editör den Selam ile UMRE SEYAHATİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "editör den Selam ile UMRE SEYAHATİ"

Transkript

1 editör den Selam ile Sünneti hayatımızdan çıkardıktan sonra buna değişik bahaneler bulmaya başladık. Neymiş sünnet resulun beşerî tarafıymış, Kur an yetermiş vs. gibi aklımızca sığınmalar aradık. Hâlbuki sünnete sarılmamızı bizden bizzat Kur an ın kendisi istemesine rağmen sünnete uymaktansa nefislerimize uymayı daha güzel daha hoş gördük. Bu anlayışın ürünü olarak hayatlarımız Allah ın resulünün hayatına benzemek yerine ortak hevanın aklına- uygulamalarına benzemeye başladı. Bu benzeyiş her geçen gün gittikçe bizi sarmalıyor. Ferdî ve toplumsal hayatta artık Kur an ın pratiği olan sünnet yerine başka şeylere uymaya başladık. Diyeceksiniz ki uydukta ne oldu: Uydukta başımız göğe erdi!!! Fert hayatımızı perişan ettik. Kalplerimiz eğrildi. Aile hayatımızı perişan ettik. Yetişen nesil perişan oldu. Çünkü gençlere nebevî bir hayatın örnekliğini sunamadık. Toplumsal hayatımızı perişan ettik. Her gün yayın organlarından izleyip dinlediklerimiz toplum olarak felaketin eşiğinde olduğumuzu haykırıyor. Allah ın Resulünün hayatını hayatlarımıza örnek olarak almadığımız müddetçe bu korkunç tablodan kurtulmamız da asla mümkün olamayacaktır. Bütün dünyadaki bu kokuşmuşluk, bu manevî buhran, bu doyumsuz ihtiraslar ve onların esaretindeki bu nefisler asrısaadet iklimine ne kadar da muhtaç Dünya insanı arıyor. Aradığı insan mutlaka âlemlere rahmet olarak gönderilen efendimiz aleyhissalatü vesselamdır. Bizler O nun (s.a.v) hayatıyla nurlanıp, zulmetlerle boğulan nefes alamayan bu dünyayı aydınlatmak zorundayız. Kutlu doğum dediğimiz olay bir şenlik, kuru kuruya anma, programlar düzenleme vs. olmamalı sadece Bu güzel toplantılar bir içe bakış toplantıları, sünneti yaşamada nerede duruyorum muhasebelerine dönmeli. Gecemizde, gündüzümüze, evimizde işyerimize Allah ın resulüyle (s.a.v) adeta iç içe yaşamadığımız müddetçe kurtuluşumuzun olmayacağını hepimizin çok iyi bilmesi gerekir. Bir an önce sünnete sarılarak onunla dirilebiliriz. Çünkü bu ümmetin bundan başka bir kurtuluşu asla yoktur. Hakikaten sünnet hayatımızın neresinde? UMRE SEYAHATİ Dergimize mayıs ayının yirmisine kadar üç abone yapın umre çekilişine katılın kampanyamız devam ediyor. Kutlu yolculuk için bir imkân olsa da gidebilsem diyen okurlarımız için çok güzel bir fırsattır bu Her hangi üç kişiyi dergimize abone yaptığınızda çekilişle bu imkândan yararlanmış olacaksınız inşallah Bu talihli okurlarımızdan biri neden siz olmayasınız? Bu konuda gayret göstereceğinizi umarak sizleri Allah a emanet ediyorum.

2 AYLIK İLİM KÜLTÜR DERGİSİ Yıl: 4 Sayı: 43 Nisan 2009 SAHİBİ Burhan Basın Yayın Eğitim ve Tur. Ltd. Şti. SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Serdar TAŞAR YAYIN DANIŞMANLARI Prof. Dr. İbrahim BAYRAKTAR Prof. Dr. Mustafa AĞIRMAN Yard. Doç. H. Murat KUMBASAR YAYIN KURULU Yusuf ELİBOL Ramazan ÇAKIR Aydın BAŞAR Mustafa ÖZKAYA Umut BULUT GRAFİK TASARIM Burhan Ajans DAĞITIM ORGANİZASYONU Asim AYDOĞDU Fiyatı Tek Sayı: 6 YTL 1 Yıllık (12 Sayı) Abone: 72 YTL Öğrenci Abone: 50 YTL 6 Aylık Abone: 36 YTL Yurtdışı 1 Yıllık Abone: 75 Euro 4 Hz. PEYGAMBER İN EBÛ ZERR E ÖĞÜTLERİ Prof. Dr. Mustafa AĞIRMAN 7 Necid Çöllerinde M.Akif ERSOY 8 HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN YAŞANTISIN-DAN KARELER Kamil ABDULLAHOĞLU 12 en-nebiyyu L-UMMÎ KİMDİR? Dr. Mustafa KAYA 15 O NA UYMAK SAADET KARŞI ÇIKMAK FELÂKET Prof. Dr. Osman ÖZTÜRK 16 KUTLU DOĞUM HAFTASI Mehmet TALU içindekiler 37 Acıtan Yanım Halil ATİK 38 HASEN ve SAHİH HADİSLERDEN SEÇMELER 24 Prof.Dr.İbrahim BAYRAKTAR 40 MEZHEPLERİN ORTAYA ÇIKIŞ SEBEPLERİ Doç. Dr. M. Hanefi PALABIYIK 44 Bir Rahmet Olarak Fatiha Sûresi Aydın BAŞAR 47 Sultanım Efendim Ali Ulvi KURUCU 48 KUR AN-I KERİM AHLÂKI Mehmet TALU 54 Muhabbet Bahçesi Yusuf ELİBOL Abonelik İçin Hesap Numaraları Posta Çeki No: Türkiye Finans Sultanbeyli Şubesi Hesap No: Ziraat Bankası Sultanbeyli Şubesi Hesap No: YAYIN VE İLETİŞİM ADRESİ Mehmet Akif Mah. Kuran Kursu Cad.No: 87 Sultanbeyli / İST. Tel: +9 (0216) Faks: +9 (0216) İNTERNET ADRESİ burhandergisi@hotmail.com burhandergisi@mynet.com burhandergisi@gmail.com BASKI Milsan A.Ş YAYIN TÜRÜ Aylık Süreli Yayın Gönderilen yazılarda editör ve yayın kurulu değişiklik yapabilir. Gönderilen yazılar iade edilmez. Yazılardan kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. Yayınlanan reklamlardaki ürün ve hizmetlerin sorumluluğu reklam verene aittir. 20 KUTLU DOĞUM, İNSANLIĞIN DOĞUMUDUR Ersan BİLGİN 23 KİM RASUL E İTAAT EDERSE, ALLAH A İTAAT ETMİŞTİR. Doç. Dr. Nedim URHAN 24 SÜNNET TESTİ Sezgin ÇAKIR 30 SÜNNET IŞIĞINDA SÜNNET TADINDA YAŞAMAK Ayşe BAĞCİVAN 34 Röportaj Dr. Ebubekir SİFİL 56 KÖROĞLU GERÇEKTEN HALK KAHRAMANI MIDIR? Hasan BAŞAR 59 Adı Güzel Kendi Güzel Muhammed Yunus Emre 60 İLAHÎ ADALETİN AHİRETİ GEREKTİRMESİ Prof. Dr. Veysel GÜLLÜCE 64 Kalbin Halleri Seyyid Ahmed er Rufai Hazretlerinden 66 BURHAN ÇOCUK Musa KARACA 68 İslami Davet Neden Siyasallaştı? Raşid GANNUŞİ

3 4 Hz. Peygamber in Ebû Zerr e Öğütleri Prof. Dr. Mustafa AĞIRMAN Hz. Peygamber (s.a.v) in yaşantısından kareler Kamil ABDULLAHOĞLU 8 16 Kutlu Doğum Haftası Mehmet TALU Sünnet Testi Sezgin ÇAKIR Röportaj Ebubekir SİFİL Bir Rahmet Olarak Fatiha Sûresi Aydın BAŞAR İslami Davet Neden Siyasallaştı? Raşid GANNUŞİ

4 Prof. Dr. Mustafa AĞIRMAN Hz. PEYGAMBER İN EBÛ ZERR E ÖĞÜTLERİ Sahâbe-i kiramdan Ebû Zer hazretleri, Ğifar kabilesine mensup olduğu için Ebû Zer el-ğifârî diye meşhur olmuştur. İlk Müslümanlardan olan Ebû Zer (r.a.), uzun boylu, esmer tenli ve geniş omuzluydu. Zühd, takva, kanaat ve istiğna sahibiydi. Bu güzel özelliklerin sahibi olmasını, devamlı Hz. Peygamber in yanında bulunma ve ondan âzamî derecede istifade etmesine borçludur. Öğrenme konusunda büyük arzu ve iştiyak sahibiydi. Bilmediği her şeyi Hz. Peygamber e sorardı. Bu sebepten dolayı Hz. Ali ona ilim dağarcığı derdi. Ebû Zer (r.a), Hz. Peygamber e karşı son derece saygı ve muhabbet duyardı. Hz. Peygamberden bahsederken halîlî=dostum diye bahsederdi. Kendisi hak yanlısı ve hakkı sever bir insandı. Bu sebepten dolayı ashâb-ı kiram arasındaki ihtilaflara taraf olmadı. Fetihlerden sonra ümmetin zengin olması, idarecilerin şatafat ve saltanata meyletmeleri, mal biriktirmeleri onun hoşuna gitmedi ve böyle yapanları sert bir dille tenkit etti. Şehir hayatını terk ederek Mekke yakınlarındaki Rebeze de hayatını devam ettirdi. 32/653 yılında Rebeze de vefat etti ve oraya defnedildi. Hz. Ebû Zer (r.a.), zaman zaman Hz. Peygamber in dizinin dibine oturur ve Ey Allah ın elçisi bana nasihat et! derdi. Hz. Peygamber de ona ve onun şahsında ümmetine nasihat ederdi. İşte o nasihatlerden birkaçını can kulağı ile dinleyelim: 1-) Ey Ebû Zer! Nerede ve nasıl olursan ol, Allah tan kork. Kötülük işlersen, hemen arkasından iyilik yap ki, o kötülüğü silip götürsün. Bir de insanlarla güzel geçin! (Tirmizî, Birr 55) Nisan

5 BAŞYAZI 2-) Ey Ebû Zer! Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy. Sonra da komşularını gözden geçir ve gerekli gördüklerine güzel bir şekilde ikram et! (Müslim, Birr 143) 3-) Hz. Peygamber den özel olarak nasihat istemesini ve Hz. Peygamber in de kendisine yaptığı nasihatı Hz. Ebû Zer (r.a) şöyle anlatır: Allah ın Rasûlü ne (s.a.v) geldim ve şöylece ricada bulundum: Ya Rasûlallah! Bana biraz öğüt veriniz! O da bana şunları söyledi: Ey Ebû Zer! Sana, Allah ın emirleri ve yasaklarına uyarak yaşamanı öğütlerim. Zira böylesine takva üzerinde yaşamak senin bütün işlerini güzelleştiricidir. Benim için öğütlerinizi biraz artır(sanız ya Rasûlallah!) dedim. Şöyle devam etti: Kur an oku ve Allah ı (çokça) an. Zira, Kur an okuyup zikir yapman senin göklerde yücelmene, yeryüzünde nurlanmana sebeptir. Bunun üzerine şöyle dedim: Bana(verdiğiniz öğütleri) biraz daha artır(sanız yâ Rasûlallah!) O da şunları ilave etti: Çok az konuşmaya bak. Zira az konuşmak, Şeytan ı kovmak ve ciddî bir Müslüman olarak yaşamak için nefsine yardımcı olmaktır. Bana biraz daha (öğüt verir misiniz?) dedim. Şunları söyledi: Ey Ebû Zer! Çok gülmekten sakın. Çünkü o kalbi(n manevi hayatını) öldürür.yüzün de nurunu giderir. Benim için biraz daha (Yâ Rasûlallah!) dedim. (Nefsin için) acı da olsa dosdoğru olanı söyle! dedi. Biraz daha (öğüt verseniz ) diye ısrar ettim. Allah ın emirleri ve yasakları doğrultusunda yaşarken yericinin kınamasından korkma! diye buyurdu. Bana biraz daha, (evet, biraz daha nasihat eder misiniz?) diye ısrarımı tekrarladım. Şunları söyledi: Nefsin(in kusurlarını) bilmen insanların kusurlarını araştırmana engel olsun. 4-) Ebû Zer (r.a.), Hz. Peygamber efendimiz ile olan bir hâtırasını da şöyle anlatır: "(Bir gün)ey Allah'ın elçisi! Beni vâli tayin etmez misin?" demiştim. O da mübârek eliyle omuzuma vurarak şöyle buyurmuştu: "Ebû Zer! Sen zayıf bir adamsın. İstediğin görev ise bir emânettir. Bu emâneti ehil olarak alan ve üzerine düşeni yapanlar müstesna, aslında bu görev kıyâmet gününde bir rezillik ve pişmanlıktır." (Müslim, İmâre 16) Aynı hadisin değişik bir rivâyeti şöyledir: "Ebû Zer! Senin gerçekten zayıf olduğunu görüyorum. Kendim için ne istiyorsam senin için de onu isterim. İki kişiye bile olsa sakın başkan olma. Yetim malına da yöneticilik yapma!..." (Müslim, İmare 17; Ebû Dâvûd, Vesâyâ 4; Nesâî, Vesâyâ 10) Hz. Peygamber efendimiz, Ebû Zer el-ğıfarî yi çok severdi. Bir defasında onun hakkında "Şu gök kubbenin altında ve yeryüzünün üstünde Ebû Zer'den daha doğru sözlü kimse yoktur." buyurmuştu. (Tirmizî, Menâkıb 35; İbn Mâce, Mukaddime 11). Hz. Peygamber efendimiz, Ebû Zerr'i çok sevdiği halde ve zaman zaman kendisine ismiyle hitap ederek nasihatlerde bulunduğu halde idareci olmasını tavsiye etmemiş ve kendisine böyle bir görev vermemiştir. İdareciliğin, altından kalkılması zor ilâhî bir emânet olduğunu, onu ancak idareciliğe yatkın insanların başarabileceğini söylemiş, üstesinden gelemeyecekler için idareciliğin kıyâmet günü bir rezillik, pişmanlık ve perişanlık olacağını bildirmiştir. Hz. Peygamber Efendimiz, Ebû Zerr'in huyunu, karakterini daha açık bir ifadeyle onun aşırı zühdünü ve takvâsını, dünyaya hiç değer vermemesini çok iyi biliyordu. Ona "Sen zayıf bir adamsın" diye buyururken, valiliğin gerektirdiği bazı özelliklerin onda bulunmadığına işaret ediyordu. Hz. Peygamber efendimiz, kendisini çok sevdiği Ebû Zerr'i kırmadan ve incitmeden ona "Kendim için ne istiyorsam senin için de onu isterim." diye buyurarak bu hizmeti yapamayacağını tatlı bir üslupla hatırlattı. Hz. Peygamber efendimizin idarecilik ve devlet memurluğu konusunda geri çevirdiği insan sadece Ebû Zer değildir. O, kendisinde idarecilik vasfı görmediği kişilere tatlı dille nasihat eder ve onları bu işten vazgeçirirdi. Abdurrahman b. Semure'ye şöyle demişti: "Abdurrahman b. Semure! Kimseden idarecilik görevi isteme! Zira bu görev sen iste- 5 Nisan 2009

6 meden verilirse, Allah yardımcın olur. Eğer sen istediğin için verilirse, Allah'tan yardım göremezsin." (Buhârî, Ahkam 5; Müslim, Eyman 19; Ebû Dâvûd, İmare 2; Tirmizî, Nüzûr 5) Ebû Mûsâ el-eş'arî de şöyle bir olay anlatır: "Amcamın oğullarından ikisiyle Rasûlullah (s.a.v)'in huzuruna girmiştim. Onlardan biri: "Ey Allah'ın elçisi! Yüce Allah'ın sana verdiği görevlerden birine bizi idareci tayin et! dedi. Diğer amcaoğlu da buna benzer şeyler söyledi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: "Vallahi biz, isteyeni veya görev hırsı bulananı idareci yapmıyoruz. (Buhârî, Ahkam 7; Müslim, İmâre 15) Görüldüğü gibi Hz. Peygamber görev isteyeni, hırsı olanı veya idarecilik yapamayacak derecede zayıf olanı idareci yapmıyor. Hz. Peygamber efendimizin tayin ettiği idarecilere ve komutanlara baktığımız zaman, onun bu konuda nasıl kılı kırka yararcasına ince eleyip sık dokuduğunu görürüz. Tayin ettiği idarecilerin ve komutanların her birinin başarısı ortadadır. Son bölümdeki hadis-i şeriflerden şunları anlıyoruz: 1-) İnsanlar, yapamayacakları işlere talip olmasınlar. Hele idarecilik gibi zor başarılabilecek işleri istemesinler. Herkes yapabileceği işlerin peşine düşsün. 2-) İdareci tayin etme konumunda bulunan yetkililer de çok dikkatli olsun ve Yüce Allah'ın emânetini zâyi etmesinler. İdarecilikleri ve devlet imkanlarını kendi çevrelerine peşkeş çekerlerse âhirette rezil ve zelil olacaklarını şimdiden çok iyi bilsinler. İyi ve âdil bir idarecinin kıyâmet gününde Yüce Allah'ın arşının gölgesinde barınacak yedi bahtiyardan biri olacağı da unutulmamalıdır. Üstesinden gelip gelemeyeceğini düşünmeden idarecilik hırsıyla yanıp tutuşan kimselerin bulunduğu bir zamanda, görevini mükemmel bir şekilde yapacağı bilinenlerin idarecilikten kaçınmaları doğru değildir. Hatta kendisine teklif edilen böyle bir görevi almak, yerine göre bir zarûrettir. Biz, her nedense Hz. Peygamber efendimizin sünnetini hep ibâdetlere, yeme -içmeye ve bir de giyim kuşama hasrederiz. Halbuki sünnet, Hz. Peygamber'in İslam'ı anlayış, kavrayış ve yaşayış biçimidir. Hayatının her bölümünde ve ömrünün her saniyesinde ve işlerinin tümünde (ibâdet ve dünya işleri) O'na uyan ve O'nun yolundan gidenler sünnete uymuş demektir. Müslümanlar olarak sürünmemizin ve bir türlü ayağa kalkamayışımızın sebebi, o Yüce Rasûlü tam manasıyla anlamadığımızdır. Rabbim bizi O'nu anlayanlardan ve O'nun sünnetine uyanlardan eylesin! (Âmin!) Nisan

7 Necid Çöllerinde Ya Nebi! Şu halime bak! Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca sahranın Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın! Harim-i pakine can atmak istedim durdum Gerildi karşıma yıllarca ailem, yurdum "Tahammül et" dediler Hangi bir zamana kadar? Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var. Gözümde tüttü bu andıkça yandığım toprak Önümde durmadı artık, ne hanuman ne ocak Yıkıldı hepsi. Ben aştım diyar-ı Sudan'ı Üç ay "Tihame!" deyip çiğnedim beyabanı Kemiklerim bile yanmıştı belki sahrada Yetişmeyeydin eğer, ya Muhammed, imdada Eserdi kumda yüzerken serin serin nefesin Akarsular gibi çağlardı her tarafta sesin İradem olduğu gündür senin iradene ram Bir an için bana yollarda durmak haram Bütün heyakili hilkatle hasbihal ettim Leyale derdimi döktüm, cibali söylettim Yanıp tutuşmadan aylarca yummadım gözümü Nucuma sor ki bu kirpikler uyku görmüş mü? Azabı hecrine katlandım elli üç senedir Sonunda alnıma çarpan bu zalim örtü nedir? Beş-altı sineyi hicran içinde inleterek Çıkan yüreklere hüsran mı, merhamet mi gerek? Demir nikaabını kaldır mezar-ı pakinden! Bu hasta ruhumu artık kayırma hakinden! Nedir o meşale? Nurun mu? Ya Resulallah! Mehmet Akif ARSOY 7 Nisan 2009

8 Kamil ABDULLAHOĞLU Hırka-i Şerif HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN YAŞANTISIN- DAN KARELER Hz. Peygamber (s.a.v) tüm insanlık için gönderilmiş bir rahmet, kurtarıcı ve rehberdir. İnanalar O nu kendilerine hayat düsturu olarak kabul ederler. Ey peygamber; Biz, seni muhakkak şahid, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Allah'ın izniyle, bir davetçi ve nûr saçan bir kandil olarak (gönderdik). 1 Ayetleri O yücenin İlahi bir görevle kıyamete kadar gelecek tüm insanlık için yolunu aydınlatan bir nur ve yegâne yol gösterici ve rehber olduğu tescillenmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v)in yaşantısı içerisine giren tüm davranışları bizler için birer örnek olduğu kaçınılmazdır. Zira vahi ile desteklenmiş ve kusurlardan arınmış bir Peygamber uyulmaya ve taklid edilmeye layık olur. O nun haricinde bulunan herkes ne kadar büyük olursa olsun mutlak manada kusurlu ve her davranışının örnek alınmayacağı bilinmelidir. Andolsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir. 2 Ayeti de bu gerçeği bizlere vurgulamaktadır. Bu yazımızda Efendimiz (s.a.v)in günlük yaşantısından bizlere örneklik teşkil edecek bazı örneklerle O nun sünnetini bir nebze olsun hatırlamaya ve yaşantımıza yön verme ümidiyle bu satırları karalamaya çalışalım. Peygamberimiz (s.a.v) in dış kıyafeti: Peygamberimiz in dış kıyafetleri iki çeşittir. Birincisine Kamis (gömlek) adı verilir. Kamis tek parçalı olup, boydan boya entari biçimindedir. Sadece yakası açık olup, önü tamamen kapalıdır. Kol uzunluğu bileklere, etek uzunluğu da bacaklarının yarısına Nisan

9 O nun sofrası ne acem şahlarının ne Bizans krallarının ve nede müşrik Arap aristokratların sofrasına benzerdi. O isteseydi Süleyman (a.s) gibi bir kral peygamber teklifini kabul ederdi. Ancak O bunu kabul etmediğini şöyle ifade etmişlerdi: Ya Aişe, eğer ben istesem, altın dağları arkamdan benimle birlikte yürür gelir. Nitekim bir melek bana gelerek: Rabbinin sana selamı var. Diyor ki: Hükümdar- peygamber olarak mı, yoksa kul-peygamber olarak mı yaşamak istersin. Melek in yanında buluna Cebrail, mütevazi (alçak gönüllü) olmayı tercih etmemi işaret etti. Ben de, kul-peygamber olarak yaşamayı tercih ettiğimi söyledim. kadar sarkmaktadır. Bu Hz. Peygamber in en çok sevdiği ve normal zamanlarda giydiği bir kıyafettir. İkincisi ise Çift parçalıdır, yani takımdır. Bu çift parçalı kıyafetin belden aşağı giyilenine izar belden yukarı giyilenine de rida denir. 3 Günümüzde Pakistan ve Afganistan yörelerinde giyilen kıyafetler bu ikinci elbise türüne uymaktadır. Peygamberimiz (s.a.v)in Yürüyüş Tarzı: Hz. Peygamber (s.a.v) yürürken ayaklarını sürümezler, adımlarını atarlarken yerden sertçe kaldırırlardı. Hareket halinde iken sağa sola sallanmazlar, inişli yokuşlu engebeli bir arazide yürürcesine hafifçe önlerine eğilirlerdi. Dimdik durup göğüslerini kabartarak yürümedikleri gibi, koşar adımlarla yürürcesine hızlı da yürümezlerdi. Fakat, Allah ın kendilerine bir lütuf olarak, uzun mesafeleri kısa zamanda katederlerdi. 4 Hz. Peygamber (s.a.v) giyim, yürüyüş ve diğer hareketlerde kadınlara benzemekten şiddetle sakınırlar ve inananları da sakındırırlardı. Bir hadiste: Kadınlara benzemeye çalışan erkeklere ve erkeklere benzemeye kalkışan kadınlara lanet olsun 5 Peygamberimiz (s.a.v)in Oturuş Tarzı: Peygamberimiz (s.a.v)in birden fazla oturma şekilleri olmuştur. Şöyle ki; Oturağı üzerine oturarak, dizlerini karnına doğru iyice çekip kolları arasına aldıktan sonra ellerini önden bağlaması, bağdaş kurarak oturması, yemek yerken çömelerek tek ayak üzerine oturması, açık arazide bir taş vb. üzerinde otururken ayağını sarkıtarak oturması, diz çökerek oturması (namaz kılarken ve yemek yerken) gibi zat-ı Risaletleri oturma şekillerini kullanmışlardır. Peygamberimiz (s.a.v)in Yemek yeyiş Tarzı: Peygamberimiz (s.a.v) çok sade bir hayat yaşamıştır. O nun sofrası ne acem şahlarının ne Bizans krallarının ve nede müşrik Arap aristokratların sofrasına benzerdi. O isteseydi Süleyman (a.s) gibi bir kral peygamber teklifini kabul ederdi. Ancak O bunu kabul etmediğini şöyle ifade etmişlerdi: Ya Aişe, eğer ben istesem, altın dağları arkamdan benimle birlikte yürür gelir. Nitekim bir melek bana gelerek: Rabbinin sana selamı var. Diyor 9 Nisan 2009

10 ki: Hükümdar- peygamber olarak mı, yoksa kul-peygamber olarak mı yaşamak istersin. Melek in yanında buluna Cebrail, mütevazi (alçak gönüllü) olmayı tercih etmemi işaret etti. Ben de, kul-peygamber olarak yaşamayı tercih ettiğimi söyledim. Hz. Aişe der ki: artık o günden sonra, bir daha, bağdaş kurup sofraya iyice yerleşerek yemek yemediler ve şöyle buyurdular: Ben, sıradan bir insanın yediği gibi yer ve sıradan bir kulun oturduğu gibi otururum. 6 Hz. Peygamber (s.a.v) yemek yerken bir şeye dayanmazlardı ve kolunun altına yastık koyup yaslanmazlardı. Yemekten önce ellerini yıkar, besmele çeker ve sağ elleri ile yerlerdi. Resulullah yemeklerinde sağ elinin üç parmağını kullanırlar ve tabaklarında asla yemek bırakmazlar ve tabağı mübarek parmakları ile temizce silerlerdi. Sofra olarak yer sofrası kullanırlar ve tek tabaktan tek tür yemek yerlerdi. Hz. Peygamber (s.a.v) ekmek olarak daima arpa ununda yapılmış ekmeği yerlerdi. Kepeği iyice ayıklanmış has undan mamül ekmek yememişlerdir. Hz. Peygamber (s.a.v) sabah ve akşam olmak üzere iki öğün yemek yerlerdi ve kendileri: Yarabbi, açlıktan sana sığını- rım; o, insanı hareketsiz bırakan ne kötü bir haldir! dua ederek aç kalmanın ne kadar kötü olduğunu ifade etmişlerdir. 7 İbn Abbas (r.a) anlatıyor: Peygamber Efendimiz in, arka arkaya birkaç gece hiçbir şey yemeden yattığı olurdu da; O ve hane halkı, akşam sofrasında yiyecek bir şey bulamazlardı. Yedikleri ekmek ise arpa ekmeği idi. Peygamberimiz (s.a.v)in Katıkları: Resulullah Efendimiz in yemekte aradığı başlıca özellik, onların, helal ve temiz oluşu ile, vücuda yarayışlı olup olmayışıdır. Yemek seçme ve yemeğe kusur bulma gibi adetleri ise asla yoktur. Ebu Hureyre (r.a) Şöyle demiştir: Peygamber Efendimiz, hiçbir yemeği katiyen seçmezlerdi. Önüne konan yemeği, eğer iştahı varsa yer yoksa yemezlerdi. 8 Efendimiz (s.a.v) herhangi bir yemek için keşke olsa da yesek şeklinde herhangi bir talepleri olmamıştır. Peygamber (s.a.v) Efendimiz in kol ve sırt etini çok severdi diyenlere Hz. Aişe Validemizin cevabı şöyledir: Kol eti, Resulullah ın hiç de çok sevdiği bir et değildi. Ne var ki, diğerlerine göre, gerek pişeğen oluşu, gerekse sofrada fazla oyalanmayışı dolayısıyla, etin kol kısmını tercih ederlerdi. Bu yüzden de, onu çok sevdiği zannedilirdi. 9 Peygamberimiz (s.a.v) in Yemekde Ellerini Yıkaması: Elindeki yemek bulaşığını yıkamadan yatan kimse, şayet gece başına bir musibet gelirse, bu durumda, kabahati başkasında değil, bizzat kendisinde arasın!. 10 Nisan 2009 Peygamberimiz (s.a.v) yemekten önce ve sonra ellerini yıkarlardı. Bu davranışlar başlı başına bir eğitim işidir. Özellikle yemekten sonra elleri yıkamanın ne kadar önemli olduğunu peygamberimiz (s.a.v)in şu sözlerinden öğreniyoruz: Elindeki yemek bulaşığını yıkamadan yatan kimse, şayet gece başına bir musibet gelirse, bu durumda, kabahati başkasında değil, bizzat kendisinde arasın!. 10 Yemekten önce el yıkamak bir nezaket kuralı olsa da, yemekten sonra yıkamak temizlikten başka bir şey değildir. Ayrıca peygamberimiz (s.a.v) yıkandıktan veya abdest aldıktan sonra ellerini mendil veya havlu ile kurularlardı. Tirmizi nin rivayet ettiği bir bilgide: Peygamber Efendimiz in bir mendili (peşkiri) vardı; abdest aldığı veya elini yıkadığı zaman, onunla kurulanırdı

11 Peygamberimiz (s.a.v) in İçecekleri ve İçiş tarzları: Efendimiz (s.a.v) döneminde meşrubat çeşitleri; bal şerbeti, hurma ve kuru üzüm şırası ve süt gibi içeceklerden oluşmaktadır. Bazı alimler o devirde on beş civarında içecekten bahsetmişlerdir. Enes b. Malik (r.a) titizlilikle sakladığı Peygamber Efendimiz (s.a.v)in su bardağını insanlara tanıtırken: Ben, Resulullah Efendimiz in bütün içeceklerini; bal şerbetini, hurma ve üzüm şırasını, suyu ve sütü, O na hep şu bardakla içirirdim derdi. 12 Sahabe-i Kiram efendilerimiz (r.a) Medine içerisinde ve dışında bulunan tatlı su kuyularından Efendimiz (s.a.v)e özel olarak su getirirlerdi. Getirilen bu suları da zamanın şartlarına göre soğutur ve Efendimiz (s.a.v)e ikram ederlerdi. Peygamberimiz (s.a.v) su içme konusunda da diğer hususlarda olduğu gibi zarif ve ölçülü davranışlar sergilemiş ve bize örnek olmuşlardır. Su içme konusunda herhangi bir engel yoksa oturarak içmemizi öğütlemiştir. Bir hadiste: Hiç biriniz ayakta içmesin. Eğer unutarak ayakta içen olursa, onu geri çıkarsın!. 13 Bu hadis karşısında rivayet edilen bir başka hadis ise Abdullah b. Amr İnun l-as (r.a) rivayet etmiştir: Ben, Peygamber Efendimiz in, suyu hem ayakta iken, hem de otururken içtiklerini bizzat gördüm. Peygamberimiz (s.a.v.) in özel durumlar hariç suyu oturarak içtiği kaynaklarda ifade edilir. Ayakta içtiği durumlar ise; a)zemzem suyunu, b) Abdest aldığı sudan arta kalanını, c) Duvarda asılı bulunan bir su kabından içmiştir. 14 Ayrıca Efendimiz (s.a.v.) Suyu yudum yudum, dinlene dinlene içerler ve suya üflememeyi tavsiye ederlerdi. Bir hadiste: Suyu devenin içtiği gibi, hiç dinlenmeden bir içişte içmeyiniz; iki veya üç defa dinlenerek içiniz. İçmeye besmele ile başlayınız; bardağı dudağınızdan ayırınca Elhamdulillah deyiniz Ahzab, 33/45,46, 2 - Ahzab, 33/21, 3 - Prof. Dr. Ali Yardım; Peygamberimiz in ş i, 177, 4 - Yardım, 181, 5 - Buhari, Libas, 62; Ebu Davud, Libas, 28, 6 - İbn Sa d, Tabakat, 1/381 (Ş den Naklen, 201,202), 7 - Yardım A, Ş , 209,212, 8 - Mislim, Eşribe, 188, 9 - Ş , 225, 10 - Ebu davud, 3/1658; Hd. No:38552, 11 - Tirmizi, Sünen, 1/142; Hd. No: 53, 12 - Yardım, Ş , 255, 13 Müsli, Eşribe, 14, 14 - Yardım, 264, 15 - Tirmizi, Sünen, 4/302; Hd. No: Nisan 2009

12 Dr. Mustafa KAYA en- NEBİYYU L- UMMÎ KİMDİR? Allah Teâlâ nın, Kur ân-ı Kerim de Hz. Muhammed den bahsederken kullandığı belirleyici genel niteliklerden birisi de el-ummî dir. Ümmîlik, ayetlerde Hz. Peygamber in nebîliği bağlamında, o Nebînin bir özelliği olarak verilmektedir. Bu yazımızda Allah (CC.) ın, Hz. Peygamberimize neden Ümmî Nebî dediği?, bu sıfatı taşıyan Peygamberimizin görevinin ne olduğu? üzerinde duracağız. Kur ân da el-ummî ve çoğulu el- Ummiyyûn toplam altı ayette geçmektedir. İki yerde tekil, dört yerde ise çoğul şekliyle yer almıştır. Art arda gelen iki ayette tekil lafızla ve Hz. Muhammed in bir sıfatı olarak kullanılmıştır. Biz sadece kelimenin tekil olarak geçtiği ve Hz. Peygamberle alâkalı bu iki ayetten yola çıkarak bu sorulara cevap vereceğiz. Bunlar A râf 157 ve 158. ayetlerdir: Onlar ki yanlarındaki Tevrat ve İncil de (vasıfları) yazılı Peygambere, o Ümmî Nebîye tâbi olurlar. O Peygamber ki kendilerine meşrû şeyleri emreder, kötülükleri yasaklar, kendilerine güzel ve hoş şeyleri mübah, murdar şeyleri ise haram kılar, üzerlerindeki ağırlıkları, sırtlarındaki zincirleri kaldırıp atar. Ona iman eden, onu destekleyen, ona yardımcı olan ve onunla beraber indirilen nûra tâbi olanlar var ya, işte felâha erenler onlardır (A râf-7, 157). De ki: Ey insanlar! Ben sizin hepinize Allah tarafından gönder- Nisan

13 ilen Peygamberim. O ki, göklerin ve yerin hâkimiyeti O na aittir. O ndan başka ilâh yoktur. Hayatı veren de, ölümü yaratan da O dur. Öyleyse siz de Allah a ve O nun bütün kelimelerini tasdik eden Peygambere, o Ümmî Nebîye inanın. Ona tâbi olun ki doğru yolu bulasınız (A râf-7, 158). el-ummî nin çoğulu ise sırasıyla şu ayetlerde geçmektedir: Bakara-2, 78; Âl-i İmrân- 3, 20 ve 75; Cum a-62, 2. Kelimenin tekil formunun kullanıldığı iki ayette geçen en-nebiyyu l-ummî kavramı, çeşitli kaynaklarda kısaca şu şekillerde izah edilmiştir: a) el-ummî, Umm (anne) köküne nisbetle annesinden doğduğu hâl üzere devam etmiş, fıtratı ve yaratılıştan getirdiği saflığı kaybetmemiş, değişikliğe ve bozulmaya uğramamış olmayı anlatmaktadır. bir insan olarak seçmiş, onun toplumunu da felsefî doktrinlerden, derin çekişmelerle tahrife uğramış dinlerden beslenmemiş, basit bir yaşayışa sahip bir toplum olmasından dolayı, vahyin ilk muhatapları olarak tercih etmiştir. Sonuçta bu çekirdek nesil (sahabe) ve önderi Hz Muhammed, ilâhî vahyi bütün insanlığa başka öğretilerle karıştırmadan ulaştırabilmiştir. Hz. Muhammed in okuma-yazma bilip bilmediği ve sonradan bunu öğrenip öğrenmediği tartışılmıştır. Yaygın kanaat onun okuma-yazma bilmediği yönündedir. Bu kanaatleri şu şekilde özetleyebiliriz: - Rasûlullâh hayatı boyunca asla yazı yazmamış ve bakarak hiç bir kitabı okumamıştır. - Peygamber Efendimiz bir mucize olarak Hudeybiye Musâlahası esnasında ismini yazmış ve yine mucize olarak bazı şeyleri okumuştur. Rasûlullâh hayatı boyunca asla yazı yazmamış ve bakarak hiç bir kitabı okumamıştır. Peygamber Efendimiz bir mucize olarak Hudeybiye Musâlahası esnasında ismini yazmış ve yine mucize olarak bazı şeyleri okumuştur. b) el-ummet (millet, halk) köküne nisbetle Arap ümmetine, milletine mensup olmayı ifade etmektedir. c) Ummu l-kurâ ya (şehirlerin anası) nisbetle Mekkeli olmak anlamındadır. Bu üç ifadeden hareketle; annesinden doğduğu hâl üzere kaldığı ve o çağda ve coğrafyada yaşayan Arap halkının büyük kısmının okumayazma bilmeyenlerden teşekkülünün tabiî bir sonucu olarak, Nebî nin, onların içinden çıkan, kendileri gibi okuma-yazma bilmeyen, yaşadığı toplumu yansıtan ve temsil eden bir birey olduğu öngörüsüne ulaşılmıştır. Böylece Ümmî Nebî nin anlamı; okuma-yazma bilmeyen Nebî demektir. Bu bağlamda, ümmîlik yani okuma-yazma bilmemek bir eksiklikken Hz. Peygamber için bir üstünlük ve mucize olmaktadır. Allah Teâlâ, son elçisini bir hikmete binaen okuma-yazma bilmeyen - Hayatının son dönemlerinde okur-yazar denmeyecek kadar, bazı şeyleri yazmış ve okumuştur. - İslâm ın ilme verdiği önem sebebiyle ve öğrenmek hakkındaki ilâhî işarete itaat etmiş olmak için bir dereceye kadar öğrenmiştir. - Bir mucize olarak peygamberlikle beraber Cebrail (a.s.), O (sav) na okuma ve yazmayı öğretmişti. - Okumasını biliyordu, ama yazamıyordu. - Okumayı da, yazmayı da biliyordu. el-ummî nin el-ummet kelimesinden türediğini varsayarak yapılan başka bir yorum daha vardır. Bu yoruma göre Ümmî Nebî demek, Yahudî ve Hıristiyanlar tarafından da bilinen, beklenen onların dışında bir peygamber anlamındadır. İsrail 13 Nisan 2009

14 oğulları zaten insanlığı Yahudî ve Yahudî olmayanlar diye ayırmış, kendi dışındakilere değer vermemiştir. İnançlarına göre; onlar Allah tarafından özel olarak yaratılmış, ayrıcalıklı ve üstün bir ırktır. Bunun sonucu olarak kendilerinden olmayan bir peygamberin gelme ihtimali söz konusu değildir. Halbuki Allah (CC.), Hz. Muhammed i İsrail oğullarından değil, Hz. İsmail in soyundan bir nebî, bir peygamber olarak göndermiştir. Kur ân da bu durumu anlatmak, İsrail oğullarının bu inançlarının yanlış olduğunu ve özellikle Hz. Muhammed in sadece Yahudî ve Hıristiyanlara değil bütün insanlığa gönderildiğini vurgulamak amacıyla, art arda gelen işte bu iki ayete yer verilmiştir. Kaynakça Abdussabûr Şâhîn (1973), Hz. Muhammed Okuma ve Yazma Biliyor muydu?, çev. Tayyar Altıkulaç, Diyanet Dergisi, XII/4, 199 vd., Ankara. Adam, Baki (2002), Yahudilik ve Hıristiyanlık Açısından Diğer Dinler, İstanbul. el- Akkād, Abbâs Mahmûd (1986), el-islâm, Da ve Âlemiyye, el-mecmû atu l-kâmile li-mu ellefâti l- Akkād, el-islâmiyyât-2, VI, 1-219, Beyrut. Aktepe, Orhan (1997), Hz. Muhammed in Risaletinin Evrenselliği, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum. el-bâcî, Ebu l-velîd Suleymân b. Halef (1983), Tahkīku l-mezheb, nşr. Ebû Abdirrahmân b. Ukeyl ez-zâhirî, Riyad. Balcı, İsrafil (2006), Erken Dönem Arap Kültüründe Peygamberlik Tasavvuru, EKEV Akademi Dergisi, 29, Besalel, Yusuf (2001), Yahudilik Ansiklopedisi, I-III, İstanbul. Bozdağ, Bekir (1991), İlâhî Dinlerin Kutsal Kitaplarında Peygamberlik Anlayışı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Bursa. el-câbirî, Muhammed Âbid (2006), en-nebiyyu l-ummî Hel Kâne Yekra ve Yektub, Medhal ile l-kur âni l-kerîm, el-cuz u l-evvel fi t-ta rîf bi l-kur ân, 77-98, Beyrut. Çetin, Nihad M. (1986), Ümmî, İslâm Ansiklopedisi, XIII, , İstanbul. Ebû Zeyd, Nasr Hâmid (2007), Hıristiyan Teolojisi Perspektifinden Kurân ın Okunuşu ve Bunun İslâm Kelâm ının Gelişmesine Etkisi, çev. Sadık Kılıç, Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, 28, Fahruddîn er-râzî, (t.y.), et-tefsîru l-kebîr, I-XXXII, Tahran. Gilchrist, John (1986), Muhammad and the Religion of Islam, Benoni. Goldfeld, Isaiah (1980), The Illiterate Prophet (Nabî Ummî), An Inquiry into the Development of a Dogma in Islamic Tradition, Der Islam, 57, Hamidullah, Muhammed (2003), İslâm Peygamberi, I-II, çev. Salih Tuğ, Ankara. Hıdır, Özcan (2006), Yahudi Kültürü ve Hadisler, İstanbul. İbn Manzûr, Cemâluddîn Muhammed (1408/1988), Lisânu l- Arab, I-XVIII, nşr. Alî Şîrî, Beyrut. İbn Teymiyye, Ahmed b. Abdulhalîm (1414), el-cevâbu s-sahîh li-men Beddele Dîne l-mesîh, I-IV, nşr. Alî b. Hasan b. Nasr v.dğr., Riyad. Demek ki Hz. Peygamberimiz, ümmîliğin ilk anlamını dikkate aldığımızda, Ümmî olmakla hem önceki kutsal kitapları kopya ve taklit etmekten korunmuş, hem de ikinci anlamıyla İsrail oğullarının başkalarını küçük gören, kendilerini seçilmiş üstün kimseler sayan tekelci dinî anlayışlarının yanlışlığını anlatmakla görevlendirilmiştir. Kısacası o sadece İsrail oğullarının değil bütün halkların peygamberidir. Söz konusu iki ayeti bu açıdan tekrar okursak, Kur ân ın ve Hz. Peygamber in korunmuşluğunun yanı sıra onların ilahî davetin evrenselliğini ifade ettiğini yakından görürüz. Onlar ki yanlarındaki Tevrat ve İncil de (vasıfları) yazılı Resûle, (böylece artık sadece Yahudî ve onların devamı niteliğindeki Hıristiyanları değil, onların dışındaki bütün halkları muhatap kabul eden) o Ümmî Peygambere tâbi olurlar. O Peygamber ki kendilerine meşrû şeyleri emreder, kötülükleri yasaklar, kendilerine güzel ve hoş şeyleri mübah, murdar şeyleri ise haram kılar, üzerlerindeki ağırlıkları, sırtlarındaki zincirleri kaldırıp atar. Ona iman eden, onu destekleyen, ona yardımcı olan ve onunla beraber indirilen nûra tâbi olanlar var ya, işte felâha erenler onlardır. De ki: Ey insanlar! Ben sizin hepinize Allah tarafından gönderilen bir elçiyim. O ki, göklerin ve yerin hâkimiyeti O na aittir. O ndan başka ilâh yoktur. Hayatı veren de, ölümü yaratan da O dur. Öyleyse siz de Allah a ve O nun bütün kelimelerini (ilahî şeriatlarını) tasdik eden Resûle, o Ümmî Peygambere inanın. Ona tâbi olun ki doğru yolu bulasınız. (A râf-7, ). Kaya, Remzi (1994), Ehl-i Kitap, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, X, , İstanbul. Kitâb-ı Mukaddes (1997), Tesniye, İstanbul. el-kurtubî, Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed (1372/1955), el-câmi li-ahkâmi l- Kur ân, I-XX, nşr. Ahmed Abdul alîm el-berdûnî, Kahire. Kutluay, Yaşar (2004), İslâm ve Yahudi Mezhepleri, İstanbul. Önkal, Ahmet (1986), Hz. Peygamber in Ümmîliği, Selçuk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, 2, Özsoy, Ömer-Güler, İlhami (1997), Konularına Göre Kur an, Ankara. er-râgıb el-isfahânî (1412/1992), Mufredâtu Elfâzi l-kur ân, nşr. Safvân Adnân Dâvûdî, Dimaşk-Beyrut. Reissner, H. G. (1949), The Ummī Prophet and the Banu Israil of the Qur'ān, Muslim World, 39, Sîbeveyh, Ebû Bişr Amr (1316), el-kitâb, I-II, Bulak. Soysaldı, Mehmet-Şimşek, Songül (2003), Kur an da Ümmî Kavramının Semantik Analizi ve Bu Bağlamda Hz. Peygamber in Ümmîliği Meselesi, EKEV Akademi Dergisi, 16, Steingass, F. (1989), A Learner s Arabic-English Dictionary, Beirut. Şen, Ziya (2006), Kur an da Ümmî Kavramı ve Hz. Peygamber in Ümmîliği, İslâmî İlimler Dergisi, 2, Şenocak, İhsan (2008), Risaletin Büyük Şahidi Ümmîlik, İnkişaf, 9, Türcan, Selim (2007), İlk Dönem Kur an Tasavvuru ve Dönüşümü -Kimlik ve Kitâb İlişkisi Bağlamında-, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara. Yavuz, Yusuf Şevki (2007), Peygamber, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, XXXIV, , İstanbul. Yazır, Elmalılı M. Hamdi (1979), Hak Dini Kur ân Dili, I-X, İstanbul. Yörük, İsmail-Şık, İsmail (2004), Kelâm Açısından Hz. Peygamberin Ümmîliği, Dinî Araştırmalar Dergisi, 19, ez-zeccâc, Ebû İshâk İbrâhîm (1988), Me âni l-kur ân ve İ râbuh, nşr. Abdulcelîl Abduh Şelebî, I-V, Beyrut. ez-zemahşerî, Ebu l-kāsım Cârullâh Mahmûd b. Omer (t.y.), el-keşşâf, I-IV, Beyrut. Nisan

15 Prof. Dr. Osman ÖZTÜRK O NA UYMAK SAADET KARŞI ÇIKMAK FELÂKET Müjdecim, Kurtarıcım, Efendim, Peygamberim; Sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim! Necip Fazıl KISAKÜREK Peygamberlik, çok mühim ve çok çok özel müessese, Peygamber çok çok müstesnâ bir şahsiyet. Bu itibarla; O na itaat eden ve uyan Allah a itaat etmiştir. (Nisa (4) / 80) sayılır. Allah ı sevdiklerini iddia edenlerin Peygamberimize uymaları ise; bir kaçınılmazlıktır. Allah ın bizleri sevmesi ve günahlarımızı bağışlaması da O na uyum sağlamanın bir sonucudur. (Âli İmrân (3) / 31).Muhâlefet ve karşı gelmenin cezası ise; amellerimizin boşa çıkması ( Muhammed (47) / 33) sonucu Cehennemdir.( Nisa (4) /115). Peygamberimize karşı geliş bir isyan ve savaş haline gelirse bunun dünyalık cezası da Kur an-ı Kerim de mevcut olup, çok da ağırdır. (Mâide (84) /33) Peygamberimiz in getirdiği dine yani İslâmiyet e yani Kur an ve Sünnet e savaş ilan etmenin hükmü de böyledir. İsyan ve savaş kelimelerinin; O na hakaret, Sünnet ini hor görme ve getirdiklerine düşmanlık gibi manalara geldiğini hatırdan uzakta tutmamak lazım. 15 Nisan 2009

16 Mehmet TALU KUTLU DOĞUM HAFTASI İlahi vahyin son ve tamamlayıcı halkası İslâm ın ve O nun peygamberi Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimizin insanlığa çağrısını doğru ve etkin bir şekilde tanıtmak, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin sevgisi etrafında toplumumuza birlik ve beraberlik mesajları sunmak amacıyla ülkemizde ve yurt dışında 1989 yılından bu yana Kutlu Doğum Haftası programları düzenlenmektedir. Kutlu Doğum haftası denildiğinde, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizi anmak, daha da önemlisi O nu anlamak, O nun temsil ettiği aşkın değerler bütününü tanımak ve hayatımıza ışık tutan bir meşale yapabilmek çabası akla gelir. Kur an-ı Kerim in evrensel mesajı, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin örnek şahsiyeti ve ahlakı bu değerler bütününün temel öğeleridir. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizi örnek almak demek tarihe gitmek ve gömülmek değil, O büyük şahsiyeti tanımak ve sevmek, O nun insanlığın huzur ve mutluluğu için yaptığı çağrıyı güncelleştirerek hayatımıza yansıtmak, O nun ahlakını ve çizgisini davranışlarımızın mihveri ve rehberi yapabilmek demektir. Bir ölçüde tarihteki kutlama faaliyetlerinin canlandırılması, günümüzle Hz. Peygamber (S.A.V.) Efen- Nisan 2009 dimizin dönemi, Selçuklu, Osmanlı dönemleriyle bir köprü kurulması, geçmişle geleceğin bütünleştirilmesi şeklinde de anlatılabilecek Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri bugün özellikle dinî ve kültürel hayatımızda meydana getirdiği canlılık ile ayrı bir önem arz etmektedir. İlk yıllardan itibaren toplumun bütün kesimleri tarafından coşku ile kutlanan Kutlu Doğum Haftası, artık ülkemizin beklenen bir kültür faaliyeti, güzel bir geleneği oldu. Bu vesile ile Kutlu Doğum Haftalarını Türk toplumunun seviyesine ve seciyesine uygun olarak ihdas eden, bunu güzel bir gelenek hâline getiren, Mevlid-i Nebileri birer anma toplantılarından anlama toplantılarına dönüştüren bütün büyüklerimize, hocalarımıza şükran borçlu olduğumuzu ifade etmek isterim. Bu hocalarımızdan vefat edenlere ALLAH tan rahmet, hayatta olanlara sağlık ve selâmet temenni ediyorum. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin, bir hafta boyunca ülkemizin her köşesinde ilim adamlarımız tarafından halkımıza anlatılacak olması gerçekten heyecan vericidir. Rabbimden dileğim bu heyecanın, bu ülke insanının yüreğinden hiçbir zaman eksik olmamasıdır. Abdullah b. Mesud (R.A.)den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz: Kişi, sevdiği 16

17 kimse ile beraberdir buyurmuşlardır. 1 Söz ve düşünce âleminde bir miktar O nunla olmak istiyoruz. Buna hazırsanız ki gönülleriniz ve gözleriniz buna hazır olduğunu gösteriyor, buyurun O nunla birlikte olmaya gidelim. Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri bugün özellikle dinî ve kültürel hayatımızda meydana getirdiği canlılık ile ayrı bir önem arz etmektedir. Bu kutlamaların özellikle günümüzde ayrı bir anlam ve fonksiyon taşıdığı inkâr edilemez. Ancak bu kutlamaların içine mezmum bidat karıştırmadan, meşru ölçüler içinde olmasında çok büyük fayda ve maslahatlar vardır. Özellikle toplumumuzun bin bir yöntemle değerlerinden uzaklaştırılmaya ve sekülerleştirilmeye çalışıldığı bir dönemde, kendi kimlik ve aidiyet motiflerimizin her vesileyle vurgulanması, gündemde tutulması ve yaygınlaştırılması her bakımdan önem arz etmektedir. Bu kutlamaların da bu bakımdan toplumsal kimliğimizin muhafazasında önemli bir yer tuttuğu inkâr edilemez. Dolayısıyla ülkemizde 1989 dan beri Kutlu Doğum adıyla yapıla gelen etkinliklere aktif olarak katılmak, bu kutlu zaman dilimini bireysel ve toplumsal arınmamızın önemli bir vesilesi olarak değerlendirmek konusunda hassas davranmak durumundayız. KUTLU DOĞUM HAFTALARININ FONKSİYONU Cahiliye karanlığındaki insanlığın üzerine bir nur gibi doğan Rahmet Peygamberi Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin doğum yıldönümü tüm dünyada Müslümanlar tarafından coşkuyla kutlanıyor. O nun çağları delen evrensel mesajı insanlığa, var oluşunun nihai manasını anlatıyor. Kutlu Doğum Haftası, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz sevme ve anlama haftasıdır. O nun getirdiği kuşatıcı rahmeti içimizde hissetme dönemidir. Kendini tanımayan Rabbini tanıyamaz, niçin var olduğunu fark edemez. Sıradan bir canlı olarak yaşar gider. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bize varlığımızın nihai manasını kavratıyor. Biz de sıradan bir canlı olmadığımızı Allah ın yeryüzündeki iyilikleri doğrulukları yapmaya vazifeli bir halifesi olduğumuzu kavrıyoruz. Her insan kutsaldır ve Allah ın yeryüzüne gönderdiği, güzellikler yapmakla memur kıldığı bir insandır. Bunun için dinimizin özünde insan sevgisi var. Herkesi böyle bir sevgiyle sevebilmeyi bize Efendimiz Muhammed Mustafa öğretti. Bu hafta vesilesiyle herkes Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin hayatı ile ilgili mutlaka bir kitap okumalıdır. Camilerimiz bu anlamda okuma evlerine dönüşmelidir. Artık dini bilgiyi sadece minberdeki, kürsüdeki hocadan almanın vakti geçmiştir. Bu bakımdan yayınlanan birçok eser önem taşımaktadır. Ama bunun amacına ulaşması için bunların sizin evine, kitaplığınıza girmesine ihtiyaç var. Okuma oranımızı da artırmalıyız. Komşularımızdan çok geriyiz. Okumalı ve doğru bilgileri almalıyız. Dinimizi doğru öğrenmeliyiz. Eğer biz dinimizi doğru bir şekilde öğrenirsek İslam ı da doğru temsil etmiş oluruz. Maalesef bugün batı dünyası hem İslam ı hem de Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizi doğru anlama imkânından yoksun bulunuyor. Bunun çok sebebi var ama biz de üzerimize düşen görevi yapmalı, O nun o sevgisini insanlığa sunmalıyız. Başkalarını kınamak yerine kendi ödevimizi iyi yapmak gerekir. Enes b. Malik (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) efendimiz: Sizden hiçbiriniz kendisi için sevip arzu ettiği şeyi din kardeşi için de sevip arzu etmedikçe gerçek anlamda iman etmiş olmaz. 2 buyurmuştur. Ne büyük bir ideal, ne yüksek bir çıta Ülke olarak, dünya olarak barış içinde bir arada yaşamaya ihtiyacımız var. Ne pahasına olsun bir arada yaşamak değil ama barış, sevgi ve huzur içinde bir arada yaşamaya ihtiyacımız var. Açıp Kur an-ı Kerim ve sünnete bakıyoruz, baştan sona hoşgörü ve sevgiyi işliyor. Biz hak dinin temsilcileri olarak Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin bize bildirdiği dini bilgiyi insanlara anlatırız. Sonrası insanların kendi tercihidir. Bizim medeniyetimiz hoşgörü medeniyetidir. Tarihte sahip olduğumuz hoşgörünün en açık belgesi Anadolu dur. Anadolu da yıllarca farklı din ve inanç mensupları bir arada barış içinde yaşamışlardır. Öyle olduğu için bizim Anadolu medeniyeti adeta sevgi ve hoşgörü medeniyeti olmuştur. Biz dünyaya bu hoşgörü ve sevginin altın sayfalarını sunmuş bir medeniyete mensubuz. KUTLU DOĞUM HAFTASINA ELEŞTİRİLER Her Peygamberin ümmeti, kendi Peygamberinin doğum gününü bayram yapmıştır. Hz.Muhammed (S.A.V.) Efendimizin doğum günü de, Müslümanların bayramıdır. Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz nübüvvetten sonra, her yıl, bu geceye önem verirdi. Bu gecede, Eshabı Kiram, bir yere toplanıp, Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin doğum öncesi ve sonrası mucizelerini okurlar, anlatırlardı. Bunun için dünyanın her tarafındaki Müslümanlar, her sene, bu geceyi, mevlid kandili olarak kutlayarak, her yerde Mevlid kasideleri okunarak Resûlullah (S.A.V.) Efendimizi hatırlatılmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı da, bu maksatla, Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin doğumunu, Kameri Takvime göre Rebi ül Evvel ayının 12. gecesinde camilerde mevlit, Cuma günü de hutbe okunarak ve 17 Nisan 2009

18 vaazlarda konu halkımıza anlatılarak Mevlid Kandili nin kutlanmasının yanı sıra, Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimizin Miladi doğum günü kabul edilen 20 Nisan ı içine alan haftada, 1989 yılından beri Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından müştereken düzenlenen Kutlu Doğum Haftası adı altında değişik etkinlikler ile kutlanmaktadır. Diyanet in iyi niyetle de olsa yaptığı bu yeni, geçmişte örneği olmayan uygulama; bazı karışıklıkları, yanlışlıklara hatta Müslümanlara bir takım eleştirilerin yöneltilmesine sebep olmaktadır. Şöyle ki: 1- Kutlu Doğum Haftası ile ilgili, yazılarında bazı İslam karşıtı yazarlar, Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin bir sene içinde iki doğum kutlamasının yapılması akla uygun değildir. Kutlama yapılacaksa hicri yıla göre mi yoksa miladi yıla göre mi kutlayacaklar önce buna karar versinler. Dünyanın hiçbir yerinde, aynı şahıs için iki doğum günü kutlama yapılmaz! türü ifadelere yer verdiler. Ayrıca, pek çok sade Müslümanın da kafası karışmış durumdadır. Biz kendimizi bildiğimizden beri, Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin doğum gününü, Mevlid Kandili nde kutlarız. Kutlu Doğum Haftası da nereden çıktı. Eski köye yeni adet mi getiriliyor diyorlar. Çünkü dini günler ve gecelerin sadece hicri yıla göre yapıldığını biliyorlar. 2- Buna rağmen eğer, Kutlu Doğum Haftası, miladi yıla göre yapılacaksa, bu kutlamaların Resûlullah (S.A.V.) Efendimizi anmanın şanına, ve sünnetine uygun bir şekilde olması gerekmektedir. Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizi övmek ibadet olduğuna göre, kutlamaların ibadet sınırları içinde olması gerekir. Diyanet İşleri başkanlığının kutlama programının 9. maddesinde, Başkanlığımız Türk Tasavvuf Musikisi Korosu hafta içinde konserler verecektir denilmektedir. Yine, programda; tiyatro gösterileri sergileneceği, Nasreddin Hoca dan fıkralar anlatılacağı bildirilmektedir. 14 maddelik etkinlik sıralamasında ibadet kapsamında değerlendirebileceğimiz etkinlik sayısı çok azdır. İl müftülükleri daha da renklendirmişler; bir ilimizde, davullu zurnalı yağlı güreşler, mehter ve folklor gösterileri de eklenmiş programa. Şimdi bu etkinlikleri, ibadet kapsamında mı, eğlence kapsamında mı değerlendireceğiz? Yoksa ikisinin karışımında mı, yoksa niyete göre mi değerlendirilmesi istenecek? 3- Dikkati çeken başka bir husus da; gerçek doğum günü olan Mevlid Kandili kutlamaları; kandil gecesi mevlit okutmak, Cuma hutbelerinde ve vaazlarda bahsetmekle sınırlı iken; Kutlu Doğum un, bir hafta süre ile Mevlid Kandili programı ile mukayese edilemeyecek zenginlikte kutlanmasıdır. Bu uygulama ister Nisan 2009 istemez insanın aklına şu endişeyi getiriyor: Ya zamanla, gerçek doğum günü olan, Mevlit Kandili unutulur, bunun yerini Kutlu Doğum Haftası alırsa ne olacak? 4- Bu konuda şöyle bir orta yol bulunabilir: Ya bu Kutlu Doğum Haftası, hicri yıla göre olan doğum gününü yani mevlid kandilini içine alacak şekilde yapılır, ya da Miladi doğum gününe denk gelmeyecek bir haftada, doğum günü değil de Anma Haftası şeklinde düzenlenir. Bu hafta da, konserli, eğlenceli değil, Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin şanına yakışır bir anma programı ile yapılmalıdır. Maksat, Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizi, onun büyüklüğünü, yüceliğini, son peygamber olduğunu hatırlatmak ise zorlama Kutlu Doğum Haftasına lüzum yoktur. Yılın herhangi bir haftasında bu pekâlâ yapılabilir. Böylece kimsenin kafası da karışmamış olur. Hem de yapılan iş dine uygun olur! 18 KUTLU DOĞUM BÖYLE KUTLANMAZ İstanbul ilçelerinden birinde Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle etkinlikler yapılmış ve İslâm dinine ve Şeriatına aykırı işler sergilenmiştir. Birkaç örnek veriyorum: Mevlevî semazenlerle birlikte sahneye hanımlardan kurulu bir Semah ekibi çıkartılmış ve her iki grup birlikte döndürülmüştür. Böyle bir şeye din izin vermez. İslâm dini ve Şeriatı, kadınlara gösterdiği büyük hürmet dolayısıyla birtakım sınırlandırmalar koymuştur. Yüce Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin doğumunu kutlamak için sahnelere hanımların çıkartılmasını dinimiz kesinlikle kabul etmez ve böyle bir şeyi saygısızlık ve sınırları çiğnemek olarak görür. Filân televole ilâhiyat profesörü buna fetva vermiş... Böyle bir fetva makbul ve muteber olmaz. Mevlevilikteki semalar tekke ve zaviyelerde yapılabilir. Sadece usulüne, erkânına, şartlarına, adabına uyularak yapılabilir. İstanbul un, ismini vermeyeceğimiz ilçesinde yapılan Kutlu Doğum etkinliklerinde Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin ismi her defasında çıplak olarak kullanılmıştır. Ne Hazret-i denilmiştir, ne de bir kere bile olsun Salat-u selam getirilmiştir. Bu da büyük bir saygısızlıktır. Yine bu toplantıya, Diyalog taraftarı bir cemaate mensup kız öğrenciler, Yüce İslâm dininin kabul etmediği bir kıyafetle sahneye çıkartılmıştır. Başları açık, etekleri kısa, tuvalete benzeyen beyaz elbiseler içinde.

19 Bırakın İslâm ı, geleneksel Yahudilik bile kadın erkek birlikte böyle karışık dinî merasimler yapılmasına izin vermez. Böyle şeyler, daha ziyade protestan kiliselerinin etkinlikleri meyanındadır. Birtakım din görevlilerine, ilahiyatçılara, İslâmcılara, diyalogculara hitap ediyorum: İslâm a, Kur ân-ı Kerim e, Şeriat a, Sünnet e aykırı etkinliklerle dine hizmet edilmez. Bu gibi ölçüsüz, saygısız, sınır aşıcı etkinlikler sonunda tokatlar gelebilir. Tokat ne demektir, bilir misiniz? Sevgili Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin anılacaksa, O nun doğum yıldönümü kutlanacaksa; bunun mutlaka mevrid-i nassa, şer î ölçülere ve hükümlere, Sünnet e, İslâm dininin temel kurallarına uygun olması gerekir. Bu gibi etkinlikler öncelikle camilerde yapılmalıdır. Başka mekânlarda yapılacaksa, İslâm dinine ve şeriatine uygun olarak yapılmalıdır. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin doğum günü kutlanıyor ve Resûl-i Kibriya, Fahr-i Kâinat aleyhi ekmelüttahiyyat Efendimizin isminin başına Hazret-i getirilmiyor ve ona bütün toplantı esnasında bir kere bile salat ü selam okunmuyor... Böyle bir şey İslâm terbiyesine, Türkiye terbiyesine yakışır mı? Efendimize, Diyalog yaptığımız sevgili Nasranî kardeşlerimiz hazret mazret demiyorlar, sadece Jesus diyorlar, biz de onları taklit ediyoruz... diyenler çıkacaktır. Onların bu mazereti makbul değildir. Özürleri kabahatlerinden büyüktür. Abdullah b. Ömer (R.A.)dan rivayete edilen Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin: Kim bir millete benzemeye çalışırsa, o da onlardandır. 3 hadîs-i şerifini kendilerine hatırlatırız. Kutlu Doğum kutlamalarına evet... Bu kutlamalardaki dine aykırı şeylere hayır... Tekrar ediyorum: İlahî Tokat yersiniz ve perişan olursunuz... DAVUL ZURNAYLA KUTLU DOĞUM OLUR MU?! Bir İl Müftülüğü, Kutlu Doğum Haftası nı davullu, zurnalı yağlı güreş şampiyonası ile kutlayacağını ilan etti. Diyanet ve müftülüklerin bu tür programlarda halka hangi mesajı ne tür etkinliklerle vermesi gerektiğini çok iyi tespit etmesi gerekir. Ata sporu olan güreş, ülke genelinde oldukça yaygın bir spordur. Ama davul ve zurnanın, kutlanılan mana ile çok fazla uyuştuğunu düşünmüyorum. Özellikle müftülüğün bu konudaki önder vasfını düşünecek olursak, yarın birileri çıkıp başka şeyleri ben böyle anlıyorum, böyle kutluyorum deme hakkını vermiş olabilir. Yanlış birtakım girişimlere de ön ayak olmuş olabilir. Müftülüğün önder ve örnek olma konumunda olduğu için bu tür faaliyetlerde hassas olması gerekir. Hele konu Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz ise, bir değil bin kez düşünerek hareket etmek gerekir. Kutlu Doğum ile zurna ve davulu yan yana getiremedik. Bir takım yarışmalar düzenlenebilir. Ama bu, milletimiz tarafından çok da benimsenecek bir davranış olmamıştır. Müftülüğün öncülük yaparak nasıl kutlama yapılması gerekiyorsa öyle kutlanması hususunda azami dikkat göstermesi gerekir. Yetkililer bu konuyu yeniden ciddi bir şekilde düşünmelidir. Peygamber aşığı bir millet olarak Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizi tanımak, anlamak yaşamak en doğal vazifemizdir. İslam dini haktır, Peygamberi de Haktır. İslam Dini ve Peygamberi bir zümreye, bir millete ve bir kavme gelmemiştir. Dini evrensel olmakla beraber Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz de bütün insanlığa gelmiştir. Asırlardır Müslümanlar, Yüce Yaratıcının son mesajını insanlara duyurmak, öğretmek ve mesajın içerdiği konularda insanlara örneklik etmekle görevlendirilen Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin hayatını araştırmaya ve öğrenmeye büyük önem vermişler, bu amaçla O nun doğumunu, miracını ve irtihalini anlatan şiirler, naatlar, mersiyeler kaleme almışlar ve ciltler dolusu kitaplar yazmışlardır yılına kadar ülkemizde Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin doğumu, Kameri Takvime göre Rebi ül Evvel ayının 12. gecesinde camilerde mevlit, Cuma günü de hutbe okunarak ve vaazlarda konu halkımıza anlatılarak Mevlid Kandili adı altında kutlanmıştır. Kutlu Doğum Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizi anmaya ve anlamaya vesile olmalıdır Buhari, Edeb: 96; Müslim, Biir: 165; Tirmizi, Zühd: 50; Darimi, Rikak: 71; Ahmed b. Hanbel, 1/392, 3/104, 110, Buhari, İman:6, Müslim, İman:71-72, Tirmizi, Kıyamet 59: Nesai İman, İbn-i Mace, Mukaddime 9 3 Ebu Davud Libas:5 19 Nisan 2009

20 Ersan BİLGİN KUTLU DOĞUM, İNSANLIĞIN DOĞUMUDUR (Resûlüm) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik. (Enbiya,107) İnsanlığın Efendisi Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem in dünyaya gelişleri yani KUTLU DOĞUM, insanlığın doğumudur. Hiçbir değeri olmayan, atılan, satılan, horlanan, kullanılan insan İslam Diniyle tekrar doğmuş, olması gereken değerini bulmuştur. Ebu Cehl, Ebu Leheb gibi her devirde olan zalimler insanları kendilerine çağırıp, kul-köle olarak kullanırken Rasulullah aleyhisselam insanlığı bir olan Allah a imana ve kulluğa-ebedi özgürlüğe çağırmış, sözleriyle ve yaşantısıyla Örnek olarak tüm insanlığa dünya-ahiret saadeti sunmuştur. Rasulullah ın bu kutlu mücadelesinde yanında daima gençler oldu ve bir mübarek sözlerinde Rasulullah (a.s) buyurdular; Gençlerle yardım olundum. Asr-ı Saadet te olduğu gibi bugün de dünya ve ahiret saadetini gaye edinen genç müminler ve tüm Müslümanlar, imanlarıyla, ahlaklarıyla, salih amelleriyle, tebliğ ve cihad aşklarıyla hiç şüphesiz Rasulullah ın yanındadır ve böyle olmalıdır. Örneğimiz ve Önderimiz Rasulullah ın yanında olmak, Yüce Rabbimiz in yolunda olmak tır, Kur an a ve Sünnet e sımsıkı sarılmak ve İslam ı tümüyle hayatımıza taşımaktır. Nisan

Hz. Peygamber'in Yaşantısından Kareler Pazartesi, 13 Nisan :49

Hz. Peygamber'in Yaşantısından Kareler Pazartesi, 13 Nisan :49 Hz. Peygamber (s.a.v) tüm insanlık için gönderilmiş bir rahmet, kurtarıcı ve rehberdir. İnanalar O nu kendilerine hayat düsturu olarak kabul ederler. Ey peygamber; Biz, seni muhakkak şahid, müjdeci ve

Detaylı

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız 4. SINIFLAR (PROJE ÖDEVLERİ) Öğrenci No 1- Dinimize göre Helal, Haram, Sevap ve Günah kavramlarını açıklayarak ilgili Ayet ve Hadis meallerinden örnekler veriniz. 2- Günlük yaşamda dini ifadeler nelerdir

Detaylı

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti Mektub-u Attar Muhammed İlyas Kadiri Razavi tarafından tüm İslami Erkek Kardeşlerine ve İslami Kız Kardeşlerine, Medaris El Medine ve Camiat El Medine nin erkek öğretmenler, erkek öğrenciler, kadın öğretmenler

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler 3. ÜNİTE: EN GÜZEL ÖRNEK HZ. MUHAMMED İN İBADETLERİ 3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler KAZANIMLARIMIZ O Bu ünitenin sonunda öğrenciler Hz. Muhammed'in: O 1. Öncelikle bir kul olarak davrandığını kavrar.

Detaylı

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet. BULUŞ YOLUYLA ÖĞRENME ETKİNLİK Ders: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ Sınıf: 9.Sınıf Ünite: İslam da İman Esasları Konu: Kitaplara İman Etkinliğin adı: İlahi Mesaj Süre: 40 dak + 40 dak Yine onlar, sana indirilene

Detaylı

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Anlamı. Temel Bilgiler 1 Âmentü Haydi Bulalım Arkadaşlar aşağıda Âmentü duası ve Türkçe anlamı yazlı, ancak biraz karışmış. Siz doğru şekilde eşleştirebilir misiniz? 1 2 Allah a 2 Kadere Anlamı Ben; Allah a, meleklerine, kitaplarına,

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar Mikat Sınırları Kâbe (Beytullah) Makam-ı İbrahim Safa ve Merve Tepeleri Zemzem Kuyusu Arafat Müzdelife Mina 1 Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar Mekke deki Önemli Ziyaret Mekânları

Detaylı

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 1) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 2) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Müslüman ın Müslüman üzerindeki hakkı

Detaylı

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI 1- Soru: Allah ın insanlar arasından seçip vahiy indirdiği kişiye ne ad verilir? Cevap: Peygamber/Resul/Nebi denir. 2- Soru: Kuran da peygamber hangi kelimelerle ifade edilmektedir? Cevap: Resul ve nebi

Detaylı

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır. İnsanın toplumsal bir varlık olarak başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmesi, birlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için birtakım kurallara uymak zorundadır. Kur an bununla ilgili ne gibi ilkeler

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK AİLE KURMAK &AİLE OLMAK Dr. Fatma BAYRAKTAR KARAHAN Uzman-Ankara Aile Nedir? Aile kelimesinin kökü, ğavl dir. Bu kelime, ağır bir sorumluluk altına girmek demektir. Bu kökten gelen aile ise, birini çekince

Detaylı

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir. Hastalık ve Yolculukta: Eğer bir insan hasta ise ve yolcu ise onun için oruç tutmak Kur an-ı Kerim de yasaktır. Bazı insanlar ben hastayım ama oruç tutabilirim diyor veya yolcuyum ama tutabilirim diyor.

Detaylı

Rahmet Ayı RAMAZAN Pazar, 07 Haziran 2015 19:17

Rahmet Ayı RAMAZAN Pazar, 07 Haziran 2015 19:17 Ramazan ayı İslam inancının kendisine yüklediği önem sebebiyle halk arasında On bir ayın sultanı ve Şehr-i Mübârek (Mübârek Ay) olarak kabul edilmiştir. Ramazan ayı Müslümanların değerlendirmek için adeta

Detaylı

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine

Detaylı

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.

Detaylı

Siz, Kimi Seviyorsunuz? Perşembe, 07 Ekim 2010 07:38

Siz, Kimi Seviyorsunuz? Perşembe, 07 Ekim 2010 07:38 Bütün mesele tam bir sevgi meselesidir. Sevgi kalpte başlar kalpte biter. Sevgi gönlün, kalbin eylemidir. Allah ın bir ismi de Vedud dur. Allah yarattıklarını sever ve bu dünya sevgi ile ayakta durur.

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri

Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri http://yenidunyadergisi.com// 2015 HAZİRAN sayısında yayınlanmıştır Ebû Hüreyre (ra) den Rasûlullâh In (sav) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Kim inanarak

Detaylı

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ (DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI) 50-KAF SURESİ Mekke'de inmiştir. 45 (kırkbeş) âyettir. "Kaf" harfi ile başladığı için bu adı almıştır. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla. 1.

Detaylı

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül 2009 17:55

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül 2009 17:55 Ramazan Manileri // Ahmet ağa uyursun uyursun Uykularda ne bulursun Kalk al abdest, kıl namaz Sabahleyin cenneti bulursun Akşamdan pilavı pişirdim Gene karnımı şişirdim Çok mani diyecektim ama Defteri

Detaylı

KİTAPLARA İMAN. 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir.

KİTAPLARA İMAN. 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir. TEMEL DİNİ BİLGİLER KİTAPLARA İMAN 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir. 2 Kutsal kitap neye denir? Allah ın emir ve yasaklarını,

Detaylı

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler GÜNAH ve İSTİĞFAR Israr etmek kişiyi nasıl etkiler Peygamber (s.a.v) Efendimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: Hiçbir küçük günah yoktur ki, ısrarla işlenilmeye devam edildiği halde büyümesin. Ve

Detaylı

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen Muâz b. Cebel'in Hz. Peygamber in (s.a.v.) sorduğu

Detaylı

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir. UMRE DİNİ SUNUM UMRENİN FAZİLETİ CİHADA DENKTİR Hz. Aişe (r.a) Efendimiz e (s.a.v) sorar: Ey Allah ın Resulü, kadınlara da cihad var mıdır? Efendimiz (s.a.v): Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki

Detaylı

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Giriş Ana hatlarıyla İslam dini programı, temel sayılan programlardan sonra daha ileri düzeylere yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu programı takip edecek ders

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ 1 2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ DÜZENLEYEN Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü SEMPOZYUMUN GEREKÇESİ Yüce Allah, tekamül ve gelişime

Detaylı

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular. Müminlerin annesi... İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular. Hazret-i Meymune, Hazret-i Abbas ın hanımı Ümm-i Fadl ın kızkardeşi idi. İlk

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): - Yavrum ne oldu, niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Çocuk da: - Efendim, namaza gidiyorum.

Detaylı

T.C. BAŞBAKANLIK Diyanet İşleri Başkanlığı. (İl Müftülüğü)

T.C. BAŞBAKANLIK Diyanet İşleri Başkanlığı. (İl Müftülüğü) T.C. BAŞBAKANLIK Diyanet İşleri Başkanlığı Sayı Konu : 28941822-814-E.60422 : Ramazan Ayı Kitap Kampanyası. 21.05.2018 E. ^ Z ı ^.^ ^ A L İ L İ Ğ İ N E (İl Müftülüğü) Başkanlığımız yayınlarını tanıtmak,

Detaylı

GEREDE MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI IV. ÜNCÜ DÖNEM (EKİM-KASIM-ARALIK AYLARI) VAAZ PROGRAMI

GEREDE MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI IV. ÜNCÜ DÖNEM (EKİM-KASIM-ARALIK AYLARI) VAAZ PROGRAMI GEREDE MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI IV. ÜNCÜ DÖNEM (EKİM-KASIM-ARALIK AYLARI) VAAZ PROGRAMI TARİH GÜN VAKİT ADI SOYADI UNVANI VAAZIN KONUSU VAAZIN YAPILDIĞI YER 3.10.2014 CUMA ÖĞLEDEN ÖNCE HASAN İZMİRLİ İlçe Müftüsü

Detaylı

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır: 1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır: 1. Güzel ahlâk 2. Kötü ahlâk 2 Güzel ahlâk neye denir? Allah ın ve Resulü nün emir ve tavsiye ettiği, diğer

Detaylı

MERSİN İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI VAİZİN

MERSİN İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI VAİZİN VAİZİN TARİHİ VAKTİ ADI VE SOYADI UNVANI İLÇESİ YERİ KONUSU İbrahim KADIOĞLU İl Müftü Yard. Akdeniz Ulu Camii 17 Haziran 2015 Çarşamba 18 Haziran 2015 Perşembe 19 Haziran 2015 Cuma Yunus GÜRER İl Vaizi

Detaylı

Yayınevi Sertifika No: 14452. Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

Yayınevi Sertifika No: 14452. Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS Yayınevi Sertifika No: 14452 Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS Genel Yayın Yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi Editörü: Ömer Faruk Paksu İç Düzen ve Kapak: Cemile Kocaer ISBN: 978-605-9723-51-0 1. Baskı:

Detaylı

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Veda Hutbesi. Ey insanlar!  Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. Veda Hutbesi Peygamberimiz Vedâ Hutbesinde buyurdular ki: Hamd, Allahü Teâlâya mahsûstur. O'na hamd eder, O'ndan yarlığanmak diler ve O'na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin günahlarından

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Sayfa. http://d-nb.info/860392090

İÇİNDEKİLER. Sayfa. http://d-nb.info/860392090 İÇİNDEKİLER Sayfa Önsöz: Bu kitabı niçin yazdım? 11 1. İslam'dan önceki Arabistan 13 1.1. İlk müslümanlar 13 1.2. Dünyanın en eski kutsal yeri: Kabe.... 16 1.3. İslam'dan'önceki Arabistan 17 1.4. Muhammed'ten

Detaylı

Dua Dua, insan ile Allah arasında iletişim kurma yollarından biridir. İnsan, dua ederken Allah ın kendisini işittiğinin bilincindedir. İnsan dua ile dileklerini aracısız olarak Allah a iletmekte ondan

Detaylı

Rize de Kutlu Doğum Haftası Kutlama etkinlikleri başladı. Bugün Rize Lunaparkı tüm çocuklara ücretsiz hizmet verecek...

Rize de Kutlu Doğum Haftası Kutlama etkinlikleri başladı. Bugün Rize Lunaparkı tüm çocuklara ücretsiz hizmet verecek... 14 Nisan 2013 Pazar 11:57 Haydi Çocuklar Lunaparka... Bugün Lunapark Ücretsiz Rize de Kutlu Doğum Haftası Kutlama etkinlikleri başladı. Bugün Rize Lunaparkı tüm çocuklara ücretsiz hizmet verecek... 14-20

Detaylı

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? EVLENİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ? Peygamber (sav) Efendimiz den Abdullah ibn-i Ömer RA ın bir hadisini bu münasebetle hatırlayalım, duymuşsunuzdur: (Lâ tenkihun-nisâe

Detaylı

Erhan tarafından yazıldı. Çarşamba, 31 Ekim 2012 18:03

Erhan tarafından yazıldı. Çarşamba, 31 Ekim 2012 18:03 Erhan tarafından yazıldı. Çarşamba, 31 Ekim 2012 18:03 Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Remzi Güzel, Alevilerin 1400 yıllık gelenekleri olan Ğadir Hum Bayramı nın bir sevgi günü olduğunu

Detaylı

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23) Dedikodu (Gıybet) Gıybet Dedikodu (gıybet), birisinin yüzüne söylenmesinden hoşlanmadığı şeyleri arkasından söylemektir. O kimse söylenen şeyi gerçekten yapmış ise bu gıybet, yapmamış ise iftira olur (Hadis,

Detaylı

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2 yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2 Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yayınları Tashih: Emine Aydın isbn: 978 605 5523 29 9 Sertifika no: 14452 2 Uğurböceği

Detaylı

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 1. DÖNEM )

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 1. DÖNEM ) İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 1. DÖNEM ) TARİH GÜN SAAT İLÇE YER VAİZE ADI/SOYADI 01.01.2014 Çarşamba 10:30 Bornova Debre Camii Fatma Özmen ERGEN Ölüm ve Ömür Muhasebesi 01.01.2014

Detaylı

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 2. DÖNEM )

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 2. DÖNEM ) İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 2. DÖNEM ) TARİH GÜN SAAT İLÇE YER VAİZE ADI/SOYADI D 1.4.2014 Salı 14:00 Bornova Yeşilova Camii Fatma Özmen ERGEN Sağlık ve Önemi 1.4.2014 Salı 14:00

Detaylı

SEVGİLİLER GÜNÜ İSLÂM DA ASLA YOKTUR

SEVGİLİLER GÜNÜ İSLÂM DA ASLA YOKTUR 'Sevgililer Günü'nü Kutlamak caiz mi? Kapitalist sistemin çılgınca tüketmek için kullandığı günlerden biri olan Sevgililer Günü aslında bir Hıristiyan bayramı. Roma Katolik Kilisesi nin inanışına dayanan

Detaylı

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti Hz. Ali (kv) bildiriyor: Resulullah (sav) bir gün beni huzuruna çağırdı: "Ya Ali! Senin bana yakınlığın, Harun Peygamberin Musa Aleyhisselama olan yakınlığı gibidir.

Detaylı

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn RAMAZAN GECELERİNDE KILINAN NAMAZIN CEMAATLE EDÂSININ MEŞRULUĞU ] ريك Turkish [ Türkçe Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin 2011-1432 وعية اجلماعة يف قيام رمضان»

Detaylı

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108 Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4 Fakrnâme Vîrânî Abdal Yayına Hazırlayan Fatih Usluer ISBN: 978-605-64527-9-6 1. Baskı:

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Hayat Amaçsız

Detaylı

UMRE YAPMANIN FAZİLETİ

UMRE YAPMANIN FAZİLETİ UMRENİN FAZİLETİ UMRE YAPMANIN FAZİLETİ İbn Mâce deki rivayet şöyledir: Hz. Aişe (r.a) der ki: Ey Allah ın Resulü, kadınlara da cihad var mıdır? Efendimiz (s.a.v): Evet, içinde savaş olmayan bir cihad

Detaylı

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir. 1- Ramazan ayının birinci gecesi kılınacak namaz: Bu gecede bir kimse 2 rekat namaz kılsa, her rekatta da KADİR SÜRESİNİ okursa; ALLAHÜ Teâlâ ( cc ) o kişiye 3 türlü kolaylık verir. Bu ay içinde orucu

Detaylı

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Kültürümüzden Dua Örnekleri Güzel İş ve Davranış: Salih Amel İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 Kültürümüzde birçok dua örneği

Detaylı

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

İbadetin Manası ve Çeşitleri

İbadetin Manası ve Çeşitleri İbadetin Manası ve Çeşitleri Muhammed ibni Abd'il Vehhab (rahimehullah) www.at-tawhid.org 1 İbadetin Aslı Allah a ibadetin aslı; Allah ın emirlerine uymak nehyettiklerinden kaçınmak suretiyle ona itaat

Detaylı

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar] Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar] Ezan Vakti uygulaması sadece bir ezan vakti icin yola baş koymuş zamanla gelişerek farkli ozelliklere sahip olmuş çok faydalı ve önemli bir

Detaylı

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN KUR AN KARANLIKLARDAN AYIDINLIĞA ÇIKARIR Peygamber de (şikayetle): Ya Rabbi! Benim kavmim bu Kur an ı (okumayı ve hükümlerine uymayı bırakıp hatta menedip onu) terkettiler. dedi. (Furkân /30) Elif, Lâm,

Detaylı

"Deki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tabi olun. Ki Allah'da sizi sevsin." (Âli İmran, 31)

Deki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tabi olun. Ki Allah'da sizi sevsin. (Âli İmran, 31) "Deki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tabi olun. Ki Allah'da sizi sevsin." (Âli İmran, 31) İslâm dünyasında bazı uydurma sözler olması gerçeğinden hareketle ve bu gerçeğin istismarıyla birlikte bir hadis

Detaylı

NİLÜFER İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2012 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

NİLÜFER İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2012 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI 24.07.2012 23.07.2012 TESİ 22.07.2012 21.07.2012 RTESİ 20.07.2012 19.07.2012 RAMAZAN TARİH GÜN VAKİT VAİZİN ADI VE SOYADI VA ZIN KONUSU NİLÜFER İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2012 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

Detaylı

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI 2. DÖNEM BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ (NİSAN-MAYIS-HAZİRAN )

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI 2. DÖNEM BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ (NİSAN-MAYIS-HAZİRAN ) İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI 2. DÖNEM BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ (NİSAN-MAYIS-HAZİRAN ) TARİH GÜN SAAT İLÇE YER VAİZE ADI/SOYADI KONULAR 01.04.2014 Salı 14:00 Bornova Yeşilova Camii Fatma Özmen ERGEN Sağlık

Detaylı

tarafından yazıldı. Pazartesi, 13 Ağustos :33 - Son Güncelleme Pazartesi, 13 Ağustos :52

tarafından yazıldı. Pazartesi, 13 Ağustos :33 - Son Güncelleme Pazartesi, 13 Ağustos :52 ASİLDER in organize ettiği ve çok sayıda genç üyemizin katılımı ile 2-16 Temmuz 2012 tarihleri arasında gerçekleşen ASİLDER Umre Organizasyonumuz güzel bir şekilde tamamlanmıştır. Rabbim, bu güzel organizasyona

Detaylı

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Kur an ın Bazı Hikmetleri Kur an ın Bazı Hikmetleri Allah Teala kıble hususunda derin tartışmalara giren insanların görüşünü: İyilik, yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz değildir. ayetiyle reddetmiştir. Ki onların bir kısmı,

Detaylı

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır.

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır. Necip Fazık Kısakürek in gençliğe hitabındaki aynı manadır yazımın başlığında ki kim var? 'Kim var? ' diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert 'ben varım! ' cevabını verici, her ferdi 'benim

Detaylı

4. Habib-i Neccar Hz. Anma Etkinlikleri

4. Habib-i Neccar Hz. Anma Etkinlikleri 4. Habib-i Neccar Hz. Anma Etkinlikleri Habib-i Neccar Hz. Çeşit li Et kinliklerle Anıldı Hatay Valiliği, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Üniversitemiz tarafından 26-28 Mayıs tarihleri arasında

Detaylı

Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun.

Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun. Ahmet: Otur, hanım otur. Allah aşkına bir otur. Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun. Ahmet: Allah aşkına bir otur hanım. Sabahtan beri dolaşmaktan ayaklarımın

Detaylı

2015 YILI İKİNCİ DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- İRŞAT PROGRAMI

2015 YILI İKİNCİ DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- İRŞAT PROGRAMI VAAZIN 2015 YILI İKİNCİ DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- İRŞAT PROGRAMI VAİZİN TARİHİ GÜNÜ VAKTİ ADI SOYADI ÜNVANI GÖREV YAPACAĞI YER KONUSU 2.4.2015 PerşembeÖğleden Önce Şevket ŞİMŞEK Uzman Vaiz Huzurevi Mescidi

Detaylı

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti) KURAN YOLU- DERS 3 (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti) DERSTE GEÇEN KAVRAMLAR 1) Mübin : Açık ve Açıklayan. Kur an ın sıfatlarındandır. Kur an sadece

Detaylı

1- Aşağıdakilerden hangisi suhuf gönderilen peygamberlerden biri değildir?

1- Aşağıdakilerden hangisi suhuf gönderilen peygamberlerden biri değildir? DİN KÜLTÜRÜ 6. SINIF 1. ÜNİTE TEST 1 1- Aşağıdakilerden hangisi suhuf gönderilen peygamberlerden biri a)hz. İbrahim b)hz. Yunus c)hz. Şit d)hz. Adem 2- Varlıklar hakkında düşünerek Allah ın varlığına ve

Detaylı

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 8 Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız (Âdem) da birdir. Hepiniz Âdem densiniz, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. Allah katında en değerli olanınız, O na karşı gelmekten

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir?... 11 Dinin Çeşitleri... 11 İslâm Dini nin Bazı Özellikleri...

İÇİNDEKİLER. Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ. I. BÖLÜM Din Din Ne Demektir?... 11 Dinin Çeşitleri... 11 İslâm Dini nin Bazı Özellikleri... IGMG Islamische Gemeinschaft Millî Görüş e. V. İslam Toplumu Millî Görüş Eğitim Başkanlığı İÇİNDEKİLER Ders Kitapları Serisi Takdim... 9 İTİKAD ÜNİTESİ Din Din Ne Demektir?... 11 Dinin Çeşitleri... 11

Detaylı

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI Sıra No ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI VAAZ EDENİN VAAZIN ADI SOYADI ÜNVANI YERİ TARİHİ GÜNÜ VAKTİ KONUSU Dr. İbrahim ÖZLER İlçe Müftüsü

Detaylı

5. Peygamberimizin Medine'ye hicret ettikten sonra yaptırdığı caminin adı nedir? 1. Aşağıdakilerden hangisi dinin faydalarından biri değildir?

5. Peygamberimizin Medine'ye hicret ettikten sonra yaptırdığı caminin adı nedir? 1. Aşağıdakilerden hangisi dinin faydalarından biri değildir? Din Kültürü. Aşağıdakilerden hangisi dinin faydalarından biri değildir? Düşünmeyi öğretir Hayata anlam katar Sabretmeyi öğretir Herkesten yardım istemeyi öğretir Özgür olmayı öğretir. Peygamberimizin Medine'ye

Detaylı

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31 Dünya bilimde altın çağını yaşarken insanlıkta yerlerde sürünüyor. Hayâ kalmamış, saygı kalmamış, sevgi kalmamış, büyüğe hürmet kalmamış. Hayatımızda ne eksik biliyor musunuz? Edeb. Edebe hiç önem vermiyoruz.

Detaylı

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA TEMİZLİK HAZIRLAYAN Abdullah Cahit ÇULHA TEMİZLİK MADDİ TEMİZLİK MANEVİ TEMİZLİK İslam dini, hem maddî, hem de manevî temizliğe büyük bir önem vermiştir. Bu iki kısım temizlik arasında büyük bir ilgi vardır.

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (9) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme Bürosu

Detaylı

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE DUA

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE DUA SADECE SIKINTIDA DEĞİL HER ZAMAN DUA (Resulüm!) De ki: Dua (ve ibadeti)niz olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? (Ey inkarcılar!) Siz ise, (Allah ve Resulü nün bildirdiklerini) yalanladınız, bu yüzden

Detaylı

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir? Besmele Kitapcığı Besmelenin Anlamı Besmele, bütün varlıkların hal diliyle ve iradeli varlık olan insanın lisanıyla ve haliyle meşru olan her işine Allah ın ismiyle başlamasıdır. En önemli dua ve zikirlerdendir.

Detaylı

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor. Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor. Bugün her şeyi sorgulayan genç beyinlere ikna edici cevaplar

Detaylı

Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir.

Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki: Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir. Hz. Hüseyin: da aile halkından 19 kişi

Detaylı

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu Question Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu belirtir misiniz? Kur an ın lafızdan soyut olduğu bir merhale var mıdır? Answer: Her şeyin lâfzî

Detaylı

Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti

Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti İnanç odaklı bir firma olarak biz, Hz. Allah ın ve Resulullah Efendimiz in (s.a.v.) misafirlerine hizmet etme şuuruna sahibiz 29 yıllık tecrübemiz ve yüksek ilmi değerlerle

Detaylı

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama: Yolun Kenarına Diken Eken Adam Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama: - Bu dikenleri sök, insanları

Detaylı

Ýçindekiler Kayseri Ýli Yardým Derneði Ýstanbul Þubesi Adýna Sahibi, Dernek Baþkaný Yayýn Yönetmeni Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü M. Orhan CEBECÝ Dergi Komisyonu Gamze POSTAAÐASI Rýfat DEDEMAN Danýþma Kurulu

Detaylı

Şimdi gelin, Saadet Asrında yaşayan kadınların cami ile münasebetine bakalım, bunun şimdiki duruma ne kadar uyduğunu düşünelim.

Şimdi gelin, Saadet Asrında yaşayan kadınların cami ile münasebetine bakalım, bunun şimdiki duruma ne kadar uyduğunu düşünelim. Cami cemaati denilince aklımıza genelde erkekler gelir, kadınların ve çocukların bu cemaatteki yeri hakkında pek konuşulmaz. Genelde cami ve insan ilişkisi, özelde ise cami ve kadın ilişkisi İ slam medeniyetinde

Detaylı

SEN ONLARIN ARALARINDA İKEN, ALLAH ONLARA AZAP ETMEZ Cuma, 18 Haziran :45

SEN ONLARIN ARALARINDA İKEN, ALLAH ONLARA AZAP ETMEZ Cuma, 18 Haziran :45 Kutlu doğum; Mekke de iman, birlik-beraberlik, Allah a teslimiyet, zorluklara tahammül, sarp yokuşu tırmanmak ve sabırdır. Kutlu doğum; Medine de kardeşlik, fedakarlık, cihad, sadakat, fetih ve devlettir.

Detaylı

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) 7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: SINIFI: NO: 1 1. ETKİNLİK: BOŞLUK DOLDURMA ETKİNLİĞİ AYET-İ KERİME SÜNNET KISSA CENNET TEŞVİK HAFIZ 6236

Detaylı

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır. İslam a göre kadınlar erkeklerden daha değersiz kabul edilmez. Kadınlar ve erkekler benzer haklara sahiptirler ve doğrusu bazı hususlarda kadınlar, erkeklerin sahip olmadığı bazı belirli ayrıcalıklara

Detaylı

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Siyer-i Nebi ne demektir? Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) doğumundan ölümüne kadar geçen hayatı içindeki yaşayışı, ahlâkı, âdet ve davranışlarını inceleyen ilimdir.

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): da: - Yavrum ne oldu niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Bu soruya karşılık çocuk - Efendim,

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 1.VE EN YÜCESİ: Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 2.SEVİYE: Allah ın rızasını ve sevgisi kazanmak için 3.SEVİYE: Allah ın verdiği nimetlere(yaşam-akıl-yiyecekler

Detaylı

Yine yapmak istediklerimizden birisi olan, spesifik sektörlerde, belki daha az, ama daha etkin iş adamları seyahatlerini önemsiyoruz ve buna

Yine yapmak istediklerimizden birisi olan, spesifik sektörlerde, belki daha az, ama daha etkin iş adamları seyahatlerini önemsiyoruz ve buna MÜSİAD Cidde Temsilcisi Tanıtımı ve Türk Suud İş Forumu 23.05.2015 TC Cidde Başkonsolosu Fikret Özel, Cidde Tic Odası Başkan Yardımcısı, Mazeen Baterjee Türk-Suud İş Konseyi Başkanı, Mazan Ragap, Cidde

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı