TRANSLATION: Turkish-English Çeviri: Türkçe- ngilizce. (Student Book)

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TRANSLATION: Turkish-English Çeviri: Türkçe- ngilizce. (Student Book)"

Transkript

1 T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2260 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1257 ANADOLU UNIVERSITY OPEN EDUCATION FACULTY DISTANCE BA PROGRAM IN ELT TRANSLATION: Turkish-English Çeviri: Türkçe- ngilizce (Student Book) Authors Unit 1 Prof.Dr. Zülâl BALPINAR Editör Prof.Dr. Zülâl BALPINAR ANADOLU ÜN VERS TES

2 Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir. Uzaktan Öğretim tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz. Copyright 2011 by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic, tape or otherwise, without permission in writing from the University. Kapak Düzeni Prof. Atila ÖZER TRANSLATION: Turkish-English Çeviri: Türkçe- ngilizce (Student Book) ISBN Baskı Bu kitap ANADOLU ÜNİVERSİTESİ Web-Ofset Tesislerinde adet basılmıştır. ESKİŞEHİR, Ağustos 2011

3 İÇİNDEKİLER Ünite 1 Giriş... 1 Ünite 2 Örnek Metinler: Drama... 5 Ünite 3 Örnek Metinler: Kısa Öykü, Hatıra, Deneme Ünite 4 Örnek Metinler: Roman Ünite 5 Hayattan Sayfalar Ünite 6 Zor Çevrilenler Yazar ve Eserleri Tanıyalım III -

4 Önsöz Sevgili Öğrenciler, Çeviri yapmanın ve çeviri ile uğraşmanın çok kolay, sıradan ve aman-ne-olacak, herkes yapabilir diye düşünülen bir uğraş olmaktan çıkması ne yazık ki XX. Yüzyılın başlarını bulmuştur. Ancak, bu uğraşın yüzyıllara dayanan bir temeli vardır ve neyin çevrilebilir olduğu, nasıl çevrilebileceği ve nasıl çevrilmesi gerektiği hala tartışılan olgulardır. Bu kitabı sizlere hazırlarken birkaç amacı göz önünde bulundurduk. İlk önce istedik ki temel ölçülerde çeviri tarihçesi ve çeviri kuramları hakkında bilginiz olsun. Bu ilk grup size ön bilgi vermeyi amaçladı. Kitapta daha sonra yer alan bölümler ise teori ile uygulamayı birleştirmeye çalışıyor. Farklı yazım türlerinin çevirilerini denemeden önce birkaç örnek okuyarak teorik tartışmaları takip ederek nelere dikkat etmeniz gerektiğini göreceksiniz. Daha sonra her tür için sizlerin çabalarını bekliyoruz. Sizlere mümkün olduğunca farklı türler sunarak hem çeviri uğraşına attığınız ilk adımların zevkli geçmesini, hem de yararlı bilgilere ulaşmanızı sağlamaya çalıştık. Kitabınızda oldukça çok örnek bulacaksınız. Bunun nedeni hem sizlere hem de sizinle birlikte derslerinizi yürüten formatör öğretmelerinize bir parça da olsa özgürlük sağlamak.. Örneğin, eğer tiyatro çevirisi yapıyorsanız istediğiniz eserden ve o eserin istediğiniz kısmından başlayabilirsiniz. Çeviri becerisi yapa yapa gelişen bir beceridir. Ne kadar çok çeviri yaparsanız, zihinsel çabalarınız da o kadar çeviri yapmaya yatkın olur. Kitabınızda yer alan her parçanın her satırını çevirme durumunda değilsiniz. Lütfen, yaptığınız çevirileri ezberlemeye de çalışmayın. Sınav kaygısı sizi böyle bir davranışa itebilir. Ancak, böyle bir çabanın size bir yararı olmayacaktır. Geçen yıllarda metin tanırlığının sizlere yardımcı olacağını düşünerek sınav sorularınızı kitabınızdaki metinlerden seçmiştik. Ne var ki artık çeviri sınavlarınızda kitabınızdaki metin türlerine benzer metinlerden sorular hazırlıyoruz. Bir başka değişle, sınavlarınızın soruları ve cevapları kitabınızda bulunan parçalar içinden seçilmiyor.. Bu nedenle sizler kitaplarınızı birer alıştırma kitabı olarak kabul edin. Bu sınav anlayışı sizlerede derslerinizde öğrendiğiniz çeviri becerilerini başka bir ortama yansıtma ve aktarma fırsatı verecektir. Bu yıl sizlerden ve formatör öğretmenlerinizden gelen istekler doğrultusunda birkaç değişiklik yaptık. Cümle çevirilerini daha rahat ve bağlam içerisinde yapmanızı sağladığı için tiyatro metinleri ile başlayan kitabınız yine tiyatro metinleri ile başlıyor. Ancak, bu yıl tüm metin türlerinde metinlerinin sayısını biraz daha arttırmayı yeğledik. Kitabınızın en sonunda çevirisini yaptığınız yazar ve eserler hakkında kısa da olsa sizlere bilgi sunmaya çalıştık. Daha önce de anlatmış olduğumuz gibi, çeviri yapabileceğiniz metinlerin çok olması sizleri endişelendirmesin. Hangilerini isterseniz onların üzerinde çalışın. Amaç çok çok çeviri yapmanız. - V-

5 Çoğu kez kitabınızdaki parçaların çok olması kadar, uzunlukları da sizi endişelendirebilir. Yinelemek gerekirse, kitabınızdaki parçaların sayısı veya uzunluğu, size seçim alternatifleri oluşturmak amacını güdüyor. Bu nedenle, HANGİ PARÇADAN İSTERSENİZ ONDAN ÇE- VİRİYE BAŞLAYABİLİRSİNİZ. O METNİ İSTEDİĞİNİZ KADAR ÇEVİRİRSİNİZ. BİR PARÇA HOŞUNUZA GİTMEDİ İSE BİR SONRAKİNE GEÇEBİLİRSİNİZ. Bu kitabın amacı size bolca çeviri yapabileceğiniz metin sağlamak, seçme şansı tanımak. Bu kitabın hazırlanmasında çeviri alanının ustaları olan Prof. Dr. Özden Ekmekçi, Prof. Dr. Işın Bengi ve Prof. Dr. Suat Karantay gibi ustalardan yardım aldık. Kendilerine şükranlarımızı sunuyoruz. Sizlere çeviri uğraşınızda kolay gelsin diyor, başarılar diliyoruz. zbalpina@anadolu.edu.tr Prof.Dr. Zülâl Balpınar Editör - VI -

6 ÜNİTE 1 GİRİŞ Prof. Dr. Zülâl Balpınar 1.1 Çeviri Nasıl Yapılmalı? Bu soru o kadar yıldır dilde ki, yıllarca bu konuyu irdeleyenler bile kimi zaman çevirinin olanaksız olduğunu söylüyorlar. Edmond Cary (1985:41-42) çeviri hakkında ünlülerin söylediklerini şöyle özetliyor: Cervantes, İspanya da, çeviriyi tersine döndürülmüş bir halıya benzetir. Bütün motifleri üzerinde olduğu halde, hiçbir güzelliğini algılayamazsınız. Almanya da Humboldt, her çeviri bana, kuşkusuz gerçekleştirilemez bir işi çözme girişimi gibi gelir der. Schlegel de çevirinin, kaçınılmaz olarak çeviren yada çevrilenin telef olacağı bir ölüm düellosu olduğunu söyler. İngiltere de George Borrow, çevirinin olsa olsa bir yankı olabileceğini belirtir. Bu olumsuz düşüncelerin yanı sıra olumlular da yok değil. Bakın: Perrault, bir yazarın, yapıtının çevirisiyle daha iyi değerlendirilebildiğini savunuyor. Lamartine, yabancı bir şairin orijinalinden çok çevirisinden okumanın her zaman daha keyifli olduğunu ileri sürüyor ve Swinburne, Byron a yalnızca çeviride katlanılabildiği paradoksunu ortaya atıyor. Doğal olarak tüm bu olumlu ve olumsuz söylemler yapılan çevirinin iyiliği veya kötülüğü ile ilgili. O halde çevrilen bir yapıtın sorumluluğu çevirmene ait. Bu da çevirmenin sahip olmak zorunda olduğu bazı özellikleri düşündürüyor. Douglas Robinson çevirmenin sorumluluklarını şöyle özetliyor. Çeviri metni kullanan kişi, o çevirinin güvenilir olduğu varsayımından yola çıkar, o halde çevirmen orijinal metindeki bilgiyi, eylemi doğru aktarabilmeli. Çevrilen metnin güvenirliği, orijinal metne duyulan sadakat yani o metnin doğru ve denk bir dille aktarımı ile kanıtlanmalı. Çevirmen öyle bir metin ortaya koymalı ki, zaman aşımından uzak olsun. Yıllar sonra bile güncelliğini korusun. Çevirmenin ayrıca kendi uzmanlığına ve uzmanlık alanına da saygısı olsun. Bu temel özelliklere sahip kişi ister profesyonel bir çevirmen olsun, ister bir amatör veya bir öğretmen veya öğrenci, kendisini çevirmen kabul edebiliriz. - 1-

7 1.2 Davul Dengi Dengine Çalmalı Dansçı Müziğe Göre Adım Atmalı Çeviriden söz ederken kısa bir süreliğine müzik ve dansı bir araya getiren uğraşı düşünün. Ne kadar farklı müzik türleri olduğunu ve onlara ayak uydurmak isteyen dansçının ne denli farklı adımlar atmak zorunda olduğunu düşünün ve yanlış müzikle yanlış adımların hem göze hem de kulağa ne kadar çirkin veya en azından ters gelebileceğini hayal edin. Şimdi bu düşüncelerinizi çeviri alanına taşıyın. Şöyle bir dikkat edecek olursanız pek çok metin türü olduğunu hemen fark edeceksiniz. Her metin türü aynı yaklaşımlarla mı amaç dile çevrilir? Yanıtın hayır olması gerekir. Temelde, çeviri prensipleri aynı kalsa da, farklı metinlerin sunduğu farklı lezzetleri, çeviri metni okuyan okuyucuya aktarabilmek için orijinal metne yaklaşımlarımız farklı olsa gerek. Bir tiyatro eseri, bir haber, bir reklam, bir teknik metin, bir şiir, bir sinema ve daha niceleri... Çevirmen her türü, o türün kendine özgü özelliklerini yansıtarak çevirirken yazarının varlığını da aklında tutmak zorundadır. Dahası kültürel öğelerin, deyimsel yapıların, kalıplaşmış cümlelerin varlığını da göz ardı edemez. Bu özellikleri göz ardı eden, bilmezlikten gelen veya bilmiyorsa araştırmayan çevirmen yalnız orijinal metne değil kendi diline de ihanet etmiş olur. Sezar ın dediği gibi Çevirmen, hain olur. Sorumlu iştir çeviri yapmak. En basitinden, İngilizce de How do you do? kalıbı hani her dizide geçer ya en az bir kez Türkçe ye Nasılsınız? diye çevrilegelmiştir. Oysa bu tümcenin gerçek çevirisi Tanıştığımıza memnun oldum veya yalnızca Memnun oldum olmalıdır. Sık sık karşımıza çıkan Selam diye çevrilmiş tümceleri neden çevirmenler daha doğru Türkçe karşılığı olan Günaydın, İyi günler gibi cümlelerle çevirmez. Dahası, sözcük seçerken bağlamı dışlayabilir miyiz? İngilizce hot sözcüğünün hot car tümcesinde sıcak araba olarak çevirmek ne mümkün. Bilmiyorsak araştırmalı ve hot sözcüğünün bu bağlamda çalıntı anlamına geldiğini bulmalıyız. Bağlam içinde acı anlamında mı, sıcak anlamında mı kullanıldığının farkına varmalıyız. Aynı doğrultuda Türkçe Buyrun sözcüğünün Welcome anlamında kullanılabileceği gibi bağlamına göre Come in, Take this, Here you are, What can I do for you?, Dinner/Lunch is ready gibi anlamlara geldiğini hatırlamak gerekir. Yukarıda bağlamın önemi üzerine anlattıklarımızı biraz daha açıklayacak bir örnek verelim. Yıllar önce yabancı yapımı bir dokümanter izlerken programı sunan uzmanın şöyle bir cümle kurduğunu işitmiştim O günlerde herkes kelimeyi takip ediyordu. Sizin de düşüneceğiniz gibi bu cümle oldukça garipti. Ne demekti kelimeyi takip etmek? Metinin aslında kullanılan sözcüğün word sözcüğü olduğu kesindi bence. Cümlenin kullanıldığı ortamı düşününce word sözcüğünün yanlış çevrildiğini tahmin etmek de o kadar güç olmadı. Televizyon programı orta çağ ile ilgili bir programdı ve sunucu uzman o yıllarda inşa edilen cami ve kiliselerden bahsediyordu ve çok sayıda yapılan bu eserlerin neden bu denli çok olduğunu açıklarken de İngilizce kurduğu cümlede gerçekten In those days everybody was following the word idi. O zaman çevirmenin hatayı nerede yaptığını bulmak da zor olmadı. Eğer söz- - 2-

8 lüğe bakacak olursanız, siz de iyi biliyorsunuz, word sözcüğünün karşılığı kelime veya sözcük olarak bulunur. Yalnız, bu sözcüğün kullanıldığı bağlamda word farklı bir anlam yüküne sahipti. Çoğu inanç sistemlerinde word tanrı kelamı veya kutsal kitapta anlatılan anlamına da gelir. Bir başka değişle çevirmen, bu programı Türkçeleştirirken word sözcüğünün kullanıldığı bağlama hiç dikkat etmemiş ve özel anlamını da göz ardı etmişti. Eğer bağlama dikkat etmiş olsaydı cümleyi o günlerde herkes tanrısının ardından gidiyordu veya o günlerde herkes tanrısının buyruğunu dinliyordu şeklinde çevirebilirdi. Bilmem çevirmenin sorumluluğu ve bağlamın göz ardı edilmemesi gerektiğini bir kez daha vurgulayabildik mi? Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ancak, bu kadar az örnek bile çevirmenin sorumluluğunu ve ne denli özenli ve dikkatli olması gerektiğini anlatmaya yetiyor. Bu nedenle, ne tür metin çeviriyorsak o metnin özünü, stilini ve terminolojisini iyi betimlemeli ve içselleştirmeliyiz. Bilmiyorsak, sözlüklerimiz var, dahası o alanda özellikle teknik çevirilerde yazılmış başka metinler var. Onları kısaca incelesek dil, stil ve sözcükler hakkında epey bilgi ediniriz. Yola çıkmak için sağlıklı bir yöntem oluşturmuş oluruz. Çeviri ile uğraşacağınız ilk deneylerinizde ustalara saygıyı ve kendinize saygıyı unutmadan güvenilir ve sadık çeviriler üretmeniz gerektiğini aklınızda tutmanız dileği ile... KAYNAKÇA BENGİ ÖNER, Işın Çeviri Bir Süreçtir... Ya Çeviribilim?. İstanbul: Sel Yayıncılık BENGİ ÖNER, Işın. 2001a. Çeviri Kuramlarını Düşünürken... İstanbul: Sel Yayıncılık BENGİ ÖNER, Işın. 2001b. Çeviribilim Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Sel Yayıncılık CARY, Edmond Çeviri Nasıl Yapılmalı?. (çev.) Çamdereli, Mete. İstanbul: İnsan Yayınları NIDA, Eugene A., TABER, Charles R The Theory and Practice of Translation. Netherlends: Unıted Bible Societies NEWMARK, Peter Approaches to Translation. GB: Pergamon ROBINSON, Douglas Becoming a Translator. London: Routledg - 3-

9 ÜNİTE 2 Örnek Metinler Drama 2.1 Keşanlı Ali Destanı Tener, Haldun Sersem Kocanın kurnaz Karısı, Keşanlı Ali Destanı. Ankara:Bilgi Yayınları TABLO: IV TEMEL: Susalım arkadaşlar. Yeni muhtarımız Keşanlı Ali faaliyet programını okuyacak. SARHOŞ RASİH: Ne vakit yazmış ki. NURİ: Dün gece istidacı Derviş dayıyla birlikte kaleme aldılar. SİPSİ: Amma iştahlı imiş. ALİ: Susun ulan. 1. KONDULU: Demokrasi var. Fikir beyan etmek yasak mı? TEMEL: Kes sesini be. Bak hala söyleniyor. NURİ: Demokrasi seçim bitene kadardı. ALİ: İstesem hiç danışmam... Bildiğimi okurum. Adam saydık sizi, okuyoruz işte. LUTFİYE: Oku oğlum oku, sen onların kusuruna bakma... ALİ: (Bir tuvalet kağıdı rulosuna yazdığı müsveddeyi okumaya başlar.) Bir Sinekli de bir huzur rejimi kurulmuştur. Maraza çıkarıp bunu bozanın yedi ceddine düz gidilecek, evi, maili inhidam dalgası ile yerle bir edilecek, menkul gayrı menkul emvaline vaziyet edilecektir. Duyduk duymadık demeyin. SESLER: Doğru, çok güzel. KORO: Olacak artık o kadar... ALİ: Faizci Temel i maliye, istidacı Derviş i hukuk müşaviri nasb ve tayin ettim... SESLER: Tebrik ederiz... (Temel ve Derviş tebrik edilirler.) ALİ: Her kahvede ilk el mano bana, yani yardım fonuna aittir. Vermeyene kirpi kürkü giydiririm, oyun bozanlığın alemi yok ha

10 SARHOŞ RASİH: Hani mano kalkıyordu. (Temel, Sarhoş Rasih in önüne bir şişe rakı getirir, kor.) KORO: Olacak artık o kadar:.. ALİ: Benim kahvede bir ırgatlar, bir hizmatçılar, bir de taksi kahyaları birliği kurulmuştur., Bundan böyle kimse şehirle başına buyruk iş anlaşması yapamaz. Çamaşıra, orta hizmetine, sütnineliğe, fabrika işçiliğine gidecek kadın ve kızlar adlarını şimdiden Hafize ye yazdırsınlar KONDULU: Bak akraba koruyor... (Temel, 2. Kondulu nun önüne bir şişe rakı getirir, kor.) KORO: Olacak artık o kadar. ALİ: Buraya kayıtlı hizmetçilerin ilk aylığı bana, yani yardım fonuna aittir. Buna karşılık her hakları istidacı Derviş marifetiyle kanun dairesinde bilabedel korunur. İyi ücret sağlanır. İş sağlama bağlanır. Gittiği evde karnını dolduranlara yüksek tazminat ve icabında nafaka koparılır... TEMEL: Her. şeyi düşünmüş adam... ALİ: Beş Şehrin köşe başı taksi ve dolmuş kahyalıklarının inhası tarafımdan yapılır. Başına buyruk kahyalığa kalkan karnından işaretlenir. Günde 300 kağıdı var bu işin. Yağma yok. Haracı veren düdüğü çalar KONDULU: Haraç öldü, yaşasın haraç. Bunun eskiden farkı ne? KORO: Olacak artık o kadar. TEMEL: Eskiden üç kişi alırdı, şimdi bir elde toplandı... NURİ: Eskiden başıbozuk haraç vardı, şimdi organize haraç... («Kafa yok ki herif/erde» gibi bir jest yapar.) ALİ: Altı Sıladan yeni gelip iş bulamayan ırgatların peyke parası, iaşe ve ibatesi iş bulana kadar bana aittir. Ama işe girince ilk aylıklarını bana yani yardım fonuna ödemekle mükelleftir1er. Kaytarmaca yok... HAFİZE: Hay hay, ne dimek... NİYAZİ: Ne münasebet, istağfurul1ah... TEMEL: Bilakis, elbette. NURİ: Malimemnuniyetle... (Yandan İhya Onaran görünür. Müzik eşliğinde yürür.) İHYA: Hep dört ayak üstüne düşerim zaten. Ben İhya Onaran. TEMEL: Hani şu büyük barajı yapan? - 6-

11 İHYA: Tamam, bunun için 200 ırgata ihtiyacım var. Hazır organizasyonu kurmuşsunuz. Kahve kahve dolaşmadan burdan angaje edebilirim demek.., HAFİZE: Hay hay, ne dimek. NURİ: Bilakis elbette. TEMEL: Malimemnuniyetle... ALİ: Niyazi, sen beyi büroma götür. Ben şimdi geliyorum. (Niyazi,İhya yı kahveye doğru götürür.) DERVİŞ: Ali nin uğurunu gördünüz mü arkadaşlar? Aha bismillah demesiylen iki yüz açın yüzü gülüverdi. KORO: Doğru doğru. Uğurlu kademli olsun. ALİ: Hep birlik olmanın faydaları. Nerde birlik orda dirlik... Madde Sekiz Serbest ticaretle iştigal eden cemi cümle esnaf, seyyar satıcı arkadaşların yani özel sektörün işine hiç bir şekilde müdahale edilmeyecektir. Onlardan kimse haraç alamaz... KORO: Bravo, yaşa... ALİ: Bir benden başka. 1. KONDULU: Oldu mu ya... KORO: Olacak artık o kadar... ALİ: Ne var ki, burada da ölçümüz insaf olacaktır: Haraçlar herkesin poposuna göre. DERVİŞ: (Düzeltir.) Portesine göre olacak. ALİ: Mali portesine göre tensip edilecektir. BİR SES: Bu ne biçim program be... ALİ: İşte duydunuz, işittiniz. Ben bütün bunları gerçekleştirmek için sizlere güveniyorum, arkadaşlar. Dışarı karşı mütecanis bir kütle numarası iktiza ediyor. Bunun için şimdi halkoyuna başvuruyorum. Bu okuduğum programı olduğu gibi itirazsız kabul edenler... (Eller kalkar, arka sıralarda kalkmayan eller de görülür.) ALİ: İyi duyulmadı galiba. (Havaya bir el ateş eder.) Kabul edenler... (Herkes el kaldırır.) ALİ: Kabul etmeyenler. (Bir el daha ateş eder. El kaldıran olmaz.) (Tablo sonu olarak paravan kapanır. Nuri paravanın önüne Sarhoş Rasih i getirir. Rasih halkı görünce utanır.) NURİ: Abiler, bu arkadaş şimdi size bir şarkı okuyacak. «Var Bu İşin Hikmet»i, rast makamından. - 7-

12 (Rasih kaçmak ister, utanır. Nuri onu zorla iter. Sarhoş Rasih sahnenin önüne yalpalayarak gelir.) 2.2 Çıkış Ağaoğlu, Adalet Oyunlar. İstanbul: Remzi Kitabevi (Penceresiz, küçük bir oda. Bir kapı. Odanın içi, raflar, duvarlar çeşit çeşit temizlik fırçaları, süpürgeler, böcek öldürücü ilaç kutuları, kavanozlar, sabun tozu kutuları, boy boy ilaç püskürtme araçlarıyla doludur. Duvarlarda reklam kağıtları, afişler. Küçüklü büyüklü bu ilanların kimi resimli, kimi resimsizdir. Çoğu da böceklerle savaşı gösterir. Üstlerinde şu yazılar okunur: Zararlılarla nasıl savaşılır? Hamam böceklerini yok etmenin en kolay yolu: İkinci Baskı. Akrep, böcek, sinek, karafatma ve her tür haşereye karşı: K1LL OFF. İşte bu bomba! Yazının altında püskürtülen bir ilaç resmi Kükürt serpin Rahat edin: ACIMAZ KÜKÜRTLERİ On darbede kesin Bu el ilanındaki yazının sonu, duvarda üstüne dayanmış bir el merdiveninden dolayı okunamaz. Bir köşede küçük bir musluk, bir başka köşede küçük bir tahta masa. Masanın başında yaşlı bir adam, BABA, önündeki kocaman bir defterin üstüne eğilmiş hesap yapmaktadır. Yirmi, yirmi beş yaşlarında, sıskasarı KIZ, başında bir tik, kocaman bir taşbebeği ayaklarının üstünde durdurmaya çalışır. Taşbebeğin bir gözünde kırmızı, öteki gözünde yeşil ışık cılız bir şekilde yanar söner, yanar söner.) KIZ: Dursana ayaklarının üstünde çocuk! Dursana bir kez... BABA: (Hesap yaparak) Beş kutu sabun tozu... İki kilo kükürt... Üç kilo asitborik... Dört kutu DDT. İki Kill off... Elli santim dantel... (Başını kaldırır) Be ne? KIZ: (Çekinerek) Bebeğin kilotu için, baba... BABA: (Homurdanır) Hep bebek, hep bebek!.. Gelen satıcıda ne görsen alıyorsun. Ne satsa alıyorsun... KIZ: Ne satıyor ki, böceklere ilaçtan gayrı? Süpürge ve fırçadan gayrı?. BABA: (Kuşkulu) Dantel almışsın işte. Satmıyor da nerden aldın? KIZ: (Ürkek) Elli santim... BABA: (Daha kuşkulu) Benden habersiz dışarı mı çıktın yoksa? KIZ: Çıkamayacağımı biliyorsun.. İstesem de

13 KIZ: (Taşbebeğe döner) Dur bakayım!.. Hadi dur şöyle... BABA: (Başını kaldırır) Söylesene... KIZ: Neyi? BABA: Güzel oldu mu bari? KIZ: Ne? BABA: Bebeğin kilotu işte... KIZ: (Bebeği yeniden ayakları üstünde tutup eteğini kaldırmak isterken hemen bırakır. Gerideki duvarın dibine koşar. Bebek düşer. Kız bir ilaç püskürtücü alır, duvarın dibine sıkar.) Üç tane!.. Tam üç tane öldürdüm!.. BABA: (Yumruğunu usulca masaya vurur) Yine fısfısı kullandın! Fısfıslar çok pahalı... Ayağınla ezemez misin sanki? Arada bir de ayağınla eziversen ne olur?.. KIZ: (Çekingen) Terliğim kirleniyor. BABA: Çok mızmızsın! Fazla titiz... (Kız bir faraşla süpürge alır. Duvarın dibini süpürür. Faraşı bir köşede duran tenekeye boşaltır. Tenekenin ağzını sıkıca kapatır. Ellerine bakar.) BABA: Çok titizsin, çook... Böceklere ilaç yetmiyormuş gibi, geri kalan paramın hepsini de temizlik şeylerine veriyorsun... KIZ: (Gider. Köşedeki muslukta ellerini sabunlarken) Hamamböcekleri... Böcekler her gün biraz daha artıyor da ondan. BABA: Neden sabunluyorsun ellerini? KIZ: Kirlenmişti... BABA: Kirlenmemişti! Böcekleri tutmadın ki... Süpürgeyi tuttun. KIZ: (Kuruladıktan sonra yeniden ellerine bakarak) Biliyorsun baba, hep böceklere dokunmuşum gibi oluyorum. Öyle çoklar ki, hep sanki ellerim... (Elini koklar. Gider, babasının yeniden hesap defterine bakmasından yararlanarak ellerine gizlice biraz kolonya döker.) BABA: (Acele başını kaldırır) Neden kolonya döktün? KIZ: (Ellerini arkasına gizler) Dökmedim... BABA: Döktün, döktün... Kokusunu duydum. (Hesap defterine eğilir. Başını ellerinin arasına alır. Ağlamaklı bir sesle) Batıracaksın beni... Büsbütün batıracaksın... (Hastalanmış gibi inleyerek) Büsbütün, büsbütün KIZ: (Babasının yanına gider. Çekinerek) Ağlama baba... Ağlama... (Kendisi de usulca ağlamaya başlar.) Birazcık kolonya... Topu topu iki damla kolonya... Kolonya şişesinin üstünde - 9-

14 Bahar Dalı yazıyor.. Bahar dalı!.. Bu denli çirkin mi kokar bir bahar dalı? Bu denli yalandan? (Daha içli ağlar) Kızların bahar mevsimi... Kızlar.. Babalarıyla, baharlarda.. (Hıçkırık) Böceklerle... BABA: (Başını kaldırır. Gülmeye çalışarak) Niye ağlıyorsun sanki? Hı? Niye? Seni gidi seniii (Onu gıdıklar) Niye? Niye, ha? Niye? KIZ: (Gıdıklanmış olduğu için güler) Hiiç... (Kaçar. Bebeğin yanına gider. Onu yeniden ayakta durdurmaya çalışır.) Tay tay tay tay... (Bebek düşer.) Durmuyor. Hiç durmuyor. Hep yıkılı yıkılıveriyor... BABA: (Yerinden fırlar. Soldaki duvarda bir noktaya dikkatle bakarak yaklaşır. Ayağından hemen ayakkabısını çıkarır; duvara vurur.) Kaçtı.. Nereye kaçtı? (Bakınır.) KIZ: (Babasının yanına gider. Onunla birlikte aranır) Kaçmış.. İyi ki kaçmış!. Duvarda ezmeni istemiyorum. Duvarlar kirleniyor. İlanlarla kapatıyorum ama, ne olsa altları kirli... Altlarının kirli olduğunu biliyorum... BABA: (Aranmayı sürdürür.) Allah kahretsin! Şöyle gidiyorken gidiyorken, birdenbire böyle gidiveriyorlar. Şaşırtıyorlar insanı. KIZ: Evet. Şaşırtıyorlar. Şaşırtmasalar kolay olurdu yine de. BABA: (Masaya dönerken) Sen bekle orda. Bekle. Şimdi bir delikten çıkar o. KIZ: (Yere eğilir) Yavrular! Bir yığın yavru.. Sürüyle... Aramak gerekmez. Sürüyle.. (Ayağıyla yere basar. İğrenerek) Battı işte. Her şey battı yine. Terliklerim de, yer de... BABA: Dur. Konuşturma beni. Şu hesabı toplayıvereyim. (Kız böcekleri ezdiği terliği ayağından çıkarır. Tek terlikle hoplaya hoplaya musluğun başına gider. Bir kovaya su doldurur. İçine sabun tozu döker. İyice köpürtür. İki ayrı bez alır. Böcekleri ezdiği yere gelir. Önce bezin birini kovaya daldırır, sıkar. Çıkardığı terliğinin altını ova ova siler. Terliği giyer. Yeniden musluğa gider. Ellerini sabunlar. Kolonya döker. Baba koklar. Sinirli sinirli başını sallar. Kız yeniden kovanın başına gelir. Öteki bezi kovaya daldırır. Sıkar. Ova ova yeri siler. Bunları yaparken yüzünde hep bir iğrenme vardır. Bezleri elinin ucuyla tutar. Kovayı öteki eline alır kapıya yönelir. Eşikte durur.) KIZ: Biraz uzağa gidebilsem... Eşikten biraz daha öteye BABA: (Birden başını kaldırır. Kuşkulu ve telaşlı) Nereye gidiyorsun? KIZ: (İrkilir) Dışarı çıkmayacağım... BABA: Çıkacaktın... KIZ: Eşikten dökeceğim... Her zamanki gibi... Eşikten... BABA: (Yerinden fırlar, Kız ın yanına gelir) Beni atlatacaksın değil mi? Atlatıp kaçacaksın?

15 KIZ: (İlk kez hafifçe öfkeli, kapıyı iter, açar. Dışarısı zifiri karanlıktır) Eşikten dökeceğim, dedim. Eşikte durup dışarı dökeceğim... BABA: (Dışarısını gösterir) Bak, nasıl karanlık. Çıkma sakın.. Çok karanlık.. KIZ: (Korkuyla dışarı bakar) Evet. Çok karanlık. Kapkaranlık (Ürküntüyle acele kovayı eşikten dışarı boşaltır. Musluğa doğru yürür.) Ne pislik Tanrım! Ne pislik! (Baba acele kapıyı kapar. Ama önünden ayrılmaz.) Bir çukur açmalıyız. Kirli suları o çukura dökmeliyiz. Aydınlık bir köşede bir çukur... BABA: (Kuşkuyla ona bakar) Musluğa dökebilirsin. Dışarı çıkmak gerekmez. Musluk çukuru var ya işte... (Kapının iyice kapalı olup olmadığına baktıktan sonra yeniden masanın başına döner.). KIZ: (Kovayı muslukta çalkalarken) Burası pisleniyor. Çok pisleniyor da sonra, yüzümü yıkarken burnuma hep ölü böcek kokusu geliyor. BABA: Alışmalısın... İnsan her şeye alışır. KIZ: (Bir an durur, düşünür) Çocuk değilim.. Hatta yaşlandım. Yine de alışamadım işte. (Kapıya gizlice bir göz atar.) Hiç alışamadım.. (Babasına) Neden alışamıyorum dersin baba? BABA: (Hesap yaparak) Eksik çıkıyor.. Hep eksik çıkıyor. Bir kilo kükürt.. Evde yakmak için. Bir başka kilo kükürt.. Duvarların dibine serpmek için.. Kükürt tozunun kilosu.. (Başını kaldırır. Bir şey anımsamış gibi) Neden kükürt alıyoruz biz? Kükürt yılanları kaçırmak içinmiş. KIZ: (Kovayı yıkadıktan sonra ellerini sabunlarken) Kükürt yakmak hamamböceklerini de kaçırırmış ya? Satıcı öyle demedi mi? (Ellerini koklar) Ayrıca, bazen böceklerin olduğu yere yılanlar da sokulurmuş. Satıcı dedi ki... BABA: Bizi kandırıyor satıcı. Gözümüzü korkutup her ilacını bol bulamaç satıyor.. KIZ: Ama hiç değil yılanları kaçırmak gerek. Ya bir de yılanlar... BABA: (Düşünceli, keser) Bence her şeyden önce böcekleri tüketmeye çalışmalı. Böcekler tükenirse yılanlar da... KIZ: (Bezgin) Zaten başka ne yapıyoruz ki baba? Kendimi bildim bileli şu evde sadece biz... (Birden bir su borusunun üstüne atlar.) İşte! İki tane birden! (Terliğini çıkarır, vurup vurmama arasında bocalarken) Kaçtı... İkisi de.. Hangi deliğe girdiler acaba? (Raftan bir tüp alırken) Bir çıkabilseydik şurdan... BABA: Yine fısfısa sarılıyor! Kaç kez söyledim; çok darda kalmadıkça. fısfısı kullanma. Filit makinesini kullan. Bırak onu. Bırak da de1iğe filit sık. Hadi. KIZ: (Somurtkan, filit makinesini alır. Bir deliğe pompalarken) Çok pis kokuyor bu ilaç. Dayanılmaz derecede pis kokuyor

16 BABA: Durmadan yakınıyorsun.. Her şeyden yakınıyorsun.. Bıktım.. (Kız musluğa gider, öğürür.) Sen yokken ben hiç farkında bile değildim bu.. (Birden Kız ın öğürmekte olduğunu görür. Telaşla yerinden kalkar, onun yanına gider.) Hasta mısın yoksa? KIZ: Midem bulanıyor. BABA: Sakın şey olmuş olma? (Kız doğrulur, gözlerinde sorguyla ona bakar.) Yani şey.. Çocuk?.. KIZ: (Şaşkın) Nasıl? (Umutsuz) Hem kimden? (Ağlar) Olsa olsa hamamböceklerinden.. Ben ne doğurabilirim ki? Doğursam doğursam bir düzine böcek..., BABA: (Kızını tutar, bir iskemleye oturturken) Ne komiksin. Çok komiksin. (Kız ağlar) Seni şakacı senii!.. Ağlar gibi yapıyorsun ama, bir yandan da gülüyorsun. Gülüyorsun değil mi? Gül, gül ya.. Hadi ama.. Gülmüyor musun? Bak sana ne anlatacağım. Çok güzel bir öykü anlatacağım sana.. Şimdiye değin hiç anlatmadığım güpgüzel bir öykü.. Bayılacaksın. Aman babaaa, bu ne güzel öykü böyle.. diyeceksin.. Dinle hele. Ağlama da dinle. Ağlama.. Ağlamazsan anlatırım. Ağlarsan anlatmam. Bak nasıl seveceksin. Masal değil hem.. Olmuş bir şey... (Beceriksizce anlatır:) Bir zamanlar.. Yani zamanın birinde işte.. Bir zamanlar şey olmuş Çok yoksul bir adam şey etmiş.. Çok zengin bir adamı tanımış. Çok zengin olan bu adam var ya, çok zengin olan o adam çok ıssız bir yerde otururken.. Yani çok ıssız bir yerde otururmuş ama, her hafta ilçeye gidermiş. İlçeye evet. İlçeye gidip bütün ürünlerini sattıktan sonra.. Bol ürünleri varmış çünkü.. Bütün ürünlerini sattıktan sonra, kesesini para ile doldurup şeye dönermiş. Evine. Evine dönerken, o çok zengin adam var ya, işte o çok zengin adam evine dönerken, pek de ıssız yerlerden geçmek zorundaymış. Evi öyle bir yerdeymiş çünkü. Söyledim ya. Çok yoksul bir adam var, demiştim hani? İşte o çok yoksul adam da bir gün, yani her şeyin, açlığın falan canına tak ettiği bir akşamüstü... KIZ: (Hıçkırarak keser) Nesi güzel bu öykünün? Çok çirkin bir öykü... BABA: (Kız ın yanına diz çöker. Ellerini ellerine alır) Sevmedin demek? Sonu güzeldir ama. Sonunu dinle bak, nasıl seveceksin. 2.3 Bir Kahramanın Ölümü Ağaoğlu, Adalet Oyunlar. İstanbul Remzi Kitabevi (Bir oda. Odanın üç duvarı da kitaplar, seçme tablolar, kazanılmış ödüllerle doludur. Bir köşede plak dolabı. Bir başka köşede içki dolabı. Vs- üstünde içki şişeleri, kadehler. Bir yazı masası. Telefon. Bütün bunların arasında kentin ışıklarını tepeden gören camlı bir kapı. Balkona açılır. Bir başka kapı. İki koltuk. Sedir, üzerinde bir yığın giyim eşyası. Gece. Odada birbirinin benzeri, eş-giyimli iki erkek. Erkekler,kırk yaşlarında.)

17 (l. Erkek odanın ortasında, ayakta durmaktadır. II. Erkek yerde, ötekinin ayaklarının dibinde sırtüstü, ölü gibi yatmaktadır.) I. ERKEK - (Eğilir. Yerde yatana tedirgin bakar. Eliyle dokunur. Artık ölmüş olduğuna inanarak doğrulur. İçini çeker. Vurgulayarak) Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir... (Bir an. Daha vurgulayarak:) Ölmek değil ömrümüzün en müşkül işi... Ölmek odur ki..: II. ERKEK - (Doğrulur, oturur) Bir kadeh içki versene... I. ERKEK - (Pek de şaşırmaz. Sadece umutsuzdur. İçki dolabının yanına gider. İki kadehe içki koyarken) Yine olmadı ha? II. ERKEK - (Ayağa kalkar. Üstünün tozunu silkeler) Bir daha böyle, ütülü pantolonla denemeye kalkma. Rahat etmiyorum I. ERKEK - (İçki kadehlerinden birini uzatır) Pijamayla denemedik mi? Yine olmadı. II. ERKEK - (Pencerenin önüne gider) Pijamayla hiç olmazdı. Dedim ya; bir kahraman, üstünde pijamayla ölemez. I. ERKEK - Hadi canım! Özür arama!.. II. ERKEK - Bu sabah, şafakla şu pencerenin önüne çıkılacak. Elde de bir bıçak olacak. I. ERKEK - (Dinlemek istemez. Hemen keser) Suç yalnız pantolonda mıydı bu kez? II. ERKEK - (Hep dışarı bakarak) Hiçbir şey kuralarına uygun değildi ki. Elde bir bıçak olacak. Şuraya çıkılacak. Aşağıda halk... Görmeleri gerek. Ölümün, gözlerinin önünde olması gerek... Bir kez bu, kaçınılmaz bir biçimde gerekli, değil mi? Ondan sonra bıçak bir vuruşta... I. ERKEK - (İçkisini bir dikişte içer) Anladık, anladık!..(bir an. Sonra) Açlığa üç gün dayanmıştık ama. II. ERKEK - Kimse senin açlıktan ölmeni istemiyor ki... Senden istenen, ötekilerin önünde kendine kendi ellerinle son vermen. I. ERKEK - Buna hayır diyen yok. Ama bu hiç akla gelmedik bir biçimde isteniyor... II. ERKEK - Ee, başka bütün kapıların kapandığı bir yerde, seni kahraman yapan halk, kendine onun dilediği biçimde son vermeni de isteyebilir senden. Seni kahraman yaptığı için, senden her şeyi isteyebilir. Sen de kahraman olduğun için, bu isteği olduğu gibi yerine getirmek zorundasın. I. ERKEK - Evet.. İstenen şeye karşılık ilk öğrendiğim bu olmuştu... II. ERKEK - Sonra da bu işin pijamayla olamayacağı... I. ERKEK - (Bağırır) Pijamanın nesi varmış!

18 II. ERKEK - Olmaz... Ölecek bir kahramanın üstünde beyaz bir gömlek bulunmalı... Bıçağı vurdun mu, kan, beyaz gömleğe çıkmalı... I. ERKEK (Ürperir. Eliyle göğsünü yoklar. Ölgün bir sesle) İyi işte; bu kez üstünde beyaz bir gömlek var ya... II. ERKEK - öyle... Ama bilmem ki... Bu kez de her şey fazla hazırlıklı. Al işte!.. (Kollarını uzatır) Kollar... Sinemada gördüğümüz uyduruk kahramanlarınki gibi. Şöyle... Sözüm ona gelişigüzel kıvrılıvermiş... I. ERKEK - Ne olacaktı ya? Ben çalışırken hep böyle... II. ERKEK (Pencereden ayrılır. Bir koltuğa otururken) Atma, atma!.. Çalışırken ne zaman beyaz gömlek giyildi ki? (Yeniden ayağa kalkar.) Senin gibi bir halk kahramanı lider olsun, yazar olsun, bilgin, oyuncu ya da mitingci olsun ortalıkta hep ya üstünde bir kazakla görünür, ya da çatkılı bir gömlekle. Hava soğuksa kadife bir ceket giyer. Zenginleştikçe Batı nın çuval dokumalarını seçer... Böyledir senin de içinden geçen. (Pantolonunu çıkarmaya koyulur.) I.ERKEK - Ne yapıyorsun? II. ERKEK - Hadi, hadi... Değiştir pantolonu da işimize bakalım. I. ERKEK - Nesi var bunun? II. ERKEK - Dedik ya. Ütüsü bozuluyor. Biraz da dar. I. ERKEK - Aman canım! Sanki dert bir bu da. (ikisi de pantolonlarını çıkarır, donla kalırlar. I. Erkek II. ye gözünü dikip bakar. Düşünür. Sonra.) Tamam. Oldu bu iş. II. ERKEK - Ne? I. ERKEK - İşte böyle. Tam yatmaya hazırlanırken... Bir kalp sektesi...tamam!.. II. ERKEK - Korkudan, desene? Doğrusu tam bir kahramana yaraşır bu ölüm... I. ERKEK - Kişi kalpten ille korkunca mı gidermiş? Alırsın bir tüp uyku ilacı... II. ERKEK - Bir de hazır doktor raporu... (Birden öfkelenir) Kaybedecek zaman yok, anlamıyor musun? Vakit gece yarısını çoktan geçti. Şafakla da bitecek bu iş... Ölümünü isteyenlerin önünde bıçak kalbe saplanacak. Gık demeden gideceksin hem... Kazanmak için bunu yapacaksın. Bunun dönüşü yok artık... Kazanmak için elde kalan tek yol. Daha kahramanlaşacaksın. Buna hazırsak ne iyi... Değilse... I. ERKEK - (Bağırır) Ölmeyelim demiyoruz! öleceğiz! Anladık. Ama niye ille... II. ERKEK (Keser) Nasıl ölüneceğini seçen sen değilsin. Sana inanmış olanların seçimi bu. Bunu hep unutmaya çalışmak niye? (Usanmış gibidir. Gider. Donla koltuğa oturur.) Artık hiçbir deneme yapmayacağız. Gereği yok.yat, uyu. Şafakla kalkar, işi bitiririz

19 I. ERKEK - Öyle mi dersin? II. ERKEK - Öyle. I. ERKEK (Eğilir. Bacaklarına bakar. Sonra ötekinin bacaklarını göstererek) Donla bacakların çok bodur görünüyor. (Giysi yığınından bir örnek iki pantolon alır. Birini II. Erkeğe fırlatır.) Al, giy bunu!.. (Kendisi de elindekini giymeye başlar.) II. ERKEK - Kadife... I. ERKEK- Alayın gereği yok. Giy hadi. II. ERKEK - Yine mi başlıyoruz? I. ERKEK. - Evet... Belki... Yani... II. ERKEK, - Bu kaçıncı deneme. Temelden yanlış. Denemeler bir çözüm getirmeyecek, biliyorsun... Hani üşümemek içinse... (Pantolonu giyer.) I. ERKEK (Pantolonunu iliklerken durur. Dalgın) O kadını severdim. İlgim olan bütün öteki kadınlar içinde en çok onu severdim... Severmişim yani... Şimdi anlıyorum. Sanırım o beni çok sevmezdi... Gerçek bir kahraman olduğuma inanmazdı belki... Niye inanmazdı dersin? Gerçekten inanmış mı, gerçekten inanmış mı? Kendi kendine durmadan bunu sorardı. Yani bana öyle gelirdi... II. ERKEK - Kalp Sektesinden gitmek olmaz. Ama ölüme en uysal bir biçimde peki, öyle değil mi? I. ERKEK - Öyle. Ölüme en uysal bir biçimde peki... (Gider, plak dolabını açar. Plakların içinden birini seçer. Pikaba koyar. Bir Fransız şarkısı duyulur: S. Reggiani nin okuduğu Le Deserteur. ) II. ERKEK - Ha, demin unuttum... Bir kahramanın aydını üstelik Fransız şarkılarını sever... (Vurgulayarak, sanki Racine den okuyormuş gibi) Ne güzel Fransız kültürüyle yetişmiştik hem hepimiz!.. (Kahkahayla güler.) I. ERKEK (Ötekine aldırmaz) Derdi ki... Kahraman olacak kişi, kendini iyice bir tanımalı, derdi. Ben kahraman değilim. Kahraman mahraman da olamam... Önce üşümekten çok korkarım. Korktuğum başka şeyler de vardır belki. Bilmiyorum. Ama üşümekten ölesiye korktuğumu biliyorum... (Şarkı bitmiştir. Silkinir.) Şimdi düşünüyorum da, ipi çeken başkası ise, o denli korkunç değil bu iş... II. ERKEK (Yerinden kalkar. Gider. Yazı masasının üstünde duran bir kadın fotoğrafını alır. Bakar.) Bu da son sevgili... (Güler.) Güzel kadın. Ve kahraman sever!.. (Yüzünü buruşturur.) Sanatsever ya da kedi sever gibi bir şey bu yahu!.. Hem de yatak sever:.. Hem de yardımsever... Hiç kuşkusuz, yardımsever. Az sonra yine arar bu... Telefonda yapışkan sesi gelir, Korkuyor musun cicim? Sana nasıl yardım edebilirim? Sevgilim

20 I. ERKEK (Öfkeyle fotoğrafı ötekinin elinden çeker, alır. Bir köşeye fırlatır) Ee be! Kes! (Bir süre sessizlik. İkisi de düşünceli dururlar.) Hadi... Yeni bir deneme... Hadi... Uyku ilacı yanlış bir yol olmaz kanımca.. II. ERKEK - Dedim ya; denemeler gereksiz. Ver şu bıçağı. Hazır olunacaksa ona hazır olunmalı. Çıkar şu bıçağı. I. ERKEK (Korkuyla) Hayır. Daha erken. Daha değil! Hem saçma bu. Bir başka yol olmalı... Mutlak olmalı... II. ERKEK (Yazı masasının çekmesini çeker. Çabucak bir bıçak çıkarır) Evet. I. ERKEK (Başını eğer)evet? II. ERKEK - Denenecek tek şey bu işte. Denenecek de değil... Yapılacak tek şey bu. I. ERKEK (Güçlü olmaya çalışır) Yap öyleyse. II. ERKEK (Bıçağa bakar. Göğsüne tutar. Bir art sessizlik. İlk kez tedirgindir.) İyi rastlatacak mıyım dersin? I. ERKEK- (Bağırır) Bilmiyorum! (Yeni bir sessizlik. İki erkek kuşkuyla birbirlerine bakarlar.) II. ERKEK - Ya kahramanca, bir kahramana yaraşır biçimde tam yerine saplayamazsam bıçağı? Bıçağı tam yerine sokamazsam, can çekişme uzun sürer. Can çekişme uzun sürünce... I. ERKEK (İkincinin üstüne atılır. Bıçağı kapar. Çekmeceye atar. Çekmeceyi kilitler. Nefes nefese) Yat,dinlen. Konuşma. Yat, dinlen... (Kendini bir koltuğa atar. Bir süre sık sık nefes alır. Sonra.) Dediğin doğru. Şafaktan önce yapılacak hiçbir şey yok. Yatıp dinlenmekten gayrı hiçbir şey... (Gözlerini kapar. II. Erkek usul usul gelir. Öteki koltuğa oturur. O da gözlerini kapar. Uzunca bir sessizlik.) Neden ille kendimi bıçaklayarak ölmem gerekiyor? Ölmeye hayır, demiyorum. Döğüşe döğüşe bu noktaya gelindi. Şimdi, kazanmak için tek yol bu ise, buna hayır, demiyorum. Gerekli olan ölümümse, öleceğim. Ama neden ille?. II. ERKEK - Suç sende. I. ERKEK (Doğrulur) Efendim? II. ERKEK - Evet. Suç sende. I. ERKEK -- Ne gibi? II. ERKEK - Bütün ömrünü kahraman olmaya ayırdın... I. ERKEK - Kahraman olmak için değildi. II. ERKEK - Kendini iyi tanımadan bütün ömrünü kahraman olmaya ayırdın. Bıçak saplama talimi yapmaya hiç vakit olmadı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

Eğitsel- Davranışsal Ölçme Ve Değerlendirme Ders Notu Prof. Dr. Tevhide Kargın

Eğitsel- Davranışsal Ölçme Ve Değerlendirme Ders Notu Prof. Dr. Tevhide Kargın ELİYLE YİYECEK YEME BECERİ ANALİZİ 1. Kullandığı elini tabaktaki yiyeceğe uzatır. 2. Baş ve diğer parmakları arasında kalacak şekilde yiyeceği tutar. 3. Yiyeceği biraz yukarı kaldırır. 4. Yiyeceği ağzına

Detaylı

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır.

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır. İÇ - AĞAÇ EV SALONU - GÜNDÜZ Salon kapısının altından içeri bir mektup süzülür. mektubu almak için koşar. zarfı çevirir, üstünde yazmaktadır. Oo, posta gelmiş! Hey,, bu sana! mektubu omzunun üstünden fırlatır.

Detaylı

ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır.

ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır. ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır. (Şapkasını takar.) Nasıl oldu Mimiciğim? Ay çok hoş! (Saçlarına taktığı çiçekleri gösterir.) Ne

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan 1. Sahne (Koruluk. Uzaktan kuş cıvıltıları duyulmaktadır. Sahnenin solunda birbirine yakın iki ağaç. Ortadaki ağacın hemen yanında, önü sahneye dönük, uzun ayaklık üzerinde bir dürbün. Dürbünün arkasında

Detaylı

Çok Mikroskobik Bir Hikâye

Çok Mikroskobik Bir Hikâye Çok Mikroskobik Bir Hikâye ÜMMÜŞ PÖRTLEK İlköğretim Okulu nda sıradan bir ders günüydü. Eğer Hademe Kazım, yine bir gölgelikte uyuklamıyorsa, birazdan zil çalmalıydı. Öğretmenimiz, gürültü yapmadan toplanabileceğimiz

Detaylı

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler. ENGİN VE İKİZLER ALIŞ VERİŞTE Hastane... Dr. Gamze Hanım'ın odası, biraz önce bir ameliyattan çıkmıştır. Elini lavaboda yıkayarak koltuğuna oturur... bu arada telefon çalar... Gamze Hanım telefon açar.

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe BARIŞ BIÇAKÇI 1966 da Adana da doğdu. Hüseyin Kıyar ve Yavuz Sarıalioğlu ile birlikte Ocak 1994 ve Ekim 1997 de iki şiir kitabı yayımladı. İletişim Yayınları nca

Detaylı

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK Geçen gün amcam bize koca bir kutu çikolata getirmişti. Kutudaki çikolataların her biri, değişik renklerde parlak çikolata kâğıtlarına sarılıydı. Mmmh, sarı kâğıtlılar muzluydu,

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

EYLÜL AYI BÜLTENİ(İnci Taneleri)

EYLÜL AYI BÜLTENİ(İnci Taneleri) EYLÜL AYI BÜLTENİ(İnci Taneleri) KONULAR 1-Okula Uyum Haftası 2-Okulumuzu Tanıyoruz 3-Okul Kuralları BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR 1-1-4 Eylül kurban bayramı 2-25 Eylül- 1 Ekim itfaiye haftası 3-Eylülün 3. haftası

Detaylı

Sevda Üzerine Mektup

Sevda Üzerine Mektup 1 Ferda Çetin 21401765 Sevda Üzerine Mektup Sevgilim, Sana mektup yazmamı istiyorsun. Yazayım, tamam, ama hayal kırıklığına uğramazsın umarım. Ben senin gibi değilim. Şiirler yazamam, süslü sözler bilmem.

Detaylı

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler. MASAL CADISI Masal Cadı sının canı sıkılıyordu. Ormandaki kulübesinde tek başına otururdu. Yıllardır insan yüzü görmemişti. Bu gidişle bütün yeteneklerim kaybolacak, diye düşünüyordu. Süpürgemle uçabileceğimi

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright 1 LİMONLU KEK Şule: Mutlu günler. Ahmet: Mutlu günler. Şule: Bugün nasılsın? Ahmet: Çok mutluyum. Şule: Bu harika bir haber. Eeee söyle bakalım, bugün hangi yemeği yapalım? Ahmet: Dur biraz düşüneyim Şule:

Detaylı

İşitme Engelli Öğrenciler için Tek Kart Resimler ile Kelime Çalışması. Hazırlayan Engin GÜNEY Özel Eğitim Öğretmeni

İşitme Engelli Öğrenciler için Tek Kart Resimler ile Kelime Çalışması. Hazırlayan Engin GÜNEY Özel Eğitim Öğretmeni İşitme Engelli Öğrenciler için Tek Kart Resimler ile Kelime Çalışması Hazırlayan Özel Eğitim Öğretmeni gökkubbede hoş bir seda bırakmak adına ÖNSÖZ İşitme engelli öğrencilerin kelime dağarcıklarının yetersizliği

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ TÜRK İŞARET DİLİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ TÜRK İŞARET DİLİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ TÜRK İŞARET DİLİ AİLE-GİYECEKLER- SORU CÜMLESİ İBRAHİM DEMİRDÖĞEN 3. AİLE-GİYECEKLER, SORU CÜMLESİ ÖRNEK ÇALIŞMA Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? 3.1.

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI T105004 ADI SOYADI NOSU UYRUĞU SINAV TARİHİ ÖĞRENCİNİN BÖLÜM Okuma Dinleme Yazma Karşılıklı Konuşma Sözlü Anlatım TOPLAM

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem YALNIZ BİR İNSAN Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem öyle sonunda hep iyilerin kazandığı, kötülerin cezalandırıldığı veya bir suçluyu bulmak için

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

AYLA ÇINAROĞLU HOŞ GELDİN ESİN PERİSİ

AYLA ÇINAROĞLU HOŞ GELDİN ESİN PERİSİ AYLA ÇINAROĞLU HOŞ GELDİN ESİN PERİSİ 2003, Uçanbalık Cumhuriyet Bulvarı No: 302/104 35220 Alsancak - İZMİR Yazar: Ayla Çınaroğlu Yayın Yönetmeni: İlke Aykanat Çam Düzelti: Gökçe Uslu Baskı: Ertem Matbaa

Detaylı

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU TARİH: / /2017 1. Öncelikle adınız nedir? Adınızın anlamı nedir? 2. Annenizden doğma, babanızdan olma, sizden başka evde yaşayan biri var mı? Varsa sizden büyük mü küçük mü?

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ 2011-2012 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: 1 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

ISBN : 978-605-65564-3-2

ISBN : 978-605-65564-3-2 ISBN : 978-605-65564-3-2 1 Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ

Detaylı

.com. Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır.

.com. Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır. .com Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır. ilkok 2/... Sınıfı Türkçe Dersi Değerlendirme Sınavı Adı-Soyadı:... Yaşayabilmek için oksijene ihtiyaç vardır. Oksijen sayesinde karadaki

Detaylı

AYLA ÇINAROĞLU MİĞFER

AYLA ÇINAROĞLU MİĞFER Tobav Çocuk Oyunları Yarışması 1982 Başarı Ödülü AYLA ÇINAROĞLU MİĞFER 1996, Uçanbalık Cumhuriyet Bulvarı No: 302/104 35220 Alsancak - İZMİR Yazar: Ayla Çınaroğlu Yayın Yönetmeni: İlke Aykanat Çam Düzelti:

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni 2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI Hazırlayan İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni 1 Saçları hangisi tarar? o A) Bıçak o B) Tarak o C) Eldiven o D) Makas 2 Hangisi okul eşyası değil?

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK YENİ YIL Bizlere kutlu olsun. Sizlere kutlu olsun. Eski yıl sona erdi, Yepyeni bir yıl geldi. Bu yıl olsun mutlu bir yıl, Bu yıl

Detaylı

Bay Çiklet in Bahçesi

Bay Çiklet in Bahçesi 1. Bölüm Bay Çiklet in Bahçesi Bay Çiklet, kırmızı sakallarıyla ve bacakları birbirine dolanmış bir ahtapot gibi ters ters bakan, kan çanağı gözleriyle öfke dolu, yaşlı bir adamdı. Çocuklardan, hayvanlardan,

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan

kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan 1996, Uçanbalık Cumhuriyet Bulvarı No: 302/104 35220 Alsancak - İZMİR Yazar: Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan Yayın Yönetmeni: İlke Aykanat

Detaylı

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN 2011 PAZARTESĐ SAAT- 07:42 Sahne - 1 OTOBÜS DURAĞI Otobüs durağında bekleyen birkaç kişi ve elinde defter, kitap olan genç bir üniversite öğrencisi göze çarpar. Otobüs gelir

Detaylı

BEBEĞİNİZİN BİR SORUNU VAR

BEBEĞİNİZİN BİR SORUNU VAR BEBEĞİNİZİN BİR SORUNU VAR Kemal ORUÇ (Telefon çalar. telefonu açar.) : Evet, benim. Ne? Belma doğuruyor mu? Doğurdu mu? Ben baba Baba ben Tamam tamam, hemen geliyorum. Heyt be! Baba olmuşum! (Işık kapanır.

Detaylı

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Hafta Sonu Ev Çalışması YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Zaman adlı ölümsüz bir dev vardı. Bir gün Zaman, Yıl Dede'yi dört kızıyla birlikte yeryüzüne indirdi. Kızlar, yeryüzünü çok sevdiler. Hepsi bir yana dağılıp

Detaylı

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 3. B A S I M Çocuklarla İlgili Her Türlü Faaliyette, Çocuğun Temel Yararı, Önceliklidir! 2 Süleyman Bulut Anne Ben Yapabilirim 4 Süleyman

Detaylı

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, DEŞŞET ORMANI, YARATIKKÖY Anneciğim ve Babacığım, Mektubunuzda sevgili bebeğinizin nasıl olduğunu sormuşsunuz, hımm? Ben gayet iyiyim, sormadığınız için

Detaylı

Ö.Ç BİLFEN ANAOKU 6 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI 08.12.2014 PAZARTESİ-12.12.2014 CUMA

Ö.Ç BİLFEN ANAOKU 6 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI 08.12.2014 PAZARTESİ-12.12.2014 CUMA Ö.Ç BİLFEN ANAOKU 6 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI 08.12.2014 PAZARTESİ 08.12.2014 PAZARTESİ-12.12.2014 CUMA MÜZİK ETKİNLİĞİ-TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ: Çocuklarla birlikte yere daire şeklinde oturulur. Öğretmen

Detaylı

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

Yüreğimize Dokunan Şarkılar On5yirmi5.com Yüreğimize Dokunan Şarkılar Gelmiş geçmiş en güzel Türkçe slow şarkılar kime ait? Bakalım bizlerin ve sizlerin gönlünde yatan sanatçılar kimler? Yayın Tarihi : 6 Ocak 2010 Çarşamba (oluşturma

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu?

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu? AĞIR ÇANTA Fatma o sabah evden çok zor çıktı. Akşam geç yatınca sabah kalkması zor oldu. Daha kahvaltısını yapamadan çıkmak zorunda kaldı evden. Okula geç kalacaktı yoksa. Okul yolunda çantasını taşımakta

Detaylı

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1. 1. Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1. Sence, farklı insanların, farklı tanımlar yapmasına

Detaylı

Samed Behrengi. Püsküllü Deve. Çeviren: Songül Bakar

Samed Behrengi. Püsküllü Deve. Çeviren: Songül Bakar Samed Behrengi Püsküllü Deve Çeviren: Songül Bakar Samed BEHRENGİ Azeri asıllı İranlı yazar Samed Behrengi, 1939 da Tebriz de doğdu. Öğretmen okullarında öğrenim gördükten sonra Tebriz Üniversitesi İngiliz

Detaylı

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) DİNLEME İSTEKLER (9) Metinleri dinleyelim

Detaylı

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN TEŞEKKÜR Kısa Film Senaryosu Yazan Bülent GÖZYUMAN Sahne:1 Akşam üstü/dış Issız bir sokak (4 sokak çocuğu olan Ali, Bülent, Ömer ve Muhammed kaldıkları boş inşaata doğru şakalaşarak gitmektedirler.. Aniden

Detaylı

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright 2015. YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright 2015. YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE 1. SINIF TÜRKÇE Bu kitabın bütün hakları Hacer KÜÇÜKAYDIN a aittir. Yazarın yazılı izni olmaksızın kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright 2015 YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN

Detaylı

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK Bir çocuk varmış. Eşyalarını toplamaktan hiç hoşlanmazmış. Bir gün yerlerde atılı duran eşyalar, aralarında konuşuyorlarmış. - Sen neden hala buradasın. Bu saatte

Detaylı

ORTA HAZIRLIK TÜRKÇE ORTAK SINAVI-1 2015-2016. Açıklamalar GRADE. (20 Aralık 2015, Pazar)

ORTA HAZIRLIK TÜRKÇE ORTAK SINAVI-1 2015-2016. Açıklamalar GRADE. (20 Aralık 2015, Pazar) (20 Aralık 2015, Pazar) GRADE ORTA HAZIRLIK 2015-2016 ORTAK SINAVI-1 Açıklamalar 1. Bu sınav 50 adet çoktan seçmeli sorudan oluşmaktadır. 2. Üç yanlış cevap bir doğru cevabı götürür. 3. Sınavın Süresi

Detaylı

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam. Onaylayan Administrator Pazartesi, 21 Mayýs 2007 Besteciler.org Amerika A memo Burasý New York Amerika Evler karýþtý bulutlara Nasýl bir zaman Nasýl bir yaþam A memo Ýnsanlar simsiyah, kýzýl, beyaz Sokaklar

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: Γ ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

ÖZEL NİLÜFER ANAOKULU BUKET SARICA

ÖZEL NİLÜFER ANAOKULU BUKET SARICA ÖZEL NİLÜFER ANAOKULU BUKET SARICA ARABAM GELİYOR Arabam geliyor, Düdüğünü çalıyor, Lastik patladı, Şoför atladı, İçindeki yolcuların, Ödü patladı. Bumm!.. HAMSİ ŞARKILARIMIZ Hamsi de koydum Ta-ta tavaya,

Detaylı

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda Bir gün sormuşlar Ermişlerden birine: Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? Bakın göstereyim demiş Ermiş. Önce sevgiyi dilden gönle indirememiş olanları çağırarak onlara

Detaylı

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama rağmen sık sık geç kalırım... okul BIZIM (Meşelik) yol.. BIZIM ev Üç Kuruş Sokağı Kale Yolu Dükkan iki dak Meşelik ika Percy Sokağı Okula iki dakika

Detaylı

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

C A NAVA R I N Ç AGR ISI C A NAVA R I N Ç AGR ISI Canavar, canavarların hep yaptığı gibi, gece yarısından hemen sonra çıktı ortaya. Geldiğinde Conor uyanıktı. Kısa süre önce bir kâbus görmüştü. Herhangi bir kâbus değil- di bu;

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5

Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5 Magozwe Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5 Kalabalık bir şehir olan Nairobi de, sıcak bir yuvası olmayan bir grup evsiz çocuk yaşıyormuş. Her gün onlar için yeni ve bilinmeyen bir

Detaylı

ÖZEL NİLÜFER ANAOKULU MELİKE DAĞ

ÖZEL NİLÜFER ANAOKULU MELİKE DAĞ ÖZEL NİLÜFER ANAOKULU MELİKE DAĞ ARABAM GELİYOR Arabam geliyor, Düdüğünü çalıyor, Lastik patladı, Şoför atladı, İçindeki yolcuların, Ödü patladı. Bumm!.. HAMSİ ŞARKILARIMIZ Hamsi de koydum Ta-ta tavaya,

Detaylı

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, elinde boş bir çuval, alanın ortasında öylece dikiliyordu.

Detaylı

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil 1 Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez Senaryo: Sadık Şendil Müzik: Kemani Sebuh Efendi- Kürdilihicazkar Longa Filmin

Detaylı

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın? 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin yerini tutan bir sözcük kullanılmıştır? A) Onu bir yerde görmüş gibiyim. B) Bahçede, arkadaşımla birlikte oyun oynadık. C) Güneş gören bitkiler, çabuk büyüyor.

Detaylı

BEP Plan Hazırla T.C Menemen Kaymakamlığı Cumhuriyet ilkokulu Müdürlüğü Toplumsal Yaşam Becerileri Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

BEP Plan Hazırla T.C Menemen Kaymakamlığı Cumhuriyet ilkokulu Müdürlüğü Toplumsal Yaşam Becerileri Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı BEP Plan Hazırla T.C Menemen Kaymakamlığı Cumhuriyet ilkokulu Müdürlüğü Toplumsal Yaşam Becerileri Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Öğrenci : Medine SARIKAYA Eğitsel Performans Elini yıkar. Elini

Detaylı

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz ÜNİTE 4 Şimdiki Zamanın Rivayeti Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz Siz gid-iyor-muş-sunuz

Detaylı

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır 1. Bölüm Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır Savaşı nın hikâyesidir. Diğer adıyla ona Akşam Yemeği Savaşları da diyebiliriz. Aslında Hayalet Avcıları III de diyebiliriz, ama açıkçası

Detaylı

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar. Edatlar (ilgeçler) Tek başına bir anlam taşımayan, ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldığında belirli bir anlamı olan sözcüklerdir.edatlar çekim eki alırsa adlaşırlar. En çok kullanılan edatlar

Detaylı

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi daha çok sevdiğimiz bir dağ köyünde doğup büyüdüm. Uzak

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR!.. SERIS.INDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

Bir Ayakkabı Hikayesi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Bir Ayakkabı Hikayesi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Bir ayakkabıyım ben, küçük kırmızı ve oldukça şirin. Gülmeyin gerçekten şirinim, inanmazsanız resmime bakın. Dün usta parmaklar son şeklimi verdi bana. Her şeyimle mükemmel olduğumu da konuştu ustalar

Detaylı

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir. SIFATLAR 1.NİTELEME SIFATLARI 2.BELİRTME SIFATLARI a)işaret Sıfatları b)sayı Sıfatları * Asıl Sayı Sıfatları *Sıra Sayı Sıfatları *Üleştirme Sayı Sıfatları *Kesir Sayı Sıfatları c)belgisizsıfatlar d)soru

Detaylı

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright 1 POĞAÇA Ahmet: Merhaba güzel günler, merhaba Şule. Şule: Herkese merhaba. Ahmet: Merhaba Şule! Şule: Herkese merhaba. Ahmet: Ya ben sana Merhaba Şule. diyorum, sen niye Ahmet demiyorsun? Şule: Merhaba

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ 2011-2012 ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM 11-A SINIFI MF GRUBU DİL VE ANLATIM DERSİ I

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ 2011-2012 ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM 11-A SINIFI MF GRUBU DİL VE ANLATIM DERSİ I ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ 2011-2012 ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM 11-A SINIFI MF GRUBU DİL VE ANLATIM DERSİ I. YAZILI SINAVI SORULARI Öğrencinin Adı ve Soyadı : Sınıfı: Numarası:

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ OCAK

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ OCAK Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ OCAK 2019 EĞİTİM BÜLTENİ KIŞ BABA Aaa bak geldi kış baba Sırtında kalın abası Elinde koca sopası Aaa bak geldi kış baba Iii kış dondurdu

Detaylı

Fatma Atasever.

Fatma Atasever. Fatma Atasever fatmaatasever@windowslive.com Karar almak ne güç bir iştir. Çok zorlar insanı. Yorar. Takatsiz bırakır. Belki de yaşam içindeki en karmaşık zaman dilimidir karar alma süreci. Büyüklere danışırız,

Detaylı

CÜMLE BİLGİSİ. ( Cümle değildir. Anlamı yok)

CÜMLE BİLGİSİ. ( Cümle değildir. Anlamı yok) CÜMLE BİLGİSİ Bir duyguyu, düşünceyi, isteği veya haberi anlatan sözcük yada sözcük grubuna cümle denir. Bir söz gurubunun cümle olabilmesi için anlamlı olabilmesi gerekir. Haberi tam olarak anlatamayan

Detaylı

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamını sağlayan kelime sıfat değildir? A) Kaç liralık fatura kesilecek? B) Oraya gidip de ne iş yapacaksın? C) Ne kadar güzel konuşuyor

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ 5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ HAZIRLIK SINIFI EKİM AYI ŞARKILARIMIZ OKULUMA BAŞLADIM BİR DÜNYA BIRAKIN SONBAHARIN SESLERİ SEVİMLİDİR HAYVANLAR HOŞ GELİŞLER OLA Her gün erken kalkarım Önce yüzümü

Detaylı

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? 1. SINIF OKULA YARDIMCI VE SINAVLARA HAZIRLIK A TEMASI: OKUL HEYECANIM TEST-1 1. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? A) Okula gitmemiz

Detaylı

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.

Detaylı

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI 01-05 HAZİRAN 2015 01 HAZİRAN PAZARTESİ SERBEST ZAMAN ETKİNLİĞİ: Çocuklarla selamlaşıldı ve istedikleri ilgi köşelerinde evden getirdikleri oyuncaklarla

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır: EDAT-BAĞLAÇ-ÜNLEM EDATLAR Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır: 1-GİBİ Cümleye benzerlik, eşitlik,

Detaylı

AYLA ÇINAROĞLU KİM DEMİŞ NİYE DEMİŞ

AYLA ÇINAROĞLU KİM DEMİŞ NİYE DEMİŞ AYLA ÇINAROĞLU KİM DEMİŞ NİYE DEMİŞ 2004, Uçanbalık Cumhuriyet Bulvarı No: 302/104 35220 Alsancak - İZMİR Yazar: Ayla Çınaroğlu Yayın Yönetmeni: İlke Aykanat Çam Düzelti: Gökçe Uslu Baskı: Ertem Matbaa

Detaylı

.. Özel Eğitim Uygulama Merkezi. Kaba Değerlendirme Formu

.. Özel Eğitim Uygulama Merkezi. Kaba Değerlendirme Formu .. Özel Eğitim Uygulama Merkezi Kaba Değerlendirme Formu Öğrenci Adı-Soyadı: Değerlendirme Tarihi: Sınıfı: Değerlendiren: AMAÇLAR +/- AÇIKLAMA 1. Ellerini yıkar. 2. Ellerini kurular. 3. Yüzünü yıkar. 4.

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI Nİsan AYI BÜLTENİ Sevgİ Kİlİmlerİmİz BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR Dünya Kitap Günü (23 Nisan gününü içine alan hafta) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı (23 Nisan)

Detaylı

Aşşk Kahve ve Laduree

Aşşk Kahve ve Laduree Aşşk Kahve ve Laduree Daha önce adını çok duyduğum; ama bir türlü gidemediğim Aşşk Kahve ye nihayet gitmeyi kafaya koydum. Hafta sonları sahil yolu çok kalabalık olduğundan eşimi ikna edip o yola sokamıyordum.

Detaylı

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası Kelime bilgimin büyük bir miktarını düzenli olarak İngilizce okumaya borçluyum ve biliyorsun ki kelime bilmek akıcı İngilizce konuşma yolundaki en büyük engellerden biri =) O yüzden eğer İngilizce okumuyorsan,

Detaylı

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR 4-10 Nisan: Polis Haftası 7-13 Nisan: Dünya Sağlık Günü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan'ı içine alan hafta: Dünya Kitap Günü T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM

Detaylı