MEHMET ÂKİF İN İDEAL KAHRAMANI: ÂSIM VE NESLİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "MEHMET ÂKİF İN İDEAL KAHRAMANI: ÂSIM VE NESLİ"

Transkript

1 MEHMET ÂKİF İN İDEAL KAHRAMANI: ÂSIM VE NESLİ Prof. Dr. İsmail ÇETİŞLİ * (Bu bildiri Uluslararası "3 Ülke 3 Düşünür: Mehmet Âkif Ersoy, Muhammed İkbal, Bahtiyar Vahapzâde Sempozyumnda (MAE Ü Ekim 2014 Burdur) sunulmuştur. ÖZET Mehmet Âkif Ersoy, Tanzimat sonrası Türk edebiyatında hâkim damar durumundaki sosyal ve toplumcu şiirin önde gelen şairlerindendir. O, Safahat ını dolduran manzumelerinde önce mensubu bulunduğu millet ve ümmetin içinde bulunduğu durumu yansıtan realist tablolar sunar. Ardından bu toplolardaki olumsuzlukları şiddetle eleştirir. Son safhada ise olumsuzlukların çözümüne dair tekliflerde bulunur. Âsım bu noktada, Osmanlı-Türk toplumu ve İslâm dünyasının XIX. yüzyılın başından beri yüz yüze bulunduğu çürüme, çözülme ve dağılma olgusu karşısında yeniden diriliş i gerçekleştirebilecek ideal kahraman olarak karşımıza çıkar. Adını taşıyan manzumede (Âsım) somut olarak yer alan Âsım, gerçekte Safahat ın bütününe yayılmış, güçlü fizikî gücü yanında eşsiz bir fazilet ve marifet e sahibi bir insandır. İmanlı, ahlâklı, azimli, bilgili, ümitli, sorumluluk sahibi, çalışkan, kahraman, tarihi ve değerlerine bağlı, insan olma şuuruna sahip olmak, onun temel nitelikleridir. Bu nitelikleriyle o, XX. yüzyılın modern alperen, gazi ve aydın tipidir. Anahtar Kelimeler: Mehmet Âkif, Ersoy, Safahat, Âsım, idealizm. *** Tanzimat sonrası Türk edebiyatı, öncesiyle mukayese edilemeyecek seviyede fikrî, siyasî ve ideolojik bir içeriğe sahiptir. Belirtilen dönemde sanatta estetik endişeyi önemseyen damar varlığını sürdürmekle birlikte, sosyal ve toplumsal damar, edebiyatın bütünü kapsayacak ölçüde güçlü ve hâkimdir. Sadece şiir vadisinde Şinasi den Namık Kemal e, Ziya Paşa dan Tevfik Fikret e, Nazım Hikmet ten Necip Fazıl a, Mehmet Emin den Orhan Veli ye, Arif Nihat Asya dan Sezai Karakoç a uzanan dönemin Türk şiirini hatırladığımızda, bu hâkimiyet daha iyi anlaşılır. Tanzimat sonrasının hikâye, roman ve tiyatrosunda da aynı durum geçerlidir. Bildirimizin konusu olan Mehmet Âkif Ersoy ( ), belirttiğimiz sosyal ve toplumsal damarın önde gelen sanatkârlarındandır. Nitekim Safahât ı şu veya bu ölçüde tanıyanların Mehmet Âkif hakkında verdikleri/verecekleri ilk hüküm, toplumcu ve idealist bir şair olmuş/olacaktır. Bu hüküm, hiç şüphesiz doğrudur. Zira Âkif, hayatı ve şiirini, mensubu bulunduğu toplum ve dinin fayda sına; inandığı değerlerin hizmet ine adamış cemiyet mistiği bir insan ve sanatkârdır. O, tavizsiz biçimde yerli, millî, ahlâkî, hakikî ve faydalı edebiyattan yana olmuştur. Bu düşünce ve inançla kalemine sarılan şair şiirini tamamıyla hayatî ve içtimaî mevzulara hasrederek kendi ferdî duygularını geri plâna itmiş veya büsbütün susturmuştur. Bir başka ifadeyle o, fildişi kule nin değil, cemiyetin dertlerini, aksayan, çürüyen yanlarını, acılarını kendine dert edinmiş bir cemaat şairidir. Bu bağlamda Âkif, benliği, varlığı ve sanatını cemiyete adamış bir mistik tir. Namık Kemal de ilk defa somutlaşan böyle bir mistiklik, Âkif te kemâle erer. Üstelik Mehmet Âkif in toplumculuğu, çok büyük ölçüde mensubu bulunduğu cemiyet, millet ve ümmetin tarihi, hayatı ve değerleriyle örtüşür ve bütünleşir. Edebiyat tarihimizde hayatı, karakteri, idealleri ve eseriyle onun kadar topluma mal olmuş, dili ve üslûbuyla toplumunun bütününe onun kadar seslenebilmiş bir başka sanatkâr bulabilmek bir hayli zordur. Belirtilen çerçeveden Safahât a yaklaştığımızda, içerik olarak bütünüyle toplumcu, idealist ve gerçekçi bir şairin, XIX. yüzyılın ikinci yarısı ile XX. yüzyılın ilk çeyreği arası dönemi birey, toplum, millet ve ümmet hayatına dair tespit, tenkit ve tekliflerinden ibaret olduğunu görürüz. Âdeta bir projektör gibi dikkati ve müşahede gücünü mensubu bulunduğu toplum, millet ve ümmetin hayatı üzerinde yoğunlaştıran Âkif, öncelikle gördüklerini tespit ve tasvir eder. İlk Safahât ta daha çok tek tek bireylerin hayatını şiirine taşıyan Âkif, II. Safahât ı oluşturan Süleymaniye Kürsüsünde perspektifini tamamıyla toplum, millet ve ümmete çevirir. Kendi ifadesiyle artık onun ilgi dünyasını belirleyen çerçeve âlem-i İslâm dır. * Pamukkale Ü. Fen-Edebiyat Fak. Öğretim Üye si

2 Mehmet Âkif ikinci aşamada, tespit ve tasvir ettiği sosyal hayattaki olumsuzlukları, kendi dünya görüşü perspektifinden kıyasıya eleştirir. Onun toplumcu ve idealist şairliğinin üçüncü boyutunu ise teklifleri oluşturur. Yani birey, toplum, millet ve ümmet hayatına dair tespitler eleştirildikten sonra, çıkış ve çözüm yolları ortaya koyar. 1 İşte Âsım, bu noktada karşımıza çıkar. Dolayısıyla Âsım, Osmanlı-Türk toplumu ve Müslüman dünyasının çok açık bir çöküş ve çözülüş süreci yaşadığı bir döneme dair tespitlerin doğal sonucu; tekliflerinse insanda vücut bulmuş somut tezahürüdür. Bir başka ifadeyle Âkif in diriliş ümidi, inancı ve ideali, Âsım ve neslinde tezahür ve tecessüm eder. Onunn davasını birey, aile, millet ve ümmet bağlamında yürütecek; çürüyen bir toplumda yeniden dirilişi gerçekleştirecek olan Âsım dır. Nesli, onun merkezi kişiliği etrafında vücut bulur. Ancak nesil, büyük ölçüde ihmal edilip geri plânda bırakılmıştır. Köse İmam: - Hâle baktıkça adam kahroluyor elde değil; Bizi kim kurtaracak, var mı ki bir başka nesil? Hocazâde: - Âsım ın nesli, Hocam,... Köse İmam: - Âsım ın nesli... diyorsun. Ne uzun boylu hayâl! Hocazâde: - Âsım ın nesline münkâd olacak istikbâl! (Âsım, s.354) 2 Âsım, lâkabı Köse İmam olan Ali Şevki Efendi nin oğludur. Adı, Safahat ın tamamında iki manzumede (Köse İmam da 2, Âsım da 16) 18 defa geçer. Her iki manzume de temelde Köse İmam ile Hocazâde (Mehmet Âkif) arasında cereyan eden sohbet ve tartışma üzerine kurgulanmıştır. Köse İmam da Hocazâde, babasının öğrencisi ve dostu Köse İmam a, Âsım da ise Köse İmam, Hocazâde ye ziyarete gider. Vak ası, II. Meşrutiyet in ilânı sonrası günlerde yaşanan ve 1910 ların başında yayınlanan birinci manzumede (Köse İmam) Âsım, dekoratif unsur durumundadır. Çalınması üzerine kapıyı açar; gelenin kim olduğunu babasına söyler. Vak anın sonunda da kocasından şikâyet için gelen kadına yolu gösterir. Dolayısıyla kahramanın kimlik ve kişiliğine dair en ufak bir ipucu yer almaz. Doğrudan doğruya kendi adını taşıyan, vak ası Birinci Dünya Savaşı içinde Hocazâde nin evinde cereyan eden ve ilk bölümleri 1919 da yayınlanan ikinci manzumede Âsım, bu defa vak anın dört ana kahramanından üçüncüsüdür. Büyük ölçüde Köse İmam-Hocazâde arasında geçen sohbet/tartışma üzerine kurgulanan metinde Köse İmam, memleket ve milletin içinde bulunduğu birçok problemden (sanat, edebiyat, aile, medrese-mektep ikilemi, II. Abdülhamid ve İttihat ve Terakki yönetimleri, istibdat ve savaşla birlikte büsbütün kötüleşen millet ve memleketin hâli vb.) bahsedip şikâyette bulunur. Metindeki üç nesilden ilkini (muhafazakâr ve belli ölçüde bedbin) temsil eden Köse İmam, memleket ve milletin istikbâlinden endişelidir. Onun bir başka endişesi, savaştan yaralı olarak yeni dönen oğlu Âsım ın durumudur. Çünkü Âsım, milletin büyük sıkıntı ve acılar yaşadığı savaş ortamında, bazı kendini bilmez densizlerin halkın inançlarına saygısızlıkta bulunmaları, sefahat âlemleri düzenleyip çalıp oynamaları, alenen içki içip kumar oynamalarına tahammül edemez; fiilî müdahelelerde bulunur. Hatta bazı arkadaşlarıyla birlik olup Bâb-ı Âli yi basmayı tasarlamaktadır. İstikbâlinden endişelenen Köse İmam, kendisini sevip saydığı Hocazâde den oğlunu uyarması konusunda yardım ister. Bunun üzerine ikinci nesil Hocazâde, Âsım ı (üçüncü nesil) çağırır ve gerekli uyarılarda bulunur. Hocazâde: - Seni çoktan beridir, gördüğümüz yok Âsım, Nerdesin? Yerde misin? Gökte misin? Gel, bakalım! Yalınızsın? Âsım: - Yalınız geldim, efendim, bu sefer. (Âsım, s.367) Bu iki manzumenin dışında Safahat ta Âsım doğrudan doğruya gündeme gelmez. Bize göre Âsım ı sadece bu manzume ve mısralarda aramak veya bu çerçeveye sıkıştırmak yanlıştır. Çünkü elde edilen verilerden çıkan netice, Mehmet Âkif gibi ömrü ve sanatını inandığı davaya adamış; hayatı müddetince 2 1 İsmail Çetişli, Mehmet Âkif in Çağına Dair Tespit, Tenkit ve Teklifleri, (Konferans) 19. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları, 23 Eyl Elazığ. 2 Makaledeki şiir alıntıları Safahât ın şu baskısından yapılmıştır: Mehmet Âkif Ersoy, Safahât, (Hzl. E. Düzdağ), KTB Yayınları, İstanbul, 1987.

3 bunun için çırpınmış bir şair için sukût-ı hayal olacaktır. O zaman yapılması gereken Âsım ı Safahat ın bütününde aramaktır. Böyle bir tavır bizi, kendi adıyla değil, başka isimler altındaki Âsımlarla karşılaştıracaktır. Meselâ Âsım; tetkik ve uyarılarda için İslâm âlemini birkaç kez dolaşmış Abdürreşit İbrahim Efendi dir; adı geçen kişinin Hindistan da karşılaştığı gençlerdir; Şark ın ve Garp ın ilmini hakkıyla öğrenmiş, bilgi, beceri ve tecrübelerini milletinin hizmetine hasretmiş, şöhret hırsından uzak veteriner İbrahim Bey dir; fıtratının yüksekliği ve değerlerindeki tavizsizliği ile Köse İmam dır; sorumluluk duygusu ve adaletiyle Hz. Ömer dir; okuma arzusuyla küfeci Hasan, çalışkanlığıyla Seyfi Baba dır. Hepsinden öte Âsım, bizzat Mehmet Âkif in kendisidir. 3 Unutmayalım ki her sanatkâr eserinde önce kendini merkeze alır ve kendisinden hareket eder. Daha sonra içinde yaşadığı çevre, toplum, hayat ve tabiata dair gözlem ve intibalarını, birtakım seçme ve ayıklamalara tabi tutup bu merkezde yoğurarak eserine taşır. Bu esnada muhayyilesinden de bir yığın eklemelerde bulunur. Sonuçta bize ulaşan edebî eser; ihtiva ettiği başta insan olmak üzere, her unsuruyla (zaman, mekân, olaylar) kurgusal bir metindir. Her ne kadar Hayır, hayâl ile yoktur benim alış verişim;/inan ki, her ne demişsem görüp de söylemişim. (Fâtih Kürsüsünde, s.194) demiş olsa da Mehmet Âkif in Safahat ı ve Âsım ı da, bu gerçeğin dışında değildir. Dolayısıyla Âsım, Safahat ın bütün manzumelerine, hatta bütün mısralarına farklı isimler altında veya isimsiz olarak şu veya bu seviyede ve şu veya bu niteliğiyle yansımış müspet kahramanların ortak adıdır. Safahat ta bizi Âsım a götürecek bir başka yol, onun karşısında yer alan olumsuz kahramanlardır. Bunlar; halkına zulmeden zalim yöneticiler, Avrupa da tahsil görmüş züppe gençler, değerlerinden kopmuş alafranga münevverler, Garb ın yalınız fuhşuna hasbi simsar edipler, cahil ve mutaassıp hocalar, aile sorumluluğundan habersiz erkekler, çevresinde olup bitenlere duyarsız miskin insanlardır. Söz konusu menfi kahramanlar, kendilerinin mutlak manada zıddı olan Âsım ın kimlik ve kişiliğinin belirlenmesinde önemli rol oynarlar. Sonuç itibarıyla denilebilir ki Safahat, içerdiği insan, toplum, millet, ümmet; bunların sahip oldukları değer ve nitelikler; yaşadıkları hayat bakımından siyah-beyaz gibi çok açık bir tezat üzerine oturur. O zaman soralım: Bu tabloda beyazı, müspeti, doğruyu, iyiyi, güzeli ve ideali temsil eden Âsım kimdir? A- Fizikî Olarak Âsım: Âsım ın fizikî portresi, en ciddi biçimde ve kendi adıyla Hocazâde nin müşahede ve kanaatleriyle Âsım da okuyucuya sunulur. Çanakkale zaferinden sonra askerler arasında düzenlenen güreş müsabakasında meydana çıkan Âsım; uzun boylu, geniş omuzlu, sağlam boyunlu, mevzun başlı, gelişmiş kaslı, sık etli, iki çam bölmesi kollu, demir elli ve bilekli, yalçın bir kaya gibi gövdeli, ahenkli endamlı; kısacası Allah ın her bir uzvu için ayrı ayrı çalıştığı pehlivan bir kişidir. Neydi oğlandaki endâmın o âhengi fakat! Belli her uzvu için ayrı çalışmış hilkat. Ya kemikler ne salâbetli, ya etler ne katı; Tepeden tırnağa, gûyâ, dolamışlar halatı, İki üç katlı bükülüp bir çınarın gövdesine. Hele taşmış dökülürken o muazzam sîne, Öyle bâriz adelâtın ebedî dalgaları, Ki yorar ârızalar seyrine dalmış nazarı. (Âsım, s.359) Bedenen güçlü, kusursuz ve muazzam bir heykel olan Âsım bu müsabakada, gürbüz bir delikanlı olan rakibini dut gibi silkeler, ama yere sermez. Çünkü o da Çanakkale nin kahramanlarından biridir. Yine aynı manzumede Hocazâde, kırk elli yıl önce düğünlerede güreşe çıkan adalî gövdeli, mevzun endamlı, şahin yürüyüşlü levent pehlivanları da Âsım a benzetir. 3 3 Esasen Âsım, şairin bulunduğu yaşın olgunluğu ile birleştirip yaptığı kendi gençlik heykelidir, kendi idealinin heykelidir. Sanatkâr Âsım daki şahsiyet olduğu halde kendi dışında bir Âsım arıyor. (Nurettin Topçu, Mehmet Âkif, Dergâh Yay., İstanbul, 2011, s.68.) Âkif in...yaratmış olduğu Âsım ile kendisi arasında ilişkiler vardır, ama elbette bunlar tıpatıp da aynı değildir. (Orhan Okay, Âkif ten Âsım a, Söyleşiler, KTB Yay., Ankara, 2007, s.50)

4 4 B- Karakter ve Kişilik Olarak Âsım: Yukarıdaki fizikî görünümüne rağmen Âsım ın Safahat ta hemen her fırsatta asıl vurgulanan ve öne çıkarılan yönü kimlik ve kişiliği; yani insan olma şuuru, imanı, ahlâkı, millet, tarih ve değerlerine bağlılığı, çalışkanlığı, azmi, ümidi, kahramanlığı, idealistliği ve irfanıdır. Söz konusu nitelikleri Âkif daha çok, fazilet ve marifet kavramlarında toplar. Âkif inanır ki, birey ve toplumların ikbâl ve istikbâli için marifet ve fazilet gibi iki temel değere ihtiyaç vardır. Bunlardan fazilet, Âsım ın karakteri, huyu, ahlâkı ve imanını kapsarken; marifet, eğitim-öğretim, bilgi birikimi, beceri ve tecrübelerini kapsar. Fazilet ve marifet in bir başka anlamı; din ve ilim veya kalp ve beyin dir. Dolayısıyla Âsım, din ve ilim veya kalp ve beyin bakımından dört başı mamur dur. Bu insanı benzersiz kılan fazilet ve marifetinin detaylarına indiğimizde şu değerlerle karşılaşırız: 1- Yaratılış Gayesinin Bilincinde İnsan: Mehmet Âkif İnsan isimli manzumesinde, Âsım ın - henüz adı konmamış bile olsa- önce insan olması bakımından ruh portresini çizer. Bu portreye göre Âsım, kendini küçük, değersiz, iradesiz, güçsüz ve zavallı olarak görmekten uzaktır. O, evrene göre bedenen küçük olsa bile, kendi değerlerinden ve üstlendiği sorumluluklardan haberdârdır. Âsım bilir ki, insan olarak meleklerden daha yüce, daha büyük bir övgüye lâyıktır. Çünkü insan, Allah ın yaratış veya sanatının gayesi; kudret edibinin en güzel kasidesi ve nüsha-yı kübra-yı hilkat tir. Kalbi, feyzi zemin ve semalardan taşan Allah ın tecelligâhıdır. Dünya onun hükümlerine bağlı ve mahkûmdur. Çünkü insan, bulutlardan yıldırımlar devşirmekte, yeraltından madenler çıkarıp işlemekte, denizlere açılmakta, gökyüzüne kanatlanmak istemektedir. O, hikmetiyle karanlıkları aydınlatır; güzel tedbirleriyle istibdadı yok eder. Terakki etmek meyli onun için fıtrîdir. Ne hâle razı ne de istikbâle kânidir. Sürekli istikbâle koşar; asla ye se düşmez. Dolayısıyla hiçbir güç veya engel onun irade ve azmi önünde duramaz. Senin mahiyyetin hattâ meleklerden de ulvîdir: Avâlim sende pinhandır, cihanlar sende matvîdir: Zeminlerden semâlardan taşarken feyz-i Rabbânî, Olur kalbin tecellî-zâr-ı nûrâ-nûr-ı Yezdânî. Musaggar cirmin amma gâye-i sun -ı İlâhîsin; Bu haysiyetle pâyânın bulunmaz bîtenâhîsin! Edîb-i kudretin beytü l-kasîd-i şi ri olmuşsun; Hakîm-i fıtratın bir anlaşılmaz sırrı olmuşsun. Esîrindir tabîat, dest-i teshîrindedir eşya; Senin ahkâmının münkâdıdır, mahkûmundur eşyâ. (İnsan, s.59) Belirtilen insan olma şuuruna sahibi Âsım, karakter ve fiillerini bu çerçevede belirler. Bu itibarla o; bencil, menfaatperest, korkak, sorumsuz, duyarsız, neme lâzımcı değildir. Âsım; II. Abdülhamid, Acem Şahı ve medeniyet adına Müslümanlara saldırıp vahşetler sergileyen Batı karşısında olduğu gibi, asla zulmü alkışlamaz, zalimi sevmez; tam tersine zalimin hasmı; mazlumun dostu ve yardımcısıdır. Hasta, Seyfi Baba, Küfe, Hasır vb. manzumelerin kahramanlarında olduğu gibi hastalar, yoksullar, dullar, yetimler, yaşlılara karşı derin bir merhamet duyar. Onların dertlerine derman olmak için çırpınır. Hisleri incilerin en temizi, ruhu kadın ruhundan daha rikkatlidir. Âsım, tıpkı milleti gibi hak ka tapar ve hak/hukuk âşığıdır. Hak namına haksızlığa ölse tapmaz. Kanayan bir yara gördü mü onu dindirmek için çifte yer, kamçı yer; çiğner, çiğnenir; hakkı tutar kaldırır. Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapmaz. Kısacası Âsım, insan olmanın şuur ve sorumluluğuna müdrik, iradî, dışa dönük, aktif bir karaktere sahip; dört başı mamur, eşsiz bir insandır. - Hocam, evlâdına benzer bulamazsın arasan, Görmedim ben bu kadar dörtbaşı ma mûr insan. Ne büyük hilkat o Âsım, ne muazzam heykel! Onu, bir şi r-i hamâset gibi, ilhâm-ı ezel, Sana sunduysa, açıp rûhunu teşrîhe çalış... Gâlibâ oğlanı yanlış görüyorsun, yanlış!. Yalınız göğsünün eb âdı mı sandın yüksek? İn de a mâkına bir bak, ne derinmiş o yürek!

5 5 Dalgalandıkça içinden taşan îman denizi, Dökülen hisleri gör: İncilerin en temizi, Gövde yalçın kayadan âbide, lâkayd-i ecel; Sanki hiç duygusu yok... Bir de fakat rûhuna gel; O ne ifrat ile rikkat! Hani, etsen ta mîk, Bir kadın rûhu değildir o kadar belki rakîk. Sonra, irfanı için söyleyecek söz bulamam; Oğlanın bildiği, öğrendiği herşey sağlam.... Bana gösterdi tamâmıyle ki: Oğlun eşşiz. Bî-tenâhî safahâtıyla herif ayrı cihan; Bî-tenâhî safahâtında da, lâkin insan. (Âsım, s ) 2- İnançlı: Âsım, kelimenin tam anlamıyla hakiki bir Müslümandır. Dalgalandıkça yüreği, taşan iman denizi olur. Onun, rükû dışında hiçbir beşerî güç karşısında eğilmeyen kimliğinin temelinde göğsündeki kat kat iman vardır. İnsan için imanın, yürekte büyük bir cevher olduğuna inanır. Âsım ın iman konusundaki ana aynağı Kur ân-ı Kerim ve Hz. Peygamber dir. Bütün söz ve eylemleri, Kur an dan alınan ilhamın asrın idraki içindeki yorumlarına dayanır. Dolayısıyla Âsım, ne çağının giderek yaygınlaşan imansızlık cereyanına kapılır ne de mevcut Müslümanların taassup, cehalet, ye s, yanlış tevekkül bataklığına gömülmüş geleneksel Müslümanlığına. Zira mevcut Müslümanlar, gerçek Müslümanlıktan çok uzaktırlar. Onlar, İslâm ittihat isterken tefrikaya düşmüş, çalışmayı emrederken yalnış tevekküle yapışmış, ilmin tahsilini farz kılarken cahil kalmışlardır. Manasıyla ilgilenmedikleri Kur ân ı, sadece mezarlıkta okunan bir kitap hâline getirmişlerdir. Mevcut Müslümanlar büyük ölçüde Böyle gördük dedemizden cümlesinde ifadesini bulan bir gelenek/görenek taassubu içindedirler. Yerli bile olsa, her yeniliğe bidat diye karşı çıkarlar. Ayrıca onlar, şahsî çıkarına en küçük bir halel gelse (meselâ maaşı biraz kısılsa veya geciktirilse), fes, külah, kalpak, sarık el ele verir; dünya yıkılmışcasına vaveyla koparır; midelerinden arşa velvele yayılır. Aynı Müslüman kitle ahlâk yozlaşırken, kalemler namusa saldırırken, şeriata hücum edilirken Susmak evlâdır diye ses çıkmaz. Dolayısıyla toplumda haya sıyrılmış, yürekler merhametsiz, duygular süflî; vefa, ahde hürmet, emanete riayet, hak-hukuk yok; yüzsüzlük, yalan, hıyanet her yerdedir. Kısacası Emr-i bil-ma ruf nehy-i ani l-münker emrini çoktan unutan Müslümanlarda, İslâm ın ancak namı kalmıştır. Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile Âlem aldatmaksa maksat, aldanan yok nâfile! Kaç hakîkî Müslüman gördümse: Hep makberdedir; Müslümanlık, bilmem amma, gâlibâ göklerdedir! (Hatıralar-3, s.251) Âsım, Avrupa tahsili görmüş sözde aydınların, giderek artan dinsizlik salgınına kapılarak İslâm a saldırmaları, Kur ân ı Orta çağdan kalma köhne kitap olarak nitelemeleri, İslâm ın terakki ve ilme karşı olduğunu iddialarını şiddetle reddeder; sonuçta da dini birey ve toplum hayatından bütünüyle kazımak amaçları karşısında durur. Bu sapık düşüncenin arkasında ya cehalet ya da Batı karşısında ezilmiş beyinlerin aşağılık duygusu vardır. Onlar zannetmektedirler ki bütün Avrupalı kâfir; mütedeyyin görünürsek Avrupalılar bize barbar der. Hâlbuki cemiyet ve millet hayatının bekâsı, din ile mümkündür. Toplumda bireyleri birbirine en sıkı biçimde bağlayan dindir. İslâmiyet, hayat dini, şehâmet dini, gayret dini dir. Cebânet, meskenet, ruh-ı İslâm a sığmaz. Ah o din nerde, o azmin, o sebâtın dîni; O yerin gökten inen dîni, hayâtın dîni? (Âsım, s.341) 3- Ahlâklı: Âsım, büyük ölçüde fazilet kelimesinde ifadesini bulan ahlâklı bir insandır. Çok büyük ölçüde dinin belirlediği Âsım ın ahlâk hususundaki temel vasıfları; edep, haya, doğruluk, ahde vefa, va de sadakat, şefkat, acizin hakkını ilâya samimi gayret, en ufak şeyle kanaat, ifratla vermek, kimsenin ırzına, namusuna yan bakmamak, insanları kardeş bilmek, sebat, azim, kişisel menfaatlerini toplumun menfaatlerine feda etmek tir. Âsım inanır ki, Müslümanlık temiz/güzel ahlâktan ibarettir. Ahlâk-ı millî, ruh-ı millîdir. Ruhun izmihlâli, ahlâkın izmihlalindendir. Her millet kendi ahlâkıyla ya yaşar ya da ölür. Dolayısıyla ahlâkın

6 sukûtu birey, aile ve milletin ölümü demektir. Bugün milletin içinde bulunduğu perişanlık, dışarıdan değil içeriden kaynaklanmaktadır. Bunun başında da bozulan ahlâk vardır. Çünkü millet ahlâk bakımından levsiyât a saplanmıştır. Yani Zulme tapmak, adli tepmek, hakka hiç aldırmamak;/ Kendi âsûdeyse, dünya yansa, baş kaldırmamak;/ahdi nakzetmek, yalan sözden, tehâşî etmemek,/kuvvetin meddâhı olmak, aczi hiç söyletmemek. ; Enseden arslan kesilmek, cepheden yaltak kedi.. ; İnhinâlar, yatmalar,/şaklabanlıklar, riyâlar, muttasıl aldatmalar, tefrika yaygınlaşmıştır. (Hâtıralar-5, s.256) Millet ve ümmetin ahlâkının bozulmasında edebiyat, matbuat ve Batı hayranlığının önemli rolleri vardır. Bu sebeple Âsım, bir milletin edebiyatının baştan sona ya oğlan, ya karı, ya da şarap olmasına; II. Meşrutiyet sonrasında dalkavukluk ve kaside devri tamamlayan üdebânın birbirine ana avrat sövmesine; utanmadan kutsal değerlere dil uzatıp Protestanlara zangoçluk etmesine şiddetle karşı çıkar. Çünkü sanat ve edebiyat, milletin ruhunu efsunlamak/uyuşturmak değil, hilkatteki aheng-i ezelîyi sezebilmek, Allah a olan iman ve aşkını O na yakışır bir ulviyet içinde esere dönüştürebilmek; halkı irşat edebilmek; toplumun meselelerini samimiyetle anlatabilmektir. 4- Millet, Tarih ve Değerlerine Bağlı: Âsım, güçlü bir millet ve tarih bilincine sahiptir. Birileri ecdadına veya değerlerine saldırdı mı, onu ya boğar ya da yanından kovar. Hâlin yöneticilerine yaranmak için, milletinin mazisine ve değerlerine küfretmez. Tam tersine Âsım, uğruna hayatını çekinmeden feda edebilecek kadar millet âşığıdır. Mensubu bulunduğu milleti; âlî kavm, kavm-i necib, nesl-i necib, kahraman ırk olarak bilir. Bu millet, birkaç hayme halkından cihangirâne bir devlet/çıkarmış, bir zaman dünyayı lerzan eylemiş tir. (İstibdad, s.67) Dini, ahlâkı, irfanı, adaleti, ihsanı ve emr-i bi l-ma rûf ilkesiyle pek çok milleti yüzyıllarca aynı çatı altında idare etmiştir. Damarlarında kan yerine şehamet yüzer; yüreklerinde can yerine ölüm şevki vardır. Haysiyetinin çiğnenmesine asla izin vermez. Hakka tapan bu millet ezelden beridir hür yaşamış, hürriyet ve istiklalini engelleme hususunda karşısına çıkan engelleri bir sel gibi çiğneyip aşmış, dağları yırtmış, enginlere sığmayıp taşmıştır. Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz: Gelmişiz dünyâya milliyyet nedir öğretmişiz! Kapkaranlıkken bütün âfâkı insâniyetin, Nûr olup fışkırmışız tâ sînesinden zulmetin; Bir taraftan dînimiz, ahlâkımız, irfânımız; Bir taraftan seyfe makrun adlimiz, ihsânımız; Yükselip akvâmı almış fevc fevc âgûşuna; Hepsi dalmış vahdetin âheng-i cûşâcûşuna. Emr-i bi l-ma rûf imiş ihvân-ı İslâm ın işi; Kimse haksızlıktan ekmezmiş tegâfül ihtiyâr; (Hakkın Sesleri-7, s.181) Bu millet; Ertuğrul Gazi, Osman Gazi, Orhan Gazi, Yıldırım Bayezid, Murad Hüdavendigar, Fâtih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim lerin yanında milyonlarca ay parçası kızlar, dağ parçası bahadırlar yetiştirmiştir. Tarihi mefahir doludur. Onun içindir ki, donanma ve ordusu muzaffer olarak ileriye doğru yürürken Batının elçileri atının üzengisini öpmeye hasret kalmıştır. Böyle bir millet ve değerlerine bağlı olan Âsım, yozlaşmayı; başka milletlere özenip taklit etmeyi şiddetle reddeder. Bu hâlin somut örnekleri olan Avrupa ya tahsil için gönderilen gençleri şiddetle eleştirir. Çünkü onların önemli bir kısmı; kadınsı kılıkları, uzun saçları, muhtasar bıyıkları, baykuş sesleri, saksağan yürüyüşleri ile sefil ve zübbedir. Onlar; Batının güzelliklerinden uzak, haya ve depten mahrum, ar damarı çatlamış; namaz ve oruçla alış verişi yok, kumar ve içki düşkünüdürler. Ceplerinde üç kuruş bulunca da ya Tokatlıyan da çalım satar ya da Beyoğlu nda fahişelerin peşine takılırlar. İşte Âsım ın karakteri, ahlâkı, irfanı ve idealleri, çok büyük ölçüde böyle bir millet ve tarih bilincinden beslenir ve bu çerçevede şekillenir. Ancak burada belirtmek gerekir ki Âsım ın millet kavramından anladığı kavmiyet değildir. Hatta o, dinin yaşakladığı, peygamberin telin ettiği bir kavmiyet anlayışını reddeder. Çünkü böyle bir anlayış, Müslümanları bölüp parçalayak olan tefrikanın en güçlü dinamitidir. Dolayısıyla Âsım ın tarih bilinci, bir tarafıyla Asr-ı Saadet üzerinde yoğunlaşan İslâm tarihine, diğer tarafıyla ise Türk tarihine dayanır. Zaten bu iki çizgi, XI. yüzyıldan itibaren birleşmiş, - Selçuklu ve Osmanlı da olduğu gibi- yekvücut olmuştur. 5- Hürriyet, İstiklâl, Vatan ve Bayrak Sevdalısı: Yukarıda belirtildiği gibi Âsım, ezelden beri hür 6

7 yaşamış; istiklâle âşık bir neslin oğludur. Bu milletin hürriyet ve istiklâl aşkı, tarih boyunca hep somut bir vatanda gerçekliğe kavuşmuştur. Semalarında dalgalandırdığı bayrağı ise, hürriyet ve istiklâlinin sembolüdür. Açıktır ki ecdadının hürriyet ve istiklâl aşkı, Âsım ın damarlarını da yakar. O da doğduğundan beri hürriyet ve istiklâle âşıktır. Kafa kesmekle, beyin ezmekle hürriyet duygusunun yok edilemeyeceği; aksine daha da güçleneceğini bilir. Yumuşak huyludur, ama koyun değildir. Bu sebeple altın tasma vurdurup güdülmektense boynunu feda etmeyi yeğler. Âsım, toprağını sıksan şüheda fışkıracak olan diyâr-ı dilber, harîm-i canân, enbiya yurdu, şühedâ burcu olan vatan ve ufuklarda dalgalanan şanlı hilâl uğruna kurban olmaya hazırdır. Bilir ki Sâhipsiz olan memleketin batması haktır. (Hakkın Sesleri-4, s.176) Onun şehadete koşarken dudaklarından dökülen duası; Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ,/Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ. (İstiklâl Marşı, s.442) mısralarında ifadesini bulur. 6- Eğitimli, Bilgili veaydın: Âsım ın ideal kimliğini oluşturan iki temel değerden (diğeri fazilet) biri marifet; yani bilgi, bilim ve beceridir. Bu hususta onun beyni zinde; bildiği ve öğrendiği sağlam; irfanına söyleyecek söz yoktur. Adını taşıyan metinde Âsım ın, Hocazâde nin uyalarıları doğrultusunda savaş sebebiyle yarım kalan tahsini tamamlamak ve giden üç yüz yıllık ilmi tez elden getirmek için Berlin e gitmek üzere olduğunu görürüz. Zira asır, asr-ı ulûm dur. Kur an da Allah; Bilenler, bilmeyenlerle bir değil (s.121) buyururken; kadın-erkek herkesin ilim tahsil etmesini fark kılar. Bu sebeple İslâmiyet ilmin ezeli daye sidir. Âsım, beşeriyetin coşkun bir sel gibi sürekli olarak istikbâle koşarken İslâm ümmetinin içinde bulunduğu perişanlık, gerilik ve zilletin en büyük müsebbibi olarak cehalet ve taassubu görür. Zira mevcut toplumda ilmiye sınıfı bayağıdan aşağı bir turşu, Bâb-ı fetva ümmi koğuşu, vükelâ Güç okur, hiç yazamaz bir sürü hırsız çetesi, din adamları, ilimsiz ve beyinsizdir. Avrupa ya tahsil için gönderilen gençlerin önemli bir kısmı da sefil ve zübbedir. Halksa, belirtilen menfi örnekler yüzünden fenne ve ilme karşıdır. Bu tablo karşısında Âsım, bir ayağı fazilet, diğer ayağı marifete yani eğitim-öğretim, bilgi-bilim, fen-tekolojiye dayanan bir inkılâp gerektiğine inanır. Bir ara arkadaşlarıyla birlikte Bâb-ı Âlî yi basmayı tasarlamışlarsa da Hocazâde nin uyarıları üzerine bundan vazgeçmiş; Cemalettin Efganî nin belirttiği gibi eğitim-öğretim temelli bir inkılâbı benimsemiştir. (s.369) Bu inkılâp, birey ve toplumun yüz karası; İslâm ın üzerine çöken kapkara kabûs, Müslümanların hasm-ı hakiki si olan cehaleti ortadan kaldıracak; terakkinin yolunu açacaktır. İnkılâp istiyorum, ben de fakat, Abdu gibi... Yoksa, ellerde kör âlet efeler tertîbi, Bâbıâlî leri basmak, adam asmakla değil. (Âsım, s.441) Âsım, terakki için Batının ilmi ve sanatını almak; bu konuda bütün gayretimizi sarf etmek gerektiğine inanır. Çünkü -başta Almanya olmak üzere- Avrupa bugün, sahip olduğu ilim ve teknolojiyle yeryüzüyle yetinmeyerek gökyüzüne hükmetmekte, gemileri kıta kıta denizleri, trenleri dünyayı dolaşmakta, balonları havaya yükselmektedir. Âsım, birey ve toplumun marifet kanadının yükseltilmesine imkân verecek olan Batının ilmi ve sanatının alınması hususunda, bir konuya ısrarla dikkat çeker. Bu konu, yukarıdan beri ortaya konmaya çalışılan fazilet kanadının zedelenmemesidir. Yani çağdaş Batı bilim ve sanatı alınırken mahiyet-i ruhiyemiz in kılavuzluğundan asla vazgeçilmemesidir. Bu konuda en güzel örnek Japonlar dır. Küçük boylu, büyük millet olan Japonlar, Batı medeniyetini alırlarken sadece fen niyle yetinmişler; her türlü moda ve maskaralığı reddetmişler; kendi değerlerinden asla taviz vermemişlerdir. Yine bu konuda dikkat edilmesi gereken bir başka husus, taklit e düşülmemesidir. Sözde birtakım aydınların, Şarkın medeniyette yükselmesinin, Avrupalının yolunu (ictimaî, edebî ve diğer meselelerde) - hiç sapmadan- taklitle mümkün olduğu kanaati yanlıştır. Terakkinin yolu milletlere göre farklı farklıdır. Unutulmamalıdır ki, her milletin kültür ve medeniyeti kocaman bir ağaca benzer. Bu ağacın sayısız kökleri ve dalları milletin mazisine bağlıdır. Eğer ağaç hastalanmışsa köküne bakmak; aşılarken de kendinden aşı vurmak gerekir. 7- Çalışkan, Ümitli ve Azimli: İnsan manzumesinde gördüğümüz gibi Âsım, dışa dönük, aktif ve iradî bir insan tipi olarak karşımıza çıkar. Dolayısıyla o, içe dönük, pasif, miskin ve tembel olmaktan uzak; 7

8 tam tersine -ki Atalet fıtratın ahkâmına isyandır. - çalışkan; azmi ve sebatı dağlar söken erler dendir. İnsan için kendi sa yinden başka bir şey yoktur. ayetinin vurgusuna inanır. Evrende her varlık çalışmaktadır. İnsanın eli kolu tutarken dilencilik etmeye kalkışması ayıptır. Bu dünyada ekmek parasını kazanmayan kişi, dostunun yüz karası, düşmanının maskarası dır. Her ne meslek olursa olsun çalışmak, alnının teri, elinin emeğiyle kazanmak kutsaldır. Çalış! dedikçe şerîat, çalışmadın, durdun. Onun hesâbına birçok hurâfe uydurdun! Sonunda bir de tevekkül sokuşturup araya, Zavallı dîni çevirdin onunla maskaraya! (Fâtih Kürsüsünde, s.215) Bu niteliğiyle Âsım, kader ve tevekkül ü tembelliklerine kılıf haline getirmiş miskin Müslamanlardan; İslâm ı hayat dini yerine ahiret dini olarak yorumlayan din adamlarından ayrılır. Ona göre ahireti hak kabul eden bir kişi, çalışmayı vazife bilir; cennet de ancak bu dünyadaki emekle hak edilir. 8 Bekâyı hak tanıyan sa yi bir vazîfe bilir; Çalış çalış ki bekâ sa y olursa hakkedilir. (Fâtih Kürsüsünde, s.204) Ayrıca Âsım ın temel niteliklerinden biri ümitli, azimli ve gayretli olmasıdır. Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak.../alçak bir ölüm dür. (Hakkın Sesleri-4, s.175) İnsanın azmine dağ dayanmaz. Hâlbuki Müslümanların din-i resmî ve put haline getirdikleri ye sin sonu yoktur; bir kere ye se düşen hüsran a düşer. Üstelik inanan bir insan için ümitsizlik, bir tür şirktir. Müslümanlık bu değil, biz yolumuzdan saptık, Tapacak bir putumuz yoktu, özendik, yaptık! (Âsım, s.341) Âsım ın geleceğe dair ümit ve imanının en somut ifadesi, millet ve memleketin 1920 sonlarında karşı karşıya bulunduğu varlık-yokluk eşiğinde söylenen İstiklâl Marşı nın şu son iki mısraıdır: Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl: Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyyet; Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl. (İstiklâl Marşı, s.442) 8- Sorumluluk Sahibi, İdealist ve Fedakâr: Âsım, kendini millete, ümmete ve inandığı değerlere adamış idealist ve dava adamıdır. Böyle bir kimlik, sorumluluk ve fedakârlığı kaçınılmaz kılar. Çanakkale de ortaya koyduğu insanüstü fedakârlık ve kahramanlık, bu kimliğin açık delilidir. Âsım ın idealizm ve fedakârlığının somut örneklerinden biri, hayatı sadece gayesini gerçekleştirme olarak anlayan Abdürreşit İbrahim Efendi dir. İbrahim Efendi, pek çok sıkıntı ve zahmete aldırmadan; can, canan ve diğer endişelerden uzak Şark-ı Aksa dan, Mağrib-i Aksa ya kadarki bütün İslâm ülkelerini birkaç kez dolaşmış; ciddi tetkiklerde bulunmuş; ümmeti içinde bulunduğu derin uykudan uyandırmak için gayret sarfetmiştir. Onun hayatını gayesine adamasındaki temel güç, Durma, yürü, azminde devam et.. diyen gayret-i diniyye si dir. Coşuvermez mi, içim sanki yanardağ kesilir; Yeniden davranırım, eğlenemem bir yerde. Ne cihan kaygusu derman bu devasız derde; Ne can, sonra filan duygusu engel, heyhat! Can, cihan hepsi de boş, gaye dedir varsa hayat. (Süleymaniye Kürsüsünde, s.137) 9- Gelecek Tasavvuru Sahibi: Safahat ın tamamını dikkatlice incelediğimizde görürüz ki Âsım ın bireyden aileye, millettten ümmete, medreseden mektebe, eğtimden ticarete, hürriyetten Batılılaşmaya, yönetim tarzından İslâm birliğine kadar uzanan belirgin bir gelecek tasavvuru vardır. Bu bağlamda da o ümitlidir; idealleri ve davasının bir gün gerçekleşeceğine inanır. Çünkü bu milletin İslâm dan beslenen çok köklü bir fazileti vardır; birkaç balta darbesi, onu kökünden ayıramaz.

9 9 Hâdisât etmesin oğlum, seni aslâ bedbîn İki üç balta ayıramaz bizi mâzîmizden. Ağacın kökleri mâdem ki derindir cidden, Dalı kopmuş, ne olur? Gövdesi gitmiş, ne zarar? O, bakarsın, yine üstündeki edvârı yarar, Yükselir, fışkırıp, âfâk-ı perîşânımıza; Yine bin vahâ serer kavrulan îmânımıza. (Âsım, s.370) Hindistan da iken II. Meşrutiyet in ilân edildiğini duyduğunda büyük bir sevinçle İstanbul a doğru yola çıkan Abdürreşit İbrahim Efendi nin gemide hayal ettiği ülke, Âsım ın gelecek tasavvurunun açık göstergelerinden biridir. Bu tasavvur; açılmış sayısız mekteplerde kadın-erkeğin okuduğu, fabrikaların işleyip yerli kumaş dokuduğu, gemilerin sahillere servet taşıdığı, halkın aydınlatılmasına hâdim derneklerin durmadan uğraştığı, matbaaların uyumaz bir hizmetkâr gibi gece gündüz millete faydalı eserler bastığı bir ülkede somutlaşır. Görüyordum, iki üç bin mil açıktan bakarak, Şu sizin kapkara İstanbul u, kardan daha ak. Parlıyor alnı uzaktan ayın on dördü gibi; Gülüyor: İşvesinin cazibeler müncezibi. Ne gezer şimdi o zillet, o sefalet? Heyhat! Bu ne müdhiş azamet, oh, ne müdhiş dârât! Sayısız mektep açılmış: Kadın erkek okuyor; İşliyor fabrikalar, yerli kumaşlar dokuyor. Gece gündüz basıyor millete nâfi âsâr; Adetâ matbaalar bir uyumaz hizmetkâr. Mülkü baştan başa imar edecek şirketler: Halkın irşadına hâdim yeni cem iyyetler, Durmayıp iş buluyor, gösteriyor, uğraşıyor; Gemiler sahile boydan boya servet taşıyor... (Süleymaniye Kürsüsünde, s.148) Bir başka örnek aynı kişinin Hindistan da karşılaştığı dinin ruhu, Kur ân ın hikmeti bilen ulema ile çoğu İngiltere de tahsil görmüş gençlerdir. O gençler; azimlerinden ölüm bile olsa dönmez, hiss-i milliyeleri sağlam, hikmetleri yüksek, gözleri tok, şeriata hürmetli, maymun gibi taklide özenmez, fuhuş ve kumardan uzak, Garb ın yalnız ilmini almış, dindaşlarının ruhu ve kalbi olmuşlardır. Âsım ın ideal memleket tasavvurunun bir başka somut göstergesi; kahveleri, meyhaneleri, hanları, sokaklarıyla varolan İstanbul değil, Berlin dir. Tasavvur edilen bu ülkenin yöneticileri, Hz. Ömer örneğinde olduğu gibi, kenâr-ı Dicle de bir kurt aşırırsa bir koyunu/gelir de adl-i ilâhî sorar Ömer den onu (s.79) mısralarında ifadesini bulan sorumluluk bilincine sahiptirler. Bu ülkede başta Âsım olmak üzere halk, zalim, kendini beğenmiş, sorumsuz, adaletsiz yöneticiler (Acem Şahı, II. Abdülhamid, Hişam, Yezid vb.) karşısında korkup susmaz. Millet yokluk içinde inlerken lüsk ve ihtişam içinde yaşayan yöneticilere Nerden buldun? diye sorguya çeker. 10- Kahraman: Yukarıdan beri söylenenler, Âsım ın birçok değere sahip olduğu, bu doğrultuda bir davaya inandığı gerçeğini ortaya koyar. Söz konusu değerlerin korunup yaşatılması, davanın nihaî hedefine ulaştırılması, güçlü bir azim, gayret, fedakârlık ve kahramanlık ister. İlham-ı ezelin şi r-i hamaset i olan Âsım ın en belirgin vasıflarından biri, bu uğurda gösterdiği kahramanlıktır. Bu hususta o, ırkına benzer. Köse İmam, istikbâli Âsım ve neslinin kuracağını söylemesi üzerine Hocazâde ye; Ne faziletleri var? diye sorar. Hocazâde nin aşağıdaki cevabı, bu faziletin daha çok, Âsım ve neslinin vatanseverliği ve kahramanlığı olduğunu ortaya koyar. -Ne fazilet mi? Çocuklar koşuyor aç çıplak, Cepheden cepheye arslan gibi hiç durmayarak. Yine vardır bir ölüm korkusu arslanda bile; Yüzgöz olmuş bu çocuklar ölümün şahsıyle! (Âsım, s.354)

10 Çünkü Âsım ve nesli, Balkan ve hemen ardından gelen Birinci Dünya Harbinde, aç cıplak, yalın ayak baş açık demeden her biri bir kıtadaki cepheden cepheye koşmuş; kızgın güneş altında Sina nın kızgın kum çöllerini geçmiş, Kafkaslar ın kar ve buzla kaplı dağlarını aşmış; bu esnada ne evini barkını ne yavrusunun yetimliğini ne doğup büyüdüğü toprağını hatıra getirmiş; şehit ecdadının yüksel diyen çağrısına uyarak zafere ve şehadete koşmuştur. Âsım ve neslinin vatanseverlikleri, hürriyet ve istiklâl aşkları, milletin değerlerine olan bağlılıklarının en somut göstergesi, Çanakkale Harbi esnasında ortaya koydukları kahramanlıktır. Mehmet Âkif, Berlin de endişe içinde çırpınırken Âsım ve nesli Çanakkale den -Korkma! diye haykırarak, ona ve millete güven vermişlerdir. -Korkma! Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz; Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz! Düşer mi tek taşı, sandın, harîm-i nâmûsun? Meğer ki harbe giden son nefer şehîd olsun. Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa; Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa; Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar, Taşıp da kaplasa âfâkı bir kızıl sarsar; Değil mi cephemizin sînesinde îman bir; Sevinme bir, acı bir, gâye aynı, vicdan bir; Değil mi sînede birdir vuran yürek... Yılmaz! Cihan yıkılsa, emîn ol, bu cephe sarsılmaz! (Berlin Hâtıraları, s.284) Asım ve nesli Çanakkale de Avustralya dan Kanada ya, İngiltere den Fransa ya kadar Eski ve Yeni dünyanın ne kadar gözdesi varsa kafesi veya mahbesinden çıkıp geldiği, aylarca kahpece saldırdığı, göğün ölüm indirdiği, yerin ölüm püskürdüğü savaş ortamında ne çelik tabyalar istemiş ne de düşmandan sinmiştir. Onlar, göğsündeki kat kat imanla kahramanca savaşmış; namusunu, bayrağını ve vananını çiğnetmemiş; bir hilâl uğruna güneşler gibi batıp dağı ve taşı şühedâ gövdesiyle doldurmuştur. Sonuç itibarıyla Âsım ve nesli, tıpkı Bedir in arslanları gibi kanı ve canıyla tevhid i kurtarmış, son ehl-i salip ordusunun hücumunu püskürtmüş; kahramanlığı ile ecdadını hayran bırakmıştır. Onlar kahramanlıkları ile o kadar büyüktürler ki, bu büyüklüklerini ihata edebilecek bir makber mümkün değildir. Âsım'ın nesli... diyordum ya,., nesilmiş gerçek; İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek. Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O rükû' olmasa, dünyâda eğilmez başlar Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor, Bil hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! (Âsım, s ) Sonuç: Altıncı Safahat ta ismi, fizikî, ruhî, zihnî ve içtimaî kimliğiyle belli ölçüde portresi çizilen, gerçekte üstün nitelikleriyle Safahat ın bütününe yayılan Âsım, hiç şüphesiz Mehmet Âkif in bütün hayatını adadığı davasını birey, toplum ve ümmet hayatında gerçekliğe dönüştürecek ideal kahramanıdır. Âsım, Müslüman toplumların neredeyse tamamıyla sömürge altında ezildikleri; zillet, cehalet, meskenet, taassup ve ahlâkî yozlaşma girdabına sürüklendikleri; bu dünyanın lideri durumundaki Osmanlı-Türk toplumunun da İmparatorluk tan Cumhuriyet e giden yolda hemen hemen aynı durumda çözülme ve dağılma sürecini yaşadığı bir dönemde yeniden dirilişin sembolüdür. Bir başka ifadeyle Âsım, Âkif in bir ömür boyu doğup gelişmesini, toplumun bütünene hâkim olmasını beklediği bireyi, nesli ise toplumu sembolize eder. Bu sembol veya ideal kahraman; ne İslâmiyet öncesinin alp tipi, ne İslâmiyet sonrasının veli tipi, ne Şinasi nin Mustafa Reşit Paşa da, Tevfik Fikret in Haluk ta tecessüm etmiş pozitivist aydın tipi, ne de Ziya Gökalp ın pozitivist-idealist-milliyetçi tipidir. Âsım; dışa dönük ve aktif kişiliği, kendini ait olduğu millet ve ümmete adayışı, çağın idrakiyle örtüşen Müslümanlığı ile modern alperen ; Balkan, Birinci Dünya ve Millî Mücadeledeki savaşlarıyla modern gazi ; ilk örneğini Namık Kemal in eserlerinde 10

11 11 gördüğümüz vatan ve hürriyet kahramanı yeni aydın tipidir. 4 4 Âkif, Tanzimat tan sonra ilk defa Namık Kemal in ortaya koyduğu aktif, toplum meselelerine karşı ilgili, fen ve terakkiye inanan moder insan tipi ne inanır. (Mehmet Kaplan, Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 2, Dergâh Yay., İstanbul, 1987, s.200)

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ... 15 MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 SAFAHAT TA DEĞERLERİMİZ... 41 Adâlet... 43 Adamlık... 47 Ahlâk... 50 Azim... 42 Birleştiricilik...

Detaylı

22-26 Nisan 2011Tarihleri arasında TİF(Türkiye İzcilik Federasyonu) nun Çanakkale'deki

22-26 Nisan 2011Tarihleri arasında TİF(Türkiye İzcilik Federasyonu) nun Çanakkale'deki 22-26 Nisan 2011Tarihleri arasında TİF(Türkiye İzcilik Federasyonu) nun Çanakkale'deki 57. Alay " Dedeciğim Ben Geldim" Milli Bilinç Kampına katılıyoruz. Kampa sadece erkek izci ve liderlerimiz (Tam Üniformalı)

Detaylı

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi

Detaylı

Kazanım: : Vatanımız için mücadele eden insanların fedakarlıklarını öğrenerek vatanseverlik duygusunu artırır.

Kazanım: : Vatanımız için mücadele eden insanların fedakarlıklarını öğrenerek vatanseverlik duygusunu artırır. MUSTAFA KARAŞAHİN İLKOKULU 4. SINIFLAR DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMASI MART 2016 SINIFI DEĞER ADI.-. BARIŞ VE VATANSEVERLİK Kazanım: : Vatanımız için mücadele eden insanların fedakarlıklarını öğrenerek vatanseverlik

Detaylı

Mehmet Akif Ersoy; Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın! Mısralarını şehitlerimize, gazilerimize, en

Mehmet Akif Ersoy; Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın! Mısralarını şehitlerimize, gazilerimize, en Mehmet Akif Ersoy; Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın! Mısralarını şehitlerimize, gazilerimize, en genel ifadeyle milletimize yazmıştır. Bu mısralar, aziz

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

MEHMET AKİF ERSOY UN EDEBÎ KİŞİLİĞİ 1

MEHMET AKİF ERSOY UN EDEBÎ KİŞİLİĞİ 1 MEHMET AKİF ERSOY UN EDEBÎ KİŞİLİĞİ 1 Türk edebiyatında Mehmet Akif kadar hayatı, edebiyat anlayışı ile şiirleri arasında büyük bir uygunluk bulunan pek az şair vardır. 2 Akif II. Meşrutiyet in ilan edildiği

Detaylı

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu

Detaylı

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 8 Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız (Âdem) da birdir. Hepiniz Âdem densiniz, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. Allah katında en değerli olanınız, O na karşı gelmekten

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları Videosu Pazartesi, 29 Haziran :54 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :12

Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları Videosu Pazartesi, 29 Haziran :54 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :12 TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİRLER Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları Videosu Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları MEHMET AKİF VE ÇAĞDAŞ BİLİM Bilim, hayat ve kainatın uyduğu kanunları araştırıp

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDEKİ BAĞIMSIZ SANATÇILAR YAHYA KEMAL BEYATLI (1884 1958) Şiirleri Milli edebiyat akımına uymaz, daha çok makale ve konferanslarında bu akımı

Detaylı

İSTİKLÂL MARŞI'MIZ. Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı.

İSTİKLÂL MARŞI'MIZ. Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı. İSTİKLÂL MARŞI'MIZ Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı. Kimisi yazılmış bilmem hangi krala; lorda, barona. Küçümsemem ama, benzetirim

Detaylı

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR ÖTÜKEN Ârif Nihat Asya BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR Şiirler: 1 BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR Servet Asya ya Armağanımdır. DESTAN O zaferler getiren atların Nalları altındanmış; Gidişleri akına, Gelişleri akındanmış.

Detaylı

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir.

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir. AVCILIK İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir. Avcılık İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen Avcılık eskiden; İnsanın kendisini korumak, Karnını doyurmak, Hayvan ehlileştirmek,

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti:

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti: Türk Ocakları Genel Merkezi Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Efendi BARUTCU, Türk Ocakları nın 100 üncü kuruluş yıldönümü kutlamaları çerçevesinde, Sönmeyen Ocak Türk Ocakları ve Türkiye nin Geleceği konulu

Detaylı

Azrail in Bir Adama Bakması

Azrail in Bir Adama Bakması Mevlâna (1207 1273) Güçlü bir bellek, çağrışım yeteneği, üretkenlik, olağanüstü görüş ve anlatım gücü, derin duygusallık ve hüzün, her yönüyle İslam kültürüne hâkimiyet... İşte Mevlâna deyince akla gelen

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre Hayatta, insanlar üzerinde en çok etkili olan şeyi arayan bir kız, bu sorusunu karşılaştığı herkese sorar. Çeşitli cevaplar alır ama bir türlü ikna olamaz. En sonunda şehrin bilgesi bir nineye gönderilir.

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

VATAN ŞAİRİ MEHMET ÂKİF ERSOY

VATAN ŞAİRİ MEHMET ÂKİF ERSOY VATAN ŞAİRİ MEHMET ÂKİF ERSOY 1873-1936 HAYATI Mehmet Âkif Ersoy, 1873 yılının aralık ayında İstanbul'da, Fatih ilçesinin Karagümrük semtinde Sarıgüzel mahallesinde dünyaya geldi. Annesi Buhara'dan Anadolu'ya

Detaylı

SAMİ ÖZEY ŞEHİT BİR MUALLİMİN İBRETLİ HİKAYESİ.. Değerli dostlarım; Çanakkale Savaşı dünya tarihinin en önemli savaşlarından biridir..

SAMİ ÖZEY ŞEHİT BİR MUALLİMİN İBRETLİ HİKAYESİ.. Değerli dostlarım; Çanakkale Savaşı dünya tarihinin en önemli savaşlarından biridir.. SAMİ ÖZEY ŞEHİT BİR MUALLİMİN İBRETLİ HİKAYESİ.. Değerli dostlarım; Çanakkale Savaşı dünya tarihinin en önemli savaşlarından biridir.. Bu savaş, birinci dünya savaşında kahraman askerlerimizin, cihanı

Detaylı

Gençler, "İrade, Erdem ve Hürriyet" Temasıyla Buluştu

Gençler, İrade, Erdem ve Hürriyet Temasıyla Buluştu Gençler, "İrade, Erdem ve Hürriyet" Temasıyla Buluştu Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "İnsana düşen, iradesini kontrol altında tutarak, onu her daim iyilik ile erdem yolunda kullanmaktır. Diyanet İşleri

Detaylı

Makamınız için en iyi ATATÜRK portreleri YETKİLİ TEDARİK FİRMASI

Makamınız için en iyi ATATÜRK portreleri YETKİLİ TEDARİK FİRMASI Makamınız için en iyi ATATÜRK portreleri YETKİLİ TEDARİK FİRMASI C umhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ün her zaman en kaliteli fotoğraflarından oluşan arşivimizi, en gelişmiş baskı teknikleri

Detaylı

DBY Ajans. This book has been supported by the Office of Scientific Research Projects of Istanbul Medeniyet University Istanbul, Turkey - March 2014.

DBY Ajans. This book has been supported by the Office of Scientific Research Projects of Istanbul Medeniyet University Istanbul, Turkey - March 2014. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimince desteklenmiştir. Proje Numarası: 458 Kitabın Adı: Büyük Doğu Kapaklarında Portreler, Toplum ve Gençlik Yazarlar: Ahmet

Detaylı

Şeytan Der ki Ey İnsan!..

Şeytan Der ki Ey İnsan!.. Şeytan Der ki Ey İnsan!.. Dengenin engelidir, şeytanların çengeli, Eûzu besmeledir, çengellerin engeli. KUR ÂN DİYOR Kİ! (Hesapları görülüp) iş bitirilince, şeytan diyecek ki: Şüphesiz Allah size gerçek

Detaylı

İSTİKLÂL MARŞI. Mehmet Akif Ersoy

İSTİKLÂL MARŞI. Mehmet Akif Ersoy İSTİKLÂL MARŞI Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban

Detaylı

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47 Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığında, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneğinin girişimleriyle Yunanistan'dan gelen Batı Trakyalı öğrencilerle

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖĞRENİM DURUMU Lisans: 1976-1980 Doç. Dr. Rıza BAĞCI İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ/TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ Yüksek Lisans: 1984-1987 EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL

Detaylı

RUMELİ DEN GELEN SON MÜBADİL KAFİLESİ

RUMELİ DEN GELEN SON MÜBADİL KAFİLESİ RUMELİ DEN GELEN SON MÜBADİL KAFİLESİ BAKİ SARISAKAL RUMELİ DEN GELEN SON MÜBADİL KAFİLESİ Türk tarihinin, matemli bir sahnesi daha kapandı. Karasudan, Teselya Ovasına, Alasonya Geçitlerinden, Kayalar

Detaylı

D İ N H İ Z M E T L E R İ G E N E L M Ü D Ü R L Ü Ğ Ü AİLE VE

D İ N H İ Z M E T L E R İ G E N E L M Ü D Ü R L Ü Ğ Ü AİLE VE D İ N H İ Z M E T L E R İ G E N E L M Ü D Ü R L Ü Ğ Ü AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU M U T L U L U Ğ U N U Z A R E H B E R L İ K E D E R Yüce Allah ın aileye bahşettiği sevgi ve rahmetin çeşitli unsurlarla

Detaylı

Ü N İ T E L E N D İ R İ L M İ Ş Y I L L I K D E R S P L A N I

Ü N İ T E L E N D İ R İ L M İ Ş Y I L L I K D E R S P L A N I Ş U B A T 25.02.203 / 0.03.203 8.02.203 / 22.02.203 Tel : 0 26 39 59 38 Faks : 0 26 334 96 96 http://pamem.meb.k2.tr ÖĞRETİM YILI : 202 / 203 İN ADI : DİN KÜLTÜRÜ VE MESLEK AHLAKI ÖĞRETMENLERİ : YAVUZ

Detaylı

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

ÖZEL KIRAÇ ANADOLU LİSESİ DEĞERLER EĞİTİMİ PROGRAMI (NİSAN 2015)

ÖZEL KIRAÇ ANADOLU LİSESİ DEĞERLER EĞİTİMİ PROGRAMI (NİSAN 2015) ÖZEL KIRAÇ ANADOLU LİSESİ DEĞERLER EĞİTİMİ PROGRAMI (NİSAN 2015) SINIF DÜZEYİ: Lise ETKİNLİK ADI: Barış ve Vatanseverlik ETKİNLİĞİN YAKLAŞIK SÜRESİ: 40 dakika KAZANIM: Barış ve Vatanseverlik kavramını

Detaylı

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ İSMEK İN USTALARI ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ 10-17 MART 2014 / Dolmabahçe Sanat Galerisi Başkan dan eserlerin hiçbiri zahmetsiz,

Detaylı

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda: ilkokulu E-DERGi si 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda: 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Siir: Dünya Çocuk Bayramı Hikaye: Sagır Kaplumbaga Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur Siir: 23 Nisan Söylediklerimiz

Detaylı

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı Atatürk ün Kişisel Özellikleri Atatürk cesur ve iyi bir liderdir Atatürk iyi bir lider olmak için gerekli bütün özelliklere sahiptir. Dürüstlüğü ve davranışları ile her zaman örnek olmuştur. Gerek devlet

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Mehmet Akif Ersoy 20 Aralık 1873 27 Aralık 1936 Mehmet Akif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti nin ulusal marşı olan İstiklal Marşı nın yazarıdır. Vatan Şairi olarak anılır. Yahya Kemal Beyatlı

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

18 Martta Çanakkale Zaferinin yüzüncü yılını kutlayacağız. Tam bir asır önce dedelerimiz insanlık tarihinin en şanlı destanlarından birini yazmıştır.

18 Martta Çanakkale Zaferinin yüzüncü yılını kutlayacağız. Tam bir asır önce dedelerimiz insanlık tarihinin en şanlı destanlarından birini yazmıştır. ÇANAKKALE DESTANI 18 Martta Çanakkale Zaferinin yüzüncü yılını kutlayacağız. Tam bir asır önce dedelerimiz insanlık tarihinin en şanlı destanlarından birini yazmıştır. Çanakkale Destanı: 1915-1916 yılları

Detaylı

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 06 07 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ AY EKİM KASIM HAFTA ARALIK DERS KONU ADI SAATİ Allah Her Şeyi Bir Ölçüye Göre Yaratmıştır Kader ve Evrendeki Yasalar İnsan İradesi ve Kader

Detaylı

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN 2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN VAİZİN TARİHİ GÜNÜ VAKTİ ADI SOYADI ÜNVANI GÖREV YAPACAĞI YER KONUSU 1.01.2016 Cuma Öğleden Önce Şevket ŞİMŞEK Uzman Vaiz Mermerler Camii SORUMLU

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI BAŞLANGIÇ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI BAŞLANGIÇ TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI BAŞLANGIÇ Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz

Detaylı

KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM

KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM ÊMILE ZOLA-GERMINAL Kara elmas Nice canlar yaktı, nice gülüşleri söndürdü yüzyıllardır. Milyonlarca madenci indi yerin derinlerine, kimisi çıkamadı, kimisi canının yarısını

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ a. 14.Yüzyıl Orta Asya Sahası Türk Edebiyatı ( Harezm Sahası ve Kıpçak Sahası ) b. 14.Yüzyılda Doğu Türkçesi ile Yazılmış Yazarı Bilinmeyen Eserler c.

Detaylı

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ!

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ! KİM BU ZINDIK! Hamd Allah ındır. O na hamd eder ondan yardım ve mağfiret dileriz nefislerimizin şerrinden amellerimizin kötülüklerinden ona sığınırız. Allah ın yol göstericilik ettiğini hiç kimse saptıramaz.

Detaylı

MEHMET ÂKİF VE GÖLGELER BİLGİ ŞÖLENİ ARALIK (İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü)

MEHMET ÂKİF VE GÖLGELER BİLGİ ŞÖLENİ ARALIK (İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü) MEHMET ÂKİF VE GÖLGELER BİLGİ ŞÖLENİ 26-27 ARALIK 2013 PROGRAM 1.Gün 26 Aralık Perşembe Açılış Konuşmaları Prof. Dr. Mehmet BULUT (İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü) Prof. Dr. Mustafa Saatçi

Detaylı

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!.. BABAN GELİRSE ÇAĞIR BENİ OĞUL.. Çanakkale destanının 99. yıl dönümünü yaşadığımız günlere saatler kala yine bir Çanakkale k ahramanının hikayesiyle karşınızdayım.. Değerli okuyucular; Hak için, Hakikat

Detaylı

ARALIK 2013 SAYI 2 12/17/2013 1

ARALIK 2013 SAYI 2 12/17/2013 1 ARALIK 2013 SAYI 2 12/17/2013 1 12/17/2013 2 12/17/2013 3 KISA KISALAR 12/17/2013 4 12/17/2013 5 İLİM VE MEVLANA Bizzat kendisi büyük bir alim olan Mevlana ilmin değerine inanır. Ona göre ilim ; Hz. Süleyman'ın

Detaylı

SGK BAŞKANI SN. FATİH ACAR IN ŞEHİT AİLELERİ, GAZİLER VE KİMSESİZ ÇOCUKLAR İÇİN DÜZENLENEN İFTAR YEMEĞİ KONUŞMA METNİ

SGK BAŞKANI SN. FATİH ACAR IN ŞEHİT AİLELERİ, GAZİLER VE KİMSESİZ ÇOCUKLAR İÇİN DÜZENLENEN İFTAR YEMEĞİ KONUŞMA METNİ SGK BAŞKANI SN. FATİH ACAR IN ŞEHİT AİLELERİ, GAZİLER VE KİMSESİZ ÇOCUKLAR İÇİN DÜZENLENEN İFTAR YEMEĞİ KONUŞMA METNİ Çok Değerli Şehit Aileleri, Saygıdeğer Gazilerimiz, Kıymetli Gazi Yakınları, Sevgili

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 2014-2015 Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor)

ÖZGEÇMİŞ. 2014-2015 Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor) ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Secaattin Tural 2. Doğum Tarihi : 15.07.1966 3. Unvanı : Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu : Doktora 5. Çalıştığı Kurum : Kırklareli Üniversitesi Derece Alan Üniversite Lisans Türk Dili

Detaylı

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23) Dedikodu (Gıybet) Gıybet Dedikodu (gıybet), birisinin yüzüne söylenmesinden hoşlanmadığı şeyleri arkasından söylemektir. O kimse söylenen şeyi gerçekten yapmış ise bu gıybet, yapmamış ise iftira olur (Hadis,

Detaylı

Değerli Öğretim üyeleri, Pamukkale Üniversitesinin değerli mensupları,

Değerli Öğretim üyeleri, Pamukkale Üniversitesinin değerli mensupları, Değerli Öğretim üyeleri, Pamukkale Üniversitesinin değerli mensupları, Bugün burada 84 yıl önce kurulan devletimizin kuruluş yıldönümünü kutlamak için toplandık. Üniversitemizde ilk defa organize edilen

Detaylı

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ İlahiyat Fakültesi, Manisa İl Müftülüğü ve İlim Yayma Cemiyeti Manisa Şubesi işbirliği ile düzenlenen; Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, Rektör

Detaylı

Mustafa Kemal ATATÜRK

Mustafa Kemal ATATÜRK Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonrada istiklal ve istikballerini kaybederler. Mustafa Kemal ATATÜRK İSTİKLÂL MARŞI

Detaylı

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül 2013 06:14

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül 2013 06:14 Hiçbir ihtiyacı olmadığı halde sürekli arkadaşlarının kalem ve silgilerini çalan çocukla yaptığım görüşmede, çocuğun anlattıkları hem çok ilginç hem de Kleptomani Hastalığına çok iyi bir örnektir. Çocuk

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

MEHMET AKİF ERSOY UN ŞAHSİYETİNDE VE ŞİİRLERİNDE AYDIN İNSAN TİPİ 1. Mustafa KARABULUT 2

MEHMET AKİF ERSOY UN ŞAHSİYETİNDE VE ŞİİRLERİNDE AYDIN İNSAN TİPİ 1. Mustafa KARABULUT 2 MEHMET AKİF ERSOY UN ŞAHSİYETİNDE VE ŞİİRLERİNDE AYDIN İNSAN TİPİ 1 Mustafa KARABULUT 2 Her milletin tarihinde derin izler bırakmış önemli şahsiyetleri bulunmaktadır. Mehmet Akif Ersoy da Türk milletinin

Detaylı

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ 8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ BİR KAHRAMAN DOĞUYOR ÜNİTESİ KONU ANLATIMI HASAN DOĞAN BİR KAHRAMAN DOĞUYOR M. Kemal 1881 de Selanik te doğdu. Annesi Zübeyde Hanım, Babası Ali Rıza Efendidir.

Detaylı

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz ANMA PROGRAMI 1. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı 4 2. Çeşitli Yönleriyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk 10 (Yrd. Doç. Dr. Levent KALYON) 1. Resimlerle Atatürk 15 2. Kendi sesiyle Atatürk 18 2 Beni görmek

Detaylı

2015 2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

2015 2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ KONU VE ININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ Öğrenme Alanı: İNANÇ 1. ÜNİTE: KAZA VE KADER EYLÜL Öğrencilerle Tanışma, Dersin Amacı ve İşleniş Şekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste işlenecek

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ Öğrenme Alanı: İNANÇ. ÜNİTE: KAZA VE KADER Öğrencilerle Tanışma, Dersin Amacı ve İşleniş Şekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste işlenecek konular ve ders işleme teknikleri hakkında bilgi sahibi

Detaylı

2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ KONU VE ININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ Öğrenme Alanı: İNANÇ 1. ÜNİTE: KAZA VE KADER EYLÜL Öğrencilerle Tanışma, Dersin Amacı ve İşleniş Şekli. İlk Ders Genelgesi 1. Allah Her Şeyi Bir Ölçüye

Detaylı

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI Sıra No ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI VAAZ EDENİN VAAZIN ADI SOYADI ÜNVANI YERİ TARİHİ GÜNÜ VAKTİ KONUSU Dr. İbrahim ÖZLER İlçe Müftüsü

Detaylı

İSTANBUL ANADOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA. : Şüpheli hakkında suç duyurusu dilekçemizin sunumudur.

İSTANBUL ANADOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA. : Şüpheli hakkında suç duyurusu dilekçemizin sunumudur. İSTANBUL ANADOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA Müşteki Vekilleri Şüpheli Konu Müsnet Suç : (T.C.:.)./ 3 Ümraniye İstanbul : Av. Aytekin TETİK & Av. Ahmet AYDIN - Adres Antette :...T.C.:2...2 Üsküdar İstanbul

Detaylı

Senin bir yaşlı piri fani mi yoksa pırıl pırıl istikbal vadeden bir delikanlı yada erkek mi kadın mı olduğunu bilmiyorum.

Senin bir yaşlı piri fani mi yoksa pırıl pırıl istikbal vadeden bir delikanlı yada erkek mi kadın mı olduğunu bilmiyorum. Sevgili hırsız dostum! Senin bir yaşlı piri fani mi yoksa pırıl pırıl istikbal vadeden bir delikanlı yada erkek mi kadın mı olduğunu bilmiyorum. Bildiğim, kesin ve kat i bir şey var ki, oda senin insan

Detaylı

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) 7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: SINIFI: NO: 1 1. ETKİNLİK: BOŞLUK DOLDURMA ETKİNLİĞİ AYET-İ KERİME SÜNNET KISSA CENNET TEŞVİK HAFIZ 6236

Detaylı

Alter Yay. Rek. Org.Tic. Ltd.Şti. Yayıncı Sertifika No:11483

Alter Yay. Rek. Org.Tic. Ltd.Şti. Yayıncı Sertifika No:11483 Alter Yay. Rek. Org.Tic. Ltd.Şti Yayıncı Sertifika No:11483 YAZAR: Tüccarzade İbrahim Hilmi ÇIĞRAÇAN YAYINA HAZIRLAYAN: Dr. Ertan EROL KİTABIN ADI : Türkiye Uyan Baskı : 1000 Adet Alter Yay. Rek. Org.Tic.

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

SÂMİHA AYVERDİ KİMDİR? Hazırlayan: E. Seval YARDIM

SÂMİHA AYVERDİ KİMDİR? Hazırlayan: E. Seval YARDIM SÂMİHA AYVERDİ KİMDİR? Hazırlayan: E. Seval YARDIM Handır bu gönlüm, ya misafirhane Derd konuklar, derman konuklar, hayâl konuklar, melâl konuklar; mümkün konuklar, muhal konuklar. Hele hasret, hiç çıkmaz

Detaylı

Vatan istilacılarına isyan edenlerin kırık utangaç hali, benim için, ibadetle olanların sert ve dik tavırlarından iyidir.

Vatan istilacılarına isyan edenlerin kırık utangaç hali, benim için, ibadetle olanların sert ve dik tavırlarından iyidir. Şeyh Şamil (k.s) in Sözleri Kahrolsun Sefil Esaret! Yaşasın Şanlı Ve Güzel Ölüm! Vatan istilacılarına isyan edenlerin kırık utangaç hali, benim için, ibadetle olanların sert ve dik tavırlarından iyidir.

Detaylı

MEHMET AKİF ERSOY UN ŞİİRLERİNDE DİNİ MOTİFLER 1. Mustafa KARABULUT 2

MEHMET AKİF ERSOY UN ŞİİRLERİNDE DİNİ MOTİFLER 1. Mustafa KARABULUT 2 1 MEHMET AKİF ERSOY UN ŞİİRLERİNDE DİNİ MOTİFLER 1 Mustafa KARABULUT 2 Türkiye Cumhuriyeti nin bağımsızlığının simgelerinden İstiklal Marşı, Çanakkale Şehitleri, Bülbül gibi muhteşem şiirlerin şairi Mehmet

Detaylı

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK AİLE KURMAK &AİLE OLMAK Dr. Fatma BAYRAKTAR KARAHAN Uzman-Ankara Aile Nedir? Aile kelimesinin kökü, ğavl dir. Bu kelime, ağır bir sorumluluk altına girmek demektir. Bu kökten gelen aile ise, birini çekince

Detaylı

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17 İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...9 ÖNSÖZ...11 GİRİŞ...13 BİRİNCİ BÖLÜM BANDIRMALIZÂDE HÂŞİM BABA HAYATI VE ESERLERİ 1. HAYATI...15 2. ESERLERİ...17 2.1. Divan...17 2.2. Vâridât...17 2.3. Ankâ-yı Meşrık...17 2.4.

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (10) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı İnsanın Evrendeki

Detaylı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BU HAFTA ÜNLÜ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY A AYDIN BAKIŞLAR KONFERANS DİZİSİNİN İKİNCİ OTURUMUNU GERİDE BIRAKTI.

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BU HAFTA ÜNLÜ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY A AYDIN BAKIŞLAR KONFERANS DİZİSİNİN İKİNCİ OTURUMUNU GERİDE BIRAKTI. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BU HAFTA ÜNLÜ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY A AYDIN BAKIŞLAR KONFERANS DİZİSİNİN İKİNCİ OTURUMUNU GERİDE BIRAKTI. İstanbul Aydın Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi nin

Detaylı

Ana başa taç imiş. Her derde ilâç imiş. Bir evlât pîr olsa da. Anaya muhtaç imiş. seyin Nail Kubalı

Ana başa taç imiş. Her derde ilâç imiş. Bir evlât pîr olsa da. Anaya muhtaç imiş. seyin Nail Kubalı Ana başa taç imiş Her derde ilâç imiş Bir evlât pîr olsa da seyin Nail Kubalı Anaya muhtaç imiş Hü Şiirin vazgeçilmez temasıinsanoğlu, en yoğun ve içten duygularını şiirle dile getirir. Bu yüzden kadın,

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...5 GİRİŞ...9 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...38 3 2. BÖLÜM ÖNCÜLER Necip Fazıl Kısakürek ve

Detaylı

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ 5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ HAZIRLIK SINIFI EKİM AYI ŞARKILARIMIZ OKULUMA BAŞLADIM BİR DÜNYA BIRAKIN SONBAHARIN SESLERİ SEVİMLİDİR HAYVANLAR HOŞ GELİŞLER OLA Her gün erken kalkarım Önce yüzümü

Detaylı

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE Ekim 2013 Sayı 1 Yazar; HARUN ŞEN 1 İçindekiler KALDIRIMLAR 1... 3 DİYET... 4 ÇOCUKLARINIZA ZAMAN AYIRIN... 5 2 KALDIRIMLAR I Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama

Detaylı

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE VE İSTİKLÂL MARŞI

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE VE İSTİKLÂL MARŞI Âkifʼin İki Altın Destanı: ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE VE İSTİKLÂL MARŞI MUSTAFA ÖZÇELİK Â destanın muhtelif parçaları olarak düşünecek olursak kif in, Millî Mücadele Hareketi ne destek maksadıyla geldiği Ankara

Detaylı

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN BU ÖDEVİN HAZIRLANMASINDA MUSTAFA NAZIM ÖZGEN BURCU OLGUN GÜLŞAH GELİŞ VE FATMA GEZER TARAFINDAN ORTAK HAZIRLANMIŞTIR. BİLGİSAYAR 1 DERSİ PROJE ÖDEVİ NURAY GEDİK

Detaylı

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir. 1- Ramazan ayının birinci gecesi kılınacak namaz: Bu gecede bir kimse 2 rekat namaz kılsa, her rekatta da KADİR SÜRESİNİ okursa; ALLAHÜ Teâlâ ( cc ) o kişiye 3 türlü kolaylık verir. Bu ay içinde orucu

Detaylı

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER YEDİ MEŞALECİLER Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan ilk edebi topluluktur. 1928 de Yedi Meşale adıyla ortaklaşa bir kitap çıkarıp bu kitabın ön sözünde şiirle ilgili görüşlerini açıklamışlardır. Beş Hececiler

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

NECİP FAZIL KISAKÜREK İN ESKİ ELBİSELERİN HAFIZASI ADLI. HİKÂYESİ ÜZERİNE BİR İNCELEME Adem İŞCAN

NECİP FAZIL KISAKÜREK İN ESKİ ELBİSELERİN HAFIZASI ADLI. HİKÂYESİ ÜZERİNE BİR İNCELEME Adem İŞCAN NECİP FAZIL KISAKÜREK İN ESKİ ELBİSELERİN HAFIZASI ADLI HİKÂYESİ ÜZERİNE BİR İNCELEME Adem İŞCAN Giriş: Necip Fazıl KISAKÜREK, şiir ve tiyatro kadar olmasa da birçok hikâye yazmıştır. Daha önce değişik

Detaylı

Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir.

Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir. AHMAK DOST Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir. İyilik zannıyla topluma,tüm değerlere,insanlığa karşı kötülük işlemektedir. İbrahim Peygamberden yana olduğunu

Detaylı

Ziya Gökalp. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ziya Gökalp. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 9.4.2004 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yasal Uyarı: Bu ekitap, bilgisayarınıza indirip kayıt etmeniz ve ticari olmayan kişisel kullanımınız için yayınlanmaktadır. Şiirlerin

Detaylı

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİN AZİZ HATIRASINA

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİN AZİZ HATIRASINA ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİN AZİZ HATIRASINA Değerli Üsküdarlılar; Çanakkale Zaferi, hem dünya tarihi açısından, hem de milletimiz için bir dönüm noktasıdır. Mehmetçik burada, tarihe sığmayacak bir kahramanlık

Detaylı

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış; Yemek Temel, Almanya'dan gelen arkadaşı Dursun'u lokantaya götürür. Garsona: - Baa bi kuru fasulye, pilav, üstüne de et! der. Dursun: - Baa da aynısından... Ama üstüne etme!.. Ölçüm Bir asker herkesin

Detaylı

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108 Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4 Fakrnâme Vîrânî Abdal Yayına Hazırlayan Fatih Usluer ISBN: 978-605-64527-9-6 1. Baskı:

Detaylı

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN TEŞEKKÜR Kısa Film Senaryosu Yazan Bülent GÖZYUMAN Sahne:1 Akşam üstü/dış Issız bir sokak (4 sokak çocuğu olan Ali, Bülent, Ömer ve Muhammed kaldıkları boş inşaata doğru şakalaşarak gitmektedirler.. Aniden

Detaylı

ETKİNLİKLERİN İLK HAFTASINDA AŞAĞIDA BELİRTİLEN ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR.

ETKİNLİKLERİN İLK HAFTASINDA AŞAĞIDA BELİRTİLEN ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR. . ETKİNLİKLERİN İLK HAFTASINDA AŞAĞIDA BELİRTİLEN ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR. OKULUMUZDA AYNI GÜN İÇİNDE TÜM ŞUBELERİMİZDE ÖĞRETMENLERİMİZİN ÖZVERİLİ KATILIM İLE 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİN ENGELLENMESİ

Detaylı

* Cümle içinde, tırnak içinde verilen cümleler büyük harfle başlar. Tolstoy, Amaç olmayınca hayatın da bitmesi gerekir. demiştir.

* Cümle içinde, tırnak içinde verilen cümleler büyük harfle başlar. Tolstoy, Amaç olmayınca hayatın da bitmesi gerekir. demiştir. YAZIM KURALLARI BÜYÜK HARFLERİN YAZIMI *Bitmiş cümleler büyük harfle başlar. İnanmak, başarmanın yarısıdır. * Cümle içinde, tırnak içinde verilen cümleler büyük harfle başlar. Tolstoy, Amaç olmayınca hayatın

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı