ANKARA BAROSU DERGĐSĐ Üç Aylık Mesleki Yayın Ankara Barosu Başkanlığı, 2007 Tüm hakları saklıdır. ISSN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ANKARA BAROSU DERGĐSĐ Üç Aylık Mesleki Yayın Ankara Barosu Başkanlığı, 2007 Tüm hakları saklıdır. ISSN 1300 9885"

Transkript

1

2 ANKARA BAROSU DERGĐSĐ Üç Aylık Mesleki Yayın Ankara Barosu Başkanlığı, 2007 Tüm hakları saklıdır. ISSN Ankara Barosu Dergisinde ileri sürülen görüşler yazarlarına aittir. Ankara Barosunu bağlamaz. Sahibi Ankara Barosu adına Av. Vedat Ahsen COŞAR Sorumlu Yazı Đşleri Müdürü Av. Emre ĐNCULA Yayın Danışmanları Prof. Dr. Celal GÖLE, Prof. Dr. Nevzat TOROSLU, Prof. Dr. Ejder YILMAZ, Prof. Dr. Turgut TURHAN, Prof. Dr. Yahya ZABUNOĞLU, Prof. Dr. Lale SĐRMEN, Prof. Dr. Turan YILDIRIM, Prof. Dr. Zeki HAFIZOĞULLARI Yayın Kurulu Başkanı Av. Bülent Turhan GÜNDÜZ Editör Av. Mustafa Bayram MISIR Editör Yardımcıları Dr. Ayhan TEKĐNSOY, Av. Fernaz BALCIOĞLU Đcra Kurulu Av. Aydın ERDOĞAN, Av. Hakan AKARKEN, Av. Nurten Çağlar YAKIŞ, Av. Pınar ÜNLÜ, Av. Ozan Fazıl ALARSLAN, Av. Cemalettin GÜRLER, Av. Serol KARADUMAN, Av. Mustafa Bayram MISIR, Av. Bülent Turhan GÜNDÜZ Yayın Kurulu Av. Fernaz BALCIOĞLU, Av. Ahu YEGÜL, Av. Đbrahim AKIN, Av. Mustafa GÜRSOY, Av. Erduran TAHMĐSCĐOĞLU, Av. Engin KARAMAN, Av. Afet GÜNGÖR, Av. Veli ADIGÜZEL, Av. Zennure TOKGÖZ, Av. Hikmet Balkan TUNALI, Av. Çigdem ÇEBĐ, Av. Ufuk SARIOĞLU, Av. Gülay ARIKAN, Av. Emiş Seda ÖZTÜRK Kapak Tasarım Mehmet ULUSEL Sayfa Düzeni Yalçın ATEŞ Baskı... Matbaası..., Ankara Đletişim Adresi Ankara Barosu Başkanlığı, Adliye Sarayı Kat. 5 Sıhhıye/Ankara Tel : (0.312) (Pbx), Faks : (0.312) ankarabarosu@ankarabarosu.org Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış

3 Sevgili Meslektaşlarım, Marks, ubat 1848 de ilk kez Londra da yayınlanan Komünist Partisi Manifestosu nda... burjuva çaşını önceki bütün zamanlardan ayıran üretimin hiç durmaksızın ve kökten dönüştürülmesinden, bütün toplumsal ilişkilerin kesintisiz olarak deşiştirilmesinden, sonu belli olmayan belirsizlikten ve endişeden söz eder ve devamla... donuk ve deşişmez nitelikteki ilişkiler, peşlerine taktıkları saygın düşünce ve görüşlerle birlikte silinip gidiyor, yeni biçimlenmiş ilişkiler, daha henüz kemikleşmeden miadını dolduruyor. Katı olan her şey buharlaşıyor diye yazar. Geride bıraktışımız Genel Kurul sonrasında oluşan yeni Yönetim Kurulu olarak, Katı olan her şeyin buharlaştışının ve buna başlı olarak hayatta kalmanın, ilerlemenin, ancak deşişebilmek ve dönüşebilmekle mümkün olduşunun ayırdında olduşumuz için, gerek biçimi, gerekse içerişi itibarıyla artık oldukça katılaşmış, yaşlanmış ve yorulmuş olan Ankara Barosu Dergisi ni yeniden yapılandırmayı gerekli gördük. Bu amaçla deşerli meslektaşımız Sayın Bülent Turhan Gündüz ün başkanlışında yeni bir Yayın Kurulu oluşturduk. Hem Yönetim Kurulu ve hem de Yayın Kurulu yeni olunca, yeni dergi nin yayıma hazırlanma süreci de doşal olarak uzun oldu. Bu sayıdan itibaren yarı hakemli dergi statüsünü kazanan Ankara Barosu Dergisi, önümüzdeki süreçte bir yandan tam hakemli dergi statüsüne geçme çalışmalarını sürdürürken, dişer yandan sizlerden gelecek önerileri, olumlu ve olumsuz eleştirileri dikkate alarak giderek daha beşenilen, daha çok okunan ve aranan bir dergi haline gelecektir. The Quantum Self/Kuantum Benlik isimli özgün kitabında Danah Zohar; Kuantum dünya görüşü, var olan her şeyin temeli olarak dinamik ilişkinin önemini vurgular. Bize, dünyamızın, zihin ile vücut, yani iç dünyamız ile dış dünya ya da özne ile nesne arasında, birey ile bireyin kişisel ve maddi başlamı arasında, insan kültürü ile doşal dünya arasında kurulacak karşılıklı ve yaratıcı bir diyalog sonucu ortaya çıktışını söyler. şnsan benlişinin özgür ve sorumlu, ötekilere ve çevresine yanıt vermeye istekli, özünde ilgili, doşası gereşi başlı ve her an yaratıcı olduşunu gösterir. diye yazıyor. Danah Zohar ın yazdıklarını referans alarak demek istiyoruz ki: kendimizi kendimize, birbirimize, mesleşimize ve meslek örgütümüze tam bir dolulukla adayalım; ama aynı zamanda, hem düşüncelerimizde ve hem de en çok inandışımız konularda yanılıyor olabileceşimizin de farkında olalım. U- nutmayalım ki, yaşam bir serüvendir; tek yapmamız gereken şey ise, her şeye, her görüşe açık olmaktır. Yönetim olarak, yayın kurulu olarak bizler, meslektaşlarımız ve okurlar olarak sizler, yani hepimiz özgür ve sorumluyuz, ötekilere ve çevremize yanıt vermeye istekli, her görüşe ve her şeye açı- Şız. O halde, hep beraber bu dergiyi nesnel olan ve ötekini dinleyen bir dergi yapalım. Unutmayalım ki, Tanrı Sokrates e -kendini bil-mesini öşütlerken, -kendinle ilgilenmeyi terk et, nesnel ol- demek istemişti. Gerçek semboller ve/veya mitler gibi Tanrı nın bu deyişleri de, yeni ve de- Şişik anlamlara ve ufuklara açıldıkça tükenmez zenginlik üretiyorlar. Av.V.Ahsen Coşar Ankara Barosu Başkanı 2 Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış 2007

4 Đçindekiler Sunuş 2 Vedat Ahsen Coşar Bu sayıda 4 Haraç-Mezat-Salon Madde BaŞımlılıŞı 11 Bülent Turhan Gündüz Güneşin Altında Söylenmemiş Söz Yoktur 14 Vedat Ahsen Çoşar şfade ÖzgürlüŞü Açısından TCK Madde Levent Korkut Sözün BittiŞi Yerde 35 Bülent Turhan Gündüz Direnme Hakkı, iddet ve Ölüm Orucu Üzerine Bir DeŞini 38 Mustafa Bayram Mısır Yargıtay Kararları IşıŞında Ticarî şşletmede ube Kavramı 48 Mehmet Özdamar Haczedilen Malın Üçüncü Kişi Elinde Bulunması Halinde Açılacak şstihkak Davası (şşk. Mad. 99) 62 Talih Uyar 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu nda Cezalar ve Güvenlik Tedbirleri 78 Zeki HafızoŞulları Ceza Muhakemesi Kanunu ve Adli Kolluk: Adli Kolluk Amirleri, Sorumluları Ve Görevlilerinin Belirlenmesi 110 M. Bedri Eryılmaz Uluslararası Sözleşmeler IşıŞında Adil Yargılanma Hakkı ve şç Hukukumuzla Karşılaştırması 120 Ali Osman Kaynak Elektronik Posta Yoluyla Kişilik Haklarına Müdahaleden DoŞan Hukuki Sorumluluk 144 Tamer Soysal Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış

5 Vergi Usul Kanunu nda Yer Alan Vergi Suç ve Cezaları şle Yeni Türk Ceza Kanunu nun Bu Suçlara Etkisi 168 Mehmet Altundiş Kaçakçılık Davalarında Görevli Mahkeme 180 Salih Kocalar SoykütüŞü şle BaŞı Koparılmış Bir Kurum: Bilirkişilik 184 Hilmi eker Avukat Vekâletnamelerinin Noterde Düzenlenmesi Zorunlu DeŞildir 190 Aydın ErdoŞan şflasın Ertelenmesi Kurumunda Kavramların Amaca Uygun Yorumlanmasına Dair Bir Öneri 196 Ömer Gören Yargı Kararları Nasıl Konusuz Bırakılır: Cargill ÖrneŞi 199 Nurten ÇaŞlar Yakış Karar Notları 203 Meslek odalarının meslek mensubu tarafından düzenlenen bilirkişi raporları hakkında yapılan şikâyetleri disiplin soruşturması açarak incelemesi görevleri gereşidir. Meslek odaları ticari faaliyette bulunamaz ve bu nedenle de kurumlar vergisine tabi olmaları mümkün deşildir.... ve amacı dar gelirli kiracıları korumak olan 6570 sayılı yasa... belirmesinin hukuki mahiyeti ü- zerine deşerlendirme. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/b maddesi gereşi sözleşmeli olarak çalışan personel 4688 sayılı yasa ile kurulan kamu görevlileri sendikalarına üye olabilir. Ailelerinden vekalet alıp çok sayıdaki çocuşu teslim aldıktan sonra ailelerine teslim etmeyerek sokaşa bırakan avukatın eylemi disiplin cezasını gerektirir. Bazı Başvuru Bilgileri 221 Avrupa Avukatlar BirliŞinin Tanıtımı, Kuruluş YönetmeliŞi ve Başvuru Bilgileri Türkiye Barolar BirliŞinin Sosyal Yardımlaşma Fonu Yönetmelik ve Yönergeleri ile Başvuru Bilgileri Kıdem Tazminatı Uygulamaları şle şlgili Bilgiler Faiz Oranları 4 Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış 2007

6 Bu sayıda Ankara Barosu Dergisi 65 nci yayın yılına bazı deşişikliklerle giriyor. DeŞişikliklerin bir kısmı, dergiyi elinize alınca görebileceşiniz gibi biçimsel: Boyutumuzu biraz büyüttük, kapaşımıza da hareket kattık. BeŞeneceŞinizi umuyoruz. Dergimiz, bu sayısından itibaren hakem denetiminden geçen yazıları da yayınlayan, hakemli bir yayın haline dönüşüyor. Hakem denetiminden geçmiş yazılarda bu durum dipnotta belirtilecektir. Dergimize yazı gönderecek yazarların ve meslektaşlarımızın yazılarının hakem denetiminden geçmesini istemeleri halinde, derginin sonunda belirttişimiz kurallara göre hazırlanmış yazılarını, hakem denetiminden geçmesini istediklerini de belirterek göndermelerini rica ediyoruz. Dergimizde bazı konuları belirtik olarak işleyeceşiz. Bu dergimizin bütünüyle dosyalardan ibaret olacaşı anlamına gelmiyor. Bu sayımızda da görebileceşiniz gibi, hukuk bilimi ve uygulamaları ile ilgili yazılara yer vermeye devam ediyoruz; yazı katkılarınızı esirgemeyeceşinizi umuyoruz nin bu ilk sayısında, haczedilen menkul ve gayrimenkul malların satışını, daha doşrusu satışın gerçekleştişi mezat salonlarını mercek altına almaya çalıştık. Ancak, Haraç-Mezat-Salon başlıklı yazımızdan da anlaşılacaşı gibi, sorunları tespit etmekle ve satışın aleni lişini daha da güçlendirecek bir öneride bulunmakla yetiniyoruz. Bu yazı ile yok sayılan bu soruna hukukçuların ilgisini çekmeye çalıştık. Spotumuzda vurgulandışı üzere çirkin söylentilere kaynaklık eden mezat işlemlerinden Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı, yediemin, malları satın alan ve ikinci el satışını yapanlar ve bu organizasyona dâhil olan herkes kazanıyor, kaybeden iki taraf var; alacaklı ve borçlu... Bu haliyle sürdürülemez olan satış uygulamalarına dair, tarafların, hukukçuların konuşmaya başlaması ve sorunu çözebilecek köklü önerilerin kamusal bir tartışma sonrasında geliştirilmesi umudunu taşıyoruz. Dergimizin ele aldışı ikinci konu Hrant Dink suikastı ile iyice güncelleşen 301 nci madde tartışmaları Madde BaŞımlılıŞı başlıklı yazısında Bülent Turhan Gündüz, bu maddeden yargılananların hissettiklerini ve ödedikleri bedeli ele alarak, bugüne dek pek de üzerinde durulmamış bir yönünü görünür kılıyor. Ankara Barosu Başkanı Vedat Ahsen Coşar ın konu ile ilgili ÇaŞdaş Gazeteciler DerneŞi nin düzenledişi sempozyumda yaptışı ve baromuzun görüşünü yansıtan konuşmasını Güneşin Altında Söylenmemiş Söz Yoktur başlışı ile yayınlıyoruz. Levent Korkut da, hakem denetiminden geçen yazısında, ifade özgürlüşü açısından Türk Ceza Kanununun 301 nci maddesini karşılaştırmalı olarak ve kapsamlı bir bir şekilde inceliyor. Bu sayıda dikkat çekmeye çalıştışımız bir dişer konu, Av. Behiç Aşçı nın cezaevlerindeki tecrit ve tretman uygulamalarının kaldırılması amacıyla başlattışı ölüm orucu eylemi. Ocak ayı içinde Adalet BakanlıŞının yayınladışı genelgeyi şimdilik çözüm için atılmış bir adım olarak deşerlendiren meslektaşımız eylemi bıraktı. Bülent Turhan Gündüz Aralık ayı içinde, Av. Behiç Aşçı ile Ankara Barosu Dergisi adına görüştü ve izlenimlerini dergimiz için yazdı. Direnme Hakkı, iddet ve Ölüm Orucu Üzerine Bir DeŞini adlı yazısında ise Mustafa Bayram Mısır ölüm orucu eyleminin hukuken hangi kapsamda nitelenmesi gerektişini tartışıyor. Mehmet Özdamar hakem denetiminden geçen yazısında Yargıtay kararları ışışında ticari işletmede şube kavramını inceliyor. Talih Uyar yazısında istihkak davalarını ele alıyor. Zeki HafızoŞulları nın TCK daki cezalar ve güvenlik tedbirlerini inceleyen yazısını belge deşeri nedeniyle yayınlıyoruz. Ardından M.Bedri Eryılmaz adli kolluşu inceliyor. Adil yargılanma hakkı Avrupa şnsan Hakları Sözleşmesi nde düzenlenen ve koruma altına alınan önemli bir hak. Ali Osman Kaynak uluslararası sözleşmeler ışışında bu hakkı deşerlendiriyor. Tamer Soysal yazısında elektronik posta yoluyla kişilik haklarına müdahaleden doşan hukuki sorumluluşu yargılama pratişine de ışık tutacak şekilde tartışıyor. Salih Kocalar yazısında kaçakçılık davalarında görevli mahkemeler konusunda bize bilgi veriyor. Mehmet Altundiş in Vergi Usul Kanu- Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış

7 nu nda Yer Alan Vergi Suç ve Cezaları şle Yeni Türk Ceza Kanunu nun Bu Suçlara Etkisi adlı yazısına da bu sayıda yer veriyoruz. Hilmi eker uygulamada büyük sorunlara yol açan bilirkişilik kurumunu kısa çalışmasında detaylı tartışıyor. Karar notlarında da Danıştay ın bilirkişilik faaliyetinin mesleki faaliyet olduşu ve bu nedenle meslek odalarına üyeleri hakkında yapılan şikayetlerin disiplin soruşturmasıyla takip edilmesi gerektişine dair kararlarını inceliyoruz. Aydın ErdoŞan gözümüzün önünde olduşu halde, uygulamadışımız mesleki pratişimizle ilgili önemli bir konuyu gündeme getiriyor ve avukat vekâletnamelerinin noterde düzenlenmesinin zorunlu olmadışını anlatıyor. Ömer Gören ise iflasın ertelenmesi kurumunda kavramların amaca uygun yorumlanmasına dair bir öneride bulunuyor. Yargı kararlarının nasıl konusuz bırakılacaşını Cargill örnek olayı üzerinden Nurten ÇaŞlar Yakış deşerlendiriyor. Alışılageldik karar yayıncılışı yöntemini terk edip daha önce de Ankara Barosu Dergi sinde yapıldışı gibi, karar deşerlendirmeleri ve karar notları yayımlama kararı aldık. Bu sayımızda altı karar deşerlendirmesine ve Anayasa nın 141/3. fıkrasına iyi bir örnek oluşturduşu için Ankara 2. şş Mahkemesinin kararına olduşu gibi yer verdik. Bazı başvuru bilgileri sayfalarımızda Avrupa Avukatlar BirliŞi, Barolar BirliŞi Sosyal Yardımlaşma Fonu ve kıdem tazminatı uygulamaları ve faiz oranları ile ilgili bilgilere ulaşabilirsiniz. 65 nci yılında yenilenerek yayınına devam eden dergimizin büronuza bırakıldışını yeniden fark etmeye başlayacaşınızı, ilginizi ve desteşinizi eksik etmeyeceşinizi umuyoruz. 6 Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış 2007

8 Haraç-Mezat Mezat-Salon Mesleki yaşamları yirmi yılın üzerindeki avukatlar anımsayacaklardır, Rüzgârlı Adliyesi ni ve onun zorlu koşullarını... Meslek yaşamının ilk yılında, icradan başka kazanç kapısı olmayan avukatlar daha iyi hatırlayacaktır, adliyenin hemen yanı başındaki gecekondudan bozma çardak biçimi yediemin depolarını... Açık havada gerçekleştirilen hacizli menkul mal satışlarını. imdiki Adliye Sarayına taşınıldışında hâlâ varlışını koruyan Gençlik Parkı otoparkının yakınındaki köprünün altında kurulan, (küçük bir semt pazarını andıran) açık hava satış alanını Rüzgârlı ile buradaki köprü altı satışları arasındaki farkları da anımsayacaklardır. Rüzgârlı Adliyesi bitişişindeki gözü gönlü tok yedieminlerden ve derme çatma depolardan, Sıhhiye çevresinde konuşlanan profesyonel yedieminlere ve düzenli depolara geçişte yaşanan farklılıkları... u anki modern mezat salonunun inşasını ise, en genç meslektaşlarımız bile anımsayacaklardır. Satışların açık alanlarda yapıldışı sıralarda, hele de soşuk mevsimlerde ne çok şikâyet ederdik bu durumdan. şcra Dairelerinde çalışmayan meslektaşlarımız bile katılırdı bu şikâyet sohbetlerine; herkesin dile getirdişi onlarca sıkıntısı, talebi ve çözüm önerisi vardı. şşte büyük sükse yapan modern mezat salonunun inşası, keyifli konuşmalara konu olmuştu meslektaşlar arasında. Artık satışlar kapalı, sıcak, temiz bir ortamda yapılacaktı. Hacizli menkul mallar daha iyi bir ortamda sergilenecek, insanlar daha titiz incelemeler sonrası ihaleye gireceklerdi. Avukatı, yargıcı, memuru herkes mutluydu, borçlular bile olumlu bulmuşlardı bu gelişmeyi... Ama tüm mutluluklar gibi bunun da bir sonu vardı. Zaman mezat salonunda gizli, zararlı gelişmeleri bir bir ortaya çıkarmaya başladışında, önceleri kimse aldırmadı bu belirtilere. Geçici, münferit olaylar olarak deşerlendirildi. Hele de icra işleri ile uşraşmayan meslektaşlar açısından inanılması güç iddialardı ortaya serilen şayialar. Çirkin söylentilere kaynaklık eden mezat işlemlerinden adalet teşkilatını güçlendirme vakfı, yediemin, malları satın alan ve ikinci el satışını yapanlar ve bu organizasyona dâhil olan herkes kazanıyor. Kaybeden iki i kişi var; alacaklı ve borçlu... Kısa süre sonra küçük küçük başlayan şikâyetler yerini kavgalara, davalara bırakmaya başladı. şddialara göre, yediemin depolarında ve mezat salonu çevresinde yeni ve alışılmadık olaylar gerçekleşmeye başlamıştı. Yediemin deposu işleticileri, yanlarında çalışanlar ve başka dar çevrelerden oluşan gruplar, sistemli ve bilinçli olarak ihalelere girmekte, dışardan ihaleye gireceklere de engel olmaktaydılar. Hatta Ankara Barosu Disiplin kayıtlarına da girecek şekilde, bazı avukat arkadaşların da bu işlere bulaştışı duyulmaya başlandı. Rüzgârlı Sokaktaki derme çatma depolar önünde aşlayanın malı gülene hayır etmez anlayışındaki haciz satışlarından, modern mezat salonundaki ya ben alırım ya da kimseye yar etmem anlayışındaki haciz satışlarına; kısa ama keskin bir anlayış farklılışı ortaya çıkmıştı. Derken Strazburg Caddesi, Toros Sokak ve çevresinde icradan ihale ile alınmış malların satıldışı ikinci el satış dükkânları bile açılmaya başlandı. ikâyetlerin ardı arkası kesilmiyordu: * Kimi yediemin depolarının satılacak malları mezat salonlarına bile getirmedikleri, menkullerin dosya üzerinden satıldışı iddia ediliyordu. * Yediemin depolarının kontrolsüz olduşu, korumakla yükümlü oldukları malları korumadıkları, mal sahiplerine mallarını teslim etmeden, teslim belgesini imzalattıkları; bu nedenle de kusurlu çıkan mallar nedeniyle mal sahiplerinin haklarının zayi olduşu ileri sürülüyordu. * Yediemin depolarının, beşenmedikleri malları almadıkları gibi şikâyetler giderek artıyordu. * Mezat salonuna getirilen malların kimi önemli parçalarının geçici olarak yok edildişi, böylece üçüncü kişilerin muhtemel alıcı olmaktan caydırıldışı savları sıkça anlatılıyordu. Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış

9 Dedik ya; şikâyetlerin, şikâyetçilerin ardı arkası kesilmiyordu bir türlü: * ÖrneŞin; grupların kendileri dışında ihaleye girmeye çalışan üçüncü kişileri tehdit ettikleri, hatta tartakladıkları iddia ediliyordu. Bu konuda daha vahim iddialar da vardı: alacaklı vekilleri, borçlu vekilleri tehdit ediliyordu. * Tehdit veya başka yöntemlerle yıldıramadıkları kişilerin ihaleye girmesini engellemek için bazı zararları göze alarak, ihale bedellerini olaşanın çok üstünde artırdıkları, böylece üçüncü kişilerin mal almasına engel oldukları ileri sürülüyordu. * Özellikle gayrimenkul ihalelerinde grupların kendi aralarında anlaşarak, komisyonlar vererek ihaleye fesat karıştırdıkları, en sık duyulan şikâyetler arasındaydı. * Gayrimenkul ihalelerinde söz konusu grupların alacaklı veya borçlu ile anlaşarak, katıldıkları ihalelere fesat karıştırdıkları iddia ediliyordu. Daha bunun gibi onlarca iddia bugün de ortalıkta dolaşıyordu. Aradan geçen on yılın sonunda, icra ile uşraşan meslektaşlarımız ile yaptışımız sohbetlerde, bu iddiaların azalmadışını aksine artarak devam ettişini duyuyoruz. Görevli birçok yargıç ve savcı bu yasadışı oluşumları önlemek için elinden gelen gayreti göstermesine raşmen, sorunların çözülemedişi hatta artarak sürdüşü görülüyor. Mezat salonuna kamera yerleştirmek, polis görevlendirmek bile sorunları çözemedi deniyor. Çünkü kamera sadece mezat salonunun içini kayda alıyor, polis memuru içerideki asayişi saşlamaya uşraşıyor. Oysa dışarıda, kameraların birkaç adım dışında, herkes diledişi anlaşmayı yapmakta, uluorta tehditte bulunmakta serbest. Bu şikâyetlerin hâlâ (bugün de) devam ettişini öşrendişimizde, dergimizde Mezat Salonu sorununu gündeme getirmeye karar verdik. Bütün dosyalarımızda olduşu gibi bu konuda da, Adalet Bakanı Cemil Çiçek in görüşünün yer almadışı bir dosya hazırlamak istemedik. Ancak deşil kendisine, özel kalem müdürü Ebubekir ahin e bile ulaşamadık. Bakanlıkta çalışma Bu çalışmaları sürdürürken Adalet BakanlıŞının, şcra Dairelerinin özerkleştirilmesi için yoşun bir çabanın içinde olduşunu öşrendik. AldıŞımız duyumlar, Bakanlık bünyesinde noterler benzeri bir oluşum için yasa taslaşı üzerinde çalışıldışı yönünde. şşin içinde olan kimi meslektaşlarımız, yapılan çalışmanın özerkleştirme amaçlı deşil özelleştirme amaçlı olduşunu iddia ediyor. mek arasında karar almak zorunda kaldık. Çünkü olanları, sadece bir iddia olmaktan çıkarıp somut olaylarla yansıtmayı amaçlıyorduk. Bunun için kanıtlara özellikle de tanıklara büyük gereksinim duyuyorduk. Tanıklarımız ise aynı düşüncede deşillerdi. Memurlar, avukatlar ve bazı alacaklı/borçlulardan oluşan tanıklar başlarına geleni büyük bir açıklıkla anlatmalarına raşmen, tek bir koşul ileri sürüyorlardı: Adımız geçmesin! Kimse bu dosyanın içinde adının geçmesini istemiyordu. Memurlar başlarının amirleri ve Bakanlık ile derde girmesini istemiyorlar, avukatlar memurlarla sorun yaşamak istemiyorlar; bunları da anlıyoruz. Bu gelişmelere raşmen, konunun önemi, bu güne kadar hiç el atılmamış olması nedeniyle en a- zından duyduklarımızı meslektaşlarımızla paylaşmaya karar verdik. Bundan muradımız, belki bu ya- şlgili yasalarda satışların tamamının mının oluşturulacak bir web satış sitesi üzerinden internet aracılışı ile bütün ülke çapında yapılmasını saşlayacak deşişiklikler haksızlıkları ve söylentileri önlemeye yetecek. BakanlıŞı belki de böylesine yoşun bir çalışmanın içinde, eşer böyle ise, bizlerle görüşmeme mazeretinin geçerli olduşunu düşünüyoruz. Kolay olmasa gerek, bunca büyük bir parasal de- Şer ifade eden, binlerce icra dairesinin özerkleştirilmesi işi. Buradaki büyük kazancın paylaşımı bile, belli ki büyük sorun yaratacak. Sonuç olarak, yine de bu iddiaları resmi bir aşızdan kesinleştiremedik. Kabul edilmeli ki böylesi bir konuda dosya hazırlamak netameli bir iş. Çalışmanın bir aşamasında vazgeçmekle devam et- 8 Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış 2007

10 zıyı okuyan ve ben yaşadıklarımı adımı vererek paylaşırım diyebileceklerin ortaya çıkması. Biz de konunun üzerinde kafa yorduk ve iddialar gerçek olsun olmasın, en azından söylentilerin bile bir daha ortaya çıkmasına engel olacak bir yöntem geliştirdişimizi düşünüyoruz. Bunu da sizlerle paylaşmak istiyoruz. Çözüm ne? Yukarıda ancak bir bölümüne yer verdişimiz iddialara konu olaylar, en çok kime zarar veriyor, sorusuna tanıkların tamamının duraksamadan verdikleri yanıt; alacaklılar ve borçlular oluyor. Kontrolsüz, anlaşmalı ihaleler sonrası ne alacaklı alacaşını tahsil edebiliyor ne de borçlu borcundan kurtulabiliyor. Bize anlatılan bir icra takibi ve sonrasındaki satış kurgusunu size aktaralım. ÖrneŞin borçlu 1500 YTL ye aldışı bilgisayarın borcunu ödeyemiyor. Bilgisayar kalan 800 YTL borç nedeniyle haczediliyor. Bu noktada kısaca başka bir zararlandırıcı işlemden bahsetmemiz zorunlu. Daha önce haciz mahallerine taksiler kullanılarak gidiliyordu. BakanlıŞın kurduşu Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfının devreye girmesi ile artık taksiler ile gidilemiyor haciz mahalline. Vakfın araçlarının kullanılması zorunlu hale getirildi. Buraya kadar pek fazla bir şey yok, çünkü taksilerle gidildişinde de bazı zarar verici şeyler yapılıyordu. Ancak şimdi Vakfın araçları taksi bedelinin dört katı bir ücretle saşlıyor bu ulaşımı. Dolayısıyla borçlunun borcu durup dururken bu haksız ulaşım masrafı kadar artırılıyor. 800 YTL olan borç, bu nedenle 930 YTL ye çıkıyor, taksi ile gidilebilse 830 YTL olacakken. Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfının faaliyetlerini bir sonraki sayıda işleyeceşimiz için şimdilik burada kesiyoruz YTL lik bilgisayar masraflar dâhil 1000 YTL deşer ile haczediliyor. (DeŞer tespiti de ayrı ve büyük bir sorun.) Satış tespit edilen deşerin %60 ı ile başlıyor, ancak anlaşmalı satış nedeniyle birinci satışta alıcı çıkmadışı için düşüyor. şkinci satışta tespit edilen deşerin %40 ından satılıyor. Yani 400 YTL ye. Bu paradan yediemin ücretleri vs. düşüldükten sonra kalan para alacaklıya ö- deniyor. Bunun üzerine borcun tamamı kapanmadışı için alacaklı vekili, borçlunun evine yeniden ek haciz yapmak üzere gidiyor. Aynı şekilde bir ulaşım masrafı yeniden yükleniyor borcun üzerine, bu defa buzdolabı ve televizyon haczediliyor. EŞer bu mallar eski ve satışta çok deşer ifade etmez ise buna çamaşır makinesi de ilave edilebiliyor. Bu durumda bir de nakliye için araç ve hamal bulunup bunların masrafları da borcun üzerine ekleniyor. Mallar aynı şekilde %40 a satılıyor. Masrafları çıktıktan sonra kalan kısım alacaklıya ödeniyor. Biriken masraflar ve borcun faizleri yüzünden bu miktar da a- lacaşı tam olarak karşılayamayabiliyor. Bu arada borçlunun bir bilgisayarın yarı borcu yüzünden her şeyi haczedilmiş, evinde haczi olanaklı mal kalmamış, alacaklı açısından da kalan alacaşın tahsili olanaşı kalmamış olabiliyor. Ama bunca faaliyetten Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı, yediemin, malları satın alan ve ikinci el satışını yapanlar ve bu organizasyona dâhil olan herkes kazanıyor. Kaybedense iki kişi: alacaklı ve borçlu... Daha bunun gibi onlarca kurgu yapılabileceşi gibi, bu kurgu üzerinde de bütün masraflar detayları ile verilebilir ve görüntü daha da vahim olarak yansıtılabilir. Belki de biz bir daha yapılamayacak kadar abartmış olabiliriz. Bu iddiaların hiçbiri doşru da olmayabilir. Bir gerçek var ki, mallar son derece düşük fiyata ve kapalı bir alanda alıcıları belli bir satışa konu ediliyor. Bize anlatılanlar eşer tam anlatıldışı gibi deşerlendirilse; mezat salonlarında mafyalaşan grupların varlışını kolaylıkla kabul edebiliriz. Bu anlatımların da abartılı olması olasılışını göz ardı etmedişimiz için bu iddiayı bunca güçlü destekleyemiyoruz. Ancak yaptışımız araştırmada, bir malın haczinden başlayarak depoda saklanmasından mezat salonunda satılmasına kadar, uygar bir hukuk devletine yakışmayacak yaklaşımlar var. Bu yaklaşımların tamamı yetkili ilgililer, yetkisiz ilgililer, ilgisiz yetkililer, ilgisiz yetkisizlere kadar herkes tarafından biliniyor ama kimse de düzeltmek için bir şey yapmıyor. Yapmaya çalışanların da başarılı olamadıkları açık. Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış

11 Çözüm Önerimiz: Bu tür oluşumlar yasal düzenlemelerde, işin gereşine uygun deşişiklikler ve ekler yapıldışında engellenebilecek ve sorun çözülecektir inancındayız. Önemle belirtelim ki; sorunun tek çözümü budur iddiasında da deşiliz. Önerimiz tartışılmalı ve geliştirilmelidir. 1. Öncelikle borçlunun borcunu artıracak gereksiz harcamalardan kaçınılmalıdır. ÖrneŞin; çok daha ucuza taşıyacak taşıtlar varken, dört katı ücretle taşıyan araçların kullanılmaya zorlanması hukuka uygun deşildir, vazgeçilmeli. Ya da bu araçların ücretleri de emsallerinin düzeyine indirilmeli. Bu konuyu gelecek sayıda daha detaylı inceleyeceşiz. 2. Yediemin depolarının kısa zamanda menkulleri en uygun koşullarda muhafaza edebilecek düzeye getirilmesi saşlanmalı. Hatta bu konuda ülke çapında veya bölgesel olarak ihale yapılması ve ihaleyi alan şirketin sözleşme koşulları açısından sıkı şekilde denetlenmesi... a. Bu şekilde büyük maliyetler ile kurulacak modern binalarda, hacizli menkuller zarar görmeden saklanabilecektir. b. Dar sermayeli ve kimin adına olduşu belli olmayan, meydana gelen zararların kim tarafından karşılanacaşı bilinmeyen depolar yerine; hacizli mallara verilen zararları karşılayacak teminatlar gösteren sorumluları belli depo işletmeleri oluşturulabilir. 3. şlgili yasalarda satışların tamamının, oluşturulacak bir web satış sitesi üzerinden internet aracılışı ile bütün ülke çapında yapılmasını saşlayacak deşişikliklerin, yeni düzenlemelerin bir an önce yapılması. Bu yöntemin yararları neler olacaktır: a. Bu şekilde Türkiye nin en ücra köşesindeki hacizli menkul ve gayrimenkullerin satışına ülkenin her yanından katılanlar olabilecek ve satış işi birkaç kişinin pazarı olmaktan çıkacaktır. şddialar doşru ise eşer mafyalaşmayı önleyecek bu yöntem ile kimsenin kontrol edemeyeceşi bir alıcı kalabalı- Şı yaratılmış olacaktır. b. Satışın web sitesi üzerinden yapılması masrafları büyük oranda azaltacak, yolsuzluk iddialarının sona ermesini saşlayacak, ihalelerdeki fesat iddiaları son bulacaktır. Bu da satışların uzamasına, alacaklı ve borçlunun zarar görmesine engel olacaşı gibi, mahkemeleri fesat davaları yükünden kurtaracaktır. c. Elektronik imza ülkemizde birçok banka işleminde uygulanan bir yöntemdir. Burada da rahatlıkla uygulanabilir. Böylece sorumluluk ve teminat konusu kolaylıkla çözülecektir. d. Bütün ödeme ve teminat işlemleri bankalar aracılışı ile yapılacaşından alışa girenlerin hem hukuki takibi hem de vergisel takibi son derece kolay yapılabilecektir. e. Ve hepsinden önemlisi, ortaya çıkan söylentiler kesilecek, alacaklı ile borçlu da bu işlemleri rahatlıkla izleyebilme olanaşına kavuşmuş olacaktır. 10 Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış 2007

12 301. Madde Bağımlılığı Bülent Turhan Gündüz * TürklüŞü, Cumhuriyeti, Devletin Kurum ve Organlarını AşaŞılama Madde 301 (1) TürklüŞü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisi ni alenen aşaşılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, Devletin yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşaşılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) TürklüŞü aşaşılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. (4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. Santiago Nasar; onu öldürecekleri gün, piskoposun geleceşi gemiyi karşılamak için sabah saat 5.30 da kalkmıştı diye başlar Gabriel Garcıa Marquez Kırmızı Pazartesi adlı işleneceşini herkesin bildişi bir cinayetin uzun öyküsüne. Gerçekten de kasabadakiler, Santiago Nasar ın öldürüleceşini bilmektedir. Ancak kimse bunu Santiago Nasar a söylemez/söyleyemez. Biri cinayeti ihbar etmek ister. Durumu beyaz bir kâşıda yazıp Nasar ın evinin kapısının altından atar. Bu mektup, ancak Nasar öldürüldükten birkaç saat sonra fark edilebilir. Nasar ı uyarmak isteyen başkaları da vardır, ancak çeşitli küçük ihmaller veya birkaç saniye farkla meydana gelen aksilikler yüzünden uyaramazlar. Dostları haberi aldıklarında önce inanmak istemezler, inandıklarında uyarmak için yola çıkarlar ama geç kalmışlardır. Bir sürü insan, bütün kasaba bildişine göre o da biliyordur diye düşündüşünden söylemezler. Katiller acemice hatalar yapmaktadır, kolayca engellenebileceklerken kimse bunun için en ufak bir çaba göstermez. GüvenliŞi saşlamakla görevli memurlar, cinayeti işleyecek ikizlerin elinden bıçaklarını almakla yetinirler. Sanki başka bıçak bulamayacaklarmış gibi, gözaltına almayı akıl etmezler. Tabii asıl tehlikeli gelişme, isteseler cinayeti engelleyebilecek olan birkaç kişi, kimi kızgınlıkları ile içsel olarak Nasar ın öldürülmesini istemektedir, kasıtlı sessiz kalırlar. Bunlardan bazıları çok yakınındaki kişilerdir. Annesi bile öşrenir durumu, ama o Nasar ı evde ve güvende sanmaktadır. Hatta bu nedenle, tam o sırada duyduşu gürültüleri eve girmeye çalışan katillerin çıkardışını sanır. GüvenliŞi artırmak için evin kapısını kilitler. Oysa o anda Nasar katillerden kaçarak eve girmeye çalışmaktadır, gürültünün nedeni bu koşuşturmadır. Kilitli kapı yüzünden evine giremeyen Nasar katillere direnir ama artık yapabileceşi fazla bir şey yoktur. Sonunda Nasar hem de evinin kapısında, hunharca katledilir. Böylece öykü boyunca okuyucuya egemen olan beklentiye dayalı gerginlik son bulur. Garip bir mide burulması ile rahatlar okuyucu. Hrant Dink; onu öldürecekleri gün, sabah kaçta kalkmıştı bilemiyorum. Ama kalkma nedenini biliyorum... bu şimdi kimin umurunda. Hrant Dink in öldürüleceşi günü yıllardır biliyorduk da ne oldu? Öldürülmesine engel olmak için ne yaptık ki şimdi kalkma nedenini söylesem, hep birlikte yarım bıraktıklarını mı tamamlayacaşız? Sanmıyorum, eşer böyle olsaydı şimdiye kadar onu anlamaya çalışır; TCK 301. Maddeyi kaldırır, en azından deşiştirir, deşiştirilmesi için uşraş verirdik. Cenazenin ardından yürüyen binlerin Hrant Dink in ölümüne üzüldüklerini biliyor, samimiyetlerine inanıyorum ama yeni bir cinayeti engellemek için bir şey yapacaklarına; ne yazık ki hayır! şnanmıyorum Daha önce öldürüleceşini yıllarca bildişimiz ama ölmesin diye hiçbir şey yapmadışımız UŞur Mumcu için yürümüştü milyonlar. EŞer bir şeyleri deşiştirme kararlılışında olsaydık katiller korkardı * Avukat, Ankara Barosu. Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış

13 bu yürüyüşlerden. Yeni bir cinayet işleyemezlerdi. Onlar da en az benim kadar biliyorlar mücadele azmine sahip olmadışımızı. Önce güvercin ürkeklişinde yaşamaya mahkûm ediyorlar, sonra da öldürüp kanını içiyorlar, milyonlara aldırmadan. Ben ve arkadaşlarım Ankara Barosu Dergisi nin yeni bir bakış açısı ile yayınlanması amacıyla yola çıktışımızda; üç dosya hazırlama kararı almıştık. Bunlardan biri TCK 301. madde ydi. Hoş, bu konuda yazılmayan kalmamıştı neredeyse. Onun için konuyu hiç deşinilmeyen bir yönüyle de ele almak istedik: TCK 301 nci madde bir insana yöneldişinde, o insanı ve yaşamını nasıl etkiliyor? sorusuna yanıt bulmaktı amacımız. Bunun doşru yanıtlarını en iyi damdan düşen bilirdi. Hiç kuşkusuz en doşru kişi de Hrant Dink idi. Soruyu ona soracak en doşru yanıtları alacaktık. Bu amaçla şstanbul a geldişimiz gün, onu arama fırsatını bulamadan öldürüldüşü haberini aldık. Fakat o olacakları ve bizim soracaklarımızı biliyormuş gibi; tarihli yazısında sorularımızın tamamını yanıtlamıştı. EŞer katledilmemiş olsaydı, Hrant Dink e soracaşımız ilk soru TCK 301. Madde ile ne zaman tanıştışı, bu maddenin yaşamına ilk ne zaman girdişi olacaktı. şlk olarak 2002 yılında Urfa da yaptışı bir konuşma nedeniyle tanışmıştı. Ben Türk deşilim, Türkiyeli ve Ermeni yim. demişti. Sen misin Türk olmayı kabul etmeyen... Savcıya göre bu sözleri ile açıkça TürklüŞü aşaşılıyordu maddenin önceki hali 159. madde dikilmişti karşısına. Oysa biz ilk defa 2005 yılında karşılaştışını sanıyorduk. Bu çalışmaya karar verdişimizde, bir yasa maddesinin suçlayarak yöneldişi insana hissettirdiklerini, ne tür bedeller ödemek zorunda kaldıklarını yine biz tanımlarız diye düşünmüştük aslında. Hani doktora gelen hasta, duyduşu aşrıyı tam olarak tanımlayamaz da, AŞrı şurada mı, şöyle mi? gibi sorularla hastayı yönlendiren doktor, aldışı yanıtlarla tanıyı da kendisi koyar ya! Bu defa böyle olmadı, hasta o kadar güzel tanımladı ki, bizler de en derinde hissettik aynı şeyleri. Eminiz aşaşıdaki yanıtı okuduşunuzda sizler de bizim gibi hissedeceksiniz. Benim için asıl tehdit ve asıl dayanılmaz olan, kendi kendime yaşadışım psikolojik işkence. diyerek başlıyor yanıtına. Devamında Türk komşularını, dostlarını kastederek Bu insanlar şimdi benim hakkımda ne düşünüyor? sorusunun beynini kemirdişini ekliyor. Ne yazık ki artık eskisinden daha fazla tanınıyorum ve insanların A bak, bu o Ermeni deşil mi? diye bakış fırlattışını daha fazla hissediyorum. Ve refleks olarak da başlıyorum kendi kendime işkenceye. Bu işkencenin bir yanı merak, bir yanı tedirginlik. Bir yanı dikkat, bir yanı ürkeklik. Tıpkı bir güvercin gibiyim... Bir güvercin kadar saşıma soluma, önüme arkama göz takmış durumdayım. Başım onunki kadar hareketli... Ve anında dönecek denli de süratli. Ne diyordu Dışişleri Bakanı Abdullah Gül? Ne diyordu Adalet Bakanı Cemil Çiçek? Canım, 301 in bu kadar da abartılacak bir yanı yok. Mahkûm olmuş, hapse girmiş biri var mı? Sanki bedel ödemek sadece hapse girmekmiş gibi.. şşte size bedel... şşte size bedel... şnsanı güvercin ürkeklişine hapsetmenin nasıl bir bedel olduşunu biliyor musunuz ey Bakanlar?.. Bilir misiniz?.. Siz, hiç mi güvercin izlemezsiniz? Ölüm-Kalım dedikleri şeyi... Kolay bir süreç deşil yaşadıklarım... Ve ailece yaşadıklarımız. Ciddi ciddi, ülkeyi terk edip uzaklaşmayı düşündüşüm anlar dahi oldu. Özellikle de tehditler yakınlarıma bulaştışında... Hrant Dink bunları anlatırken, öldürüleceşini biliyorduk ama söylemedik. Sadece biz mi, bütün memleket biliyordu öldürüleceşini, bir o bilmiyordu. ÖldürüleceŞine dair kuşkuları hep vardı ama bu ülke insanlarının güvercinlere dokunmayan yanına güveniyor, biraz ürkek de olsa kendini güvende hissediyordu. imdi cansız vücudu Agos un kapısının önünde, kaldırımda bir başına yatarken düşünüyorum da; ödenen en aşır bedel bu mu, yoksa güvercin tedirginlişinde sürdürülen yaşam mı? TCK 301. madde ye bir de bu gözle, hissettirdikleri ve ödenilen bedeller açısından bakmak gerekmez mi? şşte tam bu noktada, yukarıda madde metnini okuduşumuz TCK 301 in gerekçesini 12 Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış 2007

14 okumalıyız. Madde metninde altı aydan üç yıla kadar belirlenmiş bedeli, bunca aşırlaştıran sebeplerin izini sürebiliriz belki de! Maddenin birinci fıkrasında, TürklüŞü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşaşılamak, suç olarak tanımlanıyor. Maddede geçen Türklük deyiminden maksat, Dünya nın neresinde yaşarsa yaşasınlar Türklere özgü ortak kültürün ortaya çıkardışı ortak varlık anlaşılır. Bu varlık Türk Milleti kavramından geniştir ve Türkiye dışında yaşayan ve aynı kültürün katılımcıları olan toplumları da kapsar. Cumhuriyet deyiminden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti anlaşılmalıdır. Suçun maddî unsuru aşaşılamaktır. Bu aşaşılamanın alenen gerçekleşmesi gerekir. AşaŞılamak, suçun konusunu oluşturan deşerlere duyulan saygınlışı azaltmaya yönelik davranışlardan ibarettir. Maddenin ikinci fıkrasında, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ni, Devlet in yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşaşılamak, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu hüküm karşısında, örneşin iktidarın tahkir ve tezyifi hâlinde fiilin hükümete yönelik bulunduşu hususunda duraksatmayacak işaret ve alâmetler varsa, fiilin hükümete yönelik olduşu kabul edilecektir. Üçüncü fıkrada bu suçun konusu, işlendişi yer ve faili bakımından daha aşır cezayı gerektiren bir nitelikli hâli kabul edilmiştir. Buna göre, TürklüŞü aşaşılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, ceza artırılacaktır. Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış

15 Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış Güneşin Altında Söylenmemiş Söz Yoktur... 1 Vedat Ahsen Coşar* DeŞerli Gazeteci Arkadaşlarım, *1 Sevgili Konuklar, ÇaŞdaş Gazeteciler DerneŞinin Sayın Başkanı ve Yöneticileri, Konuşma yapmak üzere beni davet ettikleri ve dolayısıyla beni ve benim şahsımda Ankara Barosunu onurlandırdıkları için ÇaŞdaş Gazeteciler DerneŞinin Sayın Yöneticilerine teşekkür ediyor, sizleri Ankara Barosu adına, kendi adıma saygı ile selamlıyorum. Bir bilge Güneşin altında söylenmemiş söz yoktur diyor. Bizim büyük şairimiz Nazım Hikmet, Biliyorum benden önce söylenmiş bütün bunlar/benden sonra da söylenecek/benden önce duyulmuş bu keder/benden sonra da duyulacak diye yazıyor bir şiirinde. Sözlerime böyle başlamamın nedeni dişer pek çok konuda olduşu gibi, ifade özgürlüşü üzerine bugüne kadar söz alan bilgelerin söylenmesi gereken, yazılması gereken hemen her şeyi söylemiş ve yazmış olmaları. Onun için ifade özgürlüşü konusunda benim burada söyleyeceklerim, daha önce söylenmiş olanların bir çeşitlemesi ve belki de bir tekrarı olacak. Bunu özellikle bilmenizi isterim. şfade özgürlüşü ile ilgili bir konuşmaya, sanırım en iyi Karl Popper le başlanabilir. Ben de öyle yapacaşım. Kısmen ondan ödünç alarak, kısmen de ondan etkilenmiş olarak sözlerime Karl Popper le başlayacaşım. * 1 Avukat, Ankara Barosu Başkanı Baro Başkanının ÇaŞdaş Gazeteciler DerneŞi tarafından 09 Aralık 2006 günü düzenlenen şfade ÖzgürlüŞü ve 301. Madde konulu panelde yaptışı açış konuşması DeŞerli Konuklar, şnsanlar şaşılacak ölçüde telkine gereksinim duyuyorlar. Söyleyeceklerimi lütfen telkin olarak kabul etmeyiniz. Söyleyeceklerimin hiç birisine inanmayınız. Sizler, her şeyi biliyor olabilirsiniz, ama ben hiçbir şey bilmiyorum. Ben ve benim gibi düşünenler, sadece tahmin ediyoruz. En saşlam bilgimiz, üç bin yıllık bir süreç içinde insanlık olarak yarattışımız büyük doşa bilimsel bilgimizdir. O da, sadece tahminlerden ve varsayımlardan ibarettir. Kesin bilgi isteyen ve onsuz olamayacaşına inanan insanlar, tehlikeli ölçüde telkine gereksinim duyan insanlardır. Bu konumdaki insanlar, ba- Şımsız, özgür ve özerk olmadıkları gibi, kesinlik, güvenlik, otorite, lider olmaksızın yaşamaya cesareti olmayan insanlardır. Çocukluk çaşında kalmış olan insanlardır. Ama kesin bilgi, mutlak doşru, mutlak gerçek diye bir şey yoktur. Bilim doşruluk arayışıdır, kesinlik arayışı deşildir. DoŞruluk, gerçeklik ise, mutlak doşruluk, mutlak gerçeklik deşildir. DoŞruya yaklaşabiliriz, ama mutlak doşruya, mutlak gerçeşe, kesinlişe asla ulaşamayız. Bilim kuşkularla, sorularla ve sorunlarla başlar. Kuşkuları, soruları, sorunları akılla, deneyle, yaratıcı kuramlarla çözmeye çalışır. ÇoŞu kuram esasen yanlıştır veya doşruluşu denetlenemez. DeŞerli olduşu düşünülen denetlenebilir kuramlarda hata aranır. Hataları bulmaya ve gidermeye çalışırız. Hatalardan ders alarak, dersler çıkararak ilerleriz. Amiple Einstein arasındaki fark da budur: amip hata yapmaktan hiç hoşlanmaz, Einstein ise, hata yapmaktan korkmaz, hata yapmak hakkından asla vazgeçmez, sürekli hatalarını arar, yoluna hata yaparak devam eder. 14 Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış 2007

16 Düşünen insanlar olarak hepimizin görevi, doşru olanı bulmaktır. DoŞru olan, mutlak ve nesneldir, ama elimizde ya da cebimizde deşildir. Sürekli olarak aradışımız, çoşu zaman zor bulduşumuz bir şeydir. DoŞru olana yaklaşımımızı sürekli olarak iyileştirmeye çalışırız. DoŞru olan, eşer mutlak ve nesnel olmasaydı, yanılmazdık. Dahası, yanılgılarımız da doşrularımız da aynı olurdu. Fikirlere, çatışan fikirlere gereksinmemiz vardır. Bu fikirleri nasıl eleştirip, iyileştirip, eleştirel o- larak sınayabileceşimize dair fikirlere gereksinmemiz vardır. Onun için ve çürütülene kadar kuşkulu fikirleri dahi hoş görmeliyiz. Çünkü en iyi fikirler bile kuşkuludur. Kuşkusuz olan bir şey varsa, o da, hiçbirimizin, karşısında hazır olda durmak zorunda olduşumuz bir fikir olmaması, hakikat tekeline hiçbirimizin sahip olmamasıdır. Askerlerden daha asker oldukları için kırmızı çizgileri olanlar ile onların müritlerine, hakikat tekeline sahip olduklarını sananlara, askerlerimizden daha çok asker olan sivillerimize ve hepimize, bir asker, önceki Genel Kurmay Başkanı Sayın Hilmi Özkök Paşa bakın neler söylüyor: Sizlere tavsiyem, hiçbir zaman herhangi bir konuda ileri sürülen bir fikre karşı önyargıyla hareket etmeyiniz. Çok aykırı fikirlerle karşılaşabilirsiniz, ama bu fikirlere vatan haini bir düşünce gibi çok iddialı bir önyargıyla yaklaşırsanız, fikirlerden istifade marjını daha başlangıçta sıfırlamış olursunuz. Asimetri yaratacak fikirlerden ürkmeyiniz. Bazen onlara bakar yanlış, bazen de çok doşru olduşumuzu anlayabiliriz. Uygarlık karşı fikirlerin çarpışmasıyla gelişmiştir. Hakikat kıvılcımı fikirlerin çatışmasından doşar. Yenilikler hep karşı fikirler sayesinde ortaya çıkmıştır. Öncelikle, insanların düşünce yapısı deşişimleri algılayacak şekilde hazırlanmalıdır. Daha sonra zaten eylemler kendilişinden ortaya çıkacaktır. Eylem merkezli karar süreçlerinin yerini, düşünce merkezli yaklaşımlar almalıdır. DeŞerli Konuklar, Düşünce ve düşündüklerini ifade etme özgürlü- Şü, demokratik bir toplumda yaşamsal deşerdedir. Zira düşünce ve düşündüklerini ifade etme özgürlüşü, hem yeni ve farklı düşüncelerin ortaya çıkmasına olanak saşlar ve hem de bireylere farklı düşünceler arasında seçim yapma, kendi düşüncelerinin doşru veya yanlış olduşunu sınama olanaşını verir. Herkesin kabul etmek ve hazır olda durmak zorunda olduşu ortak bir ideoloji olmadışı, aksine insanların farklı olma, farklı yaşama, farklı düşünme hakkı bulunduşu, her türlü görüş ve düşüncenin ifadesinin doşal olarak serbest bulunduşu noktasından yola çıkan ve bireyi hem ulusal hukuk ve hem de uluslararası hukuk öznesi olarak kabul eden ve Anayasamızın 90. maddesinde yapılan son deşişiklikle birlikte iç hukukumuzun parçası haline gelen şnsan Hakları Evrensel Beyannamesi nin 19. maddesi, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi nin 19. maddesi, Avrupa şnsan Hakları Sözleşmesi nin 10. maddesi ile uluslararası düzeyde ve yine A- nayasamızın 25 ve 26. maddeleri ile de ulusal düzeyde koruma altında olan düşünce ve düşündüklerini ifade etme; Avrupa şnsan Hakları Mahkemesinin Handyside kararında işaret ettişi gibi, sadece hoşa giden düşünceler için deşil, aynı zamanda ve hatta daha çok Devleti veya toplumun herhangi bir kesimini inciten, şoke eden ya da rahatsız eden görüşler için geçerlidir. Avrupa şnsan Hakları Mahkemesinin, Fressoz & Roire v.fransa/1999 ve TBKP v. Türkiye/1998 sayılı kararlarında işaret ve ifade ettişi üzere; ifade özgürlüşü demokratik toplumun temellerinden birisidir. Sözleşmenin 10. maddesinin 2. fıkrasının ifade özgürlüşü için getirdişi güvence, sadece uygun bulunan, benimsenen, rahatsızlık duyulmayan, yahut kayıtsız kalınan bilgi ve/veya fikirler için deşil, aynı zamanda rahatsız edici, sarsıcı ve/veya altüst edici bilgi ve fikirler için de geçerlidir. Bunlar demokrasinin varlık şartı olan çoşulculuk, hoşgörü ve geniş fikirlilişin i- caplarıdır. Avrupa şnsan Hakları Mahkemesinin içeriklerine deşindişimiz bu ve benzeri dişer kararlarının referansı olan Amerikan Yüksek Mahkemesinin aynı konudaki kararlarına göre, ifade özgürlü- Şünün en temel işlevlerinden birisi tartışmaya ve huzursuzluşa yol açması, insanları kızdırmasıdır. Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış

17 Amerikan Yüksek Mahkemesine göre; Konuşma, hemen her zaman provakatif ve meydan okuyucudur. O önyargılara ve daha önce oluşmuş kanaatlara saldırabilir, düşünceyi kabul ettirebilmek için alışılmadık yöntemler kullanabilir ve önemli etkiler doşurabilir. Bu nedenle ve sınırsız olmamakla birlikte ifade özgürlüşü, sadece kamusal rahatsızlışın, kızgınlışın ve huzursuzluşun ötesinde ciddi ve somut bir zararın var olduşunun açık ve mevcut tehlikesi gösterilmedikçe sansür edilemez ve cezalandırılamaz. Yine 1996 yılında çıkarılan federal yasanın virtual/sanal çocuk pornografisini yasaklayan hükümlerini iptal eden kararında Amerikan Yüksek Mahkemesi, sanal çocuk pornografisinin suç olmadışına, zira ortada hiçbir kurban bulunmadışına ve bu şekliyle Anayasa ile güvence altına alınmış ifade özgürlüşünü ihlal etmedişine işaret ediyor ve diyor ki;... Devlet, düşünceyi kontrol etmeye veya caiz olmayan amaçla yasaları gerekçelendirmeye kalkıştışı zaman, Anayasanın Birinci Ek Maddesi ile getirilen özgürlükler tehlikeye düşmüş demektir. Düşünme hakkı, özgürlüşün başıdır. O nedenle, ifade özgürlüşünün devlete karşı korunması gerekir, çünkü düşünme ifadenin başlangıcıdır. DeŞerli Konuklar, Eleştirmenlerce bugün bizim için Galileo, Descartes, Newton, Mozart ya da Picasso ne anlam taşıyorsa, gelecek yüzyıllar için de -O- aynı anlamı taşıyacaktır denilen ve halen yaşayan insanlar içinde eserlerinden en çok alıntı yapılan kişi olan (Art and Humanities Citation Index te 1980 ile 1992 yılları arasında eserlerinden yapılan alıntı sayısı 4000 olarak verilmektedir.), Marx ı ve Freud u da içeren, bütün zamanların en çok alıntı yapılan kişileri listesinde sekizinci sırada yer alan, dilbilim, felsefe, politika, bilişsel bilimler ve psikolojinin de içinde bulunduşu çeşitli konularda yetmişi aşkın kitap ve bini aşkın makale yayımlayan Amerikalı düşünür Noam Chomsky, ifade özgürlüşü ile ilgili olarak yazdışı bir makalesinde susturucu gerekçeler ya da insanları yalnızca birilerinin duymak istemedikleri şeyleri söyledikleri için susturmanın yanlış olduşuna işaret ediyor ve diyor ki; Hiç kimsenin, hiçbir şeye izin verme yetkisi olmamalıdır ve -en önemlisi- ben serbest ifadeye izin verme nedeninin, yararlı ya da deşerli şeylerin bastırılabileceşi endişesi olduşunu öne sürmüyorum. Düşünce özgürlüşü hakkı, bundan çok daha temeldir ve insanın düşündüklerini -ne kadar çılgınca olursa olsun- serbestçe ifade etme hakkı, bu pragmatik yaklaşımın çok ö- tesindedir. Ben, devletin ya da herhangi bir başka örgütlü güç veya zorbalık sisteminin, insanların ne düşüneceklerine ve ne söyleyeceklerine karar verme hakkının bulunduşunu kabul etmiyorum. Beni susturma hakkının devlete verilmesine karşı öne süreceşim gerekçe, söylediklerimin deşerli şeyler olabileceşi deşildir. Bu bana göre tiksindirici bir tutumdur. Ancak, çok önceleri özgürlükçü denen insanların standart tutumunun bu olduşunu biliyorum. şfade özgürlüşünü fayda temelinde savunan büyük şngiliz düşünürü John Stuart Mill ise, henüz aşılamamış olan 1859 yılında yazdışı Özgürlük Üstüne isimli abidevi eserinin merkezini oluşturan fikir ve ifade özgürlüşü konusunda bir fikrin susturulmasının, fikri susturulan insandan daha çok insan cinsine, yaşayan nesle olduşu kadar gelecek nesillere karşı da haydutluk oldu- Şuna işaret ediyor ve ekliyor: ayet bir teki hariç bütün insanlar aynı fikirde olsalar ve yalnız bir kişi muhalif fikirde olsa, nasıl bir şahsın, elinde kuvvet olsa, insanları susturmaya hakkı yoksa, insanların da bu tek kişiyi susturmaya daha fazla hakları yoktur. DeŞerli Konuklar, Türk Ceza Yasası nın 301. maddesi ile ilgili görüş ve düşüncelerimi açıklamadan önce, ifade özgürlüşü ile doşrudan ilişkisi olması nedeniyle ve izninizle, demokrasi üzerine hepinizin bildişi birkaç şey söylemek istiyorum. Modern siyasi demokrasi, yönetenlerin, yaptıklarından dolayı seçilmiş temsilcilerinin rekabet ve işbirlişi yoluyla dolaylı olarak hareket eden vatandaşlar tarafından, kamusal alanda sorumlu tutuldukları bir yönetim biçimidir. Demokrasi ve Eleştirileri adlı özgün kitabında, Amerikalı seçkin siyaset bilimci Prof. Robert A.Dahl modern siyasi demokrasinin varlışı için - asgari usul- adını verdişi bir liste sunmaktadır. 16 Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış 2007

18 Bu listeye göre demokrasinin varlışı için zorunlu olan asgari usuller; 1- Seçilmiş görevliler. Yönetimin izlenecek politika ile ilgili kararları üzerindeki kontrol yetkisi, anayasal olarak seçimle belirlenmiş görevlilere bırakılmalıdır. 2- Özgür ve adil seçimler. Seçilmiş görevliler, sık aralıklarla yapılan ve zor kullanmanın yaygın olarak görülmedişi, adil bir biçimde yürütülen seçimlerle işbaşına gelmelidirler. 3- Kapsayıcı seçme hakkı. Yönetecek olanların seçiminde her yetişkin oy hakkına sahip olmalıdır. 4- Mevkii için yarışma hakkı. Seçimle belirlenecek olan tüm mevkiler için bütün yetişkinler seçilebilme hakkına sahip olmalıdır. 5- şfade özgürlüşü. Vatandaşlar, en geniş anlamıyla siyasal meseleler hakkında, ciddi bir ceza tehdidi altında olmaksızın, rejimin, sosyoekonomik düzenin ve yürürlükte bulunan ideolojinin eleştirisi de dahil olmak üzere, kendi düşüncelerini ifade edebilme hakkına sahip olmalıdır. 6- Alternatif enformasyon. Vatandaşlar, alternatif enformasyon kaynaklarına ulaşma imkanına sahip olmalıdır. Başkaca, alternatif haber kaynakları mevcut olmalı ve bunlar yasa ile korunmalıdır. 7- Örgütsel özerklik. Yukarıda sıralananlar da dahil olmak üzere, vatandaşlar, dişer haklarını kullanabilmek için, siyasi partiler ve menfaat grupları da dahil olmak üzere, görece özerk kuruluşları ve örgütleri kurma hakkına sahip olmalıdır. Bir çok teorisyen tarafından benimsenen bu yedi şarta, Phillippe C.Schimitter ile Terry Lyn Karl Journal of Democracy, Vol.2. No : 3 te yazdıkları Demokrasi Nedir, Ne DeŞildir isimli makalelerinde aşaşıdaki şu iki koşulu daha eklemektedirler; 1) Halk tarafından seçilmiş organlar, anayasal yetkilerini seçilmemiş organların (fiili olsa bile) ezici muhalefetine tabi olmadan kullanabilmelidirler. EŞer ordu mensupları, yerleşik memurlar, ya da devlet yöneticileri seçilmiş kişilerin özgürce hareket edebilme kapasitelerini sınırlarlarsa, yahut halkın temsilcileri tarafından alınan kararları veto ederlerse, demokrasi tehlikeye girer. 2) Devlet kendi kendini yönetebilmelidir. Devlet, dişer üstün siyasi sistemler tarafından getirilen baskılardan başımsız olarak hareket edebilmelidir. Türkiye olarak kendimiz için bir demokrasi tanımı yapamayacaşımıza göre, uygar ülkelerin ve üye olmayı hedefledişimiz Avrupa BirliŞi normlarının öngördüşü tanımlamalara ve kriterlere uygun bir demokratik yapı, bu başlamda seçilmişlerin atanmışlara egemen olduşu, halk tarafından seçilmiş organların anayasal yetkilerini kullanmaya muktedir bulunduşu, atanmışların seçilmiş kişilerin özgürce hareket edebilme yeteneklerini sınırlamayacakları, yahut halkın temsilcileri tarafından alınan kararları veto edemeyecekleri bir düzeni oluşturmak zorunda ve durumundayız. Demokratik bir sistemde, her türlü eleştirinin yurttaşların temel haklarından olduşu, hiçbir kişi ve kurumun eleştiri dışı bulunmadışı ve esasen yerleşik kurumların ve uygulamaların eleştirilmedişi, eleştirilemedişi bir toplumda, demokrasiden söz etmenin mümkün olmadışı açıktır. Bu başlamda, demokratik hukuk devletinde kamusal yetki kullanan kişi ve kuruluşlar, yasanın ve kamuoyunun denetimine tabi ve sivil eleştirilere açık olmak durumundadırlar. Ceza mevzuatınızda yaptışınız düzenlemelerle, devletin, hükümetin, kimi kurum ve kuruluşların manevi kişiliklerini tahkir ve tezyif etmeyi veya aşaşılamayı suç olarak kabul ettişiniz takdirde, bu kurum ve kuruluşların tasarruflarının denetlenmesinin ve eleştirilmesinin önünü de kapatmışsınız demektir. Kaldı ki, devletin, hükümetin, kimi kurum ve kuruluşların şahsiyetini tahkir ve tezyif etmek veya aşaşılamak suçu, günümüzde ciddi hukuki ve siyasi tartışmalara konu olan bir husustur. Bu başlamda Amerikalı siyaset bilimci Harry Kalven; Devletin şahsiyetini tahkir veya aşaşılama suçunun pozitif hukukta mevcut olup olmadışı, ifade özgürlüşünün var olup olmadışının gerçek ölçüsüdür. Devletin şahsiyetini tahkirin suç sayıldışı toplum, dişer Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış

19 nitelikleri her ne olursa olsun, özgür toplum de- Şildir. Toplumun ve pozitif hukukun, bu suça verdişi cevap toplumu ve o ülke hukukunu tanımlar. derken, Harward da profesörlük de yapmış olan Amerikalı seçkin siyaset bilimci John Rawls, Siyasal Liberalizm isimli kitabında, ABD de devletin şahsiyetini tahkir ile ilgili 1798 tarihli yasanın, Amerikan Anayasası na aykırı olduşu için 1801 de çöpe atıldışını, ifade özgürlüşü etrafındaki tartışmanın yıkıcı suçlar üzerinde odaklandışını ileri sürerken şunları söylüyor: Hükümetlerin, muhalefeti sindirmek ve iktidarlarını korumak için, devletin şahsiyetini tahkir suçunu kullanmalarının tarihi, temel özgürlüklerle mutabık bir sistem açısından bu müstesna özgürlüşün çok büyük öneminin kanıtıdır. Bu suç varoldukça, basın ve ifade özgürlü- Şü, kamuoyunu bilgilendirme rolünü oynayamaz. Sayın Konuklar, Hukuk, toplum yaşamını hemen her alanda ve deşişik bölümlerde düzenleyen, toplumsal ilişkilerde ve yönetim işlerinde hukuka uyulmasını kimi zaman emreden, kimi zaman da tavsiye e- den, bu amaçla yöntemler ve araçlar geliştiren bir disiplindir. Normatif ve sosyal bir bilim dalı olarak deşişmezlik dogmasına dayandırılmaması, sosyolojik, ekonomik, siyasal ve teknolojik gelişme ve deşişimlerden yararlanması ve buna göre kendisini deşiştirerek bireyin ve toplumun gereksinimlerini karşılaması gereken hukuk, her şeyden önce bir düzen demektir. Hukuk düzeni, bir yandan uygarca yaşamanın dayanaşı, dişer yandan da, toplum içinde ve birlikte yaşamanın güvencesidir. Hukuk düzeninde ortaya çıkacak herhangi bir aksama, toplumun düzenini olumsuz yönde etkileyeceşi gibi, bireyin güvenlişini ve özgürlüşünü de tehlikeye sokacaktır. Zira hukuk düzeni, toplumda barışı, güveni, eşitlişi ve özgürlüşü saşlamanın olmazsa, olmaz yegane aracıdır. Türkiye nin dün olduşu gibi, bugün de en ö- nemli sorunu hukuk, daha doşrusu hukuksuzluktur. Özünde hukuk yoluyla toplumu dönüştürme projesi olan Tanzimat tan bu yana, hukuku egemen kılmak yoluyla toplumsal deşişimi ve dönüşümü saşlamaya çalışan Türkiye, yine ö- zünde bir hukuk projesi olan Avrupa BirliŞi ne katılabilmek amacı ile iç hukukunu Birlik Hukukuna uyumlu hale getirebilmenin ve bu yolla hukuku toplumda tek başına egemen kılmanın çabası içindedir. Bu çaba başlamında 5237 Sayılı Türk Ceza Yasası Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmek suretiyle yürürlüşe konulmuştur. Anılan yasanın gerekçesinde de ifade ve işaret edildişi üzere, ceza yasaları bireyin hak ve özgürlüklerine çok etkili biçimde müdahale eden yaptırımları içeren yasalardır. Açıkça ifade etmek gerekir ki, bir ülkedeki ceza yasasına egemen olan felsefe, o ülkedeki siyasi rejimin de nitelişini gösterir. Bu anlamda, tıpkı Konfüçyüsün bir ülkenin nasıl yönetildişini anlamak istiyorsanız şarkılarına bakın maksiminden hareketle, bir ülkenin nasıl yönetildişini anlamak istiyorsanız, ceza yasalarına bakın demek her halde yanlış olmayacaktır. En büyük öşreticilerden birisi olan tarih bize göstermiştir ki, totaliter devletler, gerek kendi ideolojilerini benimsetmek, gerekse rejimlerini ayakta tutmak için ceza yasaları yoluyla ve öncelikle birey hak ve özgürlüklerini ya geniş biçimde sınırlandırmışlar ya da bütünüyle ortadan kaldırmışlardır. Onun için Birinci Dünya Savaşı sonrasında ştalya da yönetimi ele geçiren faşistler ile Almanya da iktidara gelen Naziler, Ekim Devriminden sonra ve özellikle Stalin döneminde komünistler, hem kendi ülkelerinde ve hem de işgal ettikleri ülkelerde, başta ceza yasaları olmak üzere tüm mevzuatlarını otoriter/totaliter anlayışa göre de- Şiştirmişlerdir. Demokratik hukuk devletleri ise, bireyin hak ve özgürlüklerini güvence altına almak amacı ile Anayasalarında, siyasal iktidarın kullanılmasını birey hak ve özgürlükleri lehine sınırlandırmışlar, ceza hukuku ile ilgili temel ve evrensel ilkelere Anayasalarında yer vermişlerdir. Daha da ötesi, geride bıraktışımız yüzyılda demokrasinin başlıca muhalifi olan totalitarizmin, insanlışa yaşattışı derin ve unutulmaz acılardan 18 Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış 2007

20 hareket eden insanlık alemi, insanların adaletsiz ve haksız biçimde ceza ve önlemlere maruz kalmaması amacı ile başta şnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa şnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere, bir çok uluslararası sözleşme ve belgede, bireyi ceza yasalarının keyfi uygulamalarına karşı güvence altına alan hükümlere yer vermiştir. Bu görüş, açıklama ve deşerlendirmeler başlamında demek gerekir ki, Türk Ceza Yasasının 301. maddesi ifade özgürlüşü yönünden ciddi bir tehlikedir maddedeki suçun işlendişi iddiasıyla açılmış kimi davalar, bu davalar ile kişilerin lekelenmeme hakkına yapılan müdahaleler benim varlışına işaret ettişim tehlikenin kanıtlarıdır. O nedenle 301. maddenin kaldırılması veya en azından yeniden düzenlenmesi gerekir. Nitekim, Avrupa Komisyonunun 08 Kasım 2006 tarihli ilerleme raporunda, şiddet içermeyen görüşleri sınırlamak için 5237 sayılı TCK nın 301. maddesinin kullanıldışı ve bu maddenin Türkiye de bir oto-sansürcülük ortamı yaratacaşı konusunda derin endişelerin oluştuşu belirtilmekte ve Terörle Mücadele Yasası nın ifade özgürlü- Şü üzerindeki olası etkilerine de dikkat çekilmek suretiyle, Türk Ceza Yasası nın şiddet içermeyen ifadeleri cezalandıran dişer maddeleri ile birlikte 301. maddenin Avrupa standartlarına getirilmesi tavsiye edilmektedir. Sayın Konuklar, 5237 sayılı yeni Türk Ceza Yasası nın 301. maddesi, 765 sayılı eski Türk Ceza Yasası nın 159. maddesinin yerini almıştır. Eski yasadaki düzenleme ile yeni yasadaki düzenleme arasındaki en önemli fark önceki yasada yer alan tahkir ve tezyif deyimlerinin yerini yeni yasada aşaşılama deyiminin almış olmasıdır. Eski yasanın 159. maddesinde var olan ve esasen genel ispat düzenlemeleri başlamında işlerlişi kalmayan matufiyet kavramına ve yine dava açılmayı Adalet Bakanının iznine başlı tutan düzenlemeye 301. maddede yer verilmemiştir. Eski yasanın 80 yıla yakın uygulaması sonucu yargı kararları ile içerişi dolu ve anlaşılabilir hale gelen tahkir sözcüşü hakaret sözünden gelmekte olup hor veya hakir görme, alçaltma anlamında kullanılan bir fiil, tezyif deyimi ise çürütme, eşlenme, maskaraya alma karşılışı kullanılan bir sözcüktür. ÖŞretide tahkir ve tezyif tek başına hakaret ve sövme fiillerinden daha aşır ve farklı anlam taşıdışı için, eski yasanın 159. maddesi tahkir demekle yetinmemiş, tezyif sözcüşünü de ekleyerek suçun oluşması için hakaretten daha aşır bir eylemin varlışını aramıştır. Buna göre, suçun oluşması için tek başına tahkir unsurunun gerçekleşmiş olması yeterli olmayıp, ayrıca tezyif unsurunun da gerçekleşmiş olması gerekir. O nedenle eski yasadaki uygulama başlamında, yazılanlar veya söylenenler hakaret sınırını aşıp tezyif aşamasına gelmeden suç olarak kabul e- dilmemiştir. Bütün bu nedenlerle, yeni yasada tahkir ve tezyif kavramları yerine kullanılan ve henüz daha yargı kararları ile içi doldurulmamış bulunan aşaşılama kavramı, ifade özgürlüşü yönünden bence daha tehlikeli bir kavramdır. Onun için eşer 301. madde ilke olarak korunacaksa, bu türden bir maddeye gereksinim varsa, eski yasadaki düzenlemeye geri dönmek bence daha iyidir. Bu aşamada ve yeri gelmiş iken bir hususa daha deşinmek istiyorum. O da şu; Türkiye nin 1926 yılında iktibas ettişi ştalyan Ceza Yasası nda, eski TCK nın 159. maddesi olmadışı gibi, benzeri bir başka düzenleme de mevcut deşildir. Birinci Dünya Savaşı sonrasında ştalya da yönetimi ele geçiren faşistler ile Almanya da iktidara gelen Naziler, hem kendi ülkelerinde ve hem de işgal ettikleri ülkelerde, başta ceza yasaları olmak ü- zere tüm mevzuatlarını otoriter/totaliter anlayışa göre deşiştirdiler. Bu deşişiklik sonucu, şimdiki 301. maddenin karşılışı olan eski TCK nın 159. maddesinde yer alan düzenleme ştalyan Ceza Yasası na girdi ve oradan da 1936 yılında 3038 Sayılı Yasa ile yapılan deşişiklik sonucu eski Türk Ceza Yasası na aktarıldı. Bu tarihsel gerçekten çıkan birinci sonuç, Türkiye olarak bizim geçmişimizde, geleneşimizde ve Atatürk yönetiminin ilk 14 yılında TCK nın 159. maddesinin olmamasıdır. şkinci sonuç ise, TCK nın 159. maddesinin yasalaştırılmasının Türkiye nin hassasiyeti deşil, faşist Mussolini ştalyası nın hassasiyeti olmasıdır. Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış

İçindekiler. Sunuş 2. Vedat Ahsen Coşar. Bu sayıda 4. Haraç-Mezat-Salon Madde Bağımlılığı 11 Bülent Turhan Gündüz

İçindekiler. Sunuş 2. Vedat Ahsen Coşar. Bu sayıda 4. Haraç-Mezat-Salon Madde Bağımlılığı 11 Bülent Turhan Gündüz İçindekiler Sunuş 2 Bu sayıda 4 Haraç-Mezat-Salon 7 301. Madde Bağımlılığı 11 Güneşin Altında Söylenmemiş Söz Yoktur 14 İfade Özgürlüğü Açısından TCK Madde 301 22 Levent Korkut Sözün Bittiği Yerde... 35

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Güneşin Altında Söylenmemiş Söz Yoktur... 1

Güneşin Altında Söylenmemiş Söz Yoktur... 1 Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 1 Kış 2007 14-21 Güneşin Altında Söylenmemiş Söz Yoktur... 1 Vedat Ahsen Coşar* DeŞerli Gazeteci Arkadaşlarım, *1 Sevgili Konuklar, ÇaŞdaş Gazeteciler DerneŞinin Sayın

Detaylı

Noterlik Yasası Değişiklik Teklifi Üzerine Değerlendirme. Atim*

Noterlik Yasası Değişiklik Teklifi Üzerine Değerlendirme. Atim* Noterlik Yasası Değişiklik Teklifi Üzerine Değerlendirme Atim* Çeşitli kanunlarda deşişiklik yapılmasına dair d kanun teklifi ile, 1512 sayılı Noterlik Kanunu nu nda nda yapılması planlanan deşişiklere

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

İdari Yargının Geleceği

İdari Yargının Geleceği İdari Yargının Geleceği Av. Zühal SİRKECİOĞLU DÖNMEZ* * Ankara Barosu. İdari Yargının Geleceği / SİRKECİOĞLU DÖNMEZ Ülkemiz Hukuk Fakültelerinde iki Ana Bilim dalı vardır: Özel Hukuk ve Kamu Hukuku. Özel

Detaylı

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2014/77. 6545 Sayılı Kanunla Vergi Yargılamasına ve Ticaret Mahkemelerine İlişkin Getirilen Yenilikler

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2014/77. 6545 Sayılı Kanunla Vergi Yargılamasına ve Ticaret Mahkemelerine İlişkin Getirilen Yenilikler DRT Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim A.Ş. Nurol Maslak Plaza Ayazağa Mah. Büyükdere Cad. A ve B Blok No:255-257 Kat:5 Maslak/İstanbul, Türkiye Tel: + 90 (212) 366 60 00 Fax: + 90 (212) 366 60

Detaylı

TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı

TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı Yargıtay, tanımı Anayasa ile yapılan, işlevleri, mensupları ve bunların seçimi ve diğer kuruluş esasları, Anayasa'da

Detaylı

İCRA VE İFLÂS KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN. Kanun No. 5311 Kabul Tarihi : 2.3.2005

İCRA VE İFLÂS KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN. Kanun No. 5311 Kabul Tarihi : 2.3.2005 İCRA VE İFLÂS KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN Kanun No. 5311 Kabul Tarihi : 2.3.2005 MADDE 1.- 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 10/a maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki

Detaylı

: ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI

: ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI DANIŞTAY BAŞKANLIĞI NA YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEPLİDİR. D A V A C I V E K İ L İ D A V A L I L A R : ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI Adliye Sarayı B Blok 5. Kat 06251 Sıhhıye/ANKARA : Av. Mehtap CEVİZCİ Aynı

Detaylı

T.C. ANKARA 4. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2010/1045 KARAR NO : 2010/2000

T.C. ANKARA 4. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2010/1045 KARAR NO : 2010/2000 DAVACI: NTV RADYO VE TELEVİZYON YAYINCILIĞI AŞ VEKİLİ : AV. İSMAİL ATAK, Hafta Sok. 23/5 Gaziosmanpaşa / DAVALI: RADYO TELEVİZYON ÜST KURULU BAŞKANLIĞI, Bilkent Plaza B2 Blok Bilkent / VEKİLİ : AV. MUSTAFA

Detaylı

İKİ AYDA BİR YAYIMLANIR. : Avukat M. Şükrü SALKAYA

İKİ AYDA BİR YAYIMLANIR. : Avukat M. Şükrü SALKAYA İKİ AYDA BİR YAYIMLANIR Sorumlu Müdür : Avukat M. Şükrü SALKAYA YIL : I97f) SAYI S A Y I D A Sahife BAŞKANIN KÖŞESİ Av. Nejat OĞUZ 3-5 DOKTRİN ve MESLEK YAZILARI Toplu îfj Sözleşmesi Yapma Yetkisi ve Oylama

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Yargı Örgütü Dersleri ÜNİTE V İCRA TEŞKİLATI İCRA TEŞKİLATI İcra Teşkilatı Cebrî icra, bir hakkın devlet eliyle zorla uygulanması, yerine

Detaylı

(2) İstiklal Marşını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) İstiklal Marşını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 1 Madde 300 Devletin egemenlik alametlerini aşağılama Madde 300 - (1) Türk Bayrağını yırtarak, yakarak veya sair surette ve alenen aşağılayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Detaylı

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ALACAKLARINDA TEMİNAT OLARAK GÖSTERİLEN TAŞINIR-TAŞINMAZLAR VE DEĞER TESPİTİ

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ALACAKLARINDA TEMİNAT OLARAK GÖSTERİLEN TAŞINIR-TAŞINMAZLAR VE DEĞER TESPİTİ SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ALACAKLARINDA TEMİNAT OLARAK GÖSTERİLEN TAŞINIR-TAŞINMAZLAR VE DEĞER TESPİTİ Mikail KILINÇ* 1.GİRİŞ Sosyal Güvenlik Kurumu, sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı, etkin, adil, kolay

Detaylı

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Yardımcı Kuruluşlar Hükümete veya bakanlıklara görevlerinde yardımcı olmak, belirli konularda görüş bildirmek, bir idari

Detaylı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. 28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri

Detaylı

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU İKİNCİ DAİRE KARARI Esas No 2013/149. Karar No 2013/1034

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU İKİNCİ DAİRE KARARI Esas No 2013/149. Karar No 2013/1034 Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İkinci Dairesi aşağıda isimleri yazılı üyelerin katılımı ile tarihinde toplandı....eski Hâkimi hâlen emekli... (... ) ile... Hâkimi... (...) hakkında, Hâkimler ve Savcılar

Detaylı

KANUNSUZ TALÝMATLARI YERÝNE GETÝRMEK ZORUNDA DEÐÝLSÝNÝZ. Çünkü Anayasa ve yasalar bizden yana: 2 Nisan 2007 Onlarca film ve dizi, 3 yýllýðýna kiraya verildi. TRT ye 40 milyon dolar gelir getirmesi gerekirken,

Detaylı

BİLGİ GÜVENLİĞİNİN HUKUKSAL BOYUTU. Av. Gürbüz YÜKSEL GENEL MÜDÜR YARDIMCISI

BİLGİ GÜVENLİĞİNİN HUKUKSAL BOYUTU. Av. Gürbüz YÜKSEL GENEL MÜDÜR YARDIMCISI BİLGİ GÜVENLİĞİNİN HUKUKSAL BOYUTU Av. Gürbüz YÜKSEL GENEL MÜDÜR YARDIMCISI SAĞLIK BİLGİ SİSTEMLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 663 sayılı KHK Md.11 Sağlık Bakanlığı bilişim uygulamalarını yürütmek üzere doksanlı

Detaylı

2. Haber Listesi. 17:19 son güncelleme Bianet Bültene Abone Ol. facebook twitter rss youtube BĐANET. Haber Listesi. 5. Özel Dosyalar BĐAMAG

2. Haber Listesi. 17:19 son güncelleme Bianet Bültene Abone Ol. facebook twitter rss youtube BĐANET. Haber Listesi. 5. Özel Dosyalar BĐAMAG 1 / 5 07.04.2015 17:25 17:19 son güncelleme Bianet Bültene Abone Ol facebook twitter rss youtube BĐANET 4. Galeriler 5. Özel Dosyalar BĐAMAG 2. Yazılar 4. Galeriler 5. Bia Kitaplığı ENGLISH 1. Homepage

Detaylı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : 27243 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : 27243 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : 27243 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Esas Sayısı : 2009/16 Karar Sayısı : 2009/46 Karar Günü : 12.3.2009 İTİRAZ

Detaylı

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T. 31.3.2014 AVUKATIN BAŞKA BİR AVUKATA KARŞI ASİL YA DA VEKİL SIFATIYLA TAKİP EDECEĞİ DAVA ( Barosuna Bir Yazı İle Bildirmemesi/Türkiye

Detaylı

Sayı : [02] /556/ /01/2013

Sayı : [02] /556/ /01/2013 T.C. ADALET BAKANLIĞI Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Sayı : 49453461-045.02[02]-504-2013/556/2392 29/01/2013 Konu : Yakalanan araçların teslimi... CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA 1 / 5 İlgi : 04/01/2013 tarihli

Detaylı

40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve

40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve 04.10.2010 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sayın Cumhurbaşkanı, Muhterem Konuklar, 40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve yönetici olarak içinde yer aldığım Ankara

Detaylı

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ TÜRK HUKUK SİSTEMİ İdari Yargı Adli Yargı Askeri Yargı Sayıştay Anayasa Mahkemesi İDARİ YARGI SİSTEMİ İdarenin eylem ve işlemlerine karşı açılan davaların görüşüldüğü,

Detaylı

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi nin 24 Şubat 2014 tarihli Kırkaltıncı Birleşiminde Oybirliğiyle kabul olunan Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası Anayasanın 94 üncü

Detaylı

www.alomaliye.com sayfasından alınmıştır. * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * 05 Ekim 2009 Cumhur Sinan Özdemir Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişi -Ankara csnozdemir@gmail.com

Detaylı

TİCARET ŞİRKETLERİNİN GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞINCA DENETLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK

TİCARET ŞİRKETLERİNİN GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞINCA DENETLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK SİRKÜLER TARİHİ : 28.08.2012 SİRKÜLER NO : 2012/48 SİRKÜLER TİCARET ŞİRKETLERİNİN GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞINCA DENETLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve

Detaylı

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Esas Sayısı : 2015/109 Karar Sayısı : 2016/28 1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Anayasa nın 2. maddesinde

Detaylı

Boss Yönetişim Yeni İş sağlığı ve İş güvenliği

Boss Yönetişim Yeni İş sağlığı ve İş güvenliği Boss Yönetişim Yeni İş sağlığı ve İş güvenliği 6331 Sayılı Kanun Genel Çalışanlarınsağlıkvegüvenliklerinikorumaktemel anayasal bir haktır.işhukukunun temel ilkesi olan işçiyikorumailkesininhayatageçirilmesinin

Detaylı

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ İDER AVANSI, GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ YARGITAY 17. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2012/13494 KARAR NO : 2013/12373 GİDER AVANSI VE DELİL AVANSI ARASINDAKİ FARKLAR KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire Esas No : 2012/4237 Karar No : 2012/7610 Anahtar Kelimeler: Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi, Yatırım Teşvik Belgesi, Muafiyet Özeti: Yatırım teşvik mevzuatı koşullarına

Detaylı

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU YETKİ DEVRİ VE İMZA YETKİLERİ YÖNERGESİ

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU YETKİ DEVRİ VE İMZA YETKİLERİ YÖNERGESİ ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU YETKİ DEVRİ VE İMZA YETKİLERİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Yönergenin amacı, Atatürk Kültür, Dil ve

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2010/7939 Karar No. 2012/15559 Tarihi: 03.05.2012 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2012/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8 İŞ SÖZLEŞMESİ VEKALET VE ESER

Detaylı

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir. İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim ŞAHİN nin Entegre Sınır Yönetimi Eylem Planı Aşama 1 Eşleştirme projesi kapanış konuşması: Değerli Meslektaşım Sayın Macaristan İçişleri Bakanı, Sayın Büyükelçiler, Macaristan

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582 T.C D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785 Karar No : 2012/3582 Anahtar Kelimeler : Haciz İşlemi, İhtiyati Haciz, Şirket Ortağı, Teminat, Kişiye Özgü Ev Eşyaları Özeti: Teşebbüsün muvazaalı olduğu

Detaylı

Kanun No. 4577. Kabul Tarihi : 8.6.2000

Kanun No. 4577. Kabul Tarihi : 8.6.2000 Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun İle İdari Yargılama Usulü Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu, Yasası

Detaylı

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak J.T.G.Y.K. 1 Amaç MADDE 1 - Bu Kanun, Türkiye Cumhuriyeti Jandarma Teşkilatının görev, yetki ve sorumluluklarına, hizmetin getirdiği bağlılık ve ilişkilere, teşkilat ve konuşa ait esas ve usulleri düzenler.

Detaylı

Marka, Tasarım ve Patent Hakkına Tecavüz Suçlarına Đlişkin Hükümlerin Anayasaya Aykırılığı Sorunu

Marka, Tasarım ve Patent Hakkına Tecavüz Suçlarına Đlişkin Hükümlerin Anayasaya Aykırılığı Sorunu Ankara Barosu Dergisi Yıl: 65 Sayı: 2 Bahar 2007 149-157 Marka, Tasarım ve Patent Hakkına Tecavüz Suçlarına Đlişkin Hükümlerin Anayasaya Aykırılığı Sorunu Türkay Alıca* I- GşRş * Türkiye de modern anlamda

Detaylı

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) ESAS N0:2009/191 03.08.2012 TUTANAK 27.07.2012 tarihli oturumda saat 19.27 sıralarında Mahkeme Başkanı tarafından duruşmanın

Detaylı

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin 30.11.2007 Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin 30.11.2007 Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin 30.11.2007 Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır Doç. Dr. Tuğrul KATOĞLU* * Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Ceza

Detaylı

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet 3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet Fikret İlkiz Anayasaya göre; herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde

Detaylı

frekans araştırma www.frekans.com.tr

frekans araştırma www.frekans.com.tr frekans araştırma www.frekans.com.tr FARKLI KİMLİKLERE VE YAHUDİLİĞE BAKIŞ ARAŞTIRMASI 2009 Çalışmanın Amacı Çalışma Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Türk Yahudi Cemaati ve Yahudi Kültürünü Tanıtma

Detaylı

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı BARO BAŞKANLIĞI Ankara,24.07.2013 DUYURU N0:2013/61 Konu.'Adalet Bakanlığı ile yürütülen temaslar ve sonuçlan Sayın Adalet Bakanı ile yapılan görüşmelerimizde Bakanlık ile Türkiye Barolar Birliği arasında

Detaylı

Eğiticilerin Sınıf Yönetimi Yeterliklerinin Geliştirilmesi. Doç.Dr. Ali E. Şahin Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Eğiticilerin Sınıf Yönetimi Yeterliklerinin Geliştirilmesi. Doç.Dr. Ali E. Şahin Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğiticilerin Sınıf Yönetimi Yeterliklerinin Geliştirilmesi Doç.Dr. Ali E. Şahin Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi İçerik Sınıf ve sınıf yönetimi kavramları Sınıf yönetiminin boyutları Düzeni oluşturma

Detaylı

BANKA PROMOSYONU İHALE ŞARTNAMESİ

BANKA PROMOSYONU İHALE ŞARTNAMESİ BANKA PROMOSYONU İHALE ŞARTNAMESİ 1-Kurumun Adı : İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, İlçe Yazı İşleri Müdürlüğü, İlçe Nüfus Müdürlüğü, Malmüdürlüğü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığı, Özel İdare

Detaylı

Yönetim Kurulu'nun Yemin Töreni'ne katılım gerçekleşti.

Yönetim Kurulu'nun Yemin Töreni'ne katılım gerçekleşti. 20.08.2013 Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerinin katıldıkları toplantı, ziyaret ve benzeri konular hakkında Yönetim Kurulu'nu bilgilendirmesi. Yönetim Kurulu'na bilgilendirme yapıldı. Yemin Töreni Yönetim

Detaylı

ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. HIV bulaştırma ile ilgili özel bir yasa yoktur.ve buna gerek de yoktur.türk Ceza Kanununun Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar başlığı altında Kasten Yaralama suçlaması bu konuda yeterli düzenlemedir.

Detaylı

Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü mevcut yediemin depo ve garajlarının tasfiye işlemlerini başlatmak üzere start verdi.

Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü mevcut yediemin depo ve garajlarının tasfiye işlemlerini başlatmak üzere start verdi. {jcomments on} Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü mevcut yediemin depo ve garajlarının tasfiye işlemlerini başlatmak üzere start verdi. Varsayımlarımıza göre bu süreç tüm yurt genelini derinden

Detaylı

İhaleye Fesat Karıştırma ve Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçları

İhaleye Fesat Karıştırma ve Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçları İhaleye Fesat Karıştırma ve Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçları Necati MERAN İHALEYE FESAT KARIŞTIRMA ve EDİMİN İFASINA FESAT KARIŞTIRMA SUÇLARI Ankara, 2011 İhaleye Fesat Karıştırma ve Edimin İfasına

Detaylı

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR Başvuru no. 40851/08 Ġlhan FIRAT / Türkiye T.C. Adalet Bakanlığı, 2013. Bu gayri resmi çeviri, Adalet Bakanlığı, Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel

Detaylı

YENİ VAKIFLAR KANUNUNA VE VAKIFLAR YÖNETMELİĞİNE SİVİL DEĞERLENDİRME

YENİ VAKIFLAR KANUNUNA VE VAKIFLAR YÖNETMELİĞİNE SİVİL DEĞERLENDİRME YENİ VAKIFLAR KANUNUNA VE VAKIFLAR YÖNETMELİĞİNE SİVİL DEĞERLENDİRME Tüzel Kişilik MADDE 4 Vakıflar, özel hukuk tüzel kişiliğine sahiptir. Yeni vakıfların kuruluşu, mal varlığı, şube ve temsilcilikleri

Detaylı

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK) T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK) ŞİKAYET NO : 2015/5132 KARAR TARİHİ : 01/04/2016 RET KARARI ŞİKAYETÇİ : ŞİKAYET EDİLEN İDARE ŞİKAYETİN KONUSU : Türkiye Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler

Detaylı

"Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır" "Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn

Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn "Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır" "Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn T.C. YARGıTAY 13. HUKUK DAIRESI Esas No: 2015/1 0571 Karar No: 2015/8738 Karar

Detaylı

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$ ilk yar'larımızın değerli dostları, çoktandır ekteki yazıyı tutuyordum, yeni gönüllülerimizin kaçırmaması gereken bir yazı... Sevgili İbrahim'i daha önceki yazılarından tanıyanlar ekteki coşkuyu çok güzel

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* 1.Giriþ ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* Toplu olarak kullanýlmasýndan dolayý kolektif sosyal haklar arasýnda yer alan sendika hakký 1 ; bir devlete sosyal niteliðini veren

Detaylı

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP:

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP: SORU : Yediemin deposu açmak için karar aldım. Lakin bu işin içinde olan birilerinden bu hususta fikir almak isterim. Bana bu konuda vereceğiniz değerli bilgiler için şimdiden teşekkür ederim. Öncelikle

Detaylı

İş adamlarına 'Yeni Türk Ticaret Kanunu' anlatıldı.

İş adamlarına 'Yeni Türk Ticaret Kanunu' anlatıldı. İş adamlarına 'Yeni Türk Ticaret Kanunu' anlatıldı. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi Soner Altaş, hayatta artık kalıplaşmış eski bilgilerle ticaret yapılamayacağını belirterek, "Yeni kanun,

Detaylı

Ercan POYRAZ İŞ HUKUKU

Ercan POYRAZ İŞ HUKUKU İş Hukuku Ercan POYRAZ İŞ HUKUKU İş Akdi İşçinin Borçları ve Sorumluluğu İşverenin Borçları ve Sorumluluğu İş Akdinin Feshi Çalışma Süreleri Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Dinlenme Süresi İş

Detaylı

İÇİNDEKİLER. A. Bülent Gürel (Üsküdar Hakimi) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları

İÇİNDEKİLER. A. Bülent Gürel (Üsküdar Hakimi) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları OLAYLAR TBB Olağan Genel Kurulu Toplandı Baro Genel Kurulu Toplantısı Başkanın Açış Konuşması ve Kararlar Anayasa Mahkemesi Madenler Hakkındaki Yasanın İptali İstemini Reddetti Vergiler Temyiz Komisyonu

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013

Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013 Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013 2002 yılından beri Koç Üniversitesi nde lisans ve lisansüstü toplam 16 farklı dersi, 35 farklı şubede anlattım. 8-10 kişilik küçük sınıflara

Detaylı

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri, MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI 09.09.2017, LONDRA Sayın Büyükelçim Abdurrahman Bilgiç, Değerli Yönetim Kurulu Üyelerimiz İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri, Değerli MÜSİAD Üyeleri

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Kılıçdaroğlu: İş adamı konuşuyor tehdit, gazeteci konuşuyor tehdit, belediye başkanı konuşuyor tehdit, ne olacak tehditlerin sonu? Tarih : 04.06.2011 -BATMAN MİTİNGİ- Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu,

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI 26 Kasım 2014 İstanbul, Sabancı Center TÜSİAD İş Dünyası Bakış Açısıyla Türkiye de

Detaylı

Kök Hücre Çalýþmalarý ve Hukuki Boyutu

Kök Hücre Çalýþmalarý ve Hukuki Boyutu Kök Hücre Çalýþmalarý ve Hukuki Boyutu KÖK HÜCRE ÇALIÞžMALARI VE HUKUKÝ BOYUTU Hakan Hakeri ÖZET Kök hücre çalä±åÿmalarä± tä±p alanä±nda yeni uygulamalardan biri olarak görülmektedir. Her ne kadar bu çalä±åÿmalar

Detaylı

SPKn İDARİ PARA CEZALARI

SPKn İDARİ PARA CEZALARI SPKn İDARİ PARA CEZALARI Av. Ümit İhsan Yayla Sermaye Piyasası Kanununda Halka Açık Şirketlerle İlgili Suç ve Yaptırımlar ile Önemli Nitelikte İşlemler Paneli İstanbul 27.06.2014 Sunum İçeriği Ceza Vermeye

Detaylı

YÖNETMELİK. MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır.

YÖNETMELİK. MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır. 3 Haziran 2014 SALI Resmî Gazete Sayı : 29019 Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan: YÖNETMELİK BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMU POSTA SEKTÖRÜNDE İDARİ YAPTIRIMLAR YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

Detaylı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Sorunlar ve Çözüm önerileri

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Sorunlar ve Çözüm önerileri Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Sorunlar ve Çözüm önerileri Bu rapor 17 Şubat 2016 tarihinde çoğu Radyo ve Televizyon Üst Kurulu nda (RTÜK) görev yapmış olan veya medya ve iletişim alanında uzmanlığı

Detaylı

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır?

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır? KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır? Bir suçun tanığı olmuş kişi, polise bilgi ve ifade vermek zorunda değildir. Ancak, ifadesine gerek duyulan kişilerin, polis

Detaylı

Ahmet Cemal RUHİ Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi

Ahmet Cemal RUHİ Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Önalım Davaları Ahmet Cemal RUHİ Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ÖNALIM DAVALARI Ankara 2010 Önalım Davaları Ahmet Cemal RUHİ Hukuk Kitapları Dizisi: 1025 ISBN 978-975-02-1281-9 Birinci

Detaylı

AKOFiS. Halkla İlişkiler Başkanlığı

AKOFiS. Halkla İlişkiler Başkanlığı Yargılama Sürelerinin Uzunluğu ile Mahkeme Kararlarının Geç veya Kısmen İcra Edilmesi ya da İcra Edilmemesi Nedeniyle Tazminat Ödenmesine Dair Kanun Halkla İlişkiler Başkanlığı TA K D İ M Değerli; Ana

Detaylı

GELĐR/AYLIK ÖDEME VE YOKLAMA ĐŞLEMLERĐ HAKKINDA TEBLĐĞ YAYIMLANDI

GELĐR/AYLIK ÖDEME VE YOKLAMA ĐŞLEMLERĐ HAKKINDA TEBLĐĞ YAYIMLANDI 06.10.2008/156 GELĐR/AYLIK ÖDEME VE YOKLAMA ĐŞLEMLERĐ HAKKINDA TEBLĐĞ YAYIMLANDI ÖZET : 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 28/8/2008

Detaylı

ŞİKAYET NO : 02.2013/317 KARAR TARİHİ : 21/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ :

ŞİKAYET NO : 02.2013/317 KARAR TARİHİ : 21/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ : ŞİKAYET NO : 02.2013/317 KARAR TARİHİ : 21/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ : ŞİKAYET EDİLEN İDARE : Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ŞİKAYETİN KONUSU : Özel büro ve turizm tesisleri

Detaylı

Yorumluyorum. Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış

Yorumluyorum. Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış Yorumluyorum Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış Ersan ŞEN Hukuk Kitapları Dizisi: 1062 ISBN 978 975 02 1394 6 Birinci Baskı: Ocak 2011

Detaylı

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler, ÇOCUKLARIN İNTERNET ORTAMINDA CİNSEL İSTİSMARINA KARŞI GLOBAL İTTİFAK AÇILIŞ KONFERANSI 5 Aralık 2012- Brüksel ADALET BAKANI SAYIN SADULLAH ERGİN İN KONUŞMA METNİ Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler,

Detaylı

ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR 13-15 BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler 17-29 1. Dersin adı ve konusu 17

ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR 13-15 BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler 17-29 1. Dersin adı ve konusu 17 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR 13-15 BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler 17-29 1. Dersin adı ve konusu 17 2. Dersin amacı ve planı 18 3. CMH ve Hukuk

Detaylı

: HÜSEYİN DARTAL İl Sağlık Müdürlüğü, Merkeı/ŞANLIURF A TÜRK MİLLETİ ADINA

: HÜSEYİN DARTAL İl Sağlık Müdürlüğü, Merkeı/ŞANLIURF A TÜRK MİLLETİ ADINA T.C. ŞANLIURFA 1. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2015/874 KARAR NO : 2016/201 ----------- DAVACI : HÜSEYİN DARTAL İl Sağlık Müdürlüğü, Merkeı/ŞANLIURF A DAVALI : ŞA LIURFA VALİLİLİGİ _V_E_KI.-L -:-.,.. İ ------:

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/20255 Karar No. 2010/11968 Tarihi: 03.05.2010 İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 GÜVENLİK HİZMETLERİNİN YARDIMCI İŞ OLMASI HAKLI NEDENLERLE FESİHTE SAVUNMA

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1 Bahri ÇALIŞIR : TMK'nun 132. Maddesinin Uygulanmasında İhtar ve Eş İçin Hazırlanan Ev 7

İÇİNDEKİLER. 1 Bahri ÇALIŞIR : TMK'nun 132. Maddesinin Uygulanmasında İhtar ve Eş İçin Hazırlanan Ev 7 İÇİNDEKİLER UMUMİ HUKUK KONULARI (I) : Sayfa No. ^ 1 Bahri ÇALIŞIR : TMK'nun 132. Maddesinin Uygulanmasında İhtar ve Eş İçin Hazırlanan Ev 7 2 Hicabı DURMUŞ : Trafik Kazalarından Doğan Zararlar Hakkında

Detaylı

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Biraz düşünelim... Alışverişe gittiniz; her zaman akıllı ve anlayışlı olan oğlunuz istediği oyuncağı alamayacağınızı söylediğinizde

Detaylı

Yeni dönemin parolası: ÇOKLU STRATEJİ

Yeni dönemin parolası: ÇOKLU STRATEJİ Yeni dönemin parolası: ÇOKLU STRATEJİ Yahya ARIKAN * Yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile meslekte tarihi bir dönüşümün yaşanmakta olduğu fikri bir gerçeklik olarak artık genel kabul gördü. Gerek TÜRMOB,

Detaylı

özlü bir medya kazası işledi. Yıldırı m

özlü bir medya kazası işledi. Yıldırı m - Bakan Yıldırım dan yıldırım gibi özlü sözler - Manisa 4. Asliye Ceza dan insan hakları ve Anayasa dersi - Telefon Ablukası ile Gazze Ablukası arasındaki on benzerlik RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar

Detaylı

Sayı : B.13.2.SGK /300 7/5/2010 Konu : Fazlaya ilişkin hacizler GENELGE 2010/60

Sayı : B.13.2.SGK /300 7/5/2010 Konu : Fazlaya ilişkin hacizler GENELGE 2010/60 T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Sayı : B.13.2.SGK.0.10.06.00-010.06.02 /300 7/5/2010 Konu : Fazlaya ilişkin hacizler GENELGE 2010/60 1-Genel açıklamalar Kurumun

Detaylı

Tefecilik, Ekonomi Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar

Tefecilik, Ekonomi Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar Tefecilik, Ekonomi Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar Necati MERAN Yargıtay Tetkik Hakimi TEFECİLİK EKONOMİ SANAYİ ve TİCARETE İLİŞKİN SUÇLAR Fiyatları Etiketleme Kamuya Gerekli Şeylerin Yokluğuna Neden

Detaylı

Uygulamalı Ceza Hukuku / Cilt I. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Öğretim Üyesi. Uygulamalı CEZA HUKUKU

Uygulamalı Ceza Hukuku / Cilt I. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Öğretim Üyesi. Uygulamalı CEZA HUKUKU Uygulamalı Ceza Hukuku / Cilt I i Prof. Dr. Kayıhan İÇEL Prof. Dr. Yener ÜNVER İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Öğretim Üyesi Uygulamalı CEZA HUKUKU Ceza Hukuku Genel ve Özel

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar T.C. ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI BASIN YAYIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK VE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Detaylı

Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: 2011-2013 TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi

Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: 2011-2013 TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi Taylan BARIN Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: 2011-2013 TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi AK Parti, CHP, MHP ve BDP

Detaylı

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2010

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2010 Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2010 T.C. Resmi Gazete Yayın Tarihi 24 Aralık 2009 PERŞEMBE Sayı : 27442 GENEL HÜKÜMLER Konu ve kapsam MADDE 1 (1) Bütün hukuki yardımlarda avukat

Detaylı

HUKUK VE ADALET DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI (Ortaokul 6, 7 veya 8. Sınıf)

HUKUK VE ADALET DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI (Ortaokul 6, 7 veya 8. Sınıf) Temel Eğitim Genel Müdürlüğü HUKUK VE ADALET DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI (Ortaokul 6, 7 veya 8. Sınıf) Ankara - 2017 T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Temel Eğitim Genel Müdürlüğü HUKUK VE ADALET DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Detaylı

Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanlığı

Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanlığı Merhaba Sevgili Arkadaşlar Sevgili Genç Arkadaşlar, İnternetten yararlanmak sizin temel hakkınızdır. İnternet sizi istediğiniz yere götüren uçan halı

Detaylı

İş Hukukunda Mevsimlik İşler ve Kampanya İşleri

İş Hukukunda Mevsimlik İşler ve Kampanya İşleri İş Hukukunda Mevsimlik İşler ve Kampanya İşleri Sevil BÜYÜKTARAKÇI İŞ HUKUKUNDA MEVSİMLİK İŞLER VE KAMPANYA İŞLERİ Ankara 2010 İş Hukukunda Mevsimlik İşler ve Kampanya İşleri Sevil Büyüktarakçı Hukuk

Detaylı

İKİNCİ BÖLÜM Adayların Çalışma Esasları, Staj Süresi, Staj Mahkemelerinin Tespiti

İKİNCİ BÖLÜM Adayların Çalışma Esasları, Staj Süresi, Staj Mahkemelerinin Tespiti ADLÎ YARGI HÂKİM VE SAVCI ADAYLARI İLE İDARÎ YARGI HÂKİM ADAYLARININ STAJ DÖNEMİ İLE STAJ MAHKEMELERİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç Madde 1 Bu Yönetmeliğin amacı, adlî yargı hâkim

Detaylı

Adli Yadım Bürosu ADLİ YARDIM BÜROSU

Adli Yadım Bürosu ADLİ YARDIM BÜROSU Adli Yadım Bürosu 8 ADLİ YARDIM BÜROSU Adli Yardım Bürosu Adli Yadım Bürosu 8. BÖLÜM ADLİ YARDIM BÜROSU Bireylerin hak arama özgürlüklerinin önündeki engelleri aşmak ve hak arama özgürlüğünün kullanımda

Detaylı

İCRA DAİRELERİNİN ÖZERKLEŞTİRİLMESİ: FRANSIZ İCRA GÖREVLİLİĞİ MODELİ

İCRA DAİRELERİNİN ÖZERKLEŞTİRİLMESİ: FRANSIZ İCRA GÖREVLİLİĞİ MODELİ MEHMET EMİN ALPASLAN Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Usûl ve İcra İflâs Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi İCRA DAİRELERİNİN ÖZERKLEŞTİRİLMESİ: FRANSIZ İCRA GÖREVLİLİĞİ MODELİ İÇİNDEKİLER

Detaylı

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ m e s l e k i s a ð l ý k v e g ü v e n l i k Dr. Hamdi AYTEKÝN, Prof., Uludað Ü. Týp Fak. Halk Saðlýðý AD., Baþkaný Dr. Necla AYTEKÝN Prof., Uludað Ü. Týp Fak. Halk Sað. AD Öðr. Üyesi Dr. Emel ÝRGÝL Doç.,

Detaylı