Çukurova Konar-Göçer Türkmenlerinin Halk Kültürlerinde Eski Türk nançlar n n zleri Prof. Dr. Erman ARTUN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Çukurova Konar-Göçer Türkmenlerinin Halk Kültürlerinde Eski Türk nançlar n n zleri Prof. Dr. Erman ARTUN"

Transkript

1 1 Çukurova Konar-Göçer Türkmenlerinin Halk Kültürlerinde Eski Türk nançlar n n zleri Prof. Dr. Erman ARTUN Halk kültürü, do umdan ölüme kadar insanlar n ya ant s nda yer alan maddi ve manevi bütün kültür ögelerini kapsar. Halk kültürü ara t rmalar halk n dü ünce, duygu ve sezgisinin temeldeki karakteristiklerini, halk ya am n n temel dinamiklerini, töre ve geleneklerini, tutum ve davran lar n, yarat ve becerilerini, sevgi ve be enilerini inceleyip ara t rarak ulusal kültürün do ru bir biçimde i lenmesine, de erlendirilmesine ve yorumlanmas na önemli katk larda bulunur. Halk kültürü ürünlerinde Anadolu insan n n dünya görü ünü, ya ama biçimini, bireysel ve toplumsal sorunlar n görürüz. Halk kültüründe halk n ortak ve yayg n davran kal plar n, ya ama biçimini, belirli olaylar ve durumlar kar s ndaki tavr n ; çevresini ve dünyay alg lay n, geleneksel ve törensel ya am n düzenleyen, zenginle tiren, renklendiren beceri, be eni, yarat, töre, kurum ve kurumla may, bir ucuyla geçmi e, bir ucuyla da zaman m za uzanan gelenekleri, görenekleri, âdetler zincirini görebiliriz. Türkler; tarihleri boyunca birbirinden farkl birçok dinin veya inanç sisteminin etkisi alt nda kalm t r. Orta Asya'daki en eski Türk topluluklar n n inanç sistemleri atalar kültü, tabiat kültleri ve Gök Tanr kültü olmak üzere üçlü bir din anlay ndan olu maktad r. Bunlardan atalar kültünün çe itli eski Türk zümreleri aras nda en köklü ve en eski inançlardan birisi oldu u söylenebilir. Atan n öldükten sonra ailesine yard m edece i inanc ndan do an, korku ve sayg yla kar k bir anlay tan olu an atalar kültü, Budizm ve Maniheizm gibi yabanc dinlerin yay lmas ndan sonra da Türkler aras nda kuvvetinden bir ey kaybetmeden varl n devam ettirmi tir. slamiyet, VII. yüzy lda yay lmaya ba lam, Türklerin bu yeni dine geçi leri de ayn yüzy lda ba lam, ancak, X. yüzy lda tamamlanm t r. Uygarl n be i i olan Anadolu de i ik kült, kültür ve inanç sistemlerinin bir sentezidir. Miras bütün Anadolu ya aittir. Bu ortak kültür miras bir mozaik de il, bu kültürlerin ala m olan Türkiye kültürüdür. Çe itli kültürler, Anadolu kültür potas nda eriyerek bir bütünü yani Türkiye kültürünü olu turmu tur. Her etkin kültür, kendi dü üncesine, kendi tavr na ters dü en durumlar ya siler ya da özelliklerini de i tirerek kendi bünyesinde eritir. Halk kültürü ara t rmalar nda eski inanç sistemlerine ait bir çok inanç ve prati in günümüzde de ya ad bilinmektedir. Bu inanç ve pratiklerin tespit ve de erlendirmesi sonucu Türk kültürünün köklerine bir ölçüde ula lacakt r. nsanlar, en erken süreçlerden itibaren ya amlar nda tutunacak, güvenecek gizli bir varl k aram lard r. Bu aray lar ve inançlar, gökyüzündeki y ld zlar, ay, güne, f rt na, gece, gündüz, a açlar, nehirler gibi bütün tabiat olgular ndan, korkulan ya da çekinilen varl k ve olaylardan kaynak alm t r. Dünyan n dört bir yan nda insanlar, inanç sembollerini ta, toprak, maden, seramik ve hatta tekstilde bile dile getirmi lerdir. nanç sistemleri giderek geli mi ve neticede tek tanr l din a amas na ula lm t r. Bu inançlar görsel malzemeye dökülerek, insan - kültür - uygarl k - sanat ili kisinde de erlendirilmesi gereken objeler ortaya ç km t r. Çukurova Türkmenleri konargöçer ya ama biçiminden en son topra a ba l yerle ik düzene geçmi lerdir. Büyük bir bölümü bu gün köylerde ya asalar da hayatlar n n bir bölümünü konar göçer ya am lar veya eski konar göçer aile büyüklerinin bu kültürüyle beslenmi lerdir. Bir bölümü de hayvanc l a ba l olarak yazlar yaylalara göçerek bu kültürü sürdürüyorlar. Bildirimizde, slâmiyet öncesi inanç sistemlerine ait inançlar n Anadolu ya ta nmas na, Anadolu inançlar yla kültürle me sonucunda yeniden yap lanmas na, bu inançlar n slâmiyet e s zarak inanç ve pratiklerle Anadolu da ya ad na de inilecektir. Çukurova Türkmenlerinin geçi dönemleri, halkbilgisi, bayramlar, törenleri, kutlamalar, inançlar vd. halk kültürü ürünleri örneklerinden yola ç karak eski Türk inançlar n n izleri aranacakt r.

2 2 Anadolu'da anlat lan menk belerde, efsanelerde, yat r, türbe ziyaretlerinde, mevsimlik törenlerde, hayat n geçi dönemleri inan ve pratiklerinde, halk hekimli inde, çe itli törenlerde vd. bir çok eski inan n bütün canl l yla ya ad n görüyoruz. Ya ayan inançlar sa l kl de erlendirebilmek için Türklerin slamiyet öncesi inanç sistemlerini, dinlerini inan lar n incelemek gerekir. Ya ayan inan lar n kökeni konu edildi inde, Anadolu inançlar n besleyen, Türklerin eski inançlar na k saca de inmek gereklidir. Eski Türklerin inançlar nelerdi? Bu inançlar n yap ve fonksiyonlar nas ld? slamiyet'i kabul edip slâmî kültür dairesine girdikten sonra yeni co rafyada yeniden yap lanmadan önceki ekilleri nas ld? nan lar n bir k sm slami renge bürünürken yap de i ikli ine u ray p yeni fonksiyonlar kazand m? gibi sorulara yan t aranacakt r. Orta Asya'dan gelip Anadolu ve Rumeli'ye yerle en Türkler, buraya kendi kültürlerini ta d. Anadolu co rafyas, birçok uygarl n, din ve inanç sistemlerinin bulu tu u kültürlerin ortak kayna olmu tur. Türkler Anadolu'ya gelince slamiyet ve Anadolu kültürüyle tan m t r. Türk halk kültürü günlük hayat n uygulama ve de er yarg lar yla yeni bir içerik ve nitelik kazanm t r. slamiyet öncesi atalar kültü, tabiat kültleri, gök tanr kültü ve amanl k gibi eski inançlar yeni inanç örgüsü alt nda devam etti (Ocak, 2000:53). Türkler, evreni, dünyay, insanlar anlamaya, kontrol alt na almaya yard m eden bu inançlardan, hastal k nedenlerini anlamaya ve tedavi etmeye çal rken de yararlanm lard r. Sihir sistemine dayanan amanl k, hakim inanç olan slamiyet'in bir ögesiymi gibi varl n sürdürmektedir (Boratav,2000:76). nanç, bir dü ünceye ba l bulunma, bir dine inanma, iman, birine duyulan güven, itimat, inanma duygusu, inan lan ey, görü ve ö retidir (ML.I971:300,c.6). Din ve inanç kavramlar birbirinden farkl d r. Ayr ca, din denen toplumsal kurum, inanç ve tap nma olmak üzere iki bölümden olu ur.her iki bölümün temelinde de kutsall k ve yasak kavramlar yatar (Turan, 1994 : 84). Tarihin ilk topluluklar ndan beri ay, mevsim y l vb. de i iklikler törenlerle kutlanmaktad r. Tehlikeli, anla lmaz, ürkütücü do a kar s ndaki güçsüz insan, büyüden büyük destek görüyordu (Fischer,1985:37). Taklit, eylem ve toplu kat lma do aya kar büyüyle korunmad r (Nutku, 1985:171). Bu büyüsel bolluk bereket nitelikli dualar zamanla törene dönü mü belli zaman ve kurallara ba lanm t r. Kültür ögelerinde olan bu aray ve üretilen dü ünceler, inan ve pratikleri olu turmu tur. Bütün milletlerin kültürlerinde görülen yeni y l törenleri, ya ama biçimlerine, co rafyalar na, ekonomik yap lar na, inanç yap lar na uygun ko ullarda, uygun zamanlarda çe itli pratiklerle kutlan r. nanca ba lanan yeni y l törenleri, Asya ve Ön-Asya toplumlar nda benzer iklim ve co rafya artlar nda zaman, ad ve pratik benzerli iyle kutlanm t r. Temeli dine dayanan benzer veya ayn ögeler, kültürel bir güç olarak kar m za ç kar. nanç, büyü, miti besler. Mitler toplumdaki de erlerin geriye dönük modelleridir (Malinowski, 1998:152). Eski topluluklar, hayvanlar, bitkiler, kayalar, da lar, rmaklar, y ld zlar gibi çevrelerinde bulunan her eyin bir ruhu oldu una inanmaktayd lar. Bu inanca göre ruhun bedene ba l oldu una inan l r. Ruh, bedeni b rak rsa beden ölür. Ölen ki inin ruhu, yine de cesedine ba l kal r. Ölüler ya amaya devam ederler, sayg isterler. Yiyip içmek isterler. Bu nedenle ölenlerin mezarlar na sevdikleri yiyeceklerle, ya arken be endikleri e yalar, araçlar konur (Tezcan, 1996:115). Tahtac Türkmenlerinde günümüzde de süren elbiseyle ve baz e yalarla gömülme inan sürmektedir. Canl c l n temel özelliklerinden biri olan büyü ve fal n Türkler aras nda da uyguland bilinmektedir y llar nda O uzlar n yan na gitmi olan bni Fadlan, onlar n hastal n kötü ruhlar n etkisiyle meydana geldi ine inand klar n belirtmektedir (Turan, 1994:104). Eski Türklerde, insan ruhlar genellikle ku biçiminde dü ünülmü tür. nsanlara can vermeden önce bu ruhlar, gökte ku olarak ya arlar, insanlar ölünce gö e uçarlar. Dede Korkut'ta Deli Dumrul kara k l c n s y r p sald r nca, Azrail bile güvercin olup pencereden ç k p gider.

3 3 K rg zlar n Er Tö tük destan nda bir yi it, "Bu yedi ku benim ruhumdu, benim nefesimdi" demi tir. Di er taraftan, Orta Asya'da ruhlar, hayvan ve genellikle de ku biçiminde dü ünülmü tür. aman n gök yolculu unda yard mc ruhlar, ku ya da kanatl hayvanlar olarak temsil edilmi tir (Avc o lu, 1995:345). amanizm'den önceki Türk inançlar içerisinde önemli bir yeri olan tabiat kültleri ise, yer ve gök kültü olmak üzere ikili bir görünüm sergilemektedir. Eski Türkler tabiattaki bütün varl klarda kavranamayan baz gizli güçlerin bulundu unu dü ünerek da, tepe, ta, kaya, a aç veya su gibi nesneleri canl kabul etmi lerdir. Atalar kültü gibi tabiat kültleri de Türklerin çe itli dinlere girip ç kmalar na ra men varl klar n sürdürmeye devam etmi tir (Ocak, 2000: 40; Eliade,1987: 202). amanizm bir din de il, büyü sistemi olarak yerle ip yay l rken Türkler aras nda daha önce mevcut olan atalar kültü, tabiat kültleri ve Gök Tanr inanc n, Budizm, Maniheizm gibi dinlerin baz inanç ve merasimlerini benimsemi lerdir (Ocak, 2000:53). Kült, yüce ve kutsal olarak bilinen varl klara kars gösterilen sayg ve onlara tap nmad r (Tezcan,1996:120). Kült; külte konu olabilecek bir nesne ve ki inin varl, bu nesne ya da ki iden insana zarar gelebilece ine ili kin inanc n varl, bu inanc n sonucu olarak fayda sa layacak, zarar uzakla t racak ziyaretler, adaklar, kurbanlar vb. uygulamalar n varl d r (Ocak,2000:113). Atalar kültünün eski Türk topluluklar aras nda en köklü ve en eski inançlardan biri oldu u söylenebilir. Hemen hemen bütün Kuzey ve Orta Asya kavimlerinde bulundu u görülen atalar kültü Hun'lar zaman nda tespit edilmi tir (Ocak,1983:26). Bilge Ka an kitabesinin sonunda yer alan k s mlar atalar kültünün varl n n Göktürklerde de görüldü ünü göstermektedir (Ergin,1970:25). Atalar kültü, ruhun bir bedenden ötekine geçmesi inanc n benimseyen Budizm ve Maniheizm'in Türklerce kabul görmesinde etkili olmu tur. Bu külte göre, çok ya ayan, bilgili, yönetici insanlar öldü ünde onlar n ruhlar, ailesine ve toplumuna yard m eder ve onlar korurdu (Ocak, 2000:62). Günümüzde, Anadolu halk, evliyalar n yatt yerlere (tekke, zaviye, türbe, mezar, hazire, dergah vb.) gider ve onlardan yard m diler. Bu yard m, i sizlere i, hastalara sa l k vb. biçimlerde görülebilir; fakat bu yard m iste inin mutlaka inan larak yap lmas gerekmektedir (Kaya,2001:200). Bugün hâlâ Anadolu'da varl n sürdüren, evliya, dede, baba inan lar n n kökenini atalar kültüne ba layabiliriz. Da lar ve tepeler, tarihin bilinen en eski dönemlerinden beri yükseklikleri, gökyüzüne yak nl klar dolay s yla insanlar n gözünde ululuk, yücelik ve ilahilik sembolü kabul edilmi tir (Ocak,1983:70). A aç daima hayat n ve ebedili in timsali olarak benimsenmi tir (Eliade,1975:231). Eliade di er tabiat kültlerinde oldu u gibi a aç kültünde de a ac n maddi varl n n de il, özelliklerinin ve temsil etti i gücün kült konusu oldu unu belirtmi tir (Eliade,1975:23). Dede Korkut er olsun avrat olsun herkesin a ac sayd n ve çekindi ini belirtmi tir. Anadolu sahas, a aç kültünün Müslüman Türklerdeki en ilgi çekici örneklerinin ortaya ç kt yerlerden biri olarak görülmektedir. A aç kültü Tahtac lar ve Yörüklerde yayg nd r. Tahtac lar, geçimlerini a aç kesmekle sa lamaktad r. Onlar n a açlara büyük sayg ve ba l l klar vard r. Muharrem ay nda a aç kesmek yasakt r. Hafta içinde ise sal günleri a aç kesilmez. Yeniden ise ba layacaklar zaman a açlara dualar okunur. Tahtac lar en çok sar çam, ladin, köknar ve ard c ; Yörükler ise karadut, ç nar ve katran a ac n kutlu sayarlar ve hepsi de tek a açlar kült olarak kabul ederler (Roux, 1962, Akt: Ocak, 1983:89). Tarih boyunca "a aç" ve "evliya" aras nda kurulan ili ki de dikkat çekmektedir (Ocak,1983:93). Anadolu'da tek olan me e ve ard ç a açlar n ziyaret etmek, ayin yapmak, a aç dallar na dilek çaputlar asmak yayg n pratikler olarak varl n sürdürmektedir. A açlardan, ya mur duas, çabuk evlenme ve hastal klar n sa alt m gibi nedenlerle medet umulmaktad r (Ocak, 2000:135). A aç üzerine yap lan bu pratik ve inanmalar da "a aç kültü"ne ba lanabilir. Anadolu'da a aç kültünün kal nt lar hâlâ ya amaktad r. A aç hasta çocuklara öptürülür. Tahtac kad nlar a aca sar l p k s rl klar ndan kurtulmaya çal rlar. Yörük boylar nda ise, kutsal say lan a açlar n yan nda uzan lmaz (Avc o lu,1995:359). Yine Anadolu'nun pek çok bölgesinde, a açlardan deva isteme, dileklerinin gerçekle mesi için çaputlar ba lama gibi pratiklere de s k s k rastlanmaktad r.

4 4 Eski Türklerde inanç sistemi üzerine yaz l kaynaklarda, su ve ate motifine ili kin pek çok örnek bulunmaktad r. Bunlardan baz lar öyle özetlenebilir. Orhun Yaz tlar 'nda kutsal su kaynaklar ndan sözedilmekledir. Tahtac lar, suyu kirletti i için abdest almaya kar d r. Bununla birlikte, su gibi güne ve aydan indi ine, yani gökten geldi ine inan lan ate de kutsald r (Avc o lu, 1995:356). Atalar ruhunun hat ras için yap lan tuslar n bir k sm çocuklar n oynad klar bebeklere benzemekle bir k sm da tilki, tav an ve ba ka hayvan derilerinden yap lmakta, duvarlara, s r klara as lmakta veya torbalarda saklanmaktad r ( nan,1996:42). amanist Türkler kendileri için haz rlad klar yemeklerden bir k sm n sabah ak am bu tözlerin a zlar na sürerek onlara yemek yedirmi, daha sonra kar s na geçerek ekinlerinin ve sürülerinin bereketli olmas için dualar etmi, ilahiler söylemi lerdir. Tahtac ocaklar nda bulunan baz pir e yalar n n kutsall eski Türkler aras ndaki amanist dü ünceden bir tus (töz, tös) kültünden kaynaklanmaktad r. Baz Tahtac ve di er Alevî ocaklar nda bulunan kutsal e yalar da birer feti olarak bu tözlere örnek te kil etmekledir (Yörükan, 1928:256). Halk hekimli inin baz uygulamalar nda atalar kültü ve tabiat kültleri aras nda bir ba vard r. Atalar kültü atalar n takdisine dayan r. Atan n öldükten sonra ruhunun bir tak m üstün güçlerle donanaca ve bu sayede geride kalanlara yard m edece i inanc vard r. Atalar n e yalar ve mezarlar kutsal kabul edilip ruhlar na kurban sunulurdu. slamiyet'in kabulünden sonra atalar kültü Anadolu'da Türkler aras nda veli kültünün olu umunda etkili rol oynam t r. Üstün ruhlarla donanm insan tipi Müslümanl kla da ba da m t r. Velinin ait oldu u toplumun sosyal, dini ve ahlaki de erlerinin temsilcisi oldu una inan l r (Ocak,1984:3). Veli kültüyle amanlar n i levleri aras nda benzerlik vard r. Bunlardan biri, hastalar iyile tirmektir (Ocak, 1992:10). Kült, yüce ve kutsal bilinen varl klara kar gösterilen sayg ve onlara tap nmad r. Bu sayg ve tap n, duay, ada, kurban, belli ritleri gerektirmektedir. slamiyet'te ölüden medet umma yoktur. Veli kültü, pagan kültürle ilgisinden dolay yasaklanmas na ra men varl n korumu tur. amanist Türkler, amanlar n ola anüstü nitelikler ta d klar na ruhlar ve gizli güçlerle ili ki kurup onlara istediklerini yapt rd klar na inan rlard. Bu i lev, evliyalar n dile i Allah'a iletmelerine dönü ür. amanist dönemden Budist döneme geçtikten sonra Budist azizlerinin çok eskilere inen kerametlerini anlatan metinler tercüme edildi. Ayinlerde halk n okumas için olu turulan metinler geni tabana yay ld. Bu yolla evliyalar n menkabelerine amanlar n üstün ruhani güçlerle donanm ki ilikleriyle, Budist azizlerin kerametleri de eklendi (Ocak, 1984:7). Türk amanlar ola anüstü kimlikleriyle Bekta i velayetnamelerinde yaz lm menak pnamelerde adeta yeniden hayat bulmu gibidirler. Atalar kültü ruhun bedenden bedene geçmesi (tenasüh, reenkarnasyon) inanc n ta yan Budizm ve Manihaizm in Türklerde kabul görmesinde etkili olmu tur. Atalar kültüne göre çok ya ayan, bilgili, yönetici insanlar öldü ünde onlar n ruhlar, ailesine ve toplumuna yard m eder. Onlar kötülüklerden korur. Bu atalar n yaln zca ruhlar de il, e yalar da kutsalla t r lm t r. Türklerdeki evliya kültünün temelinde atalar kültü yatmaktad r (Ocak,2000:113). Halk, evliyalar n yatt mezar, hazire, yat r, türbe, zaviye, tekke, dergah vd. yerlere gidip dua eder. Veliden; hastal klardan kurtulma, i bulma, k smet açma gibi çe itli konularda yard m istenebilir. Dua edip de istekte bulunan n mutlaka bunu inanarak yapmas artt r, aksi halde iste in gerçekle meyece ine inan l r. Ziyaretlerde dua okunur, ata ruhlar ndan yard m dilenir. Ziyaret suyundan medet umulur. Baz durumlarda atalar kültüyle su kültü, tepe kültü ve ta kültü birle ir. Türklerin slamiyet'i kabul etmesinden sonra da halk n yat rlara gitmesi üzerine "Allah' n sevgili kullar olan ve Allah'a sözü ve naz geçebilen evliyan n yard m n dilemek" eklinde aç klanma a çal lm t r (Eröz,1992:103). Eski Türk inançlar ndan atalar kültü, günümüzde farkl uygulamalar ve inan lar aras nda varl n devam ettirmektedir. nsan sa l yla ilgili konularda halk aras nda öncelikle modern bilim ve bilgi tercih edilir. Eski halk inançlar na dayal bu tür halk hekimli i uygulamalar doktor sonras hasta yak nlar n n iyile meye yönelik psikolojik telkin olarak bu uygulamalar önemli rol üstlenmektedir. nan larak, kutsalla t r larak yap lan bu tür

5 5 uygulamalar, halk hekimli inin ku aklar boyu devam etmesini sa lamaktad r (Kaya, 2000:199). Kültür de erleri Türk kültürünün tarih içindeki görünümünün de i mesine ve geli mesine paralel olarak bir de i im ve geli im içinde olmu tur. nanç merkezlerine ba l kültür de erleri, ya ayan kültür toplulu unun dünya görü üne ve de erler sistemine göre ekillenir (Artun, 2000: 40). nanç merkezlerinin Türk kültür ve toplum hayat nda önemi büyüktür. Türklerin slamiyet öncesi dini, tarihi, kültür ve toplum hayat yla ilgili dünya görü leri ve hayata bak lar konusunda ip uçlar verir. Türkiye de geleneksel de erler ve pratikler, yeni biçimlenmelerle modernle erek varl n sürdürmektedir. Anadolu nun zengin inançlarla beslenmesi eski dönemlerden günümüze çok zengin bir inanç, de erler ve pratikleri bünyesinde ya atm t r. Bu bir tür halk inançlar denilen senkreist (ba la t rmac ) dinselliktir (Atay, 2000:47). Geleneksel dinsellik günümüzde yeniden yap lanarak varl n sürdürmektedir. Türkler, Avrupa ve Asya k talar na yay lm dört bin y ll k bir tarihe sahip dünyan n en eski ve devaml milletlerinden biridir. Orta Asya daki ata yurtta ve buradan çevreye sürekli göçler sonucu dünyaya yay lm bulunan Türklerin slamiyet i kabul etmeden önceki dönemleri üzerine yap lan ara t rmalarda ne yaz k ki pek az yaz l malzeme bulunmu tur. nanç merkezleri günümüzde Türk kültür tarihinin kayna olmalar yönüyle yeniden ele al nmal d r. Buralardan elde edilen yeni malzemeler Türklerin günümüz inançlar n n temeli olan eski inançlar dünyas na yeni bir kap açacakt r. Evliyalar, velayet derecesine ula m ki ilerdir. Kimi zaman tayy- mekân (bir anda uzak mesafelere gitme), tayy- zaman (bir anda birkaç yerde bulunma ), su üstünde yürüme, kalp okuma vd.gibi üstün özelliklere sahiptir. slam inanc na göre buna "keramet sahibi olma hali" ad verilir. Ziyaret, adak, kurban ve benzeri uygulamalar n varl olmal d r (Ocak, 2000:113). Kutsal kabul edilen yerlerden al nan ta, toprak, su gibi nesnelere dokunmak, üzerinde ta mak, içmek, üzerine dökmek eklinde arac olarak kullan lmaktad r. Bu yerlerden psikolojik rahats zl klar için de ifa aran r (Kalafat,1997:36; Ba ar,1972:159). Tarihsel süreçte, her kültürde oldu u gibi Türk kültürünü belirleyen de er norm, sosyal kontrol ögeleri ve formlar de i ikli e u ram t r. Bir çok kültik ve ritüel özlü i lemin ve prati in uygulanmas n gerektiren ölü kültü çe itli bölgelerde yerel özellikler göstermekle birlikte ana çizgisi bak m ndan ayn d r. Her yörenin kendi inanç, görenek, estetik ve sosyo-ekonomik anlay ve de erlerine göre de i ebilen ama hepsinin özünde insan olan bir tak m inanma ve pratikler vard r. Toplumca inan lan bu do rultudaki her tür inanma ve pratik bu etkinliklerin içindedir. nsanlar geçmi le gelecek aras nda bir ba lant kurmaya çal m lard r. Anadolu insan kendilerine yurt kuran ve seçkin ki ileri sonsuza de in ya atmak, hem de kendi hayatlar n onlarla payla mak için baz mekanlara kutsiyet vermi lerdir. Ayr ca buralar emanet duygusuyla koruyarak ziyaret etmek suretiyle onlara kar olan vefa borçlar n ödemeye çal m lard r. Halen ziyaret edilmekte olan bu makamlardan baz lar n n eski inanç ve kültürlerden izler ta mas durumu büyük ölçüde de i tirmemi tir. Bunlar n ötesinde baz efsane ve menkabelerle süslenen ziyaret olgusu yörenin kültürel ve dini de erleriyle de zenginle tirilmi tir. Din bilimcilerin kitapl dinler olarak ifade etti i semavi dinler, eski dinlerin ve inançlar n etkisinden kurtulamam lard r. Türkler Müslümanl a eski inançlar n da ta d lar. Türkler slamiyeti kendi inançlar yla harman edip yeni bir sentez olu turdular.ara t r c lara göre Türkler aras nda slamiyeti, dini sufice yorumlayan, halk n benimseyece i biçimde ifade eden ve halk n eski inançlar ile yeni dini kayna t ran sufiler olmu tur. Eski Türk nançlar n n Çukurova Konar-Göçer Türkmenlerine Yans malar Çukurova bölgesinde yörük ve göçer adlar yla bilinen hayvanc l a ba l ekonomileriyle göçer, yar göçer ve yaylac olarak niteleyebilece imiz göçer topluluklara günümüzde de rastl yoruz. Bunlar hayvanc l n yan s ra kilimcilik, demircilik, el sanatlar ve tar mla u ra rlar. Göçebe kültüründen yerle ik kültüre en son geçen Çukurova Yörükleri, Türkmenleri binlerce y ll k kültürü günümüze kadar saklay p ta m lard r. Orta Asya Türk kültürünün, Anadolu halk kültüründe ekillenmesinin en güzel örneklerini Yörüklerde, Türkmenlerde görüyoruz.

6 6 Büyük kültür merkezlerinden uzak yayla ve köylerde ya ayan Yörüklerde ve Türkmenlerde göçebe hayat ndan kuvvetli izler görülür. Tabiatla iç içe hayat, gelenek ve görenekleri ekillenmi tir. Eski Türklerin âdetlerinin ve törenlerinin izlerine günümüz Yörük ve Türkmen kültüründe rastl yoruz. Göçebelikten yerle ik hayata geçerek yeni bir toplum düzeninin kurulmas yeni bir kültüre geçi i h zland rm t r. Yörük ve Türkmen kültürünün her yönüyle incelenip ara t r lmas eski Türk kültürüne ait ipuçlar verecektir. Bu bildirimizde rastlad m z eski Türk kültürüne ait ipuçlar ndan baz lar n öylece s ralayabiliriz: GEÇ DÖNEMLER DO UM ADETLER, NANI LARI VE BUNLARA BA LI PRAT KLER (K.9, K.11, K.37 K.1, K.3,K.7, K.9) Al Basma Al kelimesi, u ursuz, olumsuz, istenilmeyen, basarak zarar veren anlam na gelir. Alada Yörüklerinde albasmas inanc vard r. Ayn zamanda b rob ro diye bilinen ve korku veren bir canl n n varl na da inan l r. B rob ro seslendi i insan kand rabilirse onu ikiye bölece i inanc vard r. Bir ku gibidir. Lo usaya zarar verece i dü ünüldü ünden u ursuz say l r (Kalafat, 1994: ). Tarsus ta lo usan n üstünden cenaze alay geçerse lo usay ve çocu unu al basar inan n n temelinde de cenazenin arkas ndan iyi ruhlar geçer, lo usa da cünup oldu u için bu ruhlar lo usay çarpar dü üncesi yatmaktad r. Gelinin ve cenazenin k rk n n bebe i ve lo usay çarpaca inanc nda cünupluk kavram yla kar la yoruz. Dolay s yla âdet ve slâmi kurallar n iç içe geçti ini söyleyebiliriz (Dalg ntekin, 1995). Feke de albasmas konusunda yap lan uygulamalarda eski kültür izlerinin yan nda odaya Kuran koyma gibi uygulamalarla da slâmî etki de kendini göstermektedir (Karaka, 1985). S t ral Çocuk Yörüklerde a iret gelinleri çocu u davarda, yolda, oca n ba nda do urur. Oca n ba nda a yaparken do an çocuk erkek olursa s taral ( ansl ) say l r. Davar ba nda do an erkek çocu u kutlu say l r. Yabanda, odunda do an çocuklar n ise oca n yi itleri olaca na inan l r (Yalg n, 1997: 63). Sar l k Adana da do umdan hemen sonra çocu un fizyolojik bir de i iklikle geçirdi i sar l k için de baz uygulamalar yap l r. Çocu a örtülen ve giydirilen sar giysi ve üzerine tak lan sar nesne ile sar l n gelmeyece ine inan l r. Halk inanmalar nda uygulanan pek çok pratikte, burada oldu u gibi benzetme veya taklit ögelerinden yararlan lmaktad r (Ba çetinçelik, 1998). Göbek Kesme Alada da yeni do an çocuklarda göbek kesme ile ilgili yap lan tüm bu i lemlerle do an çocu un gelece inin etkilenece ine inan lmakta, bu amaçla benzetme ve taklit yoluyla çocu un gelecekte iyi okumas, inançl biri olmas, iyi bir mesle inin olmas, evine ba l biri olmas beklenmekte ve onun bir parças kabul edilen göbek geli igüzel, herhangi bir yere at lmamakta, büyüsel nitelikli i lemler uygulanmaktad r (Y lmaz, 2005 ). lk T rnak Kesilmesi Alada da çocu un t rna n n ilk defa kesilmesinde de baz pratikler uygulanmaktad r. Örne in ileride eli bolluk içinde olsun diye önüne çe itli de erlerde para konmas ve istedi ini almas uygulamas bu tür büyüsel pratiklerdendir (Y lmaz, 2005 ).

7 7 K rklama Adana da anne ve çocuk k rkland ktan sonra, ayn suyla veya artan suyla çama rlar y kanmaktad r. Adana ve çevresinde çocuk ve anne, 7., 20. ve 40. günlerde y kanmaktad r. K rklama ad verilen bu törenlerde suya; alt n, ta, yapraklar ve çiçekler at lmaktad r (Ba çetinçelik, 1998). Feke de k rk nc gün bebe in do umundan sonraki en önemli günlerden biridir. Bu günde çocuk, annesi ve kulland klar e yalar y kan r. Böylece çocuk yeni bir döneme ba lar. Uygulamalardaki k rk say s da dikkat çekicidir. Eski Türk kültüründe kar m za ç kan bu formülistik say ya bugün de rastlamaktay z (Karaka, 2005). Ayda Çocuk, Ayda A Adana da do umdan sonraki aylarda geli emeyen, c l z, hastal kl çocu a ayda çocuk ad verilir. Ayda çocuk için ayda a pi irilir. Bu, sembolik bir a t r. Çocu un yeterince pi medi i dü üncesinden hareketle yap lan taklit büyülerinin uygulamas d r. Ayda çocu u dikenli gül a ac n n aras ndan ve kurt a z n n iskeletinden geçirme uygulanan di er pratiklerdir. Eski Türklerden bugüne kadar kurt, kutsal bir hayvan olarak kabul edilmi, kurdun derisi, b y, di i, ba halk hekimli inde ifa verici olarak kullan lmaktad r (Ba çetinçelik, 1998). Feke de ayda çocuk uygulamalarda dört yol a z nda ayda a pi irme dikkat çekicidir. Burada çocu un fiziksel olarak henüz tam anlam yla olgunla mad ve bu ekilde yollar n kesi ti i noktadan da güç al narak çocuk ate le olgunla t r lmaya çal lm t r. Bu bir taklit büyü olarak de erlendirilebilir (Karaka, 2005 ). Köstek K rma Adana da yürüyemeyen, yürürken ayaklar dola p dü en çocu un köste i k r l r. Büyülük bir i lem olarak köstek k rmada, çocu un yürümesini engelleyen ba kesilmeye çal larak taklit büyüsü yap lmaktad r. Bunun için çocu un bacaklar na eker sucu u, ip, eker torbas ba lan r ya da ayaklar aras na simit konur. Köstek, ya bir çocuk, ya ya l bir kad n taraf ndan kesilir, ya da köpe e ekmek vererek çocu un köste inin k r lmas istenir. Ba ka bir çocu un eline sucuk verilerek yürüyemeyen çocu un o sucu u almak için yürüyece ine inan l r ya da baca na tak lan simidi bir çocu un kapmas yla çocu un yürüyece ine inan l r. Çocuk yürürken köstekleniyorsa köste i, üç sal makasla bo bir ekilde kesilir (Ba çetinçelik, 1998). Feke de Köstek kesme uygulamas nda çocu un yürüyememe durumunu ortadan kald rmak için de taklit büyü eklinde bir i lem görüyoruz. Çocu un ayaklar na ba l olan ip kesilerek ayaklar n n aç lmas ve yürümesi sa lanmaya çal lmaktad r (Karaka, Yedi nanc Adana da do an çocu un yedi ya na kadar saç n kesmeme veya saç n yedinci ya nda ziyarette kesme, yedi y l ba kas ndan giydirme ya da yedi Mehmet evinden giydirme gibi yedili uygulamalara çokça rastlanmaktad r (Ba çetinçelik, 1998 ). Bebek E i Adana da do umdan hemen sonra çocu un e inin topra a gömülmesi olay eski Türklerden günümüze kadar halk gelene inde yerini korumaktad r. Eskiden oldu u gibi bugün de e topra a gömülmekte göbek de uygun bir yere saklanmakta veya gömülmektedir (Ba çetinçelik, 1998 ). Lo usa ve Bebe i Koruma Adana da lo usa ve çocu un bulundu u odada bulundurulan süpürge temizli i, ayna ayd nl ve parlakl, makas/sat r/b çak/demir/i ne gibi aletler gücü, nazar boncu u kötü gözleri önlemeyi amaçlamaktad r. Odadaki k rm z renklerle, dikkat rengin parlakl üzerine çekilmekte, anne ve çocuk kötü gözlerden korunmaktad r. Süpürgenin temizli i ve koruyuculu u ile alkaras n n girmesi önlenecek, aynan n ayd nl ile kötü ruhlar uzakla t r lacak, demir veya çelikten yap lm aletlerle anne ve çocuk kötü güçlere kar güçlü olacakt r. Kur an slamî bir öge olarak kötülüklerin uzakla t r lmas nda araç olarak kullan lmaktad r. Kap ya ba lanan al veya dikenli çal ile, o evde

8 8 henüz hassas ve zay f durumda birilerinin bulundu una dikkat çekilmekte ve gelecek ki iler uyar lmaktad r (Ba çetinçelik, 1998 ). Feke de lo usa konusunda yap lan uygulamalarda, do umdan sonra zay f dü en anneyi hastal klardan koruma ve eski gücünün geri kazand rma dü üncesini görmekteyiz (Karaka, 2005). Bebe in Nazardan Korunmas Adana da çocu a nazar de mesinden çekinilerek baz uygulamalara ba vurulur. Bunun için çocu a nazar boncu u veya çengelli i ne takmak, çocu un ilk kakal bezi nde var oldu una inan lan güçten yararlanmakt r. Çocu un ilk kakal bezi, kutsal bir nesne gibi 40 gün saklanmakta, kötü etkileri uzakla t raca na, yaralar iyile tirece ine inan lmaktad r. Kap ya as lan so anl i ne, k rm z kurdele de, kap dan girece ine inan lan kötü güçlerin girmesini engellemek içindir (Ba çetinçelik, 1998 ). Di er Do um Adet ve nanmalar (K.2,K.4, K.5, K11,) * Yörüklerde, erkek çocuk oban n alevi, k z çocuk evin közüdür, sözü yayg nd r. * Çocuk do unca tuzlan r, mersin yapraklar na sar l r. Tombulak kökü dö ülerek toz haline getirilir. K rk gün tombulak tozu kat lm suyla y kan r. * Çocuk k rk günlük olunca vücuduna bal sürülür. Ak toprak tozu serpilerek kundaklan r. * Di ç karan çocuk için bu day kaynat l r, süt da t l r. * Bebe in göbe i dü ünce k rk tane ta say p ta lar çocu u y kayacaklar suya atarlar. Bebe i y karlar. * Bebek ya am yorsa yedi ya na kadar yedi kap dan istenilen elbiselerle giydirilir. E er bebek erkekse saç yedi ya na kadar uzat l r. Kesilirken de kurban kan ak t l r. * Adana ve çevresinde do acak çocu un ya amas için yedi Mehmet evinden para toplama uygulamas na rastlanmaktad r (Ba çetinçelik, 1998 ). * Adana da Bulgur, so an, ci er gibi yiyeceklerin anne sütünü ço altaca na inan l r. Anadolu nun de i ik yörelerinde anne sütünün ço almas için çe itli ekillerde uygulanan büyüsel prati e burada; otlamaya giden ine in a z na so an verilmesi, çoban n avucuna kavurga verilmesi biçiminde rastlan yor (Ba çetinçelik, 1998 ). EVLENME ADETLER, NANI LARI VE BUNLARA BA LI PRAT KLER (K.12,K.1, K.13,K.15, K.16) Ku ak Ku atma Ku ak ba lama âdeti gelinin yak nlar taraf ndan ba lan r ve bekâreti temsil eder. Dü ün günü gelinin erkek karde i yoksa day s veya amcas gelin ku a ad verilen k rm z ipek eridi, gelinin beline üç defa çözerek ba lar. Bu davran la gelinin gidece i yere bolluk, bereket ve u ur getirece ine inan l r. Eski Türk inançlar nda alplerin, kamlar n ku and klar ku ak ile, kutsiyet ifade eden üç say s n n birle ti i görülür. Ku ak ku ama, slâmiyet in kabulüyle çe itli tarikatlarda ve Ahilik te kilat nda varl n sürdürmektedir. Gelin Ba Salavatlama Çeyizden sonraki gün yenge, k z evine gelir. Ak am k na e lentisi düzenlenir. K nada davetliler oynar, e lenir, sonra da k na yak l r. E lence bittikten sonra gelinin ba salavatlan r ve ba nda kelle ekeri k r l r. ekerin bir k sm ayr l r, dü ün günü gelinle damat eve gitti inde erbet yap l p içirilir. Eskiden kaynana, gelinin sözünü tutmas için erbete tükürürmü. Tarsus ta o lan evinden iki tepsi öteberi haz rlan r. Köyün erkekleri bu tepsileri al r, gezdirerek k z evine getirir. Bu e yalar k z evine b rak l r. Köy halk k z evinde toplan r. Gelin

9 9 ortaya getirilir, davul çal n r, oynan r. Gelin bac (Köyün ileri gelen, hali vakti yerinde, dul olmayan kad n ) gelir, gelinin ba nda el demiriyle kelle ekeri k rar. K naya gelenler ba lar n n a r mamas için bu ekerden yerler. ekerin ba k sm o lan n annesine ya da k z karde ine verilir. lk gece gelinle damada bu ekerden erbet yap l p içirilir. Gelinin ba na alt n veya para at l.r Ak am kom ular gelir, gelin ortaya al n r, k na yak l r. K na özendikten sonra gelinin eline biraz konur. Bu k na salavatlan r ve damada gönderilir. Damat bu k nay serçe parma na yakar (Dalg ntekin, 1995). Adana da duvak günü, kimi yörelerde çe itli büyüsel pratikler de uygulanmaktad r. Bunlar n baz lar nda gelin k bleye do ru dönerek bir yast a diz çöküp dua etmektedir. Yast n etraf nda üç kez döndürülmekte, ard ndan yast n üzerine diz çöktürülmektedir. Ortaya konan yast n üzerinden atlat lmakta ve dilekte bulunmas istenmektedir. Ayr ca beraberinde getirdi i tuz ve ekeri, mevlitte ortaya konan okunmu tuz ve ekerle kar t rmaktad r. Tuz ve ekerin üstünde durdu u sehpay üç kez salavatla kald rarak dilekte bulunmaktad r. Yap lan bu pratiklerde amaç, gelinin yeni geldi i bu evde a z n n tatl, geçiminin iyi, çocuklar n n sa l kl olmas d r. Yast n obje olarak kullan lmas, evlilik için toplumumuzda s kça kullan lan bir yast kta kocama sözünün bir yans mas d r. Bu pratikle çiftlerin ayn yast a y llarca ba koymalar istenmektedir (Ba çetinçelik, 1998). Testi K rma Tarsus ta gelin, o lan evine gidince eline bir ibrik su verilir. Su yere döktürülür ya da gelin eve girerken at larak k r l r. Bunun sebebi suyun ayd nl n sembolü olmas d r. Yere dökülen suyun evlilere huzur ve mutluluk getirece ine inan l r. (Dalg ntekin, 1995). Testiye ceviz koyma eski Türklerdeki saç kar l d r. Bu hareket bir çe it hay r duas almaya, birilerini sevindirmeye yöneliktir. Alada da üzüm, eker, bu day, para gibi eylerin gelinin ba na saç olarak serpildi i görülmektedir. Feke de gelin eve girerken yap lan bardak k rma ve kap ya ya -bal sürme âdeti ise gelinin ileride u urlu, tatl dilli ve evine ba l bir kad n olmas dile ini sembolize eden bir uygulamad r. Ayr ca damat ve gelinin üzerine serpilen arpa ve eker ailenin bereketli olmas n sa lamak amac yla yap lan bir i lemdir (Karaka, 2005 ). Kilit Açma Adana da belli bir ya a geldi i halde evlenemeyen k zlar n k smetlerini açmak için çe itli yollara ba vurulur. Bunlar n ba nda kilit açma gelir. Kilit açma eylemi, cuma günü camiden ilk ç kan ki iye yapt r lmaktad r. Kilit k z n ba n n üstünde açt r lmaktad r. Kimi zaman kilit per embe ak am bir delikanl ya kapatt r lmakta kimi zaman da camiye giren ki iye kilit verilmekte; bu ki i girerken kilitledi i kilidi, camiden ç kt ktan sonra dualarla açmaktad r. Kilidin kapal l ile k smetin kapal l aras nda ili ki kurulmakta ve kilidin aç lmas yla k smetin de aç laca na inan lmaktad r. Benzetme ögesinin kullan ld bu büyüsel prati e dini motifler de eklenerek i lemin dinsel güçlerle donat lmas sa lanm t r. lem, Müslümanlar için kutsal say lan cuma günü yap lmakta ve halk aras nda kutlu kabul edilen say üçle, 3 cuma tekrarlanmaktad r. K smet açma için k z n elbisesinden y rt lan parçalar dilek a ac na ba lan r. A açlara çaput ba lama prati i slâmiyet öncesi Türk topluluklar nda da görülen kans z kurban sunma pratiklerindendir (Ba çetinçelik, 1998). Yörede uygulanan kilit açt rma âdeti, benzetmeye dayal büyüsel bir i lem olarak de erlendirilebilir. K smetin kapal l, kilidin kapal l na benzetildi inden kilidin aç lmas yoluyla k smetin de aç laca na inan l r (Karaka, 2005 ). Saç Saçma Anadolu nun hemen her yerinde oldu u gibi Adana ve çevresindeki geleneksel dü ünlerde de gelin o lan evine geldi i zaman ba ndan, bu day-arpa, kuru üzüm, eker ve bozuk para at lmaktad r. Serpilen bu day, para ve arpa ile gelinin yeni evine bereket getirmesi, k smetinin bol olmas, çocuklar n n olmas ; üzüm ve eker ile gelinin yeni evinde a z tad n n iyi olmas ; para ile de gelin ve damad n zengin olmalar amaçlan r. Bu saç y ; ço u kez kay nvalide ya da aile büyü ü bir kad n, gelinin arabas üstüne ya da indikten sonra ba üzerine serper (Ba çetinçelik, 1998).

10 10 Levirat Önceleri slâmiyet in uygulamas nda olmayan baz âdet ve inanmalar n slâm taraf ndan da onayland n söyleyebilir ve levirat âdetini buna örnek olarak verebiliriz. slâmiyet in üvey annelerle evlenmeyi yasaklay p kad nlar n ölen e lerinin karde leriyle evlenmesini emretmesinden sonra levirat âdeti bu yönde uygulanmaya ba lam t r. Tozak Güneyde Türkmenlerin k z ve gelinleri, tavuk tüylerini boyayarak ba lar na takarlar, onun ismine tozak denir. Tozak tak l rken u mani söylenir: Yel vurur kozak oynar Ba nda tozak oynar Ben yarimi ne yapt m ki O benden uzak oynar Bu tozak, köy kad nlar taraf ndan saatlerce haz rlanarak yap l r. Bu toza takan k zlar n k smetinin aç laca na, toza takan gelinlere ise u ur getirece ine inan l r (Yalg n, 1997: 143). Di er Dü ün Adet ve nanmalar (K.15,K.16,K.17,K33,K.34,K.35) * Ekmek ve bu day bereket demektir. Yörük dü ünlerinde kaynana, gelinin üstünde ekmek böler, bu üç defa, gelin bereketli olsun diye yap l r. Sonra Kur an- Kerim gösterilir (Cin, 2004). * Dü ünde geline su gibi ayd n, u urlu olsun diye su ceresi k rd r l r. Gelin evinde tatl olsun diye su ceresinin içine eker kat l r(cin, 2004). * Gelinin ba nda, u urlu tatl dilli olsun diyerek eker k r p pekmez gezdirirler(cin, 2004). * Gelin babas n n evinden giderken arkas ndan kovayla su serpilir. Amaç gelinin babas n n evinden so uyup gitti i yere al mas n sa lamakt r. * Gelin, o lan evine geldi inde, arabada ya da herhangi bir binek hayvan üzerindeyken gelinin ilk çocu unun erkek olmas dile iyle kuca na erkek çocuk verilir. * Gelinin üzerine saç olarak bu day, arpa vb. gibi tah l at l r. Bundan amaç gitti i yere bereket götürmesini sa lamakt r. * Gelin, damad n evine girmeden önce kay nbaba ve kaynana kap n n iki taraf nda durarak ellerini yukar da birle tirirler. Amaç ana baban n sözünden ç kmas n önlemektir. * Gelinin kuca na çocuk verilir. Gelin de çocu a mendil, apka, çorap verir. Geline pamuk ipli i k rd r l r. Bundan amaç gelinin huyunun k r lmas d r.ye il bir yapra a ya ve bal sürülür, gelin bunu kap ya yap t r r. * Dü ün ve önemli olaylarda toy ad verilen toplu ziyafet. * Genç k zlar n, gelin k nas ndan u ur amac yla bir parça saklamalar. * Geline hay rl u urlu olmas için saç saçma. * Gelin ba l na tavuk tüyü takma. * Gelin ba l olarak kartal tüylerinden yap lm kepezin kullan lmas. * Gelinin iyi huylu olmas için iplik k rma. * Dü ünde dü ün evine bayrak asma. * Dü üne konuk olarak gelen obalar n bayraklar yla gelmeleri. * Gelin alay n n mezarl k çevresinde döndürülmesi. * Yeni gelin aileye huzursuzluk getirmesin diye aya n n alt hafifçe yak l r.

11 11 * Gelin eve gelmeden önce kap ya bir ip ba lan r ve ya haz rlan r. Gelin eve girerken ipi k rar, ya kap ya sürer, su koyduklar kab devirir ve içeri girerler. * K s rl k olmas n diye gerdek gecesi gelin ve damada yumurta yedirirler ÖLÜM ADETLER, NANI LARI VE BUNLARA BA LI PRAT KLER (Yalman, 1977: ), (K.5, K.28, K.10,K.28, K.30,K.31, K.32) Ölüm olay gerçekle tikten sonra yeni bir ölümün olmamas için, ölünün yatt yere ta konmas ; ta n a rl n n ölümü almas, yok etmesi için, i i biten kazan n ters çevrilmesi; kazan n yeni bir ölümde kurulmas n önlemek için, cenaze geçerken ve y kan rken çoluk çocu un bile uyand r lmas ; uyuyanlar n, özellikle daha korumas z olan çocuklar n ölü bask n na u ramamalar için, ölünün y kanaca suyun evden kullan lmay p d ardan getirilmesi; ölümün evdeki di er bireylere bula mas n önlemek için, cenazeden sonra evde üzerlik, buhur tüttürülmesi; evin süpürülmesi; evde dola an ölüm ruhunu ve di er kötü ruhlar uzakla t rmak için, cenaze evden ç kar l rken arkas ndan oklava ya da b çak gibi eyler at lmas, haftan n ilk günü ölen cenazenin y kan rken üstünde oklava k r lmas ; evden ç kan ölünün arkas n n kesilmesi, devam n n olmamas için, cenaze evinden geldikten sonra el yüz y kanmas ; ölümün bula mamas için uygulanan davran lardand r (Ba çetinçelik,1998). Toplumumuzun her kesiminde ölümün belirli günlerinde uygulanan pratikler, slamiyet öncesi Türk toplumlar nda da uygulanan adet ve inanmalardand r. Her dönemde Türk topluluklar nda ölünün gömüldü ü gün eve dönü te, kurbanlar kesilip yemekler yenmi ve bu toplu yemek yeme özellikle 3., 7., 20. ve 40. günde bütün köy ve oba halk n n kat l m yla ölenin ruhu için tekrarlanm t r. Özellikle ölümün y l dönümünde yap lan törenlere büyük önem verilmi tir. slamiyet ten sonra, slami çevrelerin ölünün ruhu için yemek yeme prati ini ho görmemelerine ve kar ç kmalar na ra men, belirli günlerde yenen bu yemekler slami motiflerle de renklenerek ölünün ruhu için okunan dua, Kur an ve mevlitlerle yüz y llard r Müslüman Türk topluluklar nda uygulanagelmi tir (Ba çetinçelik,1998). Ölen ki inin e yalar y kanarak ve temizlenerek ölümden ar nd r lmakta ve ba kalar na verilerek de ölüm evden d ar ya ç kar lmaktad r. Ölünün b rakt e yalar yla, geride kalanlar tedirgin edece i korkusu, uygulanan pratiklere egemen olmaktad r. Yine de bu amaçla, ölenin gözünün arkada kalmamas için, ölenin en yeni giysisi tabutun üstüne konulmaktad r. Ölenin e yalar yla ilgili bu uygulamalarda slamiyet öncesi Türk topluluklar nda görülen, ölenin öte dünyada da ihtiyac olaca dü üncesiyle; ölünün giysileriyle ve e yalar yla gömülmesi prati inin izlerini görmek mümkündür (Ba çetinçelik,1998). Eski Türklerden günümüze kadar Türk toplumlar için mezarlar ve mezarl klar kutsal yerler olarak kabul edilmi, s k s k ziyaret edildi inde ölülerin mutlu olaca na inan lm t r. Atalar kültü eskiden oldu u gibi bugün de i levini sürdürmektedir. Feke de y kama ve kefenleme slami usullere göre yap lmaktad r. Ölünün y kanmas, abdest ald r lmas, kefenlenmesi bu esaslara göre yap lan uygulamalard r. Bunlar n yan nda ölünün y kand suyun kaynat ld kazan n ters çevrilmesi ise büyüsel bir i lem olarak de erlendirilebilir. Kazan n ters çevrilmesiyle ölümün kazan n alt nda kalmas ve oradan uzak olmas sa lanmaya çal lmaktad r (Karaka, 2005 ). Feke de ölü evinde gördü ümüz âdetler bize eski Türklerde görülen mezardan dönenlerin ölünün ç kt eve gelip topluca yemek yemelerini ve içki içmelerini hat rlatmaktad r. slâmî gelenek içinde içki yasak oldu u için içki içme âdeti kaybolmu ; fakat topluca yemek yeme âdeti devam etmektedir. Bu da bize eski kültür izlerinin slâmiyet e ra men bugün hâlâ varl n devam etti ini göstermektedir (Karaka, 2005 ). Feke de ölen ki inin e yalar n n y kan p ihtiyaç sahiplerine verilmesi dini bir i lem gibi görünmesine kar n bu i lem, ölümün ar t l p evden uzakla t r lmas ve ölünün tekrar geri gelebilece i inanc na dayal büyüsel bir i lem olarak de erlendirebiliriz. Ölenin yak nlar, devir ile ölen yak nlar n n

12 12 dünyada yerine getiremedi i slâmî emirleri yerine getirmeye çal rlar. Böylece geride kalanlar ölenin di er dünyadaki durumunu kolayla t rd klar na ve rahat olmas n sa lad klar na inan rlar (Karaka, 2005 ). Alada ve çevresinde, ölünün ard ndan bir dizi âdet ve inanma uygulan r. Dinsel yönü a r basan bu uygulamalarda, büyüsel pratikler de görülür. Rüyalar n, birtak m nesnelerin ve hayvanlar n ölümü ça rd dü ünülür. Ölümü uzakla t rmak için çe itli davran larda bulunulur. Cenaze ç kt ktan sonra kötü ruhlar evden uzakla t rmak için tütsü yap l r (Y lmaz, 2005 ). Eski Türklerden günümüze gelen bir inan la, ölünün gömüldü ü gün, mezardan dönenlerin ölü evinde yemek yeme gelene ine Alada da da rastl yoruz (Y lmaz, 2005 ). Alada da ölünün evinin kap s yedi gün hiç kapanmamakta, gelen gidenler olmaktad r. Bu arada, ki inin öldü ü odada yedi gün k yak lmaktad r (Y lmaz, 2005 ). Alada da ölenin giysilerinin ba kalar na verilmesinde hay r amac güdülse de bu davran n kökeninde, ölümün insan psikolojisi üzerinde yaratt korku ile ölümün evden uzakla t r lmas bulunmaktad r (Y lmaz, 2005 ). Mezarta - Ölüm Bu adet eski Türk ve Orta Asya, Mezopotamya kültürlerinden kalmad r. Arap - slam ülkelerinde mezar ta na rastlanmaz. Mezarlara ta dikilmesi slam co rafyas nda sadece Anadolu da vard r. Ruhun ölmezli ine inan ld için ölüm kelimesi yerine dünya de i tirdi, göçtü, don de i tirdi, hakka yürüdü gibi terimler kullan l r. Mezar saç s Eski Türkler, ola anüstü güçlere sahip oldu una inan lan iye ve ruhlar memnun etmek, onlar n yard m n ve r zas n kazanmak amac yla yiyecek-içecek da t rlard. Bunlara saç ad verilmi tir. Saç lar öz itibariyle kans z kurban niteli indedir. te mezarlar n üstüne serpilen arpa, bu day, bulgur gibi yiyecekler de iyeleri memnun etmek amac n ta r. Kans z kurbanlar sayesinde kara iyeleri memnun ederek mezardan uzakla t rmak ya da ak iyelerin yard m n kazanmak amac n n güdüldü ü söylenebilir. Mezar üzerine arpa ya da bu day serpilmesindeki amaç; mezar ba na gelen hayvanlar n bunlar yemesi ve ölüye sevap kazand rmas d r. Ölüye K na Yakma Ta eli yöresinde ya l hastalar ölmeden önce el ve ayaklar na k na yak larak süsleme, ölüye k na yakma, ölüye sürme çekme ve ba na çiçek takma i lemleri uygulama eski inanç kal nt lar d r. Ölen ki i iyi bir insan ise çiçe in çürümeyece ine inan l r (Dalg ntekin, 1995). Ölü Evinde I k Çukurova da ölünün y kand yerde k yak l r. Eski Türklerden beri bu âdet de i ik ekillerde kendini göstermektedir. Türk inançlar na göre, ölü evine k rk gün süre ile girmeye çal an ruhlar bulunmaktad r. Ölüm ruhlar ndan korunmak için ölü evinde k rk gün k yak l r. K rg z-kazaklarda ölünün ruhu için ölü evinde her gün bir tane mum yak l r ve bu k rk gün devam eder. Bu inanç Göktürklerde, Bulgaristan ve Azerbaycan Türklerinde, A r, Van ve Erzurum da da görülmektedir. Türk inançlar na göre, ölü evine k rk gün süre ile girmeye çal an ruhlar bulunmaktad r. Ölüm ruhlar ndan korunmak için ölü evinde k rk gün k yak l r. Ölü Kazan n Ters Çevirme Çukurova da ölünün y kanmas ndan sonra ölü suyunun kaynat ld kazan ters çevrilip üzerine su konur. Kazan n ters çevrilmesinin sebebi; bir daha suyun s nmamas, yani bir daha o ailede ölüm olay n n ya anmas n n istenmeyi idir. Kazan kuran ve kald ran ki inin ayn ki i olmas gerekmektedir. Kazan ters çevrildikten sonra üstüne su konmas n n sebebi; ölen ki inin ruhunun eve geldi inde bu sudan içmesini sa lamakt r. Çukurova da kazan ters çevrildikten sonra içine bir de mum yak l r. Cenaze suyunun kaynat ld kazan n ate i söndürülmez (Dalg ntekin, 1995).

13 13 Günlük Tüttürme Alada da cenazenin kefenlenmesi s ras nda bir kaba yak lan ate ten al nan biraz köz konur ve üstüne de günlük serpilir. Bu, ölünün çevresinde gezdirilir. Günlükten ç kan koku kefene ve cenazeye tüttürülür. Buna günlük tüttürme denir. Bu, ölünün güzel kokmas, öbür dünyaya temiz gitmesi ve öbür dünyada yerinin de kokusu gibi güzel olmas için yap l r (Y lmaz, 2005 ). Murt Dal Tarsus ta baz köylerde ölünün y kanaca suya murt dal at l r; çünkü murt dal kutsal say l r. Hz. Muhammed murt dal n n kutsal oldu unu söylemi tir. Tüm bitkiler sabaha kadar k rk defa silkinirken murt dal, yaz k namaz k larak Allah zikreder. te bu nedenle dört mevsim ye il kal r (Dalg ntekin, 1995). Ölü A Tarsus ta cenazenin kalkt yere, bir tabak un, bir so an ve bir ka k ya ilave edilerek konur, sonra da bir fakire verilir. Yörede pek nadir rastlanan bu âdetin amac ; ki inin eceliyle öldü ünü belirtmektir. Bu prati in uygulanmas nda kötü iyeleri memnun etmek için ikramda bulunma, kötü iyelerin kötülüklerini uzakla t rma gibi bir amac n oldu unu söyleyebiliriz. Dolay s yla eski inanç sistemleriyle ba lant kurabiliriz (Dalg ntekin, 1995). Ölü Evini Temizleme Tarsus ta ölümle ilgili bir inan a göre, Azrail can alaca zaman evde bulunur. Ölen ki i kötüyse Azrail can al rken balta, b çak gibi kesici aletler kullan r. Bu esnada, kanlar etrafa s çrar. te bu sebeple cenaze kald r l nca evin sergisi de kald r l r ve iyice y kan r. Altay Türklerinde de ölüm olay ndan dolay kirlendi i kabul edilen ev, özel olarak davet edilen kamlara temizletilirdi (Dalg ntekin, 1995). i e K rma Kefenin üzerine zemzem suyu ve koku sürüldükten sonra bunlar n içinde bulundu u i e yere at larak k r l r. Bunun sebebi; bir daha ölüm olay n n gerçekle mesini istememedir. Mezarl k Adetleri * Tarsus ta mezar üzerine dikilen bitkilerin hem mezar n kaybolmas n önledi i hem de salland kça ölünün günahlar n n döküldü üne inan l r (Dalg ntekin, 1995). * Mezar n ba na k rm z bayrak tak l r. Ölü Ard Yemek Verme Ölünün arkas ndan k rk nc gün yemek yap l r, elli ikinci gün lokma dökülür. Tarsus ta yas törenlerinin ba nda ölünün ruhu için verilen yemekler gelir. Ölünün 7-40 ve 52. günlerinde tan d klara yemek verilir ya da ölünün ruhuna Kur an- Kerim okutulur. Eski Türklerde de cenaze törenlerinde at yar lar düzenlenir, ölü a denen ziyafetler verilirdi. Ölünün 7-40 ve 52. günlerinde yap lan yemekler asl nda slâmi kurallardan de ildir. slâmiyet e göre bu yemekleri yapma zorunlulu u yoktur; ama zamanla 7-40 ve 52 gibi formülistik say lara zamanla slâmiyet e girerek slâmi renge bürünmü, halk taraf ndan kabul görmü tür. Böylece slâmiyet in asl nda olmayan bir pratik slâmi nitelik kazanm t r (Dalg ntekin, 1995). slamiyet öncesi adet ve inanmalarda görüldü ü gibi, ölünün ruhuna yemek verilmesi ya da öte dünyada da t pk bu dünyada oldu u gibi yemek yedi i dü üncesi, günümüz toplumunda da görülür. Mezar Ziyareti Bulgar Da Yörüklerinde gelin alay do ru oban n mezarl na gelir. Topluca mezarl n etraf nda bir defa dönülür.

14 14 Kefen Adetleri Kefen b çakla kesilir ve elle dikilir. Dikilirken ipin ba na ve sonuna dü üm at lmaz. Dü üm at ld takdirde öteki dünyada görü ülemeyece ine inan l r. Kazma Kürek Tak rt s Cenaze evinde ölü gömüldükten sonra bir ziyafet verilir. Buna kazma kürek tak rt s denir. Türkmenler, genç ölmü bir adam gömdükten sonra, onun at n süslerler ve ölünün üstünden ç kan elbiseyi bir a aca giydirirler. Köyün kad nlar donat lm bu at ve giydirilmi a ac n kar s na geçerek a tlar okuyup a larlar (Cin, 2004). Eski Türklerden günümüze kadar gelen bir gelenekle, ölünün gömüldü ü gün, mezardan dönenlerin ölü evinde yemek yeme prati ine Adana ve çevresinde de rastl yoruz. Kazma-kürek yeme i veya kazma tak rt s ad verilen bu yemek toplu ekilde ölünün ruhu için yenilmektedir (Ba çetinçelik,1998). Di er Ölüm Adet ve nanmalar (K.18,K.19,K.20,K.21) * Ölünün can için yedi gün çörek da t l r. Helva dökülür. * Ölü ç kan eve ertesi gün ekmek ve yemek göndermek adettir. * Cenaze suyunun al nd su kab n n (kevki) a z b çakla aç lmaz ta la k r l r. * Ölüm âdetlerinde gece ate yak lmas. * Ölüm sonras toplu yemek. * Cenaze ate inin söndürülmemesi. NANI LAR NANMALAR VE BUNLARA BA LI PRAT KLER (K.18,K.19,K.20,K.23,K.24, K.25,K.26) Nazar Nazar çok yayg n bir inançt r. Baz insanlar n ola and özellikleri oldu u ve bunlar n bak lar n n kar lar ndaki kimselere rahats zl k verdi ine, kötülük yapt na inan l r. Bunun önüne geçmek için nazar boncu u, göz boncu u v.s. tak l r. Nazar eski Türk inançlar ndand r. Nazara çok inan l r. Baz lar n n kl bir göze sahip oldu una, bu insanlar n kötü bir niyetle bakt klar nda nazar de di ine inan l r. Özellikle nazar de mesin diye karaçal, darda an, kördikenden süs yap larak mavi boncukla birlikte hayvanlar n boynuna tak l r. Ayr ca deve boncu u ve gök boncuk, hayvanlara ve çocuklara tak l r. Nazar için üzerlik otu ate e at l p yak larak insanlara ve hayvanlara koklat l r. Nazar için kur un dökülür, tuz yak l r ve nazar de di ine inan lan ki ilerin üzerlerinden çevrilir. Nazara kar karaçal ta n r. Nazar de mesin diye evlere hayvan iskeleti as l r. Feke de nazara büyük ölçüde inan lmas konusunda, nazar n çe itli hadislerde ve ayetlerde yer ald na i aret etmek gerekir. Nazar slâmiyet kaynakl olmas na ra men nazara kar yap lan uygulamalar büyük ölçüde dini gelenek içerisinde yer almayan büyüsel uygulamalard r (Karaka, 2005 ). * Yörükler nazara inan rlar. Nazar de mesin diye gök renkli boncuk ta rlar ya da kara çal y iç çama rlar na takarlar. * Nazar de mesin diye üzerlik otunun tohumu yak l r. Tütsünün alt na girilir. Urasa- Sanaka Hastal klar, nazar için yap lan t ls mlarla kur un dökme, kömür söndürme, mum dökme ve üzerlik yakma gibi kocakar tedavilerine urasa denir. Güney yurtta say lamayacak kadar çok

15 15 urasa vard r. Urasa grubuna giren halk inançlar ndan baz lar unlard r: Dolu ya arken soka a bir demir parças at lmas, sar l a yakalanan ki inin yüzüne habersizken tükürülmesi, gebe kad n n bir ta al p meyve vermeyen bir a ac n dibine yerle tirmesi. Urasalarda Türkçe olarak okunan temenni ve dualar n ismine sanaka derler. Elemtere fi, kem gözlere i gibi. Parp : Bir aletle çizgiler ve da lamalar gibi insan ve hayvan vücuduna ameliyat yapman n ad d r. U ur dövmeleri yapmak, dalak kesmek gibi (Yalg n, 1993: 509). Tuz Ekmek Hakk Ba a r yan ki inin ba n n etraf nda tuz veya ekmek gezdirilir, ate e at l r. Bu uygulama ate e at lan tuz ve ekmek ocak iyesine verilen bir saç d r. Tuz ekmek hakk n n Türk halk inançlar nda önemli bir yeri vard r (Yalg n, 1997: 62). Ate Alada Yörüklerinde ocakta ate yanarken (h ss) diye bir ses ç karsa ev halk n n iyilikle yad edildi i, bereket temenni edildi ine inan l r. Bu inanç ocak iyesi ile kurulan ileti im ve onun mutlu edilmesine verilen önemi göstermektedir (Kalafat, 1994: 184). Ate e hürmet çoktur. Ate için öyle dua etmek Türkmen adetlerindendir. Ey Allah bizi nurdan, nardan ay rma. (Cin, 2004). Ocak Yörede ocakl olarak adland r lan ki iler bize slâmiyet öncesindeki amanlar hat rlatmaktad r. Eski Türklerde amanlar n hastal klar sa altma güçleri oldu una inan l rd. amanlar bu güçlerini genellikle büyüsel i lemler ile kullan rlard. Ocakl ki iler geçmi te amanlar n yerine getirdi i sa altma i levini yerine getirmektedir. Muska yazma ve okuma türünden i lemler de slâmî motifleri simgelemektedir (Karaka, 2005 ). Yörüklerde ocak inan vard r. K z ldere de bir ocak varm. Zehirli y lan soktu unda gidilirmi. Ocakl k elle devredilir. Büyüye, t ls ma inan lmaz; fakat oca a gidilir. Baz hastal klar n yaln zca yat rlara, ocaklara gidince iyile ti ine inan l r. K z l Yörük ve Y lanc k diye bilinen ayakta veya kolda görülen bir hastal kta mutlaka oca a gidilir. Bu olay Per embe günleri yap l r. Dua ile efsunlanm b çak bat r larak kan ak t rak hastal n kaybolaca na inan l r (Cin, 2004). Alada da ocakl olarak adland r lan ki iler bize slamiyet öncesindeki amanlar hat rlatmaktad r. Eski Türklerde amanlar n hastal klar sa altma güçleri oldu una inan l rd. amanlar bu güçlerini genellikle büyüsel i lemler ile kullan rlard. Ocakl ki iler geçmi te amanlar n yerine getirdi i sa altma görevini üstlenmektedirler. Muska yazma ve okuma türünden i lemler de slami motifleri simgelemektedir (Y lmaz, 2005 ). Safer Ay Türkmenlerde bir y l n son say s alt olursa o sene u ursuz kabul edilir. 12 Arabi ay n n 11 i hay rl ve u urludur. Yaln z bu aylardan safer ay u ursuz bir ay say l r. Bu ayda kurban veya tavuk bo azlamak adettir. Hatta safer ay nda her aile reisi, safer geldi, i nenize sahip olun diye uyar r. Bu ayda insan n evinden bir ey kaybolursa veya bir ey gereksiz yere harcan rsa veya bir kaza meydana gelirse o yedi sene u uru dönmez diye bir inanç vard r (Yalg n, 1997: 60). Tahtaya Vurma stenmeyen bir olay duyuldu unda tahtaya üç kere vurulmas kötülükten korunmak, kötü ruhlar n duymas n önlemek amac na yönelik eski bir inan t r. Ate in Günahlardan Ar nd rmas Ate in üzerinden atlayarak günahlar n dökülmesi inanc ate kültüne dayanmaktad r. Tütsüleme Üzerlik Tüttürme Tütsüleme, üzerlik tüttürme eski Türklerdeki ate in temizleyicilik ve koruyuculuk i levine günümüzde de inan lmaktad r. Tütsüleme inanc, üzerlik tüttürme âdeti Tarsus ta oldu u gibi Harput, Eski ehir, Do u Anadolu ve Güney Azerbaycan da da vard r (Cin, 2004 )

16 16 Saç Saçma Anadolu nun hemen her yerinde oldu u gibi Adana ve çevresindeki geleneksel dü ünlerde de gelin o lan evine geldi i zaman ba ndan, bu day-arpa, kuru üzüm, eker ve bozuk para at lmaktad r. Serpilen bu day, para ve arpa ile gelinin yeni evine bereket getirmesi, k smetinin bol olmas, çocuklar n n olmas ; üzüm ve eker ile gelinin yeni evinde a z tad n n iyi olmas ; para ile de gelin ve damad n zengin olmalar amaçlan r. Bu saç y ; ço u kez kay nvalide ya da aile büyü ü bir kad n, gelinin arabas üstüne ya da indikten sonra ba üzerine serper (Ba çetinçelik, 1998). Güne ve Ay Kutsama Anadolu da güne in ve ay n ilk görülmesi s ras nda, ya da ay hilalken niyaz eder, dua eder, kutsarlar. Bunlar slamda yoktur. Eski Türk inanc olan Göktanr (Kök-tengri) inanc ndan kaynaklanmaktad r. Akarsular n, kaynaklar n, göllerin, baz a açlar n kutsal say lmas onlar n kesilmemesi do a inançlar ndan kalmad r. Kümbetler Kümbetler göçebe kültürü olan çad r n mimariye ta nmas d r. Gök-tanr inanc nda gök kubbelerdir. Kubbelerin gökyüzünü and ran k sm mavi olur. E i in Kutsall Kap dan içeri girilirken e i e bas lmamas eski Türk inançlar ndan kalma bir inan t r. E ik sayg n ve kutsald r. Din büyüklerinin yatt yat rlar ziyaret edilirken e ikleri niyaz edilir, o kap dan efaat beklenir. Anadolu da evlenip yeni evine giren gelin, yeni evine (yeni hayata) girerken evin e i ini niyaz eder. Hayvan Desenleri aman n y lan, akrep, çiyan, kunduz v. s. yabani - zararl hayvan ekilleri çizerek onlar kaç raca na inan l rd. Türkmen köylerinde dokunan hal, kilim üzerindeki akrep, y lan, k rkayak gibi hayvan resimlerinin zararl olan resimdeki hayvanlar kaç racaklar na inan l r. Mum Yakma Mum yak lmas ve ate yak lmas eski Türk inançlar ndand r. Bunun kökeni ate in kutsal say ld döneme dayan r. Ate e, suya, ta a, türbeye dua edilmesi buralardan medet umulmas eski inançlardan kalmad r. Anadolu da yat r, türbe, dergah, kutsal ta lar, mezar v. b. ziyaretlere gidilir. Dolu Kesme Doluyu dindirmek için bir anne, ilk çocu unun eline en büyük dolu parças n verir, Anam n ilkiyim, da da gezen tilkiyim dedirttikten sonra b çakla dolu parças n kestirir. Doluyu dindirmek için havaya bir demir parças at l r. Kur un Dökme Bir kimse çok fazla hasta de ilse kur un dökme yöntemine ba vurulur. Bez, Çaput Ba lama Anadolu da yat rlara, baz a açlara ve kutsal say lan yerlere bez veya çaput ba lamak, bu yolla adakta bulunmak inanc sürmektedir. Bu inançlar n kökeni eski Türklerin çaput ba lanmas yoluyla dilek dileyerek adak adamas kans z kurban say lan inançlar na dayan r. Kutsal yerlerdeki a açlara bez ba lama âdeti, geni bölgelere yay lm çok eski bir inan t r. Eski Türklerde nas l yerle gö ü birle tiren bir kaz k, bir direk veya kutsal ve efsanevi bir a aç varsa, örne in Ba kurt Türklerinde de her kabilenin, orman içinde kutsal bir a ac vard. O a ac n üzerinde de ayn kabilenin tözü say lan bir ku tünerdi. (Dalg ntekin, 1995). Tarsus yöresinde Kaplan Dede, Ar kl, Yedi Karde ler ve Eshab- Kehf çocu u olmayan kad nlar n ziyaret etti i ziyaret ve türbelerdir. Kad nlar buralarda dua ederek bu insanlar n yüzü suyu hürmetine Allah tan bir çocuklar olmas n dilerler. Bu dualar n yan s ra yat r ya da yan ndaki a açlara bez ba land da olur. (Dalg ntekin, 1995).

17 17 Dinsel nitelikte olanlar içerisinde kutsal say lan yerleri ziyaret etme, oralar n suyundan içme, topra n elleme, türbelerine, a açlar na bez ba lama, kurban kesme ba ta gelen davran biçimleridir (Cin, 2004). Yat rlara Ziyaretlere Gidip Dilek Dileme Adak Adama (K.1, K.4, K.8, K.10, K.28, K.36, K.22, K.32, K.23) Feke de yat r ve ziyaretler halk taraf ndan kutsal olarak görülmekte ve bunlardan yard m umulmaktad r. Yöredeki ziyaretler genellikle tepelik yerlerde kar m za ç kmaktad r. Bu yerlerin tepelerde yani yüksek yerlerde olmalar, oralarda yatan ki ilere duyulan sayg yla ve bu ki ilerin yücelikleri konusundaki inan la aç klanabilir. slâmiyet ten önceki atalar kültünün bugün bu ziyaret yerlerinde velî tipi olarak devam etti ini görmekteyiz. slâmiyet ten önceki atalara kurban sunma ve onlar n üstün güçlerinden yard m dileme pratikleri slâmiyet ten sonra baz ufak de i ikliklerle velî kültü olarak kar m za ç kmaktad r. Atalar kültüne slâmiyet ile birlikte dua etme, namaz k lma, Kur an okuma gibi ögeler eklenmi tir. Bu slâmî motiflere ra men atalar kültü büyük oranda kendini muhafaza etmi tir (Karaka, 2005 ). nanç merkezlerine gidi nedenleri : 1. Çocuk sahibi olmak, do an çocu un ölmesini önlemek, yaramaz çocuklar slah etmek, konu amayan çocuklar n dilini açt rmak. 2. Evlenemeyen k zlar n k smetini açmak 3. R zk artt rma dile i 4. Kay p e yay bulmak 5. Kötü al kanl klardan kurtulmak 6. irinlik dile i (k smet açma) 7. Askerden sa salim dönme dile i 8. Yeni bir i e ba lamadan kutsal zat n, duas n, r zas n alma 9. Do al afetlerden korunmak Yat r, ziyaret ve kutsal say lan mezarlarda süren pratikler: 1. Adak kurban kesmek, kan n aln na sürme 2. Türbe, mezar, a aç ve çal lara çaput ba lamak 3. Kutsal say lan sudan içmek, y kanmak, para atmak 4. Ada n gerçekle mesinden sonra yiyecek da tmak 5. Türbeye havlu, seccade, hal, tesbih, ba örtüsü, takke, ibrik, para b rakmak vd. 6. Türbede secdeye kapanmak, gece uyumak 7. Belli hastal klar sa altt na inan lan yat rlarda ifa dilemek Günlere Ait nanmalar (K.22, K.11, K.37) Pazartesi: So an, biber, tütün vb. ac eyler hiç kimseye verilmez. Sal : Sal günü iyi say lmaz. Göç yap lmaz. Per embe: Çama r y kanmaz. Cuma: Çama r y kanmaz. kindiye kadar kül at lmaz. Ak amlar kimseye bir ey verilmez. Arife günü çama r y kanmaz. Banyo yap lmaz.

18 18 Di er nan ve nanmalar * Ak am üzeri veya ak am kom uya bir ey vermenin u ursuzluk getirece ine inan lmaktad r. Buna göre, ikindiden sonra kazan verme veya kom unun un, tuz, süt istemesinin o eve felaket getirece ine inan lm t r. Böylece, kazan n karal ile kara haber, un, tuz, sütün beyazl ile kefen aras nda ili ki kurulmu ve bu davran larda bulunulmaktan kaç n lm t r (Ba çetinçelik,1998). * Ziyarete, yat rlara ve a açlara dilek için bez ve saç ba lan r. * Kumru, güvercin ve k rlang ç gibi ku lar n vurulmas günah say l r. Güvercinlerin cennetteki huri k zlar olduklar na inan l r. * Kaybolan e ya için kol okunur, kol büzülürse kay b n bulunaca na inan l r. Buna kol kar lamak denir. * Ö leden sonra bereket kaçmamas için süt, yo urt ve dam zl k verilmez. * Yörükler koyunu pirli hayvan kabul ederler, çok kutlu sayarlar. Ayr ca çobanl da u urlu sayarlar (Cin, 2004). * Yolda tilkinin görülmesi veya kesip geçmesi hay rl ve u urlu bir i e alamettir (Cin, 2004). * Yörüklerde karaçam, kara ard ç, a ac ve and z çok k ymetlidir, kutsal say l r (Cin, 2004). * Alada Yörüklerinde av, av n bereketli olmas için avc lar tüfekleriyle mezarl n etraf nda 3, 7 ve 40 defa döner. Bu bir tavaf olay d r. Mezarl k, ata ruhunun bulundu u mekând r ve ata ruhu kutsald r (Yalg n, 1997: 385). BAYRAMLAR, TÖRENLER, KUTLAMALAR (K.34, K.12, K.35, K.1, K.4) ölen-tören Dü ün, tören, ölen gibi kutlamalar eski Türk kültüründe çok yayg nd r; Kutlamalar ekil de i tirmekle birlikte günümüzde de sürmektedir. Askere Yolcu Etme Âdetleri (K.27, K.32) Askere giden delikanl ya bir lokma s rt l r, s rt lan lokman n yar s k smetini geri çekip getirmesi için saklan r. Bundan amaç askerin sa salim evine gelmesidir. Yörükler, askere giden delikanl ya k na yakarlar. nan a göre; koçlara k na Allah a kurban etmek için, k zlar n saç na k na kocalar na kurban etmek için, askere giden delikanl lar n eline k na vatana kurban etmek için yak l r. H drellez H drellez günü, kim ne istiyorsa onun eklini ak am ta ile yapar, sabah güne ç kmadan önce onu üç hlas bir Fatiha okuyarak bozar. H drellez ak am ate yak l r ve ate in etraf nda dönülür. H drellez de ate in üzerinden atlayarak günahlar n dökülmesi burada a ac n sallanmas yla günahlar n dökülmesi eklinde kar m za ç kmaktad r (Dalg ntekin, 1995). Di er Bayram,Tören ve Kutlamalar (K.23, K.24, K.34, K.12,K.28) * Göçün hay rl geçmesi için kurban kesme. * Seyirlik oyunlar nda Arap k l na girme (kara motifi). * Evin bereketinin kaçmamas için al nan önlemler. * Ate ve külün kutsall.

19 19 * Ya mur duas, koyun ve kuzusunun suyun iki yakas nda mele mesi, kurban, toplu yemek. * Do um adetlerinde kutlu kavram n n ya at lmas. * Çocuklara yaln zca büyüklerin ad koymas. * Yörük mutfa nda unutulmu eski kültür izlerinin en güzel örneklerini görüyoruz (süt dolaz, ekmek dolaz, yepinti, çileme, tovga ekme i, bat r k vb.) Sonuç: slamiyet öncesi inanç sistemlerindeki "ayn anda de i ik k l klarda görünme, mekan a ma, öldükten sonra dirilmi görülme, ak ldan geçenleri bilme, ölüyü diriltme, hastal klar iyile tirme, tabiat kuvvetlerine hükmetme, hayvan k l na girme, göklerde uçma, ate te yanmama, ba ka bir keramet sahibine meydan okuyup onu alt etme, insanlar ta a çevirme, dü mana kötülükler musallat etme ya l kad n ve erke i çocuk sahibi yapma, su üstünde yürüme" gibi motifler Anadolu menk belerinde bütün canl l yla ya amaktad r (Ocak,1984:91-93; Güngör, 1996:239). Bu inançlar: halk hekimli inde, ya mur ya d rma törenlerinde, mevsimlik törenlerde, semahlarda, kutsal a aç, gelinin büyüsünün bozulmas için su üzerinden ceyizinin geçirilmesi, kurt a z ba latma, adak çaputu ba lama, albast, ta kesilme inanc, yat r, ziyaret yerlerinden medet umma, elbise ve baz e yalarla gömülme vd. olarak s ralanabilir. Türkler, slamiyet'i kabul ettikten sonra eski inançlar ndan atalar ve tabiat kültlerini, ekil-don de i tirmeyi, Tanr 'n n insan eklinde görülmesi inanc n, ruhun ba ka bedende hayat n sürdürmesi inanc olan tenasühü, Budizm ve amanizm'de görülen havada uçma ve di er sihir, büyü, ongun gibi inançlar n slamiyet'te de sürdürdüler. Velilerin etraf nda olu an menkabeler atalar kültüyle ba lant l d r. slamiyet'in kabulünden sonra atalar kültü Anadolu'da veli kültünün olu umunda etkili rol oynam t r (Ocak, 1992:10). Velilerin bir ço u ad yla ya at l rken bir ço unun ad unutulmu, kerametleri yat r ve ziyaretlere ad olarak verilmi tir (Artun, 2000: 40). Yüzy llar geçse de, toplumda çok uyulan âdet ve inanma kal plar o toplumun her döneminde kendini gösterir. Dolay s yla günümüzde de ya ayan âdet ve inanmalarda Türklerin ilk din ve inanç sistemlerinin izlerini bulmak mümkündür. Ölü evinde k rk gün süreyle k yak lmas, mezar üzerine arpa, bu day, bulgur gibi eylerin serpilmesi, cenaze törenlerinde ziyafet verilmesi, geline saç saçmak, çocuk do duktan sonra son un topra a gömülmesi, eski inançlar n bugüne kadar gelmi ekilleridir; ama halk bu âdet ve inanmalar n ço unun eski inançlardan geldi ini bilmemekte, hatta eski inançlardan geldi ini kabul etmemektedir. Eski Türk inançlar n n izlerini ta yan bir k s m âdetlerin niçin yap ld n bilmeyen halk, Bu âdettir, âdete uyulmazsa olmaz kar l n vererek âdetlerin vazgeçilmezli ini ortaya koymaktad r. Bu da bize, ritüel i levini kaybetmi eski inanç kal nt lar n n âdet ad alt nda ya ad n göstermektedir. Bir çok inanç ve bunlar n etraf nda olu mu uygulamalar n belirlenip ortaya konmas ritüel olarak adland raca m z olgular n günümüzde ald ekli tespit etmemizi sa layacakt r. Ayr ca ritüellerin iç dinami i, çal ma prensipleri ortaya ç kacakt r. nançlar n çok kat, çok kuvvetli yapt r m gücü vard r. nançlar gerek inanç sistemi içinde, gerek dinsel, gerekse toplumsal yönüyle bir tak m i levler üstlenmi tir. Çukurova Yörük ve Türkmenlerinin gelenek ve göreneklerinden yola ç karak, eski Türk kültürünün izlerini bulmaya çal t k. Bu tür çal malar sürdürüldü ünde pek çok eski kültür izlerini bulabilece imiz inanc n ta yoruz. KAYNAKÇA Aksoy, Muammer; 1987, Bir Kültür Kodu Olarak TDAD, Ankara. Artun, Erman; 2000, Adana Halk Kültürü Ara t rmalar, Adana Avc o lu, Do an; 1995, Türklerin Tarihi 1., Tekin Yay nlar, stanbul

20 20 Baykurt, erif; 1993, Çukurova da Türkmenler Ve Halk Oyunlar, Adana Valili i-çukurova Üniversitesi I. Uluslararas Karacao lan-çukurova Halk Kültürü Sempozyumu, Bildiriler, Ç.Ü. Bas mevi,adana. Boratav, Pertev Naili, 2000, Halk Edebiyat Dersleri, Tarih Vakf Yay n, stanbul Çevik, Hikmet; 1971, Tekirda Yörükleri, Tekirda Halkevi Yay nlar, Eko Matbaas, stanbul. Ç plak, Nilgün; 2001, çel Tahtac lar Dini nan lar ve Dini Törenler, Halk Kültürü, Anonim Halk Edebiyat, Ç.Ü. Sos.B.Enst., Yay nlanmam Dokt.Tezi, Adana Cin, Firdevs (2004), Ceyhan Yörüklerinde Halk Kültürü Ara t rmalar, Bas lmam Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana. Çobano lu, Özkul; 2000, Türk Dünyas Sosyo-Kültürel Ba lam nda Nevruz Bayram n n Yap sal ve levsel Bak mlardan Halk Bilimsel Çözümlemesi Uluslararas Nevruz Sempozyumu Bildirileri, HAGEM Yay nlar, Ankara. Dalg ntekin, Huri (1995), Tarsus Âdet ve nanmalar, Bas lmam Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yay nlanmam Yüksek Lisans Tezi, VII+180 s. Derleme Sözlü ü; 1979, T.D.K. Yay n, T.T.K. Bas mevi, Ankara. Dulkadir, Hilmi;1993, Yörükler, çel Kültür Dergisi, Say. 29, Kas m 1993, Kültür Ofset Bas mevi, Mersin. Eliade, Mircea; 1987, Encyclopedia Of Religion v.13.mc Millan, Newyork Eren, Naci;1979, Yörük Göçü, T.F.A /362 Eylül Eröz, Mehmet;1991, Yörükler, Türk Dünyas Ara t rmalar Vakf Yay. stanbul. Fischer, Ernest; 1985, Sanat n Gereklili i, Ankara Gökbilgin, Tayyip;1957, Rumeli de Yörükler, Tatarlar Ve Evlad-I Fatihan, Say.1-6, stanbul. Güngör, Harun; 1996, Türk Alevi Bekta i nançlar nda amanl n zleri, Erdem Dergisi, Türklerde Ho görü Özel Say s 1, nan, Abdulkadir; 1954, Tarihte ve Bugün amanizm, Ankara. nan, Abdülkadir; 1966, Tarihte ve Bugün amanizm slam Ansiklopedisi; 1943, Faruk Sümer, O uz Maddesi, stanbul Karaka, Ayhan (2005), Feke Halk Kültürü Ara t rmas, Bas lmam Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana. Kaya, Muharrem; 2001, Eski Türk nan lar n n Türkiye deki Halk Hekimli inde zleri, Folklor/Edebiyat, Ankara Korum, O uz; Alanya da Yayla Göçü, Alanya I. Tarih Ve Kültür Semineri (Bildiriler), Seçil Ofset. Kutlu, Muhtar; 1987, Do u Anadolu Göçer Topluluklar nda Karaçad r, I. Milletleraras Türk Folklor Kongresi Bildirileri, K.T.B. Yay., Ba bakanl k Bas mevi, Ankara. Kutlu, Muhtar;1987, avakl Türkmenlerinde Göçer Hayvanc l k, K.T.B. M fad Yay., Sevinç Matbaas, Ankara. Kutlu, Muhtar;1992, Ya ayan Bir Alt Kültür Gelene i-anadolu Göçer Kültürü-Iv. Milletleraras Türk Halk Kültür Kongresi Bildirileri, Kültür Bakanl, Feryal Matbaas, Ankara. Malinowski, Bronislaw; 1998, lkel Toplum, stanbul. Meydan Larousse, 1971, nanç,c.6, stanbul Meydan Larousse; 1973, Yörükler Maddesi, Cilt. 12, stanbul. Nutku, Özdemir; 1985, Dünya Tiyatro Tarihi, stanbul. Ocak, Ahmet Ya ar; 1983, Bekta i Menkabelerinde slam Öncesi nanç Motifleri, Enderun Kitabevi, stanbul Ocak, Ahmet Ya ar; 1984, Türk Halk nanç ve Edebiyat nda Evliya Menk beleri, Ankara

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder. 8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder. Soru : Din nedir? Din, Allah tarafından gönderilmiştir. Peygamberler

Detaylı

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri Gelişim psikolojisi, bireylerin yaşam boyunca geçirdiği bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal

Detaylı

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA Dersin Amacı Bu dersin amacı, öğrencilerin; Öğretmenlik mesleği ile tanışmalarını, Öğretmenliğin özellikleri

Detaylı

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 TÜRK MİTOLOJİSİNDE ÖNEMLİ RENKLER DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 RENKLER Türk mitolojisinde renklerin sembolik anlamları ilk olarak batılı Türkologların dikkatini çekmiş ve çalışmalarında bu hususa işaret etmişlerdir.

Detaylı

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sn. Nurettin CANİKLİ nin Kredi Kefalet Kooperatifleri Ortaklarının Borçlarının Yapılandırılması Basın Toplantısı 24 Eylül 2014 Saat:11.00 - ANKARA Kredi Kefalet Kooperatiflerinin

Detaylı

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ Hukuk ve Danışmanlık ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ Türkiye de serbest piyasa ekonomisine geçişle birlikte rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren,

Detaylı

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman TABOY HASTA Vitaboy çok kötü bir rüya görüyordu. Rüyas nda karanl k bir yerdeydi. Kimse onun sesini duymuyordu. Yata nda k vran yordu. Birden uyand. Bütün bunlar bir rüyayd. Fakat kendini çok yorgun hissediyordu.

Detaylı

BAŞLARKEN Okul öncesi yıllar çocukların örgün eğitime başlamadan önce çok sayıda bilgi, beceri ve tutum kazandığı, hayata hazırlandığı kritik bir dönemdir. Bu yıllarda kazanılan bilgi, beceri ve tutumlar

Detaylı

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi Afet Yö netimi İnsan toplulukları için risk oluşturan afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere karşı hazırlıklı olunması, afet anında hızlı ve etkili bir kurtarma, ilk yardım, geçici barındırma

Detaylı

ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA FARZ VACİP SÜNNET HÜKMÜ ŞARTI NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM HERKEZ

ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA FARZ VACİP SÜNNET HÜKMÜ ŞARTI NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM HERKEZ HÜKMÜ ŞARTI ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA FARZ VACİP SÜNNET NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM HERKEZ

Detaylı

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi ÜN VERS TEYE G R SINAV S STEM NDEK SON DE KL E L K N Ö RENC LER N ALGILARI Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

Detaylı

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi özcan DEMİREL 1750 Üniversiteler Yasası nın 2. maddesinde üniversiteler, fakülte, bölüm, kürsü ve benzeri kuruluşlarla hizmet birimlerinden oluşan özerkliğe ve kamu

Detaylı

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler, Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler, Bu araştırmada Fen Bilgisi sorularını anlama düzeyinizi belirlemek amaçlanmıştır. Bunun için hazırlanmış bu testte SBS de sorulmuş bazı sorular

Detaylı

3- Kayan Filament Teorisi

3- Kayan Filament Teorisi 3- Kayan Filament Teorisi Madde 1. Giriş Bir kas hücresi kasıldığı zaman, ince filamentler kalınların üzerinden kayar ve sarkomer kısalır. Madde 2. Amaçlar İnce ve kalın filamentlerin moleküler yapı ve

Detaylı

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar 24 Mart 2016 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 29663 YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin

Detaylı

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ Deneyde dolu alan tarama dönüşümünün nasıl yapıldığı anlatılacaktır. Dolu alan tarama

Detaylı

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 18 Aral k 1979 da Birle mi Milletler Genel cinsiyet ayr mc l n yasaklayan ve kad n haklar n güvence alt na alan

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI 2014 ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI 2014 EDİTÖRLER Dr.Ünal HÜLÜR Turgut ALTUN Fatma İPEK Sibel ŞANLI İl Sağlık Müdürü Sağlık

Detaylı

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİNİN TANIMI Yetişkinler din eğitimi kavramını tanımlayabilmek için önce yetişkinler eğitimini tanımlayalım. En çok kullanılan ifade ile yaygın

Detaylı

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ 12 NİSAN 2013-KKTC DR. VAHDETTIN ERTAŞ SERMAYE PIYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın

Detaylı

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri Prof.Dr. Cevat NAL Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarl k Fakültesi Dekan Y.Doç.Dr. Esra YEL Fakülte Akreditasyon Koordinatörü

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

K12NET Eğitim Yönetim Sistemi

K12NET Eğitim Yönetim Sistemi TEOG SINAVLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Yeni sınav sistemi TEOG, yani Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş Sınavlarında öğrenciler, 6 dersten sınav olacaktır. Öğrencilere Türkçe, Matematik, T.C. İnkılap Tarihi

Detaylı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Siirt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler Endüstri Mühendisliğine Giriş Jane M. Fraser Bölüm 2 Sık sık duyacağınız büyük fikirler Bu kitabı okurken, büyük olasılıkla öğreneceğiniz şeylere hayret edecek ve varolan bilgileriniz ve belirli yeni becerilerle

Detaylı

DERS 1. Ben de Varım! Farklılıkları Gözetmek. DÜZEY: 3. Sınıf

DERS 1. Ben de Varım! Farklılıkları Gözetmek. DÜZEY: 3. Sınıf DERS 1 Ben de Varım! Farklılıkları Gözetmek DÜZEY: 3. Sınıf Kazanımlar: 1. İnsanların benzer ve farklı fiziksel özellikleri ve buna bağlı olarak farklı ihtiyaçları olduğunu fark eder. 2. Engellilerin toplumsal

Detaylı

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ 22 Mayıs 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28300 Kafkas Üniversitesinden: YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve

Detaylı

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu Bu bölümde; Fizik ve Fizi in Yöntemleri, Fiziksel Nicelikler, Standartlar ve Birimler, Uluslararas Birim Sistemi (SI), Uzunluk, Kütle ve

Detaylı

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Değerli konuklar, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) çalışmaları kapsamında düzenlediğimiz Kurumsal Yönetim konulu toplantımıza hepiniz hoş geldiniz. 11 Aralık 2001 tarihli Bakanlar

Detaylı

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar, Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar, Orman ve Su İşleri Bakanımız Sn. Veysel Eroğlu nun katılımları ile gerçekleştiriyor olacağımız toplantımıza katılımlarınız için teşekkür ediyor,

Detaylı

KURUL GÖRÜ Ü. TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler. Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A..

KURUL GÖRÜ Ü. TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler. Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A.. KURUL GÖRÜ Ü TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A.. Kurul Toplant Tarihi : 18/10/2011 li kili Standart(lar) : TFRS 2, TFRS

Detaylı

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 Attila Hancıoğlu ve İlknur Yüksel Alyanak Sağlık programlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve ileriye yönelik politikaların belirlenmesi açısından neonatal, post-neonatal

Detaylı

Walt Whitman. - şiirler - Yayın Tarihi: 9.4.2004. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Walt Whitman. - şiirler - Yayın Tarihi: 9.4.2004. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Walt Whitman - şiirler - Yayın Tarihi: 9.4.2004 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yasal Uyarı: Bu ekitap, bilgisayarınıza indirip kayıt etmeniz ve ticari olmayan kişisel kullanımınız için yayınlanmaktadır.

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi KİHG/İŞL-005 19.08.2009 07.08.2012 2 1/8 GÜNCELLEME BİLGİLERİ Güncelleme Tarihi Güncelleme No Açıklama 11.11.2009 1 Belge içeriğinde ve belge numarasında değişiklik yapılması 07.08.2012 2 Komite, başlık,

Detaylı

Ar. Gör. Cemil OSMANO LU Erciyes Üniversitesi lahiyat Fakültesi Din E itimi Anabilim Dal

Ar. Gör. Cemil OSMANO LU Erciyes Üniversitesi lahiyat Fakültesi Din E itimi Anabilim Dal K TAP TANITIMI Ar. Gör. Cemil OSMANO LU Erciyes Üniversitesi lahiyat Fakültesi Din E itimi Anabilim Dal Doç. Dr. Süleyman Akyürek, lkö retim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ö retmen Adaylar n n Yeterlikleri

Detaylı

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. KAVRAMLAR Büyüme ve Gelişme Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. Büyüme Büyüme, bedende gerçekleşen ve boy uzamasında olduğu gibi sayısal (nicel) değişikliklerle ifade edilebilecek yapısal

Detaylı

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir?    Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir? İş Sağlığı İş sağlığı denilince, üretimi ve işyerini içine alan bir kavram düşünülmelidir. İşyerinde sağlıklı bir çalışma ortamı yoksa işçilerin sağlığından söz edilemez. İş Sağlığı nedir? Bütün çalışanların

Detaylı

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir. İZMİR ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç ve Kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönerge; İzmir Üniversitesi nin Fakülteleri, Meslek Yüksekokulu ve bölümlerinde ÖSYM ve Üniversite tarafından

Detaylı

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU DİN HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TİREBOLU MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU MUTLULUĞUNUZA REHBERLİK EDER Yüce Allah ın aileye bahşettiği sevgi ve rahmetin çeşitli unsurlarla beslenmesi gerekir. Bunların

Detaylı

2016 Ocak ENFLASYON RAKAMLARI 3 Şubat 2016

2016 Ocak ENFLASYON RAKAMLARI 3 Şubat 2016 2016 Ocak ENFLASYON RAKAMLARI 3 Şubat 2016 Ocak 2016 Tüketici Fiyat Endeksi ne(tüfe) ilişkin veriler Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 3 Şubat 2016 tarihinde yayımlandı. TÜİK tarafından aylık

Detaylı

Bitkilerde Çiçeğin Yapısı, Tozlaşma, Döllenme, Tohum ve Meyve Oluşumu

Bitkilerde Çiçeğin Yapısı, Tozlaşma, Döllenme, Tohum ve Meyve Oluşumu Bitkilerde Çiçeğin Yapısı, Tozlaşma, Döllenme, Tohum ve Meyve Oluşumu Çiçeğin Yapısı Tohumlu bitkilerin eşeyli üreme organı çiçektir. Açık tohumlu bitkilerin çiçeklerine kozalak adı verilir. Erkek kozalaklarda

Detaylı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki

Detaylı

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu 3.Klinik Farmakoloji Sempozyumu-TRABZON 24.10.2007 Klinik ilaç araştırmalarına

Detaylı

MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ MUSTAFA YAZICI DEVLET KONSERVATUVARI MÜZĠK BÖLÜMÜ ĠLKÖĞRETĠM VE LĠSE DÜZEYĠ SERTĠFĠKA PROGRAMI YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM

MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ MUSTAFA YAZICI DEVLET KONSERVATUVARI MÜZĠK BÖLÜMÜ ĠLKÖĞRETĠM VE LĠSE DÜZEYĠ SERTĠFĠKA PROGRAMI YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ MUSTAFA YAZICI DEVLET KONSERVATUVARI MÜZĠK BÖLÜMÜ ĠLKÖĞRETĠM VE LĠSE DÜZEYĠ SERTĠFĠKA PROGRAMI YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1. (1) Bu

Detaylı

Danışma Kurulu Tüzüğü

Danışma Kurulu Tüzüğü Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu Otel Yöneticiliği Bölümü Danışma Kurulu Tüzüğü MADDE I Bölüm 1.1. GİRİŞ 1.1.1. AD Danışma Kurulu nun adı, Özyeğin Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu ve Otel

Detaylı

İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ KURULUŞ, ÖRGÜTLEME ve İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ

İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ KURULUŞ, ÖRGÜTLEME ve İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ KURULUŞ, ÖRGÜTLEME ve İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ KURULUŞ: Madde 1 İstanbul Kültür Üniversitesi, Anayasa, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu ile Vakıf Yüksek Öğretim Kurumları Yönetmeliği

Detaylı

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba 1.1 Ara rman n Amac Ara rmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba olarak hizmet vermekte olan; 1. Bütçe ve Performans Program ube Müdürlü ü 2. Stratejik Yönetim ve Planlama

Detaylı

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Sayın Başkanlar, Sayın KĐK üyeleri, Sayın Katılımcılar, Sayın Basın Mensupları, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Detaylı

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI) KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI) A. KAVRAM Varlıkların zihindeki tasarımı kavram olarak ifade edilir. Ağaç, kuş, çiçek, insan tek tek varlıkların tasarımıyla ortaya çıkmış kavramlardır. Kavramlar genel olduklarından

Detaylı

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015 Anaokulu /aile yuvası anketi 2015 Araştırma sonucu Göteborg daki anaokulları ve aile yuvaları ( familjedaghem) faaliyetlerinde kalitenin geliştirilmesinde kullanılacaktır. Soruları ebeveyn veya veli olarak

Detaylı

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür. Mahkememizin yukarıda esas sayısı yazılı dava dosyasının yapılan yargılaması sırasında 06.05.2014 günlü oturum ara kararı uyarınca Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ndan sanık... kullandığı... nolu,

Detaylı

TEKNOLOJİ VE TASARIM

TEKNOLOJİ VE TASARIM TEKNOLOJİ VE TASARIM YAPIM KUŞAĞI SINIFLAR ODAK NOKTALARI 7. SINIF Üretiyoruz 8. SINIF Üretelim Tanıtalım Öğrencinin: Adı Soyadı: Aslı KARTAL Sınıf, No: 7/C, 2729 Yahya KARAKURT Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni

Detaylı

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA ÇİFTLİĞİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1- Bu yönergenin amacı, Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) ne ait tarla arazisi,

Detaylı

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ; 1 BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ; O gece en güzel yıldızlar kaydı, Nereden geliyordu bu aydınlık? Neydi insanları bu denli mutlu

Detaylı

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç: Madde 1. (1) Bu yönergenin amacı, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesinin önlisans, lisans ve lisansüstü

Detaylı

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ SAYI : BİR 7-11 MAYIS 2009 ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ Ben siyasi hayatım ve ülke sevdamla ilgili olarak tüm Türkiye yi memleketim bilirim ancak Çemişgezek benim doğup, büyüdüğüm yer. Elazığ Valisi Muammer

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

Dil ve Oyun. Günlük İşlerinizi Yaparken Konuşma ve Oynama

Dil ve Oyun. Günlük İşlerinizi Yaparken Konuşma ve Oynama Dil ve Oyun Günlük İşlerinizi Yaparken Konuşma ve Oynama Biliyor muydunuz? Günlük ev işlerinizi yaparken çocuğunuza konuşmak veya şarkı söylemek çocuğunuzun yeni kelimeler ve alışkanlıklar öğrenmesine

Detaylı

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN SOSYAL ŞİDDET Süheyla Nur ERÇİN Özet: Şiddet kavramı, çeşitli düşüncelerden etkilenerek her geçen gün şekillenip gelişiyor. Eskiden şiddet, sadece fiziksel olarak algılanırken günümüzde sözlü şiddet, psikolojik

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız 1 2 TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız Tunç Tort a ve kütüphane sorumlusu Tansu Hanım

Detaylı

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Muş Alparslan Üniversitesi Uzaktan

Detaylı

Brexit ten Kim Korkar?

Brexit ten Kim Korkar? EDAM Türkiye ve Avrupa Birliği Bilgi Notu Brexit ten Kim Korkar? Haziran 2016 Sinan Ülgen EDAM Başkanı 2 23 Haziranda İngiliz halkı, İngiltere nin AB de kalıp kalmayacağına dair bir halkoyuna katılacak.

Detaylı

Cümlede Anlam İlişkileri

Cümlede Anlam İlişkileri Cümlede Anlam İlişkileri Cümlede anlam ilişkileri kpss Türkçe konuları arasında önemli bir yer kaplamaktadır. Cümlede anlam ilişkilerine geçmeden önce cümlenin tanımını yapalım. Cümle, yargı bildiren,

Detaylı

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR Hepatit C nedir? Hepatit C virüsünün neden olduğu karaciğer hastalığıdır. Hepatit C hastalığı olarak bilinir ve %70 kronikleşir, siroz, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanseri

Detaylı

HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ *

HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ * HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ * Doç. Dr. Meral TEKİN ** Son yıllarda halk eğitimi, toplumdaki öneminin giderek artmasına koşut olarak, önemli bir araştırma alanı olarak kabul görmeye

Detaylı

YÖNETMELİK. a) Basamak kontrolü: On beş basamaklı IMEI numarasının son basamağının doğruluğunun kontrolünü,

YÖNETMELİK. a) Basamak kontrolü: On beş basamaklı IMEI numarasının son basamağının doğruluğunun kontrolünü, 27 Haziran 2009 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 27271 YÖNETMELİK Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan: ELEKTRONİK KİMLİK BİLGİSİNİ HAİZ CİHAZLARA DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak,

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi 30 Temmuz 2012 ĐÇĐNDEKĐLER Dönem Revizyon Notları........ 3 Derecelendirme Metodolojisi........ 5 Notların Anlamı.........

Detaylı

TİSK GENEL SEKRETERİ BÜLENT PİRLER'İN DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ÇOCUK İŞGÜCÜNE İLİŞKİN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİDİR

TİSK GENEL SEKRETERİ BÜLENT PİRLER'İN DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ÇOCUK İŞGÜCÜNE İLİŞKİN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİDİR TİSK GENEL SEKRETERİ BÜLENT PİRLER'İN DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ÇOCUK İŞGÜCÜNE İLİŞKİN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİDİR Çocuğun çalışması, hemen bütün ülkelerde yaşanmakta olan evrensel bir olgudur ve önemli bir sosyal

Detaylı

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği Dursun Yıldız SPD Başkanı 2 Nisan 2016 Giriş Gelişmenin ve karşı duruşun, doğuya karşı batının, kuzey kıyısına karşı güney kıyısının, Afrika ya karşı

Detaylı

ÖZEL BÖLÜM I KOJENERASYON. TÜRKOTED İltekno Topkapı Endüstri ST ELEKTRİK-ENERJİ I NİSAN 2016

ÖZEL BÖLÜM I KOJENERASYON. TÜRKOTED İltekno Topkapı Endüstri ST ELEKTRİK-ENERJİ I NİSAN 2016 TÜRKOTED İltekno Topkapı Endüstri 102 Hibrit Sistemlerle En Yüksek Verimlilik Hedefleniyor Derya Sakallıoğlu Yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte kullanılan kojenerasyon sistemleri, hibrit kojenerasyon

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Senato: 2 Mart 2016 2016/06-6 KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve Kapsam MADDE 1- Bu Yönergenin amacı, Kahramanmaraş

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 i Bu sayıda; 2013 Cari Açık Verileri; 2013 Aralık Sanayi Üretimi; 2014 Ocak İşsizlik Ödemesi; S&P Görünüm Değişikliği kararı değerlendirilmiştir.

Detaylı

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Kur an ın Bazı Hikmetleri Kur an ın Bazı Hikmetleri Allah Teala kıble hususunda derin tartışmalara giren insanların görüşünü: İyilik, yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz değildir. ayetiyle reddetmiştir. Ki onların bir kısmı,

Detaylı

Sayfa 1 / 5 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATINA GÖRE İŞYERLERİNDE RİSK DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILACAK?

Sayfa 1 / 5 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATINA GÖRE İŞYERLERİNDE RİSK DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILACAK? Sayfa 1 / 5 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATINA GÖRE İŞYERLERİNDE RİSK DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILACAK? Yazar: Arif TEMİR* Yaklaşım / Şubat 2013 / Sayı: 242 I- GİRİŞ Bilindiği üzere risk değerlendirmesi

Detaylı

Tasarım Raporu. Grup İsmi. Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK. Kısa Özet

Tasarım Raporu. Grup İsmi. Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK. Kısa Özet Tasarım Raporu Grup İsmi Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK Kısa Özet Tasarım raporumuzda öncelikle amacımızı belirledik. Otomasyonumuzun ana taslağını nasıl oluşturduğumuzu ve bu süreçte neler yaptığımıza karar

Detaylı

TETAŞ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TETAŞ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TETAŞ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YÖNERGE 10 BÜTÇE YÖNERGESİ T E T A Ş TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT ANONİM ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BÜTÇE YÖNERGESİ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET

Detaylı

Faliyet Raporları. Toplu İş Sözleşmesi Çalışanlarımızın özlük haklarını düzenleyen Toplu İş Sözleşmesinin geliştirilerek uygulanmasına devam edilecek.

Faliyet Raporları. Toplu İş Sözleşmesi Çalışanlarımızın özlük haklarını düzenleyen Toplu İş Sözleşmesinin geliştirilerek uygulanmasına devam edilecek. 2010 Mali Yılı Çalışma Programı Faliyet Raporları Personel Çalışanların daha verimli olabilmesi için özellikle halkla ilişkiler konusunda hizmetiçi eğitim çalışması programlanacaktır. Toplu İş Sözleşmesi

Detaylı

ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ

ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve Kapsam MADDE 1 (1) Bu yönergenin amacı; Çankaya Belediye sınırları içinde yaşayan, yaş sınırı

Detaylı

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU? HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU? Rıza KARAMAN Kamu İhale Mevzuatı Uzmanı 1. GİRİŞ İdareler, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarına çıkarken

Detaylı

OKUL ÖNCESİ KİTAPLARI - 7. PARMAKKIZ Andersen ISBN 978-975-07-0762-9

OKUL ÖNCESİ KİTAPLARI - 7. PARMAKKIZ Andersen ISBN 978-975-07-0762-9 OKUL ÖNCESİ KİTAPLARI - 7 PARMAKKIZ Andersen ISBN 978-975-07-0762-9 Tasarım: Erkal Yavi Tasarım Uygulama: Gelengül Çakır Baskı ve Cilt: Türkmenler Matbaası 1. Basım: 2007 3. Basım: Eylül 2011 Can Sanat

Detaylı

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır. Yazıyı PDF Yapan : Seyhan Tekelioğlu seyhan@hotmail.com http://www.seyhan.biz Topolojiler Her bilgisayar ağı verinin sistemler arasında gelip gitmesini sağlayacak bir yola ihtiyaç duyar. Aradaki bu yol

Detaylı

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 18 (2012) 287-291 287 KİTAP İNCELEMESİ Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri Editörler Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice

Detaylı

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol 1. Giriş Bu yazıda, Bursa daki (ciro açısından) en büyük 250 firmanın finansal profilini ortaya koymak amacındayız.

Detaylı

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö G R ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö rencilerin Türkçe ö renirken yapt anla malardan dolay,

Detaylı

2015 Ekim ENFLASYON RAKAMLARI 3 Kasım 2015

2015 Ekim ENFLASYON RAKAMLARI 3 Kasım 2015 2015 Ekim ENFLASYON RAKAMLARI 3 Kasım 2015 2015 Ekim Ayı Tüketici Fiyat Endeksi ne (TÜFE) ilişkin veriler İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 3 Kasım 2015 tarihinde yayımlandı. TÜİK tarafından aylık yayımlanan

Detaylı

(0216) 330 59 69-342 57 77 - (0505) 582 44 76

(0216) 330 59 69-342 57 77 - (0505) 582 44 76 (0216) 330 59 69-342 57 77 - (0505) 582 44 76 E T M KOÇLU U S nav sistemlerinde yap lan de i ikliklerin s kla mas, hem velilerin hem de ö rencilerin süreç içerisinde emin ad mlarla ilerlemelerini zorla

Detaylı

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER Şekil-1: BREADBOARD Yukarıda, deneylerde kullandığımız breadboard un şekli görünmektedir. Bu board üzerinde harflerle isimlendirilen satırlar ve numaralarla

Detaylı

MAĞARA RESİMLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNDEN BİZE ULAŞTI

MAĞARA RESİMLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNDEN BİZE ULAŞTI MAĞARA RESİMLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNDEN BİZE ULAŞTI İlk insanlar Taş Devri boyunca, çoğu Avrupa da olan mağara resimleri yaptı. Dinsel amaçlı olduğu sanılan resimlerde, hayvan ve insan figürleri vardır.

Detaylı

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET DOI= 10.17556/jef.54455 Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 Genişletilmiş Özet Giriş Son yıllarda

Detaylı

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com Giriş Yönetim alanında yaşanan değişim, süreç yönetimi anlayışını ön plana çıkarmıştır. Süreç yönetimi; insan ve madde kaynaklarını

Detaylı

SIRA SAYISI: 279 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

SIRA SAYISI: 279 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ YASAMA DÖNEMİ YASAMA YILI 26 1 SIRA SAYISI: 279 Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması Sözleşmesine Ek Denetleyici Makamlar ve Sınıraşan

Detaylı

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk.

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk. Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk. Sayı: 64597866-120[94-2014]-131 Tarih: 28/08/2014 T.C. GELİR

Detaylı

19 ARALIK 2011 PAZARTESİ

19 ARALIK 2011 PAZARTESİ DUYGU UYSAL 0852051 19 ARALIK 2011 PAZARTESİ Bugün sabah 9 dan akşam 10 a kadar dışarıda kalacaktım. Bu yüzden evden çıkmadan çok fazla parfüm sıkmıştım. Evden çıkarken ablam bütün evin benim parfümüm

Detaylı

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Beşinci İzmir İktisat Kongresi Finansal Sektörün Sürdürülebilir Büyümedeki Rolü ve Türkiye nin Bölgesel Merkez Olma Potansiyeli 1 Kasım

Detaylı

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2:

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2: A N A L Z Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2: Sektör Mücahit ÖZDEM R May s 2015 Giri Geçen haftaki çal mam zda son aç klanan reel ekonomiye ili kin göstergeleri incelemi tik. Bu hafta ülkemiz

Detaylı