POLÝTÝK MÜCADELE. Proletaryanýn nihai (sonal) amacý sýnýfsýz toplumdur,

Transkript

1

2

3 POLÝTÝK MÜCADELE Proletaryanýn nihai (sonal) amacý sýnýfsýz toplumdur, komünizmdir. Bu amaca ancak politik mücadele yoluyla varýlýr. Bunun dýþýndaki yollar, yalnýzca iþçi sýnýfýný amacýndan uzaklaþtýrýr ve gerici sonuçlara yol açar. O halde amaç ve amaca giden yollar bir bütünlük içinde konmalýdýr. Ekonomizm, sendikalizm, komünizme varmaz. Tersine, bu hedefe ulaþmanýn yolunu týkar. Çünkü, hiçbir zaman kapitalist sistemin sýnýrlarýný aþamaz. Ýþçi sýnýfýnýn yaþam koþullarý ne denli iyileþirse iyileþsin, yine de düzen sýnýrlarý içinde kalýr. Ücretli kölelik sistemi devam eder. Kapitalistler, hiçbir zaman, ücret artýþlarýnýn kârý olanaksýz hale getirecek kadar yükselmesine izin vermezler. Bu noktada her türlü müdahalede bulunurlar. Bu durumda, iþçi sýnýfýnýn kurtuluþu ekonomizmle olanaklý deðildir. Ýþçi sýnýfý nasýl kurtulamaz sorusunun ilk yanýtý budur. Emekçi sýnýf, kapitalizm yýkýlmadan kurtulamaz. Hiç þüphesiz, iþçilerin sýnýf mücadelesi ekonomik (pratik), politik ve teorik olarak bir bütündür. Ekonomik mücadele, sýnýf mücadelesinin bir biçimidir. Hiçbir marksist, ekonomik mücadeleye, iþçilerin ücretlerinin yükseltilmesi mücadelesine karþý çýkamaz. Kapitalizm altýnda ücretleri artýrma mücadelesi hep vardýr. Marksistlerin eleþtirdiði, ekonomik mücadelenin tek mücadele biçimi haline getirilmesidir -lafta olmasa da pratikte ekonomik biçim, sýnýf mücadelesinin tek biçimi haline getiriliyor- sýnýf savaþýmýnýn diðer biçimlerinin yadsýnmasýdýr. Eleþtirdiðimiz, ücretlerin iyileþtirilmesi, yani ekonomik mücadele deðil, bunun kurtuluþ yolu olarak gösterilmesidir, yani e- konomizmdir. Anarko-sendikalizm de bu anlayýþtan beslenir. Ücretlerin yükseltilmesi, grev ve genel grev yoluyla iþçi sýnýfýnýn kurtulacaðýna inanýr. Reformistlerin-oportünistlerin her seferinde genel grev çaðrýlarýný bu denli öne çýkarmalarý onlarýn sahip olduklarý ekonomizm anlayýþýndan ileri geliyor. Burada karþý çýkýlmasý gereken ekonomizmdir, ekonomik mücadele deðildir. Ýkisi ayný þey deðildir. Ekonomik mücadele doðru kullanýlýrsa, sýnýf mücadelesi bütünlüðü içinde belli bir yeri 71. Sayý / 5-19 Temmuz 2006 vardýr. Ekonomik mücadelenin, ekonomizm düzeyine çýkarýlmasý ise, proletaryanýn gerçek kurtuluþ yolu olan politik mücadelenin reddi anlamýna gelir. Bu anlamda politik mücadelenin reddi anlamýna gelen her anlayýþ reddedilmelidir. Týpký, reform mücadelesiyle, reformizm karþýsýnda alýnan tavýr gibi. Proletarya, devrimin bir yan ürünü olarak reformlarý reddetmez. Yeter ki reformlar temel mücadelenin, devrim mücadelesinin, kurtuluþ mücadelesinin önüne konmasýn. Reformizm ise tam da bunu yapýyor: Reformlar mücadelesini devrim mücadelesinin önüne koyuyor. Oportünizm ise, sözde devrim mücadelesini kabul etse bile, pratikte devrim mücadelesini deðil, reform mücadelesini öne çýkarýyor. Oportünizm ile reformizmin politik özü aynýdýr. Ýþçi sýnýfýnýn, sermayeye karþý, ücretleri yükseltme ve çalýþma saatlerini düþürme mücadelesi yüzyýllardýr sürüyor. Sýnýf mücadelesi her iki sýnýfýn ekonomik karþýtlýðýnýn ifadesidir ve bu karþýtlýðýn ifadesi olarak sürecektir. Ýþçilerle kapitalistlerin birbiri karþýsýndaki konumlarýný belirleyen, her birinin emeðin yarattýðý deðerden ne oranda pay aldýklarýdýr. Ya da çalýþma saatlerinin ne kadarýnýn iþçiye ve ne kadarýnýn kapitaliste ait olduðuna göre iki sýnýfýn birbiri karþýsýndaki konumlanýþý yer alýr. Ücretler ne kadar düþürülür ve iþ gününün ne kadar fazlasý kapitaliste giderse, artý-deðer oraný o kadar yükselir. Bu nedenle iþ gününün süresi daima iki sýnýf arasýnda þiddetli çatýþma konusu olmuþtur. Ýþçiler, ücretli emek tarihi boyu, emeðin korunmasý için çeþitli düzeylerde ama kesintisiz mücadele vermiþlerdir. Tüm bu uzun, sancýlý mücadeleler boyunca emeðin korunmasý yönünde belli yasal güvenceler saðlanmýþtýr. Ancak bu mücadele, ücretli-emeðin varlýðýnýn devamýna baðlý olarak yürütülmüþtür, yoksa doðasý gereði ekonomik mücadele, kapitalist sýnýrlarý aþamaz. Ýþçi sýnýfý hareketi uzun bir ekonomik mücadele sürecinden geçerek geldi. Ekonomik mücadele içinde, birleþme, yetkinleþme ve savaþým kapasitesini geliþtirdi. Her ülkenin iþçi sýnýfý mutlaka ekonomik mücadele sürecinden geçerek gelmiþtir. Kimi yerlerde, ekonomik mücadele iþçi sýnýfýnýn bir mücadele biçimi olarak çok belirgindir. Bununla birlikte proletarya ile kapitalistler arasýndaki sýnýf mücadelesi bir gerçeði daha ortaya çýkardý. Bu iki sýnýf arasýndaki ekonomik mücadelede güçlü olan taraf her zaman sermaye olmuþtur. Salt ekonomik mücadelede proletarya hep kaybetmiþ, yenilmiþtir. Bu durum karþýsýnda, proletarya da mücadelesini politik alana kaydýrdý. Bu ise, emekçi sýnýfýn politik örgütlenmesini getirdi. Ýþçi sýnýfýnýn, bir sýnýf olarak harekete geçmesi politik bir harekettir. Ancak, yalnýzca kendiliðinden hareket etmekle yetinilmedi. Tüm burjuva güçlerinden baðýmsýz, onlardan ayrý ve onlara 3

4 karþý bilinçli bir politik örgütlenme ve mücadele çizgisi izlendi. Ýþçiler ne zaman ki politik mücadele baþlattýlar, o zaman kapitalistler üzerinde bir baský gücü oldular. Daha sonra iþçilerin yararýna ne kadar yasal düzenleme olmuþsa, hepsi politik mücadeleyle kazanýlmýþtýr. Politik mücadele, o güne dek kendine güvenmeyen iþçilerin, kendilerine güvenlerini saðladý. Bir güç olduklarýný; hem de dünyayý deðiþtirecek olan bir güç olduklarýný kavradýlar. Daha önceleri iþçi sýnýfýný yok sayan kapitalistler, bundan sonra ciddi bir güç olarak muhatap almak zorunda kaldý. Politik mücadele emekçi halk bilincine iyice yerleþti. Bunu güncel mücadelelerin her alanýnda görebiliyoruz. Emekçiler ne zaman ekonomik bir saldýrýya uðrasalar, hemen sokaða çýkýyorlar, ayaklanýyorlar; isteklerini ya kabul ettiriyorlar, ya da en azýndan o baskýyý burjuvazi üzerinde hissettiriyorlar. Sosyalizm tarihi bundan daha fazlasýný da göstermiþtir: Ýþçi sýnýfý, sosyalizme ancak politik mücadele yoluyla varabilir. Bu anlayýþ emekçiler içinde iyice yerleþmiþtir. Bu noktada belirleyici olan bu politikanýn içeriðidir. Ýþçi sýnýfý ancak devrimci bir politik mücadeleyle kurtulabilir. Ýþçi sýnýfý devrimci bir sýnýf olarak, devrimci mücadeleyle hedefine ulaþabilir. Ekonomik mücadelenin politik mücadeleyle sýký baðý -ki politika ekonominin yoðunlaþmýþ ifadesidir- bir çok ülkede son derece zengin örneklerini veriyor bize. Vietnam devrim mücadelesi ve baþka yerlerdeki devrim mücadeleleri tarihi, e- konomik mücadelelerin politik sonuçlarý olabileceðini gösterdiði gibi; politik mücadelenin de ekonomik sonuçlarý olabileceðini göstermiþtir. Hele devlet-tekel bütünleþmesinin yaþandýðý bir dönemde, bu durumu her yerde çok rahatlýkla gözlemleyebiliriz. Hemen bir örnek vermek gerekirse, ücret ve fiyat belirlemelerini yalnýzca piyasa kurallarý (ekonomik yol) saptamýyor, bunlar, hükümetler tarafýndan da belirleniyor. Bu nedenle iþçiler ücret sorunlarýnda, küçük üreticiler taban fiyatý sorununda hükümetlere karþý ayaklanabiliyorlar. Ekonomik i- liþkiler, politik iliþkilerle böylesine iç içe geçmiþtir. Ekonomi ile politikanýn iliþkisinde akýlda tutulmasý gereken baþka bir yön de þudur: nasýl bir ekonomik yol izleyeceðin, nasýl bir politik çizgi izlediðine baðlýdýr. Bu, sosyalizmde çok belirgindir: Ekonomide doðru bir çizgi izlemek için, öncelikle doðru bir politik çizgi gerekiyor. Politik mücadele, bir sýnýfýn diðer sýnýfa karþý mücadelesidir. Politik mücadelede, politik bir iktidar aygýtý olan devlet iktidarý merkezi bir yer tutar. Egemen olan devlet iktidarý sayesinde politik üstünlüðü elinde tutar; devlet iktidarýna dayanarak halk kitlelerini baský altýnda tutar ve ezer. Egemen olan bir kapitalist sýnýfsa, ezilen ve sömürülen emekçi sýnýf, kapitalistlerin politik üstünlüðüne son vermek için politik iktidarý ele geçirmeyi hedefler. Böylece iktidar sorunu, sýnýf savaþýmýnýn kilit sorunu haline gelir. Politik mücadele iktidar mücadelesidir. Ýktidar mücadelesi, genelde emekçi halk, özelde de iþçi sýnýfýnýn örgütlü bir güç ve bir güç örgütü biçiminde hareket etmesini gerektirir. Emekçi sýnýf bir güç örgütü düzeyine ulaþmadan, son derece iyi örgütlenmiþ olan ve yetkin bir güç örgütü olan devlet gücünü e- linde tutan kapitalist sýnýfý yenemez. Modern sýnýflar mücadelesi tarihi bu gerçeði defalarca doðrulamýþtýr. Ýþçi sýnýfý hareketi, ancak örgütlenerek ve savaþarak bir güç örgütü haline gelir. Ýþçi sýnýfý devrimci bir sýnýf olarak örgütlendiði ve bir güç örgütü olarak harekete geçtiði an, sýnýf savaþýmý, o zaman tayin edici aþamaya girmiþ olur. Devrim, emekçi sýnýf ileri düzeyde örgütlendiði zaman ve bu örgütlenmeye dayanýlarak gerçekleþir. Devrimci güç örgütüne ve devrimci sýnýf savaþýmýna mekanik bir þekilde yaklaþýlmamalý. Yani önce bir güç örgütü haline gelinir ve savaþa ancak bu þekilde girilir, biçiminde bir yaklaþým sýnýf mücadelesine aykýrýdýr. Bu, biz burjuvazinin her savaþ davetine evet demeyiz, ancak hazýr olduðumuz zaman ve uygun gördüðümüz zaman savaþa gireriz, biçimindeki son derece yanlýþ düþünceye benzer. Yani dýþýmýzdaki yaþam duracak, sýnýf mücadelesi yerinde sayacak, bizim hazýr olmamýzý bekleyecek. Böyle düþünenler hiçbir zaman zafer yüzü göremezler. Gerçek yaþamda, dýþýmýzdaki geliþmeler, olaylarýn akýþý hiçbir zaman bizim hazýr olup olmadýðýmýza bakmaz. Dýþýmýzdaki yaþam kendi yasalarýyla nesnel geliþmenin yasalarýyla harekete geçer. Bizi beklemez, biz dýþýmýzdaki süreci etkilemek ve ona müdahale etmek için kendimizi ayarlamalýyýz. Ýþçi sýnýfý hem örgütlenir; hem savaþýr. Savaþým dýþýnda kof bir örgütlenmeye giriþmez. Örgütlenmesini savaþým içinde tamamlar ve savaþa savaþa bir güç örgütü, savaþý kazanacak bir güç haline gelir. Devrimi yaratan koþullar, nesnel koþullardýr. Bu devrimin gerçekleþmesi ise devrimci sýnýfýn savaþýmýna baðlýdýr. Genel olarak tüm devrimler, özelde sosyalist devrim ve proletarya önderliðindeki demokratik devrimler ile ulusal devrimler devrimci sýnýflarýn savaþýmýnýn eseridir. Tarih, kitlelerin eseridir; savaþan kitlelerin eseri. Hiçbir devrimci sýnýf oturup, nesnel koþullarýn onun yerine devrimi yapmasýný beklememiþtir. Devrimci bir kriz kendiliðinden patlak verse de, yine de bunu bir devrimle sonuçlandýrmak, devrimi yapmaya kararlý bir sýnýfýn harekete geçmesine baðlýdýr. Proletarya kendiliðinden deðil, savaþarak devrimci bir sýnýf durumuna gelir. Eðer kendiliðinden devrimci bir sýnýf olsaydý, bunca devrimci çaba, teori, taktik örgütlenme anlamsýz olurdu. Ýþçi sýnýfý, bir sýnýf örgütlenmesi olan politik örgütlenmeyi, sýnýflý toplumdan almýþtýr. Gelecekte buna gerek kalmayacaktýr, ancak böylesi bir geleceðe politik olarak örgütlenerek ve savaþýmla ulaþabilecektir. Oportünistler, iþçi sýnýfýnýn devrimci rolünden sözetmeyi pek severler. Nasýl olsa iþçilerin devrimciliði kendileri dýþýnda bir durumdur. Sýra kendi konumlarýnýn devrimci olup olmadýðýna gelince, o noktada sorunu geçiþtirmeyi yeðlerler. Çünkü kendileri mücadelede, örgütlenmede de oportünistler. Böylelikle orta yere þöyle bir paradoks çýkýyor: Devrimci iþçi sýnýfý, onunla onun adýna hareket eden uzlaþmacý-reformist gruplar. Reformist-oportünist hareketler, devrimci iþçi sýnýfý önünde birer engeldir. Devrimci iþçi sýnýfý hareketi, bu engeli aþarak hedefine ulaþabilir. Ýþçi sýnýfý, devrimci sýnýf partisine dayanarak ve bu partinin önderliðinde zafere ulaþabilir. Proletaryanýn devrimci sýnýf partisi, emekçi sýnýfýn yönlendirici gücüdür. C. DAÐLI Sayý / 5-19 Temmuz 2006

5 DEVRÝMÝ GERÇEKLEÞTÝRM E ÝRADESÝ Burjuvazi için durum gittikçe ümitsizleþiyor. Ama tüm devrimci Marksistlerin bildiði gibi, hiçbir sömürücü sýnýf, durum kendisi için ne kadar ümitsiz olursa olsun tarih sahnesini kendi isteði ile terk etmemiþtir. Aksine, yok olup gitmemek için alabildiðine direnmiþ, son nefesine kadar elinden geleni ardýna koymamýþtýr. Bu doðrultuda tüm baský ve terörünü harekete geçirmiþtir. 30 yýlý aþkýn bir zamandýr bu topraklarda yaþananlar bunun bir kanýtýdýr. Burjuvazi, bunca zamandýr emekçi sýnýflara ve Kürt halkýna karþý sürekli artan bir terör ve katliam uyguluyor. Ýnsanýn tüylerini ürpertecek yöntemlerle on binlerce insaný katletti, yüz binlercesini zindanlara attý, milyonlarcasýný iþkenceden geçirdi. Buna raðmen egemenliðini sürdürmede rahat bir nefes alamadýðýný, yaþamý ve doðayý katlederek, egemenliðini uzatabildiðini görüyoruz. Bu bize burjuvazinin yönetemediðini gösteriyor. Ama ortada duran bir gerçeklik daha var, o da, iktidarýnýn halen sürdürdüðü. Bu neyin göstergesidir? Proletaryanýn, emekçi sýnýflarýn ve onlara önderlik eden devrimci parti ve örgütlerin yýllardýr verdikleri savaþýn burjuvaziyi gerilettiði ve onu yönetemez konuma getirdiðinin, fakat bu savaþýn, sermayenin iktidarýna son verip bir halk iktidarý kurmaya yetecek güçte olmadýðýnýn. Demokratik halk iktidarýný kurmak için yürütülen savaþýn, burjuva egemenliðe son verecek güçte olmayýþýný çeþitli yönlerden açýklamak mümkün olmakla birlikte, iki önemli nedeni söyleyebiliriz. Bunlardan birincisi, emekçi sýnýflarýn, burjuvazinin iktidarýna son vermeyi istemekle birlikte, bunu saðlayacak denli sert-kanlý bir savaþa atýlmayý göze alacak düzeye bugüne deðin gelmemiþ olmasýdýr. Ýkincisi ise, bu savaþýmda e- mekçi sýnýflara önderlik yapacak olan proletaryanýn devrimci sýnýf partisinin yetersizlikleridir. Bu iki olgu arasýnda, diyalektik bir iliþkinin olduðu da kuþkusuzdur. Bu böyle sürdüðü sürece, baþarýlý bir toplumsal devrimin olmasý imkânsýzdýr. Bir toplumsal devrimi isteyen herkes ve elbette ki emekçi sýnýflar bunu baþarmak istiyorlarsa, bugüne deðin ortaya koyduklarý cesaret, fedakârlýk, çaba ve bilinçten daha fazlasýný sergilemek zorundadýr. 71. Sayý / 5-19 Temmuz 2006 Ýçine girdiðimiz yeni evre, bunun gerçekleþmesi için sýnýrsýz imkân sunmaktadýr. Emperyalist kapitalist sistemin dünya çapýnda yaþadýðý çöküþle ifade edilen yeni evre, yaþadýðýmýz topraklarda da kendini derin bir ekonomik ve siyasi kriz olarak gösteriyor. Ýþsizlik sürekli olarak artýyor. Ýþsizler ordusunun içinde, üniversite bitirmiþ gençliðin sayýsý giderek artarken, o- kuyan gençlik bu tablonun bir parçasý olacaðýný bilmenin getirdiði sýkýntý ve öfke ile büyüyor. Öte yandan, onlarca yýllýk mücadelelerle kazanýlmýþ olan birçok kazaným, iþsizlik tehdidinin gölgesi altýnda bir bir yok ediliyor. Emekçi sýnýflarýn bir nebzede olsa nefes almak için kullandýklarý sistemin birçok açýðý ise, çýkarýlan yasalarla birer birer kapatýlarak, paranýn sermayedarlarýn kasasýna sýfýr kayýpla akmasý a- maçlanýyor. Kapitalist sistem emekçi sýnýflarýn aðýzlarýna bir parmak bal çalamadýðý gibi, gelecekte de bunu yapabileceðine dair hiçbir umutta uyandýramýyor. Bu doðrultuda sermayenin elinde bulunan en önemli proje olan AB ye giriþ projesi de, birkaç yýl içinde iflas etti. Gerek AB ülkelerinde yaþanan e- mekçi hareketleri gerekse emekçi sýnýflarýn ekonomik durumunu daha da kötüye götüren birçok yasanýn AB normu olduðu söylenerek yasallaþtýrýlmasý, emekçi sýnýflarýn nezlinde AB nin bir umut kapýsý olmaktan çýkmasýný saðladý. Sadece ekonomik yönden deðil, emekçi sýnýflarýn onlarca yýldýr özlemini çektikleri demokrasi istemi açýsýndan da, içine girdiðimiz yeni evre, yýðýnlarýn sistemden tüm beklentilerini sonlandýrmakta. Bu devlet yapýsý sürdükçe demokrasinin bir hayal olduðunu onlarca yýllýk deneyimleriyle anlamýþ olan e- mekçi sýnýflara, bir dýþ dayatma ile yani AB sayesinde demokrasinin gelebileceði umudu verilmek istenmiþti. Ama çok geçmeden, özellikle de 11 Eylülle baþlatýlan saldýrý dalgasýyla birlikte bunun da bir yalandan ibaret olduðunu emekçi sýnýflar görmeye baþladý. AB ve 11 Eylül süreci sayesinde, emekçi sýnýflar, demokrasinin sadece bu devlette deðil, tüm kapitalist ülkelerde bir serap olduðunu da gördüler. Emekçi sýnýflar, tüm tarihleri boyunca iktidar savaþýna katýlmada sürekli olarak mesafe almýþtýr. Sürekli olarak daha ileri bir bilinç, daha büyük bir sýnýf kini ve daha devrimci yöntemlerle savaþtýlar. Sýnýf savaþýnýn pratiði içinde kendilerini e- ðittiler. Bu, özellikle son 35 yýldýr büyük bedeller ödeme pahasýna olsa da gerçekleþti. Ekonomik ve politik krizlerin doðal sonucu olan bu gerçeklik 30 yýldýr þaþmaz bir þekilde kendini nasýl ortaya koyduysa, içine girdiðimiz ve sonuçlarýný kýsaca özetlediðimiz iþte bu süreçte de, ortaya koymaktadýr. Emekçi sýnýflarýn kendiliðinden bilinçlerinin ulaþtýðý düzey sayesinde daha büyük bir sýnýf kini ve daha devrimci yöntemlerle savaþa atýlacaklarýný gösteren olgulardan bir tanesi oldukça çarpýcýdýr. Bilindiði gibi, emekçi sýnýflar, devrimci iç savaþýn en sert geçtiði yýllarda dahi, reformlar için mücadeleyi öne çýkaran 5

6 Komünist Parti Yeni Evrede Mücadele Birliði 6 Komünist partinin durumu hiç olmadýk denli tarihsel bir önem kazanmýþ durumdadýr. 30 yýlý aþkýn bir zamandýr olgunlaþan devrimi çürümekten koruyan, komünist partinin ve devrimci hareketlerin önderliðinde süren savaþýmdý. Ama biliyoruz ki, uzunca bir zamandýr ortalama sol içinde hýzlý bir þekilde tasfiyecilik ilerlemektedir. Dolaysýyla, sadece olgunlaþan devrimi baþarýya ulaþtýrmanýn deðil ayný zamanda toplumun çürümesini engellemenin de bütün yükü komünist partinin omuzlarýna binmektedir. Yaþadýðýmýz topraklarda gelecek, hiçbir zaman bugünkü kadar komünist partinin ortaya koyacaðý iradeye baðlý olmamýþtý 71. Sayý / 5-19 Temmuz 2006 anlayýþlarýn peþinden sürüklenip, bunlar için alanlarda her türlü saldýrýyý göðüslüyorlardý. Oysa ki içine girilen süreçte sistemin ekonomik ve sosyal haklara karþý gerçekleþtirdiði çok daha vahþi saldýrýlar karþýsýnda dahi, reformlar uðruna mücadele çaðrýlarýný yanýtsýz býrakýyorlar. Bu ortalama solun sandýðý gibi, toplumun duyarsýzlaþmasý deðildir. Tarihinden ders çýkarmasý ve kapitalist sistemin içine girdiði süreci yaþamýndan hareketle ortalama soldan daha iyi sezmiþ olmasýdýr. Bundan dolayý, kendisini alanlara çaðýranlarý yanýtsýz býrakarak, vaat ettiðiniz reformlar ve bunlarý elde etmek için önerdiðiniz mücadele yöntemleri, bunun için ö- demeyi göze almam gereken bedellere deðmiyor demiþ o- luyorlar. Reformist ve oportünistler tarafýndan GSS için referanduma çaðrýlan emekçilerin (bu çaðrýya olumlu yanýt verenlerin de vermeyenlerin de) bu böyle olmaz olacaksa Fransa da ki gibi yapýlmalý demeleri bunu beklide en çarpýcý örneði oldu. Böylesi dersleri çýkarmamýþ ve sezgileri, kendiliðinden bilinci bu denli güçlenmemiþ olan hiçbir sýnýf, bir devrimi gerçekleþtirecek düzeyde cesareti, fedakârlýðý ve çabayý sergileyememiþtir zaten. Devrimin ileri sýçrayýþýna tanýk olduðumuz ve sessiz a- yaklanmanýn sesli ayaklanmaya dönüþeceðini gösteren olgularýn arttýðý tam da bu dönemde, Lenin in þu uyarýsýna dikkat etmek gerekiyor. Lenin, 1905 ayaklanmasýný incelediði bir makalesinde: Devrim, ekonomik ve toplumsal koþullar nedeniyle tamamýyla olgunlaþtýðýnda, devrimci sýnýflarýn her zaman devrim yapmak için yeterli güce sahip olduðunun sanmak yanlýþtýr. Hayýr, insan toplumu ilerici öðeler için böylesine akýlcý ve rahat biçimde düzene sokulmuþ deðildir. Devrim, devrimi tamamlayacak güçler yeterli olmaksýzýn da olgunluða eriþmiþ olabilir; bu durumda toplum çürür ve çürümesi yýllarca sürer. der. Bu uyarý önemlidir. Lenin in, devrim olgunluða eriþtiði halde onun baþarýlmasýný saðlayacak güçler yeterli olgunluða eriþmemiþ olabilir derken kastettiði baþlýca olgular, öncü parti ve devrime katýlacak olan sýnýflarýn durumudur. Yaþadýðýmýz topraklarda ekonomik ve toplumsal koþullar bir devrimi 30 yýlý aþkýn zamandýr gündemde tutacak kadar olgunlaþmýþtýr. Ve bu süreç bu yönde de devam etmektedir. Fakat bu güne kadar ne emekçi sýnýflarýn genel durumu ne de ona önderlik edecek olan komünist parti devrimi baþarabilecek yeterliliðe ulaþabilmiþ deðildi. Buna raðmen Lenin in dikkat çektiði felaket, toplumun çürümesi gerçekleþmedi. Çünkü, komünist parti ve küçük burjuva devrimci hareketlerin emekçi sýnýflarýn olgunlaþan güçlerine dayanarak sürdürdükleri savaþ, olgunluða eriþmiþ olan devrimi zafere götüremediyse de, toplumun çürümesinin önündeki en büyük engel oldu. Ýçine girdiðimiz yeni evrede, devrim, ekonomik ve toplumsal koþullardaki geliþmeler nedeniyle daha da olgunlaþýyor. Tam da bu noktada, devrimi tamamlayacak güçlerin yeterliliði daha bir önem kazanýyor. Emekçi sýnýflarýn çok daha geniþ bir kesimi kapitalist düzenle ölüm kalým savaþýna i- tilmeleri nedeniyle bir devrimi baþarýya ulaþtýracak yeterliliðe doðru hýzla ilerlemekteler. Artýk nüfusun büyük bir kýsmýný, devrim saflarýndaki ve tarafsýzlar içindeki kitlenin toplamý o- luþturmaya baþlýyor.. Burada geriye, öncünün durumu kalýyor. Düzenin emekçi sýnýflarda yarattýðý olgunlaþmayý baþarýlý silahlý halk ayaklanmasýna sýçratacak olan odur çünkü. Emekçi sýnýflar nesnel olarak ileri çýkma sürecine girdiði bir dönemde öncü partide ileri doðru sýçramayý baþarmak durumdadýr. Var olan durumunu korumak bile, nesnel geliþme karþýsýnda gerilemek anlamýna gelir. Bunun yolu ise, silahlý halk ayaklanmasýný baþarýya ulaþtýracak örgütlenmeleri ve çalýþma anlayýþýný yaygýnlaþtýrmaktan, içselleþtirmekten geçiyor. Ki bu, emekçi sýnýflarýn güvenini kazanmayý ve emekçi sýnýflarla öncünün bütünleþmesini, dolaysýyla da devrimi getirecektir. Unutmamalýyýz ki, öncünün durumu, henüz yeterli olgunluða eriþmemiþ devrim güçlerini ilerletip bir devrimi gerçeklik haline getirebileceði gibi, olgunluða ulaþmýþ bir devrimi yenilgiye de götürebilir. Bunun birçok örneðine devrimler tarihinde bolca rastlamak mümkündür. Komünist partinin durumu hiç olmadýk denli tarihsel bir önem kazanmýþ durumdadýr. 30 yýlý aþkýn bir zamandýr olgunlaþan devrimi çürümekten koruyan, komünist partinin ve devrimci hareketlerin önderliðinde süren savaþýmdý. Ama biliyoruz ki, uzunca bir zamandýr ortalama sol içinde hýzlý bir þekilde tasfiyecilik ilerlemektedir. Dolaysýyla, sadece olgunlaþan devrimi baþarýya ulaþtýrmanýn deðil ayný zamanda toplumun çürümesini engellemenin de bütün yükü komünist partinin o- muzlarýna binmektedir. Yaþadýðýmýz topraklarda gelecek, hiçbir zaman bugünkü kadar komünist partinin ortaya koyacaðý i- radeye baðlý olmamýþtý.r

7 TMY MECLÝSTEN GEÇTÝ! Bildiðiniz gibi terörle mücadele kanununda deðiþiklik öngören yasa mecliste görüþüldü ve kabul edilerek Cumhurbaþkanlýðý na gönderildi. Cumhurbaþkanlýðýndan da geçerse, yapanlar ve bu kanunu ýsmarlayanlar dýþýnda kimsenin kabul etmediði bu yasa uygulamaya geçecek. Bu yasada da ilk dikkati çeken husus, son yýllarda sýkça karþýlaþtýðýmýz gibi, muðlak belirsiz ifadeler oluyor. Daha önceden 2003 yýlýnda yapýlan deðiþiklikle propagandanýn cezalandýrýlabilmesi için þiddet ve terör yöntemlerine baþvurmayý teþvik edecek biçimde yapýlmasý gerekirken, yeni yasa ila yalnýzca propaganda 1yýldan 5 yýla kadar hapis cezasý ile cezalandýrýlabilecek. Propagandadan ne anlaþýlacaðý yazýlmadýðý (daha doðrusu metinden çýkarýldýðý) için döneme göre hoþa gitmeyen her söz, yazý, propaganda sayýlabilecek yýlýnda anayasaya aykýrý olduðu gerekçesi Anayasa Mahkemesi kararý ile yasa metninden çýkarýlan doðrudan ve duraksamadan silah kullanma yetkisi (öldürme yetkisi de denebilir) ufak deðiþikliklerle yeniden yasa metnine alýnmýþtýr. Zaten birçok kanunla silah kullanma yetkisi düzenlenmiþken ayrýca diðer anlamý ile öldürme yetkisi anlamýna gelen bu maddenin yeniden yasa metni içine alýnmasý dönem itibari ile düþündürücüdür. Basýný hedef alan savcýlýk kararý ile tedbiren yayýnýn durdurulmasý hükmü de yine bir süre önce kaldýrýlan ama bu yasa ile yeniden hayata geçecek olan bir modern sansür uygulamasýdýr. Bu yasa ile önceki yasada yer alan terör amacý ile iþlenen suçlarýn kapsamý önemli ölçüde arttýrýlmýþtýr. Siyaset, hak ve özgürlüklerin kullanýmý ile terör kavramlarýnýn çok fazla karýþtýðý böylesi bir ülkede önümüzdeki günlerde basýn açýklamasý veya bir toplantýnýn terör amacýyla yapýldýðý, gazete ve dergilerin terör amacýyla basýldýðý, iþçilerin, köylülerin, öðrencilerin basit demokratik çözüm isteyen eylemlerinin bile terör amacý taþýdýðý iddialarýyla (eski adýyla) Devlet Güvenlik Mahkemelerinde yargýlandýklarýna verilen cezalarýn arttýrýldýðýna, bu cezalarýn paraya çevrilmediðine ve ertelenmediðine, özel infaz rejimleri ile hapishanelerde yatýrýldýklarýna tanýk olacaðýz. 71. Sayý / 5-19 Temmuz 2006 Yine bu yasayla getirilen özel yargýlama usullerine tabi tutulduklarýný göreceðiz. Örneðin yakalandýðý yalnýzca bir yakýnýna, oda savcýnýn emri ile haber verilebilecek, haber verilecek bu bir kiþiyi kimin ve nasýl seçeceði belli deðil, onun dýþýnda kiþinin avukatý ile görüþmesi 24 saat boyunca engellenebileceði gibi, soruþturma evresi boyunca da yalnýzca bir avukatýn yardýmýndan faydalanabilecek, avukatýn dosya içeriðindeki belgeleri incelemesi engellenebilecek, kiþiyle yazýþmalarýna el konulabilecek, kýsacasý kendilerini savunma haklarý da ellerinden alýnacak. Deðiþik biçimiyle eklenen 8. madde ile terörün finansmaný adlý yeni bir kavram daha girmiþ oldu bu yasaya; bu kavramda yine dikkati çeken muðlak ve yoruma a- çýk olmasý. Terör suçlarýnda kullanýlacaðýný bilerek fon saðlamak cezalandýrýlacak, özelikle terör amacý ile iþlenen suç çeþitliliðinin bu kadar arttýrýldýðý bu yasada her türlü yardým etkinliði, para toplama bu madde kapsamýna girebilecektir. Özellikle son yýllarda yasa yapma tekniðinde ki o- lumsuz deðiþikliðin bu yasada da ilk göze çarpanlar arasýnda olmasý dikkat çekicidir. Bu yasada da kavramlarýn, suç tiplerinin belirsizleþtirildiðini, döneme, kiþiye, kuruma göre yorumlanmasýnýn müsait bir hale getirildiðini a- çýkça görebiliyoruz. Anayasa ya hasbel kader girmiþ olan eþitlik, ayrým yasaðý, suçta ve cezada kanunilik gibi ilkeleri yok sayan bu yasalarla Adalet bakanýný her ne kadar biz bu yasa ile hak ve özgürlükleri hedeflemiyoruz dese de, bu ve yeni çýkan diðer yasalarla devletle ayný düþünceyi taþýmayan herkesi ve her hareketi nasýl daha fazla cezalandýrabiliriz, bunun kapsamýný nasýl arttýrabiliriz mantýðýyla hareket edildiðini anlamak çok zor olmasa gerek. Bu yasalar, devletin kendisine yönelebilecek en ufak bir muhalefete bile tahammülünün olmadýðýnýn ifadesidir. Her çýkan yeni yasa bunu biraz daha fazla kanýtlýyor aslýnda; AB süreci ile Türkiye nin demokratikleþeceði beklentisi içinde olanlara inat bu yasa bir kez daha hak ve özgürlüklerin giderek geniþlemediðini, tam tersine hýzla törpülendiðini göstermiþ oldu. ÇHD den Bir Avukat 7

8 Ölümsüzlüðünün 5. Yýlýnda Aysunumuz Hâlâ Korku Saçýyor 25 Haziran Pazar günü Ayýþýðýmýz Aysun Bozdoðan için Adana daydýk. Antep ve Adana Mücadele Birliði Platformu olarak ilk iþimiz, tüm basýna 25 Haziran da saat 13:00 te Kabasakal Mezarlýðý nda, 15:00 te Ýnönü Parký nda olacaðýmýzý duyurmak oldu. Saat 13:00 te Kabasakal Mezarlýðý nda Aysunumuzun mezarý baþýna geldik. Özgür Gündem muhabiri ve birkaç basýn mensubu daha vardý. Sloganlarla yürüyüþ yaptýktan sonra Aysunumuz nezdinde tüm devrim savaþçýlarý için saygý duruþunda bulunduk. Bir arkadaþýmýz Aysun u anlatarak baþladý. Sonra 19 Aralýk, Ölüm Oruçlarý ve bugün içinde bulunduðumuz süreci anlattý. Daha sonra Aysun un ve zindanlardaki tutsaklarýn þiirleri okundu. Bir arkadaþýmýz ölümü tanýmladý ve tüm insanlarýn fiziken öldüðünü, aslolanýn hayatý en iyi þekilde yaþamak olduðunu anlattý. Denize Ezgi Müzik Grubu nun söylediði marþlarýn ardýndan sloganlarla yürüdük. Mezarbaþý anmamýzý bitirdikten sonra aracýmýza binerek mezarlýk çýkýþýna gittik. Ancak mezarlýðýn dýþýnda TMÞ polislerinin yaný sýra -jandarma bölgesi olduðu için olsa gerek- 2 tabur asker aracýmýzý durdurarak kimlik kontrolü yapmak istediklerini söylediler. Aracýmýzýn etrafýný bir sürü silahlý asker halka yaparak sarmýþtý. Tam da Aysunumuzun anmasýna yakýþýr diye düþündük. Bizi iyi tanýdýklarý belliydi. Onlarýn korku ve þaþkýnlýk içindeki bakýþlarýna raðmen bizim keyfimiz oldukça iyiydi. Hatta espriler yapýp gülüyorduk. Buna iyice þaþýrýyorlardý. Mesela, siz maðdur olmayýn. Þafak Gümüþsoy dýþýndakiler gidebilir demelerine yok caným, biz maðdur olmayýz. Asýl biz sizi maðdur etmeyelim de diye karþýlýk verdik. Ý.Ý.Mücadele Birliði Dergisi nin eski yazý iþleri müdürü Þafak Gümüþsoy un bir özel sayý ile ilgili aranmasý olduðunu söylediler. Böyle bir þey olmadýðýný, bizi oyaladýklarýný söyledik. Saat 15:00 te basýn açýklamamýz olduðu için ortak aldýðýmýz karar doðrultusunda bir arkadaþýmýzý refakatçi býrakmaya karar verdik ve slogan atmaya baþladýk. Þafak Gümüþsoy bu sýrada gözaltýna alýndý. 15:00 te Mücadele Birliði Platformu olarak Ýnönü parký ndaydýk. Aysun Bozdoðan Ölümsüzdür, Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur, Devrimci Tutsaklar Teslim Alýnamaz, Umudumuz Kavgada Kavgamýz Sanatýmýzla, Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük, Devrim Savaþçýlarý Ölümsüzdür, Aysun Yoldaþ Yaþýyor Leninistler Savaþýyor, Ölüm Orucu Sürüyor Sürecek Zafere Kadar sloganlarýmýzý attýk. Adana nýn en merkezi yerlerinden biri olan Ýnönü Parký nda birçok göz bize çevrilmiþti. Meraklý ve ilgili insanlar vardý. Basýn açýklamasýna 19 Aralýk la baþlayan süreç, bu saldýrýlarýn niçin yapýldýðý ile baþlandý. Sonra ö- lüm oruçlarý ve Aysun Bozdoðan anlatýldý. Ölüm Orucu savaþçýsý Serpil Cabadan a yapýlan zorla müdahaleye de deðinilen basýn açýklamamýz zindanlarda süren bu mücadelenin iþçilerin hayattan kovulmasýyla, öðrencilere uygulanan baskýlarla, Kürt Halký na yapýlan saldýrýlarla, yeni çýkan yasalarla, açlýkla, sefaletle, iþsizlikle direkt baðlantýlý olduðu ve F tipi zindanlarla amaçlananýn halký öncülerinden koparmak olduðu söylendi. Ayrýca halklarýn devrimci tutsaklarýný özgürleþtirmeden özgürlük yüzü göremeyeceði de belirtildi. Basýn açýklamamýzýn sonunda mezarlýkta karþýlaþtýðýmýz baskýlar ve gözaltýna alýnan arkadaþýmýz da duyuruldu. Bunun üzerine Baskýlar Bizi Yýldýramaz sloganý atýldý. Basýn mensubu arkadaþlarýn sorularýný yanýtlamamýzýn ardýndan basýn açýklamamýz alkýþlarla son buldu. 26 Haziran Pazartesi günü öðleden sonra Þafak Gümüþsoy serbest býrakýldý. AYSUN BOZDOÐAN ÖLÜMSÜZDÜR! ZÝNDANLAR YIKILSIN TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK! ÖLÜM ORUCU SÜRÜYOR SÜRECEK ZAFERE KADAR! Antep - Adana Mücadele Birliði Platformu Sayý / 5-19 Temmuz 2006

9 Gülüþün Gibi Umutla... DEVRÝMÝN MAHALLESÝNDE AYSUNUMUZU ANDIK Ýnsanlýk tarihinin nasýl ilerlediðini görmek için, insan kalmak ve insanlýk için ödenen bedelleri ve yapýlan fedakarlýklarý görmek yeterlidir herhalde. Ve bir gün bu fedakarlýklarýn sahipleri, tüm iþçi ve e- mekçiler tarafýndan, onurun ölümden güçlü olduðunu söyleyenler tarafýndan, ne için yaþadýðýný ve ne için öleceðini bilenler tarafýndan sahiplenilecek, sonsuz ve sýnýrsýz bir sevgiyle kucaklanacaklardýr. Evet Aysun yoldaþ, þu anda yattýðýn gömüklükte yaný baþýnda yoldaþlarýn seni anýyor ve biz buradaki yoldaþlarýn ise iþçi- emekçi kenti Gazi Mahallesi nde seni tüm ezilenlere tanýtýyoruz. O aðýz dolusu gülüþün herkese nasýl da güven ve samimiyet aþýlýyor, yüzlerini gülümsetiyor bilemezsin. Gazi Ayýþýðý Ekin Sanat Merkezi olarak senin için bir eylem yaptýk yoldaþ.dört yoldan baþlayarak sanat merkezinin ö- YENÝ ÝNSAN Yeni Ýnsan sadece iki kelimeden ibaret deðildir. Beyinde Yeni Ýnsan ; yürekte Yeni Ýnsan. Burjuva kültürün içine pimi çekilmiþ bir bomba gibi düþmüþ, insan olmanýn onurunu, bu yokolmaya mahkum bataklýðýn içinde yaþayan insan! Bu bomba çoktan patladý. Burjuvazi ve onun koruyucusu devlet, korkuyla izlemekte bombanýn yayýlan etkisini... Tepeden týrnaða çelikleþmiþ bir bilinç, bir disiplindir Yeni Ýnsan. Bireyselleþmiþ, ahlakýn, yaþýn ve cinsiyetin talan edildiði, bu kokuþmuþluk içinde bir umuttur Yeni Ýnsan. Umuttur, kaçýnýlmaz olan o günün yakýnlýðýna. Yeni Ýnsan kolektivizmdir. Kiþisel beðenilerin, bireysel mutluluklarýn, tekelci sermayenin, toplumsal sefaletin bitiþidir. Gözlerden önce, beyinlerin kör olmasý gerek kapitalizmin en yüksek aþamasýna geçeli neredeyse bir asýr olduðunu görmemek i- çin!.. Çýkýþ yok, kurtuluþ yok; yapacaðý sömürünün en büyüðünü, katliamlarýn en faþistçesini yapýyor; ölümlerin, iþkencelerin ve yok 71. Sayý / 5-19 Temmuz 2006 nüne kadar bir yürüyüþ gerçekleþtirdik. Yol boyunca Aysun Bozdoðan Ölümsüzdür, Ölüm Orucu Sürüyor Sürecek Zafere Kadar, Umudumuz Kavgada Kavgamýz Sanatýmýzla sloganlarýný attýk. Daha sonra sanat merkezi önünde Gazi Ayýþýðý Ekin Sanat Merkezi Þiir Grubu ve E- meðe Ezgi Müzik Grubu bir dinleti verdi. Sonrasýnda sanat merkezine girdik. O- rada seni tanýyanlar, iþçi ve emekçilere seni anlattýlar. Sanat merkezinde gitar dersine gelen öðrencilerin gitar dinletisinin ardýndan, bir yoldaþýmýz Enver Gökçe nin dost dost ille kavga þiirini okudu. Daha sonra etkinlik sona erdi. Evet yoldaþ ýþýðýn karanlýk günleri aydýnlatmaya devam e- diyor ve o umut dolusu gülüþün ise bize umut saçýyor. Gazi Ayýþýðý Sanat Merkezi ediliþlerin hepsinde gelebileceði en üst düzeye eriþti kapitalizm lü yýllarda bir hayalet dolaþýrdý Ýngiltere semalarýnda. O hayalet ki, geceleri emekçilerin kanlarýný akþam yemeðinde meze yapan sermaye sahibini uykusundan terler içinde uyandýrýrdý. O hayalet ki, yok edilmek üzere iþkencelerden, ölümlerden geçirildi. A- ma cellat gördü: öldürdükçe çoðalýyorlardý! Ve o hayalet artýk Ýngiltere deðil, tüm dünya kapitalizminin tepesinde dolanmakta. Çýkýþ, kaçýþ kalmadý kapitalizm için. Kendine yakýþan her yola baþvurdu. Ama asýl onun için kötü olan þey; tüm bunlar emekçilerin çeliðine su verdi, daha bir biledi oraðýný, daha bir sertleþtirdi balyozunu. Þimdi sýra emekçi proletaryada. Balyoz kapitalizmin kafasýna patlamaya hazýr. Asýl olan balyozu eline alacak ve yön verecek kapitalizmin tam odaðýna patlatacak olandýr. Bu kuþkusuz proletaryadýr. Yeni Ýnsan olma yolunda ve tarihsel ezilmiþliðine paralel o- larak, sýnýf bilinciyle bilenmiþ proletaryadýr. Bu aþamada, Yeni Ýnsan modelini öncelikle kendi beyin ve yüreklerimizde yaþayalým. Yaþayalým ki asýl olan sýnýfýn, o devrimin yýlmaz savaþçýlarýnýn safýndaki yerimizi en kýsa zamanda alalým... YENÝ ÝNSAN OLMA YOLUNDA LENÝNÝST SAFLARA! ZAFERE KADAR DAÝMA! Ýzmir den bir Y.E.Mücadele Birliði Okuru 9

10 AYSUNUMUZU AYIÞIÐIMIZI ANIYORUZ... Savaþýmýz burada baþlamadý diye haykýrýyordu yürekler 19 Aralýk sonrasý götürüldükleri F Tipi hücrelerden... ve elbet burada bitmiyor! ve geleceðe akýþýn dört günlük zindan savaþlarýndan sonra Ölüm O- rucuna yatýrdýlar bedenlerini... haykýrýþlarýyla Taksim de Rumeli Han ýn önünde toplandý Aysunumuzun yoldaþlarý, sevenleri... Aysunumuzun ve kuþandýðý kýzýl bandýnýn resminin bulunduðu Ölüm Orucu Sürüyor Mücadele Birliði Platformu yazýlý pankartýmýzý açýp, Aysunumuzun resimleri ve Ölüm Orucu Sürüyor, Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük yazýlý önlüklerimizi giydik. Ýlk önce Gazi Ayýþýðý Ekin Sanat Merkezi Þiir Grubu nun hazýrladýðý Ölüm Orucu Eylemini anlatan bir gösteri yapýldý. Genç arkadaþlarýmýzýn hazýrladýðý gösteri, bir Ölüm Orucu Savaþçýsý olan Ergül Çiçekler in yazdýðý Dört Ateþten Gün Dört Ölümden Gece- Ölüm Orucu Destaný þiirinin Aysunumuzu, eylemini ve zorla müdahale sonucu ölümsüzleþmesini anlatan bölümüydü. Coþkuyla okunan þiir ve ölümsüzleþen tüm Ölüm Orucu savaþçýlarýnýn isimlerinin yazýlý olduðu giysiyle bir genç yoldaþýmýzýn dans ediþi, Ýstiklal Caddesi üzerindeki herkesin ilgisini toplamýþtý. Orak ve Çekicin havaya kaldýrýlmasýyla son bulan bu coþkulu gösteri, pek çok insaný zindanlar gerçeðiyle yüz yüze getirmiþti. Ardýndan sözü devrimci bir þair, dostumuz Ruhan Mavruk a býraktýk. Onun okuduðu kýsa bir dörtlüðün ardýndan Ayýþýðý Sanat Merkezi, Aysunumuzu anlatan bir konuþma yaptý. Aysun Bozdoðan, Genç Ekin Sanat Merkezi nin güleç yüzlü, çalýþkan, fedakar ve son derece mütevazi emekçisiydi... Hiç zor deðildi onun yürekleri fethetmesi... tüm bu mütevaziliðinin altýnda dipten dibe dalgalanan Akdenizin asi dalgalarý duyulurdu... Toroslar kadar dik, Toroslar kadar güçlü bir yoldaþtý o... Müzik grubunun tohumlarý onun çabalarýyla atýldý... Genç Ekin le baþlayan sanat merkezi çalýþmalarýmýz bugün Ayýþýðý olarak devam edebiliyorsa, bunun için Aysunumuza çok þey borçlu olduðumuzu biliyoruz. Diyor ki Aysunumuz yazdýðý günlükte; Yüzünü görmeden, adýný dahi bilmeden bizimkiler gülüþünden tanýrdý birbirlerini. Hiç tanýmadan, buradaki ve oradaki bizimkiler ölüþünden tanýrdý birbirlerini... Yüzünü dahi görmediðimiz insanlar i- çin ölebilmek, onlar için gün gün hücre hücre erimek... Ýþte Ölüm Orucu savaþçýlarýmýzýn yarattýðý deðerin büyüklüðü buradadýr. Ýnsanlýk tarihi de zaten böyle büyük fedakarlýklarla ilerlemiyor mu? dedikten sonra Ayýþýðý Sanat Merkezi sözünü Ayýþýðý Sanat Merkezi olarak iþçi sýnýfýnýn sosyalizm için verdiði mücadele de Aysunumuzun gösterdiði yoldan yürüyoruz. Sanatýmýzla daima onlarýn yaný baþýnda olacaðýmýzý bir kez daha buradan ilan ediyoruz. Umudumuz Kavgada Kavgamýz Sanatýmýzla! Aysun Bozdoðan Ölümsüzdür! Devrimci Sanat Engellenemez! diyerek bitirdi. Ayýþýðý Müzik Grubu aldý sözü ardýndan. Emeðe Ezgi Müzik Grubu nun Ölüm Orucu Savaþçýlarýmýzý anlattýðý Gel Bahar Ol parçasýnýn ardýndan orada bulunan herkesle birlikte Çav Bella söylendi. Ve hep birlikte sloganlarla Basýn Açýklamasýný yapmak üzere Ýstiklal Caddesinden Galatasaray Lisesi ne doðru yürümeye baþladýk. En önde ilerleyen orak-çekiç ve sýkýlý yumruklar devrim gerçeðini herkesin yüzüne haykýrýyordu. Ölüm Orucu Sürüyor Sürecek Zafere Kadar, Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük, Aysun Yoldaþ Ölümsüzdür, Devrim Savaþçýlarý Ölümsüzdür, Umudumuz Kavgada Kavgamýz Sanatýmýzla sloganlarý ve halkýn ilgi dolu bakýþlarý ile Galatasaray Lisesi önüne geldik. Mücadele Birliði Platformu adýna yaptýðýmýz basýn açýklamasýnda: Sizin sesiniz olup sizi haykýracaðýz diyebilmenin onurudur bizleri bir arada tutan ve karþý konulmaz bir güçle kollarýmýzý kenetleyen. (...) Devrimin gücü zindandaki devrimci tutsaklarýn alýnlarýna taktýklarý kýzýl bandýn ýþýðýyla aydýnlanýyor. Bugün buradayýz, çünkü bundan tam beþ yýl önce bir devrim savaþçýsýný, Ayýþýðýmýzý, Aysunumuzu ölümsüzlüðe uðurladýk. Aysun Bozdoðan 26 haziran 2001 tarihinde, Ölüm Orucu Eylemi nin 183. gününde ölümsüzleþti. Aysunumuz, bir Leninist kadýn savaþçý olarak, Sibel yoldaþýmýzdan aldýðý bayraðý en yükseklerde dalgalandýrmýþ olmanýn, görevini layýkýyla yerine getirebilmiþ olmanýn haklý gururuyla insanlýða gülümsüyor. Bugün Ölüm Orucu Eylemi hala sürüyor. Devrim Ölüm Orucu Savaþçýlarýnýn bedeninde ete kemiðe bürünüyor. Onlar, Devrim Biziz Biz Devrimiz þiarýnýn nasýl gerçekliðe dönüþtüðünü tüm dünyaya gösteriyorlar. (...) Ýþte buradan bir kez daha yineliyoruz, yolumuzu aydýnlatan Ölüm Orucu Savaþçýlarýmýzýn hep aynýnda olacaðýz, Aysunumuz, A- yýþýðýmýzdan aldýðýmýz bayraðý daha da yükseklere taþýyacak, Ölüm Orucu Eylemi ni zaferle taçlandýracaðýz dedi. Ardýndan 96 Ölüm Orucu Savaþçýsý olan Vefa Serdar, Dost Dost Ýlle Kavga þiirini o- kudu. Þiirin ardýndan anmamýzý sloganlarla bitirdik Sayý / 5-19 Temmuz 2006

11 SELAM OLSUN ÖLÜM ORUCU SAVAÞÇILARINA Yaþamý ve özgürlüðü uðruna ölecek kadar çok seven devrimci tutsaklar, 6 yýldýr ölüm hücrelerine, F Tiplerine karþý Ölüm Orucu eylemini sürdürüyorlar. Bizler, onlarýn dýþarýdaki sesi olarak bir pankart asma eylemi gerçekleþtirdik. Ölüm Orucu Sürüyor, Leninist Gençlik yazýlý pankartlarýmýzý Gazi Mahallesinin Sudeposu ve Karayollarý giriþlerine astýk. Sudeposu nun giriþindeki pankart, günlerce asýlý kaldý. Ölüm Orucu savaþçýlarý, gençliðe nasýl bir mücadele verileceðini gösteriyor ve gençliðin yolunu aydýnlatýyor. Leninizmin yok göstericiliðinde selam olsun Ölüm Orucu savaþçýlaýna. Gazi Leninist Gençlik Komiteleri Her Geçen Gün Yeni Ýnsan a Bir Adým Daha Sayý / 5-19 Temmuz 2006 Emekçi sýnýflar, yoksul köylüler... Her geçen gün daha çok fakirleþen dünya. AIDS, veba, kuþ gribi, kanser... Her geçen gün hastalanan dünya. Açlýk, susuzluk, kuraklýk... Her geçen gün ölen dünya. Asit yaðmurlarý, seller, fýrtýnalar, kirlenen sular, eriyen buzullar... Her geçen gün yok olan dünya. Afganistan, Irak, Filistin... Her geçen gün daha çok savaþan dünya. IMF, BD, DTÖ, AB, ABD... Her geçen gün sömürülen dünya. Tüm bunlarýn nedeni ayrýntýlarda gizli deðil. Bu kez þeytan çok açýk, net görünüyor: Kapitalizm ve onun omuzlarý üstünde yükselen emperyalizm. Ýnsanlarý, çevreyi, yer altý, yer üstü zenginliklerini, yaþamsal sývý su yu, dini, ahlaký, vicdaný, adaleti istediði gibi kullanan, kendi çýkarlarýný korumak için yok sayan; yeri geldiðinde, bunlardan birini veya birkaçýný göklere çýkaran, yeri gediðinde yerin dibine sokan, tek amacý daha çok kar olan sistem. Her bir parçasýnda kanýmýz, canýmýz olan ürünleri paraya çeviren ve bu paradan, daha çok para yapmak için birleþen, örgütlenen; karþýmýza NATO, IMF, DB o- larak, çeþitli maskelerle çýkan bu kan emici, asalak sistem, etrafýmýzý dört koldan sarmýþ, gözlerimizi kör, kulaklarýmýzý saðýr etmiþti. Ta ki Leninist olana kadar! Burjuvazi, etrafa saçtýðý parlak ýþýkla, insanlarý büyülerken; onlarýn gözlerini kör etmekle kalmýyor, ayný zamanda beyinlerini de kamaþtýrýyor. Bunu yüzyýllarýn verdiði tecrübeyle çok iyi yapan burjuvazinin pýrýltýsýna kanmamak, onun o parlaklýðý i- çinde, nasýl bir çamur, pislik, kan, irin olduðunu bilmek gerekiyor. Ancak, ondan sadece tiksinmek için deðil; ayný zamanda onu yýkmak için bilmek gerekiyor tüm bunlarý... Düþmanýmýzý tanýmak, onun ö- zelliklerini görmek, zayýf yönlerini belirlemek ve nasýl davranacaðýmýzý hesaplamak gerekir. Bu onlarýn içine girerek, onlardan -burjuvalardan- biri gibi yaþayarak olmaz. O, bataklýk gibi çeker içine düþeni. Onu tanýmak için gözlemlemek, Marx ýn, Engels in ve emperyalizm ve proleter devrimler çaðýnýn marksizmini geliþtirmiþ olan komünist önder Lenin in yapýtlarýyla bilinçlenmek, bataklýðý nasýl kurutacaðýmýzý öðrenmek gereklidir. Bilincimizi bilemeli, direncimize çifte su vermeliyiz onunla savaþýrken! Hiçbir zafere çiçekli yoldan gidilmez. Bunu unutmadan, kavgamýza olan inancýmýzla, gelecek için mücadele etmek zorundayýz. Ama, mücadele etmeye kendimizden baþlamalýyýz. Üzerimizdeki burjuva etkileri tek tek bulup, onlarýn her türlü etkisinden, izinden gerçek anlamda kurtulmalýyýz. Yoksa, bu küçük ayrýntýlar, týpký kanserli bir hücre gibi çoðalarak tüm vücudu sarar ve ölüme kadar götürür insaný... Bu kötü hastalýkla mücadele etmek, yeni insan olmak için savaþmak gerekir. Zafer, yeni insan larýn eseri olmalýdýr. Hiçbir zaman kim olduðumuzu unutmamalý, ne için savaþtýðýmýzý bir an bile akýldan çýkarmamalýyýz. Leninistçe yaþamalýyýz. Nazým ýn da dediði gibi: Lenin görebilmeli her zaman, her mekanda Ýþinizi, evinizi, bütün ömrünüzü Kendi iþi, özevi, kendi ömrüymüþ gibi... Eskiyi üzerimizden atmadan, Yeni olmadan savaþýlmaz! Zafer kazanýlmaz... DENÝZLERÝN YOLUNDA LENÝNÝST SAFLARA! ZAFERE KADAR DAÝMA! Ýzmir den bir Leninist 11

12 DEVRÝM GÜÇLERÝNÝN BÝRLÝÐÝ VE BÝR PROGRAM ÖNERÝSÝ Böylesi koþullarda devrimci örgüt ve partilerin yerine getirmeleri gereken en ö- nemli görev, iki ülke e- mekçi halklarýna etrafýnda birleþebilecekleri ve uðruna savaþabilecekleri bir iktidar odaðý yaratmaktýr. Günümüzde böyle bir iktidar odaðý, ancak devrimci parti ve örgütleri birleþtirmiþ, devrimci bir programa sahip bir cephe ittifaký olabilir. Böyle bir ittifakýn yaratýlmasý için bütün devrimci örgüt ve partiler büyük bir sorumluluk içinde hareket etmekle yükümlüler. Türkiye ve K.Kürdistan devrimci hareketi, bu konuda zengin bir birikime sahiptir Sayý / 5-19 Temmuz 2006 Devrimci bir cephenin kurulmasý gerektiðini artýk kimse açýktan red edemiyor. Bu konuda en sekter düþüncelere sahip olanlar dahi, proletaryanýn sýnýf mücadelesi açýsýndan böyle bir ihtiyacýn gerekliliðini reddetme cesaretini gösteremiyorlar. Bunun nedeni ortadadýr: Kürt halký, iþçi sýnýfý ve diðer e- mekçi sýnýflarda birlik yönündeki e- ðilim, duygu ve istek o kadar güçlü ki, buna karþý çýkanlar, devrimin bu toplumsal güçlerinden tecrit olacaklarýný görüyorlar. Baþta proletarya olmak üzere e- mekçi sýnýflarda ve Kürt halkýnda birlik isteminin bu kadar güçlü olmasýnýn anlamý üzerinde durmak gerekiyor. Bunun anlamý herþeyden önce ve özellikle devrimin toplumsal ordusunun iktidarý istediðidir. Politikada birlik istemek, güç olmayý istemekle, savaþý kazanmayý ve iktidar olmayý istemekle ayný anlama gelir. Kürt halký ve emekçi sýnýflar sorunlarýnýn kesin ve köklü çözümünün iktidar olmaktan geçtiðini herkesten çok iyi anlamýþlardýr. Herþeyden önce, uzun sýnýf mücadelesinden öðrendikleri, bu mücadelenin onlarda yarattýðý bilinç budur. Onlar, tam ve kesin bir kurtuluþ için iktidara gelmek gerektiðini; bunun için i- se güç olmak gerektiðini bilince çýkarmýþ durumdalar. Güç olmanýn tek deðil, ama en etkili yolu ise devrimin tüm savaþan güçlerini birleþtirmektir. Ýki ülkenin emekçi halklarýndaki birlik eðilimini böyle okumak gerekiyor. Toplumun çok farklý kesimlerinde birlik arayýþlarýnýn ayný zaman aralýðýnda ortaya çýkmýþ olmasý, ayný zamanda, iktidar deðiþikliði için koþullarýn olgunlaþtýðýnýn iþaretidir. Toplumu devrimci yoldan deðiþtirecek olan proletarya açýsýndan bu, devrimci durumun bir devrim için olgun olduðu; devrimin güncel bir mesele haline geldiði anlamýna geliyor. Burjuva sýnýfýn farklý politik temsilcilerinin ayný arayýþlar içine girmiþ olmasý ise, burjuvazinin mevcut hükümetle daha fazla yönetemeyeceðinin hem iþareti, hem de kanýtýdýr. Son aylarda burjuva partiler arasýndaki ittifak arayýþlarýnýn nedeni, iþte bu politik gerçeklerdir. Þüphesiz bu, bir baþka gerçeðe de iþaret ediyor: devrimci durum hiç bir zaman kendiliðinden bir devrime yol açmaz ve burjuvazi için mutlak anlamda çýkýþsýz bir durum yoktur. Burjuva sýnýf, onu devirecek güçler ortaya çýkmadýkça en umutsuz durumdan bile bir çýkýþ yolu bulmayý baþarabilir. Bütün bunlarýn devrimin zaferi a- çýsýndan anlamý, devrim güçlerinin devrimci bir cephe içindeki birliðinin yaþamsal bir önem kazandýðýdýr. Leninist Parti bu sorunun önemine uzun yýllar önce þu sözlerle iþaret etmiþti: Devrimci durumun olgulaþarak devam ettiði, iç savaþ sürecinin giderek Kürdistan ve Türkiye ye yayýlma e- ðilimi gösterdiði, özcesi, devrimin nesnel koþullarýnýn devrim için her zamankinden uygun olduðu bugünkü koþullarda, politik iktidarýn ele geçirilmesi olaðanüstü bir önem kazanýyor. Devrimci durumu devrime dönüþtürmek için devrim güçlerinin birleþmesi büyük bir önem kazanýyor.

13 TKEP/L bu konuda, sorunun aciliyetinin ve öneminin bilinciyle hareket ediyor. (1.Kongre Kararlarý ) Ne yazýk, o günden bu güne yapýlan pek çok birlik giriþiminden sonuç alýnamadý. Bunun baþlýca nedenlerinden biri, iktidarýn ele geçirilmesinin kazandýðý olaðanüstü önemi kavramayan oportünist hareketlerin geçici anlýk baþarýlar uðruna devrimin geleceðini feda etmeleridir. Bir baþka neden i- se, birincisine baðlý olarak, ayný hareketlerin reformist parti ve örgütlerden bir türlü kopmamalarýdýr. Oportünist hareketler en geniþ birlik adýna daima reformistlerle birlik peþinde koþtular, ama onlarla oluþturduklarý platformlar, her seferinde devrimci güçleri eylemsizlik ve düzen sýnýrlarý içinde tutmanýn aracý oldular. Leninist Parti daha o zaman reformistlerle oluþturulan platformlarýn ileri unsurlarýn devrimci eylemlere yönelmesinin önünde engel oluþturduðu nu, bu nedenle reformist hareketlerin devrim güçlerinin oluþturacaklarý güç birliðinin içinde düþünüle meyeceðini ortaya koymuþtu. Bütün bir dönemin uzun deneyimi bu sözlerin ve yapýlan tespitlerin doðruluðunu, önem ve anlamýný defalarca kanýtlamýþtýr. En kritik anlarda reformist parti ve örgütler, içinde yer aldýklarý platformlarý ya burjuvazinin hizmetine koþmaya çalýþmýþlar ya da o platformlarý daðýtmýþlardýr. Ýleri gitmek isteyen, geçmiþi tam bir nesnellikle ele alarak deðerlendirmek ve gerekli dersleri çýkarmak zorundadýr. Bütün bir geçmiþ dönemin deneyimlerinden çýkarýlacak en önemli derslerden biri, reformist parti ve örgütlerin devrimci platformlarda yeri olmadýðýdýr. Reformist parti ve örgütlerin olmadýðý bir cephe mümkün mü? Böyle bir cephe sadece mümkün deðil, fakat ayný zamanda bir zorunluluk halini almýþtýr. Yaþam, bunun tersinin olanaklý olmadýðýný göstermiþtir; bunun deðil... Devrimci bir iktidar için devrimci yöntemlerle savaþacak bir cephe, kýsa zamanda emekçi sýnýflarýn, Kürt halkýnýn ilgi odaðýna yerleþebilir ve onlar i- çin bir çekim merkezi olabilir. Çünkü devrimci bir iktidar için devrimci yöntemlerle savaþmak; bunu açýkça ilan e- dip pratik politikada buna uygun davranmak emekçi sýnýflarýn, Kürt halkýnýn devrimci eyleme duyduklarý istek ve eðilimle uyum halinde olacaktýr. Baþta Kürt halký olmak üzere devrimin toplumsal güçlerinin devrimci eyleme istek ve eðilim içinde olmadýklarýný söylemek için ya iflah olmaz bir kötümser -ama burjuvazi hesabýna i- yimser- olmak lazým ya da burjuvazinin dalkavuðu... Böyleleri ne Kürt halkýnýn Diyarbakýr ayaklanmasýný doðru okuyabilmiþlerdir ne de yaygýnlýk kazanan devrimci kitle eylemlerinin nedenlerini. Her iki ülkenin emekçi halklarýnda faþist devletten ve kapitalist düzenden kurtulma yönünde çok güçlü bir istek ortaya çýkmýþtýr. Bu istek, ayný zamanda yoksul kitleleri daha ileri bir düzene; daha özgür ve refah içinde yaþanacak bir dünyaya taþýyacak iktidar arayýþýdýr. Üstelik þimdi kitlelerin kapitalist düzene olan öfke ve kýzgýnlýklarýný daha da bileyecek; tekelci kapitalist ekonominin krizini derinleþtirecek, devrimci durumu daha da olgunlaþtýracak yeni bir kriz dalgasý kapýda. Ýþte böylesi koþullarda devrimci örgüt ve partilerin yerine getirmeleri gereken en önemli görev, iki ülke e- mekçi halklarýna etrafýnda birleþebilecekleri ve uðruna savaþabilecekleri bir iktidar odaðý yaratmaktýr. Günümüzde böyle bir iktidar odaðý, ancak devrimci parti ve örgütleri birleþtirmiþ, devrimci bir programa sahip bir cephe ittifaký o- labilir. Böyle bir ittifakýn yaratýlmasý i- çin bütün devrimci örgüt ve partiler büyük bir sorumluluk içinde hareket etmekle yükümlüler. Türkiye ve K.Kürdistan devrimci hareketi, bu konuda zengin bir birikime sahiptir. Gerekli dersleri çýkarmak koþuluyla, geçmiþte yaþanan baþarýsýz birlik giriþimleri dahi geleceðin inþa edilmesinde bir zenginliðe çevrilebilir. Bu derslerin baþýnda þu temel nokta geliyor: Cephe ittifaký hiç bir þekilde pratik politikada iktidar meselesini arka plana atýp hak ve özgürlükler için mücadeleyi öne almamalýdýr. Bu, her devrimci örgüt ve 71. Sayý / 5-19 Temmuz 2006 partinin ilkesel yaklaþýmý olmalýdýr. Geçmiþte kurulan birliklerin kýsa sürede daðýlmasýnýn görünüþteki nedeni ne olursa olsun gerçek neden bu ilkeden yoksun olmalarýdýr. Bu nedenle, iki ülke emekçi halklarý için iktidar odaðý olmayý amaçlayan bir cephe ittifaký, a- þaðýda çerçevesi çizilen hedef ve önlemler için savaþacaðýný ilan etmelidir: - Bütün iktidarýn iki ülke proletaryasý ve emekçi halklarý tarafýndan ele geçirilmesi; Halk Ýktidarýnýn kurulmasý, - Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkýnýn tanýnmasý, tüm uluslarýn ve ulusal topluluklarýn tam hak eþitliðinin saðlanmasý, - Zindanlarýn yýkýlmasý ve tutsaklarýn özgürleþtirilmesi, - Baþta ordu, polis, MÝT, mahkemeler gibi kurumlarýn daðýtýlarak faþist devlet aygýtýnýn yýkýlmasý, - Bütün tekelci iþletmelere, bankalara, büyük toprak mülkiyetine, emperyalist iþletmelere zor alýmý yoluyla el konulmasý; halklarýn temel ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasý için gerekli önlemlerin derhal alýnmasý, - Esnaf ve küçük mülk sahiplerinin bankalara olan borçlarýnýn silinmesi, - Emperyalist devletlere olan borçlarýn ödenmeyeceðinin ilan edilmesi, emperyalist devletlerle ve bölgedeki gerici devletlerle yapýlmýþ bütün askeri ve politik anlaþmalarýn iptal edilmesi, Elbette burada ortaya konulan kýsa program, üzerinde tartýþýlabilecek bir taslaktýr. Bu önlem ve hedeflerin bir kýsmý devrim sýrasýnda, bir kýsmý devrimden hemen sonra gerçekleþebilir. Bunlarýn ne zaman, ne þekilde gerçekleþeceðini þimdiden tartýþmanýn anlamý yoktur; bunu bize yaþamýn kendisi gösterecektir. Önemli olan bir devrim programýna sahip; iktidar için savaþmayý herþeyin önüne koymuþ bir devrimci cephenin örgütlenmesi iþine giriþmektir. Lenininst Parti bu önemli konuda üzerine düþeni yerine getirmeye hazýrdýr. 13

14 Zindanlarý Yýkacak ZAFERÝ BÝZ KAZANACAÐIZ! ÖLÜM ORUCU SÜRÜYOR Ölüm Orucu savaþçýsý Serpil Cabadan a eyleminin 346. gününde müdahale edilmesinden sonra, Ö- lüm Orucu eylemi zindanlarda ve dýþarýda sürdürülüyor. Þiþli deki direniþ evinde eylemini sürdüren avukat Behiç Aþçý, 30 Haziran tarihi itibarýyla eyleminin 87. gününde ve eylemini büyük bir kararlýlýkla sürdürüyor. Cengiz Soydaþ Ölüm Orucu Ekibi nden Ölüm O- rucu savaþçýlarý da ayný tarih itibarýyla eylemlerinin 61. günündeler. Adana da, dýþarýda eylemini sürdüren Gürcan Görüroðlu 56. gününde. Ve eylemlerini büyük bir kararlýlýkla sürdürüyorlar. Kýrýklar F Tipi zindanýnda Ölüm Orucu eylemini sürdüren Þehmus Poyraz, ayný tarih itibarýyla eyleminin 204. gününde. Buca F Tipi nde bulunan Fahri Týrpan da ayný tarih itibariyle Ölüm Orucu eyleminin 135. gününde. Zindanlar onlarýn sessiz çýðlýðý ile yýkýlmaya devam ediyor. Ýçeride ve dýþarýda süren Ölüm Orucu eylemi, zaferi kazanmak üzere yola çýkan insanýn iradesinin asla teslim alýnamayacaðýný tüm dünyaya gösteriyor. Devrim, yenilmezliðini onlarýn fedakarlýðýndan ve cesaretinden alýyor. Bu büyük mücadele, bu yýllardýr süren savaþ, er ya da geç devrimci tutsaklarýn zaferi kazanmasýyla sonuçlanacaktýr. DEVRÝMCÝ TUTSAKLAR ONURUMUZDUR! ÖLÜM ORUCU SÜRÜYOR SÜRECEK ZAFERE KADAR! HUKUKÇULAR ADALET BAKANIYLA GÖRÜÞTÜ Hukukçularýn, F tipi cezaevlerindeki uygulamalar ve sürmekte olan Ölüm Oruçlarý üzerine Adalet Bakaný Cemil Çiçek le olan görüþmeleri, TMY yasa tasarýsýnýn görüþülmesi nedeniyle uzun süre yapýlamadý. 29 Haziran da, Ankara Barosu Baþkaný Ahsen Coþar, Ýstanbul Barosu Baþkaný Kazým Kolcuoðlu, ÇHD Genel Sekreteri Selçuk Kozaðaçlý, Prof. Dr. Hüseyin Hatemi ve Dr. Metin Bakkalcý dan oluþan bir heyet Cemil Çiçek ile görüþmek için Meclis e giderken bir grup avukatta görüþmeleri beklemek ve basýn açýklamasý yapmak üzere Güven Park ta toplandý. Görüþmeye giden heyet Bakan Çiçek le çok kýsa bir görüþme yapabildi. Yapýlan görüþmede sadece TMY ye iliþkin görüþler belirtilirken Ölüm Oruçlarýna iliþkin ise daha sonra görüþüleceði bildirildi. Yapýlan görüþmenin ardýndan açýklama yapan Ýstanbul Barosu Baþkaný Kazým Kolcuoðlu, Bakan Çiçek le görüþmelerinde TMY yasa tasarýsýna iliþkin eleþtirilerini ilettiklerini belirterek, F tipi cezaevlerindeki uygulamalar ve Ölüm Oruçlarýya ilgili sonra görüþülecek dedi. Güven Park ta toplanan grup ise yaptýðý basýn açýklamasýnda F tipi zindanlarda tek kiþilik ve üçer kiþilik izolasyonun sürdüðü tecrit-tretman modelinin uygulanmasýna bir an önce son verilmesi gerektiði, avukat Behiç Aþçý nýn bunun için Ölüm Orucu nda olduðu ve saðlýðýnýn ciddi biçimde bozulduðu bildirildi. Avukat Taylan Tanay ýn yaptýðý açýklamada Bir kez daha sorunun çözümsüzlüðe itilmesinin tarihsel ve siyasal sorumluluðunun siyasal iktidar ü- zerinde kalacaðýný ilan ediyoruz sözleriyle sona erdi.r 14 DETAK a ulaþmak için adresi: detakistanbul@yahoo.com 71. Sayý / 5-19 Temmuz 2006

15 ÖLÜM ORUCU SÜRÜYOR YE. Mücadele Birliði: Ölüm Orucu eylemi ile ilgili röportaj yapma isteðimizi geri çevirmediðiniz için teþekkürler. Ölüm Orucu eylemi hakkýnda düþüncelerinizi bizimle paylaþýr mýsýnýz? Ýþçi: F tipi zindanlarýnda yapýlmasý gereken ileri bir eylem olduðunu düþünüyorum. YE. Mücadele Birliði: 6 yýlý aþan bu savaþta 122 devrimci tutsak ölümsüzleþti bu konudaki düþünceleriniz neler? Ýþçi: Devrimci tutsaklar onurlu bir yaþamý seçtikleri için insanlarýn insanca yaþamalarý için ölümsüzleþtiler. Ben bu sistem böyle sürdüðü sürece daha çok insanýn öleceðini gözlemliyorum. YE. Mücadele Birliði: Sizce Ölüm Orucu eylemi ile ilgili neler yapýlabilir? Ýþçi: Otobüs, vapur, tren gibi toplu taþýma araçlarýnda sesli ajitasyonlar, sürekli olarak, afiþ, kuþ, pul, bildiri gibi propaganda araçlarý kullanýlabilir. YE. Mücadele Birliði: Ölüm Orucunda ölümsüzleþen devrimci tutsaklarýn ölümsüzleþtiðini duyunca neler hissettiniz? Ýþçi: Tabi ki üzüntü duyuyoruz bu haberleri duyunca, düþmana karþý kinimiz bileniyor. Öfkemiz hýncýmýz artýyor. Bu konuda insanlar çok duyarsýz öncelikle insanlarýn duyarlý olmalarýný saðlamak gerekiyor. YE. Mücadele Birliði: Bize zaman ayýrdýðýnýz için teþekkür ederiz. Ýþçi: Ben teþekkür ederim. YE. Mücadele Birliði: Merhaba sizinle zindanlarda süren Ölüm Orucu eylemi ile ilgili röportaj yapmak istiyoruz bize vakit ayýrýr mýsýnýz. Ölüm Orucu eylemi hakkýnda düþüncelerinizi bizimle paylaþýr mýsýnýz? Ýþçi: Ýnsanlarýn ölmesine tabi üzülüyorum, ama onlarýn yaptýklarýný yanlýþ bulmuyorum. Çünkü, onlarýn belli amaçlarý var. Ýnsanlýk onurlarýný kaybetmemek... F tipi zindanlarda bedenlerinden baþka silahlarý yok. 8 metre karede baþka ne yapýlabilir ki. YE. Mücadele Birliði: 6 yýlý aþan bu savaþta 122 devrimci tutsak ölümsüzleþti bu konudaki düþünceleriniz neler? Ýþçi: 122 kiþi öldü, bu sayý 123, 124, 125 e çýkabilir; istekleri kabul edilene kadar onlarýn bu mücadeleyi sürdüreceðine inanýyorum. YE. Mücadele Birliði: Sizce Ölüm Orucu eylemi ile ilgili neler yapýlabilir? Ýþçi: Bildiðim kadarý ile dýþarda Ölüm Orucuna girenler, açlýk grevi yapanlar var; destek amaçlý bizim onlarýn yanýnda olmamýz gerekiyor. Elimizden gelen herþeyi yapýp insanlara onlar için birilerinin öldüðünü duyurmamýz gerekiyor. YE. Mücadele Birliði: Ölüm orucunda ölümsüzleþen devrimci tutsaklarýn ölümsüzleþtiðini duyunca neler hissettiniz: Ýþçi: Devrimci tutsaklar ölümsüzleþtiðinde halkýn baðrýndan elmas gibi deðerli insanlarýmýzýn birer birer güneþe akýn etmesi her seferinde yüreðimde ayrý bir yara açtý diyebilirim, insanlara isyan ediyorum kendime bile, Ölüm Orucu eylemiyle ilgili herkesin yapabileceði bir þeyler var ve bunlarý yapmalýyýz diye düþünüyorum. YE. Mücadele Birliði: Bize vakit ayýrdýðýn için teþekkür ederiz. Ýþçi: Ölüm Orucu eylemi ile ilgili düþüncelerimi sorduðunuz için ben teþekkür ediyorum. 71. Sayý / 5-19 Temmuz 2006 YE. Mücadele Birliði: Merhaba sizinle Ölüm Orucu eylemi hakkýnda röportaj yapmak istiyoruz.. Ölüm Orucu eylemi hakkýnda düþünceleriniz neler? Esnaf: Sosyalist basýnda takip ettiðim kadarýyla Ölüm Orucu eylemi hem zindanlarda hem de dýþarda devam ediyor; gencecik insanlarýn F tipi zindanlarýn yýkýlmasý ve insanlarýn insanca yaþamalarý için kendilerini feda ettiklerini biliyorum. Burjuva basýnda zaten Ölüm Orucu eylemi yer almýyor, sosyalist basýnda ise Mücadele Birliði ve Yürüyüþ dýþýnda hiçbiri yer vermiyor. Devletin F tipi zindanlarý açmasýnýn nedeni devrimin önünü týkamaktýr, önceden koðuþ tipi cezaevine giren bir devrimci, kendini geliþtirip çýkýyordu, dýþarda devrim yürüyüþü yükselmekteydi. Bunun önüne geçebilmek için F tipi zindanlar açýldý. YE. Mücadele Birliði: 6 yýlý aþan bu savaþta 122 devrimci tutsak ölümsüzleþti bu konudaki düþünceleriniz neler? Esnaf: Devrim savaþçýlarýnýn birçoðunun cenazesine katýldým kinim öfkem daha bir arttý devrim savaþçýlarýnýn aramýzdan ayrýlýþý beni tabii ki üzdü, devlet geri adým atmazsa bu savaþta ölümsüzleþenler 122 de kalmayacaktýr. YE. Mücadele Birliði: Sizce Ölüm Orucu eylemi ile ilgili neler yapýlmalý? Esnaf: Basýnda sansür kaldýrýlmalý, Ölüm Orucu eylemi basýnda yer almalý. Kamuoyu oluþturmak gerekiyor, bunun için çalýþmalar yapýlmalý, Barýþa Semah Dönenler etkinliðinde yapýldýðý gibi futbol maçlarýnda statlarda pankart açýlmalý, burjuva basýnda yer alabilir bu þekilde YE. Mücadele Birliði: Ölüm Orucunda ölümsüzleþen devrimci tutsaklarýn ölümsüzleþtiðini duyunca neler hissettiniz? Esnaf: Gencecik insanlar ölünce daha fazla öfkeleniyoruz, düzene karþý öfkemiz daha da artýyor. Onlarla bir daha görüþemeyeceðini, selamlaþamayacaðýný düþünüyorsun, bu þekilde duygular yoðunlaþýyor, demokratik halk devrimine öncülük edecek o vasfa ulaþmýþ kadro insanlarý kaybetmek üzücü tabii. 122devrim savaþçýsýný kaybetmek kolay deðil tabii, dýþarda Ölüm Orucu eylemi yerine yapýlacak daha baþka eylemlikler de var elbette, dýþarda ses getirici nitelikli eylemler gerçekleþtirmek gerekiyor. YE. Mücadele Birliði: Bize zaman ayýrdýðýnýz için teþekkür ederiz. Esnaf: Ben teþekkür ederim. YE. Mücadele Birliði: Merhaba bir öðrenci olarak sizinle Ölüm Orucu eylemi ile ilgili röportaj yapma isteðimizi geri çevirmediðiniz i- çin teþekkürler. Ölüm Orucu eylemi hakkýnda düþüncelerini bizimle paylaþýr mýsýn? Öðrenci: Devrim savaþçýlarý birbir devrim için canlarýný feda ediyor onlarýn bu eylemini destekliyor, önlerinde saygýyla eðiliyorum. Devrim için hem içerde hem dýþarda bu savaþ sürüyor. Burjuvazi bunlarý görmezden geliyor. Eðer görürse anlayacaklar sistemlerinin yýkýlacaðýný, F tipindeki devrimcilerin zindanlarda gördükleri psikolojik baskýlar eylemi kýramadý. Baskýlar bizleri yýldýramaz yýldýramayacak da, onlar yani devrim savaþçýlarý dünyanýn son umudu soylarý tükenmeyen birer þahindirler. YE. Mücadele Birliði:6 yýlý aþan bu savaþta 122 insan ölümsüzleþti bu konudaki düþünceleriniz neler? Öðrenci: Ölüm Orucunda 122 devrim savaþçýsý devrim için, halk için bu uðurda ölümsüzleþtiler, devrim için bu sayý 1000 e de ulaþsa biz umudu zaferi görüyoruz sonunda. YE. Mücadele Birliði: Ölüm Orucunda ölümsüzleþen devrimci tutsaklarýn ölümsüzleþtiðini duyunca neler hissettiniz? Öðrenci: Onlarýn birbir ölümsüzleþtiðini duyunca derin bir üzüntü duyuyorum; ama dik durmalýyým diyorum, çünkü; ben onlarýn ölürken güldüklerine þahit oldum ve zaferi kazanacaðýmýza inanýyorum. YE. Mücadele Birliði: Bize zaman ayýrdýðýn için teþekkürler Öðrenci: Ölüm Orucu eylemi hakkýndaki düþüncelerimi dinlediðiniz için ben teþekkür ediyorum.r 15

16 FÝLÝSTÝN DE 3.ÝNTÝFADA HAZIRLIÐI Sayý / 5-19 Temmuz 2006 Bir Ýsrail askerinin Filistinlilerce kaçýrýlýp tutsak e- dilmesinden sonra, Ýsrail in Gazze ye girmek suretiyle baþlattýðý operasyon devam ediyor. 1 haftayý aþkýn süredir Ýsrail, tüm dünyanýn gözleri önünde evleri bombalýyor, Filistinlileri tutsak alýyor, kelimenin tam anlamýyla terör estiriyor. 1 hafta önce, askerin kaçýrýlmasýndan hemen sonra açýklama yapan Ýsrail Altyapý Bakaný Binyamin Ben Alizer istersek Filistin hükümetinin yarýsýný kaçýrabiliriz demiþti. Ve adeta bunu göstermek istercesine Ýsrail 29 Haziran tarihinde Filistinli 8 bakaný ve 20 milletvekilini kaçýrarak tutsak aldý. Bu, Ýsrail in Filistin den gelecek her türlü saldýrýya daha büyük bir misilleme eylemiyle karþýlýk verme tavrýnýn bir uzantýsý. Ýsrail, bunu bir siyasi prestij meselesi o- larak görüyor ve Filistin e dönük katliamlarý için bir gerekçe haline getiriyor. Ýsrail in askerin kaçýrýlmasýndan hemen sonra tanklar ve toplarla Gazze ye baþlattýðý saldýrý, siyonizmin nasýl ýrkçý, faþist bir ideoloji olduðunu bir kez daha gösteriyor. Ünlü yazar Ýlya Ehrenburg, 2. Paylaþým Savaþýný anlattýðý Fýrtýna adlý romanýnýn bir yerinde, Sovyetler Birliði ne giren Nazi ordularýnýn nasýl Yahudileri toplu olarak sürgün ettiðini ve yaþlý, genç, çocuk yüzbinlerce insaný Ukrayna da bulunan Bab-ý Yar adlý bölgede acýmadan katlettiðini çarpýcý bir dille anlatýr. Bu sürgün yolculuðu boyunca yaþananlar, insanýn tüm insanlýk duygularýný ayaða kaldýrýr. Bugün Ýsrail ordusu ayný þeyi Filistinlilere yapmaktadýr. Ýnsanlarý yaþlý, çocuk demeden sürmekte ve katletmektedir. Ýsrail baþbakaný Olmert in ölçüsüz eylem dediði bu olsa gerek. Bu þekilde Filistin halký üzerinde kelimenin tam anlamýyla terör uygulayarak onlarý devrimden vazgeçirmeye, Ýsrail siyonizmini topraklarýndan söküp atmak için giriþecekleri eylemlerden caydýrmaya çalýþýyorlar. Hatýrlanacaktýr, Ýsrail bir ara feda eylemlerinde bulunan Filistinli militanlarýn evini yýkma kararý almýþ ve bunu hayata geçirmiþti. Ýþte Ýsrail, Filistin halkýna karþý yarým asýrdan fazla bir zamandýr bu yöntemlerle savaþýyor. Filistin halkýnýn tek düþmaný Ýsrail olsa, bu tür bir kuralsýz savaþ a karþý savaþmak yine zor olmazdý; ama Filistin halký ABD ve AB emperyalizmine karþý da savaþmak zorunda. Ýsrail, Ortadoðu daki tüm politikalarýný, özellikle ABD nin desteðiyle hayata geçiriyor. Eðer bu destek olmasaydý Ýsrail siyonizminin Ortadoðu dan sökülüp atýlmasý çok daha kolay olurdu. Ve ABD, Ortadoðu da ve özellikle Filistin konusunda çözümsüzlük politikasýný devam ettiriyor. Bugüne kadar sunulan tüm çözüm ler, sorunu kronikleþtirmekten öte gitmedi. Sunulan yol haritalarý nýn tek bir amacý vardý: Filistin Devrimi ni boðmak, Ýsrail in varlýðýný Filistin halkýna kabul ettirmek. Ve Filistin halký, intifadasýyla bu oyunu her seferinde bozdu. Çünkü Filistin sorunu herþeyden önce Ýsrail in tanýnmamasý sorunudur. Arafat dahil hiçbir burjuva önderlik, Filistin halkýna Ýsrail in varlýðýný kabul ettiremedi. Filistin halký kendi topraklarý üzerinde yapay bir þekilde kurulmuþ olan bir Ýsrail i asla kabul etmedi. Þimdi son süreçte, Hamas ýn iktidar olmasýyla birlikte yeniden bazý çözüm önerileri gündeme geldi. Ýsrail zindanlarýnda tutuklu olan bazý Filistinli yöneticilerin (Mervan Barguti gibi) hazýrladýklarý söylenen çözüm önerileri Hamas la devlet baþkaný FKÖ temsilcisi Mahmut Abbas arasýnda yeniden

17 görüþülmeye baþlanmýþtý. Adýna ulusal diyalog denilen bu görüþmelerin seyri hakkýnda henüz yapýlmýþ bir açýklama bulunmuyordu; ama sanki Hamas uzlaþmaya yakýnlaþmýyormuþ gibi bir görüntü arzediliyordu. Oysa sorunun özünde, Filistin halkýnýn Ýsrail i kabul eden her türlü anlaþmaya karþý çýkmasý yatýyor. Ve þimdi Filistin de bir üçüncü intifadanýn baþlayýp baþlamayacaðý tartýþýlýyor. Þuna kuþku yok: Ýsrail in Filistin halkýna yönelik her türlü saldýrýsý halkýn devrimci eylemleriyle yanýtlanýyor. Yýllarýn deneyimine sahip Filistin halký, artýk sadece yüreðinin ve bilincinin sesini dinliyor. Onlar, artýk devrimin onlarý götürdüðü yere gidiyorlar. Ne zannedildiði gibi Hamas, ne de FKÖ, Filistin halkýný dilediklerince yönlendirebiliyorlar. Filistin halký, tam anlamýyla devrimci bir ordu gibi davranýyor. Ne zaman geri çekileceðine ne zaman saldýracaðýna geliþmelere göre kendisi karar veriyor. Filistin in kendi içinde sýnýfsal ayrýþma da giderek daha çok su yüzüne çýkýyor. Uzlaþmacý olan burjuva sýnýflar ve onlarýn politik temsilcileriyle, uzlaþmaya karþý olan emekçi sýnýflar arasýndaki mesafe açýlýyor. Bunun giderek bir iç savaþa dönüþme ihtimali yüksek. Filistin Devrimi, kendi burjuvalarýna ve iþbirlikçilerine karþý savaþmadan yol alamayacaðý bir aþamaya doðru hýzla ilerliyor. Bütün afra tafrasýna raðmen Hamas ýn gerçek yüzü bu süreçte daha iyi anlaþýlacaktýr. Bugüne kadarki tüm politikalarýyla Ýsrail in ve ABD nin ekmeðine yað sürmüþ olan Hamas ýn, iktidarda bunu daha kolaylýkla yapacaðýný süreç gösterecektir. Filistin de eksik olan, varolan devrimci ve sosyalist güçlerin sürece aðýrlýk koymadaki inisiyatifli tutumlarýdýr. Filistin Devrimi nin, intifadalarýn gerçek mimarlarý inisiyatifi FKÖ ya da Hamas gibi burjuva iþbirlikçilerine býraktýklarý sürece Filistin Devrimi hedeflerine ulaþma konusunda yeni zorluklarla karþý karþýya kalacaktýr. Filistin Devrimi, ulusal diyalog vb aþamalarýný çoktan aþmýþ durumdadýr. Ne Ýsrail le ne de onun iþbirlikçileriyle Filistin iþçi ve emekçilerinin diyalogda bulunacaðý bir þey kalmamýþtýr. Filistin Devrimi, bu zorlu süreci de atlatacak ve gerçek öncülerinin ellerinde zafere doðru yürümeye devam edecektir. SAVRA SAVRA HATTA NASR! PANASONÝC DE EYLEM Geçen yýl Kasým ayýnda Panasonic, eski televizyon borularýnýn piyasada kullanýmýnýn düþmesini ve maliyetinin yüksek olmasýndan kaynaklý yeni sisteme, yani düz ince ekran televizyon üretimine geçmesini gerekçe göstererek, Esslingen deki fabrikayý kapatma ve yaklaþýk 600 (bunun 350 si Türkiyeli iþçiler ) iþçiyi iþten çýkarma kararý aldý. 15 Þubat 2006 tarihinden beri de ü- retime son verildi. Bunun üzerine, neredeyse sadece Türkiyeli iþçilerin katýldýðý bir eylemlilik süreci baþlatýldý. Fabrikanýn parkýnda çadýrlar kurularak, 100 günü aþacak bir nöbet baþladý. Tabi bunun yani sýra þehirde sendika ile mitingler düzenleniyor yol kesme eylemi yapýlýyordu. Basýnýn yoðun desteðini görüyorlar ve bilinci bir þekilde tv kanallarýna telefonda bilgi verilmiyor, oraya gelmeleri saðlanýyordu. Sendika ile firma yönetimi arasýnda süren görüþmelerden birþey çýkmayacaðýný anlayan iþçiler süresiz açlýk grevine baþladýlar. Toplam 13 gün sürdü açlýk grevi. Ýki gün anlaþma saðlanabileceðinden dolayý ara verildi ve görüþmelerden birþey çýkmayýnca devam kararý alýndý. Bir çok iþçi hastaneye kaldýrýldý ve hatta bir tanesi o sýrada by-pass ameliyat olmak zorunda kaldý. Ýþçilerin talebi ise, verilecek olan tazminatlarýn yükseltilmesi ve daha insani daha doðru bir sosyal plana göre çýkýþlarýn düzenlenmesi. Ýsteklerinizin ne kadarý kabul edildi ya da yapmýþ olduðunuz açlýk grevi 71. Sayý / 5-19 Temmuz 2006 ne kadar baþarýlý oldu? diye sorduðumuz soruya; tam anlamýyla baþarýlý olmadýðýný ama patronun da istediðinin tam anlamýyla olmadýðýný söylediler. Açlýk grevi bitirilmiþ; þimdi gelecek ay içerisinde olacak mahkeme bekleniyor; yani eylem biraz sakinleþmiþ, ama bitmiþ de deðil. Sendika ile yönetim arasýnda görüþmeler devam ediyor Bu eylem epeyce geniþ bir yanký u- yandýrdý; yani Almanya tarihinde ilk defa böyle uzun bir eylem sürüyor ve açlýk grevi gibi bir eylem biçimine dönüþtürülmüþ. Çeþitli sendikalar ve gruplar ceza bile almamýþlar yol kesmelerinden dolayý. Oysa cezasý çok aðýr; 96 Ölüm Oruçlarýnda otoban kesenler, hala aldýklarý para cezalarýný ödüyor. Y.E.Mücadele Birliði Okurlarý Almanya 17

18 VÝYANA DA BUSH KARÞITI PROTESTO GÖSTERÝSÝ ABD-AB zirvesinin sürdüðü Avusturya nýn baþkenti Viyana da Bush karþýtý eylemler sürüyor. 22 Haziran da siyasal parti ve sivil toplum kuruluþlarýnýn da katýldýðý yaklaþýk 10 bin kiþi, Westbahnhof Tren Ýstasyonundan, kent merkezi yakýnlarýndaki bir üniversiteye dek Bush karþýtý sloganlar atarak yürüdü. Eylemde, Katil Bush, Ýran, Afganistan ve Irak tan Elini Çek, Kýþkýrtmayý Durdur, Ýslam Düþman Deðil, Guantanamo yu Kapat sloganlarý atýldý. Sonra Votif Parký nda yapýlan eylemde ABD li barýþ eylemcisi Cindy Sheehan ile Ýngiliz milletvekili George Galloway de katýlarak birer konuþma yaptýlar. DEVRÝMÝN AYAK SESLERÝ DÜNYAYI SARSIYOR KARTAL BELEDÝYESÝ NDE GREV Kartal Belediyesi iþçileri, toplu iþ sözleþmesinin varýlan anlaþmazlýk nedeniyle aldýklarý grev kararý gereði 26 Haziran günü greve çýktý. Kartal Belediyesi önünde biraraya gelen DÝSK Genel Ýþ Sendikasý üyesi iþçiler, grev pankartýný açýp a- çýklama yaptý. 6 aydýr devam eden görüþmeler sonucunda 6 maddede anlaþma saðlanamamasý üzerine 24 Mayýs da grev kararýný ilan ettiklerini duyuran iþçiler, belediye yönetiminin, belediyeyi halka hizmet eden bir kuruluþ olarak deðil, bir ticarethane olarak gördüðünü öne sürerek, belediye yönetiminin bu tutum ve davranýþlardan vazgeçmesini istedi. Belediye iþçilerinin grevi, 28 Haziran tarihinde anlaþma saðlanmasýyla sona erdi. GECEKONDU HALKI AYAKTA: EVLERÝMÝZÝ YIKTIRTMAYACAÐIZ Ankara nýn yoksul semtlerinden Mamak ve Çankaya da sermayeye rant kapýsý yaratan Kentsel Dönüþüm Projesiyle evleri yýkýlan gecekondu sakinleri, 27 Haziran günü Ýlker de bir araya gelerek Kýzýlay, Güven Park a yürüdü. Ýlker Mahallesi ve Dikmenderesi nden Ankara Büyükþehir Belediyesi nin Kýzýlay Güven Park ta bulunan binasýna yürüyerek yýkýmlarýn yasal iþleyiþiyle ilgili bilgi almayý talep eden dilekçelerini vermek isteyen gecekondu yoksul halkýnýn karþýsýna yüzlerce çevik kuvvet ve çok sayýda polis panzeri çýkarýldý. Sabah da Mamak mahallesi halkýyla buluþan Ýlker ve Dikmenderesi halký, yürüyüþ sýrasýnda ana yola gelmeden polis barikatýyla karþýlaþtý. Barikatlarý Yýkýmlara Karþý Omuz Omuza sloganý ile karþýlayan gecekondu halký, seçtikleri bir heyetle beraber Kýzýlay da bulunan Büyükþehir Belediyesi ne gitmek istediklerini tekrarladý. Polisin önlerindeki barikatý açmamasý üzerine patika ve yamaçlardaki ara yollardan belediye otobüslerine topluca binip Güven Park a gittiler. Burada kendilerini bekleyen diðer mahalle sakinleriyle buluþan yüzlerce gecekondu halký, belediye binasý önünde Evimizi Yýkaný Biz de Yýkarýz sloganý atarak yüzlerce insanýn evsiz kalma tehlikesiyle karþýlaþtýðýný söylediler. Ýmzaladýklarý dilekçeleri belediyeye teslim eden mahalle halký, yýkýmlarý durdurana kadar mücadele edeceklerini belirttiler. BANGLADEÞ TE ÖÐRETMENLER AÇLIK GREVÝNDE Öðretmenlerin maaþlarýna zam talebiyle 17 Haziran da eyleme baþlamalarýndan bu yana, ülkedeki özel okul ve devlet o- kullarý kapanmýþ durumda. Sendika, ortalama 3 bin taka (43 dolar) olan ücretin 5 bin takaya çýkarýlmasýný, ayrýca kira ve saðlýk yardýmý saðlanmasýný istiyor. Açlýk grevine katýlan öðretmenlerden 15 i hastaneye kaldýrýldý Bangladeþ Ýlkokul Öðretmenleri Sendikasý Baþkaný ný, açlýk grevinin 3. gününde yaptýðý açýklamada, hükümet taleplerini kabul edinceye kadar açlýk grevini ölümüne sürdüreceklerini söyledi Sayý / 5-19 Temmuz 2006

19 AVUSTRALYA DA BÜYÜK PROTESTO Avustralya da yüzbinlerce emekçi, yýl sonunda yürürlüðe giren yeni iþ yasasýný protesto etmek için sokaklara döküldü. Fabrika ve atölyelerde sendikal faaliyetleri dahi yasaklayan yeni yasanýn geri çekilmesini talep eden 100 bini aþkýn emekçi, ülkenin dört bir yanýnda yaptýklarý eylemlerle hayatý durdurdu. Baþkent Sydney, Melbourne ve diðer kentlerde yapýlan eylemlerde, hükümet ve yeni yasa karþýtý sloganlar atýldý. A- vustralya da geçen senenin sonunda yürürlüðü giren yeni iþ yasasý uyarýnca, sendikal faaliyetler büyük ölçüde kýsýtlanýyor. Hükümet, iþçi düþmaný yasanýn üretimi arttýracaðýný iddia ederken, iþçilere bireysel sözleþmeler imzalatacaklarý için sendikal faaliyete gerek olmadýðýný savunuyor. Ancak sendikalar ve muhalefetteki Ýþçi Partisi, yasanýn ücretlerde düþüþe neden olacaðýný, iþten çýkarmalarý kolaylaþtýracaðýný ve iþ güvenliðini azaltacaðýný belirtiyorlar. Yeni iþ yasasý ve Avustralya çapýndaki protestolar, emek hareketinin canlanmasýnýn yaný sýra, hükümetin ve icraatlarýnýn sorgulanmasýna da neden oldu. Bu geliþmeler, bir süredir durgun olan Avustralya emekçilerinin hareketinin yükselmesine ve hükümete olan desteðinin azalmasýna, iþçi partisinin desteðinin artmasýna neden oldu. Ýþçi Partisi önümüzdeki yýl yapýlacak seçimlerde seçilirse ilk icraatýnýn çalýþma yasasýnýn iptali olacaðýný belirtiyor ve Irak taki askerleri çekme vaadinde bulunuyor. GENERAL MOTORS DA DAYANIÞMA Portekiz deki General Motors (GM) tesisinin tasarruf gerekçesiyle kapatýlmak istenmesine ve 1150 iþçiyi iþten atmak istemesine karþý, GM nin diðer fabrikalarýndaki iþçiler, dayanýþma eylemleri yapýyor. Geçtiðimiz hafta Almanya da Rüsselsheim Opel fabrikasýnda 5 bin iþçi destek için iþbýraktý, ardýndan 27 Haziran günü de Bochum ve Eisenach taki Opel iþletmelerinde dayanýþma eylemleri yapýldý. IG Metall sendikasý adýna yapýlan açýklamada, Portekiz Azambuja daki iþçilerin baþýna gelen þeyin 2008 e kadar Avrupa daki 12 GM fabrikasý iþçilerinin baþýna geleceði belirtildi. 71. Sayý / 5-19 Temmuz 2006 GM, bir süre önce de Ýngiltere deki Ellesmere Port taki fabrikasýndan 900 iþçiyi atmýþtý. GM, araç baþýna 500 euro tasarruf yapabilmek için fabrikalarýný Portekiz den Ýspanya ya kaydýrmayý planlýyor Ýsveç te de, GM ye baðlý üç Saab fabrikasýnda çalýþan iþçiler, Portekizli iþçilerle dayanýþmak için iþbýraktý. Trollhaettan, Göteborg ve Södertaelje deki iþletmelerdeki eylemler sýrasýnda yapýlan konuþmalarda tekelin kâr hýrsýyla iþçileri sokaða atmasý ve diðer iþçileri de ücretlerden feragate zorlamasý protesto edildi. FRANSA DA SINIRDIÞILARA KARÞI SÝVÝL ÝTAATSÝZLÝK Fransa Ýçiþleri Bakaný Nicolas Sarkozy nin önerisiyle geçtiðimiz günlerde Senato da onaylanan kaçak öðrenci ve gençlerin sýnýr dýþý edilmesi kararýna Fransa halký uymuyor. Fransa halký, öðrencilerin ve çocuklarýn sýnýrdýþý edilmesine karþý büyük bir kampanya baþlattý. Pek çok demokratik kurum, kuruluþ, parti ve sendikanýn baþlattýðý eylemde, onbinlerce imza toplandý ve koruyucu aile uygulamasý baþlatýldý. Ocak ayýndan beri süren koruyucu aile kampanyasýný belediyeler, kiliseler, okullar, sinemalar, Senato üyeleri, dernekler vb kuruluþlar yürütüyor. Bu kampanya dahilinde yüzlerce kiþi koruyucu aile olarak göçmen çocuklarý sahiplendi. Sarkozy nin hedefi bu yýl sonuna kadar 25 in göçmeni sýnýrdýþý etmek iken, Sýnýr Tanýmayan Eðitim Aðý (RESF), sýnýrdýþýlarý engellemek için yaz nöbeti sistemi kurdu ve tek bir göçmenin sýnýrdýþý edilmesi durumunda büyük gürültü koparýlacak. Herhangi bir göçmenin yakalanmasý durumunda, mümkün olduðunca daha fazla insan harekete geçirilecek; parlamenterler, politikacýlar, hava yolu ulaþým sendikalarý da alarm halinde olacaklar. 20. Paris bölgesi sosyalist Belediye Baþkaný da 30 Haziran dan itibaren belediyede bir vatandaþ nöbet sistemi kuruyor ve her seçilmiþin nöbetle görevli olacaðýný ve gerekirse sýnýr dýþý tedbirlerine karþý çýkacaklarýný söylüyor. 19

20 BU ÝÞ LENÝNÝSTLERE DÜÞÜYOR 90 lý yýllarda yaþanan sert iç savaþ sürecinde, sokak egemenliði devrim güçlerinin eline geçmiþti. Proletarya, emekçiler, gençlik, her gün bir baþka yerde gösterilerle, yürüyüþlerle, barikatlarla devrimin sesini duyuruyordu li yýllarla birlikte iç savaþýn küresel bir olgu durumuna gelmesi, olaylarý daha da büyüten bir etken oldu. Afganistan-Irak iþgali ve buna karþý geliþen eylemler, yüzbinleri sokaklara döktü. Bu süreçte sermayenin kapsamlý saldýrýsýnýn bir ayaðý olan özelleþtirmeler karþýsýnda iþçi sýnýfýnýn geniþ kesimleri harekete geçti, eylemlere giriþti. Proletarya ve emekçi yýðýnlar etkili eylemleri derhal örnek almaya, eylemlerden öðrenerek eyleme geçmeye baþladý. SEKA ve TEKEL iþçilerinin eylemleri en canlý örnekler oldu. Fabrika iþgalleri, yol kesmeler, gösteriler iþçi sýnýfý, aileleri ve o yöredeki geniþ emekçi kesimlerin katýlýmýyla yaygýnlaþtý, büyüdü. Devrimci bir kriz varken, burjuva güçler, böyle bir ortamýn devrimi daha da güçlendirdiðini kendi deneyimlerinden bildikleri için, sokak egemenliðini yeniden ele geçirmek üzere harekete geçti. Bizatihi burjuva sýnýfýn kurmaylarý tarafýndan yaratýlmak istenen 2005 Newroz undaki Kürt paranoyasý, Mersin deki bayrak komedisi ile ateþlendi. Ancak bu giriþim, istenen sonucu vermedi. Nisan 2005 te Genelkurmay baþkanlýðý sivil unsurlarýn da devreye sokulduðu topyekün mücadele emrini verdi. Emri alýp harekete geçen sivil unsurlar, Trabzon dan baþlayarak linç ayinleri tezgahlamaya giriþti, bu giderek yaygýnlaþtýrýldý. Son günlerde Ege nin çeþitli kasabalarýnda linç, bizzat kaymakam, jandarma gibi kolluk güçleri ve mülki amirlerin de desteðiyle Nazilerin Yahudi mahallelerindeki pogromlarýndan farklý olmayan yaðma-talan ve evini barkýný terk edip göçetmeye býraktý. Linç ayinleri ve pogromlar * televizyonlardan günlerce yayýnlanarak toplum terörize edilmeye, sindirilmeye ve böylelikle sokak egemenliði düzen güçlerince yeniden ele geçirilmeye çalýþýldý. 90 lý yýllarda özel timler, askerler ve korucular tarafýndan tarafýndan köyleri yakýlýp göç ettirilen Kürtler, bu kez de Nazi artýklarýnýn, faþist güruhlarýn pogromlarýna kurban edilmek isteniyor. Burjuvazinin kurmaylarý bunu planlarken, aslýnda bir þeyi daha a- maçlamýþlardý. Bayrak-vatan histerisiyle baþlatýlan, linç ve pogromlara kadar uzanan bu ýrkçý þoven kampanya ile giderek güç kaybeden düzen saflarýný yeniden güçlendirmekti bu amaçlarý. Türkiye tekelci sermayesinin derin yapýsal krizi ve emperyalizmin yeni evredeki tam ilhaký, gerek kýrsal alanlarda olsun, gerekse kentlerde olsun küçük-orta mülk sahiplerini hýzla mülksüzleþtirdi. Yaþamlarý sarsýlan, ellerindeki yaþam ve geçim araçlarýndan olan bu küçük mülk sahipleri, nesnel olarak kapitalizmin iþleyiþ yasalarý gereði devrimci bir konuma doðru itiliyorlar. Ancak burjuva sýnýfýn kurmaylarý burada devreye girerek küçük mülk sahibi katmanlarýn önyargýlarýna sesleniyor, onlarý ýrkçý-þoven bir bayrak etrafýnda toparlayarak asýl kurtuluþlarýna karþý, devrime karþý eyleme sokup, düzen saflarýnda örgütlemeyi hedefliyorlar. Birkaç ay önce Þemdinli de devletin suçüstü yakalanmasýndan sonra, ordu, kimyasal silahlara baþvurarak olayý kapatmak istedi. Ancak Kürt halkýnýn cevabý, daha da sert oldu; Kürdistan da halk serhýldanlara yöneldi. Türkiye nin metropollerinde serhýldanlar, ayaklanmalar, gösteriler ve çatýþmalar yaþandý. Bu baharla birlikte, hiç olmadýk kadar çok asker, Kürdistan a yýðýldý. Sevk edilen birliklere, orada öteden beri konuþlanan olaðan birlikler de eklendiðinde, bin kiþilik dev bir ordu gücü Kürdistan daðlarýnda, köylerinde operasyonlar düzenliyor. Zaten bu durum kendi olaðan sonuçlarýný vermeye baþladý: Her gün daðlardan asker tabutlarý gelmeye, kentlerde faþist histeri çýðlýklarý arasýnda asker cenazeleri kaldýrýlmaya baþlandý... Linç, pogrom, Kürdistan da yeniden þiddetlenen savaþ... Bunun yaný sýra yeni çýkarmaya hazýrlandýklarý TMY... Bu geliþmeler karþýsýnda ortalama sol hareket hem de küçük burjuva aydýnlar hep bir aðýzdan baðýrmaya baþladýlar. Baskýlar, iþkenceler, katliamlar artacak, polisin yargýsýz infazlarýnýn önü açýlýyor vb vb. Küçük burjuva aydýnlar neyse de, ortalama sol hareket birkez daha olaylarý ne kadar dar algýladýðýný gösterdi. Zira bu söylenenler, gerçeðin bir yüzü. Yani iþkenceler, baskýlar, katliamlar artacak, bu doðru ama tek yanlý. Olayýn diðer yüzü daha farklý. Çünkü bu baskýlarýn, iþkencenin, katliamýn artmasý, emekçi yýðýnlarda ve Kürt halkýnda mücadele kararlýlýðý ve isteðini de artýrýyor, keskinleþtiriyor. Yani baský, katliam, iþkence; karþýt kutupta ise ayaklanmalar, devrimci durumun her yönüyle daha da olgunlaþmasý, iç savaþ; devrimin a- taða geçmesi, ki ilk açýða çýkýþý gerilla cenazelerinde görüldü. Burjuvazi egemen olabilmek için þiddetini artýrdýkça, emekçi sýnýflar ve Kürt halký da ayaklanmalara yönelecektir. Burjuvazi ne yaparsa yapsýn, bizim için, devrim için çalýþmaya devam ediyor. Bütün bu süreç elbette düz bir çizgi halinde ilerlemiyor. Karþýt sýnýflarýn birbirleriyle mücadelelerini, çatýþmalarýný olduðu kadar, burjuva sýnýfýn çeþitli kesimlerinin birbirleriyle çatýþmalarýný, çeliþkilerini, mücadelelerini de barýndýrýyor. Bu durum, olaylarýn geliþimi içinde kendini a- çýða vuruyor. Þemdinli de yaþananlardan sonra savcýnýn görevden alýnmasý, hazýrladýðý iddianamenin deðiþtirilmesi bu çatýþmanýn ilk raundu oldu. Ama orada bitmedi, burjuva güçlerin kendi aralarýnda çatýþmasý, birbirlerinin boðazýna sarýlarak, göðüs göðüse sürüyor. Danýþtay daki saldýrý ve yargýçlarýn kurþuna dizilmesi bunu açýkça gösteriyor. Tetiði kimin çektiði çok da önemli deðil, zira bazen dinci faþistler, bazen MHP li faþistler olsa da, onlarý yöneten, yönlendiren güç, sermayenin kendisi o- luyor. Danýþtay daki saldýrý olayýyla burjuvazi birkaç þeyi hedefledi. Ordunun yýpranan durumunu düzeltmek bu hedeflerden birisi. Uzun süreden beri her türlü vurgun, soygun, uyuþturucu iþlerinin mafya çetelerinin içinden hep bir ya da birkaç rütbeli ordu mensubu çýktýðý gibi, orgeneraller bile talandan, soygundan pay aldýklarý için yargýlandý. Hakeza uzun iç savaþ orduyu iyice yýprattý. Her ne kadar tekelci faþist medya tarafýndan zaman zaman yapýlan anketlerde, en güvenilir kurum ordu olarak ilan edilse de, bunun böyle olmadýðý biliniyor. En açýk göstergesi, bir süreden beri ordunun açýktan desteklediði, kazanmasýný istediði partiler, seçimlerde hep oy kaybetti, hatta meclise dahi giremeyecek duruma geldiler. Burjuvazinin kurmaylarý da bu durumun farkýnda olduklarýndan, bu yolla durumu düzeltmeyi, TSK ya güveni tazeleyip prestijini artýrmayý hedeflediler. Ancak asýl hedefleri ise her zaman olduðu gibi, devrimi engellemektir. Danýþtay a yapýlan saldýrýdan sonra, laik-anti laik kamplaþmasý gibi yapay bir karþýtlýk temelinde toplumun geniþ kesimlerini düzen saflarýnda örgütlemeye çalýþtýlar. Genelkurmay baþkaný, geniþ kesimleri laiklik karþýtlarýna karþý tepki göstermeye, laik cumhuriyete sahip çýkmaya çaðýrýrken; hükümet kanadý ise yýðýnlarý anayasa ve meclise sahip çýkmaya çaðýrdý. Yani karþý kutuplardaymýþ gibi davranýp birbirlerine güç verdiler: amaç, devrimi engellemek. Devrimin geliþimine, güçlenmelerine karþý geniþ yýðýnlarý laik ya da dinci biçimde düzen saflarýnda örgütlemeye giriþtiler. Gerek Kürdistan da, gerek Türkiye de yaþanan süreç, þunu açýða çýkardý: Kapitalizme ve kapitalist yaþam biçimine karþý çýkan çok geniþ bir kitle potansiyeli ve gücü var. Denizlerden bu yana verilen mücadele, u- zun yýllar bunu hazýrladý. Þimdi açýða çýkmaya baþlayan geniþ yýðýnlarý kucaklamak, bu potansiyeli bir güç örgütü haline getirmek gerekiyor. A- sýl ve ivedi olan budur. Biz Devrimiz Devrim Biziz þiarý asýl anlamýný burada ortaya koyuyor. Þimdi daha geniþ yýðýnlara daha güçlü gitme zamaný; þimdi her Leninistin bu iþ bize düþüyor diye düþünme ve iþe giriþme zamanýdýr. * Kitlesel kýyým. II.Paylaþým Savaþý sýrasýnda Nazilerin Yahudileri kitlesel olarak yok etme hareketi Sayý / 5-19 Temmuz 2006