OSMANlı imparatorlugunoa TANZIMAT SONRASı SiYASAL VE YÖNETSEL GEliŞMELER

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "OSMANlı imparatorlugunoa TANZIMAT SONRASı SiYASAL VE YÖNETSEL GEliŞMELER"

Transkript

1 OSMANlı imparatorlugunoa TANZIMAT SONRASı SiYASAL VE YÖNETSEL GEliŞMELER Muzaffer SENCER'" Osmanlı imparatorluğu tarihinde yeni yöneliş ve arayışlar dönemi olan Tanzimat'tan önceki klasik yönetim yapısının özelliği, tüm otorite ve yetkileri tekelde toplayan katı bir merkezcilik olmasıdır. Merkezi yönetim Padişahın doğrudan ve mutlak otoritesine dayanırken, taşra yönetimi Merkez'in tam denetimi altında tutulmuştur. 16. Yüzyıldan Tanzimat'a kadarki dönemde toplumsal yapıdaki değişme ve çözülmelere bağlı olarak yönetim örgütü de giderek bozulmuş ve işlevini yerine getiremez olmuştur. Bu çözülme sürecini durdurmak ve kamu yönetimine yeniden etkinlik ve işlerlik kazandırabilmek üzere 3. Selim döneminden başlayarak kimi düzenleme girişimlerinde bulunulmuştur. Özellikle 2. Mahmut'un önemli sonuçlar yaratan düzenlemelerine karşın, Osmanlı reform hareketlerinin hız kazandığı dönem Tanzimat olmuştur!. TANZİMAT Tanzimat'ın ilanında, Mısır sorunu vesilesiyle Osmanlı Devletinin iç ve dış işlerine sürekli olarak karıştıkları gibi, imparatorlukta yaşayan ortüdoksların korunması gerekçesiyle sık sık beliren Rus baskısını kırmak amacında olan Batılıların büyük rolü olmuştur. Bir yandan İmparatorluğun varlığını sürdürebilmek için geniş kapsamlı ve köklü reformlara... duyulan gereksinme, öte yandan Batı ülkelerinin Hıristiyan halka eşitlik ve güvence tanınması yolundaki istekleri 1839 yılında Tanzimat (Düzenleme) döneminin açılmasıyla sonuçlanmıştır. Ancak Batılıların istek ve baskılarının belirleyici bir roloynadığı bu düzenleme süreci, imparatorluk içinde karşıt güçlerin çatışması biçiminde gerçekleşmiştir. Hüsrev Paşa'nın temsil ettiği düzenin sürdürülmesinden ya * Dr., TODAİE Öğretim Üyesi. Tanzimat öncesi Osmanlı yönetim yapısı ve yöı.etse! düzenleme girişimleri konusunda bkz: Muzaffer Sencer, «Tanzimata Kadar Osmanlı Yönetim SistemI» Amme İdaresi Dergisi, C: 17. Sayı: 2.

2 TANZİMAT SONRASı YöNETSEL GELİşMELER 47 na olanlarla, Reşit Paşa'nın öncüllik ettiği yenilik yandaşları uzlaşmaz kar. şıtlıklara düşmüşler ve bu nedenle «Tanzimat», eskiyle yeninin bir arada ya şandığı uzlaştırıcı bir süreç 0lmuştur2 Mustafa Reşit Paşa'nın, Sultan Abdülmecit'e kabul ettirdikten sonra yabancı elçilerin önünde okuduğu Tanzimat Fermanı'yla, yönetim sisteminde ilginç gelişmeleri sergileyen bir dönem başlamıştır. Tanzimat'ın en genel ve ayırıcı niteliği, teokrasiyle bütünleşmiş olan mut lak nonarşinin yetkilerinin, belli hukuk ilkeleri ve yasalarla sınırlandırılmak istenmesidir. Tanzimat fermanıyla herşeyden önce can, mal, ırz ve namus yasal bir güvence altına alınırken, vergilemeyle askerlik yükümlülüğü ve sü resinin adalet ilkelerine ve yasalara uygun olması öngörülmüştür3 Ayrıca, bu «müsaadatı şahaneye (padişah iznine), tebaai Saltanatı Seniye'den olan ehli islam ve mileli sairenin (Osmanlı uyruğu olan müslümanların ve müslüman olmayanların) bila istisna (istisnasız) mazhar» olacağı hükmüyle sözkonusu haklardan tüm uyrukların aynı ölçüde yararlanacakları belirtilerek eşitlik ilkesi gerçekleştirilmek istenmiştir. Kişilere sağlanan bu haklar, aykırı davranışların cezalandırılacağı yolundaki hükümle bir yaptırıma bağlanmıştır4. Gerçi Padişah, Ferman hükümlerine uyacağına söz vererek bir anlamda kendisini bağlamıştır. Ancak göıüldüğü gibi, doğrudan doğruya Padişahın uyruklarına sunduğu bir bağış niteliğinde olan bu Ferman, kurallayıcı bir genel yasa olmaktan uzaktır. Ferman'da Padişahın mutlak yetkisini sınırlayacak ve onu yasalara uymaya zorlayack hiçbir denetim sistemi yada organı getirilmemiştir. Tanzlmat'ta Merkezi Yönetim Tanzimat döneminde 2. Mahmut'un temellerini attığı merkezi yönetim örgütü ilke ce korunarak geliştirilmiştir. Herşeyden önce, çeşitlenen kamu işlevlerinin ayrı merkezi örgütler (ba kanlıklar) eliyle yürütülmesi amacıyla, 2. Mahmut döneminde (ls3s'de) oluşturulan «Umuru Dahiliye (İç İşleri»>, «Umuru Hariciye (Dış İşleri»>, "Umuru 2 2. Mahmut döneminde merkezi yönetirnde işbölümüne yada yetki bölüşümüne gidilerek bakanlıkların kurulması ve sadramazlığın bir süre başvekalet 'e dönüştürülerek yetkilerinin sınırlandırılması, tüm güçlerin tekelde toplanmasından yana olan gelenekçi yöneticilerin tepkisiyle karşılaşmıştır. Bunların başta gelen temsilcisi ve Abdülmecİt'in ilk sadrazarnı olan Hüsrev Paşa, Padişahtan sadrazamlık sam ve kimi yetkilerini geri veren bir Hattı Hümayun çıkarmıştır. «... Şeyhüı,üzera namını ihraz eylemiş... seni... kaffei hususata (tüm konulara) nezareti şamile (bakmak) iie sadareti uzma (ulu sadrazamlık) ve vekaleti mutlakai kübra (yüksek ve mutlak vekalet) makamı celiline (yüce makamına) bil istikliu (bağımsız olarak) intihab ve tayin eyledim». 3 Gülhane Hattı Hümayunu'nun deyimiyle «Devleti Aliyye'nin... hüsnü idaresi zımmnda... vaz ve tesisi lazl!11 ve mühim)} görülen yeni yasaların «mevadı esasiyesi dahi emniyeti can ve mahfuziyeti ırz ve namus ve mal ve tayini vergu ve asakiri mukteziyenin sureti celb ve müddeti istihdamı»dır. ı «Ikr kim olur ise olsun kavanini şeriyeye muhalif hareket edenlerin kabahati sabitelerine göre terlibatı byıkalarının».. «İerası zımnında ınahsusen ceza kanunilamesi dahi tanzin1 eltirilsiu),

3 48 AMME İDARESİ DERGİSİ Maliye» ve «Evkaf» nezaretleriyle 1839'da kurulan «Umuru Ticaret ve Ziraat Nezareti» korunurken, -kısa bir süre sonra Ticaret ve Ziraat Nezaretiyk birleştirilecek olan- «Umuru Nafia (Bayındırlık) nezareti» ve «Maarif Ne zareti» (1856) kurulmuştur. Bakanlık kuruluşlarının sayısı ve etkinliği artırılırken yasama, yürütme ve yargı işlerinin ayrı organlarca yerine getirilmesi için çeşitli kurullar (meclisler) geliştirilmiş yada oluşturulmuştur. Klasik Osmanlı yönetim yapısında yönetsel ve yargısal konularda yüksel\; danışma ve karar organı alan Divanı Hümayun'la 18. yüzyıl sonrasında onun yerini alan Meclisi Meşveret, gelenek olarak varlığını korumakla birlikte giderek işlevini ayrı kurullara bırakmaya başlamıştır. Bunlardan başta geleni, 2. Mahmut döneminde Darı Şurayı Babıali'yle ilk Bakanlar Kurulu yada Hükümet görünüşünde beliren ve Tanzimat'la birlikte önemi ve etkinliği artarak bir yürütme organına dönüşen Meclisi Vükeıa'dır. Sadrazam'ın başkanlığında Babıali'de toplanan bu Meclis, Serasker ve Şeyhülislam'ıns yanısıra Meclisi Vala reisi, Hariciye nazırı, Maliye nazırı, Hazinei Hassa nazırı, Evkah Hümayun nazırı, Ticaret nazırı, Zaptiye müşiri, müsteşarı Sadrıali (Sadaret müsteşarı) ve valide kethüda'sından oluşmuştur. Üyeleri Padişah tarafından atanan bu Meclis, haftada iki kez önemli devlet konularında karar almak üzere Babıali'de ve Sadrazam'ın başkanlığında toplanmaktadır. Meclis'te çoğunlukla alınan kararlar Padişaha bir mazbata (tutanak) olarak sunulmakta ve bunlardan uygulanması uygun görülenler -dinle ilişkileri olanlar için ŞeyhÜıislam fetvası da alınarak- Padişah Hattı Hümayunuyla yasa özelliği kazanmaktadır. Öteki Meclislere gelince, bunlar arasında en önemlisi, 1837'de yüksek «adli» ve <<İdari» yargı organı niteliğinde kurulan; gerekli yasa tasarılarıyla tüzükleri hazırlamak kamu görevlilerine ilişkin yargı işlerine bakmak ve devletle bireyler arasındaki anlaşmazlıkları çözüme bağlamakla görevli olan Meclisi Valayı Ahkarnı Adliye'dir. Tanzimatın ilanıyla öngörülen yeni yasa ve düzenlemelerin hazırlanması görevini üstlenecek olan bu kuruluş giderek etkinliğini artıracaktır. Meclisi Valayı Ahkarnı Adliye'nin yanısıra temel devlet işlevlerini üst lenen ve ilgili bakanlıklara bağlı olarak çalışan öteki yüksek kurullar; 1836'da askerlik işlerini düzenleyip denetlernek göreviyle kurulmuş olan <,Darı Şurayı Askeri», topçuluk ve denizcilikle ilgili kuruluşları yönetmek üzere «Meclisi Tophanei Amireııyle «Meclisi Bahriye», eğitim işlerini örgütlernek, yürütmek ve denetlernek üzere 1845'de kurulan «Meclisi Maarifi Umumiye», Maliye ve Ticaret nezaretine danışma hizmetleri vermek üzere «Meclisi Maliye» ve «Meclisi Ziraat»le yasa ve tüzük tasarılarını inceleyerek Padişahın onayına sunmakla görevli bir üst kurul niteliğinde olan «Meclisi Alii Umumİ»dir. S İlk olarak 18. yüzyılda 3. Selim döneminde Divanı Hümayun'un yerine geçen Meclisi Meşverette yer almaya başlayarak siyasal bir kişilik kazanan Şeyhülislam, 2. Mahmut döneminde ulemanın denetim altma alınabilmesi için vükala. heyetine katılmarak şeri yargı işlerinin başı durumuna gelmiş, sonunda Tanzimat'la birlikte ayrılan şeriat mahkemelerine bakan kadı ve kazaskerlerin üstü olarak belirmiştir.

4 TANZIMAT SONRASı YÖNETSEL GELİşMELER 49 Tanzimat dönemi ı. Meşrutiyet'e kadar merkezi yönetim örgütünde kimi değişikliklere tanık olmuştur: Bunlardan başta geleni, Meclisi Vükela (Meclisi Has)ın dokusundaki değişikliktir: 1876'da, Sadrazam'ın başkanlığındaki bu kurula Serasker ve Şeyhülislam'ın yanısıra, Bahriye, Hariciye, Adalet, Maliye, Ticaret, Nafia, Zaptiye ve Evkaf nazırlarına ek olarak Sadaret Müsteşarı, Şurayı Devlet Reisi, Rüsümat Emini, Defteri Hakani Umum Müdürü ve İstanbul Şehremini katılmaktadır. Üyeleri Padişahca atanıp görevden alınan ve Sadrazamın yada kimi zaman Padişahın başkanlığında toplanan bu kurul, bağımsız bir yürütme organı olamadığı gibi, bir uyum ve birlikten yoksun kalmıştır. Öte yandan, Tanzimat Fermanı'yla saptanan gencl ilkelere uygun yasalan hazırlama görevini üstlenmiş olan Meclisi Valayı Ahkamı Adliye'nin bu amaçla gereğince genişletilmesi yoluna gidilmiştir. Üyeleri Padişah tarafından atanan ve bu nedenle temsil niteliği bulunmayan bu "Meclis», bir başkan, on üye ve iki katipten oluşmuştur. Sadrazam, Serasker, Ticaret Nazırı, Darphane Müşiri, Hariciye Nazırı ve Mabeyni Hümayun Müşiri gibi yürütme organı üyelerinin yer aldığı «Meclis», çeşitli yasaları tartışarak Padişah onayına sunmuştur. Gerçi Meclis, görünüşte Padişahın mutlak istemi ve geniş yetkilerini paylaşmış gibiyse de, varlığıyla ona bağlı olduğu ve onun mutlak denetimi altında bulunduğu için kuşkusuz bağımsız bir yasama organı değildir. Bu kurulun Tanzimat'ın genel ilkeleri uyarınca yapılacak yasal düzenlemelere ilişkin görevi bir ara -18S4'de kurulan- Meclisi Alii Tanzimat'a verilmişse de 1861'de bu ikinci meclisin yeniden kendisine katılmasıyla, Meclisi Vala'nın ana yasama kurulu özelliği süregelmiştir. Tanzimat Fermanı, başlıca amaçlarından biri olan etkin bir yönetimi gerçekleştirmek üzere personel rejiminde de kimi değişiklikler öngörmüştür. Buna göre, devlet memurlarının aylıkları yeterli bir düzeye çıkarılacak ve böylece yönetimi yozlaştıran rüşvet uygulaması engellenmiş 0lacaktır6 Bu hükümlerle, Padişah karşısında bir güvence sistemiyle donatılan memurlar, göreve uygun bir eğitim ve maaş rejimine kavuşmuşlardır. Bu gelişmeler kapıkulu sisteminin sona ermesi ve 2. Mahmut döneminde temelleri atılan yeni bir Osmanlı bürokrasisinin kurulmasıyla sonuçlanmıştır. Varlığını güvenceye bağlayan bürokrasi, artık Padişah'ta toplanan devlet gücünü paylaşarak toplumun gidişinde söz sahibi olacak bir düzeye yükselmeye başlamıştır. Devletin kurtuluşunu güçlü ve merkezi bir yönetimde ve ilkece Batı kurumlarının aktarılması biçimindeki yenileşmede bulan yani Osmanlı bürokrasisi, kamu gücünü kuııanarak kazandığı etkinlikle Cumhuriyet'e kadar Osmanlı tarihinin gidişinde önemli bir roloynamıştır. 6 Hattı Hümayun'a görlö, «cümle memurinin elhaletül hazilıi (günümüzde) miktarı kafi maaş lan olarak şayet henüz olmayanlar var ise onlar dahi tanzim olunacağından, şer'an menfur olup harabiyeti mülkün sebebi azamı obm rüşvet maddei kerihasının (kötü uygulanmasının) fimabad (bundan böyle) ademi vukuu (ortadan kalkması) maddesinin dahi bir kanunu kavi ib tekidine bakılsın», '

5 50 AMME İDARESi DERGİSİ Yapısal değişmelere eşlik etmeyen yasal önlemlerin etkinlikce sınırlı kalması nedeniyle Tanzimat Fermanı'ndan beklenen sonuçlar sağlanmamıştır. Özellikle müslüman olmayanların durumunda bir değişiklik olmadığı gerekçesiyle yabancı devletlerin süregelen baskıları, 184S'de Abdü]mecid'in yeni bir Hattı Humayun'una yolaçmıştır. Ancak araya giren Kırım Savaşı'nın ardından yayınlanan 1856 Islahat Fermanıyla Tanzimat ilkelerinin bir kez daha pekiştirilmesine gerek duyulmuştur. Paris Antlaşması'nı önceleyen günlerde bu Ferman'ın yayınlanmasında -Tanzimat Fermanı'nda olduğu gibi- Rusya'nın ortodokslar üzerindeki istemlerini önlemek üzere Avrupa ülkelerinden gelen öneriler önemli bir roloynamıştır. Bu Ferman özellikle müslüman olmayan uyrukların haklarını onaylamak üzere yayınlanmışsa da, başta yönetim olmak üzere çeşitli alanlarda öngörülen düzenlernelerin savsaklanmaması gereğini vurgulamıştır. Ferman'da, din ve ulusuna bakılmaksızın Osmanlı uyruklarının tümüne devlet hizmetine ve memurluğa girme hakkının tanınması ilkesi dile getirilmiştir7 Ancak bu Ferman da ötekiler gibi, devlet örgütünde önemli bir değişiklik yaratarnamış, kısacası ne merkezi yönetirnde bir yenilik olmuş, ne de taşra yönetimindeki bozukluklar giderilebilmiştir. 1861'de tahta çıkan Abdülaziz, 1864'de taşra yönetimini yeniden düzenler ken, 1868'de Avrupa yolculuğundan dönüşünde yaptığı bir konuşmayla eski kurum, yasa ve uygulamaların yetersizliğine değinerek yönetim alanında düzenlemeler yapmak üzere yeni girişimlerde bulunmuştur. ı. Meşrutiyeti önceleyen yılların merkezi yönetim örgütündeki en önemli yeniliği Şurayı Devlet'tir. Bu kurul, Meclisi Valayı Ahkamı Adliye'den doğmuştur yılında İngilterenin isteği üzerine Meclisi Alii Tanzimat'ı yeniden içine alarak ada yönetselorgan özelliği kazanan bu Meclis, bu tarihten sonra güç kazanan Fransız etkileri altında ayrı işlevlerden sorumlu olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Özellikle, 1868'de Meclisi Ahkamı Adliye'ye son verilirken, bu Meclisin gördüğü işler ikiye ayrılarak biri Ahmet Mithat Paşa'nın başkanlığında (bugünkü Danıştay'ın kökeni olan) «Şurayı Devlet (Devlet Şurası}», ötekisi Ahmet Cevdet Paşa'nın başkanlığında (bugünkü Yargıtayın kökeni olan) «Divanı Ahkarnı Adliye» adıyla iki yeni organ oluşturulmuştur. Bunlardan, Şurayı Devlet, en yüksek bir yönetsel yargı organı olduğu kadar bir tür yasama ve danışma kurulu görünüşünü kazanmıştır. Yönetim ve yargı konularının yanısıra tüm yasa ve tüzük tasarılarının düzenlenmesi ve incelenmesi gibi yasama işleriyle yürütmenin gerek gördüğü konularda görüş bildirmekle görevli olan Şurayı Devletin, Padişahm mutlak yetkileri karşısında bağımsız bir yasama organı niteliğinde olmadığı kuşkusuzdur. Divanı Ahkamı Adliye'ysc yeni oluşturulan (1869) Nizamiye Mahkemelerine bakmakla görevli bir üst «ad Lİ» yargı kuruluşudur. Adıgeçen kuruluşja yönetimle adalet birbirinden ayrılırken, memurların adli anlaşmazlıklara karışması önlenmiştir. Tanzimat döneminde yönetim örgütünde yapılan bu yeniliklerle günümüze kadar süregelen bir yönetsel sistemin temelleri atılmıştır tarihli Islahat Fermanı'nda Padişahın deyişiyle «Gülhane'de kıraat olunan hattı hümayunum ile ve tanzimatı hayriyem mucibince her din ve mezhepte bulunan kaffei tebaai şahanem hakkında bilaistisna vaad ye ihsan ol~muş olan teminat bu kerre dahi tekid ve teyid kılındığından bunun kamilen fiile çıkarılması için!cdabiri müessirenin ittilıaz olunmas!...» öngörülmüştür.

6 TANztMAT SONRASı YÖNETSEL GELİşMELER 51 Bu arada, maliye sisteminde kimi düzenlemelere gidilerek ilk kez mali yılı için Batılı yöntemle bir devlet bütçesi hazırlamrken, kamu harcamalarımn bütçede ayrılan ödeneklere uygunluğunu denetlemek üzere 1862'de Divam Muhasebatı Ali (Sayıştay) oluşturulmuştur. Özetlemek gerekirse, Tanzimat, giderek çözülen İmparatorluğun çöküşünü önlemek ve etkisi altına girdiği Batılı ülkelerin Hıristiyan azınlıkları koruma gerekçesiyle siyasal karışmalarım önlemek amacıyla devleti yeni bir siyasal ve hukuksal düzene bağlamak çabasının ürünüdür. Bu nedenle, bireylerin toplumsal, siyasal ve hukuksal durumlarında aşamalı düzeltmeler ve yenilikler yapmayı amaçlayan bir reform dönemidir. Bu özelliğiyle Tanzimat, mülsümanlarla müslüman olmayanlar arasındaki eşitsizliği gidermek ve ulusal ayrımları ortadan kaldırarak aym hak ve çıkarları paylaşan öğelere dayalı bir Osmanlı birliği sağlamak çabasındadır. Ancak yapılan değişikliklerle uluslaşma ve ayrılıkçı hareketler engellenemediği gibi, yenilikler küçük bir aydın kesim dışındaki müslüman halk tarafından benimsenmemiştir. Öte yandan, yerel otoritelerin yeniden düzenlem... amacıyla çıkarılan yasa ve tüzüklerin uygulanmasına karşı çıkmaları da,tanzimat ilkelerinin yaygınlaşmasını önleyen bir etmen olmuştur. Kısacası, bütün bu gelişmeler toplumun siyasal ve yönetsel yapısında önemli bir değişiklik yaratmamış ve kişisel hak ve özgürlüklerin sağlanması şöyle dursun çağdaş anlamda bir erkler ayrımı bile gerçekleşmemiştir. Tersine Abdülaziz'in saltanatı, baskı rejiminin giderek kök saldığı ve Tanzimat ilkelerinin askıya alındığı bir dönem olmuştur. Bu rejime karşı çıkarak yeni Osmanlılar adıyla yurt dışında örgütlenen aydın bürokratların yoğun muhalefeti yine Batı ülkelerinin baskısıyla birlikte kamu "önetimi alanında yeni bir dönemin açılmasını sal!;lamıştır8 Tanzimatta Taşra Yönetimi Tanzimat'ın ilk yıllarında İmparatorluk yönetiminin taşra örgütlenmesi geleneksel sistemden önemli bir ayrım göstermemiştir. Bu yıllarda İmparatorluk, IS'i Avrupa'da, 17'si Asya'da ve 3'ü Afrika'da olmak üzere 3S ey alet ve 142 liva (sancak) ve 1320 kazadan oluşmaktadır9. Bu eyaletlerden Eflak ve Buğdan, Sırbistan ve Mısır özerk, Tunus ve Trablusgarp yarı özerk bir statüdedir. Eyaletlerin başında vezir samyla birer vali, livaların başında mirmiran yada kaymakam, kazaların başındaysa müdür yada mütesellimlcr vardır. S Tanzimat dönemındeki yönetim yapısı konusunda bkz: Eııyer Zıya Karaı: Osmanlı TarihI, Cilt: V, VI, VII, Türk Tarih Kurumu Yayını, XIII. Dizi, Ankara, 1983, 1976, Tanzimat dönemindeki siyasal yapı konıısunda bkz: Recai Galip Okandan:.Arrnne Hukukuınmda Tanzimat Devri, 100. Yıldönümünde Tanzimat, Maarif Matbaası, İstanbul, Adıgeçen eyaletler şunlardır: Edirne, Silistı'e, EfIak. Buğdan, Vidin, Niş, üsküp, Sırbistan, Belgrad, Bosna, Rumeli, Yanya, Selanik, Cezayiri Bahri Sefid, Girit, Kastamonu, Hiideven-' digar, Aydın, Karaman, Adana, Bozok, Sivas, Trabzon, Erzurum, Musul, Kürdistan, Harput, Halep, Sayda, Şam, Bağdat. Habeş, Mısır, Trablusgarp, Tunus.

7 AM.ı\rn İDARES1 DERGİst Gülhane Hattı'ndan önceki sistemde eyalet valilerine çok geniş yetkiler tanınmıştır. Aynı zamanda a,;keri bir komutan olan vali, Padişahın vekili sıfatıyla vergi toplamaktan güvenlik uygulamalarına ve suçluların cezalandmlmasına kadar varan her türlü konuda kamu gücünü elinde toplamıştır. Valinin bu geniş yetkileri bir ölçüde kadılarca sıııırlanabilmişse de 2. Mahmut döneminde kadıların salt şer'i yargı işlerinde yetkili sayılmasıyla yönetim ve güvenlik işleri tümüyle vali ve mutasarrıflara bırakılmıştır. Bu yönetim biçimi Tanzimat Fermanı'nın hükümleriyle bağdaşmadığı gibi, Tanzimat'ın hemen öncesinde Mısır valisi Mehmet Ali Paşa örneğinde görüldüğü üzere kimi valilerin devletin varlığını tehlikeye sokacak ölçüde güçlenmesine elverdiği için, 1840'lardan başlayarak valilerin yetkilerinde önemli kısıtlamalara gidilmiştir. Gülhane Hattı'nın geleneksel düzenlemeye ilişkin ilkeleri uyarınca Tanzimat döneminde yapılan yeniliklerin temel anlayışı, eyaletlerde valilerin yetkilerini sınırlandırarak Merkezin otoritesini artırmak olmuştur. Tanzimat merkezciliğinin sözcüsü olan ve Fransız yönetim sisteminden esinlenen Mustafa Reşit Paşa'ya göre yönetim örgütünün Tanzimat ilkelerine uygun çalışabilmesi için gerekli olan; valilerin «istibdat»cı yönetimine son vermek, bunun için de valiler dahil eyalet yöneticilerini aylıklı görevlilere dönüştürmek ve yetkilerini sınırlandırarak Merkeze bağımlı tutmak, bu arada halkın yönetime katılmasını ve valilerin «meşveret»le iş görmesini sağlamaktır. Tanzimaı'ın ilk yıllarında bu anlayışla, valiler uygulamalarından ötürü Babıali'ye karşı sorumlu tutulurken, askeri ve mali yetkilerini -astları olmakla birlikte- doğrudan Merkezle ilişkili olan görevlilerle -«ınuhafız» ve «defterdar»la- ıo bölüşmek zorunda bırakılmıstır. Öte yandan eyaletierin mali işleri «muhassılı emval (vergi toplayıcısı)>> denilen ve merkezden seçilerek atanan bağımsız memurlara bırakılmıştır. Liva (sancak) ve kaza merkezlerine atanmış olan bu muhassılların vergi toplama görevlerinin yanısıra her türlü kamu işlerini görüşmek üzere bir meclis (Meclisi İdare) oluşturmaları öngörülmüştür. Fransız yerel yönetim sistemi örnek alınarak bir tür yerinden yönetim organı olması amaçlanan bu «Meclisi İdare»lerin, aynı zamanda danışma yoluyla yerel yöneticilerin yetkilerini kısıtlaması tasarlanmıştır. Sancak ve kazalarda muhassıllar tarafından kurulacak olan bu meclislerin 13 üyeden oluşması düşünülmüştür. Sözkonusu üyeler, «muhassıl, iki katip, hakim, müftü, bir asker zabiti» ve halkın seçtiği dört seçkin kişiyle doğal üye olarak azınlıklardan üç din lideridir. Bu meclisin, vali yada kamu görevlilerinden birinin başkanlığında haftada iki-üç kez toplanarak gerekli konular ve kamu işlerini tartışması ve oturumlarda varılan yazılı kararların uygulamada gözönüne alınması isten- LO Bunlardan askeri yetkileri elinde bulunduran muhafız Babıscraskeri'ye, mali yetkileri olan deftnnhrsa maliye nezaretine bağlıdır.

8 TANZIMAT SONRASı YÖNETSEL GELİŞMELER 53 miştir. Kuruluş biçimiyle bu meclislerin taşıdığı iki ana özellik vardır. Bunlardan birincisi, eyalet memurlarının üyeler arasında çoğunluğu oluşturması ve valilerin başkanlığı altında merkezi yönetimin sıkı bir gözetim ve de netimine bağlı olmasıdır. İkincisiyse, müslüman olmayan üyelere yer vermesi nedeniyle Tanzimat ilkelerine uygun olarak sözkonusu toplulukların yönetime 'katılmalarını sağlamasıdır. Tanzimaftan sonra pekiştirilenkoyu merkezciliğin sakıncaları çok geçmeden belirmiş; bu uygulama 'merkezi yönetimin işlerini ağırlaştırdığı gibi, yerel yönetimleri işlerlikten yoksun bırakmıştır. Böylelikle Tanzimat yönetimi süregelecek olan bir ikilemle karşılaşmıştır. Bir yandan yönetimin et kin ve hızlı işleyebilmesi için yerel yöneticilere yeterince eylem özgürlüğü ve yetki tanımak isterken, öte yandan ayrılıkçı eğilimlerin kök saldığı ge niş bir İmparatorluk üzerinde merkezi birlik ve denetimi sağlamayı amaç lamıştır. 1840'larda ikinci amaç ağırlık kazandığından eyalet valileri, bir yan dan doğrudan Padişah'a karşı sorumlu bulunan kimi düşük konumlu memurların, bir yandan da Tanzimat'ın getirdiği Meclisin denetimi altına alın mıştır. 18S2'ye kadar valiler, sorumluluklarını yerine getirebilmek için her sorunu İstanbul'a danışmaktan kurtulmak ve daha geniş bir yetkiyle dona tılmak gereksinmesi duymuşlardır. Gerçekten valilerin yetkilerinin çok kısıtlanmış olması nedeniyle eyalet lerde yönetimin aksaması, özellikle güvenlik konularında önemli sorunların doğmasına yolaçmıştır. Ancak Tanzimat döneminde de taşra yönetimindeki düzensizlik ve bozukluğun sürdüregelmesinin nedeni, kuşkusuz, salt yöneticilerin yetkisizliği değildir. Yöneticilerin atanma ve değiştirilme biçimi de bu alanda önemli bir rol oynamıştır. Atanmalar çoğunluk kayırma, etki ve rüşvet sonucu yapılmış yada bir sürgün yöntemi olarak kullanılmıştır. Valiler, hemen hiç tanımadıkları ve ancak kısa bir süre kalacakları bir eyalete gönderilmiş ve geçimlerini yerel kaynaklardan kendileri sağlamak zorunda bırakılmıştır. Kimi alt düzey kamu görevlileri ayhkh olmakla birlikte, bu ücret görevi gereğince yerine getirmek ve dürüst yaşamak için yeterli olmaktan çok uzak kalmıştır. Taşra yönetimindeki güçlüklerden biri de meclislerin işleyiş biçiminden doğmuştur. Gerçi bu meclisler, yönetilenlerin görüşlerini yansıtmak ve yöneticilerin gelişigüzel davranmalarını önlemek üzere kurulmuştur. ama uygulal11alardan beklenen sonuç sağlanamamıştır. Meclisler halkın gerçek bir temsilcisi olamadığı gibi, yönetim için bir denetleme organı niteliği kazanamamıştır. Bu nedenle, kısa bir süre sonra merkezi denetimi yerel yetkileric bağdaştırmak ve taşrada yönetime işlerlik ve hız kazandırmak üzere eyalet yönetiminde kimi değişikliklere gidilmiştir. Bu amaçla 18S2'de yayınlanan bir Fermanla, muhassıl, defterdar (yada mal müdürleri) ve zaptiye görevlileri valinin yönetimine verildiği gibi, genel düzenin sağlanması konusunda yet kileri genişletilerek taşra yönetimi güçlendirilmek istenmiştir. Böylelikle kimi eyalet - memurlarının görevlerine son verme dahil geniş yetkilerle donatılan vali, 1858 tarihli bir Talimatname'yle devletin temsilcisi niteliğini l;a. zanarak eyaletin her işinden kişiselolarak sorumlu sayılmıştır. Bağımsız

9 54 Aı\U"m İDAREst DERGİSi (bir eyalete bağlı olmayan) sancakların yönetimini üstlenmiş olan muta sarrıflara da aynı yetkiler tanınmıştır. Ancak taşra yönetimine ilişkin bu iyileştirici uygulamalar, özellikle Avrupa eyaletlerindeki Hıristiyan halkın baskı altında yaşadığı görüşünde olan Batılı ülkelerce yeterli bulunmamış ve 1856 Fermanının öngördüğü ilkelerin gerçekleştirilmesi yolundaki başvurulan ve karışmalarından ötürü daha ge niş kapsamlı bir düzenlemeye gidilmiştir. Bu düzenlemelerde özellikle, yetkileri genişletilerek eyaletiere atanacak deneyimli ve yetenekli valiler -ancak çok önemli konularda Merkeze da nışmak dışında- yerel işlerde bağımsız davranma olanağı tanıma ilkesi gö zetilmiştir. TanzİInat'tan sonra bu anlayışıyla taşra yönetiminde yapılan ilk sistemli düzenleme 1864 tarihli «Vilayet Nizamnamesi» olmuştur. Fransız yönetim örgütlenmesini (departmanları) model alan bu Nizamname, herşeyden önce yönetsel bölünme alanında yeni bir düzenlemeye giderek en büyük yöne. tim birimini «eyalet»ten «vilayehe çevirmiştir. Çeşitli yönetim birimlerini tanımlayan Nizamname'ye göre, vilayetler liva (sancakylara, livalar kazalara, kazalarsa köylere (kariye) ayrılmaktadır. Yöneticilere gelince, bunlar vilayet te vali, sancakta mutasarrıf, kazadaysa kaymakamdır. Bu yöneticilerin tümü, Padişah tarafından yada Merkezden atanan memurlardır. Halk tarafından seçilen sadece muhtarlardır. Görüldüğü gibi, ancak en alt düzeydeki yöneticiler için halkın seçimi sözkonusudur. Bu yönetim hiyerarşisi, merkezicilikle yerinden yönetimin bir karışımı olmuştur. Vali, geniş yetkilere sahip olmakla birlikte Merkezden atanan bir görevli niteliğini korumuştur düzenlemesi, atanmış memurlar hiyerarşisinin yanısıra, Tanzimat'ın getirdiği yerel meclisin kapsamını genişleterek anılan yöneticilere bağlı bir meclisler hiyerarşisi de yaratmıştır. Buna göre her vilayet, sancak ve kazada yöneticiye bağlı bir Meclisi İdare'nin bulunması öngörülmüştür. Nizamname, bu meclislerin görev ve yetkilerini saymamakla birlikte, bunların çeşitli konularda danışma niteliğindeki kurullar oldukları anlaşılmaktadır. Her meclisin üyeleri arasında kimi yerel memurlar görevleri gereği yer almışlı, sancak ve kaza meclislerindeyse müslüman olmayan «millet»lerin din önderleri doğal üye sayılmıştır. Ancak bunlara ek olarak üç yönetim düzeyinin herbirindeki meclisler, seçilmiş kimi üyeleri de kapsamına almıştır. Bunlar vilayet ve sancak meclislerinde ikisi müslüman, ikisi de müslüman olmayan dört üye, kaza meclisindeyse dinine bakılmaksızın üç üyedir. Bu durum, niteliği ne olursa olsun seçim ve temsil ilkesinin alt yönetim bölümlerine ka dar yaygınlaştırılması anlamına gelmektedir. Vilayet Nizamnamesi, «idare meclisleri»ne oranla temsil niteliği daha yüksek olan iki yeni organ getirmiştir. Bunlardan birincisi, her vilayette kurulması öngörülen Meclisi Umumi (genel meclis)tir. Bu meclis, 2 si «müslim», 2 si «gayri müslim» olmak üzere her sancak için seçilmiş 4 temsilci- II Sözgelimi vilayet idare meclisinde yer alan görevliler; şeri mahkemeler müfettişi, def terctar, mektupçu ve siyasal işler müdürüdür.

10 TANZIMAT SONRAsı YÖNETSEL GELİŞMELER 55 den oluşmaktadır. Bu temsilciler, sancaktaki kazaların -seçilerek görevlendirilmiş- meclis üyeleri arasından seçilmektedir. Meclise başkanlık eden valiye önemli yetkiler tanınmıştır. Örneğin gündemdeki konulardan ve su nulmuş dilekçelerden hangilerinin görüşüleceğine karar veren validir. Meclis yılda en çok 40 gün toplanır. Meclisin görevi, kamu işleri, vergiler, kolluk işleri, tarım ve ticarete ilişkin konuları tartışarak karara bağlamaktır. Ancak «mazbata» adını taşıyan meclis kararlarının, Sultanın onayı olmadan yürürlüğe girmesi sözkonusu olmadığı için, bu meclisler yürütme kararı alamayan birer danışma organı düzeyinde kalmışlardır. Fransız modelinden esinlenen bu organ İmparatorluk için bir yeniliktir. Nizamname'nin getirdiği ikinci yenilikse her vilayet, sancak ve kaza için kurulan hukuk (Meclisi Temyizi Hukuk) ve ceza (Meclisi Cinayet) mahkemeleridir. Mahkeme başkanları Şeyhülislam tarafından atanmakta, ancak her yönetim düzeyinde hukuk mahkemesinin öteki üyeleri, seçilmiş 3 müslüman, 3 de müslüman olmayan üyeden oluşmaktadır. Bu mahkemelerin kurulmasıyla taşrada adliye (yargı) ile idare (yönetim) birbirinden ayrılmakta ve yargı görevi yerel bir özellik kazanmaktadır. Böylelikle yerinden yönetim ilkeleri doğrultusunda önemli bir adım atılmış olmaktadır. Gerçekten bu düzenleme Ali Paşa'nın deyişiyle {,halkın ülke işlerine katılma ilkesinin uygulamaya konulması ve yü. rür1ükteki merkezcilik yöntemindeki mutlakiyet idaresinin hafifletilmesi ve giderilmesi» amacı gütmüştür. Bu Nizamname'yle getirilen ilkelerin işlerliği sınanmak üzere Tuna Vi layeti adıyla Mithat Paşa'nın valiliğinde bir deneme vilayeti kurulmuş12 ve burada önemli değişmeler sağlandığı için uygulama genelleştirilmiştirb. Adı geçen Nizamname'nin (1287) 1870'de yürürlüğe giren «İdarei Umu miyeyi Vilayet Nizamnamesi»yle önemli ölçüde değiştirilmesi sonucu, yerin den yönetim sistemi daha da belirgin bir özellik kazanmıştır. Bu Nizamna. me herşeyden 'önce, çeşitli memur ve meclislerin yetkilerini tanımlayarak 1864 Nizamnamesinin belirsiz noktalarını açığa kavuşturmaya çalışmıştır. Gerçekten yeni düzenleme «nahiye»yi, köyler yada çiftlikler bileşimi olarak tanımlamış ve böylece yönetim hiyerarşisinde kaza'yla köy (kariye) arasında yeni bir aşama yaratmıştırl4 Bir müdür'ün yönetiminde olan nahiye, kendi alanına giren köylerin ihtiyar meclislerinden gönderilen üyelerden oluşmuş bir <<İdare meclisi»ne sahiptirıs. Vali tarafından atanan ve yöre halkından olan nahiye müdürü, başta kaymakam olmak üzere vilayetin üst yönetim organlarına karşı nahiyenin mülki amiri olarak sorumludur. Başlıca gö revleri, vergi ve güvenlik işlerinde görevlilere yardımcı olmak ve nahiye 12 Tuna vilayeti, halkının çoğunluğu Imparatorluk yönetimine karşı sık sık ayaklanan Bul gariardan oluşan Rusçuk, Vidin ve Niş eyaletlerini içine almıştır. 13 Mithat Paşa'mn yönetimindeki Tuna valiliği, Nizamnameye göre örgütlendikten sonra özel Iikle alt yapı sorunlarının çözümü, güvenlik ve tarım konularında önemli gelişmeler gös. tenniştir Nizamnamesi «bir kaç köylin toplanmasından oluşan ve kazalara katılan yerleşme. ler. olarak tanıınladıgı nahiye'den sözetmişse de kuruluş ve yönetilme biçimine ilişkin hükum getinnemiştir. 15 Gerçi bu yönetmelik belediyeyi bir yönetsel varlık olarak tanımışsa da, belediye örgütü an cak 1877'den sonra geliştirilmiştir.

11 56 AMME İDARESİ DERGİSI meclisine başkanlık ederek kararlarını yürütmektir. Yılda dört kez bir haf. talığına toplanan nahiye meclisinin kararları, kaza kaymakamının onayı ve nahiye müdürüne vereceği «emir yada talimat»la uygulanabilmektedir. Meclisin görevleriyse köyler arası işlerin ve otlak, orınan gibi kamu mallarının gözetim ve iyileştirilmesi ve ekonominin geliştirilmesine ilişkin konuları görüşüp karara bağlamaktır. Adli konulara karışamayan nahiye yönetiminin köyorganların (muhtar ve ihtiyar meclislerinin) görevine de karışma yetkisi yokturl6 Yine 1870 Nizamnamesi, valiye, vilayet ve alt yönetim birimlerinin görevileri, hatta askeri yönetici üzerinde daha geniş yetkiler tanıyarak yerel yönetime bütünlük ve serbestlik kazandırmıştır. Çeşitli taşra memurlarının valiye ve Merkeze karşı olan çifte sorumluluğuna özellikle son verilmemiştir ama valinin yetkileri artırılmıştır. Adalet işleri vilayet yönetiminden kesin çizgilerle ayrılırken, her türlü kamu görevinden vali sorumlu sayılmıştır. Bu durum, Osmanlı yönetiminde sıkı bir merkezciliğin giderek yerini ileri bir yetki genişliğine bırakma eğiliminin bir yansıması olmuştur. Öte yandan, aynı Nizamname, genel meclislerin görüşüp karara bağlayacakları iş ve konuların sayısını ve kapsamını da genişletmiştir. Ancak yerinden yönetim örgütlenmesinin bir çekirdeği sayılabilecek olan bu meclisler, yine yürütme kararı almaya yetkili olmadıkları gibi, yerel bir yürütme organının da yoksun kalmıştır. Gerçi Tanzimat sonrasında etkinlik kazanan yerinden yönetim eğilimleri halkın devlet işlerine katılmasınısağlamak bakımından yararlı olmuşsa da, bu gelişmeler, toplumdaki iç değişmelerin ürünü olmaktan çok dış baskı ve etkilerin sonucu olarak belirmiştir. Bu değişmelerin temelinde Batılı yönetim sistemine öyküumenin yanısıra, azınlıkların yönetime katılımlarının sağlandığı izlcnimi vererek Batılı devletlerin İmparatorluğa siyasal karışmalarını önleme düşüncesi yatar. Bu örgütlenmenin özellikle Hıristiyan nüfusun yoğunlaştığı vilayetlerde denenmesi bunun belgesidir. Batılıların kimi bölgeler için özerkliğe kadar varan yerinden yönetim istemlerine karşı, 1870 Nizamnarnesi 2. Meşrutiyet'e kadar teme1ce yürürlükte kalmıştır. Nizamname'nin getirdiği vilayet sistemi, giderek İmparatorluğun taşra yönetiminin temelini oluşturmuştur. Bir kaç kez düzeltme gören Nizamname'ye çeşitli eklemeler yapılmıştır. İmparatorluğun türdeş olmayan yapısı, tüm vilayetlerin tek bir kalıba uydurulmasını zorlaştırmıştır l7 16 Daha çok Batılı dcvletlerin istekleri doğrultusunda geliştirilen nahiye yönetiminin kuruluşunda ist~ksiz davranıldılb için uygulama ajanı çok sınırlı kalmıştır..bu konuda Avustur. ya - YIacaristan ve Rusya'nın sürekli baskıları sonucu 1876'(\a bir Nevahi Nizamnamesi yüriirlüğe girmiştir. Nizamname, nahiye müdürü yc meclisin halk tarafından seçiimesini ve bu organların nahiye halkımn dinsel ve etnik bileşimini temsil ilkesine göre oluşturulmasını öngönnüş, haftada iki kez toplanacak olan mecliste müdüre halkla genel yönetim arasında aracı niteliğinde bir görev yüklemiştir. Yerel topluluklara geniş bir özerklik tanıyan bu Nizamname, uygulanma olanağı bulamamıştır yılında yeni Niznmnamenin getirdiği yönetsel bölümlenmeye göre, İmparatorluk Ru melide 10 vilayet ve 44 sancak (yada mutasarrıflık), Asyada 15 vilayet 74 sancak, Afrika'daysa 1 vilayet ve 5 sancaktan oluşmuştur.

12 TANZIMAT SONRASı YÖNETSEL GELİşMELER 57 Bu nizamnaıne çeşitli yenilikler getirmesine karşın, taşra yönetiminin sorunlarını çözümleyememiş ve yönetimdeki yolsuzluk, düzensizlik ve yeter sizlikler süregelmiştir. Yöneticiler çoğunlukla etkisiz kalmış, kişisel çıkarla rına öncelik tanımış ve yönetirnde yozlaşma ilgisizlik ve savsaklama azal mamıştır. Genel meclislere gelince, işleyişindeki aksaklıklar bir yana, 1870'lerden sonra toplanma olanağı bile bulamamıştır. Bu koşullar altında eski düzen bile özlenir olmuşturlb. i. MEŞRUTİYET -..~,_._' ,-, '-",_.,... ~. ~,~ '--'1._..., Batı liberal düşüncesinin etkisi altındaki bürokratik muhalefet, Abdülaziz rejiminde süregelen çözülmeyi durdurmak ve yeni bir siyasal ve yönetsel sis temle Osmanlı birliğini korumak üzere eyleme geçmiştir. Bu amaçla, 1876'da Abdülaziz tahtan indirilerek yerine, öngörülen reformları yapacağı umulan 5. Murat geçirilmiştir. Ancak, tahta çıkışından sonra yayınladığı Hattı Hü mayun'da «Devletin idarei umumiyesi (genel yönetimi) kavanini kaviyye ile (sağlam yasalarla) takyid olunmalı (donatılmalı)>> gibi genel deyişlerle ye. tinen 5. Murat, Meşrutiyet yandaşlarını hoşnut edememiştir. Bunun üzerine Devlet Şurası Başkanı Ahmet Mithat Paşa'ya «Devleti Aliye idaresinde usulü idarei Meşrutiyeti kabul» ve ilan etmek, Sarayla Babıali (Heyeti Vükela) ara sındaki anlaşmazlıkları gidermek üzere güvence veren 2. Abdülhamit tahta geçirilmiştir. Bununla birlikte Meşrutiyet'in ilanında en önemli rolü oynayan, yine Batı ülkelerinin baskısı olmuştur: Abdülaziz zamanında özellikle Balkanlarda yoğunlaşan uluslaşma devi nimlerinin sonucu olarak önce Bosna Hersek, sonra Bulgarlar ayaklanmış, bu ayaklanmalara Sırp ve Karadağ beylikleri de katılmıştır. Osmanlı devleti, ayaklanmaları bastırmışsa da bu durum Rusya'nın işe karışmasına neden ol muştur. Slav topluluklar üzerindeki Rus nüfuzunu kırmak amacıyla İngiltere'nin girişimiyle Balkan sorunlarının çözümü için 1876'da İstanbul'da bir konferansın (Tersane Konferansı'nın) toplanmasına karar verilmiştir. Osmanlı yönetimi, Rusya'yla anlaşmazlık kaynaklarını ortadan kaldırmak ve Balkanlarda istenen reformları gerçekleştirmek üzere kalıcı bir güvence ver rnek gereğini duymuştur. Bu amaçla iç muhalefetin istekleri doğrultusunda kişilerin hak ve özgürlüklerini yasal temellere dayandıracak ve Padişahın yetkilerini belli kurallarla sll1ırlandıracak bir Kanunu Esasi (Anayasa)nın hazırlanması yoluna gidilmiştir. Özel bir komisyon (cerniyeti mahsusa) tarafından hazırlanarak Ahmet Mithat Paşa'nın sadrazamlığında «Meclisi vü ke1a»ca incelenip kabul edilen 1293 tarihli Kanuni Esasi Padişahın onayından geçirilmiş ve 23 Aralık 1876'da Tersane Konferansının ilk oturumu sırasında «Memaliki Osmaniyenin (Osmanlı ülkesinin) her cihetinde (köşesinde) düsturülamel olmak (uygulanmak) üzere>, ilan edilmiştir. Böylece Osmanlı tarihinde parlamenter monarşi (meşrutiyet)'ye dayanan ilk Anayasa yürürlüğe girmiştir. ı8 Tanzimat döneminde yerel yönetimlere ilişkin ayrıntılı bilgi için bkz. tiber Ortaylı: Tanzimat'tan Sonra Mahalli İdareler, TODAlE Yayını, Ankara, 1974.

13 58 AMME İDARESi DERGISI Bu Kanuni Esasi, kendine özgü bir siyasal öğreti ve ideolojinin ürünü olmadığı gibi, biçim ve içerikce gerçek bir Anayasa niteliği taşımaktan da uzaktır. Herşeyden önce, 1293 Anayasa'sı Fransız ve Belçika liberal hukukunun monarşiye uyarlanmış bir yansımasıdır. Öte yandan, halk yada onwı temsilcisi olan bir yasama organı yada bir kurucu meclis tarafından değil, hiçbir temsil niteliği bulunmayan bir özel komisyon tarafından hazırlanmıştır. Üstelik halk yerine Padişahın hak ve yetkilerini onaylayıp pekiştiren bu yasa, bireylere bağışlanan hakları siyasal ve hukuksal yaptırımlardan yoksun bıraktığı gibi, Padişaha gereğinde bu hakları askıya alabilecek yetki ve olanaklar tanımıştır. En önemlisi, Anayasa kendisini herhangi bir yaptırıma bağlamış değildir. Kanunu Esasi, «Zatı Hazreti Padişahi, hasbel hilafe (Halife olarak) dini İslamın hamisi ve bi1cümle tebaai Osmaniyenin (Osmanlı uyruklarının) hükümdar ve padişahıdır» maddesiyle devletin teokratik ve monarşik yapısını sürdürmüştür. Anayasa'da Sadrazam da dahil tüm vekillerin atanma (nasb) ve görevden alınmalarının (azil) Padişahın yetkisine bırakılması ve «Meclisi vükela»nın alacağı her türlü kararın yürürlüğe girebilmesi için Padişah onayının (iradei seniye'nin) öngörulmesi nedeniyle yürütme gücü Padişahta tep lanmıştır. Yine 1293 Anayasası'nda, yasama işlerini yürütmek üzere «Mebusan» ve «Ayan» meclislerinden kurulu bir «Meclisi Umumi» oluşturulmakla birlikte, gerçekte yasama erki de Padişahın eline bırakılmıştır. Anayasa'ya göre, bir konunun Meclisi Umumi de görüşulüp karara bağlanabilmesi için Padişahın izni gerektiği gibi19, Heyeti Mebusan'ca benimsenmesi yeterli değildir. Bunun yanısıra Meclisi Umumi'nin bir kesimini oluşturan ve üyeleri Padişah tarafından yaşam boyu atanan Heyeti Ayan'ın (Ayan Meclisi'nin) kabulü gereklidir. Böylelikle halkın temsilcilerinden oluşan Mebuslar Mec lisi, Padişah'tan başka, temsili niteliği bulunmayan Ayan Meclisi'ne bağımlı tutulmuştur. Üstelik Ayan Meclisinin de kabul ettiği bir kararın yürürlüğe girebilmesi için yine Padişahın onayına (iradei seniyei Hazreti Padişahi'ye) gereksinme vardır. Öte yandan 1293 Kanunu Esasl'si yürütme ve yasama organları arasında, Padişahın mutlak denetiminde olan yürütme organı (Sadrazam ve vekiller) lehine bir dengesizlik yaratmıştır. Gerçekten Anayasa, Padişahın gereğinde Mebuslar Meclisini dağıtabilmesine olanak verirken20, milletvekillerine (mebuslara) bakanlar kurulunu (vükela'yı) düşürme yetkisi tanımamıştır. Vekilleri yasama organı karşısındaki sorumlu saymayan Anayasa, vekillerle Meclis arasında belirecek anlaşmazlıkları çözme yetkisini Padişaha tanı 19 Anayasa'ya göre «kanun tanzimi veyahut kavanini mevcudeden birinin tadilinne ilişkin «İstidm>, «evvelce makamı sadaret vasıtası ne tarafı Şahaneden istizan olunarak (izin alınarak) iradei seniye müteallik buyrulur ise» «layiha tanıimi» için «Şurayı Devlete havale olunur. ıo "Meclisi Umumi'nin ledeliktiza (gerektiğinde) Heyeti Mebusanın -azası yeniden intihab olunmak şartile- feshi, hukuku mukaddesei Padişahi (Padişahın kutsal haklarr) cümlesindendir»_

14 TANZIMAT SONRASı YÖNETSEL GELİŞMELER 59 mıştırıı. Bu durumda Meclis -uygulamada- bir danışma organı olmaktan öteye geçememiştir. Anayasa gereği, yapılan bir seçimle 69'u «müslim», 46'sı da «gayri müslim» olmak üzere LLS Mebusan ve 26 Ayan Meclisi üyesinden oluşan ilk Meclisi Umumi 20 Mart 1877'de toplanmıştır. Ancak sı~ıriı yetkilerine karşın «Mebusan»ın Padişahı temsil eden vekillere karşı yönelttiği ağır eleştiriler, 28 Haziran 1877'de bu ilk Meclisin dağıtılmasına yolaçmıştır. 1878'de yapılan yeni bir seçimle ikinci Mebusan Meclisi oluşturulmuştur. Bu meclis de, o sıralarda patlak veren Osmanlı - Rus savaşının (93 Harbi) acı sonuçlarından hükümeti sorumlu tutması nedeniyle 2. Abdülhamit tarafından Başvekalet'e getirilen Ahmet Vefik Paşa aracılığıyla 13 Şubat 1878'de -yeniden toplantıya çağınlmamak üzere- süresiz olarak dağıtılmıştır. Daha sonra 1324 (1908) Meşrutiyetini ilan eden Hattı Hümayun'unda Abdülhamit, Meclisin kapatılmasını ve Anayasanın askıya alınmasını halkın anayasal bir yönetim için yetersizliğine bağlayacaktır22 Böylelikle sona eren ı. Meşrutiyet rejimi, yerini yine Padişahın mutlak otoritesi ve sınırsız yetkilerine bırakmıştır. «Abdülhamit istibdatı»nda yasama ve yürütme yetkileri Padişahın tekeline geçerken, daha önce oluşturulan devlet organları da işlerliğini yitirmiştir. İstibdat döneminde yönetim mekanizması daha da yozlaşmış, devlet işlo rinde rüşvet (yiyicilik) ve kayıncılık yaygın bir uygulama özelliği kazanır. ken, sorumlu yöneticiler aleyhine işleyen jurna1cılik, bürokrasi'de izleri gü. nümüze kadar uzanan işleri savsaklama ve sorumluluktan kaçınına geleneğinin kaynaklarından biri olmuştur. Öte yandan, başta söz, düşünce, basın, toplanma, örgütlenme ve öğrenim özgürlüğü olmak üzere Anayasa'nın getirdiği tüm hak ve özgürlükler askıya alınmış ve her türlü özgürlükçü muhalefet sansür yada baskı yöntemleriyle engellenmiştir. Koyu bir baskı düzeni uyguladığı gibi, İmparatorluğu dağılmaktan alı koyamayan Abdülhamit rejimine karşı siyasal muhalefet, Jön Türkler adıyla ülke içinde ve dışında örgütlenerek uzun süreli bir mücadeleye girişmiştir. 1902'de Pariste yapılan Jön Türk kongresinde ortaya çıkan iki kesimden biri ve en etkini olan İttihat ve Terakki Cemiyetinin çabaları, yine Batı ülkelerinin baskısıyla birleşerek Osmanlı tarihinde 2. Meşrutiyet'i başlatmıştır23 21 "VükeJa ilc Heyeti Mebusan arasında ihtilaf. durumunda «vükejanın tebdiii veyahut müccddeten (yeniden) intihap olunmak üzere Heyeti Mebusanın fesh! yedi Iktidarı (yetkisi) münhasıran Hazreti Padişahidedir». 22 Anayasayı yeniden yürürlüğe sokan HrJtl Hlimayun'da Padişah'n göre; Kanunu Esasİ ilan olunduğunda «agrazı muhtelife (çeşitli ç.ıkarlar) menafii umumiyc (genel çıkarlar) fikrine tekaddüm ettiğinden (önce geldiğinden)>> "bınunu mczkur» (adıgeçen yasa) «tatil olunmuş». "ancak o vakitten şimdiye kadar geçen ahval ij~ efkar ve temalüvatı umumiyenin (genci düşünce Ye ooj;ilimleri) neticesinde memleketin idarei meşnıtaya kabiliyeti meşhut olması (kanıtlanması) ile Kanunu Esasi'nin kaffei ahkamı (tüm hükümleri) meriyülicra olmuş tur (yürürıüğe girmiştir) Meşrutivet ve tstibdat dönemlerindeki yönetsel yapı konusunda bkz: Enver Ziya Karaı: Osmanlı Tarihi, Cilt: VIII, Türk Tarih Kunımu Yayını, Ankara, Meşrutivet ve tstibdat dönemlerindeki an;)va,a1 ve siyasal gelişmeler konusunda bkz: Recai Galip Okandan: Amme Hukukumuzun Ana fiatlan, C: 1, İstanbul Universitesl, Hukuk Fakültesi Yayını, Istanbul, 1957.

15 60 AMME İDARESİ DERGISİ II. MEŞRUTİYET Gerçekten, özellikle İttihat ve Terakki Cemiyetinin öncülüğünde 2. Abdülhamit rejimine karşı giderek yoğunlaşan asker ve sivil bürokrasinin siyasal muhalefeti; baskı, gözdağı ve eylemli kalkışımlarıyla 2. Meşrutiyet'e yolaçan temel etmenlerden biridir. Öte yandan Rumeli'de yapılacak reformları görüşmek üzere Ravel'de toplanan büyük devletlerin İmparatorluğun iç işlerine karışmalarından duyulan kuşku, yeniden Anayasal düzene dönüşü hazırlayan bir başka etmen olmuştur. Bu iç ve dış baskılar sonucu 2. Abdülhamit'in 24 Temmuz 1908'deki İradei Seniyesi'yle 1876 Kanunu Esasisi yeniden yürürlüğe girmiş ve Meclisi Mebusan toplantıya çağrılmıştır. Yapılan seçimler sonunda Ahmet Rıza Bey'in başkanlığında yeniden toplanan Meclisi Mebusan'da İttihat ve Terakki üyeleri büyük bir çoğunluk sağlamıştır. Bu Meclis, kısa bir süre içinde verdiği güvensizlik oyuyla hükümeti düşürerek kendi doğrultusunda bir bakanlar kurulu oluşturacak kadar güç kazanmıştır. Ancak yeni rejim ve onun organları Nisan 1909'da «31 Mart» adıyla bilinen bir ayaklanmayla gelenekçi ve islamcı güçlerin eylemli tepkisine uğramıştır. Selanikten gelen Hareket Ordusu tarafından bastırılan bu ayaklanma, 2. Abdülhamid'in tahtan indirilmesiyle sonuçlanmıştır. 5. Mehmet adıyla Padişah olan Sultan Reşat'ın Meclis önünde "Şeri Şerif ve Kanunu Esasi Mucibince İcrayı Hükümet edeceği» yolundaki yeminiyle yeniden işlerlik kazanan Meşrutiyet ve Parlamento, varlığını güvence altına almak üzere yasal önlemlere gereksinme duymuştur. Bu amaçla 1325 (1909)'de Meclisi Mebusan tarafından 1293 (1876) Kanunu Esasisi'nde önemli değişiklikler yapılmıştır24 : Gerçi 1325 Anayasası'nda devletin monarşik ve teokratik niteliği olduğu gibi korunmuş, üstelik dinsel özelliği daha da pekiştirmiştir. Ancak, öngörülen siyasal sistemde ve organların kuruluş ve işleyiş biçimleri konusunda anlamlı değişiklikler yapılmıştır. Başka bir deyişle, 1325 değişikliğinde 1293 Kanunu Esasisi temel alınmışsa da, Meclisin yetkileri genişletilerek Anayasanın Meşruti yönetim ve halk egemenliği ilkeleriyle biraz daha bağdaştırılmasına çalışılmıştır Anayasası'nın dayandığı en genel ilke, devlet işlevlerini birbirinden ayırarak bunları ayrı organlara bırakmak ve bu organlar arasında bir çalışma birliği ve karşılıklı denetim ilişkisi kurmak olmuştur. Ancak 1876 Anayasa'sıyla oluşturulan Meclisin karşılaştığı durum gözönünde bulundurularak, 1909 Anayasasındaki değişiklikler ilkece yasama organı (Meclis) lehine belirmiştir. Bu değişiklikler arasında en önde geleni Padişahın yetki ve ayrıcalıklarının -başta Meclis olmak üzere- belli organlar ve kurallarla sınırlandırılmasıdır. Yeni Anayasa, Padişahı göreve başladığında Meclis önünde Anayasa hükümlerine ve "Vatan ve Millete» bağlılık yemini etmekle yükümlü tutmuştur. Öte yandan, önemli bir yenilik olarak bu Anayasa, yürütme or Kanunu Esasİ'si ve 1325 değişikliklerinin metni için bkz: Server Tanilli: Anayasalar ve Sıyasal Belgeler, SAY Yayınları, İstanbul, 1976.

16 TANZİMAT SONRASı YÖNETSEL GELİŞMELER 61 ganını (Heyeti Vükela'yı) Padişahın mutlak denetiminden azçok kurtardığı gibi ilkece Meclise karşı sorumlu saymıştır. Gerçekten Anayasa'ya göre herşeyden önce, Padişaha tanınan geniş yetkiler Sadrazam ve vekiller tarafından kullanılacak ve bundan doğacak sorumluluk yine Vekiller Heyetinin olacaktır. Öte yandan -Sadrazam doğrudan Padişah tarafından seçilip atanmakla birlikte- «vükela>} Sadrazam tarafından oluşturulacak, ancak bu kurulu onamak ve gereğinde vekilleri görevden almak ve değiştirmek hakkı Padişahın olacaktır. Böylelikle gerçek yürütme gücünü elinde bulunduran nazırlar, yürütme kararlarında imzalarıyla Padişahın yetkisini paylaştığı gibfs, ilkeee Meclisin güvencesi altına alınmıştır. Öte yandan, yürütme organı yeni Anayasayla Meclise (Meclisi Mebusan'a) egemen olmak şöyle dursun her bakımdan ona bağımlı ve sorumlu bir duruma sokulmuştur. İlk olarak, Hükümetin ve tek tek nazırların mebuslardan yada Meclisten güvenoyu alma ve bu güveni sürdürme zorunluluğu, ya-;acna organına yürütme gücü üzerinde tam bir denetim olanağı sağlamıştır26 Ayrıca nazırıarın kendi bakanlıklarını ilgilendiren konularda olduğu kadar, bir bütün olarak Hükümet işlerinden Meclise karşı sorumlu tutulmaları27, Meclis denetimine bir süreklilik ve işlerlik kazandırmıştır. Sözkonusu yetkilerle donatılan yasama organının varlığı ve çalışması da güvence altına alınmıştır: Bu amaçla Meclisi Umumi'nin her yıl Kasım başında çağrılmadan (bila davet) toplanması ve Mebusan Meclisi'nin kararıyla zamanından önce toplantıya çağrılması ve toplanma süresini uzatabilmesi öngörülmüştür. Öte yandan, yine Meclisi Mebusan'a kendi başkanını seçme hakkı tanındığı gibi, nazırlar ve Ayan Meclisi üyeleriyle birlikte mebuslardan herbirine -alanı sınırlanmaksızın- yasa önerisinde bulunma yetkisi tanınmıştır. Ancak, bütün bu hükümlere karşın Meclisin tam bir varlık güvencesi altında bulunmadığı görülmektedir. Önce, kendiliğinden toplanması öngörülmekle birlikte, Meclisin açılması ve kapanması, olağanüstü durumlarda zamanından önce toplanması, Padişahın kutsal haklarından sayılarak onun iznine bırakılmıştır. Öte yandan 1876 Anayasası'nın Padişaha tanıdığı Meclisi dağıtma (fesih) yetkisi çok sınırlandırılmışsa da yine de varlığını korumuşturu. 25 «Heyeti vükelaca ittihaz oluncm (alınan) kararlar umum vükelanın (,'ckillerin) imzalarını havi olacak ve o imzaların balasına (başına) muhtacı tasdik olduğu (onanınası gerektiği) takdirde tarafı Hazreti Padişahiden vazı iınza (imza koyma) buyrulacaktır». 26 «Hakkında ademi itim at (güvensizlik) beyan olunan nazır sakıt olur (düşer). Reisi vükela (Sadrazam) hakkında ademi itimat beyan olduğu halde (durumda) Heyeti vükela hep birden sukut eder (düşer). 27 Anayasa'ya göre «vükeia Hükümetin siyaseti umumiyesinden müştereken ve dairei nezaretlerine ait muamelattan dolayı münferiden Meclisi Mebusana karşı mesuldür. 28 «Meclisi Umuminin miadında (zamanında) küşat (açılma) ve tatili, ahvali fevkaladede (olağanüstü durumlarda) vaktinden evvel içtimaa daveth, belli koşullarda «Heyeti Ayanın muvafakati ilc ledelikıiza (gerektiğinde) feshi, hukuku mukadcıesei Padisahidend!r.

17 62 AMME İDARESİ DERC;!Sr Ancak Meclisin dağıtılabilmesi, yürütme organıyla çozumsüz bir anlaşmazlığa düşmesi önkoşuluna bağlanmıştır. Böyle bir durum belirdiğinde önce Hükümetin istifası ve Meclis'ten güvenoyu alan yeni bir Vekiller Heyeti'nin kurulması gerekmekte ve bu hükümetin de aynı anlaşmazlığı sürdürmesi du rumunda Padişah, Ayan Meclisinin onayını alarak Meclisi dağıtabilmektir. Meclis dağıldığında, halkın oyuna başvurulmasına ve Meclisi Mebusan'ın üç ay içinde yeniden seçilerek toplanmasına gerek vardır. Öte yandan, Meclisin kullandığı yasama yetkisinin de tam ve bağımsız olmadığı belirtilmclidir. Mebusan Meclisinin aldığı herhangi bir yasama ka rarının yürürlüğe girebilmesi için, üyeleri Padişahca atanan ve bir temsil niteliğinden yoksun olan Ayan Meclisinin kabulü ve «İradei Seniyei Hazreti Padişahi»uin, yani Padişah onayının alınması zorunludur29 Yine 1909 Ana yasa'sı, yasa gücünde kararname (kanunu muvakkat) çıkarma yetkisi verdiği yürütme organına belli bir ölçüde yasama işlevine katılma olanağı tanımıştır. Sıkıyönetim ilan yetkisi de Hükümete bırakılmıştır. Son olarak, 1876 Anayasası'nda olduğu gibi, Meclisi Umumi üyeliğine seçilen yada atanan kişilerin, Meclisin açılışında başta Padişaha bağlılık yemini etmekle yükümlü tutulmaları, halk temsilcilerinin ilkece Padişahın yüksek otoritesini tanımalarını içeren bir gerekimdir. Bütün bu kısıtlamalara karşın, 1909 Anayasası, organlar arasında yeni bil' dengesizlik yaratarak, yetki dengesini yasama organı lehine bozmuştur. Ancak, toplumun içinde bulunduğu koşullar gereği parlamenter rejim kısa bir süre sonra ciddi bunalımlarla karşılaşmıştır. İlk Mebusan Meclisinde ezici bir çoğunluk sağlayan İttihat ve Terakki Cemiyeti, bu üstünlükten yararlanarak kısa zamanda Padişah ve Hükümet üzerinde etki sağlamış ve sonunda yürütmeyi denetimine almıştır. Ancak, sonradan partiye dönüşen bu Cemiyet, izlediği iç ve dış politikaya karşı oianların giderek Mecliste bir muhalefet kümesi oluşturmaları üzerine Meclis içindeki egemenliğini yitirmiştir. Kendi yandaşı yeni bir Meclis oluşturmak ve Meclis üzerinde sürekli denetimi sağlayabilmek için Hükümet, Meclisi yürütme organı karşısında çeşitli yetkilerle donatarak onun dağıtılmasını zorlaşıran 1909 Anayasasmın ilgili 7. ve 35. maddelerinin koyduğu engelleri aşmak istemiştir. Bu amaçla 1911 yılında Hükümet tarafından Meclise Ana yasa'nın adıgeçen maddelerini. değiştirmeye yönelik yasa önerisi sunulmuş ve bununla Padişaha -gereğinde Ayan Meclisine danışmadan- Meclisi dağıtarak üç ay içinde yenisini toplama ve savaş sırasında Meclisi Umumi'yi geçici olarak tatil etme yetkisi tanınmak istenmiştir. Mecliste büyük tartışmalara yolaçan bu değişiklik önerisinin oylanması olanağı bulunamadığı için çekilen Hükümetin yerine oluşturulan yeni Hü 29 Tanzim olunacak kavarun (yasa) layihaları (tasarıları) Meclisi Mebusan ve Ayanca tetkik ve kabulolunarak ledelarz (sunulduğunda) tasdik ile icrai ahkanıa (yürütülmesine) iradei seniyei Hazreti Padişalıi taaııuk ederse dusturülamel olur (uygulanır). Arz olunan kanun. lar iki malı (ay) zarfında ya tasdik olunur yahut tekrar tetkik edilmek üzere bir kerre iade edilir».

18 TANZİMAT SONRASı YÖNETSEL GELİŞMELER 63 kümetin de aynı öneri de ısrar etmesi ve önerinin üçte iki çoğunluk sağla. namadığından reddedilmesi nedeniyle aynı yıl Meclis dağıtılmıştır. Yapılan seçimler üzerine 1912'de toplanan -ve İttihat ve Terakki'nin çoğunluğu ka zandığı- yeni Meclis, sözkonusu Anayasa değişikliğini kim; eklerle birlikte kabul ederek Hükümeti ve onun temsil ettiği fırkayı istediği yetkiyle donat mıştır30 Ancak süregelen iç ve dış bunalımlar, özellikle 1911'de İtalyanların Trablusgarbi işgali Hükümete karşı muhalefeti yoğunlaştırırken, İttihat ve Terakki içinde beliren önemli görüş ayrılıkları ve anlaşmazlıklar, «kabine>min çekilmesiyle sonuçlanmış ve yeni oluşturulan «Büyük Kabine»yle İttihat ve Terakki iktidardan uzaklaşmıştır. Amacı yönetim kadrolarını ve Meclisi İttihatçılardan temizlemek olan bu Hükümet, 1912 Meclisinin bir «hakem» meclisi olduğu gerekçesiyle aynı yıl parlamentoyu dağıtmıştır. Balkan Savaşı nedeniyle yeni seçimlerin yapılamadığı ve Meclisin işlemediği bu dönemde, Osmanlı ordularının uğradığı ağır yenilginin hazırladığı bir ortam içinde (23 Ocak) 1913'de İttihatçıların yaptığı Babıali Baskını'yla henüz yeni kurulmuş olan Hükümet çekilmek zorunda bırakılmıştır. Böylece, yeniden yönetimi ele geçiren İttihat ve Terakki, Osmanlı Devletinin son bulmasına kadar bu yerini korumuştur_ Sadrazam Mahmut Şevket Paşanın öldürülmesiyle ülke, İttihat ve Terakkinin mutlak denetimi altına girmiş ve bu koşullar altında 1914'de yapılan yeni seçimlerle oluşturulan Meclis, savaş nedeniyle bir süre çalışmasına ara verdikten sonra 1915'de yeniden toplanmıştır. Ancak savaş döneminde Meclis, etkinlik gösteremediği gibi Hükümet üzerinde herhangi bir denetimde bulunamamıştır. Birinci Dünya Savaşının yenilgiyle sonuçlanması üzerine 1918'de henüz İttihatçıların çoğunlukta olduğu Meclis Padişah Vahdettin tarafından dağıtılmış ve yapılan seçimlerle 1919'da yeni ve son Osmanlı Meclisi oluşturulmuştur. Anadoludaki Kuvayi Milliye hareketini destekleyen ve Misaki Milli bildirisini yayınlayan bu Meclis, 1920'de İstanbul'un işgalinden sonra üyelerinden kimilerinin tutuklanması üzerine artık çalışamaz duruma geldiği gerekçesiyle kendi kendisini dağıtmış, böylece 2. Meşrutiyet dönemi sona ermiştir 3!. 30 Yapılan 7. madde değişikliğiyle, «35. madde mucibince Heyeti Mebusan'ın ledeliktiza (gereğinde) fesih» ve «tecil ve tatili, hukuku mukaddesci Padişahiden» sayılmış, 35. maddeyse şöyle değiştirilmiştir: «Vükela İlc Heyeti Mebusan arasında ihtilaf olunan maddelerden birinin kabulünde \'Ükela tarafından ısrar olunup da mebusan canibinden... red edildiği halde vükelanm tebdili veyahut müceddeden intihab ve içtima olunmak üzere Heyeti Mebusanın feshi hukuku Padişahi cümlesindendir», Meşrutiyet dönemindeki anayasa! ve siyasal gelişmeler konusunda bkz: Recai Galip Okandan: Annne Hukukumuzda İkinci Meşrutiyet, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayını. İ5tanbul, t 947.

19 64 AMME İDARESİ DERGiSİ Meşrutiyet'te Merkezi Yönetim Osmanlı İmparatorluğu'nda 1876'dan başlayan anayasal dönem, siyasal yapıdaki önemli gelişmelere bağlı olarak yönetsel yapıda da kimi değişmelere sahne olmuştur. Ancak bu dönemde yerel yönetimler alanında belirgin değişmelerin gözlenmesine karşılık, merkezi yönetimdeki gelişmeler sınırlı kalmış ve bu alanda Tanzimat'ta temelleri atılan yapı -dokusu yada kuruluşuyla- ilkece korunmuştur. ı. Meşrutiyet yıllarına damgasını basan 2. Abdülhamit döneminde de Sadrazamlık yada yürütme organı konumunda kalan Babıali, temel yapısını korumakla birlikte kimi değişmelere uğranııştır. Bu değişmelerden başta geleni hükümetin başıyla (Sadrazamla) ilişkilidir. ı. Meşrutiyet'ten önce Pa dişahın mutlak vekili sayılan Sadrazam, Tanzimafta yetkilerini giderek vekillerle paylaşmış ve 1293 Anayasasında, tüm vekilleri doğrudan atayan Padişahın güvendiği bir kişi sıfatıyla Meclisi Vükela'nın başkanı konumuyla yetinmek zorunda kalmıştır. Meclisin kapatılıp Anayasanın askıya alınmasından sonra, Sadrazam gibi Babıali de saray karşısında güç ve etkinliğini yitirerek Padişahın tam bir denetimi altına girmiştir. Bu koşullarda, Padişah başta nezaretler, valilikler, askeri görevler olmak üzere yüksek görevlere doğrudan atamalar yaptığı gibi -Sadrazamhk ve nezaretleri onay makamına indirerek- tüm yürütme gücünü elinde toplamıştır. «İstibdat» yönetiminde Babıali yada Hükümet, eski dokusunu sürdüre rek Sadrazam'ın başkanlığında, Hariciye, Dahiliye, Adliye, Harbiye, Bahriye, Maliye, Maarif, Nafia ve Ticaret, Şurayı Devlet Reisliği, Şeyhülislamhk (Meşihat) ve Evkaf nezaretlerinden oluşmuştur. Üyeleri Padişahca atanan ve ona karşı sorumlu olan vükela heyeti, bir uyum içinde çalışma olanağı bulamadığı gibi Padişahın doğrudan ve dolayb denetimi altında iş görebilmiştir. 2. Meşrutiyet yıllarında merkezi yönetimin kuruluşunda büyük bir değişiklik olmamıştır. Babıali yada Hükümetin dokusu kimi değişikliklerle ol duğu gibi süregelmiştir. Gerçekten bu dönemin yürütme organını oluşturan nazırlar, aşağı yukarı ı. Meşrutiyet sonrasında olduğu gibi, Sadrazamın başkanlığında ve Şeyhülislamlık ve Şurayı Devlet reisinin eşliğinde, Harbiye, Bahriye, Hariciye, Dahiliye, Adliye, Maliye, Ticaret ve Ziraat, Nafia, Maarif, Evkaf ve Posta ve Telgraf nazırlarıdır. Bu dönemde merkezi yönetimin kuruluşu değişmemekle birlikte, işleyiş ve etkinliği 2. Abdülhamit dönemine göre önemli gelişmeler göstermiştir32 Daha önce belirtildiği gibi, 2. Meşrutiyet'te 1909 Anayasa değişikliğiyle başta vekilleri seçme hakkı kazanan Sadrazam olmak üzere vekiller heye Meşrutiyet döneminde hükümetlerinyapısı ve uygulamaları konusunda bkz: Yusuf Hik met Bayur: Türk tnkılabı Tarihi, eilt 2. Kısım 4, Türk Tarih Kunımu Yayını, VIII. Di. zi, Ankara, 1983.

20 TANztMAT SONRASı YÖNETSEL GELİşMELER 65 tinin Padişah karşısındaki konumu yasal olarak. güçlenmiştir. Ancak hükümetin bu gücü hukuksal gelişmelerden çok, başta Meclis ve ordu olmak üzere ülkenin egemen organ ve kuruluşları içinde etkinliği ele geçiren İttihat ve Terakki'ye dayanmasından kaynaklanmıştır. Hükümetlerin oluşturulmasında bu Cemiyet yada Fırkanm Meclis aracılığıyla yada eylemli olarak rol oynaması, bu hükümetlere Anayasanın sınırlannı aşan bir otorite kazandırmıştır. Meşrutiyet'te Taşra Yönetimi 2. Abdülhamit döneminde Imparatorluk vilayet yada eyalet yönetimi bakımından birlikten yoksun ve çeşitlenmiş yapısını korumuştur. ı. Meşrutiyet'in başlarında, taşrada üç tür yönetim bölgesi vardır. Bunlar, Merkeze bağlı vilayetler, Merkeze bağlı bağımsız sancaklar ve ayncalıklı eyaletlerdir. Birinci tür vilayetler, 1864'den başlayan düzenlemelerin konusu olmuş ve ı877'de yeniden kurulan Dahiliye Nezareti'ne bağlanmıştır. Doğrudan Merkez'in denetimine alınan bu vilayetler, ll'i Avrupa'da, 13'u Anadolu'da, S'i Arap Yanmadasında ve I'i Afrika'da olmak üzere sayıca 30'a varmaktadır33 Bu vilayetler arasında yer almayan İstanbul'un kendine özgü bir yönetimi vardır. Bilindiği gibi, adıgeçen vilayetler sancaklara, sancaklar kazalara, kazalarsa nahiyelere bölünmüş ve bu yönetim bölümleri sırasıyla vali, mutasarnf, kaymakam ve müdürlerin yönetimine bırakılmıştır. Padişah tarafından atanan ve vilayet merkezinde oturan vali, askerlik ve adalet dışındaki tüm konularda Merkezin temsilcisidir. Valiye -biri olağan, ötekisi düzenleyici olmak üzere- iki tür görev yüklenmiştir. Bunlardan olağan görevler; vilayette güvenliği, dirlik ve düzenli ği sağlamak, memurların görevlerini gereğince yerine getirmelerini sağlamak, bayındırlık konularında önlemler almak ve görevleriyle ilgili konularda mutasarrıf ve kaymakamlara buyruklar vererek onları denetlemektir. Valinin düzenleyici görevlerine gelince, bunlar yönetim meclisleri ve yeni mahkemelerin kurulmasına, tarım ve ticaretin geliştirilmesine ve vilayetin vergi gücünün artırılmasına çalışmaktır. Valinin doğrudan yönetiminde olan memurlar; vilayetin mali işleriyle uğraşıp Maliye'ye karşı sorumlu olan defterdar'la, her türlü yazışma işlerini gören mektupçu'dur. Valinin doğrudan yönetimi altında olmayıp başka nezaretlere bağlı yüksek görevlilerse, hukuk işleri müdürü, naip, divanı temyiz reisi, evkaf muhasebecisi ve rüsümat müdürüdür. Sancakların yönetimiyse, yine Padişah tarafından atanan ve sancak merkezinde oturan mutasarrıflara verilmiştir. Vilayet yönetiminin daha dar sınırlar içinde görülmesi niteliğinde olan sancak yönetiminin başındaki mutasarrıf, valinin sancaktaki temsilcisi ve gereğinde vekilidir. Valiyle yazışan, yerine göre ondan yönerg.eler alan mutasarnfin, kaza kaymakamları üzerinde 33 Genel sistemde merkeze bağlı görünmekie birlikte, Girit ve Hicaz vilayetleri kendine özgü yönetim biçimiyle bir tür ayrıcalıklı vilayet statüsü kazanmıştır.

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) I. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken Genç Osmanlıların faaliyetleri İstanbul (Tersane) Konferansı BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) Osmanlı

Detaylı

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders XIX. YÜZYIL ISLAHATLARI VE SEBEPLERİ 1-İmparatorluğu çöküntüden kurtarmak 2-Avrupa Devletlerinin, Osmanlı nın içişlerine karışmalarını

Detaylı

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası ÜNİTE:1 Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2 Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3 Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası ÜNİTE:4 1982 Anayasası na Göre Devletin Temel Nitelikleri

Detaylı

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi. Orta Asya Türk tarihinde devlet, kağan adı verilen hükümdar tarafından yönetiliyordu. Hükümdarlar kağan unvanının yanı sıra han, hakan, şanyü, idikut gibi unvanları da kullanmışlardır. Kağan kut a göre

Detaylı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME TÜRK İDARE TARİHİ SORULAR

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME TÜRK İDARE TARİHİ SORULAR SORULAR 1- Devletin maddi gücünün anlaşılması için insan ve hayvan sayımının yapıldığı son toy ne zaman toplanırdı? A) İlkbahar B) Yaz C) Sonbahar D) Kış E) Mayıs ayı ortası 2- Devşirme sistemi ve I. Murad

Detaylı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ 1908 II. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken İttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetleri 1908 Reval Görüşmesi İTTİHAT ve TERAKKÎ CEMİYETİ 1908 İhtilâli ni düzenleyen

Detaylı

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Yardımcı Kuruluşlar Hükümete veya bakanlıklara görevlerinde yardımcı olmak, belirli konularda görüş bildirmek, bir idari

Detaylı

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x) Ne x t Le v e l Ka r i y e r 250ADET TAMAMIÖZGÜN ÇÖZÜMLÜAÇI KUÇLU SORU Kaymakaml ı k Sı navı nahazı r l ı k Anayasa Açı kuçl usor u Bankası En İ yi si İ çi n.. Necat i beycd.50.yı li şhanı Apt.no: 19/

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum: T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU Ekonomik Durum: 1. Avrupa daki gelişmelerin hiçbiri yaşanmamıştır. Avrupa da Rönesans ve Reform

Detaylı

Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur. 1982 Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir.

Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur. 1982 Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir. İDARE HUKUKU Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur. 1982 Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir. Bu düzenlemede yer alan ilkeler şunlardır; - Hukuk

Detaylı

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI II. Mahmut ve Tanzimat dönemlerinde devlet yöneticileri, parçalanmayı önlemek için ortak haklara sahip Osmanlı toplumu oluşturmak için Osmanlıcılık fikrini

Detaylı

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiyenin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ V GİRİŞ 1 A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5 BİRİNCİ BÖLÜM: AVRUPA SİYASAL TARİHİ 1 2 I.

Detaylı

OSMANLI DEVLETİ NDE SİYASAL MUHALEFET VE PARLAMENTARİZME GEÇİŞ

OSMANLI DEVLETİ NDE SİYASAL MUHALEFET VE PARLAMENTARİZME GEÇİŞ OSMANLI DEVLETİ NDE SİYASAL MUHALEFET VE PARLAMENTARİZME GEÇİŞ I. SİYASAL MUHALEFET VE PARLAMENTARİZM Parlamentarizm, siyasal muhalefete tüm kapıların açık olduğu bir rejimdir. Aslında parlamento siyasal

Detaylı

İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ Siyaset, Toplum, Ekonomi. Neslihan Erkan

İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ Siyaset, Toplum, Ekonomi. Neslihan Erkan İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ Siyaset, Toplum, Ekonomi Neslihan Erkan Meşrutiyetin İlk Seçimi Seçimin başlıca iki partisi: İttihat veterakki & Ahrar Fırkası İki dereceli seçim İttihat ve Terakki nin seçim zaferi

Detaylı

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B 1- XIX. ve XX. yüzyılın başlarında. Osmanlı. Devleti her alanda çöküntü içinde olmasına karşılık, varlığını ve bağımsızlığını uzun süre korumuştur. Bu durumun en önemli nedeni, aşağıdakilerden hangisidir?

Detaylı

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ 1. Osmanlı İmparatorluğu nun Gerileme Devrindeki olaylar ve bu olayların sonuçları göz önüne alındığında, aşağıdaki ilişkilerden hangisi bu devir için geçerli

Detaylı

TÜRK ANAYASA DÜZENİ Bahar dönemi Ara sınavı

TÜRK ANAYASA DÜZENİ Bahar dönemi Ara sınavı TÜRK ANAYASA DÜZENİ 2016 Bahar dönemi Ara sınavı 1. Divan-ı Hümayun hangi Osmanlı padişahı döneminde kurulmuştur? A) I. Osman B) Orhan C) II. Murat D) III. Selim E) II. Mahmut 2. Divan-ı Hümayunun kaldırılmasıyla

Detaylı

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. HAFTA: OSMANLI ANAYASAL GELİŞMELERİ [Türk Anayasa Hukukukun Bilgi Kaynaklarının Tanıtımı:

Detaylı

ŞURA-YI DEVLET Belgeler, Biyografik Bilgiler ve Örnek Kararlarıyla

ŞURA-YI DEVLET Belgeler, Biyografik Bilgiler ve Örnek Kararlarıyla Prof. Dr. Fethi GEDİKLİ İÜ Hukuk Fakültesi Hukuk Tarihi Anabilim Dalı Başkanı ŞURA-YI DEVLET Belgeler, Biyografik Bilgiler ve Örnek Kararlarıyla Gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni baskı İÇİNDEKİLER

Detaylı

Komisyon. KPSS HUKUK Çek Kopar Soru Bankası ISBN Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

Komisyon. KPSS HUKUK Çek Kopar Soru Bankası ISBN Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir. Komisyon KPSS HUKUK Çek Kopar Soru Bankası ISBN 978-605-364-600-6 Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir. Pegem Akademi Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan.

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı

TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı Yargıtay, tanımı Anayasa ile yapılan, işlevleri, mensupları ve bunların seçimi ve diğer kuruluş esasları, Anayasa'da

Detaylı

---------------------YEREL YÖNETİM VE SOSYAL HİZMETLER----------------------

---------------------YEREL YÖNETİM VE SOSYAL HİZMETLER---------------------- ---------------------YEREL YÖNETİM VE SOSYAL HİZMETLER---------------------- 1) I. Mesleki gruplaşmadan doğar II. Merkezi yönetimle halk arasında aracılık rolü oynar III. Şehir idaresinde yetki sahibidir

Detaylı

M. Gözde ATASAYAN. Kamu Hizmetlerinin Süreklilik ve Düzenlilik İlkesi

M. Gözde ATASAYAN. Kamu Hizmetlerinin Süreklilik ve Düzenlilik İlkesi M. Gözde ATASAYAN Kamu Hizmetlerinin Süreklilik ve Düzenlilik İlkesi İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI KISALTMALAR...XXI GİRİŞ...1 A. «KAMU HİZMETİ» KAVRAMI...1 1. Kamu Hizmetinin Klasik Tanımı...1

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? Hukukun Dallara Ayrılması (Kamu Hukuku-Özel Hukuk) Kamu Hukuku Özel Hukuk Ayrımı Hukuk kuralları için yapılan eski ayrımlardan biri, hukukun kamu

Detaylı

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü TÜRK ANAYASA DÜZENĐ BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü TÜRK ANAYASA DÜZENĐ BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü TÜRK ANAYASA DÜZENĐ 2011 2012 BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI Anlatım soruları: 1- Osmanlı ve Türkiye de bugüne kadar yürürlükte bulunmuş anayasaların nasıl

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX BIRINCI BÖLÜM ANAYASA HUKUKUNUN KISA KONULARI 1. 1961 Anayasası ile 1982 Anayasası nın Hazırlanış ve Kabul Ediliş Süreçlerindeki Farklılıklar...1 2. Üniter, Federal ve Bölgeli

Detaylı

YERELYÖNETİM TARKANOKTAY

YERELYÖNETİM TARKANOKTAY YERELYÖNETİM REFORMUSONRASINDA İLÖZELİDARELERİ Dünyadayaşananküreseleşme,sanayitoplumundanbilgitoplumuna geçiş,şehirleşmeninartışı,ekonomikvesosyaldeğişimleryönetim paradigmalarınıveyapılarınıdaetkilemektedir.çevrefaktörlerinde

Detaylı

Bölüm 6 DEVL ET ŞEKİLL ERİ I : MONARŞİ VE CUMHURİYET

Bölüm 6 DEVL ET ŞEKİLL ERİ I : MONARŞİ VE CUMHURİYET Birinci Kısım ANAYASA HUKUKUNUN GENEL ESASLARI Bölüm 1 ANAYASA HUKUKUNUN BİLGİ KAYNAKLARI I. Anayasalar II. Anayasa Mahkemesi Kararları III. Bilimsel Eserler IV. Kaynak Tarama Bölüm 2 ANAYASA HUKUKU KAVRAMI

Detaylı

Atilla NALBANT ÜNİTER DEVLET. Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye

Atilla NALBANT ÜNİTER DEVLET. Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye Atilla NALBANT ÜNİTER DEVLET Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye İçindekiler Sunuş (İkinci Baskı)...V Sunuş (İlk Baskı)...VII İçindekiler... IX Kısaltmalar...XVII Giriş...1 Birinci Kısım MERKEZ-ÇEVRE İLİŞKİSİ

Detaylı

Tanzimat Fermanı Nasıl İlan Edilmiştir?

Tanzimat Fermanı Nasıl İlan Edilmiştir? On5yirmi5.com Tanzimat Fermanı Nasıl İlan Edilmiştir? Tanzimat Fermanı olarak bilinen Gülhane Hatt-ı Şerif-î'nin okunmasıyla başlayan modernleşme ve yenileşme döneminin adıdır Yayın Tarihi : 24 Nisan 2012

Detaylı

Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya

Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya başlamıştır. Böylelikle Türk-İslam devletlerinde Hukuk

Detaylı

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını denetleyen en yüksek organ ise devlettir. Hukuk alanında birlik

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI Soru 1 : "Anayasa" deyince ne anlaşılır, ne anlamak gerekir? 7 Soru 2 : Türk tarihindeki anayasa hareketlerinin başlıca aşamaları ve özellikleri nelerdir? 15 İkinci

Detaylı

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI HAFTALAR KONULAR 1. Hafta TÜRK DEVRİMİNE KAVRAMSAL YAKLAŞIM A-) Devlet (Toprak, İnsan Egemenlik) B-) Monarşi C-) Oligarşi D-) Cumhuriyet E-) Demokrasi F-) İhtilal G-) Devrim H-) Islahat 2. Hafta DEĞİŞEN

Detaylı

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri 9. HAFTA Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri 2 Sağlık hizmetleri daha çok saraya ve orduya yönelik olarak yürütülmüştür. Devletin tek resmi sağlık örgütü sarayda yer

Detaylı

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Kamu Yönetimi. Hafta 6. Yrd. Doç. Dr. Hale BİRİCİKOĞLU

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Kamu Yönetimi. Hafta 6. Yrd. Doç. Dr. Hale BİRİCİKOĞLU SAKARYA ÜNİVERSİTESİ Kamu Yönetimi Hafta 6 Yrd. Doç. Dr. Hale BİRİCİKOĞLU Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Sakarya Üniversitesi ne aittir. "Uzaktan Öğretim" tekniğine uygun olarak hazırlanan

Detaylı

BİRİNCİ KISIM İDARE HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI

BİRİNCİ KISIM İDARE HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM İDARE HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI Birinci Bölüm: İdare Hukukunun Tanımı I. İdare... 3 II. İdari Fonksiyon... 4 A. Toplumun Genel ve Sürekli İhtiyaçlarının Karşılanmasına Yönelik

Detaylı

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ  Youtube Kanalı: tariheglencesi DURAKLAMA DEVRİ KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi 05.08.2017 OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU XVII.YÜZYILDA OSMANLI- AVUSTRYA VE OSMANLI- İRAN İLİŞKİLERİ a-avusturya ile İlişkiler

Detaylı

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM İÇİNDEKİLER SUNUŞ...1 GENELGE... 5 GİRİŞ... 9 AÇIKLAMA... 23 VATANDAŞ İÇİN MEDENÎ BİLGİLER NEDEN BAHSEDER?25 L MİLLET... 28 1.1. Türk Milletinin İncelenmesi... 28 2. DEVLET...37 2.1. Devlet Şekilleri...

Detaylı

İDARE HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI) SORULAR

İDARE HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI) SORULAR İDARE HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI) SORULAR 1., 2., 3. ve 4. 4 soruları cevaplamak zorundur. İstediğiniz sorudan başlayabilirsiniz. 1- Đdarenin bütünlüğü ilkesini açıklayarak; hiyerarşi ve vesayet kavramlarını

Detaylı

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5 SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5 BAKİ SARISAKAL SELANİK Selanik 26 Mayıs: Selanik Limanında Padişahın Gelişini Bekleyen Selanik Valisi İbrahim Bey ve Hükümet Erkânı Selanik Limanında Padişahı Bekleyen

Detaylı

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir? DÜNYA GÜCÜ OSMANLI 1. Anadolu Selçuklu Devleti zamanında ve Osmanlı İmparatorluğu nun Yükselme döneminde Anadolu daki zanaatkarlar lonca denilen zanaat gruplarına ayrılarak yöneticilerini kendileri seçmişlerdir.

Detaylı

Anayasa Mahkemesi nin Đki Kararı Üzerine: Haluk Ulusoy ve Cargill Kararı

Anayasa Mahkemesi nin Đki Kararı Üzerine: Haluk Ulusoy ve Cargill Kararı Anayasa Mahkemesi nin Đki Kararı Üzerine: Haluk Ulusoy ve Cargill Kararı Nihat Kayar Mersin Üniversitesi, Đ.Đ.B.F. Kamu Yönetimi Bölümü Giriş Anayasa Mahkemesi ilk defa 1961 Anayasası ile kurulmuş ve ilk

Detaylı

BÖLÜM 1 DURUM ANALİZİ 1.1. TARİHÇE * ORTA ASYA DÖNEMİ TÜRK ADALET SİSTEMİ

BÖLÜM 1 DURUM ANALİZİ 1.1. TARİHÇE * ORTA ASYA DÖNEMİ TÜRK ADALET SİSTEMİ BÖLÜM 1 DURUM ANALİZİ 1.1. TARİHÇE * ORTA ASYA DÖNEMİ TÜRK ADALET SİSTEMİ Orta Asya da kurulan Hun, Göktürk ve Uygur Devletleri ile Karahanlı, Selçuklu ve Osmanlı Devletlerinde, devlet yönetimine ilişkin

Detaylı

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 A. ANLATIM SORUSU (10 puan) Temsilde adalet yönetimde istikrar kavramlarını kısaca açıklayınız. Bu konuda

Detaylı

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966 1-) 1921 Anayasası ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Milli egemenlik ilkesi benimsenmiştir B) İl ve nahiyelerde yerinden yönetim ilkesi kabul edilmiştir. C) Yasama ve yürütme kuvvetleri

Detaylı

KPSS 2007 GK (50) DENEME 3 / 52. SORU 50. Aşağıdakilerden hangisi hukuk devleti ilkesinin gereklerinden biri değildir? A) Yasal idare B) Devlet faaliyetlerinin belirliliği C) İdarenin mali sorumluluğu

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARE HUKUKU

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARE HUKUKU Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARE HUKUKU İçindekiler IX 3. Tekliflerin Sunulması ve Değerlendirilmesi...100 4. İhale Kararının Alınması...100 5. Sözleşme Yapılması...101 D.

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Ercan KARAKOÇ Yıldız Teknik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü

Yrd. Doç. Dr. Ercan KARAKOÇ Yıldız Teknik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü Yrd. Doç. Dr. Ercan KARAKOÇ Yıldız Teknik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü Önce gelen: V. Murat 30 Mayıs 1876 31 Ağustos 1876 Osmanlı Hanedanı ve Hilafet II. Abdülhamit 31 Ağustos

Detaylı

İhtisas komisyonları

İhtisas komisyonları İhtisas komisyonları Belediye meclisi, üyeleri arasından en az üç en fazla beş kişiden oluşan ihtisas komisyonları kurabilir. Komisyonların bir yılı geçmemek üzere ne kadar süre için kurulacağı aynı meclis

Detaylı

VII. ULUSLARARASI BALKAN BÖLGESİ DÜZENLEYİCİ YARGI OTORİTELERİ KONFERANSI 28-30 MAYIS 2012, İSTANBUL

VII. ULUSLARARASI BALKAN BÖLGESİ DÜZENLEYİCİ YARGI OTORİTELERİ KONFERANSI 28-30 MAYIS 2012, İSTANBUL VII. ULUSLARARASI BALKAN BÖLGESİ DÜZENLEYİCİ YARGI OTORİTELERİ KONFERANSI 28-30 MAYIS 2012, İSTANBUL Yargının Bağımsızlığı ve Yasama ve Yürütme Güçleriyle İşbirliği Türkiye Cumhuriyeti Hâkimler ve Savcılar

Detaylı

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI: DOĞUBAYAZIT M. M. FAHRETTİN PAŞA ANADOLU İMAM-HATİP LİSESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIFLAR SEÇMELİ TARİH DERSİ 1. DÖNEM 2. ORTAK SINAV SORULARI A GRUBU ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI: SORULAR

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? İdare nedir? Organik anlamda idare-fonksiyonel Anlamda İdare Hukuk devleti İdare teşkilatı İdari davalar İDARE HUKUKU Devletin 3 fonksiyonu vardır:

Detaylı

İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ. Neslihan Erkan

İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ. Neslihan Erkan İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ Neslihan Erkan İlan-ı Hürriyet II. Meşrutiyet, 1878 de askıya alınan Kanun-i Esasi nin yeniden yürürlüğe girmesiyle 23 Temmuz 1908 de başladı. Osmanlı coğrafyasında yeniden meşruti

Detaylı

İçindekiler. xiü Kısaltmalar xvü Üçüncü Basıya Önsöz xix İkinci Basıya Önsöz xxi Önsöz. 3 BİRİNCİ KESİM Giriş 5 I. Genel Bilgiler

İçindekiler. xiü Kısaltmalar xvü Üçüncü Basıya Önsöz xix İkinci Basıya Önsöz xxi Önsöz. 3 BİRİNCİ KESİM Giriş 5 I. Genel Bilgiler İçindekiler xiü Kısaltmalar xvü Üçüncü Basıya Önsöz xix İkinci Basıya Önsöz xxi Önsöz ı BİRİNCİ BÖLÜM GENEL BİLGİLER 3 BİRİNCİ KESİM Giriş 5 I. Genel Bilgiler 5 1. Yabancılar Hukukunun Varlık Nedeni 8

Detaylı

T.C KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS DERS İÇERİKLERİ I. DÖNEM

T.C KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS DERS İÇERİKLERİ I. DÖNEM T.C KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS DERS İÇERİKLERİ I. DÖNEM TAR513 Klasik Dönem Osmanlı Taşra Teşkilatı Klasik dönem Osmanlı taşra teşkilatı; Osmanlı

Detaylı

Kamu Yönetimi 2. Kısm Ders Notları. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

Kamu Yönetimi 2. Kısm Ders Notları. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR Kamu Yönetimi 2. Kısm Ders Notları Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR Türkiye de Seçim Türkiye de Seçimler, yargı organlarının yönetim ve denetimi altında yapılmaktadır. Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin

Detaylı

HUKUK L I B E R T U S SORU BANKASI TAMAMI ÇÖZÜMLÜ TEK KİTAP. Müfettişlik. Uzmanlık. Denetmenlik. Banka Sınavları. Gelir Uzmanlığı. Vergi Müfettişliği

HUKUK L I B E R T U S SORU BANKASI TAMAMI ÇÖZÜMLÜ TEK KİTAP. Müfettişlik. Uzmanlık. Denetmenlik. Banka Sınavları. Gelir Uzmanlığı. Vergi Müfettişliği L I B E R T U S HUKUK TAMAMI ÇÖZÜMLÜ SORU BANKASI Anayasa Hukuku İdare Hukuku Ceza Hukuku Medeni Hukuk Borçlar Hukuku Ticaret Hukuku İcra-İflas Hukuku KPSS ve kurum sınavları için özgün sorulardan oluşan

Detaylı

TÜRK İDARİ TEŞKİLAT YAPISI

TÜRK İDARİ TEŞKİLAT YAPISI TÜRK İDARİ TEŞKİLAT YAPISI MERKEZDEN YÖNETİM BİRİMLERİ DERS NOTLARI Hazırlayan : Tacettin ÇALIK Mail : tcttnhoca@gmail.com İnternet Sitesi : Facebook adresi : https://www.facebook.com/anahtarkelimelerlevatandaslik/

Detaylı

T.C. TRABZON BELEDĠYESĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ YÖNETMELĠĞĠ

T.C. TRABZON BELEDĠYESĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ YÖNETMELĠĞĠ T.C. TRABZON BELEDĠYESĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ YÖNETMELĠĞĠ Amaç MADDE 1 (1)Trabzon Belediyesi Gençlik Meclisi Yönetmeliği nin amacı; gençlerimizin demokratik katılımını sağlayarak temsil kabiliyetini geliştirmek,

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. DERS SAATİ 15.02.2016 Türk Hukukunun Bilgi Kaynakları - Mevzuat, Yargı

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ. 7.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

KAMU YÖNETİMİ. 7.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER KAMU YÖNETİMİ 7.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER 1 TÜRK KAMU YÖNETİMİNİN YAPISI (YEREL YÖNETİMLER) YEREL YÖNETİMLER YEREL YÖNETİM KURULUŞLARI İl Özel İdaresi YEREL YÖNETİMLER Yerinden yönetim ilkesini coğrafi

Detaylı

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ Sınırlı Oy Hakkı 1) Servete ve Vergiye Bağlı Seçme Hakkı 2) Yeteneğe Bağlı Seçme Hakkı (örneğin, İtalya da 1912 seçimleri, İngiltere de 1945 e kadar uygulanan seçimler)

Detaylı

YARDIM TOPLAMA KANUNU

YARDIM TOPLAMA KANUNU 5871 YARDIM TOPLAMA KANUNU Kanun Numarası : 2860 Kabul Tarihi : 23/6/1983 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 25/6/1983 Sayı : 18088 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 22 Sayfa : 438 Bu Kanunun yürürlükte

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 017-018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı 1. 1. XIV. yüzyıl başlarında

Detaylı

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2010

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2010 Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2010 T.C. Resmi Gazete Yayın Tarihi 24 Aralık 2009 PERŞEMBE Sayı : 27442 GENEL HÜKÜMLER Konu ve kapsam MADDE 1 (1) Bütün hukuki yardımlarda avukat

Detaylı

YARDIM TOPLAMA KANUNU. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

YARDIM TOPLAMA KANUNU. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler YARDIM TOPLAMA KANUNU Kanun Numarası : 2860 Kabul Tarihi : 23/6/1983 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 25/6/1983 Sayı : 18088 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 22 Sayfa : 438 Amaç: BİRİNCİ BÖLÜM Genel

Detaylı

GİRİŞ KANUN- İ ESASİ ANAYASASI ANAYASASI ANAYASASI...

GİRİŞ KANUN- İ ESASİ ANAYASASI ANAYASASI ANAYASASI... Üçüncü Bölüm: Anayasalarımızda Yerel Yönetimler Bölüm Hedefleri Bu üniteyi çalıştıktan sonra; 1876 Kanun- i Esasi de yerel yönetimlerle ilgili temel ilkeleri öğrenecek, 1921 ve 1924 anayasalarında yerel

Detaylı

MADDELER T.C. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GENÇLİK MECLİSİ YÖNETMELİĞİ

MADDELER T.C. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GENÇLİK MECLİSİ YÖNETMELİĞİ MADDELER T.C. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GENÇLİK MECLİSİ YÖNETMELİĞİ AMAÇ Madde 1 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik Meclisi Yönetmeliği nin amacı; gençlerimizin demokratik katılımını sağlayarak

Detaylı

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SOSYAL BiLiMLER LiSESi DERS KiTABI SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR Prishtine, 2012 ic;indekiler I ÜNiTE: BÜYÜK COGRAFYA KESiFLERi 3 1. BÜYÜK COGRAFYA KESiFLERi 3 A. COGRAFYA KESiFLERi

Detaylı

ANAYASA HUKUKU DERSİ

ANAYASA HUKUKU DERSİ ÇOKTAN SEÇMELİ SORULAR HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İKTİSAT BÖLÜMÜ ANAYASA HUKUKU DERSİ ARA SINAVI (11 Kasım 2010 Saat 15:00) 1- Avrupa modeli anayasa yargısıyla ilgili olarak

Detaylı

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ-I Dersin Adı Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi-I Dersin Kodu 630909 Dersin Türü Dersin Seviyesi Dersin AKTS Kredisi Haftalık Ders Saati Zorunlu Önlisans 2 AKTS 2 (Kuramsal)

Detaylı

Türk Hukukunda Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri

Türk Hukukunda Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Türk Hukukunda Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Ali İŞGÖREN TÜRK HUKUKUNDA TOPLANTI ve GÖSTERİ YÜRÜYÜŞLERİ Gözden Geçirilmiş 2. Baskı Toplantı Hakkının Kullanılma Koşulları ve Yasal Sınırları Genel Özel,

Detaylı

YEREL YÖNETİMLERİN TARİHÇESİ

YEREL YÖNETİMLERİN TARİHÇESİ Erol KAYA YEREL YÖNETİMLERİN TARİHÇESİ Osmanlı İmparatorluğu nda 1826 lara kadar belediye hizmetleri kadılar tarafından yürütülmekte idi. Bu hizmetler; Şehrin temizliği, Ticaretin sağlıklı yürütülmesi,

Detaylı

Cumhurbaşkanı. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Cumhurbaşkanı. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Cumhurbaşkanı Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu 2 3 Cumhurbaşkanı bir ülkede yönetim hakkının kalıtımsal, soya dayalı, kişisel olmadığını Kanyanğının dinsel kaynaklardan ilahi tanrısal

Detaylı

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Esas Sayısı : 2015/109 Karar Sayısı : 2016/28 1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Anayasa nın 2. maddesinde

Detaylı

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Sevilay ARMAĞAN Mimar. Şb. Md. Tel:0312 4102355 KAPSAM

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Sevilay ARMAĞAN Mimar. Şb. Md. Tel:0312 4102355 KAPSAM BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MİMARLAR ODASI İZMİR ŞUBESİ PLANLAMA VE YAPILAŞMAYA İLİŞKİN MEVZUAT VE UYGULAMA Sevilay ARMAĞAN Mimar Şb. Md. Tel:0312 4102355

Detaylı

KIRMIZI ET ÜRETİCİLERİ MERKEZ BİRLİĞİ TÜZÜĞÜ

KIRMIZI ET ÜRETİCİLERİ MERKEZ BİRLİĞİ TÜZÜĞÜ KIRMIZI ET ÜRETİCİLERİ MERKEZ BİRLİĞİ TÜZÜĞÜ KURULUŞ VE AMAÇ KURULUŞ, BİRLİĞİN ADI VE MERKEZİ Madde 1- Bu tüzük hükümlerini kabul eden Kırmızı Et üretimi yapan tarım üreticileri tarafından asgari ilçe

Detaylı

KOMİSYON ÜYELERİ. (İmza) (İmza) (İmza) Komisyon Raporu üzerinde meclisçe yapılan müzakerelerden sonra;

KOMİSYON ÜYELERİ. (İmza) (İmza) (İmza) Komisyon Raporu üzerinde meclisçe yapılan müzakerelerden sonra; T.C. ANTAKYA BELEDİYE MECLİSİ DÖNEMİ :ŞUBAT 2016 BİRLEŞİM :4 OTURUM :1 TOPLANTI TARİHİ :05.02.2016 GÜNDEM MADDE NO :2 KARAR NO :29 ÖZÜ :ANTAKYA BELEDİYESİ MUHTARLIK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ NÜN GÖREV, YETKİ VE

Detaylı

BÜTÇE ve MALİ KONTROL GENEL MÜDÜRLERİ

BÜTÇE ve MALİ KONTROL GENEL MÜDÜRLERİ BÜTÇE ve MALİ KONTROL GENEL MÜDÜRLERİ SIRA ADI SOYADI BAŞLAYIŞ TARİHİ AYRILIŞ TARİHİ 1 Seyit Ahmet Cemal YEŞİL 01.08.1936 19.09.1938 2 Mehmet Hulusi AYKENT 21.09.1938 22.01.1942 3 Hadi HÜSMAN 22.01.1942

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı Yargı Örgütü Dersleri YARGI, YARGIÇ, MAHKEME VE YARGILAMA KAVRAMLARI Kuvvetler ayrılığı ilkesi-1 Bir devlette, üç erk (kuvvet) vardır: Yasama,

Detaylı

GELİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NÜN TARİHİ GELİŞİMİ

GELİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NÜN TARİHİ GELİŞİMİ KURUMSAL TANITIM GELİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NÜN TARİHİ GELİŞİMİ 1. Gelirler Genel Müdürlüğü'nün Tarihi Gelişimi Aşıkpaşazade Tarihi ne göre Osman Gazi Her kim pazarda satış yapıp para kazanırsa bunun iki

Detaylı

Sayı : 01-02-44 26.02.2015 Konu : Tavsiye Kararı Talebi KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNA

Sayı : 01-02-44 26.02.2015 Konu : Tavsiye Kararı Talebi KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNA Sayı : 01-02-44 26.02.2015 Konu : Tavsiye Kararı Talebi KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNA Türk kamu yönetiminde son dönemde yaygınlaşarak artan uzmanlaşmaya dayalı personel yaklaşımının, Bakanlık düzeyindeki ilk

Detaylı

İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ KONSEYİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ KONSEYİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ KONSEYİ YÖNERGESİ BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1- Bu Yönergenin amacı, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi ne kayıtlı öğrencilerin eğitim,

Detaylı

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1 İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1 BÖLÜM 1: SEÇİLMİŞ KAVRAMLAR BÖLÜM 2: BÜYÜK DÖNÜŞÜM VE OSMANLILAR BÜYÜK DÖNÜŞÜMÜN İZLERİ...11 DEVRİMLER ÇAĞI VE OSMANLILAR...14 a) Sanayi Devrimi... 14 b) Fransız Devrimi... 17 c)

Detaylı

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI KONU ÖZETİ Bu başlık altında, ünitenin en can alıcı bilgileri, kazanım sırasına göre en alt başlıklara ayrılarak hap bilgi niteliğinde konu özeti olarak

Detaylı

KANUNLAŞTIRMA KANUNLAŞTIRMA. Kanunlaş'rma: Toplumda mevcut kuralların yazılı haline ge@rilmesidir. Kanunlaş'rma hareketleri:

KANUNLAŞTIRMA KANUNLAŞTIRMA. Kanunlaş'rma: Toplumda mevcut kuralların yazılı haline ge@rilmesidir. Kanunlaş'rma hareketleri: Kanunlaş'rma: Toplumda mevcut kuralların yazılı haline ge@rilmesidir. KanunlaşDrma iki anlamda kullanılır: a) Genel anlamda kanunlaş'rma (Taknin): Kanun halinde kural koyma yani mevcut kuralın yazılı hukuk

Detaylı

Dr. MUTLU KAĞITCIOĞLU PARA PİYASASI KURUMLARINA YÖNELİK EKONOMİK KOLLUK FAALİYETİ

Dr. MUTLU KAĞITCIOĞLU PARA PİYASASI KURUMLARINA YÖNELİK EKONOMİK KOLLUK FAALİYETİ Dr. MUTLU KAĞITCIOĞLU PARA PİYASASI KURUMLARINA YÖNELİK EKONOMİK KOLLUK FAALİYETİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII GİRİŞ...1 A. Para Piyasası Kurumları...5 1. Genel Olarak Para

Detaylı

İlker Gökhan ŞEN. Doğrudan Demokrasi: Kurumlar, Hukuki ve Siyasi Sorunlar

İlker Gökhan ŞEN. Doğrudan Demokrasi: Kurumlar, Hukuki ve Siyasi Sorunlar İlker Gökhan ŞEN Doğrudan Demokrasi: Kurumlar, Hukuki ve Siyasi Sorunlar İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ VE TEŞEKKÜR...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1 Birinci Bölüm Temel Kavramlar ve Teorik Çerçeve

Detaylı

KMÜ İİBF KAMU YÖNETİMİ VİZE SORULARI

KMÜ İİBF KAMU YÖNETİMİ VİZE SORULARI KMÜ İİBF KAMU YÖNETİMİ VİZE SORULARI -A Grubu- AÇIKLAMA : Sınav 25 sorudan oluşmakta olup her soru 4 puan üzerinden değerlendirilecektir. Yanlış cevaplar doğruyu götürmemektedir. Sınav süresi 30 dakikadır.

Detaylı

İLK İTİRAZ, CEVAP, TEMYİZ VE KARAR DÜZELTME SÜRELERİ

İLK İTİRAZ, CEVAP, TEMYİZ VE KARAR DÜZELTME SÜRELERİ İLK İTİRAZ, CEVAP, TEMYİZ VE KARAR DÜZELTME SÜRELERİ *TABLODA YER ALAN İLK İTİRAZ VE CEVAP BİLGİLERİ 6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU NA GÖRE DÜZENLENMİŞTİR. ASLİYE HUKUK ASLİYE TİCARET SULH HUKUK

Detaylı

T.C ÇAYIROVA BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

T.C ÇAYIROVA BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ T.C ÇAYIROVA BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ ORGANİZASYON ŞEMASI BELEDİYE BAŞKANI BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI HUKUK İŞLERİ MÜDÜRÜ AVUKAT BÜRO ELEMANI

Detaylı

TÜRK KAMU YÖNETİM SİSTEMİ

TÜRK KAMU YÖNETİM SİSTEMİ İdarenin Bütünlüğü İlkesi : Hiyerarşi Ünite 11 Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi / Yerel Yönetimler TÜRK KAMU YÖNETİM SİSTEMİ Dr. Hande ÜNSAL 1 Ünite 11 İDARENİN BÜTÜNLÜĞÜ İLKESİ HİYERARŞİ Dr. Hande ÜNSAL

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

MANİSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ

MANİSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ MANİSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar, Hedef ve Esaslar Amaç Madde 1- Manisa Su ve Kanalizasyon

Detaylı

ZEYTİN HASTALIK VE ZARARLILARI İLE MÜCADELE BİRLİKLERİNİN KURULUŞ VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

ZEYTİN HASTALIK VE ZARARLILARI İLE MÜCADELE BİRLİKLERİNİN KURULUŞ VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK ZEYTİN HASTALIK VE ZARARLILARI İLE MÜCADELE BİRLİKLERİNİN KURULUŞ VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK Yayımlandığı Resmi Gazetenin Tarihi : 31/03/1996 Yayımlandığı Resmi Gazetenin Sayısı: 22597 Tarım

Detaylı

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 0. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI. OSMANLI DEVLETİ NİN KURULUŞU (00-5). XIV. yüzyıl başlarında Anadolu, Avrupa ve Yakın

Detaylı