KARACİĞER HİSTOLOJİSİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KARACİĞER HİSTOLOJİSİ"

Transkript

1 KARACİĞER HİSTOLOJİSİ Makroskopik olarak sınırları az çok belirgin dört lob dan oluşmuş bulunan karaciğer vücudun en büyük bezidir. Yetişkinlerde yaklaşık 1500 gr ağırlığındadır ve yetişkin vücut ağırlığının yaklaşık %2,5 ne eşittir. Abdominal boşluğun büyük oranda üst sağ ve kısmen üst sol kısmında yerleşmiştir, kostalar ile korunmuştur.. Yaşam için temel organlardan biridir. Sindirim kanalından emilen besinlerin işlendiği ve diğer vücut kısımlarının yararlanması için bazılarının depolandığı bazılarının ise hemen dolaşıma verildiği bir organdır. Hem ekzokrin hemde endokrin çalışan bir bezdir ve 500 ün üzerinde farklı kimyasal reaksiyon gerçekleştirerek yaşamımızda önemli bir rol oynar. Karaciğerin önemli görevleri arasında şunlar sayılabilir: Yağların sindirimi için önemli bir madde olan safra yı üretir ve bir dış salgı olarak duodenum lumenine boşaltır, Endokrin faaliyet olarak; lipid, karbonhidrat ve protein metabolizmasında önemli bir rol oynar, Birçok toksik maddeyi ve ilaçları inaktive ve metabolize eder. Birçok ilaç ve toksinler ile vücuda yabancı proteinler suda çözünmediklerinden böbreklerden süzülüp atılamazlar. Hepatositler bu tür kimyasalları suda çözünebilir forma dönüştürür, bu işlem faz I (oxidasyon) ve faz II (conjugation) olmak üzere iki evrede gerçekleştirilir. Vücuttaki metabolik artıkları birleştirerek üre ye dönüştürür ve böbreklerden atılmasını sağlar, Demir metabolizmasında, kan plazma proteinlerinin (albumin, lipoprotein, glikoprotein ve diğer taşıyıcı proteinler) yapımında, kan pıhtılaşması için gerekli faktörlerin (protrombin, fibrinojen) sentezinde görev alır, Vitamin A, D, K gibi birkaç vitamini kandan alıp depolar veya biyokimyasal modifikasyona uğratır, Özellikle barsak yoluyla alınan bakterileri ve vücuda yabancı partikülleri fagosite eder, Embryonal dönemde ve yetişkinlerin bazı hastalıklarında hematopoez yeridir. 1

2 Karaciğer Kan Dolanımı: Karaciğerin yukarda anılan görevleri ile kanlanması arasında yakın bir ilişki vardır. Bu nedenle karaciğerin kan donanımı iyi öğrenilmelidir. Karaciğere kan iki ayrı damarla gelir: 1. Vena porta ( portal ven ): Vena porta karaciğerin fonksiyonel damarıdır, karaciğere gelen kanın %70-80 i bu yolla gelir. Sindirim sistemi, dalak, pancreas taki kapiller yataklardan toplanan kanı ( sindirim organlarının venöz kanı; vena mesenterica inferior, vena mesenterica superior ve vena lienalis ile toplanır, bunlar birleşerek vena porta yı oluşturur) karaciğere getirir. Bu kan besleyici maddelerden zengin, oksijen miktarı bakımından fakirdir. Sindirim tüpü duvarından besin maddelerini ( kompleks lipidler olan şilomikronlar lenf yoluyla taşınır ), pankreas dan ve gastrointestinal sistemin enteroendokrin hücrelerinden salgılanan bazı hormonları, dalak tan ise eritrositlerin yıkım ürünlerini ve diğer atıkları toplayan vena porta bunları işlenmek üzere karaciğere taşır. 2. Arteria hepatica: Aortadan ayrılan turuncus celiaca nın koludur. Karaciğerin besleyici damarıdır. Gelen kanın %20-30 unu sağlar, bu kan oksijence zengindir. İki damarda karaciğere porta hepatis den (karaciğer kapısı, hilum) girer, oldukca kıt olan bağdokusu (stroma) içinde gittikce dallanarak neticede karaciğer lobcuklarının aralarındaki portal alanlarda (Glisson üçgenleri, Kiernan aralıkları, portal alanlar) lobuller arası artercikleri ve venacıkları (prelobuler vena, suplobuler vena) oluştururlar, nihayet bunlardan çıkan küçük bağlantı damarlarıda lobul içi sinuzoidlerle ağızlaşır, sinuzoidler ise lobul merkezini oluşturan sentral venalara (vena sentralis ) bağlanırlar. Böylece a. hepatica ile aortadan gelen oksijenli kan ile vena porta ile sindirim sistemi organlarından gelen besinleri taşıyan kan lobul sinuzoidleri içinde birbirine karışarak, içeriklerini sinusoidlerinin duvarından komşuları olan hepatositlere aktarılır ve onlar tarafından işlenir. Hepatositlerde işlenerek elde edilen son ürünler ; ya dış salgı olarak (safra) safra kanalları aracılığıyla duodenum a gönderilir, ya da iç salgı olarak (çeşitli proteinler, lipidler ) tekrar sinuzoidlere aktarılır ve oradan kan dolaşımıyla ilgili yerlere dağıtılırlar. Karaciğere giren bu iki damarın (a. hepatica ve v. porta ) dönüşü tektir ve vena hepatica adını alır. Lobcukların merkezindeki sentral venalar lobcuk boyunca ilerledikce daha çok sinusoid alır ve çapı giderek artar, lobcuğu terkedince; diğer lobullerden çıkanlarla birleşirler ve lobcuk altı venleri ( postlobuler vena, sublobuler vena ) oluştururlar. Bunlarda giderek birbirleriyle birleşir ve sonuçta hepatik vena yı ( vena hepatica) oluştururlar, bu da karaciğerin 2

3 diaframaya bakan yüzünden iki veya daha fazla kol halinde organı terkeder ve vena cava inferior a açılırlar. Karaciğer Yapısal Organizasyonu Diğer bezlerde olduğu gibi, karaciğer de 1. Stroma ve 2. Parankima olmak üzere iki bölümden oluşur. 1. Karaciğer in stroma sı : Karaciğer en dıştan peritonun visceral yaprağı ile sarılmıştır (diafragmaya temas ettiği dar bir alan hariç). Bu periton yaprağı; tek katlı mezotelial hücreler ve altında kollagen ve elastik lifler, bağ doku hücreleri içeren sıkı bağ dokusu yapısındadır, Glisson kapsülü adını alır. Glisson kapsüla sı karaciğerin ön yüzünün (visseral yüz) orta kısımlarında kalınlaşır, burası organın hilus u veya porta hepatis (karaciğer kapısı) adını alır. Porta hepatis ten organa ; arteriya hepatika, vena porta ve sinir lifleri girer, duktus hepatikus ve lenf damarı çıkar. Hilustan damarlar ve sinirler etrafında içeri giren, kapsülanın yani Glisson kapsülasının devamı olan ince ve gevşek bağ doku bölmeleri organı karaciğer lobcukları denen birimlere ayırır. Glisson kapsülü terimi lobcuklar arasındaki bu bağ dokuyu da kapsar. Organa giren-çıkan damar, sinir ve kanallar bu bağ dokusu içinde seyrederler. Lobcuklar arasındaki bu bağ dokusu bilhassa insanlarda oldukca kıttır. Sadece komşu üç lobcuğun birleştiği köşelerde diğer yerlerdekinden daha genişce bağ dokusu bulunur, buralara portal alanlar veya Glisson üçgenleri veya Kiernan aralıkları gibi isimler verilir. Portal alanlarda ; bir arteriol (a.hepatika ya ait), bir venül (buradaki venüllerin çoğunluğu v. porta ya ait suploluber venalardır. Vena hepatika ya ait olan sublobuler venalara ise lobçukların hemen birişiğinde değil, biraz daha uzağında raslanır), bir kanal ( ductus biliferi ye ait) bulunur (bunların üçüne birden triad adı verilir) ve birçok lenf damarı ile sinir telleri bulunur. Bu yapıların tanınmasında şu özelliklere dikkat edilir: venül kesitleri ; en geniş, oldukca ince duvarlı, kas telleri çok seyrek veya yoktur. hepatik arteriol kesitleri ; en küçük çaplıdır, duvarı kalındır, kas tabakası (media) belirgindir. ductus biliferi ler ; çapları orta boydur, duvarları tek katlı kübik, açık boyalı hücrelerle sınırlanmıştır. lenf damarları ; endotelium zayıftır, valvulalar görülür. sinir telleri ; rutin preparatlarda pek iyi seçilemezler. 3

4 Stromanın görevleri ; organı dıştan sarmak, onu lobcuklara ayırmak, parenşimaya desteklik etmek ve damar,kanal,sinirleri organ içlerine kadar taşımak olarak özetlenebilir. Stroma karaciğer lobcukları içine oldukca kıt, ince bir retiküler bağ dokusu halinde girer, parenşimal hücrelere desteklik eder, sinuzoidlerin tutunmasını sağlar, hücrelerin rejenerasyonunu kolaylaştırır. 2. Karaciğerin parankima sı : Karaciğer parankimi, yaklaşık 2x1 milimetre çapındaki, poligonal şekilli (limon ya da fıçı şeklinde) lobcuklardan oluşmuştur. Bunlar ( hepatik lobul ler) karaciğerin yapısal ve fonksiyonel birimleridir. Her lobcuğun ortasında merkezi bir vena (vena sentralis) bulunur. Vena sentralis ten lobcuğun periferine doğru ışınsal şekilde karaciğer sinuzoidleri uzanır. Sinuzoidler arasındaki retiküler dokuyu yine radier şekilde, merkezden perifere doğru yetişkinlerde tek sıralı ( 6 yaşına kadar çift sıralı ) endodermal orijinli karaciğer epitel hücreleri (hepatosit ler) doldurur. Portal alanlardaki bağdokusu içine gömülü yapılar hepatik lobülden sınırlayıcı hepatosit plakları ile ayrılmışlardır. Hepatositler in lobcuğun merkezinden periferine doğru yaptığı radier dizilere Remark kordonları denir. Çok yüzlü olan hepatositler mikron çapındadırlar. Bu hücrelerin tümünün birbirinin aynısı olduğu sanılmamalıdır, boyutları ve ince yapıları ; lobül içindeki konumlarına, bir lobul ün içerdiği hücre sayısına ve kişinin yaşına bağlı olarak değişebilir. Karaciğerde bulunan tüm hücrelerin yaklaşık %80 ini hepatositler oluşturur. Her hepatosit in 6 veya daha fazla yüzü vardır, bu yüzler temas ettiği veya baktığı yöne göre ; Disse aralığına bakan yüz, safra kanalcıkları oluşumuna katılan yüz, diğer hepatosite veya portal alana bakan yüz diye isimlendirilebilir. Hepatosit in sinuzoidal aralığa bakan yüzünde çok sayıda düzensiz şekil ve büyüklükte mikrovilluslar bulunur. Böylece hücrelerin kanla temas yüzü yaklaşık altı kat artırılarak absorbsiyon ve sekresyon için geniş bir yüzey oluşturulur. Hepatositler büyük, yuvarlak ve merkezi nukleuslara sahiptir. Bazen çift çekirdekli olabilir. Normalde düşük mitotik aktivitelidir. Yaşla birlikte çift çekirdek sayısı artar, bazı hücreler çok çekirdekli olabilir, bazen de poliplodi gözlenir. Her nukleus bir veya iki adet iyi belirgin nukleolus içerir. Hepatositlerin yaklaşık beş aylık yaşam süreleri vardır, sindirim sistemiyle ilişkili diğer hücrelerle kıyaslandığında nispeten uzun ömürlü hücreler olarak kabul edilebilirler. Ayrıca önemli ölçüde rejenerasyon yeteneklerinin olduğu bilinmektedir. Hepatosit sitoplazması hem düz hem de granüllü ER dan zengindir. Bunların hücre içindeki miktarları hücrenin lobul içindeki konumuna ve fizyolojik durumuna bağlı olarak değişebilir. 4

5 Bir lobcukta; merkezi bölgedeki hücrelerde granülsüz ve granüllü tip eşittir, orta bölgede granüllü tip fazla granülsüz tip azdır, periferal bölgede granüllü tip çok fazla düz tip ise çok azdır. Granüllü ER: Hepatosit sitoplazması genelde asidofiliktir. Granüllü ER kesecikleri ve serbest ribozomlar ise sitoplazma içinde kümeler oluşturan bazofilik cisimcikler şeklinde gözlenir. Bunların polizom ve keseciklerinde: - Kandan alınan çeşitli amino asitler işlenerek albumin, fibrinojen, protrombin, lipoproteinler gibi birçok protein sentezlenir. Granüllü ER da sentezlenen bu proteinler genellikle sitoplazmada depo edilmezler, direkt olarak kan dolaşımına verilirler. - Benzer şekilde, vücudun değişik hücre ve dokularında protein metabolizması sonucu oluşan ve vücut için zararlı olan protein atıkları kan yoluyla karaciğere ulaştığında, hepatositler tarafından birleştirilerek (aminoasit deaminasyonu) üre ye dönüştürülür ve böbreklerden süzülmek üzere tekrar kana verilir. Bunlar karaciğerin endokrin fonksiyonuna işaret eden örneklerdir. Granülsüz ER: Sitoplazma içinde genellikle dağınık olarak bulunan granülsüz ER, hücrenin fizyolojik durumuna bağlı olarak, granüllü ER ve Golgi aygıtı arasında da sıklıkla gözlenir. Hepatositlerdeki granülsüz ER ; sık alkol ve ilaç (phenobarbital, anabolic steroid ve progesteron) kullanımında, kanser tedavisinde kullanılan bazı kemoterapötik ilaçların alımında önemli miktarlarda artış gösterir. Granülsüz ER; karbontetraklorür (CCI 4 ) gibi bazı toksik maddelerin etkisinde daha hızlı bir metabolik aktivite gösterir. Granülsüz ER da gerçekleştirilen önemli işlemler ( aşağıda anılan işlemler başlıca granülsüz ER da gerçekleştirilmekle birlikte bazılarında granüllü ER unda katkısı olduğu unutulmamalıdır.): - Çeşitli ilaçların ve maddelerin vücuttan atılmadan once, zehirlenmeyi önlemek için oksidasyon, metilasyon ve konjugasyon işlemlerinden geçirilerek etkisizleştirilmelerini sağlayan enzimler granülsüz ER da bulunur. - Suda çözünmeyen toksik bilirubin i glukuronil transferaz enzimi arcılığıyla suda çözünen ve toksik olmayan biluribin glukuronid e dönüştürür. Bu bileşik büyük 5

6 oranda hepatositler tarafından safra kanalcıkları içine atılır, bir kısmıda böbreklerden süzülür. Bu olayda aksama görülürse sarılıkla karakterize çeşitli hastalıklar gelişir. Yenidoğanlarda sıkca görülen sarılığın ( neonatal hiperbilirubinemi) nedeni de hepatositlerde granülsüz ER keseciklerinin henüz yeteri kadar gelişmemiş olmasının sonucudur. - Kandan alınan glukoz granülsüz ER da glikojene dönüştürüldükten sonra sitoplazmada depo edilir (depo glikojen PAS boyaması ile pozitif boyanır). Depo glikojen granülsüz ER keseciklerine yakın bir konumda bulunur, kan glukoz düzeyi normalin altına düştüğünde glikojen tekrar granülsüz ER tarafından glukoza dönüştürülerek kana verilir ve enerji gereksinimleri için kullanılır. - Hepatositlerde yağ da sentezlenir (farklı boyutlardaki yağ damlacıkları uygun tespitlerden sonra Sudan veya toluidine boyaması ile iyi gösterilir). Vena porta yoluyla karaciğere gelen yağ asitleri (kompleks lipidler olan şilomikronlar lenf yoluyla taşınır) sinuzoidlerden Disse aralığına, oradan da pinositozla hepatosit içine alındıktan sonra granülsüz ER içinde esterleştirilerek trigliseridlere dönüştürülür, daha sonra granüllü ve granülsüz ER işbirliğiyle lipoproteinler oluşturulur, Golgi de yoğunlaştırılan ve ekzositozla hücreden atılan bu lipoproteinler kan veya lenf yoluyla yağ dokularına taşınarak orada depo edilirler. Memelilerin aksine balıklarda karaciğer aynı zamanda yağ depo eden organ özelliğindedir, balık yağı olarak hekimlikte kullanılan preparat balık karaciğerinden elde edilir. - Hücre membranının ana elemanı olan ve diğer birçok steroidin prekürsörü olan kolesterol biyosenteziyle ilgili enzimler de granülsüz ER da bulunur. Kolesterol ayrıca, karaciğerde granüllü ve granülsüz ER Golgi aygıtı işbirliğiyle sentezlenen çok küçük yoğunluklu lipoproteinlerin ( very low density lipoprotein, VLDL) de bir elemanıdır. - Lipidlerin ve aminoasitlerin glukoneogenez adı verilen karmaşık bir enzimatik olayla glukoza dönüştürülmesi ( granülsüz ve granüllü ER birlikte). - Deiyodinasyon yapar, yani; tiroksin (T4) ve triiodotronin (T3) den iyodun uzaklaştırılması ( granülsüz ve granüllü ER birlikte). - Alkol metabolizmasında görev yapar. Alkol midede emilimini takiben karaciğere gelir, hepatositlerde asetaldehit ve asetata metabolize olur (1.yol; alkol dehidrogenaz (ADH), 2. yol; mikrozomal etanol okside edici sistem (MEOS). - Safra: Karaciğerin ekzokrin salgısı olarak, hepatositlerde granülsüz ER da sentezlenen en önemli ürün ise safra dır (yetişkin bir insanda günde yaklaşık bir litre salgılanır). 6

7 Safra yapımı ve salınımı barsaklardaki enteroendokrin hücreler tarafından salgılanan kolekistokinin, gastrin, motilin gibi hormonlar ve otonom sinirler tarafından regüle edilir. Hepatositler kandan aldığı su, elektrolitler (Na ve Cl), safra asitleri, fosfolipidler, kolesterol ve bilirubin i birkaç işlemden geçirdikten sonra safraya dönüştürür. duodenumda yağların emülsiyon haline getirilmesinde önemli bir işlem görerek bunların daha sonra pancreas enzimi olan lipaz tarafından sindirilmelerini ve emilmelerini sağlar, kolesterol, fosfolipidler, safra tuzları, konjuge bilirubin ve elektrolitlerin atılımını sağlarlar, ilaçların ve ağır metallerin metabolik atıklarının atılmasını sağlarlar, IgA yı barsak mukozasına taşırlar (enterohepatik sirkülasyon). ( Safra salgısı sitolitik etkili bir maddedir, bu nedenle kan dolaşımından uzak tutulur. İki hepatosit in birbirine dönük yüzleri arasında çok dar tubuler bir aralık bulunur, safra kanalcıkları sisteminin başlangıcını oluşturan bu mikronmetre çapındaki kanallara safra kanalcıkları (bile canaliculus, kolanjiol ler) denir. Bu kanalcıkların çapı sekresyon durumuna göre daha da genişleyebilir. Hepatositlerin hücre membranı bu bölgede ATP ase etkisi gösterir ve kapillarlarının lumenine uzanan çok sayıda mikrovilluslara sahiptir. Safra salgısının etkisinden korunmak için kanalcıkları oluşturan membranlar özel bir glikokaliks ile kaplanmıştır. Kanalcığı oluşturmak üzere karşı karşıya gelen hepatosit membranları birbirleriyle zonula okludens ve dezmozom yapısında bağlantılarla sıkıca birbirlerine bağlanırlar, böylece safra salgısının intersellüler aralığa ve oradan da Disse aralığına ve sinuzoidlere geçmesi önlenmiştir. Bu kanalcıklara yakın olan sitoplazma kısımlarında bol miktarda aktin filamanları mevcuttur. Safra kanalcıklarındaki akış yönü lobcuk periferine doğrudur, tam periferde bunlar küçük safra kanalları yla (bile ductules, Herring kanallar) devam ederler, bunların duvarları önce tek katlı yassı daha sonraları kübik, soluk renkli epitellerle çevrilidir. Bunlar kısa bir mesafe seyrettikten sonra Kiernan aralığındaki safra kanallarına (bile ducts, ductus biliferi) açılırlar. Ductus biliferiler giderek birbirleriyle birleşirler ve nihayet sağ ve sol hepatik kanalları (duktus hepatikus dekster ve sinister) oluşturarak porta hepatisten karaciğeri terkettikden sonra birleşerek duktus hepatikus u yaparlar. Duktus hepatikus safra kesesinden gelen duktus sistikus ile birleştikten sonra duktus koledokus adını alır ve pankreas ın kanalıyla birleşerek duodenumun başlangıç kısmına açılır. Safra kanalları başlangıçta tek katlı kübik, daha sonra tek katlı pirizmatik bir lamina 7

8 epitelyalis ile bunun altında ince lamina propriya ve çok ince bir düz kas tabakasıyla sarılmıştır). Hepatosit sitoplazması Golgi aygıtı, lizozom, peroksizom, mitokondriyon gibi organellerce de oldukca zengindir. Golgi aygıtı; TEM ile incelemelerde rutin inceleme metodlarına göre daha belirgin şekilde gözlenirler, irili ufaklı, üç-beşi birarada bulunan 50 kadar kesecik, vezikül, vakuoller halindedirler. Bir kısmı safra kanalcıklarına yakın konumdadırlar ki, muhtemelen ekzokrin safra salınımıyla ilişkilidirler. Diğer bazı Golgi kesecik ve vezikülleri ise sinuzoidal yüze yakın konumda bulunurlar, bunlar ise VLDL (very low density lipoproteins), glikoproteinleri, plasma proteinleri ve diğer lipoproteinleri sentezleyip endokrin salgı olarak Disse aralıkları aracılığıyla dolaşıma verirler (bu grubun içinde, buraya yakın granülsüz ve granüllü ER keseciklerinin genişlemiş kısımları içinde de gözlenen nm çapında yoğun granüllersalgı ürünü- bulunur). Golgi aygıtı ayrıca lizozomların ve peroksizomların oluşturulması gibi işlerde görev yapar. Lizozomlar; Golgi aygıtına ve safra kanalcıklarına yakın konumdadırlar. Normal lizozomik enzimlerin yanısıra, TEM incelemelerinde pigment granülleri (lipofuscin), kısmen sindirilmiş sitoplazmik organeller ve myelin figürleri de içerdikleri gözlenir. Kansızlık, viral hepatitler, basit safra kanalı tıkanmalarına kadar değişen çeşitli patolojik durumlarda hepatositlerdeki lizozomların sayısında artış görülür. Başlıca fonksiyonları hücre içi yaşlı organellerin yıkımı ve dönüşümüdür, demirin geri dönüşümü için demirli bileşiklerin yıkımında çok önemlidir, depo glikojenin turnover ı için de önemlidir. Peroksizomlar; hepatositlerde bol ( adet) bulunurlar (diğer bol bulundukları bir hücre de böbrek hücreleridir), lizozomlardan daha küçüktürler. Hücrede oksijenin bulunduğu ana yerlerden biridir, bu nedenle mitokondriyonlara benzer fonksiyon yaparlar. Yaklaşık 50 kadar değişik enzim taşırlar. En önemli enzimleri oksidaz ve katalaz dır. Oksidaz Hidrojen peroksit oluşumunu sağlar. Katalaz ise yağ ve alkol metabolizması sonucu oluşan ve hücre için toksik bir madde olan olan hidrojen peroksitin yıkılmasnı sağlar (katalaz enzimi bu ürünü oksijen ve su açığa çıkartacak şekilde yıkıma uğratır). Ayrıca, pürinlerin fazlasının ürik aside yıkılması, kolesterol, safra asitleri ve myelin yapımında kullanılan bazı lipidlerin sentezi gibi görevlerle ilgili enzimler içerir. Mitokondriyonlar; her karaciğer hücresinde sitoplazma içinde dağınık olarak yüzlerce mitokondriyon bulunur ( adet kadar, hatta daha fazla olabilecekleri bildirilmiştir, 8

9 vital boyalarla iyi boyanırlar). Çeşitli metabolik olaylar için gereken enerji (ATP) üretimine yönelik enzimler içerirler. Karaciğer sinuzoidleri : Portal aralıkta bulunan vena porta ve arteria hepatika nın dalları, kanlarını lobcuk içindeki sinuzoidlere boşaltırlar. Sinuzoidler içinde kan gayet durgun bir akışa sahiptir. Sinuzoidler vena sentralislere açılırlar. Vena sentralisler birleşerek sublobuler vena ları, onlarda birleşerek vena hepatika yı yaparlar, bu da vena cava inferior e açılır. Karaciğer sinuzoidlerinin duvarında endotel hücreleri ve Kupffer hücreleri olmak üzere iki tür hücre bulunur ( bazı yazarlar bu iki hücrenin dışında; pit cell= intermediet hücre adını verdikleri üçüncü bir hücre tipi de tanımlamışlardır. Sinuzoid duvarında oldukca seyrek görünen bu hücrenin farklılaşmamış endotel hücrelerine benzer yapıda olduklarını, yoğun merkezi granüller içerdiklerini, endokrin görevli olabilecekleri veya naturel killer cell benzeri özellikler taşıdıklarını, gerektiğinde diğer hücrelere dönüşebilecekleri yolunda görüşler belirtmişlerdir ): 1) Endotel hücreleri: Tek katlı yassı, pencereli (diyaframsız, pencereler yaklaşık 100 nm çaplıdır) hücrelerdir. Koyu boyanan yassı nukleusları vardır. Sitoplazma ve organelleri azdır, sitoplazmada küçük pinositoz vezikülleri vardır. Bazal membranları incedir ve kopuntuludur. Endotel hücreleri arasındaki aralıklar, diyaframasız olan 100 nm çaplı pencereler, kopuntulu bazal membran yapısı kan plazmasının rahatlıkla perisinuzoidal aralığa geçerek hepatositlerle direkt temas etmesine olanak sağlar. 2) Kupffer in yıldız hücreleri: Mononukleer fagositik sisteme dahil, monosit orijinli hücrelerdir, ilk kez tanıtan Kupffer in adıyla anılırlar, kuvvetli fagositoz yaparlar. Komşu endotel hücreleri ile bağlantı yapmazlar, onlardan daha koyu ve büyüktür, yıldız şekillidir, sitoplazmik uzantıları vardır. Lizozom ve diğer organeller bakımından daha zengindir, peroksidaz reaksiyonu pozitiftir (endotel hücrelerinde negatif). Karaciğer hücre topluluğunun yaklaşık %15 ini oluştururlar. Sitoplazmalarında ferritin formunda demir ve alyuvar parçacıkları görülmesi bunların; dalaktan kaçan yaşlanmış alyuvarların metabolize edilmesi, hemoglobinin sindirilmesi gibi görevler yaptığına işarettir. Bu görev bilhassa dalağı çıkarılmış (splenectomy) vakalarda gayet açık bir şekilde gözlenir. Ayrıca barsaklardan alınan ve vena porta ile buraya taşınan bakterileri ortadan kaldırmak, immunolojik olaylarla ilgili proteinleri salgılamak başlıca görevlerindendir. 9

10 Sinuzoidler kapiller damarlardan daha geniş çaplıdırlar, pencereli tiptirler, bazal membran yer yer kesintilidir. Disse aralığı = perisinuzoiadal aralık: Sinuzoid duvarı ile hepatositler arasında dar bir aralık bulunur, buraya; Disse aralığı = perisinuzoidal aralık = subendotel aralık gibi isimler verilir. Disse aralığında retiküler ve nadiren kollagen lifler bulunursada amorf madde bulunmaz, kan plazması Disse aralığı içinde rahatca hareket eder. Hepatositlerin Disse aralığına bakan yüzleri çok sayıda mikrovillus içerir. Bu mikrovilluslar sayesinde hepatositlerin sinuzoid içindeki kandan Disse aralığına süzülen kan plazmasını işleme yüzeyi yaklaşık altı kat artırılmış olur. Hepatositlere işlenen ve sentezlenen proteinler, lipoproteinler ve diğer bazı ürünler yine aynı yüzeyden Disse aralığına boşaltılarak kan dolaşımına verilir (bu işlemin karaciğerin endokrin fonksiyonuna işaret ettiğine dikkat ediniz!!). Disse aralığı lobcuğun periferinde Mall aralığı ile devam eder, Mall aralıkları Portal alanlardaki lenf kapillarlarının başlangıcını oluşturur. Disse aralığı içinde bulunan yıldızsı hücrelere İto hücreleri (perisinuzoidal hücre) adı verilir. Bu hücreler mezenşimal orijinlidirler, sitoplazmalarında yağ içerirler ve vitamin A nın metabolizmasında ve depolanmasında rol oynarlar. Sağlıklı karaciğerde bu hücreler retinoidlerin alınması, depo edilmesi ve salınması, bazı ekstrasellüler matriks proteinlerinin ve proteoglikanların sentezi ve salgılanması, büyüme faktörlerinin ve sitokinlerin salgılanması ve çeşitli düzenleyici maddelere (örn. prostaglandinler, trombaksan A2) yanıt olarak sinusoid çapının düzenlenmesi gibi işlevler görürler. Bu hücreler fötal dönemde ise olasılıkla hemopoezi sağlayan stem cel olarak görev yaparlar. Daha çok lobcuğun periferine doğru yerleşen bu hücreler altın ile iyi boyanırlar. Bazı patolojik durumlarda ise bu hücreler lipid ve vitamin A depolama yeteneklerini kaybederek myofibroblast karekterinde bir hücreye dönüşürler ve Disse aralığı içine Tip I, Tip III kollagen sentezleyerek karaciğer fibrosis ine sebep olurlar. Ayrıca, bu İto hücreleri karaciğer yaralanmaları sonrası ekstrasellüler matriksin yenilenmesinde de rol oynarlar. Karaciğerin lenf drenajı: Disse aralıkları karaciğerde lenfin oluştuğu yerdir (sinuzoid duvarından Disse aralıklarına geçen kan plazması ile gevşek bağ dokusundaki, kapillarlardan çıkarak oluşan, doku sıvısı göletleri arasında işlevsel olarak ilişki kurmanın yanlış olmayacağı kanaatindeyim. Burada hepatositler; Disse aralığındaki kan plazmasından istediklerini alır, işler ve işlenmiş ürünleriyle birlikte metabolik artıklarını da Disse aralığına boşaltarak lenf sıvısını oluştururlar ). Yukarıda izah edildiği gibi, Disse aralığı lobcuğun periferinde Mall 10

11 aralığı ile devam eder, Mall aralıkları Portal alanlardaki lenf kapillarlarının başlangıcını oluştururlar, lenf kapillarları Glisson kapsülü içinde zengin bir lenf ağı oluştururlar ve bunların giderek çapları büyür, birleşerek Porta hepatis ten organı terk eder, alt taraf ana lenf damarı olan duktus torasikus a katılır. Duktus torasikus daki lenfin büyük bir bölümü karaciğerden az bir kısmı ise mezenterik lenfatikler aracılığıyla barsaklardan gelmektedir. Karaciğerde oluşan lenf sıvısı diğer yerlerdekinden daha fazla protein içerir. Karaciğerin Lobulasyonu: Histolojik ve fizyolojik bazı kriterler göz önüne alınarak, üç farklı karaciğer lobulü (veya ünitesi) tanımlanmıştır: 1. Klasik karaciğer lobülü: Poligonal veya hekzagonal şekillidir, köşelerinde Glisson üçgenleri, ortasında vena sentralis vardır. Köşelerde genellikle 6 portal alan bulunur. Kan akımı periferden merkeze doğrudur. Safra akışı merkezden perifere doğrudur. Yetişkin karaciğerinde yaklaşık 1 milyon adet klasik karaciğer lobülü vardır. Bu tür lobül tanımı karaciğerin endokrin fonksiyonunu açıklamakta avantaj sağlar. 2. Portal lobül: Bu ayırımda safra salgılanışı gözönüne alınmıştır. Birbirine komşu üç klasik lobülün vena sentralis lerini köşe kabul eden üçgen şeklindeki sahanın içi portal lobuldür. Lobulün merkezi portal alan (Kiernan aralığı) dır. Bu lobül de kan akımı merkezden perifere doğrudur, safra akış yönü periferden merkeze doğrudur. Bir bakıma, portal lobulün merkezi hepatositlerde salgılanan safranın toplandığı merkezdir. Bu tür lobül tanımı karaciğerin ekzokrin fonksiyonunu açıklamakta kolaylık sağlar. 3. Hepatik asinus: İki komşu klasik lobül içinde aynı hepatik arter ve vena porta dalından kanlanan hücre grupları hepatik asinus olarak tanımlanır. Lob; merkezi klasik lobüllerin bitişik kenarları (iki portal alan kapsayacak şekilde), dış sınırları her iki klasik lobüle ait vena sentalis ler olan baklava dilimi veya elipsoid şekillidir. Bu lobulusta hepatositler dağıtıcı damarlara olan yakınlıklarına göre 3 zona ayrılır. Birinci zondaki hücreler kana ilk, ikinci zondaki hücreler kana ikinci, üçüncü zondaki hücreler ise kana üçüncü derecede cevap veren hücrelerdir. Birinci zondaki hücreler damarlara en yakındır, bu nedenle de sinuzoide gelen kandaki oksijenden, besinlerden, toksinlerden ve safra kanalı tıkanmalarından ilk etkilenen ya da yararlanan hücrelerdir. Üçüncü zondaki hücreler bu olumlu/olumsuz etkilere daha geç muhatap olur, bu bölgede ischemic nekroz ve hücre yağlanması öncelikle gözlenir. İkinci zondaki hücreler ise söz konusu etkenlere zon 1 ve zon 3 deki hücrelere göre orta derecede tepki verirler. 11

12 Bu lobulde kan akışı merkezden perifere, safra akışı periferden merkeze doğrudur. Bu zonal düzenleme ise; kan ve hepatositler arasındaki metabolik işlevleri, ayrıca hepatositlerin çeşitli ajan veya hastalıklardan farklı derecelerde etkilenmelerininin açıklanmasında yarar sağlar. Bazı hastalıkların gelişmesinin de açıklamasına yardımcı olur. Karaciğerde hücre yenilenmesi ve rejenerasyon: Normal durumda karaciğer hücrelerinde yenilenme çok yavaş bir tempoda seyreder. Ortalama bin hücrede bir adet mitotik figür izlenir. Hepatositlerin yaşam süreleri yaklaşık 150 gün veya daha fazladır. Durum böyle olmakla birlikte, karaciğer dokusunun cerrahi yolla kısmi kayıplarında veya çeşitli travmatik etkiler veya toksik maddelerin etkisiyle bölgesel işlev kaybı durumunda hepatositler ileri derecede rejenerasyon yeteneği gösterir ve çok kısa sürede kayıp dokunun yenilenmesi sağlanır. Sıçanlarda %75 i çıkarılmış karaciğerin bir ay içinde kaybedilen dokunun tamamen rejenere olduğu gözlenmiştir. İnsanlarda bu özellik biraz daha sınırlıdır. Rejenerasyonun miktarı ve hızının; kişinin yaşına, hasarın büyüklüğüne ve türe göre değişebileceği bildirilmektedir. Genç rodentlerde kayıp miktarı ile rejenerasyonun hemen hemen birbirine eşit olduğu, buna karşın yaşlı rodentlerde rejenerasyonun kayıp miktardan daha az olduğu rapor edilmiştir. İnsanlarda ise rejenerasyonun kayıptan daima daha az olduğu, ve ayrıca ; yaşlı ve kilolu kişilerde rejenerasyonun genç ve silim kişilere göre daha sınırlı olduğu bildirilmektedir. Rejenerasyon geride kalan sağlam hepatositlerin mitozu ve büyümesi ile sağlanır. Vücudumuzu meydana getiren hücrelerin mitozu kanda dolaşan ve chalon lar adı verilen büyüme faktörleri tarafından düzenlenir. Karaciğer chalonları hepatositlerin sitoplazmalarında sentezlenir ve yeteri düzeyde bulunduklarında DNA sentezini baskılayarak normal koşullarda hepatositlerin çoğalmaları ve rejenerasyon üzerine negatif bir etki uygularlar. İşte normal, sağlıklı karaciğerde, chalon sentezi zirvede bulunduğundan mitoz figürlerine çok az sayıda raslarız. Karaciğer zarar gördüğünde ya da kısmen çıkarıldığında; buna bağlı olarak, dokudaki chalon miktarı azalacağından dokudaki mitotik aktivite artar. Rejenerasyon ilerledikce dokudaki chalon miktarı normal düzeyini bulur ve mitotik aktivite tekrar azalarak normal seyrine girer. Sürekli ya da sık sık tekrarlanan karaciğer hasarlarında, karaciğer de hepatosit rejenerasyonu yanında bağ dokusu artımı da hızlandığından, giderek bağ dokusu artar ve siroz denen patolojik durum şekillenir. Hepatosit rejenerasyonunu kontrol eden başlıca maddeler şunlardır: 12

13 .Hepatosit growth faktör,. TGF-alfa (transforming growth faktör alfa). TGF-Beta (transforming growth faktör beta). EGF (epidermal growth faktör). İnterlökin-6 Bu maddelerin çoğu İto hücreleri tarafından salgılanır. 13

KARACİĞER HİSTOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker

KARACİĞER HİSTOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker KARACİĞER HİSTOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker Dıştan glisson kapsülü ile sarılmış olup, insan vücudunun en büyük salgı bezi ve organıdır. Hem endokrin hem de ekzokrin bir bezdir. Parankimadan oldukça zengindir.

Detaylı

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)! HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücre Hücre: Tüm canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesi İnsan vücudunda trilyonlarca hücre bulunur Fare, insan veya filin hücreleri yaklaşık aynı büyüklükte Vücudun büyüklüğü

Detaylı

KARACİYER SAFRA KESESİ. Dr. Oktay Arda

KARACİYER SAFRA KESESİ. Dr. Oktay Arda KARACİYER SAFRA KESESİ Dr. Oktay Arda K.C. Ana Fonksiyoları Safra Yapımı Yağ Sindirimi İçin Önemli Bir Sıvı? Metabolizmasında Önemli Rol: Lipid Karbonhidrat Protein DR. OKTAY ARDA 2 K.C. Ana Fonksiyoları

Detaylı

KARACİĞER - SAFRA KESESİ PANKREAS HİSTOLOJİSİ

KARACİĞER - SAFRA KESESİ PANKREAS HİSTOLOJİSİ KARACİĞER SAFRA KESESİ PANKREAS HİSTOLOJİSİ KARACİĞER Makroskopik olarak sınırları az çok belirgin dört lob dan oluşmuş bulunan karaciğer vücudun en büyük bezidir. Yetişkinlerde yaklaşık 1500 gr ağırlığındadır

Detaylı

Özofagus Mide Histolojisi

Özofagus Mide Histolojisi Özofagus Mide Histolojisi Sindirim kanalını oluşturan yapılar Gastroıntestınal kanal özafagustan başlayıp anüse değin devam eden değişik çaptaki bir borudur.. Ağız, Farinks (yutak), özafagus(yemek borusu),

Detaylı

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli Endotel, dolaşım sistemini döşeyen tek katlı yassı epiteldir. Endotel hücreleri, kan damarlarını kan akımı yönünde uzunlamasına döşeyen yassı,

Detaylı

SAFRA KANAL SİSTEMİ VE SAFRA KESESİ. Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker

SAFRA KANAL SİSTEMİ VE SAFRA KESESİ. Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker SAFRA KANAL SİSTEMİ VE SAFRA KESESİ Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker Safra Kanal Sistemi; Safranın hepatositten safra kesesine Safra kesesinden bağırsağa aktığı Çapı giderek artan kanallar sistemi En küçük dalı,

Detaylı

Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını. birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların

Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını. birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların uzandığı fibroelastik bir kapsülle sarılıdır. Dalağın orta çizgisindeki hilumda kapsül

Detaylı

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 asli.memisoglu@deu.edu.tr KONULAR HAYVAN HÜCRESİ HAYVAN, BİTKİ, MANTAR, BAKTERİ HÜCRE FARKLARI HÜCRE ORGANELLERİ

Detaylı

Sindirim Sisteminin Bezleri

Sindirim Sisteminin Bezleri Sindirim Sisteminin Bezleri Doç. Dr. Özgür Çınar Histoloji- Embriyoloji Anabilim Dalı 1 KARACİĞER (LİVER, Hepar) Neden mide karaciğer tarafından örtülür? Karaciğer mideyi ve böylece yiyecekleri sıcak tutsun

Detaylı

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel LİPOPROTEİNLER LİPOPROTEİNLER Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı olarak çözündüklerinden, taşınmaları için stabilize edilmeleri gerekir. Lipoproteinler; komplekslerdir. kanda lipidleri taşıyan

Detaylı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı LİPOPROTEİN METABOLİZMASI Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Lipoprotein Nedir? 1- Lipidler Hidrofobik lipidler çekirdekte (Trigliserit, Kolesterol esterleri)

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı Hücrenin fiziksel yapısı HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücreyi oluşturan yapılar Hücre membranı yapısı ve özellikleri Hücre içi ve dışı bileşenler Hücre membranından madde iletimi Vücut sıvılar Ozmoz-ozmmotik basınç

Detaylı

KARACİĞER safra Kesesİ pankreas. Doç. Dr. Özgür Çınar

KARACİĞER safra Kesesİ pankreas. Doç. Dr. Özgür Çınar KARACİĞER safra Kesesİ pankreas Doç. Dr. Özgür Çınar KARACİĞER (LİVER, Hepar) Ciğerini bilirim!!! Görevleri-1 (kabaca) Detoksifikasyon Depolama Salgılama (Endokrin ve ekzokrin) Kan yapımı ve yıkımı Görevleri-2a

Detaylı

07/04/17. Karaciğer, Pankreas, Safra Kesesi. Prof. Dr. Özgür Çınar. Bir Olgu Tartışalım. Histoloji-Embriyoloji Anabilim Dalı

07/04/17. Karaciğer, Pankreas, Safra Kesesi. Prof. Dr. Özgür Çınar. Bir Olgu Tartışalım. Histoloji-Embriyoloji Anabilim Dalı Karaciğer, Pankreas, Safra Kesesi Prof. Dr. Özgür Çınar Histoloji-Embriyoloji Anabilim Dalı Bir Olgu Tartışalım 48 yaşında erkek hasta Halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, özellikle geceleri mide yanması

Detaylı

SİNDİRİM KANALININ BÜYÜK BEZLERİ

SİNDİRİM KANALININ BÜYÜK BEZLERİ SİNDİRİM KANALININ BÜYÜK BEZLERİ Bunlar sindirim kanalının dışında yer alır ve salgılarını büyük akıtıcı kanallarıyla sindirim kanalına akıtırlar. 1-Makroskopik tükürük bezleri 2-Pankreas 3-Karaciğerdir

Detaylı

Kazanım Merkezli Çalışma Kağıdı 1. Ünite Vücudumuzda Sistemler Sindirim Sistemi

Kazanım Merkezli Çalışma Kağıdı 1. Ünite Vücudumuzda Sistemler Sindirim Sistemi Fen Bilimleri 7. Sınıf Aşağıda, sindirim sistemi ile ilgili verilen ifadelerden doğru olanlarının yanına (, yanlış olanlarının yanına (Y) koyunuz. Aşağıda verilen resimde sindirim sistemi organlarının

Detaylı

BİY 471 Lipid Metabolizması-I. Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ Güz Yarı Dönemi

BİY 471 Lipid Metabolizması-I. Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ Güz Yarı Dönemi BİY 471 Lipid Metabolizması-I Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ 2008-2009 Güz Yarı Dönemi Lipoproteinler Türev lipidler: Glikolipidler Lipoproteinler Lipoproteinler, lipidlerin proteinlerle oluşturdukları komplekslerdir.

Detaylı

HÜCRE ZARINDA TAŞIMA PROF. DR. SERKAN YILMAZ

HÜCRE ZARINDA TAŞIMA PROF. DR. SERKAN YILMAZ HÜCRE ZARINDA TAŞIMA PROF. DR. SERKAN YILMAZ Hücre içi ve hücre dışı sıvılar bileşimleri yönünden oldukça farklıdır. Hücre içi sıvı intraselüler sıvı, hücre dışı sıvı ise ekstraselüler sıvı adını alır.

Detaylı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı LİPOPROTEİN METABOLİZMASI Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Lipoprotein Nedir? 1- Lipidler Hidrofobik lipidler çekirdekte (Trigliserit, Kolesterol esterleri)

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI Canlılar hayatsal faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için ATP ye ihtiyaç duyarlar. ATP yi ise besinlerden sağlarlar. Bu nedenle

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

KAS DOKUSU. Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri

KAS DOKUSU. Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri KAS DOKUSU Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri Kasın Fonksiyonu Hareket Solunum Vücut ısısının üretimi İletişim Organların kontraksiyonu

Detaylı

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ - Canlı vücudunu meydana getiren hücre, doku ve organların çıplak gözle görülemeyen (mikroskopik) yapılarını inceleyen bir bilim koludur. - Histolojinin sözlük anlamı

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ İdrar oluşturmak... Üriner sistemin ana görevi vücutta oluşan metabolik artıkları idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırmak ve sıvı elektrolit dengesini korumaktır. Üriner

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 33. ADIM HÜCRE 10- SİTOPLAZMA 2

ADIM ADIM YGS-LYS 33. ADIM HÜCRE 10- SİTOPLAZMA 2 ADIM ADIM YGS-LYS 33. ADIM HÜCRE 10- SİTOPLAZMA 2 TEK ZARLI ORGANELLER 1) Endoplazmik Retikulum Hücre zarı ile çekirdek zarı arasında oluşmuş kanalcıklardır. Yumurta hücresi, embriyonik hücreler ve eritrositler(alyuvar)

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri DOKU Dicle Aras Doku ve doku türleri Doku Bazı özel görevler üstlenmiş hücre topluluklarıdır. Bir doku aynı yönde özelleşmiş hücre ve hücreler arası maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İntrauterin

Detaylı

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine EPİTEL DOKU EPİTEL DOKU Birbirine bitişik hücrelerden yapılmıştır. Hücreler arası madde çok azdır. Ektoderm, mezoderm ve endoderm olmak üzere her üç embriyon yaprağından köken alır. Epitel dokusu mitoz

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ III

SİNDİRİM SİSTEMİ III SİNDİRİM SİSTEMİ III Sindirim Kanalı Bezleri 1-Tükürük Bezleri 2- Pankreas 3- Karaciğer Tükürük Bezleri (Glandula Salivales) Tükürük, küçük ve büyük tükürük bezleri tarafından salgılanarak, bu bezlerin

Detaylı

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir.

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop:  Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir. Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Gözümüzle göremediğimiz çok küçük birimleri (canlıları, nesneleri vs ) incelememize yarayan alete mikroskop denir. Mikroskobu ilk olarak bir kumaş satıcısı

Detaylı

LİZOZOMLAR Doç. Dr. Mehmet Güven

LİZOZOMLAR Doç. Dr. Mehmet Güven LİZOZOMLAR Doç.. Dr. Mehmet GüvenG Lizozomlar tek bir membran ile çevrili evrili veziküler yapılı organellerdir. Lizozomlar eritrosit dışıd ışındaki tüm t m hayvan hücrelerinde h bulunur. Ortalama olarak

Detaylı

Bağ doku. Mezodermden köken alır. En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir)

Bağ doku. Mezodermden köken alır. En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir) Bağ doku Mezodermden köken alır En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir) Bağ dokunun Fonksiyonları Diğer organ ve dokuların Fonksiyonal ve yapısal desteğini sağlar. kan damarları aracılığı

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ

HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ 1 HÜCRE Kompleks çok hücreli organizmaların, (hayatın karakteristik özelliklerine sahip) en küçük yapısal birimine HÜCRE denir. Hücreler yaşayan organizmaların yapısal

Detaylı

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın Mitokondri, ökaryotik organizmanın farklı bir organeli Şekilleri küremsi veya uzun silindirik Çapları 0.5-1 μm uzunlukları 2-6 μm Sayıları

Detaylı

FARMAKOKİNETİK. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

FARMAKOKİNETİK. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN FARMAKOKİNETİK Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN 2 İlaç Vücuda giriş Oral Deri İnhalasyon Absorbsiyon ve Doku ve organlara Dağılım Toksisite İtrah Depolanma Metabolizma 3 4 İlaçların etkili olabilmesi için, uygulandıkları

Detaylı

SİTOPLAZMA VE ORGANELLER

SİTOPLAZMA VE ORGANELLER SİTOPLAZMA VE ORGANELLER Sitoplazma, hücre iskeleti, organeller ve bunların içinde yer aldığı koyu kıvamlı sıvı kısımdan ( sitozol, sitoplazma) oluşur. ORGANELLER 1. Mitokondri 2. Plastitler 3. Ribozom

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 24 ARALIK MART 2019)

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 24 ARALIK MART 2019) 2018-2019 DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 24 ARALIK 2018 01 MART 2019) DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM Anatomi 26 5X2 36 Fizyoloji 22 4X2 30 Histoloji ve Embriyoloji 12 6X2 24 Tıbbi Biyokimya

Detaylı

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA ADRENAL BEZ MEDULLA BÖLGESİ HORMONLARI Böbrek üstü bezinin öz bölgesi, embriyonik dönemde sinir dokusundan gelişir bu nedenle sinir sisteminin uzantısı şeklindedir. Sempatik

Detaylı

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ 05-06 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 0: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ Ders Kurulu Başkanı: / Başkan Yardımcıları: / Histoloji Embriyoloji Yrd. Doç. Dr. Bahadır Murat Demirel / Üyeler: / Tıbbi / Dersin AKTS

Detaylı

KARBONHİDRATLAR. Glukoz İNSAN BİYOLOJİSİ VE BESLENMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ OLAN

KARBONHİDRATLAR. Glukoz İNSAN BİYOLOJİSİ VE BESLENMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ OLAN KARBONHİDRATLAR Normal diyet alan kişilerde enerjinin % 55-60 ı karbonhidratlardan sağlanır. Bitkiler karbonhidratları fotosentez yoluyla güneş ışığının yardımıyla karbondioksit ve sudan yararlanarak klorofilden

Detaylı

Karaciğer ve Safra kesesi ve Pankreas Histolojisi. Prof.Dr.Ayhan BĠLĠR

Karaciğer ve Safra kesesi ve Pankreas Histolojisi. Prof.Dr.Ayhan BĠLĠR Karaciğer ve Safra kesesi ve Pankreas Histolojisi Prof.Dr.Ayhan BĠLĠR Dersin amacı; Karaciğer de lobul yapısını, çeģitlerini karaciğer fonksiyonlarıyla bağlantı kurarak öğrenmek, Hepatosit,Ito ve kupffer

Detaylı

BİYOLOJİK MEMBRANLAR. Prof.Dr. Kadir TURAN V 1

BİYOLOJİK MEMBRANLAR. Prof.Dr. Kadir TURAN V 1 BİYLJİK MEMBRANLAR Prof.Dr. Kadir TURAN V 1 MEMBRANLAR MBC-IV.th edition Membranların genel yapısı Non-kovalent etkileşimlerin bir arada tuttuğu lipid ve proteinlerin oluşturduğu ince bir film yapısındadır.

Detaylı

BİLİRUBİN METABOLİZMASI. Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD

BİLİRUBİN METABOLİZMASI. Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD BİLİRUBİN METABOLİZMASI Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Dersin amaçı Bilirubin oluşumunu ve atılımını öğrenmek İndirek ve direk bilirubinin özelliklerini öğrenmek Arttığı ve

Detaylı

Serbest Çalışma

Serbest Çalışma TARİH SAAT KONU Dönem 2, Kurul 3 DERS 8 Ocak 18 Pazartesi 11.00-11.50 Ağız Boşluğu E. TUNÇ ANATOMİ 12.00-12.50 Tükrük Bezleri, Dişler E. TUNÇ ANATOMİ 09.Oca.18 09.00-09.50 Sindirim Fizyolojisine Giriş,

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

Çekirdek 4 bölümden oluşur Çekirdek zarı: karyolemma Kromatin: Chromatin Çekirdekcik: Nucleolus Çekirdek sıvısı: karyolymph

Çekirdek 4 bölümden oluşur Çekirdek zarı: karyolemma Kromatin: Chromatin Çekirdekcik: Nucleolus Çekirdek sıvısı: karyolymph NUKLEUS Bir hücrenin tüm yapılarının ve etkinliklerinin kodlandığı kromozomu Ayrıca, DNA sını dublike edecek ve 3 tip RNA yı ribozomal (rrna), haberci (mrna) ve transfer (trna)-sentezleyecek ve işleyecek

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 34. ADIM HÜCRE 11- SİTOPLAZMA 3

ADIM ADIM YGS-LYS 34. ADIM HÜCRE 11- SİTOPLAZMA 3 ADIM ADIM YGS-LYS 34. ADIM HÜCRE 11- SİTOPLAZMA 3 TEK ZARLI ORGANELLER 4) Koful Hücre içerisinde çeşitli görevleri bulunan organeldir. Genel olarak hayvan hücrelerinde çok sayıda küçük küçük ;bitki hücrelerinde

Detaylı

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 Lenfoid Sistem Lenfositlerin, mononükleer fagositlerin ve diğer yardımcı rol oynayan hücrelerin bulunduğu, yabancı antijenlerin taşınıp yoğunlaştırıldığı, Antijenin

Detaylı

SİNDİRİM VE METABOLİZMA SİSTEMLERİ III. DERS KURULU (23 ARALIK OCAK ŞUBAT 2014)

SİNDİRİM VE METABOLİZMA SİSTEMLERİ III. DERS KURULU (23 ARALIK OCAK ŞUBAT 2014) T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2013 2014 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNDİRİM VE METABOLİZMA SİSTEMLERİ III. DERS KURULU (23 ARALIK 2013 24 OCAK ŞUBAT 2014) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR

Detaylı

Solunum, genel anlamda canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır.

Solunum, genel anlamda canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır. SOLUNUM SİSTEMLERİ Solunum, genel anlamda canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır. 1. Dış Solunum Solunum organlarıyla dış ortamdan hava alınması ve verilmesi, yani soluk alıp vermeye

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNDİRİM VE METABOLİZMA SİSTEMLERİ

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNDİRİM VE METABOLİZMA SİSTEMLERİ T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2014 2015 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNDİRİM VE METABOLİZMA SİSTEMLERİ III. DERS KURULU (15 ARALIK 2014 17 OCAK 2015) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR

Detaylı

KAN DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN

KAN DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN KAN DOKUSU Prof. Dr. Levent ERGÜN 1 Kan Dokusu Plazma (sıvı) ve şekilli elemanlarından oluşur Plazma fundememtal substans olarak kabul edilir. Kanın fonksiyonları Transport Gaz, besin, hormon, atık maddeler,

Detaylı

Beslenmeden hemen sonra, artan kan glikoz seviyesi ile birlikte insülin hormon seviyesi de artar. Buna zıt olarak glukagon hormon düzeyi azalır.

Beslenmeden hemen sonra, artan kan glikoz seviyesi ile birlikte insülin hormon seviyesi de artar. Buna zıt olarak glukagon hormon düzeyi azalır. Seçmeli Ders: Dokular ve Organlar Arası Metabolik İlişkiler 1.HAFTA Normal metabolizmada aktif olan günlük akış; Yaşamak için gerekli olan enerji akışı, dışardan alınan gıdalardan elde edilir. Kullanılan

Detaylı

Endokrin Sistem. Paratiroid Tiroid Pankreas Surrenal bez. Dr.Murat TOSUN

Endokrin Sistem. Paratiroid Tiroid Pankreas Surrenal bez. Dr.Murat TOSUN Endokrin Sistem Paratiroid Tiroid Pankreas Surrenal bez Dr.Murat TOSUN TİROİD VE PARATİROİD BEZLER Embriyolojik dönemde Tiroid bezi 4. hafta civarında farenks tabanında tuberculum impar ve copula arasındaki

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2014 2015 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNDİRİM VE METABOLİZMA SİSTEMLERİ

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2014 2015 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNDİRİM VE METABOLİZMA SİSTEMLERİ T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2014 2015 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNDİRİM VE METABOLİZMA SİSTEMLERİ III. DERS KURULU (15 ARALIK 2014 17 OCAK 2015) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR

Detaylı

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler ENDOKRİN SİSTEM Endokrin sistem, sinir sistemiyle işbirliği içinde çalışarak vücut fonksiyonlarını kontrol eder ve vücudumuzun farklı bölümleri arasında iletişim sağlar. 1 ENDOKRİN BEZ Tiroid bezi EKZOKRİN

Detaylı

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018)

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018) 2017-2018 DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018) DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM Anatomi 26 5X2 31 Biyofizik 4-4 Fizyoloji 22 5X2 27 Histoloji ve Embriyoloji 12 6X2 18 Tıbbi

Detaylı

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. 1 BESLENME BİLİMİ 2 Yaşamımız süresince yaklaşık 60 ton besin tüketiyoruz. Besinler sağlığımız ve canlılığımızın devamını sağlar. Sağlıklı bir

Detaylı

Kemik iliği yapısı Miyeloretiküler Bağ Dokusu

Kemik iliği yapısı Miyeloretiküler Bağ Dokusu Kemik iliği yapısı Miyeloretiküler Bağ Dokusu Doç. Dr. Sinan Özkavukcu Histoloji-Embriyoloji AD Öğretim Üyesi Üremeye Yardımcı Tedavi ve Eğitim Merkezi Laboratuvar Sorumlusu Kemik İliği Kemik iliği çok

Detaylı

Yağ ihtiyacı nereden karşılanır?

Yağ ihtiyacı nereden karşılanır? Besinde Lipitler Besinsel Yağlar 1. Trigliseritler (%90) 2. Kolesterol (serbest ya da yağ asitlerine bağlı halde) 3. Serbest Yağ Asitleri 4. Fosfolipitler 5. Yağda Çözünen Vitaminler (A,D,E,K) Suda çözünmezler

Detaylı

Yemek Tatili Yemek Tatili Yemek Tatili Yemek Tatili

Yemek Tatili Yemek Tatili Yemek Tatili Yemek Tatili TARİH SAAT KONU DERS 8 Ocak 18 09.00-09.50 Serbest Çalışma Pazartesi 10.00-10.50 Serbest Çalışma 11.00-11.50 Ağız Boşluğu E. TUNÇ ANATOMİ 12.00-12.50 Tükrük Bezleri, Dişler E. TUNÇ ANATOMİ 16.00-16.50

Detaylı

DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİNİN OLUŞMASI TRİGLİSERİTLERİN SENTEZİ

DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİNİN OLUŞMASI TRİGLİSERİTLERİN SENTEZİ 9. Hafta: Lipit Metabolizması: Prof. Dr. Şule PEKYARDIMCI DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİNİN OLUŞMASI Palmitoleik ve oleik asitlerin sentezi için palmitik ve stearik asitler hayvansal organizmalardaki çıkş maddeleridir.

Detaylı

Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2

Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 İÇİNDEKİLER Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 CANLILARIN OLUŞUMU... 6 CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ... 11 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI... 13 SİSTEMATİK... 34 BİTKİ VE

Detaylı

www.benimdershanem.esy.es BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS HÜCRE

www.benimdershanem.esy.es BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS HÜCRE www.benimdershanem.esy.es Bilgi paylaştıkça çoğalır. BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS HÜCRE HÜCRE Hücre ya da göze, bir canlının yapısal ve işlevsel özellikler gösterebilen en küçük birimidir. Atomların molekülleri,

Detaylı

Hücre zarında madde taşınım yolları Sitoplazma ve organeller

Hücre zarında madde taşınım yolları Sitoplazma ve organeller Hücre zarında madde taşınım yolları Sitoplazma ve organeller Hücre zarının en önemli görevi hücreyi dış ortamdan ayırmak ve hücreye madde giriş ve çıkışını kontrol etmektir. Böylece maddelerin, özellikle

Detaylı

İLK DEFA 1665 YILINDA ROBERT HOOK, MANTAR DOKUSUNU İNCELEMİŞ GÖZLEMLEDİGİ YAPILARDA KÜÇÜK BOŞLUKLAR GÖRMÜŞ VE GÖRDÜĞÜ BU BOŞLUKLARA İÇİ BOŞ ODACIKLAR

İLK DEFA 1665 YILINDA ROBERT HOOK, MANTAR DOKUSUNU İNCELEMİŞ GÖZLEMLEDİGİ YAPILARDA KÜÇÜK BOŞLUKLAR GÖRMÜŞ VE GÖRDÜĞÜ BU BOŞLUKLARA İÇİ BOŞ ODACIKLAR HÜCRE İLK DEFA 1665 YILINDA ROBERT HOOK, MANTAR DOKUSUNU İNCELEMİŞ GÖZLEMLEDİGİ YAPILARDA KÜÇÜK BOŞLUKLAR GÖRMÜŞ VE GÖRDÜĞÜ BU BOŞLUKLARA İÇİ BOŞ ODACIKLAR ANLAMINA GELEN HÜCRE DEMİŞTİR.ANCAK HÜCRE BİLİMİNİN

Detaylı

GOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II IV. KURUL 2009 2010

GOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II IV. KURUL 2009 2010 IV. Kurul Gastrointestinal Sistem ve Metabolizma IV. Kurul Süresi: 5 hafta IV. Kurul Başlangıç Tarihi: 17 Şubat 2010 IV. Kurul Bitiş ve Sınav Tarihi: 22 23 Mart 2010 Ders Kurulu Sorumlusu: Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

A. TOHUMLU BİTKİLERİN TEMEL KISIMLARI

A. TOHUMLU BİTKİLERİN TEMEL KISIMLARI Bitkilerin Yapısı Biyoloji Ders Notları A. TOHUMLU BİTKİLERİN TEMEL KISIMLARI Karasal bitkiler iki organ sistemine sahiptir. Toprakların su ve mineral alınmasını sağlayan toprak altı kök sistemi ve gövde,

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ)

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ) YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ) DOĞRU YANLIŞ SORULARI Depo yağlar iç organları basınç ve darbelerden korur. Steroitler hücre zarının yapısına katılır ve geçirgenliğini artırır.

Detaylı

HÜCRE. Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi

HÜCRE. Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi HÜCRE Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi Hücre Canlıların en küçük yapı taşıdır Bütün canlılar hücrelerden oluşur Canlılar tek hücreli ya da çok hücreli olabilir Bitki ve hayvan hücresi = çok

Detaylı

BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!!

BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!! DERS : BİYOLOJİ KONU: HÜCRE BELKİDE BİYOLOJİNİN EN TEMEL KONUSU EN ZEVKLİ KONUSUNA BAŞLAYALIM ARKADAŞLAR!!! Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimidir.( Virüsler hariç) Şekil: Bir hayvan

Detaylı

BAĞ DOKUSU. Gevşek Bağ Dokusu Sıkı Bağ Dokusu (Düzenli, Düzensiz) Özelleşmiş Bağ Dokusu

BAĞ DOKUSU. Gevşek Bağ Dokusu Sıkı Bağ Dokusu (Düzenli, Düzensiz) Özelleşmiş Bağ Dokusu BAĞ DOKUSU BAĞ DOKUSU Gevşek Bağ Dokusu Sıkı Bağ Dokusu (Düzenli, Düzensiz) Özelleşmiş Bağ Dokusu Yağ Dokusu Kan Dokusu Müköz Bağ Dokusu Destek Bağ Dokusu Kıkırdak Dokusu (Hiyalin, Elastik, Fibröz) Kemik

Detaylı

ER Golgi Lizozom Yönünde Vezikül Trafiği

ER Golgi Lizozom Yönünde Vezikül Trafiği ER Golgi Lizozom Yönünde Vezikül Trafiği Salgılama (Sekresyon) Hücrenin üretip dışarı vermek üzere organize olduğu işlemlerin tümü. Protein, lipid, KH ve bileşik moleküller salgılanır. Aktif bir işlem

Detaylı

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları Doç. Dr. Ahmet Özaydın Nükleus (çekirdek) ökaryotlar ile prokaryotları ayıran temel özelliktir. Çekirdek hem genetik bilginin deposu hem de kontrol merkezidir.

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU 11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU DUYU ORGANLARI Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamda mevcut fiziksel, kimyasal ve mekanik uyarıları alan

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ III. Doç.Dr. Senem Güner

SİNDİRİM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ III. Doç.Dr. Senem Güner SİNDİRİM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ III Doç.Dr. Senem Güner MİDE Mide gıdaların depolandıgı, karıstırıldıgı ve sindirildigi organdır. Özefagustan gelen gıdalar midye altözefageal giristen girerler ve pilor pompası

Detaylı

BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2

BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 İÇİNDEKİLER Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 CANLILARIN OLUŞUMU... 5 CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ... 9 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI... 11 SİSTEMATİK... 13 BİTKİ VE HAYVANLARIN

Detaylı

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez II.Hayvansal Dokular Hayvanların embriyonik gelişimi sırasında Ektoderm, Mezoderm ve Endoderm denilen 3 farklı gelişme tabakası (=germ tabakası) bulunur. Bütün hayvansal dokular bu yapılardan ve bu yapıların

Detaylı

Tükrük Bezleri Tükrük (saliva) adı verilen salgıyı üreten ve bu salgıyı ağız boşluğuna akıtan bezlerdir. -Mikroskopik tükrük bezleri: Ağız boşluğu

Tükrük Bezleri Tükrük (saliva) adı verilen salgıyı üreten ve bu salgıyı ağız boşluğuna akıtan bezlerdir. -Mikroskopik tükrük bezleri: Ağız boşluğu TÜKRÜK BEZLERİ Tükrük Bezleri Tükrük (saliva) adı verilen salgıyı üreten ve bu salgıyı ağız boşluğuna akıtan bezlerdir. -Mikroskopik tükrük bezleri: Ağız boşluğu mukozasının submukozasında yeralırlar ve

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II III. KURUL DERS PROGRAMI (SİNDİRİM SİSTEMİ) 08 OCAK MART 2018 (6 HAFTA)

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II III. KURUL DERS PROGRAMI (SİNDİRİM SİSTEMİ) 08 OCAK MART 2018 (6 HAFTA) 2017-2018 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II III. KURUL DERS PROGRAMI (SİNDİRİM SİSTEMİ) 08 OCAK 2018 02 MART 2018 (6 HAFTA) DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ DÖNEM II KOORDİNATÖR YARDIMCISI DÖNEM

Detaylı

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Proteinlerin yapısında; Karbon ( C ) Hidrojen ( H ) Oksijen

Detaylı

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT Prof.Dr.Fadıl Özyener Fizyoloji Anabilim Dalı Sempatik Sistem Adrenal Medulla Kas kan dolaşımı Kan basıncı Solunum sıklık ve derinliği Kalp kasılma gücü Kalp atım

Detaylı

Hücre Fizyolojisi Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

Hücre Fizyolojisi Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Hücre Fizyolojisi Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri Ortamdan ham materyali alırlar Enerji üretirler. Bu enerji iç ortam dengesini sağlamak ve sentez reaksiyonlarını yürütmek

Detaylı

BALIKLARDA SİNDİRİM VE SİNDİRİM ENZİMLERİ. İlyas KUTLU Kimyager Su Ürünleri Sağlığı Bölümü. vücudun biyokimyasal süreçlerinin etkin bir şekilde

BALIKLARDA SİNDİRİM VE SİNDİRİM ENZİMLERİ. İlyas KUTLU Kimyager Su Ürünleri Sağlığı Bölümü. vücudun biyokimyasal süreçlerinin etkin bir şekilde BALIKLARDA SİNDİRİM VE SİNDİRİM ENZİMLERİ İlyas KUTLU Kimyager Su Ürünleri Sağlığı Bölümü Proteinler, yağlar ve karbohidratlar balıklar amino asitlerin dengeli bir karışımına gereksinim tarafından enerji

Detaylı

HÜCRE. Dicle Aras. Hücre bölünmesi, madde alışverişi ve metabolizması

HÜCRE. Dicle Aras. Hücre bölünmesi, madde alışverişi ve metabolizması HÜCRE Dicle Aras Hücre bölünmesi, madde alışverişi ve metabolizması Hücre Bölünmesi Hücre bölünme ve çoğalması iki şekilde gerçekleşir. Vücut soma hücrelerinin bölünme ve çoğalma biçimi Mitoz (mitosis),

Detaylı

Adrenal Korteks Hormonları

Adrenal Korteks Hormonları Adrenal Korteks Hormonları Doç. Dr.Fadıl Özyener Fizyoloji AD Bu derste öğrencilerle Adrenal korteks hormonlarının (AKH) sentez ve salgılanması, organizmadaki hücre, doku ve sistemlerde genel fizyolojik

Detaylı

İNSANDA SİNDİRİM İnsanda sindirim sistemi; ağız, yutak, yemek borusu, mide, ince bağırsak, pankreas, karaciğer, kalın bağırsak ve anüs olmak üzere 9

İNSANDA SİNDİRİM İnsanda sindirim sistemi; ağız, yutak, yemek borusu, mide, ince bağırsak, pankreas, karaciğer, kalın bağırsak ve anüs olmak üzere 9 İNSANDA SİNDİRİM İnsanda sindirim sistemi; ağız, yutak, yemek borusu, mide, ince bağırsak, pankreas, karaciğer, kalın bağırsak ve anüs olmak üzere 9 bölümden oluşmuştur. Ağız; dil, diş ve tükürük bezlerinden

Detaylı

Kolesterol Metabolizması. Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya A.B.D.

Kolesterol Metabolizması. Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya A.B.D. Kolesterol Metabolizması Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya A.B.D. Steroidler Steroidlerin yapı taşı birbirine yapışık 4 halkalı karbon iskelehdir, bu yapı

Detaylı

Dr. M. Emin KAFKAS İnönü Üniversitesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü 2015/Malatya

Dr. M. Emin KAFKAS İnönü Üniversitesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü 2015/Malatya Dr. M. Emin KAFKAS İnönü Üniversitesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü 2015/Malatya Outline (İzlence) 1. Hafta Biyokimya Nedir? Organizmadaki Organik Bileşiklerin Yapısı. 2. Hafta Enerji Sistemleri 3. Hafta

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK

ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK 3) Çekirdek Ökaryot yapılı hücrelerde genetik maddeyi taşıyan hücre kısmıdır. Prokaryot hücreli canlılarda bulunmaz. GÖREVLERİ: 1) Genetik maddeyi taşıdığından

Detaylı

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ 04-05 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 0: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ Ders Kurulu Başkanı: / Başkan Yardımcısı: Yrd. Doç. Dr. Hakan Darıcı / ve Embriyoloji Üyeler: / ve Embriyoloji / Tıbbi / Dersin AKTS Kredisi:

Detaylı

2) Kolekalsiferol (D 3)

2) Kolekalsiferol (D 3) Sunum İçeriği Öğretim Görevlisi :Yrd.Doç.Dr.Bekir ÇÖL Hazırlayan ve Sunan : Fulya ÇELEBİ Konu : D Vitamini 31/10/2008 D vitamini formları kaynaklarına genel bakış Deride ve vücutta D vitamini sentezi İnce

Detaylı

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. METABOLİZMA ve ENZİMLER METABOLİZMA Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. A. ÖZÜMLEME (ANABOLİZMA) Metabolizmanın yapım reaksiyonlarıdır. Bu tür olaylara

Detaylı

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.-

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.- 1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.- Biyokimya sözcüğü biyolojik kimya (=yaşam kimyası) teriminin kısaltılmış şeklidir. Daha eskilerde, fizyolojik kimya terimi kullanılmıştır. Gerçekten de Biyokimya

Detaylı

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı Hayvan hücreleri mikroskop ile incelendiğinde hücre şekillerinin genelde yuvarlak

Detaylı

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ Ders Kurulu Başkanı: / Başkan Yardımcıları: Yrd. Doç. Dr. Hakan Darıcı / Histoloji ve Embriyoloji / Üyeler: Doç. Dr. İlker Saygılı / Tıbbi Biyokimya / Dersin AKTS Kredisi: 9 Kurul Başlangıç Tarihi: 16

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II III. KURUL DERS PROGRAMI (SİNDİRİM SİSTEMİ) 07 OCAK MART 2019 (6 HAFTA) Prof. Dr.

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II III. KURUL DERS PROGRAMI (SİNDİRİM SİSTEMİ) 07 OCAK MART 2019 (6 HAFTA) Prof. Dr. 2018-2019 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II III. KURUL DERS PROGRAMI (SİNDİRİM SİSTEMİ) 07 OCAK 2019 01 MART 2019 (6 HAFTA) DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ DÖNEM II KOORDİNATÖR YARDIMCISI DÖNEM

Detaylı