Muhabbetten Muhammed (s.a.v) oldu hâsıl, Muhammedsiz (s.a.v) muhabbetten ne hâsıl.

Transkript

1 Genel Kültür ve Edebiyat Dergisi / Sayı: 6 Yıl: 2015 / Bu dergi Sultan Alparslan Koleji yayınıdır. Muhabbetten Muhammed (s.a.v) oldu hâsıl, Muhammedsiz (s.a.v) muhabbetten ne hâsıl. Biz O (s.a.v) nu Görmeden Sevdik Oğluma Öğüt Mehmed im Vermedi Sarıkamış ı Okulum

2

3 İÇİNDEKİLER 2- Biz O (s.a.v.) nu Görmeden Sevdik 3- Efendiler Efendisi 4- Kainatın Güneşi 5- Şehitlerin Sultanı 6- Canım Peygamberim 7- Peygamber Efendimiz 8- Peygamberim 9- Sevgili Peygamberim 10- Peygamber Efendimiz Deyince 11- Allah ım ve Peygamberim 12- Naat 13- Sevgi 14- Kardeşlik 15- Ailenin Önemi 16- Oğluma Öğüt 17- Küçük Kalbin Büyük Hasreti 18- Çileli Bir Sürecin Meyvesi Okuma-Yazma 19- Canım Annem 20- Annem 21- Büyük Şair 22- Zeytin Ağacının Hikayesi 23- Mehmedim Vermedi Sarıkamış ı 24- Kış Mevsimi 25- Ramazan Günleri 26- Umudu Umut Etmek 27- Sultan Alparslan Koleji 28- Çalışmak 29- Polis 30- İnsan İlişkilerinde Güleryüzün Önemi 31- Para İklimi 32- Öğretmen Sevgisi Dergi Sahibi Sultan Alparslan Koleji Fatih AKASLAN Yazı İşleri Sorumlusu Hülya KEKLİK Zafer BEKTAŞ Seringül AKGÜL Editör Mekin ORAKCI Yazı İnceleme Fahri ESEN Salih TAM Mehmet PURTAŞ EDİTÖRDEN Yeni bir Cemre ile karşınızdayız. Topraktan başını yeni çıkaran rüşeyimlerimiz yine sizlere en masum duygularını fotoğraflamışlar, yine masum olmanın en turfandasını sözcüklere dökmüşler Her bir kelimelerinde bağban olmanın heyecanını bize bir daha tattırıyorlar güllerimiz. Gönül yamaçlarımızda yeni heyecanlar uyandırıyorlar Yeni Cemre lerle ve yeni güllerle buluşmak dileğiyle Mekin ORAKCI Türkçe Öğretmeni Tasarım Kardelen Ajans Baskı Tarcan Matbaası Tel: İletişim Bilgileri Şehitler Mahallesi Turan Çelik Caddesi No: 139 Tıp Fakültesi Karşısı /Kars Tel: Faks: twitter.com/alparslankolej 1

4 Başyazı Biz O (s.a.v) nu Görmeden Sevdik Mekin ORAKCI - Türkçe Öğretmeni Bugün artık insanların hayatlarında sevginin yeri yok. Gönüller kinle, nefretle kirlenmiş. Başkasını karşılık beklemeden sevmenin yeri kalmadı bu dünyada. Gönüller nefretin kıskacında zar zar inliyor. Menfaatlere taparcasına bağlılığın adı oldu sevgi. İzzetin olmadığı yerde zilletin hükümranlığının adı oldu sevgi. Sevgi yaban ellerde nefis ordularının doyma bilmez metası, esiri oldu. Öyle ki asırlar öncesinden sesi gelen Yunus un Dövene elsiz / Sövene dilsiz / Derviş gönülsüz gerek. çığlığı gömüldü yerin derinliklerine. Yok kimsenin kimseye tahammülü. Öfkenin ateşi sardı her yanı. Yuvalar öfke ateşinde saman çöpleri gibi küle döndü. Hoşgörü, tevazu halinden anlaşılmayan birer garip oldu. Dostluklar, iğreti sevgilerin pamuk ipliklerine emanet Çünkü gönüllerde muhabbetten hasıl olan Hz Muhammed (s.a.v) e yer kalmadı, O(s.a.v) nun yerini başka sevdalar, başka hülyalar, başka duygular aldı. İnsanlar En Sevgili nin dünyasından uzaklaştıkça sevgi ve muhabbet iklimine yabancı oldu, susadıkça deniz suyunu içti. Ne var ki susuzluğunun artmasından, ciğerinin çatlamasından başka işe yaramadı. İşte böyle bir ortamda, sevgi ve nefretin her yanı sardığı bir dünyada karanlığı yaran bir ışığın, sevginin cilvesidir Cemre. Yeryüzünün bütün nefretlerine, kinlerine inat bütün insanlığa gönül kapılarını açmanın adıdır Cemre. Şimdilerde bütün dünyayı saran kin ve adavetin mahkumu insanlara sevgi hazinesinden şerbetler sunan mahcup ve mütebessim bir kız çocuğudur Cemre Yakıcı çöl sıcaklarında yüreği çatlayanlara vahalara yürümenin izidir Cemre. Cemre üşüyen gönüllere bir sıcak nefhadır. Cemre karanlığın dehlizlerinde görmeyen gözlere bir nurdur. Cemre minik elleri, fakat kocaman gönülleri olan çocuklarımızın En Sevgili nin kevser havuzundan sundukları ab-ı hayattır. O(s.a.v) nu görmeden seven, O(s.a.v) nun nuruna uçan kelebeklerin, çocukların heyecanıdır Cemre Buyrun, bu heyecana sizler de şahit olun. 2 SULTAN ALPARSLAN KOLEJi

5 Efendiler Efendisi Aylin TAŞKINSU - 4/C Efendim, Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Çünkü sizin gibi nur yüzlü, şefkatli, merhametli ve daha sayılamayacak kadar güzel bir insanla konuşmak için kelimeler yetersiz kalır. Aslında size anlatmak istediğim çok şey var. Öncelikle sizi ne kadar sevdiğimi dile getireceğim Efendim, sizi bu dünyaya davet etmek isterim fakat davet edemiyorum, çünkü bazı insanların Ben Müslümanım. deyip de bir çok suç işlediği bir yere davet edemiyorum. Efendim, keşke seni görebilsem. Ey Efendiler Efendisi, bir gün sofraya oturup sizinle yemek yesem Ey Efendiler Efendisi, bir gün sizinle okusam Kur an-ı Kerim i, bir gün sizinle okusam duamı. Ey Efendiler Efendisi, biliyorum biz sizi görmesek de siz bizim sizi nasıl sevdiğimizi çok iyi biliyorsunuz. Efendim biliyorum sana çok işkence çektirdiler ama sen hiçbir zaman pes etmedin: Bir elime güneşi, bir elime ayı verseler bu davadan vazgeçmeyeceğim dedin. Efendim, işte o gün, o yıl; yıl 571, günlerden pazartesi ve 20 Nisan. Şereflendirdin dünyayı o gün. Mucizeler gerçekleşti çünkü Muhammed-ul Emin doğmuştu, gelmesi beklenen son peygamber doğmuştu. 3

6 Kainatın Güneşi Abdullah SANGU - 3/D 571 sabahıydı, Sen gelmeden adın gelmişti. Herkes seni soruyor merak ediyordu. Ey Muhammed (s.a.v), sensin alemlere rahmet. Doğduğun geceydi, Yıldızlar salkım salkımdı, Sanki yere değiyordu. Ay ışıl ışıldı, Seni bekliyordu bütün bir cihan. O gül yüzüne hasretle bakan, Görmeden göçmüştü bu dünyadan. Sana doymadan gitmişti annen, Yine tek kaldın ya Muhammed (s.a.v). Gitmişti herkes himayen altında, Vermişti herkes bedenini Allah a. Muhammedül Emin diyorlar sana. Ey yetimler yetimi, Ey garipler garibi! 4 SULTAN ALPARSLAN KOLEJi

7 Şehitlerin Sultanı Hz. Muhamme de (s.a.v) Ecenaz KIRANŞAL - 4/B Ey Şehitlerin Sultanı, Yetimlerin Babası, İnsanların Efendisi, Ay Yüzlü Peygamberimiz, Seni görmeden sana sesleniyoruz. Senin nefesini hissedercesine, seni duyarcasına sana sesleniyoruz. Bize söylediğin sözleri duyarcasına sana sesleniyoruz. Bizim, senin yolunu gözlemekten başka işimiz ne olabilir ey Nebi? Senin yolundan yürümekten, senin yoluna güller saçmaktan başka ne işimiz olabilir? Senin bir sesin için günlerce bekleriz ya Resulallah! Bizim kalbimize doldurduğun Allah sevginden başka ne isteyebiliriz? O gül kokunu çekmek, o ay yüzünü görmek Nasihatlarını dinlemek düşer bize. Yaşamın boyunca yaptıklarını hatırlıyoruz. Seni örnek alıyoruz ya Resulallah! Sen düşmanını bile incitmezken, bize onları incitmek düşmez ey insanların efendisi! Nurlar içinde yat. 5

8 Canım Peygamberim Hilal OTHAN - 2/B Sevgili Peygamberim, Ben Hilal. Sekiz yaşındayım sana bir mektup yazmaya karar verdim. Seni hiç görmedim ama seni bana anlattıklarında da seni çok sevdim. Şu an 2. sınıftayım. Öğretmenim bana, senin hayatını anlatan bir kitap verdi. Ben de seni daha iyi tanımış oldum. Çok zorluklarla mücadele ettiğini öğrendim. Senin adaletli, güvenilir, yapılan kötülüklere iyilikle karşılık verdiğini öğrendim. En önemlisi; bize yani kız çocuklarına verdiğin değeri duyunca çok duygulandım. Kısacası senin bütün sünnetlerini kendime örnek alıyorum. Sadece birkaçını söyleyeyim: Tabağımda yemek bırakmamaya, israf etmemeye, temiz olmayı, güzel ahlaklı olmayı, senin bize öğrettiğin gibi olmaya çalışacağım. Seni anlatmak ne kelimelere ne satırlara sığar. Bunlar senin için söylenecek birkaç satırdan biri. Şimdi mektubuma son verirken o gül kokan ellerini doya doya öpüyorum. Son olarak, seni göreceğim, doya doya sarılacağım ve yanında sonsuza kadar kalacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum. Seni çok ama çok seviyorum güzel peygamberim 6 SULTAN ALPARSLAN KOLEJi

9 Peygamber Efendimiz Gülşah Yaren GÜNAL - 2/B Duydum ki, Mutluluğun kaynağıymışsın, Herkese mutluluk saçarmışsın, Yetimlerin başını okşarmışsın, Benim güzel peygamberim. Çocukları çok severmişsin, Kucaklar, öpermişsin, Her zaman düzenli giyinirmişsin, Benim güzel peygamberim. Gül gibi kokarmışsın, Herkese yardım edermişsin, Kimsenin kalbini kırmazmışsın, Benim güzel peygamberim. 7

10 Peygamberim Merve BUDAK - 4/C Sevgili Peygamberim, Nasıl söze başlasam bilemiyorum. Çünkü seni kelimelerle anlatmak yetmiyor. Seni herkes gibi ben de seviyorum hatta herkesten çok seviyorum. Sevgili peygamberim biliyor musun? Biz Kutlu Doğum Haftasında yani sizin doğum ayınızda yarışmalar yaptık. Bu yarışmanın kaybedeni olmuyor. Hem senin hayatını öğreniyor hem de eğleniyoruz. Sevgili Peygamberim, Seni o kadar seviyorum ki sana olan sevgim tarif edilemez. Senin hayatını öğrendiğimde senin üzerine pislikler atıldığını, geçtiğin yollara dikenlerin döküldüğünü öğrendim. Sana işkenceler yapmışlar. Bunlar aklıma geldiğinde şu küçük kalbim sanki parçalanıyor, içim yanıyor. Sanki kendimi o günlerde hissediyorum. Amcan Ebu Leheb in yaptıkları... Neden inanmadılar? Sen hiç yalan söylememiştin halbuki. Efendim, ben seni hep rüyamda görmek istiyorum. Çünkü senin adının geçtiği yerlere gelirmişsin. 8 SULTAN ALPARSLAN KOLEJi

11 Sevgili Peygamberim Zehra TOPTAŞ - 2/A Yüzünde bir nur varmış, Kokun da mis gibiymiş. Benim güzel peygamberim. Sevgi dolu kalbinle, Herkesi çok seversin. Bütün çocuklar Gelir senin yanına. Sen herkese gülümsersin, Kalbin sevgi dolu. Sen, ben, o demeden Herkesi çok seversin. Herkes de seni sever, Sen çok iyisin. Seni görmek istiyorum, Sevgili Peygamberim. 9

12 İyilik gelir, Yardımlaşma gelir, Barış gelir, Sevgi gelir, Şefkat gelir, Peygamber Efendimiz Deyince Muhammed Ertuğrul ÇELİK - 3/C Dostluk gelir, Vefa gelir, Arkadaşlık gelir, İman gelir, Sadakat gelir, Hizmet gelir, Okumak gelir, Aşk gelir, Cennet gelir, Cehennem gelir, Ahiret gelir, Komşuluk gelir, Vatan sevgisi gelir, Millet sevgisi gelir, Ümmet sevgisi gelir, İnsan sevgisi gelir SULTAN ALPARSLAN KOLEJi

13 Allah ım ve Peygamberim Rana Aşkın ÖZBAŞ - 3/B Allah ım tektir, birdir. Bunu bilmeyen yoktur. Allah ım güzel Allah ım! Peygamberim de var elbet, Muhammed dir (s.a.v) O nun adı, Nur yüzlüdür, nur sözlüdür. Elbet zaman gelecek, Herkes bir gün ölecek. Buluşacağız mahşerde, Sırattan geçeceğiz. Düşen olursa eğer, Ne kötü bir yer 11

14 Naat Cemil Meriç TAŞGIRAN - 7/B Bu geceler... Bir naata daha şahit. Kalbim aheste aheste aharlanıyorken, Olsun bu naat bir daha ahit. Vahidiyetin ehadiyet olduğu yerde, İster haşrda,ister kevserde, Yan yana olmak şanlı Nebi ile Lütuf ümmeti Muhammediye Zaman akar geçer, Tutamaz nabzını. Faniler ayırır ölümle kınını, Konar göçer, biz gider gider gideriz. Gökte Ahmet yerde Muhammed, Mahşerde n olur bizede şefaat et! Cahiliyenin kuraklarda açan gülüydün, İnsanlıktan fışkıran inanılmaz hüzündün. Hazin sabahlar örterdi akşamları, Şimdi aynı, hepsi aynı. Küffarlar, sarhoşlar cirit atıyor yokluğunda. Senin zamanında vardı Aliler Ebubekirler... Bunların hepsi yalancı, kalmadı bu devirde. Bir tek Sen varsın, o da gönlümüzde SULTAN ALPARSLAN KOLEJi

15 Sevgi Ayşe BALKAY - 5/C İnsanları birbirine bağlayan, dostlukları, arkadaşlıkları oluşturan kelimedir sevgi. Kalpleri birleştiren bağdır sevgi. Sevgi yoksa ailede oluşmaz, arkadaşlık da. Sevgisiz insanlar, kalpler asla mutlu olamaz ama içleri bir yumuşadı mı sevgi ile dolar. Sonsuzluğa giden yola sevgiyle girilir. Yalnızlığı, dışlanmayı sevgi giderir. Sevgi nedir ki? Sevgi, merhamet ve şefkatin birleşiminden oluşur. Sevgi bir gülücük, bir güzel söz, bazen de anne kucağı bazen de babanın verdiği güvendir. Herkesin ihtiyaç duyduğu bir limandır. İnsan özellikle yakınlarından bekler bu sevgiyi. Bazen annenden o da olmazsa babandan beklediğin bir avuç sevgidir. Bazı insanlar merhametsiz gibi görünse de içlerinde yaşanan sevgiyi bitiremezler. Bazen bunlardan bile bekleriz sevgiyi. Ve bu beklenti bazen gönülleri açar. Onların merhamet hissi kalplerindeki sevgiyi aralar. Kısacası hayatımızın vazgeçilmez parçasıdır sevgi. 13

16 Kardeşlik Eylül KORAL - 5/A Kardeş denince akla aynı anne babaya sahip olan aralarında kan bağı olan kişiler gelir. Fakat kardeşlik bununla sınırlı değildir. Bizler Müslümanız ve diğer Müslümanlar bizim kardeşimizdir. Müslümanlık kardeşlik dinidir. Örneğin Medineli Müslümanlar Mekkeli Müslümanlara ile kardeş oldukları için aynı Peygambere, aynı dine ve tek bir Allah a inandıkları için evlerini ve bahçelerini hatta değerli eşyalarını gözlerini bile kırpmadan onlara veriyorlardı. Hem İslam dini din, dil ve ırk gözetmeden herkesi kardeşliğe davet ediyordu. Bu konuda Hz. Mevlana Ne olursan ol, yine gel. sözüyle kardeşliğe verdiği önemi vurgulamıştır. Bunun misalleri bununla da sınırlı değildir. Türkçe Olimpiyatları din dil ve renk ayrımı yapmadan pek çok ülkede çocukları, gençleri kardeşliğe çağırıyor ve onları ülkemizde ağırlıyor. O ülkelerle ülkemiz arasında saygı, sevgi ve kardeşlik bağı oluşturuyor. Çeşitli dernekler vasıtasıyla başka ülkelerle gıda ve para yardımı yapıyor. Son olarak Gelin kardeş olalım. Sözünü söylemek istiyorum. 14 SULTAN ALPARSLAN KOLEJi

17 Ailenin Önemi Yağmur AKIL - 5/B Alaaddin in sihirli lambasından çıkan cinin sizin olduğunu düşünsenize? Herhangi bir oyuncağınızdan çıksa. İlk başta korkar insan, içini bir endişe kaplar. Sonra cininin iyi biri olduğunu anlayınca bütün korkumuz gider. Ve cinin size bir şey yapacağı korkusu da kalmaz. Cin size milyonlarca dolar dolu bir çanta verecek. Fakat cinin tek bir şartı var. Sizden ailenizden uzak bir yaşam sürmenizi istiyor. Peki şimdi bu parayı kabul eder misiniz? Etmezsiniz değil mi? Kimse etmez. Evet kabul ediyorum ki ara sıra ailemizin herhangi bir üyesiyle tartışıyoruz. Bu kişi annen, baban, abin, ablan veya kardeşin olabilir. Evet tartışıyoruz ama bu ailenizin sizi sevmediği anlamına gelmez. Aile kadar kıymetli hiçbir şey yoktur. Aile nedir diye soracak olursanız söyleyeyim. Aile bir insanın doğumundan ölümüne kadar yanında olan tek şeydir. Ailenin bir diğer anlamı da aile bir kişinin şanı, şerefi ve onurudur. Bu yüzden ne yaparsanız yapın parayla hiçbir şeyinizi değiştirmeyin. Özellikle de ailenizi. Çünkü aile parayı değil, sevgiyi gerektirir. 15

18 Habeş GÜNAY / Öğrenci Velisi Uyan artık doğrul da ayağa kalk, Sen uyursan düşman uyur mu oğlum? Mert düşmandan önce hain dosttan kork. Mert düşman arkadan vurur mu oğlum? Namert düşman şerde birleşmiş idi, Yurdu sözde tek tek paylaşmış idi, Oysa halk gerçeği öğrenmiş idi. Koyun kurt inine girer mi oğlum? Devlet dostlarınca arkadan vuruldu, Memleketin kolu kanadı kırıldı, Denize düşünce yılana sarıldı. Yılandan insana dost olur mu oğlum? Oğluma Öğüt Osmanlı savaşta yenik sayıldı, Bu kor Antep, Maraş tan duyuldu, Millet öz yurdunda kovuldu. Atatürk hiç sessiz kalır mı oğlum? 19 Mayıs ta Samsun a çıktı, Bin yıllık koça çınar yıkıldı, Yerine Türkiye fidanı dikildi. Fidan sulanmazsa büyür mü oğlum? Atatürk gerçeği evvel anladı, Samsun da halk meclisi dinledi Türk halkına son sözünü söyledi, Millet ayaklandı durur mu oğlum? Biz kolay kazanmadık bu vatanı, Dinleme üç beş kuruşa satanı, Vatan aşkı bir tek gurur mu oğlum? Çalış, çok çalış vatan büyüsün, Çark çalışsın tekerlek büyüsün, İlim bulutu semayı bürüsün. Cahil insan fayda verir mi oğlum? 16 SULTAN ALPARSLAN KOLEJi

19 Küçük Kalbin Büyük Hasreti Zeynep KARACA - 8/B On dört on beş yaşlarında Büşra adında bir kız yaşarmış. Bir gün kardeşiyle dedesinin yanına gitmiş. Orada günleri güzel geçiyormuş. Dedesinin yanında henüz altı gün kalmışken iç karatıcı bir telefon gelir. Telefonda babasının çok kötü olduğunu ve hemen ameliyat olması gerektiğini öğrenir. Bu haberle dünyası yıkılır. Memleketine hemen geri döner. Hastaneye geldiğinde daha kötü bir haber alır; babasının beyin kanaması geçirdiğini ve yoğun bakımda olduğunu öğrenir. Tam on beş gün böyle geçer. On beş günün sonunda babasının bedeni daha fazla bu yüke dayanamaz, gözlerini hayata kapatır. Büşra nın yüreğini tuhaf bir duygu kaplar. İşte başlamıştı baba hasreti. Bir daha görmemek üzere uğurlamıştı babasını. Hasret her geçen gün artıyor, bir an olsun dinmiyor kalbinde büyük bir boşluk oluşmuştu. O boşluk hiçbir zaman dolmayacaktı Hasreti yüreğinden hiç gitmeyecekti 17

20 Çileli Bir Sürecin Meyvesi Okuma-Yazma Her şey E sesi ile başladı. Gerçekten zorlu bir süreçti okumaya yazmaya geçiş süreci. Okumaya ağırlık verseniz yazma geriledi, yazmaya ağırlık verseniz okuma yavaşladı. Anne yoruldum, sıkıldım. Ne zaman bitecek? Hadi yavrum az kaldı, burayı da yazalım, bitiyor. Her akşam ders çalışırken bir stres Çocuğa belli etmemek için de ayrı bir çaba... Böyle zamanlarda ne yaptık; Her konuda olduğu gibi öğretmenimizde aradık çareyi. Mesela, sene başında yazdığı mektubu açıp okuduk, zaman zaman sıkılacağımızı yorulacağımızı yazmış. Ama pes etmememizi de öğütlemişti öğretmenimiz. Çok işimize yaradı bu mektup, yeniden enerjimizi topladık yola devam ettik. Zaman zaman eve gönderdiği sorumluluk notlar yetişti imdadımıza, çoğu zaman da öğretmenimizin bir telefon uzağında olduğunu bilmek kurtardı bizi. Ne zaman arasak müsaitti, ilgili bir konuşmayla, çözümler üreterek kapattık telefonu. Yavrumun, öğretmenini ne kadar hızlı ve ne kadar çok sevdiğini tarif edemem. Buradaki anahtar kelime Sevgi oldu. Hemen Her akşam evimizde bir şekilde misafir olan, Çocuklarımızın rüyalarına giren, Anne diyecekken yanlışlıkla Öğretmenim dediği kırk yaşına gelse de adını bugünkü gibi capcanlı hatırlayacağı öğretmendir, birinci sınıf öğretmeni. Öğretmenimiz çocukları sevdi, çocuklarda onu. Tabi aynı zaman da biz veliler de sevdik öğretmenimizi. Çünkü o sadece çocuklara değil bizimle de ilgilendi. Veli toplantıları, ev ziyaretleri, çaylar, özel günlerde mesajlar, telefonlar... Bun- 18 SULTAN ALPARSLAN KOLEJi lar görev icabı, zorla yapılacak işler değil. Okuma yazma öğrenme sürecindeki zorlukları aşmamıza yardım eden sıcak samimi fedakârlıklardı. Okuma-yazma öğrenme süreci zorlu bir süreçti gerçekten. Yavrum, anne ben okumaya geçtim, diye geldiği gün derin bir oh çektim. Ben Rehber Öğretmenim ve on iki yıldır velilere 1. sınıfın zor bir yıl olduğunu, sabır gerektiğini anlatıyorum. Bu yıl bunu yaşayarak öğrendim. Klasik okul-veli örneğini, iletişim ve işbirliğinin önemini tecrübe ettik hep beraber. Sorumlulukların çokluğundan, etütlerden yakındık bazen. Çocuğumla, beş kere okumam, iki kere yeter pazarlıkları yaptık. Evin içinde garip sesler çıkararak dolaştık günlerce. t,p,d diye diye... Günler haftalar derken işte şimdi de çocuklarımızın okuma pastasını kesiyoruz. Çok farklı, heyecan verici bir duygu. Hem bizim için hem çocuklar için bu günlerde gördüğü her yazıyı okumaya çalışıyor. Oğlum oldukça da inanılmaz heyecanlanıyor ve mutlu oluyorum. Tabi, onu böyle görmenin bende uyandırdığı duyguların tarifi mümkün değil. Tüm emekleri, sabrı, ilgisi için tüm 1.Sınıf öğretmenlerine çok teşekkür ediyorum. Gayretleri ve çalışmaları için çocuklarımız da teşekkürün en büyüğünü hak ettiler. Allah bize bu güzel çocukları emanet etti. Onları böyle güzel okullarda okutma fırsatı sundu, çok şükür. İnşallah, ömürleri boyunca böyle güzel daha nice günler geceler yaşarız. Teşekkür ediyorum. Hoşça kalınız... Bir Veliniz 1.Sınıf Velileri Adına

21 Canım Annem Beyza SUNGUR - 2/A Canım annem! Seni çok seviyorum. Sen beni büyüttün, Sen bana ninniler söyledin. Üstüm açıldığında, Gelip üstümü kapattın. Canım annem! Seni çok seviyorum, Sen benim bir tanemsin, Oyuncağım ne zaman kaybolsa, Sen hep buluyorsun, Gece gündüz hep benim için çalışıyorsun. Sevgili annem. 19

22 Annem Şevval ALTUNOĞLU - 8/B Hayatımda çok sevdiğim, kendisine çok değer verdiğim kişiyi düşünüyorum ve sonunda kim olduğunu buluyorum. Bu kişi öyle biri ki hayatını bana adamış, benden hiçbir zaman bıkmamış, beni hep sevmiş ve sevmeye devam edecek Üzüldüğümde gönlümü sadece o rahatlatabilecek, hastalandığımda gece başımda saatlerce bekleyecek ve bunu yüzüme vurmayacak Üzüldüğünde tebessümünü eksik etmeyecek, bana çirkin olsam dahi güzel kızım diye seslenebilecek, onu sinirlendirdiğimde,canını sıktığımda bile bıyık altından gülümseyecek,başarısızlığımda sen benim gönlümün birincisisin,seni dünyalara değişmem diyebilecek tek kişi yani: Annem Tüm bu yazdıklarımı herkes hissediyordur. Fakat içimizde buna itiraz edip benim için babam daha değerli diyenler de olacaktır. Buna tabi ki hiç şüphe yok. Babalarımız bizim her şeyimiz. Ama hepimiz biliyoruz ki annelerimiz bizi dünyaya getirirken ne acılar çekiyor ve hatta bazı annelerimizin o merhametli yüreği bu acıyı daha fazla kaldıramayıp şehitlik mertebesine ulaşıyor.işte annenin imtihanı evladının doğumunda başlayıp kendi ölümünde son buluyor. Hani anne kalbi derler ya bunu hala anlayabilmiş değilim. Anneler yavrusunun eli kanadığında kendi eli kanamış, yaralandığında kendi yaralanmış gibi bu acıyı daha derinden hissederlermiş. Bazen kardeşim annemi üzdüğünde, saygısızca davrandığında anneme: Ben senin yerinde olsam iki tane çakardım. diyorum.annem ise kardeşime bakıp sessizce tebessüm ediyor ve bana dönüp: Anne olunca anlarsın. diyor. Yüce Rabbimiz bin merhametinden birini yeryüzüne indirmiş ve onu da annelere vermiş. Gerçekten anneme baktığımda bunu daha iyi anlıyorum artık. Seni çok seviyorum anne!.. Seni büyüdükçe daha çok seviyorum. Bazen aklıma artık bizimle olmadığın evde üç kişi yapayalnız kaldığımız aklıma geliyor. İşte o zaman boğazımda bir şeyler düğümleniyor sanki Gözlerimden yaşlar oluk oluk akmaya başlıyor adeta. Artık bundan eminim, hayatımda senin kadar kime çok değer verebilirim ki anne? Ne şanslıyım ki yanımdasın ve ben bu cümleleri yazabiliyorum. Oysa annenin ne demek olduğunu bilmeyip öğretmenleri Anneler Günü için annelerine mektup yazmalarını isteyince ağlamaya başlayan nice öksüz çocuk var. İçimde şu anda iyi bir insan olma arzusu var. Gidip iyilik yapmak istiyorum. İyilik yapayım ki cennete gidip anneme seslendiğimde annem ayaklarını kaldırıp başını eğdiğinde aşağıda beni görebilsin 20 SULTAN ALPARSLAN KOLEJi

23 Batuhan KARAKURT - 5/A Güzel ülkem için bir marş aranıyordu, Büyük para ödülü onlarca şair... Türkiye sevdasıyla, Marş yazmaya koyuldu. Bu marş hep yaşayacak, Katılmalısın diyordu, Bu marşı senden başka. Yazacak yürekli yok, diyordu. Büyük Şair Hemen duygulandı Akif, O ne büyük şereftir! Güzel ülkem için, Bir marş yazmak gerekti. Duyunca para ödülünü, Umutları soldu. Yurt aşkıyla çarpan kalbi, Aniden durdu. Ben bu ülke için Parayla marş yazmam. Şanlı Mehmet imin Boynunu bükük bırakmam. Israra dayanamayıp katıldı yarışmaya, Milli marşını haykırdı dünyaya. Oysaki paltosunu arkadaşından almış, Yırtık pırtık gezmiş ama vatan aşkı onu sarmış. Teşekkürler Mehmet Akif! Bu güzel marş için. Sana söz veriyorum, Bu marş hep yaşayacak. 21

24 Zeytin Ağacının Hikâyesi Aybüke Şevval ARANCI - 5/B Ben bir zeytin fidesiyim. Serada satılmayı bekliyorum. Yanımda bir tane arkadaşım var. Ben onu çok seviyorum. Günlerden bir gün serada bir telaş vardı. Resmen müşteri akını var desek az kalırdı. Tüm kasaba sanki buradaydı. Bir ara bir adam gelip yanımdaki arkadaşımı alıp gitti. Şimdi yalnızdım. Bir ara bir adam gördüm. Adam çok telaşlıydı. Benim yanıma geldi ve Tam bana göre bir fide dedi. Beni aldı ve paramı ödeyip çıktık. Beni bagajdaki kasaya koyup arabaya bindi. Bir ara durdu. Adam arabadan aşağı inip dükkâna girdi. Orada oyun oynayan çocuklar beni gördü. Sessizce beni alıp kaçtılar. Sonra beni ıssız bir yere bırakıp gittiler. Sonra yanıma küçük bir çocuk geldi. Beni saksımdan çıkarıp toprağa dikti ve suladı. Artık ben toprakta yaşıyordum. Çok mutluydum ama o adamı çok merak ettim. Beni nasıl telaşla almıştı. Acaba şimdi ne yapıyordu? O çocuk gelip hep beni suladı. Bana güzel sözler söyledi. O artık benim dostumdu. Günler, aylar, yıllar geçti. Ben çok güzel bir zeytin ağacı oldum. Günlerden bir gün beni seradan telaşla alan adamı gördüm. O da beni gördü. Gelip bana sarıldı. Beni büyüten o küçük çocuk meğer o adamın çocuğuymuş. Hep beraber beni büyüttüler. Onlara çok teşekkür ediyorum. 22 SULTAN ALPARSLAN KOLEJi

25 Mehmed im Vermedi Sarıkamış ı Feyza URLUNÇ - 6/C Düşmanların eline kalır mı Sarıkamış? Şehit kanı var her toprağında karış karış Askerlerimizin cesetleri toprakta sıkış sıkış, Soğuktan vücutları kırış kırış. Hastalandılar, sakatlandılar, Artık dayanamadılar ve şehitliğe ilerlediler Ama Sarıkamış ı kazanmak için, Hiçbir şey yiyip içmediler. Mehmed imin üstü çırılçıplak Rusların üstünde kalın kazak, Analar, babalar, çocuklar perperişan, Toprağın üzerinde kıpkırmızı kan. En sonunda kurtardılar Sarıkamış ı, Ama doksan bin şehidin bitti hayatları. Her gün geçtikçe azalmalarına rağmen, Vermediler bu vatanı. Sarıkamış zor durumda, Mehmed im topraklar altında, Rusların eli vatanımızda, Analar, babalar karlı yollarda. Sarıkamış ta doksan bin şehit, Kalplerinde hep iyilik, Mehmed imin bedeni yerlerde herkes şahit. Anaların ayağında yok ki bir terlik. Mehmed im kanının son damlasına dek savaştı, Uyku,ölümün kapısındaydı, Ama askerim yılmadı. Kazandı, kendi vatanı Sarıkamış ı. İşte Sarıkamış böyle kurtarıldı, Zafer coşkuyla yaşandı, Bütün insanlık sabırlı, Bu anı bekliyorlardı Dondu o soğukta çırılçıplak Mehmed im, Sardı bedenini ölümün sıcaklığı, Artık son nefesini verdi Mehmed im Bir cana daha elveda 23

26 Kış Mevsimi Ayza Ayşin SABUR - 6/A Bembeyaz pamuk gibi, Bulutlardan teker teker, İnci gibi dökülüp, Her yeri beyaz örtüyle kaplar. Çocuklar dışarı çıkar, Kardan adam yapar, Kartopu savaşı yapar, Eğlenip duruyorlar. Birisi kule yapar, Birisi kale yapar, Kartopu savaşlarına, Hazırlanırlardı herkes Arkadaşça, birlikte SULTAN ALPARSLAN KOLEJi

27 Ramazan Günleri Çetin DİKER - 8/C Ramazan günleri benim için vazgeçilmez günlerdir. Size bir Ramazan günümü anlatayım. Önce tüm aile birlikte sahura kalkarız. Annem yemek hazırlar, biz de yemekleri sabırsızlıkla bekleriz. Yemekler yendikten sonra tekrar herkes yataklarına döner. Sabah bizim için yorucu bir gün olacaktır çünkü. Sabah olduğunda ben ve kardeşim dışarı çıkarız, babamlar çarşıdaki işlerini halletmeye gider. Biz de yukarı mahalledeki arkadaşlarımızın yanına gideriz. Akşama kadar misket, futbol, saklambaç gibi oyunlar oynar, bisiklet süreriz. İftara kadar böyle açlığımızı, susuzluğumuzu unuturuz, saatlerce eğleniriz. İftar yaklaşınca da herkes iftardan sonra buluşmak üzere evlere dağılır. Annem, yine her zaman olduğu gibi, Ramazan pidelerini bana aldırır. Ben de bakkalın yolunu tutarım. Tabi oraya gidince öyle bir kuyruk olur ki kuyruğun başını görmek imkânsız. Sıra bana geldiğinde ise hemen sıcacık pideleri alırım. Çabucak eve doğru yol alırım. İftara az kaldı bende bir heyecan bir heyecan ki sormayın! Neyse eve geldiğimde iftara dakikalar kalır. Top patladı patlayacak. Herkes sofranın başında iftarı bekler. Ve sonunda o an gelir. Herkes önce hurmayla orucunu açar. Sonra hemen suya sarılırlar. Normal tabi. Saatlerce açlığa ve susuzluğa dayanılır o günlerde. Ailecek ibadetimizi yerimize getirmemizin mutluluğuyla bize verilen nimetler için şükreder Allah kimseyi aç ve susuz bırakmasın. 25

28 Umudu Umut Etmek Yarensu Benay KIZILKAYA - 8/C Umut, bir insanın inandığı şeyler uğruna hayata karşı pes etmemesidir. Ne kadar zorluk olursa olsun yaşadığımız bu hayatta zorluklara karşı durup inadına mücadele etmektir. Karanlığın sonunda aydınlığın olacağına inanmaktır. Umut, zorlu hayat şartlarına karşı yüreğinde taşıdığın duyguların birer zerresidir. Her ne olursa olsun içine düştüğün çaresizlikten yılmamak ve mücadele etmektir. Hayatta her türlü zorluğa karşı bir kolaylığın ve çıkış yolunun var olduğuna inanmaktır. Umut bundan dolayı hayatın ta kendisidir aslında. Her insanın içinde vardır umut Kimisi onu yitirir kimisi her şeye rağmen yüreğinin bir köşesinde saklar ve tutunur o umuda Yitirmek istemez asla. Ya umutlarını yitiren insanlar? Hayatı yaşama sebepleri giden insanlar Hayatı donuklaşan ve hayattan zevk alamayanlar Ellerinden oyuncakları alınmış çocuklara benzerler onlar. Bence en zor durumlardan biri budur. Bir insan umutsuz nasıl yaşar? Umudunu yitiren her şeyini yitirmiş sayılmaz mı? Hani bir söz var ya Umut, fakirin ekmeğidir. diye Aslında burada olduğu gibi sadece fakirin değil zenginin, yoksulun, yetimin ve öksüzün kısacası bütün insanların ekmeğidir. İnsan bedenini çeşitli gıdalarla nasıl doyuruyorsa umut da öyledir işte. Ama bir farkla: Umut, insanın duygularını, kişiliğini ve ruhunu besler. Yani duygularına, kişiliğine ve ruhuna gıda olur bir nev i ve bu yüzden umudunu yitiren insan her şeyini yitirmiş olur. İşte bu yüzden hayatımızın en karanlık ve boğucu dönemlerinde bile umudumuzu yitirmeyelim. 26 SULTAN ALPARSLAN KOLEJi

29 Sultan Alparslan Koleji Cengizhan KOCA - 4/B Sizlerle olmayacak dünyamız yeniden kuruldu, Umutla öğrenim görecek okul öğretmenim de oldu. Laiklik temelimiz; matematik, Türkçe konumuzdu, Tacımı ilk sizler takınız ey yüce Sultan Alparslan! Atatürk ilk öğretmen, Nasıl da bir bütün olduk sınıfları doldurduk. Aile kavramı kutsaldır, bizler o hamurla yoğrulduk, Lale bahçesidir Alparslan; kimimiz gülle, dikenle savrulur. Perdemizi örtmedik, her daim açıktır kapın Alparslan. Ata yurdu öz vatanımız bildik, Razıyız hakkınızdan hukukunuzdan teşekkür ederim. Seni sevmeyenin sevgisinden sevdasından şüphe ederim, Leke gelmesin sana başarılarının devamını dilerim. Atam yürü demiş biz bu yoldan nasıl geri dönelim? Nesilden nesile konuşulacak adın dilden dile Alparslan. Okulumuz evimizde sonra sığınacak limanımız, Liseye kadardır Sultan Alparslan da hükümdarlığımız. Eller elden ayrılır savrulur her bir yaprağımız, Jaguarız, aslanız bazen kartalız kanatlanan, İçilir senin suyun, kana kana Sultan Alparslan. 27

30 Çalışmak İlyas ÇETİN - 8/B Bir insan öncelikle kendi rahatını ikinci plana atmasını bilmelidir. İlk olarak yarın için çalışmalı, elinden geleni yaptıktan sonra o işi başarıp sonra farklı işlere koyulmalıdır. Başarının şartı budur. Mesela birisi eğer ki yapması gereken işi yapmaz ve rahatına düşkün olursa bu kişiler olduğu yerde saymaya devam eder ve asla parlak bir yarınları olamaz. Tembellik eden kişiler ne de olsa bir yolunu bulup bu işi hallederim düşüncesiyle hareket ederler ama o işi asla başaramazlar. Bu durum milletler çapında da böyledir. Çalışkan milletler Yarın tembeller içindir sözüyle hareket ederler ve işlerini ertelemeden en doğru şekilde yaparlar. Bunu dünyada söz sahibi olan milletlerdeki çalışma oranıyla anlayabiliyoruz. Fakat bazı milletler ne çalışmaya meraklı ne de okumaya niyetli. Bunun sebebi ise o milletin içindeki insanların kişilikleridir. Kişilerin karakteri topluma yansır. Tembel kişilerle dolu toplumlar uluslararası hiçbir alanda söz sahibi olamazlar ve ezilmeye mahkûmlardır. Eğer güçlü bir devlet, toplum, insan olunmak isteniyorsa parola şudur: çalışmak Kişilerin ve toplumların kendilerine güzel yarınlar oluşturabilmesi için çalışmaya bugünden başlamak gerekir çünkü daha öncede belirttiğim gibi: Yarınlar tembeller içindir!.. 28 SULTAN ALPARSLAN KOLEJi