YÜZ KONU YÜZ AYET YÜZ HADĠS

Transkript

1 و 1 YÜZ KONU YÜZ AYET YÜZ HADĠS NİYYET اف ؼ ق ؿ ي ي ن ك د قؿ وا اف اص ل ة و ي م ت وا اف از وة و ذ ف : و م و أ م ر وا ا إ فق ع ب د وا اهلل م ؾص غ ف ه افد ين ح ػ وء و ي ؼ اهلل Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Halbuki onlara, Allah a kulluk etmeleri, Hanîfler olarak O na yürekten inanıp boyun eğmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emredilmiģti. Doğru din de iģte budur. (Beyyine, 98/5) -1 وظ ن أ م غ ب ر ا د م م ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ي ؼ ول : إ اك ه ج ر ت ه إػ اهلل ج ر ت ه إ ف ؾ و ر شوفه ى ح ػ ص ظ ؿ ر ب ن ا ل ط و ب ر ض اهلل ظ ه ش ؿ ع ر ش و ل وك م ا ظ م ل بوف اقوت و إ اك م فؽ ل ام ر ئ م و ك و ى ؾ ؿ ن ػ اهلل و ر شوفه و م ن وك ه ج ر ت ه فد ك ق و ي ص قب ف و أ و ام ر ة ي ؽح ف و ؾ ف ج ر ت ه إػ م و هو ج ر إف ق ه. Mü minlerin emîri Ebû Hafs Ömer b. Hattab (r.a) Resûlullah ın (s.a.v) Ģöyle dediğini iģittiğini nakletmiģtir: Yapılan her türlü iģler kiģilerin niyetlerine göre değer bulur. Herkes yaptığı iģin karģılığını niyetine göre bulur. Kimin niyeti Allah ve Rasûlü nün rızasını kazanmak için Ġslâm ı yaģayamadığı yerden yaģayabileceği yere göç etmekse onun hicreti Allah ve Rasûlü nün rızasını kazanmak için olduğundan değerlendirmesi ona göre yapılıp sevabını ona göre alacaktır. Kim de elde edeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadına ulaģmak için hicret etmiģse hicretinin karģılığı hicret ettiği Ģeye göre değerlendirilir. (Buhârî, Bedü l-vahy, 1; Müslim, Ġmâre, 155) TEVBE ل اهلل ؿو تع و ػ: و ت وب وا إ ػ اهللا ج قع و أ ه ي و اد م م و ن ف ع اؾؽ م ت ػ ؾح و ن Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Ey müminler! Hepiniz Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Allah a tövbe edin, umulur ki kurtuluģa erersiniz! (Nur, 24/31) -2 و ش اؾم : ي و ه ي ظ ن ا ؽ ر ب ن ي سو ر ا د ز ن ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل :ؿ ول ر ش ول اهلل افاوس ت وب وا إػ اهلل و اش ت غ ػ رو ه ؾ نن أ ت وب ف اف ق و م م وئ ي م ارة ص اع اهلل ظ ؾ ق ه

2 Eğâr b. Yesâr el Müzenî den (r.a) rivayet edildiğine göre; Resûlullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Ey insanlar Allah a tevbe ve istiğfar edin; Ben günde yüz kere tevbe ediyorum. (Müslim, Zikir, 42) 2 HAMD VE TESBİH را و ش ب ح وه ب ؽ ر ة و أصق ل را ث :ي و أ ه ي و ا افذ ين آم وا اذ ر وا اهلل ذ Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Ey iman edenler! Allah ı çok çok anın. Sabah akģam O nun yücelik ve eģsizliğini dile getirin. (Ahzab, 33/41-42) -3 ظ ن أ ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾم ب م وفك ا ل و ر ث ب ن ظو ص م ا ص ع ر : ا ف هطف ور ص ط ر ا لي من ت أل ن - أ و ت أل - م و ب غ اف اسم و ات و ا ر ض و اف ؼ رآ ن ح اجي ف ك أ و ظ ؾ ق ك هل افاوس ي غ د و ؾ ب وئ هلل و ا ل ؿ د و اف اص ل ة ك و ر ي ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل ادق زا ن و ت أل وش بح و اف اصد ؿ ي ب ر ه و ن ع ك ػ س ه ؾ ؿ ع تؼ ف و أ و م وبؼ ف و. :ؿ ول ر ش ول اهلل ن اهلل و ا ل ؿ د هلل و اف اصز ق و ء Ebû Mâlik el-hâris b. Âsım el EĢ arî den (r.a) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdülillah sözü, mizanı doldurur Sübhanallahi ve lhamdülillahi ifadeleri de yerle ve gök arasını doldurur. Namaz, nurdur. Sadaka (samimiyete) delildir. Sabır, aydınlıktır. Kur ân senin lehinde yahut aleyhinde hüccettir. Herkes sabaha çıkar ve (gün boyu yaptıklarıyla adeta) nefsini satarak ya kazanır yahut kaybeder. (Müslim, Tahâret, 1) ÇEKİLEN EZİYETLER GÜNAHLARA KEFFARETTİR : و ف ب ؾ و اكؽ م بق ء م ن ال و و اع ون و ك ؼ ص م ن ا م و ال و ا ك ػ س و اف اثؿ ر ات و ب ؼ اف اصوبر ين Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele! (Bakara, 2/155) عقد و أ ب ه ر ي ر ة ض اهلل ظ ف م ظ ن افابي ص اذ اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل م و ر 4- ظ ن أ ب ش م م ن ك ص ى و و ص ى و ه م و ح ز ن و أ ذى و ؽ م ح اتى اف اشو ي يش و ف و ي ص قى اد س ؾ إ ا اػر اهلل ب و م ن خ ط وي و ه. Ebû Saîd ve Ebû Hureyre den (ra) rivayet edildiğine göre Hz Peygamber Ģöyle demitir: Allah (c.c) Müslümanın vücuduna batan bir dikene varıncaya kadar maģakkat, hastalık endiģe, acı ve kaygı gibi musibetleri, onun günahlarına keffaret kılar. (Buhârî, Merda, 1; Müslim, Birr, 50)

3 ل 3 KIZGINLIK ANINDA KENDİNİ TUTMAK ف ي ػ ؼ و ن اف ا س ا اء اء و اف ا ا ض و اف ؽ وطؿ غ اف غ ق ظ و اف ع وؾ س ن افاو غ ظ :ا افذ ين غ و اهللا ي هى اد ح س Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Onlar (takvâ sahipleri) bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcarlar, öfkelerini yenerler, insanları affederler. Allah iģini güzel yapanları sever. (Ali imran, 3/134) 5- ظ ن أب ه ر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ان ر ش و ل اهلل ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل د اف غ ض ى. اف اشد يد بوف هك ظ ي إ اك م اف اشد يد ا افذي ي ؿ ؾك ك ػ س ه ظ : ف ق س Ebû Hureyre den (r.a) rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) Ģöyle demiģtir: Güçlü kimse insanları güreģte yenen kimse değil, öfke anında kendisini tutan, iradesine hakim olandır. (Buhârî, Edeb, 76; Müslim, Birr, 107) ŞÜPHELİ ŞEYLERİ TERKETMEK م :ض وظ ي و ؿ و ل م ع ر و ؾ نذ ا ظ ز م ا م ر ؾ ؾ و ص د ؿوا اهللا ف ؽ ون خ ر ا ل Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Güzel olan itaattir, makbul sözdür. Durum (savaģ emri) kesinlik kazanınca Allah a karģı sadâkat gösterselerdi onlar için hayırlı olacaktı. (Muhammed, 47/21) -6 ر ش ول اهلل ر يب ي. م اؿد ا ل ب ظ ن أ س ن ب ن ظ ع ب ن ب ى ضو ف ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م د ن م و ي ر يب ك إػ م و ي ر يب ك رض اهلل م ف ظ ؾ ن ان افص د ق ض ؿ كق ي ؿ و ل : ح ػ ظ م و اف ؽ ذ ن ب Ebû Muhammed el Hasen b. Ali b. Ebû Tâlib den (r.a) rivayet edildiğine göre o, Peygamber in: Sana Ģüphe vereni bırak, Ģüphe vermeyene bak! Doğuluk, gönül ferahlığı, yalan ise Ģüphedir. Dediğini ezberledim, demiģtir. (Tirmîzî, Kıyame, 60) HER YERDE ALLAH TAN (C.C) KORKMAK :ي و أ ه ي و ا افذ ي ن آم وا ا اتؼ وا اهللا ح اق ه و ت وت ان ت ؼ وت ا إ و أ ك ت م م س ؾؿ و ن

4 4 Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Ey iman edenler! Allah a karģı gereği gibi saygılı olun ve ancak müslüman olarak can verin. (Ali imran, 3/102) :و ه و م ع ؽ م أ ي ن م و ت م Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Nerede olursanız olun O sizinle beraberdir. (Hadîd,57/ 4) -7 ر ش و ل اهلل افاوس بخ ؾ ق ح س ن. ر ب د اف ار ن م عو ذ ب ن ج ب ل ض اهلل ظ ف م ظ ن ظ ن أب ذ ر ج دب ب ن ج و د ة و ب ظ اتق اهلل خ وف ق ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل : ا ح ق ث م و أ ت بع اف اسق ئ ي ا ل س ي ت ح ف و و Ebû Zerr Cündüp b. Cünâde ve Ebû Abdurrahmân Muâz b. Cebel den (ra) rivayet edildiğine göre Rasülullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Nerede ve nasıl olursan ol, Allahtan kork! kötülük yaparsan peģinden hemen bir iyilik yap ki, kötülüğü silip götürsün. Ġnsanlara insasanlara karģı güzel ahlâkla davran. (Tirmîzî, Birr, 55) FAYDASIZ İŞLERİ TERKETMEK :إ ان اهلل ي ػ ى ظ ؾ ق ه ش ء ف ا ر ض و ف اف اسم ء Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: KuĢkusuz yerde olsun gökte olsun hiçbir Ģey Allah a gizli kalmaz. (Ali imran, 3/5) :إ ان ر ابك ف بود ر ص ود Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Çünkü rabbin her Ģeyi yakından izlemektedir. (Fecr, 89/14) 8- ظ ن أ ب ه ر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل:ؿ ول قه ح س ن إش ل م اد ر ء ت ر ه م و ي ع ر ش ول اهلل ص ع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م : م ن Ebû Hureyre den (r.a) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Kendisini ilgilendirmeyen ve faydalı olmayan (mâlâyânî) Ģeyleri terketmesi kiģinin iyi müslüman oluģundandır. (Tirmîzî, Zühd, 11) SIHHAT VE BOŞ VAKİT

5 ت 5 ق و ف ف دي ا ف م ش ب ؾ و و إ ان اهلل د ع ا د ح س : و ا افذ ين ج وه د وا ؾ غ Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Bizim uğrumuzda elinden gelen çabayı sarfedenlere gelince, onları bize ulaģan yollara mutlaka yöneltiriz. KuĢkusuz Allah iyilik yapanların yanındadır. (AnkEbût, 29/69) : غ و اظ ب د ر ابك ح اتى ي ل تق ك اف ق ؼ Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Kesin olan Ģey gelinceye kadar rabbine kulluk et. (Hicr, 15/99) : ؾ ؿ ن ي ع ؿ ل م ث ؼ ول ذ ارة خ ر ا ي ر ه Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Kim zerre miktarı hayır yapmıģsa onu (karģılığını) görür. (Zilzal, 99/7) :و اذ ر اش م ر ب ك ق ل أي اكؼطع إفقه و ت ب اتل إف ق ه ت ب ت Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: (Müzzemmil, 73/8) Rabbinin adını an, bütün varlığınla ona yönel. 9- ظ ن اب ن ظ ابوس ر ض اهلل ظ ف م ؿ و ل : ؿ ول ر م ن افاوس : افص احي و اف ػ ر اغ. ؿ ون م غ ب ون ؾقف م ث ر ش ول اهلل ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م : ع ك Ġbn Abbâs tan (r.a) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) Ģöyle demiģtir: Ġki nimet vardır ki, insanların çoğu onların kıymetini bilmez ve aldanırlar: Sağlık ve boģ vakit. (Buhârî, Rikâk, 1) CENNET VE CEHENNEM GİZLENMİŞTİR : و م و ت ػ ؼ وا م ن خ ر ؾ ن ان اهلل به ظ ؾق م Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: bilmektedir. (Bakara, 2/273) Hayır için yaptığınız her harcamayı Allah hakkıyla 11- ظ ن أ ب ه ر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ات بود ؽ ور ه. افاور بوف اشف و و ح ج ب اع اي ان ر ش و ل اهلل ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل : ح ج ب Ebû Hureyre den (r.a) rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Cehennem nefsin arsu ettiği Ģehevi Ģeylerle, cennet ise nefsin hoģlanmadığı Ģeylerle perdelenmiģtir. (Buhârî, Rikâk, 8; Müslim, Cennet, 1)

6 6 İYİLİKLERİ KÜÇÜK GÖRMEMEK GEREKİR ؿو ل ن خ ر ي ع ؾ ؿ ه اهلل و ت ز اود وا ؾ ن ان خ ر ازاد ى اف اف اتؼ و ون ي و أ و ل و ا اتؼ م اهلل ت عو ػ : و م و ت ػ ع ؾ وا ا ف ب وب Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Ne hayır iģleseniz Allah onu bilir. Azık edinin; kuģkusuz azığın en hayırlısı takvâdır. Öyleyse bana saygı duyun, ey akıl sahipleri! (Bakara, 2/197) -11 اد ع ر و ص ق ئ و و ف و أ ظ ن أ ب ذ ر ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل :ؿ ول ن ت ؾ ؼ ى خو ك بو ج ه ض ؾقق. ل افاب هي ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م : ت ؼر ان م ن : Ebû Zerr (r.a) rivayet ediyor: Peygamber (s.a.v) bana Ģöyle dedi: Hiçbir iyiliği küçümseme; isterse bu, kardeģini güler yüzle karģılamak olsun. (Müslim, Birr, 144) ؿو ل SABAH VE YATSI NAMAZINDA CAMİYEGETMEK CENNETLİK BİR AMELDİR اهلل ت عو ػ : م ن ظ ؿ ل ص و ل و ؾ ؾ ػ س ه و م ن ا ش و ء ؾ ع ؾ ق ف و ث ام ا ػ ر ب ؽ م ت ر ج ع و ن Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Ġyi iģler yapan kendisi için yapmıģtır, kötülük yapanın da kötülüğü kendinedir; sonra rabbinize döndürüleceksiniz. (Câsiye, 45/15) :و اذ ر اش م ر ب ك ب ؽ ر ة و أ ص ق ل Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Sabah akģam rabbinin adını an. (Ġnsan, 76/25) :ؾ خ ر ج ظ ذ ؿ و م ه ن اد ح ر ا م ب ؾ ل و ح ى إف ق ف م أ ن ش ب ح وا ب ؽ ر ة و ظ ش ق و Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Bunun üzerine Zekeriyyâ, mâbedden kavminin karģısına çıkarak onlara, özel bir iģaret diliyle, Sabah akģam Allah ı tenzih edin dedi. (Meryem, 19/11) -12 ب ظ ن أ هر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ظ ن افاب ي ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل : م ن ؽ د ا إػ اد س ج د أ و ر اح أ ظ اد اهلل ف ه ف اع اي ك ز اؾم ؽ د ا أ و ر اح. Ebû Hureyre den (r.a) rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Bir kimse sabah ve akģam mescide giderse, her gidiģinde Allah Teâlâ onun için cennette yer hazırlar. (Buhârî, Ezan, 37; Müslim, Mesâcid, 285) İMAN VE ŞUBELERİ :و م و و ن اهلل فق ض ق ع إيم ك ؽ م إ ان اهلل بوفاو س ف ر ء و ر ح ق م

7 و Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Allah imanınızı asla zayi edecek değildir. Çünkü Allah insanlara karģı çok Ģefkatli, çok merhametlidir. (Bakara, 2/143) ظ ن أ ب ه ر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ظ ن افاب ي ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل : ا لي م ن بض ع ش هتون ص ع ب ي ؾ ل ؾ ض ؾ ف و ؿ و ل إف ه إ ا اهلل أ د ك وه و إم وض ي ا ذ ى ظ ن اف اطر يق و و ش ب ع ون أ و بض ع و و ا ل ق ء ص ع ب ي م ن ا لي من. Yire Ebû Hureyre den (r.a) rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Ġman yetmiģ yahut altmıģ küsür bölümdür. Bunların en üstünü la ilahe illallah sözüdür. En aģağısı ise sıkıntı veren Ģeyleri yollardan kaldırmaktır. Haya da imanın bir bölümüdür. (Buhârî, Ġman, 3; Müslim, Ġman, 58) ر ب غ اف ع ود ALLAH CC KULUN HAMDİNİ SEVER قف و ش ب ح وك ك اف اؾف ام و ت : د ظ و اه م ؾ اقت ف م ؾقف و ش ل م و آخ ر د ظ و اه م أ ن ا ل ؿ د هلل Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Orada onların duaları, Sen bütün noksan sıfatlardan uzaksın Allahım!; karģılıklı iyi dilekleri de selâm Ģeklinde olacaktır. Duaları da, Âlemlerin rabbi olan Allah a hamdolsun diyerek son bulur. (Yunus, 10/10) -14 ظ ن أ ك اهلل ف ر ض ظ ن اف ع ب د س ن ك ب ن م وف ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل :ؿ ول ي ل ل ا ؾ ي ؾ ق ح ؿ د ه ظ ؾ ق ف و ر ش ول اهلل ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م : إ ان أ و ي ؼ ب اف اؼ ب ي ؾ ق ح ؿ د ه ظ ؾ ق ف و. Enes ten (r.a) rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) Ģöyle demiģtir: Allah Teala kulun(un) yemek yedikten yahut bir Ģey içtikten sonra kendisine hamdetmesinden dolayı hoģnud olur. (Müslim, Zikir, 89) ت وز ظ ت م ت ل و ي ل ف :ي و أ ه ي و ا افذ ي ن آم وا أ ضقع وا اهلل و أ ضقع وا اف ارش و ل و أ و ل ء م ش ؾ ر هدو ه إ ػ اهلل و اف ارش و ل إ ن ت م ت م م و ن بوهلل و اف ق و ALLAH A (C.C) PEYGAMBERE İTAAT ا م ا خ ر ر م ؽ م ؾ ن ن ذ ف ك خ ر ن و أ ح س Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Ey iman edenler! Allah a itaat edin, peygambere itaat edin, sizden olan ülü l-emre de. Eğer bir hususta anlaģmazlığa düģerseniz -Allah a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız- onu, Allah a ve peygambere götürün. Bu, elde edilecek sonuç bakımından hem hayırlıdır hem de en güzelidir. (Nisa, 4/59)

8 و ل ي و ق 8-15 اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾم ا ن ح ب ق اد ف د ي غ ظ ن م و ظظ ي م و د ن ؾ ر ك ج ق ح اف عر ب وض ب ن ش ور ي ي ض اهلل ظ ه ؿ و ل : و ظ ظ و ر ش ول اهلل ص اع بى م و ظظ ي ب ؾقغ ي ل و ص و. وإ اكه م ن ي عش م ؽ م ذ ظ هضوا ظ ؾ ق ف و بوفاو اج ذ ر ؾ م ف و اف ع ق و ن و و ج ؾ م ف و اف ؼ ؾ و ب ؾ ؼ ؾ و : ي و ر ش و ل اهلل د ؿو ل : أ وص قؽ م بت ؼ و ى اهلل و اف اسؿ ع و اف اطوظ ي و إ ن ت ل ام ر ظ ؾ ق ؽ م ظ ب ر ا ؾ ع ؾ ق ؽ م بس اتي و ش اي ال ؾ ػ وء اف اراص دي ن ؾ س ر ى اخ ت ل ؾ و ث و إ ايو م و م د ث وت ا م و ر ؾ ن ان ال بد ظ ي ل ف ي. Ebû Necih el-ġrbâd b. Sariye (r.a) Ģöyle anlatıyor: (Bir gün) Rasulullah (s.a.v), bize kalpleri ürperten gözleri yaģartan tesirli bir konuģma yaptı. Bunun üzerine: -Ya Resûlallah, bu öğüt, ayrılmak üzere olan birinin öğüdüne benziyor; bize tavsiyede bulunur musun dedik. -Allahtan sakınmanızı (takva), baģınızda HabeĢli bir köle dahi emir olsa, onun sözünü dinlemenizi ve ona itaat etmenizi tavsiye ederim. Sizin içinizde hayatta kalanlar pek çok ihtilaflar görecekler. Benim sünnetime ve raģit halifelerimin sünnetlerine sımsıkı sarılın. Sonradan icat edilmiģ bidatlerden sakının. Zira her bidat dalalettir. (Ebû Davud, Sünnet, 5; Tirmizi, Ġlim, 16) د خ ؾ أ امي ف ع أ خ ت ف ؾ آ ت م ظ ذ اب و ع ػ و م ن KÖTÜLÜĞÜ BAŞLATANLARA GÜNAH GELMEYE DEVAM EDER : ؿ ول اد خ ؾ وا ف أ م م ؿ د خ ؾ م ن ؿ ب ؾؽ م م ن اع ن و ال ك س ف ح اتى إذ ا ا ادار وا ؾقف و ج افاور ؿ ول فؽ ل ع ف و ف ؽن ت ع ؾ ؿ و ن افاور اؾ م و ه م ر اب و ه م ء أ هؾوك و قع و ؿ وف أ خ ر اه م Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Allah buyuracak ki: Sizden önce geçmiģ cin ve insan toplulukları arasında siz de ateģe girin! Her ümmet girdikçe yoldaģlarına lânet edecektir. Hepsi birbiri ardından orada (cehennem) toplanınca, sonrakiler öncekiler için, Ey rabbimiz! Bizi iģte bunlar saptırdılar! Onun için onlara ateģten bir kat daha azap ver! diyecekler. Allah da, Zaten hepiniz için bir kat daha azap vardır, fakat siz bilmezsiniz diyecektir. (Araf, 7/38) -16 ت ؼ ت ل ط ؾ م إ ا ظ ن اب ن م س ع ود ر ض اهلل ظ ه ان افاب اى و ن ظ ذ اب ن آد م ا اول ػ ل م ن دمف و ص ع اهلل ظ ؾ ه و ن اف ؼ ت ل. كه ا اول م ن ش ان و ش اؾ م ؿ و ل : ف ق س م ن ك ػ س Ġbn Mesud dan (r.a) rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Haksız yere öldürülen herkesin kanının vebalinden bir hisse Âdem in ilk oğluna ayrılır. Çünkü o, adam öldürme çığırını ilk kiģidir. (Buhari, Îtisâm 15; Müslim, Kasame, 27) DİN SAMİMİYETTİR :أ ب ؾ غ ؽ م ر ش و ت ر ب و أ كص ح ف ؽ م و أ ظ ؾ م م ن اهلل م و ت ع ؾ ؿ و ن

9 ا 9 Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Size rabbimin vahyetiklerini duyuruyorum, size öğüt veriyorum ve ben sizin bilmediklerinizi Allah tan (gelen vahiy ile) biliyorum. (A râf, 7/62) : و أ ك و ف ؽ م ك وص ح أ م غ Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: (A râf, 7/68) Ve ben size iyi niyetle öğüt veren güvenilir biriyim. -17 ؿ ول ظ ن : افد ين افاص قح ي أ ب ر ؿ اق ي ت ق م ب ن اف ادار س و ؿ ؾ و : د ن ؿول: هلل ي ر ض اهلل ظ ه ر ش وفه و ف ؽت وبه و ف ئ و ان افاب اي ص ع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م اؿي ا د س ؾؿ غ و ظ و امتف م. Ebû Rukayye Temim b. Evs ed-dârî (r.a) anlatıyor: Peygamber (s.a.v): Din samimiyettir, dedi. -Kime, dedik. Peygamberimiz (s.a.v) de: -Allah a, Allah ın kitabına, Resûlü ne, Müslümanların idarecilerine ve bütün Müslümanlara, buyurmuģtur. (Müslim, Ġman, 95) MÜSLÜMAN KÜRDEŞİMİZLE HELALLEŞMEK GEREKİR : قف و ر اب و أ خ ر ج و ك ع ؿ ل ص و ل و ه م ي ص ط ر خ ون ؾ و ؽ ر ا افذ ي او ك ع ؿ ل أ و ل ك ع ؿ ر م م و ي ت ذ ار ؾقه م ن ت ذ ار و ج وء م افاذ ير ؾ ذ وؿ وا ؾ م فؾ اظودغ م ن ك ص ر Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Ve onlar orada, Rabbimiz! Bizi çıkar da yapmıģ olduklarımızdan tamamen baģka, rızâna uygun iģler yapalım diye feryat ederler. Size düģünecek kimsenin düģünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Üstelik size uyarıcı da gelmiģti. ġimdi tadın bakalım! Zalimlerin hiçbir yardımcısı da yoktur! (Fatır, 35/37) 18- ظ ن أ ب ه ر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل :ؿ ول ر ش ول اهلل ص ع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م: م ن و ك ر ه م ر ه أ و م ن ء ؾ ؾ ق ت ح اؾؾ ه م ه اف ق و م ؿ ب ل ن ي ؽ ون دي ور و د قه م ن ظ ش ف ه م ظ ؾ ؿ ي خ به و إ ن ت ؽ ن ف ه ح س وت أخ ذ م ن ش ق ئ وت ص وح م ه بؼ د ر م ظ ؾ ؿ ته ل إ ن و ن ف ه ظ ؿ ل ص وفح أخ ذ ؾ ح ؿ ل ظ ؾ ق ه. Ebû Hüreyre den (r.a) rivayet edildiğine göre peygamber (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Bir kimse kardeģinin haysiyetine veya malına haksızlık etmiģ ise, altın ve gümüģün bulunmayacağı kıyamet gününden evvel onunla bugün helalleģsin. Aksi takdirde yaptığı zulüm nispetinde onun varsa iyi amellerinden alınıp hak sahibine verilecektir. Ġyiliği yoksa hak sahibinin günahından alınıp haksızlık edene yüklenecektir. (Buhari, Mezalim, 10) KAMU MALINI YEMEK BÜYÜK GÜNAHTIR

10 : غ م ن م و فؾ اظود 10 قم و ص ػ قع ي ط ون Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: zalimlerin ne bir dostu, ne de sözü dinlenir bir Ģefaatçisi olacaktır. (Ğafir, 40/18 ) م ر ة ز ة ر ض اهلل ظ ه وظ ف و ؿوف : ا ك صو ر ايي وه ي إ 19- وظ ن خ و ف ي ح ق ؾ ؾ ف م افاو ر ش ؿ ع افاب اي ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ي ؼ ول : إ ان ر ج و ي ت خ او ون ف م و ل اهلل بغ ر ي و م اف ؼق وم ي. ر ب ث وم Hamza nın eģi Havle bnt. Samir in(r.a) Resûlullah tan (s.a.v) Ģöyle iģittiği nakledilmiģtir: Allah ın malına (savaģ ganimeti olarak elde edilen gelire/kamu malına) haksız olarak dalan kimseler kıyamet gününde cehennemi boylayacaklardır. (Buhari, Humus, 7) MÜSLÜMANLAR BİR BEDEN GİBİDİR ؿو ل غ ؾ ؿ م م اهلل ت عو ػ : و اخ ػ ض ج وح ك ف Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Müminlere karģı da alçakgönüllü ol! (Hıcr, 15/88) من ب ن ب ش ر رض اهلل ف م و ت ع وض ػ ف م و ت ر ا ظ م م ؿ ول:ؿ ول ف ر ش ول اهلل : ص ع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م م ث ل اع س د إذ ا اص ت ؽ ى م ه ظض و ت د اظ ى ف ه 21- ظ ن افهع م ث ل اد م م غ ف ت و اد ه ش وئر اع س د بوف اسف ر و ا ل Numan b. BeĢir den (r.a) rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Mü minler birbirlerini sevmede birbirlerine merhamet ve Ģefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateģle bu rahatsızlığı hisseden bir bedene benzer. (Buhari, Edeb, 27; Müslim, Birr, 66) اؿى. MÜSLÜMANA YARDIN EDENE ALLAH (C.C) YARDIM EDER ا ن و م ن ت ؼ و ى اف ؼ ؾ و ب : ذ فك و م ن ي ع ظ م ص ع وئر اهلل ؾ ن Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Evet, bu böyledir. Kim Allah a ait niģânelere saygılı davranırsa, bu kalplerin takvâlı olmasındandır. (Hac, 22/32) ك ػ س أ و ؾ س ود ف ا ر ض ؾ ؽ ل اكم ؿ ت ل افاوس ج : م ن ؿ ت ل ك ػ س و بغ ر قع و أ ح ق وه و ؾ ؽ ل اكم أ ح ق و افاوس ج قع و و م ن

11 ل Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karģılık olması dıģında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüģ gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmıģ gibi olur. (Maide, 5/32) ظ ن اد س ؾم ي ظ ؾؿ ه و ي س ؾؿ ه ب ن ظ ؿ ر ر ض اهلل ظ ف م ر ب ي ؾ ار ج اهلل ظ ه ب و ر ب ي م ن ر ب ان ر شو ل اهلل م ن و ن ف ح وج ي خقه ق وم ي ي و م اف ؼ ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل : اد س ؾم أ خ و ه و ن اهلل ف ح وج ت و م ن ؾ ارج ظ ن م س ؾ م ق وم ي و م ن ش س م س ؾ م ش س ه اهلل ي و م اف ؼ. Ġbn Ömer den (r.a) rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Müslüman müslümanın (din)kardeģidir. Müslüman, kardeģine zulmetmez ve onu haksızlık edenin eline bırakmaz. Her kim, Müslüman kardeģinin yardımında bulunur ve onun ihtiyacını giderirse, Allah da ona yardım eder. Her kim Müslümanın bir sıkıntısını giderirse, Allah buna karģılık onun kıyametteki sıkıntılarından birini giderir. Her kim bir Müslümanın ayıbını örterse Allah da kıyamet günü onun ayıbını örter. (Buhari, Mezalim, 3; Müslim, Birr, 58) : إ ان ا افذ ين ي و ا خ ر ة و اهلل هبون أ ن ي ع ؾ م و أ ك ت م ت ع ؾ ؿ و ن KİŞİ YAPTIĞI GÜNAHYARI AÇIĞI DÖKMEMELİDİR قم ف اف هدك ق و ت ش قع اف ػ وح ش ي ف ا افذ ين آ م وا ل م ظ ذ اب أ ف Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Müminler arasında ahlâksızlığın yaygınlaģmasını isteyenlere dünyada ve âhirette can yakıcı bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz. (Nur, 24/19( 22- ظ ن ا بى ه ر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل : ش ؿ ع ر ش و ل اهلل ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ي ؼ ول : هل أ امتي م ع و ف إ ا اد ج وه ر ي ن و إ ان م ن اد ج وه ر ة ن ي ع ؿ ل اف ارج ل بوف اؾق ل ظ ؿ ث ام ي ص بح و ؿ د ش س ه اهلل ظ ؾ ق ه. ؾ ق ؼ ول : ي و ؾ ل و ي ص بح ي ؽ ش ف ش س ظ ه اهلل ن ظ ؿ ؾ اف ب ور ح ي ذ ا و ذ ا و ؿ د ب وت ي س س ه ر هب ه Ebû Hureyre nin (r.a) Resulullah tan (s.a.v) Ģöyle iģittiği nakledilmiģtir: Kötülüklerini ifģa edenler hariç ümmetimin bütün fertleri, Allah tarafından (er geç) affedilecektir. Bir adamın geceleyin bir kötülük yapması ve Allah onu örtmüģ iken, sabahleyin Ey filanca, ben dün gece Ģöyle yaptım. Demesi, kendi kabahatini teģhirdir. Halbuki onun gece iģlediği kabahat Rabbi ile kendisi arasındaydı. Böyle yapmakla o, Allah ın örttüğü kabahati sabahleyin teģhir etmiģ, açıklamıģ olulyor. (Buhari, Edeb, 60; Müslim, Zühd, 52) YETİMİ BARINDIRAN CENNETE GİRECEKTİR

12 12 : ؾ ل امو اف ق تقم ؾ ل ت ؼ ف ر و أ امو اف اسوئل ؾ ل ت ف ر Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: çevirme! (Duha. /9-10) O halde sakın yetimi ezme! El açıp isteyeni de sakın boģ 23- ظ ن أ ب ه ر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل :ؿ ول ر ش ول اهلل ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م : وؾ ل ه أ كو و ه و ف وت غ ف اع اي. و أ ص ور اف ارا وي وه و م وفك ب ن ك س بوف اس ابوب ي غ ر اف ق تقم ف ه أ و ف و اف و ش ط ى. Ebû Hüreyre den rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Kendisinin veya baģkasının yetimlerinin sorumluluklarını üstlenen kimse ile ben cennete Ģöyle olacağız. Hadisi rivayet eden Malik b. Enes, Ģehadet parmağıyla orta parmağını birleģtirerek göstermiģti. (Müslim, Zühd, 42) : KADIN VE YETİMİN HAKKI GÖZETİLMELİDİR قم و أ ش ر ا و ي ط عؿ ون اف اطع وم ظ ذ ح ب ه م س ؽق و و ي ت Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Onlar içleri çektiği halde, yiyeceği yoksula, öksüze ve esire yedirirler. (Ġnsan, 76/8) : و ظ وش وه ان بود ع ر و Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Onlarla iyi geçinin. (Nisa, 4/19) رو ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل :ؿ ول 24- ظ ن بى ش ي خ خ و ي ؾد ب ن ظ ؿ ظ ؾ ق ه و ش اؾم : اف اؾف ام إن أ ح ر ج ح اق اف اض عقػ غ : اف ق تقم و ا د ر أ ة. ر ش ول اهلل ص اع اهلل Ebû ġüreyh Huveylid b. Amr el Huzai den (r.a) rivayet edildiğine göre peygamber (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Allahım, ben iki zayıfın yani yetimin ve kadının hakalarını hatırlatıyorum (onların haklarını çiğnemenin haram olduğunu üzerine basarak bildiriyorum. (Nesai, es-sünenü l kübra, VIII, 254) AHLAKININ GÜZELLİĞİ İNSANIN GÜZELLİĞİDİR : و ف ن ت س ت طقع وا أ ن ت ع د ف وا ب غ اف س وء و ف و ح ر ص ت م ؾ ل ت قؾ وا ال اد ق ل ؾ ت ذ ر وه و و د ع اؾؼ ي و إن ت ص ؾح وا و ت اتؼ وا ؾ ن ان اهلل ون ؽ ػ ور ا ر ح ق م Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Ne kadar üzerine düģseniz de kadınlar arasında âdil davranmaya güç yetiremezsiniz; bari birine büsbütün kapılıp da diğerini askıda imiģ gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve Allah a itaatsizlikten sakınırsanız bilin ki Allah çok bağıģlayıcıdır, engin rahmet sahibidir. (Nisa, 4/129)

13 ظ ن ا بى ه ر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل :ؿ ول ر ش ول اهلل ف م. س وئ اد م م غ إي م كو أح س ف م خ ؾ ؼ و و خ ق ور م خ ق ور م ف ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م : ا ؿ ل Ebû Hüreyre den (r.a) rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Ġmanı en mükemmel mü min ahlakı en güzel olandır; en hayırlınız ise hanımlarına en güzel davranandır. (Tirmizi, Rada, 11) اهلل ف AİLESİNE İNFAK ÜSTÜNDÜR او آت وه اهلل ي ؽ ؾ : فق ػ ق ذ و ش ع ي م ن ش ع ته و م ن ؿ د ر ظ ؾ ق ه ر ز ؿ ه ؾ ؾ ق ػ ق م ك ػ س و إ ا م و آت وه و ش ق ج ع ل اهلل ب ع د ظ س ي س ا Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Varlıklı olan varlığından harcasın, rızkı daralmıģ bulunan da Allah ın kendisine verdiği kadarından harcasın. Allah kimseyi kendi verdiğinden fazlasıyla yükümlü tutmaz. Allah bir güçlüğün ardından bir kolaylık sağlayacaktır. (Talak, 65/7) -26 ظ ؾ ق ه و ش اؾم ق وفه ظ ذ ظ ؿ و ل ظ ن :ؿ ول أ ب ظ ب د اهلل و ي ؼ و ل أ ب ظ ب د اف ار ن ث و ب و ن ب ن ب ج د د م و ل ر ش و ر ش ول اهلل ه ف ش بقل اهللا و دي ور ي ػ ؼ ه ظ ذ د ا ابت ن ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ل اهلل ص اع اهلل ي و ر : أ ؾ ض ل دي ور ي ػ ؼ ه اف ارج ل د و دي ور ي ػ ؼ ه ظ ذ أ ص ح وبه ف ش بق ل اهلل ي ػ ؼ ه Rasulullah (s.a.v) in azadlı kölesi Ebû Abdullah-Ebû Abdurrahman da denilir- Sevban b. Bücdüd den rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Bir adamın hayır için harcadığı paranın en değerlisi, ailesi için harcadığı ile Allah yolunda kullanacağı hayvan için verdiği ve bir de Allah rızası için (mücahit) arkadaģına sarfettiğidir. (Müslim, Zekat, 38) CÖMERT OLANIN MALINI ALLAH (C.C) ARTIRIR م : و م و أ ك ػ ؼ ت م ء ش ؾ ف و ي ؾػ ه و ه و خ ر غ اف اراز ؿ Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: BaĢkaları için ne harcarsanız Allah onun yerine yenisini verir. O rızık verenlerin en büyüğüdür. (Sebe,34/37 ) 27- ظ ن أ ب ه ر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ان افاب اي ص ع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل : م و م ن ي و م ي ص ب ح ط اف عب ود ؾقه إ ا م ؾ ؽ ون ي ز ن ؾ ق ؼ ول أ ح د ه و: اف اؾف ام أ ظ ط م ػ ؼ و خ ؾ ػ و و ي ؼ ول ا خ ر : اف اؾف ام أ ظ م س ؽ و ت ؾ ػ و. Ebû Hüreyre (r.a) den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur:

14 14 Ġnsanlara her sabah iki melek gelir. Birisi: -Allahım, malını hayır yolunda harcayan Ģu kiģiye (harcadığı malın yerine) yenisini ver, der. Diğeri de:-allahım, (malını hayır yolunda harcamayarak) elinde tutan (cimrilik eden) Ģu kiģinin malını telef et, der. (Buhari, Zekat, 27; Müslim, Zekat, 57) HEPİNİZ ÇOBANSINIZ : ي و أ ه ي و ا افذ ين آم وا ؿ وا أ ك ػ س ؽ م و أ ه ؾقؽ م ك ور ا و ؿ ود ه و افاو س و ا ل ج ور ة Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taģlar olan ateģten koruyun. (Tahrim, 66/6) 28- ظ ن اب ن ظ ؿ ر ر ض اهلل ظ ف مؿ و ل : ش ؿ ع ر ش و ل اهلل ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ال ان ف ي ؼ ول : هؾؽ م ر ان و هؾؽ م م س ئ ول ظ ن ر ظ اقته م وم ر ان و م س ئ ول ظ ن ر ظ اقته و اف ارج ل ر اقتف و و ال ودم ر ان ف اقت ه و اد ر أ ة ر اظق ي ف ب ق ز و ج ف و و م س ئ وف ي ظ ن ر ظ أ ه ؾه و م س ئ ول ظ ن ر ظ م ول ش ق د ه و م س ئ ول ظ ن ر ظ. اقته ؾ ؽ هؾؽ م ر ان و م س ئ ول ظ ن ر ظ اقته Ġbn. Ömer in (r.a) Rasulullah tan (s.a.v)ģöyle iģittiği nakledilmiģtir: Hepiniz sorumlusunuz ve hepiniz gözetiminizde bulunanlardan mesulsünüz. Yönetici sorumludur, memurlarından mesuldür. Evin erkeği, aile efradından sorumludur ve onlardan mesuldür. Evin kadını kocasının evinden sorumludur; ondan mesuldür. Hizmetçi efendisinin malından sorumludur ve ondan mesuldür. Hülasa, hepiniz sorumlusunuz ve hepiniz gözetiminizde bulunanlardan mesulsünüz. (Buhari, Cuma, 11; Müslim, Ġmara, 20) KOMŞUYA EZİYET HARAMDIR د ي ن إح س وكو و بذي اف ؼ ر ب ى و اف ق ت وم ى :و اظ ب د وا اهلل و ت ؼ وا به ص ق ئو و بوف و اف و اد س وغ أ ي م ك ؽ م و اع ور ذي اف ؼ ر ب ى و اع ور اع ى و اف اصوح ى بوع ى و اب ن اف اسبق ل و م و م ؾ ؽ Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Allah a kulluk edin ve ona hiçbir Ģeyi ortak koģmayın. Anne babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komģuya, uzak komģuya, yakın arkadaģa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve böbürlenip duran kimseyi asla sevmez. (Nisa, 4/36) ن م ظ ن ا بى ه ر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ان افاب اي ص ع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل : واهلل ي م. ؼ ه واهلل ي م م ن ؿقل و م ن ي و ر ش و ل اهلل ؿ و ل : ا افذ ي ي ل م ن ج ور ه ب و ائ ن -29 م و اهلل ي م Ebû Hüreyre nin (r.a) Ģöyle dediği rivayet edilmiģtir: Peygamber in (s.a.v) üç defa:- Vallahi iman etmiģ olmaz diye tekrarladığını iģittim. -Ya Rasulallah, kim iman etmiģ olmaz diye sordular.

15 15 73) -KomĢusu, Ģerrinden emin olmayan kimse, buyurmuģtur. (Buhari, Edeb, 29; Müslim, Ġman, VAKTİNDE KILINAN NAMAZ-ANNE BABAYA İYİLİK VE CİHAD د ك اف ؽز ؿول تعوػ: و ؿ ه ر هبك أ ن ت ع ب د وا إ ا إي وه و بوف و افد ي ن إح س وكو إ امو ي ب ؾ غ ان ظ م ن أ ح د ه و أ و ل ه و ؾ ل ت ؼ ل لم أ و ت ف ر ه و و ؿ ل ل م ؿ و ر يم. و اخ ػ ض لم ج وح اف هذل اف ار ي و ؿ ل ر ب ار ف م م ر ابق ون ص غر ا Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaģlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! Ġkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle. Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni Ģefkatle eğitip yetiģtirdilerse Ģimdi sen de onlara merhamet göster diyerek dua et. (Ġsra,17/23-24) -31 ظ ؾ ق ه و ش اؾم ظ ن أ هي اف ع ؿ ل ح أ ب ظ ب د اف ار ن ظ ب داهلل ب ن م س ع ود هى إ ػ اهلل ت ع و ل ؿ و ل : اف اص ل ة ظ ذ اف و افد ي ن. ؿ ؾ : ث ام أ هي ؿ و ل : اع ف ود ف ش بق ل اهلل ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل : ش ل ف افاب اي ص اع اهلل و ؿ تف و. ؿ ؾ : ث ام أ هي ؿ و ل Ebû Abdurrahman Abdullah b. Mes ud (r.a) anlatıyor: Peygamber e (s.a.v): -Allah ın en sevdiği amel nedir, diye sordum. Peygamber e (s.a.v): -Vaktinde kılınan namazdır, buyurmuģtur. Sonra hangisidir, dedim. -Ana babaya iyilik etmektir, buyurmuģtur. Sonra hangisidir, dedim: -Allah yolunda cihad etmektir, buyurmuģtur. (Buhari, Mevakıt, 5; Müslim, Ġman, 137) : ب هر : و ا اتؼ وا اهلل ا افذي ت س وء ف ون به و ا ر ح و م : AKRABA ZİYARETİ RIZKI ARTIRIR ÖMRÜ UZATIR Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Allah a saygısızlıktan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. (Nisa, 4/1) ي ص ؾ و ن اهلل و ا افذين م و ا م ر به ا ن ي وص ل و ي ش و ن ر اب م و ي وؾ ون ش و ء ا ل س وب Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Onlar Allah ın, korunmasını emrettiği bağı koruyan, rablerine saygıda kusur etmeyen, hesabın kötü sonuç vermesinden korkan kimselerdir. (Rad, 13/21)

16 و ه ي ب س ط ف ه ف ر ز ؿ ظ ن أ ك س ر ض اهلل ظ ه و ي س ل ف ه ف ا ث ر ه ؾ ؾ ق ص ل ر ان ر ش و ل اهلل ه. ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل : م ن ح ن اى Enes ten (r.a) rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Rızkının bol olmasını ve ömrünün uzun olmasını isteyen kimse akrabalık iliģkilerini gözetsin. (Buhari, Edeb, 12; Müslim, Birr, 20) BAZI HARAMLAR VE MEKRUHLAR : ؾ ف ل ظ س ق ت م إن ت و افق ت م أ ن ت ػ س د وا ف ا ر ض وت ؼ ط ع وا أ ر ح وم ؽ م أ و فئ ك ا افذ ين ف ع ف م اهلل ؾ ل ص اؿف م و أ ظ ؿ ى أ ب ص ور ه م Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Yönetimi üstlenseniz hemen yeryüzünde kötülük çıkaracak ve yakınlık bağlarını parça parça edecek değil misiniz? ĠĢte bunları Allah lânetlemiģ, kulaklarını sağır, gözlerini kör etmiģtir. Muhammed, 47/22-23) ب ن ص ع ب ي ض اهلل ظ ه ظ 32- ظ ن ا بى ظقس ى اد غر ة ر وت ه : إ ان هلل ت ع و ل ح ارم ظ ؾ ق ؽ م ظ ؼ و ق ا امف وت و م ع و و و ث ر ة اف هسم ال و إ وظ ي ا د ل ن افاب ي و و أ د اف ب وت ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل و ر ه ف ؽ م ؿقل و ؿ و ل Ebû Ġsa Muğire b. ġu be den (r.a) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Allah Teâlâ size, annelerinize itaatsizliği, vermeniz gereken Ģeyleri vermemeyi, hakkınız olmayın Ģeyleri almayı, kız çocuklarını diri diri gömmeyi haram kılmıģtır. Allah, didikodu yapmanızı, çok soru sormanızı, mallarınızı ziyan etmenizi de çirkin görmüģtür. (Buhari, Ġstikraz, 19; Müslim, Akdiye, 10) ؿو ل ر هب اهلل ت عو ػ : و ؿ ه أ ح د ه و أ و ل ه و ؾ ل ت ؼ ل ل م أ YAŞLILARA İKRAM EDEN YAŞLILIĞINDA İKRAM GÖRÜR ك ا أ ت ع ب د وا ا إ إ ايو ه و بوف و افد ي ن إح س وك و إ و ت ف ر ه و و ؿ ل ل م ؿ و ر ي م امو ي ب ؾ غ ان ظ د ك اف ؽز Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaģlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! Ġkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle. (Ġsra, 17/23)

17 و ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م : م و ا ر م ص و يب ص ق خ و ف س ه ظ ن أ ك س ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل :ؿ ول ر ش ول اهلل. إ ؿ اقض اهلل ف ه م ن ي ؽ ر م ه ظ د ش ه Enes ten (r.a) rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Herhangi bir genç, bir ihtiyara yaģından dolayı hürmet ederse, Allah da ihtiyarlığında ona hizmet edecek kimseler lütfeder. (Tirmizi, Birr, 75) ي غ ف م EVLİLİK DÖRT ŞEY İÇİN YAPILIR SİZ DİNİ GÜZEL OLANI SEÇİN : و أ ك ؽح وا ن اهلل ا ي وم ى م ؽ م غ و اف اصو ل م م ؾ ض ؾه اش ع ظ ؾق م و اهلل و م ن ظب ود و إم وئؽ م إ ن ي ؽ وك وا ؾ ؼ ر ا ء Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Ġçinizden evli olmayanları, köle ve câriyeleriniz arasından da elveriģli olanları evlendirin. Yoksulluk içinde iseler Allah lutfu ile onları ihtiyaçtan kurtarır. Allah ın hazinesi geniģtir, her Ģeyi bilmektedir. (Nur, 24/32) -34 ب ع : دو ل ر ظ ن أ ب ه ر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ظ ن افاب ي ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل :ت ؽ ح اف ؿ ر أ ة و ل و و بذ ات افد ين ت ر ب ي د ا ك و ج ف ؾ وط ػ ر و ل س بف و و فدي Ebû Hüreyre den (r.a) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Bir kadınla dört Ģey için evlenilir: Zengiliği, soyu, güzelliği ve dindarlığı için. Sen dindar olanı seç ki elin bereket görsün. (Buhari, Nikah, 15; Müslim, Rada, 53) : و اص ز ك ػ س ك م ع KİŞİ DOSTUNUN DİNİ ÜZEREDİR ا افذ ين ي د ظ ون ر اب م بوف غ د اة و اف ع ق ي ر يد ون و ج ف ه Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Rızâsını dileyerek sabah akģam rablerine dua edenlerle olmak için elinden gelen çabayı göster! (Kehf, 18/28) 35- ظ ن ا بى ه ر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ل. خ ؾقؾه ؾ ؾ ق ظ ر ا ح د م م ن ي وف ان افاب اى ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل : ا ف ارج ل ظ ذ دي ن Ebû Hüreyre den (r.a) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: KiĢi dostunun dini üzeredir. Dolayısıyla kiģi kiminle dost olduğuna dikkat etsin. (Ebû Davud, Edeb, 16; Tirmizi, Zühd, 45) : و ا افذ ين ت ب اوأ وا اف ادار و اليم ن م ن ؿ ب ؾف م ي İMANIN TADINI TADANLAR هبون م ن ه وج ر إف ق ف م

18 18 Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Onlardan önce bu yurda yerleģmiģ ve gönülden inanmıģ olanlar, kendilerine göç edip gelenleri severler, (HaĢr, 59/9) قه 36- ظ ن أ ك س ر ض اهلل ظ ه ظ ن افاب ي ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل : ث ل ث م ن ان ؾ اى اد ر ء ي او ش و ا ه و و ن ي و ج د ب ان ح ل و ة ال ي من : ن ي ؽ و ن اهلل و ر ش وف ه ح اى إف ق ه م ن ي ؼ ذ ف افاور. إ ا هلل و أ ن ي ؽ ر ه ن ي ع ود ف اف ؽ ػ ر ب ع د ن ك ؼ ذ ه اهلل م ه م ي ؽ ر ه Enes den (r.a) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: هب ه Bir kimsede Ģu üç özellik bulunursa imanın hazzını duyar: Allah ve Rasulünü her Ģeyden çok sevmek, bir kimseyi yalnızca Allah rızası için sevmek, Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra tekrar ona dönmeyi ateģe atılırcasına korkunç görmek. (Buhari, Ġman, 9; Müslim, Ġman, 67) MÜSLÜMANLAR BİRBİRLERİNİ SEVMELİDİR :إ اكم اد م م و ن إخ و ة ؾ ل ص ؾح وا ب غ أ خ و ي ؽ م و ا اتؼ وا اهلل ف ع اؾؽ م ت ر و ن -37 ك ػ س ظ ن ا بى ه ر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل: ؿ ول بق د ه ت د خ ؾ وا اع اي ح اتى ت م م وا ر ش ول اهلل و ت م م وا ح اتى ت و هبوا ص ع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾم : و ا افذ ي أ و أ د هفؽ م ظ ذ ش ء إذ ا ؾ ع ؾ ت ؿ وه ت وب ب ت م أ ؾ ش وا اف اس ل م ب ق ؽ م. Ebû Hüreyre den (r.a) rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Bu canı bu tende tutan Allah a yemin ederim ki, iman etmedikçe cennete giremezsiniz ve birbirinizi sevmedikçe de iman etmiģ olmazsınız. Size, yaptığınız zaman birbirinize olan sevginizi artıracak bir Ģey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayın. (Müslim, Ġman, 93) : ALLAH IN (C.C) RAHMETİ GAZABINDAN FAZLADIR ي و ش ع ال ش ء و ر ت Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Rahmetim ise her Ģeyi kuģatmıģtır; (Araf, 7/156) -38 اهلل ال ؾ ق ت ى ف ت و ظ ن أ ب ه ر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل :ؿ ول ر ش ول اهلل ب ؾ ف و ظ د ه ؾ و ق اف ع ر ش : إ ان ر تي ت غؾ ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م د او خ ؾ ق ى ؽ ض بي.

19 ل Ebû Hüreyre den (r.a) rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Allah mahlukatı yarattığı zaman, Benim rahmetim gazabımdan fazladır diye yazdı. O yazı, arģın üstünde, O nun katındadır. (Buhari, Tevhid, 15: Müslim, Tevbe,14) 19 NAMAZ TEMİZLEYİCİDİR ي إف ق ك ن اف ؽت و ب و أ ؿ م اف اص ل ة إ ان اف اص ل وء ة ت ف ى ظ ن اف ػ ح ش أ وح م : ا ت ل م و و اد ؽ ر و ف ذ ر اهلل أ ز و اهلل ي ع ؾ م م و ت ص ع و ن Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Kitaptan sana vahyedilenleri oku, namazı özenle kıl. KuĢkusuz namaz hayâsızlıktan ve kötülükten meneder. Allah ı anmak her Ģeyden önemlidir. Allah yaptıklarınızı bilir. (AnkEbût, 29/45) 39- ظ ن ج وب ر ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل :ؿ ول ر ش ول اهلل ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م : م ث ل اف اصؾ و ات ال ؿ س ؿ ث ل ن ر ج ور ؽ ؿ ر ظ ذ ب وب أ ح د م ي غ ت س ل م ه ال ي و م خ س م ارات. Cabir den (r.a) rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: BeĢ vakit namaz birinizin kapısı önünde akan ve içinde her gün beģ kere yıkandığı suyu bol bir nehir gibidir. (Müslim, Mesacid, 284) MÜ MİNLERİN İYİ ŞEHADETLERİ MEYYİTİN AFFINA SEBEPTİR : م اؾي أ بقؽ م إب ر اه قم ه و ش ام م اد س ؾؿ غ م ن ؿ ب ل و ف ه ذ ا فق ؽ ون اف ارش ول ص ف قد ا ظ ؾ ق ؽ م و ت ؽ وك وا ص ف د اء ظ ذ افاوس ؾ ل ؿقؿ وا اف اص ل ة و آت وا اف از وة و اظ ت ص ؿ وا بوهللا ه و م و م ؾ ع م اد و ػ و كع م افاص ر Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Ceddiniz Ġbrâhim in dininde olduğu gibi. O size hem daha önce hem de bu Kur an da müslümanlar adını verdi ki peygamber size Ģahitlik etsin, siz de insanlara Ģahitlik edesiniz. Haydi namazı kılın, zekâtı verin ve Allah a sımsıkı bağlanın. Sizin mevlânız O dur. O ne güzel mevlâdır ve ne iyi yardımcıdır. (Hac, 22/76) ي ص 41- ظ ن ا بن ظ ابوس رض اهلل ظ ف م ؿ و ل : ش ؿ ع ش و ل اهلل ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؼ ول : م و م ن ر ج ل م سؾم ي ؿ وت ؾ ق ؼ وم ظ ذ ج وز ته أ رب ع ون ر ج ي ؼ ون بوهلل ص ق ئ و إ ا اػع ف م اهلل Ġbn. Abbas ın (r.a) Rasulullah tan (s.a.v) Ģöyle iģittiği nakledilmiģtir: قه. ؾ

20 20 Bir Müslüman ölür de Allah a ortak koģmayan kırk kiģi onun cenaze namazını kılarsa Allah onların (bu Ģahitlikleri sebebiyle) (onun hakkındaki) Ģefaatlerini kabul eder. (Müslim, Cenaiz, 59) ALLAH HER AN KULUNU AFFETMEK İSTER : إ ان اهلل ي هى اف ات اوابغ و ي هى اد ت ط ف ر ي ن Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Allah çok tövbe edenleri sever ve içi dıģı temiz olanları sever. (Bakara, 2/222) ن ظ 41- ب مو شى ر ض اهلل ظ ه ظ ن افاب ي ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل: إ ان اهلل تع و ػ ي ب س ط ي د ه بوف اؾق ل ف ق ت وب م سء افاف ور و ي ب س ط ي د ه بوفا فو ر فق ت و ب اف اش ؿ س م ن م غ ر ب و. م س ء اف اؾق ل ح اتى تط ؾ ع Ebû Musa dan (r.a) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Allah Teâlâ, gündüz günah iģleyenlerin tövbe etmesi için gece mağfiret elini uzatır. Gece günah iģleyenlerin tövbe etmesi için de gündüz mağfiret elini uzatır. GüneĢ batıdan doğuncaya (kıyamet kopuncaya) kadar bu böyle devam eder. (Müslim, Tevbe, 31) ALLAH IN (C.C) CENNETİ GÜZEL, AZABI ÇETİNDİR : إ ان ا ب ر ار ف ػ ي ك عقم و إ ان افػ اجور ف ػ ي ج ح قم Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Buna göre kuģkusuz erdemliler cennette olacaklar; Kötüler ise kesinlikle cehenneme gireceklerdir. (Ġnfitar, 82/13-14) : ؾ ل امو م ن ث ؼ ؾ م و از ي ه ؾ ف و ف ظقش ي ر ا ق ي و أ امو م ن خ اػ م و از ي ه ؾ ل هم ه ه وو ي ي Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Kimin tartılan amelleri ağır gelirse, ĠĢte o mutlu bir hayat içinde olur. Amelleri hafif olana gelince, Onu kucaklayacak olan hâviyedir. (Karia, 101/6-9) : إ ان ر ب ك ف س ي ع افعؼ و ب و إ اك ه ف غ ػ و ر ر ح ق م Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: ġüphesiz rabbinin ceza vermesi çabuktur; yine O çok bağıģlayıcı, çok esirgeyicidir. (Araf, 7/167) 42- ظ ن ب ه ر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ان ر ش و ل اهلل ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل : ف و ي ع ؾ م م و مو ض ؿ ع بج اته أ ح د و ف و ي ع ؾ م ا ف ؽ وؾر مو ظ د اهلل م ن اف ار ي اد م م ن م و ظ د اهلل م ن افع ؼ وب ي ه أ ح د. ؿ ط م ن ج ات

21 Ebû Hüreyre den (r.a) rivayet edildiğine göre Resulullah Ģöyle buyurmuģtur: 21 Mü min Allah ın katında ne kadar azap olduğunu bilse, O nun cennetini ümit etmezdi. Kafir de Allah ın rahmetinin ne kadar çok olduğunu bilse, O nun cennetinden ümit kesmezdi. (Müslim, Tevbe, 23) ÖLEN KİMSEYİ ÜÇ ŞEY TAKİP EDER : ؾ ؿ ن ي ع ؿ ل م ث ؼ ول ذ ارة خ ر ا ي ر ه Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Kim zerre miktarı hayır yapmıģsa onu (karģılığını) görür. (Zilzal, 99/7) : و م و ت ؼ د م وا ك ػ س ؽ م م ن خ ر ت د وه ظ د اهلل ه و خ ر ا و أ ظ ظ م أ ج را Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Kendiniz için önceden ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha iyi ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. (Müzzemmil,73/20) : و م و ت ػ ؼ وا م ن خ ر ؾ ن ان اهلل به ظ ؾقم Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Hayır için yaptığınız her harcamayı Allah hakkıyla bilmektedir. (Bakara, 2/273) ن أ ك ظ س ر ض اهلل ظ ه ن ر ش ول ظ اهلل ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل : ي ت ب ع ا دق -43 ث لث ي : أ ه ؾ ه و م وف ه و ظ ؿ ؾ ه ؾ ر ج ع اث ون وي ب ؼ ى م ع ه و اح د : ي ر ج ع أ ه ؾ ه و م وف ه وي ب ؼ ى ظ ؿ ؾ ه. Enes ten (r.a) rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Üç Ģey ölenin arkasından (mezara kadar) gider. Ailesi, malı ve ameli. Bunlardan ikisi döner, birisi kalır. Dönenler ailesi ve malıdır, kalan ise amelidir. (Buhari, Rikak, 42; Müslim, Zühd, 5) NİMETTE KENDİMİZDE AŞAĞIDAKİLERE BAKMALIYIZ : ي و أ ه ي و افاوس إ ان و ظ د اهلل ح يق ؾ ل ت غ ار اكؽ م ا ل قوة اف هدك ق و و ي غ ار اكؽ م بوهلل افغ ر ور Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Ey insanlar! Allah ın verdiği söz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın, o aldatma ustası da Allah hakkında sizi kandırmasın. (Fatır, 35/5) 44- ظ ن ب ه ر ي ر ة ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل: ؿ ول ر ش ول اهلل ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م : أ كظ ر وا إ ػ م ن ه و أ ش ػ ل م ؽ م و ت ظ ر وا إ ػ م ن ه و ؾ وؿ ؽ م ؾ ف و أ ج د ر ن ت ز د ر وا كع ؿ ي اهلل ظ ؾ ق ؽ م Ebû Hüreyre den (r.a) rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Ġmkanları sizden daha aģağıda olanlara bakın. Sizden iyi olanlara bakmayın. Allah ın size verdiği nimeti hor görmemeniz için uygun olan davranıģ budur. (Müslim, Zühd, 9)

22 اب اب 22 ZAHİD OLANI ALLAH SEVER : ي و أ ه ي و افاوس إ ان و ظ د اهلل ح يق ؾ ل ت غ ار اكؽ م ا ل ق وة اف هدك قو و ي غ ار اكؽ م بوهلل اف غ ر ور Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Ey insanlar! Allah ın verdiği söz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın, o aldatma ustası da Allah hakkında sizi kandırmasın. (Fatır, 35/5) ن ظ 45- ب اف ع ابوس ش ف ل بن ش ع د اف اسوظد ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾم ؾ ؼو ل : يو ر شول اهلل د افي ظ ذ ظ ؿ ل إ د افاوس ي ظ ؾ ؼو ل : ا زه د ف اف هدك ق و ي ابك اهلل و از ه د ؾقم ي ر ض اهلل ظ ه ؿ ول ذا ظ ؿ ؾ ت ه ابك افاوس. ح : جوء ر ج ل إ ػ افاب ح ي اهلل و Ebû l-abbas Sehl b. Sa d es Sâidî (r.a) anlaltıyor: ي ي افاوس Bir gün bir adam Peygamber in (s.a.v) yanına gelip: -Ya Rasulallah, bana öyle bir amel söyle ki onu yaptığımda Allah da, insanlar da beni sevsin dedi. Resulullah (s.a.v) da: -Dünyaya rağbet etme ki, Allah seni sevsin; insanların elindekine göz dikme ki, insanlar da seni sevsin, buyurmuģtur. (Ġbn Mace, Zühd, 1) ي ؾ اؼوه و أ وت ص و ل و : و ؿ ول ا إ اف اصوبر و ن ؾ خ ر ج ظ ذ ؿ و مه ؿ ور و ن إ اك ه ف ذ و ح ظ ظ ظق م و ي ؾ اؼوه و ا إ اف اصوبر و ن ا افذ ي ن أ وت وا اف عؾ م و ي ؾ ؽ م ث و ا ب اهلل خ ر ؿ و ل ي ر يد و ن ه ف ز ي ت ا افذ ي ن KANAAT EDEN KURTULMUŞTUR د ن آم ن و ظ ؿ ل ص و ل و ا ل ق و ة اف هدك ق و ي و ف ق و ؿ و ل ا افذ ي ن أ وت وا اف عؾ م و ي ؾ ؽ م ث و ا ب اهللا خ ر و د ن ف و م ث ل م و آم ن و ظ ؿ ل Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Kārûn gösteriģli bir Ģekilde kavminin karģısına çıkardı. Dünya hayatını arzulayanlar, KeĢke Kārûn a verilenin bir benzeri bize de verilseydi! Doğrusu o çok Ģanslı! derlerdi. Kendilerine ilim verilmiģ olanlar ise Ģöyle derlerdi: Yazıklar olsun size! Ġman edip iyi iģler yapanlar için Allah ın mükâfatı daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuģabilir. (Kasas 28/79-80) ر ض اهلل ؿر و بن ا ف ظ ن ب ب د اهلل ظ ن ظ عو ص م ف ظ ان ر ش و ل اهلل ص اع اهلل ظ ؾ ق ه -46 : ؿد أ ؾ ؾ ح م ن ؿ و ل و ش اؾم ق ػ و ؾو ز م و ر ؾ ش و ؿ اع ه اهلل بم آ تو ه.

23 ل Abdullah b. Amr b. Âs tan (r.a) rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Müslüman olup da kendisine yetecek kadar rızık verilen ve Allah ın kendisine verdiğine kanaat eden kimse, muhakkak kurtulmuģtur. (Müslim, Zekat, 125) 23 VEREN EL ALAN ELDEN ÜSTÜNDÜR م ذ و : فق ػ ق ع ي ن ش ه ن و م ش ع ت ر ؿ د ؾ ؾ ق ػ ظ ؾ ق ه ر ز ؿ ه ق ماو آ ت و ه اهلل ي ؽ ؾ ف اهلل ك ػ س و ا إ م و آ ت وه و ش ق ج ع ل اهلل ب ع د ظ س ي س ا و Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Varlıklı olan varlığından harcasın, rızkı daralmıģ bulunan da Allah ın kendisine verdiği kadarından harcasın. Allah kimseyi kendi verdiğinden fazlasıyla yükümlü tutmaz. Allah bir güçlüğün ardından bir kolaylık sağlayacaktır. (Talak, 65/7) د اهلل ب ن ظ ؿ ر ض اهلل ظ ف م أ ان ر ش ول اهلل ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل : ر 47- ظ ن ظ ب ز و ذ ر اف اصد ؿ ي واف اتع هػ ف ظ ن اد س ل ف ي : افق د ا فع ؾق و خ ر م ن ا ف ق د اف هسػ ذ. و ا فق د ه و ظ ذ اد اف ع ؾق و ه ي اد ػ ؼ ي و اف هسػ ذ ه ي اف اسوئؾ ي. Ġbn. Ömer in (r.a) Ģöyle dediği rivayet edilmiģtir: Resulullah (s.a.v) minberde, iffetiden dolayı sadaka istemekten kaçınmanın faziletinden bahsetti ve üstteki el alttaki elden hayırlıdır. BuyurmuĢtur. Üstteki el veren el; alttaki el ise isteyen/dilenen eldir. (Buhari, Zekat, 18; Müslim, Zekat, 94) İNSAN ELİNİN EMEĞİNDEN DAHA HAYIRLISINI YEMEZ :ؾ نذ ا ؿ ض ق اف اص لة ؾ وك ت ؼوا ف ا ر ض و اب ت غ وا م ن ؾ ض ل اهلل Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Namaz kılındı mı artık yeryüzüne dağılın ve Allah ın lutfundan nasip arayın. Allah ı da daima çok anın ki kurtuluģa eresiniz. (Cuma, 62/10) ظ 48- أ ل أ ح د ض ع ومو ؿ م ن. ظ ؿ ل ي د ه ن ن هط اد ؼ دام ب ن م ع د يؽ ر ب خ ر ا م ن ي ل ل م ر ض اهلل ظ ه ظ ن افابي ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل : م و ن ظ ؿ ل ي د ه و إ ان ك ب اي اهلل د او د ظ ؾقه اف اس م و ن ي ل ل Mikdam b Ma di kerb den (r.a) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber Ģöyle buyurmuģtur: Ġnsan elinin emeğinden daha hayırlı bir Ģey yememiģtir. Allah ın peygamberi Davud aleyhisselam da ancak kendi elinin emeğini yerdi. (Buhari, Büyu, 15) YEMEK YEDİRMEK VE HERKESE SELAM VERMEK GÜZELDİR

24 ل 24 خ ر : و م و ت ػ ؼ وا م ن خ ر ي و ا إف ق ؽ م و أك ت م ت ظ ؾ ؿ ون ؾ ألك ػ س ؽ م و م و ت ػ ؼ ون إ ا اب تغ وء و ج ه اهلل و م و ت ػ ؼ وا م ن Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Hayır için yaptığınız her harcama kendiniz içindir. Verdiklerinizi ancak Allah rızâsı için verirsiniz. Hayır için yaptığınız her harcamanın karģılığını da hiçbir haksızlığa uğramaksızın tam olarak alacaksınız. (Bakara, 2/272) :و م و ت ػ ؼ وا م ن خ ر ؾن ان اهلل به ظ ؾق م Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Hayır için yaptığınız her harcamayı Allah hakkıyla bilmektedir. (Bakara, 2/273) -49 ظ ن ظ ب د اهلل ب ن ظ ؿ ر و ب ن اف ع وص ر ض اهلل ظ ف م : ان ر ج ل ش ل ل ر ش و ل اهلل ص ع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾم : أ هي ا ل ش م خ ر ؿ و ل : ت ط عم اف اطع وم و ت ؼ ر أ اف اس لم ظ ذ م ن ظ ر ؾ و م ن ل ت ع ر. Abdullah b. Amr b. Âs (r.a) anlatıyor: Bir adam Resulullah a (s.a.v) Müslümanlıktaki hangi davranıģ daha hayırlıdır, diye sordu. Resulullah: - Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığına selam vermen, buyurmuģtur. (Buhari, Ġman, 6; Müslim, Ġman, 63) BİR KİŞİNİN YİYCEGİ İKİ KİŞİYE DE YETER : و ي م ثر ون ظ ذ أك ػ س ف م و ف و ون ب م خ ص وص ي Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Ġhtiyaç içinde olsalar bile onları kendilerine tercih ederler. (HaĢr, 59/9) 51- ظ ن جوب ر ر ض اهلل ظ ه ظ ن افابي ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ؿ و ل كق ي. ي ؽػ ي ا ث غ وض ع وم ا ث غ ي ؽ ػي ا رب ع ي وض ع وم ا ر ب ع ي ي ؽػي اف اث م : ض ع وم افو اح د Cabir den (r.a) Resulullah ın (s.a.v) Ģöyle buyurmuģturğu nakledilmiģtir: Bir kiģinin yiyeceği iki kiģiye iki kiģinin yiyeceği dört kiģiye dört kiģininki ise sekiz kiģiye yeter. (Müslim, EĢribe, 179) İKİ ŞEYE GIPTA EDİLİR HASED YASAKTIR : و ي ط عؿ ون اف اطع وم ظ ذ ح ب ه م س ؽقو و ي تقم و أ ش را Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Onlar, kendileri sevip istedikleri halde yoksula, yetime ve esire de yemek verirler. (Dehr, 76/8)

25 و ل 25 د اهلل ب ن م س عود ض اهلل ظ ه ؿ و ل ؿو ل ر ش ول اهلل ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م : ر 51- ظ ن ظ ب ح س د إ ا ف اث ت غ : ر ج ل آ توه اهلل م و ؾ س اؾط ه ظ ذ ه ؾ ؽ ته ف ا ل ق و ر ج ل آ توه اهلل ح ؽ ؿ ي ؾ ف و ي ؼ ض ب و وي ع ؾ ؿ ف و. Abdullah b. Mes ud dan (r.a) rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) Ģöyle buyurmuģtur: Ancak Ģu iki kiģiye gıpta edilir. Allah ın kendisine mal verip de onu hak yolunda harcamaya muvaffak kıldığı kimse ile Allah ın kendisine ilim ve hikmet ihsan ettiği, onunla hükmedip onu öğreten kimsedir. (Buhari, Ġlim, 15; Müslim, Müsafirin, 268) DÜNYADA GARİP YAHUT YOLCU GİBİ OL : ا د أ م ل ل و اف ب و ن ز ي ي ا ل ق وة اف هدك ق و و اف ب وؿق و ت اف اصو ل و ت خ ر ظ د ر ب ك ث و اب و و خ ر Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; kalıcı olan iyi davranıģlar ise rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayırlı hem de ümit bağlamaya daha lâyıktır. (Kehf, 18/46) ن ا ب ظ 52- ؾ ؼ و ل : ن ف اف هدك ق و ن ظ ؿ ر ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل : خ ذ ر ش ول اهلل ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م بؿ ؽبي اكك ؽ ر يى أ و ظ وبر ش بقل. و و ن اب ن ظ ؿ ر ر ض اهلل ظ فم ي ؼو ل: إذ ا أ مس ق ؾ ل ت ت ظ ر اف اصب وح و إ ذا أ ص ب ح ؾ ل ت ت ظ ر تك. ك د ر ك وم ن ح ق وتك د و احت اد س وء و خ ذ م ن ص Ġbn. Ömer in (r.a) Ģöyle dediği rivayet edilmiģtir: Resulullah (s.a.v) omuzumdan tuttu ve Dünyada bir garip ve bir yolcu gibi yaģa. dedi. Ġbn Ömer, AkĢama ulaģtığında sabahı bekleme, sabaha ulaģtığında da akģamı bekleme. Hastalığın içen sıhhatinden ve ölümün için hayatından istifade et. (vaktini boģa geçirme) dedi. (Buhari, Rikak, 3) KABİR ZİYARETİNDE SELAMLAMA م : و ا افذ ين ج وء وا ن ل بول يم و ت ع ن ب ع د ه ف ؿ ؾ وب و ؽ ل م ي ؼ وف و ن ر اب و ف اؾذي ن ر ف و اؽ ػ و خ و اك و ل آم وا ر اب و إ اك ك ر ء و ا افذ ي ن ش ب ؼ وك و ر ح ق م Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Bunların ardından gelenler de Ey rabbimiz derler, Bizi ve bizden önceki iman etmiģ kardeģlerimizi bağıģla; kalplerimizde iman edenlere karģı kötü

26 و ل 26 bir düģünce ve duyguya yer bırakma. Rabbimiz! KuĢkusuz sen çok Ģefkatlisin, çok merhametlisin. derler. (HaĢr, 59/10) ذا ن 53- ظ ن ب ر ي د ة ر ض اهلل ظ ف ؿ وف : ون افاب هي ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م ي ع ؾ ؿ ف م إ غ و إ اكو إ خ ر ج وا إ ػ اد ؼوبر ن ي ؼ ول ؿ وئؾ ف م : اف اس م ظ ؾ ق ؽ م أ ه ل افد ي و ر م ن اد مم غ واد س ؾؿ ص وء اهلل بؽ م ح ؼ ون أ ش ل ل اهلل ف و و ف ؽ م ا ف ع وؾقي. Büreyde den (r.a) rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v) ashabına, kabir ziyaretine gittiklerinde Ģöyle demelerini tavsiye ederdi: es-selâmü aleyküm ehde d-diyari mine l-mü minîne ve l-müslimîn ve innâ inģâallâhu biküm lâhikûn, es elü llâhe lenâ ve lekümü l-âfiye (Bu diyarın Mü min ve Müslüman sakinleri! Selam olsun sizlere. Bizler de inģâallah size katılacağız. Bizim için de sizin içinde Allah tan afiyet dilerim. (Müslim, Cenaiz, 104) ÖLÜMÜ TEMENNİ ETMEMEK : و ف ب ؾ و اكؽ م بق ء م ن ال و و اع ون و ك ؼ ص م ن ا م و ال و ا ك ػ س و اف اثؿ ر ات و ب ؼ اف اصوبر ين ا افذ ين إذ ا أ ص وب ت ف م م ص قب ي ؿ وف وا إ اكو هلل و إ اكو إف ق ه ر اج ع و ن ظ ؾ ق ف م ص ؾ و ات م ن ر ب م و ر ي و أ وف ئك ه م اد ف ت د و ن أ وف ئ ك Allah u Tealâ Ģöyle buyurmaktadır: Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele! Onlar, baģlarına bir musibet geldiğinde, Doğrusu biz Allah a aidiz ve kuģkusuz O na döneceğiz derler. ĠĢte rablerinin lutufları ve rahmeti bunlar içindir ve iģte doğru yola ulaģmıģ olanlar da bunlardır. (Bakara, 2/154) -54 أ ح د م اد و ت و اؾي إ ك ن ظ و ت ف ض س ر ض اهلل ظ ه ؿ و ل :ؿ ول ن صو به ؾ ن ذا و ك افو ؾ وة خ را ل. و ن ر ش ول اهلل ب اد ؾ وظ ل ؾ ؾ ق ؼ ل : اف اؾ ف ص اع اهلل ظ ؾ ق ه و ش اؾ م : ي ت ؿ اغ ا ام أ ح قي مو و ك ا ل ق وة خ ر ا ل Enes'ten (r.a) nakledildiğine göre Resulullah (s.a.v) Ģöyle demiģtir: Sizden biri baģına gelen beladan dolayı ölümü temenni etmesin. Eğer bunu yapmak zorunda kalırsa Ģöyle desin: Allah ım, hayat benim için hayırlı olduğu müddeçe beni yaģat, benim için ölüm hayırlı olduğu zaman ise canımı al. (Buhari, Merda, 19; Müslim, Zikir, 10) HELAL HARAM VE ŞÜPHELİ ŞEYLER