İSOPROTERENOL İLE MİYOKART İNFARKTÜSÜ OLUŞTURULMUŞ RATLARDA L-LİZİN İN TOTAL SİALİK ASİT DÜZEYLERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İSOPROTERENOL İLE MİYOKART İNFARKTÜSÜ OLUŞTURULMUŞ RATLARDA L-LİZİN İN TOTAL SİALİK ASİT DÜZEYLERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ"

Transkript

1 T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Tez Yöneticisi Prof. Dr. Selma SÜER GÖKMEN İSOPROTERENOL İLE MİYOKART İNFARKTÜSÜ OLUŞTURULMUŞ RATLARDA L-LİZİN İN TOTAL SİALİK ASİT DÜZEYLERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ (Yüksek Lisans Tezi) Selda ŞENTÜRK EDİRNE-2008

2 T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Tez Yöneticisi Prof. Dr. Selma SÜER GÖKMEN İSOPROTERENOL İLE MİYOKART İNFARKTÜSÜ OLUŞTURULMUŞ RATLARDA L-LİZİN İN TOTAL SİALİK ASİT DÜZEYLERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ (Yüksek Lisans Tezi) Selda ŞENTÜRK EDİRNE-2008 Tez no:

3 T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ Sağlık Bilimleri Enstitü Müdürlüğü O N A Y Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Biyokimya Anabilim Dalı yüksek lisans programı çerçevesinde ve Prof. Dr. Selma SÜER GÖKMEN danışmanlığında yüksek lisans öğrencisi Selda ŞENTÜRK tarafından tez başlığı İsoproterenol İle Miyokart İnfarktüsü Oluşturulmuş Ratlarda L-lizinin Total Sialik Asit Düzeylerine Etkisinin İncelenmesi olarak teslim edilen bu tezin tez savunma sınavı.. tarihinde yapılarak aşağıdaki jüri üyeleri tarafından Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir. İmza Prof. Dr. Erol ÇAKIR JÜRİ BAŞKANI İmza Prof. Dr. Selma SÜER GÖKMEN ÜYE İmza Prof. Dr. Turhan KÜRÜM ÜYE Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım. Prof. Dr. İsmet DÖKMECİ Enstitü Müdürü

4 TEŞEKKÜR Yüksek lisans eğitimim süresince her konuda bilgi ve tecrübeleri ile yanımda olan değerli danışman hocam Biyokimya AD öğretim üyesi Prof. Dr. Selma SÜER GÖKMEN e, Biyokimya AD Başkanı Prof. Dr. Erol ÇAKIR a, Biyokimya AD öğretim üyeleri Doç. Dr. Sevgi ESKİOCAK a ve Yrd. Doç. Dr. Hakan ERBAŞ a, Vet. Hek. Ziya ÇUKUR a, Yrd. Doç. Dr. Ufuk USTA ya, Uzm. Dr. Cemal KAZEZOĞLU na, Yüksek Lisans Öğr. Ezgi KÜRKÇÜ ye ve tüm asistan arkadaşlarıma teşekkür ederim.

5 İÇİNDEKİLER GİRİŞ VE AMAÇ 1 GENEL BİLGİLER. 3 SİALİKASİT. 3 AKUT MİYOKART İNFARKTÜSÜ.. 11 ISOPROTERENOL.. 17 L-LİZİN GEREÇ VE YÖNTEMLER. 22 BULGULAR.. 28 TARTIŞMA 36 SONUÇLAR 43 ÖZET İNGİLİZCE ÖZET. 47 KAYNAKLAR 49 RESİMLEMELER LİSTESİ 59 ÖZGEÇMİŞ EKLER

6 GİRİŞ VE AMAÇ Miyokardın iskemik nekrozu olan miyokart infarktüsü (MI), genellikle toplumun üretken yaş grubunda sıkça görülen, akut dönem sonrası komplikasyonlara bağlı olarak ciddi sorunlara yol açan ve ölümle sonuçlanabilen önemli bir toplum sağlığı sorunudur (1). Akut miyokart infarktüsü geçiren hastaların %90 ında hasar gören alanı besleyen koroner arter sıklıkla plak yırtılması ile ilişkili olarak akut trombüs oluşması sonucu tıkanır. Aterosklerotik plağın neden olduğu endotel değişikliğinin başlattığı trombosit fonksiyonundaki bozukluk pıhtı oluşumuna katkıda bulunur (2). Koroner arterin trombotik tıkanmasından sonra kan akımının ani kesilmesi irreversibl hücre ve hücre membran hasarına yol açar. Hücre membranının hasarı uğraması sonucu miyokart dokusunda bulunan hücre içerikleri dolaşıma salıverilir. Hücre hasarına bağlı olarak kan dolaşımına salıverilen bazı enzim ve proteinler miyokart infarktüsünün tanısında klinik olarak önemli rol oynarlar (3,4). Sialik asitler, glikoprotein ve glikolipidlerin oligosakkarid zincirlerinin N-terminal ucunda yer alan açillenmiş nöraminik asit türevleri olup, nöraminik asitten N-asetilasyon yoluyla oluşurlar. Sialik asitler hücre membranının önemli bileşenlerinden olup hücre yüzeyinin negatif yüküne katkıda bulunurlar. Hücre-hücre ve hücre-matriks etkileşimlerinde ve biyolojik bilginin transferinde önemli rol oynayan sialik asitler, spesifik hücresel tanıma bölgelerini maskeleme yeteneğine de sahiptirler. Sialik asitler ayrıca glikolipidlere ve glikoproteinlere antijenik özellik kazandırırlar ve glukokonjugatların makromoleküler yapısını etkilerler (5,6). Serum total sialik asit (TSA) in yükselmiş düzeylerinin artmış kardiyovasküler mortalite ve serebrovasküler hastalıklarla ilişkili bir kardiyovasküler risk faktörü olabileceğinin gösterilmesi son yıllarda sialik asite olan ilgiyi artırmıştır (7-9). 1

7 Miyokart infarktüslü hastaların da serum sialik asit düzeylerinde bir artışın bulunduğu bildirilmiş ve bu artıştan oligosakkarid yan zincirlerinin terminal pozisyonunda sialik asit kalıntısı içeren akut faz proteinlerinin karaciğerden dolaşıma artmış atılımlarının rol oynayabileceği ileri sürülmüştür (10-12). Akut miyokart infarktüsü sonrası serumda yükselmiş sialik asit düzeylerinden, hasara uğramış miyokardiyal hücre ve/veya hücre membranından sialik asit kalıntılarının salıverilmesinin de sorumlu olabileceği bildirilmiştir (13,14). Hücre membranından sialik asit kalıntılarının salıverilmesi spontanöz olabilir (15) ya da sialoglikokonjugatların terminal ucundan sialik asit kalıntılarını ayıran sialidaz (16) aktivitesindeki artışa bağlı olabilir. Miyokart infarktüslü hastaların serum sialidaz aktivitesinde bir artış olduğu bilinmektedir (17). Bununla birlikte sialidaz aktivasyonu veya indüksiyonu olmaksızın oksidatif stresin de hücre yüzeyindeki oligosakkaridlerden sialik asitin salıverilmesini başlatabileceği gösterilmiştir (18). Reaktif oksijen partikülleri (ROS) nin üretiminin post-iskemik miyokartta hızlandığı (19) ve bunun da akut inflamatuvar yanıtta ve post-iskemik doku zedelenmesinde önemli rol oynadığı bilinmektedir (20). Bu nedenle miyokardiyal iskemideki doku zedelenmesine eşlik eden oksidatif stres de akut miyokart infarktüsü sonrası artmış serum sialik asit düzeylerinden sorumlu olabilir. Arginaz, karaciğerde amonyağın zehirsizleştirilmesinden sorumlu üre döngüsündeki son enzim olup, argininin, ornitin ve üreye hidrolizini katalizleyen bir metaloenzimdir (21,22). Karaciğer dışı arginazın başlıca glutamik asit, poliamin ve prolin sentezi ile ilişkili olabileceği ileri sürülmüştür (23,24). Arginaz ın substratı olan L-arginin aynı zamanda damar regülasyonu ve immun modülasyon ile ilişkili olan nitrik oksit (NO) üretimi için NO sentaz ın da substratıdır (25). NO nun reaktif oksijen partikülleri aracılığı ile oluşan doku hasarını azalttığı ve bu yolla kalbi koruyucu etki gösterdiği ileri sürülmüştür (26). Esansiyel bir amino asit olan L-lizin, arginaz enziminin güçlü bir inhibitörüdür ve L-arginin den arginaz aracılığı ile üre oluşumunu bloke etme yeteneğine sahiptir (27). L-Lizin verilişinin isoproterenol ile uyarılmış kardiyak hasara karşı koruyucu etkiye sahip olduğu bildirilmiştir (28). L-Lizin verilişi ile arginaz enzimi inhibe edilerek L-arginin in NO oluşum yoluna kayması sağlandığında, NO düzeylerindeki artışın hücre hasarını azaltacağı ve dolayısıyla miyokardiyal hücreden dolaşıma daha az sialik asitin salıverilmesine yol açacağı açıktır. Bu çalışmanın amacı, isoproterenol (ISO) ile deneysel miyokart infarktüsü oluşturulmuş ratlarda L-lizin in serum ve doku TSA düzeylerine etkisini incelemek ve MI da gözlenen serum sialik asit artışında oksidatif hücre hasarının rolünü irdelemektir. 2

8 GENEL BİLGİLER SİALİK ASİT Sialik Asitin Yapısı Plazma membranları ve diğer hücresel bileşenlerin yapısındaki glikoprotein ve glikolipidlerin N-terminal ucunda bulunan sialik asitler, dokuz karbonlu bir amino şeker olan nöraminik asitin asetillenmiş türevlerinden oluşan amino şekerlerdir (29). Sialik asit ilk kez 1936 yılında Blix tarafından sığırların tükrük bezi müsininden izole edilmiştir (30). Şekil 1. N-Asetilnöraminik asit (31). Doğada birçok canlı türünde yirmiden fazla sialik asit türü mevcuttur. İnsan dokularında yer alan temel sialik asit türevi, beşinci karbon atomu asetillenmiş N- asetilnöraminik asit (NANA) tir (Şekil 1) (31,32). Moleküler formülü C 11 H 19 NO 9 olan 3

9 NANA nın moleküler ağırlığı ise 309 daltondur (33). Sialik asitin lineer ve piranoz olmak üzere iki formu bulunur (Şekil 2) (34). Karbonhidrat N-Glikozidik bağ Aglikan Piruvik asit N-asetil mannozamin Şekil 2. Sialik asitin piranoz ve lineer formu (34). Sialik asit glikoproteinlerin yapısına oligosakkarit zincirinin terminal α (2 6) bağı ile gangliozitlerin yapısına ise oligosakkarit zincirinin ortasından α (2 3) bağı ile bağlıdır (Şekil 3) (32,35). N-Asetil galaktozamin ya da N-asetilglukozamine genellikle galaktoz α- glikozidik bağ ile bağlıdır (6). Neu5Acα(2 3)Gal Neu5Acα(2 6)Gal Şekil 3. NANA nın oligosakkarid zincirinde α(2 3) ve α(2 6) bağ durumu (35). 4

10 Sialik Asit Metabolizması Sialik asit sentezi sitozolde başlar. İlk sentezlenen molekül bir amino şekerdir ve amino şekerin öncüsü fruktoz-6-fosfat tır. Azot atomları ise glutaminin amid grubundan gelir. Fruktoz-6-fosfata glutaminin amino grubu transfer edilerek glukozamin-6-fosfat meydana gelir. Bu reaksiyonu katalizleyen enzim glutaminfruktoz-6-fosfat aminotransferaz dır. Bu reaksiyon geri dönüşümsüzdür ve uridin difosfat (UDP)-N-asetilglukozamin tarafından inhibe edilir. Glukozamin-6-fosfat, asetil-koa ile reaksiyona girerek N-asetilglukozamin 6-fosfat ı oluşturur. Glukozamin 6-fosfat ya bir mutaz enzimi aracılığı ile N-asetilglukozamin 1- fosfat a ya da epimeraz enzimi etkisiyle N-asetilmannozamin 6-fosfat a dönüşür. Mutaz enzimi aracılığıyla oluşan N-asetilglukozamin 1-fosfat, üridin trifosfat (UTP) varlığında UDP-N-asetilglukozamin fosforilaz enziminin katalizörlüğü ile UDP-N-asetilglukozamin e çevrilir. Oluşan bu ürün, okside nikotinamid adenin dinükleotid (NAD + ) varlığında, UDP-Nasetilglukozamin epimeraz etkisiyle UDP-N-asetilgalaktozamin i oluşturur. Bu yol daha sonra glukozaminoglikan ve glikoprotein sentezine doğru ilerler (36). Epimeraz enzimi etkisiyle N-asetilglukozamin 6-fosfat tan oluşan N- asetilmannozamin 6-fosfat, fosfoenolpiruvat ile aldol kondensasyonuna katılır ve N- asetilnöraminik asit-9-fosfat oluşur. Bu reaksiyon NANA aldolaz ile katalizlenir. Daha sonra N-asetilnöraminik asit-9-fosfat hidrolizi ile NANA ve inorganik fosfat (Pi) meydana gelir. Oligosakkaritlere bağlanmadan önce NANA, sitidin trifosfat (CTP) ile aktifleşerek sitidin monofosfat (CMP)-NANA yı meydana getirir. Bu reaksiyon N-asetilnöraminat-CMPpirofosforilaz tarafından katalizlenir. Bu sırada bir mol pirofosfat (PPi) ayrılır (Şekil 4) (6, 36). CMP-Sialik asitler nükleusta sentezlenir. Sialoglikokonjugatların sentezlendiği tüm dokularda (özellikle karaciğer, beyin, submandibular bezler), bu nukleotid esterlerinin oluştuğu düşünülmektedir. Ancak düşük miktarlarda bulunduğu için izolasyonu zordur (36). Sialik asit biyosentezinin kontrolü feedback inhibisyon mekanizması ile olur. Bu regülasyonda görevli enzimler fruktoz-6-fosfat aminotransferaz ve UDP-N-asetilglukozamin epimeraz dır. CMP-NANA düzeyi arttığında, UDP-N-asetilglukozamin epimeraz enzimi inhibe olur, aynı şekilde UDP-N-asetilglukozamin düzeyi arttığında, fruktoz-6-fosfat aminotransferaz aktivitesi azalır (36,37). Serumdaki sialik asit molekülleri plazmadan böbrekler aracılığı ile glomerullar filtrata geçer ve tubüllerde reabsorbsiyona uğramadan idrar yoluyla atılır (38). 5

11 Glikoproteinlerin sentezi sırasında sialik asit kalıntılarının ilavesi trans-golgide olur. CMP-Sialik asit kompleksindeki sialik asit kalıntılarının, asialoglikoproteinlere transferinden sorumlu enzimler sialiltransferazlardır (E.C ). Bu enzimler, glikoziltransferazlar grubuna dahildir ve monosakkaridleri glikoprotein veya glikolipid kalıntılarına eklerler. Glukokonjugatların spesifikliğine göre farklı enzim çeşitleri vardır ve transfer reaksiyonlarında α-glikozidik bağın (2 3), (2 4), (2 8) gibi farklı türleri oluşmaktadır (37). Memeli hücrelerinde, glukokonjugatların terminal ucunda bulunan sialik asit kalıntılarının hidrolizi sialidaz (nöraminidaz, EC ) enzimiyle gerçekleşir. (39). Sialidaz, sialik asit katabolizmasında anahtar enzimdir ve memeliler gibi yüksek organizmaların yanı sıra protozoalar, virüsler ve bakteriler gibi basit organizmalarda da bulunur (32). Sialidaz enzimi, sialillenmiş glikokonjugatlardaki bağ tiplerine bağlı olarak; (2 3) bağlarını hızlı, (2 6) bağlarını daha yavaş hidroliz eder (39). Sialidaz ile sialik asit kalıntılarının uzaklaştırılması, sialoglikokonjugatın dolaşımdaki ömrünü, antijenik ekspresyon ve reseptör tarafından tanınma gibi önemli biyolojik süreçleri etkileyebilir (6,16,39). Subsellular lokalizasyon gösteren sialidazın substrat spesifikliği, ısıya dayanıklılık, katyonlar tarafından inhibisyona duyarlılık ve kinetik özellikleri temel alınarak farklı tiplerinin bulunduğu gösterilmiştir (6,16). Sıçan karaciğerinde immunolojik, katalitik özellik, subsellular lokalizasyon gibi özellikler göz önünde bulundurularak en az 4 farklı tip sialidazın varlığı tespit edilmiştir. Bunlar; intralizozomal, sitozolik ve membrana bağlı sialidaz I ve II dir. İmmunolojik çalışmalar ile diğer memeli türlerinde ve çeşitli sıçan dokularında aynı tip sialidazların var olduğu anlaşılmıştır (40). Konjenital sialidaz enzimi eksikliğinde, hücre sitoplazmasında sialiloligosakkaritlerin birikmesiyle meydana gelen hücre hasarıyla karakterize olan ve özellikle santral sinir sistemi, retiküloendotelyal sistem ve iskelet sistemini tutan, otozomal resesif geçişli bir kalıtsal lizozomal depo hastalığı olan sialidozis ortaya çıkar (41). 6

12 Şekil 4. Sialik asit ve glikoprotein sentezi (36). UTP: Uridin trifosfat; PPi: Pirofosfat; UDP: Uridin difosfat; CTP: Sitidin trifosfat; CMP: Sitidin monofosfat; NANA: N-Asetilnöraminik asit; ADP: Adenozin difosfat; ATP: Adenozin trifosfat; NAD: Nikotinamid adenin dinükleotid. 7

13 Sialik Asitin Fonksiyonları Canlı hücre ve organizmalardaki moleküler ve hücresel etkileşimlerin kontrolünde sialik asitler önemli görevlere sahiptir. Hücre membranlarındaki eksternal lokalizasyonları ve glukokonjugatlardaki periferal durumları onların önemini arttırır (Şekil5). Sialik asitlerin %98-99 u glikoproteinlere, ufak bir bölümü lipidlere bağlıdır (6). Sialik asitin fonksiyonlarını 4 ana başlık altında toplayabiliriz (16,32,42): 1. Sialik asitlerin negatif yüklerinden dolayı fonksiyonları: Terminal durumdaki sialik asitlerin hücre adhezyonuna katıldığı kabul edilir (6). Nöraminik asitin birinci pozisyonundaki karboksil grubu, fizyolojik ph da moleküle güçlü bir organik asit kadar negatif bir yük kazandırır (NANA için pka=2,6) (32). Sialik asitin negatif yükünün itici elektrostatik gücü; hücre membranının yapısal bütünlüğünün korunmasında etkilidir. Kültür ortamında membran sialik asitlerinin, elektrostatik itmeden dolayı trombositler, eritrositler ve kanser hücrelerinde hücre agregasyonunu önlediği bildirilmiştir (43). Yapılan çalışmalar; eritrosit membranın sialidaz ile muamele edildikten sonra, eritrositlerin ömrünün 120 günden 2 saate düştüğünü göstermiştir. Bu da sialik asit içeriğinin, bu hücrelerin yaşam süresiyle yakından ilişkili olduğunu göstermektedir (44). Yeni doğanda eritrositlerin yaşam süresiyle eritrosit membran sialik asitinin yakından ilişkili olduğu gösterilmiştir (45). Ayrıca sialik asitin negatif yükünün sinir hücrelerinin aktivitesinde de rol oynadığı ortaya konmuştur (6). Makromoleküllere ve hücrelere katyonik bileşiklerin bağlanmasını da sialik asitler kolaylaştırmaktadır. Özellikle kas hücrelerinde, sialik asit kalıntıları Ca +2 bağlayıcı olarak görevlidir (46). 2. Makromoleküler yapılarda ve reseptör bileşeni olarak sialik asitler: Sialik asitler birçok hücre yüzey reseptörünün esansiyel bileşeni olarak bulunurlar. İnsülin, serotonin, opiat, östrojen, interferon ve düşük dansiteli lipoprotein (LDL) reseptörlerinin yapısında sialik asit varlığına rastlanmıştır (6,32,47). Hücreye, tetanoz, difteri, botulismus, kolera, tubokürar gibi çeşitli toksinlerin bağlanması ve dolayısıyla ve birçok viral infeksiyon sialik asit içeren reseptörler aracılığıyla gerçekleşir (6). Makromoleküler yapılarda da sialik asitlerin çeşitli etkileri vardır. Sialik asit bölgeleri tüm glikoproteinlerin intrinsik akışkanlığını arttır. Bu nedenle solunum, sindirim, ürogenital sistem, göz içi sıvısı ve eklem sıvısı gibi müsin yapıdaki sekresyonların akışkanlığı üzerine önemli bir etkisi vardır. Submandibular bez glikoproteinlerinden sialik asitlerin kısmen uzaklaştırılması ile akışkanlıklarının çok azaldığı gözlenmiştir (6). İnsan endometriumunda sialik asit içeren bir glikoproteinin bulunduğu ve sperm membranına spesifik şekilde bağlanarak sperm depolanmasında rol oynadığı gösterilmiştir (Şekil 5 ) (48,49). 8

14 3. Sialik asitlerin maskeleme etkisi: Maskeleme özelliği sialik asitlerin en önemli görevlerinden birisidir. Sialik asitler, maskeleme etkisiyle oligosakkarid zincirlerinin ve glukokonjugat moleküllerinin protein ve lipid kısımlarının antijenikliğini azaltırlar. Sialik asitler enzimatik olarak uzaklaştırıldığında ya da karboksil grupları bir alkole indirgendiğinde antijeniklik değişir veya anlamlı derecede artar (50). Sialik asitler maskeleme etkisi ile eritrosit, lenfosit ve trombositlerin yaşam süreleri, immunglobulinlerin aktiviteleri, LDL nin metabolik klirensi gibi birçok biyolojik olayı kontrol ederler. Sialik asitlerin maskeleme etkisi üreme sisteminde de görülür. Plasentanın trofoblast hücrelerinin yüzeyinde bulunan sialik asitçe zengin glikoprotein tabakasının, fetüsle anne arasında bir immun bariyer oluşturduğu ve annenin fetüse karşı antikor oluşturmasını önlediği gözlenmiştir (51). 4. Sialik asitlerin belirteç olarak önemi: Hücre membranları, hücrenin büyümesi ve neoplastik hareketleri için sialik asite ihtiyaç duyarlar (6). Yapılan çalışmalar sialik asitin normal gebelik süresince doğrusal bir artış gösterdiğini ve bu artışın fetüsün anne tarafından reddedilmesini önleyici bir etken olduğunu göstermiştir (51). Negatif yükü sayesinde sialik asit, hücre biyolojisinde glikoproteinlerin konformasyonlarını etkiler, mikroorganizmalar, toksinler ve hormonlar için reseptör görevi yapar, diğer molekül ve hücrelerin immunolojik tanıma bölgelerini maskeler (32,37). Glikoprotein ve gangliozidlerde yer alan sialik asit kalıntılarının, inflamatuvar hastalıklar ve kanser ile ilişkili hücresel tanıma ve immunolojik reaksiyonlarda önemli rolü olduğu bildirilmiştir (6). Kanserde ve renal hastalıklarda da sialik asit düzeylerinin arttığı bildirilmiştir (38,52). 9

15 HÜCRE DIŞI Sialik asit Glikoprotein Glikolipid Sialik asit Sialik asit Karbonhidrat Fosfolipid Kolesterol Membran Protein HÜCRE İÇİ Şekil 5. Hücre membran yapısında sialik asit (49). Desialilasyon Desialilasyon; sialik asit kalıntılarının sialidaz enzimi aracılığıyla bir glikoproteinden uzaklaştırılmasıdır. Glikoproteinlerin antijenik özellikleri, reseptörler tarafından tanınma, fonksiyonunu yerine getirmedeki yapısal etkinlikleri ve dolaşımda kalma gibi çeşitli biyolojik süreçleri desialilasyondan etkilenebilir (53). Total hücre sialik asitinin %70 i plazma membranının dış yüzeyindeki glikoproteinlerin ve gangliozidlerin yapısında bulunan sialik asittir. Sialik asit burada membranının negatif yükünden sorumlu olup katyon bağlanması, transport ve permabilite gibi membranla ilgili birçok temel işlevden sorumludur (42). Sialik asitlerin negatif yüklü karboksil grupları, hücre membranında Ca +2 un bağlanma yerlerinden biridir. Kas hücresinin desialilasyona uğraması sonucunda kalsiyumun membrana bağlanışı azalır, hücreye girişi artar ve membran polaritesi azalır. Miyokart hücrelerinin yüzeyinde bol miktarda sialik asit vardır ve bu sialik asitler miyokardiyal kastaki Ca +2 alışverişini kontrol ederler (6,54). 10

16 Sialoglikoproteinlerin çoğu, sialik asitten dolayı proteolitik ajanlara karşı dirençlidir. Örneğin; fibronektin ve dopamin-β-hidroksilaz, desialilasyona uğramaları sonucu proteazların etkisine maruz kalırlar ve biyolojik görevlerini yerine getiremezler (6). Sialik asitler hücre yüzeyinin negatif yükünün yaklaşık %50 sinden sorumludurlar. Bu nedenle membran glikolipid ve glikoproteinlerinin karbonhidrat zincirlerinin bileşimindeki en ufak bir değişim membran fonksiyonunda önemli değişikliklere sebep olur (6,55). AKUT MİYOKART İNFARKTÜSÜ Tanım Akut miyokart infarktüsü, uzamış iskemi sonucu meydana gelen geri dönüşümsüz kalp kası nekrozu olarak tanımlanır. Akut miyokart infarktüsünün şiddeti, miyokardın O 2 gereksinimi ile koroner kan sağlanması arasındaki dengesizliğin derecesi ve süresi ile yakından ilişkilidir (56). Hastadaki belirti ve bulgular, uzamış iskemi esnasında gelişen fizyolojik, hücresel ve biyokimyasal değişiklikleri yansıtır (57). Epidemiyoloji Ülkemizde ve sanayileşmiş toplumlarda en önemli morbidite ve mortalite nedeni son yıllarda tanı ve tedavide sağlanan gelişmelere rağmen akut miyokart infarktüsü dür (56). Akut miyokart infarktüsünün hastane mortalitesi yılları arasında %30-35 oranında iken, akut miyokart infarktüsü nün rutin bir tedavinin bir parçası haline gelmesi ve çeşitli tedavi yöntemlerinin gelişmesi ile 1980 li yılların başlarında %10-15 lere kadar gerilemiştir. Fakat tüm bu olumlu gelişmelere rağmen, yapılan geniş çaplı epidemiyolojik çalışmalardan akut koroner olay a bağlı ölümlerin %60-75 i hastane dışında meydana gelir ve bu yüzden klinik çalışmalarda bildirilen hastane mortalitesinin total mortaliteyi yansıtmadığı düşünülmektedir (58). Hastaneye ulaşan hastalardan sağ kalanların yaklaşık %4 ü, MI yı izleyen ilk bir yıl içersinde kaybedilir (59). On yıllık ( ) TEKHARF çalışması verilerine göre, ülkemizde yaş arasında koroner kalp hastalığının yıllık mortalitesi erkeklerde binde 20.3, kadınlarda ise binde 12.9'dur. Bu veriler ülkemizi, özellikle kadınlarda Avrupa ülkeleri arasında en yüksek sıralara oturtmaktadır. Aynı yaş grubunda koroner kalp hastalıklarının ölüm prevalansları 11

17 sırasıyla binde 8.0 ve 4.7 dir (60). Hastane mortalitesinin yaklaşık 2/3 nin ilk 24 saat içinde, 1/3 nin ise ilk 1 saat içinde olması nedeniyle akut miyokart infarktüsü mortalitesinin azaltılmasında yapılacak tıbbi müdahalenin etkinliği yeterli değildir. Bu nedenle akut miyokart infarktüsü sıklığının azaltılmasında, yüksek riskli hasta gruplarının ve iskemik kalp hastalığı tanısı konmuş hastaların takip ve tedavisi önem kazanmaktadır (58). Etiyoloji ve Patogenez Miyokart infarktüsünün %85 inden fazlası ateroskleroz nedeniyle daralmış bir koroner arteri tıkayan akut trombüs ile oluşur. Böyle bir trombüs; aterosklerotik plak, koroner damar endoteli, dolaşımdaki trombositler ve damar duvarının dinamik vazomotor tonusu arasındaki etkileşimlerle gelişmektedir (56). Ateroskleroz yaygın tutulum gösteren bir hastalık olup, elastik arterlerin (aorta, karotis ve iliak arterler) ve orta büyüklükteki müsküler arterlerin hastalığıdır. Buna karşılık küçük arterler nadiren etkilenir (61). Epikardial koroner arterler; vücutta ateroskleroza en yatkın damarlardır. Bu damarlarda bulunan aterom plağının fibröz kapsülünün rüptüre ya da fissüre olmasıyla trombositler ve koagülasyon sistemi aktive olarak, hasarlı yüzeyde trombosit kümelenmesine neden olur. Plak üzerine eklenen trombüs, lümen içi daralma veya tıkanmaya neden olarak miyokart dokusunda perfüzyon yetersizliğine yani iskemiye yol açar (62). Miyokardiyal iskemi sonucu oluşan klinik sendromlar şunlardır (63): angina pektoris (stabil angina, unstabil angina veya varyant angina), miyokart infarktüsü, iskemik kardiyomiyopati ve ani kardiyak ölüm. Akut miyokart infarktüsü; belirgin koroner ateroskleroz, plak fissürü, rüptürü veya plak içi hemorajiye eklenen trombüs, trombosit aktivasyonu ile agregasyonu ve vazospazm gibi bazı etkenlerin ilişkisi sonucunda gelişmektedir (64). Rüptüre olmuş ya da üzerindeki endotelde fonksiyon bozukluğu gelişmiş olan aterom plağına yerleşen trombüs, koroner damarlarda tıkanmaya ve iskemik nekroza neden olur (65). Akut miyokart infarktüsünde gelişen fizyopatolojik olaylar 2 evrede gelişir (Tablo1) (56): 1. Akut infarktüs zamanında gelişen erken değişiklikler (<5gün): İnfarktüsün histopatolojik değişimi ve miyokart kontraktilitesi üzerine O 2 eksikliğinin fonksiyonel etkisi ile oluşur. Bu değişiklikler, damar tıkandıktan sonra hemen başlar, ph düşmesi ile miyokart kontraktilitesi azalır ve 2-4 gün içinde miyokart koagülasyon nekrozunun gelişmesi ile son bulur. Akut iskemi durumunda, aerobik metabolizma yetersizleşince hücre içi Adenozin trifosfat (ATP) azalır. Sonuçta hücre içi asidoz gelişir ve ATP ye bağımlı proçes bozulur. 12

18 2. Miyokardın rekonstriksiyonu esnasında gelişen geç değişiklikler (>5gün): Nekrotik miyokart makrofajlar tarafından temizlenir ve kollajen birikimi ile skar dokusu gelişir. İnfarktüsten 7 hafta sonra fibrozis ve skarlaşma tamamlanır. İnfarktüsle ventriküllerin kasılması hızla bozulur ve genellikle kalp debisi düşer (56). Ulusal Kolesterol Eğitim Programı (NCEP- ATP III) kriterlerine göre koroner arter hastalığı risk faktörleri Tablo 2 de görülmektedir (66,67). Tablo 1. Akut miyokart infarktüsü sırasında gelişen erken ve geç değişiklikler (56). ZAMAN Erken Değişiklikler 1-2 dk 10 dk dk 4-12 saat saat 2-4 gün Geç Değişiklikler OLAY ATP düzeyi düşer, kasılma azalır veya durur ATP düzeyi %50 azalınca hücre ödemi olur, membran potansiyeli azalır Geri dönüşümsüz hücre ölümü olur Hemoraji, ödem Koagülasyon nekrozu Total koagülasyon nekrozu 5-7 gün 7 hafta Makrofajların ölü dokuya rezorpsiyonu ve yumuşama gelişir Fibrozis ve skarlaşma tamamlanır ATP: Adenozin trifosfat. Tablo 2. Koroner Arter Hastalığı Risk Faktörleri (66). RİSK FAKTÖRLERİ Lipid Risk Faktörleri Non-Lipid Risk Faktörleri LDL kolesterol yüksekliği Trigliseritler Non-HDL kolesterol HDL kolesterol düşüklüğü, Aterojenik dislipidemi Modifiye Edilebilen Risk Faktörleri Hipertansiyon Sigara Diabetes Mellitus Obezite Fiziksel inaktivite Aterojenik diyet Trombojenik durum Modifiye Edilemeyen Risk Faktörleri Yaş Erkek cinsiyeti Aile öyküsü LDL: Düşük dansiteli lipoprotein; HDL: Yüksek dansiteli lipoprotein. 13

19 Akut Miyokart İnfarktüs Tanısı Akut miyokart infarktüsünün teşhisi; klinik tanı (karakteristik hikaye ve klinik bulgular), elektrokardiyografi (EKG) değişiklikleri ve spesifik serum enzim yükselişleri olmak üzere üç temele dayandırılır (56). Akut miyokart infarktüsü tanısı koymada, iskemik tipteki göğüs ağrısı ile birlikte elektrokardiogramdaki değişiklikler en hızlı sonuç veren yöntemdir (68). EKG nin tanısal özgüllüğü yaklaşık %100, tanısal duyarlılığı %63-82 olduğundan tanı koymada serum kardiyak belirleyicilere ihtiyaç duyulur (Tablo 3) (62). Kardiyak belirteçler, akut miyokart infarktüsünün veya minör miyokardiyal hasarın saptanmasında faydalı olan klinik laboratuar testleridir. Miyokart hücrelerinde membran hasarı sonucunda, dolaşıma belirli miyokart enzimleri salınır ve bunlar infarktüsün laboratuar desteğini oluştururlar. Bu enzimlerin plazma konsantrasyonlarındaki yükselişi, miyokart nekrozunun yaygınlığına ve bu enzimlerin dolaşıma karışmasına bağlıdır (56). Bu enzim ve proteinlerden en sık kullanılanları; kreatin kinaz (CK) izoenzimleri, laktat dehidrogenaz (LD), miyoglobin ve troponin I (TnI) ve troponin T (TnT) dir. Kardiyak belirteçler, miyosit içindeki yerleşimleri, hasar sonrası salınımları ve serum klirensleri açısından farklılık gösterirler (Şekil 6) (62,69). Üst Referans Limitin Katları Troponin T (erken reperfüzyon) Troponin I Troponin T (kalıcı hasar) CK-MB Miyoglobin Miyokart İnfarktüsünü izleyen saatler Şekil 6. Akut miyokart infarktüsünde kardiyak belirteçlerin salınma zamanları (69). CK-MB: Kreatin kinaz-mb. 14

20 Tablo 3. Serum kardiyak belirteçleri (62). Belirteç Üst Tepe referans Referans aralık Molekül konsantrasyona sınırı düzeyine inmesi için ağırlık ulaşması için geçen aştığı geçen zaman (gün) zaman (saat) (saat) CK CK-MB (CK 2) LD, LD Miyoglobin Tn I ve T (ilk tepe) (I) 3 5 (I) (ikinci tepe; (T) 5 10 (T) sadece T) CK: Kreatin kinaz; CK-MB: Kreatin kinaz-mb; LD: Laktat dehidrogenaz; LD-1: Laktat dehidrogenaz-1; TnI: Troponin I; TnT: Troponin T. CK izoenzimleri: Canlı organizmalarda iskelet kasında (CK-MM), kalp kasında (CK- MB) ve sinir dokusunda (CK-BB) olmak üzere üç izoenzimi vardır. Kreatin kinazın başlıca görevi, yüksek enerjili fosfat gruplarının geçici bir depolanma şekli olan fosfokreatinden, fosfat grubunu adenozin difosfat (ADP) a transfer ederek enerjinin hemen kullanılabilir şekli olan ATP nin oluşumunu sağlamak ve kreatinin, ATP tarafından tekrar fosfokreatine fosforillenmesini katalizlemektir (70). CK, 6 saat içinde serumda yükselmeye başlar, 24 saat içinde pik yapar ve infarktüs sonrası 2 4 gün içinde normale döner. Total serum CK aktivitesi, iskelet kası harabiyeti, alkol intoksikasyonu ve konvülsiyonlarında da yükselir. Çünkü kreatin kinaz, kalp, kaslar, beyin ve diğer organlarda bulunur. Daha çok kalp kasına spesifik izoenzimi, CK-MB dir. MI sonrasında total serum CK nın %5 inden daha fazla yükselir. İnfarktüs genişliği, CK-MB yükselme seviyesi ile tahmin edilebilir. CK-MB nin nadir kaynakları, uterus, prostat, mide, barsak, dil ve diyaframda bulunur (56). CK-MB düzeyleri akut miyokart infarktüsünün tanısında uzun yıllar altın standart olarak kullanılmıştır. Bununla birlikte iskelet kasında da bulunduğu için kas hastalıkları, akut ya da 15

21 kronik kas zedelenmesi gibi bazı klinik durumlarda ve renal yetmezlikte yalancı pozitiflik verebilir (71). Laktat dehidrogenaz: Piruvat tan laktat ın oluşumunu LD katalizler. Birçok dokuda bulunur ve 5 izoenzimi vardır. MI tanısında LD-1 ve LD-2 izoenzimleri kullanılır. LD-1/ LD- 2 oranı 1 den büyükse miyokart nekrozunu gösterir. LD-2 eritrositlerde LD-4 ve LD-5 ise karaciğer ve iskelet kaslarında bulunur. LD-1, serumda saatten sonra yükselmeye başlar, 1 3 günde pik yapar ve yüksek kan düzeyi 7 10 gün devam eder. Göğüs ağrısı başladıktan sonra geç kalan hastalarda (>48 saat ) faydalı diyagnostik testtir. Dokuya özgü bir enzim olmadığı için kalp hastalığından başka, hemoliz durumunda kan hastalıklarında, akciğer infarktüsünde ve çeşitli karaciğer hastalıklarında yükselir (56,71). Miyoglobin: Miyoglobin, düz kaslarda bulunmaz, kalp ve iskelet kaslarının sitoplazmik proteinidir. Molekül ağırlığı küçük olduğundan ufak bir hasarda bile kana karışabilir. Miyokart infarktüsünde; ilk 1-2 saat içinde yükselmeye başlar, 6-10 saat içinde en yüksek düzeyine ulaşır, yaklaşık 24 saatte normal düzeye döner. Miyokart infarktüsü için ilk 2 saat özgüllüğü %95 ve doğruluğu %37 olarak bulunmuştur (71,72). Kardiyak troponin I ve T: Troponin, çizgili kasta bulunan ve 3 alt gruba sahip bir komplekstir. Bunlar, troponin C (TnC) (kalsiyum bağlayıcı bileşen) (18 kda), TnI (inhibitör bileşen) (24 kda) ve TnT (tropomiyozin bağlayıcı bileşen) (37 kda) dir (73). TnC, kalsiyumu bağlar ve kontraksiyonu başlatır; troponin I, aktini bağlar ve istirahat sırasında aktin-miyozin etkileşimini inhibe eder. TnT ise troponin kompleksinin tropomiyozine bağlanmasını sağlar. Düz kas hücrelerinde kontraksiyonu düzenleyen bir troponin kompleksi ise yoktur. Bu hücrelerde kontraksiyon miyozin hafif zinciri-2 nin fosforilasyonu ile düzenlenmektedir (Şekil 7) (74,75). TnI ve TnT akut miyokart infarktüsü sonrası erken dönemde ilk 4-8 saat içinde üst referans limitini aşar ve salınım kinetiği CK-MB ye benzer. Bu ilk artışın nedeni troponinlerin sitoplazmik fraksiyonudur. Miyofibril bağlı fraksiyonda troponinlerin salınımı devam eder ve akut miyokart infarktüsü sonrası 5 ile 10 gün arasında TnI ve TnT artmış olarak kalır. Eğer kardiyak hasar yoksa kardiyak troponin değerleri oldukça düşüktür, hatta ölçülemeyecek düzeydedir, bu nedenle CK-MB ye göre miyokart hasarını ve riski belirlemede daha etkindirler (56,76). TnT, infarktüs başlangıcıyla birlikte 4-6 saat içinde artar ve 11. saatte en yüksek seviyesine ulaşır (10-24 saat), 2-5 günde sonlanan bir plato görülür ve azalarak normal değerlerine 7. günde döner. Miyokart infarktüsünün ilk 6 saati içinde TnT, CK-MB ya da miyoglobine göre bir üstünlük sağlamasa da, TnT nin duyarlılığı 10.saat ile 5 16

22 gün arası %100 dür. Tanısal etkinliği ise 6 güne kadar %98 dir. TnT, kalp kası hasarının ayırıcı tanısında kullanılır (62,77). Tropomiyozin Aktin TnT TnT TnT TnI TnC TnT Şekil 7. Troponin alt grupları (75). TnI: Troponin I; TnT: Troponin T; TnC: Troponin C. TnI sadece miyokartta bulunur bu nedenle TnT ye göre kalbe daha spesifiktir. CK-MB ile karşılaştırıldığında, kalp kasında daha yüksek konsantrasyonlarda bulunur ve daha hızlı (ilk 4 saatte) yükselir. İskelet kası hasarından sonra serumda TnI bulunmaz, bu nedenle miyokart hasarının çok duyarlı bir indikatörü olarak bilinir. TnI infarktüs sonrası 4-6 saate yükselmeye başlar, 11. saatte pik yapar (10-24 saat arası) ve yaklaşık 5 günde normale döner (78, 79). İSOPROTERENOL İsoproterenolün Yapısı ve Etkileri Sentetik bir sempatomimetik amin (katekolamin) olan ISO nun sistemik ismi 4-(1- hidroksi-2-[(metiletil)amino]etil)-1,2-benzendiol hidroklorit olup kapalı formülü C 11 H 17 NO 3.HCl dir ve molekül ağırlığı g dır. Yapı olarak adrenaline çok benzemekle beraber sadece β1 ve β2 reseptörlerini uyarır ve α reseptörlerini hiç etkilemez (Şekil 8) (80-82). İsoproterenol vazodilatör etkiye sahiptir. Ağız yoluyla kullanılamaz çünkü ISO da adrenalin gibi barsakta inaktive edilir. İskemik koroner hastalığı olanlarda kontrendikedir (80-83). İsoproterenol aynı zamanda aerosol şeklinde inhalasyon yoluyla, astım tedavisinde ve kronik bronşit ve amfizem tedavisinde kullanılan bir ilaçtır (80). 17

23 Adrenalin İsoproterenol Şekil 8. Adrenalin ve isoproterenolün yapısal benzerliği (82). ISO, ratlarda deneysel olarak miyokart infarktüsü oluşturmak için yaygın olarak kullanılır (84). ISO, kalp kasının infarktüs benzeri nekrozuna neden olur. İsoproterenolün oluşturduğu bu nekroz membran geçirgenliğinin değişmesine yol açarak miyokart membran bütünlüğünün ve fonksiyonunun kaybına neden olur. ISO tarafından oluşturulan miyokart infarktüsü sonrası sıçan kalbinde oluşan patofizyolojik değişiklikler, insanlarda miyokart infarktüsü sonrası oluşan değişikliklere benzerlik göstermektedir (85). ISO ile uyarılmış miyokardiyal hasarın mekanizması tam olarak bilinmemesine rağmen, çeşitli faktörlerin rol oynayabileceği ileri sürülmüştür. Bunlardan, siklik adenozin monofosfat (camp) düzeylerindeki artış (86), intrasellüler kalsiyum artışı ve yüksek enerjili fosfatların tüketilmesi en önemli faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır (87). Ayrıca katekolaminlerin oksidatif metabolizmasından kaynaklanan serbest radikallerin aşırı üretimi de olası mekanizmalar arasında sayılmaktadır (88). L-LİZİN Yapısı Lizin (Lys), proteinlerde bulunan 20 aminoasitten biridir. Moleküler ağırlığı g/mol dür. 4-Aminobütil (birincil amin) yan zinciri nedeniyle, histidin ve arginin gibi bazik aminoasitler grubuna dahildir. Moleküler formülü C 6 H 14 N 2 O 2 dir. L-Lizin, insanların besinler yoluyla alması gerekli temel bir esansiyel aminoasittir. Günlük lizin ihtiyacımız gr arasındadır. Lizin, kalsiyum emilimi, kas proteinlerinin inşası, ameliyat sonrası ve spor yaralanmaları sonrası iyileşme sürecinde, vücut tarafından 18

24 hormonların, antikorların ve enzimlerin sentezlenişinde önemli role sahiptir (89). Polarize ışığı çevirme durumuna göre D ve L olmak üzere iki izomeri vardır (Şekil 9 ve 10) (90,91). L-lizin D-Lizin Şekil 9. Lizin in yapısı (90). Şekil 10. Lizin in uzaysal görünümü(91). L-Lizin in Metabolizması Hayvanlar tarafından sentezlenemeyen bir aminoasittir oysa bitki ve mikroorganizmalar, aspartik asitten lizin sentezleyebilirler (89). L-Lizin in memelilerdeki parçalanması sakkaropin yolu ile olur. L-Lizin, α-ketoglutarat ile kondanse olarak sakkaropini oluşturmasıyla reaksiyon başlar. Bu reaksiyonu katalizleyen enzim lizin-α-ketoglutarat redüktaz dır. Oluşan sakkaropin, sakkaropin dehidrogenaz katalizörlüğünde 2-aminoadipat-6- semialdehit e dönüşür. Oluşan bu ürünler çeşitli reaksiyonlarla asetil-koa ya dönüşür (Şekil 11) (92,93). Bu enzimlerden lizin-α-ketoglutarat redüktaz ın eksikliğinde zeka geriliği ve fiziksel gelişme bozukluklarıyla seyreden hiperlizinemi, sakkaropin dehidrogenaz eksikliğinde ise sakkaropinüri denilen genetik hastalıklar meydana gelir (94,95). 19

25 Lizin α-ketoglutarat + NADPH H 2 O+NADP + Sakkaropin NAD + Glutamat + NADH+H + α-aminoadipat-6-semialdehit 2-Oksodipat KoASH+NAD + NADH+H + +CO 2 Glutaril-KoA FAD FADH Glutakonil-KoA NADPH / NADH NADP + /NAD + 2- Aminoadipat α-ketoglutarat Glutamat 2- Oksoadipat HCO - 3 Krotonil-KoA H 2 O 3-Hidroksibütanil-KoA NAD + NADH+H + Asetoasetil-KoA KoASH 2 Asetil-KoA Şekil 11. Memelilerde L-lizin metabolizması (92). L-Lizin ve Nitrik Oksit L-Lizin, arginaz enziminin güçlü bir inhibitörüdür ve L-arginin den arginaz aracılığı ile üre oluşumunu bloke etme kapasitesine sahiptir (Şekil 12) (27). L-Lizin nin argininden en önemli farkı, NO sentezi için bir substrat olmamasıdır. L-Arginin, endotel kökenli nitrik oksit üretimini uyaran yarı esansiyel bir aminoasittir (28). Marchesi ve ark. (96) L-arginin in damar sisteminde koruyucu bir etkiye sahip olduğunu ileri sürmüşlerdir. Endotelde L-argininden 20

26 üretilen NO, kuvvetli bir vazodilatör olarak etki gösteren ve koroner kan akımını arttıran kimyasal bir habercidir. NO nun ROS aracılığı ile oluşan doku hasarını azalttığı ve bu yolla kalbi koruyucu etki gösterdiği ileri sürülmüştür (97). LİZİN L-ARGİNİN ARGİNAZ ÜRE + ORNİTİN NO SENTAZ NO Şekil 12. L-Lizin tarafından arginaz ın inhibisyonu (27). NO: Nitrik oksit. Endojen L-arginin in üretim hızı fizyolojik ihtiyacı karşılamak için yavaş ve yetersizdir. Dahası L-arginin, arginaz enzim aracılığıyla üreye çevrildiğinden NO üretimi için gerekli L-arginin düzeyini de azaltır. L-Lizin, arginaz enziminin kuvvetli bir inhibitörüdür ve L-argininden üre oluşumunu inhibe ederek reaksiyonun NO sentezine kaymasını sağlar (27). L-Arginin ve L-lizin in birlikte verilişinin kalp hasarına karşı daha iyi bir koruma sağladığı da bildirilmiştir (28). 21

27 GEREÇ VE YÖNTEMLER Araştırmada Trakya Üniversitesi Deney Hayvanları Birimi nden sağlanan 24 adet sağlıklı yetişkin erkek Wistar albino rat kullanıldı. Hayvanlar oda sıcaklığında, 12 saat ışık 12 saat karanlık siklusu ile barındırıldı. Çalışmaya başlamadan hayvanların tartımları alındı. Total sialik asit düzeylerinin ölçümü Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Araştırma Laboratuarında yapıldı. Kalp dokularının histopatolojik incelemesi Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı nda gerçekleştirildi. Çalışma Trakya Üniversitesi Etik Kurulu tarafından tarihinde 10 sayılı oturumda TÜTFEK 2006/098 protokol ile onaylandı (Ek 1). Deneysel Akut Miyokart İnfarktüsü Modelinin Oluşturulması ve L-Lizin Uygulanması Deneyde ratlar, ISO grubu (8 rat), ISO+L-lizin (8 rat) grubu ve kontrol grubu (8 rat) olmak üzere rastgele 3 gruba ayrıldı. ISO grubundaki ratlara intraperitoneal yoldan 24 saat arayla günde 150 mg/kg olacak şekilde toplam 2 kez ISO uygulandı. ISO+L-lizin grubundaki ratlara ise 5 gün boyunca her gün oral yoldan 5mg/kg olacak şekilde L-lizin (28) verildi. Bu gruba 4. ve 5 günler aynı zamanda intraperitoneal yoldan günde 150 mg/kg olacak şekilde 24 saat arayla toplam 2 kez ISO uygulandı. Kontrol grubuna ise % 0.9 luk sodyum klorür (NaCl, serum fizyolojik) 24 saat arayla toplam 2 kez uygulandı. İsoproterenol hidroklorik asit (ISO- HCl) in deneysel akut miyokart infarktüsü modeli oluşturduğu farklı araştırmacılar tarafından gösterilmiştir (81,98,99). 22

28 Kan Örneklerinin Alınması ISO grubundaki ve ISO+L-lizin grubundaki ratlardan ikinci ISO dozundan 24 saat sonra anestezi altında periferik venöz kan örneği alındı. Kontrol grubundaki ratlardan ise ikinci serum fizyolojik dozundan 24 saat sonra anestezi altında periferik venöz kan örneği alındı. Anestezik ilaç olarak 5 mg/kg ronpun (Ksilazin) ve 50 mg/kg ketalar (Ketamin) kullanıldı. Serum TSA analizi için kanlar biyokimya tüplerine alındı. Alınan kan örnekleri rpm de 10 dk santrifüj edildi. Serumlar ependorflara konularak analiz gününe kadar -80 o C de saklandı. Sakrifikasyon ve Doku Örneklerinin Alınması Akut miyokart infarktüsü sonrası kalp dokusunda beklenen değişiklikleri histopatolojik olarak incelemek üzere ayrıca 3 rat daha alınarak, birine kontrol grubundaki, birine ISO grubundaki ve bir diğerine ise ISO+L-lizin grubundaki prosedür uygulandı. Bu ratlar 15. güne kadar yaşatıldı ve ardından anestezi altında sakrifiye edildi. Diğer ratlar ikinci ISO dozundan 24 saat sonra periferik kan örneklerinin alınmasını takiben anestezi altında hemen sakrifiye edilerek kalp dokuları çıkarıldı. Doku total sialik asit ve protein analizi için alınan kalp dokuları, soğuk % 0.9 luk sodyum klorür ile 2 kez yıkanarak analiz gününe kadar serum fizyolojik içinde -80 o C de saklandı. Histopatolojik olarak incelenecek kalp dokuları ise formolle tespit edilip Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı na gönderildi. Analizlerde Kullanılan Kimyasal Maddeler Sülfirik asit (Riedel de Haën) o-fosforik asit (Riedel de Haën) Sodyum m-periyodat (Merck) Sodyum m-arsenit (Sigma) Sodyum sülfat (Merck) Tiyobarbitürik asit (Merck) Siklohekzanon (Lab-san) Sodyum karbonat (Sigma) Sodyum potasyum tartarat (Merck) Bakır sülfat (Merck) Folin Ciocalteus Phenol reaktifi (Sigma) 23

29 Analizlerde Kullanılan Cam Malzemeler ve Laboratuar Gereçleri Santrifüj (Rotofix-32,Hettich) Otomatik pipetler (Eppendorf, Socorex, Microlit) Hassas terazi (Sartorius) Su banyosu (GFL 1083) Vorteks (VELP) Manyetik karıştırıcı (IKA) Spektrofotometre (Unicam) Distile su cihazı (Nüve NS245) Deney tüpleri Balon jojeler Erlen Baget Puar Portüp Kardiyak Belirteç Tayini Rat serumlarında Troponin I analizi, Bolu Köroğlu Devlet Hastanesi Merkez Laboratuarı nda time-resolved florometri metodu kullanılarak Innotrac-Aio markalı analizör ve ticari kiti ile gerçekleştirildi. Serum ve Doku Total Sialik Asit Analizi Serum total sialik asit düzeylerini belirlemek için Warren tarafından geliştirilen tiyobarbitürik asit yöntemi kullanıldı (100). Deneyin prensibi: Sialik asit, asit ile hidrolizde serbest hale geçer. Asidik ortamda ve periyodat varlığında okside edilir. Oksidasyon sonucu oluşan β-formilpirüvik asit, tiyobarbitürik asit varlığında pembe renkli bir ürün oluşmasına sebep olur. Pembe renkli ürünün absorbansı sialik asit miktarı ile orantılıdır. Deneyin yapılışı ve standart grafiğinin oluşturulması: Serumda TSA tayini için 0.1 ml serum 1.9 ml 0,1 N H 2 SO 4 ile, doku TSA tayini için 0.2 ml doku homojenatı 0.3 N H 2 SO 4 ile 80 o C lik su banyosunda inkübe edilerek hidroliz edildi ve sialik asit serbest hale geçirildi. 24

30 Hidrolizattan 0.2 ml alınarak bir tübe konuldu ve %85 lik o-fosforik asit ile hazırlanmış 0.2 M sodyum metaperiyodattan ilave edildi. Üzerine %10 luk sodyum arsenitten 0.5ml ve ardından 0.04 M tiyobarbitürik asitten 1.5 ml eklenerek kaynayan su banyosuna tutuldu. Oda sıcaklığında soğutularak üzerine 2.15 ml siklohekzanon ilave edildi ve ekstraksiyon yapıldı g de 5 dakika santrifüj edildi. Üstteki pembe renkli fazın absorbansı köre karşı 549 nm de okundu. Standart eğrisinin hazırlanması için 2, 4, 6, 8 ve 10 mg/100ml konsantrasyonlarında sialik asit standart çözeltileri hazırlandı ve yukarıdaki yöntemle çalışıldı. Absorbansları okunarak konsantrasyon-absorbans grafiği çizildi (Şekil 13). Regresyon analizinden saptanan formül kullanılarak numunelerdeki sialik asit düzeyleri hesaplandı. Şekil 13. Sialik asit standart grafiği. Absorbans= x Konsantrasyon Doku Total Protein Analizi Doku total protein analizi Lowry metodu kullanılarak yapıldı (101). Analiz için 0.5 ml örnek (1/10 dilüe edilmiş) ile 0.5 ml alkali bakır ayıracı bir deney tüpüne kondu ve 10 dk oda 25

31 ısısında bekletildi. Üzerine 2ml folin ayıracı kondu ve 30dk 37 o C de bekletildi. Absorbans köre karşı 660 nm de okundu. Standart eğrisinin hazırlanması için 4, 8, 12, 16 ve 20 mg/100ml konsantrasyonlarında albümin standart çözeltileri hazırlandı. Yukarıdaki yöntem, hazırlanan albümin standart çözeltilerine uygulandı. Absorbansları okunarak konsantrasyon-absorbans grafiği çizildi (Şekil 14). Regresyon analizinden saptanan formül kullanılarak numunelerdeki protein düzeyleri hesaplandı absorbans ,52 absorbans öngörülen absorbans Öngörülen 0, konsantrasyon (mg/100ml) Şekil 14. Albümin standart grafiği. Absorbans= x Konsantrasyon Dokuların Histopatolojik Olarak İncelenmesi Öncelikle dokular %10 luk formaldehitle 24 saat tespit edildi. Ardından horizontal olarak sirküler dilimler halinde tamamıyla 16 saatlik alkol takibine alındı. Alkol takip süresinin ardından dokulardan hazırlanan parafin bloklardan 5µ kalınlığında kesitler alınarak hematoksilen-eozin ile boyandı. Kesitler ışık mikroskobunda değerlendirildi. İlk değerlendirmenin ardından uygun görülen bloklardan histokimyasal olarak Mason trikrom boyama için yeni kesitler alındı ve son alınan kesitler önceki kesitlerle birlikte ışık mikroskobu altında yeniden değerlendirmeye tabi tutuldu. 26

32 İstatistiksel Değerlendirme İstatistiksel değerlendirme için Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı na kayıtlı STATISCA 7.0 (Lisans no: 31N6YUCV38) istatistik programı kullanılarak yapıldı. Sonuçlar ortalama±standart sapma olarak verildi. Sonuçların değerlendirilmesinde Student s t, One-Way ANOVA ve Pearson korelasyon testi kullanıldı. Anlamlılık p<0.05 düzeyinde değerlendirildi. 27

33 BULGULAR Kontrol grubundaki ratların ağırlığı ortalama ±21.43 g, ISO grubundaki ratların ağırlığı ortalama ±10.51 g, ISO+L-lizin grubundaki ratların ağırlığı ortalama ±18.01 g olarak bulundu. Gruplar arasında ağırlık bakımından istatistiksel olarak fark yoktu (p>0.05). Kontrol grubu, ISO grubu ve ISO+L-lizin gruplarındaki ratların serum total sialik asit düzeyleri Tablo 4 te, troponin I düzeyleri Tablo 5 te, doku total sialik asit düzeyleri ise Tablo 6 da verilmiştir. Tablo 4. Kontrol, ISO ve ISO+L-lizin gruplarındaki ratların serum TSA düzeyleri. TSA (mg/100 ml) Rat Kontrol grubu ISO grubu ISO+L-lizin grubu TSA: Total sialik asit; ISO: İsoproterenol. 28

34 Tablo 5. Kontrol, ISO ve ISO+L-lizin gruplarındaki ratların TnI düzeyleri. TnI (ng/ml) Rat Kontrol grubu ISO grubu ISO+L-lizin grubu 1 < < < < < < < < TnI: Troponin I; ISO: İsoproterenol. Tablo 6. Kontrol, ISO ve ISO+L-lizin gruplarındaki sıçanların doku TSA düzeyleri. TSA (µg/mg protein) Rat Kontrol grubu ISO grubu ISO+L-lizin grubu TSA: Total sialik asit; ISO: İsoproterenol. 29

35 Kontrol grubunun serum troponin I düzeyi 0.01 ng/ml nin altında bulundu. Serum TnI düzeyleri ISO grubunda 9.82±4.42 ng/ml, ISO+L-lizin grubunda ise 5.90±1.00 ng/ml olup, ISO grubunun TnI düzeyleri ISO+L-lizin grubuna göre anlamlı olarak yüksekti (p<0.05 t=2.45) (Şekil 15) TnI (ng/ml) ISO ISO+L-Lizin Şekil 15. ISO grubunun ve ISO+L-lizin grubunun serum troponin I (TnI) düzeylerinin karşılaştırılması. Serum TSA düzeyleri bakımından gruplar arasında anlamlı bir fark olup (F=40.56), ISO grubunun serum TSA düzeyleri kontrol grubunun serum TSA düzeylerine göre daha yüksekti (p=0.000). ISO+L-lizin grubunun serum TSA düzeyleri de kontrol grubunun serum TSA düzeylerinden daha yüksekti (p=0.000). ISO+L-lizin grubunun serum TSA düzeyleri ise ISO grubunun serum TSA düzeylerinden istatistiksel olarak daha düşüktü (p=0.012) (Tablo 7). Doku TSA düzeyleri bakımından gruplar arasında anlamlı bir fark olup (F=25.517), ISO grubunun doku TSA düzeyleri, kontrol grubunun doku TSA düzeylerine göre daha yüksek bulundu (p=0.000). ISO+L-lizin grubunun doku TSA düzeyleri de kontrol grubuna göre daha yüksek bulundu (p=0.000). Fakat ISO grubunun doku TSA düzeyleri ile ISO+L-lizin grubunun doku TSA düzeyleri arasında anlamlı bir fark yoktu (p>0.05) (Tablo 7). 30

36 Tablo 7. Kontrol, ISO ve ISO+L-lizin grubundaki sıçanların serum ve doku total sialik asit düzeylerinin karşılaştırılması. # Değişken Kontrol grubu (n=8) Ort.± SD ISO grubu (n=8) Ort.± SD ISO+L-lizin grubu (n=8) Ort.± SD Serum TSA (mg/100ml) 56.99± ± ± Doku TSA (µg/mg protein) 5.38± ± ± TSA: Total sialik asit; ISO: İsoproterenol. # : One-Way ANOVA : Kontrol grubu, post-hoc Tukey HSD yöntemine göre ISO grubu ve ISO+L-lizin grubu ile karşılaştırıldığında istatististiksel yönden anlamlı fark, p=0.000 : ISO grubu post-hoc Tukey HSD yöntemine göre ISO+L-lizin grubu ile karşılaştırıldığında istatistiksel yönden anlamlı fark, p=0.012 : Kontrol grubu, post-hoc Tukey HSD yöntemine göre ISO grubu ve ISO+L-lizin grubu ile karşılaştırıldığında istatististiksel yönden anlamlı fark, p=0.000 F ISO grubunda ve ISO+L-lizin grubunda yapılan Pearson korelasyon analizi sonucu troponin I ve total sialik asit arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkiye rastlanmadı (her ikisi için p>0.05) (Tablo 8). Tablo 8. ISO grubunda ve ISO+L-lizin grubunda serum TSA ve TnI arasındaki korelasyon analizi sonuçları (n=8). ISO grubu ISO+L-lizin grubu r p r p TSA/TnI TSA: Total sialik asit; ISO: İsoproterenol; TnI: Troponin I. 31

37 ISO uygulanan ratların 15. güne ait kalp dokusunda mikroskobik olarak kaslarda belirgin atrofi, kas demetleri arasında hafif dereceli inflamasyon ve bu inflamasyona eşlik eden, kalp kasları arasına giren fibrotik değişiklikler görüldü. Bulgular miyokart infarktüsü ile uyumlu olarak değerlendirildi. L-Lizin verilen ratların kalp dokusunda ise hafif dereceli atrofi bulguları (hücre boyutlarında ve nükleer boyutlarda hafif dereceli küçülme) ve kalp kasları arasında dağılan hafif dereceli bağ dokusu gelişimi izlendi. Kontrol grubu kalp dokusunda ise düzenli kalp kası bulguları izlenirken, kalp kasları arasında bağ dokusu gelişimine rastlanmadı (Şekil 16-20). 32

38 Şekil 16. Kontrol grubu kalp kasında düzenli yapı (HEx50). 33

39 Şekil 17. ISO+L-lizin grubunun akut miyokart infarktüsünün 15. gününe ait kalp dokusunda hafif dereceli atrofi bulguları gelişimi (HEx50). Şekil 18. ISO+L-lizin grubunun akut miyokart infarktüsünün 15. gününe ait kalp dokusunda kalp kasları arasında dağılan hafif dereceli bağ dokusu (Mason Trikomx50). 34

İSOPROTERENOL İLE MİYOKARD İNFARKTÜSÜ OLUŞTURULMUŞ RATLARDA L-ARGİNİNİN TOTAL SİALİK ASİD DÜZEYLERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ

İSOPROTERENOL İLE MİYOKARD İNFARKTÜSÜ OLUŞTURULMUŞ RATLARDA L-ARGİNİNİN TOTAL SİALİK ASİD DÜZEYLERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Tez Yöneticisi Prof. Dr. Selma SÜER GÖKMEN İSOPROTERENOL İLE MİYOKARD İNFARKTÜSÜ OLUŞTURULMUŞ RATLARDA

Detaylı

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel LİPOPROTEİNLER LİPOPROTEİNLER Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı olarak çözündüklerinden, taşınmaları için stabilize edilmeleri gerekir. Lipoproteinler; komplekslerdir. kanda lipidleri taşıyan

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

KAS DOKUSU. Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU

KAS DOKUSU. Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU KAS DOKUSU Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU 1 Kas dokusu, kimyasal enerjiyi mekanik enerjiye dönüştürerek hareketi sağlayan bir dokudur. Toplam vücut ağırlığının Yenidoğanda % 25 Genç erişkin dönemde % 40 ve yaşlılık

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi 1. Termometre Çimlenen bezelye tohumlar Termos Çimlenen bezelye tohumları oksijenli solunum yaptığına göre yukarıdaki düzenekle ilgili, I. Termostaki oksijen miktarı azalır. II. Termometredeki sıcaklık

Detaylı

Sfingozin türevi membran lipidleri

Sfingozin türevi membran lipidleri Dr. Suat Erdoğan Sfingozin türevi membran lipidleri Sfingolipidler Sfingomyelin Glikolipidler Kolesterol ve Steroidler Bu tür lipidler gliserol içermezler Yapıda bir amino alkol olan sfingozin bulunur

Detaylı

I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3 KREDİ)

I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3 KREDİ) T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3

Detaylı

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI I. YARIYILI T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2016-2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI B 601 Temel Biyokimya I Zorunlu 3 0 3 4 B

Detaylı

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Kahramanmaraş 1. Biyokimya Günleri Bildiri Konusu: Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Mehmet Aydın DAĞDEVİREN GİRİŞ Fetuin-A, esas olarak karaciğerde

Detaylı

GLİKOJEN METABOLİZMASI

GLİKOJEN METABOLİZMASI METABOLİZMASI DİLDAR KONUKOĞLU TIBBİ BİYOKİMYA 8.4.2015 DİLDAR KONUKOĞLU 1 YAPISI Alfa-[1,6] glikozid Alfa- [1-4] glikozid bağı yapısal olarak D-glukozdan oluşmuş dallanmış yapı gösteren homopolisakkarittir.

Detaylı

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER Endotel Damar duvarı ve dolaşan kan arasında tek sıra endotel hücresinden oluşan işlevsel bir organdır Endotel en büyük endokrin organdır 70 kg lik bir kişide, kalp kitlesix5

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

Referans:e-TUS İpucu Serisi Biyokimya Ders Notları Sayfa:368

Referans:e-TUS İpucu Serisi Biyokimya Ders Notları Sayfa:368 21. Aşağıdakilerden hangisinin fizyolojik ph'de tamponlama etkisi vardır? A) CH3COC- / CH3COOH (pka = 4.76) B) HPO24- / H2PO-4 (pka = 6.86) C) NH3/NH+4(pKa =9.25) D) H2PO-4 / H3PO4 (pka =2.14) E) PO34-/

Detaylı

Notlarımıza iyi çalışan kursiyerlerimiz soruların çoğunu rahatlıkla yapılabileceklerdir.

Notlarımıza iyi çalışan kursiyerlerimiz soruların çoğunu rahatlıkla yapılabileceklerdir. Biyokimya sınavı orta zorlukta bir sınavdı. 1-2 tane zor soru ve 5-6 tane eski soru soruldu. Soruların; 16 tanesi temel bilgi, 4 tanesi ise detay bilgi ölçmekteydi. 33. soru mikrobiyolojiye daha yakındır.

Detaylı

Kolesterol Metabolizması. Prof. Dr. Fidancı

Kolesterol Metabolizması. Prof. Dr. Fidancı Kolesterol Metabolizması Prof. Dr. Fidancı Kolesterol oldukça önemli bir biyolojik moleküldür. Membran yapısında önemli rol oynar. Steroid hormonların ve safra asitlerinin sentezinde öncül maddedir. Diyet

Detaylı

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın Mitokondri, ökaryotik organizmanın farklı bir organeli Şekilleri küremsi veya uzun silindirik Çapları 0.5-1 μm uzunlukları 2-6 μm Sayıları

Detaylı

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI SAĞLIK BİLİMLERİ ENSİTÜSÜ İ Yüksek Lisans Programı SZR 101 Bilimsel Araştırma Ders (T+ U) 2+2 3 6 AD SZR 103 Akılcı İlaç Kullanımı 2+0 2 5 Enstitünün Belirlediği

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI SAĞLIK BİLİMLERİ ENSİTÜSÜ İ Yüksek Lisans Programı SZR 101 Bilimsel Araştırma Yöntemleri Ders (T+ U) 2+2 3 6 AD SZR 103 Akılcı İlaç Kullanımı 2+0

Detaylı

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Proteinlerin yapısında; Karbon ( C ) Hidrojen ( H ) Oksijen

Detaylı

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması Tuncay Güçlü S.B. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Biyokimya Bölümü 16-18 Ekim 2014, Malatya GİRİŞ Kronik

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 2 ATP-2

11. SINIF KONU ANLATIMI 2 ATP-2 11. SINIF KONU ANLATIMI 2 ATP-2 Fotosentez ve kemosentez reaksiyonları hem endergonik hem ekzergonik reaksiyonlardır. ATP molekülü ile hücrenin endergonik ve ekzergonik reaksiyonları arasında enerji transferini

Detaylı

OKSİJENLİ SOLUNUM

OKSİJENLİ SOLUNUM 1 ----------------------- OKSİJENLİ SOLUNUM ----------------------- **Oksijenli solunum (aerobik): Besinlerin, oksijen yardımıyla parçalanarak, ATP sentezlenmesine oksijenli solunum denir. Enzim C 6 H

Detaylı

1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler.

1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler. 1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler. Bunlar; absorbsiyon, dağılım; metabolizma (biotransformasyon) ve eliminasyondur. 2. Farmakodinamik faz:

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3 ADIM ADIM YGS LYS 184. Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3 2) Geri Emilim (Reabsorpsiyon) Bowman kapsülüne gelen süzüntü geri emilim olmadan dışarı atılsaydı zararlı maddelerle birlikte yararlı maddelerde kaybedilirdi.

Detaylı

Levosimendanın farmakolojisi

Levosimendanın farmakolojisi Levosimendanın farmakolojisi Prof. Dr. Öner SÜZER Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AbD 1 Konjestif kalp yetmezliği ve mortalite 2 Kaynak: BM Massie et al, Curr Opin Cardiol 1996

Detaylı

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi İhsan Ateş 1, Mustafa Altay 1, Nihal Özkayar 2, F. Meriç Yılmaz 3, Canan Topçuoğlu 3, Murat Alışık 4, Özcan Erel 4, Fatih Dede 2 1 Ankara Numune Eğitim

Detaylı

Prolidaz; Önemi ve güncel yaklaşımlar

Prolidaz; Önemi ve güncel yaklaşımlar Prolidaz; Önemi ve güncel yaklaşımlar Dr. Ahmet Çelik Sütçü İmam Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı 1. Kahramanmaraş Biyokimya Günleri 7-9 Kasım 2013 Kahramanmaraş Başlıklar Tarihçe,Tanım

Detaylı

BİYOKİMYADA METABOLİK YOLLAR DERSİ VİZE SINAV SORULARI ( ) (Toplam 4 sayfa olup 25 soru içerir) (DERSİN KODU: 217)

BİYOKİMYADA METABOLİK YOLLAR DERSİ VİZE SINAV SORULARI ( ) (Toplam 4 sayfa olup 25 soru içerir) (DERSİN KODU: 217) BİYOKİMYADA METABOLİK YOLLAR DERSİ VİZE SINAV SORULARI (05.11.2012) (Toplam 4 sayfa olup 25 soru içerir) (DERSİN KODU: 217) Adı Soyadı: A Fakülte No: 1- Asetil KoA, birçok amaçla kullanılabilir. Aşağıdakilerden

Detaylı

Bitki Fizyolojisi. 6. Hafta

Bitki Fizyolojisi. 6. Hafta Bitki Fizyolojisi 6. Hafta 1 Fotosentezin karanlık tepkimelerinde karbondioksit özümlemesi; 1. C 3 bitkilerinde (Calvin-Benson mekanizması ile), 2. C 4 bitkilerinde (Hatch-Slack mekanizması ile), 3. KAM

Detaylı

2. Kanun- Enerji dönüşümü sırasında bir miktar kullanılabilir kullanılamayan enerji ısı olarak kaybolur.

2. Kanun- Enerji dönüşümü sırasında bir miktar kullanılabilir kullanılamayan enerji ısı olarak kaybolur. Enerji Dönüşümleri Enerji Enerji; bir maddeyi taşıma veya değiştirme kapasitesi anlamına gelir. Enerji : Enerji bir formdan diğerine dönüştürülebilir. Kimyasal enerji ;moleküllerinin kimyasal bağlarının

Detaylı

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı. Fizyoloji Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri Dr. Deniz Balcı deniz.balci@neu.edu.tr Ders İçeriği 1 Vücut Sıvı Bölmeleri ve Hacimleri 2 Vücut Sıvı Bileşenleri 3 Sıvıların Bölmeler Arasındaki HarekeF Okuma

Detaylı

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER Canlıların yapısında bulunan moleküller yapısına göre 2 ye ayrılır: I. İnorganik Bileşikler: Bir canlı vücudunda sentezlenemeyen, dışardan hazır olarak aldığı

Detaylı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı LİPOPROTEİN METABOLİZMASI Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Lipoprotein Nedir? 1- Lipidler Hidrofobik lipidler çekirdekte (Trigliserit, Kolesterol esterleri)

Detaylı

Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi

Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi İhsan Ateş 1, Nihal Özkayar 2,Bayram İnan 1, F. Meriç Yılmaz 3, Canan Topçuoğlu 3, Özcan Erel 4, Fatih Dede 2, Nisbet Yılmaz 1 1 Ankara Numune

Detaylı

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Magnezyum (Mg ++ ) MAGNEZYUM, KLOR VE METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Dr Ali Erhan NOKAY AÜTF Acil Tıp AD 2009 Büyük kısmı intraselüler yerleşimlidir Normal serum düzeyi: 1.5-2,5 meq/l Hücre içinde meydana gelen

Detaylı

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN KAS FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Uyarılabilen dokular herhangi bir uyarıya karşı hücre zarlarının elektriksel özelliğini değiştirerek aksiyon potansiyeli oluşturup, iletebilme özelliği göstermektedir.

Detaylı

Metabolizma. Metabolizmaya giriş. Metabolizmaya giriş. Metabolizmayı tanımlayacak olursak

Metabolizma. Metabolizmaya giriş. Metabolizmaya giriş. Metabolizmayı tanımlayacak olursak Metabolizma Yaşamak için beslenmek zorundayız. Çünkü; Besinlerden enerji elde ederiz ve bu enerji; Hücresel faaliyetleri sürdürmemiz, Hareket etmemiz, Taşınım olaylarını gerçekleştirebilmemiz, Vücut sıcaklığını

Detaylı

ENZİM KATALİZİNİN MEKANİZMALARI

ENZİM KATALİZİNİN MEKANİZMALARI ENZİMLER 3. Hafta Ders Konuları 1) Enzim Katalizinin Mekanizmaları -Kovalan Kataliz -Yakınlığa (proximity) bağlı kataliz -Asit-Baz katalizi -Metal iyon katalizi 2) Enzimlerin Regülasyonu -Allosterik Regülasyon

Detaylı

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP Tamamı karbon ( C ) elementi taşıyan moleküllerden oluşan bir gruptur. Doğal organik bileşikler canlı vücudunda sentezlenir. Ancak günümüzde birçok organik bileşik ( vitamin, hormon, antibiyotik vb. )

Detaylı

ENZİMLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ - II. Doç Dr. Nurzen SEZGİN

ENZİMLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ - II. Doç Dr. Nurzen SEZGİN ENZİMLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ - II Doç Dr. Nurzen SEZGİN bstrate Enzyme substrate Enzyme substrate Enzyme substrate Enzyme substrate Enzyme substrate Enzyme substrate Enzyme substrate Enzyme substrate

Detaylı

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA ESER ELEMENTLER İnsan vücudunda en yüksek oranda bulunan element oksijendir. İkincisi ise karbondur. İnsan vücudunun kütlesinin %99 u sadece 6 elementten meydana gelir. Bunlar:

Detaylı

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. METABOLİZMA ve ENZİMLER METABOLİZMA Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. A. ÖZÜMLEME (ANABOLİZMA) Metabolizmanın yapım reaksiyonlarıdır. Bu tür olaylara

Detaylı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı LİPOPROTEİN METABOLİZMASI Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Lipoprotein Nedir? 1- Lipidler Hidrofobik lipidler çekirdekte (Trigliserit, Kolesterol esterleri)

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 11. Sınıf

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 11. Sınıf YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI 11. Sınıf 1) Oksijenli solunumda, oksijen molekülleri, I. Oksidatif fosforilasyon II. Glikoliz II. Krebs Evrelerinden hangilerinde kullanılır? A) Yalnız I B) Yalnız II C)

Detaylı

Kas Yapıcı Amino Asit Preparatları. Muscle Builder Amino Ascids. Op. Dr. Mustafa Akgün www.drmustafaakgun.com info@drmustafaakgun.

Kas Yapıcı Amino Asit Preparatları. Muscle Builder Amino Ascids. Op. Dr. Mustafa Akgün www.drmustafaakgun.com info@drmustafaakgun. Kas Yapıcı Amino Asit Preparatları Muscle Builder Amino Ascids Op. Dr. Mustafa Akgün www.drmustafaakgun.com info@drmustafaakgun.com Super Amino Liquid Tek Fiyat 109,00 TL KDV, kargo dahil Ürün Analizi

Detaylı

ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ. Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016

ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ. Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016 ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016 Herhangi bir çözeltinin asitliği veya bazlığı içindeki hidrojen iyonunun (H + ) konsantrasyonuna bağlıdır. Beden sıvılarının asit-baz dengesi

Detaylı

BİY 471 Lipid Metabolizması-I. Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ Güz Yarı Dönemi

BİY 471 Lipid Metabolizması-I. Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ Güz Yarı Dönemi BİY 471 Lipid Metabolizması-I Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ 2008-2009 Güz Yarı Dönemi Lipoproteinler Türev lipidler: Glikolipidler Lipoproteinler Lipoproteinler, lipidlerin proteinlerle oluşturdukları komplekslerdir.

Detaylı

Fibrinolytics

Fibrinolytics ANTİPLATELET İLAÇLAR Fibrinolytics Adezyon Aktivasyon (agonist bağlanma) Agregasyon Aktivasyon (şekil değişikliği) Antiplatelet İlaçlar Antiplatelet ilaçlar Asetilsalisilik asit (aspirin) P2Y12 antagonistleri

Detaylı

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER İnsan vücudunun yaklaşık %4-5 i minareldir.bununda yarıya yakını Ca, ¼ ü fosfordur. Mg, Na, Cl, S diğer makro minerallerdir. Bunların dışında kalanlar

Detaylı

Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması

Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması Osman Yüksekyayla, Hasan Bilinç, Nurten Aksoy, Mehmet Nuri Turan Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim

Detaylı

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki Nimet Aktaş*, Mustafa Güllülü, Abdülmecit Yıldız, Ayşegül Oruç, Cuma Bülent

Detaylı

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin Hücre Zedelenmesi Dr. Yasemin Sezgin yasemin sezgin Hastalık bilimi anlamına gelen patoloji hastalıkların altında yatan hücre, doku ve organlarda meydana gelen yapısal ve fonksiyonel değişiklikleri inceler

Detaylı

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı Dr. Derda GÖKÇE¹, Prof. Dr. İlhan YETKİN², Prof. Dr. Mustafa CANKURTARAN³, Doç. Dr. Özlem GÜLBAHAR⁴, Uzm. Dr. Rana Tuna DOĞRUL³, Uzm. Dr. Cemal KIZILARSLANOĞLU³, Uzm. Dr. Muhittin YALÇIN² ¹GÜTF İç Hastalıkları

Detaylı

Bitkide Fosfor. Aktif alım açısından bitki tür ve çeşitleri arasında farklılıklar vardır

Bitkide Fosfor. Aktif alım açısından bitki tür ve çeşitleri arasında farklılıklar vardır Fosfor alımı ve taşınımı Kök hücreleri ve > Bitkide Fosfor ksilem özsuyunun P kapsamı > toprak çözeltisinin P kapsamı (100-1000 kat) P alımı aktif alım şeklinde gerçekleşir Aktif alım açısından bitki tür

Detaylı

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ Van Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu 2014-2015 Bütünleme Sınav Tarihleri ANESTEZİ

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ Van Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu 2014-2015 Bütünleme Sınav Tarihleri ANESTEZİ ANESTEZİ Yabancı Sistem Hastalıkları Klinik Anestezi-II Reanimasyon-II Meslek Etiği Biyoteknoloji Girişimcilik II Anestezi Cihaz ve Ekipmanları Anestezi Uygulama-II Enfeksiyonların Önlenmesinde Prensipler

Detaylı

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ Van Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu 2014-2015 Final Sınav Tarihleri ANESTEZİ

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ Van Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu 2014-2015 Final Sınav Tarihleri ANESTEZİ ANESTEZİ Yabancı Sistem Hastalıkları Klinik Anestezi-II Reanimasyon-II Meslek Etiği Biyoteknoloji Girişimcilik II Anestezi Cihaz ve Ekipmanları Anestezi Uygulama-II Enfeksiyonların Önlenmesinde Prensipler

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı Hücrenin fiziksel yapısı HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücreyi oluşturan yapılar Hücre membranı yapısı ve özellikleri Hücre içi ve dışı bileşenler Hücre membranından madde iletimi Vücut sıvılar Ozmoz-ozmmotik basınç

Detaylı

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara H. K., 5 yaşında, Kız çocuğu Şikayet: Karında şişlik Özgeçmiş: 8 aylıkken karında

Detaylı

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ Protein Değerlendirilmesi Enerji Kullanımı Süt Kalitesi Karaciğer Fonksiyonları Döl Verimi Karlılık BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI

Detaylı

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

21.11.2008. I. Koenzim A nedir? II. Tarihsel Bakış III. Koenzim A nın yapısı IV. Asetil-CoA nedir? V. Koenzim A nın katıldığı reaksiyonlar VI.

21.11.2008. I. Koenzim A nedir? II. Tarihsel Bakış III. Koenzim A nın yapısı IV. Asetil-CoA nedir? V. Koenzim A nın katıldığı reaksiyonlar VI. Hazırlayan: Sibel ÖCAL 0501150027 I. Koenzim A nedir? II. Tarihsel Bakış III. Koenzim A nın yapısı IV. Asetil-CoA nedir? V. Koenzim A nın katıldığı reaksiyonlar VI. Eksikliği 1 2 Pantotenik asit (Vitamin

Detaylı

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Hazırladığımız bu yazıda; organik bileşikler ve organik bileşiklerin yapısını, canlılarda bulunan organik bileşikleri ve bunların görevlerini, kullanım alanlarını, canlılar

Detaylı

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler MBG 111 BİYOLOJİ I 3.1.Karbon:Biyolojik Moleküllerin İskeleti *Karbon bütün biyolojik moleküllerin omurgasıdır, çünkü dört kovalent bağ yapabilir ve uzun zincirler

Detaylı

DOZ hastada belli bir zamanda, beklenen biyolojik yanıtı oluşturabilmek için gerekli olan ilaç miktarıdır.

DOZ hastada belli bir zamanda, beklenen biyolojik yanıtı oluşturabilmek için gerekli olan ilaç miktarıdır. DOZ hastada belli bir zamanda, beklenen biyolojik yanıtı oluşturabilmek için gerekli olan ilaç miktarıdır. 1. Etkisiz Doz 2. Terapötik Doz ( Efektif Doz, Tedavi Dozu) 3. Toksik Doz 4. Letal Doz Terapötik

Detaylı

FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Fizyolojide Temel Kavramlar FİZYOLOJİ Fizyolojinin amacı; Yaşamın başlangıcı- gelişimi ve ilerlemesini sağlayan fiziksel ve kimyasal etkenleri açıklamaktır (tanımlamak)

Detaylı

KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ

KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ KAS DOKUSU TİPLERİ İSKELET KASI İskelet Kasının Yapısı Kas Proteinleri Kas Kontraksiyonu KASILMA TİPLERİ KASIN ENERJİ METABOLİZMASI İskelet Kası Çizgili kastır. İstemli çalışır.

Detaylı

6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA

6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA 6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA 1 METABOLİZMA Hücrede meydana gelen tüm reaksiyonlara denir Anabolizma: Basit moleküllerden kompleks moleküllerin sentezlendiği enerji gerektiren reaksiyonlardır X+Y+ENERJİ

Detaylı

Canlılarda Enerjitik Olaylar, Fotosentez ve Kemosentez, Aerobik Solunum ve Fermantasyon

Canlılarda Enerjitik Olaylar, Fotosentez ve Kemosentez, Aerobik Solunum ve Fermantasyon Canlılarda Enerjitik Olaylar, Fotosentez ve Kemosentez, Aerobik Solunum ve Fermantasyon SOLUNUM İki çeşit solunum vardır HÜCRE DIŞI SOLUNUM: Canlıların dış ortamdan O 2 alıp, dış ortama

Detaylı

MOTOR PROTEİNLER. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR

MOTOR PROTEİNLER. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR MOTOR PROTEİNLER Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR Hücre iskeleti, Hücre şeklini ve sitoplazmanın organizasyonunu belirleyen bir yapı iskelesi görevi yapar. Hücre hareketlerinin gerçekleşmesinden sorumludur.

Detaylı

Nesrullah AYŞİN 1, Handan MERT 2, Nihat MERT 2, Kıvanç İRAK 3. Hakkari Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, HAKKARİ

Nesrullah AYŞİN 1, Handan MERT 2, Nihat MERT 2, Kıvanç İRAK 3. Hakkari Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, HAKKARİ Nesrullah AYŞİN 1, Handan MERT 2, Nihat MERT 2, Kıvanç İRAK 3 1 Hakkari Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, HAKKARİ 2 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Biyokimya Anabilim

Detaylı

Keton Cisimleri. Prof. Dr. Fidancı

Keton Cisimleri. Prof. Dr. Fidancı Keton Cisimleri Prof. Dr. Fidancı Yağ asitlerinin oksidasyonunda oluşan Asetil CoA'nın daha ileri oksidasyonu karaciğerde iki yol takip etmektedir. Bunlar sitrik asit döngüsü yolu ile asetoasetat, D β

Detaylı

Toksisiteye Etki Eden Faktörler

Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksik etki (toksisite) Tüm ksenobiyotiklerin biyolojik sistemlerde oluşturdukları zararlı etki. 2 Kimyasal Madde ile İlgili Faktörler Bir kimyasal maddenin metabolizmasında

Detaylı

Protein Ekstraksiyonu

Protein Ekstraksiyonu Protein Ekstraksiyonu Dr.Gaye Güler Tezel Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Proteinler tüm canlı organizmalar için en önemli makromoleküllerden biridir. Bazıları yapısal komponentleri

Detaylı

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ Van Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu 2014-2015 Bütünleme Sınav Tarihleri ANESTEZİ

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ Van Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu 2014-2015 Bütünleme Sınav Tarihleri ANESTEZİ YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİ 08.00-08.50 Sistem Hastalıkları MYHST 120 Klinik Anestezi-II Anestezi Cihaz ve Ekipmanları Sınıfların Reanimasyon-II Biyoteknoloji Anestezi Uygulama-II Girişimcilik II

Detaylı

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK BMM307-H02 Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK ziynetpamuk@gmail.com 1 BİYOELEKTRİK NEDİR? Biyoelektrik, canlıların üretmiş olduğu elektriktir. Ancak bu derste anlatılacak olan insan vücudundan elektrotlar vasıtasıyla

Detaylı

ACS de yeni biyolojik markırlar MEHMET KOŞARGELİR HNH 2014-DEDEMAN

ACS de yeni biyolojik markırlar MEHMET KOŞARGELİR HNH 2014-DEDEMAN ACS de yeni biyolojik markırlar MEHMET KOŞARGELİR HNH 2014-DEDEMAN Biyomarkırlar (Tanı) Sınıf 1: Faydalı (Kanıt seviyesi:a) Kardiak spesifik troponin (troponin I veya T hangisi kullanılıyorsa) ACS semptomları

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

EGZERSİZ FİZYOLOJİSİNDE TEMEL KAVRAMLAR

EGZERSİZ FİZYOLOJİSİNDE TEMEL KAVRAMLAR EGZERSİZ FİZYOLOJİSİNDE TEMEL KAVRAMLAR FİZYOLOJİ İNSAN VÜCUDUNU OLUŞTURAN SİSTEMLER NASIL ÇALIŞIYOR? ANATOMİ MOLEKÜLER BİYOLOJİ BİYOFİZİK BİYOKİMYA EGZERSİZ FİZYOLOJİSİ EGZERSİZ ESNASINDA SİSTEMLER NASIL

Detaylı

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I 2015-2016 DERS YILI 4. KOMİTE: HÜCRE BİLİMLERİ DERS KURULU IV

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I 2015-2016 DERS YILI 4. KOMİTE: HÜCRE BİLİMLERİ DERS KURULU IV KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I 2015-2016 DERS YILI 4. KOMİTE: HÜCRE BİLİMLERİ DERS KURULU IV (5 Hafta) (04 Ocak-26 Şubat) DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM Biyokimya 36 10 46 Tıbbi Genetik 18 10

Detaylı

Nitrik Oksit Sentaz ve Nitrik Oksit Ölçüm Yöntemleri

Nitrik Oksit Sentaz ve Nitrik Oksit Ölçüm Yöntemleri Nitrik Oksit Sentaz ve Nitrik Oksit Ölçüm Yöntemleri Nitrik Oksit Sentaz ve Nitrik Oksit Ölçüm Yöntemlerine Giriş Doç. Dr. Bahar Tunçtan ME.Ü. Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Ab.D. ME.Ü. Tıp Fakültesi

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği İlaçlar hamilelik esnasında rutin olarak kullanılmaktadır. Kronik hastalığı olan (astım, diyabet, hipertansiyon, epilepsi, depresyon ve

Detaylı

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.-

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.- 1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.- Biyokimya sözcüğü biyolojik kimya (=yaşam kimyası) teriminin kısaltılmış şeklidir. Daha eskilerde, fizyolojik kimya terimi kullanılmıştır. Gerçekten de Biyokimya

Detaylı

ECZACILIK FAKÜLTESİ BİYOKİMYA

ECZACILIK FAKÜLTESİ BİYOKİMYA PROGRAM KOORDİNATÖRÜ Prof. Dr. Güldal MEHMETÇİK, gmehmetcik@neu.edu.tr YÜKSEK LİSANS DERSLERİ EBM 600 Uzmanlık Alanı Dersi Z 4 0 4 EBM 601 Biyokimya I S 3 0 3 EBM 602 Biyokimya I Laboratuvar S 0 3 1 EBM

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Eğitim Yılı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Eğitim Yılı Dönem I. 2. Ders Kurulu II. HÜCRE BİLİMLERİ-I Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü: Dönem Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı: Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Prof. Dr. Alirıza ERDOĞAN Yrd. Doç. Ders Kurulu

Detaylı

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018)

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018) 2017-2018 DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018) DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM Anatomi 26 5X2 31 Biyofizik 4-4 Fizyoloji 22 5X2 27 Histoloji ve Embriyoloji 12 6X2 18 Tıbbi

Detaylı

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları Serbest radikallerin yapısında, çoğunlukla oksijen yer almaktadır. (reaktif oksijen türleri=ros) ROS oksijen içeren, küçük ve oldukça reaktif moleküllerdir.

Detaylı

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı Fiziksel Aktivite ve Sağlık Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı 1 Fiziksel İnaktivite Nedir? Haftanın en az 5 günü 30 dakika ve üzerinde orta şiddetli veya haftanın en az 3 günü 20 dakika

Detaylı

GLİKOJEN FOSFORİLAZ HAZIRLAYAN: HATİCE GÜLBENİZ ( ) Prof. Dr. Figen ERKOÇ GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ

GLİKOJEN FOSFORİLAZ HAZIRLAYAN: HATİCE GÜLBENİZ ( ) Prof. Dr. Figen ERKOÇ GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ GLİKOJEN FOSFORİLAZ HAZIRLAYAN: HATİCE GÜLBENİZ (050559016) Prof. Dr. Figen ERKOÇ GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ Karaciğer ve kas glikojeninin kana ve kas dokusuna glukoz sağlamak üzere kısmen

Detaylı

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin Propiverin HCL Etki Mekanizması Bedreddin Seçkin 24.10.2015 Propiverin Çift Yönlü Etki Mekanizmasına Sahiptir Propiverin nervus pelvicus un eferent nörotransmisyonunu baskılayarak antikolinerjik etki gösterir.

Detaylı

Hücre Solunumu: Kimyasal Enerji Eldesi

Hücre Solunumu: Kimyasal Enerji Eldesi Hücre Solunumu: Kimyasal Enerji Eldesi Hücre solunumu ve fermentasyon enerji veren katabolik yollardır. Organik moleküllerin atomları enerji depolamaya müsaittir. Hücreler enzimler aracılığı ile organik

Detaylı

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ CEMRE URAL 1, ZAHİDE ÇAVDAR 1, ASLI ÇELİK 2, ŞEVKİ ARSLAN 3, GÜLSÜM TERZİOĞLU 3, SEDA ÖZBAL 5, BEKİR

Detaylı

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi TEMEL SLAYTLAR Kardiyovasküler Hastalıkların Epidemiyolojisi

Detaylı

ayxmaz/biyoloji Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H

ayxmaz/biyoloji Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H 2.Radyoaktif izotoplar biyologları için önemlidir? Aşağıda radyoakif maddelerin kullanıldığı alanlar sıralanmıştır.bunlarla

Detaylı

Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu)

Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu) Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu) Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya A.B.D. Yağ Asitleri Uzun karbon zincirine sahip

Detaylı