Toscana nın ünlü sesi İstanbul da

Transkript

1 T Bülten 26 TEKFEN GRUP ŞİRKETLERİ BÜLTENİ, Nisan-Haziran 2014 g VATANA ADANMIŞ BİR HAYAT g EKONOMİYİ SEVDİREN HOCA g KM UZUNLUĞUNDA BİR ŞANTİYE Toscana nın ünlü sesi İstanbul da

2 İçindekiler Haberler 4 TEKFEN İNŞAAT, İHRACATIN REKORTMENLERİ ARASINDA 5 ESİN METE THE ECONOMIST ZİRVESİ NDE 6 BİLEN BİLİR GÜN ATATÜRK CEP TELEFONLARINDA 7 EN GÜÇLÜ 50 KADIN 8 VATANA ADANMIŞ BİR HAYAT İçimizden Biri 12 EKONOMİYİ SEVDİREN HOCA Dosya 16 BTC BORU HATTI TAMİR İŞLERİ PROJESİ Sosyal Sorumluluk 32 ANDREA BOCELLI İSTANBUL DA 38 BAHAR PEMBESİ 38 TİYATRO FESTİVALİ NE DESTEK İnsan Kaynakları 39 TERFİ EDENLER 39 YENİ KATILANLAR Anılarda Kalanlar 40 LOZAN SERGİSİ ZİYARETÇİ DEFTERİ AFACAN FUTBOLCULUKTAN ÜNİVERSİTE HOCALIĞINA 2006 dan bu yana Tekfen de Stratejik Planlama ve Raporlama Koordinatörü olarak çalışan Ahmet Burak Emel, kendi ifadesine göre küçükken biraz afacan bir çocukmuş. Yine kendi ifadesine göre daha sonra doğru yolu bulup önce ekonomist olmuş, bir yandan çalışırken bir yandan da doktorasını tamamlayıp hocalık yapmaya başlamış. Ahmet Burak Emel, iş hayatı ile akademik hayatı nasıl başarılı bir şekilde sürdürdüğünü anlatıyor. Tekfen Grup Şirketleri Bülteni / Nisan-Haziran 2014 / Sayı 26 Tekfen Holding A.Ş. adına sahibi Ahmet İpekçi Genel Yayın Yönetmeni (sorumlu) Dorottya Maria Kiss Kalafat (Tekfen Holding) Yayın Koordinatörü Esra Tüzgiray Kılıç (Tekfen Holding) Organizasyon Nilüfer Özönder (Tekfen Holding) Katkıda bulunanlar Serdar Akgönül (Tekfen İnşaat) Fotoğraflar Mahmut Ceylan Yönetim yeri Üç ayda bir yayımlanır. Tekfen Holding in ücretsiz iletişim bültenidir. Yazı ve görsellerin her türlü telif hakları Tekfen Holding e aittir. Tekfen Holding A.Ş. Kültür Mahallesi, Tekfen Sitesi, Budak Sokak, A Blok, No. 7 Ulus Beşiktaş - İstanbul Tel: (212) Yayına hazırlayan Kurumsal Yayınlar Araştırma, Danışmanlık, Tanıtım ve Organizasyon Hizmetleri Ltd. Şti. Ortaklar Caddesi Sonu, Pehlivan Sokak, Nasuh Bey Apt., No. 35/B, D. 2 Mecidiyeköy Şişli - İstanbul Tel: (212) Basım Ofset Yapımevi Şair Sokak, No. 4 Çağlayan Mahallesi, Kâğıthane - İstanbul Tel: (212) ÜNLÜ İTALYAN TENOR ANDREA BOCELLI İSTANBUL DA Tekfen Filarmoni, 22 Şubat günü İstanbul da verilen konserde dünyanın en ünlü tenorlarından Andrea Bocelli ye eşlik etti. TEMA nın 20. kuruluş yıldönümü için özel bir konser veren Bocelli, 9 binin üzerinde müziksevere unutamayacakları bir gece yaşattı. 2

3 Editörden Eskişehir de kraliçeyle baş başa Geçtiğimiz Cuma günü, Lozan dan Cumhuriyet e İsmet İnönü sergisinin açılış töreni için Eskişehir deydik. Pırıl pırıl, güneşli bir günün erken saatlerinde İstanbul un curcunasından sıyrılıp, Anadolu nun en Avrupai şehrinin yolunu tuttuk. 3,5 saat kadar kısa ve rahat bir yolculuğun ardından, hiç yorulmadan Eskişehir e vardık. Milattan önce li yıllardan başlayarak Frigler, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlıların yaşadığı şehre bu nedenle eski demek bence büyük bir haksızlık, zira Eskişehir, Anadolu da gördüğüm tartışmasız en modern şehir. Geniş bulvarlar, yemyeşil parklar, heykel ve çeşme dolu meydanlar, çarpık kentleşme olmadan da bir şehrin gelişebileceğinin kanıtı. Yörenin meşhur yemeklerinden olan çibörek de adını, zannedildiği gibi çiğ sözcüğünden değil, Kırım Tatarlarının dilinde leziz anlama gelen çi kelimesinden alıyor. Beşer altışar (!) yediğimiz çiböreklerin İstanbul da yediklerimize göre çok daha hafif olduğunu söyleyebilirim. Hele içine sürülen çok az acı kırmızı biber ezmesi güzel bir tad katmakla kalmıyor, hazmı da kolaylaştırıyor. Benden söylemesi. Sergi açılışı Ankara ve Antalya dan sonra burada da güzel geçti, ama daha güzel kısmı, Yılmaz Başkan ın (Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen) bizi ağırladığı akşam yemeğinin ardından, gece 10 da özel olarak gezdirdiği Balmumu Heykeller Müzesi. Aman Allahım! Kanuni den Cengiz Topel e, Genco Erkal dan Kraliçe Elisabeth e, Putin den İlhan Selçuk a, Nazım Hikmet ten Hüsamettin Cindoruk a herkes orada! İnanılmaz bir benzerlik, sanki bizzat kendileri karşımızda. Tüm bu heykelleri yapan da Yılmaz Hoca nın kendisi. Heykeller arasında gözlerim bir kişiyi daha aradı, o da Tekfen den tanıdığım en meşhur Eskişehirli, Murat Gürgenci! İlk fırsatta Eskişehir i gezmenizi öneririm. Esra diyor ki, derginin içeriği hakkında ipucu verecekmişim. Hay hay! Bu sayıda geleneğimizi bozmuyor, hem İçimizden Biri, hem de şantiye/fabrika ziyaretleri dizisini sürdürüyoruz. İçimizden Biri nin konuğu, Dr. Ahmet Burak Emel. Sağlık konusu hariç, tüm konularda kendisine güvenle danışabileceğiniz bir bilirkişi. Vicdanlı, güzel yürekli, biraz da garip ama çok sevgili iş arkadaşım. Onunla yaptığımız söyleşi vesilesiyle kendisini tanımanızı tavsiye ederim. Ahmet Burak, bu yıl başlatacağımız ve iç sayfalarda sizlere ilk duyurusunu yaptığımız Bilen Bilir bilgi yarışmasında bizi kırmayarak, danışmanlık yapmayı kabul etmiş cesur biridir. Dünyanın en uzun şantiyesi desem herhalde yanlış söylemiş olmam, BTC Boru Hattı Tamir İşleri Projesi için. Dağ dere tepe, git git bitmiyor, tam kilometre! Biz gitmedik tabii, onları topluca konuşlandıkları Ceyhan Atölyesi nde bulduk. Çok neşeli, enerjisi yüksek, genç bir ekip. Öyle olunca, sohbet de güzel. Celal (Erbil) Bey tevazu gösterip sözü Berker Evren, Hasan Gedik ve ekibine bırakmış, ama hepimiz onun gayretlerini biliyor ve takdir ediyoruz. Bahar ile birlikte İstanbul da festival maratonu başlıyor, önce Film ve Tiyatro, yazın ise Müzik ve Caz Festivalleri birbirini kovalıyor. Tekfen olarak, bu paha biçilmez kültür hizmetini sunan İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı na her sene mütevazı da olsa desteğimizi eksiltmiyor, nerede ihtiyaçları varsa, imkânımız ölçüsünde katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Bu yıl da Tiyatro Festivali için yardım eli uzattık ve Vakfımızın Feyyaz Berker fonundan Gösteri Sponsoru olduk. Sponsorluk anlaşmamız kapsamında, Festival programı dışında, bir oyunu özel olarak bizim için sahneleyecekler. Tarihi kesinleşince duyurumuzu yapacağız, bizi izleyeme devam edin! Bir sonraki sayıya dek, hoşça kalın! Sevgiyle, Dori Kiss Kalafat dori@tekfen.com.tr 3

4 HABERLER Tekfen İnşaat, ihracatın rekortmenleri arasında Türkiye nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 30 unu gerçekleştiren altı birliği bünyesinde barındıran İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB), bu başarıya imza atan yıldız şirketleri ödüllendirdi. İMMİB in geleneksel hale getirdiği ve bu yıl yedincisi düzenlenen törende ödül alan rekortmenler arasında, En Fazla İhracat Gerçekleştiren Müteahhit Firmalar listesinde ikinci sırasında yer alan Tekfen İnşaat da vardı. g İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) tarafından 2013 İhracatın Yıldızları ödül töreni 19 Şubat 2014 Çarşamba akşamı İstanbul Swissôtel de düzenlendi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci nin de katıldığı törende, Türkiye nin elektrik-elektronik, çelik, kimyevi maddeler, demir, demir dışı metaller, maden, mücevher ve müteahhitlik sektörlerinde 56 kategoride en çok ihracat yapan 168 firmaya ödülleri verildi. Tekfen İnşaat, En Fazla İhracat Gerçekleştiren Müteahhit Firmalar arasında ikinci sırada yer alarak ödüle layık görüldü. Türkiye çapında İhracatçı Birlikleri arasında 40 milyar doları aşkın bir meblağ ile en yüksek ihracatı gerçekleştiren İMMİB in Koordinatör Başkanı Tahsin Öztiryaki, törende yaptığı konuşmada Türkiye nin en çok ihracat gerçekleştiren bin şirketin 456 sının ve ülkenin en büyük 10 ihracatçısının 8 inin İMMİB üyesi olduğunu söyledi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de ihra İhracatın Yıldızları ödül töreni (soldan sağa): İMMİB Başkanı Tahsin Öztiryaki, Serdar Akgönül (Tekfen İnşaat), Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi. catın ülke ekonomisi için önemine dikkat çekerek, önümüzdeki süreçte ihracat odaklı büyümenin gerekliliğini vurguladılar. Azerbaycan, Türkmenistan, Brezilya, Fas, Irak, Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkelere yaptığı ABD doları tutarındaki ihracatla En Fazla İhracat Gerçekleştiren Müteahhit Firmalar listesinde ikinci sırada yer alan Tekfen İnşaat adına ödülü Lojistik Müdürü Serdar Akgönül, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci nin elinden aldı. Aynı kategoride birinciliği Polimeks İnşaat, üçüncülüğü ise ENKA aldı. Tekfen İnşaat ı, aldığı bu anlamlı ödülden dolayı kutluyor ve başarılarının devamını diliyoruz. Türk müteahhitlik sektörünün ekonomiye katkısı Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri, her yıl daha büyüyen hacmiyle döviz getirici bir sektör olarak Türkiye ekonomisine önemli katkı sağlıyor. Türk müteahhitlerin başarı grafiği 2013 te de yükselmeye devam ederek, yıllık uluslararası yeni iş tutarı ilk kez 30 milyar ABD dolarının üzerine çıktı. Türk müteahhitlerin yılları arasında faaliyet göstermiş oldukları ülke sayısı 103 e, yurtdışında üstlenmiş oldukları proje sayısı e, bu projelerin toplam tutarı ise 274,1 milyar ABD dolarına ulaştı yılında Türk inşaat şirketleri 45 ülkede toplam tutarı 31,3 milyar ABD dolarına ulaşan 374 proje üstlendiler. Projelerin ortalama bedeli de 2013 yılında yükselerek 83,7 milyon dolara ulaştı. Tekfen İnşaat, yurtdışına ilk açılan ve büyük çaplı projelere imza atan Türk müteahhitlerden biri olarak, bu başarı tablosunda özel bir yere sahip bulunuyor. 4

5 IFA BAŞKANI ESIN METE ULUSLARARASI GIRIŞIMLERINE DEVAM EDIYOR Esin Mete The Economist Zirvesi nde g Toros Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Esin Mete, IFA (Uluslararası Gübre Sanayi Birliği) Başkanlığı görevini üstlendiği 2013 Mayıs ından bu yana dünyada bitki besleme konusunun önemine dikkat çekmek ve gübrenin doğru kullanımını yaygınlaştırarak gıda güvenilirliğine katkı yapmak amacıyla yoğun çaba gösteriyor. IFA olarak yapıcı bir tartışma ortamı yaratmaya ve politik çevrelerin dikkatini bu gibi konulara çekmeye büyük önem atfeden Mete, son aylarda iki önemli etkinliğe katıldı. İlk etkinlik, Birleşmiş Milletler in Kasım 2013 tarihlerinde New York ta, 2015 yılı itibariyle yürürlüğe girecek olan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri nin masaya yatırıldığı çalışma toplantısıydı. Söz konusu toplantıya Esin Mete başkanlığında katılan 16 kişilik IFA delegasyonu, toplantılarda kalkınma gündeminin en önemli maddelerinden olan açlık ve kötü beslenmeyle mücadele hakkında görüş ve deneyimlerini paylaştı. IFA delegeleri, en az 2 milyar insanı etkileyen bu meselenin 2015 yılı sonrası Sürdürülebilir Gelişme Hedefi arasında öncelikli konu olarak benimsenmesi gerektiğini vurguladı. Esin Mete de 26 Kasım günü yaptığı konuşmada, Toros Tarım ın Türkiye topraklarının çinko eksikliğini gidermeye yönelik geliştirmiş olduğu çinkolu gübre üretiminin başarılı örneğini anlattı. Esin Mete nin katıldığı ikinci önemli etkinlik, İngiliz haftalık ekonomi yayını The Economist in dünyadaki açlık ve beslenme konularına dikkat çekmek amacıyla 13 Şubat ta Londra da düzenlediği Feeding The World (Dünyayı Beslemek) zirvesiydi. The Economist editörlerinin yönettiği ve çeşitli ülkelerden endüstri liderleri, hükümet görevlileri, sivil toplum örgütleri ve bilimadamlarının hazır bulunduğu zirvenin Kötü Beslenmeyle Hemen Mücadale - İhtiyacı Olanlar İçin Doğru Besinler başlıklı panelinde konuşan Esin Mete, kötü beslenmeyle mücadele ve gübre sanayinin bu alandaki rolü, tarımsal biyo-güçlendirme, gübrelerin mikro besinlerle desteklenmesi ile topraktaki, bitkideki ve insandaki eksikliklerin giderilmesi ve gıda besin kalitesinin artırılması gibi konulara değindi. Özellikle çocuk ölümlerine neden olan çinko eksikliğini ve bu eksikliğin zararlarını vurgulayan Mete, konuşmasında Toros Tarım ın bu eksikliği gidermek için ürettiği çinko açısından zenginleştirilmiş gübrelerinden ve bu süreç sonucunda alınan verimli sonuçlardan bahsetti. Esin Mete, The Economist dergisinin düzenlediği Dünyayı Beslemek zirvesinde 5

6 HABERLER TÜM ZAMANLARIN EN İDDİALI BİLGİ YARIŞMASINA DAVET g Tekfen çalışanları arasında düzenlenecek bir bilgi yarışması için hazırlıklara başlandı. Tüm çalışanların katılabileceği bu ödüllü yarışma, bir genel kültür yarışması olacak. Kendine güvenen Tekfenliler yarışmaya 3 er kişilik takımlar halinde katılacaklar. Ekim ayında belirlenecek bir Cumartesi günü önce gruplar arasında bir ön eleme gerçekleştirilecek; ön eleme sonucunda ise 4 takım finale kalacak. Ön elemeye katılacak tüm takımlardan, belli bir süre içinde çoktan seçmeli soruları yanıtlamaları istenecek. Verilen süre içinde en çok doğru yanıtı veren 4 takım yarı finale yükselecek. Yarı final ve finalde, yine zamana karşı yarışılacak, ancak bu kez sorular çoktan seçmeli olmayacak. İlk el kaldırana cevap hakkı tanınacak. Yarışma, Bilim, Sanat, Siyaset, Spor ve Tarih konu başlıklarında gerçekleştirilecek. Yarışmayı kazanan takımın üyeleri er TL ödülün sahibi olacaklar. Dostça ama kıran kırana bir mücadeleye sahne olacağını tahmin ettiğimiz yarışmamıza katılmak isteyenlerin başvuruları 31 Mayıs tarihine kadar alınacak. Başvuru koşulları ve yarışmaya ilişkin detaylı bilgiler, önümüzdeki haftalarda duyurulacak. Size tavsiyemiz, bilgilerinizi tazelemek için bir an önce çalışmaya koyulmanız. Egzersize aşağıdaki minik testle başlayabilirsiniz. Şimdiden tüm katılımcılarımıza başarılar Kendinizi test etmeye başlayın! 6

7 365 Gün Atatürk cep telefonlarında Feyyaz Berker in desteğiyle hazırlanan 365 Gün Atatürk takvimi 2014 yılında tamamen yenilenerek mobil ortama taşındı. Akıllı cep telefonu ve tablet kullanıcıları artık 365 Gün Atatürk takvimine her an bulundukları yerden ulaşabiliyorlar. g Türkiye Cumhuriyeti nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Atatürk e ait özel arşiv fotoğrafıyla birlikte, tarihte o gün Atatürk ün hayatında yaşanan önemli gelişmeleri okurlarla paylaşan 365 Gün Atatürk takvimine artık cep telefonu ve tabletlerden de ulaşılabiliyor. App Store, Google Play ve Windows Marketplace aracılığıyla akıllı telefon ve tabletlere ücretsiz olarak indirilebilen uygulama sayesinde artık herkes, bir belgesel niteliğindeki 365 Gün Atatürk takvimine ulaşabilecek. Araştırmacı-yazar Mehmet Altun tarafından hazırlanan takvim, Atatürk ün askeri-siyasi hayatı, reformları, yaptığı konuşmalar, hobileri, yurt gezileri ve ailesiyle ilgili bilgiler içeriyor. Tüm bilgiler, Atatürk e ait arşivlerden seçilmiş bir fotoğraf eşliğinde sunuluyor. Üstelik bu fotoğrafları cep telefonuna indirmek de mümkün. Cep ve tablet uygulamalarına ek olarak, 365 Gün Atatürk takvimine Facebook üzerinden Twitter üzerinden twitter.com/365gunata ve adreslerinden de erişilebiliyor. Kullanıcıların büyük beğeniyle karşıladığı 365 Gün Atatürk uygulamasına ek olarak, 365 Gün İnönü uygulamasını da yine App Store ve Google Play aracılığıyla cep telefonlarına indirmek mümkün. En güçlü 50 kadın Esin Mete, Fortune Türkiye dergisinin seçtiği Türkiye nin En Güçlü 50 Kadını arasında g Toros Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Esin Mete, tanınmış iş dünyası dergisi Fortune Türkiye tarafından Türkiye nin En Güçlü 50 Kadını ndan biri olarak gösterildi. Son sayısında Türkiye nin iş hayatında önemli bir rol üstlenen 50 kadın yöneticiye yer veren dergi, Esin Mete yi, global arenada açlık ve azalan kaynaklar konusunda ülkeleri uyaran gönüllü bir elçi olarak tanımladı. Derginin son sayısında, Esin Mete ile gerçekleştirilmiş geniş bir röportaja da yer verildi. Esin Mete nin Toros Tarım daki yöneticiliğinin yanı sıra, IFA Başkanı olarak yaptığı çalışmaları da öne çıkaran Fortune Türkiye, Mete yi neredeyse tamamı erkek egemenliğinde olan tarım sektöründe mücadeleci kişiliğiyle öne çıkan bir figür olarak tanıttı. Onun IFA da göreve getirilen ilk kadın başkan olduğuna da dikkat çeken dergi, Esin Mete nin iki yıllık başkanlık döneminde üstlendiği misyonu, Toprağın ve gübrenin katma değerine ve azalan kaynaklara, başta Türkiye olmak üzere tüm ülkelerin dikkatini çekmek olarak özetledi. 7

8 HABERLER Lozan dan Cumhuriyet e İsmet İnönü I Vatana adanmış bir hayat Lozan Antlaşması nın 90. yılında Feyyaz Berker in desteğiyle İnönü Vakfı tarafından oluşturulan Lozan dan Cumhuriyet e İsmet İnönü adlı sergi, Türkiye nin farklı illerini dolaşmaya devam ediyor. Ankara dan sonra Antalya da ziyaretçilerle buluşan sergi, yolculuğuna 4 Nisan-19 Mayıs tarihleri arasında Eskişehir ile devam edecek. Dört ana bölümden oluşan serginin birinci bölümü, İsmet İnönü nün Yaşamı başlığını taşıyor. Bu sayımızda biz de, bu değerli devlet adamının kısa yaşam öyküsünü sizlerle paylaşıyoruz. Serginin diğer başlıkları da T-Bülten in önümüzdeki sayılarında yer bulacak. 8

9 g Lozan Konferansı nda Türk heyetine başkanlık eden ve Lozan Antlaşması nın imzalanmasında baş rolü oynayan İsmet İnönü, bir asker ve siyasetçi olarak Cumhuriyet tarihimizin ilk 50 yılında hep ön safta yer almış bir isimdi. Türk Silahlı Kuvvetleri nin ilk Genelkurmay Başkanlığını yapan; Kurtuluş Savaşı sırasında Batı Cephesi Komutanı olarak I. ve II. İnönü Savaşları nı kazanan ve Mudanya Ateşkes görüşmelerini gerçekleştiren İsmet İnönü, askeri başarılarının yanı sıra Lozan Barış Konferansı nda diplomasi yeteneğini de ortaya koyarak, dünyaya yeni Türkiye nin varlığını kabul ettirdi. Mustafa İsmet İnönü, 1884 yılında İzmir de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Sivas ta tamamladı yılından sonra eğitimine İstanbul daki askeri Mühendishane İdadisi (Lisesi) ve Mühendishane-i Berri-i Hümayun da (Kara Harp Okulu) devam etti. Bu okulu 1903 te topçu teğmeni olarak birincilikle bitirdi. Ardından Osmanlı Ordusu na kurmay subay yetiştiren Erkân-ı Harbiye Mektebi ne devam etti ve 1906 da bu okulu da birincilikle bitirerek kurmay yüzbaşı rütbesiyle kıta görevine başladı. İsmet Bey, Kurtuluş Savaşı öncesindeki askeri görevleri sırasında Edirne de, Yemen de ve Suriye Cephesi nde başarılı bir kariyer sergiledi. I. Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi nde Mustafa Kemal le birlikte çalışırken geliştirdikleri dostuk ve fikir birliği, hayatlarının sonuna kadar devam etti. İsmet Bey, Milli Mücadele sırasında Mustafa Kemal in en yakın silah arkadaşı olarak öne çıktı. Mutlu bir evlilik İsmet Bey ve Mevhibe Hanım, 1916 yılında İstanbul da evlendiler. Yaşamları boyunca cok mutlu ve örnek bir evlilik sürdürdüler. İsmet Bey evliliğinden 21 gün sonra görevli olarak Diyarbakır a gitmek zorunda kaldı. Daha sonra bir ara İstanbul a döndüyse de yeniden cepheye gitti. Çiftin evlilikleri ilk yıllarda hep ayrı geçti da ilk çocukları İzzet doğdu. Henüz birkaç aylıkken İsmet Paşa Anadolu ya, Mustafa Kemal in yanına gitti. Kurtuluş Savaşı nın başlamasıyla birlikte Mevhibe Hanım da İstanbul dan ayrılarak zor bir yolculuğun ardından Malatya ya geldi. Minik İzzet, iki yaşında burada öldü. Kısa bir süre Konya da kaldıktan sonra, aile İzmir e geçti te Mevhibe Hanım, 2. Lozan Konferansı çalışmalarını sürdüren İsmet Paşa yla birlikte İsviçre ye gitti te İzmir de oğlu Ömer doğdu. Mevhibe Hanım 1925 te Ankara ya gelerek İsmet Paşa yla birlikte Çankaya daki bir bağ evine yerleşti da Erdal ve 1930 da Özden, sonradan Pembe Köşk olarak anılan bu evde dünyaya geldiler e kadar Başbakan ve arası Cumhurbaşkanı eşi olarak sürekli toplum önünde olan Mevhibe İnönü, daima yardımseverliği, sade kişiliği ve zerafetiyle tanındı. Gelenek ve inançlarına bağlılığını sürdüren çağdaş bir Cumhuriyet Hanımefendisi olarak, Türk kadınının toplum içindeki gerçek yerini bulmasına önderlik etti. Kurtuluş Savaşı nın kazanılmasında rol sahibi Mustafa Kemal Anadolu ya çıktığında Albay İsmet, İstanbul da bulunuyordu de Sina ve Filistin Cephesi nde yaşanan Nablus Bozgunu sırasında yaralanmış ve İstanbul da Harbiye Nezareti nde bazı görevler üstlenmişti. Bu sırada Mustafa Kemal Paşa nın Anadolu da başlattığı direniş hareketini yakından izliyor ve onunla sürekli haberleşiyordu. Sonunda, 9 Nisan 1920 günü Mustafa Kemal in çağrısı üzerine Ankara ya gitti ve İstanbul la bütün resmi bağlarını kopardı. Bunun üzerine İstanbul daki Divan-ı Harp tarafından gıyabında ölüm cezasına çarptırıldı. İsmet İnönü, Kurtuluş Savaşı nda Mustafa Kemal Paşa nın sağ kolu olarak birçok yararlılık gösterdi. I. İnönü Savaşı ile tuğgeneral rütbesine yükselen İsmet Paşa, Sakarya Meydan Savaşı ve Büyük Taarruz dan sonra kazanılan zafer üzerine Mudanya Ateşkes görüşmelerini gerçekleştirdi. Diplomatik müzakere becerisi nedeniyle Lozan Barış Konferansı na Dışişleri Bakanı ve Türk heyeti başkanı olarak gönderildi. Görüşmeler sırasında Türkiye nin çıkarlarını titizlikle savunan İsmet Paşa, 24 Temmuz 1923 te Türkiye nin bağımsızlığının ve egemenliğinin tanınmasını sağlayan Lozan Antlaşması nı imzaladı. Cumhuriyetin ilanından sonra Mustafa Kemal Paşa Cumhurbaşkanlığı, İsmet Paşa da Başbakanlık görevini üstlendi. Türkiye nin en uzun süre başbakanlık yapan siyaset adamı olan İsmet İnönü, Atatürk ün 1938 yılında ölümü üzerine Cumhurbaşkanı seçildi yılına kadar aktif siyasi hayatını sürdüren İnönü, 25 Aralık 1973 günü hayata gözlerini kapadı. 9

10 HABERLER Fotoğraflarla İnönü Başkomutan Mustafa Kemal ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, Büyük Taarruz öncesinde birlikleri denetlerken (1922) Lozan Konferansı nda Türk heyetine başkanlık eden İsmet İnönü heyetin diğer üyeleriyle (1923) İsmet İnönü Atatürk ün ölümü üzerine Cumhurbaşkanı seçildi (1938) Modern Türk kadınının simgelerinden Mevhibe Hanım İnönü Ailesi bir arada: Mevhibe, İsmet, Özden, Ömer ve Erdal İnönü (1937) 10 Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu, İkinci Dünya Savaşı sırasında Winston Churchill ile birlikte (1943)

11 Hayat Hikâyemin Özeti Bir büyük imparatorluğun çökmekte bulunduğu kaygısı ve memleketi kurtarmak ödevinde olduğumuz düşüncesi, bizim gençlik yıllarımızın en unutulmaz hatırasıdır. Altmış sene bu hislerin heyecanları, ümitsizlikleri ve zafer günleri içinde geçmiştir. İmparatorluğun çöküşü içinde vazife yapmaya çırpınırken, hesapsız şehitler ve felakete uğrayanlar arasında, yaşayarak çıkmak gibi bir umulmadık olay başımdan geçti. Milli Mücadele, ben otuz sekiz yaşında iken zaferle bitmiştir. Bu devirde, amansız ve kudretli dış düşmanlar karşısında, kendi memleketimizi temsil yetkisi iddia edenlerin idam fermanını boynumuzda taşıyarak çıkabildik. Ümitsiz günleri unutmuş olarak, vatanı yeniden kurmak ve yükseltmek azmi ile işe başlanmıştır. Yepyeni bir Türkiye nin her sahada temellerini atmak, elimize geçen emaneti yüz akı ile yeni kuşaklara devretmek tek amacımız olmuştur den, yani otuz altı yaşımdan beri memleket idaresinde birinci derecede mesuliyet taşıyanlar arasındaydım. Doğrudan doğruya siyasi kudret sahibi olarak 1950 ye kadar, yani altmış altı yaşıma kadar, Türkiye nin selameti ve ilerlemesi gibi bir ödev yolunda bulundum senesini; memleketin yüz seneden beri hasretini çektiği yeni hayat tarzını, yüreğimiz ümit ve iftiharla dolu olarak seçmiş bulunuyoruz. Aklımın erdiği günden beri sıra ile başımdan geçen aşırı güçlük ve başarı anlarının, bu yeni devirde de birbirini kovaladığını görüyorum. Bu uzun siyasi hayatı bir cümlede canlandırmak isterim: Bütün ömür boyunca her zaman elde edilmesi millet için aziz olan bir amaç peşinde koştum. Bu, bana şevk ve kuvvet vermiştir. Aile hayatımda huzur ve mutluluk hatırası ile doluyum. Aile içinde dar zamanlarımı genişleten, kasvetli günleri aydınlığa yönelten başlıca desteğim, eşim Bayan İnönü olmuştur. Siyasi hayatımın bütün üzüntülerini sabırla ve cesaretle karşıladı. Hiçbir sarsıntı anında ürkmedi. Aile içinde geçimimiz, daima anlaşmalı olmuştur. Biz bunun tılsımını şu usulde bulduk: Bir olaydan hangimiz şikayetçi olur ve ilk söze başlarsa, ötekimiz susar ve hak verir ve fırtına ne kadar sürse mutlaka sütliman olarak biter. Çocuklarımla arkadaş gibi yaşadım. Şimdi torunlarımla arkadaş gibi anlaşmaya çalışıyorum. Ben, Türklerin iyi aile hayatına tabiattan istidatlı olduklarına inanmışımdır. Aile saadetinin temelinin tek evlilik olduğuna yürekten hükmetmişimdir. İkbalin ve kudretin en yüce devirlerinde taşınabilecek duyguların en değerlilerine, iktidardan ayrıldıktan sonra eriştim. Resmi hizmet yolunun en büyük mükafatı, resmi hizmetten ayrıldıktan sonra milletten sevgi görmektir. Bu ikbale ermiş insanlardan biri olmakla iftihar ederim. Hususi ve siyasi hayatın hilatlarından sıyrıldıktan sonra sevgi ile karşılanmak, bizde nadir görülmüştür. Muarızlarım dahil olarak, bütün siyaset adamlarına bu ikbali yürekten dilerim. Geçmiş hayatımın arkadaşlarını, yardımcılarını ve bana amir mevkiinde bulunmuş olanları saygı ile anıyorum. Beraber çalıştığımız zamanlarda bana daima rehber ve yardımcı olan büyük Atatürk e karşı yüreğim sevgiler ve minnetlerle doludur. İsmet İnönü 11

12 İÇİMİZDEN BİRİ 12

13 İçimizden Biri: Dr. Ahmet Burak Emel Ekonomiyi sevdiren hoca O, Tekfen Grubu nda bütçelerin hazırlanış sürecinde rol alıyor, şirketlerin mali performanslarını mercek altına alıyor. Risk analizleri yapıyor, stratejik hedefleri, hedeflerin sürekliliğini ve tutarlılığını takip ediyor. Yerli ve yabancı yatırımcılar için hazırlanan bilgilendirme sunumlarını üreten ekipte yer alıyor. Fakat o, yoğun mesai ve sorumluluk gerektiren tüm bu görevlerin yanında, gençlik yıllarından beri hayali olan bir hobisine de vakit ayırarak Türkiye nin önde gelen üniversitelerinde ders veriyor. Üstelik çok sevilen bir hoca... Ders verdiği üniversitelerde iki kez en iyi öğretim üyesi seçilen Dr. Ahmet Burak Emel, bize iyi hoca olmanın sırlarını anlattı. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 1973, İstanbul doğumluyum. Liseyi Kadıköy Anadolu da okudum. Ondan sonra Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü nü tamamladım ve sonra çalışma hayatına atıldım. Bir yandan da Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü nde önce master, sonra doktora yaptım. Dersler akşam saatlerinde olduğu için iş hayatımı aksatmıyordu. İlk işim, Yapı Kredi Bankası nda Kurumsal ve Ekonomik Araştırmalar Departmanı nda araştırmacılıktı. Sonra ekonomist yardımcısı, ekonomist ve kıdemli ekonomist olarak 12 yıl orada çalıştım. Televizyonlarda haber ve ekonomi kanallarının çoğaldığı dönemde CNBC-e, NTV, CNN Türk ve SKY Türk gibi kanallarda birçok kez canlı yayına çıkıp ekonomi ve finansal piyasalarla ilgili yorumlar yaptım. Askere gidip döndüğümde Yapı Kredi el değiştirme sürecindeydi yılında üniversiteyi bitirdiğimden beri birlikte çalıştığım Reha (Yolalan) Bey bu sırada Tekfen e geçmişti. Halka arz sürecinde ortaya çıkan yeniden yapılanmada görev almam düşüncesiyle beni de buraya davet etti. Böylece, 2006 yılı sonunda Stratejik Planlama ve Raporlama Koordinatörü olarak Tekfen ailesine katıldım. Bu göreve ek olarak 6 yıl boyunca Eurobank Tekfen de Denetçi olarak görev aldım. Yoğun iş hayatınızın yanında bir de üniversitelerde ders veriyorsunuz. Akademik kariyeriniz nasıl başladı? Aslında Boğaziçi ni kazandığım günden itibaren on yıl kadar, üniversiteye hazırlık amacıyla lise öğrencilerine matematik ağırlıklı özel dersler verdim. Öğrencilerim arasında Boğaziçi ni kazananlar çıktı. Meslek hayatı- na girdikten sonra da, bir yandan doktoramı yaparken aynı zamanda Yapı Kredi de hocalık yapmaya başladım. Yapı Kredi Bankası nın bir bankacılık okulu vardır. Hem yeni alınan, hem de çalışmakta olan personele çeşitli eğitimler verilir. Ben orada uzun yıllar görev aldım. Yaklaşık kişiye eğitim vermiş olmalıyım. Bunlar arasında üst düzey kadrolar da vardı. Dersler genelde ekonomi, finans ve bankacılık sektörü üzerineydi. Tekfen e katıldıktan sonraki dönemde ise üniversitelerden de ders vermem yönünde teklifler gelmeye başladı. Yöneticilerimin gösterdiği anlayış ve verdikleri izin sayesinde bu kez üniversitelerde ders vermeye başladım. Bu vesileyle yöneticilerime buradan tekrar teşekkürlerimi sunmak isterim. Bugüne kadar hangi üniversitelerde ders verdiniz? 2007 yılında Kültür Üniversitesi nde başladım. İnşaat Mühendisliği Bölümü nde açılan Proje Yönetimi yüksek lisans programında Yatırım Yönetimi dersi verdim. Öğrencilerim ağırlıklı olarak inşaat mühendisleriydi. İçlerinde müteahhitler ve üst düzey belediye çalışanları da vardı. Daha sonra 2009 yılında Marmara Üniversitesi Bankacılık Bölümü nde, Güncel Finansal Sorunlar adlı bir ders verdim yılında Bilgi Üniversitesi nden gelen teklif üzerine orada da İşletme Bölümü nde Uluslararası Ticaretin Temelleri dersini verdim. Sanıyorum bu dersler beğenildi ve bir şekilde duyuldu ki, 2011 yılında kendi okulum ve gönlümde yatan aslan olan Boğaziçi Üniversitesi nden davet aldım. Üç sene önce Boğaziçi nde Türk Bankacılık Sektöründe Seçilmiş Konular der- ÖĞRENCİLERİN GÖZDESİ 2006 yılından bu yana Tekfen ailesinin bir mensubu olan Dr. Ahmet Burak Emel, Boğaziçi ve Sabancı Üniversiteleri nin Ekonomi Bölümlerinde yapılan değerlendirmelerde öğrencilerin en beğendiği hoca seçilmiş. Emel, bunun sırrının her şeyden önce yaptığı işi sevmek olduğunu söylüyor. 13

14 İÇİMİZDEN BİRİ sini vermeye başladım. Dersin hitap ettiği kitle, mezun olduktan sonra bankacılık sektöründe çalışmayı hedefleyen son sınıf öğrencileriydi. Ders çok ilgi görünce bu sefer hem mevcut dersime devam etmem, hem de master programında bir ders açmam istendi. Ardından 2012 yılında Sabancı Üniversitesi nden de bir teklif aldım ve Finansal Piyasalar ve Kurumlar dersini vermeye başladım. Geçtiğimiz güz döneminde Boğaziçi Ekonomi de bir lisans ve bir master dersi verdim; halihazırda ise Sabancı Ekonomi de bir lisans ve Bilgi Ekonomi de bir doktora dersi veriyorum. Bu üniversitelerin hepsinde de en sevilen hocalar arasına girdiniz. Bu nasıl oldu? Bir üniversite hocasının performansı nasıl kendini gösterir? Boğaziçi Üniversitesi nde ders vermeye başladığım ilk sene öğrenci anketlerinde Ekonomi Bölümü nün en iyi hocası seçildim. Burada yazıya dökülmüş bir performans ölçümü söz konusu. İnternet ortamında öğrencilere hem ders bazında, hem de hocayla ilgili çeşitli sorular soruluyor ve memnuniyet dereceleri ölçülüyor. Ben hem ders, hem de hoca bazında birinci seçildim; Ekonomi Bölümü nde 32 akademisyen arasında 1 inci oldum. Boğaziçi ndeki ölçüme benzer bir uygulama Sabancı Üniversitesi nde de var. Orada sıralama yapılmıyor, ama hocaların performansı not olarak açıklanıyor. Benim aldığım not da hem okul, hem de bölüm ortalamasının çok üzerinde. Henüz Sabancı da tek dersim var. Ama orada da performansımın beğenilmesi üzerine yeni açılacak bir master programında ikinci bir ders vermem için söz istediler. Öğrencilerin bu kadar olumlu tepkisine neden olan fark nedir sizce? Her ne kadar doktoram da olsa, bilimsel yayınlarım da olsa, farkı yaratan şeyin 20 senelik iş tecrübem olduğunu düşünüyorum. Asıl fark, işin içinden geliyor olmam. Hem akademik bir geçmiş, hem de tecrübe kombinasyonu derslerde çok yardımcı oluyor. Mesela Boğaziçi ve Sabancı Üniversitelerinde her ne kadar ders kitabımız yabancı olsa da, ben gerçek hayat örneklerini hiçbir zaman yurtdışından vermem; mutlaka Türkiye örneği kullanırım. Güncel büyüklükleri, rakamları, trendleri ve hikâyeleri Türkiye den veririm. İkincisi, benim iş hayatım Türkiye nin büyük yapısal dönüşümler ve dalgalanmalar geçirdiği dönemleri kapsıyor. Ben 1994 ve 2001 krizlerini bizzat yaşadım. Bunları üniversitedeki bir hoca olarak dışarıdan seyretmedim. Birebir bankanın ve sektörün geçirdiği çalkantıları yaşayan insanlardan biri olarak, anlatacak çok hikâyem var verdiğim derslerde. Üçüncüsü, ben derslerimi mümkün olduğunca interaktif bir şekilde işlemeye çalışırım. Önce insanların konuyla ilgili neler bildiğini anlamaya çalışırım. Her aşamada onların fikir üretmelerini ve düşünmelerini isterim. Ders ilerledikçe de nereden nereye geldiklerini, konulara hakimiyet derecelerinin nasıl değiştiğini kendilerinin de görmesi için sunum yapmalarını isterim. Öğrencilerimi her aşamasında işin içine katarak ders anlatmaya çalışırım. Eğlenceli ders anlattığımı söylüyorlar. İlaç her koşulda faydalıdır; ama iğneyi yapan hemşirenin eli sertse morartarak iyileştirir, yumuşaksa hissettirmeden iyileştirir. Öğrencilere yakın olmak çok önemli. Ben insanlar arasında hiyerarşi olmadığına inanırım. O nedenle öğrencilerle muhatap olurken daha yukarıda bir konumdaymış gibi davranmam. Benim tarzım bu. Onun için öğrenciler de beni kendilerine yakın görerek gelirler derse. Öğrenirken eğlenirler ve öğrenip çıkarlar. Dersten çıktıktan sonra bir gazeteyi açtıklarında veya televizyonda ekonomi haberlerini izlediklerinde, derste bıraktıkları yerden devam ediyormuş hissine kapılırlar. Dersi kaynatmaya yönelik olduğu aşikâr bir tartışmaya tabii ki müsaade etmem, ama hakikaten öğrenmeye yönelik bir tartışma açıldıysa, öğrenme ihtiyacını tatmin etmeden geçmem. Bunların hepsinin öğrenci anketlerinde çıkan sonuçlara yansıdığını düşünüyorum. Not açısından nasıl bir hocasınız? Benim için Ekşi Sözlük te, AA zor alınır diye yazıyor. Tabii o günkü ruh halime göre sınavda bazen biraz daha zor, bazen biraz daha kolay sormuş olabiliyorum. O nedenle de öğrencinin aldığı nota değil de, sınıf içinde kaçıncı olduğuna bakıyorum. Yani çan eğrisi yapıyorum. Averaja bakarak ona göre notlandırıyorum. Sınıfın sadece en iyileri AA alır benden. Ders içeriğini nasıl hazırlıyorsunuz? Mutlaka her dersin işlenmesi gereken ana başlıkları vardır. Fakat hocanın kendi tercihleri de önemli. Mesela Sabancı Üniversitesi nde verdiğim dersi benden önce çok samimi bir arkadaşım veriyordu. O arkadaşım olaya daha makro ekonomist gözüyle bakıyordu. Buna bağlı olarak da eklemiş olduğu bazı başlıklar vardı. Ama ben bu dersin prog- 14

15 ramını hem daha renkli, hem de çalışma hayatında daha faydalı olacağını düşündüğüm bazı konularla zenginleştirdim. Mesela, daha teorik bir konu olan finansal krizler i çıkarıp yerine finans matematiği konusunu dahil ettim. Çünkü çalışma hayatına başladıklarında kimse onlardan finansal krizler literatürünü tartışmasını beklemeyecek; ama bileşik faiz hesabını yapabilmesi veya devlet tahvili fiyatlamasını yapabilmesi istenecek. Ben sınav sorularını da biraz bu gözlükle hazırlıyorum. Her tip soru olur benim sınavlarımda. Sayısal sorular ya da matematik problemleri de olur, kavramsal bilgileri ölçen, duruma göre yorum gerektiren, Türkiye nin rakamsal olarak güncel trendlerini takip etmeyi gerektiren sorular da. İşiniz dışında derslere, sınavlara hazırlanmanız ne kadar vakit gerektiriyor? Benim en büyük hobim ders vermek. İş dışı zamanlarımı bu hobime ayırıyorum. Olabildiğince çok okuyorum, dolayısıyla başka bir ilgi alanına yer bırakmayacak derecede zamanımı alıyor. Çünkü anlattığım konular, güncelini takip etmeyi gerektiren konular. Çok iyi okullarda, çok iyi öğrenciler çıkıyor karşıma. Gelebilecek bütün sorulara hazırlıklı olmaya çalışıyorum. Bir de devamlı seviye artıyor. Önce master öğrencilerine, akabinde doktora öğrencilerine ders vermek söz konusu olunca, bu seviyedekilerin daha öncekilerden farklı olarak bana yöneltebileceği sorular ne olabilir? Bunları cevaplama noktasında benim nerelerde açığım var? Bu yeni kitlenin karşısına çıkarken hangi açıkları kapatmam gerek? Bu düşüncelerle, dinamik olarak kendimi geliştirme çabası söz konusu. Bir şeyi öğrenmenin en iyi yolu onu anlatmaya çalışmaktır. Einstein ın bir sözü var: Bir konuyu 6 yaşındaki bir çocuğa anlatamıyorsan, demek ki o konuyu yeteri kadar iyi anlamamışsın. Yani konu ne kadar zor olursa olsun, mutlaka basitleştirilerek anlatacak bir yolu vardır ve sen o konuyu iyi biliyorsan, bir yolunu bulup onu anlatabilirsin. Akademik hayatın bir de araştırma yönü var. Tam zamanlı çalışırken, akademik çalışmalar yapmaya vakit bulabiliyor musunuz? Yapı Kredi Bankası nda zaten Kurumsal ve Ekonomik Araştırmalar departmanında çalışıyordum. Görev tanımında araştırma boyutunun da olması nedeniyle akademik çalışmalar yapabiliyorduk. Ben o dönem uluslararası citation index e (atıf indeksi) giren iki tane yayın yaptım ki, ikisinin toplam uluslararası atıf sayısı 200 e yaklaştı. Konuyu bilenler, bunun çok iyi bir performans olduğunu değerlendireceklerdir. Bunu biraz açar mısınız? Çalışmanızın bilimsel bir dergide yayımlanması için bir hakem sürecinden geçmesi gerekir. Yani siz makaleyi yazıp gönderdikten sonra, makaleniz örneğin London School of Economics te bir profesörün önüne gider ve bilimsel kalitesi yeterli mi, dergide yayımlamaya değer bir çalışma mı diye bakılır. Değerlendirmenin tamamen tarafsız olması için siz o hakemin kim olduğunu bilmezsiniz, o da sizin kim olduğunuzu bilmez. Hakemler çalışmanıza bir değer atfederlerse, çalışmada bilimsel olarak bir yenilik görürlerse, makalenizi bilimsel dergilerde yayımlama hakkını elde edersiniz. İşte benim o tip dergilerde yayımlanmış iki tane makalem var. Bu makaleler uluslararası bilim insanlarından bugüne kadar toplamda 200 e yakın atıf aldı. Hatta bir çalışmam, Belçika da bir üniversitede okunması faydalı kaynaklar listesine, Hindistan da ise bir kamu kuruluşunun yaptığı bilimsel bir çalışmada yararlanılan kaynaklar listesine kondu. Kolombiya da bir üniversite hocası kendi dersinde öğrencilere okutmak için, Japonya Merkez Bankası nda da bir araştırmacı da kendi çalışmalarında kullanmak üzere benden çalışmamı postayla istediler. Ama tabii burada bir araştırma departmanında çalışmadığım için, mesai saatimin içinde bu tip konularla ilgilenme şansım olmuyor. Mesaimin dışında da fazla zamanım yok araştırmaya ayıracak. Çünkü o tip yayınlar yapmak çok meşakkatli işler. Tekfen Vakfı nın burs programına da çok önemli destek ve katkılarınız var. Bunlardan bir tanesi de mentorluk. 500 e yakın bursiyerimize, bir hoca olarak, üniversiteden en fazla nasıl faydalanabilecekleri konusunda ne gibi tavsiyeleriniz olur? Boğaziçi nde, Üniversite, bilginin öğretildiği yer değil, bilginin nasıl öğrenileceğinin öğrenildiği yerdir, diye bir söz vardır. Ben tüm öğrencilere, mezun olduktan sonra öğrenme sürecinin bitmediğini, öğrenme sürecinin dinamik olduğunu, çünkü ortamın sürekli değiştiğini, dün güncel bilgi olan şeyin bugün güncelliğini ve bilgi değerini yitirebileceğini, onun için her an öğrenmenin süren bir ihtiyaç olduğunun bilincinde olmalarını, hayatlarını sürekli öğrenme amacını içerecek şekilde dizayn etmelerini öneririm. Ben öğrencilerle bir araya gelmekten büyük keyif alıyorum. Gençler hangi dersleri sevdiklerini biliyorlar, ama hangi işlerin o ilgi alanlarını barındırdığını, iş hayatını pek bilmiyorlar. Nerede ne yapıldığına dair yarım yamalak ve çok yanlış bilgileri olabiliyor. Yanlış algılarla çok yanlış hedef belirlemeler ve müstakbel mutsuzluklar ortaya çıkabiliyor. Benim mentorluğum da daha çok öğrencilerin kendi ilgi alanları doğrultusunda ders seçimlerine yardımcı olma ve ilgi alanlarının hangi işlerle örtüşebileceği konusunda onlara yol gösterme konularında oluyor. Yazar asker Ben askerliğimi Topçu Okulu nda ve doktoram olduğu için mecburen yedek subay olarak yaptım. Yedek Subay Okulu nda eğer hiçbir ekstra özelliğin yoksa takım komutanı olursun, bir yerlerde emrine verilen erlere askerlik öğretirsin. Hiç bana göre bir iş değil. Kendim öğrenemediğim için, askerliği öğretecek bir durumum da yoktu. Bunun dışında yabancı dil seviyesine göre bir yerlerde tercüman veya İngilizce hocası olarak çalışma imkânı vardı; bir de meslek kurası vardı. Ben Yedek Subay Okulu ndaki İngilizce sınavında oldukça iyi bir derece yapmıştım, dolayısıyla İstanbul da bir yerlere düşmeyi bekliyordum. Fakat yabancı dil kurası çekecekler listesinde ismim çıkmadı. Sonradan öğrendim ki işletme doktorası diplomam olması nedeniyle beni, askeri okullara hoca olacak şekilde meslek kurasına katmışlar. Sonuçta İzmir Gaziemir de, Ulaştırma Okulu bünyesindeki Lojistik Yönetim Okulu na düştüm. Evet, lojistik de işletmenin bir dalı, ama benim hiç bilmediğim bir dalı. Okula gelen rütbeli subaylara benim lojistik konusunda bir şey anlatamayacağım ortaya çıkınca okulun komutanı, E ne yapacağız biz seni? dedi. Ben de anlatabileceğim konuları, uzmanlık alanlarımı, ekonomist olduğumu anlattım. O zaman sen bu okulun hocalarına hocalık yap, dedi. Bunun üzerine, okulun hocası olan rütbeli subaylara iki günlük bir ders hazırladım. Okulun komutanı olan kurmay albaydan binbaşıya, tüm kadro karşıma öğrenci olarak oturdular. Hepsi benim üstüm olan kişilik bir kadro. Ben hazırol vaziyette tahtaya çıktım. Komutan benim rahat olmadığımı anlayınca, Emir komuta sende asteğmenim, dedi bana. Komutanım, normalde anlattığım gibi ders anlatabilir miyim? dedim. İstediğin gibi anlat, keyfine bak, dedi. Ben de soktum elimi cebime, normalde ders anlattığım kıvamda başladım anlatmaya. İki gün boyunca sabah 9 - akşam 5, komutanlara ders verdim. Çok memnun kaldılar. Okul komutanı beni odasına çağırdı, önce bir takdirname verdi eğitimden dolayı. Sonra dedi ki, Bu okuldaki bütün subaylar hoca. Ama burası yeni kurulmuş bir okul ve okulun kendisini tanıtması gerekiyor. Bunun yolu da okulun yayın yapması. Gördüğüm kadarıyla bu okulun hocaları içinde bir kitap yazabilecek en yüksek kapasite sende. Askerliğin bitmeden önce senden bir kitap yazmanı istiyorum. Askerliğimin bitmesine 4-5 ay vardı. Ben de oturdum ve bir kitap yazdım: Temel Ekonomik Göstergelerin Analizi ve Yorumlanması. Komutan da hem okulu tanıtmak, hem de kendi terfisi için kitabın tanıtımına önem verdi, kitabı Türkiye deki bütün paşalara gönderdi. Eğer kıymet gördüyse, o dönemin en üst rütbeli komutanlarının kütüphanesinde benim kitabımın olması lazım. 15

16 DOSYA KM UZUNLUĞUNDA BIR ŞANTIYE BTC Boru Hattı 16

17 2012 yılında, zamansız kaybettiğimiz 30 yıllık meslektaşımız Hasan Gürtay ın bu projenin hayata geçmesinde emeği büyük. Onu bir kez daha rahmetle anıyoruz. Ona, yılları arasında inşa edilirken Asrın Projesi adı verilmişti. Azeri petrolünü Ceyhan a taşıyan BTC Boru Hattı, gerçekten de dünyanın en önemli petrol yatırımlarından biri. Tekfen İnşaat, günde 1 milyon varil petrol taşıyan bu dev hattın iki ucundaki Sangaçal ve Ceyhan Terminalleri ni yaparak, projede önemli bir rol oynadı. Tekfen, hat devreye girdikten sonra, gerekli bakım ve onarım çalışmalarının yapılması için 2007 yılında bir kez daha sahneye çıktı. Asrın Projesi nin emanet edildiği Tekfen, o günden bu yana, km uzunluğundaki boru hattı üzerinde giderek gelişen bir kapsamda çalışmalarını sürdürüyor. Bu sayımızda, oldukça zorlu bir coğrafyada ve güç koşullar altında çalışmalarını sürdüren BTC ekibini Adana daki merkezlerinde ziyaret ettik. 17

18 DOSYA Bey hem idareyle ilişkileri, hem günlük toplantıları, her türlü işi oturtmuş vaziyette. Projenin kırılma noktası g BERKER EVREN (BTC VE IRAK PROJESİ MERKEZ KOORDİNATÖRÜ) Bugüne kadar 103 adet iş emri aldık Tekfen de çalışmaya Mart 2008 de BTC Boru Hattı Projesi nde Proje Müdür Yardımcısı olarak başlayan Berker Evren, şu anda BTC ve Irak Rumeyle Petrol Sahası Geliştirme Projelerinde Merkez Koordinatörü olarak görev yapıyor. Evren, son derece katı kurallara tabi olan BTC Boru Hattı projesinin büyümesinde işverenin Tekfen e duyduğu güvenin büyük rolü olduğunu söylüyor: BTC projesinde Proje Koordinatörü, proje için gerekli kararların alınması, stratejilerin oluşturulması ve büyük ölçekli işlerde iş geliştirme, ihale, teknik, ticari ve sözleşmeyle ilgili konularda Tekfen in BTC nezdinde temsil edilmesinden sorumlu bir konumda. Projelerin merkez ofisle ilgili tüm konularının takibi de işin doğal bir parçası. Çalışmanın bir de iş geliştirme boyutu var. Sürekli yeni işler alıyoruz, yeni iş emirleri yayınlanıyor. Bunların her biri, idareyle çok ciddi müzakereler gerektiren çalışmalar. Kimi İngiliz, kimi İskoç, kimi Türk, ama son derece katı kurallarla çalışan idarelere karşı yeni işlerin masaya yatırılmasını gerektiren bir proje. Bugüne kadar 103 adet iş emri aldık. Boru hattı güzergâhının 250 noktasında işletme altında iş yaptık ve 150 milyon ABD dolarlık bir ciroya ulaştık yılında ihale yoluyla 3 yıllık yeni bir Tamir Sözleşmesi imzaladık yılına kadar toplam 280 milyon dolarlık iş büyüklüğüne ulaşmayı hedefliyoruz. Bir çerçeve sözleşmemiz var, ama her bir işi müzakere ederek alıyoruz. Projenin kârlılığı da, iyi koşullarda alınabilmesine ve sonrasında iyi yürütülebilmesine bağlı. Hasan (Gedik) Bey artık proje ekibini kurdu. Ben sadece idareyle birtakım kritik görüşmeler olduğu zaman katkı sağlıyorum. Onun dışında Hasan Biz BTC ye adım atıp, çok değişik sahalarda değişik işler yapabildiğimizi gösterdiğimiz ve kendimizi kanıtladığımız bir sırada, şu anda yürüttüğümüz Tamir Hizmetleri Sözleşmesi ihaleye açıldı. Üst yönetim, Tekfen olarak tamirat işi mi yapacağız, bu bize uygun mu? diye tartışıyordu. Toplantıda ben de bulundum. Celal (Erbil) Bey in orada aldığı büyük bir inisiyatif var. Bu işe girmeliyiz, bu sahada mutlaka olmalıyız, dedi. Sonuçta biz de teklifimizi verdik. Dört yıl boyunca bu sözleşme altında bir sürü iş yapıldı sahada. Nehir geçişleri, güvenlikli vana istasyonları, pompa istasyonlarında vana yenilemesi ve başka birçok iş. O dönem bir de BVT, yani blok vanaların güvenlik ihalesi açıldı. Boru hattının Türkiye kısmında her 20 kilometrede bir, toplamda 52 tane vana istasyonu var. Bu ihale çok heyecanlandırdı bizi. Vana istasyonlarında roket saldırılarına dahi dayanıklı bir duvar yapılacak, bununla ilgili İngilizlerin bir dizaynı var, bunu Türkiye de yapabilir miyiz diye araştırıyorlar. Çok da rekabetçi bir ihaleydi. İşverenin güvenlik grubu, Tekfen dışında başka firmalar da olsun yaklaşımındaydı. Bizim taşeron olarak bulduğumuz firma, daha önce de askeri ihalelere katılmış ve bu işi yapabilecek bir firmaydı. Deneme üretimi dahi yaptılar henüz teklif aşamasında. Bu, bizim için bir kırılma noktasıydı. Ya oyunda kalacak ya da uzaklaşacaktık. Sonunda bir sunum yaptık. O sunum sırasında taşeronumuz, Daha önce biz bu işi yaptık, hatta sizin istediğiniz dizayna uygun üretim bile yaptık, deyince güvenlik grubunun da bir itirazı kalmadı ve biz ihaleyi aldık. İlk başta istasyondan sadece 1 tanesini verdiler. 3,5-4 milyon dolarlık bir projeydi. İlkinin başarılı olması üzerine 5 tane daha yaptık, daha sonra 7 tane daha ve şimdi yine 7 tane yapacağız. BTC projesi cirosunun yüzde 30 unu oluşturan bir işi bu şekilde almış olduk. Dondurucu soğukta zamanla yarış PT1, PT3 pompa istasyonlarında bir vana değişimi yapmıştık. Boru hattının doğrudan akışını etkileyecek bir çalışma yapılacaksa, shutdown diye adlandırılan bir işlem uygulanır. Bu, gerekli müdahalelerin yapılabilmesi için petrolün akışının durdurulması işlemidir. Bu işlem 24 saat, 36 saat, 48 saat olabilir. Önceden planlanır ve bazı işler sadece o shutdown sırasında yapılabilir. Bu nedenle de mutlaka zamana karşı bir yarış söz konusudur in Ocak ya da Şubat ayıydı. Ben çok önceden shutdown ın başında olmayı planlamıştım. BP nin Proje Müdürü Paul Hampton da orada olacaktı. Ama shutdown dan bir iki gün önce hastalandım ve durumum giderek kötüleşti. Bir şekilde gitmem lazım! Yapacak bir şey yok deyip, o halde yola çıktım ve Kars a uçtum. Orası İstanbul dan da soğuktu. Ama o hava bana o kadar iyi geldi ki, sabaha kadar orada dimdik durabildim. Shutdown lar zaman konusunda çok kritiktir. Belirlediğiniz süre zarfında bitiremezseniz büyük sıkıntı olur. İşverenin ancak güvendiği bir firmaya teslim edebileceği bir iştir. Bu anlamda BP, Tekfen e birçok shutdown daki başarısından dolayı ayrıca güvenir. Özel bir insan BTC projesinden bahsediyorsak, Osman Sayhan Bey ın adını anmadan geçmemek gerek. Osman Bey in burada, Mekanik İşler Proje Müdürü olarak emeği çok büyüktür. İdare de Osman Sayhan adını, özellikle shutdown larda bir güvence olarak algılar. Şu anda BP Irak projesindeki acil bir ihtiyaç nedeniyle oraya destek veriyor. Fakat dört hafta Irak ta çalışıp dört hafta tatil yapmak yerine, tatilde olması gereken süreyi BTC projesinde çalışarak geçiriyor. 18

19 g HASAN GEDİK (PROJE MÜDÜRÜ) Bizim projede kimsenin sıkılmaya vakti olmaz! 2003 yılında BTC projesiyle Tekfen ailesine katılan Hasan Gedik, Ceyhan da inşa edilen terminalde şantiyeden son ayrılan kişi olmuş. Gedik, BTC Boru Hattı Tamir Hizmetleri Projesi nde yılları arasında Proje Müdürü olarak görev yapan rahmetli Hasan Gürtay ın, bu proje üzerinde en çok emeği olan kişilerden biri olduğunu söylüyor: Rahmetli Hasan Gürtay, burada ilk işlerin alınması ve işverenle sağlam ilişkilerin kurulması aşamasında büyük emek sarf etmiş ve şu andaki çalışma sistemimizin temelini kurmuş olan ağabeyimizdi. Biz de kendisinden bize kalan mirası, kurmuş olduğu sevgi ve insan odaklı çalışma düzenini devam ettirmeye çalışıyoruz. Ben arasında Ceyhan Deniz Terminali nde çalıştım. O saha kapandığı sırada BTC nin ilave inşaat ihtiyaçları ortaya çıktı. O arada BTC, tüm hatta çalışan 4-5 müteahhitten en iyi çalıştığı firma olarak Tekfen i seçmişti. Bize Erzincan ve Posof ta iki ufak iş verdi. Toplam 2 milyon dolarlık bir iş olarak başladı ve zamanla katlanarak 2013 sonu itibariyle 150 milyon dolara yaklaştı. İki saha olarak başladığımız proje, 2-3 sene sonra 16 sahaya kadar çıktı. Bizim projenin zorluklarından biri, iş programlarımızın çok uzun zamanlı olmaması. En uzun altı aylık, bir yıllık projeler alıyoruz. Buna bağlı olarak da açtığımız şantiye adetleri zaman zaman değişebiliyor. Bunu kilometrelik boru hattı üzerinde başarabilmek için esnek bir çalışma sistemi kurduk. Belli bir çekirdek kadroyu hazır tutuyoruz. Aşırı yüklenme durumlarında ise Tekfen in büyüklüğünden faydalanıyor, diğer şantiyelerden destek alabiliyoruz. Duraksamalarda da personelimiz geçici süreyle diğer şantiyelerde çalışabiliyor. Gerçi son iki senedir pikte çalışıyoruz. Pikteki kadromuz, taşeronlar hariç, 100 kişi oluyor. Geniş bir coğrafyada çalıştığımız için bizde kimsenin yeri sabit değildir. Herkes bavulu hazır bir şekilde çalışır. İş gereği, o anda Sivas ta bulunan birine ertesi gün Posof ta, birkaç gün sonra da Ceyhan da ihtiyaç duyulabilir. Onun için arkadaşlara, Kimsenin bizim projede sıkılmaya vakti olmaz! diye takılırım. Tamir işi deyip geçmeyin Bizim projenin adı BTC Boru Hattı Tamir Hizmetleri. Ama tamir hizmeti deyip geçmemek lazım. Yaptığımız işler, boru hattının koskoca Ceyhan nehrinden geçiş güzergâhını değiştirmekten, yeni vana istasyonu kurmaya kadar çok farklı işleri kapsıyor sonunda yaptığımız 3 yıllık ek kontratla, işlerimizin 2016 sonuna kadar daha planlı bir şekilde devam etmesini bekliyoruz. Bu kapsamda aldığımız işlerden bir tanesi, blok vana istasyonlarının güçlendirilmesi. Ayrıca 1 kilometrelik boru güzergâhının değiştirilmesi işi de var. Bunların ikisi, bu seneki işlerimizin yüzde 70 ini kapsayacak çapta işler te yapılacak işlerin yüzde ını biliyoruz, ama işleri henüz tam olarak belli olmadı. BTC Boru Hattı nda ilk olarak DRA (Drag Reducing Agent - Sürtünme Azaltıcı Madde) projesini uyguladık. Çok güzel bir projeydi. Boru hattına çok küçük bir malzeme enjekte ederek, petrolün yüzde 20 daha hızlı akmasını sağlıyorsunuz. Tabii çok büyük bir rakam bu. Yaptığımız yatırım, toplam yatırımın binde biri bile değildi belki, ama bir anda kazancınızı yüzde 20 artırıyorsunuz. Boru hattı üzerinde pompa istasyonları var. Bu istasyonların olduğu noktalara ilave binalar yaptık, malzemeyi stoklamak amacıyla. Burada stoklanan malzeme, boru hattına enjekte edildi km üzerinde toplam 6 noktada bu işlem yapıldı. İşverenle sağlam ilişkiler Bu altı yıl boyunca idareyle belirli anlaşmalar yaptık. Arada sırada idarenin başkalarından teklif aldığı da oldu. Hatta bizimle uzun soluklu bir anlaşması olmasına rağmen, arada bazı işleri başka firmalara verdi. Fakat bu iki kez oldu ve ikisinde de işi onlardan alıp tekrar bize verdiler. Birisi 6 kilometrelik bir elektrik hattıydı rakımda, kışın, kablo çekme işi. Taşeron 2 ayda işin sadece yüzde 5 ini yapmışken, biz 2,5 ay içinde işin tamamını bitirdik. İkincisi de kritik bir shutdown işiydi. İşi ikiye bölüp birini bize, diğerini de başka bir firmaya verdiler. Orada da biz vaktinde bitirdik, diğer firma ise benzer bir iş yapmasına rağmen yüzde 30 unu ancak bitirebildi. Bitirilmeyen kısmı için iki ay sonra tekrar bir duruş yapıldı ve o iş bu sefer bize verildi. 19

20 DOSYA g TAYLAN CİHAN BUYUN (MALİ VE İDARİ İŞLER ŞEFİ) Türkiye de bir yurtdışı şantiyesi Tekfen de çalışmaya 2007 yılında BTC projesiyle başlayan Taylan Buyun, bugüne kadar bu proje nedeniyle Posof, Kars, Erzurum, Erzincan, Sivas, Kadirli ve Ceyhan da olmak üzere epey şantiye gezmiş. Daha sonra ise projenin büyümesiyle, merkez ofisi olarak kullanılan Ceyhan Çelik Fabrikası na geçmiş: Mali ve İdari İşler Şefi olarak bütün şantiyelerden gelen faturaların Oracle muhasebe sistemine giriş ve ödeme işlemlerinin yapılmasını sağlıyorum en başta. Bana bağlı olarak çalışan personele yardımcı olarak işlerimize daha fazla işlerlik kazandırmaya çalışıyorum. Türkiye de iş yapmamıza rağmen, bir yurtdışı projesi gibi evinden yüzlerce kilometre uzakta, 2 bin metre yükseklikte zorlu hava ve doğa şartlarında çalışan personelimiz için ev ortamını aratmayacak otel ve restoranlarla anlaşma yaparak, motivasyonlarını en üst düzeyde tutmaya çalışıyorum. Yalnızca personelin işle ilgili sorunlarını değil, özel hayatlarındaki sıkıntılarını da dinliyor ve çözüm üretmeye, onlara yardımcı olmaya gayret ediyorum. Azerbaycan dan başlayıp Türkiye nin birçok bölgesinden geçen, bin kilometreden fazla uzunluğa sahip bir boru hattı üzerinde çalışıyoruz. Aynı anda 16 farklı noktada şantiyemiz faaliyet gösterebiliyor. Yeri geliyor gece gündüz çalışıyor, bir şekilde işlerimizi eksiksiz yürütebilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Yaptığımız iş çok zor olmasına rağmen, aile ortamı içinde çalışıyor olmak elbette büyük güç ve moral veriyor. Yaşamımızın büyük bir kısmı işyerinde, çalışma arkadaşlarımızla geçiyor. Hatta ailemizden fazla iş arkadaşlarımızla görüşüyoruz. Bu kadar vakit geçirdiğimiz kişilerle ilişkilerin sağlam olması hem çalışma ortamı, hem de işlerin görülmesi için çok önemli. İş güvenliği konusunda son derece hassasız Projenin başında 8 bordrolu personelimiz vardı, şimdi ise 88 personelimiz var. Hepsinin nerede olduğunu, ne durumda olduğunu çok iyi biliyorum. Tabii şantiyelerimiz bu kadar dağınık olunca, çoğu zaman telefon veya le haberleşmek zorunda kalıyoruz. Mesela proje müdürüm bana mail atıyor, KP-105 teki şantiyemizi açacağız kilometrelik boru hattının her bir kilometresi, KP-1 den başlayarak KP e kadar adlandırılıyor. Yani KP-105, boru hattının 105. kilometresi demek. Bilgi bana geldiğinde hemen araç ve şoför organizasyonumu yapıyorum. Hem iş güvenliği konusunda son derece hassas davrandığımız, hem de çok büyük bir çalışma alanımız olduğu için personelimiz yolda uzun zaman geçirebiliyor. Tüm araçlarımızı uydudan takip ediyoruz. Araçlarımızda mutlaka hız kontrolü uyguluyoruz. Ulaştırma memuru günlük olarak bana rapor gönderiyor. Burada insana verilen değer ve saygı ön planda. Bu çok büyük bir avantaj. Ben bile araç kullanırken, Tekfen e girmeden önce, bilinçsizce kullanıyormuşum. Aldığım ileri sürüş teknikleri eğitimi sayesinde şimdi çok daha güvenli araç kullanıyorum. Bu eğitimleri, araç kullanacak personelimiz için standart hale getirdik. Devleşen bir proje Projemiz henüz 3 aylıkken 8 personelimiz vardı ve proje değeri de 2 milyon dolardı. Bunu öğrenen, yurtdışındaki diğer proje yöneticileri, 2 milyon dolar mı! Bizim bir vincimiz var, 3 milyon dolar, diye takılıyorlardı bize. Projemizin büyüyeceğini elbet tahmin ediyorduk, ama bu kadar olacağını kimse tahmin edememişti. Yaptığımız iş 2013 sonu itibariyle 146 milyon dolarlık bir büyüklüğe erişti. Yeni yaptığımız kontratla 136 milyon dolar daha eklenecek. 20