Sayın Ayşe BAKIR Yeminli Mali Müşavir (Emekli Gelirler Başkontrolörü)

Transkript

1 Sayın Ayşe BAKIR Yeminli Mali Müşavir (Emekli Gelirler Başkontrolörü) , Beylikdüzü-İstanbul 86 Dursun Ali Yaz

2 Sayın Ayşe BAKIR Özgeçmiş 1970 yılında Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi nden mezun olmuştur yılında başladığı Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörlüğü görevinden 2010 yılında Gelirler Başkontrolörü olarak emekli olup, Yeminli Mali Müşavir olarak çalışmaya başlamıştır. Bağımsız Denetçi belgesi sahibidir. Muhasebe ve vergi konularında bilirkişilik yapmakta olup halen Bakır YMM unvanı altında Yeminli Mali Müşavirlik faaliyetine devam etmektedir. Görüşme Sürecinden İzlenimler Ayşe Bakır üstadımız ile Büyükçekmece sahiline hâkim bir tepede buluştuk. Soğuk ve yağışlı bir pazar günüydü. Beş saati aşan ilk görüşmemizde, değinmediğimiz bir alan kalmadı desem yeridir. Sanat, siyaset, edebiyat, ekonomi, hatıralar gibi birbirinden farklı konuları entelektüel çıtası yüksek bir ortamda harmanladık. Arada derede ülkeyi bile resmen kurtardık. Sohbetimizin hemen başında mesleğimizden ticarete geçişi ele aldık. Fakat tartışma çok uzun sürmedi. Ayşe Hanım; Âlimden tacir olmaz. aforizmasıyla kültür bolşevizmi tedavisi bile uyguladılar. Özetle efendim, atmosferini yansıtmaya çalıştığım meleksi hafiflik ve güçlü analizler, tüm sohbet boyunca masamızdan eksik olmadı. Dursun Ali Yaz 87

3 Maliyenin Üstadları Meslekî Özen Özcan Turgut üstadımızın da aramızda olduğu bir yaz turnesine çıkmıştık. Her zaman olduğu üzere ilgili yerdeki vergi dairesinin müsait bir odası bize tahsis edilmişti. Denetim çalışmalarımız devam ederken bir gün öğlen yemeği için dışarı çıkmış, lokantaya doğru yürüyorduk. Üstadımız birden durdu ve Siz devam edin! Ben yetişirim. diyerek daireye geri döndü. O gün hava oldukça güneşliydi ve masa üzerinde cam bir sürahi vardı. Kısa bir süre sonra yanımıza geldiğinde durumu öğrendik. Meğerse, çalışma odamızın perdelerini örtmek için geri dönmüş. Hani olur da güneş ışıkları sürahiye denk gelir, oradan kırılan ışınlar evrakları yakar tedirginliği ile risk almak istememiş. Meslek hayatımda ben de dikkatli ve özenli olmaya gayret ettim. Ancak bu derece titiz birisine rastlamamıştım. Tabii o zamanlar gençtik ve bu tür davranışları garipsiyorduk. Ancak insanın hayat tecrübesi arttıkça şöyle bir düşünüyor ve üstadımıza hak vermeden edemiyor. Görkemli Bir Hanım Üstad Ankara da faaliyet gösteren bir sanayi şirketinde çalışan işçiler, ücretlerinin düşük gösterildiğini iddia ediyorlardı. Şikâyetler artınca Savcılık makamından alınan izinle, aramalı inceleme yaptık. Ekip başkanımız ilk kadın kontrolör olan Asuman Uzun hanımefendiydi li yılların öncesi olduğunu hatırlatayım. Ekibimiz içerisinde Kemal Esti arkadaşımız da bulunuyordu. Üstelik kolu kırıktı. Bu sebepten incelemenin içine dâhil olmadan, genelde dışarıdan talimatlar vermekle yetindi. Şirketten aldığımız evrakların dökümü yapıldı. T utanaklar imzalandı. Her şey çuvallanarak kırmızı mühürle kapatıldı ve büroya dönüldü. İşveren, ifadesine başvurulmak üzere davet edildi. Mükellefi bizzat ekip başkanımız Asuman Hanım ağırladı. Alışık olduğumuz üzere misafirimiz olanlardan hiç hoşnut değildi. Biz olmasak siz olmazsınız. Üç beş kişinin lafına bakarak, bizi mağdur ediyorsunuz. Bu kadar insana ekmek veriyoruz. benzeri sitemlerle başladı görüşme. Bu cümle ancak bu kadar suçlayıcı perdeden söylenebilirdi. Laf torbaya 88 Dursun Ali Yaz

4 Sayın Ayşe BAKIR girmez diye bir deyim vardır, her şeyin kasıtlı yapıldığını kendisi de bizler de biliyorduk. Ancak mükellefin marazları üstadımızı hiç etkilemedi. Hatta her sabah hayalleriyle fabrikasına gelen personeli düşman gören zihniyete haddini bildirdi. İşin ciddiyetini vurgulayarak: Bugün işçinin vergisini ödemeyen, gün gelir ücretleri de ödemez. Böylesi bir durumun sosyal maliyetinden haberiniz var mı sizin? şeklinde gayet yerinde karşılıklar vererek çehre züğürdü pervasızı susturmayı bildi. Bizler de defter ve belgeleri incelemeye koyulduk. Günler süren hesaplamalar sonrasında ortaya çıkan vergi ziyaı mükellefe tebliğ edildi. Zamanın ruhu diye bir olgu vardır. Tabii ülkemiz genç bir nüfusa sahip. Haliyle pek çoğumuz bilmez. Fakat bahsettiğim o günler, koskoca otel inşaatlarının tek bir sigortalıyla tamamlandığı, ülkemizin bir cente muhtaç olduğu meşakkatli dönemlerdi. Aradan geçen çeyrek yüzyıl sonra bile, pek bir şey değişmediğini görmek üzüyor insanı. İnceleme Birimlerinin Dostluğu Yine yıllar öncesinde yaşanmış bir hikâye paylaşmak istiyorum. Olay direkt benim başımdan geçmedi ancak devletin farklı denetim birimlerinde çalışmış bizlerin neler yaşadıklarını gözler önüne sermek açısından manidar bir anıdır. Ekip başkanı olarak Hüseyin Kaplan üstadımızın nezaretindeki Gelirler Kontrolörleri Van da turneye gidiyorlar. Aynı ilimiz, önemli denetim birimlerimizden olan Maliye Müfettişlerini de ağırlamakta. Müfettişlerin ekip başkanı ise Mehmet Aydoğdu beyefendi. Van, küçük bir vilayet olduğundan, devlet memurlarının hem çalışma yerleri hem de mesai dışı saatleri aynı lokasyonlarda geçiyor. Ne var ki özellikle öğlen yemeklerinde Gelirler Kontrolörleri ile maliye müfettişleri ayrı ayrı noktalarda yemek yiyorlar. Tabii bu durum, en azından kozmetik açıdan üstadımızı rahatsız ediyor. Ne yapsa ne etse, bir türlü maliye müfettişi üstadlar ile kaynaşmayı beceremiyor. Aslında üstadımızın kişisel kaygısı yok. Dursun Ali Yaz 89

5 Onu rahatsız eden durum şu: Başkente uzak bir şehrimizde görev yapan, yani devletin vitrini olan bu insanların birlik ve beraberlik mesajı vermekten uzak hallerine canı sıkılıyor. Aradan günler geçiyor. Hüseyin Kaplan üstadımız sorunu aşmakta ısrarlı. Bir hafta sonu, sinema için bilet alarak soluğu müfettiş Mehmet Aydoğdu üstadın yanında alıyor. Üstadım, diyor. Bu akşam için sinema bileti aldım. Burası küçük bir yer. Ayrı gayrı dolaşmamız pek münâsip değil. Lütfen bizleri kırmayın da birlikte gidelim. Hem biraz dinlenmiş oluruz hem de birbirimizi daha iyi tanıma fırsatı elde ederiz. diyerek üstadı ikna etmeyi başarıyor. Bu etkinlik, Mehmet Aydoğdu üstadımız ile yıllar süren dostluğumuza vesile oldu. Çok kıymetli meslektaşlarımızdan oluşan bir dost meclisi oluşturduk. Entelektüel seviyesi yüksek arkadaşlarımız sürekli birbirlerine bir şeyler öğrettiler. Bu seçkin cemiyetin birlikteliği çok uzun yıllar devam etti. Diğer taraftan olanları düşündüğümde farklı inceleme birimlerinde yaşanan benzeri soğuk davranışların gereksiz olduğu kadar, ülkemize enerji kaybettirdiğini anımsarım. Zaten bu durumun doğal bir yansıması olarak, biliyorsunuz evvelki yıl, inceleme birimleri Kanun Hükmünde Kararname ile birleştirildi. 90 Dursun Ali Yaz

6