SKLERODERMADA SOĞUK STRESİN SAĞ VENTRİKÜL FONKSİYONLARI ÜZERİNE ETKİSİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SKLERODERMADA SOĞUK STRESİN SAĞ VENTRİKÜL FONKSİYONLARI ÜZERİNE ETKİSİ"

Transkript

1 T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Meryem AKTOZ SKLERODERMADA SOĞUK STRESİN SAĞ VENTRİKÜL FONKSİYONLARI ÜZERİNE ETKİSİ (Uzmanlık Tezi) Dr. Mustafa Adem YILMAZTEPE EDİRNE

2 TEŞEKKÜR Uzmanlık eğitim dönemim boyunca ve tez çalışmam sırasında değerli fikirleriyle bana yol gösteren, destek ve yardımlarını esirgemeyen hocam Yrd. Doç. Dr. Meryem Aktoz a, bilgi ve desteğini esirgemeyen Kardiyoloji AD Başkanı Prof. Dr. Armağan ALTUN a, eğitimim süresince mesleki gelişimime bilgi ve tecrübeleriyle katkıda bulunan Kardiyoloji AD da görevli tüm hocalarıma, uzman ve asistan arkadaşlarıma, Romatoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Ömer Nuri Pamuk a, Kardiyoloji Kliniği hemşire ve çalışanlarına teşekkür ederim. 2

3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ VE AMAÇ... 1 GENEL BİLGİLER... 3 SKLERODERMA HASTALIĞININ TANIMI VE SINIFLANDIRMASI... 3 SKLERODERMA EPİDEMİYOLOJİSİ... 4 SKLERODERMA PATOFİZYOLOJİSİ... 6 SKLERODERMADA KALP TUTULUMU... 8 SKLERODERMA VE PULMONER HİPERTANSİYON SKLERODERMA VE RAYNAUD FENOMENİ SOĞUK STRES VE KALP GEREÇ VE YÖNTEMLER BULGULAR TARTIŞMA SONUÇLAR ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR EKLER 3

4 SİMGE VE KISALTMALAR ACA : Antisentromer antikor ANA : Antinükleer antikorlar Am : Doku Doppler mitral lateral anulus zirve geç diyastolik miyokardiyal hız A : Doku Doppler triküspit anulus zirve geç diyastolik miyokardiyal hız CPT : Cold pressor test CTGF : Bağ dokusu büyüme faktörü CW : Continuous Wave DD : Doku Doppler DDEZ : Doku Doppler görüntülemede ejeksiyon zamanı DDMPİ : Doku Doppler miyokard performans indeksi DKB : Diyastolik kan basıncı DLCO : Karbonmonoksit difüzyon kapasitesi EF : Ejeksiyon fraksiyonu EKG : Elektrokardiyografi Em : Doku Doppler mitral anulus zirve erken diyastolik miyokardiyal hız E : Doku Doppler triküspit anulus zirve erken diyastolik miyokardiyal hız FVC : Zorlu vital kapasite IL : İnterlökin İVGZ : Doku Doppler görüntülemede izovolümik gevşeme zamanı İVGZd : Kalp hızına göre düzeltilmiş izovolümik gevşeme zamanı İVKZ : Doku Doppler görüntülemede izovolümik kasılma zamanı 4

5 İVKZd : Kalp hızına göre düzeltilmiş izovolümik kasılma zamanı LVMPİl : Mitral lateral anulustan ölçülen sol ventrikül miyokard performans indeksi LVMPİs : Mitral septal anulustan ölçülen sol ventrikül miyokard performans indeksi MMP : Matriks metalloproteinaz MPİ : Miyokard performans indeksi NYHA : New York Heart Association (New York Kalp Cemiyeti) Pact : Pulmoner akselerasyon zamanı Pactd : Kalp hızına göre düzeltilmiş pulmoner akselerasyon zamanı PAH : Pulmoner hipertansiyon PAB : Pulmoner arter basıncı PDGF : Trombosit kaynaklı büyüme faktörü PW : Pulse Wave RA : Sağ atriyum RV : Sağ ventrikül RVD : Sağ ventrikül duvarı RVDSA : Sağ ventrikül diyastol sonu alanı RVDSÇ : Sağ ventrikül diyastol sonu çapı RVEF : Sağ ventrikül ejeksiyon fraksiyonu RVFAC : Sağ ventrikül fraksiyonel alan değişimi RVMPİ : Sağ ventrikül miyokard performans indeksi RVSSA : Sağ ventrikül sistol sonu alanı RV-RA : Sağ ventrikül - sağ atriyum SA : Sol atriyum SaO 2 : Arteriyel kan oksijen satürasyonu Scl-70 : Antitopoizomeraz-I SKB : Sistolik kan basıncı SSc : Sistemik skleroz, Skleroderma SVDSÇ : Sol ventrikül diyastol sonu çapı SPECT : Single Photon Emission Computed Tomography Sm : Doku Doppler mitral lateral anulus zirve sistolik miyokardiyal hız S : Doku Doppler triküspit anulus zirve sistolik miyokardiyal hız TAPSE : Triküspit anülüsünün sistolik hareketi TNF-α : Tümör nekrotizan faktör-α VEGF : Vasküler endotelyal büyüme faktörü 5

6 VKİ : Vücut kitle indeksi 6

7 GİRİŞ VE AMAÇ Skleroderma (SSc); klinik bulguları, iç organ tutulumu ve sonuçları hastadan hastaya değişen karmaşık, heterojen, kronik bir hastalıktır. Vasküler, immünolojik ve fibrotik süreçler klinik bulgulara, morbidite ve mortaliteye sebep olmaktadır. Ciltte ve iç organlarda kollajen doku birikimi, mikrovasküler damar tıkanıklığı, küçük arterlerin tutulumu ile karakterize, etiyolojisi tam olarak bilinmeyen çok sistemi etkileyen bir hastalıktır (1). Sklerodermanın patogenezi karmaşıktır ve hala tam olarak anlaşılamamıştır. İmmün aktivasyon, vasküler yetmezlik, hücre dışı matriksin aşırı sentezlenmesi, normal kollajen dokunun artması bu hastalığın gelişiminde önemlidir. Patolojik süreç fibrozis, otoimmünite ve vaskülopati ile karakterizedir. Vasküler değişiklikliklerin en belirgini Raynaud fenomenidir. Sınırlı tutulumu olan SSc hastalarının %95 inde Raynaud fenomeni görülmektedir (2,3). Sklerodermada pulmoner tutulum sık görülmektedir. Genellikle pulmoner fibrozise yol açan interstisyel akciğer hastalığı veya pulmoner hipertansiyona (PAH) yol açan pulmoner vasküler hastalık tablosu gözlenir. Soğuk stresin Raynaud fenomeninde olduğu gibi pulmoner vazokonstriksiyona yol açabileceği üzerinde durulmaktadır (pulmoner Raynaud fenomeni). Pulmoner fibrozis nedeni ile gelişen kronik hipoksi de pulmoner vazokonstriksiyona yol açarak PAH a neden olabilmektedir. Bazı hasta gruplarında iki mekanizmanın bir arada olduğu da gösterilmiştir (4,5). Sklerodermada sağ kalp yetersizliğinin gelişmesi kötü prognoz belirtisidir ve ikincil olarak PAH a bağlı gelişmektedir. Bununla birlikte, SSc ye bağlı gelişen PAH ın prognozu diğerlerinden daha kötüdür; bu bilgi miyokard tutulumunun da eşlik edebileceğini düşündürür. Hastaların çoğunda subklinik sağ kalp tutulumu saptanmıştır (6). Sağ kalp fonksiyolarındaki bozulmaya aralıklı pulmoner hipertansiyona sebep olan pulmoner Raynaud 1

8 fenomeninin de katkıda bulunabileceği düşünülmektedir. Biz de çalışmamızda, periferik soğuk stresle oluşturulan Raynaud fenomeni sonrasında sağ ventrikül fonksiyonlarını doku Doppler ekokardiyografi ile araştırmayı planladık. 2

9 GENEL BİLGİLER SKLERODERMA TANIMI VE SINIFLANDIRMASI Sistemik skleroz ya da diğer adıyla skleroderma nadir rastlanılan, etyolojik nedeni tam olarak bilinmeyen, mikrovasküler hasar, deri ve iç organlarda aşırı kollajen depolanmasıyla karakterize bir hastalıktır yılında Amerikan Romatizma Birliği çalışmalar sonucunda sınıflandırma kriterlerini geliştirmiştir (7). Sklerodermanın Sınıflandırması I. Majör kriter: Proksimal SSc; parmaklarda ve metakarpofalangeal eklemlerde ya da metatarsofalangeal eklemlerin proksimalinde ciltte simetrik kalınlaşma, sertleşme ve endurasyon bulunmasıdır. Bu değişiklikler ekstremitelerin tümünü, yüz, boyun ve gövdeyi etkileyebilir. II. Minör kriterler: Skleroderma sınıflandırmasında aşağıda belirtildiği gibi 5 minör kriter bulumaktadır. 1: Sklerodaktili, lezyonların parmaklarla sınırlı olmasıdır. 2- Dijital pitting skar ya da pulpa atrofisi, iskemiye bağlı olarak parmak ucu yumuşak dokusunun kaybolmasıdır. 3- Baziler pulmoner fibrozis, akciğer bazallerinde bilateral retiküler tarzda nodüler dansite artışıdır. 4- Raynaud fenomeni, iskemiye veya soğuk uyarana bağlı olarak parmaklarda görülen renk değişiklikleridir. 3

10 5- Özefajiyal dismotilite, özefagus tutulumuna bağlı olarak yutma güçlüğü ve rahatsızlık hissi olmasıdır. Bir majör ya da iki veya daha fazla minör kriter sınıflandırmada kullanılmaktadır. Serolojik olarak antinükleer antikorlar (ANA), antitopoizomeraz-i (Scl 70), antisentromer antikor (ACA) kullanılmaktadır. Hastalık multisistemik bir tutulum göstermektedir. Ağırlıklı olarak cilt tutulumu olmakla birlikte, iç organları da tutmaktadır. Böbrek, gastrointestinal sistem, genitoüriner sistem, nöromusküler sistem, pulmoner ve kardiyak tutulum da görülmektedir. Skleroderma renal kriz, daha çok yaygın kutanöz hastalıkta görülmektedir. Anjiyotensin dönüştürücü enzim kullanımı ile görülme sıklığı ve mortalitesi azalmıştır. Gastrointestinal tutulum sık görülmekle beraber genelde asemptomatiktir. Kronik reflü ve özefajite sebep olabilir. Pulmoner sistem tutulumunda fibrozis ve vasküler tutulum görülmektedir. Hastaların %75 inde az da olsa fibrozis görülmektedir (3). Klinik Tanımlama 1.Yaygın kutanöz skleroderma: Semptomları değişkendir. Raynaud fenomeni genellikle mevcuttur. Yaygın cilt tutulumu, tendonlarda krepitasyon, pulmoner fibrozis, oligürik renal kriz, pulmoner hipertansiyon, diffüz gastrointestinal tutulum, kalp yetmezliği, kardiak aritmi görülebilir. Genellikle Scl 70 pozitif bulunurken, ACA negatiftir. Yaygın kutanöz sklerodermada tutulum el bileği ve dizin proksimaline taşınmakta ve gövde tutulumu izlenmektedir 2. Sınırlı kutanöz skleroderma: Raynaud fenomeni cilt tutulumundan yıllar önce ortaya çıkar. Sınırlı sklerodermada diz ve el bileğinin distali ile yüz ve boyun derisi tutulurken cilt tutulumu ellerde, yüzde, ayaklarda sınırlıdır. CREST sendromu (kalsinozis, Raynaud fenomeni, özefajial hipomotilite, sklerodaktili, telenjiektazi), geç dönem komplikasyonu olarak pulmoner hipertansiyon görülebilir. Genellikle ACA pozitif bulunurken Scl 70 negatiftir. 3. Sine skleroderma: Kutanöz tutulum olmadan iç organ tutulumu ile karakterize SSc tipidir. Nadir görülür. Raynaud fenomeni sık olarak görülür. SKLERODERMADA EPİDEMİYOLOJİ Skleroderma prevelansı ve insidansı, yapılan çalışmaların kuruluşuna, coğrafi değişikliklere ve SSc tanımlamasındaki farklılıklara göre çok geniş aralıkta bulunmuştur (8). 4

11 Ülkemizde hastalığın epidemiyolojisine yönelik bir çalışma bulunmamaktadır , yılları arasında güney Avustralya da yapılan 2 çalışmada sırası ile prevalans milyonda 208 ve 233 olarak bulunmuştur (9,10). Japonya da 1987 de yapılan bir çalışmada da prevalans milyonda 38 olarak bulunmuştur. Fransa da ve kuzey İngiltere de yapılan çalışmalarda da milyonda 158 ve 88 olarak saptanmıştır (11-13). Amerika Birleşik Devletleri nde yapılan çalışmalarda zamanla prevalansın ve insidansın giderek arttığı saptanmıştır yılında insidans 0.6/milyon/yıl iken 1991 de 19/milyon/yıl olmuştur. Prevalans da aynı oranda artmış ve de arasında bulunmuştur (14,15). Son çalışmalarda saptanan skleroderma insidansı ve prevalansındaki artış, erken tanıya ve organa özgül tedavilerin gelişmesine bağlanmaktadır (16). Birçok çalışma hastalığın siyah ırkta beyaz ırka göre daha sık görüldüğünü, daha ciddi seyrettiğini ve daha erken yaşta görüldüğünü göstermiştir. Laing ve ark. (17) nın Michigan da yaptığı çalşmada insidans siyah bayanlarda 22.5/yıl, beyazlarda 12.8/yıl olarak bulunmuştur. Yaygın hastalık da siyahlarda beyazlara göre daha sık (%50 ye %25) saptanmıştır. Hastalığın başlangıç yaşı cinsiyete ve etnik kökene göre değişmekte, hastalık siyahlarda daha erken yaşta başlamaktadır. Çocukluk çağında seyrek görülmekle birlikte, 5. dekadda insidansın en fazla olduğu saptanmıştır. Çoğu çalışma sklerodermanın kadınlarda daha fazla görülüğünü ve daha erken yaşta ortaya çıktığını göstermektedir (8). Yunanistan da ortalama teşhis yaşı erkeklerde 58.9±13.5 kadınlarda 49.2±15.7 bulunmuştur (12). Çalışmalarda cinsiyetler arasında oranlar (kadın/erkek oranı) farklı bulunmakla beraber (1/1, 14/1), kadınlarda daha fazla görüldüğü kesindir. Steen ve ark. (18) nın yaptığı çalışma, cinsiyetler arasındaki farkın, çocuk büyütme çağındaki yaşlarda daha belirgin olduğunu (15-44 yaşlarda oran 3.4/1) ve postmenopozal dönemde daha az olduğunu (2.4 /1) göstermiştir. Sklerodermada aile hikayesi önemli bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Ailesel yatkınlıkla ilgili çeşitli çalışmalar yayınlanmıştır (19). Ancak son dönemde monozigotik ve dizigotik ikizlerde yapılan bir çalışmada her iki grup arasında oranlar benzer bulunmuştur. Bu bilgi de genetik yatkınlıktan çok çevresel faktörlerin etkili olduğunu desteklemektedir (20). Çevresel etmenlerin otoantikorların oluşumunda rol aldığına dair yayınlar vardır. Uzun süreli silikaya maruziyet sonucunda mikrovasüler endotel hücreleri periferik mononükleer hücreler ve dermal fibroblastlar aktive olmakta ve sklerodermaya sebep olabilmektedir (21). Mayes ve ark. (15) nın yılları arasında Detroit ve çevresinde yaptığı bir araştırmada 706 sklerodermalı hasta incelenmiş; hastalığın prevalansı her 1 milyon erişkin için 246 vaka (%95 güven aralığı), kadın erkek oranı 4.6/1.0, yaş ortalaması ise her iki cins 5

12 için de 46±15.8 olarak bulunmuştur. Cinsiyet ve ırka göre yapılan hesaplamalarda kadınlarda erkeklere, siyahlarda ise beyazlara göre daha çok görüldüğü ve siyahların beyazlara göre daha genç yaşta skleroderma olduğu tespit edilmiştir. Ortalama yaşam süresi ise 11 yıl bulunmakla beraber tanı alan hastaların %77.9 u 5 yıl, %55.1 i 10 yıl, %37.4 ü 15 yıl, %26.8 i 20 yıl yaşamıştır. Kadınların yaşam sürelerinin erkeklere göre daha uzun olduğu gözlenmiştir. Bu yüksek mortalitenin en büyük sebebi PAH ve ona bağlı gelişen sağ kalp yetersizliğidir. PAH ın mortalitesi, akciğer fibrozisi birlikteliğinden bağımsız olarak yüksektir, bu nedenle SSc hastalarında PAH taraması amacıyla yıllık Doppler ekokardiyografi önerilmektedir (4, 22). Sklerodermada PAH genellikle geç komplikasyonlardan biridir, özellikle sınırlı tutulumu olan hastalarda PAH ve izole sağ ventrikül fonksiyon bozukluğu daha sık görülmektedir (23). SKLERODERMANIN PATOFİZYOLOJİSİ Skleroderma; ciltte ve iç organlarda kollajen doku birikimi, mikrovasküler damar tıkanıklığı ve küçük arterlerin tutulumu ile karakterize, etyolojisi tam olarak bilinmeyen multisistem bir hastalıktır (24). SSc patogenezi kompleks ve tam olarak anlaşılamamıştır, yaygın fibrozis, vasküler değişiklikler, çeşitli hücresel antijenlere karşı otoantikorların bulunması hastalığın başlıca özelliklerindendir (1). SSc patogenezinin 3 ana öğesi vardır. Fonksiyonel ve yapısal vaskülopati patogenezin en temel unsurudur. Bu klinik olarak Raynaud fenomenine yol açmakta, patolojik olarak da endotel hücre hasarına ve hastalığın diğer belirtilerinin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Patogenezin 2. ana öğesi inflamasyondur, ve bu evrede perivasküler monositik/makrofaj infiltrasyonu gelişmektedir. SSc de mortalite ve morbiditeye en çok patogenezin 3. öğesi olan fibrozis sebep olmaktadır. Hücre dışı matriks bileşenlerinin fazla birikimi ve normal hücre yapımının bozulması, organ ve doku fonksiyon bozukluğunun nedenidir (25). Skleroderma Patogenezinde Epitelin Rolü Epitel tüm vücutta yaygın şekilde bulunur (derinin dış örtüsü, iç organların ve boşlukların yüzeyi gibi); salgı, geri emilim, koruma, hücreler arası taşıma, algılama, seçici geçirgenlik ve doku hasarı sonrası yaraların iyileşmesinde önemli rolü vardır. SSc de bu yenilenmenin bozulduğunu destekleyen kanıtlar vardır (21). Birçok epitelyal kaynaklı faktör, fibroblastları etkilemektedir. Transforme edici büyüme faktörü ß (TGF-ß) ve endotelin-1 (ET-1) gibi mediyatörlerin profibrotik aktivite gösterdikleri, akciğer fibrozisinde epitelyal-mezenkimal değişiminde etkileri oldukları 6

13 bilinmektedir (26,27). Bu değişim akciğer fibrozisinde epitelin önemli olduğunu göstermektedir. Skleroderma Patogenezinde Fibroblastların Rolü Fibroblastlar, bağ dokusunun yapısal bütünlüğünü oluşturmakta, fibriller prokollejen, ve fibronektin salgılamaktadırlar. Kollejenaz gibi proteazlar yolu ile de hücredışı matriks bileşenlerinin düzenlenmesini sağlamaktadırlar. Doku hasarı sonrasında yara iyileşmesi ve inflamasyon sürecinde fibroblastlar aktive olmakta, granulasyon dokusu ve provizyonel matriks oluşturmaktadırlar. SSc gibi hastalıklarda bu süreç doğru şekilde sonlanmamakta ve fazla skar oluşumu gerçekleşmektedir (21,28). Fibrozisten, hücredışı matriks moleküllerinin birikiminden, kollejenin aşırı üretilmesinden ve kollejen modifiye eden enzimlerin artışından da aktive fibroblastlar sorumludurlar (29). Skleroderma Patogenezinde İmmünolojik Mediyatölerin Rolü Skleroderma patofizyolojisinde immün sistemin de önemli rolü vardır. Aktive lenfositler ve otoantikorlar skleroderma hastalarında tespit edilmiştir. TGF-ß nın, bağ dokusu büyüme faktörünün (CTGF), vasküler endotelyal büyüme fakörünün (VEGF), interlökinlerin (IL-2, IL-4, IL-6, IL-10, IL-13), kemokinlerin, sitokinlern, tümör nekrotizan faktör-α nın (TNF-α) arttığı görülmüştür. SSc hastalarında aktive T lenfositler hem dolaşımda hem de etkilenen organlarda mevcuttur. Dolaşımdaki IL-2 reseptör seviyeleri deri fibrozisinin yaygınlığı ile uyumlu çıkmıştır. Hastaların deri biyopsileri incelendiğinde etkilenen deriye B hücre infiltrasyonu olduğu gösterilmiştir (21,30). Skleroderma hastalarının çoğunun dolaşımında yüksek seviyede otoantikorlar mevcuttur. Bir grup otoantikorlar (topoizomeraz, RNA polimeraz) nükleer antijenlere karşıdır, diğerlerinin de patojenik rolü vardır (apopitozize neden olan endotelyal hücre antikorları hastaların %44-88 inde pozitiftir). Anti-fibrillin-1 antikorları hastaların %50 sinde tespit edilmekte ve fibrobastların aktive olmasına ve TGF-ß salınmasına sebep olmaktadır. Matriks metalloproteinaz 1 (MMP) ve MMP-3 e karşı olan otoantikorlar yüksek oranda görülmekte ve kollajen yıkımını önlemektedirler. Trombosit kaynaklı büyüme faktörü (Anti- PDGF) antikorları da saptanmaktadır. Bütün bu antikorlar fibroblast aktivasyonunda rol almakta, reaktif oksijen partiküllerinin ve kollajen-1 kaskadının oluşmasına ve de fibroblastların miyofibroblastlara dönüşmesine sebep olmaktadırlar (31,32). 7

14 Sklerodermada Vaskülopati Sklerodermada vasküler yeniden şekillenme bozulmuştur. Bu hastalarda vaskülopati; endotel hasarı sonrası, bozulmuş veya uygunsuz iyileşme nedeniyle gelişmektedir. Vazokonstriktif, trombojenik, mitojenik ve proinflamatuar faktörlerde artış, vazodilatatör, antimitojenik ve antitrombojenik faktörlerde azalma görülür. Bunların sonucunda vazokonstriksiyon, adventisyal ve intimal proliferasyon, inflamasyon ve tromboz ile karakterize vaskülopati gelişir (21). Fibrotik intimal hiperplazi ile karakterize olan vaskülopati damar duvarının tüm katmanlarını tutmaktadır. Sonuçta damarlar elastikiyetlerini kaybetmekte ve daralmaktadır, zamanla arteryel intimada kalınlaşma olup, küçük arterlerin tıkanması in situ tromboza yol açmaktadır. Vaskülopatinin genelde organa özgü özellikleri olmasına rağmen bir takım benzerlikler de bulunmaktadır. Fibrozis tipik olarak orta büyüklükte arterlerin medyasında başlamakta intima ve adventisyaya yayılarak elastikiyeti bozmaktadır. Skleroderma patogenezi; endoteli, epiteli, fibroblastları, immünolojik mediyatörleri içermekte ve vaskülopatiye yol açmaktadır. PAH, dijital ülser, SSc renal krizler gibi değişik organların vaskülopatilerinde benzerlik vardır ve ET-1 önemli bir medyatördür. ET-1 üretimi sklerodermada artmıştır ve hastalığın ciddiyeti ile plazma konsantrasyonları arasında ilişki saptanmıştır. Bu yüzden ET-1 tedavide önemli bir moleküler hedeftir (33). SKLERODERMADA KALP TUTULUMU Sklerodermada kalp tutulumu farklı şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Göreceli olarak yakın zamanda tanınmasına rağmen hastalarda kalp tutulumunun olması kötü prognoz göstergelerinden biri olduğu saptanmıştır. Kalp tutulumu direkt miyokardial tutulum ve diğer organ tutulumlarına bağlı gelişen kalp tutulumu olarak ikiye ayırılabilir. Direkt miyokardial tutuluma miyosit, kalp yetersizliği, koroner arter hastalığı, ileti sistemi bozuklukları ve perikardiyal hastalıkları örnek olarak verebiliriz (34). Sklerodermada kalp tutulumu ilk olarak 1926 da saptanmış olup fibrozise bağlı kalp yetersizliği düşünülmüştür. Daha sonraki çalışmalarda, miyokard, koroner arterler, perikard ve ileti sisteminin de etkilenebildiği saptanmıştır (34). Herhangi bir kalp hastalığında olduğu gibi hastaların semptomları değişkenlik gösterebilmektedir. Sol ventrikül fonksiyon bozukluğu gelişen hastalar nefes darlığı, efor kapasitesinde azalma, paroksismal nokturnal dispne, ortopne ile, kronik dönemde ise asit ve alt ekstremite ödemi ile başvurabilirler. PAH ve beraberinde sağ kalp yetersizliği olan hastalar giderek artan nefes darlığı, ödem, asit, 8

15 konjestif hepatomegali ile başvururlar. İleri derecede PAH ı olanlarda senkop ve ani kardiyak ölüm gelişebilir. Aritmisi olanlar çarpıntı ile, iskemisi olanlar ise tipik veya atipik göğüs ağrısı ile başvurabilirler (35-37). Çalışmalarda değişik metodların kullanılmasına bağlı olarak kalp tutulumu prevelansı farklı çıkmakta, bu da sklerodermada kalp tutulumunun göz ardı edilmesine sebep olmaktadır. Birçok organ tutulumu olması nedeni ile semptomlar pulmoner, iskelet-kas ve özefagiyal gibi diğer organ tutulumlarına bağlanabilmektedir. Yakın zamanlarda yapılan araştırmalar %20-25 oranında kalp tutulumu olduğunu göstermiştir (36,38,39). Talyum sintigrafi ve manyetik rezonans (MR) incelemeleri de bu grup hastada yapılmıştır, ancak klinik etkileri kesin saptanamamıştır. Bunlara ek olarak transtorasik ekokardiyografi asemptomatik hastaları tarama amacı ile kullanılmıştır (40-42). Ekokardiyografi ile hastaların %69 unda anormallik saptanmıştır. En sık sağ ventrikül sistolik basıncında ve sağ ventrikül çaplarında artış ve de sol ventrikül diyastolik fonksiyon bozukluğu saptanmıştır (43). Yapısal değişikliklere ek olarak 24 saat EKG Holter izlemi ile aritmiler ve ileti sistemi bozuklukları saptanmıştır (6, 44). Sklerodermada klinik olarak kardiyak tutulum olması kötü prognozdur. Medsger ve ark. (45) nın yaptığı çalışmada kardiyak tutulumu olanlarda 5 yıllık mortalite %70 olarak bulunmuştur. PAH varlığı da kötü prognoz göstergesidir. Sklerodermaya bağlı PAH da mortalite idiyopatik PAH dan daha yüksektir (46,47). Genel olarak SSc de yüksek risk bulguları, sağ kalp yetersizliği, PAH, sağ atriyal basıncın yüksek olması, düşük kardiyak indeks ve belgelenmiş ventriküler taşikardidir. Steen ve ark. (48) nın yaptığı çalışmada talyum perfüzyon testi skoru klinik kardiyak hastalık gelişimi ve mortalitenin en önemli göstergesi olarak bulunmuştur. Direkt Miyokard Tutulumu Direkt miyokard tutulumu ile ilgili çalışmalar sınırlıdır, yapılan çalışmaların çoğu otopsi çalışmaları olup bu grupta da subklinik tutulumu olanlar değerlendirilememiştir (49). Görüntüleme metodları ile yapılan çalışmalar ise endomiyokardial biyopsi yapılmaması nedeni ile fibrozis ile ilişkilendirilememiştir. Genel olarak fibrozis kalp tutulumunda ana öğe olarak kabul edilmektedir. Fibrozis her iki ventriküle yayılmış olmakla beraber yama tarzında fibrozis görülmektedir. Aterosklerozise bağlı fibrozisden subendokardiyuma yayılması ile ayrılmaktadır (34,36). 9

16 Sol Ventrikül Sistolik ve Diyastolik Fonksiyon Bozukluğu Sol ventrikül sistolik ve diyastolik fonksiyon bozukluğu fibrozise bağlı gelişebilmektedir. Normal koroner arterleri olan sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu düşük olan hastalarda immünsüpresif tedavinin arttırılması yararlı olabilmektedir. Radyonüklid ventrikülografi ile yapılan çalışmalarda istirahat halinde hastalarda düşük ejeksiyon fraksiyonu saptanmıştır (34,36,40,41). Yapılan başka bir çalışmada hastaların %46 sında egzersizle düşük ejeksiyon fraksiyonu saptanmış ancak bu hastaların %15 inde istirahat sırasında normal ejeksiyon fraksiyonu bulunmuştur (50). Yakın zamanda yapılan çalışmalarda SSc de diyastolik fonksiyon bozukluğunun önemi vurgulanmıştır. Armstrong ve ark. (51) nın yaptığı ekokardiyografi çalışmalarında diyastolik fonksiyon bozukluğu saptanmış ve de hastalık süresi ile ilişkili bulunmuştur. Nakajima ve ark. (52) nın yaptığı bir çalışmada Gated miyokardiyal SPECT analizinde miyokardiyal iskemi olmadan hastaların yarısında diyastolik fonksiyon bozukluğu saptanmıştır. Doku doppler çalışmalarında da benzer bulgular elde edilmiştir. Skleroderma hastalarında diyastolik fonksiyon bozukluğu görülmektedir. Bunun yanı sıra diyastolik fonksiyon bozukluğuna neden olabilecek hipertansiyon, böbrek yetersizliği, uyku solunum bozuklukları, sol ventrikül hipertrofisi gibi eşlik eden diğer hastalıklar unutulmamalıdır. Koroner Dolaşım ve Miyokardial Perfüzyon Bozukluğu Sklerodermada koroner arter hastalığı sıklığında artış saptanmamıştır, ancak koroner arter hastalığı birlikteliğinde vazospazm genel nüfusa göre daha fazla görülmektedir. SSc de koroner arter tutulumu epikardiyal arterlerden çok, küçük arteriyollerde olmaktadır. Egzersize iskemik yanıt veren hastalarda normal koroner arterler saptanması olayın daha çok mikro dolaşımın bozulmasına bağlı olduğunu düşündürmektedir (34,36,38,48). Perikardiyal Tutulum Fibrinöz perikardit, perikardiyal yapışıklıklar, ve perikardiyal efüzyon sklerodermanın perikard tutulumuna bağlı gelişebilmektedir. Ancak kinik olarak önemli derecede perikard tutulumu %5-16 arasında görülmektedir. Bazen hastalar deri kalınlaşması gelişmeden önce, ilk bulgu olarak perikardiyal efüzyonla başvurabilirler (34,36). 10

17 İleti Sistemi Bozuklukları İleti sistemi bozuklukları da SSc de sık görülmektedir. Fibrozise veya ileti sisteminin iskemisine bağlı geliştiği düşünülmektedir. Ventriküler ektopik atımlar ve ventriküler taşikardi de görülebilmektedir (53). Paradiseo ve ark. (54) nın sinyal ortalamalı EKG ile yaptığı çalışmada sklerodermalı olguların %46 sında geç ventriküler potansiyeller saptanmıştır. Kapak Bozuklukları Göreceli olarak hafif kapak tutulumunda artış görülmüştür. Mitral yaprakçıklarda nodüler kalınlaşma, otopsi çalışmalarında saptanmıştır (34). Sağ Kalp Tutulumu Sağ kalp yetersizliği sıklıkla pulmoner hipertansiyona bağlı gelişmektedir. PAH SSc nin sık belirtilerinden biri olup kötü prognoz işaretidir. Sağ ventrikülün artan iş yüküne karşı çalışabilme kapasitesi, semptomların ciddiyetini ve sağkalımı etkilemektedir. Sağ kalp yetersizliği geliştikten sonra mortalite yüksektir. Sklerodermaya bağlı pulmoner hipertansiyonun mortalitesi aynı basınç yükünde olan idiyopatik pulmoner hipertansiyonlu hastalardan daha yüksektir (46). Bu da sağ kalbin primer tutulum nedeniyle artan iş yükünü karşılayamamasına bağlanabilir. Hemodinami çalışmalarında düşük kardiyak indeks ve yüksek ortalama pulmoner arter basıncı düşük sağkalımla ilişkili bulunmuştur. Sağ atriyal alan indeksi, diyastolik eksantrisite indeksi, ve perikardiyal efüzyon bulunması da kötü prognoz işaretidir (55). Bu bulguların hepsi sağ kalp yetersizliğinin belirtisidir ama önemli olan sağ kalp yetersizliği gelişmeden subklinik kalp tutulumu olan hastaların saptanması ve tedavisidir. SKLERODERMA VE PULMONER HİPERTANSİYON Pulmoner hipertansiyon, ortalama pulmoner arter basıncının sağ kalp kateterizasyonu ile 25 mmhg nın üstünde saptandığı hemodinamik ve patofizyolojik durumdur (56) yılında 4. Dünya Pulmoner Hipertansiyon Sempozyumunda PAH sınıflaması güncellenmiştir (57). Bu sınıflamada bağ dokusu hastalıkları pulmoner hipertansiyonla ilişkili hastalıklarda ilk sırayı almaktadır. SSc ye bağlı PAH da; ekzojen veya endojen kaynaklı hasar, miyofibrolastların aktive olmasına sebep olmakta, beraberinde endotelin gibi güçlü 11

18 vazokonstriktörlerde artışa; nitrik oksit ve prostasiklin gibi vazodilatatörlerde azalmaya, vasküler düz kas proliferasyonuna ve hipertrofiye sebep olmaktadır. Bu sürecin sonunda küçük ve orta büyüklükteki pulmoner arterlerde inflamasyon ve adventisyal fibrozis gelişmektedir (58). Pulmoner arter hipertansiyonu SSc nin en önemli komplikasyonlarından biri olmakla beraber çeşitli çalışmalar sonucunda ölçüm yollarının ve tanımlama kriterlerinin farklılığına bağlı olarak prevalansı farklı bulunmuştur (%5-50). Tanıda altın standart sağ kalp kateterizasyonudur. Ancak girişimsel işlem olması ve az da olsa risk içermesi nedeni ile kateterizasyon sadece Doppler Ekokardiyografi ile tahmini pulmoner arter basıncı yüksek olan hastalarda PAH tanısını kesinleştirmek için yapılmaktadır (56). Sklerodermada PAH varlığı mortalite ve morbiditenin en önemli nedenlerinden biridir. Anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörlerinin kullanımı ile azalan böbrek tutulumuna bağlı mortalitenin aksine, SSc ye bağlı PAH mortalitesi hala yüksektir. 2 yıllık sağ kalım %45-50 dir. Hastaların yaklaşık %50 sinin PAH veya pulmoner fibrozis nedeniyle öldüğü tahmin edilmektedir (59). Son yıllarda idiyopatik PAH tedavisindeki gelişmeler, SSc ye bağlı PAH ın erken saptanmasıyla aynı yararın sağlanabileceği umudunu yükseltmiştir. PAH için risk faktörlerinin saptanması ile bu hastaların taranması veya daha erken tedaviye başlanması sağlanabilir. Plastiras ve ark. (60,61) nın yaptığı çalışmalarda deri bulgularından en az 3 yıl önce Raynaud fenomeninin olması, zorlu vital kapasitenin (FVC) <%80 olması ve akciğer fibrozisi olması sklerodermaya bağlı PAH için bağımsız risk faktörleri olarak gösterilmiştir. Sklerodermada PAH ı tarama amacıyla solunum fonksiyon testleri ve Doppler ekokardiyografi kullanılmaktadır. Solunum fonksiyon testlerinde normal akciğer hacimlerinde, karbonmonoksit difüzyon kapasitesinin (DLCO) %55 in altında olması veya değerinin giderek bozulması, PAH geliştiğini gösterir. FVC/DLCO>1,4 olması da PAH geliştiğini tahmin ettirmektedir (58). Doppler ekokardiyografi ile sistolik pulmoner arter basıncının ölçülmesi triküspit yetersizliği akım hızından hesaplanmaktadır. Yapılan bir çalışmada tirküspit yetersizlik akımının hastaların %26 sında görülmediği belirtilmiştir (62). Pulmoner akselerasyon zamanı (Pact) ve interventriküler septumun paradoks hareketi ve çalışmamızda araştırılan doku Doppler ölçümleri de pulmoner arter basıncı hakkında bilgi vermektedir (56,58,63). 12

19 SKLERODERMA VE RAYNAUD FENOMENİ Raynaud fenomeni, özellikle el ve ayak parmaklarında soğuk veya emosyonel stres ile tetiklenen küçük arterlerin ve arteriyollerin geri dönebilir vazospazmı sonucu oluşur. Tipik olarak vücüdun akral bölgelerinde deride iki ya da üç renkli değişiklik olur. İlk önce ani solukluk (beyaz iskemi), sonrasında tekrar ısınma ile reaktif hiperemi (kırmızı hiperemi), ciddi ataklarda da iskemi sonrasında kanın deoksijenizasyonu nedeni ile hiperemi öncesi siyanoz görülür. Ağrı ve his kusuru da renk değişikliklerine eşlik eder (64). Sklerodermada sekonder Raynaud fenomeni hastaların %90 ında başlangıç semptomudur. Le Roy un (65) vasküler hipotezine göre artmış vasküler geçirgenliğe bağlı fonksiyon bozukluğu ve damar düz kasının kontrolsuz kasılma yanıtı SSc de skleroza yol açan başlangıç olaydır. Bu patolojik süreç deride Raynaud fenomenine yol açmakta ve diğer organları da etkilemektedir. SSc de PAH en önemli vasküler komplikasyon olmakla birlikte dijital ülser ve iskemi de sık görülmektedir (64). SOĞUK STRES VE KALP Soğuk stresin kardiyovasküler sistem üzerine etkilerini belirlemek için birçok araştırma yapılmıştır. Cold pressor testi (CPT) ile yapılan bu çalışmalarda hastaların bir ekstremitelerine soğuk uygulama yapılmıştır. Çalışmalarda kullanılan su sıcaklığı farklı olup genelde 0-4 santigrad derece arasında buzlu su, 1-6 dakika arasında uygulanmıştır (66,67). Soğuk stres sempatik sistem aktivasyonuna yol açmakta ve dolaşım sisteminde adrenerjik sistemin etkileri görülmektedir. Soğuk uygulama sonrası norepinefrin, endotelin, anjiyotensin II ve prostaglandinler gibi birçok nörohormon salındığı gösterilmiştir (68). CPT sağlıklı bireylerde adrenerjik sistem aktivasyonu ile periferik arterlerde vazokonstriksiyona ve kan basıncında artışa yol açmaktadır. Kalp hızında ise, çalışmaların çoğunda sempatik aktivasyona bağlı olarak, artış görülmüştür. Mourot ve ark. (69) nın yaptığı bir çalışmada ise bifazik yanıt olabildiği, başlangıçta kalp hızının arttığı ancak sonrasında normale dönebildiği gösterilmiştir. Koroner dolaşımda, artmış adrenerjik aktiviteye rağmen, oksijen ihtiyacının artması nedeni ile vazodilatasyon görülmektedir (70). Yapılan çalışmalarda normal populasyonda koroner arterlerde vazodilatasyon geliştiği ancak endotel disfonksiyonu olan hastaların koroner arterlerinde, soğuk stresle vazokonstriksiyon geliştiği görülmüştür (70,71). Sol ventrikül balonlaşma sendromu olan hastalarda yapılan bir çalışmada CPT ile periferik katekolamin miktarında artış sağlanmış, artmış sempatik aktiviteye karşı koroner 13

20 vazodilatasyon kapasitesinde ve sol ventrikül fonksiyonlarında patolojik cevap gelişmiştir (72). Hipertansiyonu olan ve sağlıklı bireylerin karşılaştırıldığı bir çalışmada; sağlıklı bireylerde CPT sonrasında kalp hızında ve kan basıncında artış saptanmış ancak pulmoner arter basıncında, pulmoner kapiller kama basıncında değişiklik saptanmamıştır (73). Yapılan çalışmalar göstermiştir ki soğuk stres normal kişilerde kalp hızında ve kan basıncında artışa yol açmakta ve nitrik oksit yolu ile koroner vazodilatasyona sebep olmaktadır. Pulmoner kan basıncı ile ilgili hasta grupları ile yapılan çalışmalarda sağlıklı bireylerde farklılık saptanmamıştır. Raynaud fenomeni de soğuk veya emosyonel stres ile ortaya çıkan artmış vazokonstriktif yanıt nedeniyle olmaktadır. Sınırlı tutulumu olan SSc lilerin %90 ında görülmektedir. Raynaud fenomeni; koroner vazospazm, pulmoner hipertansiyon gibi SSc de görülen vaskülopatinin bir parçasıdır (74). SSc lilerde soğuk ve kalp tutulumunu araştırmak amacıyla CPT ile çalışmalar yapılmıştır. SSc lilerde soğuk stresin koroner dolaşım ve iskemi üzerine etkisini araştırmak için yapılan çalışmalarda sonuçlar; endotel disfonksiyonunun olduğu hipertansiyon, diyabetes mellitus gibi diğer hastalıklara benzerdir. Soğuk stres ile ekokardiyografi ve talyum sintigrafisi incelemelerinde duvar hareket bozukluğu ve iskemi gelişmiştir. Soğuk ile gelişen miyokard fonksiyon bozukluğunun koroner vazospazma bağlı olabileceği belirtilmiştir (75,76). Yamauchi ve ark. (77) nın yaptığı çalışmada SSc li hastalarda soğuk sonrası pulmoner kan akımı araştırılmıştır. 7 santigrad derece su ile yapılan çalışmada pulmoner kan akımında azalma saptanmış ve bu sonuç pulmoner vasküler tonusta artışa bağlanmıştır. Soğuk sonrasında kan akımının bazı hastalarda hemen geri dönmediği ve 1-2 dakikalık soğuğa maruz kaldıkları halde vazospazmın daha uzun sürebileceği belirtilmiştir. 14

21 GEREÇ VE YÖNTEMLER Skleroderma nedeni ile Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı ndan takipli hastalarda soğuk stresle sağ kalp fonksiyonlarının ekokardiyografik tekniklerle değerlendirilmesini amaçlayan çalışmamız Trakya Üniversitesi Yerel Etik Kurulu tarafından onaylandı (Ek-1). Çalışma finansal açıdan, TÜBAP (Trakya Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi) tarafından numaralı proje çalışması kapsamında desteklendi (Ek-2). Tüm olgular çalışma hakkında sözlü ve yazılı olarak bilgilendirilerek yazılı onamları alındı (Ek-3). Çalışmamız, Trakya Üniversitesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Polikliniğinden ve Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Ekokardiyografi Laboratuvarından ayaktan takip edilmekte olan 26 (24 kadın, 2 erkek) sklerodermalı olgu ve 24 (22 kadın, 2 erkek) sağlıklı bireyde uygulandı. Kontrol Grubu Kontrol grubu, bilinen akut veya kronik hastalığı, herhangi bir nedenle düzenli ilaç kullanım öyküsü olmayan, fizik muayene bulgularında patoloji saptanmayan, yaşları (ortalama 44) arasında değişen, efor kapasitesi sınıf 1-2 olan, egzersiz stres testi ile koroner arter hastalığı dışlanmış olan; 22 si kadın, 2 si erkek toplam 24 sağlıklı gönüllüden oluşturuldu. Skleroderma Grubu Amerikan Romatoloji Birliği kriterlerine göre SSc tanısı alan 24 ü kadın, 2 si erkek hasta çalışmaya alındı. 21 hastanın sınırlı kutanöz, 4 hastanın yaygın kutanöz tutulumu mevcuttu. 1 hasta ise sine SSc grubundaydı. 15

22 Çalışmadan Dışlanma Kriterleri 1. Sol ventrikül sistolik fonksiyon bozukluğu olanlar (Ejeksiyon Fraksiyonu<%55) 2. Koroner arter hastalığı olanlar 3. Orta-ileri derecede kapak bozukluğu olanlar 4. Kronik böbrek yetersizliği olanlar 5. Orta-ileri perikardiyal efüzyonu olanlar 6. New York Kalp Cemiyeti (NYHA) sınıf 3-4 kalp yetersizliği olanlar 7. Aktif dijital ülseri olanlar 8. Elektrokardiyografide sinüs dışı ritm olanlar 9. Pulmoner emboli hikayesi olanlar 10. Elektrokardiyografide QRS süresi >120 ms olanlar 11. Pulmoner arter basıncını etkileyecek tedavi alan hastalar (kalsiyum kanal blokerleri, ET-1 antagonistleri, prostasiklin analogları, fosfodiesteraz inibitörleri) çalışmaya dahil edilmedi. Hastaların hepsine tam fizik muayene yapıldı ve elektrokardiyografi (EKG) (Nihon Kohden Cardiofax Gem 9020 cihazı) çekildi. EKOKARDİYOGRAFİK ÖLÇÜMLER Tüm hastalardan ve kontrol grubundan transtorasik ekokardiyografik kayıtları alındı. 20 dakika istirahat sonrasında istirahat ekokardiyografi görüntüleri alındı ve kayıt edildi. Sonrasında sağ elleri bileklerine kadar 5-10 santigrad derece su içerisine koyuldu. Hastalara ağrıları olana dek veya en fazla 10 dakika kadar ellerini suda tutmaları belirtildi. Ellerini sudan çıkarmadan hemen önce sağ ventrikül fonksiyonları kaydedildi. Ekokardiyografik inceleme, sol lateral dekübitis pozisyonda "Vingmed System GE ultrasound, Horten, Norway " ekokardiyografi cihazı MHz transdüser kullanılarak, parasternal uzun eksen, parasternal kısa eksen, apikal dört boşluk ve subkostal görüntülerden yapıldı. Hastalara sırasıyla M-mod ekokardiyografik, iki boyutlu ekokardiyografik, PW, CW Doppler, renkli Doppler, PW ve renkli doku Doppler ekokardiyografik incelemeleri yapıldı. Kalp boşluklarına ve büyük damarlara ait çap ölçümü ve duvar kalınlıgı ölçümleri Amerikan Ekokardiyografi Dernegi'nin ve Amerikan Ekokardiyografi Birligi, Avrupa Ekokardiyografi Birligi, Amerikan Kalp Birligi ve Amerikan Kardiyoloji Koleji Ekokardiyografi Komitesi nin ortak hazırladıgı boşluk kantifikasyonu kılavuzuna göre yapıldı (78). Konvansiyonel Doppler ölçümleri Amerikan Ekokardiyografi Cemiyeti Doppler ekokardiyografi kılavuzuna göre yapıldı (79). 16

23 Sol Kalp Ölçümleri Parasternal uzun pencereden sol ventrikül, sol atriyum ve aortanın birlikte görüldüğü ve aort kapağın net olarak izlendigi görüntüde, M-mod (mitral kordal seviyede, ventrikülün uzun aksına dik) ile sol ventrikül diyastol sonu çapı, sol ventrikül sistol sonu çapı, interventriküler septum kalınlığı, arka duvar kalınlığı kaydedildi. Sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu, apikal dört boşluk pencerede modifiye Simpson kuralı ile hesaplandı. Parasternal uzun aksta aort kapağı ve sol atriyum üzerinden geçen kesitten alınan M-mod kayıtlarından sol atriyum ön-arka çapı ölçüldü (80,81). Nabız dalgalı Doppler ekokardiyografi ölçümleri apikal dört boşluk kesitinde mitral kapak uçlarına örnek volüm konularak sol ventrikül doluş değişkenleri ölçüldü. Elde edilen bu kayıtlar üzerinden sol ventrikül diyastolik erken (E) ve geç (A) dalgaların akım zirve hızları ve bu dalgaların oranları (E/A) ölçülerek sol ventrikül diyastolik işlevi değerlendirildi (79). Nabız dalgalı doku Doppler incelemesi yapılırken duvar filtresi en düşük düzey, yansıma ayarı ise en yüksek düzeyde tutuldu. Nyquist limit cm/s ye getirilerek örnekleme volüm genişliği 3-5 mm olarak ayarlandı. Doku Doppler görüntüleri 100 m/s hızla kayıt edildi. Ultrasonografik ışınların lateral mitral anülüse paralel olmasına özen gösterildi. Nabız dalgalı doku Doppler ile miyokard hareketlerini gösteren zirve sistolik hız (Sm), negatif erken diyastolik hız (Em) ve negatif geç diyastolik hızlar (Am) elde edildi. Sol ventrikül sistolik işlevini değerlendirmek için sol ventrikül ejeksiyon süresine ait Sm, diyastolik işlevi değerlendirmek için de diyastol süresine ait Em. E/Em oranı da doluş basıncının göstergesi olarak ölçüldü. Sol ventrikül sistolik ve diyastolik fonksiyonlarını gösteren miyokard performans indeksi doku Doppler ile ölçüldü. Lateral ve septal mitral anulustan doku Doppler yöntemi ile septal mitral anülüstan ölçülen sol ventrikül miyokard performan indeksi ( LVMPİs ), lateral mitral anülüstan ölçülen sol ventrikül miyokard performans indeksi ( LVMPİl ) ölçümleri, aşağıdaki formülle hesaplanarak alındı (82,83). LVMPİ= İzovolümik gevşeme zamanı(ivgz)+izovolümik kasılma zamanı (İVKZ) Ejeksiyon zamanı (ET) Sağ Kalp Ölçümleri Apikal dört boşluk görüntüsünde; sağ atriyumun sistol sonu çapı ölçüldü. Apikal dört boşluk görüntüsünde; sağ ventrikül diyastol sonu ve sistol sonu çapları ölçüldü. Aynı pozisyonda M-mode kürsörü, triküspit kapak anülüsünün sağ ventrikül serbest duvarı ile birleştigi yere konarak sağ ventrikül tabanının hareketi incelendi. Sağ ventrikül tabanının sistolde ve diyastoldeki yer degişikligi arasındaki fark, triküspit anülüsünün sistolik hareketi 17

24 (TAPSE) olarak tanımlandı (84,85). Subkostal pencerede, triküspit korda tendineaları hizasında sağ ventrikül duvar kalınlığı ölçüldü. Apikal dört boşluk pencerede, sağ ventrikül boşluk boyutunun en fazla olduğu diyastol sonunda sağ ventrikül diyastol sonu alan (RVDSA) ve boşluk boyutunun en küçük olduğu sistol sonunda sistol sonu alanı (RVSSA) ölçüldü ve aşağıdaki formülle fraksiyonel alan değişimi (RVFAC) hesaplandı (86). RVFAC = [ (RVDSA - RVSSA) / RVDSA] X 100 Parasternal kısa aks görüntüsünde, pulmoner kapak yaprakçıklarının ortasına örnek pulse Doppler volümünün konması ile pulmoner arter akım hızı elde edildi. Akımın başlangıcından sonuna kadar geçen süre ejeksiyon zamanı (EZ) olarak tanımlandı. Pulmoner akselerasyon zamanı (Pact), pulmoner arter akımının üzerinden, akım başlangıcından zirve akım hızına ulaşılmasına kadar geçen süre olarak tanımlandı. Pact süreyi göstermesi nedeni ile kalp hızına göre düzeltilmiş değerleri de karşılaştırıldı. Mahan denklemi (Ortalama PAB (mmhg) = Pact) kullanılarak Pact 120ms olanlarda ortalama PAB 25 mmhg olarak kabul edildi (87,88). Apikal dört boşluk görüntüsünde, renkli Doppler kullanılarak mitral ve triküspit kapak yetersizlikleri değerlendirildi. Continuous Wave (CW) Doppler tekniği kullanılarak, zirve triküspit yetersizlik akım hızı elde edildi ve modifiye Bernoulli denklemi (89) yardımıyla sağ ventrikül-sağ atriyum (RV-RA) zirve basınç gradiyenti hesaplandı. İnferiyor vena kava çapı incelendi ve inspiriyumda %50 nin üzerinde veya altında çap değisikligi varlığına göre, tahmini sağ atriyum (RA) basıncı hesaplandı (90). RV-RA zirve basınç gradiyentine tahmini RA basıncı eklenerek sistolik PAB elde edildi. Apikal dört boşluk görüntüsünde, yüksek frekanslı sinyalleri hesaba katmayan ayarlar yapıldıktan sonra triküspit anülüs seviyesindeki doku Doppler (DD) görüntüleri elde edildi. 5 mm lik örnek volüm, lateral triküspit anülüs seviyesine yerleştirilerek takip eden üç kalp siklusu boyunca aşağıdaki hızlar ölçüldü ve mesafeler hesaplandı (91,92). 1- Zirve sistolik hız (S ), 2- Zirve erken diyastolik hız (E ), 3- Zirve geç diyastolik hız (A ), 4- A dalgasının sonundan S dalgasının başına kadar geçen süre olan izovolümik kasılma zamanı (İVKZ), 5- Ejeksiyon süresinin basından sonuna dek geçen zamanı ifade eden ejeksiyon zamanı (DDEZ), 6- S dalgasının sonundan E dalgasının başına kadar geçen süre olan izovolümik gevseme zamanı (İVGZ). 18

25 7- İVKZ ve İVGZ süreleri kalp hızı ile ilişkili olması nedeni ile kalp hızına göre düzeltilmiş değerleri de hesaplandı. İVKZ düzeltilmiş (İVKZd)=İVKZ/ R-R olarak, İVGZ düzeltilmiş (İVGZd)= İVGZ/ R-R olarak hesaplandı. 8- İVKZ ve İVGZ toplamının DDEZ na bölünmesiyle Doku Doppler Miyokard Performans indeksi (DDMPİ) hesaplandı (93). EGZERSİZ STRES TESTİ VE 6 DAKİKA YÜRÜME TESTİ Hastaların fonksiyonel kapasitelerini ve koroner arter hastalığını dışlamak amacıyla hastalara 6 dakika yürüme testi ve efor testi yapıldı. Skleroderma gurubundan 4 hasta ortopedik problem nedeni ile 6 dakika yürüme testini ve efor testinin gerçekleştiremedi. Efor Testi Hastanemiz egzersiz stres testi laboratuvarında bulunan GE Marquette series 2000 treadmill cihazı ile yapıldı. İstirahat EKG si ve kan basıncı kaydı alındıktan sonra teste başlandı. Test Bruce protokolünde yapıldı. Efor boyunca her üç dakikada bir ve istirahat 1., 3. ve 5. dakikada kan basıncı ve 12 derivasyonlu EKG kayıtları alındı. Testi sonlandırma kriteri olarak Amerikan Kalp Derneği nin belirlediği tanım esas alındı. Hastalar egzersiz testi sonucuna göre pozitif ve negatif olarak iki gruba ayrıldı. Pozitif efor testi: İstirahat EKG sine göre birbiriyle ilişkili en az iki derivasyonda, peşpeşe en az üç atımda görülen J noktasından 80 ms sonra, 1 mm ve üstündeki horizontal, downsloping veya 1.5 mm den fazla yavaş upsloping ST segment depresyonu veya Q dalgasız derivasyonlarda 1 mm ST elevasyonu görülmesi ve tipik angina pektoris tanımlaması pozitif test olarak kabul edildi. Yaşa göre egzersiz kapasiteleri hesaplandı (94,95). Egzersiz kapastiesi (%) = Hastanın test sırasında ulaştığı Metabolik Eşdeğer (MET ) X X hastanın yaşı Altı Dakika Yürüme Testi Hastalara egzersiz kapasitelerini belirleyebilmek amacıyla 6 dakika yürüme testi (6DYT) yapıldı. 26 SSc li hastadan 4 ü ortopedik problemler nedeni ile yürüyemedi. 22 SSc li hasta ve 22 kontrol grubu uzunluğu bilinen bir koridorda oda havasında 6 dakika boyunca tempolu bir şekilde yürütüldü. Test öncesinde ve sonrasında satürasyon probu ile (Mindray PM-50 nabız oksimetre cihazı) parmaktan oksijen satürasyonlarına bakıldı. Altı dakika yürüme testi; boy, kilo, yaş, cinsiyet gibi pek çok değişkenden etkilenmektedir ve bu nedenle her insan için 6 dakika sürede yürünmesi gereken mesafenin 19

26 normal değeri farklı olmaktadır. PAH konusunda daha önce yapılmış olan çalışmalarda 380 m altında yürüyen hastalarda mortalitenin daha yüksek olduğu bulunmuş ve 380 m genellikle eşik olarak kullanılmıştır. Bu nedenle bizim çalışmamızda da 380 m eşik değer olarak alındı ve 380 m nin altında yürüyen, desatüre olan (saturasyonda %4 ten fazla azalma olan) hastaların fonksiyonel durumları kötü olarak kabul edildi (96,97). Soğuk Stres Uygulama Hastalara istrihat halinde ekokardiyografi yapıldıktan sonra Raynaud fenomeni sırasındaki sağ ventrikül fonksiyonlarını değerlendirmek için periferik soğuk uygulama yapıldı. Sklerodermalı hastalarda Raynaud ve kalp fonksiyonları üzerine yapılan çalışmalarda ise bir el, bileğe kadar 5-15 santigrad derecede su içerisine 2 dakika süresince konularak uygulama yapılmıştır (77,98). Çalışmamızda sağ el, bileğe kadar 5-10 santigrad derece su içerisine konularak soğuk stres uygulandı. 10 dakika boyunca ya da dayanabildikleri kadar hastaların elleri suyun içerisinde tutuldu. Şiddetli ağrı veya siyanoz varlığında testin erken sonlandırılması planlandı. Soğuk uygulama ile aynı anda ekokardiyografik değerlendirmeler yapıldı. İSTATİSTİKSEL ANALİZLER Sağlıklı kontrol ve hasta grubunun verileri bilgisayar ortamına kaydedildi. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik ve Tıp Bilişimi Anabilim Dalı nda MINITAB INC. (seri numarası:wcp ) paket programı kullanılarak istatistiksel inceleme yapıldı. Öncelikle, nicel verilerin normal dağılıma uygunluğu Kolmogorov Smirnov testi ile incelendi. Normal dağılıma uygun olan verilerin analizinde sağlıklı kontrol ve skleroderma grupları arasındaki karşılaştırmalar için bağımsız gruplarda t testi kullanıldı ve tanımlayıcı istatistikler ortalama±standart sapma olarak gösterildi. Normal dağılıma uygun olmayan nicel değişkenler için gruplar arası karşılaştırmalarda Mann Whitney U testi kullanıldı ve tanımlayıcı istatistikler medyan (%25-75 persantil) biçiminde gösterildi. Ayrıca istirahat ve soğuk stres sonrası değerlerinin karşılaştırılmasında nicel verilerin dağılım yapısına göre bağımlı gruplarda t testi ya da Wilcoxon T testi ile analizler gerçekleştirildi. Tanımlayıcı istatistikler yine verinin dağılım yapısına göre ortalama±standart sapma ya da medyan (%25-75 persantil) biçiminde gösterildi. Nitel verinin istatistiksel analizinde Ki-kare testi kullanıldı. p<0.05 olan değerler anlamlı olarak kabul edildi. 20

27 BULGULAR SAĞLIKLI KONTROL GRUBU VE SKLERODERMA HASTALIĞI OLAN OLGULARIN DEMOGRAFİK VERİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Her iki grubun demografik verileri Tablo 1 de verilmiştir. Sağlıklı kontrol ve hasta grubu arasında cinsiyet bakımından fark saptanmadı (p=0.933). Sağlıklı kontrollerin yaş ortalaması 44.05±8 yıl, SSc li olguların yaş ortalaması 47.23±12 yıl olarak bulundu (p=0.312). Kontrol grubundakilerin ortalama SKB si 123±9 mmhg, SSc li olguların ortalama SKB si 125±8 mmhg olarak ölçüldü. İki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p=0.254). Kontrol grubundakilerin ortalama DKB si 68±6 mmhg, SSc li olguların ortalama DKB si 70±7 mmhg olarak bulundu (p=0.197). Sağlıklı kontrollerin ortalama VKİ 27.0±5.3 kg/m 2, SSc li olguların ortalama VKİ 26.9±4.8 kg/m 2 olarak saptandı (p=0.985). Tablo 1. Sklerodemalı ve sağlıklı kontrol grubunun demografik verileri Veriler Kontrol (n=24) Skleroderma (n=26) P Yaş (yıl) 44.05± ± Cinsiyet ( K/E) 22/2 24/ SKB (mmhg) 123±9 125± DKB (mmhg) 68±6 70± Kalp Hızı (atım/dk) 80±11 80± VKİ (kg/m 2 ) 27.0± ± Raynaud süresi (yıl) - 7±5 - VKİ: Vücud kitle indeksi, SKB: Sistolik kan basıncı, DKB: Diyastolik kan basıncı, K/E: Kadın / Erkek. Veriler ortalama±standart sapma olarak gösterildi. 21

28 Hastalara, egzersiz kapasitelerini belirleyebilmek ve koroner arter hastalığını dışlayabilmek amacıyla yürüyüş bandında egzersiz testi ve 6 dakika yürüyüş testi yapıldı. Tablo 2 de egzersiz kapasiteleri ve 6 dakika yürüme mesafeleri belirtilmiştir. Hiçbir hastada iskemik belirti, hipotansif yanıt ve EKG değişikliği gelişmedi. SSc gurubundan 4 hasta ortopedik problem nedeni ile 6 dakika yürüme testini ve efor testini gerçekleştiremedi. Kontrol grubunun ortalama egzersiz kapasitesi %73±14, SSc li olguların ortalama egzersiz kapasitesi %75±14 olarak bulundu. İki grubunun ortalama egzersiz kapasiteleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p=0.605). Kontrol grubunun 6 dakika yürüyüş mesafesi 510 ( ) m, SSc li olguların 6 dakika yürüyüş mesafesi 504 ( ) m olarak bulundu. Her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p= 0.725) (Tablo 2). 6 dakika yürüyüş testi başlangıcında ve sonrasında bütün hastalara nabız oksimetre ile oksijen saturasyonu ölçümü yapıldı. Bütün hastaların oksijen saturasyonu başlangıçta ve test sonrasında >%97 olarak ölçüldü. Tablo 2. Sklerodemalı ve kontrol grubunun egzersiz kapasiteleri Veriler Kontrol Skleroderma (n=24) (n=22) p 6 dk yürüme mesafesi (m) 510 ( ) 504 ( ) Egzersiz kapasitesi (%) 73±14 75± Veriler ortalama±standart sapma ya da medyan (%25-75 persantil) olarak gösterildi. KONTROL GRUBU İLE SKLERODERMA GRUBUNUN İSTİRAHAT EKOKARDİYOGRAFİK ÖLÇÜMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Tablo 3 te SSc olgu grubu ve kontrol grubunun istirahat sol ventrikül ekokardiyografi ölçümleri ve karşılaştırılması verilmiştir. 2 boyutlu ekokardiyografi ile ölçülen SVEF, SVDSÇ, SA, İVS ve PD açısından gruplar arasında fark saptanmadı. Nabız dalga doku Doppler yöntemi ile sol ventrikül lateral ve mitral anulus MPI hesaplandı. Kontrol grubunun LVMPIs ve LVMPIl değerleri sırası ile 0.35( ) ve 0.34( ), SSc grubunun LVMPIs ve LVMPIl değerleri ise sırası ile 0.41( ) ve 0.43( ) ölçüldü. SSc grubunda LVMPİs ve LVMPİl kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha yüksek bulundu (p<0.001). 22

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Kahramanmaraş 1. Biyokimya Günleri Bildiri Konusu: Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Mehmet Aydın DAĞDEVİREN GİRİŞ Fetuin-A, esas olarak karaciğerde

Detaylı

Pulmoner hipertansiyon hastalarının takibinde fraksiyone ekshale nitrik oksitin yeri

Pulmoner hipertansiyon hastalarının takibinde fraksiyone ekshale nitrik oksitin yeri Pulmoner hipertansiyon hastalarının takibinde fraksiyone ekshale nitrik oksitin yeri Nilay Orak Akbay*, Züleyha Bingöl*, Nuran Gökbulut*, Esen Kıyan*, Ekrem Bilal Karaayvaz**, Mehmet Kocaağa**, Ahmet Kaya

Detaylı

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı) Sevgili Arkadaşlarım, CANTAB için en önemli çalışmamız CHARM Çalışmasıdır.. Eğitimlerde söylediğim gibi adınız-soyadınız gibi çalışmayı bilmeniz ve doğru yorumlayarak kullanmanız son derece önemlidir.

Detaylı

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI KARDİYOJENİK ŞOK-TANIM Ø Kardiyojenik şok (KŞ), kardiyak yetersizliğe bağlı uç-organ hipoperfüzyonudur. Ø KŞ taki hemodinamik

Detaylı

KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK

KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK 1) Holter monitörizasyon - Hastaların kalp ritimlerinin 24 saat boyunca gözlemlenmesidir. - Kardiyak aritmik olayların ve semptomların görüntülenmesiyle esas

Detaylı

ATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı

Detaylı

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Tedavisi: Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Sıklık Yolaçtığı sorunlar Nedenler Kan basıncı hedefleri Tedavi Dünyada Mortalite

Detaylı

Kalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir

Kalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir Kalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir Kalp yetmezliği Ventrikülün dolumunu veya kanı pompalamasını önleyen yapısal veya işlevsel herhangi bir kalp bozukluğu nedeniyle oluşan karmaşık

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

TEMEL EKG. Prof.Dr.Hakan KültK. Kardiyoloji Anabilim Dalı

TEMEL EKG. Prof.Dr.Hakan KültK. Kardiyoloji Anabilim Dalı TEMEL EKG Prof.Dr.Hakan KültK ltürsay Ege Üniversitesi, Tıp T p Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı EKG Elektro Kardiyo Gram: Kalp atımları sırasında oluşan elektriksel değişikliklerin vücut yüzeyine konan

Detaylı

SPORCULARDA KARDİYAK SEBEPLİ ANİ ÖLÜMLER

SPORCULARDA KARDİYAK SEBEPLİ ANİ ÖLÜMLER SPOR HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI SPORCULARDA KARDİYAK SEBEPLİ ANİ ÖLÜMLER DOÇ.DR.ERDEM KAŞIKCIOĞLU 1 35 yaşın altındaki sporcularda ani ölüm nedenleri 2% 1% 2% 4% 2% 2% 35% 3% 3% 3% 4% 5% 24% 10% Hipertrofik

Detaylı

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini Dönem IV Kardiyoloji Stajı Konu: Atrial fibrilasyonlu hastaya yaklaşım Amaç: Bu dersin sonunda dönem IV öğrencileri atrial fibrilasyonu tanımlayabilecek, hastaya yaklaşımdaki temel prensipleri belirtebileceklerdir.

Detaylı

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ Erhan Çalışıcı, Birgül Varan, Mahmut Gökdemir, Nimet Cındık, Özge Orbay Başkent Üniversitesi Çocuk Sağ.Has.ABD Göğüs ağrısı, çocukluk ve adölesan

Detaylı

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki Nimet Aktaş*, Mustafa Güllülü, Abdülmecit Yıldız, Ayşegül Oruç, Cuma Bülent

Detaylı

Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki

Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki Ayşe Ağbaş 1, Emine Sönmez 1, Nur Canpolat 1, Özlem Balcı Ekmekçi 2, Lale Sever 1, Salim Çalışkan 1 1. İstanbul Üniversitesi,

Detaylı

FK II çarpıntı. FK IV ödem KİT AML. 37y, ev hanımı. Miyeloablatif tedavi Busulfan Siklofosfamid İmmünsupresif tedavi Metotreksat

FK II çarpıntı. FK IV ödem KİT AML. 37y, ev hanımı. Miyeloablatif tedavi Busulfan Siklofosfamid İmmünsupresif tedavi Metotreksat OLGU 37y, ev hanımı AML KİT FK II çarpıntı FK IV ödem Eylül 2013 Ocak 2014 Mart 2014 Nisan 2014 İdarubisin ARA-C Miyeloablatif tedavi Busulfan Siklofosfamid İmmünsupresif tedavi Metotreksat Siklosporin

Detaylı

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı Olan Hasta Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı??? Yan ağrısı? Sırt ağrısı? Mide ağrısı? Karın ağrısı? Boğaz ağrısı? Omuz ağrısı? Meme ağrısı? Akut Göğüs Ağrısı Aniden başlar-tipik

Detaylı

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya... UYKU Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya... Sırça tastan sihirli su içilir, Keskin Sırat koç üstünde geçilir, Açılmayan

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Uzman Dr. Mehtap Ezel Çelakıl DR.MEHTAP EZEL ÇELAKIL 4YAŞ ERKEK HASTA Şikayeti:

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Dönem V Kardiyoloji Staj Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü: Dönem Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı: Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Yrd. Doç. Dr. Baran GENCER Yrd. Doç. Dr. Oğuz GÜÇLÜ Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALARINA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR? A) ANAMNEZ (ÖYKÜ,

Detaylı

KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI

KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI Hipertansiyon (HT) çağımızın en önemli sağlık sorunu olup mortalite ve morbidite nedenlerinin başında gelmektedir. Türkiye de de tüm

Detaylı

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ Sami Uzun 1, Serhat Karadag 1, Meltem Gursu 1, Metin Yegen 2, İdris Kurtulus 3, Zeki Aydin 4, Ahmet

Detaylı

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Kalp Kapağı Hastalıkları Nelerdir? Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD. Giriş

Detaylı

Dolaşım Sistemi Dicle Aras

Dolaşım Sistemi Dicle Aras Dolaşım Sistemi Dicle Aras Kalbin temel anatomisi, dolaşım sistemleri, kalbin uyarlaması, kardiyak döngü, debi, kalp atım hacmi ve hızı 3.9.2015 1 Kalbin Temel Anatomisi Kalp sağ ve sol olmak üzere ikiye

Detaylı

AKUT KORONER SENDROMLARDA OLASILIK SKORLARI VE STRES TESTLERİNİN KULLANIMI

AKUT KORONER SENDROMLARDA OLASILIK SKORLARI VE STRES TESTLERİNİN KULLANIMI AKUT KORONER SENDROMLARDA OLASILIK SKORLARI VE STRES TESTLERİNİN KULLANIMI Yrd. Doç. Dr. Arif Onur EDEN ERZİNCAN ÜNİVERİSTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI AKUT KORONER SENDROM (AKS) Tanı Kriterleri:

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

Koroner Anjiyografi Darlık Derecesinin Değerlendirilmesi

Koroner Anjiyografi Darlık Derecesinin Değerlendirilmesi Koroner Anjiyografi Darlık Derecesinin Değerlendirilmesi Prof. Dr. Bülent Mutlu Marmara Üniversitesi, Kardiyoloji AbD İstanbul İstanbul Girişimsel Kardiyoloji Kursu, 2011 Koroner Değerlendirme Anatomik

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

Ani Kardiyak Ölüm: Önleyebilir miyiz? Doç. Dr. Yakup Ekmekçi Özel Ankara Güven Hastanesi

Ani Kardiyak Ölüm: Önleyebilir miyiz? Doç. Dr. Yakup Ekmekçi Özel Ankara Güven Hastanesi Ani Kardiyak Ölüm: Önleyebilir miyiz? Doç. Dr. Yakup Ekmekçi Özel Ankara Güven Hastanesi DİYALİZ-MORTALİTE 200 ölüm/1000 hasta-yıl. USRDS-2011 En önemli ölüm nedeni kardiyak hastalıklardır. USRDS -2011:

Detaylı

HİPERTANSİYON & EGZERSİZ

HİPERTANSİYON & EGZERSİZ HİPERTANSİYON & EGZERSİZ HTN %27.8 (ABD DE) 140/90 mmhg PREHİPERTANSİYON SBP:120-139 mmhg DBP:80-89 mmhg Kan basıncı sınıflaması Sistolik kan basıncı(mmhg) Diyastolik kan basıncı (mmhg) İdeal

Detaylı

EBSTEİN ANOMALİSİ. Uzm. Dr. İhsan Alur

EBSTEİN ANOMALİSİ. Uzm. Dr. İhsan Alur EBSTEİN ANOMALİSİ Uzm. Dr. İhsan Alur 1866 da W. Ebstein tarafından tanımlandı. 1964 te Lillehei tarafından ilk başarılı valvuloplasti ameliyatı yapıldı. Triküspit kapağın septal ve posterior lifletlerinin

Detaylı

Akut Koroner Sendromlar

Akut Koroner Sendromlar Akut Koroner Sendromlar Tanısal Yaklaşım Dr. Cihan Örem Kardiyoloji Anabilim Dalı 27. 4. 2018 Koroner Arter Hastalığı 1. Kronik koroner arter hastalığı (KAH) 2. Akut koroner sendromlar 1 KRONİK KAH 2 Epidemiyoloji

Detaylı

Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D.

Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. Endotel zedelenmesi ATEROSKLEROZ Monositlerin intimaya göçü Lipid yüklü makrofajlar Sitokinler İntimaya kas h. göçü

Detaylı

YÜKSEK RİSKLİ EKG PATERNLERİ S İ VA S

YÜKSEK RİSKLİ EKG PATERNLERİ S İ VA S YÜKSEK RİSKLİ EKG PATERNLERİ D R. S E V G İ S A R Z E P Ç AT L A K S İ VA S N U M U N E H A S TA N E S İ S İ VA S - 2017 o Elektrokardiyografi(EKG), akut koroner sendrom(aks) ların ve bazı diğer kardiyak

Detaylı

Şizofrenide QT ve P Dispersiyonu

Şizofrenide QT ve P Dispersiyonu Şizofrenide QT ve P Dispersiyonu Sema Baykara*, Mücahit Yılmaz**, Murat Baykara*** *Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi AMATEM Kliniği **Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM YOĞUN BAKIMA HASTANIN KABULÜ Açık kalp ameliyatı yapılan hastaların ameliyathaneden yoğun bakıma transferi entübe

Detaylı

İlaç ve Vaskülit. Propiltiourasil. PTU sonrası vaskülit. birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir.

İlaç ve Vaskülit. Propiltiourasil. PTU sonrası vaskülit. birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir. PTU sonrası vaskülit İlaç ve Vaskülit Propiltiourasil birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir. Propiltiourasil Daha çok P-ANCA pozitifliği PTU ile tedavi

Detaylı

RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA SODYUM ATILIMI, BÖBREK HASARI VE EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİ

RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA SODYUM ATILIMI, BÖBREK HASARI VE EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİ RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA SODYUM ATILIMI, BÖBREK HASARI VE EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİ Emre Tutal 1, Bahar Gürlek Demirci 1, Siren Sezer 1, Saliha Uyanık 2, Özlem Özdemir 3, Turan Çolak

Detaylı

Kor Pulmonale hipertrofi dilatasyonu

Kor Pulmonale hipertrofi dilatasyonu KOR PULMONALE Kor Pulmonale Kronik Kor Pulmonale ; Akciğer, göğüs duvarı veya solunum merkezi patolojileri sonucunda oluşan sağ ventrikül hipertrofi ve/veya dilatasyonudur. Kronik akciğer hastalıkları

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Halil Yazıcı 1, Abdullah Özkök 1, Yaşar Çalışkan 1, Ayşegül Telci 2, Alaattin Yıldız 1 ¹İstanbul

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

ST YÜKSELMESİZ AKUT KORONER SENDROMDA GİRİŞİMSEL TEDAVİ STRATEJİSİ

ST YÜKSELMESİZ AKUT KORONER SENDROMDA GİRİŞİMSEL TEDAVİ STRATEJİSİ ST YÜKSELMESİZ AKUT KORONER SENDROMDA GİRİŞİMSEL TEDAVİ STRATEJİSİ Sabahattin Umman İTF Kardiyoloji Anabilim Dalı 1 /18 Akut Koroner Sendromlar Önemleri Miyokart Hasarı Fonksiyon kaybı, Patolojik Fonksiyon

Detaylı

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA KORONER AKIM REZERVİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIK İLİŞKİSİ

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA KORONER AKIM REZERVİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIK İLİŞKİSİ PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA KORONER AKIM REZERVİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIK İLİŞKİSİ Yaşar Çalışkan 1, Halil Yazıcı 1, Tülin Akagün 1, Nadir Alpay 1, Hüseyin Oflaz 2, Tevfik Ecder 1, Semra Bozfakıoglu

Detaylı

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA KARDİYOVASKÜLER HASTALIK GELİŞME RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA KARDİYOVASKÜLER HASTALIK GELİŞME RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA KARDİYOVASKÜLER HASTALIK GELİŞME RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Erol Demir¹, Sevgi Saçlı¹,Ümmü Korkmaz², Ozan Yeğit², Yaşar Çalışkan¹, Halil Yazıcı¹, Aydın Türkmen¹, Mehmet Şükrü

Detaylı

ACS de yeni biyolojik markırlar MEHMET KOŞARGELİR HNH 2014-DEDEMAN

ACS de yeni biyolojik markırlar MEHMET KOŞARGELİR HNH 2014-DEDEMAN ACS de yeni biyolojik markırlar MEHMET KOŞARGELİR HNH 2014-DEDEMAN Biyomarkırlar (Tanı) Sınıf 1: Faydalı (Kanıt seviyesi:a) Kardiak spesifik troponin (troponin I veya T hangisi kullanılıyorsa) ACS semptomları

Detaylı

PULMONER EMBOLİDE GÜNCEL TANISAL STRATEJİLER

PULMONER EMBOLİDE GÜNCEL TANISAL STRATEJİLER PULMONER EMBOLİDE GÜNCEL TANISAL STRATEJİLER Dr. Oktay Eray Akdeniz Üniversitesi Tıp T p Fakültesi Acil Tıp T p Anabilim Dalı PULMONER EMBOLİDE GÜNCEL G TANISAL STRATEJİLER İçerik Tanısal unsurlar Belirti

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIĞI. Dr Sim Kutlay

PERİFERİK ARTER HASTALIĞI. Dr Sim Kutlay PERİFERİK ARTER HASTALIĞI Dr Sim Kutlay ENDOTEL Nitrik oksit Endotelin-1 Anjiotensin II Nitrik oksit NF-kB aktivasyonu Anjiotensin II Aktivatör protein-1 aktivasyonu Nitrik oksit Doku faktörü Plazminojen

Detaylı

Bradikardili Hastaya Yaklaşım. Doç. Dr. Mustafa KARACA ĠKÇÜ KARDĠYOLOJĠ KLĠNĠĞĠ

Bradikardili Hastaya Yaklaşım. Doç. Dr. Mustafa KARACA ĠKÇÜ KARDĠYOLOJĠ KLĠNĠĞĠ Bradikardili Hastaya Yaklaşım Doç. Dr. Mustafa KARACA ĠKÇÜ KARDĠYOLOJĠ KLĠNĠĞĠ İleti Sistemi 2 SENKOP Sempatik ve Parasempatik uyarım 5 R P T Q S 6 Kalp debisi = KALP HIZI x Atım hacmi Çok düşük hızlarda

Detaylı

AORT KAPAK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D.

AORT KAPAK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. AORT KAPAK HASTALIKLARI Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. AORT STENOZU Valvular Subvalvular Supravalvular VALVULAR STENOZ Romatizmal AS Akut romatizmal

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

BRADİARİTMİLERE YAKLAŞIM DOÇ. DR. TAYFUN AÇIL ACIBADEM INTERNATIONAL HOSPITAL ISTANBUL

BRADİARİTMİLERE YAKLAŞIM DOÇ. DR. TAYFUN AÇIL ACIBADEM INTERNATIONAL HOSPITAL ISTANBUL BRADİARİTMİLERE YAKLAŞIM DOÇ. DR. TAYFUN AÇIL ACIBADEM INTERNATIONAL HOSPITAL ISTANBUL 3. Atriyal Fibrilasyon Zirvesi 31 Mayıs 2014 Antalya Kalbin elektriksel anatomisi Bradiaritmilerin patofizyolojisi

Detaylı

RAYNAUD HASTALIĞI. Yrd.Doç. Dr. Celal YAVUZ

RAYNAUD HASTALIĞI. Yrd.Doç. Dr. Celal YAVUZ RAYNAUD HASTALIĞI Yrd.Doç. Dr. Celal YAVUZ RAYNAUD HASTALIĞI Ekstremite arterinin lümeninde tıkanma yapmadan, değişik etkenlerin başlattığı fonksiyonel tipte fasılalı ve simetrik olarak parmaklarda görülen

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

17.Kas İskemik Kalp Hastalıklarının Patolojisi

17.Kas İskemik Kalp Hastalıklarının Patolojisi Dönem 3 Kurul 3 13.Kas.17 09:00 09:50 Kalp damar Hastalıklarında anamnez, semptom ve bulgular S. YILMAZER KARDİYOLOJİ Pazartesi 10.00-10.50 Kalp damar Hastalıklarında anamnez, semptom ve bulgular S. YILMAZER

Detaylı

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyoistatistik AD, Bursa. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji AD, Bursa

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyoistatistik AD, Bursa. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji AD, Bursa ERKEN EVRE OTOZOMAL DOMİNANT POLİKİSTİK BÖBREK HASTALIĞINDA SABAH KAN BASINCI PİKİ İLE SOL VENTRİKÜL HİPERTROFİSİ VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU İLİŞKİSİ Abdülmecit YILDIZ 1, Saim SAĞ 3, Alparslan ERSOY 1, Fatma

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi VAKA SUNUMU Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi ÖYKÜ 58 yaşında, erkek hasta, emekli memur, Ankara 1989: Tip 2 DM tanısı konularak, oral antidiyabetik

Detaylı

Dr. Burak KATİPOĞLU Ankara E.A.H. Acil Tıp

Dr. Burak KATİPOĞLU Ankara E.A.H. Acil Tıp Dr. Burak KATİPOĞLU Ankara E.A.H. Acil Tıp Giriş Miyokardiyal perfüzyon ve kardiyak fonksiyon bozukiuğu tüm vücudun kan akımını etkiler. Bunun sonucu olarak kardiyak pompa fonksiyonu azaldığında hedef

Detaylı

Bu Ünitede; Şokun Tanımı Fizyopatoloji Şokta sınıflandırma Klinik Özellikler Tedavi anlatılacaktır

Bu Ünitede; Şokun Tanımı Fizyopatoloji Şokta sınıflandırma Klinik Özellikler Tedavi anlatılacaktır Doç. Dr. Onur POLAT Bu Ünitede; Şokun Tanımı Fizyopatoloji Şokta sınıflandırma Klinik Özellikler Tedavi anlatılacaktır Öğrenim Hedefleri; Şokun genel tanımını Şoktaki genel fizyopatoloji ve kompanzasyon

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAK İÇİN TEMEL EKG OKUMA BECERİSİ

BİRİNCİ BASAMAK İÇİN TEMEL EKG OKUMA BECERİSİ BİRİNCİ BASAMAK İÇİN TEMEL EKG OKUMA BECERİSİ Doç. Dr. Turan SET E-mail : turanset@yahoo.com Hiçbir şey basit anlatılamayacak kadar karmaşık değildir Albert Einstein AMAÇ Birinci basamakta EKG değerlendirmede

Detaylı

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 02.02.2010 Pnömotoraks : Viseral ve parietal plevra yaprakları arasına hava girmesidir Künt Spontan Travmatik olabilir İyatrojenik

Detaylı

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması Tuncay Güçlü S.B. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Biyokimya Bölümü 16-18 Ekim 2014, Malatya GİRİŞ Kronik

Detaylı

DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Dokuların oksijen ve besin ihtiyacını karşılayan, kanın vücutta dolaşmasını temin eden, kalp ve kan damarlarının meydana getirdiği sisteme dolaşım

Detaylı

Kardiyak Resenkronizasyon Tedavisi (CRT)

Kardiyak Resenkronizasyon Tedavisi (CRT) Kardiyak Resenkronizasyon Tedavisi (CRT) Dr. Sabri Demircan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ABD September 20, 2014 Kardiyoloji Semineri 2009 1 Kalp Yetersizliğinin Ciddiyeti Ölüm Nedenleri

Detaylı

FAZ I. Değerlendirme Eğitim Fiziksel aktivite Psikososyal yaklaşım. Bileşenler. Tanım. Değerlendirme. Koroner yoğun bakım

FAZ I. Değerlendirme Eğitim Fiziksel aktivite Psikososyal yaklaşım. Bileşenler. Tanım. Değerlendirme. Koroner yoğun bakım Bileşenler KORONER YOĞUN BAKIMDA KARDİYAK REHABİLİTASYON NASIL OLMALIDIR? Prof. Dr. Mehmet Uzun GATA Haydarpaşa Hastanesi Psikososyal yaklaşım 1 4 Tanım Koroner yoğun bakım merkezi = coronary care unit

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Mitral yetersizliğinin değerlendirilmesi The evaluation of mitral regurgitation

Mitral yetersizliğinin değerlendirilmesi The evaluation of mitral regurgitation 518 Türk Kardiyol Dern Arş - Arch Turk Soc Cardiol 2011;39(6):518-522 doi: 10.5543/tkda.2011.01762 Nasıl yapalım? / Suggestions on how to do (Ekokardiyografi / Echocardiography) Mitral yetersizliğinin

Detaylı

Ventriküler takikardi EKG si. Dr.Ahmet Akyol Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ABD 3.Atriyal Fibrillasyon Zirvesi, Antalya 2014

Ventriküler takikardi EKG si. Dr.Ahmet Akyol Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ABD 3.Atriyal Fibrillasyon Zirvesi, Antalya 2014 Ventriküler takikardi EKG si Dr.Ahmet Akyol Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ABD 3.Atriyal Fibrillasyon Zirvesi, Antalya 2014 Özet Tanım Ayırıcı tanı EKG kriterleri Spesifik VT türleri Geniş

Detaylı

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi TEMEL SLAYTLAR Kardiyovasküler Hastalıkların Epidemiyolojisi

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER*** Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER*** Süleyman Demirel Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji AD*, Biyokimya AD**, Kalp Damar Cerrahi

Detaylı

KALP HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR

KALP HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR KALP HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR 1- Dispne: - LV doluş basıncındaki artışa ve pulmoner konjesyona bağlı - Kardiyak kökenli dispne daima eforla istirahatle - Sol KY, MD ve MY gibi hastalıklarda - Kalp yetersizliğinde

Detaylı

KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı

KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı KOAH Zararlı gaz ve partiküllere karşı havayolları ve akciğerin artmış kronik inflamatuar yanıtı ile ilişkili ve genellikle ilerleyici özellikteki kalıcı hava akımı

Detaylı

Nasıl yapalım? / Suggestions on how to do

Nasıl yapalım? / Suggestions on how to do Türk Kardiyol Dern rş - rch Turk Soc Cardiol 2015;43(1):109-116 doi: 10.5543/tkda.2015.91657 109 Nasıl yapalım? / Suggestions on how to do (Ekokardiyografi / Echocardiography) Pulmoner hipertansiyon ekokardiyografik

Detaylı

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim Dalı Renal arter stenozu Anatomik bir tanı Asemptomatik Renovasküler hipertansiyon

Detaylı

KADIN KALBİ. Dr.Işıl Uzunhasan İ.Ü.Kardiyoloji Enstitüsü

KADIN KALBİ. Dr.Işıl Uzunhasan İ.Ü.Kardiyoloji Enstitüsü KADIN KALBİ 1 Dr.Işıl Uzunhasan İ.Ü.Kardiyoloji Enstitüsü KLİNİK DEĞERLENDİRME 41 yaş kadın hasta 3 günden beri süren göğüs ağrısı beraberinde nefes darlığı yakınması 20 yıldan beri 1 p/gün sigara içimi;

Detaylı

Kalp Kapak Hastalıkları

Kalp Kapak Hastalıkları BR.HLİ.085 içerisinde kanın bulunduğu dört odacık vardır. Bunlardan ikisi sağ, ikisi ise sol kalp yarımında bulunur. Kalbe gelen kan önce sağ atriuma gelir ve kalbin sağ kulakcığı ve sağ karıncığı arasında

Detaylı

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. Aslı KANTAR Akut rejeksiyon (AR), greft disfonksiyonu gelişmesinde major

Detaylı

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kronik Böbrek Hastalığı (KBH); popülasyonun

Detaylı

TANIM ANİ KARDİYAK ÖLÜM ANİ KARDİYAK ÖLÜM (AKÖ) NEDİR? ŞU ANKİ RESÜTASYONDAKİ TANI ALMIŞ KARDİYAK HASTALIĞI OLAN VEYA OLMAYAN KİŞİLERDE KISA

TANIM ANİ KARDİYAK ÖLÜM ANİ KARDİYAK ÖLÜM (AKÖ) NEDİR? ŞU ANKİ RESÜTASYONDAKİ TANI ALMIŞ KARDİYAK HASTALIĞI OLAN VEYA OLMAYAN KİŞİLERDE KISA ANİ KARDİYAK ÖLÜM DR.FERDA CELEBCİ AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ACİL TIP A.D. 01/09/2009 ANİ KARDİYAK ÖLÜM (AKÖ) NEDİR? TANIM TANI ALMIŞ KARDİYAK HASTALIĞI OLAN VEYA OLMAYAN KİŞİLERDE KISA SÜREDE GELİŞEN (GENELLİKLE

Detaylı

Vaka II. Vaka I. Vaka III. Vaka IV

Vaka II. Vaka I. Vaka III. Vaka IV Göğüs Ağrısına Yaklașım A.Ü. Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D Dr. Murat BERBEROĞLU 03.07.2012 Sunu Planı Vakalar Giriș ve Epidemiyoloji Patofizyoloji Tanısal Yaklașım -öykü - risk faktörleri -fizik muayene -test

Detaylı

Bradiaritmiler. Sinüs Bradikardisi. Birinci Derece AV blok. Birinci Derece AV blok. Bradisritmiler

Bradiaritmiler. Sinüs Bradikardisi. Birinci Derece AV blok. Birinci Derece AV blok. Bradisritmiler Bradiaritmiler Bradisritmiler Dr. Ali Vefa SAYRAÇ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı 20/10/2009 Sinüs bradikardisi Birinci derece AV blok (20msn den uzun PR) İkinci derece AV blok

Detaylı

ÇOCUKLARDA KRONİK BÖBREK HASTALIĞI Küçük yaş grubunda doğumda başlayabilen Kronik böbrek yetersizliği Son evre böbrek yetmezliği gelişimine neden olan

ÇOCUKLARDA KRONİK BÖBREK HASTALIĞI Küçük yaş grubunda doğumda başlayabilen Kronik böbrek yetersizliği Son evre böbrek yetmezliği gelişimine neden olan Türkiye Çocuklarda Kronik Böbrek Hastalığı Prevalansı Araştırması Chronic REnal Disease InChildren CREDIC Dr. Fatoş Yalçınkaya Çocuk Nefroloji Derneği ve Türk Nefroloji Derneği ortak projesi TÜBİTAK tarafından

Detaylı

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı 17 MAYIS 2013 Dünya Hipertansiyon Ligi Girişimidir. 17 MAYIS 2013 Dünya Hipertansiyon Ligi Girişimidir. Hipertansiyon Nedir? Çoğunlukla yüksek kan basıncı olarak

Detaylı

Nabızsız Arrest. TYD Algoritması: Yardım çağır KPR başla O2 ver Monitöre veya defibrilatöre bağla. Ritim kontrolü

Nabızsız Arrest. TYD Algoritması: Yardım çağır KPR başla O2 ver Monitöre veya defibrilatöre bağla. Ritim kontrolü İKYD Kardiyak Arrest Algoritmi Tüm nabızsız kardiyak arrest vakalarında ritim (Şoklanabilir ve Şoklanamaz): Ventriküler fibrilasyon/nabızsız Ventriküler Taşikardi (Şoklanabilir) Nabızsız Elektriksel Aktivite

Detaylı

Kan Akımı. 5000 ml/dk. Kalp Debisi DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII. Dr. Nevzat KAHVECİ

Kan Akımı. 5000 ml/dk. Kalp Debisi DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII. Dr. Nevzat KAHVECİ MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN İSKEMİK YANITI DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII Dr. Nevzat KAHVECİ Kan basıncı 60 mmhg nın altına düştüğünde uyarılırlar. En fazla kan basıncı 1520 mmhg ya düştüğünde uyarılır.

Detaylı

Yaşlı erkek, göğüs ağrısı olup geçmiş ilk çekilen EKG si budur: m. EKG de İpuçları ve Atladıklarımız

Yaşlı erkek, göğüs ağrısı olup geçmiş ilk çekilen EKG si budur: m. EKG de İpuçları ve Atladıklarımız Yaşlı erkek, göğüs ağrısı olup geçmiş ilk çekilen EKG si budur: m EKG de İpuçları ve Atladıklarımız John Fowler, MD, DABEM Kent Hastanesi, İzmir Yaşlı erkek, yeni sol dal bloğu YB dayken göğüs ağrısı tekrar

Detaylı

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2 Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2 1 Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, İzmir 2 Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, İzmir

Detaylı

ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI

ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI Dr. Sadık Açıkel Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Detaylı

EKG DE GÖZDEN KAÇANLAR. Dr Sertaç Güler, Acil Tıp Uzmanı Ankara EAH Acil Tıp Kliniği

EKG DE GÖZDEN KAÇANLAR. Dr Sertaç Güler, Acil Tıp Uzmanı Ankara EAH Acil Tıp Kliniği EKG DE GÖZDEN KAÇANLAR Dr Sertaç Güler, Acil Tıp Uzmanı Ankara EAH Acil Tıp Kliniği Kaynakça Olgu 1 35 yaş, erkek, 45 dakika süren göğüs ağrısı ve terleme. Şu an semptomu yok. Özgeçmiş: 10 p/yıl sigara

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS NOTU FORMU

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS NOTU FORMU ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS NOTU FORMU DERSİN ADI: Normal EKG DERSİ VEREN ÖĞRETİM ÜYESİ: Prof. Dr. Mustafa Kılıçkap, Prof. Dr. Deniz Kumbasar DÖNEM: IV DERSİN VERİLDİĞİ

Detaylı

Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna

Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna Ameliyatın Riski Ameliyatın Riski Major akciğer ameliyatı yapılacak hastalarda risk birden fazla faktöre bağlıdır. Ameliyatın Riski

Detaylı

Hipertansiyon ve akut hipertansif atakta ne yapmalı? Prof. Dr. Zeki Öngen İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Hipertansiyon ve akut hipertansif atakta ne yapmalı? Prof. Dr. Zeki Öngen İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Hipertansiyon ve akut hipertansif atakta ne yapmalı? Prof. Dr. Zeki Öngen İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Sağlıklı kişi Hipertansiyon: ne yapmalı? Risk faktörlerinden ölüme kardiyovasküler

Detaylı

Dolaşım Sistemi Fizyolojisi - 2. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

Dolaşım Sistemi Fizyolojisi - 2. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Dolaşım Sistemi Fizyolojisi - 2 Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Kalbin Çalışması ve İşlevleri Kalbin Anatomisi Kalbin Anatomisi Kalp Kapakları (Sağ) (Sol) Kalbin

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı