Kur an-ı Kerim I. Hafta 1 SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Yrd.Doç.Dr. Alican DAĞDEVİREN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Kur an-ı Kerim I. Hafta 1 SAKARYA ÜNİVERSİTESİ. Yrd.Doç.Dr. Alican DAĞDEVİREN"

Transkript

1 SAKARYA ÜNİVERSİTESİ Kur an-ı Kerim I Hafta 1 Yrd.Doç.Dr. Alican DAĞDEVİREN Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Sakarya Üniversitesi ne aittir. "Uzaktan Öğretim" tekniğine uygun olarak hazırlanan bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan izin almadan ders içeriğinin tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz. Her hakkı saklıdır 2011 Sakarya Üniversitesi

2 Kur an-ı Kerim I Hafta 1 Tecvidin Konusu Gayesi Hükmü ve Harfler Yrd. Doç.Dr. Alican DAĞDEVİREN 1

3 ÜNİTE1 Tecvid ve Harfler İÇİNDEKİLER 1.1. Tecvidin Tanımı Konusu Gayesi Hükmü ve Kaynakları Tecvidin tanımı Tecvidin konusu Tecvidin gayesi Tecvidin hükmü Tecvid ilmine dair ilk eserler 1.2. Harfler Harfin tanımı Harflerin isimleri Harflerin okunuşları Harekeler Sükun HEDEFLER Bu üniteyi çalıştıktan sonra; ü Tecvid kavramını tanımlayabilecek, ü Harfleri vokallerle doğru telaffuz ederek bunu gösterebilecek, ü Tecvidin tanımını Arapça ve Türkçe olarak yapabilecek, ü Tecvidin konusunu, gayesini ve hükmünü açıklayabilecek, ü Benzer yapıdaki harfleri ayırıp seçebilecek, ü Harfler ve harekelerle ilgili yeterli bilgi sağlayabileceksiniz. ÖNERİLER Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; Ders videosundaki tecvid bölümünü izleyiniz. 2

4 Tecvid ve Harfler Ders videosundaki harflerin seslendiriliş bölümünü dikkatlice dinleyiniz ve yüksek sesle tekrar ediniz. 3

5 1.1. TECVİD Tecvid ve Harfler Tecvid, Kur an ın okuyuş biçimlerini sistematik hale getiren ve Arapçanın fonetik kurallarına uygun okunmasını temin eden bir disiplin / bir bilim dalıdır. Tecvid, Kur an tilavetinin olmazsa olmaz şartlarındandır. Tecvid kelimesi doğrudan Kur an-ı Kerim ve sünnette kullanılan bir kavram olmamakla birlikte bu kelime yerine tertil kavramı kullanılmaktadır: 1) Kur an ı tertil ile oku. (Müzzemmil, 73/4) 2) Onu tertil ile okuduk. (Furkan, 25/32) Tertil kavramı, Kur an fonetiği için söz konusu olduğunda, Hz. Peygamber in telaffuzu ve öğretisi ile ortaya çıkan okuyuşun adı olmakta ve tecvid kavramının eş anlamlısı olarak dikkat çekmektedir. Yukarıdaki her iki ayeti kerimede Kur an ın tecvidle okunması gerektiğine vurgu yapılmaktadır. Nitekim gerek Hz. Peygamberin gerek sahabenin uygulamaları da Kur an ı tecvid ile okumak şeklinde olmuştur. 1 Tecvid kelimesi ilk defa Hz. Ali tarafından kullanılmıştır Tecvidin Tanımı Tecvid, ا ل ج و د ة :el-cevdetü kökünden türemiş olup, tef il vezninde ve bir şeyi güzel yapmak ve süslemek anlamındadır. 2 Bu kelime, Kur ân ı âdâb ve erkânına uygun okumayı öğreten ilmin adı olmuştur. 3 Bu ilim, ıstılahta birçok şekilde tanımlanmıştır. 4 Birbirine çok benzeyen bu tanımlardan biri şu şekildedir: ا لت ج و يد ه و ا ع ط اء ال ح ر وف ح ق ه ا م ن الص ف ات و م س ت ح ق ه ا Tecvid, sıfatları yönünden harflerin hakkını ve müstehakkını vermektir. Tanımda geçen hakkını kelimesinden maksat harfleri cehr, hems, şiddet, rihvet gibi sıfatı lâzımelerine uygun okumak, müstehak kelimesinden maksat ise harfleri lîn, kalkale vb. sıfatı ârızelerine uygun, güzel bir şekilde ne eksik ne fazla okumak demektir. 5 Kur'ân Bkz. Tirmizi, Fedâilü l-kur an, 23; Ebû Dâvûd, Vitr, 20. Mütercim Asım, Ebu l-kemâl Ahmed, Kâmus Tercümesi Okyânus, İstanbul: Cemâl Efendi Matbaası, 1305/1887, I, Sağman, Ali Rıza, İlaveli Yeni Sağman Tecvidi, İstanbul: Bahar Yayınları, 5. Baskı, 1958, s. 5. Bkz. Karaçam, İsmail, Kur ân-ı Kerim in Faziletleri ve Okunma Kaideleri, İstanbul: Marmara Üniversitesi Vakfı Yayınları, ts., s Aliyyü'l Kârî, el-minehu'l-fikriyye Şerhu l-mukaddimeti l-cezeriyye, Mısır: Şirketü ve Matbaatü Mustafa el- Babî el-halebî ve Evladühü, 1327/1948, s. 21; Muhammed Mekkî, Nasr, Nihâyetü l-kavli l-müfîd fî İlmi t- Tecvîd, Thk. Ali Muhammed ed-dabbâğ, Mısır: Matbaatü Mustafa el-bâbî el-halebî ve Evlâdühü, 1349/1970, s

6 Tecvid kıraatinin ana dinamiğini oluşturan harflere ve harflerin doğru telaffuzuna vurgu yapılan bu tanımda, harflerin incelik, kalınlık, ses ve nefes akışı gibi tüm yapısal özellikleri üzerinde odaklanılmıştır Tecvidin Konusu Tecvidin konusu, Kur ân harfleridir. Bu ilim, Kur ân harflerini zat ve sıfatlarına uygun, ihfâ, izhâr, iklâb ve idğâmlara riayet ederek okumanın yanında; kelimeleri medlûl ve mânâlarına yaraşır bir tarzda, kelimelerin müstakil hüviyetlerini belirterek, cümle ve âyetleri mefhumlarına uygun olarak okumayı da kendine konu edinir Tecvidin Gayesi Tecvidin gayesi, Kur ân kelimelerini Hz. Peygamber den (s.a.s) alındığı şekliyle muhafaza etmek ve Kur ân tilâvetinde hata yapılmasını önlemektir Tecvidin Hükmü Tecvidin teorisi ve uygulaması farklı şekilde değerlendirilmektedir. Tecvid, ilim olarak farz-ı kifâye, uygulama olarak Kur ân okuyan kişilere farz-ı ayındır. Yani harflerin mahrec ve sıfatlarının ve tecvidin sair hükümlerinin, Müslümanların bazıları tarafından bilinmesi, diğerlerinden bu sorumluluğu kaldırır. Fakat mükellef olan her Müslümanın Kur ân-ı Kerim i veya en azından namaz sûrelerini tecvid kurallarına göre okuması farzdır. 8 İbnü l-cezerî nin tecvidin hükmüne de yer verdiği tecvid ile ilgili meşhur dizeleri şu şekildedir: و ال ا خ ذ ب الت ج و يد ح ت م لا ز م ل ا ن ه ب ه ال ا له ا ن ز لا و ه و ا ي ض ا ح ل ي ة الت لا و ة و ه و ا ع ط اء ال ح ر وف ح ق ه ا م ن ل م ي ج و د ال ق ر ا ن ا ث م و هك ذ ا م ن ه ا ل ي ن ا و ص لا و ز ين ة ال ا د اء و ال ق ر اء ة م ن ك ل ص ف ة و م س ت ح ق ه ا Tecvidi öğrenmek kesin bir farzdır. Kur ân ı tecvidsiz okuyan günahkârdır. Çünkü Yüce Allah onu tecvidle indirmiş ve kendisinden bize kadar da Kur an böylece gelmiştir. Ayrıca tecvid tilavetin süsü, eda ve kıraatin de ziynetidir. Ve yine tecvid harflere hak ve müstehak açısından sıfatlarını vermektir. 9 6 Sağman, Tecvid, s Muhammed Mekkî, Nihaye, s. 13; Ebû Rîme, Muhammed el-mahmûd, Hidâyetü l-müstefîd fî İlmi t-tecvîd, Beyrut: Müessesetü l-kütübi s-sekâfiyye, 3. Baskı, 1409/1989, s Muhammed Mekkî, Nihaye, s. 7; Ebû Rîme, Hidâyetü l-müstefîd, s. 9; Mollazade, M. Tevfik, Mollazade Kur ân-ı Kerim Tecvidi, İstanbul: Aksiseda Matbaası, 1970, s. 5; el-kabbânî, Muhammed Arabî, Kifâyetü'l-Müstefîd fî İlmi'l-Kırââti ve t-tecvîd, Beyrut: Dâru l-hayr, 1. Baskı, 1991, s. 14; Ğavsânî, Yahya Abdürrezzak, İlmü t-tecvid, Dımeşk: 1. Baskı, 1417/1996, s İbn Cezerî, Ebu l-hayr Muhammed b. Muhammed (ö. 833/1429), en-neşr fi l-kırââti l-aşr, Thk. Ali Muhammed ed-debbâğ, Mısır: Matbaatü Mustafa Muhammed, ts,

7 Tecvid Tecvid İlmine Dair İlk Eserler Başlangıçta şifahi ve tatbiki olarak uygulanan ve nakledilen tecvid, zaman içerisinde önce kıraat kitapları içerisinde yer almış ve dördüncü asırdan itibaren de müstakil eserler halinde varlığını sürdürmüştür. 10 Tecvidin tedvini ile ilgili olarak unutulmaması gereken yegane bilgi, tecvid ilminin sonradan konulan kurallarla değil, Hz. Peygamberden nakledilen uygulamalardan kurallar çıkarmak suretiyle elde edilen bilgilerin sistematik halde bir araya getirilmesidir. Tecvid ilmine dair ilk müstakil eser, Musa b. Ubeydullah el-hâkânî (325/937) ye ait el-kasidetü r-râiyye (Kasidetü l-hâkâniyye) isimli manzum eserdir. Tecvid alanında yer alan ilk kaynaklar arasında şu eserler de zikredilebilir: Mekkî b. Ebî Talib: er-riâye li Tecvidi l-kırae. Ebû Amr ed-dânî: et-tahdîd fi l-itkâni ve t-tecvid. Ebu l-alâ el-hemdânî: et-temhîd fî Marifeti t-tecvîd. İbrahim b. Ömer el-ca berî: Ukûdu l-cüman fî Tecvîdi l-kur ân. İbnü l-cezerî: et-temhîh fî İlmi t-tecvîd HARFLER Sözlerin en güzeli olan Kur an ı 12 ona layık bir güzellikte okuyabilmenin olmazsa olmaz ilk şartı Kur an harflerini kendilerine özgü yapılarına ve niteliklerine uygun telaffuz etmektir. Arapça nazil olan Kur'an'ın 13 harflerinin, o dilin fonetiğine uygun seslendirilmesi son derece önemlidir ve her harfin özenle telaffuzu edilmesi kıraatin ana dinamiklerindendir. Kur'an'ın lafız güzelliğini ortaya koyan, icazını sergileyen bu özellik; "her harfi özenle ve tane tane" 14 telaffuz eden Hz. Peygamber'in tilavetinde de dikkatleri çekmektedir. Kıraatte Arap dili fonetiğine uygun telaffuz, hiç şüphe yok ki teorik bilgi yanında bir "fem-i muhsin" öğretimi ve gözetimini zorunlu kılar. Araplar, önceleri Güney Arabistan'da geliştirilen Müsned/Himyeri denilen bir harf sistemini, 15 sonraları 16 ise Ârâmî yazısından geliştirilmiş olan Nabat harflerini kullanmaya :ث başlamışlardır. Zamanla; yirmi iki harfi bulunan Nabat alfabesine, kendi dillerine özgü sâ, :خ ha, :ذ zâl, :ض dad, :ظ za ve :غ ğayn harflerini ekleyerek yirmi sekiz 10 Çetin, Kur an Okuma Esasları, Çetin, Kur an Okuma Esasları, Bkz. Zümer, 39/ Bkz. Yûsuf, 11/2. 14 Bkz. en-nesâî, Ahmed b. Şuayb (ö. 303/915), Sünenü n-nesâî, Çağrı Yayınları, 2. Baskı, İstanbul-1413/1992, İftitah, Tezyînü l-kurâni bi s-savt, Mehmet Ali Sarı, Harf, DİA, İstanbul-1997, XVI, Milâdî III. yüzyılın sonlarından itibaren. 6

8 Harfler harften oluşan alfabelerini meydana getirmişlerdir. 17 "Buna göre Arap harfleri, Nabatî ve Ârâmî alfabeleri yoluyla, dünya alfabelerinin çoğunun dayandığı Fenike alfabesine, oradan da Mısır hiyerogliflerine ulaşır." Harfin Tanımı Harf, Arap dilinde, bir nesnenin ucu, kenarı, keskin ve sivri kısmı demektir. 19 Harfin çoğul kipi hiref, hurûf ve ahruh tur. 20 Tecvid ilminde ise bir mahrece dayanarak çıkan sese harf denir Harflerin İsimleri Kur ân harfleri olması vesilesiyle yaygınlaşan ve elifbâ ismi verilen Arap alfabesi, birbirine benzeyen harflerin art arda sıralandığı bugünkü düzenine, I. yüzyılın sonlarına doğru Nasr b. Asım (ö. 89/707) ile Yahya b. Yamer (ö.129/747) tarafından getirilmiştir. 22 Elifbâ, ا ب ت ث ج ح خ د ذ ر ز س ش ص ض ط ظ ع غ ف ق ك ل م ن و ه ى şeklinde tanınan yirmi sekiz harften oluşmaktadır. Bu harflerin bir kısmı; Latin alfabesinde de olduğu gibi harfe isim olan kelimenin ilk hecesine uzatan elif ilavesiyle, diğer kısmı ise eski tarihi ve orijinal isimleriyle tanınır 23 ve müsemmaları ile şöyle anılırlar: Harflerin Okunuşu تا ا ل ف ب ا ض اد ط ا ظ ا ث ا ج يم ح ا خ ا د ال ذ ال ر ا ز ا س ين ش ين ص اد ع ي ن غي ن ف ا ق اف ك اف ل ام م يم ن ون و او ه ا ي ا Bir dilde harfler, ya ünlü/sesli harflerle yada ünsüz/sessiz harflerin üstüne veya altına konulan işaretlerle okunurlar. Elifbâdaki bütün harfler ünsüz olduğundan, bunlar ya uzun ünlüler denilen med harfleriyle (vav, ya, elif), yada kısa ünlüler denilen üstün, esre ve ötre ile okunurlar. 24 Önceleri noktasız ve harekesiz olan Arap harfleri, Ebû l-esved ed-düelî (ö Rekin Ertem, Elifbâ, DİA, İstanbul-1995, XI, 40. Sarı, Harf, XVI, 161. er-râzî, Muhammed b. Ebî Bekir (ö. 666/1267), Muhtâru s-sıhah, Beyrut: Dâru l-kütübi l-arabiyye, ts, s. 131; el-müncid fî l-luğa ve l-a lâm, Beyrut: Daru l-meşrık, 33. Baskı, 1992, s Müncid, s. 126,128. Aliyyü'l Kârî (ö. 1014/1606), el-minehu'l-fikriyye Şerhu l-mukaddimeti l-cezeriyye, Mısır: Şirketü ve Matbaatü Mustafa el-babî el-halebî ve Evladihi, 1327/1948, s. 9; el-husarî, Mahmûd Halîl, Ahkâmu Kırâati l-kur âni l- Kerîm, 1389/1970, s. 33. en-neccâr, Ahmed Şevki, el-ebcediyyetü l-arabiyye, Riyâd: ed-dâre, 1976, s. 161; Mustafa Uzun, Ebced, DİA, İstanbul-1995, X, 68; Ertem, Elifbâ, DİA, XI, 40; Sarı, Harf, DİA, XVI, 162. Sarı, Harf, DİA, XVI, 161. Ertem, Elifbâ, DİA, XI, 40. 7

9 Harfler 69/688) tarafından Kur an metninin farklı mürekkep ve nokta şeklindeki harekelerle harekelenmesinden 25 ve Halil b. Ahmed (ö. 175/791) tarafından bugün bilinen üstün, esre, ötre, vb. işaretlerin konulmasından sonra çok daha kolay ve hatasız okunabilen bir hüviyet kazanmıştır. 26 Kur ân harflerini, en doğru şekilde telaffuz edebilmek için; harf cezimli veya şeddeli kılınır, başına da harekeli bir hemze getirilir 27 ve sesin harf olarak biçimlendiği yer, harfin telaffuzu için en uygun yer olarak tespit edilir. 28 Harfin doğru telaffuzu için harfin sükûnlu olarak telaffuz edilmesi, harekeli haline tercih edilmelidir. Çünkü hareke, harfi mahrecinden süratli bir şekilde ayırıp kendi ses doğrultusuna doğru yönlendirmektedir. Sükûn ise harfi, mahrecinde daha uzun bir süre, harf belirgin olarak telaffuz edilinceye kadar tutmaktadır Harekeler Arap dilinde adına hareke 29 denilen ve harfleri kendi sesleri doğrultusunda okumaya yönlendiren üç işaret bulunmaktadır: Üstün, esre ve ötre. 30 Harfleri kendi sesleri doğrultusunda okutan harekelerin seslendirilmesi; harfin doğru yada yanlış okunmasına sebep olur. Dolayısıyla, hareke eksik olursa, harf de eksik olur. 31 Harekeleri ve kendilerine ait sesleri şu şekilde ele alabiliriz: a) Üstün ( - ) Bu hareke üzerinde bulunduğu ince harfleri e, kalın harfleri a sesiyle okutur. Bu harekeye Arapçada fetha 32 da denir. E ve a vokaliyle okunan harfleri şu şekilde sıralamamız mümkündür: E fonetiği ile telaffuz edilen harfler: e :ا be : ب se :ث te :ت ce :ج :he ح de :د ze :ذ ze :ز se :س şe :ش e :ع ve :و ne :ن me :م le :ل ke :ك fe :ف he :ه :ى ye. A fonetiği ile telaffuz edilen harfler: ka :ق ğa :غ za :ظ ta :ط da :ض sa :ص ra :ر ha :خ Bkz. Zerkeşî, Bedruddin (ö. 794/1392) el-burhân fî Ulûmi l-kur ân, Mısır: Dâru İhyâi l-kütübi l-arabiyye, ts, I, 250; es-sâlih, Subhî, Mebâhis fî Ulûmi l-kur ân, Beyrut: Dâru l-ilim, 17. Baskı, 1988, s Ertem, Elifbâ, DİA, XI, 41. İbn Cezerî, Ebu l-hayr Muhammed b. Muhammed, en-neşr fi l-kırââti l-aşr, Thk. Ali Muhammed ed-debbâğ, Mısır: Matbaatü Mustafa Muhammed, ts., I, 199; Suyûtî, Celâleddin, el-itkân fî Ulûmi l-kur ân, Thk. Mustafa Dîb el-buğâ, Dımeşk: Dâru l-ulûmi l-insâniyye, 2. Baskı, 1414/1993, I, 315. Aliyyü l-kârî, Mineh, s. 9; Mollazade, M. Tevfik, Mollazade Kur ân-ı Kerim Tecvidi, İstanbul: Aksiseda Matbaası, 1970, s. 43; el-kabbânî, Kifâyetü'l-Müstefîd, s. 51. Bkz. Râzî, Muhtâru s-sıhah, s. 132; Müncid, s Bkz. Sağman, Tecvid, s Muhammed Mekkî, Nihâye, s. 23. Bkz. Müncid, s

10 Harfler sîn :س dâl ve :د vâv, :و و(Yâsin, 36/52) ayetinde ince harflerden olan ص د ق ال م ر س ل ون harfleri üstün hareke ile و : ve, :د de, :س se şeklinde e sesiyle; kalın harflerden olan okunmaktadır. ka şeklinde a sesiyle :ق sa ve :ص kaf: harfleri ise :ق sad: ve :ص b) Esre ( - ) Arap alfabesinde, bir harfin i sesiyle okunacağını gösteren bu harekeye kesre 33 de denir. i sâ harfleri :ث ha:, :خ fâ, :ف hemze, :إ (Tevbe, 9/40) ayetinde ا ن ف ر وا خ ف اف ا و ث ق الا sesiyle; :إ i, :ف fi, :خ hi ve :ث si şeklinde okunmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus daha bulunmaktadır. O da kalın harflerden biri olan hi :خ harfinin esresinin sesinin, harf tam anlamıyla kalın olarak telaffuz edildikten sonra verilmesidir. Diğer kalın harflerin tamamında da durum aynıdır. c) Ötre ( - ) Bu hareke, üzerinde bulunduğu harfi, kalın harflerde u, ince harflerde u ile ü arası bir sesle okutur. Bu harekeye de Arapçada damme 34 denir. İnce u ve kalın u vokaliyle okunan harfleri şu şekilde sıralamamız mümkündür: İnce u fonetiği ile telaffuz edilen harfler: :س zu : ز zu :ذ du :د :hu ح cu : ج su : ث tu :ت bu :ب u :ا su :ش şu :ع u :ف fu :ك ku :ل lu :م mu :ن nu :و vu :ه hu yu :ى Özellikle ince harflerin ötreli iken telaffuzu mutlaka bir fem-i muhsin gözetiminde ve özenle yapılmalıdır. Çünkü ince harfler ve kalın harfler arasında bu vokalin telaffuzundaki nüans ancak bu şekilde karşılıklı çalışma (müşafehe) ile ayırt edilebilir. Kalın u fonetiği ile telaffuz edilen harfler: ku : ق ğu :غ zu : ظ tu :ط du :ض su :ص ru :ر hu :خ mîm :م ra ve :ر bâ :ب, Furkanا) ص ح اب (25/23 ayetteki ال ج ن ة ي و م ي ذ خ ي ر م س ت ق ر ا harflerindeki ötreler; :ب bâ ve :م mîm harflerinde u-ü arası bir ses verirken, :ر ra harfini u sesiyle okutur. Ötre, burada ra harfinde olduğu gibi diğer kalın harfleri de u sesiyle okutur. Kur an-ı Kerim de, ı, o, ö ve ü sesi bulunmadığından yukarıda bahsi geçen üstün, esre ve ötreyi kendine ait seslerle okumak doğru telaffuz için son derece önemlidir. d) Tenvin ( -, -, - ) Bkz. Müncid, s Bkz. Müncid, s

11 Harfler Tenvin nunlamak demektir. Tecvid ilminde ismin sonunu nunlu okumak diye tarif edilir. 35 Tenvin bazı kelime sonlarında bulunan, iki üstün: -, iki esre: - ve iki ötre: - dir. 36 İki üstün, üzerine geldiği harfi kalın harflerde an, ince harflerde en sesiyle okutur: san. :ص ا, sen :س ا İki esre, bulunduğu harfi in sesiyle okutur: :س sin, :ص sin. İki ötre, üzerine geldiği kalın harfi un sesiyle, ince harfi un-ün arası bir sesle okutur: :س süun, :ص sun. Harflerin bu üç vokal ile okunuşu şu şekildedir: tun : ت tin/ :ت ten/ :تا bun : ب bin/ :ب ben/ :با un :ا / in : ا en/ :ا hun : ح hin/ :ح :hen/ حا cun :ج / cin :ج / cen :جا sun :ث / sin :ث sen/ :ثا zun :ذ / zin :ذ / zen :ذا dun :د / din :د den/ :دا hun : خ / hin :خ / han :خا sun :س / sin : س / sen :سا zun : ز / zin :ز / zen :زا run :ر / rin :ر / ran :را dun :ض / din :ض / dan :ضا sun :ص / sin :ص / san :صا şun :ش / şin :ش / şen :شا un :ع / in :ع / en :عا zun :ظ / zin :ظ / zan :ظا tun :ط / tin :ط / tan :طا kun : ق / kin :ق / kan :قا fun : ف / fin :ف / fen :فا ğun :غ / ğin :غ / ğan :غا mun :م / min :م / men :ما lun :ل / lin : ل / len :لا kun :ك / kin :ك ken/ :كا hun :ه / hin :ه / hen :ھا vun : و / vin :و / ven :وا nun :ن / nin :ن / nen :نا yun :ي / yin :ي / yen :یا ل ن س ف ع ا Tenvin, isimlere mahsustur, isimlerin sonuna gelir. 37 Kur ân-ı Kerim de sadece (Alak, 96/15) ve و ل ي ك ون ا (Yusuf, 12/32) kelimeleri fiil olduğu halde tenvinlidir. 38 Tenvin, vasıl halinde okunur, vakıf halinde okunmaz. 39 İki üstün ve iki ötre vakıf halinde cezimli okunurken, ta-i tenis dışındaki iki üstün â sesi ile med edilerek okunur: 40 ع ل ي م ع ل يم خ ب ير خ ب ير ر ح يما ر ح يما Bkz. Râzî, Muhtâru s-sıhah, s Zihni, Mehmed, el-kavlü l-sedîd fî İlmi t-tecvîd, İstanbul: Dâru t-tıbâati l-âmire, 1. Baskı, 1316, s Dimyâtî, Ahmed b. Muhammed el-bennâ, İthâfü Füdalâi l-beşer bi l-kırââti l-erbeate Aşer, Thk. Şaban Muhammed İsmail, Beyrut: Âlemü l-kütüb, 1. Baskı, 1407/1987, I, 317; Muhammed Mekkî, Nihaye, s. 116; Zihni, Kavlü s-sedîd, s. 25. Dimyâtî, İthâf, I, 317. Aliyyü l-kârî, Mineh, s. 46; Dimyâtî, a.g.e., I, 317; Muhammed Mekkî, Nihaye, s Dimyâtî, a.g.e., I,

12 Tecvid ve Harfler harfi üzerine yazıldığı (ى) yâ ve benzeri iki üstünlü kelimelerin mukadder bir ب ن ا ء م ا ء kabul edildiğinden bu kelimelerin vakıf halinde م ا ء ا (mâââ â) ve ب ن ا ء ا (binâââ â) şeklinde sonlarının uzatılarak okunmasına dikkat edilmelidir Cezim ( - ) Cezim, harflerin üzerine konan ve üzerinde bulunduğu harfi sakin okutan bir işarettir. 41 İki harfi birbirine tutturmaya, birlikte okutmaya yarar Bkz. Müncid, s Bu konu için bkz. Dimyâtî, a.g.e., I,

13 Tecvid ve Harfler ÖZET Tecvid, Kur an tilavetinin olmazsa olmaz şartlarındandır. Kur an ın okuyuş biçimlerini sistematik hale getiren ve Arapçanın fonetik kurallarına uygun okunmasını temin eden bir disiplindir. Tertil kavramı, Kur an fonetiği için söz konusu olduğunda, Hz. Peygamber in telaffuzu ve öğretisi ile ortaya çıkan okuyuşun adı olmakta ve tecvid kavramının eş anlamlısı olarak dikkat çekmektedir. Tecvidin ilminin konusu, Kur ân harfleridir. Bu ilim, Kur ân harflerini zat ve sıfatlarına uygun, ihfâ, izhâr, iklâb ve idğâm gibi kurallara riayet ederek okumanın yanında; kelimeleri medlûl ve mânâlarına yaraşır bir tarzda, kelimelerin müstakil hüviyetlerini belirterek, cümle ve âyetleri mefhumlarına uygun olarak okumayı da kendine konu edinir. Tecvidin gayesi, Kur ân kelimelerini Hz. Peygamber den (s.a.s) alındığı şekliyle muhafaza etmek ve Kur ân tilâvetinde hata yapılmasını önlemektir. Tecvid, ilim olarak farz-ı kifâye, uygulama olarak Kur ân okuyan kişilere farz-ı ayındır. Yani harflerin mahrec ve sıfatlarının ve tecvidin sair hükümlerinin, Müslümanların bazıları tarafından bilinmesi, diğerlerinden bu sorumluluğu kaldırır. Fakat mükellef olan her Müslümanın Kur ân-ı Kerim i veya en azından namaz sûrelerini tecvid kurallarına göre okuması farzdır. Kur ân harfleri elifbâ ismi verilen Arap alfabesinde yer alan yirmi sekiz harften oluşmaktadır. Bu harflerin özenle telaffuz edilmesi kıraatin ana dinamiğini oluşturur. Kıraatte Arap dili fonetiğine uygun telaffuz, hiç şüphe yok ki teorik bilgi yanında bir "fem-i muhsin" öğretimi ve gözetimini zorunlu kılar. Elifbâdaki bütün harfler ünsüz olduğundan, kısa ünlüler denilen üstün, esre ve ötre ile seslendirilerek okunurlar: Üstün, harfin üzerinde bulunur ve üzerinde bulunduğu ince harfi e, kalın harfi a sesiyle okutur. Bu harekeye Arapçada fetha denir. Esre, harfin altında bulunan yatay bir çizgiden ibaret bir simge olup, birlikte bulunduğu harfi i sesiyle okutan bir harekedir. Bu harekeye Arapçada kesre de denir. Esreli bir harfin telaffuzunda dikkat edilmesi gereken bir husus bulunmaktadır. O da kalın harflerden bir harfin esre ile telaffuzu halinde, harf tam anlamıyla kalın olarak telaffuz edildikten sonra i sesi verilmesidir. Aksine kalın harfin etkisiyle esre ı sesiyle telaffuz edilmemelidir. Ötre, harfin üzerine konan ve küçük bir vav harfini andıran bir simge olup üzerinde bulunduğu harfi, kalın harflerde kalın bir u, ince harflerde u ile ü arası diyebileceğimiz ince bir u sesiyle okutur. Bu harekeye de Arapçada damme denir. Tenvin bazı kelime sonlarında bulunan, iki üstün: -, iki esre: - ve iki ötre: - dir. İki üstün, üzerine geldiği harfi kalın harflerde an, ince harflerde en sesiyle okutur: :س ا sen, :ص ا san. İki esre, bulunduğu harfi in sesiyle okutur: :س sin, :ص sin. İki ötre, üzerine geldiği kalın harfi un sesiyle, ince harfi un-ün arası bir sesle okutur: س : süun, :ص sun. 12

14 Tecvid ve Harfler Cezim, harflerin üzerine konan ve üzerinde bulunduğu harfi sakin okutan bir simgedir. İki harfi birbirine tutturmaya, birlikte okutmaya yarar DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Tecvid kavramı ilk defa kim tarafından kullanılmıştır? a) Hz. Peygamber b) Hz. Ebû Bekir c) Hz. Ömer d) Hz. Osman e) Hz. Ali 2. Tecvid, Arapça olarak en doğru hangi seçenekte tanımlanmaktadır? ا لت ج و يد ه و ك ت اب ة ال ح ر وف ح ق ه ا م ن الص ف ات و م س ت ح ق ه ا (a ا لت ج و يد ه و ا ع ط اء ال ح ر وف م ن ال م خ ر ج و م س ت ح ق ه ا (b ا لت ج و يد ه و ا ع ط اء ا لق ر اء ة و ال ك ت اب ة ح ق ه ا م ن الص ف ات و م س ت ح ق ه ا (c ا لت ج و يد ه و ا ع ط اء ال ح ر وف ح ق ه ا م ن الص ف ات و م س ت ح ق ه ا (d ا لت ج و يد ه و ا م لا ء ال ح ر وف ح ق ه ا م ن الص ف ات و م س ت ح ق ه ا (e 3. Arap alfabesi, birbirine benzeyen harflerin art arda sıralandığı bugünkü düzenine kim yada kimler tarafından getirilmiştir? a) Nasr b. Asım ve Yahya b. Yamer b) Halil b. Ahmed ve Ebu l Esved ed-düeli c) Hz. Ali d) Hz. Osman e) Mervan b. Hakem 4. Arap alfabesi yer alan ه / ك /ظ harf müsemmaları ile nasıl okunur? ه / ك ف /ظا (a ها / ك ف /ظا (b ها / ك اف /ظ (c ها / ك اف /ظا (d ه / ك /ظ (e 5. Arap alfabesinde kaç tane peltek harf vardır? 13

15 Tecvid ve Harfler a) 28 b) 31 c) 1 d) 2 e) 3 CEVAP ANAHTARI 1) E 2) D 3) A 4) D 5) E 1.4. KAYNAKLAR 1. Aliyyü l Kârî (ö. 1014/1606), el-minehu l-fikriyye Şerhu l-mukaddimeti l-cezeriyye, Mısır: Şirketü ve Matbaatü Mustafa el-babî el-halebî ve Evlâdihi, 1327/ Çetin, Abdurrahman, Kur ân Okuma Esasları, İstanbul: Sahaflar Kitap Sarayı, ts, Dağdeviren, Alican, İlâhî Mesajın Sunumu Açısından Kur ân da Sorular ve Cevaplar, İstanbul: Yeni Akademi Yayınları, 3. Baskı, Dimyâtî, Ahmed b. Muhammed el-bennâ (ö. 1117/1705), İthâfü Füdalâi l-beşer bi l-kırââti l-erbeate Aşer, Thk. Şaban Muhammed İsmail, Beyrut: Âlemü l-kütüb, 1. Baskı, 1407/ Ebû Dâvûd, Süleyman b. Eş as (ö. 275/888), es-sünen, Thk. Ahmed Sa d Ali, Mısır, Ebû Rîme, Muhammed el-mahmûd, Hidâyetü l-müstefîd fî İlmi t-tecvîd, Beyrut: Müessesetü l- Kütübi s-sekâfiyye, 3. Baskı, 1409/ el-husarî, Mahmûd Halîl, Ahkâmu Kırâati l-kur âni l-kerîm, Dımeşk, 1389/ İbn Cezerî, Ebu l-hayr Muhammed b. Muhammed (ö. 833/1429), en-neşr fi l-kırââti l-aşr, Thk. Ali Muhammed ed-debbâğ, Mısır: Matbaatü Mustafa Muhammed, ts. 9. el-kabbânî, Muhammed Arabî, Kifâyetü l-müstefîd fî İlmi l-kırââti ve t-tecvîd, Dâru l-hayr, 1. Baskı, Beyrut Karaçam, İsmail, Kur ân-ı Kerim in Faziletleri ve Okunma Kaideleri, İstanbul: Marmara Üniversitesi Vakfı Yayınları, ts. 11. Muhammed Mekkî, Nasr, Nihâyetü l-kavli l-müfîd fî İlmi t-tecvîd, Thk. Ali Muhammed ed-dabbâğ, Mısır: Matbaatü Mustafa el-bâbî el-halebî ve Evlâdihi, 1349/ Mollazade, M. Tevfik, Mollazade Kur ân-ı Kerim Tecvidi, İstanbul: Aksiseda Matbaası, Mütercim Âsım, Ebu l-kemâl Ahmed (ö. 1235/1819), Kâmus Tercümesi Okyânus, İstanbul: Cemâl Efendi Matbaası, 1305/1887. ts. 14. en-neccâr, Ahmed Şevki, el-ebcediyyetü l-arabiyye, Riyâd: ed-dâre, en-nesâî, Ahmed b. Şuayb (ö. 303/915), Sünenü n-nesâî, İstanbul: Çağrı Yayınları, 1413/ er-râzî, Muhammed b. Ebî Bekir (ö. 666/1267), Muhtâru s-sıhah, Beyrut: Dâru l-kütübi l-arabiyye, 17. Rekin, Ertem, Elifbâ, DİA, İstanbul, Sağman, Ali Rıza, İlaveli Yeni Sağman Tecvidi, İstanbul: Bahar Yayınları, 5. Baskı, es-salih, Subhî, Mebâhis fî Ulûmi l-kur ân, Beyrut: Dâru l-ilim, 17. Baskı, Sarı, Mehmet Ali, Harf, DİA, İstanbul,

16 Tecvid ve Harfler 21. es-suyûtî, Celâleddin (ö. 911/1505), el-itkân fî Ulûmi l-kur ân, Thk. Mustafa Dîb el-buğâ, Dımeşk: Dâru l-ulûmi l-insâniyye, 2. Baskı, 1414/ Tirmizî, Muhammed b. İsâ (ö. 297/909), el-câmiu s-sahîh (Sünen), Thk. İbrahim Atve, el- Mektebetü l-islamiyye, ts. 23. ez-zerkeşî, Bedruddin (ö. 794/1392) el-burhân fî Ulûmi l-kur ân, Mısır: Dâru İhyâi l-kütübi l- Arabiyye, ts. 24. Zihni, Mehmed (ö. 1911), el-kavlü l-sedîd fî İlmi t-tecvîd, İstanbul: Dâru t-tıbâati l-âmire, 1. Baskı, 1316/