu dediğiniz, sayfalarca yazının anlatamayacağını anlatıp, veremeyeceği mesajı veren bu ibret dolu hikâyeler sık sık paylaşılıyor ve paylaşılmalı da. Çünkü bu yolla birileri birilerinin ne demek istediğini ve ne yaşadığını daha iyi anlayabilir. Bu hikâyede anlatılmak istenen açıkça anlaşılmış olsa da kısaca özetlersek şunu diyebiliriz: Birileri sizi ilgilendirmediğini düşündüğünüz bir problemle karşı karşıyaysa ya da bir tehlikeyle burun buruna gelmişse bunun çok yakında sizi de ilgilendireceğinden emin olun. Çünkü sosyal bir varlık olan insanın toplumun diğer fertlerinden bigâne yaşaması düşünülemez. Çünkü hepimiz aynı geminin yolcularıyız. Gemi batarsa hepimiz batarız. Haksızlıklar karşısında birbirimize sırtımızı dönmek geçici bir rahatlık sağlasa da daha büyük problemlerle başa çıkmaya çalışırken kimseden yardım isteyememek ve yalnız olmak çok acı olabilir. Toplumları sarsan, insani ilişkilere en büyük darbeleri vuran bana necilik tir. Ne dinimizle ne de kültürümüzle bağdaştıramayacağımız Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın sözü ne yazık ki giderek daha çok insanın hayat felsefesi haline gelmekte. Her gün bir yenisine şahit olduğumuz haksızlık tufanı, önüne kattığını götürürken bir canavara dönüşüyor. Bir kartopu gibi gittikçe büyüyen bu canavarın hışmına uğramak istemeyenler ise el ele tutuşup güçlerini birleştirerek bu gidişata dur demek yerine arkasını dönüp gitmeyi tercih ediyor. O canavarın bir gün dönüp onları da hedef alacağını, ezip yok edeceğini kimse düşünmüyor. Hukuk herkese lâzım. Kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur ancak sırf görevini doğru yaptığı için millet nezdinde suçlu gösterilmeye çalışılan insanlara yapılanlar aslında toplumun temeline dinamit koymak demektir. Hem de suçlular, hırsızlar, darbeciler, caniler elini kolunu sallayarak gezerken. Artık bu toplumda işini doğru yapmanın gereğine inananların sayısı gitgide düşecektir. Çünkü bugün doğru ve dürüst olmanın, görevini yapmanın sonucu işinden olmak, suçlanmak demek. Yanlışa karşı çıkmak, özgürlüklerinden mahrum bırakılmak; hak sahibinin yanında olmak, haklarının gasp edilmesi demek. İnsanların yeniden doğruluğa, dürüstlüğe, insan haklarına iman etmesini sağlamak uzun zaman alacaktır. Yanlışları düzeltme fırsatı her zaman ele geçmez. Bugünlerde yanlışa dur demek için atılması gereken adımların ilki bu Pazar sandık başında atılacak. Orada olup en azından kendi payımıza düşen kısmını yapmış olmak hem demokrasi hem ahlakın gereği. Bütün yanlışları götürecek en büyük doğru için vicdanınıza kulak verin. Haklının yanında olmak mı, güçlünün yanında olmak mı? Berberlerden işbirliği teklifi Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ı ziyaret eden İzmir Berberler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Şükrü Bilgin, hasta, engelli ve ileri yaştaki yurttaşlar için hazırlanacak sosyal projelerde işbirliği yapmak istediklerini söyledi İzmir Berberler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Şükrü Bilgin ve yönetim kurulu üyeleri Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ı makamında ziyaret etti. Önceki gün yağan şiddetli yağmur nedeniyle Gültepe semtine bağlı Boğaziçi Mahallesi nde meydana gelen sel felaketinden ötürü Pekdaş'a geçmiş olsun dileklerinde bulunan Bilgin, selde hayatını kaybeden 16 yaşındaki Ümit Özkan için de başsağlığı diledi. Yaşanan acı olayın yaralarını sarmak için çalıştıklarını dile getiren Başkan Pekdaş da, doğanın dengesinin hiçbir zaman göz ardı edilmemesi gerektiğini belirterek, Yapılması gereken yollar, inşaatlar doğanın dengesi ve iklim şartları gözetilerek yapılmak durumunda. Her şeyi istiyoruz ama nasıl bir kent coğrafyasında yaşadığımızı unutuyoruz dedi. DEZAVANTAJLI GRUPLARA ÜCRETSİZ TRAŞ Ziyarette Oda olarak yürüttükleri faaliyetler hakkında kısa bir bilgi de veren Başkanı Şükrü Bilgin, sosyal sorumluluk projelerinde Konak Belediyesi'yle ortak işlere imza atmak istediklerini söyledi. Bilgin, yapılacak işbirliği sayesinde ilçedeki genç işsizlere meslek edinmelerini sağlayacak eğitici meslek edinme kursların verileceği gibi bunun yanında imzalanacak protokolle de evlerinden çıkmaları zor olan hasta, engelli ve ileri yaştaki yurttaşların evlerinde tıraş edileceğini dile getirdi. Bilgin ayrıca, dar gelirli vatandaşların yoğunlukta olduğu bölgelerde eğitim gören miniklerin de saç tıraşının da yine belediyenin desteğiyle Oda tarafından karşılanacağını söyledi. Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş da sivil toplum örgütleriyle her zaman işbirliğine hazır olduklarını belirterek, "Şehrin enerjisini ortaya çıkartmak için birlikteliğe ihtiyacımız var. Bunun için dayanışma içinde kentin sorunlarını çözmek gerekiyor" dedi. UCUZ TRAŞ TARİFESİ YAZISI KALKSIN Ziyarette Berber esnafının sorunlarını KARŞIYAKALI MEMURA ZAM MÜJDESİ İş barışını sağlamak, çalışanların moral - motivasyonunu yükseltmek ve halka hizmette performansı artırmak isteyen Karşıyaka Belediyesi ile Tüm-Bel-Sen arasında, belediyenin tüm memurlarını kapsayan Toplu Sözleşme imzalandı. İmzalanan Toplu Sözleşmeye göre; memur maaşlarına ek verilen 990 liralık sosyal denge tazminatı bin 105 liraya yükseltildi. Bu yıl ilk kez; tüm memurlara aylık 185 lira ulaşım yardımı yapılması, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nde kadın memurların izinli olması ve ayrıca tüm memurların, yılda bir kez, tam teşekküllü hastaneden check-up yapma hakkı kazanması da sözleşmede yer aldı. En düşük memur maaşı 3250 liraya, en yüksek memur maaşı ise 4800 liraya yükseldi. "EMEĞİN HAKKINI VERİYORUZ" Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar "Çalışan, emek veren herkesin, insanca yaşaması için mücadele ediyoruz. Emeğin en yüce değer olduğunu bilerek, memurlarımızın yaşam standartlarını yükseltmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda, bu yılki Toplu İş Sözleşmemizi de imza aşamasına getirdik. Çalışanlarla sorun yaşamayan bir yönetim anlayışı sergilemeye devam edeceğiz. Bana güç ve moral veriyorsunuz. Sizlerden çok memnunum" dedi. "KARŞI- YAKA ÖRNEK OLMALI" İmza törenine katılan Tüm-Bel-Sen Genel Başkanı Ömer Salih Erol ise "İlk defa bir belediye başkanının, personeline karşı bu kadar sıcak ve samimi olduğunu görüyorum. Sendikamız ve memur kardeşlerimiz adına onur duydum. Karşıyaka Belediyesi, diğer belediyelere de örnek olmalı" diye konuştu. İmza töreni sonrasında toplu fotoğraf çekimi gerçekleştirildi. da Başkan Pekdaş la paylaşan Bilgin, en ciddi sorunun haksız rekabet olduğunu dile getirdi. Bilgin, bazı berber dükkanlarında düşük ücreti gösteren yazıların bulunduğunu belirterek, belediyenin yapmış olduğu denetlemeler sırasında bu ayrıntıya da dikkat edilmesini istedi. Asılan yazıların kaldırılması konusunda Konak Belediyesi'nden yardım isteyen Bilgin, Konak ta özellikle Basmane bölgesindeki dükkanlarda fiyatlar çok düşük tutuluyor. Oda olarak ucuz tıraş yapılmasından rahatsız değiliz, hatta parası olmayanı ücretsiz traş yapsın ancak tarifeye yazılarak asılmasından rahatsızız. Bizim tarifemiz belli. Başka semtlerle haksız rekabet yaratılmasını istemiyoruz. Bu bazı esnafımızın onurunu kırıyor dedi. Başkan Pekdaş,konuyu detaylı inceleyeceklerini ve yasal mevzuat çercevesinde gerekeni yapacaklarını söyledi. Kıyı Ege Çeşme de toplandı Karabağlar Belediyesi ilçede yatırımlara devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Yunus Emre Mahallesi nde temeli atılan 10 bin metrekarelik alana sahip pazar yerinin inşaat çalışmalarına önümüzdeki günlerde başlanacak. Plan tadilatındaki değişiklik nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi nin onayına sunulan proje daha sonra ihaleye çıkacak ve ihalenin ardından da çalışmalar hız kazanacak. Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu projede açık olarak yer alan pazar yerini halka daha iyi ve hijyenik koşullarda hizmet vermek için kapalı yapacaklarını, bunun yanı sıra alanda bölge halkının ihtiyacına yönelik olarak otopark ve sosyal donatı alanlarının da yer alacağını belirti. Karabağlar Belediyesi ilçede alt ve üst yapı yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. İzmir in en büyük ilçesi Karabağlar da özellikle kapalı pazar yeri eksikliği göz önünde bulundurularak proje çalışmaları yapılan Yunus Emre Mahallesi pazar yeri modern bir şekilde planlanarak tamamlanacak. Geçtiğimiz yıl temeli atılan Yunus Emre Mahallesi ndeki pazar yerinin kapalı olması için plan tadilatı kararı aldıklarını belirten Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu yapılacak pazar yerinin kapalı olacağını, böylelikle ilçenin daha modern ve hijyenik bir pazar yerine kavuşacağını söyledi. Pazar yeri kompleksinde neler olacak? Kapalı pazar yerinin sadece pazar yeri olarak düşünülmediğini, bu alanda Karabağlar halkına bir çok konuda hizmet verecek bir sosyal kompleks yapılacağını vurgulayan Başkan Selvitopu, Pazar yeri Karabağlar halkının rahat ve moden bir şekilde gelip alışverişini yapabileceği bir alanın dışında farklı amaçlara da hitap edecek. Projede bölgenin çok önemli bir ihtiya- Kıyı Ege Belediyeler Birliği 2014 yılı encümen toplantısı, Çeşme Belediye binasında gerçekleştirildi. Toplantıya Kıyı Ege Belediyeler Birliği Başkanı Abdül Batur, Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atilla, Edremit Belediye Başkanı Kamil Saka, Küçükkuyu Belediye Başkanı Cengiz Balkan ile Kıyı Ege Belediyeler Müdürü Hurşit Akdemir ve Mali Hizmetler Müdürü İsmail Ay katıldı. Eğitim çalışmalarına devam Çeşme Belediye binasında Kıyı Ege Belediyeler Birliği Başkanı Abdül Batur başkanlığında gerçekleştirilen encümen toplantısında, birliğin kurumsallaşması süreci ve 2014 yılı için planlanan yurt içi ve dışı bilgilendirme toplantıları ve inceleme gezileri görüşülürken, Yunan adaları ile iş birliği çerçevesinde yapılacak olan faaliyetler konusu masaya yatırıldı. KKTC Belediyeler birliği ile gerçekleştirilen kardeşlik ilişkileri protokolünün ardından, 2014 yılı içerisinde KKTC belediyeleri ile daha sağlıklı ve yoğunluklu faaliyetlerde bulunulması gerektiğine dikkat çekildi. Kıyı Ege Belediyeler Birliği Başkanı Abdül Batur üye belediyelerin ana sorunlarının tespiti ve bu sorunların çözümüne yönelik eğitim çalışmalarına önem verilmesi gerektiğini belirtti. 5 yıllık strateji planları, bürokrasi işlemleri, kredi çeşitleri gibi konularda eğitimler verile bilineceği görüşülürken encümen toplantısı belediyeler ve bağlı kuruluşların borçlarının yeniden yapılandırılması konularıyla son buldu. Karabağlar a kapalı pazar yeri müjdesi cı olan otopark, ürün kontrol odaları, zabıta odaları, lavabolar gibi bölümlerin yanı sıra gençlerin spor yapabileceği salonlar da yer alacak. Diye konuştu. Pazar yerleri modernize edilecek Başkan Selvitopu ayrıca 480 bin nüfuslu Karabağlar da 12 pazar yerinin yer aldığını ve buralarda bin 500 esnafın pazarlarda tezgah açtığını vurgulayarak, ilçede sadece Bozyaka ve Vatan Mahallesi pazar yerlerinin kapalı olduğunu diğerlerinin ise açık olarak hizmet verdiğini buralarla ilgili de revize çalışmalarının başlatılacağını dile getirdi. Selvitopu, Pazarlarımızı pazarcı esnafının, halkın yağmurdan ve sıcaktan etkilenmeden, daha rahat bir şekilde alışverişini yapacağı şekilde modernize edeceğiz. İlçemizde sadece iki kapalı pazar yeri bulunuyor. Diğer pazar yerlerini de revize ederek kapalı pazar yeri sayısını artıracağız. dedi.

10 SAYFA 11 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ Ağustos Şubat Perşembe Pazar Günlük polemiklerin dışında hayata bakmak mümkündür Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Birkaç yıl önce bir derginin genç muhabiri "Hayattan aldığınız dersler nelerdir" diye sormuştu bana... Arşivimi gözden geçirirken o soruya verdiğim cevaplar çıktı karşıma... Bunları okurken, bugün de aynı şeyleri söyleyebileceğimi düşündüm. Türkiye için yeni bir siyasal dönemin arifesinde bulunduğumuz bugün, günlük polemiklerin üzerine çıkmanın ve olaylara daha geniş bir açıdan bakmanın doğru olacağını düşünüyorum. "Hayattan aldığım dersler"in bu açıdan en azından genç kuşaklar için yararlı olması ihtimali vardır. Kin, nefret önyargılar 1- Kin ve nefret taşınması en ağır ve zor olan yüklerdir. Yaşam süremde sayısız kavgalarım oldu. Bana göre haksız uygulamaların hedefi de oldum. Ama bu kavgaların ve bana yönelmiş haksızlıkların karşıdaki taraflarına kişisel kin beslemeyi ve bunu bir kan davası biçiminde sürdürmeyi denediğimde, düşünce gücümün zayıfladığını ve hatta sağlığımın bozulduğunu gördüm. Buna karşı kişisellikleri ikinci plana atmayı başarıp, olayları düşünce düzeyine taşıdığımda, hem haklılığımı kanıtladım hem de güçlendim. 2- Önyargılarla insanlara yaklaşmak, muhtemel gerçek arkadaşlarınızın sayısını azaltır. Bazı dönemlerde siyasal veya ideolojik karşıtlarınızı bir kalemde silip atmak, buna karşı aynı siyasal safta birlikte olduğunuz insanların kişilik zaaflarını görmezden gelmek, uzun vadede sizi yalnızlığa itebilir. Siyasal kamplaşmaların içinde bulunmak, insanların değer yargılarını çarpıtır. Gerçek dostlar ve değerli insanlar yerine sadece ülküdaşlarla hayatın geçebileceğini sanırsınız. Sürü güdüsünün sonuçları 3- Düşünme ve karar verme yeteneğinizi bir sürü güdüsü ile sizin dışınızdaki bir merkeze bıraktığınız takdirde, ileride utanç duyacağınız eylemlerin sorumlusu olabilirsiniz. Okumak, öğrenmek, tartışmak, insanı diğer canlılar karşısında farklı kılan olgulardır. İnsanlık tarihindeki bütün çağ dönümlerinde, gerektiği zaman tek başına kalabilmeyi göze alan insanlar yönlendirici olmuştur. 4- Yaptığınız işin, o anda yapmanız gereken en önemli iş olduğuna inandığınız takdirde, başarılı olma ihtimalini artırırsınız. En basitinden o anda otomobil kullanıyorsanız, en önemli işiniz, kaza yapmamak, trafik kurallarına uymak, trafikte diğer araçların da var olduğunu bilmektir. Araçtakilerle sohbet etmek, dikiz aynasına bakıp makyaj tazelemek, cep telefonu ile konuşmak, bir yarış aracının sürücüsü gibi davranmak, sizin tarafınızdan aracı kurallara uygun kullanmaktan daha önemli görülüyorsa asıl işiniz başarısızlıkla veya kazayla noktalanabilir. Aileniz sizin "iç kale"nizdir 5- Eşinizi de, arkadaşlarınızı da değiştirmeye çalışmak yerine onları anlayıp, üstün ve değerli yanlarını ön plana çıkartmak, hayatınızı kolaylaştırır. Sadece kendilerine uyumlu bir çevre arayanlar, aslında düşünce tembeli olmaktan öteye gidemezler. Kendilerinden farklı olan ve farklı düşünenleri reddedenler, sanal bir gerçeklik içinde, değişimi de, renklilikleri de kaçırırlar. 6- Ailenizi ve yakın arkadaş çevrenizi sağlam tuttuğunuz takdirde, dış dünyadaki bunalımlar, sizin "İç kale"nize fazla zarar veremez. Bunun için aile birliğinin de, arkadaşlıkların da iki yönlü yollar üzerinde kurulduğunu bilmelisiniz. Vermeden alınmaz. Varlıkları ve mutlulukları paylaşmayı bildiğiniz takdirde, yokluklarda ve mutsuzluklarda da yalnız kalmazsınız Abdurrahman D L PAK YENİ AKİT GAZETESİ Ekmel bey değil, İlhan Kesici olmalıydı! Bana kalırsa Ekmel beyi hiç tanımıyorlardı.. ve İslam İşbirliği Konferansı adından yola çıkarak Ekmel beye razı oldular.. Yani Ekmel beyi biraz adından, biraz da kürkünden dolayı seçtiler.. Babası Mehmet Akif in arkadaşı İhsanefendi nin oğlu.. ve İslam İşbirliği Konferansı nın genel sekreteri. Ee bundan alâsı olamaz.. Zaten güçlü bir media desteğine sahip.. Evet bugün Ekmel beyi destekleyen media kaba taslak şöyle. 1.2 milyon Cemaat, Doğan mediası cıvarında.. Ergenekoncular da ona yakın toplamda 2 milyon cıvarında. 600 bin kadar spor mediasını çıkarsanız, 4 milyon tirajdan, iktidara yakın sadece 1.2 milyon gazete kalır.. Ekmel beyin media desteği Erdoğan ın desteğinin 2 katından fazla.. Ekmel bey bu kadar media desteğine rağmen kazanamayacak.. Demirel in Ekmel beyi önerdiği söyleniyor. Aydın Doğan ın kafasındaki isim de bu zat.. Bir de işin içinde Kemal Derviş var.. Sonuçta Ekmel beyi paraşütle tepeden indirdiler.. Ekmel bey adına en çok sevinen Sisi ve Suud kıralı Abdullah la Ürdün kıralı Abdullah olmuştur.. İsrail lobisi bu zata karşı çıksaydı böyle bir media desteğine sahip olması düşünülemezdi.. ABD de, İngiltere de Ekmel bey adından mutluluk duymuşlardır.. Biliyorsunuz Ekmel bey bir dönem İngiltere de de kaldı.. Aynı dönemde Fehmi Koru ile bir arada oldu. İngiltere de Exeter Üniversitesi diye bir Üniversite var. Bir dönem Abdullah Gül ü Exeter üzerinden vurmaya çalışanlar, aynı üniversitede öğrenim gören Ekmel bey konusunda niye ses çıkarmazlar?.. Abdullah Gül ün de aynı kurumda çalışmaları oldu.. Ekmel bey aileden biri. Yabancı değil yani! Varlığı derin ya da paralel güçleri rahatsız etmez.. Bana kalırsa birileri Türkiye yi, ya da Ekmel beyi düşündükleri için onun adını ortaya atmadılar.. Birileri onun zaaflarını kullanıp, bu kavga ortamına, mayınlı tarlaya itelediler.. Onu bir bakıma kurban seçtiler. Tek maksatları vardı, AK Parti nin adayı, Erdoğan daha az oy alabilir mi? Yani AK Parti tabanından oy koparmaya yönelik bir senaryonun figüranı olacaktı Ekmel bey.. Yoksa onlar da biliyorlar kazanamayacağını. Ve işin en güzel yanı, onlar için arkasından ağlayacak, ya da hesap soracak kimsesi yok.. Çünki Ekmel bey yalnız adamdır.. Ekmel bey tek başına ancak sünnet arabasındaki çocuk gibi şehirde dolaştırılabilir. Ya da düğün alayı gibi.. Valiyi, belediye başkanını ziyaret edecektir, yoksa ne vakıflar tanır kendini, ne dernekler.. İşte dostlar alışverişte görsün kabilinden dolaşacaktır.. Ekmel bey içeriden baktığında ne görüyor bilmem ama, dışarıdan bakıldığında manzara hiç de hoş değil.. Eşi ve çocukları, yakın çevresinden kimse yok mu yahu, uyaracak.. CHP, MHP, Cemaat tepe tepe kullanıyorlar adamı. İşi bitince de kendi köşesine terk edip gidecekler.. Aslında seçmenle de dalga geçiyorlar bir bakıma.. Aslında bu yapılanlar, millet için de, o zat için de, ona destek v- erenler için de bir işkenceden ibaret.. Adamı Erdoğan ın önüne kum torbası gibi attılar ve kayboldular.. Her gittiği yerde o şehrin milletvekilleri bu zorunlu göreve bir gün için katlanmak zorunda kalıyor.. Sanırım kendileri Aydınlar Ocağı çevresinden birilerinin kendine destek vereceğini sanıyordu. Daha ilk günden beyefendinin çevresinde kimse kalmadı.. Aslında İlhan Kesici yi aday gösterselerdi, daha sahici bir adayları olurdu.. En azından siyaseti bilen, mikrofon hakimiyeti olan, itidalli bir isim.. Bir zamanlar sağa lider olarak düşünülen, CHP de milletvekili olmuş. Demirel ile akrabalık bağları bulunan biri.. Söylediklerine katılmasanız bile ciddiye alırsınız.. İlhan Kesici mi oynanan oyunun farkına vardı da uzak durdu bu oyundan ya da birileri onu bilerek mi dışarıda tuttu bilmiyorum.. Abbas GÜÇLÜ MİLLİYET GAZETESİ Özel okullar için teşvik getirildi. 250 bin öğrenciye maddi destek sağlanacak. Az da olsa, düşünülmesi bile güzel. Ama hâlâ cevabı bulunamayan pek çok soru var. Örneğin, eski öğrencilere mi verilecek yoksa yenilerine mi? Puanı yüksek olanı mı, fakir olana mı? Okullara ve kentlere göre bir dağılım mı gerçekleşecek yoksa yoğunluğa göre mi?.. Kafaları kurcalayan daha pek çok soru var ve u- marız bütün bunlara bir an önce açıklık getirilir. İsterseniz gelin can alıcı sorulara geçmeden önce, yeni düzenleme neler getiriyor ona bir göz atalım... Bir kişi sevinecek 5 kişi kızacak mı? Kaç öğrenciye verilecek? eğitim öğretim yılında okul öncesi eğitim, ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim okullarına devam eden 250 bin öğrenciye eğitim ve öğretim desteği verilecek. Okul öncesi ve ilkokullarda 50 bin, ortaokullarda 75 bin, temel liselerde de dahil olmak üzere liselerde ise 75 bin öğrenci destekten yararlanacak. - Mali destek 2 bin 500 ile 3 bin 500 lira arasında değişecek. Özel okul öncesi kurumlara gideceklere 2 bin 500, ilkokullara gidecek öğrencilere 3 bin, ortaokullara ve liselere gideceklere 3 bin 500, temel liselere gidecek öğrencilere ise 3 bin liralık yıllık ödeme yapılacak. - Eğitim ve öğretim desteği uygulama e- Kılavuzu nda hazırlanacak; kılavuzda, 2014 yılı eğitim ve öğretim desteği başvuru ve yerleştirme takviminin yer alacak. - Başvurular destek almak isteyen özel okulların Özel Öğretim Kurumları Modülü üzerinden yapılacak... Diğerleri ne olacak? MEB istatistiklerine göre bir önceki öğretim yılında özel öğretim kurumlarında 700 bin öğrenci öğrenim görüyor. Bu yıl bu sayının artması bekleniyor. Ama ne kadar olacağı konusunda bir öngörü yok. Çünkü, bu biraz da önümüzdeki gelişmelere bağlı. Örneğin, fen ve anadolu liselerini kazanamayıp, imam hatip-meslek lisesi-açık lise üçgeninde sıkışan öğrencilerden ne kadarı özel okula yönelir belli değil. Yine aynı şekilde, dershaneden okula dönüşen özel okullara ne kadar ilgi olur? Tahmin bile yürütülemiyor. Çünkü, ilk kez böyle bir uygulamanın içerisine giriliyor... Diyelim ki yeni teşviklerle birlikte öğrenci sayısı bir ya da 1.5 milyona çıktı. Peki o zaman, 250 bin öğrenciye mali destek sağlayıp diğerlerine vermediğinizde, biri yer, öteki bakar, kıyamet de ondan kopar noktasına gelinmez mi? Bu böyle yapılacağına, tüm öğrenciler için vergi indirimine gidilseydi daha iyi olmaz mıydı? Özel okullarda, öğrenim ücretinde yüzde 8, diğer harcamalarda ise yüzde 18 lik KDV, yapılan bu bağışı, alıp götürmez mi? Yani devlet bir eliyle verdiğini, öteki eliyle geri mi alacak?.. En önemlisi de, bu mali destek, öğrencilerin, özel okullara yönelmesi için ne kadar cazip olacak? 10 bin liranın altında okul yok gibi olsa bile onun yıllık maliyeti 15 bin lirayı bulur. Yani ancak beşte birini devlet vermiş olur. 15 bin liralık bir okulun maliyeti de 20 bini geçer yani devlet katsı yedide bire iner. 20, 30, 40 bin lira ve üzeri yıllık öğrenim ücreti olan okullarda, verilen devlet katkısı, KDV giderini bile karşılamaz ve tartışmaları da beraberinde getirir!.. Ücretler düşer mi? Söz konusu düzenleme, özel okul ücretlerini düşürür mü? Evet demek çok zor. Peki, yasal dayanağı ne kadar güçlü? Bir süre sonra kaldırılırsa ne olacak? Örneğin bir önceki Cumhurbaşkanı Sezer, bu yasayı, Anayasa ya aykırı gerekçesiyle veto etmişti. Yine benzeri bir yargı kararı çıkarsa, yaratacağı kaos nasıl aşılır? Ve, çok önemli bir diğer nokta ise veliler bu konudan ne kadar haberdar?.. Özetin özeti: Umarız tüm bu yapılanlar kurbağayı ürkütmeye değer! Sanki gizli bir el onu hep siyasetin dışına çekti. Sağa lider yapabilecekleri birini sola asker yaparak birileri onun kariyerini bitirdi sanki.. Kesici dünyayı tanıyan, onlara karşı çıkmasa bile Anadolucu bir yanı var aslında.. Kesici bile Ekmel beyin yanında durmadıktan sonra, -herkesle yakın ve sıcak ilişkiler kuran Nevzat Yalçıntaş bile Ekmel beyden uzak durduktan sonra- Ekmel bey kimle yola devam edecek.. CHP ve MHP yi koluna alarak mı Erdoğan dan oy koparacak.. Geçen gün Atatürk kitabını öpüp başına koymuş, bir yerde de Risale-i Nur vermişler, onu öpüp başına koymuş.. Adamın başı döner yahu, bu kadar kıvraklıkla.. Elbette bir gün Ekmel bey de kendi çevresinde oynanan oyunun farkına varacak, ama vakit çok geç olacak.. Ekmel bey göz göre göre harakiri yapıyor.. Çevresindekiler de elleri mahkûm yokuş aşağı gider gibi dolu dizgin gidiyorlar.. Şu bir hafta da geçse de, bu işkence bitsin diye düşünüyorlardır herhalde.. Sahi Ekmel bey seçim sonuçları açıklanırken, CHP de mi, MHP de mi, yoksa evinde mi olacak! Dilerim seçim sonrası bugünler çabuk unutulur da, adamcağıza daha fazla acı çektirmemiş olurlar.. Eee kılavuzu Demirel olanların (Namı diğer Morisson Süleyman ya da Çoban Sülü, İslam köylü Süleyman, Nurlu Süleyman) geleceği yer başka neresi olabilirdi ki! Neyse olan oldu. Şimdi seçim zamanı. Umarım herkes sandığa gider ve oyunu kullanır.. Yurttaşlık görevini yapar.. Seçim sonucunda 3 kişi mutlu olacak. Erdoğan kazandığı için, Demirtaş oyunu artırdığı için, Ekmel bey bu işkenceden kurtulacağı için. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli, bir de Koç Grubu ve Cemaat çok üzülecek.. Selâm ve dua ile

11 SAYFA 12 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel Ağustos 2014 Pazar SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe Açık kasalı araçla su dağıtımına yasak Sağlık Bakanlığı, damacana ve şişe içinde satılan ambalajlı suların satış ve dağıtımıyla ilgili düzenlemeler getirmeye hazırlanıyor. Kapalı sular tüp, petrol, petrol ürünleri, hırdavat, her türlü kimyevi maddeleri taşıyan araçlarla taşınamayacak Sağlık Bakanlığı, damacana ve şişe içinde satılan ambalajlı suların satış ve dağıtımıyla ilgili düzenlemeler getirmeye hazırlanıyor. Damacana su satış yerlerinin açılması ve ambalajlı suların taşınması Sağlık Bakanlığının iznine tabi olacak, hem satış yerlerinde hem de nakil araçlarında çalışan personel hijyen eğitimi alacak, taşıma yapan araçların kasaları kapalı ve/veya damacanaların meteorolojik dış etkenlerden korunacağı düzende olacak ve açık kasayla su satışı yapılamayacak. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Ambalajlı Su Satış Yerleri ile Ambalajlı Su Nakil Araçlarının Tabi Olacağı Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ hazırladı. Tebliğle doğal mineralli suların uygun ortamlarda nakli ve satışının yapılarak sağlıklı, temiz ve güvenli tüketilmesini temin için satış yapılan yerlerle nakil araçlarının tabi olacağı usul ve esaslar belirlendi. Yakında yürürlüğe girmesi beklenen tebliğle damacana su satış yerlerinin açılması ve ambalajlı suların taşınması Sağlık Bakanlığının iznine tabi olacak. Bu işi yapmak isteyen kişiler halk sağlığı müdürlüklerinden izin alacak. İzinsiz yerlerde damacana su satışı yapılamayacak. Hem satış yerlerinde hem de nakil araçlarında çalışan personel hijyen eğitimi alacak Ambalajlı su satış yerlerinde, geri dönüşümlü ve dönüşümsüz kaplardaki ambalajlı suların satışı ve depolaması yapılan bölümlerin kullanım alanı, boş ve dolu damacanaları muhafaza edecek genişlikte ve iki bölümden oluşacak. Bu yerlerin taban ve tüm duvarları kir tutmayan, kolay yıkanabilir ve temizlenebilir, mikropların bulaşmasına yol açmayacak malzemeyle kaplı olacak. Satış yerinin temizlenmesi ve yıkanmasından sonra oluşacak atık suyun uzaklaştırılmasını sağlayacak kanalizasyona, kanalizasyon bulunmayan yerlerde septik çukurlara bağlı sifonlu düzenek oluşturulacak. Satış ve depolama yerlerinde boş ve dolu damacanaların bulundurulduğu ve satıldığı bölümler ayrı olacak, doğrudan güneş ışığı, toz, duman, ısı ve diğer etkenlere maruz kalmayacak şekilde düzenlenecek, açık alanda su satışı ve depolaması yapılamayacak. Su satış ve depolama yerinde alınan izin belgelerinin örneği görülecek bir yere asılacak. Ambalajlı sular, tüp, petrol ve petrol ürünleri, hırdavat, her türlü Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center kimyevi maddelerin dağıtımını yapan araçlarda veya bu ürünlerle birlikte satılamayacak ve bunlarla bir arada bulundurulamayacak. Satış ve depolama yerinde ayrı bir tuvalet ve lavabo bulundurulacak. Satış yerinde sular, ısıdan etkilenmemesi için güneş ışığından etkilenmeyecek şekilde depolanacak ve satılacak. Satış ve depolama yeri dışında boş ve dolu kaplarla suyun teşhiri ve reklamı yapılamayacak. -Su taşınacak nakil araçlarına çeki düzen Ambalajlı sular tüp, petrol ve petrol ürünleri, hırdavat ve her türlü kimyevi madde dağıtımını yapan araçlarla veya bu ürünlerle birlikte nakledilemeyecek. Su satış yerinden tüketicilere satış yapan araçların kasaları kapalı ve/veya damacanaların meteorolojik dış etkenlerden korunacağı bir düzende olacak, açık kasayla su satışı yapılamayacak. Su nakil araçları kaplarda çizilmeye ve bozulmaya sebep olmayacak ve suyun vasıflarını değiştirmeyecek şekilde düzenlenecek. Ambalajlı suların naklinde kullanılan araçların her iki yanında satış yerinin ismiyle izin tarih ve sayısı bulunacak. (AA) Görmeyenler de göstermeden oy kullanmak istiyor Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verileri doğrultusunda toplumun yüzde 1'ini oluşturan görme engelliler bir sonraki seçimlerde mahremiyet ilkesi çerçevesinde "hiç kimseye göstermeden" oyunu kullanmak istiyor. Altınokta Körler Derneği Genel Başkanı Süha Sağlam, yaptığı açıklamada, engelli vatandaşların oyunu kullanırken yanına refakatçi aldığını, güvendiği bir refakatçi bulabilirse oyunu kullanırken çok büyük sorun yaşamadığını belirtti. Bazı görme engellilerin yalnız yaşadığına dikkati çeken Sağlam, refakatçi bulamayanların ise sandık görevlilerinden oy kullanma aşamasında yardım istediğini anlattı. Engelli vatandaşların oyunu gizli ve bağımsız kullanması gerektiğini vurgulayan Süha Sağlam, şunları kaydetti: "Bu işin ideali Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bilgisayarlar aracılığıyla oy kullanabilmek. Son zamanlarda kabartma yazı ile oy pusulası hazırlanmasını isteyenler oluyor. Sanıyorum kabartma Cumhurbaşkanlığında olduğu gibi 3-5 adaylı bir seçimde çok maliyetli olmayabilir ancak 20 adaylı bir seçimde maliyeti de yükseliyor. Aslında görme engelli vatandaşlarımızın ancak yüzde 10'u kabartma yazıyı biliyor. En doğrusu bilgisayarlı oy kullanma yolunun oluşturulmasıdır." Gelecek seçimlerde görme engelliler için tercihli oy sisteminin getirilmesini isteyen Süha Sağlam, "İnsan yeri geliyor çoluğuna çocuğuna da güvenmek istemiyor. Oyunu gizli oy kuralına uygun vermek isteyebilir. Bağımsız ve özgür oy kullanma yolları bulunmalı. Tercihli oy kullanma biçimini deneyebiliriz. İsteyen kabartma pusulaları kullansın, isteyen de refakatçisiyle oy versin. Görme engellinin bilgi düzeyine göre seçebilme şansı olsun" dedi. - "Sadece oy pusulaları değil..." Engellileri seçimler sırasında zorlayan tek unsurun oy pusulası ve gizli oy kullanamama olmadığını aktaran Süha Sağlam, bedensel engellilerin de yolların durumu ve sandık merkezlerinin uygunsuzluğu nedeniyle güçlük yaşadığını kaydetti. Seçimleri sadece 800 bin civarındaki görme engellilerin yaşadığı sorunlarla değerlendirmediğini kaydeden Sağlam, "Ortopedik engelli vatandaşların giriş katlarında oy kullanması faydalı olur. Yoksa omuzlarda taşınıyor. Bu da hem kendisi varsa refakatçisi için işkence halini alıyor. Ne kadar düzenleme yapılsa da eksikler söz konusu oluyor" dedi. Görmeyenler Kültür ve Birleşme Derneği Başkanı Mehmet Yüksel ise Türkiye'de 8,5 milyona yakın engelli bulunduğunu, görmeyenlerin sayısının da 800 bine ulaştığını ifade etti. Görme engellilerin de her vatandaş gibi rahat şekilde oy kullanabilmek istediğini, bu nedenle Yüksek Seçim Kurulu dahil birçok kuruma başvuruda bulunarak gerekli tedbirlerin alınmasını talep ettiklerini kaydeden Yüksel, şöyle devam etti: "Siz oy kullanmaya tek başınıza oyunuzu kullanabilirsiniz ama bizler birer refakatçi eşliğinde gidiyoruz. Gerekli altyapının hazırlanmasını ve kendi oyumuzu özgürce kullanabilmeyi istiyoruz. Sağlıklı oy kullanma yöntemleri geliştirilebilir hem kabartma hem elektronik sistem söz konusu olabilir. Kimsesi olmayan bir engellinin oy kullandığını düşünebiliyor musunuz? Sokakların fiziksel durumunu, refakatçi olmadan oy kullanamayacağını bilen bir görme engelli sandığa gitmekten vazgeçebiliyor." (AA) Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK Ağustos Şubat Perşembe Pazar "Stres migreni tetikliyor" Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Göksel Somay, migren tipi baş ağrısını en sık uyaran faktörlerin açlık, yorgunluk, uykusuzluk ve stres olduğunu bildirdi "Diyabetliler aşırıya kaçmadan tatlandırıcıyla yapılmış tatlı yiyebilir" İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Sait Gönen, diyabet hastalarının tatlandırıcıları güvenle kullanabileceğini belirterek, "Ancak 'nasıl olsa şekeri yükseltmiyor' diye aşırı tüketilmesi de doğru olmaz. Ama haftada bir gün tatlandırıcıyla yenen bir porsiyon tatlının sakıncası yoktur" dedi. Gönen, yaptığı açıklamada, diyabetin sürekli dengeli ve sağlıklı beslenme gerektiren bir hastalık olduğunu ifade ederek, diyabetli birinin yaşadığı evde yemek saatlerine özen gösterilmesinin ve ara öğünlerin unutulmamasının çok önemli olduğunu kaydetti. Herkes için yaşamın her döneminde yeterli ve dengeli beslenmenin, sağlığın korunmasının esası olduğuna dikkati çeken Gönen, bu nedenle çeşitli besinlerin en az 3 ana ve 3 ara öğünde yeterli miktarlarda alınması gerektiğini vurguladı. Bayramda yeme düzenlerini bozan diyabetlilerin çok şey kaybettiğine işaret eden Gönen, "Diyabet hastalarının bayramda bozulan yeme düzenlerinin tekrar eski dengesini sağlanması bazen aylar almaktadır. Diyabetliler geleneksel bayram adetlerinden olan baklava, börek gibi yüksek karbonhidrat içeren besinlerden uzak durmalıdır. Aslında evde diyabetli bir birey varsa yemekler de ona göre dizayn edilmeli" dedi. - "Diyabet hastaları basit şeker içeren tatlılardan uzak durmalı" Gönen, diyabet hastalarını Ramazan Bayramı boyunca b- asit şeker içeren tatlılardan uzak durmaları yönünde u- yararak, bu kişilerin tatlı i- htiyaçlarını mümkün olduğunca meyveyle karşılamalarının uygun olduğunu dile getirdi. Çok fazla tatlı tüketmek istendiğinde ise tatlandırıcıyla yapılanların tercih edilmesini öneren Gönen, şöyle devam etti: "Diyabet hastaları tatlandırıcıları güvenle kullanabilir. Şekerden 200 kat daha tatlı oldukları gibi 250 miligram tatlandırıcı 50 gram glukoza eşdeğer tatlılık hissi verir. Kabul edilebilir miktarlarda tatlandırıcıyla yapılan tatlılar güvenle tüketilebilir. Ancak 'nasıl olsa şekeri yükseltmiyor' diye aşırı tüketilmesi de doğru olmaz. Ama haftada bir gün tatlandırıcıyla yenen bir porsiyon tatlının sakıncası yoktur. Bayramlarda diyabetli hastalarda en büyük sıkıntı aşırı yemeye bağlı şeker yükselmeleri ve komalardır. Diyabetli hasta zararlı olacak bir yiyecek için 'hayır' demeyi nezaketsizlik olarak görmemeli, çevredeki insanlarda diyabetli bireylere yemek konusunda ısrar etmemelidir." - "1 çikolataya karşı en az yarım saat koşu" Düzenli fiziksel aktivite yapmanın obezite, yüksek tansiyon, depresyon, tip 2 diyabet, kemik erimesi, kolon kanseri, meme kanseri gibi birçok hastalık riskini azalttığının yapılan çalışmalarda gözlendiğini anlatan Gönen, fiziksel aktivite seviyesi düşük olan tip 2 diyabet hastalarında kalp ve damar rahatsızlıklarının ölüme sebep olma riskinin yüzde 70 daha fazla olduğunu söyledi. Gönen, egzersizin kan şekerini düşürmede, diyabeti tedavi etmede çok önemli olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: "Tedavinin en önemli komponentlerinden biridir. Ama diyeti bozarak alınan fazla karbonhidrat ve kalorinin egzersizle verilebileceği yanlış bir düşüncedir. Bir örnek verecek olursak, 1 çikolata yiyen kişi bunu harcamak için en az yarım saat koşmalıdır. Diyabetli bir hastanın yarım saat koşabilmesi fiziken çok zordur, zaten uygun da olmaz. Kan şekeri sürekli yüksek gidiyorsa hastanın kendi k- endine bunu düzeltmeye çalışması yerine doktoruyla görüşerek yardım alması daha uygundur. Ama bir öğün yemekle olan hafif bir yükseklik için endişeye de gerek yoktur, yemekten sonra yürüyüşe çıkılması kasların glukoz harcamasını artırarak şekerin dengelenmesine faydalı olacaktır." (AA) Somay, yaptığı açıklamada, migrenin görülme sıklığının Türkiye'de kadınlarda yüzde 22, erkeklerde ise yüzde 11 oranında olduğunu söyledi. Başın belli bir bölgesinde daha sık olmak üzere sağ ve sol yarısında görülebilen rahatsızlığın, fiziksel aktiviteyle etkilendiğini belirten Somay, genellikle bulantı, kusma, ışıktan ve gürültüden rahatsız olma yakınmalarından en az birisinin migren tipi ağrıya eşlik ettiğini anlattı. Somay, en sık "aurasız" ve "auralı" migren tipi baş ağrılarıyla karşılaşıldığını, auralı migren ağrısından önce geçici olarak ışık çakmaları, puslu görme, görme alanında daralma gibi görme bozukluğu belirtileriyle el ve kollarda uyuşma, karıncalanma gibi duysal belirtiler ve konuşma bozukluğu görülebildiğini vurgulayarak, "Migren baş ağrısını en sık uyaran faktörler açlık, yorgunluk, uykusuzluk ve strestir" dedi. "Migren ağrısı tetikleyen yiyecekler tüketilmemeli" Hormonal, hava ve iklim değişiklikleri ile bazı i- laç, tütün ve alkol kullanımının da migreni tetiklemede etkili olduğuna işaret eden Somay, "Migren ağrısını beyaz peynir, turşu ve salamura gıdalar gibi fermente yiyecekler, çikolata, kafein azlığı veya yoksunluğu, nitratlı yiyecekler, soğan, fıstık, narenciye gibi gıdalar tetikleyebilir" diye konuştu. Somay, migren ağrısını uyaran gıdaların bilinmesi ve bunların tüketilmemesi gerektiğini dile getirerek, "Migren ağrıları başladığında karanlık, sessiz bir odada dinlenilmeli, uyunmalı ya da başın ağrıyan bölgesine buz uygulanmalıdır Ayrıca şiddetli ve sık ataklar yaşanıyorsa mutlaka nöroloji uzmanına başvurulmalıdır" i- fadelerini kullandı. (AA) Kanser vakaları 2030 a kadar 3 katına çıkacak Bursa Halk Sağlığı Müdürlüğü Kanser Şube Doktoru Ayşe Akan, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2030 yılında kanser vakalarının 3 katına çıkacağını söyledi. Dr. Akan, Bursa Orman Bölge Müdürlüğü personeline kanser konusunda sunum yaptı. Dünya Sağlık Örgütü nün 2030 a kadar kanser vakalarının 3 katına kadar çıkacağını öngörüsünü paylaşan Akan, erken teşhisin önemine dikkat çekti. Kanserin, erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilen bir hastalık olarak değerlendirildiğinin altını çizen Akan, düzenli sağlık kontrollerinin ihmal edilmemesi uyarısını yaptı. Türkiye'de her yıl yaklaşık 175 bin kişiye, Bursa da ise 6 bin 6 bin 500 kişiye kanser teşhisi konulduğunu dile getiren Akan,şu bilgileri verdi: Kadınlarda en çok meme, rahim yumurtalık, mide bağırsak ve akciğer kanseri görülüyor. Erkeklerde en çok akciğer, prostat, mide bağırsak ve deri kanserleri görülüyor. Açıklanamayan kilo kaybı, ateş, halsizlik, ağrı, memede veya vücutta hissedilen kitleler, cilt değişiklikleri, kanama, dışkılama veya idrar yapma alışkanlığında değişiklik, öksürük ve horlama ile ben ve siğillerdeki değişiklik gibi belirtiler görüldüğünde tetkiklerin yapılması için derhal doktora başvurulmalı. ERKEN TEŞHİS İÇİN Dr. Akan, kolon, rahim ve meme kanserlerinde erken teşhis için şunları tavsiye etti: 20 yaşından sonra her kadın her ayın aynı günü kendi kendine meme muayenesi yapmalı. 40 yaşından itibaren tüm kadınlar, herhangi bir şikâyeti, risk faktörü veya ailede meme kanseri olmasa bile 2 yılda 1 mamografi çektirmeli. Kolon kanseri için, yaş arası kadın ve erkeklere 2 yılda 1 kez dışkıda gizli kan testi yapılmalı, aile hekimlerinden de bu konuda faydalanabiliyor. 10 yılda bir ise kolonoskopi yaptırılmalı. Rahim ağzı kanseri erken teşhisi için ise yaş aralığındaki kadınların 5 yılda 1 yaptırılan testler rahim ağzı kanserinden korunması mümkün. Akan, Kanser olmamak için neler yapmalıyız? sorusun üzerine şu tavsiyede bulundu: Düzenli beslenin, fast-food ve katkı maddelerinden uzak durun, spor ve düzenli yürüyüş yapın, bol su için, her gün 15 dakika güneşe çıkın, güzel düşünün, iyi dostluklar kurun, son olarak kanser taramalarınızı yaptırın. (CİHAN) Tarihi geçmiş kolonyalara dikkat Kolonya üreticileri, kalitesi düşük ve tarihi geçmiş ürünlerin insan sağlığına olan zararlarına dikkati çekerek, ürünleri alırken dikkatli olunması konusunda u- yardı. Sakarya'daki kolonya üreticisi Murat Kılıç, yaptığı açıklamada, 1966'dan beri tarihi uzun çarşıda dedelerinin başlattığı mesleği devam ettirdiğini söyledi. Bayramların çikolatacılar, şekerlemeciler ve kolonyacılar için de ekstra bir bayram sayıldığını belirten Kılıç, son yıllarda müşteriler açısından sıkıntılar olduğuna dikkati çekti. Kılıç, metil alkol denilen insan sağlığına zararlı maddelerden özellikle bayramlarda merdiven altında kolonya imal edildiğine vurgu yaparak, bu tür firmaların bu ürünlerini pazarlarda, tezgahlarda her yerde pazarlayarak para kazanmaya çalıştığını kaydetti. İnsanların ucuz kolonya aldıklarını zannettiklerini belirten Kılıç, "Fakat yanlış, aslında zehirleniyorlar. Hiçbir şeyin ucuzu iyi değildir. Bir ürün pahalıysa mutlaka bir kalite farkı vardır. Bunu gözetmek lazım" dedi. - "Rengi mat kolonya almayın" Kılıç, vatandaşları bilmedikleri yerlerden kolonya almamaları konusunda uyararak, son yıllarda özellikle bidon kolonyaların tarihi değiştirilerek tekrar pazarlandığını savundu. Bazı iş yerlerinde yeni bidonlara eski kolonyaların doldurulduğu haberini aldıklarını dile getiren Kılıç, "Bunu müşterinin anlamasına imkan yok ama müşteriler şuna dikkat edebilir; Kolonyalarda parlak renkler çok çok önemli. Kolonya ne kadar matsa o kadar sıkıntı vardır, o kadar çok beklemiştir ve bayattır. Solmuş kolonya lütfen almayın. Her şehirde yılların tecrübesi kolonyacı var. Bunlardan alışveriş yapın bunlarda bulamıyorsanız büyük markalardan alın" şeklinde konuştu. - "70'ten fazla kolonya çeşidi üretiyoruz" Kılıç, son kullanma tarihi geçmiş ürünlerde de kolonyanın oksitlenme yaptığını ve kaliteli kolonya kokusunun alınamadığına işaret ederek, kolonyanın geçmişte dezenfekte ürünü o- larak kullanıldığını belirtti. Eskiden beri kolonyanın, eldeki bakterileri dezenfekte edip sonra da şekerin ikram edilmesi için kullanıldığına dikkati çeken Kılıç, "Bu nedenle tarihi geçmiş ürünler hem dezenfekte etmiyor hem de kokusu kaliteli değil. Zaten keyif de almıyorsunuz. Bayramınızı köreltmeyin çok ucuz şekerleme ve kolonya evinize sokmayın" dedi. Kılıç, bayram nedeniyle satışlarında artış olduğunu ifade ederek, 70 ten fazla kolonya çeşidi üreterek bunalrı ihraç ettiklerini kaydetti. (AA)

13 SAYFA 14 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 10 7ubat Ağustos Perşembe Pazar DEPREMDE EN GÜVENLİ İLÇE FOÇA İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Foça Belediyesi Reha Midilli Kültür Merkezi nde vatandaşlarla bir araya geldi. Prof. Ercan, Deprem açısından Foça nın en güvenli tatil bölgelerinden biri olduğunu söyledi Prof. Dr. Ahmet Ercan, yaptığı konuşmada; depremin insanları öldürmediğini, eğitimsizliğin daha çok can aldığının altını çizdi. Gelir seviyesinin yükselmesi ile eğitim seviyesinin de yükseleceğini belirten Prof. Ercan; Bir ülkenin yazgısı, o ülkenin eğitiminden geçer. Bir ülkenin gelir ve eğitim seviyesini yükseltirseniz, az zarar görürsünüz. dedi. Depremler hakkında bilgi veren Prof. Dr. Ahmet Ercan; 1900 yılı öncesinde Foça da büyüklüğü 6 ya varan deprem yoktur. Son 2 bin yılda Foça da olan iki önemli depremden biri, DS.190 da 5,2, 1979 da 5,9 dur. Başka belgelenmiş depremi yoktur. diye konuştu. Foça güvenli bir kent Foça da deprem yapacak diri kırık olmadığını da söyleyen Prof. Ercan; Kısacası Foça güvenli bir kent. Kaldı ki, eğer Foça da 7 den büyük depremler olmuş olsaydı, ne değirmenler, ne de taş evler ayakta kalırdı. Onlar, güvenliğin kanıtlarıdır. dedi. İzmir le Aydın ın en güvenli yazlık dinlence kentleri sıralamasını da yapan Prof. Dr. Ahmet Ercan; Foça, Didim, Kuşadası, Pamucak, Gümüldür, Seferihisar(Sığacık), Urla, Alaçatı, Çeşme, Karaburun, Dikili. Buna göre, Ege de en güvenli yazlık kent Foça dır. dedi. Foça nın, İzmir için deprem çekincesi olan Foça-Karaburun- Midilli üçgenine yakın olduğu, o- lası depremde gerek Foça, gerekse Foça yerleşimleri kayalık yerlerde yerleştiklerinden etkisinin az olması beklediğini belirten Prof. Dr. Ahmet Ercan; Depremleri oluşturacak gerginliğin iki nedeni vardır. Bunlardan birisi Menemen Yarımadası nın güney batıya doğru akması, Batı Anadolu yerçekimi kırıkları boyunca göçüntüler, eski kırıkların kuzey güney doğrultulu yer değiştirmeleridir. Foça, Denizli - den başlayıp, Buldan, Alaşehir, Salihli, Bağarası üzerinden Ege ye kavuşmaktadır. Foça, bu göçüntünün kuzeyinde kalmaktadır. İzmir bölgesi yılda 0,5 cm oranın yükselmektedir. Yükselmeler göçüntülerle sonuçlanmaktadır. Bu dolayda depremcik yoğunlukları, Karaburun körfezi ile Aliağa Körfezinde toplanmaktadır. Gediz göçüntüsü de etkin olup göreceli olarak dingindir. dedi. Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan a, söyleşide paylaştığı çok değerli bilgiler için teşekkür etti. Madencilerin anısına kömürden iç tasarım İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü mezunu Merve Çelebi ve Seba Acar, Türkiye'yi yasa boğan Soma faciasında şehit olan 301 madencinin anısına, kömürden iç mekan tasarımı yaptı. Çelebi ve Acar, üniversite mezuniyet projesi olarak başladıkları çalışmada, madencilerin unutulmaması için 301 kömür parçasını, bardak formunu verdikleri mekan tasarımında biraraya getirdi. Tasarımları hakkında bilgi veren Merve Çelebi, Soma faciasına yönelik farkındalık oluşturmak istediklerini belirterek, "Şeffaf bardaklar içerisine tek tek 301 kömür parçası yerleştirdik. Kömür yanıcı bir maddedir ancak kömürü boyayarak, birer mücevhere dönüştürmek istedik. Hayatını kaybeden madencilerin her birinin ayrı değeri olduğunu düşündük." dedi. 'DEHLİZLERİ BARDAKLAR YANSITTI' Seba Acar da projelerinin hazırlık aşamasında Soma maden faciasının meydana geldiğini, üzüntülerini iç mekan tasarımına yansıttıklarını söyledi. Tasarımlarında madencilerin anısını sonsuza dek yaşatmayı istediklerini vurgulayan Acar, "Madenciler, göçükteki arkadaşlarını çıkarmak için tekrar yerin altına giriyor. Tasarımımızın dışında kağıt bardaklar, içeride de şeffaf kadeh formunda bardaklar kullandık. Madencilerimiz bir dehlizin içerisine giriyor. Biz de bu dehlizi ışık oyunlarıyla yansıtmak istedik." diye konuştu. (CİHAN) Matematik literatürüne Türkiye kaynaklı bir problem daha sunulacak Yürütücülüğünü İzmir Üniversitesi Matematik- Bilgisayar Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kurt un yaptığı ve TÜBİTAK tarafından desteklenen proje ile matematik literatürüne Bandpass Problemi adı ile yeni bir matematiksel model kazandırılması ve böylece iletişim ağlarında kullanılan bazı elektronik kartların sayısının kullanımı minimize edilmesiyle donanım maliyetlerinin indirgenmesi hedefleniyor. TÜBİTAK desteği ile 24 ay sürecek, yürütücülüğünü İzmir Üniversitesi Matematik- Bilgisayar Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kurt un yapacağı proje ile matematik literatürüne Türkiye kaynaklı Bandpass Problemi adlı yeni bir problem daha sunulacak. Proje ile gelişmiş teknolojiye rağmen çözülmesi uzun zaman alabilen NP-zor sınıfına ait yeni bir optimizasyon problemi ile bu problemin yeni matematiksel modelleri ve yaklaşık çözüm algoritmalarının geliştirilmesi hedefleniyor. İletişim ağlarındaki maliyetler düşürülecek bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: 1. Bitkilerle tedavi yöntemi. 2. Bayağı, sıradan. Bir renk. 3. İkinci derecede olan, ikincil. Kötü işte yardımcılar. 4. Bir şeyin ilk kez yetiştiği, göründüğü yer. 5. Lityumun simgesi. Duman karası. Dişi deve. 6. Sevgide aldatma, sadakatsizlik. Yasaklama, yasak etme. 7. At yavrusu. Bir halk sazı. Fas ın plaka işareti. 8. Seslenme sözü. İzmir ilinin bir ilçesi. 9. İlaç, merhem. Yanardağ püskürtüsü. Şaşma anlatan ünlem. 10. Doğum işini yaptıran kadın. Doğanın sebep olduğu yıkım. 11. Evrensel alıcı kan grubu. İyilik, ihsan, lütuf. 12. Türk müziğinde bir makam. Vücudun salgıladığı tuzlu sıvı. 13. Kekliğin boynundaki siyah halka. Keçinin erkeğine verilen ad. 14. Birdenbire ortaya çıkan tehlikeli durum. Bir rengin koyuluk veya açıklık derecesi. 15. Bayındırlık. Örülerek dokunan bir cins yün kumaş. 16. Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma. Armoni kurallarına göre üst üste bindirilmiş sesler Ocakta başlayan fırtına. 18. Derebeylik Japonya sında paryalar kastı. Bir haber ajansının kısaltması. Gerekenden eksik. 19. İki tarla arasındaki sınır. Renyumun simgesi. Endonezya nın plaka işareti. 20. Düzgün ve iyi konuşma yeteneği. Sık gözlü ağ. Yukarıdan aşağıya: İzmir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde bir yüksek lisans öğrencisinin bursiyer olarak destek alacağı proje ile iletişim ağlarında kullanılan bazı elektronik kartların sayısının kullanımı minimize edilerek, donanım maliyetlerinin indirgenmesi hedefleniyor. Geliştirilecek model ve çözümlerin pratikte önemli kazanımlar doğuracağı öngörülüyor. Yürütücülüğünü İzmir Üniversitesi Matematik- Bilgisayar Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kurt un yaptığı ve 24 ay sürecek projeye Ege Üniversitesi Matematik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Urfat Nuriyev danışmanlık edecek. Ayrıca Ege Üniversitesi Matematik Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Arif Gürsoy ve Karabük Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hakan Kutucu araştırmacı olarak görev alacak. Dünkü bulmacanın cevapları 1. Kader, alın yazısı. Namlusu genellikle yivli, kısa ve hafif bir tüfek. En kısa zaman süresi. 2. Sonsuza kadar. Orta oyununda Rum tipi. Karındanbacaklı bir tür kara yumuşakçası. 3. Kumaşla astar arasına konularak giysinin dik durmasını sağlayan kolalı bez. Dünyanın uydusu. Kuzu sesi. İçten bağlılık. 4. Sarımsı, yeşil renkli, cam parıltılı, magnezyum ve demir silikat. Asalak bir böcek, kehle. İri yapılı. 5. Uzaklık anlatır. Renksiz, sarımsak kokulu, güçlü ve beyaz ışık vererek yanan bir gaz. Erbiyumun simgesi. Bir nota. İlave. 6. İlgeç. Karadeniz yelkenlisi. Binek hayvanı. Kasaplarda satılan kesilmiş hayvan. Olumsuzluk anlatan önek. 7. Giden, yürüyen. Söylenti. Radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını bulabilen, uçak ve gemilerde bulunan cihaz. 8. Kuranda bir sure. Rize yöresinde dokunan ince bez. Köpek. 9. Yunan mitolojisinde Kır Tanrısı. Nicelik. Süsüne düşkün kadın. 10. Japon çiçek düzenleme sanatı. Astatinin simgesi. Erkek sesinde bir perde. Altın.

14 SAYFA 15 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Türkiye Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu (MHK) tarafından Sapanca'da düzenlenen sezonu MHK Yaz Semineri'nin açılış töreni gerçekleştirildi. Törende basın mensuplarına açıklamalarda bulunun bir konuşma yapan FIFA kokartlı hakem Cüneyt Çakır, yeni sezon hazırlıklarına başladıklarını belirterek, "Yeni sezon hazırlıklarına artık biz de başladık. Yaklaşık 20 günlük zaman zarfı kaldı. Sezona iyi hazırlanmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Hatalarımızı aza indirgememiz lazım. Bunun üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Gerek Merkez Hakem Kurulu üyelerimiz gerekse yurt dışından gelen eğitimciler var. Buraya hem hakemler hem yardımcı hakemler gözlemci hocalarımızda katıldı. İyi bir birliktelik yaşıyoruz. İnşallah yeni sezonda daha az hatalarla elimizden gelenin en iyisini yaparak iyi bir sezon geçirmek istiyoruz." diye konuştu. Çakır, Brezilya'da düzenlenen 2014 FIFA Dünya Kupası'nda düdük çaldıklarını ancak isimlerin önemli olmadığını ifade ederek, "Burada sadece isimler önemli değildir, Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun. Bu hepimizin başarısıdır. Takım oyunudur, hakem camiasının başarısıdır. Biz bunu hep birlikte burada paylaştık. Burada olmayan binlerce genç arkadaşımız var, amatör kümelerde görev yapan. Bizlere o turnuvalarda binlerce mesaj atan, her maçımızdan önce mesajlar atan bir sürü genç hakem arkadaşımız var. Bu hepimizin başarısıdır, onların başarısıdır. Bunları paylaşmak en büyük mutluluktur." şeklinde konuştu. Dünya Kupası süresince neler yaptıklarını da anlatan Çakır, "Biz 45 gün kaldık Brezilya'da. Turnuva başlamadan önce gittik oraya. İlk 12 gün bildiğimiz bir hakem semineri gibi geçti. Gündüzleri kahvaltıdan sonra antrenman yaptık. Öğle yemeğinden sonra 3-4 saatlik eğitimler yaptık. Orada da FIFA'nın eğitimcileri vardı, kurul üyeleriyle birlikte. 12 günü bu şekilde geçirdik." diyerek, şöyle devam etti: "Maçlar başladıktan sonrada her 3 günde bir oynanan maçların analizlerini yaptık. Maçlara gitmediğimiz günlerde antrenmanlarımıza devam ettik. 45 günün kırkında antrenman yaptık. Devamlı bir eğitim çalışmaları vardı, analizler vardı. Orada dünyanın en iyi hakemleri yer alıyor. Orada kaldığımız sürece birbirimizden bir şeyler öğrendik. Devamlı çalıştık. Konsantrasyonumuzu kaybetmeden son güne kadar gittik. Güzel bir turnuva olduğunu düşünüyorum. Futbol değişiktir. Geçmiş turnuvalara göre çok hızlı oynandı. Fair-play ön plandaydı. Keyifli bir turnuva oldu." SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Ağustos Şubat Perşembe Pazar Trabzonspor, Kevin Constant ile 4 yıllık sözleşme imzaladı Trabzonspor, AC Milan'dan transfer ettiği sol kanat oyuncusu Kevin Constant ile 4 yıllık sözleşme imzaladı. Bordo mavililer, Gineli futbolcuya 4 yılda toplam 9 milyon Euro ödeyecek. Anlaşmanın detaylarıyla ilgili Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yapılan açıklamada, "AC Milan'dan transfer edilen profesyonel futbolcu Kevin Constant ile 4 yıllık anlaşma sağlanmıştır." denilerek, yapılan anlaşmanın detaylarını da şöyle açıkladı: " futbol sezonu için 2 milyon 400 bin Euro garanti ücret, futbol sezonu için 2 milyon 250 bin Euro garanti ücret, futbol sezonu için 2 milyon 250 bin Euro garanti ücret ve futbol sezonu için 2 milyon 100 bin Euro garanti ücret ödenecektir." (CİHAN) Cüneyt Çakır: Yeni sezonda hatalarımızı en aza indirgemek için çalışıyoruz Hatalar asgari olacak FIFA kokartlı hakem Cüneyt Çakır, yeni sezonda hataları en aza indirgemek için çalışmalara başladıklarını söyledi Cüneyt Çakır, Brezilya seyircisinden etkilendiğinin altını da çizerek, "Sonuçta Brezilya'dasınız. Oraya gitmeden önce duyuyorduk, Brezilya bir futbol ülkesi diye. Oraya gittiğiniz zaman iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Her yerde futbol oynayan insanları Trabzonspor Teknik Direktörü Vahid Halilhodzic, en büyük sıkıntılarının takımın tam anlamıyla hazır olamaması olduğunu belirtti. Boşnak teknik adam, UEFA Avrupa Ligi play off turunda Rusya nın iyi bir takımıyla eşleştiklerini söyledi. Rostov takımıyla eşleşmeleriyle ilgili değerlendirmeler yapan Halilhodzic, "Bu turdaki rakipler her zaman zordur. Rakibimiz geçen sezon kendi ligini 7. sırada tamamladı ve bu ligde yer alan bütün iyi takımların peşinde. Birkaç yabancı oyuncularının olduğunu biliyorum. Bunun dışında pek iyi bildiğim bir takım değil. Maç saatine kadar detaylı bir şekilde inceleyeceğim ve rakibimizi tanıyacağım." dedi. İlk maçın Trabzon da oynanmasının kendileri açısından avantaj sayılmadığını dile getiren Halilhodzic, şunları söyledi: "Çünkü maçın devamı rakibimizin sahasında. Bizim en büyük sıkıntımız takımımızın tam anlamıyla hazır olamaması. Transferlerimizi henüz bitirmedik. Geriye kalan zamanı çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor." görüyorsunuz, sokaklarda, kumsallarda. Tribünler tamamen dolu. Belki Avrupa ve diğer kıtalardan çok fazla seyirci gelmemesine rağmen Brezilyalı seyirciler bütün statları doldurdular. İnanılmaz bir atmosfer vardı." ifadeleriyle sözlerini tamamladı. (CİHAN) Halilhodzic: En büyük sıkıntımız takımın tam anlamıyla hazır olamaması Dördüncü yıldızı takmak için çok çalışacağım Galatasaray'ın yeni transferi Yasin Öztekin, bu sene dördüncü yıldızı takmak için çok çalışacağını söyledi Sarı - kırmızılıların Kayseri Erciyesspor'dan 4 yıllığına kadrosuna kattığı Yasin Öztekin, bu akşam gerçekleştirilen antrenman sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Transfer görüşmelerinin 4 hafta sürdüğünü belirten Öztekin, "Transferimde emeği geçenlere de ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Çok zor bir süreçti çünkü. Süreci zorlaştıran da aslında benim başkanımın parayı fazla istemesi. Şimdiki Galatasaray başkanımın o kadar vermek istememesi. Sonuçta çok mutluyum burada olduğum için. İyi ki anlaşmışlar. Çünkü Türkiye'nin en iyi ve en büyük kulübüne geldim." diye konuştu. 'Hocan ile bir görüşmen oldu mu?' sorusuna ise Yasin, "Evet kısa bir görüşme yaptık. Fazla konuşamadık. Yarın yine bir kısa görüşmemiz olacak." şeklinde cevap verdi. Galatasaray'a gelmeden önce takımdan Koray, Veysel Sarı ve Umut Bulut'u tanıdığını belirten Yasin, "Arkadaşlarımın hepsi çok fit. Hazır hepsi çok iyi çalışmışlar. Bende onlarla çalışacağım için çok mutluyum." dedi. (CİHAN) Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, Şampiyonlar Ligi nde Arsenal i yenerek gruplara kalmak istediklerini söyledi. Başkan Fikret Orman, Şampiyonlar Ligi play off turundaki rakibi Arsenal ve transfer çalışmalarıyla ilgili kulübün internet sitesine değerlendirmelerde bulundu. Şampiyonlar Ligi'nin zor bir lig olduğunu hatırlatan Orman, "Kura hayırlı olsun. Kısmetimiz buymuş, şimdi Arsenal'e konsantre olmalıyız. Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalmak istiyoruz. Turu geçmek için camiamızın tüm etmenleriyle; taraftarımızla, futbolcularımızla, yöneticilerimizle birlikte Turu geçebilmek için taraftar desteğine ihtiyaç duyacaklarına vurgu yapan başarılı teknik adam, "Taraftarlarımızdan talebimiz gelip bizi desteklemeleri. Çünkü bu turu geçebilmek için desteğe ihtiyacımız var. Rövanş maçına galibiyetle gitmek her açıdan büyük bir avantaj olacaktır." ifadelerini kullandı. (CİHAN) A Milli Basketbol Takımı, İspanya'ya gitti 2014 FIBA Dünya Kupası'na katılacak A Milli Basketbol Takımı, hazırlık turnuvası için İspanya'ya hareket etti. Çalışmalarını İstanbul'da sürdüren milliler, dün sabah saatlerinde Atatürk Havalimanı'ndan Sevilla'ya uçtu. Milli Takım, bu ülkedeki ilk hazırlık maçını Sevilla kentinde yarın Kanada ile yapacak. Ay - yıldızlılar, Kanada ile oynayacağı maçın ardından ikinci mücadelesi için 11 Ağustos Pazartesi günü Granada'ya hareket edecek. İspanya ile 12 Ağustos Salı günü karşı karşıya gelecek milliler, 3 Ağustos Çarşamba günü ise İstanbul'a dönecek. Başantrenör Ergin Ataman, 16 kişilik kadroda şu isimlere yer verdi: "Kerem Gönlüm, Cedi Osman, Doğuş Balbay, Mehmet Yağmur, Sinan Güler, Ender Arslan, Cenk Akyol, Furkan Aldemir, Melih Mahmutoğlu, Oğuz Savaş, Emir Preldzic, Barış Hersek, Barış Ermiş, Serhat Çetin, Kerem Tunçeri, Ömer Aşık." ERGİN ATAMAN: DÜNYA ŞAMPİYONASI ÖNCESİ ÖNEMLİ BİR TURNUVA Başantrenör Ergin Ataman, havaalanında yaptığı açıklamada, "Artık son hazırlık maçlarında, Dünya Şampiyonası'nda neler yapıp neler yapamayacağımızı görmek şansına sahip olacağız. Önemli bir turnuva, hazırlandık gidiyoruz. Bir önceki Belçika maçını saymıyorum. Çünkü 5-6 önemli ismi oynatamadık. Şimdi kazanma odaklı iyi basketbol oynama amaçlı maçlara gidiyoruz." ifadelerini kullandı. Ataman, dün akşam itibariyle kadroyu 16 kişiye indirdiklerini belirterek, "Kademeli olarak önümüzdeki bir hafta sonunda kadroyu 14'e indireceğiz. Ondan sonra da İspanya'ya 14 kişi gidip, şampiyonadan bir gün önce de 12 kişilik kadroyu oluşturacağız." şeklinde konuştu. "HEDEFİMİZ GRUPTAN İLK İKİ İÇİNDE ÇIKMAK" İspanya'da 30 Ağustos'ta başlayacak Dünya Şampiyonası'ndaki A Milli Basketbol Takımı'nın da yer aldığı grupta Amerika Birleşik Devletleri'nin favori olduğunu kaydeden Ataman, sözlerini şöyle tamamladı: "Amerika'da da birçok yıldız isim affını istedi, şampiyonaya gelmiyor; ancak onların hepsi yıldız. Biz de ikinci sıra için büyük bir mücadele vereceğiz. Bence bütün takımlar da eşit düzeyde. Basketbol ekolü olarak da diğer takımlardan öndeyiz. Oyuncularımızla konuşuyoruz. Bunu da gösterma zamanı geldi. Bizim için önemli olan her maçı ayrı ayrı düşünmek. Önemli olan grubun sonunda ilk iki içinde bir üst tura çıkmak olacak." (CİHAN) Fikret Orman: Arsenal'i yenerek gruplara kalmak istiyoruz mücadele edeceğiz. Türk spor kamuoyunun da desteğini alarak inşallah turu geçmek istiyoruz." diye konuştu. Arsenal eşleşmesinin sonucunda transfer politikasında hiçbir değişiklik yapmayacağının da altını çizen Fikret Orman, "Şu ana kadar 4 transfer yaptık gibi gözükse de aslında 2 tane transfer yaptık. Gökhan Töre ve Motta, geçen sene oynayan oyuncularımızdı. Onların bonservislerini aldık, takıma yeni gelmiş oyuncular değiller. Bundan sonra orta sahaya transfer hedefimiz var. Bir, iki tane daha takviye yapmayı planlıyoruz. Kulübümüzün şartları ve menfaatleri doğrultusunda transfer yapmak bizim görevimiz." diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Transfer sezonu 1 Eylül'de bitecek. 1 Eylül tarihine kadar elimizden geldiğince doğru şekilde hareket etmeye çalışıyoruz. Bu sene bizim yapacağımız transferin bütçesi milyon Euro civarındaydı ve bu bütçeye ulaşmış durumdayız. Demba Ba ve Gökhan Töre'nin transferler ödemelerini uzun vadeli olarak yaptık. Bu nedenle de önümüzdeki senenin bütçesinden de kullanma kararı aldık." (CİHAN)

15 SAYFA 16 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Stratonikeia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Söğüt, "Son yıllarda yapılan çekimler sayesinde antik kentin ve bölgenin tanıtımı sağlandı" dedi. Yatağan'ın Eskihisar Mahallesi ndeki Stratonikeia Antik Kenti'nde son yıllarda çekilen film ve diziler, bölgeye gelen ziyaretçi sayısının artmasını sağladı. Son dönemde çekilen film ve diziler sayesinde kenti televizyonlardan gören turistler, çekimlerin yapıldığı tarihi mekanları gezip fotoğraf çektiriyor. Stratonikeia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3 bin 500 yıllık yerleşimle ilgili bulgular tespit ettikleri antik kentte tarihin birçok döneminden kalıntılar bulabilmenin mümkün olduğunu söyledi. Söğüt, Karialılar ve Lelegler'e ev sahipliği yapan Stratonikeia'nın Helen, Roma, Bizans, Anadolu beylikleri, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde de önemini sürdürdüğünü vurguladı. Antik dönemden günümüze bölgedeki yapıların bir bütün olarak korunduğuna değinen Söğüt, "Son yıllarda yapılan çekimler sayesinde antik kentin ve bölgenin tanıtımı sağlandı. Önceki yıllara göre ziyaretçi sayısında da büyük artış yaşanıyor" dedi. Stratonikeia Antik Kenti'nin tarihi kimliğiyle film ve dizi yapımcılarına doğal bir film platosu olarak hizmet verdiğini anlatan Söğüt, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı kentteki yapıların ayağa kaldırıldığını ifade etti. Muğla'nın sahip olduğu tarihi ve kültürel güzelliklerle yerli ve yabancı çok sayıda turist tarafından ziyaret edildiğini belirten Söğüt, şöyle konuştu: "Anadolu'nun pek çok yerinde tarihi yapıları görmek mümkün ama Stratonikeia'da antik dönemden günümüze yapıların hepsi bir araya toplanmış. Kentteki her alanda belirli bir yapıyı ön plana çıkarıyoruz. Osmanlı dönemi köy meydanından tutun, Roma dönemine ait meclis binası, tapınaklar, hamamlar, hepsini bir arada görebiliyoruz. Buradaki farklılık herkesin ilgisini çekiyor." Söğüt, kentin son yıllarda dizi ve film yapımcılarının da dikkatini çektiğine işaret etti. Antik kentte "Robert'in Filmi", "Sürgün İnek", "Dondurmam Gaymak", "Dabbe" gibi sinema filmleri ile "Güzel Köylü" dizisinin çekimlerinin yapıldığını anlatan Söğüt, "Korku, trajedi, komedi, hepsi çekildi. Çünkü her filme uygun alan var. Bir taraftan kentte kazı çalışmalarını sürdürürken bir taraftan dizi ve film çalışmalarına destek veriyoruz" diye konuştu. Kentte restore edilen evlerde önümüzdeki süreçte yeni film ve dizilerin çekileceğini düşündüklerini belirten Söğüt, "Buradaki eski yapıların neredeyse tamamının bir hikayesi var. Birçoğunun müzikli hikayesi bulunuyor. Tescilli evlerden de restore edilenler var. Bunlar da kente artı değer katıyor" ifadelerini kullandı. - Ölümüne aşkların yaşandığı özel bir bölge Stratonikeia Antik Kenti'nin tarihte gladyatörlerin yetiştirildiği, büyük aşkların yaşandığı özel bir bölge olduğunu ifade eden Söğüt, şunları kaydetti: "Özellikle Aşkların ve gladyatörlerin kentine film ve dizi desteği Osmanlı yapılarıyla kaynaşmış gladyatörler kenti Stratonikeia'ya son yıllarda sinema ve dizi yapımcıları rağbet göstermeye başladı hafta sonlarında Muğla ile ilçelerinden gelin ve damatlar gelerek fotoğraf çektiriyor. Burayı dolaşıp, aşklarını ölümsüzleştiriyorlar. Dizi çekimleri için de buradaki her yer bulunmaz alan. Çekimler başlamadan önce antik kenti dolaştırıyoruz ve özelliklerini anlatıyoruz. Kentin, Osmanlı dönemi taş döşeli yollarında yürütüyoruz. Zaten herkesi cezbediyor." Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleri ile son yıllarda kent içerisinde ve girişlerinde karşılama merkezleri yapılarak, elektrik hatlarının yer altına alındığını bildiren Söğüt, ziyaretçilerin yönlendirme levhaları ile de nereye gideceklerini anlayabildiklerini söyledi. (AA) 10 Ağustos 2014 Pazar İzmir'in tanıtımı için güç birliği toplantısı İzmir Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) gibi Ege'nin turizm alanında çatı örgütü olan kuruluşlarıyla güç birliği halinde kentin yurt dışı tanıtımı için yol haritası çıkardıklarını söyledi. Ramada Hotel Kemalpaşa'da düzenlenen İzmir'in turizm olanakları konulu toplantıya İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdulaziz Ediz, İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) Genel Sekreteri Vekili Murat Yılmazçoban, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı ve Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, Ramada Hotel Kemalpaşa Yönetim Kurulu Başkanı Ali Doğan, Otel Genel Müdürü Ayça Beslen ve ETİK Yönetim Kurulu üyeleri katıldı. Abdülaziz Ediz, yaptığı konuşmada, İzmir in tanıtımı ve kentin fuar organizasyonları konusunda uzun bir süredir İZKA yetkilileri ile görüştüklerini belirtti. Turizm sektörüne destek olmayı istediklerini kaydeden Ediz, "ETİK gibi Ege nin turizm alanında çatı örgütü olan kuruluşuyla da güç birliği halinde bir yol haritası çıkardık. Fuarlarda İzmir in kendi şemsiyesi altında stant kiralayıp, bu şemsiye altında İzmir deki sektör temsilcilerini bir araya getirerek, tur operatörleriyle ilişkisini güçlendirmek istiyoruz" dedi. Fuarlarda İzmir'e özel tanıtım stantlarının yanı sıra farklı tanıtımlara da yer verileceğini söyleyen ve kenti tanıtım atağına geçirmek için sektör temsilcileriyle el ele vermeye hazır olduklarını belirten Abdülaziz Ediz, şöyle konuştu: "Fuarlarda yapacağımız farklı tanıtımlarla birlikte İzmir'in turizm potansiyelini hedef acentelere göstererek bir pazarlama olanağı yaratmak istiyoruz. İZKA ve Bakanlık katkılarıyla önümüzdeki dönem Londra turizm fuarının yanı sıra Berlin, Moskova veya Utrech gibi turizm fuarlarında İzmir tanıtım standı alınıp alınmayacağı kararlaştırılarak otelcilerin kendi otellerini pazarlamasına yardımcı olmak, bu bölgelerdeki turist hareketliliğine etki edebilmek istiyoruz. Bu olmazsa Bakanlığın standı içerisinde İzmir için ayrılacak bölümlerde rahatlıkla bölgeyi tanıtırız diye düşünüyorum. Bu noktada bir tanıtım atağına geçilmesi adına İZKA, Bakanlık ve sektör el ele vermeye hazırız. İzmir adına bu gücü ve imkanları kullanmak istiyoruz." (AA) İzmir'in ilk Solar Çamur Kurutma Tesisi açıldı Menderes ilçesinde bulunan Havza Atık Su Arıtma Tesisi nde arıtma çamurlarının güneş enerjisiyle kurutulup ekonomiye kazandırılmasını sağlayacak ve yıllık 1000 ton korbandioksitin atmosfere salınımını engelleyecek Solar Çamur Kurutma Tesisi açıldı. Çiğli Çamur Çürütme ve Kurutma Tesisi nden sonra İzmir in ikinci çamur bertaraf tesisinin açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, çevre konusunda Almanya ile yakın zamanda yarışır hale geleceklerini belirtti. Başkan Kocaoğlu, Konak ve Karşıyaka tramvaylarının önümüzdeki günlerde temelini atacaklarının da müjdesini verdi. Çiğli deki Atık Su Arıtma Tesisi sahası içinde Avrupa nın en büyük kurutma ve dünyanın sayılı büyük çamur çürütme tesislerinden birini hayata geçiren İzmir Büyükşehir Belediyesi, çevre ilçelerde kurduğu arıtma tesislerindeki çamuru kurutmak için de önemli bir çevre yatırımına daha imza attı. Atık su arıtma tesislerinden çıkan çamurun solar sistemle (güneş enerjisi) kurutulması için Menderes teki Havza Atık Su Arıtma Tesisi nde İzmir'in ilk Solar Çamur Kurutma Tesisi törenle hizmete açıldı. Törene İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir milletvekilleri Alaattin Yüksel, Prof. Dr. Hülya Güven, Prof. Dr. Oğuz Oyan, CHP İl Başkanı Ali Engin, Konak Belediye Başkanı Sema Pektaş, Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, Tire Belediye Başkanı Tayfur Çiçek, Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu, Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan, belediye ve İZSU bürokratları, meclis üyeleri, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı. Çevre yatırımlarında Almanya ile yarışır hale geleceğiz 634 bin Euro'ya mal olan tesisin açılında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ileri teknoloji ve çevre yatırımlarının dünyada birinci sırada yer aldığını ve dünyada kentlerin çevre yatırımlarıyla yarıştığını ve tanıtımını yaptığını belirtti. İzmir'in kalkınması için bir taraftan sanayiyi, tarımı, ticareti diğer yandan turizmi, hizmet sektörünü ayağa kaldırmaya çalıştıklarını, olmazsa olmazlarının da çevre yatırımları olduğunu ifade eden Başkan Kocaoğlu, "İzmir'de gerçekleştirdiğimiz çevre yatırımlarıyla hem Türkiye hem dünya ölçeğinde ses getirmeye başladık. Bugün çevre yatırımları konusunda öndeyiz. Evsel atıkların bertarafı- geri kazanımı ile ilgili yer belirleme çalışmaları devam ediyor. Onu da hayata geçirdiğimizde İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye de tek, dünyada bu konuda en ileri noktada olan Almanya'nın kuzeyi ile kıyaslanacak konuma gelecek" diye konuştu. Nakliyede tasarruf Rahmetli Başkan Ahmet Piriştina zamanında temeli atılan ve 10 yıl önce hizmete giren Menderes'teki Havza Atık Su Arıtma Tesisi'nin Tahtalı Havzası'nın korunmasına hizmet ettiğini vurgulayan Başkan Kocaoğlu, bu tesiste güneş enerjisi ile çamurların yüzde 20 katı maddeden yüzde 80 katı maddeye dönüşeceğini, uzak bölgelerdeki çamurların yapımı tamamlanan Çiğli'deki Çamur Çürütme ve Kurutma tesisine taşınmayacağını vurgulayarak nakliye maliyetlerinde önemli oranda tasarruf sağlayacaklarını söyledi. Kentteki yatırımlara ilişkin bilgilerde veren Başkan Kocaoğlu, yasal sıkıntılar nedeniyle geciken Balçova Teleferik inşaatında hızla ilerlediklerini, Gaziemir Yeni Fuar Kompleksinde hızla çalıştıklarını söyleyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz aklı ve bilimi kullanarak, stratejik planımız doğrultusunda, öncelik sıralamamızı doğru belirleyerek kentimizin kalkınması için, kent insanın yaşam standardını artırmak için çalışmalarımızı el birliği ile sürdürüyoruz. Yakında Konak ve Karşıyaka tramvaylarının temelini atacağız. Ulaşımda 90 dakika Türkiye'de ilk defa başlayan bir uygulamadır. Şimdi aktarmalı sisteme geçtik. Tabi ki alışkanlıkları bir iki günde değiştirmek mümkün değil. 10 yıldır belediye başkanlığınızı yapıyorum. Kentin ve kentlinin aleyhine bir konuyu ne düşündük ne imza attık. Aktarmalı sistem kentlinin lehine bir sistemdir. Benim sizden talebim bunun yerleşmesi için elinizden gelen çabayı göstermeniz. Eğer bir hata varsa düzeltmeye hazır olduğumuzu belirtmek isterim. Raylı sistemler arttıkça aktarmalı sistem daha da oturacaktır. Önemli olan bu koşulları hazırlamaktır. Biz bütün gücümüzle okulların açılacağı Eylül ayı ortalarında bir aksaklık yaşanmasını sağlamak için çalışıyoruz." Konuşmasında Pazar günü yapılacak 1. tur Cumhurbaşkanı seçimine de değinen Başkan Kocaoğlu, herkesin vatandaşlık görevini yapması ve oy kullanması gerektiğini söyleyerek katılımın yüksek olmasının ülkemiz açısından önemli olacağını da vurguladı. Başkan Kocaoğlu'na teşekkür etti Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu ise yaptığı konuşmada İzmir'in ilk solar çamur kurutma tesisin Menderes'te yapılmış olmasından dolayı çok mutlu olduğunu belirterek, Başkan Kocaoğlu'na Menderesliler adına teşekkür etti. Çevre projesine İZKA desteği 1600 metrekarelik alana kurulan sera sisteminde yılda 2 bin ton yaş çamur kurutulacak. Böylelikle çamurun kurutulmasında yenilenebilir bir enerji kaynağı olan güneşin kullanılması ile taşıma ve çamur kurutma maliyetlerinden büyük oranda tasarruf sağlanmış olacak. İZSU bu önemli çevre projesini 2013 yılında yenilenebilir enerji başlığı altında İzmir Kalkınma Ajansı na sunmuş, İZKA tarafından kabul edilen proje 827 bin liralık destek almıştı. 2 bin ton çamur 480 tona düşecek Solar Çamur Kurutma Tesisi nde, Menderes ilçe merkezi ve civarındaki köylerin evsel atık sularının arıtıldığı Havza Atık Su Arıtma Tesisi nden çıkan yılda 2 bin ton çamur kurutularak, kurutma işleminden sonra 480 ton kurutulmuş çamur elde edilecek. Bu kurutulmuş çamur çamur çimento sanayinde ek yakıt olarak veya tarım alanlarında gübre olarak kullanılabilecek. Bu tesisin ardından Torbalı da Ayrancılar ile Selçuk bölgesi, Tire de Bayındır ve Ödemiş bölgesi, Çandarlı da da Bergama ve Dikili bölgelerinin çamurlarını kurutacak benzer sistem kurularak, bu çamurun kurutulması için harcanacak biogaz başka alanlarda kullanılacak. Meteoroloji istasyonu bile var j120 metre uzunluğunda, 12 metre genişliğindeki tesiste güneş enerjisinden maksimum oranda yararlanabilmek amacıyla örtü malzemesi olarak polikarbon malzeme, sera içinde de paslanmaya karşı galveniz çelik malzeme kullanıldı. 12 metre genişliğinde iki karıştırıcının bulunduğu tesiste ortada bir hol bulunuyor. Arıtma tesisinde susuzlaştırılan çamur kantara yüklenerek yere serilecek ve karıştırıcılar vasıtasıyla karıştırılarak yüksek sıcaklıkta kurutulup ortada bulunan hole yine otomasyon sistemiyle aktarılacak. Yüzde 80 kuru madde içeriğine ulaşan çamur buradan kamyona yüklenecek. Tesiste ayrıca hem sera içinde hem de dışarıdaki nemi ve sıcaklığı ölçen bir meteoroloji istasyonu bulunuyor. Bu istasyon sıcaklık ve neme göre tesisin içinde bulunan 14 fanı harekete geçirerek çamurlar için tesisin içinde ideal kurutma ortamı sağlayacak Her yıl 1500 ağaç Havza Atık Su Arıtma Tesisi nde atıksu arıtımı faaliyeti oluşan günlük yaklaşık 5.5 ton çamur, 15 ton kapasiteli nakliye araçları vasıtasıyla Çiğli İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi ne ulaştırılmakta ve kapasitesi nedeniyle yılda ortalama yaklaşık 133 sefer yapılmaktaydı. Solar kurutma yöntemi ile elde edilen elektrik enerjisi ve fosil yakıt kullanımını engelleyen nakliye tasarrufu, yıllık 1000 ton karbondioksitin atmosfere salınımının engellenmesi anlamına geliyor. Başka bir deyişle, solar çamur kurutma yöntemiyle yılda 1500 adet ağaç doğaya kazandırılmış olacak. Bu projeyle fosil yakıtlara alternatif olarak yenilenebilir enerji kaynağı etkin bir şekilde kullanılacak. Enerji verimliliği sağlanarak, temiz üretim yoluyla çevreye verilen zararı azaltacak bir sistem hayata geçirilmiş olacak. Projede uygulanacak yöntemle, endüstriyel kurutuculara kıyasla günde 4000 kwh elektrik enerjisi tasarruf edilecek.