ANTALYA'DA KENTLEŞME VE YEREL YÖNETİMLER SEMPOZYUMU

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ANTALYA'DA KENTLEŞME VE YEREL YÖNETİMLER SEMPOZYUMU"

Transkript

1 tmmob ANTALYA makina mühendisleri odası ANTALYA'DA KENTLEŞME VE YEREL YÖNETİMLER SEMPOZYUMU BİLDİRİLER KİTABI 8-9 EYLÜL 2 Cam Piramit - ANTALYA Yayın No: E \ 2 \ 283

2 tmmob ANTALYA makina mühendisleri odası ISBN BU YAPITIN YAYIN HAKKI TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI'NA AİTTİR TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Adres : Meltem Mahallesi 3. Cadde 388 Sokak No:2 / ANTALYA Tel : Fax : E-posta : antalyammo.org.tr web : Baskı : Siyah Grafik Matbaacılık Ltd. Şti. Tel & Fax: siyahgrafik@ttnet.net.tr

3 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 YEREL YÖNETİMLER MALİYESİNE YÖNELİK ULUSLARARASI POLİTİKALAR Tayfun ÇINAR AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi, Araştırma Görevlisi Özet - Yerel yönetimler maliyesi alanında belediyelerin gelirleri, giderleri, bütçeleri ve yerel kredi piyasalarının nitelikleri üzerine pek çok çalışma bulunmaktadır. Bunlar, genelde küresel sermayeden bağımsız, merkez-yerel çelişkisi ekseninde hazırlanmış çalışmalardır. Son dönemlerde, gelişmiş ülkelerdeki piyasaların doyma noktasına gelmesi karşısında küresel sermaye, gelişmekte olan ülkelerde yeni pazarlar aramaya başlamıştır. Gelişmekte olan ülkelerin kentleşmeye hızla devam etmelerine karşın kentsel altyapılarında ciddi eksiklerinin bulunması da küresel sermayeyi bu alana çeken temel nedenler arasında yer almaktadır. Ancak, gelişmekte olan ülkelerdeki yerel yönetimlerin varolan kurumsal ve yönetsel örgütlenmeleri ile kentsel altyapı finansmanını karşılamak için başvurdukları geleneksel yöntemler küresel sermayenin istemlerine uygun bulunmamaktadır. Bu nedenle gelişmekte olan ülkelerde küresel sermayenin kentsel altyapı finansmanına etkin bir şekilde katılabileceği yapısal işleyişi sağlayacak kurumsal, hukuksal ve akçal düzenlemeler uluslararası platformlarda tartışılmaya başlanmıştır. Bu bağlamda pek çok uluslararası finans kuruluşunun yerel yönetimler maliyesine kuramsal ve pratik düzeyde duyduğu ilgi de artmıştır. Bu bildiride, küresel sermayenin çıkarlarına uygun olarak hazırlanmış makale ve bildirilerde yerel yönetimler maliyesine ilişkin olarak yer alan yapısal değişiklik önerileri ortaya konularak bunların eleştirisi yapılacaktır. Anahtar Sözcükler - Küreselleşme- yerelleşme- -yerel yönetimler- yerel yönetim maliyesi I. Giriş Son yıllarda yerel yönetimler maliyesine ilişkin yeni ilke ve politika önerileri küresel sermayenin çıkarları doğrultusunda küresel finans kuruluşlarınca uluslararası platformlarda gündeme getirilerek savunulmaktadır. Yerel yönetimler ve kentsel altyapı finansmanı ile ilgili sunulan söz konusu bildirilerde yer alan ortak varsayım, gelişmekte olan ülkelerin büyük ölçekli akçal kaynak gerektiren kentsel altyapı projelerini küresel sermayenin yardımı olmadan, ulusal düzeyde yürütmeye çalıştıkları politikalarla ve bunların uzantısı kurumsal yapılarla gerçekleştiremeyecekleridir. Bu yüzden 98'li yıllarla birlikte IMF ve Dünya Bankası'nın öncülüğünde özeksel yönetim örgütlenmesinde yürürlüğe konan yapısal uyum politikalarının yerel yönetimler düzeyinde derinleştirilmesi savunulmaktadır. Bazıları spesifik ülke çalışmaları(case study) biçiminde olan söz konusu çalışmalar daha önceleri üzerinde uzlaşmaya varılmış görünen ilkeler bütünü çerçevesinde sunulmaktadır. Bu açıdan yerel yönetimler maliyesi bağlamında bir model önerisi ortaya atılmakta ve bu çerçevede gelişmekte olan ülkelerin yerel yönetimlerinin finansmanına yönelik politikalar üretilmektedir (BIRD/EBELA/VALLICH, 2). II.Yerel Yönetimler Maliyesine Uluslararası Düzeyde ilgi Duyulmasının Nedenleri Küresel sermayenin gelişmekte olan ülkelerdeki kentsel altyapı ile ilgilenmesinin ardında bu alanda ortaya çıkan önemli pazar olanakları yatmaktadır. Son yıllarda uluslararası finans kurumlarınca hazırlanan yazanaklar doğrultusunda Latin Amerika, Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkelerinin önde gelen büyük kentlerinde gerçekleştirilecek yatırım projelerinde hızlı bir artış beklenmektedir. Bu öngörünün maddi temelinde Avrupa Birliği'ne girmeyi amaçlayan aday ülkelerin standartları tutturabilmeleri için kentsel altyapı alanında büyük çaplı yatırım projelerini gerçekleştirmek zorunda olmaları önemli rol oynamaktadır(gurenko/inel/noel, 2: ). Diğer yandan Asya'da dünyanın en kalabalık nüfusa sahip üç ülkesi Çin, Hindistan ve Endenozya eşzamanlı olarak kentleşirken bu ülkelerin kentsel altyapı yatırımlarına gereksinimlerinin arttığı belirtilmektedir. Asya Kalkınma Bankası'nca bu ülkelere yönelik yapılan projeksiyonlara göre, yıllık 28 milyar dolarlık altyapı yatırım projesinin gündeme geleceği tahmin edilmektedir. Yatırım projelerinin bir kısmı ulusal düzeyde gerçekleştirilecek otoyollar, santraller ve telekomünikasyon ağlarını kapsarken önemli bir kısmı su, katı atık, atık su, kent içi ulaşım ve diğer temel kentsel hizmetlerin karşılanmasına yönelik altyapı gereksinimi ile ilgilidir (PETERSON, 2:). Dünyanın hızla kentleşen diğer bölgeleri için de benzer öngörüler yapılmakta, başta Dünya Bankası Yerel yönetimlerle küresel sermaye ve kreditörler arasında bulunan uçurumun aşılarak bağların kurulması için çaba gösterme ve bu konuda eğitim ve benzen işlevleri yerine getirme görevi Dünya Bankası ve onun yan kuruluşu olan Uluslararası Finans Örgütü'ne (IFC) kalmış görünmektedir. Bu açığı kapatmak için Dünya Bankası kuramsal ve pratik konularda yerel yönetimlere yönelik teknik yardım ve borç programlarını destekleyici etkinlikler düzenlemektedir. (DARCHE, 997) 77

4 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 olmak üzere birçok uluslararası kurum ve kuruluş kentsel altyapı finansmanına yönelik raporlar hazırlatmaktadır (FERREIRA / KHATAMI, 996). Bu raporlar, küresel sermayenin gelişmekte olan ülkelerdeki kentsel altyapı finansmanına etkin bir şekilde katılmasının önündeki yapısal engellerin ortadan kaldırılmasına yönelik politika önerilerini de içermektedirler. Söz konusu politika önerilerinin ortaya konması, çalışmamız açısından önem taşımaktadır. III.Yeni ilkeler Işığında Borçlanma ve Yerel Kredi Piyasasının Oluşturulması Gelişmekte olan ülkelerde gerçekleştirilmeye çalışılan desantralizasyon süreci günümüzde küresel sermaye açısından bazı sorunları ortaya çıkarmış görünmektedir. 98'li yıllardan itibaren uluslararası düzeyde geliştirilen politikalar ışığında, pek çok ülkede özeksel yönetim görev ve yetkilerini yerele bırakırken, bu hizmet alanlarıyla eşdeğer güçte akçal kaynaklarını henüz bunlara aktarmamıştı'r. Yerel yönetimler, mali desantralizasyonun eksik gerçekleştirilmesi nedeniyle küresel sermayenin katılımıyla gerçekleştirilebilecek kentsel altyapı finansmanını akçal kaynak bakımından karşılayabilecek duruma gelememişlerdir (McLURE /MARTINEZ-VASOUEZ, 999). Küresel sermaye açısından buna bağlı bir başka sorun, desantralizasyon süreci öncesi özeksel yönetimin kaynak sıkıntısını borçlanma yoluyla gerçekleştiriyor olmasına karşın yerel yönetimlerin küresel sermayeye uygun kredi verilebilirlik ölçütlerine henüz uygun olmamasıdır. Bu sayılan nedenlerin de etkisiyle küresel sermayenin istemleri doğrultusunda yerel yönetimlerde yapısal değişim arayışları hız kazanmış görünmektedir. Yapısal değişimin ilkelerini ortaya koyma amacıyla hazırlanmış metinlerde belediye gelirleri, giderleri, bütçelemesi, yerel kredi sisteminde reformların yapılması ve belediyenin 'governance' ışığında yönetilmesi savunulmaktadır. Bugün varolan yerel yönetim sisteminin en önemli zaafları arasında ise piyasa şeffaflığının bulunmaması, piyasada yerel kredilerin arz ve talebinde ulusal düzeyde örgütlenmiş yerel yönetim bankaları nedeniyle rekabetin gerçekleşmediği çarpık bir kurumsal yapının bulunması gösterilmektedir. Buna dayalı olarak da yerel yönetim maliyesinin yeniden yapılanmasında piyasa merkezli, governance ilkelerine uygun, şeffaf bir belediyeciliğin gözetilmesi istenmektedir (GURENKO/INEL/NOEL, 2: - 2). Bunun yanı sıra, büyük kentsel altyapı yatırım projelerine girmek üzere yeniden yapılandırılması amaçlanan yerel yönetimlerin söz konusu yatırım projelerini ancak borçlanma yoluyla karşılayabilmelerinin olanaklı olduğu belirtilmektedir. Ayrıca, büyük çaplı kentsel altyapı finansmanının küresel sermayenin çıkarları doğrultusunda düzenlenebilmesi için merkezi yönetimin yerel yatırımları artık ulusal vergi ve borçlanmalarla karşılamaması gerektiği belirtilmekte, yerel düzeyde gerçekleştirilen hizmetler için sermaye ve borç finansmanının yerelleştirilmesi önerilmektedir. Hızla kentleşen dünyada küresel sermayenin gelişme stratejilerinin sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi için belediye kredi piyasaları oluşturulmasının uygun yol ve yöntemleri aranmaktadır.(leigland, 997: -2) IV)Uluslararası Yaklaşımlara Göre Yerel Kredi Piyasasının Amaçları ve Yararları Son yıllarda endüstrileşmiş ülkelerden gelişmekte olanlara doğru büyük çaplı uluslararası sermaye akımlarının yönlendiği görülmektedir. Bunlar, mali serbestleştirmelerle birlikte özellikle Latin Amerika ve bir ölçüde de Asya ülkelerine doğru yönelmiştir. Bu ülkelerce izlenen liberal politikalar sermaye akımlarının bu ülkelere yönlenmesinde önemli etkide bulunmuştur. Ancak küresel sermaye hareketlerinin yöneldiği ülkelerde sık sık finansal krizlerle karşılaşılmış, bazen bu krizler küresel kapitalizmi derinden sarsıcı etkilerde bulunmuştur. Son dönemde ortaya çıkan önemli krizlerden birisi 999 yılında Güneydoğu Asya ülkelerini kapsayan finansal krizdir. Dünya Bankası'nın yan kuruluşu olan Uluslararası Finans Örgütü (IFC) başta olmak üzere, uluslararası finans örgütlerinin Asya Krizi'nden çıkardığı sonuç, gelişmekte olan ülkelerde gerçekleştirilen özelleştirme ve finansal serbestleştirmelerin yararlı olduğu, ancak bunların küresel kapitalizmin sık karşılaşmaya başladığı krizlerin ortadan kaldırılması için yetersiz kaldığı saptamasıdır (JABRE, 2: 39). Bu saptama, söz konusu ülkelerde ortaya çıkan finansal krizlerin özelleştirme ve finansal serbestleştirme uygulamalarının bir sonucu olduğunun uluslararası finans örgütlerince kabul edilmediğini, aksine bu örgütlerin uluslararası düzeyde hazırlanmış politikaların derinleştirilmesi yönünde öneri ve politika üretmeye devam edeceğini göstermektedir. Gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan Asya Krizi gibi çok boyutlu krizlerin küresel sermayenin çıkarlarını koruyarak ortadan kaldırılması için ortaya konan 'sihirli' çözüm, gelişmekte olan ülkelerde yerel kredi piyasalarının oluşturulması ve etkin bir biçimde işletilmesidir. Yerel kredi piyasası oluşturulmasının küresel sermaye dışında gelişmekte olan ülkelere de yararlar sağlayabileceği belirtilmektedir. Buna göre, yerel kredi piyasalarının oluşturulması, başta bu ülkelerin kolay 78

5 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 borçlanabilmeleri olmak üzere makro ekonomik istikrar ve sürdürülebilirliklerini sağlamaları açısından faydaları olabileceği ileri sürülmektedir (SPAHN, 999). Yerel kredi piyasalarının oluşturulmasıyla faiz oranları ve döviz fiyatlarının düşmesi sağlanabilecek, güçsüz sermaye tabanına sahip fonlar azalacak, böylece mali piyasalarda bu faktörlerin istikrarsızlığından ve piyasaların derinliğinin olmamasından kaynaklanan krizler ortadan kaldırılabilecektir (HARVVOOD, 2:3). Yerel kredi piyasalarının kurulmasının ülkede ekonomik derinliği artırmasının yanı sıra uluslararası sermaye akımlarının beraberinde getirdiği riskleri azaltıcı bir rolü de olabileceği düşünülmektedir. Buna göre, yerel kredi piyasasının varlığının, ülke ekonomisinde ani finansal şokların ve makro ekonomik dengesizliklerin ortaya çıkışını engelleyerek uluslararası sermaye akımlarının ülkeden çıkışını yavaşlatacak bir mekanizma olarak kullanılabileceği ileri sürülmektedir. Kısacası ön koşulları yerine getirilmiş, 'etkin' bir şekilde çalışan yerel kredi piyasasının varlığı ile gelişmekte olan ülkelerin daha istikrarlı ve krizlere daha dayanıklı olabileceği ileri sürülmektedir (HARVVOOD, 2: 4) Uluslararası yaklaşımlara göre, yerel kredi ve bono piyasası kurulduktan sonra 'etkin' bir şekilde işletilmelidir. Ayrıca konut sektörü gibi diğer toplumsal sektörler içinde benzer piyasaların daha sonra kurulup geliştirilebileceği belirtilmektedir. Ancak gelişmekte olan ülkelerde yerel kredi ve bono piyasalarının ya henüz kurulmuş olmadığı kurulmuş olanların çok yavaş bir hızla geliştiği söylenmektedir. Kısacası bu piyasaların kurulmasının yeterli olmadığı, bu piyasaların etkin bir şekilde işletilebilmesinin önemli ön koşullarının bulunduğu ve bunlar gerçekleştirilmeden istikrarlı bir ekonomik yapıya sahip olunamayacağı savunulmaktadır (JABRE, 2: 4-4). Etkinliğin sağlanması ise küresel sermayenin önünde engel olduğu düşünülen koşulların kaldırılmasını gerektirmektedir. Görüldüğü üzere, gelişmekte olan ülkelerde yerel kredi piyasasının kurulmasını savunan yaklaşım, finansal krizlerin ancak küresel sermayenin önündeki engellerin koşulsuz biçimde ortadan kaldırılmasıyla sona ereceği varsayımına dayanmakta, ulus-devletin temelini oluşturan ve onu yeniden üreten yapısal işleyişi sona erdirmeyi amaçlamaktadır. Bundan sonraki bölümde, uluslararası yaklaşırmlarca gelişmekte olan ülkelere önerilen yerel kredi piyasası oluşturulmasının önünde nelerin önemli birer engel olarak görüldüğü üzerinde durulacaktır. V)'Etkin' Yerel Kredi Piyasası Oluşturulmasının Önündeki Engeller Daha önceleri gelişmekte olan ülkelerde yerel yönetimlerin kentsel altyapı ile ilgili finansman sorunlarını ortadan kaldırmak için ulusal düzeyde çözüm arayışları söz konusu olmuştur. Gelişmekte olan ülkede pek çok ülke, Batı Avrupa ülkelerini örnek alarak yerel yönetim bankacılığı sistemini kurmuştur. Bu model, merkez-yerel çelişkisi temelinde kentsel altyapıların finansmanında büyük ölçüde iç finansmana dayanmıştır. Ayrıca, politik ve ekonomik öncelikler doğrultusunda ülke içindeki kaynakların kentsel altyapıya dönüşümü sağlanmaya çalışılmıştır. Bu modelin gelişmekte olan ülkelerde ulusal devletlerin gelişimi aşamasında ulusal sermaye birikiminin sağlanmasına da katkısı olmuştur. Ancak, ulusal düzeyde örgütlenmiş, büyük ölçüde kamu kredileri ile iç kaynaklara dayanan bu sistem, artık küresel sermayenin gelişmekte olan ülkelerde gerçekleştirmeyi planladığı büyük çaplı kentsel altyapı yatırımlarına uygun koşullarda girmesinin önündeki en önemli engel olarak görülmeye başlanmıştır. Bu yüzden uluslararası yaklaşımlar, ulusal düzeyde örgütlenmiş yerel yönetim bankalarının yerine küresel sermaye açısından 'etkin' işleyen yerel kredi piyasalarının oluşturulmasını ve örgütlenmesini istemektedirler (PETERSEN/CRIHFIELD, 2). Uluslararası yaklaşımlarca, çok az sayıda ülkede büyük çaplı altyapı finansmanını karşılayabilecek koşullarda, sağlam yerel kredi piyasası bulunduğu söylenmekte ve pek çok gelişmekte olan ülkede yerel yönetimlerin halen kredi için ulusal düzeyde örgütlenmiş borç vericilere dayandığı belirtilmektedir. Dünya Bankası uzmanlarının yaptığı bir çalışmaya göre, gelişmekte olan ülkeler arasında 5'den fazlasında belediyelere borç verilmesi için özel kredi kurumu kurulmuştur. Hemen her zaman bu kredi kuruluşlarının gönüllü tasarrufçulardan toplanan forvları kentlerde gereksinim duyulan yatırım harcamalarına kanalize etmeyi sağlayacak, borçlanmayı sürdürülebilir kılacak yerel kredi piyasalarının oluşturulmasına yönelik girişimleri örgütlemesi beklenmiştir(peterson, 996). Ancak çok az ülkede bu geçiş başarı p uluslararası finans örgütlerinin istediği belediye kredi piyasasının temelleri atılabilmiştir. Hemen hiçbirinde rekabetçi belediye kredi piyasası oluşturulması sağlanamamıştır. Belediye fonları ile yerel yönetim bankalarının kendilerini monopol kurumlar olarak örgütlemeleri ve belediye kredi piyasasına özel sektör fonlarının girişine direnç göstermeleri küresel sermayenin tepkisini çekmektedir. Bu direnç, küresel sermayenin gelişmekte olan ülkeye istediği koşullarda girişine engel olmaktadır. (PETERSON, 2:3) Bu açıdan, Dünya Bankası uzmanları yerel 79

6 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 yönetim bankalarının gelişimini ve sistem içindekini yerini şu şekilde tanımlamaktadırlar: "Dünyanın pek çok yerinde belediyelere borç verenler için finansal sektörde yaşanan rekabet görece yeni bir olgudur. Şimdiye değin yerel yönetim finansmanı için özel finansman döngüleri oluşturulmaktaydı. Örneğin Batı Avrupa'da küçük yatırımcıların küçük birikimleri tasarruf sandıkları yoluyla belediye yatırımlarına kanalize edilmeye çalışılmıştır. Bazı ülkelerde ise yerel yatırımları finanse etmek için, piyasa faiz hadlerinden düşük oranlarda faiz hadleriyle kredi sağlamak amacıyla kurulmuş belediye bankalarından yararlanılmıştır. Uzun vadeli yatırımları karşılamak üzere benzer kapalı devre kredi döngüleriyle kredi finansmanı küçük ve orta büyüklükte işletmeler, tarım ve konut sektörleri gibi alanlarda da bugüne değin kullanılmıştır. Gelişmiş ülkelerde, piyasadan yalıtılmış bu tür kamusal kredi mekanizmaları büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Ancak gelişmekte olan ülkelerin pek çoğunda belirli bir sektöre özgü kapalı devre kamusal kredi sağlama döngüsü devam etmektedir. Belediye kredileri de özel olarak ülke düzeyinde gerçekleşen kredi piyasasından ayrılmış, belediyelere bu iş için uzmanlaşmış kamu kurumlarınca ya da kamu denetimindeki özel sektör monopollerince kredi sağlanmıştır. Böylece bu kurumların piyasadan bağları büyük ölçüde kopmuştur."(peterson, 2:) "Bu uygulamalarda krediler büyük ölçüde merkezi yönetim tarafından dağıtılmaktadır. Piyasa faiz hadlerinin altındaki oranlardan belediyelere verilen kredilere talep büyük olduğundan bu alanda kullanılan tasarruflar talebi karşılamamaktadır. Merkezi yönetim kurumları böylece piyasa faizlerinin altındaki oranlardan verilen kredilerin hangi belediyelere verileceğini "seçme" yoluyla belirlemektedir. Brezilya, Hindistan, Pakistan, Türkiye ve benzer ülkelerde merkezi yönetimler 98'lerin ortalarına değin, ekonomilerindeki tüm kredi akışının üçte ikisini yönetmekteydiler. Yakın zamanlarda gerçekleştirilen mali sektör reformları merkezi yönetimin kredileri yönlendirmedeki rolünü azaltmış, yatırım bankacılığı alanını özel sektörün rekabetçiliğine bırakmıştır. Ancak yine de, bu reformlarda belediye kredi kuruluşları görece dokunulmadan varlıklarını sürdürmüşlerdir." (PETERSON, 2: 2). Görüldüğü üzere, belediyelerin piyasa dışından piyasa faiz hadlerinin altında faizle kredi sağlamaları küresel sermayenin rekabet edebilirliğini ortadan kaldırdığından, bu yönteme son verilmesi çok açık biçimde talep edilmektedir. Daha da önemlisi, merkezi yönetimin ulusal ekonomik düzenleme önceliklerini sağlamak ve ölçüsüz borçlanmayı önlemek için yerel kredi piyasasını düzenlemeye yönelik güçlü ve meşru bir müdahale potansiyelinin varlığı uluslararası yaklaşımlarca olumsuzlanmakta ve ulusal hükümetin piyasaya müdahale ile elde etmek istediği koşulların ancak piyasa koşullarının daha da yaygınlaştırılmasıyla sağlanacağı ileri sürülmektedir. Bu yaklaşıma göre, piyasanın alternatifi bir belediye bankası sistemi yerine, özel sektörün yer aldığı belediye kredi sistemi bugün varolan sorunları ortadan kaldırmakta daha etkili olacaktır. Yerel yönetimlere borç veren kamu kuruluşları öncelikle özel sektörün dahil olduğu belediye kredi sisteminin kurulmasına yönelik çaba göstermeli, bu alanı özel sektöre bırakmalıdır. Kamu kuruluşları özel sektörün sağlayamayacağı hizmetler alanına kanalize olmalıdır. Ödünç veren özel sektör kuruluşları yerel yönetimlere borç verecek olgunluğa eriştiklerinde bu alan kamu yönetimince özel sektöre terk edilmelidir (PETERSON, 2: 3). Uluslararası yaklaşımlara göre, merkezi otoritenin yerel yatırım kararlarının alınması süreçlerinde ve yerel kredi dağılımında sahip olduğu yetkileri hemen terk etmesi gerekmektedir. Yerel yönetimlere doğrudan özel kredi piyasalarına başvurma olanağının tanınması, yerel yönetimlerin ancak borçlarını geri ödeme ve yerel seçmenlere karşı hesap verme yükümlülüğü ile sınırlı olmaları, mali yerelleştirmenin en önemli adımlarından birisi olarak gösterilmektedir. Yukarıdaki alıntılardan açıkça ortaya çıktığı üzere, uluslararası yaklaşımların en önemli eleştiri hedefi, ulusal düzeyde örgütlenmiş yerel yönetim bankalarının varlığıdır. Bunların varlığı ya da gücü ortadan kaldırılmadan belediyelere piyasalardan kredi verilmeyeceği söylenmekte, belediyelerin kredi verilebilir olmaları için öncelikle söz konusu yerel yönetim bankalarının ortadan kaldırılması istenmektedir. Ulusal düzeyde örgütlenmiş belediye kredi kuruluşları ortadan kaldırıldıktan sonra, belediyeler ve onlara bağlı şirketler tarafından tahvil çıkarılıp satılabilecek, yerel kredi ve bono piyasalarının geliştirilmesi sağlanabilecektir. Söz konusu yapısal değişikliğe ilişkin politika önerilerinin birincil hedefi, yerel yönetimlerce kamu hizmeti olarak gerçekleştirilen kentsel hizmetlerin finansman biçimini değiştirerek bunların kamusal içeriğini değiştirmeye çalışmaktadır. Bu hizmetlerin özel sektörün ve asıl önemlisi yabancı ve ulusaşırı şirketlerin tekeline bırakılmasının önünü açmak içinse ulusal örgütlenmeye sahip yerel yönetim bankacılığı ortadan kaldırılmak istenmektedir. Bunun yerine konmak istenen mekanizma ise yerel kredi piyasasıdır. 8

7 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 VI)Uluslararası Yaklaşımlara Göre 'Etkin' işleyen Yerel Kredi ve Bono Piyasasının Kurulma Koşulları Bugün yerel yönetimlerin finansmanında Batı Avrupa'dan alınmış modelin ortadan kaldırılması gerektiği ileri sürülmektedir. Bunun yerine küresel sermayenin akışına daha uygun koşulları içeren Amerikan modeli uluslararası finansman örgütlerince savunulmaktadır. Bu durumun ortaya çıkışında Batı Avrupa'daki modelin de artık dönüşmüş bulunmasının etkisi bulunmaktadır. Batı Avrupa'da tarihsel süreç içerisinde toplumsal koşullara uygun biçimde ortaya çıkmış modele göre, kurumsallaşmış belediye bankaları verdikleri kredilerin çoğunluğunu uzun dönemli banka kredileri yoluyla sağlamaktadır. Ancak kamusal kredi temeline dayalı sistem süreç içinde bankaların özelleştirilmesi yoluyla dönüşmüş, bugün Batı Avrupa'da belediye bonoları satışıyla belediyelerin borçlanması yaygınlık kazanmaya başlamıştır. Böylece, belediye bonolarına dayalı sistem Avrupa'da da sağlam bir zemin kazanmaya başlamış ve bazı iskandinav ülkelerinde olduğu gibi belediye kredi piyasasının önemli bir ayağını bu sistem oluşturmaya başlamıştır. Özetle söylenecek olursa dünyada gelişmiş ülke blokları arasında Batı Avrupa'da geliştirilen model büyük ölçüde ABD ve Kanada merkezli belediye kredi ve bono piyasası yoluyla borçlanma sistemine yakınlaşmıştır. Proje finansmanı yönteminde de Avrupa Bankaları, Japon finansman kuruluşlarıyla birlikte ABD tipi ücretii yollar ve su özelleştirmeleri gibi altyapı projelerinin ana finansörleri haline gelmişlerdir (DAHER, 997; PETERSON, 2: 9). Bu bağlamda, önde gelen uluslararası finans örgütleri ABD merkezli belediye kredi ve bono piyasası modelini gelişmekte olan ülkelere ihraç etmek istemektedirler. Uluslararası yaklaşımlarda ABD belediye bono piyasasının idealize edilmiş şeması yer almaktadır.(leigland, 997:2; KOLKER, 2:4) Bu koşulların gelişmekte olan ülkelerde de oluşturulması yönünde girişimler söz konusudur. Gelişmekte olan ülkelerde yerel kredi ve bono piyasasının kurulmasının en başta gelen koşullan arasında yasal çerçevenin iyi kurulması gerekliliği belirtilmektedir. Buna göre, güvence yasaları, iflas kanunları ve diğer borçlanmayı yeni koşullara göre düzenleyen ve piyasanın devamlılığını sağlayacak mevzuatın hazırlanıp işler hale getirilmesi istenmektedir (HARVVOOD, 2: 6). Etkin yerel kredi piyasalarının oluşturulabilmesi için başka alanlarda da geniş çaplı reformların gerekli olduğu belirtilmektedir. Bu açıdan öncelikle belediyenin gider ve gelirlerinde yeni düzenlemelerin yapılması gerektiği savunulmakta, bu yeni düzenlemelerin ortaya çıkaracağı belediye tipi, uluslararası yaklaşımlarca 'kredi verilebilir belediye' olarak adlandırılmaktadır. VII)Kredi Verilebilir Belediye Yeni ilkeler ışığında, uluslararası kredi kuruluşlarının uzmanlarınca belediyelerin istikrarlı borç ödeyiciler olabilmeleri için daha önceleri özel piyasalar için kullanılan bazı ölçütlerin belediyecilik bağlamında da kullanılmaya başladığını görmekteyiz. 'Kredi verilebilir belediye' kavramıyla belediyeler kamusal bir kurum olmaktan çıkartılıp yaptığı yatırımlar ve sunduğu hizmetlerle bir şirket olarak sunulmaktadır. 'Kredi verilebilir belediye' iki temel özellik etrafında tanımlanmaktadır. Buna göre yerel yönetim, hem borçlarını ödeme gücüne, hem de borçlarını ödeme isteğine sahip olmalıdır. Bu açıdan belediyenin kendine ait bir gelir kaynağına(özgelirler) sahip olması gereklidir. Yapılacak yeni düzenlemelerle ve yeni kurulacak sistemle belediyeler yerel vergiler ve hizmet harçları yoluyla kendisine ait gelirleri düzenli bir biçimde sağlayabilme yeteneğine sahip olmalıdır. Böylece belediye borçlarını düzenli bir şekilde geri ödeme kapasitesine sahip olabilecek ve piyasa koşullarında mali kuruluşlardan borç alabilecektir(inel, 999: 4-5). Geniş tabanlı belediye kredi piyasası oluşturulabilmesi ve kredi verilebilir belediyelerin geliştirilmesi için ulusal hükümetin yerel yönetim gelirlerini istikrarlı hale getirmesi gerektiği söylenmektedir. Bu yolla hem belediye yöneticileri hem belediyeye potansiyel borç vericiler, belediyelerin borçlarını geri ödeme kapasitelerini göz önünde tutarak daha gerçekçi değerlendirmeler yapabilecekleri söylenmektedir. Bu açıdan belediyelerin finansman yapılarını standardize edilmesine gereksinim duyulmaktadır. (PETERSON, 2:3). VIII)Uluslararası Yaklaşımların Getirdiği Güvence Sistemleri Uluslararası finans kuruluşlarının savunuculuğunu yaptığı yerel yönetimler maliyesi ile ilgili reform önerileri, büyük ölçüde küresel sermayenin yatırdığı paraların geri dönüşünün sağlanması amacıyla geliştirilmiştir. Bu amaca bağlı olarak, belediyelerin daha istikrarlı ve 'kredi verilebilir' olmaları için gelir ve gider yapılarında önemli değişikliklerin yapılması gerektiği söylenmektedir. Yeni ilkeler yerel yönetimlere borç verilen paraların en risksiz biçimde geri dönüşünü sağlamayı öngörmektedir. Buna 8

8 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 dayalı olarak küresel sermaye açısından çeşitli güvence sistemlerinin belediyelerin gider ve gelir düzenlemelerinde yer alması istenmektedir. Bundan sonraki bölümde uluslararası finans kuruluşlarının uzmanlarınca savunulan bu güvencelerin niteliği ve yerel yönetimleri salt küresel sermayeye karşı sorumlu hale getirmeyi amaçlayan reform önerilerinin içeriği ortaya konmaya çalışılacaktır. )Uluslararası Yaklaşımlara Göre Belediye Gelir Yapısı Yerelleştirme stratejisine göre, yerel yönetimler düzenli gelirlere sahip olmalı, gelecekteki olası gelirlerini önceden tahmin edebilmelidirler. Ayrıca alınan borçlar için sağlam güvenceler gösterebilmelidirler. Bu sistemle yerel yönetimler maliyesinde köklü felsefe değişiklikleri önerilmektedir. Uluslararası yaklaşımların çok teknik olarak sunmaya çalıştığı bütçe düzenlemelerine yakından bakıldığında bunların gerisindeki küresel sermayenin çıkarlarını en üst düzeyde koruma kaygısının bulunduğu ortaya çıkmaktadır. Küresel sermayenin çıkarlarını en üst düzeye çıkarmayı hedefleyen örnek bir yerel yönetim bütçesi burada ele alınarak uluslararası yaklaşımların gelişmekte olan ülkelerdeki yerel yönetimleri nasıl araçsal olarak gördükleri ortaya konulmaya çalışılacaktır. Bu bağlamda hem yerel yönetimlerin yerine getirdiği hizmetlerin finansman yöntemlerinin değiştirilme çabasının ardındaki nedenler hem de yerel yönetimlerin bir şirket gibi yapılandırma hedefi ve bu yönden kamu hizmeti kavramının rafa kaldırılma süreci uluslararası yaklaşımların metinlerinden alıntılarla incelenecektir. Ancak birbirini tamamlayan bu sistemin anlatılması ve küresel sermayenin bundan beklediği yararları ortaya koymak için bundan sonraki bölüm doğrudan alıntılar biçiminde ilerleyecek, eleştiriler daha sonraki bölüme bırakılacaktır.2 TABLO:Örnek Belediye Bütçesi. Belediye Bütçesi (Genel Fonlar) *Yerel Yönetim Cari Bütçesi (=)Cari Gelirler v > Özgelirler >Genel Bütçe Vergi Gel. Ayrılan Paylar > Özeksel Yönetimden Transferler (-)Personel Harcamaları (-)işletme Harcamaları (=)lşletme Tasarrufları 'Yatırım Harcamaları Bütçesi (=)İşletme Tasarrufları (+)Kullanıcı harçları (+)Mülk Satışları (+)Özek Yönetim Yardımları (+)Borçlanma ve Bono Gelirleri (-)Yatırımlar (-)Borç Geri Ödemesi 2.Fonlar(Özel Fonlar) a)genel Gelirler Her belediye, personeline ya da kentsel hizmetlerin dağıtımına yönelik harcamaların yapılması için belirli bir gelire gereksinim duymaktadır. Böyle bir belediye çeşitli harç ve vergilerle bu giderlerini karşılayabilmelidir. Yerelleştirilmiş mali sistemde, bütçenin hem gelir hem de gider yönü yerel yönetimin denetiminde olmalı, sınırlamalar sadece yerel seçmenlerin tercihine bağlı olmalıdır. Belediye yerel vergileri yükseltebilmen, bütçesinin dengesini sağlayabilmesi için gerekiyorsa genel harç ve diğer cezaların miktarını artırmalıdır. Belediye açısından bir başka seçenek, cari harcamalarda önemli bir kalem olan belediye personelinin ücretlerini dondurmak, uç durumlarda bazı yerel kamu hizmetlerinin sağlanmasını durdurmak olabilir (PETERSON, 2:7). Böylece, yerel bütçelerin cari kısımlarında bir artı meydana getirilebilmektedir. Amerikalı analizcilerin "işletme fazlası"(operating surplus), Fransızların "yönetim tasarrufu" dedikleri, personel hizmetleri veya kentte daha önce yerine getirilen bazı belediye hizmetlerinden vazgeçmek yoluyla elde edilen bir artı kaynak ortaya çıkmaktadır. Bu artı kaynak yukarıdaki örnek bütçede "işletme tasarrufu" başlığı altında gösterilmiştir, işletme bütçesinde "tasarruf" ya da "fazla" olarak gösterilen kalem, sermaye yatırım bütçesine taşınmaktadır. Böylece bu kalem bu ikinci alt başlıktaki yatırım harcamalarında veya borçların geri ödenmesinde kullanılabilir hale gelmektedir. Sermaye yatırım bütçesinin gelir bölümü belediye mülklerinin satışı, yönetimlerarası yardımlar, hizmetleri kullanacaklardan elde edilecek katılım payları ve benzeri gelirlerle daha da büyütülebilir. Ayrıca, uzun dönemli yeni borçlanmalar, yatırım harcamaları bütçesinin gelirlerinin miktarını artıracaktır. Tüm bu bütçe kalemleri ve birbirleriyle ilişkileri örnek bütçede gösterilmiştir. Bütçede gelirler(+), giderler ise (-) olarak yer almıştır(peterson, 2:7-8). Borçtan genel olarak sorumlu olma, gelişmiş olan ülkelerde yerel borçlanmada en çok rastlanan durumlardan birisidir(daher, 997). Borçlanan belediye zaman sürecinde borcunu geriye ödeyebilmek için genel bütçesinin hem gelir, hem de gider tarafında gerekli tüm önlemleri alacağını 2 Bu tablo Standars&Poors ve diğer kurumlarca yerel yönetimlere önerilen bütçeleme sistemlerinden birisidir. (PETERSON, 2:6-7). 82

9 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 taahhüt eder. Tabi ki, böyle bir taahhüt borçlunun bütçesini kontrol etme yeteneğine ve isteğine bağlıdır. Pek çok ülkede merkezi yönetim yerel vergi oranlarını sabitlemiş, yerel harç ve ceza cetvellerini belirlemiş, karşılıklı olarak genel bütçe vergi gelirlerinden alınacak payları saptamıştır. Bu açıdan yerel birimlerin bütçe üzerinde yetkili oldukları alan gelir olmayıp asıl olarak harcama bölümüdür. Ancak harcama kısmında da seçenekler çok değildir. Çünkü merkezi yönetim hangi yerel hizmetlerin sağlanacağını büyük ölçüde saptamış, yerel yönetimlerde çalışan personelin ücret ve maaşlarını merkezi düzeyde belirlemiştir. Kısaca, yerel yönetimlere borçlanmada genel yetki tanınması yerel yönetimlerin borçlarını geri ödeme kapasitelerini geliştirici bir etkide bulunmamaktadır. Bu durum göz önüne alındığında politik açıdan öncelikli olan, mali sistemin yerelleştirilerek bütçesel seçeneklerin artırılmasının önünü açabilmektir (PETERSON, 2: 8). Ayrıca borçlanan belediyenin bütçe üzerinde yaratacağı bütçe alternatifleriyle borcunu geri ödemeye ne kadar istekli olacağı da tartışmaya açıktır. Belediye borçlarında gecikme, ihmal ve benzeri olaylara oldukça sık rastlanmaktadır. Bu olaylar sadece gelişmekte olan ülkelerde değil bugünün ve 9.yüzyılın ABD gibi gelişmiş ülkelerinde de sık rastlanan bir durumdur. Belediyelerin borcunu geri ödemeye hevesli olması aşamalı olarak piyasanın kendisi tarafından şekillendirilecektir. Belediyeler aldıkları borçları geciktirme, ödememe ve benzeri davranışlarda bulunurlarsa güvenirliklerini yitirecekler gelecekteki krediye ulaşım olanakları azalacaktır. Ya da eskisine göre çok daha yüksek faiz oranlarıyla borçlanmak zorunda kalacaklardır. Böylece bir süre sonra hem borç vericiler belediyelere karşı yaptırım elde edecekler ve çeşitli ek hükümlerle borcun geriye ödenmesini garanti altına almaya çalışacaklar, hem de faizler yükseleceği için belediyeler yeni borç yükünün altına girmemek için borç ödemelerine bütçelerinde öncelik vereceklerdir (PETERSON, 2:8). Genel yetkide risk ödünç verenlere kaydığı için belediyelere kredi sağlayanlar borç verdikleri miktar için ek garanti yollarını arayacaklardır. Doğu Avrupa'da bankalar, belediyelerin borçlanması karşılığında belediye mülklerini ipotek altına almaktadır. Dünyanın her yerinde ödünç verenler benzer güvenceleri merkezi yönetimden beklemektedirler. Çoğu zaman belediyelerce ödenmeyen borçlar için merkezi yönetim bünyesinde oluşturulan Genel Fon böyle bir işlevi yerine getirebilmektedir. Bu fon sadece yasal düzeyde belediyelerce ödenmeyen borçların geri ödenmesi yönünde kullanılmaktadır (PETERSON, 2:9). b)proje Gelirleri "Belediyelerin gider ve gelir boyutlarında koşullu krediler sağlayarak küresel sermayenin talep ettiği reform önerilerini yaşama geçirmenin önemli yollarından ve araçlarından birisi, proje finansmanı yöntemidir. Bu yolla belediyeler maliyesinde önemli değişiklik talepleri gündeme gelmekte ve uygulamaya konmaktadır. Bu açıdan uluslararası yaklaşımların proje finansmanını nasıl meşrulaştırdığının üzerinde durmak yararlı olacaktır. Belediyelerce gerçekleştirilecek büyük çaplı altyapı yatırımlarının finansmanında, kullanıcılardan elde edilecek katılım payları da önem taşımaktadır. Su tesislerinin yapılmasının ardından hane halkına su satışı ya da yeni açılan bir yolun kullanıcılardan elde edilecek gelirlerle finansmanı gerçekleştirilmelidir. Proje finansmanı hem kamu hem de özel sektör yatırımlarında kullanılabilir. Proje finansmanı ancak kullanıcı harçlarının belirlenip hesaplanmasıyla uygulanabilir hale gelmektedir. Su, gaz elektrik, katı atık, atık su, metro, otobüs işletmeciliği ve benzeri pek çok belediye hizmeti bu kategoriye girmekte; çeşitli hesapların uygulanmasıyla kullanıcı harçlarıyla finansman sağlama boyutu geliştirilmiş görünmektedir. Kentsel hizmetlerin altyapı yatırımlarının kullanıcılardan harçlar, tarifeler ve ücretlendirmeler yoluyla geri alınması hem uygulanabilir hale gelmiş, hem de ekonomik açıdan istenir bir durumdur. Hizmet fiyatlandırması yöntemi, kullanıcılara hizmetleri kullandıkları ölçüde yansıtacağı için adaletli ve sürdürülebilir görünmektedir. Bunun yanı sıra hizmetlerin fiyatlandırılması belediye hizmetlerine talebi sınırlandıracak, böylece kullanım rasyonelleşecek ve kaynaklar korunacaktır"(peterson, 2: 9). "Proje finansmanında, ekonomik analizler, müşterilerin hizmetlere talebini ve aynı zamanda hizmet bedelinin ne kadarını ödemeye gönüllü olduğunu tahmin etmeye çalışmaktadır. Sözleşme yoluyla altyapı hizmetlerinin işletilmesinin koşulları belirlenmekte ve eğer sözleşmede belirtilen kar oranlarının altına düşülürse işletme sorumlusu hizmet fiyatlarını yükselterek yatırımcıları zarardan korumakla yükümlüdür. Proje gelirleri özel fona devredilmekte, fonda toplanan paralar sözleşmede belirlenen seviyeye ulaşmadan bütçe içinde diğer kalemlere fondan aktarma yapılamamaktadır. Son olarak, ödünç veren, alacakları ödenmezse, ipotekli durumda olan gelir getirici mülke el koyma hakkına sahip olmaktadır"(peterson,2:9). Yukarıda açıkça görüldüğü üzere kentsel hizmetler ticarileştirilmesi uluslararası yaklaşımlarca hem etik, hem de siyasi açıdan olumlu görülmektedir. Hizmet fiyatlandırması çok adaletli 83

10 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 bir uygulama olarak sunulurken aslında kentsel eşitsizlikleri derinleştirdiği göz ardı edilmektedir. Ayrıca bu alanın ticarileştirilmesinin yerel yönetimleri toplumsal olarak ortadan kaldıran bir süreç olduğu göz önünde tutulmamaktadır. Batı'da yerel yönetimlerin gelişim süreci incelendiğinde yerel yönetimlerin kamusal bir içerikle geliştiği görülmektedir. Ancak bu gelişim süreci uluslararası yaklaşımlarca göz ardı edilerek bu alanın küresel sermayenin çıkarlarına yönelik olarak düzenlenmesi açıkça talep edilmekte yerel yönetimler birer holding, kenttaş ve vatandaşlar ise müşteri olarak görülmektedir. Ayrıca, kentsel hizmet alanının bu şekilde ticarileştirme çabaları beraberinde politik sorunları da getirmiştir. Nitekim uluslararası yaklaşımlarda en çok eleştirilen konulardan birisi gelişmekte olan ülkelerdeki politik dirençlerdir. Tüm dünyada proje finansmanı, uluslararası sermaye piyasalarının hızla büyüyen bir parçası haline gelmiştir. ABD'de "gelir bonoları" adıyla bilinen belediye bonoları, yerel ve eyalet yönetimlerince gerçekleştirilen proje finansmanı gelirlerinden kazanç payı vermektedir(daher, 997). Ancak gelişmekte olan ülkelerde, kamu sektöründe proje finansmanı yönteminin gelişmiş ülkedekilere oranla sorunlu yönleri bulunduğu belirtilmektedir. Kamu hizmetlerinin fiyatlandırılması çoğu zaman politik engellere takılmakta, sözleşmelerde aksi yer alsa da sözleşme hükümleri yerine getirilmeyebilmektedir. Ayrıca ödünç verenlerin ipotek koydukları kamu mülklerini elde etmeleri çok güç olabilmektedir. Mevzuatta yer alan kamu malları ile ilgili hükümler ödünç verenlerin işini zorlaştırmaktadır. Bazen de belediyelerin iflas edebileceği mevzuatta yer almadığından belediyeler borçlarını ödemediklerinde ödünç verenler güç durumda kalabilmektedirler (PETERSEN, 2). Bu nedenlerle gelişmekte olan ülkelerde kamu sektöründe gerçekleştirilecek proje finansmanı özel sektördekine oranla çok daha güç ve riskli olmaktadır. Uluslararası kredi kuruluşları, belediyelerin pek çok alanda gereksinim duydukları yatırımların finansmanını karşılamak için maliyet açısından daha verimli gördükleri özel sektör proje finansmanını desteklemektedir. Belediyeler borçlanma yöntemi olarak proje finansmanını seçtiklerinde, ek birtakım önlemlerle proje gelirlerinin güvencelerini sağlamlaştırmaları gerekmektedir. Proje gelirlerinin genel bütçeden yalıtılması borç servisinin güvence altına alınmasının ilk adımını oluşturmaktadır. Bu yalıtılmış gelirler de yetersiz kalırsa belediyelerin bütçelerinden ek ödemeler yapmaları gerekebilmektedir. Bu tip proje finansmanı kombinasyonu "çifte güvenceli" finansman olarak tanımlanmaktadır. Özetle belediye hem borçtan genel olarak sorumlu olmakta ve proje gelirlerinin ödünç verene zamanında ve tam aktarılması için gerekli önlemleri almakta hem de bu gelirler yetersiz kalırsa kendi genel bütçesinden ödünç verene ek ödemeler yaparak açığı kapatmaktadır (PETERSON, 2:). c)merkezi Yönetimden Transferler Belediye bütçesinde yer alan üçüncü bir gelir akımı türü, merkezi yönetimden yerel yönetimlere aktarılan transfer ödemeleridir. Düzenli bir mali sistemde bu tip transferler belediyelerin genel gelirleri arasında yer almaktaysa da gelişmekte olan ülkelerde yönetimlerarası transfer ödemeleri olağanüstü bir gelir türü olarak yerel yönetimlerin kredi risklerini en aza indirmek için kullanılmaktadır. Bu yatırımlar yerel yönetimlerin dışında merkezi yönetimin de yapılmasını istediği ve desteklediği yatırımlarsa bu yatırımlara merkezi bütçeden ödenekler ayrılabilmektedir (BAHL, 2). Gelişmekte olan ülkelerin yerel yönetim bütçeleri büyük ölçüde genel bütçeden ayrılan paylara ve merkezden transferlere dayanmaktadır. Ancak transferlerin miktarı ve ne zaman verileceği çoğu zaman belirsizdir. Bu transferlerin merkezi yönetimin mali durumuna göre bir anda bıçak gibi kesilme olasılığı bulunmaktadır. Merkezden transferlerin kesilmesinde mali durumun yanı sıra ulusal düzeyde parti çıkarları ve benzeri politik nedenler de etkili olabilmektedir. Ülkenin içinde bulunduğu politik duruma göre merkezi yönetimin transfer politikasının tahmin edilmesi güç olduğundan transferlere dayalı yerel yönetim bütçesinin analizini yapmak oldukça güçtür. Bu kapsamda, gelecekteki yönetimlerarası finansman politikası; yerel kredi risklerinin belirlenmesinde göz önünde tutulması gereken temel unsurlardan birisi olarak göze çarpmaktadır (PETERSON, 2:). Bu yüzden, pek çok devlet, yerel yönetim gelirlerinin istikrara kavuşturulması için girişimlerde bulunmuş, anayasa ya da yasalarla güçlendirilen yerel yönetim gelirleri sisteminin istikrarı açısından ulusal düzeyde toplanan vergi gelirlerinden yerel yönetimlere daha fazla pay verilmesi gündeme gelmiştir. Örneğin Latin Amerika ülkelerinde yerelleştirmede ilk adım, belediye gelirleri yasalarında yapılan düzenlemelerle yerel yönetimlerin gelirlerinin istikrarlı hale getirilmesi yönünde atılmaya çalışılmıştır. Belediyelerin daha düzenli gelir kaynaklarına kavuşturulması yönündeki politika girişimlerinin yerel kredi piyasasının geliştirilmesi ve özel sektörün bu alana girişinin hızlandırılması açısından diğer politikalara göre daha öncelikli ele alınması gerekmektedir (PETERSON, 2:). 84

11 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 Ödünç verenler açısından merkezi yönetim transferlerinin belediye genel bütçesine katılmadan doğrudan "işletme bütçesine" katılması, istikrarlı bir belediye geliri sağlanması ve borç servisinin garanti altına alınması açısından büyük önem taşımaktadır. Yukarıda bahsedilen örnek bütçede gösterilen yasal olarak oluşturulmuş özel fon yoluyla transfer ödemelerinin etkin bir biçimde kullanılması söz konusu olabilir. Özel fon mekanizmalarının çok çeşitli biçimleri vardır. Örneğin yerel yönetimler borç ödemede acze düşerlerse, transfer ödemelerine daha belediye genel bütçesine katılmadan doğrudan el koyma hakkı, ödünç verenlere tanınabilir. Böylece ödünç verenler yönetimlerarası transferde birinci elden el koyma hakkına sahip olarak önemli bir güvenceye kavuşmuş olmaktadırlar. Diğer bir çeşitleme ise, merkezden gönderilen transfer ödemelerinin öncelikle alacaklılar hesabına bankada açılmış özel hesaba kaydedilmesi ve ancak borçlar ödendikten sonra bu paraların belediyenin genel kullanımına açılmasıdır. Diğer örnek durumlarda da belediyelerin olağanüstü transfer gelirleri borç ödemelerinin ana kaynağı haline gelmektedir. Alacaklılar belediyenin eline transfer gelirleri geçmeden borçlarını tahsil edebilmekte, böylece önemli bir güvenceye kavuşmuş olmaktadırlar. Dünyada belediye borçlanmalarında bu tip uygulamalar yaygınlaşmaktadır. Tüm bu düzenlemeler, belediyelerin borçlarını zamanında ve tam olarak ödeyebilmeleri içindir. Belediye kredi piyasasının gelişiminin ilk aşamalarında bu tür güvence yöntemlerini görmek artık normal karşılanmaktadır (PETERSON, 2:). Her ne kadar uluslararası yaklaşımlar güvence yöntemlerini artık normal karşılamak gerektiğini ileri sürseler de bunların kabul görüp görmeyeceği ve uygulanabilirliğinin olup olmadığı ekonomik politik ve toplumsal mücadele alanında belli olmaktadır. Küresel sermayenin çıkarlarını en üst düzeyde korumaya yönelmiş metinler her ne kadar teknik olarak sunulsalar da politik ve ekonomik çıkarları temsi etmekte, emek-sermaye çelişkisi üzerinde durmayıp ulusaldan bahsetmemektedir. Bu çelişkilerin arkaik olduğu ileri sürülürken kentsel hizmet alanında yapılacakların 'ekonominin gereksinimlerine uygun olması gerektiği' belirtilmektedir. Ancak böylesine politik ve ekonomik içerikle yüklü bu önerilerin o kadar kolay gerçeklik kazanmasının beklenemeyeceği de açıktır. Ancak küresel sermayenin istemlerine boyun eğen ülkeler de yok değildir. Proje finansmanının küresel sermaye açısından daha karlı ve hukuksal açıdan daha sorunsuz hale gelmesi için girişimler de bulunmaktadır. Yerel yönetimlerin iflas edebilmesine ve mallarını koruyan yasaların piyasa koşullarında yeniden yazılmasına ilişkin 995 yılında Macaristan'da hükümet tarafından yerel yönetim iflas yasası yürürlüğe konmuştur. Bu yasanın belediyelerin kredi verilebilirliğini arttırdığı ileri sürülmekte ve bu yasa uyarınca yerel yöneticilerin aldıkları kredileri daha üretken ve geri dönüşü yüksek alanlara kaydırması beklenmektedir. Kısaca, yerel kentsel altyapı yatırımlarının ödeyebilecek durumda olanlara hizmet üretilmesine yönelik karlı alanlara piyasa mantığı içerisinde yönelmesi, bu yasayla sağjanmaya çalışılmıştır (GURENKO/INEL/NOEL.2: 7). Görüldüğü üzere kentsel hizmetlerin ticarileştirilmesi ve bunun hukuksal altyapısının hazırlanmasına yönelik düşünce ve uygulama üretkenliği kısa sürede sona ermeyecek görünmektedir. Ancak bu uygulamaların beraberinde tepkileri de getirmesi de kaçınılmazdır. Bunlarla ilgili de bol miktarda ülke örnekleri bulmak olanaklıdır. 2)Uluslararası Yaklaşımlara Göre Belediyelerin Gider Yapısı Belediyelerin gelirleri ve yatırım bütçelerinin yapılmasında bu ilkeler önerilirken giderlerle ilgili de ayrıntılı yorumlar ve ilkeler bulmak olanaklıdır. Yeni bir yerel kredi sisteminin en önemli unsurlarından birisinin belediyelerin kredi verilebilir hale gelmesi olduğu daha önce belirtilmişti. Bunun için giderlerle ilgili bazı koşullar öne sürülmektedir. Borç alan belediyenin düzenli bir gelire sahip olmasının yanısıra borçlandığı parayı cari harcamalarına yönlendirmemesi gerekmektedir. Borçlu, aldığı krediyi projenin gerçekleştirilmesine yönelik yatırımlara harcamalıdır. Böylece belediye gelirlerinin kullanılacağı yerlerin yani giderlerin de piyasa koşullarına göre denetim altına alınması öngörülmektedir. Bu açıdan uluslararası yaklaşımların üstünde önemle durduğu giderlerle ilgili en önemli ilke, borçlanma yoluyla cari bütçedeki açıkların kapatılmamasıdır. Bunun kuşaklararası adaletsizliğe neden olacağı belirtilmektedir. Bugünkü cari bütçelerde kapatılacak bu açıklar gelecek kuşakların vergilerinden karşılanacağı için, haksızlık yaratılmış olacaktır. IMF ve Dünya Bankası kaynaklı kredilerin kullanımlarında yerel yönetimlerin bu kaynakları cari harcamalarını karşılamakta kullandıkları görülmüştür. Merkezi yönetimin düzenlemeleri yerel yönetimlerin cari harcamalarına bu paraların aktarılmasını yasaklasa da, büyük çaplı sermaye yatırımlarının izlenmesi oldukça yetersizdir ve borçlanmayla sağlanan fonların altyapı yatırımlarının finansmanı yerine cari giderlere yönlendirildiğinin tespiti ve kontrolü güçtür. Bu yüzden yeni borçlanmalara gidilmeden önce giderlerin yeni ilkeler - 85

12 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 ışığında yapılabilmesi için bazı teknik ve kurumsal değişikliklerin yapılması önerilmektedir(peterson, 2:5). Dünya Bankası kaynaklı yayınlarda borçlanmaların cari harcamalara yönlendirilmemesi üzerinde bu kadar titizlikle durulmasının asıl amacının, yayınlarda belirtildiği üzere kuşaklararası eşitlik kaygıları olmadığı açıktır. Dünya Bankası'nın asıl kaygısı gelişmekte olan ülkeleri altyapı yatırımları açısından bir pazar olarak görmesi ve bu bağlamda borç verilen paraları sıkı bir şekilde kontrol ederek bunların yabancı ulusaşırı şirketlerce sağlanan büyük çaplı altyapı projelerine harcanmasını sağlamaktır. Burada önem taşıyan nokta, Dünya Bankası'nın bu kredileri yerel yönetimleri güçlendirmek için vermekte olmayışıdır. Bu kredilerin verilmesinin asıl amacı, gelişmekte olan ülkelerde altyapı yatırımlarının gerçekleştirilebilmesi için pazar koşullarının oluşturulabilmesi ve sürdürülebilir hale getirilebilmesidir. Bu süreçte de gelişmekte olan ülkelere borç verilen kaynakların sıkı bir şekilde denetiminin yapılıyor olmayışından kaygı duyulmaktadır. Dünya Bankası'nca talep edilen muhasebe sisteminde gerçekleştirilmesi istenen reform önerileri de bu açıdan değerlendirilebilir. Yabancı uzmanlar ülkeye geldiklerinde alınan borçların nereye kullanıldığını net bir şekilde görmek istemektedirler. Kısaca Dünya Bankası'nın başlıca kaygısı borç verdiği ülkelerin kalkınması değil ulusaşırı tekellerce gerçekleştirilecek ve işletilecek büyük çaplı altyapı yatırımları için pazar koşullarının yaratılmasıdır. Bu yüzden verilen borçlar koşullu sağlanmakta, proje karşılığı verilmektedir. Değerlendirme Yerel yönetimler maliyesi üzerine çalışmalar yeni değildir. Bu alanla ilgili pek çok klasik çalışma bulunmaktadır. Son yıllarda uluslarüstü finans örgütleri, belediye maliyesine ilişkin klasik yaklaşımlarda yer alan ilkelerin içlerini yeni ekonomik-politik ilişkiler bağlamında yeniden doldurmaya çalışmaktadırlar. Başta Dünya Bankası olmak üzere, Uluslararası Finans Örgütü (IFC) ve Asya Kalkınma Bankası yerel finansmanla ilgili klasik yaklaşımlarda yer alan ilkeleri kullanarak yeni bir çerçeve sunmaktadır. Uluslararası yaklaşımların birbirinden farklı önerileri ve bu bağlamda bazen birbiriyle uzlaşmaz gibi görünen önerileri bulunsa da, gelişmekte olan ülkelerdeki yerel yönetimlerin finansmanı açısından yeni bir yerel kredi piyasası modelinin ortaya konduğu söylenebilir. Bu model küresel sermayenin çıkarlarını en üst düzeyde korumayı amaçlayan bu bağlamda gelişmekte olan ülkelerin yerel yönetimlerine yönelik köklü değişiklikleri beraberinde getirmeyi amaçlamaktadır. Bu çerçevenin söz konusu kuruluşlarca iddia edildiği üzere teknik bir içerik ve araçlar sunmanın ötesinde politik boyutları bulunmaktadır. Uluslararası yaklaşımlarca yerel yönetimler maliyesi bağlamında sunulan teknik çözümlerin arkasında liberal felsefe ve uluslararası iktidar ilişkileri yatmaktadır. Bu bağlamda uluslararası sermaye yerel düzeyde geçerli çıkar savaşımına ve yerel siyasete kendi düşüngüsel araçları ve politik çözüm önerileri ile katılmaktadır. Böylece, uluslararası toplantılarda sunulan raporlar, makaleler, bildirilerde yerel yönetimlerin yeniden yapılanması talep edilmekte ve bunlar küresel sermayenin istekleri doğrultusunda farklı coğrafya ve bölgelerde yer alan tüm gelişmekte olan ülkelere yönelik geliştirilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde 95'li yıllarda hızlanan kentleşme süreci 98'li yıllarda su, atık su, katı atık, kentsel ulaşım ve benzeri kentsel hizmetlere yönelik talebin çok büyümesine yol açmıştır. 96 ve 97'li yıllarda özellikle Batılı ülkelerde söz konusu kentsel hizmetler sosyal devlet anlayışının bir sonucu olarak büyük ölçüde kamusal düzeyde sağlanırken son yıllarda bu hizmetler giderek özelleştirilmeye ve ticarileştirilmeye başlanmıştır. Bölüşüm ilişkilerine doğrudan etkisi olan bu durum Batı'da yaygın mücadele alanı bulmuştur. Gelişmekte olan ülkeler ise Batı'yla girilen eşitsiz ilişkiler sonucunda yetersiz mali kaynaklarla kentsel sorunlara yetersiz çözümler üretebilmiştir. Ancak 98'lerden sonra bir yandan gelişmiş ülkelerde küresel sermayenin olgusal bir gerçeklik haline gelmesi ve kendini yeniden üretmenin yollarını dinamik bir çerçevede araması, diğer yandan küresel sermaye açısından gelişmekte olan ülkelerin kentsel altyapılarının finansmanının çok karlı bir sektör haline gelme potansiyeli taşıması, uluslararası düzeyde yerel yönetimler maliyesine yönelik yeni model önerilerinin artışına yol açmıştır. Küresel sermayenin istikrarını koruma işlevini üstlenen uluslararası finans örgütleri söz konusu model önerilerinin savunucusu ve kamuoyu oluşturucusu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda, Dünya Bankası ve büyük ölçüde ABD denetiminde bulunan diğer uluslararası finans örgütleri, ABD ve Kanada merkezli belediye kredi ve bono piyasası modelinin tüm dünyaya ihracını gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Bu model özellikle Kıta Avrupası'nda geçerli olan kamusal kredilere dayalı ve iç kaynakları harekete geçirmeye yönelik belediye bankası merkezli ulusal düzeyde örgütlenmiş kredi sistemini dışlamaktadır. Uluslararası Finans Örgütleri, küresel sermayenin önünde en büyük engel olarak ulusal düzeyde örgütlenmiş- Türkiye'deki örneği iller Bankası olan- 86

13 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 belediye bankacılığını, ve buna bağlı gelişmiş yerel yönetim fonu uygulamalarını görmektedir. Buna alternatif olarak da gelişmekte olan ülkelerde sermayenin kendisini koşulsuz ve engelsiz olarak kendini yeniden üretebileceği bir yerel kredi piyasası modelini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, yerel yönetimler maliyesine yönelik reform önerileri artık parçalı bir içerikten ayrılarak daha bütünsel ve sistemsel değişiklik önerileri gündeme gelmeye başlamıştır. Bundan sonraki yakın süreçte gelişmekte olan ülkelerde bu yöndeki girişimlerin yoğunlaşması beklenebilir. KAYNAKÇA BAHL, Roy (2) "Intergovernmental Transfers jn Developing And Transition Countries: Principles arid Practices", Paper prepared for Intergovernmental Fiscal Relations and Local Financial Management, (Kazakhstan, Almaty: 7-2 April 2) <>(23.2.2) BIRD, Richard, & M. Robert D. EBEL & Christine L. VVALLICH (2) "Fiscal Decentralization: From Command to Market", Paper prepared for Intergovernmental Fiscal Relations and Local Financial Management, (Kazakhstan, Almaty: 7-2 April 2) o(23.2.2) DAHER, Samir El (997) "Municipal Bond Markets Experience of the USA", Urban No. FM-8a, (23.2.2) DARCHE, Benjamin (997) "Financing Mechanisms at the Subnational Level in Emerging Markets Borrowings and Privatizations/Concessions", Infrastructure Notes, < htm> (24.2.2) FERREIRA, David & Kamran KHATAMI (996) "Financing Private Infrastructure in Developing Countries", VVorld Bank Discussion Paper No:343, (Washington D.C., VVorld Bank) GURENKO, Eugene & Burçak INEL & Michel NOEl (2) "Developing Sub-national Debt Markets in Europe and Central Asia: Policy Issues and Challenges", Paper prepared for the Global Conference on Sub-national Capital Market Development in Developing Countries, (New York City.February 2)< > (23.2.2) HARVVOOD, Alison (2) "Building Local Bond Markets: Some Issues and Actions", HARVVOOD, Alison (Ed.), Building Local Bond Markets An Asian Perspective, (International Finance Corporation) INEL, Burçak (999) "Belediye Borçlanmalarının Dengeli Gelişimi için Gerekli Temel Faktörler: Kredi Verilebilir Belediye'. (Türkiye, Antalya. Dünya Bankası: 22 Haziran 999) JABRE, Assaad (2) "A Strategic Prıority for Emerging Markets". Building Local Bond Markets An Asian Perspective, HARVVOOD, Alison (Ed.), (International Finance Corporation) KOLKER, Joel (2) "Municipal Bonds: Facilitating Direct Municipal Access to Private Capital" < e/n4.doo (23.2.2) LEIGLAND, James, (997) "Accelerating Municipal Bond Market Development in Emerging Economies: An Assesment of Strategies and Progress" Public Budgeting & Finance (Summer), p.57-8 McLURE, Charles E. & Jorge MARTINEZ-VASOUEZ (999), "The Assignment of Revenues and Expenditures in Intergovernmental Fiscal Relations", Paper prepared for Symposium on Fiscal Decentralization, (Armenia, Yerevan: 2-2Nisan999) (7.8.2) OLIVER, VVİlliam E. (997) "Opportunities and Challenges Facing Municipal Governments in the Global Capital Markets' (23.4.2) PETERSEN, John E. (2). "Subnational Debt, Borrowing Process, and Creditworthiness", Paper prepared for Intergovernmental Fiscal Relations and Local Financial Management, (Kazakhstan, Almaty: 7-2 April 2) < ses/almaty/john%2petersen.pdf> (23.2.2) PETERSEN, John E. & John B. CRIHFIELD (2), "Linkages Between Local Governments and Financial Markets: A Tool Kit to Developing Subsovereign Credit Markets in Emerging Economies", Paper prepared for Intergovernmental Fiscal Relations and Local Financial Management, (Hungary, Budapest:-5 April 2) o (23.2.2) PETERSON, George E. (996) "Using Municipal Development Funds To Build Municipal Credit Markets", Paper prepared for Government of India and VVorld Bank < (2.8.2) PETERSON. George E. (2) "Building Local Credit Systems". UNDP/UNCHS(Habitat)/World Bank Urban Management Programme: Urban Management and Municipal Finance, (Washington, D.C., The World Bank) (2.8.2) SPAHN, Paul Bernd (999) "Decentralization, Local Government Capacity and Creditworthiness: Macroeconomic Aspects", ECSIN Working Paper:6. (Washington D.C., The World Bank) o (.2.2) 87

14 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 KÜRESELLEŞME SÜRECİNİN BİR BİLEŞENİ OLARAK YABANCI. SERMAYE YATIRIMLARININ MEKANSAL ANLAMI : TÜRKİYE VE ANTALYA İNCELEMESİ Dr. Kübra CİHANGİR ÇAMUR, Gazi Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Kentsel alanın yönetiminde "yerel", "yerelleşme" ve "yetki dağılımı" ile; mekanın düzenlenmesi boyutunda ise "parçacı planlama" ile kendisini ifade eden 98 sonrasının "yeni" ve "post" akımları; böylece olanaklı kıldıkları "kentsel mekan üzerinden sermaye b i ri ki m i "y!e, "küreselleşmemin, finansmanına önemli katkılarda bulunmuşlardır. Bu bağlamda mekanın spekülatif değer yaratma işlevi, üretimin bir bileşeni olmasının ötesine geçerek, uluslararası sermayeye kendisini yeniden üretmesinin olanaklarını sunmuştur. Yeni liberal politikaların ekonomi yönetimine hakim olduğu bu süreç, mekana yönelik taleplerin önündeki sınırlılıkların da (makro ölçekten mikro ölçeğe tüm kurumsal ve araçsal içeriğiyle) küresel sermayenin talepleri doğrultusunda kaldırıldığı ve sistemin iç bütünlüğünün sağlandığı bir süreci işaret etmektedir. Kapsamlı mekansal planlamanın yerine parçacı yaklaşımların benimsenmesi sonucunu doğuran yeni planlama anlayışı, sermayenin kentsel alandaki hareket alanını genişletmiş, esnek planlama adı altında "sermayenin çökelmesi için gerekli düzenlemelerin altyapısı oluşturulmuştur. Bu çalışmada "Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları" Türkiye genelinden Antalya örneğine inilerek, 98 sonrasında büyüteç altına alınmıştır. Böylece, ekonomideki yeni liberal yapılanma ve küreselleşmenin, mekansal yapının dönüşümü ve oluşumu üzerindeki etkilerinin somut verilerle ortaya konulması hedeflenmiştir.. 98 Sonrasında Yapısal Dönüşümler Türkiye'nin 98li yıllarda, liberal politikalar izleyerek dışa açılması, uluslararası ilişkilere eklemlenmesi, her şeyden önce merkezi hükümetin buna uygun politikalar izlemesi ile mümkün olmuştur. Yeni dünya düzeninin az gelişmiş ülkelere transferinin en önemli kurumlarından biri olan Dünya Bankası, 997 yılı raporunun "Değişime Engellerin Aşılması" bölümünde, değişimin önündeki engelleri üç grupta toplamaktadır: Köklü değişimlerin neden olduğu, yeniden dağıtım kaynaklı "kazanan" ve "kaybedenlerin olması; Politik güç üzerinde etkili, çıkar gruplarının bulunması; Mevcut devlet kurumlarının yapısı. Değişime gösterilecek direnci azaltmanın/ortadan kaldırmanın yolu olarak, "reforma uygun bir anın beklenmesi ya da yaratılması" önerilmektedir. Bu nedenle köklü değişimlerin ancak, bir dış güç tehdidi; ekonomik kriz veya yeni hükümetlerin ilk zamanlarında yapılabildiği belirtilmektedir. Türkiye açısından da köklü ekonomik ve politik değişimlerin başlangıcını işaret eden 98 Askeri Müdahalesi'nin, ekonomide ve politikada liberalleşme olarak adlandırabileceğimiz 24 Ocak Kararları ile örtüşmesi bu söylemin ışığında anlam kazanmaktadır... Ekonomik Yapıdaki Dönüşümler 8 sonrası dönemin yeniden yapılanma sürecinde dünyaya açılmanın politik, ekonomik ve fiziksel altyapısının yaratılmasına yönelik; ihracat desteklenip, ithalata getirilen kısıtlar azaltılıp / kaldırılarak dış ticaret hacmi büyütülmüş, ülkeye finans ve hizmetler sektörüne yönelik yabancı sermaye girişi desteklenmiş; kambiyo rejiminde liberalleşme gerçekleştirilerek, devlet müdahaleleri azaltılmış; özelleştirmenin benimsenmesiyle devlet girişimciliği sonlandırılmaya çalışılmıştır: "Türkiye ekonomisinin serbest piyasa koşullarında dışa açılması için tanık olduğu dış baskılar, 24 Ocak 98 kararlarının arifesinde ve onu izleyen dönemde doruk noktasına ulaşmıştır. Türkiye'nin pazarlık gücü en az noktadayken IMF, Dünya Bankası ve OECD üçlüsünün pazarlık gücü doruk noktasına ulaşmıştır. Nedeni, Türkiye'nin 979 sonunda yeni borç ertelemeleri olmazsa tekrar borç ödeyemez duruma girmesi, taze kredi bulamazsa ekonominin yönetilemez hale gelmesi olasılığıdır... Türkiye, Dünya Bankası'nın yeni başlattığı ve program kredisi sağlayan "Yapısal Uyum Programf'ndan, 98 yılında tekrar kredi almak istiyordu. Türkiye bu programdan yararlanabilen sekiz ülkeden biri ve yararlananlar arasında da, hem en çok kredi alanı hem de kişi başına geliri en yüksek olanıydı. Dünya Bankası istenen krediyi çok ağır koşullarda vermeyi kabul etti."(kazgan, 988:336) Krediye karşılık verilen taahhütlere göre, o zamana kadar ithal ikameci bir model uygulanan ekonomide artık "serbest piyasa koşullan" geçerli olacaktır. Buna göre: ithalat üzerindeki sınırlar kaldırılacak, Bu öneriler, uluslararası örgütlerin, gelişmekte olan ülkelere yönelik zorlayıcı yapılarını ortaya koymaktadır. 88

15 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 Türk Lirası'nın değeri enflasyon farkını kapatacak şekilde düşürülecek, yabancı sermaye girişi ve yatırımları teşvik edilecek, üretici kesimlere verilecek fiyat sübvansiyonları azaltılarak kaldırılacak, tüm üretim kesimleri yabancı sermayeye açılacak, enerji üretimine öncelik verilecek, KİTlerin kârlı çalışması sağlanacak, devletçi uygulamalardan uzaklaşılacak, tasarrufu teşvik için yüksek faiz ve kur politikaları uygulanacak, bu uygulamaların çerçevesi özel kesime öncelik tanıyan serbest piyasa ekonomisi olacaktır. Dünya Bankası ile yapılan bu anlaşmayı IMF'ye verilen niyet mektubu izlemiş ve 6 Kasım 983'te iktidara gelecek.ve 2.Özal Hükümetleri'nin izleyeceği yolun temeli atılmıştır. Niyet mektubuna göre: Türk ekonomisi giderek daha çok liberalleştirilecek, KİT ürünlerinin fiyatları pazar koşullarında belirlenecek, kamu yatırım harcamaları kısılacak, enflasyonun düşürülmesi için sıkı para politikası uygulanacak, ücret artışları, uygulanacak ekonomik programın sınırları içinde belirlenecek, borç yönetimine özen gösterilerek, borçlar vadesinde ödenecektir. Böylece uygulamaya konulan program "kamu kesiminin iktisadi faaliyet alanf'nı daraltmayı açıkça hedeflemiştir. Bu amaç yönünde en belirgin uygulama mali kesimde olmuştur döneminde mali kesimin işleyiş biçiminde köklü değişiklikler meydana gelmiş, özel kurumlar sistemin dinamiğini belirlemede ağırlık kazanmışlardır. 98'de başlayan serbestleştirme programının bir başka özelliği de öncekilere oranla daha kalıcı nitelikte dönüşümleri de gerçekleştirerek uygulamış olmasıdır."(ersel, 999:7). Dış ticarette ve mali kesimde serbestleşme ve kamu kesiminde yeniden yapılanma ayakları üzerinde gerçekleştirilen program ile 99lı yıllara gelindiğinde ülkenin dış ticareti tümüyle serbest olarak nitelendirilebilir duruma gelmiştir: "istikrar programıyla Türk Lirası yüzde 32.7 oranında devalüe edilmiş, doğrudan ve dolaylı ihracatı teşvik edici uygulamalar başlatılmış, fiyatların idari kararlarla tespiti ilkesi terk edilmiş, daraltılan temel mal ve hizmet kapsamı dışında kalan kamu mal ve hizmet fiyatlarının serbestçe tespiti olanağı getirilmiş, açık finansman yoluyla kamuya kaynak sağlanması yolu önemli ölçüde daraltılmıştır. Sabit kurdan kontrollü dalgalı kur politikasına geçilmiş ve yabancı sermaye girişi özendirilmiştir..."(temel, 999:8) 98li yıllar mali kesimin en büyük bölümünü oluşturan bankacılık sistemine ilişkin düzenlemelerin de sürekli gündemde olduğu bir dönemi kapsamaktadır. Bu kesimin yapısını ve işleyiş biçimini köklü biçimde değiştiren Bankalar Kanunu(985) ile bankaların sermaye yapısı, mevduat güvencesi kuralları düzenlenmiş; 984'de de kambiyo rejiminde sağlanan serbestleşmenin gerektirdiği düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Banka mevduatlarına getirilen tam devlet garantisi çok sayıda küçük bankanın açılması koşullarını kolaylaştırmıştır. Türkiye'de 98 yılında 43 olan banka sayısı 99'da 66'ya, 997 yılında da 72'ye ulaşmıştır. 987 yılına kadar hiç yabancı yatırım bankası yok iken bu sayı 99 yılında üçe ulaşmıştır (Türkiye Bankalar Birliği, 998). 983 yılında menkul kıymetler piyasasının geliştirilmesinden ve gözetiminden sorumlu olan Sermaye Piyasası Kurulu faaliyete geçmiş, 986 yılında istanbul menkul Kıymetler Borsası kurulmuş, Merkez Bankası 988 yılında döviz piyasasını faaliyete açmış, 99'da da TL konvertibil para statüsüne geçirilmiştir. Böylece yılları, serbest dış ticaretin tüm gereklerinin yerine getirildiği bir dönem olmuştur. Ekonominin sektörel yapısındaki genel gelişme eğilimleri incelendiğinde ise, ekonominin yarıdan çoğunu egemenliği altına alan bir hizmet kesimine doğru yönelindiği görülmektedir. Hizmetler kesiminin yıllık ortalama artış hızı sürekli olarak GSMH artışını aşan biçimde gerçekleşmiştir. Hükümetler, sanayileşmiş toplum görüşünü sürekli savunmuşlarsa da, hizmet kesiminin bu büyümesi, aynı hükümetlerin bilinçli kararlarının bir sonucudur. Sanayileşme hakkında söylenen iddialı sözlerin ardında, Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı modeli bile bir "hizmet toplumu" yaratmaya yöneliktir. Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Planlar da aynı anlayışla 2 hazırlanmıştır (Kongar, 998:43). 2 Ekonominin yen'den yapılandırılmasında, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planları da devletin her boyutta küçülmesini öngören bir içeriğe sahiptir. Beşinci Plan(985-89)'da devletin görev ve sorumlulukları daraltılarak, özel girişimin teşviki; para, kredi, sermaye ve hizmet piyasalarının geliştirilmesi ve rekabet ortamını sağlayıcı önlemlerin alınması olarak belirtilmiştir. Altıncı Plan(99-94), kamu açıklarının azaltılması, ekonomik büyümenin serbest rekabet ortamında özel kesimin dinamikleriyle gerçekleştirilmesi, ihracata dönük bir sanayi yapısının desteklenmesi gereği üzerinde durmakta; kamunun ekonomik ve sosyal istikrarın korunmasında görevli ve sorumlu olduğunu belirtmektedir yıllarını kapsayan Yedinci Plan'da yapısal uyum programlarının tam gerçekleştirilemediği için artan dış borçların ve kamu açıklarının kalıcı olarak çözülmesi için köklü reformların yapılması gereği üzerinde durulmuştur. Stratejik planlama yaklaşımıyla, ayrıntılı sektör hedeflerinden vazgeçilerek, ekonomik birimlerin sağlıklı karar verebilmelerini sağlayacak makro ekonomik hedeflerin belirlenmesine gidilmişse de, ekonomik ve sosyal sorunların çözümünde kamunun görev ve sorumluluklarının azaltılarak, özel ve yabancı sermayenin faaliyet alanının genişletilmesini öngören; devleti bu hedefe yönelik yasal, kurumsal ve teknik ortamı hazırlamakla sınırlandıran iç ve dış dinamiklerin talepleriyle küçülten süreç, kamu gelirlerini durağanlaştırmış ve kamunun yüksek faizli iç-dış borçları sürekli artmış, kamu yatırımcı rolünden hızla uzaklaşmıştır 89

16 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 98 sonrası ekonomik yeniden yapılanma süreci, ekonomide sabit sermaye yatırımlarında hem sektörler arasında hem de kamu-özel paylarında değişimlere de yol açmıştır. Sektörler itibariyle toplam sabit sermaye yatırımlarında 98 yılına kadar sürekli büyüyen sanayiin payı, 98 sonrasında düşmekte buna karşılık hizmet yatırımları yükselmektedir. Tablo. Sektörler İtibariyle Toplam Sermaye Yatırımları, yüzde, Tarım, 7,3 2, 8,7 7,3 5,4 Kaynak: Temel, 999 Sanayi 2,2 27,4 39, 48,6 38,4 26,6 Hizmetler 68,7 65,3 48,9 42,7 54,3 68, Yatırımların bütçe içindeki tutarının doğrudan yatırım harcaması yerine transfer ödeneğine dönüştürülmesi de 98 sonrasının belirgin bir uygulamasıdır. Kamu kesiminin yeniden yapılanma sürecinde, bir yandan kaynak dağıtım mekanizması değiştirilmeye çalışırken, öte yandan devletin geleneksel görevleri yerine getirilmeye çalışılmıştır. Bu yaklaşım, kamu kesiminin transfer harcamaları niteliğindeki harcamalarını artırırken, kamunun yatırım yapabilirlik kapasitesini marjinalleştirmiştir. Bu süreçte yatırım ödenekleri payı yüzde 9'dan yüzde 4'e gerilemiştir. Tablo 2. Yatırımların Bütçe içindeki TL Tutarlarının ve Oranlarının Değişimi (96-999) Yıllar Bütçe Büyüklüğü , , 324, , 49438, 92454, 72494, 39638, , Yatırım Ödeneği (Milyar TL) 2,6 6, , 938, 3269, 57565, 76778, 2989, , % 33,6 23,3 9. 4,4 4,3 4,5,7 8,5 5, , ,2 Kaynak: Maliye Bakanlığı, 2 Transfer Ödeneği (Milyar TL),4 7,9 464, 252, 52827, 78264, , , 97526, 24972, , % 7,9 26,4 4,4 36,6 39,8 34,7 46,3 52,9 56,5 6, , Yasal Değişimler Yeni liberalizmin, sermayenin olabildiğince serbest koşullarda dolaşımını hedefleyen liberal düzenlemelerin mekan boyutu, yerel yönetim yapısındaki değişimlere paralel, planlama sisteminde de düzenlemeleri gerekli kılmıştır. 98 sonrasında yerel yönetim ve kentleşmeye ilişkin yapının oluşturulmasını sağlayan temel düzenlemeler arasındaki kısa süreye sığdırılmış, 99 sonrasında ise 446 sayılı Özelleştirme Yasası döneme damgasını vurmuştur. Mekansal organizasyonu değiştirip dönüştüren bu düzenlemelerden, Turizmi Teşvik Yasası ve Özelleştirme Yasası, yabancı sermayeyi teşvik kapsamında kentsel mekanı dönüştürme/değiştirme etkileri en yüksek olan yasalar olmuştur yılları arasında kentleşme ve yerel yönetimlerle ilgili 36 kanun hükmünde kararname çıkarılmıştır. Bunların büyük bölümünü (25'ini) yeni kurum ve kuruluşların görev ve teşkilatlarının tanımı ya da var olan kurum ve kuruluşların yeniden düzenlenmesi oluşturmuştur. Burada dikkati çeken, Devlet Planlama Teşkilatı'nın yapısı ve görevleriyle ilgili altı ayrı KHK'nin çıkartılmış olmasıdır. Böylece, yeni liberal politikaların uygulanmasında ortaya çıkabilecek olası karşı çıkışlar, DPT'nin mevcut güçlü yapısı zayıflatılarak engellenmeye çalışılmıştır. Plandan çok serbest piyasa koşullarının geçerli olmasının hedeflendiği sistemin geçerli kılınmasında, 96lı yılların ve modernitenin ayrılmaz bir parçası olan sosyo-ekonomik üst ölçekli planlama kurumu olan DPT böylece atıl bir konuma getirilerek, kapsamlı planlamanın temelini ve başlangıç noktasını oluşturan ülke ve bölge planlama işlevsizleştirilmiştir. Özel Çevre Koruma Kurumu; Serbest Bölgeler Teşkilatı, GAP idaresi, Arsa Ofisi, Toplu Konut idaresi, vb yeni kurumların bu dönemde ortaya çıkmasıyla birlikte; DPT'nin yetkilerinin azaltılması birbirini tamamlayan gelişmelerdir. Bir taraftan ülkenin tüm mekanı, parça parça farklı kurum ve kuruluşların yetki alanlarına bölünmekte; diğer taraftan da bunların eşgüdümünü sağlayabilecek tek kuruluş olan DPT etkisizleştirilmektedir. Sonuç, mekanın sermayenin talepleri doğrultusunda dönüşümünün önünde hiçbir engelin kalmamasıdır. Böylece, eşgüdümlü olmanın getireceği tüm sınırlamaların kalktığı "serbest mekan" 98li ve 9lı yılların planlama mevzuatının oluşmasında, en belirgin dinamiği oluşturmuştur : 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunu. 983: 296 Sayılı Boğaziçi Kanunu 984: 33 Sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında KHK'nin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun. 984: 386 Sayılı Kıyı Kanunu 985: 394 Sayılı imar Kanunu 985: Serbest Bölgeler Kanunu. 994: 446 Sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine Dair Kanun.

17 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 Dönem'in yatırımlar açısından liberalleştirilmesini sağlayan bir diğer önemli unsur da "iki taraflı anlaşmalardır. Bunlar, taraflara yabancı yatırımlar ve yatırımcıların karşılıklı korunması/teşvik edilmesi konusunda yükümlülükler yükleyen ve anlaşmazlık durumları için çözüm yolları sağlayan anlaşmalardır. Çoğunlukla gelişmiş ülkelerin beklentileri doğrultusunda şekillenen bu anlaşmalar, yatırımları kendisine çekmek isteyen ülke için ise yaptırımlar içermektedir. Uluslararası ticaretin ivme kazanmasında önemli rol oynayan Ticaret ve Tarifeler Genel Anlaşması'nın (GATT) Uruguay Round'u, çok taraflı işbirliği kapsamına yeni alanların özellikle tarım, hizmetler ve yabancı yatırımların da dahil edilmesini sağlayarak bu alanların da küreselleşmesine önemli katkıda bulunmuştur. Günümüzde hizmetleri daha da ticari hale getiren telekomünikasyon ve bilgi teknolojilerindeki gelişmeler ve Hizmetler Ticareti Genel Anlaşması (GATS) çerçevesinde ticaret ve yatırım rejimlerindeki serbestleşmeler ve bölgesel anlaşmalar, diğer bir anlatımla, uluslararası ticaret alanında yapılan müzakereler ve ulaşılan çok taraflı anlaşmalar, hizmetler ticaretini ve bunun liberalizasyonunu önemli bir politika konusu olarak ortaya koymuştur. Hizmetler ticareti ile ilgili rakamlar da hizmetler ticaretinin gelişimini ve önemini göstermektedir. Hizmetler ticareti 98er boyunca mal ticaretinden daha hızlı büyümüş ve 998 yılında.32 trilyon dolara ulaşmıştır. Hizmetler ticareti, dünyadaki toplam çıktının %6'ını oluşturmasına rağmen bazı hizmetlerin uluslararası ticarete konu olamaması ve ticaretin önünde bulunan engeller nedeniyle dünya ticaretinin henüz %2'sini oluşturmakta, uluslararasılaşamamış alanın büyüklüğü sermayenin bu alana olan ilgisinin nedenini açıkça ortaya koymaktadır. Türkiye ikili anlaşmalar bağlamında değerlendirildiğinde, 98ler'in ikinci yarısından sonra yabancı sermaye yatırımlarını teşvik etmek üzere 998 sonu itibariyle, 53 adet iki taraflı yatırım anlaşması imzalamış ve bunların 28'ini yürürlüğe koymuş olmasıyla, bu konudaki istekliliğini göstermiştir. Yine aynı hedefe yönelik olarak, ülkemiz GATS çerçevesinde 72 aktivitede taahhütte bulunmuştur. Gelişmekte olan ülkelerin bu konuda ortalama taahhüt sayısının 23 olduğu dikkate alındığında, Türkiye'nin hizmetler sektörünü de sermayenin talepleri doğrultusunda uluslararası rekabete açma konusunda kararlı olduğu ortadadır. 2. Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları (FDI 4 ) ve Mekan Etkileri 98li yılların ortalarıyla birlikte, dünyadaki eğilimlere ve Türkiye ekonomisinin yönünü dışarıya 9 çeviren düzenlemelere paralel olarak, Türkiye'ye giren doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ve bu yatırımların içinde de hizmetler sektörünün payı hızla artmıştır. 954 ve 2 yılları arasında ülkede faaliyette bulunan yabancı firma sayısı toplam 5245'e ulaşmıştır. Bu firmalardan sadece 7 tanesi (%,33) 98 yılından önce, 5228'i de (%99,67) 98 sonrasında faaliyete geçmiştir. Tablo 3. Yabancı Sermayeli Kuruluşların 98 sonrası Sayı ve Oranları (%) 98 Öncesi yabancı Firma Sayısı 98 Sonrası Faaliyete Geçen Firma Sayısı Toplam Yabancı Firma Sayısı Yabancı Firma Oranı %,33 99,67, Kaynak: Hazine Müsteşarlığı 999/IV ve 2/HI Raporları. Hazine Müsteşarlığı verilerine göre 98 sonrasında, izin verilen yabancı sermaye tutarı 27 milyar 488 milyon 88 bin dolardır. Gerçekleşen yabancı sermaye girişi ise 3 milyar 327 milyon dolardır. Bu tutar gerçekleşme oranının %48.48 olduğunu göstermektedir, izin verilen yabancı firma sayısındaki artış hızının düşme gösterdiği yıllar, ülke ekonomisindeki kriz yıllarıyla örtüşmektedir ; 987 ve arası ile arası yabancı sermaye girişlerindeki azalmaları ve ülke ekonomisinde önemli buhranları birlikte işaret etmektedir (grafik ). Tablo 4. Türkiye'de Yıllara Göre Yabancı Sermayenin Gelişimi, 98-2 Yıllar * ** Toplam izin Verilen Yabancı Sermaye (milyon $) 97, 337,5 67, 2,74 27,36 234,49 364, 655,24 82,52 5,94 86,6 967,26 89,96 263,39 477,6 2938, ,5 678,2 646,76 7,52 937, ,88 Yıllara Göre Toplam Firma Sayısı Yıllara Göre Değişim Sayı % 39,7 34,9 2,9 4,6 73, , ,7 4,3 9,7 9,6,8.6 3,3 3,6,4 9,2 7.2

18 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 Grafik. Türkiye'de Yıllara Göre Yabancı Sermayenin Gelişimi, c o c o o o c o c o o 5 a > c n a î a > O izin Verilen Yabancı Sermaye (milyon $) Yıllara Göre Toplam Firma Sayısı Kaynak: Hazine Müsteşarlığı 999/IV ve 2/III Rapor verilerinden oluşturulmuştur. (*)996 yılında izin verilen yabancı sermaye rakamı, Fransızlar'ın İstanbul-Silivri'de yapmayı düşündükleri Büyük Şehir Projesi için verilen 2.3 mkyar $'lık izni içermektedir arasında yatırım izin verilen yabancı sermayenin sektörel dağılımı yıllara göre değişmekle birlikte ağırlıklı olarak imalat sanayii ve hizmetler sektöründe yoğunlaşmaktadır. Tablo 5'te görüldüğü gibi, 98-2 arasındaki toplam yabancı yatırımların % 55.3'ü sanayi, %42.'i ise hizmetler alanında gerçekleşmektedir. Bu arada dikkat edilmesi gereken noktayı, 98 yılında %9.5 ile başlayan sanayi yatırımlarının gerileyerek, yerini %8.5 ile başlayan hizmetler sektörüne bırakması oluşturmaktadır. Madencilik ve tarım alanındaki yatırımlar kimi yıllarda artmakla birlikte, hem miktar hem de oran olarak çok düşük seviyelerde kalmıştır. Bu durum, bu iki sektör açısından yabancı sermayeye yeterince cazip koşulların sunulmadığının da bir göstergesidir. Tablo 5. izin Verilen Yabancı Sermaye Yatırımlarının Sektörlere Dağılımı, milyon $, 98-2 Yıllar imalat Sanayii 88,76 246,54 98,54 88,93 85,92 42,89 93,47 293,9 49,68 95,3 568, ' j " ,24 % 9,5, 73,5,86 59,,6 86,56,3 68,5 5,93 6, ,84 9,36 76,2 74,94 Tarım 2,5 28, %.25,98,63,97,3 2 2,9,25 2, ,5 6,86 4, ,8 27,35 3,33 5,62,62 24,6 65,23 65,56 3, ,9, ,95 2, ,86 3,,98,25, ,69 22, ,2 33,59,85 8,96,37 *,29 89,3,8.2,9 79,26,82 8,97,24,9,68,78 54, ,2 89,55, _j , I T 59 2, 6,8 5, , ,22 66,5 7,9, 6, , Hizmetler 8, ,76 52,8 347,8 296, ,74 767, ı ,6 Toplam 597,8 55,29 44, ,52,98 58,5 42, ,4 % 8,49 26,4 39,2 3,4 29,2 34, ,2 35,8 28,7 4, , ,5 7,8 Sektörler Toplamı ,5 67 2,74 27,36 234, ,24 82,52 5,94 86,6 967,26 89,96 263, ,57 937,39 Madencilik Gerçekleşme Kaynak: Hazine Müsteşarlığı 999/IV ve 2/III Rapor verilerinden oluşturulmuştur. (*)996 yılında izin verilen yabancı sermaye rakamı, Fransızlar'ın İstanbul-Silivri'de yapmayı düşündükleri Büyük Şehir Projesi için verilen 2.3 milyar $'lık izni içermektedir. (**)Eylül 2 ayı rakamı Yabancı sermayenin arasındaki faaliyet alanlarının sektörel dağılımı, hizmetler sektörünün hem firma sayısı hem de toplam sermaye içindeki payı bakımından baskın sektör olduğunu göstermektedir. Bu sektördeki toplam 354 kuruluşun, sayısal olarak en çok paya sahip olan alt sektörlerini, 935 adet ile ticaret; 279 ile otel pansiyon ve kamping işletmesi; 233 ile restoran, kafe, yeme içme; 43 ile inşaat taahhüt işleri; 27 ile diğer toplumsal hizmetler sınıfı oluşturmaktadır. Sayı olarak daha az olmakla birlikte(38 adet), hizmetler sektöründeki toplam yabancı sermayenin en büyük payını %5. ile bankacılık ve diğer finansman hizmetleri; ticaret(%.3) ve diğer toplumsal hizmetlerden(%.36) sonra %4.48 ile yatırım finansmanı alt sektörü oluşturmaktadır (tablo 6 ve 7). Tablo 6. Türkiye'de Faaliyette Bulunan Yabancı Sermayeli Kuruluşların Sektörel Dağılımı, Tarım Madencilik imalat Sanayii Hizmetler Toplam Firma Sayısı Oranı % 2,3,3 24,9 7,5, Toplam Yabancı Sermaye içindeki Milyon TL Payı (%),34, 46, 52,54, 92

19 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 Tablo 7. Türkiye'de Hizmetler Sektöründe Faaliyette Bulunan Yabancı Sermayeli Kuruluşların Alt Sektöre! Dağılımı, Hizmetler Ticaret Bankacılık ve Finans Hizmetleri Bankacılık ve Diğer Finans Hizmetleri Sigortacılık Yatırım Finansmanı Kiralama Konaklama, Lokanta Hizmetleri Otel, Pansiyon ve Kamping işletmesi Restorant, Kafe, Yeme-lçme Yeri Çamaşır ve Kuru Temizleme Hizmetleri Ulaştırma ve İlgili Hizmetler Hava Taşımacılığı Deniz Taşımacılığı Kara Taşımacılığı Taşımacılıkla İlgili Diğer Hizmetler Haberleşme İnşaat Taahhüt Hizmetleri Sosyal Hizmetler Sağlık Hizmetleri Özel Eğitim Araştırma ve Geliştirme Faaliyetleri Sinema ve Diğer Eğlence Yerleri Diğer Faaliyetler Diğer Toplumsal Hizmetler Diğer Faaliyetler Diğer Şahsi Hizmetler Toplam Kaynak:Hazine Müsteşarlığı verilerinden oluşturulmuştur. Firma Sayış Toplam Yabancı Sermaye içindeki Payı (%),3 5,2 4,48,22 2,98,87,5.5,3,38,9,87,29,,4,4,36 4,25,9 52,54 999/V Raporu Yabancı sermayeli kuruluşların ülkelere dağılımı incelendiğinde, arasında OECD ülkelerinin %86,3'lük paylarıyla ağırlıklı grubu oluşturdukları görülmektedir. Bu grubun içinde de en yoğun yatırım AB ülkeleri tarafından yapılmaktadır (tablo 8). Kaynak: Hazine Müsteşarlığı 999/IV ve 2/IH Rapor verilerinden oluşturulmuştur. 2.. Yabancı Sermaye Yatırımlarını içeren Yatırım izin Belgelerinin Arasında Sektörel Dağılımı Türkiye'de 2-Ocak verilerine (Hazine Müsteşarlığının 999/IV Raporu) göre, imalat, hizmetler, tarım ve madencilik sektörlerinde yatırım yapan toplam 495 yabancı firmanın %7.5'ini oluşturan 354 adet firma hizmetler sektöründe (bkz.tablo 6 ve 7) faaliyet göstermekte ve toplam yabancı sermaye yatırımlarının %52.54'ünü oluşturmaktadır arasında yabancı sermaye yatırımlarını gösteren teşvik ve izin belgeleri toplamı ise Türkiye için 3334'tür. Bu sayının %2.8'ini oluşturan hizmetler sektörü toplam yatırımların(doiar bazında) %45'ini oluşturmaktadır (tablo 9, grafik 2 ve 3). Tablo 9. Türkiye'de Yabancı Sermayeli Teşvik ve Yatırım izin Belgelerinin Sektörel Dağılımı, imalat Sanayii Hizmetler Tarım Madencilik Toplam Yatırım izin Belgesi Sayısı % 72,53 2,8 3,93 2,37, Toplam Yatırım (Bin $) % 5,58 45,8 2,72,63, istihdam Kaynak:Hazine Müsteşarlığı 999/IV Raporu verilerinden oluşturulmuştur. Grafik 2. Türkiye'de Hizmetler Sektöründe Yabancı Sermayeli Teşvik ve Yatırım izin Belgelerinin Alt Sektörlere Oransal Dağılımı (sayı), Tablo 8. Türkiye'de Faaliyette Bulunan Yabancı Sermayeli Kuruluşların Sayısı ve Ülkelere Göre Dağılımı, Yabancı Firmalar OECD Grubu Ülkeleri Toplamı OECD AB Ülkeleri Diğer OECD Ülkeleri Islami Ülkeler Toplam Doğu Avrupa Ülkeleri Toplam Diğer ülkeler Genel Toplam Toplam Firma Yabancı Sermaye Sayısı içindeki Payı (%) ,3 65,68 2,62 2,87,23 9,6, 93 E3İmalat Sanayi Hizmetler Tarım Madencilik Kaynak:Hazine Müsteşarlığı 999/IV Raporu verilerinden oluşturulmuştur.

20 TMMOB Makina Mühendisleri Odası Antalya'da Kentleşme ve Yerel Yönetimler Sempozyumu 8-9 Eylül 2 Grafik 3. Türkiye'de Hizmetler Sektöründe Yabancı Sermayeli Teşvik ve Yatırım izin Belgeleriyle Yapılan Yatırımların Alt Sektörlere Oransal Dağılımı (bin $), c, r "A 45 imalat Sanayi Hizmetler Tarım Madencilik Kaynak:Hazine Müsteşarlığı verilerinden oluşturulmuştur. 999/IV Raporu 3. Antalya'da Yabancı Sermaye Yatırımları (98-2) Yukarıda da belirtildiği gibi, 98 sonrasının yabancı sermaye yatırımlarını teşvik etmek üzere yeniden yapılandırılan yasal ve ekonomik ortamı, "dünya kenti" yapılma iddiasındaki İstanbul'un yanı sıra, sermayenin çökelmesine uygun ortamı ve potansiyeli bulunan diğer kentleri de yabancı yatırımlar için çekici duruma getirmiştir. Bu 2 yıllık sürede Antalya'da toplam yatırım değeri 5 milyar 3 milyon 24 bin dolar olan 39 adet yabancı sermaye yatırımı için teşvik belgesi alınmıştır. Bu yatırımların en büyük bölümü 94 adet ve bin dolar ve %84 ile hizmetler sektöründe yapılmıştır. Sanayi ve tarım sektörleri ise sırasıyla 22 ve 23 adet ve bin ve bin dolar yatırım almıştır. İstihdam açısından da en büyük payı hizmetler sektörü ( 43) oluşturmuştur (tablo ). \ Tablo. Antalya'da Yabancı Sermaye Yatırımlarının Ana Sektörlere Göre Sayı, İstihdam ve Yatırım Etkileri Yatırımların yapısı incelendiğinde ise her üç sektörde de yeni yatırımların % 8 ile 9 oranları arasında yer aldığı görülmektedir. Tevsii ve modernizasyondan çok, yeni yatırımların tercih edilmiş olması mekanın oluşumuna etkileri açısından önemlidir. Özellikle, hizmetler sektörünün alt sektörü olan konaklama ve lokanta hizmetlerinin Antalya'daki toplam yatırımların %6,87'sini (tablo 4) oluşturduğu gözönüne alındığında bu yatırımların mekansal değişim/dönüşüm üzerindeki etkileri daha da anlamlı hale gelmektedir. Tablo. Antalya'da Yabancı Sermaye Yatırımlarının Yapısı Yatırımın Ana Sektörü Hizmetler Toplam Hizmetler Sanayi Toplam Sanayi Tarım Toplam Tarım Genel Toplam Yeni/Tevsii Modernizasyon Tevsii Yeni Tevsii Yeni Tevsii Yeni Toplam Yatırım Sayısı Sektör İçindeki % 7.45,7 8.85, 8,8 8,82, 8,7 9,3, Toplam içindeki % 5,4 7,9 54,68 67,63 2,88 2,95 5,83,44 5, 6,55. Kaynak:Hazine Müsteşarlığı 2 Ocak verilerinden oluşturulmuştur. Antalya'da yabancı sermaye yatırımlarının sektörlere, alt sektörlere göre yıllara dağılımına (tablo 2) bakıldığında, 98 sonrasındaki teşviklerin 986 yılında etkili olmaya başladığı ve en yüksek yatırım yapılan yılların yılları olduğu görülmektedir. Böylece daha önce ekonominin genel yapısına ilişkin yılları arasında serbest dış ticaretin tüm gereklerinin yerine getirilmesi yabancı sermaye girişini hızlandırmıştır. Antalya örneğinde ise, yatırımlar, turizmi teşvik kapsamındaki Yatırımın Ana Sektörü/Sayı istihdam, Sabit Yatırım ve Toplam Yatırım Hizmetler 94 Toplam İstihdam Toplam Sabit Yatırım(Bin Dolar) Toplam Yatırım(Bin Dolar) Sanayi 22 Toplam İstihdam Toplam Sabit Yatırım(Bin Dolar) Toplam Yatırım(Bin Dolar) Tarım 23 Toplam İstihdam Toplam Sabit Yatırım (Bin Dolar) Toplam Yatırım (Bin Dolar) Toplam Yatırım Sayısı 39 Toplam İstihdam Toplam Sabit Yatırım (Bin Dolar) Toplam Toplam Yatırım (Bin Dolar) Kaynak: Hazine Müsteşarlığı 2 Ocak verilerinden oluşturulmuştur. 94 istihdam - Yatırım () % 84,2 96,83 96,52 8,56,82,94 7,32 2,35 2,54,,,

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ MART 2018 Hazırlayan: Yağmur Özcan Uluslararası

Detaylı

TÜRKİYE DE MAHALLİ İDARELERİN MALİ YAPISI

TÜRKİYE DE MAHALLİ İDARELERİN MALİ YAPISI TÜRKİYE DE MAHALLİ İDARELERİN MALİ YAPISI Erhan USTA Devlet Planlama Teşkilatı 22 Mayıs 2008 Sunuş Planı Ülkemizde belediyelerin kaynak ve harcamalarının Gelişimi Artış nedenleri Kullanımı Belediyelerde

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014 ORTA VADELİ PROGRAM (2015-201) 8 Ekim 2014 DÜNYA EKONOMİSİ 2 2005 2006 200 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 T 2015 T Küresel Büyüme (%) Küresel büyüme oranı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmektedir.

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ SERMAYE PİYASALARI ARACILIĞIYLA FİNANSMANI KONULU

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ SERMAYE PİYASALARI ARACILIĞIYLA FİNANSMANI KONULU SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ SERMAYE PİYASALARI ARACILIĞIYLA FİNANSMANI KONULU SPK 7. ARAMA KONFERANSI NDA YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 ARALIK

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

MAHALLİ İDARELER FİNANSMANI MAYIS 2008

MAHALLİ İDARELER FİNANSMANI MAYIS 2008 MAHALLİ İDARELER FİNANSMANI MAYIS 2008 MAHALLİ İDARELERİN FİNANSMANI İÇERİK 1. BORÇLANMA NEDENİ 2. BORÇLANMA ÇEŞİTLERİ VE KAYNAKLARI 3. KREDİ HACMİ VE VAKIFBANK UYGULAMASI 4. YURT DIŞI FARKLI UYGULAMALAR

Detaylı

2012 yılı merkezi yönetim bütçesine bakış

2012 yılı merkezi yönetim bütçesine bakış Değişmeyen yapısal sorunlar ışığında 2012 yılı merkezi yönetim bütçesine bakış GİRİŞ Bütçe, öncelikle yürütme organının kamunun ihtiyaçlarını belirlemesi ve bunların karşılanması için halktan toplanacak

Detaylı

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar Dünya Bankası Grubu Hakkında Dünya Bankası nedir? 1944 te kurulan Banka, kalkınma desteği konusunda dünyanın en büyük kaynağıdır 184 üye ülke sahibidir

Detaylı

FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI

FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI Bankalar Merkez Bankaları Ticaret Bankaları Yatırım Bankaları Kalkınma Bankaları Katılım Bankaları Eximbank BDDK Uluslararası Bankacılık BANKALAR Finansal Aracılık

Detaylı

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI GENEL DEĞERLENDİRME Küresel kriz sonrası özellikle gelişmiş ülkelerde iktisadi faaliyeti iyileştirmeye yönelik alınan tedbirler sonucunda küresel iktisadi koşulların bir önceki Rapor dönemine kıyasla olumlu

Detaylı

Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK

Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK Prof. Dr. Serdar ÖZKAN İzmir Ekonomi Üniversitesi İzmir Ticaret Odası Meclis

Detaylı

8.0 PLANLAMA UYGULAMA ARAÇLARI

8.0 PLANLAMA UYGULAMA ARAÇLARI 8.0 PLANLAMA UYGULAMA ARAÇLARI 8.1 EKONOMİK VE MALİ YÖNLER 364 8.1 EKONOMİK VE MALİ YÖNLER 8.1 EKONOMİK VE MALİ YÖNLER 365 8.1 EKONOMİK VE MALİ YÖNLER 8.1.1 Giriş Kent gelişiminin planlaması farklı ülkelerde

Detaylı

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar 1. Belli miktarda bir mal veya kıymetin ve bunların karşılığı olan paranın işlemin ardından el değiştirmesini sağlayan piyasalara ne ad verilir? A) Swap B) Talep piyasası C) Spot piyasa D) Vadeli piyasa

Detaylı

2015 HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

2015 HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ 13 Ağustos Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcuna ilişkin yılı ikinci çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

Detaylı

T.C. Hazine Müsteşarlığı Mahalli İdarelerin Mali Yönetimi Forumu Mahalli İdarelerin Borçlanması

T.C. Hazine Müsteşarlığı Mahalli İdarelerin Mali Yönetimi Forumu Mahalli İdarelerin Borçlanması T.C. Hazine Müsteşarlığı Mahalli İdarelerin Mali Yönetimi Forumu Mahalli İdarelerin Borçlanması 22-23 Mayıs 2008, Ankara Yerel Yönetimlerin Borçlanmasına Yönelik Hukuki Çerçeve Kapsamında Uluslararası

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016 ORTA VADELİ PROGRAM (2017-2019) 4 Ekim 2016 İçindekiler 1. Dünya Ekonomisi 2. Orta Vadeli Programın Temel Amaçları ve Büyüme Stratejisi 3. Orta Vadeli Programın (2017-2019) Temel Makroekonomik Büyüklükleri

Detaylı

KAMU ÖZEL ORTAKLIĞI PROJE FİNANSMAN SİSTEMİNE FİNANS SEKTÖRÜNÜN BAKIŞI

KAMU ÖZEL ORTAKLIĞI PROJE FİNANSMAN SİSTEMİNE FİNANS SEKTÖRÜNÜN BAKIŞI KAMU ÖZEL ORTAKLIĞI PROJE FİNANSMAN SİSTEMİNE FİNANS SEKTÖRÜNÜN BAKIŞI Proje Finansmanı Ekonomik amacı bir varlığın elde edilmesi ya da finansmanı ve tek geri ödeme kaynağı projenin/işin yarattığı nakit

Detaylı

GAZİOSMANPAŞA BELEDİYESİ 2016 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

GAZİOSMANPAŞA BELEDİYESİ 2016 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU GAZİOSMANPAŞA BELEDİYESİ 2016 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU TEMMUZ 2016 İÇİNDEKİLER I- OCAK HAZİRAN 2016 DÖNEMİ BÜTÇE UYGULAMA SONUÇLARI... 3 A. Bütçe Giderleri... 3 01. Personel Giderleri...

Detaylı

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ 2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ TEPAV EPRI Dış Politika Etütleri AB Çalışma Grubu 9 Kasım 2005 Ankara Zeynep Songülen

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

Banka Bilançosunun Özellikleri Pazar, 26 Aralık 2010 18:24

Banka Bilançosunun Özellikleri Pazar, 26 Aralık 2010 18:24 Ticari bir işletme olarak bankaların belirli bir dönem içerisinde nasıl çalıştıklarını ve amaçlarına dönük olarak nasıl bir performans sergilediklerini değerlendirebilmenin yolu bankalara ait finansal

Detaylı

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI Akdeniz Belediyeler Birliği, üyelerine üst düzey hizmet sunan, yerel ölçekteki Reform süreçlerine ve Ülkemizin AB ile bütünleşme sürecine destek

Detaylı

FİNANSAL SİSTEM VE FİNANSAL PİYASALAR

FİNANSAL SİSTEM VE FİNANSAL PİYASALAR FİNANSAL SİSTEM VE FİNANSAL PİYASALAR FİNANSAL SİSTEM Fon talep edenler, fon arz edenler, fon akımını sağlayan araçlar, kuruluşlar ve piyasanın işleyişini düzenleyen hukuki ve idari kurallardan oluşan

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( ) ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME (2014-2016) I- Dünya Ekonomisine İlişkin Öngörüler Orta Vadeli Program ın (OVP) global makroekonomik çerçevesi oluşturulurken, 2014-2016 döneminde; küresel büyümenin

Detaylı

Yerelleşme, en genel anlamda, kamu hizmetleri sorumluluk ve yetkilerinin merkezi hükümetten yarı-bağımsız hükümet veya organizasyonlara veya özel

Yerelleşme, en genel anlamda, kamu hizmetleri sorumluluk ve yetkilerinin merkezi hükümetten yarı-bağımsız hükümet veya organizasyonlara veya özel YERELLEŞME NEDİR? Yerelleşme, en genel anlamda, kamu hizmetleri sorumluluk ve yetkilerinin merkezi hükümetten yarı-bağımsız hükümet veya organizasyonlara veya özel sektöre ya da alt yönetsel birimlere

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... 1-20 1.1. Temel Makro Ekonomik Göstergelere Göre Türkiye nin Mevcut Durumu ve Dünyadaki Yeri... 1 1.2. Ekonominin Artıları Eksileri; Temel

Detaylı

Finansal Piyasalar ve Bankalar

Finansal Piyasalar ve Bankalar Finansal Piyasalar ve Bankalar Genel Olarak Finansal Piyasalar Piyasa neresidir? Finansal Piyasaların Ekonomi İçindeki Yeri Finansal Sistemi Oluşturan Piyasalar Finansal Piyasalar Para Piyasaları Sermaye

Detaylı

2015 MAYIS ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

2015 MAYIS ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ MAYIS ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ 14 Temmuz Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcuna ilişkin yılı Mayıs verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından

Detaylı

KÜÇÜK İŞLETMELERDE FİNANSMAN İŞLEVİ VE YENİ FİNANSAMAN YÖNTEMLERİ. Öğr. Gör. Aynur Arslan BURŞUK

KÜÇÜK İŞLETMELERDE FİNANSMAN İŞLEVİ VE YENİ FİNANSAMAN YÖNTEMLERİ. Öğr. Gör. Aynur Arslan BURŞUK KÜÇÜK İŞLETMELERDE FİNANSMAN İŞLEVİ VE YENİ FİNANSAMAN YÖNTEMLERİ Öğr. Gör. Aynur Arslan BURŞUK KÜÇÜK İŞLETMELERDE FİNANSMAN İŞLEVİ Finansman, işletmelerin temel işlevlerini yerine getirirken yararlanacakları

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

Özel sektör Dış Borçları: Yeni bir kırılganlık kaynağı mı?

Özel sektör Dış Borçları: Yeni bir kırılganlık kaynağı mı? 24 Ocak 2008 Özel Not Özel sektör Dış Borçları: Yeni bir kırılganlık kaynağı mı? - Şirket dış borçlanmaları artıyor -Artan DTH lar bir güvence olabilir mi? krizi sonrasında uygulanan sıkı maliye politikası

Detaylı

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ÖĞRENCİLERİ BİTİRME PROJESİ YARIŞMASI 2014-2015

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ÖĞRENCİLERİ BİTİRME PROJESİ YARIŞMASI 2014-2015 TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ÖĞRENCİLERİ BİTİRME PROJESİ YARIŞMASI 2014-2015 ENDÜSTRİYEL YAPININ YENİLİKÇİ VE BİLGİ ODAKLI DÖNÜŞÜMÜNÜN BURSA ÖRNEĞİNDE İNCELENMESİ PROJE RAPORU İÇİNDEKİLER

Detaylı

GAZİOSMANPAŞA BELEDİYESİ 2015 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

GAZİOSMANPAŞA BELEDİYESİ 2015 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU GAZİOSMANPAŞA BELEDİYESİ 2015 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU TEMMUZ 2015 İÇİNDEKİLER I- OCAK HAZİRAN 2015 DÖNEMİ BÜTÇE UYGULAMA SONUÇLARI... 3 A. Bütçe... 3 01. Personel... 5 02. Sosyal

Detaylı

F. Gülçin Özkan York Üniversitesi

F. Gülçin Özkan York Üniversitesi Finansal Đstikrar ve Makroekonomik Etkileşim F. Gülçin Özkan York Üniversitesi 1 Finansal kriz tanımı üzerinde hemfikir olunan bir tanım bulunmamakla birlikte, reel sektör etkisinin derecesi önemli bir

Detaylı

Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar

Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar Yatırım (Sermaye Bütçelemesi) ve Finanslama Kararları Şirket Nedir? Finansal Yönetici Kimdir? Şirketin Amaçları Finansal piyasalar ve kurumların

Detaylı

ŞEHİRCİLİK ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ

ŞEHİRCİLİK ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİRCİLİK ARAŞTIRMA VE EĞİTİM MERKEZİ YÖNERGESİ 1 AMAÇ Madde 1. Bu Yönergenin amacı, şehircilik, yerleşmeler ve planlama alanlarında kamu

Detaylı

GENEL MUHASEBE. KVYK-Mali Borçlar. Yrd. Doç. Dr. Serap DURUKAN KÖSE Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

GENEL MUHASEBE. KVYK-Mali Borçlar. Yrd. Doç. Dr. Serap DURUKAN KÖSE Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi GENEL MUHASEBE KVYK-Mali Borçlar Yrd. Doç. Dr. Serap DURUKAN KÖSE Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi KAYNAK KAVRAMI Kaynaklar, işletme varlıklarının hangi yollarla sağlandığını göstermektedir. Varlıklar,

Detaylı

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

Detaylı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ Hazırlayan: Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik Görünümü IMF düzenli olarak hazırladığı Küresel Ekonomi Görünümü

Detaylı

SERMAYE PİYASALARI VE FİNANSAL KURUMLAR

SERMAYE PİYASALARI VE FİNANSAL KURUMLAR DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SERMAYE PİYASALARI VE FİNANSAL KURUMLAR

Detaylı

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR 2013/101 (Y) Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] BTYK nın 2009/102 no.lu kararı kapsamında hazırlanan ve 25. toplantısında onaylanan Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin koordinasyonunun

Detaylı

KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU 2017 YILI

KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU 2017 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU 217 YILI TEMMUZ 217 ŞANLIURFA SUNUŞ Bilindiği üzere "Kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği

Detaylı

KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU TEMMUZ - 2018 SUNUŞ... 4 I-OCAK HAZİRAN 2018 DÖNEMİ BÜTÇE UYGULAMA SONUÇLARI... 5 A. Bütçe... 5 01. Personel... 7 02. Sosyal Güvenlik Kurumlarına Devlet Primi...

Detaylı

ANKARA KALKINMA AJANSI. www.ankaraka.org.tr

ANKARA KALKINMA AJANSI. www.ankaraka.org.tr ANKARA KALKINMA AJANSI www.ankaraka.org.tr TÜRKİYE'NİN En Genç Kalkınma Ajansı Ankara Kalkınma Ajansı bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak, bölgenin rekabet gücünü artırmak ve gelişimini hızlandırmak

Detaylı

1. HAFTA (FİNANSAL PAZARLAR) Prof. Dr. Yıldırım B. ÖNAL

1. HAFTA (FİNANSAL PAZARLAR) Prof. Dr. Yıldırım B. ÖNAL 1. HAFTA (FİNANSAL PAZARLAR) Prof. Dr. Yıldırım B. ÖNAL PİYASA KAVRAMI İktisadi açıdan piyasa, alıcı ve satıcıların birbirleri ile karşılıklı iletişim içinde oldukları ve mübadelenin meydana geldiği yer

Detaylı

FİNANSAL PİYASALAR VE KURUMLAR. N. CEREN TÜRKMEN

FİNANSAL PİYASALAR VE KURUMLAR. N. CEREN TÜRKMEN FİNANSAL PİYASALAR VE FİNANSAL KURUMLAR N. CEREN TÜRKMEN cturkmen@sakarya.edu.tr 1 FİNANSAL SİSTEM Bir ekonomide fonları talep edenler, fonları arz edenler bunlar arasındaki fon akımlarını düzenleyen kurumlar

Detaylı

SERMAYE PİYASASI HUKUKU

SERMAYE PİYASASI HUKUKU SERMAYE PİYASASI HUKUKU KISA ÖZET KOLAYAOF 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- SERMAYE PİYASASI HUKUKU VE SERMAYE PİYASASININ İŞLEYİŞİ... 4 2. ÜNİTE- SERMAYE PİYASASI ARAÇLARI...

Detaylı

Piyasaya Hazırlık Ortaklık Girişimi

Piyasaya Hazırlık Ortaklık Girişimi Piyasaya Hazırlık Ortaklık Girişimi Geleceğin Karbon Piyasaları Şekilleniyor Pazara Hazırlık Ortaklık Girişimi (PMR) Kyoto Protokolü nün ilk yükümlülük döneminin sona ereceği 2020 yılı sonrası yeni iklim

Detaylı

KONUT SEKTÖRÜNÜN VERGİ YÜKÜ VE ÖNERİLER 07.05.2013

KONUT SEKTÖRÜNÜN VERGİ YÜKÜ VE ÖNERİLER 07.05.2013 KONUT SEKTÖRÜNÜN VERGİ YÜKÜ VE ÖNERİLER 07.05.2013 A) ÖRNEK BİR KONUT PROJESİ BAZINDA VERGİ YÜKÜ Aşağıdaki çalışmada, örnek olarak 100 konutluk bir gayrimenkul projesi belirli varsayımlarla ele alınarak,

Detaylı

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTIN EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2013 YILI 6 AYLIK FAALİYET RAPORU 1-Ekonominin Genel durumu Dünya ekonomisi 2013 ü genel olarak bir toparlanma dönemi olarak geride bıraktı.

Detaylı

KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU 2015 YILI

KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU 2015 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU 215 YILI TEMMUZ 215 ŞANLIURFA SUNUŞ Bilindiği üzere "Kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği

Detaylı

Dış Borç Ödeme Hesabı Oluşturulması ve İşleyişine İlişkin Esas ve Usullere Dair Yönetmelik

Dış Borç Ödeme Hesabı Oluşturulması ve İşleyişine İlişkin Esas ve Usullere Dair Yönetmelik Devlet Bakanlığından: Dış Borç Ödeme Hesabı Oluşturulması ve İşleyişine İlişkin Esas ve Usullere Dair Yönetmelik Amaç Madde 1- Bu Yönetmeliğin amacı, büyükşehir belediyeleri, belediyeler ve bunlara bağlı

Detaylı

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI SN. ABDULLATİF ŞENER İN BASEL-II YE GEÇİŞE İLİŞKİN KONUŞMA METNİ. Değerli Basın Mensupları ve Konuklar;

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI SN. ABDULLATİF ŞENER İN BASEL-II YE GEÇİŞE İLİŞKİN KONUŞMA METNİ. Değerli Basın Mensupları ve Konuklar; DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI SN. ABDULLATİF ŞENER İN BASEL-II YE GEÇİŞE İLİŞKİN KONUŞMA METNİ Değerli Basın Mensupları ve Konuklar; Teknolojik gelişmeler ve liberalleşmelerin etkisiyle, mali kurumlar

Detaylı

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK Daha kapsayıcı bir toplum için sözlerini eyleme dökerek çalışan iş dünyası ve hükümetler AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK Avrupa da önümüzdeki

Detaylı

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ 1.Giriş Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı Kamu idarelerinin mali yönetimini düzenleyen 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu 10.12.2003

Detaylı

Kamu Hastaneleri Birliklerinde. Genel Sekreterlik Mali Hizmetlerinin Yürütülmesine Yönelik Rehber

Kamu Hastaneleri Birliklerinde. Genel Sekreterlik Mali Hizmetlerinin Yürütülmesine Yönelik Rehber Kamu Hastaneleri Birliklerinde Genel Sekreterlik Mali Hizmetlerinin Yürütülmesine Yönelik Rehber 15.08.2013 KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİK I - MALİ HİZMETLERİN YÜRÜTÜLMESİNE YÖNELİK YAPILANMA

Detaylı

ÖZGEÇMĠġ VE ESERLER LĠSTESĠ

ÖZGEÇMĠġ VE ESERLER LĠSTESĠ ÖZGEÇMĠġ Adı Soyadı: Erol YENER Doğum Tarihi: 20/06/1970 Öğrenim Durumu: ÖZGEÇMĠġ VE ESERLER LĠSTESĠ Derece Bölüm Üniversite Yıl Lisans İşletme Böl. Karadeniz Teknik Üniversitesi 1992 Y. Lisans İşletme

Detaylı

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:4

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:4 EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:4 Bu sayıda; Kredi Derecelendirme Kuruluşu Standard and Poor s (S&P) un yerel para cinsinden Türkiye nin kredi not artış kararı değerlendirilmiştir.

Detaylı

DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA)

DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA) DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA) Değerli Katılımcılar, Değerli Konuklar, Türkiye, yapısal reformlar ile

Detaylı

1 MALİYE BİLİMİNİN ESASLARI VE DİĞER BİLİM DALLARIYLA İLİŞKİSİ

1 MALİYE BİLİMİNİN ESASLARI VE DİĞER BİLİM DALLARIYLA İLİŞKİSİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 MALİYE BİLİMİNİN ESASLARI VE DİĞER BİLİM DALLARIYLA İLİŞKİSİ 11 1.1. Kamu Sektörü Ekonomisi 12 1.1.1. Kamu Maliyesinin Tanımı 13 1.1.2. Kapsam ve Konusu 14 1.1.3. Kamu Maliyesinin

Detaylı

TÜBİSAD Bilişim Çözümleri Platformu

TÜBİSAD Bilişim Çözümleri Platformu TÜBİSAD Bilişim Çözümleri Platformu Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmeler sektörde üretilen mal ve hizmetlerin hedef kitleye yeterli düzeyde ulaşmasını da zorlaştırıyor. Artık sadece

Detaylı

1. İŞLETMELERDE KAYNAK BULMANIN ÖNEM NEMİ VE KAYNAK SAĞLAMA SİSTEM STEMİ OLARAK FİNANSMAN 1.1. İşletmelerde Kaynak Bulmanın Önemi ve Likidite Kavramı Bütün işletmeler amaçlarını gerçekleştirmek için temel

Detaylı

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI Sürdürülebilirlik vizyonumuz 150 yıllık bir süreçte inşa ettiğimiz rakipsiz deneyim ve bilgi birikimimizi; ekonomiye, çevreye, topluma katkı sağlamak üzere kullanmak, paydaşlarımız

Detaylı

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: YEŞİL BİNALAR & NANOTEKNOLOJİ STRATEJİLERİ. Muhammed Maraşlı İMSAD-UNG Çalışma Grubu Üyesi

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: YEŞİL BİNALAR & NANOTEKNOLOJİ STRATEJİLERİ. Muhammed Maraşlı İMSAD-UNG Çalışma Grubu Üyesi İNŞAAT SEKTÖRÜNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: YEŞİL BİNALAR & NANOTEKNOLOJİ STRATEJİLERİ Muhammed Maraşlı İMSAD-UNG Çalışma Grubu Üyesi RAPORUN AMACI Türk İnşaat Sektörünün rekabet gücünün arttırılması amacıyla

Detaylı

GT Türkiye İşletme Risk Yönetimi Hizmetleri. Sezer Bozkuş Kahyaoğlu İşletme Risk Yönetimi, Ortak CIA, CFE, CFSA, CRMA, CPA sezer.bozkus@gtturkey.

GT Türkiye İşletme Risk Yönetimi Hizmetleri. Sezer Bozkuş Kahyaoğlu İşletme Risk Yönetimi, Ortak CIA, CFE, CFSA, CRMA, CPA sezer.bozkus@gtturkey. GT Türkiye İşletme Risk Hizmetleri Sezer Bozkuş Kahyaoğlu İşletme Risk, Ortak CIA, CFE, CFSA, CRMA, CPA sezer.bozkus@gtturkey.com İşletme Risk Hakkında Risk, iş yaşamının ayrılmaz bir parçasıdır ve kaçınılmazdır.

Detaylı

KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU 2018 SUNUŞ

KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU 2018 SUNUŞ KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU 2018 SUNUŞ Bilindiği gibi Kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve malî saydamlığı sağlamak

Detaylı

Yerel Yönetim Derecelendirmeleri

Yerel Yönetim Derecelendirmeleri Yerel Yönetim Derecelendirmeleri Dr.A.Botan Berker Fitch Ratings AŞ Genel Müdürü Mayıs 2008 Fitch in Yerel Yönetim Kredi Analizi > Kredi notu nedir? Kredi notu bir kuruluşun mali yükümlülüklerin zamanında

Detaylı

KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU TEMMUZ - 2017 SUNUŞ... 4 I-OCAK HAZİRAN 2017 DÖNEMİ BÜTÇE UYGULAMA SONUÇLARI... 5 A. Bütçe... 5 01. Personel... 7 02. Sosyal Güvenlik Kurumlarına Devlet Primi...

Detaylı

PERFORMANS PROGRAMI HAZIRLIK DANIŞMANLIĞI

PERFORMANS PROGRAMI HAZIRLIK DANIŞMANLIĞI PERFORMANS PROGRAMI HAZIRLIK DANIŞMANLIĞI Performans programları, idare bütçelerinin stratejik planlarda belirlenmiş amaç ve hedefler doğrultusunda hazırlanmasına yardımcı olmak üzere hazırlanan temel

Detaylı

KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF

KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. FİNANSAL KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

2015 NİSAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

2015 NİSAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ NİSAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ 15 Haziran Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcuna ilişkin yılı verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından

Detaylı

MENKUL KIYMETLEŞTİRME

MENKUL KIYMETLEŞTİRME MENKUL KIYMETLEŞTİRME Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi DÜNYADA KONUT FİNANSMANI DÜNYADA KONUT FİNANSMANI

Detaylı

Original Sin olgusu ve BRIC-T ülkelerinin Dış finansmana Dayalı Kalkınması. Tahsin BAKIRTAŞ

Original Sin olgusu ve BRIC-T ülkelerinin Dış finansmana Dayalı Kalkınması. Tahsin BAKIRTAŞ 5 inci İSTANBUL EKONOMİ ve FİNANS KONFERANSI 26-27 Kasım 215 Original Sin olgusu ve BRIC-T ülkelerinin Dış finansmana Dayalı Kalkınması Tahsin BAKIRTAŞ Original Sin olgusu Bugünün dünya finans düzeninde,

Detaylı

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un Şirket Finansmanı ve Halka Açılmada Yeni Yol Haritası: Girişim Sermayesi ve Özel Sermaye Şirketleri Panelinde Yaptığı Konuşma 21.03.2008 Oditoryum,

Detaylı

ŞEHİTKAMİL BELEDİYE BAŞKANLIĞI 2013 YILI KURUMSAL DURUM VE MALİ BEKLENTİLER RAPORU

ŞEHİTKAMİL BELEDİYE BAŞKANLIĞI 2013 YILI KURUMSAL DURUM VE MALİ BEKLENTİLER RAPORU ŞEHİTKAMİL BELEDİYE BAŞKANLIĞI 2013 YILI KURUMSAL DURUM VE MALİ BEKLENTİLER RAPORU I- OCAK- HAZİRAN 2013 DÖNEMİ BÜTÇE UYGULAMA SONUÇLARI... 5 A. Bütçe Giderleri... 5 01. Personel Giderleri... 7 02. Sosyal

Detaylı

Türkiye de Yabancı Bankalar *

Türkiye de Yabancı Bankalar * Bankacılar Dergisi, Sayı 52, 2005 Türkiye de Yabancı Bankalar * I. Giriş: Uluslararası bankacılık faaliyetleri, geçen yüzyılın ikinci yarısından itibaren uluslararası ticaret akımlarının ve doğrudan yabancı

Detaylı

DEVLET TEŞVİKLERİ HIRSIZLIĞI TEŞVİK EDİYOR!..

DEVLET TEŞVİKLERİ HIRSIZLIĞI TEŞVİK EDİYOR!.. DEVLET TEŞVİKLERİ HIRSIZLIĞI TEŞVİK EDİYOR!.. Prof.Dr.Coşkun Can Aktan Teşvik sistemi kötü değildir, fakat tehlikelidir. Teşvik nedeniyle müdahalelere başlayan iktidarların bu müdahalelerini başka alanlara

Detaylı

T.C. MERAM BELEDİYESİ 2015 YILI MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

T.C. MERAM BELEDİYESİ 2015 YILI MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU T.C. MERAM BELEDİYESİ 2015 YILI MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU Temmuz 2015 İÇİNDEKİLER I- 2015 YILI OCAK-HAZİRAN DÖNEMİ BÜTÇE UYGULAMA SONUÇLARI 3 A- BÜTÇE GİDERLERİ 3 01- Personel Giderleri 4 02- SGK

Detaylı

AKOFiS ÖDEME VE MENKUL KIYMET MUTABAKAT SİSTEMLERİ, ÖDEME HİZMETLERİ VE ELEKTRONİK PARA KURULUŞLARI HAKKINDA KANUN. Halkla İlişkiler Başkanlığı

AKOFiS ÖDEME VE MENKUL KIYMET MUTABAKAT SİSTEMLERİ, ÖDEME HİZMETLERİ VE ELEKTRONİK PARA KURULUŞLARI HAKKINDA KANUN. Halkla İlişkiler Başkanlığı ÖDEME VE MENKUL KIYMET MUTABAKAT SİSTEMLERİ, ÖDEME HİZMETLERİ VE ELEKTRONİK PARA KURULUŞLARI HAKKINDA KANUN Halkla İlişkiler Başkanlığı TA K D İ M Değerli; Ana Kademe, Kadın Kolları, Gençlik Kolları MKYK

Detaylı

Bireysel Emeklilik Sisteminin Geliştirilmesi: Sonuçlar, Fırsatlar ve Beklentiler

Bireysel Emeklilik Sisteminin Geliştirilmesi: Sonuçlar, Fırsatlar ve Beklentiler Bireysel Emeklilik Sisteminin Geliştirilmesi: Sonuçlar, Fırsatlar ve Beklentiler Ali Haydar ELVEREN Daire Başkanı Özel Emeklilik Dairesi Hazine Müsteşarlığı Bireysel Emeklilik Sisteminin Geliştirilmesi

Detaylı

Dünya Bankası KOBİ & İhracat Finansmanı Aracılık Kredileri. Alper Oguz Finansal Sektor Uzmani Dunya Bankasi Ankara Ofisi

Dünya Bankası KOBİ & İhracat Finansmanı Aracılık Kredileri. Alper Oguz Finansal Sektor Uzmani Dunya Bankasi Ankara Ofisi Dünya Bankası KOBİ & İhracat Finansmanı Aracılık Kredileri Alper Oguz Finansal Sektor Uzmani Dunya Bankasi Ankara Ofisi Dünya Bankası Grubu Kuruluşları Dunya Bankası Grubu Uluslararası Imar ve Kalkınma

Detaylı

Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Ücretlendirme Politikası

Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Ücretlendirme Politikası Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Ücretlendirme Politikası Bu politika, Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. nin (Banka) faaliyetlerinin kapsamı ve yapısı ile stratejileri, uzun vadeli hedefleri ve risk yönetim yapısına

Detaylı

Dersin Amacı: Bilimsel araştırmanın öneminin ifade edilmesi, hipotez yazımı ve kaynak tarama gibi uygulamaların öğretilmesi amaçlanmaktadır.

Dersin Amacı: Bilimsel araştırmanın öneminin ifade edilmesi, hipotez yazımı ve kaynak tarama gibi uygulamaların öğretilmesi amaçlanmaktadır. Dersin Adı: Araştırma Teknikleri Dersin Kodu: MLY210 Kredi/AKTS: 2 Kredi/4AKTS Dersin Amacı: Bilimsel araştırmanın öneminin ifade edilmesi, hipotez yazımı ve kaynak tarama gibi uygulamaların öğretilmesi

Detaylı

Kentsel Dönüşümde Finans Aktörleri ve Beklentileri Doç. Dr. Erk HACIHASANOĞLU Araştırma, İş ve Ürün Geliştirme Grup Md.

Kentsel Dönüşümde Finans Aktörleri ve Beklentileri Doç. Dr. Erk HACIHASANOĞLU Araştırma, İş ve Ürün Geliştirme Grup Md. Kentsel Dönüşümde Finans Aktörleri ve Beklentileri Doç. Dr. Erk HACIHASANOĞLU Araştırma, İş ve Ürün Geliştirme Grup Md. 8 Ekim 2013 Ajanda 1- Finansal Aktörler: Güncel Durum A- Güncel Durum: Birincil Konut

Detaylı

Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi

Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi www.mevzuattakip.com.tr Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi 1 Kasım 2015 seçimleri için partiler seçim beyannamelerini açıkladılar. Adalet ve Kalkınma

Detaylı

FASIL 4 SERMAYENİN SERBEST DOLAŞIMI

FASIL 4 SERMAYENİN SERBEST DOLAŞIMI FASIL 4 SERMAYENİN SERBEST DOLAŞIMI Öncelik 4.1 AB kaynaklı doğrudan yabancı yatırımları etkileyen kısıtlamaların kaldırılmasına devam edilmesi 1 Mevzuat uyum takvimi Tablo 4.1.1 1 AT Antlaşmasının 56-60.

Detaylı

ERGENE BELEDİYE BAŞKANLIĞI 2015 YILI MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

ERGENE BELEDİYE BAŞKANLIĞI 2015 YILI MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU ERGENE BELEDİYE BAŞKANLIĞI 2015 YILI MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU Temmuz 2015 İÇİNDEKİLER I-OCAK HAZİRAN 2015 DÖNEMİ BÜTÇE UYGULAMA SONUÇLARI...1 A. Bütçe Giderleri...1 01. Personel Giderleri...3 02.

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

ALAN ARAŞTIRMASI II. Oda Raporu

ALAN ARAŞTIRMASI II. Oda Raporu tmmob makina mühendisleri odası TMMOB SANAYİ KONGRESİ 2009 11 12 ARALIK 2009 / ANKARA ALAN ARAŞTIRMASI II Türkiye de Kalkınma ve İstihdam Odaklı Sanayileşme İçin Planlama Önerileri Oda Raporu Hazırlayanlar

Detaylı

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler ECA Bölge Perspektifi Marius Koen TÜRKİYE: Uygulama Destek Çalıştayı 6-10 Şubat 2012 Ankara, Türkiye 2 Kapsam ve Amaçlar

Detaylı

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı Büyüme: Yatırım ve Tasarrufun Fonksiyonu Büyüme : Büyümenin Temel Unsuru : Üretimin Temel Faktörleri : Üretimin Diğer

Detaylı

GİRİŞİMCİLİKTE FİNANSMAN (Bütçe - Anapara - Kredi) FINANCING IN ENTREPRENEURSHIP (Budget - Capital - Credit)

GİRİŞİMCİLİKTE FİNANSMAN (Bütçe - Anapara - Kredi) FINANCING IN ENTREPRENEURSHIP (Budget - Capital - Credit) GİRİŞİMCİLİKTE FİNANSMAN (Bütçe - Anapara - Kredi) FINANCING IN ENTREPRENEURSHIP (Budget - Capital - Credit) GİRİŞİMCİLİKTE FİNANSMAN Girişimcinin finansman ihtiyacı: Finansman ihtiyacının karşılanmasında

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2011 Yılı Nisan Ayı Ödemeler Dengesi Göstergeleri Merkez Bankası tarafından tarihinde yayımlanan 2011 yılı Nisan ayına ilişkin Ödemeler Dengesi bültenine göre; 2010 yılı

Detaylı

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%) 2016/17 Global İhracat-Büyüme Tahminleri Kaynak : EDC Export Credit Agency - ÜLKE ANALİZLERİ BÜYÜME ORANLARI ÜLKELERİN YILI BÜYÜME ORANLARI (%) Avrupa Bölgesi; 1,5 % Japonya; 0,50 % Kanada ; 1,30 % Amerika;

Detaylı

Mahalli İdarelerde Dış Kredi Kullanımları

Mahalli İdarelerde Dış Kredi Kullanımları www.mevzuattakip.com.tr Mahalli İdarelerde Dış Kredi Kullanımları I-GİRİŞ: Gelişmekte olan bir ülke olan Türkiye de altyapı hizmetlerine olan ihtiyaç kentleşme oranının artmasına paralel olarak yükselmektedir.

Detaylı

GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ORTAKLIĞI SİSTEMİ

GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ORTAKLIĞI SİSTEMİ GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ORTAKLIĞI SİSTEMİ Genellikle profesyoneller tarafından oluşturulan Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı sistemi genç, dinamik, hızlı büyüme ve yüksek karlılık potansiyeli olan

Detaylı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz

Detaylı