eld ı ve futbolu görevi ise bambaşka. Tottenham teknik direktörü Pochettino nun tanımıyla İngiltere nin ona bırakalım o zaman 15 te

Transkript

1 SAYFA 1 Türk Sporunun gururu Selahattin Baki, Sondakika Gazetesi ne konuştu PRENS ABDULLAH I GÖRÜNCE ŞAŞIRDIM Arkadaşım, bir büyüğüm İstanbul a geliyor ilgilenir misin, dedi. İlgilenirim dedim. Büyüğü, Prens Abdullah çıktı İşsizliğin sebebi MESLEKSİZLİK! Muğla Çalışma ve İş Kurumu Müdürü Sarıyerli:"İşsiz vatandaşlarımızı meslek edinmeye davet ediyorum. 1,3 milyonluk açık işimizi erittiğimizde ülkemizde işsizlik oranının yüzde 7'lere indiğini görmemiz mümkün" dedi HERKESE BİR ALTIN BİLEZİK Türkiye'deki işsizlik sorununun genelikle mesleksizlikten kaynaklandığını vurgulayan Sarıyerli,"Ülkemizde 3,3 milyon işsiz var ama bir taraftan da 1,3 milyon açık işimiz bulunuyor. Yani işverenlerimiz 1,3 milyon işçinin çalışacağı iş alanı üretmişler ama vatandaşlarımız gerek mesleksizlik, gerekse başka sebeplerle çalışamamakta. Bu da işsizlik oranımızın göreceli olarak yüzde 10,5'lerde olduğunu gösteriyor. Bu nedenle işsiz vatandaşlarımızı meslek edinmeye davet ediyorum. 1,3 milyonluk açık işimizi erittiğimizde ülkemizde işsizlik oranının yüzde 7'lere indiğini görebiliriz dedi. Son bir ayda Muğla'da 22 iş gücü yetiştirme kursu açtıklarını anlatan Sarıyerli, ortalama 450 kişilik iş gücü yetiştirme hazırlığı içerisinde bulunduklarını kaydetti. 16 da Türkiye deki yöneticilerin yarattığı kaos ortamından sıyrılalım biraz. Selahattin Baki, yıllarca yurt dışında okumuş ama Türk kültüründen de kopmayarak Fenerbahçe tribünlerinde önemli görevler üstlenmiş biri. Şimdiki görevi ise bambaşka. Tottenham teknik direktörü Pochettino nun tanımıyla İngiltere nin en tutkulu kulübü olan Shieffield United ın Uluslar arası Futbol Koordinatörü ve yaptıklarıyla Ada da adından sıkça söz ettirmeyi başarmış durumda. Onunla tribünden yola çı- ÖZEL karak Shieffi- RÖPORTAJ eld ı ve futbolu konuştuk. Sözü ona bırakalım o zaman 15 te EBSO, meslek eğitiminde örnek oldu >> 16 da APART I APARTMAN YAPTILAR Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Hukuk Danışmanı ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ferhat İlker Ünsever, konutların amaçları ve tanımları dışında, sözleşmeyle kısa süreli kiralandığını belirterek, a- part olarak inşa edilen, belediye tarafından ruhsat verilmediği için kapatılan konutların, tabeladaki "apart" ibaresinin "apartman" haline getirilip haftalık ve hattâ gecelik olarak turistlere verildiğini söyledi. Ünsever, bakanlığın konuyu doğru bir şekilde ele alarak yeni konaklama işletmesi modelini uygulaması gerektiğini vurguladı. Ünsever, çözüm için yeni bir konaklama işletmesi modeli oluşturulmasını önerdi. KANUNA AYKIRI KİRALAMA Dayalı döşeli dairelerin kısa süreli kiraya verilemeyeceğini açıklayan Ünsever, Türk Borçlar Kanunu kapsamında konut kiralarına ilişkin kanunun 339. maddesine göre, otel, pansiyon, yazlıkların, bedeli karşılığı maliki dışındaki kişilerce kullanımlarında kira ilişkisi olmaz.' demektedir. Daha açık bir söyleyişle mevcut durumda konutların, turistik amaçlı seyahat edenlere bedeli karşılığında kısa süreli kullandırılması faaliyetinin kira ilişkisi sayılması mümkün değildir. Bakanlık bu konuda yeni bir çalışma yapmalı diye konuştu. 16 da Demokrasi CHP ile gelecek BAŞARI KAZANACAĞIZ CHP İzmir 1. Bölge Milletvekili Aday Adayı Av. Şehmus Kayapınar, 7 Haziran seçimlerine doğru giderken kent ve ülke gündemini gazetemize değerlendirdi. Kayapınar, CHP nin önseçim ile ciddi bir motivasyon yakaladığının altını çizerek, İzmir de büyük başarı kazanacağız dedi. Kayapınar, AKP nin dikta rejimine giden bir yapı oluşturmaya çalıştığını savunarak, Yasama, yürütme ve yargı adeta tek ele geçmiştir. Hukuk devleti olmanın unsurları ortadan kalkmıştır. Bu geri gidişe 7 Haziran da CHP nin zaferi dur diyecektir dedi. SİYASİ ÇIKAR DEĞİL HALKIN ÇIKARI Kayapınar, AK Parti nin kentsel dönüşümden Kürt sorununa varana kadar hiçbir konuda samimi olmadığını kaydederek, Türkiye nin artık CHP iktidarına kavuşması gerektiğini söyledi. CHP İzmir 1. Bölge Milletvekili Aday Adayı Avukat Kayapınar, Kentsel dönüşüm konusunu sulandırdılar. İnsanları yerinden yurdundan etmeden bir kentsel dönüşümü CHP nin sosyal demokrat siyaseti başarabilir. Kürt sorununda da AKP siyasi rant peşinde. Bu sorunu CHP samimiyetle ve hiçbir siyasi çıkar beklemeden çözecek anlayışa sahiptir diye konuştu. devamı 7 de Turistik işletme çok vergi ödeyen yok Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre Türkiye de yaklaşık 100 bin konut, turistik amaçlı kiralanıyor. Devlet, yıllık 2 milyar lira kaybediyor Gözün arkada kalmasın Mazlum VESEK ÖZEL HABER İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi nin 100. Yıldönümü nedeniyle Kadifekale Şehitliği nde düzenlenen törene katıldı. Başkan Kocaoğlu törenin ardından İzmir Valisi Toprak ve Ege Ordu Komutanı Orgeneral Mendi ile birlikte şehit mezarlarını ziyaret ederek karanfil bıraktı. Amayım demedi dalgıç bile oldu Görme engeline rağmen başarılı eğitim hayatı sonrasında Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'ne kadar yükselen Önalan, kayak ve tüplü dalış bile yapabiliyor. Önalan, "Annem hiç önlüğümü giydirmedi ve tek başına ayakta durmaya okul yıllarında alıştım" diye konuştu. Dışarıdan bakınca ev ama içi turist dolu Başarılı olmak için ön yargıların yıkılması gerektiğini söyleyen Önalan, 'Ben yapamam' ön yargısını kırdım, bununla birlikte başarılar üst üste geldi. Tüplü dalışımdan sonra yüzlerce görme engelli bunu yaptı. Bahar aylarında yamaç paraşütüyle atlamak istiyorum dedi. 9 da Kutül Amare Zaferi (1916,29 Nisan) Çanakkale zaferi dışında Osmanlı nın kazandığı büyük savaş: Basra körfezinin 350 km. kuzeyinde,bağdat ın 170 km. güneyindeki Kut şehri, Birleşik Krallığın ordusu pusu taktiği ile Halil Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunca kuşatılır. İngiliz ordusu tarihinin en büyük yenilgisine uğrar kayıp, esir vererek hezimete uğrar civarında şehidimiz vardır. Bunu sindiremeyen İngiliz komutan durumu kurtarmak amacıyla Halil Paşa ile bir akşam yemeği yemek ister. Yanında bir de misafiri ile gelir. Halil Paşa ya yemek arasında Ben şöyle çekileyim köşeye misafirin özel o- larak size söyleyecekleri var der. Halil Paşa (Enver Paşa nın yeğeni) kimseyle özel bir durumum yok dese de, İngiliz komutan kenara çekilir. Konuşmaya başlayan misafir Arabistanlı Lawrence dan başkası değildir. Paşam cephede aldığınız bu zafer Anadolu da konuşuluyor. Yalnız bu olayın daha fazla kan dökülmeden kapanmasını istiyoruz. Hükümetimin teklifi; izin verin çekilelim, çekilirken tüm askeri envanteri tarafınıza bırakacağız. Ayrıca İngiliz hükümeti bu davranışınız karşısında sterlini (o dönemki Osmanlı devlet bütçesinin 4 katı) adınıza açılacak bir hesaba yatırmayı taahhüt eder der. Eflatun Saygılı devamı 3 te Bakması kolay alması çok zor İlkbahar aylarının gelmesiyle birlikte hava sıcaklıkları hissedilir derece arttı. İlk hasatla erik ve badem satışları da başladı. Muğla nın Datça ilçesinde yetişen badem, İzmir de kilosu 35 TL den satılmaya başladı. Bu yıl yetişen ilk ürünü sattıklarını söyleyen esnaflar, vatandaşların fiyatın yüksek olması sebebiyle çok az miktarmarda aldığını, ilk mahsulün tadına bakmak isteyenlerin 100 gr. için 5 TL ödediğini belirtti. Ege de hayalet gemi korkusu! Çandarlı'da demirli bulunduğu limandan mürettebatsız 35 mil sürüklenerek Mordoğan'da karaya oturan Gofer B'nin ardından Bodyer isimli kuru yük gemisi de Aliağa'dan Foça'ya sürüklendi. DTO İzmir Şube Başkanı Öztürk: "Serseri mayın gibi ortalardalar. Her fırtınada teyakkuz halindeyiz" dedi. 16'da Sabit İnce yazdı AYNALI TÜFEK- ÇANAKKALE devamı 8 de Figen Bican Bulam yazdı OTUN ETE, FESTİVALİN ZİHNİYETE SAVAŞI devamı 9 da

2 SAYFA 02 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Bedeli Çanakkale'de ödendi Çanakkale Savaşı sırasında Yahudi bir tüccardan kamyon lastiği almak için z- abit adayı Mehmet Muzaffer tarafından verilen sahte "yüzlük kaime", Kriminal Polis Laboratuvarı Daire Başkanlığındaki özel kasada özenle muhafaza ediliyor Türk milletinin kaderinin yeniden yazıldığı Çanakkale Savaşları, birçok kahramanlık hikayesi barındırıyor. 100 yıl sonra Çanakkale Zaferi'ne ait mektuplar, anılar... Savaşın hangi şartlarla kazanıldığını, Mehmetçiğin kahramanlıklarını anlatan belgeler... Bunlardan biri de Asteğmen Mehmet Muzaffer'in kamyon lastiği almak için Yahudi tüccara verdiği sahte para. Mehmet Muzaffer'in çini mürekkep ve boya ile bir gecede hazırladığı yüzlük kaime, bugün Kriminal Polis Laboratuvarı Daire Başkanlığındaki özel kasada özenle muhafaza ediliyor. Asteğmen Mehmet Muzaffer, diğer cephelere asker ve malzeme sevkinde kullanılan araçların lastik i- htiyacı temin için karargah tarafından İstanbul'a gönderilir. Komutanlarının emri üzerine lastik almak üzere İstanbul a gelen Mehmet Muzaffer, aradığı lastikleri Karaköy de Yahudi bir tüccarda bulur. O yıllarda İstanbul'da otomobil ve kamyon nadir rastlanan vasıtalardır ve lastikleri ise yok denecek kadar azdır. Yahudi tüccarla anlaşan Muzaffer, lastikler için ödenecek parayı almak üzere Erkan-ı Harbiye'ye gider. Bedeli Çanakkale'de... Yazıyı okuyan Yarbay, "Ne alınacak?" diye sorar. "Oto ve kamyon lastiği" deyince kızar: "Bak oğlum! Ben askerin ayağına postal, sırtına kaput alacak para bulamıyorum, sen otomobil lastiğinden bahsediyorsun. Hadi yürü git insanı günaha sokma. Para mara yok!" Mehmet Muzaffer, Erkanı Harbiye'- den çıkar. Beyazıt Meydanı'nda yürürken aklına bir çözüm gelir. Doğru Yahudi tüccarın yanına gider. Paranın s- abaha hazır olacağını, gemiye yetiştirmek için lastikleri erkenden alacağını söyler. 1. Dünya Savaşı'nın başlarından itibaren çıkarılan ve karşılıklarının harpten sonra altın olarak ödeneceği yazılan "evrakı nakdiye"nin basımında kullanılan kağıdın aynısını Karaköy'de tedarik eden Mehmet Muzaffer, bütün gece çini mürekkebi ve boya ile 100 kaime taklit eder. Kahraman asker, "Bedeli Dersaadet te altın o- larak tesviye olunacaktır" ibaresi yerine ise "Bedeli Çanakkale'de altın olarak tesviye olunacaktır" yazar. Mehmet Muzaffer, "yüzlük kaime"yi tüccara verir ve lastikler, Sirkeci'- den Çanakkale'ye gidecek gemiye yüklenir. Birkaç gün sonra Yahudi tüccar elindeki parayı bozdurmak üzere Osmanlı Bankasına gider, paranın sahte olduğunu burada öğrenir. Üstelik o dönemdeki en büyük kağıt para ellilik kaimedir. Mehmet Muzaffer, bir gecede iki sahte para yapamayacağı için 50 kaimeye benzeterek yüzlük kaime yapar. Polis okuluna verildi Yahudi tüccar olayı büyütmek istemez a- ma hikaye tüm İstanbul a yayılır. Şehzade Abdülhalim Efendi, karşılığını vererek tüccardan parayı alır, zarif sedef kakmalı, içi kadife bir mücevher çekmecesine yerleştir ve İstanbul Polis Okulu ndaki Emniyet Müzesine hediye eder e kadar burada sergilenen "evrakı nakdiye" halen Ankara Gölbaşı ndaki Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü bünyesindeki Belge İnceleme Laboratuvarında koruma altında tutuluyor. Kriminal polisi, özel bir odada çelik kasada tutulan bu paraya gözü gibi bakıyor. Mehmet Muzaffer teğmen rütbesiyle Gazze'de şehit düşer. Kahraman mehmetçik, geriye, savaşın yokluk içinde hangi şartlarda kazanıldığını gösteren ibretlik bir hatıra bırakır. (AA) 550 yıllık kaleye zaferin 100'üncü YILINDA RESTORASYON Fatih Sultan Mehmed tarafından, İstanbul'un fethinden sonra Çanakkale Boğazı'nı kontrol altında tutmak amacıyla boğazın en dar yerine 1462 yılında inşa ettirilen Çimenlik Kalesi (Kale-i Sultaniye), 550 yıl sonra ilk kez kapsamlı bir restorasyondan geçirildi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Çanakkale Deniz Müzesi Komutanlığı alanında yer alan Çimenlik Kalesi'nden sadece Osmanlı döneminde değil, Çanakkale Savaşları'nda da önemli görevler için yararlanıldı. Fatih Sultan Mehmed'in emriyle Yakup Bey gözetiminde 1462'de inşa ettirilen kale, boğazın en dar yerinde bulunduğu için bölgenin kontrolünde kritik rol oynadı. Surlarının içinde iki cami bulunan kale, 18 Mart 1982'de kurulan Çanakkale Boğaz Komutanlığı Müzesi sınırları içinde Çanakkale Savaşları'ndan kalma obje ve eşyaların sergilendiği tarihi bir mekan halini aldı. Bugüne kadar bazı bölümleri kısmen düzenlenen Çimenlik Kalesi, 550 yıl sonra ilk kez kapsamlı bir restorasyondan geçirildi. Çanakkale Savaşları'nın 100'üncü yılı dolayısıyla yapılan restorasyon bir yıldan fazla sürerken yaklaşık 14 milyon lira harcandı. Hiçbir detay atlanmadan büyük bir titizlikle yeniden ele alınan Çimenlik Kalesi ve Çanakkale Deniz Müzesi, 18 Mart törenleri kapsamında yarın yeni yüzüyle tekrar ziyarete açılacak. Ziyaretçilerini duygulandırıyor Kale ve boğaza bakan surların yanı sıra metrekareye düşen 6 bin mermi ve kovanı, 1916'da mayına çarparak batan Alman "UB- 46" denizaltısının bir bölümü, tüfekler, mayın, torpidolar ve topların sergilendiği Çanakkale Deniz Müzesi, ziyaretçilerini geçmişe doğru oldukça duygu yüklü bir yolculuğa çıkarıyor. Özellikle Çanakkale Savaşları sırasında yapılan saldırılarda Queen Elizabeth gemisinden atılan patlamamış bir top mermisinin surlarda yol açtığı hasar halen ilk günkü özelliğini koruyor. Burayı gören ziyaretçilerin çoğu gözyaşlarını tutmakta zorlanıyor. Çimenlik Kalesi'nde, Türk ve Anzak askerleri, köylüler, tüfek ve toplarla Çanakkale Savaşları'ndan kısa bir kesitin canlandırıldığı bölüm de turistlerin en çok duygulandığı bölümler arasında bulunuyor. (AA) Bu sergiyi herkes görmeli! Lozan Antlaşması'nın 90. Yıldönümü nedeniyle hazırlanan Lozan dan Cumhuriyet e İsmet İnönü Sergisi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi nde açıldı. Açılış törenine İnönü Vakfı Başkanı Özden Toker ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da katıldı. İçinde hem yetişkinler, hem de çocuklar özel bölümler barındıran Lozan dan Cumhuriyet e İsmet İnönü Sergisi aynı zamanda Türkiye nin ilk dijital sergisi olma özelliğini de taşıyor. İnönü Vakfı nın öncülüğünde, İzmir Büyükşehir Belediyesi nin ev sahipliğinde düzenlenen Türkiye deki ilk dijital sergi, Lozan dan Cumhuriyet e İsmet İnönü, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi nde törenle açıldı. Açılış törenine katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu yaptığı konuşmada, böylesine önemli bir serginin İzmir'de açılmasının kendisini heyecanlandırdığını söyledi. Serginin düzenlenmesine katkı koyan İnönü Vakfı na, Feyyaz Berker ve Zafer Toprak a teşekkür eden Başkan Kocaoğlu, Türkiye'nin en aydınlık kentinden, ilk kurşunun ve son kurşunun atıldığı bu kentten, başta Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere tüm büyüklerimizi saygıyla anıyorum. Cumhuriyetin ilke ve inkılaplarını İzmirliler sonsuza kadar koruyacağımıza tüm kalbimle inanıyorum diye konuştu. İnönü Vakfı Başkanı Özden Toker de, kendimi İzmir'de evinde gibi hissettiğini belirterek, Burada olmaktan çok mutluyum. Babam o zamanlar bizlere İzmir'in çağdaşlığa açılan pencere olduğunu söylerdi. İzmir babamın ilk aşkı olmuştu ve bunu her zaman dile getirirdi dedi. Serginin Cumhuriyetin nüfus kâğıdı niteliği taşıdığını da vurgulayan Toker, Türkiye'ye barışın gelmesi Lozan sayesinde oldu. (HABER MERKEZİ) Yıl: 4 İmtiyaz Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü Azime MOLLA Haber Müdürü Yavuz ATALAY Sayfa Editörü Ekrem YELMAZ Nihal ÖZKEN Dağıtım: Bahri ÖZTÜRK GÜLTEKİN PAZARLAMA GÜREL DAĞITIM. Sayı: İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: sondakika11@gmail.com Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Şubat Mart Perşembe İzmir'de tarihi eser operasyonu Kutül Amare Zaferi (1916,29 Nisan) Çanakkale zaferi dışında Osmanlı nın kazandığı büyük savaş: Basra körfezinin 350 km. kuzeyinde,bağdat ın 170 km. güneyindeki Kut şehri, Birleşik Krallığın ordusu pusu taktiği ile Halil Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunca kuşatılır. İngiliz ordusu tarihinin en büyük yenilgisine uğrar kayıp, esir vererek hezimete uğrar civarında şehidimiz vardır. Bunu sindiremeyen İngiliz komutan durumu kurtarmak amacıyla Halil Paşa ile bir akşam yemeği yemek ister. Yanında bir de misafiri ile gelir. Halil Paşa ya yemek arasında Ben şöyle çekileyim köşeye misafirin özel olarak size söyleyecekleri var der. Halil Paşa (Enver Paşa nın yeğeni) kimseyle özel bir durumum yok dese de, İngiliz komutan kenara çekilir. Konuşmaya başlayan misafir Arabistanlı Lawrence dan başkası değildir. Paşam cephede aldığınız bu zafer Anadolu da konuşuluyor. Yalnız bu olayın daha fazla kan dökülmeden kapanmasını istiyoruz. Hükümetimin teklifi; izin verin çekilelim, çekilirken tüm askeri envanteri tarafınıza bırakacağız. Ayrıca İngiliz hükümeti bu davranışınız karşısında sterlini (o dönemki Osmanlı devlet bütçesinin 4 katı) adınıza açılacak bir hesaba yatırmayı taahhüt eder der. Halil Paşa İngiliz komutana dönerek Ben şerefli bir asker ile barışı görüşmek için yemek vermiştim. Yemek bitmiştir der ve kapıyı gösterir. Lakabı daha sonra Halil Kut olarak değiştirilen Halil Paşamız G. Ordumuza hitaben bir mesaj yayınlamıştır. Çanakkale den sonra 1916 Nisan ayında bu zaferimizde millet olma bilincimiz üzerine aynı etkiyi yapacak kalitededir. İdeolojik nedenlerle Kutul Amare bize unutturuldu. Ama asla unutmamalıyız. Halil Kut Paşamızın mesajı ; Arslanlar! Bütün Türklere şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut'u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10 bin erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut'ta 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30 bin zayiat vererek geri dönmüşlerdir. Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale'de, ikinci zaferi burada görüyoruz. Mirliva Halil Eflatun SAYGILI Arif Cangı: "Bu hukuksal kazanım, yürüttüğümüz mücadelenin haklılığını bir kez daha bize gösterdi" İzmir Valiliği'nin, Gaziemir ilçesinde kurşun üreten bir fabrikanın faaliyette olduğu dönemde fabrika yakınındaki araziye gömdüğü radyasyonlu atıkların temizlenmesi için "çevresel etki değerlendirmesine i- htiyaç olmadığına" ilişkin kararının, mahkemece yürütmesinin durdurulduğu bildirildi Gaziemir ilçesi Aydın Mahallesi sınırlarında kalan eski kurşun fabrikası yakınındaki arazide toprağa gömülü radyasyonlu atıkların temizlenmesi için İzmir Valiliği'nin "çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporu gerekli değildir" yönünde aldığı karara karşı, Yeşiller ve Sol G- elecek Partisi İzmir İl Yürütme Kurulu, Aydın Mahallesi'nin bazı sakinleri ile EGEÇEP, idare mahkemesinde açtığı iptal davasında ara karar çıktı. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü Arif Ali Cangı, Aydınlar Mahallesi sakinleri ve EGEÇEP üyeleriyle radyasyonlu atıkların gömülü olduğu arazi yanında yaptığı basın açıklamasında, Gaziemir'de toprağa gömülü radyasyonlu atık sorununun ortaya çıkmasının ardından şüpheli şirket yetkilileri hakkında ceza davası açıldığını ve idarenin "atıkların ayrıştırılarak temizleneceğinin" açıkladığını hatırlattı. Radyasyonlu atıkların rastgele temizlenmesinin, bölgede daha büyük çevre felaketine yol açabileceğini iddia eden Cangı, bu nedenle İzmir Valiliği'nin bu konuda yapılacak çalışmalar için "ÇED gerekli değildir" yönündeki kararının iptali için İzmir 2. İdare Mahkemesi'nde dava açtıklarını belirtti. Cangı, mahkemenin devam e- den davada söz konusu valilik kararının yürütmesinin durdurulmasına hükmettiğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Bu hukuksal kazanım, yürüttüğümüz mücadelenin haklılığını bir kez daha bize gösterdi. Yargı sözünü söyledi, şimdi nükleer ve tehlikeli atıkların bertarafı için derhal ÇED sürecinin başlatılmasını, bilimsel inceleme ve değerlendirmelere bağımsız bilim insanlarının, karar süreçlerine mahalle halkının ve İzmirlilerin doğrudan katılımının sağlanarak, atıkların çevre ve toplum sağlığını etkilemeyecek bilimsel yol ve yöntemlerle bir an önce bertaraf edilmesini talep ediyoruz." Aydın Mahallesi Muhtarı Mustafa Kaya ve fabrika yakınındaki Emrez Mahallesi'nin muhtarı Ramazan Arslanalp de mahallelerinin bir an önce insan sağlığı için riskli atıklardan kurtarılmasını istediklerini dile getirdi. (AA) MUSTAFA KEMAL MAHALLESİNE AĞAÇLANDIRMA ALANI YAPILMASI İŞİ KARŞIYAKA BELEDİYESİ PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ MUSTAFA KEMAL MAHALLESİNE AĞAÇLANDIRMA ALANI YAPILMASI İŞİ yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır. İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a)adresi : LATİFE HANIM MAHALLESI ÇOSKUN SAHIN SOK. NO: ÖRNEKKÖY KARŞIYAKA/İZMİR b)telefon ve faks numarası : c)elektronik Posta Adresi : info@karsiyaka.bel.tr ç)ihale dokümanının görülebileceği : internet adresi 2-İhale konusu yapım işinin a)niteliği, türü ve miktarı b)yapılacağı yer c)işe başlama tarihi ç)işin süresi 3-İhalenin a)yapılacağı yer : AĞAÇLANDIRMA ALANINA KUYU AÇILMASI VE ÇİT ÇEVRİLMESİ İŞİ Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. : MUSTAFA KEMAL MAHALLESİ KARŞIYAKA/İZMİR : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 5 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. : Yer tesliminden itibaren 75 (YETMİŞBEŞ) takvim günüdür. : Karşıyaka Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü Toplantı Salonu Coşkun Şahin Sk. No. 129 Örnekköy Şantiyesi Karşıyaka b)tarihi ve saati : :00 4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sânatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, İhale konusu işin yapılmasına ilişkin olarak ilgili mevzuatı gereği alınması zorunlu olan belge; KUYU ARAMA VE KULLANMA BELGESİ Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge. 4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen bedelin % 70 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler. 4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik ve mimarlık bölümleri: Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: A IV VEYA A IX GRUBU İŞLER Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri: JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6.İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı Karşıyaka Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü Coşkun Şahin Sk. No.129 Örnekköy Şantiyesi Karşıyaka İZMİR adresinden satın alınabilir. 7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Karşıyaka Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü Coşkun Şahin Sk. No.129 Örnekköy Şantiyesi Karşıyaka İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9.İstekliler tekliflerini, anahtar teslimi götürü bedel üzerinden verecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle anahtar teslimi götürü bedel sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (DOKSAN) takvim günüdür. 12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13.Diğer hususlar: İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N) : 1 Teklifi sınır değerin altında kalan isteklilerden Kanunun 38 inci maddesine göre açıklama istenecektir. Resmi İlanlar: de İzmir in Torbalı ilçesinde düzenlenen operasyonda, Helenistik ve Roma dönemlerine ait 92 adet tarihi eser geçirildi. Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü Kültür ve Tabiat Varlıkları Kaçakçılığı Büro Amirliği görevlileri, tarihi eser kaçakçılığının önlenmesine yönelik çalışmalarını sürdürüyor. A.A. isimli şahsın, elindeki tarihi eserleri Torbalı ilçesinde satmaya çalıştığı yönünde bilgi elde eden ekipler harekete geçti. Araştırmaların ardından düzenlenen operasyonda, 92 adet tarihi eser ele geçirildi. İzmir Müze Müdürlüğü görevlilerinin incelemeleri sonucunda, bu eserlerden 62 adet sikke, 1 adet kandil, 1 adet minyatür cam şişe ve 1 adet metal ayak parçasının Helenistik, Roma ve muhtelif dönemlere ait, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanunu kapsamında orijinal tarihi eser olduğu, İslami döneme ait 18 adet sikke, 2 adet metal küpe, 1 adet bronz takı parçası ve 1 adet metal divit ucunun, 2863 sayılı kanun kapsamı dışında etnografik eser olduğu, 3 adet levha, 1 adet cam şişe ve 1 adet metal parçasının ise sahte olduğu tespit edildi. Hakkında, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet suçundan işlem yapılan zanlı A.A., savcının talimatıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. (CİHAN) Sondakika: 19/3 Basın: 44279

4 Hakan Ateş, 2001'den bu yana alınan tedbirlerle Türkiye'nin maliye politikasındaki makro göstergelerinin çok iyi bir duruma geldiğini ifade etti Türkiye'nin cari açığı birkaç yıl öncesine göre düşük seviyelerde olsa da özellikle Avrupa, Ortadoğu ve Ukrayna'daki politik ve ekonomik düzensizliklerden dolayı ihracatın baskılanması sebebiyle bir sıkıntı yaşanabileceğine işaret eden Ateş, döviz kazandırıcı şekilde, önce kısa vadeli tedbirleri, sonra da uzun vadeli yapısal reformları derhal tamamlamak gerektiğini dile getirdi.türkiye'nin maliye politikalarındaki iyi durumunun ve yatırım derecesinde olmasının nemasını çok fazla alamadığını i- fade eden Ateş, "İç gündemdeki bazı gelişmeler nedeniyle bir köpük oluşturdu. Bunu inkar edemeyiz. Bunlar olmasaydı aslında faizlerin de kur seviyesinin de daha aşağıda olduğu bir dönemi yaşıyor olurduk" diye konuştu. Yine de Merkez Bankası'nın şu anda bütün gelişmekte olan ülkelerin yaşadığı sıkıntılar ve onları aşma yöntemlerine oranla çok daha usta olduğunu vurgulayan Ateş, para politikalarında da Türkiye'nin esas itibariyle büyük ölçüde doğru davrandığını ifade etti. Gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin Türkiye'den daha fazla değer kaybettiğini aktaran Ateş, şunları kaydetti: "Türkiye dolar ve avro karışık bir ekonomi. Yüzde sepete bakıyoruz. Doların kendi başına artışı bir yana bırakılırsa aslında sepetteki artış, yani Türk Lirası'nın değer kaybetmesi yüzde 6-7 civarında ancak, sözünü ettiğim olaylar üst üste gelince bunun üzerine bir köpük koydu ve Türkiye özellikle son ayda negatif ayrıştı. Önümüzdeki dönemde bunun stabilize olmasıyla birlikte her türlü taşın yerine oturacağı ve Türkiye'nin senenin kalan yarısında, özellikle seçimleri de başarıyla geçtikten sonra ekonomik dengeler itibariyle o özlenen daha düşük faiz, daha düşük kur seviyesine ulaşabileceği kanaatindeyim. Ama yapısal reformlar işin olmazsa olmazıdır." - "Bu kadar kuvvetli doların ABD'nin işine yarayıp yaramayacağı da bir soru işareti" ABD ve Avrupa'nın 2007 ortalarında derin bir krize girdiğini anlatan Ateş, ABD'nin yaptığı iyi teşhisle çürük yapıları elediğini, iyi yapıları gürbüzleştirdiğini ve kurumsallığını yükselttiğini, Avrupa'nın ise fiilen iflas etmiş ülkeleri dahi taşımak durumunda kaldığını ve reformlarını yapamadığını dile getirdi. Sonuçta paritenin 1,36'dan 1,05'e geldiğini i- fade eden Ateş, "Ben aylar önce parite 1,30'ların üzerindeyken '1'e 1'i görürsek şaşmayın' demiştim. Şu anda da aynısını tekrarlıyorum" dedi. Hakan Ateş, bu kadar kuvvetli doların ABD'nin işine yarayıp yaramayacağının da bir soru işareti olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Bir taraftan da diğer bütün gelişmekte olan pazarları, Çin'i bile etkiledi. Dünyada şöyle bir sorun var; Avrupa yaşlandı, Avrupa'da bir dezenflasyon var. Yani fiyatlar düştüğü halde, daha da düşer düşüncesiyle tüketici mal almıyor. Mal almayınca büyüme olmuyor. Büyüme olmayınca istihdam yaratılamıyor ve kısır döngüden çıkılmıyor. Bu bakımdan gelişmekte olan pazarlar, BRIC ülkeleri ve bu arada Türkiye bu konuda çok doğru ve hassas davranmak, dengeleri gözetmek durumunda... Bizim ihracatımız ağırlıklı olarak avro, enerji ithalatımız ise dolar cinsinden. Dolayısıyla burada bir asimetri ekonomimizi olumsuz etkiler. Ancak bunu dengeleyen bir husus da emtia ve enerji fiyatlarının düşüyor olmasıdır. Bu ikisini bir arada düşündüğümüzde, evet, Türkiye'nin ticareti biraz daralma tehdidiyle karşı karşıya, bu da cari açığın problem olarak gündemde kalmasını sürdürüyor ama iyi ki makro i- htiyati tedbirler alınmış da böyle kötü bir döneme çok büyük bir cari açıkla girmemişiz. Bu da bir başarı." - "Bankacılık sektörünün karlılığının düşmesi bir tehdit unsurudur" DenizBank Genel Müdürü Ateş, Türkiye'de bankacılık sektörünün son 10 yıldır başarılı bir dönem yaşadığını, ancak alınan son makro ihtiyati tedbirlerin sektörün karlılığını oldukça daralttığını söyledi. Bankacılığın gerektiği özeni göremediğini i- fade eden Ateş, "Karlılık 10 yıl önce yüzde 20 civarındayken, şu anda 11'i bile bulmuyor. Hangi sektöre bakarsanız bakın yüzde 10'un çok üzerinde kazanır. Bankacılık sektörünün yüzde 10,5-11 kazanmasını bilakis özendirmek lazım. Çünkü bugün Türkiye'de hiçbir banka kazandığı parayı cebine alıp gitmiyor. Tersine sermayenin üstüne koyuyor. O da yetmiyor sermayedardan sermaye getiriyor. Dolayısıyla bankacılık sektörünün karlılığının düşmesi bir tehdit unsurudur. Çünkü belli karlılığı edinecek ki finans sisteminiz büyük olsun. Ancak totalde bankacılık çok sağlam ve geleceğe de güven ve umutla bakan bir sektördür" değerlendirmesini yaptı.ateş, "2015, küresel ekonomik manzara itibariyle büyümeleri geriye çekerek, makro ihtiyati tedbirlerin yönlerine bakarak, daha az büyüyerek ama yapının sağlıklılığını koruyarak ve maliyetlere çok dikkat ederek geçireceğimiz bir yıl olacak" dedi. DenizBank'ın Türkiye'nin en büyük özel beşinci bankası olduğunu dile getiren Ateş, 95 milyar liranın üzerine aktif büyüklük, 83 milyar lira kredi hacmine sahip oldukları bilgisini verdi. Hakan Ateş, sözlerini, "Biz KOBİ bankasıyız, tarım bankasıyız, belediyeler bankasıyız. Spor kulüplerini en büyük çapta finanse eden bankayız. Niş sektörlerimiz demografimiz nedeniyle eğitim ve sağlık; coğrafyamız nedeniyle gemicilik ve turizm; Türkiye'nin geçiş ekonomisi olması nedeniyle enerji ve altyapıdır" dedi. (AA)

5 1Şubat 19 Mart Perşembe Türkiye'de, yılın iki ayında, adet bazında üretilen (traktörler hariç) 211 bin 585 aracın yüzde 46,60'ı, ihraç edilen 159 bin 582 aracın yüzde 47,12'si, Bursa'da kurulu OYAK Renault ve Tofaş fabrikalarından çıktı Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (FİSKOBİRLİK) Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Bayraktar, karanfil sayımına göre Türkiye'nin 2015 ürünü tahmini fındık rekoltesinin 650 bin ton olduğunu söyledi. Bayraktar, fındık ürününde mart ayında karanfil (çiçek), temmuz ayında da çotanak sayımı yapılarak o yılki tahmini rekolte miktarının belirlendiğini anımsattı. Birlik o- larak mart ayı başında karanfil sayımı için çalışma başlattıklarını vurgulayan Bayraktar, "2015 ürünü fındık rekoltesini tespit etme noktasında ilk aşama olan karanfil sayımıyla ilgili çalışmalarımız neredeyse tamamlandı. Karanfil sayımına göre Türkiye'nin 2015 ürünü fındık rekoltesinin 650 bin ton olacağını tahmin ediyoruz" dedi. Lütfi Bayraktar, 2015 ürünü fındık hasat döneminin 5 ay sonra başlayacağına işaret ederek, "Burada şu önemli, karanfil sayımında ortaya çıkan rakam 650 bin ton. Daha hasada 5 ay gibi uzun zaman var. Fındık ürünü zirai don başta olmak üzere çeşitli doğa olaylarından etkilenebilir. Doğa olayları 650 bin tonluk rekolteyi daha da aşağıya çekebilir" ifadesinde bulundu. FİSKOBİRLİK'in 1938 yılında kurulduğunu, 77 yıllık tecrübesiyle rekolteyi en gerçekçi tahmin eden kuruluş olduğunu savunan Bayraktar, şöyle devam etti: "FİSKOBİRLİK, 77 yıllık tarihinde 2004 yılı dışında rekolte tahminini en net tutturan kurum olmuştur. Rekolte tahminlerimiz yüzde bir ila üç oranında isabetinden sapmaktadır. Bunu geçmişte açıkladığımız rakamların gerçekleşmesiyle gördük ürünü fındık rekoltesinde de yaptığımız tahmin gerçek çıkacaktır." Birliğin 2015 ürünü fındık alımı için piyasaya gireceğini, hazırlıklarını da 650 bin tonluk tahmini rekolteye göre gerçekleştireceğini ifade e- den Bayraktar, "Birlik olarak önümüzdeki fındık hasat döneminde de piyasaya gireceğiz. Hazırlıklarımızı ona göre yapacağız. Her geçen yıl piyasada daha etkin olmayı hedefliyoruz yılında da birlik 2014'ten daha etkin olacaktır. Alımlarımıza devam edeceğiz" diye konuştu. (AA)

6 17 19 Mart ubat Perşembe embe Başbakan Davutoğlu,"Biz Çanakkale Savaşı'nda omuz omuza yürüyen bütün yiğitlerin torunları olarak, Türk, Kürt, Orta Asya, Mezopotamya, Anadolu halklarının ortak bayramı olarak Nevruz'u omuz omuza kutlayacağız.gerek İstiklal Harbi'nde gerekse Çanakkale'de şehit düşenlerin çocukları, bugün Türkiye Cumhuriyeti devletinin asli ve eşit unsurlarıdır"dedi Milli Savunma Bakanı Yılmaz, Çanakkale'de,"Bu topraklar için yan yana can verdiğimiz, kan verdiğimiz insanlar bizim öz kardeşlerimizdir. Onun için ne olduğun önemli değil, ne yaptığın önemlidir.bizim birlik ve beraberliğimize sahip çıkmamız lazım. Herkesi kapsayıcı olmamız lazım. Kimsenin dinine, diline, ırkına, bakarak da ayırt etmemek lazım" dedi Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "Bu topraklar için yan yana can verdiğimiz, kan verdiğimiz insanlar bizim öz kardeşlerimizdir. Onun için ne olduğun önemli değil, ne yaptığın önemlidir" dedi.18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü törenlerine katılmak üzere kente gelen Yılmaz, Çan ilçesinde belediye başkanı Abdurrahman Kuzu'yu makamında ziyaret etti.belediye Başkanı Kuzu'dan ilçe hakkında brifing alan Bakan Yılmaz, kendisini ikinci kez belediye başkanı seçilmesinden dolayı kutladı. Yılmaz, milletin adama değil, yapılan işe oy verdiğine dikkati çekerek, Kuzu'ya yeni döneminde de iyi işler yapması gerektiğini söyledi.çanakkale'de savaşların 100'üncü yıl törenlerine katılmak üzere kente geldiğini anımsatan Yılmaz, "Eğer Çanakkale olmasaydı hiç şüpheniz olmasın, Türkiye Cumhuriyeti de olmazdı" diye konuştu.o dönem, düşman kuvvetlerinin Osmanlı'nın başkenti olan İstanbul'u işgal etmeye gittiklerini hatırlatan Yılmaz, şunları söyledi:"eğer siz Çanakkale'yi ve İstanbul'u koruyamazsanız o zaman bugünkü Anadolu coğrafyasına sahip olamazdınız. O zaman herkesin ortak söylediği 'bu Türkler bin yıl önce bu coğrafyaya geldi ama burası asli vatanları değil. Dolayısıyla bunları Anadolu'- dan da başka yerlere göndermek lazım' düşüncesi oydu yani. Tarih sürecine bakılırsa, kendi birlik ve beraberliğini koruyamamış u- luslar tarih sahnesinden silinmişlerdir. Aklınıza gelen yüzlerce binlerce kavim ismi var. Bugün onlardan ne kaldı. Kimse bir şey söyleyemez."bakan Yılmaz, Çanakkale'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ön sözü olduğunu ifade ederek, eğer burası olmasaydı Cumhuriyetin bu coğrafyanın olmayacağını dile getirdi. Kendisinin Sivas milletvekili olduğunu hatırlatan Yılmaz, "Orada bir söz var, 'cumhuriyetin temellerini burada attık' diye. A- ma cumhuriyetin ön sözü de Çanakkale'de yazıldı. Biz bir millet olduğumuzda, bir arada olup da yedi düvele karşı koyduğumuzda, o zaman başarıya ulaştığımızı gördük" ifadelerini kullandı.yılmaz, Çanakkale Savaşları döneminde dünyanın süper güçlerinden olan Fransa ve İngiltere'nin o dönem yanlarında sömürdükleri devletlerin askerlerinin de bulunduğunu anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:"geçen yıl 99'uncu yıl dönümünde bütün ülkelerin dışişleri ve milli savunma bakanları davet edilmişti. Ben katıldım bu törenlere. Pakistan'dan da savunma bakanı geldi. Biz, itilaf devletleri ile Almanya, Avusturya tarafından olanlar bir tarafta İngiliz ve Fransızlarla olanlar çelenk koyduk. Pakistan onların tarafından koydu. Dedim ki ne hissettiniz, 'Biz orada olduk ama size hiç kurşun sıkmadık. Gönlümüz sizden yanaydı' dediler. Biz dünyanın yarısını yendik, Çanakkale'nin geçilmez olduğunu gösterdik. Neden? Bir ve beraber olduğumuzdan."çanakkale şehitliğine gidildiğinde Diyarbakır'dan, Rize'- den, Sivas'tan, Kudüs'ten, Halep'ten, Şam'dan, Bağdat'tan, Üsküp'ten şehitlerin olduğunun görüldüğünü işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:"bu topraklar için yan yana can verdiğimiz, kan verdiğimiz insanlar bizim öz kardeşlerimizdir. Onun için ne olduğun önemli değil, ne yaptığın önemlidir. Bizim birlik ve beraberliğimize sahip çıkmamız lazım. Herkesi kapsayıcı olmamız lazım. Kimsenin dinine, diline, ırkına, bakaraktan da ayırt etmemek lazım. Bu ülke için taş üzerine taş koyan, bu ülkenin kalesinin burcunda bayrağı dalgalandıran kim olursa olsun hepsinin başımızın üzerinde yeri vardır."bir gazetecinin, "yarınki törenlerin ardından Nisan'da da törenler düzenlenecek buna da epey ilginin olması bekleniyor, bunun için neler söyleyeceksiniz?" sorusuna Bakan Yılmaz, şu yanıtı verdi:"yarınki törene Başbakanımız katılıyor. (AA) Meclis Başkanı Çiçek," Kamuoyu, Türkiye'nin oya landığı kanaatinde. Bunu ben tek başına değiştiremem. Kapanış, açılış kriterlerinin bildirilmesi, en azından 23 ve 24. fasılların açılması gerekir ki müzakereler bakımından bir ümit olabilsin."diye konuştu

7 Ben yıllardır STK'larda ve siyasette ya varım ya da çok dikkatli bir izleyiciyim. Türkiye'de çözülmesi gereken en acil problem olarak yıllardan bu yana ülkemizde uygulanan siyaset sisteminin değişmesi gerektiğini her ortamda söylüyorum. Demokratik, halka dayalı ve mutlaka halkı barındıran bireylerin nitelik olarak ele alındığı ve liyakat ilkesine önem veren halkta karşılığı olan kişilerin ön plana çıkabildiği bir sistem oluşturmak önemlidir 19 Mart ubat Perşembe Şehmus Kayapınar, İzmir in yakından tanıdığı bir sima. Yakın döneme kadar İzmir Büyükşehir Belediyesi nde Hukuk Danışmanlığı yapan Kayapınar, avukat kimliğinin yanı sıra STK lardaki çalışmalarıyla tanınan bir isim. CHP 1. Bölge den Milletvekilliği Aday Adaylığını duyuran Kayapınar ile İzmir i ve ülke siyasetini konuştuk. Kayapınar, AKP nin bir gerileme içinde olduğunu savunarak, CHP nin iktidar yolunun da açık olduğunu kaydetti. Önseçimin CHP de yarattığı coşkuya dikkat çeken Kayapınar, bu tutumun demokratik siyasete de güç katacağını kaydetti. Kayapınar, milletvekili seçilmesinde durumunda siyasetin niteliliğinin artması için mücadele edeceğini söyledi

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Mart Şubat Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >> 9 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com AYNALI TÜFEK-ÇANAKKALE Daha önce de yazmıştım. Basın yayın enformasyon Genel müdürlüğü güzel çalışmalara imza atmaya başladı diye. İşte bunlardan bir tanesi de Çanakkale zaferimizin 100. yıldönümü münasebetiyle hazırladıkları Aynalı tüfek-çanakkale belgeseli. Ne güzel bir çalışma. 18 Mart günü TRT-1 de izleyeceğiz inşallah. Hemde gazilerimizin kendi ağızlarından. O kahramanlar bu muhteşem ve eşi benzeri olmayan savaşın nasıl kazanıldığını kendi ağızlarından, hatıralarıyla, yaptıkları kahramanlıklarla anlatacaklar. Bir millet için ne muhteşem bir zafer. Dünya da bir benzeri daha olmamış ve belki de olmayacak bir zafer. Ama hale bu zaferi gölgeleyip kendi hurafelerine ve uyutma metodlarına aykırı bularak bu zaferin muhteşem komutanı Mustafa Kemal'i ağızlarına bile alamayanlar var. Geçen yazar dostum Kayseri Kuşçu belediye eski başkanı Ahmet Korkmaz hocam anlattı. Cuma günü hutbede Çanakkale zaferi anlatılmış ama ne yazık ki Mustafa Kemal paşa'nın adı bile geçmemiş. Yeşil sarıklılardan bahsedilmiş ama o kahramanın adından bile korkmuş diyanet veya okuyan hoca. Bunun hesabını diyanete sormak lazım. Ben bu yazımı diyanet işleri başkanı Görmez'e de göndereceğim. Acaba o savaşı kim kazanmış, kim komuta etmiş, hangi taktikler uygulanmış da kazanılmış. Diyanet bunun hesabını vermelidir. Veya bir başka cuma günü yeniden Gazi'yi de yadederek yeni bir hutbe ile özür dilemelidir. Yoksa verdiğimiz vergilerle aldıkları paralar boğazlarına dursun, haram olsun demek için artık hakkımız olacaktır. Dünyada eşi benzeri olmayan kahramanlık destanı Çanakkale Savaşlarının 100. Yıldönümü dolayısıyla savaşın hikayesi gazilerinin ağzından basın yayın enformasyon genel müdürlüğünce hazırlanan Aynalı Tüfek-Çanakkale belgeselinde anlatılıyor Çanakkale Savaşlarının 100. Yılı dolayısıyla, gazi ve şehitlerimizin aziz hatırasına ithafen Aynalı Tüfek-Çanakkale Belgeselini hazırlamışlar. Kendilerini kutluyorum. BYEGM tarafından hazırlanan belgeselde Çanakkale Savaşlarının şu an hayatta olmayan son gazileri, Edirne den Diyarbakır'a, Suriye den Filistin'e omuz omuza mücadele ettiği arkadaşlarının hikayelerini, büyük zaferin hangi şartlarda, nasıl kazanıldığını anlatıyor. Çanakkale Savaşları na dair fotoğraf ve görüntülerin de yer aldığı arşiv niteliğindeki belgesel sonsuza dek dillerde ve yüreklerde yaşayacak Çanakkale Zaferinin hikayesinin gelecek nesillere aktarılmasına imkan sağlıyor. Yaklaşık 60 dakikalık Aynalı Tüfek- Çanakkale Belgeseli Çanakkale Savaşlarının yıldönümü olan 18 Mart 2015 tarihinde TRT 1 de üç bölüm halinde yayınlanmaya başlayacak. Yaşayan gazilerimiz varsa şükranlarımızı sunuyoruz, şehitlerimizi de rahmetle anıyoruz. Gazi ve Şehitlerimizin Aziz Hatırasına.. Çam balına kalite standartı Türkiye'de üretilen çam balının fiziksel, kimyasal ve mineral madde profilinin belirlenmesi için 37 ayrı noktada 333 koloniden elde edilecek 999 çam balı numunesi kontrol edilecek. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) tarafından hazırlanan "Türkiye'de üretilen çam balının fiziksel, kimyasal ve mineral madde profili" projesinin değerlendirme toplantısı, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nde yapıldı. Burada konuşan TAGEM Hayvan Sağlığı Gıda ve Yem Araştırmaları Daire Başkanı Mustafa Çetindağ, çam balının fiziksel, kimyasal ve mineral madde kompozisyonlarının kapsamlı ve kontrollü bir çalışmayla ortaya konulmasına ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Bu amaçla hazırlanan projede, Muğla, Aydın, İzmir, Antalya, Balıkesir, Çanakkale ve Manisa'da arı yetiştiricileri birlikleri tarafından sağlanan toplam 37 noktada 333 koloniden elde edilecek 999 çam balı numunesinin kontrol edileceğini aktaran Çetindağ, 2015 yılında başlayan projenin 3 yıl süreceğini kaydetti. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Bahri Yılmaz da Türkiye'nin dünya çam balı üretiminin yüzde 92'sini sağladığını ifade ederek, "Elimizde böyle bir kaynağa sahibiz. Bunun korunması, geliştirilmesi anlamında orman teşkilatıyla arıcılar yıllarca çalıştı. Bugün çam balının bilimsel içeriğinin bileşiminin tartışılması bizim için zorunlu hale geldi. Bu proje çok önemli, sonuna kadar destek vereceğiz" diye konuştu. (AA) Bahar kuzularından hayata "merhaba" Ziraat Fakültesi İşletmeler Koordinatörü Prof. Dr. Yalçın: "Türkiye koyunculuk altyapısı olan bir ülke. Meralarımız zengin, devlet de destek veriyor. Ülkemizde koyun sütü bulmak sorun oluyor. Biz, yatırımcılara koyunculuğu öneriyoruz" dedi. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Menemen Araştırma Uygulama ve Üretim Çiftliği, "baharın müjdecisi" sayılan yaklaşık 400 kuzunun dünyaya gelmesiyle renklendi. Üniversite çalışmaları sonucu Tahirova ve Ile de France koyun ırklarının melezlenmesiyle ortaya çıkan "Menemen Koyunu", havanın ısınmaya başlaması ile yavrulama dönemine girdi ve baharı gelişini müjdeleyen kuzular da teker teker dünyaya gözlerini açmaya başladı. Yetiştiricilerin daha yüksek gelir elde etmesi için bilim projesi olarak geliştirilen Menemen Koyunu ile dünyaya getirdikleri kuzularının birlikteliği ağıllarda renkli görüntüler oluşturdu. Ayakta durmayı yeni öğrenen kuzuların bir süre sonra koyunlardan süt emmek için gösterdiği çaba, bahar mevsiminin ruhuna uygun başlangıçları, sevinç ve heyecan duygularını hatırlattı. İzmir iş dünyası: Çanakkale şehitlerine minnettarız Tarihe Türk milletinin kurtuluş savaşına öncülük eden zafer olarak geçen Çanakkale 18 Mart Deniz Zaferi nin 100. yılı ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla İzmirli sivil toplum kuruluşları kutlama mesajları yayımladı. Ege İş Kadınları Derneği, Ege Giyim Sanayicileri Derneği, Kemalpaşa Sanayici ve İşadamları Derneği, Ege Otomotiv Derneği, Ege Lojistik Derneği, İzmir İtalyan Ticaret Odası ve Özel Güvenlik Hizmetleri Derneği başkanları, Çanakkale şehitlerini unutmadı. Çanakkale nin kahraman Türk milletinin savaşta dahi insanlığını unutmadığını dünya milletlerine gösterdiği bir yer haline geldiğini ifade eden Ege İş Kadınları Derneği (EGİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Betül Elmasoğlu, İnsan olmanın, insana saygı duymanın, vicdan sahibi olmanın zaman ve yer koşuluna bağlı olmadığını, kahraman halkımız tüm dünyaya Çanakkale'den gösterdi. Yaralı düşmanı hastaneye sırtında götüren, vurduğu düşman gemisinden denize düşen askerlerin kurtulabilmesi için top ateşini kesen Mehmetçik yalnız Gelibolu da değil, tüm dünya uluslarının gönlünde abideleşti. dedi. TÜRK MİLLETİNİN ZAFERİ Çanakkale zaferinin Türk milletinin Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal'i tanımasına vesile olduğunu ve 19 Mayıs 1919 da Samsun a çıktığı gün Türk halkının, tanıyıp güvendiği liderinin etrafında kenetlenip İstiklâl Savaşı'na katıldığını ifade eden Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) Yönetim Kurulu Başkanı Mukadder Özden ise, Bağımsızlık savaşımızın temelleri Çanakkale nin sularında, Conk Bayırı'nda ve Anafartalar'da atıldı. Bu zaferler daha sonra Türk ulusunu, Mustafa Kemal önderliğinde kurtuluşa taşıdı. Bu zafer Yahya Çavuş'larıyla, Koca Seyit'- leriyle, Kınalı Ali'leriyle, 57. Alay'larıyla kahraman Türk ordusunun zaferidir. Bu zafer evlatlarını, kocalarını düğüne gönderir gibi cepheye gönderen anaların, babaların, eşlerin zaferidir. açıklamasında bulundu. ŞEHİTLERİMİZE MİNNETTARIZ Kemalpaşa Sanayici ve İşadamları Derneği (KESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Aytekin Öztaş da 1. Dünya Savaşı nın seyrini değiştiren, tarihe "Çanakkale geçilmez" sözü ile yazılan büyük bir destan olan Çanakkale Zaferi nin, büyük Türk ulusuna Atatürk gibi dahi bir lider kazandırdığını belirterek, Çanakkale ve ardından Kurtuluş Savaşı nda gözlerini bir an olsun bile kırpmadan canlarını veren tüm Şehit torunları Çanakkale Şehitliği'nde buluştu Çanakkale Savaşları'nın 100. yıldönümü dolayısıyla 81 vilayetten ve 1915 Osmanlı coğrafyasındaki ülkelerden şehit ve gazi torunları, Çanakkale Şehitler Abidesi'nde biraraya geldi. Yaklaşık 200 şehit ve gazi yakını, dedelerinin mezarlarını ziyaret edip karanfil koydu. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından Şehitler Abidesi nde, "1915 Coğrafyası Çanakkale'de Buluşuyor" projesi için tören düzenlendi. Törene Alan Başkanı Mehmet Gürkan, 2015 Koordinasyon Merkezi Koordinatörü Mahmut Akkuş, Türkiye nin 81 vilayetinden ve 1915 Osmanlı coğrafyası içinde bulunan ülkelerden Çanakkale şehitleri ve gazilerinin torunları katıldı. Gürkan, şehit ve gazi torunlarını 100. yılda biraraya getirmekten büyük mutluluk duyduklarını belirterek, "Çanakkale sadece bugün bu topraklarımız için değil, o günkü coğrafyadaki tüm illerimiz için, tüm coğrafya için, dünyanın şekillenmesi için çok önemli rol oynamış. Bu rolü bugün daha iyi anlayabiliyoruz. Bugünleri birlikte yaşayarak bunu daha iyi algılayabiliyoruz." şeklinde konuştu. Törende, Çanakkale Savaşları na 11 kardeşi katılan ve sadece ikisi geri dönebilen Mekke den Muhammed Urfalı, yazdığı Arapça şiiri okudu. Şanlıurfa daki Şeyhan aşiretinden Mehmet Emin İlhan da tercüme etti. Daha sonra şehit ve gazi yakınları duygularını anlattı. (CİHAN) Üçüz doğumlar da var Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi İşletmeler Koordinatörü Prof. Dr. Harun Yalçın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Menemen Koyunu'nun bölgenin iklim ve doğa koşullarına uyum sağladığını aktardı. İki ırkın birleştirilmesi sonucu ortaya çıkan Menemen Kültür Irkı koyunlarının yetiştirilmesi ve damızlık olarak dağıtılması üzerine çalıştıklarını söyleyen Yalçın, yeni dönemde yaklaşık 400 kuzunun doğduğunu kaydetti. Doğumların birkaç ay önce başladığını aktaran Prof. Yalçın, şu bilgileri verdi: "Yavrulama oranı 1,7 oldu. İkiz ya da üçüz yavrulayanlar var. Yavrulara bahar kuzusu derler ve baharın geldiğini müjdelerler. Artık o dönemin sonuna geldik. Bahar artık geliyor. Koyunlar, yavrularını büyütecekler. Burada 700 civarında hayvan varlığımız bulunuyor, bunlardan 300'ü ana koyun. Yavrulardan damızlık olanları ayırıyoruz. Bölgedeki işletme sahipleri bizden talepte bulunuyor. Onların taleplerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Erkek olan kuzular kasaplık olarak değerlendiriliyor." (AA) şehitlerimize minnettarız. dedi. MİLLET OLABİLMENİN GÖSTERGESİ OLDU Çanakkale Savaşı ile birlik beraberliğin, milli şuurun, tek yürek, tek yumruk olabilmenin, vatan toprağını düşmana teslim etmemek için ölümü göze almanın bütün dünyaya en çarpıcı, en anlamlı örneğinin gösterildiğini belirten İzmir İtalyan Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Rebii Akdurak ise şunları kaydetti: Zaferin yıldönümü vesilesiyle bu savaşta yer alarak adını tarihe altın harflerle yazdıran başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi ve fedakâr milletimizi minnet, saygı ve şükranla bir kez daha anıyoruz. İŞGALCİLERE GEREKEN CEVAP VERİLDİ 18 Mart 1915 te elde edilen Çanakkale Deniz Zaferi nin tarihin akışında çok önemli bir dönüm noktası olduğunu belirten Ege Lojistik Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Osman Doğrucu, İşgal kuvvetlerince tarihe gömülmek istenen milletimiz, tarih sahnesinde yerini koruyacağını ve Çanakkale nin geçilmeyeceğini tüm dünyaya güçlü şekilde ilan etti. Milli mücadelenin ilk ateşinin yakıldığı Çanakkale Zaferi'yle milletimiz vatan sevgisini, cesaretini, azmini, kahramanlığını ortaya koydu. şeklinde konuştu. BİRLİK BERABERLİĞİ ÇANAKKALE'DE SAĞLADIK Çanakkale Savaşı nı, Geçmişe ait bir zafer olmakla birlikte millet olarak aramızdaki ihtilafları ortadan kaldırıp birlik ve beraberliğimizi sağlamamızdaki en büyük hadise. şeklinde nitelendiren Ege Otomotiv Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa İduğ da şunları söyledi: Bu şuurla şehitlerimizin emanetine kararlılıkla sahip çıkarak, ülkemizi geleceğe en güçlü şekilde taşıyacağımıza inanıyorum. Birlik ve beraberliğimizi, dayanışmamızı koruduğumuz takdirde yarınlarımız daha güzel ve daha parlak olacaktır. Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıldönümünde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ebediyete intikal eden kahramanlarımızı ve vatanını canından aziz bilen tüm şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyorum. (CİHAN) Görme engeli başarmaya "engel" olmadı 7 yaşından itibaren görme engelli olmasına rağmen Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'ne kadar yükselen Önalan, Uludağ'da kayak, Antalya'da tüplü dalış yapıyor Görme engeline rağmen başarılı eğitim hayatı sonrasında Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'ne kadar yükselen Kenan Önalan, Uludağ'da kayak, Antalya'da tüplü dalış yaparak azmiyle engellilere örnek oluşturuyor. Önalan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 7 yaşında görme engelli olduktan sonra bu durumu kabullendiğini, Malatya'- daki ailesinin yanından Ankara'ya yatılı okumak için gittiğini, ilk ve ortaokulu burada bitirdiğini anlattı. Okul yaşantısında görme engelli arkadaşlarına tek başına yaşamaya alışmaları konusunda telkinde bulunduğunu anlatan Önalan, "Annem hiç önlüğümü giydirmedi, hep ben giydim ve tek başına ayakta durmaya okul yıllarında alıştım" dedi. Boğaziçi Üniversitesini bitirdi, 6 yıl yurt dışında yaşadı Lise eğitimi İstanbul'a gittiğini daha sonra ise Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nü kazandığını dile getiren Önalan, üniversite eğitimini yarıda bırakarak 1998'de yurt dışına gittiğini, ABD ve Kanada'da 6 yıl yaşadığını, burada Türkçe yayın yapan radyo, reklamcılık, konser organizasyonu hizmeti veren bir şirket kurduğunu ifade etti. Türkiye'de AK Parti iktidarıyla yaşanan gelişmeler sonrası 2004'de anavatanına döndüğünü vurgulayan Önalan, yurt dışında özellikle engelliler konusunda edindiği tecrübeyi ülkesine de kazandırmak istediğini, engellilerin film izleyebilmeleri için Sesli Betimleme Derneği'ni kurduğunu, halen de bu derneğin başkanlığını yaptığını kaydetti. İlk görme engelli bürokrat Bu süre zarfında Boğaziçi Üniversitesi'nde yarım kalan eğitimini tamamladığını ve 2008'de Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'ne atandığını bildiren Önalan, 2012'de ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müşaviri olarak ilk görme engelli bürokrat olduğunu söyledi. Genç Bürokratlar Dergisi tarafından geçen yıl "Yılın Bürokratı" Çanakkale Savaşı nın tarihi bu sitede Çanakkale Savaşı nın 100. yıldönümü sebebiyle hizmete giren " isimli internet sitesinde, bir destanın yazıldığı Çanakkale de yaşananlar gün gün anlatılıyor. Osmanlı İmparatorluğu nun 1. Dünya Savaşı ndaki cephelerinden Çanakkale de Türk ordusu, bir destan yazarak adını tarihe altın harflerle yazdırdı. Tam 276 kiloluk top mermisini, "Ya Allah! Bismillah!" nidasıyla tek başına kaldıran Seyit Onbaşı gibi nice kahramanları da bu savaşta Türk milleti tanıdı. Aradan geçen 100 yıla rağmen Çanakkale şehitliklerini ve cepheleri ziyaret etme fırsatı bulanlar, o dönemde yaşananları az da olsa gözlerinin önünde canlandırma fırsatı bulurken gidemeyenlerin Çanakkale Savaşları ve ecdadın kahramanlıkları ile ilgili bilgisi, tarih kitaplarında okutulanların çok da ötesine geçmedi. 1 Eylül 2014 tarihinde faaliyete geçen isimli internet sitesi, önemli bir misyon üstlendi. Çanakkale Savaşları ile ilgili tarih kitapları, makaleler ve gazetelerin satır aralarında kalmış, unutulmaya yüz tutmuş bilgileri seçilen Önalan, "AK Parti döneminde siyasette de devletin her kademesinde de engellilere yer verilmeye başlandı. Ben görme engelli ilk bürokrat oldum. Hep 'yapacağım' dedim, inandım ve yaptım" diye konuştu. Ulaşım sektörüne karbon dersi Otomotiv şirketi Toyota, Ege Orman Vakfı ile "Karbon Nötralizasyon" projesi başlattı. İzmir yetkili satıcısı Toyota Plaza Borovalı, sattığı her araba için bir yıllık karbon ayak izini (arabanın atmosfere saldığı karbon miktarı), Ege Orman Vakfı na dört tane fidan bağışlayarak silecek Bu proje için yaptırılan özel bir çıkartma ile karbon ayak izi mesajı müşterilere de verilecek ve toplumda farkındalık oluşturulacak. Proje kapsamında Çeşme-Ildırı-Kadıovacık mevkisinde 10 bin fidanlık Toyota Plaza Borovalı Ormanı oluşturulacak. Projenin tanıtımı ve protokol imzaları için düzenlenen toplantıda konuşan Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. Pazarlama Grup Müdürü Ziya Burnaz, çevreci teknolojilerin öncü markası olarak teknoloji geliştirmenin yanısıra hem dünyada hem de Türkiye de çevreci sosyal sorumluluk projelerine de imza attıklarını söyledi. Burnaz, Otomobil teknolojilerinde olduğu kadar çevre konusunda da hep daha da ileriyi hedeflemek, Toyota nın temel düşüncesidir. Bu düşünceden hareketle İzmir de gerçekleştirdiğimiz bu proje, markamızın çevreye duyarlılığını ortaya koymakta ve örnek olmaktadır. dedi. Toyota Plaza Borovalı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selçuk Borovalı da bir otomobilin çevreye verdiği zararın karşılanması için ağaçlandırmanın önemine dikkat çekerek, şunları söyledi: Yalnızca ürünlerimizle değil, yaklaşımımızla da çevre duyarlılığını en üst düzeye taşıyan bir markayız. Ege Orman Vakfı ile gerçekleştirdiğimiz bu projeyle plazamızdan satın alınan her otomobil için dört fidan dikeceğiz. Toyota olarak otomotiv endüstrisindeki tüm yenilikleri sunan markaların başında gelmekteyiz. Bu doğrultuda müşterilerimizin beklentilerine cevap vermenin yanısıra çevre konusunda da üzerimize düşen görevleri yerine getirmek için tüm çabamızı devam ettireceğiz. Ege Orman Vakfı Başkanı Cem Bakioğlu ise ulaşım, ısınma, enerji harcanması veya satın alınan ürünlerin üretim ya da kullanımının atmosferde karbon gazı salımına sebep olduğuna dikkat çekti. Bu projeyle Toyota nın, diğer markalara örnek teşkil edecek bir yaklaşım sergilediğini belirten Bakioğlu, Gelecek kuşakları, çocuklarımızı tehdit eden iklim değişikliğini yavaşlatmak için bireyler ve kuruluşlar olarak atmosfere saldığımız karbon miktarımızı, bir diğer ifadeyle karbon ayak izimizi küçültmek ve doğaya verdiğimiz zararı azaltmak durumundayız. Karbon salımının yaklaşık dörtte biri ulaştırma sektöründen ve bunun yaklaşık yüzde 50 si de otomobillerden kaynaklanıyor. Bu bakımdan otomotiv sanayisi, karbon ve diğer gaz salımlarının azaltılmasında kilit rol oynamaktadır. diye konuştu. (CİHAN) derleyen site, okuyucularına yaşananları kronolojik sıraya bağlı kalarak aktarıyor. Erguvan Bilim Kültür ve Sanat Merkezi tarafından kurulan sitede, 1. Dünya Savaşı nın seyrini değiştiren Çanakkale cephesinde yaşananlar, 1 Eylül 1914 tarihinden başlayarak 9 Ocak 1916 tarihine kadar uzanan süreçte gün gün ele alınıyor. Yazarların kronolojik sıralamayla yaptıkları araştırmalar sonucunda elde ettikleri veriler birbirleriyle karşılaştırılarak en doğru bilgi elde edilmeye çalışılıyor. Sırtında taşıdığı 276 kiloluk top mermiyle savaşın simgelerinden biri haline gelen Seyit Onbaşı başta olmak üzere savaşın diğer kahramanları ile savaşta yer alan diğer ülke askerlerinin fotoğrafları da yayımlanıyor. Erguvan Bilim Kültür ve Sanat Merkezi Proje Koordinatörü Recep Dilek, bilgileri kitap, gazete, makale ve internet sitelerini derleyerek topladıklarını, yaşananları kronolojik sıraya bağlı kalarak günü gününe aktardıklarını söyledi. Her gün Çanakkale Savaşları nı anlatan günlük ortalama üç ile beş haberi okuyucularıyla paylaştıklarını belirtti. (CİHAN) Uludağ'da kayak, Antalya'da tüplü dalış Görme engeline rağmen, engeli bulunmayan birçok insanın yapamadığı aktivitelere de imza atan Önalan, Uludağ'da tek başına kayak, Antalya Kaş'ta tüplü dalış yaptığını belirterek şöyle konuştu: "Kayak yapmayı çok merak ediyordum ve bunu gerçekleştirmek istiyordum. Bir asistanla birlikte 2 gün kayma süreci devam etti ama hep kolumu tutuyorlardı, hiç keyif alamıyordum. Ben direksiyonda olmak, hareketleri tek başıma yapmak istiyordum. Asistan arkadaş 'sesimi takip et, komutlarımı anlık uygula' dedi. Bu tepkiler de saliselik tepkilerdi. Uludağ'da asistanın komutlarıyla tek başıma kayak yapınca 'Kenan sen bunu yapabiliyorsan her şeyi yapabilirsin' dedim. 'Ben yapamam' ön yargısını kırdım, bununla birlikte başarılar üst üste geldi. Tüplü dalışımdan sonra yüzlerce görme engelli bunu yaptı. Bahar aylarında yamaç paraşütüyle atlamak istiyorum. Görme engelim dünyamı güzelleştirdi. Yeni nesil artık daha donanımlı, çok kültürlü, birikimi yüksek. Ama arkadaşlarımız çok çabuk pes ediyorlar. Toplumun engellilere bakışını değiştirmek için mücadele etmek zorundayız. Olmak istediğiniz şeyin üzerine doğru gideceksiniz, hayal edeceksiniz. Önündeki engelleri kaldırıp gerçeğe dönüştüreceksiniz. Ben iyi bir bürokrat olmak istiyordum çok şükür bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Çok daha iyi işler yapacak engelli arkadaşlarımız var. Lütfen yaptıkları işte pes etmeden sabırla devam etsinler." Teknolojiyi de yakından kullanan Önalan, üniversitelerdeki konferanslar sonrasında katılımcılarla birlikte kendi cep telefonuyla "öz çekim" yapıyor. (AA) Törende konuşan Romanya İzmir Başkonsolosu Ceracela Nicolaş, Belki ağlayabilirim, çok heyecanlıyım. Küresel Doktorlar olmasaydı, Romanya dan gelen doktorlarımız olmasaydı bu proje bu kadar başarılı olamazdı" dedi Romanya İzmir Başkonsolosluğu ile Küresel Doktorlar Ege Sağlık Federasyonu arasında sağlık hizmetleri noktasında bir süredir sürdürülen ikili görüşmeler ilk meyvelerini verdi. Küresel Doktorlar ile Focşani bölgesinde bulunan St. Pantelimon Hastanesi Baştabipliği arasında, Romanya Sağlık Bakanlığı'nın da onayı ile imzalanan protokol kapsamındaki "Romanya-Türkiye Sağlıkta Tecrübe Paylaşımı" projesi başarıyla tamamlandı Mart 2015 tarihlerinde 14 gün süre ile Şifa Üniversitesi Bornova ve Basmane hastanelerinde icra edilen projeye Romanya dan yedi doktor, kendi branşlarında iştirak etti. Projenin bitimini müteakip Küresel Doktorlar Ege Sağlık Federasyonu Genel Merkezi'nde değerlendirme koplantısı, kokteyl ve sertifika töreni düzenlendi. Küresel Doktorlar Ege Sağlık Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hasan Hüseyin Yılmaz, Böylesine güzel bir tabloyu ortaya koyan Küresel Doktorlarımız'a ve Başkonsolos Hanımefendi'ye teşekkürü borç biliyorum. Bizim için çok güzel günlerden birinde buradasınız. Bu birliktelik hakikaten çok güzel oldu. Projeyi başarıyla tamamlayan Romanyalı doktorlarımızı ülkelerine uğurlarken hayırlı yolculuklar diliyor, yeni yeni Romanyalı doktorları projemize davet ediyoruz. dedi. ROMANYALI HEKİMLER: YAŞADIKLARIMIZI UNUT- MAYACAĞIZ Misafir Romanyalı doktorlar adına konuşan plastik cerrahi uzmanı Dr. Corneliu Savin, Türk doktorlarla birlikte olduk. Tecrübelerimizi karşılıklı paylaştık. Bilgi alışverişinde bulunduk. Pratikler yaptık, yeni teknikler gördük. Sonuçta başarılı bir proje oldu. Şunu da bilmenizi istiyoruz ki proje kapsamında yaşadığımız günleri hiçbir zaman unutmayacağız. Bizler de arkamızda iyi şeyler bırakmışızdır. Biz Balkanlar'dan geliyoruz ancak proje sayesinde Türklerle ne kadar benzeştiğimizi de gördük. Türkler de bizim gibi sıcakkanlı, misafirperver, güler yüzlü, samimiler. Bize çok güzel davrandılar. Balkanlar'dan geliyor olsak bile gördük ki biz aslında kardeşiz. Aslında sona eren, projenin ilk adımıdır. İnşallah ileride birlikte çok daha güzel şeyler yapacağız. Bizler sizinle her türlü işbirliğine varız. Sizler de Romanya ya buyurun. Sizleri de bekliyoruz. Tekrar teşekkürlerimizi sunuyoruz. dedi. BAŞKONSOLOS NİCOLAŞ: ŞU ANDA AĞLAYABİLİRİM Törende konuşan Romanya İzmir Başkonsolosu Ceracela Nicolaş, Ben şu an çok heyecanlıyım. Belki ağlayabilirim, çok heyecanlıyım. Küresel Doktorlar olmasaydı, Romanya dan gelen doktorlarımız olmasaydı bu proje bu kadar başarılı olamazdı. Küresel Doktorlar, iki hafta o kadar çok şey yaptılar. Ben pek bir şey yapmadım ama inanılmaz derecede mutluyum. Romanya dan gelen doktorlarımız, burasını evleri gibi hissettiler. Ailelerini, evlerini hiç özlemediler. Küresel Doktorlar Sağlık Federasyonu bir federasyon değil, onlar gerçeğin ta kendileri. Mesleğiniz kutsal bir meslek. Bu yüzden mesleğinize, 'Sağlıkta Tecrübe Paylaşımı' projenize ve sağlık hizmeti alanında yaptıklarınıza saygım sonsuz. Projenin devamı Romanya da olacaktır. Sonra tekrar Türkiye, sonra tekrar Romanya şeklinde bu faydalı proje inşallah sürüp gidecek diye umut ediyorum. Küresel Doktorlar logosundaki, dünya üzerinde yer alan kalpler siz küresel doktorların kalpleridir, çünkü bizim doktorlarımızla o kadar güzel ilgilendiler ki bu yüzden de kalplerinizin dünyayı alacak Figen BİCAN BULAM bicanfi@gmail.com OTUN ETE, FESTİVALİN ZİHNİYETE SAVAŞI Ben tipik bir Egeliyim. Eşimse Malatyalı. Bugünlerde biz Egeliler ot hasretiyle yanıp tutuşuruz. Mesela anason kokulu arapsaçının özel bir yeri vardır bende. Hınzır ağabeyim ne zaman bensiz arapsaçı yapılsa fotoğraflayıp yollar. Ben de kıvranırım can çekmesinden. Bir gün yine böyle bir an yaşıyorduk ve eşim de şahitti ki otun bu kadar değerli olduğunu sende gördüm, ot ya bildiğin ot dedi. Savunmam şöyle oldu: Senin etin her yerde var, benim otum ise yok! Öyle ki etin bir festivali yok, otun ise var. Tabi festival zihniyeti yenip yaşayabilirse uzun yıllar da olacak Bu yıl 6 ıncısı düzenlenen Alaçatı Ot Festivali ne sayılı günler kaldı Mart tarihleri arasında sadece Türkiye den ot severleri değil bu yıl ilk kez dünyada alanının en iyisi akademisyenleri de ağırlayacak Alaçatı. Festival dünya literatürüne girmeye hazırlanıyor. Farklı kıtalardan Türkiye nin de dâhil olduğu dört ülkenin bakanlıklar düzeyinde katıldığı bir oluşum olan Gıda ve Beslenme Biyoçeşitlilik Projesi kapsamında festivale katılacak uzmanlar, Ot Festivali Uygulama Bahçesinde endemik bitki türleri üzerine incelemeler yapacak. Bu bilgiler ise uluslararası birçok araştırma ve akademik yayına kaynaklık edecek. Tüm bu çalışmalar dünyada pek çok etken nedeniyle yok olma tehlikesi bulunan türleri korumayı ve azalan biyoçeşitlilik grafiğini tersine dönüştürmeyi amaçlıyor. Öte yandan bu yıl festivalin her yıl yapıldığı Alaçatı nın merkezi olan caminin etrafında yapılmasına izin verilmiyor, çünkü oralar artık müftülüğe ait. Büyükşehir Belediyesi Yasası nın çıkmasının ardından kapatılan Alaçatı Belediyesi nin taşınmazları Diyanet İşleri ne devredildi. Alaçatı Ot Festivali nin yapıldığı arazi de müftülüğe geçti ve bu yıl başka bir alana taşınacak. Alaçatı nın bu sakin günlerinde, dar sokaklarında ot kokularının arasında gezmek, o an Alaçatı daydım demek için dünyanın öbür ucundan bile gelecek misafirlerin olması bu dar zihniyete anlatılamaz. Festivalin alışılagelmiş konumu elbette değerli ama bu değil önemli olan. Önemli olan Alaçatı ya öyle ya da böyle karışılıyor olması. Alaçatı nın 20 yıllık dünya turizminde kazandıkları, birkaç kişinin küçük hesaplarına terk edilmeye çalışılıyor. Alaçatı gibi Ot Festival de şimdilerde zihniyete direniyor Romanya'dan Küresel Doktorlar'a övgü üstüne övgü kadar büyük olduğuna inandık. Doktorlarımız Romanya ya dönecekler ama bir farkla, burada edindikleri tecrübelerle dönecekler. Ben bir diplomat olarak ayrıca seviniyorum, çünkü iki ülke arasında her alandaki ilişkileri geliştirmek benim görevim. Küresel Doktorlar, benim görevimi oldukça kolaylaştırıyorlar. Her devletin en önemli unsuru insandır, samimi ve sıcakkanlı insan. Esasen bu önemlidir. Bizler bu sıcakkanlılığı ve samimiyeti fazlasıyla hissettik, bu yüzden de çok rahatım. Ben Romanya Başkonsolosu olarak Küresel Doktorlar'a ve Şifa hastanelerine teşekkür ederim. Bu projenin sürekliliği için elimden ne geliyorsa yapacağım. dedi. (HABER MERKEZİ)

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 DENİZLİ HABERLERİ BÜYÜKŞEHİR'DE TOPLU SÖZLEŞME SEVİNCİ D enizli Büyükşehir Belediyesi ve DESKİ ile Hak-İş Konfederasyonu ve Hizmet-İş Sendikası arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı. Denizli Büyükşehir Belediyesi Yemekhanesi'nde düzenlenen toplu iş sözleşmesi imza törenine, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Hak-İş Konfederasyonu ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mustafa Ünal, DESKİ Genel Müdürü Mahmud Güngör, sendika temsilcileri ve çok sayıda belediye çalışanı işçi katıldı. Genel Başkan Arslan, burada yaptığı konuşmada, uzun ve yorucu bir toplu sözleşme maratonun da uzlaşmayla bitmiş olmasının önemli olduğu- nu söyledi. Arslan, "Denizli gerçekten Türkiye'nin gelişmişlik sıralamasında önde gelen şehirlerden birisi. Denizli ihracat potansiyeli ile şehircilik alt yapısı ile çağdaş kent olma konusundaki son yıllarda yapılan hizmetleriyle hakikaten bölgenin yıldızı bir şehir" dedi. Üzerinde uzun uzun müzakere ettikleri toplu sözleşmenin imzasını atacaklarını ifade eden Arslan, "Toplu iş sözleşmemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum, hep beraber sağlık, sıhhat, huzur içerisinde, ağız tadıyla yaşayacağımız bir dönemin başlangıcı olsun" diye konuştu. "Ö nce benim işçi kardeşlerim ücretini alacak" Büyükşehir Belediye Başkanı Zolan ise, çalışanların emeğini verme konusunda kafalarında soru işareti bırakmama adına tüm imkanları her zaman seferber ettiklerini ifade ederek, "Göreve geldiğimiz günden bugüne kadar, hiçbir işçi kardeşimizin ücretini bir gün gecikmesine razı olmadık. Dedik ki, 'Denizimiz için, insanımızın rahatı huzuru için her türlü riski göze alarak, soğukta sıcakta belediyemizin ismini taşıyan kıyafetleriyle hizmet eden kardeşlerimizin hakları ve ödenmesi gereken ücretleri birinci sıradadır.' Önce benim işçi kardeşlerim ücretini alacak çünkü ona göre hesabını yapacak ve kafasında kaygı olmayacak" dedi. Çalışanların haklarını teri kurumadan verme konusunda, 11 yıldır aynı inançla, düşünceyle hareket ettiklerine işaret eden Başkan Zolan, "Bütçe imkanımız geliştikçe biz de bu imkanı artırma konusunda gayret göstereceğiz. Biz sonuçta herkes huzurlu olsun birbiriyle kucaklaşsın istiyoruz" diye konuştu. Sosyal haklar korunacak İlk yıl için toplamda yüzde 10,14 artış yapmayla ilgili karar aldıklarını ifade eden Başkan Zolan, "İkinci yıl yüzde 7,8 ve üçüncü yıl ise yüzde 7,5 kararı aldık. Eğer ikinci ve üçüncü yıl enflasyon altında kalırsa o fark belediyemizce ödenecek. Biz sizin eksiye gitmesini değil artıya gitmesini istiyoruz. Üç yıl artı devam etsin kararıyla aldık. Sosyal haklarda herhangi bir geriye gidiş yok. İkramiyeler ve diğer haklarda eksilme yok" dedi. Başkan Zolan, şöyle konuştu: "Biz elimizden geleni yaptık Allah hayırlı etsin. Üç yıl önce de yine şartlarımızı zorlayarak bir noktaya geldik. İnşallah hayırlı olacak. Yeter ki huzurumuz, iş barışımız yerinde olsun. Milletimize gece-gündüz hizmet edelim. Milletimizin ihtiyaçlarını, taleplerini birlikte karşılayacağız. Sizler benim yol arkadaşlarımsınız. Denizlimize beraber hizmetkar olacağız." Konuşmaların ardından Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Hak-İş Konfederasyonu ve Hizmet İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan ve DESKİ Genel Müdürü Güngör toplu iş sözleşmesini imzaladı. HABER MERKEZİ 2500 ÖĞRENCİYE "Çanakkale menüsü" Hedef 2023 engelliler çalıştayı mart'ta Denizli Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı 10 Bilgi Evi ve Kurs Merkezi'nde öğrenim gören 2500 öğrenciye 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla "Çanakkale menüsü" verildi. Denizli Büyükşehir Belediyesi 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla farklı etkinliklere imza atıyor. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bulunan 10 Bilgi Evi ve Kurs Merkezi'nde eğitim gören 2500 öğrenciye "Çanakkale menüsü" olarak bilinen, buğday çorbası, hoşaf ve ekmekten oluşan öğle yemeği dağıtıldı. Çanakkale de savaşan askerlerin ve o dönemde yaşanan zorlukların hatırlanıp, hissedilmesi amacıyla düzenlenen etkinlik öğrencilerin de yoğun ilgisini çekti. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, gelecek nesillere milli ve manevi değerleri en güzel şekilde anlatmak için gece gündüz çalıştıklarını vurgulayarak, "Bu zafer, yüz binlerce şehidin verildiği Çanakkale Savaşı nda yansıtılan bu ruh, bugün hepimizin kılavuzudur. Tarihe baktığımızda, haksızlığa karşı her zaman dik duran bir milleti görüyoruz. Çanakkale ise bu dik duruşun son yüzyıla damgasını vuran sembolü olmuştur" dedi. Denizli'den 2514 şehit Çanakkale Savaşı'nda Milli Savunma Bakanlığı verilerine göre, Bursa, Balıkesir, Konya ve Kastamonu dan sonra Deniz- li'nin 2195 şehitle 5. sırada yer aldığının bilindiğini anlatan Başkan Zolan, "Ancak son araştırmalara göre savaşın sürdüğü tarihlerde bir çok yaralı Mehmetçiğimiz, tedavi edilmek üzere Edirne de kurulan hastaneye sevk edilmiştir. Bu hastaneye getirilen askerlerimizden 5003'ü burada şehit olmuştur. Şehitlerimizin 319 u da Denizlimizdendir. Çanakkale Savaşı nda şehit olan Denizlili şehidimizin sayısı 2514 dür" dedi. O dönem 11 inci Piyade Tümeni nin seferberlik hazırlıklarını yaparak doğrudan muharebe meydanına intikal ettiğini kaydeden Başkan Zolan, "Bu 11 inci Tümen Gelibolu Yarımadası'nda savaşın en kanlı geçtiği bölgelerde harbe katılmıştır. Ben tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum" diye konuştu. HABER MERKEZİ Mart Tüketici Haftası kutlandı Mart Tüketici Haftası düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Etkinlikler çerçevesinde Ticaret İl Müdürlüğü görevlileri Valimiz Şükrü Kocatepe yi ziyaret ederek hafta hakkında bilgi verdiler. Valilik makamında gerçekleşen ziyarete, Ticaret İl Müdür Vekili Abdullah Hasyıldırım ile müdürlük personeli katıldı. Her insanın doğumundan ölümüne kadar yaşadığı süre içinde bir tüketici olduğunu söyleyen Ticaret İl Müdür Vekili Abdullah Hasyıldırım, Bu bakımdan Tüketici hakları evrenseldir. Dünyada 1985 yılında Birleşmiş Milletler o yıl aldığı bir kararla Tüketici Hakları Evrensel Beyannamesini ilan ederken bu konuşmanın yapıldığı 15 Mart tarihini dünya Tüketici Hakları Günü ve Mart haftasını Tüketici Hakları Haftası olarak ilan etmiştir. Ülkemizde ise tüketiciyi koruma faaliyetleri özellikle, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun, 1995 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra yurt genelinde önemli bir hareket kazanmıştır. Ancak bu kanunda zamanla tüketicilerin ihtiyaçlarına cevap veremez duruma gelmiş ve 2013 tarihinde 6502 sayılı yeni Tüketici Kanunu hazırlanmış ve Resmi Gazete de yayınlanmıştır. Yürürlüğe ise tarihinde girmiş olup, uygulama ile ilgili 23 adet yönetmelik hazırlanmıştır. Yeni Kanun Bilinçli Tüketici Basiretli Tacir sloganıyla dinamikliği ve daha kapsamlı oluşuyla tüketicilerimize birçok yenilik getirmektedir. Bu yeniliklere örnek verecek olursak; Bankalar, tüketicinin talep etmesi halinde Yıllık Üyelik Aidatı ve benzeri isim altında ücret tahsil edilmeyen bir kredi kartı sunmak zorundadır. Tüketici, 14 gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin Tüketici İhtiyaç Kredisi sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir. Kredi verenin ve varsa kredi aracısının, tüketiciye teklif ettikleri kredi sözleşmesinin koşullarını içeren sözleşme öncesi Bilgi Formu nu, sözleşmenin kurulmasından makul bir süre önce vermesi zorunludur. İş yeri dışında yapılan satışlar (kapıdan satışlar), mesafeli satışlar, ön ödemeli konut satışları gibi vs. satışlarda cayma hakkı 7 günden 14 güne çıkarılmıştır. Eski kanunda olmayan bireysel sigorta işlemleri, ön ödemeli konut satışları, piramit satışlarda kapsama alınarak daha farklı konularda tüketicilerimizin sorunlarına çare olacaktır. Ayıplı mallarda 30 günlük süre, cayma hakkı veya diğer seçimlik hakları kullanabilme süresi 6 aya çıkarılmıştır. Garanti süresi içerisinde arızalanan bir ürün ilk arızada ücretsiz tamir edildikten sonra tekrar arızalanması halinde tüketicinin 4 seçimlik haklarından birini kullanabilecektir. Hakem heyetleri, tüketici lehine karar vermişse bilirkişi ve posta ücretlerini kaybeden taraf ödemek zorundadır. HABER MERKEZİ Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Engelliler Meclisi'nin 1921 Mart tarihleri arasında düzenleyeceği Hedef 2023 Engelliler Çalıştayı'nın tanıtım toplantısı yapıldı. Encümen Salonu'nda düzenlenen toplantıya, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Kent Konseyi Başkanı Ali Değirmenci, Kent Konseyi Engelliler Meclisi Başkanı Ayten Bahtiyar ve davetliler katıldı. Engelliler Meclisi Başkanı Bahtiyar, burada yaptığı konuşmada, Hedef 2023 Engelliler Çalıştayı'na geniş bir kitlenin katılacağını belirterek, "Pamukkale Üniversitesi, Milli Eğitim, Sağlık, İş-Kur, Gençlik Spor Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesi, çalıştaya destek verecektir. Eğitim, sağlık, spor ve istihdam olmak üzere çalıştayda 4 başlık ele alınacaktır. Engellilerin bu sorunlarını tartışıp bir sonuç bildiri- siyle yayınlayacağız" diye konuştu. Sonuç bildirgesini Bakanlık ve ilgili birimlere de ileteceklerini ifade eden Bahtiyar, "Bu çalışmada yer alan Büyükşehir Belediyemize teşekkür ediyoruz. Her zaman bizim yanımızda bizzat olan Büyükşehir Belediye Başkanımız Osman Zolan ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz" dedi. İşbirliği içinde çalışa- cağız Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Zolan ise, son yıllarda alınan kararlarla engellilerin birçok sorunun çözüme kavuşmuş olduğunu anlatarak, "Biz istiyoruz ki engelli kardeşlerimiz bir engelsiz vatandaşımız gibi iş, spor, sanat, kültür ve eğitim alanında arzu ettikleri noktada olsun. Çalıştayda, 'Görmediğimiz, fark etmediğimiz engelleler var mıdır?', çözüm önerileri, sıkıntılar aktarılacak" dedi. Engelli olmanın bir eksiklik veya engel olmaması gerektiğini vurgulayan Başkan Zolan, şöyle konuştu: "Çalıştayda engellilerin önündeki engellerin kaldırılması konusunda ortaya fikirler atılacak. Biz de bunları sosyal belediyecilik ve sosyal devlet anlamında kime ne görev düşüyorsa, işbirliği içinde çalışacağız. Çalıştay sonucunda ise engellilerimizin daha mutlu olması, istihdam, eğitim, sosyal yaşama katılma, spor, sağlık, kültür ve sanat anlamında elimizde bir yol haritası olacak. Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023'e yürüyüşümüzde bu yol haritamıza göre hareket edeceğiz. İnşallah sonuçlar güzel olacak. Katkı sağlayacak olan, her türlü fikri ortaya koyacak herkese teşekkür ediyorum." HABER MERKEZİ

10 mbe

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Türkiye nin enerji verimliliği konusunda birçok tedbir almasına rağmen istenilen sonuca ulaşamadığı, bunda denetim eksikliklerinin ve çıkan yasaların zamanla önemini kaybetmesinin etkili olduğu belirtildi. Antalya da Türk ve Alman yetkililerin katılımıyla 'Binalarda Enerji Verimliliği Sempozyumu' düzenlendi. Sempozyumda Türkiye deki önemli sorunlardan biri olan yalıtım konusu da ele alındı. Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Osman Aydın, az enerjiden en fazla verimin elde edilmesi için fikir alışverişleri yapıldığını söyledi. Bu doğrultuda Alman hükümetinin temsilcileriyle ortak hareket ettiklerini kaydetti. Antalya da düzenlenen sempozyumun da bu işbirliğinin bir sonucu olduğunu ifade eden Aydın, "Türkiye de binalarda enerji verimliliği konusunda yönetmelikler, yasalar çıkarıldı. Geldiğimiz nokta, gelişmiş ülkelerdeki gibi sorunları gerçekten çözebilecek aşamada değil." dedi. Mimarlar Odası Antalya Şubesi nde düzenlenen sempozyumla ilgili değerlendirmelerde bulunan Aydın, enerji i- htiyacının her zaman var olduğunu hatırlattı, her zaman devam edeceğini kaydetti. Aydın, Türkiye nin enerji verimliliği konusunda birçok tedbir almasına rağmen istenilen sonuca u- laşamadığını vurguladı. Bunda denetim eksikliklerinin ve çıkan yasaların zamanla önemini kaybetmesinin etkili -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe Afrika'ya da 'Şifa' taşıdılar Küresel Doktorlar ile Şifa Üniversitesi Şifalı Eller Kulübü nün organizasyonu ile Kamerun, Mali ve Somali ye giden öğrenciler, doktorlarla birlikte 65 katarakt hastasını ışığa kavuşturdu Küresel Doktorlar (Ege U- luslararası Sağlık Federasyonu) ile Şifa Üniversitesi Şifalı Eller Kulübü, önce kampanya düzenleyerek yardım topladılar, ardından da Kara Kıta'nın üç ülkesi Kamerun, Mali ve Somali ye ayrı gruplar halinde er günlük çalışma ziyaretinde bulundular. Ağırlıklı olarak ilaç ve tıbbi donanım malzemesinden oluşan yardımlarla birlikte bu üç ülkeye giden doktor ve öğrenci grupları, hem hastanelerde görev aldı hem de yoksul ülkelerdeki köylere giderek sağlık taraması yaptı. Kampanyanın öncelikli hedeflerinden birisi de birçok Afrika ülkesinde binlere insanın kör olmasına sebep olan katarakt hastalığı ile mücadele oldu. Bu kapsamda gidilen ülkelerde, 65 kişinin katarakt ameliyatı yapıldı. Yurtdışındaki çalışmalarını tamamlayarak üniversiteye dönen öğrenciler için Şifa Üniversitesi nde tören düzenlendi. Törenin açılış konuşmasını, Şifalı Eller Kulübü Başkanı Hande Şükran Toparlı yaptı. BİR İYİLİK, BİR MUTLULUK Şifa Üniversitesi'nin kuruluşundan bu yana Şifalı Eller Kulübü olarak, Bir İyilik, Bir Mutluluk misyonu ile hareket ettiklerini ve bugüne kadar çok sayıda projeyi hayata geçirdiklerini anlatan Toparlı, Son o- larak da ESAFED, yeni adıyla Küresel Doktorlar ile birlikte 'Afrika da Katarakt Ameliyatı ve Sağlık Taraması' kampanyasını gerçekleştirdik. Arkadaşlarımız, Afrika da üç ülkeye giderek Küresel Doktorlar'ın sağlık taraması kampanyalarına destek verdi. Bu ülkelerde bir kişinin göz ameliyatı 100 dolara mal oluyordu. Şifalı Eller Kulübü olarak, üç hafta gibi kısa bir sürede, katarakt ameliyatı olmayı bekleyen 65 hastanın ameliyatı için gereken desteği sağladık. Bu ülkelere gitmeden önce Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center arkadaşlarımızdan, akademisyenlerimizden ve Şifa Üniversitesi hastanelerinden yardımlar topladık, ayrıca kermesler yaptık. Topladığımız yardımları, bizzat götürüp o insanlara ulaştırma fikri doğdu. Hastalara şifa olsun diye topladığımız 555 kilo tıbbi malzeme ve ilaç yardımı, çeşitli hediye ve oyuncaklarla birlikte 14 arkadaşımız, masraflarını k- endi ceplerinden karşılayarak bu ülkelere gittiler. Öğrenci arkadaşlarımız, Küresel Doktorlar ile birlikte gittikleri bu ülkelerde, hastanelerde ve sağlık taramalarında görev aldılar. diye konuştu. Toparlı, kampanyayı sürdüreceklerini sözlerine ekledi. KARA KITA SERGİSİ Konuşmanın ardından üç ülkeye giden öğrenci grupları, ayrı ayrı sunumlarını yaptı. Orada fotoğraf karelerine sığdırabildikleri duyguları arkadaşları ile paylaştılar. Daha sonra gerek kampanya için yardım toplama çalışmaları yapan gerekse bu ülkelere giderek çalışmalara katılan öğrencilere ESAFED Genel Sekreteri Halil Güner, Şifa Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Vural, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarsılmaz ve Şifa Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Yusuf Erdoğan tarafından teşekkür plaketleri verildi. Program Kamerun, Mali ve Somali de yapılan çalışmaları gösteren fotoğraf sergisinin gezilmesiyle son buldu. (HABER MERKEZİ) Denetim olsa enerji kaybolmaz olduğunu ifade etti. Aydın, şunları söyledi: "Bunların hepsine dikkati çekmek, Almanya'dan yaşanan olumlu gelişmelerin, Türkiye'deki mimarlar, mühendisler ve özellikle sanayicilerle paylaşılması üzerine böyle bir etkinlik düzenledik. Acaba Almanya'da ne var? Enerjiyi ne kadar verimli kullanabiliriz? Bu konularla ilgili görüş alışverişi yapacağız." Gelişmiş ülkelerde enerji verimliliği konusunda standartlar oluşturulduğuna dikkat çeken Aydın, bu standartlara ulaşamayan firmaların saf dışı edildiğini ve iş yapmalarına izin verilmediğini belirtti. Türkiye de yapı denetim mekanizmasının çok etkili olmadığını anlatan Aydın, "Bizde yapı denetiminin çok etkili olmaması nedeniyle maalesef yapılarda enerjiyi verimli kullanamıyoruz. Yalıtımın çok sağlıklı yapılması ve iklime göre malzemelerin seçilmesi, enerji verimliliğini artıran konular. Bu konularda çok yol kat ettiğimiz söylemek mümkün değil." ifadesini kullandı. Sempozyumda Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi ve Mimarlık Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Kemal Reha Kavas ile Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Hacer Mutlu Danacı 'Mimarlık Eğitim ile Enerji Verimliliği' konulu bir sunum gerçekleştirdi. Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü'nden Korkmaz Gül ise 'Binalarda Enerji Verimliliğine ve Yenilenebilir Enerjiye Genel Bir Bakış' başlığı altında bilgiler verdi. Almanya Federal Ekonomi ve Enerji Bakanlığı danışmanı Christoph Urbschat 'Enerji Verimliliğine ve Yenilenebilir Enerjiye Genel Bir Bakış' sunumu yaptı. Programın açılışına Almanya nın Antalya Konsolosu Martin Vetter de katıldı. Programın amacı; Alman firmalar ile Türk firmaları bir araya getirerek firmalar arasında iş birliği gerçekleştirmek olarak açıklandı. Bu kapsamda Mart'ta katılımcı Alman firmalar Türk şirketlerini ziyaret edecek. İş gezisine katılan firmalar, Alman firmalar ile işbirliği yapma veya fikir alışverişinde bulunma fırsatı yakalayacak. (CİHAN) Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK 17 Şubat 2013 Perşembe Cin gibi çocuk isteyen kahve içirsin fındık yedirsin İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Karatay, "Kahve çok güçlü bir antioksidandır. Şeker beyinde tahribat yapar, kahve onu düzeltir, cin gibi yapar. Anneler, okula giderken çocuklarının ceplerine fındık, fıstık, bir de ayran koysun. Ev yoğurdunun içine ceviz koyup kaşıklasın" dedi İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, çocuklara şeker yemelerini önermediğini belirterek, "Çocuklar, Türk kahvesini şekersiz olmak şartıyla istedikleri kadar içebilir. Kahve çok güçlü bir antioksidandır. Şeker beyinde tahribat yapar, kahve onu düzeltir, cin gibi yapar" dedi. Bursa 13'üncü Kitap Fuarı'nda imza günü etkinliğine katılan Karatay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukların sağlıklı ve doğal gıdalarla beslenmesinin çok önemli olduğunu, paketlenmiş suni yiyecekleri asla tüketmemeleri gerektiğini söyledi. Türkiye'de zeytin, zeytin yağı, fındık ve fıstığın bol olduğunu anlatan Karatay, "Çocukları bunlara alıştırmamız lazım. Sarısıyla doğal köy yumurtası, yağıyla doğal kuzu eti yemeleri lazım. Çocuklara paça vermek de çok önemli. Büyüme çağındaki çocukların köy tereyağı yemesi de çok önemli. Bunların içinde çocukların büyüme çağında çok ihtiyaçları olan kalsiyum, protein, mineral, vitamin, omega 3 ve bütün yağlar bulunuyor. Bu yağlar ve çocukların büyüme çağında ihtiyacı olan A, D, E ve K vitaminleri vücuda girdiği zaman çocuklar cin gibi oluyor" diye konuştu. Karatay, çocuklara bolca fındık ve fıstık yemelerini tavsiye etti. Bu yiyeceklerin kan yapıcı ve vücudu ısıtıcı özelliği bulunduğuna değinen Karatay, "Fındık ve fıstıkta doğal karbonhidrat, yağ, protein, mineral ve vitaminler vardır. Fındık, fıstık doğanın vitamin ve mineral kaynağıdır" ifadesini kullandı. Büyüme çağındaki çocuklara özellikle doğal karbonhidrat bulunduran yiyecekler öneren Karatay, kuru baklagillerin doğal karbonhidrat içerdiği bilgisini verdi. Karatay, "Çocukların mutlaka kuru fasulye, mercimek, börülce yemesi lazım. Yalnız kuru fasulye, pilav üstü olmayacak" değerlendirmesinde bulundu. Kantinlerde doğal, günlük sebze ve meyveler bulunabilir Okul kantinlerindeki hazır yiyeceklerin çocukların sağlığına zararlı olduğuna dikkati çeken Karatay, şunları kaydetti: "Kantinlerde doğal, günlük sebze ve meyveler bulunabilir, çocuklara onlar sunulabilir. Sağlıklı, doğal süt, fındık ve fıstık da sunulabilir. Anneler, okula giderken çocuklarının ceplerine, çantalarına fındık, fıstık, bir de ayran, ev yapımı yoğurt koysun. Çocuklar ev yoğurdunun içine ceviz koyup kaşıklasın. Kantinlerde pakete girmiş yiyecek bulunmasın. Ceviz, omega 3, D vitamini çok önemli, beyni geliştirmek için. Roma İmparatorluğu zamanında ruh hastalarına ceviz yediriliyordu, beyinlerini geliştirmesi için." Canan Karatay, saatlerce bilgisayar başında çalışmanın beyinleri dumura uğrattığını ifade ederek, çocukların hareket etmesi gerektiğini anlattı. Öğrencilere şeker yemelerini hiçbir zaman önermediğine dikkati çeken Karatay, "Şeker beynin gıdasıdır" denildiğini ancak şeker ve tatlıların geçici bir süre enerji ve mutluluk sağladığını, beyne gıda vermediğini dile getirdi. Karatay, Türk kahvesinin beyin için uyandırıcı etkisi olduğuna işaret ederek, "Çocuklar, Türk kahvesini şekersiz olmak şartıyla istedikleri kadar içebilir. Kahve çok güçlü bir antioksidandır. Şeker beyinde tahribat yapar, kahve onu düzeltir, cin gibi yapar" diye konuştu. (AA) Diş fırçasıyla hiç tanışmayan vatandaşlarımız var Diş çürüğünün, dünya genelinde en yaygın hastalıklar arasında yer aldığını belirten İzmir Diş Hekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Alpöz, "Her yıl düzenli olarak diş hekime gidilmeli" dedi. İzmir Diş Hekimleri Odası Başkanı ve Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Alpöz, 20 Mart Dünya Ağız ve Diş Sağlığı Günü'nün dolayısıyla yaptığı açıklamada, ağız ve diş sağlığının genel sağlığın ayrılmaz bir parçası olduğunu, ağız ve diş hastalıklarının, özellikle de diş çürüğünün engellenebilir bir hastalık olduğunu belirtti. Dünya Ağız ve Diş Sağlığı Günü'nün, çürük yaygınlığı yüzde 98'lere varan, yıllık diş macunu kullanımı kişi başına 110 gr. olan, diş fırçasıyla halen hiç tanışmayanların olduğu Türkiye'de buruk bir şekilde kutlandığını belirten Prof. Dr. Alpöz, ''Serbest çalışan diş hekiminin önüne mesleğini icra ederken her geçen gün yeni zorlukların çıkarıldığı, sağlık çalışanlarının değersizleştirildiği, diş organının insan vücudundan soyutlanmış bir organ olarak algılandığı bir ortamda diş hekimleri, yıllardır ağız ve diş sağlığının vücudumuzun genel sağlığıyla direkt ilişkili olduğunu toplumumuza anlatmaya çalışıyor yılında yayımlanan İstanbul deklarasyonu ile ağız ve diş sağlığının genel sağlığın ayrılmaz bir bileşeni olduğu vurgulanmış ve diş hekiminin bu konudaki rolüne dikkat çekilmiştir. Unutmayalım ki sağlık ağızdan başlar. Dişimiz de bir organdır, ağzımızdayken kıymetini bilmediğimiz bu organımızın değerini bilelim.'' dedi. HABER MERKEZİ Üroloji alanındaki gelişmeler İstanbul'da masaya yatırılacak "Kardeşi kök hücre vermediği İÇİN ÖLEN HASTALAR VAR" Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Şıvgın, kök hücre bağışlamanın kan vermek kadar kolay ve zahmetsiz bir iş olmasına rağmen bağışçı bulamadıkları için çok sayıda hastanın hayatını kaybettiğini söyledi. Şıvgın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, toplumda kemik iliği nakli olarak bilinen işlemin sağlıklı insanların kanlarından alınan hücrelerin, hastalara transfer edilmesi olduğunu ifade etti. Kök hücre naklinin geçmişte zor ve sıkıntılı süreçler sonrasında yapılabildiğini, hem hasta hem de vericinin ciddi anlamda acı çekmesine neden olduğunu belirten Şıvgın, teknolojinin gelişmesiyle birlikte bu işlemin 3 saat gibi kısa sürede ağrısız gerçekleştirilebildiğini vurguladı. 5 yıl öncesine kadar kök hücre naklinde gelişmiş cihazlar olmadığı için vericinin kalçasından bir iğneyle kemik iliğine girildiğini ve oradan örnek alıp hücre toplandığını anlatan Şıvgın, "Bu durum donörün acı çekmesine neden oluyordu. Günümüzde kan bağışı yapar gibi vericiyi kolundan cihaza bağlıyoruz. Cihaz, kanın içindeki sağlıklı hücreleri süzüyor biz de bunu aynı gün hastaya damardan veriyoruz, bu işlem yaklaşık 3 saat sürüyor. Ardından verici, geldiği gibi hastaneden ayrılıyor" diye konuştu. İnsanların ön yargıları nedeniyle kök hücre bağışında bulunmayı kabul etmediğine dikkati çeken Şıvgın, hiçbir gerçeklik payı olmamasına rağmen toplumda kulaktan kulağa yayılan "ölürsün, sağlık sorunları yaşarsın, vücudundan parça eksilecek, yarım insan ERÜ Tıp Fakültesi Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Şıvgın: "Günümüzde kan bağışı yapar gibi vericiyi kolundan cihaza bağlıyoruz. Cihaz, kanın içindeki sağlıklı hücreleri süzüyor biz de bunu aynı gün hastaya damardan veriyoruz, bu işlem yaklaşık 3 saat sürüyor" şeklinde konuştu olarak yaşayacaksın" gibi söylentiler olduğunu bu durumun da bağışçıları korkuttuğunu söyledi. Kardeşi vermeyince yurtdışından bulunuyor Bağışçılara, sağlık sorunu yaşamayacaklarını bir türlü anlatamadıklarını vurgulayan Şıvgın, şöyle devam etti: "Dokusu yüzde 100 tutmasına rağmen kardeşine kök hücre vermediği için kaybettiğimiz hastalarımız oldu veya kardeşinin dokusu tutmasına rağmen bağışçı olmayı k- abul etmediği için Amerika'dan, İsrail'den ilik bulup nakil yaptığımız hastalarımız var. Maalesef bağışçı olmayı kabul etmesine rağmen nakil günü korkup kaçan, hastaneye gelmeyen ve en yakınını ortada bırakan insanlarımız var. Korkunun yanı sıra maddi beklentiler içerisine giren, öz kardeşinden ev, araba, para isteyen ve bunlar karşılanamadığı için de bağış yapmayan kişilerle karşılaşıyoruz. Bunları görünce üzülüyoruz ve mecburen yurt dışı taramalarına başlıyoruz. Eğer oralardan da bulamazsak hastayı kaybediyoruz. Çünkü bağış, gönüllülük esasına dayanıyor. Öz kardeşi de olsa kimseye zorla bir şey yaptıramıyoruz." Şıvgın, hastanın kardeşi bağışta bulunmayı kabul etmeyince diğer aile fertlerine baktıklarını ve yüzde 100 doku uyumu olmasa dahi nakil yaptıklarını ancak bu durumda hastanın yaşama şansının yüzde 40'lara kadar düştüğünü kaydetti. Kök hücre naklinin böbrek veya karaciğer nakli gibi bir işlem olmadığını, bağışçının vücudundan herhangi bir organın eksilmeyeceğini ifade eden Şıvgın, işlemin vericiye hiçbir zararı olmadığını, hücrelerin k- endini yenilediğini vurguladı. Şıvgın, hepatit veya benzeri kronik rahatsızlığı bulunan kişilerin de bağışçı olabileceğini, insanların bu konuda duyarlı olmasını beklediklerini sözlerine ekledi. (AA) Üroloji alanında dünyadaki önemli kongrelerden olan "Laparoskopi ve Robotik Cerrahide Zorlu Olgular Kongresi" (Challenges in Laparoscopy & Robotics) 4-6 Haziran arasında İstanbul'da yapılacak Üroloji alanında dünyadaki önemli kongrelerden olan "Laparoskopi ve Robotik Cerrahide Zorlu Olgular Kongresi" (Challenges in Laparoscopy & Robotics) 4-6 Haziran arasında İstanbul'da yapılacak. Memorial Ataşehir Hastanesi'nden yapılan açıklamaya göre, İstanbul Hilton Kongre ve Sergi Merkezi'nde bu yıl 12'ncisi gerçekleştirilecek ve alanında uzman cerrahları bir araya getirecek kongrede, çoğunlukla ürolojik kanser olgularındaki zorluklar, yenilikler ve teknolojik gelişmeler değerlendirilecek. Kongre kapsamında, Memorial Ataşehir Hastanesi'nin de ev sahipliğinde 25 ameliyat gerçekleştirilecek, ameliyatlar canlı olarak izelenebilecek. Ürolojideki zorlu vakalar da interaktif katılımla tartışılacak. Kongreye, dünyada laparoskopik ve robotik ürolojik cerrahide önemli yere sahip profesörlerden Amerika'dan Inderbir Gill ile Jihad Kaouk, Fransa'dan Richard Gaston, Almanya'dan Alexander Haese, Avusturya'- dan Günter Janetschek, İsveç'ten Peter Wiklund, İ- talya'dan Vito Pansadoro, Çin'den Xu Zang ile Belçika'- dan Renaud Bollens gibi isimler katılacak. Kongre programına ilişkin ayrıntılara, Türkçe hazırlanan " ya da kongre kurumsal internet sitesi " adresinden u- laşılabilecek. Vücut içine 5-10 milimetrelik teleskoplarla giriliyor Açıklamada görüşlerine y- er verilen Memorial Ataşehir Hastanesi Üroloji Bölümü'nden Prof. Dr. Tibet Erdoğru, bu gibi kongrelerin özellikle genç üroloji uzman ve asistanları için yol gösterici ve g- elecekte ülkede laparoskopikrobotik cerrahi konusunda yeniden ivmelenmenin önemli bir faktörü olarak rol alacağını belirtti. Laparoskopikrobotik cerrahinin, açık cerrahinin yerini almaya başladığını aktaran Erdoğdu, "Bununla beraber böbrek, prostat, idrar kesesiyle uygulanan kanser dışındaki birçok hastalıkta da artık laparoskopik ve robotik cerrahi az kanama, hızlı iyileşme, ameliyat sonrasında az ağrı ve kozmetik görsel avantajlarıyla sıklıkla uygulanmaktadır. Ürolojik cerrahilerde artık, açık cerrahideki gibi büyük kesiler yerine 5-10 milimetrelik teleskoplarla bir delikten vücut içine girilmektedir. Derindeki organlar, 3 boyutlu yüksek çözünürlükte, 15 kat daha büyük şekilde görülmektedir. Bu şekilde organlara giden en ince kılcal damarlar bile görülüyor, kanama kontrolü yapılabiliyor. Bu kontrol, organlara giden sinirlerin korunmasında büyük avantaj sağlamaktadır" değerlendirmesinde bulundu. Hızlı normalleşme hastaya büyük moral sağlıyor Prof. Dr. Erdoğru, kanama olmamasının, damar ve sinirlerin korunmasının, tamir edilen ya da kanser dokusu çıkartılan organların fonksiyonlarına devam etmesini sağladığını ifade ederek, şunları kaydetti: "Kanama olmaması vücudun iyileşme için gereksinimi olan oksijenin de kaybolmaması anlamına gelir. Bu da organların ve hastanın ameliyat sonrası hızlı iyileşmesini sağlamaktadır. Fonksiyonların korunması, hızlı iyileşme, ameliyat sonrası ağrının çok az olması ve vücuda açılan birkaç ufak delik gibi kozmetik avantajlarla hastalar hızlı bir şekilde işsosyal hayatlarına dönmekte ve bu hızlı normalleşme hastalığın tedavisinde hastaya büyük moral desteği sağlamaktadır." (AA)

13 SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 19 1ubat Mart Perşembe Seyitömer Höyüğü'ndeki kazıya "protokol" engeli! Gelibolu Tarihi Alanı'nda profesyonel rehber sıkıntısı TÜRSAB Çanakkale-Körfez Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Kılıç: "Türkiye'nin çeşitli illerinden Çanakkale'ye, bu bölgeye, şehitliğe ciddi anlamda turist getiren seyahat acenteleri rehber bulmakta zorlanıyor. Binlerce otobüs geliyor, seyahat acentelerinin talepleri var. Profesyonel rehber sayımız şu aşamada yetersiz" dedi. Orman ve Su İşleri Bakanlığı bünyesindeki "Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı"nın geçen yıl haziran ayında Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlanarak "Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı"nın kurulmasıyla yaklaşık 700 alan kılavuzunun görevinin sona erdiği, profesyonel rehber sayısının ise yetersiz kaldığı bildirildi. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Çanakkale-Körfez Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Hayrullah Turgay Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yerli ve yabancı çok sayıda ziyaretçinin yoğun şekilde ilgi gösterdiği şehitliklerde, rehberlik hizmetleri konusunda önemli bir sorun yaşandığını söyledi. Kılıç, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı'nın geçen sene Orman ve Su İşleri Bakanlığından Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlanıp Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığının kurulduğunu hatırlatarak, bu bölgede görev yapan yaklaşık 700 alan kılavuzunun görevinin sona erdiğini ve rehberlik hizmetinin profesyonel rehberler tarafından yerine getirilmeye başlandığını belirtti. Çanakkale Rehberler Odasının (ÇARO) üye sayısının bu ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğunu, bu sorunu TÜRSAB Genel Merkezine de ilettiklerini ifade eden Kılıç, "18 Mart'tan sonraki süreçte özellikle Nisan tarihlerinde ve yaz sezonunda Çanakkale'de ciddi bir yoğunluk oluyor. Bu yoğunluklarda günde binlerce otobüs Çanakkale'ye gelmekte ve gelenler ciddi bir sorunla karşılaşmaktalar. Bu, seyahat a- centelerimizin de ciddi bir sorunu. Onlar da her defasında bunu dile getiriyorlar. Türkiye'nin çeşitli illerinden Çanakkale'ye, bu bölgeye, şehitliğe ciddi anlamda turist getiren seyahat acenteleri rehber bulakta zorlanıyor" ifadesini kullandı. "Binlerce otobüs geliyor, seyahat acentelerinin talepleri var" Kılıç, daha önce bölgede görev yapan alan kılavuzlarının, alanında eğitim almış, ziyaretçilere ciddi anlamda rehberlik eden kişiler olduğunu anlattı. Sorunun çözülmesini isteyen Kılıç, şöyle konuştu: "Şu an sorun şu; binlerce otobüs geliyor, seyahat acentelerinin talepleri var. Profesyonel rehber sayımız şu aşamada yetersiz. Tabii profesyonel rehberler konusunda ÇARO yetkilileriyle görüşmelerimizde bu sayının daha da artırılması gerektiğini vurguladık. Diğer illerdeki profesyonel rehberleri de Çanakkale'ye getirip eğitimler verdirerek sayının artırılmasını istedik fakat ne kadar gelse de gelen taleplere bu rehberlerin cevap veremeyeceğini düşünüyoruz. Bunu her defasında ilettik. 'Alan kılavuzlarına bakanlık nezdinde bir çözüm getirilebilir' diye düşünüyorum. Onlara ekstra bir eğitim verilerek 'Türkçe rehberlik' adı altında alan kılavuzu ve rehber sayımızı artırmamız gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle 100'üncü yıl dolayısıyla çok ciddi rehber talepleri geliyor. Bu daha da yoğunlaşacak. Mevcut alan kılavuzları olsa dahi rehberlik noktasında tüm ihtiyaçlara cevap veremeyecek bir pozisyondayız ama inşallah bakanlık nezdinde yapılacak çalışmalarla konunun çözümüyle ilgili alan kılavuzları sayısı artırılabilir." ÇARO Yönetim Kurulu Başkanı A- dem Biçer ise odaya kayıtlı 150 profesyonel rehber bulunduğunu, bunun yanında çevre illerden bölge hakkında bine yakın rehberin de eğitim aldığını belirtti. Biçer, alan kılavuzlarının rehberlik ücretinin düşük olduğunu, profesyonel rehberlerin günlük taban tur ücretinin ise 309 lirayı bulduğunu kaydederek, seyahat acenteleri ve tur operatörlerinin, aslında rehberlik maliyetinin yükselmesinden yakındığını ifade etti. Türkiye genelinde 10 bin 300 profesyonel rehber bulunduğunu aktaran Biçer, ayrıca rehber sayısının çoğunlukla özel günlerde yetersiz kaldığını, bunun dışında fazla bir sıkıntı yaşanmadığını düşündüklerini sözlerine ekledi. (AA) Geçmişi 5 bin yıl öncesine dayanan höyükteki çalışmaların bölgenin mülkiyetini elinde bulunduran özel kömür şirketi yüzünden durduğunu söyleyen Kazı Grubu Başkanı Prof. Dr. Bilgen: "Buraya devam etme şansımız olursa belki de dünyada hiç yapılmamış böylesine örnek bir çalışmanın bilimsel çalışmalarla gururunu yaşayacağız" şeklinde konuştu Kütahya merkeze bağlı Seyitömer beldesinde özel bir firmanın çalışma alanı içinde bulunan, Roma, Helenistik, Akhaemenid, Orta ve Erken Tunç dönemlerini kapsayan 5 bin yıllık döneme ışık tutan ve altında 12 milyon ton kömür rezervi olduğu öngörülen höyükte kurtarma kazısının bu yılki bölümüne şirketle protokol yapılamadığından henüz başlanamadı. Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü ve Kazı Grubu Başkanı Prof. Dr. Nejat Bilgen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2006 yılından bu yana 9 sezondur bölgede çalıştıklarını söyledi. Bugüne kadar yaklaşık 7 bin envanterlik, 20 bin etütlük eser ortaya çıkardıklarını belirten Bilgen, "Bunların bol ve değerli eserler olarak karşımıza çıkmasının nedeni, buraya verilen emek ve uzun soluklu çalışmaydı. Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ile DPÜ arasında gerekleştirilen anlaşma gereği yürüttüğümüz çalışmalar geçen yıl aralık ayında sonuçlandı. Zaten 2013 yılında burasını Çelikler Holding, özelleştirilmesi sonucu devralmıştı. Kendileriyle son 1,5 yıldır çalıştık ancak TKİ ile protokol bittiği için yeniden çalışma şartlarını belirleyebilmemiz anlamında protokol imzalamamız gerekiyordu" diye konuştu. Bilgen, bunun ön çalışmalarının yapıldığını, birkaç kez detaylarının görüşüldüğünü ve öneriler sunulduğunu ifade etti. Henüz bir sonuç alamadıklarını ve protokolün imzalanamadığını anlatan Bilgen, şu bilgileri verdi: "Aslında höyüğün genel özelliklerine bakarsak, höyükte Roma döneminden başlayıp MÖ 3 bine kadar inen 5 kültür katmanı GEKA'dan incire tam destek Aydın da "Kaybolan Toprakların Sessiz Kahramanı İncir" projesiyle kalite ve rekolte kaybının nedenleri ve çözüm yolları araştırılacak. İncirliova Erbeyli İncir Araştırma İstasyonu Müdürlüğü tarafından 2014 yılında Güney Ege Kalkınma Ajansı'na (GEKA) sunulan Kaybolan Toprakların Sessiz Kahramanı İncir projesi çalışmaları devam ediyor. Projenin 2015 yılı Ocak ve Nisan aylarını kapsayan 3 aylık dönemi kapsayan toplantısı Erbeyli İncir Araştırma Sarılop Toplantı Salonu nda gerçekleştirildi. Toplantıda 3 aylık çalışmalar, keşfetmiştik. S- enede 6 ay olmak üzere, son yıllarda 300 işçinin verdiği güçle yıllık ortalama 2 bin eser teslim etmeye başladık. Laboratuvar çalışmalarıyla desteklendiğinde bu sayının 2 bin 500'ü de bulduğu oldu. Seyitömer Höyüğü'ndeki çalışmalar, böyle bir ekip, böyle bir çalışma ve buluntu adediyle üst üste konulduğunda şu an dünyada eşine ender rastlanan büyük kazılardan ve ilklerden denilebilecek özelliklere sahip. Uluslararası yayınlarımız ve onlarca makalemizle burasını dünyaya tanıttık. Dünyadaki birçok bilim adamı bize her gün ya mail yoluyla ya da fotoğraflarla çekilen sinevizyon gösterimi ile katılanlara sunuldu. Türk incirinin iyi bir imajı var Erbeyli İncir Araştırma İstasyon başka yollarla u- laşıyor ve ziyaret ediyor." Çalışmalarımız 3 yılda bitecek Bilgen, işletmeyi devralan firmayla daha önce 3 sezon yaklaşık 550 kişiyle çalışma konusunda mutabık kaldıklarını belirtti. Bu kişilerin 80'inin akademisyen ve öğrencilerden oluştuğuna değinen Bilgen, şunları kaydetti: "Bu höyüğün koni kısmında yapılan kurtarma kazılarında sonuca ulaşabiliriz diye bir öngörüde bulunduk. Bu, bir çeşit taahhüt. Dolayısıyla bunu ilgili firma da uygun olarak karşıladı. Hatta her zaman mayısta başlayıp kasım ayında bitirdiğimiz sezonun, iklim şartlarının el vermesi halinde uzayabileceğini belirttik. Bilimsel anlamdaki dert ve hedeflerimizi özellikle bu höyüğün ilk evlerini de sonuç o- larak görmek ve bunları bilim dünyasına katmak istiyoruz. Böylelikle bir kentin, kat kat milimetrik bütün katmanlarını bilgi ortamına aktardığımız bu koca höyüğün yaklaşık 5 bin yıllık bir tarihinin nasıl bir süreçten geçtiğini kayıt altına almak istiyoruz. Arkeoloji Bölümü o- larak buraya devam etme şansımız olursa belki de dünyada hiç yapılmamış böylesine örnek bir çalışmanın bilimsel çalışmalarla gururunu yaşayacağız." Nejat Bilgen, çalışmalara devam edilmesi halinde kazının 3 yıl sonra biteceğini ve höyüğün altındaki kömürün çıkarılmaya başlanabileceğini sözlerine ekledi. (AA) Müdürü Selim Arpacı, incirin Türkiye'ye yıllık 300 milyon dolar katkı sağladığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Bu da milli gelire önemli bir katkıdır. Kuru incir üretimiz ise yıllık bin ton civarındadır. Bunun 70 bin ton civarındaki inciri dışarıya satıyoruz. Hem iş hem dışta genişleyen bir pazar var ve incir ürünlerinde ilgi artıyor. Sağlıklı ve kaliteli incir üretmeye devam edersek satmaya da devam ederiz. Bizim Türk inciri olarak dışarıda iyi bir imajımız var. Bunu zedelememek için daha kaliteli ve sağlıklı ürünü pazara göndermemiz gerekiyor." Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Mustafa Bircan da konuşmasında Aydın ın 17 ilçesinden 14 ünde incir üretimi yapıldığını belirtti. "Kaybolan toprakların sessiz kahramanı incire sahip çıkmalıyız" diyen Bircan, "İncir ekilen toprakları korumamız gerekiyor. Bununla ilgili çalışmalar yaparak kaybolan toprakları en aza indirmemiz gerekiyor" ifadesini kullandı. (AA) bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: 1. İçi boş, tehlikesi bulunmayan. Koruyan, gözeten. 2. Temsil. Hastalık, illet. 3. İsrail de bir kent. Radyumun simgesi. 4. Rütbesiz asker. Gece denizde balıkların ya da kürek kımıldanışlarıyla oluşan parıltı. 5. Düşünmeden yapılan. 6. Dar ve kalınca tahta. Acı, üzüntü, dert, keder. 7. Sofa. Afrika da bir ırmak. Çıplak vücut resmi. 8. Binek hayvanı. Güzel sanatların bir dalı. 9. El işlerinde kullanılan seyrek dokunmuş keten bezi. Fikir, düşünce. 10. Yiyeceği ortaklaşa sağlanan toplantı. 11. Tören. Kiloamperin simgesi. 12. Satrançta bir taş. Eski dilde sol. 13. Kuşun yavrusuna taşıdığı yem. Aşırı tekrarlandığından usanç verici bir durum alan söz. 14. Parola. Kuranı başından sonuna kadar okumak. 15. Eski Mısır valilerine verilen ad. Manisa ilinin bir ilçesi. 16. Bir elektrotta artı uç. Bir sinir hastalığı, tutarak, yilbik. 17. Vücudun orta bölümü. Japon lirik dramı. Karışık renkli. 18. İnsanlık. 19. Bir iskambil oyunu. Favori. Bir nota. 20. Şeker ve limonla içilen sıcak su. Hatay ilinde bir ova. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. İlkel toplumların taptıkları nesne. Spor müsabakalarını yöneten tarafsız kimse. Habersiz. 2. At oturmalığı. Tatlı sularda yaşayan bir tür gelincik balığı. Kadınsı davranışları olan erkek. İlave. 3. Tanrıya göre insan. Ticaret eşyası. İnce yapılı. Genellikle tırnak yöresinde oluşan iltihap. 4. İyilik, ihsan, lütuf. Dişi geyik. Halkın çok tuttuğu şarkı. Bir şeyin en yüksek ve sivri noktası. 5. Osmanlılarda resmi devlet tarihçisi. Hayvanlarda semizlik. Soru sözü. 6. Evrenpulu. Bağıntılık, görelilik. Manisa ilinin bir ilçesi. 7. Havanda bir şeyi dövmeye yarayan tokmak. Anakaralardan biri. Bir peygamber. 8. Güzel sanat. Yer yer uzunluğu değişen bir uzaklık ölçü birimi. Öç almayı amaçlayan gizli düşmanlık, garez. Japon savaşçısı. 9. Fas ta işlenen yumuşak bir çeşit keçi derisi. Fakülte yöneticisi. İstanbul ilinde bir semt. 10. Eski dilde ağırlama. İnciçiçeği. Boğa güreşi alanı. Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr.

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >> 15 SPOR 19 Şubat Mart Perşembe Perşembe Türk Sporunun gururu Selahattin Baki, Sondakika Gazetesine konuştu PRENS ABDULLAH I GÖRÜNCE ŞAŞIRDIM ÖZEL ÖZEL röportaj röportaj Arkadaşım, b ir büyüğüm İstanbul a gel iyor ilgilenir misin, dedi. İlg ilenirim dedim. Büyüğü, Pren s Abdullah çıktı T ürkiye deki yöneticilerin yarattığı kaos ortamından sıyrılalım biraz. Selahattin Baki, yıllarca yurt dışında okumuş ama Türk kültüründen de kopmayarak Fenerbahçe tribünlerinde önemli görevler üstlenmiş biri. Şimdiki görevi ise bambaşka. Tottenham teknik direktörü Pochettino nun tanımıyla İngiltere nin en tutkulu kulübü olan Shieffield United ın Uluslar arası Futbol Koordinatörü ve yaptıklarıyla Ada da adından sıkça söz ettirmeyi başarmış durumda. Onunla tribünden yola çıkarak Shieffield ı ve futbolu konuştuk. Sözü ona bırakalım o zaman Klasik soruyla başlayalım. Selahattin Baki kimdir? Öncelikle röportaj davetiniz için teşekkür ederim. Kısaca anlatmam gerekirse ilkokulu burada okuduktan sonra İngiltere'ye gittim. 11 yaşımdan 17 yaşıma kadar İngiltere'de okudum. Sonrasında Amerika maceram oldu 5 yıl. Boston'da okudum. Sonra dondum Türkiye ye yılım boş boş gezmekle geçti. Sonrasında deniz taşımacılığı işine girdim özel bir şirkette. Bunun ardından Prens Abdullah ile tanıştım ve 2007 Mart ayında resmi olarak onun yanında yatırım danışmanı olarak çalışmaya başladım. Prens Abdullah ile tanışmanız nasıl oldu? Benim Amerika'dan Suudi Arabistanlı bir arkadaşım vardı. Bağımızı koparmamıştık yılında bana telefon açtı. Onun için çok önemli olan Arap bir büyüğünün Türkiye ye tatile geleceğini ona zaman ayırıp ayıramayacağımı sordu. Seve seve dedim. Gelen kişi Prens Abdullah cıktı. Prens Abdullah ile 11 gün boyunca sürekli beraberdik İstanbul'da. Çok sevdi İstanbul'u, bayıldı hatta. Benim de iş fikirlerimi beğendi. Futbola olan tutkum da hoşuna gitti. Bana iş teklif etti ama Riyad da yaşamam gerektiğini söyledi. Ben ilk başta kabul etmedim. Aradan 1 yıl geçti, yine aynı teklifi sundu. Ben de askerliğimi yaptıktan sonra değerlendirebileceğimi söyledim. Uygun gördü. Askere gidip geldikten sonra da görevim başladı. AKLIMIZDA LEAGUE ONE KULÜBÜ YOKTU futbolunu İngiltere futbolu yapan birçok camia orada. Sponsorluk olayları da bambaşka boyutlarda... Ligue One'la alakası yok. Mesela bazen Türk şirketlerle görüşüyorum sponsorluk için. Hepsi, "Championship'e çıkın öyle görüşelim" diyorlar. Televizyonda görülsün istiyorlar. İNGİLTERE NİN EN İYİ 8. ALTYAPISI BİZDE FENERBAHÇE YÖ NETİMİNDEN AĞABEYLİK GÖR DÜM ğinmek lazım aslında. Turkiye'de bir insan fazla futbol fanatiği ise hemen cahil ve serseri damgasını yiyorsun. "Boş adam, futboldan başka bir şey izlemiyor" derler. Ben İngiltere'dekilere çok özeniyorum. Mesela 50 yaşında adam. Yanında karısı ve çocuğu, hem kendi üstünde hem de çocuğunun üstünde tuttuğu takımın forması var sinemaya gidiyorlar. Türkiye de yapınca kro damgası yersin. Fenerbahçe ko siniz. Shieffield ngre üyesi- Temelli aradı, 'a te olduktan sonra yönetici "Seninle gurur brik etti. Fe du ne rb ah çe camiasından bi dedi. Bu çok ön yuyorum" r geri donuş emli bir şey. oldu mu size? Çok mutlu oldu m. Daha sonra bir Fenerbah çe-galatasaray dergisinde Yönetim bazınd Sh a ieffield ağ ab ey- United yö likler gördüm di netimi geldi İs yebilirim. tanbul'a. Aziz Yıld Mesela ismimin ırım'la tanıştılar, hepsini çok açıklandığı dı. Misafirperv güzel ağırlaer akşam FeKeza İhsan Topalik gördüler. loğlu öyle. nerbahçe Shie Asbaşka- çe ffield United- FenerbahTÜRKİYE DEN LEAmaçı öncesind GUE ONE A OYUNCU nı Ömer dırım'ın ekstra e Aziz YılGETİREMEZSİN çabaları oldu. Neden Shieffield United? rıtürkiye'den hiç oyuncu Prens Abdullah'ın ben tanıdığımdan beri nı verdi. izlediniz mi? Ya da oyuntürkiye de tribün içerisinde olan ve yılingiltere'den bir futbol kulübü alma hayali vardı. Herkeste olduğu gibi Premier Lig ta- larını tribüncülüğe vermiş insanlar, başıboş, cu öneren oldu mu? Hayır, hiç izlemedim. Bir öneri de alipe sapa gelmez ve hayattan beklentisi olkımı hayaliydi bu aslında ama öyle zor bir madım. Şöyle bir şey olacak: Altınordu, mayan insanlar olarak görülür. Bunun sıiş ki İngiltere'den takım satın almak... Bir U12 turnuvasına davet etti Shieffield Unikıntısını yaşadınız mı? Bunlar karşınıza suru takımla görüştük. Hem Championsted'ı. Onlara da teşekkür ederim. Aslında bu olumsuzluk olarak geldi mi? hip'ten hem de Premier Lig'den. Hiç Leasorunun cevabını daha önce verdiniz. Ligue Geldi ama kısa surdu. Çünkü şansa bir gue One takımı yoktu kafamızda. Ama ShiOne kulübü olduğumuz için kimse dikkate effield United'ın asıl sahibi Kevin McCabe, kariyerim olmadığı çok belli. Yıllar suren çabaların ardından bu konuma geldim. Yap- almıyor bizi Türkiye den. İddia ediyorum, Prens Abdullah'la Riyad'da bir toplantı yatürkiye den Ligue One'a futbolcu getiretığım projelerle, İngilizcemle, temsil ettipıp, Shieffield'ın tarihi anlattı. Sonra Amemezsin. rikalı danışmanımız ve şu an kulübümüzün ğim kişi ve şirketlerle ilgili önemli bir yere eş başkanı Jim Phipps bize gorev verdi Shi- sahibim. İlk 1-2 hafta uğraştılar. Sonra bu Championship'e çıktığınızda gelirler mi? söylediğim şeyleri öğrenince bıraktılar. effield ile ilgili rapor yazmamız için. BakOrada olay değişir. Bana Gore Premier tık, camia ve taraftar potansiyeli çok büyük, Hem Türkiye de hem de İngiltere'de uğraşılmadı desem yalan olur. Bu konuya da de- Lig'den daha zevki Championship. İngiltere Prens in de aklına yattı ve satın alma kara- Uluslararası Futbol Koordinatörü olarak Türkiye'yle karşılaştırdığınızda çalışmalarınız nasıl sürüyor? Scout sistemi nasıl işliyor? Türkiye ile karşılaştıramam, çünkü bu işler nasıl yapılıyor bilmiyorum. Biz orada teknik direktörümüz Nigel Clough'ın kardeşinin önderliğinde yürütüyoruz çalışmalarımızı. Derby County'deyken de scout ekibinin başında hocamızın kardeşi varmış. Yerel ligleri izliyoruz. Premier Ligi de izliyoruz zaman zaman. Çünkü fırsat doğabiliyor. Scout ekibi bize listeleri yolluyor. Teknik direktörümüz, CEO'muz, Eş Başkanımız ve ben kapanıp bir odaya saatlerce izliyoruz. En sonunda performans fiyat karşılaştırması, bütçemiz ne kadar, en çok hangisine ihtiyacımız var gibi süzgeçlerden geçiriyoruz. Altyapınız ne durumda? İngiltere'nin en iyi 8. altyapısı bizde. Mesela ilk gittiğimde Türk ukalalığı yaptım. Bizim altyapıdan sorumlu kişiye, "Madem İngiltere'nin en iyi 8. altyapısı biziz, neden bu ligdeyiz? Bizim oradaki büyüklerin birçok şampiyonluğu var." dedim. Ne cevap verdi biliyor musun? "Ben Türkiye deki ortamı da çok iyi biliyorum. Siz küçücük çocukları alıp şampiyonluğa oynatıyorsunuz, biz burada adam yetiştiriyoruz. Yılda 1 oyuncuyu A Takıma çıkarınca, ben görevimi yapmış oluyorum." Ama Türkiye den bir kişi de arayıp, "Altyapınızı ziyaret etmek istiyoruz" demedi bu sure zarfında. Hiç merak edilmedi yani, öyle mi? Evet, kimse merak edip aramadı. Bunun nedeni Ligue One'da olmanız olabilir mi? Örneğin Premier Lig takımı olsanız böyle olur muydu? %100 Ligue One'da olmamız. Zaten Premier Lig takımı olsak çoktan kapımızı aşındırmışlardı. Millet olarak şekilciyiz biz. Ligue One kulubu olduğumuz için kimse umursamıyor. Benim kendi arkadaşlarım da ciddiyetine yarı final için Wembley'e gittiğimizde vardılar. Bir arkadaşım arayıp, "Senden özür dilemek istiyorum. Ben şimdi idrak ettim olayın büyüklüğünü." dedi.

15 SAYFA 16 KONUT GöRüNüMLü turistik işletmeler vergi kaybına yol açıyor Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Hukuk Danışmanı ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ferhat İlker Ünsever, konutların amaçları ve tanımları dışında, sözleşmeyle kısa süreli kiralandığını belirterek, apart olarak inşa edilen, belediye tarafından ruhsat verilmediği için kapatılan konutların, tabeladaki "apart" ibaresinin "apartman" haline getirilip haftalık ve hattâ gecelik olarak turistlere verildiğini söyledi. Ünsever, bakanlığın konuyu doğru bir şekilde ele alarak yeni konaklama işletmesi modelini uygulaması gerektiğini vurguladı. Dayalı döşeli dairelerin kısa süreli kiraya verilemeyeceğini kanunlardan örnekle açıklayan Ünsever, Türk Borçlar Kanunu kapsamında konut kiralarına ilişkin kanunun 339. maddesinde yapılan düzenlemede, 'Konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin hükümler, bunlarla birlikte kullanımı kiracıya bırakılan eşya hakkında da uygulanır ancak bu hükümler, niteliği gereği geçici kullanıma özgülenmiş taşınmazların altı ay ve daha kısa süreyle kiralanmalarında uygulanmaz.' denmektedir. Bir başka deyişle kanun, 'Otel, pansiyon, yazlıkların, bedeli karşılığı maliki dışındaki kişilerce kullanımlarında kira ilişkisi olmaz.' demektedir. Daha açık bir söyleyişle mevcut durumda konutların, turistik amaçlı seyahat e- denlere bedeli karşılığında kısa süreli kullandırılması faaliyetinin kira ilişkisi sayılması mümkün değildir. diye konuştu. KONUT AMAÇLI MEKANLAR TİCARİ O- LARAK KULLANILAMAZ Tam anlamıyla denetimi yapılmamış ve konut amacıyla inşa edilen mekanlarda ticari faaliyet gösterilmesinin birçok kanuna aykırı olduğunun altını çizen Ünsever, şunları kaydetti: Denetim, standart ve tüketici haklarına konu olmayan, sağlık ve güvenlik koşullarına uygun olup olmadığı denetlenmeyen ve konut olarak kullanılan mekânlarda ticari olarak konaklama işletmesi faaliyeti gösterilmesi, Yapı Kullanma İzin Belgesi ile belirlenmiş kullanım amacına, konutların ticari işletme olarak kullanımını engelleyen Kat Mülkiyeti Kanunu na, 'İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı' olmadan ticari faaliyet gösterilmesi nedeniyle Belediye mevzuatının birçok düzenlemesine, İmar Kanunu'na, Belediye Kanununa, vergilendirilmeyen bir gelir elde edilmesi Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre Türkiye de yaklaşık 100 bin konut, turistik amaçlı kiralanıyor. Her yıl bu konutlarda 15 milyona yakın yerli ve yabancı turist tatil yapıyor. Kayıtdışı olan bu yöntemle devlet, yıllık 2 milyar lira vergi kaybına uğruyor nedeniyle Vergi Usul Kanunu na aykırıdır. BAKANLIK BU KONUYU HUKUKEN DOĞRU ŞEKİLDE ELE ALMIYOR Bakanlığın konuyla ilgili çözüme, turizm a- maçlı faaliyetleri tespit gözüyle baktığını ve çözüm önerisinin hukuken yanlış olduğunu savunan Ferhat İlker Ünsever, konunun turizm amaçlı faaliyetlerin pazarlaması olarak görüldüğünü ve hukuken doğru bir şekilde ele alınmadığını ileri sürdü. Ünsever, çözüm için yeni bir konaklama işletmesi modeli oluşturulmasını önerdi. (CİHAN) Termik santral için 5 bin imza Soma ilçesi Yırca mahallesinin bazı sakinleri, termik santralin yapılması için 5 bin imza topladıklarını ve bu imzaları TBMM'ye götüreceklerini belirtti. Yırca Mahalle sakinlerinden 20 kişi, Soma Kaymakam vekili Kırkağaç Kaymakamı Ali Sırmalı'yı ziyaret ederek mahallelerinde santralin kurulmasını istediklerini bildirdi. Bu yönde topladıkları imzaları TBMM'ye götüreceklerini dile getiren mahalle sakinlerinden Ethem Balcı, Yırca sakinleri olarak santralin yapılması amacıyla kampanya başlattıklarını kaydetti. Mahallelerinde santrale karşı bazı olayların yaşandığını hatırlattı. (AA) İşsizlik değil mesleksizlik var 100. yılında özel 18 Mart sergisi İzmir Büyükşehir Belediyesi, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 100. yıldönümü dolayısıyla özel bir sergi hazırladı. Kent Arşivi ve Müzeler Şube Müdürlüğü tarafından farklı detaylar ve özel fotoğraflarla hazırlanan 100. Yılında Çanakkale sergisi, Vasıf Çınar Meydanı nda açıldı. Açılışa milletvekilleri Alaattin Yüksel ve Mustafa Moroğlu, İzmir Valisi Mustafa Toprak, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila ve diğer vatandaşlar katıldı. Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı nın ardından sergi gezildi. Sokak Sanatçıları Atölyesi, Kurtuluş Savaşı nın sembol fotoğrafından olan Cumhuriyeti Biz Böyle Kazandık fotoğrafındaki sahneyi canlı heykellerle yansıttı. Büyükşehir Belediyesi Bandosu sanatçısı Öznur Korkmaz da sazı ile Çanakkale türküleri seslendirdi. Çanakkale Savaşı'nda Mehmetçiğin 10 ay boyunca sürdürdüğü destansı mücadeleyi, kara ve deniz harekatları ile savaşın önemli detayları hakkında bilgi, belge ve fotoğraflarla anlatan 64 panoluk sergi, 27 Mart 2015 tarihine kadar gezilebilecek. (CİHAN) Hayalet gemiler tehlike saçıyor Ege Denizi'nde mahkemelik olduğu için mürettebatsız olarak çeşitli limanlarda demirli bulunan Bodyer isimli kuru yük gemisi Aliağa'dan Foça'ya sürüklendi. Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Başkanı Yusuf Öztürk, hukuki sürecin uzamasının d- enizdeki can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü ifade etti. Armatör şirketler hakkında açılan davalarda mahkeme kararlarıyla Aliağa'daki limanlarda demirli tutulan hacizli gemilerin can ve mal güvenliğini tehdit ettiği belirtildi. Özel limanların k- abul etmek istememesi nedeniyle limanlar bölgesine yakın koylarda demirli tutulan 7 hacizli gemi, her fırtınada denizcilere korkulu anlar yaşatıyor. Bu gemilerden Gofer B'nin 10 Şubat 2015'deki poyraz fırtınasında Çandarlı'dan Mordoğan'da yaklaşık 35 mil sürüklenmesinin ardından bir sürüklenme haberi de Foça'dan geldi. Aliağa'daki limanlar bölgesinde demirli bulunan Bodyer isimli kuru yük gemisinin Foça Arslanburnu mevkiinde bulunan Kartdere Adası kıyılarında karaya oturduğu saptandı. Foça nın bir turizm kenti olduğunu belirten vatandaşlar, görüntü ve çevre kirliliği yaratan geminin bulunduğu yerden acilen kaldırılmasını talep etti. Deniz Ticaret Odası İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk, gazetecilere yaptığı açıklamada hacizli gemilerin yarattığı riskin çok büyük olduğunu, bunun çözümü için acilen adım atılması gerektiğini belirtti. "Serseri mayın gibi ortalardalar. Her fırtınada teyakkuz halindeyiz" diyen Öztürk, şöyle konuştu: "Maalesef kanunlarımız bu gemilerin satılmasına izin vermiyor. (AA) Muğla Çalışma ve İş Kurumu Müdürü İlyas Sarıyerli, 1,3 milyonluk açık iş eritildiğinde Türkiye'de işsizlik oranının yüzde 7'lere inebileceğini söyledi. Sarıyerli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çalışma hayatıyla işçi ve işveren münasebetleri, istihdam konularıyla ilgilendiklerini belirtti. Son verilere göre Türkiye'de işsizlik oranının yüzde 10,5, Muğla'da ise yüzde 7,3 olduğunu bildiren Sarıyerli, "Turizm sezonu için ne gibi gelişmeler yapabiliriz, gerek işçilerimize gerekse işverenlerimize ne gibi destekler yapabiliriz, bunu araştırıyoruz" dedi. Son bir ayda Muğla'da 22 iş gücü yetiştirme kursu açtıklarını anlatan Sarıyerli, ortalama 450 kişilik iş gücü yetiştirme hazırlığı içerisinde bulunduklarını kaydetti. Çalışanların eğitimi konusunun da kendileri için önemli olduğunu dile getiren Sarıyerli, şöyle devam etti: "İşletmelerimizde işçilerimizin çoğunun mesleki Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), istihdamın önündeki en önemli engellerden biri olan mesleksizliği ortadan kaldırmak için hayata geçirilen Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) projesindeki başarılı uygulamalarıyla örnek gösterildi. EBSO, ülke genelindeki beş iyi UMEM uygulamasından üçüne imza attı. Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği yeterlilik belgesi bulunmuyor. Hedefimiz gerek denetimlerde işverenlerimizin rahat etmesi, gerekse vatandaşlarımızın bir mesleki yeterlilik belgeleri edinmeleri ve sonra Türkiye'nin herhangi bir yerine gittikten sonra bu belgeyle çalışmaları. Dolayısıyla bu belgeyle iş bulmalarının kolaylaşması açısından çalışanlarının eğitimine, işbaşı eğitim programına önem veriyoruz." Sarıyerli, Muğla'da yaklaşık 3 yıldır her 6 ayda bir iş gücü piyasası araştırmaları yaptıklarını i- fade ederek, sahada gezerek 2 bin civarında işvereni ziyaret ettiklerini söyledi. Yaklaşık 25 iş ve meslek danışmanları bulunduğunu bildiren Sarıyerli, "Uzmanların değerlendirmesinde ortaya çıkan sonuç, özellikle servis elemanı konusunda, küçük motorlu araçların tamir bakım ve benzerinde ve yat kaptanlığı gibi deniz sektöründe eksiklikler var" diye konuştu. Türkiye'deki işsizlik sorununun genelikle mesleksizlikten kaynaklandığını vurgulayan Sarıyerli, şunları kaydetti: "Ülkemizde 3,3 milyon işsiz Örgütü (OECD) verilerine göre yaş arası genç işsizliğinde ve eğitimsizlikte ilk sırada olmanın Türkiye'ye yakışmadığını söyledi. Yorgancılar, İşsizlik sorununu ortadan kaldırmak için vargücümüzle çalışmalıyız. dedi. var ama bir taraftan da 1,3 milyon açık işimiz bulunuyor. Yani işverenlerimiz 1,3 milyon işçinin çalışacağı iş alanı üretmişler ama vatandaşlarımız gerek mesleksizlik, gerekse başka sebeplerle çalışamamakta. Bu da işsizlik oranımızın EBSO meslek komiteleri ortak toplantısı düzenlendi. Başkan Yorgancılar, burada yaptığı konuşmada dolar kurundaki artışın üreten kesimde endişelere sebep olduğunu söyledi. Yılbaşında 2,30 lira seviyesinde seyreden doların bugün 2,60 lira seviyesine çıktığını ve üreten kesim temsilcilerinin milyar dolar daha borçlu hale geldiğini kaydeden Yorgancılar, 2012 de yüzde 108,3 olan Ekonomik Güven Endeksi 2014 te yüzde 88,9 a, aynı yıl yüzde 79,6 olan Tüketici Güven Endeksi ise 2014 te 69,2 ye gerilemiş. OECD verilerine göre yaş genç işsizliğinde eğitimsizlerin oranı yüzde 31,3. Bu oranla 11 milyonluk Yunanistan ın bile gerisine düşmüş durumdayız. Gençlerimizi önce mesleksizlikten, ardından işsizlikten kurtarmamız gerekiyor. dedi. göreceli olarak yüzde 10,5'lerde olduğunu gösteriyor. Bu nedenle işsiz vatandaşlarımızı meslek edinmeye davet ediyorum. 1,3 milyonluk açık işimizi erittiğimizde ülkemizde işsizlik oranının yüzde 7'lere indiğini görmemiz mümkün." (AA) Ege Bölgesi Sanayi Odası UMEM projesinde örnek GÖSTERİLDİ BİN 850 KİŞİ İŞE YERLEŞTİ Ender Yorgancılar, Türkiye nin dinamik ve güçlü bir ülke olduğunu, bu gerçekten hareketle geleceğe dair güçlü umutlar beslediklerini kaydederek, EBSO olarak üzerlerine düşen görevin bilinciyle işsizlik-mesleksizlik probleminin çözümü için 2011 de uygulamaya koyulan UMEM'i sahiplendiklerini söyledi. Proje kapsamında 65 meslek grubunda düzenlenen 260 kurstan 3 binin üzerinde k- işinin mezun olarak, bin 850 sinin de işe yerleştiği bilgisini veren Yorgancılar, EB- SO nun gösterdiği bu başarılı performans, ülke genelinde yankı buldu. Ülke genelinde beş iyi UMEM uygulamasından ilk kurs merkezinin İzmir de açılması, Vestel in 81 ilden kursiyerinin İzmir de eğitimi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile başlatılan ilk proje olması dahil üçü EB- SO ya ait. Bu proje kapsamında devlet, beş yıl boyunca S- GK işveren katkı payını ödüyor. Nereden tasarruf edebiliriz, rakiplerimizle nasıl rekabet edebiliriz denilen ortamda, maliyet azaltıcı bu ve benzeri projelere, büyük işletmeler kadar KOBİ ler ve sizler de sahip çıkmalısınız. diye konuştu. (CİHAN)